MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün...

83

Transcript of MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün...

Page 1: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,
Page 2: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

314 0 8 88

Page 3: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler, Ankara adresindeki Aküm Reklamc›l›k, Dan›flmanl›k ve Yay›nc›l›k Ajans› Sanayi

ve Ticaret A.fi.’nin 3. Cadde, No: 2, Yenimahalle, Ankara adresindeki tesislerinde bas›lm›flt›r.

YEREL SÜREL‹ YAYIN

BAfiKENT ÜN‹VERS‹TES‹ KÜLTÜR YAYINI

Baflkent Üniversitesi Ad›na Sahibi:

Prof. Dr. Mehmet Haberal

Yay›n Genel Yönetmeni:Mete Akyol

Yay›n Genel YönetmeniYard›mc›s›:

Mehmet Muhsinoğlu

Genel Koordinatör:Gülçin Orkut

Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü:Çiğdem Ayhan

‹flletme Genel Yönetmeni: Sina Şen

Yay›n Dan›flman›:Yaşar Öztürk

Türk Dili Dan›flman›:Haydar Göfer

Sanat Dan›flman›:Süheyla Dinç

Redaksiyon:Fatma Ataman

Düzeltme Sorumlusu: Nükhet Alicikoğlu

[email protected]

Seçiciler Kurulu:Prof. Dr. Nevzat Bilgin (Anısal Başkan), Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Prof. Dr. Solmaz Doğanca, Prof. Dr. Sevil Öksüz, Prof. Dr. Ender Varinlioğlu, Prof. Dr. Okay Eroskay, Prof. Dr. Fuat Çelebioğlu, Prof. Dr. Sedefhan Oğuz, Prof. Dr. Levent Peşkircioğlu, Necmi Tanyolaç,Kaya Karan, Alaettin Giray, Ayhan Erten, İlhan Banguoğlu, Ahmet Aydede, Manuel Bilos, Cengiz DolunaySürekli Yazarlar:Yücel Aksoy, Metin Atamer, Nuray Bartoschek, Cahit Batum, Prof. Dr. Yüksel Bozer, Sadi Bülbül, Halûk Cansın, Ali Murat Erkorkmaz, Konur Ertop,Gürbüz Evren, Metin Gören, İlyas Halil, Pelin Hazar, İlker İnal, Muzaffer İzgü, Özüm Larçın, Mehmet Muhsinoğlu, Filiz LeloğluOskay, Saniye Özden, Yaşar Öztürk, Erdoğan Sakman, Erdoğan Tokmakçıoğlu, Songül Saydam, İzlen Şen, Cheryl Tanrıverdi,İzmir Tolga, Engin Ünsal, Mehmet Ünver, Dr. Mehmet Uhri, Orhan Velidedeoğlu, Mustafa YıldızYönetim Merkezi:10. Sok., No: 45, Bahçelievler, AnkaraTel: (0312) 212 8016 (pbx) Faks: (0312) 234 1216‹letiflim Adresi:Sedef Cad., 2446 Ada, 1. Parsel, A Blok, Kat: 3, D: 16, Ataşehir, 34750, İstanbul Tel: (0216) 456 2727 (pbx) Faks: (0216) 456 2729Abone Hizmetleri:(0212) 314 0888Da¤›t›m: YaysatRenk Ayr›m›: Mat YapımBas›m Tarihi: 06. 05. 2009

3

Page 4: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

4 5

M A Y I S 2 0 0 9

‹ Ç ‹ N D E K ‹ L E R

Y›l: 11, Say›: 132

Sizden Bize 8‹lk Dersimiz Türkçe 15F›rçalayarak 99Bilginizi Denetleyin 107May›s SuDokular› 140Mankafa Poldi 145

Anne ve Babalardan 146Kareler ve Rakamlar 152Mant›k Bilmecesi 153Satranç 154Bulmaca 156Ay›n Kitaplar› 158Bir Fotograf Bin Sözcük 160

DUMLUPINAR

Sayfa: 66

“HER EVE LAZIM”B‹R YAPIT

32 Çağdaş Uygarlık Düzeyini Aşan Bir Türk: Prof. Dr. Mehmet Haberal Türk Ulusu Karşısında Varlığıyla “Hesap Veriyor”BÜTÜN DÜNYA YAZI ‹fiLER‹

39 Batı, Atatürk’ü YargılıyorPROF. DR. EROL MAN‹SALI

41 CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Prof. Dr. Türkan Saylan’ı Anlatıyor

43 Yazarların Tepkisi 47 Asın Bu Darbeci Kadını!

MUSTAFA MUTLU

49 Bir Eğitimcinin Cephaneliği...RÜfiTÜ ERATA

51 Çok Uzaklardan Gelen MektupTUFAN TÜRENÇ

53 “Üniversiteden Ses Bekliyoruz”PROF. DR. CENG‹Z KUDAY

55 “...Suçu Affedilemeyecek Kadar Büyüktür.” MAC‹DE TANIR

56 Hukuka Saygı...AL‹ NA‹L‹ ERDEM

58 Atatürk’ten Özür Diliyorum GÜRBÜZ EVREN

63 Atatürk’ün Devrimci Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’tan Cumhuriyet Savcılarına...YAfiAR ÖZTÜRK

69 Hukuk Diyor ki...PROF. DR. MET‹N FEYZ‹O⁄LU

75 Haberal Nerede, Biz Oradayız

86 Ağaçlar Ayakta ÖlmezT‹MUR KARAÇAY

90 Bartın’da Çağdaş Bir Kız Öğrenci Yurdu AçıldıMETE AKYOL

92 Büyük Geçmişler Olsun, Sayın ObamaTUNCAY ERZ‹N

95 Beyaz Saray’a Yazılan Mektup TBMM’de YanıtlandıERAY D‹NÇER

00 Yeni Bir Yöntem: Sığ Deniz SismiğiPROF. DR. CENG‹Z IfiIK

09 Türk Romanının GelişimiKONUR ERTOP

14 Çocuk ÇiçeğiMUZAFFER ‹ZGÜ

40 KartpostalMET‹N ATAMER

49 “Carpe Diem”SONGÜL SAYDAM

1

1

1

1

1

Sayfa: 119

7 Utanıyorum...METE AKYOL

10 Değişik Kaynaklı DeyimlerimizORHAN VEL‹DEDEO⁄LU

17 Atatürk’ün Görmediğimiz Fotografları

23 Ergenekon’un 12’nci Dalgası: Toplumun Sabrının Taştığı AnBÜTÜN DÜNYA YAZI ‹fiLER‹

29 Başkent Üniversitesi Mütevelli Kurul Kamuoyu Duyurusu

Page 5: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

6

NOKTA

YÖNTEMHitler’in yapt›¤› gibi:Damga bas›n kollar›na,Doldurun vagonlara!..

Mehmet MUHS‹NO⁄LU

7

Bütün Dünya’dan Size

Mete Akyol

Siz içeride oldu¤unuz,biz d›flar›da oldu¤umuz içinutan›yorum...

Page 6: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

ral Ergenekon soruflturmalar›çerçevesinde tutuklanan rektör-ler ve ayd›nlar aras›nda bulunu-yor. Programa konuk konuflmac›olarak kat›lan Mete Akyol jan-darmalar›n aras›ndan Say›n Ha-beral’a ulaflt›ramad›¤› flu notunuprogramda aç›klad›:

“Hocam, siz içeride oldu¤u-nuz, biz d›flar›da oldu¤umuz içinutan›yoruz.”

Say›n Haberal bu notun al-t›nda yaln›zca Mete Akyol’unde¤il, Türkiye’nin bütün ayd›n-lar›n›n imzas›n›n yer ald›¤›n›bilsin istiyoruz.

YYüükksseell OOkkttaayy,,AABBDD..

Son y›llarda Atatürkçü ayd›n-lara yap›lmakta olan bütün

bask› ve zulmü onaylam›yorum.Fakat bir de özelde Prof. Haberalgibi dünya çap›nda ün yapm›fl birbilim adam›na s›rf Atatürkçü diyeyap›lan muameleyi asla kabul et-miyorum ve k›n›yorum.

Türkiye’de ve komflu ülkel-erde nerede yard›ma ihtiyaç varsaSay›n Haberal’›n orada oldu¤unuhayretler ve hayranl›klar içindeö¤rendim. Bir tek insan›n bu ülkeiçin neler yapabilece¤ini sizlerinsayesinde gördüm. Üniversitekurmak... Tar›ma ve hayvanc›l›¤agiriflmek... Yeflil alanlar› koru-mak, kollamak, yayg›nlaflt›rmak...Atatürk’ün emenetine sonsuzakadar sahip ç›kmak... Öyle ki busahip ç›kmay› sözde de¤il, giri-flimleriyle de kan›tlamak... Türk

diline sahip ç›kmak... K›saca Tür-kiye’nin ça¤dalaflmas› yolundaömrünü vermek... Ve bugün onayap›lanlar tüm Atatürkçüler’in vetüm Türkiye sevdal›lar›n›n gözle-rini yaflartmaktad›r. Bu Türkiyeiçin büyük bir kara lekedir. Benve san›yorum birçok kifli Say›nHaberal’›n birçok yönünü bilmi-yorduk. Sayenizde ö¤rendik ve ode¤erli bilim adam›n› daha birba¤r›m›za bast›k.

EEssaatt SSöönnmmeezz,,‹‹ssttaannbbuull..

D alga say›s›n› unuttum; amaher dalga vatansever Türk hal-

k›nda flok etkisi yap›yor. Bu tutuk-lamlar bize Malta sürgünlerini ha-t›rlat›yor. 1919-1920 y›llar›nda iflgalkuvvetleri Türk devlet adamlar›n›,askerlerimizi, ayd›nlar›m›z› tutukla-m›fl ve Malta’ya sürmüfltü. Onlar ozaman vatan› sevmenin bedeliniödüyorlard›. Mehmet Haberal, Tür-kan Saylan ve Erol Manisal› gibi ay-d›nlar›m›zla gurur duyuyoruz. ‹yiki vars›n›z. Ayd›n Türk halk› herzaman yan›n›zdad›r. Yerinize hapisyatmaya haz›r›z.

MMeehhmmeett KKuumm..

H aberal Hoca, iki torunumakaraci¤er nakli yapt›. Torun-

lar›m›z yeniden do¤dular. Onunkötü bir fley yapaca¤›na inanm›-yoruz. O hepimize laz›m... O datorunlar›m›n dedesi... Tüm aileonun için dua ediyoruz.

HHaassaann KKoozzccuu,,EErrzzuurruumm..

8 9

H itler Rejimi (Nazi) 1933-194512 y›l iktidarda kalm›fl ve so-

nucunda Almanya’da ve tüm Av-rupa’da yaklafl›k 60 milyon ölü, 5milyon kay›p ve say›s›z bir göç venihayet yanm›fl, y›k›lm›fl flehirlerb›rakarak göcüp gitmifltir. Bu 12y›l›n yaralar›n› Avrupa flimdi bilehenüz kapatamam›flt›r.

Bu durumun yarat›c›s› olanNazi ileri gelenleri savafl sonra-s›nda kurulan Nürnberg Mahke-meleri’nde yarg›lanm›fllar ve suç-lu görülenler idam› da içeren çe-flitli cezalara çarpt›r›lm›fllard›r.Duruflmalar›n Amerikal› savc›s›yurduna dönmeden önce, hak-k›nda idam cezas› istedi¤i adaletbakan›n› ziyaret etmifl ve ölümhücresinde kendisiyle vedalafl-m›flt›r. Amerikal› savc›n›n, AlmanNazi adalet bakan›na söyledi¤iflu son sözler konuyla ilgili yaz›-lan kitaplarda ve çevrilen filmler-de yinelenmifltir:

“Hitler kendi görüflü do¤rul-tusunda, insan haklar› ve benze-ri konularda yasalar ç›kard›¤› an,Almanya savafl› kaybetmiflti. Siz

de say›n adalet bakan›, Alman-ya’da ve tüm Avrupa ülkelerindeCeza Hukuku konusunda say›s›zeserler yay›mlam›fl ve bir otoritedüzeyine eriflmifl hukukçu olma-n›za karfl›n, Hitler’in haz›rlatt›¤›kendine özgü bu yasalara imzaatt›¤›n›z anda kendiniz kendini-ze idam cezan›z› vermifl oldu-nuz. Ben bu duruflmalar›n savc›-s› olarak size bu hatan›z› hat›rlat-mak için için bulundu¤unuz buküçük tafl hücreye gelmifl bulu-nuyorum. Hoflça kal›n›z.”

AAllaaeettttiinn GGiirraayy,,AAnnkkaarraa..

K anal B Televizyonu’ndaBaflkent Üniversitesi’nin ku-

rucusu ve rektörü Prof. Dr. Ha-beral’›n yaflam öyküsü, eserleri,kiflisel özellikleri ve eski Cum-hurbaflkan› Süleyman Demirel,eski YÖK Baflkan› ‹hsan Do¤ra-mac› ve CHP Genel Baflkan› De-niz Baykal gibi Türkiye’nin gü-zel insanlar›n›n Prof. Haberal’lailgili görüflleri yay›nland›. ‹nan›-lacak gibi de¤il; ama Prof. Habe-

Bütün Dünya, Mimoza 4/9, D: 1, Ataflehir, 34750, ‹stanbul [email protected] Faks: 0216-456 2729

S‹ZDEN B‹ZE MEKTUPLARB‹ZDEN S‹ZE YANITLAR

Page 7: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

10 11

ce Sümerlerin yaflamlar›nda giyi-me ne kadar önem verdiklerinigösterir bir belge olmas› yan›ndagörüyoruz ki, ayn› deyifl geçenyüzy›llar içinde geçerlili¤ini yitir-medi¤i gibi günümüzde de de¤e-rini korumaktad›r.

Bu sözün dilimizdeki ben-zeri: ‹nsan k›yafetiyle ka-bul, liyakatiyle takdirolunur; ya da ‹nsanlargiyimleriyle karfl›lan›r,

sözleriyle u¤urlan›r biçimindedir. Daha özlü flu deyimimiz bunun

tam karfl›l›¤›d›r: Ye kürküm ye...Günümüze uyarlarsak: Düzgün

bir giyim, en geçerli referanst›r...Bu konuda Latince yaz›lm›fl

eski bir Yunan deyimi de vard›r:Vestis virum fecit (Giyim insanasayg›nl›k kazand›r›r...)

***‹lginç bir rastlant›: Geçen y›l

aç›klanan Ergenekon iddianame-sinin beklentileri karfl›lamamas›,pek çok bas›n organ›nda “Da¤ fa-re do¤urdu” deyimiyle yorumlan-d› ve uzun süre kullan›ld›.

Sözlüklerimizde “Da¤ do¤urado¤ura bir fare do¤urdu” biçimin-de yer alan bu deyim, Emin Özde-mir’in “Aç›klamal›-Örnekli Deyim-ler Sözlü¤ü”nde flöyle tan›mlan›r:

“Büyük yank›lar uyand›ran,büyük sonuçlar beklenen bir ifl-ten çok önemsiz bir sonuç al›nd›-¤› zaman söylenir: Bunca tanta-nadan sonra ortaya koyduklar›ifli gördün mü? Da¤ do¤ura do¤u-ra bir fare do¤urdu.”

Say›n Erendiz Özbayo¤lu “La-tince Özdeyifller, Deyimler, Ata-sözleri” adl› yap›t›nda bu deyimede yer verir:

“Parturient montes: nasceturridiculus mus – da¤lar do¤uru-yor, gülünç bir fare do¤du (Q.Horatius Flaccus, De Arte Poetica139). Baflka: “Mons parturibat,gemitus immanes ciens...ille mu-rem peperit” (Phaedrus, FabulaeAesopiae 4, 23).”

Klasik Filoloji Doçenti SuatYakup Baydur (1912-1953), Ho-ratius (.‹Ö. 65-‹.Ö. 8)’un yukar›-daki sözünü flöyle Türkçelefltir-miflti: Da¤lar do¤uracak oldular,bir farecik dünyaya geldi.

Horatius’tan sonra bir Latinozan› Phaedrus (‹.Ö. 15-‹.S.50)’un bir öykücü¤ünde (fabula-s›nda) yine bu deyimi görüyoruz:

Ankara Üniversitesi DilTarih Co¤rafya Fakülte-si Latin Dili ve Edebiya-t› Anabilim Dal› Ö¤re-tim Üyesi Prof. Dr.

Güngör Var›nl›o¤lu da Phaed-rus’un bu deyimi içeren öykücü-¤ünü, güzel ve ak›c› Türkçesiyledilimize flöyle kazand›r›r:

Da¤ do¤uruyormufl ba¤›ra ça-¤›ra / Neler neler bekleniyormuflyeryüzünde / Da¤ fare do¤urmufldo¤ura do¤ura;

Senin için yaz›ld› bu masal ifl-te / Söze gelince mangalda kül b›-rakmazs›n / ‹fle gelince kocamanbir s›f›rs›n.(*)

‹nsan› düflündürüyor: Dilimiz-

Atasözlerimiz gibi deyim-lerimiz de dilimizde nezamandan bu yana kul-lan›lagelmifltir, bilin-mez. Onlar, yüzy›llar

öncesinden günümüze, kal›plafl-m›fl söz öbekleri olarak ulaflm›fl-lard›r. Deyimler, öz gelenek vegöreneklerimizin ürünleri olabi-lece¤i gibi tarih içinde çeflitli ne-denlerle yak›nlaflan uluslar ara-s›ndaki aktar›mlarla da dilimizegirmifl olabilir.

Yap›lan araflt›rmalardan anla-fl›l›yor ki, dünyan›n hangi yöre-sinde olursa olsun, yerleflik insantopluluklar›nda, ilkel biçimiylede olsa, kifli iliflkileri yan›nda do-¤a olaylar›yla da ilgili, gözlemle-re dayal› kal›plaflm›fl deyimlerbulunmaktad›r. Bu sözler ticaret,savafl, yay›lma gibi de¤iflik ne-denlerle oluflan toplumlararas›iliflkiler sonucu di¤er toplumlarcada kullan›lmaya bafllan›yor. Hiç-bir toplumun atasözü veya deyi-mi, tümüyle kendi soyuna özgü

olup salt onlar›n kal›t› de¤ildir. Dergimizin 2008 A¤ustos say›-

s›nda Sümer atasözlerinin eskili-¤ine de¤inmifltim. SümerolojiProfesörü S. N. Kramer’in Muaz-zez ‹lmiye Ç›¤ taraf›ndan “TarihSümer’le Bafllar” ad›yla Türkçeyeçevrilen kitab›nda en eski atasöz-leri ve deyimlerin Sümerlere aitoldu¤u belirtiliyor. Günümüzdenbefl bin y›l kadar önce yaz›lar›n›kil üzerine ilkel biçimde yazanSümerler, gelifltirdikleri yaz› tek-nikleriyle, ‹.Ö. ikinci binin baflla-r›nda tarihi ve edebi metinleri kiltabletler üzerine yazmaya baflla-m›fllar. Olas›d›r ki, bu atasözlerive deyimler, yaz›l›fllar›ndan bin-lerce y›l önceden a¤›zdan a¤zayinelenerek o günlere gelmifller-di. Bu atasözleri ve deyimlerin il-ginç yönü, bizim bugünkü ata-sözleri ve deyimlerimize benzer-li¤idir. Örne¤in, bu kil tabletler-den birinde yaz›l› ‹yi giyinenkimse önünde herkes e¤ilir deyi-mi, günümüzden befl bin y›l ön-

TÜRK D‹L‹Orhan Velidedeoğlu

De¤iflik Kaynakl›Deyimlerimiz

Page 8: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

12 13

fl›na düflen milli gelirden, fert ba-fl›na düflen borçtan, fert bafl›nadüflen giderden bahsedip tar›mkonusuna geçti.

“Bu defa, dönüm bafl›na dü-flen gübre, araç, gereç diyecek-ken bir sürçülisan ile, Fert bafl›nadüflen gübre... demez mi?..

“Arkalardan Artvin MilletvekiliHasan Ekinci’nin Meclisi kahka-

haya bo¤an müdahalesi duyuldu: Fertlerde gübre mi kald› Bülent

Bey, millet ishal oldu ishal!...”

(*) Phaedrus (Gaius ‹uliusPhaedrus) Masallar, III. 29 (Latin-ceden çev.: Prof. Dr. Güngör Va-r›nl›o¤lu) YKY, 2007.

de çok yayg›n kullan›lan bu deyi-mi günümüzden 2000 y›l önceRomal›lar Türklerden alm›fl olabi-lirler mi? Ya da ‹stanbul’un fethin-den sonra Türklerle bir arada ya-flayan Bizans halk›n›n dilinden miTürkçeye geçti?..

Yan›t tarihtedir!..***

Yine Latince bir deyim:Lapsus linguae (sürç-ilisan / dil sürçmesi).Buna benzer bir deLapsus calami (sürç-i

kalem / kalem sürçmesi) vard›r.Kubbealt› Lugat›’nda bu iki

deyifl için Dr. A. Adnan Ad›var(1881-1955)’dan flu örnek verilir:“sürç-i lisan konuflurken a¤›z-dan kaçan hatâya, sürç-i kalemde yazarken kalemden kaçan ha-tâya derlerdi.”

SSüürrççmmeekk < sürçitmek (Türk-çe): Divanü Lûgat’it Türk’te “ayakkaymas›” anlam›ndad›r. Bugün,aya¤›n bir yere tak›lmas› sonu-cunda tökezlemek, sendelemek;de¤iflmecesel (mecazî) anlamda,dalg›nl›kla yanl›fl bir ifl yapmak,bir söz söylemek, yan›lmakt›r.

LLiissaann (Arapça) Konuflma arac›olan dil.

Sürçmek, Türkçe; lisan, Arap-ça; tamlama kural›, Farsça. (!)

Türkçemizde tertemiz ve çokyal›n söylenifliyle “dil sürçmesi”varken bu bozuk ve kar›fl›k deyi-min, hem de yanl›fl olarak sürç-ülisan, sürçü lisan biçiminde kul-lan›ld›¤› görülüyor.

Sürç-i lisan’›n yaz›m k›lavuz-

lar›m›zda benimsenen yaz›l›fl›sürçülisan’d›r.

Güvenmemiz gereken baz› söz-lüklerdeyse hâlâ sürçü lisan... (!)

Pir Sultan Abdal (XVI. yy.):Bir sürçmeyle at aya¤› kesilmez;

fieyh Galib de (1757-1799):Affeyleyelim ki belki bilmez / Birsürçen at›n bafl› kesilmez der.

Bir de Arapça sehv / sehiv (ço-¤ulu sehviyyât) sözcü¤ü var;Türkçesi yan›lt›: bilerek yap›lma-yan önemsiz yanl›fll›k.

Bu sözcükle yap›lm›fl, Arapçasehviyyât-› lafziyye tamlamas› da,bir bak›ma, sürç-i lisan gibidir.

Sehv-i kalem ise, yazma yan›lt›s›. Ünlü bir edebiyatç›-yazar, ya-

z›s›nda flöyle diyor: “Oysa böyleolmuyor; yafll› kifli, dünyaya ka-z›k atacakm›fl gibi yafl›yor...”

Deyimlerimiz aras›nda,“çok uzun yaflamak”anlam›nda dünyayakaz›k kakmak / çak-mak vard›r. Kaz›k at-

mak ise, argo sözlüklerinde, al-dat›p zarara sokmakt›r.

De¤erli yazar›m›z sehv-i kalemetmifl olacak...

***Millet Meclisi Genel Kuru-

lu’nda yaflanan, benim de tan›¤›oldu¤um, ilginç bir dil sürçmesiolay›n›, Yavuz Donat’›n kalemin-den okuyal›m. (Tercüman 29.11. 1978)

“Baflbakan Bülent Ecevit,Mecliste konufluyordu. Mali ko-nular› uzun uzun anlatt›. Fert ba-

[email protected]

TTüürrkk yyaazz››mm››nn›› bbiillmmeeyyeenn bbiirr yyaazzaarr...... ((??!!))13 Mart 2009 tarihli “Cumhuriyet Ankara” ekinde, Cumhuri-

yet Bürosu’ndan bir gazeteci yazar, Dil Derne¤i’nin yay›n organ›“Ça¤dafl Türk Dili” dergisinde Dernek Baflkan› Sevgi Özel’in “Ren-gi De¤iflen Dil Tart›flmalar›” bafll›kl› yaz›s›ndan bir bölümceyi,sanki “o yaz› öyle yaz›lmaz, böyle yaz›l›r’ dercesine, yaz›m›n› bo-zarak al›nt›lar.

Say›n Özel’in “Türk abecesiyle ne Kürtçenin ne baflka dillerinyaz›ya geçmesi söz konusudur; çünkü Kürtçenin de bütün dillergibi kendi ses yap›s›na, biçim özelliklerine uygun abecesi vard›r;bununla da Türkçe yaz›lamaz. Öyleyse Türkçenin abecesiyle Kürt-çe yazd›rmaya çal›flmak, bilimsel ve ak›lc› bir yöntem de¤il, anla-m›n› kestirebilece¤imiz bir oyundur” dedi¤i bölümü, “Özel, flunla-r› dile getiriyor” diyerek:

“Türk A, Be, Ce’siyle ne Kürtçe’nin ne baflka dillerin yaz›yageçmesi söz konusudur. [; ç] Çünkü Kürtçe’nin de bütün diller gi-bi kendi ses yap›s›na, biçim özelliklerine uygun A, Be, Ce [si] var-d›r, [;] bununla da Türkçe yaz›lmaz [yaz›lamaz]. Öyleyse Türk-çe’nin A, Be, Ce’siyle Kürtçe yazd›rmaya çal›flmak...” biçimindeal›nt›layan kifli yazar olabilir mi?

Dilci Nejat Muallimo¤lu, al›nt›lama yöntemiyle ilgili yaz›s›ndaflöyle der:

“Bir kimsenin sözlerini kendi yaz›s›na almak isteyen bir yazar,onun, t›rnak içinde gösterdi¤i sözlerini aynen almaya mecburdur.Bizde, maalesef, bu en basit kurala riayet etmeyen yazarlar, gaze-teciler çok. (...) Bizlere oralarda [Amerikada] noktalama iflaretleriö¤retilirken, bu ahlakî noktalar üzerinde bilhassa durulurdu...”(Türkçe Bilen Aran›yor, ‹st. 1999 s.878)

Page 9: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

15

1. zangoç (ermenice) –a) yerden s›çrayan çamurb) turist gezdiren yat c) kal›nkabuklu bir yemifl ç) kilisedeçan çalan görevli

2. yating (ingilizce) – a) yelkendire¤i b) yelkenli yat yar›fl›c) yat turizmi ç) yat liman›

3. vagonet (frans›zca) –a) toprak düzlemedekullan›lan vagon b) asfaltdökmede kullan›lan araçc) toprak yol düzelten silindirç) asfalt kaz›yan diflli makine

4. ültimatom (frans›zca) –a) bar›fl ça¤r›s› yap›lan notab) savafl tehdidi bulunan notac) ateflkes önerilen notaç) ticari anlaflma öneren nota

5. tabldot (frans›zca) –a) nöbet çizelgesi b) hastan›ngünlük ilaç listesi c) belirliölçüde verilen birkaç çeflityemek ç) a¤›zda eritilerekyenecek madde

6. flaft (ingilizce) – a) elektrikak›m›n› aç›p kapayan araçb) iflaret veren yüzer cisimc) motorun hareketini iletenmil ç) pilin iki ucu

7. safari (frans›zca) –a) Afrika’da yaban›l hayvanav› b) mavi renkli gökyakutc) ramazanda yolculukyapan ç) kürk yap›lan hay-van postu

8. racon (italyanca) –a) kural, yol, yöntemb) siyah parlak deric) köklü, kökten, kesinç) kimyada bir element

9. paçoz (yunanca) – a) incetahta b) kefal türünden iribal›k c) tap›nak biçimiç) eski pantolon

10. öglena (frans›zca) –a) de¤ersiz fleyler b) pahal›yemek c) tatl› sulardayaflayan kamç›l› birgözeliç) kal›n derili sürüngen türü

Sözcük bilginizi denetledikten sonra, do¤ru yan›tlar için 16’nc› sayfam›za bak›n›z

‹LK DERS‹M‹Z TÜRKÇESaniye Özden

Page 10: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

16

1. zangoç (ermenice) –ç) kilisede çançalan görevli.

2. yating (ingilizce) –b) yelkenli yat yar›fl›.

3. vagonet (frans›zca) –a) toprak düzlemedekullan›lan vagon.

4. ültimatom (frans›zca) –b) savafl tehdidibulunan nota.

5. tabldot (frans›zca) –c) belirli ölçüde verilenbirkaç çeflit yemek.

6. flaft (ingilizce) –c) motorun hareketiniileten mil.

7. safari (frans›zca) –a) Afrika’da yaban›lhayvan av›.

8. racon (italyanca) –a) kural, yol, yöntem.

9. paçoz (yunanca) –b) kefal türündeniri bal›k.

10. öglena (frans›zca) –c-tatl› sularda yaflayankamç›l› birgözeli.

15’inci sayfam›zda yer alan sözcüklerin do¤ru karfl›l›klar›

‹LK DERS‹M‹Z TÜRKÇEYANITLAR

Aralarında Toscanini ve Mascagni’nin de bulundu¤u se-kiz ‹talyan orkestra flefi, Verdi’nin onuruna düzenlenen bir festi-vale davet edilmifllerdi. Toscanini’nin ününü kıskanan Mascagni,festivalde bir orkestra yönetmeyi, ancak kendisine Toscanini’dendaha fazla para ödenmesi kofluluyla kabul edece¤ini söyledi.

“Bana ödenecek ücret Toscanini’nin alaca¤ı ücretten bir liret fazlaolsa, hiçbir itirazım olmaz” dedi. “Çünkü benim için önemli olan pa-ra de¤il, ondan daha büyük oldu¤umun bir kez daha saptanmasıdır.”

Festival bittikten sonra Mascagni’ye, içinde ücretinin bulundu¤uzarf verildi. Tanınmıfl “Cavalleria Rusticana” operasının bestecisiMascagni zarfı açtı¤ında, içinde yaln›zca bir liret oldu¤unu gördü.Çünkü Toscanini, ünlü besteci Verdi’nin onuruna düzenlenen bufestivalde orkestrayı yönetmek için ücret istememiflti.•

17

Page 11: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

18 19

Page 12: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

20 21

Page 13: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

22 23

13 Nisan 2009 Pazartesigünü sabah›n erken saat-lerinde bafllat›lan “Erge-nekon” operasyonunun12’inci dalgas›, ülke için-

de ve yurt d›fl›nda büyük tepkile-re yol açt›. Bilim, politika, sanatve kültür dünyas›, yap›lanlar› sin-diremiyor, hukuk d›fl›na ç›k›ld›¤›-n› yüksek sesle tekrarl›yordu. An-kara, ‹stanbul, Diyarbak›r, Sam-sun, fianl›urfa, Bursa, Trabzon,Antalya, Mersin, Van, ‹zmir, Gire-sun, Kars ve Adana’da yap›lanoperasyon, ÇYDD, ÇEV ve üni-versiteleri hedef al›yordu.

Baflkent Üniversitesi RektörüProf. Dr. Mehmet Haberal ile Gi-resun Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Osman Metin Öztürk ve eskiüç rektörün yan›s›ra Prof. Dr. ErolManisal› da gözalt›na al›nm›fl,ÇYDD Baflkan› Türkan Saylan’›n

evi 7 saat süreyle aranm›flt›. Günün en ilginç geliflmelerin-

den biri de, dokuzuncu Cumhur-baflkan› Süleyman Demirel’in, sor-gulanmak üzere ‹stanbul’a götü-rülmekte olan Prof. Dr. Haberal’›,havaalan›nda u¤urlamas› oldu.

13 Nisan’da ‹stanbul’a götürü-len Haberal, yaklafl›k 15 saat polisgözetiminde kald›. Daha sonra gö-türüldü¤ü savc›l›kta 5 saat sorgu-land›. 17 Nisan Cuma günü erkensaatlerde hakk›nda verilen tutukla-ma karar› üzerine Metris Ceza-evi’ne gönderildi. Günlerce yor-gun ve uykusuz kal›p günlük ilaç-lar›n› da alamayan Prof. Dr. Meh-met Haberal, cezaevinde kalpspazm› geçirince, ayn› gün Hasekihastanesine kald›r›ld›, koroner ba-k›m servisinde tedavi alt›na al›nd›.

Eski bir asker olan GiresunÜniversitesi Rektörü Prof. Dr.

HAZIRLAYAN: BÜTÜN DÜNYA YAZI ‹fiLER‹

Page 14: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

24 25

Osman Metin Öztürk ise, Trab-zon’dan o gün saat 20:10’da ha-reket eden THY uça¤› ile ‹stan-bul’a gönderildi.

Ondokuz May›s Üniversi-tesi (OMÜ) eski RektörüProf. Dr. Ferit Bernay da‹stanbul’a gönderilenleraras›ndayd›.

Atatürkçü Düflünce Derne¤iBaflkan Vekili ve Bursa Uluda¤Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr.Mustafa Yurtkuran da, ayn› gün sa-bah saatlerinde evinde polisin ara-ma yapmas›ndan sonra gözalt›naal›narak ‹stanbul’a götürülüyordu.

Ergenekon soruflturmas› kapsa-m›nda Ça¤dafl Yaflam› DesteklemeDerne¤i genel merkezi ile flubele-rindeki aramalar da akflam saatleri-ne kadar devam etti. ‹stanbul’dakigenel merkezde yap›lan aramalarsaat 21:15 civar›nda sona erdi.

Genel merkezdeki araman›nard›ndan polis, yolu k›sa sürelitrafi¤e kapatarak evraklar›, dokü-manlar›, CD’leri, hard diskleri vebilgisayarlar› koydu¤u çuvallar›alarak dernek binas›ndan ayr›ld›.

Kanal B Televizyonu ve Bafl-kent Üniversitesi rektörlü¤ündekiaramalar da akflam saatlerine deksürdü. Kanal›n kurucusu RektörProf. Dr. Mehmet Haberal, evindeve ayn› anda otomobilinde yap›-lan polis aramas›n›n ard›ndan gö-zalt›na al›narak evinden ç›kar›l›r-ken, evinin çevresinde toplanankomflular›n›n ve semt sakinlerininalk›fllar›yla u¤urland›.

Prof. Haberal’a “Sizle birlikte-yiz” anlam›ndaki bu alk›fllar›n biranlam› da, sergilenmekte olan buolay›n protestosuydu.

Prof. Dr. Mehmet Haberal,Türk Hava Yollar›’n›n 13:00’dakalkacak tarifeli uça¤›yla ‹stan-bul’a gönderilmek üzere yo¤ungüvenlik önlemleri aras›nda geti-rildi¤i Esenbo¤a Havaalan›’nda,eski ‹nönü Üniversitesi Rektörüve halen Baflkent Üniversitesi ö¤-retim üyesi Prof. Dr. Fatih Hilmi-o¤lu’nun da gözalt›na al›nd›¤›n›ve onun da ‹stanbul’a götürül-mekte oldu¤unu gördü.

Günün beklenmedik olay›n›nEsenbo¤a Havaalan›’ndaki bölü-münü, bir rastlant› sonucu uçaktabulunan ünlü televizyoncu CanDündar flöyle anlat›yordu:

“Uça¤a bir arabayaklaflt›. Prof. Ha-beral’› getirdilerzannettik; fakatarabadan Demirel

indi ve beklemeye bafllad›. Habe-ral’› tafl›yan minibüs biraz sonrageldi. ‹kisi kucaklaflt›lar, ayakta 5dakika kadar konufltular. Demirel,Haberal’› elinden tuttu, bir tür na-sihatler etti zannediyorum. Demi-rel, Ergenekon konusunda fazlakonuflmamay› tercih ediyordu.Tam gözalt› esnas›nda bir Ergene-kon san›¤› aday› bir isme bu ka-dar destek vermesi, bir mesaj ver-mesi önemli bir jestti.”

Can Dündar, ayn› uçakta ‹s-tanbul’a gitti¤i Prof. Haberal ile

uçakta konuflma olana¤› buldu¤u-nu söyledi ve sohbet s›ras›ndaHaberal’›n “Demirel, Zincirbo-zan’a giderken de ben onu u¤ur-lam›flt›m. Bir gönül borcu diye debak›labilir belki” dedi¤ini aktard›.

Dündar, Haberal’›n flu sözleri-ni de aktard›:

“Ça¤›rsalar giderdik. Pazartesigünü ‹stanbul’da bir kongredeonur konu¤u olarak aç›l›fl konufl-mas› yapacakt›m. Bütün dünya-dan bilim adamlar› geliyor, flimdiorada ne denilecek? Benim çal›fl-ma ofisimde Atatürk’ün idam fer-

man› as›l›d›r. Bazen iflte idam fer-man› imzalan›r hakk›n›zda, bazenkahraman olursunuz. Bunlar gelirgeçer, biz hep buraday›z.”

Kanal B Televizyo-nu’nun yay›n› normalprogram› kapsam›ndasürerken, televizyondaarama yap›ld›¤› alt ya-

z›yla izleyicilere duyuruldu. Ka-nal B Televizyonu’nun habermüdürü Metin Kayahan, arama-larda polisin eski baz› program-lara iliflkin yay›n kasetlerine ve

Page 15: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

26 27

CD’lerine el koydu¤unu söyledi.TV binas›ndaki bilgisayarlar›n dahard diskleri kopyaland›.

Kanser hastal›¤› nedeniylehastanede tedavi görenProf. Dr. Türkan Saylan,hafta sonunu geçirmeküzere hastaneden izinli

geldi¤i evinden hastaneye dön-mek üzere haz›rlan›rken, sabah›nerken saatlerinde evine gelen çe-flitli flubelere ba¤l› polisleri buldukarfl›s›nda... Evi aranan “a¤›r has-ta” Prof. Saylan’›n ad› gözalt› liste-sinde yer alm›yordu.

Prof. Dr. Saylan, “Cumhuri-yet” gazetesi yazar› ‹lhan Sel-çuk’un Ergenekon operasyonun-da gözalt›na al›nmas›n›n ard›n-dan bir aç›klama yapm›fl ve “He-pimiz demek ki bir gece vaktigözalt›na al›nabiliriz. Bu çokyanl›fl bir fley” demiflti.

Prof. Dr. Türkan Saylan o güngözalt›na al›nmad›; ama genelbaflkan› oldu¤u Ça¤dafl Yaflam›Destekleme Derne¤i’nin ‹stan-bul’daki genel merkezinde, Ka-d›köy, Avc›lar ile Bak›rköy flube-lerinde ve Diyarbak›r, fianl›urfa,Kars, Bursa, Trabzon, Antalya,Alanya, Mersin, Van, ‹zmir, Çu-kurova, Adana flubelerinde ara-malar yap›ld›, flube baflkanlar›gözalt›na al›nd›.

ÇYDD Van fiube Baflkan› veVan Yüzüncü Y›l Üniversitesi ö¤-retim üyesi Prof. Dr. Ayfle Yükselde, üniversite yerleflkesindeki loj-man›nda polis ve Jandarma ekip-

leri taraf›ndan yap›lan 5 saatlikaramadan sonra gözalt›na al›nd›.

Do¤an Gazetecilik A.fi ‹craKurulu üyesi ve Pazarlama, Sa-t›fl, ‹fl Gelifltirme Grup Baflkan›Tijen Mergen de “Ergenekon”soruflturmas› kapsam›nda gözal-t›na al›nd›. Mergen, ÇYDD ile“Baba Beni Okula Gönder” pro-jesini yürütüyordu.

Mergen, Fatih Kamu Sa¤l›¤›Merkezi’nde yap›lan sa¤l›k kont-rolünün ard›ndan ‹stanbul Emni-yet Müdürlü¤ü’ne getirildi. Üçgün nezarette tutulan Mergen,savc›l›kta ifade verdikten sonraserbest b›rak›ld›.

68’liler Birli¤i Vakf› GenelSekreteri Nam›k Kemal Boya dagözalt›na al›nd›¤›n› bildirdi.

Vak›f Baflkan› Targan,yapt›¤› yaz›l› aç›klama-da, “Ergenekon” davas›-n›n o günkü dalgaylayeni bir boyut kazand›-

¤›n› kaydediyor ve “‹çlerindevakf›m›z genel sekreteri Nam›kKemal Boya’n›n da bulundu¤uçok say›da ayd›n, bilim insan›, si-vil toplum kurulufllar› yöneticisi-nin evlerinde aramalar yap›l›rken,kimileri de gözalt›na al›nm›fl bu-lunmaktad›r” diyordu.

68’liler Vakf›’ndaki operasyo-nu, Ça¤dafl E¤itim Vakf›’ndakioperasyon izledi. Vak›f merkezin-de ve yurt d›fl›nda olan baflkanGülseven Yafler’in evinde de ara-ma yap›ld›, evraklara ve bilgisa-yarlara el konuldu.

S›rada, yine bir ö¤retim üyesivard›. ‹stanbul Üniversitesi ‹kti-sat Fakültesi’nin emekli ö¤retimüyesi ve “Cumhuriyet” gazetesiyazar› Prof. Dr. Erol Manisal›’yagelmiflti s›ra...

Oda evinde yap›lan ara-madan sonra gözalt›naal›n›p götürülürken,üzüntüsünü çevresinde-ki komflular› ve dostla-

r›yla paylafl›yor, “Ben de bilmiyo-rum nedenini, götürülüyorum ifl-te” diyordu.

17 Ocak Cuma sabah› gün ›fl›l-darken Türkiye’nin siyasal ve top-lumsal yaflam›nda yeni bir kilo-metre tafl› olufluyor, Baflkent Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. MehmetHaberal, 19 May›s Üniversitesi es-ki Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay,Uluda¤ Üniversitesi eski RektörüProf. Dr. Mustafa Yurtkuran, ‹nö-nü Üniversitesi eski Rektörü vehalen Baflkent Üniversitesi ö¤re-tim üyesi Prof. Dr. Fatih Hilmio¤-lu, Van Yüzüncü Y›l ÜniversitesiÖ¤retim Üyesi Prof. Dr. Ayfle Yük-sel, ‹stanbul Üniversitesi emekliö¤retim üyesi Prof. Dr. Erol Mani-sal›, Hamdi Gökhan Ecevit veÖmer Sadun Oky›lt›r›k, Beflik-tafl’ta, yan duvar›nda “‹stanbul Ad-liyesi” yaz›l› binan›n kap›s›ndantutuklu olarak ç›kar›l›yor, MetrisCezaevi’ne gönderiliyorlard›.

Neden, Neden, Neden?..“Özel yetkili” cumhuriyet

savc›lar›nca yap›lan sorgulama-lar›n›n ard›ndan tutuklanma is-

temiyle ‹stanbul Nöbetçi 14.A¤›r Ceza Mahkemesi’ne sevkedilen ve ifadelerinin al›nmas›-n›n ard›ndan tutuklanan, 19 Ma-y›s Üniversitesi eski RektörüProf. Dr. Ferit Bernay, Uluda¤Üniversitesi eski Rektörü Prof.Dr. Mustafa Abbas Yurtkuran,‹nönü Üniversitesi eski RektörüProf. Dr. Fatih Hilmio¤lu ile ‹s-tanbul Üniversitesi emekli ö¤re-tim üyesi Prof. Dr. Erol Manisa-l›’n›n, “Türkiye Cumhuriyeti hü-kümetini ortadan kald›rmaya vegörevini yapmas›n› engelleme-ye teflebbüs” ve “yasa d›fl› terörörgütü üyesi olmak” suçlar›n›iflledikleri yönünde “kuvvetlisuç flüphesi varl›¤›n› gösterenolgular›n bulunmas›” dolay›s›ylatutukland›klar› aç›klan›yordu.

