Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

66

description

Iki Aylik Siyasi Dergi, www.kafkasyaforumu.org

Transcript of Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Page 1: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02
Page 2: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02
Page 3: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

editördeneditörden

kf

EDÝTÖRDEN

Merhaba!

Dergimizin ulaþtýðý okuyucu sayýsý itiraf etmek gerekirse bizleri þaþýrttý ve yüreklendirdi. Beðeni veönerileriniz pusulamýz oldu. Layýk olma kaygýsý ve beraberinde taþýdýðýmýz sorumluluk bilinciyle derhalhazýrlýðýna baþladýðýmýz ikinci sayýyla karþýnýzdayýz.

Bu sayýmýza, ayný zamanda kapak konumuz olan, enerji politikalarý ve ekonomik ardýllarýna iliþkin titizbir çalýþmayla baþlýyoruz. Moskova'nýn elinde tuttuðu doðalgaz musluklarýyla "aç-kapa" oynadýðý oyunungündeme damgasýnýn vurduðu son günlerde, yazý; enerji kaynaklarý ve geçiþ yollarý üzerinde yaþananmücadeleyi ve Kafkasya'ya olasý etkilerini ayrýntýlý olarak gözler önüne sererken, 'barýþçýl' ve 'adil' çözümyollarýna iliþkin ipuçlarýný da barýndýrýyor.

Silahlarýn yaþam üzerindeki hegemonyasýna, þiddetin saldýðý korkudan beslenerek örgütlenen milita-rizme karþý-yýz! Bu sayýyla baþlattýðýmýz, 1994 yýlýndan bu yana her geçen gün yalnýzlaþan, "uluslararasýterörizmle savaþ" bünyesine çekilerek kamuoyunun gözünde Rusya’nýn iç-sorunu haline getirilen Çeçendireniþine iliþkin makale ve röportajlara, önümüzdeki sayýlarda da devam edeceðiz. Direniþe iliþkinkafalarda oluþan sorulara, mücadelenin içinden gelen yetkili bir aðýzdan, Çeçenistan Dýþiþleri BakanýUsman Ferzauli ile Danimarka'da yapýlan röportajla cevaplar buluyoruz. Ve Beykoz'daki Çeçen Kampýndayaþayan genç bir Çeçen mülteciyle yapýlan röportajdan; 'eðer döktükleri bebek kanlarý sizlere ait deðilse,eðer yýktýklarý yerde siz yaþamýyorsanýz, eðer saldýrdýklarý ülke sizin ülkeniz deðilse, bu sizin probleminizdeðildir…' Savaþýn tek bir insanýn dahi yaþamýndan, umutlarýndan, hayallerinden neler götürdüðünüokuyacaksýnýz.

Yine bu sayýmýzda da sizler için seçtiðimiz haberler ve makalelerimizi bulacaksýnýz. Yaþar Öz'le bugünekadar kapalý kapýlar ardýnda konuþulan konulara iliþkin yönelttiðimiz sorulara içtenlikle cevap verdiðiröportajý, Adige eliþlerine iliþkin bir kitap hazýrlýðý içerisinde olan Elmas ve Ayþe Eþsiz kardeþlerinKafkasya nakýþlarýyla bezenen ilgi çekici yaþam öykülerini bulacaksýnýz.

Bizden olan her þeyi hep ayný heyecanla paylaþmak dileðiyle…

Aþharapha Elif Yar

01

Page 4: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

44

54

23

34

62

30

BaþlarkenElif Yar

Küreselleþen NNe?Asharapha Elif Yar

Birilerinin ‘‘Terör’ü, DDiðerlerinin ‘‘Savaþ’ýÖzcan Özen

Üç NNesil SSürgün HHayatlarKhurma Can Kesgin-Gýrýn Muhammet Salmak

‘Ben’ dde KKim OOluyorum?Mkanba Çaðlar Konukman

Ters KKöþe: NNalçik OOlaylarýnýn AAnýmsattýklarýYaþar Güven

01

Abhaz KKimliðiyle: YYaþar ÖÖzHraça Alper Kahraman

1304

17

33

58

42

Büyük OOyunun KKüçük FFigüranlarýKhurma Can Kesgin-Gýrýn Muhammed Salmak

Devlet-TToplum vve KKafkas DDiasporasýHraça Alper Kahraman

HaberlerAjanslardan Kýsa Kýsa

Almanak 220052005 Yýlý Böyle Geçti

Geçmiþe ÝÝlerleyiþSchumaf Sencer Busun

Çeçenistan DDýþiþleri BBakaný: UUsman FFerzauliSelim Perçinel

Tarihin vve DDillerin UUnuttuðu HHalklarBydanuk Ridade Fidan

48

27

Yaþayan PPortrelerGughej Nefin Candemir

Page 5: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

04

17

30

Dergide yer alan tüm yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir.

ÝÝkkii AAyylliikk SSiiyyaassii DDeerrggiiOcak-Þubat, 2006, Sayý:2KKaaffkkaassyyaa FFoorruummuu DDeerrggiissii AAddýýnnaa SSaahhiibbiiCan Kesgin, Feridiye Cad. Taksim Fýrýn Sok. No.4Daire.10, Taksim/ÝstanbulGGeenneell YYaayyýýnn YYöönneettmmeenniiElif Yar SSoorruummlluu YYaazzýý ÝÝþþlleerrii MMüüddüürrüüCan KesginGGrraaffiikk UUyygguullaammaa-KKaappaakkHaluk Özcan

YYaazzýý ÝÝþþlleerriiAhmet Demirci, Alper Kahraman, ÇaðlarKonukman, Çiðdem Hatacýkoðlu, Haluk Özcan,Muhammet Salmak, Murat Özkan, Ridade Fidan,Sencer Busun, Zahit KuyumcuRReekkllaamm SSoorruummlluussuuAhmet DemirciAAbboonnee SSoorruummlluussuuGülay Sey : [email protected] Busun (Avrupa):[email protected]

BBaasskkýýEK-BÝL Matbaacýlýk, Evren Mah. Halkalý Cad. Kuzu Sok. No.3 Baðcýlar/Ýstanbul 0212 5504949RReessiimm&&FFoottooððrraaffBirleþik Kafkasya Derneði ArþiviÝÝlleettiiþþ[email protected]ýýddaa BBuulluunnaannllaarrMehmet Güç, Aydan Çelik, Þamil Aðralý

NY

E

wwwwww..kkaaffkkaassyyaaffoorruummuu..oorrgg

ÇEÇEN-ÝÇKERYA DIÞÝÞLERÝ BAKANI:USMAN FERZAULÝ

“Gerçekten çok zor. Ben halkýmýn yok edilmesini, Çeçenlerin uðradýðýsoykýrýmýn engellemesi için uðraþýyorum ama çok zor. Dünyanýnhemen hemen tamamý sýrtýný Çeçen halkýna çevirmiþ durumda. Ne birgazeteci, ne de uluslararasý örgütler var Çeçenistan'da. Çeçenler enaz 250.000 kiþiyi kaybetti 1994'den beri. Bu Çeçen halkýnýn % 28'idir.Bundan baþka soykýrým olabilir mi? Ama kimse ne olduðunu görmüy-or. Zaman zaman Rus askerlerinden parayla satýn aldýðýmýz infaz veiþkence görüntüleriyle sesimizi duyurmaya ve bu soykýrýmý anlatmayaçalýþýyoruz.”

ABHAZ KÝMLÝÐÝYLE: YAÞAR ÖZ

“Demokratikleþme sürecinin bir miladý olarak da kabuledilebilecek Susurluk kazasý'nýn ardýndan 10 yýl geçti. Kaza,Türkiye kamuoyunda farklý tepkilerle karþýlandý. Pek çok siviltoplum kuruluþu, polis-mafya ve siyaseti bir araya getiren biroluþumu eleþtirerek "temiz toplum" sloganýný yükseltirken farklýbir toplumsal kesitte de devlet'in kendisini korumak için zamanzaman kanunlar üstü organizasyonlar oluþmasýný meþrubulunuyordu. Kaza ardýndan yapýlan pek çok açýklama,araþtýrma ve haber konuya farklý boyutlarýyla deðindi.“

BÜYÜK OYUNUNKÜÇÜK FÝGÜRANLARI

“Saldýrýlarýn hemen akabinde Amerikan Baþkaný George W.Bush'un açýkladýðý gibi "Artýk dünya, eskisi gibi olmayacak"tý.[2]Uluslararasý terörizmin Amerika'ya, dolayýsýyla "medenidünya"ya ilan ettiði bu savaþ, Amerika'nýn önce Afganistanmüdahalesi, ardýndan Irak iþgali ile teröristlerin bulunup yokedilmesinin ötesinde ABD'nin tehdit olarak algýladýðý her devletve rejimin ABD çizgisine çekilmesi anlamýna da geliyordu. Bukez Don Kiþot yel deðirmenleri ile savaþmýyor, yel deðirmenleri,savaþacak Don Kiþot arýyor, hatta yaratýyordu.”

Page 6: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Saldýrýlarýn hemen akabinde Amerikan Baþkaný George W. Bush'un açýkladýðý gibi"Artýk dünya, eskisi gibi olmayacak"tý.[2] Uluslararasý terörizmin Amerika'ya,dolayýsýyla "medeni dünya"ya ilan ettiði bu savaþ, Amerika'nýn önce Afganistanmüdahalesi, ardýndan Irak iþgali ile teröristlerin bulunup yok edilmesinin ötesindeABD'nin tehdit olarak algýladýðý her devlet ve rejimin ABD çizgisine çekilmesianlamýna da geliyordu. Bu kez Don Kiþot yel deðirmenleri ile savaþmýyor, yel deðir-menleri, savaþacak Don Kiþot arýyor, hatta yaratýyordu.

Büyük OyununKüçük Figüranlarý

kf

KHURMA CAN KESGÝN - GIRIN MUHAMMET SALMAK

1.yüzyýl dünya siyasetinin þekillenmesinde þuana kadar iki büyük olayýn etkilerinin öne çýk-makta olduðunu görüyoruz. 8 Aralýk 1991’de

Rusya Baþkaný Boris Yeltsin, Ukrayna Baþkaný LeonidKravchuk ve Belarus Baþkaný Stanislav Shushkevich'inimzaladýklarý Belavezha Anlaþmasý ile dünyaya,SSCB'nin daðýldýðýný ilan etmeleri[1], 11 Eylül 2001tarihinde Amerika'nýn New York Eyaleti'ndeki DünyaTicaret Merkezi'nin de bulunduðu Ýkiz Kulelere,Hollywood senaristlerini bile kýskandýracak dehþettenaklen saldýrýlarýn düzenlenmesi... Saldýrýlarýn hemenakabinde Amerikan Baþkaný George W. Bush'un açýk-ladýðý gibi "Artýk dünya, eskisi gibi olmayacak"tý.[2]Uluslararasý terörizmin Amerika'ya, dolayýsýyla"medeni dünya"ya ilan ettiði bu savaþ, Amerika'nýnönce Afganistan müdahalesi, ardýndan Irak iþgali ileteröristlerin bulunup yok edilmesinin ötesindeABD'nin tehdit olarak algýladýðý her devlet ve rejiminABD çizgisine çekilmesi anlamýna da geliyordu. Bukez Don Kiþot yel deðirmenleri ile savaþmýyor, yeldeðirmenleri, savaþacak Don Kiþot arýyor, hattayaratýyordu. Bu müdahalenin perde arkasýnda zamanlaortaya çýkacak yeni nedenler olabileceði varsayýmýnýatlamayarak, oyunun görünen yüzlerinden biri olanenerji kaynaklarý ve geçiþ yollarý üzerinde yaþananmücadele konusuna deðinmek gereklidir. Orta Doðuenerji kaynaklarýnýn büyük ölçüde ABD'nin denetiminegeçmesinden sonra gözlerin dünyanýn en büyük doðalgaz rezervlerine ve önemli ölçüde petrol kaynaklarýnasahip Hazar Denizi ve çevresine yönelmesi kaçýnýl-mazdý. Ancak buradaki mücadele Hazar bölgesiningerek konumu itibarýyla gerekse çevre ülkelerinçeþitliliði ve gücü ölçüsünde Orta Doðu'ya göre çok

bilinmeyenli, daha zor, karmaþýk ve uzun geçeceðebenziyor. Kafkasya'nýn ise gerek Hazar bölgesineyakýnlýðý gerekse önemli enerji güzergâhlarýnýbarýndýrmasý açýsýndan bu oyunun bir parçasý olacaðý,daðýnýk ve çok uluslu demografik yapýsý sebebiyle deen çok etkilenecek bölgelerden biri olacaðý görülüyor.Amacýmýz büyük oyunun oyuncularýný, birbirleri ileolan iliþkilerini yüzeysel de olsa anlayabilmek veKafkasya'ya olasý etkileri konusunda düþünebilmek,düþündürtebilmek. Bu bölgeyi incelerken sadece ener-ji devi veya yakýn ülkelerin deðil, ayný zamanda büyükpetrol þirketlerinin politikalarýný da iyi anlamak gerek-mekir.

Hazar Bölgesi

Orta Asya ve Transkafkasya'nýn ispatlanmýþ veüretilebilir petrol rezervleri 15-40 milyar varil arasýn-dadýr. Olasý rezervler 70-150 milyar varil olarak tahminedilmektedir[3].Üretim seviyesi tahmini olarak2015'de günde 4 milyon varil, OPEC ülkeleri için bumiktar 45 milyon varil/gün. Ancak bölgenin doðal gazpotansiyeli petrol potansiyeline göre çok daha yüksek:Tahmini olarak 18 trilyon metre küp[4]. SSCB'nindaðýlmasý Hazar Bölgesi çevresinde Azerbaycan,Kazakistan ve Türkmenistan olmak üzere üç yenidevlet ortaya çýkardý. Dolayýsýyla 1921 ve 1935 anlaþ-malarýna göre SSCB ile Ýran arasýnda 10 millik biravlanma alaný esasýna göre bölünen, 1940 yýlýndakianlaþmayla da "Sovyet-Ýran denizi" statüsüne geçirilenHazar Denizi, çevresine yeni ortaklarýn katýlýmýyla gölveya deniz olmasý konusundaki tartýþma da yenidenalevlenmeye baþladý. Hazar'ýn bir iç deniz olduðunun

2

ARAÞT IRMAa ra þ t ý rma04

Page 7: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

en güçlü savunucusu olan Rusya, tüm kýyýdaþ ülkelerinortak kullaným alaný ve kaynaklarýna kýsýtlama getirenuluslar arasý deniz yasalarýnýn uygulanmasý gerektiðiniöne sürerken, Azerbaycan ve Kazakistan ise uluslararasý sýnýrlarýn ortadan çizilen çizgilerle belirlendiði vekýyýdaþ devletlerin kendi sektörlerini yaratabildiði"Hazar Gölü" savýnda diretiyor. Rusya'nýn savýna Ýranve Türkmenistan'da destek veriyor.[5]. 1980'lerinbaþýndan beri 135 ülkenin imzalamýþ olduðu BM DenizHukuku'na göre ise Hazar bir iç deniz deðil, çünküyüzyýllardýr çevrelerindeki ülkeler denizin kullanýmýüzerinde özel kontrol saðlamýþlar. Açýk denizlerebaðlanan bir uluslararasý su baðlantýsý da yok. Enönemli çýkýþý olan Volga nehri de Rusya hâkimiyetindeolduðundan uluslararasý bir kimliðe de sahip deðil. Öteyandan, Hazar bir denizde olmasý gereken oþinografiközelliklere sahip olmasýndan dolayý bir "uluslararasýgöl" olarak ta tanýmlanamýyor.[6]. Hazar Deniz'istatüsü üzerindeki bu münakaþa Hazar'ýn sahip olduðupetrol ve doðal gaz rezervleri de göz önüne alýndýðýndaönemini daha da arttýrmakla birlikte bölgede ötedenberi var olan bir takým anlaþmazlýk ve problemlerinüstünü de örtmektedir.

Bakû-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol BoruHattý

Bakû-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattý Projesi,Azerbaycan'da üretilen ham petrolün boru hattý ileGürcistan (Tiflis) üzerinden Ceyhan'daki bir deniz ter-minaline, buradan da tankerlerle dünya pazarlarýnaulaþtýrýlmasýný amaçlamaktadýr. 440 km'lik bölümüAzerbaycan, 225 km'lik bölümü Gürcistan ve 1070km'lik bölümü Türkiye topraklarýndan geçen hat ile 50milyon ton/yýl (1 milyon varil/gün) petrol taþýnmasýöngörülüyor.[7]. Bu proje baþlý baþýna bölgenin politikolarak ne kadar karýþýk ve deðerli olduðunu göstermek-tedir. Ýlk düþünüldüðü yýllardan gerçekleþtiði güne dekpolitik kaygýlar neticesinde birçok deðiþime uðrayanproje, geçtiði ülkeler için güvenlik adeta çapasý halinegelmiþtir. Azerbaycan'dan çýkan petrol en kýsa þekildeAkdeniz'e inerek Dünya'ya açýlmalýydý ama politik

iliþkiler boru hattýnýn güzergâhýný deðiþtirdi. Türkiyeen kýsa yol olan Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye hat-týný kabul etmeyerek Gürcistan'ý projeye dâhil etti.Böylelikle Türkiye ve Gürcistan, Türkiye'nin bölgeyebakýþ açýsýný deðiþtirecek kadar büyük bir proje ile bir-birlerine baðlanmýþ oldu.

Mavi Akým

Rusya'nýn Ýzobilnoyi þehrinden baþlayarak Ankara'dason bulan 1213 km. uzunluðundaki hattýr. Rus doðalgazýný aracýsýz olarak Türkiye'ye taþýma ve Türkiye'dende Avrupa ve Dünya pazarýna ulaþtýrýlmasý içinyapýlmýþtýr. Üç bölümden oluþmaktadýr: birinci sektör37 km uzunluðunda olup Ýzobilnoyi StavrapolBölgesi'nden Arkhipo-Osipovka yerleþim birimlerine,Krasnodar bölgesinden Karadeniz'e uzanmaktadýr.Ýkinci bölüm, Krasnodar bölgesinin Arkhipo-Osipovkakasabasýndan Rusya kýyýsý boyunca 396 km. uzanarakSamsuna 60 km uzaklýkta yer alan Durusu köyünde sonbulmaktadýr. Hattýn Türkiye'de kalan bölümü Samsun-Ankara arasýnda 444 km. uzunluktadýr.[8] Baþlangýçtadoðal gaz verme miktarý 2 milyar metreküp/yýl olaraköngörülen hattýn, 2008'den sonra tam kapasiteye (16milyar metreküp/yýl) ulaþmasý bekleniyor. Hattýn enönemli özelliklerinden biri Karadeniz'in içerdiði yük-sek sismik aktivite, dipte çamur volkanlarýnýn çok yük-sek asidite durumuna raðmen özel bir teknikle

Harita 1: Türkiyenin Enerji Haritasý - ANKARA Milliyet (17/11/2005)

05

Türkiye açýsýndan handikap olarak görülen birbaþka etmen ise SSCB ile 198l yaptýðý ilk gaz alýmanlaþmasýnda alýnan gazýn bedelinin belirli biryüzdesini mal ve hizmet bedeli olarak öderken1992'den sonra yapýlan anlaþmalarda 1984 pro-tokolünde düzeltmeler yapýlarak bu uygulamadanvazgeçilmesi ve Türkiye'nin alacaðý gazýn bedelinial ve öde sistemine göre peþin olarak ödemeyebaþlamasýdýr.”

Page 8: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

Karadeniz'in 2150 m dibine borularýn döþenmesidir.Bundan önce dünyanýn en derin su altý geçiþ hattý 1500m ile Meksika Körfezi'nde bulunmaktaydý.[9]

Türkiye

Türkiye enerji ihtiyacý olarak dýþa baðlý bir ülke konu-munda. Petrol ihtiyacýnýn %90'ýný baþlýca SuudiArabistan, Ýran, Irak, Suriye gibi Orta Doðuülkelerinden ve Rusya'dan ithal etmektedir. Doðal gazile tanýþmasý nispeten yeni sayýlýr. Dýþarýdan doðal gazteminine yönelik ilk anlaþmayý 18 Eylül 1984'de SSCBile imzalamýþ ve 1987 yýlýndan itibaren de 6 milyarmetreküp/yýl'lýk doðal gaz alýmýna baþlamýþtýr. Batýhattý olarak da bilinen bu hatla Rus doðal gazýUkrayna, Moldova, Romanya ve Bulgaristan'ý geçerekTekirdað üzerinden Türkiye'ye ulaþmaktadýr. Türkiyedaha önceleri dünyaya siyasi ideolojik baktýðý içinRusya ile herhangi bir iliþki kurmaktan kaçýnýyordu.Fakat enerji kaynaklarýnýn çeþitlendirilmesi gereði,baðýmlýlýklarýn azalmasý ve bölgenin zengin kaynaklarýTürkiye'yi bölge ile anlaþmaya itmiþtir. Rusya ileyapýlan ikinci anlaþma 10 Aralýk 1996 tarihindeyapýlmýþ olup nakit alým üzerinden ve 23 yýl boyuncasenelik 8 milyar metreküp/yýl gaz alýmýný öngörür þek-ilde olmuþtur. Rus doðal gazýný ithal eden 19 ülkeiçerisinde dördüncü sýrada yer alan Türkiye'nin, MaviAkým'la beraber Avrupa ülkeleri içinde Almanya'dansonra en büyük ikinci gaz ithalatçýsý olmasýöngörülmektedir. Türkiye'nin %60-65 seviyesinde olandoðal gaza baðýmlýlýk yüzdesinin %70-75'lere çýkabile-ceði ve bunun da Rusya ile iliþkilerde yakýn gelecekteTürkiye'nin aleyhine rol oynayacaðý konunun uzman-larý tarafýndan öngörülmekte ve eleþtirilmektedir.[10]Türkiye'nin büyüyen ekonomisine ve gelecekte elek-trik tüketiminde doðal gaz kullaným ihtiyacýnýn artmasýbeklenmesine karþýlýk, doðal gaz planlamasýnýnbütününe bakýldýðýnda çeliþkili verilerle karþýlaþýyoruz.DPT'ye göre Türkiye'nin 2010 yýlý gereksinimi 30 mil-yar metreküpken Botaþ'a göre 55 milyar metreküpolarak öngörülmekte. Merkezi Boston da bulunan"Cambridge Energy Research Associates" 'in (CERA)yaptýðý çalýþmalar (Haziran 1999), Türkiye'nin doðalgaz gereksinimini 2010 yýlý için 32-43 milyarmetreküp/yýl olarak öngörüyor.[11] Bu istatistikleringerçekleþebilmesi için enerji tüketimdeki geniþlemeninüçte ikisinin gaz tabanlý enerji sektöründe olmasý veTürkiye'nin GSYÝH'nin yýllýk %7 büyüme göstermesi,enerji sektörünün yýllýk %9 geniþlemeye devam etmesi,yatýrým süresi boyunca gerekli olan yýllýk 3-4 milyardolarlýk finansmanýn hazýr bulunmasý ve bütün bu sis-temlerin %85 düzeyinde çalýþýr etkililik taþýmasý [12]gibi faktörler Türkiye hakkýnda doðal gaz ile ilgilikötümser tahminlerin gerçekleþme olasýlýðýný arttýrýyor.Türkiye açýsýndan handikap olarak görülen bir baþkaetmen ise SSCB ile 198l yaptýðý ilk gaz alým anlaþ-masýnda alýnan gazýn bedelinin belirli bir yüzdesinimal ve hizmet bedeli olarak öderken 1992'den sonra

yapýlan anlaþmalarda 1984 protokolünde düzeltmeleryapýlarak bu uygulamadan vazgeçilmesi ve Türkiye'ninalacaðý gazýn bedelini al ve öde sistemine göre peþinolarak ödemeye baþlamasýdýr. Türkiye'nin belirli birmiktarýný taahhüt ettiði Ýran ve Rusya ile olan al-ödesistemine göre yaptýðý anlaþmalardan talep fazlasýolmasý durumunda yýlda 1 milyar dolar ceza ödeyebile-ceði tahmin edilmektedir. [13]

Tablo1:Türkiye'nin Doðal Gaz Talebi Dengesi

Türkiye'de doðal gaz depolanmasý için gerekli alt yapýve depolama birimlerinin bulunmamasýndan dolayý dafazla miktarda gelen gazýn Avrupa pazarýna pazarlan-masý gerekmektedir. Bunun koþulu da Rusya ileyapýlan anlaþmanýn dördüncü maddesine göre gazýnüçüncü bir ülkeye satýþýnýn "karþýlýklý rýza" durumundasöz konusu olmasýdýr. Bu maddenin deðiþtirilmemesive hafifletilmemesi (SSCB döneminde yapýlan anlaþ-maya dönülebilir ki Türkiye tarafý bunun için Rusya'yýikna etmeye çalýþýyor ancak þu ana kadar çabalarýmüspet bir sonuç vermedi) durumunda satýþýn gerçek-leþmesi Rusya ile olan iliþkilerinin durumuna endeksliolacak.

Türkiye'nin bu projeden 'geçiþ vergisi ve iþletmecilikhizmetleri' karþýlýðýnda taþýnacak kapasiteye baðlýolarak 140 milyon dolardan baþlayýp 300 milyon dolarcivarýna çýkan bir yýllýk gelir elde etmesi de beklen-mektedir.[14]

Rusya

Rusya dünyanýn en büyük doðal gaz rezervlerine, ikin-ci büyük kömür rezervlerine ve sekizinci büyük petrolrezervlerine sahip, dünya enerji pazarýnda önemli birülkedir. Rusya ayrýca dünyada doðal gaz ihracatýndabirinci, petrol ihracatýnda ikinci, enerji tüketiminde deüçüncü sýrada yer almaktadýr.

Rusya'nýn 2004 yýlý GSYÝH’si %7,1 büyüme göster-erek G-8 ülkeleri içinde ortalama büyüme hýzýnýgeçmiþ ve ülke, peþ peþe altýncý yýlýnda da ekonomik

06

Page 9: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

büyümesini sürdürmüþtür. Bu ekonomik büyümedeateþleyici güç enerji ihracatý olup, ABD ve Ýngiltere'ninIrak'a saldýrmasý ile enerji fiyatlarýnýn yükselmesi deönemli rol oynamýþtýr. Ancak Rusya ekonomisi ihra-catýný %50 oranýnda petrol ve gaz satýþlarýnadayandýrdýðýndan, bu tip bir büyümenin Rusekonomisinde petrol ve gaza olan baðlýlýðý tehlikelioranda arttýracaðý ve özellikle dünya petrol fiyatlarýn-daki dalgalanmalara karþý kýrýlgan olacaðý kaygýsý yük-sektir. Tipik olarak petrolün varilinde 1 dolarlýk birdeðiþim Rus gelirlerinde 1,4 milyar dolarlýk birdeðiþiklikle sonuçlanabileceði öngörülmektedir.

Rusya dýþ ticaretinin amiral gemisi olan petrol ve gazihracatýný boru hatlarý vasýtasýyla Ukrayna, Belarus,Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya veTürkiye üzerinden yapmakta olup, petrol ihracatýndakullanýlan baþlýca limanlar Novorossisk (Rusya-Karadeniz), Primorsk (Rusya-Baltýk Denizi/FinlandiyaKörfezi), Tuapse (Rusya), Ventspils (Letonya) veOdessa (Ukrayna). Baþlýca ihracat ülkeleri ise DoðuAvrupa, Hollanda, Ýtalya, Almanya, Fransa[15] MaviAkým ile birlikte bu ülkeler arasýna Türkiye de gire-cektir.

* Rusya'nýn ülkelere göre doðalgaz satýþ fiyatlarý (binmetreküp için / dolar)** Türk kaynaklar fiyatý 150 dolar civar düzeyinde,Gazprom'a yakýn bir kaynak ise 196 dolar olarak

Tablo 2: Milliyet Gazetesi - Cenk Baþlamýþ: Rus Gazý'na Belarus'tan üç kat fazla ödüyoruz12/12/2005

Rusya petrol ihraç yollarýný elinde tutarak petrol ihra-cat miktarýný kontrol etmeyi ve sahip olduðu bu avan-tajlarý kullanarak dünya petrol fiyatlarýnýn belirlen-mesinde baskýn rol oynamayý sürdürmeyi hedeflemek-

tedir. Rusya bu kozu SSCB'nin daðýlmasý ile birlikteyakýn çevresinde oluþan devletlerde renkli devrimlerlekendisini gösteren Amerikan-Batý etkisini kýrabilmekiçin siyasi-politik-ekonomik baský unsuru olarak kul-lanmaktan da kaçýnmamaktadýr. Moskova'nýnUkrayna'ya 1000 metre küpünü 50 dolardan sattýðýdoðal gazý 160-230 dolara yükseltme kararý almasý,karþýlýðýnda Rusya'nýn Avrupa'ya yaptýðý doðal gazihracatýnýn %80 civarýnda Ukrayna üzerinden yapýl-masý bunun en güncel örneðidir. DolayýsýylaUkrayna'nýn geçiþ ücretini arttýrmak istemesi veGürcistan'ýn da gaz fiyatlarýný politik baský amacýylaarttýrmasýna gösterdiði tepki, söz konusu ülkelerideðiþik alternatifler bulmaya zorlamaktadýr.

Türkiye-Rusya Ýliþkileri

Tarih boyunca iki ülkenin iliþkilerinde savaþlar ve ege-menlik kurma mücadeleleri hâkim olduðu için karþýlýk-lý güvensizlik üzerine temellenmiþ olan Türkiye-Rusyailiþkileri, SSCB'nin 1991 yýlýnda daðýlmasý ile birlikteTürkiye'nin "Adriyatik'ten Çin'e" söylemi ile slogan-laþtýrdýðý Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan,Kýrgýzistan, Özbekistan gibi Türkî cumhuriyetlerde dilve kültür akrabalýklarý gibi nedenlerden dolayý Turanisöylemlerle etkisini arttýrma giriþimleri, iki ülke arasýn-da iliþkiler de yeni bir kriz yaþanmasýna yol açmýþtýr.Ancak Türkiye'nin bölgedeki faaliyetleri Orta Asyacumhuriyetlerinde kültür merkezleri açma, karþýlýklýöðrenci deðiþimleri ve eðitim kurumlarý açma ve tele-vizyon yayýnlarý ile Orta Asya cumhuriyetlerindekietkileme çalýþmalarýnýn ötesine gidememiþtir.Türkiye'nin bu giriþiminin sýnýrlý kalmasýnýn sebepleriolarak: Orta Asya'da yeni ortaya çýkan bu devletlerinsürdürebilir ekonomi ve politikasýný desteklemek içingerekli mali yapýsýnýn yetersizliði; Türkiye'nin kur-maya çalýþtýðý laik, demokratik ve serbest pazara day-alý ekonomik sistemin Sovyet yönetimi altýndan yeniçýkan cumhuriyetler tarafýndan yeterince anlaþýlama-masý yüzünden desteklenmemesi; Türkiye'nin 70 yýllýkSovyet kolonizasyonu altýnda yaþayan cumhuriyetler-ine daha ziyade "Büyük Aðabey" þeklinde patronizeyaklaþýmý ve Türkiye'nin iç ve ekonomik sorunlarýolarak gösterilebilir. [16]

11 Eylül olaylarýnýn etkisi sonucu þekillenmeyebaþlayan enerji savaþýnda, Afganistan ve Irak'aABD'nin müdahalesi sonucu dünya petrol ve gaz fiyat-larýnýn artmasý, Putin yönetimi tarafýndan çok iyi kul-lanýlarak, Post-Sovyet alandaki ülkelerin Rusya'ya olanbaðýmlýlýklarýnýn artmasý saðlandý. Rusya'nýn yenikurulan ülkeler, özellikle Kazakistan ve Özbekistan, ilaGürcistan-Abhazya, Gürcistan-Osetya, Azarbeycan-Ermenistan arasýndaki anlaþmazlýklarda "aracý" rolünesoyunmasý, bu ülkelerde ki rejimlerin zayýf olmasý,yeni cumhuriyetler içindeki hissedilir Rus azýnlýknüfusunun etkisi, bölgenin can damarý olan enerji hat-larýnýn pek çoðunun Rusya içinden geçmesi (Sovyet

07

Page 10: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

döneminden kalma olduklarý için) ve Moskova tarafýn-dan kontrol edilmesi gibi avantajlarýndan dolayýbölgedeki Rus etkisi Türkiye ye göre çok daha baskýnolmuþtur. Bu etkinin en çarpýcý örneði herhalde Nisan2001'de ki "Türkçe Konuþan Devletler" zirvesinde,konuþmalarý yapan devlet baþkanlarýnýn çoðunununTürkçe'den ziyade Rusça konuþma yapmalarýdýr.[17]

Ticari Ýliþkiler:Ýki ülke arasýndaki ticari iliþkiler son yýllarda büyükgeliþme göstermiþ, 2004'ün ilk 10 ayý için yapýlan ista-tistiklerde iki ülkenin ticaret hacminin 8,5 milyardolara ulaþtýðý görülmektedir. Türkiye baþta inþaat vemüteahhitlik hizmetleri olmak üzere, turizm ve bavulticareti hizmeti vermekte iken Rusya'dan enerji ithalatýyapmaktadýr. Ticari dengede ise Türkiye'nin 5,5 milyardolarlýk bir açýðý söz konusudur.[18] Mavi Akým'laberaber peþin al-öde sistemine göre yapýlan anlaþmanýnda katkýsýyla gelecekte iki ülke arasýndaki toplamticaret hacminin artacaðý ve Türkiye aleyhine olanticari açýðýn da büyüyeceði öngörülmektedir. Rusyagenelinde Türk inþaat firmalarýnýn büyük projelereimza atmasýna karþýlýk Rus iþ adamlarýnýn Türkiye'degörece az etkisi olmasý Rusya tarafýndan sýkça ifadeedilmektedir. Rusya ile baðlantýsý olan Türk iþ adamlarýaracýlýðý ile ciddi lobi faaliyetleri yapýlmaktadýr. Bununen açýk örneði ise Gazprom gaz daðýtým firmasýnýnTürk iþadamlarýný kullanarak Türkiye'deki iç daðýtýmaðýný satýn almayý istemesidir. Böylelikle TürkiyeRusya karþýlýklý ticaret etkinliði eþitlenmiþ olacak veRusya týpký Bulgaristan ve Romanya da yaptýðý gibikendi istediði ülkeye kendi gazýný Türkiye üzerindenrahatça satabilecektir.

AB-Türkiye-Rusya

AB günümüzde dünyanýn en büyük ikinci tüketicisi konumunda olup dünya enerji ithalatýnda da ilk sýradayer almaktadýr. AB enerji tüketimi ithali %76 orandapetrole dayanýrken, doðal gaz tüketimindeki ithalatbaðýmlýlýðý ise %40 düzeyindedir. Önümüzdeki 20-30yýl içinde bu baðýmlýlýklarýn petrolde %90'a ve doðal

gazda da %70 dolaylarýna çýkmasý öngörülmekte-dir.[19] Rusya'dan gaz ithalatý yapan devletlerden, ABiçinde lokomotif ülkelerden biri olan Almanya baþýçekmekte olup, Rus gazýna baðýmlýlýðý %33seviyesindedir. 2005 Eylül ayýnda Rusya Federasyonudevlet baþkaný Putin ile Almanya þansölyesiSchröder'in üzerinde mutabýk kaldýklarý proje ile heryýl 55 milyar metreküp gaz taþýmasý tasarlananGrayazevets-Viborg boru hattýnýn Baltýk Denizi'nintabanýndan geçerek aracýsýz bir þekilde Almanya'yaulaþmasý planlanmaktadýr. Böylece 1200 km uzun-luðundaki boru hattýnýn 2010'da faaliyete geçmesiylebirlikte Almanya'nýn Rus gazýna baðýmlýlýðýnýn daha daartacaðý tahmin edilmektedir.[20]. Bu plan Polonya,Baltýk Ülkeleri, Beyaz Rusya ve Ukrayna'dan geçenmevcut durumdaki enerji rotasýný devre dýþý býraka-caðýndan, bu ülkeleri geçiþ ücreti almaktan mahrumbýrakabileceði gibi, Rusya'ya karþý zaman zaman kul-landýklarý bir baský unsurunu da ellerinden alacaðý þek-linde yorumlanýyor. Dolayýsýyla Rusya'ya karþý siyasibir ittifak içinde olan bu ülkeler cezalandýrýldýklarýkanaatinde olarak projeden duyduklarý rahatsýzlýklarýdile getirmeye baþladýlar. [21]

AB açýsýndan Türkiye stratejik konumu itibarý ile biryandan Orta Doðu ve Hazar Bölgesi arasýnda doðal bir"enerji köprüsü" durumunda, diðer taraftan Avrupa içinönemli bir tüketici alaný olarak görülmektedir.Dolayýsýyla Ceyhan limaný hem mevcut Irakpetrolünün ithalatý için hem de gelecek olan potansiyelHazar petrolünün ihracatý için bir çýkýþ noktasý olarakgörülmektedir.[22]. Karadeniz ve Akdeniz arasýndatanker taþýmacýlýðýnda baþlýca noktalardan biri olanBoðazlar ve ham petrolün taþýnmasýnda tanker taþý-macýlýðýnýn önemini korumasý da Türkiye'nin ABnezdinde deðerini daha da arttýrmaktadýr. Türkiye özel-likle AKP hükümetinin bu konuda ciddi çalýþmalarý ilebirlikte kendini Dünya'ya bir enerji koridoru olarakkonumlandýrarak, jeo-stratejik önemini arttýrmayaçalýþmaktadýr.

Harita 2: Hazar Denizi Bölgesi Petrol Boru HatlarýKaynak: CIA

0008

Page 11: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

AB üyeleri açýsýndan önemli olan enerjinin sürekli vegüvenli bir þekilde aktarýlmasýdýr. AB enerjideRusya'ya baðlý kalmamak için ABD ile birlikte B.T.Cve Trans-Hazar enerji yollarý gibi alternatif hatlarýdestekleme yoluna gitmektedir. Ocak ayý baþýndaRusya'nýn Ukrayna'ya sattýðý gazýn fiyatýný 50 dolarseviyesinden 230 dolar seviyesine yükseltmek isteme-siyle Rusya ve Ukrayna arasýnda patlak veren krizinRusya'nýn verdiði gazý geçici bir süre kesmesi ilebüyümesi Ukrayna topraklarý üzerinden Avrupa'yaulaþmakta olan doðal gazýn akýþýnda da ciddi azal-malara neden olmuþtur. Bu yeni kriz söz konusuülkelerin doðal gaz politikalarýný tekrar gözdengeçirmelerine neden olacaðý gibi, Rusya'nýn gazsilahýný acýmadan kullanabileceðini de göstermiþtir.

ABD-Rusya-Türkiye

ABD 11 Eylül olaylarýný bahane ederek dünya çapýndateröre karþý yürüttüðünü öne sürdüðü operasyonlarçerçevesince Orta Asya'daki konumunu güçlendirmeyoluna gitti. ABD'nin Kýrgýzistan, Özbekistan,Kazakistan'da askeri üsler kurma yoluna gitmesi,Azerbaycan, Gürcistan ve Ukrayna da ABD ve Batýyanlýsý rejimlerin iktidara getirilmesi, Bulgaristan veRomanya'daki askeri üsler kurmaya baþlamasý,Afganistan'da baþlattýðý operasyonu Irak iþgali ilesürdürmesi ve Orta Doðu'daki enerji kaynaklarýnýnhâkimiyetini saðlama yönünde avantaj kazanmasýnýnardýndan gözünü Hazar Denizi enerji kaynaklarýnaçevirdiði açýkça görülmektedir.

11 Eylül olaylarýndan sonra Bush yönetimi enerji kay-naklarý ve sevk yollarý üzerinde bulunan ülkeleriAmerika'nýn yanýnda veya karþýsýnda olaraksýnýflandýrýlmaya baþlamýþtýr[23] ABD'nin bölge poli-tikasý Rusya hâkimiyetini kýrabilmek ve kaynaktaçeþitlilik ve güvenlik gibi nedenlerden dolayý farklýenerji yollarýný desteklemek þeklindedir. Bu amaçlaB.T.C ye de büyük destek vermekte ve Türkmenistangazýný, Hazar ve Trans-Kafkas enerji koridorundanTürkiye'ye taþýyacak olan Trans Hazar Gaz Boru HattýProjesi'ni açýkça desteklemektedir.

ABD'nin Irak'ý iþgali ile Irak'ýn toprak bütünlüðününparçalanma riskinin ortaya çýkmasý ve bölgenin önem-li petrol rezervlerinden biri olan Kürt nüfusunun aðýr-lýklý olarak yaþadýðý Kerkük'ü içine alacak þekildebaðýmsýz veya federe bir Kürt Devleti kurulmasý ihti-malini doðurmuþtur. Türkiye'nin Kürt kökenli vatan-daþlarýnýn aðýrlýklý olarak yaþadýklarý Doðu-GüneyDoðu bölgesinde coðrafi zorluklarýnýn yaný sýraBölgede konumu itibarý ile stratejik önemi artanTürkiye'nin 1980'den beri devam eden PKK terörününderinleþtirdiði eðitim, saðlýk, ulaþým, iletiþim sorunlarý,ekonomik ve sosyal yönlerden geri kalmýþlýk, yaþan-makta olan sorunun Türkiye sýnýrlarýný aþmasý kaygýsýtaþýmasýna neden oluyor.

