50 Soruda İnsanın Tarih Öncesi Evrimi, Metin Özbek

206
insanın tarihöncesi evrimi METİN ÖZBEK

description

İnsanın Tarih Öncesi Evrimi, Metin Özbek

Transcript of 50 Soruda İnsanın Tarih Öncesi Evrimi, Metin Özbek

  • insann tarihncesi evrimi METN ZBEK

  • NDEKLER

    Sunu / Naln Mahsereci Bir bilim ktphanesi oluturma yolunda "50 Soruda ..." dizisi 9

    nsz 17

    1. Blm NSANI NASIL TANIMLARIZ?

    1) nsamn evrimini hangi bilim dal ele alr? nsan evrimini incelerken malzemesi nedir, ne tr yntemler kullanr? 19

    2) nsan nasl tanmlarz? 20 3) nsan canllar dnyasnn neresinde yer atr? 24

    2. Blm NSAN BR PRMATTIR

    4) Primat takmndaki canllarn ayrt edici ve ortak zellikleri nelerdir? nsan neden bu canl grubu iinde saylr? 27

    5) Primatlarda sosyal yaam nasldr? 39

    3. Blm NSAN ALESNN BYOKLTREL EVRM

    6) Evrim nedir? Evrim mekanizmas nasl iler? 55 7) nsan maymundan m gelmitir? 58 8) nsan ailesi hangi st aileden tredi? 64

  • 9) nsan ailesinin bilinen en eski cinsleri hangileridir? 66

    10) Australopitekus' lar ka trle temsil ediliyordu, biyolojik eitlilikleri nasld? 68

    11) Ne zaman iki ayak zerinde yrmeye baladk? 73

    12) Beyin insandaki tipik yapsn ve hacmini ne zaman kazand? 75

    13) nsanslarn beslenme alkanlklar nasld? 78 14) nsanslar alet yapabiliyor muydu? 79

    15) nsan ailesine (horninid'lere) ait son buluntular nelerdir? 81

    16) empanzelerle son ortak atamz kimdi? 82

    4. Blm NSAN CNS TARH SAHNESNDE

    17) lk insan trleri hangileriydi? 85 18) lk atalarmz bize ne kadar benziyordu? 88

    19) lk aletler ne kadar eskidir? 90 20) Homo hablis ve Homo rudoifensis'den sonra

    evrim sahnesine kan atamz Homo ergaster hakknda neler biliyoruz? 94

    21) nsan ne zaman konumaya balad? 95

    22) Fosillerde konuma yetenei nasl anlalr? 98

    23) Homo erektus kimdir? 99 24) Atalarmz Afrika'dan ilk ne zaman kt? 102 25) Homo erektus hangi ktada tredi? 104

    26) Homo erektus'un anatomik yaps nasld? 108

    27) nsan atei ne zaman kefetti? Atein kefinin nemi nedir? 112

    5. Blm NEANDERTALLER VE MODERN NSAN

    28) Modern insan ne zaman ortaya kt? 115

    29) Neandertal kimdi? 117

    30) Neandertal'ler bizim atamz myd? 120 31) Neandertal'ler konuabiliyor muydu? 123 32) Neandertal ne tr aletler yapyordu? 125

    33) llerini gmen ilk insan tr hangisiydi? 129

  • 34) Sslenme Neandertal'ierie mi balad? 131

    35) Hastalarn tedavi eden ilk insan tr hangisiydi? 131

    36) Tarihte birok ilki gerekletiren Neandertal'ler neden yok oldu? 133

    37) Neandert/'lerden mi geliyoruz, Kromanyon'lardan m? 136

    38) Modern insan Neandertal'den evrimlemediyse, kkeni nereden geliyor? 137

    39) Genetikteki gelimeler ve molekler kantlarla modern insann kkeni bulunamaz m? 142

    40) Modem insann anatomik yaps ne tr evrimsel deiimlerle olutu? 144

    41) nsan Amerika ve Avustralya ktalarna ne zaman ayak bast? 146

    6. Blm NSANIN BYOKLTREL EVRMNDE NEML ADIMLAR

    42) lk soyut dnce kavram ve simgesel anlatm ne zaman ortaya kt? 149

    43) Sanat ne zaman dodu? 155

    44) Avc atalarmz ne zaman yerleik yaama geti? lk kyler ne zaman kuruldu? 170

    45) Tarm ne zaman, nerede balad? Tarm yaplan ilk bitkiler hangileridir? 173

    46) Hayvanlar evcilletirme ne zaman balad? ilk evcilletirilen hayvanlar hangileridir? 182

    47) nsann ilk evi nasld? 184

    48) Neolitik ada inan sistemi nasld? 186

    49) Neolitik ada rastlanan salk sorunlar nelerdi, insanlar hangi nedenlerle lyorlard? 195

    50) Neolitik a insanlk iin ne tr gelimelerin nn at? 198

    Kaynaklar 203

  • ; SUNU 9

    Sunu

    Bir bilim ktphanesi oluturma yolunda

    "50 Soruda../' dizisi

    "Bir gn bir kitap okudum ve btn hayatm deiti", demiti Orhan Pamuk, Yeni Hayat romannn giriinde. O zamanlar ad ve yazarl zerinde bu kadar tartma yoktu Pamuklun. Ama bu cmle, kitabn okura sunulu-unda da ne karld iin belki, ok konuulmu, kimi eletirilere de konu olmutu. Ne olursa olsun, bir biimde akllara kaznmt ite...

    Benimkine de, nk ne zaman bir kitap projesi ze-rinde konusak, zihnimde dnmeye balyor. yle ki-taplar yaymlamahyz ki diyorum, okuyann hayatn de-itirmeli, en azndan bazlarmnkinl... Malum, hayatla sorunumuz var, ne imdiki halinden memnunuz, ne gi-diatndan. ..

    Bu nedenle olsa gerek, hayatlar genliklerinde oku-duklar bir kitabn etkisiyle ekillenmi bilim insanlar-na dair hikyelere rastladmda, byk heyecan duyu-yorum. rnein, ocukluunda okuduu Jules Verne'in Arzn Merkezine Seyahat kitabndan sonra, jeolog olmay kafasna koyan ve bugn sadece lkemizin deil, dnya-nn nde gelen jeologlar arasnda yer alan, "mutluluu-

  • 10 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    mu Jules Verne'e borluyum" diyen A. M. Celal engr. Ya da astronom olmaya ilkgenliinde okuduu evrenle ilgili Franszca bir kitaptan sonra karar veren ve babasnn Ziya Paa'nm Thales'in ge bakarken nndeki ukuru grmeyerek iine dmesine gnderme yapan, "gkte yl-dz arayan turfa mneccim" dizeleriyle taklarak yrtt- tm vazgeirme abalarna ramen, kararndan (iyi ki) dnmeyen Astronomi ve Uzay Bilimleri Blm Eski Bakan Metin Hotinli..,

    Tabii, bir kitabn hayat tmden ekillendirmesi ve de-itirmesi, sk rastlanan bir olay deildir. Kitaplarn hayat-lar zerindeki etkileri yukardaki rneklerdeki gibi direkt grlmez ou kez; ama iyi kitabn okurunu az da olsa deitiren, onda yeni dnsel-duyumsal ufuklar aabilen olduu sylenebilir pekl. Peki, iyi popler bilim kitab nedir, nasl bir eydir? ereveyi bilimsel etkinliin ier-diklerine doru genileterek tanmlamaya alalm: Bili-min ortaya koyduklarn gsterebilen, vaat ettii dnsel ufuklar sezdirebilendir. Merak uyandrabilendir. Merakn hi doyurulamayacagm retebilendir. Kefetme drt-s oluturabilendir. renme keyfi yaatabilendir. Bilim cokusu verebilendir! Yzeysel bilgiyle yetinmemeye yol aabilendir. Doann, dnyann, evrenin, toplumun ve insann kavrann derinletirebilendir. Bilimi yaamn dnda, kuru, teknik bir bilgi yn ve ancak uzmanlar-nn anlayabildii sekin bir dil olarak alglanmaktan kur-tarabilendir. Bilimi sra kknden kartabilen, yaamn iine sokabilendir. Bilimin, gerei anlamada, yaamsal bir anahtar olduunu kavratabilendir. Bilimi dncenin beslendii kaynak yapabilendir. Bilimi kiinin gr ve bak asna yerletirebilendir. zetle, bilimi yaam kla-bilendir, bilimi yaamsal klabilendir!

    Peki, bir kitap btn bunlar tek bama yapabilir mi? Yapamaz byk olaslkla; ama insanlarda bu ynde bir ilgi uyandrabilir, akllara bilim tohumlar drebilir, yeermesine hizmet edebilir. Hele bizimki gibi, aydnlan-masn tamamlayamam olmas bir yana, oluturduu bilim ve aydnlanma kalelerinin de bugn saldr altnda

  • ; SUNU 11

    bulunduu; bata eitim kurumlarndan, retim hedef-lerinden balayarak, tm toplumun bilimsel dnceden uzaklatrlmaya alld; bilimdla bilinli ve hzl bir biimde srklenen toplumlarda, popler bilim kitap-lar bu hizmeti grmeyi hedeflemelidir.

    Gen bilim okuruna seslenebilmek iin... Bilim ve Gelecek dergisinin bu erevede kendisine

    ykledii, bilimsel dncenin toplumun hcrelerine dek yaylmasna ve bilimin toplum yarar iin kullanlmasna araclk etme ilevine, ksaca toplumcu bilim diyebilece-imiz misyona, sadece bir dergi etkinliinin yeterli gel-mediinin farkndayz. Bilim ve Gelecek dergisi, ele ald konularda temel dzeyde bilgi verme yolunu semiyor genelde, verili kabul ettii temel bilginin stne bilgiler ekliyor ya da o bilginin stnde tartmalara yer veriyor. Dolaysyla derginin darda brakt, hem fiziksel an-lamda, hem de bilime ilgisi bakmndan daha gen insan-lar da var: Lise ve kimi niversite rencileri, eitimini tamamlam ya da tamamlayamadan hayata atlm gen bilim heveslileri... ok nemliler; gelecei yaratacak olanlar onlar nk. Ve ne yazk ki, bilimin felsefesinden koparlp teknolojiye indirgendii, bilginin yzeyselleti-rildii, kaynaklarndan kopar ildii, dinsel, mistik, metafi-zik her trden dogma ve safsatann bilimle e tutulduu mevcut atmosferin en fazla sarmalad ve etkiledii de onlar. Oysa bu lke, bu halk, "Hayatta en gerek yol gs-terici bilimdir, fendir" diye yola kmt. Yeni ve daha kkl bir aydnlanma atlmnn gereklemesi, bilimsel dncenin topluma yaylmas, insanlarmza bir bilimsel refleks kazandrlmas hedefini srerken, genlere ula-mann neminin bilincindeyiz ve bunun aralarnn ne olabilecei zerine epeydir kafa yoruyoruz.

    te bu bilinle gelitirdik "50 Soruda..." kitap dizisi projesini. Bilimin nemli kuramlar ve kimi alanlar hak-knda temel dzeyde ve bir nevi genie bir ansiklopedi maddesi gibi didaktik tarzda bilgi verecek, ama bu arada renme keyfi yaatmay da eksik etmeyecek, birok alan-

  • 12 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    dan kitaplar hazrlamalyz, dedik. Bunlar Trkiyeli bilim insanlaryla retmeliyiz, dedik. Akademik ve uzmanlara hitap eden yayn deil; popler bilim yayn, dedik. Bi-limsel adan yanlsz ama, anlalrlk asndan tavizsiz kitaplar olmal dedik. Proje ilk eklim, bu belirlemelere gre ald. Soru-yant formatm, anlalrl kolaylatrsn diye tercih ettik. Soru saysn 50 ile snrlamaya, kitabn hedef kitlesini gz nne alarak karar verdik. Hakkyla bir aydnlanma hizmeti olabilmesi iin de, birka kitapla snrl kalmamasnn, bir diziye dnmesinin gereklilii-ni dndk. Dncelerimizi atmz tm yazarlarmz ve bilim insanlarndan da olumlu ve tevik edici yantlar almca, projeyi hayata geirmeye giritik.

    Yazarlarmzn "yediliini" nemsiyoruz Evet, Bilim ve Gelecek Kitapl'nm "50 Soruda..." ki-

    tap dizisi projesi, Bilim ve Gelecek dergisinin gen bilimse-verlere ulamaktaki eksikliini kapatmak iin tasarland, ama bir yandan da varlm ona borlu. Bu dizi, Bilim ve Gelecek dergisini karan ekibin 17 yla varan bilimsel ya-ynclk deneyimi ve etrafnda toplanan evre sayesinde ekillendi.

    Bilim ve Gelecek dergisinin ilk saysndan beri uygulama-ya nem verdii yaym ilkelerinden biri, yayn etkinliinde asl olarak Trkiyeli bilim insanlarna ve aydnlara dayan-maktr. Bu ilke, kapal kaplar ardnda bilimle uramakla yetinmeyen, kendi alann, o alandaki gelimeleri, alma-larm topluma anlatmaya, orada sistemletirilen bilgiyi top-luma mal etmeye, bunu bir aydnlanmaya dntrmeye uraan; bu uran aralarn, yollarm arayan lkemizin hemen btn bilim insanlarnn, aydmlanmn, Bilim ve Ge-lecek ile bir biimde temas etmesine yol amtr, diyebili-riz. Derginin yazarlar, sadece alanlarnn uzman deildir; ayn zamanda etkinlik alanlarn ve yrttkleri almalar yazyla anlatma konusunda da deneyimlidirler. Her bilim insannn yazar olmas beklenemez tabii ki Bilimi yazmak doal olarak bilimsel bilgi birikimi gerektirir, ama bilimi zellikle popler bir biimde yazmak, bu eylem iin de do-

  • ; SUNU 13

    namm kazanm olmay gerektirir. Bu anlamda, "50 Soru-da..." dizisi kitaplarn birlikte kotaracamz bilim insan-larn dnrken, Bilim ve Gelecek dergisinin oluturduu yazar a ok yararl olmutur.

