HİS DERGİSİ sayi 3

76
HOLİGANİZM CEZASIZ BIRAKILMAMALI ENGELLERİ BAŞARILARINI AŞTI 14 08 38 HİS HERKES İçİN SPOR DERGİSİ 2013 - YIL:1 SAYI:3 “OLİMPİYATLARDA GELECEK YILLARIN EN GÜÇLÜ ADAYI TÜRKİYE” HERKES İÇİN SPOR FEDERASYONU BAŞKANI PROF. DR. ERDAL ZORBA:

description

Herkes İçin Spor Federasyonu Kurumsal Dergisi.

Transcript of HİS DERGİSİ sayi 3

Page 1: HİS DERGİSİ sayi 3

HOLİGANİZM cezasız bırakılmamalı

ENGELLERİ baŞarılarıNı aŞTı1408 38

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

2013 - YIL:1 sAYI:3

“OLİMPİYATLARDA GELECEK YILLARIN EN GÜÇLÜ ADAYI TÜRKİYE”

Herkes İÇİN sPOr federasyONu baŞkaNı PrOf. dr. erdal zOrba:

Page 2: HİS DERGİSİ sayi 3
Page 3: HİS DERGİSİ sayi 3
Page 4: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 4 - HİS ]

İÇİNDEKİLERİÇİNDEKİLER

binicilikte temel kurallar

son 10 yılın spor karnesi

HAMAllıktAn kIrkpInar Finaline

Herkes için spor FeDerAsyonU ÜniVersitelerle Birlikte

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

12

17

24

23

07 ayıN fOTOĞrafı08 OlİmPİyaTlarda Gelecek yıllarıN eN GÜÇlÜ adayı TÜrkİye 14 HOlİGaNİzm cezasız bırakılmamalı16 er meydaNıNıN TarİHİ dİJİTal OrTama akTarılıyOr20 sPOr Terİmlerİ sÖzlÜĞÜ22 29 ekİm cumHurİyeT bayramı28 sPOr yazarları Nasıl deĞerleNdİrdİ30 yurdum sPOr yaPıyOr34 sPOrda ŞİddeT TweeTlerİ38 baŞarıları eNGellerİNİ aŞTı40 “TÜrkİye aNTİ dOPİNG aJaNsı faalİyeTe baŞlayacak”44 TarİHİ mekaNlar yeNİdeN caNlaNıyOr46 3. İslamİ dayaNıŞma OyuNları 47 “sPOr eĞİTİmİ İle sOsyal kaTılımıN desTekleNmesİ PrOJesİ”48 yasemİNdalkılıÇ’TaN sualTı belGeselİ53 sPOr yaPıyOrum56 GelİŞİm58 eNGelsİz sPOr60 yemek61 saĞlık64 buNları bİlİyOr musuNuz?65 TekNOlOJİ70 kİTaP 71 sİNema72 karİkaTÜr73 bulmaca

Page 5: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 5 - HİS ]

KÜNYEHİS HerkeS İçİn Spor DergİSİ

Herkes İçin Spor Federasyonu Adına Sahibi

proF. Dr. erDAL ZorBA

genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu)sİnAn kArTAL

Halkla İlişkilerGAMZe Örer

Yayın kuruluAHMeT kIZILkAYA

MUsTAFA kArAkUŞ proF. Dr. osMAn İMAMoĞLU

sÜLeYMAn GÖnÜLATeŞ

Yayın editörüGÜLHAn DÜZCAn

Yazı İşleriÜMrAn ArAk

rAMAZAn AYDInCenGİZ ÖZkAnHABİBe reMLe

HÜseYİn ŞAHAn

görsel YönetmenHALİL İBrAHİM ZenGİn

Yayın TürüULUsAL - AYLIk sÜreLİ YAYIn

Yayın İdare AdresiUlus İşhanı A Blok 2.kat no:210

ULUs / AnkArA / TÜrkİYee-posta: [email protected] | Telefon: 0312

311 62 17 | Faks: 0312 309 29 97http://www.his.gov.tr | [email protected]

YapımGÖkYÜZÜ MeDYA

TAsArIM orGAnİZAsYon kArApÜrçek MAH 348.CAD. GosTAoĞLU sİTesİ B1 BLokno:B1/13 ALTInDAĞ/ AnkArA

BaskıeroL oFseT LTD. ŞTİ.

pAZAr MH. neCATİ eFenDİ sk.no:43 sAMsUn TeL: 0 362 431 98 96

nAMAZın FiZiksel FaYDalarI 30

kAptAn-ı DeryA BarBaros HaYrettin paŞa36

HÜZÜn kokulu bosnA66

Herkese, Her yAŞA spor Ve egZersiZ50

Page 6: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 6 - HİS ]

TAKDİMTAKDİM

Sevgili HİS okurları,

Herkes İçin Spor Federasyonu dergimiz 3. sayısına ulaştı. İlk çıkışından

itibaren görsel zenginliği, okunurluğu ve ulaştığı nitelikli okur kitlesi sayesinde bu

yürüyüşüne devam edeceğini umut ediyoruz. HİS Federasyo-nu dergimizin içeriği bu ay yine dopdolu. Ülkemiz spor alanında büyük bir hız kat etmektedir. Bizde her geçen gün gelişen ve büyü-yen spor camiamızın nabzını tutmak ve sizleri tüm bu olaylardan haberdar etmek için canla başla çalışıyoruz. Amacımız yediden yetmişe tüm yurttaşlarımıza spor bilinci vererek yurttaşlarımıza spor farkındalığı oluşturmaktır. Sizlere bir yandan spor faaliyetle-rinden haberler verirken diğer taraftan da spor alt yapısını ilgilen-diren tesis temel atma ve açılış haberlerimizle sizleri bilgilendiri-yoruz. 3. Sayımızda sizlere Federasyon başkanımız Sayın Prof Dr. Erdal Zorba bey ile dikkat çekici bir söyleşi gerçekleştirdik. Bini-cilik Sporu, Tribün Olayları, Er Meydanının Tarihi, Spor Terimleri Sözlüğü gibi ilginç konuları işliyoruz bu ayki sayımızda. Gençlik ve Spor Bakanımız Suat Kılıç beyin olimpiyatlar ile ilgili açıklamaları-na özel yer verdik. Spor yazarları soruşturmamız, gençliğin yeni ilgi odaklarından “twetler”i mercek altına aldık. Taraftarlar ile söyleşi-ler, 2020 Olimpiyatları değinimiz, Engelli Basketbol Takımı güncel konularımız. Barbaros Hayrettin Paşa tarihi değerimiz olarak bu sayımızın konuğu olacak. Spor karikatürümüz ve spor konulu bul-macamız da dergimizin diğer zenginlikleri olarak siz okurlarımızın dikkatine sunulmuştur.

İyi okumalar diliyoruz.

Sağlıcakla...

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Page 7: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 7 - HİS ]

sONbAHAR Geniş ormanlık alanları, çok sayıda nehrin ve su kaynağının bulunduğu bosna-Hersek’te sonbaharın tüm güzellikleri yaşanıyor. saraybosna’da milyacka nehri kenarındaki Vilson yürüyüş alanından bir görünüm. (Anadolu Ajansı - Samir Yordamovic)

FOTOĞRAFAYIN FOTOĞRAFI HİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

Page 8: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 8 - HİS ]

HERKES İÇİN SPOR

OLUMsUZLUK-LARI FIRsATA ÇEVİRMELİYİZ“Olumsuzlukları yeni ve daha büyük fırsatlara çevirmeyi bilenler geleceğin en parlak yıldızı olma şansını yaka-layacaktır. adaylık sürecinde gücümü-zü gösterdik, güçlü olduğumuzu gös-terdik. Gelecek yıl-ların en güçlü adayı olacağız.” diyen Hİs başkanı erdal zorba, Türkiye’nin büyük bir farkında-lık yarattığını, bu durumun bizi heye-canlandırarak yola daha hızlı devam etmemiz gerektiğini söyledi.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

röportajRÖPORTAJ: GÜlHaN dÜzcaN

Page 9: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 9 - HİS ]

HİS Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Erdal Zorba, özel yaşamına,

federasyon faaliyetlerine ve gün-deme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Spor ile yakından ilgilenen, fede-rasyon başkanlığı ve eğitimcilik yapan Prof. Dr. Erdal Zorba en çok hangi spor branşını yapmak-tan zevk alır?

Tabi ki sporun her branşın-dan zevk alıyorum, ancak beni daha çok heyecanlandıran spor branşları, akademisyen olmamdan da kaynaklı olarak daha çok kitle sporları ve insanların yaşam stan-dartlarını arttırıcı sporlardır.

Daha önce ise okul öncesi dönemde ata sporumuz güreşle uğraşıyordum. Güreşte Türkiye üçüncülüğüm ve grup birincilikle-rim var. Arkasından kayakla ilgilen-dim. Ayrıca çok sayıda spor branşı ile de akademik olarak ilgilendim. Akademik kariyerime başladıktan sonra kendi ile barışık bir top-lum oluşmasına yardımcı olan, toplumun yaşam kalitesini arttırıcı kitle sporları ile ilgilendim. Çünkü kitleleri harekete geçirmek çok daha önemli, akademik kimliğimiz

bize bu sorumluluğu yüklüyor.

Ailenizle birlikte yaptığınız spor aktiviteleri var mı, onları da teşvik ediyor musunuz?

Aile ile yapılan sporların daha önemli olduğunu düşü-nüyorum. Sadece sizin sağlıklı olmanız, zinde olmanız, pozitif düşünmeniz yetmiyor, çevreniz-deki insanlarla bu güzellikleri birlikte yaşamak önemli, tabi ki en yakınınız aileniz ile başlamak gerekiyor. Biz ailecek çocuklarım ve eşim spora çok düşkünüz. Hatta bazen eşimle spor sonrası

tatlı bir diyalog içine gireriz, “sen mi çok yaptın ben mi çok yaptım” diye. Gerçekten de bu birbirimizi kamçılar. Yaptığımız sporda şuna dikkat ediyoruz, ne ifrat ne tefrit her şeyin kararı en iyisi, sadece kendimizle yarışarak sporumuzu kararında yapmaya çalışıyoruz.

Sporu kararında yapmak önemli dediniz. Çerçeveyi genişlete-cek olursak, sizce 2013 yılı spor açısından Türkiye için kararında oldu mu?

2013 yılında biz istediğimiz seviyeye ulaşamadık ama geçen

başarısızlık sadece olimpi-yatları alamamak değildir. büyük bir başarı var, finale kaldık ve farkın-dalık yarattık. bu bizi heye-canlandırmalı ve eksiklerimiz tespit edilerek yola daha hızlı devam edilme-li. Gücümüzü gösterdik, güçlü olduğumuzu gös-terdik. Gelecek yılların en güçlü adayı olacağımızı düşünüyorum.

bÜYÜK bİR FARKINDALIK YARATTIK. bU bİR bAşARIDIR.

Prof. Dr. Erdal ZORBA: “Akademik kariyerime başladıktan sonra

kendi ile barışık bir toplum oluşmasına yardımcı olan, toplumun

yaşam kalitesini arttırıcı kitle sporları ile ilgilendim.

OLiMPiYATLARDA GELECEK YILLARIN EN GÜÇLÜ ADAYI

TÜRKiYE2020 olimpiyatlarının Türkiye’de yapılmayacak olması spor camiasında ve tüm yurtta bir burukluk yaşattı. Bu du-rum Türkiye için bir kayıp mıdır yoksa gelecek yıllara daha güçlü çıkmak için yeni bir fırsat mı?

Page 10: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 10 - HİS ]

sene 2012 yılı sonunda yüzde iki buçuk olan spor yapma oranı Her-kes İçin Spor Federasyonumuzun Bakanlığımızla ve Genel Mü-dürlüğümüzle yaptığı çalışmalar sonucunda, yüzde beşlere kadar çıkardık. Tabi ki bu oran yeterli değil, bunun yüzde yetmişlere kadar çıkması gerekiyor. Bunun için de sporu tabana ne kadar çok yayabilirsek, kitle sporları ne kadar yaygınlaşırsa zirve de o kadar yükselecektir. Ama en önemlisi liderlerimizin sporu sevmeleri, spora önem vermeleri, destek olmalarıdır. 2013, 2012’ye göre iyi ama yeterli mi değil.

2013 yılı içerisinde HİS Federas-yonunun sporu yaygınlaştırmak adına yaptığı faaliyetler hakkın-da okuyucularımıza bilgi verebilir misiniz?

Bakanlığımız ve Genel Mü-dürlüğümüzle iş birliği içerisinde yapıyoruz faaliyetlerimizi. Bu sene özellikle AVM’lerde başlayan ve sporu tabana yaymayı ve yetenek-li sporcuları keşfetmeyi amaçlayan yetenek avcısı projemiz oldukça etkili oldu. Bir çok ilimizde herkes için spor şenlik ve festivalleri, çocuklarımıza ulaşmayı hedefle-yen şişme oyun grupları etkinlik-leri tüm yurtta yapıldı. Halkımıza yönelik rekreasyon faaliyetleri ve huzur evleri ziyaretlerimiz oldu. Milli Eğitim Bakanlığımızla ortaklaşa alt tabana ulaşmayı hedefleyen yeni projelerimiz var, kreş çağına, ilkokullara ulaşmak

istiyoruz. Çünkü ağaç yaşken eğilir, spora bu yaşlarda başlan-malı. 26 Ağustosta Malazgirt’de Bakanlığımızla birlikte etkinlikler düzenledik. Tarihsel gelenekle-rimizi sporumuzla bağdaştırdık, kaynaştırdık. Yurdum spor yapıyor projesi ile de üniversite öğrenci yurtlarına ulaşmayı hedefledik.

Bir de HİS federasyonu bün-yesinde açtığımız kurslarımız var. Özellikle Wellness antrenörlük kurslarımız çok ilgi gördü. Well-ness, insanları kendi ile barışık olarak, hem zihnen hem bedenen, hem de psikolojik açıdan sağlıklı olmayı prensip edinen kurslardır. Bu kurslardan belge alan kişiler spor salonu açma ve hatta ikinci kademe olarak Bakanlık ve Genel Müdürlük bünyesinde işe başlama hakkına sahiptir. Bunun tüm Türkiye çapında yaygınlaşmasına çalışıyoruz.

Welness antrenörlük kurslarına katılım için gerekli olan şartlar var mı?

En az lise mezunu olma şartı var. Onun dışında sporu seven herkes katılabilir. Spor ve sağlık amaçlı spor salonu açmak isteyen herkes kurslarımıza katılabilir. Wellness’in içinde, hamilelerde, yaşlılarda ve çocuklarda egzer-sizler var, sporun nasıl yapılabile-ceği, spor ahlakının nasıl olması gerektiği, spor yapan kişinin nasıl giyinmesi, nasıl beslenmesi gerek-tiği, pozitif düşünceye nasıl sahip olabileceğine dair bilgiler veriliyor.

Bu kurslarımıza katılarak belge alan antrenörlerimiz için sonra-sında da devam eden kurslarımız oluyor. Belge alınarak açılan salonların denetimlerini yapıyo-ruz. Çok cüz’i ücretler karşılığında yapıyoruz kurslarımızı.

Yeni dönemde yapılması planla-nan projeler var mı?

Yeni dönemde Sayın Bakanı-mız ve Genel Müdürümüzün tali-matıyla yogo kurslarını başlataca-ğız. Yogoyu kontrol altına almayı amaçlıyoruz. Yogo küçük yerlerde başka amaçlar için yapılıyor. Yogo sadece spor amaçlı yapılmalı mis-yonerlik faaliyeti haline dönüştü-rülmemeli. En yakın zamanda da bu kurslarımızı başlatmış olacağız.

Yeni başlatacağımız bir çalışma da önümüzdeki sene inşallah Türkiye’nin spor haritasını çıkaraca-ğız. Nerede hangi sporlar yapılıyor, nerelerde hangi sağlık sorunları var, ne gibi tesisler var bunları ortaya çıkarmak istiyoruz. Bu projemiz ile tüm Türkiye’nin haritasını çıkara-rak bölgelerin problemlerine göre çözüm yolları ortaya çıkaracağız. Önce problemleri bulup sonra da tedavisine gideceğiz.

En kısa zamanda da Başbaka-nımızın da talimatlarıyla olimpik kamp merkezleri hazırlığına gideceğiz. Başbakanımızın talimatı ile hazırlıklara başlayacağız. Sporu tabana yaymak için gereken çalış-maları yapacağız.

HERKES İÇİN SPORröportaj

WELLNWss ANTRENÖRLÜK KURsLARIwellness antre-nörlük kurslarımız-da, hamilelerde, yaşlılarda ve çocuklarda egzer-sizler var, sporun nasıl yapılabileceği, spor ahlakının nasıl olması gerektiği, spor yapan kişinin nasıl giyinmesi, nasıl beslenmesi gerektiği, pozitif dü-şünceye nasıl sahip olabileceğine dair bilgiler veriliyor. bu kurslardan belge alan kişiler spor salonu açma ve hatta ikinci kademe olarak bakanlık ve Genel müdürlük bünyesinde işe başlama hakkına sahiptir.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Page 11: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 11 - HİS ]

2020 Olimpiyatlarının Türkiye’de yapılmayacak olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim en büyük rakibimiz kendimiz. Olimpiyatları ne kadar destekleyen insanlar varsa, alın-maması için de o kadar köstek vuran insanlar oldu. Bazı kurum ve kuruluşlar gerekli hassasiyeti gös-termedi. Hükümetin verdiği aynı heyecanı, başka birimler özellikle de muhalefet vermedi. Devletin menfaatine olan bir şeyde siyasi ayrım olmamalıydı. Olimpiyatlar siyasi ayrımcılığı değil bütünlüğü gerektirirdi.

Olimpiyatlarda finale kalmak da büyük bir başarıydı. Bizim için deneyim oldu. Gücümüzü göster-dik, güçlü olduğumuzu gösterdik. Gelecek yılların en güçlü adayı olacağımızı düşünüyorum.

Türkiye olimpiyatlar için büyük bir sportif hazırlık içine girmişti. Olimpiyatların Türkiye’de yapıl-mayacak olması, bu çalışmalarda bir duraksama yaşatır mı?

Hükümetin verdiği mesajlara bakacak olursak bir duraksama değil aksine bir kamçılama yaşat-ması gerekir. Başarısızlık sadece olimpiyatları alamamak değildir. Büyük bir başarı var, finale kaldık

ve farkındalık yarattık. Bu bizi heyecanlandırmalı ve eksiklerimiz tespit edilerek yola daha hızlı devam edilmeli.

Olimpik kampların yapılması hızlandırılmalı ve bir sonraki olim-piyatlara daha güçlü hazırlanma-lıyız. Kısa vadeli değil uzun vadeli projeler ve hazırlıklarla daha güçlü olmalıyız. Bir başarı bir yılda iki yılda gelmez belki on, yirmi yıl sonra gelir. Biz çalışmaları bırakır-sak sil baştan yeniden başlamamız gerekecek. Onun için yola daha hızlı ve daha güçlü olarak devam etmeliyiz. Kısa orta ve uzun vadeli eksik tespitleriyle hazırlıklarımızı yapmalıyız.

Son zamanlarda spor camiası-nı üzen tribün olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Alınan tedbirler yeterli olmadı mı?

Bazı kötü niyetli insanlar siyaseti spora alet ediyor, bu yanlış. Tribündeki küçük bir olayın sonucunun bu boyutlara ulaşma-ması gerekir. Her zaman kötü niyetli insanlar vardır onlara fırsat verilmemeli, üzücü olaylar yaşan-mamalı. Tribünde bilinçli olmamız, liderlerimizi eğitmemiz gerekir. Tribünleri bir festival ve eğlence alanına dönüştürmemiz lazım.

Renk cümbüşü ayrımcılık değil, eğlence yaşatmalı. Tribünde öfkeyi yenmenin yolu tabana doğru spor bilincini yaymaktır.

Tribündeki olaylar kişilerin rant ve çıkarlarından, kulüplerin birbiri arasındaki çekişmelerinin ayyuka çıkmasından da kaynaklanabiliyor. Ama bizim hepsinin üstesinden gelip tribünleri eğitmemiz, tribün-leri rekreasyon alanına çevirme-miz lazım. Renklerin kardeşliğini sağlamak zorundayız.

Spor branşlarına bakıldığında en çok futbolda üzücü olayların yaşandığını görüyoruz. Bunun sebebini nasıl açıklarsınız?

Futbol artık sporun ötesine çıkıp bir endüstriye dönüşmüş du-rumda. Endüstrinin olduğu, rant-ların olduğu bir yerde eğlenceden bahsedemiyorsunuz. Futbolda büyük paralar dönüyor. Buradaki beklenti büyük, bu beklenti de bazı olaylara mani olamıyor.

Tabi ki sporda şiddet olayları önlenemez değil. Eğitim ile tüm bunların üstesinden gelinebilir. Gönüllü liderler yetiştirip spor yaptırmak ve eğitmek, sporu tabana yaymak, spor ahlakını vermek, şiddet olaylarının çözüm yolu olacaktır.

TAbANA DOğRU sPOR bİLİNCİNİ YAYMAK LAZIM

Tribünde bilinçli olmamız, liderle-rimizi eğitmemiz gerekir. Tribünleri bir festival ve eğlence alanına dönüştürmemiz lazım. renk cüm-büşü ayrımcılık değil, eğlence ya-şatmalı. Tribünde öfkeyi yenmenin yolu tabana doğru spor bilin-cini yaymaktır. Gönüllü liderler yetiştirip spor yaptırmak ve eğitmek, sporu tabana yaymak, spor ahlakını vermek, şiddet olaylarının çözüm yolu olacaktır.

Page 12: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 12 - HİS ]

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

BİNİCİLİKbİNİCİLİK

ENGEL ATLAMA ÖZEL ÜNVAN KUPALARIbaşkent binicilik kulübünün Gölba-şı’ndaki tesislerinde 4-6 ekim’de düzenle-nen organizasyonda, Türkiye genelindeki 17 kulüpten 95 binici ile 140 at yarıştı.

engel atlama Özel unvan binicilik kupaları’nda Tbmm başkanlığı kupası’nı, “Valdos” isimli atıyla mert alıcıoğlu kazandı.

Toplam 11 yarışın yapıl-dığı organizasyonda, Tbmm başkanlığı kupa’sında 17 jokey ile 26 at mücadele etti. Tbmm Genel sekreter yardımcısı muhammed bozdağ, binicilik fede-rasyonu başkanı Tunç Çapa ve yönetim ku-rulu üyelerinin izlediği yarışı “Valdos” isimli atıyla mert alıcıoğlu kazandı. “siec castle-kelly finny” adlı atıyla Oktay sezek ikinciliği, “chellachic z” isimli atıyla da Hüsnü dinç üçüncülüğü elde etti.

bİNİCİLİKTE TEMEL KURALLARBinicilik, kısaca ata binme beceri-sidir. Binicilik; atı

iyi durumda kullanma sanatı olup bu iyi durum, atı tam yerinde, sakin, zamanında, gü-ven içinde ve olabildiğince işe uygun kuvvet sarf ettirerek kullanma becerisidir. Binicili-ğin tarihi çok eski zamanlara kadar uzanır.

Binicilik sporunun ilk izlerine, tarihte ilk Türk dev-leti olarak bilinen ve Çin’de yaşamış olan Chou “Çu” süla-lesinin hâkimiyeti döneminde rastlanmaktadır. Ata ilk binen kavim Türklerdir ve atlar ilk kez Türkler tarafından ehlileş-tirilmiştir.