Van Yüzüncü Y›l Üni-versitesi ö¤retim üyesiProf. Dr. Ayfle Yüksel,Ömer Sadun Oky›lt›r›kve Hamdi Gökhan

Ecevit’in ise “yasa d›fl› terör ör-gütü üyesi olmak suç flüphesi”gerekçesiyle tutukland›klar› ilerisürülüyordu.

Ayn› günün ö¤le saatlerinde“a¤›r hasta” Prof. Dr. Türkan Say-lan kiflisel görüfllerini aç›klarken,özünde tüm “arkadafllar›” ad›nasözcülük yap›yor, flu sözcükleriyle,onlar›n görüfllerini de aç›kl›yordu:

“Ülkemizi satt›rmay›z, böldür-meyiz. Her devrimin bir karfl›-devrimi vard›r. Devrimimizi ko-rumak zorunday›z.”•

Page 16: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

29

Yaflam›n› ülkesine, insana, bilime, e¤itime ve çevreye vak-feden kurucu Rektörümüz Say›n Prof. Dr. Mehmet Ha-beral, demokrat ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ça¤dafl-

laflmas›n›n yolunun e¤itimden geçti¤inin bilinci içinde 1993 y›-l›nda, baflkanl›¤›n› yürüttü¤ü Türkiye Organ Nakli ve Yan›k Te-davi Vakf› ile aile mallar›n›n büyük bölümünü vakfederek kur-du¤u Haberal E¤itim Vakf›’n›n mal varl›klar›n› tahsis ederek Bafl-kent Üniversitesi’ni kurmufltur.

Kamu tüzel kiflili¤ine sahip Baflkent Üniversitesi, 16 y›lda bi-nin üzerinde akademik personel olmak üzere yaklafl›k 8 bininüzerinde çal›flan›, 10 binin üzerinde ö¤rencisi, yurdun her böl-gesinde hastane ve diyaliz merkezleri, sa¤l›k kurulufllar› ile ül-kenin özlenen, örnek ve gurur kayna¤› sa¤l›k ve e¤itim kuru-mu olmufltur.

Kurulufl yasas› ile kamu tüzel kiflili¤i olan üniversitemizintüm ifltirakleri ile birlikte mal varl›¤› kamu mal› olup Türk ulu-sunundur. Bu nedenle devletin idari ve mali denetimi alt›nda-d›r. Bu denetimlerde de görüldü¤ü gibi binlerce ö¤renciyeburs vermektedir.

Bu maddi ve manevi varl›¤›n yarat›c›s› “yedi gün yirmi dörtsaat çal›flma” slogan› ile hayat›n› adayan, yaln›z çal›flan›na de¤il,

Baflkent ÜniversitesiMütevelli Kurul

Kamuoyu Duyurusu

27. 04. 2009

Page 17: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

30 31

t›p dünyas›na da örnek ve uluslararas› bir de¤er olan Say›n Prof.Dr. Mehmet Haberal’d›r. Say›n Dr. Haberal bilim adaml›¤›, giri-flimci kiflili¤i yan›nda demokrasi âfl›¤›, demokratik ve laik hukukdevleti ilkelerinin y›lmaz savunucusudur.

ÖÖyle ki, 2000 y›l›nda zaman›n ço¤unluk parti baflkanlar›taraf›ndan 10’uncu cumhurbaflkanl›¤› resmen kendisineönerildi¤inde, çözümün mutlaka parlamento içinden

aranmas›n›, yeni cumhurbaflkan›n›n parlamenterler aras›ndanseçilmesinin parlamentoya sayg›n›n gere¤i oldu¤unu belirtip er-demlilik, demokrasi örne¤i verip öneriyi bütün nezaketi ile ya-z›l› olarak geri çeviren Say›n Rektörümüz, talihin ne garip olu-flumu ki bugün utanç verici ve kabul edilemez biçimde silahl› te-rör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmaktad›r.

Ülke içindeki çal›flmalar› ile yetinmeyip yurt d›fl›nda yap›lanuluslararas› bilim kongrelerinde Türk bayra¤›n› ve Atatürk pos-terini ast›ran, ‹stiklâl Marfl›m›z› gururla bilim adamlar›na ayaktadinlettirip alk›fllatt›ran, Türk dilini ilk kez kulland›ran ve DünyaYan›k Tedavi Birli¤i baflkanl›¤›n› üstlenen, Amerikan CerrahlarBirli¤i üyesi olan yine Say›n Rektörümüzdür.

UUlusal ve uluslararas› bir de¤er olan Say›n Rektörümüzünönce ev ve çal›flma odalar› insanl›k onurunu zedeleyenbir ithamla aranm›fl, onur k›r›c› biçimde göz alt›na al›n-

m›fl, daha sonra “Adil Yarg›lama” kurallar› hiçe say›larak dörtgün gözalt›, emniyet ve savc›l›k sorgusu ile bitap düflürüldüktensonra 17 Nisan 2009 Cuma günü saat 06:00’da hakim huzurunaç›kart›lm›fl ve tutuklu yarg›lanmas›na karar verilmifltir. Tutukla-ma gerekçesi ne üniversitemizi ne mütevelli kurulumuzu ne dekamuoyunu tatmin etmemifltir. Tutuklama karar›na yap›lan itirazda red olunmufl, ancak gerekçe flu ana kadar aç›klanmam›flt›r.

Ortada yarg› karar› bulunmadan maalesef baz› bas›n organla-r› ve baz› siyasiler taraf›ndan suçlu ilan edilerek gerek Say›n Rek-törümüzün ve gerekse üniversitemizin onuru ile oynanm›flt›r. Busuçu iflleyenlerin ve müfterilerin sonuna kadar takipçisi olaca¤›z.

AA nayasa Mahkemesi Say›n Baflkan›’n›n Anayasa Mahke-mesi’nin 47. Y›l Kurulufl Y›ldönümü konuflmas›nda be-lirtti¤i gibi “Yarg› siyasi düflüncelerle kuflat›lm›fl”, mah-

keme hakimlerinden önce bir k›s›m medya ve siyaset dünyas›-n›n baz› isimlerinden oluflan yarg›çlar kararlar›n› vermifl, sorgu-lama yapan mahkemenin tutuklama karar›ndan saatler öncesikarar›n verildi¤ini kamuoyuna duyurmufllard›r”. Yine Say›n Bafl-kan’›n Nutkunda belirtti¤i gibi “mahkemeleri yönlendirme ve et-kileme çabalar›” suçtur. Maalesef yarg›lananlar ile avukatlar›n-dan dosyalar›n incelenmesi esirgenmifl ve dosyalar›n incelenme-si dahi k›s›tlanm›fl iken baz› medya organlar› ile baz› siyasiler ka-muoyu önüne ç›k›p dosyada flu bilgiler var diyebilmektedir. Hat-ta güvenlik güçleri taraf›ndan sorgulama yap›lmazdan önce, gü-ya sorgulama yap›lm›fl gibi Say›n Rektörümüze soruldu¤u iddiaolunan sorular ile yan›tlar› yay›nlam›fl, ak›llar›nca güvenlik güç-lerine yol gösterip etkileme gayretine girmifllerdir. ‹lgili siyasilerde dahil bu suçlular›n cezaland›r›lmas› ve suçlar›n temadi etme-sinin önlenmesi için cumhuriyetimizin savc›lar›n› göreve davetetmekteyiz. Bu beyanlar›m›z ihbar kabul edilmelidir.

BBaflkent Üniversitesi’ne reva görülen bu zor koflullara ra¤-men tüm e¤itim ve sa¤l›k kurumlar›, eskiden oldu¤u gi-bi Say›n Rektörümüzün ilkelerine uygun biçimde “yir-

midört saat yedi gün” slogan› ile hizmete devam etmektedir.Baflkent Üniversitesi Mütevelli Kurulu olarak biz de yaral›y›z.

Ancak bu yaray› yüre¤imizde onurla tafl›yaca¤›z. Tüm yaflam›n›hastalar›na, e¤itime ve ülkesine adayan, Atatürk devrimlerininsars›lmaz savunucusu Rektörümüz Say›n Prof. Dr. Mehmet Ha-beral özgürlü¤üne kavuflacak ve onurumuzu zedeleyen itham-dan kurtulacak, bafl› dik onur ve gururla görevine dönecektir.

Baflkent Üniversitesi Mütevelli Kurulu olarak o güne kadartüm hak ve hukukunun her türlü yasal ortamda sonuna kadarsavunucusu ve takipçisi olaca¤›z.

Kamuoyuna sayg›yla duyurulur.•

Page 18: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

33

•1944 y›l›nda Rize’nin Pazar il-çesi Subafl› Köyü’nde do¤du.

•1967 y›l›nda Ankara Üniver-sitesi, T›p Fakültesi’ni bitirdi.

•1971 y›l›n›n Ekim ay›nda Ge-nel Cerrahi alan›nda uzman oldu.

•1973 y›l›nda Shriner’s Yan›kEnstitüsü (Shriner’s Burns Institu-te) ve John Seally Hastanesi’ndeyan›k tedavisi üst ihtisas› yapt›,Galveston, Texas, ABD.

•1 Ocak 1974-30 Haziran 1975y›llar› aras›nda Colorado Üniversi-tesi, T›p Fakültesi Transplantas-yon Merkezi’nde transplantasyonüst ihtisas› yapt›.

•1975 y›l›n›n Temmuz ay›ndaHacettepe Üniversite Hastanesi,Genel Cerrahi Bölümü’nde Yan›kve Organ Nakli Ünitelerini kurdu.

•3 Kas›m 1975 tarihinde Ha-cettepe Üniversitesi Hastanesi’ndeTürkiye’de ilk kez canl› donördenböbrek naklini gerçeklefltirdi.

•Dünya Yan›k Derne¤i ulusaltemsilcisi seçildi.

•1976 y›l›nda Genel Cerrahialan›nda doçent oldu.

•10 Ekim 1978 tarihinde Avru-pa Organ Nakli Vakf›’ndan (Eu-rotransplant) temin edilen organ-la Türkiye’de ilk kez kadavradanböbrek naklini gerçeklefltirdi.

•1979 y›l›nda organ ve dokunakli yasas›n›n ç›kmas›n› sa¤lad›(3 Haziran’da yasalaflan 2238 sa-y›l› kanun).

•27 Temmuz 1979 tahindeTürkiye’de ilk kez yerli kaynak-l› kadavradan böbrek naklinigerçeklefltirdi.

•26-27 May›s 1979 tarihleriaras›nda 1. Ulusal Yan›k Kongre-si’ni Ankara’da düzenledi.

•4 Eylül 1980 tarihinde Türki-ye Organ Nakli ve Yan›k TedaviVakf›’n› kurdu.

•12 Mart 1982 tarihinde Türki-ye Organ Nakli ve Yan›k TedaviVakf›’na ba¤l› Ankara’da ilk He-modiyaliz Merkezi’ni kurdu.

•Genel Cerrahi profesörü oldu.•Dünya Yan›k Derne¤i Yü-

rütme Kurulu üyesi ve ayn› der-ne¤in Do¤u Akdeniz Bölge tem-silcisi seçildi.

rof.Dr.Mehmet HaberalÇa¤dafl Uygarl›k Düzeyini Aflan Bir TürkP

Atatürk ve Türk ulusu karfl›s›ndavarl›¤›yla “hesap veriyor”

HAZIRLAYAN: BÜTÜN DÜNYA YAZI ‹fiLER‹

32

Page 19: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

34 35

•1983 y›l›nda Ankara’da ilkorgan nakli kongresini düzenledi.

Ozamana de¤in tümdünyada en fazla 36saat saklanabilen ka-davra böbreklerin so-¤uk iskemi sürelerini111 saate kadar uzat›l-

mas›n› sa¤layan çal›flmay› yapt›.•T›bbi alandaki baflar›l› katk›-

lar›ndan dolay› Sedat Simavi Vak-f›, Sa¤l›k Bilimleri Ödülü’nü ald›.

•1984 y›l›nda Akdeniz Yan›kKulübü kurucu üyesi oldu.

•Ortado¤u’da organ paylafl›m›ve teminini kolaylaflt›rmak içinOrtado¤u Diyaliz ve Organ NakliVakf›’n› kurdu.

•17-20 Kas›m 1985 tarihleriaras›nda ‹stanbul’da Ortado¤u Di-yaliz ve Organ Nakli Vakf›’n›n ilkkongresini düzenledi.

•16 Eylül 1985 tarihinde An-kara’da Türkiye Organ Nakli veYan›k Tedavi Vakf› Hastanesi’nikurdu.

•Amerikan Yan›k Derne¤i“Everett Idris Evans Özel Ödü-lü”nü ald›.

•1986 y›l›nda Dünya Yan›kDerne¤i genel sekreter yard›mc›s›olarak seçildi.

•1986 y›l›n›n Eylül ay›nda Ha-beral E¤itim Vakf›’n› kurdu.

•Amerikan Cerrahi Derne¤iüyesi seçildi (Fellow of the Ame-rican College of Surgeons-FACS).

•1987 y›l›nda Ortado¤u OrganNakli Derne¤i kurucusu oldu vebaflkan› seçildi.

•‹stanbul’da ilk Bölgesel Do-¤u Akdeniz Yan›k Kongresi’nidüzenledi.

•2-4 Kas›m 1988 tarihleri ara-s›nda Ankara’da ilk Ortado¤u Or-gan Nakli Derne¤i Kongresi’nidüzenledi.

•8 Aral›k 1988 tarihinde Tür-kiye’de ve bölgede kadavra-dan ilk baflar›l› karaci¤er naklinigerçeklefltirdi.

•1990 y›l›n›n Ekim ay›ndaTürkiye Organ Nakli Derne¤i ku-rucusu oldu ve baflkan› seçildi.

•15 Mart 1990 tarihinde Türki-ye, Avrupa ve bölgede bir ilkolan, çocuklarda canl›dan k›smikaraci¤er naklini gerçeklefltirdi.

•24 Nisan 1990 tarihindedünyada bir ilk olan, eriflkindecanl›dan k›smi karaci¤er naklinigerçeklefltirdi.

•16 May›s 1992 tarihinde dün-yada bir ilk olan ayn› canl› donör-den k›smi karaci¤er ve böbreknaklini gerçeklefltirdi.

•New York Bilim Akademisiüyesi oldu.

•1993 y›l›nda Türkiye OrganNakli ve Yan›k Tedavi Vakf› veHaberal E¤itim Vakf› ile birlikteBaflkent Üniversitesi’ni kurdu.

Üniversite, 11 fakülte (Fen-Edebiyat, Hukuk, ‹ktisadi ve ‹dariBilimler, Mühendislik, T›p, Sa¤l›kBilimleri, ‹letiflim, Difl Hekimli¤i,Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mi-marl›k ile E¤itim Fakülteleri), 7enstitü (Organ Nakli ve Gen Bi-limleri, Fen Bilimleri, E¤itim Bi-limleri, Sa¤l›k Bilimleri, Sosyal Bi-

limler, Yan›k, Yang›n ve Do¤alAfetler, Avrupa Birli¤i ve Ulusla-raras› ‹liflkiler) ve 5 meslek yük-sek okulu ile ‹ngilizce haz›rl›kokulundan oluflmaktad›r.

•Ankara’da Baflkent Üniversi-tesi Fizik Tedavi ve Rehabilitas-yon Merkezi’ni açt›.

•3 Eylül 1994 tarihinde ‹z-mir’de Baflkent Üniversitesi Zü-beyde Han›m Araflt›rma ve Uygu-lama Merkezi’ni açt›.

•1995 y›l›nda Türkiye’de Yan›kve Yang›n Afetleri Derne¤i’ni kurdu.

•1998 y›l›nda Yalova’da, Tür-kiye’de k›rsal kesimde hizmet ve-ren ilk diyaliz merkezini açt›.

•1998 y›l›n›n Haziran ay›ndaAdana Baflkent Üniversitesi Has-tanesi’ni açt›.

•Ortado¤u Yan›k ve Yang›nAfetleri Derne¤i’ni kurdu.

•1999 y›l›nda Ankara’da Bafl-kent Üniversitesi Ayfleabla Okul-lar›’n› açt›.

•2000 y›l›n›n Temmuz ay›ndaAlanya Baflkent Üniversitesi Has-tanesi’ni açt›.

•2000 y›l›n›n A¤ustos ay›ndaDünya Transplantasyon Derne-¤i’nin Roma’daki kongresindekendisine Türkiye ve dünyada or-gan naklinin geliflimine yapt›¤›katk›lardan dolay› “MillenyumMadalyas›” verildi.

•20 Kas›m 2000 tarihinde An-kara’da yeni Baflkent ÜniversitesiHastanesi’ni açt›.

•20 Nisan 2000 tarihindeTransplant Olimpiyatlar› Derne-¤i’ni kurdu.

•2000 y›l›n›n Nisan ay›ndaBütün Dünya dergisinin imtiyazhakk›n› alm›fl ve dergiyi “BaflkentÜniversitesi’nin Kültür Yay›n›”olarak yay›mlamaya bafllam›flt›r.

•2002 y›l›nda Baflkent Üniversi-tesi Adana Seyhan Hastanesi’ni açt›.

•14 Ocak 2002 tarihinde Kli-nik ve Deneysel Araflt›rmalar Der-ne¤i’ni kurdu.

•2003 y›l›nda Amerikan Cerra-hi Birli¤i (American Surgical Asso-ciation-ASA) onursal üyesi seçildi.

•Baflkent Üniversitesi KonyaHastanesi’ni açt›

•Cerrahi Araflt›rmalar Akade-misi (Academy of Surgical Rese-arch) üyesi ve Türkiye temsilci-si oldu.

•2004 y›l›nda “Kanal B”, “Rad-yo Baflkent” ve “Baflkent HaberAjans›”n› kurdu.

2004 y›l›n›n A¤ustosay›nda Japonya’da yap›-lan Dünya Yan›k Der-ne¤i (International Soci-ety for Burn Injuries-IS-BI) Kongresi’nde 2006-

2008 Dönem Baflkanl›¤›’na seçildi.•2005 y›l›n›n Eylül ay›nda,

Prag’da, Uluslararas› CerrahlarKoleji fahri üyeli¤i verildi (Hono-rary Fellowship of the Internati-onal College of Surgeons-FICS).

•15-23 May›s 2006 tarihleri ara-s›nda Massachusetts General Hos-pital ve Johns Hopkins Hospital’daders vermek için davet edildi.

•4 May›s 2006 tarihinde Dün-ya Organ Nakli Derne¤i’nin Orta

Page 20: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

36 37

Do¤u ve Afrika bölge encümeniolarak seçildi.

•15 May›s 2006 tarihindeAzerbaycan T›p Üniversitesi’ndefahri doktora unvan› verildi.

•Yine ayn› tarihte, PakistanKaraçi Üniversitesi taraf›ndan bi-limsel doktora unvan› verildi.

•2006 y›l›n›n Haziran ay›ndaOrtado¤u Yan›k ve Yang›n Afet-leri Derne¤i (The Middle EastBurn and Fire Disaster Society-MEBFDS) Baflkanl›¤›’na seçildi.

2006 y›l›n›n Eylül ay›n-da Dünya Yan›k Der-ne¤i (International So-ciety for Burn Injuries-ISBI) 2006-2008 dö-nem baflkan› oldu.

•Brezilya Yan›k Derne¤i Yöne-tim Kurulu Onursal Üyesi seçildi.

•Uluslararas› Cerrahlar Birli¤i(International Surgical Group)üyeli¤ine seçildi.

•26 Kas›m 2006 tarihinde Ku-veyt Sa¤l›k Bakan› fieyh Ahmad Al-Abdulla Al-Sabah taraf›ndan“Ömür Boyu Baflar› Ödülü” verildi.

•13-15 May›s 2007 tarihleriaras›nda Do¤al Ba¤›fl›kl›k Derne-¤i Toplant›s›’n› (Society of Inna-te Immunity Meeting) Ankara’dadüzenledi.

•1-7 Temmuz 2007 tarihleriaras›nda Organ Nakli Derne¤i’ninYeni Fikir Lider Toplant›s›’n› (TheTransplantation Society New KeyOpinion Leader Meeting) Anka-ra’da düzenledi.

•4-6 Temmuz 2007 tarihleri

aras›nda baflkanl›¤›n› yapt›¤› Tür-kiye Organ Nakli Derne¤i’nin 9.Bilimsel Kongresi’ni (9th Meetingof the Turkish TransplantationSociety) Ankara’da düzenledi.

•17 Eylül 2008 tarihinde An-kara’da Cerrahi Müdahelede Kali-te ve E¤itim Konulu Sempozyum(Symposium on Surgical Educati-on and Quality) düzenledi.

•18-19 Ekim 2008 tarihleri ara-s›nda Uluslararas› Cerrahlar KolejiAvrupa Federasyonu Türkiye Bö-lümü Toplant›s›’n› (InternationalCollege of Surgeons European Fe-deration Turkey Section Meeting)Antalya’da düzenledi.

•4 Kas›m 2008 tarihinde Birin-ci Uluslararas› Yan›k Haftas›’nda(First National Burns Week) Du-bai’de ödül takdim edildi.

Almanya’n›n Münih kentindeirtibat bürosu aç›lm›flt›r.

•18 fiubat 2008 tarihinde böb-rek nakli alan›ndaki öncülü¤ü veböbrek nakli alan›na yapm›fl ol-du¤u de¤erli katk›lar›ndan dolay›Suudi Arabistan Prensi AbdulazizBin Salman taraf›ndan ödül tak-dim edildi.

•13 Mart 2008 tarihinde, Am-man’da, karaci¤er nakli alan›nda-ki öncülü¤ü ve karaci¤er naklialan›na yapm›fl oldu¤u de¤erlikatk›lar›ndan dolay› Ürdün PrensiRaad Bin Zeid taraf›ndan ödültakdim edildi.

•4-5 Eylül 2008 tarihleri ara-s›nda Amerika Birleflik Devletleri,Washington Eyaleti’nde Washing-ton Üniversitesi’ne konuk profe-

sör olarak davet edildi. ‹ki günlükprogramda bir gün WashingtonÜniversitesi TransplantasyonMerkezi’nde (University of Was-hington Transplant Center) organnakli üzerine ve bir gün Harbor-view Yan›k Merkezi’nde (Harbor-view Burn Center) yan›k tedavisiüzerine Prof. Dr. Mehmet Habe-ral’›n onuruna iki sempozyumdüzenlendi. Washington Univer-sitesi Konuk Profesörlü¤ü (Uni-versity of Washington VisitingProfessorship) ödülü ald›.

•10 Eylül 2008 tarihinde,Montreal’de Uluslararas› Yan›kDerne¤i (International Society forBurn Injuries) 2006-2008 y›llar›aras›ndaki baflkanl›k görevininsona ermesiyle beraber derne¤eyapm›fl oldu¤u katk›lardan dolay›ödül ald›.

•30 Eylül 2008 tarihinde Pra-gue Yan›k Merkezi’nde (PragueBurn Center) Baflkan› Prof. Dr.Radana Königova taraf›ndan ÇekCumhuriyeti Medikal BilimlerAkademisi (Czech Medical Asso-ciation) Onursal Üyelik Ödülütakdim edildi.

•23 Ekim 2008 tarihinde, Ka-rachi’de, onursal davetli olarak ka-t›ld›¤› Sindh Üroloji ve OrganNakli Enstitüsü Kongresi’nde(Congress of the Sindh Institute ofUrology and Transplantation) tara-f›ndan Onursal Konuk Plaketiödülü ald›.

•19 Kas›m 2008 tarihinde Shi-raz’da, onursal konuk olarak ka-t›ld›¤›, 17-21 Kas›m tarihleri ara-

s›nda gerçekleflen 11. Orta Do¤uOrgan Nakli Derne¤i Kongre-si’nde (11th Congress of theMiddle East Society for OrganTransplantation) dernek kurucu-su ve daimi destekçisi olarak veorgan nakli ve ba¤›fl› alan›ndayapm›fl oldu¤u katk›lar›ndan do-lay› ödül takdim edildi. Ayr›ca,‹ran Medikal Bilimler Akademi-si’nden (Academy of Medical Sci-ences of Iran) Onursal ÜyelikÖdülü ald›.

4Aral›k 2008 tarihinde,Viyana’da, Uluslararas›Cerrahlar Koleji 36.Dünya Kongresi’ninyap›ld›¤› Viyana Bele-diye Tören Salonu’nda

onursal üyeli¤e seçilen ve derne-¤in bir önceki baflkan› olan Prof.Dr. Nadey S. Hakim, konuflmas›-n›n ard›ndan, Atatürk posteriniekranda göstererek 200 kat›l›mc›huzurunda 2005 y›l›nda onursalüyeli¤e seçilen Prof. Dr. MehmetHaberal’› kürsüye davet edip,Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkele-riyle yetiflen ve bugün organ nak-li konusunda dünyan›n önde ge-len meslektafl›, Prof. Dr. Haberal’›kutlad›.

EEddiittöörrllüükk ÇÇaall››flflmmaallaarr››::•Türkiye Organ Nakli Derne-

¤i ve Türkiye Yan›k ve Yang›nAfetleri Derne¤i taraf›ndan ya-y›mlanmakta olan t›p dergisi “Di-yaliz, Transplantasyon ve Yan›k”dergisi editörü

•Ortado¤u Organ Nakli Der-

Page 21: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

38

6 Haziran 2003 tarihinde Baflkent Üniversitesi Konya Hastanesi’nin aç›l›fl›nda Prof. Dr. ‹hsan Do¤ramac›, kendisine sorulan “Yaflam›n›zdaki en büyük eseriniz nedir?”

sorusuna “Kesinlikle Mehmet Haberal’d›r” demifl, bu görüflünü yaz›yla bildirmesini isteyengazetecilere yukar›daki yan›t›n› vermifltir: “En büyük hizmetiniz nedir? sorusuna cevab›m: Mehmet Haberal’in yetiflmesine ve önünün aç›lmas›na olan katk›md›r”

diyebilirim. ‹hsan Do¤ramac› Konya 06.06.2003

ne¤i’nin yay›n organ› olan “Expe-rimental and Clinical Transplanta-tion” dergisi editörü

•Dünya Organ Nakli Derne-¤i’nin yay›n organ› olan “Transp-lantation Proceedings”, •1996 mi-safir editörü, •1998 misafir editörü,•2000 misafir editörü, •2002 misa-fir editörü, •2004 misafir editörü,•2005 misafir editörü •2006 misa-fir editörü, •2008 misafir editörü,

•“International Medical Jour-nal” dergisi Yay›n Kurulu üyesi

•“Investigative Surgery” der-gisi Yay›n Kurulu üyesi

•“Clinical Transplantation”dergisi Yay›n Kurulu üyesi

•“Transplantation Proceedings”dergisi Yay›n Kurulu üyesi

•“Saudi Journal of Kidney Di-seases” dergisi Yay›n Kurulu üyesi

•“Burn Care and Rehabilitati-on” dergisi Yay›n Kurulu üyesi

•“Urology Journal” dergisi Ya-y›n Kurulu üyesi

•“Archives of Iranian Medici-

ne” dergisi Yay›n Kurulu üyesi 22 Kas›m 2008 itibariyle, •1730 böbrek, 320’den fazla

karaci¤er nakli yapt›, •22’den fazla ulusal ve ulusla-

raras› bilimsel kongre düzenledi, •35 ulusal ve uluslararas› t›p

derne¤i üyesi, •1428 Türkçe ve ‹ngilizce bi-

limsel yay›n›n yazar›. 2 ‹ngilizce, 4Türkçe kitab› bulunan ve t›p ala-n›nda 25 ulusal ve uluslararas›ödül sahibi olan Prof. Dr. MehmetHaberal, Türkiye’nin uluslararas›literatürde en fazla bilimsel yay›m›bulunan tek rektörüdür.

•Kurdu¤u Baflkent Üniver-sitesi’nde bugün 8500 kifli çal›-flmaktad›r. Baflkent Üniversite-si’nin yurdun çeflitli böl-gelerinde hizmet vermekte olan10 hastanesi, 1 poliklini¤i, 13diyaliz merkezi, biri Adana biriAnkara’da olmak üzere 2 koleji,2 oteli, 6 vakf›, 4 vak›f iktisadiiflletmesi bulunmaktad›r.•

39

Yarg›lanan Türkiye Cumhu-riyeti, devrimlerimiz. Yar-g›lanan ba¤›ms›zl›¤›m›z,

özgürlü¤ümüz.- Lozan yarg›lan›yor, emperya-

lizme karfl› kazand›¤›m›z savaflyarg›lan›yor...

- Halk›m›z, ulusumuz yarg›la-n›yor sömürgeciler taraf›ndan...

- Kimli¤imiz, de¤erlerimiz vevarl›¤›m›z yarg›lan›yor...

- Kurtuluflumuz ve onun ön-deri Mustafa Kemal Atatürk yarg›-lan›yor sömürgeciler ve onlar›nmaflalar› taraf›ndan...

En büyük suçlu Atatürk; çürü-müfl, emperyalizmin arka bahçesive oyunca¤› olmufl, fiilen iflgaledilmifl Osmanl›’dan, ba¤›ms›z birulus ve Cumhuriyet yaratm›fl, av-rupal› müstevlilere karfl›.

Ezilen ve sömürülen dünyadaba¤›ms›zl›¤›n simgesi olmufl birTürkiye; hem de dünyan›n en so-runlu bölgesinde. Hindistan’›n ‹n-giltere’ye baflkald›rmas›nda, Afri-

ka ülkelerinin Avrupa’ya karfl› sa-vafl›nda; dün Castro’nun bugünChavez’in Amerika’ya meydanokuyan duruflunda örnek olmuflMustafa Kemal Atatürk.

Sömürgeciler onu hiç sevme-diler ve sevmiyorlar. Bundan do-lay› Atatürk’ü yarg›l›yorlar, yer-mek istiyorlar. Yeniden o kaosa,

Sevr’i kabul ettirdikleri Os-manl›’ya dönmek istiyorlar.

- Ça¤dafl de¤erler, ça¤-dafl hukuk düzeni ve top-lumsal haklar yerine siyasalislam›n egemen oldu¤u bircemaat düzensizli¤i istiyor-lar bu co¤rafyada.

- Cemaatin bafl›na birkukla yerlefltirip, onu yönet-mek niyetindeler...

Obama’n›n Haf›zas›...- Obama Afrikal› dedelerini

hat›rl›yor mu?- Amerika’n›n pamuk tarlalar›-

na tafl›namayan Afrikal›lar›n bu-gün sömürgeciler taraf›ndan nehale getirildiklerini, “Sudan’a yeniaskeri operasyonlar planlarken”hiç mi hat›rlam›yor?

- Amerika’n›n Irak, Lübnan veAfganistan’› kan gölüne çevirdi¤i-ni göremiyor mu?

Görememifl ki, Türkiye’ye veIrak’a geliflinde “izlenen politika-n›n devam›n›” istiyor.

Afganistan’da kendisi için “sa-

Bat›, Atatürk’ü Yarg›l›yorYAZAN: PROF. DR. EROL MAN‹SALI

Page 22: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

40

vaflacak Türk Askeri” istiyor.Amerika yenilmifl, “gel benim ye-rime sen savafl” diyor, kendi em-peryalizmine alet ediyor...

Amerika için Kore’ye, Soma-li’ye, Yugoslavya’ya, Afganis-tan’a, Lübnan’a asker gönderdik.Dün Kurtulufl Savafl›’nda bat›n›nbize yapt›klar›n› bugün sömürge-ciler tekrarlarken neden onlarayard›m ediyoruz? Bindi¤imiz dal›neden kesiyoruz?

D ün ‹ngiliz’in Çanakka-le’ye getirdi¤i Afrikal› veAsyal›lar›n durumuna

düflmedik mi? Türk halk› bizim“Amerikal›lar›n Gurka’lar› olma-m›z› istemiyor”. ‹ngilizlerin getir-di¤i gurkalar› 1915’te Çanakka-le’de gördük. 1974’te K›br›s’tagördük. fiimdi bizi “Gurkalaflt›r-mak” istiyorlar.

Obama’n›n An›tkabri ziyaretive yazd›¤› sözcükler yaln›zca, ba-t›n›n cumhuriyeti ve Atatürk’üyarg›lamakta oluflunu gizlemek-ten baflka hiçbir anlam tafl›maz.Bugün yaflamakta oldu¤umuzinan›lmaz olaylar›n arkas›ndakimlerin oldu¤u art›k apaç›k bili-niyor. Televizyonlar› aç›n, gazete-lere bak›n, görürsünüz...

- Afganistan’da, Lübnan’da,Irak’da, Gürcistan’da yeni Gur-ka’lara ihtiyaçlar› var. Soros söyle-medi mi? Emperyalistlere göre“Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü bi-zim insan›m›z, askerimiz mifl”!..

- Soros bir simge, Bat› pence-resinden Türkiye’nin görünümü,

Türkiye’nin ayakta kalmas› ve on-lar taraf›ndan y›k›lmamas› için in-san›n›, askerini emperyalizmin ç›-karlar› için kulland›rmas› gereki-yormufl. En iyi Türk yöneticimizonlar›n Cola flirketinin bafl›na ge-tirilecek; en iyi doktorlar›m›z on-lar›n sa¤l›k kurumlar›nda görevalacak; en iyi askerlerimiz onlar›nAsya’daki, Afrika’daki ve Ortado-¤u’daki ç›karlar›n› koruyacak.

- Bat› Türkiye’yi ancak bu ko-flulda kabullenir, bu koflulda ya-n›nda tutar diyorlar.

Obama geldi, bir öpücükkondurdu. Bush gibi “s›rt›m›zavurmad›”.

Ermenistan’da, Kürdistan’da,Afganistan’da sizden hizmet bek-liyoruz dedi. Mustafa Kemalbütün bu taleplere hay›r dedi¤iiçin sevilmedi, sevilmiyor.

E mperyalizm Mustafa Ke-mal’i, Cumhuriyet’i, ba-¤›ms›zl›¤›m›z›, kurtuluflu-

muzu yarg›l›yor. Türkiye top-lumsal haklar›n gelifltirildi¤i ger-çek ve kat›l›mc› bir demokrasiistenmiyor. Sevr’i ve Osmanl›’y›iflbirlikçileri ile birlikte, geri ge-tirmek istiyorlar.

Reagan, baba Bush, Clinton,o¤ul Bush ve Obama Türkiye’yebu gözle bak›yorlar. Amerika’dakive Türkiye’deki dan›flmanlar› iyihizmet vermifller.

Ama günefl balç›kla s›vanmazki; siyah Obama bile karartamaz,ortada apaç›k duran gerçekleri...

Cumhuriyet Gazetesi’nden

41

Mehmet Haberal bu toplumun yetifltirdi¤i en seçkin,en de¤erli, sorumluluk duygusu en yüksek, en üret-ken ayd›nlar›ndan birisi. Üniversite kurmufl, Türki-ye’de böbrek naklinin kurucusu, böbrek nakli olay›-n›n kurucusu. 1974 y›l›nda ben maliye bakan› iken

gece uçakla saat 2’de, 3’te Ankara’ya gelirdim yurt d›fl› bir seferdenindi¤im zaman bakard›m karfl›mda Haberal. Mehmet Bey “Ne yap›-yorsunuz burada?”

“Sizin uçakta böbrek var, onu bekliyorum” derdi. Ve yurt d›fl›n-dan getirilen böbre¤i bizzat kendisi sabaha karfl› 02’de al›p heye-canla do¤ru dürüst bir selamlaflma bile yapamadan koflar ameliyat›-na girerdi. Yüzlerce insan› bu konuda uzman olarak yetifltirdi. Ho-ca, hocalar›n hocas›... Antalya’da bu konuda çok baflar›l› bir gençkardeflimiz var, dünya çap›nda bir baflar›, Mehmet Hoca’n›n ö¤ren-cisi. Yani bu kadar büyük hizmet vermifl, üniversite kurmufl, ö¤ren-ci yetifltirmifl, ö¤retmen yetifltirmifl, doktor yetifltirmifl, bu iflin öncü-sü olmufl Türkiye’de, sayg›de¤er bir insan. Binlerce ailede flimdi ha-y›r duas› al›yor Mehmet Haberal.

De¤erli arkadafllar›m, bu insan› niye al›rs›n›z Allahaflk›na? Al›nd›-

Page 23: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

42

¤› zaman tek derdi, “Eyvah, ameliyata girecektimne olacak çocuk?”

Hastas› da diyor ki, “Biz seni bekleriz hocam.” fiimdi bu insan› al›yoruz. Niye al›yoruz? Terör örgütü kurmufl, Türkiye’yi, anayasay›,

rejimi 盤›r›ndan ç›karacakm›fl. Bu kadar hakfli-nastl›ktan uzak, insanlara sayg› göstermektenuzak, insanlar› anlamaktan uzak bir anlay›flladevlet yönetilir mi?

Türkan Han›m, Türkan Han›m’› alm›fl, ni-ye ald›n›z söyleyin, bir fley yok. Biz,yapt›klar›na bak›yoruz, 29 bin ö¤renciyeburs veriyor, burs. 36 bin genç k›z› oku-la çekmifl, genç k›zlar› okula çekmifl.

De¤erli arkadafllar›m, yani bu insan› niye sizalma gere¤ini duyuyorsunuz? Bir e¤itim projesinekendisini adam›fl, bütün hayat›n› adam›fl, ça¤dafle¤itim projesine, yani bunu mu içinize sindiremi-yorsunuz? O e¤itim projesini mi engellemek isti-yorsunuz? Yani ça¤dafl e¤itim anlay›fl› Türkiye’dedevletin d›fl›nda sivil toplum giriflimiyle destekle-nilsin, yayg›nlaflt›r›ls›n, k›zlar okula gitsin. Ö¤ren-ciler hiçbir haks›zl›¤a maruz kalmadan, bask›yamaruz kalmadan özgürce yetifltirilsin, ça¤dafl,anayasan›n öngördü¤ü laik, demokratik cumhuri-yetin genç ayd›n insanlar› olarak yetifltirilsin bu-nu mu istemiyorsunuz, bunu mu engellemek isti-yorsunuz? ‹nsan›n akl›na bu geliyor.

De¤erli arkadafllar›m, bir küçük ayr›nt›ya da dik-katinizi çekerim. Dün bu insanlar gözalt›na al›nd›-¤›nda tarih 13 Nisan 2009’du. 13 Nisan, eski bilmi-yorum. E¤er onlar öyle bir düflünce içinde de¤ilsetarih Türkiye ile çok derin bir istihza, bir ironi ilifl-kisi içine girmifltir. Tarih, Türkiye’ye çok anlaml› biruyar› yapm›flt›r. Takvimle 31 Mart’t›r. Tam yüz y›lönce 31 Mart 1909’da yaflanan olaylar›n yüz y›l son-ra y›l dönümünde bu tutuklamalar yap›lm›flt›r. Bu-nun alt›nda ne yat›yor bilmiyorum. Gözalt›na alma-y› kararlaflt›ranlar acaba bir tarihsel rövanfl düflün-cesi içinde miydiler?•

43

Türkan Ha-n›m’›n evin-

de darbe belgesi ve kan›t› aran›-yor. (…) Çünkü o, üniversitekürsüsünü, t›pk› Prof. Dr. Meh-met Haberal ve Prof. Dr. ErolManisal› gibi bilimin, ayd›nlan-man›n yarar›na kullanan bir bi-lim insan›d›r.

Kendisinin evi aran›rken, gö-

zalt›na al›nan profesörlerle ortakpaydas› da budur.

Ali Sirmen (Cumhuriyet, 14. 04. 2009)

Ben, ulusumad›na sizden

ve bu terörü dün ve bugün yaflayanbaflta Say›n Mehmet Haberal ve ErolManisal› ile eski-yeni rektörler-aka-

Page 24: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

44 45

demisyenler olmak üzere tüm Ata-türkçü ayd›nlardan özür diliyorumSay›n Saylan. Bir gün adalet yerinibulacak ve tafllar yerine oturdu¤un-da, çok kiflinin yüzü k›zaracak! Bu-na eminim; derin sayg›lar›mla...

BBeeddrrii BBaayykkaamm ((CCuummhhuurriiyyeett,, 1144.. 0044.. 22000099))

Dün “12’ncidalga” dediler...

Yine bir sa-bah›n karanl›-¤›nda Prof.

Mehmet Haberal gibi eserler yarat-m›fl bir bilim adam›n›n, TürkanSaylan gibi ömrünü ça¤dafl Türki-ye için harcam›fl bir Atatürk k›z›-n›n, laiklik derdi olan profesörle-rin, akademisyenlerin evlerini bas-t›lar, kimisini al›p götürdüler.

Zor flartlarda laik cumhuriyeticesaretle savunan Kanal-B, ADD,ÇYDD, ÇEV, 68’liler Vakf› gibi ku-rumlar, birer terörist yata¤›ym›flgibi gün boyu arand›.

Hâlâ soracak m›s›n›z; hedef kim?.. BBeekkiirr CCooflflkkuunn

((HHüürrrriiyyeett,, 1144.. 0044.. 22000099))

Mustafa Özbek’ingözalt›na al›nd›¤›gün ‘Aman kaçma-s›n iflgüzarl›¤›’ ya-pan zat› bu defa

da Prof. Dr. Mehmet Haberal’›marke ederken gördük. Yine, du-ran top kullan›m›nda golcüyü tu-tan savunmac› pozisyonundayd›.

BBuurrhhaann AAyyeerrii ((AAkkflflaamm,, 1155.. 0044.. 22000099))

30 bin kifli-nin katlin-den sorumlu Öcalan’la ilgili so-ruflturma ve iddianame 105 gündetamamland›. 31 May›s 1999’dabafllayan yarg›lama ise 25 Kas›m1999’da Yarg›tay karar›yla 239günde sonuçland›.

Ümraniye’de ele geçen elbombalar› ile 12 Haziran2007’de bafllayan Ergenekon so-ruflturmas› ise... 684 gündür de-vam ediyor. Bir o kadar dahasürece¤e benziyor.

CCüünneeyytt AArrccaayyüürreekk ((CCuummhhuurriiyyeett,, 1155.. 0044.. 22000099))

Ça l kan t › l ›1970’li y›lla-r›n sonlar›... Bir y›lbafl› gecesi...Geceyar›s›na yar›m saat var...

Hacettepe’de, bir hasta ziya-retinden h›zl› ad›mlarla ç›k›yor,aile aras›ndaki ev yeme¤ine ka-t›lmak üzere telaflla hastahane-nin kap›s›na yöneliyorum...

Tam kap›n›n önünde MehmetHaberal’la karfl›lafl›yorum...

Elinde kutular, o da h›zl›ad›mlarla içeri giriyor...

Yeni y›l›n› kutlad›ktan sonra,“Hayrola” diyorum, “Y›lbafl› gece-si ne yapacaks›n?”

“Ameliyat etti¤im hastalara venöbetçi arkadafllara pasta getir-dim. Y›lbafl›n› onlarla kutlayaca-¤›m” diyor...

