Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim...

50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 22 16 Ekim 2005 Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Tecrite Karfl› Direnifl 6. 6. Y›l›nda TECR‹TE SON! TECR‹TE SON! “Müzakere Süreci”nde Emekçilerin Ç›kar› Yoktur... Emekçiler “müzakere süreci”yle de¤il, s›n›f mücadelesiyle kazan›r! ISSN 13005 - 7944

Transcript of Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim...

Page 1: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 22

16 Ekim 2005Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

TecriteKarfl›Direnifl

6.6.Y›l›nda

TECR‹TE SSON!TECR‹TE SON!

“Müzakere Süreci”ndeEmekçilerin Ç›kar›Yoktur...

Emekçiler “müzakere

süreci”yle dde¤il, s›n›f mmücadelesiyle

kazan›r!ISSN 13005 - 7944

Page 2: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Sahibi vve YYaz›iflleri MMüdürü:

Sevtap TTÜRKMEN

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.‹stiklal Cad. Büyükparmakkap› Tel

Sok. No:4 Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBUL

Telefon: 0 212 251 94 21 Faks: 0 212 251 94 35

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kBask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.

Gülbahar Cad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST.Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

ISSN: 1305-7944

‹nternet AAdresi: www.yuruyus.com

Mail AAdresi: [email protected]

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Fiyat›: 1 YTL / 1 000 000 TLAvrupa: 3 EuroAlmanya:3 EuroFransa:3 Euro‹sviçre:3 Euro

Hollanda:3 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 3 EuroAvusturya: 3 Euro

�Ça¤r›lar‹lanlar

● Armutlu Katliam›Davas›Tarih: 21 Ekim 2005Yer: 14. ACM / BefliktaflSaat: 10.45

● Adres De¤iflikli¤i‹stanbul TAYAD olarak, yeni adresimizi ve telefonu-muzu tüm üye ve dostlar›m›za duyururuz:

Adres: Güzeltepe Mah.Nurtepe Caddesi Öznur Sok.A Blok No:I9 Kat:1 D: 2 EYÜP/‹ST.

Telefon: O2I2/294 52 7I -O2I2/294 52 73

Cep TTel: O535 579 34 77

Bukra aahlet›ser mma¤ham(*)

Adana Yeni Çözüm Bürosu'na ilk geliflini an-latm›flt› bir yoldafl›n. O zaman devrimci hare-ketle henüz iradi bir ba¤›n yokmufl. Büroda-kilere dergi okuru oldu¤unu söylemifl ve birsüre sohbet etmiflsiniz. Sana Hatay'da dergisat›p satamayaca¤›n soruldu¤unda, hemensatar›m cevab› vermiflsin. Bu cevab›n üzerine'o halde befl on dergi al, satmaya çal›fl' demifl-ler sana.

Sen bu say›y› az bulup, 'bana 40 dergi verin'demiflsin. Bürodakiler hem flafl›rm›fl, hem depek inanmam›fllar sana. Çünkü o s›ralar, hemHatay'da mücadele fazla geliflkin de¤ildir,hem de Hatay’la fazla iliflkileri yoktur büro-dakilerin.

Sonuçta bürodakiler senin ›srar›n karfl›s›ndaistedi¤in say›da dergiyi vermifller. Ama içle-rinde flüphe de vard›r. Bir süre sonra ald›¤›ndergilerin tümünü satarak yeni say› için tek-

rar gelirsin büroya. Ve bu kez 60 dergi ister-sin... Bak›ld›¤›nda asl›nda o kadar dergi çokde¤ildir koca bir flehir için. Ama sorun halkagitmemedir, o sürecin kültürüdür. Sen safl›-¤›n ve coflkunla, statü bilmemenle dergilerihalka götürmüfl ve satm›fls›nd›r. Fark orada-d›r asl›nda.

Bölgede operasyon olmufl, büro çal›flanlar› dagözalt›na al›nm›flt›. Bu yüzden de kapal›yd›büro. Hemen gidip açm›flt›n sen. Bu güçlü sa-hiplenmen hala örnektir bizler için.

Sahiplenmenle bafllad›¤›n Mücadele muhabir-li¤inde, k›sa süre içinde gelifltirdin kendini.Sonra temsilci oldun, mücadelenin baflkaalanlar›nda görevler alarak geliflimini sürdür-dün. ‹natç›, kararl› yap›n, kendini di¤er alan-

larda da gösterdi.

‹yi bir ö¤retmendin bizler için. Disiplinli, mü-tevazi bir ö¤retmen. Senin dilinde 'ben' de¤ilhep 'biz' vard›. Defalarca gözalt›na al›nd›n.Hepsinde aln›n›n ak›yla ç›kt›n. Ama bir kerede övünmedin bununla. Senin için kavgam›z›nherhangi bir görevi gibi do¤ald› D‹RENMEK.fiubeden ç›kt›¤›n zamanlarda, seni gördü¤ü-müzde gülümseyen gözlerinle 'B‹Z KAZAN-DIK' derdin hep. Biz kazand›k, biz, biz...

Kavgan sürüyor, sürecek Arap yoldafl›m.fiimdi daha güçlüyüz, daha da büyüttük umu-du. Gelene¤in sürüyor. Gelene¤in ad› MÜCA-DELE idi, KURTULUfi oldu. AHMET'ti MEH-MET oldu. Mehmet'imiz de senin yolunda mi-litan bir gazeteci olarak tohumlar›n› ekti¤ingelene¤i büyüttü. Sesiniz flimdi Yürüyüfl’ler-de, yeni Ahmetler'de, Mehmetler'de yank›la-n›yor...

(*)Yar›n daha güzel olacak onlarla

������������Ahmet ÖÖZTÜRK

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 20 Ekim26 Ekim

Gazi AARICI Selhan TTOP

20 Ekim 2003Çorum'un ‹skilip ‹lçesi'ne ba¤l› Ferhatl› Köyü yak›n-

lar›nda jandarma komanda birlikleriyle ç›kan çat›flmadaflehit düfltüler. Karadeniz Recai Dincel K›r Silahl› Propagan-da Birlikleri’ne mensup gerillalardan Gazi, Ankara’da lise-lilerin, Mamak gecekondu halk›n›n mücadelesi içinde, Sel-han ise, Çorum’da mücadelenin her alan›nda yerald›ktansonra umudun bayra¤›n› da¤larda tafl›yan devrimcilerdi.

Ahmet ÖÖZTÜRK Zeynep GGÜLTEK‹N

26 Ekim 1994’de Mersin Arpaçbahflifl’te, polisinkald›klar› eve yapt›¤› bask›nda katledildiler.

Ahmet Öztürk, 1968 Antakya Harbiye do¤umlu veArap milliyetindendi. Mücadeleye lise y›llar›nda kat›ld›.Zeynep Gültekin, 1970 Antep Kilis do¤umluydu. ‹fllet-me Fakültesi ö¤rencisiyken mücadelede yerini ald›.

Tayyar TTurhan SSAYAR Yaflar YYILMAZ

26 Ekim 1993’te Ankara Balgat’ta bulundukla-r› üste, üzerlerine saatlerce bomba ve kurflun ya¤d›r›-larak katledildiler.

Tayyar Konya, Yaflar Tekirda¤ do¤umluydu. ‹kiside DEV-GENÇ saflar›nda yeralarak kat›ld›lar mücadele-ye. O saflarda devrimcilefltiler. Son olarak Ankara SDBiçinde yeral›yorlard›.

Düzgün TTekin

KAYIP-Devrimci birtekstil iflçisiydi. D‹SK TekstilSendikas› 2 No'lu fiube de-legesiydi. 21 Ekim 1995sabah› Güneflli, Evren Ma-hallesi'ndeki akrabas›n›nevinden ç›kt›ktan sonra, si-vil polisler taraf›ndan kaç›-r›ld› ve KAYBED‹LD‹.

Kamber GGÜNEfi

24 Ekim1996’da Der-sim’de kontrgeril-la taraf›ndan kaç›-r›l›p katledildi. Mi-lis örgütlenmesiiçinde yeral›yordu.

Mustafa KKAMACI

5 Ekim1989’da birtrafik kazas›sonucu ara-m›zdan ay-r›ld›.

Yunus GGÜZEL

23 Ekim 2001’de ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’nde iflkencede katle-dildi. “Hücrede intihar etti” diye aç›kland›.

1987'de Diyarbak›r Dicle Üniversitesi ö¤rencisiyken Liseli Dev-Genç yö-netimi ve Diyarbak›r Devrimci Sol Komitesi’nde yerald›. Sonraki y›llarda Ha-tay ve Adana’da sorumluluklar üstlendi, milis çal›flmalar› yürüttü. Neredey-se tüm devrimci yaflam›, illegalitede geçti. Son olarak, ‹stanbul’da bir SPBkomutan›yd›.

Yüksel BBABACAN20 Ekim 1994Fransa’da bir halk

düflman› taraf›ndan katle-dildi. 1963 Erzincan Refa-hiye do¤umluydu, Müca-deleye 1979’da kat›lm›fl,cunta y›llar›nda tutsak kal-m›fl, 1986’dan itibarenmücadelesini yurtd›fl›ndasürdürmüfltü.

Tülin AAyd›n BBAKIR24 Ekim 1999’da

kanser hastal›¤› onuaram›zdan ald›. EME-KAD’da, DEMKAD’da ka-d›nlar›n örgütlenmesifaaliyetlerinde, EMObünyesinde mimar vemühendislerin devrimcimücadelesinde yerald›.

Burhan RRemzi KKAFADENK

26 Ekim1991’de ‹stanbulGayrettepe’de so-kak ortas›nda po-lisler taraf›ndaninfaz edildi. Dev-rimci hareketinsempatizan›yd›.

‹dil Kültür

Merkezi Kurslar›

Adres: ‹stiklal Cd. Aznavur Psj. No: 212 Kat:6 / Beyo¤lu-‹stanbul

Tel: 0 212 245 00 70 / 244 31 60

www.grupyorum.net [email protected]

Direnenlerin yan›nday›z!Talepleri taleplerimizdir

HÖC’ün Ça¤r›s›6. y›l›nda direnenlerin yan›nday›z!F tiplerine karfl› Büyük Direnifl’in bafllad›¤› gün olan

20 Ekim’de Cebeci’de flehitlerimizin baflucunda olaca¤›z. Onlar›n önünde birlikte sayg›ya dural›m!Birlikte “Tecrite Son” diye sesimizi yükseltelim!

Yer: Cebeci Mezarl›¤› Tarih: 20 Ekim 2005 Saat: 14.00

TAYAD Komite’nin Ça¤r›s›-20 Ekim'de çeflitli flehirlerde parlamentolar önünde düzenleyece¤imiz

yürüyüfllere,

- 22-23 Ekim’de bulundu¤umuz her yerde Açl›k Grevi yapmaya,

- 22-23 Ekim'de derneklerde düzenleyece¤imiz anma toplant›lar›na

- 22-23 Ekim'de direnen tutsaklara mektup ve kartlar göndermeye,

- T.C Adalet bakanl›¤›na, Adalet Bakan› Cemil Çiçek'e ve Ceza veTevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü'ne telefon, faks ve maille protestonuzubildirmeye ÇA⁄IRIYORUZ.

Tecrite SSon!

-Grup Yorum Korosu

-Çocuk Korosu-Ba¤lama-Gitar-Yan Flüt

Kurs kay›tlar› bafllam›flt›r!

‹Ü.AÇILIfi

fiENL‹⁄‹

Tarih:19 Ekim 2005

Yer: ‹Ü MerkezKampüs Havuzlu

Bahçe

Page 3: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Yeni bir biny›l›n bafl›ndayd›k;ülkemizi 50 y›ld›r talan eden-

ler, iflbirlikçilerinden “temizlik”yapmalar›n› istediler. “Temizlenme-sini” istedikleri, bu topraklardakibin y›ll›k direnifl gelene¤i ve kurtu-lufl umuduydu. Türk ve Kürt halk›büyük bir sald›r›yla karfl› karfl›yay-d›. Türk ve Kürt halk›n›n devrimci,yurtsever örgütleri tasfiye edilmekisteniyordu. Sald›r› elbette uzun birdönemdir süregelen bir sald›r›n›ndevam›yd›; ancak emperyalizm veiflbirlikçileri, daha kesin bir sonuçalmay› umuyorlard›. Planlar›n› bunagöre yapm›fllard›. Yapaca¤›m›z veyapmam›z gereken tek fleyi yapa-rak, direnme karar› ald›k.

Bu karar›n üzerinden tam befl y›lgeçti. Hücreleri dayatan ve bu-

nun için katliamlar yapan iktidar y›-k›ld›, yeni bir hükümet kuruldu.Adalet Bakanlar› de¤iflti. AB’ye

uyum yasalar›n›n ç›kar›ld›¤›, linçsald›r›lar›n›n gerçeklefltirildi¤i,AB’cilik ve flovenizm rüzgarlar›n›nbirbirine paralel esti¤i y›llar yaflan-d›. Tabutlara tabutlar eklendi. Dire-niflin 11. ay›na denk gelen 11 Eylüleylemlerinin ard›ndan emperyaliz-min yeni bir sald›rganl›k süreci bafl-lad›. Dünyan›n tüm anti-emperya-listleri, devrimcileri hedef tahtas›nakonuldu. Her alanda üzerimizdekibask›lar katmerleflti. Hücrelerdekitutsaklara yeni tutsaklar, ölüm oru-cu ekiplerine yeni ekipler eklendi.Ve direnifl hala sürüyor. Emperya-lizme, oligarfliye ve zamana mey-dan okuyarak en bafltaki karar›ndaduruyor.

20 Ekim 2000’de bu karar do¤rul-tusunda, bir süre sonra ölüm oru-

cuna dönüflecek olan açl›k grevinebafllanm›flt›. Devrimci tutsaklar›n,gerçekte tüm halk› ilgilendiren ta-

leplerinin iktidar taraf›ndan dikkateal›nmamas›, karfl›s›nda yüzlerce tut-sak peflpefle ölüm orucuna bafllad›.‹ktidarsa bir yandan sald›r› ve tecrithücrelerinin haz›rl›klar›n› tamam-larken, gerekli zaman› kazanmak vee¤er baflarabilirse direnifli k›rmakiçin “tutsaklarla görüflme” manevra-s›na baflvurdu. Görüflmeler sonu-cunda direnifli k›rabilirse, F tiplerinitutsaklar›n direniflte olmad›¤› birkesitte açmak, kendisi için dahaavantajl› olacakt›. Bu oyunun tut-mad›¤›n› görünce, katliam plan›n›yürürlü¤e koydu.

19 Aral›k katliam plan›n›n iki ön-celikli hedefi, direnifli k›rmak ve

tutsaklar› F tiplerine sevketmekti.‹kinci hedefi, K›br›s iflgalinden son-raki en büyük askeri hareketle ger-çeklefltirdiler. Ama birinci hedefle-rine ulaflamad›lar. Hapishaneler kangölüne dönüfltürülmesine, 28 tutsa-¤›n katledilmesine ve vahfli iflkence-lere ve hücrelere ra¤men direnifl k›-r›lamad›.

Ogünden bu yana Büyük Direni-fle karfl›, içeride ve d›flar›da, as-

keri, siyasi, ideolojik, psikolojik,idari, ahlaki, akla gelebilecek heryöntem ve araç kullan›lm›flt›r. Dü-zenin tüm kurumlar›, polis, savc›l›k-lar, mahkemeler, bas›n yay›n kuru-lufllar›, bu amaç için seferber edil-mifltir. Fakat hiçbir yöntem ve araç,direniflin kaderini belirleyen iradeyik›ramam›flt›r.

‹ktidarlar›n y›k›ld›¤›, iktidarlar›n kuruldu¤u, dünyan›n alt üst

olufllar yaflad›¤› bir zamana galip gelen direnifl, iradesiyle

gücünü kan›tlam›fl, emperyalizmin devrimi altedemeyece¤ini

göstermifl, emperyalizme ve oligarfliye karfl› direnmek iste-

yenler için çok genifl bir zemin açm›flt›r. Büyük Direnifl, 6.

y›l›na girerken ülkemizin devrimcilerini, demokratlar›n›, ile-

ricilerini, vatanseverlerini bu zemine ça¤›r›yor.

‹ktidarlar y›k›l›p, iktidarlar kurulurken...

3 ‹ktidarlar y›k›l›p, iktidarlar kurulurken...

6 Tecrit, 120 ölüm ve “Avrupa Birli¤i’ne uyum”

9 ‘12 Eylül F tipleriyle SÜRÜYOR

12 Yürüyoruz....

14 ‘Konut sorunu’, halk›n kat›l›m›yla çözülsün

18 Emekçiler ‘Müzakere Süreci’ ile de¤il, s›n›f

mücadelesi ile kazan›r.

21 TÜPRAfi ve PETK‹M iflçileri ifl b›rakt›

22 Doktorlar›m›z, ö¤retmenlerimiz, mühendislerimiz

24 Sultanbeyli halk› cemevi karar›ndan

‘dönmeyecek’

25 Ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm

yolunday›z

26 Selam olsun uzun yürüyüflün gençli¤ine

ve DEV-GENÇ’e

29 Üniversite k›l›f›ndaki hapishaneler

30 Trabzon’da kontra faaliyetleri

31 Hayat›n ‹çindeki Teori:

“Soldaki yozlaflma ve halka güven”

35 Tutsak cezadan bafl›n› kald›rmamal›

36 ‘Taksim’de salland›ral›m, ibret olur’

40 Birtan Altunbafl davas›nda iflkencecilerin

manevras›

43 1 Nisan komplo davas›

44 Tehlikeli olan kufl gribi mi, halk›

düflünmeyen yönetim anlay›fl› m›?

45 Pakistan’da deprem: 40 bin ölü!

46 Kapitalizmin ‘dini iman›’ ve AKP’nin

“sakal-› flerif” olay›

47 Ayd›nl›k(‹P) sol de¤ildir

48 GENEL-‹fi: ‹flçiye sayg› duyun

49 Temel haklar›m›z kurultay›na ça¤r›

50 Anti-emperyalist halktan yana bir

ayd›n›m›z› kaybettik

� � � � � � � � � � �

Page 4: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Halklar›n mücadelesinin her an›bir tarih yaz›m›d›r. Fakat bu ta-

rih esas olarak dönüm noktalar›nda-ki doruklarla karakterize edilir. Bü-yük Direnifl, daha bugünden dünyahalklar›n›n tarihindeki doruk nokta-lar›ndand›r. Halklar›n direnifl tarihive gelece¤i aç›s›ndan yol göstericibir örnek olarak kaydolmufltur tari-he. Zulmün en koyulaflt›¤› dönem-lerde, en umutsuz anlarda, ödenenbedellerin büyüdü¤ü, emperyalistiflgallerin, faflist diktatörlüklerinuzay›p giden zulümleri karfl›s›nda,bu direnifl hat›rlanacakt›r. Bu dire-nifl hat›rlanarak tüm bunlara diren-menin mümkün oldu¤unun kan›t›olarak gösterilecektir. Ki bugündengösterilmektedir.

Peki bu sonuç nas›l ortaya ç›k-m›flt›r? Direniflin geçirdi¤i tüm

aflamalar gözönüne getirildi¤inde,orada halk›n ve devrimci iradeningücü görülür.

Karfl›-devrimci politika, tarihindefalarca tersini göstermesine

karfl›n, her zaman as›p-kesmekle so-nuç alaca¤›n› düflünür. ‹stedi¤i so-nucu alamasa da as›p-kesmenin or-taya ç›karaca¤› gözda¤›’n›n enaz›ndan belli bir süre egemenlere“huzur ve güven” sa¤layaca¤›n› he-saplar. Oligarfli, bu karakteristik dü-flünce ve hesaplarla, direnifle karfl›19-22 Aral›k Katliam›’n› gerçeklefl-tirdi. Katlettiklerinin birkaç kat›n›öldürme karar›yla hapishaneleregirdiler. Direnifli k›ramayacaklar›n›,daha girdikleri ilk anda gördüler.Çünkü onlar›, zulmün sald›r›s›n›durdurmak için kendini feda edendireniflçiler karfl›lad›. Direnifli k›ra-mamak daha da vahflilefltirdi onlar›.“Sa¤ ele geçirilen” tutsaklar, iflken-celerden geçirilip F tiplerine sevke-dildiler ve iflkenceyle hücrelere at›l-d›lar.

Fakat hücrelerde direnifl hala sü-rüyordu. ‹nkar, yalan ve sansür

sokuldu devreye. Direnifl yoktu! Di-reniflin taleplerini de¤il, sürdü¤ünühalka duyurman›n öne ç›kt›¤› bir sü-reç yafland›. Sansür duvar›, nihaye-tinde hücrelerdeki ve d›flar›da dire-nifl evlerindeki ölümlerle parçalan-d›. Sansürün büyük ölçüde parça-

land›¤› o kesitte, oligarfli direnifli in-kardan vazgeçip baflka bir yöntemidevreye soktu: Tahliyeler. Aleni bir“rüflvetti” tahliyeler; tutsaklara tah-liye karfl›l›¤›nda yoldafllar›n›n ceset-lerinin üzerine basarak tahliye ol-duklar› gerçe¤ini unutmalar› ve di-renifli b›rakmalar› öneriliyordu. Oli-garfli bu takti¤ini tek tek kiflilerin vesiyasi gruplar›n zay›fl›klar› üzerinekurmufltu. Onlarca tutsak bu rüflvetikabul ederek ihanetin yolunu seç-miflti. Direnifl içindeki birçok siyasihareket, bir ad›m ötesini göremeyenufuksuzluklar› ve küçük, pragmatikhesaplar›yla tahliye edilenlerin dire-nifli b›rakmas›n›n önünü açt›lar. Fa-kat direnifl içindeki belirleyici irade,bu oyunu bozdu. Tahliye edilenCepheli tutsaklar›n birço¤u, direniflevlerinde ölüm orucunu sürdürerekflehit düfltü. Oligarflinin bir takti¤idaha bofla ç›kar›lm›flt›.

Tahliyelerden sonra, ölüm orucudireniflinin d›flar›da büyük bir

güç kazanmas›, oligarflinin oyununubozmakla kalmam›fl, kendini vuransilaha dönüfltürmüfltü. Bir süre son-ra oligarfli bundan da vazgeçmekzorunda kald›. Ama yeni yöntemlerdeneyece¤i kuflkusuzdu.

Yeni yöntem karfl›m›za “zorlamüdahale” olarak ç›kt›. Direni-

fli k›ram›yorlarsa, zorla t›bbi müda-haleyle “kimsenin ölmesine izinvermeyerek” direnifli etkisizlefltire-ceklerdi. Ölüm orucu direniflçileri,art›k “ölebilmek” için özel bir savaflvereceklerdi. Bu, yaln›zca direniflçi-

lerin iradesiyle bozulabilecek biroyundu. Ve tarihin daha ayr›nt›l› ya-zaca¤› gibi, direniflçiler eflsiz bir ya-rat›c›l›k, eflsiz bir irade ve fedakar-l›kla, kahramanl›klarla bozdular buoyunu da. Bunu bazen son nefesle-rini verinceye kadar bilinçleriniuyan›k tutarak, bazen ise oligarflininzorla müdahalesine f›rsat vermemekiçin bedenlerini tutuflturarak yapt›lar.

Bu direniflin, kelimenin her anla-m›yla bedelleri büyük bir dire-

nifl olmas› iflte böyle flekillenmifltir.Denilebilir ki, bu direnifl içinde he-defe do¤ru yürürken, sansürü parça-laman›n, tahliye rüflveti oyununubozman›n, zorla müdahaleyi boflaç›karman›n bedeli de ölümdü!

Solun gücü iflte bu direnifltedir.Solun gücü, yüzbinlerce askeri

polisiyle, yüzlerce hapishanesiyle,mahkemeleriyle medyas›yla devasadevlet mekanizmas›n›n birkaç yüztutsa¤› altedememesindedir. Solungücü, fiziki, ideolojik tasfiye sald›-r›s›na karfl› gösterdi¤i büyük direnç-tedir. Direnifl bir yan›yla yenilmez-li¤in, di¤er yan›yla gelece¤e dairgüçlü iddian›n ifadesi olmufltur.

Bu süreç yaflan›rken, Türkiye so-lunda üç önemli savrulufl ger-

çekleflti. Bunlardan birincisi, Kürtmilliyetçi hareketin tavr›d›r. ‹kincisavrulufl ve daha uygun bir deyim-le kopufl ise, reformist cephede ger-çekleflmifltir. Üçüncü savrulufl ise,bir dönem direniflin de içinde yera-lan devrimci gruplarda yafland›.

Solun tavr›n›n ayr›nt›lar›n› buradatekrarlamam›z mümkün de¤il,

fakat flu kadar›n› belirtelim ki; sol-daki bu savrulufllar sadece “taktikbir ayr›l›¤›n” ifadesi de¤ildi. Öyleolsayd›, “fark›m›z› koyduk iyi oldu”denmezdi, “cepte keklik mi sand›-n›z” diyerek, “ayn› mahallelerdende¤iliz” diyerek apolitik bir tavr›niçine yuvarlan›lmazd›. Öyle olsay-d›, ihanetler sahiplenilmez, sansüreortak olunmazd›. Oysa, solun büyükbölümü, de¤iflik oranlarda ve biçim-lerde bunlara ortak oldu. S›radanduyarl›l›klar›n gerisine düflüldü¤ügibi, direniflin karfl›s›na da ç›kt›lar.19 Aral›k’tan bu yana da esas olarak

4

16 Ekim 2005 / 22

Halklar›n mücadelesinin her

an› bir tarih yaz›m›d›r. Fakat

bu tarih esas olarak dönüm

noktalar›ndaki doruklarla ka-

rakterize edilir. Büyük Direnifl,

daha bugünden dünya halkla-

r›n›n tarihindeki doruk nokta-

lar›ndand›r.

Peki bu sonuç nas›l ortaya ç›k-

m›flt›r? Direniflin geçirdi¤i tüm

aflamalar gözönüne getirildi-

¤inde, orada halk›n ve dev-

rimci iradenin gücü görülür.

Page 5: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

sadece seyrediyorlar. Baflka bir fleyyapm›yorlar. “Tek bir ölüm orucudireniflçisi kalsa da ilgilenmeye de-vam edece¤iz” diyenler de, “ölümorucundan ba¤›ms›z olarak F Tiple-rine karfl› mücadelemiz devam ede-cek” diyenler de, “sald›r› stratejik-tir, uzlaflma kabul edilemez” diyen-ler de, sözlerini unuttular. Evet, bubir “taktik farkl›l›k” de¤il, kelime-nin gerçek anlam›yla siyasal bir ay-r›flmad›r. Oligarflinin F tipi sald›r›s›ve bunun karfl›s›nda gerçeklefltirilendirenifl, solu ayr›flt›rm›flt›r. Bu ayr›fl-mada, devrim ve sosyalizme ba¤l›l›-¤›n, Marksist-Leninist iradenin,devrimci politikan›n devrimci hare-ket taraf›ndan temsil edildi¤i tart›fl-mas›zd›r.

Direnifl karfl›s›ndaki bu tutumla-r›n›, özellikle kendi tabanlar›

karfl›s›nda “direniflçilerin hatalar›,sekterlikleri, yanl›fl taktikleri” gibigerekçelerle aç›klamaya çal›flsalarda neden bu de¤ildir. Direnifl karfl›-s›ndaki tutumlar›, hayat›n di¤eralanlar›ndaki teslimiyetçiliklerinin,icazetçiliklerinin, statükoculuklar›-n›n bir devam›d›r. Sorun ideoloji vepolitikalardaki büyük kopufltad›r.Kürt milliyetçili¤i de içinde olmaküzere, reformizm, esas olarak Avru-pa emperyalizminin kuflatma ve tas-fiye politikas›n›n saf›nda yeralm›fl-t›r. AB çerçevesindeki “demokrasi”için devrimcilerin tasfiyesine do¤-rudan veya z›mmen onay verilmifl-tir. Soldaki Avrupac›l›k, bu direnifltekarfl›m›za öyle güçlü bir olgu olarakortaya ç›km›flt›r ki, direnifl içindeolup kendilerini hala komünist ola-rak adland›ranlar bile, “uluslararas›standartlar›n›n” savunuculu¤unuyapabildiler. Direnifle karfl› sansüruygulad›lar. Böyle bir direnifl karfl›-s›nda solun böyle bir konuma sav-rulmas›n›n örne¤i fazla yoktur. Bu-nun ülkemiz tarihinde bir benzeriolmad›¤› gibi, dünya halklar›n›n di-renifl tarihinde de oldu¤unu sanm›-yoruz. Kürt milliyetçili¤inin aç›kolarak da ifade etti¤i gibi, refor-mizm, bu direnifl nezdinde kendinidüzene kan›tlamaya çal›flm›flt›r.

Fakat onlar›n gerek kendi siyasalgeleceklerine, gerekse de ülke-

mizdeki demokratikleflmeye iliflkintüm hesap, beklenti ve politikalar›isabetsizdir. 5 y›l onlara da bunugöstermifltir. Hiçbir fley hesaplad›k-lar› gibi olmam›flt›r ve olmayacak-t›r. Onlar da esas olarak emperya-lizm ve oligarfli nezdinde “tasfiyeedilmesi gereken” güçler aras›nda-d›r. Devrimcilerin tasfiyesine ver-dikleri “destek”, Büyük Direniflleve devrimcilerle aralar›na “mesafe”koymalar› bunu de¤ifltirmemifltir.Görmemekte hala direnseler de,gerçek böyledir.

Direniflin henüz bafl›nda iken, ogünlerde söyledi¤imizin özeti

fluydu: Sosyalist sistemin oluflturdu-¤u güçler dengesinin bask›s›ndankurtulan emperyalizm, tüm dünyadadaha vahfli, pervas›z bir sömürü vetalana giriflmektedir. Bugün bununönündeki tek engel, yeni-sömürgeülkelerdeki devrimci, ulusalc› hare-ketler ve halk örgütlülükleridir. Busald›r›yla devrimcilerin etkisizleflti-rilmesi, halk›n tüm demokratik ör-gütlenmeleriyle birlikte örgütsüzlefl-tirilmesi hedeflenmektedir. Bugünegelelim; art›k burjuva medyan›n dagizleyemedi¤i, iktidar sözcülerininalenen savundu¤u büyük bir emper-yalist ya¤ma ve talan›n içindeyiz.Bu koflullar›n karfl›l›¤› büyük bir an-ti-emperyalist, anti-oligarflik müca-delenin ortaya ç›k›fl› olmal›yd›. An-cak olamamaktad›r. Çünkü, 1990’la-r›n bafllar›ndan bugüne kadar kesin-tisiz sürdürülen infazlar›n, kaybet-

me politikalar›n›n, Buca’dan bu ya-na süren hapishane katliamlar›n›nsonucunda devrimci hareket bu dal-gaya önderlik edebilecek güçte de-¤ildir. Büyük Direnifli ve devrimcitutsaklar› sahiplenmek, iflte bu an-lamda, bir “duyarl›l›k” olman›n öte-sinde, bu ülkenin ba¤›ms›zl›k-de-mokrasi-sosyalizm mücadelesini sa-hiplenmektir. Ve ülkemizde solunbir k›sm›n›n, demokratik çevrelerin,ayd›nlar›n göremedi¤i de budur.

5y›l! Evet, herkese befl y›lda dün-yada ve ülkemizde neler yaflan-

d›, befl y›lda direnifl hangi aflamalar-dan geçti, k›saca da olsa hat›rlama-lar›n› istiyoruz. Direnifle, bir eylembiçimi olarak ölüm orucunun tercihedilmesine, direniflin “taktiklerine”,çeflitli aflamalar boyunca, hem re-formizmden, hem ayd›nlardan hemde k›sa bir dönem direniflin içindeyeralan gruplardan çeflitli elefltirileryap›lm›flt›r. Fakat flimdi, tarihin kar-fl›s›nda bunlar ne ifade ediyor? Buelefltiriler, kimin bugünkü konumu-nu aç›klayabilir? Direnifl karfl›s›ndagelifltirilen bu teoriler ve gerekçeler,teorik, politik aç›dan tart›fl›labilir-likleri bir yana, tarihen hükümsüz-dür. Bunlar afl›lm›flt›r. Bugünü bun-larla aç›klamaya devam etmek, bubüyük mevzi savafl›nda yanl›fl yerdeolmaya devam etmektir.

Tarih her fleyi yerli yerine oturt-tuktan, her fley halk›n gözünde

netlefltikten sonra tarihin söyledi¤i-ni “onaylamak” politika yapmak de-¤ildir. Devrimci, demokrat politika,direniflin tarihi, siyasi önemini gör-mek ve bu rolünü daha etkili birtarzda yerine getirebilmesi için dire-niflin içinde, yan›nda yeralmakt›r.‹ktidarlar›n y›k›ld›¤›, iktidarlar›nkuruldu¤u, dünyan›n altüst olufllaryaflad›¤› bir zamana galip gelen di-renifl, zamana hükmeden iradesiylegücünü kan›tlam›fl, emperyalizmindevrimi altedemeyece¤ini göster-mifl, emperyalize ve oligarfliye karfl›direnmek isteyenler için çok geniflbir zemin açm›flt›r. Büyük Direnifl,6’nc› y›l›na girerken ülkemizin dev-rimcilerini, demokratlar›n›, ilerici-lerini, vatanseverlerini bu zemineça¤›r›yor.

5

16 Ekim 2005 / 22

Bu süreçte solda üç önemli

savrulufl gerçekleflti. Bunlar-

dan birincisi, Kürt milliyetçi

hareketin tavr›d›r. ‹kinci ssav-

rulufl reformist cephede ger-

çekleflmifltir. Üçüncü ssavru-

lufl ise, bir dönem direniflin

de içinde yeralan devrimci

gruplarda yafland›.

Soldaki bu savrulufllar sade-

ce “taktik bbir aayr›l›¤›n” ifade-

si de¤il... kelimenin gerçek

anlam›yla siyasal bbir

ayr›flmad›r.

Page 6: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

“Avrupa Birli¤i’neuyum”... Bu kavram, bu-güne kadar hep “insanhaklar›, demokrasi, öz-gürlükler” yerine kulla-

n›ld›. AB ko-n u s u n d a

y a r a t › l -mak iste-nen ya-n › l s a m a

bunu gerek-t i r i y o r d u .

“ U y u m u n ”parças› olanbaflka fleylerhep gözard›

edildi, üzeri ör-tülmek istendi.

Oysa “uyumun”ilk halkalar›ndan

biri hapishanelerdi.Bunun ayn› zamanda,

di¤er alanlarda “uyum”patentli uygulamalar›n

önünü de temizleyen bir ifllevgörece¤i hesap edilmiflti. Bir

baflka deyiflle, tecrit hücreleri iledevrimcilerin teslim al›nmas›, em-

peryalist politikalar›n daha kolay uy-gulanabilmesinin ön kofluluydu. Ve

yine bu yüzden, ülkemizin AB’cileritecriti, 120 ölümü, F tiplerini asla a¤›z-

lar›na almazlar, bunlar yokmufl gibi yap-may› tercih ederler. Sami Türk’ten CemilÇiçek’e, bu politikay› uygulayanlar›n s›r-t›n› Avrupa’ya dayamalar› ve tecrit iflken-cesi ve ölümler meflrulafl›yormufl gibi,“bak›n AB de F tiplerini onayl›yor” deme-leri bofluna de¤ildir. Onay ve destek so-mut belgeleri ile kan›tlanm›fl durumdad›r.

Avrupa Birli¤i’ne ‘uyumlu’ bir‘devrimcilik’ istiyorlarDevrimci tutsaklar›n teslim al›nma-

s›, oligarfli için uzun geçmifli olan birpolitikad›r. F tiplerinin gündeme geti-rilmesi ise do¤rudan Avrupa taraf›n-

dan olmufltur. Avrupa emperyalizmi özellikle1970’li y›llarda kendi ülkelerinde bu politikay›yaflama geçirmifller, büyük oranda “baflar›lar”da elde etmifllerdi. Bu deneyleri de oligarfliyeaktard›lar. Aralar›nda tam bir düflünce birli¤ininolmas› do¤ald›r. Zira, F tipleri ile Türkiye dev-rimci hareketinin teslim al›nmas›, devrimcili¤indüzeniçilefltirilmesi, “Avrupa’ya uyumlu” halegetirilmesi hedeflenmektedir. Avrupa, ülkemiz-de kendi sistemini kurmaya önce devrimciler-den bafllad›. ‹mha bu noktada gündeme geldi.‹stedikleri kendi sistemlerini benimseyen “dev-rimciler” yaratmakt› ve oligarfliyle temeldeuyufltuklar› nokta da buras› olmufltu. Böyle bir“devrimcilik” düzen aç›s›ndan da tehlike olufl-turmayan bir devrimcilikti. Öyle ya, emperya-lizme, kapitalizme itiraz› olmayan bir “devrim-cili¤in”, faflizm için ne sak›ncas› olabilirdi ki!

“‹nsan haklar›” kavram›n› da her zamankigibi içini boflaltarak bu amaçla kulland›lar. Mu-halifleri kendisi gibi düflünmeleri için katliamdüzenleyen bir anlay›fl›n, “insan haklar›”ndanne anlad›¤› kimse için s›r de¤ildir. F tiplerindeinsan haklar›n›n olmad›¤›n›, “A‹HM”in o mefl-hur kararlar›n›n ifllemedi¤ini, “AB yasalar›”n›nda bu alanlarda geçersiz oldu¤unu, Avrupa Bir-li¤i de çok iyi bilir. Ama as›l amac› riske edecekhiçbir elefltirel tutuma da girmez.

Avrupa’dan ‘Tecrit hücreleri yap›n’talimat› ve katliama ‘anlay›fl’

Peki, AB’nin bu deste¤i nas›l somutland›?Birkaç belge ile ortaya koyal›m:

Avrupa Konseyi ‹flkenceyi Önleme Komite-si (CPT), 1996 y›l›nda hapishanelerde yapt›¤›inceleme sonucunda, ko¤ufl sisteminin de¤iflti-rilmesini, ‘oda sistemi’ dedikleri hücrelerinyap›lmas›n› içeren bir rapor haz›rlad›. Bu gizliraporda, gerekçe elbette Avrupa ikiyüzlülü¤üneuygun olarak ko¤ufl sisteminin “insan haklar›-na uymad›¤›”yd›. Niyet gizlenmek istenmiflti.

Bu gizli rapor, direnifli sahiplenmenin üstboyuta ç›kt›¤›, oligarflinin zorland›¤› bir aflama-da, tam da CPT heyeti tutsaklarla görüflürken,Hürriyet Gazetesi taraf›ndan yay›nland›. Hürri-yet, “bak›n AB de F tipi istiyor” demeye geti-riyor, katliama yeflil ›fl›k yak›yordu. Elbette as›l

6

16 Ekim 2005 / 22

Tecrite kkarfl› direnifl 66. yy›l›nda

TECR‹TE SON!

Tecrit, 120 ölüm ve ‘Avrupa Birli¤i’ne Uyum’

Page 7: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

“yeflil ›fl›k” ise raporun kendisiydi.

Tutsaklarla 10 ve 15 Aral›kgünlerinde iki kez görüflen CPT he-yeti, tutsak temsilcilerinin uyarma-s›n›n ard›ndan, “söyleyeceklerinindevlet taraf›ndan manipülasyonmalzemesi olarak kullan›labilece¤i-nin fark›nda” olduklar›n› aç›kça ifa-de etmifllerdi. Raporu haz›rlarkende fark›ndayd›lar. Raporun bas›nayans›mas› karfl›s›nda maskeleri dü-flen AB’nin resmi insan haklar› vit-rini kurumunun temsilcileri, “taraf-s›z olduklar›, direniflin nedenlerinianlad›klar›” gibi yalanlarla, duru-mu kurtarmaya çal›flt›lar. Nitekimbu sözlerin üzerinden dört gün geç-miflti ki, 28 tutsa¤›n ölümüne nedenolan büyük katliam yafland›.

Avrupac›l›k rüzgarlar›n›n alabil-di¤ine h›zl› esti¤i günlerde, AB’ci-ler yüzünü Brüksel’e çevirdiler,mutlaka bu vahflet, katliam lanetle-necek, Türkiye a¤›r flekilde elefltiri-lecek, hatta AB’ye üyelik konusun-da ciddi engel olacakt›. Beklentileribuydu.

Avrupa Parlamentosu’nun ilktoplant›s›nda ne “k›nama” vard›, nede konu gündeme geldi. Bu aç›k birdestekti. ‹fllerine geldi¤inde bir ya-zar hakk›nda aç›lan davaya müdahilolan, tehditler savuran Avrupa’n›nböyle bir katliam› olmam›fl gibiyapmas› do¤al bir durum de¤ildi el-bette. AB’ciler de flaflk›nl›k içindeizlediler bu geliflmeleri. 19 Aral›ksonras› haz›rlanan ilk raporda isedestek daha aç›k ifade ediliyordu.

En genel ifade ile 19 Aral›kKatliam›’n›n “anlay›flla karfl›lan-d›¤›” söylenirken, tek sorun “afl›r›güç kullan›lm›fl” olmas›yd›. Yalan-c›l›¤› binlerce kez belgelenen devle-tin yalanlar› da bu raporda yeral›-yor, ölümlerin ço¤unun tutsaklar›nkendini “kurban etmesi sonucu” ol-du¤u belirtiliyordu. Bu rapor içininceledikleri ne tek bir belge, ne dekatliam› yaflayanlarla yapt›klar› tekbir görüflme vard›. Zaten böyle birfleye de gerek yoktu, çünkü amaçgerçe¤in kendisi de¤il, F tiplerininmeflrulaflt›r›lmas›, katliam›n aklan-mas›yd›. Kaçamad›klar› tek nokta

ise, 6 kad›n›n diri diri yak›lmas›yd›.Bu konuda devletten aç›klama iste-nirken, aradan geçen 6 y›la karfl›n,Avrupa’n›n diri diri yakmaya iliflkinbaflka tek bir kelimesi, raporu olma-m›flt›r. Sürece yay›p unutturma tak-ti¤i devreye sokulmufltur.

