TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

23
NKUBAP.00.R12.AR.15.01 nolu proje TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ DAVRANIŞI VE BAZI PSİKOLOJİK FAKTÖRLERDEKİ DEĞİŞİMLERİN İNCELENMESİ Yürütücü: Yrd.Doç.Dr. Gözde ERSÖZ Araştırmacılar: Doç.Dr. İlker ÖZMUTLU, Ar. Gör. Yasemin ARI, Okt. Serkan AYDIN Öğr.Gör. Erhan KARA, Okt. Tekin ÖZTÜRK 2017

Transcript of TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

Page 1: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

NKUBAP.00.R12.AR.15.01 nolu proje

TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI

SONRASI EGZERSİZ DAVRANIŞI VE BAZI

PSİKOLOJİK FAKTÖRLERDEKİ

DEĞİŞİMLERİN İNCELENMESİ

Yürütücü: Yrd.Doç.Dr. Gözde ERSÖZ

Araştırmacılar: Doç.Dr. İlker ÖZMUTLU,

Ar. Gör. Yasemin ARI, Okt. Serkan AYDIN

Öğr.Gör. Erhan KARA, Okt. Tekin ÖZTÜRK

2017

Page 2: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ DAVRANIŞI,

BAZI PSİKOLOJİK FAKTÖRLER VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERDEKİ

DEĞİŞİMLERİN İNCELENMESİ

Gözde ERSÖZ*, İlker ÖZMUTLU*, Yasemin ARI*, Serkan AYDIN*, Erhan KARA*, Tekin ÖZTÜRK**

*Namık Kemal Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Tekirdağ

** Namık Kemal Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Tekirdağ

ÖZET

Giriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı Namık Kemal Üniversitesi'nde çalışan personelin

egzersiz davranışının, bazı psikolojik faktörlerin ve fiziksel özelliklerin 8 haftalık teori odaklı

egzersiz danışmanlığı sonrası farklılığını incelemektir.

Yöntem: Çalışmaya Namık Kemal Üniversitesi' nde çalışan 50 personel (nerkek=27;

yaş=44.16±8.60 and nkadın=23; yaş=38.27±7.61) gönüllü olarak katılmıştır. Bu araştırma

kapsamında katılımcılara 8 haftalık egzersiz programı öncesinde ve sonrasında kişisel bilgi

formu, Genel Öz-Yeterlik Ölçeği (GÖYÖ), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Psikolojik İyi Oluş

Ölçeği (PİOÖ) ve Egzersiz Davranışı Değişim Basamakları Anketi (EDDBA) uygulanmış;

araştırma grubunun fiziksel özelliklerini belirlemek üzere TANİTA BC 545 N vücut analiz

tartısı kullanılmıştır. Araştırmaya katılan bireylere egzersiz programı öncesi ve program

süresince egzersiz danışmanlığı yapılmıştır. Katılımcıların araştırma süresince fiziksel aktivite

düzeyleri pedometre (adım sayar) aleti kullanılarak belirlenmiş ve katılımcılara günlük fiziksel

aktivite düzeylerini kaydetmeleri için egzersiz uygulamaları sonrasında toplanmak üzere bir

egzersiz defteri verilmiştir. Katılımcılara 8 hafta boyunca orta şiddette (30-45 dk tempolu

yürüyüş+30 dk direnç egzersizleri) antrenörler eşliğinde yaptırılmıştır. Araştırma grubunun

özelliklerinin tanımlanması için betimsel istatistik analizi, araştırmada ele alınan değişkenlerin

8 haftalık egzersiz uygulaması öncesi ve sonrası farklılıklarının incelenmesi amacıyla bağımlı

örneklemelerde t testi istatistik analiz yöntemi kullanılmıştır.

Bulgular: Yapılan analizler sonucunda katılımcıların 8 haftalık egzersiz sonrasında egzersizde

yer aldıkları safhada, adım sayılarında, psikolojik iyi oluş, genel öz-yeterlik düzeylerinde ve

fiziksel aktivite düzeylerinde artış; kilo, VKİ, yağ oranları, iç yağlanma oranları, sıvı oranları

ve metabolik yaşlarında azalış gözlemlenmiş; katılımcıların depresyon düzeyleri, kas oranları

ve kemik ağırlıklarında ise herhangi bir farklılık görülmemiştir. Egzersiz uygulamaları bittikten

1 ay sonra katılımcılar telefon ile aranmış ve onlara egzersize devam edip etmedikleri

sorulmuştur. Örneklem grubunum %72 (36 kişi)’ inin düzenli egzersiz yapamadığı

öğrenilmiştir.

Sonuç: Bu araştırma sonucunda, bireylerin egzersiz danışmanı eşliğinde katıldıkları egzersiz

programının onlara hem psikolojik hem de fiziksel olarak fayda sağladığı ve danışman ile

yapılan egzersizlerin egzersize devamlılık konusunda etkili olduğu söylenebilinir.

Anahtar Kelimeler: Genel Öz-Yeterlilik, Depresyon, Psikolojik İyi Oluş, Egzersiz

Danışmanlığı

Page 3: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

INVESTIGATION OF CHANGES IN EXERCISE BEHAVIOUR, SOME

PSYCHOLOGICAL FACTORS AND PHYSICAL CHARACTERISTICS AFTER THE

THEORY FOCUSED EXERCISE CONSULTANCY

Introduction and Aim: The purpose of this study was to determine the effects of a 8-week

theory-focused exercise counseling on exercise behaviour, some phychological factors and

physical characteristics of the staff of Namık Kemal University.

Methods: 50 university staff (nmale=27; age=44.16±8.60 and nfemale=23; age=38.27±7.61)

voluntarily participated in this study. The personal information form, General Self-Efficacy

Scale (GSES), Beck Depression Scale (BDS), Psychological Well-Being Scale (PWBS) and

Exercise Stages of Change Questionnaire (ESCQ) were administered to all participants and

TANİTA BC 545 N was used to determine the physical characteristics of the research group

before and after 8-week exercise program. Exercise counseling was provided to participants

before and during exercise program. Physical activity levels of participants were determined

using a pedometer during the study and an exercise booklet which was to be gathered after

exercise program was given to participants to let them record their daily physical activity levels.

Participants were made to exercise for 8 weeks with moderate intensity (30-45 min walk + 30

min resistance exercise) in company with trainers. Descriptive statistics was used in order to

define the characteristics of the research group, paired sample t test was used to determine the

significant differences between the two measurement mean change scores before and after the

exercise program.

Results: As a result of the analysis, at the stage of change in exercise, the participants’ count

of step, psychological well-being, general self efficacy and physical activity level were

increased; while their weight, BMI, fat ratios, internal fat ratios, fluid ratios and metabolic age

were decreased after a eight-week exercise program. There were no differences in depression

levels, muscle ratios, and bone weights of the participants. One month after the exercises were

over, the participants were asked on the phone if they continued to exercise or not. It has been

found out that 72% (36 individuals) of the sample group cannot exercise regularly.

Conclusion: As a result of this research, it can be claimed that the exercise program in which

the individuals participated and accompanied by the exercise counselor is both psychologically

and physically beneficial to them and that the exercises guided by the counselor are effective

on exercise dependence.

Key words: General Self-Efficacy, Depression, Psychological Well-Being, Exercise

Consultancy

Page 4: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

Giriş

20. yüzyılda teknolojinin gelişmesine paralel olarak toplumlarda meydana gelen

endüstrileşme ve makineleşme (bilgisayar, nükleer enerji kaynakları, petrol ürünleri vs.) serbest

zaman aktiviteleri için daha fazla zaman kazanmayı sağlarken; insanlar genel olarak hareketin

azalması yönünde bir yaşam tarzını benimseme eğilimine girmişlerdir (Açıl, 2006; Yan, 2007).

