Giriş
Şiir yazmak nedir? Şiir nedir? Duygu mu? Düşünce mi? Hayat mı? Aslında şiir her şeydir, her
şey de şiirdir. İstediğini, hissettiğini yazmaktır. Yazmak, düşünmektir, düşünmek ise sonsuz...
Karşınıza çıkan her şey sizi düşündürür. Düşünürsünüz (bu neden böyle? Kim yapıyor bunu?
Bunun aslı nedir? Gibi) çoğu zaman ve bu soruları bize sorduran nedir dersiniz de bazen. Bize
bu soruları sorduran yaşadıklarımız, yaptıklarımız ve bildiklerimizdir. Bilmek için öğrenmek,
öğrenmek için iyi bir öğretmen ve belli bir eğitim almak gerekir. Bu eğitimi almadan da
öğrenmek mümkündür lakin daha zahmetli bir iştir bu. Fazlasıyla çalışmak, didinmek ve
sabretmek gerekir. Herkes şiir yazar ama her şiir yazılmaz.
Benim bu kitabı yazmamdaki amaç da bu; şiir yazmak, yaşanmış, görülmüş, hissedilmiş ne
varsa yazmak. Özellikle de kendi uğraştığım şiirleri yazmak. İçinde benim şiirlerimin olduğu
bir kitap yazmak benim için önemli tabi ki. Yazacağım bu kitap benim hem ilk kitabım hem de
ilk şiir kitabım olacak. Benim için çok önemli bir hatıra olacak ilerde aile kurduğumda
çocuklarıma anlatacağım anıları buradaki şiirlerden hatırlayacağım. Belki miras bile olabilir
onlar için. Sıkılmayacağınızı ümit ediyorum. Burada yazan bütün şiirler bana aittir.
Ben Mert Can Yüksel Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı
bölümünde okuyorum. İngiliz dili okuyorum ama tabi ki Türkçeden kopmadım, İngilizceyi
daha çok seviyorum fakat Türkçe ana dilim olduğu için doğal olarak ona daha çok hakimim.
Şiir yazmaya lise yıllarında başladım, beni bu kitabı yazmaya iten daha çok o yıllarda
yaşadığım karamsarlıklar oldu. Hep bir yalnızlık hissi vardı içimde. Ne yaparsam yapayım
mutlu olmuyordum. Birkaç arkadaş edindim ve lise hayatım az da olsa değişti. Beraber
eğlendik, beraber güldük, beraber kopya çektik 5 yılım lise de geçti. Güzel yıllardı, hala
özlüyorum. Sonra biraz annemin de zoruyla Selçuk Üniversitesi’ni tutturmuştum. Çok da
memnunum arkadaşlarım da çok iyi insanlar. Öyle böyle zaman geçiyor. Kimi insan ders
alıyor, kimi insan bütlere kalıyor, kimi insan da insanlığını bilmiyor.
Neyse,uzun lafın kısası umarım daha girişten sıkılmamışsınızdır.
Şimdiden teşekkür ediyorum hem iyi hem de kötü dilekleriniz için.
Tebessümüne aşık oldum
Gözlerindeki ışığa
Kalbinden gelen ateşe
Ve bakışına aşık oldum
Bir gece aklıma girmene
Uykumu kaçırmana
Sabahki günaydınlara
Akşamki iyi uykulara
Ben sana aşık oldum
Herşeyinle sana...
Hamza Akarsu’ya teşekkürler....
Kıymetini bilmek gerek
En sevdiğin insanların
Onlara değer vermeli
Sevginle boğmalı onları
Halinden anlamalı onların
Kıymet bilmeyenin
Sen de kıymetini bilmeyeceksin
Hatta en kıymetsiz kişi bile yapabilirsin gözünde
Sen kıymet bil
Senin kıymetini bilen bilir
Bilmeyen cahildir...
