YAVAŞ ÜREYEN ETKENLER VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI
description
Transcript of YAVAŞ ÜREYEN ETKENLER VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI
YAVAŞ ÜREYEN ETKENLER VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA
MEKANİZMALARI
Prof.Dr.Ömer POYRAZ
YAVAŞ ÜREYEN ETKENLER
• Yavaş üreyen etkenler, hastalığın görülmesinden uzun bir süre önce organizmaya girerek, organizmada genellikle yavaş bir tempoda çoğalırlar.
• Aylar ve yıllar süren kuluçka dönemlerinden sonra insanlarda ve hayvanlarda merkezi sinir sistemi (MSS) ' de kronik dejeneratif hastalıklar oluştururlar.
• Yavaş üreyen etkenler 2 grup altında toplanırlar.
Yavaş Üreyen Virüsler
• Bunların yapısında da tüm virüslerde olduğu gibi, genetik materyal olarak ya DNA, ya da RNA bulunur.
• Bu genetik materyalin etrafında ise kapsid denilen protein kılıf yer alır.
• Bu tür virüsler organizmada antikor oluşturmalarına rağmen, bu antikorlar virüsü vücut içerisinde nötrleyemezler.
• Laboratuvar ortamında ise nötrleyebilirler. • Bu yüzden organizma içerisinde antikorlarla uyum
halinde bulunurlar. • Hastalığın seyri oldukça uzundur. • Fakat mutlaka ölümle sonuçlanırlar.
Prionlar• Yalnızca küçük bir protein molekülü halindedirler. • Nükleik asitleri ve kapsidleri bulunmamaktadır. • Prion İngilizcede iki ayrı kelimenin birleşmesinden
türetilmiş bir isimdir. • Protein anlamına gelen proteinaus, hastalık
meydana getirici anlamına gelen infectious kelimelerinin ilk hecelerinin birleştirilmesiyle elde edilmiştir.
• Yani Pro ve in hecelerindeki harfler biraz yer değiştirerek, Prion ismi elde edilmiştir.
• Hastalandırıcı protein anlamına gelmektedir. • Prionlar bilinen tüm enfeksiyon etkenlerinden farklı
yapıda bulunurlar. • Çoğalma mekanizmaları, patojeniteleri, bulaşma
yolları tam olarak aydınlatılamamıştır. • Bununla ilgili çeşitli teoriler üzerinde durulmaktadır.
Prionların Mikroskopik Görünümleri
Yavaş Üreyen Etkenler ve Oluşturdukları Hastalıklar
Prion hastalığının 3 farklı şekilde oluştuğu düşünülmektedir
1–Enfeksiyoz olarak bir canlıdan diğerine bulaştırılması
2–Genetiksel olarak oluşturulan hastalık şekli3–Sporadik olgular
Enfeksiyöz Olarak Bir Canlıdan Diğerine Bulaştırılması
• Normalde insan ve hayvan hücrelerinde prion proteininin hücresel formu bulunmakta olup, bu form PrPc olarak adlandırılır.
• Enfekte insanlarda ve hayvanlarda ise hücrelerde PrPsc olarak adlandırılan enfeksiyöz şekil bulunur.
• Bu PrPsc olarak adlandırılan şeklin bir canlıdan diğer canlıya aktarılması ile, aktarılan canlıda enfeksiyon gelişebilmektedir.
Genetiksel Olarak Oluşan Hastalık Şekli
• İnsanın 20. kromozomunun üzerinde bulunan bir bölge, hücresel PrP olan PrPc'yi kodlamaktadır.
• Bu proteinleri kodlayan bölgede oluşan mutasyonlar sonucu PrPc' de değişiklik oluşarak, bu PrPc, PrPsc'ye dönüşür.
• Bu durumda bu kişilerde dışarıdan hiç bir enfeksiyöz etken alınmaksızın hastalık gelişebilir.
• Bu hastalık genetik kökenli olduğu için ailevi olarak aile bireyleri arasında görülebilir.
Sporadik Olgular
• Oluş mekanizması tam olarak bilinmemektedir.
• Bu hastalığın oluşumunda Prionun hücesel şekli olan PrPc'nin kendiliğinden PrPsc'ye dönüştüğü düşünülmektedir.
• Ailevi olarak bulunmamaktadır. • Bu yüzden genetiksel olarak ortaya
çıktığı sanılmaktadır.
Patogenez
• Prion proteinleri barsaklarda Peyers plaklarından alınarak lenfoid hücreler tarafından fagosite edilirler.
• Buradan lenfoid sisteme taşınır ve burada replike olurlar.