Avrupa F tiplerindenmemnuniyetini aç›kl›yor

S›ra, yo¤un elefltirilere maruzkalan F tiplerinin aklanmas›na gel-mifltir. Bunun için de AB’nin tali-mat›yla hareket eden CPT iflbafl›n-dad›r.

10-16 Aral›k 2000, 10-15 Ocak2001, 18-21 Nisan ve 21-24 May›s2001 tarihlerindeki Türkiye ziyaret-lerini kapsayan rapor, 2002 y›l›ndayay›nlan›r. Özetle söylenen, “F tip-leri -odalarda elektrik dü¤mesi bu-lunmamas› gibi!- kimi eksiklerinera¤men olumludur.” Sevklerde ya-flanan iflkenceler, coplu tecavüzler,tek bir sa¤lam tutuklunun bile kal-mamacas›na dövülmeleri, bir tekkelime ile özetleniyordu: “Gergin-lik”. Suçlu olan “inatlaflan” tutsak-lard›! Ki, binlerce y›ll›k tarihselköklere dayanan, sol için tart›flmakonusu dahi yap›lamayacak diren-me hakk›nda ›srar edilmesine, bu ta-rihten sonra AB’ci reformist sol veayd›nlar da “inatlaflma” diyecekler-di. F tiplerindeki tecrite, tek ve üçkiflilik odalara, zorla müdahale ifl-kencesine ise zaten itirazlar› yoktu.Sonraki günlerde iktidar›n gözboya-ma amaçl› TMY 16. madde de¤iflik-li¤i, Avrupa’n›n “memnuniyetini”daha art›rm›fl, yap›lanlar› “yeterlibulduklar›n›” ifade etmifllerdir.

CPT’nin bir y›l sonra haz›rlad›¤›raporda, “Is›nma ve s›cak su sorun-lar›n› bir yana b›rakt›¤›m›zda 3 ha-pishanenin (Edirne, Kocaeli ve Sin-can F-tipi hapishaneleri) maddi ko-flullar› bütünüyle tatmin edicidir.Bunun d›fl›nda heyet tutuklular›ngündüz hücrelerinin ve yaflamaalanlar›n›n yandaki havaland›rma-ya ç›kabilmelerinden memnundur.”dedi¤i günlerde, ölümlerin say›s› daiçeride ve d›flar›da h›zla artmakta-d›r. Ama bu da AB’nin temel yakla-

fl›m›n› de¤ifltirmez. Sonraki günler-de düzinelerce tabutla Avrupa Par-lamentosu önünde yap›lan gösteri-lerde de ayn› aymazl›k sürdürülür.

Dikkat edin, “Türkiye’de insanhaklar›n›n durumu” minvalinde ha-z›rlanan hiçbir AB raporunda, “ha-pishanelerinizde 120 insan öldü”,ya da “tecrit çözülmeli” ifadelerinerastlayamazs›n›z. Yoktur böyle birfley! Bunun, katliamc›l›¤a ve tecriteaç›k destekten baflka bir anlam tafl›-mad›¤›n› AB de çok iyi bilir, onlaraparalel düflünen-konuflan AB’cilerde. Gerçek yüzlerinin teflhir olma-mas› konusunda s›rtlar›n› dayad›k-lar› ise sansürdür. T›pk› faflizminyapt›¤› gibi. “Kimse duymaz, ko-nuflmaz, yazmazsa; bu zulüm unu-tulur, 120 insan›n katledilmesindedo¤rudan sorumlu oldu¤umuz gö-rülmez” hesab› içindedir Avrupa.

Ciddi bir yan›lg›d›r bu elbette.Tarihin kaydetti¤i hiçbir fley unutul-maz. Tarih sadece yukar›da aktard›-¤›m›z raporlar›, görmeme tavr›n› dakaydetmemifltir. Örne¤in tarihin osayfalar›nda; 23 Nisan 2001 tarihin-de AK Parlamenterler Toplant›s›’n›nsonucundaki raporu aç›klayan Bafl-kan Lord Russell-Johnson’un fluaç›klamas› da yaz›l›d›r:

“Hapishaneler konusunda... Av-rupa Konseyinin tepkisi olumlu-dur. F tipi hapishanelerin bir hüc-resi, Bat› Avrupa'n›n herhangi birülkenin birçok hapishanedeki oda-lara göre, daha genifltir ve baz›yönleriyle daha konforludur... Tu-tuklular›n birçok talepleri anlafl›l›rolsa da... illegal yap›lar›n›n korun-mas› arz edildi¤i gözard› edilme-melidir. (Faflizmin ‘teröristle pazar-l›k yap›lmaz’ mant›¤›na paralelli¤i-ne dikkat!) Bu yap›lanmalar, komü-nist ideolojiye ve mutlak bir disipli-ne dayal›d›rlar. Hiyerarflinin tepe-sinde olanlar direniflin devam etme-si emrini verirken, dibindekiler ken-dilerini açl›ktan ölüme terkediyor-lar... (En kaba faflist propaganda; li-derler lüks içinde militanlar ölüyor!Buradaki katliam› savunman›n ‘uz-laflma kültürünün temsilcisi’ Avru-pa’y› düflürdü¤ü duruma dikkat

7

16 Ekim 2005 / 22

Page 8: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

edin.) Sorunlar›n› baflka araçlarla çöze-bileceklerini ve bu dava u¤runa ölmeyede¤medi¤ini anlamalar›na flans verilme-li."

“Devrimcileri yoketmeliyiz” niyeti,baflka nas›l aç›klanabilir? Fiziken tümdevrimcileri yokedemeyeceklerine göre,istenen nedir? Bugün AB’ci reformistlerhangi çizgiye gelmiflse, Türkiye devrim-ci hareketini, ba¤›ms›zl›k, demokrasi vesosyalizm için savaflanlar› da o çizgiyeçekmek, “AB’ye uyumlu” hale getirmekistemektedirler. Aç›klamadaki köhnemiflburjuva düflünce ve ahlak›n›n tezahürle-rini, lanetli bireycili¤i ise yorumlamayabile gerek görmüyoruz. Yozlaflman›n, bi-reycili¤in yay›c›lar›n›n, bize de bencilli-¤i, “hiçbir fley için ölmeye de¤mez” pes-payeli¤ini dayatmalar›n›, ölüm orucununfelsefi, ideolojik ve ahlaki boyutunu red-detmelerini anl›yoruz. Küreselleflme ide-olojisi beyinlere böyle hakim olmad› m›?

“Yüzy›ll›k Avrupa demokrasisi”ninkutsal direnme hakk›ndan vazgeçmeyi“çözüm” olarak sunan tek aç›klamas› bude¤ildir elbette. Avrupa Komisyonu Ge-nel Sekreteri Walter Schwimmer, Ocak2002’de yapt›¤› aç›klamada bunlardanbiridir. Cesetlerimizin say›s›n›n artt›¤›günlerde “hapishane reformlar›n›” övenSchwimmer, tutsaklara ”Cezaevi koflul-lar›n› düzeltmek için kendi kendinizi im-ha etmeyi b›rak›n!” ça¤r›s› yapmaktayd›.Faflizme ise tek kelimesi yoktu, meflhurdemokrasinin!

Bugün Avrupa Birli¤i’ne uyumu ve“müzakere süreci”ni, Türkiye’nin de-mokratiklefltirilmesi gibi yans›tanlar gör-mek istemese de, özetlenen gerçekler buülkede yafland›. Avrupa bugüne kadarTürkiye’ye ne vermiflse, bundan sonraverecekleri de bu kapsamda olacakt›r!Türkiye’ye, sömürü politikalar›, IMFprogram›, tekellere ayr›cal›klar, bunlaraparalel daha fazla yoksullu¤un yan›s›ra,F tiplerini, tecriti, ölümleri vermifltir. Ki,tüm bunlar birbirine ba¤l› geliflmelerdir.

Ne IMF programlar›n› AB sürecindenayr› ele alabilirsiniz, ne de F tiplerini ve120 ölümü IMF ve AB’den ba¤›ms›z dü-flünebilirsiniz. Tersi, Avrupa’n›n kanl›yüzünü es geçerek emperyalist demokra-sisine saf bir inanc› besler ve bu direniflinayn› zamanda emperyalizme karfl› bir di-renifl oldu¤unu görmeye engel olur.

8

16 Ekim 2005 / 22

Tecrite karfl› sürdürülenölüm orucu direniflinin 6. y›l-dönümü dolay›s›yla Haklarve Özgürlükler Cephesi tara-f›ndan ölüm orucunu anlatanseminerler düzenleniyor.

9 Ekim’de Ça¤layan Efes Dü¤ün Salonu'nda 100’e yak›n kiflinindinledi¤i seminer de bunlardan biriydi. Eski tutsaklardan; Eyüp Bafl,Ayten Öztürk, Hac› An›l ve Aysu Baykal’›n konuflmac› oldu¤u semi-ner, 19-22 Aral›k katliam görüntülerinin yerald›¤› film gösterimiylebafllad›. Ard›ndan sözalan Eyüp Bafl, tecritin, iflkencenin en a¤›r bi-çimi oldu¤unu, bu yüzden tecrit uygulayan hiçbir ülkenin bu uygu-lamay› gerçeklefltirdi¤ini kabul etmedi¤ini söyledi. Tecritin tarihçesive emperyalizmin politikas› oldu¤u bilgilerini veren Bafl, daha katli-am günü sergilenen direniflle bu politikan›n bofla ç›kar›ld›¤›n›n alt›n›çizdi.

Devrimciler aç›s›ndan sorunun, halk›n kurtulufl umudunun tüke-tilemeyece¤i vurgusunun da yap›ld›¤› seminerde, Ayten Öztürk de,19-22 Aral›k 2000'de yaflad›klar›n› anlatt›. Hac› An›l hücrelerdeölüm orucu direniflini sürdürüp sürdürmeme tercihinin, direnmek vedirenmemek aras›ndaki tercih anlam›na geldi¤ini ifade ederken, Ay-su Baykal, zulmün ve direniflin tart›fl›lmas›ndan kaç›ld›¤›na vurguyaparak, tecritle as›l olarak halka mesaj verilmek istendi¤ini söyledi.

8 Ekim günü Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde bulunan Anado-lu Temel Haklar’da düzenlenen “Tecrit ve Ölüm Oruçlar›" konuluseminerin konuflmac›s› ise Eyüp Bafl idi. Bafl, katliamlarla bafllat›lanF tipi hapishanelere sevkleri anlatt›¤› konuflmas›nda, bu sürece nas›lgelindi¤ini sat›r bafllar›yla ifade etti. Devletin hapishaneler politika-s›n›n bugünle s›n›rl› olmad›¤›n› belirten Bafl, 1984 ve 1996'da da busald›r›lar›n gündeme getirildi¤ini ve bunun Avrupa ve Amerikan em-peryalizmi politikalar›n›n bir uzant›s› oldu¤unu ifade etti.

1984’ten 2000’e her sald›r›n›n karfl›s›nda direnen özgür tutsakla-r›n varl›¤›n›n alt›n› çizen Eyüp Bafl, sol gruplar›n direnifl karfl›s›nda-ki tutumunu da de¤erlendirerek flöyle konufltu: “Alt› y›lda ba¤›ms›z-l›k, demokrasi ve sosyalizm için iktidar hedefine do¤ru yürüyen dev-rimciler 120 flehide ra¤men bugün de direnifli sürdürüyorlar ve zafe-ri kazanana kadar sürdürecekler.”

HÖC’ün 10 Ekim’de Gazi Mahallesi'nde düzenledi¤i seminerinkonuflmac›s› ise yine eski tutsaklardan Yasemin ‹lter'di. ‹lter, tecritinsadece tutsaklar› hücrelerde yaln›zlaflt›rmak demek olmad›¤›n›, bu-nun temel olmakla birlikte, tutsaklar›n fiziki ve psikolojik olarak sü-rekli bask› alt›nda tutuldu¤unu ve tecritin her uygulaman›n oda¤›ndaoldu¤unu ifade etti. F tiplerinin aç›lmas›yla tutsaklar›n ve onlar üze-rinden de tüm halk›n kifliliksizlefltirilmesinin hedeflendi¤ine dikkatçeken ‹lter, halka uygulan›fl›na Gazi’de yaflananlarla örnekler verdi.Tecrite karfl› mücadele ça¤r›s› yapan ‹lter’in konuflmas›n›n ard›ndan80 kiflinin kat›ld›¤› seminerde, FOSEM'in "‹nsan Sadece MezardaYaln›z Kal›r" filmi gösterildi.

Ölüm Orucu Seminerleridirenifl zafere kadar...

Page 9: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

9

16 Ekim 2005 / 22

Oligarflinin hapisha-neler politikas›, belli sü-reçlerde biçimsel de¤i-fliklikler gösterse de, uy-gulamalar, hapishanemodelleri de¤ifliyor olsa

da, özü ayn›-d›r. Ele ge-ç i r d i ¤ idevrimcit u t s a ¤ ›

teslim al-mak... Sis-

tem bu anla-y›fl üzerineoturur. Uygu-

lamalar, süreceuygun olarak

buna göre flekil-lendirilir. Bir dö-

nem politikayahizmet eden bir

uygulama direniflingücüyle etkisizleflti¤in-

de, yenisi yine ayn› bak›fl-la devreye sokulur.

Ve bu politika kadar de¤ifl-meyen bir baflka gerçek de, dev-

rimci tutsaklar›n direnifl çizgisidir.Cunta hapishanelerinde Tek Tip El-

bise direnifllerinden 1984 Ölüm Oru-cu’na, Buca ve Ümraniye’den 1996

Ölüm Orucu’na, Ulucanlar’dan 19-22Aral›k ve F tiplerindeki Büyük Direnifle;

teslim al›namayan bir irade, direnen birözgür tutsak kimli¤i vard›r.

Hapishaneler faflizmle devrimciler ara-s›nda süren savafl›n bir alan›, d›flar›dakimücadelenin daha aç›k ve gö¤üs gö¤üsesürdü¤ü alanlard›r.

Oligarfli bu çat›flmada kendi iradesinidayat›r, devrimciler buna karfl› bedellerigöze alarak direnirler. Bu çat›flmada sa-dece bedenler, iradeler de¤il, ideolojiler,kültür, dünyaya ve insana bak›fl, her fleyçat›flma halindedir. Dayat›lan teslimiye-te direnifl de, tüm bunlar› koruma, sa-hip ç›kma temeline dayan›r. Direnme-yen bir çizgi; ideolojisine, kültürüne,

yaflam tarz›na sahip ç›kamaz, yaflatamaz.

Çok daha geriye gitmeden 12 Eylül faflistcuntas›ndan bugüne hapishanelere bak›ld›¤›ndabu gerçekler ç›plak flekilde görülecektir. 12 Ey-lül Cuntas›, askeri hapishanelerde her ko¤ufl ka-p›s›na ast›¤› 13/1 diye adland›r›lan talimatna-mede yaz›l› yapt›r›mlara uyulmas›n› neden iste-diyse; bugün genelgeler, C‹K, yasaklar, cezalarve bir bütün olarak tecrit politikas› ve F tipi ha-pishaneler de ayn› amaçla gündemdedir. Dire-nifl bu yan›yla ayn› zamanda 12 Eylül politi-kalar›na da karfl›d›r. 12 Eylül’den hesap sor-man›n, ancak bu mücadeleyi sürdürenlerinifli olabilece¤inin en somut görüldü¤ü yerle-rin bafl›ndad›r F tipi hapishaneler.

Belirtti¤imiz gibi, politikadaki ayn›l›¤a kar-fl›n, uygulanan yöntemler ve zulmün dozu fark-l› süreçlerde artar ya da azal›r. 12 Eylül ile bu-gün k›yasland›¤›nda; bugün hapishaneler politi-kas›n›n daha fazla zulüm üzerine oturtuldu¤ugörülecektir. 19 Aral›k 2000 Hapishaneler Kat-liam› bu konuda tart›flmas›z bir kan›tt›r. Cunta-n›n hapishaneler politikas›nda böyle bir katli-ama rastlayamazs›n›z. Oligarfli o günden bugü-ne politikalar›ndan sonuç alamad›¤›n› gördükçedaha da fazla vahfleti gündemine alm›fl, stratejikbir sald›r› olarak flekillendirdi¤i F tiplerini katli-amla açm›flt›r. Bugün F tipi hapishanelerindekibirçok uygulama da esin kayna¤›n› 12 Eylül’ünzindanlar›ndan almakta, hatta katmerli bir flekil-de sürdürmektedir.

12 Eylül’ün teslim alma sald›r›s›katmerli olarak sürdürülüyor

Yukar›da sözünü etti¤imiz 13/1 diye adlan-d›r›lan talimatnamedeki uygulamalardan baz›la-r›n› hat›rlayal›m:

“Gün afl›r› sakal t›rafl›, 15 günde bir üç nu-mara saç t›rafl› olunacak... Say›mlar haz›rolda,duvara yaslanarak verilecek... Ziyarete, avuka-ta, numara s›ras›na göre tek s›ra ç›k›lacak...Gece 22.00'de yat›lacak... Ko¤ufllarda komünkurulmayacak... ‹stekler, örne¤i verilen dilek-çeyle 'Komutanl›k Önüne' bafll›¤› konularak ya-z›lacak... Havaland›rmalarda di¤er ko¤ufllarlakonuflulmayacak ve al›fl-verifl yap›lmayacak...Er dahil her kademeden askere, komutan›m de-nilip, karfl›s›nda ön iliklenip haz›rolda durula-

12 Eylül F TipleriyleSÜRÜYOR

Tecrite kkarfl› direnifl 66. yy›l›nda

TECR‹TE SON!

Page 10: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

cak... Ko¤ufllarda türkü, marfl söy-lenmeyecek.”

Tek tiplefltirme, daha do¤rusuaskerilefltirerek talimatlara uyan“bireyler” haline getirme kendisiniaç›kça ifade ederken, F tiplerinde debenzeri uygulamalar› görmek müm-kündür. Örne¤in, komün kurman›nfiziki koflullar›n›n ortadan kald›r›l-mas› bir yana(1), yan hücredeki birtutsa¤›n en basit insani ihtiyac›n›nbir baflka tutsak taraf›ndan karfl›lan-mas› dahi yasakt›r. ‹dareye “sayg›-y›...” ifade eden dilekçeler F tiple-rinde de dayat›lm›flt›r. “Gereksiz ye-re marfl söylemek, slogan atmak”cezaland›r›lma gerekçelerinin bafl›-n› çekmektedir. Ziyarete, avukataç›k›fllar, iki tutsa¤› yanyana getir-meyecek flekilde, hatta birbirini hiçgörmemeleri üzerine organize edil-mektedir. Say›mlarda hazrolda dur-mad›klar› için onlarca tutsak F tip-lerinde sald›r›ya u¤ram›fl, iflkence-lerden geçirilmifltir. Buna yüzlercegündür ölüm orucunda bulunan in-sanlar da dahildir. Direniflle bu yap-t›r›mlar istenildi¤i gibi uygulana-masa da, oligarfli halen vazgeçmiflde¤ildir ve sürekli yeniden günde-me getirmeye devam etmektedir.

12 Eylül Cuntas›’n›n en önemlisald›r›s› kuflkusuz Tek Tip Elbisey-di. Bu sald›r›n›n baflar›ya ulaflma-s›, iradeler savafl›nda oligarfli aç›-s›ndan kazan›lacak ciddi bir mevzi,siyasi kimli¤i yoketmekte afl›lacakönemli bir aflamayd›. Y›llara uzanandirenifl ve nihayetinde 1984’de do-ru¤una ulaflarak ölüm orucunda 4flehitle geri tepen bu sald›r›; AB’yeuyum ad›na C‹K ile birlikte AKP ta-raf›ndan yeniden gündeme getirildi.Üstelik ‘zorunlu çal›flma’ gibi, cun-tan›n dahi uygulamad›¤› bir baflkapolitikayla birlikte. (Tepkiler üzeri-ne flimdilik geri çekildi.)

Özel hapishaneler ve özelyasalarda, sivil iktidarlar

12 Eylül’ü geride b›rakt›12 Eylül’ün askeri hapishaneleri

iflkencenin, daya¤›n gündelik olarakrutin flekilde sürdü¤ü, tutsaklar›naskerlefltirilmek istendi¤i yerler ol-

mufltur. Ancak buna ra¤men, bu sta-tükodaki hapishanelerin oligarflininamac›na hizmet etmedi¤i, dahado¤rusu yetersiz kald›¤› görülmüfl-tür. 1982’ye gelindi¤inde aç›lacakolan “E Tipi Özel Cezaevleri” buihtiyac›n ürünü olarak ortaya ç›kt›.Mimari olarak ko¤ufl tipi olan buhapishaneler, ayn› zamanda ilk“özel” hapishanelerdi. Özelli¤i,“tecrit” ve “müflahade” denilen bö-lümlerin olmas›, faflistlerle ‘kar›flt›r-bar›flt›r’ uygulamas› ve bir statü ola-rak ‘ba¤›ms›zlar’ ko¤uflu oluflturul-mas› de¤ildi sadece. As›l “özel”olan, bu mimariye göre flekillenenpolitikan›n kendisiydi.

Tecrit hücreleri; tutsaklar›n gelirgelmez dayak ve iflkenceyle ilk ta-n›flt›klar› ve bir ay tutulduklar› yer-lerdi. Müflahadeler tek kiflilik hüc-relerden olufluyordu. Tutsaklar tec-ritten buraya al›nacaklar ve usluluk-lar›n›, kurallara uyacaklar›n› kan›t-lay›ncaya kadar buralarda tutula-caklard›. Direnmeleri halinde kapa-l› hücre cezas› verilecekti. Tüzükböyle diyordu.

Amaç önderleri ve kitleyi ay›r-mak, parçalamakt›. Ko¤ufllarda a¤›rcezal›larla hafif cezal›lar›n, önderdurumdakilerle sempatizanlar›n ay-r› ayr› yerlefltirilmesini söylüyorducuntan›n tüzükleri.

Bu sürece uygun yeni ‘özel’ ya-salar da gündeme getirildi. 1982 ve'83'te TCK'da ve hapishane yönet-meliklerinde yap›lan kapsaml› de¤i-flikliklerle, o güne kadar hapishaneidarelerinin talimatnameleriyle fiiliolarak sürdürülen bask› ve yasaklaryasalaflt›r›ld›. Bu yönetmelik ve ya-salarda, teslim almak, a¤z› var diliyok kiflilikler yaratmak için her fleydüflünülmüfltü. Cuntan›n, halka “ifl-te güvendi¤iniz devrimciler” diye-ce¤i, piflman, cuntac›lar önünde el-pençe divan duran, suçlu psikoloji-sine batm›fl kifliliklere ihtiyac› var-d›. Mimarisi de, bunun üzerine otu-ran politikalar› bunun içindi.

E tiplerini, Özel tip hapishanelertakip etti. Ama hiçbiri oligarflininamac›na ulaflmas›na yetmedi, dire-niflle etkisizlefltirildi.

F tiplerinin gündeme gelifli de,yine ayn› anlay›fl›n sonucudur. Buarada 2000 y›l›na gelene kadar gün-deme getirilen Eskiflehir gibi hapis-hane tiplerini, 1 A¤ustos genelge-sinden anti-terör yasas›na kadar buamaçla ç›kar›lan genelge ve yasala-r› saym›yoruz. Örne¤in, 1993’te ha-pishanelerin ‘A’dan Z’ye’ yenidenyap›land›r›lmas›n› amaçlayan ge-nelgeler zinciri oligarflinin açmaz›n›ve teslimiyet için baflvurdu¤u yön-temleri gösteren çarp›c› bir örnektir.

27 Temmuz 1993'te bir genelgeyay›nland›. “Sa¤malc›lar Hapisha-nesi'nde kapasite üzerinde tutuklubulunmas›” gerekçesiyle, tutsakla-r›n il d›fl›ndaki hapishanelere gön-derilmelerini öngörüyordu. Amaçörgütlülü¤ü yoketmekti. Tecrit vesürgün amaca ulaflmak için uygula-nan politikalard›. Genelge bununyasal zemini olacakt›. Bu genelgeyeilaveten 9 ve 24 A¤ustos'ta da ardar-da genelgeler ç›kart›ld›. Ancak dire-nifller karfl›s›nda uygulamaya geçi-rilemedi¤i için 9 Eylül'de yeni birgenelge ve 17 Eylül'de de KanunHükmünde Kararname ç›kar›ld›. Bukararname devletin hapishaneleri“yeniden yap›land›rma” hedefininilk ad›m›yd›. Birçok hapishanedesald›r›lar, hak gasplar› geliflti.

F tipleri oligarflinin amac›naulaflmadaki son ‘özel’ hapishane-sidir. Cunta gibi, F tiplerinin aç›l›fl›-n›n ard›ndan birçok özel yasa, ka-rarname yay›nlanm›flt›r. Tüm bunla-r›n yetersizli¤ini gören “sivil ikti-darlar”, son olarak TCK’ya direnmehakk›n› suç sayan maddeler koydu-lar, C‹K ile cuntan›n mant›ks›z ku-rallar silsilesini AB’ye uyumun par-ças› olarak yürürlü¤e koydular.

Cuntan›n bir cezaland›rma yön-temi olarak kulland›¤› tecrit, politi-kan›n oda¤›na oturtuldu. Tutsaklar›tasniflendirme, önder olarak gör-dükleri tutsaklar› tümüyle yal›tma,ba¤›ms›zlaflt›rma ve ihanet üzerineözel yöntemler gelifltirme, yasaklar,dayaklar, onur k›r›c› dayatmalar,haberleflme/mektuplaflma engelleri,savunma hakk› dahil her türlü hak-k›n yokedilmesi ve kullan›m›n›n

10

16 Ekim 2005 / 22

Page 11: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

‘uslu’ olmaya ba¤lanmas›... Pekçokfley bu politikay› bütünleyen uygu-lamalar olarak, 12 Eylül deneyleriüzerine oturtularak gündemdedir.Ve tüm bunlar sivil bir iktidar tara-f›ndan tüzükler, yasalar ve yönet-meliklerle belirlenmifltir.

En büyük suç ise bu bask›larakarfl› direnmektir. Açl›k grevi veölüm orucu eylemlerinin yasaklan-mas› ve a¤›r cezalar getirilmesi, enbasit protesto açl›k grevlerinin çe-flitli idari cezalarla engellenmeyeçal›fl›lmas›, cuntan›n ayak izindenyürüyen AKP’nin marifetidir.

12 Eylül hapishaneleri ile F tip-leri aras›nda baflka birçok benzerlik,daha da vahflice uygulanan yöntem-ler göstermek mümkündür.

Örne¤in, sürgün politikas› 12Eylül ve sonraki y›llarda, uygula-nan bütün bask› politikalar›na kar-fl›n örgütlülükte ›srar eden, direnentutsaklara karfl› kullan›lan en önem-li araçlardan biridir. Hatta kimi dö-

nemlerde oda¤a oturtulmufltur. Tes-lim alma konusunda çok fley bekle-nen, bir devlet politikas› olarak be-lirlenen F tiplerinin, tecritin strate-jik amac›na ulaflamamas› karfl›s›n-da, F tipleri de son bir y›l içinde sür-günlere tan›kl›k etmektedir.

Son olarak, Tekirda¤ 1 No’lu FTipi’ndeki 3’ü a¤›r yaral› flekilde 29tutsa¤›n sald›r›yla sürgün edilmesi,örnektir. Tutsaklar götürüldükleriTekirda¤ 2 No’lu ve Bolu F Tiple-ri’nde t›pk› F tipi hapishanelerin ilkaç›ld›¤› gün yaflanan sald›r›lara, ifl-kencelere, hak gasplar›na maruzkalm›fllar, adeta oligarfli, 5 y›ld›r ba-flaramad›¤›n› itiraf etmifltir.

Direnifl çizgisi de¤iflmeyengerçektir

Bugün F tiplerine ihtiyaç duyul-muflsa, 12 Eylül faflizminin hapis-haneler politikas›n›n direniflle yenil-giye u¤rat›lmas›, y›lg›nl›¤›n, tesli-

miyetin genellefltirilememesi, tümhapishanelerin “Mamaklaflt›r›lama-mamas›” yüzündendir. Özgür Tut-sak gelene¤i, 12 Eylül’den bugünebu konuda belirleyici güçtür. Geli-flen, kökleflen bu gelenek, gelinenaflamada dünya tarihinin en gör-kemli hapishaneler direnifline imzaatm›fl, direnifl bayra¤›n› halen dal-galand›rmaktad›r.

Evet, 12 Eylül katmerli flekildesürüyor! Ancak buna karfl› direniflde daha güçlü ve kararl› flekildesürüyor. Aslolan, belirleyen de di-renifl olacakt›r. Direniflin ‘son sözüsöyleyece¤i’ konusunda umutsuzla-flanlar, ‘yenildik’ teorileri yapanlar,dönüp yeniden tarihe bakmal›d›rlar.

(1) Oligarfli, örgütlülü¤ün bir ifadesi olan‘komün’ün fiziki koflullar›n› ortadan kald›rm›fl ol-sa da, devrimci yarat›c›l›k ve örgütlü yaflamda ›s-rar bu engeli de aflm›flt›r. “F tiplerinde yaflam”›,örgütlenmeyi ayr› bir yaz› olarak ileriki say›lar›-m›zda ele alaca¤›z.

11

16 Ekim 2005 / 22

Oligarflinin ve emperyalizmin teslim alma politi-kas›na karfl›, devrimci tutsaklar›n direnifl bayra¤›ilk kez 20 Ekim 2000’de dalgaland›r›ld›. Ölüm Oru-cu 1. Ekip direniflçileri, hücrelere teslim olmayacak-lar›n› hayk›rd›lar.

Bu ses dalga dalga yay›ld›. Katliam bu sesi sustu-ramad›, aksine daha da gürleflti, F tiplerini aflarakd›flar›ya ulaflt›. TAYAD’l›lar, direnifli k›rmak içintahliye rüflveti ile b›rak›lanlar bayra¤› kald›rd›lar.

‹kinci, üçüncü, dördüncü, beflinci... onbirinciekipler bu uzun kofluda bayra¤› birbirlerine devre-derek ölümsüzlefltiler. ‹hanetler de yafland› ama ta-rih direnenleri yazmaya devam etti. ‹hanetin surat›-na a¤›z dolusu tükürüp yürüdüler.

Ne katliam, ne iflkenceler, ne tahliye rüflveti, nede zorla müdahele politikas›, direnifl bayra¤›n›n ye-re düflmesini sa¤layamad›. Önlerine ç›kan engellerieriyen hücreleriyle, alev alev yanan bedenleriyle y›-k›p geçen kahramanlar ordusu, akl›n almakta zor-land›¤› bir kararl›l›k ve sab›rla bugüne getirdikleribayra¤› onlara, 12. Ekip direniflçilerine devrettiler.

Üç kifliydiler. ‹çlerinden biri; oligarflinin teslimalma politikas›n›n yeni bir manevras› gündeme gel-di¤inde tereddütsüz at›ld› öne. Daha günler olmufltu

Faruk Kad›o¤lu bedeninitutuflturdu¤unda. fiimdiFatma Koyup›nar ve Ser-dar Demirel; bafllar› dik,onurla dalgaland›r›yorlardirenifl bayra¤›n›. “Zaferekadar direnme”, faflizmeteslim olmama kararl›l›¤›-n›n ad› olmaya devam edi-yorlar. Hücreler onlarlasoluk al›p veriyor, onlar›nyürekleri direnen halklar-la, tecrite türlü biçimlerdeboyun e¤meyen yol-dafllar›yla birlikte at›-yor. Gözlerinin arkadakalmayaca¤›ndan flim-diden eminler, bayra-¤›n baflka ellerde dal-galanmaya devam ede-ce¤ini biliyorlar. Buinançla ölümün koy-nunda sürdürüyorlaryolculuklar›n›.

Ba¤›ms›zl›k, de-mokrasi, sosyalizmumudu, direnenlerin,ölümü yenenlerin sa-yesinde karart›lam›yor.

Bayrak onlar›n elinde

Page 12: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

2000 y›l›n›n 20Ekim’inde ÜmraniyeHapishanesi’nin C-8Ko¤uflu’nun koridor ka-p›s›nda flunlar yaz›yor-

du: “Merha-ba Zafer,HoflgeldinÖ l ü m ! ”Çünkü o

k o ¤ u fl t aboranlar › -

m›z kal›yor-du ve bu onla-r›n belirledi¤i

bir sözdü. Yanidaha bafllarken

merhaba demifltikölüme ve zafere ve

bu nedenle hiç “nezaman?” demedik.

Bafllarken çok fleykonufltuk ama zaman›

hiç konuflmad›k. “Ne za-man” demedik mesela, “ne

zaman ulafl›r›z” diye hiç sor-mad›k birbirimize. Henüz göz-

den ›rak olan›n daima gönlümüzdeolmas›ndan, hasretiyle yan›p yak›l-

d›¤›m›z›n yoklu¤unu da hissetmedik.Çünkü daha bafllarken merhaba de-

mifltik zaten.

Ama daha ilk günden itibaren “ne za-man” diye soruldu bize. Böyle soranlaraçokça anlamad›klar› bir cevap verdik:Yürüyece¤iz! Yani onlar zamana dair birsoru sordular, biz tarihe dair bir cevap ver-dik. Hem zaman dedi¤in nedir ki? Tarihdenilen ne? Ki takvimler ve saatler tarihiölçmekten acizdir, onlar “konjonktürel”olan zaman› gösterir ancak. Ama tarih,sadece gelece¤e yürüyenlerin ad›mlar›ylaölçülür. Bu yüzden, kafalar›nda ad›matacak takat kalmayanlar, tarihle de¤il,zamanla ilgilidir.

Böylelerinin zihninde hep meçhuloldu bu yürüyüflün sonu. ‹çindeykende böyleydi, flimdi de böyle. Ve zaten

bilmezler difle difl bir kavgan›n sonuna nas›lulafl›l›r? Elbette inançlar›n›n bir s›n›r› olanlar›n,yürüyüfl o s›n›ra dayand›¤›nda yüz geri etmele-ri “do¤al!”d›. Onlar da do¤alar›n›n gere¤iniyapt›. Belki de bu nedenle, flimdi çeneleri yü-reklerinden çok çal›fl›yor.

Oysa, hayat denilen kavgan›n nihai zaferin-den eminsen, o kavgan›n her çarp›flmas›n›n so-nunu da bilirsin. Zaten, mesele sonunu getire-bilmektir. Ki bir kavgan›n sonunu belirleyeniradedir. Onlar›n asla sahip olmad›¤› da iflteböyle, kavgan›n yönünü ve sorunu tayin edenbir irade...

Büyük bir çarp›flmaya girdik. Tam befl y›l ol-du. Ve büyük bir direniflle bu çarp›flmay› sürdü-rüyoruz.

Befl y›l önceydi. Sözümüzü söylemifltik. Ftiplerini, hücreleri kabul etmedi¤imizi, etmeye-ce¤imizi yüzlerce ölüm orucu direniflçisininal›nlar›na takt›klar› k›z›l bantlarla ilan etmifltik.

Direnifl gelene¤imiz güçlüydü. K›z›ldere’yeuzanan bir mahirlikle, yafll›-genç, kad›n-erkekbütün insan›m›z›n eme¤i, birikimleri, cüret vefedakarl›klar›yla yo¤rulmufltu. Muharrem “Bizsizdeyiz dostlar, siz de bizde yaflayacaks›n›z”demiflti, Eyüp Beyaz, “biliyorsunuz siz bendeyafl›yorsunuz. Ve biliyorum ki ben de sizdeyaflayaca¤›m” diye tamamlam›flt› onun sözleri-ni. ‹flte nas›l ço¤ald›¤›m›z›n ve ço¤alaca¤›m›z›nhikmeti bu sözlerdeydi ve bu sözlerdeydi enge-beli, dolambaçl› yoldaki yürüyüflümüzün kesin-tisizli¤i... Bir hedefimiz var ve yol ancak o he-defe var›nca biter.

Bafllarken sormam›flt›k ya “ne zaman” diye,flimdi de sormuyoruz. Gelip geçen y›llarla ilgilide¤iliz. Ki o y›llar›n her bir günü hasm›m›z›nsuçu, siperleri terkedenlerin utanc› ve bizimonurumuzdur.

19 Aral›k’ta kurflun ve bomba ya¤muru al-t›nda kurdu¤umuz halayday›z hala. Binlerce y›-l›n öfkesi ve umuduyla kurulan halay›m›zda,çok halay bafl› düfltü; bir arkadaki geçti halaybafl›na, devrald› önceki halay bafl›n›n k›z›l men-dilini. O da düfltü, ondan sonraki de. Bir k›z›lmendil düflmedi yere. Çünkü düflmemenin ad›zaferdi. Zafer halayd›, durmad› halay. Bu inançve güvenle direnerek ölümlerden yaflamlar› do-

12

16 Ekim 2005 / 22

Yürüyoruz...“Ne zaman?..” diye sormadan

Tecrite kkarfl› direnifl 66. yy›l›nda

TECR‹TE SON!

Page 13: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

¤urabilenler, tarihin hiçbir sayfas›nda yenilmemifllerdir.

120 kez ölümsüzlefltik 5 y›lda. Bedel ödedik, ac›çektik, öfkeye kestik. Ama hay›r, yorgun de¤iliz. Ne te-nimize de¤en alev, ne saplanan kurflunlar, ne dostlar›ngülü, ne de sahtekarlar›n yalanlar› durdurabilir bizi. fief-kat ve flefaat dilenmiyoruz hiç kimseden. Vicdans›zlar›nvicdan›na da seslenmiyoruz. Nas›lsa herkes ne yapt›¤›-n› biliyor ve tarih, herkesi yapt›klar› ve yapmad›klar›y-la tartar. Ve biz, tarihi ad›mlad›¤›m›z›n bilinciyle yürü-yoruz. Direniflin 6. y›l›na da öyle giriyoruz ve yürüme-ye devam ediyoruz. Tarih “sonuna kadar” diyebilenlertaraf›ndan yaz›l›r; flu aya, flu güne de¤il, sonuna kadar.Ve zaten böyle oldu¤u içindir ki, s›n›flar savafl›, bir ira-deler savafl›d›r; zamana hükmedemeyen, “sonuna ka-dar” diyerek aylar›, y›llar› silemeyen hiçbir irade, tari-hin görkemli yürüyüfllerini yaratamaz. Alt üst oluyorpek çok fley, üstümüzdeki çat›lar çöküyor, ayaklar›m›z›nalt›ndaki toprak yan›yor ve yine yürüyoruz.

Elbette, biz Pir Sultanca yürüdükçe ard›m›zdan ça-mur atanlar da var. Lakin ateflimize dayanmaz çamur vesahibinin elinde kurur. Sonradan y›kamaya çal›flsalar daizi kal›r, mutlaka.

119. flehidimiz Faruk Kad›o¤lu’nun, feda eylemin-den önceki son sat›rlar›ndan birinde yazd›¤› “ac› da¤la-r›ndan örece¤iz gelece¤i” sözü neyi anlat›yordu aca-ba? Kim söylemiflti onlara zaferin kolay kazan›laca¤›n›?Kim söylemiflti yürüyüflün flu kadar ay, flu kadar gün, flukadar saat olaca¤›n›? Biz, 2000’in20 Ekim’inde, “flimdi bu an, yola ç›-k›p yürümeye bafllamam›z gerekti¤iand›r” dedik. O kadar. ‹lk ad›m›m›z-da selamlad›k zaferi ve ilk ad›m›-m›zda “hofl geldi sefa geldi” dedikölüme. Ve o günden “ya zafer, yaölüm” deyip yürüyüp geldik bugü-ne. Bu büyük çarp›flman›n içindekiher mevzi çat›flmada 120 kez zaferinsahibi oldu¤umuz da bir baflka ger-çektir. Nihai sonucu zalimlerin belir-lemesine de, asla izin vermeyece¤iz.

Bu tarihi yürüyüflün yol ayr›mla-r›nda tak›l›p kald› baz›lar›. “Ne za-man?” diye sordular, çünkü zaman-s›zl›¤a soluklar› yetmeyecekti. fiun-lar olmad›kça direnifl bitmeyecek di-ye kendi a¤›zlar›yla söylediler. Venefessiz kalan a¤›zlar›ndan baflkasözler ç›kt› sonra. Sald›r› geneldir,stratejiktir dediler, sonra sadece ken-di “özel”lerini, kendi “taktiklerini”öne ç›kard›lar. Büyük Direniflin vetarihin d›fl›na düflmenin hezeyan›ylane söyleseler bofl. 5 y›l içerisindesöyledikleriyle yapt›klar› aras›ndakio keskin ve büyük uçurumu kapat-

may› baflaramad›lar. Tredmana uyumun savunulmayabafllanmas›, bu uçurumun kenar›ndaki ince çizgide sür-git yürümenin mümkün olmad›¤›n› gösteriyor. Ya uçu-rum kapat›l›r ve yürünecek sa¤lam bir yol yap›l›r –ki buyol direniflin yoludur– ya da uçurumun kenar›ndaki in-ce çizgide yap›lan manevralar›n, cambazl›klar›n sonu,uçurumdan afla¤› yuvarlanmakt›r.

Ne ilginçtir ki, durmadan “yenildik” diye tekrarlay›pduranlar, ayn› zamanda tredmana uyumun teorisini ya-panlard›r. “Bükemedi¤in eli öperek” mi yenilgiyi tersi-ne çevireceksin? Yoksa, yine o malum ricat teorilerin-den mi izah getireceksin?

Onlar için gelecek sorular, sorunlar, muammalarladolu. Bizse, halk için çarpan gönlümüzün, kurtuluflumuduyla dolu bilincimizin gözüyle görüyoruz gelece-¤i. Ve gördü¤ümüzü söylüyoruz ki, bir gün mutlakaöpece¤iz zaferi gamzesinden.