Felsefi kökenleri 1920'lere kadar uzanan RusKültürünü, Avrupa genelinden farklý olarak Avrupa(Batý) ve Asya (Doðu) bileþenlerinin bir sentezi olarakdeðerlendirme çabasýnda olan AvrasyacýParadigma'nýn[24] "Uluslararasý Avrasya Hareketi"baþkaný, siyaset bilimci ve filozof Alkesandr Dugin'inkabaca belli bir kutup oluþturacak güç birliði yapmýþdevletlerin birlikleri olmasý mantýðýný yansýttýðýný ilerisürüyor. Türkiye ile Ýran'ýn da içinde yer alabileceðinibelirttiði ancak gerçekleþme derecesi oldukça tartýþýla-bilir olan Avrasyacýlýk akýmýnýn, Türkiye ile ABD'ninkarþýlýklý 1 Mart Tezkeresinin reddedilmesine karþýlýk,Türkiye'nin Kuzey Irak'ta bulunan bordo bereli olarakbilinen en seçkin askerlerinin ABD askerleri tarafýndangözaltýna alýnýp baþlarýna çuval geçirilmesi veTürkiye'nin belirtmiþ olduðu kýrmýzý çizgilerin defalar-ca ihlal edilmesi ve benzeri faktörler, Türkiye'deAvrasyacýlýk akýmýnýn akademik ve politik bakýmdandestek bulmaya baþlamasýna neden olduðunu ekliyor.

Türkiye-Gürcistan Ýliþkileri

B.T.C projesinin gündeme gelmesiyle birlikte Türkiye-Gürcistan iliþkileri yoðunlaþmaya baþladý. Mart1997'de Türkiye, Gürcistan ile askeri yardým ve iþbir-liði anlaþmasý imzaladý. Anlaþma Gürcistan'ýn Kodorive Gori þehirlerinde askeri eðitim merkezleri kurul-masýný da öngörüyordu. Türkiye ayrýca Gürcistan'ýnVaziani Askeri Üssünün yeniden yapýlandýrýlmasýna dayardýmcý olmuþtu. 1998 yýlýndan itibaren de Gürcüaskerleri Türk askeri karargâhlarýnda eðitim görmek-teler. Ocak 2000 de Türkiye ve Gürcistan ortak bir gir-iþim baþlatarak bölgede batý ile iliþkileri geliþtireceðigibi Türkiye'nin bölgedeki etkinliðini de arttýrmayýamaçlayan "Güney Kafkasya Ýstikrar Paktý"ný kurdu-lar[25]. Gürcistan'a özellikle 11 Eylül saldýrýlarý ardýn-dan bölgede terörle mücadelede ABD tarafýndan yenibir rol verildiði görünüyor. Bu role uygun þekilde deTürkiye'den gerekli desteði görmektedir.

Türkiye'nin bölgeye dönük resmi dýþ politikasý, ABDve Batýnýn bölgeye dönük politikalarýnýn bir yansýmasýgibidir. "Gürcistan'la da yakýn ortaklýk iliþkilerine

Harita 3: Hazar Bölgesi Doðal Gaz Boru Hatlarý

Kaynak: CIA

09

Page 12: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

sahip olan Türkiye, bu ülkeyle mevcut baðlarýn daha dageliþtirilmesine ve toprak bütünlüðünün korunmasýnabüyük önem atfetmektedir. Abhazya ve Güney Osetyasorunlarý, yalnýzca Gürcistan'da deðil, tüm bölgedebarýþ ve istikrarý tehlikeye sokmaktadýr. Türkiye,baþýndan itibaren bu sorunlarýn Gürcistan'ýn egemen-liði, baðýmsýzlýðý ve toprak bütünlüðü çerçevesindebarýþçýl yollardan çözümlenmesini desteklemiþtir.Gürcistan'da vuku bulan yönetim deðiþikliði veAcara'da yaþanan gerginliðin barýþçýl bir þekildeaþýlmýþ olmasý, bu komþu ülkede demokrasinin veistikrarýn güçlendirilmesi bakýmýndan önem taþýmak-tadýr."[26] Türkiye genel olarak dýþ politikasýndaülkelerin toprak bütünlüðünü esas alan politikalar izlerki þu ana kadar bu konuda tek istisnasý Karabað'dýr.

Çözümün taraflar arasýnda barýþçýl bir þekilde saðlan-masý için Türkiye'den taraflara resmi aðýzdan zamanzaman arabuluculuk önerileri de yapýlmaktadýr. Ancakyakýn tarihte Gürcistan'ýn Abhazya'ya saldýrmasý sonu-

cu yaþanan savaþýn anýlarý Abhaz halkýnýn, dolayýsýylaKafkas diasporasýnýn anýlarýnda tazedir. Abhazya veGüney Osetya'nýn hassas noktalarýnýn göz ardý edilerekmeselenin Gürcistan toprak bütünlüðü içinde çözülme-si fikrinin dayatýlmasý adil deðildir ve Güney Osetya veAbhazya yetkililerinin de her fýrsatta dile getirdiklerigibi kabul edilebilirliði yoktur. SSCB dönemindeStalin'in hazýrladýðý böl-yönet politikasý doðrultusundatüm halklarýn birbirlerine topraksal anlamda baðýmlýolduðu bir yapý oluþturacak þekilde sýnýrlarýn çizilmesi,örneðin 1924 delimitasyonu... Azerbaycan(Azerbaycan-Ermenistan arasýnda Nahçývan-ZangezurÝliþkisi), Gürcistan-Osetya-Abhazya-Kuzey Kafkasyasýnýrlarýnýn çizilmesi, Kuzey Kafkasya'da ayrýcaMüslüman ve Hristiyan unsurlarýn birbirine eklemlen-mesi (Çeçen-Ýnguþ, Kuzey-Güney Osetya), farklýetnisitelerin bir araya getirilmesi (Kabardey-Balkar,Karaçay-Çerkes), ayný isim altýnda bulunan Adige üstkimliðini meydana getiren alt kimliklerin- Adige-Çerkes ve Kabardey diye farklý etnisitelermiþ gibi gös-

k a f k a s y aKafkasya doðal enerji ve yeraltý kaynaklarý bakýmýndan zenginbir çeþitliliðe sahip olmasýna ve çýkartýlan petrolün iyi kalitedeolmasýna karþýn toplam petrol üretimi Rusya genelinde %1'dendaha az bir oranla çok düþük bir pay oluþturmaktadýr. Örneðinbilim adamlarý Adigey Cumhuriyeti'ndeki toplam petrol ve gazrezervlerini tahmini olarak 71 milyon ton yakýta eþdeðer olarakveriyorlar.[29] Dolayýsýyla Kafkasya'nýn önemi petrol üretimin-den ziyade taþýma hatlarý güzergâhýnda olmasýndan kaynaklanýy-or. Kafkasya'nýn petrol ve enerji konusunda en önemli merkezleriMavi Akým hattýnýn da geçiþ güzergâhýnda olan ve bölgenin enbüyük rafinerilerinden birine ve limana sahip olan Tuapse, diðeriise Hazar petrolünün taþýnmasýnda önemli bir geçiþ güzergâh-larýndan biri üzerinde olan Çeçenistan'nýn baþkenti Grozniþehirleri. Tuapse þehri, Rusya'nýn bütün petrol ihtiyacýnýn %30'nukarþýlamasý ve turuncu devrimle Rus-karþýtý bir yönetimin ikti-dara geldiði Ukrayna ile günden güne bozulan iliþkileri sebebiyleOdessa Limaný'ný kullanýmýnda yaþayabileceði olasý problemleryüzünden Karadeniz'e enerji taþýmasýnda elinde kalan tek kalediyebileceðimiz Novorossisk'e yakýnlýðý dolayýsýyla Rusya içinönemini arttýrmýþtýr. Bu baðlamda Rusya tarafýndan þehrinlimanýnýn kapasitesinin 35,8 milyon tona arttýrýlmasýdüþünülmekte.[30]. Ayrýca BTC boru hattýnýn gelecekteki önemi-nin artmasý (Türkmen gaz ve petrolünün taþýnmasý),Abhazya'daki çözüm için önem arz etmektedir.

Çeçenistan'da Petrol Faktörü1876'da ilk kuyularýn açýldýðý, SSCB döneminde üç petrol tesisi,bir petrol-kimya tesisi ve bir dizi boru hattýndan oluþan bir kom-plekse sahip Çeçenistan, miktar olarak önemli sayýlabilecek birrezerve sahip olmasa da (örneðin 1992 yýlýnda Çeçenistan dayapýlan üretim 3 milyon varili biraz geçiyordu) Çeçenistan'daki

tatlý petrol baþka bölgelerde çýkarýlan petrolün büyük kýsmýndançok daha yüksek kalitedeydi.[31]. Çeçenistan'da çýkarýlan petrolülke için ekonomik anlamda önemli gelir kaynaklarýndan biriydi.31 Aðustos 1999 Hasavyurt anlaþmasý ile tam baðýmsýzlýk yolun-da büyük avantaj elde eden Çeçenistan'ýn düzenli bir devlet yapýsýoluþturamamasýnda, anlaþma sonunda Rus gizli servisinin ülkedegüçlü bir rejim kurulamamasý için çalýþmalarý, Rusya'nýn bölgeyeuyguladýðý ambargo, yolsuzluk, rüþvet, adam kaçýrma olaylarýnýnartmasý, mafyanýn etkisi, savaþ sonucu ülkenin altyapý, elektrik,kanalizasyon, içme suyu þebekelerinde oluþan büyük yýkým vetahribat gibi etmenlerin yanýnda ülkenin kendisini toparlamasýn-da yegâne ekonomik etken olarak görülen ülkedeki petrol gelirleriüzerindeki iç çekiþmelerin yaþanmasý da ülkede savaþ sonrasýistikrarý saðlayabilecek siyasi otoritenin Çeçenistan'da istenilendüzeyde kurulamamasýna neden oldu. Rusya'nýn Çeçenistan'aolan bu ilgisinde þüphesiz tarihi faktörlerin yanýnda Grozni'ninpetrol nakil yollarýndaki konumu da etkendi.

Çeçenistan sorununa uluslararasý devletlerin yaklaþýmýÇeçenistan sorununa uluslararasý devletlerin yaklaþýmýKafkasya'daki sorunlara geçmiþte olan yaklaþýmlarý gibi insaniboyutla sýnýrlý ve Rus Ordusu'nun Çeçenistan'da sivil halk üzer-ine uyguladýklarý iþkence, adam kaçýrma, öldürme, tecavüz gibisayýsýz insan haklarý ihlallerinin raporlarýný tutmak ve zamanzaman Rusya'yý uyarmak þeklinde. Çeçenistan'la iliþkilerin belir-lenmesinde, birinci ve ikinci savaþa yaklaþým þekli de belirleyicirol oynamaktadýr. Ýkinci savaþta özellikle aþýrý dinci ve zenginVahabilerin Çeçenistan'da ortaya çýkmasý, 11 Eylül olaylarý sonu-cu "uluslararasý terörizmin giderek Ýslami nitelik kazandýrýlmakistenmesi" ve dinine baðlý, inancýna sadýk Ýslam'ýn geleneksel sufiözelliklerinin yaygýn olduðu Çeçenistan'da baðýmsýzlýk mücade-lesinin yerini aþýrý dinci amaçlarýn almasýna zemin hazýrlamýþtýr.Bizzat Çeçenistan içinde bunun rahatsýzlýðý hissedilir ölçüdebüyüktür.

10

k a f k a s y a

Page 13: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Dünyanýn farklý ülkelerinde meydana gelen patlama-bombalamaolaylarýnýn da insanlar üzerinde yarattýðý korku ve nefret dal-gasýnýn büyümesi gibi nedenlerden dolayý Çeçenistan'ýn varolmasavaþý da Çeçenistan'a sempati ile bakan dünya halklarýnýn sem-patisini azaltmýþtýr. 1 Eylül 2004 tarihinde Kuzey Osetya'daBeslan'daki bir okulda yaþanan akýllara durgunluk verecek rehinalma eyleminin Rus güçlerinin kontrolsüz müdahalesi sonucuçoðu çocuk 400 den fazla insanýn ölmesi ve 600'e yakýn insanýnyaralanmasý ile neticelenmesi, olayýn kansýz bir þekilde bitir-ilebilmesi için Çeçenistan Devlet Baþkaný Aslan Mashadov'unbizzat arabuluculuk giriþiminin engellenmesi yüzünden, dünyaçapýnda zaten yetersiz olan Çeçenlere olan sempatinin daha daazalmasýna yol açtý.[38] Bu ve benzeri olaylardan sonra Kremlintarafýndan merkezi otoritenin güçlendirilmesi yolundademokratikleþmeden öteye adýmlar atýlmasý, Sivil ToplumKuruluþlarý'nýn çalýþma þartlarýnýn zorlaþtýrýlmasý, özgür basýnýnengellenmesi, terörle mücadele amacý öne sürülerek özerkcumhuriyetlerde polis güçlerinin ve Rus gizli servis, askeri güç-lerin sayýlarýnýn artýrýlmasý ve bu güçlerin halklar üzerinde uygu-ladýðý keyfi adam kaçýrma, göz altýna alma, inanç özgürlüðüneyapýlan müdahalelerin artmasý, zaten Rusya Federasyonu'nungelir ve yoksulluk sýralamasýnda baþýný çektiði KafkasCumhuriyetlerinde yönetimde olan yöneticilerin de genelde kendiçýkarlarýný düþünmeleri, yolsuzluk, iþsizlik ve rüþvetin yaygýnolduðu Kafkasya'da gerilimi giderek yükseltiyor. Bu baský özellik-le gençlerin bölgeye sýzan aþýrý akýmlara karþý olan ilgisini dearttýrýyor. Nalçik'ta yaþanan olaylarý da bu baskýnýn bir yansý-masý olarak deðerlendirebiliriz.

Rusya-TTürkiye ssatranç ttahtasýÇeçenistan'a bakýþta PKK TabusuRusya'nýn AB, ABD ve bölgedeki diðer rakipleri ile iliþkileriekonomik iliþkiler düzeyine baðlýyken Türkiye bu devletlerdenfarklý bir özelliðe (5 milyon civarýnda Kuzey Kafkasya kökenli nüfusa) sahiptir. Dolayýsýyla Türkiye ye karþý Rusya'nýn farklý bir

yaklaþým bulmasý gerekmekteydi, bunun için PKK kartýný çekin-meden oynadý. Savaþ süresince Türkiye'nin örtülü bir þekildeÇeçenistan'a destek saðladýðý iddiasý, Avrasya Feribotu hadisesive Swissotel baskýný gibi olaylardaki eylemlere sýcak bakýlmasý,Çeçenistan davasýna Türkiye halklarý genelinde sempati duyul-masý gibi nedenlerdi Rusya'nýn gerekçeleri. PKK terör örgütü ele-baþý Abdullah Öcalan'ýn 1999 yýlýnda Moskova'ya iltica etmeisteðinin Rusya tarafýndan geri çevrilmesi ve Mavi Akým pro-jesinin hayata geçmesi Türkiye ile Rusya arasýndaki iliþkilerinticari yönünü ön plana çýkartmaya baþladý ve iliþkiler enerji eks-enine kaymaya baþladý. Çeçenistan'da sivil halka karþý Rus asker-leri ve Rus-Yanlýsý Çeçen güçler tarafýndan uygulanankatliamlarý gündeme getirmesi ve kamuoyuna yansýtmasý açýsýn-dan düþünüldüðünde Beslan'da gerçekleþen olaylarýn, Türkbasýný tarafýndan da baskýn bir þekilde abartýlmasý da Türkiyehalkýnýn Çeçenistan'a olan sempatisini kýrmýþtýr. kf

En Fakir 10 Bölge (Kiþi Baþýna DüþenGSYÝH’leriyle)

1. Ýnguþetya_________________________$ 2532. Daðýstan_________________________$ 5253. Adigey___________________________$ 5344. Tuva____________________________$ 5855. Karaçay-Çerkes___________________$ 6526. Mari-El___________________________$ 7517. Kuzey Osetya_____________________$ 7688. Ývanov___________________________$ 7929. Penza___________________________$ 88710. Bryansk_________________________$ 888

Kaynak:DEÝK-Dýþ Ekonomik Ýliþkiler KuruluRusya Ülke Bülteni Ocak 2005

terilmesi. Rusya tarafýndan belirli periyotlarla bölgeyerli halklarýna uygulanan ve adeta Rus politikasýhaline gelen sürgünler[27] vb. nedenlerden dolayývarolan gerilimin ve iç çekiþmelerin zaman zamanbölgesel çatýþmalar þeklinde cereyan etmesi tümbölgede barýþ ve istikrarýn temin edilmesi önünde zatenönemli bir engel olarak dururken, Gurcistan'ýnAbhazya ve Güney Osetya ile olan sorunlarýnda tektaraflý Gürcü savý üzerine ortak bir çözüm aranmasý,bölgede çýkarý olan güçlerin barýþ ve istikrar saðlamakonusunda ki samimiyetlerin de sorgulanmasýna yolaçýyor. Dolayýsýyla her üç devletin de isteklerini asgariölçüde karþýlayacak uluslararasý bir çözüm bulunmasýgerekmektedir.

Ýran ve Gürcistan

Ýran, Rusya'dan sonra dünyanýn ikinci en büyük doðalgaz rezervine sahiptir. Türkiye ile Ýran arasýnda Rusya

gibi al-öde sistemine göre yapýlmýþ bir Türkmenistan-Ýran-Türkiye boru hattý vasýtasýyla doðal gaz satýþanlaþmasý olmakla birlikte, Ýran'ýn dünya devletleritarafýndan tasvip edilmeyen siyasi yönetimi ve ÝranCumhurbaþkaný Ahmedinecad'ýn yaptýðý anti-seministve ABD karþýtý açýklamalarý, Yahudi lobisinin güçlüolduðu ABD'nin Ýran üzerindeki baskýsýnýn daha daarttýracaðýný iþaret etmekte ve bu durum gelecekteÝran'ýn sahip olduðu potansiyeli yeterince kullanamay-acaðýný göstermektedir.

Topraklarýnda pek fazla petrol bulunmayan Gürcistan,SSCB'nin daðýlmasýndan sonra birliði oluþturan anlaþ-ma uyarýnca 1992'de baðýmsýzlýðýný ilan etti, ancakkendisi ile ayný konumda bulunan Güney Osetya veAbhazya Cumhuriyetleri'nin baðýmsýzlýklarýný taný-madý. Gürcistan bölgede, Hazar Havzasý'ný tek baþýnaRusya hâkimiyetine býrakmayý istemeyen ABD'ninmüttefiki konumunda ve bu baðlamda ABD'den zamanzaman askeri ve ekonomik destek almaktadýr, AB ile de

11

Page 14: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

sýcak iliþkiler içerisindedir. Gürcistan bu avantajýnýkullanarak Güney Osetya ve Abhazya sorunlarýný ulus-lararasý alanda kendi iç meselesiymiþ gibi kabul ettirm-eye çalýþýyor, uluslararasý kamuoyunun Güney Osetyave Abhazya sorunlarýna yaklaþýmý düþünüldüðündeGürcistan'ýn bu isteðinde baþarýlý olduðu da görülüyor.B.T.C Ham Petrol Boru Hattý Gürcistan için siyasi açý-dan olduðu kadar ekonomik açýdan da hayati derecedeönem arz etmekte. Gürcistan, B.T.C hattýndan, toprak-larýndan transit geçen kýsmýndan transit geçiþ payýalarak ekonomisine katkýda bulunmayý, ekonomik vepolitik yönden Rusya'nýn baskýsýný azaltmayý da umutediyor. Projenin faaliyete geçmesiyle birlikteGürcistan'ýn, ilk 5 yýl varil baþýna 12 cent, sonraki onyýl için 14 cent ve ondan sonraki dönem için de mini-mum 17 cent almasý öngörülmektedir.[28]

SONUÇ:

Hazar bölgesinde büyük bir oyun oynanmaktadýr.Oyuncular kendi çýkarlarý neyi gerektiriyorsa yapmaniyetindedirler. Stalin döneminde çizilen soyut sýnýrlarsonucu farklý dil, din, kültür ve etnisiteden olan halk-larýn birbirleriyle eklemlenmesiyle oluþturulan, bunedenden dolayý gerek kendi içlerinde gerekse dekomþularý ile derin anlaþmazlýklar yaþayan, ekonomikyönden geri býrakýlmýþ Kafkasya Cumhuriyetleri böl-genin en kýrýlgan yapýsýna sahiptir. Dolayýsýyla kul-lanýlmaya en açýk ve istismara en yakýn olan halklardýr.Büyük oyunu planlayanlarýn istediði gibi hem ana-vatanda hem de diasporada tüm ayrýþma noktalarý birbirlikteliði önlemek için kurgulanmakta ve bizler desessizce uymaktayýz. Mevcut durum ve koþullardaKafkasya halklarýnýn bir araya gelmelerini ve çözümgeliþtirmelerini engelliyor, sorumluluk doðal olarakKafkas diasporasýna ve özellikle Türkiye Diasporasýnadüþüyor. Eðer Kafkasya'yý gerçekten ana ya da atavatanýmýz olarak görüyorsak, diaspora içindeki mevcutbölünmüþlük ve parçalanmýþlýða son vermeli,Kafkasya'nýn sorununu uluslararasý alana taþýmayönünde adýmlar atmalý, baþta Çeçenistan savaþýnýnbitirilmesi ve Güney Osetya-Abhazya ile Gürcistanarasýndaki sorunun barýþçýl yolla ve adil bir þekildeçözümü olmak üzere uluslararasý alanda ciddi çalýþ-malar yürütülmeli. Kýsa-orta ve uzun vadede kalýcýpolitikalar üretebilmeli ve uygulama esnekliðine sahipolmalýyýz. Aksi takdirde Kafkasya Masallardaki KafDaðý'nýn ardýnda kalmaya devam edecek. Tek bir fark-la: artýk Kafkasya ile ilgili masallarý Çerkesçe anlata-cak bir nesil olmayacak.

1. http://en.wikipedia.org/wiki/USSR -History of theSoviet Union2. http://www.whitehouse.gov- President's Speech 20September 20013. Caspian Oil and Gas: The Supply Potential of Central

Asia and TransCaucasia; IEA Report, 1998.4. Enerji Baðlamýnda Türkiye- Rusya Ýliþkileri-DilekKarakaya-Fatih Koraþ-TÜRKSAM5. ABD'nin Savunma Konsepti Deðiþimi-Aydýn ÇubukçuÖzgürlük Dünyasý Dergisi 114.Sayý6. Hazar:Paylaþýlamayn Sular Isýnýyor-Ender ÞenkayaÝnþ.Y.Müh7. http://www.botas.gov.tr/projeler/tumprojeler/btc.asp8. http://gazprom.com9. Yeni Þafak Gazetesi-Mavi Akýma Çevre Uyarýsý,Nazlý Ilýcak 8 Ocak 200010. Mavi Akým:Türk-Rus Ýlþkilerinde Mavi Baðýmlýlýk-Sinan Oðan-TÜRKSAM11. Evrensel Gazetesi-20/08/2002 Türkiye AteþHattýnda12. Kafkasya Ýçin Bir Ýstikrar Paktý- CEPS WorkingDocument No:15213. INOGATE-European Comission-TURKEY14. Enerji Baðlamýnda Türkiye- Rusya Ýliþkileri-DilekKarakaya-Fatih Koraþ-TÜRKSAM15. Energy Information Administration-Country AnalysisBriefs-Russia16. Rand Corp.-Turkish Foreign Policy in an Age ofUncertainity ,Turkey-Eurasia page 10017. Rand Corp.-Turkish Foreign Policy in an Age ofUncertainity ,Turkey-Eurasia page 10218. Kaynak:DEÝK-Dýþ Ekonomik Ýliþkiler Kurulu-RusyaÜlke Bülteni Ocak 200519. Cenk Pala, "21. Yüzyýl Dünya Enerji DengesindePetrol ve Doðal Gazýn Yeri ve Önemi: Hazar BoruHatlarýnýn Kesiþme Noktasýnda Türkiye" AvrasyaDosyasý, cilt 9, sayý 1, 2003, s.1820. Putin'nin Almanya Ziyareti ve Erkene Alýnan DoðalGaz Anlaþmasý-Sinan Oðan-TÜRKSAM21. Milliyet Gazetesi Rus Gazýna Belarus'tan Beþ katfazla ödüyoruz -Cenk Baþlamýþ22. INOGATE-European Comission-TURKEY23. ABD'nin Savunma Konsepti Deðiþimi-AydýnÇubukçu Özgürlük Dünyasý Dergisi 114.Sayý24. Deðiþen Dünya'da Rusya ve Ukrayna- ErhanBüyükakýncý Galatasaray Ünv. Ý.Ý.B.F.Uluslararasý Ýliþk-iler Bölümü Öðretim Üyesi- Syf.14825. Rand Corp.-Turkish Foreign Policy in an Age ofUncertainity ,Turkey-Eurasia page 105-10626.http://www.tcberlinbe.de/tr/trdis/genelgorunum/genel.htm27. Ýstanbul Bilgi Üniversites-Kafkasya Forumu: Ýstan-bul Bilgi Üniversitesi Göç Çalýþmalarý Araþtýrma veUygulama Merkezi 5 Mart-29 Mayýs Kafkasya Dersleri-Erhan Büyükakýncý - Rusya ve Sovyet tarihinde KuzeyKafkasya'daki etnik kimliklerin hukuki altyapýsý ve göç-lerin nedenleri 28. http://tr.wikipedia.org/ B.T.C Petrol Boru HattýnýnTarihi Geliþimi Abdullah Nergiz- Haziran 200329. Energy Information Administration-Country AnalysisBriefs-Russia30. http://www.bkd.org.tr Geçmiþte ve GünümüzdeKafkasya'nýn Jeopolitik Önemi Dr.AlexandreToumarkine31. Çeçenistan: Yok Sayýlan Ülke -Osman Akýnhay-Özcan Özen, Çeçen Çatýþmasýnda Petrol Faktörü-Sanobar Sermatova

12

kf

Page 15: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

Saldýrýlarýn hemen akabinde Amerikan Baþkaný George W. Bush'un açýkladýðý gibi"Artýk dünya, eskisi gibi olmayacak"tý.[2] Uluslararasý terörizmin Amerika'ya,dolayýsýyla "medeni dünya"ya ilan ettiði bu savaþ, Amerika'nýn önce Afganistanmüdahalesi, ardýndan Irak iþgali ile teröristlerin bulunup yok edilmesinin ötesindeABD'nin tehdit olarak algýladýðý her devlet ve rejimin ABD çizgisine çekilmesianlamýna da geliyordu. Bu kez Don Kiþot yel deðirmenleri ile savaþmýyor, yeldeðirmenleri, savaþacak Don Kiþot arýyor, hatta yaratýyordu.

Küreselleþen Ne?

AÞHARAPHA ELÝF YAR

u çalýþmayla küreselleþme olgusu, Sokrates'edayandýrýlan küresel özne olarak düþünsel boyu-tu ve baþlangýç tarihine iliþkin dönemsel tasni-

flerine giriþilmeksizin, küreselleþmenin ne olduðugeçen sayýdaki yazýya oranla biraz daha geniþ bir per-spektifle deðerlendirilmeye çalýþýlacaktýr. Ancak yinede konunun kapsamý ve derinliði dikkate alýndýðýndadoðaldýr ki bütünü algýlamaya ve sunmaya çalýþan birözet niteliðinde olacaktýr, daha derinlemesine bir tahlilise okuyucunun ilgisine býrakýlmýþtýr.

1929 Dünya Ekonomik Krizi kapitalizmin tanýk olduðuen büyük krizdi. Neo-klasik iktisadýn 'talep yönünden'devlet 'düzenleme'si olmazsa piyasalarýn kendiliðindenistihdama gelebileceði ve dolayýsýyla iþsizlik ve diðerekonomik kriz olgularýnýn söz konusu olmayacaðývarsayýmý yanýlmýþtý. Þimdi artýk Keynes vardý. Onagöre 'talep yönünden' devlet müdahalesi kaçýnýlmazdýve ekonomik politikalar bu doðrultuda düzenlenmeliy-di.

II. Dünya Savaþý’ný Ýzleyen Dönem

II. Dünya savaþýný izleyen dönemde, Keynes'in savun-duðu esas itibariyle ekonomiye talep yönünden müda-haleyi temel alan politikalar uygulamaya kondu. Budönemde devlet müdahalesinin gerekliliðine faþizminyenilgisini, Sovyet sisteminin emekçi kesimlerdeyarattýðý ýlýk rüzgârlarý ve sömürge halklarýnýnsömürgeciliðe baþkaldýrýlarýný da eklemeli. Talebin,dolayýsýyla pazarlarýn sürekli geniþlediði bir konjonk-türde, hem reel ücretlerin, hem de vergilerin ve kamuharcamalarýnýn artmasý mümkün oluyordu. Bu yükseliþ

dönemine geçiþte, etkinliði göz ardý edilemeyecek olanda ABD'nin ekonomik üstünlüðüydü. ABD, bir yandanbaðýmsýzlýðýný ilan eden eski sömürge ülkelerde malisermaye ihracý politikalarýný izlerken diðer yandansavaþýn tarumar ettiði Avrupa'nýn ayaða kalkmasý içinkesenin aðzýný açmýþtý. Avrupa'nýn birleþme çabalarýnýdestekliyor, savaþ sonrasý Avrupa ülkelerine MarshallPlaný çerçevesinde sermayesini akýtýyor ve böyleceAvrupa'nýn kýsa sürede toparlanmasýný saðlýyordu.Benzer bir kalkýndýrma projesi Japonya için de uygula-maya kondu. Çünkü 'sosyalist' SSCB karþýsýnda 'kapi-talist' istikrarý saðlamak gerekiyordu. Bu sayede ABDdünya üzerinde siyasi ve askeri hegemonik bir güçolarak bir diðer hegemonik güç SSCB karþýsýnda yeri-ni saðlamlaþtýrýyordu.

Dünya iki ayrý düzeni temsil eden iki süper gücün'soðuk savaþ' dengeleri etrafýnda dönüyordu. Ve dengegörece istikrar saðlýyordu.

II. Dünya savaþý sonrasý refah içinde 30 yýl sürendönem ve Keynes fýrtýnasý, 1974-1975'te petrol krizibiçiminde patlak veren yeni bir krizle sönümlendi.Keynes'in ekonomik paradigmasý deyim yerindeysegeldiði yere geri dönmüþtü. Artýk yeni iktisatçýlarýn,yeni ideologlarýn çözümlemelerine, politik eklem-lemelerle krizden çýkýþ yolunun döþenmesine ihtiyaçvardý. Ve iþte artýk devlet ekonomik ve sosyal olandanel çekiyor, özelleþtirme, piyasanýn kendi haline býrakýl-masý tünelin sonunda gözleri kör eden gün ýþýðý Neo-liberalizm 'daha az devlet, daha çok özel teþebbüs' vekapitalist sisteme entegre olmaya baþlayan ülkelerde(Asya, Rusya, Çin, Ortadoðu, Afrika, Latin Amerika

B

MAK A L Ema ka l e 13

Page 16: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

14

vb.) hüküm sürmekteolan 'ulusal kalkýnmacý'model de tasfiye edilmeli,kalkýnýp, dünya zengin-liðine ortak olma talep-lerinden vazgeçirilmeliy-diler.

Kapitalizm bir dengesiz-lik sistemidir. Örneðinsosyal harcamalarý art-týran ve devlet kredi-leriyle ekonomiye kaynakpompalayan iktisadi poli-tikalar, devlet bütçelerine yeni yükler getirerek ilerikiyýkýcý bunalýmlarý mayalarlar. Ne var ki yeni bunalým-lar patlak verene kadar çarpýcý bir büyümeyi mümkünkýlabilirler. Kapitalizmin bu hareket tarzý soyut birrasyonalizm penceresinden deðerlendirildiðinde man-týksýz görünebilir ve dengesiz büyüme eðilimi bunalýmgerçeðiyle karýþtýrýlabilir. Oysa kapitalizm altýnda ikti-sadi büyüme, iþte tam da bu 'mantýksýz' temeldebüyüyebilir.(2)

80 Dönemeci

1980 sonrasý neo-liberal dünyada mal, hizmet ve ser-maye dolaþýmýnýn önündeki engeller kalktýktan sonraulusal sýnýrlarý aþan yatýrýmlar 2000'lere doðru ciddi birartýþ gösterirken, finansal piyasalarýn da 'küresel tem-po'ya eþlik ettiði gözleniyor. Artýk tekil ulusal-devletgeçmiþe oranla önemini yitirmekte, çok uluslu üstkuruluþlar ve bölgesel iktisadi birlikler öne çýkmak-tadýr. Hükümetlerin iktisadi ve sosyal politikalarýulusal olmaktan çýkýp, küresel karakter kazanmaktadýr.Sermaye hareketleri, üretim ve ticari faaliyet bakýmýn-dan piyasalar küreselleþmektedir. Ancak dünya ülkeleriarasýndaki geliþme farklýlýklarý söz konusu iken eþit-likçi bir paylaþým söz konusu olabilecek mi? Pazaraegemen olanlarýn Küreselleþme paslaþmasý ve emekpotansiyelinin aþýrý sömürüsü sorgulanmayý hak etmiy-or mu? Kimin yararýna Küreselleþme' sormak gerek-miyor mu? Ýnsanlýðýn ihtiyacý olan nedir veKüreselleþme bu ihtiyaca cevap verebiliyor mu, uzunya da kýsa vadede bu mümkün mü?

90 Dönemeci

Hafýzalarýmýzý, bilgi daðarcýðýmýzý birazcýk olsun zor-layýp 20.yy ikinci yarýsýný, 89'da Berlin Duvarýnýnyýkýlýþý ve 89-91 Stalinist imparatorluðun çöküþüyleþampanyalarýn patlatýldýðý, kadehlerin barýþ adýnakaldýrýldýðý dönemi hatýrlayalým istiyorum. Çünkü butarihler insanlýðýn kazanýmlarý açýsýndan bir dönümnoktasý olarak sunulmuþtu. Kalabalýklar sokaklaradökülmüþ coþkuyla kutlamalar yapýyor, televizyon vegazeteler 'barýþ çaðý'nýn baþladýðýný salýk veriyordu.Bütün kötülüklerin anasý, günah keçisi 'sosyalizm' tari-

hin tozlu sayfalarýnagömülürken, kapitalizmarþa çýkartýlýyordu. Aslen,Rusya'da bürokratik dik-tatörlüðün çöküþü, iki ayrýdüzenin temsilcisi olan ikisüper gücün dünyaüzerinde kurulmuþ olandengelerin deðiþeceðinin,yeni bir dünya düzenininhabercisiydi. Ama 'yenidünya' düzeni sanýldýðý,anlaþýldýðý, istendiði gibideðildi. Irak, Somali,

Bosna, Kosava, Afganistan kaynýyor, Kafkaslar,Balkanlar, Orta Asya, Orta Doðu, Afrika'nýn birçokbölgesinde çatýþmalar yaþanýyordu. Bu geliþmelerinaltýnda yatan temel olgu, emperyalist güçler arasýndakirekabetin yeni bir kýzýþma evresine girmiþ olmasýdýr.Kapitalizmde kural, payýn güçle orantýlý olmasýdýr.Eþitsiz geliþme yasasýnýn sonucu olarak orantý bozul-duðunda yeniden paylaþým gündeme gelir.(11)

Kozlarýn Paylaþýmý / Hegemonya Krizi

Tarih, emperyalist güç odaklarýnýn kozlarýný paylaþmaküzere dünyanýn iki büyük savaþla kana buladýðýnatanýklýk etti. Ama artýk günümüzde bu boðazlaþma yada restleþme, paylaþýma konu olan bölgede adeta uzak-tan kumandayla yürütülen savaþlar þeklinde karakter-ize ediliyor. Ve bu kanlý paylaþým 'demokrasi vemedeniyet'in yayýlmasý olarak yutturulmaya çalýþýlýyor.

ABD hala en büyük güç odaðý olarak görünse de 21.yyda 20.yy oranla iktisadi anlamda irtifa kaybetmiþdurumdadýr. Amacý deðiþen koþullara raðmen, yum-ruðunu dünyanýn tepesine indirerek kalabalýklarýnkanýný dondurmak, alýklaþtýrmak ve rakip emperyalgüçlere de gözdaðý vermektir. Ýktisadi büyüme oranlarýbakýmýndan; son tahminlere göre ABD'de yüzde 3,6oranýnda büyüme beklenirken, bu rakam Rusya içinyüzde 6'ya, Çin içinse yüzde 8'e yükseliyor. (2) II.Dünya savaþý sonrasý o ünlü Marshall Planýçerçevesinde savaþ yaralarýný saran ABD karþýsýndarekabet gücü kazanabilmek amacýyla AET/AB'yegiden yolu döþeyen Almanya ve Fransa'nýn borusununöttüðü AB bugün ABD'nin karþýsýnda eli en güçlügörünse de henüz boy ölçüþebilecek iktisadi ve askerigüce sahip deðil. Bir dönem yýldýzý hýzla parlayanJaponya'nýn henüz ABD'yle restleþmeye nefesi yet-memektedir. Bu þartlar altýnda bugün hiçbir odakABD'yi açýktan karþýsýna alabilecek gibi görünmüyor.Ancak özellikle sosyalizmin yýkýlýþýyla birlikte paylaþý-ma açýlan alanlarýn kapitalistleþme süreci bize gelecek-te dünyanýn hâkim gücünün kim olacaðýný, kral daire-sine kimin yerleþeceðini gösterecektir. Ýçinde bulun-duðumuz dönem kýran kýrana bir paylaþýma gebedir.Bunun en açýk göstergesi aþaðýda kýsaca deðinmeye

Tablo1: CO2, Global Atmosfer Yoðunluðu Kaynak: TP Whorf Scripps, Mauna Lloa Observatory, Hawaii, Institution of oceonog-raphy (SIO), university of California La Jolla, California, United States, 1999

Page 17: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

çalýþacaðýmýz gibi 11Eylül saldýrýlarý sonrasýnda'savun-ma ve güvenlik' nedeniyle ABD ve neredeyse aynýzamanlarda Avrupa'da çýkartýlan anti-terör yasalarýyeni dönemin saldýrgan politikalarýnýn habercisidir.Yeni yasal düzenlemeyle; güvenlik güçlerinin yetkileriarttýrýlmýþ, yürütme ve yargýnýn eþitlik ilkesi, yürütmelehine bozulmuþ, ifade ve örgütlenme özgürlüðü, özelhayatýn gizliliði gibi demokrasinin temel ilkelerigüvenlik gerekçesiyle feragat edilecekler haklar sýnýfý-na sokulmuþtur.

Kapitalist sistem, varolabilmek, ayakta kalabilmek içingeniþletilmiþ olarak yeniden üretilmek zorunda olan birüretim tarzýdýr. Yeniden üretimin koþulu da sürekli biryayýlma ve geniþlemeyi zorlar. Yeni kaynaklara ulaþýpdenetlemek, yeni pazarlara açýlmak ve yeni pazarlaraçmak gerekir. Baþka türlü ifade etmek gerekirse, kap-italizmin varlýðý yayýlmaya ve geniþlemeye baðlýdýr.Zaman zaman kapitalizmin deðiþtiði, artýk geçerliolanýn 'farklý bir þey' olduðu ileri sürülür. Her þeydeðiþiyorsa elbette kapitalizm de deðiþecektir amadeðiþim son tahlilde kapitalizm içinde bir deðiþimdir.Önemli bir nokta da, söz konusu deðiþimin nasýlgerçekleþtiði ve ne anlama geldiðiyle ilgilidir.Küreselleþme ideolojisi de benzer bir bilinç oluþtur-maya yöneliyor, kapitalizmin artýk eski kapitalizmolmadýðý 'aklýný kullanabilen' herkese eþit olanaklarsunduðu düþüncesi yaygýnlaþtýrýlmak isteniyor(1)

Küresel kapitalizm yayýlmadan ve geniþlemeden varo-lamaz. Ama bu yayýlma harita üzerindeki sýnýrlarýnaþýlmasýyla deðil, sermayenin sýnýrlarý aþmasýylagerçekleþir. Sömürge alanlarýný geniþletmek ve toprak-larýna katmak adýna savaþlarýn varolduðu Ýmparator-luklar döneminden bugüne sanayi devrimiyle birliktedeðiþen iktisadi, sosyal ve siyasal koþullara raðmendeðiþmeyen ve bu þartlar altýnda deðiþmesi demuhtemel görünmeyen tek þey hegemonya mücadele-sidir. Açýk veya alttan yürütülen bu mücadele bugünkapitalist küreselleþmeyle meþru zemin yaratarak, tümdengeleri sarsacak alt üst oluþlarla, sürekli çatýþmalarlahegemonik gücün tartýþmasýz kim olduðu kanýtlanýn-caya kadar sürecektir. Ve kapitalizmin dönemsel kriz-lerinden biri daha patlak verinceye dek yenihegenomik gücün þemsiyesi altýnda görece barýþ veistikrar dönemi tarihte yerini alacaktýr.

