ULUSLARARASI .. .. USKUDARSEMPOZYUMU
V 1-5 Kasım 2007
BİLDİRİLER
CİLT II
EDİTÖR
DR. COŞKUN YILMAZ
Tas. No:
OS KO DAR BELEDiYESi
USKUDAR SEMPOZYUMU V
KURULUProf. Dr. Mehmet Prof. Eriinsal
Prof. Dr. Mustafa Uzun Prof. Dr. Zekeriya Prof. Dr. Tufan Buzpinar Dr. Mustafa Sabri
Doc. Dr. Erhan Afyoncu
YAYINDr. Mustafa Sabri
YAYINA HAZIRLIKZafer Cinar, Ugur Demir
VE HProf. Dr. Mustafa Uzun,
GORSEL ARASTIRMAZafer Ugur Demir
FOTOGRAFZekiye A. Bilal Aslan,
SEMPOZYUM FOTOGRAFLARIKoca,
TASARIMCelebi
VEDizayn Matbaacilik Tic. Ltd. Sti.
Istanbul 2008ISBN 978-9944-5807-5-5
Telif Belediyesine aittir, tamami veya bir izinsizbasilamaz, kaynak gosterilmeden iktibas edilemez.
Hakimiyeti Milliye Caddesi,Atlas No: 69
Tel: 216 531 30 00 Faks: 216 531 31 03
Üsküdar Panoramasının Sanalcı • • Yorumlarıyla Ilişkilendirilmesi
DOÇ. DR. MUTLU ERBAY Boğaziçi Üniversitesi
Üsküdar konumu itibarı ile sanatçıların ilgi odagı olmayı başarmış İstanbul'un semtlerinden biridir. Bugün Selimiye üstünden Haydarpaşa ve Kadıköy' e birleşmiş geniş bir alana yayılmaktadır. Marmararay kazıları ile ispatlandıgı gibi tarihi çok eskilere dayanan bir semttir. Cografi açıdan İstanbul'un tarihi yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı'nın -tarihi yarımadanın-tam karşısındadır. Üsküdar semti, balıkçılar, vapurlar, kayıkçılar, mezarlıklar (Kandilli, Karacalımet, İngiliz, Ermeni, Rum Yahudi mezarları) iskele meydanı, hamamlar, çarşılar, Çamlıca mesireleri, Dogancılar, Salacak, Şemsi Paşa, Alemdag Mesireleri, Kız kulesi, Milirimalı Cami ve Medresesi, çeşmeleri gibi mimari unsurları ile ayrı bir öneme sahiptir. Bu unsurlar sanatkarların tablolarında, ş8.irlerin rnısralarında, bestelerde, şiirlerde ve gezginlerin yazıları ile Üsküdar, hak ettigi övgüye her zaman ulaşh. Bir sanat yapılının ortaya çıkmasında, temel faktör; eser, sanatçı ve çevresidir. Sanatçı çevresinden etkilenir ve eserini üretir. Bu eser bir anlamda sanatçının ve çevrenin sentezidir. Başka bir gözün dikkat etmedigi küçük ayrıntıları görür, yazar, dillendiTir yada resmeder. Sanatçılar etrafıarında olup biteniherkesin göremedigi biçimde yorumlamalarıyla ünlüdür. Bir martının kanadındaki ışık, Kız Kulesi'nin günün çeşitli saatlerindeki görüntüsü, vapurların su üzerinde bıraktrgı iz bize yaşadıgımız içinde bulundugumuz hayah, kültürü, duyguları, etkilenişleri, kendimizi, çevremizi ve hayahil anlamını ve belki de kayda geçemediklerimizi bize gösterir. Bu yolla izleyeniere kişilerin farklı görüş açıları gösterilir. Üsküdar; sanatçılar üzerinde etkisi fazla olan bir semttir. Bu semt bozulmamış yapıları ile geçmişin yalınlıgmı bize hatırlatır. Bugün internet, sinema ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarliıın yaygınlaşması ile birlikte etkisi azalan, sözlü kültürümüzün bir parçası olan ve zamanın bir
90
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU V
Melling'in çizimiyle Kadıköy ve Üsküdar
anlamda tiyatro gelenegi olan meddahlar, aşıklar XVIII. yüzyıl kahvehanelerinde ortaoyunları sergilediler. Büyük ilitimaile de Üsküdar kahvehaneleri ve mesire yerleri meddahların, orta oyuncuların, hokkabazların, aşıkların uğrak yerleriydi. Kayışdagı, Alemdag, Taşdelen bölgenin, kırlık mesire yerleriydi. (Alemdag, Harem-i Bumayun'a ait bir bölgeydi.) Özdemir Nutku'nun da belirttigi gibi meddahlar, aşıklar, kuklalar mesire yerlerinin vazgeçilmez unsurlarıydı. Buraları zamanın sandal sefaları, çalgıeliarı ile halkın buluşma ve eglence merkeziydi.
