Zoom Temmuz 2016 Issuu 113

[ kıbrıs’ın ilk aylık turizm haber, magazin, aktüalite dergisi ]CYPRUSNORTH

cypruszoom.com /zoomdergigrubu/

9694851900049

10 T

L/TÜ

RK

İYE

FİYA

TI 1

5TL

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE

Hazel Oraç

KEŞFEDİN!..ADA’NIN HERYANINDANGİDİLMEYE DEĞER MEKANLAR

Eski KonakMeyhanesi

Çok Özel Yerler

Her Daim Genç Kalın...

Hayatımızı Değiştiren35 Arayüz Buluşu

İçi-dışı tescilli güzel;

Pink Martini21 Temmuz’da Kıbrıs’ta

YIL: 10 SAYI: 113 TEMMUZ 2016

www.cypruszoom.com 7

haber

İşletme programının temel amaç ve hedefi etik değerler çerçevesinde değişen ülkesel ve küresel iş ortamlarına ayak uydurabilen iş insanları ve bilim insan-ları yetiştirmek ve bilime dayalı bilgi ve uygulamaların yaygınlaşmasına katkı sağlamaktır. İngilizce ve Türkçe olarak iki ayrı dilde İşletme programımız mevcuttur. Bu bölümlerden mezun olacak öğrenci adaylarımızın gerek özel gerekse kamu alanında çalıştıkları kurumlarda verimli-liği artırmaları, iyi iletişim ve ilişki kurma becerileri ile sorunları çözebilme yetisine sahip, yeniliklere açık girişimci bireyler olmaları amaçlanmaktadır. Bunun yanı sıra, öğrencilerimiz sürekli gelişen ve değişen koşullara uyum sağlama, kendi-lerini geliştirebilme ve rekabet edebilirlik konularında donanımlı, toplumsal değer-lere saygılı ve özgüvenli bireyler olmaları açısından da açık kapı politikaları ile desteklenmektedirler.

Fakültemiz bünyesinde İşletme lisans programlarımız dışında, Turizm ve Otel İşletmeciliği (İngilizce) ve Sivil Hava Ulaş-tırma İşletmeciliği (İngilizce) program-ları bulunmaktadır. Dünya’da havacılık sektörüne yönelik pazar payının artmaya devam etmesi, turizmin gelişmesi, hava

aracı sayısında, hava trafiğinde ve taşınan yolcu sayısındaki artış turizm ile birlikte havacılık sektörüne de ilginin artmasına ve dolayısıyla gelecek dönemlerde bu alanlarda yetişmiş eleman ihtiyacında artış beklentisine yol açmaktadır. Bu da fakültemiz bölümlerinden Turizm ve Otel İşletmeciliği ile Sivil Hava Ulaştırma İşlet-meciliği bölümlerinin ne denli önem arz ettiğinin ve günümüz iş hayatına entegre şekilde planlandığının açık göstergesidir.

BUN ekibi olarak, öğrencilerimizi akademik eğitimin yanısıra alanları ile ilgili sektörel alanlarda staj olanakları ile katılımcı, hayata entegre, dinamik, üretken olduğu kadar sosyal ve duygusal zekası yüksek bireyler olarak yetiştirmeyi hedeflemekteyiz.

Fakültemiz özellikle yabancı uyruklu öğrenciler tarafından ilgi görmektedir. Bu bakımdan öğrencilerimizin eğitim disiplin-lerinin sinerjisinden faydalanma oranı ve optimum maliyet ile çok kültürlü ortamda eğitim alma fırsatları artmaktadır.

Fakültemiz hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen siz değerli öğrenciler ve aileleri üniversitemiz web adresinden www.bun.edu.tr adresine girerek bilgi edinebilir.

YRD. DOÇ. DR. NEZAHAT DOĞAN İKTİSADİ İDARİ VE SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ

[ Dış Basın Birliği tarafından verilen 'EN İYİ DERGİ GRUBU' ödülü ]

[email protected]

(Sahibi) Genel Yayın Yönetmeni Birol Bebek(Sahibi) Yayın Koordinatörü Gülsüm Gözenler

Reklam Pazarlama Profi l Reklam

KATKI KOYANLARReha Arar / Mesut Günsev / Selcan Biryılmaz Aygen Ersalıcı / Rauf Ersenal / Ali Özçil / Mustafa Şah / İhsan Erol Özçil / Feriha Nurluöz Hasan Karlıtaş

Grafi k-Tasarım Profi l Reklam

Türkiye SorumlusuEkin Erolİletişim 0533 404 74 11

Yayın KuruluMesut Günsev Ersin GözenlerNurhan Günsev

Reklam Rezervasyonofi s: (0392) 22 77 595 (0533) 825 70 00 (0542) 875 96 66 (0533) 868 95 81 (0542) 875 55 04 Yayın TürüAylık Süreli Turizm-Haber-MagazinSanat ve Aktüalite DergisiBaskı; Okman

ZOOM YAYIN GRUBU, Profil Reklam ve Danışmanlık Limited Şirketi’ne aittir.Köşklüçiftlik / Lefkoşa - Posta Kutusu 888


haber

[ kıbrıs’ın ilk aylık turizm haber, magazin, aktüalite dergisi ]

9694851900049

10 T

L/TÜ

RK

İYE

FİYA

TI 1

5TL

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE

Ali Başman

YIL: 10 SAYI: 112 HAZİRAN 2016

Hasan Karlıtaş;

Salamis’in Keşfinde

Kıbrıslı KadınlarınRolü Neydi?..

Hazar Kaba;

Antik Kıbrıs’ta

Din ve Ritüel

Yemek YemeArzusunu Yok Etmenin 6 Yolu

kıbrıs’ın ilk aylık turizm haber, magazin, aktüalite dergisi

CYPRUSNORTH

KEŞFEDİN!..ADA’NIN HERYANINDAN

GİDİLMEYE DEĞER MEKANLAR

Tatiliniz Neresi Olsun?..

gurmedergisi.com/zoomdergigrubu/

Ali Başman

Aralık Sonu Ocakbaşı

Çok Özel Y

erler

Geleneksel Kıbrıs Köyü

DroushiaMustafa Şah;

Hamilelikte Sex Faydalı...

Başkanlık için kesin kararını verdi

“Neden Sürekli Aç Hissediyorum”

Cevabı Bulundu!..

YIL: 10 SAYI: 112 HAZİRAN 2016

gurmedergisi.com/zoomdergigrubu/

ZOOM DERGİ GRUBUTüm yayınlarında

çevre örgütlerine, çevre bilinciyle destek vermektedir.

www.cypruszoom.com

D E R G İ G R U B U

İÇİNDEKİLER

8 ZOOM Temmuz 2016

13 Yeme, içme , eğlence; PALMARINA BODRUM

14 EFSANE MAYO GERİ DÖNDÜ!

19 Adı, havası, tadı farklı; Cafe Des Artistes

20 Hasan Karlıtaş; Kuzey Kıbrıs’ın Yavaş Şehirleri

24 Özel Jet ile İstediğiniz Yere Uçmak Artık Hayal Değil!

26 PINK MARTINI 21 TEMMUZ’DA KIBRIS’TA!

36 Johnnie Walker ile Çok Özel Yerler’de

Ayın Mekanı; Eski Konak Meyhanesi

46 Deniz Plaza ile Çok Satan Kitaplar

48 Kahvaltı İçin Alternatif;

Kervansar AKPINAR PATISSERIE

50 Türklerin İzinde; ALTAYLAR

54 Grand Delux SPA; Herşey size özel.

58 İçi-dışı Tescilli Güzel; Hazel Oraç

68 Rotamız Su Kanalları

70 Güneş Lekelerine Dikkat

72 Hayatımızı Değiştiren 35 Arayüz Buluşu.

78 BU ARAŞTIRMA BABALARI ÜZER

82 Her Daim Genç Kalmak Mümkün

78 Ektam Kıbrıs’tan Yeni Sezona Kokteyli Merhaba

@cielo.loungebar Grand Pasha Hotel Teras / Girne REZ TEL : 0533 888 00 22

Eğlence DeğiştiKeyfini Çıkarın

Kaplıca Hotel&Restaurant

Büyüleyici deniz ve dağ manzarası, yılın dört mevsimi

yerli ve yabancı turistlerin durak noktası...

Günlük taze balığın yanısıra Türk ve dünya mutfaklarından seçkin

örneklerle birlikte Kıbrıs'ın yöresel lezzetlerini

tadabilirsiniz...

Rezervasyon: 0392 387 2032 (2029) - 0533 825 1361

Girne - Karpaz sahil yolu Kaplıca \ İSKELE

Akdenizin doyumsuz maviliği,

güneşin yakıcı sıcaklığını bulabileceğiniz ailece dinlenip

tatil yapabileceğiniz sıcak ve samimi bir

atmosfer...

Yerli balığın tek adresi - The best beach of North Cyprus

www.kaplıcabeach.com

12 ZOOM Temmuz 2016

Bilmiyorum nasıl yazmalı; ya da yazmamalı mıyım!..Eşeledikçe kanayan bir yara içimde Temmuz.Herkesin aklında, tatil, gidilecek yerler; bende karanlık, gece ve hüzün.İki koca yıl. O gittiğinden bu yana güneşin etrafında iki defa döndü dünya,Ona sorarsanız, lafı bile edilmez mikroskobik bir zaman.Bana sorarsanız 2 senesi ömrümün.Kolay geçmeyeceğinin farkındayım, ama yine geldi Temmuz.Bir bilsen olanları.Dilim varmıyor yazmaya ama mutlaka görüyorsundur..Neyse; şikayet gibi olacak şimdi. Kesiyorum kaldığı yerden.Herşey değişiyor.Görüşmeler sürüyor. AB’ye gireceğiz kısmetse ama, öyle görülüyor ki, biz

girmeden dağılacak.Siyaset bir kez daha ciğerimizi yaktı mesela.Seninle gezdiğimiz ormanlar, içimize çektiğimiz çam kokusu, küle döndü

savruldu uzaklara.Ormanlar yanarken, yardımda kriz çıktı. Bölüşemedik küçücük dünya-

mızı yine. ‘Barış’ dedik canımız yanarken bile ince hesaplara girdik. Yardım isteyen, gönderen, aracılık edenin siyaseti yok etti yeşili.

İnsan bildiklerimiz aldılar kokusunu uzaktan bile, çektiler acısını. Yine de bizim tarafta “OH olsun” diyenlerin sayısı bildiğin gibi.

İngiltere AB’den çıktı. İnanmayacan (Bizde yok ya böyle şeyler alışkın değiliz) başbakan dahil 7 tane önemli isim istifa etti. İnşallah başarısızlık halinde utanıp istifa edilmesi gerektiğini bizimkiler de öğrenir. Ama bizde ‘Pişkinlik’ üstüne alınmamak geçer akçe. Belki bir gün.

Bu arada 10 AB ülkesi de çıkmak istiyormuş birlikten. Bence bizi almadılar ya daha ondan oldu.

Neyse bu arada Kızımız büyüdü. Çok güzel bir kız oldu.Değişti herşey gibi, serpildi, güzelleşti. Akıllı, duyarlı, hassas, güzel senin gibi.Ona bakıp seni görüyorum.Sen uzakta olsan da yanımda gibisin.Seni özlüyorum, ona sarılıyorum.Hasretin içimde hiç bitmeyecek biliyorum.Günler, aylar, yıllar geçti.Geçecek.Seni çok sevdim, Hala seviyorum...

[email protected] Bebek

Genel Yayın Yönetmeni


ANADOLUJET’İN KUZEY KIBRIS – ANTALYA DİREKT UÇUŞLARI BAŞLIYOR

BORAJET EDREMİT – KÖLN KARŞILIKLI UÇUŞLARI BAŞLADI…

Anadolu’yu bir uçtan bir uca bağlayan AnadoluJet, Kuzey Kıbrıs’ı da direkt uçuşlarla Antalya’ya bağlıyor.

AnadoluJet’in 11 Temmuz başlayacak Kuzey Kıbrıs - Antalya seferleri haftanın her günü karşılıklı olarak icra edilecek.

Anadolu Jet, Türkiye’nin turizm cennetlerini birbirine bağlamaya devam ediyor. AnadoluJet, 11 Temmuz tarihi itibarıyla Kuzey Kıbrıs’ı direkt uçuşlarla Antalya ile buluş-turmaya başlıyor.

2016 yaz tarifesi kapsamın-da düzenlenecek seferlerden Kuzey Kıbrıs - Antalya uçuş-ları; pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar günleri olmak üzere haftanın her günü karşılıklı seferler şeklinde düzenlene-cek.

AnadoluJet uçuşları ve kampanyaları ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.anadolujet.com resmî internet sitesinden ve 444 2 538 numaralı çağrı mer-kezinden ulaşılabiliyor.

Yeni nesil havacılığın Türkiye’deki temsilcisi Borajet, turizm rotalarına özel geliştirdiği seferlerine bir yenisini ekleyerek, Edremit ile Köln arasında karşılıklı uçuşlarını başlattı. Güven ve kaliteyi en üst düzeyde esas alan hizmet anlayışıyla ve sadece “comfort class” ve “business class” sınıfl arı ile kon-forlu uçuş sağlayan Borajet her hafta Cuma

ve Pazartesi günleri Edremit – Köln arası karşılıklı uçuşlarını gerçekleştirecek.Hızla büyüyen uçuş ağına Edremit – Köln hattını da ekleyen Borajet, yeni başlayan uçuşuyla, turistleri veya Almanya’da yaşa-yan Türk asıllı konuklarını Ege bölgesinde özlenen bir tatile taşıyacak.

Türkiye’nin ilk “Mega Yat Limanı” Palmari-na Bodrum, marina hizmetinin yanı sıra bir

araya getirdiği marka karması ve lezzet seçenekleri ile 2016 yazına damga vuruyor. Kişiye özel hizmet anlayışıyla tatilin keyfini sonuna kadar çıkartmaya olanak tanıyan Palmarina Bodrum, damak zevkine düşkün olanlar için gurme deneyimi yaşatan dünyaca ünlü restoranlarıyla bu yaz da ön planda…

D-ream Group’un yepyeni üç markası Fenix, Zuma ve Anje-lique’nin de Palmarina Bodrum bünyesine dahil olmasıyla, Nusr-et Steak House, Günaydın, Mezzaluna, Kitchenette ve Sait Restaurant ile birlikte grubun 8 markası yeme içme ve eğlence

anlayışına yepyeni bir soluk getiriyor. Ayrıca bu sezon açılan Happy Moon’s Cafe’nin yanı sıra, hali hazırda hizmet veren Cook Shop, Agency Bistro Lounge & Live Music, Huqqa, Tango Teras, Marmarina Saraylı Restoran, An-gelino Gelato ve PS Lounge ile Palmarina Bodrum, misafirlerine en iyi hizmeti sunmaya devam ediyor.

GURME LEZZETLER ve EĞLENCE DÜNYASI PALMARİNA BODRUM’DA…

Çağdaş Japon mutfağının uluslararası temsilcisi ve ödüllü restoranı Zuma, yaz aylarında Palmarina Bodrum’un havuz başında benzersiz bir yemek deneyimi sunuyor. Öğle ve akşam yemeklerinde misafirlerini ağırlayacak olan Zuma, imza ye-

meklerinden ‘miso marineli mori-na balığı’, ‘akya balığı sashimi’ ve ‘ıstakoz tempura” gibi lezzetleri menüsünde sunuyor.

Palmarina Bodrum içinde konumlanan Anjelique, geniş locaları, ferah dekorasyonu ve etkileyici ambiyansıyla yaz parti-lerinin yeni adresi oluyor.

Happy Moon’s Café, İtalyan, Meksika ve Texas Mutfağının en güzel örneklerini, tarifl eri sadece aşçılarında gizli sosları ile şekil-lendirerek şimdi de Palmarina Bodrum’da ziyaretçilerinin beğe-nisine sunuyor. Sabah kahvaltı-sından akşam yemeğine kadar geniş menüsü ile hizmet veren Happy Moon’s Café, DJ eşliğinde Sunset partileri ile de bu yaz adından çok söz ettirecek.

haber

PALMARINA BODRUM Yeme içme ve eğlence;

ANADOLUJET’İN

14 ZOOM Temmuz 2016

Televizyon tarihi-nin unutulmaz dizilerinden Sa-hil Güvenlik’te (Baywatch)

ikon haline gelen, 90’lı yılla-rın pop kültürünün sem-bollerinden biri olmasının yanında en tanınan mayolar arasında ilk sırada yer alan efsane mayo, Simple For You ile geri döndü. Üstelik çok eğlenceli sloganlarla!

2016 yılında İstanbul’da kurulan mayo markası Simple For You, televizyon tarihinin unutulmaz dizisi Sahil Güvenlik kızlarının sportif ve çarpıcı stilini sloganlarla birleştirdiği 2016 yaz koleksiyonuyla bu yaz sahillerde efsane olacak. Simple For You, Ananas adını verdiği sloganlı sahil güvenlik mayoları serisi ile hem ikonik hem de sıra dışı bir görünüm vadediyor.

Sadeliği yenilikçi dokunuş-larıyla farklılaştıran ve her bir slogandan sadece 40 adet üreten Simple For You, bacak boyunu uzun göste-ren derin kesimleri, vücudu saran kalıpları, İtalya’dan gelen özel kumaşı ve dikkat çekici sloganları ile fark yaratmak isteyenlerin vaz-geçilmezi olacak. Hayattaki basit şeylerden zevk almayı misyon haline getiren Simp-le For You, sınırlı sayıda üre-tilen mayoları ile farklılıktan ödün vermiyor.

EFSANE MAYO GERİ DÖNDÜ!

haber

16 ZOOM Temmuz 2016

Kıbrıslı fotoğraf sanatçısı Tijen Erol’un 2015 yılında tamamladığı ‘Arada kalan yıllar” (TheYears

in Between) belgeseli, Moskova’da düzenlenen Moscow International Foto Awards (MIFA)’da Hareketli Görüntü – Dokümanter kategori-

sinde birincilik ve Genel Hare-ketli Görüntü kategorisinde de ikincilik ödülü kazandı.

MOSKOVA’DA TEMMUZ’DA SERGİLENECEK

85 ülkeden binlerce fotoğraf ve multimedya çalışmanın yarıştığı uluslararası yarışmada fotoğrafçı-lar; reklam, mimari, haber, etkinlik, sanat, doğa, insan, bilim ve port-folyo kategorilerinde fotoğraf-larla yarışırken, hareketli görüntü dalında da soyut, kolaj, hikaye, dokümanter ve doğa konularında yarıştı. Moskova’da düzenlenmiş olan yarışma sergisi Temmuz ayın-da Moskova’da, Moskova Kültür Bi-rimi tarafından yönetilen Moscow Center of Museum Development ve Moscow Exhibition Halls Uni-on’un bir birimi olan NaKashirke Sanat Galerisi’nde yapılıyor.

YOLU KIBRIS’A DÜŞMÜŞ BİR YAHUDİ’NİN HAYATI

Halen Kıbrıs’ta yaşamını sürdü-ren ve II. Dünya savaşı sırasında anne, baba ve kız kardeşi dışın-da tüm ailesini kaybetmiş olan 98 yaşındaki Yahudi bir kadının Amerika, Avrupa, İsrail ve Kıbrıs arasında geçen yaşamını konu alan ‘Arada Kalan Yıllar’ belgeseli geçtiğimiz yıl II. İstanbul Belgesel Fotoğraf Günleri’nde, ardından da bu yıl Mersin Fotoğraf Derneği’nde Belgesel Fotoğraf Günleri’nde de gösterilmişti. Belgesel ayrıca bu yıl Ekim ayında Berlin’de düzen-lenecek olan 4. Berlin Sanat ve Dokümanter Fotoğraf Bienali’nde gösterilecek.

“Arada kalan yıllar” dünyayı geziyor!

Kıbrıslı Fotoğraf Sanatçısı Tijen Erol

haber

R e s t a u r a n t | B a r | C a f e

Mithat Paşa Cad. No:7 Surlariçi Lefkoşa Rezervasyon: 444 3300 - 0533 833 7165 - 0542 873 6802www.bibliolife.net

Bibliotheque

R e s t a u r a n t | B a r | C a f e

Otantik Bir Mekanda Unutamayacağınız Anlar Yaşayın

Kıbrıs’ın Yeni Eğlence Kültürü

Restaurant - Bar & Cafe - Sergi Salonu - Sahne - Shop Kıbrıs ve Dünya müziğinin en iyi örnekleri...

İş ve özel yemekler için öğlen ve akşam servisi...

18 ZOOM Temmuz 2016

Geçtiğimiz ay içinde kapılarını açan Cafe Des Artistes Bar, adı ile özdeş bir görüntü ortaya koyuyor. Mekanda, yemekten, dekora, her detayında dikkatlerden kaçmayan sanatsal bir dokunuş,

ince bir zarafet, işletmenin patroniçelerinde de gözden kaçmıyor...

Ne mutlu bize ki birçok yeri, birçok şeyi herkesten önce görüp

test etme şansımız oluyor. Geçtiğimiz ay yine, yeni bir mekanı bulup sizin için test ettik. Daha doğrusu, şirin mi, şirin, becerikli mi becerikli iki hanımın hayaline tanıklık et-tik. Kısa bir süre önce hayata geçen, Esra Terun ve sevgili abimiz Mesut Günsev’in eşi Nur Günsev’in ortak hayali, birçok kişinin hayal ettiği bir işletmeye bürünmüş.