Ve Þimdi

'Bu insanlýðýn bir parçasý olmaktan utanýyorum' ((Siyonist iþgal altýndaki Ramallah'da bir kadýnýnçýðlýðý)sokaða çýkma yasaðýna raðmen, telefonlaulaþýlan Ramallahlý bir kadýnýn 1 Nisan 2002'de Startelevizyonu ana haber sunucusuna söylediklerinden(1))

Dünya nüfusunun 6 milyara vardýðý günümüzdeKüresel Kapitalist sistemde, günde bir dolardan az

gelirle yaþamaya çalýþan insan sayýsý yaklaþýk 1 milyar300 milyondur. 3 milyar insanýn payýna ise günde ikidolardan az gelir düþmektedir. BM iktisatçýlarýnýn sun-duðu tabloya göre dünyanýn en zengin 227 kiþisininservetinin deðerinin 1000 milyar dolarý aþtýðý ve bunundünya nüfusunun %45'ini oluþturan 2,5 milyar insanýnyýllýk gelirine eþit olduðudur. AB ülkelerinde 18milyondan fazla iþsiz var. ABD'de 45 milyon insanyoksulluk sýnýrýnýn altýnda yaþýyor ve 40 milyoninsanýn hiçbir saðlýk korumasý yok. BM rakamlarýnagöre,1995 yýlýnda Dünyada 45 milyon mülteci vardý.Yoksulluk, bölgesel savaþlar, etnik kýyýmlar, dik-tatöryal yönetimlerin baskýlarý sonucu bugün 125 ile140 milyon arasý. Her yýl açlýktan 30 milyon insanölüyor,800 milyon kadarý da kronik yetersiz-kötübeslenme maðdur. Afrika ve eski Sovyetler Birliðiülkelerinde olmak üzere yaklaþýk 2 milyar insan yok-sulluðun pençesine sürüklenmiþ durumda.

Zenginlik ve yoksulluk dansýnýn ahengini saðlamakuyuþturucu üretici ve satýcýlarýna düþüyor. Talep güngeçtikçe artýþ gösteriyor.

Atmosferin ýsýnmasý, sera etkisi, asit yaðmuru, iklimdeðiþiklikleri, ozon tabakasýnýn delinmesi buzullarýerime riskini arttýrýyor. Çokuluslu þirketler ve ABDatmosferin ýsýnmasýnýn önlenmesi yönündeki çabalarýgörmezden geliyor.

UNDP (Birleþmiþ Milletler Kalkýnma Programý)'nýnher yýl hazýrladýðý Ýnsan Kalkýndýrma Raporu'nun 1999yýlý verilerine göre, iletiþim alnýnda baþta internetolmak üzere, tüm teknolojik geliþmeler, birkaç çoku-luslu þirketin tekelinde bulunmaktadýr. Bunlarýn arasýn-da uluslararasý iletiþimde televizyonun küresel etkisi,kamuoyu oluþumunda yadsýnamayacak bir önemesahiptir. Seçilen haberler ve onlarýn sunuluþ biçimleri,dünyayý yorumlayýþlarýmýzda birincil derecede roloynamaktadýr. O halde tekelleþen çok uluslu þirketlerinyayýn politikalarýnýn ayný zamanda dünyayýalgýlayýþlarýmýzý tekelleþtirdiðinden de bahsedebiliriz.Örneðin sunulan bir haberle birileri 'katil' 'terörist'sayýlýp lanetlenir ya da 'kahraman' ilan edilip

15

Tablo 2: Geliþmiþ ülkelerin CO2 EmisyonlarýKaynak: International Energy Agency, 1996

Page 18: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

0016

yüceltilebir. Dil, din, ýrk, köken baðlarý, kültürel reflek-sler zaman içerisinde alt-üst olurken, yeni deðerlersatýn alma gücüyle tüketim potasýndan geçerkenyeniden üretilmektedir.

Ve yine bugun11 Eylül saldýrýlarý ve devamýndaki süreçizlendiðinde ABD'nin 'savunma ve güvenlik'Amaçlý hukuk dýþý uygulamalarý, bunlara yasal zeminarayýþlarý hem ABD anayasasý'na hem de taraf olduðuBirleþmiþ Milletler Medeni ve Siyasal HaklarSözleþmesi'ne (17 Eylül Terörle Mücadele Yasasý, 26Ekim 2001'de meclisten hýzla geçen YurtseverlikYasasý) aykýrýklarla doludur. 11Eylül saldýrýlarýABD'nin ve egemen güçlerin dünya üzerinde hukukdýþý uygulamalarýnýn adeta meþruiyetinin adresi olmuþ-tur. ABD yönetimi 13 Kasým 2001'de ise bir adým dahaatarak yönetimin kendi kendine tayin ettiði yetkilerleyenidünya düzeninde küresel güç olma emelini AskeriMahkemeler kurarak kanýtlamaktadýr. Özel yetkilerledonatýlan, savaþ gemileri yahut askeri üslerde kurula-bilecek olan bu mahkemeler, subaylardan oluþan birkomisyon tarafýndan 'terörist' ilan edilenler için, açýkyargýlama söz konusu olmayacak, sanýk avukatýylagörüþmeleri izinsiz kaydedilebilecek, oybirliði saðlan-maksýzýn ölüm cezasý dahi verilebilecek, verilen karar-lar ancak Baþkan ve Savunma Bakaný tarafýndan bozu-labilecektir. Yabancý uyruklularý askeri komisyonlardaterörist faaliyetlerinden ötürü yargýlayacak olanyargýçlarý atama yetkisi de Baþkan'a aittir.

11 Eylül saldýrýlarý ve sonraki tarihlerde Ýngiltere,Türkiye, Mýsýr vb. atýlan bombalarýn faillerinin kimlerolduðu, terörün kimler tarafýndan yaratýldýðý ve destek-lendiði ve kimlere yaradýðý tarihsel süreç içerisindeçözülecektir elbette. Ancak saldýrý eylemlerinin ardýn-dan ABD ve AB ülkelerinde 'savunma ve güvenlik'saikiyle çýkartýlan anti-terör yasalarý, Ýnsan Haklarý adýaltýnda imzalanan sözleþmeleri ve demokratik vesosyal haklarý elde etmek adýna verilen mücadeleleritarihin tozlu raflarýna kaldýracak niteliktedir.Küreselleþmenin tanýdýðý özgürlük, sermayenin artmave serbest dolaþým özgürlüðüdür ki bu da emperyal-izmden baþka bir þey deðildir.

Nihayet

'Dünya bahçesinde bir tek çiçek deðil, tüm çiçeklerrenk ve koku katmalýdýr'(6)

Küreselleþme sürekli olarak ekonomik yayýlmayla bir-likte yeni topraklara sýzarken, ulus-devletin ÇokulusluÞirketler Dünyasýnýn ihtiyaçlarýna cevap verecekölçüde yapýsýný ve iþleyiþini yenilemesi kaçýnýlmazoluyor. Sermayenin serbest hareketini sýnýrlayan yasalmevzuatlarýn tasfiyesi gibi... Böylece yerel ve ulusalekonomilerin yerini evrensel ve mali iliþkiler aðý alýy-or, ulusal ve kýtasal düzeyde çeþitli ekonomik birimlerhýzla birbirine baðlanýyor.

G-8(ABD, Japonya, Almanya, Fransa, Ýngiltere,Kanada, Ýtalya ve Rusya), IMF, DB(Dünya Bankasý),DTO(Dünya Ticaret Örgütü), Asya Kaplanlarý vb. Bubirimlerden baðýmsýz karar alamayan farklý uluslarýnekonomik yöntemleri, sosyal formlarý, geliþme dere-celeri benzer hale geliyor. Aksi halde Ýngiltere'dehükümetin baþýný çeken iþçi partisi lideri Blair ileABD'de Cumhuriyetçilerin lideri Bush' un ortak birpayda da buluþmasý imkânsýz olmalýydý.

Yukarýda da anlatmaya çalýþtýðýmýz gibi 90'lardaStalinst bürokrasinin yýkýlýþýyla birlikte, yeni birdünyanýn yaþanýlacaðý küreselleþme masalýyla yut-turulmaya çalýþýldý. Oysa yaþanýlan gerçek, kapital-izmin çatýsý altýda hiçbir þeyin yeni olmadýðýdýr.Küreselleþen artan yoksulluk, açlýk tehdidi, bölgesel veetnik savaþlar, çevre kirliliði ve bozulan ekolojikdengedir.

Nihai olarak eðer savaþa karþýysanýz ayný zamandakapitalist küreselleþmeye(emperyalizme, liberalizme,globalizme) de karþýsýnýz demektir, eðer yokluða yok-sunluða, ekolojik dengenin insan eliyle bozulmasýna,eðer silah ve uyuþturucu kaçakçýlýðýna, eðer etnik, din-sel, mezhepsel, kabilesel ayrýmcýlýða kýyýmakarþýysanýz, küreselleþme fikrinin kendisine deðil,serbest, yayýlmacý ve hegemonik kapitalist küre-selleþmeye, emperyalizme, liberalizme, globalizme,karþýsýnýz demektir.

1. Fikret BAÞKAYA,"Küreselleþmenin KaranlýkBilânçosu", Özgür Üniversite Kitaplýðý Mart-20052. Elif ÇAÐLI,"Küreselleþme" Marksist Tutum Dergisi,Sayý: 3, 4, 5, 6, 7, 8.3. Haluk TÖZÜM, "Küreselleþme Gerçek mi, Seçenekmi", Doðu Batý Dergisi, Sayý:184. Hatice Nur ERKIZAN "Küreselleþmenin Tarihsel veDüþünsel Temelleri Üzerine" Doðu Batý Dergisi,Sayý:185. Güliz ULUÇ "Medya Yapýlarýnýn Küreselleþmesi"Doðu Batý Dergisi, Sayý:186. Halil ÝNALCIK ''Kültür Etkileþimi, Küreselleþme''Doðu Batý Dergisi, Sayý:187. Birikim "Karþý Küreselleþme Hareketleri",Sayý:2005/98. Conrad LODZIAK "Kapitalizm ve Kültür" Çitlembik,Ocak 20039. Christiane GREFE-Mathias GREFFRATH-HaraldSCHUMANN" attac, Küreselleþmeyi Eleþtirenler Neistiyorlar" Çitlembik, Mart 200310. Ozan GÜLHAN 'Oyunun Kurallarý Deðiþti'' GünýþýðýDergisi, Sayý:2911. T.Barboros ULUTAÞ 'Guantanamo Ve Yeni HukukDüzeni' Günýþýðý Dergisi, Sayý:2912. Deniz MORALI 'Yeni Dünya Düzeni' ya da YeniEmperyalist Paylaþým Makale,[email protected]. Akýn ERENSOY 'Büyük Ortadoðu'ya daGeniþletilmiþ Emperyalist Paylaþým, Makale, [email protected]

kf

Page 19: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

Çeçen-Ýçkerya Dýþiþleri Bakaný:

Usman Ferzauli

SELÝM PERÇÝNEL (DANÝMARKA ASKERÎ AKADEMÝSÝ, ULUSLARARASI STRATEJÝ BÖLÜMÜ, ÖÐRETÝM GÖREVLÝSÝ)

Çeçen-Ýçkerya Cumhuriyeti DýþiþleriBakaný Ferzauli’yle gerçekleþtirilen buröportajda, Çeçenistan hükümetininTürkiye’nin soruna bakýþ açýsýna resmiaðýzdan görüþ ve eleþtirilerini soruldu.Her fýrsatta, Türkiye’de faaliyet gösterenKafkas derneklerini suçlama eðilimindeolan Rusya Federasyonu hükümetine bircevap olarak gördüðümüz bu açýkla-malarýn açýklayýcý bir nitelik taþýdýðýnainanýyoruz. Ayný þekilde, bakan’a Vaha-bizm, Beslan baskýný ve Basayev hakkýn-da sorulan sorulara verdiði cevaplar daÇeçen direniþinin ulusal yönünü perdele-meyi amaç eden dezenformasyona karþýbirer cevap niteliðinde. Çeçen direniþihakkýnda oluþan soru iþaretlerini aydýn-latma noktasýnda faydalý olacaðýnýdüþünüyoruz.

SP: Öncelikle Türkiye'de bulundunuz mu? Türkiye'yitanýyor musunuz?UF: Birçok kez Türkiye'de bulundum. Özellikle 1996-2003 yýllarý arasýnda sýk sýk ziyaret ettim. Bu ziyaret-lerim kimi zaman özel sebeplerle ya da arkadaþlarýmýgörmek için, kimi zaman da politik sebeplerle oldu. Budönem zarfýnda Türkiye'nin Çeçenistan politikasýný dayakýndan inceleme fýrsatým oldu.

SP: Türkiye'nin Çeçenistan politikasýný nasýl deðer-lendiriyorsunuz? Büyük deðiþimler oldu mu?UF: Evet çok büyük deðiþimler oldu. Özal dönemi veözellikle Çiller döneminde Türkiye'nin bize yaklaþýmý

çok farklýydý. Ýlk savaþta (1994-1996) Sayýn Çiller veDemirel'in bize büyük destekleri olmuþtur. ÖzellikleSayýn Demirel'in Kafkasya'da Pax Stability politikasýoldukça önemliydi. Çeçenistan'da barýþýn saðlanmasýiçin de çok uðraþ vermiþlerdi. Ama o günler geridekaldý. Ecevit dönemi dönüm noktasý oldu. Türkiye budönemde bizimle tüm irtibatý kesti.

SP: Þu anda Türkiye'de Ýslami deðerlere daha yakýnbir hükümet var. AKP'nin size karþý tutumu nasýl?UF: AKP bizimle adeta dalga geçiyor. Sayýn AbdullahGül'ü her görüþümde elimi sýkar ve "Ýnþallah savaþýkazanacaksýnýz" der ama sonra ortadan yok olur. Herþey sadece lafta kalýyor. Ankara bize sýrtýný çevirmiþdurumda. Türkiye'deki Çeçen mültecilerin durumu,Türkiye'nin Çeçenistan politikasýný gözler önüne seriy-or. Ayný zamanda Türkiye'nin demokrasi anlayýþýný dagözler önüne seriyor.

SP: Bu konuyu biraz açabilir misiniz?UF: Sayýsý bini bulan Çeçen mülteciler sokakta, aç,iþsiz birkaç hayýrseverin yardýmlarý sayesinde hayat-larýný sürdürüyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti kýlýnýkýpýrdatmýyor. Tüm Çeçen mülteciler arasýnda en kötüdurumda olanlar Türkiye'dekiler. Bunu Sayýn AbdullahGül'e defalarca belirttim. Hep yardým sözü verdi amasorunu çözmek için hiçbir adým atmadý. Türkiye'yiistemeden ve son derece üzülerek, AB konseyineþikayet etmek mecburiyetindeyim. Buradaki mülte-cilere yaþayacak yer tahsis ediliyor, iþ bulmalarýna,eðitimlerine destek veriliyor. Sonuçta Türkiye ABüyesi olmak istiyorsa bu tür konularý halletmek zorun-dadýr. Sayýn Gül beni dinlemediðine göre, AB vasý-

RÖPORTAJ 17

“Gerçekten çok zor. Ben halkýmýn yok edilmesini, Çeçenlerin uðradýðý soykýrýmýnengellemesi için uðraþýyorum ama çok zor. Dünyanýn hemen hemen tamamý sýrtýnýÇeçen halkýna çevirmiþ durumda. Ne bir gazeteci, ne de uluslararasý örgütler varÇeçenistan'da. Çeçenler en az 250.000 kiþiyi kaybetti 1994'den beri. Bu Çeçenhalkýnýn % 28'idir. Bundan baþka soykýrým olabilir mi? Ama kimse ne olduðunu gör-müyor. Zaman zaman Rus askerlerinden parayla satýn aldýðýmýz infaz ve iþkencegörüntüleriyle sesimizi duyurmaya ve bu soykýrýmý anlatmaya çalýþýyoruz.”

röportaj

Page 20: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

18

tasýyla hareket etmek durumundayým. ÇeçenistanDýþiþleri Bakaný olarak bu benim görevim.

SP: Türkiye'nin AB'ye yaklaþýmýný nasýl deðerlendiriy-orsunuz?UF: Anlamakta güçlük çekiyorum. Burada PiaKjærsgård (Danimarka'da yabancý düþmanlýðýyla taný-nan % 15 civarýnda oyu bulunan ve hükümeti dýþarýdandestekleyen partinin lideri) Türkiye'yi ve Türkleriistemiyoruz diyor. Ayný durum, Avrupa'nýn birçokyerinde için de geçerli. Avrupalýlar Türkleri istemiyor,çünkü Türkler farklý. Bunda bu kadar ýsrar etmeninbence hiçbir anlamý yok. Avrupa Türkiye'ye bizi koru(NATO vasýtasýyla) ama evimize girme diyor. Türkiyekendi gücünün farkýnda deðil ve ülke olarak gücünükullanamýyor. Neden hâlâ AB'de ýsrar ediyorsunuz?

SP: Türkiye halkýnýn durumunu, AB ve Çeçenistankonularýnda nasýl deðerlendiriyorsunuz?UF: Türkiye halkýnýn durumu devletin durumunda çokfarklý. Türkiye halký son derece dinamik, yardýmseverve giriþken. Bize Türkiye devletinin yaklaþýmýn tersine,Türkiye halký son derece sýcak bir ilgi gösterdi vemücadelemize destek oldu. Tüm Kafkasya'da Türkiyeligiriþimciler var.

SP: Türkiye'de önemli oranda Kafkas asýllý bir kitlevar. Onlarýn size yaklaþýmý nasýl oldu?UF: Kafkas dernekleri son derece iyi niyetli ama güç-leri ve etkileri sýnýrlý. Ayrýca devletten korkuyor gibil-er. Devletin politikasýna ters düþmek istemiyor gibiler.O yüzden, yaptýklarý konferanslarla sýnýrlý kalýyor.

SP: Türkiye-Rusya iliþkileri arasýnda Çeçenistan özelbir yer teþkil ediyor. Özellikle Rusya'nýn Türkiye'yekarþý PKK kartýný kullanmasý Ankara'nýn size olan yak-laþýmýný nasýl etkiledi?UF: Türkiye, Rusya ile iliþkilerinde birçok hata yaptý.Öncelikle, Türkiye'nin bilmesi gereken bir þey var;

Sovyetler Birliði NATO ülkesi Türkiye'ye karþýmücadele etmek için PKK'yý destekledi. Ama PKK,özellikle 1990'lardan sonra Moskova hakimiyetindençýktý ve daha baðýmsýz hareket etmeye ve baþka destekülkeler bulmaya baþladý. 1990'larda artýk Moskova'nýnsözü geçmiyordu. Buna raðmen Moskova, Türkiye'yekarþý PKK kartýný kullandý. Türkiye'de buna kandý.Halbuki Çeçenistan ile Kürt sorununun benzerlikleriyok. Biz resmi olarak tanýnmýþ bir devletiz ve dahaönce de otonom cumhuriyettik. Oysaki PKKTürkiye'ye karþý isyan etmekte olan bir azýnlýktý. Sonuçolarak Moskova, Türkiye'yi kandýrdý. Ecevit döne-minde Ankara bize kesin olarak sýrtýný döndü. Türkiyeyýllardýr Çeçenistan'a sýrtýný dönmüþ olmasýna raðmen,PKK sorunu hala devam ediyor. Ve Rusya, kýsmen deolsa PKK'ya da hala destek olmakta...

SP: Türkiye ile Rusya'nýn iliþkilerini genel olarak elealdýðýnýzda nasýl deðerlendiriyorsunuz?UF: Türkiye için Rusya önemli bir ticari ve stratejikortak. Türkiye doðal olarak kendi çýkarlarýný kolluyorve bu doðrultuda hareket ediyor. Ama Mavi AkýmProjesi örnek olarak son derece hatalý ve zararlý birproje. Türkiye çok daha pahallý olmasýna raðmendoðalgazý Rusya'dan alýyor. Halbuki Ýran veTürkmenistan'da çok daha ucuza mal edilebilirdi.Türkiye bile bile, zarar ede ede kendini Rusya'yabaðlamýþ oldu bu projeyle...

SP: 1999'dan beri iþgal altýnda bulunan bir ülkenindýþiþleri bakaný olmak nasýl bir görev?UF: Gerçekten çok zor. Ben halkýmýn yok edilmesini,Çeçenlerin uðradýðý soykýrýmýn engellemesi içinuðraþýyorum ama çok zor. Dünyanýn hemen hementamamý sýrtýný Çeçen halkýna çevirmiþ durumda. Ne birgazeteci, ne de uluslararasý örgütler var Çeçenistan'da.Çeçenler en az 250.000 kiþiyi kaybetti 1994'den beri.Bu Çeçen halkýnýn % 28'idir. Bundan baþka soykýrýmolabilir mi? Ama kimse ne olduðunu görmüyor. Zamanzaman Rus askerlerinden parayla satýn aldýðýmýz infazve iþkence görüntüleriyle sesimizi duyurmaya ve busoykýrýmý anlatmaya çalýþýyoruz. Yapabileceðimiz bukadar ile kalýyor.

SP: Dýþarýdan edinilen izlenim, Çeçenistan'ýn özellikleson yýllarda Ýslamî açýdan radikalleþmiþ olmasý vedaha radikal guruplarýn ortaya çýkmasý. Bunu nasýldeðerlendiriyorsunuz?UF: Çeçen halký çok acý çekti. Çeçen halkýnýn %28'itoplam 250.000 Çeçen öldü bugüne kadar. Cemaatlerzaten ilk savaþýn sonunda oldukça güçlenmiþti. Bundasavaþýn getirdiði sefaletin de etkisi var. Cemaatler,halký toparlama rolünü üstlendi. Ama asýl radikalleþmeÝslam'ýn deðil, insanlarýn radikalleþmesi oldu. 1994'denberi Çeçenistan, Ruslarýn sürdürdüðü savaþla yaþadý ve1994'te çocuk olan bugün yetiþkin olan bir Çeçen genciise savaþtan baþka bir þey görmedi. Bildiði tek þeyFSB'nin infazlarý, bombalar, mayýnlar ve iþkence.

Page 21: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Böyle bir ortamda insanlarýn radikalleþmemesimümkün deðil. SP: Radikalleþmede dýþ güçlerin yani Vahabi Arapmücahitlerin rolü yok muydu?

UF: Yabancýlarýn rolü, Vahabilerin rolü hepÇeçenistan'ý farklý göstermek, yani dünyadaki Ýslamiterörün bir parçasý olarak göstermek için Moskovatarafýndan tezgâhlanmýþtýr. Evet, Afganistan'dan, Arapülkelerinde ve baþka Müslüman ülkelerden evrenselcihat için savaþmaya gelenler oldu ama sayýsý oldukçadüþüktü. Ayrýca bu gelenler geleneksel Ýslami deðerler-le ters düþtü ve Çeçen halký tarafýndan görüþleri ben-imsenmedi. Ama þu da var; Savaþ sonrasý dönemdeiþsizliðin %99'lara vardýðý bir ortamda cebinde paraylave iþsizlere maaþ veren, gelen bu kiþilerin yandaþýolmayý seçen birçok Çeçen olmuþtur. Sonuçta Rusya 1.savaþ sonrasý Çeçenistan'da olabilecek her türlü olum-lu geliþmeyi engelledi. Kriminel gruplara destek oldu,ambargo uyguladý.

SP: Özellikle savaþ sonrasý dönemde Türkiye ve batýülkelerinin Çeçenistan'a destek olmamasý Ortadoðuluradikal guruplarýn daha aktif olmasýnda payý olabilirmi ?UF: Tabii ki, sonuçta ambargo durumunda, izoleedilmiþ bir Çeçenistan söz konusu. Gençler iþsiz. Aynýzamanda bu konuda biz Çeçenlerin de büyük suçu var.O dönemde Çeçenistan'ýn önemli liderleri hep kendiçýkarlarý doðrultusunda hareket ettiler ve Mashadov'unülkeyi geliþtirme çabasýna destek çýkmadýlar. Yasadýþýfaaliyetler de yabancý kuruluþlarýn ülkeye girmesineengel oldu. Zaten Çeçenistan'ýn en önemli sorunu

eðitimli insan sayýsýnýn çok düþük olmasý ve bu sorunkendini göstermiþti. Sonuçta bizim de birçok hatamýzoldu.

SP: Savaþ sonrasý dönemde Aslan Mashadov'un þeriatilân etmesi Türkiye'de oldukça kaygýyla karþýlanmýþtý.Nasýl alýndý bu karar?UF: Þeriat konusu gereðinden fazla büyütüldü, sonuç-ta sadece isteyene bazý konularda þeriat kurallarý uygu-lama kararý çýkmýþtý. Asýl olarak, Çeçenistan'ýn 1992Anayasasý'nda bir deðiþiklik olmamýþtý yani þeriatanayasa girmemiþti. Þeriat konusunu Moskova, batýnýnÇeçenistan'a karþý tavýr almasý için kullanmýþtýr.

SP: Birinci savaþ ile ikinci savaþý nasýl karþýlaþtýrýyor-sunuz? Savaþ da insanlar gibi radikalleþti mi?UF: Evet her þeye raðmen, yani on binlerce Çeçensivilin ölümüne raðmen ilk savaþ nispeten daha temiz.Bundan Rusya ilk savaþta katliam yapmadý anlamýndaçýkmasýn. Yeltsin her þeye raðmen savaþa bir çözümbulmak istiyordu, çünkü kendisi politikacýydý. AmaPutin eski KBG ajaný. O sadece Çeçen halkýnýn vedireniþinin yok edilmesiyle uðraþýyor. Bunun için hertürlü insanlýk dýþý uygulamadan kaçýnmýyor. On bin-lerce sivilin varlýðýna raðmen þehirleri bombalamaktankaçýnmadý. Ayný zamanda savaþta acýmasýzlýklarýyla ünyapmýþ askeri yetkilileri de ödüllendirerek, askerlerinsivillere karþý daha acýmasýz olmasýný saðlayan uygula-malarý olmuþtur.

SP: Savaþ suçu iþlemiþ kiþilere karþý yapabileceðinizbir þey yok mu?UF: Yasal olarak insan haklarý suçu iþleyen her kiþi,Avrupa ülkelerine geldiðinde tek bir kiþinin þikayetiylebile tutuklanabilir. Ancak ne yazýk ki Avrupa bu konu-da çifte standart uyguluyor. Kulykov örneðinde olduðu

19

1958 yýlýnda Çeçenistan doðan Usman Ferzauli, 1974 yýlýndaliseyi bitirmesinin ardýndan, 1985 yýlýna kadar Sovyet ordusundaaskerlik yaptý. 1985'te inþaat sektöründe çalýþmaya baþladý. Aynýzamanda Rusya'da petrol enstitüsüne girdi. O dönemden sonra,Sovyetler Birliði'nin çeþitli yerlerinde bulundu. Grozny'ye dönüþü1993 yýlýnda olur ve o zamanki baðýmsýzlýk yanlýsý liderDudayev'in korumalýðý görevini üstlendi. 1994 yýlýnda savaþbaþlamasýyla, Çeçen Özel Birimleri'nde üst düzey subay oldu.Savaþ sýrasýnda Rus savaþ esirlerinden en üst düzeyde sorumlukiþiydi. 1996 yýlýnda, Mashadov'un emriyle Çeçenistan Ýskandi-navya sorumlusu olarak Danimarka'ya geldi. 1997 yýlý seçim-lerinde Mashadov'un devlet baþkaný seçilmesinden sonra görevidevam etti. Çeçenistan'a son dönüþü 1998'deydi. Bu dönemdensonra Mashadov'un özel temsilcisi görevini de üstlendi. 2003'teMashadov'un talimatýyla dýþiþleri bakaný yardýmcýsý olur amaÝskandinavya temsilciliði ile birlikte bu iþi yürütemeyeceðinibildirerek istifa etti ve Ýskandinavya'daki görevini devam ettirdi.Aslan Mashadov'un ölümünden sonra yerine geçen Sadulayevtarafýndan dýþiþleri bakaný ilan edildi. Evli ve iki çocuk babasýolan Usman Ferzauli, halen ailesiyle birlikte Kopenhag'da yaþa-maktadýr.

KÝM KKÝMDÝR? Usman FFerzaulii

Page 22: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

gibi. (Kulykov Çeçenistan'da yüzlerce sivilin ölümün-den ve birçok köyün halkýyla birlikte yakýlmasýndasorumlu Rus generallerinden. Uluslararasý bir konfer-ansta konuþmak üzere Kopenhag'a geldiðinde Ferzaulive Danimarkalý sol partilerin giriþimiyle tutuklamakararý çýkartýlmýþ, ancak bu Danimarka Dýþiþleritarafýndan engellenmiþtir.)

SP: Özellikle Beslan'daki trajedi yani çocuklarýn terörsaldýrýsýnda hedef alýnmasý, Türk halkýný Çeçenistankonusuna bakýþ açýsýný deðiþtirdi. Bu terör saldýrýsýnýnsorumluluðunu Þamil Basayev aldý. Bu saldýrýyý nasýldeðerlendiriyorsunuz?UF: Öncelikle Þamil yapýsý ve þu andaki konumugereði her saldýrýyý üzerine almakta ve günah keçisirolü oynamaktadýr. Bunun bilinmesi gerekir. Aynýzamanda bilinmesi gereken diðer bir nokta da,Çeçenistan 42.000 çocuðun ölmüþ olmasý. Onlarýnölümünü niye bu þekilde lanse etmiyorlar? Diðer birnokta, ilk ateþin Çeçenler tarafýndan deðil, Rus asker-leri tarafýndan açýlmasýdýr. Patlayýcýlarla dolu bir sporsalonuna tank ateþi ile müdahale etmiþtir Ruslar.Putin'in kendi çocuklarýna karþý acýmasýzlýðý Þamildahil olmak üzere herkesi þaþýrtmýþtýr. Kimse Ruslarýnböyle hareket edeceðini tahmin etmemiþti.

SP: Peki þu anda sizin yaklaþýmýnýz nedir Beslan olayý-na?UF: Daha önce merhum Aslan Mashadov'un da belirt-tiði gibi, biz hükümet olarak her türlü terör hareketininkarþýsýndayýz. Suçlularý da baðýmsýz mahkemelerdeyargýlamaya hazýrýz.

SP: Yani Þamil Basayev'i yargýlamayý mý düþünüyor-sunuz?UF: Evet, zaten kendisi de defalarca savaþ sonaerdiðinde teslim olacaðýný söylüyor ve suçlarýný kabulediyor. Þamil sonuç olarak Rusya'nýn Çeçenlere karþýkullandýðý kirli yöntemlere, yine kirli yöntemlerlecevap veriyor. Kendisi defalarca Rus yetkililere temizsavaþma çaðrýsýnda bulundu ve eðer Ruslar sivillerihedef almazlarsa kendilerinin de sivilleri hedef almay-

acaklarýný belirttiler. Ama Çeçenistan'da bugün desiviller kaçýrýlýyor, iþkence görüyor ve infaz ediliyor.SP: 280.000 ölü ve Mashadov'un ölümünden sonraÇeçenistan'da barýþ olabilir mi?UF: Barýþa her zaman yakýnýz ve her zaman barýþ istiy-oruz ama Mashadov'un öldürülmesinden sonra artýkbunu biz teklif etmeyeceðiz. Ruslar teklif ederlersemasaya oturmaya hazýrýz.

SP: Mashadov'un ölümünden sonra yeni lider(cumhurbaþkaný) Sadulayev oldu. Onun tutumundanasýl bir deðiþiklik oldu?UF: Mashadov her zaman savaþý diðer Kafkas ülkeler-ine taþýma fikrine karþýydý. Savaþýn her zaman sadeceÇeçenistan'da sürdürülmesini istiyordu ama artýk budeðiþti. Yýllardýr bizden destek isteyen, mücadelemizekatýlmak isteyen Kafkasyalýlarý geri çeviriyorduk.Artýk onlarý da mücadelemizin bir parçasý olarakgörüyoruz. Sadulayev buna Kafkas Hattý adýný verdi vebu hatta artýk çok daha fazla silahlý çatýþma yaþanacak.Sonuçta bölgede iþsizlik oraný %80'lerde, geri kalan%20 zaten Moskova'nýn adamlarý. Yerel yönetimlerdeyolsuzluk çok önemli boyutta ve halka büyük bir baskývar. Halk yýllardýr Moskova'ya karþý tutum içerisinde.Tek fark, artýk biz buna seyirci olmayacaðýz ve kardeþ-lerimize destek vereceðiz.

SP: Nalçýk'ta geçen ay yaþanan olaylar bu yeni geliþ-menin yani Sadalayev'in Kafkas hattýnýn bir parçasýmý? UF: Evet, halkýn artýk toleransý kalmadý. Kafkasya'dahoþnutsuzluk çok üst boyutta. Bu saldýrýlar da,Nalçýk'taki askeri olarak meþru hedeflere oldu, yaniFSB(Rus istihbarat örgütü), polis merkezleri vehükümet binasýna olmuþtur.

SP: Peki ileride bunun gibi baþka saldýrýlar da olacakmý?UF: Bu þartlar devam ettiði sürece, ne yazýk ki evet. Butür saldýrýlar artarak devam edecek. Rusya'nýnKafkasya'daki varlýðý artýk istenmiyor.

SP: Nalçýk olaylarýnda görüldü ki, ilk medyalarda yeralan Çeçenlerin bu saldýrýyý düzenlediði haberi yan-lýþtý. Saldýrganlarýn çoðu yereldi ve Cemaat adýnda birgrup olduðu söyleniyordu. Nedir Cemaat? Neydi busaldýrýnýn arkasýndakiler? UF: Saldýrýyý düzenleyenler birkaç istisna dýþýnda hepsiNalçýk'lýydý. Çoðu öðrenci veya iþsiz gençlerdenoluþuyordu. Cemaat denen grup, bölgedeki insanlardanoluþan bir topluluk ve ortak noktalarý Moskova poli-tikalarýndan rahatsýz olmalarý. Beslan olaylarýndanberi, Nalçýk'taki bir camii dýþýnda tüm Ýslami ibadetyerleri kapatýlmýþ durumda. Camiye gidenler rasgeletutuklanýp iþkence görmüþ, baský görmüþ. Bu durumartýk daha fazla süremez. O yüzden, bu olaylarýndevamý da gelecek. Bu daha baþlangýç…

20

Usman Ferzauli

Page 23: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

SP: Daðýstan'da da oldukça hareketli aylar yaþaný-yor.Neredeyse bombalama eylemi veya çatýþma olmayangün yok gibi. Oradaki durumu nasýl deðerlendiriyor-sunuz?UF: Oradaki durum farklý. Camileri kapatmak oradamümkün deðil ama ana sorun iþsizlik orada da huzur-suzluklarýn arkasýndaki en önemli faktörlerden.Oradaki hareketin lideri Khalilov (Rappani) çok genç.Bu bahsettiðim gelecek ümidi olmayan ve gittikçeRusya'dan kopan genç kuþaklardan.

SP: Kuzey Kafkasya'daki özellikle Çeçenistan'daki bugenç kuþaklarýn Rusya ile geleceðini nasýl görüyor-sunuz?UF: Bu gençlerin Rusya ile hiçbir baðlantýsý olmadý.Bu kadar ölüden, baskýdan sonra bu çok zor. Zaten bizÇeçenler hiçbir zaman Rusya'nýn hâkimiyeti altýndaolmayacaðýz ve bunun mücadelesini hep vereceðiz.

SP: Yeni baþkan Sadulayev de oldukça genç sayýlýr.Ayný zamanda dýþarýda pek tanýnan biri deðil. Nasýlbiridir kendisi?UF: Sadulayev 1967 Çeçenistan doðumlu ve bir kereHac ziyareti dýþýnda Çeçenistan dýþýna çýkmamýþ biri.Grozny'de filoloji eðitimi almýþ. Savaþ çýktýðýndaArgun bölgesinde çarpýþtý. Mashadov hükümetinde hepbulundu. Þeriat mahkemeleri baþkaný oldu. Çok sabýr-lý, zeki ve adil bir kiþiliði var. Genelde herkes tarafýndasevilen ve güvenilen bir kiþi.

SP: Þeriat mahkemeleri baþkaný olmasý bir yanaBasayev'e de yakýn olduðu duyumlarý alýnýyor. Bu,sadece kendisinin deðil, tüm direniþin zayýflamasýnasebebiyet vermez mi?UF: Öncelikle baþkan Sadulayev kesinlikle radikalÝslamcý deðil sadece imanlý bir kiþi. Ayný zamandaBasayev'le yakýn olduðu da doðru deðil. O tam olarakBasayev ve Mashadov arasýnda arabulucu rolü üstlen-miþ bir kiþi olarak tanýnmýþtýr. Ve bu yüzden Çeçenleridaha da sýký bir þekilde bir araya getirecektir.

SP: Özellikle batýda çok konuþulan bir konu Basayevbu hükümette baþbakan yardýmcýsý ve bu oldukça fazlaeleþtiri aldý. Yani uluslararasý arenada terörist olaraktanýnan bir kiþinin hükümette üst düzeyde yer almasý.Bu sizce yanlýþ bir tutum deðil mi?UF: Bu konu bana göre abartýlýyor. Öncellikle Basayev10 yýldýr hükümetlerde bir þekilde yer alýyor. Bu konunedense sadece þimdi konuþuluyor. Bugün Çeçenistan'-daki durum öylesine korkunç ki, bu tür söylemlerbizim çok da umurumuzda deðil. Savaþ bitene kadarBasayev hükümette yer alacak, daha sonra kendisininde belirttiði gibi mahkemeye teslim olacak.

SP: Basayev adýnýn anýldýðý terör saldýrýlarýndan biriMoskova Nord-ost tiyatrosundaki baskýn. Ancak bazýspekülatif haberler de var bu saldýrýda… Özelliklenasýl olup da tepeden týrnaða silahlý kiþilerin

Moskova'nýn merkezine kadar geldiði soru iþareti. Bukonuda sizin görüþleriniz nedir?UF: Moskova oldukça kirli bir savaþ yürütüyor Çeçen-lere karþý. Moskova baskýný da bu oyunun bir parçasý.Hatýrlarsanýz tüm Çeçenler alýnlarýnda tek kurþunlavurulmuþ olarak bulundu. Halbuki hepsi gazýn etkisi ilebaygýn vaziyetteydi ve sað yakalanabilinirdi. Bunubazý güçler istemedi. Bu baskýnda kilit isim HanbaþTerkibayev'dir. Kendisi baskýný organize eden kiþi veBarayev'le birlikte ekibin liderlerinden. Özel olaraksaðladýðý izinlerle Barayev ve diðerlerini Moskova'yagötürüyor ve tümünün kontrole raðmen Moskova'yakadar ulaþmasýný saðlýyor. FSB birlikleri içerigirdiðinde elindeki kimliði ve belgeleri göstererek elinikolunu sallaya sallaya tiyatrodan sað olarak çýkýyor.Basayev ve ekibi Putin'in oyununa geldi. Moskova'nýnÇeçen terörist imajýna fazlasýyla ihtiyacý var ve bunugerekirse kendi düzenliyor.

SP: Basayev'in baskýný üzerine almasýný nasýl yorum-luyorsunuz?UF: Basayev'in bu baskýndan haberi yok, olmasý damümkün deðil. Olaylarý duyduðunda ise tiyatrobaskýnýný üzerine alýyor.

SP: Geçen yýl öldürülen eski müftü Ahmet Kadirov(Moskova yanlýsý Çeçenistan hükümetinin eskibaþkaný) ilk savaþta Ruslara karþý çarpýþmýþ olmasýnaraðmen, ikinci savaþta Ruslara destek oluyor. Budeðiþim nasýl oldu? UF: Kadirov kuzey klanlarýna mensup önemli birkiþiydi. Ýlk savaþýn sonuçlanmasýndan sonraÇeçenistan müftüsü oldu. Bu dönemde ambargo, iþsiz-lik radikal Vahabilerin güçlenmesini saðladý. Kadiroven baþýnda beri Vahabilere karþýydý ve bu yüzdendefalarca ölümden döndü. Vahabilere Mashadovhükümetinin yeterince net bir tavýr ortaya koymamasý,onun ikinci savaþta saf deðiþtirmesine sebebiyet verdi.

SP: Kadirov'un öldürülmesinin sonuçlarý ne oldu,arkasýnda neler vardý?UF: Kadirov'u Çeçenler öldürmedi, Ruslar öldürdü. Bupatlayýcý tam onun altýndaki koltuða konmuþtu ve

21

kf

Page 24: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

hedef bir tek oydu. Zaten o gün oraya geleceðini bilenbir tek çok üst düzey iki generaliydi. Böyle bir þeyi neBasayev'in, ne de baþka birinin bilebilmesi mümkündeðil. Ruslar ona ihtiyaçlarý kalmayýnca onu ortadankaldýrdýlar. Ama tabii ki sonuç olarak o bize ihanetetmiþ bir kiþiydi ama kiminle birlik olduðunu anlaya-madý.

SP: Ahmet Kadirov'un oðlu Ramzat Kadirov oldukçatartýþýlan bir kiþi. Kadirov'un ölüm mangalarý birçokinsan haklarý ihlali iþlemekten suçlanýyor. Onu nasýldeðerlendiriyorsunuz?UF: Ramzat genç ve çok bilgisiz. Babasýnýn katillerininkim olduðunu bile anlayamayacak kadar bilgisiz. Tamanlamýyla Ruslarýn elinde bir oyuncak. Onunla iþleribittiðinde, onu da babasý gibi öldürecekler.