I. Avrupalı Ressamların Gözünde Üsküdar
A. Seyyahlarm Gözünden Üsküdar
XV. yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlılar İstanbul'u alarak başkent yapmaları ve Batı'ya doğru ilerlemeleri ile birlikte yeni küreselleşme egilimleri başlamıştı. Bu ticaretin öncülügünü de İstanbul'a o dönemde yakın olan Venedik Dükalıgı yapmıştı. Sırası ile bunları Fransız, İngiliz ve Hollandalılar izledi. Batılı taeirierin pahalı ve lüks mallarını talep eden en önemli müşteriler saray ve çevresiydi. Ticaret Avrupalı elçilerin İstanbul'a gönderilmesinin önde gelen nedeni olmuştu. Peşlerinden bu zengin şehre farklı amaçlarla çok sayıda gezgin geldi. Bu gezginlerden bazıları Üsküdar'ı da ziyaret etmiş resimleri ve yazdıkları eserlerde semti konu almışlardır. Özellikle XV-XVI. yüzyıl yabancı seyahatnamelerde Üsküdar'ın resimler, gravürler ile yer aldıgıru biliyoruz. Andre Thevet, Ludwig von Ranter, Salomon Schweiger, Michel-Francois Preault İstanbul ile ilgili araş-
. .
ÜSKÜDAR PANAROMASININ SANATÇI YORUMLARIYLA iLiŞKiLENDiRiLMESi
Leonarda Manga Fausto Zonaro
tırmalar hazırlamışlar ve bu araştırmalar da anlattıklarını açıklamak amacı ile, gravürler ile süslemişlerdir.(Seyyalılar ülkelerine döndüklerinde konu ile ilgili kitaplar yayınlamış ve bu kitapların bazılarını bir çeşit resim olan gravürlerle süslemişlerdir.) Antoine Laurent Castellan (1772-1838) XVIII. yüzyıl gravürlerinde bize II. Mahmud dönemi, Kız Kulenin gördügü onarımdan önceki durumunu göstermektedir. William Henry Bartlett, Warwick Gable, Jean-Baptiste Hilair, Carlo Bossoli, Eugene Flandin XIX. yüzyıl yaşamış Üsküdar'da Mezarlık Çeşmesi gravürleri bilinmektedir. Flandin XIX. yüzyıl Üsküdar iskele meydanmm resmini de yapmıştır. Germirin Fabius Brest, Abdülmecid dönemi Üsküdar ressamıdır. Michel Frçınçois Preault'un deseninde Üsküdar'ın Dalınabahçe vadisinden görünümünü gösterir gravürler yapmışlardır. Leonarda da Manga, Amadea Preziosi, William Henry Bartlett, Üsküdar Mezarlıgında Türbe, Thomas Allom, gravürlerinde Salacak iskelesinden denize giren tulumbacıları resmetrniştir. Yukarıda saydıgımız gravür ustaları aracılıgı ile pek çok Üsküdar görüntüsünü yaglıboyadan farklı olarak kitaplara basmak ve çogaltmak fırsatı bu yolla dogmuştur. Gravür o dönemin teknik imkanları çerçevesinde bugünün (fotokopi gibi çogaltma) baskı teknigi ile aynı anlama gelmekte ve levha üzerindeki görüntülerin kagrda basılıp çogaltma imkanı veren bir teknikti. (Fotograf sanatının yaygınlaşması ile Üsküdar ve görüntüleri daha hızlı bir şekilde tanınacak ve yaygınlaşacaktı.) Seyahatnameler, İstanbul'u konu almaktaydı. Yaglıboya ve gravürlerde; Üsküdar görünümleri, kapılar, çeşmeler, mimari, giyim tarzı, sosyal yapı, ibadethaneleri ve yaşam tarzını anlatan, bizlere o dönem hakkında bilgi veren görsel kaynaklardı. Üsküdar ile ilgili yazılar dogal olarak İstanbul yazılarının bir parçası Avrupalı'nın görüş açısını, Türk halkına bakışını göstermek açısından da önemlidir.