Girne-Güzelyurt yolu üzerinde Green Petrol civarındaki mekan, kon-septiyle sıradışı bir görüntü ortaya koyuyor. Her deta-yında emekleri olan Terun ve Günsev, sanatçıların yeri anlamına gelen Cafe Des Ar-tistes için adeta sanatsal bir dokunuş ortaya koymuşlar.

İşin hazırlık kısmının dışın-da, sonrasında da bir emek ortaklığı var. Öncesinde sa-dece keyif için düşündükleri;

içine girince ciddi ciddi işe dönüşen ortaklık, şimdilerde 5 yıldızlı bir restoran ayarın-da. Kendi mutfak becerilerini ortaya koyan Terun ve Gün-sev, kısa sürede dikkatleri üzerine çekmeyi başardılar.

Ev yapımı, yemekler, birbirinden lezzetli mezeler, başka yerde bulamayaca-ğınız reçeteleri ile işletmeyi kısa sürede ilgi odağı haline getiren iki kafadar, biraz planlarının da dışına çıkmış. Bir Cafeden fazlasına, bar profilinden ise uzak olan mekan, akşamları dostların buluştuğu birlikte müzik dinlenip, yemek yenilen, eşsiz lezzetlerle rakıya eşlik edibilecek bir menüye sahip restoran gibi.

Eğer siz de kendine has bu mekanı merak ettiyseniz, kısacık bir yolunuz olacak. Gitmeye pişman olmayaca-ğınızı garanti edeceğimiz mekan, farklı programları ile herkes için keyifl i bir seçe-nek. Bizden söylemesi...

Adı, havası, tadı farklı;

CAFE DES ARTISTES

mekan


Mekanın işletmecileri Esra Terun ve Nur Günsev’in kısa bir süre önce hayata geçirdikleri

Cafe Des Atistes, konsepti ile enteresan bir portre çiziyor. İki bayan işletmecinin kendi

el becerilerini sergiledikleri mekanda, mezeler ve yemeklerde, başka bir yerde

bulamayacağınız lezzetler saklı...

20 ZOOM Temmuz 2016

KUZEY KIBRIS’IN SAKİN ŞEHİRLERİ; Yeniboğaziçi (Aysergi), Lefke ve Mehmetçik (Galatya)

[email protected]Ş

Alternatif Turizmin ve yeni ya-şam şeklinin yükselen trendi Cittaslow (sakin şehir), kavramı ile ilgili çok makale

okudum, belgesel izledim. Ancak, hiçbi-risi geçtiğimiz ay Türkiye’nin cittaslow başkenti, Seferihisar’da tanıştığım, Paşa kaptanınki kadar aklımda yer etmedi.

Paşa kaptanın söylemiş olduğu, şu iki kelime, çok derin anlamlar içeriyor. ‘Cittaslow hissetmektir.’

NEDİR BU CITTASLOW? İtalyanca Citta (şehir) ve İngilizce

Slow (yavaş) kelimelerinin birleştirilme-sinden oluşan Cittaslow, ‘yavaş şehir

Yavaşlığın düzey�, anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzey� unutmanın yo-ğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık �le anımsama, hız �le unutma arasında g�zl� b�r �l�şk� vardır. B�r şey anımsamak �steyen k�mse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü b�r olayı unutmaya çalışan �nsan el�nde olmadan yürüyüşünü hız-landırır. (MILAN KUNDERA)

Ey tez canlı, acelec�, ham k�ş�! B�r dama b�le, basamak basamak merd�venle çıkılır. Tencerey� ocakta yavaş yavaş, ustaca kaynatmak gerek�r. Del�ce kaynayan tenceren�n p�ş�rd�ğ� yemekten hayır gelmez.(MEVLANA)

www.cypruszoom.com 21www.cypruszoom.com 21

veya ‘Sakin şehir’ anlamında kullanılıyor. Cittaslow’un ana amacı, acele etmeden her şeyi doyasıya ve tadında, geçmişin getirdiği tarihsel, kültürel ve çevresel mirası hissederek, daha insani, daha çevreci, düne, bugüne ve gelecek nesil-lere saygılı olarak yaşamak olarak tanım-lanıyor. Yaşadığınız kenti, orada yaşayan veya ziyarete gelen insanları önemse-mek, çevreyi korumak, yerel özellikleri ve ürünleri öne çıkarmak, tüm şehirlerin aynılaşmasına karşı çıkmak ve her bir şehri kendi özgünlüğü ile desteklemek bu düşüncenin temelini oluşturuyor.

Yavaş şehircilik gelişimi, slow food dev-rimininden etkilenerek, 1999 yılında İtal-ya’da kurulan Cittaslow Birliği ile dünya

daki yerini almaya başladı. İtalya’da başlayıp tüm dünyaya yayılmaya başla-yan, Yavaş şehirler (citta slow) kendine özgü yerel özelliklerin ön plana çıktığı bir gelişim modeli olarak dikkat çekiyor. Yerel ürünler, el sanatları, kültürel öğeler, yöresel restoranlar, bozulmamış doğa manzaraları, insan dokusu, sanatsal me-kanlar, küçük pansiyon tarzındaki oteller ; eski zamanların nostaljisini yaşamak isteyenler için çok uygun seçenekler sunuyor. Yeni ve alternatif bir yaşamın felsefesi, cittaslow kriterleri ile paralellik taşıyor. Çünkü Cittaslow, huzurlu odaklı bir düşünce yönteminin, yaşam biçimi-ne dönüşümüdür. Paşa kaptanın dediği gibi, ‘Hissetmektir.’

Henüz 16 yıl gibi yeni sayılabilecek bir geçmişi olan bu turizm gelişim modeli, İtalya, İspanya, İngiltere, Almanya, Nor-veç, Hollanda, Portekiz, Belçika, Güney Kore ve Avustralya gibi ülkelerde özel-likle belediyeler ve şehirler düzeyinde, giderek genişleyen bir ağa sahip. Birlik tarafından belirlenen toplam 71 kriter bulunuyor. Bu kriterler arasında hava, toprak, su temizliği, yaşam kalitesini artıracak uygulamalar, yenilenebilir ener-ji kullanımı, çocuk, genç, yaşlı, engelli politikaları, yeşil alanlar ve standartlaş-ma karşıtı ‘özgünlük anlayışı’ en başta geliyor.

CITTASLOW FELSEFESİ Küreselleşmenin etkisiyle şehirler

22 ZOOM Temmuz 2016

hızlı çalışılan, hızlı yaşanılan ve üretmekten çok tüketen, kendi kendine yetmeyen ya-şam alanları haline gelmiştir. Kentler, kuruluş amaçları olan insanların bir arada gü-ven içinde yaşadıkları yerler olmaktan çıkmış, insanların daha hızlı hareket etmeleri ve daha hızlı çalışmaları için tasarlanan mekanlara dönüş-müştür. İnsanların birbirle-rinin sıcaklığına sığındıkları, sosyalleştikleri, el emeklerini birbirlerine sundukları sosyal korunaklar olmaktan gittikçe uzaklaşan kentler, insanların tüketim için yaşadıkları sah-neler halini almıştır. Yaşamın hızlanması sonucu insanlar daha hızlı yemek yemek, daha hızlı alışveriş yapmak, gide-cekleri yere daha hızlı varmak için belli bir tempo içinde koşturup durmaktadırlar. Bu yaşam tarzı bakkallar, manav, terzi gibi küçük esnaf yerine AVM’leri, çocuklarımızın oyun oynayacağı alanlar yerine oto-parkları, daha çok park ve ye-şil alan yerine geniş otoyolları hayatımıza sokmuştur. İnsanın en önemli değeri olan kısıtlı yaşamını sağlıksız yiyecekler, hava kirliliği, trafik, yalnızlık ve tüketimle harcaması modern yaşamın vazgeçilmezi olarak sunulmuştur. Popüler kültürün de desteklediği hayatı yaşa-mak için zamanı olmayan, işine arabasıyla hızla giden, oturup kahve içecek bir yarım saati bile olmadığı için yürür-ken kahvesini içen, yetişmesi gereken bir yerler olduğu için yemekten zevk almak yerine ayakta hızlı bir şekilde “bes-lenen”, komşularını veya yerel esnafı tanımayan modern insan modelinin sürdürülebilir olmadığı ortadadır.

Bu yaşam tarzı modern insanda depresyon, kalp has-

talıkları ve kanser gibi birçok hastalığa neden olmasının yanı sıra; kentleri de sürdü-rülemez hale getirmiştir. Hızlı yaşam tarzının oluşturduğu kentler artık kendi kendine yetmemektedir. Bu kendi ken-dine yetmeyen kentler de, sa-dece yakın çevresindeki değil, dünyanın birçok köşesindeki kaynakları, üstelik binlerce kilometre uzaklıktan getirte-rek yok ederken, aynı zaman-da hem doğayı hem insanları tüketmektedir. İnsanların daha çok tüketmesi, bir yerden bir yere daha hızlı gitmesi için tasarlanan kentler insanları doğadan ve birbirlerinden kopartmış ve tek alternatif ha-line gelmiştir. Tüketim odaklı hayatın insanlara mutluluk ve huzur getirmediği, insanların farklı bir yaşam biçimi arama-ları kentsel boyutta Cittaslow hareketini ortaya çıkarmıştır. Cittaslow felsefesi yaşamın, yaşamaktan zevk alınacak bir hızda yaşanmasını savun-maktadır. Cittaslow hareketi, insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, sosyalleşebile-cekleri, kendine yeten, sürdü-rülebilir, el sanatlarına, doğa-sına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan ama aynı zaman-da alt yapı sorunları olmayan, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, teknolojinin kolaylık-larından yararlanan kentlerin gerçekçi bir alternatif olacağı hedefiyle yola çıkmıştır. (kay-nak: cittaslow.org )

KUZEY KIBRIS’IN SAKİN DURAKLARIKuzey Kıbrıs’ta ilk cittaslow

olma başarısını yakalayan Yeniboğaziçi ve Lefke’den sonra, üzüm diyarı Mehmetçik Belediyesi de, uzun zamandır sürdürdüğü cittaslow (sakin şehir) çalışmalarında, mutlu


sona ulaştı. Geçtiğimiz yıl, Zeka Bey Tohum Merkezi Projesi ve Toprak Ana Günü etkinliği düzenleyen Belediye, Cittaslowun ilk temellerini atmıştı. Ülkemizin en özel yerleşim yerlerin-den biri olan Mehmetçik (Galatya), eşsiz konumu, mitolojik hikayeleri, üretken insanları ve turizm değerleri ile sakinliğin çağrısının, izini sürmek isteyenlerin, özel bir durağı olmaya namzet. Ülkemizin ilk Cittaslow şehri Yeniboğaziçi ise, sakin konumu, el sanatları, kültürel faaliyetleri, enginar üretimi, taverna kültürü ve Salamis Harabeleri ile dikkat çekiyor. Kıbrıs’ın en yeşil kasabası Lefke ise, dağ ve deniz arasındaki konumu, tarımsal üretim potansiyeli, eko-agro turizm

yatırımları, ceviz-hurma ve narenciye potansiyeli, köylerinde yaşatılan gele-neksel Kıbrıs kültürü, festivalleri, tarihi değerleri ve doğal dokusu ile ‘Sakin-lik Onun Doğasında Var.’ sloganının kullanarak ziyaretçilerini çağırıyor.

İZ BIRAKARAK İLERLEME VE GARAVOLLİCittaslow ağına üye şehirler, yavaş

ve iz bırakarak ilerlemeyi anlatan sal-yangoz (garavolli) logosunu kullanı-yor. Bu aslında, çok büyük bir sorum-luluk gerektiriyor. Çünkü, geçmişten gelen değerleri koruyup, geleceğe taşımak, anlamında Cittaslow’un çok

önemli bir misyonu var. Yeni Boğaziçi, Lefke ve Mehmetçik Belediyeleri’nin, ülkesel ağ oluşturarak, doğru bir strateji ile fark yaratmaları en büyük temennimdir. Çünkü, geleceğe bırakı-lacak sorumlu iz, kültürün, tarihin ve yaşam kalitesinin yansıması olacaktır...

Geçmişten bize miras kalan, tarih, kültür ve doğa değerlerini korumak, doğru planlanlayarak, turizm vasıta-sıyla yaşatmak ve tanıtmak, cittas-low’un sihirli sözcükleri...

Her üç belediyeye de, cittaslow yo-lunda, başarılar...

Yolcular ile jet sahiplerini buluş-turarak kişiye özel uçuş imkânı sunan

JETFORME, Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor. Yeni nesil interaktif bir özel jet kiralama platformu olan JETFORME, özel uçuş izni olan tüm ha-vaalanlarına seyahat imkanı sağlıyor.

Türkiye’nin ilk yeni nesil interaktif özel jet kiralama platformu olan JETFORME, sunduğu konforlu seyaha-tin yanı sıra uygun fiyatlı

oluşuyla dikkat çekiyor. Firma sayesinde yolcular; uçuş yaratarak istedikleri lokasyona, diledikleri zaman seyahat edebilmenin ayrı-calığıyla tanışıyor. Yolcular ve jet sahiplerini buluşturan firma; dünyaca ünlü isimlerin kullandığı özel jet terminalle-rine en uygun şekilde ulaşım sağlarken, tüm Avrupa ve Orta Doğu ülkelerini kapsa-yan yaygın erişim noktasıyla farkını ortaya koyuyor.

Yaklaşık 1.000’e yakın özel jeti portföyünde bulunduran

şirket, 40’ın üzerinde ülkeye seyahat edebilme ve sefer oluşturabilme imkanıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleş-tiriyor. Bu yeni nesil interaktif uygulama sayesinde jet sahipleri de jetlerini seçkin yolculara kiralama ve kendi seyahatlerinde boş koltukları başkalarıyla paylaşma fırsatı-nı yakalıyor.

Yolcular JETFORME ile daha önceden oluşturulmuş olan bir uçuşa katılarak maksi-mum yolcu sayısını tamamla-yabilmenin yanı sıra yeni bir

uçuş planlayarak oluşturduğu seferin dolmasını bekleyerek de yolculuk yapabiliyor. İş se-yahatleri, tatil planları ve anlık toplantılarda hayatı kolaylaş-tıracak olan JETFORME; kısa süreye sığdırdığı pasaport işlemleri ve özel terminal gibi sunduğu ayrıcalıklarla dikkat çekiyor. Kalabalığa girmeden özel jetle keyifli bir yolculuğa çıkmanızı sağlayan şirket, kişiye ve gruplara özel uçuş alternatifleriyle yeniliklere açık olanların beğenisine sunuluyor.

JETFORME bir ilki gerçekleştiriyor!

Özel Jet ile İstediğiniz Yere Uçmak Artık Hayal Değil!

24 ZOOM Temmuz 2016

Yenilenebilir enerji sistemi ile üretecek olduğunuz 1 kilovat enerji ile yılda yaklaşık 800 kg oksijen tasarrufu sağlayabiliyorsunuz ve bir yetişkin ağacın saatte 2,3 kg. karbondioksiti alıp 1,7 kg. oksijen verdiğini hesaplayacak olursak her yıl doğaya yüzlerce yetişkin ağaç dikmiş olacaksınız!

Ekrem Güneş Solar Limited Kıbrıs'ta Güneş Rüzgar ve diğer

yenilenebilir enerji kaynaklarından ürettiği enerjinin en verimli ve en ekonomik koşullarda sağlanması

için dinamik piyasa koşullarında müşterilerine anahtar teslim

projeler sunmaktadır.

Elektrik faturası öder gibi anlaşmalı olduğumuz bankalar ile bu sisteme sahip olabilirsiniz.

Güneş Fatura Göndermez

[email protected] 0392 224 0590 - 0542 868 7590 Fax: 0392 224 0591 Dr. Burhan Nalbantoğlu Cad. Aksın Apt. No:10/4A LefkoşaYeni nesil interaktif bir özel jet kiralama platformu olan JETFORME, özel uçuş izni olan tüm hava alanlarına seyahat imkanı sağlıyor. Yaklaşık 1.000’e yakın özel jeti portföyünde bulunduran şirket, 40’ın üzerinde ülkeye

seyahat edebilme ve sefer oluşturabilme imkanıyla dikkat çekiyor...

haber

Yenilenebilir enerji sistemi ile üretecek olduğunuz 1 kilovat enerji ile yılda yaklaşık 800 kg oksijen tasarrufu sağlayabiliyorsunuz ve bir yetişkin ağacın saatte 2,3 kg. karbondioksiti alıp 1,7 kg. oksijen verdiğini hesaplayacak olursak her yıl doğaya yüzlerce yetişkin ağaç dikmiş olacaksınız!

Ekrem Güneş Solar Limited Kıbrıs'ta Güneş Rüzgar ve diğer

yenilenebilir enerji kaynaklarından ürettiği enerjinin en verimli ve en ekonomik koşullarda sağlanması

için dinamik piyasa koşullarında müşterilerine anahtar teslim

projeler sunmaktadır.

Elektrik faturası öder gibi anlaşmalı olduğumuz bankalar ile bu sisteme sahip olabilirsiniz.

Güneş Fatura Göndermez

[email protected] 0392 224 0590 - 0542 868 7590 Fax: 0392 224 0591 Dr. Burhan Nalbantoğlu Cad. Aksın Apt. No:10/4A Lefkoşa

26 ZOOM Temmuz 2016

Kendilerini “Dün-yanın değişik köşelerinden melodileri ve ritimleri bir ara-

ya getirip, modern bir formda sunan müzik arkeologları” şeklinde tarif eden Pink Mar-tini Avrupa Turnesi kapsa-mında 17 Temmuz İstanbul, 19 Temmuz Bodrum ve 21 Temmuz Kıbrıs’ta hayranları ile buluşacak.

Türkiye turnesi öncesi gru-bun kurucusu ve Piyanisti Thomas Lauderdale ile Pink Martini’yi konuştuk.

Pink Martini Amerikalı bir grup ancak yaptığı müzikle derin kültürel bir çeşitlilik sunuyor. Bu müzikle ilgili misyonunuzun bir parçası mı?

Biz tüm kültürlerin bu-luştuğu evrensel bir mü-zik yapmaya çalışıyoruz. Amerikalı bir grubuz ama Avrupa’da farklı ülkelerde çok fazla zaman geçiriyoruz. Farklı ülkelerin melodilerini ve şarkılarını bulup çıkarmak ve yorumlamak bize ilham veren en önemli özelliğimiz. Yeni kültürleri keşfetmek bize heyecan veriyor.

Pink Martini olarak şu ana kadar kaç albüm kaydetti-niz?

Dream A Little Dream albümüyle 8. Albümümüzü kaydettik. Şu an sonbahar aylarında yayınlanacak yeni albümümüzün kayıt sürecin-deyiz.

Yeni albümünüzün ismi belli mi? Dinleyicilerinizi ne tarz bir albüm bekliyor?

İsmi henüz belli değil. Yine Pink Martini’nin ruhunu yansıtan bir albüm olacak. Farklı dilleri ve çeşitli müzik tarzlarını bir arada sunacağız. Fransa Belçika ortak yapımı Souvenir fi lminden 3 Fransız-ca şarkıyı albüme koymayı planlıyoruz. Ayrıca canlı performanslarımızda söy-lediğimiz Aşkım Bahardı ve Pata pata’ya da yer vermek istiyoruz.

Repertuvarınızda birçok dilde şarkılar yer alıyor. Söylemeyi planladığınız başka diller var mı?

İki solistimiz hem China hem de Storm neredeyse 20 farklı dilde şarkılar söylüyor. İspanyolca’dan, Çince, Japon-ca, İtalyanca, Türkçe, Alman-ca, Yunanca, Arapça’ya kadar

PINK MARTINI AVRUPA TURNESİ KAPSAMINDA 17 TEMMUZ İSTANBUL, 19 TEMMUZ BODRUM ve 21 TEMMUZ’DA KIBRIS’TA!

Piyanisti Thomas Lauderdale

Hakan AKOĞLU

röportaj


Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine sahip olan, her albümü ile altın ve platin plak kazanan Pink Martini yepyeni albümlerini kayıt ederken, Avrupa turnesi

kapsamında Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta ki hayranlarıyla buluşmaya geliyor.

birçok dilde söylüyoruz. Aynı zamanda eski Rus şarkılarını da araştırıyo-ruz.

Türkiye sizin için ne ifade ediyor?

Türkiye yıllardır geldiği-miz bir ülke Pasion Turca sayesinde birçok kentini de gezme imkanı bulduk. Bu turne kapsamında İstanbul, Bodrum ve Kıbrıs’ta hayranlarımızla

buluşacağız. Başladığı-mız günden bu yana Türk insanı müziğimizi çok sevdi. Albümlerimiz ve konserlerimiz Türkiye’de büyük ilgi gördü. Konser-den ziyade sevdiğimiz dostlarımızla buluşa-cakmış gibi heyecanla geliyoruz.

Aynı sahneyi paylaş-mak isteyeceğiniz bir Türk müzisyen var mı?