    Bilim yayncl yaparken Trkiyeli bilim insanlarnn kalemine yaslanmaya ynelmek, lkemizde popler bi-lim yayncln, bilim yazarln tevik etmek gibi ok nemli bir hizmete yol ayor. Ama asl byk yarar, yay-n yazann da okuyann da ayn anadilin sunduu olanak-lar ve snrlar iinde dnebilmelerindedir, diyebiliriz. Ayn anadili, ayn kltrel ortam paylayor olmak, an-latm olanaklarn geniletecei gibi, anlatlan kavramay da derinletirecektir. Bu nedenle, yazarlarmzn "yerlili-ini" nemsiyoruz.

    Konularmz da "yerli" Bilimsel bilgi insanln mal, ne bir kiinin, ne de bir

    ulusun. Ama bizim, "50 soruda..." dizisinin ele alaca konular saptarken, llerimizden biri "yerlilik." lke-mizin bilimsel - kltrel ihtiyalar erevesinde dn-meye almak anlamnda, tabii. Yani, sadece yazarlar-mz deil, kitap konularm da "Trkiyelilik" lsyle belirledik. .

    "50 Soruda..." dizisinin elinizdeki ilk kitabnn "insa-nn evrimi" konusuyla ilgili olmasnn nedeni de bu. Ev-rim kuramnn bilimde ok nemli bir kuram olmasnn yan sra, dnyada ve zellikle lkemizde, bilimdlgm canl hedefleri arasnda yer almas nedeniyle, temel dzey-de bilgi verecek byle bir dizi kapsamnda evrimi btn bilimsel boyutlaryla ele almamz gerektiini dndk. "50 Soruda. .dizisinin evrimle ilgili tek kitab elinizdeki deil. Yukardaki gereke nedeniyle, dizinin 2010 kitap-lar arasnda evrim kitaplar arlk oluturuyor. Evrim kuramnn temelde ne sylediini, neyi ierdiini anlatan ve Darvvin'i tantan bir kitap, evrenin evrimini, yerin ev-rimini ve canlln evrimini ayr ayr ele alan kitaplar da yaymlayacaz. Bu kitaplar, konularnn bizzat birinci el-den uzmanlar tarafndan ele almyor.

  • 14 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    Elinizdeki kitapta Prof. Dr. Metin zbek, insann evri-mini, canllar dnyasnda ait olduu primatlar takmndan balayarak, hem biyolojik, hem kltrel admlarn izini s-rerek anlatyor. Konunun lkemizdeki temel kaynaklarn-dan Dnden Bugne nsan (mge Yaynlar, 2. Bask 2008) adl kapsaml kitabn yazar da olan Sayn zbek, alma-larm, bizzat ilgili bilim alannda yrtmekte; kendisi Ha-cettepe niversitesi Antropoloji Blm'nn Bakam.

    Yayn hazrlklar sren, 2010 yl ierisinde baslacak dier kitaplarmz unlar:

    - 50 Soruda Grelilik Kuramlar Prof. Dr. mr Akyz - Yard. Do. Dr. brahim Semiz

    - 50 Soruda Aydnlanma Afar Timuin - Ali Timuin

    - 50 Soruda Yerin Evrimi Prof. Dr. Mehmet Sakm

    - 50 Soruda Darwin ve Evrim Kuram Prof. Dr. Haluk Ertan

    - 50 Soruda Bilim ve Bilimsel Yntem Ed. Aleddin enel

    - 50 Soruda Matematik Prof. Dr. ahin Koak

    ~ 50 Soruda Evren alar Sunay

    - 50 Soruda Kuantum Kuram ve Nanoteknoloji Prof. Dr. Tekin Dereli - Prof. Dr. Glay Dereli

    - 50 Soruda Byk Patlama Kuram Prof. Dr. Metin Htnli

    - 50 Soruda Yaamn Tarihi Dr. Deniz ahin

    - 50 Soruda Deprem Prof. Dr. Haluk Eyidoan

    - 50 Soruda Arkeoloji Prof. Dr. Mehmet zdoan

    Listeden grlecei gibi, bilimin zerinde ykseldii ve gnmz bilimini anlamak iin temel nemi olan ve ne yazk ki eitim sistemimiz iinde hak ettikleri gibi yer

  • ; SUNU 15

    verilmeyen kuramlar dizi kapsamna almaya altk: G-relilik kuramlar, kuantum kuram ve nanotekoloji, b-yk patlama kuram, gibi. "Deprem" konusu, gene Tr-kiyelilik ks tayla belirlendi. Bilimsel bir inceleme alan olmasnn yan sra, gzel lkemizin can yakc ve ancak bilimsel bir bakla zlebilecek potansiyel sorunlarn-dan olduu iin, ilk kitaplarmzdan biri oldu. 50 Soruda Arkeoloji, topraklarmzn tarihsel-kltrel zengin miras-na dair bir bilin oluturmasn da beklediimiz bir alan kitab. Bilim ve bilimsel yntem ile aydnlanma konulu kitaplarsa, bilimi zihinlerde felsefi ve toplumsal bir boyu-ta oturtmak iin kaynak kitaplar. Evren, bilim etkinlii-nin bilinmeyenin snrlarnda yapld ve insanolunun ufkunu srekli genileten, bilimin en heyecan verici alan-larndan olduu iin, ilk kitaplarmz arasnda.

    "50 Soruda..." dizisinin hazrlklar bu listeyle snrl deil. 2011 ylnn listesi olumaya balad bile. nmz-deki yllarda, diziye dahil olacak alan ve konular giderek eitlenecek ve ayrmtlanacak; genileme potansiyeli ok byk. yle ki, "50 Soruda..." dizisi, belki zamanla Bilim ve Gelecek Kitapl'nm ana dizilerinden biri olmaktan kacak, bal bama bir yaynevi etkinlii ekline br-necek.

    Dizinin ilevini, biz bir bilim ktphanesi olarak im~ geletirmitik ama, "50 Soruda..." dizisi yazarlarndan, Saym Afar Timuin ok daha byk bir benzetme yapt ve dizinin kitap says arttka "50 Soruda niversitesi"ne doru gideceini syledi!(l) Gene yazarlarmzdan Yaman rs, "50 Soruda..." dizisinin, ayn zamanda bir genel kltr ktphanesi olma ilevini de kazanaca konular neriyor.(2) Bu nitelemeleri hak etmeye alacaz.

    Bu kitapla ve "50 Soruda..." dizisiyle ilgilenen btn

    j} Afar Timuin, "50 Soruda niversitesi", "Yazarlar!, 50 Soruda dizisi

    iin neler syledi?" iinde, Biim ve Gelecek dergisi, S.71, Ocak 2010, s.8.

    2) Yaman rs, "Aydnlanma kartlarna kar savunma", "Yazarlar, 50 Soruda dizisi iin neler syledi?" iinde, Biim ve Gelecek dergisi, S.71, Ocak 2010, s.10.

  • 16 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    potansiyel okurlarmzdan, dizi iinde ele alnmasn is-tedikleri konu nerilerini bekliyoruz. Hangi kuramlar, hangi alanlar ele almalyz; knye sayfalarndaki iletiim bilgilerini kullanarak bize nerilerinizi ulatrabilirsiniz. 210'da yaymlayacamz kimi kitaplar zerinde hl allyor. Dolaysyla, 2010 listesindeki dier kitaplara dahil edilmesini, bu kitaplarda yantlanmasn istediiniz sorularnz varsa, onlar da bekleriz.

    "50 soruda..." dizisi, bilimin gen okurlar hedeflene-rek hazrlanyor, ancak bu kitaplarn herkesin ktpha-nesine girmesi gerektiini dnyoruz. Trke'de po-pler bilim yaynclnn temel eserleri haline gelmesini umduumuz kitaplarmza, okurlarmz, ktphanelerin-de, bavuru kitaplarnn arasnda yer amal. Nitelikleri gerei, kurum ktphanelerinin raflarnda da yerlerini bulmallar. Eitim kurumlarna girmeli, yardmc ders ki-tab olarak yararlanlabilmeliler.

    "50 Soruda" kitaplarnn okunmasn nasl yaygmla-trabileceimiz hakknda da potansiyel okurlarmzn g-rlerine ihtiyacmz var. Sreklilii olan bir dizi yayn olaca iin, okurlarn bir ylda karacamz tm "50 Soruda..." kitaplarna, abonelik benzeri bir yolla ulaa-bilecekleri bir sistem kurduk, ilgili okurlarmz bize ula-abilir.

    Okura bu kadar ar yapmak, kitap yaynclnda olaan bir ey cleil, sanrm bu bir dergicilik alkanl. Yllardr dergisine yazar, okuru, yaymcsyla hep birlikte sahip kan bir kolektifin temsilcileri olarak armz b-ytyoruz: "50 Soruda..." kitaplarn ktphanenize kat-makla kalmayn, okuyun, okutun ve ltfen bu dizi zeri-ne dnn, dncelerinizi bize iletin. Gelin, Trkiye aydnlanmasna hep birlikte nemli bir katk yapalm!..

    Nan Mahsereci

  • NSZ 17

    nsz

    ou evrelerde genellikle karanlk bir devir olarak kmsenen tarihncesi ykmz, aslnda bu dnyadaki aa yukar 2 milyon yllk gemiimizin hemen hemen yzde 99 gibi ok nemli bir blmn kapsar. Yazsz tarihimizin bu dilimi nedense pek ilgimizi ekmemi, buu konu alan yaynlar ise ou kez belirli bir bilim-sel evreye hitap ettii iin ierik bakmndan sokaktaki insanmzn anlayaca tarzda ve dilde hazrlanmamtr. Bilimsel yaynlarn ayn zamanda toplumun her kesimine ynelik olacak biimde popler dzeyde hazrlanmas her ne kadar zor bir ura olsa da, bunu gerekletirmek bi-lim insanlarna den nemli bir grevdir. Toplum olarak biz de ne yazk ki kitap okumay pek sevmiyoruz. Bu du-rum ou bilim insann popler yayn hazrlamakta pek cesaretlendirmemektedir. Kulaktan dolma edinilen yalan yanl bilgiler ya da bilinli olarak halkmza empoze edil-meye allan dogmatik fikirler, zihinlere kk yalar-dan itibaren kaznd iin dorunun ve bilimsel olanm ne olduunu sorgulama gerei bile duymamz.

    50 Soruda nsann Tarihncesi Evrimi ad altnda oku-yucunun ilgisine sunulan popler dzeydeki bu kitap, en sade anlatmla, halkn gnlk yaamnda kulland dil esas alnarak, karmak, uzun cmlelerden elverdiince kanmak suretiyle ve zellikle de tablo, grafik gibi ay-rntlara girmeden, her kesimden insann kolayca okuyup

  • 18 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    anlayaca tarzda hazrlanmtr. nsann biyolojik ve kl-trel evrimi uzun bir zamana yaylan heyecan verici, gr-kemli bir destandr adeta. Onun bu yksn okurken atalarmzn nasl bir zorlu mcadele iinde bugnlere geldiini de renmi olmann gururu ve mutluluunu yaayacaz. Yazsz tarihimizin derinliklerine gmlp gitmi olan atalarmzn nasl bir yaam biimi srdrdk-lerini, besinlerini nasl elde ettiklerim, ne tr hastalklara yakalandklarm, ne gibi inan sistemleri gelitirdiklerini ve onlarla ilgili daha birok bilgileri okuyucunun ilgisi-ne sunmaya alrken, onu gemiiyle ba baa brakmak istedim. Unutulmamaldr ki, gemii bilmeden gelecei kurgulayamayz.

    eitli bilim alanlarna ynelik "50 Soruda" dizisi kap-samnda, popler dzeyde hazrladm nsann Tarihn-cesi Evrimi adl bu kitab yayn programna alm olan Bilim ve Gelecek yaynevinin sorumlularn bu gzel d-ncelerinden tr kutluyorum.

  • NSANI NASL TANIMLARIZ? 19

    1. Blm NSANI NASL TANIMLARIZ?

    1\ nsann evrimini hangi bilim dal I ele alr? nsan evrimini incelerken malzemesi nedir, ne tr yntemler kullanr?

    nsann biyokltrel evrimini inceleyen bilim dal ant-ropolojidir. "nsan bilimi" karlnda kullanlan ant-ropoloji szc anthropos (insan) ve logos (bilim) sz-cklerinden olumutur. Antropoloji, insann biyolojik ve kltrel eitliliini btncl bir yaklamla inceler. Antropolojide btnsellik, grecelik ve karlatrma n planda gelir. Yaam ve gnmzde yaamakta olan tm insan topluluklarnn farkl evresel koullar altnda ge-irdii biyolojik deimeleri ve farkl zaman ve ortamlar-da gelitirdii kltrel rntleri karlatrmal bir bak as altnda ele alr. nsanlar biyolojik ve kltrel ynden balangta nasl bir grnme sahipti? Zamanla neden ve nasl farkllat? Bu farkllamalar tetikleyen i ve d dinamikler neler olmutur? Tarihncesi atalarmz bize ne kadar benziyordu? Nasl bir yaam biimi sryorlar-

  • 20 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    d? Hangi aletleri retip kullandlar? Ne tip konutlarda barndlar? Atalarmzn beslenme alkanlklar hakknda neler biliyoruz? nan sistemleri nasld? llerini han-gi dnemden itibaren gmmeye baladlar? Ne tr l gmme adetleri vard? Soyut dnce kavram ne zaman ortaya kt? Ne zaman konuma yeteneine kavutular? Sanatsal etkinleri hakknda neler biliyoruz? lk ky yer-lemeleri hangi dnemde ortaya kt? Tarm ve hayvan-cla dayal geim ekonomisi ne zaman balad? Bu kkl sosyoekonomik deiiklikler onlarn salk yapsn nasl etkiledi? te antropoloji, insan ilgilendiren tm bu soru-lara normal, tutarl, zmleyici ve evrensel yantlar bul-maya alr. Antropolojinin drt alt bilim dal bulunur. Bunlar; sosyal/kltrel antropoloji, biyolojik (fiziksel) antropoloji, dil antropolojisi ve arkeolojidir. nsann bi-yolojik evrimini inceleyen spesifik alt bilim dal biyolo-jik antropoloji olup, bu sreci anlamamzda yararlanlan malzeme ise gemi alarda yaam atalarmza ait fosil iskelet kalntlardr. Di ve kemiklerden oluan bu kaln-tlar makroskopik, mikroskopik ve radyolojik yntemle-rin yan sra, eser element ve sabit izotop analizleri gibi eitli yntem ve tekniklerle analiz edilir.

    nsan nasl tanmlarz?

    nsann biyolojik ynn n plana kardmzda onu tanmlamakta pek zorlanmayz. Kltrel yn ise olduk-a karmak bir grnm sergiler. ok iyi tandmz sansak da, her zaman bilinmeyen, kefedilmeyen bir yan hep kalmtr. Ne zaman, ne yapaca ngrlmeyecek kadar deikendir bu trn. Dnyann snrsz gelitirici ve deitirici gcne sahip, en zeki, en yetenekli varl olsa da, unutulmamaldr ki, o bir canldr ve de iinde ya-ad dnyada evrimini geirmitir. Bu dnyada var olan

  • NSANI NASL TANIMLARIZ? 21

    tm canllarla belirli derecelerde yaknl bulunmakta-dr. Peki, canllar leminin bir yesi olan insan yeterince tandmz ileri srebilir miyiz?