Bunun için sab›rs›z›z ama “gel art›k” demiyoruz.Aksine “geliyoruz” diyoruz. Geliyoruz, çünkü yürüyo-ruz. Yürüyoruz, çünkü biliyoruz bu büyük yürüyüflünsonu nereye ç›kar. Tek bir yere ç›kar: Zafer! Bundaneminiz, çünkü yürümeyi göze alanlar için tarihin hükmüböyledir. fiimdi yolday›z, flimdi yürüyoruz, flimdi geli-yoruz. Çünkü ortadan kalkmad› henüz yola ç›kma nede-nimiz. Ve bir gün, yola ç›karken Fidanlar›m›z’la beraber“Merhaba” dedi¤imize, Fidanca Merhaba diyece¤iz yi-ne, merhaba zafer!

13

16 Ekim 2005 / 22

19-22 Aral›k Hapishaneler Katli-am› nas›l F tiplerindeki tecritteölümlerle sürdürülüyorsa, mahke-melerde de “hukukun katli” olarakdevam ediyor. Katliamc›lar›n san›ksandalyesine oturtulmad›¤› bu mah-kemelerde san›k sandalyesinde ma¤-durlar oturuyor ya da göstermelik üçbefl gardiyan› yarg›lay›p Türkiye ta-rihinin en büyük hapishaneler katli-am›n›n üzeri örtülmek isteniyor.

Bu davalardan biri de ÜmraniyeHapishanesi’nde gerçeklefltirilen vedört devrimcinin flehit düfltü¤ü katli-am›n davas›d›r. Ümraniye KatliamDavas›’n›n duruflmas›, 7 Ekim günüÜsküdar 2. A¤›r Ceza Mahkeme-si'nde görüldü.

Avukatlar; san›k sandalyesine ha-la gerçek sorumlular›n oturtulmad›-¤›n› belirterek, kamera görütülerininve telsiz kay›tlar›n›n incelenmesi ta-lebini yinelediler. Gerçekleri ortayaç›karacak her türlü delili görmezden

gelme tavr›n› sürdüren mahkeme, butalebi de reddetti ve “hay›r bu davaadalet için aç›lmad›, ma¤duru suçluç›karmak, gerçek suçlular› aklamakiçin aç›ld›” gerçe¤ini bir kez dahaitiraf etmifl oldu. Duruflmaya kat›lanaskerler ise yine klasik flekilde "bizolay an›nda orada yoktuk, biz bir fleyyapmad›k, olayla ilgili bir fley bilmi-yoruz” ifadeleri verdiler. Duruflma, 3fiubat 2005 tarihine ertelendi.

Bu duruflmada da, gerçe¤i hayk›-ran TAYAD’l›lar, mahkeme önünde“19-22 Aral›k Katliam›n›n Sorumlu-lar› Cezaland›r›ls›n” pankart›n› aça-rak katillerin yakas›n› b›rakmaya-caklar›n› dile getirdiler.

Katliam mahkemelerde sürüyor

Page 14: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Güzeltepe'den Çayan Mahalle-si'ne, Okmeydan›’ndan Alibey-köy’e, Ça¤layan’dan Gazi’ye, ‹ki-telli’den Bayramtepe’ye, Gülsu-yu’ndan 1 May›s Mahallesi’ne,Pendik’ten Gebze’ye... ‹stanbul’ungecekondular›nda bildiriler eldenele dolafl›yor, üzerinde ‘y›k›mlar›durdurun’ yaz›l› broflürler halk› bil-gilendirmek için ev ev, sokak sokakulaflt›r›l›yor. Pazar yerlerinde, gece-kondular›n meydanlar›nda aç›lanimza standlar›nda toplanan yoksul-lar, bir yandan “dert yan›yor”, öteyandan neler yap›labilece¤ini tart›-fl›yor. Kurulan ‘Halk Kürsüleri’ndeseslerini kendisi gibi olanlara duyu-ran emekçiler, y›k›mlara karfl› di-renme ça¤r›s›na kulak kesiliyorlar.

Gecekondu emekçileri tan›yor-lar bu faaliyeti yürütenleri. Gece-kondular›n› ilk kurduklar›nda yan›-bafllar›nda direnifllerde, barikatlardabirlikte çat›flt›klar›, gecekondular›n›y›kt›rmamak için kanlar›n› birbirinekar›flt›r›p flehitler verdikleri devrim-ciler onlar. Burjuva siyasetçisininyalan-dolanla, oy avc›l›¤›yla istis-mar etti¤i ve bugün y›k›mla ortadankald›rmaya çal›flt›¤› ‘gecekondu so-rununda’, bofl vaatlerde bulunmu-yor, hayaller da¤›tm›yorlar. “Ne ka-dar örgütlenir ve mücadele eder-sek, sorunlar›m›z›n çözümü için okadar güçlü oluruz” diyorlar. Zorama gerçe¤in tek adresine davetediyorlar kendilerini. Gecekondusorununu emekçilerin yaratmad›¤›-n›, kapitalizmin yaratt›¤› sorununbedelini emekçilerin ödemeyece¤i-ni hayk›r›yorlar en gür sesleriyle.Mortgage denilen sistemin bir al-datmadan ibaret oldu¤unu ve yok-sul gecekondu halk›na hitap etmedi-¤ini kan›tl›yorlar ortaya koyduklar›gerçeklerle. Bir y›k›m an›nda he-men ulaflabilecekleri ve varolan du-rama iliflkin Temel Haklar Federas-

yonu Gecekondu Komisyonu'ndanbilgi alabilecekleri ve verebilecek-leri bir AC‹L Telefon Hatt›’n›n nu-maras› da¤›t›l›yor halka.

Bu numaralar flöyle: TEL: 21244 21 / FAKS: 212 44 24 / CEP:0535 289 74 78

Hummal› bir faaliyet sürüyor ‹s-tanbul’un gecekondular›nda. 17Ekim günü Büyükflehir Belediyesiönünde yap›lacak eylemle sonaerecek kampanyada, Temel HaklarFederasyonu’nun talepleri, çözüm-leri çok net. Toplanan imza metinle-rinde de bu talepler dile getiriliyor.

“ANLAfiMIYORUM, evimin y›k›lmas›na onay vermiyorum”Büyükflehir Belediyesi’ne hita-

ben yaz›lan dilekçelerden birinde,bar›nma hakk›n›n vazgeçilmez birhak oldu¤unun alt› çizilerek, “y›k›-lan sadece evlerimiz de¤il, onlarcay›ld›r, Anadolu kültürü ve gelenek-

lerimize uygun olarak kurdu¤umuz,inançlar›m›za, örf ve adetlerimizeyak›fl›r bir flekilde sürdürdü¤ümüzsosyal yaflamlar›m›zd›r” deniliyor.

Bar›nma ihtiyac› için yap›lan ev-lerden belediyelerin y›llarca vergiald›¤› vurgulanan dilekçede, Kent-sel Dönüflüm Projesi’nin uygulan-ma flans›n›n bulunmad›¤›, çünkü5272 say›l› Belediye Kanunu’nun73.maddesi gere¤ince "...kentseldönüflüm ve geliflim proje alanlar›n-da bulunan yap›lar›n boflalt›lmas›,y›k›m› ve kamulaflt›r›lmas›nda an-laflma yolu esast›r" denildi¤i ifadeedilerek flöyle devam ediyor:

Proje haz›rl›¤›n›n hiçbir aflama-s›nda taraf›m›za dan›fl›lmam›fl, gö-rüflümüz al›nmam›fl, ma¤duriyetle-rimiz düflünülmemifltir. Oysaki; yi-ne 5272 say›l› Belediye Kanunu’nun"Kent Konseyi" üst bafll›kl› 76.maddesi flöyle buyurmaktad›r.

"...Kent konseyi, kent yaflam›n-da; kent vizyonunun ve hemflehrilikbilincinin gelifltirilmesi, kentin hakve hukukunun korunmas›, sürdürü-lebilir kalk›nma, çevreye duyarl›l›k,sosyal yard›mlaflma ve dayan›flma,saydaml›k, hesap sorma ve hesapverme, kat›l›m ve yerinden yönetimilkelerini hayata geçirmeye çal›fl›r.

(...) Kent konseyinde oluflturulangörüfller belediye meclisinin ilk top-lant›s›nda gündeme al›narak de¤er-lendirilir."

Bu prosedüre uyulmad›¤› ve ka-mu yarar› gözetilmedi¤i için AN-LAfiMIYORUM, evimin y›k›lma-s›na onay vermiyorum.”

Temel Haklar taraf›ndan tek tekgecekondu sahiplerinin imzas›naaç›lan dilekçenin sonunda ise, flu ta-lepler yeral›yor:

1) Bu proje kapsam›nda y›k›lma-s› planlanan evlere dair YIKIMINDURDURULMASI

2) Üzerinde y›llard›r yaflad›¤›mevimin TAPUSUNUN TARAFIMAVER‹LMES‹

3) Kentsel dönüflüm projesinin‹PTAL‹

4) Yerinde imar ve ›slah çal›flma-lar›n›n BAfiLATILMASI.

14

16 Ekim 2005 / 22

Temel Haklar Federasyonu Kampanyas›

‘Konut Sorunu’, Halk›n Kat›l›m›yla Çözülsün!

17 EK‹M’DE ‹STANBULBÜYÜKfiEH‹R BELED‹-YES‹ ÖNÜNDEY‹Z. Biz gecekondu halk› olarakdiyoruz ki; ◆ Kentsel dönüflüm projesiad› alt›nda bafllat›lany›k›mlar durdurulsun◆ Evleri y›k›lan halk›nzarar› karfl›lans›n◆ Halk›n konut sorunu hal-k›n da kat›l›m› ile oluflturu-lacak bir plan-proje içeri-sinde çözülsün.

Page 15: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Halk Toplant›lar›:Bar›nma Hakk›m›z ‹çin Direnmek Tek Yoldur

Kampanya kapsam›nda sürdürü-len faaliyetlerden biri de halk top-lant›lar›. Toplant›larda ‘gecekondusorunu’nun kayna¤›, çözüm yollar›,hukuki ve siyasi boyutu ele al›n›r-ken, birlik ça¤r›lar› yap›l›yor.

Bu kapsamda 9 Ekim günü Gül-suyu-Gülensu Temel Haklar Derne-¤i'nde yap›lan toplant›da, konuflma-c› olarak; HHB avukatlar›ndan OyaAslan, TMMOB'dan MühendisMehmet Göçebe ve Ayhan Tu¤cuile Temel Haklar Federasyonu Tem-silcisi Süleyman Matur kat›ld›.

Mehmet Göçebe, gecekondumahallelerinin bir devlet politikas›sonucu olufltu¤unu, ucuz iflgücüiçin bilinçli olarak göz yumuldu¤u-nu anlatt›. Av. Oya Aslan ise y›k›m-lar›n hukuki boyutu konusunda bil-gi verdi. Aslan’›n dikkat çekti¤i birnokta ise, belediyelerin halk›n yasalhaklar›n› gizledi¤i, prosedürlere da-hi uymad›¤›yd›. Süleyman Maturda, y›k›mlara karfl› mahkemelerinde¤il, as›l olarak örgütlenme ve bir-likte mücadelenin çözüm oldu¤uvurgusunu yaparak, “hep birlikteörgütlenerek bu sald›r›y› püskürte-biliriz. Tarih bunun kan›tlar›yla do-ludur. Halk›n örgütlenmedi¤i yer-lerde devlet bu amac›na ulaflm›flt›r”diye konufltu.

Ard›ndan toplant›ya kat›lanlarsoru-cevaplarla çözüm yollar›n› tar-t›flt›lar.

Ayn› gün Okmeydan› Mercan

Dü¤ün Salonu'nda yap›lan toplant›-ya ise 160 gecekondulu kat›ld›.Eyüp Temel Haklar Y›k›m Komis-yonu Baflkan› fievket Avc›, Mühen-dis Mehmet Göçebe, HHB avukat-lar›ndan Oya Aslan, Okmeydan› Te-mel Haklar Baflkan› Musa Aykanatve Temel Haklar Federasyonu ad›naSüleyman Matur’un konuflmac› ola-rak kat›ld›¤› toplant›da, kampanya-n›n amac› anlat›ld›.

fievket Avc›, ‹kitelli'de halk›nevlerinin y›k›lmas› için belediye ta-raf›ndan kand›r›larak sözleflme im-zalatt›r›ld›¤›n› örnek olarak göstere-rek, yaflanan sorunlar hakk›nda bil-gi sahibi olman›n büyük bir güç ol-du¤unu, burada olman›n ve bu top-lant›y› düzenlemenin de bu amac›tafl›d›¤›n› belirtti. Mühendis Meh-met Göçebe, kentlere göçün kayna-¤›n› anlat›rken, devletin evleri y›k-makla kalmad›¤›n›, oluflturdu¤uprojelerde de halk›n cangüvenli¤inihiçe sayar tarzda davrand›¤›n› ifadeetti ve “AKP’nin amac› piyasa ç›-karlar›n› gözetmektir” dedi.

Av. Oya Aslan, hukukun beledi-yelerin lehine iflledi¤ini, tapulu vetapusuz evlerin ayn› ak›bete u¤rad›-¤›n› ifade etti¤i konuflmas›nda, ya-sal süreç ifllese bile halk›n ma¤duredildi¤ini belirtti ve çare olarak ör-gütlenmeyi gösterdi.

Temel Haklar Federasyonu ad›-na konuflan Süleyman Matur ise y›-

k›m politikas›n›n siyasi boyutunade¤inerek, bunun flu veya bu parti-nin politikas›ndan ziyade bir devletpolitikas› oldu¤unu söyledi. Matur,her f›rsatta birbirini yiyen AKP veCHP'nin bile bu konuda halka karfl›birleflti¤ini, sorunun ezenler ve ezi-lenler çeliflkisi oldu¤unu aktararak,kendilerinin de halk olarak güçlübir örgütlenme yaratmak zorundaolduklar›n› söyledi. Matur, aksi tak-dirde evlerinin, bununla beraberpek çok fleyin kaybedilece¤ini söz-lerine ekledi.

Okmeydan› Temel Haklar Bafl-kan› Musa Aykanat ise birlik olduk-lar›nda neleri baflarabilecekleri ko-nusunda yaflanan pratiklerden ör-nekler anlatt›.

Toplant›n›n sonucunda ortak gö-rüfl olarak, örgütlü ve bilgili bir halkgücünün asla yenilemeyece¤i vur-gulan›rken, ‘birlik olursak kazan›-r›z’ mesaj› verildi.

Gebze Temel Haklar’›n 8 Ekimgünü düzenledi¤i halk toplant›s› iseUlafltepe ve Emek Mahallesi halk›-n›n kat›l›m› ile gerçekleflti. HürriyetMahallesi Muhtar› Zekai ‹nce'ninde halk›n beklenen y›k›mlar konu-sundaki sorular›n› cevaplamak üze-re ça¤r›ld›¤› toplant›da; fievket Av-c›, Avukat Oya Aslan ve SüleymanMatur birer konuflma yapt›lar.

Halk muhtara y›k›mlar›n neredeolaca¤› konusunda sorular yöneltir-

15

16 Ekim 2005 / 22

‘Y›k›mlara Karfl› Gücümüz Birli¤imiz-dir’ kampanyas› çerçevesinde 5 Ekim’deBak›rköy Meydan›’nda ve fiirinevlerMetro ç›k›fl›nda, 8 Ekim’de Taksim'de, 9Ekim’de Kad›köy ‹skele Meydan›'nda,10 Ekim’de Kartal'da imza standlar›aç›ld›. Polis ve zab›ta pankartlardan ra-hats›z olup engellemeye çal›fl›rken, y›-k›mlara karfl› konuflmalar yap›ld›, imzalar topland›. Eyüp Temel Haklar üye-leri ise, 8 Ekim’de ilk önce Befliktafl Barbaros Bulvar›'nda, ard›ndan da Be-fliktafl ‹skele önünde stand açarak, y›k›mlar hakk›nda bilgilendirmede bulun-du, imza toplad› ve broflür da¤›tt›. Befliktafl'ta sokakta yaflamak zorunda ka-lan iflsizlerin ilgisinin yo¤un oldu¤u standa mimar, avukat, ö¤renci, serbestmeslek sahibi, gazeteci, memur, ev han›m›, emekli gibi de¤iflik mesleklerdeninsanlar da gelerek imza att›lar, y›k›mlara karfl› olduklar›n› belirtiler.

‹mza standlar› gecekondu mahallelerinde de halk›n ilgi oda¤› olmaya devamediyor. Temel Haklar Federasyonu üyeleri sadece bu standlarla yetinmeye-rek, evleri dolafl›yor, imzalar topluyor, mücadeleye ça¤›r›yorlar.

Gülsuyu

Page 16: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

ken, muhtar›n bilgi vermekten ka-ç›nmas› dikkat çekti. Halk›n ›srar›karfl›s›nda muhtar, E-5 ba¤lant›l›olarak Yasa Caddesi üzerindeki yo-lun 25'er metreye ç›kar›lmas›na ilifl-kin projeyi gördü¤ünü kabul etmekdurumunda kald›. Toplant›da, y›-k›mlara karfl› Halk Komisyonu'nunoluflturulmas› gereklili¤inde hem fi-kir olunarak, 8 kiflilik bir komisyonoluflturuldu.

7 Ekim günü ‹kitelli Temel Hak-lar’›n düzenledi¤i halk toplant›s›ise, ‹kitelli-Tepeüstü’nde yap›ld›.Temel Haklar üyelerinin megafon-larla halka duyurular yapt›¤› toplan-t›da; Mehmet Göçebe, fievket Avc›,Oya Aslan y›k›m politikas›na iliflkinbilgi verdiler.

BayramtepeY›k›m Komis-yonu'ndan birkifli, Bayramte-pe'de y›k›mlarakarfl› yaflanansüreci anlatmaküzereyken, top-lant› yeri polistaraf›ndan bas›l-d›. Toplant›n›nyap›ld›¤› evinbahçesine gelenpolis, “yapt›¤›-

n›z yasal de¤il” diyerek toplant›y›sabote etmek istedi. Ancak toplant›devam etti ve konuflmalar›n tamam-lanmas›n›n ard›ndan son buldu.Toplant› sonuna kadar polis, ikiz›rhl› araçla toplant› yerinin 25 met-re yak›nlar›nda bekledi. Halka göz-da¤› vermek için bekleyen polisintüm çabalar›, halk›n toplant›y› terketmeyip sahiplenmesi üzerine boflaç›kar›ld›.

Beyo¤lu Belediyesi Önünde Gösteri

Temel Haklar Federasyonu,kampanya çerçevesinde 10 Ekimgünü Beyo¤lu Belediyesi karfl›s›ndabir eylem düzenledi. “Y›k›mlar

Durdurulsun”, “Y›k›mlara Karfl›Gücümüz Birli¤imizdir” pankartla-r›n›n aç›ld›¤› eylemde, “Bar›nmaHakk›m›z Engellenemez”, “Halk›zHakl›y›z Kazanaca¤›z” sloganlar›at›ld›.

Temel Haklar Federasyonu ad›-na yap›lan aç›klamada 17 Ekim'deBüyükflehir Belediyesi'nin önündeolunaca¤› vurgulanarak, flunlar söy-lendi;

“30 y›ld›r y›k›m endiflesiyle ya-t›p kalkt›k. Bir çivi dahi çakamad›-¤›m›z evlerimizin y›k›lmas›n› izle-memizi istemeyin bizden! Yalanlar›-n›za ve vaatlerinize kanmam›z› isehiç beklemeyin! Güzeltepe'deki ça-d›rlar bütün gerçe¤iyle ortada.

Örgütlenmek bir hakt›r, örgütle-nece¤iz! Bizimle ayn› sorunu yafla-yan insanlarla bir araya gelece¤iz.Çocuklar›m›z›n gelece¤ini zenginle-re peflkefl çekmenize göz yummaya-ca¤›z! Bar›nmak, bir hakt›r; hakk›-m›z› sonuna kadar savunaca¤›z!

‘Kentsel Dönüflüm’ ad› alt›ndaplanlad›¤›n›z ve bize dayatt›¤›n›z bupolitikay› reddediyoruz!”

Aç›klama s›ras›nda polisin bele-diyeyi korumaya ald›¤› görülürken,çevrede toplanan halk aç›klamay›ilgiyle dinledi.

16

16 Ekim 2005 / 22

Beyo¤lu BBelediyesi ÖÖnüBeyo¤lu BBelediyesi ÖÖnü

Oturduklar› evleri y›k›ld›-¤› için 2.5 ayd›r, Güzeltepe’deotobüs dura¤›nda yaflayan 6aile, 7 Ekim’de Okmeydan›SSK önünde aç›klama yapt›.Yaflamaya mecbur b›rak›ld›k-lar› koflullardan kaynakl› has-taland›klar› belirten ailelerad›na konuflan Leyla Güzel,yüksek olan kira fiyatlar› vedepozito ödeyecek durumdaolmad›klar›n› belirtti.

Devletin kendilerine dö-nüp bakmad›¤›n› söyleyenGüzel, durakta yaflayanlar-dan, yetim torunlar›na bak-mak zorunda olan ve yafll›l›kmaafl›yla geçinen 78 yafl›n-daki Fatma Durmufl'un, 5Ekim günü hastaneye kald›-r›ld›¤›n› ifade ederek, “ço-cuklar›m›z zor koflullarda

ders çal›flam›yorlar, fizikselve ruhsal sa¤l›klar› bozuldu.Yafll›lar›m›z›n, kad›nlar›m›z›nve çocuklar›m›z›n sa¤l›klar›-n›n bozulmas›ndan devlet veBüyükflehir Belediyesi sorum-ludur. Afet yafl›yoruz ancak buafet do¤adan de¤il sizlerdengelmektedir. ‹nsanca yaflan›-l›r konutlarda bar›nma hakk›-m›z› istiyoruz” diye konufltu.

‘Durak’ta dde¤il iinsanca yaflamak iistiyorlar

“üst geçit istiyoruz”Adana fiakirpafla Temel Haklar, 8 Ekim

günü, “Bir Üst Geçit Kaç ‹nsan Eder?” kam-panyas›n›n program› dahilinde yapt›¤› eylem-le, üst geçit talebini yineledi.

“Bir Üst Geçit Kaç ‹nsan Eder” pankart›-n›n aç›ld›¤› eylemde konuflan Dernek Baflka-n› Mehmet B›ld›rc›n, üst geçit olmad›¤› için22 insan›m›z› kaybettiklerini belirterek, “bize‘ödenek yok’ diyerek yalan söyleyenler; Ada-na Hilton-Sa'n›n çevresini düzenlemek için140 minibüs floförünü ve çevresinde bulunanesnaflar›n iflyerlerini bafl›na y›k›yor. Sabanc›-lar’a k›yak çekilirken, bizim ölümlerimizseyrediliyor. Sormaya devam edece¤iz: B‹RÜST GEÇ‹T KAÇ ‹NSAN EDER?” diye ko-nufltu. Eyleme, 30 Temmuz 2004 tarihindeyaflam›n› yitiren ilkö¤retim ö¤rencisi olanAziz A¤açdal›'n›n annesi ve babas› da Aziz'infoto¤raf›yla birlikte kat›ld›lar.

Page 17: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

‹potekli Konut Finansman› Sis-temi. Yani Mortgage. Gecekonduy›k›mlar›na paralel olarak ortayaat›lan bu proje, iktidar ve medya ta-raf›ndan “dar gelirlilerin ev sahibiolaca¤›” bir sistem olarak yans›t›l›-yor. Tayyip “kira öder gibi ev sahibiolacaks›n›z, daha ne istiyorsunuz”diye, y›k›mlara direnen halk› azarl›-yor. Peki gerçekten böyle mi?

Mortgage’de iflleyiflSistemin iflleyifli flu:

Kifli; bedeli finans kurulufllar›n-ca belirlenen eve talip oluyor ve be-delin dörtte birini peflin olarak ödü-yor. Dörtte üçü için ise bankadanuzun vadeli kredi al›yor. ‹nflaat fir-mas› paras›n› böylece al›yor. Kredi-yi veren banka ise kredinin geriödenmesi tamamlanana kadar, eviipotekliyor. Yani ev, içinde kiflininde¤il, krediyi veren finans kurulu-flunun oluyor. Ama adeta kifliye ait-mifl gibi, sigorta primleri içinde otu-ranlar taraf›ndan ödeniyor. Böyleceözel sigorta flirketleri de sistemdenkâr›n› al›yor.

Banka bu ipote¤i, devlet ve özelsermaye ortakl›¤›nda kurulan ‘‹po-tek Finans Kuruluflu’na, bir baflkadeyiflle Mortgage flirketine devredi-yor. Kifli, en fazla iki ay ödemeyigeciktirdi¤inde ise, konuta el konu-luyor, aile kap› d›flar› ediliyor ve yi-ne finans kurulufllar›nca belirlene-cek fiyat üzerinden Mortgage içindeyeniden sat›fla ç›kar›l›yor.

Yani sistem bir a¤ fleklinde: Evialan kifli, müteahhit, banka, Mort-gage flirketi, sigorta flirketleri.

‘Piyasalar’›n sistemi‹flleyifl bu! Bedeli finans kuru-

lufllar›nca, piyasa kurallar›na görebelirleniyor. Ödeme güçlü¤ünde ev-sizlik haline dönüfl yine bu finanskurulufllar›n›n ifllemleriyle pamukipli¤ine ba¤l›. Finans kurulufllar›na

ba¤l› bilirkiflilerce belirlenecek fi-yatlar›n al›rken de¤erinin üstünde,el koyduklar›nda ise belki de yar› fi-yat›na al›nabilecek olmas›n›n, kapi-talizmi tan›yanlar için hiç de “sürp-riz” olmayaca¤›n› da flimdiden be-lirtmekte yarar vard›r.

Bunlara ra¤men; taksitle bir eveflyas› al›r gibi ödeme yap›laca¤›düflünülmemelidir. IMF talimat›ylagündeme gelen Sosyal GüvenlikReformu, bak›n sistem nas›l bir ranthaline dönüfltürülüyor. Evi alabil-mek, taksitleri ödeyebilmek için;taksit ödemelerini sigortalatmak,Do¤al Afet Sigortas› ve Yaflam Si-gortas› yapt›rmak, zorunlu. SosyalGüvenlik Reformu’nun as›l amac›da, özel sigorta flirketlerine kaynakyaratmakt›; iflte böyle yarat›l›yor.

Soyguna bak›n; ödeme bitenekadar evin sahibi olam›yor, ama öy-leymifl gibi, bu sigorta primlerini deödemek zorunda b›rak›l›yor.

Düflük faiz öngörüldü¤ü söyleni-yor. Bu, sistemi daha cazip hale ge-tirerek, bir talep patlamas›n›n zemi-nini haz›rlarken, Mortgage Siste-mi’nin bu talebi k›sa sürede karfl›la-mas›n›n mümkün olmayaca¤› gözö-nünde bulunduruldu¤unda, ev fiyat-lar›ndaki yükselifl de bir baflka vur-gunun kap›s›n› aç›yor.

Sistemin “sosyal” hiçbir yan›yok. Finans kurulufllar›, özel sigortaflirketleri, inflaat flirketlerine kaynakaktarmak için gündeme getirilmifl-

tir. Soygun pastas› büyük olunca,uluslararas› inflaat tekellerine aç›lanalan da, iktidar›n “yabanc› sermaye-yi çekme” politikas› ile uyumludur.

‹nsanlar, sahibi olmad›klar› eviçin ödedikleri paralarla, piyasalarafon yaratma tuza¤›na düflürülüyor.

Yoksullar, asgari ücretliler hesap d›fl›Sistemin yukar›da anlatt›¤›m›z

iflleyifline bakan herkes, milyonlar-ca asgari ücretlinin, rüyas›nda bilegöremeyece¤ini bilir. De¤il dörttebirini peflin ödemek, sigorta ve ay-l›k taksitlerini ödeyebilmesi dahimümkün de¤ildir emekçilerin.

Yani sistem, as›l konut sorunuolan kesimi bafltan d›fllama üzerinekurulmaktad›r. Sosyal bir proje ol-mad›¤› için bunda flafl›lacak bir fleyde yoktur. Sistemden sermaye kaza-nacak ama peki hangi kesimler busistemden ev alabilecekler?

“Orta üst gelir grubu” diye tarifedilen kesim. Örne¤in, bankadankredi alma koflulu, sabit ve bellimiktar›n üzerinde gelir garantisi veyine ayn› oranda bir kefil garantisiile mümkün.

Elbette bir de, “herkes uzun va-deli krediyle kira öder gibi ev ala-cak” yalan›na inan›p, köyünde tar-las›n›, iki göz gecekondusunu sat›p,ya da y›k›m›na karfl› ödenecek ko-mik bedele raz› olup sisteme gire-cek olanlar var. En büyük darbeyiyiyecek olanlar da bu kesimlerdir.Ev sahibi olay›m derken, sermaye-ye y›llarca fon aktar›p, bir ödemesorununda her fleyini kaybetmesiuzak bir olas›l›k de¤ildir. Türkiyekrizin sürekli oldu¤u ve dönemselolarak derinleflti¤i bir ülke, iflten at-malar›n bu kadar yo¤un yafland›¤›koflullarda, her yan› “mortgageze-deler” doldurmas› güçlü olas›l›kt›r.

Konut sorunu, sosyal bir sorun-dur, kâr bak›fl› üzerine oturan Mort-gage, de¤il böyle bir soruna mer-hem olmas›, sorunu daha da a¤›rlafl-t›racakt›r. Bugün parlat›larak cazip-lefltirilen bu tuza¤a düflmeyelim,Kentsel Dönüflüm Projesi’ne karfl›evlerimize direnerek sahip ç›kal›m.

17

16 Ekim 2005 / 22

Sermayeye Fon Aktarmak ‹çin Kurulan Tezgah: MORTGAGE

Mortgage kkonut ssoru-nuna ççözüm iiçin dde¤il,inflaat ssektörü, bbanka-lar, ssigorta flflirketlerinepara kkayna¤› yyaratmakiçin, AAKP-IMF iiflbirli-

¤iyle ggündeme ggetirilenbir ttuzakt›r

Page 18: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

6 Ekim tarihli Birgün Gazete-si’nin manfleti, “Müzakere De¤ilMücadele Süreci” fleklindeydi.A.A’n›n iflçi ve memur sendikala-r›ndan “AB sürecine” iliflkin ald›¤›görüfller bu manfletle yans›t›l›yordu.

Peki; “islamc›, milliyetçi, solcu,sosyalist” iddialar›n› tafl›yan iflçi vememur konfederasyonlar› ne diyor-lard›? KESK Baflkan› ‹smail Hak-

k› Tombul, ÖDP reformizminin sü-rece iliflkin slogan›n› öne ç›kararak,“Bizim için müzakere süreci müca-dele sürecidir” derken, TürkiyeKamu-Sen Baflkan› Bircan Aky›l-d›z, hem “milliyetçili¤i” elden b›-rakm›yor, hem de “kamu sendikac›-l›¤› için iyi olaca¤›, önlerinin aç›la-ca¤›” iddias›nda bulunuyor, “iste-mem yan cebime koy” diyordu.Memur-Sen AKP ne derse arkas›n-day›z tavr›na uygun sürece angajeolmuflken, iflçi sendikalar› aç›s›ndanda tablo farkl› de¤ildi.

D‹SK Baflkan› Süleyman Çele-bi, geliflmeleri “olumlu bulduklar›”vurgusunu yaparak, “Öncelikli ola-rak sosyal konular ele al›nmal› vesosyal taraflar›n sürece kat›l›m›naözen gösterilmeli” iste¤ini ifadeediyordu. Türk-‹fl Baflkan› SalihK›l›ç ise, sürecin çal›flma hayat› içinde iyi olaca¤›na vurgu yaparak,“zaten AB, çal›flma hayat› standart-lar›n›n geliflmesini de hedef al›yor.Hayata geçirilecek düzenlemelerle,çal›flma hayat›n›n daha sa¤l›kl› ola-ca¤›na inan›yorum” diye ko-nufluyordu. Hak-‹fl Baflkan› SalimUslu da, “iyi olacak” diyenlerdendi.Uslu, “çal›flma hayat› aç›s›ndan dakesinlikle daha iyi olacakt›r. ABmüktesebat›, çal›flma yaflam›m›zave sendikal harekete ivme kazand›-racakt›r” iddias›ndayd›.

“Eme¤in Avrupas›” aldatmacas›ile AB’ciler cephesine dahil olanÖDP’nin, bu tablodan memnun ol-du¤u aç›kt›r. Ancak, gerçekler böy-le mi? Cevab›, ayn› zamanda sendi-kalar›n ve reformizmin emekçilerinas›l bir batakl›¤a davet ettiklerininde resmini vermektedir. MüzakareSüreci’nde emekçilerle ilgili nemüzakare edilecek? sorusunun ce-vab›, Avrupal› emekçilerin bugünküdurumundad›r. Avrupal› emekçilerniye Avrupa Anayasas›na ‘Hay›r’dediler, niye 3-4 y›ld›r sürekli ey-lem yap›yorlar? Hak gasplar›, ifltenç›karmalar, çal›flma saatlerinin art›-r›lmas› ve esnek çal›flma ve tümbunlar›n do¤al seyri olarak örgüt-süzlefltirme; bugün Avrupal› emek-çilerin bafl gündemlerini olufltur-maktad›r.

Savundu¤unuz, Emekçilerin De¤il, Sermayenin Birli¤idir

“Emek Örgütleri”nin bilinçli birs›n›fa ihanet içinde olmad›klar›n›varsayarsak, ortada AB konusundaciddi bir yan›lg› ve burjuva propa-gandalar›n etkisi alt›nda, ideolojikbask›lanma ortam›nda düflünüfl var.

Her fleyden önce, sözü edilenbirlik (AB), emekçilerin ç›karlar›n›korumalar›, ileriye tafl›malar› içinoluflturduklar› bir “enternasyonal”de¤il, sermaye s›n›f›n›n daha fazlakar ve uluslararas› düzeyde sömürüa¤lar› oluflturabilmeleri, di¤er em-peryalist tekeller karfl›s›nda güç ola-bilmeleri için oluflturduklar› bir bir-liktir. AB neden emekçileri düflün-sün, neden “sosyal konulara önce-lik” versin?

Aç›k bir çarp›kl›k var. Sendika-lar tarihsel olarak, iflçi s›n›f›n›n ç›-karlar›n› korumak ve gelifltirmekamac›yla kapitalizme karfl› do¤mufl-tur. Yani sendikalar›n AB’cili¤i, va-rolufl nedenlerini inkar eden bir tu-tumdur. Sermayenin birli¤i, emek-çilerin ç›karlar›n› koruyacaksa (kiözetle sendikalar bunu söylüyor), ozaman sendikalara ne gerek var???

Baflka bir deyiflle, sendikal bü-rokrasi, s›n›f örgütlerine, karfl›t› ol-malar› gereken burjuva ideolojisinitafl›yan konumundad›rlar. Emperya-list ideologlar taraf›ndan üretilenburjuva ideolojisi “AB’cilik” mas-kesi ile emekçileri kendi sisteminehizmet eden güçler haline getirmek-tedir. Bu elbette AB’cilikle ortayaç›kan bir durum de¤il. Türkiye’desendikal hareketin geliflimi ile ilgili-dir. Ancak konumuz itibariyle bunubir yana b›rakal›m. ‹flçi s›n›f›n›nsermaye s›n›f› ve ideolojisi karfl›s›n-da uzlaflmazl›¤›n›n yerine, uzlaflma-c› bir bilincin gelifltirilmesindeAB’ci sendikal anlay›fl›n daha derinbir tahribat yaratmaya devam ede-ce¤i aç›kt›r. “Sosyal taraflarla diya-log” anlay›fl›, sendikal bürokrasininbu konuda gönüllü oldu¤unu ortayakoymaktad›r. Ki, bu anlay›fl kayna-¤›n› Avrupa uzlaflmac› sendikac›l›-¤›ndan almaktad›r. ‘Sosyal uzlafl-ma’ ad›yla ihanete imza atan ETUC

18

16 Ekim 2005 / 22

Emekçiler ‘Müzakere Süreci’ ‹le De¤il, S›n›f Mücadelesi‹le Kazan›r

AB’ci ssendikac›l›k s›n›fa iihanettir

Page 19: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

gibi konfederasyonlar ise, bu çizgi-nin do¤al sonucu olarak, sömürüpolitikalar›n› kutsayan AB Anaya-sas›’na da “evet” deme noktas›nagelmifltir.

Emekçilere Sald›r› Yasalar› ‘AB’ye Uyum’ Ad›na Yap›ld›

‹ddia flu: AB çal›flma hayat›ndaemekçiler lehine düzenlemeler geti-recek. Hatta, Birgün Yazar› AzizÇelik’e bak›l›rsa, sermayenin, oli-garflinin, patronlar›n lehine de¤il,tam tersine emekçilerin, hak ve öz-gürlüklerden yana olanlar›n lehinebir süreçtir. Bu mant›¤›n do¤al so-nucu ise, Avrupac›l›kt›r.

“Geleneksel devlet zihniyeti in-san haklar›n›, hukukun üstünlü¤ünüve fleffafl›¤›; iflverenler çal›flan›n veçevrenin korunmas›n›n maliyetinihazmedecek. Rekabet gücü pamukipli¤ine ba¤l› “narin” sermaye s›n›-f›, art›k AB müktesebat›n›n bir par-ças› olan ILO normlar›n›, ça¤daflsendikal haklar› sindirecek... Müza-kere masas›nda hükümetin karfl›s›-na grev ertelemeleri, sendikal› ol-du¤u için iflten at›lan on binlerce ifl-çi, kamu çal›flanlar›na grevli toplusözleflmeli sendikal haklar gele-cek... AB grev hakk›na sayg› isti-yor.... Sosyal güvenlik AB ülkelerin-de en önemli kamusal yükümlülükolmaya devam ediyor ve sosyal ko-ruma harcamalar› art›yor...” (6Ekim, Birgün)

Çelik’in bu sat›rlar›n› okuyunca;acaba daha geçen hafta Korsika’daözellefltirmeye karfl› greve hücumbotlar›, gaz bombalar› ile sald›ran,iflçilere askeri operasyon düzenle-yen Fransa, “grev hakk›na sayg› is-teyen” Avrupa s›n›rlar› içinde de¤ilmiydi, diye düflünülüyor. Ki, Fransademokrasiden en çok sözeden ülke-dir. “Sosyal harcamalar›n artt›¤› Av-rupa”, flu bizim bildi¤imiz Avrupam›, yoksa baflka bir gezegenden misözediyor Birgün yazar›, bu da meç-hul! Zira, son y›llarda tam tersi yön-de bir geliflme herkesin malumu.Fransa ve Belçika’da genel grevle-rin nedeni de sosyal haklara yönelikbu sald›r›lar de¤il miydi?

As›l önemli olan›n AB’ninkendisi de¤il, “AB süreci” ola-ca¤›, bu sürecin “mücadele sü-reci” olarak flekillendirilmesiile emekçilerin kazan›mlar eldeedece¤i, aldatman›n bir baflkaboyutunu oluflturuyor. Böylece,güya sermayenin AB’sine ye-deklenmemifl olunuyor! Bumücadelenin s›rt›n› AB’ye da-yayarak verilmesindeki açmazbir yana, emekçilere yönelikson birkaç y›lda ç›kar›lan sald›-r› yasalar›n›n ‘AB’ye uyum’unparças› oldu¤unun üzerindenatlan›yor. ‹flçilerin mücadelele-ri ile kazand›klar› haklar› buda-yan ve bu yüzden sermaye tara-f›ndan ›srarla istenen ve AKPtaraf›ndan ç›kar›lan “‹fl Yasas›”,“Sosyal Güvenlik Reformu”tam da “AB’ye uyum”du. Ha-len meclis gündemindeki Ka-mu Personel Rejimi Yasas› dabu “uyumun” parças›d›r. Budüzenlemelerle mezarda emek-lilikten her alanda dayat›lanözellefltirmelere kadar her fleyAB’nin istekleri aras›ndad›r.

Bugün birçok sektördeki ifl-çilerimizin temel sorunlar›ndanbiri olan ve sendikas›zlaflt›rma-n›n, azg›n sömürünün arac›olan tafleronluk sistemine bak›ld›-¤›nda da, “iflçi haklar›na sayg›l›,sendikalaflmay› destekleyen” Avru-pa’y› görüyoruz. ‹lk olarak ‹talya'dasendikaları ehlilefltirmek için ç›kar›-lan bu yöntem, giderek tüm Avru-pa’ya yay›ld› ve AB müktesebatın-da da yerald›. Avrupa tekelleri, buuygulama ile kârlar›n› art›rma, ça-l›flma yaflam›n› alabildi¤ine kural-s›zlaflt›rma olana¤›na kavuflmufllar-d›r. Türkiye’de yayg›n olarak uygu-lanan tafleronlaflt›rma 1475 say›l›yasada yer al›rken, AB’ye uyumunbir parças› olarak Yeni ‹fl Yasası’nda,esnek çal›flman›n bir parças› halinegetirildi.

“Müzakere süreci”nin parlat›lany›ld›zlar› gözleri kör etmemelidir.Unutulmas›n ki, TÜS‹AD’›n iste-di¤i ile, AB’nin istedikleri aras›n-da tam bir uyum vard›r. En basitmant›kla; bir fleyi sermaye istiyorsa,

orada emekçilerin ç›kar›na zerre ka-dar bir fley aramak, tarihi, bilimi in-kard›r. Ama, sermaye ile ayn› çat›alt›nda AB’ci lobicilik faaliyeti yü-rüten sendikac›l›k, s›n›f bak›fl›n›tümden yitirdi¤i için, burjuvazi ileiflçi s›n›f›n›n ç›karlar›n› ayn› potayasokma gibi ucube bir hayali besle-mekte, iflçiler aras›na yaymaktad›r.