Sahneyi paylaştığımız isimlerden biri Belkıs Özener olmuştu. Belkıs Özener ile birlikte aynı sahnede “Aşkım Bahardı” şarkısını söylemiştik. Planladığımız başka isimler de var ama şim-dilik sürpriz olsun.

Türkiye’deki hayran-larınıza mesajınız nedir? Bizleri nasıl bir konser bekliyor?

17 Temmuz İstanbul, 19 Temmuz Bodrum ve 21 Temmuz’da Kıbrıs’ta hayranlarımızla buluşa-cağız. Her zamanki gibi sahnede eğlenceli bir Pink Martini izleyecekler. Tabii sürprizlerimiz de var. Tekrar Türkiye’ye geldiğimiz için çok mut-luyuz.

28 ZOOM Temmuz 2016

ARİFALBAYRAK

KIBRIS’TA TAZE BALIĞIN EN DOĞRU ADRESİ

Rezervasyon 0548 885 0200

Çatalköy/GİRNE

Taze Balık Vitrinimiz Açılmıştır

Öğle ve Akşam Yemeği, İş Yemekleri, Özel Organizasyon Yemekleri

30 ZOOM Temmuz 2016

[email protected]

Mesut Günsev“SULTAN BACININ 50 LİRASI”

ZOOM dergi formatıyla yayınlan-

maya başlayalı 11 yıl geçti. Bu yıllar boyunca özellikle temmuz sayıla-rını 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın pek fazla bilinmeyen olaylarına, yaşayanların anılarına ayırdık..Ne mutlu ki bu anılar özellikle inter-net ortamında paylaşıldı, alıntılar yapıldı, yeni yazılan kitaplara kaynak oluşturdu. Ama beni en çok mutlu eden “Şu Çılgın Türkler” gibi bir milyondan fazla okura ulaşma rekorunu elinde tutan rahmetli araştırmacı-yazar Turgut Özak-man ustamızın “yazmadan ölmemeliyim” diye tamamladığı “Çılgın Türkler – Kıbrıs” kitabına alıntıladığı; -kitap yayınlan-dıktan sonra imzalayarak bana gönderme inceliğini gösterdiği bu son eseri kitaplığımın en müstesna yerinde benimle birlikte yaşayacaktır.

- ZOOM’da ilk kez yayınladı-ğımız yazılar ve Türk basınında gene ilk kez dergimizin sayfala-rında ter alan harekatın isimsiz kahramanları “Gazi Harp Hem-şirelerimiz”le ilgili çıkan yazı-mızdan sonra TC Genel Kurmay Başkanlığı’nın gazilere yönelik etkinliklerinde gazi hemşirele-rimize protokolde yer verilmesi, anılmalarına vesile olmamız 30 yılını tamamladığım gazeteci-lik hayatımın en güzel anıları olarak kalacak.

Bu yıl da geleneği bozmadık. Bu sayımızda da iki gazimizin anıları var. Anılar, harekat öncesi çıkarmanın ana üssünü teşkil

eden Mersin’e intikal eden birlikle-rimiz içinde yer alan Gazi Komutan Ahmet Demir ve sınıf arkadaşım sevgili Ali Özbek’e ait.

Sultan Bacının 50 Lirası Ahmet Demir anlatıyor:“Kıbrıs Barış Harekatı başlamış

büyük bir coşku ve heyecanla birinci harekat tamamlanmış bu arada Etimesgut’taki zırhlı birliklere bağlı alayımıza (Zırhlı Muhabere Grubu) da Kıbrıs’a çıkma görevi verilmişti.

6 Ağustos 1974 tarihinde saat 08:00’de Etimesgut Garnizonu’n-dan anlamlı bir törenle uğurlandık. Akşama doğru da Konya’ya 60 km.

mesafedeki Karayolları Dinlenme Parkı yakınlarında geceyi geçirmek üzere konakladık.

Saat 08:00’den 18:00’e dek 240 km. yol katetmiştik. Personelin yemek yemesi, araçların bakım ve ikmallerinin yapılması gerekiyordu. Ertesi gün de erkenden hareket edileceği için, personelin yemek ye-dikten ve ikmal görevini bitirdikten hemen sonra dinlenmelerini istedik. Saat 20:00 sıralarında büyük bir ka-labalığın güruhu ile ordugaha doğru geldiğini gördük. Nöbetçi Subayı Üsteğmen Şefik Fidan’a bunlarla ilgilenmesini söyledim. Üsteğmen

Fidan, Cihanbeyli’ye bağlı Dedeler köylülerinin geldiğini ve yiyecek getirdiklerini söyledi. Üsteğmenle birlikte köylülerin yanına gittik.

Köylüler traktör ve kamyonlara yiyecekleri doldurmuşlar, askere ikram etmek üzere gelmişlerdi. Ben kendilerine, askerlerin yorgun oldu-ğunu, uzun yoldan geldiklerini, yarın da erkenden yola devam edecekle-rini, yemeğin yendiğini ve askerlerin dinlenmeye çekildiklerini, rahatsız edilmemelerini, gösterdikleri ilgiye teşekkür ve minnet duygularımızı bildirdim.

Getirdiklerini, gösterilen yere

G�rne Karaoğlanoğlu Şeh�tl�ğ�’n�n �lk düzenlenmes�nde dua eden Den�z P�yade ve İst�hkamları....


Dedi ki

Dedi ki

Şimdi de söz sınıf arkadaşım , Gazi Komutan Ali Özbek ‘te :

“Temmuz 1974. O zamanlar yeni Üsteğmenim. Kıbrıs’a çıkmak üzere Mersin Çıkarma Filo Komutanlığı yükleme limanına yakın bir arazide çıkarma gemisine yüklenmek için sıramızı bekliyoruz.

Bulunduğumuz yer, Mersin-Adana kara yolunun kenarı.

Halk akın, akın heyecan içinde as-kere yiyecek içecek ikramı yarışında.

Kumanyamız yeterli olmasına rağ-men kırılmasınlar diye alıyoruz.

Bir ara yanıma on yaşlarında bir erkek çocuk yaklaştı ve sert bir asker selâmı verdikten sonra aramızda şu konuşma geçti:

-Komutanım,düşündüm de siz savaşa gidiyorsunuz...

-Evet?-Ben harçlığımla biraz zarf kâğıt

aldım...-Evet?-Belki asker abilerimin ailelerine

yazmak istedikleri son birşeyler var-dır. Bu zarf kâğıtları yazmak isteyen-lere dağıtın, yazsınlar ben götürüp postaya vereyim...

O an karşımda küçük bir çocuğun benliğinde devleşerek tecelli eden milli ruhun büyüklüğü karşısında ezildiğimi hissettim.”

Ali Özbek, bloğunda yüzlerce tıklanan yazısını çok düşündürücü şu cümle ile bitirmiş.” Şimdilerde düşünüyorum da o millet bu millet mi diye,tereddüte düştüğüm zaman-lar oluyor...”

Harekatın 42’ci yılında bu cumhuri-yete kan ve can veren bu toprakları vatan yapan şehitlerimize rahmet,-gazilerimize ve her evinden en az bir şehit çıkmış mücahit Kıbrıs Türk Halkına selam olsun ..

“Komutanım Harçlığımla Size Zarf Kağıt Aldım”

- “Seviyor musun beni” dedi- “Evet” dedim.- “Peki ne kadar seviyorsun?” dedi.- “Minik bir serçenin göz yaşı ka-dar” dedim.- “O kadarcık mı?, O kadar mı değersizim?” dedi.- “Serçeler göz yaşı dökdüklerinde ölürler” dedim- Sustu...

Yaşlanmak bir dağa tırmanmaya benzer; Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama, görüş açınız genişler..

koymalarını ve kaplarını yarın sabah aynı yerden almalarını söy1edim. Büyük anlayışla karşıladılar. “Komutan, o halde onlar adına sizinle konuşalım” dediler. Ben de kabul ederek, kendilerini memnuni-yetle dinledim.

Cihanbeyli’nin Dedeler köyünden geldiklerini söy-lediler. Kıbrıs’a giden birliğin yolda olduğu haberini alınca, köy imamı Kemal Göksu, akşam namazından sonra camide köylülere, askerlere yardım etmeleri çağrısında bulunmuş.

Bunun üzerine köylüler akşam yediklerinden kalanlarını askerlere getirmişler. Öyle ki tenceredeki pilavın yarısı yenmişti, ama öteki yarısını getirmiş-lerdi. Yumurta öyle, çorba öyle. Hatta ertesi gün yiyecekleri yemekleri, kısaca neleri var, neleri yok hepsini getirmişlerdi.

Köyün öğretmeni Ahmet Candan, Muhtar Ziya Öz. İmam Kemal Göksu ve birçok köy delikanlısı duygulu, heyecanlı konuşmalar yaptılar, şiirler oku-dular. O kadar içten konuşuyorlardı ki yanıt vermek olanaksızdı. Bu yakın ilgiye teşekkür edip, verilecek görevleri en iyi biçimde yaparak, kendilerine layık olmaya çalışacağımızı söyleyebildim.

Çok yiyecek getirmişlerdi, hepsini bıraktılar. Ay-rılmak üzereyken köy imamı Kemal Göksu yanıma yaklaştı ve bana bir 50 TL uzattı: “Köyümüzden yiyecek gönderemeyen Mesude Özcan adındaki, Sultan Bacı lakabıyla anılan hanım gönderdi bunu” dedi. “Parası olmayan bilere verirsiniz.” Ben şaşır-dım, almak istemedim. Kendisine teşekkür ederek “Harbe gidiyoruz, orada paraya gerek olmaz, askerin yiyeceği de giyeceği de var. Kendilerine teşekkürlerimizi bildirin” dedim. İmam Göksu “Ben bir din adamıyım. Bu parayı bana askere vermem için verdiler, geri götüremem” dedi ve almadı.

Parayı aldım. Ertesi gün sabah tekmilinde Keşif. Bölük. Komutanı. Üstğm. Fikret Nebioğlu’na olayı anlattım ve bu parayı, parası olamayan bir ere vermesini söyledim. Bölük komutanı gereğini yaptı. Erler bu olaya çok duygulandılar.

Birliğimiz Kıbrıs’a çıktı. İkinci Barış Harekatı başla-dı. Alayımıza da hedef olarak Mağusa verilmişti. 15 Ağustos 1974 günü saat 18.30’da Mağusa’ya girildi. Yeni sınır çizildi. Ertesi gün, Mağusa’yı güneyindeki Derinya sırtlarından gurur ve sevinçle seyrederken, bizimle birlikte tüm Türkiye’nin de heyecan içinde olduğunu biliyordum. Bizi buralara uğurlarken Türk halkının içtenlikle gösterdiği yakınlığa ve güvene layık olduğumuzu, borcumuzu ödediğimize inanı-yordum.

Dedeler köyünden verilen Sultan Bacı’nın 50 TL’sinin öyküsünü unutmamıştık. Mağusa’nın en güzel üç kartpostalını Dedeler köyünün muhtarına, öğretmenine ve imamına gönderdik. Kartın arkası-na da kendimizi tanıtan birkaç cümleden sonra “50 TL’sini unutmadık, karşılığında sizin şahsınızda Türk ulusuna Mağusa’yı armağan ediyoruz” diye yazdık.

Sonradan öğrendiğimize göre, Kıbrıs Barış Ha-rekatı heyecanının devam ettiği günlerde ellerine geçen bu kartlara tüm köy halkı çok sevinmiş. Kart-ları okula, köy odasına ve caminin önüne gururla asmışlar.

Aylar geçmişti… Görev süremiz dolup Anavatan’a, Ankara Eti-

mesgut’taki Zh. Brk. Okulu ve Eğitim Tümeni’ne döndükten sonra Dedeler köyü köylüleri bir heyetle gelip bizi ziyaret etti, köylerine davet ettiler. Bizi köylerinin fahri hemşehrisi yaptılar.

Halkımızın, ordusuna bu kadar içten davranışının en güzel örneği olarak bu 50 TL hiçbir zaman anıla-rımız arasından çıkmayacaktır.”

Ali Özbek

32 ZOOM Temmuz 2016

SPAGO YAZA MERHABA DEDİ

İki Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck’ın ikonik restoranı Spago ve dünyaca ünlü markaların en yeni koleksiyonla-

rını moda severlerle bir araya getiren Harvey Nichols, “Spago Yaza Merhaba” partisinde misafirlerini ağırladı. Buket Taşdelen, Sibel Kerimoğlu, Gül Gölge Saygı, Arzu Özal, Tuba Şimayli gibi cemiyet hayatının tanınmış simalarının yanı sıra Jülide Ateş, Ayşe Tolga, Cey-lan Atinç, gibi pek çok ünlü ismin de katıldığı partide, misafirler Spago’nun eşsiz ve ödüllü terasında ağırlandı.

Üst üste 22 sene boyunca Oscar ödül törenlerinin resmi partilerini düzenle-

me başarısı gösteren Şef Wolfgang Pu-ck’ın lezzetleriyle ağırlanan misafirler, ünlü DJ Tarık Koray tarafından hazır-lanan muhteşem playlist’iyle gecenin keyfini çıkardı. Nişantaşı’ndaki St. Regis Istanbul’un terasında konumlanan Spago by Wolfgang Puck, hem öğle yemeklerinde hem de akşamları, yaz aylarının vazgeçilmez adreslerinden biri olmaya hazır. Öte yandan, stiliyle ikonlaşan kadınlara hitap eden marka-lar, trend öncüsü koleksiyonlar ve en hit parçaları sezon boyunca Harvey Ni-chols Kanyon ve Brandroom mağaza-larında ve dünyanın önde gelen moda markalarının mono butiklerinde olacak.

Spago by Wolfgang Puck ve Harvey Nichols, yazın gelişini Spago’da düzenlenen “Yaza Merhaba” partisiyle kutladı. Buket Taşdelen, Sibel Kerimoğlu, Gül Gölge Saygı gibi cemiyet hayatının önemli simalarının

yanı sıra Ayşe Tolga, Jülide Ateş, Ceylan Atinç gibi pek çok ünlü ismin de katıldığı partide, misafirler Spago’nun eşsiz ve ödüllü terasında ağırlandı.

GİRNE VE MAĞUSA BELEDİYELERİNDEN ALKIŞLIK HİZMET

Geçtiğimiz ay Mağusa ve Girne Belediye sınırıları için-deki iki farklı plaja gitme şansımız oldu. Mağusa’da, Mackenzie, Girne’de Kervansaray plajı belediye-lere ait plajlar. İki plajda ücretsiz, sadece şemsiye

ve şezlong ücreti olarak 5 tl gibi komik bir rakam alınıyor. Mükemmel bir düzen, duşlar, temizlik, hijyen, kafe ve resto-randa fiyatlardaki istikrar nedeniyle iki belediye de alkışı hak ediyor. Her zaman eleştiriyoruz ama, bu hizmet karşısında susmak ayıp olurdu. Tebrikler..

34 ZOOM Temmuz 2016

foto


Kıbrıs’ta bugün hala tar-tışılan konular arasında yer alan Eşekler, yararlı mı, zararlı mı diye düşü-

nüledursun, komşumuzda turizm ekonomisinin en önemli materyal-lerinden biri durumunda. Sayfadaki fotoğraf malesef Güney Kıbrıs’tan. Özgür eşekler bizim tarafta yaşı-yor, ancak onlar kalan eşeklerin sayısını artırıp, turizmde kullanıyor. Ülkeye gelen turistlere eşek turları düzenleyen turizmciler, hem bunu kazanca çeviriyor, hem de farklı bir tur programına dahil ediyorlar. Bu fotoğrafı görünce de insanın için-den “Bizde neden olmuyor” sorusu geçiyor. En azından bir hatırlatalım dedik. Hala fırsat varken eşekleri uzaktan bakılan canlılardan daha verimli kullanmak mümkün. Tabiki dengeyi bozmadan..

FOTOĞRAF DEDİĞİN..

36 ZOOM Temmuz 2016

ESKi KONAK MEYHANESi


Meyhaneler şehri Gönyeli’nin en özel mekanlarından biri olan Eski Konak, yazlık yeriyle şaşırtıyor. Dışardan görüldüğünün aksine arkasında, nezih bir bahçesi olan meyhane,

sıcak yaz akşamlarının en favorileri arasında. Bildik mezeler, mevsime özel yeni tatları ile dikkat çeken mekan, müdavinleri ile ön planda...

38 ZOOM Temmuz 2016

Kıbrıs’ta mekanlar evrim geçirdi dersek inanın. Özellikle mey-haneler; meyhaneler-

de sunulan mezeler, ara sıcaklar, masanın duruşu bile değişti. Buna karşın, sevindiricidir ki, kalite hiç değişmedi. Sunumdaki yüksek standart, çeşitteki zen-ginlik, lezzetteki çizgi kalitesini koruyor. Kıbrıs’ta Meyhanele-rin başkenti diyebileceğimiz Gönyeli’de de durum böyle. Rekabetteki hoşluk, mekanlara

da ayna olmuş. Çizgisini değiş-tirmeyip, kalitesini düşürmeyen mekanlar arasında Eski Konak ayrı bir yerde.

Bu ayki Johnnie Walker ile Özel Yerler yazı dizimize ikinci kez konu olan mekan, bu kez yazlık yeri ile karşınızda.

Kış aylarında tarihi bina içinde mistik bir görüntüye bürünen mekan, dışarıdan belli olmasa da, yazlık mekanı ile şaşırtan bir güzelliğe sahip. Gizli bahçesi içinde, nezih bir ortam sunan

tesis, bildik çizgisini hiç boz-madan misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.

Gönyeli’deki birçok meyhane gibi, tipik bir aile işletmesi olan Eski Konak’ta kadro değişme-miş.

Bekir Damdelen, Rayıs Dam-delen, Şerife Damdelen ve İsmet Damdelen sürekli işin başında. Servisten mutfağa her alanda aksayan yeri düzelten, boşlukla-rı dolduran Damdelen ailesi, is-tikrarlı çizgileri takdir ediliyorlar.

Gönyel�’de, başarılı b�rçok mekan g�b� Esk� Konak ta b�r a�le �şlet�mes�. Bek�r Damdelen, Rayıs Damdelen, Şer�fe Damdelen ve İsmet Damdelen sürekl� �ş�n başında. Serv�sten mutfağa her alanda aksayan yer� dolduran Damdelen a�les�, �st�krarlı ç�zg�ler� takd�r ed�l�yorlar.

40 ZOOM Temmuz 2016

Menüsünü fındık lahma-cun, fırın Kebabı, Magarı-na Bulli gibi, çoğu yerde bulunmayan seçeneklerle zenginleştiren Eski Konak, bildik mezelerdeki lezzet farkıyla da dikkat çekiyor. Özellikle mekanın müdavi-mi tanıdık isimler ile bili-nen işletmenin bir diğer özelliği de, klasik çeşitler ve Kıbrıs kültürünün vaz-geçilmez tatları konusuna sadık kalması. Masada, ev yapımı çakışdes, pancar, gabbar turşusu, ıslak badem, bulgur köftesi, pancar, humus gibi Kıbrıs

Meyhaneleri’nin olmazsa olmazlarını, tatlarını ve sunumlarını koruyarak ko-nuklarına sunmaya devam ediyor. Eğer sizde farklı bir gece geçirip keyifle içkinizi yudumlayacak

Masaya klasik Kıbrıs Meyhaneleri’nin tüm ayrıntılarını sunan işletme, fındık lahmacun gibi daha çok Türkiye’de ki meyhanelerde servis edilen lezzetli seçenekleri de menüsüne dahil etmiş..

bir mekan arıyorsanız tam yerindesiniz. Hala gitmediyseniz de ihmal etmeyin.

Şimdiden şerefe...

Bilgi ve Rezervasyon: Tel +90 548 830 08 81 www.grandturkishhamam.com e-mail: [email protected]

Pazartesi: Kapalı / Salı: 09.00-15.00 Sadece Erkek, 15.30-21.00 Turistik / Çarşamba: 09.00-15.00 Sadece Bayan, 15.30-21.00 Turistik Perşembe: 09.00-15.00 Sadece Erkek, 15.30-21.00 Turistik / Cuma: 09.00-21.00 Turistik / Cumartesi: 09.00-16.00 Sadece Bayan,

16.30-21.00 Turistik / Pazar: 09.00-16.00 Sadece Erkek, 16.30-21.00 Turistik

Tarihin Geçmişten Gelen Yasemin Kokusu

42 ZOOM Temmuz 2016

Sağlık sektörü kendini aştı. Ocak ayı itibarıyla iş başı yapan DentX Diş Kliniği,

teknolojinin sınırlarını zorluyor.“Diş hekimliği alanında eksili-

ğini gördüğümüz uzman hekim kadrosuna sahip ve ileri teknolo-jik altyapı desteklenen ağız ve diş sağlığı hizmeti vermektir.” diyen Klinik direktörlerinden Atakan Kalender 2006 yılından bu yana Ada’da yaşıyor. Diğer direktör Oğuz Ozan ise bir yıl sonra Ada’ya yerleşme kararı almış. Bu iki hekimin hayatları Yakın Doğu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde çalışırken kesişmiş. Sörf tutkusu ve motorsiklet sev-dası bu iki meslektaşı daha yakın ilişkiler içerisine sokmuş. Üniver-sitedeki çalışma yıllarında benzer klinik ve akademik düşüncelere sahip olduklarını fark etmişler ve bu amaçla ortak bir klinik işleyişi içerisinde yer almak için adım atmışlar. Atakan Kalender, Endodontik Tedavi Uzmanı, Oğuz Ozan Protez Uzmanı, atılacak

bu yeni adımda güvenebilecek-leri bir çene Cerrahisi Uzmanına ihtiyaç duymuşlar. Burada da devreye Dr.Ozan’ın üniversiteden ve ailece yakından tanıdığı ve mesleki tecrübesine güvendikleri Ufuk Ateş ortaya çıkmış.

