HALK SAĞLIĞI VE DEONTOLOJİesaglikonline.com/E-Saglik Online/Halk Sagligi/Halk Sagligi Ve...
Transcript of HALK SAĞLIĞI VE DEONTOLOJİesaglikonline.com/E-Saglik Online/Halk Sagligi/Halk Sagligi Ve...
HALK SAĞLIĞI VE DEONTOLOJİ
• • • Bir toplumun sağlık ve hastalık konuları
hakkındaki bilgisi, görüşü, anlayışı ve bunlara ilişkin uygulamaları, o toplumun sosyo-ekonomik yapısı, eğitim düzeyi ve kültürü yoluyla biçimlenmektedir. Bir toplum için geçerli olan sağlık ya da hastalığa ilişkin bilgi ve davranışlar bir başka topluma göre değişik olabilmektedir. Nitekim tam bir homojen yapı gösteren toplum içinde bile gruplar hatta bireyler arasında bu yönden farklılıklar söz konusudur. Dolayısıyla çalışma hayatı boyunca ve normal yaşam koşullarında, fertlerin ve toplumun sağlığını korumada ve yükseltmede ve olası hastalık ve sakatlık durumlarının erken tanı ve tedavisi ile iyileştirme çalışmalarından başarı elde etmek için, çevre ve halk sağlığı ile ilgili kavram ve tanımların bilinmesinde yarar vardır.
• Sağlık anlayışı, tarihsel süreç içinde bireyden bireye, toplumdan topluma değişiklikler göstermiştir. Yüzyıllar boyu sağlık, insanların önceleri yalnız bedensel, daha sonraları da akılsal bakımdan iyilik durumu olarak algılanmıştır. Yirminci yüzyıl ortalarında bu görüşe yeni bir boyut eklenmiş ve sosyal nedenler de sağlığı etkileyen faktörler arasında yer almıştır. Son yıllarda ise bu tanımı çevre faktörleri de girmiştir. Bu bağlamda modern toplumlarda sağlıkla ilgili olgulara, insanın biyolojik, psikolojik, sosyal yönleri ve çevresi ile bir bütün olarak ele alınması kabul edilir olmuştur. Çağımızda sağlık, tüm bu yönleri ile algılanmış ve insan sağlığının içinde bulunduğu çevreyle biyolojik, bedensel, psikolojik ve sosyal bağlarını ortaya koymuştur. Bu nedenle beslenme, barınma sorunları, çalışma ortamları ile insan ve toplum sağlığını etkileyen her bir çevre faktörünün de sağlık kavramı içinde düşünülme zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
•
• Sağlığı, her bilim kendine özgü tanımlamıştır. • Biyoloji biliminin tanımında sağlık, vücut
hücrelerinin her birinin uygun değer kapasitede çalışması ve hücrelerarası uyumun sağlandığı bir durum olarak,
• Psikoloji biliminde sağlık, bireyin çevresi ile uyum içinde bulunması ve herhangi bir durum ya da olayın bu uyumu bozması karşısında gösterdiği potansiyeli olarak,
• Sosyoloji bilimi ise sağlığı, bireyin toplum içinde kendisinden beklenen rollerini yerine getirmedeki yeterliliği olarak,
• tanımlamışlardır.• • Günümüzde sağlık kavramı; kişinin sağlığının
en yüksek düzeyden en düşük düzeye doğru uzanan bir çizelge üzerinde bulunduğu göz önünde tutularak, günlük yaşam aktivitelerini sürdürebilmesi ve çalışma yeteneği ile sağlığı arasında bir orantının varlığı ile hastalığın olmayışı olarak kabul edilmektedir. Buna göre, kişinin sağlık düzeyinin yüksekliği, iş veriminin yüksekliği ile orantılıdır. Yani kişi ne kadar sağlıklı ise, yaptığı işte başarı ve doyumluluk oranı o kadar yüksektir. Bunun karşıtı olarak, kişinin sağlık düzeyinin düşük olduğu zaman, iş veriminin de düşük olacağıdır.
• Sağlığı, her bilim kendine özgü tanımlamıştır. • Biyoloji biliminin tanımında sağlık, vücut
hücrelerinin her birinin uygun değer kapasitede çalışması ve hücrelerarası uyumun sağlandığı bir durum olarak,
• Psikoloji biliminde sağlık, bireyin çevresi ile uyum içinde bulunması ve herhangi bir durum ya da olayın bu uyumu bozması karşısında gösterdiği potansiyeli olarak,
• Sosyoloji bilimi ise sağlığı, bireyin toplum içinde kendisinden beklenen rollerini yerine getirmedeki yeterliliği olarak,
• tanımlamışlardır.• • Günümüzde sağlık kavramı; kişinin sağlığının
en yüksek düzeyden en düşük düzeye doğru uzanan bir çizelge üzerinde bulunduğu göz önünde tutularak, günlük yaşam aktivitelerini sürdürebilmesi ve çalışma yeteneği ile sağlığı arasında bir orantının varlığı ile hastalığın olmayışı olarak kabul edilmektedir. Buna göre, kişinin sağlık düzeyinin yüksekliği, iş veriminin yüksekliği ile orantılıdır. Yani kişi ne kadar sağlıklı ise, yaptığı işte başarı ve doyumluluk oranı o kadar yüksektir. Bunun karşıtı olarak, kişinin sağlık düzeyinin düşük olduğu zaman, iş veriminin de düşük olacağıdır.
• Dünya Sağlık Örgütü’nün klasik tanımında sağlık, “bedensel, akılsal, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik, bütünlük ve uyum durumu” demektir. Günümüzde “iyilik” sağlık kavramlarının genişleyen sınırlarını ifade etmektedir. Bu bağlamda, “Hastalıkların Önlenmesi”, “Sağlığın Sürdürülmesi”, “Sağlıklı Yaşam Biçimi”, “Yaşam Kalitesi”, “Sağlığın Geliştirilmesi”, gibi tanımlar, genel olarak “iyilik” kavramı içerisinde ele alınmaktadır. Buna bağlı olarak son yıllarda, “sağlığı sürdüren, hastalıkları önleyen ve sağlığı geliştiren faaliyetler” (Örneğin; Negatif Sağlık, Nötral Sağlık ve Pozitif Sağlık gibi) farklı sağlık tanımlarının oluşmasına neden olmuştur.
• • Negatif Sağlık: İyileştirme ve
rehabilitasyonunu gerektiren sağlık durumunu ifade eder.
• Nötral Sağlık: Bir hastalık durumu olmaksızın dengeli, olumlu değişmeyen bir sağlık kavramıdır. Sağlığı korumak hastalık risklerini azaltan faaliyetlerle sağlığı sürdürmek, hastalıkların erken tanı ve tedavisi bu kavram kapsamında yer alır.
• Pozitif Sağlık: Dengeli, ılımlı bir sağlık durumundan sonra ulaşılan, yaşam kalitesini geliştiren sağlık davranışları ile yani iyiliğin en yüksek düzeyi ile ilgilidir. Pozitif sağlık bireylerinin iyilik durumlarını, kendi kendilerine gerçekleştirebilecekleri davranışları ve bireyin içinde yaşadığı çevrenin değişimini içerir.
• . Sağlıkla İlgili Kültürel Faktörler• • Genel olarak bireylerin, çalışma ve
yaşamlarında sağlığa ilişkin anlayış, bilgi ve davranışları incelendiğinde, bazı kültürel faktörlerin sağlıkla ilgili olguların nedeni olduğu veya sağlığı koruyucu, geliştirici özellikler taşıdığı görülmektedir. Fert ve toplumların yaşam ve çalışma ortamlarında sağlıklarını etkileyen faktörlerden bazıları şunlardır:
• Ekonomik Durum: Gelir dağılımı; ev, beslenme, giyim, sağlık harcamaları. Zenginlik, fakirlik, işsizlikle ilgili değerler. Ekonomik birimin birey, aile veya topluluk olması vb.
• Eğitim, Meslek: Birey aile ve toplumun eğitim düzeyi, meslek türleri, kadın ve erkek meslekleri, meslek ve sağlık ilişkisi, meslek hastalıkları, iş kazaları, meslek ve eğitim avantajları, vb.
• Aile Yapısı: Çekirdek aile, geniş aile, geçiş ailesi, iletişim, destek, çatışma, sorumluluk paylaşımı, çocuk, yaşlı, hasta bakımı, vb.
• Evlilik Örüntüleri: Monogami, poligami evlilikler, akraba evlilikleri, vb.
• Cinsiyete Dayalı Özellikler: Kültürel inançlarla, cinsler arası ilişki özellikleri. Sosyal haklarda cinse özgü özellikler. Hamilelik, loğusalık dönemi, cinsel ilişki konusu, vb.
• Kontrosepfit Kullanımı ve Nüfus Politikaları: Kabulü, yöntem seçimi ve sağlıklı kullanımı, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma vb.
• Gebelik ve Doğum: Tıbbi kontroller (beslenme, giyim, egzersiz, vb), Doğum yapılan yer (ev, sağlık kuruluşu) doğumu kimin yaptırdığı, loğusalık bakımı, Anne sütü vb.