    Her eyden nce, bir canl olarak dier canllarla do-ada ayn kaderi paylayoruz; evremizde varolan doa koullarna kar gelitirdiimiz ve dier canllardan farkl zel bir baklk sistemimiz yoktur. Her canl gibi bu evresel etmenlerden biz de etkileniyoruz. Ayrca, her canl iin geerli olan temel gereksinimler bizim iin de sz konusudur; yaammz devam ettirebilmek iin ne-fes alyor, besleniyor, uyuyoruz. Evrimin bize kazandr-dklarna baklrsa, doann pek de yle gl bir varl saylmayz. Ne aslan gibi salam ve gl bir penemiz, ne timsah gibi paralayc dilerimiz, ne fil gibi iri bir cssemiz, ne de ceylan gibi evik bacaklarmz vardr. O halde bizi doam en gls klan farkl bir zelliimiz olmal.

    Snrsza yakm bir potansiyel mevcut; peki bunu mm-kn klan ne olabilir? Gerekten de anatomimizin bu s-radanhma karn, bizi tm canllar dnyasnn biricik yarat yapan ayrt edici bir zelliimiz var; beynimiz. Tabii her canlmm bir beyni vardr, ama dier canllarn beyni biz insalarnkiyle boy lemeyecek kadar basit bir yapdadr. Hayvanlar leminde beyin korteksi (kabu-u) en gelimi tr insandr.

    Beynimiz, sahip olduu soyut dnce potansiyeliyle doada benzeri bulunmayan bir organdr. Bu balamda, insan en nemli ve en anlaml klan, insanlama sre-cinde temel ivme olarak kabul edilen beyin kabuunda-ki tipik gelimedir. Gerekten de, iki milyon yl iinde zellikle beynin frontal, temporal ve parietal blgelerinde geirdii benzersiz evrim, onu ok zel bir canl haline getirmitir. Her ne kadar olaand beyin rntmzle bu benzersizlie sahip olsak da, dier canllardan kopmu doast bir varlk da saylmayz.

    Her canl, iinde yaad ortamda varln srdrme olana salayan karmak ve zgn bir uyum stratejisi gelitirmitir. Bu uyumsal rnt aslnda insan iin de ge-

  • 22 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    erlidir. Tm canllarda olduu gibi, insann da biyolojik balamda birtakm snrlamalar vardr. Amipten insana tm canllarn ortak stratejisi hayatta kalabilme mcade-lesi vermektir. Bunun ileyi biimi de bir canldan dieri-ne deiir. nsan da dier hayvanlar gibi yaamm srdr-mek amacyla gereksinim duyduu enerjiyi dier canllar yiyerek karlar. Sonra her canl gibi zararl ve gereksiz maddeleri vcudundan atar. Trnn yok olmamasn salayan srecin bir gerei olarak, bir sonraki kuan bi-reylerini retir. nsan cinsinde bu ilevi stlenen organlar dier canllarmkinden pek de farkl saylmaz.

    Aka grld gibi, "nsan kimdir? Nedir?" tarzn-daki sorulara yantlar ararken, kendimizi sonu gelmeye-cek bir dizi aklamann iinde bulduk, insan szcyle tam olarak ne anlatmak istediimizi ortaya koyarken do-rusu biraz zorlanyoruz. Anatomik zelliklerini n plana kardmzda, insan u ekilde tanmlayabiliriz: Kala kemikleri ve bacaklar iki ayak zerinde durmaya uyum salam, kollan bacaklarndan daha ksa, ok iyi gelimi olan baparma dier tm parmaklan ayr ayr karlaya-bilme olanana sahip bir canl. nsanda "el" in ok hassas bir tutma zellii vardr. Baka hibir canlda bu tip bir zellik grlmez.

    Yukarda, insann anatomik adan sahip olduu zel-liklere vurgu yaparak verdiimiz tanm, sz konusu canl insan olunca ou zaman yetersiz kalmaktadr.

    nsan, dnen, olaylar karsnda kafa yoran, bilimi ve sanat yaratan, kendine zg iyilik ve ktlk kavramla-rna sahip, kanunlar yapan ve bunlar uygulayan bir var-lktr.

    nsan evresini deitirdike devaml kendi de deiir. Yaratt her dzeydeki kltrel rn, onun dnyasnn ne denli zengin, karmak ve eitli olduunun bir gster-gesidir. Giderek doadan kopmasnn bir sonucu olarak insan, doay gzlemler bir konuma girdi. Bu dnyada bi-ricikliinin bilincine vardka ve bu duygu keskinletike merak, onu iinden geldii, tredii evreye geri dnp bakmaya itti. Durmadan genileyen evreninde grdk-

  • NSANI NASL TANIMLARIZ? 23

    lerini aklamaya, kendince yorumlamaya koyuldu. Bu evreni kendi amalar dorultusunda bozmaya, deitir-meye yeltendi. Ona belli llerde kendini balad ya da ondan koptu. Kimi zaman korku, kimi zaman sevgi ya da hor grme duygular iinde bakt bu evrene. Gelitirdi-i ve salamlatrdg kltrel kafesin iinde yaadka, kendinde bir eylerin eksik olduunu yava yava duyum-samaya balad. Bu yalnzlk ve kopukluk onu ou kez mutsuzlua itti.

    Her canlmm bir yaam stratejisi vardr; insann ayrt edici zellii, bu adan dier canllardan fark, bu strate-jiyi igdsel olarak deil de bilinli olarak kurgulamas-dr. nsan, kendine zg deerler sistemi yaratmtr. ok zengin ve bir o kadar da eitli imgelerle karmza kar. Bizim setiimiz bilimsel imge onun sahip olduu imgeler-den sadece bir tanesidir. Bugn insanla ilgili edindiimiz imge bir son aama kabul edilemez; nk bilim dzenli ve srekli olarak her defasnda yeni mesajlar sunmakta ve biz bunlar deerlendirdike insan hakknda oluturdu-umuz imgenin zamanla deitiine tank olmaktayz/0

    Yapt, yaratt ve de kendisi ne olursa olsun, her defa-snda yeni bir ehre ile zaman ve meknn belirli bir kesi-tinde onu grrz. Bilindii gibi, gen prizmay andran bir kaleydoskop iindeki renkli (sar, yeil, krmz ve mavi) paracklar ok deiik grntler verir. Kaleydos-kop her sallandnda ortaya kan grnt benzersizdir ve geicidir. Kalc olan sadece yzl kaleydoskopun kendisidir. Zaman, mekn ve koullar tp evirir ve by-lece insann yaratt deerler altst olur; yeni meknlar, yeni zamanlar ve yeni koullarda yeni grnmler ortaya kar. Bu nedenledir ki, insan nedir, kimdir sorularna ya-nt bulmakta her defasnda zorlanrz.

    1) McElroy, W. D. C. P. Swansor, 1973; The Natura! Hislory of Man, Primiei-HaU Inc.

  • 24 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    nsan canllar dnyasnn neresinde yer alr?

    Varlk zinciri, yeryzndeki yaam formlarn snflan-drmak iin ngrlen bir emadr ve her canl form, bu snflama sisteminde biyolojik yaps ve davran rn-tsne bal olarak belirli bir yeri igal eder. 17. ve 18. yzyllarda bilim adamlar, canllar yaratldklar andan itibaren hi deimeyen varlklar olarak gryor ve can-llar arasnda varolan ilikiler dizgesinin de balangta olutuunu ve yle kaldn ileri sryorlard. Bu dizge iinde bitkiler en az mkemmel olan ve en alt basamakta yer alan yaam formlaryd. Hayvanlar ise bitkilerden son-raki halkalar oluturuyordu, insan, doal olarak yery-zndeki yaratklarn en mkemmeli eklinde grld iin merkezi konumda tutuluyor, dier canllar da insana benzerlik derecelerine gre konulandrlyordu; rnein merdivenin en alt basamandan yukarya doru kar-ken bcekleri srngenlerden daha aaya, srngenleri kulardan daha aaya, kular kurtlardan (memeli) daha aaya ve nihayet kurtlar da maymunlardan daha aa-ya yerletiriyorlard. Bu merdivenin en st basamana da haliyle insan oturtuluyordu.

    17. ve 18. yzyl bilim adamlar, ngrdkleri varlk zinciri bir evrimsel ema saylmasa da, canllar dnyas-n ilk kez bilimsel bir yaklamla ele almalar asndan nemli bir adm attlar. Bu yaklamn zn de tanmla-ma ve snflama (taksonomi) oluturur. Smflamaclar o yzyllarda doal dzenin devaml sabit olduunu dn-mekteydi. Onlara gre, her canl organizma ayn olarak yaratlm; yaplarnda hibir surette deiiklik olmam-tr. Bu nedenle, canllar arasnda yakmlk-uzaklk diye bir ey sz konusu deildir. Ancak, doadaki canl yaplar in-celendike ve listeye yenileri eklendike, baz smflamac-lar artk ellerinde mevcut olan lein yeterli olmadn ve canllar dnyasnn hi de yle doast aklamalarla anlalamayaca dncesini benimsemeye balad. Bu

  • NSANI NASL TANIMLARIZ? 25

    dncedeki bilim adamlar, dnyay canllar ve canszlar dnyas eklinde daha evrensel bir bak as iinde alg-layabilen doac bir yaklam benimsedi.

    18. yzyl bilim insanlar canllar dnyasnda olup biteni aklama yoluna bavurmaktan ziyade, bu dn-yann smflaycs olma alkanlm srdrdler, k s-mflamaclarm almalarm temel alp daha da gelitiren Linnaeus adl sveli doa bilgini kendi adyla anlan ve farkl organizmalarn ortak zellikleri esasna dayal mer-tebelendirme sistemini oluturdu. Bugn, bilim insanlar hl Linnaeus'un sistemini ve onun canllar dnyas iin ngrd ikili adlandrma dizgesini kullanmaktadr. Her ne kadar snflama tekniinin bilimsel anlamda ger-ek ncs Linnaeus olsa da, aslnda Linnaeus ncesinde Aristoteles'in de bir lde canllar snflama giriimin-de bulunduuna tank oluyoruz; hayvanlar stnlk ve karmaklk derecesine gre bir izgi zerinde gsteren Aristoteles, bu izginin tepesine de insan yerletirmitir. Linnaeus'un hiyerarik sisteminde tm yaam formlar -mikroorganizmalar, bitkiler ve hayvanlar- bir merdiven basamaklar dzeninde ve belirli bir kurala gre yerleri-ni alr. Biyologlar, canl organizmalar ok geni ldeki benzerliklerini temel alarak gruplandrr ve sistemin be-lirli bir yerine oturtur. Her basamak bir sttekinden daha az, bir alttakinden ise daha geni kapsamldr. rnein Linnaeus'un hiyerarik sistemini yanstan emaya gz at-tmzda en st kategorinin bitkiler ve hayvanlar diye iki ayr lem tarafndan temsil edildiini grrz. Hayvanlar lemi, sngerlerden insana kadar btn okhcrelileri ierir. Bunun hemen altndaki basamak ise omurgallar ubesini oluturup balklar, kurbaagiller, srngenler, kular ve memeliler snfn ierir. Bu sisteme gre aa- basamaklara indike her basaman ierdii organizma says da azalr. Bu ekilde, rnein bir ube snflara, s-nflar ailelere ve aileler cinslere, onlar da trlere ayrlacak ekilde sistem ngrlmtr.

    Bu sisteme bal kalarak, yalnz insan deil, tm can-llar rk dzeyine kadar indirilebilir. Bu dizge olmasayd,

  • 26 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    gnmz modern biyolojisi bir kaos iinde kalrd. Linnaeus'm mertebelendirme sistemine gre, insann

    canllar dnyasndaki yerini en genelden en zele doru belirlemeye alalm.(2):

    lem: Hayvanlar Altiem: okhcreliler ube: Kordata Altube: Omurgallar Smf: Memeliler Altsmf: Plasen tah memeliler Takm: Primat Alttakm: Antropoid staile: nsanms Aile: nsans Cins: Homo Tr: Sapiens

    2) Buettner-Janusch, j . , 1966; Origins of Man, John Wiley and Sons, Inc. Rosen, S. 1., 1974; Introduction to the Primates. Living and Fosil, London: Prentice-Hall International, Inc.

  • NSAN BR PRMATTIR 27

    2. Blm NSAN BR PRMATTIR

    Primat takmndaki canllarn ayrt edici ve ortak zellikleri nelerdir? nsan neden bu canl grubu iinde saylr?

    Yeryzndeki canllarn yks yaklak 4 milyar yl ncesinde balar. Memelilerin ikinci zaman sonlarnda srngenlerin yan sra yeryznn eitli corafyalarn-da karmza ktn gryoruz. Memeli snfm olutu-ran canllarn eitli takmlara ayrlarak her ortama uyum salayacak baarl bir evrimsel srece girmesi ise nc zaman balarndan (65-70 milyon yl nce) itibaren ol-mutur. Bu snfn iinde birok takm yer almaktadr. Bunlardan primat ad verilen takmn ilk nclerine de ayn dnemde rastlyoruz.(3) Primat tarihi bir bakma tm dier memelilerinkiyle ayndr. kinci zamann ortalarn-dan itibaren, ilkel anatomik grnml memelilerin ya

    3) Eimerl, S. ve I. De Vore, 1969; Les Primates, Collections Time-Life, Le monde Vivant, Fransa. Romer, A. S., 1971; The Vertebrate History, The University of Chicago. Rosen, 1974.