Her ne kadar insan bedeni hareket etmek ve fiziksel etkinliklere katılabilecek şekilde

düzenlenmiş olsa da egzersiz, ortalama bir yaşam biçiminin günlük uğraşları arasında

çoğunlukla yer almamakta ve insan bedeni uzun süre yapması gereken hareketleri yapmadan

hayatını sürdürdüğünde sahip olduğu bazı fonksiyonel yetenekleri azalmakta ve fonksiyonel

yetersizlikler de birçok hastalığa neden olmaktadır (Yan, 2007). Hareketsizliğe bağlı olarak

ortaya çıkan hipokinetik hastalıkların (Kraus ve Raab, 1961), önlenmesinde düzenli fiziksel

aktivitenin önemi birçok araştırmacı tarafından ortaya konmuştur (Bouchard, Blair ve Haskell,

2007; Gilmour, 2007). Yapılan bu çalışmalar düzenli fiziksel aktivitenin kan basıncını ve kan

şekerini kontrol altına aldığını, kolon kanseri ve koroner kalp hastalığı riskini azalttığını, kilo

kontrolünü sağladığını, damar ve kas-iskelet sistemi hastalıklarını önlediğini göstermiştir. Bu

fizyolojik etkilerinin yanında düzenli yapılan fiziksel aktivite zihinsel ve duygusal sağlığı da

pozitif yönde etkilemektedir (Cindaş, 2001; Özer, 2001). Araştırmalar düzenli fiziksel

aktivitenin ruh sağlığını olumlu yönde etkilediğini, stres ve anksiyete belirtilerini azalttığını,

öfke ve saldırganlık gibi duyguları kontrol altına almayı sağladığını, uyku kalitesini arttırdığını

ortaya koymuştur (Kennedy ve Newton, 1997). Fiziksel aktivite kişinin sağlığını, fiziksel

yapısını, esnekliğini ve kilosunu dengelediği için kendini algılama ve benlik saygısını arttırdığı

(Gleser ve Mendelberg, 1990) ve artan endorfinin pozitif duygu duruma öncülük ettiği

söylenmektedir (Daley, 2002). Fiziksel aktivitenin bu pozitif etkileri doğrultusunda birçok

gelişmiş ülkede fiziksel aktiviteye katılımı özendirmek, toplum sağlığının öncelikli hedefleri

arasında yer almıştır (Cengiz, Aşçı ve İnce, 2008). Bu hedefleri gerçekleştirebilmek, fiziksel

aktiviteye katılımı arttırmakla mümkündür ve bu bağlamda fiziksel aktivite davranışının

devamlılığı sağlamak için etkili olan psikolojik olguları ortaya koymak önemlidir. Son

zamanlarda, fiziksel aktivite ve egzersize ilişkin psikolojik faktörler ve kavramlar, spor ve

egzersiz psikolojisi alanında çalışmalar yapan araştırmacıların ilgi odağı olmuştur (Biddle, Fox

ve Boutcher, 2000).

Düzenli egzersiz yapan ve devam eden bireylerin sayısını arttırmak, insanlarda fiziksel

olarak aktif bir yaşam tarzı oluşturmak için egzersizde etkili olan psikolojik ve sosyolojik

faktörleri belirlemek gerekmektedir. Sağlık için yararlı fiziksel aktivite içinde bulunma

Page 5: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

konusunda depresyon, psikolojik iyi oluş ve öz-yeterlilik gibi çeşitli psikolojik faktörleri

anlamak, bir hayat biçimine ait bu davranışın hastalıklarla mücadele ve hayat kalitesini arttırma

rolü göz önüne alındığında çok önemlidir.

Fiziksel olarak aktif yaşamanın sağlığa olan faydaları bu konuda yapılan araştırmalar

tarafından açıkça ortaya konmuştur (Department of Health [DoH], 2011). Kalp-dolaşım

hastalıkları, şeker hastalığı ve kanser gibi hastalıkların risklerini azaltarak yaşamımıza faydalı

olan egzersiz (Lee et al., 2012), aynı zamanda duygu durumumuzu, genel öz-yeterliliği ve

psikolojik olarak iyi oluş halimizi de olumlu yönde etkilemektedir (Johansson, Hartig, & Staats,

2011; Netz, Wu, Becker, & Tenenbaum, 2005). Son zamanlarda bireylerin sağlıklı kalabilmesi

için yapılan tavsiyeler minimum olarak haftada ortalama 150 dakika orta şiddette fiziksel

aktivite yapılması gerektiği yönündedir. Sağlık için yapılan bu türden tavsiyelere rağmen

İngiltere' de yetişkin erkeklerin %60' ı, yetişkin kadınların %72' si söz konusu fiziksel aktivite

düzeyine ulaşmış değildirler (Department of Health [DoH], 2011). Türkiye’ de ise spora katılım

oranlarının belirlenmesine yönelik kapsamlı yapılan çalışmalar son derece azdır. Bu konuda

yapılan en kapsalı araştırma Savcı ve ark. (2006) tarafından yapılmış ve 1097 üniversite

öğrencisinin fiziksel aktivite düzeyini araştırılan çalışmada öğrencilerin aktiflik düzeylerinin

düşük olduğunu belirtilmiştir. Fiziksel aktivite davranışını devamlılığını sağlamak halk sağlığı

çalışanları tarafından farkedilmektedir (Penn, Moffatt, & White, 2008).

Fiziksel olarak aktif olmayan kişiler egzersiz programına başlamaya en istekli grup

olmakla beraber fiziksel aktivite davranışını benimseme ve bu davranışı devam ettirme

konusunda en dirençli gruptur. Yürüyüş aktif olmayan bireylerde fiziksel aktivite düzeyini

arttırmak ve aktif yaşam biçimini benimsetmek için en uygun egzersiz türüdür (Lee & Buchner,

2008). Yürüyüş benimsenmesi kolay olan ve ulaşılabilir bir egzersiz türü olduğu için halk

sağlığını arttırma yönündeki uygulamalarda sıklıkla kullanılmaktadır (Lee & Buchner, 2008)

ve duygu durumu üzerindeki olumlu etkileri dolayısıyla (Ekkekakis, Parfitt, & Petruzzello,

2011), son zamanlarda yapılmış olan, uzun dönemli ve fiziksel olarak aktif olmayan

yetişkinlere yaptırılan grup halindeki yürüyüş çalışmalarında tercih edilmiştir (Kassavou,

Turner, & French, 2013).

Egzersize yeni başlayan veya egzersizi bırakmış olup yeniden başlayan kişilerde,

fiziksel aktivite davranışının benimsenmesi ve devam ettirilmesi konusundaki psikolojik

süreçleri araştıran çalışmalar gittikçe artmaktadır (Rodgers, Hall, Duncan, Pearson, & Milne,

2010). Bu çalışmalardan elde edilen bulgular çok geniş bir alan olan egzersizde psikolojik

süreçlerle ilgili olan bilgilerimize eklenmektedir (Thøgersen-Ntoumani & Ntoumanis, 2006;

Page 6: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

Vansteenkiste, Simons, Soenens, & Lens, 2004). Egzersiz davranışı hakkında yapılan

çalışmalar genelde egzersize devam eden kişiler üzerinde yapılmaktadır. Egzersizi tamamen

bırakan veya egzersizi bırakıp tekrar başlayan kişiler üzerinde yapılan çalışmalar son derece

azdır (Rodgers et al., 2010). Halbuki egzersizi bırakan kişilerin veya bu davranışa ara verenlerin

yaşadığı psikolojik süreçleri ortaya koymak da bu davranış değişim sürecini anlama konusunda

aynı oranda önemlidir (Prochaska & DiClemente, 1983; Öderse et al., 2010).

Bu konunun önemli olduğu Buckworth ve Dishman (2002) tarafından yapılan

çalışmada, egzersize başlayanların %50' sinin egzersize başladıktan sonra bu alışkanlığı

edinemeyip egzersizi bıraktıklarını belirleyen istatistikle ortaya konulmuştur. Egzersiz

davranışını benimseme, devam etme, ara verme ve bırakma şeklindeki değişim süreçlerini ele

almak için boylamsal yaklaşımlı ve nitel araştırma ihtiyaç duyulmasına rağmen, bu araştırma

dizaynı ile yapılan çalışmalar oldukça azdır (Fortier et al., 2012).

Bireylerin genel sağlık düzeylerini belirleme veya belli noktalarda olmasını sağlamayla

ilişkili belli modeller mevcuttur. Bunun yanısıra daha detaylı incelemeler ile birlikte egzersiz

davranışını açıklamaya yönelik birçok model ortaya konmuştur (Spencer ve ark., 2006). Bu

modellerden biri olan Kuramlarüstü Model (KÜM) son yıllarda bireylerin egzersiz davranışının

belirlenmesi ve açıklanmasında sıklıkla kullanılmaktadır ve bireyin sağlık davranışındaki

değişimi basamak temelli olarak açıklamaktadır. 1980’lerin başından beri birçok sağlık

davranışında uygulanan KÜM (Prochaska ve DiClemente, 1984)”, sağlık promosyonu

içerisindeki modellerin planlanmasında en çok kullanılan program olma özelliğini taşımaktadır.

KÜM, kişinin egzersiz davranışının açıklanmasından önce, tütün kullanımı, cinsellikle bulaşan

hastalıklar, gebelik önleme, kanser önleme davranışı, bağımlılık yapıcı maddeler ve beslenme

alışkanlıkları gibi birçok bağımlılık içeren sağlık davranışlarının açıklanmasında kullanılmıştır.