• Çocuk Yetiştirme: Aile ortamı (Otoriter, serbest, dengeli) fiziksel, duygusal yaralanma, kardeş rekabeti, ergenlik dönemine hazırlık, vb.
• Vücut İmajında Değişim: Şişmanlık, zayıflık, boy kısalığı, uzunluğu, sünnet, kulak deldirme, dövme gibi kozmetik cerrahi girişimler, vb.
• Beslenme: Yiyeceklerin, nasıl saklandığı, hazırlandığı, pişirildiği, korunduğu, beslenme alışkanlıkları (sebze, et, kuru yiyecek, vb.) besin maddelerinin (kutsal, lanetlenmiş vb) ayırımı, yemek yeme biçimleri, vb.
• Kişisel Hijyen: Temizliğin birey, aile ve toplumdaki anlamı, sağlıkla ilişkisi, banyo yapma alışkanlıkları (sıklığı, biçimi, vb.)
• Giyim: Giyim seçimi (açık ve koyu renk, dar ve geniş, kapalı ve açık, yüksek topuklu ve düz ayakkabı) kadın ve erkek giysileri, giysilerin sağlıkla ilişkisi, vb.
• Ev Koşulları: Evin yapısı, odaların bölünmesi (oturma, yatak), Kimler tarafından paylaşıldığı odaya düşen birey sayısı, Ev koşullarının sağlıkla ilgisi (ısı, nem, güneş, alt yapı vb.)
• Çevre Temizliği: Evsel atıksular, çöpler, içme ve kullanma suyu, alt yapı olanakları
• Din: Dini yaklaşım ve uygulamaların sağlıkla ve hastalıklarla ilişkileri,
• Göç Statüsü: Uyum sürecindeki zorlukların, değişikliklerin sağlıkla ilişkisi (göç edilen bölgenin, sosyo-kültürel yapısı, beslenme, iş, dil, giyim, kabul görme, kendi değerlerini koruyabilme, vb.)
• Rahatlatıcıların Kullanımı: Alkol, sigara, çay, kahve kullanımı sıklığı, uyuşturucularla ilgili kültürel değerler ve hastalıklarla ilgisi
• Kendi Kendine ve Geleneksel Tedaviler: Halk arasında yapılan ve toplumsal özellik taşıyan uygulamaların sağlıkla ilişkisi (özel diyetler, kırık ve çıkık tedavisi, vb
• Çevre Sağlığını Etkileyen Diğer Faktörler• • Çevre sağlığın korunması, geliştirilmesi ve
yükseltilmesinin de insan sağlını etkileyen faktörleri bilmek ve tanımlamak, çevre ve halk sağlığı uygulamalarının başarısı bakımından önemlidir. Çevre sağlığının bütünlüğünü bozan, insanlarda hastalığa, sakatlığa ve ölüme neden olan faktörleri ortadan kaldırmak, ortadan kaldırılmayanlara karşı da korunma önlemleri almak ve bunlara uygun davranışlarda bulunmak, tutum geliştirmek sağlıklı yaşamanın gereğidir.
• • Çevre sağlığında, hastalık ya da sakatlık
durumunun oluşmasında rol oynayan ve kişinin sağlığını etkileyen faktörler, insan bünyesine ve çevresine ait olmak üzere iki ana grupta incelenebilir.
• Çevre sağlığını kişi kaynaklı etkileyen faktörler;
• Kalıtsal nedenlerden kaynaklanan gen, hormon ve metabolizma bozuklukları,
• Yaş, cinsiyet, ırk, zeka ve motivasyon gibi kişisel özellikleri,
• Fizyolojik süreçler, fiziksel büyüme ve gelişmeler,
• Vücut onarım mekanizmaları,• Alışkanlıklar, psikolojik yapı ve davranışlar, • gibi hususlardan kaynaklanmaktadır.
• Çevre sağlığını etkileyen ve insan çevresine ait olan faktörler ise;
• Biyolojik çevre faktörleri,• Fiziksel çevre faktörleri,• Sosyal çevre faktörleri• olarak incelenebilir.• • Sağlıkla İlgili Yaşam Biçimleri• • İnsanların yaşam biçimi, sosyal, kültürel,
ekonomik durumların getirdiği bir değer yargıları olgusudur. Kişinin özel yaşam biçimi ve davranışı sosyal çevresi ile ilişkisi olan ve sosyal çevreye dayanan kişiler arası etkileşime göre biçimlenmektedir. Böylece, deneyim ve çevresel faktörler tarafından belirlenen yaşam biçimi, belirli sağlık risklerinden kaçınmak ya da onları kabullenmek için bireysel kavramlarla sınırlı olmamaktadır. Sağlıkla ilgili pek çok bireysel seçimler (yaşam biçiminin sağlığı koruması, güçlendirmesi gibi) fiziksel, sosyal, kültürel çevre ve ekonomik olanakların çizdiği sınıra bağlıdır.
•
• • • Sağlık elemanına danışma, sağlıklı beslenme,
uyku, hijyen, stresle başa çıkma, kontrosepfit kullanımı gibi, bedensel ve zihinsel sağlığa zararlı olabilen davranışları içeren yaşam biçimlerini örnek olarak verilebilir. Ayrıca, sigara, alkol, rahatlatıcıların kullanımı, aşırı beslenme ve kilo sorunu, egzersiz yapmama, kendi kendine iyileştirme, geleneksel bakım yöntemlerini kullanma gibi, sağlığı olumsuz yönde etkileyen, hastalıkların oluşmasına neden olan zararlı davranış ve yaşam biçimleri mevcuttur.
• • Sağlıkla ilgili yaşam biçimleri ve davranışlar
kırsal, kentsel yerleşim birimlerinde ve bölgeler arasında farklılıklar göstermektedir. Herhangi bir sağlık sorunu karşısında kırsal toplumlarda çoğu kez kuşaktan kuşağa aktarılan ve bireyler tarafından kabul edilip uygulanan rahatlatıcı geleneksel davranış biçim ve uygulamalarına karşın, kent merkezli toplumlarda sağlığı koruyan, geliştiren sağlık elemanına yönelik olumlu davranış biçimleri görülmektedir.
• Eğitsel, sosyal ve ekonomik açıdan olanakları geniş olan bireylerin daha sağlıklı bir yaşam biçimi ve davranış sergiledikleri, olanakları sınırlı ya da yetersiz olanların ise, temel gereksinimlerinin karşılanmasından doğan sağlık sorunları ile başa çıkma çabasında oldukları bir gerçektir.
• • Sağlıklı Yaşam Biçimlerinin Geliştirilmesine
Yönelik Stratejiler • • Günümüzde, bireylerin sağlığını güçlendirecek
davranışların daha kolay benimsenmesi ve sağlıklı yaşam biçimlerinin geliştirilmesine yönelik stratejiler geliştirilmiştir. Bunlar:
• Bireyin içinde yaşadığı çevrenin sağlıklı yaşam biçimi oluşturacak nitelikte olmasının sağlanması,
• Sağlık/hastalık konularında yaşam biçimi ile ilgili bilgisin geliştirilmesi,
• Sağlığı olumsuz yönde etkileyen davranışların değiştirilmesi için, uygun eğitim programlarının hazırlanması ve uygulanması,
• Bireylerin içsel ve dışsal etmenleri etkileyecek kendilerinin bakımı için eyleme geçmeleri, “Sağlığı geliştirme”, Öz-Bakım.
• Sağlıklı Bir Birey İçin Gerekli Olan Günlük Yaşam Aktiviteleri İle İlgili Temel Öz-Bakım Gereksinimleri;
• Yeterli hava, su, besin alımının sürdürülmesi,• Boşaltım işleminin sürdürülmesi,• Aktivite-dinlenme arası dengenin
sürdürülmesi,• Yalnızlık-sosyal etkileşim arası dengenin
sürdürülmesi,• İnsan yaşamındaki risklerin önlenmesi,• Normal olma, sosyal gruplarda işlev görme
gücünün geliştirilmesi,• olarak sıralanır.•
• Gelişimsel Öz-Bakım Gereksinimleri:• İnsan yaşamındaki gelişimsel durumların veya
insanın gelişmesini etkileyebilecek;• Gebelik, doğum,• Ebeveyn, eş, akraba, dost kaybı,• Sosyal uyum sorunları,• Yeni bir çevreye geçiş,• Toplumsal durum ile ilgili sorunlar,• Sağlıklı kişilik gelişiminde yetersizlikler,• Zorlayıcı yaşam koşulları,• Yaralanma, hastalık, sakatlık durumları gibi.• sağlığa zararlı etkilerden korunmak, bu
etkilerle başa çıkabilmek ya da bunlardan en az düzey de etkilenmek için gerekli bakımın sağlanmasıdır.
•
• • Halk Sağlığı terimi 19. yüzyıldan beri topluluk
halinde yaşayan insanların sağlıkları ile ilgilenen bir bilim dalı olarak kullanılmaktadır. Günümüzde halk sağlığı ile eş anlamda ya da çok az farklı yönleri olduğu varsayılan “toplum sağlığı” terimi insan topluluklarının sağlıklarını belirlemede, sağlık gereksinimlerini karşılamada ve tüm topluma uygulanan sağlık uygulamalarını tanımlamada kullanılmaktadır. Çoğu zaman “Halk” ve “Toplum” aynı anlamları içeren kavramlar olarak kullanılmakta olup;
• Halk; belirli bir bölgede yerleşmiş, örf ve adetleri gelenekleri aynı olan çeşitli sayıdaki insan grupları ve topluluklarıdır.