İki ortağın Klinik Projesinin mantıklı ve hayata geçirilebilir olduğunu gören Ufuk Ateş, Baş-kent Üniversitesi’ndeki Öğretim Üyeliği’nden ayrılarak ekibe katılmış.

YÜKSEK TEKNOLOJI ILE DONATILDI

Klinik bünyesinde bulunan, 3 boyutlu görüntü alabilen konik ışınlı bilgisayarlı tomografi cihazı, porselen ve estetik uygulamala-rın insan eli değmeden üretilme-sini sağlayan CADCAM cihazı, lazer cihazı, dijital radyografi sistemleri, işlem sırasında has-taya görüntü verebilen yüksek çözünürlüklü ağız içi kameralar, ve ağız içi dijital ölçü alabilen intraoral scanner teknolojileri hastaların hizmetinde.

Çocuk diş hekimliği bölümünde, çocukların diş hekimi korkula-rını yenmek amacıyla çizgi film karakterleri şeklinde tasarlanmış diş koltuğu bulunuyor. Bu klinikte aynı zamanda tedavi sırasında çocuk hastaların dikkatlerini da-ğıtmak amacıyla büyük ekrandan çizgi film oynatılıyor. Aşırı diş hekimi korkusu olan çocuk ve yetişkin hastalar için sedasyon uygulamasıyla tüm diş tedavileri herhangi bir tedirginlik ve korku yaratmadan yapılabiliyor.

İki kat üzerine kurulu ve ferah mekanlara sahip DentX Diş Kliniği, bünyesinde 4 yetişkin ve 1 çocuk diş koltuğu, çocuklar için ayrı tasarlanmış bekleme odası, hastaya yapılacak protetik uygulamaların tamamının üreti-lebildiği kendi bünyesindeki diş laboratuvarı, bilimsel toplantı ve kursların yapılabildiği canlı yayın ekipmanlarına sahip seminer odası gibi donanımlara sahip.

DentX Diş KliniğiDiş Kliniğinin geldiği sok nokta;

haber


Doç. Dr. Oğuz Ozan:Protez uzmanı. Gülüş tasa-rımı, İmplant Diş Hekimliği ve estetik porselen uygula-maları ilgi alanı. Motorsiklet ve spor tutkusu var. Spor alanında özellikle Kite Surf tutkusu ile bilinen tam bir rüzgar avcısı.

Doç. Dr. Atakan Kalender:Endodonti ve Restoratif Diş teda-visi uzmanı. Estetik Diş Hekimliği, Beyazlatma tedavileri, tek seans gülüş tasarımları, diş ağrıları ve kanal tedavileri uygulama alanı. Spor, özellikle fitness ve kitesurf en büyük tutkusu. Hobileri arasın-da Motorsiklet kullanmak ve doğa gezileri yapmak var

Dr. Dt. Ufuk Ateş:Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı. Dental İmplant Cerrahisi, maksillofasiyal kist ve tümörler, gömülü diş cerrahileri ve tüm çene yüz cerrahileri uygulama alanları. Futbol, basketbol ve sporun her alanına ilgisi var.

44 ZOOM Temmuz 2016

ARGOS IN CAPPADOCIA’DA

HER GÜNE BİR RÜYA

Kapadokya’nın büyülü coğrafyasıyla bütün-leşen, yurtdışı ve yurt içinde elde ettiği başarı

ve ödüllerle adından söz ettiren argos in Cappadocia, Uzunetap işbirliği ile hayatından hareketi eksik etmeyenlere ve kaşif ruh-lulara özel tatil önerileri sunuyor.

Kapadokya’nın kalbindeki eski Uçhisar Köyü’nde yamaca kade-meler halinde yayılan 6 konaktan oluşan argos in Cappadocia, keş-fetmeyi, keşfederken yürüyen-leri, her zaman kullandığı rotanın dışına çıkıp bisiklet sürmeyi sevenleri, dolunayın büyüleyi-ci ışığında mucizelere tanıklık etmek isteyenleri özel olarak hazırladığı programları var.

DOĞANIN KUCAĞINDA HARE-KETLİ TATİL

Güvercinlik Vadisi manzara-sına adeta doğanın kusursuz bir mücevheri gibi konukların ayaklarının altına serildiği Argos in Cappadocia bir tatilden daha fazlasını bekleyen kâşif ruh-lar için hazırlanan konaklama paketiyle hayatının en güzel tatil deneyimini yaşamak isteyen-lere “Dolunay Yürüyüş Paketi” ve “Sporsever Paketi” sunuyor. argos in Cappadocia, Türkiye’nin en güzel butik otelinin ayrıca-lıklı konforunu ve Kapadokya’yı yaşama fırsatı sunduğu iki farklı aktiviteyle benzersiz konaklama deneyimi yaşatıyor.

Kapadokya’nın muhteşem doğasında bir vadi yürüyüşü, bir

bisiklet turu ve argos in Capp-padocia’nın Güvercinlik Vadisi ve Erciyes Dağı manzaralı Terapi Odası’nda 50 dakikalık masaj, iki akşam yemeği* ve konakla-manın dahil olduğu “Sporsever paketi”, sporcular ve hareketi tatilde de eksik etmeyenler için özel olarak tasarlandı. 2 kişilik Sporsever paketin fiyatı 540 Euro.

DOLUNAY’IN BÜYÜLEYİCİ IŞI-ĞINDA KAPADOKYA

Kapadokya’yı dolunayın büyü-leyici ışığında keşfetmek isteyen-leri ise Moonlight Cappadocia* bekliyor. Ekim 2016’ya kadar takviminize uyan bir dolunayda siz de mucizelere tanıklık etmek istemez misiniz? Kaya Oda veya Delux Oda’da konaklama, iki

kişilik iki akşam yemeği, hava-alanı transferleri ve Moonlight Cappadocia’ya katılımın dahil olduğu Dolunay Yürüyüş pake-tiyle Kapadokya’nın esrarengiz vadilerini rehber eşliğinde keyifli bir yürüyüşle yeniden keşfedebi-lirsiniz. Kolonlu Kilise’de verilecek molada şarap ikramı ve müzik dinletisi ile de gecenin tadını çı-karabileceksiniz. İki kişi Kaya Oda konaklamalı Dolunay Yürüyüş paketinin fiyatı 500 Euro iken İki kişi Delux Oda konaklamalı Dolunay Yürüyüş paketinin fiyatı ise 540 Euro.

“İçinden köygeçen otel”olarak tanımlanan Argos in Cappadocia konuklarını masal diyarında her gün başka bir rüyaya uyanmaya davet ediyor.

haber

46 ZOOM Temmuz 2016

KARL OVE KNAUSGAARDAŞIK BİR ADAM

SARAH JIOYİTİK KALPER İSTASYONU

“Sırılsıklam âşık olmuştum ve her şey müm-kündü. Her şey anlam yüklüydü.”Knausgaard’ın Kavgam’ı artık milyonların kavgası oldu, Hepimizin Kavgasına dönüştü. Âşık Bir Adam’da yeni başlangıçlar, âşk ve dostluk için verdiği olağanüstü mücadeleye götürüyor bizi Knausgaard. Kalbi andıran bir mavi bulutun sırtında Linda’ya âşık oluyorken buluyoruz kendimizi. Knausgaard yaşam kadar gizemli, yaşam kadar gerçek bu kitapta eşsiz bir dürüstlükle bize mutluluklarımızı geri veriyor.“Yaşamın kendisi gibi inşa edilmiş ve yaşamın kendisi kadar gerçek. Aşık Bir adam kendimi-zi nasıl yarattığımıza ve iyileştirdiğimize dair cesur bir keşif.” -Stuart Evers Observer-“İnanılmaz, aklımı başımdan aldı, bağımlısı oldum. Bir sonrakine hemen şimdi ihtiyacım var…” -Zadie Smith-“Knausgaard kendini zorlayarak daha önce yapılmamış bir şey yaptı ve otobiyografik romanın ses duvarını aştı. Her sinir ucunu ateşlerken okuyucuları yaşamanın ne kadar harika bir his olduğunu anlamaya davet ediyor”(Tanıtım Bülteninden)

O gün binlerce kişi New York’un Grand Central Terminali’nden geçer. Burası in-sanların hoş geldin ya da elveda demek için geldiği yerdir. Burası yitik kalplerin istasyo-nudur. Buraya gelen herkesin anlatacak bir hikâyesi vardır. Yitik Kalpler İstasyonu’nda hayat bir tren gibi kontrolden çıkmıştır sanki. Nereye gittiğinizi, nereden geldiğinizi, bir sonraki köşede sizi ne gibi bir tehlikenin beklediğini bilemezsiniz ama yine de küçük bir kıpırtı kocaman bir umudun hamuru olur.Dünyanın tanınmış duygusal roman yazar-ları, İkinci Dünya Savaşı sonrasında umut ve sevginin tekrar filizlendiği bir dönemde Grand Central Terminali’nde geçen bir güne kalplere dokunan hikâyeleriyle hayat veriyor.Aralarında Sarah Jio, Pam Jenoff, Karen White gibi sevilen yazarların olduğu dün-yanın en tanınmış on yazarından okurken zamanda yolculuğa çıkıp umut ve sevgiye sıkıca sarılacağınız bir başyapıt...“... Ben okurken duygu sağanağı altın-daydım. Gözlerimin yaşardığı anlar oldu, yaşımı silerken gülümsediğim anlar da… Kaşlarımı çatıp öfkeyle okuduğum öyküler de oldu, beni aşkın varlığına tekrar tekrar inandıranlar da...”-Mehmet Coşkundeniz, yazar-(Tanıtım Bülteninden)

BUKET ÖZDALVUSLATTek günlük kelebeklere bile sonsuz ömürler verebilecek bir aşk. Acıların kestiği yerde umutların sardığı kelimeler. Kelimelerin bu kitabın içerisinde kelebeğe dönüştüklerine inanın. Ender bulunan kelebeklere. Elinizde tuttuğunuz bu kitap gibi.

Zeynep Bozik / Fırtına ve Yaprak’ın yazarı ‘Canın yanmıyor mu?’ diye sordu. ‘Neden böyle davranıyorsun, anlamıyorum.’ ‘Nasıl davranıyorum?’ diye sordum, elimi göğ-sünden çekerken. Sıcacık kahverengileri yüzümü izlerken ‘Böyle işte. Çoktan ölmüş bir adama nefes bağışlar gibi,’ dedi. Titrek bir nefes aldım. ‘Sen de çoktan ölmüş bir kadına nefes bağışlıyordun. Hiç ümidini kestin mi?’ Alnımı alnına yaslayarak ‘Ben de kesmeyeceğim,’ dedim. ‘Sen benden vaz-geçebilirsin, vazgeç. Önemli değil, bir taraf hâlâ tutunuyorsa o savaşı bitiremezsin(Tanıtım Bülteninden)

En Çok Satan

KİTAPLAR


İMRAN TOHUMCUATEŞ VE SU II

JEAN CRISTOPHE GRANGE LANTANO

Walter Benjamin’in, Baudelaire’den esin-lenerek tasvir ettiği modern kent hayatının içine, Teoman’ın anlattığı modern aşk hika-yelerini yerleştiririm hayalimde. Benjamin, büyük şehir insanını büyüleyen şeyin “son bakışta aşk” olduğunu söyler. Teoman da, sanki Benjamin’i yankılar gibi, son bakışta yaşanan aşkları anlatır. Bu aşk hikaye-leri, varoluşsal yalnızlığın aşk karşısında kazandığı zaferleri, kaybetmenin büyülü melankolisini ve kendini tüketmenin hayata tahammül etmek için en iyi yol olduğunu anlatan hikayelerdir. Hem sıradan hem bü-yülü olan bu hikayeler, aynı zamanda hem çok acıklı hem de komiktir. Kahramanları hem çok güçlü hem de bir o kadar kırılgan; hem tutku dolu hem de bir o kadar yorgun. Hepsinin ortak noktası yalnızlıkla damga-lanmış olmalarıdır. Fakat bu, herhangi bir insanla giderilmesi imkansız, varoluşsal bir yalnızlıktır. Dünyaya fırlatılmış olmanın, seçmediği halde doğmuş olmanın, tüm se-çimlerinin yükünü taşımanın, hiç kimseyle tamamlanamayacak olmanın dinmeyecek özleminin, hayatın anlamsızlığının ve dün-yanın yabancılığının ifadesidir. Teoman’ın anlattığı insanları “kahraman” yapan şey, bu varoluşsal yalnızlıkla nasıl baş ettikleridir: kimi direnir, kimi yüzleşir, kimi çoktan uyuş-muş, yabancılaşmış, kimiyse umutsuzca teslim olmuştur... (Tanıtım Bülteninden)

“Biz her zaman farklıydık. Normal diye bir kavram bizim hayatımızda hiç var olma-mıştı. Zıttık, birbirimizle uyuşmuyorduk. O siyahsa ben beyazdım. O karanlıksa ben aydınlıktım. O soğuk bir kış rüzgârıysa ben ılık bir yaz esintisiydim. Biz Ateş ve Su’yduk. Evrende bilinen en büyük zıtlıktık. Belki birlikte olmamız bile hataydı. Hiç yan yana gelmemeliydik. Ama kader, bizi bir araya getirmişti. Belki de bizi bir araya getiren sadece tesadüftü...Ateş benim bu dünyadaki cehennemimdi.’“O, bu zamana kadar karşılaştığım en farklı, en tuhaf, en değişik insandı, çoğu zaman beni çileden çıkarsa da benim ufaklığımdı işte. Her şeyine her şeyimle değer verdiğim tek kızdı. O inatçı tavrı, beni sahiplenişi, ben-den bir türlü vazgeçmeyişi, ona yaptıklarıma rağmen hâlâ yüzüme bakıp beni sevebil-diğini açık açık söylemesi ve daha sayabi-leceğim birçok neden varken Melisa’nın kalbimdeki yeri bambaşkaydı. Kelimelerle tarif edilmezdi. Onu ilk gördüğüm zaman nasıl sadece bir kız çocuğu diye içimden geçirdiysem, şimdi de sadece benim her şeyim diyordum. Çünkü öyle olmuştu. Öyle olmayı kendi masumluğuyla, kendi elleriyle başarmıştı.Melisa, benim bu dünyadaki cennetimdi.’(Tanıtım Bülteninden)

Jean-Chrıstophe Grangé’den Kongo-Fran-sa-Belçika üçgeninde tüyler ürpertici, soluk soluğa bir kovalamaca.

Onlar ölümsüzlüğün sırrına vâkıf olanlardı. İntikam hissiyle yanıp tutuşan, kötülüğün öncüleriydi. Zamanın ve mekânın ötesine geçebilenlerdi. Afrika’nın derinliklerinden getirdikleri Kara büyüleriyle aklın sınırlarını aşanlardı.(Tanıtım Bülteninden)

www.denizplaza.com0392 228 8320 /Kitap Dahili :[email protected]

TEOMANİNSANLIK HALLERİ

48 ZOOM Temmuz 2016

Kahvaltıİçin Alternatif;

Kervansaray AKPINAR PATISSERIE

Şimdilerde herkes harika bir kahvaltı için farklı mekanlar arayışında. ZOOM ekibi geçtiğimiz ay bu

arayışa çözüm olarak özel bir mekanı daha listeye dahil etti. Farklı yerlerdeki şubele-rinde, neredeyse aynı standartta kahvaltı servisi olan Akpınar Patisserie’lerin son halkası Kervansaray, özellikle bölge sakin-lerini mutlu etti. Ancak Ana yol üzerindeki mekan, taze günlük ürün yelpazesi, nezih ortamı ile sadece bölge sakinlerini değil; tüm Girne’den misafirler ağırlıyor.

GAÜ’nin (Girne Amerikan Üniversitesi)kendi çiftliğinden yetişen domates, salata-lık ve kendi ekibinin hazırladığı kahvaltılık-ları ile diğerlerinden ayrılan mekan, dışarı satışa sunduğu ekmek çeşitleri, poğaça, pasta, börek yanında, yine üniversitenin kendi bağlarından yapılan şaraplarını da burada bulmak mümkün. Hatta yeri gelmişken bundan çok daha fazlasını bulma şansınız olduğunun altını çizmemiz gerek. Ama biz yine kahvaltıya dönelim. Eğer harika bir kahvaltı ile güne başlamak istiyorsanız, en tazesini, en doğalını, en lezzetlisini Girne, Akpınar Patisserie Ker-vansayar şubesinde bulabilirsiniz.

Keyifli bir gün, enerjik bir sabah, mükem-mel bir kahvaltı için alternatif arayanlara duyurulur...

İçi dışı keyifle tasarlanan Akpınar Patisserie Kervansaray Şubesi, günlük

taze ürün yelpazesi ile gelenlerin bağımlısı olduğu bir mekana

dönüşüyor..


haber

Kısa bir süre önce hizmete giren Akpınar Patisserie Kervansaray Şubesi, üniversitenin kendi tesislerinde, kendi ekibi tarafından üretilen ürünleri ile gelenlere çok özel seçenekler sunuyor..

50 ZOOM Temmuz 2016

Türkler’in tarih sahnesine, yaklaşık 2500 yıl önce, ilk kez çıktığı Altaylar, 20 bin nehir ve 7 bin gölle benzersiz bir coğrafya. Bu topraklarda hâlâ ağacı, çiçeği, nehirleri kutsal kabul eden

ve doğanın korumacılığına inanan bir halk yaşıyor. Fest Travel, 23-31 Temmuz 2016 tarihleri arasındaki Altaylar programıyla gezginleri, Türkler’in uçsuz bucaksız bir coğrafyadaki uzun

geçmişinde yolculuğa çıkarıyor.

ALTAYLARTürkler’in İzinde;


seyehat

52 ZOOM Haziran 2016

Kutsal mezar anlamına gelen kurganlar, denen büyük keçe çadırlar, boyları 10 metreyi aşan dev mezar taşları menhir-ler, ölümsüzlüğü ve dönüşümü

vurgulayan bengi taşlar, öleni anmak için mezarının etrafına dikilen balballar, kutsallı-ğına inanılan totem ongunlar…

Tarih kitaplarından aşina olduğumuz tüm bu sözcükler tek bir yere işaret ediyor: Türklerin ana yurdu Altaylar’a!

Orta Asya’daki Gobi Çölü’nden Batı Sibir-ya Ovası’na uzanan, birbirinden hayli farklı bitki örtüsüne sahip dört bölgeye ayrılan, Obi gibi büyük ırmakları sularını uçsuz bucaksız Orta Asya iç havzasına boşaltan öteki ırmaklardan ayıran, zirveleri zaman zaman 4000 metreye ulaşan, koruma altındaki bu bölge, doğuda efsanelere konu olan Altın Göl (Teletskoye) Gölü’yle sınırlanıyor.

Bu uçsuz bucaksız topraklarda yaşamın, ailenin, kültürün, dinin, kısacası her şeyin merkezinde tabiat yer alıyor. Eski Türklere göre bütün tabiat, bugün ancak ‘ruh’ diye ifade edebildiğimiz gizli güçlerle dolu. Dağ-lar, tepeler, ağaçlar ve kayalar, içlerindeki gizli güçler sayesinde hisseden, işiten, iyilik veya kötülük yapabilen varlıklar. Bundan dolayıdır ki, eski Türkler bu varlıkların biz-zat kendilerine değil, bu gizli güçlere korku, minnettarlık ve saygı duymuşlar. Bu bakir doğada Şamanist ve animist gelenekler ile Asya bozkırlarından doğan ata kültü ve Gök Tanrı kültürü etkisini korumaya devam ediyor.

Orta Asya’dan Akdeniz’e Türk ve İslam coğrafyasını tanımanın en iyi yolu, Altayları görmekten geçiyor:

Fest Travel’ın 23 - 31 Temmuz 2016 tarih-leri arasında gerçekleştireceği ALTAYLAR programı, Orta Asya ve Sibirya’nın en ula-

şılmaz noktalarına unutulmaz bir yolculuk olacak. Peki doğanın tüm cömertliği ile inançların ve kültürlerin harmanlandığı bu yolculukta sizi neler bekliyor?