Binicilik tarihine damgasını vuranlar, belki de savaşlarda önemli rol oynayan, süvari de denen atlı askerlerdir. Ancak bi-

nicilikte asıl gelişme, 5. yüzyılda eyerin bulunmasından sonra gerçekleşmiştir. Daha önceleri çıplak atın sırtına binilir ya da atın sırtına bir kilim ve battani-ye atılarak oturulurdu.

Günümüzde askeri amaçlı binicilik gerilerken, spor amaçlı binicilik önem kazan-mıştır. Binicilikte başlıca iki biçim vardır: İngiliz biniciliği ve Batı biniciliği. İngiliz bini-ciliği spor amacıyla yapılan biniciliktir. Batı biniciliği ise Amerika kıtalarında kovboy denen sığır çobanlarına özgü biniciliktir. Kovboylar, uzun üzengili ağır eyerler kullanır ve bacakları düz duracak biçimde ata binerler. İngiliz biniciliği ise, binicinin güven-liğini, binicinin atı denetimini ve atın rahatlığını dikkate alan bir anlayışa dayanır.

Page 13: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 13 - HİS ]

Dizginler sol elde ya da her iki elde ayrı ayrı tutulur.

Dizginler ne gevşek ne de gergin olmalıdır. Gevşek

tutulduğunda atın denetimi zorlaşır. Dizginleri

germek de atın rahat olmasını engeller.

Binici donatımındaki malzemeler: Koruyucu başlık (Tok), çizme, panto-lon, ceket, gömlek, kravat, eldiven, mahmuz ve kamçı bulunur.

Uyarı ve Yardım: Binici-nin ata isteklerini bildirdiği tesirlerin hepsine birden denir.

Temel yardımlar: Baldır, ağırlık ve dizgin yardımıdır. Yardımcı uyarı ve yardımlar ise mah-muz, kamçı ve sestir. Yürüyüş kararları; atın belirli bir tempo ile yürürken adımlarının ve sıçramalarının eşit uzunluk ve eşit zamanda atılmasıdır. Atın doğal olarak üç yürüyüş şekli vardır. Adeta; dört zamanlı bir yürüyüş şekli olup, atın her ayağını farklı zamanlarda atmasıyla yaptığı en yavaş yürüyüş şeklidir. Süratli; iki zamanlı bir yürüyüş şeklidir ve at çapraz ayaklarını aynı zamanda atar. Dörtnal ise üç zamanlı ve en hızlı yürüyüş şeklidir.

Binicilikte duruşlar: Pek çok binicilik stili ve bu stillerin kendilerine özgü duruşları vardır. Fakat dün-ya çapında kullanılan ortak kurallar bulunmaktadır. Atın sırtında duruş çok önem-lidir ve biniciliğin temelini oluşturur. Binicinin eyerin üstünde, başı ve vücudu dik biçimde oturması gerekir. Eyerin en derin kısmına yerleşmek önemlidir.

Üzengi: Binicinin atın sırtında güvenle durmasına ve dengesini sağlaması-na yardımcı olur. Ayaklar üzengide yaklaşık 45° açıyla dışarıya dönük olmalı, topuklar ayakucundan biraz aşağıda ve dizler eyere de-ğecek biçimde durmalıdır.

Acemi biniciler ayağının tümünü üzengiye yerleştirir ve böylece kendilerini daha güvende hissederler. Oysa usta biniciler yalnızca aya-ğın tarak kemiği hizasından üzengiye basarlar. Bu biniş biniciye daha iyi bir denetim olanağı verir ve baldırlar ile topukların etkili bir biçimde kullanılabilmesini sağlar. Ay-rıca üzengiyi ayağın tama-mına sokmak, tehlikeli bir zamanda, mesela düşerken üzenginin ayakta kalarak binicinin sürüklenebilmesi-ne neden olur.

Manej: Binicilerin ve atların binicilik eğitimini yaptıkları, yarışmaların düzenlendiği, kapalı ve açık olarak inşa edilebileceği gibi, zeminde kum, çim veya çeltik (pirinç kabuğu) kullanılan genellikle dikdörtgen şeklindeki alandır.Tımar: Solunum organı olan derinin,

normal beden ısısını koruması ve vü-cutta biriken toz, kir, kepek ve çamur vb. zararlı cisimlerin dışarı atılması için yapılan temizlik çalışmasıdır.

Page 14: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 14 - HİS ]

Derbi mücadelesin-den sonra gündeme yeniden gelen

holiganizmle alakalı konuşan Bakan Kılıç, holiganizmle ilgili hapis cezalarının uygulanabilir hale getirilebilmesi için bir for-mül arayışındayız. Bununla da ilgili çalışmalar devam ediyor. Yani o maçta sahaya atlayanla-rın hapis cezası alması lazım.” şeklinde konuştu.

“Kulüpler üstlerine düşen görevi düzgün yapmadı”

Tribün olaylarında kulüp-lerin üstlerine düşen görevi düzgün şekilde yapmaları halinde bugün bu olaylardan bahsedilmeyeceğini vurgulayan Bakan Kılıç, sezon başlama-

dan kulüplerle anlaşıldığını ve sahalarda güvenliğin kulüplerin anlaşacağı özel güvenlik şirket-leri tarafından sağlanacağını söyledi. Maç esnasında sahada görevli olması gereken güvenlik sayısı 1500 kişi, sahada olanın

ise 970 kişi olduğunu belirten Bakan Kılıç, “Taraftar arasın-da 60-70. dakikadan sonra bir gerilim tırmanıyor, saha sorumlusunun görevli emni-yet amiriyle irtibata geçerek polisten yardım alması gerek ama bu da yapılmıyor bizdeki verilere göre.” dedi.

“tel örgülere geri dönmeK, bizi 100 yıl geri götürür”

Tel örgülere geri dönülme-yeceğini kesin bir dille söyleyen Bakan Kılıç, bunun yapılması durumunda 100 yıl geriye dö-nüleceğini ifade etti. Herkesin üstüne düşen bazı görevler olduğunu vurgulayan Bakan Kı-lıç, herkesin bir suçlu aradığını belirtti. Bakan Suat Kılıç, “Bu

HOLİGANİZM CEZAsIZ bIRAKILMAMALIgençlik ve Spor Bakanı Suat kılıç, tribünlerde yaşanan şiddet olaylarını değerlendirdi.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

HABERLERHABERLER

E-bİLET VE KAMERALI GÜ-VENLİK sİsTEMİTürkiye’de 4 bin kişiye seyirden men cezasının verildiğini hatırlatan bakan kılıç, “Onların bendeki rakamlara göre yüzde 20’si ancak maç günü karakola gidip imza veriyor. Çoğu da baktığımızda duygu-larına yenik düşen iş adamları ve öğren-ciler. Holiganlardan ziyade bu kişiler gidip imza veriyor. e-bilet ve kameralı güvenlik sistemine geçilme-diği sürece seyirden men etmenin anlamı kalmıyor. bu uygula-malar federasyon’un anlaşma yaptığı firma tarafından yetiştiri-lemedi fakat şimdi hazırlık yapılıyor, en kısa zamanda uygula-maya girecek.

Page 15: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 15 - HİS ]

sTAD İÇİ GÜVENLİK, POLİsE DEVREDİLEbİLİR

bakanı suat kılıç, güvenlik kriter-lerinin yeniden düzenleneceğini ifade ederek “stat içi güvenliği özel güvenlikten alınıp yeniden polise verilebilir. Olimpiyat stadı bir milli servet. stadın 10 kapısı-nın kırıldığı ve gü-venlik duvarının delindiği mevcut. Turnikelerin pat-latıldığı tutanak-larda var. meclis açılır açılmaz kanun yeniden düzenlenecektir“ dedi.

şiddetin artmasında, fanatizmin artmasında bazı televizyon yayınlarının katkısı var. Spor yazarları hep suçlu arıyor ama kendilerinde suç görmüyorlar. Tutuklama kararları konusunda adliyenin takınacağı ciddi bir tutum bu şiddet olaylarının azalmasında etkisi olur. Tutuk-lama ve mahkûmiyet vermek için 6222. mevzuatını kullanıl-ması lazım. Bu yönde kararların artık Türkiye’de alınması lazım.” diye konuştu.

“türKiye’de 4 bin Kişiye se-yirden men cezası verildi”

Türkiye’de 4 bin kişiye seyirden men cezasının veril-diğini hatırlatan Bakan Kılıç, “Onların bendeki rakamlara göre yüzde 20’si ancak maç günü karakola gidip imza veriyor. Çoğu da baktığımız-da duygularına yenik düşen iş adamları ve öğrenciler. Holiganlardan ziyade bu kişiler gidip imza veriyor. E-bilet ve kameralı güvenlik sistemine geçilmediği sürece seyirden men etmenin anlamı kalmıyor. Bu uygulamalar Federasyon’un anlaşma yap-tığı firma tarafından yetişti-

rilemedi fakat şimdi hazırlık yapılıyor, en kısa zamanda uy-gulamaya girecek. Kanun’un Futbol Federasyonu’na verilen bir yetki sonucu bu uygula-malar yapılacak.” dedi.

“stadyum içindeKi güvenliK emniyete devredilebilir”

Bakanı Suat Kılıç, güvenlik kriterlerinin yeniden düzen-leneceğini ifade ederek “Stat içi güvenliği özel güvenlikten alınıp yeniden polise verilebilir. Olimpiyat Stadı bir milli servet. Stadın 10 kapısının kırıldığı ve güvenlik duvarının delindiği mevcut. Turnikelerin patlatıldığı tutanaklarda var. Meclis açılır açılmaz kanun yeniden düzen-lenecektir“ dedi.

Tüm birimlerin görevlerini ne ölçüde yerine getirdikleri-nin incelendiğini aktaran Ba-kan Kılıç “İçişleri Bakanlığımız ayrı bir kolda çalışmalarına devam ediyor. Adalet Bakan-lığımız ve İstanbul Adliyesi de çalışmalarına devam ediyor. Bakanlık olarak ilgili mev-zuatların uygulanması için bize düşen tüm gereklilikleri harfiyen yerine getiriyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kameralı güvenliK sistemi çalışmaları hızlanmalı”

Bakan Kılıç, TFF ve ilgili diğer birimlerin derbide yaşananlardan sonra elekt-ronik bilet uygulaması ve stadın dışı ve içini 360 derece görecek kameralı güvenlik sistemi uygulamasına yönelik çalışmalarını hızlandırmaları gerektiğini söyledi. Ayrıca, kameralı güvenlik sistemine paralel, elektronik bilet sis-temiyle birlikte uygulanacak biçimde, seyirden men cezası-nı alan kişilerin stada girişini engellemek amacıyla bir yüz tarama sistemi kurulabilir mi düşüncesini de değerlendire-ceklerini belirtti.

Bakan Suat Kılıç: “Bu şiddetin artmasında, fanatizmin artmasında

bazı televizyon yayınlarının katkısı var. Spor yazarları hep suçlu arıyor

ama kendilerinde suç görmüyorlar.

Page 16: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 16

- H

İS ]

HABERLERHABERLER

ER MEYDANININ TARİHİ DİJİTAL ORTAMA AKTARILIYOR dünyanın en eski spor organizasyonları arasında yer alan kırkpınar yağlı Güreşleri ile ilgili fotoğraf, belge ve gazete kupürleri, “Tarihi kırkpınar yağlı Güreşleri’nin sayısallaştırılması Projesi” kapsamında dijital ortama aktarılacak.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Page 17: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 17 - HİS ]

HABERLERHABERLER

Hafta sonları ilçedeki elma bahçelerin-de hamallık yapan

ikizler, hafta içi de buradan kazandıkları para ile hem eği-timlerini hem de güreş hayatla-rını sürdürdü. Antalya’nın çeşitli yerlerinde düzenlenen güreş müsabakalarına gitmek için geceleri kamyonlara saman bal-yaları yükleyen, yaşıtlarına göre daha iri vücutları nedeniyle ağır işlerde çalışan İsmail ile kardeşi Turan Balaban, Konyaaltı Bele-diye Spor Kulübü çatısı altında çıktıkları çayırlarda rakiplerine sahaları dar etti.

651. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nden 15 gün önce apandisit ameliyatı olmasına rağmen başaltında üçüncü olmayı başararak başpehlivanlığa yükse-len İsmail Balaban, AA muhabi-rine yaptığı açıklamada, güreşe başladıkları yıllarda zor günler yaşadıklarını söyledi.

Hafta sonları hamallık yapıp, hafta içi güreştiklerini anlatan Balaban, “Devlet kurumlarına ait misafirhanelerde kalıyor-duk. Güreşçilerin beslenmesi gerektiği gibi beslenemiyorduk. Yaşadığımız maddi sıkıntıları Konyaaltı Belediye Başkanı

Muhittin Böcek ve bazı iş adamlarının desteğiyle aştık. Şampiyonluklar da arka arkaya gelmeye başladı” dedi.

Başpehlivanlıktaki ilk sene-sinde finale çıktığı için çok mutlu olduğunu dile getiren Balaban, finale çıkıncaya kadar Şaban Yılmaz ve Recep Kara gibi iddialı isimlerle karşılaştığını vurguladı.

Finali kaybettiği için üzgün ancak altın kemer Antalya’ya geldiği için mutlu olduğunu ifade eden Balaban, “Seneye altın ke-merin sahibi olmayı istiyorum. En büyük hayalim ikizim ile finalde mücadele etmek” diye konuştu.

HAMALLIKTAN KIRKPINAR FİNALİNEAntalyalı pehlivan İsmail Balaban, maddi imkansızlıklarla sürdür-düğü yağlı güreşte büyük bir başarı yakalayarak 652. Tarihi kırk-pınar Yağlı güreşleri’nde finale kadar yükseldi.

HAFTA sONLARI HAMALLIK HAFTA İÇİ GÜREş Hafta sonları ha-mallık yapıp, hafta içi güreştiklerini anlatan balaban, “devlet kurumlarına ait misafirhane-lerde kalıyorduk. Güreşçilerin beslen-mesi gerektiği gibi beslenemiyorduk. yaşadığımız maddi sıkıntıları konyaaltı belediye başkanı muhittin böcek ve bazı iş adamlarının desteğiyle aştık. Şampiyonluklar da arka arkaya gelmeye başladı” dedi.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Page 18: HİS DERGİSİ sayi 3
Page 19: HİS DERGİSİ sayi 3
Page 20: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 20 - HİS ]

TERİMLERspor TERİMLERİ SÖZLÜĞÜHİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

AMATÖR Uyguladığı spor branşını veya fiziksel aktivitesini herhangi bir maddi gelir

beklemeden yapan kişiye, kişilere denir.

DEPLASMAN Bir takımın rakip sahada

müsabaka yapması.

A TAkıMHerhangi bir spor kulübünün kendi

kategorisinde en önde gelen oyuncularından

kurulan takım.

DOPİNGSporcunun yasaklanan

veya önerilen dozun üze-rinde performans artırıcı

madde kullanması.

HÜkMENMaça/oyuna çıkmama veya spor dalının kural-larına aykırı bir şekilde

hareket etme sonucunda alınan galibiyet veya yenilgi

durumlarına denir.

FAULRakip takım

oyuncusuna kurallar dışı müdahale

etmek.

HOLİGANNormal bir taraftar

boyutunu aşarak düzen bozma, şiddet kullanma,

zarar verme, olay çıkarma, vb. durum gösteren

veya eğilimi olan kişilere denir.

kLASMAN Takımların veya bireysel

spor yapan sporcuların başarı sırasına göre sıralandığı sistem.

PLAY-OFF Genellikle lig karşılaşmala-rında görülen ve (lig başla-madan önce belirlenen) o

belirlenen sıralamaya giren takımların yer aldığı gruba denir.

PİLATES Karın, kalça, bel ve sırt

bölgeleri başta olmak üzere tüm vücudu çalıştıran ve bu çalışmları doğru nefes

alma teknikleri ile uygulayan bir egzersiz programları

bütünüdür.

Page 21: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 21 - HİS ]

DEkATLON 10 atletizm dalını içeren Dekat-lon iki gün sürmektedir. Birinci gün; 100 metre, uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama ve 400 metre yarışları yapılırken,

ikinci gün, 110 metre engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1500 metre yarışları yapıl-

maktadır. Dekatlon yarışlarında erkekler yarışmaktadır.

DİSk ATMA Çapı 2.5 metre olan bir dairenin içinden, bir el ile tutulan ve disk

adı verilen plakayı en uzağa atmak hedeflenmektedir.

GÜLLE ATMA

Kadınlarda 4 kg. erkeklerde ise 7.2 kg olan pürüzsüz me-tal veya pirinçten yapılmış

Gülle adı verilen aparatı, 2.1 metre çapındaki dairenin

içerisinden en uzağa atmak hedeflenmektedir.

SıRıkLAATLAMA Sırk adı verilen uzun ve esnek bir çubukla, belirli bir yüksekliğin üzerinden geçmeye çalışmak hedef-

lenmektedie.

UZUNATLAMA

Tek adım atlama olarak da bilinir. Hız alma, son iki adım, havalanma, havadaki teknik ve yere iniş aşamalarından

oluşur. Amaç nizami kurallar eşliğinde en uzak mesafeye

atlamaktır.

YÜkSEkATLAMA

Atletlerin sadecevücutla-rını kullanarak ve vücut-larından aldıkları güçle,

yatay bir çıtanın üzerinden atlamasını hedef alır.

TRİATLON Yüzma, koşu dallarını, tek

bir yarışta birleştiren, dayanıklılığın en önemli olduğu sprların başında

gelmektedir.

Page 22: HİS DERGİSİ sayi 3

29 EKİM EN bÜYÜK bAYRAMTürkiye cumhuriyeti’nin kurucusu musta-fa kemal atatürk, cumhuriyet’in Onun-cu yıl kutlamalarının yapıldığı 29 ekim 1933 tarihinde verdi-ği 10. yıl Nutku’nda, bu günü en büyük bayram olarak nite-lendirmiştir.

29 Ekim 1923’te TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda

yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Aynı gece bu ilan, atılan 101 pare top ile kutlanmıştır. 1924 yılında ise cumhuriyetin ilanı şenliklerle kutlanmıştır.

2 Şubat 1925’te, Hariciye Vekaleti’nce düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim’in bayram olması önerilmiştir. Bu teklif Meclis Anayasa Komisyo-nu tarafından incelenmiş ve 18 Nisan’da karara bağlanmıştır. 19 Nisan’da ise teklif TBMM tarafından kabul edilmiştir. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim,

1925’ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram ola-rak kutlanmaya başlamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Ata-türk, Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku’nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir.

29 EKİM CUMHURİYET bAYRAMINIZ

KUTLU OLsUN

HABERLERHABERLERHİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

[ 22 - HİS ]

Page 23: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 23 - HİS ]

Sportif faaliyetlerin bireye, ülkeye ve dünya dostluğuna

sağladığı katkılar hakkında tüm çevreleri bilinçlendirmeye çalışan HİS Federasyonu, üniversiteleri de sağlıklı yaşam için harekete geçmeye çağırıyor.

YÖK Genel sekreteri Sayın Süleyman Necati AKÇEŞME’yi ziyaret eden, HİS Federasyonu Başkanı Prof Dr. Erdal ZORBA ve Yönetim ve İcra kurul üyesi Sinan KARTAL, HİS Federasyonunun üniversitelere yönelik çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

Türkiye’de Herkes İçin Sporun; bireye, ülkeye ve dünya dostlu-ğuna ne gibi katkılar getirebile-ceği üzerinde durulan ziyarette, üniversitelerde de beden, ruh ve sosyal sağlık faaliyetlerinin bir an evvel başlaması gerektiği konuşuldu.

HİS Başkanı Erdal ZORBA ve İcra kurulu üyesi Sinan KARTAL, üniversitelerde herkes için spor amaçlı yapılacak olan çalışmala-rın; “SPOR YAP SAĞLIKLI KAL!” “SPORLA EL ELE!” “BİR OLALIM, BİZ OLALIM!” sloganlarıyla başla-masının çok anlamlı olacağını ve bu tür faaliyetleri destekleyecek sponsorların da kolaylıkla buluna-bileceğini ifade etti.

Federasyon yetKilileri ziya-retlerinde şöyle Konuştu;

Çağdaş toplumlar sporu sos-yal hayatın ayrılmaz bir parçası sayarken, geri kalmış toplumlar ise sporun önemini kavraya-mayıp göz ardı etmiştir. Günü-müzde ise, toplumların spora yaklaşımları, toplumların genel

yapısını yansıtmaktadır. Spor aslında gelişmişliğin bir ölçütü olarak da kabul edilmektedir. Spor diğer kültür unsurları gibi, kültürlerin propagandasında da önemli işlev göstermektedir. İnsanın her alanda olduğu gibi, spor alanındaki başarısı da top-lum ve kültürün yaratıcı, devam ettirici ve egemen kalıcı gücünü yansıtmaktadır.

Spor, önemi her geçen gün biraz daha artan toplumsal bir olgudur. Ekonomik açıdan değerlendirildiğinde spor eğlence ve hizmet endüstrisinin önemli bir bölümünü oluşturur. Ancak spor, sinema, tiyatro, konser vb. eğlence şekillerinden sahip oldu-ğu spontane özelliği nedeniyle farklılaşır. Tüm eğlence şekille-rinde belirli bir düzen, sıra ya da program akışı vardır ve sonuçlar büyük olasılıkla tahmin edilebilir.

Ancak bir seyircinin herhangi bir spor etkinliğini seyrederken neler hissedeceğini önceden söyleye-bilmek kolay değildir.

Günümüzde, hayatın getir-miş olduğu zorluklar ve stres karşısında yıpranan insanın; çalışma verimini, sağlığını ve psiko-sosyal düzeylerini hare-ketsiz yaşam tarzı etkilemekte-dir. Bunlara bir de hareketsizlik eklendiğinde vücut her türlü hastalığa açık hale gelmektedir. Üniversitelerimiz bu noktada ivedilikle bu alandaki çalışmala-ra başlamalı ve ilgili kurumlarla sıkı bir işbirliğine girmelidir.”

HİS Federasyonunun teklif ve önerilerini dinleyen YÖK Genel sekreteri Süleyman Necati AKÇEŞME, her türlü ortak çalışmaya açık olduklarını belirterek, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Herkes İÇİN sPOr federasyONu ÜNİVERsİTELERLE bİRLİKTE “Sağlıklı toplum ve sağlıklı üniversite” sloganı ile çalışmalarını üniversitelere de yönlendiren HİS Federasyonu, öğrencisinden hocasına, tüm üniversite camiasını yaşam kalitesini arttırmak için bilinçli spor yapmaya davet ediyor.

HABERLERHABERLER HİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

GAZİ ÜNİVERsİTEsİNİ ZİYARETHİs federasyonu ziyaretlerine Gazi Üniversitesi ile de-vam etti.

Gazi Üniversitesi’nde rektör Prof. dr.süleyman bÜ-yÜkberber, Genel sekreter dr. m. savaş bayıNdır ve Genel sekreter yar-dımcıları dr.Hüseyin GÜmÜŞ ve dr. rıdvan bayırlı ziyaret edildi.

ziyarette, Herkes İçin spor federasyonun akademik ve idari personel ile öğrenci-lere yönelik sağlıklı bir nesil oluşmasına katkı amaçlı çeşitli faaliyetler düzen-leme ve farkındalık yaratma projeleri üzerinde duruldu.