• Toplum; insanların yaşamlarını sürdürmek, temel gereksinimlerini karşılamak amacıyla belirli bir yerde uzun süre yaşayan ve yaşayacak olan, ortak kültürü paylaşan sosyal örgüt ve kurumları bulunan insanların oluşturduğu topluluklardır.
• Kültür; toplumların oluşturduğu ortak amaçların, beklentilerin, değerlerin, inançların, duygu ve düşüncelerin özetle ortak davranış kalıplarının biriktiği soyut bir kavramdır.
•
• Halk sağlığının geleneksel tanımı 1923’de Winston tarafından yapılmıştır. Buna göre “Halk Sağlığı” ‘organize toplum çalışmaları sonunda çevre sağlık koşullarını düzeltmek, bireylere sağlık bilgisi verecek bulaşıcı hastalıkları önlemek, hastalıkların erken tanı ve koruyucu tedavisini sağlayacak sağlık örgütleri kurmak’ amacını güder. Halk Sağlığı, her bireyin sağlığını sürdürebilecek bir yaşam düzeyinin geliştirilmesini, yaşamın uzatılmasını sağlık ve verimliliğin yükseltilmesini, çalışma gücünün arttırılmasını toplumsal çalışmalarla sağlayan bir bilim olarak tanımlanmaktadır.
• • Halk Sağlığı, bireyin, grupların ve toplumların
sağlıklarını geliştirmeye, sağlık yeteneklerini desteklemeye, sağlıklarına gelebilecek her türlü zararları önlemeye çalışan bir sağlık bilimidir. Sağlığının amacı yaşamın uzatılması, yaşam kalitesinin ve verimliliğin yükseltilmesi, çalışma gücünün artırılması amacını güder; aynı zamanda herhangi bir hastalık ya da sakatlığın erken tanı ve tedavisi ile bunların geçmesinden sonra bireyin mevcut kapasitesini tüm bilimsel ve teknolojik olanakları kullanarak verimli bir düzeye getirme çabalarını südürür. Kavramı daha da genişletecek olursak, bireyin sağlığını yaşamının ilk anlarından itibaren biyolojik, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal çevresiyle bir bütün olarak ele alır ve yaşamı boyunca çok yakından izler. Aynı zamanda her bireye sağlığın devamlılığı için yeterli bir yaşama düzeyi sağlayacak sosyal bir düzen geliştirmeye çalışan ve böylece toplumun tüm bireylerine doğuştan kazandırılan uzun yaşama ve sağlıklı olma haklarını kullanma olanağı sağlar.
•
• Dünya Sağlık Örgütü İnsan Hakları bildirgesinde “Irk, din, politik inanç, ekonomik ve sosyal durum farkı gözetilmeksizin, herkesin erişebileceği en yüksek sağlık düzeyine ulaşması bireyin temel haklarından biri” olarak belirlenmiştir.
• • 1982 Anayasası madde 56 ise “vatandaşlar,
sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın görevidir” demektedir. Dolayısıyla Anayasa’mızda sağlık, kişi için bir hak ve devlet için bir görev olarak kabul edilmiştir. Ayrıca gelişen sağlık hizmetleri doğrultusunda sağlık sorunlarının çözümünde birey ve toplumun aktif olarak rol almalarının gereği, uluslararası kuruluşlar tarafından da vurgulanmaktadır.
• • Çağdaş halk ve çevre sağlığı kavramı ise, insan
yaşamının yalnız biyolojik ve hijyenik yönleriyle değil, sosyal, ekonomik, yönetim, yasal ve politik yönleriyle de kaynaşmış bir bütündür. Özetle, halk sağlığı, toplumun sağlığını etkileyen sorunları, genel sağlık durumunu, çevre sağlığı ve sağlık hizmetleriyle, sağlık bakımından sorumlu örgütlerin yönetimini kapsar.
• • Halk sağlığının günümüzdeki en büyük sloganı
ise “sağlığın korunması ve hastalıkların iyileştirilmesinde fırsat eşitliği” nin öğretisidir.
• • I.7. Çağdaş Halk Sağlığı Anlayışının Başlıca
İlkeleri • • Çağdaş halk sağlığı anlayışının günümüzdeki
içeriği son derece geniş olup, “Toplumsal iyilik”, denen yeni bir anlayışı getirmiştir. Toplumsal iyilik, esasına 1978 yalında Dünya Sağlık örgütüne üye olan ülkelerce kabul edilmiş ve halen uygulanan “Temel Sağlık Hizmetleri” nin ilkeleri ile benzer doğrultudadır. Çağdaş (günümüz) Halk Sağlığı;
• 1. Toplumsal Eşitlik• 2. Çevreyle Bütünlük• 3. Yaşamın Bütünlüğü• 4. Toplumsal Etmenler• 5. Hizmetin Boyutu• 6. Korumaya Öncelik• 7. Risk Gruplarına Öncelik• 8. Önemli Hastalıklara Öncelik• 9. Entegre Hizmet• 10. Ekip Hizmeti• 11. Sağlık-kalkınma ilişkisi• 12. Öz-Sorumluluk• 13. Halkın Katılımı• 14. Evrensellik• 15. Koşullara uygunluk olup, • halk sağlığının gelişmesine bütüncül bir
yaklaşım getirmektedir.• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •
• SAĞLIK HİZMETLERİ• • • Bireylerin fiziksel, akılsal bütünlüklerinin
korunması, geliştirilmesi, devam ettirilmesi üç ana grup hizmetin etkin bir biçimde sunulması ile gerçekleştirilebilir. Ülkemizde özellikle Cumhuriyet dönemi ve sonrası bu hizmetler olumlu aşamalar içinde, geleneksel uygulamalardan, çağdaş uygulamalara doğru bir süreç izlemektedir.
• • Tüm dünyada sağlık hizmetlerinin
sunuluşundaki dengesizlik gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler adı altında iki farklı grup oluşturmuştur. Bu farkların ortadan kaldırılması, hizmetin herkese gereksinimleri doğrultusunda bir ekip tarafından verilebilmesi, hastalıklardan gelecek zararın en aza indirgenmesi ve toplumlara daha sağlıklı bir yaşam sağlanabilmesi için, hizmetlerin sunuluşunda günümüze değin bir takım devrim niteliğinde gelişmeler, yenilikler olmuştur ve de olmaya devam etmektedir
• Sağlık Hizmetleri• • Bireylerin ve toplumların bedensel, akılsal,
sosyal bütünlüklerine zarar veren faktörlerin yok edilmesi, bütünlüğün korunup, geliştirilmesi, sağlam/hasta bireylerin tıbbi kontrolleri sonucu erken tanı ve tedavileri ve bütünlüğü azalanların yeterli duruma getirilmesi için gösterilen çabaların tümüne “sağlık hizmetleri” denir. Başka bir tanımla, sağlık hizmetleri, bilgi, beceri, yetki ve sorumlulukları yönünden birbirini tamamlayan ve aynı amaç için birlikte çalışan sağlık elemanlarının sunduğu hizmetlerin toplamıdır.
• • Sağlık hizmetlerinin temel amacı toplumun
tüm bireylerine doğuştan kazandırılan sağlıklı olma hakkının sağlanması ve devamlılığı için yeterli yaşam düzeyinin sunulmasıdır. Sağlık hizmetlerinin koruma, tedavi (iyileştirici) ve rehabilitasyon’dan oluşan üç boyutu vardır. Birinci boyutun amacı, kişilerin hasta olmamalarını sağlamaktır. Ancak, her türlü çabaya karşın tüm bireyleri, her hastalıktan korumak olası değildir ve bazı bireyler hastalanır. 0 zaman, sağlık hizmetlerinin ikinci boyutu “hastaların tedavisi” söz konusudur. Tedavi sonucu yetenekleri azalan bireyler için, başkalarına bağımlı olmadan, kendi kendilerine yeter biçimde yaşamaları, topluma yeniden uyum sağlamaları (rehabilitasyon) gibi sağlık hizmetlerinin üçüncü boyutu uygulanma olanağı bulur. Kişiye ve çevreye yönelik olmak üzere iki grupta ele alınır.
•
• . Kişiye Yönelik Koruyucu Hizmetler: • • Bireylere götürülen bu tür hizmetler şunlardır.• Bağışıklama: Bulaşıcı hastalıklardan
korunmanın en etkin yolu olan bağışıklama ile bireyler hastalıklara karşı korunabildikleri gibi toplumun büyük çoğunluğu bir hastalığa karşı bağışık duruma getirilerek hastalık kontrol altına alınabilir.
• Erken Tanı: Çağdaş sağlık olgusu, erken dönemlerinde tanısı konan hastalıkların iyileştirilmesi kolay ve başarılı olduğu doğrultusundadır. Hastalıkların belirtisiz ya da belirtili dönemlerinin başlangıcında tanılarının konabilmesi için konuyla ilgili eğitilmeleri ve sağlık olgusunun da bu doğrultuda gelişmesi gereklidir.