Referans Gösterilen AB’de‹flçi S›n›f›n›n Durumu

Kapitalizmin geliflme düzeyi,emekçilerin yüzlerce y›ll›k mücade-leleri ile kazand›klar› haklar aras›n-daki farkl›l›klar nedeniyle, bugünAvrupa’da emekçilerin sosyal hak-lar›n›n ülkemizden daha geliflkin ol-mas› kimseyi yan›ltmamal›d›r. An-cak unutulmas›n ki, tüm Avrupa ül-keleri, tekeller bugün tam tersi birsüreci dayatmaktad›rlar. Sosyalhaklardaki k›s›tlamalar, iflten atma-

19

16 Ekim 2005 / 22

Belçikal› emekçiler, son 12 y›ld›r ilk kezgenel greve gittiler. 7 Ekim’de ‘sosyalist’sendika FGTB taraf›ndan düzenlenengreve, liberal ve H›ristiyan DemokratSendika destek vermemesine karfl›n, busendikalar›n üyeleri de kat›l›m gösterdi-ler. Hükümetin erken emeklilik yafl›n›58’den 60’a ç›karma ve çeflitli sosyal si-gorta sorunlar›ndan kaynaklanan uzlafl-mazl›¤a çözümü geciktirmesi nedeniyledüzenlenen grev sonucu, toplu tafl›madurdu, ma¤azalar aç›lmad›, gazetelerç›kmad›, demiryollar› sefer yapmad›.Opel, Sappi ve BMW fabrikalar›nda iflçi-ler, grevi barikatlarla karfl›lad›lar. Fabri-ka girifllerine barikat kuran iflçiler k›z›lbayraklar tafl›yarak, fabrikadan araç ç›-k›fl›na, mal sevkiyat›na izin vermediler.

Page 20: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

lar gittikçe yayg›nlaflmakta, AB’cisendikalar›n ve reformizmin adresgösterdi¤i “sosyal devlet” ad›mad›m tasfiye edilmektedir.

Böyle olmasa dahi, iflçi s›n›f›n›nmücadelesi, “sosyal devleti gelifltir-me” ile s›n›rland›¤›nda, ekonomizmbata¤›ndan kurtulmak mümkün de-¤ildir. Emekçilere, kapitalizminstandartlar›n› referans gösterenve “bizde de olsun” diyen sendi-ka, s›n›f›n ç›karlar›n› de¤il, ob-jektif olarak sermayenin ç›karla-r›n› savunuyor demektir.

AB Anayasas› ve Bolkestein Yö-nergesi, tekellerin “nas›l bir Avru-pa” istedi¤ini aç›kça ifade etmekte-dir; “dünyan›n rekabet gücü en yük-sek, dinamik ekonomisi.”... Hem“rekabet gücünün yüksekli¤inden”hem de “sosyal politikadan” sözedilmesi, anti-bilimseldir ve buyüzden emekçileri aldatmaya dönükbir yaland›r.

Çünkü, ekonomi politik bilimi,kapitalizmde “rekabet gücününyükseltilmesinin” maliyetlerin dü-flürülmesiyle mümkün oldu¤unutart›flmas›z olarak ortaya koyar. Pe-ki nas›l olacak bu? Bilinen iki yol,teknolojiyi yükseltmek ve iflçi mali-yetlerini düflürmektir. Yaflanan de-neyler göstermifltir ki, sermaye s›n›-f› ya her ikisini birden yaflama ge-çirmifl ya da iflçi maliyetlerini dü-flürme yoluna gitmifltir. Bunun için;daha az iflçi ile daha fazla üretim,iflten atmalar, esnek çal›flma, haf-tal›k çal›flma saatlerinin ücretleriart›rmaks›z›n yükseltilmesi... bafl-l›ca uygulanan yöntemlerdir.

Avrupa’da tüm bunlar h›zla uy-gulan›yor. Bakal›m:

Almanya’da: Adidas 2004 y›l›n-da 500 iflçiyi “tasarruf” gerekçesiy-le iflten ç›kard›. Almanya’n›n en bü-yük sigorta ve mali sermaye tekeliAllianz’ta 5 bin kifli iflten çak›r›ld›.Bayer 2007’ye kadar 3 bin iflçi ç›ka-raca¤›n› aç›klad›. DaimlerChrysler5 bin iflçisine ç›k›fl verdi. Lufthansa2006’ya kadar 4 bin 800 iflçiyi so-ka¤a ataca¤››n› ilan etti. Alman ma-¤azalar zincirinin 47 bin çal›flan›naücret art›fl› olmadan haftada 5 saat

fazla çal›flmay› kabul ettirdi. Boschtekeli, üretimi ucuz emek cennetiMacaristan’a kayd›rma tehdidi ileFransa-Lyon’daki yedek parça üre-tim tesislerindeki haftal›k çal›flmasüresini ücret art›fl› olmadan 35 sa-atten 36 saate ç›kard›. Siemens’deise 35 saatlik çal›flma saati 40 saateç›kar›ld›. Mercedes patronlar›, 6 biniflçiyi iflten ç›karmakla tehdit etti veböylece 500 milyon Euro’luk tasar-ruf plan›n› sendikaya kabul ettirdi.Bunun anlam› ise sosyal haklardakibudama, ücret art›fl› yapmama oldu.

Örnekleri ço¤altmak mümkün.Tümünün kulland›¤› gerekçe, “ta-sarruf, krizi aflma” vb. Oysa ayn›süreçte bu tekellerin tümü üretimle-rini art›rd›lar ve kârlar›n› hiç olma-d›¤› düzeye ç›kard›lar. Bu, kapita-lizmin iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›sürecine de uygun bir geliflmeydi.Örne¤in, Adidas 2004’te net kâr›n›314 milyon Euro’ya ç›kard›, ki ken-disi için “rekor”du. Allianz ayn› y›-l›n sadece ilk dokuz ay›nda kâr›n›1.8 milyon Euro’ya, DaimlerChrys-ler de kâr›n› katlayarak 5,8 milyarEuro’ya ç›kard›. Lufthansa da2004’ü kârla kapatanlar aras›nday-d›. ‹flçilerden “rekabet edebilmekiçin tasarruf” ad›na tavizler isteyentekellerden; BASF'›n bir önceki y›-l›n ilk dokuz ay›na göre 2004 y›l›n-daki kar art›fl› %63, MAN'›n %70,Siemens'in %39, Deutsche Bank'›nise %245 gibi oranlarda gerçekleflti.

Tablo, Avrupa’da iflçi s›n›f›n›ndurumunu aç›kça göstermektedir.Tekeller daha fazla kâr ederken, ifl-çiler iflsizli¤i, sosyal haklardaki ge-rileyifli yaflamaktad›r. Elbette tümbunlar›n yaflama geçirilmesi, sendi-kalar›n uzlaflmac› tutumlar› sayesin-de olmufltur. Buna ra¤men son bir-kaç y›l içinde iflçi eylemlerinin hiçeksik olmad›¤› da unutulmamal›d›r.

AB’nin çal›flma yaflam›nda herfleyi daha iyi hale getirece¤ini söy-leyen sendikalar, bu gerçekleri gör-mek istemeseler de, AB’nin içinegirdi¤i süreç, emekçilere yöneliksald›r›lar›n daha da derinleflece¤isüreçtir. Tasfiye, “sosyal devletin”içini dolduran her alanda yaflan-maktad›r. Örne¤in, Belçika’da gre-

vin nedeni emeklilik yafl›n›n yük-seltilmek istenmesiydi. Almanya’da“sosyal demokrat-yefliller” koalis-yonunun yenilgisini getiren HartzIV Program›, sa¤l›ktan iflsizlik para-s›na, emeklilik haklar›ndan çal›flmayaflam›na kadar birçok sald›r›y› bafl-latt› ve halen sürüyor.

AB’ye sonradan üye olan ülke-lerde yarat›lan tahribat ise çok dahaa¤›rd›r ve ülkemiz emekçilerininyaflayacaklar›na az çok ›fl›k tutmak-tad›r. Eski Do¤u Avrupa ülkeleri bukonuda çarp›c› verilerle doludur. ‹fl-sizli¤i tan›mayan, sosyal haklar› in-sanca yaflayacak düzeyde olanemekçiler, eksiklerine karfl›n sosya-lizmin tasfiyesi ve “AB sürecine”sokulmalar›n›n ard›ndan, iflsizli¤i,sosyal güvensizli¤i tan›m›fllar vetüm bu ülkeler Avrupa tekelleri içinucuz emek cennetine dönüflmüfltür.

‘AB Süreci’yle De¤il, S›n›f Mücadelesiyle Kazan›r›z

Bismarck Almanyas›’nda iflçi s›-n›f›n›n sömürüye son vermek içinaya¤a kalkt›¤›, sosyalizme yürüdü-¤ü y›llara dayanan “sosyal devlet”ya da “sosyal Avrupa”, iflçi s›n›f›-n›n, emekçilerin kurtuluflu de¤ildir.Aksine, gerçek kurtuluflun yolunukesmek için, sermayenin gönülsüzde olsa uygulad›¤› bir politikan›nad›d›r. Bugün ise, tümüyle tasfiyesürecine sokulmufltur. Bugündenyaflananlara bilimsel olarak bakabi-lenler, emekçileri aldatma, oyalamakayg›s› tafl›mayanlar, 2010’lar›nAvrupas›’n›n eme¤in sömürüsünündaha da azg›nlaflaca¤› bir Avrupaolaca¤›n› göreceklerdir.

AB süreci ile birlikte iflçi s›n›f›-n›n, emekçilerin kazanaca¤› hiçbirfley yoktur. Gözboyama amaçl› dü-zenlemeler, kaybettikleri ve kaybe-decekleri yan›nda “hiç”tir. Emekçi-ler ne kazanacaksa, yüzy›llard›r ol-du¤u gibi mücadeleleri ile kazan-caklard›r. S›n›f perspektifi ve s›n›-f›n ideolojisi ile yürütülmesi, ger-çek kurtuluflu, sosyalizmi önüne he-def olarak koymas› ise, bu mücade-lenin gücünü belirleyen temel k›s-tas olmaya devam edecektir.

20

16 Ekim 2005 / 22

Page 21: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

21

16 Ekim 2005 / 22

Petrol-‹fl üyesi TÜPRAfi ve PETK‹M iflçi-leri, 11 Ekim günü yar›m gün ifl b›rakarak,özellefltirmeleri protesto ettiler. TÜPRAfi'›n

Alia¤a, K›r›kkale, Kocaeli, Batman Rafinerileri'nde gerçekleflen ifl b›-rakma eylemlerinde, kitlesel aç›klamalar yap›l›rken, AKP iktidar›n›nözellefltirme politikalar›n›n, sermayeye hizmet oldu¤u ifade edildi.

Alia¤a’daki eylemde konuflan Petrol-‹fl Alia¤a fiube Baflkan› ‹bra-him Do¤angül, PETK‹M (A) kap›s› önünde toplanan iflçilere seslendi.TÜPRAfi'›n Koç Grubu'na sat›lmas›na baz› çevrelerin yerli sermayeyegitti diye ses ç›karmay›p onaylad›klar›n› hat›rlatarak, “Koç Holding'inneresi yerli. Shell ile yap›lan ortakl›k niye o zaman. Sami Ofer’e 1.2milyar dolar para kazand›rd›lar. Petrol-‹fl olarak tek bafl›m›za kalsakdahi sonuna kadar mücadele edece¤iz" diye konufltu.

Alia¤a Rafinerisi'ndeki iflçiler, 6 Ekim günü de düzenledikleri ey-lemde, fabrika girifline; “‹ster Yerli, ‹ster Yabanc›, Sat›lanlar Baban›nDe¤il, Halk›n Mal›! Yönetemiyorsan TELEKOM'u, Erdemir'i,TÜPRAfi'›, Bekliyor Sizi, Halk›n Yüce Divan›” pankartlar› asm›fllard›.

Rafinerilerde ifl b›rakma eylemi süresince dolum, sevkiyat ve sat›flifllemleri yap›lmazken, Petrol-‹fl Sendikas› merkez ve flube yöneticileriile TÜPRAfi iflçilerinin bir bölümü, TBMM CHP grubu toplant›s›na ka-t›larak “destek arad›lar”. Oysa CHP’nin özellefltirme karfl›tl›¤› tutars›zve devlet kapitalizmini savunan bir karfl›tl›kt›r. Kapitalizmin “özeli” yada “devletçi” biçimleri aras›nda, iflçi s›n›f›n›n bir tercih yapmas› ise,sözkonusu olamaz. Kendilerini kimin sömürece¤ine karar vermek, hat-ta bunun için mücadele etmek iflçi s›n›f›n›n ifli de¤ildir. “Bolk sat›fl›nTürkiye’nin zarar›na oldu¤u” ile iflçi s›n›f›n›n ç›karlar› aras›nda ne türbir paralellik kurulabilir? Ama Petrol-‹fl, özellefltirmeye karfl› ç›kmaad›na bunu yap›yor. Peki “Türkiye kar edince” bundan iflçi s›n›f›n›n ç›-kar› ne olacak? “Toplumsal ç›kar” böyle mi korunur?

Sendikalar, özellefltirmeye s›n›fsal temellerle bakmaz, özellefltirme-nin emperyalizmin tüm dünyadaki stratejik bir sald›r›s› oldu¤u gerçe¤i-ni mücadelelerinin merkezine oturtmaz ise, ya “yerli sermaye savunu-cusu” konumuna düflecektir ya da “devlet kapitalizmi”.

TÜPRAfi vve PETK‹M ‹flçileri ‹fl B›rakt›

AKP’li Belediye ‘Köle’ ‹stiyorAdana'n›n merkez ilçelerinden Seyhan ‹lçe Belediyesi’nde 12 iflçi

sendikalaflma faaliyetine kat›ld›klar› için AKP'li belediye baflkan› ta-raf›ndan soka¤a at›ld›lar.

Belediyede çal›flan iflçileri, sosyal haklardan yararland›rmamakiçin tafloren bünyesinde çal›fl›yor gibi gösteren belediye baflkan›, iflçide¤il ihale ile sat›lan köle istiyor. ‹flçiler y›llard›r asgari ücretle ve hiç-bir güvenceleri olmadan çal›flmalar›, sa¤l›ks›z çal›flma koflullar› sonu-cu arkadafllar›n› kaybetmifl olmalar› karfl›s›nda, örgütlenme yoluna gi-den iflçilere kap›y› gösteren AKP’li belediye, iflçi düflmanl›¤›n› bir kezdaha gösterdi.

At›lan iflçiler ve aileleri 11 Ekim günü belediye önünde yapt›klar›aç›klamada, mücadele edeceklerini belirterek, dayan›flma ça¤r›s›ndabulundular ve "Yaflas›n S›n›f Dayan›flmas›, Yaflas›n Sendika Mücade-lemiz" sloganlar› att›lar.

Birleflen ‹flçiler Yenilmez

TEKS‹F Sendikas› üyesi, Arsan-Se-ral Tekstil iflçileri, 16 Eylül'de bafllatt›k-lar› grevi sürdürüyorlar. ‹flçiler, 5 Ekimgünü fabrika önünde yapt›klar› eylemle,polisin ve patronun keyfi uygulamalar›-n› ve bask›lar›n› protesto ettiler.

“Birleflen ‹flçiler Yenilmez, ‹flçilerKardefltir Sermaye Kallefltir” sloganla-r›n›n at›ld›¤› eylemde, ‹flyeri TemsilcisiErdinç Mehmeto¤lu, grev çad›r›na poli-sin müdahale etti¤ini belirterek flöylededi; “‹lk günden beri, burjuva yasala-r›n›n iflçi s›n›f›na getirdi¤i engeller vebask›larla karfl›laflt›k. ‹flyeri önündedurmam›za, halay›m›za, davulumuzakar›fl›rken, patronun ifllerinin yürümesiiçin iflyerinden malzeme ç›k›fl› gündemegeldi¤inde karfl›m›za etten duvar ördü-ler, küfrettiler. Onurumuza sahip ç›kt›-¤›m›z için gözalt›na al›nd›k, tehdit edil-dik, ama y›lmad›k.”

Mehmeto¤lu, direniflin 19. günündeiflçilerin ya¤murdan korunmak için kur-mak istedikleri çad›r›n, polisin ikincisald›r›s›yla y›k›ld›¤›n› kaydederek, po-lisin birçok arkadafllar›n› dövdü¤ünü,a¤›zlar›na biber gaz› s›kt›¤›n›, buna ra¤-men, özellikle temsilci ve öncü iflçilerhakk›nda “polise darpta bulunduklar›”gerekçesiyle flikayette bulunduklar›n›dile getirdi. TEKS‹F Bak›rköy fiubeBaflkan› Çetin Yelken ise, Türk-‹fl veTEKS‹F Genel Merkezi’ni iflçilere sa-hip ç›kmamakla elefltirdi.

Cola ‹flçileri EylemdeCoca-Cola da¤›t›mda çal›fl›rken,

Nakliyat-‹fl'e üye olduklar› için ifltenat›lan iflçiler, 6 Ekim günü, ‹stiklal Cad-desi'nde biraraya gelerek, “Coca Cola‹çme, Coca Cola Sömürünün Simgesi,Gün Gelecek Devran Dönecek CocaCola ‹flçiye Hesap Verecek” sloganla-r›yla Taksim’e yürüdü. Gezi Park›’ndaoturma eylemi yapan iflçiler, Coca Colaiçmeme boykotuna kat›l›m ça¤r›s› ya-parken, Nakliyat-‹fl Baflkan› Ali R›zaKüçükosmano¤lu, iflten at›lan çal›flanla-r›n›n eylemlerinin 140. günde oldukla-r›n› belirterek, “bundan sonrada müca-delemiz sürecek.” diye konufltu.

emek

Page 22: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Ö¤retmenler, doktorlar, mimar-lar, mühendisler bir ülkenin ayd›n-lar›d›rlar. Özellikle bizim gibi yeni-sömürge (baflka deyiflle “geri b›rak-t›r›lm›fl”) ülkelerde, kendilerindenmesleklerinin de ötesinde misyonlarbeklenen bir kesimi olufltururlar.Nitekim ülkemizde de böyle olmufl,ö¤retmenler, doktorlar, mühendisleralt-üst olufl dönemlerinde, halk›m›-z›n ba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosya-lizm mücadelesinin geliflmesindeböyle misyonlar üstlenmifllerdir.

Özellikle birincisi, halk›n önem-li bir bölümünün cahil veya yar›-ca-hil b›rak›lmas›, ikincisi meslekleri-nin hayat›n içinde tuttu¤u önemliyer nedeniyle, ö¤retmenler, doktor-lar, mühendisler büyük önem ka-zanm›fllard›r. Son dönemlerde belliölçülerde tahrip olmufl olsa da, hal-k›m›z bu meslekten insanlara özelbir de¤er vermifltir.

Ne var ki, özellikle 12 Eylül’den

sonraki süreç içinde bu misyondanbir uzaklaflma sözkonusudur. Bun-da, 12 Eylül’den sonra bu kesimlerüzerindeki bask›lar›n, örgütlülükle-rinin kapat›lmas›n›n, hatta ekono-mik zorluklar›n pay› yads›namaz.Fakat bugünkü durum, sadece bun-larla da aç›klanamaz.

Bugün ö¤retmenlerimiz ö¤renci-lerine ba¤›ms›zl›k, demokrasi vesosyalizm düflüncesinin ayd›nl›¤›n›tafl›m›yor ne yaz›k ki. Doktorlar›-m›z, mühendislerimiz ülkemizin enücra köflelerinde halk› e¤iten, birlefl-tiren bir misyondan uzaklar (elbettebunu hala yapmaya çal›flanlar bu de-¤erlendirmelerimiz d›fl›ndad›r.)

Tam tersine, bugün ö¤retmenle-rimiz ö¤rencilerinden adeta kop-mufllar, onlar›n sorunlar›ndan, mü-cadelelerinden uzaklar. Doktorlar›-m›z, iktidara birçok konuda yapma-lar› gereken muhalefeti, “yoksunlukbölgelerine gönderilmemek için”

yap›yor görünümündeler.

Ö¤retmen sendikas›, doktorlar›n,mühendislerin odalar›, “kendi so-runlardan baflka, halk›n di¤er ke-simlerinin sorunlar›yla ilgilenmez”bir görünümdedirler. (Kimse odala-r›n, sendikalar›n Emek Platfor-mu’nda yeralmas›n› bunun tersinigösteren bir kan›t olarak sunmayakalk›flmas›n.)

Bu tablonun nedeni ikilidir;Birincisi, ö¤retmenlerimizin,

doktorlar›m›z›n, mühendislerimizinüyesi olduklar› demokratik kitle ör-gütlerinin halk için misyon yüklen-mekten uzak, sivil toplumcu, uzlafl-mac›, icazetçi çizgileri ve bu çizgi-lerine denk düflen örgütlenme, e¤i-tim anlay›fllar›d›r.

‹kincisi ise, toplumun tüm ke-simlerini etkileyen bireyci burjuvakültürünün, köfle dönmecili¤in bukesimleri de etkisi alt›na almas›d›r.

*Ö¤retmenimiz, doktorumuz yok-

sunluk bölgelerine gitmek istemez.Gecekondu yoksullar›n›n direniflle-rinde onlar›n yan›nda olmaz. Hertürlü “radikal direnifl”e uzak durur-lar. Mesela çarp›c› bir örnektir; E¤i-tim-Sen’liler, bu say›m›zda okuya-ca¤›n›z gibi, Abdi ‹pekçi Park›’nda,TAYAD’l› Aileler’in iki y›l› aflk›nsüredir alt›nda oturduklar› el heyke-linin orada flenlik yapar ve o direni-fle dair tek bir kelime söylemez. Buörnek, E¤itim-Sen’in, KESK’in çar-p›k, “benmerkezci” ve “ekonomist”mücadele anlay›fl›n›n tezahüründenbaflka bir fley de¤ildir. Konuflmala-r›nda “12 Eylül’le hesaplaflmak”tansözedip 12 Eylül’ün devam›n›n so-nucu olan tecrite karfl› orada, yan›-bafllar›nda direnenlere dair tek keli-me etmeyenler, flenli¤e kat›lan sa-natç› Volkan Konak’›n sahneden on-lar› hat›rlamas› karfl›s›nda acaba birutanma duygusu yaflad›lar m› bilmi-yoruz. Fakat bunun için kendilerinisorgulamalar› gerekti¤ini biliyoruz.

Bu bir örnektir, fakat tekil de¤il-dir; tersine sivil toplumculu¤un, sta-tükoculu¤un yönetimindeki bu ör-gütlerin halktan, halk›n mücadele-sinden kopuklu¤unun bir gösterge-sidir.

22

16 Ekim 2005 / 22

Doktorlar›m›z Ö¤retmenlerimiz MühendislerimizHalktan yana, Halkla birlikte

Halk›n önünde olmal›d›r!

5 Ekim,DünyaÖ¤re t -menlerG ü -nü’ydü.D e r tyüklüy-dü ül-

kemizin ö¤retmenleri. Ekonomik vesiyasi bask›larla kuflat›lm›flken, sen-dikalar› bile kapat›lacakken, kutlaya-cak bir fleyleri yoktu.

Bu nedenle ülkemizdeki 5 Ekim,Dünya Ö¤retmenler Günü, ö¤ret-menlerimizin protestolar›n›n ve ta-leplerinin dile getirildi¤i bir gün ol-du. 5 Ekim’de Abdi ‹pekçi Parkı'nda2 bine yak›n e¤itim emekçisinin ka-t›l›m›yla yap›lan “flenlik”, bir ö¤ret-

menler mitingine dönüfltü.

“Örgütlü Toplum DemokratikTürkiye” yazılı pankart›n as›ld›¤›flenlikte, E¤itim-Sen Genel BaflkanıAlaaddin Dinçer, KESK Genel Bafl-kanı ‹smail Hakkı Tombul yapt›klar›konuflmalarla emekçilerin çeflitli so-runlar›na de¤indiler.

Grup Öteki, Ali Asker ve VolkanKonak da flenli¤e türküleriyle kat›l-d›lar.

*

Dünya Ö¤retmenler Günü’nde ‹s-tanbul, ‹zmir, Eskiflehir, Dersim,fianlıurfa, Diyarbakır E¤itim-Sen flu-beleri tarafından da ‹l Milli E¤itimMüdürlükleri önlerinde ve flube bina-lar›nda basın açıklamalar›, yürüyüfl-ler yap›larak, sorunlar dile getirildi.

Dünya Ö¤retmenler Günü

Page 23: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Statüler, birçok demokratik kitleörgütünü teslim alm›flt›r. TMMOB’unmitinginde 5 bini aflk›n kiflinin top-lanmas› “baflar›” olarak görülüyor.Oysa yüzbin, ikiyüzbin üyesi olanodalar›n, mesleki hak ve talepleriiçin bile, üyelerinin önemli bir bölü-münü dahi mücadeleye kanalizeedememeleri, izaha muhtaçt›r.

Odalar, sendikalar, nas›l bir ör-gütlenme yap›yor, üyelerini nas›l,hangi kültürle e¤itiyorlar?.. Nas›lbir politika izleniyor? ‹flte buradakiçarp›kl›klar, yukar›daki sonuçlar›do¤uruyor.

*

Doktorlar›n çal›flma koflullar›n›nhem ekonomik, hem demokratikaç›dan iyilefltirilmesine yönelik ta-lepleri anlafl›l›rd›r. Ama sorun flura-dad›r; falan flehrimizin, falan köyü-müzün doktorsuz kalmas›n› hükü-metler dert etmese bile, Tabip Oda-lar› dert edinmeli; gerekti¤inde hü-kümetin d›fl›nda o eksi¤i asgari öl-çüde gidermeye çal›flmal›d›rlar.

Ayn› fley, ö¤retmenler için de ge-çerlidir. Koflullar zor, yetersiz olabi-lir; fakat bu halk, ba¤›ms›zl›k, de-mokrasi ve sosyalizm mücadelesi-nin ö¤retmenlerinden daha fazla fe-dakarl›k ve idealist bir tav›r bekli-yor. Doktorun, ö¤retmenin yapmas›gereken, koflullar›n yetersiz oldu¤uyerlere gitmeyi reddetmek de¤il,oraya gidip, orada halkla birlikte,koflullar›n yeterli hale getirilmesimücadelesini vermektir.

Doktorun kendisini yaln›z dok-tor, ö¤retmenin kendisini yaln›z ö¤-retmen olarak görmesi, bu ülkeninayd›nlar› olduklar›n› unutmalar›d›r.Bu sadece “ayd›n” olma misyonun-dan uzaklaflmak de¤il, ayn› zaman-da da mesleki bir dejenerasyon-dur. Çünkü, bu toplumsal konumu-nu, misyonunu unutan ö¤retmen ö¤-retmenli¤ini, doktor doktorlu¤unuyapamaz. O, sadece para kazanma-ya çal›flan herhangi, s›radan birmeslek üyesine döner. Ve tabii o za-man her fleye sadece “para”, “im-kanlar” aç›s›ndan bakar.

‹dealist doktorlar, idealist ö¤ret-menler istiyoruz. Köylere, yoksul

kasabalara, gecekondu semtlerinegönüllü gidip devrimi örgütleyen,demokratsa demokrasinin, sosya-listse sosyalizmin propagandas›n›yapan, yoksullar› mücadeleye daveteden ayd›nlar istiyoruz.

Herkesin yak›ndan bildi¤i birbenzetmeyle söylersek, ö¤retmenle-rimiz, doktorlar›m›z, mühendisleri-miz, birer “sosyalist Çal›kuflu” ol-mal›lar. Bireycili¤in hakim kültürhaline getirilmeye çal›fl›ld›¤› bir ül-kede, halk›n dayan›flmas›n›, imece-sini örgütleyen, onlar› bilinçlendi-ren, düzeni teflhir eden, “birliktengüç do¤aca¤›n›” halka gösterenlerolmal›lar... Art›k günümüzde böyleolunamayaca¤›na veya böyle olun-

mas›n›n önündeki engellere dair,onlarca gerekçe s›ralayabilirler. Vebunlar yanl›fl da olmayabilir; fakatbiz de, bunun karfl›l›¤›nda nedenböyle olunmas› gerekti¤ine ve böy-le olunabilece¤ine dair yüzlerce ge-rekçe ve kan›t s›ralayabiliriz.

Halk›n do¤al önderleri, ayd›nlar›olarak ihtiyac› var ülkemizin onlara.Ö¤retmenlerimiz, doktorlar›m›z,mühendislerimiz hem tek tek kiflilerolarak, hem mesleki örgütlülükleriaç›s›ndan, bugünkü durumu yaratanpolitikalar›, örgütlenme anlay›fl›n›ve kültürü sorgulay›p bu tabloyu de-¤ifltirmelidirler.

23

16 Ekim 2005 / 22

Türkiye'nin dört bir yanından ge-len mimarlar, mühendisler 8Ekim’de Ankara'da TMMOB tara-f›ndan düzenlenen “DemokratikTürkiye ‹nsanca Yaflama Mitin-gi”nde topland›.

Garda toplanarak Sıhhiye Mey-danı'na yürüyen mimar, mühendis-ler, “Gelece¤imize Meslek OnurunaHalkımızın ‹nsanca Yaflam HakkınaSahip Çıkıyoruz” ve “Üreterek Bü-yüyen ve Paylaflarak Geliflen Bir Ül-kede ‹nsanca ve Barıfl ‹çinde Yafla-mak ‹çin Mühendislik HaklarımızıSavunuyoruz” yaz›l› pankartlar tafl›-d›lar.

5 bini aflk›n emekçinin kat›ld›¤›mitingte, TMMOB'a ba¤lı çeflitliodalar›n tafl›d›klar› dövizlerde pekçok protesto ve talep dile getirildi.

Taleplerin baz›lar› flunlard›:- Kamu hizmetlerinin paralı

hale getirilmesi uygulamaları terkedilmelidir...

- Ülkemizin kaynaklarını küre-sel sermayeye açan bütün uluslara-rası anlaflmalar iptal edilmelidir.

- Eflit, parasız, demokratik, bi-limsel e¤itim istiyoruz!

- Asgari ücret yoksulluk sınırı-nın üzerine çekilmelidir.

- Örgütlenme hakkının önün-deki engeller kaldırılmal›d›r.

TMMOB Baflkanı Mehmet So-¤ancı, “bilimi ve tekni¤i emperyaliz-min ve sömürgelerin de¤il, halkımı-zın hizmetine sunma” çabas›nda ol-duklar›n› belirtti¤i konuflmas›nda,emek güçlerinin mücadele etmektenbaflka bir seçeneklerinin olmad›¤›nade¤indi. Birçok demokratik kitle ör-gütünün de destekledi¤i miting, Sa-natç› Hilmi Yaray›c›’n›n konseriylesona erdi.

‘Demokratik TTürkiye ‹‹nsanca YYaflam’

Page 24: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

24

16 Ekim 2005 / 22

Pir Sultan Abdal KültürDerne¤i (PSAKD) Sultan-beyli fiubesi’nin cemeviinflaat›na AKP’li belediye-nin müdahale etmesinin ar-d›ndan, eylemler devamediyor. 10 Ekim günü ‹s-tanbul Büyükflehir Beledi-yesi önünde toplanan Sul-tanbeyli halk›, tüm engel-lemelere ra¤men cemevi-nin yap›laca¤›n› bir kez da-ha ilan ettiler.

PSAKD Sultanbeyli fiu-be Baflkan› Sadegül Çavufl,Sar›yer fiube Baflkan› Mu-ammer fiimflek, gazeteciMusa A¤ac›k ve halktanoluflan bir heyet, ‹stanbul Büyükfle-hir Belediyesi ‹mar Müdürü M.fiimflek Deniz ile görüfltü. Büyükfle-hir Belediye Baflkan› Kadir Topbaflile randevular› olmas›na ra¤men,Topbafl, heyetle görüflmeyerek, ale-vi düflmanl›¤›nda AKP saflar›ndaki“mutabakat”› sergiledi.

‹mar müdürünün cevab›, Sultan-beyli Belediyesi'nin oyalama takti-¤inden farks›zd›. Dernek Baflkan›Sadegül Çavufl, 5 Ekim günü Bü-yükflehir Belediye Baflkan› ile gö-rüflme talebinde bulunmufl; soyad›ö¤renilemeyen Ahmet isimli bir ka-lem müdürü, “biz zaten o bölgeyitamamen y›kaca¤›z, siz ne ceme-vinden bahsediyorsunuz” cevab›n›vermiflti.

10 Ekim günü ise belediye ilegörüflmeye gidildi¤inde ‹mar Mü-dürü M. fiimflek Deniz ise “Siz ge-

rekli ifllemleri, baflvurular› yap›n,biz yasal ifllemleri bafllat›r›z. Meclistoplant›s›nda sorununuzu gündemegetiririz. Ç›kan sonucu size bildiri-riz” gibi oyalamalara baflvurdu.

Çavufl, gerekli ifllemleri yapa-caklar›n› ancak bu süre içerisindecemevi yap›m›n› sürdüreceklerinibelirterek, “hukukun ve yasalar›nbizden yana olmad›¤›, yasalar›n ki-me hizmet etti¤i, kimin yan›nda ol-du¤u bellidir” dedi.

‹çeride görüflmeler yap›l›rken,belediye önünde bekleyen 150 kifli,cemevi yap›m›n›n engellenmesinininanç özgürlü¤üne sald›r› oldu¤unubelirterek, haklar›na sahip ç›kacak-lar›n›, att›klar› sloganlar ve söyle-dikleri türkülerle dile getirdiler. Be-lediye binas› girifline kadar yürüyenkitle, “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz,Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yo-

lumdan, Cemevi Hakk›-m›z Engellenemez, ‹nançÖzgürlü¤ü Engellenemez,Pir Sultanlar Ölür Ölür Di-rilir, Halk›z Hakl›y›z Ka-zanaca¤›z” dövizleri tafl›-d›. Temel Haklar Federas-yonu, “Y›k›mlara Karfl›Gücümüz Birli¤imizdir”pankart› ve halk›n inançözgürlü¤üne sahip ç›kandövizleri ile eylemin için-de yerald›.

Deyifllerin söylendi¤ieylemde s›k s›k sloganlarat›l›rken, belediye ile yap›-lan görüflmenin ard›ndanSadegül Çavufl, görüflme

hakk›nda k›sa bir bilgi verdi. Ard›n-dan yap›lan aç›klamada ise 3 y›ld›rsüren hukuki süreç anlat›ld› veAKP'li belediyenin, alevi halk›nibadet hakk›n› engelleyen keyfi tu-tumu teflhir edildi. 3 y›ld›r 58 dava-y› kazanmalar›na karfl›n, cemevi ya-p›m›n›n engellendi¤i hat›rlat›lanaç›klamada flöyle denildi:

“AKP ‹ktidar›n›n anti-demokra-tik uygulamalar› her yerde oldu¤ugibi Sultanbeyli'de de sürüyor. Yeni›slah imar plan›na göre belediye ta-raf›ndan cemevimizin yeri park ala-n› olarak ayr›ld›.

Engellenmek istenen cemevi ya-p›m› de¤il alevi halk›m›z›n örgütlügücüdür. Osmanl›'dan bugüne süre-gelen bask›lar AKP iktidar›yla de-vam etmektedir. Cemevi yap›m›nadevam ediyoruz, her koflulda devamedece¤iz.”

Sultanbeyli Halk› Cemevi Karar›ndan ‘Dönmeyecek’

‹stanbul'da Sa¤l›k Bakanl›¤›’nadevredilen SSK hastanelerinin per-soneline 'sicil bilgi formu' gönde-ren Sa¤l›k Bakanl›¤›, AKP iktidar›-n›n mezhepçi, alevi düflman› yakla-fl›m›n› belgeli olarak sergiledi. Söz-konusu formda, yapt›klar› meslek-leri, baflar› ya da baflar›s›zl›klar› ilehiçbir ilgisi bulunmayan flekilde,doktorlara “hangi mezhepten ol-duklar›” soruldu.

Kendinden olmayan›, daha aç›k-

ças› aleviinançtan he-

kimleri 'fiflleme' amaçl› olarak ha-z›rlanan soru, AKP iktidar›n›n vegenel olarak devletin alevi halk›m›-za bak›fl›n› da ortaya koymufl oldu.Ayn› zihniyet, alevili¤i s›radanlafl-t›rma, cemevlerinin bir ibadet yerioldu¤unu inkar etme tavr›n› da herf›rsatta devam ettiriyor.

Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n bu uygula-mas›na iliflkin aç›klama yapan TürkTabipleri Birli¤i ve ‹stanbul TabipOdas›, bakanl›¤›n, “demokrasi ve

laiklik aç›s›ndan son derece tehli-keli bir uygulama yürüttü¤ünü”vurgulad›. Oysa mesele, AKP’ninfleriatç›l›¤› ya da varolmayan de-mokrasinin tehlikeye girmesi de¤il-dir. AKP, yüzy›llard›r uygulanandevlet politikas›n› daha kaba vepervas›zca yaflama geçirmektedir.Sorunu ‘Laiklik-fleriatç›l›k’ ekseni-ne oturtulursa, Genelkurmay’›n de-¤irmenine su tafl›n›r ki, Genelkur-may bu ülkede alevi halk›m›za yö-nelik bask›n›n, katliamlar›n merke-zinde durmaktad›r.

Sünni Devletin Sünni Sa¤l›k Bakanl›¤›

Page 25: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

25

16 Ekim 2005 / 22

Bal›kç› Davas› Karara Kald›Kaçak elektrik kullanan pat-

ronlar›n kiral›k katili taraf›ndankatledilen, Devrimci Memur Hare-keti taraftar› Hasan Bal›kç›'n›n ka-tillerinin yarg›land›¤› davaya de-vam edildi. Yarg›tay 1. Ceza Da-iresi'nde görülen temyiz duruflma-s›nda, karar›n 13 Ekim günü veri-lece¤i aç›kland›.

TMY Protesto EdildiÇeflitli sol grup ve dernekler, 8

Ekim’de Tramvay Dura¤›’ndayapt›klar› eylemle Terörle Müca-dele Yasas›'n› protesto ettiler. "Te-rörle Mücadele Yasa Tasar›s›'naKarfl›, Temel Hak ve Özgürlükler‹çin Mücadeleye" pankart› açangrup ad›na konuflan Talip Dönmez"devletin gelifltirdi¤i sald›r› terörü-ne karfl›, hakl›l›¤›m›zdan ve mefl-rulu¤umuzdan ald›¤›m›z güçle,her kesimi bu konuda etkin müca-deleye ça¤›r›yoruz" diye konufltu.

“AB’ye Karfl›y›z...”DHP, 9 Ekim günü Galatasaray

Lisesi önünde yapt›¤› eylemde,"AB'ye Karfl›y›z Çünkü Özgür BirHalk Olmak ve Ba¤›ms›z Bir Ül-kede Yaflamak ‹stiyoruz" pankart›açarak, Avrupa emperyalizminiprotesto etti. Aç›klamay› yapanZuhal Güven, AB süreciyle birlik-te her alanda sald›r›n›n artaca¤›n›belirtti.

Mücadele Birli¤i Satanlara Sald›r›Beyo¤lu ‹stiklal Caddesi üze-

rinde Mücadele Birli¤i Dergisi sa-tan 2O kiflilik gruba çevik kuvvetpolisleri vahflice sald›rarak, çoksay›da kifliyi gözalt›na ald›. Konu-ya iliflkin bir aç›klama yapan Mü-cadele Birli¤i, “kapitalizme karfl›mücadelemiz her koflulda devamedecektir” dedi.

Temel Haklar Dernekleri’ndeba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizmkonulu seminerler bafllat›ld›.

‹lki, 7 Ekim günü Gazi TemelHaklar’da yap›lan seminer, ba¤›m-s›zl›k, demokrasi, sosyalizm müca-delesinde flehit düflenler an›s›nasayg› duruflu ile bafllad›.

Anlat›m ve tart›flma fleklinde ikibölümden oluflan seminerde, ba-¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyaliz-min anlam›n›n ne oldu¤u, bugün

nas›l çarp›t›lmaya, sapt›r›lmaya ça-l›fl›ld›¤› ele al›nd›. Ba¤›ms›zl›k, de-mokrasi, sosyalizm aras›ndaki kop-maz ba¤a dikkat çekilen seminerde,bu yan›yla Avrupa Birlikçili¤in sos-yalizmin inkar› da anlam›na geldi¤iifade edildi. Dünyada esen gerici

rüzgarlar, karfl›-devrimcidalga ve emperyalizminpropagandalar› karfl›s›nda,sosyalizm idealine dahafazla sar›lman›n, bilmek-ten, ö¤renmekten geçti¤i-

ne dikkat çekildi.

Soru ve cevap bölümünde de,daha çok sosyalizm konusu üzerin-de duruldu. Sosyalizm deneyimi,sosyalizmin kapitalizmden üstünlü-¤ü, halklar›n özlemlerine denk dü-flen tek alternatifin sosyalizm oldu-¤u ve bu alternatifin maddi bir gücedönüflmesi için daha fazla kitleleregitmek, kitleleri bilinçlendirmeninönemi bu bölümde öne ç›kan nokta-lar oldu.

Ba¤›ms›zl›k, Demokrasi ve Sosyalizm Yolunday›z

H a t a yTemel Hak-lar’›n yürüt-tü¤ü “Fela-ket Geliyo-rum Diyor.C a n › m › z › ,M a l › m › z ›Koruyal›m”kampanya-s›ndan dola-y›, jandarmave köylüle-rin karfl› ç›k-

t›¤› kum flantiyesi sahibi GökhanKöse; Hatay Temel Haklar üyelerinive yöre halk›n› tehdit etti. Hatay Te-mel Haklar, kendilerine yönelik butehdit ile muhtar ve azalar›n karako-la götürülmesine tepki göstererekbir aç›klama yapt›.

Hatay Temel Haklar Baflkan›Hasan Kutlu, 6 Ekim tarihinde yap-t›¤› aç›klamada, Sinanl›, Aknehir veBüyükçat köylerinde halk›n seller,heyelanlar karfl›s›nda cangüvenli¤i

talebi ve hayatlar›n› riske eden flan-tiyeye karfl› ç›kmalar›n›n “birileri-ni” rahats›z etti¤ini belirterek, muh-tar ve azalar›n›n jandarma karakolu-na ça¤r›larak dernek hakk›nda kara-lamada bulunuldu¤unu söyledi.