Seni arıyor yine gözüm
Olmayan ‘seni’
Olacağın günü bekliyor
Sözlerim sana saklı
Duruyor bir sandıkta
Açıldığında etrafa
En güzel duyguların yayılacağı
O anı bekliyor
Sen gel,sen aç be kadın!
Sen gel,sen aç!
Ayrılık vakti geldi çattı
Sular altında kaldı kalbimin tahtı
Gönül gemim derin mavilikte battı
Kararttı aklımdaki parlak bahtı
İnsanlar bana şaşkınlıkla baktı
O çocuğa neler olduğunu anlattı
Sevip de başkasına gitmiş yari aldandı
İçindeki keskin ateş harlandıkça harlandı
Yarinin adını duyunca daha da darlandı
Gözleri görmez oldu giderek buğulandı
Konuşamaz oldu dili,eli,kolu bağlandı
Kafası deprem oldu şiddetle sallandı
Sonunda huzurlu bir ortam sağlandı
Kendine güveni geldi toparlandı
Hayatın değerini zor da olsa anladı
Ölüm kapısına bir anda dayandı
O çocuk kendini son anda kurtardı
O bir an bile unutulmadı
Diktiği çiçekleri hiç solmadı
Yaptığı iyilikler karşılıksız kalmadı
Ne yaptıysa da dayanamadı
Sonunda anladı ölüm kapısındaydı
Ölüm ile karşı karşıya kaldı
Karşıdan gelen ışığa daldı
Kendini onun üzerine doğru saldı
Sonsuzluğa doğru uzun bir yol aldı
O çocuk bendi kendimdi.
Nefes alıyorum öyleyse yaşıyorum
Yaşıyorum öyleyse nefes alıyorum
Ama kendi nefesimle değil
Ya da başkasının nefesiyle değil
Ben nefeste yaşıyorum
Nefes bende değil
Nefes almakta yaşıyorum
Yaşamakta nefes alıyorum
Soğuk değil artık yüreğim
Bir anda girdin ve erittin içimdeki buzları
Bakışınla öyle bir yaktın ki
Gözlerinle öyle bir baktın ki
Güneş oldun ısıttın odamı
Ateş oldun kavurdun yüreğimi
İyi ki geldin
Bir daha hiç gitme
olur mu?
Olur da bir gün gidersem
Bir şiirin mısralarında ya da
Bir şairin duygularında bulursunuz beni
Hangi şiir olduğumu ya da hangi şairde saklıyım biliyorsanız tabi
Olur da gidersem bir gün
Öyle çok da uzakta olmayacağım aslında
Her gün bu saatlerde gökyüzüne bakıyor olacağım
Belki sen de aynı gökyüzüne bakarsın
Yıldızlar ile beraber
Bakışırız,dertleşiriz gökyüzünde bir yerde
Yıldızlar anlar beni birtek
Onlar da kayarlar belki zamanla kim bilir
Ben yine kalırım tüm yalnızlığımla,
Tüm karanlığımla,tüm hayallerim ve dertlerimle
Karanlığa alışırım da,bu güneşin doğuşunun bir anlamı olmalı
Bu aydınlığın,bu şafağın,bu sabahların bir sebebi olmalı
Bu yalnızlığın bir çıkışı olmalı
Olur da gidersem bir gün
Yalnız giderim bir gün
Sabahsız,akşamsız,karanlıkla,tek başıma giderim
Alıştım yalnızlığa...
Her gün kimsesizlikte boğulmaya
Mutsuzlukla beraber uyumaya
Hayal kırıklıklarıyla beraber gezmeye
Alıştım artık huzurlu huzursuzluğa...