• İlaçla Koruma: Bazı hastalıklarda tehlike altındaki kişileri ilaçla korumak mümkündür.
• İyi Beslenme: Birçok hastalığın hazırlayıcı nedeni yetersiz ve dengesiz beslenmedir. Bugün, tüberkülozun yetersiz beslenen kişiler arasında daha yaygın olduğu, bulaşıcı hastalıklarının kötü beslenen kişilerde ağır klinik tablolar sergilediği, kızamıktan ölenlerin, beslenmesi bozuk çocuklarda daha fazla görüldüğü saptanmıştır.
• Aile Planlaması: Bilindiği gibi, çok ve sık doğum yapan kadınlar ve bu kadınlardan doğan çocuklar sağlıksızdır. Aynı zamanda, birçok kadın gebe kalmamak ya da kaldıktan sonra düşük yapmak isterken, ya sakat kalmakta ya da hayatını kaybetmektedir. Bu olumsuz durumlardan kurtulmak aile planlaması hizmetlerinin yaygınlaştırılması ile olasıdır.
• Sağlık Eğitimi: Kişilerin kendi sağlıklarını nasıl koruyabilecekleri, sağlık hizmetlerinden nasıl yararlanabilecekleri konusunda bilgilendirilmeleri ve olumlu davranışlar kazanmaları için yapılan planlı çabalar sürecidir
• Kişisel Hijyen: Kişilerin kendi sağlıklarını koruma ve devam ettirme, bakımın ve de iyi olma duygusunun kazandırılması olayıdır. Aynı zamanda, kişisel sağlığı geliştirecek gerekli bakım alışkanlıklarının kazanılmasına yardım hizmetleridir.
•
• Çevreye Yönelik Koruyucu Hizmetler• • Çevremizdeki olumsuz biyolojik, fizik, kimyasal
ve sosyal faktörleri yok edip, insanları etkilemelerini Önleyerek ya da zararlarını en aza indirgeyerek kişilerin sağlıklarını korumayı amaçlar. Bu hizmetler, çevre sağlığı, mesken hijyeni, vektör ve besin kontrolü, yeterli temiz içme ve kullanma suyunun sağlanması, atıkların zararsız duruma getirilmesi gibi topluma yönelik hizmetleridir
• • Kişiye ve çevreye yönelik sağlık hizmetlerinin
bir bütün olarak değerlendirilip, uygulamanın tek bir üniteden yapılması (dar alanda geniş kapsamlı hizmet) gerekir.
• • • • • • • • • • • •
• İŞ SAĞLIĞI• • • Sanayileşmenin neden olduğu toplumsal ve
teknolojik gelişmeler özellikle iş ortamında önemli değişmelere yol açmıştır. Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de nüfusun artmasına paralel olarak “çalışabilen’ nüfusta artma kaydedilmiştir. Bu büyük artış ise beraberinde ‘İş Sağlığı ve İş Güvenliği’ konusuna daha fazla önem verilmesi gerekliliğini kabul ettirmiştir.
• Günümüzde bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren en önemli ölçütlerden bir tanesi de milli gelirdeki artıştır. Milli geliri oluşturan ana madde üretim, üretimin temel öğesi işçi, üretimin arttırılmasındaki en büyük etkenlerden birisi de işçinin sağlığını ve yaşam koşullarını iyileştirmektir.
• • Ülkemizde sağlık hizmetleri açısından en
önemli risk grupları içinde “çalışan” yani “işçi grubu” başta gelmektedir. Çalışanların sağlığının bedensel, akılsal, sosyal yönden korunmasını ve yükseltilmesini, çalışma ortamının sağlıklı bir duruma getirilmesini amaçlayan iş sağlığı hizmeti bir ekip işlevidir. Özellikle gelişmiş ülkelerde “iş sağlığı hizmet ekibi” artık kabul edilmiştir. Bu ekipte, çalışanların, en iyi hemşirelik hizmetleri çerçevesinde gereksinimlerini belirlemek, düzenlemek, bakım vermek, rehberlik yapmak iş sağlığı ekibinin görevidir.
•
• . İş Sağlığı• • Çalışan kişinin sağlığı ile çalışma hayatı
arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Kısacası, çalışma kişinin sağlığını etkileyebildiği gibi çalışan kişinin sağlığı da çalışma hayatını etkileyebilir. Sağlıklı bir kişinin daha verimli çalışacağı ve daha üretken olacağı kesindir. Nitekim çalışma koşulları da, çalışanın niteliklerine uygunsa, çalışma hayatı, üretim fonksiyonu, bir ürün ortaya çıkarma ve kişinin psikolojik yönden gelişmesi üzerine olumlu etki yapar. Günümüz sağlık sorunları içinde iş sağlığı konusu incelenirken çoğunlukla üzerinde durulan nokta işin ve çalışma hayatının, çalışan insanların sağlığı üzerindeki olumsuz etkileridir.
• • Çalışan kişinin sağlığının bozulmasını üç grupta
toplayabiliriz. Birinci grupta, doğrudan çalışma hayatı nedeniyle uğranılan sağlık bozuklukları ki bunlar iş kazaları ve meslek hastalıklarıdır. İkinci gruptaki sağlık bozuklukları ise işle ilgili hastalıklar olup, hipertansiyon, koroner kalp hastalıkları, kasiskelet sistemi hastalıkları, bazı tür kanserler, peptik ülser bu gruba örnek verilebilir. Üçüncü grupta ise çalışanın sağlığını etkileyen diğer genel faktörlerden söz edilebilir.
• • İş sağlığı konusu geniş anlamı ile bu çerçevede
değerlendirilmekle birlikte, çoğu kez üzerinde durulan, iş kazaları ve meslek hastalıkları konusudur. Günümüzde son zamanlarda iş kazalarının önlenmesi ile ilgili olmak üzere iş güvenliği kavramı da getirilerek, “iş sağlığı ve iş güvenliği” terimi benimsenmektedir.
• İş Sağlığı Tanımı ve Amaçları• • Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma
Örgütü 1950 yılında iş sağlığını tanımlamış ve bu tanımda yer alan iş sağlığı amaçlarını 112 sayılı tavsiye kararı ile üye ülkelere duyurmuştur. Bu tanıma göre iş sağlığı; tüm çalışanların fiziksel, ruhsal, sosyal ve moral iyilik hallerinin en üst düzeyde bulundurulması ve sürdürülmesi, işyeri ortamındaki sağlıksız koşulların en aşağı düzeye indirilmesi ve bunlardan korunma yöntemlerinin uygulanmasını, çalışanların fiziksel, ruhsal yeteneklerine uygun işlere yerleştirilmesini, yani işin bireye, bireyin işe uyumunu amaçlayan bir olgudur. İş sağlığı, aynı zamanda “Halk Sağlığı”nın uygulamalı bir bilim dalıdır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, başlangıçta sadece meslek hastalığına yakalanmamak ve iş kazası geçirmeyi önlemek olan iş sağlığı, zamanla amacını çok genişletmiştir. Bu bakımdan İş Sağlığının amaçları:
• Çalışanların sağlık kapasitelerini en yüksek düzeye çıkarmak,
• Çalışma ortamının olumsuz koşulları nedeniyle çalışanın sağlığının bozulmasını önlemek,
• Çalışana fiziksel ve ruhsal yeteneklerine uygun iş vermek ve çalıştırmak,
• Yapılacak iş ile çalışan arasında uyum sağlamak’tır
• Günümüzde iş sağlığı alanında çeşitli uygulamalar yalnız gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ülkelerde de yukarıdaki tanım ve amaçlar paralelinde başlamıştır. lLO’nun liderliğinde her ülke kendi sağlık statüsüne göre enstitü, meslek hastalıkları klinikleri ve hastaneleri açma çalışmaları içindedir. ILO, Birleşmiş Milletlerin bir yan kuruluşudur ve üye ülkelere konu doğrultusunda öneriler sunarak ülkelerarası bütünleşmeyi sağlar.
• • Ülkemizde iş sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. “Çalışma hayatını, işçi-işveren ilişkilerini, iş sağlığı ve güvenliğini düzenlemek, denetlemek ve sosyal güvenlik imkânını sağlamak, bu imkânı yaygınlaştırmak ve geliştirmek, yurt dışında çalışan işçilerimizin çalışma hayatından doğan hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın görevleri arasındadır.
• • Ülkemizdeki iş sağlığı hizmetleri, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından koordine edilmekte ve tüm sağlık kuruluşları tarafından verilmektedir. İş güvenliği hizmetleri de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından sürdürülmektedir. Çalışanlara Temel Sağlık Hizmetleri Sağlık Bakanlığı ve özel sektör tarafından verilmektedir.
•
• . Çalışanın Sağlığını Etkileyen Genel Faktörler
• • Çalışan bir insanın sağlığı fiziksel, ruhsal, sosyal
bir bütündür. Bu bütünlük çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi ile yükselir veya bozulur. Bu faktörler bireye ve çevreye bağlı özellikler ve de etkenler olmak üzere üç grupta toplanmaktadır.