Altay Dağları’nın kapısı Biysk, dünyeviliğin ruhaniliğe yükseldiği Katun Nehri, enerji yaydığına inanılan Şaman Mağarası, özgür atların koşturduğu yeşil vadi Çulişman, 2300 yıl öncesinin İskit mirasını yansıtan Pazırık kurganları, 8000 yıllık resim ustalığı Kalbak-Taş kaya resimleri, Türklerin yeni ke-şifler peşinde bir ucundan dünya sahnesine


seyehat

çıktığı Karakol Vadisi, 2500 yıllık gizemli mumya ‘Altay Prensesi’ ve çok daha fazlası…

Alpleri kıskandıracak manzaralar, keyifli şelale ve göl gezileri, Rus hamamı ‘ban-ya’, gırtlak müziği dinletisi ‘homey’ ve enfes yerel lezzetler de cabası…

Gezinin en önemli duraklarından biri olan Karakol Vadisi’ndeki parkın girişinde şöyle yazıyor:

“Dünyanın göbek bağı olan Altaylarda geçmiş nesillerin yaptığı yanlışları dü-zeltmeyi amaçlıyoruz. Bu gerçekleşince insanlar öldürmeyi, nefreti bırakacaklar, birbirlerini ve doğayı anlamaya başlaya-caklar.”

İnsan ile doğa arasındaki eşsiz dengeyi

Eski Türklere göre bütün tabiat, bugün ancak ‘ruh’ diye ifade edebildiğimiz gizli güçlerle dolu. Dağlar, tepeler, ağaçlar ve kayalar, içlerindeki gizli güçler sayesinde hisseden, işiten, iyilik veya kötülük yapabilen varlıklar. Bundan dolayıdır ki, eski Türkler bu varlıkların bizzat kendilerine değil, bu gizli güçlere korku, minnettarlık ve saygı duymuşlar. Bu bakir doğada Şamanist ve animist gelenekler ile Asya bozkırlarından doğan ata kültü ve Gök Tanrı kültürü etkisini korumaya devam ediyor.

derinlemesine hissetmek için ALTAYLAR gezisi tam size göre...

54 ZOOM Temmuz 2016

GRAND DELUXE

SPAHerşey

Size Özel


röportaj

Antik Doğu gelenekselliğini koruyup Batı kültürünü benimseyerek, Grand Deluxe SPA, 7 lüks bakım odası, 1 hamamı, buhar odası, sauna, buz şelalesi, yüzme havuzu, dinlenme alanı ve fitness salonuna

sahip. Mekandan görev yapan işin uzmanları, kişisel gereksinimlerinize uygun programı ile konuklara sıradışı bir deneyim sunuyor....

Grand Pasha Hotel markası olan GRAND DELUXE SPA, misafirlerine

sunduğu tüm SPA dene-yimlerini, dinginliği, saflığı ve temizliği vaat ediyor.

Geniş bir alan üzerine kurulu 7 lüks bakım odası, 1 hamamı, buhar odası, sauna, buz şelalesi, yüzme havuzu, dinlenme alanı ve fitness salonu ile misafirle-rinin hizmetine sunulmuş. Mekandan görev yapan işin uzmanları, kişisel gereksi-nimlerinize uygun progra-mı planlıyor.

GRAND DELUXE SPA Antik Doğu gelenekselliğini koruyup Batı kültürünü benimseyerek, misafirle-rine rahat ve yenileyici bir tatil garanti ediyor. Ayrıca dünya’nın dört bir yanında akım haline gelmiş farklı teknik ve felsefelerin etkili bütünleşmesi ile meydana

getirilen bakımlar ile olağa-nüstü bir SPA deneyimini sunuyor.

Grand Deluxe SPA’da büy-lü bir yolculuğa hazır olun...

Vücudunuzu ve zihninizi dinlendirerek size yenilen-menin eşsiz hissini yaşa-tırken, dinçlik ve zindelik kazandırıyor. Ruhunuz ve vücudunuz doğal, mükem-mel dengesine kavuşurken uzman terapistlerin sihirli elleri sizlerı mistik bir yol-culuğa çıkarıyor..

DELUXE SPA’da yenile-nerek bedensel ve ruhsal arınmanın huzurunu yaşayın...

ÇÜNKÜ SIZ ÖZELSINIZ...Vücudunuzdaki negatif

enerjiyi atarak gevşemek, sağlıklı ve zinde bir bedene kavuşmak için en güzel yöntem, kuşkusuz masaj-dır. Masajda dokunma ön plandadır ve bu özelliği ile diğer meditasyon teknik-lerine göre daha etkilidir.

Nuray Tekin SPA Müdürü

56 ZOOM Temmuz 2016

Profesyonel bir elin doku-nuşları ile yapılan masaj; ağrıları dindirir, rahatla-mayı sağlar. Grand Deluxe SPA’da uzman terapistler tarafından yapılan masajlar, vücudunuza fizyolojik ve metabolik canlılık vererek yaşam sevincinizi artırır, bedeniniz rahatlarken, zih-niniz de dinlenir.

RUH, ZIHIN VE BEDEN BÜ-TÜNLÜĞÜ IÇIN...

Klasik bir Türk Hamamı olarak tasarlanan hamam, temizliğin ve dinlemenin keyfini aynı anda yaşatır.

Ortamın ısısı ve buha-rı sayesinde vücudunuz toksinlerden arınırken, kan dolaşamınız da hızlanmaya başlar. Cildiniz, gözeneklerin açılmasıyla nefes alır.

Uzmanlar tarafından uygulanan Türk Hama-mı’na özel hamam ritüellerı ile kendinizi hafiflemiş ve yenilenmiş hissedersiniz. Bir yanda Uzakdoğu masaj rıtuellerının uygulandığı Spa keyfini yaşarken, bir yanda da eski Türk geleneklerini hatırlatan hamam keyfini, Grand Deluxe SPA’yla yaşa-yacaksınız.

haber

TEMMUZ - AĞUSTOSÇOCUK ATÖLYESİ

KAYITLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR.

HAFTA İÇİ HER GÜN09:00 - 12:0012:00 - 15:0015:00 - 18:00

ERKEN KAYIT ÜCRETİ485 TL

2. PERIOD YÜZDE 50 İNDİRİMLİ

Fuar Alanı Karşısı KİDOFARM / Lefkoşa

Rezervasyon: 0533 873 1707

Kidofarm Ltd - Kidofarm Ltd Groups

Erken Kayıt ücretimizden faydalanmak için bizi arayın

Resim - Yaratıcı sanat etkinlikleriOyunlar - Mutfak etkinlikleriİngilizce etkinlikler - Jimnastik

Satranç - Drama - Bilim

58 ZOOM Temmuz 2016

“Eğer bu sanatçıların yer aldığı bir lig ise, Kuzey Kıbrıs bu ligin en tepesindedir. Çünkü her hafta sonu, Türkiye’nin en meşhur sanatçıları, yorumcuları, Kuzey Kıbrıs sahnelerinde konserler veriyorlar.

Artık, Kıbrıs’ta da sahne alabilen sanatçı, Türkiye’de büyük sanatçı oluyor. Eskiden bu böyle değildi. Öyle bir vitrin ki Kıbrıs, eğer Kıbrıs’ta sahne alamıyorsa o sanatçı, kendinde

bir sorun olduğunu düşünüyor.”

HAZEL ORAÇiçi-dışı tescilli güzel:

58 ZOOM ZOOM ZOOM Temmuz 2016

Dilimizden düşmeyen am-bargoya inat geçtiğimiz ay Mağusa’da 2016 NAC Dünya Vücut Geliştirme Fitness Şampiyonası dü-

zenlendi. 15’i ülkemizden toplam 250 vü-cut gelişme sporuna gönül veren erkek ve kadın sporcu, dereceye girmek için podyumdaydı. Bunlar arasında bir tanesi bizim için bu ayın röportaj konusu oldu. Geçtiğimiz yılı iki ödülle kapatan Hazel Oraç; ülkemizde düzenlenen uluşlara-rası şampiyonada, katıldığı katagoride üçüncü olarak, adını Kuzey Kıbrıs Spor tarihine yazdırdı.

O gün, o günün ertesi, ondan öncesin-de (futbol ve diğer dallar düşünüldü-

ğünde) küçük haberler şeklinde görülen organizasyonu sevgili dostum Serkan Kaner’in ricasıyla izledim. Bu sporun hiçbir detayını anlamayan biri olarak uzun uzun merakla bakıp, bana entere-san geldiği için yüzlerce fotoğraf çektim. Erkekler bölümünde kıskançlıkla takip ettiğim yarışmanın ikinci bölümünde bayanlar sahnedeydi.

Erkeklerden geri kalmayan kadınlar, en az onlar kadar iyi performanslarıyla, bu sporda da var olduklarını ortaya koydu-lar. Aralarında bir adım ötesinde olanla-rın bile olduğunu söylersek yalan olmaz.

Ülkemizde son yıllara damgasını vuran bu sporun yeni yüzlerini, onlar sayesinde tavan yapan bu daldaki başarının sırrı

bizi de büyüledi. Günün kahramanla-rından en önemlisi olan Hazel Oraç ile yarışmadan günler sonra, Girne’de spor salonunda buluştuk. Kafamızda birik-tirdiğimiz soruları, başarı hikayesini ve bundan sonrasını sorduk.

İşte aldığımız cevaplar;

Sizi tanıyalım, yarışma nasıl geçti?Miss Figure katagorisinde dünya üçün-

cüsü oldum.

Bayanlarda kıstas nedir. Neye göre değerlendiriliyor?

Benim katagorim için konuşacak olur-sak Miss Figure’de hakemlerin baktığı belirgin kas grupları var, fakat kadınsal duruşlar, yani pozlamaları verirken ve

röportaj

röportaj

60 ZOOM Haziran 2016


Hazel Oraç, özellikle yarışma sonrası artan popülaritesiyle üye listesine yenilerini eklemiş. Şimdilerde hem grup hem de özel dersler veren başarılı fistness hocası, vücut geliştirme sporu hakkında merak ettiğimiz soruları yanıtladı. Röportaj ve kapak çekimleri için Girne’de Patara Sitesi içindeki Gymnasium Girne Spor Salonu kullanıldı...

62 ZOOM Temmuz 2016

müzikli yaptığımız o bir dakikalık karaografide olabildiğince estetiklik de ön planda oluyor. Yani vücudun

kas olarak tamam; ama kadınsal hatlarının görüntüsü önemli.

Bizim bir alt katagorimiz var Miss Shake, onlar daha fazla kas grupları,

daha az belirgin daha femi-nen. Bizim bir üst grubumuz

var, Miss Body 40 yaş üzeri var.

Onlarda sadece kas mı ön planda? Evet öyle. Onlar tamamen kas gru-

buna ait. Sadece kas kütlesine bakılır, vücüdunun şekline bakılır, nasıl poz verdi, nasıl durdu, saçı-başı nasıl pek ilgilenilmez. Yani biraz bayan duru-munu aşmıs kişilerdir, kas öncelikli

erkeksi görünüm ön planda olur.

Kadınlarda kas çok istenen, çok özlenen bişey değil. Sizin bu spora olan ilginiz nereden geliyor?

Küçük yaştan itibaren spor hayatım vardı. Yakın Doğu Üniversitesi’nde Beden Eğitimi Bölümü’nden mezun oldum. Lise ve üniversite hayatımda antremanlara fitness ile devam ettim, salona gidiyordum. Üniversiteden mezun olduktan sonra artık bir ya-rışmacı gibi beslenme düzenim oldu. Bu işi okudum, bunu yersem şöyle olur, şunu böyle yapayım diye kendi hayatımda uyguladığımı gördüm ve bunu bu kadar seviyorum niye yarış-ma formatına sokmayayım bu du-rumu dedim. Federasyonla iletişime

geçtim ve geçen yıl Ekim ayında ülkemizde yapılan şampiyonada birinci geldim. Bu şekilde profes-yonel olarak başladım.

Vücut geliştirme mi, fitness mi?Yani zaten fitness - vücut geliş-

tirme paralel şeyler. Ama vücut geliştirme bahsettiğimiz o kadınsal yapının çıktığı durumda devreye giriyor. Kıbrıs için konuşacak olur-sak, eskiden bu sporu yapan çok fazla bayan yoktu. Çeşitli sağlık sıkıntılarının çıkmasıyla insanlar salonla tanıştılar. Belli bir kesimde fiziksel açıdan daha iyi görünebil-mek için, bedeninin istediği forma ulaşabilmek için salonları tercih ediyorlar. Yani eski yıllara göre ilerleme var diye düşünüyorum.

Yarıştığın katagoride kadınlık, kaslar kadar önemli, daha ilerisi olacak mı sizin için?

Katagori değişimi benim için yok.

yapının çıktığı durumda devreye giriyor. Kıbrıs için konuşacak olur-sak, eskiden bu sporu yapan çok fazla bayan yoktu. Çeşitli sağlık sıkıntılarının çıkmasıyla insanlar salonla tanıştılar. Belli bir kesimde fiziksel açıdan daha iyi görünebil-mek için, bedeninin istediği forma ulaşabilmek için salonları tercih ediyorlar. Yani eski yıllara göre ilerleme var diye düşünüyorum.

Yarıştığın katagoride kadınlık, kaslar kadar önemli, daha ilerisi olacak mı sizin için?

Katagori değişimi benim için yok.


Olmak istediğim yerdeyim ve bunun öte-sine geçmek söz konusu değil. En azından şimdilik.

Doğurmak gibi erkeklerde olmayan özellikleriniz var, bir anne olmayı istiyor-musunuz, ya da olabilirmisiniz. Bu kaslar buna engel mi? Bir de bu sizin için bir meslek mi, nasıl görüyor sunuz?

Yani şu an için mesleğimle paralel giden bir açı ama ilerleyen zamanlarda tek mes-leğimin bu olmasını istiyorum açıkcası. Ama ülke şartları ve önüme çıkacak olan koşullar bunu değiştirir mi onu ilerleyen zamanlarda yaşayıp göreceğiz. Onun dı-şında anne olma durumu kesinlikle istiyo-rum zamanı gelince tabii.

Anne olma hayali kuranlar, sizin gibi kaslara sahip olabilir mi?

Anne olmakla bu durumun hiçbir alakası yok. Kaslı bayanlar anne olamaz diye bir-şey yok zaten. Başka tercihiniz olmuyor yani doğurduktan sonra aynı spora döne-biliyorsunuz.

Aynı şekilde çalışma sansınız varmı yani?

Var tabiki.Var tabiki.

64 ZOOM Temmuz 2016

Ülkemizde gerçekleştirilen 2016 NAC Dünya Vücut Geliştirme Fitness Şampiyonası’nda, 15 Kuzey Kıbrıs sporcusu olmak üzere toplamda 250 sporcu yarıştı Miss Figure kategorisinde Hazel Oraç Dünya

3’üncüsü gelirken Men I + 179 cm kategorisinde ise Murat Şenyiğit 3’üncü oldu

Çocuklu ve hala bu sporu ya-panlar var mı?

Var tabiki. Avrupa’daki bayan-lara baktığında hani 40 yaşına kadar gelip 40 yaşından sonra bile yapan var. Çocuk doğurmak zaten bu sporda bayanlar için bir avantajdır. Çünkü kas kütleniz olduğu için; yani şu an benim hamile olduğumu düşünürsek normal bir bayanın vücudunun toparlanma süreci 1 yılken benim için 3 ay gibi bir sürede olur. O benim hamilelik, genetik duru-mumun ne derece tepki verdiği-ne de bağlı. Hahamilelik süresine de bağlı tabii. Normal sağlıklı bir 9 ay geçirdiğimde, çocuk kırk-lanmadan tekrar özellikle karın bölgesi eski haline gelir.

Ek gıda alıyor musunuz?Evet

Peki kullanılması doğru mu ?

Bu işi okudum. Yarışmalarla ilgi-li katıldığımda takviyelerden kul-landım ama bu protein tozunun bir zararı olduğunu düşünmüyo-rum. Böyle bir durum söz onusu değil ama, bizim ülkemizde kulla-nılan maddeleri spora olan bakış açısı oturmadığı için kötü olarak niteleyenler var.

İskele’de yapılan yarışmada aldığın ödül ilk odülün mü?

2. Yarışmam birincisi ekim 2015’deydi orada şampiyon oldum ardından Kasım 2015’de Almanya’ya gittim. Fitness alanında, kainat ikincisi oldum. Ardından da işte Haziran ayında Miss World yarışmasında da Dünya 3. Oldum. Yani aslında baktığında bir sene bile olmadı bu ödüllerin hepsini almak.

Ödülleriniz ne değiştirdi hayatınız da?

Üniversiteden beri düzenli ola-rak bu spora devam ediyordum. Federasyona başvurdum hemen hemen hazır bir vücudum vardı zaten, bu mesleği de okuduğum için vücudumu artık yarışmacı formatına sokmam gerekti. Fe-derasyonla vücudumun eksik yönleri üzerinde çalıştık. Başar-dım. Ödüller, hayatıma, işime çok olumlu yansıdı. Bu işi yapdığım için üye sayım arttı. Şu an özellik-le bu yarışmadan sonra çok gü-zel dönüşler aldım, markete gidi-yorum hiç tanımadığım bir bayan geliyor mesela işte seni gazetede görmüştüm, kırmızı bikinili kız sen değil misin, ya da işte o gün yarışmadan çıktıktan sonra aşağıya indiğimde birçok insan fotoğraf çektirmek istemişti.

Popüleriteniz arttı. Peki ekono-mik olarak bir katkısı oldu mu?

Yani şöyle normal şartlarda devletin bize katkı göstermesi lazım çünkü ülkemizi bayrağımızı yurt dışında temsil ettik. Des-teklerin olması gerekir. Olacak denildi, şu an öyle birşey yok. Olmasını temenni ediyoruz. Saplamed Grubu, Kemal Emin ve Merkez Ecza Deposu, Kaner Groub Sponsörüm’dü. Bağlantı-mız iletişimizin iyi olduğu takım olduk.

Salonun varmı?Lefkoşa Şehir Klübü’nde plates

seanslarım var. Salı, Perşembe ve Cuma onlara gurup seansı yapı-yorum. Onun dışında birebir aldı-ğım üyelerim var onlarla yaşam koçu gibiyim. Birkaç tane üyemle de uygun olan spor salonlarında buluşup antremanımızı yapıp gidiyoruz.

ARİFALBAYRAK

karikatürleriyle

66 ZOOM Temmuz 2016


haber

68 ZOOM Temmuz 2016

Bir zamanlar Avrupa’nın önemli su kanallarında

yürütülen ticarette ve taşımacılıkta söz sahibi olan barkalar, artık pek çok ülkede farklı biçimde kullanılıyor. Bu kullanım biçimlerinden en popüle-ri, eski işlevlerini yitiren barkaların modern bir görünüme bürünüp lüks birer barka-otel (hotel barge) olarak hizmet vermesi.

FEST Travel’ın Avru-pa’nın farklı nehirlerinde yol alan barka-oteller-de konaklamalı Yavaş Seyahat rotaları, gez-ginleri konforla, keyifle, tarihle, kültürle, farklı mutfaklarla ve tadımlarla buluşturuyor; üstelik de bir zaman kısıtlaması olmadan.

“LA BELLE EPOQUE” İLE BURGONYA KANALIOrtadoğu Fransa’da yer alan Burgonya Kanalı, Akdeniz’i Atlantik Okyanusu’na bağlıyor. Başlangıç noktası, kuzeydeki Yonne Nehri kıyısındaki Migen-nes kasabası, bitiş noktası ise güneyde Saône Nehri kıyısındaki Saint-Jean-de-Losne kasabası olan Burgonya Kanalı, 1777-1832 yılları arasında tamamlanmış. 242 km’lik bir su kanalı üzerinde 189 adet havuz (kapan, kilit, lock) var.FEST’in Burgonya Kanalı’na özel “La Belle Epoque” adlı barkada konaklamalı gezisi BARKA İLE BURGONYA, ortaçağ kasaba-

larına ve bağlarına unutulma-yacak bir yolculuk: Katedraller, manastırlar, şatolar, mahzenler, Pinot Noir ve Chardonnay üzümlerinin ana vatanında özel tadımlarla renklenen gezinin du-rakları arasında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Fontenay Manastırı, 16. yüzyıldaki Reform hareketi sırasında Huguenot merkezi olan Tanlay, Fransa’nın en ünlü şaraplarından birine isim veren Chablis, bağlar bölgesi, İtalyan Rönesansı’nın Fransa’da-ki ilk örneklerinden Ancy-Le-Franc Şatosu, “Fransa’nın En Güzel Köyleri” listesindeki Noyers-sur-Serein ile Flavig-ny-sur-Ozerain yer alıyor.

Rotamız Su Kanalları


FEST Travel, keyfin ve konforun kaynaştığı Barka ile Yavaş Seyahat rotalarıyla gezginleri Avrupa’nın en önemli su yollarında lüks barkalarda

ağırlarken; bir yandan tarihin ve kültürün diğer yandan da yerel lezzetlerin, şarabın ve peynirin “aheste aheste” deneyimlenmesini sağlıyor.

“ANJODI” İLE MİDİ KANALIFransa’nın en önemli su yollarından biri olan UNES-CO Dünya Mirası Midi Kanalı ise Biskay Körfezi’yle Akdeniz arasında uzanıyor. 1692’de son biçimini alan kanal, Toulouse’u Akdeniz’e bağlamanın yanı sıra Aude ve Garonne üzerinden Atlas Okyanusu’na açılan bir hat oluşturuyor.