KÜM, egzersiz alanına birçok araştırmacı tarafından uygulanmıştır (Adams ve White, 2002;

Buxton ve ark., 1996; Marshall ve Biddle, 2001; Spencer ve ark., 2006). Bu model, kişilerin

davranış değişikliğini istemeleri durumunda, bu değişimi yerine getirmeleri konusunda bireye

yardım etme ve değişim sürecini kavrama üzerine odaklanır ve değişimi aşamalı, devamlı ve

dinamik bir yapı olarak tanımlar. Bireylerin sorunlu eski davranışlardan (örneğin; sigara içme,

aşırı yemek yeme, egzersiz yapmama.) yeni davranışlara (sigarayı bırakma, gereksinim

ölçüsünde yeme, egzersiz yapma.) doğrudan gitmediğini, aşamalar dizisi içinde ilerlediğini

savunurlar (Burbank, Reibe, Padula, 2002; Goudie, 2001). Bu modelde değişim bireyin sorunlu,

sağlıksız bir davranışının varlığından haberdar olması ile başlar ve zaman içinde sorunlu

davranışın farklılaştığı ve yeni olumlu sağlık davranışının benimsendiği noktaya kadar devam

Page 7: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

eder. Bu kuram, toplumsal, gelişimsel veya dışarıdan baskı yoluyla empoze edilen değişimden

ziyade isteğe bağlı gelişen değişim olgusuna odaklanmıştır. Bunun dışında bu modelin diğer

bir özelliği hem var olan davranışımız hem de niyetlenilen davranış üzerine odaklanmasıdır

(Erol ve Erdoğan, 2007; Marshall ve Biddle, 2001). Bu model, davranış değişiminin

aşamalarını ortaya koyar ve bu aşamalara kapsamlı bir açıklama getirir. Davranış değişimini ya

hep ya hiç şeklinde olduğunu reddederek, bir davranıştan uzaklaşan bireylerin bu davranışa

tekrar niyetlenebileceğini de göz önünde bulundurur. Dolayısıyla davranış değişikliği, olumlu

davranışı sergilemek veya sergilememek gibi iki taraflı bir hal olmaktan çok bir süreç olarak

görülmektedir (Kafalı, 2009). Egzersiz psikolojisi alanında yapılan çalışmalarda, egzersizi

benimseme ve devam ettirmede farklı dönemlere odaklanan dinamik modeller önerilmiştir. Bu

modelin, dinamik bir süreç olarak tanımlanmasının nedenlerinden biri farklı safhalardaki

kişilerin farklı süreçlere nasıl tepki verdiğini ortaya koyması; bir diğeri ise, bir davranışı

değiştirmeye çalışan kişilerin eski davranışlarına dönebileceğinin kabul etmesidir. Egzersiz

dinamik bir davranıştır ve egzersiz davranışının benimsenmesi ve sürdürülmesindeki farklı

geçişlerin incelenmesi zorunludur ayrıca bahsi geçen model davranış değişimini dinamik bir

süreçte açıkladığı için bu alanda bu kuramın kullanılması uygun görülmektedir (Cooney, 1996;

Prochaska ve Velicer, 1997), 338). KÜM fiziksel aktivite ve egzersizde davranış değişimi

amacıyla kullanılmış ve bu modelin bu alanda da yararlı olabileceği öne sürülmüştür (Cengiz,

Aşçı ve İnce, 2010; Prochaska ve Velicer, 1997). Yapılan çalışmalar egzersiz davranışını

artırma çalışmalarının KÜM’ e temellendirilmesi gerektiği düşüncesini desteklemektedir

(Purath, Miller, McCabe ve Wilbur, 2004; Woods, Mutrie ve Scontt, 2002). Marcus ve

arkadaşları değişim aşaması modeli olarak da isimlendirdikleri KÜM, egzersiz davranışına

1990’lı yılların başlarında (Burbank, Reibe, Padula, 2002) uygulamışlardır. O zamandan bu

yana, KÜM fiziksel aktiviteyi artırma girişimlerinde birçok araştırmacı tarafından

kullanılmıştır (Burbank, Reibe, Padula, 2002; Dearden ve Sheahan, 2002; Fallon ve

Hausenblas, 2004; Kirk ve ark., 2001). Bu çalışmada da bu kuram çerçevesinden fiziksel

aktivite davranışı ele alınacaktır. Araştırma kapsamında KÜM çerçevesinde ele alınacak

psikolojik kavramlar ise depresyon, öz-yeterlilik ve psikolojik iyi oluş halidir.

Bu çalışmada ele alınan psikolojik kavramlardan biri de kişinin çevresinde olup bitenler

üzerinde etkili olabilecek biçimde bir edimi başlatıp sonuç alıncaya kadar sürdürebileceğine

olan inancı olarak tanımlanan “öz yeterlik” kavramıdır. Öz-yeterlilik, Bandura tarafından

kişinin kendisinden beklenen durumları yönetmesini sağlayacak yeteneklere olan inancı

şeklinde tanımlanmıştır (Luszczynska ve ark., 2005). Öz-yeterlilik modeli Bandura' nın sosyal

Page 8: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

bilişsel modelinden türemiştir ve davranışın çevresel, davranışsal ve bilişsel faktörler ile

şekillendiğini ileri sürmüştür (Bandura, 1977). Öz-yeterlilik teorisi aslında bir bireyin edindiği

ve zor durumlarda kullanacağı duygusal performansını kontrol edebilme kabiliyetidir (Schunk,

1991).

Çalışmada araştırılan bir diğer konu psikolojik olarak iyi olma halidir ve bu konu aynı

zamanda egzersize bağlılık ile de ilgilidir. Egzersiz katılımcılarının düşük düzeyde stres, kaygı

ve depresyon problemleri yaşıyor olmaları egzersiz programına katılmak için faydalı

olabilmektedir. Aynı şekilde bireylerin düşük düzeyde psikolojik iyi olma durumları egzersize

katılımda da etkili olabilir. Örneğin Muraven ve Baumeister (2000) insanların kendisini

değiştirmeleri için sınırlı düzeyde enerjiye sahip olduklarını ve zihinsel stresin de bu enerjiyi

düşürebileceğini iddia etmişlerdir. Ayrıca psikolojik iyi oluş halinin düşük düzeyde olması

güven ve öz-yeterlilik kavramlarıyla ilişkili olabilir. Depresif veya stresli olan bireyler egzersiz

programını tamamlama konusunda sorun yaşayabilirler ve bu durum kişinin psikolojik iyi halini

doğal olarak olumsuz etkiler (Jones, Harris, Waller, ve Coggins, 2005).

Araştırma kapsamında ele alınan depresyon ise tüm dünyada milyonlarca insanın yaşam

kalitesini negatif yönde etkileyen duygusal bir durumdur (Gelenberg, 2010). Depresyon

tedavisinde öncelikle farmakoterapi ve psikolojik müdahaler kullanılmaktaydı. Ancak son

zamanlarda yapılan çalışmalar egzersizin geleneksel tedavilere yardımcı olarak depresyon

septomlarını azaltığını ortaya koymuştur (Antunes ve ark., 2005; Blumenthal ve ark., 1999;

Singh, Clements ve Singh, 2001; Chu ve ark., 2011; Callaghan ve ark., 2011).

Tüm dünya üzerinde sağlık davranışını etkileme olasılığı bulunan uygulamaları

desteklemek, pekiştirmek ve bu uygulamaları etkileyecek faktörleri uygun hale getirmek

önemli bir ihtiyaç olarak görülmektedir. 18–65 yaş arası bireylerde sağlık davranışının

açıklanmasında önemli olan KÜM de bu sürecin önemli temel taşlarından biri olarak

görülmektedir. Bununla birlikte, hareketsizlik problemini çözme amacı ile egzersiz temelli

olarak geliştirilen KÜM model ile ilgili yapılan çalışmaların ülkemiz dışında çok üst düzeye ve

sayıya ulaştığı gözlemlenmektedir. Bilimsel çalışmaların toplum üzerindeki etkilerinin, konu

ile ilgili yapılan çalışma sayısının arttırılması ve konu ile ilgili uygulamaların arttırılması

sonucu görülebileceği savunularak, bu araştırmada, 24-60 yaşları arasındaki bireylerin egzersiz

danışmanlığı ve 8 haftalık egzersiz programı sonrası egzersiz davranışı ve çeşitli psikolojik

faktörlerin (depresyon, genel öz-yeterlik ve psikolojik iyi oluş) farklılığını ortaya koymak

amaçlanmıştır.

Page 9: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

GEREÇ VE YÖNTEM

Katılımcılar

Namık Kemal Üniversitesi' nde çalışan yaşları 24-60 arasında değişen toplam 50

akademik ve idari personel (23 kadın, 27 erkek) gönüllülük esasına göre araştırmaya katılmıştır.