• Daha sonra da aksonlar yoluyla spinal korda ve oradanda MSS’ye ulaşarak enfeksiyon yaparlar.
• Beyin hücrelerine ulaşan prionlar burada normal Prp ile birleşerek bunları PrPsc formuna dönüştürürler.
• Hücrelerde biriken bu patojenik proteinler nedeniyle hücreler fonksiyon göremez duruma düşerler.
• Sonuçta prionla dolu hücreler ölür ve serbest kalan prionlar diğer beyin hücrelerini enfekte ederler.
• Hücreler öldükçe yerlerinde boşluklar oluşur.• Beyin peynirimsi veya süngerimsi bir görünüm alır. • Bu nedenle bu tabloya spongioform ensefalopati adı
verilir.
Beyin Dokusunda Spongioform Ensefalopati Görünümü
Dirençlilik Durumu
• Nükleik asitleri bulunmadığı için vücuttaki nükleaz enzimlerine karşı dirençlidirler.
• Protein oldukları için ise proteaz enzimlerine karşı duyarlıdırlar.
• Isıya, radyasyona, dezenfektanlara, sterilizasyona oldukça dirençlidirler.
• 132 oC' de 3 atm basınç altında 2 saat tutulmakla tam olarak inaktive olmaktadırlar.
Prion Hastalıklarının Tanısı
• Prion hastalıklarında tanı genellikle klinik belirtilere göre konulmaktadır.
• Henüz tanı için herhangi bir test geliştirilmemiştir. • Özellikle 40-70 yaşları arasında olup, zeka ve motor
fonksiyonlarında ilerleyici subakut ve kronik kötüleşme olan hastalarda prion hastalıkları düşünülmelidir.
• Ölümden sonra beyin dokusunun incelenmesiyle histolojik tanı konulur.
• Beyin dokusunda yangısız bir zeminde süngersi dejenerasyon, nöron kaybı görülür.
• Bazı hastalarda buna ilaveten amiloid plakları da görülebilir.• Deney hayvanlarına beyin dokusundan enjekte edilerek
deneysel enfeksiyon oluşturma yoluyla da tanı konabilir. • Ancak her zaman olumlu sonuç almak mümkün değildir. • Son yıllarda moleküler yöntemlerle genetik analizler
yapılarak ölüm öncesinde de tanı konulabilmektedir.
Prion Hastalıklarında Korunma
• Prionlar bilinen klasik yöntemlerle inaktive edilememektedir.
• Prion hastalığı olanlarda cerrahi müdahaleden kaçınılması gerekir.
• Aynı ameliyathanede ameliyat edilen kişilerin enfeksiyona yakalanma riskleri bulunmaktadır.
• Prion hastalığı düşünülen kişilerde kullanılan her türlü malzeme çok iyi steril edilmeden diğerlerinde kullanılmmamalıdır.
• Bu yüzden hastalara ait materyallerin ve malzemelerin normalden daha yüksek ısıda, daha yüksek basınçta ve daha uzun sürede otoklavlanması gerekir.
Yavaş Üreyen Etkenlerin Oluşturduğu Hastalıklar
• Yavaş üreyen etkenler gerek insanlarda, gerekse hayvanlarda MSS enfeksiyonaları şekinde hastalıklar oluştururlar.
• Hayvanlarda oluşan bazı hastalıklar ise, bu hayvanların etlerinin ve özellikle de beyinlerinin yenilmesiyle insana bulaşarak hastalık oluşturmaktadır.
Kuru Hastalığı
• Bu hastalık ilk olarak 1957 yılında Yeni Gine'de yaşayan yamyam kabilesinde görülmüştür.
• Kuru ismi bu kabilenin dilinden gelmektedir. • Bu kabilenin geleneklerine göre ölen insanların
etleri ve beyinleri çiğ olarak kabiledeki kadın ve çocuklara yedirilmekte idi.
• Bu yüzden bu hastalık bu kabiledeki kadın ve çocuklar arasında yaygın olarak görülmekte idi.
• Daha sonraki çalışmalarda hastalıkta etkenin Prion olduğu saptanmış ve çiğ yenen insan beyinlerinden bulaştığı anlaşılmıştır.
• Daha ileriki yıllarda bu kabilede yamyamlığın ortadan
kalkmasıyla, bu hastalıkta tamamen ortadan kalkmıştır.
Enfeksiyon genellikle yamyam kabilelerinde görülmektedir.
Kuru Hastalığı
• Kuluçka süresi oldukça uzun olup, genellikle 2-20 yıl arasında değişmektedir.
• Hasta insanlarda beyinde spongioform ensefalopati tablosu gelişir.