Gözlerim yaflararak kucakl›-yorum kendini hastalar›na vemesle¤ine adam›fl olan bu müs-tesna arkadafl›m›...

‹nsanl›k ve Türkiye MehmetHaberal’a minnettard›r.

EEmmrree KKoonnggaarr ((CCuummhhuurriiyyeett,, 1144.. 0044.. 22000099))

Dün itibar›ylaüniversite ileÇa¤dafl Yafla-m› Destekle-me Derne¤i’ni

hedef alan operasyonla Cumhuri-yet mitinglerine kat›lanlara,“AKP’ye muhalefet Ergenekon ifli-dir” ayar› verildi. S›rada ne var di-ye merak edenlere, naçiz tahmini-mi aktaray›m.

Dördüncü halkada, AKP’yi ka-patma davas›n›n intikam› al›nacak.

Ve bu kez yüksek yarg› ilemedyan›n üzerine gidilecek.

Art›k eminim ki her fani birgün Ergenekon’u tadacak!

EEnniiss BBeerrbbeerroo¤¤lluu ((HHüürrrriiyyeett,, 1144.. 0044.. 22000099))

Ö¤leden son-ra Dokuzun-cu Cumhur-baflkan› Sü-leyman De-

mirel’i arad›m. Mehmet Haberal’a destek ver-

mek için, Esenbo¤a Havalima-n›’na gitti¤ini ö¤rendi¤im için nekonufltu¤unu merak ediyordum.

fiöyle demifl: “Bu memlekette vatanperver

olman›n bedeli vard›r. Sen flim-di bu bedeli ödemeye gidiyor-sun. Metin ol. Bu da gelir geçer.Bak, 13 Eylül 1980 günü Met-

ris’e götürülen Abdullah Gül bu-gün cumhurbaflkan›.”

Ona söylemedi¤ini de banasöylüyor:

“Mehmet dünyaca önemli birdoktordur. Bugüne kadar 2000böbrek ve karaci¤er ameliyat›yapt›. Önceki gün ameliyat etti¤ihastalar› varm›fl. ‘Onlara bakay›mgeleyim’ demifl, ona bile izin ver-memifller. Bir ülke böyle insanlar›kolay yetifltiremiyor. Siyasi hiçbirihtiras› yoktur.

Bülent Ecevit, Ahmet NecdetSezer’den önce ona cumhurbafl-kanl›¤›n› teklif etmiflti. Siyasi ihti-ras› olsayd› onu kabul ederdi.”

Niye havaalan›na gidip böylebir fley yapma ihtiyac› duydunuz,diye sordum.

“Sabah ö¤renince, vicdan›m el-vermedi. Kimse, adalet engellensindemiyor. Ama adaletin vicdanlar›karartmamas› laz›m. Siyasi bir yet-kim, gücüm olsayd› baflka fleyleryapard›m. ‹nsanlar korkutuldu.Ama bir söz vard›r: En büyük kor-ku, korkunun kendisidir. Art›k biri-lerinin bir fleyler söylemesi laz›m.”

EErrttuu¤¤rruull ÖÖzzkköökk ((HHüürrrriiyyeett,, 1144.. 0044.. 22000099))

Gözalt› liste-sinde 40 advar... Öne ç›kan adlara bak›yorum...

Baflkent Üniversitesi RektörüProf. Dr. Mehmet Haberal, eskiBursa Uluda¤ Üniversitesi RektörüProf. Dr. Mustafa Yurtkuran, eskiSamsun 19 May›s Üniversitesi Rek-törü Ferit Bernay, eski Malatya

Page 25: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

46

‹nönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmio¤lu, Prof. Dr. ErolManisal›, Ça¤dafl E¤itim Vakf› Bafl-kan› Gülseven Yafler.

Tümü de Atatürkçü, yurtsever,laik adlar...

Atatürkçü çizgide yay›n yapanKanal B televizyonuna t›pk› Av-rasya TV’ye oldu¤u gibi gözda¤›verilmek istenmifltir. Kanal›n ku-rucusu olan Baflkent ÜniversitesiRektörü Mehmet Haberal ise ül-kenin laiklik çizgisinden uzaklafl-t›r›lmamas› için mücadele edenbir ayd›nd›r. Belli ki görüflleri veuyar›lar› “laiklik karfl›tlar›n›n oda-¤›”n› iyice huzursuz etmifltir!..

Hikmet Çetinkaya (Vatan, 15. 05. 2009)

PROF. Dr.Mehmet Habe-ral... BaflkentÜn i ve r s i t e s iRektörü ve

Baflkent Hastanesi sahibi... Demokrat, ça¤dafl, Atatürkçü

bilim adam›... Uluslararas› t›p kurulufllar›nda

ve konferanslarda Türkiye’yi tem-sil eden organ nakli otoritesi...

‹lk kez kadavradan organnakli yapan doktor...

Gözalt›na al›nd›¤› gün,üç hastas›na daha organ nakliyapacakt›. (…)

GÖZALTINA al›nanlar›n ortaközelli¤i; Atatürkçü, laiklikten ya-na ve türban karfl›t› olmalar›...

Son Ergenekon dalgas›n›nça¤dafl e¤itimi ve e¤itimcilerihedef almas› da manidar...

S›rr› Yücel Cebeci

(Tercüman, 15. 04. 2009)

‹zledi¤imiz dört televizyon vard›: 1-Ulusal TV... Do¤u Perinçek’i

içeri ald›n›z. 2-Biz TV... Tuncay Özkan’›

içeri ald›n›z. 3-Avrasya (ART)... Mustafa

Özbek’i içeri ald›n›z. 4-Baflkent (Kanal B)... Prof.

Mehmet Haberal’› gözalt›na ald›n›z. Türkiye Cumhuriyeti bir polis

devleti olma yolunda... ‘Korku ‹mparatorlu¤unu’ kur-

dunuz. Nefes alam›yoruz. Tolstoy’un bir sözü vard›r: “Kötüler kendilerine taham-

mül edildikçe daha çok azarlar.” Yarg›ya inan›yoruz gibi avut-

malara itibar etmiyoruz. S. Zeki Baflaran

(Hürriyet, Okur, 14. 04. 2009)

Ünlü oyun yazarı Arthur Miller, “Ö¤renme” olgusu konu-sunda flöyle diyor:

“Önceden ö¤renenler, indirimli fiyattan ö¤renirler... Otoriteden ö¤re-nenler, özgürlük bedeliyle ö¤renirler... Deneyerek ö¤renenler, etiket fiyatın-dan ö¤renirler.... Yaflamdan ö¤renenler, gecikme zammıyla ö¤renirler...Yaflamdan da ö¤renemeyenler, bofla gitmifl yaflamlarıyla ö¤renirler.”•

47

Ça¤dafl Yaflam› DesteklemeDerne¤i Baflkan› Prof. Dr. TürkanSaylan’›n evinde “Ergenekon ara-mas›”n›n yap›ld›¤›n› ö¤renince fla-fl›rmad›m. Tam “Neden flafl›rmad›-¤›ma flafl›rm›fl bir flekilde” televiz-yonlar› izlerken, sa¤ olsunlar “de-

mokrasi kahraman›” yazarlar›m›zimdad›ma yetifltiler.

Seslerini duyurduklar› televiz-yonlarda geliflmeleri de¤erlendi-rirlerken, “Darbeciler elbette yar-g›lanmal›d›r” dediler. Tabii ya,olay bu: Darbeci bunlar›n hepsi!

Hele Prof. Dr. Türkan Say-lan’›n darbecili¤i y›llar öncesinedayan›yor. Yapt›¤› darbeler, say-makla bitecek gibi de¤il üstelik:

‹lk darbesini Lepra hastal›¤›nakarfl› yapt› bu ç›lg›n kad›n! Toplumtaraf›ndan d›fllanan, doktorlar›n bi-

le ellerini s›kmaktan korktu¤u cüz-zam hastalar›n› ba¤r›na bast›. T›p-taki tüm geliflmeleri ülkemize geti-rerek, binlerce cüzzaml›ya yaflamverdi. 25 y›l boyunca ülkenin ge-zilmedik bir kar›fl topra¤›n› b›rak-mad› ve gitti¤i her yerde cüzzaml›

ASIN BUDARBEC‹ KADINI!YAZAN: MUSTAFA MUTLU

Page 26: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

48

arad›. Sonunda cüzzama karfl› ina-n›lmaz bir darbe yapt›!

Cinsel yolla bulaflan Beh-çet hastal›¤›n› da unut-mad›. Onlarca poliklinikkurdu; Behçet’e darbeyapt›! Bu hastal›klarla

savafl›m vermek için dolaflt›¤›Anadolu’da bir büyük hastal›k da-ha keflfetti: Aileler k›z çocuklar›n›okutmuyorlard›. Hemen kendisigibi “darbeci” birkaç arkadafl›ylabirlikte bir dernek kurdu ve “Ana-dolu’da Bir K›z›m Var, Ö¤retmenOlacak” kampanyas› bafllatt›. K›z-lar›n› okutmak istemeyen babala-ra darbe yapt›!

“Kardelenler Kampanyas›”n›bafllatt›, tutuculu¤a darbe yapt›!

“Bilgi Toplumu K›zlar›”yla, ca-hilli¤e darbe yapt›!

“Her K›z›m›z Bir Y›ld›z” diye-rek, kadercili¤e darbe yapt›!

“Gelece¤i Tafl›yan K›zlar”la,geçmifle darbe yapt›!

“Bir Ifl›k da Siz Yak›n”la, ka-ranl›¤a darbe yapt›!

“Gelece¤in Doktorlar›”na destekverdi, tüm hastal›klara darbe yapt›!

Yard›mseverlerden toplad›¤›paralarla onlarca okul, yurt yap-t›rd›, Milli E¤itim Bakanl›¤›’nadarbe yapt›!

Yetiflkinler için okuma yazma,meslek edindirme kurslar› düzen-leyerek, iflsizli¤e darbe yapt›!

Anadolu’daki okullar› müzikaletleriyle donatt›, sessizli¤e dar-be yapt›!

Bugüne kadar 70 bine yak›n

çocu¤a burs vererek, yoksullu¤adarbe yapt›!

Yakaland›¤› “amans›z hastal›¤a”ald›rmad›, doktor arkadafllar›n›nbirkaç ay ömür biçmelerine inat ya-flama sar›ld›; kansere darbe yapt›!

O hasta haliyle ülkede olupbitenlere sessiz kalmad›; Atatürkdevrimlerine ihanet edenlere dar-be yapt›!

Hastal›ktan konuflamayacakdurumdayken bile meydan mey-dan dolafl›p tehlikeye dikkat çek-ti; “laiklik karfl›t› eylemlerin oda-¤›” partiye darbe yapt›!

Tüm bunlar› yaparken ça¤dafl-l›ktan, çok seslilikten, demokrasi-den ödün vermedi. Gitti¤i heryerde, “Ne fleriat, ne darbe” diyehayk›rd›; darbecili¤e darbe yapt›!

‹flte bu yüzden gönül rahatl›-¤›yla hayk›r›yorum ki, darbecininkral›d›r Türkan Saylan!

Onun evini aratan, der-ne¤inin hesaplar›na elkoyduran, 70 bine ya-k›n ö¤rencisinin burs-lar›n› ödenemez duru-

ma getirenler de...Onlar› ayakta alk›fllayan “de-

mokrasi kahramanlar›” da hakl›!Hastal›¤›na ald›rmay›n, gözü-

nün yafl›na bakmay›n. Kald›r›lm›flolan idam cezas›n›, s›rf onun içinyeniden getirin.

Yoksa bugüne de¤in devirdi¤ikaranl›klar›n, savaflt›¤› hastal›kla-r›n hat›r› kal›r. Haydi, toplay›nmeclisi de bitiriverin flu ifli!

As›n bu darbeci kad›n›!•

49

Epeydir duyumlar al›n›yor-du. “Kimi” bas›n-yay›n or-ganlar›nda aylard›r, hatta

y›llard›r ç›kan onca uyar›dan son-ra, söz konusu “flah›s”›n hem bafl-kan› oldu¤u derne¤in tüm flubele-rinde hem de evinde çok tehlike-li “silahlar ve mühimmat” oldu-

¤undan hiç kuflkular› kalmam›flt›.Planlar özenle haz›rland›,

bask›n s›ras›nda o “tehlikeli si-lahlar ve mühimmat”›n tümü,kimsenin burnu bile kanamadanele geçirilecekti.

Özenle oluflturulan timler haf-talarca plan do¤rultusunda e¤itil-

Bir E¤itimcininCephaneli¤i...

YAZAN: RÜfiTÜ ERATA

Page 27: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

50

di, bask›n›n provalar› neredeysey›ld›r›c› say›da yinelendi.

Sonunda büyük gün gelmiflti.Operasyon, söz konusu “fla-

h›s”›n hem baflkan› oldu¤u derne-¤in tüm flubelerinde hem de evin-de eflzamanl› olarak bafllat›ld›.

En seçkin tim, söz konusu “fla-h›s”›n evinin çevresine sabah erken-den konuflland›. ‹çlerinden baflkatürlü davranmak gelse de, kap›y›çald›lar. Kap› aç›ld›, planland›¤› gi-bi, bir ç›rp›da içeriyi denetim alt›na

ald›lar. Salonda toplanan tüm gü-venlik güçlerinin gözlerindeki flafl-k›nl›k görülmeye de¤erdi do¤rusu!

Elbette hepsi “kimi” bas›n-ya-y›n kurulufllar›nda aylard›r, y›llar-d›r anlat›lanlar›, onlara dayanarakoluflturulan raporlar› neredeyseezberlemiflti; ancak yine de “ger-çe¤i” gözle görmek bambaflka birduygu uyand›r›yordu insanda...

Y›llard›r kamuoyunda sayg›n biryeri olan, han›mefendi bir e¤itimci-nin evinde bunlar› m› bulacaklard›;

bunca silah, bunca mühimmat› top-lamak kimbilir kaç y›l›n› alm›flt›?

Operasyonun hakl›l›¤›na iliflkinkuflkular› yoktu; elbette ancak yinede söz konusu “flah›s”›n hakk›ndasöylenen, yaz›lanlar›n do¤rulanm›flolmas›na içten içe sevinmiflti hepsi...

fiimdi gözlerini amirleriningözlerine çevirmifl, at›lacak ad›-m›n onay›n› bekliyorlard›.

Onun verdi¤i onaydan sonra,içlerinden biri çekine çekine si-lahlara do¤ru yöneldi.

Kolay de¤il, en tehlikeli silahtürüydü bu!.. Salondaki herkes si-lahlar›n hiç çekinilmeden yerleflti-rildi¤i, sanki övüne övüne sergi-lendi¤i raflardan uzaklaflm›fl, gözucuyla arkadafllar›n›n att›¤› ad›mla-r› izlemeye bafllam›flt›...

Bafl› kaskl›-özel koruma giysiligüvenlik görevlisi ürkek hareket-lerle rafta duran silahlardan birinieline ald›. Ve sayfalar›n› kar›flt›r-maya bafllad›!..

13 Nisan 2009

51

Hiçbir yorum katmadan aynen yay›nlad›¤›m bu mek-tup Prof. Haberal’› gözalt›na alanlar›n, ald›ranlar›ndikkatine sunulur.

“Say›n Bekir Coflkun ve Tufan Türenç, Uzun süreden beri Kanada’da yaflayan bir Türk olarak,

Prof. Mehmet Haberal’›n ad›n› ilk defa dünkü (pazartesi)gözalt› haberiyle duydum. Uluslararas› bilim istatistikleriinternet sitesine girip, Prof. Haberal’›n bilimsel çal›flmala-r›na bakt›m. Gördü¤üm yay›n say›s› ve bu yay›nlar›n ald›-¤› at›f say›s› beni hem gururland›rd› hem de böyle bir bi-lim adam›n›n ad›n› daha düne kadar duymad›¤›m için

Tufan Türenç, 1945 y›l›nda, cerrah babas›n›n bir y›l önce devlet hastanesineatand›¤› Bursa’da do¤du, ilkokulu, babas›n›n bu kez atand›¤› Afyon’da bitirdi.Orta ö¤renimini ‹stanbul’da, Saint BenoitFrans›z Lisesi’nde tamamlad›, ‹stanbul ‹letiflim Fakültesi’nden mezun oldu. Meslek yaflam›na 1968 y›l›nda stajyer muhabir olarak bafllad›¤› “Milliyet” gazetesinde üçy›l röportaj yazarl›¤› yapt›, 1972 y›l›nda gazetenin Abdi ‹pekçi yönetimindeki yaz›iflleri kadrosunda görev ald›. “Milliyet”

gazetesindeki 18 y›ll›k çal›flma döneminin son on y›l›n› yaz›iflleri yönetmeni olarak sürdürdükten sonra 1986 y›l›nda geçti¤i “Günefl” gazetesinde yaz› iflleri yönetmenli¤i yan›s›raköfle yazarl›¤›na da bafllad›. Tufan Türenç, meslek yaflam›n›1988 y›l›ndan buyana, “Hürriyet” gazetesinde yaz› iflleri yönetmeni ve köfle yazar› olarak sürdürüyor. “Gazeteci”,“Özgürlü¤e Uçan Dev”, “O manfletler” ve “Bir GazetecininHayat›-28 y›l sonra Abdi ‹pekçi” adl› kitaplar› yay›mland›.

Çok uzaklardan gelen mektupYAZAN: TUFAN TÜRENÇ

Page 28: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

52

utand›rd›. Bilimsel istatistiklere göre, Prof. Haberal 785adet bilimsel yay›na imza atm›fl ve bu yay›nlar 2239 defaat›f alm›fl. Bu rakamlar Avrupa ve Amerika ortalamalar›n›nçok üstünde görünmektedir.

***Prof. Haberal hakk›nda yapt›¤›m k›sa araflt›rman›n ben-

de b›rakt›¤› etkiyi sizinle paylaflmak istedim. Prof. Mehmet Haberal kimdir?Türkiye Cumhuriyeti’nin yetifltirdi¤i üstün yetenekli

bir bilim adam›, dünya çap›nda bir t›p bilginidir.750’den fazla uluslararas› yay›n› bulunan bir akademis-yendir. Bu rakam Avrupa ve Amerika ortalamalar›n›nçok üstündedir.

Bilimsel eserleri bugüne kadar 2200’den fazla at›f al-m›fl, birçok uluslararas› t›p dergisinde editörlük yapm›flsayg›n bir bilim adam›d›r.

Binlerce ameliyat ve organ nakline imza atm›fl bir cerraht›r.Dünyan›n birçok ülkesindeki doktorlar birli¤inin üyesi

olup, fahri doktorluk unvan› ile onurland›r›lm›flt›r.Çok say›da klinik, hastane ve araflt›rma merkezinin

kurucusudur.Binlerce t›p ö¤rencisinin ilham kayna¤›d›r.

*** Prof. Haberal bilimdeki yüksek baflar›lar›n›n d›fl›n-

da, Türkiye Cumhuriyeti’nin koruyucusu ve kollay›c›s›ve Atatürk devrimlerinin bekçisidir.

Neflteri kadar keskin olan zekâs›yla, yobazlar›n korku-lu rüyas›d›r.

Mustafa Kemal Atatürk’ün arzu etti¤i akl› hür, vicdan›hür bir ö¤retmendir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin onur ve gurur kayna¤›d›r.Ne mutlu ki bize, Prof. Haberal ile ayn› ülkenin va-

tandafll›¤›n› paylafl›yoruz.”Prof. Ali Polat

Department of Earth and Environmental Sciences University of Windsor

Windsor, ON., Canada N9B 3P4

53

“Üniversiteden SesBekliyoruz...”PROF. DR. CENG‹Z KUDAY

Istanbul Üniversitesi 550 y›ll›konurlu bir geçmifli olan kök-lü bir üniversitedir. ‹stanbulÜniversitesi Türk toplumu-nun en zor zamanlar›nda da-

ima öncülük görevini yerine getir-mifltir. Örne¤in Çanakkale’de bü-yük yararl›l›klar yapm›flt›r. ‹z-mir’in iflgaline karfl› üniversiteninö¤rencileri protesto etmekten ge-

ri kalmam›fllard›r. Mütareke bas›n›nda yer alan

R›za Tevfik, Ali Kemal, Cenapfiehabettin, Hüseyin Danifl gibiiflbirlikçi yaz›lar yazan ö¤retimüyelerinin görevden al›nmas› içinö¤renciler 30 Mart 1922’de hare-kete geçmifllerdir.

Ulusal Savafl’ta Sivas Kongre-si’ne delege göndermifller ve T›b-

Page 29: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

54

biye Mektebi’nden Hikmet Savafl-tepe ve Yusuf Balkar delege seçil-mifltir. Ö¤renciler aras›nda topla-nan parayla t›bbiye ö¤rencisi Hik-met Savafltepe Sivas’a gitmifltir vemanda yönetimini kabul etmemeyönünde mücadele vermifltir.1940’l› y›llarda Almanya’dan ka-çan çok de¤erli bilim adamlar›na‹stanbul Üniversitesi kap›lar›n› aç-m›flt›r. 1960 öncesi gençlik hare-ketlerinde liderlik yapm›fl öncürol oynam›flt›r.

Son günlerdeki olaylar karfl›-s›nda üniversiteden bir ses gelme-sini bekledim.

Benim üniversiteminbirkaç üyesinden bafl-ka ses gelmedi. Bafltaçok sevdi¤im sayd›-¤›m, yaz›lar›n› zevk ve

hevesle okudu¤um hocam Prof.Dr. Erol Manisal›, di¤eri, fikirle-rinin hepsine pek kat›ld›¤›m›söyleyemeyece¤im, fakat cesa-reti ile, dik duruflu ile, geçmifltet›p bilimi için, bugünse gençleriçin yapt›klar› ile hayranl›k duy-du¤um hocam Prof. Dr. TürkanSaylan’a buradan samimi olarak,üniversitemle birlikte, destek ol-may› umuyor ve bekliyorum.

Fakat sevgili kardeflim Dr.Mehmet Haberal’a (1968-1969)Hacettepe’de geceleri ayn› oday›paylaflt›¤›m bir asistan arkadafl›olarak seslenmek istiyorum.

Sevgili Mehmet, geceleri saat3:30’da kalk›p ayakkab›lar›n›parlatt›¤›n›, erken kalk›p her-

kesten önce pansuman arabas›-n› kap›p hastalar›n›n pansuman-lar›n› yap›p sabah 6:30’da ame-liyathanede hastay› haz›rlay›phocan› bekledi¤in günler hephat›r›mda... Bilmiyorum art›k,hocam›z Prof. Dr. Hüsnü Gök-sel Bey’in o çok önemli dersle-rini hat›rl›yor musun?

Cerrah› flöyle tarif etmiflti:Cerrah bir büyük kufla benzer.Bir kanad›nda mesleki ustal›k vebilgisi ve birikimi varsa, öbürkanad›nda bilgelik, insan sevgi-si, yurt sevgisi vard›r. Bu kanat-lardan biri olmazsa o kufl uça-maz. ve ilave etmiflti: Bir gün ge-lir köflene çekilir ve düflünürsen,önünden bir hastalar ordusu ge-çer. Bunlar›n bir k›sm›n› iyilefl-tirmiflsindir, bir k›sm›na ise is-temeden de olsa faydal› ola-mam›fls›nd›r. Bir k›sm› sanamüteflekirdir. Bir k›sm› ise farkl›duygular içerisindedir. ‹flte bufaydal› oldu¤un kiflilerin say›s›di¤erlerinden fazla ise senbaflar›l›s›nd›r.

Sevgili Mehmet, bu faydal› ol-du¤un, flifa verdi¤in kiflilerinsay›s›n›n çok fazla oldu¤unu benve herkes biliyor.

Bunlar›n dualar› ve iyi dilek-leri senin bu geçici s›k›nt›l› gün-lerinde yan›nda olacakt›r.

Unutma, her gecenin birsabah› vard›r.

Oda arkadafl›n, meslektafl›nCengiz.•

Cumhuriyet Gazetesi'nden

55

26Nisan gecesi, Kanal B’de Prof. Dr. Korkut Ersoy ile MeteAkyol’un konuk olduklar› programda, Prof. Dr. MehmetHaberal ile ilgili konuflmalar›n› dinledim.

‹nsan mesle¤ine bu kadar ba¤l› olursa, hastalar› için bu kadarç›rp›n›rsa, bu kadar baflar›l› olursa, dünyan›n tan›d›¤›, hayranl›kduydu¤u, çok büyük bir bilim adam› olursa, ilk kez kadavradan organnaklini baflar›rsa, bu kadar iyiliksever bir yap›ya sahip olursa, bütünbu kusurlara ilaveten, bir de Atatürk’e hayranl›k duyar, gerçekAtatürkçü olup devrimlerini titizlikle korur ise, bence suçludur ve desuçu affedilemeyecek kadar büyüktür.

Macide Tan›rDevlet Sanatç›s›

“...Suçuaffedilemeyecekkadar büyüktür.”

Page 30: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

56 57

Dünya co¤rafyas›n›n enhassas yerinde yafl›yo-ruz. Dostlar›m›z gibidüflmanlar›m›z var. So-runlar›m›z kar›fl›k, biri

bitmeden biri bafll›yor. Bu toprak-lar üzerinde cihan imparatorlukla-r› kurmufl, “Adalet mülkün temeli-dir” ilkesini devletin özü k›lm›fl›z.Ulus olarak adil bir yaflam›, özgüryaflamla birlikte tercih etmifliz. Ne›s›rgan otu gibi vücudu dalayan vene sülük gibi ruhu emen fikirlerinkölesi olmadan ayd›nl›k bir Türki-ye’yi var edenlerin önderli¤indeça¤dafllaflmaya yürümüflüz. Esa-s›nda Türk ink›laplar› bir uygarl›ksorunudur. Hakka tabi yasalar›ngüvencesinde devletin varl›¤›n›ulusun esenli¤inde bulmufluzdur.

Ellisekiz y›ld›r hukukla iç içe-yim. Adaletin flaflmaz terazisiniyaflad›¤›m gibi aksini de yaflad›m.Hukuk bilgilerini do¤ruluk ve dü-rüstlükle donat›p demokrasininsevgi süzgeçlerinden geçiren biranlay›fl›n yürürlükte oldu¤u yer-lerde yaflaman›n mutlulukla doluoldu¤una tan›kl›k ettim. Ve anla-d›m ki, keyfili¤in oldu¤u yerde

yaln›z demokrasi de¤il, adalet deyoktur. Ve solunan hava zehirdir.

Kendisine sayg›l› olan insanada sayg›l›d›r. Yasalara sayg›l›d›r.Hukuka sayg›l›d›r. Demokrasiyesayg›l›d›r. Bunun için de hukukfakültesinden mezun olmak flartde¤ildir. Önemli olan hak kavra-m›n› yaflamak ve yaflatmakt›r.Böyle bir karaktere sahip olan ki-fli hem meflrutiyetçidir hem dehaks›zl›klara alet de¤ildir. HazretiÖmer herhangi bir hukuk fakül-tesini bitirmifl de¤ildir; ama adale-ti bütün dünyay› kuflatm›flt›r.

Ülkeleri periflan eden fley hu-kukun üstünlü¤ünün gözard›edilmesidir. Böylesine bir durum-da keyfilik egemen oldu¤u içinkorkusuz yaflamak olas› de¤ildir.Oysa özgürlüklerin ilki korkusuzyaflama özgürlü¤üdür. Bu da an-cak hukuklu bir dünyada vard›r.

Adil duygulardan uzaklaflmadurumu devletlerin ömürlerini k›-salt›yor. Adaleti vazgeçilmez k›-lanlarsa hem ömürlü oluyor hemvatandafllar›n› huzurlu k›l›yor.Yasalar içinde yürütülen bir ya-flam ça¤dafllaflman›n gere¤idir.

Hukuka Sayg›...

YAfiAMDAN GÖZLEMLERAli Naili Erdem

1978 y›l›nda ‹stanbul’da liderlerinve bilim adamlar›n›n ifltirakiyleyap›lan Türk hukukuyla ilgili top-lant›n›n sonunda yay›mlanan bil-diride “Ülkemizdeki hukuksal s›-k›nt›n›n yasalardan ve kurumlar-dan de¤il, Türk insan›n› ve bil-hassa ayd›n›n› infla etmedeki as›r-l›k zaafta oldu¤u sonucuna var›l-m›flt›r” ifadesine yer verilmifltir.

Hukuk ve insan, hukuk vetoplum, hukuk ve devletgibi konular bizler içinbir sorun olmamal›d›r.Çünkü bizler bir ahlak

tarihinin çocuklar› oldu¤umuz gibiadalet duygusunu yücesinden tem-sil eden bir ulusuz. Zaman zamanyaflan›lan olumsuzluklar›n nedenihiçbir hukuksal kültürü olmayankimi sözde ayd›nlar›n kendileriniyarg›n›n yerine koyarak ahkamkesmesidir. Bu kiflilerin anayasan›nve ilgili yasalar›n aç›k ve kesin hü-kümlerine karfl› ç›kmalar› flanss›zbir olayd›r. Bunlar halk›n kafas›n›kar›flt›rd›¤› gibi halk›n umutsuzlu-

¤unu da sürüklemektedir. Ancakflayan› flükrand›r ki, hukuk bütünbu hengamenin içinde hakl›y› orta-ya ç›karman›n hassasiyeti içindedir.

Düflünce dünyas›n›n en güve-nilir s›¤›na¤› hukuktur. Ve insanbu s›¤›nakta her türlü maddi vemanevi tehlikelerden uzak olarakyaflam›n› sürdürür. Ne var ki ençok istismara u¤rayan da yine hu-kuk ve adalettir.

Türkiye’de kimi kereler yenili-¤in ve özgün düflüncenin savun-mas›n› yapan ayd›nlarla ülkesinekarasevdayla tutkun olanlar birflanss›z rüzgarla hukuksuzluk ze-minlerine f›rlat›rlar. Çare yine hu-kuktur. Sokrat’›n deyifliyle “Hak vehakikati günlük hayat kavgalar›n›nüstünde tutanlar› daima benimakibetim kovalayacakt›r.”

Ancak Sokrat’› ölüme mah-kum edenleri an›msayan yok;ama Sokrat yafl›yor.

Hukuka sayg›y› ve adalete gü-ven duygular›n› koruyanlar ça¤-dafl Türkiye’nin mimarlar› olmayadevam edeceklerdir.•

Bir millet uyuyorsa, onu kolayl›kla uyand›rabilirsiniz.Fakat bir millet uyumuyor da, uyuyor gibi yap›yorsa, onu aslauyand›ramazs›n›z. IInnddrraa GGaannddhhii

‹yi ki, ülkemizde futbol maçlar› oynan›yor ve kimi zaman golpozisyonuna giren bizim tak›m›n oyuncusunun aya¤›na rakip tak›markadafl› tekme at›yor da... Tak›m›m›z›n tüm taraftarlar› an›nda öf-keyle aya¤a f›rlay›p, hep bir a¤›zdan “Yuuuh!” diyerek bu haks›zl›kkarfl›s›nda tepkilerini cesaretle ortaya koyuyorlar. ‹flte böylesi anlardatak›m›m›z›n tüm oyuncular› ve taraftarlar›yla apayr› bir gurur du-yuyorum, bir haks›zl›k karfl›s›nda kurbanl›k koyunlar örne¤i boyun-lar›n› büküp sessiz kalmad›klar› için... EEtteemm LLooyykkaa

Page 31: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

58 59

Sevgili Atatürk, yaz›manas›l bafllayaca¤›m› bil-miyorum; çünkü sizekarfl› çok ama çokmahcubum. Size daha

önce birçok flikayet mektubu ya-z›lm›flt›; ama inan›n bu yaz› on-lardan farkl› olacak. Siz ve silaharkadafllar›n›z nice yokluklariçinde Ulusal Kurtulufl Savafl›’n›kazan›p yeni bir devlet kurarakbizlere emanet ettiniz ve “Benimnaçiz vücudum elbet bir gün top-rak olacakt›r; ama Türkiye Cum-huriyeti ilelebet payidar kalacak”dediniz. fiimdi yatt›¤›n›z yerdenkalk›p “Ne durumdas›n›z?” diyesorman›zdan korkuyorum.

Eflsiz de¤erdeki vecizeleriniziher yere ast›k. Zaten heykellerinizve fotograflar›n›z kamu kurulufllar›-n› süslüyor. Her y›l 23 Nisan, 19May›s, 29 Ekim, 10 Kas›m gibiönemli günlerde sizi an›yoruz, say-g› duruflunda bulunuyor, resmi ge-çitleri izliyor, An›tkabir’i ziyaretediyor, heykellerinizin önüne çe-

lenk b›rak›yor, nutuklar dinliyoruz.Sevgili Atatürk, bu sayd›klar›m›nd›fl›nda inan›n beklentilerinizin ço-¤unu karfl›layacak ifller yapt›¤›m›zsöylenemez. Hani sizin 29 Ekim1923’te kurdu¤unuz ve bize ema-net etti¤iniz p›r›l p›r›l bir cumhuri-yet vard› ya, iflte o cumhuriyet ma-alesef b›rakt›¤›n›z gibi de¤il. Üzüle-rek ve utanarak eserinizin bugünne duruma geldi¤ini daha do¤rusugetirildi¤ini anlataca¤›m.

Sevgili Atatürk, siz dürüstlü¤eözel bir önem verdi¤inizi yaln›zcakonuflmalar›n›zda de¤il, özel ya-flant›n›zda da gösterirdiniz. Biz-den de dürüstlü¤ü ve do¤rulu¤uyüceltmemizi beklemenizden da-ha do¤al bir fley olamaz. Ama du-rum hiç iyi de¤il. Türkiye yolsuz-lukla mücadelede 180 ülke ara-s›nda 58’inci s›rada. Rüflvette isedünya s›ralamas›nda 3’üncü s›ra-day›z. ‹nan›n kahroluyorum; amabu tabloyu bilmenizi istedim.

Sevgili Atatürk, e¤itime nedenli önem verdi¤inizi bilmeyen

Atatürk’tenözür diliyorum

EVRENSEL BAKIfi AÇISIGürbüz Evren

yok. Ülkenin gelece¤inin e¤itimlikuflaklar olaca¤›n› sürekli dilegetirdiniz, okuman›n, araflt›rma-n›n önemini hep vurgulad›n›z.fiimdi hiç ama hiç hoflunuza git-meyecek bir tablo daha çizece-¤im. Birleflmifl Milletler ‹nsaniGeliflim Raporu’nda kitap okumas›ralamas›nda, Türkiye 86’nc› s›-rada yer al›yor.

Nüfusumuz 71 milyonaulaflt› diye övünüyo-ruz; ama Türkiye’de,okuma al›flkanl›¤›nasahip yaln›zca 70 bin

kifli bulunuyor. ‹nsanlar›m›z gün-de ortalama 5 saat televizyonseyrederken kitap okumaya y›ldayaln›zca 6 saat zaman ay›r›yor.

Kardefl ülke, 7 milyon nüfus-lu Azerbaycan’da kitaplar ortala-ma 100 bin tirajla bas›l›rken, 71milyon nüfuslu Türkiye’de kitap-lar 2-3 bin tirajda kal›-yor. Bir Japon y›lda 25,bir ‹sviçreli 10, birFrans›z 7, bir Türk ise10 y›lda ancak 1 kitapokuyor. Yeri gelmifl-ken gazetelerin duru-munu da özetleyeyim. ‹ngilte-re’de yay›mlanan “The Sun” ga-zetesi Türkiye’deki gazetelerintoplam tiraj› kadar sat›yor ve ül-kemizdeki gazete okurlar›n›nyüzde 8’i de yaln›zca spor vemagazin sayfalar›n› okuyor.

Sevgili Atatürk, kitap konusuaç›lm›flken, sizi çok ama çok de-rinden yaralayacak bir geliflmeye

de¤inece¤im. Asl›nda her vatanda-fl›m›z›n baflucu kitab› olmas› gere-ken, bizlere yol gösterdi¤iniz “Nu-tuk” adl› yap›t›n›z› sak›ncal› yay›ndurumuna getirmek istiyorlar.“Evimizde bir arama yap›l›r ve‘Nutuk’ bulunursa bafl›m›za ifl aç›-l›r” düflüncesi yerleflmeye bafllad›.Bunun ne anlama geldi¤ini san›-r›m söylememe gerek yok. ‹flte buyüzden yaz›m›n bafl›nda “Nas›lbafllayaca¤›m› bilmiyorum” de-dim. Anlayaca¤›n›z sizden söz e-derken bile çekinir olduk. fiimdis›k› durun daha da kötüsü var: Si-zin kurdu¤unuz devlette “Nutuk”ders kitaplar›ndan da ç›kar›ld›.‹nan›n kahroluyorum; ama bunuda bilmenizi istedim.

Sevgili Atatürk, üniversitelerindurumunu merak etti¤inizi bili-yorum. Yetkililer her ilde üniver-site açmakla övünüyorlar. Ülke-mizde 100’ü aflk›n üniversite var;

ama daha geçti¤imiz y›la de¤intek bir üniversitemiz dünyan›nilk 500 üniversitesinin aras›na gi-remiyordu. ‹yi üniversitelerimizelbette var. Eserinize sahip ç›kan,›fl›kl› yolunuzda ilerleyen, ilke vedevrimlerinizi ö¤rencilerine akta-ran rektörlerimiz, ö¤retim üyele-rimiz de var. Ama onlar›n duru-mu da iyi de¤il bu s›ralar...

Kardefl ülke, 7 milyon nüfuslu Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla bas›l›rken, 71 milyon nüfuslu Türkiye’de kitaplar 2-3 bin tirajda kal›yor.

Page 32: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

60 61

Aralar›nda dünya çap›nda bilimadamlar›n›n bulundu¤u bu insanla-ra neler yap›ld›¤›n›, nerelerde tutul-duklar›n› söylemekten utan›yorum.

Yine de içlerinden birini anla-tay›m. T›pk› sizin gibi bozk›ra›fl›k saçmaya karar vermifl, bu-nun için bozk›r›n ortas›nda ör-

nek bir üniversite kurmufl, “Ha-yatta en hakiki mürflit ilimdir”sözünüze sonuna de¤in inand›-¤›n› kan›tlamak istercesine hepilimin peflinde koflmufl, ülkemiz-de organ nakli gibi bir konudailklere imza atm›fl, dünyan›n bir-çok ülkesinde bu alanda örnekal›nm›fl Prof. Dr. Mehmet Habe-ral adl› bir bilim adam› var.

Odun ateflinin ›fl›¤›ndaders çal›flarak e¤itimi-ni tamamlay›p doktorolan, flimdi laserleameliyat yapan bu

Anadolu çocu- ¤u bilim ada-m›ndan size k›saca söz edeyim:

Prof. Dr. Haberal yaln›zcaTürkiye’nin de¤il, Amerika Birle-flik Devletleri’nin ve Avrupa’n›nortalamas›n›n üstünde bir bilimadam›... Nas›l m›? Akademik çev-reden geldi¤im için bilimsel ma-kale yazman›n zorlu¤unu çok iyibilirim. Prof. Dr. Haberal’›n 785

bilimsel makalesi var. Bitmedi,Haberal’a 2239 kez at›fta bulunul-mufl yani al›nt› yap›lm›fl, uluslara-ras› kongrelere onur konu¤u ola-rak davet edilmifl. ‹flte bu insanher konuflmas›nda sizi an›yor, si-zi örnek gösteriyor, size lay›k ol-mak ve eserinize sahip ç›kmak

için daha çok çal›fl›lmas›gerekti¤ini söylüyor,“Atatürkçülük eserlerleolur” diyordu.

“Laf› dolaflt›rma dabu bilim adam›na ne ol-du¤unu söyle!” dedi¤ini-

zi duyar gibi oluyorum. Size yal-n›zca dünya çap›ndaki hekimimi-zin bafl›na getirilenlerden utançduydu¤umu söyleyebilirim.

Sevgili Atatürk, ö¤rencilerimi-zin bugünkü genel kültür düzeyi-ni yans›tan bir anketin sonuçlar›-n› da arz edeyim. Lise ö¤rencileriaras›nda yap›lan bir araflt›rmayagöre, ö¤rencilerin yar›s›ndan faz-las› ‹stiklal Marfl›’n›n yazar› Meh-met Akif Ersoy’u tan›m›yormufl.Oysa siz ‹stiklal Marfl›’na çokönem verirdiniz. “Peki, bu çocuk-lar kimi biliyor?” diye sordu¤unu-zu duyar gibi oldum. Ö¤rencile-rin yüzde 98’i “Cent” diye birinitan›yor. fiimdi de “Bu kim?” diyesoruyorsunuz de¤il mi? Rap ad›verilen yeni bir müzik türü ç›kt›,iflte “Cent” Amerikan Rap müzi-¤inin önde gelen flark›c›s› CurtisJames Jackson’un takma ad›... Birde, çocuklarda suçluluk oran› ko-nusu var. Türkiye’nin, çocuk suç-lar›nda art›fl oran›nda dünya bi-

Dünya Ekonomik Forumu’nun yay›mlad›¤›, “Küresel Bilgi TeknolojisiRaporu 2008-2009” adl› belgeye göre,Türkiye bas›n özgürlü¤ü alan›nda 134ülke içinde 106’nc› s›rada yer al›yor.

rincisi oldu¤unu üzülerek aktar-mak zorunday›m.

Sevgili Atatürk, e¤itim sis-temi tahrip edildi¤i içinTürkiye “insani geliflmifl-lik” s›ralamas›nda, 162 ül-ke aras›nda 95’inci s›raya

yerleflmifl durumda... Bunun do¤alsonucu olarak ise demokrasimizdünya s›ralamas›nda 88’inci s›radayer al›yor.

Unutmadan birkaç veri dahaaktaray›m: 4 Kas›m 1950’de Ro-ma’da Avrupa ‹nsan Haklar› An-laflmas› oluflturulmufltu. Bugün buanlaflmada aralar›nda Türkiye’ninde bulundu¤u 47 ülkenin imzas›var. ‹mza atm›fl›z atmas›na, amainsan haklar› ihlallerinde Türkiyes›ralamada listenin bafl›nda...

Bas›n özgürlü¤ünü de unutma-yal›m. Dünya Ekonomik Foru-mu’nun yay›mlad›¤›, “Küresel BilgiTeknolojisi Raporu 2008-2009” adl› belgeye göre,Türkiye bas›n özgürlü¤üalan›nda 134 ülke içinde106’nc› s›rada yer al›yor.Zambiya ve Burkina Fasoadl› Afrika ülkeleri bilebu alanda bizden daha özgürmüfl.

Sevgili Atatürk, okuma al›flkanl›-¤› olmayan, iyi e¤itim almayan in-san›m›z bunun bedelini birçokalanda ödüyor. Durumu size dahaiyi anlatabilmek için Dünya Sa¤l›kÖrgütü Avrupa Bölge Ofisi’nin ya-y›mlad›¤› 53 ülkenin durumunuözetleyen rapordan birkaç bilgi ak-taraca¤›m. Türkiye, alkolden kay-

naklanan trafik kazalar›nda birincis›rada yer al›yor. Ölümlü trafik ka-zalar›nda ise son 10 y›ld›r GüneyKore’nin ard›ndan dünya 2’ncisi ol-duk. Yaln›zca son 10 y›lda 100 bin-den fazla insan›m›z› trafik kazala-r›nda yitirdik. Kazalar›n mali fatura-s› ise 10 milyar dolar› aflt›.