SP: Mughammed Khambiyev, Mashadov hükümetinineski savunma bakaný, önümüzdeki seçimlere katýla-caðýný açýkladý. Kendisi zaman zaman baðýmsýzlýkhedefinin devam ettiðini ancak artýk buna savaþlaulaþýlamayacaðýný söylüyor. Acaba kendisiÇeçenistan'ýn geleceðinde rol oynayabilir mi?UF: Kendisi bize ve Çeçen ulusuna ihanet etti, o yüz-den onun yeri mahkemedir. Zaten Khambiyev ikincisavaþta aktif olarak bulunmamýþtý, genelde saklanarakhayatta kalmaya çalýþýyordu.

SP: Sizce, Moskova yanlýsý hükümet, içine eskidireniþçileri de katarak Çeçen halkýnýn desteðini ala-bilir mi? Bu Çeçenistan'da barýþýn saðlanmasýnayardýmcý olur mu?UF: Çeçenistan halkýnýn %90'ý bize destek oluyor.Moskova yanlýsý hükümeti ciddiye alan yok. Barýþancak Rus iþgalinin sona ermesi ile olabilir.

SP: Moskova yanlýsý hükümet dünya medyasýnaÇeçenistan'da rock konseri verileceðini duyurdu. Bununasýl deðerlendiriyorsunuz?UF: (Gülüyor) Kim seyredecek o konseri? Çeçenlerinkonser seyredecek hali mi kalmýþ? En fazla Rus asker-leri seyreder. Bunlar hep göz boyama. Çeçenistandýþýndaki Ruslara durumun normalleþtiði izleniminivermek için.

SP: Çeçenistan'da Vahabilik çok konuþulan bir konu.Vahabiliðin yayýlmasý ne durumda Çeçenistan'da?Þamil Basayev Vahabi mi?UF: Basayev vahabi deðil. Kendisi Çeçenleringeleneksel Ýslam anlayýþýna baðlý sünnidir. BütünÇeçenler sünnidir. Ancak Vahabiler son 10 yýldýr kendigörüþlerini yaymaya çalýþýyor. Özellikle iþsizleredestek, maddi yardýmlar Vahabilere olan desteði art-týrdý. Ancak bu sadece sempati veya destek þeklindedir.Ruslarýn hedefi vahabiliði ön plana çýkartýp,Çeçenistan sorununu uluslararasý terörizm olarakgösterme çabasý içindedir. Bunun için de vahabilikunsurunu kullanmaktadýr.

SP: Çeçenistan'da tarikat yapýsý oldukça ilginç birkonu. Bu konu üzerine özellikle Bennigsen'in çok ilginçaraþtýrmalarý var. Tarikat yapýsý ne kadar güçlüÇeçenistan'da?UF: Tarikatlarýn yapýlarý bazý yerlerde belirtildiði gibiçok politik deðil. Tarikatlar aile ve klan iliþkilerinde roloynayan önemli dini yapýlardýr. Ancak politik deðil,tamamýyla dinsel öðeler içermektedir ve dini veci-belerin gerektiði gibi uygulanmasýna çalýþmaktadýrlar.

SP: Yeniden Türkiye konusuna dönersek. Sizin Türkiyehalkýndan beklentileriniz nedir?UF: Aslýnda çok fazla bir þey deðil. Sadece bize destekolmasalar bile, karþý olmamalarý.

SP: Son olarak, sizce Türkiye halk olarak, devletolarak Çeçenistan'da barýþýn saðlanmasýnda roloynayabilir mi? Türkiye ne yapabilir?UF: Türkiye çok þey yapabilir. Unutmayýn ki hersavaþta iki taraf arasýnda arabulucu rolünü üstlenmiþbaþka bir ülke olmuþtur. Öncellikle devlet olarakTürkiye, Rusya'nýn stratejik ortaðý ve dostu. Türkiyehalkýysa, Çeçenlerin dostu… O yüzden Türkiye barýþiçin arabulucu olabilir çünkü iki tarafýn da güveninialabilecek bir konumda. Ancak bunu Ankara yaistemiyor ya da istediðini belirtmiyor. Ama Ankaraunutmasýn ki, Çeçenistan'daki ve Kuzey Kafkasya'dakidurum, Türkiye'nin Kafkasya'daki yatýrýmlarýný, özel-likle de petrol boru hattýný olumsuz yönde etkiler.Dolayýsýyla Çeçenistan'da barýþ, Türkiye'nin lehine birgeliþmedir.

SP: Geçmiþinize baktýðýnýzda, keþke baþka türlü yap-saydým dediðiniz þeyler var mý? Geçmiþte birçok hatam oldu, ben mükemmel deðilimama hep doðruluðuna inandýðým þeyleri yapmayaçalýþtým. Hâlâ da doðru iþler yapabilmek için uðraþýyo-rum.

22

kf

Page 25: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

Rusya Federasyonu devletinin kendisi bizzat suikast ve rehin alma operasyon-larýný tezgahlýyorsa Çeçenistan’da bulunan iþgal ordusu subaylarýnýn halka yöne-lik þiddeti dizginlenebilir mi? Çeçenistan’da suikast ve adam kaçýrma Rus ordusu-nun günlük suçlarýndan biri haline gelmiþtir. Moskova merkezli insan haklarý kuru-luþu Memorial sadece 2004 yýlýnýn ilk altý ayýnda Çeçenistan’da 194 kiþininkaçýrýldýðýný ve 67’si sivil 141 kiþinin öldürüldüðünü açýklamýþtýr.

Birilerinin “Terör”üDiðerlerinin “Savaþ”ý

ÖZCAN ÖZENusya Federasyonu'na baðlý Kuzey Osetya ÖzerkCumhuriyeti'nin 30 bin nüfuslu Beslankasabasýnda çoðu çocuk 1.200 kiþinin Çeçen

eylemciler tarafýndan bir okulda rehin alýnmasý, hiçkuþku yok ki kabul edilemez, caniyane bir eylemdi vefeci bir sonla bitirildi. Fakat çocuklarýn rehin alýnmasýilk kez olmuyordu ve benzerleri arasýnda Beslan eyle-mi en feci sonla biteni de deðildi.

1994 yýlýnda Rusya Federasyonu, Çeçenistan sýnýrlarý-na askeri yýðýnak yaparak 750 bini Çeçen ve ayrýcaçoðu Rus çeþitli etnik kökenden 250 bin insaný rehinalmýþ ve sonra týpký Beslan'da yaptýðý gibi topa tutmuþ-tur. Rehin Çeçenlerin yaklaþýk 500 bini komþuDaðýstan ve Ýnguþetya'ya sýðýnmýþ, 200 bini ülke içindegüvenli bir bölge aramaya çalýþarak sürekli yerdeðiþtirmiþtir. Rusya Federasyonu, rehin aldýklarýnýn50 ila 80 binini öldürdükten sonra geri kalanýyla1996'da yaptýðý 'Barýþ Anlaþmasý'nda Çeçenistan'ýnhukuki statüsünün 5 yýl sonra belirleneceðini onay-lamýþtý. Fakat 1999'da ayný halký bir kez daha rehinalmýþtýr, bu eylemine ve katliamlarýna halihazýrdadevam etmektedir.

1944'te 'þuçlu halk' ilan edilerek Sibirya'ya sürgünedilen Çeçen halkýnýn baþýna gelenler ancak Ýsraildevletinin Filistinlileri kendi vatanlarýnda neredeyseyarým yüzyýldýr rehin tutmasý, öldürmesi ve zamanzaman baþýna yýktýðý mülteci kamplarýnahapsetmesiyle kýyaslanabilir.

1991'deki Körfez Savaþý'ndan sonra ABD liderliðinde-ki Birleþmiþ Milletler'in Irak halklarýný rehin almasýysa

bütün rehine krizleri içinde en büyük felaketlesonuçlananýdýr: BM yaptýrýmlarý ve ambargosu Irak'ta500 bin çocuðun ölmesine neden olmuþtur. (AnthonyArnove, Kuþatma Altýnda Irak, Everest Yayýnlarý,sf:13) Peki Beslan'daki eylemle diðer örnekler arasýndaki farknedir? Birine terörizm diðerine savaþ denilmesi deðilmi?Bir Filistinli, Iraklý ya da Çeçen direniþçiyle birÝsrail, Rus, Britanya ya da Amerikan askeri arasýndakifark nedir?

Eðer "masum sivil" varsa "suçluasker" yok mudur?

Birinin bombasýný uzaktan ateþleyerek masum sivilleriöldürmesiyle, diðerinin, elinde sadece ayný teknoloji veolanaklar olmamasýndan dolayý bombasýný üzerinealarak düþman bellediði saflarda, kendisini havayauçurarak onlarca insaný öldürmesi arasýnda ne fark var?

Son örneðin daha haince ve sinsice olmasý mý? Fakatbir kilometre öteden ateþlenen bir top mermisininhavada çýkardýðý ýslýk sesini ancak oturma odanýzýnpenceresinden içeriye girmek üzereyken iþitebilirsiniz.Bombalar daima sinsidir, ancak patladýðýnda varlýðýn-dan haberdar olursunuz.

Peki fark, vahþilik konusunda olabilir mi? Yeredüþtüðünde deðil, ancak birinin onu açmasý halindepatlayan bombalarla insani yardým paketlerini aynýrenkte yapmayý akýl edebilen 'uygar dünyanýn'Afganistan'daki vahþiliðiyle kýyaslanabilecek bir örnekbiliyor musunuz? Her yýl on binlerce sivilin yaralan-

R

MAKALE 23makale

Page 26: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

masýna ve sakatlanmasýna neden olan kara mayýn-larýnýn neredeyse tamamýna yakýný teröristlere savaþaçan devletler tarafýndan döþenmiþtir. Teknolojiyesahip olanýn vahþilik yarýþýný kaybedeceðinidüþünebilir miyiz?

Çeçenistan'ýn 1996'da seçilmiþ olan devlet baþkanýAslan Mashadov hükümetinin Dýþ EnformasyonKomitesi Baþkaný Movladi Udugov, Çeçenlerin Rushedeflerine yönelik intihar saldýrýlarý yapmalarýkonusunda, özellikle de Batýlý ülkelerden gelen kýnamave eleþtirilere, 'kendi ulusunun baðýmsýzlýðý ve özgür-lüðü için canlarýný feda eden insanlarýn' askeriolanaklarý ve gerçekleri cephesinden yanýt veriyordu;"Hiçbir ülkenin Çeçenlerden Rus saldýrganlara karþý butür yöntemleri (intihar saldýrýlarýný) kullanmaktan

kaçýnmalarýný isteme hakkýna sahip olmadýðý görüþünetamamen katýlýyorum. Þayet ABD bize modernsilahlar, nükleer bomba, taktik ve stratejik roketler,Stingerlar verirse o zaman biz Çeçen direniþçilerin kul-landýklarý metotlara iliþkin olasý sýnýrlamalarý konuþa-biliriz." (Kafkas.org.tr, 31 Aralýk 2002)

Eðer Çeçenlerin ya da Iraklýlarýn düþmanýyla boyölçüþebilecek nitelikte hava kuvvetleri olsaydý ve savaþuçaklarý Moskova ya da Washington'u, týpký Grozni yada Baðdat'ýn bombalandýðý gibi bombalasaydý, bunaterör mü yoksa savaþ mý diyecektik?

Terörizmden farklý olarak, savaþta sirenler, sivil halkýönceden uyarýr ve sýðýnaklara kaçmasý için zaman mýkazandýrýr? O halde 'uygar dünya' neden, 'savaþ' içinsýðýnak delen bombalar imal ederek teröristlerden dahaacýmasýz olduðunu kanýtlamaktadýr? 1991'deki KörfezSavaþý sýrasýnda böyle bir bombanýn içine nüfus ettiði

Baðdat'taki bir sýðýnakta ölen 100'den fazla insanýnanýsýna bu sýðýnak daha sonradan 'müze' haline getiril-di. Çeçenistan'ýn baþkenti olan 400 bin nüfuslu Grozni,1994 ve 1999'deki savaþlarda öylesine aðýr bir bom-bardýmana uðramýþtýr ki, 490 bin ikametgahýn bulun-duðu þehrin tamamý, devasa bir moloz yýðýnýnsergilendiði açýk hava müzesi haline getirilmiþtir. Russavaþ uçaklarý her gün Çeçenistan'ý bombalamayadevam etmekte onlarca sivilin ölümüne neden olmak-tadýr. 2002 yýlýnýn sonbaharýnda Gekhi Yurt köyüneyapýlan hava bombardýmaný sonucunda sekiz yüzdenfazla 'masum sivil' Çeçen öldürülmüþtür.

2003'te ABD-Britanya önderliðindeki koalisyonunIrak'a açtýðý savaþta yaklaþýk 10 bin Iraklýöldürülmüþtür. Amerika týpký Kosova'da, Sýrbistan'da,

Afganistan'da olduðu gibi kazayla öldürdüðü binlerce'masum sivilden' özür dileyerek, bunun bir terör eylemideðil de bir savaþ olduðunu iddia ettiðinde,inandýrýcýlýðý olabilir mi? Hem de ABD eski DýþiþleriBakýn Madeleine Albright, Irak'a yönelik BM ambar-gosu yüzünden 500 bin çocuðun ölmesini Putin'e taþçýkartan bir soðukkanlýlýkla "Biz bu bedele deðerolarak görüyoruz," sözleriyle deðerlendirdiðinibildiðimiz halde inanabilir miyiz?

Rusya'nýn öldürdüðü 100 bini aþkýn 'masum sivil'denözür dilediðini ya da üzgün olduðunu duydunuz mu?Bu masum sivil ölümlerinin sorumlularýnýn 'gözü dön-müþ manyak teröristler' olmadýðý çok açýk. Fakatsorumlular, 'demokratik ülkelerin akýl saðlýðý yerindeþerefli askerleri' olduðunda uygulanan vahþeti ve iþle-nen suçlarý "savaþ" olarak mý adlandýracaðýz?Çeçenistan'ýn her yeri birer Guantanamo ve EbuGureyb haline getirildiðinde bu dünyada fazladan bir

24

Page 27: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

'terörizm' tehlikesine ihtiyaç olduðunu düþünebilirmiyiz?

"Herkes Olabilir, Çocuklar Asla"

Beslan'da rehine krizinin devam etmekte olduðu, 3Eylül günü saat 6'da Çeçenistan Devlet Baþkaný AslanMashadov ile Çeçen savaþçýlar Þamil Basayev veDoku Umarov'un akrabalarý Rusya Federasyonugüvenlik güçleri tarafýndan misilleme amacýyla rehinalýnýyordu. (Radikal, 8 Eylül 2004.) Mashadov'unrehin alýnan yakýnlarý arasýnda en büyüðü 11 yaþýndaüç çocuk da vardý. Kimi Rus yetkililerine göre bir yan-lýþlýk sonucu, kimilerine göreyse okul baskýnýnintikamýný almak isteyenlerden korunmalarý gerekçe-siyle rehin alýnanlar iki gün boyunca kötü muamele veiþkenceye maruzkaldýktan sonras e r b e s tbýrakýlmýþlardý. Pekibu eylem 'terö-ristlere' ancak anlaya-caklarý dilden biryanýt olarak mý elealýnmalý? Öyle yaPutin, týpký Bush veRumsfeld gibi 'terö-ristlere' savaþ açmýþve bu savaþta benzeryöntemleri meþrukabul etmemiþmiydi?

2004 yýlý baþýndaÇeçenistan SaðlýkBa-kaný veMashadov'un Avrupa ülkeleri özel temsilcisi UmarHambiyev'in kardeþi ve Çeçenistan Savunma BakanýMogamed Hambiyev'in ailesinden 16 kiþi RusyaFederasyonu güvenlik güçleri ve Rusya yanlýsý kuklaÇeçen hükümeti baþkaný Ahmet Kadirov'un silahlýadamlarý tarafýndan kaçýrýlmýþ ve rehinelerin ancakHambiyev'in teslim olmasý karþýlýðýnda býrakýlacaklarýduyurulmuþtu. Mogamed Hambiyev ailesininöldürülmesinden çekindiði için Kadirov'a teslimolmuþtu.

Temmuz 2004'te ise bu kez Aslan Mashadov'unBakü'de bulunan ailesinin Rusya Federasyonu istih-barat servisleri tarafýndan kaçýrýlacaðý haberleri basýn-da yer almaya baþladý. Bu açýkça basýn yoluyla birtehditti ve ilk kez dile getirilmiyordu.

9 Þubat 2004 tarihinde Rusya Federasyonu FederalGüvenlik Bürosu (FSB-KGB'nin devamý istihbaratörgütü) baþkaný Çeslav Uþakov yaptýðý açýklamadaAhmet Zakayev, Movladi Udugov ve Yandarbiyev gibiÇeçen liderlerini dünyanýn her tarafýnda takip edecek-

leri tehdidinde bulunmuþtu. 13 Þubat'ta Katar'ýnbaþkenti Doha'da Çeçen liderlerden ZelimhanYandarbiyev aracýna yapýlan bombalý saldýrý sonucun-da iki korumasýyla beraber öldürüldü. VaynahDemokratik Partisi'inin kurucusu olan Yandarbiyev,Kýzýl Ordu'daki görevini býrakarak Çeçenistan'dasiyasete atýlmasý için ikna ettiði Cohar Dudayev'in1996'te öldürülmesi üzerine bir dönem ÇeçenistanDevlet Baþkanlýðý görevinde bulunmuþtu.

Bir süre sonra Katar polisi biri Doha'daki RusyaBüyükelçiliði'nin baþkatibi olmak üzere üç Rus'usuikastýn sorumlusu olarak tutukladý. BaþkatipAleksandýr Vitisov diplomatik dokunulmazlýða sahipolduðundan dolayý yargýlanmaktan kurtuldu. Katartarafýndan istenmeyen adam ilan edildi ve ülkeyi terk

etmek zorunda kaldý.Anatoly Bilashkov veVassily Pokchov adlýRus ajanlar ise 30Haziran'daki son duruþ-mada suçlu bulunarakömür boyu hapsemahkum edildiler.Aracýna bomba atýldýðýsýrada Yandarbiyev'inyanýnda 13 yaþýndakioðlu da bulunuyordu.

Rus Federasyonu, sui-kastta bir rolü olmadýðýaçýklamasýný yaparkenRus halkýnýn yüzde 80'iY a n d a r b i y e v ' i nöldürülmesini Putin'inplanladýðýný düþünüyor-

du. (Eho Moskova Rad-yosu'nun yaptýðý anket.Kafkas.org.tr 01.07.2004)

Cohar Dudayev'de uydu telefonuyla konuþtuðu sýradatelefonun sinyaline kilitlenen bir güdümlü füzeyleöldürülmüþtü.

Rusya Federasyonu devletinin kendisi bizzat suikast verehin alma operasyonlarýný tezgahlýyorsa Çeçenistan'dabulunan iþgal ordusu subaylarýnýn halka yönelik þidde-ti dizginlenebilir mi? Çeçenistan'da suikast ve adamkaçýrma Rus ordusunun günlük suçlarýndan biri halinegelmiþtir. Moskova merkezli insan haklarý kuruluþuMemorial sadece 2004 yýlýnýn ilk altý ayýndaÇeçenistan'da 194 kiþinin kaçýrýldýðýný ve 67'si sivil141 kiþinin öldürüldüðünü açýklamýþtýr.(mosnews.com, 2 Temmuz 2004) 2003'te ise kaçýrýlan

495 kiþiden sadece 155'i serbest býrakýlýrken, 52'si ölüolarak bulunmuþ, 288 kiþiden ise bir daha haber alýna-mamýþtý. (mosnews.com, 31 Mart 2004) Çeçenistan'da

25

“Beslan'daki rehine eyleminde pek çokyorumcunun dikkat çektiði gibi 'hýrsýzýn hiç misuçu yok' sorusunu sormak gerçekten önem-lidir. Fakat ahlak komiseri kesilenlerle beraberhýrsýzýn kimliðini doðru teþhis etmek gerek-mektedir. Rusya'nýn Çeçenistan'da, ABD vemüttefiklerinin Irak ve Afganistan'da, Ýsrail'inFilistin'de tüm bir halký rehin alarak isteklerinizorla hayata geçirmesi karþýsýnda sessizkalýnmamalý, þiddetle kýnanmalýdýr. Bu eylem-lerin týpký Beslan'daki gibi terörist iþgallerolduðu ve insanlarýn bir kýsmýnýn çaresizlikiçinde iþgalcilerin yöntemlerini benimseyerek,taklit etmelerinin onlarýn özgürlük ve baðýmsý-zlýk mücadelesine hizmet etmeyeceðinisavunmalýyýz.”

Page 28: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Çeçenistan’da “yararlýlýk” gösterenlere verilenüstün hizmet madalyasý

Çeçen'den çok Rus askeri olduðundan bu sayýlargeçmiþ yýllara göre oldukça düþüktür.

Çeçenler ordu birliklerinin hiç bir neden göstermek-sizin kaçýrdýðý yakýnlarýný kötü bir sonla karþý karþýyakalmamasý için rüþvet vererek kurtarmaya çalýþmak-tadýr. Bu durum fidye istemek için adam kaçýrma olay-larýnýn artmasýna neden olmaktadýr. Bunlar basit birtutuklama olayý deðildir, çünkü güvenlik güçlerinebaþvurulduðunda genellikle alýnan yanýt söz konusuisimde bir tutuklamanýn yapýlmadýðý, askeri üniformaiçinde maskeli adamlarýn Rus askeri deðil Çeçen'teröristler' olduðudur. Fakat nedense ödeme Rus asker-lerine yapýlmaktadýr.

Adam kaçýrma ve rehine alma Çeçen savaþçýlar, özel-likle de Þamil Basayev tarafýndan sýklýkla baþvurulanbir yöntemdir. Hatta Basayev bir keresinde fidye bedeliolarak para deðil, seyyar bir radyo istasyonu istemiþ veo dönem Baðýmsýz Devletler Topluluðu baþkaný olan iþadamý Berezovsky tarafýndan bu talep karþýlanmýþtýr.(Basayev ile Berezovsky arasýndaki samimi iliþkiSSCB'nin daðýlmasýndan önceye kadar gitmektedir.)

Fakat sonuç olarak Çeçenistan'daki 'teröristler' ben-imsedikleri yöntemler üzerine eðitimlerini, bizzatRusya Federasyonu güvenlik güçlerinin ülkelerindegerçekleþtirdikleri uygulamalara borçludurlar. Bununlaberaber, son Beslan eyleminin misillemesindegörüldüðü gibi eðitmenleri, bu yöntemleri hiç deteröristçe bulmamakta ve icraata daha sýk baþvurma-

maktadýrlar. Tabii bu yöntemler sadece RusyaFederasyonu'nun tekelinde deðil. Panama'da ABD veHaiti'de ABD ve Fransa doðrudan küçük askeri müda-halelerde bulunarak devlet baþkanlarýný kaçýrýp yerinebir baþka kuklayý atayabilmektedirler. Afrika kýtasýnda-ki ülkelerin büyük bir çoðunluðunda devlet baþkan-larýnýn geleceði çok deðil sadece bir bölük komando-nun çýkarma yapmasýna baðlýdýr.

Onlarýn Terörü Bizim Ahlakýmýz

Beslan'daki rehine eyleminde pek çok yorumcunundikkat çektiði gibi 'hýrsýzýn hiç mi suçu yok' sorusunusormak gerçekten önemlidir. Fakat ahlak komiserikesilenlerle beraber hýrsýzýn kimliðini doðru teþhisetmek gerekmektedir. Rusya'nýn Çeçenistan'da, ABDve müttefiklerinin Irak ve Afganistan'da, Ýsrail'inFilistin'de tüm bir halký rehin alarak isteklerini zorlahayata geçirmesi karþýsýnda sessiz kalýnmamalý, þidde-tle kýnanmalýdýr. Bu eylemlerin týpký Beslan'daki gibiterörist iþgaller olduðu ve insanlarýn bir kýsmýnýn çare-sizlik içinde iþgalcilerin yöntemlerini benimseyerek,taklit etmelerinin onlarýn özgürlük ve baðýmsýzlýkmücadelesine hizmet etmeyeceðini savunmalýyýz.

Fakat kýnama ve savunularýmýzýn Irak'ta,Afganistan'da, Filistin'de olduðu gibi Çeçenistan'da dakendi kaderini tayin etmek için mücadele veren insan-lara yardýmcý olmakta ve destek sunmakta yeterli olupolamayacaðýný düþünmeliyiz. Savunduklarýmýz onlarýnellerini boþ mu býrakmakta yoksa onlara yeni mücadelearaçlarý mý sunmaktadýr?Fakat unutmamalýyýz ki birini vermeden diðerini ala-mayýz. Çünkü bizi dinlemeyeceklerdir.Dünyanýn efendileriyle birlikte her türden ulus-devletinsanlarýn üzerine 'terörizmden' ibaret bir deli gömleðigiydirmeye çalýþmaktadýr. Her ne yaparlarsa yapsýnlarbunu insan haklarý, barýþ ve daha güvenli bir dünya içingerçekleþtirdiklerini savunmaktadýrlar. Buna karþý enküçük bir muhalefet hemen terörizmle suçlanmaktadýr.Barýþ için savaþ, önleyici savaþa dönüþürken ABDSavunma Bakaný Donald Rumsfeld'in buyurduðu gibi'iþkenceyi' meþru görecek kadar taným berraklýðýnakavuþmaktadýr. (Radikal, 12 Eylül 2004.) Yasalarýndasuikastýn meþruluðuna yer veren, bir ülkeyi ve halkýtop yekun rehin almayý adet edinen, örtülü ödenekleresahip olan devletlerin savaþýný, terörizmden ayýrannedir?

Onlarýn kanlý çýkarlarý için bir meþruiyet belgesi halinegelen terörizm söylemi, giderek bizim ahlakýmýz halinegelmektedir. Bunca faili belli katliam varken bu sadecetersten giydiðimiz bir gömlek olarak kalmayacak,düþüncelerimizi de belirleyerek faillerle ortaklýðýmýzýncüppesi olacaktýr.

Bundan sadece "ekmeðini terörden çýkaranlar' kârlýçýkacaktýr.

kf

26

Page 29: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

Gerçekten de Kafkasyalýlar, Osmanlý topraklarýna ayak bastýðý andan itibarenülkenin tüm savaþlarý ve siyasal meselelerinde yerini alýyordu. Peki bunca zamanve ortak yaþam deneyimine raðmen bu güvensizlik psikolojisi de nerden çýkýyor?Ýþte bu noktada bu güvensizliðin, týpký “istihbarat yönergesi”nde olduðu gibi bil-inçli olarak yaratýldýðý gerçeðini dikkate almalýyýz.

Devlet - Toplum veKafkas Diasporasý

HRAÇA ALPER KAHRAMAN

eyting rekorlarý kýran "Kurtlar Vadisi" dizifilmi henüz bitti ancak sabýk izleyicileriüzerindeki etkileri hala devam ediyor. "Sonunu

düþünen kahraman olamaz" sözüyle akýllarda kalandizi filmin popüler milliyetçi mesajlarý, "devlet-millet-kanun" üçgeninde sorduðu sorular ve "mahkeme- mil-let vicdanlarý" üzerine yaptýðý göndermeler üzerinesöylenebilecek çok söz var. Dizinin yazýmýzýngirizgâhýnda yer bulmasýný saðlayan gerekçeyse bubahislerden farklý olarak Kafkas diasporasýnýn diziyiizleme biçimiyle ilgili.

Filmin baþkahramaný Polat Alemdar'ý yönlendirendevlet görevlisi Kuþçubaþý Eþref'in torunu olarak lanseedilen Aslan'dý. Aslan, Kafkasya'da yoðun olarak kul-lanýlan bir isim ve Kuþbaþý Eþref, Teþkilat-ý Mahsusakurucularýndan bir Kafkasyalýydý. Dizinin özelliklebaþlarýnda Kafkasya politikalarý üzerine yapýlan gön-dermeler, Rus Mafyasý, Çeçenler, Aslan, KuþçubaþýEþref derken, Kafkas diasporasý diziye kilitleniverdi.Dizinin devletin derinliklerinde onu korumak üzere yertutmuþ Kafkasyalýlara yönelik göndermelerde bulun-masý ihtimaliyle heyecanlanan diaspora, Aslan'ýn veKafkasya politikalarýnýn dizinin dýþýnda kalmasýylahayal kýrýklýðýna uðradý.

Yazýmýzýn kaleme alýnýþ sebebi, Kafkasyalýlarýndevletin derinlikleriyle ilgili yaþadýklarý kolektif biryanýlsamaya iþaret etmek ve çýkýþ yolu olarakgördüðümüz siyasallaþma sürecine iþaret edebilmek.Bir yandan Kafkasya'da yayýlan savaþ ve sürensoykýrým, bir yandan diasporada yok olma noktasýnasürüklenen Kafkasyalýlarýn þaþýlasý bir özgüvenle

dolaþýyor olmalarý üzerine düþünmek gerekiyor.Yazýmýzýn ardýndan, Kurtlar Vadisi'yle özdeþleþtirilenSusurluk vakasýnýn önemli bir simasýyla gerçek-leþtirdiðimiz söyleþimizi sunuyoruz. Susurlukla birlik-te ortaya çýkan, devletin kendisini korumak iddiasýylakendi kanunlarýný çiðneyerek oluþturduðu bir örgütlen-menin kilit ismi olarak lanse edilen Yaþar Öz'le gerçek-leþtirdiðimiz söyleþinin önemli olduðunu düþünüyoruz.Kendisi bir Abhaz olan Yaþar Öz, çalkantýlý hayathikâyesi'yle özellikle Abhazlar arasýnda çok bilinen veönemsenen bir sima. Susurluk sürecinden ziyade ken-disinin bu sürece giriþ biçimi ve Kafkasyalý kimliðiyleyaþantýsý arasýndaki baðlarý sorduðumuz Yaþar Öz'ünanlattýklarýnda, Kafkas diasporasýnýn devletle iliþkilen-me anlayýþý üstüne önemli mesajlar var.

Ýktidar-Devlet -Zümre iliþkisi veKafkasyalýlar

Pek çok komplo teorisinde, amaçlarý tam olarak anlatýl-masa da Masonlar, Sebatayistler, Tapýnak Þövalyelerizikredilir. Benzer bir yaklaþým biçiminin, belirgin birolumsuzluk taþýmasa da "Çerkesler" için de kul-lanýldýðýna tanýk oluyoruz. Popüler milliyetçiliðingiderek yükselmesi durumunda bu yaklaþýmýn þid-detleneceðini ve bir sorun haline gelmeye baþlayabile-ceðini öngörebiliriz. Varsayýmlara ve önyargýlara daya-narak ortaya atýlan bu komplocu yaklaþýmlarKafkasyalýlar için ciddi sýkýntýlar doðuracaktýr. Pek çokkimliðin bileþiminden oluþmasý beklenen bir üst kim-liðin kuþatýcýlýðýna zeval getiren bu yaklaþým, ideolojikbir süzgeçle bazý kimlikleri zararsýz bazýlarýný zararlýilan ediyor.

R

MAK A L Ema ka l e 27

Page 30: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

28

15. Kolordu Komutanlýðý 2. Zýrhlý Tugay Komutanlýðýtarafýndan yayýnlanan, kamuoyunca "fiþleme yönerge-si" olarak anýlan "Ýstihbarat Yönergesi" de bu ideolojikyaklaþýmýn resmi bir sonucuydu. Yönergeyle ordu,tehdit olarak gördüðü "unsurlarý" belirtmiþ ve haklarýn-da bilgi istiyordu. Sayýlan gruplar arasýnda, AB, ABDyanlýlarýndan, Boþnaklar, Çerkesler, Masonlar,Satanistlere kadar pek çok grup yer alýyordu.Açýklamanýn genel olarak Türkiye'de karþýlanma þekliaslýnda devlet-toplum iliþkisinin algýlanýþýný da gösterirnitelikte. Sivil toplum kuruluþlarý ve medya açýkla-maya sert tepki göstermiþ ve suç duyurularýnda bulun-muþlardý. Zaten süre giden "fiþleme" uygulamasýný ifþaederek verilen mesaj da, gösterilen tepki açýklamalarýda topluma ulaþtýlar. Biri korku diðeri de güven nok-tasýnda ýsrarcý olan her iki yaklaþým devlet-toplumiliþkisine dair sancýlý deðiþimin parçalarý olarakönümüzde duruyorlar.

Kafkasyalýlar, iliklerine kadar titreyerek "bu açýklama-da bizim ne iþimiz var?" sorusunu sorarken, açýkla-manýn kendisinin yanlýþlýðý üzerinde fazla durulmadý.Bu açýklama kabul edilebilir bir açýklamaydý, problem"Çerkes" kimliðinin açýklama içinde geçiyor olmasýy-dý. Onlarca derneði bir araya getiren Kafkas DernekleriFederasyonu'nun yönergeye karþý yaptýðý açýklamadaana tema sadakat oldu Farklý bir tutum kurumsaldüzeyde yalnýzca Kafkas Vakfý tarafýndan gösterildi.Vakýf temsilcileri "Demokratik hak ve özgürlüklerim-ize müdahale anlamý taþýyan bu davranýþý sadeceprotesto ile geçiþtirmemiz mümkün deðildir." diyor vesorumlular hakkýnda suç duyurusunda bulunuyordu.

Aslýnda her iki açýklamada da kullanýlan argümanlarýnarasýnda yer alan Kafkasyalýlarýn bu ülkenin zor gün-lerinde tüm güçleriyle ülkenin korunmasý için çabagösterdiðine yapýlan vurgu ortaktý. Gerçekten deKafkasyalýlar, Osmanlý topraklarýna ayak bastýðý andanitibaren ülkenin tüm savaþlarý ve siyasal meselelerindeyerini alýyordu. Peki bunca zaman ve ortak yaþamdeneyimine raðmen bu güvensizlik psikolojisi de ner-den çýkýyor? Ýþte bu noktada bu güvensizliðin, týpký"istihbarat yönergesi"nde olduðu gibi bilinçli olarakyaratýldýðý gerçeðini dikkate almalýyýz. Peki farklýlýk-

larýn çatýþmaya dönmediði toplumsal alan nasýl oluyorda, söz konusu olan devletin bekasý olduðunda böylesibir kýþkýrtýcýlýða açýk hale geliyor? Cevabý, iktidar-devlet ve toplum iliþkisinde arayalým.

Ýktidarýn perde arkasýnda çeþitli zümreleri arama eðili-mi, toplum-devlet arasý doðal yabancýlaþmanýn yarat-týðý koþullardan beslenir. Aslýnda iktidarýn yapýsýnabakarak bu arayýþýn temelsiz olduðunu da söyleyemey-iz. Ýç içe geçmiþ güç odaklarýnýn bir bileþkesi olarakiktidar tek bir hakim öznenin tarifiyle anlaþýlamaz.Üzerinde yükseldiði toplumsal kesimlerin erkleriniuzlaþtýrarak yapýlanan iktidar, gücünü en önemli kuru-mu devletle görünürleþtirir. Ayný zamanda, güç odak-larý arasýnda yaþanan uzlaþmanýn teminatý olan devletiçin kendini koruma refleksi en belirgin özelliklerindenbiridir. Bu noktada, iktidarý oluþturan unsurlarýn her-hangi biri diðerleriyle çatýþma noktasýna geldiðinde,iliþki aðýnýn dýþýna taþýnmasý devletin ilk refleksi ola-caktýr. Devlet'i bu þekilde kabul ettikten sonra sorul-masý gereken soru, onun kendine çizdiði güvenlikalanýn sýnýrlarýnýn nerede baþladýðýný çözümlemekolmalý. Tarif ettiðimiz sorun devlete yüklenen ideolo-jinin ne kadar kapsayýcý olduðuyla ilgili.

Devlet'in doðasý gereði kimilerini kimileri üzerindehakim kýlan bir aygýt olduðunu kabul edecek olursak -aksi örneklenebilir mi?- tüm kimliklerin -kadýn, erkek,iþçi, köylü, öðrenci, burjuvazi, etnik gruplar, dinler vs.-iradelerinin eþit derecede iktidara yansýmasýný bekle-mek mantýklý bir arayýþ olmaktan çýkýyor. Ancak dahageniþ mutabakat yaratmaya elveriþli bir devletanlayýþýnýn toplumsal reflekslerle geliþtirilebileceðinive bazý devletlerin daha az, bazýlarýnýnsa daha fazlatotaliter olduðunu kabul edebiliriz. Ýmparatorluk son-rasý bir ülke, küresel sermaye hegemonyasý ve farklýkültür coðrafyalarýnýn kesiþim noktasýnda yer alan birülke olarak Türkiye'nin pek çok farklý eðilimi bir aradabulundurma zorunluluðu olduðunu da görebiliriz. Buyönüyle bu coðrafyayý kapsayan bir devletin totaliterolma eðilimi de yüksek olacaktýr. Daha demokratik birtoplum arzulayarak, totalitarizme karþý mücadeleetmek isteyenlerin ana hedefi de bu farklý eðilimlerinolabildiðince uzlaþabileceði bir zemini yaratmakolmalý. Kafkasyalýlar da bundan tenzih deðiller.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý Kafkasyalýlarýn, diðervatandaþlardan farklý olarak anavatanlarý olarak addet-tikleri bir coðrafyaya yönelik ve ayný zamanda buülkedeki kültürel var oluþlarýna yönelik kaygýlarý var.Tarif ettiðimiz sorunlarýn varlýðý Türkiye'de pek çokçözüm önerisi ve toplumsal arayýþla karþýlýðýnýbulurken bu sorunlarýn üstüne bir de kendine hassorunlarý da taþýyan Kafkasyalýlar nasýl oluyor da ölümsessizliðine bürünebiliyorlar?Bu kaygýlarýn, demok-ratik talepler haline gelmesinin önüne koyduðumuzbariyerlerin sorgulanmasý gerekiyor.

Uðruna Çerkesce aðýtlar yakýlan Sarýkamýþ

Page 31: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Misafir Çekingenliði

Kafkasyalýlar sürgünle gönderildikleri topraklarda,derin bir ev sahibi- misafir iliþkisi izlerini taþýyorlar.Yüzlerce yýl süren ve zaman zaman Osmanlý-Russavaþlarýyla da kesiþen Kafkas- Rus savaþlarý boyuncaOsmanlý imparatorluðu Kafkasyalýlar için hep birdestek arayýþý olarak dayanak noktasý oldu. Beklenendestek hiçbir zaman tam anlamýyla gerçekleþmese de,düþman ortaktý. Savaþ soykýrým ve sürgünle netice-lendiðinde milyonlarca Kafkasyalý için çýkýþ Osmanlýimparatorluðu oldu. Osmanlý imparatorluðunun da herdevlet gibi kendi bekasý için gerekli gördüðü hareket-leri yapýyor olmasý ve bu kabul ediþin arkasýndaki bek-lentiler önemsenmedi. Ýktidarlar ve çýkarlar deðiþiyorolsa da nesilden nesile azalmakla birlikte bu ev sahibi-misafir psikolojisi hep canlý oldu. Bu sebeple, gerekOsmanlý döneminde, gerekse Osmanlý sonrasý bucoðrafyada kurulan yeni devletlerde, misafire yakýþýrbir "sorun çýkarmama" eðilimi hâkimiyetini daimakorudu. Ürdün'de kraliyetin koruyuculuðu, Irak veSuriye'de rejimin güçlü destekçileri, Ýsrail'deMüslüman olduklarý halde ordu ve polise girmeyikendilerine hedef edinmelerinin altýnda bu algýlayýþyatar. Sürgünün hemen ardýndan savaþa katýlmakzorunda olmadýklarý halde Kafkasyalýlarýn tümsavaþlara aktif bir þekilde katýlmalarý, Cumhuriyet'inilk yýllarýnda yaþanan Türk milliyetçisi bir uluslaþmasürecinde, Osmanlý döneminin aktif Kafkasyalý kentnüfusunun eriyip tükenirken hiç sesinin çýkmamasý dabu yüzdendir.

Þimdilerde Kafkas Kültür Dernekleri'ni doldurantopluluklar köyden bir ya da iki kuþak önce çýkmýþ birara nesildir. Kýrsalýn yarattýðý özel alanda bir süre içekapanarak muhafaza edilen kültür bir süredir kentetaþýnma sürecinde. Þaþýrtýcý bir biçimde kendindenönceki kuþaðý sessizliðe gömen çekingenliði taþýyan buana topluluk þimdilerde demokratikleþme sürecinetanýklýk ediyorsa da koþullarýn oluþmasýna Kafkasyalýkimlikleriyle katýlmýyorlar.