  • 28 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    va yava yeryzne yayldna tank olmaktayz. Bun-lardan bir ksm o alarn deiik evre koullarna ayak uyduramayarak ya da evredeki dier canllarla girdii rekabete yenik derek zamanla yok olup gitti. kinci zamann sonundan itibaren yeryz iklimi hissedilir de-recede deiti; ortam giderek soumaya balad. klimde grlen bu nemli deimeye, bir varsayma gre, ok byk bir gkcisminin dnyaya arpmas sonucu at-mosferde oluan muazzam toz bulutu ve arpma srasn-da atmosfere dalan ok miktardaki paracklar neden oldu. Atmosferi kaplayan toz bulutu ve paracklar gne nlarnn dnyaya ulamasna byk lde engel oldu. Sonuta, dnyamzdaki scaklk nemli derecede dt. Bir baka gre gre de, bu belirgin iklim deimesi yle d kaynakl olamazd; yeryz iklimi birdenbire deimedi. zellikle ikinci zaman sonundan itibaren ba gsteren youn volkanik faaliyetler, deniz dzeyindeki nemli deiiklikler ve yeryz kaynakl dier jeolojik olaylar bu iklim deimesinin belli bal sorumlularyd. kinci zaman sona erdirip yeni bir dnemi balatan i ve/ya d kaynakl afetler ne olursa olsun, zamanmzdan 65-70 milyon yl ncesinden itibaren bata dinozorlar ol-mak zere denizde ve karada ok sayda canl, tarih sah-nesinden silindi. Dnyamz topyekn bir felaket yaad. Ortaya kan bu boluu ise dnyann birok blgesinde ok ufak, genellemi bir anatomik yapya sahip, dileri, beslenme alkanlklar, saysz bedensel ve davransal zellikleriyle her trl ortamda rahata yaayabilecek br anatomik ve fizyolojik potansiyelde olan memelilerin atalar doldurdu. Baz ufak memeliler zaten dinozorlar anda karada yaamaktayd. Bu kk varlklar yav-rularn dinozorlar gibi yumurtlayarak deil, dourarak dnyaya getiriyorlar, onlar emziriyorlard. Vcut sla-rn ayarlama mekanizmasna sahip scak kanl hayvan-lard. Dileri, srngenlerinkinden farkl olarak kesme, paralama ve ezip, tme ilevlerini stlenecek biimde farkllamt. te bu ilk (arkaik) memeliler iinde bizi de ok yakndan ilgilendiren bir takm var ki, ona primat

  • NSAN BR PRMATTIR 29

    ad verilir. Ancak, ilk primatlar ikinci zamann sonlarn-da ve nc zamann balarnda, dier memelilerden ayrt etmek ok zordu. Bugn ounluun kabul ettii gr, ilk primat benzeri memelilerin uzun bir yze, ok kk bir beyne sahip olduklardr. Bunlar genellikle tarla faresi iriliindeydiler ve bugnk bcek yiyicilere ok benziyorlard. nc zamann balarndan itibaren artk varlndan kuku duymadmz bu primat benzeri memelilerden gerek primatlara uzanan evrim izgisinde, doal seilim sreci, aalarda yaamaya davransal ve anatomik olarak en iyi uyum salayabilme potansiyeline sahip formlar avantajl kld ve bunlarn soylar hzla tro-pik, yar-tropik ve zamanla savanlk blgelere yaylmay baard. Bu canllar, organizmalar ve davran rnt-lerindeki esneklikleri sayesinde zellikle aa yaamna ok iyi uyum saladlar.

    nsan da bir primattr. Ancak, neden insann bu takm iinde yer ald ya da ne tr bir iliki ile dier primatla-ra baland, bunlar arasndan hangilerine dierlerinden daha yakn olduu pek bilinmez. te bu blmde primat-lar anatomik ve davran rntleriyle ele alrken, bu tr sorularn da yantlarm bulmu olacaz. Her eyden nce, biz insanlar tm dier primatlar gibi okhcreliyiz. Bir memeli olarak tpk onlar gibi vcut smz birka de-recelik oynama ile sabit tutarz. Dii primatlar gibi insa-nolunun diisi de gsnde bulunan bir ift memeden yavrusunu emzirir. Aslnda, benzerliklerimiz bu kadarla da snrl deildir; fizyolojik ve morfolojik zelliklerimi-zin ounu dier primatlarla paylarz.

    Bedensel irilikleri, beslenme alkanlklar, hareket sis-temleri, dileri ve daha birok zellikleriyle ok zengin bir yelpaze oluturan primatlardan gnmze kalan en nemli belge fosilleme olana bulan iskeletleridir. Fosil-lerin mineralleme yolu ile olutuu bilinir. Bu aslnda ok uzun bir sretir. Bu yolla canlya ait dokular biyokim-yasal olarak deiime urar ya da kalker, demiroksit gibi minerallerin moleklleriyle yer deitirir. Bu durumda canlnn morfolojik yaps korunur, ama dokusu deiir.

  • 30 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    Artk bu aamadan itibaren fosilleme sreci tamamlan-mtr. Kukusuz ilk primatlarn tropik ya da yar-tropik ortamda var olmalar kendileri asndan bir anst. Zira byle bir ekolojik ortamda hem iyi korunabiliyor, hem de kolay besin buluyorlard. Ne var ki fosillemenin gerek-leme olasl byle nemli ve scak iklimlerde ok zayf-t. Ayrca, bunlara ait iskeletlerin fosilleip toprak altnda gnmze kadar korunmasna frsat kalmadan, evredeki vahi hayvanlara yem olma ansszlklar da vard.

    Senozoik an eosen evresinden itibaren Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika'da geni bir dalm iinde grd-mz primatlara gnmzde ayn ktalarda sadece tropik ve yar-tropik iklim kua iinde rastlyoruz. Her yerde fosilleri bulunmasna ramen Avustralya ktasnda pri-matlar hi yaamamtr. Gnmzde primatlarn yzde 80'i Brezilya'nn yamur ormanlarnda yaamaktadr.(4)

    Eski Dnya primatlar ise daha geni bir corafi da-lm gsterir. Onlara Gney ve Dou Afrika'nn orman-lk ya da savanlk ak alanlarnda, Asya'da, Himalaya steplerinde, Gneydou Asya'nn baz adalarnda ve Japonya'nn kuzeyindeki adalarda rastlanr. Bilindii zere Japonya'nn kuzeyinde k uzun ve sert geer. Bu yrede yaayan ve makak adyla tannan primatlar ayn zamanda kar primatlar olarak da bilinir. inde yaadk-lar doal ortama ok iyi uyum salamlardr. Krkleri beyaz renkte, ok kaln ve sktr. Honshu Adas primat-lar buna rnek verilebilir.

    ri primatlara gelince, jibon ve orangutan Gneydo Asyal'dr. Bu blgede Borneo ve Sumatra Adalar'nda ya arlar. Jibonlar zamanlarnn byk bir ksmm aalar 30 m'den yksek olan ksmlarnda geirir. Orangutan sil aalk yerlerde yaamn srdrse de, Borneo'da, dal! blgelerdeki maaralarda barnan hemcinsleri de vard empanze ve goril Afrika kkenlidir. empanzeler dah ziyade Kongo, Uganda, Gabon ve Kamerun'da; goriller is

    4) Richard, A. F., 1985; Primates in Nature, W. H. Freeman and Comp an New York.

  • NSAN BR PRMATTIR 31

    sadece Bat Afrika'da, Ruanda snrlar iinde yaarlar. Bat Afrika ayn zamanda goril ve empanzenin ortak yaad alandr. Her ne kadar bu iri primatlar doal ortamlarnda varlklarn srdrseler de, bugn tm bu blgeler ilgili hkmetler tarafndan doal koruma alan (milli park) haline dntrlmtr.(5)

    Primatlarn bedensel zellikleri Primat trleri irilik asndan geni bir yelpaze olutu-

    rur. rnein Madagaskar'da yaayan bir tr primatta boy 13 cm ve arlk 60 gr kadar olabilir. Benzer ekilde, Pig-me marmoset olarak bilinen ve Gney Amerika'da Ama-zon Ormanlarnda yaayan bir primat tr ise o denli ufaktr ki, bir avu iine sabilir. Buna karn goril, primat dnyasnn en iri csselisi olarak bilinir. (Resim 1) Erikin erkek gorilin arl 250 kg'a, dii gorilin ise 100-120 kg'a kadar ulaabilir. ounlukla boylan 170-

    5) Age.

    Resim 1. Goril ve yavrusu.

  • 32 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    180 cm olsa da, 2 m'ye varan gorillere de rastlanmtr. Erkek goril iki elini yanlara doru atnda bir elinin ucundan dierine olan uzaklk 3 m'yi bulabilir. Bir dier iri primat tr olan empanze (Resim 2) gorile oran-la daha ufaktr. Erikin erkek empanzenin arl 50 kg', boyu ise 1,50 m'yi gemez. Yalnz pigme empanze olarak bilinen trde boy olduka ksadr. Aa yaam, primatlarda grme organn yaamsal hale getirmitir. yle ki, sar olan ya da koku alma duyusundan yoksun bir primat aata yaamn srdrebilir, ama kr ise bu onun sonu olur. insan da dahil tm primatlarda beyin kabuundaki (beyin korteksi) koku alma blgesi, ou memelilerdekinin aksine, zaman iinde nemli oranda klmtr. te bu eksiklik, grme duyusundaki be-lirgin gelimeyle giderilmitir. Gerekten de insan ola-rak burnumuzun koku alma yetenei olduka zayftr, ancak grme yetenei asndan gzlerimiz olduka iyi-dir. Gzler, dier memelilerde genellikle ban her iki yannda yer alr ve gzlerin optik eksenleri ayrktr.

    Resim 2. empanze,

  • NSAN 8R PRMATTIR 33

    Dolaysyla, her gz ayr bir grnt alglar ve grme alanlarnn rtt blge olduka dardr. Oysa pri-matlarda, aa yaamna uyum salamann bir sonucu olarak gzler, birka tr dnda, yanlarda deil, bizde olduu gibi yzn n ksmmdadr ve ayn anda, ayn yere odaklanrlar. Gzlerin optik eksenlerinin birbirle-rine paralel olmas beyinde derinlik kavramnn oluma-

  • 34 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    sim salamtr. Bylece aalarda daldan dala atlayan primatlar mesafeleri doru ayarlayabilir hale gelmitir. Bu grsel alglay biimi biz insanlar iin de son derece nemlidir; zira bu yetenek, beynimizle ok sk bir ko-ordinasyon iinde olan ellerimize ileri dzeyde beceriler kazandrmtr.

    Hemen hemen tm primatlarda el ve ayaklarda tutu-cu be parmak (pentadaktilo) bulunur;

  • NSAN BR PRMATTIR 35

    el gibi kullanr; kuyruklaryla dallara tutunur, bu arada kendilerini bolua brakr, bo kalan elleriyle de aatan yiyeceklerini toplarlar.

    nsan da dahil tm primatlarda kol ve bacaklar mey-dana getiren uzun kemikler dier memelilerdeki gibi kay-nap sabit bir yap oluturmaz; kendi aralarnda sadece eklemleme yoluyla bir balant kurmulardr. te bu anatomik oluum sayesinde primatlar aalarda kol ve bacaklaryla her hareketi kolayca yapabilir; kollarn yan-lara ve yukarya doru kaldrabilirler. Uzuvlarmdaki bu esneklik olmasa primatlar aalarda byle rahata hareket edemezlerdi. nsan ise tmyle yer yaamna uyum sa-lam olmakla beraber, bu anatomik oluumu ok uzak gemiten miras olarak devralmtr. Ancak, biz insanlar-da, dier primatlardakinin aksine hareket sistemindeki ilevinden tmyle kurtulan el, greli olarak daha narin bir yap kazanmtr. Aa yaamn srdren primatlarda tutma ilevinde arlkl rol bulunan elin drt parma insanda ksalm, buna karm baparmak grece nem kazanmtr.

    Resim 3. Orcmguicm ve yavrusu.

  • 36 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    Kprckkemii tm primatlarda var olup ilevsel du-rumdadr. Bu kemik, kol ve krek kemiiyle eklemlemek suretiyle hareketli ve esnek bir omuz kemeri meydana ge-tirir. Bu anatomik yapy biz dier primatlarla paylarz. Primatlar dnda hibir memelide omuz olumamtr. Aalarda daldan dala hareket eden, bunu tm hayat bo-yunca srdren primatlar iin hareketli bir omuz kemeri yaamsal bir kazantr. nsan omurgasna yandan bakld-nda, bel blgesinde, dik durma ve yrme alkanlnn bir biyomekanik sonucu olarak, ibkey bir kavis gze arpar. Bu kavis dier primatlarda bulunmaz. nsann kal-a kemikleri, dik durma ve yrme esnasnda vcudun tm ykn zerinde tamann bir gerei olarak yanlara doru adeta bir yelpaze gibi almtr. Bylece, kala ke-meri hizasnda oluan bu geni alan insann dik durma ve yrme konumunda hareketini ve dengesini salayan tm kaslara tutunma olana verir. nsanda kalann bu greli genilii bel ad verilen oluumun da kendiliinden ortaya kmasn salamtr.

    Primat merdiveninde kk primatlardan iri primatlara doru ktka vcuttaki kl sistemi younluunda azalma gzlenir; insanda ise en aza iner. Hatta bu yzden insana plak maymun diyen aratrclar bile vardr. Ne var ki yle sanld kadar da rlplak saylmayz. Nitekim ba (sa, ka), yz (byk, sakal), koltuk alt, gs ve cin-sel organlarn etrafnda hl youn miktarda kl rtsne sahibiz. Bamzdaki sa kl says asndan empanze-den daha kll saylrz. yle ki bizde lcnrye den kl says 300 iken, empanzede lSO'dir. Buna karn, vcut kl younluu sz konusu olduunda durum tam tersidir. rnein srt blgesinde empanzede 1 cm2 ye 100, gorilde 1'40 kl derken, insanda srt blgesindeki kl rts yok denecek kadar azalmtr. Dii empanzede ya ilerledike beden kllar dklmeye balar. Salar ise daha hzla d-klerek ba adeta kelleir.