Sevgili Atatürk, “Sa¤l›k alan›n-da neler oluyor?” diye soraca¤›n›-z› da biliyorum. ‹flte bu alandanbirkaç örnek: Dünya Sa¤l›k Örgü-tü Avrupa Bölge Ofisi’nin yay›mla-d›¤› rapora göre 53 ülke aras›ndaölümlü ifl kazalar›nda ve bebekölümlerinde dünya s›ralamas›nda8’inci s›raday›z. Doktor say›s› aç›-s›ndan sondan 3, difl hekimi say›s›aç›s›ndan sondan 11’inci s›radaolan Türkiye, hemflire say›s› aç›s›n-dan ise en sonda yer al›yor.

Sevgili Atatürk, gelir da¤›l›-m›ndaki adaletsizlikte dünya5’incisi, sosyal güvenlik sistemin-

de tüm OECD ülkeleri aras›ndasonuncu, teknoloji harcamalar›n-da Avrupa Birli¤i üyesi ülkelerinaras›nda sonuncu oldu¤umuzusöylesem bana inan›r m›s›n›z?

Sevgili Atatürk, bozk›rdaki An-kara’dan baflkent yaratmaya çal›-fl›rken, tar›m arazilerine, topra¤a,a¤aca ve ormana önem verdi¤ini-zi göstermek için ziraat okullar›

Dünya Sa¤l›k Örgütü Avrupa Bölge Ofisi’nin yay›mlad›¤› rapora göre

53 ülke aras›nda ölümlü ifl kazalar›nda ve bebek ölümlerinde

dünya s›ralamas›nda 8’inci s›raday›z.

Page 33: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

62

açt›n›z, örnek çiftlikler kurdunuz. Sizi üzmeden, k›zd›rmadan na-

s›l söyleyece¤imi bilmiyorum; amayine de ö¤renmenizde yarar var,Türkiye dünyada ormanlar›n› enh›zl› tüketen ülkeler s›ralamas›nda‹ran’›n ard›ndan 2’nci s›rada...

Bir baflka ikincili¤imiz iseerozyondan kaynaklanankonuda... Türkiye, top-rak kayb›nda dünya s›ra-lamas›nda maalesef ikin-

ci s›raya yerleflti. Aç›kça söylemekgerekirse Türkiye çevre korumaalan›nda da s›n›fta kald›. Çevre sa¤-l›¤›n›n, su kaynaklar›n›n, biyolojikçeflitlili¤in ve do¤al kaynaklar›n ko-runmas›, hava kirlili¤i gibi konular-da Türkiye 149 ülke aras›nda 72’ncis›rada yer al›yor, bu yüzden de ye-flil ülke olarak kabul edilmiyor.

Sevgili Atatürk, “Ne yer neiçersiniz?” diye sorarsan›z, banada hem üretim hem de tüketimdedünya flampiyonu oldu¤umuz birkonuya de¤inme f›rsat› verirsiniz.Temel g›dam›z ekmek... O denliçok ekmek yiyoruz ki, kifli bafl›-na 96,6 ekmek tüketti¤imiz içinrekorlar kitab›na geçtik. A¤›rl›kl›olarak ekmekle beslenen insan›-m›z›n halini var›n siz anlay›n.

Sevgili Atatürk, “Türkiye’ninyetiflmifl insan gücü, beyin gücüyok mu?” diye soraca¤›n›z› da bi-liyorum. Bu konuda da içiniziaçacak bilgiler veremeyece¤imiçin aff›n›za s›¤›n›yorum ve tablo-yu arz ediyorum: Türkiye, dünya-da beyin göçü en fazla olan 34

ülke içinde 24’üncü s›rada yer al›-yor. Baflka bir deyiflle Türkiye, iyie¤itim gören yüz kifliden 59’unuelinden kaç›rmaktad›r.

Sevgili Atatürk, borçlanan ülke-nin ba¤›ms›zl›¤›n› da yitirece¤iniOsmanl› Devleti’ni örnek vererekanlatt›n›z. Osmanl›’n›n borçlar›n›ödemekle kalmay›p bizlere borç-suz bir ülke b›rakt›n›z. “Çocuk, laf›uzatma da gerçe¤i söyle!” diyece¤i-nizi bildi¤imden arz ediyorum:Türkiye’nin, 247,1 milyar dolar d›flborcu var. Bu alanda dünya s›rala-mas›nda 23’üncü s›raday›z.

Sevgili Atatürk, kad›nlara verdi-¤iniz önemin kan›t›, onlara birçokAvrupa ülkesinden önce tan›d›¤›n›zseçme ve seçilme hakk›yd›. fiimdisiz “Kad›nlar ne durumda?” diyesormadan k›saca söyleyeyim. Dün-ya Ekonomik Forumu’nun yay›mla-d›¤› y›ll›k kad›n-erkek eflitli¤i s›rala-mas›nda Türkiye 130 ülke içinde123’üncü s›rada yer al›yor. BirleflikArap Emirlikleri bile önümüzde....

Sevgili Atatürk, devam et-meyece¤im; çünkü sizidaha fazla üzmek istemi-yorum. S›ralamalardakiyerlerimize bak›ld›¤›nda

gösterdi¤iniz hedef olan ça¤dafluygarl›klar düzeyinin çok uzaklar-da kald›¤›n› kabul ediyorum. Çizdi-¤im kötü tablodan sonra, “Atamizindeyiz” desem, “Tepkiniz neolur?” diye de sormayaca¤›m. Yü-re¤im eziliyor; ama durum bu...•

[email protected]

63

“Ifllerimizin de¤erini öl-çerken geçen yöne-timlerin bilançolar› si-ze teselli ba¤›fllama-s›n. Bunlar›n sizlere

bir gurur vermesini istemem. •“Bilirsiniz ki, adliyeciler

meslek gere¤i uzun sözlerdenbafllamazlar. K›saca söylemeliyiz

ki, aleyhimize olan› oldu¤u gibiortaya koymak bizim belli bafll›gücümüzdür.

•“Saklamak, korkmak yaln›zzaaf›n huyudur. Bu bafllang›çtansonra sizlere haber verebilirim kiyapaca¤›m›z hayli ifller vard›r.

•“Do¤u s›n›rlar›m›zdan Bat›s›n›rlar›m›za kadar cumhuriyetadliyesinde y›llardan beri sürendenetimlerimin bende oluflturdu-¤u izlenim budur.

•“Gö¤üs gerdi¤iniz ve gere-ce¤iniz çal›flman›n de¤erini öl-çerken hesaplar›n› tarihin gör-mekte oldu¤u geçmifl yönetim-lerin bilançolar›n›n flu ve buuluslar›n durumunun sizlere enufak bir gurur duygusu vermesi-ni bile arzu etmem. K›yaslamayoluna sapt›¤›n›z gün korkar›mki emeklerinizin de¤erini kü-çültmüfl olursunuz. Oranlamayöntemi bizleri yeterli olma veyetinme yollar›na götürebilir ki,adalet konusunda bu tehlikeli

YAKIN TAR‹H‹M‹ZYaşar Öztürk

Atatürk’ün Devrimci Adalet Bakan›Mahmut Esat Bozkurt’tanCumhuriyet Savc›lar›na...

Page 34: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

64 65

bir 盤›rd›r. Çünkü bu eksikli¤inbiraz eksikli¤i gene eksiktir.

“Türk adliyesi bir-çok uygar uluslaradliye örgütün-den geri de¤il, ile-ridir. Bu iflle gö-

revli yabanc›lar›n dedi¤i gibi ol-dukça uygar uluslar›n imrenmeve öykünmelerine de¤er k›ymet-leri vard›r. Bizden olanlarla olma-yanlar›n kabul ettikleri bu gerçe-¤e karfl›n yapaca¤›m›z ifller az de-¤ildir. Bunlara henüz el de¤dir-meye bafllad›k. Sizler gurura te-nezzül etmeyeceksiniz. Gurur al-danma demektir. Aldanan mutla-ka düfler.

•“Cumhuriyet savc›lar›! Türkulusu ve onun tarihi yüksek birfelsefe kitab›na benzer ki, onuanlamak ve sezebilmek için ol-dukça özel bir kabiliyetle donan-m›fl bulunmak ve önce Türk ol-mak gereklidir.

•“Türk ulusunu yoran h›z de-¤il yavafll›kt›r, Türk ulusunun ha-rekete de¤il hareketsizli¤e dayan-ma gücü yoktur. Mesleki eksiklik-lerimizi tamamlamaya çal›fl›rkenunutmayaca¤›z ki devrimi ilk saftabekleyenler aras›nda Türk adliye-cileri bulunmaktad›rlar.

•“Cumhuriyet savc›lar›! Meriçk›y›lar›nda çal›flan bir Türk köylü-sünün kaybolan hayat›ndan tutu-nuz da bu vatanda yaflayanlar›nu¤rayaca¤› en ufak bir haks›zl›k-tan, hatta Bingöl da¤lar›n›n ›ss›zkuytular›nda nafakalar›n› bekle-

yen öksüzlerin gözyafllar›ndan sizsorumlusunuz. Bu haks›zl›klar›seri ve kesin hükümlerinizle y›l-maz ve yorulmaz takiplerinizlesiz tamir edeceksiniz.

•“Din bayra¤› alt›nda ulusunözgürlü¤ünü, varl›¤›n› imhayakasteden fieyh Sait ‹syan› tarihedizginsiz özgürlü¤ün bir kan le-kesi diye geçecektir. Bütün bun-lar›n ac›lar›n› çekmifl ulus halin-de unutmuyoruz ve unutmayaca-¤›z. fiurada, burada laf atanlar›,hilebazlar›, düzenbazlar› hattahalk› soyup ac› salan vurguncula-r›, bir tak›m baya¤› sald›rganlar›hesaba çekiniz.

•“Arkadafllar, özgürlük ulusunvarl›¤›n› ifade eden devlet otoritesivatandafllardan hakk›na flunun bu-nun elinde kullan›lan terör aleti de-¤ildir. Özgürlük toplumun bir mal›-d›r ki s›n›rlar› kanunlar›n hatta bilgi-li insanlar›n sa¤duyusunun ‘Dur!’dedi¤i yerde biter. Özgürlük ulusla-r›n bir mal› ise halin emniyeti onunkorumas›na ba¤l›d›r. Koruma hak-k›n›n yapt›r›m› devlet otoritesidir.

“Arkadafllar, san›l-mas›n ki demok-rasilerin, Cumhu-riyet rejimlerinine lefl t i r i l e rden,

düflüncelerden korkusu vard›r.Cumhuriyetler elefltirilerin, dü-flüncelerin ürünüdürler. Bunlar-dan do¤dular, bunlarla yaflayabi-lirler. ‹fllerimize yönlendirilecekiçten elefltiri ve görüfller olsa olsabize güç olurlar.

•“Arkadafllar, sözlerimi bitirme-den önce ‹stanbul barosunun flöle-ninde göstermekten zevk ald›¤›miçten bir kan›m› sizlere bildirmek-ten kendimi al›koyamayaca¤›m. Bi-lirsiniz ki, klasiklere göre hakk›nyapt›r›m› güçtür. Bu bir gerçeklikolmakla beraber baz› eksikleri var-d›r. Bence kullan›lan gücün içten-lik, sevgi ve dürüstlük ile sar›lmas›gerekir. Yoksa hak flöyle dursuntek bafl›na güç kendinin bile yapt›-

r›m› olamaz. Tarih böyle güçlerinkendilerini yiyerek, kemirerek yokolup gittiklerini yaz›yor. Yetkilerini-zi kullan›rken içtenlik ve sevgi için-de kullanacaks›n›z. Sözlerime sonverirken aran›zdan uzaklarda bugüzel vatan›n dört buca¤›nda Cum-huriyet adaletini da¤›tan de¤erli ar-kadafllar›m› ve yüksek çal›flmalar›n›sayg›yla anar ve selamlar›m.”•

[email protected]

Bir yaz günü, plajda oturuyor, kumlarla oynayan iki çocu-¤u seyrediyordum. Her ikisi de, deniz kıyısında, kapılarıyla, ku-leleriyle, tünelleriyle kocaman bir kale yapmak için birlikte harılharıl çalıflıyorlardı. Kale neredeyse tamamlanmıflken, büyük birdalga gelip kaleyi bozdu. Herfley, bir anda ıslak bir kum yı¤ını-na dönüflmüfltü.

Tüm u¤rafllarının bir anda gözlerinin önünde yok oldu¤unugören çocukların gözyafllarına bo¤ulmalarını bekliyordum. Amaçocuklar beni flaflırttı. A¤lamak yerine, ikisi de kalkıp el ele tutufl-tular ve gülerek kıyıdan biraz daha uzaklaflıp yeni bir kale yap-maya girifltiler.

Çocukların, o anda bana önemli bir ders ö¤rettiklerinin ay›r-d›na vard›m. Yaflamımızdaki herfley, yaratmak için üstünde çokzaman ve enerji harcadı¤ımız her karmaflık yapı, aslında kum-dan yapılmıfllardır. Yalnızca baflka insanlarla kurdu¤umuz iliflki-ler ayakta sa¤lam kalabilir. Er ya da geç, bir dalga gelip, kurmakiçin yo¤un çaba harcadı¤ımız çalıflmaları anında yıkabilir. Böy-le bir durum karflısında yalnızca, yanında tutacak bir eli olan in-san gülümseyebilir...• RRaabbii HHaarroolldd KKuusshhnneerr

Ona kızgın oldu¤unu biliyorum. Neden flunu denemiyorsun?Ona bir mektup yaz. Tüm duygularını dök. Öfkeni ve düfl kı-

rıklı¤ını anlat. Hiçbir fleyi gizleme. Sonra mektubu bir çekmeceyekoy. ‹ki gün sonra oku. Hâlâ yollamak isteyecek misin bakalım?

Ben öfkenin ve pasta kıtırının iki gün sonra yumufladı¤ınıö¤rendim!•

HH.. JJaacckkssoonn BBrroowwnn

Page 35: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

66 67

Arama ve el koyma ifl-lemleri bafllamadanönce kesinlikle avu-kat›n›z› aramal›s›n›z.Arama ifllemi s›ras›n-da savc›n›n da bu-lunmas›n› isteyiniz.

•Avukat›n›za haber vermenizengellenirse, kolluk memurlar›na,“yasa ve yönetmeli¤e ayk›r› dav-ranmak suretiyle suç ifllediklerini”an›msatmal›s›n›z. Israr ederlersesiz de, avukat›n›z aranmadan yada arama mahalline makul bir sü-re içinde gelmeden arama ifllemi-nin bafllat›lam›yaca¤›n› ve bu du-rumu adli kolluk amiri olan cum-huriyet savc›s›na telefonla sorma-lar›n› isteyebilirsiniz.

Mahkeme taraf›ndan verilenarama karar›n› incelemeli ve bukararda,

a) Araman›n nedenini olufltu-ran fiil, b) Aran›lacak kifli, arama-n›n yap›laca¤› konut ya da di¤eryerin adresi ya da eflya, c) Kararya da emrin geçerli olaca¤› zamansüresi, d) Aran›lacak eflyan›n eldeedilmesi durumunda el konulupkonulmayaca¤›, hususlar›n›n aç›k-ça gösterilip gösterilmedi¤ine dik-kat etmelisiniz.

•Avukat›n›z yok ise Mahalle‹htiyar Heyeti’nden ya da komflu-lardan iki kiflinin haz›r bulunmas›isteminde bulunabilirsiniz.

•CMK 45 ve 46’nc› maddeleregöre sizin hakk›n›zda tan›kl›ktançekinebilecek kimseler (efl, niflan-l›, ana, baba, çocuklar ve doktor /avukat ile müvekkil ve hastalar›)

aras›ndaki mektuplara ve belgele-re, bu kimselerin nezdinde bulun-dukça el konulamayaca¤› husu-sunda uyarmal›s›n›z.

•Bilgisayar ya da bilgisayarkütüklerine elkoyma ifllemi s›ra-s›nda, sistemdeki tüm verilerinyedeklemesi yap›l›r. Bu yedektenbir kopya ç›kar›larak size ya davekilinize verilmesini ve bu husu-sun tutana¤a geçirilerek imza alt›-na al›nmas›n› isteyiniz.

•Bilgisayar ya da bilgisayar kü-tüklerine elkoymaks›z›n da, sis-temdeki verilerin tamam›n›n ya dabir bölümünün kopyas› al›nabilir.Kopyas› al›nan veriler ka¤›da yaz-d›r›larak, bu husus tutana¤a kay-dedilir ve ilgililer taraf›ndan imzaalt›na al›n›r. Bu seçene¤in de uy-gulanmas›n› isteyebilirsiniz.

•Arama sonunda, a) Arama karar›n›n tarih ve sa-

y›s›, yarg›ç karar› yoksa verilmiflolan yaz›l› emrin tarih ve say›s› ileemri veren merci, b) Araman›nyap›ld›¤› yer, tarih ve saat, c) Ara-man›n konusu, d) Aranan kiflininkimlik bilgileri, ad›n› söylemedi¤itakdirde eflkâl bilgileri, e) Araçta,konutta, ifl yeri ve eklentilerindearama yap›lm›flsa, arac›n plakanumaras›, markas›, konutun, iflyerinin ve eklentilerinin aç›k ad-resi, su üstü arac›n›n aranmas›ndasu üstü arac›n›n cinsi, ismi, sahibive kullanan›, deniz arac›n›n aran-mas› durumunda ise deniz arac›-n›n cinsi, ismi, donatan›, ba¤lamaliman›, tonaj›, acentesi, kaptan› vearama mevkii, f) Araman›n sonuç-

GÖNDER‹: CEVAT TAYLAN

Ergenekon soruflturma-s›n›n “12” s›ra numa-ras› verilen dalgas›,önceki dalgalar›n top-lumda oluflturdu¤u öf-ke ve k›zg›nl›¤›n, telaflve kuflkunun daha da

artmas›na neden oldu. Yurttafllar,sonuncu olmad›¤›n› varsayd›klar›bu dalgadan sonra, “Bir gün bizimde kap›m›z çal›nabilir” kuflkusuyla,böyle bir durum karfl›s›nda yasalhaklar›n›n neler oldu¤unu ö¤ren-me çabas›na girifltiler.

‹zmirli bir avukat, yurttafllarabu konuda yard›mc› olmak ama-c›yla bu yasal haklar›, “Arama veEl Koyma ‹fllemlerinde Yurttafl

Rehberi” bafll›¤› alt›nda haz›rlad›.De¤erli televizyon yap›mc›s›

Cevat Taylan’›n okurlar›m›za ile-tilmek üzere Bütün Dünya’yagönderdi¤i bu “rehberi” afla¤›dayay›ml›yoruz.

•Kap›n›z çal›nd›¤›nda açma-dan önce kim oldu¤unu sorunuz.

•Kap›n›z› açt›¤›n›zda karfl›lafl-t›¤›n›z kiflilere kim olduklar›n›,hangi amaçla geldiklerini sorabilirve kendilerinden bilgi istemindebulunabilirsiniz.

•Gelenlerin kolluk memurlar›olduklar›n› anlay›nca, “kimlik bel-gelerini” ve yarg›ç taraf›ndan veri-len “arama karar›n›” göstermeleri-ni isteyebilirsiniz.

Page 36: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

68

lar›, el konulan suç eflyas›na ilifl-kin belirleyici bilgiler, g) Aramadayakalanan kifliler varsa kimlik bil-gileri, kimli¤i belirlenemiyorsa efl-kâl bilgileri, h) Arama sonucundayaralanma ya da maddi bir zararmeydana gelip gelmedi¤i, i) Ara-ma ifllemini yapanlar›n ad›, soya-d›, sicili ve unvan›, hususlar›n›n yerald›¤› bir “AdliArama Tutana¤›” düzenlenir. Tu-tana¤› dikkatle okuyunuz ve ger-çeklere ayk›r› bir husus var isesözlü olarak itiraz ediniz ve itiraz-lar›n›z› tutana¤a yazd›r›n›z. Tuta-na¤›n bir sureti size verilmelidir.

Arama sonunda, kovuflturmakonusu fiilin niteli¤ini belirten birbelge ve elkonulan ya da korumaalt›na al›nan eflyan›n listesini içe-ren bir defter ve e¤er flüpheyihakl› k›lan bir fley elde edilmemiflise bunu belirten bir belge veril-mesini isteyiniz.

An›lan belgelerde, elkonulaneflyan›n mülkiyetine iliflkin görüflve iddialar›n›za da yer verilmesiniisteyebilirsiniz.

•Aranacak yerde bulunan ki-flilerin özel hayatlar›na ve mallar›-na gereken azami özen gösterilir.Kasa gibi, aç›lmas› özellik isteyeneflya, kolluk taraf›ndan ya damasraflar› kollukça karfl›lanmaküzere bu konudaki meslek erba-b›na açt›r›l›r. Bu ifllemin o yerdeyap›lmas›n›n masrafl›, külfetli yada oraya zarar verebilecek nite-likte olmas› durumunda, eflyakolluk taraf›ndan korunan baflkabir yere götürülerek de aç›labilir.

Arama s›ras›nda rastlanan özelk⤛t ve zarflar, içinde müsadere-ye tâbi bir eflya bulunmas› ihti-mali d›fl›nda aç›lmaz; aç›lsa dahiyaz›l› bilgiler okunamaz.

Hakk›n›zdaki arama karar›n›ölçüsüz bir flekilde gerçeklefltiri-len ve yukar›da yaz›l› yasal hakla-r›n›z›n kullan›lmas›n› engelleyenSavc› ve Kolluk Memurlar›na‘’haklar›nda suç duyurusunda bu-lunaca¤›n›z› ve ayr›ca Adalet Ba-kanl›¤›’na karfl› açaca¤›n›z tazmi-nat davas›nda verilecek maddi vemanevi tazminat bedelinin yasagere¤i kendilerine rücu edilece¤i-ni’’ an›msat›n›z.

Siz ya da avukat›n›zarama ve el koyma ifl-lemi ile ilgili tüm ivediihbar ve yaz›flmalar›-n›z› Alopost/telg-raf/iad.taah mektuplabelgelendiriniz. Avu-

katl›k Kanunu’nun 76. maddesiuyar›nca, ‘’hukukun üstünlü¤ünüve insan haklar›n› savunmak ve ko-rumakla görevli olan’’ barolara bafl-vurunuz.

“Arama ve El Koyma ‹fllemle-rinde Yurttafl Rehberi”nin sonun-da, arama için gelenlerle aranankiflilerin hak ve yetkilerinin da-yand›¤› anayasa, yasa ve di¤er yö-netmeliklerin ilgili bölümleri yeral›yor. Metinde ayr›ca bu konular-la ilgili kitap ve makale isimleride verilerek vatandafllar›n dahaiyi bilgiyle donanmalar›n›n sa¤-lanmas› hedefleniyor.•

69

•Ceza muhakemesi kanunlar›,asl›nda masumlar›n kanunlar›d›r.

•Sorun, kimin suçlu kiminsuçsuz oldu¤unu do¤ru bir fle-kilde belirlemek ve bunu yapar-ken, toplumdaki bireyleri, temelhak ve hürriyetleri yönündengüvensizli¤e, endifleye, korkuyasevk etmemektir.

•Ceza muhakemesinde yarg›erki kapsam›nda yetkili k›l›nanlar,bu yetkilerini kullan›rlarken hu-kuk devletinin görevlileri oldukla-r›n› hiçbir zaman unutamazlar.

•Yarg› erki kapsam›ndakiyetkilerini kullanan kamu görev-lileri ceza muhakemesi kurallar›-n› ihlal ederlerse, kamu düzeni,en az soruflturma veya kovufltur-ma konusu suçun verdi¤i zararkadar zarar görür.

•Ceza muhakemesinde bireyinmenfaatleri ile toplumun menfaat-

leri çeliflmez. Toplumu korumakiçin birey feda edilecek olursa,toplum da feda edilmifl olur.

•Ceza muhakemesinin amac›,adli yolla maddi gerçe¤e ulaflmakve hukuki sorunu çözmektir.

•Ceza muhakemesi yürütülür-ken adli yoldan sap›lacak olur ise,bireylerin temel hak ve hürriyetle-ri ihlal edilece¤i gibi, maddi ger-çe¤e ulafl›lamaz, hukuki sorun dado¤ru bir flekilde çözülemez.

•Ceza muhakemesi ilkeleri,insanl›¤›n ortak de¤erleridir.Binlerce y›ld›r çekilen ac›lar›nve verilen büyük mücadelelerinürünü olan bu ilkelere herkesuymakla yükümlüdür.

•Tutuklama çok s›k› flartlaratabi k›l›nm›fl bir koruma tedbiriolup istisnaen uygulanmal›d›r.Kanunda yaz›l› flartlar oluflmadanuygulanan tutuklama, eziyettir.

HUKUK D‹YOR K‹...Bu yaz›, Ankara Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usulü Hukuku Anabilim Dal› Baflkan› olan yazar›n, 22-23 Ocak 2009 tarihli“Cumhuriyet” gazetesinde yay›mlanan yaz›s›ndan özetlenmifltir.Kiflinin yaflamdaki en çok korunmas› gereken de¤eri “onur vesayg›nl›¤›n›n” güvencesini oluflturan hukuk, kifli sa¤l›¤›n›n koruyucusu bilgi ve önlemlerin de önünde gelmektedir.

YAZAN: PROF. DR. MET‹N FEYZ‹O⁄LU

“Yaflamda en büyük zenginlik, sa¤l›k de¤il, onur ve sayg›nl›kt›r. Kifli, sa¤l›¤›n› son nefesinde kaybeder; fakat onurunu

ve sayg›nl›¤›n› kendinden sonraki kuflaklar boyunca sürdürür.”Bir Anadolu Sözü

Page 37: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

70 71

•Tutuklama, makul süreyi afl-mamal›d›r (A‹HS md. 5/3).

•Tutuklama ve tutuklulu¤undevam›na iliflkin kararlarda, kanu-nun arad›¤› flartlar›n her biri, ge-rekçelendirilmifl olarak yaz›lmakzorundad›r (Anayasa md. 141,CMK md. 100/2).

•“Delil durumu” ifadesi, olsaolsa, kuvvetli suç flüphesinin var-l›¤›na iflaret eden bir gerekçe ola-bilir. “fiüphelinin / san›¤›n kaçmaihtimalinin varl›¤›”, “flüphelinin /san›¤›n delilleri karartma ihtimali-nin varl›¤›”,“henüz bütündelillerin top-lanmam›fl olma-s›”, “tüm dosyakapsam›” gibiifadeler ise hiç-bir flekilde ge-rekçe de¤ildir.

•Tutuklamakarar›n› verenyarg›lama ma-kam›, yazd›¤›gerekçede, hangi somut olgula-r›n flüphelinin / san›¤›n kaçaca¤›-na (veya saklanaca¤›na) dairflüphe oluflturdu¤unu, flüphelinin/ san›¤›n hangi davran›fllar›n›ndelilleri karartaca¤›na dair kuv-vetli flüphe yaratt›¤›n› ve adlikontrol uygulanmas›n›n kanunenmümkün oldu¤u hallerde nedenadli kontrol uygulamas›n›n yeter-siz kalaca¤›n› aç›klamal›d›r.

•Soruflturmada ve kovufltur-mada tutuklama karar› vermekzorunlu de¤ildir. Türk huku-

kunda kural, tutuksuz sorufltur-ma ve kovuflturmad›r.

•Usul, esas›n girifl kap›s›d›r.Yanl›fl kap›dan, yanl›fl odaya giri-lir. Yanl›fl ve keyfi usuller, yanl›flve keyfi sonuçlara ulaflt›r›r.

•“Uygulanan usul hatal› ola-bilir; ama biz esasa bakal›m” flek-lindeki bir yaklafl›m, b›rak›n›z21’inci yüzy›lda yaflayan bir ülke-de, binlerce y›l önce, antikça¤lar-da Anadolu’da kurulmufl herhan-gi bir flehir devletinde dahi telaf-fuz edildi¤inde eminiz tepkiyle

karfl›lan›rd›.•CMK md.

170 uyar›ncaiddianamenin:

•‹snad edi-len fiili bütünunsurlar›yla ta-n›mlayacak fle-kilde haz›rlan-m›fl olmas›,

•San›¤›n ifl-ledi¤i iddia edi-len fiili nerede

ve ne zaman iflledi¤ini aç›klamas›,•Olaylar ile delilleri birbirle-

riyle iliflkilendirmesi zorunludur.•Savc›, suçun birden çok ki-

fli taraf›ndan ifllendi¤i kanaatin-deyse ayn› iddianamede, bu ki-flilerin tamam›na suçlamada bu-lunabilir. Mahkemece aksine ka-rar verilmedi¤i sürece san›klarbirlikte yarg›lan›r.

•Ceza sorumlulu¤u flahsidir.Ayn› iddianameyle birden çoksan›k hakk›nda dava aç›lmas›halinde, hangi delilin hangi sa-

n›¤›n hangi fiilini ispatlad›¤›n›ndüflünüldü¤ü ayr›nt›l› olarakaç›klanmal›d›r.

•Her san›k aç›s›ndan isnadedilen suç fiilini hangi davran›fl-la, nerede, ne zaman iflledi¤i ay-r› ayr› aç›klanmadan, deliller veolaylar her san›k aç›s›ndan ayr›ayr› iliflkilendirilmeden, genel vetoptanc› bir anlat›mla suçlamakonusu olaylar›n anlat›lmas› hu-kukun a¤›r flekilde ihlal edilmesianlam›na gelir.

•Böyle bir ihlalin neden ola-ca¤› hukuksuz-luklar›n baz›la-r›n› s›ralad›¤›-m›zda, anlat-mak istedikleri-miz daha iyianlafl›lacakt›r:

•Ceza huku-kunun en temelilkesi olan “ce-zalar›n flahsili-¤i”, devletin id-dia makam›ncagörmezden gelinmifl olunacakt›r.

•San›klar neyle suçland›klar›n›bilemeyecekleri için savunmahaklar› ellerinden al›nacakt›r.

•Neyle suçland›klar›n› bilme-yen san›klar “olsa olsa bununlasuçlan›yorumdur” fleklinde varsa-y›mlar yaparak suçsuzluklar›n› is-patlamaya ç›rp›nacaklard›r. San›k,suçsuzlu¤unu ispatlamak zorundade¤ildir. ‹spat yükü savc›dad›r.

•Suçlaman›n mahkeme tara-f›ndan belirginlefltirilmek zorundakal›nmas›, davas›z yarg›lama yap›-

lamayaca¤› ilkesinin ihlal edilme-si anlam›na gelir.

•Aralar›nda nas›l bir ba¤lant›oldu¤u iddianamede aç›kl›¤a ka-vuflturulmad›¤› halde birlikte yar-g›lanan san›klar›n tutukluluk sü-releri uzayabilecektir.

•Yarg›lama makul sürede so-nuçland›r›lamayaca¤› için, suçluve suçsuz birbirinden uzun süreayr›lamayacakt›r.

•Suç örgütünün varl›¤›ndansöz edebilmek için en az üç kifli-nin somut olarak belirlenmesi

gereklidir.•Bu kifliler,

suç ifllemekamac› do¤rultu-sunda birarayagelmifl olmal›d›r.

•Yöneticisizbir örgüt olama-yaca¤›ndan, ör-güt yöneticilerive üyeleri ara-s›nda hiyerarflikbir yap›, bir

emir-komuta zinciri kurulmal›d›r.•Bu flekilde oluflturulan örgü-

tün, yap›s›, üye say›s› ile araç ge-reç bak›m›ndan, amaçlad›¤› suçla-r› gerçeklefltirmeye elveriflli biraltyap›s› bulunmal›d›r.

•Örgüt kurucusu, yöneticisiveya üyesi olmak fiilleri yaln›zcadüflünerek gerçekleflmez. Kiflinin,mutlaka d›fl dünyaya yans›yan veyukar›daki unsurlar› ortaya koyanbir fiili olmal›d›r.

•Failin, yukar›da unsurlar› orta-ya konan fiile iliflkin davran›fllar›n›,

Soruflturmada ve kovuflturmada

tutuklama karar› vermek zorunlu de¤ildir. Türk

hukukunda kural, tutuksuz soruflturma

ve kovuflturmad›r.

Neyle suçland›klar›n›bilmeyen san›klar“olsa olsa bununlasuçlan›yorumdur”

fleklinde varsay›mlaryaparak suçsuzluklar›-

n› ispatlamaya ç›rp›nacaklard›r.

Page 38: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

72 73

bir suç örgütünün kurucusu, yöne-ticisi, üyesi oldu¤unu bilerek ve is-teyerek gerçeklefltirmesi gereklidir.

•Ek iddianamelerle davayayeni san›klar ilave edilmesinin sa-vunma hakk›n› nas›l ihlal edece-¤ini aç›klayaca¤›z.

•San›klar hakk›nda suç örgü-tü kurmak, yönetmek, üye ol-mak suçlamas›yla yarg›lama bafl-lam›flt›r. Duruflmada iddianameokunmufltur. Yeni san›klar, bir-likte örgüt kurduklar›, yönettik-leri veya üye olduklar› iddia edi-len san›klarlailgili iddianameokunurken ha-z›r bulunma-d›klar› için,k e n d i l e r i n ido¤rudan ilgi-lendiren ilk id-dianameyi din-leme imka-n›ndan yoksunk›l›nm›fllard›r.

•Kendileri-ne en önce sorgular› tamamlan-m›fl olan san›klara, sorgular›n›nhemen sonras›nda soru sormahakk›ndan (CMK md. 201/1)mahrum edilmifllerdir.

•Kendilerinden önce dinlen-mifl tan›klara, dinlenmelerinin he-men sonras›nda soru sorma hak-lar› ellerinden al›nm›flt›r (CMKmd. 201/1).

•Kendilerinden önce sorgular›tamamlanm›fl olan san›klar›n be-yanlar›yla ilgili, bu beyan›n hemensonras›nda kullanmalar› gereken

de¤erlendirme hakk›n› (CMK md.215) kullanamam›fllard›r.

•Kendilerinden önce dinlen-mifl tan›klar›n beyanlar›yla ilgili,bu beyanlar›n hemen sonras›ndadile getirme haklar› olan de¤er-lendirmelerde (CMK md. 215)bulunamam›fllard›r.

•Davaya ek iddianameyle son-radan dahil edilen san›klar ve mü-dafileri, kendilerinden önce durufl-mada tart›fl›lm›fl belgelerle ilgili, bubelgeler tart›fl›l›rken de¤erlendir-me yapma hakk›ndan (CMK md.

215) yoksunkalm›fllard›r.

•Ek iddiana-melerden önceyarg › l anmayabafllanm›fl san›k-lar da sorgu vesavunmalar›nda,daha sonra da-vaya dahil edile-ce¤i ihtimali du-yurulan san›kla-r›n kim oldu¤u-

nu ve ne diyeceklerini bilmeden,bir bilinmez içerisinde savunmayapmak zorunda b›rak›lm›fllard›r.

•Peki, bu haklardan mahrumedilmek önemli midir?

•Yarg›lamay› yapan hakimveya hakimler, san›klar hakk›n-daki suçlamalar›n ispatlan›p is-patlanmad›¤›na vicdani kanaatle-rine göre karar verirler (CMKmd. 217/1).

•Hakimin vicdani kanaati, du-ruflmada huzurunda sunulmufl vetaraflarca tart›fl›lm›fl delillere dayan-

mak zorundad›r (CMK md. 217/1).•‹ddianamenin okunmas› ve

dinlenmesi, iddia ve savunma ma-kam›ndaki kiflilerin san›klara vetan›klara soru sormas›, san›k ve ta-n›klar›n dinlenmesinden, belgele-rin okunmas›ndan sonra de¤erlen-dirmelerde bulunmas›, hakimi, id-dia veya savunman›n do¤rulu¤uveya iddian›n dayanaks›zl›¤› ko-nusunda ikna etmeye yöneliktir.

•Ceza davas›n›n taraflar›, mu-hakeme hukuku kurallar›n›nkendilerine verdi¤i hak ve yetki-leri kullanarak hakimin vicdanikanaatinin oluflumunda etkili ol-maya çal›fl›rlar.

•fiu halde hakimin vicdani ka-naati, duruflman›n sonunda yok-tan var olmaz; duruflma sürecindeoluflmaya, flekillenmeye bafllar veduruflman›n sonunda kesinleflir.

•Ek iddianameyle davaya da-ha sonradan dahil edilmifl olan birsan›k, hakimin oluflmaya baflla-m›fl, belki de büyük ölçüde flekil-lenmifl bu vicdani kanaatini nas›letkileyecek, nas›l de¤ifltirecektir?

•Gerçekçi olal›m: Hakim, birsuç örgütünün varl›¤›na ikna olma-ya bafllam›fl ise, üstelik bu örgütünkurucular›ndan, yöneticilerinden,üyelerinden birinin henüz hakk›ndaiddianame düzenlenmedi¤i için yar-g›lamas› bafllamam›fl misal (A) isim-li flah›s oldu¤una dair duruflmadabeyanlarda bulunulmufl, belgelertart›fl›lm›flsa, (A), davaya dahil oldu-¤unda hakimin oluflmaya bafllayanbu kanaatini nas›l etkileyecek, nas›lde¤ifltirecektir? Tabiri caizse (A),müsabakaya, kendisi kalede bilede¤ilken gol yemifl, yenik düflürül-müfl olarak bafllat›lmaktad›r.•

Yarg›lamay› yapan hakim veya hakimler,san›klar hakk›ndaki

suçlamalar›n ispatlan›p ispatlanma-

d›¤›na vicdani kanaatlerine göre

karar verirler.Baflarılı kifliler sorunları kabullenir, çözüm bulurlar. Ba-

flarısızlar çözümleri kabullenir, sorun bulurlar. •fiu anda yapılanherfley, gelecekte daha iyi ve daha farklı bir biçimde yapılacaktır.E¤er, bunları siz yapmazsanız, baflkaları yapacaktır. •Bir fleyleryapmak isteyen, kesinlikle bir yolunu bulacaktır. Hiçbir fley yap-mak istemeyen ise, kesinlikle bir bahane bulacaktır. •“‹fl”in, ken-disine ayrılan zamanı kaplamak özelli¤i vardır. Aynı ifl, daha azzamanda, daha az kifli ile yapılabilir. •Zaman, bir insanın har-cayabilece¤i en de¤erli varlı¤ıdır. Bir ifle ne kadar zaman verdi¤i-niz de¤il, o zaman içinde ne kadar ifl yaptı¤ınız önemlidir. •Gün-de dört saatten fazla çalıflmayın, dört saatten az düflünmeyin.•Yanıtların tümünü ö¤rendi¤iniz zaman sorular de¤iflmifl olur.•Gözlerinizi hedefinizden ayırırsanız, engelleri görmeye bafllarsı-nız. •“‹yi”yseniz tüm iflleri size yüklerler. Gerçekten “iyi” iseniz,yaparsınız. •Bir sorun birçok toplantı gerektiriyorsa, zamanlatoplantılar sorunlardan daha önemli olmaya bafllar. •‹ki kifli herzaman hemfikirseler, ikisinden biri fazla demektir.•

Page 39: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

74

A dalet gücü ba¤›ms›z olmayanbir milletin, devlet halinde

varl›¤› kabul olunmaz. M. Kemal Atatürk

H er fert istedi¤ini düflün-mek, istedi¤ine inanmak,

kendine mahsus siyasi bir fikresahip olmak, seçti¤i bir dininicaplar›n› yapmak veya yapma-mak hak ve hürriyetine sahiptir.Kimsenin fikrine ve vicdan›nahakim olunamaz.

M. Kemal Atatürk

B ir ulusun yaflayabilmesi için,özgürlük ve ba¤›ms›zl›¤a sa-

hip olmas› gerekir. M. Kemal Atatürk

B ir saat adaletle hükmetmek,bir sene ibadet etmekten da-

ha hay›rl›d›r. Hadis-i fierif

H aks›zl›¤a sap›p bütün insan-lar›n seni izlemeleri yerine,

adaletli davran›p tek bafl›na kal-mak daha iyidir.

Mahatma Gandhi

A dalet, milletlerin ekme¤i-dir; milletler daima adalete

ac›k›rlar. Herakleitos

‹ yi olmak kolayd›r, zor olanadil olmak.

Victor Hugo

A dalet bir kutup y›ld›z› gibiyerinde durur. Geri kalan

herfley onun etraf›nda döner. Konfüçyüs

A daletin olmad›¤› yerde ahlakda yoktur.

Montaigne

S ayg› adaletin flan›ndand›r, yal-n›zca zorbalar adaleti sayg›s›z-

ca kullan›rlar. Shakespeare

B ir kifliye karfl› yap›lm›fl hak-s›zl›k, bütün insanl›¤a karfl›

yap›lm›fl haks›zl›k demektir. Emile Zola

B ir yönetici, ç›karlar› için de-¤il, adalet için savaflmal›d›r.

Napoleon Bonaparte

H akl›lar›n mahkum edildi¤ibir ülkede, bütün do¤ru in-

sanlar›n yeri cezaevidir. Henry David Thoreau

H aks›zl›¤›n karfl›s›nda susan,dilsiz fleytand›r.

Hz. Muhammed

Onlar adalet için dediler ki...HAZIRLAYAN: GÜLÇ‹N ORKUT

75

Page 40: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

76 77

Page 41: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

78 79

Page 42: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

80 81

Page 43: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

82 83

Bence Dr. Mehmet HaberalTürkiye için, büyük hekim ve hü-manist Dr. Albert Schweitzer iledünyadaki ilk kalp nakli ameliya-t›n› gerçeklefltiren Dr. ChristianBarnard kar›fl›m› bir öneme ve ki-flili¤e sahiptir.

Onlardan tek fark›, birinin Af-rika’da ötekinin Güney Afrika’da

yapt›klar›n› Türki-ye’de vatan› için ger-çeklefltirmifl olmas›-d›r, hem t›p hem in-sanl›k alan›nda.

1975’te HacettepeÜniversitesi’nde yan›kve organ nakli ünite-lerini kurdu ve Türki-ye’de ilk kez canl› ve-riciden böbrek naklinigerçeklefltirdi.

1978’de AvrupaOrgan Nakli Vak-f›’ndan temin edilenorganla Türkiye’de

ilk kez kadavradan böbrek nak-lini yapt›.

1979’da organ ve doku nakliyasas›n›n ç›kmas›n› sa¤lad› veTürkiye’de ilk kez yerli kadavra-dan böbrek naklini gerçeklefltirdi.

1980’de Türkiye Organ Naklive Yan›k Tedavi Vakf›’n› kurdu.

1982’de Türkiye Organ Nakli

flimdi nerededir?YAZAN: EMRE KONGAR

Mehmet Haberal kimdir,

Page 44: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

84

ve Yan›k Tedavi Vakf›’na ba¤l› ilkHemodiyaliz Merkezi’ni kurdu.

1983’te o zamana de¤in tümdünyada en fazla 36 saat saklana-bilen kadavra böbreklerin so¤ukiskemi sürelerinin 111 saate kadaruzat›lmas›n› sa¤lad›.

1985’te Ankara’da Türkiye Or-gan Nakli ve Yan›k Tedavi Vakf›Hastanesi’ni kurdu.

1988’de Türkiye’de ve bölgedekadavradan ilk baflar›l› karaci¤ernaklini gerçeklefltirdi.