B. Davet edilen Sanatçıların Üsküdar Yorumları
Osmanlı Dönemi'nde saraya yurtdışından davet edilen kendi alanlarında uzman sanatçılar vardı. Bu sanatçılar tarafından İstanbul'u ve on:un parçası olan Üsküdar sıklıkla işlenmiştir. İstanbul da yaşamış Fausto Zonaro (1854-1929) is·e Sa-
91
92
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU V
lacak ve İskele resimleri, Jean Baptiste Van Mour (1671-1731), Antoine de Fav-ı ..
ray (1706-1792) resimlerinden bazılarında Usküdar panoranıası görülnıektedir. 1
Ayvazovsky'nin Fenerli Kız Kulesi, Antoine-Ignace Melling Kız Kulesi'ni, Pera'dan Üsküdar'ın görünüşünü resmetıııişlerdir. Bugün Türk sanatındaki ününü Kız Kulesi ve Üsküdar gravürleri ve yaglıboya ile elde etıııiştir. Bu dört ismin saray için resim yaptıkları bilinmektedir. Van Mour digerlerinden farklı olarak Osmanlı topraklarında Hollanda-Fransa elçiligi adına görev yapmış bir ressanıdır. Kendisinden Osmanli halk kültürü ve Osmanlı hanedanlıgı ile ilgili resimler yapması istenmiştir.z Van Mour, Üsküdar kıyıları, Üsküdar'da bir Türk cenaze törenini, kimi kez Taksim tepelerinde mezar başında aglayan gayrimüslim kadınları resmediyordu. Bazı tuvallerinde de ressamın seçtigi bazı etnik dügün törenleriııi görüyoruz. Mour Osmanlı kıyafetleri, elçilerin kabul törenlerine ait resimleri, gündelik yaşanı sahneleri ve İstanbul görünümleri dalaylı olarak Avrupa'da Osmanlı İmparatorlugu'na olan ilginin artmasına da sebep olmuştur.3
II. Üsküdarın Etkiledigi Sanatçılar
A. Ressamlar
Üsküdar sanatçı yorumlarıyla ilişkilendirildiginde yapılan resimler öneınlidir. Bir resim neyi anlatır? Yaşanı tarzını, ressamın görüşlerini, dogayı algılama tarzını, etkileııişleriııi, toplumun, ülkenin ulusun yada bir dönemin egilimleriııi, düşünce yapısını ortaya_koyar.Gerçegi gösterebilir, gerçek üzerinde yorumu gösterebilir, duyguları ve efsaneleri (inanışları) anlatabilir. Üsküdar panoraması, çogu sanatçıya ilham kaynagı olmuştur. Osmanlı minyatür resminde XVI. yüzyıl Hünername minyatürlerinde Matrakçı Nasuh, Mecmui Menazil İstanbul görünümleri ile doludur. 1819 yılında Osmanlı sivil yapılarda iç duvar süslenmelerinde Kız Kulesi motifi sıklıkla kullanılmıştır. Ali Üsküdari XVIIT. yüzyılda yaşamış bezerne çiçekleriyle ünlü, dekoratif resimler yapan bir ressanıdır. Yapbgr resimlere imza atan ilk isimlerdendir. Bilindigi gibi Osmanlı döneminde sarayda yetişen sanatçılar yaptıkları işin bir parçasını tanıaınlarlar ve esere imza atmak gerektiginde de -Padişaha baglılıklarını belirten- kulunuz şeklinde ibareyi esere düşmekteydiler. Üsküdarlı Ressam Süleyman Seyyid natürmort resimleri ile figür ve portreleri ile ünlüdür. Hoca Ali Rıza bey (1858-1930) manzara ressaınıdır. Hoca Ali Rıza Üsküdar'ın dar sokaklarını ve manzaralarını konu alan suluboya resimleri ile ünlüdür. Ressanı Osmanlı Ressaınlar Ceıııiyeti Mecmuası içinde (1914) çizim yaptigı bilinmektedir. Hoca Ali Rıza, Süleyman Seyyid (1842-1913), Halil Paşa XIX. yüzyıl ressaınları olarak İstanbul ressaınlıgı kavramını sanat tarihine kazandırınışlardır. Halil Paşa Salacaktan, Hoca Ali Rıza Kız Kulesi ay ışıgmda, Hüseyin Zekayi Paşa(1860-1919) İstanbul Kız Kulesi adlı yaglıboya resimleri bulunmaktadır. Şeker Ahmet-Paşa'da dalıil olmak üzere bu kişiler asker kökenli res-