Kolektif Yanýlsama

Anti- Komünist dönemde özellikle Kafkas diaspo-rasýnýn sað kanadýnda yaþanan yanýlsama 90'lý yýllarlabirlikte genele yayýldý. Anti-Sovyet politikalar döne-minde ve 1. Çeçen- Rus savaþýnda "devlet desteðini"alan ve bu doðrultuda kendilerine görevler edinenKafkasyalýlar için bu bir bahar dönemiydi. Soðuk savaþdöneminde Türkiye, Nato þemsiyesinde yerini almýþ veKafkasyalýlarýn Rusya karþýtý söylemlerinin önüaçýlmýþtý. Her ne kadar Kafkasya diðer Türkîcumhuriyetler potasýnda deðerlendiriliyor olsa da,kazanýlan meþruluk zemini Kafkasyalýlar için önemliy-di. 1994 yýlýnda baþlayan 1. Çeçen-Rus savaþýndaysameþruluktan çok daha öteye geçilmiþti. Çeçenlermedyada özgürlük savaþçýlarý olarak lanse ediliyor,

Çeçen savaþçýlar Türki-ye'ye tedavi için taþýnýyorve sürekli destek akýþýnagöz yumuluyordu. Kafkas-ya politikasý bekleneninçok ötesinde destek buluy-ordu. Yanýlsama bu nokta-da yaþanýyordu. Toplumsalörgütlenmesi bulunmayanKafkasyalýlar, bu gücünkendi meþruluklarýnýn birsonucu olduðunu düþün-düler.

Oysa dengeler deðiþiyor ve Türkiye'nin Kafkasya poli-tikasý da deðiþen dengelerle birlikte Rusya'nýnKafkasya politikalarýný destekler nitelikte yenileniyor-du. Ecevit hükümetiyle birlikte yaþanan bu deðiþimKafkasyalýlarda tam bir þok etkisi yaratmýþtý. ÇeçenDayanýþma komitesi hesaplarý dondurulmuþ, el altýn-dan verilen destek tamamen kesilmiþ ve Çeçenler için"terörist" sýfatý kullanýlmaya baþlanmýþtý. Devletinderinliklerinde yaþanmýþ muhtemel bir tasfiye sürecin-den kimsenin haberi olmadý. Toplum önderlerininezberi bozulmuþ ve Rusya'ya karþý Kafkasya'yý alenendesteklemek devlet politikasýna muhalif bir tutumhaline gelmiþti. Toplumsal bir muhalefet geliþtirmebecerisinden yoksun Kafkas diasporasýnýn baharý sonaermiþti.

Devlet politikasý çerçevesinde aranan bir meþruluk, bupolitikalarýn çerçevesinde yaþayabilir ancak. Onlar dasürekli deðiþirler. Genel olarak Türkiye toplumunezdinde aranacak bir meþruluk tarihsel baðlar veinsani temeller üzerinde yükselecek ve devlet poli-tikasýný konuya daha duyarlý olamaya itecektir.Yanýlsamanýn baþladýðý yer tam da meþruluðunarandýðý zeminle ilgilidir.

Misafir çekingenliði ve kolektif yanýlsama baþlýðýylaverilen bu iki bariyer, Türkiye'nin devlet-toplum iliþk-isinde yaþanacak zihniyet deðiþiminden doðrudan etk-ilenecek olgular. Ýçinde bulunduðumuz Avrupa Birliðive büyük ölçüde buna baðlý olarak gerçekleþen görecedemokratikleþme süreci Kafkasyalýlarý da doðrudanetkileyecek faktörler ancak bu deðiþimin kendiliðindengerçekleþecek sonuçlarýna razý olmak Kafkas diaspo-rasý için çözüm olmayacaktýr. Meþruluk arayýþýnýntoplumsal bir zeminde ele alýnarak, devletin toplumunmeþru taleplerine sahip çýkmak zorunda olduðununkavranmasý ve bu doðrultuda bir söylemin yenidencanlandýrýlmasý gerekiyor. Aksi halde, Kafkas diaspo-rasý, arayýþlarýný Kurtlar vadisine gömmek zorundakalacak.

http://www.kafder.org.tr/hbrHaber.php?id=62http://www.kafkas.org.tr/absolut/showarticle.php?articleID=582

29

Page 32: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Demokratikleþme sürecinin bir miladý olarak da kabul edilebilecek Susurluk kaza-sý'nýn ardýndan 10 yýl geçti. Kaza, Türkiye kamuoyunda farklý tepkilerle karþýlandý.Pek çok sivil toplum kuruluþu, polis-mafya ve siyaseti bir araya getiren bir oluþumueleþtirerek "temiz toplum" sloganýný yükseltirken farklý bir toplumsal kesitte dedevlet'in kendisini korumak için zaman zaman kanunlar üstü organizasyonlar oluþ-masýný meþru bulunuyordu. Kaza ardýndan yapýlan pek çok açýklama, araþtýrma vehaber konuya farklý boyutlarýyla deðindi.

Yaþar Öz

HRAÇA ALPER KAHRAMAN

afkas diasporasý içinse kaza ardýndan öne çýkaniki isim oldukça önemliydi. Kafkas diaspo-rasýnýn bir parçasý olan Abhazlar için öne çýkan

iki isim oldukça önemliydi. Biri akýbeti bilinmeyenama öldürüldüðü tahmin edilen Tarýk Ümit, diðeri debu iliþki aðýnda kilit rol oynadýðý söylenen Yaþar Öz'dü.Tarýk Ümit'in akýbeti hala bilinmiyor olsa da Yaþar ÖzSusurluk baðlantýlý suçlardan en aðýr cezaya çarptýrýlanisim olmuþtu.

Devlet nezdinde meþruluk arayýþýný neredeyse kim-liðinin bir öðesi haline getiren Kafkasyalýlar için bugeliþme çoðunlukla yadýrgama bir yana gurur vesilesiolarak algýlandý. Genellikle kimliðiyle fazla göze bat-mamayý seven Kafkasyalýlar için "bizden birinin"devletin bekasý için fedakârca uðraþýyor olmasý

alkýþlanmalýydý. Kanunlarý çiðneme pahasýna daolsa.

Yaþar Öz'le görüþmeye karar verdiðimizde bugörüþmenin pek de kolay geçmeyeceði dahasý

görüþmemizinpek de

mümkün olmadýðý fikrindeydik. Beklediðimizin aksinegörüþme talebimiz çok gecikmeden kabul edildi vesohbetimiz birkaç gün içinde gerçekleþti.

Kendi deyiþiyle "içine çekildiði" bu olaylar silsilesindeYaþar Öz'ün bir Kafkasyalý olarak duruþunu anlamakamacýyla sorduðumuz sorulara aldýðýmýz yanýtlar bizleriçin de þaþýrtýcý oldu.

HA - Sizi Susurluk olaylarýnýn kilit ismi yapan sürecinbaþlamasýndan önceki Yaþar Öz'den bahseder misiniz?

CY - 1960 Düzce doðumluyum. Hem rahmetli annemÖyza sülalesinden Abhaz, hem de rahmetli babamCuðdar sülalesinden Abhaz, yani safkan Abhaz'ým bende. Ailemle yaþadýðým 13-14 yaþlarýma kadar konuþu-lanlardan belleðimde kalan kadar konuþabiliyordumAbhazcayý. Sonralarý evimden uzak hem okuduðum,hem çalýþtýðým dönem baþladý. Dolayýsýylageliþtiremedim Abhazcamý. Ancak 20'li yaþlarýmdansonra "Neden ana lisanýmý iyi derecede konuþamýyo-rum?" diyerek, üstüne gittim. Þimdi kötü sayýlmam.

Çok genç yaþlarda kendi iþimi kurup atýldým hayata.Oldukça da baþarýlý olmuþtum. Ayýp söylemesi 22yaþýmda vergi sýralamasýnda yer aldým. Yine o yaþlardaDüzce Spor'un baþkanlýðýný ve Türkiye FutbolFederasyonunda yöneticilik yaptým. Profesyonel futbolkulüplerinde en genç baþkan olma rekorum o günbugün hala kýrýlamadý. Öyle ki, futbolcularýmýn çoðuyaþça benden büyüktü.

K

RÖPORTAJr öpo r t a j30

Abhaz Kimliðiyle:

Page 33: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Saðlam temellere dayanan, uzun süreli dostluklarkurarým. Ýç dünyamla ilgili olsa gerek, bulunduðum herortamda lider sýfatý yükledi hayat hep bana. 1987 genelseçimlerinde milletvekili olmam hususunda yoðun birbaský vardý. Ama ben yaþýmý büyütüp meclisegidemedim. Sonrasýnda yurtdýþý maceralarým ve beniSusurluk serüvenine taþýyan zorlu bir yolculuk baþladý.

HA- Hayatýnýza bu doðrultuda yön veren belirgin birolay ya da olaylar var mý?

CY - Bir deðil, pek çok olay var. En belirgin olanlarýnýanlatayým isterseniz. "Susurluk" denilince akla ilkgelen isimlerden rahmetli Abdullah Çatlý benden 3-4yaþ büyük olmasýna karþýn çocukluk arkadaþýmdý. EþiMeral Abla ise ablamýn üvey kýzý. Keza Tarýk Ümit'leayný köylüyüz. Babalarýmýzýn dostluðu bir yana, 20'liyaþlarýmda bir takým ortak ticaretler yapacak kadaryakýn olduðum birisiydi. Dolayýsýyla Susurluk kar-maþasýna, hatta tam ortasýna çekilmem hiç zor olmadý.

HA- Kendinizi nasýl tanýmlýyorsunuz?

CY - Kendimi Abhaz asýllý Türk vatandaþý olarakadlandýrýyorum.

HA - Bu tanýmlama aidiyetleriniz konusunda tered-dütlere ya da duygusal çatýþmalara yol açýyor mu?

CY - Hayýr açmýyor.

HA - Siyasi bir görüþünüz var mý?

CY - Yansýtýlýþ biçiminin aksine Sosyal Demokrat'ýmben. Kendimi hatýrladýðým günden bugüne dek hepböyle düþünüp, öyle de yaþadým.

HA - Bir Abhaz olarak, Abhazya ve Kafkasya sorun-larýyla yeterince ilgilenebildiðinizi düþünüyormusunuz? Abhazya ve Çeçenistan savaþlarýndan nasýletkilendiniz?

CY - Hayýr! Ýçinde yaþadýðým karmaþa nedeniyleyeterince ilgilenemedim. Kaldý ki savaþýn en sýcakyaþandýðý yýllarda ben cezaevindeydim. Ancak bazýyakýnlarým giderek cephede savaþtýlar. Bu da bir parçarahatlatmýþtý beni. Bu olayla ilgili hoþ bir aný var.Cepheden iki bayan kardeþimiz TV aracýlýðýyla "Bizsavaþmaya geldik, eteklerimizi de oradaki erkeklerebýraktýk" benzeri bir mesaj göndermiþlerdi.Ýzlediðimde resmen kaným dondu. Hem onlar adýnagururlanýp, hem kalan delikanlýlar adýna üzülerekikilem yaþamýþtým. Öz soy isimli birilerinin savaþýyorolmasýný hatýrlayýp, "Oh! Çok þükür! Eteklerden banauyan yok" diyerek rahatlamýþtým.

HA- Susurluk olayýnýn ardýndan, medyanýn ilgisiüzerinize yoðunlaþtý. Bu dönemde yakýn çevrenizdenbaþlayarak, Abhazlarýn size karþý tepkileri nasýldý?

CY - Tüm Abhaz toplumunu "yakýn çevrem" olarakadlandýrýyorum ben. Elbette olumsuz etkilenen deolmuþtur, olumlu etkilenen de. Ancak bana yansýyantepkilerin tamamýna yakýný benimle övündüklerineyönelikti. "O dönemlerde yaþananlarý yok saymayýp,bayraðýný taþýdýðý ülkesi adýna mücadele etmiþ" yorum-larýný çok kez duydum.

HA - Cezaevi günlerinizden bahsedebilir misiniz?

CY - Koskoca 8 yýldan bahsediyoruz. Her yýlý için birkitap yazacak kadar ilginç anýlarla dolu. Ama ben unut-mayý yeðliyorum. Cezaevinden çýktýðým gün hayatým-dan o 8 yýlý by-pass ettim

31

“Tüm Abhaz toplumunu “yakýn çevrem” olarakadlandýrýyorum ben. Elbette olumsuz etkilenen deolmuþtur, olumlu etkilenen de. Ancak bana yan-sýyan tepkilerin tamamýna yakýný benimleövündüklerine yönelikti. “O dönemlerde yaþanan-larý yok saymayýp, bayraðýný taþýdýðý ülkesi adýnamücadele etmiþ” yorumlarýný çok kez duydum.”

Page 34: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

HA - Abdullah Öcalan'ýn Ýtalya'ya sýðýndýðý dönemdebir Ýtalyan'ý 3 gün rehin aldýnýz. Bu olayý anlatabilirmisiniz?

CY - Gençlik heyecaný mý demek lazým? Aslýnda oolayý deðil de, olaydan sonraki hoþluðu anlatayým size.Yanýlmýyorsam Mauro Calisebeta'ydý ismi. BabasýAvrupa parlamentosunda vekilmiþ. Tüm Dünyamedyasýna bomba gibi düþmüþtü olay. Türk halkýÝtalya'yý ve Ýtalyan mallarýný protesto ediyordu. Ben deböyle bir katkým olsun istemiþtim. Adamý 3 gün boyun-

ca nasýl rehin deðil de, misafiralmýþsýz ki, eylemi bitirip teslimetme aþamasýna gelindiðindezamanýn Cumhuriyet Baþsavcýsý veÝl Jandarma komutanýna benim ter-cümanlýðýmla "Eðer bu geceÝtalya'ya uçak yoksa yani uçamaya-caksam bir baþka yerde deðil de,yine Yaþar bey'in yanýnda kalmakisterim" demiþti. Bunusöylediðimde bana inanmazlar diyeutana sýkýla tercüme etmiþtim. Tabikabul de görmedi, birbirimizin tele-fon numaralarýný alarak, kucaklaþýpayrýlmýþtýk.

HA - Susurluk uzun yýllar gündemisarsan bir vaka olarakhafýzalarýmýza kazýnýrken bu olayýnsonucunda en uzun süre hükümgiyen tek kiþinin Yaþar Öz olmasýhaksýzlýða uðradýðýnýz hissi yaratýy-or mu?

CY - Evet! Haksýzlýða uðradýðýmýdüþünüyorum. 14 kiþi yargýlandýk,benim dýþýmdakiler 4 ile 6 yýl arasýn-da cezalar aldý. Ben 19 yýl cezaaldým. Hiçbir af ya da benzeriiyileþtirmelerden yararlanmaksýzýnyatýlmasý gereken süreyi tamamen,yani 8 yýl yatýp, ruh saðlýðýmýyitirmeden çýktým. Aslýnda 5 yýlaralýksýz ceza yatanlara saðlýðýnýyitirmiþ muamelesi yapýlýr.Gördüðünüz gibi fena sayýlmamben. Cezaevlerinin zamanýmdanbaþka hiçbir þeyimi almasýna izinvermedim.

HA - Teþkilat-ý Mahsusa'dan baþlayarak iç ve dýþgüvenlik (Mit, Polis, Ordu) kadrolarýndaKafkasyalýlarýn yoðun olarak bulunmasýný neye baðlýy-orsunuz?

CY - Savaþçý ruhumuza baðlýyorum.

HA - Bir yandan Rusya iliþkileri yüzünden KuzeyKafkasya'ya bir yandan da Gürcistan yüzündenAbhazya'ya karþý dönen bir Türkiye dýþ politikasý siziendiþelendiriyor mu?

CY - Elbette endiþelendiriyor. Gö-nüllerindekiyle koy-duklarý tavýr örtüþmüyor. Umarým yüreklerinin sesinidinleyip bir parça daha duyarlý olurlar.

HA - Türkiye'nin AB süreciyle ilgili düþüncelerinizneler?

CY - Offf! Yýllardýr bitmedi bu serüven. Ben çocuktumbu masalý dinlerdim, yetiþkin oldum ayný masal, 45yaþýna geldim, hala kapýlarýný týrmalýyoruz. AB'yi hakettiðimizi düþünüyorum, ancak görebileceðimi deðil.Müslüman aðýrlýklý bir millet olmamýz tek handikapbence. Böylesine stratejik bir konumda olup, aralarýn-da olamamak biraz da kendimizden kaynaklanmýyormu? Ýyi pazarlayamýyoruz kendimizi.

HA- Kafkasyalýlarýn Türkiye iç politikasýna sivilkatýlýmý oldukça zayýf. Bunu bir eksiklik olarak görüy-or musunuz?

CY- Doðru! Büyüklerimiz ve bizim jenerasyonumuzdaTürkiye iç politikasýna ilgi oldukça az. Ancak arkamýz-dan öyle bir gençlik geliyor ki umutlanmamak olasýdeðil.

Sizleri gördüm, gencecik ama son derece donanýmlý,konuya duyarlý, inanýn çok mutlu olduk.

HA - Teþekkür ederiz…

32

AB’yi hak ettiðimizi düþünüyorum, ancak görebile-ceðimi deðil. Müslüman aðýrlýklý bir millet olmamýztek handikap bence. Böylesine stratejik bir konumdaolup, aralarýnda olamamak biraz da kendimizdenkaynaklanmýyor mu? Ýyi pazarlayamýyoruz kendimizi.

Page 35: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

Haberler04.11.2005 - KAFKAS AZÝNLÝKLAR ÇARLIKDÖNEMÝ SAVAÞLARINI "SOYKIRIM" OLARAKADLANDIRDILARKuzey Kafkasyalý Çerkes azýnlýk gruplarýnýn üyeleriRus hükümetinden Çarlýk dönemi savaþlarý süresincemeydana gelen toplu öldürmeler ve sýnýr dýþý edilmeleri"soykýrým" olarak tanýnmasýný talep ettiler.Baþkan Vladimir Putin'e gönderilen mektupta azýnlýkgrubu üyeleri on yýllarca süren Kafkas-Rus savaþlarýsüresince Rus Çarlýk ordularýnýn Kafkasya'yý iþgalederek Çerkesleri yok ettiklerini ifade ettiler.19.yy daRus emperyal ordularý Kafkasyayý iþgal ettikten sonrayüzbinlerce Çerkes bölgeden çýkarýlmýþtý (AP)

05.11.2005 - ÝSLAM UZMANI KABARDEYBALKAR'DA KAYIPKabardey Balkar'da bulunan Ýslami AraþtýrmalarMerkezi yetkilileri bugün arkadaþlarýnýn güvenlikkuvvetleri tarafýndan dün gece sorgulandýktan sonrakaybolduðunu söylediler.Ruslan Nakhusev Kabardey Balkar Cumhuriyetibaskenti Nalçik'te bulunan Ýslami AraþtýrmalarMerkezi'nin baþkaný. Arkadaþlarý Nakhusev'in güven-lik güçleri tarafýndan sorgulandýktan sonra ofisiniaradýðýný ve eve döneceðini söylediðini belirttiler.Nakhusev eve gelmedi, arkadaþlarý onun cep telefo-nunu aradýðýnda telefon kapanmadan önce alaycý birgülme sesi duyduklarýný söylediler.Bölge Federal Güvenlik Servisi kayýtlarýndaNakhusev'in binalarýndan ayrýldýktan sonrasý ile ilgilibir bilgi olmadýðýný söyledi. (AP)

07.11.2005 - BM ABHAZYA'NIN GALÝ BÖLGESÝN-DEKÝ DURUMLA ÝLGÝLÝ AÇIKLAMA YAPTI (RFE/RL)Gürcistan'da bulunan BM Gözlemcileri (UNOMIG)Abhazya'nýn güneyinde yer alan Gal bölgesindekigenel durumla ilgili düþüncelerini açýklarlarken,bölgede gerilimin týrmanabileceðini söylediler.UNOMIG tarafýndan Gürcistan ve Abhazya bölgedekigüvenlik konusunu bir an önce çözüme kavuþturmaküzere görüþmeye çaðrýldý. UNOMIG, Gal bölgesindeinsan haklarý ofisi kurulmasý ve uluslararasý bir polisgücünün bölgeye yerleþtirilmesi konusunda yardýmahazýr olduðunu ifade etti…( RFE/RL's Georgian Service/UNOMIG)

11.11.2005 - ABHAZYA'DAN DÝYASPORA'YAVATANDAÞLIK ÖNERÝSÝAbhazya Cumhuriyeti halihazýrda Abhazya'dakitoplam nüfusundan daha az olan Abhazlarýn sayýsýnýarttýrmak için ve diyasporayý cesaretlendirmek içinnerede doðduðuna bakýlmaksýzýn tüm Abhazkökenlilere Abhazya Vatandaþlýðý önerdi. Konu ileilgili kanun parlamento tarafýndan Ekim ayýnýn sonun-da onaylanmýþtý. Diyaspora da yaþayan Abhazlar'danGürcistan hariç yaþadýklarý ülkelerde ki haklarýndanvazgeçmeleri istenmiyecek.(IWPR-Ýnal Khashig)

19.11.2005 - "ADÝGEY SLAVLAR BÝRLÝÐÝ"KONGRESI MAYKOP'TA YAPILDIAdigey Cumhuriyeti'nde bulunan "Slavlar Birliði"Kongresi'nin IV.sü 18 Kasým tarihinde AdigeyCumhuriyeti baþkenti Maykop'ta Nino Konovalovabaþkanlýðýnda yapýldý. Kongre sonucu alýnan kararlarve konuþulan bazý konular;1-Ülkemizin tüm vatandaþlarý için tek fýrsat olarakgördüðümüz Krasnodar Bölgesi ile Adigey'in birleþtir-ilmesi konusundaki problemi Rusya Baþkaný'naarzetmek.Bu amaçla Slavlar Birliði Rusya Federasyonu baþkaný-na sunulmak üzere bir referans mektubu yazma giriþi-mi baþlatmýþtýr.2- Yerel yetkililere ve her þeyden önce baþkan HazretÞovmen'e Slav toplumunun çýkarlarýný temsil edecekbütün organizasyonlar ile diyalog kurmasý konusundaçaðrý yapmak 3-Adigey Slavlar Birliði 12 Mart 2006 da yapýlacakolan Adigey Sovyet Khase milletvekilliði seçimlerindeKazaklarla, Sanayi ve Ýþ Adamlarý Ekonomi Birliði ileve diðer Rus ulusal organizasyonlarla olduðu gibi Rushalkýnýn çýkarlarý ile çeliþmeyen diðer aktivistlerle debirlikte katýlacak.4-Biz seçimlere katýlacak tüm vatandaþlarý Krasnodarbölgesi ile birleþmeye yol açacak olan referandumaöncülük edecek referandum kanununun Adigey'degeçmesi görevinde çalýþacak olan adaylar birliðinidesteklemeye çaðýrýyoruz.www.adygeanatpress.net

30.11.2005 - BESLAN KURBANLARI YAKINLARIAVRUPA'DAN TRAJEDÝNÝN ARAÞTIRILMASINI ÝST-EDÝLERBeslan rehine trajedisinin kurbanlarýnýn akrabalarýAvrupa Birliðini ve Avrupa Parlamentosundan olaylailgili kendi soruþturmalarýný yapmalarýný istediler.Çagrý Kuzey Osetyadaki Beslanýn sesini destekleyenlertarafýndan yapýldý…(AFP)

13.12.2005 - AB KAFKASYA KRÝZÝKURBANLARININ ZARARINI KARÞILAYACAKAvrupa Birliði Gürcistan ve Çeçenistan'da devam edenanlaþmazlýklarýn kurbanlarýna verilmek üzere ayrýlanbloke edilmiþ 8 milyon avro olduðunu açýkladý.AB, Çeçenistanda savaþtan en çok etkilenen vatan-daþalarýn beslenmesi ve su þebekelerinin tamir edilme-si için 6 milyon avroluk bir yardým paketinin AvrupaKomisyonu tarafýndan onaylandýðýný belirtti.Para ayrýca kara mayýnlarý tehlikesi karþýsýnda insanlarýeðitmek, mesleki eðitimlerde kullanýlmak ve savaþtravmasý geçiren insanlara psikolojik destek saðlamakamacýyla da kullanýlacak.AB bugün ayrýca Gürcistan-Abhazya arasýndaki sorun-dan etkilenen kurbanlar için de 2 milyon avroluk biryardým yapacaðý taahatünde bulundu.(dpa)

HABERLER 33haberler

Page 36: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Beslan þu an Ýstanbul'da bulunan üç Çeçen kampýndan biri olan Beykoz kampýndahayatýný duraðan bir þekilde sürdüren bir mülteci. Aslýnda tam olarak bir mültecibile deðil, Türkiye Cumhuriyeti yasalarý gereði sadece misafir konumunda. 1971yýlýnda Grozni'de doðan Beslan'ýn yaþam öyküsü eþliðinde savaþýn sadece askerlerarasýnda olmadýðýný, bir ülkenin tüm dengesini, hayallerini nasýl yok ettiðine tanýkolacaðýz.

Üç Nesil Sürgün Hayatlar

kf

KHURMA CAN KESGÝN - GIRIN MUHAMMET SALMAK

eçenistan Sovyetler Birliði daðýldýktan sonrabirlikten ayrýlýp baðýmsýzlýklarýný ilan edendiðer devletler kadar þanslý deðildi, özgür-lüðünü kazanmak için 300 yýldýr Ruslarla

savaþan bir toplumun baðýmsýzlýðýný kazanamayýp,baðýmsýzlýðý aklýndan bile geçirmeyen uluslarýn baðým-sýz olmasý ise traji komikti. Tarihin sayfalarý geriyedoðru açýlýyor ve sanki hiç bitmeyecek olan bir filmineski sahnesi tekrar oynanýyordu. Bu oyunda olmamasýgereken oyuncular vardý ve acý çekiyorlardý hem deKafkas diasporasýnýn en kalabalýk olduðu Türkiye'de.Evet, birçoðumuz gerek iletiþimsizlikten, gereksehâkim politikalar yüzünden görmezden geliyoruz buoyuncularý. Oysa bu dramý en yakýndan yaþayanlardandeðil miydik? Bundan 141 yýl önce.

Beslan þu an Ýstanbul'da bulunan üç Çeçen kampýn-dan biri olan Beykoz kampýnda hayatýný duraðan birþekilde sürdüren bir mülteci. Aslýnda tam olarak birmülteci bile deðil, Türkiye Cumhuriyeti yasalarý gereðisadece misafir konumunda. 1971 yýlýnda Grozni'dedoðan Beslan'ýn yaþam öyküsü eþliðinde savaþýnsadece askerler arasýnda olmadýðýný, bir ülkenin tümdengesini, hayallerini nasýl yok ettiðine tanýk olacaðýz.

- Bize ailenden bahseder misin?- Ýlk önce biraz dedemden bahsetmek istiyorum.Dedem 1944 yýlýnda bütün Çeçenler Kazakistan'asürüldüðünde ikinci dünya savaþýnda Sovyetler Birliðiiçin savaþan bir topçu askeriydi.

- Deden bu sürgünü biliyor muydu?- Dedem, halkýnýn Kazakistan'a sürüldüðünden haber-dar deðildi.

- Yani deden cephede iken Çeçenler sürülmüþ müydü?- Evet. Ruslar Çeçenleri Sovyetler Birliðine ihanetetmekle suçladýlar ve bunun bir ulusal suç olduðunuduyurdular ve onlarý Kazakistan'a sürdüler. Dedemsavaþýrken sol elini kaybetti ve 1944'te Çeçenistan'adöndüðünde ülkede kimseyi bulamamasý onun içinkötü bir sürpriz oldu. Grozni'de tren istasyonlarýndanbirinde Ruslar tarafýndan tutuklandý ve Kazakistan'agönderildi. Kazakistan'la ilgili dedem orada yaþamanýnçok zor olduðunu ve insanlarýn açlýktan ve hastalýktanöldüðünü, 13 yýl süren bu sürgün sýrasýnda resmirakamlara göre açlýktan ve hastalýktan üç yüz bininsanýn öldüðünü anlatýrdý.

- Bu bilgileri nereden aldýn?- Bunlar resmi bilgiler, bizim Çeçen kaynaklarýndan veayrýca dedem bu konuyla ilgili pek çok þey anlatýrdý. O,Kazakistan'da yalnýz baþýna yaþýyordu. Ancak eski birasker olduðundan diðer insanlara göre daha iyi yiyecekve barýnak gibi imkânlara sahipti. Bir gün kapýsýnýnçalýndýðýný ve kapýyý açtýðýnda bir kadýn gördüðünü vekadýnýn ona evli olup olmadýðýný sorduðunu, (kapýyýçalan kadýn aslýnda dedemin bekâr olduðundan ve nis-peten iyi yiyecek ve imkanlara sahip olduðunu biliyor-du) ve dedemden evli olmadýðý cevabýný aldýktan sonraailece açlýktan ölmekte olduklarýný, 14 yaþýndakikýzlarýný yanýna alýp alamayacaðýný sorduðunu anlat-mýþtý. O kiþi daha sonra benim babaannem oldu.

- Ailen Çeçenistan'a ne zaman döndü?- 1957 yýlýnda babam doðdu. 1958 yýlýnda da Çeçenlereana vatanlarýna dönme izni verilince ailemÇeçenistan'a döndü.

Ç

RÖPORTAJr öpo r t a j34

Page 37: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

- Nereye yerleþtiler?- Grozniye. Daha önce daðlýk bir yerleþim birimindeVedeno'da yaþýyorlardý.

- Eðitim hayatýndan bahseder misin?- Eðitim hayatýmý Grozni'de tamamladým. Rus sistemialtýnda iyi bir eðitim aldým ve vinç operatörü oldum,daha sonra yüksek okul okuyarak elektronik teknisyenioldum, Grozni'de TV-Radyo fabrikasýnda çalýþmayabaþladým. 1989 yýlýnda da Sovyet sisteminin gereðiolarak iki yýl boyunca askerliðimi yapmak üzereorduya katýldým.

- Bize askerlik döneminden bahseder misin?- Askerliðimi Moskova'da yaptým. Üssümüz havalanýnçok yakýnýndaydý ve görevimiz güvenliði saðlamaktýbir nevi askeri polistik.

- Orduda iken Kafkasya kökenli olanlarla Rus mil-liyetinden olanlar arasýnda bir ayrýmcýlýk var mýydý?- Hayýr, çok önemli bir ayrým yoktu, çünkü Sovyet sis-teminde milliyetçiliðe yer yoktu, bazý milletlerdenolmanýn avantajý vardý tabi. Sovyetler Birliði pek çokülkeye yayýldýðýndan Kafkasya kökenli olanlarý çokuzak yerlerde görevlendiriyorlardý. AyrýcaKafkasyalýlar genellikle problemlerini gizli tutarlardýve her zaman bir arada olmaya çalýþýrlardý ancak sistemyüzünden büyük sorunlarý yoktu. Þimdi duyuyorumRus ordusunda Rus milliyetçiliði çok güçlenmiþ veayrýmcýlýk da çok artmýþ, Sovyet dönemine göre durumçok kötüleþmiþ. Hatta günümüzde pek çok Kafkasyalýgencin askerlik yapmaktan kaçtýðýný da sýk sýk duyuy-orum.

- Sovyetler Birliði'nin bir gün çökebileceðini düþünüy-or muydun?- Hayýr, Sovyetler Birliði çok güçlü bir ülkeydi vekimse bir gün yýkýlacaðýný düþünmemiþti. Ve buülkedeki yaþam en azýndan 70'li 80'li yýllardaKafkasyalýlar gibi halklar için çok kötü sayýlmazdý.Çünkü hiçbir milliyet yoktu, sadece komünist sistemvardý.

- Sence komünist sistem altýnda yaþam daha rahatmýydý?- Bugün bu çok önemli deðil. Milliyetçilik bu ülkedeyasaklanmýþtý fakat gizli Rus milliyetçiliði her zamanvardý ancak sistem yüzünden çok etkili deðillerdi.Sovyetler Birliði parçalandýðýnda pek çok ülke kendibaðýmsýz ülkelerini kuracaklarýný duyurdu. Moldova,Ukrayna, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan,Kazakistan vs. gibi ülkeler Rusya ile hiçbir problemyaþamadan ayrýldýlar. Rusya onlarýn kendi devletlerinikurmalarýna izin verdi çünkü bu devletlerin kendinüfus yoðunluklarý fazlaydý, fakir devletlerdi ve Rusyabütçesi için onlarý desteklemek oldukça zordu. Diðertaraftan Rusya diðer ülkeler için bir çekim merkeziydi,

bütün para ve deðerli þeyler Rusya'da toplanýrdý. Diðerülkelerde bazý fabrikalar vardý mesela kiminde biruçaðýn motoru kiminde bir baþka aksamý üretilirdi.Rusya bu ülkelerden çekilirken bütün deðerli gördük-lerini aldý, askeri fabrikalarý Rusya'ya taþýdý.

- Ýlk savaþta þehirde yaþayanlarla köylerde yaþayanlararasýnda savaþa farklý yaklaþýmlar olduðu söyleniyor,bu doðrumu?- Hayýr bu doðru deðil, ilk olarak Çeçenistan büyük birülke deðil nüfusu sadece 1 milyon civarýnda ve büyük-lüðü de Ýstanbul kadar yani savaþtan haberdardýlarancak belki köylerde yaþayan bazý insanlar Ruslarýntanklarla, uçaklarla, roketlerle gelip bu kadar yoðun birþekilde ülkelerini tahrip edeceðine ve insanlarýnýöldüreceklerine inanmýyorlardý. Gerçekten bunun nasýlkabul edilemez olduðunu anlamak için gözlerinizlegörmelisiniz. Ýlk sefer insanlar için büyük bir þoktubunu size tarif edemem. Her yerde pek çok ölü, çokfazla yýkým olmuþtu her þey yýkýlmýþtý hatta kendievimi bile tanýyamýyordum, bütün bir yaþamýnýsürdüðün yer yýkýlýyor ve gidecek bir yer bulamýyorsunçünkü her yer neredeyse ayný þekilde yýkýlmýþ veneredeyse her gün cenazemiz oluyordu, Rus uçaklarýve helikopterlerinden zaman buldukça bazen gecebazen gündüz her gün ölülerimizi mezarlýklarýmýzagömüyorduk .

- Birinci savaþla ilgili son olarak söylemek istediðin birþeyler varmý?- Ýlk savaþ çok acýmasýzdý. Belli bir zamandan sonraülke, baðýmsýzlýk gibi kavramlar ikinci planda kaldý.

- Savaþ kiþiselleþti mi?- Öylede denebilir. Eðer ailenden birini, birilerinikaybedersen ailen için savaþmalýsýn, hatta Ruslarlasavaþmak istemeyenler bile eline silah almaya veRusya ya karþý savaþmaya mecbur býrakýlýyordu.Çünkü baþka þanslarý yoktu. Eðer aileni korumak, onu-runu korumak istiyorsan savaþmaktan baþka þansýnyoktu, çatýþmalarýn olduðu yerde yaþýyorsan hayattakalabilmek için baþka þansýn yok bunu çok iyi biliyo-rum, gözlerimle gördüm oradaydým çünkü. Sabahakþamý, akþam sabahý görüp göremeyeceðini bilemiy-orsun her yerden duman yükseliyordu, ayrýca RuslarýnÇeçenistan da bulunan petrol rafinelerinden duman

35

“Eðer ailenden birini, birilerini kaybedersen aileniçin savaþmalýsýn, hatta Ruslarla savaþmak iste-meyenler bile eline silah almaya ve Rusya ya karþýsavaþmaya mecbur býrakýlýyordu. Çünkü baþkaþanslarý yoktu. Eðer aileni korumak, onurunu koru-mak istiyorsan savaþmaktan baþka þansýn yoktu,çatýþmalarýn olduðu yerde yaþýyorsan hayatta kal-abilmek için baþka þansýn yok bunu çok iyi biliyo-rum, gözlerimle gördüm oradaydým çünkü.”

Page 38: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

yükseliyordu þehrin üstü kapkara bulutlarla kaplan-mýþtý. Bazen günün gecemi gündüz mü olduðunu bileanlayamýyorduk. Þehrin caddelerinde binlerceçürümüþ ceset vardý, cesetlerin kokusu korkunçtu.Çeçenlerin cesetleri toplamak için yaptýklarý çaðrýlaraRuslar cevap vermiyordu, kendi askerlerinin cesetleri-ni bile toplamýyorlardý, cesetler büyük sýçanlar veköpekler tarafýndan parçalanýyordu. Korkunçtu.

- Birinci savaþta Çeçenlere yardým geliyor muydudünya kamuoyundan?- Birinci savaþta BM, Avrupa Ülkeleri ve insani yardýmkuruluþlarý yardým konusunda daha iyilerdi. AncakRusya meseleyi kendi iç sorunuymuþ gibi göstererekyardým kuruluþlarýnýn çalýþmalarýný engellemeyeçalýþtý. Birinci savaþ sýrasýnda Türkiye'den gelen insaniyardýmlar ikinci savaþa göre çok iyi düzeydeydi,sanýrým Türkiye de o zaman baþka bir hükümet iktidar-daydý. Tansu Çiller, Çeçen sorunu ile ilgili insani yak-laþýmý çok daha iyiydi. Bizim durumumuzu çok dahaiyi anlýyordu. Bize yaklaþýmý çok iyiydi.

- Bu yaklaþýmýn farký politik olabilir, onun dönemindeRusya PKK'yý destekliyordu Türkiye de buna karþýlýkkoz olarak Çeçenleri destekliyordu, yani politika fark-lýydý?- Bunu bilemem, olabilir ama ben bir politikacý deðil-im ama þunu söyleyebilirim gerçekten iyi yardýmlargeliyordu ve bu bizim için çok önemliydi.

- Birinci savaþý nasýl tanýmlarsýn?- Birinci savaþta yurtseverlik öðeleri öne çýkmýþý vebaðýmsýzlýk savaþýydý.

- 'De facto' baðýmsýzlýðýnýzý kazandýktan sonra ikincisavaþa kadar üç yýl boyunca Çeçenistan'ýn durumunasýldý, insanlar çalýþabiliyor muydu, üretim varmýydý?- Rus ordusu ülkemizi terk ettiðinde tahribatýn boyu-tunu daha iyi anladýk, her þey yýkýlmýþtý, köyler,þehirler, yaþamýmýzda her þey çok zor hale gelmeyebaþladý. Rus ordusu ülkemizi terk etmesine raðmen

ambargo koydular, ülkemizin dýþ dünya ile olan iliþki-leri kesildi. Ruslardan izin almadan ülkemize bir þeygetiremedik, dýþarýya bir þeyler satamadýk, komþu-larýmýzla olan sýnýrlarýmýz Gürcistan hariç kapatýldý.Ülke içinde suç oraný arttý, bazý insanlar ülkede Rusyaiçin çalýþan gizli servis elemanlarýnýn olduðunu veMashadov'un daha güçlü bir hükümet kurmak için gös-terdiði çabalarý zayýflatmak için çalýþtýklarýný söylüyor-lardý. Ayrýca bu kadar büyük bir hasara uðramýþ yoksulbir ülkede bazý büyük deðiþiklikler yapmak için üçyýlda çok az bir zamandý.

- Gürcistan'dan yardým aldýnýz mý, onlarla ticaret iliþk-ileriniz oldu mu?- Shevrnadze 1990'da Gürcistan'da iktidara geldiðindeGürcistan'la iliþkilerimiz iyi deðildi, hatta çok kötüydü.Gürcüler bizi Abhaz-Gürcü savaþý sýrasýnda kendiler-ine karþý pek çok suç iþlemekle suçluyorlardý.

- Savaþta Abhazya'yý desteklediðiniz için mi?- Evet. Gudauta aralarýnda özel Çeçen güçlerindebulunduðu Þamil Basayev ve Ruslan Gelayev'in komu-tasý altýndaki birlikler tarafýndan alýndý. Onlar Gürcüordusuna karþý çok iyi bir direniþ sergilemiþlerdi buyüzden Gürcüler bizi kýnýyorlardý. Fakat tarihimizdeGürcülere hatýrlatabileceðimiz pek çok þey vardýr.Þamil zamanýnda Gürcüler Ruslarý aktif olarak destek-ledikleri gibi Gürcü kökenli Stalin zamanýndaRustavelli meydanýnda pek çok Çeçeninöldürüldüðünü, sadece bu adam yüzünden ulusumuzunneredeyse yok olmak üzere olmasýný hatýrlatmak bileonlara yeter. Bu yüzden Abhazya savaþýnda gösterileneðilim normal. Yani bizim nedenlerimiz onlarýn neden-lerinden çok daha aðýr. Keza birinci savaþ sýrasýndaGürcistan'da bulunan üslerden kalkan Rus savaþ uçak-larý bazý daðlýk köylerimizi bombalýyordu. Ayrýcagerek birinci savaþta, gerekse ikinci savaþ sýrasýnda pekçok Gürcü askerinin para karþýlýðý Rusya adýna bizekarþý savaþtýðýný da biliyoruz. Bu durum bizim için birsýr deðil.

- Rusya'da Moskova da bazý apartmanlar bombalandýve Rus yöneticiler bu durumdan Çeçenleri sorumlu tut-tuðunda ikinci savaþýn baþlayacaðýný düþünüyor muy-dunuz?-Zamanýnda FSB için çalýþmýþ Rusya'dan kaçýp baþkaülkelerden politik sýðýnma kazanmýþ bazý Ruslar,Kremlin'i bu olaylarý savaþ baþlatmak için kullandýk-larýný söylüyorlar, bu þekilde Rus halkýnýn kendilerineolan desteðini arttýracaklardý.