‘Onlar terörist neden onlarla bir-liktesiniz? Destek olmay›n, zatenburaya girmelerine izin vermeyece-¤im. Hepsini tek tek toplayaca¤›m.Onlar bundan sonra görürler.' flek-lende tehditler savruldu¤unu belir-ten Kutlu, flunlar› söyledi:

“Evleri, köyleri, canlar›, mallar›ve gelecekleri için çaba sarfedenköylüler ve derne¤imiz olarak, bizhaklar›m›z› kulland›k. Kum ve haf-riyat flirketinin sahibi’nin, derne¤i-miz hakk›nda ‘yasad›fl›, teröristler'diyerek jandarma karakoluna verdi-¤i as›ls›z suç duyurusu yaflananlar›nnedenidir. Temel hak ve özgürlükle-rimizi korumak için yapt›klar›m›z›narkas›nday›z. Do¤rudan ve hakl›danyana olmaya devam edece¤iz.”

Hatay’da Cangüvenli¤i ‹çin Mücadelenin Karfl›s›na Jandarma Ç›kt›!

Page 26: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Dile kolay; 36 y›ll›k kesintisizbir mücadele tarihi... Bir genç-lik örgütünün; yaflanan iki dar-beye, faflizmin sindirme, yozlafl-t›rma, teslim alma politikalar›-na ra¤men ad› belleklerden sili-nememesi ve gençli¤in mücade-lesine önderlik etmeye devametmesi, “do¤al” olan bir durumde¤ildir. Ama DEV-GENÇ'tensözediliyorsa, bu hem do¤al,hem de olmas› gerekendir. Çünkü O, DEV-GENÇ'tir.Çünkü DEV-GENÇ; ba¤›ms›z-l›k, demokrasi ve sosyalizmkavgas› zafere ulaflana kadarkavgadan geri durmamakt›r.Çünkü DEV-GENÇ; bu ülketopraklar›n›n gençli¤inin hiçbitmeyen isyan›n›n ad›d›r. Çünkü DEV-GENÇ; e¤itiminhalk için, bilimin halk›n yarar›-na olaca¤› bir düzen kurulanakadar, okullarda, amfilerde, s›-rada, derste, boykotlarda, iflgal-lerde bafle¤meyen mücadeleninad›d›r. Çünkü DEV-GENÇ; yeni-sö-mürge bir ülkede halk›n ac›lar›-n› kendi ac›s› bilen, kavgalar›n›onlar›n kavgas›yla bütünleflti-ren, ö¤renen ve ö¤reten gençle-rimiz oldukça, tükenmemeninad›d›r. Çünkü DEV-GENÇ; gençli¤inkurtulufl fliar›d›r...

Sibel Yalç›n Direnifl Park›’nda Coflkulu Kutlama

DEV-GENÇ'in 36. y›l›, 8Ekim’de Okmeydan› Sibel Yalç›nDirenifl Park›'nda, Gençlik Fede-rasyonu'nun düzenledi¤i coflkulubir programla kutland›. Park›n,DEV-GENÇ flamalar› ve Mahir'inresimleriyle donat›ld›¤› etkinlikte,gelenleri, "Kurulufl fienli¤imizeHoflgeldiniz / Gençlik Federasyo-nu" pankart› karfl›l›yordu. Ayn› za-manda DEV-GENÇ’in 36 y›ll›k bi-rikimi ile bu gelene¤i sürdürenGençlik Federasyonu’nun da kuru-lufl flenli¤iydi.

36 y›ld›r s›k›l› iki yumruk dal-galan›r okullarda, meydanlarda. Oamblem nerede görülse, akla, 6. Fi-lo’ya karfl› direnifller, boykotlar, ifl-galler, faflist iflgale karfl› verilenkavgalar... akla gelir. Yine s›k›l› yum-ruklar› ile, etkinli¤e gelenlere “müca-deleye devam” mesaj› veriyorduDEV-GENÇ amblemi.

Ve elbette, DEV-GENÇ denildi-¤inde, Denizler, Yusuf, ‹nan, ‹bolar-’la birlikte akla gelen ilk isim olanMahir Çayan, devasa k›rm›z› bezüzerine çizilmifl siluetiyle “kurtuluflakadar savafl” fliar›n› hayk›r›yordugençlerle birlikte. Sadece üniversitelive liseli gençler gelmemiflti etkinlikiçin. Gecekondu gençleri, 1960’lar›nve ‘70’li y›llar›n DEV-GENÇ’lileri,TAYAD’l›lar da oradayd›lar. Bu yü-rüyüfl, bu tarih bizim, hepimizin di-yorlard›.

Bedeli Ne Olursa Olsun DEV-GENÇ Miras› Sürecek

Temel Haklar Federasyonu'nunda y›k›mlara karfl› bafllatt›¤› imzakampanyas› do¤rultusunda masa aç-t›¤› etkinlik saat 19.00'da bafllad›.Onur Urbay ve Ebru Benek'in sundu-¤u kutlama program›, aç›l›fl konufl-mas›n›n ard›ndan, devrim flehitleriiçin sayg› durufluyla devam etti.

Gençlik Federasyonu’nu olufltu-ran onlarca Gençlik Derne¤i, müzikgruplar›, folklor gösterileri ile kutla-mada yerlerini alm›fllard›. ‹lk olarakKocaeli Gençlik Derne¤i Müzik Gru-bu Grup K›v›lc›m türkü ve marfllar›n›seslendirdi. Program›n sonunda söy-ledi¤i türkülerle kitle halaya durur-ken, ard›ndan Eskiflehir Gençlik Der-ne¤i fliir grubu kavga fliirlerindenoluflan bir dinleti sundu. Binlerce ki-flinin ayakta alk›fllad›¤› fliir ekibi ye-rini Band›rma Gençlik Derne¤i üye-lerine b›rak›rken, Okmeydan› sema-lar›nda Kafkas ezgileri yükselmeye

26

16 Ekim 2005 / 22

Ba¤›ms›zl›k, DDemokrasGençli¤in ÖÖnderi, ÖÖrgüSürdüren DDEV-GENÇ

Selam

Selam olsun uzgençli¤ine ve

Gençli¤in mmücadele-sinin iiçinde ddo¤an vveher ddireniflinde, hhalkiçin bbilim hhalk iiçine¤itim mmücadelesindeyan›nda yyeralan GGrupYorum; yyeni DDEV-GENÇ’lilerle oomuzomuza, ccoflkular›na,öfke vve kkararl›l›klar›naortakl›k eetti. YYorum’untürkü vve mmarfllar›yumruklar hhavada,omuzlar hhalayda bbir-likte ssöylendi.

Page 27: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

bafllad›. “Savafl Ça¤r›s›” adl› KafkasHalk Oyunu'nu ilgiyle izlenirken,oyunun sonunda “Yaflas›n Halklar›nKardeflli¤i" slogan› büyük bir cofl-kuyla at›ld›.

Gençlik Dernekleri’nin gösterile-rinin ard›ndan, Gençlik Federasyonuad›na Özlem Olgun bir konuflma yap-t›. DEV-GENÇ’in bafle¤mez tarihin-den sözeden Olgun, konuflmas›n›“bedeli ne olursa olsun bu onurlu mi-ras›, DEV-GENÇ'in miras›n› sürdür-meye devam edece¤iz” sözleriyle bi-tirdi. Olgun'un konuflmas› kitle tara-f›ndan “Yaflas›n DEV-GENÇ Yaflas›nDEV-GENÇliler” slogan›yla karfl›-land›. Binlerce kifli karanl›¤› s›k›yumruklar›yla yararak selamlad›DEV-GENÇ’lileri.

Umut Fedalarla Büyüyor

Kavgadan, sosyalizmden, ba¤›m-s›zl›ktan sözedilir de, Büyük Direniflunutulur muydu? Unutmad› DEV-GENÇ’liler. 5 y›ld›r d›flar›da bir par-ças› olduklar› Büyük Direnifli, bir

oyunla anlatt›lar. ‹zmir Gençlik Der-ne¤i Tiyatro Grubu taraf›ndan sergi-lenen hücreleri ve hücrelere karfl› di-renifli anlatan oyunun, “elbet hesapverecek katiller halk›m›za, feda sa-vaflç›lar› beyinlerinde patlad›kça”sözleriyle bitmesiyle, park, binlerceinsan›n hep bir a¤›zdan att›¤› “Umu-du Fedalarla Büyütüyoruz” sloganla-r›yla yank›land›. Oyunun ard›ndanAkdeniz Bölgesi’nde bulunan Genç-lik Dernekleri'nin ortak oluflturdu¤umüzik grubu sahne alarak yöreseltürkülerini seslendirdiler. Arapça tür-küler de seslendiren grubun ard›ndanBand›rma Gençlik Derne¤i üyeleriKafkas Halk Oyunlar›’ndan birinidaha sergilediler.

Mahirler’den Bugüne Onurlu Tarihin Resim Kareleri

Kutlamada, DEV-GENÇ tarihinianlatan dia gösterimi ise, 36 y›ll›kkesintisizli¤in resim karelerini ve bumücadeleyi yaratanlar› sahneye yan-s›tt›.

Dia gösterimi, DEV-GENÇ tari-hini anlatan bir konuflman›n eflli¤in-de sunulurken, DEV-GENÇ içindenç›karak Türkiye devrimci hareketininde¤iflik kanallar›nda önderleflen dev-rimcilerin resimleri yans›d›¤›nda, kit-le ayakta alk›fllad› ve önderleri se-lamlad›. Devrim sloganlar› ise hiçsusmad› bu esnada.

Gösterimin sonunda at›lan havaififlekler kitlenin coflkusunu bir katdaha artt›rd›. Bu esnada umudun slo-ganlar› at›ld›.

Ard›ndan Ankara Gençlik Derne-¤i Tiyatro Grubu bir oyun sergiledi.Bir ölüm orucu direniflçisi ve feda sa-vaflçs›n›n da canland›r›ld›¤› oyununsonunda tiyatro ekibi ile kitle hep bira¤›zdan "Zafer Yak›nda" marfl›n›söyledi. Tiyatro oyunu "Yaflas›nÖlüm Orucu Direniflimiz, Kahraman-lar Ölmez Halk Yenilmez" sloganlar›ile biterken; Uflak Gençlik Derne¤i,yöresel k›yafetleriyle Zeybek oyunusundular. Oyunu DEV-GENÇ bayra-¤› açarak bitiren Uflak Gençlik Der-nekliler yo¤un alk›fl ald›lar.

DEV-GENÇ’liler Gecekondu Halk›yla Bütünlefltiler

Okmeydan› halk›n›n, at›lan slo-ganlara ve halaylara evlerinin bal-konlar›ndan efllik etti¤i etkinlikte,Okmeydan› duvarlar›na Umudun Ço-cuklar› imzas›yla yaz›lama yapanOkmeydan›'n›n çocuklar›n›n da "Evi-mizi Y›kan›n Villas›n› Y›kar›z" slo-ganlar› kitlenin alk›fllar›yla ve slo-ganlara efllik etmesiyle daha gür at›l-d›.

DEV-GENÇ’in 36. y›l kutlamas›-na çeflitli DKÖ’lerden ve Türkiye’nindört bir yan›nda kurulu bulunanGençlik Dernekleri’nden gelen me-sajlar, program aralar›nda okunur-ken, son olarak sahneye Grup Yo-rum’un davet edilmesi ile birlikte“Türküler Susmaz Halaylar Sürer,Grup Yorum Susmaz” sloganlar› at›l-d›. Grup Yorum’u sahiplenen slogan-lar›n ve alk›fllar›n her zamankindendaha gür patlamas›n›n, elbette son

27

16 Ekim 2005 / 22

si, SSosyalizm YYolunda ütü OOlma MMisyonunu

Ç’i 336. YY›l›nda BBinlermlad›

zun yürüyüflün e DEV-GENÇ’e

Gençlik, Büyük Direnifli ve direniflinparças› TAYAD’l›lar› sergilediklerioyunla selamlarken, Abdi ‹pekçiPark›’nda direnen TAYAD’l›lar daDEV-GENÇ’lileri, gönderdikleri flumesajla selamlad›lar: “.... DDevrimci ggençli¤in eemperyaliz-me vve ffaflizme kkarfl› mmücadeledebafle¤mezli¤i oonurun ccüretin ççoflku-nun ssimgesi oolan DDEV-GENÇ’in 336.y›l›n›, bbu mmücadelenin kkesintisizli¤i-nin iifadesi oolan GGençlik FFederasyo-nu’nu kkutluyoruz. DDireniflimizin ççofl-kusu vve kkararl›l›¤›yla sselaml›yor, hhe-pinizi kkucakl›yoruz.”

Page 28: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

süreçte Yorum’u y›pratmaya yöneliksald›r›lar›n ve türkülerinin çal›nmakistenmesinin etkisi vard›. Nitekim,bu konuda bir konuflma yapmaya ha-z›rlanan Yorumcular, kitlenin “h›r-s›z”› protesto eden öfkeli sloganlar›karfl›s›nda, "bu konuda daha fazla biraç›klama yapma gere¤i oldu¤unu dü-flünmüyoruz" demek durumunda kal-d›lar.

Yorumcular ad›na konuflan CihanKeflkek, "Bir DEV-GENÇ'imiz vard›,yine var... DEV-GENÇ'i görüyoruzflimdi burada. Ayn› coflkuyla, ayn›kararl›l›kla. Biz de DEV-GENÇ'in36. y›l›n› kutluyoruz" diye konufltu.Program›na ‘S›yr›l›p Gelen’ ile baflla-yan Grup Yorum, her flark› sonunda

coflkuyla alk›flla-n›rken, marfllaryumruklar hava-da söylendi vehalay türküleri ileomuz omuza ha-laya duruldu.D E V - G E N Çmarfl›yla bitirenYorum’un ard›n-dan gençlik ad›nayap›lan konufl-mayla kutlamason bulurken, et-kinli¤e kat›lan2000 bin kiflinincoflkusu sürüyordu. Gece 12:00’debiten etkinli¤in ard›ndan parktan ay-

r›lan gençler umudun sloganlar› ilegecekondu halk›na kavga ça¤r›s› ya-p›yorlard› adeta.

28

16 Ekim 2005 / 22

Büyük Direniflin fle-hitleri de, kararl›l›kla-r›, direngenlikleri ileDEV-GENÇ’lileri se-lamlayanlar aras›n-dayd›... Yar›n›n DEV-GENÇ’lileri olacakolan gecekondular›n‘umudun çocuklar›’da, abileri ve ablala-r›n›n gülen gözlerinebakarak, kavgan›nsloganlar›n› duyarakbüyüyorlar.

fienlik Yasakland›... Buy›l 12. yap›lmas› planlanan, ‹.Ü.Geleneksel Aç›l›fl fienli¤i, rektör-lük taraf›ndan yasakland›. Yasak,ö¤renciler taraf›ndan 6 Ekim günüEdebiyat Fakültesi önünde protestoedildi. Her koflulda flenliklerini ya-pacaklar›n› duyuran ö¤renciler,gençli¤in susturulmak istendi¤inikaydettiler. Yeni uygulamalarla,üniversite kap›lar›na turnikeler ko-nuldu¤u, koridorlara kamera yer-lefltirildi¤i, böylelikle ö¤rencilerintakip edilmek istendi¤i ifade edilenaç›klamada, “Üniversitelerimizisermaye uflaklar›na, faflist çetelerb›rakmayaca¤›z." denildi.

Resmi aç›l›fllar›n› ö¤rencisiz ya-p›p, “sevgili ö¤renciler...” diye ses-lenerek komik duruma düflen üni-versite yönetimleri, faflizmin ilericigençli¤i kuflatma politikas›n› heralanda yaflama geçiriyorlar. ‹.Ü.Rektörü Mesut Parlak, “üniversi-tede siyaseti bitirece¤ini” söylü-yordu. Kastetti¤i, politik, örgütlüö¤rencileri “bitirece¤im” fleklindeoldu¤u daha da netlefliyor. Çünküdo¤as› gere¤i üniversiteler siyase-tin içindedir. Ama bu siyasetin bur-juva siyaseti olmas›na, üniversite-lerin sermayeye düflünce üreten ku-rulufllar olarak politika yapmalar›-

na itiraz› yoktur YÖK’çülerin. Bu örnek bile, devrimci demok-

rat gençli¤e yönelik kuflatman›nboyutunu gösteren bir örnektir.Hiçbir flekilde, muhalif, alternatiftek bir etkinlik, düflünce olmayacakdiyor iktidar ve YÖK. Rektörlükle-rin düzenledi¤i “flenliklere” bak›n;sermayenin, bira firmalar›n›n spon-sorlu¤unda, gençli¤i apolitiklefltir-mek, yozlaflt›rmak için yap›ld›kla-r›n› görürsünüz. Faflizm, bu konudada alternatif bir gelene¤in sürdürül-mesinden rahats›zd›r. Yozlaflmayatav›r alan etkinlikler yerine, ‘kimineli kimin cebinde’ belli olmayan,içkili, ‘hoplamal› z›plamal›’ flenlik-leri geleneksellefltirmek istiyorlar.

Eskiflehir’de Pankart...Osmangazi Üniversitesi'nin aç›l›fl›11 Ekim günü, belediye baflkanlar›,vali yard›mc›s› ve 3 milletvekilininkat›l›m› ile yap›ld›. Gençlik Fede-rasyonu üyeleri salona al›nmamala-lar› üzerine, aç›l›fl›n yap›ld›¤› yer-den görülebilen bir yere “TecriteSon! Gençlik Federasyonu” yaz›l›bir pankart ast›lar. 2 metre boyun-daki pankart uzun süre as›l› kald›.

Adana’da Protesto... 11Ekim’de yap›lan Çukurova Üniver-sitesi’nin resmi aç›l›fl›nda, Rektör

Alper Ak›no¤lu’nun konuflmas› s›-ras›nda, Adana Gençlik Derne¤iBaflkan› Mehmet Gökmen "F TipiÜniversite ‹stemiyoruz/Gençlik Fe-derasyonu” dövizi açarak sloganatt›. Rektör, “gençler her fleyi elefl-tirebilmeli, sorgulay›c› olmal›" de-magojisine baflvururken, Gökmen,ö¤rencilere söz hakk› verilmedi¤inibelirterek maskeyi düflürdü. Sivilpolis ve ÖGB’lerin Gökmen’e sal-d›r›p zorla bir odaya kapatmak iste-mesi ise, ‘özgürlük’ anlay›fl›n›n te-zahürüydü. D›flar›da bas›na biraç›klama yapan Gökmen, aç›l›flaDemirel’in gelece¤ini ö¤rendikleri-ni, devrimci gençlik olarak hiçbirvatan hainini üniversitelerde ko-nuflturmayacaklar›n› söyledi veüniversitelerin F tipi hapishaneler-den farkl› olmad›¤›n› vurgulad›.

Aç›l›fl flenlikleri; yasaklar, protestolar

Bir rrektörün ““özgürlükçü-lü¤ü”nün rresmidir

Adana

Page 29: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Okul girifl kap›lar› ve ye-mekhanelerde ö¤renci kimlikkart›n›n bas›larak geçildi¤i turnike-ler, sanki yüksek güvenlikli bir flir-keti and›r›yor ama buras› bir üniver-site. Ö¤renciler turnikelerdenÖGB'lerin gözetimi alt›nda geçiyor,bir suçlu gibi izleniyor. Sözde e¤i-tim, sözde bilim yuvas›.

Kap›larda, koridorlarda, kantin-lerde ö¤rencilerin her ad›m›n›, herhareketini, her konuflmas›n› görün-tüleyen ve bir k›sm› “Mobese” sis-temine ba¤l› kameralar var; adeta“yüksek güvenlikli hapishane” mo-deline göre düzenlenmifl her fley,ama belirtti¤imiz gibi, buras› birüniversite!

Rektörler üniversitelerin aç›l›fltörenlerine ö¤rencilerin girmesiniyasakl›yor. Gerekçeleri ise solcuö¤rencilerin protesto yapma ihti-malleri. Ö¤renciler kap› önündebekletilirken içeride, flenli¤in yap›l-d›¤› salonda, ö¤retim görevlileri vepolisler yan yana oturuyor. Buras›nas›l bir üniversite; ö¤renciler d›-flar›da, polisler içeride!

Y›ld›z Teknik Üniversitesi'nde,ö¤renciler taraf›ndan aç›lan bir stan-da, önce ö¤retim görevlileri kapat-malar› için müdahale ediyor; e¤iticimi, polis mi, bir an rolleri kar›fl›yor!Ard›ndan sivil polisler standa sald›-rarak da¤›t›yor, ö¤rencileri gözalt›-na almaya çal›fl›yor ve öldürmekletehdit ediyor. Bu hakk› polislerekim veriyor?

Okulda afifl asan, bildiri da¤›tanö¤renciler hakk›nda soruflturma aç›-l›rken, elinde sat›r›, belinde dönerb›ça¤›, silah›yla okula giren ve ö¤-rencilere sald›ran faflistler hakk›ndahiçbir fley yap›lm›yor. Hatta dev-rimci-demokrat ö¤renciler hakk›n-da, eli kanl› faflistlerin e¤itim hakk›-n› engellemekten soruflturma aç›l›-yor, cezalar veriliyor, e¤itim haklar›ellerinden al›n›yor. Faflistler iseödüllendiriliyor. Faflistlere sald›r›cüretini kim veriyor?

Okul girifline ve koridorlara ko-

nulan Mobese kameralar›yla, ö¤ren-ciler emniyet müdürlükleri taraf›n-dan takip ediliyor, her ö¤renci po-tansiyel suçlu olarak görülüyor. Bunedenle kafas›n› kald›rd›¤›nda, enküçük bir hak talebinde bulundu-¤unda hakk›nda soruflturma aç›lma-s›, okuldan at›lmas› caiz görülüyor.Daha ötesi; gözalt›na al›n›p iflken-ceden geçirilmesi, hak arama eyle-minde polis taraf›ndan vurularakkatledilmesi, terörist ilan edilmeside caiz! Soruflturma açma, okul-dan atma, sokakta katletme hak-k›n› kim veriyor?

Bu üniversitelerde mi e¤itim ve-rilecek, bilim anlat›lacak, hukukçu-lar, mühendisler, doktorlar, ö¤ret-menler yetifltirilecek?

***

Geçti¤imiz y›l ‹stanbul Üniversi-tesi Rektörlü¤ü’ne atanan MesutParlak görevi bafl›na geldi¤inde; "buüniversitede kimseye siyaset yapt›r-mayaca¤›m" demiflti. “Kimse” de-di¤i devrimci, demokrat, vatanseverö¤rencilerdi. Geçen y›l son bir aydaardarda yaflanan faflist sald›r›lar›n ar-d›ndan, sald›rganlar hakk›nda de¤il,sald›r›lara cevap vererek kendini sa-vunan ilerici ö¤renciler hakk›nda so-ruflturma aç›lm›flt›; bu da üniversite-lerde kime siyaset yasa¤› oldu¤unu,siyasetin kimlere serbest b›rak›ld›¤›-n› gösteriyor zaten.

Bu y›l yeni dönem bafllad›¤›nda,kap›lardaki turnikelerle, kameralar-la, say›s› artt›r›lan ÖGB'lerle, sivilpolislerle, ö¤rencisiz aç›l›fllarla, sal-d›r›lar›n bir bütün oldu¤u ve F tipiüniversitenin duvarlar›n›n sa¤-lamlaflt›r›ld›¤› görülüyor. Birbirin-den farkl› zamanlarda ve birbirin-den farkl› k›l›flarla da olsa bu sald›-r›lar bir bütündür ve hedeflenen üni-versitelerdeki devrimci mücadeleyibitirmektir. Öyle ki art›k üniversite-lerde ö¤renci flenlikleri dahi yasak-lan›r hale gelmifltir.

YÖK bafll› bafl›na bu sald›r›lar-

dan sorumludur. Faflistleriülke genelinde harekete ge-çiren, ö¤rencilere sald›rtanve ödüllendiren devlet yet-kilileridir. Bu nedenle

YÖK'ün üniversitelerdeki uygula-malar› ülkemizdeki sömürü a¤›n-dan, faflist sistemden ba¤›ms›z de-¤ildir. Ülkemizdeki sömürü ve ba-¤›ml›l›k düzenini, ünivirsitelerdekia¤›n› F tipi sistemini sürdüren AKP,di¤er düzen partileri ve onlar›n ar-kas›ndaki as›l güç olan iflbirlikçi te-kellerdir. Üniversiteler bu tekellereteknik eleman yetifltirilen okullaraçevrilmifltir.

Tüm bu olumsuzluklar gözönü-ne al›nd›¤›nda ne yap›lmal›? Üni-versitelerde bu sald›r›lara göz müyumulmal›? Hiç mi alternatif yok?Ebette ki var. Geri ad›m atmamak,örgütlenmek ve do¤ru saflarda müc-dele etmek. Evet, bedelleri var amagülün de dikeni vard›r, eline batar.Demokratik üniversite istiyorsak,halk için e¤itim ve bilim istiyorsak;ba¤›ms›z bir ülkenin özgür üniversi-telerinde okumak, ö¤rendiklerimiz-le halk›m›za hizmet etmek istiyor-sak, bunun için mücadele edece¤iz.

‹flbirlikçilerine ve sald›r›lar›nakarfl› bir gücümüz var: Gücümüz ör-gütlülü¤ümüzdür. Ve bu gücü bü-yütmek ellerimizdedir...

29

16 Ekim 2005 / 22

gS ençlikte:özÜniversite K›l›f›ndaki

Hapishaneler

Ö¤renci Meclisi Klübü’nde Aç›l›fl Konseri

1996 y›l›nda kuruldu¤u günden buyana, apolitik bir gençlik yetifltiren sis-teme ve yozlaflmaya karfl› mücadele ve-ren ve çeflitli kültürel etkinlikler, pik-nikler, seminer ve konferanslar düzen-leyen ‹TÜ Ö¤renci Meclisi Kulübü, 6Ekim günü yeni dönem aç›l›fl› nedeniy-le Grup Yorum dinletisi düzenledi. 150ö¤rencinin izledi¤i etkinlik yer yer soh-bet havas›nda geçerken, Yorum, gençli-¤i yozlaflmaya karfl› mücadelesindeyanl›z b›rakmayacaklar›n› ifade etti.

Page 30: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

30

16 Ekim 2005 / 22

Trabzon polisi, örgütledi¤i linçgiriflimlerinin ard›ndan, kontra fa-aliyetlerini tehdit, bask› ve tecrit et-me üzerine yo¤unlaflt›rd›.

Hat›rlanaca¤› gibi, BahattinAn›k'›n mezar yap›m›n› engellemekisteyen polis, mezar tafl› yap›mc›s›-n›n tehdit etmiflti. Bu kez de mezar›yapan ‘usta’y›, Arakl› ilçesinde bu-lan polisler, onu da tehdit ettiler.Uyar›lara kulak asmadan ifline de-vam etmesi üzerine üzerindeki bas-k› daha da yo¤unlaflt›r›ld› ve polistaraf›ndan yap›lan tehditlere daya-namayarak sonunda mezar› yar›mb›rakt›.

Oligarflinin ülkenin her yerindeçeflitli biçimlerde uygulad›¤› tecritetme politikas›, Trabzon’da dahapervas›z ve aleni flekilde uygulan-maya devem ediliyor.

Trabzon'un Vakf›kebir ilçesindeikamet eden TAYAD'l› Zeynep Er-du¤rul'u arabas›na alan flöförler ay-n› nedenle tehdit edildi, Erdu¤rul'aselam veren insanlar dahi Vakf›ke-bir polisince “uyar›ld›.”

TAYAD ve Zeynep Erdu¤rul’u“terörizm” demagojisi ile halktantecrit etmeye çal›flan polis, bu hava-y› güçlendirmek için yaflad›¤› ilçeiçinde dahi göstere göstere takip et-me yöntemine baflvuruyor.

Bu kontra faaliyetleri elbette sa-dece polisle s›n›rl› de¤il. Polisin ta-cizleri üzerine savc›l›¤a baflvuranErdu¤rul, Vakf›kebir Savc›s› SerkanAta taraf›ndan “suçlu” muamelesi-ne tabi tutuldu ve ''Polis istedi¤initakip eder, iflini mi ö¤reteceksin...Suçun yoksa ne gocunuyorsun... Birdurum mu var ki seni polisin takibi

endiflelendiriyor?'' diyerek, hem po-lisin hukuksuzlu¤una sahip ç›kt›,hem de Erdu¤rul’u sorgulama den-sizli¤ine imza att›.

Torul Devlet Hastanesi'nde hem-flire olarak çal›flan Ebru Ünlü'nünailesi de J‹TEM'den olduklar›n›söyleyen kiflilerce tehdit edildi. Ün-lü'nün TAYAD'l›larla görüfltü¤ünü,söyleyen bu kifliler, ''Bu son uyar›-m›z size... Ebru kendine dikkat et-sin, yoksa önce iflinden olur, sonraher fleyinden...'' tehditleri savurdu.

Kendilerine yönelik bask›ya ilifl-kin TAYAD'l›lar flunlar› söylediler;

“Defalarca gördük: Devlet bü-tün kurumlar›yla muhalifleri tecritetmeye ve y›ld›rmaya çal›fl›yor. Ya-salar sadece halk uysun diye var. Yi-ne görülmüfltür ki egemenlerin ken-di yasalar›n› bile hiçe sayarak,kontra faaliyetlerle muhalifleri sus-turmak için yapmayaca¤› yoktur.Ancak bilinir ki, susturmak için de-falarca denenen bu yöntemeler yinebofla ç›kacakt›r.”

Kayseri'de 9 Ekim günü HunatMeydan›’nda “Terörle MücadeleYasas›” ile ilgili bir protesto eylemiyapmak isteyen ESP ve BDSP üye-leri faflistlerin sald›r›s›na maruzkald›. Bu sald›r›, bir kez daha faflisthareketin devrimcileri sindirmededevlet taraf›ndan kullan›lmalar›n›gözler önüne serdi.

Polisin korumas›nda hareketeden gerici faflist güruh, daha önceyaflanan linç giriflimlerinin ceza-land›r›lmamas›ndan ald›¤› cüretle,demokratik bir eyleme müdahaleyikendinde “hak” görmüfltü. Devrim-ci, demokratlar›n aç›klama yapma-s›na izin vermeyen grup, kitleninslogan atmas› üzerine sald›r›yageçti. Polis, sanki hiçbir fleyden ha-beri yokmufl gibi, -t›pk› Trabzon,Seferihisar vb. yerlerde oldu¤u gi-bi- ‘kuratan polis’ rolünü oynad›.Faflistlerin polisin bilgisi ve yön-lendirmesi olmadan böyle bir fleye

kalk›flamayacaklar› bir yana, birtek sald›rgan›n dahi gözalt›na al›n-mam›fl olmas›, güruhun s›rt›n› ne-reye dayad›¤›n› gösteriyordu.

Sald›r› Protesto EdildiYaflanan sald›r› 11 Ekim günü

Ankara Yüksel Caddesi'nde ESP,BDSP ve SDP taraf›ndan protestoedildi. "Linççi Rejim Hesap Vere-cek, TMY ‹ptal Edilsin" dövizleritafl›nan eylemde, “Söz, Eylem, Ör-gütlenme, Özgürlük” sloganlar›at›ld›. Aç›klamay› yapan AnkaraESP Temsilcisi Deniz Bak›r, sonsüreçte bas›n aç›klamas› eylemleri-ne yönelik sald›r›lar› hat›rlatarak,“ezilenlerin söz, eylem ve örgüt-lenme özgürlü¤üne yap›lan bu sal-d›r›y› protesto ediyor ve TMY çöpeat›lana kadar tüm kurum ve kesim-leri duyarl› olmaya ve mücadele et-meye ça¤›r›yoruz.” diye konufltu.Eyleme HKP de destek verdi.

Kayseri’de Faflist Provokasyon

Trabzon’da Kontra FaaliyetleriDevrimcileri Halktan Tecrit Edemeyeceksiniz

Yürüyüfl Gecekondularda...Yürüyüfl'ün ilk say›s›ndan bu yana sürentoplu sat›fllar, bu hafta da Gülsuyu'ndave Ça¤layan’da yap›ld›.

Gülsuyu’nda 20 okurumuzun Yürüyüflönlükleri giyerek yapt›¤› sat›fl esnas›n-da, sokaklarda, dergide yeralan yaz›lar-dan spotlar okundu.

Gülsuyu'nda k›sa sürede 135 dergi sat›-l›rken, Ça¤-l a y a n ' d a k isat›fla 45o k u r u m u zkat›ld›. Heryafltan oku-rumuz, der-giden yapt›¤›anons l a r l ahalka ger-çekleri ulafl-t›rd›lar. Bu-rada da 2 sa-at içinde 96dergi sat›fl›yap›ld›.

Page 31: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Hepinize merhaba! Sohbetimizegeçen haftaki konumuzla, “yozlafl-man›n teorisi ve yozlaflmaya karfl›ideolojik mücadele”yi tart›flarak de-vam ediyoruz. Biz çok flansl› insan-lar, flansl› devrimcileriz. Çünkü,devrime, devrimcili¤e dair tart›flt›¤›-m›z her konuda, olmas› gerekeninsomut, görkemli örnekleri var önü-müzde. Birkaç sohbettir tart›flmam›-z›n oda¤›n› oluflturan kültür, bireyci-lik, yozlaflma, kolektivizm gibi ko-nular› düflünün; bunlar› tart›fl›yor,konufluyor, kendimize, faaliyetleri-mize, mücadelemize dair sonuçlarç›karmaya çal›fl›yoruz ve biz bu soh-beti yaparken 6. y›l›na girmek üzereolan direnifl, bütün bu konulara ensomut cevaplar› oluflturuyor. BüyükDirenifl ve onun flehitleri, teorinin veprati¤in birli¤inin cisimleflmifl haliolarak duruyor önümüzde. Direniflin6. y›l›na girifli nedeniyle yap›lacakher eylemde, toplant›da özellikle buyan›n› da hep akl›m›zda bulundur-mal›y›z.

Kimler yok ki Büyük Direniflinflehitleri içinde; okulunda, semtindeyozlaflm›fl bir ortam taraf›ndan kufla-t›lm›flken devrim taraf›ndan oradanç›kar›lanlar, hayat›n›n 15-20-25 y›l›-n› “biz” olarak yaflayanlar, halk kül-türünün en saf temsilcisi olan Hül-yalar, Gülsüman ve fienaylar... As-l›nda, özellikle özgeçmifllerini oku-du¤umuzda daha iyi görüyoruz ki,her biri, bizim için bir ders niteli¤in-dedir.

Evet, buradan hareketle, sohbeti-mizi, yozlaflman›n soldaki yans›ma-lar› ve solun yozlaflmaya karfl› poli-tikas›n› tart›flarak sürdürelim.

Mazlum: fiuras› çok aç›k ki,bu politikadan sadece s›radan insan-lar nasibini alm›yor. Yozlaflt›rma po-litikas›, “sol” kesimlere de flu veyabu ölçüde nüfuz etmifl ve etmeye de-vam etmektedir. ‹flte burada da her

bir sol kesimin yozlaflma olgusu kar-fl›s›ndaki ideolojik-kültürel politika-s› önem kazan›yor. Bunu bir sald›r›olarak görenler, asgari ölçülerde birduvar örebiliyorlar bu etkinin önü-ne; bu duvardan yoksun olanlar›ndurumu ise vahim; genifl anlam›ylayozlaflma, oluk oluk ak›yor bu yap›-lar›n içine.

Kemal arkadafl›n geçen haftaTDK’dan aktard›¤› “yozlaflma” tan›-m›n› “solda yozlaflma”ya uyarlaya-biliriz san›r›m. fiöyle ki; yozlaflmay›“iyi ve olumlu özelliklerini bir tak›md›fl etkenlerle ve zamanla kaybet-mek”... diye tan›mlam›flt›k. Buradaiyi ve olumlu özellikler yerine,“devrimci, sol, nitelikler” diyelim.“Bir tak›m d›fl etkenler” yerine de“12 Eylül’ün bask› ve terörü, sosya-list sistemin da¤›lmas›” dersek, sol-daki yozlaflmay› da tan›mlam›fl olu-ruz. K›sacas›, soldaki yozlaflma, fa-flizmin zoru ve burjuvazinin ide-olojik sald›r›lar› karfl›s›nda kendi-lerini sol, devrimci yapan nitelik-lerini kaybetmektir.

Yozlaflman›n de¤iflik unsurlar›-n›n sol saflara s›zmaya bafllamas›n›nbafllang›ç noktas›, 12 Eylül hapisha-nelerindeki teslimiyettir. O teslimi-yete paralel olarak, bireycili¤in, cin-sel özgürlü¤ün teorisi yap›lm›fl, so-lun kültürel geçmifli “ahlak bekçili-¤i” olarak mahkum edilmifl, örgüt-yoldafllar-idealler öncelikli olmak-tan ç›kart›l›p efl-çocuk-ifl-ev önceli-¤i hakim k›l›nm›fl, fedakârl›k, mili-tanl›k küçümsenmifltir. Böylelikleasl›nda bizi biz yapan ideolojik, kül-türel barikatlar y›k›larak, sol kitleburjuvazinin sald›r›lar›na aç›k halegetirilmifltir.

Dolay›s›yla, b›rak›n halka yöne-lik yozlaflt›rma politikas›n›n karfl›-s›nda barikat olmay›, bu kesimlerinkendileri de yozlaflmadan kaç›nama-m›fllard›r. ‹deolojik savrulmaya pa-ralel olarak, yaflam biçimlerinde,

iliflki tarzlar›nda, ahlak anlay›fllar›n-da giderek derinleflen bir dejeneras-yon yaflam›fllard›r.

Devrim mücadelesi ne kadar ge-liflirse, yozlaflt›rma sald›r›s› karfl›s›n-daki barikat da o kadar yüksek olur.Mesela ülkemizde ‘60’l›, ‘70’li y›l-lar böyledir, 1980 faflist cunta sonra-s› ise tersi bir özellik gösterir. 12 Ey-lül sonras› geçen sohbetimizde Rus-ya’dan aktard›¤›m›z “soysuzlaflma”dönemine benzer. Bugün birçok ko-nuda oldu¤u gibi, toplumsal yozlafl-man›n milad› olarak da 1980’in gös-terilmesi bundan dolay›d›r.

Fakat flunu da belirtmek gerekir;sadece mücadelenin ileri düzeydeolmas› barikat oluflturmaz bu tür du-rumlarda. Yayg›n olmasa bile, güçlübir direnifl de ayn› ifllevi görebilir.Nitekim, burjuvazinin ideolojik,kültürel sald›r›lar›ndan kimin ne ka-dar etkilendi¤ine bak›ld›¤›nda, budönemde direnenlerin devrimci saf-l›¤›n› büyük ölçüde korudu¤unu, di-renmeyenlerin ise, her geçen gün es-ki de¤erlerinden uzaklafl›p yozlaflt›-¤›n› görürsünüz. Daha sonra refor-mizm, legal çevreler olarak kendiniifade eden bu kesimler, 12 Eylül’ünüzerinden y›llar geçtikten sonra da,örgütsel, siyasal, ideolojik olarak to-parlanma yerine, mevcut durumlar›-n›n teorisini yapm›fllard›r. Çünkü za-ten, kendi deyimleriyle bir “inançbunal›m›na” sürüklenmifller; halka,devrime, sosyalizme güvenlerinikaybetmifllerdir. Güvenmedikleri birhalka, inanmad›klar› bir sosyalizmeait de¤erleri tafl›yacak iradeyi elbet-te gösteremezlerdi.

Kemal: Solda yozlaflma deyin-ce tabii fuhufltan, uyuflturucudan sö-zetmiyoruz; devrimci de¤erlerin de-jenerasyonundan, ideolojik kriterle-rin kaybolmas›ndan sözediyoruz.Halka bak›fl aç›s›, iflte bu aç›danönemli noktalardan biridir. “Bu halkadam olmaz” düflüncesi, asl›nda he-

31

16 Ekim 2005 / 22

hayat›niçindeki teori

Yozlaflman›n Teorisi - 2

Soldaki yyozlaflma ve hhalka ggüven

Page 32: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

men her dönem küçük-burjuva ayd›-n›n a¤z›ndan duyulabilen bir düflün-cedir. Bugün yozlaflman›n yayg›n-laflmas›na bak›p bundan “bu halkadam olmaz” sonucu ç›karanlarsolcular da olabiliyor. Oysa bu yak-lafl›m›n kendisi bir yozlaflmad›r.Burjuvazinin kültürel hegamonyas›-n›n, yozlaflt›rma sald›r›s›n›n ayd›nlarve soldaki en önemli yans›mas›“halka inançs›zl›k” veya bir ad›mötesi, “halk› küçük görme” olarakortaya ç›kmaktad›r.

Evet, bir istatisti¤e göre,ABD’den sonra en çok TV izlenenülke Türkiye’ymifl. Evet; bireycilik,ahlaks›zl›k, fuhufl al›p bafl›n› gidi-yor. Evet, yüzbinlerce çocu¤umuzgencimiz uyuflturucunun pençesinedüflmüfl bile. Evet, halk›m›z geçmifl-te ay›plad›¤›, reddetti¤i kimi davra-n›fl kal›plar›n› bugün normal görme-ye bafllam›flt›r vs. vs. Bunlar do¤ru.

Ama bunlar›n hiçbiri “bu halkadam olmaz” sözünün kan›tlar› de-¤ildir, yar›n da olamaz. Halk aç›s›n-dan bak›ld›¤›nda yozlaflma, mevcutekonomik, siyasi koflullar›n ortayaç›kard›¤› bir nesnelliktir.

Emperyalizm ve oligarfli, halk›yozlaflt›rmaya çal›flmaktan hiç vaz-geçmeyecek. Ama biz de halka ger-çekleri anlatmaktan, örgütlemekten,halk›n ve devrimin de¤erlerini yay-g›nlaflt›rmaya çal›flmaktan vazgeç-meyece¤iz. ‹flte bu noktada bizi güç-lü ve sonuç al›c› yapacak olan halksevgisi, halka ve kendine güvendir.Castro’nun Che’yle ilgili flu sözleribu noktada ö¤reticidir:

“Che, insana inan›rd› -diyorCastro-. ‹nsana inanmayan, insan›ancak önüne ot ya da havuç konul-du¤unda veya sopayla cezaland›r›l-d›¤›nda ilerleme yetene¤ine sahip,

yola getirilemez küçük bir hayvanolarak gören, böyle düflünen, bunainanan biri devrimci olamaz. Böyledüflünen, buna inanan biri asla sos-yalist olamaz.”