Page 24: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 24 - HİS ]

HABERLERHABERLER

2002-2012 yılları arasında, gelişen altyapı olanakları,

ciddi tesisleşme hamlesi, hemen her türlü spor organizasyonu-nu yapmasına olanak sağlayan iklim çeşitliliği, uluslararası spor organizasyonu yapma kabiliyeti ve birikimi, gelişmiş hizmet ve konaklama sektörü, nüfusun yak-laşık yarısını oluşturan gençlerin spora yoğun ilgisiyle Türkiye,

100’ün üzerinde uluslararası spor organizasyonuna başarıyla imza attı. Türkiye´de spor alanında tesisleşme faaliyetleri hızla devam ediyor. 2002-2011 yılları arasında Trabzon’da İstanbul’a Türkiye´nin dört bir yanında aralarında gençlik merkezi, spor salonu ve yüzme havuzlarının da olduğu toplamda 184 yeni spor tesisinin yapımı tamamlandı. Yalnızca 2012 yılında hizmete açılan tesis sayısı

ise 158. Yani, Türkiye son 10 yılda 342 yeni spor tesisine kavuştu. Bu yıl itibariyle ise 148 yeni spor tesisinin yapım çalışmaları devam ediyor. Öte yandan, Türk sporcu-lar da uluslararası arenada önemli başarılar elde etti. 2002- 2012 yılları arasında Türk sporcular, uluslararası organizasyonlarda çeşitli dallarda altın, gümüş ve bronz olmak üzere toplam 21 bin 802 madalya kazandı.

sON 10 YILIN sPOR KARNEsİ

2020 ARKADA KALDI GÖZÜMÜZ 2024’DE

Dünya sporu karşısında her geçen gün hedef büyüten Türkiye 2024 olimpiyatlarını almak için kollarını sıvadı.

sON 10 YILDA YAPILAN TEsİsLEşME HAMLEsİTürkiye´de spor alanında tesisleşme faaliyetleri hızla devam ediyor. 2002-2011 yılları arasında Trabzon’da İstanbul’a Türkiye´nin dört bir yanında aralarında gençlik merkezi, spor salonu ve yüzme ha-vuzlarının da olduğu toplamda 184 yeni spor tesisinin yapımı tamamlandı. yalnızca 2012 yılında hizmete açılan tesis sayısı ise 158. yani, Türkiye son 10 yılda 342 yeni spor tesisine kavuş-tu. bu yıl itibariyle ise 148 yeni spor tesisi-nin yapım çalışmaları devam ediyor.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Page 25: HİS DERGİSİ sayi 3

aKdeniz oyunları Bu organizasyonlara bir yenisi daha eklendi. Türkiye, 20-30 Haziran 2013 tarihleri arasında Mersin’de 17’nci Akdeniz Oyun-larına ev sahipliği yaptı. Aslında 2013 Akdeniz Oyunları´na Yu-nanistan ev sahipliği yapacaktı ancak 2010’da ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bu or-ganizasyonu yapamayacaklarını duyurdular. Ardından Türkiye bu sorumluluğu üstlendi. Mersin, bu mini olimpiyat organizasyonu için altyapısından tesislerine, ulaşımdan yeme-içmeye, konak-lamadan güvenliğe, teknolojiden sağlığa kadar her alanda hazırlık-larını sadece 18 ayda tamamladı. Mersin’de Akdeniz Oyunları için 500 milyon liralık yatırımla yepyeni bir spor tesisi inşa edil-di. 24 ülkeden 6 bin sporcunun katılacağı ve 32 branşta yapıla-cak oyunların cari harcamaları

için ise yaklaşık 300 milyon liralık bir bütçe seferber edildi. Bu büyük uluslararası organizas-yon için Mersin’e 5 ayda 25 bin kişilik bir stadyum inşa edildi. Ayrıca aralarında olimpiyatlarda altın madalya kazanan Servet Tazegül’ün isminin verildiği ka-palı spor salonu da olmak üzere 12 yeni spor tesisi yapıldı.

u-20 dünya Kupası türKiye’de Bu yaz gerçekleştirilen bir diğer önemli uluslararası spor etkinli-ği ise FİFA U- 20 Dünya Kupası. 21 Haziran - 13 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen FIFA 20 yaş altı Dünya Kupası, dünya-nın en iyi 24 genç milli futbol takımı katıldı. FIFA´nın Dünya Kupası’ndan sonraki en önemli etkinliği olan ve yetenekli genç futbolcularının yarışacağı 2013 U20 Dünya Kupası´nın maçları Antalya, Bursa, Gaziantep, İs-tanbul, Kayseri, Rize ve Trabzon olmak üzere 7 şehirde yapıldı.

ünlü Kadın tenisçiler yine istanbul’daKadın Tenisçiler Birliği (WTA) tarafından 42’ncisi düzenlenen seçkin sezon sonu turnuvası TEB BNP Paribas WTA Champi-onships (dünya sıralamasının ilk 8’inde yer alan kadın tenisçilerin

[ 25 - HİS ]

Mersin’de Akdeniz Oyunlarında 24 ülkeden 6 bin sporcunun katılacağı ve 32 branşta yapı-

lacak oyunların cari harcamaları için ise yaklaşık 300 milyon liralık bir bütçe seferber edil-

di. Bu büyük uluslararası organizasyon için 5 ayda 25 bin kişilik bir stadyum inşa edildi.

AKDENİZ OYUNLARI İÇİN bÜYÜK HAZIRLIK

Türkiye, 20-30 Haziran 2013 tarihleri arasında mersin’de 17’nci akdeniz Oyunla-rına ev sahipliği yaptı. aslında 2013 akdeniz Oyunları´na yunanistan ev sahipliği yapacaktı ancak 2010’da ülke-de yaşanan ekono-mik kriz nedeniyle bu organizasyonu yapamayacakla-rını duyurdular. ardından Türkiye bu sorumluluğu üstlendi. mersin, bu mini olimpiyat organizasyonu için altyapısından tesislerine, ulaşım-dan yeme-içmeye, konaklamadan güvenliğe, teknolo-jiden sağlığa kadar her alanda hazır-lıklarını sadece 18 ayda tamamladı.

Page 26: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 26 - HİS ]

HABERLERHABERLER

karşılaşması) 2012’de İstanbul’da düzenlenmişti. Büyük ilgi gören ve seyirci rekoru kıran turnuva için dünyanın en ünlü tenis yıldızları İstanbul’da biraraya gelmişti. 22-27 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşe-cek olan WTA 2013’te de dünya-nın teklerde en iyi 8 oyuncusu ve çiftlerde en iyi 4 takımının şampiyonluk unvanını kazanmak ve toplamda 5 milyon dolar olan para ödülünden pay almak için mücadele edecek.

2012 avrupa spor başKenti istanbulGeçen sene de başta “Avrupa Spor Başkenti” unvanını taşıyan İstanbul olmak üzere Türkiye’nin pek çok değişik kenti uluslararası spor organizasyonlarına ev sahip-liği yaptı. WTA turnuvası dışında 2012’ye damga vuran diğer ulus-lararası spor etkinlikleri arasın-da özel bir önem taşıyor. Son dönemde uluslararası arenada Türk sporcular atletizm alanında önemli başarılara imza attıkları için bu branş Türkiye’de büyük ilgi görüyor. Organizasyonda, Türkiye adına yarışan Ilham Tanui Özbilen 1500 metre erkek koşusunda

gümüş madalya kazanırken, 2012 Yaz Olimpiyat Oyunlarında altın madalya kazanan başarılı kadın atlet Aslı Çakır Alptekin yine 1.500 metrede bronz madalya kazandı.

atletizm şampiyonası için 5 bin Kişi geldiAtaköy Atletizm salonunda düzenlenen organizasyona, 172 ülkeden 683 sporcunun yanı sıra, 700 idareci ve antrenör, 900 medya çalışanı, 400 ulusla-rarası spor kuruluşu temsilcisi, 200 yabancı teknik personel, 2 bin yabancı izleyici ile İstanbul toplamda 5 bin kişilik bir kafileyi ağırladı. Bu arada, Dünya Salon Atletizm Şampiyonası´na 400 yerel organizasyon ekibi ile 800 gönüllü destek verdi.

türK Kadınları atletizmde zirveye Koşuyor2000’li yılların başından itibaren Türk kadın atletler başarıdan başarıya koşuyor. “Rüzgârın kızı” unvanı verilen Süreyya Ayhan’ın izinden giden atletlerin gözü zirvede. Süreyya Ayhan, 2001’de Dünya Atletizm Şampiyonasında finale kalan, 2002’de Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda altın madalya kazanan ilk Türk atlet olmuştu. Bugün ise Türk kadın atletler çitayı iyice yükseltti. 2012 Londra Yaz Olimpiyatları’nda Kadınlar 1500 metrede yarışan Aslı Çakır Alp-tekin, Türkiye’ye atletizmde ilk kez olimpiyat altın madalyası ge-tirdi. Aynı yarışta gümüş madal-yayı ise yine genç atlet Gamze Bulut aldı. 2008 Pekin Olimpi-

AVRUPA sPOR bAşKENTİ İsTANbULGeçen sene de başta “avrupa spor baş-kenti” unvanını taşı-yan İstanbul olmak üzere Türkiye’nin pek çok değişik kenti uluslararası spor organizasyonlarına ev sahipliği yaptı. wTa turnuvası dışın-da 2012’ye damga vuran diğer uluslara-rası spor etkinlikleri arasında İstanbul’da yapılan dünya salon atletizm Şampiyonası özel bir önem taşıyor.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Aslı Çakır Alptekin

Page 27: HİS DERGİSİ sayi 3

yatlarında ise başarılı atlet Elvan Abeylegesse hem 5.000 metrede hem de 10.000 metrede gümüş madalya kazandı. Bu arada, atletizm başarılarıyla Türkiye’de genç kızlara ilham kaynağı olan bir diğer önemli atlet ise Nevin Yanıt. Başarılı atlet, 100 metre engellide 2007’de 23 Yaş altı Avrupa Şampiyonası’nda birinci olmuş, Universiade 2007’de 2’ncilik elde etmiş ve 2008 Pekin Olimpiyatlarında ise yarı final koşarak bir ilke imza atmıştı. Türkiye’de kadınların spora ilgisi sadece atletizmle sınırlı değil. 2012 yılı rakamlarına göre, Türkiye’de çeşitli branşlarda 844 bin 338 kayıtlı kadın sporcu bulunuyor.

universiade 2011 Kış oyunları 2011 yılı da Türkiye açısından uluslararası spor etkinlikleri bakı-mından çok verimli geçti. Bu or-ganizasyonlar arasında hafızalara kazınan etkinlik ise hiç kuşkusuz Erzurum’da düzenlenen Universi-ade 2011 Kış Oyunları oldu. Müt-hiş bir görsel şölene sahne olan açılış etkinliğiyle tüm katılımcıla-rı büyüleyen etkinliğe 58 ülkeden 3 bine yakın üniversiteli sporcu katıldı. Kış aylarında dünyanın dört bir yanından gelen üniversi-

teli gençler Erzurum’da buluşur-ken yaz aylarında ise gençlerin adresi Avrupa Olimpik Gençlik Yaz Festivali için Trabzon’du. Aynı yıl İstanbul’da Avrupa Atletizm takımlar şampiyonası ile Okçuluk Dünya Kupası finalleri de yapıldı. 2011’in dikkat çeken bir diğer spor organizasyonu ise Ankara’da düzenlenen ve Türkiye Yıldız Kız Voleybol Takımının altın madalya kazandığı Dünya Yıldız Kızlar Voleybol Şampiyonası oldu.

2020 olmadı hedeF 2024Yapılan tüm organizasyon-

larda sporcu bazında ülkemiz başarılara imza attı. Son 10 yılda Türk sporcular, uluslararası müsabakalarda toplam 21.802

madalya kazandı. Yapılan tüm te-sisler her geçen gün Tür sporunu bir adım öteye taşırken olimpi-yat hedefimizde hiçbir zaman gitmedi. Arjantin’in başkenti Bu-enos Aires’te yapılan oylamada ülkemiz 2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nı az bir oy farkı ile kaybetti. Finalde Tokyo 60, İstanbul ise 36 oy alsa da ülkemiz olimpiyat heyecanını hiç kaybetmedi. 2024 olimpiyatları için ülkemiz spora dev yatırımlar yaparak almayı hedefliyor. Son 10 yıl içerisinde 342 spor kompleksi projeleyerek spora sunan Genç-lik ve Spor Bakanlığı önümüzdeki 10 yılda da yatırımlarını sürdü-rerek Türkiye’yi dünyada sporun baş ülkesi yapacak.

[ 27 - HİS ]

Suat Kılıç: “Kısa filı arzuluyoruz.”

2011 yılı da Türkiye açısından uluslara-rası spor etkinlikleri bakımından çok verimli geçti. bu organizasyonlar arasında hafızala-ra kazınan etkinlik ise hiç kuşkusuz erzurum’da düzen-lenen universiade 2011 kış Oyunları oldu. müthiş bir görsel şölene sahne olan açılış etkinliğiy-le tüm katılımcıları büyüleyen etkinliğe 58 ülkeden 3 bine yakın üniversiteli sporcu katıldı.

UNİVERsİADE ERZURUM KIş OYUNLARI

Page 28: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 28 - HİS ]

HABERLERHABERLERHİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

Gözün aydın Gezici, Türkiye kaybetti!

Üzüntüyü bırak yaşamaya bak

Kemal BelginMilli GazeTe

Hazin sonun 10 nedeni

Mustafa Karaalioğlu

STaR

Atilla Gökçe MilliYeT

2020 OLİMPİYATLARININ İsTANbUL’DA YAPILAMAYACAK OLMAsINI

sPOR YAZARLARI NAsIL DEğERLENDİRDİ?

Türkiye her şeyiyle İstanbul 2020’yi bir dava haline getirmiş ve tarihinde ilke defa bir olim-piyata ev sahipliğine bu kadar yaklaşmıştır. Şimdi bundan böy-le daha da hızlı, daha da detaylı, daha da çağdaş çalışmak gerekir. Çünkü ben bugünden iddia edi-

yorum, şayet bir arıza göster-mezsek 2024 bizimdir. Bu böyle biline. İddiamın dayanakları ne-ler midir? Şunlar: Bir kere 2020 Asya’da olacaktır. Yani Tokyo’da... Sıra böylece Avrupa’ya gelecek-tir. Türkiye de İstanbul’u ile en ciddi ve en kuvvetli adaydır. Bu

arada tesisleşme yönünde hız kesmeyeceğimize inanıyorum. Bu dev tesisleri yaparken belki de bir kaç ağaç kestik diye so-kaklara dökülecekler olacaktır. Bu kafayı yemişlere aldırmadan yola devam etmek gerekir. Öyle olacağına da inanıyorum.

Hayal kırıklığında beşinci halka-yı da tamamladık. 1993’de 2000 Olimpiyat Oyunları için Monte Carlo’da 7 oyla başlayan olimpik maceramız, 2004, 2008, 2012’den sonra Buenos Aires’deki 2020 adaylığımızla bizi önce coşturdu, sonra da şoka uğratan bir oyla-mada yine “mutsuz son”la bitti.

2020’yi Tokyo’nun neden kazan-dığı, İstanbul’un (ve Madrid’in) neden kaybettiği elbette büyük tartışma konusu. Bu konuda çok farklı analizler, değerlendirmeler yapılacaktır. Biz, süreci başından sonuna izleyen Türk gazetecileri olarak 10 temel nedeni sıraladık.

KORKUTAN DEV BÜTÇE SPOR-SİYASET İLİŞKİLERİ NON OLİMPİK DAVRANIŞLAR SOSYAL MEDYA KAMPANYALARI DEĞERLİ YALNIZLIK KURUL-

LARDAKİ ÇATLAKLAR SPORTİF, KİRLİLİK BAŞARISIZLIK PARALİM-PİK YETERSİZLİK YAPABİLİR AMA RİSKLİ İSLAMOFOBİ

Parmaklarımızın ucuna değecek kadar yaklaşan olimpiyatları kaçır-mak üzücü. Yeryüzünde olimpiyat ruhunu temsil eden şehirler listesi-ne tartışmasız girecek şehirlerden birisi olan İstanbul’a olimpiyat dü-zenlemek yakışacaktı. İstanbul’un tarihinde eksik olan tek şey olimpi-yattı, tamamlanacaktı. Ne yazık ki

olamadı. Yazık derken bunu kelime-nin gerçek anlamıyla söylüyorum. Çünkü, İstanbul 2020’yi önce aldı, sonra kaybetti. 3 ay önce; yani he-nüz Gezi olayları yaşanmamışken İstanbul, hem dünyanın hem de olimpiyat komitesinin sevgilisiydi. İki kıtayı birleştiren şehir hem varlı-ğıyla, hem de hazırlıklarıyla 2020’ye

doğru hızla koşuyordu. Önceki gün fark yediği Tokyo’nun çok önünde ipi göğüslemeye doğru gidiyordu. Ki, malum olaylar başladı... Neler yaşandığını tekrarlamaya hacet yok. Türkiye’nin hak etmediği ne kadar görüntü varsa sergilendi; Vandalizm sokaklara taştı ve kitlesel şiddet meşru bir yönteme dönüştü.

Page 29: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 29 - HİS ]

Fatih AltaylıSTaR

istanbul olimpiyatı kaybetmedi olimpiyat istanbul’u kaybetti

Ahmet Turan Alkan

zaMan

‘Sistem’, Türkiye’yi içine sindiremedi!

Engin Ardıç SaBaH

Sevinenler var

Aziz Üstel STaR

ezikliğin son noktası: Ooh istanbul kaybetti!Olimpiyat İstanbul’da Olmalı!”Bunu dediğiniz zaman yarı aydın-lar bir ağızdan haykırdı: “Yalaka-lar...Yandaşlar...Erdoğan İstifa!” Bu siyaset yapmak ya da bir fikir öne

sürmek falan değil. Hayatında o güne değin gerek kader deyin, gerekse de yapılan kişisel hatalar sonucu ya da ahmaklıklar neticesi başarıyı yakalayamamış, gönlünde

yatan aslana ulaşamamış olanların öfkelerini kusmaları, o kadar! Niye İstanbul kaybetsin istediler? Tayyip Beyin daha da güçleneceği korku-sundan tabi!

Buenos Aires’ten umutla kötü haber bekleyenler vardı... Bunlar-dan bazıları “kazanamazsak kut-lama yapacağım” diyecek kadar sapıtmışlardı. Çünkü İstanbul ka-zansaydı, “Tayyip kazandı” deni-

lecekti. Buna dayanamazlardı. Bu sözünü ettiğim, muhalefetin “do-muz” kesimi… Bu kafa geçen yüz-yılda öldü fakat sahiplerini göm-mediler, onlar da ortalıkta zombi gibi dolaşıyorlar. Zombi gibi bas-

ket oynayan milli takım misali... Lakin yaşayan ölülerin yaşları ilerliyor, 2023 yılını görmeyebi-lirler hani. 2024 ya da 2028 yılı İstanbul Olimpiyatları’na yetişe-mezler, uyuzluk edemezler. Yazık.

Olimpiyat ruhu denilen şeyi ciddi-ye almasam da, yedi sene sonraki Türkiye’ye verilecek bir açık senet hükmündeki bu oylama sonucu-nun Türkiye lehine tecelli etmesi-ni istiyordum. Sportif bir heyecan, millî bir hisleniş değildi benimki; soğukkanlı, politik, hatta reelpo-litik boyutları bulunan bir temen-

niydi. Her şeyden önce Türkiye’de siyasi dengelerin oturmasına, ku-tuplaşmanın törpülenerek kabul edilebilir hadlere gelmesine imkân verebilecek bir ağırbaşlılığa yol açacağına ve radikal maceralardan uzak kalacağımıza dair bir işaret gibi kabul edecektim; geleceğimize dair iyimserliğim artacaktı.

IOC üyelerinin zımnında dünyanın önemli politik güçleri, Türkiye’nin âdeta sınıf değiştirme-sine, klasman yükseltmesine iyim-ser gözle bakmadılar. Oylamadaki fark bâriz ve başka türlü yorumlan-ması sadece saflık olur; bizi çok ih-tiyaç duyduğumuz moral desteğe uygun bulmadılar.

Olimpiyatların İstanbul’a verilmesi, olimpiyat açısından önemliydi. Olimpiyat gerçekten iddia edildiği gibi “barış, dostluk, kardeşlik, fair play, dünya medeniyetinin gelişimine katkı” değerler ifade ediyorsa, İstanbul’a verilecek bir olimpiyat, olimpiyatlara çok şey katacaktı.

Page 30: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 30 - HİS ]

HABERLERHABERLERHİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

Page 31: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 31 - HİS ]

Sporu tüm topluma yayarak bir yaşam tarzı haline getirme-

yi amaçlayan HİS Federasyonu, toplumun tüm kesimini sportif faaliyetler ile buluşturuyor.

“YURTKUR sizin eviniz” sloganıyla yola çıkan “Yurdum Spor Yapıyor” ekibi muhteşem spor gösterileri, gençlik stand-ları, ödüllü yarışmaları, dijital oyunları, sürpriz konukları ve sürpriz hediyeleriyle yurdun dört bir yanında KYK yurtlarını ziyaret ederek gençleri sporla buluşturdu.

Milli sporcular ve olimpiyat adayları tarafından sergile-nen 30 ayrı spor branşı ve 15 farklı etkinlik, yurtlarda kalan üniversite öğrencilerinin büyük beğenisi ile karşılandı. Üni-versite gençliği “Yurdum Spor

Yapıyor” ekibi ile her türlü spor branşı ile tanışma fırsatını yurt-larında yaşadı. Gençlik ve Spor Bakanlığı antrenörleri, milli sporcular ve olimpiyat adayları tarafından sergilenen tekvando, güreş, judo, capoiera, matrak, eskrim, cimnastik, badminton, masa tenisi, aikido, vushu, dart ve daha bir çok uygulanabilen olimpik ve olimpik olmayan branşların tanıtımı yapılarak, bu spor branşlarına ilgi duyanlara antrenman yerleri ve saatleri hakkında bilgi verildi.

KYK yurtlarında kalan üni-versite öğrencileri yurtlarına ka-dar gelen spor faaliyetlerinden oldukça memnun kaldı. Genç-lerin memnuniyetiyle karşılaşan “Yurdum Spor Yapıyor” KYK yurtlarında sportif etkinliklerini sürdürmeye devam edecek.

‘YURDUM SPOR YAPIYOR’ tÜm kYk YurtlarInDa

“yurTkur sizin eviniz” sloga-nıyla yola çıkan “yurdum spor yapıyor” eki-bi muhteşem spor gösterileri, gençlik standları, ödüllü yarışmala-rı, dijital oyunları, sürpriz konukları ve sürpriz hedi-yeleriyle yurdun dört bir yanında kyk yurtlarını ziyaret ederek gençleri sporla buluşturdu.

ÖğRENCİLER İÇİN KYK YURTLARINDA sPOR ETKİNLİKLERİ

KYK yurtlarında kalan öğrencileri yurtlarına kadar gelen spor faaliyetlerinden

oldukça memnun kaldı. Gençlerin memnuniyetiyle karşılaşan “Yurdum Spor

Yapıyor” KYK yurtlarında sportif etkinliklerini sürdürmeye devam edecek.

gençlik ve Spor Bakanlığı Spor

genel Müdürlüğü ve HİS Federasyo-

nunun organize ettiği “Yurdum Spor Yapıyor” etkinlikleri,

spor coşkusunu üni-versite öğrencilerine

evlerinde yaşatıyor.