- Ve Þamil Basayev ve Hattab bir grup adamýylaberaber Daðýstan'a girdiler?- Daðýstan konusu açýlýnca sanki bütün Çeçen ordusuDaðýstan'ý iþgal etmiþ ve Mahaçkale'yi almýþlar gibibahsediliyor, oysa Çeçenistan ile Daðýstan arasýnda kisýnýrda sadece iki küçük köye girildi ve bu olayý açýk-layabilmek gerçekten çok zor. Basayev'in yaptýðý þey

36

BeykozKampý

Ýstanbul’da-ki Çeçen

sýðýn-macýlarýn

üç ana yer-leþiminden

biri...

Page 39: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

Mashadov'un amacýna tersti. O bunu istemiyordu.Mashadov güçlü bir konuma sahipti ve kendi güçlüülkemizi kurmak istiyordu Basayev'in amacýysa Rusordusunu tamamýyla Kafkasya'dan çýkarmaktý. O,Ruslar Kafkasya da olduklarý müddetçe Kafkas halk-larýnýn özgürlük ve baðýmsýzlýðýnýn olamayacaðýnainanýyordu.

- Þamil Basayev'i Daðýstan'a girdiði için kýnýyormusun?- Bilmiyorum, farklý düþüncelere sahibim. Belki o birpolitikacý gibi davranmak istedi. Küçük ordusuyla bazýbüyük deðiþiklikleri yapamazdý, belki de eðerDaðýstan'dan iþe baþlarsa diðer bölgelerdekiMüslümanlar'dan yardým alabileceðini düþünmüþ ola-bilir, bir nevi Kafkasya hareketi Rusya'ya karþý. Fakatoyunu kaybetti ve Ruslar derhal bundan istifade edereksanki Çeçenler Rusya Federasyonu'na savaþ açmýþ gibigösterdiler. Ben politikacý deðilim, politikanýn kendinehas kurallarý vardýr neyin doðru olup neyin yanlýþolduðunu þu an için kesin bir þekilde belirtemeyiz belkigelecek nesil bu resmi daha açýk bir þekilde görebile-cek, yorumlayabilecek.

- Ýkinci savaþ baþladýðýnda Grozni'demiydin?- Birinci savaþ boyunca Grozni'deydim. Zaten direktolarak veya dolaylý olarak ülkedeki herkesin savaþlailgisi vardý. Savaþ yaþamýmýn rutin bir parçasý olmuþtu.Her gün bombardýman altýnda yaþamaya alýþmýþtýkdüþündüðümüz tek þey sadece bombardýmanlardansonra acaba kimler öldü, kimler yaralandý, kimler hay-atta kaldýðýydý. Her türlü zorluða raðmen ülkemizdey-dik. Ancak ikinci savaþýn baþlamasýyla birlikte her þeyilkinden çok daha kötü olmaya baþladý, bu sefer Ruslarkadýn, erkek, çocuk ayrýmý yapmadý. Hatta kimi zamankendilerine ateþ açýldýðýnda savaþmak yerine ateþingeldiði yeri derhal bombalýyorlardý, sahip olduklarýtüm silahlarý kullanarak insanlarý yok ediyorlardý.Savaþýn kurallarýný tamamýyla yýkmýþlardý. Sanýrým osýrada dünya bir nevi þok durumundaydý, hiç kimse neolduðunu görmüyor, hiç kimse ne olduðunu bilmekistiyordu. Eðer döktükleri bebek kanlarý size aitdeðilse, eðer yýktýklarý yerde siz yaþamýyorsanýz, eðersaldýrdýklarý ülke sizin ülkeniz deðilse bu sizin prob-leminiz deðildi. Ýkinci savaþ boyunca pek çok ülkeninyaklaþýmý bu þekilde idi. Ülke insanlarýn hiçbir hakkasahip olmadýklarý, her an herkesin yaþamýnýn tehlikealtýnda olduðu büyük bir toplama kampý, büyük birhapishane gibiydi. Ýkinci savaþ boyunca pek çok kadý-na tecavüz edildi, öldürüldü toplama kamplarýndaiþkenceden geçirildi.

- Bu baský Çeçenlerin ülkeden göndermek için olabilirmi?- Hayýr. Ülkeden ayrýlmamýza bile izin verilmiyordu.Amaçlarý sadece öldürmekti. Onlar sadece öldürmekistiyorlar ve hayatta kalmayý baþarabilenlere bu andanebediyen ders almalarýný ve onlarýn çocuklarýný, çocuk-

larýnýn çocuklarýna eðer "özgürlük" sözcüðündenbahsederlerse bu aný hatýrlayarak cezalandýrýlacaklarýnýhatýrlatmak istiyorlardý.

- Gürcistan'a ne zaman geçtin?- 1997 yýlýnda Gürcistan ile iliþkilerimiz düzelmeyebaþlamýþtý, Gürcistan'dan bazý yetkililer bizi ziyaretetmiþlerdi ve Çeçenistan ile Gürcistan arasýnda bir yolyapma konusunda anlaþmýþlardý, bu yolun üç senesonra bizim için "hayat" anlamýna gelebileceðini ozaman bilmiyorduk. Ýkinci savaþla birlikte Shevrnadzeülkesine Çeçen mülteciler kabul edebileceðinisöylemiþti. Ýkinci savaþýn baþlamasýyla pek çok Çeçenülkeden çýkmaya baþladý. Mültecilerin çoðunluðuGürcistan'ýn kendilerini hoþ karþýlamayacaðýnainandýðý için haklý bulduðum þekilde Ýnguþetya'yageçiyordu. Ýnguþetya'ya gidemeyenler Gürcistan'ageçmeye çalýþýyordu. 1997'de yapýmýna baþlanan yoltamamlanmadan ikinci savaþ baþlamýþtý ve biziGürcistan'a götürebilecek tek yoldan bende Gürcistan'aPankisi Vadisi'ne geçtim, 15000 kadar Çeçenle birlikte.

- Gürcistan ile Çeçenistan arasýnda bir anlaþma var-mýydý mültecilere dair?- Sanýrým yoktu, sadece Shevrnadze bazý mültecileriülkesine kabul edebileceðini söylemiþti. Onlar bizikabul ettiler ancak kullandýlar da. Bu mülteciler yüzün-den BM mültecilerle ilgilenmek için bölgeye pek çokuluslararasý, insani organizasyonlarý davet etti, bumilyon dolarlarýn bölgeye gelmesi demekti.

- Pankisi Vadisi hakkýnda bilgi verir misin?- Pankisi yüksek rakýmda daðlarýn arasýnda,Gürcistan'ýn baþkenti Tiflis'e çok uzak 300km. kadar,Çeçen sýnýrýna ise 50-80km. kadar, ayrýca buradaKistinler (Kistler)* diye adlandýrdýðýmýz bazý Çeçen-lerin yaþadýklarý köyler vardý ve bölge halký çok fakir-di, neredeyse hiç bir þeyleri yoktu.

- Pankisi de mültecilerin durumu nasýldý?- Mültecilerden BM organizasyonu sorumluydu. Pekçok yardým kuruluþu vardý ancak hiçbir þey yapmýyor-lardý, onlar için ilk önemli olan þey paraydý. Sadece ikiorganizasyonun bir þeyler yapmaya çabaladýðýnýsöyleyebilirim. UNHCR (BM Mülteciler YüksekKomiserliði) ve benimde bir dönem çalýþtýðýmMedecins Sans Frontiéres, (Sýnýr TanýmayanDoktorlar) Fransýzlarýn bir organizasyonuydu ve týbbiyardým saðlýyordu.

- Pankisi de iken baþka ülkelerden yardým geliyormuydu?- Birkaç defa haricinde yeterli bir yardým gelmiyordu,birkaç kere Türkiye'den Kýzýlay'dan bazý insaniyardýmlar geldiðini hatýrlýyorum. Bu arada gelenyardýmlarý da Gürcüler kendileri daðýtmak istiyorlardý,ayrýca zorlukla Çeçenlerin yanlarýnda getirdikleriþeylerde bölgede yaþayan bazý Gürcüler tarafýndan

37

Page 40: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

çalýnýyordu.

- Böyle bir þey nasýl olabilir, zaten zor bela canýnýzýkurtarmýþsýnýz ve güç þartlarda yaþýyorsunuz?- Bunun nedenini sýradan bir insanýn anlamasý gerçek-ten çok zor, çünkü hiçbir hakkýmýz yok, hiçbir þeyiispatlayamazsýn, hiç kimseye derdini anlatamazsýnörneðin Türkiye'de bulunan pek çok organizasyon varhangi millettensin diye sorduklarýnda, Çeçenimdediðinde Çeçenlere hiçbir þekilde yardým edemeyizdiye cevap alýrsýn.

- BM sizin için hiçbir þey yapmadý mý?- Elbette yaptý ama bizim için yaptýklarý çok sýnýrlýydý.Mesela doðru dürüst kalabileceðimiz yer yoktu çokkötü þartlar altýnda kalýyorduk, bize belki içinde kala-bileceðimiz yerler inþa edebilirlerdi. Onlarýn yaptýklarýþey sadece biraz yemek vermekti, o da örneðin kiþibaþýna yapýlan yardým bir ay için 11kg. un, yarým kilo-gram yað, 600gram þeker, 1,5 kilogram fasulye ve azbir miktarda tuzdu. Mültecilerin hemen hepsi aç kalýy-ordu.

- MSF organizasyonunda çalýþtýðýný söyledin, ordanasýl çalýþmaya baþladýn?- Sýnýr tanýmayan doktorlar, Fransýzlar'ýn bir organiza-syonu ve dünyanýn her yerinde görev yapýyorlar. Çeçenmültecilere týbbi yardým yapmak için gelmiþlerdi vegüven duyacaklarý, kendilerine týbbi yardýmlarýndaðýtým organizasyonunda yardým edecek birineihtiyaçlarý vardý ve beni seçtiler bir yýl boyunca onlar-la çalýþtým

- Neden bir yýl?- Çeçen mültecilerle ilgili olan programlarý ve ayýrdýk-larý para bitmiþti ve ofislerini kapattýlar.

- Neden onlarla gitmedin?- Bana dünyada açlýk çeken, yardýma muhtaç milyon-larca insanýn bulunduðunu ve bütün insanlarý kendiülkelerine kabul edemeyeceklerini ve yanlarýna ala-mayacaklarýný söylediler.

- Rusya sizi rahatsýz ediyor muydu Pankisi'deolduðunuz süre içinde?- Rusya vadide Çeçen gerillalarýn yaþadýðýný önesürüyordu ve Pankisi Vadisi'nde 2003 yýlýnda Rusuçaklarýnýn sýklýkla Gürcü sýnýrýný ihlal edip bombardý-man yaptýklarý oluyordu. Bombardýman sonucuaralarýnda Gürcülerinde olduðu pek çok insan ölüyor-du.

- Gürcistan cevap vermiyor muydu, bu bir politik kriznedeni?- Biliyorlardý, rahatsýzdýlar ama Çeçenistan'ýn baþýnagelen þeylerin kendi baþlarýna da gelmesinden çekiniy-orlardý.

- Bölgede BM adýna bulunan kuruluþlar bunu kýnamýy-orlar mýydý?- BM'in sadece varlýðý vardý, ayrýca Rusya uçaklarýnkendisine ait olmadýðýný belki Abhazya'dan gelmiþ ola-bileceðini öne sürüyor ve iddia sahiplerine iddialarýnýispatlamaya çaðýrýyordu.

- Mülteci kartýn veya mülteci olduðuna dair bir belgenvar mý?- Evet, Gürcistan'da bulunurken bütün mültecilerinmülteci kâðýtlarý vardý ama sadece üzerinde isimlerim-izin yazdýðý bir kâðýt parçasýydý 1999 da aldýk, 2002 deise BM ile Gürcü hükümetinin onayladýðý daha ciddibir plastik karta sahip olduk. Kiþisel düþünceme görebu kart pasaport yerine geçiyordu. Ama bu kart sadeceGürcü topraklarýnda geçerli sayýldý, burada kart resmiolarak bir þey ifade etmiyor.

- Kart sadece Gürcistan da geçerliydi yani, diðer ülkel-er için kabul edilirliði olmayabilir?- Bu mülteci kartý benim bir mülteci olduðumu ispatlarve 1951 BM Mültecilerle ilgili sözleþmenin altýna imzaatmýþ olan her ülke bu kartý tanýmak zorunda ve banabazý yardýmlar ya da politik koruma saðlamak zorunda,ama yapmýyorlar. Benim milliyetimin ünü çok kötü,özellikle burada, örneðin eðer Avrupa'ya geçebilsem bukart sayesinde tam bir koruma alabilirim sanýrýmbenim gibi kanun dýþý insanlarýn burada hiçbir geleceðiyok.

- Diðer Kafkas cumhuriyetlerinden yardým geliyormuydu?- Paniksiye mi, hayýr, belki çok az ama bu bölge çokdaðlýk bir bölge buraya ulaþmak diðer KafkasCumhuriyetleri için gerçekten çok zor.

- Onlardan biri olarak sormak istiyorum, bunun içinbizi kýnýyor musun?- Hayýr, hayýr, size tek diyebileceðim þey bu bizimkaderimiz. Kýnamak çözüm getirmiyor, daha önce bukonu hakkýnda düþünüyordum ama daha sonra hiçbirhakký olmayan dolayýsýyla kanuna aykýrý bir þekilde budünyada sadece bir yer iþgal ederek yaþayan benim gibiinsanlarýn birilerini kýnamasýnýn çok zor olduðunuanladým. Çünkü pek çok insanýn bizden haberi yok,onlar hakkýmýzda bir þeyler duyuyorlar ama ne yap-týðýmýzý, ne yediðimizi bilmiyorlar. Pek çok ülkeninpolitikacýsý hakkýmýzda doðrularý söylemiyor.Gürcistan da MSF için çalýþýrken pek çok zeki ve cesurgazeteci ile tanýþtým ama onlar bile çok derinden duru-mumuzu anlasalar bile ülkelerine döndüklerindedoðrularý açýklayamayacaklarýný, politikacýlarýnýnRusya ile olan iliþkileri mahvetmek istemeyecekleriniaçýk yüreklilikle söylüyorlardý. Bu yüzden Türkiye'yide kýnamýyorum, Avrupa gibi güçlü ülkeler doðrularýsöyleyemiyorlarsa, Türkiye gibi çok deðerli demokrasiyolunda ilerleyen bir ülke hakkýnda kötü bir þeysöyleyemem. Hatta burada belki hayatýmýzý sürdüre-

0038

kf

Page 41: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

bilmek için yeterli þeylere sahip olmayabiliriz amaGürcistan da ki yaþamýma göre çok daha iyi yardýmlaralýyoruz, yiyeceðimiz var kalacak yerimiz var en azýn-dan açlýk çekmiyoruz. Dünyanýn her tarafýndan insaniyardým kuruluþlarýnýn bulunduðu Gürcistan'da bizeTürkiye'de saðlanan yardýmýn minimumu bile ver-ilmemiþti.

- Arap ülkelerinin ve diðer ülkelerinin yardýmlarý?- Birinci savaþ sýrasýnda Çeçenler pek çok ülkedenyardým istemiþti, Dudayev'in tek istediði þey kadýnlara,çocuklara ve sivillere karþý yapýlan þiddetin son bul-masýydý ve yardým istediði ülkelerden sadece gerçek-leri görmelerini ve gerçekleri söylemelerini istiyordu.Fakat onlar bu konuda tek bir söz bile söylemediler.Þimdi pek çok Arap ülkesi bize ülkelerinde yaþamakiçin vize vermiyorlar, bizlere Ortodoks Müslümanlarolduðumuzu söylüyorlar, bu gerçekten çok komik.Ýkinci savaþtan sonra Müslüman ülkelerden çok bizeAvrupa'lý Hýristiyan devletler sahip çýktý, þu anAvrupa'da yasal olarak 35-40 Bin Çeçen mülteci yaþýy-or.

- Gürcistan'dan Türkiye'ye nasýl geçtin?- 2003 Eylül ayýnda yasal yollardan Rus pasaportumaiki aylýk vize alarak karayoluyla Acara'dan Ýstanbul'ageldim. Türkiye'ye gelirken amacým buradanAvrupa'ya geçebilmek ve politik koruma ve mültecihaklarýmý alabilmekti.

- Ýstanbul'da Çeçen kamplarý olduðunu biliyor muy-dun, kamplarla herhangi bir baðlantýn var mýydý?- Burada Çeçenlerin olduklarýný duymuþtum ama bura-da kalmak hiç aklýmda yoktu, buradan kimseyle de irt-ibatým yoktu.

- Burada kalman nasýl oldu, planlarýnda Türkiye'yitransit geçiþ yapmak için kullanmak varmýþ?- Türkiye pahalý bir ülke, 100 $ hiçbir þey ifade etmiy-or, zaten yanýmda getirdiðim param çabuk bitti, birmüddet tanýdýklarýmdan para gelmesini bekledim.Niyetim Avrupa'ya gitmekti, Frankfurt ve Polonya ola-bilirdi. Ancak Ýstanbul havaalanýndan çýkýþ yapa-madým, polisler herhalde zayýf, yorgun ve paspal hal-imden þüphelenmiþ olacaklar ki beni durdurdular.Vizemin geçtiðini ve pasaportumun sahte olduðunusöylediler ki deðildi, daha sonra Çeçenistan'a geri gön-dermek istediler sonra bir odaya kapatýldým. Ýçlerindebir tanesi Çeçen olmak üzere 10 kiþi daha vardý odada.Polis soruþturmasýndan sonra Aksaray'da bulunanyabancýlar þubesine götürüldüm.

- Beykoz'a geliþin nasýl oldu?- Yabancýlar þubede kaldýktan sonra ertesi gün beni Ruskonsolosluðuna götürdüler, orada sorgulandým.Pasaport bilgilerim eðer doðru ise bana bir belge veripGrozni'ye göndereceklerini söylediler, tekraryabancýlar þubesine götürüldüm orada telefonla

Türkiye'de bulunan BM Mülteciler YüksekKomiserliðini aradým, durumumu anlattým, mültecikartým olduðunu söyledim. BMMYK den bir yetkiligeldi ve BMMYK Türkiye'de Çeçenler'in sorunlarýylailgilenemeyeceðini anlattý. Bende Amnesty'e baþvur-dum, kýsa bir zaman sonra bir kadýn yetkili ve avukat-lar geldi ve bana pek çok kâðýdý ne yazdýðýný bilmedenimzalattýlar. Rus Elçiliði'nden de bir ses çýkmadýðý için"Biz seni orada buluruz" diyerek beni Beykoz'da bulu-nan Çeçen kampýna gönderdiler ve Ocak 2004'teBeykoz kampýna gelmiþ oldum.

- Buradaki durumun nedir?- Halen Ankara'dan genel merkezden haber bekliyo-rum, ikamet belgesi için. Aslýnda durum zamanabýrakýldý yýlmamý ya da geri dönmemi bekliyorlar diðertaraftan yasalar gereði beni yollayamýyorlar da. Altýsenedir kamplarda yaþýyorum, kolay deðil.

- Beykoz' da ki kamp yaþamýn nasýl, kamplardaki mül-tecilerin genel durumlarý nedir, sýkýntýlarý neler, nelerdüþünüyorlar?- Kamptaki mültecilerin çoðu burasý Müslüman diyegeldiler, bir kýsmý Türkiye'de kalmak istiyor bir kýsmýÇeçenistan'a dönmek istiyor bir kýsmý da Avrupa'ya git-mek istiyor. Mevsime göre yakacak ve ýsýnma gibiproblemlerimiz oluyor. Beykoz kampý yer olarak tauzak ve biraz sapa kaldýðý için çok fazla yardýmalamýyoruz, zaman zaman yiyecek problemlerimiz deoluyor. Çocuklarýn eðitim problemleri de oluyor.Beykoz belediyesinden bazen pirinç, makarna, ekmekgibi gýda malzemesi yardýmý yapýlýyor, zengin ve hayýr-severler vatandaþlar da yardým etmeye çalýþýyorlarancak düzenli ve planlý bir yardýmdan bahsetmekmümkün deðil. Normal bir birey olarak kamplardayaþamak ta kolay deðil, zira çocuklarý olan aileler varve haklý olarak onlarýn aldýklarý yardým daha fazla.

- Çeçenistan'a dönmeyi düþünüyor musun?- Ailem orada yaþýyor, Grozni de ama dönmek istemiy-orum, hayallerimi kaybettim. Ailem Þeyh Mansur'untorunudur ve oradan ölümleri pahasýna çýkmazlar.Ailem de bir tek ben Çeçenistan dýþýnda yaþýyorum.

- Savaþa ve geleceðe dönük düþüncelerin nelerdir?- Ýkinci dünya savaþý bile 4 yýl sürmüþtü. Çeçenistansavaþlarý tam anlamýyla birkaç nesli aðýr etkiler altýndabýrakacak kadar uzun sürdü, sürüyor. Savaþ baþladýðýn-da 22 yaþýndaydým ve þu an 34 yaþýndayým, aklýmýkaçýrmamak için uðraþýyorum elimde hiçbir þeyim yok,kimliðim yok, vataným bile yok. Çeçenler geçmiþegöre akýllandýlar sanýrým artýk kimseden yardým ala-mayacaklarýný, destek alamayacaklarýný iyi biliyorlar,eðer yaþamak istiyorlarsa bunu kendi baþlarýna yapmakzorunda olduklarýný biliyorlar, çocuklarýmýz var onlaragelecek saðlamak zorundayýz, bizim geleceðimiziþekillendirecek olan çocuklarýmýz onlarýn saðlýklýgeliþmesi için sýcak ortam saðlamalýyýz.

39

kf

Page 42: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

- Kimliðini nasýl tanýmlarsýn? Savaþ geçiren toplum-larda özellikle bazý deðiþimler olur meselaYugoslavya'da Sovyet döneminde kimlik sýrasýylaYugoslav, Boþnak ve Müslüman iken savaþ sýrasýndaMüslüman, Boþnak oldu, savaþ bitti, anlaþmalar imza-landý ve þimdi kimlik tanýmý önce Boþnak sonraMüslüman?- Ben insanlarýn kimliklerinin sadece bir yapýnýntamamlayacaðýna inanýyorum ve karýþýmýn kiþininkimliðini ortaya çýkardýðýný düþünüyorum,Çeçenistan'da dediðiniz gibi bir deðiþim olmadýðýnýdüþünüyorum, savaþýn baþýndan beri baðýmsýzlýk savaþýve Çeçen kimliði ön planda. Ben de Çeçen veMüslüman'ým.

- Din konusu ve Vahabiler hakkýnda bir þey söylemekistermisin?- Sovyet döneminde din yasaklanmýþtý, okullardaAllah'ýn bir efsane olduðunu okutuyorlardý.

Çeçenistan'da da camilerin neredeyse tamamý kap-atýlmýþtý, sadece birkaç cami açýktý ve sanýrým tümÇeçenistan'da Kur'an okumayý bilen 4 veya 5 kiþi vardýonlarda gözetim altýnda tutuluyordu. Çeçenistan'datüm Kafkasya'da olduðu gibi geleneksel SünniMüslümanlýk ön plandadýr ve geleneklerimizi de koru-ruz. Vahabiler ilk geldiklerinde sanýldýðýnýn aksine halktarafýndan büyük bir destek görmediler sadece belirlikesimlerin ihtiyaçlarý çerçevesinde destek buldular.Savaþ sýrasýnda diðer Müslüman devletlerden yeterlidesteði alamadýðýmýzda Vahabilerin paralarý etkilioldu. Ancak Vahabiler Çeçenistan da söz sahibi olmakda istiyorlar Çeçenler bu durumdan rahatsýz ve üzer-lerinde otorite kurulmasýný kabul edemezler, zatensavaþ bunun için yapýlmýyor mu? Bu arada Putin veBush dünyada radikal Ýslamla savaþtýklarýný söyleyeniki süper gücün liderleri, Putin bugün terörist olarakniteledikleri Aslan Mashadov'la tokalaþmýþtý oysaBush'un Bin Laden ile tokalaþtýðýný hiç sanmýyorum.

irinci savaþý nasýltanýmlarsýn?- Birinci savaþta yurt-severlik öðeleri öne

çýkmýþtý ve baðýmsýzlýk savaþýydý.

- Çeçenistan'ýn baðýmsýzlýðýnýilan ettiði günlerde genel havanasýldý?- 1991 yýlýnda ayrýlan diðer ülkel-er gibi Çeçenistan'da kendibaðýmsýz, demokratik ülkesini

kuracaðýný duyurdu. Cohar Dudayev, Türkiye örneðinde olduðugibi Müslüman, demokratik, çaðdaþ bir ülke kurmak istediðini vebu ülkede din sisteminin genel olmayacaðýný ve her þeyin eþit ola-caðý bir ülke kurmak istediðini söylüyordu. Fakat sonralarý birin-ci savaþ sýrasýnda durum deðiþmeye baþladý ve Müslüman birdevlet kurmaya karar verdi.

- Rusya Çeçenistan'ýn baðýmsýzlýðýný tanýmadý ve sonra savaþbaþladý. Rusya'nýn size savaþ açtýðýný biliyor muydunuz?- Evet. Savaþýn ilk günlerini hatýrlýyorum da Rus ordususýnýrýmýza çok uzak deðildi ve Rus uçaklarý farklý zamanlardafarklý yerleri bombalamaya baþlamýþtý. Cumhuriyetimiz büyük birorduyla karþý karþýya kalacaktý ancak bu derece öfkeyle bizimlesavaþacaklarýna inanmýyorduk. Baþlangýçta bu bir oyun gibiydi,bir ülkede birlikte yaþayan, tek bir dili konuþan, beraberceRuslarla birlikte faþizme karþý savaþmýþ ve ölmüþ bir halkagerçekten bu kadar yoðun bir þekilde saldýrýlacaðýna inanmýyor-duk. Bizim için sanki bir oyun gibiydi fakat 22 yaþýnda ikenbenim için yaþam birden deðiþmeye baþladý. Uçaklardan bom-balar atýlmaya baþladýðýný hatýrlýyorum.

- Bombalar nereye atýlýyordu þehir merkezine mi, belli hedefleremi?

- Hayýr, ülke genelinde farký bölgelere ayrýca sivillerin yaþadýðýbazý yerlerde bombalanýyordu, pek çok insanýn öldüðünü hatýrlýy-orum. Bazen çok güçlü bombalar kullanýyorlardý, birkaç ton aðýr-lýðýnda. Bomba patladýðýnda içine 40-50 araba alacak gibi birçukur açýlýyordu. Sanýrým Ruslar Çeçenleri korkutarak, onlaragüçlerini göstererek Çeçenler üzerinde psikolojik bir baský oluþ-turmaya çalýþýyordu fakat Çeçen mantalitesini bilmiyorlardý.Çeçenler kendilerine yapýlanlarý gördüklerinde daha da sinirlen-meye baþladýlar hatta Rus ordusuna karþý savaþmayý düþün-meyenler bile savaþmaya hazýrdý. Ýnsanlar çok öfkeliydi.Kadýnlarýn, çocuklarýn sýrf Çeçen olduklarý için öldürülmelerinikabul etmek çok zordu. Bir anda herkes bunun bir cezalandýrmaeylemi olduðunu anladý. Bu Çeçenleri sýrf milliyetlerinden dolayýve o topraklarda yaþadýklarýndan dolayý özgürlüðe olan baðlýlýk-larýndan dolayý cezalandýrma hareketiydi. Dudayev bombalanmadevam ederken bile son ana kadar Yeltsin'le bir uzlaþma yolu bul-maya çalýþtý. Yeltsin'e eðer savaþa baþlarlarsa bu savaþý durdur-manýn çok zor olacaðýný, pek çok Rus gencinin Çeçenistan'daöleceðini, Rus halký arasýnda aþýrý milliyetçi akýmlarýn artabile-ceðini ve ülke içindeki durumun çok zor olabileceðini dolayýsýylatarihi bir hata yapmakta olduklarýný anlatmaya çalýþtý. Amasavaþ kararý daha önce verilmiþti. Bu anda Rusya çabuk ve hýzlýbir savaþla gücünü gösterecekti ve Rus bakaný Grozni'yi iki saatiçinde alacaklarýný söylüyordu, bizi önemsemiyordu. Cohar biryandan Ruslarý ikna etmeye çalýþýrken diðer yandan neredeysebütün askerlerini Grozni içinde toplamaya baþladý çünkü ORusya ile açýk alanda savaþacak silahlara sahip bir ordusuolmadýðýný biliyordu.

- Grozni savaþýndan bahseder misin?- Ruslar Çeçenistan sýnýrýný geçerek ülkenin farklý yerlerini bom-balamaya baþladý neredeyse hiçbir direniþle karþýlaþmadanGrozni ye kadar geldiler. Grozniye ilk saldýrdýklarýnda, yüzlercetank ve askerlerle þehre girdiler. Þehirde bütün bir gece boyuncaçok aðýr çatýþmalar yaþandý neticede Ruslar yüzlerce tank ve pek

40

B

Page 43: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

çok asker kaybettiler Rus birlikleri komutaný büyük kayýp vererekþehirden çekilmek zorunda kaldý. Ertesi gün dünya her yerindeyüzlerce tankýn tahrip olduðu yüzlerce askerin cesedinin bulun-duðu yanan bu þehri görünce þok oldu sanki cehennemden birsahne gibiydi Çeçenlere karþý baþlatýlan aptalca çabuk ve hýzlýoperasyonun iflas ettiðinin resmiydi. Grozni de aldýklarý aðýryenilgiden sonra Ruslar çok sinirlendiler ve bu andan sonrabütün her yeri, köyleri, þehirleri bombalamaya baþladýlar askerve sivil halk ayrýmý yapmadýlar. Cohar onlardan savaþacaklarsaaskerlerle savaþmalarýný sivillere dokunmamalarýný istiyordu. Ýkiay boyunca Kuzey Kafkasya'nýn en güzel þehirlerden biri Grozniatýlan roketler ve aralýksýz süren bombalamalardan dolayýtamamiyle yýkýldý. Yýkabildikleri her þeyi yýktýlar. Çeçenlerin bubüyük orduyla savaþacak yeterli derecede silahý yoktu ve Çeçenaskerler þehirden ayrýlarak daðlara çekilmek zorunda kaldýlar.

- Yani Grozni Ruslarýn eline geçti?- Evet, iki ay içinde þehir tamamýyla Ruslarýn eline geçti.- Peki Grozni de kalan halkýn yaþamýnda nasýl deðiþiklikleryaþandý?- Sýradan insanlarýn yaþamlarýyla ilgili bir þey anlatmak istiyo-rum. Sanýrým orda bulunan pek çok insan ne olduðunu ya gör-müþtür ya duymuþtur. Askerler bazý yerlerden, köylerden,þehirlerden erkekleri kadýnlardan ayýrýyor ve toplama kamplarý-na götürüyorlardý. Bu kamplarda bulunanlar aðýr iþkenceleremaruz kalýyordu. Bu kamplarda bulunan ve bir þekilde hayattakalmayý baþarmýþ olan pek çok insan akýl saðlýðýný kaybetmiþti,günlerce dayak yemekten vücutlarý saðlam deðildi ve normal birinsan gibi yaþamlarýný sürdüremiyorlardý.

- Bu kamplar nerelerdeydi?- Bazýlarý Çeçenistan içinde bazýlarý Kuzey Osetya'da, Mozdok,Beslan kamplarýn bulunduðu bazý þehirlerdi ve Mozdok'ta olankamp içlerinde en kötüsüydü.

- Ýnsanlarý göz altýna alýp bu kamplara gönderirlerken bir kriter-leri varmýydý, bir sorgulama yapýyorlar mýydý?- Hayýr, sorgulamadan güçlü görünen, vücudu saðlam görünen-leri seçiyorlardý ve kamplara götürüyorlardý.

- Bu kamplarda kaç kiþi bulunuyordu?- Kimse tam rakamý bilemez fakat genellikle kamplaragötürülmek için alýnanlardan bir daha haber alamýyorduk, kay-boluyorlardý.

- Son olarak Putin'le ilgili görüþlerini öðrenebilirmiy-iz? Putin'i Rus tarihinde bir liderle kýyaslamakgerekirse kime benzetirdin Lenin, Stalin ya da baþkabiri?- Putin sadece bir isim, önemli olan yeni bir sisteminonu iktidara getirmesi, Putin iktidara gelmeden önceYeltsin'in çok kaba birisi olduðunu düþünürdük amaPutin Yeltsin'in kibar bir insan olduðunu kanýtladý.Putin ve Yeltsin'in rejimlerini karþýlaþtýramayýz. Putin'itarihte herhangi birisi ile karþýlaþtýrmak gerçekten çokzor, bence Ruslarýn tarihinde yeni bir isim.

- Son sorumuz dedik, ancak yeni bir sistemden bahset-tin bunu biraz açabilir misin?- Gizli servis, askeri sistem ülkede iktidarý ele geçirdi.Putin sadece onlarýn dediklerini söylüyor, onlarýnisteklerini uyguluyor bunun içinde milliyetçi söylem-leri kullanýyorlar. Aslýnda Ruslarýn tarihlerinebakarsanýz, Rusya'nýn her zaman komþularýyla sorun-larý olduðunu ve daima onlara kendi güçlerini ispatla-

maya çalýþtýklarýný görürsünüz, uzlaþmacý bir davranýþgöremezsiniz.

-Bize vakit ayýrdýðýn için teþekkür ederiz, hayalleriningerçekleþmesini umut ederiz..

- Ben de sorunlarýmýzý bir nebzede olsa duyurma fýr-satý verdiðiniz için teþekkür eder, yayýn hayatýnýzdabaþarýlar dilerim.

* Kistler, Çeçenler ve Ýnguþlar'ýn da dahilolduðu Vayhakh grubunun üçüncü kolu olanTuþlarýn bir alt grubu olarak kabul ediliyor.(kaynak:www.kafkas.org.tr)

kf

41

BEYKOZ KAMPISultan Aziz Camii Yaný No:116 Tokatköy, BeykozBeykoz Kampý, Fenerbahçe ve Ümraniye Kamplarý’ylaberaber Çeçen sýðýnmacýlarýn Ýstanbul’da toplu olarakyaþadýklarý üç ana yerleþim yerinden biri. Dahaönceleri MGV’nin yurt olarak kullandýðý binanýn herkatýnda 25 m2 lik 8 oda bulunuyor. Kampta, 44’ü çocukolmak üzere 90 kiþi yaþýyor. Okul çaðýndaki çocuklar-dan misafir öðrenci konumunda okula gidebilenlerinsayýsý yalnýz 16. 2001’in Kasým ayýnda kurulan kampadüzenli bir yardým yapýlmýyor. Bazý sivil toplum kuru-luþlarý ve hayýrseverler tarafýndan yapýlan yardýmlar iseyetersiz düzeyde. Büyükþehir Belediyesi ise zamanzaman ekmek ve temel gýda yardýmýnda bulunuyorancak buna raðmen yaþlý ve çocuklarýn çoðunda,soðuktan ve düzensiz beslenmeden kaynaklanansaðlýk sorunlarý mevcut. Isýnma ihtiyaçlarýný elektriksobalarýyla karþýlýyorlar fakat elektrik borcundan dolayýkesilmesi an meselesi. Bütün bunlar yetmezmiþ gibibinanýn boþaltýlmasý isteniyor.

Page 44: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Peki, baþka coðrafyalara daðýlmak zorunda kalan ve bu coðrafyalarda ve býrak-týðý coðrafyada egemen olanla karþý karþýya kalmak zorunda olan kýsacabaþkasýnýn 'tarih'ine zorla iliþtirilen halklar bir birlerine hangi dilde seslenecekler?Eðer bu kendi sözcükleri deðil bir baþkasýnýn diliyse, bir birlerini nasýl tanýyacaklar?

Tarihin ve DillerinUnuttuðu Halklar

kf

BYDANUK RÝDADE FÝDAN

arihin unuttuðu halklar vardýr. Öylesine güçlübir unutulmadýr ki bazý halklar neredeyse tarih-sizmiþ gibi algýlanýr. Çünkü tarih iktidarla iç içegirmiþtir ve güçlü olanýn yakýnýndadýr. Güçlü

olan tarafýndan biçimlendirilir ya da yeniden yazýlýr.Öyle deðil midir? Resmi tarih, ait olduðu halkýngeçmiþte kazandýðý savaþlardan ya da büyük impara-torluklardan söz etmeyi sever. Kadýnlarýn, kölelerin,sýradan insanlarýn, çocuklarýn ve hatta 'öteki' halklarýntarihine sayfalarýnda yer açmaz. Eðer bu insanlar ikti-darla bir iliþki kurarlarsa onlardan söz edilir ancak,aslýnda söz edilen onlar deðildir, iktidarýn kendisidir.Ýktidarýn yakýnýndan geçmeyen resmi tarihe giremeyenhalklar ya da insanlar bu nedenle tarihsizmiþ gibialgýlanýr. Yerlilerin tarihi deðildir söz konusu olan,yerlileri keþfettiðini sonra da hükmettiðini zannedeniktidarýndýr.

Resmi tarihten farklý olarak 'tarih' yalnýzca yenidenyazýlan bir metin deðildir. Ayný zamanda bir birikimdirve bu birikime yalnýzca savaþlar deðil birçok farklýunsur eþlik eder. Bir bakýma tarih resmi tarih gibi düzbir çizgide de ilerlemez. Bir savaþýn ardýndan gelen birbarýþ ya da yeniden baþlayan savaþlardan fazlasý vardýrtarihin içinde. Bir çok farklý yaþam üslubunun kendi-sine ait farklý yollarý vardýr. Birbirleriyle çakýþabilir,savaþabilir, uzaklaþabilir ya da hiç deðmez bir birine.Ancak resmi tarih tek bir doðrultuda ilerlemeyi seçer.

Ýþte resmi tarihin yoluna çýkmayan bir geçmiþ aslýndayokmuþ gibi algýlanmaktadýr. Ve bu yokluk doðrudankültürü ve gündelik yaþamý etkileyen sonuçlara nedenolur. 'tarih'in yarattýðý birikimle 'resmi tarih'in birikimi

bir biriyle örtüþmez. Bu baþka türlü bir birikimin baþkatürlü bir kültür üretmesine neden olacaktýr. Gerçekteörtüþemeyen 'resmi tarih'in kültürüyle 'tarih'inkültürüdür. Bu bir çeliþkidir. Ancak bu çeliþkiden dahabüyük bir sorun 'resmi tarih'in 'tarih'i yok saymaktakiýsrarýdýr. Kýsaca ötekinin kültürünün yok sayýlmasýdýrsöz konusu olan.

'Ötekinin' kültürününü yok sayýlmasýnýn ve tarihsizleþ-menin bir sonucu da o kültüre ait dilin ortadan kalk-masýdýr. Çünkü dil ancak tarihle iþlenerek ve gündelikyaþam kültürü tarafýndan özümsenerek sürekliliðinikorur. Bu sürekliliðin devamýysa yeniden iktidarýntutumuna baðlanmaktadýr. Ýktidar bazý tarihleri yok

T

MAK A L Ema ka l e42

Ýllüstrasyon: M.C.Escher

Page 45: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

sayma iþine giriþtiðinde aslýnda bazý dilleri ve bazýkültürleri de yok saymaktadýr. Bazý diller 'ötekinin'diline ve bu dilin yaþam alanýna egemen olmakta, yani'ötekinin' dili dilsizleþmektedir.

Dilsizleþmek en basit haliyle kendini ifade edememekanlamýný taþýr. Ayný zamanda kendine ait olaný dayaratamamayý beraberinde sürükler. Çünkü varoluþkendisi de sözcüklerle baþlar. Tanrýlar yaratmadan öncekonuþurlar. Ýnsanlar da yaratmadan önce konuþurlar.Kendi dillerinde kendi tarihsel birikimlerine dayanarakkendi kültürüne uygun olarak kendilerini 'dile getirir-ler'. Bu dile getiriþ sadece sözcükler olarak kalmazyaþamýn içine iþler ve yaþamýn kendisini üretir.Egemen kültür karþýsýnda tarihsizleþenin ve dilsi-zleþenin kendisine ait olaný yaratmasý mümkün olmaz.Kendine ait olaný yaratamadýðýnda 'egemen' olanýn tar-ihiyle yaþamaya ve diliyle ifade etmeye alýþmak zorun-da kalýr. Yani aslýnda kendisine ait olmayan kelimeler-le kendisine ait olmayan bir geçmiþle kendisine aitolmasý zor görünen bir geleceði kurmaya çalýþacaktýr.

Peki, baþka coðrafyalara daðýlmak zorunda kalan ve bucoðrafyalarda ve býraktýðý coðrafyada egemen olanlakarþý karþýya kalmak zorunda olan kýsaca baþkasýnýn'tarih'ine zorla iliþtirilen halklar bir birlerine hangidilde seslenecekler? Eðer bu kendi sözcükleri deðil birbaþkasýnýn diliyse, bir birlerini nasýl tanýyacaklar?

Bir birlerini tanýyabilmeyi saðlayan sözcükleriyitirdiðinde halklar yabancýsý olduklarý yaþam üslu-plarýný kendilerinin zannetmeye de baþlarlar. Egemeninkültürü içinde bir kez daha kendi tarihsizliðine ve dil-sizliðine çarparken aslýnda onu yok sayan bir kültüriçinde geçmiþten kalan sýnýrlý birikimlerini de giderekyitirirler.