    Primatlarda gs dzeyinde bir ift meme bulunur. Ayn zellik bir primat olan insanda da mevcuttur. Baz prosimiyenlerde iki yerine meme vardr. ri primat-

  • NSAN BR PRMATTIR 37

    larda memeler tpk insandaki gibi gste kolayca fark edilecek kadar belirgindir. Primatlar, beslenme asndan ne otul (herbivor), ne de etil (karnivor) gruba girer. Bu durumda her eyi yiyebilen bir beslenme tipiyle karmza kmaktadrlar; bu ekilde beslenen insan da dahil tm primatlara (hepil) omnivor adn veriyoruz. Her eyi yeme zellii primatlarn di sistemine de yansmtr. tc dilerin ineme yzeylerindeki kabartlar salt et ya da otla beslenen dier memelilerinkinden daha farkl bir yapya sahiptir. Diler, bir primat takmnn kendi iin-de de farkllklar gsterir. nsanda, kadn ve erkekte diler biim ve hacim ynnden byk benzerlik gstermesine ramen, baz primatlarda zellikle kpekdii asndan bu farkllk arpc boyuttadr. rnein erkek babunda (Eski Dnya primat) kpekdii bir yrtc hayvannki kadar iri ve paralaycdr. Aslnda, bu zellik erkek babuna ayr bir g katar. evresine bu dileriyle korku salar, iri k-pekdii zellikle yer yaamna uyum salam kalabalk srler halinde dolaan Eski Dnya primatlarnda beslen-menin tesinde, sosyal statnn korunmasnda da nemli bir rol oynar.

    Primatlarda beyin, dier memelilerinkinden greli ola-rak daha iridir. Bilindii gibi beyin, genel vcut iriliiyle orantl olarak dikkate alnmaktadr. Primatlar arasnda da oransal olarak en iri beyne sahip olan insandr. nsanm beyni dier primatlarmkiyie karlatrlamayacak kadar gelimi ve karmak bir yapdadr. Beyin hacmi, insan sz konusu olduunda, kadnda ortalama 1330 cm3, er-kekte 1446 cm3 iken, dii empanzede 350 cm3, erkeinde ise 381 cm3 tr. ok iri gvdeli bir primat olan erkek go-rilde 535 cm3, diisinde ise 443 cm3'lk bir beyin hacmi mevcuttur. Yz ve beyin arasndaki oransal iliki de in-san ve dier primatlar arasnda farkllk gsterir. rnein iri primatlarda greli olarak kk bir beyin ve iri bir yze karn insan, kk bir yz ve iri bir beyinle tanmlanr, insan beyni 6 yalarna doru erikinlikte ulaaca hac-

    8) Schultz, A., 1972; Les Primates, Bordas, Fransa.

  • 38 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    min yzde 90'na ulam saylr. Erikin insanda beyin tm vcut arlnn 1/49'una eittir.(9)

    nsanda n diler byk lde sindirim faaliyetleriyle snrl kald halde, dier primatlarda besinlerin elde edil-mesinde ellerin yan sra n diler de devreye girer. Azda-ki di says nc zamann arkaik memelilerinde 44 idi. Memelilerin deiik kollan farkl evrim izgileri izleyerek, farkl uyumsal zellikler ve anatomik rntler edinirken, balangta varolan di saysnda da giderek nemli azal-malar oldu. Primat takm iinde kaldmzda, rnein Yeni Dnya primatlarnda 36 olan di says, Eski Dnya primatlarnda, iri primatlarda ve insanda kk azdan birinin kaybolmasyla 32 olarak karmza kmaktadr. Bu durumda her yarm enedeki di forml iki kesici, bir k-pekdii, iki kk az, byk az eklinde gsterilebilir. 32 di insann atalarnda olduu gibi bugnk temsilcile-rinde de grlr. Bu di says insan ailesinin tarihinde 5-6 milyon yldan bu yana hep ayn kalmtr.

    Primatlarda elin ilevi ok ynldr; beslenirken, aalarda hareket ederken veya etrafndaki nesneleri tanmaya alrken primatlar hep ellerini kullanr. El bilek kemiklerindeki eklemleme tarz, insan da dahil tm primatlarn ellerine olaanst hareketlilik kazan-drmtr. Aa yaamna uyum salayan primatlarn kollar bacaklarna oranla uzundur. Goril ve empanze-nin el parmaklarnn i yzeyindeki kaslar grece ksa olduundan, bu iri primatlar hibir zaman bizler gibi parmaklarn gergin hale getiremez. Srekli bklm halde tutarlar. Yerde yrrken de el ayalarna deil, parmaklarnn d tarafna basarak hareket ederler. em-panzeler ara sra dorulup iki ayak zerinde durabilir, hatta bu ekilde birka adm da atabilirler. Dokuzuncu aya doru empanze yavrusu hibir yere dayanmakszn ayakta durabilir. Oysa, ayn pozisyonu insan yavrusu an-cak 12. aya doru gerekletirebilir. empanzeler her ne kadar doal ortamlarnda iki elleriyle besinlerini tar-

    9) Age.

  • NSAN BR PRMATTIR 39

    ken ya da kendilerini savunurken, iki ayaklar zerinde olsalar da, bu pozisyonu uzun sre koruyamazlar. Bizler gibi adm atarak yryemezler. Her eyden nce, bizden farkl olan denge eksenlerini koruyabilmek iin devaml koarak yer deitirmek zorundadrlar. Dik durma, adm atarak yrme ve bacaklar diz hizasnda gergin halde tutma zellikleri insan dnda hibir primatta yoktur. Tm bunlar insana zg hareket ve duru biimleridir. Dik duran insanda vcudun arl sadece kala kemik-leri zerine biner. nsan omurgas dik durua ve bu ko-numda dengenin salanmasna yardmc olacak tarzda birtakm bklmeler kazanmtr. Biz insanlarda omur-lar boyun blgesinden itibaren aaya indike irileir, vcut arln byk lde yklenen bel blgesinde ise gl bir yap kazanr, grece en byk irilie ular. Tm bu rneklerden de kolayca anlalaca gibi, insan-lama sreci iinde belirli bir aamadan itibaren kazan-lan bu deiik hareket rts, zamanla insann tm anatomisine yansm, nemli deimelere yol amtr. Hareket sistemiyle balantl olarak, ayamz da giderek bir yandan uzunlamasna, dier yandan enlemesine iki temel kavis kazanmtr.

    Anne karnnda balangta insan ve iri primat ceninleri birbirlerine ok benzer. Hepsinde de ba oransal olarak iridir; gvde hacimli, kol ve bacaklar ksa, el ve ayaklar geni, kulaklar ise ksadr. Doum sonrasnda da bu ben-zerlik bir lde devam ederrrneinbyme ve gelime-evrelerinin greli uzunluklar dikkate alnrsa, empanze ve insann birbirlerine ok benzeyen tablolar ortaya koy-duklar grlr. Gerekten de empanzede ocukluk ev-resi toplam mrn yzde 7,5'ini, insanda ise yzde 8'ini

    Primatlarda sosyal yaam nasldr?

  • 40 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    oluturur. Geni anlamda dnecek olursak insann da dahil olduu goril, empanze ve Eski Dnya primatlarn-da doum sonras byme-gelime evresi belli bal drt aamadan oluur; bu aamalarn her biri insanda daha uzundur. Doum sonras byme-gelime evreleri srekli di sisteminde byk aznn srmesiyle rtrler. r-nein ilk byk aznn k erken ocukluun sonuna iaret eder. Erken ocukluk dnemi (0-6 ya aras) an-neye bamlln en fazla olduu sredir. ocuk bu sre zarfnda anneden nadiren ayrlr. Emzirme sresi de bu dneme dahildir. kinci byk aznn azda grlmesi ise (12 ya) ikinci ocukluk evresinin sonu ile rtr. kinci byk az ile birlikte bulu (puberte) ana adm atlr. Nihayet akl dii diye adlandrlan nc byk aznn azda grlmesi (17-18 ya) erikinliin balang-c ve bymenin tamamlanmasna tekabl eder. Bu b-yk az diinin srmesiyle simgelenen temel byme evresi genelde btn primatlarda ayn olsa da, bunlarn sreleri bir primattan dierine deiir. Nitekim insanda, byme ve gelime yaklak 18-20 yama kadar devam eder. Oysa, empanze ve gorilde ayn olay aa yukar 10 yalarnda biter. empanze ilk byk azsn 3 yalarnda karr. nsanda ise bu 6 yatr. empanzede ikinci byk az 6,5 yanda kar. Oysa, insanda bu diin srmesi l -li yalarnda olur. nc byk az ya da akl dii em-panzede 11 yalarnda srer. Bizde ise yaklak 18 yaa dorudur.00)

    iri primatlarn dnyaya getirdikleri bebekler iri csse-leriyle hi de orantl deildir. rnein 70 kg arlndaki bir dii gorilin yavrusu doduunda 1,82 kg dr. Dii bir orangutan 1,4-1,6 kg arlnda bir yavru dnyaya geti-rir. Oysa insann ancak prematre olan bebei bu ar-lktadr; yeni domu insan yavrusu ortalama 3,2 kg'dr. insan yavrusu deri altnda nemli miktarda ya dokusu

    10) Dahlberg, 1971; Dniai Morphology and Evolution, The University of Chicago. Picq, P., 1999; Les origines de l'homme, Tallandier, Historia, Paris.

  • NSAN BR PRMATTIR 41

    ile doar. Dier primatlarda bu ya dokusu bizdeki kadar gelimi olmad iin, bu nemli kilo fark meydana gel-mektedir.

    Primatlar doal ortamlarnda ne kadar yaar? unu hemen belirtmek gerekir ki, primat takm iinde kk primatlardan iri primatlara doru ktka ortalama mr de artar. rnein bir empanze aa yukar 40 yalarna kadar, bir jibon 30 yama kadar yaayabilir. Bir empanze ok zel koullarda 50 yama kadar mrn srdrebi-lir. insanda ortalama mrn gnmzde (zellikle geli-mi lkelerde) 80'lere ulat dnlrse, insanla dier primatlar arasnda bu adan derin bir uurumun olduu grlr.

    Dii primatlar yln 12 ay yumurta olgunlatm. (u) Bir dii primatn cinsel dngsnde rten sre vardr. Bunlar srasyla yumurtlama, ayba hali ve iftlemeye uygun olma dnemidir. ou primat yumurtlama evre-sinde cinsel ilikiye de hazrdr. Oysa dier memelilerde yumurtlama ve iftlemeye hazr olma arasnda ok uzun bir zaman aral vardr. Yaamnn byk bir blmn-de normal bir dii primat, insan da dahil olmak zere, ya hamiledir ya da ocuk bakar. ri primatlar arasnda cinsel olgunlua erime ya asndan baz farkllklar vardr. rnein dii empanze doal ortamda 7-8 yalarna do-ru, erkek ise 9-10 yalarna doru cinsel olgunlua eriir. Bu fizyolojik deime dii gorilde 7 yama, erkek gorilde 10 yama doru gerekleir. empanzeler insan yavrusu-na gre olduka ge yalarda (5 yama doru) stten ke-silir. Bu zaman iinde anne empanze tekrar hamile kalr, ki doum aras ortalama 5,5-6 yl srer. te yandan 25-30 yllk dourganlk dnemini dikkate alrsak, empan-zenin hayat boyunca ancak 5-6 yavru sahibi olabilecei dnlr. Dii goril her ylda bir yavru dourur, iri primatlar lnceye kadar dourmaya devam ederler. r-nein genelde 45 yana kadar mr olan dii empan-ze lnceye kadar da dourganln srdrr. Bir baka

    11) Schultz, 1972; Rosen, 1974.

  • 42 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    deyile, empanze menopoza girdii yalarda bir bakma mr de sona erer. Oysa, insan diisinde menopozla be-raber mr bitmiyor. Nitekim aa yukan 45 yalarn-da menopoza girip dourganl hemen hemen sonlanan kadm daha uzunca bir sre yaamaya devam ediyor. Ne ilgintir ki, ortalama insan mr ba dndrc bir hzla uzamaya devam ederken, dourganlk sresinde ya da bir baka deyile menopoza girme yanda kayda deer bir deime olmad. Ortalama mr asndan iri primatlar ve insan arasmda bu denli uurum bulunmasna karm, me-nopoz yann hemen hemen ayn kalmas ok ilgintir. Bilindii gibi menopoz, kadnda yumurtalklarn hormo-nal ilevlerini durdurmasdr. Bu aslnda doal, fizyolojik bir olaydr. Menopoz dnemine kadar kadnn salglad stradiyol ve progesteron hormonlar onu aa yukar 45 yl boyunca kemik erimesi (osteoporoz), kalp-damar hastalklar ve meme kanserine yakalanma riskinden uzak tutmaktadr. Son yllarda menopozu geciktirmek ya da menopoza girmi kadnlarda ortaya kan rahatszlklar tedavi etmek iin kullanlan strojen ve progestatif hor-monlarn ise zellikle meme kanserine yol at Fransa ve ABD'de yaplan aratrmalarla ortaya kondu. Grld- gibi, menopoza girme ya kadnn dii empanze ile paylat ortak bir primat zelliidir.

    Aile ilikileri asndan insan ve dier primatlar arasn-da her ne kadar baz ufak benzerlikler bulunsa da, yine de birok ynden derin farkllklar vardr. nsanlar genel-de ocuklaryla ve eleriyle yaam boyu yle ya da byle balarn korur. Oysa, dier primatlarda bu kesinlikle sz konusu deildir. nsanda bu balarn varln srdren evlilik ve akrabalk sistemleri insan ve dier primatlar arasndaki temel ve nemli ayrmdr. nsanlar bu adan hibir primatla karlatrlamaz. Hayat boyu sren kar-koca ilikisi, anne-baba-yavru geni insan dndaki pri-matlarda bizdeki gibi deildir.