1990’da Türkiye’de ve Av-rupa’da ilk kez çocuklar-da canl›dan k›smi karaci-¤er naklini ve dünyada ilkkez eriflkinde canl›dan

k›smi karaci¤er nakli yapt›.1992’de dünyada bir ilk olan ay-

n› canl› vericiden k›smi karaci¤er veböbrek naklini gerçeklefltirdi.

1993’te Baflkent Üniversite-si’ni kurdu.

1994’te ‹zmir’de Baflkent Üni-versitesi Zübeyde Han›m Araflt›r-ma ve Uygulama Merkezi’ni açt›.

1998’de Yalova’da, Türkiye’dek›rsal kesimde hizmet veren ilkdiyaliz merkezini kurdu.

2000’de Bütün Dünya dergi-sinin imtiyaz hakk›n› ald› ve yüzbinin üstündeki bask›s›yla budergiyi Baflkent Üniversitesi’ninkültür yay›n› olarak yay›mlama-ya bafllad›. Bütün Dünya piyasa-da sat›lmas› yan›s›ra, üzerinde“Arma¤and›r” yaz›l› özel bas-k›s›yla, Do¤u ve Güneydo¤uAnadolu Bölgesi’ndeki köyler

baflta olmak üzere ülkeninbirçok köylerindeki okullara üc-retsiz gönderilmektedir.

2000’de Alanya Baflkent Üni-versitesi Hastanesi’ni açt›.

2002 Baflkent Üniversitesi Ada-na Seyhan Hastanesi’ni kurdu.

2003’te Baflkent ÜniversitesiKonya Hastanesi’ni açt›.

2004’te Kanal B Televizyonu-nu, Radyo Baflkent’i ve BaflkentHaber Ajans›’n› kurdu.

1730 böbrek, 320’den fazla ka-raci¤er nakli yapt›.

1428 Türkçe ve ‹ngilizce bilim-sel yay›n› var.

2 ‹ngilizce, 4 Türkçe kitap yazd›.25 ulusal ve uluslararas› ödü-

lü var.Görüldü¤ü gibi Mehmet Habe-

ral bir hekim, bir organ nakli uzma-n› olarak öncü bir kiflili¤e sahip.

Ama bununla yetinmiyor.Öncülü¤ünün gerektirdi¤i ör-

gütlenmeyi, yasal de¤ifliklikleri,kurumlaflmay› ve e¤itimi debaflar›yor, toplumu dönüfltürüyor:Vak›flar, dernekler oluflturuyor,ulusal ve uluslararas› e¤itimler,yay›nlar yap›yor, bunlarla dayetinmiyor, bir üniversite ve bir-çok hastane kuruyor.

‹flte bu büyük insan, bu dâhihekim, bu müstesna toplum lideriflimdi “Ergenekon” denilen davanedeniyle tutuklu. Duruflmas›ras›nda rahats›zland›¤› içinyo¤un bak›mda tedavi görüyor.

Sadece yaz›n›n de¤il, sözün debitti¤i noktaday›z!•

Cumhuriyet Gazetesi’nden

Anneler, ‹çinde bulundu¤unuz zor koflullara karfl›nAnneler Gününüz kutlu olsun...

85

Page 45: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

86 87

Sonra a¤açlar›n da in-sanlar gibi ne denli zoryetifltiklerini, oysa yeti-flen a¤açlar› ve insanla-r› yok etmenin ne den-

li kolay oldu¤unu düflündüm. Ony›l önce, Baflkent Üniversitesi’n-de göreve bafllad›¤›mda bu a¤aç-lar yeni yeni dikilmeye bafllan-m›flt›. fiimdi ço¤u benim boyumuaflt›. On y›l sonra bu tepeler gör-kemli bir ormana dönüflecek, hiçkuflkum yok. O gencecik a¤açla-r›n uzak geleceklerinin ne olaca-¤› endiflesi, birden düflüncelerimiy›llar öncesine götürdü. Dudak-lar›mdan “A¤açlar ayakta ölür!”tümcesi dökülüverdi.

“A¤açlar ayakta ölür”, ‹span-yol yazar Alejandro Casona’›n biroyunu... 1962 y›l›nda Devlet Ti-yatrolar›’nda sahnelendi. Üniver-site ö¤rencili¤im döneminde sey-retmifltim. Yafll› bir çiftin tutuna-

cak birer sevgi dal› aray›fl›n› sergi-leyen bir dramayd›. Bazen seslidüflünüyorum, “A¤açlar ayaktaölür!” sözlerini art arda birkaç kezm›r›ldand›m. Bahar güneflinin veyorgun yüre¤imin verdi¤i tatl› birrehavete giriyor gibiydim. Birdenbir f›s›lt›yla irkildim:

“Hay›r, a¤açlar ayakta ölmez!”Orada yaln›z olmad›¤›m› anla-

d›m ve kendi kendime konufltu-¤umu baflkas›n›n duymufl olmas›-n›n utanc›yla etraf›ma bak›nd›m.Yaln›zl›¤›m› bozan kifliyi görmeyeçal›flt›m. Etraf›ma bak›nd›m. Ya-k›n a¤açlardan bafllay›p uzaka¤açlar›n diplerine do¤ru dikkatlegözledim. Kimseyi göremedim.Utanc›m meraka, belki de korku-ya dönmek üzereyken ayn› f›s›lt›tekrar etti:

“A¤açlar ayakta ölmez!” F›s›lt› devam etti:“Korkma, konuflan benim.

Ben, dibinde oturdu¤un a¤ac›m.Haz›r oturmuflken sana bilmedi¤infleyler anlataca¤›m. ‹yi dinle beni.”

“Bu topraklar onbefl y›l önceverimsiz bir kayal›kt›. Üstünde otbitmez, böcek bile yaflamazd›. Onbin y›l önce dünyadan çekilen sonbuzul ça¤›ndan beri bu topra¤a in-san eli de¤medi. Suya, bitkiye, çi-çe¤e, a¤aca, kurda, kufla hasret ya-flad›. fiimdi e¤il de dikkatle baktopra¤a... O ölgün toprak nas›l dacanlan›yor. Milyonlarca a¤aç kökle-ri topra¤a can vermeye bafllad›.Toprak alt›nda, toprak üstünde ya-flayan binlerce canl› türü olufltu.Dikkatle bakarsan, o seyretmektenzevk ald›¤›n k›r çiçeklerinden dahazengin bir yaflam göreceksin bura-da. Sessiz durabilirsen yan›na fare-ler, tavflanlar, tilkiler sokulacakt›r.A¤açlar›n dallar›na bak. Renk renkkufllar› göreceksin.”

“‘Peki, bu nas›l oldu?’diyeceksin. Onu daanlatay›m sana. Birgün bir adam ç›-kageldi. Dünya ta-n›yor onu, sen de tan›rs›n. On-larca hastanekuruyor, binler-ce hastaya flifa

veriyor, on binlerce gence bilgida¤›t›yor. O, ilk geldi¤inde, bu te-pelerin ölgün topra¤›na içi burku-larak bakt›. ‘Bu toprak bunu haketmiyor’ dedi.

Arkas›ndan traktörler geldi; ko-caman burgular›yla kayalarda a¤açdikilecek çukurlar açt›. Uzaklardantoprak tafl›d›, gübre tafl›d›.

YAZAN: T‹MUR KARAÇAY

A¤açlar Ayakta ÖlmezYokuflun tepesine yaklaflm›flt›m ki, yorgun yüre¤im bir genççam a¤ac›n›n dibine oturmam› istedi. Oturdum. Gözleriminönünde afla¤›ya do¤ru uzanan, uzaklaflt›kça kentin dumanl› havas›yla durulu¤unu yitiren görkemli bir görü vard›. Etraf›mdaki çiçeklere, otlara, a¤açlara bakt›m. C›v›ldaflan kufllar›n seslerini dinledim.

Page 46: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

88 89

Dik yamaçlara toprak kaymas›n di-ye teraslar yapt›. Kaz›lan çukurlarabizleri, birer fidan iken dikti. ‘Ya-z›n bozk›r›n kavurucu s›ca¤›ndasusuz duramay›z, hepimiz ölece-¤iz’ diye korktuk.

Ama o yaz s›caklar›ndadurmaks›z›n tankerlerlesu tafl›d›. ‹flçiler kazma-lar›yla, kürekleriyle gel-diler. Topra¤› gevfletti-

ler, gübremizi, suyumuzu verdiler.Biz bebektik, küçüktük, yaflamatek bafl›m›za tutunamazd›k. Oadam bizi flefkatle besledi, büyüt-tü. fiimdi bizler ayakta ölen birera¤aç de¤iliz. Köklerimiz bu topra-¤›n derinliklerine dald›. Biz topra-¤a, toprak bize hayat veriyor. Top-rakla bar›fl›k yafl›yoruz. O bize, bizona hasret de¤iliz art›k... Birbirimi-ze sevgiyle bak›yoruz. Biz birara-day›z, güçlüyüz, yar›n›m›z güven-de... Gönlümüz genifl, her bitkiyi,her canl›y› bar›fl içinde biraradabar›nd›r›yoruz. Yar›nlarda aram›z-da yeni bitkiler, yeni canl›lar ola-cak. Korkma, biz ayakta ölmeyiz.Çünkü biz Ba¤l›ca Orman›’y›z, bü-tün ormanlar gibi güçlüyüz, yafla-yan bir do¤a parças›y›z.”

“Peki, bu yaflama sevincini na-s›l edindiniz?” diye soracak oldum.

“Onu da anlatay›m” dedi vebafllad› anlatmaya...

“Bilir misin, o, her sabah fluafla¤›da gördü¤ün yoldan üniver-siteye gelir. O gelirken bu bay›r-larda gördü¤ün her avuç topra¤a,her bitkiye, her a¤aca, her böce-

¤e, her kufla sevgiyle bakar. Osevgi içimize ifller. Biz o sevgiyitopra¤a tafl›r›z köklerimizle...Toprak da sevgiyle dolar. Sevgiy-le dolan toprak, o sevgiyi topra-¤›n özüyle besler, ço¤alt›r. Öylesi-ne zengin, öylesine cömert olur kitoprak, hepimiz köklerimizleonun özünü emmeye bafllar›z.

Akflam rüzgarlar› ç›k›nca, Ba¤-l›ca Tepeleri’ndeki milyonlarcaa¤aç, sevgi flark›lar› söylemeyebafllar, ta ki gün a¤arana dek... Oflark›ya yaln›z a¤açlar de¤il bütünorman kat›l›r, yer alt› ve yer üstübütün canl›lar›yla...”

Çekinerek sordum: “Biliyorsunuz, flimdi onu siz-

den uza¤a götürdüler. Bundansonra...” diyerek endiflemi dile ge-tirmek istedim. Ne diyece¤imi an-lam›fl gibi sözümü keserek, “Ha-y›r, hay›r!” dedi sertçe...

“Bir orman› yok et-mek zordur.A¤açlar köklerinitopra¤a sald›,toprakla kucak-

laflt›. Ne toprak a¤ac›, ne a¤açtopra¤› b›rak›r. Ona gelince, ohep içimizde yaflar. O neredeolursa olsun, rüzgar flark›lar›m›z›al›r ona götürür, onun sevgisinibize getirir.”

“E¤er yitirdi¤in umudunu ye-niden aya¤a kald›racaksa, birkaçsöz de senin için edeyim. Siz in-sanlar, son buzul ça¤›ndan buya-na geçen on bin y›ld›r birbirinizlesavafl›rs›n›z. ‹çinizde ‘Neden sava-

fl›yoruz?’ diyebilenler çok az. Oy-sa, do¤a yaflaman›z için yeterlifleyleri cömertçe sizlere sunuyor.Onu hakça paylaflmay› beceremi-yorsunuz. Tüketebilece¤inizdenfazlas›n› istiyorsunuz. Ac›mas›zcado¤an›n düzenini y›k›yorsunuz.Bar›fl, eflitlik ve adaleti sa¤lamakyerine on bin y›ld›r daha iyi savaflmakineleri yapmakla u¤rafl›yorsu-nuz. Bar›fl, eflitlik, adalet... Bu ba-sit iflleri ne zorlu hale soktunuz.Yüzünüzü dönüp ormana bak›n.Bu gördü¤ün a¤açlar bar›fl içinde-dir, hiç kavga etmezler. Topra¤›n,güneflin ve havan›n onlara sundu-¤u nimetleri hakça paylafl›rlar.Onun içindir ki ‘A¤açlar ayaktaölmez’, topra¤a döner yeniden fi-lizlenirler, yeniden büyürler. Onedenle yaflama sevinçlerini veumutlar›n› hiç yitirmezler.”

Utand›¤›m›, üstelik umudumuyeniden kazanamad›¤›m› fark et-miflcesine, sözlerine vurgulaya-rak devam etti:

“Dön ve insanl›k tarihine bak.Hakça bir eflitlik için, bar›fl için,insanl›¤›n iyili¤i için çal›flanlar ço-¤unlukla iflkenceler çekmifltir.Ama uzun sürede hep o iyi insan-lar kazan›r. Uygarl›¤› yaratanlar,insanl›¤› yüceltenler hep onlard›r.A¤açlar›n topra¤a hayat verdi¤igibi, onlar insanl›¤a yön verirler.O yön ancak bilgiyle olur. O bil-gi, topra¤a sal›nan kökler gibitoplumlara sal›n›r. Bilgi oradabeslenir. Onlar›n ekti¤i bilgi tohu-munu, hiç kimse insanl›¤›n için-den kaz›yamaz. Çevrene bakar-san, onlar›n hep yan›bafl›nda ol-du¤unu, sana umut ve güç ver-diklerini göreceksin.”

Uyand›m. Hani baz› düfllervard›r, onu gerçekte yaflam›fl gibiolursunuz. Onlar öteki düfller gibibilinçalt›n›zdan kendili¤inden sili-nip gitmezler. Kal›c›d›rlar, sizinleyaflamay› severler. Bana yenidenumut afl›layan bu düflün benimleyaflamas›n› istiyorum.•

Prof. Dr. Timur Karaçay, Ankara Yüksek Ö¤retmen Okulu’nu ve An-kara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nü bitirdi. Bir y›l ö¤-retmenlik yapt›ktan sonra, Ege Üniversitesi’ne asistan olarak girdi. As›lçal›flma alan› fonksiyonel analiz olan Prof. Dr. Karaçay 1974 y›l›ndadoçent, 1979 y›l›nda profesör unvan›n› ald›. Ulusal ve uluslararas› der-gilerde yay›mlanm›fl 20’den fazla bilimsel makalesi ile 30’dan fazla ki-tab› vard›r. Do¤an Çoker ile birlikte “Matematik Terimleri Sözlü¤ü”nüyazd›. Hacettepe Üniversitesi’nde Matematik Bölümü baflkanl›¤›, Kara-deniz Teknik Üniversitesi Elektronik Hesap Bilimleri Enstitüsü müdürlü-¤ü, Baflkent Üniversitesi Bilgi ‹fllem Daire Baflkanl›¤›, dekan yard›mc›l›-¤› gibi idari görevlerde bulundu. Halen Baflkent Üniversitesi ‹statistik veBilgisayar Bilimleri Bölümü ö¤retim üyesidir. Prof. Dr. Timur Karaçay,evli ve iki çocuk sahibidir.•

Bu Yaz›n›n Yazar› Timur Karaçay’la Tan›fl›n

Page 47: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

90 91

Yurtsever bir Türk vatan-dafl› kimli¤imle flimdi biryurttafll›k görevimi yeri-ne getiriyorum ve size,

afla¤›daki olay› duyuruyorum: Uluslararas› iliflkileri bulunan

“Global” adl› büyük bir tan›t›mflirketinin sahibi Ceyda Aydede,300 bin dolar karfl›l›¤› Türk Liras›ba¤›fl›yla “Milliyet” gazetesinin

“Baba Beni OkulaGönder” kampanya-s›na kat›ld› ve...

Emekli ö¤retmenmerhum teyzesi Nedret Ketenad›na Bart›n’da, 220 ö¤rencial›ml› ça¤dafl bir k›z ö¤renci yur-du yapt›rd›.

Bart›n Valisi ‹sa Küçük’ün kifli-sel ilgisi, Bart›n halk›ndan ve ‹l

Özel ‹dare bütçesinden sa¤lad›¤›destekle yap›m› alt› ay içinde ger-çeklefltirilen “Bart›n Nedret KetenK›z Ö¤renci Yurdu”nda flimdi, çev-re ilçe ve köylerden gelen ve ö¤-renimlerini Bart›n’daki okullardasürdüren 220 k›z ö¤renci kal›yor.

Yurt binas›n›n temeli, AKP’ninkapat›lmas› istemiyle Yarg›tayBaflsavc›s› Abdurrahman Yalç›nka-ya’n›n Anayasa Mahkemesi’ne bafl-vurdu¤u 15 Mart 2008 günü at›ld›,yap›m› Eylül 2008’de tamamland›.

Temel atma törenine Vali ‹saKüçük, ba¤›fl sahibi Ceyda Aydedeve “Milliyet” gazetesi “Baba BeniOkula Gönder” giriflimi sorumlusuyazar Nail Güreli kat›ld›, binan›naç›l›fl›n› 6 Ekim 2008’de, TBMMBaflkan› Köksal Toptan yapt›.

Aç›l›fl töreninden bir gün son-ra ö¤renciler yurtlar›na yerlefltiler,bir ay sonra görevinden al›narak

merkez valili¤ine atanan Bart›nValisi ‹sa Küçük ise, Ankara’dakievine tafl›nmak zorunda kald›.

Bir kez daha yineliyorum:

Yurtsever bir Türk vatanda-fl› kimli¤imle flimdi biryurttafll›k görevimi yerinegetirdim ve size, yukar›da-

ki olay› duyurdum. “Milliyet” gazetesinin “Baba Be-

ni Okula Gönder” giriflimi kapsa-m›nda Bart›n’da bu ders y›l› bafl›n-da 220 ö¤renci al›ml› Bart›n NedretKeten K›z Ö¤renci Yurdu aç›lm›flt›r.

Yurt binas›n›n temelinin at›ld›-¤› ve aç›l›fl›n›n yap›ld›¤› günlerdeçekti¤im fotograflar› da ekleye-rek, bu yurdun yap›m›yla ilgilitüm bildiklerimi do¤ru olarak bil-dirdi¤ime, bir görgü tan›¤› s›fat›m-la, namusum ve flerefim üzerineyemin ederim.•

MMeettee AAkkyyooll BBiillddiirriiyyoorr::

Bart›n’da ça¤dafl bir k›z ö¤renci yurdu aç›ld›

Ceyda Aydede ve o günkü Bart›n Valisi ‹sa Küçük k›z ö¤renci yurdu temel atma töreninde

Page 48: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

93

Büyük Geçmifller Olsun,Obama Türkiye’de büyük bir tehlike atlatt›

Say›n Obama

YAZAN: TUNCAY ERZ‹N

irkaç gün önce tafl›nd›¤›n›zBeyaz Ev’inizde koltu¤unuzu

›s›tmam›fl, banyonuzu›slatmam›flt›n›z henüz...

Aceleniz neydi buralaragelmek için? Arkan›zdankovalayan›n›z da yoktu, buralarbir yerlere de kaçm›yordu.

Üstelik, bir Amerikabaflkan›n›n neyi yapmas›, neyiyapmamas› gerekti¤ini bileö¤renmeye zaman›n›z olmam›flt›.

Kim ak›l verdi size de,buralar›n bugünlerdekiortam›na ald›rmadan gelirgelmez do¤ruca An›tkabir’deald›n›z solu¤u? Orada Atatürkiçin özel deftere yazd›klar›n›z›da an›ms›yorsunuz, de¤il mi?

Geliniz, birlikte okuyal›m:“Vizyonu, kararl›l›¤› ve cesaretiyleTürkiye Cumhuriyeti’ni

buralarda en az›ndan üçorgeneral, on profesör, beflrektör ve otuz e¤itimciyi içerialmaya yeter de, artard›.

Bu kadarla da yetinmediniz,iflin ucunu uzatt›kça uzatt›n›z,sonunda çizmeyi aflt›n›z.

Bak›n, deftere daha neleryazm›fls›n›z:

“ABD’nin 44. baflkan› olarakTürk-Amerikan iliflkilerinigüçlendirmeyi, Atatürk’ün,halk›na umut veren modern vemüreffeh bir demokrasi olarakTürkiye vizyonunu desteklemeyive onun, ‘Yurtta bar›fl, dünyadabar›fl’ ilkesini gerçeklefltirmeyisab›rs›zl›kla bekliyorum.”

Bu sözleriniz size s›cak gelmiflolabilir, say›n dostumuz... Fakather hecesinin bile bizimburalarda buz gibi so¤uk dufl

demokrasiye yönelten ve miras›tüm dünyaya kuflaklar boyuncailham vermeye devam edenMustafa Kemal Atatürk’esayg›lar›m› sunmak, benim içinbir onurdur.”

Bunlar› yazman›z içinbirileri ensenize silah m›dayad›, say›n dostumuz?

O sat›rlar›n ucunun nereyede¤in uzanabilece¤ini hiç hesapetmediniz mi? Laf aram›zda, bugörüfllerinizin onda biri bile

Gözünüz ayd›n, Obama... Ay›rd›nda de¤ilsiniz;ama çok büyük bir tehlikeden k›l pay› kurtard›n›zpaçan›z›... Gerçekten büyük geçmifl olsun.

B

92

Page 49: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

94

etkisi yapaca¤›n› hiç mi düflün-mediniz? Ya ö¤leden sonra mec-liste söylediklerinize ne demeli?Ne gere¤i vard›, bir günde ikikez Atatürk’ten söz etmenin?

“Atatürk isteseydi, imparator-lu¤u sürdürürdü, kendi de impa-rator olurdu. Ama o, laik birTürkiye Cumhuriyeti kurdu. Ata-türk’ün b›rakt›¤› en büyük mi-ras, Türkiye’nin canl›, laik, mü-reffeh demokrasisidir.”

Fazlas›yla yetmemifl gibi, dur-

mas›n› da bilmediniz, gerisini degetirdiniz bu sözlerin:

“Bu meclis bugün, onun sözkonusu miras›n›n, yani Türki-ye’nin canl›, laik demokrasinindevam›n› sa¤lamaktad›r.”

‹nan›n›z Say›n Obama, busözleriniz, akl›n›za bile getireme-yece¤iniz olaylar›, bafl›n›za geti-rebilirdi. Bofluna “Gözün ayd›n”demiyoruz size...

Gerçekten, çok büyük birtehlike atlatt›n›z. Gerçekten “Bü-yük geçmifller olsun” size...

Yine de flans›n›z varm›fl. Ak›l-l›l›k ettiniz de, buralarda üç dörtgün daha oyalanmadan Irak’a at-t›n›z kapa¤› ve k›l pay› kurtarm›floldunuz paçay›.

Yoksa...“Biraz daha gezeyim Sulta-

nahmet Camii’ni, biraz daha din-leyeyim ‹stanbul’u, biraz dahaseyredeyim Bo¤aziçi’ni derken,bir bakard›n›z, siz bile Hanya’y›da Konya’y› da görürdünüz kar-fl›n›zda, hiç akl›n›zda ve prog-ram›n›zda yokken...•

Her insan sizin öteki yarınızdır. Her bir insan sizin düflleri-nize, üzüntülerinize, yaflamla ilgili umutlarınıza sahiptir. Her bi-rimiz için dünyada herfleyin güzel oldu¤u, bir baharın yaflandı¤ı,sonra da acımasız kıflların eksik olmadı¤ı zamanlarımız olmuflturve her birimiz ölümün acımasız gölgesini üzerimizde hissetmifliz-dir. ‹flte tüm bu nedenlerle hepimiz birbirimize benzeriz. Her biri-miz yaflam denen o gizemli deneyimi yaflarız. Bunu hiç aklınız-dan çıkarmayın, o zaman tüm dünya size çok tanıdık gelecek veyaflamda kendinizi hiç yalnız hissetmeyeceksiniz.•

Christian Larson

YAZAN: ERAY D‹NÇER

95

Page 50: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

96 97

“Mektubumla birlikte size ikikitap gönderiyorum. Birinin ad›‘Atatürk’tür ve Andrew Mango ta-raf›ndan yaz›lm›fl bir biyografidir,öteki ise, Mustafa Kemal Ata-türk’ün ‘Büyük Söylevi’dir.

“Dinci afl›r› ‹slamc›güçlerin Atatürk’ünsaltanat› kald›r›phalifeli¤i devre d›fl›b›rakt›ktan sonra

sihirli bir biçimde ortadan kaybol-mad›klar›n› göreceksiniz.

“Türkiye her zaman bu gerikafal› güçlerin hedefi olmufltur.Ve flimdi bu geri kafal›lar Türki-ye’yi yönetmektedir.

“Hayat› boyunca dinci terörist-lere karfl› savaflm›fl olan (Ata-türk’ten) çok fleyler ö¤renebilece-¤inizi düflünüyorum.

“fiu anda laik, demokratik,sosyal ve hukukla yönetilen Tür-kiye Cumhuriyeti içeriden ve d›-flar›dan sald›r› alt›ndad›r.

“Afl›r› dincili¤in kara düflünce-li gericili¤i her gün daha da belir-gin duruma gelmektedir.

“fiu anda Ergenekon olarak bi-linen düzmece, uydurmaca birhukuksal dalgas›, karfl›t sol taraf›tasfiye etmek çabas› içindedir.

“Tüm bunlar demokratik Tür-kiye’yi nerdeyse diz çökmeninefli¤ine getirmifltir.

“Türk liberalleri ‘Libofllar’ de-mokrasi ad› alt›nda laik Türkiye’yive Atatürk’ün prensiplerini yoketmeye çal›flmaktad›rlar. ‹ktidarpartisi dini program›na ba¤l› kala-

rak, Mustafa Kemal Atatürk tara-f›ndan sa¤lanan vicdan özgürlü-¤ünü her f›rsatta ortadan kald›r-mak için çal›flmaktad›rlar.

“Ve Amerika Birleflik Devletle-ri, bizim ülkemiz Say›n Baflkan,direkt olarak yard›m etmekte vebu güçleri desteklemektedir. Buutanç vericidir.

“Say›n Baflkan size akacakolan ve Türkiye’nin ›l›ml› bir ‹s-lam ülkesi oldu¤unu anlatan Bushsaçmal›¤› ak›l d›fl›, uydurulmufl veyanl›fl olan bilgilerle doludur.

“Say›n Baflkan Amerika ›l›ml›bir H›ristiyan ülke midir? fiunukast ediyorum, Amerikal›lar görü-nebilir yerlerinde haçlar m› tak-mal›lar? Lütfen bu anlams›z politi-kay› tekrar düflününüz.

“Say›n Baflkan, sizin ve Ameri-ka Birleflik Devletleri’nin bu biçim-de kand›r›lmas› çok tehlikelidir.”

***

Eski vatandafl› ve eski alba-y›n›n bu görüfl ve uyar›la-r›n› dikkate ald›¤›n› veonun “ö¤üdü”nü yerinegetirdi¤ini aç›klarcas›na

bir “sözüm ona rastlant›yla” Bafl-kan Obama, bu mektuba sabahAn›tkabir’den, ö¤leden sonra daTürkiye Büyük Millet Mecli-si’nden yan›t verdi.

Göreve geldikten sonra ilk“resmi ziyaret”ini Atatürk’e yapanBaflkan Obama, An›tkabir’deonun huzurunda sayg› duruflundabulunuyor ve sonra da An›tkabirözel defterine flunlar› yaz›yordu:

“Vizyonu, kararl›l›¤› ve cesare-

tiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni de-mokrasiye yönelten ve miras› tümdünyaya kuflaklar boyunca ilhamvermeye devam eden Mustafa Ke-mal Atatürk’e sayg›lar›m› sunmak,benim için bir onurdur.

“ABD’nin 44. Baflkan› olarak,Türk-Amerikan iliflkilerini güçlen-dirmeyi, Atatürk’ün, halk›na umutveren modern ve müreffeh bir de-mokrasi olarak Türkiye vizyonu-nu desteklemeyi ve ‘Yurtta bar›fl,dünyada bar›fl’ ilkesini gerçeklefl-tirmeyi sab›rs›zl›kla bekliyorum.”

***Baflkan Obama ayn› gün ö¤le-

den sonra TBMM Genel Kurulu’n-da bir konuflma yap›yor ve eskivatandafl› Ryan’n›n mektubu yan›-s›ra, onun yeni ülkesinin içindeolup da Atatürk’ün ve Türkiye’nin

fotograf›n› göremeyen birçok ya-zar-çizer ve ayd›n›n tutumuna dayan›t veriyordu.

Obama, Atatürk’ün b›rakt›-¤› en büyük miras›n,Türkiye’nin canl›, laikdemokrasisi oldu¤unubelirtiyor, “Ve bu meclis

de bunun devam›n› sa¤lamaktad›rbugün” diyordu.

Türkiye ziyaretinin, ABD dev-let baflkan› s›fat›yla yapt›¤› ilk ül-ke ziyareti oldu¤unu an›msatanve kendisine, Ankara ve ‹stan-bul’u ziyaretinin bir ileti vermekiçin yap›p yapmad›¤›n› soranla-r›n oldu¤unu ifade eden Obama,‘Buna yan›t›m çok kolay, evet...’diyor ve çevresindekilerin yüzifadelerine ald›rmaks›z›n, bu

Obama, Beyaz Saray’›n penceresinden her gün gördü¤ünü belirtti¤i an›t›n kaidesinde, 150 y›l önceSultan Abdülmecit taraf›ndan gönderilen “dostluk belgesi” bir mermer tafl oldu¤unu aç›klad›.

Page 51: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

98

“iletisini” rahatl›kla veriyordu. Türkiye’nin, ABD’nin önemli

bir müttefiki oldu¤una dikkat çe-kiyor, “Türkiye, Avrupa’n›n önem-li bir parças›d›r. Türkiye ve ABD,birlikte çal›flarak, zaman›m›z›ngüçlüklerini çözümlemelidirler”diyor, o sabah Atatürk’ün kabriniziyaret etti¤ini, An›tkabir’den çoketkilendi¤ini vurguluyor ve “iletisi-ni” flöyle sürdürüyordu:

“Atatürk, tarihin biçimini de-¤ifltiren bir liderdir. Ama Ata-türk’ün yaflam›na ait en büyükan›t, hiçbir biçimde tafltan ya damermerden infla edilemez. Kendi-sinin b›rakt›¤› en büyük miras,Türkiye’nin canl›, laik demokrasi-sidir. Ve bu meclis de bugün, bu-nun devam›n› sa¤lamaktad›r.

“Tabii ki bugünlere kolay ula-fl›lmad›. Birinci Dünya Savafl›’n›nsonunda, Türkiye rahatl›kla ya-banc› güçlere teslim olabilirdi.Bunun yan›s›ra, bir imparatorlu¤udevam ettirmeyi de ye¤leyebilir-di. Ama Türkiye, farkl› bir gele-cek benimsedi. Kendisini yabanc›denetimden uzaklaflt›rd›, bir cum-

huriyet kurdu. Bu cumhuriyet,hem ABD’nin hem de öteki dün-ya ülkelerinin sayg›s›n› kazand›.

“Tabii ki bu öykünün ard›ndabasit bir gerçek var: Türkiye’nindemokrasisi, sizin kendi baflar›-n›zd›r. Bu, size hiçbir biçimde bird›fl güç taraf›ndan diretilmedi.Türkiye, hem geçmiflinin baflar›la-r›ndan güç ald› hem de her nesilTürkler’in çabalar›yla güçlendi,ileriye do¤ru yol ald›.”

Obama, TBMM Genel Kuru-lu’ndaki konuflmas›nda, ABD’ninilk baflkan›, kurucusu George Was-hington için Ankara’daki gibi bü-yük bir an›t yapt›klar›n› anlat›yor-du. Beyaz Saray’›n penceresindenher gün gördü¤ünü belirtti¤i buan›t›n kaidesinde, “150 y›l önceSultan Abdülmecit taraf›ndangönderilen ‘dostluk belgesi’ birmermer tafl›n varl›¤›n›” aç›kl›yorve burada basit tümcelerle yaz›l›,fakat içtenlikli bir dostlu¤u belir-ten flu ifadeyi duyuruyordu:

“Arkadafll›¤›m›z›, dostlu¤umu-zu, ülkelerimiz aras›ndaki dostlu-¤u güçlendirmek için...”•

Yeni bir iflitme aygıtı satın alan adam, arkadaflına kula-

¤ındaki aygıtını övüyordu.

“Bu aygıt, bir teknoloji harikasıdır” dedi. “Havada sinek uçsa,

kanadının sesini bile duyabilirim bu aygıtla.”

Sonra da, ödedi¤i paranın böylesine geliflmifl bir aygıt için az

bile oldu¤unu söyledi. Arkadaflı, ne kadar ödedi¤ini sorunca

adam, kolunu uzattı, saatine baktı ve flöyle yanıt verdi:

“Onu çeyrek geçiyor.”•

99

FIRÇALAYARAKSerdar Günbilen

Page 52: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

2

3

4

Bu her üç yöntemin de amac›,bir anlamda yer alt›n›nultrasonunu, daha do¤rusu“MR” görüntüsünü eldeetmeye yöneliktir.K

öyce¤iz’in KaunosÖreni’nde geçen y›l gün›fl›¤›na ç›kard›¤›m›z ikibin y›l öncesine ait tuzla,“ilk” olmas› özelli¤ininyan›s›ra, yan›t›n›nbulunmas› gereken

birtak›m sorular› da beraberindegetirmifltir. Bu sorular›n bafl›nda da,tuzlan›n neden orada yap›ld›¤› vekumul alt›ndan gün ›fl›¤›naç›kart›lmay› bekleyen tesise ait baflkaarkeolojik dokunun bulunupbulunmad›¤› gelmekteydi. Bunedenle de, Ankara Üniversitesi FenFakültesi Jeofizik Mühendisli¤iBölümü ö¤retim üyelerinden veTürkiye Kömür ‹flletmeleri GenelMüdürlü¤ü ile Maden Tetkik AramaGenel Müdürlü¤ü Deniz Araflt›rmalar›Koordinatörlü¤ü uzmanlar›ndanoluflan bir ekip oluflturulmufltur. Ad›geçen bu kurum ve kurulufllara,bilime olan katk›lar›ndan dolay› ancakflükranlar›m› sunabiliyorum.Ekibimizin jeofizik ve jeolojimühendisleri, yan›t›n› bekledi¤imizsorular› ayd›nlatmak için üç ayr›yöntem belirlemifllerdir: “YerRadar›”, “Elektrik Etüdü” ve “S›¤Deniz Sismi¤i”.

Kültür ve Turizm Bakanl›¤› ileBaflkent Üniversitesi arkeoloji

ekibinin iki y›l önce KaunosÖreni’nde gün ›fl›¤›na ç›kard›klar›“kültürel hazine”lerden biri,Kaunos Tuzla’s›d›r. “Baflkent’liArkeologlar”, bu bulufllar›yla yetinmediler, Kaunoslular’›n tuzüretimi için neden buray› seçtiklerini ve tuzu hangi aylardave nas›l elde ettiklerini de ö¤renmek istediler ve... Çeflitli kurulufllar›n de¤iflik bilimdallar›nda görevli uzmanlar›na,bu konuda birlikte çal›flma önerisinde bulundular.Onlar da,teknik aç›dan son derece gelifl-mifl ekipmanlar›n› kullanarak uy-gulad›klar› bilimsel yöntemler

sonras›nda bir yandan sorularayan›t bulmufllar ve bir yandan daiki bin y›l öncesi yaflam konusunda ilginç bilgilere ulaflm›fllard›r.Baflkent Üniversitesi ö¤retim üyelerinden Prof. Dr. Cengiz Ifl›k,baflkanl›¤›n› yapt›¤› ve Türkiye’deilk kez yaln›zca Türk uzmanlarcagerçeklefltirilen bu düzeydeki birçal›flmada elde edilen bilgileri, ekipüyesi uzman arkadafllar›n›n raporlar›ndan derledi. Bu bilgileriekteki yaz›s›nda sizle paylaflanProf. Ifl›k gözlemini flöyle aç›kl›yor: “Biz arkeologlar›n ötekibilim dallar›yla ne kadar iç içe oldu¤umuzun ve onlar›n kendi yöntemlerini kullanarak arkeoloji bilimine ne kadar önemli katk›lar vekolayl›klar sa¤lad›¤›n›n,en güzelörneklerinden biri verilmifltir buçal›flmayla... Burada bizleri mutlueden, ‘S›¤ Deniz Sismi¤i’ uygulamas›n›n tümüyle Türk uzmanlarca gerçeklefltirilmifl olmas›d›r. ‹tiraf etmeliyim ki, bununtad›na vararak ve coflkusunuduyumsayarak çal›flt›k.”

“S›¤ suda yer alt›n›n MR görüntüsünü almak” deneyimini,Tuzla’n›n ancak taflk›n su alt›ndakald›¤› dönemde yapabilecektik.Bu nedenle sab›rla flubat ay› beklenilmifltir. Çünkü “S›¤ DenizSismi¤i” yöntemini, ancak sular›n taflk›nlaflt›¤› o dönemde uygulayabilecektik. Ekibimize kat›lan Maden Tetkik Arama Enstitüsü Deniz Araflt›rmalar› Koordinatörlü¤ü uzmanlar›, kurumlar›nca sa¤lanan elektronik tüm donan›m›, dokuzmetrekarelik bir sal üzerine

yerlefltirmifllerdir. Derinli¤i 50-160cm. aras›nda de¤iflen “Tuzgölü”üzerindeki veri toplamaçal›flmalar›na ise, ancak sal›nüzerinde yüzdürülece¤i hatlarbelirlendikten sonra bafllan›labilmifltir. Uzmanlar,yeterli güçte ve kalitede al›nanyans›malara dayanaraksorular›m›za yan›t aram›fllard›r.Onlar›n elde ettikleri sonuçlar›nk›sa bir özeti, afla¤›da verilmifltir:Gerek çevrede yo¤unlaflan jeolo-jik gözlemler ve gerekse sismikveriler, birbirlerini destekleyici

YAZAN: PROF. DR. CENG‹Z IfiIK

100 101

Page 53: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

102 103

s›na, ya¤›fllara ve mevsimlik akar-sulara ba¤l› olarak lagünün k›flaylar›ndaki derinli¤i ortalama 1,60metreye ulaflmaktad›r. Yaz ayla-r›nda ise bu derinlik 0,50-0,60metre dolay›nda de¤iflmektedir.Çünkü beslenme kaynaklar› kesil-mifltir ve buharlaflma art›k en üstseviyede seyretmektedir.

Bu da flunu göstermekte-dir: Nisan ay›ndan bafl-layarak izleyen sekiz ay-l›k bir süre içerisinde la-gün suyunun tuzluluk

oran›, beslendi¤i Akdeniz suyu-nun binde 38-39 aras›nda de¤iflentuz oran›n›n üzerine ç›kmaktad›r.Yani suyun tuz yo¤unlu¤u henüztavalara al›nmadan daha da yük-selmifltir. Bu da bir yandan tava-lardaki tuz üretiminin sürecini k›-salt›rken, bir yandan da tuzun ka-litesini art›rmaktad›r.

Tuzgölü lagün alan› çok özelbir karakter sergilemektedir. Lagün,özellikle k›fl aylar›nda görülen dev

dalgalar›n kumsal üzerinde açt›¤›kanalla deniz suyunun bask›n› al-t›nda kalmaktad›r, öte yandan daya¤mur ve kar sular›yla beslenenküçük bir derenin sular›yla beslen-mektedir. Böylece göl suyu içinde-ki tuzluluk oran›, dere a¤z›ndanaksi yöne do¤ru gidildikçe farkl›l›kgöstermektedir. Öyle ki, gölalan›tuz yo¤unlu¤una göre parsellen-mifltir sanki: Dere a¤z›n›n hemenönünde tatl› su kütlesi oluflurken,tuzlan›n bulundu¤u yöne do¤ru suönce ac›laflmakta, sonras›nda tuzlu-luk oran› deniz suyuyla eflitlenmek-te ve üretim tesisinin hemen önün-de ise, tuzluluk oran› daha da art-maktad›r. Yani s›ras›yla “Tatl› SuBask›n Alan›”, “Ac› Su Alan›”, “De-niz Suyu Alan›” ve “Tuzlu Alan”.

Bizim ancak bugün ortaya ç›-karabildi¤imiz bu gerçek, hiç kufl-ku yok ki, Kaunoslular taraf›ndano günlerde biliniyordu. Ve bu bil-gileriyle de tuz tavalar›n›, lagününtuz oran› bak›m›ndan en yüksekolan alan ile arkas›ndaki ‹ncebu-

Tuz Gölü lagün suyu kütlesinin deniz ve akarsu su girifllerine göre tan›mlanmas›

tek bir ortak noktada birleflmifllerdir:Bu alan›n tuzla olarak seçilmesininnedeni, buran›n genifl bir kaya basa-ma¤› olmas› özelli¤indendir.

“Google Earth”tenal›nan fotograftagörülece¤i gibi,Tuz Gölü ile arka-s›ndaki Sulungur

Gölü aras›nda ve denize bir dil gi-bi uzanan “‹nceburun Tepesi”, tek-tonik etkiler sonucunda faylanarakk›r›lma sonras›nda oluflmufl “se-mer” biçiminde bir tepedir. ‹nce-burun Tepesi’nin Akdeniz’e ba-kan cephesi iki kez k›r›lm›fl vebüyük bir kaya kütlesi olarakyaklafl›k 100 metrelik bir çökün-tüye u¤ram›flt›r. Bu düflen kütle-nin cephesi bir kez daha k›r›larakbu kez 30 metre dibe inmifltir. Ve

böylece arka alanda do¤al bir“kaya basama¤›”, Kaunoslular’›ntuzla için yararlanacaklar› özel-likte bir yatay düzlem oluflmufl-tur. Zamanla Dalyan Çay›’n›n(Calbis) tafl›d›¤› alüvyonlar, ‹nce-burun Tepesi’nin her iki taraf›n›doldurmufl ve Akdeniz taraf›nado¤ru yay›lan alüvyonla ise, de-niz dalgalar›n›n ve ak›nt›lar›n et-kisiyle burada, günümüzdeki ‹z-tuzu Kumsal› oluflturulmufltur.

‹flte caretta caretta bar›na¤›ylaünlü bu ‹ztuzu Kumsal› da, tuzlusuyun k›sa sürede buharlafl›pkristalleflmesine olanak veren ar-kas›ndaki Tuzgölü’nün oluflmas›-n› sa¤lam›flt›r.

Bugün “Tuzgölü” olarak ad-land›r›lan lagün, ‹ztuzu Kumsa-l›’n›n yaklafl›k 100 metre arkas›n-da kalmaktad›r. Denizin kabarma-

Tuzla’n›n jeolojik oluflumu

Page 54: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

104 105

run Tepesi’nin hemen önündeki“kaya basama¤›” üzerine yerlefltir-mifllerdir. Biliyorlard› ki, bu alan-daki su kütlesi tuz oran› bak›m›n-dan en yo¤un noktad›r. Ve yinebiliyorlard› ki, yaz›n s›cak günle-rinde faleze do¤ru esen rüzgar,tam da tesis üzerinde s›cak bir tür-bülans yaratacak, bu da buharlafl-may› h›zland›racakt›.