Çalışmaya katılan personelin yaş ortalamaları 40.96 (SS= 8.55) olarak hesaplanmıştır. Kadın

katılımcıların yaş ortalaması 38.27 (SS= 7.61), erkek katılımcıların yaş ortalamaları ise 44.16

(SS= 8.60)’ dur. Çalışmaya katılacak tüm gönüllülere yazılı bilgilendirme ve onay formu

imzalatılmıştır.

Çalışma Prosedürü

Çalışmaya başlamadan önce Namık Kemal Üniversitesi, Bilimsel Araştırma ve Yayın

Etik Kurulu’ ndan onay alınmıştır. Araştırma kapsamında Namık Kemal Üniversitesi web sitesi

duyurular sayfasında çalışma ile ilgili duyuru yayımlandı. Araştırmaya katılmak isteyenlerin

kurs katılım sayfasından giriş yapmaları istendi ve bu girişler vasıtasıyla programa katılmak

isteyenlerin listesi belirlendi. Web sayfasından duyurunun herkese ulaşılmaması göz önünde

bulundurularak, sosyal medya üzerinden ve üniversitede ilgi çekici noktalara afişler asılarak

üniversite geneline araştırma ile ilgili duyurular yapıldı ve katılımcıların araştırmacılara

ulaşması sağlandı. Araştırma öncesinde egzersiz hakkında bilgilendirme semineri düzenlendi.

Araştırmaya katılacak kişiler önceden aranarak çalışma ortamlarında ziyaret edildi. Bu

ziyaretlerde araştırmayla ilgili tekrar bilgilendirme yapıldı ve katılımcıların sorularına yanıtlar

verildi. TANİTA ile ölçüm yapılacağı için katılımcıların ölçümden önce tuvalet ihtiyaçlarını

gidermiş olmaları, üç saattir sıvı tüketmemiş olmalarına, kadınların adet dönemlerine denk

gelmemesi konularına dikkat edildi. TANİTA ölçümleri esnasında katılımcılar üzerlerindeki

metal eşyalar çıkarıldı, çıplak ve kuru ayak ile ölçüldüler. Katılımcılara adımsayar, egzersiz

defteri verildi ve anketler uygulandı. Egzersiz uygulamaları başlamadan bir hafta önce ve 8

haftalık egzersiz programı süresince katılımcılardan günlük adım sayılarını ve fiziksel

etkinliklerini not etmeleri istendi. 8 hafta sürecek olana egzersiz programında 30 dakika

yürüyüş sonrası katılımcılara direnç egzersizleri uzmanlar eşliğinde yaptırıldı. Egzersiz

programı süresince katılımcılara telefonda grup mesajları aracılığıyla bilgilendirme devam etti

ve egzersize motive eden mesajlar paylaşıldı. Grup egzersizlerine katılmak için zaman ve

mekân anlamında uygun olmayan kişiler kendilerine uygun bir zaman diliminde ve yerde

yürüyüşlerini yaptılar ve direnç egzersizlerinin videosu gene telefon aracılığı ile katılımcılarla

Page 10: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

paylaşıldı. 8 hafta egzersiz programı bittikten bir hafta sonra tekrar vücut analizi yapıldı ve

anketler uygulandı. Egzersiz uygulamaları bittikten 2 ay sonra katılımcılar telefon ile aranıp,

egzersize devam edip etmedikleri soruldu ve cevapları not edildi.

KUM kapsamında Egzersiz Danışmanının Stratejileri

Katılımcıların egzersize katılması ve 8 hafta boyunca devam etmeleri için çeşitli

danışmanlık stratejileri kullanılmıştır. Bunlar:

1. Bilinçlenme: Danışanın egzersiz davranışının olumlu taraflarının farkına varmaya

ve bunları kabul etmeye başlamasıdır. Egzersiz hakkındaki bilgilendirme semineri

bu amaçla yapılmıştır.

2. Duyuşsal Uyarılma: Çoğunlukla bireyin problemli davranışı ile ilgili duyuşsal

deneyimlerini içeren etkili değişim bakış açısının gelişmesi ve bireyin hissettiklerini

birileriyle paylaşmayı deneyimlediği süreçtir. Örneğin; egzersiz yapmamasının,

sağlığını olumsuz etkilediğini düşünmesi. Katılımcılarla yapılan birebir sohbetlerde

egzersiz yapmamanın sağlığa olumsuz etkisine dair konuşmalara sıklıkla yer

verilmiştir.

3. Kendini Kendini Değerlendirme: Bireyin kendisini, sağlıklı ve sağlıksız

davranışla ilişkili olarak bilişsel ve duygusal açıdan nasıl değerlendirdiğini

açıklamaktadır. Egzersiz defteri kullanılarak danışanın egzersizle ilgili mevcut

durumunun, egzersiz ile ilgili düşüncelerinin, egzersiz alışkanlıklarının ve aktiflik

düzeyinin belirlendiği, kayıt edilmesi sağlanmıştır. Telefondaki bazı egzersiz

uygulamaları kullanarak (Örn. Strava) aynı zamanda katılımcıların kendilerini

dijital anlamda da kaydetmeleri sağlanmıştır.

4. Uyarıcı Kontrolü: Uyarıcı kontrolü davranışçı terapide kullanılan ana stratejidir.

Egzersizle alakalı istenmeyen davranışı tetikleyecek çevresel ya da sosyal etmenler

düzenlenir (Spahn ve ark., 2010). Katılımcılarla yapılan birebir danışmanlıkta neden

egzersiz alışkanlığına sahip olmadığına dair sorular sorulmuş ve bu noktada egzersiz

davranışına engel olan hususlar konusunda katılımcıların farkındalığının arttırılması

sağlanmıştır.

5. Motivasyonel Görüşme: Danışan odaklı bir strateji olan güdüsel görüşmede

danışanın duygu ikilemlerini keşfedip çözümleyebilmesi için açık uçlu sorular,

reflektif dinleme, doğrulama ve özetleme teknikleri ile davranış değişikliğinin

gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir (Spahn ve ark., 2010).

Page 11: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

6. Sorun Çözme: Egzersize katılımı engelleyen etmenlerin belirlenmesi, çözümler

için beyin fırtınasının yapılması, olası çözüm önerilerinin artı ve eksi yönlerinin

gözden geçirilmesi, çözüm önerilerinin uygulanması, çözümlerin etkinliğinin

değerlendirilmesi ve stratejilerin tekrar düzenlenmesinde danışanlar ile işbirliği

yapıldığı aşamadır (Spahn ve ark., 2010).

7. Sosyal Destek: Sosyal destek, davranış değişikliğinin desteklenmesinde aile,

arkadaş çevresi, meslektaşlar oluşan bir ağ oluşturup bu ağı bilgi, cesaretlendirme,

duygusal destek ve çevresel etmenlerin iyileştirilmesi hususlarında kullanabilme

kabiliyeti olarak tanımlanmaktadır (Spahn ve ark., 2010). Sosyal desteği sağlamak

amacı ile katılımcılar arasında telefonda mesajlaşma grubu kurulup hem danışman

hem de birbirleriyle iletişime geçmeleri için ortam hazırlanmıştır. Telefondaki bazı

egzersiz uygulamaları kullanarak (Örn. Strava) katılımcıların sosyal paylaşımları

sağlanmış, birbirlerinin egzersiz gönderilerine beğeni göndererek birbirlerini

desteklemeleri sağlanmıştır.

8. Hedef Koyma: Danışanın ve egzersiz danışmanı ile işbirliği yaparak, egzersizde

bulunduğu aşama ve fiziksel aktiflik düzeyini tespit edip, gelecekte gelmek istediği

düzeyi belirlediği, bu hedefe ulaşma için danışan ile danışman işbirliğiyle olası

eylem planını belirlediğini bir stratejidir (Spahn ve ark., 2010).

Veri Toplama Araçları

Çalışmada "Kişisel Bilgi Formu", “Tanita BC-545”, "Genel Öz-Yeterlik Ölçeği

(GÖYÖ)", "Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ)" “Egzersiz Davranışı Değişim Basamakları Anketi

(EDDBA)” ve " Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PİOÖ)" örneklem grubuna uygulanmıştır.

Kişisel Bilgi Formu

Araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu 8 maddeden oluşmaktadır ve

sırasıyla katılımcıların yaş, cinsiyet, egzersiz yapıp yapmadığı ve serbest zamanlarını nasıl

değerlendirdiğine ilişkin bilgileri kapsamaktadır.

Vücut analizi

Katılımcıların vücut analizlerini yapmak için TANİTA Innerscan vücut analizatörü,

model BC-545 kullanılmıştır. Vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi (VKİ), vücut yağı, sıvısı ve kas

Page 12: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

oranları, fiziksel aktivite düzeyi, kemik ağırlığı, metabolik yaş ve iç yağlanma oranları

TANİTA BC-545 vücut analizatörü ile belirlenmiştir.