ÜSKÜDAR PANAROMASJNIN SANATÇI YORUMLARIYLA iLiŞKiLENDiRiLMESi
samlarımızdrr. Son Halife Abdülmecid Efendi (1868-1944), Ali Sami (1867-1937), Mehmet Emin(1847-1905) Üsküdar'ı resimlerine konu alan ressamlarımızdandrr. · Yukarıda balısedilen isimler Türk resim tarihi açısından önemlidir. Batı resim ögelerinin Türk resmine gelişini saglayan ressamların başında Osman Harndi Bey gelir. Osman Harndi bey, Paris'te 12 yıl yaşamıştır. Avrupa'da yetişmiş oryantalist ekolü Avrupalı dönem daşlarından farklı şekilde, sanat tarihimize kazandrrmıştır. Dogu gizemine hayran yapısı ile tarihi araştırmalarda bulunmuş ve müze müdürlügü yapmıştır. Fakat çelişkili olan taraf onun Avrupa'da biraz önce yaşanan realizm akımından hiç etkilenmemiş olmasıdrr. (Osman Harndi Bey, Jaque Louis David gibi karakteri olan eserler toplamakta ve bunları tablolarında kullanmaktaydı. Fakat David'in seçtigi neoklasik üslubu ve siyasi sanat tarzını resimlerinde kullanmamıştır.) Bunun sebebi hacası olan Jean Leon Gerome etkisinde kalmış olmasıdır. Asıl adı Ahmed Ali olan Şeker Ahmet Paşa, Üsküdar da dünyaya gelmiş ve yetişmiştir. Şeker Ahmet Paşa, Orman adlı tablosunda tam bir tasavvufi tarz ile doganın karşısındaki insanı bize yansıtmıştır. Hiçlik kavramı ile örtüşen bir oduncu eşegi ile yok edici arınanda gösterilmiştir.Bu tarz işleme daha çok Japon la vi manzara tekillginde ki resimlerde görülmektedir. İnsanın doga karşısındaki yitikligi ve acizilgi gösterilir.Bu da bize yine tasavvuf felsefesini hatırlatmaktadrr. HocaAliRıza ise digerlerinden farklı yapıya sahiptir. Kendi halinde, ruh güzelligine sahip, iyi ahlak sahibi biri olarak çevresinde tanınmaktadrr. Yakın çevresindeki insanlar büyük ihtimalle, portrelerini yaptırmak isteyen kişilerdir bunlar, örnegin tapu kadastro memuru, -Lütfi Bey, Asaf Bey'in Tesbihi, fesli sakallı erkek portreleri, Rıza Bey ve kız kardeşini, Vefa İdadi Müdürü Memduh Bey'i, filinta Laga Beyiki o çevreden insanlardrr-tanımak onun resimleri ile mümkündür. 1943 yılında yayınlan~ Türkiye'de Resim adlı kitapta Nurullab. Berk, Şeker Ahmet Paşa, Hüseyin Zekayi Paşa ve Hoca Ali Rıza Bey' e övgüler yagdırmaktaydı.Hoca Ali Rıza'nın kişiligi, alçak gönüllü, dogaya karşı teslimiyetçi, tasavvuf felsefesine uyan dünya görüşü, hassas, romantik, duygusal tarz olarak tanımlanabilir. Resimlerinde yakın çevresindeki objeleri, sokakları, camileri, evleri ve insanları izlenimci bir üslupla betimlemiştir.4 Adı geçen Şeker Ahmet Paşa ve Hoca Ali Rıza'nın Üsküdar resimlerinde genel olarak hakim olan tarz ise gerçekçi-izlenimci tarzdır. Ressamlar gördüklerini duyarlılıkla resmetıneye çalışmışlardrr. Üsküdar konulu resimler yapan sanatçılarımız Halil Paşa (1857-1939), Osman Asaf (1868-1938), Şevket Dag (1876-1944), Hikmet Onat (1882-1977)sayılabilir. Nazmi Ziya Güran (1881-1937), Ahmet Ziya Akbulut (1896-1939), Albay Nüzhet İslimyeli (1913-2005), Hüseyin Avni Lifij'deki (1889-1927)yetenegi keşfedip Paris' e göndermiştir. İbrahim Çallı (1880-1960) ve daha pek çok ressam Üsküdar ile ilgili resim çalışmaları yapmışlardır. Kadiri Şeyhi Sarı Hüsnü Efendi imzaları ile Üsküdar resimlerinde tanınmaktadrr. Bizler sanatçıların·bu çalışmalarından Üsküdar'ın tabiatını, peyzajını, bitki örtüsünü, mimari yapısını, sosyal hayat konularında bilgi edinmekteyiz.