“Anjodi” adlı barkada konaklamalı BARKA İLE MIDI-PYRÉNÉES yolculu-ğunuz Kathar kültürüne de uzanıyor. Bir zamanlar Moliere’e evsahipliği yapmış Pezenas, doğal koruma alanı Bagnas, şarabı, futbolu ve boğa güreşiyle ünlü Beziers ve 14. yüzyıldan kalma Perdi-guier Şatosu, Galya’daki en büyük Roma bölgesinin

başkenti Narbonne, Kathar sığınağı Minerve, antik yol-ların üzerindeki Capestang ve ortaçağ kaleleriyle ilgili fikirlerinizi gözden geçirme-nizi sağlayacak Dünya Mirası kale-kent Carcassonne bu gezinin güzergâhında bulu-nuyor. Fransız mutfağından seçkilerle keyiflenen bu gezi, uzun süre aklınızdan çıkmayacak.

GELECEK BARKA PROGRAMLARINDA NELER VAR?FEST’in Barka ile Yavaş Seyahat® program-ları, Midi ve Burgonya kanallarıyla sınırlı değil. Baskların tarihi yerleşim bölgesi Gaskonya, Fransa’nın en uzun nehri Loire, şampanyaya adını veren Champagne bölgesi ve gotik sanatın beşiği Picardy ile İrlanda, İtalya, Almanya, Lüksemburg ve İskoçya’nın en güzel su yollarında birbi-rinden keyifli seyahat programları çok yakında gezginlerin beğenisine sunulacak. Konaklama kapasitesi 8 ila 12 kişi arasın-da değişen lüks barkalarda kamaranızı ayırtın; doğanın, tarihin ve lezzetin kesiştiği rotalarda, dilediğiniz zaman “aheste” bir yolculuğa çıkın.

70 ZOOM Temmuz 2016

Güneş lekeleri (solar lentigo), güneş hasarı oluşabilecek, beyaz tenli, zor

bronzlaşan, kolay kıza-ran ve güneşte aşırı kalan bireylerde; ani yanmalar, soyulmalar ve kızarmaların tekrarı durumunda, yıllar içinde ortaya çıkıyor. Ana-dolu Sağlık Merkezi’nden Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay yüzdeki veya gövdedeki çillenmelerin kalıtsal bir özellik olduğunu ve çoğun-lukla açık tenli bireylerde gözlendiğini vurgulayarak “Çillenmeler güneş lekele-rinden farklı olarak güneş ışınlarıyla koyulaşır, göze çarpmayanlar belirginleşir. Güneşsiz mevsimlerde renk açılır ve yok olmuş hissi ve-rebilir. Güneşten korunma ve yüksek faktörlü güneş koruyucuları koyulaşması-nı engellediğinden, estetik anlamda fayda sağlarlar” dedi.

Güneş lekeleri oluşumun-da deri fototipi de etkilidir

Güneş lekeleri güneş temellidir ve deri fototipi önemlidir, Beyaz tenliler-den, siyah tenlilere kadar deri 6 fototipte ele alınır. Açık tenli, açık renk gözlü, güneşle bronzlaşamayan bireyler (Deri fototipi 1 olanlar) ve deri fototipi 2-3 olanlar daha büyük risk altındadır; bunun yanın-da deri fototipi 4 ve 5 olan esmer bireylerde de nadiren

gözlenebilir. Genetik eğilim etkenler arasında sayıla-bilir.

Aşırı kızaracak şekilde yanmayın

Güneş lekelerinde kötü huylu değişim riski çok azdır. Ancak güneş hasarı belirteci olarak önemlidir. Güneş hasarlı deride, erken yaşlanma ve bazı deri kanseri riski artabilir. Bu düşünüldüğünde, güneş korunmasının önemi an-laşılabilir. Bunlar; güneşten korunmak, kademeli olarak güneşte kalmak, hiçbir zaman soyulacak, aşırı kızaracak şekilde yan-mamak, öneriler arasında sayılabilir. Deri fototipine göre, açık tenli bireyler 30 ve üstü, koyu tenli bireyler 15 ve üstü koruma faktörlü ürünleri, güneşe çıkmadan 20-30 dakika önce uy-gulamalıdır. Olabildiğince 11:00-15:00 saatleri arasında güneşte kalınmamalıdır.

Güneş lekeleri tedavi edilebilir ancak yeniden çıkabileceği için güneşten korunmak gerekir

Güneş lekeleri kozmetik bir problem oluşturuyorsa tedavi uygulanabilir. Teda-vide, tıbbi ve kozmetik renk açıcı preparatlar, deriyi soy-ma işlemleri, lazer tedavi-leri, IPL ve krioterapi (soğuk uygulaması, dondurma tedavisi) seçenekler ara-sındadır. Tedavi uygulansa dahi, yeni güneş lekelerinin çıkabileceğini düşünerek, güneşten korunmak esastır.

Güneş Lekelerine Dikkat

Güneşin zararlı etkileri herkes tarafından biliniyor ve cildi bu zararlı etkilerden yaz – kış korumak gerekiyor. Güneş lekeleri için, güneşten korunmak ve kademeli olarak güneşte kalmak önemli.

Hiçbir zaman soyulacak, aşırı kızaracak şekilde yanmamalı ve güneş ışınlarının etkilerini azaltmak için cilt tipine uygun koruyucular kullanılmalı.

haber


haber

www.cypruszoom.com

Yaklaşık 100 farklı modelde binler-ce çeşit bahçe

mobilyası ürününe sahip olan L’unica’nın, 2016 ilk-bahar-yaz koleksiyonunda dikkat çeken parçalarından biri de yeni Fuse Köşe Takımı…

Geri dönüşümlü teak ağa-cının dokusunu pürüzsüz çelik dokusuyla birleştiren ve ağacın doğallığına vurgu yapan L’unica’nın Fuse Köşe Takımı, dış mekanlar-da ve bahçelerde yaşa-nacak keyifl i anlara eşlik etmeye hazır.

Sert ve net çizgilere yumuşak minderlerin eşlik ettiği Fuse Köşe Takımı’n-da, minderin sertliğini ve kumaşın rengini seçmek de mümkün. İki doğal mater-yalin yalın birleşiminden doğan çarpıcı tasarımı ve şıklığıyla bahçelerin gözde-si olmaya aday olan Fuse Köşe Takımı, L’unica’nın Türkiye genelinde yer alan 30 farklı bayisinden ve İstanbul Levent’te bulunan showroom‘undan temin edilebiliyor.

Fonksiyonelliği ve kaliteyi estetikle buluşturan bahçe

mobilyaları markası L’u-nica, yalınlığın gösterişli bir dışavurumu olan Flow Oturma Grubu ile bahçe-

lere nostaljik bir hava ka-tabildiği gibi modernizm rüzgarları da estirebiliyor.

Yaklaşık 100 farklı modelde binlerce çeşit bahçe mobilyası ürünü-ne sahip olan L’unica,

modülerliğin ön planda tutulduğu ve detaylarında güçlü bir model olan Flow Oturma Grubu ile bahçe keyfine eşlik ediyor. Her ortama uyum sağlayabilen yapısıyla ve iki farklı örgü

seçeneğiyle dikkat çeken Flow Oturma Grubu, Banana Wrap örgü stiliyle nostaljik bir duruş sergiler-ken, Rope örgü stiliyle modern bir görünüm sunuyor.

BAHÇELERE ÇARPICI TASARIM

BAHÇELERDE NOSTALJİ ve MODERNİZM

RÜZGARI

72 ZOOM Temmuz 2016

HAYATIMIZI DEĞİŞTİREN35 ARAYÜZ BULUŞU

Bilgisayar faresi, uzak-tan kuman-da, hızölçer,

abaküs, ATM, dondur-ma çubuğu, web tara-yıcısı, yelkovan, GPS, grafik kullanıcı ara-yüzü (GUI), alfabeleş-tirme, otomatik geçiş sistemi gibi 35 önemli buluş bugün iş ve özel hayatımızı daha kolay, hızlı ve düzenli yaşa-mımızı sağlıyor.

İnsan elinin dokun-duğu hemen her tek-noloji bir arayüze sa-hiptir. Arayüzler basit cihazların daha akıllı hale gelmesini sağ-larken; akıllı cihazların da daha basit şekilde kullanılmasına imkan tanır. Tarihten bugüne hayatımızı değiştiren her teknoloji ve bulu-şun popüler olmasında arayüzler belirleyici bir rol oynadı, kompleks sistem ve teknolojilerin potansiyelini ortaya koymasına yardımcı oldu. Dünyanın en büyük teknoloji ve iş süreç yönetimi şir-ketlerinden Xerox’un mühendisleri ve bilim insanlarının tanımla-dığı en önemli arayüz buluşları listesinde, gelmiş geçmiş en iyi 35 arayüz buluşu ve bu arayüzlerin önemi şu şekilde açıklanıyor:

1. Çevirmeli arama: Günümüzde çevirmeli arama ile çalışan bir te-lefon bulmak için muh-temelen teknolojiye ayak uydurmakta direnen bir büyüğümüzün evine gitmemiz gerekir. Ancak 1891’de icat edildiğinde bu telefon çok şeyi de-ğiştirdi. O zamana kadar birini telefonla aramak için döndürme kolunu çevirmek, operatöre sin-yal göndermek ve kendi-si ile iletişim kurarak bizi aramak istediğimiz kişi-ye bağlamasını istemek gerekiyordu. Çevirmeli arama yapan telefonlar ise arama yapmanın otomatik ve kullanıcı kontrollü hale gelmesini sağladı. Bugün kullan-dığımız bir dokunmatik akıllı telefon ile kıyas-landığında teknolojideki gelişime şaşırmamak elde değil.

2. Hız ölçer: İnsan beyni hızlanma ve yavaşlamayı algılayabiliyor ancak tam hızı algılamakta başarısızdı. Otomobille-rin ortaya çıkmasından önce hızı algılayamamak önemli bir sorun olmasa da otomobillerin icadı ve hız kapasitelerinin giderek artması hız ölçü-münü gerekli kıldı. Enter Otto Schulze ve onun hızölçeri, bu ihtiyacımızı gidermemizi sağladı.

3. Sesli metin okuma: Bazı arayüzler teknoloji-nin potansiyelini ortaya çıkarırken bazıları kulla-nıcınınkini çıkarır. Metin okuma arayüzü, okuma ve görme engeli bulu-nan veya kendini ifade edemeyen kişilerin çev-resindeki insanlarla ileti-şim kurmasını sağlayan ve bir içeriği anlamasına imkan veren önemli bir teknoloji. Sesli metin okuma arayüzü, görme engelli bir kişinin bir metni anlamasını sağlar-ken, Stephen Hawking gibi ALS hastası bir dahiye ses vererek onu anlamamızı sağlayan önem

4. Bilgisayar faresi: Bil-gisayar faresinden önce bilgisayarda bir işlem yapmak istenildiğinde komutlar klavye ile veril-mek zorundaydı. 1964’te mühendis Douglas En-gelbart ahşap bir dış yü-zey, devre kartı, bir çift metal tekerlek ve kab-loları bir araya getirerek bilgisayar ile etkileşim kurmayı başardı. Bugün kullandığımız bilgisayar faresi ise Xerox PARC’ta geliştirilerek insanların kullanımına sunuldu.

5. Sanal asistanlar: Bugün Siri ve Cortana gibi sanal asistanları daha çok “evi ara”, “hava nasıl” gibi komutlar için kullanıyoruz. Ancak doğal dil arayüzleri geliştikçe sağlıktan fi-nansa birçok sektördeki kompleks süreçlerin bu teknoloji ile yönetilmesi sağlanacak.

6. iPod klik tekerleği: Çevirmeli telefonlardan onlarca yıl sonra, Steve Jobs tüm pazarın ro-tasını değiştirecek bir başka çevirmeli teknolo-jiyi tanıttı. iPod herkese cebinde binlerce şarkıyı taşıma imkanı vermekle kalmıyor; aynı zamanda yeni bir cihazlarla etkile-şim yöntemi sunuyordu. Klik tekerliğinin oldukça fonksiyonel ve ergo-nomik tasarıma sahip olması, o dönem pazar-daki birçok taşınabilir müzik oynatıcısının tasa-rımına ilham oldu.

7. QWERTY klavye: İlk daktiloların önemli bir sorunu vardı. Yan yana bulunan iki harfe hızlı-ca basıldığında harfler birbirine karışır, dakti-olunun tuşları takılırdı. 1870’lerde, Milwaukee’de bir gazete editörü olan Christopher Latham Sholes, bu soruna çö-züm bulmak amacıyla en yaygın kullanılan harfleri not etti ve bu harflerin birbirinden uzakta yer aldığı bir yerleşim düze-ni oluşturdu. Bu düzenin adı ise QWERTY olarak adlandırıldı. Aynı ihtiyaç-tan yola çıkarak birçok ülke kendi dil yapısına uygun bir harf dizilimi gerçekleştirerek daktilo geliştirdi. Türkçe için en uygun klavye de F klav-ye olarak tanımlandı.

8. Tahmine dayalı yaz-ma: Geçmişteki küçük telefonlardan bugünün akıllı tuşsuz telefonlarına kadar hemen her cihaz-da yazmak bir zorluk ol-muştur. T9 gibi tahmine dayalı yazma sistemleri, yazma sürelerini kısaltır-ken daha kolay iletişim kurmamızı sağladı.

Xerox mühendis ve bilim insanları; iş ve gündelik

yaşamımızın seyrini değiştiren gelmiş geçmiş en önemli 35

arayüz buluşunu listeledi.


gezi

9. ATM: “2 Eylül’de ban-kamız saat 9’da açılacak ve bir daha hiç kapan-mayacak.” 1969 yılında bir banka bu sloganla duyurmuştu ilk ATM’yi. O günden bu yana, ATM’ler günün her saati verdiği hizmetle banka müşterileri için büyük kolaylık sağladı.

10. Otomatik geçiş sistemi (OGS-KGS): Gişelerde durup, para ödeyip yolculuğumuza devam ettiğimiz günler çok eski değil. Gişelerde kilometrelerce kuyruk oluşmasına sebep olan bu sistem yerine getiri-len ve elektronik olarak ücret tahsil eden oto-matik geçiş sistemleri, sürücüler için önemli bir sorunun çözümü oldu.

11. Abaküs: Yazılı nu-merik sistemin icadın-dan çok önce Babiller gibi antik kültürlerde ticaret yapılıyordu ve hesaplama işlemleri zorluk yaratıyordu. Aba-küs, toplama çıkarma işlemlerinin kolayca yapılmasını sağlayarak, e-ticaretten önce ticareti kolaylaştıran, hızlandıran ilk buluş oldu. Evrensel olarak herkesçe kullanı-labilen basit ve taşınabi-lir görüntüsü ile abaküs gelmiş geçmiş en iyi arayüzlerden biri.

12. Arama motoru: Sör Tim Berners-Lee Dünya Çapında İnternet Ağı’nı (World Wide Web) kur-duğunda içeriği manuel olarak dizinliyordu. Bu bilgi paylaşım ağının zamanla milyonlarca link barındırmaya başlaması ile daha kolay bir yol bulunması gerekti. İlk arama motoru sayfa-ları onlarca link ve yazı ile göze çok karmaşık gelse de Google’ın ana sayfadan her şeyi kal-dırıp yalnızca bir arama çubuğu koyması arama motorunun evrensel bir arayüze dönüşmesini sağladı.

13. Grafik kullanıcı ara-yüzü (GUI): Tıklamak, sürükleyip bırakmak; açılan pencereler, ikon-lar, menüler gibi kav-ramların hiçbiri, bir grup vizyoner bilim insanının masaüstü olarak bilinen kullanıcı arayüzünü icat etmesine kadar haya-tımızda yer almıyordu. Xerox PARC’tan Alan Kay ve bir grup çalışma arkadaşı, bilgisayarları komut satırı arayüzün-den bugünkü kullanıcı arayüzüne taşıyan kişiler oldu.

14. Alfabeleştirme: Yazının ortaya çıkması ile listeler, kataloglar ve rehberler de oluşturul-muştu; ancak alfabeleş-tirme bulunmadığı için bunlar arasında bir şey aramak büyük zahmet gerektiyordu. Alfabeleş-tirme ile bilginin organi-ze edilmesi sağlandı ve bugün dahi insanlık için önemini koruyor.

15. Uzaktan kumanda: 1898’de Nikola Tesla dünyanın ilk uzaktan kontrol edilen teknesini tanıttığında insanlık araçları belli bir mesafe-den kontrol edebilecek bir yöntemi de öğrenmiş oldu. Tesla bu “tele-o-tomasyon” sisteminin savaşlarda kullanılabi-leceğini öngörmüş olsa da hayatımızda bu denli önemli bir rol oynayaca-ğını düşünmemişti. Bu-gün herkes televizyonu-nu uzaktan kumanda ile kontrol edebilme şansını Tesla’ya borçlu.

16. Lamp tutacağı: 1945’te Thomas Lamb’in kesici aletlerin tutulması için tasarladığı ve kendi adı ile anılan, insan elinin anotomisine uygun tu-tacak, o zamana kadar üretilenlerin en iyisiydi. Sağ ve sol ellerin bir nesneyi en iyi şekilde kavraması esas alınarak geliştirilen bu tasarım, zaman içinde bıçak sap-larından, çaydanlık sap-larına, cerrahi araçlardan bavullara kadar, insan elinin tuttuğu her eşya-da doğal kavrama hissi verecek şekilde kendine kullanım alanı buldu.

17. Gösterge tablosu: 1950’lere kadar uçak, vapur ve tren gibi ula-şım araçlarının hareket saatlerini gösteren hare-ketli harf ve rakamlardan oluşan gösterge tabloları manuel olarak güncelle-niyordu. Saat ustası iki İtalyan kuzenin geliştir-diği sistem ile bu ekran-ların uzaktan otomatik olarak güncellenmesi sağlandı.

18. İnternet aktarmalı sohbet (IRC): Slack, Whatsapp ve hatta AIM’den (AOL instant messenger) önce in-ternet üzerinden IRC ile sohbet ediliyordu. Arayüzü ilkel ve ham olsa da çevrimiçi sohbeti hayatımıza sokan ilk araç IRC oldu.

19. Dijital zaman çi-zelgesi: Xerox PARC’ın geliştirdiği grafik kullanı-cı arayüzü kişisel bilgisa-yarlar için ne ifade edi-yorsa, EditDroid de film montajı için aynı öneme sahipti. LucasFilm’de geliştirilen EditDroid; dijital bir zaman çizelge-si, montajı yapılmamış klipler için simgeler ve doğrusal olmayan dijital film ve sesler için dü-zenleme yapma fikri ile tasarlandı ve tanıtıldı. Bu andan sonra dijital düzenleme film yapım-cıları için olmazsa olmaz haline geldi.

74 ZOOM Temmuz 2016

20. 7 parçalı dijital gösterge: Yedi parçalı çubuktan oluşan bu ara-yüz, 1’den 9’a kadar ra-kamların ve “A,b,C,d,E,F” harflerinin elektronik olarak gösterilmesini sağladı. Bu arayüz bulu-şu kendini yaygın olarak dijital hesap makineleri, dijital saat ve kronomet-relerde gösterdi. Dijital saatler, panolar ve dijital hesap makineleri günü-müze kadar en yaygın kullanılan dijital göster-ge arayüzü oldu.

21. Web tarayıcısı: İnternetin niş bir tek-nolojiden kitle piyasa fenomenine dönüşmesi için güçlü bir arayüz gerekiyordu. Bu arayüz standart bir grafik kul-lanıcı arayüzü yaratmak için oluşturulan ilk web tarayıcısı Mosaic oldu. NSCA’nın (National Cen-ter for Supercomputing Applications) Mosaic adını verdiği tarayıcı, kullanıcılara ilk kez bir URL çubuğu, geri/ileri/tekrar yükle tuşları ve görüntüler ile yazıların aynı pencerede görün-mesini sağlayan satır içi grafikler sundu. Bu da o yıllarda milyonlarca, şu an ise milyarlarca kullanıcının İnterneti daha kolay ve işlevsel bir şekilde kullanmasını sağladı.

22. Dondurma çubuğu: Bütün bir dondurmayı hiçbir yere dökmeden, bulaştırmadan yememizi sağladı. Ama her zaman başarılı olduğu söylene-mez.

23. WYSIWYG: İngiliz-ce’de “What You See Is What You Get” sözünün baş harflerinden oluşan bir bilgisayar terimi. Türkçe’de “Ne Görüyor-san Onu Alırsın” anlamı-na geliyor. Bilgisayarların henüz pek gelişmediği dönemlerde, bilgisayar-da yazı yazılması ve çıktı alınması zahmetli ve kar-maşık bir işti. Ekranda görünen yazı standart bir yazı karakterindeydi ve kelimeler arası boş-luklar, baskı alındığında ekranda göründüğü gibi çıkmıyordu. Aynı zamanda bir yazıyı koyu (bold) olarak yazabilmek için kelimenin başına ve sonuna ‘^B’ yazmak gerekiyordu. Bir zaman sonra Xerox PARC mühendisleri Bravo adını verdikleri bir doküman düzenleme aracı geliştirdi ve bu araçla ekranda görünen yazının aynı şekilde baskısını almak mümkün oldu. Bugün bu para-digma WYSIWYG adı ile biliniyor.

24. Yelkovan: İlk saatler zamanı doğru olarak göstermek konusunda oldukça zayıftı. Saat-lerde yalnızca akrep bulunduğundan daki-kalar hesaplanamıyor ve gösterilemiyordu. Saat sarkacının icadı ile dakikalar da hesaplan-maya başlandı ve saatler kesinlik kazandı.