• • Bireye Bağlı Özellikler• • Her insanın vücut yapısı, işleyişi, değişen
koşullara karşı davranışı, reaksiyonları ve adaptasyonu farklıdır. Bu kişilik, kalıtım, aile yapısı, beslenme, eğitim, gibi faktörlerin etkisi ile oluşur. Kişinin özellikleri hastalıkların ortaya çıkmasında ve sağlığı bozulmasında önemli bir faktördür. Örneğin, endüstride görülen bazı tozlara ya da zehirlere karşı bireysel direnç ya da dalgınlık, dikkatsizlik, sağlıksız alışkanlıklar, reaksiyon yavaşlığı gibi ruhsal yeteneksizlikler kolayca iş kazası oluşturabilir. Örneğin, el yıkama alışkanlığı olmadan yemek yiyen bir işçinin sağlığı önemli derecede etkilenebilir. Örneğin, çocuk ve yaşlı işçiler zehirlenmelere karşı daha duyarlıdır. Yaşlı işçiler ağır yük kaldırılmasını gerektiren işlerde çalıştıkları zaman kalp ve akciğer sistemleri olumsuz etkilenebilir. Yine çocuk, genç, yetişkin ve yaşlı işçilerin çeşitli çalışma ortamlarına ve stresli durumlara dayanma kapasiteleri birbirinden farklıdır. Buna göre genel olarak iş hayatı için alt sınır 15 yaş, üst sınır ise genellikle 60 yaş olarak kabul edilmiştir.
•
• Cinsiyet faktörü konusunda çoğunlukla çalışan kadın ele alınmıştır Fizyolojik, psikolojik ve sosyal durumları göz önünde tutularak çalışma gücü ve çalışma alanları saptanmaya çalışılmıştır. Örneğin, menses (adet) ve gebeliğin belirli devrelerinde çalışma gücünün düştüğü, çeşitli işyeri faktörlerine karşı daha duyarlı oldukları kabul edilmektedir. Yine kadının evli ya da bekâr oluşu, bebeğini emziriyor olması gibi durumlar da iş sağlığında önemli bir cinsiyet faktörü olarak görülmektedir.
• • Çevreye Bağlı Özellikler• • Çalışanların günlük yaşamlarının üçte birini
geçirdikleri işyeri ortamı, sağlığı etkileyen çeşitli faktörlerle doludur. Bunlar fiziksel, kimyasal, biyolojik, mekanik ve psikososyal durumlara bağlı faktörlerdir. Bunlara ayrıca, düzensiz ve yetersiz beslenme, çalışma organizasyonundaki bozukluklar, uykusuzluk, yorgunluk gibi faktörlerin eklenmesi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkarabilir.
•
• 1. Fiziksel Çevre: Çalışılan ortamın fiziksel ve kimyasal özelliklenidir. Örneğin sıcak, soğuk, nem, basıncın azlığı ya da çokluğu, gürültü gibi, Fizik etkenler kişinin hem çalışma ortamında, hem de bu ortam dışında bulunur. Özellikle çalışma ortamının fizik çevresi kişinin sağlığı üzerinde etkilidir. İyi havalandırılmamış bir çalışma yeri, kalabalık iş yerleri, çok sıcak karşısında çalışma gibi. Kimyasal özellikler ise, çalışma materyali olan, kurşun, benzol, karbon sülfür gibi kimyasal maddelerdir. Bu konular üzerinde daha sonra ayrıntıları ile durulacaktır.
• 2.Biyolojik Çevre: Çalışma ortamında çeşitli canlı hastalık etkenlerinin bulunmasıdır. (Bakteri, parazit, virüs vb.)
• 3.Sosyal Çevre: Toplumun gelenekleri, kültürü, inançları sonucu oluşan ve insanın sağlığını etkileyen sosyal koşulların tümü sosyal çevreyi oluşturur. Örneğin, ekonomik yetersizlik, beslenme, giyim, eğitim gibi faktörler aracılığı ile sosyal çevre birçok hastalıkların oluşmasında önemli rol oynar. Yine kişinin çalıştığı işe toplumun bakış açısı, toplumun mesleğe verdiği statü sağlığı etkileyen sosyal çevre faktörlerindendir.
• 4. Psikolojik Çevre: İnsanın ruhsal çevresi sağlığını ileri derecede etkiler. Sıkıntı, sinirlilik, dikkatsizlik, dalgınlık, vb. ruhsal bozuklukların yanı sıra, kişiye stresör denilen etmenlerin etkisi sonucu, kişide stres denilen fizyolojik bir mekanizma oluşabilir. Bunların sonucunda da kişide psikosomatik hastalıklar ortaya çıkabilir. İş yerlerinde psikososyal streslerin, çalışanın sağlığı açısından iyi tanımlanmış fiziksel veya kimyasal endüstri zararlılarından daha ağırlıklı rolü olduğu fikri zamanla daha çok önem kazanmaktadır.
• Etken• • Direkt olarak kişinin sağlığının bozulmasına yol
açabilen etkenler çok çeşitlidirler. Bunlar fiziksel, kimyasal, biyolojik (çevreye bağlı özelliklerde açıklandığı gibi) mekanik (çarpma, yaralama, batma, kanama, kırık, duruş ve oturuş gibi) etkenlerdir. Ayrıca beslenme ve çalışma organizasyonu da sağlığı etkileyen etkenlerin arasında sayılabilir.
• • Çalışma Ortamı Ve İş Sağlığı• • Tüm canlılar gibi insanlar da yaşadıkları
ortamla sıkı bir etkileşim içindedirler. Gelişen teknoloji, büyüyen endüstri ve giderek artan nüfus, bu etkileşimi insanın aleyhine döndürmektedir. Çalışanların günlük yaşamlarının ortalama üçte birini geçirdikleri işyerleri de insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen çeşitli faktörlerle doludur. Güvenliksiz durum ya da dikkatsiz ve uygun olmayan çalışma sonucu oluşan iş kazalarının nedenleri ve sonuçları kolaylıkla görülen durumlardır. Ancak işyerlerinin, ortanı koşullarından ileri gelen sağlığa ilişkin zararları, hemen fark edilmeyen çoğu kez yıllar sonra ortaya çıkan meslek hastalıkları biçiminde de görülmektedir. Bu nedenle çalışma ortamının iş sağlığı açısından izlenmesi, değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması çok önemlidir. Kimyasal, fiziksel, biyolojik, mekanik, sosyal, ruhsal ve beslenme gibi faktörler iş yeri ortamında bulunurlar ve çalışanların sağlığını olumsuz etkilerler. Özellikle fiziksel ve kimyasal faktörler günümüzde çalışanların sağlığını olumsuz etkileyen ve meslek hastalıklarını oluşturabilen iki büyük faktördür.
•
• . İşyeri Ortam Faktörleri• • İşyeri ortam faktörleri,• Kimyasal Ortam Faktörleri • Fiziksel Ortam Faktörleri, • Psikososyal Faktörler, • Mekanik Faktörler, • Biyolojik Faktörler,• Olarak 5 grupta toplanmaktadır. • • Kimyasal Ortam Faktörleri• • Günümüz insanı, endüstrinin her dalında,
atölyelerde, laboratuarlarda, sokaklarda hatta evlerde çeşitli organik ve inorganik bileşiklerle (gıda maddeleri ve katkıları, plastikler, organik solventler, insektisitler, ilaçlar, endüstri ve kentleşmeden kaynaklanan gaz, buhar ve tozlar) sürekli ilişki içindedir. Kişi içerisinde bulunduğu ortam ile deri, sindirim ve solunum organları yoluyla iletişim halindedir.
• • Endüstriyel zehirlenmeler genellikle etkileri ve
belirtileri yavaş yavaş ortaya çıkan kronik olaylardır. Bunun yanı sıra çok az sayıda ani ve şiddetli (akut) etkilenmelere de rastlanabilir. Bu nedenle ortam kontrolü yapılmaz ve çalışanların sağlık durumları dikkatle izlenmez ve etkilenmeler çoğu kez başlangıçta iken fark edilemezse, bunun sonucunda hastalık belirtileri ortaya çıktıktan sonra alınan önlemler ve tedavinin başarı şansı da çok yüksek olmayacaktır.
• İş yeri ortamında yapılan işe ve kullanılan maddelere bağlı olarak, insan sağlığını etkileyen kimyasal maddeler, vücuda maddenin üç halinden biri biçiminde girerler. Gaz ve buharlar, işyeri ortamı havasına bir işlem sonucu ya da üretim sırasında karışırlar ve solunum yolu ile vücuda girerler. Örneğin, metal işi yapan fabrika ve atölyelerde yağ giderme işleminde kullanılan benzin, trikloretilen vb. buharlar, azot oksitleri, ozon gibi gazlar, fırın ve ocaklardan için karbonmonoksit ve karbondioksit gazları çalışanın sağlığına ciddi zararlar verirler. Bunların basit boğucular (karbonmonoksit) ve zehirler (benzol, hidrojen, siyanür, kükürtlü hidrojen) gibi türleri vardır. Sıvı-kimyasal maddeler, sıçrama ve dökülme sonucu deri yoluyla vücuda girdikleri gibi, işlem sırasında buharlaşma ve ince sıvı damlacıklarından oluşan sis de solunum yoluyla vücuda alınır.