Çünkü aslýnda en basit tanýmýyla sözcüklerle ya dadille düþünürüz. Dilin yapýsý bir halkýn ortak düþüncesistemine iþaret etmektedir. Farklý diller ortaklaþýlanfarklý düþünce sistemleri anlamýný taþýrken, düþüncesistemleri geçmiþten geleceðe aktarýldýðýnda farklý birkültürden söz edilmektedir.

Yukarý da anlatýlanlar aslýnda Çerkes toplumunu yakýn-dan ilgilendirmektedir. Çünkü tarih Kafkas halklarýnýes geçeli çok oldu. Egemen kültürün Kafkasyalýlarýanýmsamakta ki isteksizliðinin yansýmasý, onlarý yoksaymaktaki kararlýlýðýna denk düþüyor. Ancak bu öylegüçlü bir yok sayma ki Kafkas Halklarý da kendi dil-lerini, kültürünü ve tarihini korumakta giderek zor-lanýyor. Açýkça Rusça ya da Ýngilizce öðrenmeninKafkas Dillerinden birini öðrenmekten daha iþlevselolduðu bir dünyadan söz etmekteyiz. Bir bakýma ege-men uluslarýn yeniden yazarak yorumladýðý bir resmitarih içinde kendi izlerimizi arýyoruz. Bu izlerseKafkaslarýn kendine özgü kültürünü yaratmakta zor-lanýyor. Çünkü baþkasýnýn sözcükleri ve geçmiþiyle

kendisine ait olaný arýyor. Üstelik Kafkas Halklarýnýnkarþý karþýya kaldýðý yalnýzca egemen uluslar deðil.Kýrýk dökük olan kültürünü bir de yenidünya düzeniiçinde ufalanmaktan korumaya çalýþýyor. Çerkes dil-lerinden herhangi birisi kendisine yaþam alaný açmaktazorlanýyor ve bu durum gelecekte Çerkes kültürününkendisine herhangi bir yaþam alaný açamayacaðýgerçeðini de gösteriyor. Özellikle diasporadan bahset-tiðimizde Kafkasyalý olmak kendi dilinde düþüne-memek üretememek ve kendi geçmiþinin özgünlüðüyleilerleyememek anlamýna geliyor. Ancak bu yalnýzcadiasporanýn sorunu deðil Kafkasya'nýn kendisi de belir-li ölçüde bu sorunla yüzleþmek zorunda kalýyor. Kimolduðumuz nereden geldiðimiz ve nereye gitmekteolduðumuzla ilgili sorular hep bir baþkasýnýn diliyle veüslubuyla yanýtlanmaya çalýþýlýyor. Bu konuda bireyselçabalar olduðu yadsýnamaz. Ancak bireysel çabalarortak bir söyleme dönüþmediði ölçüde yetersiz kalýyor.Ortak bir çabaysa Kafkas Halklarýnýn kendi özgüntarih, dil ve farklýlýklarýna bir araya gelerek sahip çýk-masýyla olanaklý görünüyor.

43

Ýllüstrasyon: M.C.Escher

Page 46: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

932 yýlýnda Elmas Eþsiz, 1934 yýlýnda AyþeEþsiz Yugoslavya'da gelmiþler dünyaya vekendilerini daha doðmadan öncesine dayanan

anavatana dönebilme çabasýnýn içinde bulmuþlar. Ýþtebu çabalar ne ile sonuçlanmýþ nerelere gelinmiþ bizekendileri anlattýlar. Yaþanan bu süreç; bu iki deðerlibüyüðümüzün Kafkas el sanatlarýyla ilgili eþsiz eserleryapmalarýný, bu sanata gönül vererek tekrar canlandýr-malarýný ve yok olmaya yüz tutmuþ el sanatlarýmýzýölümsüzleþtirmek için adým atmalarýný saðlamýþtýr.Yakýnda çýkacak Kafkas el sanatlarý kitaplarý da biranlamda bu sanatsal sürecin ebediyen yaþayacak olanbir özetidir.

-Elmas ve Ayþe Eþsiz nerelidir, hangi boydan ve hangisülaledendir?

Ayþe Eþsiz: Niðdeliyiz biz. 1936'da Niðde'ye bir tekbizim aile sürgün edilmiþti. Kabardey boyundan Dýþeksülalesindeniz. Anne tarafýmýz Þocendi.

-Ailenizin Yugoslavya'ya gidiþ nedenini ve nasýl git-tiklerini anlatabilir misiniz?Elmas Eþsiz: Yugoslavya'ya Ýstanbul'dan gittiler.Annem Bandýrma'da yaþýyordu. Sonra babam 1917'deKafkasya'dan gelince annemle tanýþýp evleniyor veYugoslavya'ya gidiyorlar A.Eþsiz: Asýl hikâye þu þekilde geliþiyor; annemler üçkardeþti. Ýstanbul'da yaþýyorlardý. Annemin babasý yanidedem Kafkasya' ya geri dönme kararý alýyor. O dönemTürkiye üzerinden Kafkasya'ya gitmek savaþlar yüzün-den çok zor olduðundan dedem ortanca kýzýný da alarakYugoslavya üzerinden gitmeye karar veriyor. Annemeorada düzen kurup kýrk gün sonra onlarý almaya gele-ceðini söylüyor. Kýrk gün sonra 1.Cihan Harbi çýkýyorve dedem bir daha dönemiyor. Annem küçükmüþ ozaman. Aradan seneler geçiyor. Babam 1917'deKafkasya'dan Türkiye'ye geliyor. Annemle tanýþýyorlar.Babam anneme evlenme teklif edince annem eðer benibabama götürürsen seninle evlenirim diyor. Tabi ozamanlar oralara gitmek zordu ama bu vesile ileYugoslavya'ya gidiyorlar.

-Sonra nasýl Türkiye'ye döndünüz?E. Eþsiz: Yugoslavya'ya 1920'den sonra gidiyorlar.Dokuz sene kadar kalýyorlar. Biz orda doðuyoruz. 2.Cihan Harbi baþlamadan önce Yugoslavya'da bir kar-gaþa çýkýyor. Dolayýsýyla babam da bizi Türkiye Ýslamiülke diye alýp getiriyor.A.Eþsiz: Sýnýra gelince 'Niye Türkiye'ye geldiniz?'

Yugoslavya'da doðan ve Ýstanbul'a uzanan her aný gerçek her aný yaþanmýþ bir yol-culuðun hikâyesi bu. Bu Elmas ve Ayþe Eþsiz kardeþlerin sanatla yoðrulmuþ sürgünhikâyesi.

Yaþayan PortrelerElmas ve Ayþe Eþsiz

1

PORTREpo r t re44

GUGHEJ NEFIN CANDEMÝR

Page 47: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

diye sormuþlar. Babam Müslüman ülke olduðu içindiye yanýt vermiþ. Onlarda bu yanýt üzerine Arabistan'agidin demiþler. Babam da býrakýn gidelim demiþ. O daolmamýþ tabi. Bunun üzerine babamý raporlara asi diyeyazmýþlar. Sonra da Niðde'ye sürülmüþüz.E. Eþsiz: Orda yaþamak varmýþ. Sürgün edildik oraya.Oradan çýkmak yokmuþ. Babam çýkamadý hiç.Niðde'de öldü.A.Eþsiz: Gerçi baban bir kere Niðde'den çýkabildi.1943 yýllarýnda Eskiþehir'e götürdü bizi. Bir süre oradaikamet ettik ama sonra tekrar Niðde'ye götürüldük.

-Sizin Niðde'den Ýstanbul'a geliþiniz nasýl oldu?A.Eþsiz: Ben sanat okulunu bitirdikten sonra dört seneNiðde'de dikiþ nakýþ üzerine öðretmenlik yaptým.Sonra müdür beyle bazý nedenlerden dolayý aramýzaçýldý. Durum böyle olunca ben de istifa ettim. Müdüristifa etmemi hiç istemiyordu. Ýþ bulamayacaðýmý falansöyledi. Ben de ona bunun benim sorunum olduðunuifade ettim. O sýrada Ýstanbul'da belediye sarayýnda birimtihan vardý. Sýnava girdim. Yaklaþýk bir ay sonrasonuç belli oldu. Baktým ki kazanmýþým ev tuttumsonra ablamý ve annemi yanýma çaðýrdým. Ýstanbul'atam olarak 1961'in kasým ayýnda geldik.

-Kardeþleriniz var mý?A.Eþsiz: Dört kardeþtik biz. Ýki öz aðabeyimiz vardý.Onlar þimdi hayatta deðil. Biri Ýstanbul'da diðeriÝzmir'de vefat etti.

-Hayattaki akrabalarýnýz kimler, nerde yaþýyorlar?E.Eþsiz: Dayým, teyzemin iki oðlu ve çocuklarý var.Teyze oðullarýmýz nüfusta aðabeylerimiz olarak kayýtlý.Babam Yugoslavya'ya giderken onlarý da götürebilmekiçin evlat ediniyor. Teyzemi de annemin annesi olarakgösteriyor. O yüzden nüfusta yedi kardeþ olarakgörünüyoruz. Onlarýn çocuklarý var. Bursa'da oturuyor-lar. Bazen gelip giderler. Geniþ bir aile olduk böylece.

-Kafkasya'ya hiç gittiniz mi?A.Eþsiz: Birkaç defa gittik ama artýk saðlýk problem-lerinden dolayý gidemiyoruz. 1993'te gittiðimizde 45gün kaldýk. Daha sonra bir gidiþimizde Nalçik'te beþbuçuk ay kaldýk. Akrabalar vardý orada. Döneceðimizezaman Çeçen savaþý çýkýnca dönemedik. Akrabalarýmýzdedeleriniz gibi siz de dönemeyeceksiniz dediler. Amasavaþ bitince döndük.

-Kafkasya'da uzun süre yaþamadýnýz.Çerkesceokuma yazmayý nasýl ve nerde öðrendiniz?E.Eþsiz: 1970 yýllarýnda Ruslar gelmeye baþlayýncaKafkasya'dan alfabe getirildi. Kendi baþýmýza baþladýköðrenmeye. Herkes ne iþimize yarayacaðýný soruyor-lardý. Ben de iþime yaramasa da en azýndan bir þeyleryazabilirim diyordum. Böylece öðrendik. SonraKafkasya'dan gelen turistlerle karþýlaþtýk. Ýþte o zamançok iþimize yaradý. Onlardan kitaplarýný aldýk.Mektuplaþmaya baþladýk. Akrabalarýmýzý bulduk.Hatta bir keresinde Kafkasya'dan 35 kiþilik bir grup

gelmiþti. Bizi de çaðardýlar. Masalar hazýrlamýþlardý.Gelen misafirlerin hepsinin karþýsýna Çerkesce bilen-leri oturttular. Karþýmda oturan beye hikâyemi anlat-tým. Ona dedemin ve teyzemin Kafkasya'ya gitmek içinyola çýktýklarýný ama 1. Dünya Savaþý çýkýnca geridönemediklerini söyledim. O da hepsini not aldý veanlattýklarýmýn kýz kardeþinin kayýnvalidesinin anlat-týklarýna çok benzediðini söyledi. Kimdi dedim. O daismini bilmediðini, ona hep nane dediklerini ama þocenolduðunu söyledi. Eve geldi annemin fotoðraflarýnýçekti ve gider gitmez durumu öðreneceðini söyledi.Kafkasya'ya dönünce gitmiþ konuþmuþ, onlarýnfotoðraflarýný çekmiþ. Bize mektup yazdý, fotoðraflarýgönderdi. Yani bizi buluþturdu. Ondan sonra devamlýmektuplaþtýk. Kýsacasý dilin neye yarayacaðý hiç belliolmuyor. Mutlaka öðrenmek gerek.

-Niðde'ye hiç gidiyor musunuz?E.Eþsiz: Önceden giderdik ama artýksaðlýk problemlerinden dolayýgidemiyoruz.

-Peki, bu zaman zarfýnda sanatlatanýþmanýz nasýl oldu, ne zamandanberi el sanatlarýyla ilgileniyor-sunuz?E.Eþsiz: Önceleri çalýþýyordum.Dýþarýya dikiþ dikiyordum. Sonra

45

“Þimdi bizim yaptýðýmýz iþler her hangi birliteratüre geçmeden, Çerkeslerin iþiolduðu tam olarak kanýtlanamadan ortayaçýkarsa baþkalarý sahiplenebilir, Maraþ'taolduðu gibi. O zaman biz atalarýmýzaihanet etmiþ oluruz.”

Page 48: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

annem felç geçirince çalýþmayý býraktým ve annemebakmaya baþladým. O zaman boþ vaktim kalýyordu.Ama boþ oturmaya alýþýk bir insan olmadýðýmdan evdeçalýþmalarýma devam ettim. Zaten sanat okulu köken-liyiz biz. Sonralarý biz kendimizi geliþtirdik. Ýstanbul'dabazý kurslara gittik. Ayþe'de emekli olunca beraberçalýþtýk. Yani aslýnda 1984'ten beri sanatla iç içeyiz.1995'e kadar aðýrlýklý olarak resimle uðraþtýk 95'densonra Çerkes el iþlerine baþladýk.

-Þu an yaptýðýnýz el iþlerinden bahseder misiniz bize? E.Eþsiz: Biz eskiden yapýlmýþ eliþlerini tekrar can-landýrýyoruz. Elbiseler, panolar, resimler, nakýþlaryapýyoruz. Diðer el sanatlarýný yapmayý þuan býraktýk.Artýk nakýþlar üzerinde daha çok çalýþýyoruz. Kafkasnakýþlarý hiçbir nakýþ türüne benzemiyor. Kendine özgüdeðiþik bir yapýsý var. Biz okulda, sonraki çalýþma hay-atýmýzda ve kendi araþtýrmalarýmýz doðrultusunda birsürü nakýþ örendik ama hiçbiri kendi nakýþlarýmýza ben-zemiyor. Gerek çalýþýlýþ þekli gerek ortaya çýkan iþ çokfarklý. Bunu görünce kendimize özgü bir sanatý tekrarhayata geçirelim dedik. Bizim yaptýðýmýz þuan kinakýþlar, el iþleri iki yüz senedir yapýlmayanlar. Eskidenbu nakýþlarý ne satarlardý nede satýn alýrlardý, kendileriiçin yaparlardý diyor yazýlý kaynaklar. Daha sonralarýpazar dikiþi diye adlandýrýlan el iþini satabiliyorlarmýþya da hediye edebiliyorlarmýþ. Ama artýk bu el iþlerineMaraþ iþi deniliyor. O yüzden biz hiç kullanmýyoruz.

-Nasýl öðrendiniz bu nakýþlarý?

E.Eþsiz: Kolay olmadý öðrenmek. On senedir uðraþýy-oruz. Biz on sene öncesine kadar hiç yapmayý dene-memiþtik bu nakýþlarý. Sadece bize getirilen bir örneðebaktýk ve bunu yapmamýz imkânsýz dedik. Daha sonraKafkasya'dan bana bir broþür gönderdiler. Broþürde birnakýþ çeþidinin nasýl örüleceðini gösteriyordu. Onuörünce diðer nakýþ çeþitlerini de örebileceðimizi farkettik. Sonra da araþtýrmaya baþladýk. Ruslar bu konular-la ilgili çalýþmalar yapmýþ. Onlardan yararlandýk. Çoðueliþini o kitaplardan bakarak çýkardýk. On senedir bun-larla uðraþýyoruz. Bu nakýþlarý þimdi piyasada hiçbiryerde bulmanýz mümkün deðil. Ancak bazý ailelerdeçok eskiden yapýlmýþ olanlarý bulunabilir.

-Sizden baþka Türkiye'de bu sanatla ilgilenen Çerkesvar mý? Mesela birilerine kurs vermeyi düþündünüzmü?E.Eþsiz: Maalesef pek fazla olduðunu sanmýyorum.Onun için biz bir defa dernekte kurs açtýk. Yaklaþýkyirmi kiþi kayýt oldu ama içlerinden ancak beþ kiþidevam edebildi. Çoðu býrakmak zorunda kaldý. Tabiî kio beþ kiþinin sonradan devam edip etmediðini bilemiy-orum. Artýk gençler uðraþmýyor çünkü vakitleri olmuy-or. Biz en çok emekli çalýþmayan kesime hitap etmeyeçalýþtýk ama onlarda gözlükle çalýþamýyoruz diyorlar.

-Yaptýðýnýz el iþleriyle ilgili bir kitap hazýrlýðý içindeolduðunuz doðru mu?A.Eþsiz: Doðru. Adige el iþleriyle ilgili kitap çýkarmayýdüþünüyoruz. Adige el sanatlarýný hayata tekrar

46

Page 49: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

döndürmek adýna baþladýk bu kitabýn hazýrlýklarýna.

-Kitap ne tür bilgiler olacak? Mesela nakýþlarýn nasýlyapýldýðýný öðretecek misiniz?A.Eþsiz: Nakýþ nasýl baþlayacaktan nasýl biteceðe kadaryani a'dan z'ye her þeyi anlatýyoruz. Sadece nakýþ deðilbizim kültürümüze ait bir örgü çeþidi olan denleçin,þýðaçepasenin (düðüm motifi) ve hatta erkeklerin kul-landýðý kamçýlarýn yapýlýþlarýný araþtýrýp çözümleyipyazdýk.

-Kitap ne aþamada þuan? Ne zaman çýkacak?A.Eþsiz: Epey ilerledi ama ne zaman çýkar tam olarakbilemiyorum. Bilgiler hazýr zaten bir kýsmýnýn resimleride çizildi. Güzel bir þey ortaya çýkmasý için oldukçauðraþýyoruz.

-Þimdiye kadar birçok çalýþma yaptýnýz birçok eserortaya koydunuz. Bunlarý sergilemeyi düþünmedinizmi hiç?E.Eþsiz: Uzun yayla derneðinde bir defa bir sergi yap-týk. Sergiden sonra kitap çýkarmaya karar verdik.Sergiye halk eðitim kurslarýnýn öðretmenleri de geldi.Bize de öðretin diye ýsrar etmeye baþladýlar. Açýkçasýbiz bunu istemedik. Nedenini þöyle açýklayayým: Maraþiþi diye sarma þeklinde kabarýk bir el iþi vardýr. Aslýndabu gerçekte Maraþ iþi olmamasýna raðmen artýk meslekokullarýnda bile bu þekilde öðretiliyor. Ýþin aslýKafkasya'dan bir baþlýk geliyor ve baþlýðýn ucunda bu iþbulunuyor. Maraþ'ta kýzlar bu iþi yapmaya baþlýyorlar.

Dolayýsýyla bugün Çerkeslere ait bir el iþi Maraþ iþi diyeanýlýyor. Þimdi bizim yaptýðýmýz iþler her hangi bir lit-eratüre geçmeden, Çerkeslerin iþi olduðu tam olarakkanýtlanamadan ortaya çýkarsa baþkalarý sahiplenebilir,Maraþ'ta olduðu gibi. O zaman biz atalarýmýza ihanetetmiþ oluruz. Onun için eserlerimizin önce Kafkas iþiolduðunu tescil ettirip, ondan sonra sergi yapabilirizdiye düþündük.A.Eþsiz: Yalnýz daha önce ki çalýþmalarýmýzýn sergisi1986'da Baðlarbaþý Derneðinde olmuþtu. Birtanýdýðýmýz o zaman bize ''Birazda bizim kültürümüzeyönelik çalýþsanýz'' demiþti. Ben de nasýl yapýldýklarýnýhiç bilmediðimi söyledim. Sonra bizim adresimizi aldýve bize üç parça eliþi örneði getirdi. Bakýnca korktuk vebunu biz yapamayýz dedik. Bunun üzerine dokuz senebekledik. Daha sonra Kafkasya'dan 1986'da çýkmýþ birbroþür geldi. Orada bu eliþlerinin yapýlýþý anlatýlýyordu.Broþürü ben okudum ablam tatbik etti ve çýkartabildik.Bu oluyorsa ötekilerde olur dedik ve de araþtýrmalarabaþladýk. Biz çalýþmayý çok seviyoruz. Kim nerde birsergi, çalýþma… vs var derse gidiyoruz, inceliyoruzgerekirse araþtýrýyoruz. Bunu yapmaktan keyif alýyoruz.

-Sizi tanýmak, bu eserleri görmek çok güzeldi.Kitabýnýzýn çýkmasýný sabýrsýzla bekliyoruz çünkükendi kültürümüze ait yok olmaküzere olan bu eserleri herkesingörmesi gerek bence. Bütün bun-larý bizlerle paylaþtýðýnýz için çokteþekkür ederiz...

47

Page 50: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

ALMANAK 2OO5

Page 51: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

49

mart

Page 52: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

50

Page 53: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

51

Page 54: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

0052

Page 55: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

53

Page 56: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

54

en kimim" sorusu eski ancak güncelliðiniyitirmeyen bir soru. Þimdilerde yeni bir þekilkazandý: "Siz kimsiniz?". Kendimizdeçözemediðimizi baþkalarýnda gözlemleyerek

çözmeye çalýþýyoruz. Çeþitli haber kuruluþlarý, araþtýr-macýlar, magazinciler yakaladýklarý kiþilere kim olduk-larýný soruyorlar. Sanki bir diðerinin kim olduðu bizleriçin çok da önemliymiþ gibi. Aslýna bakarsanýz bunlarbirer kimlik araþtýrmasýdýr. Peki, güncelimizi bu kadarmeþgul eden kimlik kavramý nedir? Bu kavrama aitçeþitli tanýmlar mevcut. Fakat herkesin üzerinde ortak-laþacaðý bir kimlik tanýmý yapmak mümkün görün-müyor. Bence kim olduðumuzla ilgili fikri, en ciddiyealýnmasý gereken kiþi kendimiz olduðumuz haldegenellikle diðerlerinin kim olduðumuzla ilgili tanýmlarýkabul görüyor. Sizin kimliðinizi rahat býrakýp,huzurlarýnýzda kendi kimliðimi sorgulayacaðým. Seninkimliðinden bize ne diyebilirsiniz. Acele etmeyinderim, bakarsýnýz ben sadece ben deðilimdir.

Antropoloji ait olduðum türü "homo sapiens sapiens"olarak adlandýrmýþ, yani bildiðimiz modern insan.Daha özele inecek olursak kimliðimle ilgili akla ilkgelen somut gösterge halk arasýnda "kimlik" dediðimizTürkiye Cumhuriyeti Nüfus Cüzdaný. Acaba bu kadartartýþmaya konu olan kimliðimizi bu kaðýt tanýmlaya-bilir mi? Öncelikle nüfus cüzdaným benim TürkiyeCumhuriyeti vatandaþý olduðumu ifade ediyor, tabiî kibununla sýnýrlý kalmýyor. Mesela bu kaðýtta adýmýnÇaðlar, soyadýmýn ise Konukman olduðu yazýyor. Evet,ben Çaðlar Konukman'ým. Bunun yanýnda vatandaþlýknumaram, anne ve baba adým, memleketim, doðum

yerim ve nüfus kaydýmla ilgili çeþitli bilgiler mevcut.Bakýyorum da nüfus cüzdaným kendimi tanýmlamamiçin pek de yeterli deðil. Peki, ben kimim? Artýk benimÇaðlar Konukman olduðumu biliyorsunuz. Diðertaraftan yakýn arkadaþlarým bana zaman zamanMkanba derler. Mkanba da ne demek diyenleri duyargibiyim. Mkanba benim sülale adým. ÖyleyseKonukman ne oluyor diye soracaksýnýz, siz sormadanben anlatayým: Efendim; ben, 93 Harbi olarak da bili-nen 1877-1878 Osmanlý-Rus Savaþýnýn ardýndandevam eden Abhaz Sürgününde Anadolu topraklarýnaayak basan bir Abhaz ailesinin 4. kuþaktan bir ferdiy-im. Abhaz, Çerkes olarak da adlandýrýlan KuzeyKafkasya anavatanlý halklardan birinin adýdýr ve týpkýdiðer Çerkes Halklarýnda olduðu gibi Abhazlar'da dasülale kavramý çok eskiye dayanýr. Benim de tümAbhazlar gibi mensubu olduðum ve tarihinin ne kadareskiye dayandýðýný bilmediðimiz bir sülalem var. Ýþtebu sülalenin adý "Mkanaa". Bir erkek olduðum için busülale adýnýn sonuna Abhazca oðlu anlamýna gelen "ba"eki geliyor ve ben Mkanba Çaðlar oluyorum.Mkanbalar bir Apsua sülalesidir, Apsua da Abhazlarýnalt kollarýndan biridir, bunlardan Aþua ve Aþkharuaadlarýnda iki tane daha vardýr. Neyse konuyu daðýt-madan þunu söyleyebilirim ki sülalemin hemen hementamamý bugünkü Abhazya Cumhuriyeti'nde yaþýyor.Yani ben Türkiye'de rastlayabileceðiniz enderMkanbalar'dan biriyim, iþte bu yüzdendir kiarkadaþlarým bana Mkanba derler. Evet, farkýndayým;bu durum neden nüfus cüzdanýmda Konukmanyazdýðýný açýklamadý. Belki de yüzlerce yýldýr sahipolduðum bir soyadým varken, neden yasal olarak baþka

Biz Kafkasyalýlarda kiþinin kendisinden bahsetmesi hoþ karþýlanmaz. Zatenamacým da kendimi anlatmak deðil, "ben"den çýkarak "biz"e ulaþmak zira nasýlki Kafkasyalýlýðým "ben"in bir parçasýysa, ben de týpký her birimiz gibi "biz"in birparçasýyým.

‘Ben’ de Kim Oluyorum?

Ýllüstrasyon: Gerige Aydan Çelik

MKANBA ÇAÐLAR KONUKMAN

“B

DENEMEdeneme

Page 57: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

bir soyadý taþýyorum. Benim ailemin Konukman soy-adýný hangi sebeple seçtiðini tam olarak bilmiyorumancak þunu biliyorum ki; Türkiye Cumhuriyeti'ninkuruluþunda da etkin rol oynayan biz Kafkasyalýlar,soyadý kanunu çýktýktan sonra kendi dillerimizdeki ori-jinal soyadlarýmýzý alamadýk. Kendi dillerindeki soyad-larýnýn Türkçe olduðu yönünde nüfus memurunu iknaetmeyi baþaran bazý istisnai ve þanslý aileler bu genelle-menin dýþýndadýr. Ýþte görüyoruz ki þahsýmýn kimlikçatýþmasý avuç içi kadar kimlik belgesinde baþlýyor.

Benim çok sayýda kimliðim var; mesela birDünyalýyým, bir Kafkasyalýyým, bir TürkiyeCumhuriyeti vatandaþýyým, bir erkeðim, bir üniversiteöðrencisiyim, eski bir Fenerbahçe taraftarýyým,Kafkasya Forumu dergisi yazý iþleri grubu üyesiyim…Böylece uzar gider. Peki, ben bunlardan hangisiyim yada bunlarýn hepsi de ben miyim? Benim seçtiðim ya dabana biçilen hatta dayatýlan, doðuþtan gelen ya da son-radan kazandýðým çok sayýda kimliðim var. Bir kimlikbelgesinde dahi uzlaþamazken bu kadar kimliði bir-biriyle kesiþtirmeden bir düzene sokabilmek pek dekolay görünmüyor. Ýnsanlarýn sahip olduklarý kimlik-lerin; içinde bulunulan zamana, mekana, þartlara baðlýolarak önem derecelerinin deðiþtiði fikrini mantýklýbulurum. Mesela, bir gün Kafkasya Forumu adlý birdergide kim olduðumla ilgili bir soruya cevap verecekolursam Kafkasyalý kimliðim ön plana çýkacaktýr. Belkibiraz da bu yüzden kimlik sorgulamamýKafkasyalýlýðým üzerinden yapýyorum. BizKafkasyalýlarda kiþinin kendisinden bahsetmesi hoþkarþýlanmaz. Zaten amacým da kendimi anlatmak deðil,"ben"den çýkarak "biz"e ulaþmak zira nasýl kiKafkasyalýlýðým "ben"in bir parçasýysa, ben de týpkýher birimiz gibi "biz"in bir parçasýyým.

Geçtiðimiz haftalardan birinde televizyonda gazeteciMithat Bereket'in, Çetin Altan'la yaptýðý kimlik konulubir röportajýný izlemiþtim. Röportajýn bir yerinde ÇetinAltan "insanýn çaba harcamadan kazandýðý kimliðigerçek kimliði olamaz diyordu". Bu taným doðrudur yada yanlýþtýr demiyorum, bu tanýmýn baþka bir tarafýylailgileniyorum. Etnik kimliðimiz, çoðu zaman adýmýzya da hangi ülkenin vatandaþý olacaðýmýz ve birçoðu-muz için mensubu olduðumuz din tercihimiz dýþýndaya da çaba harcamadan kazandýðýmýz kimliklerimizdir.Abhaz oluþum etnik kimliðimi tanýmlar. Tercihimdýþýnda Abhaz soyundan geliyorum. Fakat atlanýlma-masý gereken bir nokta var ki Abhazlýk ayný zamandabir kültürel kimliktir ve Kafkasyalýlar kendi kimlikleri-ni yaþam tarzlarýna yani kültürlerine baðlý olaraktanýmlarlar. Kafkasyalý olmak etnisiteden öte nasýlyaþadýðýmla da alakalýdýr. Annemin ya da babamýn yada her ikisinin de Kafkasyalý olmasý benimKafkasyalýlýktan anladýðým þey deðildir. Kimliðimadýna sahip olduðum her þey gibi Kafkasyalýlýðým dakendi yorumladýðým gibi yaþadýðým bir kimliktir.Þimdi benim Kafkasya-lýlýðým nasýl bir Kafkasyalý-lýk-

týr ve bu kimlik için çabaharcýyor muyum? Ya da bukimliðin altýný nasýl doldu-ruyorum?

Ben Türkiye'de yaþayan birKafkas-yalýyým, yani bir bakýmadiasporada "ne olduðumu" sorgula-malýyým. Beni ben yapan diðeri olmayýþým,yani diðerine göre tanýmlanýyorum. Ýnsanlar; süreklifarklýlýklar arýyorlar, bunlarý buluyorlar ve ayrýþýyorlar.Aslýnda tehlikeli sonuçlarý da olabilen ötekileþtirmeiþleyiþi de bu þekilde baþlýyor. Eðer kendi kendimizitanýmlayacak olursak, bu sefer diðerlerinden farklý olanyanlarýmýzý kendimiz arayýp buluyoruz. Fakat böyle birderdimiz yoksa ve farklýlýklarýmýzýn da farkýndadeðilsek, biri bizi tanýmlayana kadar ötekileþtirilmesýramýzý bekliyoruz. Mesela ben; kendimi bildim bileliAbaza hatta Apsua ve Mkanba olduðumu biliyorum,yine kendimi bildim bileli evimizde geleneksel yemek-lerimiz piþer, ailemin Abhazya'dayken çekilmiþgeleneksel kýyafetlerimiz içerisindeki siyah beyazfotoðrafý her zaman evimizin baþköþesinde asýlýdýr,konuþamasam da küçükken dahi Abazaça'nýn bizAbazalara ait bir dil olduðunu biliyordum. Fakat eski-den bunlarýn birilerine göre, hele hele beraberyaþadýðýmýz birlerine göre farklýlýk olduðunun farkýndadeðildim.

Evimize ilk defa video alýndýðýnda, Kafkasya'dakaydedilmiþ bir halk danslarý kaseti elimize geçmiþti.Büyülenmiþtim o görüntüleri izlerken. Akabindebabam vaktiyle kendisinin de dans ettiði bir KuzeyKafkas Halk Danslarý ekibine baþlatmýþtý beni, yediyaþýmdaydým ama ekip bir büyükler ekibiydi, aralarýn-da yuvarlanýp gidiyordum, çok seviyordum kendimüziklerimi kendi figürlerimi, babam bana hikayeleranlatýyordu figürlerin anlamýyla ilgili, o zaman sevdimben Kafkas danslarýný. Ancak fazla sürmedi benim ekipmaceram babamýn mesleði gereði gezdik Türkiye'yi.

1990-1991 sezonunda Konya'daydýk ve ben ilkokulüçüncü sýnýftaydým. Çok sevdiðimiz, hanýmefendi biröðretmenimiz vardý, bir gün sanýrým bir sosyal bilgilerdersinde bu ülkenin nasýl kurtulduðunu anlatýyordu vebu serüvende Çerkeslere "yol kesen hýrsýzlar" rolünüuygun görmüþtü. Bu tarif kafamdaki Çerkes imajýnahiç oturmamýþtý zira babamýn dedesi Mkanba AzizÇanakkale'de þehit düþtüðünde henüz Türkçe öðrenm-eye dahi fýrsatý olmamýþtý, annemin dedesi AçbuqCemal'de bir Abhaz'dý ve kendisinin 31 Mart vakasýn-da gösterdiði kahramanlýktan ötürü padiþahlýk makamýtarafýndan takdir gördüðü hatta bunun üzerine yine birAbhaz olan Hamidiye Kahramaný Aþkhara RaufOrbay'ýn Cemal dedemi kendisine muhafýz olarakseçtiði anlatýla gelen bir hikayedir. Çok iyi biliyordumki Kafkasyalýlar Kurtuluþ Savaþý'nda da önemligörevlerde bulunmuþlardý. Yani o çocuk aklýma göre,

55

Page 58: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

bu tanýmda bir yanlýþlýk vardý. Nasýl oldu da yaptýmbilmiyorum ama tüm heyecanýma raðmen elimikaldýrýp söz istedim. Öðretmenim þaþkýn bir ifadeylebana bakýyordu bense donuk bir ifadeyle aslýnda neyikastettiðini sormuþtum, bunu neden merak ettiðimsorusuna "ben de Çerkesim" cevabýný verdiðim deezilme sýrasý öðretmenimdeydi. Amacým öðretmenimizor durumda býrakmak deðildi zira dediðim gibi ken-disini seviyordum ve eminim onun amacý da bana his-settirdikleri deðildi öyle ki kendisi çok iyi bir insandý.Fakat bu noktada iyi insan olmak yeterli deðildi hattayapýlan bu sorumsuzluk insanýn ne derece iyi olduðunusorgulatan cinstendi. Öðretmenimin bilgi eksikliði veduyarsýzlýðý, bendeki bir farklýlýðý haykýrýyordu.Farkýnda olmadan birilerini ötekileþtiriyordu ve benötekileþtirdiklerinden biriydim fakat o sýrada hiç deötelerinde deðildim hatta fazlasýyla içlerindeydim. Benöðretmenimin de bildiði bir "þey"dim ama onun bildiðigibi deðildim.

Daha sonraki senelerden birindeydi, Abhazya'danTürkiye'ye gençlerden oluþan bir halk danslarý toplu-luðu gelmiþti ve bu ekip memleketim Sinop'ta da birgösteri yapmýþtý. Hayatýmda ilk defa bir Kafkas KültürDerneðine o zaman girmiþtim, babamla derneðe gidipçok sayýda gösteri bileti almýþtýk, kahve gibi bir yerdidernek ama çok temizdi ve duvarlarda Kafkasya'ylailgili resimler vardý. Bu gösteri benim için baþka ilklerede imza atmýþtý mesela o zaman öðrenmiþtim dünyanýnbiz Abazalarý Abhaz olarak tanýdýðýný. MasallardakiKafkasya vardý hep aklýmda, ailemin geldiði yer amaAbhazya da neresiydi? Bu insanlarýn hepsi Abazaçabiliyordu ancak hiçbiri Türkçe bilmiyordu, yoksa onlarda bizim gibi "Türk" deðiller miydi? HayallerimdekiKafkasya'da yaþayan insanlar vardý ve daha da önem-lisi bu hiç görmediðim topraklar bir zamanlar benim detopraklarýmdý, peki bugün bile benim topraklarým ola-maz mýydý? Ama bir yandan da o kadar buralýydýk kiokullarda ve sokaklarda, peki hem buralý hem oralý ola-maz mýydýk? Ya da oralý olmak nasýl bir þeydi? Ozaman, aklýmdaki sorularýn neyin habercisi olduklarýn-dan habersizdim fakat þimdi biliyorum ki, anavatanimgesini keþfediyordum.

Aradan yýllar geçmiþti, artýk bir üniversite öðrencisiy-dim. Bundan üç sene öncesiydi, Sinop'taki derneðegirdiðimden beri ilk defa bir Kafkas Kültür Deneðinegiriyordum, Kafkas Abhazya Kültür Derneði. Buderneðin bünyesinde faaliyet gösteren Ridade isimli birhalk danslarý ekibi vardýr, o zaman baþlamýþtým buekibe, dans ettiðim süre zarfýnda çok güzel zamanlarýmgeçti. Bu ekipte tanýþtýðým arkadaþlarým hayatýmdakien iyi arkadaþlarým arasýndadýr. O zaman amacýmdanslarýmý öðrenmek, Kafkasyalýlarla beraber olmakve bu sayede kültürüm adýna bir þeyler yapmaktý.Elimden geldiðince danslarýmý öðrendim, Türkiye'ninher yerinden ve hatta Kafkasya'dan çok sayýdaKafkasyalýyla tanýþtým, kültürüm adýna da bir þeyler

yaptým ama ne yaptým bilmiyorum. Neden oradaydýk,hani orada olmak için Kafkasyalý olmalýydýk da,Kafkasyalý olmak için orada mý olmalýydýk. Kafkasyalýolduðumuz için mi dans ediyorduk yoksa dansettiðimiz için mi Kafkasyalýydýk. Her sahneyeçýkýþýmýzda Kafkasya'yý "kurtardýðýmýzý" düþünüyor-dum. Oysa Kafkasya'yý kurtarmak ne demekti, nasýlkurtulurdu veya kurtulmaya ihtiyacý var mýydý soru-larýna yönelik kurumsal bir sorgulama içinde deðildik.Dans edebildiðimiz kadar Kafkasyalý olamazdýkelbette ama Kafkasyalýlýk adýna baþka ne yapabilirdik?

Ekip bizim için danstan, gösteriden, alkýþtan öte birþeydi, ekip dostluktu, kardeþlikti, eðlenceydi, bizdenbir þeydi, bizlerin bir araya gelmesine vesileydi veekibe baþka anlamlar yüklemek pek de gerekli deðildi.Mesela ekipler kültürümüzü yaþatmak için gereklidiryaklaþýmýndan ekiplerin içindeyken sýyrýlmýþtým. Ziraekiplerin yaþattýðý ya da icra ettiði ne kadarkültürümüzdür? Ben kültürümüzün danstan ibaretolmadýðýna eminim. Danslarýmýz kültürümüze ait çokfazla referansla doludur ve kuþkusuz ki kültürümüzünönemli bir parçasýdýr. Fakat bizim ekiplerde yaptýk-larýmýz köydekilerden biraz farklýdýr, yani ekip danslarýtam anlamýyla geleneksel danslarýmýz deðildir. Ekipdanslarý, geleneksel danslarýmýzýn belli bir disipliniçinde ve sahne diliyle ifade ediliþidir, bundan fazlasýdeðildir. Fakat ekiplerin pek kullanmadýðýmýz gizli birgücü vardýr: Ekipler, kültürümüzü yaþatmak için deðilama kimliðimizi tanýtmak için biçilmiþ kaftandýr. Herzaman hayalini kurduðumuz profesyonel bir KafkasHalk Danslarý ekibi oluþturur, kültürümüzün ve kim-liðimizin yabancýsý binlerce kiþiye gösteri yaparýz vebiz de varýz deriz, buradayýz, yaþýyoruz, dertlerimizvar, kaygýlarýmýz var, kendimize ait deðerlerimiz var.Bu anlamda ekipler güçlü mesajlar vermenin saðlambir yoludur zira zaten onlara birer sanat faaliyetiolmaktan öte bir kalýp tasarlanmýþtýr. Tabi biz kendicemiyetimiz dýþýna pek çýkmadýðýmýz için bu gücü pekdeðerlendiremeyiz.

Kendi aramýzda camia dediðimiz Kafkas toplumunayönelik çalýþmalarýn yapýldýðý alanlarda yeniçaðýnbireylerine yönelik sosyal çözümler üretemiyoruz.Hepimiz kafasý çalýþan, okuyan yazan, deðiþikuðraþýlarý olan, hepsinden önemlisi enerji dolu gençler-iz fakat niteliklerimizi deðerlendirebileceðimiz alanlaraçamýyoruz. Sanki bir kum havuzuna kapanmýþ kovave týrmýklarýmýzla oynuyoruz. Acaba Kafkasyalýlarýngenç potansiyelini bir araya getirmenin en etkili yoluolan ekipler ve dolayýsýyla dernekler gençleri farkýndaolmadan apolitikleþtirmeye de mi "yarýyor"? Öyle yada böyle, bazýlarýmýzý uzaklaþtýrýyor belki ama bir kýs-mýmýzý da olsa bir arada tutuyor ekipler ve maalesefDiasporadaki örgütlenme modelleri deðiþmediðisürece elimizdeki en önemli araçlardan biri. Þimdilerdeyoðun olmam sebebiyle gidemiyorum ekip çalýþmalarý-na ancak fýrsat buldukça uðrarým derneðe. Bugün hala

0056

Page 59: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

derneðe girdiðimde mutlu olurum çünkü genç birkardeþim mýzýka çalar diðer ikisi tahtaya vurur, diðerikisi de bu otantik senfoniyle dans ederler, bensemuhabbetle katýlýrým bu tabloya. Öyle ki Ýstanbul gibibir metropolde dayatýlan kültürün dýþýna çýkmak o dörtduvarýn arasýnda mümkün oluyor. Çünkü yaþam alanýsaðlayamadýk kültürümüze, diðer taraftan daðdayazýlmýþ 140 yýldýr derin dondurucuda beklettiðimizbir kültürü ayrý bir coðrafyada kültürel azýnlýk olarakyaþamak hakkettiði yerde yani hayallerimizde kaldý.