93
94
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU V
Üsküdar, Müstakil Ressamlar ve H!iykeltıraşlar Birliği üyesi ve Cumhuriyet'in ilk kuşak ressamlarmdan Şeref Akdik, Sami Yetik, Nazmi Ziya, tarafından da resmedilmiştir. TablÖlarda İstanbul Salacak, Kız Kulesi'nin değişim ve gelişimini görmek mümkündür. Aynı zamanda Üsküdar'ın değişen yüzü doğal çevresi, bitki örtüsü, deniz seviyesi, kıyı şeridi değişen mimari dokusu, bu tablolara yansımaktadır. Cevat Göktengiz (1871-1939), Müfide Kadri (1889-1912), Nazlı Ecevit (1900-1985), Cevat Harnit Dereli (1900-1989), Hasan Veeili Bereketoğlu (1892-1975), Prof Erol Deran (1937-) Üsküdar da ikamet etmiş, Üsküdar ile ilgili eserler vermiş sanatçılarımızdan bazılarıdır. Bu kişiler yakın dönem ressamlarımızdandır. Aynı zamanda hepsi açık hava ressamlarıdır. Doğal gün ışığında çalışmış, kimi zaman da fotoğraf tekniğinden yararlanarak resimler yapmışlardır.5
Geleneksel sanatlarımızdan ebru, bilindiği gibi kitapların kenar, ön ve arka kapaklarında ciltleri kapama ve süsleme amacıyla kullanılmıştır. Üsküdarlı ebru sanatçıları da mevcuttur. Ebru sanatı ustası Mustafa Düzgünman, ebru ve hat ustası Necmeddin Okyay ilk akla gelenlerdendir. Necmeddin Okyay Hoca ebruları kendi adını taşıyan ekol olmuştur. Üsküdar'da Dutlu ya da Çiçekçi Kahve adında bir yerin bir çok sanatçının toplanma yeri olduğu kayıtlarda mevcuttur. Bu yerin Hoca Ali Rıza gibi ressam, şairler, edebiyatçılar ve müzisyenlerin buluşma ve bilgilerini paylaşma yeri olduğu bilinmektedir ... Bu yerin Harem İskele caddesin'de bulunduğu sanılmaktadır.B
B. Şairler ve Edebiyatçılar
Edebi alanda Üsküdar aşığı olan sanatçılar da vardı. Bu edebiyatçılar yazılarında Üsküdar resmi çizmiş şehre hayranlıklarını ve Üsküdar'ı bilmeyenlere onu anlatmaya çalışmıştır. İstanbul yazılarında, Alphouse de Lamartine: "Tarlalarm yanları agaç kümeleri ile çevrili iken kırmızı boyalı evler oraya buraya serpiştirilmiş. Uçurumlann, hendeklerin kenarları yeşillikleri ceviz agaçlarıyla bezenmiş agaçlarm sarkan dalları sulara uzanmıştır. Daha uzakta tepeler yükseliyordu bu Üsküdardı ... " diyerek semti tarif etmiştir.7 Şairler; içinde bulunduğumuz, fark etmeden yanından geçtiğimiz ve keşfedemediğimiz güzellikleri bize göstermişlerdir. XVIII. yüzyıl Üsküdar mesirelikleri, Vaniköy, Ayazma suyu, Balahan iskelelerinin varlığını biz Üsküdar için yazılmış şiirlerden öğrenmekteyiz . .{\yrıca sokak isimlerinden Bestekar Ruhi Bey Sokağı gibi örnekler bize bu sokaklarda ikamet eden fakat ismi unutulmuş ve yapıtları kaybolmuş sanatçıyı göstermektedir. Ali Kaşif Efeneli (Jsküdarlı şairlerdendir. Aşki Üsküdari (öl 1576) şair yeniçeridir. Mehmet Talib (1097-1685) şair ilimdir. Üsküdarlı Mustafa Enveri (1824-1872), Rauf Seyyid Ahmet Üsküdarlı (1171-1757) şeyh, şair ve alimdir. Halim Baba, Salim Süleyman, Safi Üsküdar(1319) şairlerdendir. Bu şair sanatçıların ortak özelliği hepsinin Üsküdar da doğmuş olmalarıdır; Belirtilen adlarının yanında Üsküdarlı tanımlaması vardır.