25. Hamburger ikonu: Hamburger ikonu, Xerox buluşu grafik kullanıcı arayüzünde saklı menü öğelerini belirtmek için kullanılan bir stenogra-fiydi. Şimdilerde mobil teknolojilerdeki ilerle-meler ve web tasarımın geçirdiği evrim ile ham-burger ikonu da ortadan kalktı.

26. E-kitap okuyucular: İnternetin basılı kitap okuma alışkanlıklarını kötü yönde etkilediği söylense de; e-kitap okuyucular, kitap satın alma ve okuma biçimini değiştirdi. Ayarlanabilir font ve parlaklık, kelime-nin sözlük anlamını gös-teren hyperlinkler, not alma kolaylığı ve geniş depolama alanıyla bir-çok kitabın tek cihazda toplanabilmesi e-kitap okuyucularının rağbet görmesini sağladı.

27. Hipermetin (Hyper-text): Hipermetin kavra-mı, bir yazının referans ve link ile başka bir yazı-ya yönlendirilmesini ifa-de ediyor. Douglas En-gelbart’ın ve daha sonra Sör Tim Berners-Lee’nin geliştirdiği hipermetin, bugün internetin temel arayüzlerinden biri ko-numunda.

28. Hashtag: Hash-tagler, insanların sosyal ağlar üzerinden örgüt-lenmesinin ve iletişim kurmasının yeni ve güçlü bir yolu. Özellikle toplumsal tepki yaratan olaylarda hashtagler ile yazılan mesajların sayısı milyonlara ulaşabiliyor. Hastagler, referans konu kelime ve tanımlamala-rın gruplanması ve takip edilmesi için de kullanı-lıyor.

29. Arayan kimliği: Ted Paraskevakos alfanume-rik bilgiyi telefon hatları üzerinden ulaştırmayı başarmadan önce çalan bir telefon tam bir mu-ammaydı. Telefonların arayan kişinin numara-sını, bilgisini göstermesi ile telefonlarla olan iliş-kimiz de büyük değişim geçirdi.

haber


Fotokopi makinesinden grafik arayüzüne, ethernet kartından lazer yazıcıya kadar birçok buluşun sahibi olan ve adı inovasyonla bütünleşen Xerox’un mühendis ve iş analistlerinin, binlerce arayüz

buluşu arasından önceliklendirerek tanımladığı en önemli arayüz buluşları listesi “bilim insanı gözü ile geçmişten bugüne hayatımızı derinden etkilemiş arayüz buluşlarını öne çıkarıyor. Buluşların, yeni teknolojilerin hayatımızda yer edinmesinde önemli bir rol oynayan arayüzler, geçmişte olduğu gibi

gelecekte de insanlığın yaşam şekillerini dönüştürmeye ve kolaylaştırmaya devam edecek.

30. Kapasitif dokun-matik ekran: iPhone ilk dokunmatik telefon ol-masa da bu özelliği doğ-ru kullanan ilk telefondu. Komut için baskı gerek-tiren dirençli dokunma-tik ekranların tersine; kapasitif dokunmatik ekranlar dokunurken, kaydırırken, büyütürken parmak uçlarımızdaki elektriksel yükü kulla-nıyor. Bu dokunmatik ekranlar mobil teknolo-jilerin bu denli yaygınlık kazanmasında çok önemli bir rol oynadı.

31. Uydu seyir sistemi ve GPS:Hiçbir harita kusursuz değildir. Ancak bugün kullandığımız haritalar mükemmele çok yakın. Arabalarımızda, mobil cihazlarımızda ve daha birçok araçta kullandı-ğımız bu teknolojiler en doğru coğrafi bilgiyi bize sunuyor, adres bulmak, bir yere kolayca ulaşma-da bize uydu destekli bir konfor sağlıyor.

32. Jest - mimik algı-lama: Yeni yazılım ve donanımların çalışma prensibinin jest ve mi-mikler ile oluşturulması yönünde günümüzde büyük bir çaba var. Bugün perakendecile-rin müşterilerin işaret dilini incelemesi, bilim insanlarının jestlerle kontrol edilebilen robot üretme çabaları, gelecek teknolojilerinin jest ve mimiklerimizi birer ara-yüz olarak kullanacağını gösteriyor.

33. Yakın alan iletişimi (NFC): Günümüzde insanlar ve makineler arası olduğu kadar ma-kineler arası iletişim de olağan hale geldi. Ma-kineler arası etkileşimin en büyük zorluklarından olarak kabul edilen güvenlik akreditasyonu-nun üstesinden NFC ile gelmek mümkün. NFC, mobil ödeme imkanını konsept bir kavram ol-maktan çıkarıp pratiğe dönüştürdü.

34. Uygulama prog-ramlama arayüzü (API): Bugünlerde tüm objeler bir yazılıma sahip olma-ya başlarken yazılımlar arasında köprü görevi gören API’nin önemini unutmamak gerekiyor. API olmaksızın kullanıcı-lar Facebook hesaplarını istedikleri her yerden kullanamaz, geliştiriciler Google Maps gibi uygu-lamaların yazılımlarından yeni uygulamalar yarat-mak için faydalanamaz-dı. API’ler, geliştiricilerin web’i günümüzdeki gücüne ulaştırmalarında önemli bir yardımcı rol üstlendi.

35. Sanal gerçeklik: Sanal gerçeklik teknolo-jisi askeri, sağlık eğitimi, fobi terapisi, mimarlık, tasarım, arkeoloji ve eğlence gibi birçok alanda kullanılıyor ve kendisi için hala kuluçka döneminde diyebiliriz. Ancak daha şimdiden her alanda büyük adım-lar atılmasına yardımcı oluyor. Fotokopi makinesinden grafik arayüzüne, ether-net kartından lazer ya-zıcıya kadar birçok bu-luşun sahibi olan ve adı inovasyonla bütünleşen Xerox’un mühendis ve iş analistlerinin, binlerce arayüz buluşu arasından önceliklendirerek tanım-ladığı en önemli arayüz buluşları listesi “bilim in-sanı gözü ile geçmişten bugüne hayatımızı de-rinden etkilemiş arayüz buluşlarını öne çıkarıyor. Buluşların, yeni tekno-lojilerin hayatımızda yer edinmesinde önemli bir rol oynayan arayüzler, geçmişte olduğu gibi gelecekte de insanlığın yaşam şekillerini dönüş-türmeye ve kolaylaştır-maya devam edecek.

76 ZOOM Temmuz 2016

ATIN KAS ve İSKELET SİSTEMİKAS YAPISI: Omurga, bağ

sistemi ile desteklenir. Boyun esnektir. (Bağlar kolayca zarar görebilir.) Tendonlar ve bağlar, kaslar gevşediğinde bile kemikle-rin aynı hizada durmasını sağlar. Karın kasılarak sırtın yukarı doğru kavis vermesini sağlar.

OMURGA YAPISI: Atın omur-gasının oldukça sert bir yapısı vardır. Bu yapı atın ağırlığını taşı-ması ve arka bacakların kuvveti ile baş edebilmesi için gereklidir. Cidagodan sağrıya kadar uzanan omurların kısıtlı bir hareket kabi-liyeti vardır. Eyerin altı ve hemen ardındaki bölgede oluşan kavis önemlidir. Atın kas ve bağ zin-

cirinin iki önemli destek noktası vardır:

1) Lumbosacral Eklem2) Boynun cidago ile birleştiği

noktaBu destek noktalarını bir köprü-

nün ayağı olarak düşünürsek, atın sırtı köprünün zeminini oluşturur. Kas zincirinin (köprünün) iki ba-şının herhangi birinden yapılacak bir geri çekme hareketi sırtın (zeminin) yukarı doğru kavislen-mesini sağlar. Atın bir köprücük kemiği yoktur. Köprücük kemiği olmadığından atın omurgası ön bacaklara kemikle bağlı değildir, bir kas dokusu ile bağlıdır. Bu kas dokusu atın bir yandan diğer yana hareketini sağlar.

İSKELET YAPISI: Arka baca-ğın 3 başlıca eklemi, (kalça, diz, sağrı) lumbasacaral eklem ile bir-leşerek arka ayakları ileri doğru sürüp güç oluşturarak atın sırtını taşımasını sağlar. Boyun omuru boyun çizgisini takip etmez. (Cidagonun hemen ilerisinde sonra erer.)

ATIN DUYULARIİŞİTME: Atlar; iletişim kurmak

için dokunma, koklama ve işitme duyularını kullanırlar. Özellikle işitme duyuları insanlara oranla çok gelişmiştir. Örneğin ; 25 yaş altı bir insanın duyma kapasitesi 20 Hz. İle 20 KHz. Arasında iken bir atın işitme kapasitesi 55 Hz ile 35 KHz. Arasındadır. Bu da onların bizim duyamayacağımız frekanstaki sesleri duyabildikleri anlamına gelir. Bu da ortada bir neden yokken dikkatlerinin nasıl bir anda dağılıverdiğini açıklar. Aynı zamanda kulak-larını 180o’den fazla çevirebilir ve oldukça uzak mesafelerdeki sesleri duyabilirler.

Genellikle atın kulaklarının yönü bize gözlerinin baktığı yönü gösterir. Kulaklar bize, aynı zamanda atın ruh hali hakkında da bilgi verir. Dikilmiş kulaklar, irkilmiş veya ilgisini bir noktaya

At İnsanın en ESKİ dostu;

ZİYATUNAÇ

Hep birşeyler yazmak istemişimdir yıllarca yazdığım her metin görsel basında olduğum için adeta uçup gitmiştir, sevgili dostum Birol Bebek ile olan arkadaşlığımız çok uzun

yıllara dayanır. ZOOM dergisi yayına başladığı yıllardan ta bugünlere kadar hep konuşmuşuzdur dergiye birşeyler yazmakla ilgili; hayat o kadar yoğun ve hızlı yaşanıyor ki kısmet bugüneymiş...

Artık binicilik sporuyla ilgili tüm gelişmeleri engel yarışlarını atların yaşama kattığı pozitif

etkileri, sağlık ve spordaki etkileşimlerini insa-noğluyla olan güçlü bağını kısaca ata sporumuz olan binicilik sporuyla ilgili her konuyu artık her ay ZOOM dergisinde geniş bir şekilde ele alacağız. Her ay atlarla ilgili farklı bir konuyu ele alacağımız yazı dizilerimizde sizlere genel bilgiler vermenin yanı sıra Kıbrıs’taki binicilik faaliyetlerinide yakın takibe alacağız..

ilk yazımız atların genel yapısı ve geçtiğimiz ay düzenlenen 3.Şayan Havva Tunaç Engel Yarışının tüm detayları...


Bu yıl 3.’sü gerçekleştiri-len Şayan Havva Tunaç Engel Yarışı, Tunaç Atlı Spor Kulübü’nde ger-

çekleşti. Kuzey Kıbrıs’ta binicilik sporunun gelişmesinde büyük emekler harcamış Havva Tunaç bu sporun Kıbrıs’taki gizli kahra-manlarından biriydi.. 2000 yılında kaybettiğimiz Havva Tunaç anısına düzenlenen engel atlama yarışlarıyla, binicilik sporunun gözle görülür bir şekilde ilerleme-si dikkat çekti.

60 cm, 80 cm, 1 metre ve Jump off kategorilerinde gerçekleşti-rilen yarışlarda, Royal Atlı Spor Kulübü, Asya Atlı Spor Kulübü ve Tunaç Atlı Spor Kulüpleri müca-dele etti. Yarışlara Stormax, Kaan Motors ve Başkent Hastanesi kat-kı koyarak binicilerin güvenli bir ortamda yarışmasını sağladı.

3.Şayan Havva Tunaç Engel yarışında dereceye girenler;

60 CM. Kategorisinde1.Melissa Aksaç Tayfun isimli atı ile 2.Altuğ Tatlısulu Güneş isimli atı ile3.Jasmine Çelebioğlu Zorba isimli

atı ile gelirken

80 cm.Kategorisinde1.Kerem Binjeman Artist isimli atı ile2.Jasmine çelebioğlu Gunner isimli atı ile3.Asya alpler Bulgari isimli atıyla geldi.

Günün üçüncü yarışı olan 1 metre kategorisinde ,1.Asya Alpler Bulgari isimli atı ile2.Altuğ Tatlısulu Güneş isimli atı ile,3.Melissa Aksaç Tayfun isimli atıyla geldi

Bu anlamlı günün değerlendir-mesini ise Binicilik federasyo-nunun resmi hakemleri Prof. Dr. Huriye Kaya binicilik eğitmeni Ahmet Özkaram ve spor ve Do-ping Kurulu Üyesi Ahmet Pehli-van yaptı.

Günün en heyecanlı yarışı süphesiz eleme usulu ve engel yüksekliğinin artırılmasıyla gerçekleşen Jump-off yarışıydı toplamda 6 yarışmacının katıldığı yarışta Altuğ Tatlısulu ile finale kalan Asya Alpler Bulgari isimli atıyla 1.20 atlayarak günün şam-piyonu oldu.

odaklamış olan bir atın göster-gesi iken, ileri doğru uzanmış kulaklar çalışma halinde olan (ör; engel atlama, dresaj vs.) ve dikkatini toplamış yaptığı işten mutlu olan bir atın göstergesidir. At; korktuğu, ürktüğü, sinirlen-diği, veya acı hissettiği zaman kulakları geriye doğru hareket eder. Atlar, ses tonuna karşı duyarlıdırlar. Sinirlilik ifadesi olan sert tonla, sevgi ifadesi olan yumuşak tonları çok iyi bir şekilde ayırt edebilirler.

TAT ALMA ve KOKLAMA: Vahşi atlar koklama duyularını taze ot ve su aramak için kulla-nır. Çiftleşme döneminde koku alma duyusu, hem kısraklar hem de aygırlar için çok önemlidir. Bunun da ötesinde, tüm atlar kendi cinslerinden olanı kokla-yarak tanırlar. Atların korkunun kokusunu alabildikleri söylenir. Bu ne derece gerçektir bilin-mez ama gerçek olan bir şey; binicilerinin sinirlerini hissettik-leri kesindir. Atlar acı tat aldığı yiyeceği anında reddederler. Bu zehirli bitkileri yemelerini önle-yen bir korunma mekanizması-dır. At’lar şekerli yiyeceklerden çok hoşlanırlar. Kesme şeker ve Havucun eğitimlerde atı ödüllendirmek için kullanılması bu nedendendir. Ancak ata çok şeker verilmesi de ısırması için onu (özellikle el ile beslenirse) cesaretlendirebilir. Atların tat alma duyuları insanlara oranla daha az gelişmiş olduğundan, yiyecekleri yemeden önce ne olduğunu anlamak için koklar-lar. Ata normalde sevmediği yiyecekler verilirken içine şekerli yiyecekler konulması, yemi ye-mesine yardımcı olabilir.

GÖRME: İnsanlara kıyasla atın görüş açısı, daha geniştir ancak derinliği daha azdır. Gözler

başın her iki yanında olduğun-dan etrafı 1600 - 1700 açı ile görebilir. Bu da atın kuyruğunun arkası hariç etrafındaki her şeyi görebildiği anlamını taşır. Bir at gözlerini birbirinden bağımsız (biocular hareket) kullanabil-diği gibi birlikte de kullanabilir. (monocular hareket) Biocular olarak baktığında,mesafeleri ayırt edebilir ancak daha dar bir alanı görebilir.

Araştırmalara göre Atlar sınırlı olarak renk ayırt edebilir. Açık ve koyu renkler ile Kırmızı ve Mavi renkleri ayırt edebilir. Ancak YEŞİL ve GRİ’yi ayırt edemezler.

AT NASIL ODAKLANIRSakin ve serinkanlı oldukların-

da tek gözleri ile uzaktaki obje-lere odaklanabilir. Her iki gözünü aynı anda bir noktaya odakla-dığında görüş açısı burnunun altına doğrudur. (dümdüz karşısı değil) yani baş - boyun aldığında sadece 2m. Çapında yeri görebilir. İlerisini sadece başını kaldırdığında görebilir. Fotoğrafların büyük bir kısmın-da atların maniye yaklaşırken kafalarını kaldırdığını görürüz. Eğer binici atın kafasını kaldır-masını engellerse, at panikler ve daha hızlı gitmeye çalışır. Bunun nedeni atın önündeki nesne-leri görmek istemesidir. Engel atlamada atın kafasını sabitle-yecek malzemeler kullanılması, binici için tehlikeli olabileceği gibi doğru da değildir. Bakış açı-larının dışında oluşan seslerden rahatsız olduklarında kafalarını kaldırmak isterler.(etraflarını bu şekilde daha rahat görebildikleri için.) Bu durumda da atın başını sabitleyecek aletler kullanıldı-ğında korku ve gerginlik belir-tileri gösterirler. (Kantarmayı normalden fazla çiğnemek, ve dişlerini gıcırdatmak, vs. ).

3.ŞAYAN HAVVA TUNAÇ ENGEL YARIŞI

haberhaberhaber

KIZ ÇOCUKLARIN BABALARI İÇİN BİR YIL İÇİNDE YAPTIĞI HARCAMALAR Doğum Günü 80,64Yılbaşı 100,97Yıldönümü 37,80Babalar Günü 60,44Dışarı Çıkma 35,74Tatil Hediyesi 34,65Spontan Hediye 33,56Yemek- İçecek 70.35TOPLAM 454,15 ERKEK ÇOCUKLARIN BABALARI İÇİN BİR YIL İÇİNDE YAPTIĞI HARCAMALAR Doğum Günü 74,47Yılbaşı 91,90Yıldönümü 35,28Babalar Günü 56,87Dışarı Çıkma 39,98Tatil Hediyesi 35,45Spontan Hediye 35,70Yemek-İçecek 84.76TOPLAM 454,41

BU ARAŞTIRMA BABALARI ÜZER

78 ZOOM Temmuz 2016


İngiltere’de yapılan bir araştırma, “Kız çocukların babaya, erkek çocukların da anneye düşkün oldukları” kanısının pek de doğru olmadığını ortaya koydu.

Kızların sadece yüzde 14’ü, babalarını annelerinden daha yakın görüyor. Erkeklerde ise bu oran yüzde 13’e kadar düşüyor.

İngiltere’de yapılan bir araştırma, oldukça yaygın olan “Kız ço-cukların babaya, erkek çocukların da anneye

düşkün oldukları” kanısının pek de doğru olmadığını ortaya koydu .

Para dağıtan site Avantajix.com’un kurucu ortakların-dan Güçlü Kayral’ın “Babalar Günü” dolayısıyla gündeme taşıdığı araştırma, İngiltere’de hem anne hem de babası hayatta olan 2 bine yakın yetişkin üzerinde yapıldı.

Çocukların ebeveynlerinin özel günlerine verdikleri önem ile yaptıkları harcama-ların incelendiği araştırmaya göre, annelerin özel günleri her zaman hatırlanırken, babalara ait özel günler kimi zaman akıldan çıkabiliyor.

Kızların yüzde 20’si ba-balarının doğum gününü unuttuklarını ya da babalar gününde hediye alamadıkla-rını itiraf ediyor.

Erkek çocuklar için ise bu durum daha yüz kızartıcı. On-ların da yüzde 30’u babalarını özel günlerinde unutabildik-lerini söylüyorlar.

Araştırmanın babaları en derinden yaralayan kısmı ise çocuklara ebeveynlerine yakınlıkları ile ilgili yönelti-len sorulara verilen yanıtlar. Kızların sadece yüzde14’ü, babalarını annelerinden daha yakın görüyor. Erkeklerde ise bu oran yüzde 13’e kadar düşüyor.

Annelerle, babalara nazaran daha kaliteli zaman geçir-diklerini söyleyen çocukların oranı da yüzde 53’ü buluyor.

HARCAMALARDA BABA-LAR HEP İKİNCİ SIRADA

Çocuklar için konu ebevey-nlerine karşı hassasiyet ol-duğunda her konuda olduğu gibi harcamalarda da anneler sürekli ilk sırayı alıyor.

Anneleri mutlu etmek için bir yıl boyunca harcanan para 835 TL’ye kadar çıkarken, ba-balara ayrılan bütçe 454 TL’de kalıyor. Babalar, kız ve erkek çocuklarından yılbaşında 90-100 TL, doğum günlerinde 74-80 TL, babalar gününde de 56-60 liralık hediyeler alıyorlar. Kızlar babaları için aldıkları spontan hediyeler için 33 lira, baba-kız yemek-leri için 70 lira; erkekler ise spontan hediyeler için 35 lira, baba-oğul yemekleri için 85 lira harcıyorlar.

TÜRKİYE’DE DE FARKLI DEĞİLGüçlü Kayral’a göre araştır-

ma sonuçları ile hem Türki-ye’deki resmi kuruluşlarca duyurulan rakamlar, hem de 300 tanınmış online alışveriş sitesini bir çatı altında topla-yan cashback sitesi Avanta-jix’in datası örtüşüyor.