• • Kimyasal tozlar, işlem sonucu çeşitli katı
maddelerin parçalanması şeklinde oluşurlar ve bunların 5 mikrondan küçük olanları solunum yolu ile vücuda girerler. Örneğin, maden ocaklarında, dökümhanelerde, çimento ve seramik fabrikaların -da, tekstilde, mermer yontma vb. işyerinde çalışan işçilerde ciddi sağlık sorunları oluştururlar.
•
• . Fiziksel Ortam Faktörleri• • Fiziksel çevre, çalışma ortamının (işyerinin)
fiziksel boyutlarını (işçi sayısına göre uygun oda, salon, atölye vb) sıcak/soğuk, basınç nem gibi termal koşulları, aydınlatma (doğal, suni) havalandırma, X ışınları, gürültü, kalabalık, titreşim ve sarsıntı gibi faktörleri kapsamaktadır. Örneğin, cam, seramik, metal endüstrisi gibi yüksek ısı gerektiren işlerde çalışanlarda gerekli koruyucu önlemler alınmadığı zaman, yorgunluk, dikkatin dağılmasına; sıcak ve uygun olmayan aydınlatma gözleri etkileyerek yorgunluğa ve iş kazalarına; iş yeri ortamındaki fazla gürültü geçici ya da uzun süreli (10 yıl gibi) kalıcı işitme kaybına neden olmaktadır. Ayrıca, ulaşım sorunu da (ev-işyeri uzaklığı) fizik çevre faktörleri kapsamına girmektedir.
•
• . Psikososyal Faktörler• • Psikolojik ve sosyal çevre, çalışanın içinde
bulunduğu işyeri ortamındaki yöneticileri ve arkadaşları ile olan ilişkilerini ve iletişimini içine almaktadır. Olumsuz ilişkiler ve iletişim, aynı zamanda ağır iş yükü, çalışanda ruhsal sorunlar oluşturur. Ekonomik yönden doyumsuzluk, yapılan işteki unvan, sorumluluk yükü, evli/bekar olma, iş kazası sıklığı, zararlı etkenlerle karşı karşıya kalma gibi durumlar da, çalışanın ruh sağlığını etkileyen faktörler içinde yer alır.
• • III. 5.4. Mekanik Faktörler• • Yapılan iş kolunun türüne göre, çalışma
ortamında bulunan makineler, iş tezgâhları, tornalar, kesici aletler vb. cihazların oluşturduğu yaralanma, kanama, burkulma, kırık, çıkık, hatta el, ayak kopması gibi çok ciddi kazaları oluştururlar. Bu konu iş kazaları ve iş güvenliği bölümünde tekrar ele alınacaktır.
• • . Biyolojik Faktörler• • Çeşitli işyeri ortamında hastalık yapan
mikroorganizmalar, virüsler, parazitler, vb. canlı organizmalardır. Bunlar, sağlık kurumlarında, (hastane, laboratuar) mezbahalarda, tarım işlerinde, vb. yerlerde çalışan işçilerin sağlığını ciddi olarak etkilerler
• ÇEVRE SAĞLIĞI• • • İnsan ve diğer canlıların yaşam ortamı olan
çevrede sağlığı olumsuz yönde etkileyen, sağlığa ciddi zararlar veren etkenlerin sayısı ve çeşitleri gün geçtikçe artmaktadır. Çevre sağlığının bozulması, zaman akışı içinde nüfus artışı ve endüstrileşme ile paralel bir yol izlemekte ve çok önemli bir toplum sağlığı sorunu olarak ortaya çıkmaktadır.
• • Bu olumsuz sağlık sorununun oluşmasını
önlemek ya da zararı en aza indirgemek için toplum olarak her bireye büyük görevler düşmektedir. Bireylerin temiz bir ortamda yaşamaya hakları olduğunu, bunun için onların destek ve yardımları gerektiğini onlara anlatmak, inandırmak, tüm toplumu bu konuda bilinçlendirmek, çevre sağlığını koruma yöntemlerinin başında gelmektedir. Çevre sağlığı ile ilgili sorunlar ve gelişmeler hakkında topluma verilecek bilgilerin, düzenli, kolay kavranacak, ilgi uyandıracak ve kararlılığı arttıracak biçimde verilmesine özen gösterilmelidir.
• • Birçok gelişmiş ülkede çevre sağlığı
hizmetlerini çevre sağlığı mühendisleri üstlenmiştir. Ülkemizde sayıca çok az olan bu uzman kişilerin görevini sağlık personeli yürütmektedir. Bu konuda sağlık ekibinin bir üyesi olan halk sağlığı hemşirelerine Özellikle kırsal bölgelerde önemli görevler düşmektedir.
• Çevre• • Birey ve gruplar yaşamlarını belirli bir fiziksel,
sosyal, kültürel ve ekonomik çevre içinde sürdürmek durumundadır. Dolayısıyla söz konusu çevrenin özellikleri ile o çevrenin gelişimini belirleyen durumlar, yaşam biçimlerini ve sağlığı etkileyen temel öğeleridir.
• • Çevre, genel olarak bireyin bedensel ve sosyal
yönden ilişki içinde bulunduğu ortamdır. Bu ortamda birey çevresi ile bir bütün oluşturur, sürekli olarak birbirlerini etkileme ve birbirleriden etkilenme durumundadırlar
• • Diğer bir deyişle, çevre, bir canlının yaşamını
ve gelişmesini, insan davranışlarını ve toplumu etkileyen çeşitli etkenlerin ve etkileşimlerin tümünü belirleyen bir ortamdır. Toprak, su, hava, canlı organizmalar ve bunlardan oluşan değerler bu ortamın öğelerini oluştururlar.
• • Çevre Sağlığı ve Çevre Sağlığını Etkileyen
Faktörler• • Çevre sağlığı, halk sağlığı alanında oluşan ilk
uygulamalı bilim dallarından biridir. Sağlığı doğrudan ya da dolaylı olarak olumsuz yönde etkileyen çevredeki fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkenleri yok etmek veya birey ve toplumun bunlardan etkilenmesini önleyerek sağlıklı bir
• çevre oluşturmak amacını güder. Çevre Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından “insanın içinde yaşadığı çevresinde bulunan ve sağlığa zararlı etkiler yapan ya da yapabilme durumunda olan tüm koşulların düzeltilmesi işidir” biçiminde tanımlanmıştır. Çevre kapsadığı etmenlerin türüne ve niteliklerine göre biyolojik, fizik ve sosyal çevre olarak incelenebilir.
• Biyolojik Çevre Faktörleri• • İnsanın çevresinde bulunan kendisinden başka
diğer canlı varlıkların tümünü kapsar. Sağlığı etkileyen biyolojik nitelikteki çevre faktörleri, mikroorganizmalar, vektörler, bitkiler hayvanlar, bitkisel ve hayvansal besinlerdir.
• • Mikroorganizmalar• • Binlerce türü olan ve her yerde yaygın olarak
bulunan bu canlıların insan sağlığına ciddi zarar veren patojen olanları kolera, tifo, tüberküloz, çocuk felci, kızıl, AİDS, gibi birçok bulaşıcı hastalıkların etkenidir. Bunlar epidemik olarak ortaya çıktıkları durumlarda toplum sağlığı açısından büyük tehlike oluştururlar. Mikroorganizmaların insan yaşamını tehlikeye sokan bu çok ciddi zararları yanında insan sağlığı için yararlı olanları da vardır. Örneğin; baklagillerin köklerinde yaşayan bakteriler proteinlerin, bağırsaklarda yaşayanlar ise bazı vitaminlerin sentezinde rol oynayan yararlı mikroorganizmalardır.
• Vektörler• • Bunlara artropotlar da denmektedir. Hastalık
yapan mikroorganizmaları taşıyan ve insan vücudunu sokan sivrisinek, karasinek, tatarcık, tahtakurusu, bit, pire, hamamböceği ve kene gibi canlılardır. Bazı bilim adamları yer sincabı, tarla faresi ve sıçan gibi kemiricileri de bu gruba sokmuşlardır.
• • Vektörlerin ve de bulaştırdıkları hastalıkların
sayısı ve çeşitleri çok fazladır. Bazıları toplumun sağlığını ciddi olarak tehdit ederler. Pirelerin neden olduğu veba, sivrisineklerin neden olduğu sıtma, bitlerle bulaşan endemik tifüs, tatarcıkların bulaştırdığı şark çıbanı ve tatarcık humması, örnek olarak gösterilebilir. Bu hastalıkları kontrol etmenin en etkili yöntemi bunları taşıyan vektörleri yok etmektir.
• • Vektörleri yok etme çalışmalarında öncelik,
vektörlerin üredikleri yerin yok edilmesine önem verilmelidir. Örneğin, karasinek miktarı açıkta olan çöp, gübre ve organik atıklar ile orantılıdır. Karasineklerle başarılı savaş bunların yumurtladıkları pislik ve çöpleri ortada bırakmamak ve temizliğe dikkat etmekle olasıdır. Su birikintileri ve bataklıkları ortadan kaldırarak sivrisinek sayısını en aza indirgemek, üremelerini önlemek için bataklıklara ve su birikintilerin çevresinde mazot yakılarak yok edilmeleri sağlanır. Konutlarda toz toprak ve organik madde atıkları bırakmamak yoluyla pirelerden kurtulmak mümkündür. Bitlerin öldürülmesinde giysi ve çamaşırların kaynatılması en etkili yöntemdir.