Günümüzde bir kimliðin varlýðýný sürdürebilmesi, okimliðe sivil siyaset yoluyla sahip çýkmaktan geçiyordiye düþünüyorum. Ben bir Kafkasyalýyým ve kimliðimönemli bir derdim, o zaman bir þekilde siyasallaþ-malýyým. Bu nasýl yapýlýr bilmiyordum veya neredeyapýlýr. Öyle ki derneðin kendi içindeki politikasýndanbile habersizdim. Dünyada, Kafkasya'da veyaþadýðýmýz ülkede toplumumuzla ilgili geliþen konu-larda toplumsal refleksler göstermek, dilimize vekültürümüze yaþam alanlarý açmak, belki þuan yap-týðýmýz gibi bir dergi çýkartmak bana pek de mümküngörünmüyordu. Açýkçasý Kafkasyalýlar olarak bu konu-da fazla tecrübemiz ve hareket alanýmýz yok. Böyle birdönemde tanýþtým Kafkasya Forumuyla. Bu yapý mut-faðýný derneklerin dýþýna taþýdý ama toplumun dýþýnataþýmadý. Yani toplumumuzdan koptuðumuzu düþün-müyorum zira toplumumuzun bir mekana ait olduðunainanmýyorum. Diaspora çok sesli olmalý, fikirlerdenkorkmamalý. Ancak bu þekilde toplumumuza faydalýolabiliriz, kendimizi yarattýðýmýz alanlara kapatarakkoruyamayýz. Bir diasporanýn gücü; nerde olursa olsunsayýsý ne olursa olsun, ne kadar ortak bilinç tabanýndabuluþtuðuyla ve gösterdiði toplumsal reflekslerle doðruorantýlýdýr. Önemli olan ayný çatý altýnda oturmak deðil,gerektiðinde çatýlarýn dýþýnda bir araya gelebilmektir.Bahsettiðim þey slogan atarak yürümek deðildir;örgütlü yaþamaktýr, haberdar olmaktýr, deðerverdiðimiz þeylere karþý sessiz kalmamaktýr. MartinLuther King'in "Yaþamýmýz önem verdiðimiz þeylerekarþý sessiz kaldýðýmýz gün son bulmaya baþlar" sözüüzerine düþünmek gerek.

Diðer taraftan sokakta slogan atarak yürüdüðümüz deoldu. Önceleri çok karþýydým bu iþe zira siyasallaþmakavramýndan anladýðým slogan atmak deðil. KafkasyaForumu da slogan atarak siyaset yapan bir yer deðil,burada bulunma sebeplerimden biri de bu zaten. Fakatöyle bir þey oldu ki, sokaða çýkmak gerekti: RusyaFederasyonu halklarýna 1864 Çerkes Sürgününün failiRus Çarý edasýyla seslenen bir adam Türkiye'ye geldi.Putin'in Türkiye ziyaretinden bahsediyorum. Toprakbütünlüðü adý altýnda hayalini kurduðu büyük RusyaÝmparatorluðuna ulaþmak için Kafkasyalýlarý misketbombalarýna ve kimyasal silahlara hedef gösteren,iþkenceye ve her türlü insan haklarý ihlaline maruzbýrakan bu adam; bu uðurda kendi halkýný dahi ateþeatmaktan çekinmiyordu. Ses çýkartmak lazýmdý zira bu

ses kamuoyu oluþturmak için gerekliydi. Kýsa bir süreönce Rusya Federasyonu bölgesel katliam yapabilenbir kimyasal silah bulduðunu deklare etmiþti, bu silahlaRusya Federasyonuna baðlý özerk cumhuriyetlere veyakýn bölgelere gözdaðý vermeyi amaçlýyordu. Biz desembolik radyasyon kýyafetleri içinde elimizdepankartlar, kendi sloganlarýmýzla Ýstanbul Taksim'dekiRus Konsolosluðunun önüne yürümüþtük, eylemeBirleþik Kafkasya Derneði ve Kafkas Vakfý destek ver-miþti. Fakat öyle bir durum vardý ki; gazetecilerepankartlarý verip biz kameralarý devralsak daha etkilibir eylem olabilirdi zira gazeteciler bizden kalabalýktý.Ama her þeye raðmen bize yakýþan bir eylem oldu.Daha sonra da Çeçenistan'ýn seçilmiþ Baþkaný AslanMashadov'un þehit edilmesini protesto ettik ayný yerde.Rus Konsolosluðunun önüne yüründü, basýn bildirisiokundu ve siyah çelenk býrakýldý. Onuru adýnayaþayan, özgürlük diyerek savaþan, barýþ dileðiyle ölenbir adamýn hesabý yasal, meþru ve demokratik bir yön-temle soruldu. Ýntikam için deðil barýþ için baðýrýldý.Ben de bu grubun içindeydim ve haksýzlýða ses çýkart-manýn, bir þeyleri deðiþtiremesek de insanlarýn basýn vebaskýn olanlar tarafýndan mütemadiyen yanlýþönyargýlarla þarj edildiði bir toplumda kamuoyu oluþ-turabilmek adýna bir adým atmanýn, barýþa dolayýsýylainsanlýða hizmet etmenin haklýlýðýný yaþadým… HayAllah "ben de kim oluyorum" deðil mi?

Kafkasyalýlýk, þahsým adýna seçtiðim bir yaþam tarzý vebir ahlak anlayýþýdýr. Kafkasyalýlýðým milliyetçi yak-laþýmlardan arýnmýþ, onlardan çok farklý kültürel birduruþtur. Bu duruþ kimseyi ötelemez sadece kendi ken-dini tanýmlar ve bu tanýmý tanýyan herkesle saðlýklý biriliþki kurabilir. Kafkasyalýlýk tek baþýna yaþanacak birkimlik deðildir, toplumsal bir yönü vardýr ve her kim-lik gibi ona sahip çýkmak da örgütlü hareket etmektengeçer. Doðuþtan gelen kimliðin objektif kimliðimizolduðu görüþü desteklediðim bir görüþ deðildir ziraçaðýmýz uluslar çaðýdýr ve bugün etnik ya da ulusalkimliðimiz doðuþtan kazandýðýmýz kimliðimiz gibigörünebilir fakat belki de yarýn yerini baþka bir þeyebýrakacaktýr. Çaðýn ve þartlarýn dayattýklarýna ancakkendi deðerlerimle direnebilirim. Bu deðerler; deðerverdiðim, kimliðimin parçasý bildiðim her þeydir.Bugün herkes deðerleri için belli bir çaba içerisinde.Ben de kimliðim adýna çaba harcýyorum, sadeceKafkasyalý kimliðim için deðil, bir öðrenci olarak, birdünya vatandaþý olarak, birinin evladý ve bir diðerininarkadaþý olarak da hayatýmda belli bir çaba harcýyo-rum. Bu çabayý harcarken hangi kimliðime daha fazlapay ayýracaðým ihtiyaca göre deðiþiyor. Fakat þu çokaçýk ki; Kafkasyalýlar kimliklerine sahip çýkmak adýnatoplumsal bir duruþ sergilemedikçe, Kafkasyalýlýðayönelik çabam diðer kimliklerime oranla daha fazlaolmaya devam edecek.

kf

57

Page 60: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

Beslan þu an Ýstanbul'da bulunan üç Çeçen kampýndan biri olan Beykoz kampýndahayatýný duraðan bir þekilde sürdüren bir mülteci. Aslýnda tam olarak bir mültecibile deðil, Türkiye Cumhuriyeti yasalarý gereði sadece misafir konumunda. 1971yýlýnda Grozni'de doðan Beslan'ýn yaþam öyküsü eþliðinde savaþýn sadece askerlerarasýnda olmadýðýný, bir ülkenin tüm dengesini, hayallerini nasýl yok ettiðine tanýkolacaðýz.

Geçmiþe ÝlerleyiþKuzey Kafkasya'da Siyasi Dönüþümlere Bir Bakýþ

kf

SCHUMAF SENCER BUSUN

ünümüzde Kuzey Kafkasya'daki istikrarsý-zlýðýn nedenleri, Rusya Federasyonu'nun içpolitikalarý ve yakýn çevre politikalarý göz

önünde tutulduðunda daha iyi anlaþýlabilmektedir.Tarihsel olarak; 19. yüzyýlýn son yarýsýnda ÇarlýkRusya'sý tarafýndan iþgal edilmiþ Kuzey Kafkasya'da ogünden bugüne süregelen siyasi geliþmeler ince-lendiðinde günümüze ait yorumlar ve geleceðe dairöngörüler daha saðlýklý yapýlabilir.

Çarlýk, Sovyet ve post-Sovyet dönemlerinin her birindeRus devletlerinde mevcut olan kolonizasyon vesömürgeleþtirme politikalarý; bölgede istikrarý imkân-sýz hale getirmiþtir. Bunun yanýnda, Rus devletlerinin'emperyal' niteliði, emperyalist mirasý devralanlar içintek bir ulusal kimliðin oluþumu sürecinde önemli biraçmaz olmuþtur.

Teorik olarak, milliyetçilik geleneksel kültür verileriniyeniden yorumlayan yüksek bir kültürün eseridir.Yeniden yorumlama, aslýnda ihtiyaçlardan yola çýkarakgeçmiþi yeniden kurma giriþimidir. Ulus ve milliyetçil-iðin sosyal bir mühendislik yönü olduðu söylenebilir.[1]

Bir coðrafyanýn tarihsel arka planý dikkate alýnmak-sýzýn kurulan her hangi bir yapý, farklý etnik unsurlarýnbir arada yaþamasýna engel teþkil edecek, bölgedeistikrarýn ve demokrasinin yerleþmesini engelleyecek-tir. Rus ulusal kimliði ile bütünleþtirilmesi mümkünolmayan unsurlar, muhtemel bir 'ünite'leþme giriþi-minin baþarýsýzlýðýna ve mesnetsiz kalmasýna nedenolacaktýr. Kuzey Kafkasya bölgesindeki mevcut sýnýr-lar incelendiðinde aykýrýlýðýn açýk birer örneði olduk-larý görülmektedir. Ayný etnik kökene sahip halklar ikiya da üç farklý devletin içerisinde býrakýlarak yapay'uluscuk'lar oluþturulmuþtur. Þuan RF' de üç ayrýotonom cumhuriyet (Adýðey, Kabardey-Balkar,Karaçay-Çerkesk) içerisinde yaþayan Adýðe halký ileRF sýnýrlarýnda kalan Kuzey Osetya'da bir parçasý vetek taraflý baðýmsýzlýðýný ilan ederek Gürcistan'danayrýlan Güney Osetya'da diðer parçasý yaþayan Osetler,bu yapay haritaya bakýldýðýnda göze çarpan halklardan

G

MAK A L Ema ka l e58

A. I. Denikin (Gönüllü Ordu Komutaný, Rus General)

Page 61: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

bazýlarýdýr. Benzer þekilde, ortak kültür ve ortakgeçmiþ ile birbirine baðlý olan Kuzey Kafkasya halklarýyaratýlan sun-i bölünmeler veya çatýþmalar ile birbir-lerinden koparýlmýþtýr.

Rus Çarlýðý'nýn Yýkýlmasý, EkimDevrimi ve Kuzey Kafkasya

1917 Rus devriminin sonrasýnda oluþan idari boþluk vesiyasi yapýnýn dönüþümünde meydana gelen geçici-göreceli özgürlük ortamý, bölgedeki Rus olmayan halk-larý 'yerli irade'nin tarihi topraklarýnda tesisine yönelt-miþ, Kuzey Kafkasya'nýn 19. yy.da Rusya tarafýndaniþgali ve nüfusunun büyük bir kýsmýnýn sürgünü ile bal-talanan ulusal kimlik oluþturma süreci, bu geçiþ döne-minde yaralarýný sarma fýrsatý bulmuþtur. Bu fýrsat, 11Mayýs 1918'de Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nin ilanýile idealist bir þekilde kullanýlmýþ, ancak siyasi kaosunve çekiþmelerin odaðýnda kalarak iki yýl içerisinde sonbulmuþtur. Osmanlý topraklarýnda yaþayan KuzeyKafkasya diasporasýnýn özverili destekleri dýþýnda dýþdünyada haklý davalarýna fiili bir destek bulamayanmilliyetçi kadrolar, önce General Denikin'in liderliðin-deki Beyaz'larýn saldýrýlarýna maruz kalarak yýpranmýþ,sonrasýnda kýzýl ordunun Kafkasya'daki iþgalinintamamlanmasýyla yurt dýþýna çýkmak durumundakalmýþlardýr. Dönemin kargaþa ortamýnda birbiri ilemücadele eden; Bolþevik, ýlýmlý sosyalist, monarþi yan-lýsý, vb. Rus odaklarýnýn ortak yönü, 'öteki'nin inisiyat-ifine, yani yerli halklarýn politik iradesine tahammül-leri olmayýþýdýr. Sovyetleþtirme döneminde, KuzeyKafkasya'da Sovyet sistemini yerleþtirmekten sorumluRus Komünist Partisi ve uzantýsý örgütlerinMoskova'daki merkezlerine sorumlu yöneticileri,Kafkasyalý halklarýný ancak milliyetçilere veya siyasirakipleri 'Beyazlar'a koz olarak kullanabildikleriölçüde önemsediler.

Sovyet-Rus idaresinin bu siyasi komplosu; KuzeyKafkasya Cumhuriyeti eski Dýþiþleri Bakaný HaydarBammat'ýn, dönemin Sovyet Rusya hükümetininDýþiþleri Halk Komiseri G.V. Çiçerin'e yazdýðý protestotelgrafýnda þöyle dile getiriliyordu: '…Sovyet birlikleriGönüllü Ordunun býraktýðý ya da Daðlýlar'ýn onlardansavaþarak aldýðý kentlere giriyordu. Yerli halkýnanlayamadýðý bir husus da yalnýz petrol yataðý deðil,ayný zamanda Çeçenya'nýn coðrafi ve kültürel merkeziolan Grozni'de, Osetya ve Ýnguþetya'nýn merkezi olanVladikafkas'da ve Kaberdey'in merkezi olan Nalçik'deSovyet iktidarýnýn ilan edilmesiydi. DaðlýCumhuriyeti'nin baðýmsýzlýðý ideali ve emekçiDaðlýlar'in iktidarý için sekiz ay boyunca savaþmýþbulunan Daðlýlar'a inanýlmaz bir darbe vuruldu. Daðlýhalklarýn egemenlik iradesi ayaklar altýna alýndý.' [2]

Ekim devrimi gerçekleþtirmeye çalýþan Bolþevikkadrolarýn manifestolarýnda sýklýkla halklara bir lütufgibi sunulan ve çarlýk rejimini zayýflatabilmek için

özellikle iþlenen 'self-determinasyon' hakký birçokhalka olduðu gibi Kuzey Kafkasya halklarýna da revagörülmedi. 'Halklar hapishanesi' Rusya'nýn duvarlarýörülmüþtü.

'Tekerrür Eden Bir Dönem'SSCB'nin Sonu

SSCB'nin son döneminde yapýlan reformlara veGorbaçov'a karþý giderek güçlenen komünist ve aþýrýmilliyetçi muhalefet kesimi harekete geçmiþti. Baltýkdevletlerindeki sistem muhaliflerinin üzerine tank yol-lamaktan bile çekinmeyen Gorbaçov'a karþý 19Aðustos 1991'de bir darbe düzenlendi. SSCB daðýlmasinyallerini bu darbeden önce vermiþti ve darbecilerindüþüncesinin aksine daðýlma sureci hýzlandý.

8 Aralýk 1991'de SSCB resmen daðýldý ve 15Cumhuriyet baðýmsýzlýðýný ilan etti. Böylece SSCB'yibir arada tutacak ne pratik düzeyde bir otoritenin ne debir ulusal kimliðin bulunmadýðý da ilan edilmiþ oluyor-du. [3]

SSCB daðýldýktan sonra ortaya çýkan durum, bir baký-ma Çarlýðýn yýkýlýþýndan sonraki dönemin 'tekerrür'ügörünümündeydi. SSCB 1917 Ekim devrimi ile birlik-te içe kapanan ve dýþa karþý endiþe ve korkuyla bakanbir siyasal kültür üzerine kuruldu. Bunun tarihsel veideolojik sebepleri olmasýna karþýn, yine benzer sebe-plerden bir asra yakýn bir zaman sonra tekrar daðýlýþýnardýndan, 1917-1922 dönemini anýmsatan bir dönemegirildi. Ortaya çýkan idari boþluk ve geçici-göreceliözgürlük dönemi yerel iradelerin yeþermesine ve ulusal

59

Çeçen Cumhuriyeti banknotu: 3 Nakhar

Kafkasya halklarýnýn istikbalini yüzyýllardýr töke-zleten þovenizm, 1992'in Aðustos ayýndaAbhazya'ya silahlý iþgale giriþen 'küçük emperyalist'Gürcistan'nin siyasetinde tekrar hortladý.Abhazya'nin Gürcü iþgalinden kurtulmasýnda enbüyük etkenlerden biri olan KDHK'nin bu alandakirolü bittiðinde, Rusya için artik bu birliðe daha fazlatahammül etmek için bir sebep kalmamýþtý.

Page 62: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

kimliklerin kýsmen revize edilmesine olanak tanýdý.Kuzey Kafkasya özelinde siyasal kimlik mücadelesi1989'da Kafkas Daðlý Halklar Birliði olarak adýmlarýatýlan ve daha sonra ismi Kafkas Daðlý HalklarKonfederasyonu (KDHK) olarak deðiþen bir yapý þek-linde teþekkül etti. Ancak bir süre sonra, KuzeyKafkasya'daki bu milliyetçi uyanýþa Rusya'nýn tepkisisert oldu.

Kafkasya halklarýnýn istikbalini yüzyýllardýr tökezletenþovenizm, 1992'in Aðustos ayýnda Abhazya'ya silahlýiþgale giriþen 'küçük emperyalist' Gürcistan'ninsiyasetinde tekrar hortladý. Abhazya'nin Gürcü iþgalin-den kurtulmasýnda en büyük etkenlerden biri olanKDHK'nin bu alandaki rolü bittiðinde, Rusya için artikbu birliðe daha fazla tahammül etmek için bir sebepkalmamýþtý. Aradan geçen yýllar içinde Kafkasya'davarlýðýný sürdüren sömürge rejimi, KDHK'na politikselefi olduðu Baðýmsýz Kuzey KafkasyaCumhuriyeti'nden daha uzun bir yaþam þansý vermedi.

Yeni Süreç

Günümüzde RF'nun, devam eden bir siyasi dönüþümiçerisinde olduðuna iþaret eden geliþmeler göze çarp-maktadýr. RF'nun çok uluslu bir devlet olmasý, birbaþka deðiþle etnik cumhuriyetlere ayrýlmýþ bir siyasalyapý olmasý (Rus etnisitesinin oluþturduðu bir ünitebulunmamasý dikkat çekicidir), içinde barýndýrdýðýhalklarý/uluslarý, uluslararasý hukukun bir süjesi veayni zamanda self determinasyon haklarýna sahipolduðunun kabulü anlamýna gelmektedir. Bu verilidurum, yasal yoldan daðýlmaya zemin hazýrladýðýgerekçesiyle sakýncalý görülmüþ, çok-uluslu devlet yer-ine ikame edeceði düþünülen yapýya ön-hazýrlýk olarakbir süredir merkezileþtirme politikalarý yoðun-laþtýrýlmýþtýr. Sovyet döneminden beri süre gelen çokuluslu yapýnýn kaldýrýlmasý, yani siyasi idarelerin etniktemeller üzerine deðil coðrafi birimler üzerine inþaedilmesi amaçlanmaktadýr.

RF içinde Rus ulusal kimliði ile bütünleþtirilemeyeceketnik unsurlar yaþamaktadýr. Kuzey Kafkasya'dakiotonomiler ve halklarý ise bu pencereden bakýldýðýnda;Rus ulus-devlet yapýsýnýn tesisine engel olarakgörüldüðü oranda, homojenleþtirme ve benzeþtirmepolitikalarýnýn hedefi haline gelmektedir.

Homojenleþtirme çabalarýnýn baþarýsýzlýðý ve bölgede-ki kimlik boþluðu RF'nun daha baskýcý ve þiddetli tep-kilerine sebep olabilmektedir.

Bu baðlamda, RF Çeçen krizini çözemediði ve bütün-lük saðlayacak bir kimlik inþa edemediði için, Çeçen-leri bir tehdit gibi algýlamaktaydý. [4] Bu algýnýn sebepolduðu baskýcý sistemin ve þiddetin faturasý ise en aðýrþekilde Çeçen halký olmak üzere tüm Kuzey Kafkasyahalklarý tarafýndan ödenmektedir. Rusya, dönüþümsüreci için tehdit olarak algýladýðý krizi, muhtemel tep-kilerini beklediði halklara yönelik bir tehdit olarak dakullanabilmektedir. Bu þekilde; dönüþüm sürecinde,Rus olmayan halklardan gelebilecek tepkilerin önünegeçilebileceði düþünülmektedir. Ýkinci Çeçen savaþýnýndevam ettiði 1999 yýlýndan bu yana federal yasalardakiradikal deðiþikliklerin zamanlamasýna bakýldýðýnda,Kafkasya'da ve Rusya'da gerçekleþtirilen þiddet eylem-leriyle bir paralellik görülebilmektedir.

2000 yýlý içerisinde 'Güney Rusya' dâhil olmak üzereyedi bölgeye ayrýlan RF' de, Kuzey Kafkasya'nýncoðrafî büyüklüðü kuzeye doðru geniþletilmiþ;Astrahan, Rostov ve Kalmukya bu yeni oluþturulangüney bölgesinin sýnýrlarý içerisinde tutularak etnikolarak bölgenin Rus olan nüfusu artýrýlmýþtýr. [5] Çar-lýðýn yýkýlmasýndan sonra devrim sürecinde ve benzeriolan post-Sovyet geçiþ döneminde uluslaþma çabalarýzaten engellenmiþ olan Kafkasya halklarýný, tarihitopraklarýnýn ismini dahi literatürlerinden kaldýrýlarak,baský yolu ile Güney Rusya Federal Bölgesi'nin yurt-

60

“Kuzey Kafkasya halklarý için ulusal istikbalinekavuþmanýn yegâne yolu, þiddetten mümkünolduðunca kaçýnmak ve uluslararasý normlardapolitika üretmektir. Emperyalist devletler þiddetinve 'kaos'un bulunduðu bölgelere daha kolayhükmederler. Yerli iþbirlikçilerin sömürge sisteminekatkýlarý yetersiz kaldýðýnda gerekli gördükleri þid-det ortamýný kendileri yaratýrlar.”

Page 63: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

taþlarý haline getirilmeye çalýþýlmaktadýr.

Böylece bu halklar arasýndaki muhtemel milliyetçimuhalefetin yasal mücadele yollarý kapatýlacak ve buhalklarýn uluslararasý hukukun bir süjesi olma durumuortadan kaldýrýlmýþ olacaktýr. Bununla birlikte, Çarlýkve SSCB politikalarý neticesi oluþan tarihsel haksýzlýk-larýn telafisi amacýyla yapýlacak uluslar arasý giriþim-lerin de kýsmen önüne geçilecektir. RF sýnýrlarýiçerisindeki Rus olmayan halklarýn sosyal - kültürelihtiyaçlarýnýn giderilmesinin tek ve mutlak olarakmerkezin kontrolüne býrakmak bu halklarýn ulusalgeliþiminin tamamýyla engellenmesi manasýna gelmek-tedir.

'Þiddet ve Kaos'

Kuzey Kafkasya halklarý için ulusal istikbaline kavuþ-manýn yegâne yolu, þiddetten mümkün olduðuncakaçýnmak ve uluslararasý normlarda politika üretmek-tir. Emperyalist devletler þiddetin ve 'kaos'un bulun-duðu bölgelere daha kolay hükmederler. Yerli iþbir-likçilerin sömürge sistemine katkýlarý yetersiz kaldýðýn-da gerekli gördükleri þiddet ortamýný kendileri yaratýr-lar. Halk iradesini yansýtmayan iktidarlarýn muhaliflerindeen çok görmek istedikleri þeyin þiddet olduðu aþikârdýr.20. yüzyýlýn birçok özgürlük mücadelesine ilham kay-naðý olan Gandi'nin tespiti bunu doðrulamaktadýr:"Yönetilenlerin yardýmý olmazsa, Ýngilizler Hindistan'ýyönetemez." [6]

11 Eylül'den sonra toplumlarda yaratýlmaya çalýþýlan'Ýslami Terör' paranoyasý Rusya'da bazý güçlerce,Kuzey Kafkasya'da öteden beri kýþkýrtýlan etnik çatýþ-malara ek olarak, dini gruplarýn da provoke edilmesinezemin hazýrladý. Hýristiyan ve Müslüman halklarSovyetlerin ardýndan dini yeniden keþfetmiþti. Sovyetdöneminde ve sonrasýndaki politik iklimde ulusal birperspektif geliþtirememiþ Kuzey Kafkasya'da, dine ilgigösteren ve zamanla yönetimlerin sistemli baskýlarýnamaruz kalan kesimler, þiddet harici alternatif bir

mücadele yolundan yoksun kalmýþlardýr. Kendinüfusunun en az bir kaç katý diasporaya sahip olanKuzey Kafkasya halklarýnýn bu baðlamda fikirsel izo-lasyona maruz kalmasý, Rusya'nýn Kafkas diaspo-rasýnýn da dâhil olduðu dünya kamuoyuna yönelikdezenformasyon çalýþmalarýnýn etkisini göstermeklebirlikte, Kafkas diasporasýnýn da tarihsel sorumluluk-larýnýn bilincinde olmadýðýnýn kanýtýdýr. Özellikle batýlýbazý gruplarýn bölgedeki muhtemel çýkarlarý uðrunagösterdikleri yoðun ilgiye raðmen, Kafkas diaspo-rasýnýn ve Türkiye dâhil olmak üzere yaþadýklarý ülkel-erdeki sivil kamuoyunun bugünkü eylemsizliði ve böl-geye ilgisizliði dikkat çekicidir. 1996 HasavyurtAnlaþmasý ile sona eren ilk Rus-Çeçen Savaþý'ndansonra, Putin döneminde Rusya'nýn 1999 sonbaharýndaikinci defa Çeçenistan'a müdahale etmesinin önemlinoktalarýndan biri de Rusya'nýn Çeçenleri anti-demokrat, radikal Ýslâmcý, uluslararasý terörizmindestekleyicisi olarak uluslararasý kamuoyuna lanseetmesinde baþarýya ulaþmasýdýr. [7] Rusya'nýnKafkasya'daki askeri hareketliliði tüm bölgedenüfuzunu devam ettirmesinin yegâne yoludur.

Diðer yandan, Kuzey Kafkasya'daki federe devletler,Rusya Federasyon anlaþmasýna göre baþka bölgelerde,cumhuriyetlerde temsilcilik açabilme haklarý olduðugibi ve askerî eðitim, kültür, ekonomi alanlarýnda ikilianlaþmalar imzalayabilmektedirler. [8] Ayrýca,Federasyon dâhilindeki devletler kendi sýnýrlarýný, ikilianlaþmalarla deðiþtirme ve düzenleme haklarýna sahip-tirler. [9] Federasyon anlaþmasýný bir þekilde imzalamýþolan devletlerin bu hakký kullanabilmeleri verili politikortamda zor görünmekle beraber, uluslararasýtoplumun ilgisi ve desteðini kazanabilecek projelerüretmek imkânsýz deðildir.

1. Dr. Zeynep Daðý: 'Kimlik, Milliyetçilik ve Dýþ Politika'RUSYA'NIN DÖNÜÞÜMÜ, Ýstanbul, 2002, s. 30-312. Sefer E. Berzeg: 'Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti 1917-1922', II. Cilt "Baðýmsýzlýk Mücadelesi", Ýstanbul, Mayýs2004, s. 2763. Dr. Zeynep Daðý: 'Kimlik, Milliyetçilik ve Dýþ Politika'RUSYA'NIN DÖNÜÞÜMÜ, Ýstanbul, 2002, s. 994. a.g.e. s. 1215. ASAM (Avrasya Stratejik Araþtýrmalar Merkezi):'Kafkasya'nýn Jeopolitik Sorunlarý', KafkasyaAraþtýrmalarý Dizisi 7, Ankara, 2003, s. 626. Ümit Þimþek: 'Bir Polonya Klasiði UÇANÜNÝVERSÝTE', Ýstanbul, 2003, s. 92 7. ASAM (Avrasya Stratejik Araþtýrmalar Merkezi):'Kafkasya'nýn Jeopolitik Sorunlarý', KafkasyaAraþtýrmalarý Dizisi 7, Ankara, 20038. a.g.e., s. 639. RF Anayasasý, Bölüm 3: 'Federal Yapý', ilgili maddel-er 65-79, http://www.kremlin.ru/

61

Haydar Bammat'in politik sürgünde olduðu Ýsviçre'ninLozan þehrindeyken aldýðý bir posta kartý

Page 64: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

YAÞAR GÜVEN

ýl 1995 olmalý. Adigey Cumhuriyeti'nden HalkDanslarý Topluluðu NALMES gelmiþtiTürkiye'ye. Birçok kentte sunum programlan-mýþtý. Ýstanbul için de "yakýþýr" þekilde Atatürk

Kültür Merkezi' nde yapýlmýþtý sunum. (Yýllar sonraNalmes yine geldi. 2004 olmalý. Belirtmeden geçe-meyeceðim, performansý bana göre 1995' e kýyasladüþüktü.)

Konaklama için evlerde aðýrlama düþünülmüþ veyapýlan çaðrýlarla aileler belirlenmiþti. Biz de eþiminakrabasý olan ve o dönem cumhuriyetin yöneticikademesinde görev yapan orta yaþýn üzerinde birbayan ile, Nalmes' in çalýþtýrýcýlarýndan bir bayaný mis-afir etmiþtik.

Evlerde konaklama nedeniyle Nalmes' in ilk Ýstanbulsunumuna iliþkin birçok aný vardýr ailelerde. Bizdekonuþulanlarýn bir kýsmý bana Nalçik olaylarýný aným-sattý. 1990' lý yýllarda daðýlan SSCB' nin ardýndanKafkasya' daki özerk cumhuriyetler, federasyoncumhuriyeti ilanlarýný peþ-peþe yapmýþtý. Ayný zaman-da da sosyalizm hýzla kapitalizme kulaç atýyordu. Herdevrin yöneticisi baþkanlar, liderler çok sevdiklerihalklarý aman üzülmesin, bocalamasýn diye bir gecedesosyalist baþkan konumundan liberal baþkan konumu-na adapte olurken yürekleri parçalanmýþtý sanýyorum.Kendilerini feda ediyorlardý gözyaþlarý içinde. Bütünözverileri halklarý içindi, tabii ki kendilerini feda ede-cek, tabii ki gözyaþý dökeceklerdi. (Timsah lafý etmed-im, iftira atýlmasýn.)

Her evde farklý sohbetler yapýlmýþ olmalý. Bizim evdede biraz siyaset konuþuldu. Köyden kasabaya 5 yaþýn-da iken göç edince, Adigece masal anlatan bendeniz-den, ekonomik koþullarýn da etkisiyle ancak konuþu-

laný anlayan, telaffuzda zorluk çeken bir posa kalmýþtýgeriye. Efendim, kabahatin büyüðü benim mi? Biraz çabagöstersem unutmaz mýydým, unuttuysam bile yenidenöðrenemez miydim? Doðrudur. Dýþ etkenler de unutul-mamalý. Herkes haklý.

Henüz 5 yaþýmda iken köyden kasabaya taþýnmýþtýk.Çok güzel Adigece konuþtuðum anlatýlýrdý, konuþama-maya baþladýðým yýllarda. Büyüklerimin, öðrettiklerimasallarý tekrar tekrar anlattýrdýklarýný anýmsarým.Kasabaya göç etmemizin nedeni ekonomik koþullardý.Çok kardeþli bir aile idi babamlar; varlýklarý olantopraðý üleþtikten sonra kardeþlerden babamýn payýnadüþen alan yaþamak için yeterli olamamýþ belli kikasabada çalýþmaya baþlamýþ. Köyden kente göçün ananedenlerinden biri deðil midir bu durum? Yarýcý yönte-mi ile topraðý iþliyor olmak ve artýþ gösteren ailenüfusunu alaný ayný duran tarlayý iþleyerekgeçindirmek tabi ki olanaksýzdý. Sermaye birikiminin oluþturulmasý ve burjuvazininpalazlandýrýlmasý gerektiði dönemde kalmýþtý üstelik"Köylünün milletin efendisi olduðu" yýllar. Bir döne-min daða taþa Karaoðlan yazýldýðý seçim döneminde,söz konusu siyasetçinin oy patlamasýnýn nedenlerindenbiri de "aracý-tefeci" yi ortadan kaldýrýp üretenin çokkazanacaðý, tüketenin ürüne daha ekonomik ulaþacaðýekonomik koþullarýn sözünün verilmiþ olmasý idi.Siyaset böyledir iþte, teoride kalýyor sözler. Kýsacageçen yýllarda köylünün ekonomik durumu kötüye git-miþti. Topraðýn kardeþler arasýnda üleþtirilmesinin veküçülmesinin yanýnda bir de böyle önemli bir neden(ürettiðinin karþýlýðýný alamamak) vardý. Bu parantez-den kasýt, güzel güzel Adigece konuþabilirken nasýlkonuþamaz hale geldiðimi -gerilediðimi- aktarmakiçindi.

Y

KÖÞE YAZISIters köþe62

Ter

s Kö

þe

Nalçik OlaylarýnýnAnýmsattýklarý

Page 65: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

kf

Sohbete geri dönmeli. Adigey' e kayýnbiraderimle bir-likte yerleþen Türkiyeli arkadaþýmýn yardýmý, biraz dakafa göz yararak konuþtuk, güzel güzel tartýþtýk.Sosyalizmi, kapitalizmi, Lenin'i, Stalin'i, sonrakidönemleri... Sosyalizmden ne anladýðýmý anlatmayaçalýþtým. Onlar da farklý liderlerle farklý þeyler yaþadýk-larýný anlattýlar. Lider ve sosyalizm; hemen aklýmaZapatistalar geliyor, kumandan yok, kumandanyardýmcýsý var.

Bazý diyaloglarý aktarmalýyým;"-Bu daire sizin mi? (Bize soruyorlar)-Hayýr, kira ödüyoruz.-Ne zaman sizin olacak?-Hiçbir zaman.-Neden kira ödüyorsunuz o zaman?-Bu dairede, dairenin sahibine kira ödeyerek otura-biliyoruz.-Yani bu dairenin bir sahibi var, baþka yerde oturuyorve burayý kiraya verip para mý alýyor?-Evet."

Sosyalizme el sallayarak veda edenler, belli bir süretaksit öder gibi ödeme yapýlacaðýný ve daire sahibiolunabileceðini düþünüyorlardý. Birden fazla gayrýmenkul sahibi olmanýn, kira geliri elde etmenin man-týðý henüz oturmamýþtý. Oturacak o kadar çok þey vardýki daha.!

Bir diðer diyalog;:"-Siz þanslýsýnýz. (Bize söylüyorlar)-Neden?-Ýstediðiniz herþeyi alabilirsiniz.-Nasýl yani?-Marketlerde, maðazalarda herþey var, kýsa süredebunu gözlemleyebildik.-Gördüklerinizi alabilmek için alým gücü gerekiyorama.-Nasýl yani?-Herkes istediðini alamaz, geliri ölçüsünde alabilir."

Ýstanbul turu organize edilmiþti gündüz. SanýyorumBeyoðlu turu da vardý. Bu turdan sonraki sohbette, nedemek istediðimi anladýklarýný acý bir þekilde ifadeetmiþlerdi.

"Haklýymýþsýn, biz alýþ veriþ için xx dolar ayýrmýþtýk,bu miktarla maðazalardan ciddi birþey alabilmeninolanaðý yokmuþ, daha uygun fiyatlý yerler bulduk,birkaç parça hediye satýn aldýk yakýnlarýmýza."

Sohbetin can alýcý yaný ise siyasi sistemleri konuþurkensamimi ortamda bize aktardýklarý idi;

"Sosyalizm bize uymadý, þimdi sen karþý çýkarsýnbizdeki sistem uymadý diyelim; hýzlý geçiþte gördük kikapitalizm de pek uymayacak. Gençlerimiz kötü yolda.Ýçkiye çok alýþtýlar. Ýçkinin önünü almak için din

konusuna eðilmek gerek. Bu sayede belki buna engelolabiliriz."

Bir anlamda Adigey' deki halkýmýzýn thamadelerindenbiri söylüyordu bunu. Gelinen nokta 1995' lerde bu muidi? Çok daha önce böyleydi anlaþýlan. Bireysel birdüþünce de deðildi bu. Belli ki Adigey' de sohbetkonusu idi. Ýçki vb. gibi kötülüklerden uzak durmanýnyolu dini ögeleri öne çýkarmak olabilir diye düþünülüy-ordu. Karþý çýkýp, 80' li yýllarda yeþil kuþakmanevralarý ile SSCB çevresinde örülmeye çalýþýlanaðý ve Türkiye' nin gerçeklerini anlatarak, bunlardanbir sonuç çýkarmalarýný saðlamaya çalýþtým.

Olumsuzluklar, ekonomik açmazlar, slav milliyetçisikýlýklý çýkar inisiyatifleri ve dahi bir dizi þey; kurtuluþyolu bulunmasýnda alternatif aranmasýna neden olacak-týr. Kestirme bakýþ açýsýnýn; yukarýda özetlenenbiçimde çýkýþ yolunun ne sosyalizm, ne de kapitalizmolup en yakýn ve ulaþmasý en kolay din çerçevesindekurtuluþun saðlanacaðý inancý olmasý, ayný zamandadini siyasallaþtýranlarca bu durumun manipuleedilmesinin çok kolay olmasý; siyasal dinin sanýlandanhýzlý týrmanýp sýkýntý yaratacak seviyeye ulaþacaðýnýngöstergesi idi. Bu tesbitin yapýlmasýnda geç kaldýk.Þimdi bir de yaþananlarýn ilaç gibi geldiði deðer-lendirmesini yapan Putin ve yandaþlarý ile yöneticilerinKafkasya' ya geleneksel bakýþ açýsý dikkate alýndýðýn-da, uyanýk ve öngörülü olunmasý gereði açýktýr.Manipulasyonu sadece dini çevreler deðil, istenilenortamýn yaratýlmasý için egemenler de kullanacaktýr.Kullanmýþtýr Nalçik' te.

Her devrin yöneticilerine þüpheyle bakmak gerekti 90'lý yýllarda. Yeterince bakýlamadý. Türkiye ayaðýndayeterince sivil duruyor gibiydik. Kafkasya ayaðýmýz isepek sivil olamadý. Bir dönem Soros vs derken STK'larýn Abhazya' da yoðunlaþmasý çok sýcak gelmiþti.Resmileþmeden önce Dünya Çerkes Birliði giriþimi de. Sivillerle kurulacak temaslar ve ortak organizasyonlarçok önemlidir. Yönetenler yönetmeye devam etsin,Putin uyumlu siyasetlerine de devam etsin. Artýkatanacak yöneticilerle diyaloðu kuracak sivil olmayan-larýmýz nasýlsa olacak. Biz sivil tarafýna bakalým.Diasporik yaþamýn dezavantajlarýný yaza çizebitiremedik, buna da bir mola verip diasporik yaþamýavantaja çevirelim. Dünyada örnekleri de var. Bu avan-tajý eþitlerin birlikteliði ile örgütlemeye çalýþalým.Dünyanýn her tarafýndaki Çerkesleri, hiyerarþik yapýsýolmayan, amacý demokratik yaþam içinde etnikliðidiðer halklarla birlikte eþit yaþamak olan bir duruþlaözetlenebilecek organizasyonla bir araya getirmeyeçalýþalým. Sivilleþelim ve bir de böyle bakalým. Yenibirþey söylemediðimin bilincindeyim. Ama uzaðýndagibi duruyoruz bu þeye. Yakýnlaþalým.

63

Page 66: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 02

64

KAFKASYA FFORUMU

ABONELÝK ÝÞLEMLERÝYurtiçi Abonelik Ýçin:

Aþaðýdaki Hesap Numarasýna 30 YTL yatýrmanýzve www.kafkasyaforumu.org/form sayfasýndabulunan abonelik formunu doldurmanýz yeterlidir.

Türkiye Ýþ Bankasý A.ÞHesap Sahibi: Can KesginHesap Numarasi: 738400

Þube Kodu :1106Þirinevler/Ýstanbul

Yurtdýþý Abonelik Ýçin: PayPal (c)

www.kafkasyaforumu.org/form