ÜSKÜDAR PANAROMASININ SANATÇI YORUMLARIYLA ILIŞKiLEND RILMESI
Matrakçı Nasuh'un İstanbul minyatürü
95
96
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU V
Gazeteci yazar, müzisyen Nezih Uzel (1938-), şair ve edebiyatçı Muallim Naci, 1 • •
Şair Şeyh Vasfi EfeD;di, Hattat Mehmet ilmi Efendi, oglu Isınail Hakkı Altınbe-zer, Burhan Felek'in.babası Mahmud Ziya Bey, Tanburi Ahmet bey, şair ve hayat bilgisi ögretmeni Hüseyin Haşim Bey, Süheyl Ünver, Sadık Efendi, İbrahim Ethem, Mehmed Salih Efendi Üsküdar'ın bilinen bazı önemli şahsiyetlerindendir. Osmanlı döneminde, Tekkeler bir anlamda meslek ögrenme yerleriydi.Burası güzel söz söyleme, şiir, hat sanatı, ney ustası, sesegitimi açısından terbiye merkezleriydi. Şairler, dili iyi kullanan, hattatlar ise yazısı estetik ve okunaklı olan kişilerden di. Basının bugünkü kadar hızlı iletişimi saglayamadıgı dönemler ve sözel tarihin önemli oldugu o dönemde güzel söz ve güzel yazı gibi özellikler kişilere avantaj ve ayrıcalık saglamaktaydı. Yazı yazabilme yetenegi, kişileri prestijli meslek saglamakta ve bilginin yayılması konularında avantajlı duruma getirmekteydi. Fazladan bir meziyet kişinin toplumda saygınlıgırnzı arttırıyordu. Abdullah, Ahmet V akfi, Ali, Halil, Fil İbrahim, Halil Hasan hat ustasıydı; kuran, dilekçe yazıyorlar, bazıları sarayda egitmenlik yapmışlardı. Hasan Üsküdari (öl. 1614) hattat, Hasan Rıza Efendi (1849-1920) hattat imamdır. Necmeddin Okyay (1883-1976) hattat vaizdir. Üsküdarlı hattat Selim Fethi Üsküdarlı'dır. Üsküdarlı Ebru Saiıatçıları hattatlık ile birlikte anılmıştır. Ebru sanatını ve hattatlıgı Özbekler Ncikşi Tekkesi şeyhiSadık Efendi ogullarına ögretıniş EdhemNazif Efendiler hattatlıgın ve ebru sanatını yaygınlaşmasına katkı saglamışlardır. Seyh Sadık Efendi (1846) oglu Seyh Hezarfen Efendi (1829), Edhem Efendi, Farsça, Türkçe, Arapça, Çagatayca biliyordu. Ayrıca marangozluk, mühürcülük, dokuma, döküm, matbaacılık alanlarında meslek sahibiydi. Yetiştirdigi ögrenciler Seyh Aziz Efendi(1871), Hattat Sami Efendi (1832), Necmeddin Oktay Efendiler semtin önde gelen tanınmış isimleridir (1885).a · . Üsküdarlı Haşim Baba XVIII. yüzyıl mutasavvuf şairi, Üsküdarlı Osman Şems Efendi şiir ve mutasavvıf divanı vardır. İstanbul grup vaktini anlatan şairler, akşamları gün batimını Yahya Kemal Beyatlı, Asaf Halet Çelebi, Edip Ayel, İbrahim Minnetoglu, Aydın Hatipoglu, Necip Fazıl gibi şairlerimiz bazıları konu alan edebi eserler ve şiirler yazmışlardır. Necip Fazıl Karacahmet adlı şiiri ölümü mezarlıkla özdeşleştirerek anlatan unutulmaz bir eserdir. Namık Kemal Çamlıca aşıgrdır; yazılarında Çamlıca'yı yüce cennet olarak tanımlar. Yahya Kemal Beyatlı Ziyaret, Atik V ali de' den inen