Page 32: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 32 - HİS ]

HABERLERHABERLER

namaZIn FİZİKsEL

FAYDALARI

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Page 33: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 33 - HİS ]

Beş vakit namazda 40 rek’at ve 80 secde var. Her gün kaç jim-

nastikçi bu kadar hareket yapar?

Namaz yavaş yavaş kılınır. Kalp yorulmaz.

Namaz günde beş ayrı vakitte kılınır. Kaç jimnastikçi günde beş defa ayrı ayrı zamanlarda beden eğitimi hareketi yapar?

Namaz ömrünün sonuna kadar farzdır. Ömrünün sonuna kadar kaç jimnastikçi beden eğitimi hareketlerini sürdürür?

Namazda yapılan hareketler hafif olduğundan kalbi yormaz ve günün değişik saatlerinde kı-lındığı için insanı devamlı zinde ve dinç tutar.

Namaz öncesi alınan abdest vücuttaki fazla elektrik yükünü yani gerginliği atar. Secde ile birlikte topraklama yapılmış olur ve statik elektrik boşalır.

Namazda bulunan 80 defa yapılan secde sayesinde beyne daha fazla kan gider. Bu, namaz kılanlarda hafıza bozukluklarına daha az görülür demektir.

Namaz kılanların gözleri 80 defa yere eğildiklerinden daha kuvvetli kan dolaşımına sebep olur. Göz tansiyonunda artma olmaz ve ön kameradaki sıvının devamlı değiş-mesi temin edilmiş olur. Glokom ve buna benzer vahim göz hasta-lıklarının namaz kılanlarda daha az görülmesi bu yüzdendir.

Namaz kılan insanların gerek kal-ça, gerek diz ve gerekse ayak bileği ve kol omuzu, dirsek ve el bileği eklemleri de devamlı işleyen bir makine gibi olduğundan, eklemler-

de meydana gelecek bütün roma-tizma hastalıklarından, dejeneratif hastalıklardan uzak olurlar.

Vücudun en çok zahmet çeken organları eklemlerdir. Bunla-rın tümü namaz motifi içinde yıpranmışlıklarını giderir, tam sağlığa kavuşur. Namaz dışında hiçbir hareket rejimi eklemlere böyle bir sağlık sağlamaz.

Göz merceklerinin dinlenebil-diği en rahat mesafe bir buçuk metreye bakmaktır. Göz mer-ceklerimiz ancak kasılmadan bu mesafeyi gördüğü zaman rahatlar. Namaz kılan, secde yerine baktığında göz mercekleri dinlenmektedir. Günde kırk rek’at hesabı ile bu dinlenme takriben bir saat tutar ki, bu nimet göz için bulunmaz bir sağlık reçetesidir.

İnsan secde halindeyken elekt-romanyetik dalgalara daha az ma-ruz kalır ve alnın yere değmesiyle vücuttaki elektromanyetik yük dışarıya boşaltılır. Secde halinde olan bir insanın yedi organının yerle temas etmesi boşaltımı hız-landırır ve bu yorgunluk ve bazı hastalıklara iyi gelir.

Namaz kılanların gözleri 80 defa yere eğildiklerin-den daha kuvvetli kan dolaşımına sebep olur. Göz tansiyonunda artma olmaz ve ön kameradaki sıvının devamlı değişmesi temin edilmiş olur. Glokom ve buna benzer vahim göz hastalıklarının namaz kılanlarda daha az görülme-si bu yüzdendir.

GÖZ HAsTALIKLARI NAMAZ KILANLARDA DAHA AZ GÖRÜLÜR

Page 34: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 34 - HİS ]

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

tweetsporda şİddet

Celalettin Karanfil @C_KaranfilSporda şiddetin önlenmesinde en önemli konu eğitimdir. Toplum sporda şiddet konusunda bilinçlendirilmelidir.

Suat Kılıç @suatkilic Devlet, sporda şiddet ve düzensizliğin önune geçecek. Suç işleyen bedelini öde-yecek. Yapanın yanına kâr kalmayacak.

Mustafa Varank @varankSporda şiddet yasası tam olarak uygu-lanmalı. Gereken cezalar en sert şekilde verilmeli.

Muhammed Halil Kaya @besincimevsimSporda şiddet yasası sadece şiddet yapan-lara değil “şiddet kışkırtıcılığı” yapanlara da tam olarak uygulansın.

Burak Küçük @burak_kucuk_En kısa zamanda “ Sporda Şiddet “ kanun olarak TBMM’ye gelmeli ve gerekli yaptı-rımlar yapılmalı...

Serdar Karagöz@serdarkaragozSporda şiddet kanunu harfiyen uygulan-malı ve Beşiktaş’ı esir alan taraftar çetesi cezasını çekmeli..Bu vandallığı Beşiktaşlı-lar kabul edemez

Oğuz altay @Oguz_altaySon olarak bir kanun yaratılıyorsa 6222 Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi gibi; sonuna kadar herkese uygulanmalıdır.

Suat KIlIÇ@suatkilic Sporda şiddet de olmayacak siyaset de ol-mayacak. Sporda barış, kardeşlik, rekabet ve sevgi olacak. Centilmenlik olacak.

Serkan Karaman@serkankrmnSporda şiddet kongresi bilimsel makale-miz. Çalışmalara devam durmak yok...

asım Yıldırım@asim_yildirimSporda Şiddet Yasası’nın gereği yerne getirlmeli, hem o şiddet uygulayanlar hem de onları, kendi listelernden içeri alanlar cezalandırlmaldır.

SPORDa ŞiDDeTi TWeeT’leRle KInIYORUz

Page 35: HİS DERGİSİ sayi 3

www.his.gov.tr

Herkes İçin Spor

Page 36: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 36 - HİS ]

TARİHTARİH

TÜRK DENİZCİLİğİNİN ALTIN ÇAğITürk denizciliğine altın çağını yaşatan barbaros Hayrettin Paşa, 1534 yılında fiilen başladığı yeni görevinde on iki yıl süre ile çok büyük ve önemli seferler yapmış, birçok zafer kazanmıştır. bunlar Tunus, mayorka, Pulya, korfu, Vene-dik seferleri, adalar denizi ve akdeniz seferleri ve özellikle 27 eylül 1538 tari-hinde andrea doria komutasındaki Haçlı donanması’na karşı kazandığı Preveze deniz zaferi ile fran-sa kralını himaye için yaptığı Nice seferidir.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

kaptan-I DerYa: bARbAROs HAYRETTİN PAşA

Page 37: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 37 - HİS ]

Osmanlı Devleti’nin en büyük donanma komutanı ve kaptanı

Barbaros Hayrettin Paşadır. 1478 yılı civarlarında, Midilli’de doğan Barbaros Hayrettin Paşa’nın asıl adı Hızır’dır. Hayrettin adı Kanuni Sultan Süleyman tarafından verilmiştir. Barbaros takma adının; Avrupalılarca sakalının(Barbo) kırmızı (Rosso) olmasından yakıştırıldığı, ya da ağabeyi Baba Oruç’un adının Avrupalılarca söylenişinden ona miras kaldığı sanılmaktadır. Osmanlı Devleti tarihinin ünlü denizcilerinden olan Hayrettin Paşa, Kaptan-ı Derya olarak Os-manlı Devletinin ilk kaptan paşa-sı ve amirallik görevi almıştır.

Kanuni Sultan Süleyman 1533 tarihinde Cezayir emiri Barba-ros Hayrettin Paşa’yı İstanbul’a davet etti. O zamanlar Paşa’nın 18 parça kadırgası ve bir o kadar da korsan gemileri vardı. 27 Aralık 1533’te Barbaros Hayrettin Paşa’ya Osmanlı donanmasının Kaptan-ı Deryalığı verildi. Bu arada Cezayir’de imparatorluğun eyaleti oldu. Barbaros Hayrettin Paşa ilk olarak Koron kalesini Andrea Doria kuvvetlerinden geri aldı ve Tunus’ta egemen olan Berberi hanedanından 1534 yılında Beni-Hafs devletine son vererek Osmanlılara bağladı. Al-man imparatoru V. Karl’ın Tunus’u geri alması üzerine(1535) Barbaros Balear adalarına sefer düzen-leyerek bunları yakıp yıktı. 11 Mayıs 1537’de İtalya’ya sefer açan Barbaros Apuglia kıyılarını topa tuttu. Buradan Korfu’ya yöneldi ve Kiklat adalarını ele geçirdi. 1538 yazında Andrea Doria’nın gemi-lerini kovalayarak Kerpe ve Kaşot adalarını aldı. Barbaros’un bu sonuncu seferi üzerine Papa ve V.Karl bir birleşik Avrupa armadası oluşturdu. Barbaros Eğri boz’da iken o zamana kadar görülmemiş büyüklükteki birleşik Hıristiyan donanması, Yunan Deniz’inde toplanmaya başladı. Birleşik donanmanın komutanlığına Andrea Doria getirildi. Barbaros bulunduğu İstanköy körfezinden

Preveze’ye geldi ve Preveze’nin güneyindeki Arta körfezine girdi. Doria Barbaro’un körfezden çıka-rak Haçlı donanmasına saldıraca-ğına inanmıyordu.

27 Eylül1538’de Osmanlı donanması körfezden çıktı ayça biçiminde dizilerek düşmana ateş açtı. Andrea Doria Aya Mav-ri adası açıklarına çekildi. İki do-nanma 28 Eylül 1538’de karşılaştı. Barbaros, üstün sayıdaki düşman kuvvetlerini dağıtmayı başardı ve Haçlı donanmasını kesin ye-nilgiye uğrattı. Venedik Osmanlı Devleti ile barış imzaladıktan sonra Osmanlı Devleti, en büyük düşmanı V.Karl bu kez de Cezayir önlerinde yeniden yenilgiye uğrattı.(24 Ekim 1541) Osmanlı Devleti, bağlaşığı Fransa Kralı I.François’nın çağrısı üzerine Alman imparatoru V.Karl’a karşı onu desteklemeyi kararlaştırdı. Nice(Nis) seferine çıkan Barba-ros(1543) Nice kalesini ele geçirdi ve Toulon’da kışladı. Bir yıl üç ay süren seferden sonra İstanbul’a döndü ve çok büyük şenlik-lerle karşılandı.

Ünlü Türk denizcisi Barbaros Hayrettin Paşa çok sayıda denizci ye-tiştirmiş olup, bunların en ünlüleri Turgut Reis, Salih reis, Piri Reis, Murat Reis, Sey-di Ali Reis ve Kılıç Ali Reistir. XVI. yüzyılda

Akdeniz’i Türk egemenliğine hedi-ye eden Barbaros Hayrettin Paşa son seferi olan Nice seferinin ardından İstanbul’da Beşiktaş Sa-rayında 4 Temmuz 1546 tarihinde 73 yaşında hayata gözlerini ka-padı. Barbaros Hayrettin Paşanın Türbesi İstanbul Beşiktaş’tadır. Bu türbenin bulunduğu meydana Barbaros Hayrettin Paşanın bir heykeli dikilmiştir.

Barbaros Hayrettin Paşa, Osmanlı Devletinin en ünlü Kaptan-ı Deryası olup, XVI. yüz-yılda Akdeniz’i Türk egemenliğine hediye etmiştir.

Akdeniz’i Türk egemenliğine hediye eden Barbaros Hayrettin Paşa son

seferi olan Nice seferinin ardından İstanbul’da Beşiktaş Sarayında 4

Temmuz 1546 tarihinde 73 yaşında hayata gözlerini kapadı.

HAÇLI DONANMAsINI YENİLGİYE UğRATTI

barbaros eğri boz’da iken o zamana kadar görülmemiş büyüklükteki birleşik Hıristiyan donanması, yunan deniz’inde top-lanmaya başladı. 27 eylül1538’de Osmanlı donanma-sı ayça biçiminde dizilerek düşmana ateş açtı. andrea doria aya mavri adası açıklarına çekildi. İki donanma 28 eylül 1538’de da karşılaştı. barbaros, üstün sayıdaki düşman kuvvetlerini dağıt-mayı başardı ve Haçlı donanmasını kesin yenilgiye uğrattı.

Page 38: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 38 - HİS ]

EsKİşEHİR İşİTME ENGELLİ bAsKETbOL TAKIMIeskişehir İşitme en-gelli basketbol Takımı son 13 sezonda 1. ligde; 5 şampiyon-luk, 2 ikincilik ve 1 kez de dördüncülük yaşadı. bu sezon ise ligde oynadığı 8 maç-ta aldığı 8 galibiyetle zirvede bulunuyor. Takımın başkanlığını cevdet mansız, ant-renörlüğünü ise Halil Ömeroğlu yapıyor. zor şartlar altında bu başarıları yakalamış olmanın gururunu yaşayan başkan cevdet mansız’la, başarılarıyla engelleri aşan takım hakkında konuştuk.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Eskişehir’de çoğu kim-senin haberdar olma-dığı İşitme Engelliler

Basketbol Takımı, Türkiye çapında başarıdan başarıya koşuyor. En-gellerin başarıya engel olmadığını ispatlayan takım, sporun her şartta yapılabileceğinin canlı bir örneği.

Eskişehir İşitme Engelli Basket-bol Takımı son 13 sezonda 1. Ligde; 5 şampiyonluk, 2 ikincilik ve 1 kez de dördüncülük yaşadı. Bu sezon ise ligde oynadığı 8 maçta aldığı 8 galibiyetle zirvede bulunuyor. Ta-kımın başkanlığını Cevdet Mansız,

antrenörlüğünü ise Halil Öme-roğlu yapıyor. Zor şartlar altında bu başarıları yakalamış olmanın gururunu yaşayan başkan Cevdet Mansız’la, başarılarıyla engelleri aşan takım hakkında konuştuk.

Türkiye’de engelli sporunun geldi-ği seviye sizce hangi durumda?

Engelli sporunun sürekli yardım isteyen bir güruh olarak görülmemesi gerekiyor. En önemli şey bu. Bu sadece bizim için değil, tüm Türkiye için geçerli. Aslında bu sporda bütün takımlar

neredeyse mükemmel seviyede-ler. Buna rağmen kimse dönüp bakmıyor ve önemsemiyor. Fakat sporcular bunun önemsenmesini istiyor. Bunların göz ardı edilme-mesi gerekir.

Engelliler sadece hayata tutun-mak için mi spor yapıyor?

Maalesef insanlarda bu yönde bir algı var. Ama ben böyle düşünmüyorum. Takımımızda mükemmel sporcularımız var. Engelli olmasa da bu çocuklar basketbolcu olurlardı zaten. Ye-

bAşARILARI ENGELLERİNİ AşTIeskişehir İşitme engelli Spor kulübü bünyesinde faaliyet gösteren İşitme engelliler Basketbol Takımı, kısıtlı olanaklar ve zor şartlar altın-da büyük başarılara imza atıyor.

ENGELLERİ AŞTILARröportaj

RÖPORTAJ: ceNGİz ÖzkaN

Cevdet Mansız

Page 39: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 39 - HİS ]

benim için en-gelli ve engelsiz sporcu arasında hiçbir fark yok. doğrusunu söy-lemek gerekirse, benim için onlar engelli değil. Hiç bir zaman onlara engelliymiş gibi davranmadım ki zaten onlar da bundan hoşlanmı-yorlar. O yüzden etrafımdaki diğer insanlara nasıl davranıyorsam onlara da o şekil-de davranıyorum. bu samimiyetimi onlar da biliyor zaten. bizim ortak bir dilimiz var. O da basket-bol. basketbolu konuştuğumuz için iletişim kurmaktan yana hiç sıkıntı yaşa-mıyoruz. ayrıca 7 yıldır birlikte olduğumuz için birbirimizin neler hissettiğini ve ne istediğini artık çok iyi biliyoruz.

“bİZİM ORTAK DİLİMİZ bAsKETbOL, bİZ bAsKETbOLU KONUşUYORUZ”

Cevdet Mansız: “Ben bu çocuklarla çalışmaktan gerçekten çok zevk alıyorum.

Zaten bu işi keyif alarak yapmasaydık bu noktaya gelemezdik.

Yetenekli olmaları da başarımızı kolaylaştırıyor.”

tenekleri var. İçlerinde 2.ligde oy-nayabilecek kapasitede olanları var. Hepsi azimli, hırslı ve bilinçli çocuklar. Yeterli imkânımız olsa birçok sporcumuzun daha iyi yerlere geleceğinden eminim.

Kulübün varlığını sürdürebilme-si için maddi kaynağı nereden sağlıyorsunuz?

Şu anda kısıtlı imkânlarla spor hayatımıza devam ediyoruz. Birkaç firma bize sponsor oldu, o sayede devam edebiliyoruz. Az da olsa destek oluyorlar ki o az kaynak da bize yetiyor. Küçük meblağlarla büyük işler başarıyoruz.

İşitme engeli olan sporcularla bü-yük işlere imza attınız. Kulübün başarılı olmasını neye bağlıyor-sunuz?

Birçok etken var ama en önemlisi disiplin. Kurallarınızın olması gerekiyor. Deplasman maçlarında planlamanın iyi olması, beslenmenin düzenli ve kontrollü olması gerekiyor. Birçok kulüpte bu disiplin olmadığı için engelliler sporda üstün başarı gösteremiyor. Biz ise profesyo-nel takım gibi hareket ediyoruz. Sporcularımızın beslenmelerine dikkat ediyoruz. Deplasmana gideceğimiz zaman sabahtan yol-culuğa çıkıyoruz. Kahvaltı ve öğle yemeğine, programımız dâhilinde riayet ediyoruz. Kaliteli otellerde konaklıyoruz. Çocuklar o şekilde ertesi gün maça çıkıyor.

Engelli sporunda başarılı olma-nın bir yolu da planlama. Her sene deplasman masrafları, yıllık top-lam giderler, bilanço gibi şeyleri planlarım. Çünkü gelişigüzel yaptı-ğınız zaman bir yere varamazsınız. Bürokrasiyi iyi bilmek, sporcuyu tanımak, özellikle engelli sporcula-rın psikolojisini anlamak, yöne-tici ve teknik kadronun halinden anlamak... Bunlar da başarılı olma yolundaki önemli etkenler.

Engelli sporcularla çalışmak nasıl bir duygu?

Onların yeri bende bambaşka. Ben bu çocuklarla çalışmaktan gerçekten çok zevk alıyorum.

Zaten bu işi keyif alarak yapma-saydık bu noktaya gelemezdik. Yetenekli olmaları da başarımızı kolaylaştırıyor. Ayrıca bu çocukla-rın bir şekilde hayata bağlanmaları gerekiyor. Onların hayata bağlı-lıklarını sağlayan ve günden güne arttıran araç da spor yapmaları. Ne hissettiklerini şu an çok iyi anlayabiliyorum. Onların yaşın-dayken beni de hayata bağlayan şey basketboldu. Şu an ise aynı şey onlar için geçerli.

Sporcularınızın engelli olması iletişim kurma açısında sıkıntı yaratıyor mu?

Benim için engelli ve engelsiz sporcu arasında hiçbir fark yok. Doğrusunu söylemek gerekirse, benim için onlar engelli değil. Hiç bir zaman onlara engelliymiş gibi davranmadım ki zaten onlar da

bundan hoşlanmıyorlar. O yüzden etrafımdaki diğer insanlara nasıl davranıyorsam onlara da o şekilde davranıyorum. Bu samimiyetimi onlar da biliyor zaten. Bizim ortak bir dilimiz var. O da basketbol. Basketbolu konuştuğumuz için iletişim kurmaktan yana hiç sıkıntı yaşamıyoruz. Ayrıca 7 yıldır bir-likte olduğumuz için birbirimizin neler hissettiğini ve ne istediğini artık çok iyi biliyoruz.

Engelli basketbolunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Maalesef her şey dönüp dola-şıp ekonomiye geliyor. Ekonomik destek sağlanırsa ve hak ettiği değer verilirse, engelli sporu bambaşka bir yerde olabilir. Şu anda bulunduğumuz noktanın 4-5 basamak üzerinde olabiliriz. Hatta belki Avrupa’da bir numara olabiliriz. Çünkü o potansiyel Türkiye’de var. Düşünsenize, 76 milyon nüfus var ve içinde milyonlarca engelli var. Bunların içinde ne cevherler, ne yetenek-ler vardır kim bilir. Önemli olan, onları bu sahalara çekebilmektir. Ayrıca, bu işi seven, severek yapan insanları bulmamız lazım. Ben onlardan biriyim ve bu işi gönüllü olarak yapıyorum. Maddi desteğin yanında, insan takdir edilmeyi bekliyor. Çünkü bu itici bir güç oluyor bizde. Basının ilgi göstermesi de bizim için önemli bir motivasyon kaynağı oluyor.

Antrenör Halil Ömeroğlu

Page 40: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 40 - HİS ]

HABERLERHABERLERHİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

“TÜRKİYE ANTİ DOPİNG AJANsI FAALİYETE bAşLAYACAK”gençlik ve Spor Bakanı Suat kılıç, “Hacettepe Üniversite-si Türkiye Doping kontrol Merkezi deneme çalışmalarına Dünya Anti Doping Ajansı’nın (WADA) kontrolünde olmak kaydıyla başlamış bulunmaktadır” dedi.

TÜRKİYE DOPİNG KONTROL MERKEZİGençlik ve spor bakanı suat kı-lıç, Hacettepe Üniversitesi’nin içerisindeki Türki-ye doping kontrol merkezi’nde incele-melerde bulundu. laboratuvarları gezerek Hacettepe Üniversitesi rektö-rü Prof. dr. murat Tuncer’den (sağda) gelinen son nokta hakkında bilgi alan bakan kılıç, inceleme sonrasında basın mensuplarının soru-larını cevapladı.

Page 41: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 41 - HİS ]

Gençlik ve Spor Baka-nı Suat Kılıç, eksiklik-lerinin giderilmesi için

2012 yılında 1.5 milyon lira kaynak aktardığı Türkiye Doping Kontrol Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarete Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer’de katıldı. Merkez-de incelemelerde bulunan Bakan Suat Kılıç, Türkiye Doping Kontrol Merkezi’nin Türk sporunun artık kalbinin attığı yer olacağını söyledi.

WADA’ya yeniden akredite olması için tüm görevleri eksiksiz yerine getirdiklerini belirten Bakan Suat Kılıç, “Dopinge sıfır tolerans ilkesine paralel hareket edeceğiz. Bu kararlılığı koruduğu-muz sürece de bu iş kısa bir süre içerisinde bitecek. Bir yıl sonra Türkiye, doping olaylarının kesin-likle konuşulmadığı bir ülke haline gelmiş olacak” dedi.