Böylece Kaunoslular h›zl›ve kaliteli tuz üretimiiçin do¤an›n arma¤anetti¤i iki önemli gerek-sinime daha bafllang›çta

sahiptiler ve bu zenginliklerininay›rd›na varm›fllard›: Yüksek tuzyo¤unlu¤undaki lagün suyu vede türbülans.

Ayr›ca yapt›klar› tesisin tasar›-m›yla bu h›zl› ve kaliteli üretimekendi katk›lar›n› da eklemifllerdir.

Tavalar›n bulundu¤u parsellerin

kanallarla s›n›rland›r›lm›fl olduklar›-n› biliyoruz. Lagün suyu önceliklebu kanallara al›n›p bekletilmekteve tavalara buradan aktar›lmakta-d›r. Böylece kanallara al›nan tuzlu-luk oran› yüksek lagün suyu, bura-da tavalara aktar›laca¤› süreç içeri-sindeki buharlaflmayla tuza dahafazla doymaktad›r. Ayn› zamandada tuzun kalitesini bozan suyuniçindeki maddeler önce burada birkez daha çökelmektedir.

Tavalar›n her birinin neden4,90 metre çap›nda ve 18 santi-metre derinlikte yap›lm›fl oldukla-r›n›n sorusuna da yan›t bulun-mufltur: Her bir tava içinde kristal-leflen tuz miktar›n›n toplam a¤›rl›-¤› yaklafl›k 50 kg. dolay›nda ol-maktad›r ki, bu da bir insan›n k›-sa mesafede tafl›yabilece¤i azamiyük olarak kabul edilmektedir.

Zamandan kazanmak ad›na,tuzlan›n kumsal alt›nda kendini

bizlere gösteren mimari dokusu-nun d›fl›nda baflka eklentilerininolup olmad›¤›n› da ö¤renmek iste-dik. Bu ba¤lamda yaz aylar›ndakiarkeolojik kaz›lar›m›z devam eder-ken, bir taraftan da alan›n “Özdi-renç Yöntemi” ile arkeojeofiziketüdünü yapt›k.

Yani, önceden belirlenenalanda yer alt›na suni birelektrik ak›m› verdik veyer alt› katmanlar›n›nelektrik iletkenli¤ini ölç-

tük. Belirlenen özdirenç de¤erleri-ne göre de alan›n haritas›n› ç›kart-t›k. Bu harita üzerinde aç›kça gö-

rüldü¤ü gibi, yaln›zca 3 ayr› böl-gede, arkeolojik dokunun göster-gesi olan farkl› de¤erlere ulafl›l-m›flt›r. ‹flte belirlenen bu de¤erle-rin her biri, arkeologlar için ayr›birer yol haritas› olmufltur.

Konular›n›n uzman› kiflilerdenoluflan ekibimiz ve ça¤dafl tekno-lojinin ürünü ayg›tlar›n Kaunos’tabulunmalar› bizde, projemiziikinci bir çal›flma alan›yla zengin-lefltirme fikri do¤urmufltur: Ka-unos Liman›...

‹stedik ki, bugün yaklafl›k 6metre kal›nl›¤›ndaki alüvyonla do-lu antik liman›n, r›ht›m gibi, limana¤z›n›n her iki yakas›ndaki olas›

kuleler ve bunlar› karaya ba¤layanduvarlar gibi mimari kal›nt›lar›n›saptayabilelim ve dolgu içindeolas› bat›klar›n bulunup bulun-mad›¤›n› ö¤renelim.

Bu sorulara yan›t bulmak içinyapt›¤›m›z sismik çal›flmalardansa¤lanan veriler, meraklar›m›z›nflimdilik yaln›zca birini ayd›nlata-bildi. Bir “Bat›k” keflfedilmifltir.Resim ve onun yorumu olan al-t›ndaki çizim üzerinde görüldü¤ügibi bat›k, liman›n kayal›k taban›üzerinde “kapaklanm›fl” olarakdurmaktad›r. Ölçüleri dikkateal›nd›¤›nda bu bat›¤›n, bir gemi-den daha çok, r›ht›mda ba¤l›y-

ken batan bir tekneye ait oldu¤ukan›s›na vard›k. Çünkü bat›k, k›-y› çizgisinin hemen kenar›ndayd›ve biny›llara uzanan uykusunu,k›y›ya dayanarak sürdürüyordu.

Görülüyor ki, elde edilensismik verilerin analizibiz arkeologlara bir “ön-bilici” gibi rehberlik et-mektedir. Bizlere düflen,

ça¤dafl teknolojinin “alt›n tabak”içinde sundu¤u bu bilgileri, geç-miflten kalan kazma-kürek yön-temimizle a盤a ç›kart›p “solukald›rmak” olacakt›r.•

Tuzla’n›n arkeojeofizik etüdü 3-B özdirenç anomali haritas›

ÇÇaall››flflmmaallaarraa KKaatt››llaann BBiilliimm AAddaamm›› vvee UUzzmmaannllaarr::

Prof. Dr. Adnan Diler, Prof. Dr. Berkan Ecevito¤lu, Yrd. Doç. Dr. Sema Atik,

Yrd. Doç. Dr. Gülsev Uyar Adlafl, Yrd. Doç. Dr. Bülent Kaypak, Jeoloji Yük.

Müh. Dr. Özden ‹leri, Jeofizik Yük. Müh. ‹smail Ergüder, Jeoloji Yük.

Müh. Özgür Demirci, Arfl. Gör. Asl› Zeynep Can, Jeoloji Müh. Ezel Babayi¤it

Page 55: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

106

ACEM‹ ÇAYLAKÇ aylaklar, kartal, do¤an,

flahin, kerkenez ve de-lice cinslerinden dahaküçük yap›l›, avc› (al›-c›, kap›c›, y›rt›c›) kufl-

lard›r. Türkiye’de en çok görü-len kara çaylakt›r (Milvus mig-rans). Çayla¤›n insanlar›n elin-deki etleri kap›p kaçacak denligözü kara olmas› Nasreddin Ho-ca f›kralar›na bile girmifltir. Bubir yak›flt›rmaya da düflürünü de-¤il, çaylak de-nilen kap›c› kuflundo¤as›na uygun bir davra-n›flt›r. Çaylaklar›n en belirginözellikleri, daha küçük ya-p›lar› ve kuyruk uçlar›n›n k›r-lang›çlar gibi çatall› olmas›d›r.Gövdenin küçüklü¤ü, bu kufluyetersiz yapmamakta aksine in-sanlar›n elinden et ya da ci¤erkaparken çok iyi ve uygun dö-nüfller yapmas›n› sa¤lamaktad›r.

Do¤ada aç›k alanlarda, ancakkolay avlar› yakalay›p beslenirler.fiahinler denli h›zl›, kartallar den-li güçlü ve atmacalar denli hare-ketli de¤illerdir. Fakat son derececesurdurlar. Bu nedenle, yerleflim

yerleri içinde ve çevresinde topluhalde yaflamay› göze alabilirler.Buralarda bulduklar› lefl ve çürü-müfl et ve etli besinleri yerler.

Oldukça taze yani daha kan-l› ve canl› et, “fiölen” demektir.Eski zamanlarda aç›k havadahayvan kesimi yap›l›r ve çeflitliparçalar çengellere as›larak sat›-l›rd›. Aç›ktaki bu ürünlerin özelet kokular›n› uzaktan alan çay-laklar dikkatsizce çengelleregeçirilmifl parçalar› kap›p kaçar

ve yak›nlar›yla birlikte didik-leyip yerlerdi.

Avc›l›kta da-ha yeni olan-

lar ya daye t e r i n c e

beceri kazanamay›p ancak lefller-le beslenenlerin, çengellerdeki yada insanlar›n ellerinde tafl›d›klar›etleri kap›p kaçmalar› her zamanolanakl› olmaz. Yani onlar bu ifl-te henüz usta olmam›fllard›r. Kimiçaylaklar›n etlere, kimi baflar›s›zdal›fllar›n› gözleyen insanlar, ken-dileri gibi olan öteki insanlar›nbelli bir ifli yeterince iyi yapama-yanlar›n›, baflar›s›z çaylaklarabenzetme yaparak “Acemi çay-lak” diye nitelendirirler.•

HAYVANLARIN DÜNYASIErdoğan Sakman

10

9

5

4

61

8

7

3

2

107

Diyarbak›r, Siirt ve Bitlis’inUlu Camileri hangi döneme aittir?

a) Daniflmentlilerb) Büyük Selçukluc) Karahanl›larç) Gazneliler

Dinsel törenlerde rahiplereefllik eden kad›n ve erkek yar-d›mc›lara ne denir?

a) Castelob) Camitc) Camillusç) Camiri

Napoli Krall›¤›’nda ortaya ç›kangizli h›rs›zlar birli¤inin ad› nedir?

a) Partizanlarb) Koalisyoncularc) Campaniç) Camorra

Basketbolda alt› kez milli for-ma giyen ünlü futbolcu kimdir?

a) Metin Oktayb) Can Bartuc) Coflkun Özar›ç) Gündüz K›l›ç

Fransa’da kral taraftarlar›n›nNapolyon’a verdikleri takma adafla¤›dakilerden hangisidir?

a) Korsika Canavar›b) Korsika H›rs›z›c) Korsika Çapk›n›ç) Korsika Papaz›

Türk ve ‹slam devletlerindehükümdar› ve saray› koruyan as-ker s›n›f›na ne denirdi?

a) Candarb) Muhaf›zc) Candaflç) Zabitan

Çok büyük nicelikte olufltu¤un-da betonun çökmesine yol açan tuzafla¤›dakilerden hangisidir?

a) Kaya tuzub) Candiot tuzuc) Deniz tuzuç) ‹yotlu tuz

Dünyan›n sonunun geldi¤inisöyledi¤i için 26 y›l hapis yatanAlman din adam› kimdir?

a) Celanb) Cujasc) Couperinç) Campanus

Aaland Adalar›’n›n yeri veözelli¤i nedir?

a) Grönland’›n bat›s›nda /Askeri üs

b) Küba’n›n kuzeyinde /Askeri üs

c) ‹sveçle Finlandiya aras›nda /Askerden ar›nd›r›lm›fl adalar grubu

ç) Kanada’n›n bat›s›nda /Askeri üs

Avrupa ‹nsan Haklar› Söz-

B‹LG‹N‹Z‹ DENETLEY‹NÖzüm Larçın

Page 56: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

20

18

19

14

15

16

17

13

12

11

108

leflmesi hangi tarihte imzaland›?a) Ocak 1949b) Kas›m 1950c) fiubat 1951ç) Aral›k 1952

Hitler’in “Kartal Yuvas›” olaraknitelendirilen da¤ evi nerededir?

a) Berchtesgadenb) Augsburgc) Mannheimç) Bremen

Türkiye’ye ABD askeri yard›-m›n› 3,5 y›l durduran ambargone zaman bafllad›?

a) 1975b) 1976c) 1977ç) 1978

Diplomaside “Quid Pro Quo”deyimi hangi politikay› anlat›r?

a) Bekle görb) K›sasa k›sasc) Kazan kazanç) Tarafs›zl›k

Freetown afla¤›daki ülkeler-den hangisinin baflkentidir?

a) Togob) Zairec) Sierra Leoneç) Tanzanya

Tito ve Nas›r’›n baflrol oyna-d›¤› “Belgrad Konferans›” hangiy›l yap›ld›?

a) 1958

b) 1959c) 1960ç) 1961

Türk köylüsünün afyon ek-mesini hangi ABD baflkan›, han-gi baflbakana yasaklatt›?

a) Carter / Süleyman Demirelb) Nixon / Nihat Erimc) Bush / Sadi Irmakç) Clinton / Bülent Ecevit

Yunan mitolojisinde tek gö-zü aln›nda olan dev çobanlarane ad verilir?

a) Kiklopb) Kiklotronc) Kiklonç) Kiklap

Kesilmifl kumafl›n kenarlar›-n›n temizlenmesine ne denir?

a) Hristo teyelib) Bask›c) Sürfileç) Te¤el

Haçl› Seferleri kaç kez yap›ld›?a) 7b) 8c) 9ç) 10

‹talya’ya ba¤l› 7 ada toplulu-¤unun ad› nedir?

a) Strombolib) Salinac) Vulcanoç) Lipari

Yan›tlar 113’üncü sayfam›zdad›r.

Ingiliz Edebiyat› ProfesörüBerna Moran, Türk roman›-n›n tarihsel ve ça¤dafl ürün-lerini konu edinen önemlibir yap›t›n yazar› olarak ün

kazand›. “Edebiyat Kuramlar› veElefltiri” kitab›n›n da sahibi olanProf. Moran, üç ciltlik “Türk Ro-man›na Elefltirel Bir Bak›fl” incele-mesinde, Ahmet Mithat’›n “HasanMellah”›ndan Bilge Karasu’nun“K›lavuz” roman›na uzanan gelifl-me çizgisinde, yazarlar›m›z›n,“Türk roman›na hangi yönlerdenkatk›da bulunduklar›n›, gelifltir-dikleri teknikleri” gösterdi. Özel-likle de tüm bu yazarlar›n ele al-d›klar› sorunlara yaklafl›mlar›nda,“roman türünü ne denli baflar›ylakulland›klar›n›” göz önüne serdi.

Ölümünün ard›ndan yay›mla-nan “Berna Moran’a Arma¤an” kita-b›nda onun uygulad›¤› elefltiri yön-temini, ö¤rencisi de olan meslektafl›Bülent Aksoy flöyle aç›klayacakt›:

“Edebiyat metinlerini çeflitlielefltiri kuramlar›n›n besledi¤i birgörüfl aç›s›yla de¤erlendiren, çok-yönlü bir yöntemi vard›. ‘Yön-temler aras› bir yöntem’ olarak ta-n›mlanabilecek olan elefltirel tu-tumu, edebiyat eserinin hakk›n›verme kayg›s›n›n oldu¤u kadar,kuramlar›n güçlü ve zay›f yönleri-ni de çok iyi de¤erlendirmesininbir ürünüydü.”

O yaz›da Prof. Moran’›n ölü-münün efli¤indeki son y›l›yla ilgi-li sat›rlar, onun yap›t›n› tan›tmakiçin bir ayr›nt› gibi görünse desanki bir baflyap›t›n örnek al›ncakkahraman›n› anlatt›¤› ve gerçekbir bilim adam›n› konu edindi¤iiçin önemlidir:

“Berna Moran 1992’de karaci-¤er kanserine yakaland›. Karaci-¤er ameliyat› hiçbir sonuç verme-yince ilaç tedavisine baflland›. Os›rada ifl bafl›nda olan DYP-SHPkoalisyon hükümetinde baflbakan

Bir ‹ngiliz Edebiyat› Profesörünün Gözüyle

Türk Roman›n›nGeliflimi “Yaflar Kemal da¤lardan yanad›r,

Kemal Tahir fermandan yana...”Prof. Dr. Berna Moran

109

Konur ErtopBÜYÜK YAPITLARIMIZ

Page 57: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

110 111

zaman ak›fl› içinde geliflen, iyi he-saplanm›fl bir olay örgüsüne, herfleyi bilen bir anlat›c›ya, kiflilikleri-ne uygun davranan karakterlere,olaylar›n neden-sonuç iliflkisinigözeterek s›ralanmas›na ihtiyaçyoktu. (...) Postmodernist yazar,roman›n gerçek dünyay› yans›t-mayan bir sözcükler dünyas› oldu-¤unu aç›kça belli eder okura. Öy-le ki roman›n konusu roman kura-m›n› incelemeye dönüflür: Roma-n›n üzerinde uzlafl›lm›fl özellikleri,teknikleri, kurmaca dünya ile ger-çek dünya aras›ndaki iliflki roma-n›n temalar› aras›na girer. (...)Postmodernistler bu karmafl›k an-lams›z ça¤dafl yaflam karfl›s›ndaçözümü, modernistlerin yapt›¤› gi-bi, artistik tutarl›l›kta, estetik birbütün oluflturmakta bulmuyor.Onun için çeflitli türde metin par-çalar›n› (gazete makalesi, ansiklo-pedi maddesi, fliir, reklam yaz›s›

vb.) biraraya getirdiklerini görü-rüz. Zaten postmodernist yazarlaryüzeyde oynamay› ye¤lerler. Bun-dan ötürü çeflitli dünyalardan bira-raya getirdikleri çeflitli imgelerinromanlar›na bir karnaval görüntü-sü verdi¤i söylenmifltir.”

Postmodernizmin bu türözellikleri söz gelimiOrhan Pamuk’un ro-manlar›nda nas›l ortayaç›k›yor? Prof. Moran’›n

yap›t›nda flöyle ilginç dikkatlerlekarfl›lafl›yoruz:

“Birçok postmodernist roman-da oldu¤u gibi ‘Kara Kitap’›n ko-nusu da anlat›n›n kendisidir.

“(...) ‘Kara Kitap’ta edebiyatailiflkin türlü sorunlar irdelenir:Kurmaca ve gerçeklik, kopya veas›l, taklit ve otantik, metinleraras› iliflki, okurun tutumu vb.Onun için ‘Kara Kitap’›n konusu

yard›mc›s› olan Prof. Erdal ‹nö-nü’nün hükümet ad›na iletti¤i,kendisini Amerika Birleflik Dev-letleri’ne gönderip tedavi ettirmeönerisini kabul etmedi. (...)

“Onulmaz hastal›-¤›yla bo¤uflarakgeçirdi¤i aylarda,daha önce baz›bölümlerini yaz-

d›¤›, ama tamamlayamad›¤› ‘TürkRoman›na Elefltirel bir Bak›fl’ adl›eserinin üçüncü cildini tamamla-yabilmek için inan›lmaz bir çabaharcad›.”

Prof. Moran bu üçüncü ve soncilde bafllarken çal›flmas›n›n kap-sad›¤› alan› flöyle özetlemiflti:

“Bu kitab›n birinci cildindeTürk roman›n›n 1950’lere kadarsüren ilk döneminde Bat›-Do¤usorunsal›n›n egemen oldu¤u tezi-ni savunmufl ve ikinci ciltte de,1950’lerde bafllayan Anadolu ro-man›n›n, Cumhuriyet y›llar›ndageliflen s›n›flaflma, sömürü ve bu-nun sonucunda ortaya ç›kan hak-s›z düzen nedeniyle s›n›fsal birsorunsala yöneldi¤ini söylemifl-tim. Bu üçüncü ve son ciltte ilkönce 12 Mart döneminde yaz›lm›flromanlar›, daha sonra da 1980’liy›llar›n farkl› bir ak›m oluflturanyenilikçi (avant garde) yap›tlar›n›incelemeye çal›flaca¤›m.”

Prof. Moran’›n ele ald›¤› “Ye-nilikçi” romanlar; Latife Tekin’in“Sevgili Ars›z Ölüm”ü (1983), Or-han Pamuk’un “Kara Kitap”›(1990), Nazl› Eray’›n “Arzu Sapa-

¤›nda ‹necek Var”› (1989), BilgeKarasu’nun “K›lavuz”udur (1990).

‹ncelemesinde 1980 dönemi-nin izlerini, özellikle de 12 Eylüldarbesinin etkisini vurgulayarakbu tür yap›tlar›, “gerçekçiliktenkaç›fl” sürecine ba¤lar.

“Yaln›z Türkiye’de de¤il tümdünyada solun içine düfltü¤ü ç›k-maz, yazarlar›m›z› çok karmafl›k-laflan toplumsal ve ekonomik so-runlar karfl›s›nda alternatifsiz b›-rakm›fl ve bu sorunlar› ifllemeyeelveriflli klasik gerçekçi yöntem-den uzaklaflt›rm›flt›r. Tabii hepsinide¤il, ama önemlilerden ço¤unu.Latife Tekin, Orhan Pamuk, Naz-l› Eray, Bilge Karasu akla ilk ge-len isimlerden” der.

Türk roman›nda onun deyi-fliyle bu dönemde, “gerçekçili¤interk edilip postmodernist çizgi-de yeni bir anlat› türünün do¤u-flu” yaflanm›flt›r.

Böylece büyüteç alt›naald›¤› bir dizi romandapostmodernist özellikle-rin alt›n› çizer. Dünyaroman›n›n 1960’larda,

1970’lerde yaflad›¤› bu önemli ye-nilik oluflumunun bizdeki uzant›-lar›na e¤ilerek onlar› ilk kez“postmodernist” diye niteleyenelefltirmen olur.

Berna Moran postmoderniz-min edebiyat›m›zda kendine gitgide daha genifl yer açm›fl ger-çekçilik gelene¤inden ayr›lan ki-mi yanlar›n› flöyle özetlemektedir:

“Art›k romanda kronolojik bir

Edebiyat elefltirmeni Berna Moran

Page 58: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

112 113

serbest ça¤r›fl›m yolunu uygula-ma gibi ça¤dafl tekniklerin bizdeAhmet Mithat Efendi, RecaizadeEkrem gibi eski romanc›lar›n ya-p›tlar›nda da yer ald›¤›n› Prof.Moran’›n kitab›ndan ö¤reniyoruz.

“Do¤u-Bat›” çat›fl-mas›yla ilgili ya-p›tlar› “BirinciDönem Roman›”diye adland›ran

Prof. Moran, 1950-1975 y›llar›n›ngerçekçi Anadolu romanlar›n›,“‹kinci Dönem Roman›” ad› alt›n-da ele almaktad›r.

Yazara göre, “Anadolu roma-n›nda göze çarpan ilk özellik ey-lem ö¤esinin egemen olmas›.Ezen/ezilen çat›flmas› üzerine ku-rulmufl bu romanlarda, eylemin,karakter ve düflün ö¤elerinden da-ha önemli rol oynamas› do¤ald›r.”

Yazar iki ayr› dönemin birbi-rinden ayr›lan roman kahraman-lar› için de flu görüfltedir:

“Birinci dönem roman›ndaöykünün önemli kiflileri Do¤uve Bat›’y› temsil eden kiflilerdi.‹kinci dönem Anadolu roman›-n›n kiflileri ise, en genel düzey-de ezen ve ezilen s›n›flar›n in-sanlar›d›r. (...) Ço¤unluk kur-band›r, anlat›n›n kahraman› isebaflkald›rma ifllevini gören asi fi-gürüdür ve asi kurbanlar aras›n-dan ç›kt›¤› için kurbandan asiyebir dönüflüm sergiler.”

Prof. Berna Moran’›n 3 ciltlikincelemesinde üç ayr› temel özel-lik gösteren 34 ürün konu edinil-mifltir. Aç›klanan özellikler, getiri-len yarg›lar okurun roman›m›z›geçmiflten günümüze uzanan ge-liflimi boyunca do¤ru bir biçimdealg›lamas›n› sa¤lamaktad›r.•

edebiyatt›r demek de olas›.“(...) Orhan Pamuk romana

gerçekçi bir yazar olarak baflla-m›flken yavafl yavafl tutumunu de-¤ifltirmifl ve son kitab›yla postmo-dernist roman anlay›fl›na yaklafl-m›fl ya da kat›lm›flt›r.”

Berna Moran’›n Türk ro-man›na elefltirel bak›fl›n›ortaya koydu¤u yap›t›-n›n son cildinde post-modernizme gelmeden

bir önceki dura¤› “12 Mart Roma-n›”d›r. Bu durakta söz konusu ya-p›tlar›n öncelikle o bask› döne-minde “cezaevlerinin, karakolla-r›n, s›k›yönetim ve kontr-gerilla-n›n kapal› dünyas› ve orda yafla-nanlar”› konu edindi¤ine dikkatçekilir. Örnek olarak Sevgi Soy-sal’›n “fiafak”, Adalet A¤ao¤lu’nun“Bir Dü¤ün Gecesi” romanlar› eleal›n›r. Toplu de¤erlendirmede iseflu yarg› öne sürülür:

“Yazar›n okur aç›s›ndan yeniolan çarp›c› bir dünyay› ona aç-mas›, onu pek bilmedi¤i ç›plakgerçeklerle yüz yüze getirmesi,12 Mart romanlar›n›n o dönemdeçok okunmas›n›n nedenlerindenbiri olsa gerek. Ne ki bu s›n›rl›konu, yenili¤ini yitirmeye mah-kûmdu. Ayr›ca estetik yönün deikinci plana at›lmas› 12 Mart ro-man›n› belli bir dönemde ilgiyle,ama sonra ancak tarihsel de¤eriiçin okunan sosyolojik romanlars›n›f›na katt›.”

Berna Moran’›n de¤erlendir-meleri, yap›t›n›n ilk cildinde,

Ahmet Mithat Efendi’nin dünyaedebiyat›nda roman türünün ilkbüyük örne¤i say›lan “Don Ki-flot”tan 265 y›l sonra kaleme al-d›¤› “Hasan Mellah” (DenizciHasan) roman›na yönelik göz-lemleriyle bafll›yordu. “Türk Ro-man›na Elefltirel Bir Bak›fl”›n ko-nu edindi¤i son yap›t ise BilgeKarasu imzal› “K›lavuz” roman›-d›r. Ahmet Mithat’›n yap›t›ndanbu sonuncu romana kadar ge-çen 116 y›l›n ürünlerini toplucade¤erlendiren Prof. Moran, ilkdönem yap›tlar›nda özellikleDo¤u-Bat› uygarl›klar›n›n karfl›-laflt›r›ld›¤›n›, bizde Bat›’n›n yal-n›z d›fl görünüflüne öykünenle-rin elefltirildi¤ini gösteriyor.

Bu ba¤lamda örne¤in AhmetMithat Efendi’nin “Felatun Bey ileRak›m Efendi” roman›, “Bat›l›lafl-ma sorununu alafranga züppe ti-pini sergileyerek ele al›rken, Türkroman›nda uzun y›llar kullan›lanbu tipi ilk iflleyen roman”d›r.

Ahmet Hamdi Tanp›-nar’›n, ondan 86 y›lsonra yay›mlanm›fl “Sa-atleri Ayarlama Enstitü-sü” roman› ise, “iki uy-

garl›k aras›nda bocalayan toplu-mumuzun yanl›fl tutumlar›n›, dav-ran›fllar›n›, saçmal›klar›n› alayaalan, elefltirel bir romand›r.”

Yap›tlar›n› genifl okur toplulu-¤una benimsetebilen yazarlar ge-leneksel halk anlat›s›ndan yarar-lananlard›r. Buna karfl›l›k Bat› ro-man›nda bilinçalt›n› yans›tma,

Trafik kazasına neden oldu¤u için yargılanan sürücü,kendisini hakime karflı savundu:

“Hakim bey” dedi. “Bu kazada benim hiç hatam yok, ben 10yıllık sürücüyüm.”

Kaza geçiren yaya hemen söz istedi:“Ama hakim bey” dedi. “Ben de 35 yıllık yayayım, bunca yıl-

dan sonra ben de konumda uzman sayılırım, de¤il mi?”•

•1) Büyük Selçuklu •2) Camillus •3) Camorra •4) Can Bartu•5) Korsika Canavar› •6) Candar •7) Candiot tuzu •8) Cam-panus •9) ‹sveçle Finlandiya aras›nda / Askerden ar›nd›r›lm›fladalar grubu •10) Kas›m / 1950 •11) Berchtesgaden•12) 1975 •13) K›sasa k›sas •14) Sierra Leone •15) 1961•16) Nixon / Nihat Erim •17) Kiklop •18) Sürfile •19) 8•20) Lipari•

“Bilginizi Denetleyin”in Yan›tlar›...

Page 59: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

115

Ka¤›tlar›m›z önümüzde,kalemlerimiz ellerimiz-de, kimimiz pencerele-re bakar›z, kimimiz tah-taya, kimimiz de tava-

na... Böyle dudaklar›m›z› ileriyeuzatanlar da olur, kafllar›n› hava-ya kald›ranlar da...

Otuziki küçücük beyin nelerneler düflünür, kurgular...

Kolay de¤il, bundan sonrakiderste yazd›¤›m›z› okurken, gü-len de olur, alk›fllayan da... Heleyazd›klar›m›z s›n›fça oyland›¤›n-da, kim birinci ol-muflsa, biliriz kionun yaz›s› panoyaas›lacak, o yaz›orada bir hafta ka-lacak. Belki de ö¤-retmenimiz yaz›y›çok be¤enecek bukez okul duvar ga-zetesi için oylama-ya koyacak.

Uf, benim yaz›mdört kez okul duvargazetesine kondu.‹lki ikinci s›n›fta... Üçüncü s›n›ftada bir yaz›m okul duvar gazetesinekonmufltu. ‹ki yaz›m da bu y›l okulduvar gazetesine kondu. E¤er buy›l içinde üçüncü yaz›m da okulduvar gazetesine konursa, o yaz›okul dergisinde yay›mlanacak.

Dergimizin ad› “Sesimiz”. Ahah, bir yaz›m o dergide yay›mlan-sa öyle çok sevinece¤im ki... Za-ten ö¤retmenim de öyle diyor:

“Bir yaz› daha Gülçiçek” di-yor. “Göreyim seni!”

Dergide yaz›m ve yaz›m›n al-t›nda ad›mla soyad›m, GülçiçekGünefl. O dergiden al›r Adana’da-ki kuzenlerime bile yollar›m. Son-ra ileride yazar olursam, “Benimilk yaz›m okul dergisinde yay›m-lanm›flt›” derim.

Ne çok istiyorum yazar olma-y›... Ö¤retmen olmay› da çok isti-yorum. Hem ö¤retmen olurumhem de yazar olurum.

Bugün yine yazaca¤›z. Ah, ye-ter ki ö¤retmenim, “Çocuklar ko-nu serbest” desin. Ö¤retmenimin

a¤z›na bak›yorum,ka¤›d›m haz›r, kale-mim haz›r, beynimde haz›r...

“Çocuklar konuserbet.”

Ay nas›l da ba-¤›rm›fl›m, “Yafla-s›n!..” diye...

Ö¤retmenim gü-lerek sordu:

“Kurgulad›¤›nbir fley mi var, Gül-çiçek?”

“Evet ö¤retmenim...”Bugün perflembe, ama ben

yazaca¤›m fleyi geçen pazar günübulmufl, kurgulam›flt›m.

“Çocuk Çiçe¤i”ni yazacakt›m. Çocuk çiçe¤i mi ne? Anlatay›m:Geçen pazar k›ra gittik. Ya¤-

murdan, so¤uktan evden ç›kam›-yorduk. Ama geçen pazar havaçok güzeldi. Annem ba¤›rd›:

“Var m›s›n›z çocuklar, bugünk›ra gidelim?”

Ablamdan, benden daha cofl-

114

YAZAR DEDE VE TORUNLARIMuzaffer İzgü

Page 60: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

116 117

kulu babam “Gidelim” ba¤›rd›.Anneme yard›m ettik. Ablam

tostlar haz›rlad›. Annem yumurtahafllad›. Babam m›s›r patlatt›.

Meyvelerimizi de birçantaya doldurduk.Sanki az sonra gün-efl bize küsüp bulu-tun arkas›na sakla-

nacakm›fl gibi öyle h›zl› haz›rlan-d›k ki... Dolufltuk arabam›za...

Sanki kent boflal›yordu. Herarabada bir iki çocuk vard›. Biraraban›n penceresinden uçurtma-n›n kuyru¤u uçuyordu.

Annem “Nereye gidiyoruz, F›-rat?” dedi.

“Papatyan›n bol oldu¤u yere...Geçen gün görmüfltüm.”

Birden, “Papatya” diye ba¤›r-m›fl›m. “Çocuk çiçe¤i papatya...”

“Uf” dedi babam, “Gülçiçek,bu haftaki yazma ödevinin ad›n›koydu bile...”

Bu kez ben ba¤›rd›m:“Yafla babac›¤›m, evet, yazma

ödevimin ad›n› ‘Çocuk Çiçe¤i’ ko-yaca¤›m. Çünkü çocuklar en çokpapatyay› severler.”

Ben de papatyay› çok seviyo-rum. Hay›r hay›r, salt ilkbahardabir kez açt›¤› için de¤il. Papatyaöyle bir çiçek ki, seslenir çocuk-lara... Ne der biliyor musunuz?‘Gel seninle oynayal›m’ der. Yan›-na yaklafl›nca güler, f›s›ldar:

‘Haydi uzat elini, okfla beni...’Çok çiçek biliyorum, hiçbir

gül çocuklar› ça¤›rmaz “Gel beniokfla” demez. Karanfil de demez,

menekfle de demez. Belki akasyaçocuklara el sallar. Ama ona daulaflmak zordur. Seni ça¤›r›r; amaa¤aca ç›kmak gerek. Akasya daçocuk çiçe¤i de¤il. Yaln›z papat-ya çocuk çiçe¤i...

“Babac›¤›m çok uzak m› gide-ce¤imiz yer?”

“Çok mu özledin papatyay›?”“Evet babac›¤›m...”Papatya çocuklar› sevdi¤i için

dikeni yoktur. Gül gibi karanfilgibi kokmaz; ama onun kokusu-nu çocuklar çok severler. O, pa-patya papatya kokar. Biraz çimenkokusu, biraz ›hlamur kokusu, ençok da da¤ esintisi... Uzaklardakivadilerden, tepelerden toplad›¤›kargan kokusu...

Onun ortas›ndaki sar›, ço-cuklara gülümser, be-yaz taç yapraklar› ger-çek bir taçt›r sanki... Obeyaz beyaz yapraklar

ne de güzel süsler sar› yuvarla¤›...Peki, nerede bu papatyalar?“Daha çok mu gidece¤iz

babac›¤›m?”“Papatyalar telefon ettiler galiba,

Gülçiçek, ‘Seni bekliyoruz’ diye?”Ablam da kar›flt› söze:“Karfl›lama töreni yapacaklar

Gülçiçek’e...”Evet, beni karfl›l›yorlar. Tüm

papatyalarla bir anda göz göze ge-liyorum, hepsi birden ba¤›r›yorlar:

“Bana gel Gülçiçek, bana gel!”O zaman benim kollar›m

uzuyor, kocaman oluyor, ellerimbüyüyor, hepsini birden kucakl›-

yorum, okfluyorum, öpüyorum.Sonra aralar›nda tart›flmaya

bafll›yorlar:“Beni koparacak önce...”“Hay›r, beni koparacak.”“Ay sen niye a¤l›yorsun küçü-

cük papatya?”

“Beni hiç görmedinGülçiçek Abla...Küçücü¤üm, se-sim az ç›k›yor,ötekiler önümü

kapat›yorlar; ama ben hep salla-n›yorum, beni gör-meni istiyorum.”

“Gördüm seniküçük papatya,gördüm.”

“Beni koparma-yacak m›s›n›?”

“Hay›r biraz dahabüyü, belki gelecekhafta da hava güzelolur, o zaman senieve götürürüm.”

“H›h, ama bensenin vazonda ol-mak istiyorum.”

“Gelecek hafta gelece¤im, se-ni koparaca¤›m. Sonra hep birlik-te olaca¤›z.”

“Olamay›z ki... Bir süre vazodadurduktan sonra sarar›r solar›m.”

“Kurutaca¤›m seni küçücükpapatyam...”

“Oh kurutacak m›s›n? Yanihep günlük defterinin aras›ndam› olaca¤›m?”

“Evet, her gün günlü¤ümü yaz-madan önce seninle konuflaca¤›m.”

“Seni çok seviyorum Gülçi-çek Abla...”

“Ben de seni küçük papatya...Baz› geceler seni yata¤›ma alaca-¤›m, sen bana papatya masallar›anlatacaks›n, ben sana papatyamasallar› anlataca¤›m.”

“Uf öyle gelincikli masallar bi-liyorum ki, Gülçiçek Ablac›¤›m...Gelinciklerle biz arkadafl›z, nere-de biz varsak, gelincik var. Gelin-ci¤in oldu¤u yerde de biz var›z.”

“Ay nerede kald› tarla?”“Ac›kt›nsa, ç›kar yumurtan› soy,

ye” dedi ablam...H›h sanki yu-

murtay› düflünenvar. Yooo, yumurtayemeyi de çok sevi-yorum; ama flimdipapatyalar› düflünü-yorum. Papatyal›düfller kurmak çokhofluma gidiyor.

Sana papatya tac›yapmayaca¤›m abla-c›¤›m... Kendime ya-paca¤›m. Papatya

saplar›n› örmesini biliyorum. Zatenyanl›fl yaparsam, papatya beni uya-r›r, “Yooo, oradan de¤il, flu yandansap› geçireceksin” der.

Kocaman papatyalar› bir birtoplayaca¤›m. Sonra oturup onla-r› örmeye bafllayaca¤›m. Papatya-lar yan yana dizilecekler.

Hay nas›l unuttum, tac›n p›rlan-talar›n› nas›l unuttum. fiimdi abla-ma sorsam, “Söyle bakal›m papat-ya tac›n›n p›rlantalar› nedir abla?”

Bilmez.

Page 61: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

118

K›pk›rm›z› gelincikler... ‹ki s›rapapatya, sonra bir gelincik, iki s›-ra papatya, sonra bir gelincik...

Annem, bana bir fley uzat›-yor, bir muz...

“Al ye bunu Gülçiçek...”“Yiyemem anneci¤im, papat-

yalardan taç örüyorum.”Babam soruyor:“Kime, bana m› Gülçiçek?”“Evet babac›¤›m...”Babac›¤›m› papatyalar›n kral›

yapaca¤›m. Toplayaca¤›m bütünpapatyalar› bafl›ma, “Bak›n papat-yalar, bundan sonra sizin kral›n›zbabam” diyece¤im.

Hay›r, hay›r, hay›r... Kraliçe ta-c›n› ben giyece¤im. Yapt›¤›m tac›bafl›ma geçirece¤im, “Kraliçenizbenim papatyalar” diyece¤im.

Papatyalar beni alk›fllayacaklar,“Çok yafla kraliçemiz” diyecekler.

‹lk buyru¤umu aç›klayaca¤›m:“Art›k savafl yok papatyalar...”Papatyalar ba¤›racaklar:“Papatyalar savaflmaz kra-

liçem, zaten çiçeklerin hiçbirisavaflmaz.”

Aaaa, arabam›z yavafllad›. Birpapatya denizi!.. K›rm›z› k›rm›z›gelincikler, papatya tarlas›n›nhayk›ran benekleri...

Annem ba¤›r›yor arkamdan:“Dur k›z›m, nereye kofluyorsun?”“Papatyalara anneci¤im, onlar-

la kucaklaflmaya...”‹flte ben bugün papatyalar› ya-

zaca¤›m. O çocuk çiçe¤ini yaza-ca¤›m. Ve yaz›m panoya as›lacak.Sonra da... Sonra da...•

Güney Afrika’da bulundu¤u sırada Bernard Shaw, kendisi-ni tanımayan birkaç çocu¤un bulundu¤u bir havuzda yüzüyor-du. Çocuklardan biri ötekine “Seninle bahse girerim ki” dedi. “fiu-rada yüzen ihtiyarın kafasını suya batıramazsın.”

Çocuk, arkadaflının bu önerisini kabul ederek biraz ilerideki“ihtiyar”a do¤ru ilerledi. Fakat Bernard Shaw’ın yanına gelince,durakladı. Ünlü yazar, çocu¤u görünce ne istedi¤ini sordu.

Zavallı çocuk, hazırladıkları komployu utangaç bir biçimdeaçıklamak zorunda kaldı. Shaw, çocu¤un gözlerinin içine baka-rak ona, bir iflbirli¤i önerisinde bulundu:

“Pekala” dedi. “Yalnız, önce derin bir soluk alayım. Ondansonra batır beni suya...”

Bunu söyledikten sonra derin bir soluk aldı. Çocuk da onunkafasını, çekinerek de olsa, suya batırdı. “Oyun” bittikten sonraShaw, küçük çocu¤un zafer kazanmıfl bir komutan tavrıyla arka-dafllarının yanına dönüflünü büyük bir zevkle izledi.•

119

YAZAN: KAYA KARAN

1940’l› y›llar›n ilk yar›s›n-da Yunanistan, dünyan›nyeniden paylafl›m› içingiriflilen savaflta önce‹talyan, ard›ndan Alman

ordular›n›n iflgaline u¤ram›flt›. ‹fl-galin ilk ay›nda Almanlar, ilk iflolarak Yunanistan’›n tüm ürünstoklar›na el koymufllard›. Yuna-nistan’daki tüm zeytinya¤›, zeytin,

tah›l, incir, tütün, pamuk, deristoklar› ve evcil hayvanlar› Al-manlar ya çok düflük bedellerödeyerek sözüm ona sat›n alm›fl-lar ya da en küçük bir ödemeyapmadan ele geçirmifllerdi. Ba-l›kç›l›k kesinlikle yasaklanm›fl, ül-ke içinde dolafl›m yasaklanm›fl,ülke içinde bile da¤›t›lacak denlielde, 1941 y›l› ürünü kalmam›flt›.

“Dumlup›nar-Bir ‹nsanl›k Görevi”nin yazar› Prof. Dr. Nejat Akar flöyle diyor: “An›lar›n ömrü, onu yaflayanlar›n ömrü ile s›n›rl›d›r. Benim gönlüm,Dumlup›nar’›n yaln›zca an›larda yer almas›na, unutulmas›na el vermedi.‹flte bu nedenle ‘Dumlup›nar-Bir ‹nsanl›k Görevi’ni kaleme ald›m.”

Page 62: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

120 121

kümetin, bas›n›n öncülü¤ünde al-d›¤› “Yunan halk›na yiyecek yar-d›m› yap›lmas›” karar›n›n bir anönce uygulanabilmesi için, bele-diye çal›flanlar›ndan doktorlarade¤in halk, bir çeflit yar›fla giriflti.

Türkiye’nin deniz nakli-yat filosu yetersizdi, es-kimiflti. Bu duruma kar-fl›n “yard›m”› Yunanis-tan’a ulaflt›rabilecek bir

gemi bulundu. K›z›lay taraf›n-dan yola ç›kar›lan ilk yard›m ge-misinin ad›, ilginç bir rastlant›-d›r, “Kurtulufl” idi. Türk halk›n›nYunan iflgalinden kurtulmas›n›nan›s›n› simgeleyen “Kurtulufl”gemisi, yine ne ilginç bir rast-lant›d›r, bu kez kendi iflgal alt›n-da olan Yunan halk›na, Türkhalk›n›n yiyecek yard›m›n› götü-rürken f›rt›nada batt›.

“Kurtulufl” batm›fl; fakat umut-lar ayaktayd›.

Türk halk› bu kez, bir baflka ge-miyi görevlendirdi. Yunanistan’a yi-yecek yard›m› götürmekle görev-lendirilen Türk gemisinin ad›, yineilginç bir rastlant› oluflturuyordu.

Yunan halk›na Türk halk›n›nyard›m›n› tafl›yan bu gemi, Yunan-l›lar’a karfl› yapt›¤›m›z Kurtulufl Sa-vafl›’m›z›n unutulmaz zaferi “Dum-lup›nar”›n ad›n› da tafl›yordu.

‹kinci Dünya Savafl› s›ras›ndaAt›lay, Refah, Struma ve onlarcagemi Türkiye karasular›nda bat-m›fl ve veya bat›r›lm›flt›r. fiileple-rin rotas›nda bat›r›lma tehlikesi-nin olmas›, bu yolculuklar›n “çok

riskli” oldu¤unu göstermektedir.Yard›mlar› Yunanistan’a tafl›yan“Kurtulufl” gemisinin alt›nc› sefe-rinde batmas›, Kurtulufl’u o dö-nemde bir “efsane” konumunagetirmiflti. Ard›ndan ayn› göreviüstlenen “Dumlup›nar”, Yunanis-tan’a befl sefer yapmas›na karfl›n,hep efsane Kurtulufl’un “gölge-sinde kalm›flt›r”.