• Beyin dokusunda vakuoller oluşarak süngersi hale gelmektedir.
• Bu tabloya spongioform ensefalopati adı verilir.• Klinik bulgu olarak hasta kişilerde ataksi, denge
bozukluğu, yürümede güçlük, hafıza kaybı görülür.
• Enfeksiyon genellikle ateşsiz seyreder. • Klinik bulgular görüldükten 1-2 yıl sonra ölümle
sonuçlanır.
Creutzfeld - Jacob Hastalığı (CJD)
• Bu hastalık ilk defa 1920 yılında Creutzfeld ve Jacob isimli araştırıcılar tarafından bulunmuştur.
• Etkeni priondur. • Histolojik görünüm ve klinik bulgular genelde
Kuru hastalığındakine benzer. • Bu hastalarda beyindeki süngersi görünüme
ilaveten amiloid plakları plakları da oluşur. • İnkübasyon süresi 5-10 yıl arasındadır. • Hastalarda halsizlik, uyku bozukluğu, başağrısı,
kilo kaybı, genel kırıklık gibi semptomlar görülür. • Hastalık ilerledikçe beyin fonksiyonunda
bozukluklar, hafıza kaybı, yürümede güçlük, konuşma güçlüğü görülür.
• Semptomlar başladıktan 6-12 ay sonra ölüm oluşur.
Creutzfeld - Jacob Hastalığı (CJD)
• Bu etkenin bulaşması, enfekte beyinlerin yenilmesi, bulaşlı EEG elektrotlarının kullanılması, beyin ameliyatlarında bulaşlı cerrahi aletlerin kullanılması, CJD'li hastalardan sağlam kişilere kornea nakli ile olduğu sanılmaktadır.
• Bu hastalıkların toplumda yaygın olmaması, bulaşmakta başka faktörlerin de etkili olduğunu göstermektedir.
• Her bulaşmada hastalık oluştuğu şüpheli görülmektedir.
• Ayrıca inkübasyon süresinin uzun olması, hastalığın ortaya çıkmasını geciktirmektedir.
• Hatta bazı durumlarda hastalığın ortaya çıkmasına ömür yetmeyebilmektedir.
• Bu tür hastalıkların genel prevalansı milyonda 1-2 olarak bildirilmektedir.
Creutzfeld - Jacob Hastalığı (CJD)
• Prionların beyinde yüksek düzeyde birikimi doku harabiyetine neden olur.
• Bu enfeksiyonda prionlara karşı immün cevap oluşmadığı için herhangibir serolojik test tanıda kullanılmamaktadır.
• Hastalıkta % 10-15 oranında genetik yatkınlık ve ailesel insidans görülmektedir.
• Tedavide antiviral ilaçlar denenmiş fakat sonuç alınamamıştır.
• Bugün için etkin bir tedavi yöntemi yoktur.• Bütün olgular ölümle sonuçlanmaktadır.
Sığır Süngerimsi Ensefalopatisi(BSE):Deli Dana Hastalığı
• Etkeni priondur. • İngiltere'de 1986 tarihinden itibaren salgın tarzında
görüldüğü bildirilmektedir. • Bu güne kadar 130.000 hayvanın öldüğü
bildirilmektedir. • Bu salgının ise Scrapi'den ölen koyunların etlerinin, et
kemik unu olarak büyük baş hayvanların yemlerine katılmasıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir.
• Enfekte sığırlarda beyinde süngersi ensefalopati görülmektedir.
• Buna bağlı olarak hayvanlarda dengesizlikler, yürüyememe,yürürken düşme ve tekrar kalkamama gibi bozukluklar görülür.
• Bir süre sonra da bu hayvanlar ölürler. • Hareketlerde dengesizlik olduğu için de deli dana
hastalığı olarak adlandırılmıştır.
Hayvanlarda koordinasyon bozukluğu ve hareketlerde
dengesizlik görülür
Scrapie (Kaşıntı veya Sıçrama
Hastalığı) • Koyun ve keçilerin
hastalığıdır. • Prion tarafından oluşturulur. • Merkezi sinir sisteminin
dejeneratif bir hastalığıdır. • Hasta hayvanların
hareketlerinde dengesizlikler görülür.
• Hayvanlarda halsizlik, zayıflama, kaşınma, dengesiz hareketler ve sonunda ölüm oluşur.
Subakut Scleroze Pan Encephalit ( SSPE )
• Yavaş ilerleyen, demans, motor fonksiyon bozuklukları, kasılmalar ve epileptik nöbetlerle giden öldürücü bir hastalıktır.