Genel Öz-Yeterlik Ölçeği (GÖYÖ)

Sherer ve arkadaşları (1982) tarafından 23 madde olarak oluşturulmuştur. Sosyal Öz-

yeterlik ve özgül bir davranış alanına işaret etmeyen Genel Öz-Yeterlik olmak üzere iki faktörlü

bir yapıdan oluşan ölçek özgün haliyle 14 derecelidir. Ölçek Sherer & Adams (1983) tarafından

yapılan bir araştırma ile 5’ li likert tipi ölçeğe çevrilmiş olup ölçekte puanların artması öz-

yeterliğin artması anlamına gelmektedir. Yıldırım ve İlhan (2010) tarafından yapılan çalışmada

Magaletta ve Oliver (1999) tarafından 17 madde haline getirilen Genel Öz-Yeterlik Ölçeği Türk

Kültürüne uyarlanmıştır (Yıldırım ve İlhan, 2010). Bu süreçte araştırmacılar psikoloji,

psikiyatri, dilbilim ve sosyoloji alanında uzman akademisyenlerden destek alarak ölçeği kültüre

uygunluk, anlaşılabilirlik ve amaca uygunluk açısından değerlendirmişlerdir. Yıldırım ve İlhan

(2010), Genel Öz-Yeterlik Ölçeği’ nin ölçüt dayanaklı geçerliğini belirlemiş ayrıca faktör

yapısını belirlemek üzere açımlayıcı faktör analizi ve varimax rotasyonu kullanmıştır.

Açımlayıcı faktör analizi sonuçları öz-değeri 1’den büyük 3 faktöre işaret etmektedir. Ayrıca

test- tekrar test, iki yarım güvenirliği ve Cronbach alpha katsayısı ile güvenirliğe ilişkin kanıtlar

elde edilmiştir. Ölçeğin test-tekrar test güvenirlik katsayısı ilişkin pearson korelasyon katsayısı

orta düzeyde ve anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir (r=.80, p<.001)’ dir. Çalışmaya

ilişkin alfa katsayısı ise .80 (α>.60) olarak bulunmuştur ve iki yarım güvenirliği ise .77 olarak

belirlenmiştir. İki yarım güvenirliği ve cronbach alfa katsayıları ölçeğin güvenilir (Kalaycı,

2006) olduğuna işaret etmektedir (Yıldırım ve İlhan, 2010). Bu çalışma kapsamında ölçeğin iç

tutarlık katsayısının .89 olduğu gorülmüştür.

Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ)

Beck (1961) tarafından geliştirilen BDÖ, depresyonla ilgili olarak duygusal, bilişsel ve

motivasyonel boyutlarda gözlenen semptomların şiddetini ölçmeyi amaçlayan, 21 maddeden

oluşan bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Her bir madde, depresyona özgü bir davranışsal

örüntüyü ifade eden azdan çoğa doğru derecelendirilmiş cümlelerden oluşmaktadır. Dörtlü

Likert tipi ölçüm sağlamaktadır. Ölçekten alınan en düşük puan 0, en yüksek puan ise 63’tür.

Bu ifadeler depresyonun belirtileri ile ilgilidir: Karamsarlık, ağlama nöbetleri, suçluluk

duygusu, depresif ruh hali, doyumsuzluk, başarısızlık duygusu, tedirginlik, iştah kaybı, sosyal

çekilme, kararsızlık, yorgunluk, bedensel imajın çarpıtılması, uyku bozukluğu, somatik

Page 13: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

meşguliyetler, çalışma inhibisyonu ve libido kaybıdır. Bu ölçeğin ve diğer bir çevirisi olan Beck

Depresyon Envanterinin Türkçe’de geçerlik ve güvenirlik çalışmaları, sırası ile Teğin (1980)

ve Hisli (1988, 1989) tarafından yapılmış ve BDÖ’nün kesme puanının 17 olarak kabul edildiği

belirtilmiştir. Bu çalışma kapsamında ölçeğin iç tutarlıkkatsayısi .90 olduğu gorülmüştür.

Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PİOÖ)

Sekiz maddeden oluşan Psikolojik İyi Oluş Ölçeği olumlu ilişkilerden yeterlik hislerine,

anlamlı ve amaçlı bir yaşama sahip olmaya kadar insan fonksiyonunun önemli öğelerini

tanımlamaktadır. Diener ve arkadaşları (2009) tarafından Türkçe' ye uyarlanan Psikolojik İyi

Oluş Ölçeği’nin maddeleri kesinlikle katılmıyorum (1) ile kesinlikle katılıyorum (7) şeklinde

1–7 arasında cevaplanmaktadır. Bütün maddeler olumlu şekilde ifade edilmektedir. Puanlar 8

(tüm maddelere kesinlikle katılmıyorum cevabı verilirse) ile 56 (tüm maddelere kesinlikle

katılıyorum cevabı verilirse) arasında değişmektedir. Yüksek puan kişinin birçok psikolojik

kaynak ve güce sahip olduğunu gösterir. Üniversite öğrencileri ile yapılan geçerlik çalışması

sonucunda ölçeğin tek faktörden oluştuğu ve toplam açıklanan varyansın %53 olduğu

saptanmıştır. Ölçek maddelerinin faktör yükleri .61 ile .77 arasında değişmektedir. Ölçeğin

Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı .87 olarak bulunmuştur. Ölçek psikolojik iyi oluşun yönleri

ile ilgili ayrı ayrı ölçümler sağlamasa da, o önemli olduğuna inandığımız farklı alanlarda olumlu

işlevler ile ilgili genel bir bakış sağlamaktadır (Diener ve ark., 2010). Bu çalışma kapsamında

ölçeğin iç tutarlıkkatsayısi .79 olduğu gorülmüştür.

Egzersiz Davranışı Değişim Basamakları Anketi (EDDBA)

Kuramlar Üstü Teorem çerçevesinde, kişinin bulunduğu egzersiz davranış basamağının

belirlenmesi amacı ile “Egzersiz Davranışı Değişim Basamakları Anketi, EDDBA” (Exercise

Stages of Change Questionnaire) kullanılmıştır. EDDBA, Marcus ve Lewis (2003) tarafından

geliştirilmiş ve Türkçe’ye uyarlama çalışması Cengiz ve ark. (2008) tarafından yapılmıştır.

Anket 4 maddeden oluşmaktadır. Katılımcıların egzersiz yapmaya yönelik isteklerini

belirlemeye çalışılan ankette yer alan maddeler evet/hayır şeklinde cevaplandırılmaktadır.

Anket, beş farklı ama döngüsel olarak birbirini takip eden egzersiz davranışı değişim

basamağını belirlemeye yöneliktir. Bu değişim basamakları sırası ile Eğilim Öncesi, Eğilim,

Hazırlık, Hareket ve Devamlılık ’tır. Eğilim Öncesi (EÖ) basamağında birey aktif değildir ve

gelecek 6 ayda da aktif olmayı düşünmemektedir. Eğilim (E) basamağında ise kişi fiziksel

olarak aktif olmamakla birlikte, gelecek 6 ayda aktif olmayı düşünmektedir. Diğer bir basamak

Hazırlık (H)’tır ve bu basamakta birey fiziksel olarak aktif olmakla birlikte, bireyin fiziksel

Page 14: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

aktivite düzeyi istenilen ve önerilen düzeyde değildir. Hareket (H) ve Devamlılık (D)

basamaklarında bulunan bireyler ise 6 aydan az veya daha fazla bir süredir fiziksel aktivite

yapmaktadır.

Fiziksel Aktivite Düzeyi

Katılımcıların 8 haftalık egzersiz programı boyunca fiziksel aktivite düzeylerini

belirlemek üzere adım sayıları kayda alınmıştır ve bu ölçümde Digiwalker W-5 pedometre

(adım sayar) aleti kullanılmıştır.

Verilerin Toplanması

GÖYÖ, BDÖ, PİOÖ ve EDDBA ölçekleri araştırmacı tarafından yüzyüze ve bireysel

olarak uygulanmıştır. Personele dağıtılan 201 anketten 81 tanesi geri dönmüş, 31 tanesi

egzersize başlama ve devam etme konusunda istekli görülmediği için araştırma kapsamı dışında

bırakılmış; 50 tanesi değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Katılımcılara araştırmaya başlamadan

bir hafta önceki varolan fiziksel aktivite düzeylerini, araştırmaya başladıktan sonraki günlük

fiziksel aktivite düzeylerini ve gelecekte ulaşmak istedikleri aktiflik düzeylerini kaydetmeleri

için defter verilmiştir. Katılımcılara verilen defterler araştırma sonunda toplanmış ve

katılımcıların adım sayıları bu şekilde kayıt altına alınmıştır. Tüm veriler araştırmacılar

tarafından SPSS programına aktarılmıştır.

Verilerin Analizi

Araştırma boyunca elde edilen veriler SPSS 18 istatistik programına girilmiştir.