Dumlup›nar, Türkiye’den Yu-nanistan’a yiyecek yard›m› tafl›magörevini baflar›yla yapm›flt›r. Bugörevine ek olarak “Dumlup›nar”,Cumhuriyet tarihimizde önemli biryeri olan 1924 mübadelesindeki(de¤iflimindeki) 450 bin Türk’ün,Yunanistan’dan Anadolu’ya getiril-mesi ve y›llar sonra, 1951 y›l›nda

Tüm bunlar yetmezmifl gi-bi üstelik ifle ‹ngiltere de kar›fl-m›fl, denizden ambargo uygula-maya bafllam›flt›.

Sonunda iflgalcilerin veambargocular›n bekle-dikleri olmufl, Yunanis-tan’da önce “açl›k”, he-men ard›ndan da “açl›k

ölümleri” bafl göstermiflti. Her gün binlerce kifli, açl›k ne-

deniyle yaflam›n› yitiriyordu. Ayn› y›llarda Türkiye’de halk,

bir yandan 20 y›l kadar önce ülke-lerini iflgal etmeye gelen Yunanl›-lar’a karfl› sergiledi¤i ulusal dire-niflte, kimi flehit düflmüfl, kimi ga-zi, kimi kay›p olmufl, kimi “düfl-man zulmü” görmüfl binlerce yurt-severinin ac›s›n› dindirmeye, unut-maya çal›fl›yor, bir yandan da s›n›r-lar› ötesindeki savafl alevlerinin ka-vurucu s›cakl›¤› karfl›s›nda ayakla-

r› üstünde durmaya çal›fl›yordu. Türkiye’de açl›k yoktu; ama

tehlikesi vard›. Çünkü ülkede yiye-cek de vard›, yiyecek s›k›nt›s› davard›. Eldeki ekmek halka, “karne”yöntemiyle bölüfltürülüyordu.

Türk halk›, ülkesindeki ekme-¤ini kendi aras›nda bölüflmeklekalmad›, elindeki bir dilim ekme-¤ini de komflusuyla bölüfltü.

“Komflum aç, ben tokum” de-meyi kendine yediremedi, “Ben deyar› tokum, komflum da yar› tok”diyebilmek için ekme¤inin yar›s›n›komflusuna yedirmek istedi. Hü-

18 fiubat ve 5 Temmuz 1942 tarihli “Vatan” gazeteleri...

Page 63: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

122

Bulgaristan Türkleri’nin anavatanagöçlerinde de yine ulusal ve duy-gusal görevler yerine getirmiflti.Onca ulusal ve duygusal görevleryerine getiren Dumlup›nar, 1959y›l›nda parçalanmak üzere sat›ld›ve 1962 y›l›nda da ‹talya, Savo-na’da parçalara ayr›ld›.

***‹kinci Dünya Savafl›’n›n, bili-

nen ac›mas›zl›¤›yla sürdü¤ü y›l-larda Dumlup›nar gemisinin en

k›demlisinden en yenisine de¤intüm gemicileri, may›nlar›n bal›k-lar gibi dolaflt›¤›, bombalar›n kartaneleri gibi ya¤d›¤› Ege Deni-zi’nde, bir savaflta “cephe görevi”olarak tan›mlanabilecek önemdebir insansal görevler yerine getir-mifller ve...

fiimdi tüm yurttafllar›m›z›n an›-lar›nda gururla, komflumuzunan›lar›nda ise teflekkürlerle ebe-di yerlerini alm›fllard›r.•

Montaigne, yaflamın çok nazik oldu¤unu, çok kolay kırıla-bildi¤ini belirtir. Genellikle, çok küçük ve önemsiz aksilikler sorunçıkarır. Nasıl küçücük mektuplar en çok gözyaflı döktürürse, ifltebu küçücük sıkıntılar da bizi öyle rahatsız eder ve izin verdi¤imizan günümüzü kapkaranlık eder.

Siz izin vermedikçe... Hiç kimse mutlu olmanıza ve elinizdengelenin en iyisini yapmanıza engel olamaz. Unutmayın ki, biranın öfkesini bastırabilen bir insan, sorunlu bir günün önünegeçmifl olur. Günlük yaflamımızda karflılaflabilece¤imiz küçüksanflsızlıklar ve can sıkıcı imaların üzerine gidilip büyütülürse,korkunç zararlara yol açabilirler. Bunları dikkate almaz ve kafa-nızdan kovarsanız gittikçe üzerinizdeki etkilerini kaybedecekler-dir. Her yerde kıskanç insan vardır. Unutmayın ki, kıskançlık so-lucan gibi, hep en güzel elmanın pefline düfler.

Bir keflifl gibi yalnız yaflayarak yaflamınızda ilerleme sa¤laya-mazsınız. Bu nedenle dünyayla, aksilikleriyle ve yergici insanlarıy-la anlaflma yapmak zorundasınız. Hiç kimsenin yaflamınıza göz-yaflı ya¤dırmasına ve bir iç s›k›nt›s› örtüsü yayarak, gününüze ye-nilgi saçmasına izin vermeyin. Unutmayın ki hata bulmak için ay-rıca bir yetene¤e, özveriye, beyine, karaktere gereksinim yoktur. Sizizin vermedikçe hiçbir dıfl etken üzerinizde güç oluflturamaz. Za-manınız, afla¤ılık, kıskançlık, nefret ve imrenme duygularıyla sa-vaflarak harcanmayacak denli de¤erlidir. Kırılması çok kolay olanyaflamınızı dikkatlice koruyun. Yalnızca Tanrı bir çiçe¤e biçim ve-rebilir. Ama aptal bir çocuk bu çiçegi kolayca koparabilir.•

Og Mandino

123

Page 64: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

124 125

Onlar kendilerini, kendi kendi-lerine verdikleri bu karar› uygula-makla görevlendirdiler. Antalya’n›n“gözden ve gönülden ›rak kalm›fl”Kafl ilçesini, kesinlikle Türkiye’ningözünün önüne getireceklerdi.

Yol, su, elektrik hizmetle-rinden yoksun b›rak›l-m›fl bu yöreyi “aya¤akald›rmak” için, ifle An-kara’daki kimi kap›lar›

çalmakla bafllayacaklar›n› biliyor-lard›. Çald›klar› ilk kap›, BaflbakanSüleyman Demirel’in kap›s›yd›.

Yöre halk›n›n insanca yaflamakoflullar›na kavuflmas› ve bu ara-da Gazeteciler Cemiyeti üye ve ai-lelerine yönelik, bir sosyal proje-nin yaflama geçirilmesi için tasar-lad›klar› eylem plan›n›, BaflkanBeyhan Cenkçi ve yönetim kuru-lu üyeleri o gün, Baflbakan Süley-man Demirel’e sundular.

Baflbakandan ald›klar› yan›t,düfllerinde görseler inanamaya-caklar› derecede yap›c› ve umutvericiydi. “Marmara’n›n güneyin-den bafllay›p, Ege k›y›lar›ndan ge-çip Akdeniz’de Antalya’ya ulaflanbir gerdanl›k takaca¤›z Türki-ye’nin bu bölgesine... Kafl proje-nize sahip ç›k›n, peflini b›rakma-y›n” diyordu Baflbakan Demirel...

Yüzölçümü 2.231 km2 ve yak-lafl›k 70 km. k›y› uzunlu¤una sa-hip Kafl, iflte o gün bürokrasiylegiriflilen bir savafl›m ve “de¤erliaraziden iyi anlayan kimi orman-c›lar›n” karfl› koymalar›na karfl›n,y›llar süren davalar sonucu bu-

gün, Türkiye’nin önemli bir tu-rizm merkezi konumuna getirildi.

Bugünkü çekicili¤i ve turizmmerkezi konumuyla Kafl, bir an-lamda Türkiye’ye merhum Bey-han Cenkçi’nin kazand›rd›¤› birbeldedir.

***1935 y›l›nda Bursa’da do¤an

Beyhan Cenkçi, 19 yafl›nda “An-kara Telgraf” gazetesinde meslekyaflam›na bafllam›fl, uzun y›llarCHP’nin resmi yay›n organ›“Ulus” gazetesinde, yaz› iflleri mü-dürlü¤ü yapm›flt›.

Menderes döneminde “bas›nsuçu” nedeniyle, gazeteciler ara-s›nda “Ankara Hilton” diye an›-lan Merkez Cezaevi’nde bir y›lyatt›ktan sonra, ancak 27 May›s1960 ‹htilali’nden sonra özgürlü-¤üne kavuflabildi.

1950’li y›llarda ünlü gaze-teci ve yazar Falih R›fk›Atay’›n önce sahibi oldu-¤u, daha sonraki y›llardaise dönemin bir baflka

ünlü gazeteci ve yazar› Bediî Fa-ik’le ortaklaflt›¤› “Dünya” gazete-sinin 1970’li y›llarda yöneticili¤inegetirilen Beyhan Cenkçi, Bas›n-‹flSendikas› ve 28 y›l süreyle Anka-ra Gazeteciler Cemiyeti baflkanl›¤›yapm›fl, 17 Mart 1993 Çarflambagünü ‹stanbul’da geçirdi¤i kalpkrizi sonucu 57 yafl›nda aram›z-dan ayr›lm›flt›.

Vasiyeti üzerine Cenkçi, çoksevdi¤i Kafl’›n kent giriflindeki yo-lun sa¤ taraf›nda, a¤açlar alt›nda-

ki kabrinde, sonsuzluk uykusunayat›r›ld›. “Kafl Asri Mezarl›¤›”ndakendilerini çok sevdi¤i hemflehri-lerinin aras›nda flimdi, sonsuzlukdönemini yafl›yor.

***

Beyhan Cenkçi, ölüm y›l-dönümünde her y›l, yal-n›zca Kafll›lar taraf›ndande¤il, özellikle Anka-ra’daki meslektafllar› ta-

raf›ndan da Kafl’ta, özlemle an›l›-yor. Geçen ay yap›lan anma töre-ninde Kafll›lar ve ülkenin çeflitliyörelerinden gelen gazeteciler,törenler nedeniyle düzenlenen

çeflitli etkinliklerin ön s›ralar›ndabu y›l da, meslektafllar› aras›nda“eski turizm bakan›” kimli¤i yeri-ne, mesleksel “Ali ‹hsan A¤abey”kimli¤iyle benimsenen Ali ‹hsanGö¤üfl’ü buldular. Kafl Kaymaka-m› Süleyman Y›lmaz, belediyebaflkan› Halil Kocaer, GazetecilerCemiyeti Baflkan› ve Türkiye Ga-zeteciler Federasyonu Genel Bafl-kan› Nazmi Bilgin, Dünya, Olim-piyat ve Avrupa Halter fiampiyo-nu Halil Mutlu, anma törenin ”ve-fal›lar tak›m›”n› oluflturuyorlard›.

Gazeteciler Cemiyeti Baflkan-l›¤› görevini Beyhan Cenkçi’den

Anma töreni ve etkinliklerine, eski turizm bakan›, Gazeteci Ali ‹hsan Gö¤üfl, eski Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Kafl Kaymakam› Süleyman Y›lmaz, belediye baflkan› Halil Kocaer, Gazeteciler Cemiyeti Baflkan› ve Türkiye Gazeteciler

Federasyonu Genel Baflkan› Nazmi Bilgin, Dünya, Olimpiyat ve Avrupa Halter fiampiyonu Halil Mutlu ve Türkiye'nin çeflitli illerinden gelen gazeteciler kat›ld›.

Page 65: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

126

sonra yüklenen bugünkü bafl-kan Nazmi Bilgin, 17 y›ldan bu-yana “Beyhan Cenkçi çizgisi”do¤rultusunda sürdürdü¤ü gö-revinde oldu¤u gibi, anma tö-renlerindeki vefas› ve sayg›s›ylada Beyhan Cenkçi’nin ölümsüz-lü¤ünü yaflat›yordu.

Törendeki konuflmas›ndaBeyhan Cenkçi’yi “ya-flam›n› mesle¤ine ada-m›fl bir kifli kimli¤i yan›-s›ra namus ve dürüstlük

simgesi” olarak da anmas›, mes-lektafllar› için onun y›llar sonrabile bir örnek oluflturdu¤ununkan›t›yd›.

***Kafl’ta, “Beyhan Cenkçi’yi An-

ma Töreni” etkinlikleri aras›ndayer alan spor yar›flmalar›nda bir

yanda denizciler yelkenleriniEge’nin rüzgar›yla doldururken,bir yanda bisikletçiler, üç kilo-metrelik parkurlar›nda tüm güç-leriyle pedallar›n› çeviriyorlar,kimi sahalarda gençler voleybol,futbol maçlar› yaparlarken, kimisalonlarda ise 17 ilkö¤retim oku-lundan 206 ö¤renci, kat›ld›klar›satranç turnuvas›nda genç beyin-lerinin gücüyle flahlar›n, vezirle-rin üzerlerine fillerini, atlar›n›,piyonlar›n› sürüyorlard›.

Y›llard›r sergiledikleri bu ve-fa tablosunda tüm Kafll›lar, herzamanki p›r›l p›r›l renkleriyleyerlerini bir kez daha al›yorlar,beldelerini önce Türkiye’nin,sonra dünya turizminin gözleriönüne getiren Beyhan Cenk-çi’ye teflekkürlerini böylece ilanediyorlard›.•

Kafl’ta, “Beyhan Cenkçi’yi Anma Töreni” etkinlikleri aras›nda yer alan spor yar›flmalar›nda bir yanda denizciler yelkenlerini Ege’nin rüzgar›yla doldururken, bir

yanda bisikletçiler, üç kilometrelik parkurlar›nda tüm güçleriyle pedallar›n› çevirdiler.

YAZAN: SENNUR BURAS

Arap ve Yahudi ikilisi

127

Page 66: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

128 129

Bu yar›flma 1956 y›l›ndanbuyana kesintisiz olarak sürdürü-lüyor. 2003 y›l›nda ilk kez “Euro-vision Gençler fiark› Yar›flmas›”düzenlenirken, “Eurovision” 2005y›l›nda 50’nci y›ldönümünü kutlu-yordu. ‹zleyiciler taraf›ndan AB-BA grubunun “Waterloo” flark›s›yar›flman›n birincisi seçildi. 2007y›l›nda ise Avrupa, “EurovisionDans Yar›flmas›”na tan›k olacakt›.

2008 y›l›nda Azerbaycanve San Marino’nun “Eu-rovision” Ailesi’ne kat›l›-m›yla, flark› yar›flmas›ndabir rekor k›r›ld› ve tam

43 ülke yar›flt›. Tüm Avrupa’da veyar›flmaya kat›lmad›klar› haldeAvustralya, Kanada, M›s›r, HongKong, Hindistan, Ürdün, Kore,Yeni Zelanda ve Amerika’daTV’ler bu yar›flmay› yay›nlad›lar.

Yar›flman›n Asya versiyonu-nun 2009 y›l› içinde düzenlenme-si bekleniyor.

***2009 Eurovision fiark› Yar›fl-

mas› 12-16 May›s’ta Moskova’dayap›lacak. Rus haber ajans› R‹ANovosti’nin haberine göre, Baflba-kan Vladimir Putin yapt›¤› aç›kla-mada, Moskova’daki altyap›n›nuygunlu¤u ve masraflar›n daha daaz olmas› nedeniyle, yar›flman›nMoskova’da düzenlenmesi karar›ald›¤›n› söylemiflti.

Yar›flman›n haz›rl›klar› için Pu-tin’in, baflbakan yard›mc›s› Alak-sand›r Jukov’u görevlendirdi¤i be-lirtilirken, yar›flman›n Moskova’da-

ki Olimpiyskaya Kapal› Spor Salo-nu’nda yap›laca¤› kaydediliyordu.

***8-21 Haziran 2002 tarihinde

Barbican Londra’da düzenlenen“MedFest” Festivali’ne Fas, Ceza-yir, M›s›r, ‹srail, Türkiye, Yunanis-tan, Arnavutluk, ‹talya, Fransa, ‹s-panya, Korsika, Sardunya ve Mal-lorca’dan müzisyenler kat›lm›flt›.

Yahudi bir ailenin NewYork’ta do¤an k›z› Noa AhinoamNini, 17 yafl›nda ‹srail’e yerleflmifl,Gil Dor ve Pat Metheny ile birlik-te caz, Amerikan rock ve Ortado-¤u saundunu kar›flt›r›p kendisiniüne kavuflturan albümünde de butarz›n› ›srarla sürdürmüfltü.

“MedFest” Festivali’nde ‹srailliNoa’ya, vokalist olarak Filistinliflark›c› Nabil Salameh efllik edi-yordu. ‹kili, aç›l›flta “Atmacalar veSerçeler” adl› bar›flç›l flark›lar›n›söylemeye bafllad›¤› anda, ‹srailkarfl›t› 20’li yafllarda iki kifli sahne-ye f›rlay›p gösteriyi k›sa bir süreiçin bile olsa engellemifllerdi.

Bu y›l Moskova’da yap›la-cak “Eurovision” yar›fl-mas›nda, Londra’daki ilkdeneyden 7 y›l sonra,Noa Ahinoam Nini bu

kez Arap kökenli Mira Avad ilebirlikte, ‹srail’i temsil edecek ve yi-ne bir bar›fl flark›s› söyleyecekler.

***Berlin Devlet Operas› Genel

Müzik Direktörü fief Daniel Baren-boim’›n kurdu¤u, ‹srailli ve Filistin-li müzisyenlerden oluflan “Do¤u-

Bat› Divan› Orkestras›”, DW’ninhaberine göre, taraflar› birbirineyak›nlaflt›rmay› hedefliyor.

“Eurovision” flark› yar›flma-s›nda Yahudi Ahinoam Nini ileArap Mira Avad birlikte Arapça,‹branice ve ‹ngilizce olarak ses-lendirecekleri parçayla “Baflkabir yol olmal›” diyecekler. Orta-do¤u’da yaflayan herkesin, hem‹srailliler’in, hem de Filistinlile-r’in söyleyebilece¤i bu sözlerle,sanatç›lar bölgede “baflka biryol bulunmas› gerekti¤i” iletisinivermeye çal›flacaklar.

‹ki yorumcu yaklafl›k alt› y›l-dan buyana birlikte çal›fl›yor vekonserler veriyor.

Avrupa’da Noa olarak tan›nanYemen kökenli Yahudi AhinoamNini, ilk bak›flta esmer teni ve siyah

k›v›rc›k saçlar› ile bir Arap gibi gö-rünüyor. H›ristiyan Arap kökenli Mi-ra Avad ise, aç›k bu¤day teni ve ye-flil gözleriyle bir Yahudi san›labilir.

Noa ve Mira, Gazze’deyaflanan savafla, at›lanroketlere, bombalarakarfl›n, Yahudi ve Arapkökenli ‹srailliler ile Av-

rupal›lar’a bu flark› ile bar›fl ileti-leri vermek istiyorlar.

Mira Avad, “Hep bir fleylerekarfl› olmaktan b›kt›m. Art›k birfleylere karfl› olmak yerine, birfleyler yapmak istiyorum” derken,yaln›zca ilerideki günlerde de¤i-flik flark›lar söyleyece¤inin müj-desini vermekle kalm›yor, geç-miflte yapt›¤› hatalar› kabullen-di¤ini de aç›kl›yor.•

EBU’nun ilk yay›n›, 6 Haziran 1954 Pazar günü ‹sviçre’nin Montreuxkentinde düzenlenen Narcissus Festivali’nden yap›ld›.

Page 67: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

130

Onunla k›rda bay›rda ip at-lad›n m› ki, k›z›n›n nelerdenhoflland›¤›n› bileceksin?”

‹çi içini yiyor, rahats›zl›-¤› gittikçe art›yordu. Bir ara,“Sütlaç sever, beyti se-ver, tel kaday›f› sever”diyecekti. “Babas›yla gü-refl tutmay›, el ele yü-rümeyi, s›rt›na binme-yi” diye a¤z›ndan ka-ç›racakt› ki, bunlar›nçok eskilerde kald›¤›-n› düflündü. S›k›nt›s›artm›fl, bo¤az› dü¤üm-leniyor gibi olmufltu.Birden, Ekin’inin bir y›lö¤retmenli¤ini yapt›¤›n›an›msad›. Bu kez de,“Ö¤renci Ekin, nelerdenhofllan›rd›?” diye belle-¤ini yoklamaya koyul-du. Az da olsa rahatlaya-bilmek için, bir nedenç›km›fl say›l›rd›. Çünkü ö¤-retmen demek, iyi gözlem-ci demekti.

“Tamam, bul-dum!” diyef›rlad› aya¤a...“Benim k›z›m ça-l›flmay› sever.

Okumay› sever. Baflar›l› olmay›sever. Yetki ve sorumluluk üst-lenmeyi sever. Önde yürümeyi,ileride koflmay› sever” tümceleridöküldü a¤z›ndan ö¤retmen Öz-bek’in... Ama buncas› yetmezdi.Hem, bu kadar›n› arkadafllar› dabilirlerdi. ‹çi içini yemeye baflla-

d›. Karamsarl›¤›n kör kuyusunabir kez daha düfltü¤ünü ayr›msa-d›. Ac›nas› bir umars›zl›k içindeç›rp›n›p dururken, bir anda, efliAnaca geldi usuna... K›zlar›, oncay›l daha çok onun kuca¤›nda,onun koynunda büyüdü¤üne gö-re, bunu, bilse bilse, o bilebilirdi.Üstelik anneler, babalar gibi ço-cuklar›yla arada belirli mesafeler,sevmeye, sevilmeye iliflkin bofl-

Bilgisayar›n›n bafl›ndayazmakta oldu¤u öykü-nün içinde de¤il de, k›-z› Ekin’in yurt d›fl›na ta-fl›nacaklar› gerçe¤inde

dolan›p duruyordu ki, sa¤›ndakitelefonun gür sesiyle irkildi. Uza-n›verdi¤i almaçta tatl› ve yumu-flak bir kad›n sesi, “Ben, Ekin Ha-n›m’›n çal›flma arkadafllar›ndanMelek” dedi. “K›z›n›z için sürprizbir ayr›l›k gecesi düzenliyoruz.Babas› olarak bilginize gereksin-memiz var.”

“Size nas›l yard›mc› olabilirim?” “Öncelikle, Ekin Han›m’›n

nelerden hoflland›¤›n› ö¤renmekistiyoruz.”

Bir an için, çarp›lm›fl gibi oldubaba Özbek... fiaflk›nl›¤› suskun-lu¤una tak›l› kalm›flken, yerindeoturan o de¤ildi sanki... Usuna,k›z›n›n sevdikleriyle ilgili bir tekedim gelmiyordu.

Karfl›s›ndakini fazla bekletme-mifl olmak için, “Bana bir iki sa-at izin verin, biraz düflüneyim. Si-ze yanl›fl ya da üstünkörü bir bil-gi vermek istemem. Ben sizi ara-r›m” dedi.

Zaman kazanmak iste¤i anlafl›l-m›fl olmal› ki, anlay›flla karfl›land›.

Neyi ya da neleri severdi k›z›gerçekten? Hangi yeme¤i, hangiiçece¤i, hangi sporu, hangi davra-n›fl biçimini? Her türlü olas›l›¤› bi-rer birer usundan geçiriyor, “‹fltebuldum, flunu sever” diyebilece¤ibirine olsun tak›l›p kalam›yordu.

Öfkesi kabarmaya bafllad›.“Sen!” dedi, kendi kendine...“Adam gibi babal›k yapmam›fls›n.Elinde bir Barbie bebek, cebindebir paket çikolata, birtak›m renklikalem, yüzüne bak›l›r bir öykü-masal kitab›yla bir kez olsun eve,k›z›n›n yan›na geldin mi? Ona, hiçalbenili bir uçurtma yapt›n m›?

Çocuklar›m›zla Büyümek...YAZAN: BEK‹R ÖZGEN

131

Page 68: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

132 133

luklar da b›rakmazd›. Ne ki, o dauzaklardayd›. Hemen telefonasar›ld›. “Alo, Han›m!” dedi. “K›z›-m›z Ekin neleri sever?”

Anaca’n›n Ekin’e iliflkin,y›¤›nlarca özelliklerinisay›p dökece¤indenemindi. Kula¤›, ondangelecek sese teslim ol-

maya haz›rd› ki, “Ekin” dedi efli,“Hiçbir fleyi sevmez. Ya da herfle-yi sever.”

Derin bir “Oh!” çekti babaÖzbek... “Bak, o da bilmiyor, ifl-te” diye s›¤›nacak bir avuntu bul-mufltu sonunda... Kötü bir babaolmaktan kurtulmufl say›l›rd›.

Peki ama, kendisinden iste-nen bilgiler ne olacakt›?

Bir süre sonra, Melek Han›m’lauygun bir ortamda bulufltular.Ona, olan bitenleri bir bir anlat-maya bafllad›. “K›z›m!” dedi, “Yal-n›z ve ancak çal›flmay› sever.”

Ne var ki, verdi¤i bilgiler Me-lek Han›m’› doyurmam›flt›. “Bafl-ka” der gibi durmadan yüzünebak›yordu.

“Bu kadar iflte” dedi. “Ekin’insevdiklerinin en bafl›na çal›flmay›koy, bir çal›flma da alt›na ekle.Topla ikisini. Ç›kan ne ise, onuda iki, üç çal›flmayla çarp. Eldeetti¤in, onun sevdi¤idir.”

Bunlar› say›p dökerken, yü-zündeki hüzün, hoflnutsuzlu¤u-nu ele vermifl olmal› ki, MelekHan›m gözlerini ona dikip “K›-z›n›z›n çal›flkanl›¤›, babas› ola-rak sizi üzüyor mu yoksa Özbek

Bey?” diye sordu utanarak... “Üzmüyor, üzüyordu.” “Nas›l yani?” “Bak›n›z” diyerek uzun soluklu

bir iç çekti yaral› baba... Sonra dabafllad› s›ralamaya usundakileri:

“Her anne-baban›n, çocukla-r›ndan beklentileri, özlemleri var-d›r. Benim de oldu. Öyle çal›fl-kan bir çocu¤um olsa ki, aradas›rada da olsa, yan›na varsam,‘Yavrum, yeter art›k çal›flt›¤›n.Haydi, birlikte d›flar› ç›kal›m, bi-raz temiz hava alal›m, günefl yü-zü görelim. Çevrede dolaflal›m,sinemaya gidelim. Vitrinlere ba-kal›m. Az da olsa dinlenmifl olur-sun. Bir lokantaya girip eli yüzüdüzgün bir kebap yiyelim’ diye-bilsem. Onu odas›ndan ç›kar›pgezdirebilsem, babal›¤›m›n tad›n›ç›karabilsem!..

“Iflte benim bu düflümEkin’imle gerçek ol-du. Oldu olmas›na da,ne yaz›k ki çok geçkalm›flt›m. Bizim bir-

likte yolculu¤umuz için tren çok-tan kaçm›flt›. Ne zaman böylesibir öneriyle ona yaklaflsam, ‘Ba-ba, dersim henüz bitmedi. fiimdid›flar› ç›karsak, gözüm arkada ka-l›r. Rahat edemem’ diyor, dersle-riyle iç içe olmay›, babas›yla bir-likteli¤e ye¤liyordu.

“K›z›m, ailesine, arkadafllar›nave de çevresine olan ilgisini, çal›fl-ma tutkusunun içinde unutmufltubesbelli... Varl›¤›n› onunla özdefl-lefltirmiflti. Baflar› ad›na, oyundan,

do¤adan, hatta çocuklu¤undan ol-mufl, kendine özgü dünyas›n› dörtduvar›n aras›nda kurmufltu.”

Oturdu¤u koltu¤un arkas›-na yasland›¤›nda ken-dinden geçmifl gibiydiyafll› Özbek... Gözleriniyummufl, k›z›n›n oynan-

mam›fl toplar›n›, cilas› matlaflma-m›fl bisikletini, bir tek teli bile kop-mam›fl saz›n›, seyredemedi¤i film-leri, gezip tozamad›¤› yerleri düflü-nüyordu ki, elinde olmadan a¤z›n-dan, “‹nsana, is-teklerinde ölçülüolmal›y› da ö¤re-tebilmeli. Afl›r› biruçtan kaçarken,öteki afl›r›l›¤asaplanmamak gi-bi” sözcükleridökülüverdi.

Melek Han›m,onu dal›p gitti¤iyerlerden geri ge-tirebilmek için,“Evet! Daha sonra?” diye uyard› ba-ba Özbek’i...

“Sonras› flu!” dedi. “Bu gerçe¤isezinlemeye bafllad›¤›mda, bir ba-ba olarak, y›¤›nlarca acemilikleryapm›fl ve onlar›n ayr›m›na vard›-¤›mda da, ifl iflten geçmiflti. Demekki, her insan, yafl› ve mesle¤i neolursa olsun, çocuklar›yla birliktebüyüyor, olgunlafl›yor. Bunu anla-d›¤›nda da, çocuklar› da erginlefl-mifl, hatta onu geçmifl oluyorlar.”

Melek Han›m, söylenenleri iyianlayamad›¤› kan›s›na varm›fl ol-

mal› ki, “Biraz açabilir misiniz,efendim? Ne demek istiyorsu-nuz?” diye sordu.

“Bak›n›z” dedi Özbek Bey...“Belirli bir yafla gelene dek, k›-z›mla beni birlikte görenler,Ekin’in güzelli¤inden etkilendik-lerinde, duygular›n› gizleyemez-ler, ‘Hoca’n›n k›z›na bak›n!’ diyebafllayan gönül okflay›c› sözlerederlerdi. Sonralar›, herfley tersyüz olmaya bafllad›. K›z›m, girdi¤iortamlarda öylesine seçkin bir yeredindi ki, bu kez beni görenler,

‘Aaaa! Ekin Ha-n›m’›n babas›!’demeye bafllad›-lar. Kendi ad›m›nzirvede oldu¤ubir anda, k›z›m›nad›n›n, benimki-nin önüne geç-mesi, düflünebili-yor musunuz?..”

“Bu, çok gu-rur verici bir fleyolmal› ama...”

derken, “Hangisi?” diye onun a¤-z›ndan sözünü çald› Özbek Bey...“Ö¤rencisinin ö¤retmenini, geç-mifl olmas› m›, yoksa çocu¤un,babas›n› geride b›rakmas› m›?”

“‹kisi de bence” yan›t›n› duy-mam›fl ya da duymak istememifl-ti düflünceli baba...

***O akflam eve döndü¤ünde,

karmafl›k duygular içindeydi. Biryandan çocuklar›n, babalar›n›npabuçlar›n› dama atmalar›n› dü-flünüyor, bir yandan da, yafll›lar›n

“Bir baba olarak, y›¤›nlarca acemilikler

yapm›fl ve onlar›n ayr›m›na vard›¤›mda da,ifl iflten geçmiflti. Demek

ki, her insan, yafl› ve mesle¤i ne olursa olsun,

çocuklar›yla birlikte büyüyor, olgunlafl›yor.”

Page 69: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

134 135

küçülerek, çocukluklar›na dönü-flün duygusall›¤›n› yaflamalar›nabir anlam yüklemeye çal›fl›yordu.

Babal›k, ö¤retmenlik veçocukluk... Bu duygukarmaflas›ndan kendinisoyutlamak üzereyken,bu kez de k›z› Ekin’in

uzaklara gidiyor olmas›n›n ac›s›çörekleniverdi içine... Ya¤murdankaç›p doluya tutulmuflças›na, birbeter olmufl, sersemlemifl kalm›flt›.Hele ki k›z›, o an, yan›nda de¤ildive onun bu açmazlar›na, bu peri-flanl›¤›na tan›kl›k etmemekteydi.

Bir sonraki gün, ayr›l›fl törenigelip çatt›. Herkes gibi baba Öz-bek de, k›z›n›n böylesine pek al›-fl›lmam›fl ve tedirginlik içeren birayr›l›fl an›nda neler duyup dü-flündü¤ünü, neler söyleyece¤inimerak ediyordu kuflkusuz... Hat-ta, Ekin’inin geriyi de¤il, ileriyiöne ç›karaca¤›n› varsayarak, ya-paca¤› konuflmada üstü aç›k yada örtük kendisi olmayaca¤› içinavuntu bile duyuyordu.

Ekin Han›m, mikrofonu elineald›¤›nda, yüzü solgun, gözlerifersizdi. Bir, çevresindeki toplan-m›fl bulunan sevdiklerini süzdü,bir, kenara büzülüp kalan yak›n-lar›na bakt›. Sonra da, damdandüflercesine, “Babam!” dedi. “Ça-l›flma y›ld›zlar› alt›nda do¤mufl.Çevresindekilere en iyi bildi¤i fle-yi, çal›flmay› ö¤retegeldi hep...Salt çal›flmay› ö¤retmekle de kal-mad›, çal›flma aflk›n› da afl›lad›hepimize... Bunu yaparken, ö¤üt-

ten çok örnek oldu. Bizlere, ya-flamda hiçbir fleyin eriflilemeye-cek denli yüksekte olmad›¤›n›,varl›¤›yla kan›tlayageldi. Ne ço-cuklar›n›n ne de ö¤rencilerinin,baflar›s›z olmalar›na izin verdi.Benim çal›flma tutkumda afl›r›l›k-lar olmuflsa ki –vard›r mutlaka–bunlar, olsa olsa, babam›n o gü-zel do¤rular›n›n iyi kullan›lama-m›fl türevleridir.

“Bildi¤iniz gibi ben bir ö¤ret-men çocu¤uyum. Annem de ba-bam da, tüm yaflamlar› boyuncaörnek ö¤retmenler oldular. Öylekald›lar. Bizim ailede gençli¤inrezilli¤i, yafll›l›¤›n maskaral›¤› ya-flanmad› hiç... Benim h›z›m ve bi-lincim, onlardan kal›tt›r. ‹kisiylede gurur duyuyorum.”

***

K›z›, yan›k gönlüne birazolsun su serpmiflti serp-mesine de, ülkesindenayr›lmas›n› hâlâ içinesindirebilmifl de¤ildi.

Çok üst düzey bir göreve atand›-¤› için, bir yan›nda gurur veonur, onlardan ayr›laca¤› için de,öteki yan›nda bir eksiklik vard›.Bunu bir biçimde k›z›na aç›kla-mal›, onsuz günlerinde, içindebir eksiklik duymamal›yd›.

Bu, karmafl›k duygular için-de, mikrofonu eline uzatt›klar›n-da, kendinde say›lmazd› babaÖzbek... A¤z›ndan, hiçbiri ölçü-lüp biçilmemifl olan flu sözcüklerdökülüverdi:

“K›z›m” dedi. “Çocuklu¤undabenim sana anlatmakta geç kald›-

¤›m, ‘Bir varm›fl, bir yokmufl’ öy-küsünü, flimdi sen bize yaflat›yor-sun. Arkadafllar›n›, kardefllerinive de aileni geride b›rak›p gidi-yorsun. Yolun aç›k olsun. Ablala-r›n, annen ve ben, sizlerin yar›n-lar› ad›na çok fleye katlanabiliriz.Ancak, ülkenizi ve insan›n›z› aslaunutmayaca¤›n›z›n sözünü senina¤z›ndan duymak isterim.

“‹stanbul’un do¤a’s›n›, ‹z-mir’in Ege’sini al›p Avrupa’ya gö-türüyorsunuz. Bizlere de ‘Hüzün’ile ‘Özlem’i b›rak›yorsunuz.”

K›z›n›n verdi¤i yuvas›na dönüfl

sözünü dinlerken, kendini tutama-yan bir baba vard› flimdi... K›zar-m›fl gözlerinden boflanan yafllaraal›fl›k olmayan torunlar›, dede Öz-bek’in kuca¤›na atlam›fllar, kollar›boynunda, “Hüzün ile Özlem demi ikizler?” diye soruyorlard›.

***Do¤a ve Ege’yi kuca¤›ndan

indirdi¤inde, Özbek Dede, özü-ne dönmüfl bir ö¤retmen ola-rak, yapayaln›zd›. Gündüz ya-nan bir mumdan farks›z, kendi-sini ayd›nlatacak olan baflkafleyler bekliyordu.•

Büyük bir sanayici, eski okul arkadafllarından birindenflöyle bir mektup aldı:

“Sevgili dostum,Birlikte geçirdi¤imiz tatlı günlerin anısına, o¤lum Ali’ye fabri-

kada bir ifl verece¤ini ve...”Sanayici mektubu okuduktan sonra hemen flu yanıtı gönderdi:“Birlikte geçirdi¤imiz günleri ben de unutamam. Fakat ne ya-

zık ki fabrikamda flimdilik bofl bir yer olmadı¤ı için...”Eski arkadaflı bunun üzerine bir mektup daha gönderdi:“Geçen mektubumda bir detaydan söz etmeyi unutmuflum. O¤-

lum ifle girerken kendisine miras kalan 500 milyar lirayı da ser-maye olarak size vermek kararındadır.”

Bu ikinci mektubu okuyan sanayici, hemen ikinci mektubu-nu yazdı:

“Sevgili dostum,O¤lunuzu ba¤rımıza basmaya hazırız. Hemen bana gönder.

Lisede ne yaman bir çocuktun, anımsıyorsun de¤il mi?”Eski arkadafl, asıl yazmak istedikleri için hemen üçüncü ve son

mektubuna baflladı:“Düzeltme 1) O¤lumun hiç sermayesi yoktur. 2) Zaten benim

o¤lum yoktur. 3) Senin yine okuldaki gibi olup olmadı¤ını ö¤ren-mek istemifltim. Ö¤rendim. Teflekkürler!”•

Page 70: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

136 137

Eylül ay›n› zaten pek sev-mezdim, nedenini ben debilmiyordum. Eylül deni-lince elim aya¤›m kesil-mekteydi. Bir eylülün 3’ü,günlerden perflembe, ül-

kemden, ailemden ve özellikleçocuklar›mdan çok uzakta herfle-ye hasrettim. Dünyan›n say›l›kentlerinden birine ifl için gel-mifltim. O tarihlerde çok sevilen

bir havayolunun 453 uçufl say›l›uça¤› ile bu kente gelmifl, birkaçgün sonra, hafta sonu 454 uçuflnumaral› uça¤› ile evime döne-cektim. Benimle birlikte bu ken-te gelen arkadafllar›m da, o uçak-la döneceklerdi.

Yo¤un olan güne çok erkenbafllad›k; çünkü gidece¤imiz havafuar› kald›¤›m›z otele çok uzak-tayd›. Araban›n arkas›na yerlefl-

HEM NALINA HEM MIHINAMetin Atamer

tim, sabah›n çok erken saatinde,gökyüzü henüz ayd›nl›k de¤ildi.

Otomobili kullanan arkada-fl›m her yapt›¤› ifl gibi buarabay› da çok ciddi kul-lanmaktayd›. Ne de olsabu ülkede arabalar yolunsolunda kullan›lmaktayd›,

bu nedenle tüm iflaretler bunagöre düzenlenmiflti. Bir yönde gi-dilirken önünüzdeki arac› geç-mek isterseniz, o arac› sa¤lama-n›z gerekiyordu.

Bir süre yol ald›ktan sonra fu-ar alan› olan büyük bir havaalan›-na geldik. Hava serin, fuar alan›temizlik görevlileri taraf›ndan te-mizlenmekte, kahve ocaklar› yeniaç›lmaya bafllamaktayd›. Fuardaçal›flanlar birer ikifler çal›flt›klar›yerlere gelmekteydiler.

Kahve satan bir büfeden kah-ve al›rken, gözüme tezgah›n ya-n›nda as›l› duran kartpostallar ilifl-ti. Evimden ayr›l›rken eflim, kap›-dan ç›karken beni tekrar tekraruyarm›fl, “Bir kart bile olsa at emi? Bizi habersiz b›rakma” diye-rek beni yolcu etmiflti. Bunuan›msayarak iki kartpostal ald›m,fuar alan›nda özel olarak kurulangeçici postahaneye yöneldim.Kahveyi bir kenara b›rakt›m, ce-bimden kalemimi ç›kard›m. Asl›n-da kart›n arkas›na ne yazacakt›m,bilmiyordum; çünkü bir çocu¤um4 yafl›nda, ötekiyse 3 yafl›ndayd›.Yaln›zca flu tümceleri yazd›m:

“Sevgili kar›c›¤›m, bugün desana kart atma görevimi yerine

getiriyorum, çocuklar› benimiçin öp.”

Baflka ne yazabilirdim ki!Her iki karta da ayn› tümcele-

ri yazd›m, arkalar›na pullar›n› ya-p›flt›rd›m ve postanedeki sar›fl›nbayana uzatt›m. Art›k mutluy-dum; çünkü en önemli görevimiyerine getirmifltim. fiimdi s›ra,tüm gün kat›lmak zorunda oldu-¤um üç toplant›ya gelmiflti. Oteli-me, ancak bu toplant›lardan son-ra geri dönebilecektim.

Fuara birlikte geldi¤im arka-dafllar hafta sonu bir k›y› kentinegideceklerdi. Orada bir teknedehafta sonu geçirmek için planyapm›fllard›. Bana da ›srar ettiler.

“Hele bir akflam olsun baka-l›m” diye yan›t verdim.

Akflama dek çok çal›flt›m,hatta yaflam›mda ilk kez,durdu¤u yerden dikeyolarak havalanan uçakla-r›n gösterisini de seyret-tim. Akflam yorgun bir bi-

çimde otele döndü¤ümde, anah-tar kutusunda bir telex mesaj›durmaktayd›. Elime ald›m, birsolukta okudum. Bu iletide haftabafl› bir baflka ülkenin bir kentin-de bir firma ile görüflme yap-mam istenmekteydi.

Hem sevindim hem üzüldüm;çünkü ailemi çok özlemifltim.Tüm düflüncem 454 uçufl say›l›uça¤a binip geri gitmekti.

Cadde üzerindeki bir seyahatacentas›na gittim. Biletimin yeni-den düzenlenmesini istedim. Bi-

Page 71: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009 BD MAYIS 2009

138 139

leti elime ald›¤›mda akl›ma arka-dafllar›m›n k›y› kentinde yapacak-lar› tekne gezisi geldi.

Bu bir f›rsatt›, bu nedenlek›sa bir süre düflündüm.Hemen onlar› arad›m vebu önerilerini kabul etti¤i-mi söyledim. Otele gel-dim, ülkeye dönecek arka-

dafllar›ma veda ettim. Erkendenodama çekildim. Çünkü tüm günçok çal›flm›fl ve yorulmufltum.

Sabah erkenden kahvalt› yap-t›ktan sonra, d›flar›da aç›k birdükkan arad›m. Teknede aya¤›-ma giyece¤im lastik ayakkab›myoktu. Arad›¤›m dükkan› buldumve bir lastik ayakkab› sat›n ald›m.