Bakan Kılıç, “Burası yasaklı maddeyi bilerek ya da bilmeyerek kullanan sporcuyu yakalayan ha-fiye bir kurum olmayacak. Burası sporcuyu 6-7 yaşından itibaren bilgilendiren, eğiten, alması

gerekeni de almaması gerekeni de anlatan bir bilimsel eğitim müessesi olarak da aynı zamanda hizmet verecek” dedi.

bölge ülKelerine de hizmet vereceKTürkiye Doping Kontrol Merkezi’nin WADA’nın kont-rolünde deneme çalışmalarına başladığını kaydeden Bakan Kılıç, şunları söyledi:

“Türkiye Doping Kontrol Mer-kezi henüz numune almak ve ne-tice vermek durumunda değildir; ama aldığı kan ve idrar numune-leri üzerinde doping kontrollerini yapabilir hale gelmiştir. WADA’nın talimatlarına uygun bir şekilde beklentilerini karşılamaya gayret ediyoruz. WADA tarafından tüm eksikliklerin tamamlandığı ko-nusunda bir kanaat oluştuğunda Türkiye Doping Kontrol Merkezi fiilen ve resmen faaliyete geçmiş olacak. Türk sporuna bugüne kadarki en üst düzeyli bilimsel katkıyı sağlayacak bir müessese-nin oluşumuna tanıklık etmenin heyecanını yaşıyoruz.”

türK sporu için dev proJeBakan Suat Kılıç, ziyarette Türk sporu için devrim sayılacak bir projenin de müjdesini verdi. “Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi arasında yepyeni ve büyük heyecanlar uyandıracak bir protokole imza-larımızı koyacağız” diyen Bakan Kılıç, projeyi şu sözlerle açıkladı:

“Rektörümüzle mutabakata vardık. Yaklaşık maliyeti 200 milyon lira olacak bir Olimpiyat Enstitüsü’nü Hacettepe Üniversi-tesi ile birlikte kuracağız. Bu mer-kez tamamlandığında Türk spo-runda devrim diyebileceğimiz çok büyük bir atak gelişmiş olacak. Doğru yöntemlerle bilimsel des-teklerini almak kaydıyla sporcu-larımıza sağlanabilecek her türlü desteği finansal anlamda sağlama konusunda en ufak bir eksiğimiz yok. Hacettepe Üniversitesi hem Doping Kontrol Merkezi hem de Olimpiyat Enstitüsü’yle Türk sporunun sessiz devrimindeki en önemli bilim kurumu olarak im-zasını bugün itibarıyla bu sürece koymuş bulunmaktadır.”

Suat Kılıç: Yaklaşık maliyeti 200 milyon lira olacak bir Olimpiyat Enstitüsü’nü

Hacettepe Üniversitesi ile birlikte kuracağız. Bu merkez tamamlandığında

Türk sporunda devrim diyebileceğimiz çok büyük bir atak gelişmiş olacak.

bakan kılıç, “burası yasaklı maddeyi bilerek ya da bil-meyerek kullanan sporcuyu yaka-layan hafiye bir kurum olmayacak. burası sporcu-yu 6-7 yaşından itibaren bilgilendi-ren, eğiten, alması gerekeni de alma-ması gerekeni de anlatan bir bilimsel eğitim müessesi olarak da aynı zamanda hizmet verecek” dedi.

bURAsI sPORCUYU YAKALAYAN HAFİYE bİR KURUM OLMAYACAK

Page 42: HİS DERGİSİ sayi 3
Page 43: HİS DERGİSİ sayi 3
Page 44: HİS DERGİSİ sayi 3

TARİHE YOLCULUK: HAMAMÖNÜyıllardır virane halinde bulunan Ha-mamönü mahallesi, restorasyon çalış-malarıyla birlikte, görenleri hayrete düşürüyor. 2012’de tarihte bir yolculuk yapmak istiyorsanız, Hamamönü’nü mut-laka ziyaret etmelisi-niz. birbirinden güzel tarihi konakların yeniden hayat buldu-ğu Hamamönü’nde, geçmiş ile bugünün buluşmasını yaşayın.

[ 44 - HİS ]

haberlerhaberlerHİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

TARİHİ MEKANLAR YENİDEN CANLANDI

Yüzlerce yıllık tarihe şahitlik etmiş konaklar, tarihi camiler, güzide mekanlar, değerli sanatçılar, eskiyi yeniden yaşatan açık hava sineması, canlı müzik eşliğinde leziz yemekler…

eski Ankara yeniden canlandı. Başkentin tarihi mahallesi ye-niden hayat buldu! eski Ankara olarak bilinen Hamamönü,

restorasyon çalışmaları sonucu Ankara’nın gözbebeği haline geldi. Tarihi konakların, güzide mekanların sanat ve sanatçı-

larla buluştuğu Hamamönü’nü mutlaka görmelisiniz!

YAZI: GÜlHaN dÜzcaN

Page 45: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 45 - HİS ]

Eski Ankara yeniden canlandı. Ankara’nın Altındağ İlçesinde bu-

lunan ve eski Ankara diye bilinen Hamamönü mahallesi, Altındağ Belediyesinin restorasyon çalış-malarıyla birlikte tarihi Ankara’yı yeniden canlandırdı.

Yıllardır virane halinde bulu-nan Hamamönü mahallesi, resto-rasyon çalışmalarıyla birlikte, gö-renleri hayrete düşürüyor. 2012’de tarihte bir yolculuk yapmak isti-yorsanız, Hamamönü’nü mutlaka ziyaret etmelisiniz. Birbirinden güzel tarihi konakların yeniden hayat bulduğu Hamamönü’nde, geçmiş ile bugünün buluşmasını yaşayın.

Yerli ve yabancı turistlerin bü-yük ilgisini çeken Hamamönü’nde kültür sanat etkinlikleri, kafeler, restoranlar, el emeği göz nuru sergiler, görkemli konaklar, sanatçılar, tarihi camiler, güzide mekanlar ziyaretçilerine bambaş-ka bir hava yaşatıyor.

hamamönü’de bir gün geçirinHamamönü’nde bir gün geçir-mek isterseniz, sabah kahvaltısı ile başlayabilirsiniz tarih kokulu gezintinize. Çeşit çeşit kahvaltı seçenekleri, gözlemeler, el açması börekler yanında çayınız ya da Hamamönü’nün meşhur kahve-si. Tarihi konakların sıralandığı sokaklarda yürüyüş yaparken, kulağınıza gitar ve kanun karışımı nağmeler gelecektir. Sana-tın her dalına rastlayacağınız Hamamönü’nde her zevke hitap eden bir köşe bulacaksınız.

Hamamönü’nde saatlerce vakit geçirebileceğiniz 22 tarihi evden oluşan Sanat Sokağı’nın her köşesine ayrı ayrı uğramanız gerekecek. Çay kahve içerken istediğiniz tarzda müzik dinleyin, rengarenk çiçeklerin arasından görkemli konakları seyredin, birbirinden değerli sanatçıları atölyelerinde ziyaret ederek, canlı performanslarını izleyin veya beğendiğiniz sanat eserini sahibinden alın.

Sanat Sokağında atölyesi olan sanatçılardan biri de Ressam Ziya

Büyük. Ünlü ressam, dünyada ilk defa Kur’an-ı kerim’i tuval üzerine yağlı boya ile yazan kişi. Ünlü ressam birbirinden güzel çalışma-larını Sanat Sokağında sergiliyor. Küçük atölyesinde sık sık sanat severlerin ziyaretine geldiğini söy-leyen Ziya Büyük, Hamamönü’nün yeni halinden oldukça memnun. “Hamamönü’nde olmaktan çok memnunum. Tarihi bir mekanda sanat eserlerimizi sergilemek ayrı bir haz veriyor insana. Sık sık ziyarete gelen sanatsever kardeş-lerimiz yaptığımız işe şevk katıyor, özellikle de öğrencilerin ilgisinden oldukça memnunum.”

Ebru, çini, seramik ve hat sanatı da Sanat Sokağı’nda ser-gilenen diğer sanatlar arasında. Hamamönü’nün tarihi sokakların-da yaz akşamları açık hava sine-masının da keyfini çıkarabilirsiniz. Tarihi camileri, Taceddin Dergahı-nı, Mehmet Akif Ersoy Müzesini de görmeden Hamamönü’nden

sakın ayrılmayın. Üniversite öğrencilerinin uğrak yeri haline gelen Hamamönü, öğrencilerin hem eğlendiği hem de öğrendiği bir mekan. Kütüphanesi, kon-ferans salonu, çeşitli kursları ile öğrencilere eğitici vakit geçirme imkanı da sunuluyor.

Hamamönü’nde maharetli hanımlar da unutulmamış. Ev hanımları el emeği göz nuru ürünlerini burada sergileyerek, kendilerine gelir elde ediyorlar.

Hamamönü’nde gezerken zamanın nasıl geçtiğini anlamaya-caksınız. Bir bakmışsınız ki tarihi sokakların göz kamaştıran sokak lambaları yanmaya başlamış. Sizleri eskiye götürecek olan sokak lambalarının altında, canlı müzik eşliğinde akşam yemeğinizi de yemeden Hamamönü’den ayrılmayın.

Tadı damağınızda kalacak olan bu ziyareti tekrar yaşayacağınız anı iple çekeceksiniz!

Sanat Sokağında atölyesi olan sanatçılardan biri de Ressam Ziya Büyük.

Ünlü ressam, dünyada ilk defa Kur’an-ı kerim’i tuval üzerine yağlı boya ile

yazan kişi. Büyük, birbirinden güzel çalışmalarını Sanat Sokağında sergiliyor.

DEğERLİ sANATÇILARI ATÖLYELERİNDE ZİYARET EDEbİLİRsİNİZ

Hamamönü’nde saatlerce vakit geçirebileceğiniz 22 tarihi evden oluşan sanat sokağı’nın her köşesine ayrı ayrı uğ-ramanız gerekecek. Çay kahve içerken istediğiniz tarzda müzik dinleyin, rengarenk çiçeklerin arasından görkemli konakları seyredin, birbirinden değerli sanatçıları atölyele-rinde ziyaret ederek, canlı performansları-nı izleyin veya beğen-diğiniz sanat eserini sahibinden alın.

Page 46: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 46 - HİS ]

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

3. İsLAMİ DAYANIşMA OYUNLARI endonezya’nın ev sahipliğinde düzen-lenen, Türkiye’nin de 160 sporcuyla katıldığı 3. İslami dayanışma Oyunları resmen başladı. Güney sumatra’nın başken-ti Palembang’daki Gelora sriwijaya Jakabaring stadı’nda düzenlenen açılış törenini endonezya cumhurbaşkanı susilo bambang yudhoyono, endonezya spor ba-kanı roy suryo, İslami dayanışma Oyunları federasyonu (ıssf) ve suudi arabistan Olimpiyat komitesi başkanı Prens Nawaf bin faysal ile oyunlara katılan ülkelerin milli takım kafileleri ve çok sayıda Palembanglı vatandaş izledi.

haberlerhaberler

Milli badmintoncu Neslihan Yiğit, 3. İslami Dayanışma Oyunları’nda kadınlarda şampiyon oldu.

Milli wushucu Elif Akyüz, Endonezya’da düzenlenen 3. İslami Dayanışma Oyunları’nda taolu “qian shu” kategori-sinde altın madalya, Hale Beyza Sarıyıldız da gümüş madalya kazandı.

Page 47: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 47 - HİS ]

PROJE “spor eğitimiyle sosyal katılımın des-teklenmesi Projesi”, batman, diyarbakır ve Şanlıurfa’daki dezavantajlı çocukla-rın sosyal katılımla-rının ve uyumlarının artırılması için ilave spor eğitimi fırsat-larının sağlanmasını hedefliyor.

Proje illerinde 400 eğiticinin eğitilmesi ve 400’ü engelli olmak üzere 8 bin çocuk ve genç için sosyal ve sportif eğitimlerin organize edilmesi de amaçla-nıyor.

HABERLERHABERLER HİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak

finansmanıyla Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından başlatılan “Spor Eğitimiyle Sosyal Katılı-mın Desteklenmesi Projesi”nin başlangıç toplantısı, Holiday Inn Hotel’de yapıldı.

Toplantıda, Gençlik ve Spor, Milli Eğitim ile Aile ve Sosyal Po-litikalar Bakanlıklarından temsil-ciler, AB Türkiye Delegasyonu ve proje illeri Diyarbakır, Şanlıurfa ve Batman’dan yetkililer ile paydaşlar ve projeyi yürüten teknik destek ekibi uzmanları hazır bulundu.

Yiğit, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, projenin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde-ki çocukların ve gençlerin hayat standartlarını geliştirmeyi ve böy-lece gelecekte karşılarına çıkacak fırsatları artırmayı amaçladığını belirterek, “Türkiye genç nüfusu oldukça fazla bir ülke. Genç nü-fusumuz bizim için bir fırsat. Bu fırsat da bize çok büyük sorumlu-luklar getiriyor” diye konuştu.

Bu çerçevede bakanlık ola-rak 2 yıldır gençlerin sosyal ve kişisel gelişimine yönelik birçok projeye imza atmaya çalıştık-larını dile getiren Yiğit, “Bu proje de bunlardan biri. Projenin gençlerimizin hem kişisel hem de sosyal gelişimlerine çok katkı sağlayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Proje Direktörü Bartosz

Wojciechowski de söz konusu projenin aslında ağustos ayında başladığını ancak bu toplantıyla proje paydaşlarını bir araya getir-meyi amaçladıklarını söyledi.

“Spor Eğitimiyle Sosyal Katı-lımın Desteklenmesi Projesi”nin,

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde spor eğitimiyle sosyal katılımı destekleyen ilk sosyal proje oldu-ğuna dikkati çeken Wojciechows-ki, bölgede örnek teşkil edecek projenin, toplumun hayat stan-dartlarını artıracağını vurguladı.

“sPOR EğİTİMİ İLE sOsYAL KATILIMIN DEsTEKLENMEsİ PROJEsİ”gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ramazan Yiğit, gençlik ve Spor Bakanlığının başlattığı “Spor eğitimiyle Sosyal katılımın Desteklenmesi projesi”yle ilgili, “Bu proje-nin, gençlerimizin hem kişisel hem de sosyal gelişimlerine çok katkı sağlayacağını düşünüyorum” dedi.

Page 48: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 48 - HİS ]

kariyerinde 9 kez dünya serbest dalış rekoru kıran milli sporcu Yasemin Dalkılıç, “Dünyanın İnanılmaz Dalışları”

adlı belgesel dizisi çekiyor.

haberlerhaberler

Yasemin DalkIlIç’tan

sUALTI bELGEsELİ

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

DÜNYANIN İNANILMAZ DALIşLARIkariyerinde 9 kez dünya serbest dalış rekoru kıran milli sporcu yasemin dalkılıç, “dünyanın İnanılmaz dalışlar” adlı belgesel dizisi çekiyor. belgeselin The ritz-carlton İstanbul Otel’de düzenlenen tanıtım toplantısına yasemin dalkılıç da katıldı.

Page 49: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 49 - HİS ]

Dalkılıç, uzun süre ara verdiği dalışları-na, “Enerjini Doğru

Kullan” sloganıyla sosyal sorum-luluk projeleri yapan CANTEK firması sponsorluğunda geri döndü. Dalkılıç, proje kapsa-mında “Dünyanın İnanılmaz Dalışları” adlı 6 bölümlük belge-sel dizisi hazırlıyor. Belgeseller; Batıklar, Mercan Resifleri, Gece, Adalar, Aquarius ve Diğer Mavi adlarıyla yayınlanacak.

Yasemin Dalkılıç ve CAN-TEK firması, hayata geçirilen projeyle, okyanusların derinlik-lerini, gizemini ve ekosistemdeki sorunlar yüzünden kaybolmaya yüz tutmuş okyanus canlılarını kamuoyunun dikkatini çekmeyi amaçlıyor.

Belgeselin çekimleri, Baha-malar, Jamaika, Meksika, Cay-man Adaları, Dominik Cumhu-riyeti ve Şili’deki batıklar, gemi enkazları, mercan kayalıkları ve mağaralara Dalkılıç’ın dalışlarıy-la gerçekleştiriliyor.

dalKılıç: “inanılmaz güzel bir proJe oldu”Belgeselin The Ritz-Carlton İstan-bul Otel’de düzenlenen tanıtım toplantısına açıklamalarda bulu-nan Dalkılıç, belgesel çekimlerini prodüksiyon sektöründe çalışan eşi Castineyra ile gerçekleştir-diklerini ve dünyada zarar gören sualtı doğal güzelliklerini henüz iki yaşında olan kızı Lara’ya gös-termek istediğini söyledi.

Kendisi açısından inanılmaz bir projeye imza attıklarını akta-ran milli sporcu, şöyle konuştu:

“İlk rekorumdan beri dünyanın

çeşitli yerlerine seyahat ettim ve birçok yerde dalış yaptım. Fırsat bulduğumu her anda turistik tipte dalışlar yaptık fakat bu dalışlar limitliydi. Bunun için hep buralara geri dönmek istemiştim. 10 yılda inanılmaz derecede tükenmiş, re-siflerin çok büyük kısmı yok olmuş ve balık miktarı azalmıştı. Buna çok şaşırdım. Kızım benim yaşıma geldiğinde gördüğüm yerleri gö-remeyecek diye düşündüğüm için bu belgesel işine giriştik. Bunları göstererek, durumun vahametine dikkat çekmek istedik. İnanılmaz güzel bir proje oldu.”

Dalkılıç, belgesel çekimlerini prodüksiyon sektöründe çalışan eşi Castineyra

ile gerçekleştirdiklerini ve dünyada zarar gören sualtı doğal güzelliklerini

henüz iki yaşında olan kızı Lara’ya göstermek istediğini söyledi.

kendisi açısından inanılmaz bir proje-ye imza attıklarını aktaran milli spor-cu, şöyle konuştu:

“İlk rekorumdan beri dünyanın çeşitli yer-lerine seyahat ettim ve birçok yerde dalış yaptım. fırsat bulduğumu her anda turistik tipte dalışlar yaptık fakat bu dalışlar limitliydi. bunun için hep bu-ralara geri dönmek istemiştim. 10 yılda inanılmaz derecede tükenmiş, resiflerin çok büyük kısmı yok olmuş ve balık mik-tarı azalmıştı. buna çok şaşırdım.

DAHA ÖNCE DALDIğIM YERLER İNANILMAZ DERECEDE TÜKENMİş

Page 50: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 50 - HİS ]

YAŞLILARDA SPOR

POZİTİF YAşAM İÇİN ÖNERİLER yaşınızın ilerlemiş

olmasına rağmen yeni arayışlar edinin.

akraba ve arkadaş ziyaretlerinde bulunun.

bütün gün evde hareketsiz olmaktan kaçının.

sosyal sorumluluk projelerine katılın ve aktivitelerde görev alın.

aktif yaşayın, hayattan keyif almaya çalışın.

Olumsuz konuş-mayın ve olumsuz konuşanlardan uzak durun.

kendinizle barışık olun, kendinizi sevin.

yeni yerler keşfetmeye başlayın.

Günlük ve haftalık programlarınızı belirleyin ve mutlaka uyun.

düzenli olarak ibadet edin.

Hayata her zaman gülümseyin.

Yapılan araştırmalar 70 yaşından sonra da adelelerin gelişti-

ğine dikkat çekerek sporun yaşı olmadığını herkese uygun spor ve egzersizin olduğunu ortaya koyu-yor. Bizim için yapılması gereken ilk iş ’ derin bir nefes alıp spor ve

egzersizi hayatımızın merkezine bir an önce yerleştirmek’.

egzersiz yapın, yaşlanmayın! İlerleyen yaşa rağmen spora başlamak, yaşlanmayla beraber ortaya çıkan olumsuz sonuç-ları minimize eder. Fiziksel ve

psikolojik olarak canlılık katar. Yürüme, dans etme, yüzme, düşük tempoda koşu, bisiklet ve mevcut hareketimizi arttırmak yaşlılar için önereceğim aktivite-lerin başında yer alıyor. Öncelikle kendi sağlığımıza uygun egzersiz-leri doktor kontrolünde seçmeli

Herkese, Her YaŞa sPOR VE EGZERsİZegzersiz yapmak için yaş ve zaman sınırı yoktur. Fiziksel aktiviteye yani egzersize, hayatın geç dönemlerinde başlanmış olunsa bile vücudumuza olumlu katkı sağlar, yaşam kalitemizi arttırır ve yaşam sürecimizi uzatır.

ÜmraN arak / sPOrTİf eĞİTİm uzmaNıHİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

YAŞLILARDA SPOR

Page 51: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 51 - HİS ]

ve düzenli olarak uygulamalıyız. Dikkat edilmesi gereken nokta şu ki; vücudumuzu doğru bir şekilde tanıyarak sadece bizi aşırı yoran, sakatlanmamıza sebep verebile-cek egzersizlerden kaçınmalıyız.

ilerleyen yaşta uygulanan spor tehliKeli midir? Çoğu insan belli bir yaştan itiba-ren hareketlerini kısıtlamaktadır. Bunun nedeni fiziksel olarak zarar göreceklerini sanmalarıdır. Oysaki her yaşa uygun spor ve aktivitele-rin olduğu bilinmelidir. Bu yanlış yaklaşım birçok kişiyi, spordan uzak tutmaktadır. Sporun ve eg-zersizin genel yararları her yaşta egzersizden beklenen olumlu faydaları sağlamaktadır. Hayatımı-za alıp düzenli olarak yapacağımız egzersiz hareketlerinin amacı kuv-vetli olmak, dinç ve zinde kalmak, vücudumuzun dayanıklılığını art-tırmak, metabolizmamızı düzenli ve hızlı bir şekilde çalıştırabilmek, yağ oranlarımızı azaltmayı sağla-

maktır. İlerleyen yaştaki insanlar da bu faydaları kendilerinde dü-zenli egzersiz yaparak bulabilirler. Bütün bunlar sağlıklı yaşam için gerekli koşullardır.

Günümüzde tembellik yapıp sürekli hareketsiz kalıp oturmayı tercih edenlerin sayısı egzer-siz yapanlara göre daha fazla bulunmaktadır. Gelin tembelliğe artık son verelim. Yapılan birçok araştırma ileri yaştaki insanların egzersize bağlı olarak fiziksel güç ve psikolojik yenilenme sağladığını net olarak ortaya koymaktadır. Düzenli ve doğru şiddette uygulanan uygun fiziksel aktiviteler, fonksiyonel düşüşü geciktirir. İleri yaşlarda hastalıkların görülme sıklığını azaltır yaşlılarda zihni devamlı açık tutarak yaşlı sağlığı için önem teşkil eder. Uygun şid-dette düzenli olarak uygulanan egzersizler bireyin kısa zamanda kendisinde olan yenilenmenin farkına varmasını sağlamaktadır.

İlerleyen yaşa rağmen spora başlamak, fiziksel ve psikolojik olarak canlılık

katar. Yürüme, dans etme, yüzme, düşük tempoda koşu, bisiklet ve mevcut ha-

reketimizi arttırmak yaşlılar için önereceğim aktivitelerin başında yer alıyor.

EGZERsİZİN YAşLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Genel olarak egzersiz-lerden beklenen amaç-lar yaşlılıkta verilen egzersizlerden de aynı şekilde beklenmektedir. ancak bunlara yaşlıla-rın mevcut durumla-rıyla ilgili bir iki özellik daha eklenmektedir. bunlar; eklem esnekliğini

arttırmak kas gücü ve dayanıklı-

lığını arttırmak kardiyovasküler da-

yanıklılığı arttırmak kemik mineral yoğun-

luğunu arttırmak Günlük aktiviteleri

uygulamak için gerekli olan enerjiyi arttırmak Hastalıktan iyileş-

meyi çabuklaştırmak ve stresle daha kolay başa çıkabilmek diğer insanlarla

bütünleşebilmek için fırsat oluşturmak yaşlıyı daha mutlu

kılmak İlerleyen yaşa göre

azalan hareketliliği arttırmakburadan da anlıyoruz ki; yaşam kalitesi çok önemli ve egzersiz yaşam kalitenize katlı sağlıyor. egzersiz sadece hayatınıza yıllar eklemekle kalmıyor, aynı zamanda yıllarını-za yaşam ekliyor.