    Babun ve makak primatlarnda gl ve egemen erkek-lerden oluan bir idareci snf bulunur. Bu snfn yeleri, aralarnda sk bir dayanma gsterir. Bu egemen snf,

  • NSAN BR PRMATTIR 43

    sr iinde dzeni salar, bar korur. Bu snf ayn za-manda soylulardan oluur; nk idareci snfa kabul edi-lebilmek iin belirli bir soydan gelmek koulu vardr. Do-laysyla, bu bir bakma kaltsal bir imtiyazdr. Bu idareci egemen snfn da stnde, tm srnn tek sz sahibi bir erkek lideri, efi vardr. ef, gl erkek babunlar arasnda en gz pek, en iri, hrn ve kavgac olandr. Tm dier erkek babunlar ondan ekinir ve aralarnda daima belirli bir mesafe brakrlar. Liderlik tahtna oturmak iin erkek babunlar arasnda bazen ldresiye kavgalar olur. Zaten hibir ef kendiliinden liderlii brakmaz. Grup efi s-rdeki en ekici diilerle beraber olma hakkna sahiptir. Dier erkek primatlar buna ses karmaz. ef, bir dii ba-bmla beraber olduu srece, ayn diiye baka hibir er-kek babun yaklama cesaretini gsteremez. Lider eer bir erkek babundan holanmyorsa, onu srden atmak iin her areye bavurur, ilk bakta byle bir otoriter sistem primat dnyasnda tuhaf karlasa da, srnn selameti asndan bu merkezi hiyerarik yap ok nemlidir. Sr-nn nerede konaklayacana, ne tarafa doru g edecei-ne lider karar verir. Leopar, aslan gibi tehlikeli hayvanlara kar babun erkekleri hamile babunlar, diileri ve yavru-lar ortalarna alr ve bir tr gvenlik emberi olutururlar. Bu ii esas rgtleyen de o andaki liderdir. Eski Dnya primatlarnda harem hayatnn olduu gruplar vardr. Er-kek, birok dii primatla beraber yaar. Harem hayat bu primatlar iin temel bir sosyal sistemdir. Eski Dnya pri-matlarnda sr iinde erkeklerin belirli statleri vardr. Diiler de kendi aralarnda bir hiyerarik sisteme sahiptir. Yalnz, herhangi bir dii doum yaparsa, grup iinde anne olarak ayrcalkl bir konuma gelir. Bundan byle vakti-ni tmyle bebeine ayrr, sosyal yaamdan elini ayan eker. Babunlar ok kapal gruplardr. Yaadklar blgeye birbakababunungirmesineaslaizinvermezler.Herba-bun srsnn bir yaamsal alam vardr.

    Babunlarm bu hogrsz tutumlarna karm, em-panzeler son derece ak gruplar oluturur; gruba srekli katlan, ayrlan olur. Ayrca, bunlarn savunduklar yle

  • 44 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    yaamsal bir alanlar yoktur. Goril ve orangutann da sabit yaam alanlar yoktur. Onlar da srekli yer deitirirler.

    empanzelerde genelde hogr yaygndr. Aralarnda ok scak ilikiler kurarlar. Doal ortamlarnda bu iri pri-matlar birbirlerine zarar vermemeye ar zen gsterir-ler. Babunlarda olduu gibi birbirlerine stnlk kurma alkanlklar yoktur, iki empanze birbirlerine krgmsa, barmak iin bize olduka yabanc gelen bir yola bavu-rurlar; biri dierinin cinsel organ blgesine dokunur, ba-ndaki veya gvdesindeki parazitleri ayklar.

    empanze, iri primatlar arasnda en iyi bilinen, bize en irin grnen hayvandr. Onlar hayvanat bahelerinde izleme frsat buluruz oysa doal yaamlannda bilmedii-miz birok davran rntleri sergilerler. zellikle yavru empanzelerin taklit yetenekleri, zihinsel performanslar ve evredeki insanlarla olan diyaloglar ayn yataki bir in-san yavrusununkinden daha ileri dzeydedir. Duygular-n, mimik ve jestlerle dile getiren tek primat empanzedir. Bize ok tuhaf gelse de empanzeler, ormanda karla-tklarnda birbirleriyle selamlar, kar karya geldikle-rinde sanlp pr, hatta birbirlerine fiske bile vururlar. Goodall(U) adl aratrcnn 50 empanzeden oluan bir koloniyi doal ortamlar olan ormanda bkp usanmadan yllarca izlemesi, hatta aralarna katlarak onlardan birisi gibi yaamas sayesinde bu ilgin primatlar hakkndaki bilgilerimiz ok zenginleti.

    Orta ve Bat Afrika'nn ormanlk ve dalk alanlarnda yaayan gorillere gelince, empanzelerin aksine yalnzl severler. ok yumuak huylu, sessiz, ekingen ve ie ka-panktrlar. Goriller, ormanda insanla karlanca ona ok duyarsz kalrlar. Primat dnyasnn bu iki ayakl yarat-na kar pek sempati duymazlar. Bir gorilin dostluunu ka-zanmak iin her eyden nce ok sabrl olmak ve bir goril gibi davranmak gerekir. Onun gibi ses karmak, onun gibi

    12) Goodall, J., 1965; "Chimpanzees of the Gombe Stream Reserve", In Pri-mate Behavior, Edited by I. De Vore, New York: Molt, Rinehart Wins-ton, 425-473.

  • NSAN BR PRMATTIR 45

    yaprak inemek dostlua giden ilk kapy aabilir. Goril-ler sinirlendiklerinde, tahrik edildiklerinde kopardklar yapraklan havaya atar, gslerini yumruklar ve bu arada grltl sesler karrlar. zellikle erkee zg olan bu davran, dii ve yavrular iin de bir bakma uyar niteliin-dedir. Onlarm aalar arasnda gzden kaybolup gitmele-rine frsat salar. empanzelerin en yakm akrabas saylan gorilleri Dian Fossey adl bir kadm aratrmac sayesinde daha iyi tamdk. Yaklak 15 yl boyunca Ruanda'nm da-lk yrelerinde gorillerin arasnda, onlardan biriymi gibi yaamay baaran Fossey ok ilgin gzlemlerde bulundu. Goriller gibi parmaklarnn dma basarak yrd. Yabani bitkileri aznda inedi. Tpk onlar gibi aaca yuva ya-pp geceyi geirdi ya da gsn yumruklayarak onlarn davranlarna ortak oldu. Gorillerin birbirlerine baktkla-rm, yardm ettiklerini, yavrularm ok iyi koruduklarn ve son derece sevecen primatlar olduklarm yine bu sabrl aratrmacnn gzlemlerinden anlyoruz. Saylar giderek azalan goriller iin verdii mcadele yerel yetkililerin baz karlarna ters dt iin, ne yazk ki ormanda yalnz yaayan Fossey'i, bir gece, uykusunda iken 1985 ylnda ldrdler. Bilim dnyas deerli bir aratrmacy, da go-rilleri ise yakn dostlarm kaybetti.

    Goriller kendi dnyalarnda ok uyumlu bir tablo ser-giler. Yavru gorillerin yaam olduka hareketlidir. Goril-ler zellikle 6 yama kadar bu hareketlilii korur. Kendi aralarnda eitli oyunlar oynar, birbirleriyle srekli a-kalarlar. Oynama, aslnda hemcinsinin kapasitesini ve yeteneklerini snama, onu tanma asndan nemlidir. Sadece kz ve erkek ocuklarla yeenlerin kendi aralarn-da oynamalarna izin verilir. Bulu ama, daha dorusu 10-11 yalarna gelen goriller zaman zaman arka arkaya sralanp adeta vagonlar gibi dolarlar.(13) Bu oyunlar bi-zim lokomotif dansn hatrlatr. Erikin hale gelen goril ise o eski hareket ve canlln kaybeder, arlar ve dur-

    13) Howeil. F. C., 1969; L'homme prhistorique, Collections Time-Life, Le Monde, Vivant.

  • 46 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    guniar. Yavru goriller anneleriyle beraber olduklarnda, tpk dier iri primatlardaki gibi, devaml onu izler ve taklit yoluyla annelerinden birok eyi renirler. Primat dnyasnn en iri csseli bu canlsn biz hep ask surat-l, atk kal ve etrafna korku salan davranlara sahip olarak biliriz. Oysa goriller, doal ortamlarnda tam ak-sine yumuak huylu, zararsz ve sessiz hayvanlardr. Bat Afrika'nn ormanlk blgelerinde kendi hallerinde sakin biimde yaayan, tehdit edilmedikleri srece kimseye zararlar dokunmayan gorilleri inceleyen Goodall, onla-ra derin bir sevgi ba ile balanm ve dostluklarn ka-zanmtr. Her goril srsnde srt gm renkli kllarla kapl bir yal erkek vardr. Srt kllar aarm olan goril, srnn en sayg deer bireyi olup dier gen erkeklere gre srnn diilerine sahip olma ncelii tar.

    Gneydou Asya'da, Endonezya'ya ait Borneo ve Su-matra Adalar'nda yaayan orangutan, tpk goril gibi, yal-nzl seven bir primattr. Sessiz, iine kapal melankolik bir yaps vardr. Halbuki, yavru iken, tpk goril yavrular gibi ok hareketli ve neelidirler. Yalar ilerledike dur-gunlar, kendilerini yalnzla iterler. Dii orangutanlar erkeklere oranla biraz daha sosyaldir. Gl bir sosyal ba, yalnz diiler ve ocuklar arasnda mevcuttur. Tm yavru primatlar salkl bir ruhsal yap kazanabilmek iin akranlaryla bir arada yaamak durumundadr. Gruptan ayr yaayan primat yavrusunun, akranlar arasna girdi-inde yeni ortamna adapte olamayp, asosyal bir davran iine girdii gzlenmitir. Ayn gzlem, bir bakma insan iin de geerlidir.

    Kalabalk gruplar halinde yaayan, aralarnda belirli sosyal ilikiler kuran babunlarm akrabalk ilikileri h-sm akraba kayrclna kadar gider. Kenya'nn savanlk alanlarnda yaayan papio trnden babunlar zerinde yaplan gzlemler onlarn bugne kadar bilinmeyen aile ilikilerini aa kard; erkek babunlar kendi yavrular-na zel ilgi gstermekte, korumakta, parazitlerini aykla-makta, kkler arasnda kan kavgalarda hemen yav-rularn alp gvenli bir tarafa gtrmektedirler, Hsm,

  • NSAN BR PRMATTIR 47-

    akraba kayrcl babunlar arasnda yerlemi bir kural haline gelmitir.

    Afrika, iklim yaps gerei her tr parazitin kolayca reyebilece bir smaktr. Dolaysyla primatlarda sk-a rastlanan parazit ayklama temelde hijyenik amaca yneliktir. Bunun dnda, parazit ayklama davran bireylerin bir araya gelmesi iin de bir gereke olur. Bu sayede primatlar birbirlerine dokunur, balarnda, karm ksmlarnda ya da anslerinde dakikalarca parazit ayk-larlar. O halde, bu davran rnts sadece temiz kal-maya deil, ayn zamanda sosyal ilikileri pekitirmeye de olanak salar. Paraziti ayklanan primat bundan zel bir zevk alr ve rahatlar. Bu ii stlenen ounlukla diilerdir. Parazit ayklama bireyler aras yaknlamann nemli bir yoludur.4) Primatlardaki parazit ayklamann belirli bir kural vardr; rnein Eski Dnya primatlarnda daima aa statye mensup olanlar bir st statdekilerin parazi-tini ayklar. Doal ortamda empanzelerin arka arkaya di-zilip l gruplar halinde birbirlerinin parazitlerini ayk-ladklar gzlenmitir. Japonya'nn kuzeyinde yaayan kar primatlarnda erkek diinin parazitini ayklarken, ayn zamanda onunla cinsel ilikiye de girer. Parazit ayklama bir bakma erkein diiye kur yapma eklidir.

    Gneydou Asya'da Borneo ve Sumatra'da sk ormanlk alanlarda yaayan jibonlarm sosyal yaamlar da olduka dikkat ekicidir. Bir jibon, cinsel olgunlua erdiinde ai-leden uzaklatrlr. Gruptan ayrlan eer erkek ise, yine ayn gerekeyle dlanan bir baka grubun yesi dii ile hayatn birletirir, onunla yeni bir yuva kurar.

    Primatlarda lm olgusu pek bir anlam ifade etmez. Her ne kadar len yavrusunu 4 gn boyunca yannda ta-yan empanzelere rastlanmsa da, hibir primat lm insanda olduu gibi alglayamaz ve insandakine benzer tepkiler gstermez. lsnn ardndan at yakan, ona zlen, trenler dzenleyen ve gmen sadece insandr. Bu bakmdan insan dier tm primatlar dnyasnda tek-

    14) Schultz, 1972.

  • 48 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    tir. Primatlarda, annenin yavrusuna olan ilgisi yavrunun hareketlerine, canllna endekslidir. Bir primat, len yavrusunu balangta biraz yalar, temizler ve giderek de ilgisini tmyle keser. Sonuta, herhangi bir tepki alma-d iin len yavrusunu btnyle terk edip uzaklar.

    Primatlarda ocukluk evresi dier memelilere oranla uzun olduu iin, anne-yavrt ilikisi daha skdr.(15) Yav-ruyu emzirme sresi uzun olup, st dileri ktktan sonra da bu ilem devam eder. Anne-yavru ilikisi eitli primat-larda farkllk gsterir. Afrika'nn dou ve gneyinde ya-ayan babunlarda, ilk aylarda anne ve yavru arasnda ok sk iliki vardr. Bu aylarda yavru, annenin adeta ayrlmaz bir paras olup, onun koruyucu emsiyesi altnda bulu-nur. Yeni doan babun, bir sre annesinin karnnn altn-daki tylere tutunarak yaamm srdrr. Beinci aydan itibaren de onun srtnda seyahat eder. 2-3 yalarna geldi-inde, yavru babunlar iin anne yeterli olmamaya balar; bu dnemden sonra kkler kendi aralarnda oynamaya koyulur. Saa sola kouturur, kovalamaca oynarlar. Bu davranlar onlarn sosyal ynlerini gelitirir, ruhsal yn-den olgunlamalarn salar. Anne ve yavru arasnda ku-rulan ba o denli gldr ki, stten kesme srasnda yav-ru adeta depresyona girer, kendini terk edilmi hisseder. Anneyi bir trl brakmak istemez. Babunlar sk sk kavga etmeleriyle tannr. Ancak, yavru babunlar bu kavgalarn dnda tutarlar. Dii babunlar herhangi bir zarar gelme-sin diye yavrularn, kavga ederken kucaklarnda sk sk tutar, asla yere brakmazlar. Deyim yerindeyse yavrular-nn zerlerine titrerler. Primatlar dnyasnda, her zaman anne, ocuun bakcln stlenmez. Nitekim marmoset ve bayku yzl Yeni Dnya primatlarnda yavruya do-duu andan itibaren baba bakar.

    ri primatlarda, anne-yavru ba bir primattan dierine baz deiiklikler gsterir. rnein anne goril, yavrusu ile adeta btnleir, onu yanndan hi ayrmaz. Yavru aylk olduunda, annenin srtnda dolaacak duruma ge-

    15) Buettner-Janusch J . , 1966; Schultz, 1972.