Araştırma grubunun özelliklerinin tanımlanması için betimsel istatistik analizi (ortalama,

standart sapma, frekans ve yüzde), araştırmada ele alınan değişkenlerin egzersiz yapan gruptaki

8 haftalık egzersiz uygulaması öncesi ve sonrası farklılıklarının incelenmesi amacıyla bağımlı

örneklemelerde t testi analiz yöntemi kullanılmıştır.

Page 15: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

BULGULAR

Tablo 1: Egzersiz programına katılan personelin egzersiz öncesi ve sonrası bazı psikolojik

faktörler ve fiziksel aktivite davranışına ilişkin bulgular

Değişkenler Ölçümler Ort. SS t df p

Egzersiz basamağı 1.ölçüm 1.82 0.98

-10.349 49 .000*** 2.ölçüm 3.46 0.61

Adım sayısı 1.ölçüm 5352.00 827.40

-41.126 49 .000*** 2.ölçüm 10936.10 732.57

Psikolojik iyi oluş 1.ölçüm 37.40 3.84

-14.440 49 .000*** 2.ölçüm 47.96 4.58

Depresyon 1.ölçüm 10.14 9.34

-2.899 48 .16 2.ölçüm 10.51 8.67

Genel Öz-yeterlik 1.ölçüm 50.86 12.37

-10.283 49 .000*** 2.ölçüm 65.54 7.48

***: p<0.001

Katılımcıların 8 haftalık egzersiz programı öncesi ve sonrası egzersizde bulundukları

safha, adım sayısı, psikolojik iyi oluş, depresyon ve genel öz-yeterlik düzeyleri arasındaki

farklılığı test etmek amacıyla bağımlı örneklemelerde t testi istatistiksel analiz yöntemi

kullanılmıştır.

Elde edilen veriler doğrultusunda katılımcıların egzersiz öncesi ve sonrası egzersiz

davranış değişim basamağı, adım sayısı, psikolojik iyi oluş ve genel öz-yeterlik düzeyleri

arasında farklılık olduğu görülmüştür (p<0.05). 8 haftalık egzersiz sonrasında üniversite

personelinin egzersizde yer aldıkları safhada, adım sayılarında, psikolojik iyi oluş ve genel öz-

yeterlik düzeylerinde artış görülmüştür. Egzersiz uygulaması sonrası katılımcıların depresyon

düzeyinde ise herhangi bir farklılık görülmemiştir (p>0.05).

Page 16: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

Tablo 2: Egzersiz programına katılan personelin egzersiz öncesi ve sonrası fiziksel

özelliklerindeki değişimine ilişkin bulgular

Değişkenler Ölçümler Ort. SS t df p

Kilo 1.ölçüm 82.15 17.21

9.262 49 .000*** 2.ölçüm 79.23 16.76

VKİ 1.ölçüm 28.44 5.00

5.833 49 .000*** 2.ölçüm 27.52 4.61

Yağ oranı 1.ölçüm 30.41 7.91

3.250 49 .002** 2.ölçüm 27.24 5.86

Sıvı 1.ölçüm 50.97 4.55

-5.010 49 .000*** 2.ölçüm 52.96 3.85

Kas 1.ölçüm 53.86 14.18

-.856 49 .396 2.ölçüm 54.75 12.25

FAD 1.ölçüm 3.24 1.30

-3.023 49 .004** 2.ölçüm 3.86 1.44

Kemik ağırlığı 1.ölçüm 2.93 0.69

.214 49 .832 2.ölçüm 2.91 0.71

Metabolik yaş 1.ölçüm 46.45 14.45

3.485 49 .001** 2.ölçüm 42.34 13.12

İç yağlanma oranı 1.ölçüm 11.21 10.80

2.204 47 .032* 2.ölçüm 7.93 4.41

*: p<0.05, **: p<0.01, ***: p<0.001

Katılımcıların 8 haftalık egzersiz programı öncesi ve sonrası fiziksel özellikleri

arasındaki farklılığı test etmek amacıyla bağımlı örneklemelerde t testi istatistiksel analiz

yöntemi kullanılmıştır.

Elde edilen veriler doğrultusunda katılımcıların egzersiz öncesi ve sonrası fiziksel

özellikleri arasında farklılık olduğu görülmüştür (p<0.05). 8 haftalık egzersiz sonrasında

üniversite personelinin kilo, VKİ, yağ oranları, metabolik yaş ve iç yağlanma oranları arasında

azalma; sıvı oranları ve fiziksel aktivite düzeylerinde ise artış görülmüştür. Egzersiz

uygulaması sonrası katılımcıların kas oranları ve kemik ağırlıklarında ise herhangi bir farklılık

görülmemiştir (p>0.05).

Page 17: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

TARTIŞMA

Bu çalışmanın amacı Namık Kemal Üniversitesi'nde çalışan personelin fiziksel aktivite

davranışının, bazı psikolojik faktörlerin ve fiziksel özelliklerin 8 haftalık teori odaklı egzersiz

danışmanlığı sonrası farklılığını incelemektir.

Egzersiz konusunda bilincin arrtırılmasına yönelik bilgilendirme, fiziksel aktifliğin

takip edilmesi, egzersiz danışmanlığı ve 8 hafta uzmanlar eşliğinde yapılan egzersiz

uygulamaları sonrası katılımcıların egzersiz davranış değişim basamağı ve adım sayısında

artış gözlenmiştir. Bu konuda yapılan önceki çalışmalar bu araştırmayı desteklerken

(Buckworth ve Wallace, 2002; Fallon ve ark., 2005); bu çalışmanın aksine Atılgan ve ark.

(2015) tarafından yapılan çalışmada 12 haftalık yoga egzersiz programı sonrası katılımcıların

fiziksel aktivite düzeylerinde herhangi bir farklılık bulmamıştır. KUM kapsamında yapılan

egzersiz danışmanlığının adolesanlardan (Nigg ve Courneya, 1998), yetişkin gruba (Burbank

ve ark., 2002; Greaney ve ark., 2008) kadar egzersiz davranışını etkilediği yönündeki çalışmalar

literatürde mevcuttur.

Araştırmadan elde edilen bir başka bulgu ise 8 haftalık egzersiz uygulaması ve

yönlendirmeler sonrası katılımcıların psikolojik iyi oluş ve genel öz-yeterlik düzeylerinin

arttığıdır. Araştırmalar öz-yeterlilik kavramının egzersize katılım (McAuley, 1992), kilo

kontrolü (Bernier ve Avard, 1986) ve sağlıkla ilişkili davranışların geliştirilmesinde (O'Leary,

1992; Strecher, DeVellis, Becker ve Rosenstock, 1986) etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Örneğin, McAuley ve Jacobson (1991) önceden sedanter olup bir süre egzersiz uygulaması

yaptırılan kadınlarda öz-yeterliliğin egzersize bağlılık ve egzersiz süresi ile ilişkili olduğunu

bulmuşlardır. McAuley, Lox ve Duncan (1993) ise yetişkin bireylerde öz-yeterliliğin

egzersizde devamlılığı öngördüğünü bildirmişlerdir. Araştırmamızla benzer bir şekilde

psikolojik iyi oluş kavramı ile fiziksel aktivite arasındaki ilişkiyi önceki araştırmalar

desteklemektedir (Fox, 1999). Bu alandaki güncel çalışmalar artık fiziksel aktivite davranışını

anlamaya, bu davranışı arttırarak psikolojik iyi oluş haline de olumlu katkı sağlamaya yöneliktir

(Sebire, Standage, & Vansteenkiste, 2009; Sebire, Standage, & Vansteenkiste, 2011).

Egzersiz uygulaması sonrası katılımcıların depresyon düzeyinde ise herhangi bir

farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Çalışmamız ile paralel olarak Atılgan ve ark. (2015)

tarafından araştırmada 12 haftalık yoga egzersizi yapan bireylerin depresyon düzeylerinde

herhangi bir farklılık gözlemlememiştir. Önceki çalışmalar depresyon tedavisinde egzersizin

ilaç tedavisi (Brenes ve ark., 2007; Blumenthal ve ark., 2007) veya psikolojik müdehaleler

Page 18: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

(Fremont ve Craighead, 1987) ile aynı etkiye sahip olduğunu belirtmiştir. National Service

Framework for Mental Health (NICE) depresyon tedavisi gören kişilerde egzersizin bu süreçte

kullanılmasını önermişlerdir (Donaghy 2000). NICE depresyon rehberine göre danışman

eşliğinde yapılandırılmış, haftada üç kez (45 dakika-1 saat) 10-14 haftadan fazla hafif ve orta

şiddetli egzersizin depresyon septomlarını düzene soktuğunu ileri sürmüşlerdir (NICE, 2009).