• Yetişkin vektör savaşında, biyolojik ve mekanik yöntemlerle, kimyasal maddeler kullanılır. Biyolojik çevreyi değiştirmek çok güçtür. Ancak biyolojik yöntem olarak, vektörün doğal düşmanı olan kuş ve hayvan üretmek ve vektörlerde hastalık yapan virüsleri yaymak etkili olabilir. Mekanik yöntemler, vantilatörler, tuzaklar, raketler, cibinlik, pencere ve kapı telleri, yapışkan şeritler, ışınlar vektörleri çeken aletlerdir. Vektörleri öldüren kimyasal maddelere insektisitler denir. Geçmişte en çok kullanılan DDT (Dichloza Diphenyl-Trichlorethan)’dir. Bit, karasinek, sivrisinek, tahtakurusu üzerine kesin etkisi nedeni ile geniş ölçüde kullanılması sonucu çok çeşitli ve daha etkili yeni insektisitler ortaya çıkarılmıştır.
• • Vektör kontrolü, tarımda da ürünü zararlı
haşerelerden korumak için kimyasal maddelerin pestisitlerin geniş ölçüde kullanılmasına yol açmıştır. Sıçan ve fare gibi kemiricilerle savaşta önce, konutların, işyerlerinin ve gemilerin bunların giremeyeceği ve barınamayacağı biçimde yapımına özen gösterilmelidir. Ayrıca, besin maddeleri ve çöplerin de fare ve sıçanların giremeyeceği yerlerde saklanmasına dikkat edilmelidir. Mekanik aletler örneğin, tuzaklar ile zehirli yiyecekler ve zehirli gazlar fare ve sıçanları yok etmede kullanılmaktadır.
• . Bitkiler ve Hayvanlar• • İçlerinde insan sağlığına az da olsa zararlı
olanları da vardır. Bunlar bazı zehirli bit Örneğin, mantar, delice vb. otlar ile hasta hayvanlardır. Hem hayvanlarda hem de insanda görülen hastalıklara “zoonoz” denir. Bunlardan kuduz ve veba gibi çok tehlikeli öldürücü olanlar yanında saçkıran gibi basit olanları da bulunur. İnsanın hasta hayvanla direkt temas olmadan da hasta hayvanın eti, sütü, derisi aracılığı ile hastalık oluşabilir. Ayrıca yılan akrep zehirli örümcek ve hatta vahşi hayvanlar, insan sağlığı ve yaşamı için büyük tehlike oluştururlar.
• • Hayvansal ve Bitkisel Besinler• • İnsanın temel gereksinimlerinden biri olan
besinlerin patojen mikroorganizmalarca bulaşması ve bu besinlerin yenmesi sonucu, tifo, dizanteri, kolera, bulaşıcı sarılık, çocuk felci gibi hastalıklarla besin zehirlenmeleri gibi ciddi sağlık sorunlarının oluşmasına neden olurlar.
•
• . Fiziki Çevre Faktörleri• • İnsanın içinde yaşadığı fizik çevresinde sağlığı
ile ilgili öğelerin en önemlileri su, hava, toprak, atıklar, konutlar ve son yıllarda en güncel çevre sağlığı sorununu oluşturan radyasyondur. Ayrıca iklim, gürültü, fabrikalar ve imalathaneler gibi tesisler ile, lokanta, otopark, sinema, plajlar gibi genel yerler, mezarlıklar da sağlık için zararlı olabileceklerinden, bu tür yerlerin denetlenmesi de çevre sağlığı hizmetleri içine girmektedir.
• • Canlıların yaşamlarını tehlikeye sokan
çevredeki her türlü değişiklik çevre kirliliği olarak tanımlanabilir. Çevreyi kirleten çok çeşitli etmenler vardır. Bunlar, suyu, havayı, toprağı kirleten etmenler ve radyoaktif kirlilik olarak ele alınıp incelenebilir.
• Su Kirliliği• • Su insanın yaşamını sürdürmesinde başta
gelen temel gereksinimidir. Bunun yanında insanların, tarım, hayvancılık, endüstri, temizlik, yangın söndürme ve eğlence için suya gereksinimleri vardır. Bir suyun içilebilmesi ve evde kullanılabilmesi için fiziksel ve kimyasal niteliklere sahip olması gerekir. Yani berrak, kokusuz, organik maddeler içermeyen, fazla sert ve kireçli olmayan, içinde bağırsak bakterileri, özellikle koliform bakterilerinin bulunmayacak nitelikte olması gerekir.
• Su kirliliğine neden olan faktörler, • Tarımsal hastalıkların kontrolünde kullanılan
ilaçların, kimyasal gübrelerin, otlaklarda oluşan bitkisel ve hayvansal atıkların, su kaynaklarına karışması,
• Yerleşim alanlarındaki çöplerin ve sıvı (kanalizasyon) atıkların akarsulara, göllere veya denizlere ya da su tesislerine sızması,
• Endüstride kullanılan petrol ürünleri, deterjanlar ot ya da böcek ilaçları, amonyak tuzları, boya maddeleri, yağlar, zehirli elementler gibi kimyasal sanayi atıkları akarsulara ya da göllere karışarak suların kirlenmesine neden olurlar.
• • Sulara patojenik bakteriler, amipler, mantarlar,
virüsler gibi mikroorganizmaların karışması en önemli çevre sorunu olan biyolojik su kirliliğini oluşturur. Biyolojik kirliliğin bulunduğu sularla insanlara geçen tehlikeli hastalıkların başında tifo, kolera, virütik sarılık gelmektedir. Çocuk felci, amipli ve basilli dizanteri, tenya, paratifo gibi hastalıkların da sularla geçtiği bilinmektedir.
•
• Ayrıca endüstri atıklarının ve özellikle arıtılmamış kanalizasyon sularının denizlere dökülmesi sonucu, o bölgede denize girenlerde kulak, burun, boğaz yanmaları, sinüzit, bağırsak ve çeşitli deri hastalıkları görülmektedir.
• • Suların çevre sağlığına zarar vermesini
önlemek için alınması gerekli önlemlerin başında suların korunması gelmektedir. Bunun için su kaynaklarının evsel ile endüstriyel atıksularla kirlenmesinin önüne geçilmelidir. Halkın su kirliliğinin tehlikeleri ve önleme konusunda eğitilmesi sağlanmalıdır.
• Hava Kirliliği• • Havada normal koşullarda % 78 azot, %21
oksijen ve % 1 oranında argon, karbondioksit, neon, helyum gibi gazlar ve % 1-3 oranında nem bulunmaktadır. Bu maddelerin oranındaki değişme veya havaya başka maddelerin yoğun biçimde karışması hava kirliliğine neden olmaktadır. Hava, Özellikle endüstrisi gelişmiş toplumlarda, endüstri tesislerinin yoğun olduğu yerleşim merkezlerinde çeşitli nedenlerle kirlenmektedir. Örneğin, fabrikalardan, maden ocaklarından, taşkömürü ve linyit yakan konutlardan, kurumlardan, elektrik üreten tesislerden motorlu araçların ekzos gazlarından çıkan karbon monoksit, kükürt dioksit, flor, klor ve toz gibi zararlı maddelerle kirlenmektedir.
• • İnsanın temel gereksinimlerinden biri olan
havanın zararlı maddelerle kirlenmesi insan sağlığını olumsuz yönde etkilemekte ve birçok sağlık sorunlarının özellikle solunum sistemi hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Havada bulunan bazı kimyasal maddelerin akciğer kanserini hızlandırıcı etken olduğu bilinmektedir.
• • Üst solunum yollarının iritasyonu sonucu
tahriş öksürüğü, allerjik astım, gözlerde ve deride iritasyon lakrimasyon, deride iritasyon ve dermatitler hava kirliliğinin neden olduğu sağlık sorunlarındandır. Ayrıca yaşlılarda, kalp ve solunum sistemi hastalığı olanlarda, bebeklerde
• hassasiyeti artırarak ani ölümlere yol açabilir. Hava kirliliğinin insanlar üzerinde psikolojik etkileri de vardır. Bu etkiler kişinin yapısına göre sıkıntı hissi, moral bozukluğu ve depresyon şeklinde olabilir. Ayrıca dumanın psikolojik zararlı etkisi yanında sıklıkla olmasa bile öldürücü niteliği de vardır. Örneğin duman ve sis 1930 yılında Belçika’da (Liege kentinde) 63, 1948’de Amerika’da (Donora kasabasında) 20, 1952’de Londra’da 4000 kişinin ölümüne neden olmuştur.