Page 52: HİS DERGİSİ sayi 3

Nötral Pozisyon: Boyun düz baş dik olarak oluşturulan nötral pozisyon

korunarak egzersizler yapılmalı. Kollarınızı yana sarkıtın dik durumda iken omuzlarınızı yukarı kaldırın ve

derin nefes alın.

Kollar serbest halde iken omuzlarınızı önden arkaya çevirip bir süre (5sn) bekle-yin ve bırakın ve ardından arkadan öne çevirin ve bir-süre (5sn) bekleyip bırakın.her iki omuzu yukarıya doğ-ru kaldırın ve 5sn bekeyin ardından bırakın.

1

Duvara dönün avuç içi duvara yapışacak şekilde ve dirseğinizi bükmeden elinizi yukarıya doğru kaydırın. Avucunuzun du-vara değdiği son noktada vücudunuzu esnetin.

2

Her iki dirsek göğüs hiza-sında dik olacak şekilde tu-tulur. nefes alınır verilirken kollar yukarı doğru uzatılır.

3

Elerinizi kollar yere paralel olacak şekilde göğü hiza-sında sonra alın hizasında olmak üzere birleştirin ve birbirini iterek güç uygula-yın. 10 a kadar sayarak bu şekilde tutun ve bırakın sonra tekrar ellerinizi tutun ve birbirinden ayır-maya çalısın.

4

Kollar omuz hizasında önümüzde yere paralel uzatılarak eller 20 defa yumruk sıkılıp açılır. Aynı şekilde kollar yanlara doğru kol omuz hizasında yumruk sıkılıp açılır. Dinlenilir ve aynı hareket kollar havaya kaldırılarak yapılır.

5

Yanınızdaki duvara yum-ruğunuz ve ön kolunuz ile bastırın. Yastık koyarak da yapabilirsiniz.

6

Pozitif

yaşamanız

dileğiyle,

iyi sporlar.

YAŞLILARDA SPOR

OMUZ VE KOL EGZERsİZLERİNİN YARARLARI Omuz ve kol kasları-

nı güçlendirmek

Omuz ağrılarını gidermek

Omuz ve kollarımıza şekil vermek

kol ve omuz kasları-mızı sıkılaştırmak

kol yağlarını eritmek

kol sarkmalarını engellemek

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Kollar öne uzatılarak sağ ve sol elimizi kendimize doğru çekerek gerdirmeliyiz 10 a kadar sayılır.

7

[ 52 - HİS ]

YAŞLILARDA SPOR

Page 53: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 53 - HİS ]

spor yapIYORUMspor yapIyorum HİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

spor yaparken çekilmiş bir fotoğra-fınızla birlikte, adınızı soyadınızı, yaşınızı, yaşadığınız şehri, yaptığınız sporu, ne kadar zamandır yaptığınızı, yaptığınız sporla ilgili düşün-celerinizi, size ne kattığını ve gelecekle ilgili planlarınızı ya-zarak bize gönderin. bizde sizi bu sayfada yayınlayalım.

İşte mail adresimiz: [email protected]

HAYDİ sPORCULAR KENDİNİZİ TANITIN

MUsTAFA sARAÇ

1990 doğumluyum. 13 yıldır masa tenisi oynuyorum. MİTHAT CAN

1999 doğumluyum.

6 yıldır basketbol oynuyorum.

MERVE ÇAğLAR2000 doğumluyum.

3 yıldır voleybol oynuyorum.

İREM GÜVEN

2004 doğumluyum. 1 yıldır tenis oynuyorum.

CELALETTİN KANbER1983 doğumluyum. 12 yıldır badminton oynuyorum.

Page 54: HİS DERGİSİ sayi 3

REKLAM

Page 55: HİS DERGİSİ sayi 3

REKLAM

Page 56: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 56 - HİS ]

KENDİNİ GÜÇLÜ HİssETME İHTİYACI şİDDETE YÖNELTEbİLİRŞiddeti tercih eden çocukta, sosyal ilişkilerinde azalma-lar olabilir, kendiside şiddete uğruyor ola-bilir, derslere olan ilgisi az olduğu için okulda problemler yaşayabilir. Potan-siyel olarak sertliğe eğilimli olabilir, öfke-sini kontrol etmekte güçlük çekebilir. Şiddet ve zorbalığı tercih eden öğren-cilerin kendilerini güçlü hissetme ihti-yacı içinde olduğunu söyleyebiliriz. düşük bir öz saygıya sahip-tirler ve kendileriyle ilgili iyi duygular hissetmezler.

Çocuklarımızın büyü-me ve gelişme dönem-lerinde, okulda ya da

dışarıda ne zaman bir saldırganlık olayıyla karşı karşıya kalacağını bilemeyiz. Bu durumda öfke ve saldırganlık içeren davranışlar oluşmadan önlem almamız, için-

de bulunduğumuz ortamı daha güvenli hale getirir.

Örneğin, bir öğrencinin şiddet içeren davranışlar sergi-leyeceğini önceden bilemeyiz. Ancak, çocuğu gözlemleyerek tedbir almamız gerektiğine karar verebiliriz. Şiddeti tercih eden

çocukta, sosyal ilişkilerinde azal-malar olabilir, kendiside şiddete uğruyor olabilir, derslere olan ilgi-si az olduğu için okulda problem-ler yaşayabilir. Potansiyel olarak sertliğe eğilimli olabilir, öfkesini kontrol etmekte güçlük çekebilir. Şiddet ve zorbalığı tercih eden

GELİŞİMGELİŞİMHİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ

YAZI: GÜldeN zOrlu / PsİkOlOJİk daNıŞmaN

COCUKLARIN SİDDET İCERİKLİ DAVRANISLARINI ÖNLEMEDE SPOR

Page 57: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 57 - HİS ]

öğrencilerin kendilerini güçlü hissetme ihtiyacı içinde olduğu-nu söyleyebiliriz. Düşük bir öz saygıya sahiptirler ve kendileriyle ilgili iyi duygular hissetmezler.

Çocuklarımızın çevresin-dekilerle iyi ilişkiler kurması için uygun ortamlar hazırlamak onlarla ilgili olan herkesin sorum-luluğudur. Anne babalar şiddetin önlenmesinde çok önemli bir rol oynar. Örneğin, çocuklarını çeşitli sosyal faaliyetlere katılmaları için cesaretlendirebilir, sportif etkin-liklerde görev almaları konusunda teşvik edebilirler. Çocukların içle-rindeki enerjiyi boşaltabilecekleri ya da saldırganlığı yöneltebileceği uygun ortamlar hazırlayabilirler. Çocuklarımızla birlikte egzer-siz yaparak, yürüyüşe çıkarak, bisiklete binerek, yüzerek… bize zevk veren sportif etkinliklere

katılarak, kendimize daha çok zaman ayırabiliriz. Çocuklarımızı mümkün olduğu kadar grup etkinliklerine yöneltebiliriz. Onların bizlerle ve arkadaşlarıyla iyi ilişkiler geliştirmesi için uygun koşullar oluşturmalıyız.

Öfke kontrol edilebilir bir duygudur. Öfkelendiğimiz zaman vücudumuzda birçok fiziksel değişiklikler meydana gelebilir. Örneğin; kalp ritminde hızlanma, yeterli nefes alamama boğulma hissi, kas gerginliği vs... Bedeni-mizin olumsuz durumlara karşı gösterdiği tepkileri azaltmak için gevşeme ve nefes egzersizlerini kullanabiliriz. Egzersiz yapmak öfkeyi uygun yollarla ifade et-mede önemli bir rol oynar. Öfke duygusu hissedildiği durumlarda uygulanabileceği gibi düzenli olarak egzersiz/ spor yapmak da

yaşam kalitemizi arttırır. Sporun ruh sağlığı-

na olumlu etkile-rini gösteren çok sayıda araştırma vardır. Spor stres hormonlarını

azaltarak, gün-lük hayatın

getirdiği gergin-likler

karşısında bedenimizde mey-dana gelen rahatsızlıklarla baş etmemizi kolaylaştırır. Gevşeme ve nefes egzersizleriyle bizi rahatlatırken, vücudumuzda ya-şanan olumsuz durumlara karşı gösterdiğimiz tepkileri kontrol altına almamızı sağlar.

Sporun tedavi edici gücü var-dır. Hep birlikte ilgi ve yetenek-lerimize uygun bir spor yaparak kendimizi rahatlatabilir, harekete geçirebiliriz. Herkes için sporla gençliğin aşırı heyecanını, coşku-sunu spora aktarabiliriz.

Şiddeti önleme iletişimle baş-lar. Aile çocukla sağlıklı bir iletişim kurarsa iyi bir eğitim verebilir. Çocukla sağlıklı bir iletişim kura-bilmek için onu tanımak ve temel gereksinimlerine saygı duymak gerekir. Çocuklarımızın güvenlik ihtiyacı, sosyal ihtiyaçları, saygın-lık ihtiyacı, kendini gerçekleştirme ihtiyacı… tüm bunlara cevap verebilmenin en keyifli yoludur spor. Değerli olma duygusu, yakınlık ve dayanışma duygusu, sorumluluk duygusu, zorluklarla mücadele ederek onların üstesin-den gelmeyi öğrenme, mutluluk ve kendini gerçekleştirme ortamı tüm bu temel gereksinimleri karşılayabilmek için alternatif bir çıkış kapısıdır spor.

Spor, stres hormonlarını azaltarak, günlük hayatın getirdiği

gerginlikler karşısında bedenimizde meydana gelen rahatsızlıklarla

baş etmemizi kolaylaştırır.

Öfke kontrol edile-bilir bir duygudur. Öfkelendiğimiz za-man vücudumuzda birçok fiziksel deği-şiklikler meydana gelebilir. Örneğin; kalp ritminde hızlanma, yeterli nefes alamama boğulma hissi, kas gerginliği vs... be-denimizin olumsuz durumlara karşı gösterdiği tepki-leri azaltmak için gevşeme ve nefes egzersizlerini kul-lanabiliriz. egzersiz yapmak öfkeyi uy-gun yollarla ifade etmede önemli bir rol oynar.

EGZERsİZ YAPMAK ÖFKEYİ DİNDİRİR

Page 58: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 58 - HİS ]

Gelin hep beraber o te-miz insanları yakından tanıyalım, OTİZM ve

DOWN SENDROMU rahatsızlıkla-rına hep beraber göz atalım.

OTİZM, doğum öncesinde yani anne karnında teşhisi ko-nulamayan ve ilk belirtilerini be-beklik ya da çocukluk döneminde gösteren, ancak hastalıkta sönme, bitme ya da nüksetme gösterme-den düzenli seyir izleyen bir beyin gelişme bozukluğudur. Otizm, bi-reyde üç yaşından önce başlar ve hayatı boyunca devam eder. Daha açık bir deyişle otizm bireylerde, sosyal hayata ve iletişim beceri-lerine zarar veren, sınırlı psiko-motor ve bilişsel davranışlara yol açan bir rahatsızlıktır.

DOWN SENDROMU ise otizmin aksine gebelik ve doğumda kendini belli eden bir rahatsızlıktır. İnsanın 21. kromo-zom çiftinde fazladan bir kro-mozom bulunması sonucunda ortaya çıkar. Down sendromlu bireylerde de zihinsel ve fiziksel bazı bozukluklar mevcuttur.

OTİZM ve DOWN SENDRO-MU görüldüğü üzere daha çok zihinsel rahatsızlıklar olup bireyle-rin sosyalleşmelerine engel teşkil etmektedir. Ellerinde olmadan diğer insanlardan uzaklaşmışlar-dır. Çok temiz doğmuş ve temiz kalmış bireylerdir. Dedim ya onlar yeryüzü melekleri diye, onlara bir el de biz uzatalım ve karşılıksız sevgiye şahit olalım.

Sosyalleşme ve iletişim sorunlarını rehabilite etmek amacıyla engelli bireylerimiz için T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın il müdürlükleri bünyesinde en-gelli bireylerimiz için yürüttüğü

projelere şahit oldum. Konya ilinde yürütülen bu

projede antrenör olan Sayın Berfin ERDOĞAN ile biraz sohbet ettik ve DOWN SENDROMU ile OTİZM hakkında onun da görüşle-

YERYÜZÜ MELEKLERİ spor YapIYorYeryüzü melekleri diyorum çünkü bana göre yeryüzünün en temiz insanları onlar. Belki yaradılıştan onlara verilen bir hediye kim bilir. Saf düşünceleri ve tavırları onların ne kadar temiz insanlar olduğunu ortaya koyuyor. Bazen sadece bakışlarından anlayabiliyoruz, bazen ellerini uzatmalarıyla. İçlerinden geçen tek şey sevgi…OTİZM

OTİzm, doğum öncesinde yani anne karnında teşhisi konulamayan ve ilk belirtilerini bebek-lik ya da çocukluk döneminde gösteren, ancak hastalıkta sönme, bitme ya da nüksetme gösterme-den düzenli seyir izle-yen bir beyin gelişme bozukluğudur. Otizm, bireyde üç yaşından önce başlar ve hayatı boyunca devam eder. daha açık bir deyişle otizm bireylerde, sosyal hayata ve iletişim becerilerine zarar veren, sınırlı psiko-motor ve biliş-sel davranışlara yol açan bir rahatsızlıktır.

engelsİz sporHİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

röportajRÖPORTAJ: ramazaN aydıN / sPOrTİf eĞİTİm uzmaNı

Antrenör Berfin ERDOĞAN

Page 59: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 59 - HİS ]

“Aileler, çocuklarının engelli olduklarını öğrendiklerinde hayata küsmemeli,

çocukları için biraz çaba göstermelidir. Onların, kendilerini toplumdan

soyutlaması yüzünden yeryüzü meleklerimiz de toplumdan uzaklaşıyor.”

rini aldım. Söz Berfin ERDOĞAN‘da;

Berfin Hocam down sendromu nedir?

Down sendromu, sizin de söylediğiniz gibi insanda bulunan 21. kromozom çiftindeki fazla kromozomun sebep olduğu rahatsızlıktır. Yaklaşık olarak bin doğumda bir görülür. Bu bireyler-de zihinsel kavrama güçlüğü ve çoğunlukla hafif ve orta seviyeli öğrenme güçlüğü görülmektedir.

Otizm ile arasındaki fark nedir?Aslında çok belirgin farkları

yoktur. Yani oluşumları açısın-dan farklıdırlar lakin karakteristik özellikleri bakımından benzerdirler. Az önce de söylediğimiz gibi down sendromu kromozom çiftlerinde-ki fazlalıktan meydana gelen bir rahatsızlık. Ancak otizm hakkında şu an bilinen en net bilgi kalıtsal olduğudur. Yani kalıtsaldır ama kromozomlardan mı kaynaklanıyor yoksa genetik mutasyon mu kesin bir bilgiye ulaşılmış değildir.

Down sendromu ve otizmin belirti-leri nelerdir?

Otizmin belirtileri 0-3 yaş arasında ortaya çıkmaya başlar. Bebeklik dönemlerinde çok fazla ağlayabilirler ya da tam tersine çok durgun olabilirler. Oynaması gereken oyunlara karşı ilgisiz olur-lar. Kendisine yöneltilen seslere tepkileri azdır. Diğer kişilerle göz kontağı kuramazlar. Konuşmaları tekrarlıdır ve mekaniktir. Yani “yemek verir misin” demek yerine sadece “yemek” diyerek iletişim kurarlar. Ayrıca çamaşır makinesi gibi dönen şeyler ilgilerini çek-mekte ve sürekli bakmaktadırlar.

Down sendromunda ise belir-tiler çoğunlukla fizikseldir. Doğum öncesinde teşhis edilebilir ama tedavisi yoktur. Down sendromlu bireyler sevecen tiplerdir, tombul yapılılardır çünkü yemek yemeyi çok severler. Ayrıca sıklıkla kalpleri delik olmaktadır. Dilleri büyük ve burun kemikleri basıktır. Down sendromlu bireylerin yüzleri bir-birlerine çok benzemektedir. Ancak bu karakteristik yüz tipi bazı nor-

mal kromozomlu bireylerde yani normal bireylerde de görülebilir.

Bu iki engel grubunda da or-tak nokta zihinsel aktivitelerdir ve özel eğitime mümkün olduğunca erken başlanmalıdır.

Down sendromu ve otizm kalıtsal bir rahatsızlık mı yoksa doğum öncesinde yada sonrasında dış faktörlerin etkisiyle oluşan rahat-sızlıklar mı?

Hayır dış faktörler etkili değildir. Down sendromu kromozom fazla-lığından kaynaklanan bir rahatsız-lıktır. Otizm de dediğim gibi kalıtsal olup henüz nedeni bilinmemekte. Yani bebeğin bu tür rahatsızlıklara yakalanmasıyla doğum öncesinde veya sırasında veya sonrasında fiziksel çevrenin etkisi yoktur. Kalıt-sal olarak oluşmaktadır.

Sporun down sendromlu ve otistik bireyler üzerindeki etkileri nelerdir?

Bu iki engel grubundaki birey-lerin en büyük sorunu sosyalleş-mek ve iletişim kurmaktır. Erken teşhisle beraber özel eğitime en kısa zamanda başlamak bu birey-lerin sorunlarını kuşkusuz en aza indirecektir.

Otistik ve down sendromlu bireylerimizin özel eğitim kurum-ları dışında, sosyalleşmeleri adına yapılan etkinlikler var mı ve var ise ne amaçla yapılıyor?

Tabiî ki var. Bunun en büyük örneği uluslararası düzenlenen ÖZEL OLİMPİYAT’lardır. Bu olim-piyatlar dört yılda bir düzenlenir. Yaklaşık olarak 200 ülkenin katı-lımında iki milyona yakın zihinsel engelli sporcu ile yapılan spor organizasyonudur. Özel Olimpi-yatların amacına gelecek olursak; bu yarışmalarda kazanma hırsı, rekabet gibi duygular yoktur. Bütünüyle engelli bireylerin sos-yalleşmelerine yardımcı olmak, başarma duygusu kazandırmak ve kendilerinde güçlü olma hissini uyandırmaktır. Çünkü bu bireylerimiz toplumun da bakış açısından dolayı içlerine kapanık yaşarlar. Bu organizasyonların en büyük amacı engelli bireylerimize zaten olduğu gibi bir birey olduk-larını hatırlatmaktır

Bu iki engel grubundaki bireyler ne tür spor aktiviteleri yapabiliyor?

Bu bireylerimiz var olan bütün spor branşlarını yapabilmektedir, yeter ki onlara destek olalım. Atle-tizm, Artistik Jimnastik ,Masa tenisi ,Yüzme, Futbol ve Karma basketbol, Badminton vs. her branşta sosyal hayatın içerine girebilirler.

Bu keyifli sohbetiniz için çok teşek-kür ederiz. Bizlere bilmediklerimiz hakkında ışık tuttunuz. Son olarak down sendromlu ve otistik bireyle-rimizin ailelerine neler söylemek ve onlara ne gibi tavsiyelerde bulun-mak istersiniz?

Benim söyleyeceğim en önemli konu, ailelerin çocuklarının engelli olduklarını öğrendiklerinde hayata küsmemesi, çocukları için biraz çaba göstermeleridir. Çünkü en önemli sorun ailelerin bu şekilde kendilerini toplumdan soyutlaması ve bu ne-denle YERYÜZÜ MELEKLERİMİZİN de toplumdan uzaklaşmasıdır. Son olarak şunu söylemek istiyorum; çocuğunuzun engelli olması sizin suçunuz değil, çocuğunuzun da suçu değil, bu kimsenin suçu değil ve bu ayıp bir şey kesinlikle değil.

Page 60: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 60 - HİS ]

ALARIkefir bebeklikten ergenliğe kadar;

kemiklerin ve dişlerin oluşumuyüğe karşı

önerilir. mutlu bir yaşlılık dönemi için

vazgeçilmez doğal bir dosttur.

YEMEKYEMEKHİS

Herkes İçİn spor DerGİsİ Kozmik Pekmezli Cezerye

şifalı Organik Mısır Aşı Çorbası

2 Kilo havuç2 Paket ezilmiş yulaflı biskuvi2 Portakal kabuğu rendesi1 Limon kabuğu rendesi1,5 Su bardağı dut pekmezi1,5 Su bardağı dövülmüş ceviz veya fındık½ Çay kaşığı zerdeçal1/2 Çay kaşığı zencefil1/2 Çay kaşığı tarçın3-4 Adet karanfil200-250 gr Hindistan cevizi

Türk damak tadları içerisinde dünyada büyük beğeni toplayan cezerye, kozmik Yaşam Merkezi’nde yeniden yorumlanarak, besin değerini artırıcı unsurlarla zenginleştirildi.

Adeta bir sağlık deposu olan şifalı mısır çorbamız, her evde kolaylıkla bulunabilecek malzemelerden yapılıyor...

YaPIlIŞI: Havuçlar soyulup ren-delenir. ½ su bardağı pekmeze 3-4 karanfil eklenip, kısık ateşte suyu çekene kadar pişirilir. (Bura-da amaç havucun yumuşamasını sağlamaktır.) Pişirdiğimiz karı-şım soğumaya bırakılır. Soğuyan

karışıma, Hindistan cevizi hariç, bütün malzemeler ilave edilir. Yoğurarak veya karıştırarak ha-mur haline getirirlen karışım, el ile şekillendirilir. Hindistan cevi-zine bulanan cezeryemizi servise sunabilirz.

YaPIlIŞI: 500 gr mısır kırması, bir gece önceden ıslatılır. Daha sonra kaynatılan mısır kırmasının üzerine, ayrı bir kapta süzme yoğurt, yumurta, un, sarımsak ve tuzdan oluşan harç hazırlanarak yavaş yavaş ilave edilir. 10 dakika kısık ateşte

karıştırarak pişirilir.SOSU: Çorbamız pişmeye devam ederken ayrı bir kapta, üzerine 1 tatlı kaşığı sıvı yağ, kırmızı biber, naneden oluşan sos hazırlayarak servis sırasın-da üzerine ilave edilir.

500 gr mısır kırması500 gr süzme yoğurt1 yumurta1 çorba kaşığı un5-6 diş sarımsak1 tatlı kaşığı kristal tuzKırmızı biberNane1 çorba kaşığı sıvı yağ

malzemeler

malzemeler

Page 61: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 61 - HİS ]

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

sağlIkSAĞLIK

Göteborg Üniver-site’nin bin kişi üze-rinde sosyal paylaşım

siteleri konusunda yaptığı anke-te göre başkalarının hayatlarını Facebook üzerinden takip eden internet kullanıcıları, bunları kendi hayatlarıyla kıyasladıktan sonra bunalıma giriyor.

Sosyal paylaşım sitelerinin bireysel düzeyde psikolojik travmalara neden olduğunu belirtilen araştırmada, bunun örneklerinin medyada görüldü-ğü ifade edildi.

Araştırmacı Leif Dent, bu durumu sahte bir hayata benzeterek, “Facebook’ta insanlar, hayatlarının en güzel anlarını ve en güzel resimlerini

paylaşır. Bu paylaşımlar diğer insanların yanılmasına sebep olur çünkü paylaşımı yapan insanın gerçek hayatını veya mutsuz anlarını Facebook’ta göremezsin. Başkalarının sanal hayatını kıskanmak, sosyal paylaşım siteleriyle beraber insanları etkileyen problemler

arasına girdi” diyor. Ergenlik öncesi ve ergenlikte sosyal ağların ve teknolojinin sürekli ve uzun saatler kullanılması kaygıya, depresyona ve daha başka psiko-patolojilere neden olabildiği düşünülüyor.