  • NSAN BR PRMATTIR 49-

    lir. Bebek goril zamannn byk bir blmn annenin srtnda geirir, orada yer ier, hatta orada uyur; 6-7 aylk olduunda, yavru goril stten kesilir. Anne style bes-lendikleri srece goril, empanze ve orangutan yavrular annelerinin verdii yiyecekler dnda hibir ey yemezler. Bylece, igdsel olarak, zararl saylabilecek yiyecekle-re kar da kendilerini gvence akma alm olurlar.

    i primatlarda erkek, dii kadar yavruya yakn deildir. rnein erkek orangutan, yavru doduktan sonra anneyi ve bebei yalnz brakarak aileden ayrlr. Dii orangutan ise, erkein bu ilgisizliine karn, bebekle devaml birlikte olur; hatta yavrusu 3 yama gelinceye kadar hibir erkekle cinsel ilikiye girmez. Anne, baba ve ocuklardan oluan ekirdek aile yaps sadece insanda deil, ayn zamanda Endonezya'nn baz takmadalarnda yaayan jibonda da grlr. Tekelilik bu iri primatlarda olduka sk rastlanan bir zelliktir. Bir goril ailesi genellikle bir yal erkek, gen erkek goriller, erikin diiler ve kklerden oluur. Goril ailesi doal ortamlarnda ok mutlu bir aile tablosu izer. empanzeler, yakm akrabalarn dier hemcinslerinden ayrt edebilir. Kardeler birbirlerini hatrlar. Aile balar hibir primatta bu kadar gelimi deildir. Ama insandaki-ne benzer aile yaps hibir iri primatta grlmez.

    Primatlar, ar s deiikliklerine ok duyarldr. r-nein gnein yakc scakl altnda daima glge bir yer ararlar. Ismm +40 C'ye ulamas durumunda makaklar bilinlerini yitirir, hatta lrler. Primatlarn soua kar- da direnleri fazla deildir. nsan dndaki primatlar-da deri alt ya dokusu yok denecek kadar az gelimi-tir. Halbuki insanda, deri alt ya dokusu anne karnnda olumaya balar. Primatlarn ilk grldkleri paleosen (nc zamann ilk dilimi) dneminden balayarak ya~ sadklar evrimsel srecin genelde tropik iklim kuan-da .gerekletiini dnecekolursak^deri altndaki ya tabakasnn ok fakir oluu bu tr ekolojik ortama bir lde fizyolojik uyum olarak dnlebilir.(16) Aslnda

    14) Schultz, 1972.

  • 50 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    bu ekocorafya kural insan iin de geerlidir. Nitekim, Afrika'da ayn iklim koullarnda yaayan siyah derilile-rin, kutuplardaki Eskimolara oranla derilerinin altnda daha az ya dokusu bulunur.

    Primatlarn beslenme alkanlklar Primatlar, dier tm memeliler gibi, byme ve ge-

    limeleri, dokularnn yenilenmesi iin proteine, enerji ihtiyacn karlamak iin ya ve karbonhidrata, ayrca eitli eser elementlere ve vitaminlere gereksinme duyar. Primat dnyasndaki biyolojik eitlilik onlarn beslen-me alkanlklarnda da gzlenebilir. Her primatn ken-dine gre bir beslenme stratejisi bulunur. rnein Yeni Dnya primatlar nadiren aalardan iner; susadklarn-da meyve yer ya da aa yapraklarnn zerinde biriken yamur damlalarn yalarlar. Hindistan'da yaayan Eski Dnya primatlar ise su gereksinmelerini yapraklar yi-yerek karlar. Ayn ekilde gorillerin de hi su ime-dikleri sylenir. Suyu meyve ve yapraklardan salarlar. Primat dnyasnda su ime alkanlna sahip tek varlk insandr.

    Primatlar uyandklar andan yatmcaya kadar srekli beslenir. Onlarda, insanlardaki gibi belirli nler sz konusu deildir. rnein goriller, iri csselerini doyu-rabilmek iin ok miktarda yiyecee gereksinim duyar; gnde alt-sekiz saat durmadan, yorulmadan yiyecek peinde koarlar. empanzelerin beslenme alkanlklar Goodall tarafndan doal ortamda ayrntl biimde iz-lenmitir. Genellikle empanzelerin meyve arlkl bir diyete sahip olduklar bilinir. Oysa, bu iri primatlarn hi de azmsanamayacak lde her gn et yedikleri, stelik bu gereksinmelerini de avlayarak karladklar ortaya konmutur. empanzelerin ki-be bireyden olu-an gruplar halinde avland grlmtr. Yalnz erkek empanzeler ava katlr. Gerekten de et, tpk insanlarda olduu gibi empanze diyetinin bir parasn oluturur. Primat dnyasnda sadece insann ve empanzenin d-zenli biimde avland ve et yedii bilinir. Ancak, em-

  • NSAN BR PRMATTIR 51

    panzelerin bu tr avlanma alkanln hibir zaman insannki ile kartrmamalyz. Zira empanzelerin bu amala gelitirdikleri av aletleri yoktur. stelik evrele-rindeki hemcinslerine retecekleri av teknikleri de sz konusu deildir. Avlanmalar, retme ve bilgilendirme eklinde deil, taklit yoluyla gerekleir. Primatologla-rm yaptklar gzlemlere baklrsa, erkek empanze l-drd bir hayvann etini sadece yaknlaryla paylar. Erkek empanze et iin evresini saran her diiye pay vermez. Bir dii empanzenin bu ayrcalktan yararlana-bilmesi iin ncelikle fizyolojik adan iftleme dne-minde bulunmas ve av eti datan erkekle beraber ol-mas gerekir. Bunun karlnda da dl olarak avdan nasibini alm olur.

    Doal ortamlarnda primatlar evrelerinde bulunan ta paralar, aa dallan gibi nesneleri belirli amalar (avlan-ma, savunma vb.) dorultusunda kullanabilir. zellikle besin gereksinimini karlamak iin, ince aa dallarm yapraklarndan syrarak kullanan empanzenin bu davra-nm da pek yle abartmamak gerekir.(17) empanzelerin bir alet retim teknolojileri yoktur. Dier bir anlatmla, tasarm kavramndan yoksundurlar. Alet olarak kullan-dklar nesneler, hemen orada varolan ve ihtiya duyul-duu anda basit biimde hazrlanan, ii bittikten sonra da bir kenara atlan aa dallardr. empanzeler bazen bu ubuklar, dileriyle krdklar uzun hayvan kemiklerinin iinden ilik karmak amacyla da kullanr.(18) Bir yass tam zerine koyduklar ceviz tr sert kabuklu yemii baka bir ta kullanarak krdklar da bilinir. empanze-ler aa dallarm, el ya da azlaryla yapraklarndan s-yrdktan sonra termit (beyaz karnca) yuvalarna sokarak termit yakalar. Bu tr ubuklar hazrlarken empanzeler, ayak baparmaklarn da en az el baparmaklar kadar be-ceriyle kullanr.

    17) Kortlandt, A., 1986; "The use of stone tools by wild-living chimpanzees and earliest hominids", Journal of Human Evolution, 15:77-1.32,

    18) Goodall, 1965.

  • 52 50 SORUDA NSANIN TARHNCES EVRM

    Primatlarn hastalklar Bilim dnyas bize genetik yaps ok yakn olan ku-

    zenlerimiz empanzelerin davran rntleri hakknda her geen gn yeni bilgiler kazandrmaktadr. rnein Uganda'da Kibale Park'nda yaamakta olan empanzele-rin doal ortamda baz bitkileri zellikle seerek yedikleri gzlemlenmitir. Bunlar arasnda Trichiia rubescens adl bir-aacn yapraklar stma (malarya) hastalna kar kullanlan iki molekl iermektedir. Aratrclar empan-zelerin dzenli olarak bu aacn yapraklarn inedikleri-ne tank olmutur.

    nsan dndaki primatlar da yaamlar boyunca eitli virs ve bakteri kkenli hastalklara yakalanr.(19) eitli parazitik hastalklar bu yakn akrabalarmz da etkiler. Gney Amerika'ya zg birok primat trnn bnyele-ri, bulac hastalklara kar olduka duyarldr; kapal ve havas temiz olmayan yerlerde uzun sre yaayamazlar. Malarya (ldrc stma), san humma, akcier enfeksi-yonu ve dizanteriye primatlarda da rastlanr. Adi nezle, insandan empanze ve gorile rahata geebilir. Ayrca si-nzit, romatizma, di r gibi rahatszlklar onlarda da grlr. Kalp-damar hastalklar birok primatta sap-tanmtr. Salksz beslenme ve stresli yaam bizleri ol-duu kadar dier primatlar da etkilemektedir. Primatlar, hayvanat bahelerinde, doal ortamda hi gzlenmeyen davran rntleri sergilerler. Cinsel sapknlklar, za-man zaman lmle sonulanan iddetli kavgalar, hatta yeni doan yavruyu ldrmeye kadar giden davran bo-zukluklar hayvanat bahelerinde grlr. Kafes arkas-na kapatlan bu yakn akrabalarmz adeta tannmaz hale gelmektedir. Primatlar genetik, fizyolojik ve psikolojik ynlerden insana dier memelilerden daha yakn olduk-lar iin, bilimsel aratrmalarda ok sk kullanlr. Onlar olmasayd belki de tp alannda birok keif yaplamaya-cakt. rnein Rh faktrnn ilk kez Macacus rhesus adl bir primatn kannda tespit edildiini biliyor muydunuz?

    19) Schultt, 1972.

  • NAN BR PRMATTIR 53

    Bu primatlar insana zellikle fizyolojik ynden benzedii iin, ou laboratuvar deneylerinde bilim adamlar bun-lar kullanmaktadr. rnein yalanma sreci ile, alman kalori miktar arasndaki ilikinin niteliini belirleyebil-mek zere Wisconsin niversitesi (ABD) tarafndan be yl sren bir aratrma gerekletirilmitir. Kalori almnn azalmasna paralel olarak yalanmann yavalayp yava-lamad bu aratrmann temel amacm oluturmutur. Aratrmaclar, izlenen bu tr bir beslenme rejimine bal olarak, yalanmann yavalad varsaymmdadr. Labora-tuvarda bu ama iin orta yal 30 Macacus rhesus kul-lanlm, bunlara aratrma sresince yzde 30 orannda daha az kalori ieren besinler verilmitir. Sonuta, bu hay-vanlarn dier karlatrma grubuna oranla daha zinde ve salkl olduklar gzlenmitir. Az kaloriyle beslenenlerin kanlarnda daha az ya ve enslin saptanmtr. Bu denek grubu, ayn zamanda, daha az oksijen tketmi ve bylece metabolizmalar yavalamtr. Daha aka ifade etmek gerekirse, yalanma sreleri yavalamtr.

    Biyomedikal aratrmalarda, genetik ynden bize ol-duka yakm bulunan empanzeler kullanlr. Gerekten de fizyolojik, biyokimyasal ve baklk sistemleriyle insana olan greli benzerliklerinden dolay tp dnyas, insana ilikin eitli hastalklarn tedavisinde a geli-tirirken empanzeleri denek olarak kullanr, insan iin nemli bir tehlike saylan hepatitis B virsne kar a gelitirirken empanze denek olarak kullanlr. te yan-dan ADS'e kar gelitirilen alar da empanzelerde de-nenmektedir. Her yl Avusturya, ABD ve Japonya'ya ok sayda empanze biyomedikal aratrmalar iin Afrika'dan gtrlp satlmaktadr. Bunu bir tr kle ticaretine ben-zetebiliriz.

    Yar-tropik ve tropik ormanlk alanlarda yaamlarm srdren primatlar gerek iklim deiiklikleri, gerekse in-san mdahalesinin sonucu bu yaam alanlarnn giderek yok olmasna paralel olarak sayca azalmtr. zellikle, Gney Amerika'nn Amazon yresinde yaayan primatlar insanlarn ciddi tehdidi altndadr. Afrika'da yaayan da

  • 54 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    gorillerinin bandaki tehlike ise daha byktr; avclar ldrdkleri gorillerin ellerini kesip kl tablas olarak, balarn ise koparp hatra eyas olarak turistlere satar. Afrika'da yeterli koruma nlemleri alnmazsa, empanze ve gorillerin ok yakn bir gelecekte yok olacaklarndan korkulmaktadr.

  • NSAN ALESNN BYOKLTREL EVRM 55

    3. Blm

    NSAN ALESNN BYOKLTREL EVRM

    Evrim nedir? Evrim sureci nasl isler?