Ne zamanı takip edebiliyorum
Ne de kaç insanı kaybettiğimi sayabiliyorum
O kadar anlamsız geliyor ki hayat
Sanki sadece acı için gelmişim dünyaya
Yıllardır yağmur yağmayan bir çöl gibiyim
Kurudu içim,kurudu aklım,kurudu kalbim
Bir damla yağmur yağdıran olmadı
Serinliğe kavuşamadım,yağmuru tadamadım
Mecnun’un düştüğü çöldeyim sanırım
Ama ben Leyla’yı aramıyorum ki
Ben ıslanmak istiyorum
Ispatlamak istiyorum
Mecnun olduğumu değil ama
Kendim olduğumu.
Uçurumdan aşağı düşerken tutunduğum dal
Beni çek yukarı al
Beni kendimlikten kurtar
Yepyeni huzurlu bir hayata sal
Sen sonu hep iyilikle biten masal
Keşke hayatta senin gibi hep iyi olsa
Her şey huzur dolu olsa
Herkes mutlu mesut yaşasa
Ama nafile
Bu yaşam iyi ya da kötü bitecekse
Senin iyiliğin bile anlamsız be masal
Oturuyorum bütün gün tek başıma
Bir elimde kalbim,bir elimde aklımla
Camdan dışarıyı seyrediyorum merakla
Yoldan geçen arabalara bakıyorum boşuna
İçlerinden birinin senin olduğunu bilmeden
Bir tanesine bile binip gelmeyeceğini anlayarak
Çaresizce bakıyorum otoyolun karasına
Kayboluyorum arabaların ışıkları arasında
Sokak lambaları göz kırpıyor sanki bana
O an anlıyorum ki sokaklar boş
İnsanlar savrulmuş dört bir yana
Peki ya ben? Ben savrulabilir miyim?
Karşıdan gelen arabalar beni atabilirler mi kenara?
Işıklarıyla beni yönlendirebilirler mi aydınlık bir hayata?
Yoksa,çarpıp gitseler mi?
Sahip mi olsam karanlık bir hayata?
Güvenemem de savrulmuş insanlara
Kaybolamam da boş sokaklara
Sanırım kaldım öylece ortada...
Yıldızları saydım dün gece
Her birine senin adını koydum
Her baktığım yıldızda seni hatırlamak için
Ama gel gör ki
Kaydı o yıldızların hepsi
Şimdi gökyüzüm
Öyle boş
Öyle kapkara
Öyle sönük...
Bir kişi ile bozuldu mu aralar
Gönlümü bağlar karalar
Hep art arda mı olur
Yeniden açılır eski yaralar
Gece çöktü yine pencereme
Bir hüzün doldu içerime
Bir hüzün ki akar ruhuma
Yakar geçer bütün dertleri
Gece çöktü yine gündüzüme
Söndü güneşim vurmaz oldu yüzüme
Sen geldikçe gözümün önüne
Karardı da örttü gönlümün yaralarını
Gece çöktü yine hayallerime
Bir şey gelmez oldu aklıma
Saplandım kaldım kelimelerime
Ne yaparsam da bulamam anlamlarını
Gece çöktü yine hayatıma
Mert dedi geçer aldırma
Sen devam et hayatına
Unut gitsin gereksiz ne varsa
Etrafa ilkbahar geldi
Ben hala sondayım
Bulutlarım var kara kara
Yağmur yağdırırlar içim düşerse dara
Isıtırlar etrafını gönlümün
Derinlerini temizlerler
Lakin nafiledir çabaları
Etrafa ilkbahar geldi
Ben hala sondayım
Kızıl bir gökyüzü
Sanırım batıyor güneş
Umutlarımız sabaha
Gözlerimiz ufka bakıyor
Yeni bir gün doğacak
Bugün,yarın ve bugünden sonra...