Scottish Intercollegiate Guidelines Network (SIGN) tarafından yayınlanan bir başka rehberde

ise yetişkinlerde ilaç tedavisi olmadan egzersiz ile depresyon başedilebileceği önerilmiştir.

İngiltere' de egzersiz yönlendirme sistemi kurulmuş (DOH, 2001) ve egzersiz konusunda

yardım almak isteyenlere fiziksel aktivite programı hazırlanarak destek olunmuş fakat genel

değerlendirmeler sonrasında bu sistemin etkililiği konusunda yeterli kanıt bulunamamış ve

gelecek çalışmalar için tavsiyelerde bulunamamıştır (Sorensen 2006).

Elde edilen bir diğer bulgu ise katılımcıların egzersiz uygulaması öncesi ve sonrası

fiziksel özelliklerindeki değişimdir. 8 haftalık egzersiz sonrasında üniversite personelinin kilo,

VKİ, yağ oranları, metabolik yaş ve iç yağlanma oranları arasında azalma; sıvı oranları ve

fiziksel aktivite düzeylerinde ise artış görülmüştür. Bu çalışmadan elde edilen bulgular bu

konuda yapılan önceki çalışmalar ile benzer sonuçlara sahiptir (Elmer ve ark., 2006; Johnson

ve ark., 2008). Egzersiz uygulaması sonrası katılımcıların kas oranları ve kemik ağırlıklarında

ise herhangi bir farklılık görülmemiştir.

Egzersiz uygulamaları bittikten 1 ay sonra katılımcılar telefon ile aranmış ve onlara

egzersize devam edip etmedikleri sorulmuştur. Örneklem grubunum %72 (36 kişi)’ inin düzenli

egzersiz yapamadığı öğrenilmiştir. Bu konuda yapılan önceki çalışmalar da, bu araştırmadan

elde edilen bulgularla paralellik göstermektedir. Egzersiz ve spor psikolojisi alanında yapılan

çalışmalar egzersizin fiziksel ve psikolojik faydalarının gerçekleşebilmesi için egzersize

katılımın devamlı olması gerekliliğini belirtmesine rağmen, egzersize başlayanların yaklaşık

olarak %50’si egzersizi ilk 6 ayda bıraktıklarını belirtmektedirler (Ntoumani ve Ntoumanis,

2006). Örneğin Sallis ve ark., egzersiz yapan 1800 kişi üzerinde yaptıkları çalışmada, egzersize

katılanların %20’sinin bir veya iki kez egzersizi bırakıp yeniden başladığı (yani 3 veya daha

fazla ay egzersiz yapmaması) ve %20’sinin de geçmiş 5 sene içinde 3 veya daha fazla kez

egzersizi bırakıp yeniden başladığını belirtmişlerdir (Sallis et al., 1990). Buckworth ve Dishman

(2002) tarafından yapılan çalışmada ise, egzersize başlayanların %50' sinin egzersize başladıktan sonra

bu alışkanlığı edinemeyip egzersizi bıraktıklarını ortaya koymuşlardır.

Page 19: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

SONUÇ VE ÖNERİLER

Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, KUM kapsamında yapılan egzersiz

danışmanlığının ve uzmanlar tarafından yaptırılan 8 haftalık egzersiz uygulamaların hem

psikolojik hem de fiziksel olarak fayda sağladığı ve danışman ile yapılan egzersizlerin egzersize

devamlılık konusunda etkili olduğu söylenebilinir.

Bu araştırma sonucunda insanların egzersiz danışmanına ihtiyacı olduğu tespit edilmiş

ve bu bağlamda araştırma ve uygulamaya yönelik aşağıdaki öneriler belirlenmiştir:

1. Egzersiz konusunda insanların daha bilinçli hale gelmesi, kişilerin egzersiz

danışmanlarınca takip edilmesi ve kişiye uygun egzersiz reçetesinin bireylere verilmesi

için beden eğitimi öğretmenliği ve antrenörlük eğitimi gibi bu alanda uzmanlık alan

öğrencilerin sağlık ocağı, hastaneler gibi sağlıkla ilişkili yerlerde istihdan edilmesi,

2. Toplum sağlığının arttırılması adına halkın bu konuda bilgiye rahat ulaşabileceği

imkanların devlet tarafından sağlanması ve bunun sağlık politikası haline getilmesi;

3. Üniversitelerde Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları tarafından egzersiz danışmanlığı

merkezlerinin kurulması

4. Egzersiz danışmanlığına yönelik farklı kuramsal yaklaşımların boylamsal çalışmalarda

araştırılması bu araştırma kapsamında önerilmektedir.

Page 20: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

KAYNAKLAR

1. Açıl, A.A. (2006). Sizofrenik Hastalarda Fiziksel Egzersizin Ruhsal Durum Ve Yasam

Kalitesi Üzerine Etkisi, Cumhuriyet Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,

Hemşirelik Programı, Yüksek Lisans Tezi, Sivas.

2. Ahrens, A. H. (1987). Theories of depression: The role of goals and the selfevaluation

process. Cognitive Therapy and Research, 11, 665–680.

3. Antunes HK, Stella SG, Santos RF et al. Depression, anxiety and quality of life scores

in seniors after an endurance exercise program. Rev Bras Psiquiatr 2005; 27(4):266–

271.

4. Bandura, A. (1977). Self-efficacy: toward a unifying theory of behavioral change.

Psychological review, 84(2), 191.

5. Bandura, A. (1986). Social foundations of thought and action: A social cognitive theory.

Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall.

6. Bernier, M., & Avard, J. (1986). Self-efficacy, outcome, and attrition in a weight-

reduction program. Cognitive Therapy and Research, 10(3), 319-338.

7. Biddle, S. J. H., Fox, K. R. and Boutcher, S. H. (2000). Physical activity and

psychological well-being. London: Routledge.

8. Blumenthal JA, Babyak MA, Doraiswamy PM et al. Exercise and pharmacotherapy in

the treatment of major depressive disorder. Psychosom Med 2007; 69(7):587–596.

9. Blumenthal JA, Babyak MA, Moore KA et al. Effects of exercise training on older

patients with major depression. Arch Intern Med 1999; 159(19):2349–2356.

10. Bouchard, C., Blair, S. N. and Haskell, W. L. (2007). Physical activity and health.

Champaign, IL: Human Kinetics.

11. Brenes GA, Williamson JD, Messier SP et al. Treatment of minor depression in older

adults: a pilot study comparing sertraline and exercise. Aging Ment Health 2007;

11(1):61–68.

12. Burbank, P. M., Reibe, D., Padula, C. A. (2002). Exercise and Older Adults: Changing

Behavior with the Transtheoretical Model, Orthopedic Nursing; 21(4); 51-61.

13. Burns, K. J., Camaione, D. N., Chatterton, C. T. (2000). Prescription of Physical

Activity by Adult Nurse Practitioners: A National Survey, Nurs Outlook; 48: 28- 33.

14. Callaghan P, Khalil E, Morres I et al. Pragmatic randomised controlled trial of preferred

intensity exercise in women living with depression. BMC Public Health 2011; 11:465.

15. Cengiz, C., Aşçı, F.H., İnce, M.L. (2008). Egzersiz Davranışı Değişim Basamakları

Anketi: Geçerlik Ve Güvenirlik Çalışması, 10. Uluslar arası Spor Bilimleri Kongresi

Bildiri Kitapçığı, s. 498-500.

16. Cengiz, C., Aşçı, F.H., İnce, M.L. (2010) “Εgzersiz Davranışı Değişim Basamakları

Anketi”: Geçerlik Ve Güvenirlik Çalışması Türkiye Klinikleri J Sports Sci

2010;2(1):32-7.

17. Chu IH, Buckworth J, Kirby TE et al. Effect of exercise intensity on depressive

symptoms in women. Ment Health Phys Act 2009; 2(1):37–43.

18. Cindaş A. (2001). Yaşlılarda Egzersiz Uygulamasının Genel İlkeleri. Geriatri, 4(2): 77-

84.

Page 21: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

19. Cooney A.L. (1996). The Transtheoretical Model and Its Application to Adolescents’

Physical Activity Behavior, University of Alberta Faculty of Physical Education and

Recreation, Master of Arts, Edmonton, (AB Nielsen).

20. Daley, A.J. (2002). Exercise Therapy and Mental Health In Clinical Populations: Is

Exercise Therapy A Worthwhile Intervention?, Advances In Psychiatric Treatment, 8:

262-270.

21. Dearden, J. S. and Sheahan, S. L. (2002). Counseling Middle-Aged Women About

Physical Activity Using the Stages of Change, Journal of the American Academy of

Nurse Practitioners, 14(11): 492-497.

22. Department of Health. Exercise referral systems: a national quality assurance

framework.

http://www.dh.gov.uk/en/Publicationsandstatistics/Publications/PublicationsPolicyAnd

Guidance/DH_4009671 2001.