Hat›rlayal›m, devrim öncesi Kü-ba’ya verilen bir baflka isim de“Amerika’n›n kumarhanesi ve ker-hanesi” idi. Böyle tan›mlanan birülkenin halk›na dayat›lan yozlaflma-n›n boyutlar› tahmin edilebilir. Amaiflte o halk, devrimini gerçeklefltirdi.Savafl›n içinde önce belli bir kesim obatakl›ktan ç›kt›, sonra sosyalizmleo batakl›k tümden kurutuldu. Dün“Amerika’n›n kumarhanesi ve ker-hanesi” durumunda olan bir ada,bugün üzerinde yaflayanlar›n emper-yalizme teslim etmektense okyanusabat›rmay› tercih edecek kararl›l›¤›gösterdi¤i bir adad›r.

Halka güvenece¤iz. Emperyaliz-min ideolojik, kültürel sald›r›lar›karfl›s›nda dik durabilmek için yas-lanabilece¤imiz en önemli dayanaknoktalar›ndan biri budur: Halk sev-gisi, halka güven. Ve tabii bilmeliyizki, halka güven asl›nda kendine gü-vendir.

Özlem: Buradan öncelikle flusonucu ç›kar›yorum ben: Yozlaflmakarfl›s›ndaki mücadelede en az ide-olojik barikatlar›m›z›n sa¤lam olma-s› kadar iki önemli nokta daha var:‹nsana güven, kendine güven.

Bunlar özellikle kitle çal›flmam›-z›n prati¤i aç›s›ndan önemli.

Elbette yozlaflmay› meflrulaflt›ranhiçbir teorinin, düflüncenin, davran›-fl›n saflar›m›za s›zmas›na izin ver-memek görevimizdir. Peki yozlafl-may› kendi üzerinde tafl›yan insanla-ra karfl› ne yapaca¤›z? Onlara karfl›da “aman içimize girmesinler” diyebarikat m› örece¤iz?

Bilmiyorum belki kiminiz garipbulacak sorumu veya “elbette onla-r› içimize sokmayaca¤›z” diyecekilk anda. Ama bu do¤ru de¤il. Tamtersini yapmal›y›z. Onlar› yan›m›za,içimize çekerek de¤ifltirme ortam›yaratmal›y›z. De¤ilse, üniversiteler-de, mahallelerde büyük bir kitleyibafltan gözden ç›karm›fl oluruz.

Esas olan insanlar›m›z›n beyninibu kuflatmadan ve batakl›ktan ç›kar-makt›r. Beyin bir kez oradan ç›kt›-¤›nda, sonras› gelir. Mesela kimi in-sanlar, yozlaflm›fl iliflkilerin belirle-di¤i o çevrelerden ç›kt›klar›nda, birsüre dar, dekolte giyinme veya erkekarkadafllarda küpe takma, bireyciyaflama gibi al›flkanl›klar›n› sürdüre-biliyor da. Ama do¤ru yaklafl›ld›¤›n-da bir süre sonra d›fl bir müdahaleolmaks›z›n kendili¤inden terkedebi-liyorlar da o davran›fllar›.

Bu ayr›m› koyman›n son dereceönemli oldu¤unu düflünüyorum;

‹nsanlar› sadece görünür halle-riyle de¤erlendirmek, asl›nda em-peryalizmin kültürel kuflatmas›n›nbüyüklü¤ünü, yayg›nl›¤›n› göreme-mektir. Birçok insan bu kuflatmaiçinde, adeta sürüklenerek, baflkatürlü olamayaca¤› düflündürtüldü¤ü,“normalin” öyle oldu¤u kabul etti-rildi¤i için öyledir; ama d›fl görünü-müne karfl›n, gerçekte henüz beynikirlenmemifltir, yüre¤ini kapitaliz-min pazar›na ç›karmam›flt›r. Böyleçok insan tan›d›m üniversitede. Gi-yimine kuflam›na baksan baflka türlüdüflünürsün ama düflüncelerinde,davran›fllar›nda Anadolu kültürünü,halk de¤erlerini hala korumaktad›r.Kald› ki öyle olmasa da yine önemlide¤il; beyni kirlenmifl olan›, de¤er-lerini kaybetmifl olan› bile kazan-mak bizim görevimizdir zaten. Fa-kat sanki yozlaflmaya karfl› mücade-le çerçevesinde kapitalizmin batakl›-¤›n›n içine çekilmifl insanlar› oradançekip ç›karmak bizim görevimiz de-¤ilmiflçesine, o kesimlere karfl› d›fl-lay›c›, afla¤›lay›c› davran›fllar sergi-lenebiliyor.

Mazlum: Bir ek yapay›m, ma-hallelerde de ayn› yaklafl›m bazenkendini flöyle gösterebiliyor; diye-lim uyuflturucuya, kumara yönelengençler var, kimi arkadafllar hemendövelim, mahalleden atal›m diye“kestirme” çözümler önerebiliyor-lar. Elbette bu tür yöntemler de ge-rekli olabilir ama bu en son noktadave uyuflturucunun, kumar›n karfl›m›-za çeteleflme fleklinde ç›kt›¤› durum-larda düflünülebilir. De¤ilse, mesele-

32

16 Ekim 2005 / 22

alka güvenece¤iz. Emperyalizmin ide-olojik, kültürel sald›r›lar› karfl›s›ndadik durabilmek için yaslanabilece¤imizen önemli dayanak noktalar›ndan biribudur: halk sevgisi, halka güven. Ve ta-bii bilmeliyiz ki, halka güven asl›ndakendine güvendir.

H

Page 33: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

miz onlar› düzenin itti¤i batakl›ktançekip ç›karma meselesidir.

‹nsanlar›m›z›n böylesine yozlafl-t›r›lmas›, elbette düzenin suçudur.Ama ben bu noktada kendimizi deen az›ndan bu durumun “sorumlula-r›ndan” biri olarak görmemiz gerek-ti¤ini düflünüyorum. Üniversitedekiarkadafl›m›z, gecekondu semtindekiinsan›m›z, o gençlere bakt›¤›ndaflöyle düflünmeli: “E¤er biz daha ör-gütlü olsayd›k, daha çok çal›flsayd›k,kitlelere daha çok ulaflsayd›k, onla-r›n önemli bir kesimi flimdi bu du-rumda olmayacakt›.”

“Nesnel koflullar” diye bir fleyvar, tamam; ama bu bizim kendimi-ze dair özelefltiri yapmam›za, bütünbunlardan sorumluluk duymam›zaengel de¤il. ‹ddial› olmaktan, büyükdüflünmekten, ülkemizin, halk›m›z›nbütününe dair sorumluluk duymak-tan, iktidar hedefinden ben bunu an-l›yorum.

‹nsanlar›m›z›n uyuflturucu, fuhuflbata¤›na sürüklenmesi, sanki orayasürüklenen bir “yak›n›m›zm›fl” gibi,bizim içimizi s›zlatmal›. Ancak o za-man benzeri her konuda daha büyükbir sorumluluk duyabiliriz.

Kemal: Özlem ve Mazlum ar-kadafllar›n de¤indi¤i bu noktalar dagösteriyor ki; yozlaflmada herkesingördü¤ü farkl›d›r. Ayd›n onda “buhalk adam olmaz”› görür. Refor-mizm bu durumu kendi pasifizmineve statükocu yaflam tarz›na gerekçeyapar. Biz ise, yozlaflman›n yayg›n-laflmas›nda “halk› daha fazla nas›lbilinçlendirir, nas›l örgütleyebiliriz”sorusunu sorar›z kendimize.

Özlem’in söyledi¤i çok önemli.Esas olan insanlar›m›z›n beyinlerinikurtarmak. Mc Donalds’ta hambur-ger yiyip Cola içmek, Levis kotunalt›na Nike marka ayakkab› giymek,ve Star Wars’›n ya da Herry Pot-ter’in bilmem kaç›nc› kitab›n›, filmi-ni beklemek, kültürel sald›r› ve ku-flatman›n en gözle görünür ve ayn›zamanda biçimsel sonuçlar›d›r, amamesele bunlarla s›n›rl› de¤ildir.

Esas savafl beyinlerle ilgili. Te-keller, bu alan› bütünüyle ellerine

geçirmeye yönelik bir strateji uygu-luyorlar. Mesela bugün ülkemizdekültür sanat dergisi ç›karmayan, ki-tabevi kurmayan holding kalmam›flgibi, müzik alan›na, müzecili¤e, kü-tüphanecili¤e el atm›fllar, tam dene-tim kurmaya çal›flmaktad›rlar. Do-¤an Holding bu geliflimin tepe nok-talar›ndan biridir.

Onlar›n pazarlamad›¤› kitap sat-maz, film izlenmez, müzik dinlen-mez olmufltur. Neyin iyi, neyin kötü,neyin gerekli, neyin gereksiz veyakendilerinin sevdi¤i deyimlerle, ne-yin “in”, neyin “out” oldu¤una onlarkarar vermektedir. Ne giyilir, ne ye-nilir, ne okunur, ne dinlenir, nerede,nas›l e¤lenilir... gazetelerin hafta so-nu ekleri, hergün birkaç sayfalar›bunlara ayr›lm›fl, televizyonlardabunlara yönelik say›s›z programlaryap›lmaktad›r.

Daha bu hafta bas›nda yeralanBirleflmifl Milletler 2005 DünyaGençlik Raporu’ndaki bir sonuç dabu aç›dan ilginçti: 15-24 yafl arasın-daki 1,2 milyar gencin durumunuinceleyen raporda, “bu gençlerinkentlerin parlak ıflıklarını araya-rak... ve artan bir biçimde aileleri vekendi toplumlarından daha fazlaolarak küresel medyanın etkisi al-tında kaldıkları” belirtiliyor.

Bu durum da gösteriyor ki, yoz-laflmaya karfl› halk de¤erleri ve dev-rimci ideoloji temelinde güçlü birideolojik mücadele verirken, fiilende “küresel medyan›n etkisi alt›nda-ki” kesimlere ulafl›p, onlara kendibas›n›m›z› ulaflt›rmak, onlar› mah-kum edildikleri yoz iliflkilerin ve dü-flüncelerin içinden ç›karmak, yozlafl-maya karfl› mücadelemizin birbirinitamamlayan iki yönüdür.

Hiç kuflku yok ki, sözü edilenmedya, bizim de flu veya bu biçimdemuhatap oldu¤umuz bir medyad›r.Son derece s›radan görünen bir ha-berin, yorumun, s›radan görünen birtelevizyon dizisinin, filmin kültürelsald›r›n›n, baflka deyiflle yozlaflt›rmapolitikas›n›n bir m›zra¤› oldu¤u far-kedilmeyebilir bile. Ama biz farket-mek zorunday›z. Bu nedenle inceeleyip s›k dokumak zorunday›z.

Mazlum: Gerçekten BM rapo-ru ilginç. Ne okul, ne aile, dünyagençli¤ini “küresel medya” e¤itipyönlendiriyor. “Küreselleflmeninfarkl› kültürlere görünürlük kazan-d›raca¤›, kimse taraf›ndan denetle-nemez, yönlendirilemez oldu¤u içinözgürlüklerin önünü açaca¤›” iddi-as›, bizzat hayat›n bu flekillenmesiy-le yalanlanmaktad›r. Tersine dayat›-lan çok renklilik, çok seçeneklilikgörünümü alt›nda bir tek tipleflme-dir. fiimdi sohbetimizin en bafl›ndakizevkler ve renkler meselesine dön-menin s›ras›. Bu gerçekli¤in içinde,burjuvazi çürümüfl, yoz kültürünühayat›n her alan›na yay›p zevkleri verenkleri pazarlarken, zevkleri verenkleri tart›flmayaca¤›z da neyi tar-t›flaca¤›z? En genel anlamda da,kendi özelimizde de bunlar› dahaçok ve daha aç›ktan tart›flmak gerek-mez mi?

Burada ben esas olarak bizleri,devrimcileri ilgilendiren boyutunailiflkin birkaç fley belirtece¤im.Renkler ve zevkler tart›fl›lmaz diyene¤er apolitik biriyse, burjuvazininklasik söylemini kapm›fl, onun etkisialt›nda konufluyor diye düflünebili-riz. Fakat bunu söyleyen bir devrim-ciyse, devrimci olma iddias› ve ama-c›ndaki biriyse, o zaman öyle deyipgeçemeyiz. Zevkler ve renkler tart›-fl›lmaz mant›¤›n›n ard›nda, geri, dü-zenin kültürünü yaflatan bir tav›rvard›r. Bu mant›kta ayn› zamandakiflinin kendisini “ben böyleyim,böyle kabul edin” diyen bir dayat-mas› da vard›r. Bu sözün kullan›ld›-¤› yerde, de¤iflmenin, geliflmeninönü t›kanm›fl olur.

Bu düflünce tarz›, en genel an-lamda yanl›fl olmakla birlikte, dev-rimciler aç›s›ndan daha da sorunlubir durum demektir. Burjuvaziyekarfl› mücadele yaln›z politik alanda

33

16 Ekim 2005 / 22

eyni kirlenmifl, de¤erlerini kaybetmiflolan› bile kazanmak bizim görevimizdirzaten. Fakat sanki yozlaflmaya karfl› mü-cadele çerçevesinde kapitalizmin batak-l›¤›n›n içine çekilmifl insanlar› oradançekip ç›karmak bizim görevimiz de¤il-miflçesine, onlara karfl› d›fllay›c›, afla¤›-lay›c› davran›fllar sergilenebiliyor.

B

Page 34: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

de¤il, her boyutta, kültürel boyuttada süren bir mücadeleyse, hem bumücadele içinde yeral›p hem de bur-juvazinin yaflam tarz›n›, söyleminisürdürmek, çeliflkili bir durumdur.Çeliflkiyi çözmez, devrimci kültürüiçsellefltirmezsek, geriye yani dev-rimcilikten düzene dönüfl, hep kap›-daki tehlike olarak durur. Burjuvazi-nin kültürel hegamonyas› alt›ndakibirinin, burjuvazinin politik hega-monyas›na karfl› mücadele vermesimümkün olmaz.

Yozlaflmaya karfl› mücadele yü-rütürken, burjuva kültüre karfl› sos-yalist kültürü savunurken, elbette in-sanlara “flunu okuma, bunu izleme”diyebilmeli ve “flunu oku, bunu izle”diye de alternatifler sunabilmeliyiz.Bu anlamda, “renkler ve zevkler tar-t›fl›lmaz” gibi kal›plar›, “özel hayat”gibi söylemleri y›kmak için bunu el-bette önce kendimizde y›km›fl olma-l›y›z.

Bu do¤rultuda att›¤›m›z herad›m, yürüttü¤ümüz ideolojik, kül-türel mücadele, elbette ayn› zaman-da kendi kiflisel mücadelemizi degüçlendirecektir. ‹çinden ç›k›p gel-di¤imiz düzenin kirine karfl› müca-delemiz de sonuçta bu mücadeleninbir parças›d›r. Fakat en genelde“devrimci olmay›” yeterli saymak,devrimci olmakla kendimizi ar›nm›flgörmek gibi bir yan›lg›ya, “savafl›-yorum, mücadele ediyorum ya iflte”deyip ideolojik, kültürel yanlar›m›z›önemsememek gibi bir hataya düfl-memeliyiz.

Kemal: Yazar Maksim Gorki,Lenin’den ilginç bir an› aktar›r bukonuda.

“Bir gece Beethoven’den bir so-nat dinliyordu Lenin... ve flöyle dedi:‘Appassionata’dan daha büyük bil-

di¤im hiçbir fley yok... Her defas›n-da, insano¤lunun ne ola¤anüstü fley-ler yapabilece¤ini düflünerek gururduyar›m. Fakat ben fazla müzik din-leyemiyorum. Sinirlerinizi etkiliyor;budalaca, hafif, tatl› fleylerden sözetmek istiyorsunuz; bu pis cehen-nemde yaflad›¤› halde böyle güzelfleyler yaratabilen insano¤lunun ak-l›n› bafl›ndan al›yor. Oysa kimseninakl›n› bafl›ndan almamak zorunda-s›n›z -hayâle de¤il gerçe¤e yönelt-mek zorundas›n›z insanlar›. Bizimidealimiz hiç fliddet kullan›lmamak-sa da, hiç merhamet etmeden kafala-r›na vura vura uyand›rmal›s›n›z in-sanlar›. Ya, böyle iflte: bizim iflimizcehennem iflinden bile güç”... (Ak-taran Devrimi Yapan Üç Adam-2,syf. 207)

Hangi müzik türünün, hangi sa-natç›lar›n dinlenip dinlenmeyece¤içeflitli yerlerde s›k s›k tart›flma ko-nusu olmufltur. Bu konuyu tart›flanarkadafllara Lenin’in sözlerinin çokyard›mc› olaca¤›n› düflünüyorum.

Lenin’in "Bizim ahlak›m›z, tama-m›yla s›n›f mücadelesinin ve prole-taryan›n menfaatlerinin emri alt›n-dad›r" sözlerinde oldu¤u gibi, ayn›fley zevklerimiz için de geçerli.

Özlem: Kemal arkadafl sohbe-timizi açarken söylemiflti ya; BüyükDireniflin flehitleri bu konuda da bi-ze ö¤retiyorlar. fiimdi bir örnek gel-di akl›ma; ad›n› flu an hat›rlayama-d›m, ama kad›n flehit yoldafllar›m›z-dan biriydi. Direniflinin 100’lü gün-lerinde, o güne kadar pek ilgi duy-mad›¤› bir fleyler o aralar hofluna git-mifl; bunun üzerine kendi günlü¤üneflöyle yazm›flt›: “Acaba bu bir zaafm›, bir zay›fl›k belirtisi mi?” diyorve onun çözümlemesini yap›yordu.Gayet kararl›l›kla ölüme gidiyor vehala kendi “zevleri ve renkleri”ninmuhasebesini yap›yor. Ne büyük birirade, ne büyük bir sorumluluk de¤ilmi? Fakat o bunu normal olarak ya-p›yor; çünkü nas›l bir düflmanla sa-vaflt›¤›n›n fark›nda. O düflman›n na-s›l sinsi oldu¤unun, bin bir türlü yol-la devrimcili¤e sald›rd›¤›n›n fark›nda.

Kemal: Evet, bu güzel örnek-

lerden sonra, sohbetimizi yavafl ya-vafl toparlayal›m. Yozlaflt›rma politi-kas›, nas›l kitlelerin gerçekleri gör-mesini engelleyici bir gözba¤› ifllevigörüyorsa, devrimci mücadele de bugözba¤›n› söküp atan bir ifllev gör-mektedir. Bu yan›yla, hayat›n heralan›nda de¤iflik biçimlerde sürdürü-len devrimci mücadelenin kendisi,do¤al sonucu olarak emperyalizminyozlaflt›rma politikas›na karfl› da en-gelleyici bir ifllev görür. Fakat tabiibiz yozlaflt›rma politikas›na ve bu-nun sonuçlar›na karfl› mücadeleyi,devrimci mücadelenin “kendili¤in-den” sonuçlar›na havale etmek duru-munda de¤iliz. Tersine, her alandabu konuda özel programlar›m›z ol-mal›, e¤itim faaliyetlerimizden ör-gütlenme faaliyetlerimize kadar tümfaaliyetlerimiz içinde bu konuyaözel bir yer vermeliyiz. En baflta daideolojik, kültürel olarak kendimiziz›rhlarla donatmal›y›z.

Sohbetimizi bitirirken flunu daekleyim; okurlar›m›z›n dikkatiniçekmifl olaca¤› gibi, ele ald›¤›m›zkonularda özellikle o konunun, kav-ram›n ilk anda akla getirdi¤iyle,günlük kullan›m›yla daha genifl kap-saml› ele al›n›fl› aras›ndaki fark›mutlaka vurgulamaya çal›fl›yoruz.Baflka bir deyiflle, meselelere nede-ni, niçiniyle, ideolojik, siyasal, eko-nomik ba¤lant›lar›yla veya deyimuygunsa k›saca daha derinli¤inebakmaya çal›fl›yoruz. Bu konuyutart›fl›rken de böyle yapmaya çal›fl-t›k. Di¤er türlüsü, yani nedenleri, ni-çinleri sorgulamayan bir tarz, çö-zümleyici olamayaca¤› gibi, yüzey-sel ele al›fllarda o konuda do¤ru po-litikalar ve yöntemler de gelifltire-meyiz. Mücadelemiz büyük bir mü-cadele, kapsaml› bir mücadele, so-runlar›n çok kolay, kestirme çözüm-leri de yok. Ama hiçbiri çözümsüzde de¤il. ‹flte bunun için çok okuma-l›, çok çal›flmal› ve kavgam›z›n ö¤-retmenlerinden ö¤renmeliyiz. Kav-gam›z›n ö¤retmenlerini, Büyük Di-reniflimizin flehitlerini selamlayarakbu haftal›k hoflçakal›n diyoruz.

34

16 Ekim 2005 / 22

em bu mücadele içinde yeral›p hem deburjuvazinin yaflam tarz›n›, söyleminisürdürmek, çeliflkili bir durumdur. Çe-liflkiyi çözmez, devrimci kültürü içsel-lefltirmezsek, geriye yani devrimcilik-ten düzene dönüfl, hep kap›daki tehlikeolarak durur.

H

Page 35: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

35

16 Ekim 2005 / 22

F tiplerinde, devlet gibi düflün-meyi reddeden, düflünceleriyle bir-likte yaflamakta ›srar eden tutsakla-ra yönelik her fley bir cezaland›rmagerekçesi yap›l›yor. Özellikle, kimi-lerinin “özgürlükçü, demokrat” di-ye alk›fllad›¤› AKP iktidar›n›n 1 Ha-ziran’da yürürlü¤e koydu¤u C‹K ilebu durum daha a¤›rlaflt›r›ld›.

Edirne F Tipi’nden Ercan Kar-tal’›n 25 Eylül 2005 tarihli mektu-bundan aktar›yoruz:

“Savunma avukatlar›mla görü-flememekteyim halen; tamamenkeyfi gerekçelerle al›nan kararayapm›fl oldu¤um itiraza cevap ver-mifl de¤il, K›rklareli A¤›r Cezamahkemesi. Önümüzdeki duruflma-da karar verilecek, ve ben savunmaavukatlar›mla görüflebilmifl de¤i-lim. Olacak fley de¤il. 1 Haziran'dayürürlü¤e giren yasalar›n mant›¤›nauygun ve çarp›c›.

A¤ustos ay› içinde, sürgün sevk-leri ve tecriti protesto etmek içinyapm›fl oldu¤um açl›k grevindendolay› 2 ay ziyaretçi yasa¤› alm›fl-t›m. Henüz itiraz-savunma yapma-dan yasak uygulanmaya konmufltu.Geçti¤imiz günlerde, 2. ‹nfaz Ha-kimli¤i’ne yapm›fl oldu¤um itirazared geldi. ‹tirazlar›n hukuki ve pra-tik bir anlam› yok. ‹tiraz hakk›n›nmant›¤› da yok.

Hakk›mda 23 Eylül günü yenibir soruflturma daha aç›ld›: “...21.09.2005 tarihinde saat 20.40 ve20.45 aras›nda 'ölüm orucu flehitleriölümsüzdür, Kahrolsun faflizm ya-flas›n devrimci direniflimiz (Yaflas›nmücadelemiz olacak b.n) fiehitleri-

mizin hesab›n› sorduk soraca¤›z,Yaflas›n Buca Ulucanlar direnifli-miz, Yaflas›n ölüm orucu direnifli-miz' fleklinde slogan att›¤›n›z,21.09.2005 tarihinde tanzim edilentutanaktan anlafl›lm›flt›r. Bu itibarla01.06.2005 günü yürürlü¤e giren ....bendinde belirtilen 'gereksiz olarakmarfl söylemek veya slogan atmak'fiiline muhalefet etti¤iniz tespitedilmifltir" denilmekte... fiu an 2 ayolan ziyaret yasa¤›m devam etmek-te. Anlayaca¤›n ceza-yasa¤›n biribitmeden, devam›n› da uygulayacakceza-yasak haz›r bekletilecek.”

*

“Bisküviyi amaç d›fl› kullanma”olay›n› kamuoyuna duyuran veAdalet Bakanl›¤›’n›n elefltirilmesi-ne yolaçan, Adana Kürkçüler Ha-pishanesi'ndeki siyasi tutsaklar›nanayasal haklarını kullanarak, ha-pishanede yaflad›klar› baskılar hak-kında Adalet Bakanlı¤ı'na gönder-dikleri dilekçe 'sakıncalı' bulunarakidare tarafından yırtıld›.

Dayan›flma duygusu ölmeli!Tekirda¤ 1 No'lu F Tipi

Hapishanesi'nde Erdal Sü-sem isimli tutsa¤›n, hücre-sinde bulunan muhabbet

kufllarından birini, 31 A¤ustos2005'te ziyaretçisi aracılı¤ıyla bafl-ka bir tutukluya, fiükrü Duman'agönderme istemi reddedildi. Hapis-hane idaresinin gerekçesi ise fluydu:“muhabbet kuflu örgüt üyeleri ara-sında siyasi temas sa¤layabilir.”

“Siyasi temas” ile kastedilen,muhabbet kuflunun, örgüt s›rlar›n›kulaklara f›s›ldamas› de¤il! Mesele,dayan›flma, birlik duygular›n›n yok-edilmesi. Bu mant›¤› tan›yoruz. Na-zi ruhunun dimdik ayakta oldu¤uAlmanya’daki bir Cephe davas› tut-sa¤›na, baflka bir hapishanedekiyoldafl›ndan gelen el örmesi çoraphakk›nda - hem de mahkeme tara-f›ndan - flu karar verilmiflti:

“fiah›s bir teröristtir. Federal Al-manya Cumhuriyeti’nin varolan dü-zenini reddetmekte ve kin ve nefretduygular›yla bu düzene karfl› müca-dele etmektedir. Bu yüzden Celle 1.Cezaevinin Yüksek Güvenlik Bölü-mü’nde kalmaktad›r... Çoraplar›nkendisine verilmesi dilekçesi yuka-r›da belirtilen nedenlerden dolay›reddedilmifltir. Tutuklu bulunan birdi¤er terör suçlusu taraf›ndan örü-len çoraplar›n kendisine verilmesi,terörist tutuklular›n beraberlik vebirlik duygular›n› güçlendirir.”

F tipleri de iflte bu mant›k üzeri-ne oturmakta, tecrit politikas› bu ka-fa taraf›ndan üretilerek ülkemize ih-raç edilmektedir.

Tüccar zihniyetin adaleti olmazDevletin, özgürlü¤ünü

elinden ald›¤›, dolay›s›ylazorunlu bütün ihtiyaçlar›n›karfl›lamas› gereken tutsa¤a,

kulland›¤› elektrik paras›n› ödetme-si, F tipleri ile birlikte uygulamayakonulmufltu.

Tekirda¤ F Tipi’nde, EbubekirBakır, 12 yıl 6 aylık hapis cezasınıtamamlayarak 10 Ekim’de tahliyeolmay› beklerken, tahliye edilmedi.‹dare kendisini mahkeme yerine ko-yarak 6 ay geç tahliye karar› alm›fl-t›. Gerekçe ise, Bak›r’›n hücresinde“kaçak elektrik kullan›lmas›” idi.

Kendisini mahkeme yerine koy-madaki pervas›zl›¤› m›, “kaçakelektrik” bahanesini mi, yoksa tüc-car zihniyetin adaletsizli¤ini mielefltireceksin? “Buras› F tipi” de-mek, bütün bu hukuksuzluklar›aç›kl›yor art›k...

Hapishanelerde nneler ooluyor? BBilmek HHakk›n›z!

HABERLERTECR‹TTEN

Tutsak cezadanbafl›n› kald›rmamal›

Page 36: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

36

16 Ekim 2005 / 22

“Evlad› Kerbalay›h. B› hat›yh.Ay›pt›r, zulümdür, cinayettir, dedi.Benim tüylerim diken diken oldu. Buyafll› adam rap-rap yürüdü. Çinge-ne'yi itti. ‹pi boynuna geçirdi. San-dalyeye aya¤› ile tekme vurdu, infa-z›n› yapt›.” (‹hsan Sabri Ça¤layan-gil, An›lar›m, Syf.51-52)

Dersim ‹syan›’n›n önderlerindenSeyyid R›za’n›n idam›n› böyle kay-detmiflti tarih ve Seyyid R›za, idamsehpas›nda, Kürt halk›na karfl› uygu-lanan politikay› bu üç kelimeyleözetlemiflti: Ay›pt›r, zulümdür, cina-yettir...

12 May›s 1938’de bafllayan “te-dip hareketi”nde, Elaz›¤ ve Erzin-can'dan kalkan uçaklar›n Dersimüzerine ya¤d›rd›¤› bombalar, da¤-taflköy her yanda yürütülen operasyon-larla 80 bin Dersimli’nin katledilme-si ve Diyarbak›r’da kurulan dara¤aç-lar›, Kürt halk›n›n uzun sürecek ses-sizli¤inin de bafllang›c›d›r.

Bu sessizlik, Kürt halk› üzerinde-ki bask›lar›n azalmas›n› de¤il, tah-min edilece¤i gibi, asimilasyon poli-tikalar›n›n daha da yo¤unlaflmas›n›beraberinde getirdi.

Kürt isyanlar›n›n bast›r›ld›¤› ta-rih olan 1940’lardan 1960’lara ka-dar, dünyada büyük bir emperyalistpaylafl›m savafl› gerçekleflti, Türki-ye’de, küçük-burjuva diktatörlü¤ü

tasfiye edil-di, yeni-sö-mürgec i l ikhakim oldu,“çok partili”hayata geçil-di, askeridarbeler olduama dünyadave Türki-ye’deki bualtüst olufllar,

Kürtler aç›s›ndan hemen hiçbir fleyide¤ifltirmedi; bu alt üst olufllar için-de gelen her iktidar, Kürtler’e yöne-lik asimilasyon politikalar›n› sürdür-dü.

Bu politikalar› izlemeye devametmeden önce, politikalar› daha yerliyerine oturtabilmek için, bu döne-min Türkiye ve Türkiye Kürdista-n›’nda yaratt›¤› sosyo-ekonomik de-¤iflikliklere k›saca gözatal›m.

Yeni-sömürgecilik ‘Do¤u’yu da de¤ifltiriyor...

Türkiye'ye yeni-sömürgecilikiliflkilerinin girifline kadar KuzeyKürdistan'da egemen üretim tarz›feodalizmdir. 1942 Saraço¤lu hükü-metinden sonra Türkiye, yavafl ya-vafl emperyalist dünyan›n yeni efen-disi Amerikan emperyalizmine ba-¤›ml› hale gelmeye ve buna paralelolarak da yeni-sömürgecili¤in çarp›kkapitalizmi geliflmeye bafllad›.

Marshall yard›m› ve Trumandoktriniyle, (Kürdistan dahil) “millibütünlü¤ü” sa¤lanm›fl Türkiye, hiç-bir “ç›banbafl›” b›rak›lmadan bir pa-zar olarak ABD'ye sunuluyordu.

Türkiye'de kapitalizmin emper-yalizme ba¤›ml› olarak geliflmesi,Kürdistan'da da paralel bir süreç iz-ledi. Yar›-feodal üretim iliflkileri d›flmüdahaleyle kapitalist üretim iliflki-

lerine evrimleflirken, Kürt egemens›n›flar› da oligarfli içerisinde yerle-rini ald›lar.

Kürtler aç›s›ndan tarih yine “te-kerrür” ediyordu bir bak›ma; Kür-distan'da üretim biçimlerinin evrimi,tarih boyunca kendi iç dinami¤iylede¤il, d›fltan zorlamalarla olmufltu veflimdi kapitalizme geçifl de ayn›özelli¤i gösteriyordu. Bu özellik,Kürtlerin ulusal birli¤ini oluflturma-da karfl›laflt›¤› zorluklar› yani parça-

lanm›fll›¤› da izah ediyor.

Art›k ilhak edilmifl bir bölge olanKuzey Kürdistan’›n Türkiye’nin si-yasi, ekonomik yap›s›yla bütünlefl-me süreci, hem alt yap›da, hem üstyap›daki kimi de¤iflmelerle birliktegerçekleflmifltir. Mesela; 1950'liler-den itibaren yol yap›m çal›flmalar›artar, meta dolafl›m› h›zlan›r. Kapa-l› ekonomik yap›lar çözülerek pazarekonomisine geçifl h›zlan›r. Bat›dakibirçok ürün art›k Kürt flehirlerindede görülür. Ayn› zamanda Kürt köy-lüsünün ürettikleri de Bat›’da pazar-lanmaya bafllan›r. Tar›mda makine-leflmeyle h›zl› bir çözülme yaflan›r.Öyle ki, 1965-66 y›llar› aras›ndayüzde 19 olan Türkiye genelindekitraktörleflme h›z› Kürdistan'da yüzde45'tir.

Pazar ekonomisinin yasalar› feo-dal beyleri de evrimlefltirir. Kürtegemenlerinin önemli bir k›sm› is-yanlardan sonraki bu dönemde, bas-k›lardan kurtuluflu merkezi yap›ylabütünleflmekte görerek, Türk ege-men s›n›flar›yla iflbirli¤ine yönel-mifllerdir. Di¤er yandan kapitalizminc›l›z ve çarp›k geliflimi, iflbirlikçiburjuvazinin tek bafl›na sömürüyügerçeklefltirmesini engeller bir du-rum yaratm›fl, toprak a¤alar› ve tefe-ci-tüccarlarla iflbirli¤ini zorunlu k›l-m›flt›r. Bunun sonucu olarak oligarflidedi¤imiz bir egemen s›n›f bloku

As

lhakmhamilasyon

80 yy›ll›kKürt

politikas›

Bölüm 9

Oligarşik diktatörlük de Kürtler’e karşı aynı yolda:

‘Taksim’de sallandıralım, ibret olur’

Page 37: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

oluflmufl ve Kürt egemen s›n›flar› dabu yap›n›n içinde yeralm›fllard›r. Bu-rada tabii özellikle flunu da belirt-mek gerekir; hakim ulusun tekelciburjuvazisiyle gerçeklefltirilen bubütünleflme, Kürt egemenlerininkendi ulusal kimliklerini inkar et-melerine paralel olarak gerçeklefl-mifltir. Böylelikle Kürt egemenleriulusal niteliklerini ve oynayabile-cekleri ilerici bir misyonu terketmifl-lerdir. Ki bu geliflim sonucunda,Kürt halk›na karfl› uygulanan bask›-lar›n da sorumlular›ndan biri halinegeleceklerdir.

Bu sürece iliflkin son olarak belir-tilmesi gereken önemli di¤er birnokta; yeni-sömürgecilik iliflkileriy-le, Kürt egemen s›n›flar› oligarfliiçinde yeral›rken, Kürt emekçileriy-le, Türk emekçileri de ayn› sosyo-ekonomik yap› içinde birleflmifl, buyan›yla sorunlar›, kaderleri daha çokortak hale gelmifltir.

Çok partililik ve Kürtler

2. Paylafl›m Savafl›, faflizme karfl›direnifl içinde halklar›n özgürlük veba¤›ms›zl›klar› için aya¤a kalkt›¤›bir dönemdir. Fakat bu dönem, ömrü11 ay süren ve ‹ran s›n›rlar› içindekurulan Mehabad Kürt Cumhuriyetid›fl›nda Kürdistan'da etkili olamad›.

Bu dönemden de Kürtler’in pay›-na sürgün düfltü. Çünkü MehabadCumhuriyeti'nin kurulmas› üzerineTürkiye devleti de hemen hareketegeçti. ‹ran’da kurulan Kürt Cumhu-riyeti'nin Türkiye s›n›rlar› içindekiKürtler’in ulusal duygular›n› dauyand›raca¤›n› bilen devlet ‹ran veIrak s›n›rlar›ndaki birçok Kürt köyü-nü boflaltt›, Kürtler yine iç bölgeleredo¤ru sürüldü.

Savafl sonras› ise hem Türkiye,hem Türkiye Kürdistan'› için yenibir dönemin bafllang›c› olacakt›.

Türkiye, ekonomik ve siyasi an-laflmalarla emperyalizme göbe¤in-den ba¤›ml› hale gelirken; yine em-peryalizmin ekonomik-siyasi prog-ram› do¤rultusunda, flaflaal› propa-gandalarla “çok partili demokrasiye”geçildi.

“Milli flef” dönemlerinin sona

erip “çok partili” sisteme geçilme-siyle birlikte, siyasi hayat da yenidenflekillendi. Partiler ve “seçmenler”,“önemli” hale geldi. Ne var ki bu“demokrasi”, ne kadar çeliflki olarakgözükse de Kürt halk›na de¤il fakatKürt feodallerin ifline yarad›. Ticare-te at›lan, kentlere yerleflen bu anlam-da kapitalistleflen fakat bu arada afli-ret reisli¤i s›fatlar›n› da b›rakmayanKürt egemenleri, “çok partili” dö-nemde, düzen partileri için büyük birönem kazand›lar.

Afliret reisleri, fleyhler, kendileri-ne ekonomik ve dini aç›dan s›k› birflekilde ba¤l› bulunan Kürt yoksulla-r›n›n oylar›yla düzen partileri içinönemli bir koz haline geldiler. Kürtfeodallerinin bir iflaretiyle bir köy,kasaba ya da afliretin tüm oylar› blokbir flekilde bir partiye yöneliyordu.

Bu nedenle 7 Ocak 1946’da “mu-halefet” partisi olarak kurulan De-mokrat Parti (DP) de en baflta y›llar-d›r bask› alt›nda yaflayan Kürtlerikazanmaya çal›flt›.

Asl›nda çok partili demokrasiyegeçifl göstermelikti. CHP’li CelalBayar’a “DP’yi kurma görevini ve-ren bizzat ‹nönü’ydü. ‹nönü, Ba-yar’a iki flart koflmufltu: Birincisi; di-ni konulara girmemek, ikincisi de“do¤uda flube açmamak”t›. AncakCelal Bayar’›n, “ordaki vatandaflla-r›m›z 'biz vergi ödüyoruz, askerli¤i-mizi yap›yoruz bizi niye ayr› tutuyor-sunuz' demezler mi?” itiraz› üzerine‹nönü bunda ›srarl› olamaz.

Yap›lan ilk seçimlerde CHP zorlada olsa seçimi kazand›. Ancak, DP,öngörülenin ötesinde bir muhalefetgücü olmufltu. Devlet zulmünden g›-na gelmifl Kürt ileri gelenleri ve Kürthalk› da, bu 'muhalefet' vas›tas›ylaseslerini duyurmak için DP’ye yö-neldiler. Küçük-burjuva diktatörlü-¤ün bask›lar›ndan y›lan di¤er halkkesimleri için de durum farkl› de¤il-di.

Tabii DP’nin as›l destekçisi,ABD ve palazlanmaya bafllayan ifl-birlikçi tekelci burjuvaziydi.

DP, içteki ve d›fltaki bu destekle-riyle 1950 seçimlerini kazanarak ik-tidar koltu¤una oturdu. 1950 seçim-

leri s›radan bir hükümet de¤iflikli¤ide¤ildi. Kemalistler’in, küçük-bur-juvazinin iktidar›n›n son buldu¤u, ifl-birlikçi tekelci burjuvaziyle topraka¤as›, tefeci-tüccar gibi prekapitalistunsurlar›n birlikteli¤i olan “oligar-fli”nin iktidar› kans›z bir flekilde elegeçirdi¤i bir harekettir.

Kemalistler’in iktidarda oldu¤udönemde say›s›z katliam, sürgünleryaflayan Kürtler, bu tepkiyle DP’yedestek verdiler. DP de bu deste¤i al-mak için CHP'ye karfl› yürüttü¤ümuhalefette “Milli fief “dönemininKürt halk›na yönelik bask› uygula-malar›n› gündeme getirmiflti. 32Kürt köylüsünün katledilmesindensorumlu Orgeneral Mustafa Mu¤la-l›'n›n yarg›lanmas›, dönemin enönemli olaylar›ndan biridir. DP’ninbafl›na geçen Adnan Menderes, “biroy deposu” olarak gördü¤ü Kürt böl-gesini etkilemek için bu olay›n üze-rine gitmifltir.

Ne var ki, DP’ye verilen deste-¤in, Kürt halk›n›n kaderinde, Kürtlü-¤e karfl› sürdürülen bask› ve asimi-lasyon politikalar›nda hiçbir de¤iflik-li¤e yolaçmayaca¤› çok geçmedengörülecektir.

Kürtler yeniden TBMM’de ama art›k “Kürdüm” demeden!

DP iktidar›nda, Kürtler’in ulusalhaklar› konusunda bir milimlik birad›m bile sözkonusu de¤ildi ama ifl-birlikçileflen Kürt egemenlerinin gü-cü gittikçe art›yordu.

Bu konuda Do¤an Avc›o¤lu'nunKürt flehirlerine iliflkin flu gözlemle-rini aktarmak yararl› olacakt›r:

“fiehirde avukat, parti baflkan› vemilletvekili, bey, a¤a ve fleyh ailele-rinden kiflilerdir. Kredi ve tohumlukda¤›t›m› onlar›n kontrolü alt›ndad›r.Bunlar devlet memurlar› ve köylüaras›nda bir 'demir perde' kurmufl-lard›r. Mahalli küçük memurlar ge-nellikle onlar›n adamlar›d›r. Yüksekmemurlar onlar›n politik bask›s› al-t›ndad›r. Köylüyü dar bir çember içi-nde .... tutmaktad›rlar.