Umut denizi dalgalarla boğuşurken
Oradan geçen bir gemideyim sanki
Maviye boyanmış bir yelken
Elimden kaymış dümen
Yelkenleri uçmuş gitmiş
Karaya vurmuş hayaller
Umut denizinde batmış o gemi
Kaptanı da ben
Umut denizinde
Umudunu kaybeden kaptan
Olmuş lakabım
Halbuki hiçbir şey umut etmedim ben
Karşımda bir bardak çay
Bir dem de sen varsın
Sen kaynatıldıkça
Daha sıcak kalırsın
Çay beklerse soğur ama
Sen benden soğumazsın
Rüzgar olabilsem de gelebilsem yanına
Anlatsam havadan sudan konuşsak seninle
Ve her kelimeden biri sen olsan
Fırtınam ol batır gemilerimi
Dalgam ol içine çek
Sel ol al götür ama
Beni havasız bırakma
Ben rüzgarım koklayamazsın,dokunamazsın
Ama en azından hisset beni
Her rüzgar estiğinde
Her dalga kıyıya vurduğunda
Ben yine aynı yerde olacağım
Belki bir gün rüzgar olursun da
Birlikte eseriz,aynı gökyüzüne bakarız diye
Bekleyeceğim seni
Sen bana esmesen de
Ben sana hep eseceğim
Sensiz günlerimin ilki de bitti dahası da var
Kim bilir kaç gün,kaç gece beklerim seni
Görmek için
Sarılmak için
Hanedanım kraliçesiz
Şiirim mısrasız
Şarkım sözsüz kaldı
Ben ise sensiz kaldım burada
Bu ne olduğu belirsiz şehirde
Ama kalbim sende kaldı
Ona seviniyorum sadece
Bu bile seni yaşamama yetiyor
Bu bile seni hissetmeme yetiyor
Bırak yetsin
Sensiz günlerimin ilki de bitti dahası da var
Gelirsin elbet bir gün yanıma
Yine aynı sahilde gezeriz kol kola,güle güle
Otururuz bir kenara sohbet ederiz
Saatlerce belki,günlerce
Çünkü zaman çabuk geçer yanında biliyorum
Keşke zaman sadece ikimiz için durmuş olsaydı
Sen gitmezdin ben kalmazdım
Ama artık gittin
Sensiz günlerimin ilki bitti dahası da var
Seninle olan zamanını sonu gelmez
Sensiz günlerimin ilki bitti dahası da var
Sen olmadan geçecek günlerin birincisi sona erdi
Önümde daha nice sensiz günler var
Hayatta sadece gülerek mutlu olacaksak
Gül gül hayata
Yar sadece bir güle kanacaksa
Gülü ver yare
Eğer gitmek istiyorsa
Güle güle ona...
Özgürlük gibisin
Nerede olduğun belli değil
Bir ondasın,bir burada
Bir bundasın,bir orada
Ne kendindesin ne benliğinde
Ne yanımdasın ne de yakınımda
Yağmur gibi yağarsam mı seversin beni
Toprak kokusu mu sinmeli üzerime
Saçlarını ıslatıp damla damla akmalı mıyım gözlerinden
Üstündeki yağmurluk gibi ısıtmalıyım içini
Ağlarsan gizlemeli miyim
Sağanak yağıp üzerine
Bardakları mı boşaltmalıyım
Sel olup,bedenini alıp,gitmeli miyim illa
Ruhunu çalmışım habersiz
Ama o da beni sevmedi
Ne tesadüf?
Hayır de sen ben evet derim
Evet de sen ben de evet derim
Ne de sen ben derim
Gelme de sen kalbine giderim
Ne için desen
Her şey için derim
Kalıbının adamı ol derler ama
Kalıp mı uymuyor
Yoksa adamlık mı fazla geliyor
Nedense kimse olamıyor.
Bana huzur veren ne?
Ya da huzur ne?
Bilmeyi istemem ayrı
İstememem ayrı
Ben neyim?
Huzur ben miyim?
Huzur dışarıda bir yerde mi?
Yoksa ben mi çok huzursuzum?
Hayatımın en huzursuz günündeyim sanki
Ama baksana ne kadar huzur yazıyor burada?