23. Donaghy M, Durward B. (2000). A report on the clinical effectiveness of physiotherapy

in mental health. Research and Clinical Effectiveness Unit, Chartered Society of

Physiotherapy.

24. Elmer, P.J., Obarzanek, E., Vollmer, W.M., Simons-Morton, D., Stevens, V.J., Young,

D.R., et al. (2006). Effects of comprehensive lifestyle modification on diet, weight,

physical fitness, and blood pressure control: 18-month results of a randomized trial.

Annals of Internal Medicine, 144(7), 485–495. http://dx.doi.org/10.7326/0003-4819-

144-7- 200604040-00007.

25. Erol S, Erdoğan S. (2007). Sağlık davranışlarını geliştirmek ve değiştirmek için

transteoretik modelin kullanılması. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

Dergisi, 10(2): 86-93.

26. Fallon, E. A., Hausenblas, H. A. (2004). Transtheoretical Model: Is Termination

Applicable to Exercise?, American Journal of Health Studies, 19(1): 35-44.

27. Fox, K. R. (1999). The influence of physical activity on mental well-being. Public

Health Nutrition, 2, 411e418. http://dx.doi.org/10.1017/S1368980099000567.

28. Fremont J, Craighead L. (1987). Aerobic exercise and cognitive therapy in the treatment

of dysphoric moods. Cognit Ther Res.; 11(2):241–251.

29. Gelenberg AJ. (2010). The prevalence and impact of depression. J Clin Psychiatry;

71(3):e06.

30. Gilmour, H. (2007). Physically active Canadians. Health Reports, 18: 45–66.

31. Gleser, J. and Mendelberg, H. (1990). Exercise and sport in mental health: A review of

the literature. Israel Journal of Psychiatry and Related Sciences, 27: 99–112.

32. Goudie, B. J. (2001). Study to Test Nursing Smoking Cessation Interventions on the

Stage of Behavior Change of Smokers, Master Thesis, Grand Valley State University,

Kirkhof School of Nursing.

33. Johnson, S.S., Paiva, A.L., Cummins, C.O., Johnson, J.L., Dyment, S.J., Wright, J.A.,

et al. (2008). Transtheoretical model-based multiple behavior intervention for weight

management: Effectiveness on a population basis. Preventive Medicine, 46(3), 238–

246. http://dx.doi.org/10.1016/j.ypmed.2007.09.010.

Page 22: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

34. Jones, F., Harris, P., Waller, H., & Coggins, A. (2005). Adherence to an exercise

prescription scheme: the role of expectations, self‐efficacy, stage of change and

psychological well‐being. British journal of health psychology, 10(3), 359-378.

35. Kafalı, N. (2009). Transteoretik Modele Göre Adölesanların Egzersiz Davranışları,

Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim

Dalı, Yüksek Lisans Tezı, İstanbul.

36. Kennedy, M.N. and Newton, M. (1997). Effect of exercise intensity on mood in step

aerobics. J. Sports Med. Phys., 37: 200-204.

37. Kirk, A.F., Higgings, L.A., Hughes, A.R.,Fisher, B.M.,Mutrie, N., Hillis, S. and

Maclntyre P.D. (2001). A Randomized, Controlled Trial to Study the Effect of Exercise

Consultation on the Promotion of Physical Activity in People with Type 2 Diabetes:

Pilot Study, Diabetic Medicine, 18(11):877-882.

38. Kraus, H., & Raab, W. (1961). Hypokinetic disease. Springfield, IL: Charles C. Thomas.

39. McAuley, E. (1992). Understanding exercise behavior: A self-efficacy perspective.

Motivation in sport and exercise, 107-127.

40. McAuley, E., & Jacobson, L. (1991). Self-efficacy and exercise participation in

sedentary adult females. American Journal of Health Promotion, 5(3), 185-207.

41. McAuley, E., Lox, C., & Duncan, T. E. (1993). Long-term maintenance of exercise, self-

efficacy, and physiological change in older adults. Journal of gerontology, 48(4), P218-

P224.

42. Morgan, O. (2005). Approaches to Increase Physical Activity: Reviewing the Evidence

for Exercise-Referral Schemes, Public Health 119; 361-370.

43. National Institute for Health and Clinical Excellence (2009). Depression: the treatment

and management of depression in adults (update).

http://www.nice.org.uk/guidance/CG90.

44. Ntoumani, C.T. and Ntoumanis, N. (2006). The role of self-determined motivation in

the understanding of exercise-related behaviours, cognitions and physical self-

evaluations, Journal of Sports Sciences, April 2006; 24(4): 393-404.

45. O'Leary, A. (1992). Self-efficacy and health: Behavioral and stress-physiological

mediation. Cognitive therapy and research, 16(2), 229-245.

46. Olioff, M., & Aboud, F. E. (1991). Predicting postpartum dysphoria in primiparous

mothers: Roles of perceived parenting self-efficacy and self-esteem. Journal of

Cognitive Psychotherapy, 5, 3–14.

47. Olioff, T. E., Bryson, S. E., & Wadden, N. P. (1989). Predictive relation of automatic

thoughts and student efficacy to depressive symptoms in undergraduates. Canadian

Journal of Behavioural Science, 21, 353–363.

48. Özer K. (2001). Fiziksel Uygunluk, Nobel Yayın Dagıtım, Ankara.

49. Pomaki, G., ter Doest, L., & Maes, S. (2006). Goals and depressive symptoms: Cross-

lagged effects of cognitive versus emotional goal appraisals. Cognitive Therapy and

Research, 30, 499–513.

50. Prochaska J.O. and Velicer WF. (1997). The Transtheoretical Model of health behavior

change. Am J Health Promot, 12(1):38-48.

Page 23: TEORİ ODAKLI EGZERSİZ DANIŞMALIĞI SONRASI EGZERSİZ ...

51. Purath, J., Miller, A., McCabe, G. and Wilbur, J. (2004). A Brief Intervention to Increase

Physical Activity in Sedentary Working Women, Canadian Journal of Nursing Research,

36(1); 76-91.

52. Sallis JF, Hovell MF. Determinants of exercise behavior. Exerc Sport Sci Rev

1990;18:307- 30.

53. Sallis, J. F., Hovell, M. F., Hofstetter, C. R. et al. (1990). Lifetime history of relapse

from exercise. Addictive Behaviors, 15: 573 –579.

54. Schuit, A.J., Loon, A.J., Tijhuis, M. and Ocke, M.C. (2002). Clustering of Lifestyle Risk

Factors in a General Adult Population, Preventive Medicine 35: 219-224.

55. Schunk, D. H (1991), “Self Efficacy and Academic Motivation”. Educational

Psychologist. Summer/Fall, 26 (3-4), 207-231.

56. Sebire, S. J., Standage, M., & Vansteenkiste, M. (2009). Examining intrinsic versus

extrinsic exercise goal contents: cognitive, affective, and behavioral outcomes. Journal

of Sport & Exercise Psychology, 31, 189-210.

57. Sebire, S., Standage, M., & Vansteenkiste, M. (2011). Predicting objectively assessed

physical activity from the content and regulation of exercise goal contents: evidence for

a mediational model. Journal of Sport & Exercise Psychology, 33, 175-197.

58. Singh NA, ClementsKM, Singh MA. The efficacy of exercise as a long-term

antidepressant in elderly subjects: a randomized, controlled trial. J Gerontol A: Biol Sci

Med Sci 2001; 56(8):M497–M504.

59. Sorensen JB, Skovgaard T, Puggaard L. Exercise on prescription in general practice: a

systematic review. Scandinavian Journal of Primary Health Care 2006;24(2):69-74.

60. Spahn JM, Reeves RS, Keim RS, Laquatra I, Kellogg M, Jortberg B, et al. State of the

evidence regarding behavior change theories and strategies in nutrition counseling to

facilitate, health and food behavior change. Journal of the Academy of Nutrition and

Dietetics 2010; 110(6):879-891.

61. Strecher, V. J., DeVellis, B. M., Becker, M. H., & Rosenstock, I. M. (1986). The role of

self-efficacy in achieving health behavior change. Health Education & Behavior, 13(1),

73-92.

62. Woods, C., Mutrie, N., Scontt, M. (2002). Physical Activity Intervention: A

Transtheoretical Model-Based Intervention Designed to Help Sedentary Young Adults

Become Active, Health Education Research, 17(4): 451-460.

63. Yan, Y. (2007). 10–13 Yas Çocuklarda, Sosyo-Ekonomik Yapının Fiziksel Aktivite Ve

Fiziksel Uygunluk Düzeyine Etkisi, Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,

Beden Eğitimi Ve Spor Anabilim Dalı, İstanbul, Yüksek Lins Tezi.