    Evrim, baz evrelerde, sahip olduklar nyarglar ve kklemi inanlar zerinden evrimi deerlendirme-ye almalar nedeniyle, genellikle tepki uyandran bir kavram olarak alglanr. Oysa evrim denilen bu olgu biz canllarla her zaman var oldu. Ortama en iyi uyum sa-lama, dolaysyla hayatta kalma koulu sadece fiziksel gle aklanamaz; ayn zamanda bulunduu koullar kendi temel gereksinimleri iin en iyi biimde kullanan canllarn hayatta kalmas ilkesine dayanr. Bunu hem fo-sillerden hem de genetik aratrmalarndan biliyoruz. Da-ima bir deiim ve yenilikle ilemeye devam eden evrim srecinin unsur zerine temellendiini grmekteyiz. Bunlar srasyla mutasyon, varyasyon (genetik eitlilik) ve doal ayklanmadr. Evrimin ileyiinde devreye giren bu temel faktrn ardk bir dzen iinde iledii-

  • 56 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    ni grrz; bir baka deyile mutasyon olmadan gene-tik eitlilik ortaya kmaz, genetik eitlilik olmadan da doal ayklanma sreci ilevini srdremez. O halde bu unsurdan birinin ilevsellii bir ncekinin var ol-masna baldr. Mutasyon canlda hcre dzeyinde e-itli nedenlerden dolay rastlantsal olarak meydana ge-len bir deimedir. Daha dorusu DNA sarmalnn baz iftindeki dizilimde kopyalanma srasnda ortaya kan bir hatadr. Bu hata sonucunda bir genetik yenilik orta-ya kar. Deiime urayan gen yeni bir kaltsal zelliin kodlanmas demektir. Bu suretle yeni zellik topluluun gen havuzunda yerini alr. Mutasyonlar tek balarna yeni trlerin ortaya kmasna yol amazlar; daha ziya-de nceden var olan trler iinde genetik eitlenmeyi artrrlar. Yeni genlere sahip olan kuaklar yaadklar or-tama grece daha iyi uyum saladklar taktirde, baarl biimde reyerek bir sonraki kuaa bu genleri aktarr. Bylece seilimci bir avantaja sahip olan genlerin toplu-luk iindeki skl her kuakta grece artar ve o genlerin belirledii biyolojik zellikler gen havuzunda korunur. Ancak, burada nemle vurgulamak gerekir ki, bireylerin alkanlklar ve gereksinimleri hibir surette mutasyon-larm izleyecei yol haritasn belirlemez. Bir baka de-yile canllar hcrelerinde ne zaman ve hangi DNA baz iftinde bir mutasyon olacan ngremez. Dolaysyla, mutasyon rastlantsal ve ngrszdr. Bunun yol at genetik eitlenme zerinde doal ayklanma mekaniz-masnn ilevi ise belirli bir manta dayanr; otomatik olarak iyi mutasyonlar seer, zararl olanlar ise byk lde eler. Gerekten de zararl mutasyonlarm tm bir topluluun gen havuzundan elenip gitmez, bazen dk sklkta da olsa ilgili canl grupta varln srdrmeye devam eder. Buna en iyi rnek, talasemiya (Akdeniz ane-misi) ad verilen kaltsal hemolitik anormalliktir. Tala-semiya, hemoglobin proteinin (3-globm geninde ortaya kan toplam 180 farkl mutasyondan kaynaklanr. Bu zararl mutasyonlardan 50'si Akdeniz blgesinde tespit edilmitir. Talasemiya dnyada en sk rastlanan gene-

  • NSAN ALESNN BYOKLTREL EVRM 57

    tik hastalktr. Zararl olan bir mutasyonun yol at bu kaltsal rahatszln yeryznde bu denli yaygn olmas anormal hemoglobin genini (mutant gen) tayan hasta-larn malaryaya kar baklk kazanm olmalardr. O halde, zararl olan bir mutasyon yeri geldiinde belirli koullar iinde genomunda bu anormal geni bulunduran bireylere seilimsel bir avantaj kazandrabilir. O taktir-de, evrim srecinde ilgili toplumun bireylerinde kuaklar boyu aktarlmaya devam eder.

    Mutasyonlar yeni genetik eitlenme iin tkenmez bir kaynak oluturur. te bu kaynak zerinde de doal ayk-lanmann ' filtrasyon (szme) ilevi balar. Zaman iinde trlerin deiimine ortam hazrlar ve onlarn evreye en iyi biimde uyum salayarak evrimlemesini olanakl k-lar. Ancak, her mutant gen her evresel koulda bir avan-taj salamayabilir. Bazen bir canl organizmann giderek yok olmasna da neden olabilir. Evrim, yer ve zamana gre deien evresel koullara bal olarak iler. Herhan-gi bir amaca ynelik deildir. Kendine bir hedef belirle-mez. Daha dorusu evrimin bir yol haritas sz konusu deildir. Geen zaman geri getiremediimiz gibi, dei-mi olan canly da eski haline dndrenleyiz. rnein insanlama srecinde bir Homo sapiens hibir zaman 1,8 milyon yl nce yaam olan Homo habilis'e dnmeye-cektir.

    Bugn bir kuramdan ziyade artk bir olgu olarak kabul edilen evrim mekanizmas zamana yaylan uzun bir s-retir. Gnmzde artk bilim dnyas, canllarn evrim geirip geirmedii deil de, bu biyolojik evrimin nasl iledii zerinde tartmalar yapmaktadr. Canllar dn-yasndaki biyolojik eitliliin nasl olutuu ve bu eit-liliin ortaya k nedenleri aratrlrken, zaman zaman bilimsel yaklamlar gz ard edilmekte ya da arptlmak-tadr...Evriminilahibirgcnvarh ilevecanlformlarm u anda ulatklar evrimsel statler amalanarak tasar-landklar eklinde aklanmas, var olan bilimsel verilere ters der.

  • 58 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    nsan maymundan m gelmitir?

    Fosil buluntular sayesinde kesintisiz biimde izleyebil-diimiz insann biyolojik evrim zincirinin eksik halkas hemen hemen kalmad. nsan soyunun yeryzndeki ge-miini aratrrken ne kadar eskiye gidebilirsek gelecei-ni de o kadar net grebilme olana buluruz. Bu gemi, gnmzde son radyometrik tarihlemelere baklarak, milyonlarca ylla ifade edilir hale geldi. Ne zaman kendi kkenimiz ve evrimimiz gndeme gelse, bilinli ya da bi-linsiz olarak hemen zel yaratk ve biricik canl olduu-muz dncesine kaplyor, kendimizi dier canllardan apayr bir konuma koyuyoruz. Baz canllarla gerekte aramzda var olan genetik yaknl bir trl iimize sin-diremiyoruz. Doada bize yakn akraba trler hangileridir sorusunu sormaya korkuyoruz. Batda yzyllar boyu ki-lise (Jdaizm ve Hristiyanlk) evrelerinde egemen olan gre gre, yeryznde yaayan herhangi bir canl ile yaknlmz sz konusu olamaz. Biz insanlar Tanrnn yeryzndeki temsilcisiyiz ve onun imajnda yaratlmz. nsan olarak birok zellii dier canllarla paylamak-tayz. sveli doa bilgini Cari Linnaeus'un (1707-1778) oluturduu snflandrma sistemine gre, insan da tm dier hayvanlar gibi canllar dnyas iinde belirli bir yere oturtabiliyoruz. Linnaeus'un almalar bize canllarn belirli bir sistematik yap iinde Organize olduunu ve her canlnn cins ve tr olmak zere iki isimle tanmlanabile-ceini (binomiyal isimlendirme), bu tanmlamann onla-rn bir tr biyolojik kimlii olduunu gsterdi.

    lk evrimcilerin vard sonuca gre, biz yle kilise ev-relerince kabul edildii gibi Tanrnn suretinde yaratlm canllar deildik. Canllar dnyasnn bir parasydk. Bu dnyada bize yakn olan akrabalarmz vard ve bunlar Afrika'da ve Asya'da yaayan iri primatlardr. lk evrim-cilerin benimsedii gre baklrsa, biz yaayan drt iri primat trnden birisiydik. Afrika iri primatlar goril ve

  • NSAN ALESNN BYOKLTREL EVRM 59

    empanze, Asya'dakiler ise orangutand. Darwin ve a-dalar, kendi soyumuzun bu ortak gruptan ayrlan ilk kol olduunu ileri srd. 19. yzylda filizlenen bu gr kuaklar boyu tartld. Bilim ve inan devaml kar kar-ya getirildi. Darwin de dahil ilk evrimcilerin grleri, tmyle fosil buluntular ve bugnk canl formlarn kar-latrmal anatomisine dayanyordu. Kkenimizle ilgili grlerde Darwin zamanndan 19601 yllara kadar pek fazla bir yenilik olmad. 1960'I yllardan itibaren molek-ler biyoloji alannda kaydedilen gelimelerin insan evrimi-ne yanstlmasyla birlikte, evrim tarihimizin yorumunda gen ad verdiimiz yepyeni bir unsur, paleontolojik veri-lerin yannda yerini ald. Gemiimizle ilgili srlar artk DNA adm verdiimiz molekl iinde aramaya baladk. Morris Goodman adl bir aratrc 1963'de immnolojik yntemler kullanmak suretiyle goril, empanze, orangu-tan ve insann proteinlerini karlatrd ve insana en ya-kn olanm Asya iri primat orangutan deil de, Afrika iri primatlar goril ve empanze olduunu kantlad. O halde insann uzak atalar Afrika'da tremiti. Ne var ki onun yntemi kalitatif (tanmsal) bulgulara dayanyordu; in-san ve Afrika iri primatlar arasndaki yaknl kantitatif (saysal) olarak aklamasna imkn vermiyordu. 1967'de Vincent Sarich ve Allan Wilson bu sorunu zmeyi baar-d ve orangutan, empanze, goril ve insan arasndaki pro-tein farklln kantitatif olarak aklad. Modern DNA teknolojisi protein teknolojisinden daha hzl ve daha bil-gilendiriciydi. nsan genomunun baz genetik unsurlar (rnein mitokondriyal DNA - mtDNA) filogenetik ara-trmalar iin ok elverilidir. nsann kkeni ve evrimi-ni geriye doru srerken bugn DNA polimorfizminden yararlanlmaktadr. nsan ve Asya ile Afrika iri primatla-r zerinde gerekletirilen genom almalar sayesinde drt tr (goril, empanze, orangutan ve insan) arasndaki DNA uzaklklar belirlenmi oldu. Gerekten de empan-ze ile insan arasndaki genetik farkllk derecesi alacak lde kkt. Molekler saat geriye doru iletilmek suretiyle insan ve empanzenin aa yukar be milyon

  • 60 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    yl ncesinde ayrlarak farkl birer evrim izgisi izledikle-ri ortaya kondu. Molekler genetiin devreye girmesiyle 1967'den sonra evrim tarihimizin kurgulanmasnda dik-kate atman eski kuram terk edildi ve bylece Darwin'in insan evrimine ilikin gr de yeniden ekillendirildi. Onun insana ilikin evrim kuram artk premolekler g-rn egemen olduu dnemin iinde kalmt. 1977 yl ise molekler genetikte bir dnm noktas oldu; zira bu tarihte DNA dizilimini zmek iin teknikler kefedildi. Uzun zaman belirli bir dnceye bal kalarak grle-rini aklayan bilim adamlarm molekler genetiin getir-dii yeni bulgulara 40 yl iinde altrmak kolay olmad. Bu yzden Sarich ve Wilson'un 1960l yllarda vard sonular nceleri pek kabul grmedi. Molekler geneti-e kukuyla bakanlara gre, insan evriminde molekler yaklam dikkate alnmamalyd. Molekler biyoloji ala-nnda kaydedilen gelimeler sayesinde insan ve ona en yakm empanzenin atalarnn ortak evrim yazglarnn ne zaman sona erdii artk bilinmektedir.

    Molekler genetik alannda kaydedilen gelimelerden sonra, imdi sra artk molekler biyologlarla insan pa-leontolojisiyle uraan uzmanlar uyuturmaya gelmiti. Bir baka deyile paleontolojik bulgular ile genetik bulgu-lar rtebilecek miydi? Doal olarak bu tartma retorik yoldan deil de, somut kantlar ve bu kantlarn analiziyle ortadan kalkt. Bugn artk iki bilim dal uyum iinde a-lmaktadr; geni kabul gren goril-empanze ve insan arasndaki akrabalk ilikisinden hareketle bir filogenetik aa izilmitir. Bu filogenetik iliki yeni birtakm sorula-r da beraberinde getirdi; insana akraba olan goril ve em-panzeden hangisi ortak atadan daha erken ayrlm olma-lyd? te bu noktada moleker genetik bulgular imda-dmza yetiiyor. Buna gre, goril bu ortak atadan aa yukar yedi milyon yl nce ilk ayrlan iri primat olmu. Bunu aa yukar be milyon yl nce empanze ve insa-nn ayrlmas izlemi. Zamanmzdan 2-3 milyon yl nce de empanze ve bonobo trleri birbirlerinden ayrlm.

    Bilim dnyas evrim emasn bugne kadar edinilen bi-

  • NSAN ALESNN BYOKLTREL EVRM 61

    limsel verilerin nda yeniden oluturmutur. rnein insann yeryzndeki evrimsel yks yle tek bir izgi halinde izlenmesi sz konusu olmayan, bir aacn yanlara uzanan irili ufakl dallarna benzetilen karmak ve bir o kadar da heyecan verici uzun ve zorlu bir yolculuktur. Biz bunu insann soyaac (filogenetik aa) olarak tanml-yoruz (Resim 4). Tm canllar iin geerli olan genetik deiim mekanizmas canllar dnyasnn bir paras say-lan insan iin de geerlidir. Evrimin gereklemesinde rol oynayan mutasyon, varyasyon ve doal ayklanma faktr-lerinin dnda tutulamaz insan.

    Canllar dnyasndaki biyolojik eitlenmeden yola karak gzlemledii deiim srecini (evrimi) ve trle-rin kkenini ilk kez doal ayklanma yoluyla aklayan Charles Darwin'in, gerekte evrim mekanizmasnn hcre dzeyindeki genetik yenilenme-genetik eitlenme-doal ayklanma dzenei iinde ileyen bir sre olduunu bu-lan deil de fark eden iyi bir gzlemci olduunu burada zellikle vurgulamamz gerekir. Kukusuz Charles Dar-win, ann bilimsel anlay ierisinde evrim mekanizma-sn, bitkiler ve hayvanlar dnyasndaki eitliliin ortaya k nedenlerini yapt etkin aratrmalar ve gzlemler sayesinde mevcut trler ile yok olmu trlerin arasndaki akrabalk ilikisine dayanarak kurgulayan ilk aratrcdr. 24 Kasm 1859'da Trlerin Kokenni yaymladnda tr-lerin deiim srecinin doal ayklanma yoluyla gerek-letii hipotezini ortaya koyarken, o zaman iin gerek anlamda devrim yaratacak olan bir teze damgasn vur-mutu, Bu kuram aslnda onun tek bana gelitirdii bir dnce deildi; ada Alfred Russel Wallace'm da bu dncenin olgunlamasnda katks oldu. Ancak Darwin, zellikle kilise evresinden gelecek tepkileri tahmin ede-rek ileri daha da karmak hale getirmemek iin insanla ilgili dncelerini bir sre yayma dntrmedi. 12-yT bekledikten sonra ubat 1871'de nsann Kkeni adl a-lmasn yaymlad. Bitkiler ve hayvanlar iin ngrd evrim mekanizmas kabul edilebilirdi, ama iin iine insan girince durum deiti; Darwin sadece kilise evrelerinden

  • 62 50 SORUDA NSANN TARHNCES EVRM

    Resim 4. insann evrim aac.

    M O D E R N NSAN

    R PRMATLAR KROMANYON

  • NSAN ALESNN BYOKLTREL EVRM 63

    deil Wallace'dan bile tepki ald. Ne yazk ki Dar