Hayatta huzur yoksa yazsan ne fayda?
Bunu bilmeyi istemem ayrı
İstememem ayrı...
Huzur ne biliyor musun?
Huzur sadece
5 harften oluşan bir kelime benim için
Ne varlığı belli ne yokluğu
Olsa da gelip geçer
Olmasa da gelip geçer
Huzur var amma
Bende yok
Yok ile var arasında
Yoktan var edilemez bir şekilde
Bir hiçten ibaret aslında benim için
Aslında huzur ve huzurum yok
Var olmadı,var olamaz ve de olmayacak
Bunu bilmeyi istemem ayrı
İstememem ayrı...
Varım yok oldu
Yokum var olmuyor
Olamaz da zaten
Sabah erken kalksam
Bana sabah olmuyor ki
Her gün,gece bana
Gündüzün varlığı yok
Yokluğu var hayatımda
Ay hiç gitmiyor penceremin önünden
Merhaba diyor her gündüz bana
Güneş nerelerde diye soruyor
Ben de yok diyorum
Varlığı yok,yokluğu var diyorum.
Bir şeyin başlangıcı
Bir şeyin sonu oluyor
Hep aynı döngüde devam diyor hayat
Ne ilkim oldu biri ne de sonum
Olmasın da zaten
Bu zamanda ne ilk belli ne de son
İlkimiz son
Sonumuz ilk oluyor
Sona erse her şey bir anda nolur ki
Yine ilkini buluyorsun eninde sonunda
Ortası yok işte
Ya ilkin oluyor ya sonun
Tıpkı ilk bahar ve son bahar gibi
Biri bir baharı başlatır
Diğeri bir baharı bitirir ya
İşte öyle
Ya son ol ya da ilk...
Milat denen şey bana hiç uğramadı
Hep sıfırda kaldım ben
Bir gıdım ierlemedi sanki yıllar
Aynı yerde sayıyorum
Aynı akılda düşünüyorum
Hala fikir değişmedi
Yaşlandıkça beyin küçülür derler ya hani
Fikirlerimiz de küçülüyor sanırım
Miladım ne zaman diye düşündükçe
Yaşlandığımı hissediyorum
Aslında görünüşüm genç ama
Beyin,akıl,fikir yaşlandı
Galiba sorun bu
Fazla düşünmek yordu
Bu genç,yaşlı adamı...
Güneş kızılı bir gündü bugün
Onun gibi benim günümde bitti
Artık yeni kızıl günlere
Merhaba demek üzere
Uykuya dalabilirim..
Büyüdüm sanırım artık
Aklım yaşlandı
Kalbim küçüldü
Hayatı öğrendim.
Hayat,
Aynı hatayı iki kez yapmamak,
Hatalarından ders almak,
Hata yapmaktan korkmamakmış!
Kelimelerin ardına değil de
Saklambaç oynar gibi saklansa insanlar
Bildikleri diyarlara...
Daha kolay olmaz mı bazı şeyler?
Aranan kan da bulunur
Aranan “kalp” de...
Bir yaz’ı daha yaza yaza bitirdim
Bir yazı daha yazdım kelimeler yetmedi
Yaz bitti yazılarım bitmedi
Ben yazdıkça yaz daha çabuk geçti
Yaz bitti ama,
Ben yazmaktan bıkmadım seni
Yaza yaza yaz da bitti
Yaz’ı yaşamamak
Yaz(ı) yazdırdı bana
Yaz bitti ama yazılarım bitmedi...
Yaz geldi geçti içim dolmadı güneşle
Ne gezdim bir dostla
Ne de eğlendim bir eşle
Sayamadım günleri çabuk geçti
Dörtle belki beşle
Bitti yaz arkamda bıraktığım onca hevesle
Arkamdan beni çağıran onlarca sesle
Bana doğru koşan onlarca adımla
Bitti bu yaz da...