... Kabul etmek gerekir ki, çok

37

16 Ekim 2005 / 22

Page 38: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

partili hayat, a¤a ve fleyhlerin devletüzerindeki nüfuzunu art›rm›flt›r. Oydepolar› olarak, a¤alar, siyasi parti-lerin itibarl› kiflileri olmufltur. Ne varki, a¤a ve fleyhlerin itibarlar›n›n ar-t›fl›, onlar› köylüler önünde büsbütünkudretli kifliler yapm›flt›r.” (Türki-ye'nin Düzeni, C-2, Syf. 658)

Bu yap›lanma sonucu, o dönem-de baz› a¤alar ve fleyhler bölgelerin-den seçilerek milletvekili olarakmeclise girdiler. ‹flbirlikçi tekelciburjuvazinin ise buna bir itiraz› ol-maz, aksine desteklerler. Çünkü, bi-rinci olarak Kürt-Türk egemenlersömürü çarklar›n› döndürmekte za-ten birlik halindedirler; ikincisi, ar-t›k TBMM’ye gelen Kürtler, “Kürt”olduklar›n› söylemeyen, tersine oli-garflinin “Türklefltirme” politikas›nauyum sa¤layanlard›r (Birkaç istisna-s›n›n olmas›, bu gerçe¤i de¤ifltir-mez).

‹lk TBMM’de kaç Kürt milletve-kilinin oldu¤u bilinir, fakat sonrakive özellikle 1950’den sonrakiTBMM’lerde yeralan “Kürt millet-vekili” say›s›na dair rakam yoktur.Çünkü resmi ideolojiye göreTBMM’de art›k “Kürt” yoktur veoraya gelen “Kürt”ler de bunu kabulederek gelenlerdir.

1950-'60 Demokrat Parti iktidar›döneminde kapitalizm çarp›k da olsah›zl› bir geliflim içindedir. Bu gelifl-me, ülkenin her yan›nda oldu¤u gibi,Kürt flehir ve köylerini, yaflam›n› dade¤ifltirir.

Art›k devlet ilhak edilmifl Kuzey

Kürdistan’a “alt yap› götürmeme”politikas›n› sürdüremezdi. Emperya-lizmin sömürüsünü yayg›nlaflt›rabil-mek için altyap› flartt›. Bunun sonu-cunda, y›llar y›l› yolsuz, susuz, ka-ranl›kta b›rak›lan Kürdistan'a yollaryap›l›yor, elektrikle birlikte kitle ile-tiflim araçlar›, traktör vb. modernaraçlar giriyor, flehirleflme, e¤itimkurumlar›, asimilasyon amaçl› da ol-sa gelifliyordu.

K›rsal kesimlerden Kuzey Kür-distan ve Türkiye'nin büyük flehirle-rine do¤ru bir göç ak›n›n›n bafllama-s› da ayn› döneme tekabül eder. ‹ler-de Kürt ulusal hareketinde önemlirol oynayacak olan flehir ve k›r kü-çük burjuva kesimler de iflte bu or-tamda geliflmeye bafllad›.

DP, oy hesaplar›yla Kürt halk›nakarfl› ikili bir politika izliyordu. Biryandan bir tak›m vaatlerde bulunur-ken di¤er yandan üzerindeki bask›y›hiç eksik etmedi. Mesela, 3 A¤ustos1951'de ç›kar›lan bir yasa sonucundaDersim, Zilan gibi yerlerden zorunluolarak göçettirilenler tekrar yurtlar›-na dönmeye bafllad›lar. Ama bunun-la ayn› dönemde, Adnan Menderes'inyo¤un çabalar›yla Türkiye-Irak ara-s›ndaki Ba¤dat Pakt› oluflturuldu. (24fiubat 1955) Pakt›n önemli bir yan›da Kürt ulusal mücadelesini bast›r-mak için iflbirli¤iydi.

Fakat her fleye ra¤men ekonomikgeliflme, iletiflim ve e¤itim imkanla-r›n›n genifllemesi, Bat›’ya göç gibiolgular, Kürt ulusal muhalefetininyeniden canlanmas›n›n da koflullar›-n› olgunlaflt›r›yordu. ‹flte bu sürecinyaratt›¤› etkiler “49'lar 0lay›” ola-rak an›lan tutuklama operasyonununda kayna¤›n› oluflturacakt›.

“49'LAR OLAYI”; binerbiner mi, ellifler ellifler mi yokedelim?

Her yarg›lama günü gelip çatt›-¤›nda onlar›n foto¤raflar› gazeteler-de yay›nlan›yor ve resmin üstüne demutlaka “Kürtçüler” diye yaz›l›-yordu. Böyle yazmas› do¤ald› biryerde. Çünkü, isyanlar›n bast›r›lma-s›ndan sonraki sessizlik, 16-17 y›lsonra alçak sesle de olsa k›r›lm›flt› ve

s›n›rl› da olsa, baz› dergiler ve çevre-lerde bir “Do¤u Davas›”ndan söze-dilmiflti.

49'lar Olay›'na giden süreçte, DPiktidar›yla gelen de¤iflikliklerin yan›s›ra ›rak’taki geliflmeler de önemlibir etkendi. Irak'ta 14 Temmuz1958'de General Kas›m Darbesi”yleCumhuriyet ilan edilmifl, KomünistParti, Kürdistan Demokrat Partisiaç›k faaliyete bafllam›fl ve SovyetlerBirli¤i'nde sürgünde bulunan Barza-ni, Irak'a geri dönmüfltü. Barzani’nin11 y›l aradan sonra dönüflü, bölgede-ki Kürtler'de büyük bir heyecan ya-ratt›.

DP iktidar›, bu heyecan›n Türki-ye Kürtler’inde de bir hareketlenme-ye neden olaca¤› düflüncesindeydi.Nitekim öyle de olmufltur.

Asl›nda özellikle Ankara ve ‹s-tanbul’da yüksek ö¤renim görenKürt ö¤renciler aras›nda henüz ma-yalanma halinde bir hareketlenmevard› zaten. Ço¤u ‹stanbul’da “Dicleve F›rat” Talebe Yurtlar›’nda kalanö¤renciler, 1950’ler boyunca çeflitlidergilerde “do¤u sorunu”nun halaçözülmemifl oldu¤unu dile getirenyaz›lar yay›nl›yor, Suriye ve Lüb-nan'da ç›kan 'Hawar' ve 'Roja Nu'dergilerini gizlice elden ele aktar›-yorlard›.

Dünya çap›nda yükselen sosyalve ulusal kurtulufl mücadeleleri Kürtö¤renciler aras›nda da sola ilgi vee¤ilimi artt›rm›fl, bir “Kürt ulusal ha-reketi”nden daha çok sözeder ol-mufllard›.

1958'e gelindi¤inde Kürt ö¤ren-cileri ve ayd›nlar› aras›nda ulusal so-runa ilgi gözle görülür oranda artma-ya bafllad›. Ayn› y›l ‹leri Yurt Gaze-tesi yay›nlanmaya bafllad›. Yazarlar›aras›nda ilk göze çarpan isim; MusaAnter'di.

O s›ralarda ülkede ise ekonomikbir kriz yaflanmaktayd›. DP iktidar›-n›n ilk dönemindeki “parlak gelifl-me” havas› geride kalm›fl, DP a¤›rla-flan kriz karfl›s›nda ABD'den yard›malmaya çabal›yordu. Yeni bir “yar-d›m” için hükümetin geçerli bir ne-den bulmas› gerekiyordu. ‹flte bunoktada DP hükümeti ABD'den yar-

38

16 Ekim 2005 / 22

Celal Bayar ve Adnan Menderes,1950-60 aras› Kürt halk›na karfl›

sindirme politikalar›n›nsürdürücüsü oldular. Bayar’›n

önüne ne zaman Kürtler’le ilgilibir konu gelse, onun söyledi¤i

tek bir fley vard›: Asal›m!

Page 39: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

d›m almak için asl›nda pek de olma-yan “Kürt hareketini” koz olarakkullanmaya karar verdi.

Emniyete, D›fliflleri’ne “Do¤u veGüneydo¤u'da Sovyetler yanl›s› birKürt devleti kurma yönünde çabala-r›n oldu¤u” yönünde istihbarat ra-porlar› haz›rlatt›r›ld›; tabii bunun ön-lenmesi için parasal deste¤e ihtiyaçvard›.

Ortada b›rak›n bir “Kürt devletikurma haz›rl›¤›”n›, örgütlü bir Kürtulusal hareketi bile yoktu. Sadecebelli çevrelerin yukar›da sözünü etti-¤imiz türden k›smi faaliyetleri söz-konusuydu. Ama DP diktatörlü¤üiçin bunun önemi yoktu.

Emniyet Baflmüfettiflli¤i taraf›n-dan haz›rlanan raporda “Elde yeterliinand›r›c› delil yoksa da, ani ve ba-flar›l› bir bask›nla, san›klar›n evle-rinde ve iflyerlerinde yeterli delillerbulunabilece¤i önerilmektedir.” de-niliyordu. Yani en iyi bildi¤i yöntemiflkence olan polis teflkilat›, o zamanda yine “san›ktan delile” ulaflmayöntemini izliyordu.

Sonuç olarak, bu rapor ve tutuk-lamalar, ABD'den gerekli yard›mla-r›n elde edilmesi için kan›t olarakkullan›lacakt›. Bu arada haz›rlananraporlarda geçen bir bölüm de sonderece dikkat çekiciydi:

“- Bu tutuklamalar ABD ve Ba-t›'ya bir 'komünist Kürt hareketi'olarak sunulmal›d›r,

- Türkiye genelinde ve Bat› Ana-dolu'da yaflayan vatandafllara bu tu-tuklamalar bölücü, “Kürtçü” kim-selerin ele geçirilifli olarak tan›t›lma-l›d›r,

- Do¤u Anadolu'lu yurttafllar›nve tutuklu ailelerinin tutuklananlarasempati duymamalar› için “Kürtçü”de¤il de “komünist” olduklar› flek-linde yans›t›lmas› yararl› olacakt›r.”(Naci Kutlay, 49'lar Dosyas›, sf:231)

49’lar operasyonuna iliflkin birbaflka rapor ise Musa Anter’in “Ha-t›ralar›m” adl› kitab›nda flöyle anla-t›l›r:

“Rapora göre yeniden yükselifltrendine geçen Kürt sorununa birçözüm olmak üzere 'bin Kürt ayd›n›

yokedilirse' sorun en az 30y›l geriletilmifl olacak’t›r. ...Bayar ve Sunay raporun ge-re¤inin yerine getirilmesiniistiyorlar. Ancak Devlet Ba-kan› ve D›fliflleri Bakanlar›'d›flar›da iyice güç durumadüfleriz, Cezayiri Kürdistan'atafl›m›fl oluruz' gerekçeleriylekarfl› ç›k›yorlar. Sonuçta, binkiflinin toptan ve birden öldü-rülme plan› ittifakla, 'elliflerellifler yok etme' plan›na dö-nüfltürülüyor. ‹flte bu çerçe-vede Ankara Kara KuvvetleriAskeri mahkemesinden ellitane ads›z tutuklama müzek-keresi ç›kar›larak Milli Em-niyet'e veriliyor.” (syf. 152)

‹flte bu tutuklama müzek-kerelerinin haz›rlanmas›yla,tutuklamalar da bafll›yor.Tam o günlerde, ‹leri YurtGazetesi'nde Musa Anter’in“K›m›l” isimli bir fliiri Kürtçe olarakyay›nlanm›flt›r. Bas›nda “Diyarba-k›r'da Kürtçe fliir yay›nland›” man-fletleriyle flovenizm körüklenirken,ortam haz›rlanm›fl oluyordu.

Anter eylül ay›nda tutukland›.Tutuklamalar daha sonra da sürdü.1959 Aral›k ay›n›n ortas›nda ise An-kara ve ‹stanbul’da 50 Kürt ö¤rencive ayd›n daha tutukland›. Dava dos-yas›ndaki san›klar›n say›s› 49’du;dava bu nedenle 49’lar olarak an›la-cakt› art›k... Tutuklananlar aras›nda,daha sonralar› Kürt milliyetçi hare-ketler içinde adlar› daha s›k duyula-cak olan Sait Elçi, Sait K›rm›z›top-rak, Naci Kutlay, Yaflar Kaya, MedetSerhat, Musa Anter, fierafettin Elçide vard›.

‹ddianamede öne sürülen suç;“Yabanc› Devletlerin müzahareti ileDevlet'in birli¤ini bozmaya ve Dev-let'in hakimiyeti alt›nda bulunantopraklardan bir k›sm›n› Devlet ‹da-resi'nden ay›rma¤a matuf fiil iflle-mek” idi.

Ortada herhangi bir belge, kan›tyoktu ama zaten karar› mahkeme ve-recek de¤ildi. Karar “yukar›dan” ve-rilecekti. Yukar›da ise flu tart›flmalarvard›: M‹T raporlar›nda 49’lar›n

as›lmas› gerekti¤i vurgulan›yordu.Cumhurbaflkan› Celal Bayar da bugörüflü destekliyor; “Asal›m ve ‹s-tanbul'da Taksim Meydan›’ndabir hafta salland›ral›m, benzerle-rine de ibret olur” diyordu. Mende-res de as›lmalar›ndan yanayd›. Yal-n›z D›fliflleri Bakan› Fatih RüfltüZorlu, özünde ayn› düflüncede ol-makla birlikte, Ermeni Sorunu, ve 6-7 Eylül talan› nedeniyle Türkiye'ningörünümünün sars›ld›¤›n›, bu afla-mada bir de bunlara Kürt meselesi-nin eklenmesinin Türkiye’yi “d›flar›-da” zora sokaca¤›n› söylüyordu.

Fakat dava DP iktidar› dönemin-de bitirilemedi. 27 May›s 1960 dar-besiyle DP iktidar› devrildi. Art›kDP’nin kendisi de “san›k” sandalye-sine oturacakt› ve tarihin garip cilve-sine bak›n ki, darbeciler taraf›ndanbaz› DP’li milletvekilleri “Kürt dev-leti kurmaya çal›flmakla” da suçlana-caklard›.

“49’lar davas›” befl y›l sonra, 24Eylül 1965’te bitti; baflta idam› iste-nenlerden bir k›sm›n›n beraatine, birk›sm›n›n ise 'bir sene dört ay a¤›r ha-pislerine' karar verildi... Ama “49’lardavalar›” hiç bitmeyecek, bunlar›23’ler, 55’ler izleyecekti...

39

16 Ekim 2005 / 22

49'lar tutuklandıktan sonra, hem sorguyeri, hem hapishane olarak kullanılan‹stanbul Harbiye'de hücrelere konuldular.Ankara Hukuk Fakültesi son s›n›f ö¤rencisiMardin'li Emin Batu, kaldı¤ı hücredehayatını kaybetti. Niye 50 kifliydi tutuklananlar? Çünkü ikti-dar onlar› “ellifler ellifler yoketme” karar›alm›flt›. Biri hücrede öldü, 49 kald›lar. 27 Mayıs'ta hapishanelerdeki politik tutuk-lular serbest bırakıldı; ama 49'lar hariçti... Daha sonra Ankara So¤ukkuyu AskeriCezaevi'ne götürüldüler.

Page 40: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Her duruflmas›, “zamanafl›m›na”yönelik oyalamalarla geçen BirtanAltunbafl Davas›’nda, uzun süredirilk kez bir “geliflme” yafland›. Amabu geliflme, Birtan’› katlettiklerialeni olan iflkencecilerin tutuklan-mas›, hakettikleri cezaya çarpt›r›l-malar› yönünde de¤ildi. ‹ki iflkence-ci mahkemeye verdikleri dilekçeile, Birtan’›n ölümünden sorumluolduklar›n›, di¤erlerinin suçsuz ol-duklar›n› söyleyerek yeni bir ma-nevra daha yapt›lar.

15 Y›l Sonra ‘Vicdan Azab›’ Duymufllar !!!

7 Ekim günü, Ankara 2. A¤›r Ce-za Mahkemesi'nde görülen davada,dört iflkenceciye iliflkin yine kararç›kmad›. San›klar Hasan Cavit Or-han ile ‹brahim Dedeo¤lu’nun kat›l-d›¤› duruflmaya gelmeyen ancak di-lekçe gönderen iki iflkenceci, dava-y› zaman afl›m›na kadar götürmekiçin yeni manevralara baflvurdular.

San›k polisler Süleyman Sinkilve Ahmet Bafltan, Denizli A¤›r Ce-za Mahkemesi arac›l›¤›yla gönder-dikleri dilekçede, “vicdan azab›duyduklar›n› ve Altunbafl'›n öldü-rülmesinden kendilerinin sorumluoldu¤unu” itiraf ettiler. ‹flkencecile-rin gösterdi¤i tan›klar ise, tam da‘fl›rac›n›n flahidi bozac›’ misaliydi.Sinkil ve Bafltan; bizzat iflkencelerekat›ld›¤› bilinen, dönemin DGMBaflsavc›s› Nuh Mete Yüksel, Em-niyet Müdürü Hasan Özdemir, Yar-d›mc›s› Ali Kalkan ve fiube MüdürüBurhan Tansu'nun tan›k olarak din-lenmesini isteyerek, davada yarg›la-nan di¤er san›k polislerin suçsuz ol-du¤unu belirtiyorlard› dilekçede.

‹flkencecilerin kendi aralar›ndakipazarl›klar, iflkenceyi bir politikaolarak sürdüren devletin, üzerini ör-temeyece¤i bir davada “iki kurban”verme yaklafl›m› vb. birçok fley söy-

lenebilir bu geliflmeye iliflkin. Amaas›l olarak, zamanafl›m› ile cezadankurtulma amac› de¤iflmemifltir vegerçekte bu yöndeki bir manevrad›r.15 y›ld›r bunun için neler yap›ld›¤›-n› herkes biliyor. Üstelik, dilekçeyiverenlerden biri halen “bulunama-yan san›k” durumunda.

15 y›ll›k inkar sonras› “vicdanazab›” ise, yalan›n kuyruklusu. Üs-telik, “suçsuz” dedikleri tim flefi ‹b-rahim Dedeo¤lu, önceki duruflma-larda “sorguda bulundu¤unu” bizzatkendisi söylemifltir.

‹flkencecilerin manevras›n› biryana b›rakm›fl olsak dahi, kendi ya-salar›na zerre kadar sayg›s› olan birmahkeme bu “itiraf” karfl›s›nda, heriki san›¤› da tutuklamakla kalmaz,di¤er san›klar› da tutuklard›. Ama,avukatlar›n bu yöndeki taleplerini“ortada tutuklamay› gerektirecekdurum yok” diye cevaplayan mah-

keme heyeti, iflkence-cilerin nas›l korundu-¤unu bir kez dahagözler önüne serdi.

Suç aç›kt›r: “‹fl-kenceyle adam öldür-

mek!” Böyle bir suçtan tu-tuklamayacaksa, ne zaman tutukla-yacak? ‹flkencenin bir devlet politi-kas› oldu¤u ve her iktidar dönemin-de sürdürüldü¤ü gerçe¤i gözard›edildi¤inde, bu geliflmeleri anlaya-bilmek elbette mümkün de¤ildir.

‘Birtan’›n Katilleri Cezaland›r›ls›n’

Her duruflmada oldu¤u gibi, Te-mel Haklar üyeleri, yine mahkemeönündeydiler. 10 Kas›m 2005 saat11.30'a ertelenen duruflman›n ç›k›-fl›nda bir aç›klama yapan AnkaraTemel Haklar üyeleri, Birtan’›n kat-ledilmesinden bu yana iflkence, in-faz politikalar›n›n aral›ks›z sürdü-¤ünü hat›rlatt›lar. Aç›klamay› yapanNazl›gül Aktafl flöyle konufltu: “Hermahkeme ç›k›fl›nda hayk›rd›k; ‘Bir-tan'›n katilleri AB, ABD ve onlar›niflbirlikçisi iktidarlard›r’. Ve hayk›r-maya devam edece¤iz, ta ki as›l so-rumlular yarg›lan›p, cezaland›r›la-na kadar.”

Aç›klamada, “Birtan Altun-bafl’›n Katilleri Cezaland›r›ls›n”pankart› aç›l›rken, sloganlar ve dö-vizlerle Birtan’›n mücadelede yafla-d›¤› hayk›r›ld›.

15 Y›l ‹çinde ‹flkencecileri Aklamak ‹çin Yap›lmayan Hiçbir fiey Kalmad›

Hacettepe Üniversitesi ö¤rencisiBirtan Altunbafl bir DEV-GENÇ’liydi. Ba¤›ms›zl›ktan, de-mokrasiden, sosyalizmden yanayd›.Bunun için mücadele eden binlercegencimizden biriydi. 9 Ocak 1991tarihinde Beytepe Kampüsü önündegözalt›na al›nmas› da bu yüzünden-di. Bir iflkencecinin cezaland›r›lma-s› eylemi, komplo kurularak üzeriney›k›lmak istendi. Direndi, boyune¤medi iflkencecilere ve bir hafta

40

16 Ekim 2005 / 22

Birtan Altunbafl Davas›nda ‹flkencecilerin Manevras›

‹flkence Devlet Politikas›d›r

Birtan Altunbafl’›n DEV-GENÇ’li oldu¤u için iflken-cede katledilmesi ve 15y›ld›r süren dava, Türki-

ye’de iflkencenin bir devletpolitikas› oldu¤unu dolay-

s›z olarak anlat›r

Page 41: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

sonra katledildi. Aradan geçen 15y›l, bu dava nezdinde, devletin ifl-kenceye, iflkencecilere sahip ç›kma-s›n›n say›s›z örne¤ini sundu.

Adli T›p’›n ilk otopsi raporunda“eceliyle” öldü¤ü yaz›l›yd›. Gözal-t›nda yo¤un iflkencede oldu¤ununtan›klar› vard› oysa ve ilerleyen sü-reçte bu gerçek belgelenecekti.

1991’de Ankara CumhuriyetSavc›l›¤› iflkenceciler hakk›nda so-ruflturma bafllatt›. Ancak mahkemedavay›, “san›klar›n memur olmas›”nedeniyle reddetti. Dosya Ankara ‹l‹dare Kurulu’na gönderildi. Dava-n›n nas›l yürütülece¤i konusundabilinçli olarak ç›kar›lan anlaflmazl›ksonucu, dosya Yarg›tay’a gönderil-di. Tam 8 y›l Yarg›tay’›n tozlu rafla-r›nda bekletilerek, iflkencecileri ‘za-man afl›m›’ yoluyla aklama politika-s› bafllat›ld›. 8 y›l sonra bafllayan ilkduruflmada, 10 iflkenceci san›ktansadece birisi mahkemeye kat›lm›flt›.Di¤erleri ya “görevlerinin bafl›nda”ya da “emekli” olmufllard›.

Duruflmalara kat›lmama ve “sa-n›klar›n bulunamamas›” oyunu son-raki y›llarda da sürdü. San›klar dev-letin memuruydu, emekli olanlar›ise maafllar›n› yine bu devletten al›-yor, adresleri belli “insanlar”d›.Ama “koskoca devlet” onlar› “bula-m›yordu”. Mahkeme de, bu politi-kan›n parças› olarak, her seferinde“yeniden müzekkere yaz›lmas›na”kararlar› verdi, iflkencecileri tutuk-lamad›.

‹flkenceciler devlet taraf›ndankorunacaklar›n›, “ellerinin so¤utul-mayaca¤›n›” çok iyi biliyorlard›. ‹fl-kencelerin ‘Grup Amiri” ‹brahimDedeo¤lu bu güvenle, MHP Kara-man Milletvekili aday› olacakt›. fia-di Çayl› ise, terfi ettirilen iflkenceci-lerden biri olarak Siirt Özel TimHarekât Baflkanvekilli¤i'ne kadaryükseldi. ‹flkencede ölümün as›l so-rumlular›; dönemin hükümeti, ‹çifl-leri Bakan›, emniyet müdürü hak-k›nda ise hiçbir ifllem yap›lmad›.

Ankara 2. A¤›r Ceza Mahkeme-si’nde görülmeye bafllanan dava,Temmuz 2001’de sonuçland›. “Po-lislerin Birtan’› iflkencede katletti-

¤i” resmileflti. Gerekçeli karardaflöyle deniliyordu: “Maktul Bir-tan'›n sorgulama timinin amiri olansan›k Dedeo¤lu'nun emriyle neza-rethaneden al›n›p sorgu odas›nagötürülerek san›klar ‹brahim Dede-o¤lu, fiadi Çayl›, Ahmet Tafltan, H.Cavit Orhan ve Süleyman Sinkil ta-raf›ndan sorguland›klar› ve sorgu-lama s›ras›nda suçu itiraf ettirmekamac›yla öldürme kast› tafl›maks›-z›n cebir ve fliddette bulunduklar›...toplanan delillerden anlafl›lm›flt›r.”

Ceza ise, buna benzer, tümüyleaklama durumu olmayan iflkence-infaz davalar›ndaki gibi göstermelikve mümkün olan en alt s›n›rdand›.Ceza 10’ar y›l olmas›na karfl›n,mahkemelere bile gelmeyen, aç›kçaadaleti oyalayan, aldatan san›klar›n“iyi hal” indirimleri ile, cezalar› 4y›l 5'er ay 10'ar güne düflürüldü.

Devlet ad›na adam öldürmenincezas› bu kadard›. Öldürene kadaryap›lan iflkencenin ad› “kas›t tafl›-mamak”, 13 y›l mahkemeden kaç-man›n karfl›l›¤› ise “iyi hal” olmufl-tu. Katiller tutuklanmad›lar, 5 polisberaat ettirilirken, “ceza verilen” 5polisten ikisi ise (Naip K›l›ç ve Ah-met Bafltan) hala “bulunamam›fl”t›.Dosyalar› ayr›lan bu iki san›k hak-k›nda da 10 Eylül 2004’te karar ve-rildi. Naip K›l›ç beraat ettirilirken,duruflmalara hiç kat›lmayan AhmetBafltan da “iyi hal” indirimlerindenyararlanarak, di¤er iflkencecilerleayn› “cezaya” çarpt›r›ld›.

“San›klar›n bulunamamas›” budava ile özdeflleflen pervas›zca vehalkla alay edercesine süren biroyun haline gelmiflti. Örne¤in; ifl-kenceciler hakk›nda 2000’de g›yabitutuklama karar› verildi. Y›llard›rbulunamad›¤› söylenen Naip K›l›ç,Aral›k 2002'de baflka bir suçtan gö-zalt›na al›nd› ve serbest b›rak›ld›.Üstelik “bulunamad›¤›” söylenenadresindeydi, gözalt›na al›nd›¤› hal-de, Altunbafl davas› ile ilgili tutukla-ma karar› uygulanmad›. AhmetBafltan’›n 2000 y›l›nda Sincan'dakiadresine yap›lan tebligata, ‘Tatileç›km›fl, evde yok’ cevab› verilirken,bir süre sonra ayn› adrese yap›lan

41

16 Ekim 2005 / 22

‹brahim DDedeo¤lu,Birtan kkatledildi¤in-de, iiflkence ttimininflefiydi. AABD’de‘sorgu tteknikleri’e¤itimi aalan DDede-o¤lu, bbakan ddan›fl-manl›¤›yla öödüllen-dirildi. MManyeto iile‘devlete hhizmet eedi-yordu’, ‘‘eli ççantal›bürokrat’ oolarak ddaayn› iifli ssürdürdü.

‹çiflleri BBakan› AAb-dülkadir AAksu, BBirtankatledildi¤inde dde‹çiflleri BBakan›’yd›. AAn-kara DDAL vve bbütün iifl-kencehanelerde yya-flananlar, OO’nun sso-rumlulu¤undayd›.Kamuoyu bbask›s› iileBirtan’› iiflkencedekatledenler hhakk›n-da bbir ddava aaç›lm›flolmas›na kkarfl›n, aas›lsiyasi ssorumlulardanbiri oolan AAksu hhak-k›nda hhiçbir iifllem yyap›lmad›.Sonraki yy›llarda, mmahkeme ssüre-cinde dde, iiflkencecilerin kkorun-mas›nda ssorumluluk ssahibidir.Emekli mmaafl› ddahi aalan iiflkence-cilerin ‘‘adresini bbulamad›k’ ddiyenpolis, bbunu AAksu’nun bbilgisi dd›-fl›nda yyapm›yordu eelbette. VVehalen iiflkencecileri kkorumaya dde-vam eediyor.

Page 42: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

tebligata, ‘bu adreste tan›nm›yor’cevab› verildi.

Davay› uzatma sürecinde Yarg›-tay da üzerine düfleni yapt›. Yarg›-tay’a gönderilen dosyada, mahke-menin Dedeo¤lu, Çayl›, Orhan veSinkil hakk›ndaki karar›nda, indi-rim uygulad›¤› maddenin uygulana-mayaca¤›n› belirterek, dava bozul-du. Ve dava yeniden Ankara 2.ACM’de görülmeye baflland›.

Yarg›tay’›n 9 Aral›k 2004 tari-hinde aç›klad›¤› karar gerekçesindeözetle polislerin, Birtan’› tam “alt›gün boyunca dövdükleri” söyleni-yordu. Davan›n bafl›ndan itibaren,“kafas›n› vurdu, bay›ld› düfltü, açl›kgrevi yapt› öldü..” gibi yalanlar uy-duran iflkenceciler de, “iflkence yap-mad›klar›n›” kan›tlamak için yap-t›klar› savunmalarda, asl›nda iflken-ceyi itiraf etmifllerdi. Örne¤in, Ah-met Bafltan flu aç›klamay› yapm›flt›:

“O dönemlerde gözalt›na al›-nanlar› uykusuz b›rakarak, ayak-ta b›rakarak, yorma yöntemi kul-lanarak suçunu söylemelerini is-terdik. O flubede ar›za b›rakacakflekilde sorgulama yöntemi kulla-n›lmazd›. Bunun kullan›lmas› dakesinlikle istenilmezdi. Tazyiklisu verme, ask›ya asma yöntemle-rini kullanmazd›k."

Mahkeme bu itiraflara ra¤men“bu talimat› veren kimdi?” diye sor-mad›. Çünkü, as›l sorumlular ortayaç›kacak, iflkencenin en tepeden sü-ren bir politika oldu¤u görülecekti.

Emperyalizmin ‘‹nsan Haklar›’ fiovu

Y›llard›r süren dava, Amerika veAvrupa’n›n bu davay› kullanarak,“iflkence karfl›tl›¤›” flovu nedeniyle,hiç gündeminde olmayan kesimle-

rin de gündemine girdi. ABD D›flifl-leri Bakanl›¤› taraf›ndan haz›rlananrapor, fiubat 2004’te kamuoyunayans›d›. D›fliflleri Bakan› AbdullahGül’den Adalet Bakan› Cemil Çi-çek’e, AB’ci köfle yazarlar›ndan,çeflitli “insan haklar› kurulufllar›”nakadar, iflkenceye nas›l karfl› olduk-lar› beyanlar› veriliyor, iflkencecile-rin cezaland›r›lmas› isteniyordu.

Devrimciler, bu geliflmeyi, ifl-kencecilerin cezaland›r›lmas› içinbir bask› unsuru, bir avantaj olarakgörmediler. Aksine oynanmak iste-nen bu oyunu, yapt›klar› aç›klama-lar, mahkeme önünde açt›klar› pan-kartlarla, avukatlar›n mahkemedeokuduklar› savunmalarla deflifre et-tiler. Örne¤in; 28 fiubat 2004 tarihliDevrimci Halk Kurtulufl Cephesiaç›klamas›nda, “Amerika ve oligar-fli, katliamc›l›klar›n› gizlemek içinBirtan’lar› kullanamaz!” deniliyorve Amerika’n›n yerinin san›k san-dalyesi oldu¤u belirtiliyordu.

‹flkececilerin hamileri ise, tambir piflkinlik içinde, adeta 13 y›ld›rsüren bu davadan habersiz gibi dav-ranmay› tercih ediyorlard›. Örne¤inbu ülkenin Adalet Bakan› Çiçek, sa-¤›r sultan›n duydu¤u davada, “po-lislerin yakalanamad›¤›n› gazete-lerden ö¤rendini” söylüyordu. Da-va ile ABD ve AB’nin sahte ilgisini,emperyalizmin propagandas› ama-c›yla kullanan kimi AB’ci ahmakyazarlar ise, “Küreselleflme ve ABsürecinin laf de¤il, hukukun üstün-lü¤ünün kuvveden fiile geçti¤i biryaflam tarz›...” oldu¤u, yalan propa-

gandas›na güç veriyordu. (MehmetAltan, Sabah, 1 Mart 2004)

Birtan’›n katili Oligarfli ve Emperyalizmdir

1991’den bu yana, “liberalindensosyal demokrat›na, islamc›s›ndanmilliyetçisine” iktidarlar de¤iflti,‹çiflleri ve Adalet Bakanlar›, davayabakan mahkeme heyeti de¤iflti, sah-te insan haklar› savunuculu¤u ya-panlar sahneye ç›k›p indiler, iflken-ceciler iflkenceciliklerini emekliolana kadar sürdürdüler. De¤iflme-yen tek fley, iflkencecileri korumapolitikas› ve bu yönde kullan›lanyöntemler oldu.

Birtan Altunbafl’›n bir devrimci,bir DEV-GENÇ’li oldu¤u için kat-ledildi¤i gerçe¤i hep gizlendi. Çün-kü, o zaman ne emperyalizmin nede hükümetlerin, AB’cilerin flovyapmas› mümkün olmazd›.

Bu dava tüm yönleriyle, hukukkitaplar›na geçecek bir davad›r.Bir devlet iflkencecisini kurtarmakiçin nas›l ç›rp›n›r; kendi hukukunundahi ›rz›na nas›l geçer; hukuk nas›lyokedilir; suç nas›l cezas›z b›rak›l›r;devlet tüm dünyayla alay edercesi-ne kendi memurunun adresini bil-medi¤ini, bulamad›¤›n› söyleyereknas›l iflkencenin politikas› oldu¤unuitiraf eder; dünyay› kana bulayan veBirtan’›n katledilmesinde do¤rudansorumlu olan emperyalizm nas›l de-mokrasi flovu yapar ve daha onlarcayönüyle hukuk fakültelerinde örnekolarak okutulmal›d›r.

42

16 Ekim 2005 / 22

7 EEkim 22005

“Türkiye'de fiok Edici ‹flkence Var”Bu sözler Türkiye'yi ziyaret eden Avrupa Parlementosu'ndan (AP) he-

yet içinde yeralan ‹ngiliz ‹flçi Partisi Milletvekili Richard Howitt'e ait. Ho-witt, ‹ngiliz Gazetesi Guardian'a yapt›¤› aç›klamalarda, Türk askerinin Gü-neydo¤u’da "kulak kesip, göz ç›kard›¤›n›, flok edici iflkence ve cinayetler-le karfl›laflt›klar›n›" belirtti. D›fliflleri Bakanl›¤› bu aç›klamay› yalanlar-ken, sadece son aylarda bas›na yans›yan, katlettikleri gerillalar›n cesetleri-ne uygulanan vahfleti, gözalt›nda süren iflkenceleri, sokak ortas›ndaki in-fazlar›, gösterilere silahl› müdahaleleri “yoksayd›.”

Howitt gerçe¤i ifade ediyor ama bu vahfletin, iflkencelerin uygulanma-s›nda Avrupa’n›n sorumlu¤unu, AB raporlar›yla AKP iktidar› ve faflist dü-zenin nas›l aklanmak istendi¤ini de sorgulamal›d›r.

Page 43: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

1 Nisan komplo davas›na ‹stan-bul 12. ACM'de 7 Ekim günü de-vam edildi.

Hat›rlanaca¤› gibi, 1 Nisan2004'te Avrupa ve Türkiye'de yasalkurumlar bas›lm›fl, çal›flanlar› tu-tuklanm›fl ve sahte belgelerle onlar-ca insana cezalar istenmiflti. Kamu-oyuna “uluslararas› DHKP-C ope-rasyonu” olarak lanse edilen ope-rasyonlar›n Türkiye polisininkomplolar› üzerine oturdu¤u, bizzatpolis taraf›ndan haz›rlanan kimi dö-kümanlar›n “örgüt yaz›flmas›, kan›t”diye sunuldu¤u kan›tlanm›flt›. “Dis-kette ad›n ç›kt›” denilerek çeflitlikentlerde yap›lan operasyonlarda dabu hukuksuzluk sürdürülürken,“bunlar›n belge olamayaca¤›, iste-yenin internetten rahatça bulabile-ce¤i” vb. bizzat bu illerdeki mahke-meler taraf›ndan ifade edilmifl, bukapsamda çok say›da tutuklu tahli-ye edilmiflti.

Tüm bu geliflmelere karfl›n, ‹s-tanbul DGM (ACM), komplo dava-s›n› sürdürmekte, komplonun çökü-flünün üzerini örtmeye çal›flmakta-d›r. Mahkeme heyetinin de aç›kçagördü¤ü sahte belgelere karfl›n bu›srar›n› da anl›yoruz. Çünkü, komp-lonun çöküflünü kabul ettiklerindealt›nda hem iktidar, polis, hem dekendileri kalacak, “o zaman nedentutuklad›n›z” sorusu sorulacak,

komplocu polisler ve ‹çiflleri Ba-kanl›¤› aç›kça “iftira, komploculuk,sahte belge düzenlemek” gibi suç-larla karfl› karfl›ya kalacaklard›r.

7 Ekim günü devam eden durufl-mada da mahkeme heyeti, bu kayg›-larla 6 kiflinin tutukluluk hallerinindevam›na karar verdi.

Sahte Belgeler Bir De ‘Dijital Ekran’da Gösterildi

Dava için çeflitli hapishaneler-den getirilen tutsaklar, ring araçla-r›ndan “Yaflas›n Ölüm Orucu Dire-niflimiz" sloganlar›yla indiler. Mah-keme önünde destek için toplanan150 kifli alk›fllar ve z›lg›tlarla tut-saklar› selamlad›. Mahkeme salonu-na giriflte, tutuksuz yarg›lananlarabile girmekte zorluk ç›kar›l›rken,yak›nlar›n›n bir k›sm› ise; salon do-lu gerekçesiyle içeri al›nmad›.

fiadi Özbolat, Gülizar Kesici,Zeliha Koyup›nar, Metin Yavuz, M.Ali Kaya, Mehmet Yayla, Ali Ulu-da¤ ve Perihan Demirk›ran ile avu-katlar›n›n haz›r bulundu¤u durufl-mada, Av. Selçuk Koza¤açl›; mü-vekkillerini, dizüstü bilgisayar, pro-jeksiyon makinesi arac›l›¤›yla sine-vizyon görüntüsüyle savundu. Da-van›n bafl›ndan bu yana anlat›lansahte belgeleri bir kez de ‘dijital ek-randa’ ortaya koyan Koza¤açl›’n›n

s a v u n m a s ›s › r a s › n d a ,dosyada ace-mi sahteci-likleri gös-termesi sa-londa gülüfl-melere ne-den oldu. 3saat sürenm a h k e m esonucunda

tutuklu bulunanlardan M.Ali Kayave Ali Uluda¤ serbest b›rak›l›rken;kalan 6 kiflinin tutuklulu¤unun de-vam› yönünde karar verildi. Karar,tutsak yak›nlar› taraf›ndan "Ne ‹sti-yoruz Adalet, Yaflas›n Halk›n Ada-leti" slogan›yla protesto edildi.

‘Komplocular› Yarg›lay›n!’

Mahkeme öncesinde Haklar veÖzgürlükler Cephesi taraf›ndan biraç›klama yap›ld›. HÖC ad›na aç›k-lamay› yapan Ebru Benek, sahtebelgeleri hat›rlatarak tüm iddialar›ntamamen çöktü¤ünü kaydetti.

1 Nisan operasyonlar›n›n Avrupaemperyalistleri ve iflbirlikçi AKP ik-tidar› taraf›ndan ç›karlar› temelindegerçekleflti¤inin alt›n› çizen Benek,flunlar› söyledi:

“1 Nisan komplosu ile devrimci-ler hedef seçilerek ülkemizde, hak-lar ve özgürlükler mücadelesi yokedilmek, mücadele yürütenler sus-turulmak istenmifltir.

1 Nisan komplo davas› AKP'ninve AB'nin devrimcilere olan düfl-manl›¤›n› ayyuka ç›kard›¤› gibi, buülkenin savc›lar›n›n, hakimlerinin,mahkemelerinin de aynas› olmufltur.Bu ülkede hak, hukuk, adaletin kim-lere emanet edildi¤ini bir kez dahagöstermifltir.

Komploculuk ve sahtecilik, buülke ve dünya gerçeklerini canlar›pahas›na, F-tipi tehditlerine, infaz-lara, katliamlara ra¤men anlatandevrimciler karfl›s›nda aciz kalanla-r›n iflidir. Ve komplocular› aklayan,onlar› bilerek yarg›lamayanlar daen az onlar kadar acizdir. 1 Nisandavas› art›k bu acizli¤in davas›d›r.

Unutmay›n ki; gerçekleri çarp›-tabilir, aklayabilirsiniz; ama tarihönünde bunun sorumlulu¤undankurtulamazs›n›z. Aciz de¤ilseniz bi-zi de¤il komplocular› yarg›lay›n!”

fiair Ruhan Mavruk'un da bulun-du¤u 150 kiflinin kat›ld›¤› aç›klama-da; “Sahte Belgelerle TutuklananlarSerbest B›rak›ls›n” pankart› aç›l›r-ken, “Adalet ‹stiyoruz, Komplolar›Bofla Ç›kard›k Ç›karaca¤›z" slogan-lar› at›ld›.

43

16 Ekim 2005 / 22

1 Nisan Komplo Davas›Komplo Çöktü, Mahkeme ‘Can Simidi’ Olmaya Çal›fl›yor

Page 44: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Bal›kesir'in Manyas ilçesine ba¤-l› K›z›ksa beldesinde hindilerde top-lu ölüme yolaçan hastal›¤›n, tavukvebas› ya da kufl gribi (Avian influ-enza) ad›yla bilinen, insanlar için deöldürücü hastal›k oldu¤u anlafl›ld›.Bölge karantinaya al›n›rken, kümeshayvanlar› itlaf edildi.

Tavuklar›n çuvallar içinde, ço-cuklar dahil halk›n gözü önünde bel-de meydan›nda itlaf edilmesi ve bel-de çöplü¤ünde aç›lan çukurlara gö-mülmesi, bu ifllemin gözden uzak birbölgede yap›labilece¤ini belirtenhalk›n tepkisine neden oldu.