Nakit alımlar hariç geçen yıl Babalar Günü’nde 4,5 milyar, Anneler Günü’nde ise 5,8 mil-yar lira harcandığının resmi kaynaklarca açıklandığının altını çizen Kayral, “Avantajix.com üzerinden Anneler Günü dolayısıyla alınan hediyelerin ortalaması 130 TL düzeyin-deyken, Babalar Günü’nde alınan hediyelerin ortalaması 122 TL’ye düşüyor” diyor.

82 ZOOM Temmuz 2016

Her daim genç kalabilmek herkesin hayali. Aslında bir-kaç pratik öneriyle zinde ve enerjik hissetmek mümkün.

Yapılan araştırmalar genç kalmaktaki en önemli şeyin kendini önemsemek,

aileye vakit ayırmak ve bol kahkaha atmaktan geçtiğini gösteriyor. Liv Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksoy genç ruhlu ve zinde bir şekilde yaş almanın püf noktalarını anlattı.

Her Daim Genç Kalmak Mümkün

DIYET BAĞIMLISI OLMAYIN: İnsanlar genelde birkaç parça meyve ya da sebzeyle sağ-lıksız diyetler yapıyor. Diye-tinizi yaparken mutlaka bir uzmandan yardım alın, yiye-ceklerinizi, hazırlayış şeklinizi değiştirin. Arkadaşlarınızla yemekte buluşarak sosyal hayatınızı hareketlendirin. Tabii kilonuzu ortalama bir yerde tutmayı ihmal etmeden. Diyetiniz hayat boyu yeme şekliniz olmalı. Pazartesileri veya haftanın belli gününde başlaması planlanan diyet programları başarısızlığa mahkumdur. Günde beş por-siyon meyve veya sebze ye-meyi ihmal etmeyin.

YÜRÜYÜŞ YAPIN: Hava şartları izin verdiği sürece açık hava yürüyüşleri ya-pın. Tabii güneş ışın-larından korunmayı ihmal etmeyerek. Gün içinde en yarım saat tempolu yürü-yüş yaparak hem fiziksel he de ruhsal olarak rahatlayabi-lirsiniz.

KAHVE YERINE BITKI ÇAYI TERCIH EDIN: Kahvenin faz-lası sağlık için yararlı değildir. Gün içinde pek çok sayıda kahve tüketiyorsanız 2 fincanı bitki çayıyla değiştirebilirsiniz. Meyve ve sebzeler önemli oranda antioksidan içerir. Antioksidanlar yaşlanmayı hızlandıran serbest radikalleri etkisiz hale getirir.

ZEYTINYAĞI TÜKE-TIN: Zeytinyağının faydaları saymakla bitmiyor, ömrü uza-tıyor, kalp damar hastalıklarına iyi geliyor, doğal bir anti aging etkisi yapıyor.

BRONZLAŞMAYIN: Güneşin ısı verme, D vitamini yapımı, in-san psikolojisine olumlu etkisi gibi pek çok faydası var. Ancak son yıllarda ozon tabakasında oluşan incelme sonucu güneş ışınları yeryüzünü daha çok etkiliyor. Buna bağlı olarak güneş yanıkları, deri kanseri oluşumu, ışığa bağlı alerjik hastalıklar ve ışığa bağlı cilt yaşlanması riski artırıyor. Bu nedenle özellikle yaz ayların-da güneşten bilinçli bir şekilde korunmak gerekiyor. D vita-minini üretmek için, dışarıda yapılan ve uzun süre güneşte kalmanızı gerektirmeyen ak-tiviteler yeterlidir. Unutmayın fazla güneş cildinizi yaşlandı-rır ve sizi daha yaşlı gösterir.


Aslında birkaç pratik öneriyle zinde ve enerjik hissetmek mümkün. Yapılan araştırmalar genç kalmaktaki en önemli şeyin kendini önemsemek,

aileye vakit ayırmak ve bol kahkaha atmaktan geçtiğini gösteriyor.

HER GÜN BIR PORSIYON YEŞIL SALATA TÜKETIN: Salatalarınızı yaparken çeşitli yeşillikler kullanmayı ihmal etmeyin. Salatalara ıspanak, semiz otu ve hindiba gibi seb-zeler ekleyin. Yeşil yapraklı bitkiler, kalp ve kanser gibi hastalıklardan korunmaya yardımcı olan antioksidanla doludur.

SIGARA IÇMEYIN: Sigara içmeyin ve sigara dumanı olan yerlerden uzak du-run.

HAYATINIZDAN KAHKAHAYI EKSIK ETMEYIN: Her şeyi gereğinden fazla ciddiye alarak kendi-nize gereksiz dertler yüklemeyin. Bu sizi yıpratacak hatta yaşlandıracaktır.

AILE CANDIR: Yoğun iş ha-yatı, günlük koşuşturma içinde ailenize vakit ayırmayı unutmayın. Ailenizle birlikte oldukça ve bağlarınızı güç-lendirdikçe kendiniz daha iyi ve zinde hissedecek, her türlü zorluğun üstesinden geldiği-nizi göreceksiniz.

YÜKSEK TANSIYON, KOLESTEROL VE DIYABETE DIKKAT EDIN: Kronik hasta-lığınız varsa kontrol-lerinizi sakın ihmal etmeyin. Ve hasta-lığınızla yaşamanın ipuçlarını mutlaka doktorunuzdan öğ-renin.

KENDINIZ IÇIN VE ÇEVRENIZ IÇIN IYI ŞEYLER DILEYIN: Gü-nümüz insanlarının en büyük sorunu hastalıkların oluşma-sında büyük etkiye sahip olan stres ve depresyon. Yapılan araştırmalar inançlı olmanın ve dua etmenin olumsuz dü-şünceleri olumluya çevirdiğini gösteriyor.

HOBI EDININ: İş ve hayat sı-kıntılarından kaçış için kendi-nize zaman ayırın ve sizi daha iyi hissettirecek ve arkadaş-larınızla paylaşabileceğiniz hobiler edinin.

84 ZOOM Temmuz 2016

Yeni sezon hazırlıkları-nı tamamlayan Olive Farm Guesthouse; misafirlerini bekliyor.

Datça Olive Farm’ın yeşilliklerle çevrili çiftliğinde, organik bahçe-leri içinde yer alan Guesthouse; yaz sezonunu Mayıs ayında açtı.

Başta zeytin olmak üzere, birçok meyve ağacını içerisinde barındıran 400 dönüm arazi içerisindeki çiftliğik, bu ayrıcalığı yaşamak isteyenlere 13 odayla

hizmet veriyor. Misafirler, zeytin ve portakal ağaçları gölgesin-deki taş evlerde huzur bulurken, çiftlik bünyesinde yetişen orga-nik ürünlerle, sağlıklı beslene-cekler.

Olive Farm’da gün, zeytin ağaçlarının altında sağlıklı bir kahvaltıyla başlar. Dalından ko-parılmış portakalların taze suyu, fırından çıkan ekmeklerin üze-rine sürülen anneanne reçelleri eşlik eder.

Kahvaltı sonrası keyfini, ister çimler üzerindeki hamakta din-lenerek, ister portakal ağaçları gölgesindeki havuzda serinleye-rek, isterseniz de şömine başın-daki kanepelerde kitap okuyarak yaşayabilirsiniz.

Deniz’e girmek isteyenler için ise Datça’nın muhteşem denizi ve koyları araba ile birkaç daki-kalık mesafede başlıyor.

Olive Farm’da yapacağınız yü-rüyüşlerde pek çok gizli bahçe

keşfedecek, rengarenk çiçeklerle karşılaşacaksınız.

Acıktığınızda yeşillikler içinde Gülay Abla’nın lezzetli yemekle-rinden tadabileceksiniz.

Spor yapmak isteyen misafirle-rimiz, tenis kortunda tenis oy-nayabilecek ve ya gökyüzünün harika vitraylarından süzülen şahane tonlarının renklendirdiği, spor salonunda ter atabilecekler.

Datça’nın yıldızları altında gün geceye dönerken ağustos bö-ceklerinin melodilerine, rüzgar-da salınan ağaçların gölgeleri eşlik ediyor.

Uykuya dalarken sade çiftlik hayatının rehaveti bedene ve zihne dinginlik getiriyor.

Dileyen, evlerine dönerken mekanın mağazasını ziyaret edebilir, çiftlikte yetişen orga-nik mahsullerden elde etdilen ürünlerden satın alma fırsatı bulabilirler.

www.olivefarm.com.tr

DATÇA’ DA, OLIVE FARM İÇİNDEKİ CENNET

TATLISU ZAMBAK TATİL KÖYÜ Yeşille Mavinin Birleştiği Eşsiz Bir Doğa Harikası

* Doğal, sakin ve temiz havası * Harup Restoranı* Bar * Lobi * Balık Tutma * Ücretli su sporları imkanı (Deniz bisikleti, kano gibi) * Wireless Internet Hizmeti

Tatlısu-Gazimağusa / KKTCCep: 0533 869 22 33 / 0533 826 1199

Fax: 0392 389 20 [email protected]

Facebook: Zambak Tatil Köyü

400 dönüm arazi içerisindeki çiftliğik, ayrıcalığını yaşamak isteyenlere 13 oday-la hizmet veriyor. Misafirlerimiz, zeytin ve portakal ağaçları gölgesindeki taş ev-lerde huzur bulurken, çiftlik bünyesinde yetişen organik ürün-lerle, sağlıklı beslene-cekler.

haber

TATLISU ZAMBAK TATİL KÖYÜ Yeşille Mavinin Birleştiği Eşsiz Bir Doğa Harikası

* Doğal, sakin ve temiz havası * Harup Restoranı* Bar * Lobi * Balık Tutma * Ücretli su sporları imkanı (Deniz bisikleti, kano gibi) * Wireless Internet Hizmeti

Tatlısu-Gazimağusa / KKTCCep: 0533 869 22 33 / 0533 826 1199

Fax: 0392 389 20 [email protected]

Facebook: Zambak Tatil Köyü

86 ZOOM Temmuz 2016

İlk Mezunumuzu Verdik

Ufaklıklar büyüyor. Yayın Koordina-törümüz Gülsüm

Gözenler’in kızı Gözde, geçtiğimiz ay hayatının ilk sınavını verdi. İlkokulu başarıyla bitiren güzel kızımız, artık yeni bir başlangıça hazır. Gelecek yıl ortaokula başlayacak güzelimiz öncesinde okul

bahçesinde düzen-

lenen diploma töreni ve ardından Dome Hotel gerçekleşen mezuniyet balosundaydı. Artık genç bir kız olma yolunda ilk adımını atan Gözde, ge-lecek için şimdiden plan yapmaya başladı. Ancak öncesinde dergimizdeki yeni işine odaklanmak zorunda.


Bella View Boutique Hotel, 10. Yaşını Kutladı

10. yılını dolduran Bella View Boutique Hotel, yıl dönümünü Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği yararına bir etkinlik düzen-leyerek kutladı. Telsim’in de destek verdiği etkinlikte Kıbrıs Sanat Müzik ve Bale Okulu’nun müzik dinletileri ve dans gösterileri yer aldı.

Sunuculuğunu Bülent Günkut’un yaptığı etkinliğe,

çok sayıda özel davetli yer aldı.

Kutlamada, Telsim’in “Kıbrıs’ta Çocuk Olmak ko-nulu” fotoğraf yarışmasında sergilenmeye layık görülen fotoğraflar dernek yararına satışa sunuldu. Fotoğraf satışıdan elde edilen gelirin tümü Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği’ne bağış-landı.

haber

Tunaç RidingClub

Kıbrıs'ın ilk Binicilik Okulu Karaoğlanoğlu/GİRNE

0533 851 38 13

Binicilik dersleriDağ gezisi + Piknik turları

Engel atlama dersleriÇocuklar için Midilli ve

Pony'lerle eğitim

FISTIK

fistikCOMPUTERS&ELEKTRONICS

Fıstık Bilgisayar Ltd. Okullar Yolu 77A-B K.kaymaklıLefkoşa / K.K.T.C. Mersin 10 / TurkeyTel : 0090 (392) 227 3 [email protected]

* FOTOKOPİ

* RENKLİ PRINT

* MİMARİ ÇIKTI

* PROJE KATLAMA MAKİNASI

* LAZER KESİM MAKİNASI

* BÜYÜK BOY POSTER BASKI

facebook.com/fistikcopycenter

90 ZOOM

Şubat- Hotel, Restoran, Kafe ve Gastronomi Fuarı- Orkide Yürüyüşü- Türk Film Günleri (Şubat-Nisan)- Lefkoşa Müzik Festivali (Şubat-Nisan)- Eşek Günü (Büyükkonuk Ekoköy)

Mart- DAU Uluslararası Sualtı fotoğrafçılığı ve Film Festivali- 10. Tepebaşı Lale Festivali (3. Hafta)- 10. Avtepe Kıbrıs Lalesi Festivali - Geçitkale Geleneksel 10 Mayıs Kutlamaları- 4. Beşparmak Tiyatro Festivali- DAU Uluslararası Futsal Turnuvası- HASDER Çocuk ve Hikâyeler Festivali- Eğitim ve Kitap Fuarı- İskele Belediyesi Kültür ve Sanat Festivali- 7. Uluslararası Şiir Toplantıları- 3. Bağlıköy Ekogün- 7. Lapta Turizm Festivali (Mart-Nisan-Mayıs-Haziran)

Nisan- Bellapais İlkbahar Müzik Festivali (Nisan-Mayıs)- 6. Mormenekşe Enginar Festivali- 23. Nisan Kurtuluş ve Çocuk Bayramı- 5. Yiğitler Köyü Global Enginar Festivali- 8. ODTÜ Tiyatro Festivali- 2. Hisarköy Bahar Festivali- 2. Gönendere Kültür ve Sanat Festivali- Müzik Express Rock’n DAU- Güzelyurt GÜSAD Festivali- 6. Mağusa Çocuk Festivali-Değirmenlik Geleneksel Çocuk Festivali-2. Akdeniz Ayrelli Festivali-3. Kıbrıs Kültür ve Sanat Festivali (Kanavaç)

Mayıs- GÜSAD Güzelyurt Kültür ve Sanat Festivali- Güzelyurt Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali- Bellapais İlkbahar Müzik Festivali (Nisan-Mayıs)- 3. Mehmetçik Eko gün- 5. Hisarköy Orkide Festivali- LAU İlkbahar Şenlikleri- 2. Luricina Köy Festivali- GAU İlkbahar Şenlikleri- 6. Kıbrıs Tango Festivali-ODTÜ Bahar Şenlikleri-DAU Kum Heykel Festivali-DAU Bahar Şenlikleri-16. UKÜ ‘Yaza Merhaba’ Şenlikleri-YDÜ Bahar Şenlikleri-6. Esentepe Kayısı Festivali (Nisan-Haziran)-HASDER Çocuk Festivali-9. Kıbrıs İpek Festivali (Bellapais Manastırı)-14. Büyükkonuk Geleneksel Ekogün-18. Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali-4. Mağusa Gençlik Günleri

Haziran- 4. Yıldırım Karpuz Festival- 4. Folklor ve Çocuk Festivali- 17. Türksoy Opera Günleri- 19. İskele Folklor Festivali (CIOFF)- 37. Güzelyurt Portakal Festivali (Haziran-Temmuz)- 46. İskele Festivali- 11. HASDER Çocuk Cümbüşü- 6. Hamitköy Kültür ve Dayanışma Şöleni- 3. Alaniçi Hasat Festivali- 5. Dikmen 11 Meşale Festivali- 18. Uluslararsı Mağusa Kültür ve Sanat Festivali (Haziran- Temmuz)- 4. Çınarlı-İncirli Mağara Kültürü ve Sanatı Festivali- 5. Lefke Ceviz Festivali- 9. Yeşilırmak Çilek Festivali- 4. Vadili Çocuk Festivali - 8. Gönyeli Çocuk Festivali

2014Şubat- Hotel, Restoran, Kafe ve Gastronomi Fuarı- Orkide Yürüyüşü- Türk Film Günleri (Şubat-Nisan)- Lefkoşa Müzik Festivali (Şubat-Nisan)- Eşek Günü (Büyükkonuk Ekoköy)





Kıbrıs Festivalleri

haber

90 ZOOM












haber












haber

90 ZOOM












haber












haber

90 ZOOM












haber












haber

90 ZOOM












haber

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

90.pdf 1 5.01.2016 12:53:59







92 ZOOM 92 ZOOM







92 ZOOM

haber

92 ZOOM 90 ZOOM

Temmuz- Beyarmudu Patates Kültür ve Sanat Festivali- Geleneksel Kısa Film ve Belgesel Festivali (Temmuz-Ağustos)- 19. Gönyeli Uluslararası Folklor ve Kültür Festivali- 7. Geleneksel Karpaz Sahil Cümbüşleri- 7. Esentepe Yabani Kayısı Festivali

Ağustos- 3. Alayköy Tahıl Festivali- 3. Taşkent Kültür Festivali- 11. Lefkoşa Belediyesi Uluslararası Folklor Festivali- 6. Ozanköy Harnup Pekmezi Festivali- Serdarlı Belediyesi Babutsa Festivali- 7. Yeniboğaziçi Siyah Kupa Festivali- 8. HASDER Lefkoşa Gençlik Günleri- Mağusa Kültür-Sanat Festivali (Ağustos-Eylül)- 3. Çamlıbel Köy Şenlikleri- 26. Kitap Festivali (Ağustos-Eylül)- 54. Uluslararası Mehmetçik Üzüm Festivali

Eylül- 7. Geçitkake Hellim Festivali- 12. Kıbrıs Tiyatro Festivali (Lefkoşa)- 7. Tatlısu Harnup Festivali- Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali (Eylül-Ekim)- Fençlik Merkezi Cümbüşleri- Kıbrıs Türk Sanatçıları Müzik Festivali- Avrupa’nın İncisi Güzellik Yarışması- UKÜ Uluslararası Gece- 3. Kalkanlı Çakısdes Festivali (Son Hafta)- 8. Vadilili Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali- 8. Yıllık Latin Dansları ve Müzik Festivali- 2. Geleneksel Mutfak Festivali- 2. Lefkoşa Klasik Caz ve Dünya Müziği Festivali- Efes Blues Festival

Ekim- 13. Zeytin Festivali (Girne)- 5. Çatalköy Kültür ve Sanat Günleri- GAU Geleneksel Cumhuriyet Koşusu- 15. Büyükkonuk Geleneksel Ekogün- Devlet Folklor Federasyonu Folklor Cümbüşleri

Kasım- 7. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali- Kuzey Kıbrıs Lefke - Uluslararası Sanat Festivali- 6. Kitap Festivali- 6. Cumhuriyet Folklor Festivali- Güzelyurt Tiyatro Günleri- 5. Lefke Hurma Festivali- 4. Klasik Ralli- 11. YDU Uluslararası Fotoğraf Günleri- 3. Doğanköy Alıç Festivali

Aralık- DAU Şarkı Günleri- UKÜ Yeni Yıla Merhaba Şenlikleri- GAU Yeni yıl Kutlamaları


haber



Eylül- 7. Geçitkake Hellim Festivali- 12. Kıbrıs Tiyatro Festivali (Lefkoşa)- 7. Tatlısu Harnup Festivali- Kuzey Kıbrıs Uluslararası Müzik Festivali (Eylül-Ekim)- Fençlik Merkezi Cümbüşleri- Kıbrıs Türk Sanatçıları Müzik Festivali- Avrupa’nın İncisi Güzellik Yarışması- UKÜ Uluslararası Gece- 3. Kalkanlı Çakısdes Festivali (Son Hafta)- 8. Vadilili Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali- 8. Yıllık Latin Dansları ve Müzik Festivali- 2. Geleneksel Mutfak Festivali- 2. Lefkoşa Klasik Caz ve Dünya Müziği Festivali










92 ZOOM 92 ZOOM







92 ZOOM

haber

92 ZOOM








haber













92 ZOOM 92 ZOOM







92 ZOOM

haber

92 ZOOM 90 ZOOM








haber













92 ZOOM 92 ZOOM







92 ZOOM

haber

92 ZOOM








haber













92 ZOOM 92 ZOOM







92 ZOOM

haber

92 ZOOM 90 ZOOM








haber













92 ZOOM 92 ZOOM







92 ZOOM

haber

92 ZOOM








haber













92 ZOOM 92 ZOOM







92 ZOOM

haber

92 ZOOM 90 ZOOM








haber













92 ZOOM 92 ZOOM







92 ZOOM

haber

92 ZOOM








haber








TECHNO ÖZ-İŞ (Alayköy Sanayi Bölgesi) TORNO ÖZ-İŞ (Lefkoşa Sanayi Bölgesi)Tel: 0533 853 1593 - 0533 870 9297 - 0392 225 3844

TECHNO ÖZ-İŞTORNO ÖZ-İŞ

• Kapı Başlığı • Trapez Saç • Tüp Bombe (Çelik Kazan) • CNC Plazma Kesimi • CNC Water Jet Kesimi (Sulu Kesim) • Torna İşleri • Ferforje İşleri • Çatı İşleri • Güneş Enerji Sistemleri • Hırdavat Satışı

• Alüminyum Kaynak İşleri • Saç Kesme ve Doğrama İşleri • Polietilen Su Depoları 1-10 Ton

747 85 22 (0392)

Zoom Temmuz 2016 Issuu 113

Documents

Transcript of Zoom Temmuz 2016 Issuu 113