Yine batıyor güneşim
Sensiz günler geçmiyor
Hayat durgun,deniz durgun
Vapurum demir atmış
Yüreğimin köşküne çıkmanı bekliyor
Onu,vapurumu,kullanmanın tek yolu da bu
Gönlümün köşkünde saklı her şeyimiz
Sen,ben,hayatımız,hatıralarımız
Kalbimin derinliklerinde
Maviliğin dibinde
Güneşin ufka değdiği yerde
Hepsi seni bekliyor
Orada,çok da uzakta değil
Vapurumun demir attığı
Hayatımın hayatına değeceği o yerde
Gönlümün köşkünde
Bekliyor ve bekliyorum seni
Yüreğim,hayatım ve kendimle....
Her gün bekliyorum
Mutluluk kapıları açılacak diye
Elbet bir gün açılacak
Her gün daha da özlüyorum
Her gün bir hayalime bir yenisini daha ekliyorum
Gelecek o günler
Çok yakında
Biliyorum
Sabır ediyorum hiç etmediğim kadar
Arıyorum sesini kulağımda
İstiyorum nefesini nefesimde
Hayatımı sende istiyorum
Seni hayatımda istiyorum
Sadece seni bekliyor
Sadece sana hasret yaşıyorum
Seni seviyorum
Hiç sevmediğim kadar kimseyi
Çok sevdiğim kadar annemi...
Biri geliyor
Biri gidiyor
Sanki vapur olmuş yüreğimiz
Kimi zaman dolu
Kimi zaman boş
Bazen süratli gidiyoruz,öfkeli
Bazen usul usul
Boğuşuyoruz dalgalarla
Eskinin gidişi,yeninin gelişi olur
Hepsinin de sonucu aynı
Süratli gidince durmak zor
Sakin gidince birden hızlanmak..
Dalgalar yüksek olur
Martılar yüksek uçar
Deniz durgun
Aşıklar sahile vurur
Yalnızlar denize atlarlar
Boğulacaklarını,
Üzülmeyeceklerini bile bile,
En dipteki karanlığı görene dek,
Batmaya devam ederler...
Sesini duyardım
Bülbül gibi öterdin
Her günaydında
Sesini duyardım
Gitarımın
En ince teli gibi huzurlu
Sesini duyardım
En yüksek bağırışın bile
Müzik gibiydi
Sesini duyardım
Senin olduğunu bilirdim
Ne kadar uzak mesafede olursan ol
Ben hep seni duyardım
Düşünüyordum bir gün yine
O kadar çok hayal vardı ki aklımda
Gerçekleştiremediğim
İçinde sonsuz mutluluk olan
İçinde senli benli anlar olan
Yüzlerce hayaldi hepsi
Mektup güvercinleri gibi
Bilinmeyen diyarlara uçtular gittiler
Ne kimin okuduğu belliydi
Ne de kimden geldiği...
Gidiyorum işte vakit geldi artık
Ne gemim var ne tayfam
Ne kaptanım var ne de dümenim
Sürükleniyorum açık denizde
Tek sevgilim,o derin mavilik
Baksana hep onunla birlikteyim
Her maceram onunla başlıyor
Bitmiyor ama...
Bu deniz de bir adaya çıkar elbet
Huzurun adresi belki o adadır
Her şeyin sıfırlandığı
Sonsuz mutluluğun olduğu yer
Belki orasıdır
Kim bilir...
Bir ışık vardı günler önce kalbimde
Onu görecek olmanın ışığıydı bu
Sevmek kelimesinin tanımı olan ışıktı
Aşk denen sonsuzluğun ışığıydı
Şuan sönük olan o ışık
Umarım bir daha yanmaz
Yanarsa kalbimde yanar biliyorum
Kör eder yine birini
Ben önceden kör olurum tabi yine
Işıktan değil ama belki aşktan...