Sokakta adlı şiirleri ve Üsküdar konulu Gazelleri vardır. Haya1 şehir Üsküdar'ın Dost Işıkları, İstanbul'un fethini gören İstanbul şiirleri, Üsküdar güzelligini, duygu dolu sanatçı duyarlılıgı ile anlatmanın yanı sıra dönemin olaylarına ışık tutmaktadır. Bazen bir romanın içinde, anlatımı güçlendirmek için Üsküdar konulu çizimiere rastlarız. Recaizade Mahmut Ekrem' e aitAraba Sevdası adlı Roman' da, Üsküdar manzaralı resimler ile anlatım görselleştirilmiştir. Eser Tanzimat dönemi sonlarında yazılmıştır. Edebiyat tarihimizin ilk resimli romanıdır. Bu roman toplumsal açıdan Avrupa'dan gelen etkilerle geleneksel degerler arasındaki çelişkili durumu anlatmaktadır. Dogu Batı gelenekleri arasındaki kültür çatışma-
ÜSKÜDAR PANAROMASININ SANATÇI YORUMLARIYLA iLiŞKiLENDiRiLMESi
sını ve yozlaşan kişilik yapılarını (Bilıruz Bey karakteri ile) bize yansıtmaktadır. Eser Servet-i Fünun dergisi'nde yayınlanmıştır. İçinde 12 adet çizim vardır. Romandaki çizimler ressam Halil Paşa'ya ve Diran adlı bir şahsa aittir. Kitaptaki çizimler dış alan resimleri Üsküdar, Kadıköy, Fener, Göksu resimleridir. Resimler Üsküdar ve çevresindeki bazı mekanların XVITI. yüzyılın ikinci yarısındaki durumlarını dogrulukla anlatmaktadır.Bunlar şelıircilik, sanat tarihi açısından önemli bilgi taşıyan belgelerdir.9
C. Müzisyenler
XVITI. ve XIX. yüzyıl sanatçılar arasında sanat dallarında tam ayrım söz konusu olmadıgı için şili, bestekar, tanburi, müezzin tanımlaması sesi güzel olan her birey için kullanılmıştır. Bestekar Hacı Faik Bey (1309-1891), Hüseyin Halid Bey (1853-1920), YusufDagseven (1871-1945) müezzin ve bestekardır. İbrahim Aga'nın da besteleri bulunmaktadır. Üsküdarlı Müzisyen Divan şairleri, Besteci şililer Talib, Abdi, Şermi, Reşid, Rıfat Üsküdar da yetişen müzisyenler sayı bakımından önemli bir yere sahiptirler. Mehmed Muhyiddin Efendi şili ve bestekardır. Üsküdarlı Ahmet Talat 18;>8 müzisyen, şili gazelleri, toplumsal şiirleri zarif tarifleri ile ünlüdür. Mustafa Tabii, padişalıın müzisyeni, şili söyledigi kasidelerle ünlüdür. Üsküdarlı İbrahim Hakkı, XVITI-XIX. yüzyılda yaşamış divan şiliidir, kaside vegazel tarzındaki şiirleri ile ünlüdür. Üsküdar Musiki Cemiyeti, Cumhuriyet Dönemi'nde kurulan önemli bir sivil toplum örgütüdür. 1918 yılında ordu mensuplarından Albay Hacı Reşit Bey oglu Ata Bey tarafından kurulmuştu.1923 yılında Üsküdar Musiki Cemiyeti adını aldı.Bu kurum müzisyenlerin yetişmesine imkan saglamıştır. Şevket Bey (1894/1972) bestekar neyzen, keman, piyano, ud ve kemankeştir. Emin Ongan Üsküdarlı Musiki Cemiyeti temsilcisi, Halid Lemi Atlı, Rauf Yekta Bey, Fehmi Tokay, Neveser Kökdeş, Selahattin Pınar, Niyazi Sayın, Arif Sami Toker müzisyen sanatçılar, Üsküdarlı İbrahim Hakkı Bey, Ahmet Talak (1858), Tezhipçi Ali, Mustafa Zekayi Efendi, Ahmed Remzi Dede, Melek Celal Sofu Üsküdarlı ve Üsküdar da oturmuş bazı sanatçılardır.