Yapılan araştırmada, insan-ların kendi ölçülerinde sosyal paylaşım sitelerine sınır koya-madığını ancak sosyal paylaşım sitelerinin insanların sınırlarını zorladığına dikkat çekilirken, “Toplumsal ve bireysel açılar-dan genel kabul ve red alanları birbirine karışmıştır. Bozulan sosyal yapıyla ilgili sınırsız-lıkları sosyal paylaşım siteleri teşvik etmektedir” açıklamala-rına ver verildi.

bAşKALARINI TAKİP ETMEK DEPREsYONA sOKUYORSosyal paylaşım sitelerinden başkalarının hayatlarını takip edenlerin bunalıma girdikleri belirlendi.

Akne

Olası Nedeni: fiziksel ve zihinsel olarak kendinden hoşlanmamak ve içinde bulunduğu çevreyi kabullene-memekten kaynak-lanıyor.

Çözümü: kendimi ol-duğum gibi seviyor ve kabulleniyorum düşüncesini benim-semek.

Alerjiler

Olası Nedeni: Çevre-nizdeki bazı insanla-ra karşı alerjiniz var, tepki veremiyor-sunuz. Gücünüzü yadsımayın.

Çözümü: Güvenli ve dostane bir çevre içinde ve emin eller-de olduğunuzu fark edin. Hayatınızla barışın. unutmayın ilişkilerinizi sadece siz kontrol edebilir ve yönlendirebilir-siniz.

CİLT HAsTALIKLARININ PsİKOLOJİK NEDENLERİ

Page 62: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 62 - HİS ]

SAĞLIKsağlIk

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ şEKERDEN sONRA PEYNİR

Dİş ÇÜRÜğÜNÜ ÖNLÜYOR

Yüksek kan şekeri, bunama riskini artırıyorABD’de yapılan bilimsel araştırma, bunama riskiyle kan

şekeri seviyeleri arasında bağlantı bulunduğunu ortaya koydu.

Washington Üniversitesinin Group Health adlı sağlık kuru-luşunun yaptığı Adult Changes in Thought (Erişkin Düşüncede Değişir) başlıklı raporu baz alarak yaptığı ortak araştırma, diyabetli olmayan kişilerde de bunama riskinin kandaki şeker oranlarının yükseklik derecesine bağlı olarak arttığını gösterdi.

New England Journal dergi-sinde yayımlanan bilimsel ça-lışma, Group Health’e başvuran yaşları 65 ve üzeri 2 bin hasta üzerinde 5 yıllı kapsıyor. Araştır-

ma, Kan şekeri desilitre başına 115 miligram (115 mg/dl) olan hastaların, normal olarak kabul edilen 100mg/dl kan şekerine sahip kişilere oranla yüzde 18 daha fazla bunama riski taşı-dığını ortaya çıkardı. Bunama riskindeki artışın, kan şekeri oranındaki normalin üstündeki en düşük derecedeki yükseliş-tenbile etkilendiğini saptayan araştırmacılar, ortalama 190 mg/dl kan şekeri bulunan diyabet hastalarındaysa bunama riskinin yüzde 40 olduğuna işaret etti.

Şeker ve çikolata tüketiminin fazla olduğu çocuklarda yaşanabilecek diş çü-rüklerinin, şekerden hemen sonra peynir tüketilmesiyle önlenebileceği belirtildi.

Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Diş Hekimliği

Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Ünal, diş sağlığı için düzenli bakım ve kontrollerin çocuk yaşta başlayıp hayat boyu devam etmesi gerektiği-ni söyledi.

Her çocuğun 12 aylıkken diş muyanesinden geçmesini istediklerini dile getiren Ünal, “Daha sonra 6 aylık periyot-larla rutin kontroller devam etmeli. Diş sağlığı çok önemli. Dişimizde çürük oluşmadan kontrolleri yaptırmalıyız” dedi.

Okul öncesi çağda çocukların kendi diş ba-kımlarını yapacak beceri ve bilinç düzeyinde olmadığını ifade eden Ünal, bu nedenle

ebeveynlerin çocuklarıyla hareket etmelerinin önemli olduğunu vurguladı.

“Şeker tüketiminin fazla olduğu çocuklarda diş ağrısı, sızısı ve çürük şikayetleri artı-yor. Çocukları hem şekerden mahrum bırakmamak hem de zararlı etkisinden korumak ebeveynlerin elinde, onları aşırı tüketiminden koruyarak bunu yapabilirler. Çocuklarda şeker tüketimine bağlı olarak ortaya çıkacak diş çürükleri, şekerden sonra yenilecek peynirle önlenebilir. Peynir, ağızda asit oluşumunu en az seviyeye indirerek çürük oluşumunu engeller. Yine şeker tüketiminden sonra ağız suyla çalkalanabilir, her zaman mümkün olmasa da diş fırçalanabilir.”

AyAk MAntArı

Olası Nedeni: kabul edilmemek-ten kaynaklanan düş kırıklığı ve sinir-lilik. bunları rahat-lıkla geride bırakıp ilerleyememe.

Çözümü: kendinizi sevin, beğenin ve onaylayın. İlerlemek için kendinize söz verin. İlerlemek tehlikesiz ve güvenli bir süreçtir.

AyAk tAbAnı siğili

Olası Nedeni: düşüncelerinizin kökenine, kaynağına öfke duymanız. Ge-leceğe yansıttığınız düş kırıklığı.

Çözümü: Güvenle ve rahatça ilerleyin. yaşam sürecine güvenin ve kendiniz bu sürecin akışına bırakın.

CİLT HAsTALIKLARININ PsİKOLOJİK NEDENLERİ

Page 63: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 63 - HİS ]

sağlIkSAĞLIK

Tam buğday ekme-ğinin Türkiye’deki ilk üreticisi ve isim babası

olan Doygun Ekmek, yeni düzen-lemelerle tam buğday ekmeğine geçişi Türk toplumunun sağlıklı beslenmesi için atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyor.

Tam buğday ekmeği doygun-luk süresini uzattığı için uzun süre tok kalmamızı sağlıyor. Bağırsak hareketlerini hızlandı-rıyor. Ayrıca toksik maddelerin bağırsaklarda kalma süresi kısalacağından sindirim sistemi kanserleri başta olmak üzere tüm kanser türlerine yakalanma riski azalıyor. Kanser tedavisi gören hastalara da kepekli ve tam tahıllı ekmek tüketmeleri tavsiye ediliyor.

Tam buğday gibi tahıllar-daki kepeğin prebiyotik etkisi de bulunuyor. İnce bağırsakta hazmedilmeyip kalın bağırsağa geçen kepek buradaki faydalı

organizmaları besleyerek bağı-şıklık sistemimizi güçlendiriyor. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi demek tüm hastalıklarla mü-

cadele gücümüzün de artması demek. Ayrıca bu ekmekler birçok hastalığa neden olan metabolik sendromu da önlüyor.

TAM bUğDAY EKMEğİ sAğLIK DEPOsU

Kolesterolü düşürüyor, obeziteyi önlüyorTam buğday, tam çavdar ve çok tahıllı gibi kepek oranı yoğun

olan ekmekler kan şekerinin yükselmesini yavaşlatarak şeker hastalığına yakalanma riskini yüzde 30 oranında azaltıyor, şeker hastalarının tıbbi tedavisine de yardımcı oluyor. Yeterli kepek tü-ketimi kolesterolü düşürüp, yük-sek tansiyonu önlüyor. Bu sayede kalp hastalıklarına yakalanma riski azalıyor. Yine tam buğday ekme-ğinin içerisinde yer alan rüşeym çok zararlı olduğu bilinen serbest radikalleri yok ediyor. Bu yüzden tam buğday ekmeği sağlığımızı korumamızda ve hastalıklarla mü-cadele etmemizde oldukça etkili.

AyAk tırnAğı bAtMAsı

Olası Nedeni: İleri doğru yönel-meye, ilerlemeye hakkı olup olmadığı konusunda endişe ve suçluluk duyma.

Çözümü: Hayatta gideceğiniz yönü seçmek ve o yönde ilerlemek sizin hak-kınız. Güvenlik için-desiniz. unutmayın ki siz özgürsünüz.

beDen kokUsU

Olası Nedeni: korku. kendinden hoşlanmama. baş-kalarından korkma.

Çözümü: kendinizi sevin, beğenin ve onaylayın. Güven içinde olduğunuzun farkına varın.

CİLT HAsTALIKLARININ PsİKOLOJİK NEDENLERİ

Page 64: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 64 - HİS ]

??? ??? ?? ???? ?

???????

Thai (Tayland) halkının kültüründen gelen bir savaş sanatıdır. Askeri bir di-siplin olması yanı sıra, halkın duyduğu ilgi bu savaş sanatının sportif yönünü ringlere taşımıştır. El, dirsek, ayak ve dizlerin doğrudan kullanımıyla “8 uzuv sanatı” olarak da bilinen Tayland Boksun’da Uzak Doğu sporlarında kullanılan kuşak sistemi yerine ustalık sistemi (Khan) uygulanmaktadır. Yapı-lan sınavlarda derece elde eden muay sporcusu üst seviyedeki sporculara, antrenör ve hocalarına saygılı olmak zorundadır. Khanda öncelik saygıdır.

Muay Thai müsabakası başlamadan önce sporcunun başına geleneksel taç “momgonk” takılır ve gelenek-sel müzik “wai kru” eşliğinde ustaya saygı dansı yapılır. Bu töreni ret eden sporcunun hükmen mağlup kabul edil-diğini biliyor muydunuz? Gün geçtikçe popülaritesi artmakta olup, Spor Genel Müdürlüğü 2012 Fa-aliyet Raporunda kazanılan madalya listesinde 48 federasyon arasından Muay Thai Federasyonu 104 madalya ilk 7’e girmiştir.

Muay Thai (Taylant boksu)

Maratonda ilklerin kralı Abebe Bikila, Etiyopya’da 7 Ağustos 1932 de bir çiftçi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Doğum tarihinin Los Angeles Yaz Olimpiyatları maraton koşu-suyla aynı güne denk gelmesi, koşmaya en uygun yüz ve vücut hatlarına sahip olması Abebe’yi madalyalara doğru götüren hayat maratonunda da mesafe kat etmesini sağladı. 1960 Roma Olimpiyatları’nda maraton koşusunda elde ettiği 2:15:16’lik derece ile olimpiyat tarihinde altın madalya kazanan ilk siyah Afrikalı atlet oldu. Üstelik ma-ratonu çıplak ayakla koştuğunu biliyor musunuz?

İlk siyahi maratoncu

ET HAsTALARI İÇİN RİsKLİfiziki güç ve dayanıklı-lık gerektiren savun-ma sanatları artık kadınların da gözde sporları arasında yer alıyor. Gençlik ve spor bakanlığı’nın verile-rine göre Türkiye’de lisanslı spor yapan 543 bin kadının 5’te biri savunma spor-larını tercih ediyor ve katıldıkları şampi-yonalarda dereceler kazanıyor. Nurhayat Hiçyakmazer da bu sporcularımız-dan biri. muay Thai sporunun anavatanı Tayland’da 2010 dün-ya Şampiyonası’nda ülkemize altın ma-dalya kazandıran, 3 kez üst üste avrupa şampiyonu olan başarılı bir sporcu-muz. Hiçyakmazer’in Türkiye’nin ilk kadın boksör’ü ve kick boks’cısı olduğunu biliyor musunuz?

Herkes İçin Spor Federasyonu tarafından onaylanan ve desteklenen HEMSBALL’ın yüzde yüz Türk sporu olduğunu biliyor musunuz? Minimum 1,5 metrelik sert zemine sahip her ortamda en az 2 kişi ile oynanabilen yeni bir oyun spor.

Herkes için Hemsball

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Japon dağcı Yuichiro Miura, 23 Mayıs’ta Everest Dağı’nın 8.848 metre yüksekliğindeki zirvesine ulaşarak

dünyanın en yüksek zirvesini fetheden en yaşlı kişi ünvanının sahibi oldu. Everest’i fethetmenin aslında kendi yaşındaki engel-

leri aşmakla mümkün olduğunu belirten Miura’nın Ocak ayında dördüncü kalp ameliyatını olduğunu ve hayatı risk altında olmasına rağmen bu tırmanışı 80 yaşında gerçekleştirdiğini biliyor muydunuz?

Dağlara aşık ihtiyar delikanlı

Page 65: HİS DERGİSİ sayi 3

? TEKNOLOJİ

[ 65 - HİS ]

TEKNOLOJİ

Akıllı ceplerin dizüstü bilgisa-yarların zayıf noktası kısa pil ömrü, yeni pil teknolojileriyle tarih oluyor. Pil ömrünü uzat-mak için birçok alternatif var. Örneğin en çok enerji tüketen bileşenlerden olan ekranını-zın parlaklığını azaltmak ve gereksiz çalışan uygulamaları kapatmak en önemlilerinden Ancak bunları yapmak iste-meyenler için bilim adamları yeni araştırmalar yapıyor işte onlardan bazıları; University of Maryland’da yeni yapılan araş-

tırmada, bir karbon nanotüp içerisinde küçük silikon damla-ları büyüterek lityum-iyon pili fazladan şarj etmenin bir yolu bulundu. Bu yöntem henüz tamamlanmış değil ancak eğer araştırmalar olumlu sonuçla-nırsa daha yüksek bir enerji

yoğunluğu sunabildiği gibi 5 kat daha fazla şarj/deşarj dön-güsü sunabilecek. Başka bir fikir ise, grafen.. Tek katmanlı karbondan oluşan pil, esnek yapısı, birkaç dakikada şarj ola-bilmesiyle şu anki teknolojileri açık ara geride bırakabilir.

Geliştirdiği yenilikçi teknolojilerin yanı sıra ürün-lerinin tasarımları ile de dikkat çeken Lenovo, IDC ve Gartner tarafından açıklanan verilere göre, %16,7’lik pazar payı ile dünyanın bir numaralı PC üreticisi oldu. PC pazarı ise sürekli değişirken halen 200 milyar USD’lik bir fırsat sunmakta üreticilere. Lenovo’nun pazarda kazanmış olduğu liderlik, tablet, akıllı telefon, akıllı te-levizyon ve diğer akıllı mobil cihazları içeren PC+ pazarın-daki gerçek lider olma süre-cinde sadece bir kilometre taşı da olabilir. PC+ alanında büyük atılımlar yapılırken lenovo şu an dünyada 3. Sırada bulunuyor.

Lenovo PC pazarının lideri!

AKILLI sAATLER

Önümüzdeki dönemde teknoloji alanında rekabetin en canlı biçimde yaşanacağı pa-zarlardan birisi de akıllı saatler olacak. Henüz ıssız olarak nitelendirilebilecek bu pazarın aktörleri ise oldukça iddialı. İlk aktörlerden biri olan Pebble, oyun sahasına erken gelmenin avantajını sonuna dek kul-lanmaya çalışırken güçlü rakipleri ara-sında dünya devleri samsung ve sony geliyor. samsung yeni çıkartacağı samsung Gear ilerekabeti iyice zorlaştıracakken halen üretim yapan sony ise kendi akıllı saati smartwatch 2’yi tanıttı.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Kısa pil ömürleri tarih oluyor

Fotoğraf makinesi üreticisi Nikon da gözünü akıllı telefon pazarına dikti. Günümüzde fotoğraf makinesi sektörünün beklentilerin altında kar getirmesi bu karardaki en önemli et-ken. Nikon Başkanı Makoto Kimura, genel fotoğraf makinesi satışlarında 2012’nin aynı dönemine kıyasla 2013’ün nisan ve mayıs aylarında gözle görünür bir düşüş olduğu-nu ifade etti. Nikon profesyonel kamera pazarının geçen yıl yüzde 12 daralacağını tahmin etmişti. Kimura, akıllı telefonlarıyla fotoğraf çeken-lerin sayısının, kişisel makinelerle fotoğraf çekenlere nazaran çok daha fazla olduğunu, bu yüzden de üre-tim fikirlerini daha büyük pazarlara kaydırmak istediklerini söyledi.

Nikon da akıllı telefon üretiyor

Artık karanlık ortamlarda daha iyi flaş desteği sağlamayı amaçlayan mobil flaş aksesuarları üretilmeye başladı. İos ve android uyumlu kendine özel yazılımı olan bu aksesuarlar ile karan-lık ortamlarda çok daha net fotoğraf ve video çekebilirsiniz.

Akıllı telefonlara yeni aksesuar

Page 66: HİS DERGİSİ sayi 3

YAZI: Habİbe remle

GEZİ YAZISIGEZİ YAZISI

MOsTAR KÖPRÜsÜmostar köprüsü, bosna-Hersek’in mostar şehrinden geçen, Neretva Nehri üzerinde mimar sinan’ın öğrencisi mimar Hayreddin ta-rafından 1566 yılında inşa edildi. köprü 1993 yılı bosna sa-vaşı sırasında Hırvat topçuları tarafından yıkılmıştı.

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

HÜZÜn kokulu

BOSNA Hayat genelde beklenmedik sürprizlerle çıkar karşınıza ve ne hikmettir ki biz ilk anın şaşkınlığını şükre çevirmeyi biliriz. Aniden gelişen bir kararla yola çıkarsınız ve daha ‘neler oluyor’ diye düşünürken İstanbul’dan 1 saat 35 dk. içerisinde Saraybosna Havaalanında olursunuz. Bu emin olun harika bir duygu ve heyecan dolu… Bu duyguyu yaşamak için özelde kendinize güveninizin, genelde pasaportunuzun hazır olması lazım çünkü Bosna’da vize sıkıntısı yok.

Page 67: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 67 - HİS ]

Hızla gelişen ve değişen dünyada biz de hızlı kararlar-

la değiştiriyoruz mekânları ve Sarajevo havaalanında İstanbul’da aldığımız nefesi veriyoruz. Daha ilk anda başlıyor günün sıcak yüzü, ‘hoş geldiniz’ diyor kontrol görevlisi çehresi tebessümlü… Biz dört arkadaş aynı çehre ile selam vererek biniyoruz bir taksiye ve şehir merkezine doğru ufak bir yolculuk yapıyoruz. Yavaş yavaş süzülüyoruz Bosna-Hersek’in kalbine…

avrupa’nın ortasında ter-Kedilen gelin hüzün KoKulu şehir saraybosnaBosna-Hersek’in başkenti olmakla birlikte en büyük şehridir Saray-bosna. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ‘Saray Ovası, Bosna Saray’ olarak isimlendirildiği için birçok dilde ‘Sarajevo’ olarak kayıtlara geçmiştir. Saraybosna’da Müslümanlar, Katolik ve Or-todokslar, Museviler yüzyıllar boyunca birlikte yaşadığı için buraya ortak bir görüş ve haklı bir ifade olarak ; “Avrupa’nın Kudüs’ü” denmiştir…

İlk defa gidecek olanlar bilme-liler ki burası bir açık hava müzesi. Bence turistik bir yerden öte ibretlerle dolu acı yüklü bir şehir…

Gözü değil gönlü yaş dolu bir şehir…Umudu dualarında saklı, azmi inancı-na bağlı, hislerinin izleri her sokağında var olan bir şehir…Gamı nehirlerinden akan, hüznü gökyüzünde biriken şehir…Nefesi kesilse de direnişi bitmeyen şehir…Haykırışları içinden dışına ulaşamayan yorgun şehir…Aliya’nın nazlı çiçeği Saraybosna…Her şeye rağmen ayakta durmanın örneği Saraybosna…

İçimde tercüme edemediğim duygular ile taksinin pencerele-rinden etrafımızı gözlemliyorum. Her binada bomba-kurşun izleri, savaş sonrası tadilatı bilerek yapıl-mayan yıkılmış ve hasar görmüş evler, iş yerleri mevcut. Boşnaklar

her gün bu izlerle yaşayarak unut-muyor geçmişi ve unutturmuyor geleceğe… Kısası olmaz ama özetle Bosna’daki savaştan size bahsetmeliyim.

üç yılın üç asır olduğu bir ülKeTarihin sararmış yapraklarında, tozlu satırlarda, titreyen ellerle yazılmış kırmızı renkli sayılar var gözlerimizin önünde; 1992-1995…

Bağımsızlığın sevincinin savaşın çığlıklarına dönüştüğü tarihler…

I.Dünya Savaşı’nın ardın-dan Josip Broz Tito liderliğinde Yugoslavya Devleti kurulmuştur. Yugoslavya’nın büyük bir devlet oluşu içerisinde çok farklı etnik grupları bir arada barındırma-sından kaynaklanmaktadır.1980 yılında Tito’nun ölümünden sonra Yugoslavya’da bu grupları bir arada tutmak güçleşmiş ve 1991 yılında Slovenya, Hırvatis-tan, Makedonya bağımsızlığını ilan etmişti. 1992 yılında ise Bosna-Hersek Devleti Sırpların Meclisi boykot etmesinden dolayı

Boşnak ve Hırvatların katıldığı oturumda referandum yapılmış, bağımsızlık için %99.7 oy çıkmış-tır. Bunun üzerine 1 Mart 1992’de Bosna-Hersek bağımsızlığını ilan etmiştir. Bunu kabul etmeyen Sırplar başka bir devlet kurmuş, katliamların başlangıcı bu şekilde ateşlenmiştir. Burada belirtmek gerekir ki, bağımsızlığını hiç savaşsız ilan eden tek ülke Make-donya olmuştur.

Bağımsızlık ilanına acı, kan, gözyaşı, ağıt, hasret ve en önemlisi şehitlik dâhil olmuştur. Bosna’da akıllara çivilerle kazınan Srebrenica Katliamı Sırpların kindarlığını, vahşetini ortaya çıkarmıştır. Katliamın görüntüleri üzerinde yazı yazılmayacak kadar açık ve nettir. Bu savaş üç yıl değil üç yüz yıllık bir ibret vesikası haline gelmiştir. Bosna Savaşı’nda Avrupa görmezden gelmiş, İslam âlemi sessiz kalmıştır. BM ve NATO alınan kararları uygula-mayan Sırplara karşı herhangi bir yaptırımda bulunmadığı için Sırplar daha çok cesaretlenerek Müslüman Boşnakları hiçbir

Bosna-Hersek’in başkenti olmakla birlikte en büyük şehridir Saraybosna.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde ‘Saray Ovası, Bosna Saray’ olarak

isimlendirildiği için birçok dilde ‘Sarajevo’ olarak kayıtlara geçmiştir.

bOsNADA sAVAşIN İZLERİ

savaş sonrası tadi-latı bilerek yapıl-mamış, bomba ve kurşun izlerini hala taşıyan, yıkılmış ve hasar görmüş bir çok binaya rastla-mak mümkün. boş-naklar her gün bu izlerle yaşayarak unutmuyor geçmişi ve unutturmuyor geleceğe…

Page 68: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 68 - HİS ]

bİLGE KRAL ALİYAaliya İzzetbegoviç sa-vaş döneminde bizzat cephelerde asker-leri ile birlikte varlık sürdürmüş, dâhiyane girişimleri ile savaş seyrini müslümanla-rın lehine değiştirmiş-tir. Onun iman gücü ve azmi boşnakların heyecanı olmuş, hiç ordusu olmayan bosna Hersek birden gencinden yaşlısı-na elinde silahı ile savaşa hazır konuma gelmiştir. bosna Her-sek cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı da olan aliya İzzetbego-viç, 2003’te hayatını kaybettikten sonra şehitliğe gömülmek istemiştir ve kabr-i şerifi buradadır.