Güzel bir gün bekliyorum
İçinde baharın yeşili
Son baharın yağmuru
Kışın güneşi olan
Bahçesinde her türlü çiçeğin olduğu
Evi denizin kıyısında
Kumsala vuran dalgalar gibi sakin
Her hatırladığımda
Yüzümde bir tebessüm yaratan
Bir gün bekliyorum
Yine ayrılık vakti geldiFatihlerin, sultanların, padişahların yaşadığıSurları bir yılan bütün gibi şehri saranMeydanları balık sürüsü gibi canlı olanŞehr-i İstanbul'dan ayrılmak içinBu sefer hüzünle ayrılmıyorum sendenYüzümde kocaman bir gülümsemeKalbimde ayrı bir çarpıntı yaratan'Onu' görmeye gideceğim için çok mutluyum
Kıskanma İstanbul!Ben senden hep umutluyumBir gün sen de birini bulursunGalata'ya arkadaşBoğaziçi'ne sırdaşİstiklal'e kankaKendine bir eşBir gün sen de bulursunEminim mutlu olursunGözünde yaş kalmadı biliyorumSesin olsa ne kadar bağırırsınKalbin olsa ne kadar hızlı çarparElin olsa nasıl tutar ellerimdenKıskanma İstanbul!Bir gün sen de bulursunBir gün sen de konuşurSen de anlatırsınAyrılık vakti geldi senden Hüzünle ayrılmıyorum amaOna gidiyorum...Hayatıma renk katanKalbimin cennetinin sahibinin yanına'Ona' gidiyorum...
Seni hüzünlü görmek istemiyorumDöndüğümde yineO kalabalığınO huzurunO telaşınYine seninle olması dileğiyleHoşçakal Şehr-i İstanbul...
Kasım geldi kasım
Sıcacık aşkların ısıttığı
Soğuk ama samimi
İçi buz gibi ama dışı sıcak olan
Kardan ‘adamların`ın
Arada sırada sana ‘merhaba` diyen
Bir güneşinin olduğu
Sert rüzgarlı bir liman olan
Kasım geldi kasım...
Şu soğuk havada arıyor insan
Sıcak bir kahve
Sıcak bir battaniye
Koşup sarılacak
Aşkın sıcaklığını hissettirecek
Kış gelse de yazı yaşatacak
Kara bulutların arasından
Sana güneş gibi gülümseyecek
Bir bakışıyla içini ısıtacak
Çok değerli olduğunu sana anlatacak
Birisini arıyor...
Beyaz’ın siyahı
Siyah’ın beyazı oldum
Kalbim siyah
Aklım ise beyaz
Kalbim karardı
Aklım karıştı
Aşk yüreğimi kararttı
Düşünceler ise aklımı aldı götürdü
Sen siyah görünümlü beyaz elbiseli kadın
Sen beni mahvettin
Yüreğimi kararttın,aklımı çeldin
Akla karayı seçtirdin bana
Akı seçtin yüreğimi aldın
Karayı seçtin ruhumu aldın
Sende kalmış;
Ruhum ve yüreğimden birer parça,
En azından onları koru kolla
Sen siyah görünümlü beyaz elbiseli kadın
Beni sen mahvettin...
Şimdi bu kitabı okudun sonra nolacak dedin sevgili arkadaşım biliyorum ya da sıkıldın rastgele bir sayfa açıp ona baktın ya da hiç okumadan bir kenara attın. Bu kitabı sana verdim
çünkü sen hayatımdaki en değerli insanlardan birisin bunu bil ve şunu da unutma; ’söz uçar, yazı kalır. Umarım saklarsın bunu benim için şimdiden çok teşekkür ederim sana arkadaşım olduğun için, en azından, bana karşı iyi niyetli olduğun, beni anladığın, beni dinlediğin ve tabi ki bunun içinden, bir kez de olsa, bir şiiri okuduğun için çok teşekkür ederim...
MERT CAN YÜKSEL
Top Related