(9) Atatürk Dönemi'nde Üsküdar Halkevinde Güzel Sanatlar Şubesi, 1935 yılında 12 konser, çok sayıda resim sergileri, kermes, caz, banda, klasik müzik konserleri gerçekleştirmiştir. Yukarıda adı Müstakil Ressamlar ve heykeltraşlar Birligi üyeleri'de Üsküdar konulu resimler yapmışlardır, Üsküdar Musiki Gerniyeti'nin ve Halkevleri'nin sanat şubelerinin Üsküdar'daki kültür hayatına katkıları da inkar edilemez.ıo
97
98
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU V
III. Sonuç ve Değerlendirme
Üsküdar, Bizans döneminde altın şehir diye anılırdı. Gerçekten de mimari yapıları, askeri seferlerin hareket noktası olması açısından, zamanın egitimini saglayan medreseleri, alış verişe imkan saglayan çarşıları, mesirelik toplanma yerleri, şehit mezarları ile gerçekten de bizler için de altın degerinde bir semttir. Ahmet Harndi Tanpınar, İstanbul'u tanırnaclıkça kendimizi bulamayız diyor. Kendimizi bulmak, kentimizi anlamak ve anlayınca da sevmekle mümkün olur.Üsküdar'ı bilmek, gezmek, tanımak, sahip çıkınakla mümkündür. Bu yüzden cografyasını, tarihini korumak, tanımak ve tanıtmak, İstanbullular için hem ulusal hem de evrensel sorumluluktur.
DİPNOTLAR
1 Auguste Boppe, 18. Yüzyıl Boğaziçi Ressamlan (çev. Nevin Yücel, Celbiş), İstanbul1998. Ayrıca Hasan Boynukara, "15-16. YüZyıl Yabancı Seyahatnamelerde Üsküdar", Üsküdar Sempozyumu Bildirileri, 12-13 Mart 2004, II. 2 İ.H.Konyalı, Üsküdar Tarihi, I, I-II. Ayrıca Gül Sarıdikmen Abraz, "Gravür ve Resinılerle Üsküdar Çeşme ve Sebillerine Bakış", I-II Üsküdar Sempozyumu Bildirilen, 23-25 Mayıs 2003, I. 3 Mutlu Erbay, "Ressam Van Mour'un Tablolarında Hallandalı Elçi Cornelis Calcoen", Türkiye'de Sanat Plastik Sanatlar Dergisi, sy. 38, Mart- Nisan 1999. 4 Ahmed Yüksel Özeınre, "Çocukluğumun Üsküdar'ını Özlüyorunı", Kültür, sy. 6, Bahar 2007. 5 Mehmet Üstünipek, "Üsküdarlı Ressanı Şeker Ahmet Paşa ve Türk Resmindeki Yeri", HI Üsküdar Sempozyumu Bildirilen, 23-25 Mayıs 2003, I. 6 Mehmet Üstünipek, "Türk Resminde Kız Kulesi, Salacak Görünümleri", I- II Üsküdar Sempozyumu Bildirileri, 12-13 Mart 2004, II. 7 Semavi Eyice, "İstanbul Tarihçileri ve Eserleri", Kültür, sy. 6, Bahar 2007. 8 'M. Uğur Derman, "Hezarfen Hattat Üsküdarlı Necmeddin Okyay", I-II Üsküdar Sempozyumu Bildirilen, 23-25 Mayıs 2003, I, 182-192. 9 Recep Duymaz, "Araba Sevdası Romanındaki Üsküdar Manzaralar", Üsküdar Sempozyumu Bildirilen, 2004, s. 197. 10 Orhan Özacun, "Atatürk Dönemi Halkevleri Faaliyetleri", 12-14 Mart 2004, I- II Üsküdar Sempozyumu Bildirileri, II.
Top Related