Sonra da tren istasyonuna git-tim, bir trene bindim. Karfl›mdaorta yafll› bir adam oturuyordu. ‹çcebinden okuma gözlü¤ünü ç›kar-d›. Gözlü¤ü gözüne takt›ktan son-ra kolunun alt›nda tuttu¤u gazete-yi eline ald›. Çevirip okumaya bafl-lad›. Gözüme gazetenin baflsayfas›iliflti. Çok büyük puntolarla “454havada çarp›flt›” demekteydi. Burakamla gazete neyi kastetmektey-di anlayamad›m. Kan›m donmufl-tu. Oturdu¤um yerden kalkama-d›m. Karfl›mdaki adam›n elindengazeteyi almak istedim, sonra bu-na cesaret edemedim. “Ya düflün-dü¤üm gibi binmedi¤im 454 uçuflnumaral› uçak düfltüyse” diye ger-çekle yüz yüze gelmek istemedim.Birden arkadafllar›ma ne oldu¤u-nu düflünmeye bafllad›m. Yüzümk›pk›rm›z› atefl gibi yan›yordu, al-

n›mdan so¤uk so¤uk terler akma-ya bafllad›. “Yok” dedim, kendikendime... Böyle bir olas›l›¤ainanmak gelmedi içimden... Gide-ce¤im yere de¤in gazetenin sayfa-lar›na bakmamak istedim. Karfl›m-daki adam bir istasyonda trendenindi. ‹nerken gazeteyi oturdu¤uyere b›rakt›. Karfl›mda duran gaze-teyi almak için cesaretle hamleyapt›m. Gazeteyi elime ald›m, bafl-sayfay› çevirdim,

gördü¤üme inanamad›m. 454 se-fer say›l› uçak havada bir baflkauçakla çarp›flm›fl, düflen her ikiuçaktan kurtulan olmam›flt›. ‹na-n›lmaz duygular içinde, sevinmek-le üzüntü aras›nda ne yapmam ge-re¤ini düflünmeye bafllad›m. Dü-flen uça¤a binmedi¤ime mi sevi-neyim, yoksa uçakta olan arkadafl-lar›m›n bu kazada yaflamlar›n›

[email protected]

kaybettiklerine mi üzüleyim diyeçeliflkiler içindeydim.

Marinada bekleyen tekneyebindim, elimdeki gazete haberiniöteki arkadafllar›mla paylaflt›m.Üzüntümün öteki arkadafllar›m›etkilememesi için, tekneden vemarinadan ayr›ld›m.

Üzüntümü kalbime gömerekifl yolculu¤undan ülkeme döndü-¤ümde, yaflad›¤›m kaderi evim-deki eflimle paylaflt›m. Eflim yineserzeniflte bulunarak “Hani bizekartpostal atacakt›n” dedi.

Birkaç gün sonra evimizin ka-p›s› çal›nd›. Kap›y› açan eflim, bi-zim semtin tan›d›¤›m›z postac›s›y-la karfl›laflt›.

Postac›, üzerinde eflimin ad›ve adresi bulunan iki adet kart-postal getirmiflti.

Tüm posta gönderilerindebulunan gönderici ve al›c› posta-nelerin damgalar›na ek olarak,karpostal›n bofl bir köflesine ba-s›lm›fl flöyle bir damga daha var-d› bu kartpostallar›n üzerinde:

“Recovered from aircrashZagreb 10. 9. 76 Forwarded todestination.”

Türkçesi flöyleydi: “10. 9. 76’da Zagreb’deki hava

çarp›flmas›ndan kurtar›lm›fl, al›c›-ya iletilmifltir.”•

Kırk yafllarındaki kadın kalp krizi nedeniyle hastaneyeyatırıldı. Kendinden geçmifl durumdaydı. Doktorlar kurtarmakiçin ellerinden geleni yapıyordu. Tam bu sırada kadın mırıldan-maya baflladı:

“Yanına geliyorum, Tanrım” dedikten sonra birden duydu¤usesle irkildi kadın.

“Hayır” diye yanıt geldi kula¤ına, “Daha önünde 35 yıl, 2 ay,8 gün var...”

Kadın kısa bir süre sonra kendine geldi. Doktorlar mutluydu.Kadın daha da mutluydu. Biraz iyileflince yüzünü gerdirdi, bede-ninde gözüne kestirdi¤i her yerine estetik yaptırdı. Kadının ısrar-larına dayanamayan hastane yönetimi de bir kuaförün gelip saç-larını sarıya boyamasına izin verdi. Artık kadın kendini mükem-mel görüyordu. Yaflamının kalan bölümünü mutlu bir biçimde ge-çirmeye hazırdı. Sonunda taburcu oldu. Dıflarıya çıktı ve temizhavayı içine çekti. Taksiye binmek üzere caddenin karflısına ge-çerken bir ambulans çarptı kadına. Derin karanlı¤a do¤ru kayar-ken “Ulu Tanrım” dedi. “Sen herfleyi daha iyi bilirsin, ama haniönümde daha 35 yıl vardı?”

Derinden gelen ses kadının bu sorusuna flu yanıtı verdi:“Kusura bakma, tanıyamadım.”•

Page 72: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

140

Yan›tlar 144’üncü sayfam›zdad›r.

Sudokusuz Yapamayanlar ‹çin

Sudokuyu Yapamayanlar ‹çin

SUDOKUNükhet Alicikoğlu

YAZAN: fiEBNEM fiEN

141

Page 73: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

BD MAYIS 2009

142 143

Macaristan’›n baflkenti Buda-peflte’de görevli BBC muhabiri, 20Mart 2009 Cuma günü merkeze fluhaberi geçiyordu:

“Iki yorumcu Macar tele-vizyonunda heyecanlatart›fl›yorlar. ‘Bu Maca-ristan’a karfl› al›nm›fl birtav›rd›r!’ diyor biri.

‘Nerde kald› bizim Avrupal›l›¤›m›z?Kendimizi kand›rmayal›m! E¤erciddi tepki göstermezsek, yar›ndaha fazlas›n› da yapacaklar!’

“‘Do¤ru,’ diyor öteki. ‘Sorunla-r›m›z var; ama bunlar tarihsel so-runlar, öyle kolay üstesinden gele-meyiz. Zamana b›rakmak laz›m.’

“Yorumcular›n tart›flt›¤› vehalk aras›nda da ilgiyle izlenengeliflme, Macaristan Cumhurbafl-kan› Laszlo Solyom’un geçti¤imizgünlerde gündeme gelen Roman-ya gezisiydi.

“Macar cumhurbaflkan›, yakla-fl›k 700 bin Macar’›n yaflad›¤›komflu Romanya’y› ziyaret etme-ye karar vermiflti.

“Ama cumhurbaflkan›n›n bugezisi resmi bir ziyaret olmaya-cakt›. Macarlar’›n çok önem verdi-¤i 15 Mart ulusal bayram›n›, Cum-hurbaflkan› Laszlo Solyom, Ro-manya’daki soydafllar›yla kutla-mak istemiflti.

“Uçakla Romanya’ya gidecek,neredeyse yaln›zca Macarlar’›n ya-flad›¤› kentin havaalan›na inecekve orada yaflayan Macar az›nl›¤›nkonu¤u olarak kutlamalara kat›la-cakt›. Buraya dek herfley normal-

di. Sonuçta iki komflu ülke aras›n-da bu tür ziyaretler ola¤and›.

“Cumhurbaflkan›n›n planlananRomanya gezisi, ilk aflamada Ma-caristan’da haber bile olmad›.Çünkü cumhurbaflkanlar›, özelgezilerini bas›n bültenleriyle hal-ka duyurmuyorlard›.

“Ziyaretin haber olmas›n›n ne-deni ise, birkaç gün içinde iki ülkearas›ndaki iliflkileri iyice geren, hat-ta ifli karfl›l›kl› protestolara, resminotalara vard›ran bir geliflmeydi:

“Romanya, Macar cumhurbaflka-n›n›n uça¤›na ülkeye girifl izni ver-meyece¤ini aç›klam›flt›! Haber Ma-car bas›n›nda bomba etkisi yapt›!

“Girifl izninin neden verilmedi-¤i konusunda ‘rivayet muhtelif’ti.

“Kimi yorumlara göre Bükrefl,cumhurbaflkan›n›n resmi olmayanbir ziyarete gezilerinde hep kul-land›¤› askeri uçakla gitmesini ka-bul etmemiflti.

“Kimilerine göre ise,Macarlar taraf›n-dan Romanya’yagönderilen geziprogram›, kimi

çeviri hatalar› içeriyordu ve Ru-menler olay› tam anlamam›fllard›.

“Tabii herkes Bükrefl’in butavr›n›n, görünürdeki gerekçe neolursa olsun, asl›nda Romanya’dayaflayan Macarlar’›n varl›¤›ndankaynakland›¤›n› iyi biliyordu.

“Romanya’daki Macarlar, Ma-caristan’a ‘ana vatan’ gözüyle ba-k›yorlard› ve bu da Romanya’y›fena halde kayg›land›r›yordu.

“Soyad› ‘Solyom’, yani ‘fiahin’olan Macar cumhurbaflkan›, özelyaflam›nda bir güvercin denli sa-kin ve uysald›.

“‘Madem uçakla gidemiyoruz,o halde biz de otomobille gideriz’dedi ve kamuoyunu sakinlefltirdi.

“Ama sorun bitmemiflti. “Romanya ifli daha da ileri

götürdü. Macar cumhurbaflkan›ve beraberindekiler Romanya s›-n›r›na geldiklerinde yeni birsürprizle karfl›laflt›lar.

“Asl›nda Avrupa Bir-li¤i içinde art›k ifl-levlerini yitirdi¤isan›lan s›n›rlar, bir-den bir cumhur-

baflkan›n›n önünde afl›lmas› güçengellere dönüflüverdiler.

“Romanya gümrük muhaf›zla-r›, s›n›rda herkesi tek tek pasa-port denetiminden geçirecekleri-ni aç›klad›lar.

“Herkes kendi pasaportunu eli-ne alacakt› ve s›ras›n› bekleyecekti.

“Madem Laszlo Solyom, ülke-lerine bir cumhurbaflkan› olarakde¤il, sivil bir vatandafl olarak ge-liyordu, o durumda buna katlan-mak zorundayd›.

“Bu ‘zorunluluk’, Macar cum-hurbaflkan› için bir sorun olmad›.Sonunda s›n›rlar afl›ld›, KarpatDa¤lar›’n›n Romanya taraf›ndakiMacarlar’a ulafl›ld›.

“Sevinç gösterileri aras›ndasoydafllar›yla tören alan›nda çev-resine gülümseyen Macar cum-hurbaflkan›, Kaf Da¤›’n›n öteki ya-

kas›na varm›fl gibi gururluydu. “Oysa hepsi hepsi 200 km. yol

gitmifl, AB üyesi olan bir ülkedens›n›r› geçerek, AB üyesi olan birbaflka ülkeye girmiflti.

“Hem de s›n›r›n hem bu yaka-s›nda ve hem de öteki yakas›ndaMacarca konuflan insanlar yafl›-yordu. Tüm bu olup bitenlerin ar-d›ndan ak›llara flu soru tak›ld›:

“‘Eski düflmanl›klar› ortadankald›rmaya, s›n›r›n her iki yaka-s›nda da dalgalanan AB’nin çokfiyakal›, çok y›ld›zl› bayraklar›acaba yetecek miydi?’”

‹ngiliz yay›n kuruluflu BBCbile, bunu sormaktan kendinialam›yordu.

***

Macaristan Cumhurbaflkan› Laszlo Solyom

Page 74: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

144

Macarlar’›n en büyük ulusalbayram olarak kutlad›klar› 15Mart, 1848’de bafllay›p Avusturyal›-lar ve Ruslar taraf›ndan birkaç ay-da bast›r›lan Macar ayaklanmas›-n›n y›ldönümüydü.

Ülkeden kaçmak zorunda ka-lan “Macar Özgürlük Savafl›” ön-derlerinden, ulusal kahraman La-jos Kossuth, Türkiye’ye s›¤›nm›flve iki y›la yak›n süre Kütahya’dayaflam›flt›. As›l mesle¤i avukatl›kolan ve ülkesinin ba¤›ms›zl›¤›n›ilan ettikten sonra Macaristan’›n ilkcumhurbaflkanl›¤›na getirilen LajosKossuth, kurmay› planlad›¤› ba¤›m-s›z Macaristan’›n anayasas›n› Kütah-ya’da kald›¤› evde haz›rlam›flt›.

Kossuth’un kald›¤› ve yap›salözellikleriyle tam bir 18’inci yüz-y›l Türk evi kimli¤i tafl›yan ev,müzeye dönüfltürülmüfl ve “Kos-suth Evi Müzesi” ad›yla 1982’deziyarete aç›lm›flt›r.•

“Macar Özgürlük Savafl›” önderlerinden,ulusal kahraman Lajos Kossuth’un

ABD, New York’taki heykeli.

Sudokuyu Yapamayanlar ‹çin Sudokusuz Yapamayanlar ‹çin

“Sudoku”nun Yan›tlar›

Problem: 1. Ad5 A3& 2. Af4+# (1... A7& 2. Af6+#)

Oyun Sonu: 1. a4! bxa4 2. Ab4 a3 3. Ac2+ fia2 4. Ad4 fia1 5. fic2 fia2 6. Ae2 fia1 7. Ac1 a2 8. Ab3+#

“Satranç”›n Yan›tlar›

“Paltonuza güvelerin girmemesi için bir fley yapt›n›z m›, Bay Poldi?”

“Tabii ki... ‹çeri girmesinler diye dü¤melerini ilikledim.”

“fiu çocuklara bak, Lilo.Zavall›lar hiç büyümüyorlar.Onlar› 30 y›ld›r buradadolafl›rken görüyorum, hâlâ boylar› ayn›.”

“Banyoda ne ifliniz var, Bay Poldi? Hemen yata¤a yat›p ilac›n›z› almal›s›n›z!”

“Niçin? Reçetede, ilac›n s›cak su içinde al›naca¤› yaz›l›.”

“Yata¤› fluraya koyduraca¤›m.Düflünsene Poldi, sat›n ald›¤›myatakta bir zamanlar Napolyonve Washington yatm›fl.”

“O halde yatak iki kiflilik...”

Mankafa Poldi

145

Page 75: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

GGöönnddeerrii aaddrreessii:: BBüüttüünn DDüünnyyaa,, MMiimmoozzaa 44//99,, DD:: 11,, AAttaaflfleehhiirr,, 3344775500,, ‹‹ssttaannbbuull ee--ppoossttaa:: bbuuttuunndduunnyyaa@@bbuuttuunndduunnyyaa..ccoomm..ttrr(e-posta ile gönderece¤iniz fotograflar›n 150 KB’den fazla

olmamas›na lütfen özen gösteriniz.)Ece ve Efe Avc›, Diyarbak›r Baran Karadafl, ‹zmir

Ceylin Saraç, Ankara ‹pek ve Selin Emre, IspartaLal Karagülle, ‹stanbulDeniz Can Müftüo¤lu, Ankara

Eylül Acer, Ankara

Kemal Dilbaz, Adana

Serhat Y›ld›z, fianl›urfa Deniz Y›ld›r›m, ‹zmir

Onur Y›ld›z, Ankara Nehir Güney, Bursa Kerem Furuncu, Trabzon

Anne ve BabalardanNine ve Dedelerden

Birsen, ‹smail Y›lmaz ve torunlar› Kayra Aydo¤an, Kocaeli

O¤ullar›, K›zlar› ve Torunlar›ndanNineler ve Dedeler

Page 76: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

148

Bugünlerde sanki yenikeflfedilmifl gibi gelifligüzel söylenen “An› ya-flamak” sözünün kökle-ri Latin edebiyat›n›n

ünlü ozan› Horatius’un bir dize-sinde geçen “Carpe diem”e uza-n›r. Türkçe’ye “Gününü gün et”,“Zaman›n tad›n› ç›kar”, “Günü ya-kala”, “Günü derle” ya da Müzeh-her Erim’in “Bugünün meyvesinider” diye çevirdi¤i bu özdeyiflinuzun biçimi de kullan›l›r: “Carpediem, quam minimum credulapostero” (Bugünün meyvesinider, yar›na olabildi¤ince az inana-rak). Asl›nda Horatius’›n “Lueco-noë” (Zeki K›z) adl› sevgilisineadad›¤› fliirinde geçen bir dize biryaflam ö¤ütüydü: “Sorma –bilmemize izin yok– Lueconoë, bana sana Tanr›lar nas›l bir son buyurdular. Ne dan›fl Babil müneccimlerinin y›ld›z fal›na, Ne kadar daha iyi katlanmak, ne olacaksa ona! ‹ster ba¤›fllam›fl olsun Iuppiter daha baflka k›fllar,

‘Carpe Diem’‘Bugünün meyvesini der’

149

EVRENSEL KÜLTÜRSongül Saydam

‹ster sonuncu k›fl olsun flimdi Kayalara çarparak güçsüz düflüren Tyren Denizini! Akl›n› kullan, flarap süz ve bu k›sa yaflama göre Uzun umutlar› buda! Daha biz konuflurken uçtu gitti bak K›skanç ömür: Bugünün meyvesini der (‘Carpe Diem’) Yar›na olabildi¤ince az inanarak (‘quam minimum credula postero’)”

(Çeviren: Müzehher Erim)

Gelecek konusunda en-diflelenmek yerine ya-flan›lan an›n de¤erinisevgiliye vurgulayança¤r› H›ristiyan ö¤reti-

sinde de yer buldu. “Günü an-laml› yafla” diye insanlara be-denlerini uykuya haz›rlamakyerine, ruhlar›n› ölüme haz›rla-malar› gerekti¤i yolunda örtülübir uyar›ya dönüfltü. Yüzy›llarsonra ‹ngiliz flair Byron ise “Se-ize the day” (Günü yakala) di-yerek geçmifl ya da gelece¤edalmak yerine an› yaflamay›önerdi. Günümüzde ise, “hafife¤itimli” ayd›nlar›n dilinde “An›yafla” biçimi de duyuluyor.

K›saca Horrace ad›yla an›lanflairin tam ad›, Quintus HoratiusFlaccus’dur. Flaccus “yelken ku-lak” demektir.

Horrace’›n ailesi sosyal ve eko-nomik aç›dan parlak bir konumasahip de¤ildi. Babas› köleydi. Öz-gürlü¤ü verilince aç›k art›rma ya-z›c›s› oldu. Zekiydi, biraz para bi-

riktirince ailesiyle bir çiftli¤e çeki-lip orada yaflamaya bafllad›. O¤-lundaki üstün yetene¤in ay›rd›navar›nca onu, “Ben gün görmedim,bari o görsün” diyerek Roma’yagötürdü. Ona en iyi ö¤retmenler-den ders ald›rmakla yetinmedi,gündelik davran›fllar›na rehberlikde etti. Çocu¤una her konuda gözkulak oldu. ‹yi ahlak, sa¤lam ka-rakter sahibi olabilmesi için onaen baflta kendisi örnek oldu.

Türlü zorluklara gö¤üs gerereko¤lunu, ça¤›n en iyi e¤itim merke-zi Atina’ya gönderdi. Horatius dababas›n›n bu özveri ve eme¤ineher zaman sayg› duydu ve ona sev-gisini, ba¤l›¤›n› “Babalar›n en iyisi”sözcükleriyle dizelerine tafl›d›.

Horatius Yunanistan’a gitti¤in-de siyasal durum kar›fl›kt›. Caesaröldürülmüfl, suikaste kat›lan Bru-tus oraya gelmiflti. Horatius’u cum-huriyetçi olmaya, Octavianus veAntonius’a karfl› savafla kat›lmayaitti. Brutus ve Cassius kendi k›l›çla-r›yla yaflamlar›na son verince askeryarad›l›fll› olmayan flair ruhlu Ho-ratius’un akl› bafl›na geldi:

“‹fller kar›flmaya bafllay›nca hiçde flerefli olmayan bir biçimdekalkan›m› at›p kaçt›m” dedi.

Octavianus’un ç›kard›¤› aftanyararlanmak için öz topraklar›nadöndü. Babas› yaflam›n› yitirmiflti.Çiftli¤i zaferi kazanan askerlereverilmek üzere elinden al›nd›. Oyine de umudunu yitirmedi ve fli-irleriyle “‹nsan insan›n kurdudur!”gerçe¤in dile getirmeyi sürdürdü:Küçük bir memurluk yapma f›rsa-

Page 77: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

150

t›n› yakalay›nca aç kalmaktan kur-tuldu. fiiir yaflamba¤›yd›. Vergili-us’un ilgisini çeken fliirleri onla ta-n›flmalar›na neden oldu. Vergiliusonu imparatorun dan›flman› (ad›birçok dilde sanatç›lar›n koruyu-cusu anlam›nda yer edinen) Ma-ecenas ile tan›flt›rd›.

Dokuz ay boyunca Hora-tius’u, yeteneklerini vekarakterini gözleyenMaecenas çevresinetoplad›¤›, korudu¤u flair

ve yazarlar grubuna onu da katt›.Ölünceye de¤in çok yak›n birdostluk ba¤› içinde oldu¤u Maece-nas ona iyi huyu ve yetene¤indenötürü Roma yak›nlar›nda tepeleraras›nda bir vadide dere k›y›s›ndabir çiftlik arma¤an etti.

Ölüm konusunda ilginç düflün-celeri vard›:

“Ölümsüz olaca¤›m, öldükten

sonra Apollon’un kutsal kuflu olanku¤u haline girece¤im.”

“Benim ölümümde matem flar-k›lar› söylemeyin, cenaze töreniyapmay›n, yas ve keder gösterisin-de bulunmay›n, çünkü ben ölmüflolmayaca¤›m” dizelerinin do¤rulu-¤u her geçen gün kan›tland›. Ya-flad›¤› ça¤da ve sonras›nda Ro-ma’n›n de¤il, dünya evrensel kül-türünün en gözde, sevilen flairle-rinden biri olarak ölümsüzleflti.

Vergilius yaflam›n› yitirince im-parator onu “poeta laureatus” (def-ne taçl› flair), Vergilius’un varisi veRoma’n›n ilk resmi flairi ilan etti.Ölmeden önce, hiçbir akrabas› ol-mayan Horatius, malvarl›¤›n› Ma-ecenas ve ‹mparator Augustus’aimparatorluk içinde kullan›lmas›için verdi. Ölümü de¤il, yaflamay›öne ç›kar›yordu. Tarihe “Carpe di-em” (Günün meyvesini der) ilead›n› yazd›rd›. Dilinin sadeli¤indenötürü yap›tlar› okul kitab› oldu.Günümüzde de Latince ö¤renimdeders kitab› gibi kullan›lan yap›tlar›yüzy›llar boyunca çevirmenler içinbir s›nav oldu.

Her fliiri yüzlerce kez çevrildi.Bir ‹ngiliz flair onun fliirleri için,“Befl sözcüklük mücevherler / Za-man›n parma¤›nda / Sonsuza de-¤in parlayacak” demiflti.

O yaln›zca “Günün meyvesinider”mekle kalmad›, günümüzede¤in milyonlarca kifliye, gününmeyvesinin anlam›n› tan›tt›, ta-d›n› tatt›rd›.•

[email protected]

151

Mant›k Bilmecesi, BulmacaNisan Ay› Yan›tlar›, Çözümleri

HastaDilekBernaGönülFüsunTu¤ba

Gitti¤i kapl›caAyafl

HaymanaK›z›lcahamam

GönenSand›kl›

fiikayetiBilek a¤r›s›Diz a¤r›s›

Omuz a¤r›s›Bel a¤r›s›

Boyun a¤r›s›

Gitti¤i ayMay›sNisanEylül

Haziranfiubat

Mant›k Bilmecesi

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

ÖMERHAYYAM

BERGAMA

ZEKA

KA

YALAKA

ROMAN

D

S

ESK‹

TAL‹MAT

ANA

ES‹NT‹

BOA

‹M‹K

‹Z‹N

MEKAN

KATRAN

Z

TMO

Ç

‹R

DAVAR

ATAfi

BERNA

R‹NA

EVET

UKALA

P‹

ANANE

U

AYNA

ASALET

S

K

FAKAT=AY‹N

FIRAT

FARE

ASUMAN

A

A

AKARET

HAT

AFON‹

KLE

TAZ‹YE

‹B‹K

OK

PATEN

LT

ALARGA

‹N

NAREKE

D‹

A

KADEME

KEMANE

Bulmaca

Page 78: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

152

Lütfen dikkat edin: 0-9 aras›ndaki rakamlar, her soru grubunda de¤iflik biçimlerle simgelenmektedir.

Cahit Batum’dan “Kareler ve Rakamlar”›n Nisan Ay› Çözümü:

428 + 357 = 785271 129 = 142

699 + 228 = 927++ --

620 389 = 231258 154 = 104

362 235 = 127

-- ----

++ --

=

=

=

=

=

+

--

--

--

+

--

=

---- --

KARELER VE RAKAMLARCahit Batum

153

Televizyon dizileri heyecanlar›yla pek çok kimsenin ilgisini çekiyordu.Afla¤›daki ipuçlar›ndan televizyon dizisinin ad›n›, hangi gün oynad›¤›n›ve baflroldeki oyuncular›n adlar›n› bulunuz.

‹PUÇLARI:1- “Banka Soygunu”nda oynayan aktörün rol arkadafl› Ali’ydi. 2- Baflrol oyuncusu Nuri olmayan “Kaçak Âfl›klar” dizisi çarflamba günlerioynuyordu. Cuma günleri oynayan dizideyse Ceyda rol al›yordu. 3- ‹ki genç k›z›n düfllerini anlatan dizide oynayan Sevim, rolünde çokbaflar›l›yd›.4- Ayfle ve sevgilisinin “Seyahat” serüvenlerini konu eden dizi en çok ilgigören dizilerden biriydi. Kadir ile Binnur ayn› dizide rol alm›yordu. 5- Reflat sal› günleri, “Mahkum” dizisi ise perflembe günleri ekrandayd›.

Paz

arte

si

“Banka Soygunu”“Kaçak Âfl›klar”

“Seyahat”“Gençlik Rüyas›”

“Mahkum”

MehmetKadir

DuyguAli

SevimBinnur

CeydaAyfleNuri

Reflat

Dizi Gün Oyuncu Oyuncu

Sal

Çar

flam

ba

Per

flem

be

Cum

a

Bin

nur

Cey

da

Ayfl

e

Nur

i

Refl

at

Meh

met

Kadi

r

Duy

gu

Ali

Sev

im

[email protected]

MANTIK B‹LMECES‹Prof. Dr. Yüksel Bozer

Page 79: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

154 155

[email protected]

SATRANÇMustafa Yıldız

TÜRK‹YE B‹R‹NC‹L‹⁄‹’NDEN ‹LG‹NÇ KONUMLAR

RRookkuunn ZZaammaann››EErrhhaann TTaannrr››kkuulluu--FFeetthhii AAppaayydd››nn,, 22000099 TTBB,, 1100..55,, BB 2222Beyaz, yandaki konumdan önce rok yapm›fl. Zaman› m›? Siyah bu-rada kaç dakika düflündü? Ama beyaz›n rok hamlesinin yanl›fll›¤›n›kan›tl›yor! 15. Kxf3! Beyaz, roktan öncebu fedan›n sonuçlar›n› hesaplamal›yd›.16. gxf3 Ad3!! Kalite fedas›n›n sezgisel de-¤il hesaplanm›fl bir feda oldu¤unun iflaretfifle¤i! Bu at al›namaz: (17. Vxd3 Af4 ve ikihamlede mat!) 17. fih1 Axe5 18. Ve2 Vf819. f4 Ac6 20. Ac4 Vxf4 21. Kae1 Kf822. Ve4 Vh6 23. Ae5 Kf4 24. Vd3 Axe525. Kxe5 Kh4 Yeni bask›n h2’ye. 26. Vg3Kh3 27. Vg2 Af4 Bunalt›c› bir manevra.Büyük beyaz çapraz siyah›n eline geçince herfley bitecek. 28. Vg1Vf6 29. Vg5 Vf8 30. Ke4 Kf3 31. Ke3 Kxe3 32. fxe3 Va8+ 0-1(33. fig1 Ah3+)

Çözümler 144’üncü sayfam›zdad›r.

2 #

P. Ten Kate, 1966

PROBLEM

Beyaz kazan›r

G. Gjeban, 1962

OYUN SONUÜÜssttüünnllüükk NNeerreeddee??FFeetthhii AAppaayydd››nn--MMeerrtt YY››llmmaazzyyeerrllii,, 22000099 TTBB,, 77..55,, BB 2255Beyaz son hamlesinde e1’deki kalesini neden g1’e getirdi? Ayn›

beynel yine var. Oysa (a7 piyonunu almatehdidiyle 32. Fxc5 kazanç için yeterliolurdu.)Beyaz›n, kalite üstünlü¤ü ortadan kalkt›¤›gibi ayr›k piyonlardan oluflan kale oyunsonu bafllad›. 32. Kg1 Af3+ 33. fih1 Axg134. Kxg1 Kc8 35. Kc1 c4 36. Fxd6 exd637. Kc3 fif6 38. fig2 fixf5 39. fif3 h4 40. fie3Ke8+ 41. fif3 Kc8 42. fie3 Ke8+ 43. fid2Ke4 Art›k herfley bitti. 44. Ka3 Kxf4 45. a5

fie5 46. b6 axb6 47. axb6 Kf8 48. Ka5 fid4 49. b7 c3+ 50. fic2 Kf2+51. fid1 fid3 52. fie1 Kb2 53. Ka7 Kb1+ 54. fif2 c2 0-1

BBaasskk›› SSoonnuuçç GGeettiirriirrBBaarr››flfl EEsseenn--YY.. EEmmrraahh YYaa¤¤››zz,, 22000099 TTBB,, 33..11,, EE 9922

Beyaz›n b7 piyonuna bask›s› var. Onun d›fl›n-da sanki herfley eflit. Bu bask›ya karfl› iki yolvar: ya oyunda oldu¤u gibi fil ile savunulacakya da b7 piyonu sürülecek. Sürmek daha iyi.33... Fc8 34. Ab5, a7 piyonu istekte. 34... a635. Aa7 fid8 36. Axc8 fixc8 37. Fd5 Bask›n›nyönü de¤iflti: f7 isteniyor. 37... Axd5 ‹steristemez piyon oyun sonu. 38. fixd5 fid739. a4 fie7 40. fic5 fid7 41. fib6 fic8 42. g3fib8 43. h3 f6 44. g4 h4 45. g5 f5 46. fic5 fic7

47. fid5 a5 48. bxa5 fid7 49. fic5 fic7 50. fib5 fib8 51. fib6 fic8 52. a6 fib853. a5 fia8 54. axb7+ fib8 55. fia6 1-0 Beyaz, kusursuz oynad›.

a

8

7

6

5

4

3

2

1

b c d e f g h

DDeenneeyyiimm vvee CCeessaarreettTTuurrhhaann YY››llmmaazz--SSeerrkkaann KKöössee,, 22000099 TTBB,, 22..44.. CC0022Turnuvan›n en deneyimli oyuncusu kuflkusuz 6 kez Türkiye flampi-yonu olan IM Turhan Y›lmaz. Yandaki ko-numda korkusuzca 40. Kxe6! oynad›. Axe641. Vxe6 Kalite fedas›n›n sonu deneyimlekazanca dönüflüyor.41... Vd6 42. Vg4 h5 43. Vg3 Ve6 44. Fb7Kf7 45. Fc6 Ve4 46. fih2 Açmazda durmuyor.46... Ve2 47. Fxd5 Ae3 Çifte tehdit. 48. Ag1Af1+ 49. fig2 Axg3 50. Axe2 Karfl› tehditolufltu. ‹ki siyah figür de tehdit alt›nda. 50...Kd7 51. Fc6 Ka7 52. fixg3 Kxa4 53. d5 bu piyon vezir olacak. 1-0

a

8

7

6

5

4

3

2

1

b c d e f g h

a

8

7

6

5

4

3

2

1

b c d e f g h

a

8

7

6

5

4

3

2

1

b c d e f g h

Page 80: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

156 157

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

4 6 4

SOLDAN SA⁄A: 1) Fotografta görü-len, geçti¤imiz aylarda yitirdi¤imiz tiyat-ro oyuncumuz. 2) Arka karfl›t›. - Her va-kit, sürekli olarak - ‹liflkin, de¤in. - Va-tikan’›n plaka imi. 3) Eski dilde inleyen,a¤layan. - A¤abey, büyük kardefl. - Biray ad›. 4) En k›sa zaman. - Bir s›cak ül-ke meyvesi. - “Sabahattin .....” (“Bir FilizVard›”n›n yazar›). 5) Gemi s›¤›na¤›. -Kendisine güvenilen kimse. - Manisa ili-ne ba¤l› ilçelerden biri. 6) Aza. - Özelgezinti gemisi. - Güzel. - Olumsuzlukbelirten bir önek. 7) Lityum elementininsimgesi. - Bir cetvel türü. - Kiflinin geç-miflte yaflam›fl olan büyükleri. 8) Görü-nüfle göre, anlafl›lan. - Vilayet. 9) Bir evgereci. - Avustralya yerlilerine verilenad. 10) Tolstoy’un bir yap›t›. - “Ahmet.....” (“Hasretinden Prangalar Eskittim”inünlü flairi). 11) Eski M›s›rl›lar’›n yaflam-sal dayana¤› olan üretici güç. - T›rpansap›. - Parlak sar› renkte, kolay ifllenen,de¤erli paslanmaz maden. - Baryumunsimgesi. 12) Atomik kütle birimi. - Argo-da esrar. - Güzel sanat. - Branfl. 13) En-donezya’n›n plaka imi. - Saz›n en kal›nteli. - Küçük su yolu. - Generallik rütbe-sindeki subaylara verilen ortak ad.14) Antalya’n›n turistik bir ilçesi. - Kala-y›n simgesi. - Ölüm cezas›. 15) Odunk›r›c›. - Çorum iline ba¤l› bir ilçe.16) Cennet bahçesi. - “..... Sevdas›”(Recaizade Mahmut Ekrem’in bir ya-p›t›. 17) Birmanya’n›n plaka imi. - ‹s-viçre’de bir akarsu. - Kiloamperin k›sayaz›l›fl›. 18) Asya’da bir ülke. - Yapma,etme. 19) Adale. - Rey. - “..... Palas” (Elif fiafak’›n bir yap›t›). 20) Telli bir çal-g›. - Sonsuz.

YUKARIDAN AfiA⁄IYA: 1) 1931 do¤um-lu olup fotografta görülen oyuncuyla özelbir tiyatro kurmufl olan oyuncumuz. - Na-bizade Naz›m’›n yazd›¤› Türk edebiyat›n›nilk köy roman›. 2) Maksim Gorki’nin biryap›t›. - Âlâ. - Eski dilde fikir al›fl verifli. -A¤r› Da¤›’n›n eski ad›. 3) Dokusunda ço-¤unlukla gümüfl ve alt›n renginde tel bu-lunan kumafl ya da metal parlakl›¤› veril-mifl deri. - Sonbahar. - Güreflte bir oyun. -Baston. 4) Bir ilimiz. - Lantan›n simgesi. -Küçük ma¤ara. - Büyük su testisi, büyükçömlek. 5) Eski dilde ekmek. - Niyobyu-mun simgesi. - Edirne iline ba¤l› ilçeler-den biri. 6) Çok eski bir tarihi anlatmaktakullan›lan bir sözcük. - Sonunda, önündesonunda. - Halay›k. 7) ‹nam, vedia. - “.....Jovi” (Dünyaca ünlü rock sanatç›s›). - Gi-zem. 8) Say›lar› gösteren iflaretler. - Kaba-r›k görüntü vermek için de¤iflik malzeme-lerle yap›lan bir tür iç giysisi. - Ürdün’debir liman kenti. 9) Japon çizgi film sanat›.- Tedavi amac›yla kullan›lan jöle yap›s›ndabir krem türü. - Amerikan Basketbol Li-gi’ni simgeleyen harfler. - Eski dilde bay-ram. 10) Güney Afrika Cumhuriyeti’ninplaka imi. - Kars ilindeki ünlü harabeler. -Kollar›n ve ayak hareketlerinin önemli ol-du¤u, giderek h›zlanan bir Yunan halkoyunu. - Hitit. 11) Tür. - Nazi Hücum K›-tas›’n› simgeleyen harfler. - fiark›, türkü. -Rusça’da evet. 12) Gelecek. - Ya¤ma. -Parlak tüylü bir cins papa¤an. 13) Fin ha-mam›. - Erkek. - ‹ki kifliyle oynanan bir ze-kâ oyunu. 14) Kastamonu’da dünyaca ün-lü bir kanyon. - Kurba¤a yavrusu.15) Eski dilde engel. - Bir renk. - ÖmerSeyfettin’in bir yap›t›.

[email protected]

BULMACAFiliz Leloğlu Oskay

Page 81: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

158 159

Sanatç›lardan Yaz›lar ve Aç›klamalarla 20. Yüzy›lda Bat› Sanat›nda Ak›mlarAhu AntmenSel Yay›nc›l›k

Bat› sanat›n›n görkemli yap›tlar›ülkemize uzun kuyruklar olufl-

turan sergileriyle konuk olurkengörsel olan›n bilgi ile pekifltirilmesi

eksik kal›yor. Bat› sa-nat›n›n temel bilgileri-ni sunan yap›tlar›n az-l›¤› sergiler öncesi vesonras› kendini dahafazla hissettiriyor. EnisBatur’un “Moderniz-

min Serüveni” gibi yap›tlar›n ne ya-z›k ki, ard› gelmiyor. Çok say›daçevirisi ile sanat alan›nda bilgi açl›-¤›n› gidermeye çal›flan Ahu Ant-men’in bu çal›flmas› Bat› sanat› iletan›flmak, bu ola¤anüstü yarat›c›l›kserüvenine kat›lmak isteyenler için

bir rehber kitap. Kitapta sanatak›mlar› yan›nda sanatç›lar, yap›tla-r›, bildirgeleri, etkileri, etkilendikle-ri, etkiledikleri, öykü tad›nda anla-t›l›yor. Kitab›n sonunda daha geniflokumalar için Türkçe ve yabanc›dildeki kaynaklar ve internette za-man kayb›na u¤ramadan ilgili say-falara ulaflmak için web adresleride veriliyor. Kitap 20’nci yüzy›l sa-nat›n› bir bütün olarak tan›mak is-teyenlere yararl› bir kaynak.

Keflke Ben Yapsayd›mDedi¤iniz 101 Bulufl veHiç Kimse Yapmasayd›Diye Düflündü¤ünüz Birkaç Tanesi Richard Horne, Tracey TurnerTürkiye ‹fl Bankas›

Yalan makinesinin nas›l çal›flt›-¤›n› hiç merak ettiniz mi? Ya

da termometrenin s›cakl›¤› nas›l

ölçtü¤ünü? Zaman di-limlerine neden gerek-sinim duyuyoruz? Yada neden kimi kiflilernükleer silahlar›n iyibir fikir oldu¤unu düflündüler?Dünya inan›lmaz –bazen de çokda iyi olmayan– bulufllarla dolu...Anestezi olmadan ameliyata gir-mek, müziksiz bir parti ya da difl-lerinizi bir çubukla temizlemekhoflunuza gider miydi? Muhteme-len hay›r...

‹flte bulufllar›n büyülü dünyas›-na girmenin tam zaman›... ‹nsanlarmors alfabesini, tuvalet ka¤›d›n›,X-›fl›n›n› nas›l icat ettiler? Bir fleyleryap›n. Bir fley icat edin. En masumgörünen aletlerin ço¤unun ard›n-daki flans›n ya da saf dehan›n bü-yüsüne kap›l›n. Hafta sonlar› art›keskisi gibi olmayacak. Cep telefo-nundan, selobantlara uzanan liste-nin sonu okurun keflke icat edil-meseydi dedi¤i bulufllar için ayr›l-m›fl. ‹ngiltere bask›s›yla ayn› andaTürkçe bas›lan, kullan›lan boya veka¤›t aç›s›ndan Avrupa Birli¤istandartlar›na uyum gösterilen ki-tapta en zekice, en tuhaf ve en iyi101 bulufla yer veriliyor.

Uygarl›¤› De¤ifltiren 101 KediSam StallCan Yay›nlar›

Daha önce “Uygarl›¤› De¤ifl-tiren 100 Köpek” adl› kita-

b› haz›rlayan yazar bu kez ke-

dilerin pefline düflmüfl: “Kediler ademo¤luyla uygar-

l›¤›n do¤uflundan önce iletiflimkurdular kurmas›na da, tarihi-mizi biçimlendiren bir avuç ke-diyi aralar›ndan bulup ç›karmakbenim için hiç de kolay olmad›.

“Tipik bir kedi gams›zd›r, in-san ›rk› ne yapm›fl, ne etmiflumurunda de¤ildir. Kiflili¤i-nin belki de en önemli unsuru-dur bu... Taba¤›nda yiyecek,kutusunda temiz kum, bir degelip geçeni seyredece¤i pence-re kenar› oldu mu, çevresindekim ne dilerse yapabilir...

“Kitapta anlat›lan kedilerin ço¤umadalyas›n› fiyaka yaparak de¤il,daha incelikli yollardan kazand›.Bu ünlü kediler dört genifl grubaayr›labilir. Esin perileri,öncüler, karfl› kahra-manlar ve kahramanlar:Korku hikayelerindenbirine modellik yapanCattarina, adli t›p alan›n-da bir devrime yol açan Kartopu,koca bir canl› türünü tek bafl›nayok eden Tibbles, Rus kuvvetlerineyard›m eden Mourka, Londra Kule-si’ne hapsedilen insan dostuna hepsad›k kalan Trixy’i...

“(...) Bütün bu kedicikler tari-hi az ya da çok de¤ifltirdiler. Bu-nu umursamamalar›, hatta yapt›k-lar›n›n fark›nda bile olmamalar›çok daha alçak gönüllü bir ifli be-cerdiklerinde yaygara koparan okendini be¤enmifl insanlara ör-nek oluflturmas› gerekir.”•

AÇIKLAMALARLA 20. YÜZYILDA BATISANATINDA AKIMLAR, UYGARLI⁄IDE⁄‹fiT‹REN 101 KED‹, KEfiKE BENYAPSAYDIM DED‹⁄‹N‹Z 101 BULUfi

B‹ZE GÖNDER‹LEN K‹TAPLARDAN

Page 82: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

160

B‹R FOTOGRAF B‹N SÖZCÜ⁄E BEDELD‹RGönderi: Berrin Öztürk, Ankara

Page 83: MAYIS KAPAK I - butundunya.com · Baflkent Üniversitesi’nin bir kültür hizmeti olan Bütün Dünya 2000, Baflkent Üniversitesi kurulufllar›ndan 1. Cadde, No: 77, Bahçelievler,

TÜRK RESSAMLARI: AVN‹ ARBAfi

CUMHUR‹YETE DO⁄RU1919 y›l›nda ‹stanbul’da do¤an Avni Arbafl, 1940-1947 y›llar› aras›nda‹stanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde Frans›z ressam Léopold-Lévy’nin

yönetiminde çal›flt›. Avni Arbafl, 1947 y›l›nda Frans›z hükümetinin verdi¤i bursla Paris’e gitti ve Fransa’n›n birçok kenti ile ABD’de sergiler açt›. 1976 y›l›nda Türkiye’ye döndü. Kendine özgü bir anlat›m biçimi

gelifltiren ve bunu tüm resimlerinde uygulayan Ressam Avni Arbafl, Salon d’Octobre, Salon de Mai gibi önemli sergilere kat›ld›.