• • Hava kirlililiğinin insanlar üzerindeki zararlı
etkileri arasında kesin olarak bilinen, koku ve görüş alanını daraltmasıdır. Koku, organik maddelerin parçalanma ürünlerinden, endüstri gazlarından kömür ve petrolün tam yanmamasından oluşur. Bulantı, kusma, sıkıntı hissi, iştahsızlık, nefes alma isteksizliği, solunum derinliğinin azalması, gibi belirtilerin olduğu görülmektedir. Görüş alanının daralması trafik kazalarının artmasına, çeşitli yaralanmalara ve ölüme neden olmaktadır.
• . Atıklar• • Atıksular ve katı atıklar çevreyi en çok kirleten
etmenlerdir. Nüfus artışı, alt yapısız ve sağlıksız kentleşme sonucu konu daha da önem kazanmaktadır.
• • Atıksular, Evsel kullanımdan ve endüstriden
kaynaklanan ve kullanılmış sulardır. Kanalizasyonu olan yerlerde atıksular şebekenin sonunda arıtıldıktan sonra alıcı ortamlara deşarj edilmelidir. Kanalizasyon olmayan yerlerde, kırsal bölgelerde kapalı çukurlar (kuru helalar) ve septik çukurlar (septik tanklar) kullanılır. Kapalı çukurların karasineklerin girmemesi için derin ve yeraltı sularının kirlenmemesi için de kenar kısımlarının su geçirmeyecek biçimde yapılması ve su kaynaklarından en az 10 metre (arazi kayalıklı ise 100 metre) uzakta olmasına dikkat edilmelidir.
• • Septik çukurlar bölmelerden oluşur ve
duvarları su geçirmeyecek biçimde yapılır. Çeşitli arıtma yöntemleriyle arıtıldıktan sonra veya arıtma tesislerine verilmek suretiyle uzaklaştırılmalıdır.
•
• Katı atıklar ise, çöpler oluşturur. Kentlerde çöpler, köylerde ise çöplerle beraber gübreler pis kokusu, görünüşü ve karasineklerin üremesi ile birçok bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olurlar.
• • Çöplerin evlerde uygun kaplarda biriktirilmesi,
belirli aralıkla (her gün) alınması, toplanan çöplerin fen ve sanat kaidelerine göre bertaraf edilmesi gerekir. Çöpler içindeki cam, metal, kâğıt gibi maddelerin tekrar kullanılmak üzere ayrılması, geri kalan organik atıklardan gübre olarak yararlanılması veya depolanması en iyi yöntemdir.
• • Kırsal bölgelerde hayvan dışkılarından gübre
ve tezek yapılmaktadır. Burada karasineklerin üremesini önlemek için dışkının en geç 14 günde tamamen kurumasını sağlamak ve gübre yığınlarını haftada bir alt üst etmek gerekir. Atıkların yok edilmeleri konusunda halkın eğitilmesi gerekir.
•
• Radyasyon• • Günümüzde tüm canlılara verdiği zarar
bakımından radyasyon, en önemli fiziki çevre faktörleri arasında kabul edilmektedir. Radyasyon kaynaklarının kontrollü kullanılmaması ve radyoaktif madde içeren atıkların özel önlemlerle uzaklaştırılmaması sonucu çevreye, toplum sağlığına ciddi zararlar verecek düzeyde sıvı ve gaz halinde radyasyon yayılması, radyoaktif kirliliğe neden olmaktır.
• • Radyasyon kaynakları, tabii ve yapay olabilir.
Tabii kaynaklar, uzaydan gelen kozmik ışınlar ve dünyada var alan tabii radyoaktif elementlerdir.
• • Yapay kaynaklar, nükleer reaktörler, tıpta ve
endüstride kullanılan x ışınları makineleri (röntgen) yine tıpta, tarımda ve endüstride geniş ölçüde kullanılan radyoaktif izotoplardır. Ayrıca, nükleer parçalanma veya birleşme sonucu ortaya çıkan enerji, termik santrallerde, gemilerde ve savaş aracı (nükleer bomba) olarak kullanılmaktadır.
•
• Radyasyonun insan sağlığına verdiği zararlı etkilerin başında kanser gelmektedir. Lökosit sayısının düşmesine ve antikor sentezinin yavaşlamasına neden olarak enfeksiyonlara direnci azaltır. Genetik yapıyı bozarak mutasyona neden olur ve doğacak çocuklarda sakatlıklar meydana getirir, bu da gelecek kuşakların sağlığı bakımından önemlidir. Atom bombasının (Hiroşima ve Nagazaki’de) etkisi hiç bir bulaşıcı hastalıkla kıyaslanamayacak kadar çok ölümlere, sakatlıklara ve çeşitli sağlık sorunlarına neden olmuştur.
• • Radyoaktif kirlenmeye neden olan en büyük
etken nükleer güç reaktörleridir. Bu reaktörlerde zamanla birikmiş olan çok miktarda radyoaktif madde herhangi bir kaza sonucu çevreye yayılır, ölümlerle birlikte kuşaklar boyu sürecek ciddi sağlık sorunlarına neden olur. (Yakın tarihimizde tanık olduğumuz Çernobil örneği, birçok insanın Ölümüne ve birçok ciddi sağlık sorunlarına neden olmuştur).
•
• . Radyoaktif Kirliliğin Önlenmesi • • Radyoaktif kirliliğin önlenmesinde öncelik yurt
dışı kaynaklı radyoaktif maddelerin kontrolüne verilmelidir. Yurt dışından gelen yiyecek maddelerinin kontrolünde ilgili standartların ve Ölçüm tekniklerinin saptanması ve uygulanması sağlanmalıdır.
• • Ülke dışından getirilen radyoizotopların ülkeye
girişi, taşınması, kullanılması ve atılmasını kapsayan kontrol ve güvenlik standartlarına uyulması sağlanmalıdır. Ülkeye kara ve deniz yoluyla kaçak olarak gelebilecek radyoaktif atıkların girişinin önlenmesi amacıyla kontrol ve Ölçme standartları saptanmalı ve uygulanmalıdır. Yurt dışı kaynaklı geniş çapta radyoaktivitenin sularda ve toprakta birikimi ile yiyecek, içecek ve doğrudan etkilerine karşı kitle iletişim yolları ile topluma bu konuda bilgi verilmeli, eğitilmelidir.
• Radyoaktif kazaları önlemek için çok iyi kontrol mekanizmaları geliştirilmeli, işlerlikleri düzenli olarak denetlenmeli ve kaza durumuna karşı acil önlemler alınmalıdır. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda üniversitelerde, hastanelerde, araştırma merkezlerinde, laboratuarlarda kullanılan radyoizotopların taşıma, muhafaza, uygulama ve yok etme aşamalarında, uygulayıcılar ve
• uygulananlarla ilgili kontrol ve standartların belirlenmesi ve koruyucu önlemlerin uygulanmasına özen gösterilmesi gerekir.
• • Nükleer denemeler sonucu büyük yoğunlukta
radyoaktif maddelerin çevreye yayılması söz konusu olduğundan bu denemeler yaşanılan yerlerden uzak alanlarda, toprak altında yapılmalıdır.
• • Ülkemizde radyoaktif kirlilikten korunmak için
Türkiye Atom Enerji Kurumu (TAEK) Radyasyon Güvenlik Tüzüğü hazırlamıştır. Bu tüzükte;
• Radyasyon güvenliğine ilişkin ilkeleri, mevzuatı, standart ve önlemleri belirlemek ve bunların uygulanmalarını sağlamak,
• Radyasyon kaynakları ile ilgili çalışan personeli ve toplumu koruyucu önlemleri almak (özel giysiler, koruyucu cihazlar, çalışma ve izinlerin ayarlanması vb).
• Herhangi bir radyasyon kazası durumunda alınacak gerekli önlemleri belirlemek,
• Güvenlik için ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, • bu kurumun görev ve yetkileri olarak
belirlenmiştir.
• Toplumsal (Sosyal) Çevre• • İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli
özelliği, onun toplumsal, kültürel bir çevre içinde yaşamak zorunluluğunda olmasıdır. İnsanın varlığını sürdürdüğü doğal çevresi ile toplumsal çevresi iç içe geçmiş, hemen hemen eşdeğer anlam taşıyan bir yaşam ortamı oluşturmaktadır. Kişinin gereksinimlerini sağlayan doğal çevre nasıl bir önem taşıyorsa, insanın kendine özgü kişiliğini geliştirmesinde ve sağlıklı bir ruhsal yapıya sahip olamamasında da toplumsal çevre o kadar etkili olmaktadır.
• • Toplumsal çevre, insan sağlığını dolaysız veya
dolaylı olarak etkileyen kültürel ve ekonomik nedenleri, aile yapısı ve toplumsal koşullar gibi faktörleri içine alan kapsamlı bir oluşumdur.
• • Kültürel faktörler; din, dil, aile yapısı ve düzeni,
çocuk yetiştirme ve eğitimi, beslenme alışkanlıkları ile sağlık ve hastalığa ilişkin uygulamalardaki değişiklikleri içermektedir.
• • Sosyal rollerin ve insanlar arası ilişkilerin
zorlamaları sonucu ortaya çıkan sağlık sorunları çağdaş toplum yaşamında sıklıkla görülmemektedir. Kişi üzerinde stres etkisi yapan olayların türünün çokluğu ve yoğunluğu güncel sağlık sorunları içinde başı çekmektedir.
•