• İlk kez 1933 yılında Dawson tarafından kişilik değişikliği, kol ve bacaklarda silkinme, ilerleyici hafıza bozukluğu gösteren 16 yaşındaki bir hastada tanımlanmıştır.
• Etkenin defektif bir kızamık virüsü olduğu kabul edilmektedir.
• Yani kızamık virüsü ile ilgili olduğu fakat tam benzeri olmadığı bulunmuştur.
• Virüsün M protein yapısında farklılık olduğu saptanmıştır.
• Buna bağlı olarak da diğer kızamık virüsleri hücreden tomurcuklanma yoluyla replike olurken SSPE virüsünde tomurcuklanma gözlenmemiştir.
Subakut Scleroze Pan Encephalit ( SSPE )
• Virüs üremesinin baskılanması ve viral persistansın mekanizması tam olarak aydınlatılamamıştır.
• Hastalarda viral persistansa neden olabilecek özgül bir immünolojik defekt gösterilememiştir.
• Genellikle okul çağı çocuklarında primer kızamık enfeksiyonu geçirilir.
• Uzun bir kuluçka dönemi vardır. • SSPE primer kızamık enfeksiyonundan 2-20 yıl sonra ortaya
çıkar. • Hastalarda mental gerileme, konuşma güçlüğü, görme
bozukluğu, ataksi, konvülziyonlar ve paraliziler görülür. • Klinik bulguların başlangıcından 1-2 yıl sonra genellikle
ölümle sonuçlanırlar. • Bu tip hastalarda kan ve BOS'da yüksek titrede IgG tipi
kızamık antikorları bulunur.
Subakut Scleroze Pan Encephalit ( SSPE )
• Antikorların BOS 'da gösterilmesi tanı açısından oldukça önemlidir.
• SSPE'de beyinden izole edilen virüs, morfolojik olarak kızamık virüsüdür.
• Ancak bazı antijenik özellikleri farklıdır. • Bu yüzden SSPE etkeninin mutasyona uğramış defektif bir
kızamık virüsü olduğu düşünülmektedir. • Tanı için kan ve BOS 'da kompleman ve ELISA ile yüksek
düzeyde kızamık antikorları saptanması yeterlidir. • Beyin biyopsisinde intranükleer inklüzyon cisimcikleri
görülür.• Beyinde floresan mikroskop ve elektron mikroskopu ile
yapılan incelemelerde kızamık virüsüne benzer nükleokapsid yapıları görülür.
• Tüm SSPE'li hastaların anamnezinde önceden geçirilmiş kızamık enfeksiyonu, ya da kızamık aşısı olduğu gözlenmektedir.
• Yeryüzünde görülme oranı 300.000’de 1 civarındadır.
Progressif Multifokal Löko Ensefalopati ( PMLE )
• Bu hastalık kronik lösemili hastalarda, Hodkingli, lenfosarkomalı, karsinomalı hastalarda hücresel bağışıklığın azalmasına bağlı olarak geç bir komplikasyon şeklinde ortaya çıkar.
• Nadiren normal şahıslarda da görülür. • MSS'nin demyelinizasyonu ile karakterizedir. • Hastalık genellikle 50-70 yaş arası kişilerde
görülür. • Başlangıç dönemi sinsidir. İnkübasyon dönemi 4-8
yıl arasındadır. • Bulguların başlangıcından 1-2 yıl sonra ölümle
sonuçlanır.
Progressif Multifokal Löko Ensefalopati ( PMLE )
• Beyine ait bulgular görülür. • Görme bozukluğu, ilerleyici mental bozukluk, demans,
beyin sinirleri fonksiyon bozukluğu, ataksi,spasite gibi semptomlar vardır.
• Ateş normal seviyededir. • BOS 'da patolojik bir değişiklik görülmez. • Bu hastalıkta beyin dokusunda Papovavirüsler izole edilir. • Papovavirüs olarak ise JC ve BK virüsleri bulunur. • Bu virüslere karşı genellikle insanların % 70-80'inde antikor
pozitifliği saptanır. • Normalde immün sistem baskılanmadığı sürece hastalık
oluşturmazlar. • Tanı serum ve BOS’da JC virüslerine karşı antikor titresinde
artış, beyin biyopsisisnde immünfloresan yöntemle spesifik antijenlerin gösterilmesi ve elektron mikroskopla viral partiküllerin görülmesiyle konur.
Visna
• Koyunlarda görülen enfeksiyon olup, etkeni Retroviridae ailesine bağlı, Lentivirus alt ailesindeki Visna virüsüdür.
• Hasta hayvanlarda arka bacaklarda tam bir hareketsizliğe yol açan paralizi görülür.
• Ayrıca MSS 'de demyelinizasyon tablosu oluşur.