GEZİ YAZISIGEZİ YAZISI

ayrım yapmadan insanlık dışı iş-kencelerle toplu olarak katletmiş-tir. Kurtların eline kuzular teslim edilmiştir. Bu BM’nin var olma ve hedeflerine leke sürmüştür.

Savaş daha fazla katliam olmaması için zoraki de olsa Day-ton Anlaşması ile bitmiştir. Aliya Izzetbegoviç bu durumu “acı ilaç içtik” diyerek özetlemiştir.

bilge Kral şahsiyetli lider aliJa ızetbegoviçSaraybosna’nın kalbi olan Baş Çarşı’ya üç dakikalık uzaklık-taki otel odamızdan çıktıktan sonra ilk olarak yukarıya doğru yürümeyi istiyoruz. Sokaklar dar, sakin ve pencerelerin önü rengârenk çiçeklerle dolu… Bazı sokaklar merdivenli. Gezerken Türkiye’de bir Osmanlı mahalle-sinde geziyor gibi hissediyorum kendimi… Hiç yabancılık çek-miyorum. Boşnaklar çok güler yüzlüler ve yüz hatlarındaki acı çizgilere rağmen tebessümleri zafer kadar yakışıyor gözlerine… Bir kısmı azda olsa Türkçe biliyor. Anlaşabilecek kadar onlarla konuşabiliyorsunuz. Ve bir tabela görüyorsunuz, Aliya Izzetbegoviç Müzesi’ni(1) işaret ediyor.

Şehrin baş tacı gibi bembeyaz taşlarla pırıl pırıl gözünüze değer Şehitlik… Bir an düşünürsünüz; asıl yaşayan onlar bizlerse ölü hareketlilik…

Kovaçi Şehitliği(2) Saray-bosna’nın muhafızlığını yapan halen ayakta dimdik duran askerler gibi göz kırpar size… Tam Bosna Kalesinin eteklerinde adeta meydan okur gelmiş ve gelecek olan özgürlük düşman-larına… Görmek istemeseniz bile gözünüzü o tepeden alamazsınız, gönlünüzü de…

Bosna Hersek Cumhuri-yeti’nin ilk cumhurbaşkanı da olan Aliya İzzetbegoviç, 2003’te hayatını kaybettikten sonra şehitliğe gömülmek istemiştir ve kabr-i şerifi buradadır. Aliya İzzetbegoviç savaş döneminde bizzat cephelerde askerleri ile birlikte varlık sürdürmüş, dâhiyane girişimleri ile savaş

seyrini Müslümanların lehine değiştirmiştir. Onun iman gücü ve azmi Boşnakların heyecanı olmuş, hiç ordusu olmayan Bosna Hersek birden gencinden yaşlısına elinde silahı ile savaşa hazır konuma gelmiştir.

Aliya Izzetbegoviç hak-kında daha geniş bilgiler elde edebilirsiniz fakat burada şunu belirtmek gerekir ki Boşnaklar Aliya’nın vefatına üzüldükleri

kadar 54.Hükümetin Başbakanı Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatına da çok üzül-müşlerdi. Çünkü kendi ifadeleri ile Milli Görüş Bosna’nın var olma mücadelesinde en büyük desteği sağlayandı. Silah fab-rikası Türkiye’den gelen maddi destekle Erbakan sayesinde yapılmıştı. Bunu asıl ağızdan duymak gerekirse, Erbakan ile 1991’de tanışan ve sonrasında çok büyük desteğini gördüğünü anlatan, Saraybosna kuşatma-sını yarmayı başaran eski MGV Birliği’nin Komutanı Nedim Dizdar, Erbakan’ın cenazesi sebe-biyle yapılan bir röportajında şu bilgiyi de vermişti;

“… O kalbimizdeki yerini her zaman korudu. Savaş zamanında Erbakan Hoca’nın bize yardımla-rına ’vefa’ olması için de birli-ğimizin adını o dönem ki ’Milli Gençlik Vakfı’na istinaden ’MGV’ koymuştuk.” Aliya Izzetbego-viç ve Erbakan birbirlerine son derece önem veren iki liderdi. Bu iki güzel insanı ayırmak mümkün değildir. Aliya’nın kabri başında

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

2

1

Page 69: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 69 - HİS ]

gözleriniz kapalı tefekkür ederken işte bu ruhu tazeletiyorsunuz… O mücadele azmi gözünüzün önün-de canlanıyor hemen ve liderler asla unutulmuyor.

ahşap şadırvan ve başçarşı Şehitlikten aşağıya doğru inerek tramvay yolunu takip ettiğinizde ahşap şadırvanı(3) gördüğünüz an başçarşı’ya geldiğinizi bilirsiniz. Şadırvanın etrafı kuşlarla kaplıdır ve avuç içinizdeki yemi yemeye ge-lecek kadar size yakın davranırlar.

Başçarşı(4) esnafların tek katlı en fazla iki katlı mekanları ile tam bir Osmanlı mimarisini yansıtır. He-diyelik eşyalarla birlikte el sanatları sergilenir. Sokakları birbirinden gü-zel tarihi yerleri içinde bulundurur. Biz Gazi Hüsrev Bey Camii’ne doğ-ru yol alırken Turizm Information (Turizm Danışma Merkezi)’ni görüp her ihtimale karşı gidebileceğimiz yerlerin ulaşım yollarını gösteren haritalarımızı aldık.

gazi hüsrev bey camii (5) ve türK KahvesiAvlusundan içeriye girerken şa-hane şadırvanı ile sizi karşılayan camiinin adı Gazi Hüsrev Bey … Bosna sancak beyi olan Gazi Hüs-rev Bey tarafından yaptırılmıştır. Caminin avlusunda Ay zamanına göre işleyen bir saat kulesi var. Yine avluda dini eserlerin yer al-dığı küçük ama hoş bir kitapçı var. Caminin tam karşısında Kurşunlu Medrese bulunur. Arka kapıdan çıktığınızda ince dar sokaklara gi-riyorsunuz ve size kendi elleriyle yaptıkları Türk Kahvesini ikram eden Boşnak esnaflarla selamlaşı-yorsunuz. Türkiye’den gelip Türk kahvesi içmek pek akıl işi değil gibi görünür fakat buranın farklılı-ğı Boşnakların elinden yudumlu-yor olmaktır Türk Kahvesini…

Başçarşıdan çıkıp nehir boyunca yürümeye başladığınız-da müzeleri ve 7 tane iken şu an sadece üç tanesi kalmış köprüleri göreceksiniz. Bunların en meşhuru 1.Dünya Savaşı’nın başlamasına se-bep olan bir sırp gencinin Avustur-ya-Macaristan veliahdı Ferdinand’ı öldürdüğü Latin Köprüsü’dür. Diğer iki tanesi, Keçi Köprüsü ve Şehir Kâhyası Köprüsü’dür.

yeşim taşlı bosnaBiz dört kişi olduğumuz için tercih ettiğimiz taksi ile elimiz-de ki haritanın güzergâhında ilerliyoruz. Milli Park diye bilinen Vrole Bosne’ye(6) gitmek istedi-ğimizi söylüyoruz, güler yüz ve sohbet eşliğinde kısa bir yolculuk yapıyoruz. Biz biraz erken inip küçük evlerin yanından araç yolundan yürüyerek gidiyoruz. En fazla iki katlı evlerin pencereleri hep çiçeklerle dolu ve bahçeleri çok bakımlı, apartmanların içinde hapsolan bizler için hayallerimiz-de ki rüya evler gibi…

Şehirde ki tüm yoğun ve kala-balık zamanınızı bir yana bırakıp doğanın içinde hem gözlerinizi hem gönlünüzü dinlendirebilece-ğiniz doğal zenginlik kaynağı Vrole Bosne… Yürüyüş yolları, oturma yerleri, tatlı suları, akan nehir, ne-redeyse gökyüzünü göremeyece-ğiniz kadar çok yemyeşil ağaçları ve şirin köprüleri ile tam bir huzur parkı… Fayton gezisi bu yemyeşil ağaçların ortasından geçerken mükemmel bir duygu oluyor, tavsiye ediyoruz.

ve son olaraK bosna’da ne yenir ? Bosna’nın meşhur köftesi tercih edilebilecek tek et türüdür di-yebiliriz. Bizim İnegöl köftemize yakındır.Ve genellikle herkes lez-

zet açısından rahatlıkla yiyebilir. Boşnak böreği de yenilmeden gelinmeyecek bir lezzettir.

Havaalanına geçmeden önce mutlaka Yaşam Tüneli’ni görme-lisiniz ki o savaşın soğuk havası-nı hissedebilin. Şunu belirtmekte fayda var, Boşnaklar yeni bir savaşın olmayacağından çok emin değil…

ve son söz bilge Kral’ın olmalı;“Bu günleri gösteren yüce Allah’a hamd ediyorum. Tarihimizi kanı-mızla yazdık. Evlerimiz yakılıp yı-kıldı. Düşmanlarımız mert değildi, alçakça katliamlar yaptılar. Yapı-lan katliamları dünya şimdilerde ortaya çıkartılan toplu mezarlar-dan anlamaktadır. Bu gerçekleri haykırmıştık, duyan olmamıştı. Tüm acılara rağmen çok şükür ayaktayız. Yıkılan ev ve camileri-mizi yeniden inşa ettik. Şehitleri-mizi rahmetle anıyoruz. Onlarla inşallah Cennet’te buluşacağız, onları Allah’ın ve meleklerinin huzurunda şanlı direnişlerinden dolayı kutlayacağız. Gelinen noktada her şey bitmiş değil, yeni başlıyoruz. Başlattığımız mücadelede eksiklikler olmasına rağmen bir yerlere geldik. Bundan sonra görev sizlerindir. İlerleyen yaşım ve sıhhatim nedeniyle aktif siyaseti bırakıyor, bir nefer olarak ömrümü halkıma hizmet etmek isteyen siyasilere destekle yaşa-yacağım. Allah’a hamd ediyorum ki bugün elimdeki dalgalanan bayrağı teslim edeceğim inanmış yüz binler var. Artık Bosna Hersek hür ve bayrağımız kendi toprakla-rımızda dalgalanıyor. Selam sana ey halkım. İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın.”(Aliya’nın SDA’ nın Genel Kurulu’ndaki veda konuşmasından)

5

43

6

Page 70: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 70 - HİS ]

KİTAPKİTAP

HUZURsUZ bACAKMustafa kutlu

Genç akademisyen Ömer, uzun yıllar yaşadığı yurtdışından memlekete dönüyor... umut, özlem ve mem-leket hasreti, daha havaalanında yerini kaygı, isyan ve huzur-suzluğa bırakıyor... “yolculuğu” boyunca karşılaştığı kişiler, hadiseler, mekânlar, siyasî ve toplumsal gelişmeler yaşadığı hayal kırıklığını iyiden iyiye pekiştiriyor. çek-tiği sıkıntı, memlekete fikir, fikir adamı, uğru-na savaşılacak “dava” kalmamasıyla; özün görüntüye, kanaat ekonomisinin tüketim çılgınlığına, düşüncenin safsataya dönüş-mesiyle, onu fark ettirmeden “huzursuz bacak” denen bir illete doğru itiyor..

Yazarı: İlber OrtaylıGeçmişi karanlık temel kurumlarımızdan biri olan ailenin Osmanlı İmparator-luğu ‘ndaki konumu büyük tarihçimiz İlber Ortaylı ‘nın kaleminden değerlendirili-yor. Ortaylı eşlerin birbirine karşı sorumlulukları aile hukuku çocuğun yetiştiril-mesi devletin Müslüman ve gayrimüslim ailelere yaklaşımı miras çok eşlilik ataerkillik harem gibi sağlıklı bilgi olmadan üzerine çokça konuşulan mevzuları ilk el-den kaynaklarla yorumluyor. Osmanlı Toplumunda Aile yalnızca tarihçiler ve araştır-macılar için değil Osmanlı İmparatorluğu ‘ndaki yaşamı merak eden sağlam bilgiler-

le donanmak isteyen herkes için ideal bir çalışma.

“Aile bir toplumun en muhafazakâr az değişen kurumlarından biridir ve şimdi bu asırda değişmek-tedir bu değişme sebebiyle “aile” kurumu kadar tarihçi araştırmalarını gerektiren bir konu yoktur. Bu nedenle Os-manlı toplumunda aile yapısı üzerine yazdığım ve tasvip gören makalelerimi yeniden ele almak yeni malzemeyi araştırmak ve “millet” sistemi ve “hukuktaki Romani-zasyon” gibi toplumsal ve hukukî çerçevesine oturt-mak gerekiyordu. Bunsuz son 150 senedeki ailenin aile hukukunun evrimini kavramak mümkün değildir.

Bu nedenle 15.- 16. yüzyıllar-dan bugüne dek hukukî ve toplumsal çerçevesi içinde Osmanlı ailesinin gelişimini ele alan bu çalışmayı kaleme almayı gerekli gördüm.”

Yazarı: Robin S. SharmaÖğretirken Keyif De Ve-ren Büyüleyici Bir Öykü” Paulo Coelho Simyacı ‘nın Yazarı Robin S. Shar-ma. Kalabalık mahkeme salonunun tam ortasın-da çökmüş haldeydi. O; büyük düşleri olan zeki yakışıklı korkusuz ve ülkenin en seçkin dava avukatıydı. Onu 17 yıldır tanıyordum.Julian ‘ın şok edici mahkeme gösteri-leri sürekli gazetelerin ön sayfalarında yer alıyordu.Çoğu kimsenin sadece düşleyebileceği her şeyi elde etmişti:Yıldızlara varan mesleki şöhret milyonlarca dolarlık banka hesapları en pa-halı semtte olağanüstü bir malikane özel bir jet tropikal bir ada ve orada

yazlık bir ev ve de çok değer verdiği varlığı-evi-nin özel yolunun ortası-na parkettiği kırmızı bir ferrari. Şimdi ise Büyük Julian kalp krizi geçirmiş çaresiz bir bebek gibi yerde kıvranıyor ve deli gibi sarsılıyordu. Bütün bunlar üç seneden fazla bir zaman önce yaşanmıştı.

Yazarı: Jojo Moyes Birbirlerine aşktan başka verecek hiçbir şeyleri yoktu… Yaşamın ince detayları Lou’dan soru-lur. Otobüs durağıyla ev arasında kaç adım var? Çalıştığı kafeye gelip gidenler nasıl bir hayat yaşıyor? Parlakyeşil elbisenin altına ne renk külotlu çorap giyilir? Onda bu soruların hep-sinin cevabı var. Kolayca mutlu olabildiği küçücük dünyasında bilmediği tek şey hayatın çok daha karmaşık soru ve cevap-larla dolu olduğu…Geçir-diği motosiklet kazasıyla hayatı altüst olan Will uzun süredir karmaşık sorularla meşgul. Bu hayatta diğer insanları mutlu eden küçük şeyler

ona biraz olsun keyif vermiyor. Çevresindeki tüm renkler birden griye dönmüş ve böyle bir umutsuzluk içindeyken yapabileceği tek şeyin hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor.Peki, asık suratlı, aksi ve geçimsiz Will, Lou’nun rengârenk yaşamıyla karşılaşırsa neler olur?

OsMANLI TOPLUMUNDA AİLE

Ferrari’sini satan bilge senden Önce ben

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

Page 71: HİS DERGİSİ sayi 3

[ 71 - HİS ]

SİNEMASİNEMA

Filmin Özeti: Eski CIA ajanı Frank Moses emekli olmuştur ve son görevde birlikte çalıştığı arkadaşı Marvin Boggs iddialara göre bu esnada hayatını kaybetmiştir. Bu söylentiler esnasın-da Frank, kendisinden bir konu hakkında bilgi almaya gelen FBI ajanlarıyla karşılaşır. FBI, yirmi beş yıl önce ortadan kaybolan bir nükleer silahla ilgili bilgi toplamaya çalışmaktadır. Nightshade isimli bu görevi araştırmaya ikna olan deneyimli ajanlar, tehlikeli teröristler ve özen ajanlarla mücadele edecekleri bir dünya turuna çıkarlar.

Filmin Özeti: Mağaralarda yapılan kazı çalış-maları sonucunda dinazorların yaşadığı tarih öncesi çağa ait bazı sivrisinek fosilleri bulunur.Milyarder John Hammond öncülüğündeki bilimadamları,son derece ilginç ve karmaşık testler deneyerek bu sivrisinek fosillerindeki kan örneklerini almayı başarırlar. Dinazorların DNA zinciri bir Afrika kurbasıyla birleştirilerek 65 milyon yıl önce yaşamış bu korkunç yaratık-lar yeniden yaratılır.

Filmin Özeti: Seattle’da çıkan aylık bir dergi-nin 3 çalışanı, gazetede sıra dışı küçük bir ilan görür. “Zaman yolculuğu yapacak eş aranıyor” başlıklı bu ilana şüpheyle yaklaşan gençler, bu çılgın ilandan iyi bir haber çıkacağına inanarak ilan sahibi Kenneth’in peşini düşerler. Sıradan bir süpermarket çalışanı gibi görünen Ken-neth, zaman yolculuğunun sırrını çözdüğünü iddia eden bir paranoyaktır.

Yapımı: 1993 - ABD Tür: Bilim Kurgu, Aile, Macera Süre: 127 dk.Yönetmen: Steven Spielberg Oyuncular: Samuel L. Jackson, Sam Neill, Jeff Gold-blum, Laura Dern, Ariana Richards.

Yapımı: 2012 - ABD Tür: Bilim Kurgu, Komedi, RomantikSüre: 86 dk. Yönetmen: Colin Trevorrow Oyuncular: Aubrey Plaza, Jake Johnson, Karan Soni, Mary Lynn Rajskub, Tony Doupe

Yapımı: 2013 - ABD Tür: Aksiyon, Komedi Süre: 116 dk. Yönetmen: Dean Parisot

Oyuncular: Bruce Willis, Anthony Hopkins, Catherine Zeta-Jones, John Malkovich,

David Thewlis

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

ZORLU İKİLİ

Yapımı: 2013 - abd Tür: aksiyon Süre: 106 dk. Yönetmen: baltasar kormakur Oyuncular: denzel washington, mark wahlberg, Paula Patton, James marsden, bill Paxton

Film Özeti:Gizli görevde polis olan bobby (denzel washington) ve stig (mark wahlberg) çok geçmeden birile-ri tarafından tuzağa düşürüldüklerini anlarlar ve çokta anlaşamayan bu ikili adlarını temize çıkarmak için birlikte çalışmak zorunda kalırlar. film boyun-ca bir yandan büyük patlamalar, çar-pışmalar ve silahlı saldırılara maruz kalırken bir yandan kim tarafından oyu-na düşürüldüklerini çözmeye çalışırlar.

JURAssIC PARK 3DZAMAN YOLCULARI

2RED

Page 72: HİS DERGİSİ sayi 3

KARİKATÜR İLLÜSTRASYON: muHammed İkbal alP

SporKardeşliktir

Page 73: HİS DERGİSİ sayi 3

HAZIRLAYAN: muHammed erİNÇ / [email protected]

BULMACABULMACA

100-99 Radyum elementinin simgesi. 98-94 Doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilmiş et. 93-89 Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerinden ayırma-ya yarayan özel ad veya işaret. 88-85 Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız at. 84-81 Koşarak yapılan yarış. 80-77 Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge. 76-71 Yağlı güreşte pehlivanların giydikleri, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı meşin pan-tolon. 70-66 Yatay bir çıtanın üstünden atlamaya dayanan atletizm dalındaki atlamalarda kul-lanılan yardımcı araç. 65-63 Yabancı. 62-59 Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. 58-51 Her çeşit arazi ve mülk yerinin, alanının, sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirlenip plana bağlanması işi. 50-44 Dört tekerlekli, hafif, bir tür gezinti arabası. 43-39 Çekingen, durgun. 38-33 Boyna veya bele asılı ola-rak taşınan su kabı. 32-29 Yağlı güreşte kispetin bağ ile bağlanmış en alt ucu. 28-23 Dört ayaklı, iki ayağı üzerinde de yürüyebilen, kuyruklu hayvan, primat. 22-18 Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsal, mukaddes. 17-14 Sanma durumu veya sonucu, zan. 13-9 Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça. 8-5 Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların ya-pıldığı yer, saha. 4-1 Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans.

1-6 Bir cins iri at. 7-11 Bir kim-seye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan ad. 12-15 Gol atma amaçlı hücum girişimi, akın. 16-20 Gol pası. 21-25 Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temel-lerden her biri, hipostaz. 26-30 Dağın veya tepenin herhangi bir yanı. 31-36 Herhangi bir aracın çeşitli amaçlarla kullanılmasını sağlayan parçaları. 37-40 Din-leyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen salon. 41-45 Bir ana yoldan ayrılan yolun başlangıç noktası. 46-48 Geçtiği yerlere zarar veren taşkın su. 49-53 Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılan ayar, düzen. 54-60 İçten bağlılık. 61-63 V-bar’a takılan yayın denge, ağırlık ve titreşimini alan araç. 64-69 Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters. 70-73 Rakibi aldatma ve takımına kolay hücum sağlama amacıyla bir oyuncunun hızla hücum kurgusuna girip duraklaması. 74-75 Silisyum elementinin simgesi. 76-79 Spor karşılaşmalarında veya çok takımlı organizasyonlarda birinciye veya ilk üç dereceye verilen metalden yapılmış hediye. 80-82 Güreşte oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi. 83-86 Okuyan kimse, okuyucu. 87-90 Bir ışık veya ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer, mihrak. 91-95 Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü. 96-100 Evlenmemiş kimse

İÇTEN DIŞA

DIŞTAN İÇE

DIŞTAN İÇE: 1-6 Katana 7-11 Lakap 12-15 Akın 16-20 Asist 21-25 Uknum 26-30 Yamaç 31-36 Aparat 37-40 Amfi 41-45 Sapak 46-48 Sel 49-53 Akort 54-60 Sadakat 61-63 Rod 64-69 Aykırı 70-73 Step 74-75 Si 76-79 Kupa 80-82 Tuş 83-86 Okur 87-90 Odak 91-95 Rampa 96-100 Bekar

İÇTEN DIŞA: 100-99 Ra 98-94 Kebap 93-89 Marka 88-85 Doru 84-81 Koşu 80-77 Tapu 76-71 Kispet 70-66 Sırık 65-63 Yad 62-59 Orta 58-51 Kadastro 50-44 Kaleska 43-39 Pasif 38-33 Matara 32-29 Paça 28-23 Maymun 22-18 Kutsi 17-14 Sanı 13-9 Kapak 8-5 Alan 4-1 Atak

CEVAPLAR

HİSHerkes İçİn spor DerGİsİ

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

1314

15 16 1718

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

3132

333435

36

37

38

39

40

41

42

43

44

45

46

4748 49 50

51

52

53

54

55

56

57

58

59

60

616263

64

65

66

67

68

6988

70

71

72

7374 75

76

77

78

79

80

95

9681

8297

98

85

99

86

87

100

8384

94

9390

91 92

89

Page 74: HİS DERGİSİ sayi 3
Page 75: HİS DERGİSİ sayi 3
Page 76: HİS DERGİSİ sayi 3