Kufl gribi ilk kez 1961'de GüneyAfrika'da ortaya ç›kt›. 1997'de HongKong'da 6 insan›n can›n› ald›. Soniki y›ld›r Asya’da 60 insan öldü. Vi-rüs ilk olarak hasta hayvanlar arac›-l›¤› ile bulafl›yor. Mutasyona u¤raya-rak insandan insana bulaflabilir halegelmesi ise tüm dünyaya yay›labile-cek bir felaket olarak de¤erlendirili-yor. Hayvandan virüsü kapan kiflininsolunum yoluyla baflka insanlara ge-çirmesiyle salg›na dönüflebilir. Kuflgribine karfl› gelifltirilmifl etken birafl› yok.

Önlem için komik bütçe

Konuya iliflkin bir aç›klama ya-pan Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i Bafl-kan› ‹brahim Yetkin, sorunun hasta-l›klarla mücadeleye ayr›lan bütçeninyetersizli¤inden kaynakland›¤›n› ifa-de etti. Yetkin, Türkiye'de 42 milyonbüyük ve küçükbafl hayvan oldu¤u-nu hat›rlatarak, hükümetin hayvanhastal›klar›yla ilgili bütçesinin 10trilyon oldu¤unu, 7 trilyon lira da

AB'den geldi¤ini belirtti ve “42 mil-yon hayvan için 17 trilyon liral›kbütçe var. Bu hükümet, hayvan bafl›-na 400 bin liral›k bütçe ile hayvansa¤l›¤› mücadelesi yap›yor. Son dö-nemlerde eleman deste¤i kalmad›.Manisa Tavukçuluk Araflt›rma ve Afl›Üretim Merkezi 2005 y›l›nda kapa-

t›ld›” dedi.

De¤iflmeyen zihniyet

Kufl gribi nedeniyle AB, Türki-ye’den beyaz et ithalat›n› durdurur-ken, genel olarak da tüketim gerile-di. Bu geliflme karfl›s›nda Tar›m veKöyiflleri Bakan› Mehdi Eker’inaç›klamas› flu oldu:

“Olay› bas›n abart›yor. Beyazet sektörüne zarar verildi.”

Elbette bu zihniyet önlem almaz,halk›n sa¤l›¤›n› düflünmez, kâr, eko-nomi her fleyin üzerindedir. TayyipErdo¤an’›n kutsad›¤› ve elefltirilme-sine tahammül edemedi¤i kapitaliz-min kural›d›r bu. Hormonlu yiyecek-ler, çevrenin tahribi hep bu zihniye-tin ürünüdür. AKP’li bakanlar ise buzihniyeti çarp›k kapitalizm usülü,kaba bir flekilde yans›tmaktad›r. Ba-kan Eker’in, “ben de yiyorum”aç›klamas› tam da böyledir. T›pk›,ANAP’l› Bakan Cahit Aral’›n TV’de“bak›n ben çay içiyorum, bir fleyolmuyor” diyerek radyasyonlu çay-lar› imha etmemek için halka içirdi-¤i ve radyasyon kaynakl› ölümlereyolaçt›¤› gibi.

Tutal›m ki, bakan›n söyledi¤i gi-bi, “uygun koflullarda kesilen ve pi-flirilen kümes hayvanlar› yenebilir”olsun. Haydi, milletvekillerinin k›y-metli canlar› korunsun diye TBMMlokantas›ndan beyaz et ürünlerininç›kar›lmas›n› da bir yana b›rakal›m.Bu aç›klamalar kimseyi inand›rm›-yorsa; bunda iktidar›n halk›n sa¤l›¤›-na de¤er vermedi¤inin bilinmesi, neöncesinde ne de sonras›nda hiçbirbilimsel önlem almad›¤›n›n görülü-

yor olmas›ndand›r. Elbette halk› iknaedemezler çünkü, ‘kâr herfley insansadece pazar için üretilen mallar›ntüketicisi’ anlay›fl›n› temsil ediyor-lar. Bu yüzden önce “beyaz et sektö-rü” düflünülüyor. Bu yüzden konuyailiflkin araflt›rmalara, önlem alacakkurumlara ödenekler ayr›lm›yor yada la¤vediliyor, yük görülüyor. Buyüzden; depremlerde, sellerde, yan-g›nlarda, ifl cinayetlerinde hep bizölüyoruz. Burada bir yönetim anla-y›fl›, bir zihniyet vard›r ve as›l tehli-keli olan da bu anlay›flt›r. Bu sistem-de, halk›n ihtiyaçlar›, sa¤l›¤›, gelece-¤i üzerine oturmufl hiçbir mekaniz-ma yoktur, herfley sermayenin ihti-yaçlar›na göre flekillendirilmifltir. Bugerçe¤i, meclisin bütün faaliyetininsermayenin ihtiyac› olan yasalar› ç›-karmas›nda da görebilirsiniz.

Burjuva medya K›z›ksa’da hal-k›n cehaletinden, itlaf edilmesi gere-ken hayvanlar› saklamas›ndansözediyor, hükümet de ayn› flekildebu durumu dile getiriyor. Suçlu halkyani! Cehalet, do¤rudur! Peki cahilb›rakan kim? Cahil halk› yönetme-nin kolay olaca¤›ndan hareketle on-y›llard›r bu yönde bilinçli bir politi-ka izleyen, kitlelerin beyinlerini hu-rafelerle dolduran, hesap sorma, sor-gulama bilincinin geliflmemesi içinher türlü bask›y› uygulayan kim? Busorular›n cevaplar› atland›¤›nda,“cahil halk” diyerek iflin içinden ç›k-mak kolayd›r.

Kimse falanca kapitalist ülkedenas›l önlemler al›nd›¤› masal›n› daanlatmas›n çünkü insan sa¤l›¤›n› hi-çe sayan, b›rak›n bir ülkenin halk›n›tüm dünyan›n gelece¤ini yokeden,do¤an›n dengesini altüst eden kapi-talizmin kendisidir.

Sorun bir hastal›¤›n, “felaketin”ortaya ç›kmas› de¤il; bu ülkeyi yö-netenlerin bu tür durumlara karfl› öntedbirler konusunda ne yapt›¤›, hal-k›n sa¤l›¤›na ne düzeyde önem ver-di¤i, sorun ortaya ç›kt›¤›nda öncelik-li olarak halk› düflünüp düflünmedi-¤idir. Bunlar› da bu düzende göre-mezsiniz. Sadece, sermayenin de¤ilhalk›n ihtiyaçlar›n› esas alan bir sis-temde bunlar mümkündür.

44

16 Ekim 2005 / 22

Tehlikeli Olan Kufl Gribi Mi, Halk› Düflünmeyen Yönetim Anlay›fl› M›?

Page 45: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

8 Ekim sabah›, Pakistan’› 7.6fliddetinde bir deprem vurdu. fiuan belirtilen rakamlara göre ço¤uçocuk olmak üzere, 40 bine yak›ninsan hayat›n› kaybetti. En çokcan kayb› Keflmir’de yaflan›rken,Hindistan ve Afganistan’›n s›n›rbölgelerinde de etkili olan deprem,o bölgelerde de yüzlerce insan›nölümüne yolaçt›.

Deprem sonras› manzara, tümyeni-sömürgelerde görülen tür-d e n d i ; d e p r e mbölgesinde en çoktahrip olan bina-lar, “kamu binala-r›”yd› ve onlar›niçinde okullar vehastaneler de var-d›. 10, 20 binadande¤il, binlerce okul ve1000’e yak›n hastanedensözediyoruz; hepsi yerle biroldu. Yani halk›n üzerineçöken, “çürümüfl, soygun-cu” bir devletti.

Okullar›n çürüklü¤ü ka-y›plar›n say›s›n› art›r›rken,hastanelerin büyük bölümü-nün y›k›lmas› da, depremsonras› çal›flmalar› iyicegüçlefltirdi.

2,5 milyon insan evsizkald›. Ve yine aradan günlergeçmifl olmas›na karfl›n, b›-rak›n hepsini, birkaç yüz bi-ni bile çad›rlara yerlefltirile-medi. 2,5 milyon yafll›, ço-luk-çocuk, günlerdir gecelerin so¤u-¤unda aç›kta. Depremin üzerindengünler geçmesine ra¤men, kurtarmaçalıflmalarının yavafllı¤ında ve yar-dımların düzensiz da¤ıtılmasında de-¤iflen bir fley yoktu. Çünkü Pakis-tan devleti, “halk için” de¤il, “hal-ka karfl›” örgütlenmifl bir devletti..

Pakistan, dünyada nükleer silahsahibi olan az say›da ülkeden biridirve ayn› Pakistan; dünyada, halk› enbüyük sefalet içinde yüzen ülkelerin-den de biridir.

Pakistan’›n “nükleer silah›” var.Aferin. Pakistan’› yönetenler, flimdienkaz›n yan›na o nükleer silahlar›koyup seyrine baks›nlar. Nükleer si-

lah› var ama ambulans› yok, kurtar-ma ekipleri, araç gereçleri yok. Hal-k›n›n bafl›n›n üstüne çekecek çad›rbezi bile yok. Yok, yok, yok. Bir teknükleer silah› ve halka karfl› kullana-cak bombalar› var...

Birçok yerde, kurtarma çal›flma-lar›, hiçbir teknik donan›m ve teknikekip olmaks›z›n sadece insan gücüy-le gerçeklefltiriliyor. Ve düflünün ki,

koflullar bu oldu¤u halde, Pakistanyönetimi, günlerce “uluslararas› yar-d›m” ça¤r›s› yapmad›. Niye? Emper-yalizmle her türlü afla¤›l›k iflbirli¤iniyaparken “ulusal gurur”un “u”sunubile akl›na getirmeyenler, böyle du-rumlarda “büyük devlet” hamasetiy-le acizliklerini, devletlerinin güçsüz-lü¤ünü kendi halklar›ndan gizleme-ye çal›fl›yorlar... Bugün 40 bin olarakaç›klad›klar› ölü say›s›n› da, yar›n 15bine indirebilirler. Ecevit iktidar› da17 A¤ustos Marmara Depremi’ndeayn›s›n› yapmad› m›? Maksat, “dev-let güçsüz görünmesin”! Faflist kafaiçin halk›n bir de¤eri yoktur. Ve bu-nun en aç›k kan›t› da iflte, halk›n

afetlerde böyle ölüme mahkum edil-mesidir.

fiimdi bütün bunlardan sonra ka-rar› siz verin; Pakistan halk›n› öldü-ren deprem mi, yoksa faflist diktatör-lük mü?

***

Yan›bafl›m›zda yaflanan bu büyükafet karfl›s›nda, ülkemiz medyas›nda

sergilenen çi¤li¤e de birkaç sa-t›rla de¤inmeliyiz. Halka de¤er

vermeyen ayn›faflist kafa vard›bu medyan›n ba-fl›nda da. Bu ne-denle ilk bafltaP a k i s t a n ’ d a k idepremi önemse-medi, ola¤an ya-y›n ak›fl›na de-

vam etti. Sonras›nda isePakistan halk›n›n ac›s›n›hissetmeyen, paylaflmayantam bir çi¤lik örne¤i verdi.Onlar›n iki derdi vard› sa-dece; birincisi Türkiye pro-pagandas› yapmak, ikincisi,o deprem bizi de vurur musorusuna cevap bulmak.Televizyon, gazete haberle-ri hep bu ikisi üzerineydi.

Türkiye flu kadar cankurtarm›fl, bu kadar çuvalyiyecek göndermifl, ilk yar-d›ma koflan Türkiye’ymifl...Oysa kulaklar›m›zda halaMarmara Depremi’ndegünlerce yank›lanan “ner-

de bu devlet” sesleri var. Ve yar›nbir deprem oldu¤unda ayn› sesleriyine duyaca¤›m›z da çok aç›k.

***

Ayn› günlerde bir baflka afet deGuatemala'da yafland›. Stan Kasır-gası’nda yaflamını yitirenlerin sayısı2 bini aflt›. 98 bin kifli evsiz kald›.Ölümler esas olarak kas›rgan›n yolaçtı¤ı toprak kayması ve seller sonu-cu gerçekleflti ve tabii yoksul köy vekasabalar› vurdu. Panajab ve Tzanc-haj adl› kasabalar toprak kaymas› so-nucu hemen hemen tamamen toprakalt›nda kal›rken, bir yetkili, bu ikikasabanın toplu mezar ilan edilme-sini istedi...

Pakistan’da Deprem: 40 bin ölü!

Depremin vurdu¤u Pakistan ve Hindistanhalklar›na ve binlerce insan› toprak alt›nda

kalan Guatemala halk›na baflsa¤l›¤› diliyoruz!

deprem de¤il, yoksulluk ve faflist diktatörlük vurdu

Page 46: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

46

16 Ekim 2005 / 22

Sakal-› fierif olay› kime ne anla-t›yor?

‹slamc› bir partinin Kültür Baka-n› Atilla Koç’un “kutsal bir emane-ti” bulundu¤u yerde ziyaret etmesiyerine aya¤›na getirtmesindeki gör-güsüzlü¤ü, sayg›s›zl›¤›, “biz yapt›koldu” mant›¤›n› m›?

Yoksa Atilla Koç’un, olay›n as›lsorumlusu oldu¤u belirtilen TayyipErdo¤an’› korumak için “suçu üst-lenme” tavr›n›, Tayyip’in suçüstüyakalanm›fll›¤›n sessizli¤ine bürün-mesini mi?

AKP’deki yozlaflman›n, ülkeyipadiflah gibi yönetme tavr›n›n bir ör-ne¤i olmas›n› m›?

Evet bunlar›n hepsi do¤ru, ancakdurumu aç›klamaya yeterli de¤il.Önce olay› bilmeyenler için k›sacahat›rlatal›m.

‘Hz. Muhammet'in sakal› oldu¤uvarsay›lan ve bu yüzden ‘kutsal’ ka-bul edilerek korumaya al›nan Sakal-› fierif, Kültür Bakan› Atilla Koç'uniste¤iyle ‹stanbul’da bulundu¤u ca-miiden Atatürk Havaliman›'na geti-riliyor. Bas›n›n suçüstü yapmas›üzerine ise Koç, önce “bürokratlaryanl›fl anlam›fl” diyor, ard›ndan “bizmüslüman de¤il miyiz” diye üsteç›kmaya çal›fl›yor. Bas›na yans›yanbilgiler ise meselenin bunlarla s›n›r-l› olmad›¤›n› gösteriyor.

Sakal-› fierif, Tayyip’in talima-t›yla, Dubai Prensi fieyh Muham-med Bin Reflad El Maktum'a, ülkesi-ne götürmesi üzerine getirtiliyor, ba-s›n›n görmesi üzerine bundan vazge-çiliyor.

Dubai fieyhi, bizzat Tayyip Erdo-¤an’›n pazarlamas› ile ‹stanbul’unen de¤erli yerlerini “yat›r›m” ad›nasat›n alan bir petrol fleyhi. Sakal-›fierif olay› da bu sat›flla birlikte dü-flünülmelidir. “Ülkeye yat›r›m yapa-na hediye” mi dersiniz, “kutsal›n›satan imans›z” m› dersiniz, sonuçta

kapitalist bir kafa için tek kutsalfleyin “para” oldu¤u gerçe¤i vard›r.Ülkeyi kar›fl kar›fl satan ve bunu“her fleyi sataca¤›z” diye ilan edenAKP için, sermaye ad›na yapamaya-ca¤› hiçbir fley yoktur. AKP’nin“kutsal›”, art›k sermayedir, özelliklede “yabanc› sermaye.” Bu yüzden“yabanc› sermaye” elefltirileri karfl›-s›nda da tahammülsüzdür. “Sermaye›rkç›l›¤› yap›yorsunuz” gibi, ucubekavramlar›n ortaya at›lmas› da bu s›-k›nt›dan kaynaklanmaktad›r. SamiOfer’e çekilen peflkefl konusunda bunedenle yalan söylemekte ve utan-madan yalan› ortaya ç›k›nca karfl›sald›r›ya geçmektedir.

Arap’›, Avrupal›’s›, ‹srailli’si,Amerikal›’s›; sermaye ülkemize“yat›r›m” yap›yorsa, “Türkiye kal-k›ns›n” diye yapm›yor. Ç›karlar› içinyap›yor. Tayyip ise, bunu tam tersiflekilde “Türkiye’nin ç›karlar›” diyeyans›t›yor. ‘Türkiye’nin ç›karla-r›’ndan anlafl›lmas› gereken; ya-banc› sermayenin gelifli ile kazana-cak iflbirlikçilerin ç›karlar›, emper-yalist tekellere hizmetin karfl›l›¤›olarak iktidar›na destek sa¤lamas›,borsa-piyasa rakamlar›ndaki fliflmeyi“Türkiye ekonomisi düzeldi” diyeyutturarak sahte baflar›yla gelecekiktidar ç›karlar› olarak görmek gere-kiyor.

Elbette, sermayenin yerlisi ya dayabanc›s›; Türkiye emekçi halk› içinbir tercih konusu olamaz. Sömürü-yü, yoksullu¤umuzu belirleyen, çar-k›n kendisidir. AKP iktidar› haKoç’a, Oyak’a, Sabanc›’ya, Ülker’ehizmet etmifl, ha Ofer’e, fieyh’e,Mercedes’e... Sermayenin dini ima-n›, milliyeti yoktur! Aslolan serma-yenin iktidar› olmas›d›r. Yeni-sö-mürge ülkenin iflbirlikçi iktidar›n›nyabanc› sermayeye hizmette buncagönüllü olmas›, tafl› topra¤›, fabrika-y› satmas›, önündeki engelleri kal-d›rmak için özel yasalar ç›karmas›“çark›n” do¤al iflleyifline uygundur.

AKP'N‹N TÜRK‹YES‹

➦ Tayyip’in Villalar›AKP’nin sömürü ve zulüm politi-

kalar›n›n kitleler taraf›ndan ge-rekli tepkiyi görmemesinde“psikolojik” etkenlerden biri,Erdo¤an’›n ‘halktan biri’ imaj›-d›r. Her ne kadar soka¤› trafi¤ekapat›lm›fl, yal›t›lm›fl olsa da,halk›n da yaflad›¤› bir mahalledeevi olmas›, bu imaj› güçlendirenetkenlerin bafl›ndayd›.

“Lay›k m›y›m bu mahalleye” dedi‘Kas›mpaflal›’ ve bir de¤il, tamüç tane villa sat›n ald›. Anlafl›-lan “yükünü tuttu” Tayyip! Bele-diye baflkanl›¤› “geliri” ile partikurup bunca masraf› karfl›lad›¤›-na, flirketler kurdu¤una göre,baflbakan olup villa sahibi olma-s› “do¤ald›r”. Tabii, daha dünekadar “maafl›m yetmiyor, geçi-nemiyorum” diye yak›nan›nkendisi oldu¤unu unutacaks›n›z,‘nereden geliyor bu de¤irmeninsuyu?’ diye sormayacaks›n›z.Emperyalistlere, iflbirlikçi tekel-lere hizmetin karfl›l›¤› var!

➦ O¤lu durur mu?Babas› üç villa al›r da, o¤lu durur

mu? Bilal Erdo¤an, Amerika’da350 bin YTL de¤erinde bir ev al-d›. “Türkiye flartlar›nda oldukçapahal› görünen daire, ABD içinoldukça mütevazi” imifl!!! Pefli-nat› nas›l ödediklerinin bilinme-di¤ini yazd› gazeteler. Bunun bi-linmeyecek nesi var; Ramseslerne güne duruyor; Erdo¤anABD’ye bofl yere mi hizmet edi-yor! Hatta Oferlemifl bile olabi-lirler!!!

➦ IMF DenetlemedeBütçeyi kim yap›yor? ‹ktidar m›?

Hay›r! 2006 bütçesi için IMFheyeti 12 Ekim günü Ankara’yageldi. Bakacak, bütçe istedi¤i gi-bi mi, de¤ilse; istedi¤i hale getir-tecek.

Kapitalizmin ‘dini iman›’ ve AKP’nin ‘Sakal-› fierif’ Olay›

Page 47: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

Ayd›nl›kç› çizginin,solun bir kesimi taraf›n-dan; yanl›fl siyasi tespit-ler, pragmatizm vb. ne-denlerle sol içinde say›l-mas› yeni bir durum de-¤ildir. Ayd›nl›kç›lar’›n soliçinde meflrulaflt›r›lma-s›nda bu kesimlerin belir-leyici bir pay› olmufltur.Özellikle reformizm veKürt milliyetçileri adetasol içine tafl›m›fllard›r Ay-d›nl›k’›.

Devrimciler bu konu-da defalarca, ihbarc›, kar-fl›-devrimci Ayd›nl›k ger-çe¤ini anlatm›fllar, uyar-m›fllard›r. Buna ra¤menpragmatist tutumdan vaz-geçmeyenler gerçe¤i gör-memekte ›srar etmifllerdir.

Bugün de benzeri birdurum devam etmektedir.Bir farkla ki, dün sol saf-lara Ayd›nl›k’› tafl›yanlar,bugün anti-emperyalistsolu karalamak, gericigüçlerle yanyana göster-mek için Ayd›nl›k’› “sol”saymaktad›rlar. Bu, birbi-riyle çeliflkili gibi görü-nen tutum, gerçekte ayn›kaynaktan beslenmekte-dir. Reformizmin ve Kürtmilliyetçili¤inin ilkesiz,pragmatist politikalar›,gerçekleri çarp›tma konu-sunda da solun ahlaki de-¤erlerini bir yana b›rak-malar›n› beraberinde ge-tirmektedir.

Çokça rastlanan ör-neklerden birini verelim.

Birgün yazar› SamiEvren 8 Ekim tarihli yaz›-s›nda AB karfl›s›nda de¤i-flik kesimlerin saf tutma-

lar›n› de¤erlendiriyor.

‹fade flu: “AB karfl›t›safta yeralan ve kendinisolda tan›mlayan yap›la-r›n, demokrasi, insanhaklar› gibi solun vazge-çilmez bütün de¤erleriniyok sayan k›z›l elma itti-fak›na kadar varan eylembirliklerine yönelmesi busaflaflmadan nemalanmabeklentisidir.”

Faflistlerle “k›z›l elmaittifak›na kadar varan ey-lem birlikleri” yapankim? Ayd›nl›kç›lar! Peki“AB karfl›t› sol”, Ayd›n-l›kç›lar’dan m› soruluyor?

San›r›z bu yan›lg› Ev-ren’in bilgi eksikli¤indenkaynaklanm›yor. Çarp›t-ma burada; Avrupa Bir-likçi ÖDP’nin düzeniçi“Eme¤in Avrupas›” teziniaklamak için, solun Avru-pa emperyalizmine karfl›oluflunu gericilik olarakgöstermek için yap›l›yorve sol, ‹P ile eflitleniyor.

ÖDP, Ayd›nl›k’› solbirlikler içinde meflrulafl-t›ranlardand›r. Bugün -solpolitika aç›s›ndan düflül-memesi gereken bir tuzakolan- AB saflaflmalar›nda,bu kez de solu karalama-n›n arac› yapmas›, enaz›ndan ahlaki de¤ildir.

Yeniden hat›rlat›yo-ruz; Ayd›nl›k sol de¤il-dir. Politikalar›n›n solamaledilmesi, sola karfl›anti-propagandan›n birarac›d›r ve egemen s›n›f-larca bilinçli olarak yürü-tülmektedir. Sol, ayn› po-litikan›n arac› olmama-l›d›r.

47

16 Ekim 2005 / 22

✔✔ ‹‹nkarc› ‘‘Kardefllik’ Hürriyet Yazar› Cüneyt Ülsever, Agos Gazetesi Yaza-r› Hrant Dink’in “Türklü¤ü tahkir ve tezyif etme” id-dias›yla hapis cezas› almas›n›n ard›ndan yapt›¤›,“insanlar› tahkir edeceksiniz, hem de onlarla bera-ber yaflayacaks›n›z. Bu onursuzluktur, bunu yapa-mam. Böyle bir niyetim olmad›¤›n› bu topluma an-latam›yorsam, bu ülkeyi terkederim” sözüne tepkigösteriyor. “Hay›r, bir yere gidemezsin, sen bu ül-keye aitsin” fleklinde özetlenebilecek bir “sahiplen-me” gösteriyor Ülsever. “Sahiplenme”nin kayna¤›ise, Dink’in de “Türklü¤ün bir parças›” olmas›. Nas›loluyor diyeceksiniz? fiöyle: “O bir Ermeni Türk! Benbir Müslüman Türk’üm. Bu yaz›y› okuyacak olanla-r›n bir k›sm› Yahudi Türk, Rum Türk, Kürt Türk, LazTürk, Çingene Türk vb.” (11 Ekim, Hürriyet)

Dink’e ceza veren mahkeme de böyle düflünüyor; buülkede herkes ‘Türk’müfl! ‹nkar böyle teorize edili-yor. Üstelik Ermenilik bir milliyeti ifade ederken, bu-nun karfl›s›na “müslüman Türk” gibi, ayn› kategori-de olmayan tan›mlamalar› koymak, en hafif deyim-le, cehalet de¤ilse, inkar›n en kaba demagojisidir.

✔✔ Erbil ‘‘Kürt KKenti’ MMi?ABD’de yay›mlanan Newsweek Dergisi, ABD ordu-sunun, Kuzey Irak’ta askeri üsler kurmay› planlad›-¤›n› yazd›. Haberde, Kürtler’in denetimindeki bölge-de kurulmas› planlanan üsler konusunda Kürt yöne-ticilerin de istekli davrand›¤› ve bu üslerden birininErbil’de olaca¤› bilgisi verildi.

✔✔ ‘Ayd›n’›n kkafas›: HHalk KKimmifl?Radikal YYazar› MMurat ÇÇelikkan, 9 Ekim tarihli yaz›s›n-da “Kahraman’›n dde¤il hhalk›nm›fl” bafll›¤›yla GrupYorum’un aç›klamas›ndan bir bölüm aktarm›fl. Çe-likkan, konuya iliflkin kafa yap›s›n› bafll›¤›nda ifadeederken, 25 Eylül tarihli yaz›s›nda da “h›rs›z”a sahipç›km›flt›.

Yorum’un, “Türkülerimizin bedeli ödenmifltir, telifhakk› halk›nd›r” sözlerini, güya ‘alaya’ al›yor. Garip-semiyoruz. Çünkü, bireycili¤in propagandas›n› ya-panlar, örgütlülük yerine bireyi kutsayanlar; ne ko-lektivizmden anlar, ne de bu flark›lar›n nas›l üretildi-¤ini düflünür. Halka tepeden bakan kafa yap›s›, oflark›lar›n kayna¤› olarak halk›n olabilece¤ini de dü-flünmez. Kabul etmek istemez.

Murat Çelikkan, h›rs›z›n suçüstü yakalanmas›n›n ar-d›ndan, kavga flark›lar›n› pazara sürme hevesindenvazgeçmesi karfl›s›nda ne düflünüyor acaba? Örne-¤in, h›rs›z›n “fliddet” demagojisi alt›nda, sorununas›l kayna¤› olan ahlaks›zl›¤›n üzerini örtmeye çal›fl-t›¤›, bunun için de kendilerini kulland›¤› gibi bir “his”tafl›yor mu?

not düflüyoruzDevrimci, ddemokrat kkifli vvekurumlara bbir hhat›rlatma;

Ayd›nl›k(‹P) Sol De¤ildir

Page 48: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

48

16 Ekim 2005 / 22

fiiflli Belediyesi'nde çal›flan iflçi-lerin Türk-‹fl’e ba¤l› Belediye-‹flSendikas›’ndan istifa ederekD‹SK/GENEL-‹fi’e geçmelerininard›ndan, bir aç›klama yapan GE-NEL-‹fi, Belediye-‹fl’in aç›klama-s›nda, gerçekleri çarp›tt›¤›n› belirtti.

Genel-‹fl Genel Yönetim Kuruluad›na yap›lan aç›klamada, fiiflli Be-lediyesi'nde çal›flan 1400 iflçininyaklafl›k 1200'ünün Genel-‹fl’e üyeoldu¤u hat›rlat›larak, iflçilerin dahaönceki iki toplu sözleflme dönemin-de de Genel-‹fl’e geçmek için bafl-vuruda bulunduklar›n› belirtti. Di-¤er sendikadan istifa eden 1200 ifl-çinin talebiyle yetki için Çal›flma veSosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na bafl-vuruldu¤u kaydedilen aç›klamada,daha sonra yaflanan geliflmelerle il-gili flunlar söylendi:

“Yalan yanl›fl bilgilerle gerçek-leri sapt›ran Belediye-‹fl Sendikas›aylar önce iflçilerden ‘baflka gerek-çelerle ald›¤› imzalar›’ noterlerden‘sanki D‹SK/Genel-‹fl'ten istifa edi-

yorlarm›fl gibi’ geçirmeye çal›flma-ya bafllam›flt›r.

D‹SK/Genel-‹fl 03.10.2005 tari-hinde Noterler Birli¤i’ne baflvura-rak, bu durumdan duydu¤u endifleyibildirmifl ve ‹stanbul'da bulunantüm noterleri uyarm›flt›r. Ama Bele-diye-‹fl bütün bu uyar›lara ra¤menald›¤› imzalar›n 84’ünü ‹stanbul 15.Noterine iflçilerin iradesi d›fl›nda veiflçiler bulunmadan onaylatmaya ça-l›flm›flt›r. Bu durum 03.10.2005 tari-hinde sendikam›z taraf›ndan saptan-m›fl ve ayn› tarihte savc›l›¤a suç du-yurusunda bulunulmufltur.

Çal›flanlar içinde hiç istifa edenyokken, ‘iflçiler geri dönüyorlaraç›klamas›’, yapt›klar› sahtecili¤inortaya serilmesinden baflka bir fleyde¤ildir. Yapmak istedikleri de dün‹ETT iflçilerine yapt›klar› gibi iflçi-leri y›llard›r T‹S'siz b›rakacak birhukuk bofllu¤u do¤urmakt›r. Yaniiflçilerden öç almakt›r.

D‹SK y›llard›r iflte bunun müca-delesini vermektedir. Yani sendikal

hak ve özgürlüklerin önündeki ya-sal engellerin kald›r›lmas› mücade-lesini. Yani noter flart›n›, barajlar›yani yetki sürecinin çarp›kl›¤›n›...

Belediye-‹fl yetkililerine sesleni-yoruz: fiiflli Belediye iflçilerinin ka-rarlar›na sayg›l› olun. ‹flçilerin ira-deleri d›fl›nda ald›¤›n›z imzalar› an-laflt›¤›n›z noterlere "istifa gibi gös-tererek" iflçileri toplu ifl sözleflmesizb›rakmay›n.

Ayr›ca sendikal örgütlenmedefliddet olaylar›n› ilke olarak redde-den konfederasyonumuz ve sendi-kam›z Genel-‹fl, iflyeri d›fl›nda yafla-nan münferit bir olaydan ötürü suç-lanamaz.

‹flçiler özgür iradeleri ile sendi-kam›z› tercih etmifllerdir ve bu da-kikadan sonra yap›lacak tek fley ifl-çilerin bu karar›na sayg› duymakt›r.

5 Ekim 1999'da Adana'da bir evde infazedilen DHKC Savaflç›s› Erdinç Arslan, ölümü-nün 6. y›l›nda, 8 Ekim günü Hatay'›n Saman-da¤ ilçesine ba¤l› Tekebafl› Beldesi'nde meza-r› bafl›nda an›ld›.

Aile evinde toplanan yak›nlar› ve yoldafl-lar›, Erdinç’in foto¤raflar›, k›z›l bayraklar ve“Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez” pankar-t› tafl›yarak mezarl›¤a yürüyüfle geçtiler. Yak-lafl›k 1 km'lik yürüfl s›ras›nda “Erdinç ArslanÖlümsüzdür, Bize Ölüm Yok, Halk›z Hakl›y›zKazanaca¤›z, B›rruh B›ddem Bn›fdik Ya Er-dinç” sloganlar› at›ld›.

Sivil polisler ve Jandarman›n yo¤un y›¤›-nak yapt›¤› ve mezarl›¤› ablukaya ald›¤› gö-rülürken, yasad›fl› kamera kayd› da yap›ld› veanma boyunca namluyu kitleye yönelterekbeklediler.

Erdinç'e dair konuflmalar›n yap›ld›¤› an-mada, Erdinç Arslan’›n Antakya'n›n, ezilenle-rin, emekçilerin, cefakar Anadolu'nun evlad›oldu¤u belirtilerek, “Erdinç umudun, inanc›n,gelece¤in ad›d›r. Erdinç onurun, adaletin, na-musun, inanc› için savaflman›n ad›d›r. Ne mut-lu bize ki Erdinç gibi bir kahraman›n ard›ndayürüyoruz” denildi.

Sayg› duruflu ve Erdinç Arslan’›n mücade-le geçmifli üzerine yap›lan konuflmalar›n ar-d›ndan, kendi yazd›¤› bir fliir okundu ve anne-si a¤›tlar yakarak, jandarmalara “bir orduylagelseniz yine her y›l mezar›na gelece¤im” de-di. Arapça ve Türkçe türkülerin söylendi¤i an-mada, sloganlar at›larak Bize Ölüm Yok Mar-fl› söylendi.

Anma aile evinde verilen yemekle sonaerdi.

Erdinç AArslan Yafl›yor, SSavafl›yor

Emekli-Sen: “‹nsanca Yaflam Hakk›m›z”11 Ekim’de Galatasaray Lisesi

önünde toplanan Emekli-Sen üye-leri, toplu sözleflmeli sendika iste-diler. "‹nsanca Yaflam Hakk›m›zEngellemez" dövizleri ve "TopluSözleflme Hakk›m›z Engellene-mez" pankart›yla Taksim Meyda-n›'na kadar sloganlarla yürüyerek,burada bir aç›klama yapt›lar. Be-yo¤lu fiube Baflkan› Hasan Kaflk›r,“‹nsanca yaflam›n haklar› oldu-¤unu” söyledi.

Kocaeli Gençlik Derne¤i Tan›flma Toplant›s›Kocaeli Gençlik Derne¤i, 6

Ekim’de, Boran Kafe'de tan›flmatoplant›s› düzenledi. Dernek Bafl-kan› Ça¤dafl Y›lmazer, derne¤inamaç ve faaliyetlerini anlatt› vegençli¤in sorunlar›na dikkat çekti.Üniversitenin anti-demokratik tu-tumuna de¤inen Y›lmazer, tümgençli¤in mücadele etmesi gerek-ti¤ini vurgulad›. Etkinlik, derne-¤in müzik toplulu¤u Grup K›v›l-c›m'›n dinletisi, okunan fliirler veçekilen halaylarla son buldu.

GENEL-‹fi: ‹flçiye sayg› duyun!

Page 49: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

49

16 Ekim 2005 / 22

B‹Z HALKIZ VE HAKLARIMIZ VAR!

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER‹-M‹Z‹ Ö⁄RENMEK;

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLE-R‹M‹Z‹N MÜCADELES‹N‹ VERMEK‹Ç‹N;

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER‹-M‹Z‹ KAZANMAK ‹Ç‹N;

E⁄‹T‹M, SA⁄LIK VE BARINMA HAKKI-MIZ ‹Ç‹N; DÜfiÜNCE, ‹FADE VE ÖRGÜTLENMEHAKKIMIZ ‹Ç‹N; ‹NANÇ ÖZGÜRLÜ⁄ÜMÜZ‹Ç‹N, HUKUK VE ADALET ‹Ç‹N; EMPERYAL‹Z-ME KARfiI BA⁄IMSIZ B‹R ÜLKEDE YAfiAMAK‹Ç‹N; AÇLI⁄A, YOKSULLU⁄A, YOZLAfiMAYA,TECR‹TE, PROVOKASYONLARA KARfiI MÜCA-DELE ETMEK ‹Ç‹N;

TEMEL HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER DER-NEKLER‹ FEDERASYONU KURULTAY'INDA BU-LUfiALIM!..

22-23 (Cumartasi-Pazar) EK‹M 2005

Saat: 10.00 / Yeni Melek Gösteri Merkezi / Beyo¤lu

KURULTAY PROGRAMI1. GÜN / 22 EK‹M 2005/ Saat: 10.00

1) SUNUfi-SAYGI DURUfiU

2) S‹NEV‹ZYON GÖSTER‹M‹

3) AÇILIfi KONUfiMASI

4) ADALET

5) E⁄‹T‹M

6) SA⁄LIK

7) KONUT

2. GÜN / 23 EK‹M 2005/ Saat: 10.00

SUNUfi ve S‹NEV‹ZYON GÖSTER‹M‹

8) EMEKÇ‹LER

9) KADIN VE ÇOCUK

10) ULUSAL SORUN

11) DÜfiÜNCE VE ‹NANÇ ÖZGÜRLÜGÜ

SONUÇ B‹LD‹RGES‹ / KAPANIfi KONUfiMASI

GRUP YORUM KONSER‹

Temel HHaklar›m›z Kurultay›’na çça¤r›

17 Eylül 2005 tarihli ZamanGazetesi'nde; “terör örgütleri inti-har eylemcisi olarak kad›nlar› seç-ti” bafll›kl› haberle, DHKP-C tara-f›ndan “intihar” eylemi yapmaküzere seçildi¤i fleklinde lanse edi-len Hatice Afl›k, 11 Ekim’de haberiyalanlayan bir tekzip yay›nlad›.

Belki merak edilecektir; bu za-mana kadar neden bekledi diye.Beklemedi, Zaman Gazetesi’ne ha-beri tekzip etmeleri konusundabaflvurdu. Cumhuriyet Savc›l›¤›’n-dan, aran›r durumda olmad›¤›nailiflkin belgeyi de iletti. Buna ra¤-men, “dini bütün” Fethullah Gü-len’in müridleri, bir insan› hedefgösteren, örnekleri görüldü¤ü üze-re infaz edilmesine kadar varacakbu yalan haberi tekzip etmediler.Çünkü, gazetecilikten baflka iflleri,bas›n ahlak›ndan baflka tabi olduk-lar› kurallar› vard›. Son dönemdebu gazeteyi takip edenler, polis veM‹T taraf›ndan kontra haberler ko-nusunda en s›k kullan›lan gazeteoldu¤unu çok iyi bilirler. ‹flleri

buydu, ahlaklar› bu ahlaks›zl›¤agöre flekilleniyordu.

Hatice Afl›k yapt›¤› aç›klamada,29 Eylül tarihinde, polis iflbirli¤iy-le yap›lan bu as›ls›z haberi tekzipetmelerini istedi¤ini hat›rlatarak,bu tavr›n ahlaks›zl›k oldu¤unu be-lirtiyor. Afl›k flöyle devam ediyor:

“12.11.2004 tarihinde Uflak Ha-pishanesi'nden tahliye oldum. Ge-çen süre içinde demokratik bir ku-rumda çal›flmaktay›m. Adresim,yerim belli ve bunu polis de pekalabilir. Haberdeki, “istihbarat birim-leri Afl›k'›n Adalet Bakanl›¤›'na he-deflenen intihar sald›r›s› öncesiAnkara ve ‹stanbul'daki hücre evle-rinde e¤itildi¤ini belirledi” aç›kla-mas› tamamen uydurmad›r.

Vicdan sahibi olan herkese birkez daha sesleniyorum: Hakk›mdaç›kan bu haber as›ls›zd›r. Bundanböyle hakk›mda geliflebilecek hertürlü olumsuzluktan emniyet bi-rimleri ve polis a¤z›yla yazan bas›nkurulufllar› sorumludur.”

Kontra Gazete Zaman’›n Yalan Haberine Tekzip Mersin’de keyfi gözalt›Mersin Temel Haklar üyesi Ha-

san Biber, 12 Ekim sabah› evindengözalt›na al›nd›. Ayn› gün ö¤le saat-lerinde polis, Mersin Temel Hak-lar’› da abluka alt›na ald›. ESP ve‹flçi Köylü taraftarlar› destek içinderne¤e gelirken, ç›k›flta da ESPüyesi Vedat Ar›c› da bu esnada key-fi flekilde gözalt›na al›nd›.

Savc›l›ktan serbest b›rak›lan Ha-san Biber'in gözalt›na al›nma nede-ni olarak; yeni Terörle MücadeleYasa Tasar›s› ile ilgili 3 Ekim 2005tarihinde Haklar ve ÖzgürlüklerCephesi taraf›ndan AKP Mersin ilbinas› önünde yap›lan bas›n aç›kla-mas›na kat›lmas› gösterildi.

Biber ve Ar›c›'n›n b›rak›lmas›-n›n ard›ndan, derne¤e yönelik ablu-ka terörü de kald›r›ld›.

Bu keyfi bask›lar baflta TemelHaklar Federasyonu olmak üzere,yap›lan aç›klamalarla protesto edil-di. Mersin Temel Haklar ise yapt›¤›aç›klamada, haklar ve özgürlüklermücadelesinden vazgeçmeyecekle-rini ifade etti.

Page 50: Y›l›nda - yuruyus-info.orgyuruyus-info.org/pdf/pdf/022.pdf · Haftal›kDergi/Say›:22 16 Ekim 2005 Fiyat›:1Milyon/1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Tecrite Karfl› Direnifl

50

16 Ekim 2005 / 22

kültür

fiair, romanc› Attila ‹l-han’›, 11 Ekim’de, 80 ya-fl›nda kaybettik.

Kendine özgü ayd›nlar›m›zdan biriydi Attila ‹lhan.Hiç kuflku yok, romanlar›nda, siyasal düflüncelerindekat›lmad›¤›m›z, elefltirdi¤imiz yanlar› da pek çoktu.Fakat bu onun ayd›nlar›m›z içinde özel ve önemli biryeri oldu¤u gerçe¤ini de¤ifltirmiyor.

Öncelikle belirtilmeli ki, hayat› boyunca hep halk-tan yana oldu ve hep anti-emperyalist safta kald›. Bir-çoklar›n› savuran rüzgarlara kap›lmad›. Bu saf tutufluiçinde “O sözler ki bir kez ç›km›flt›r a¤z›m›zdan, u¤-runda as›l›r›z” dizelerini de yazabildi.

Tarihinden güç almas›n› bilen bir ayd›nd›. Bu nok-tada bazen ifrata düflmesi, onun bu özelli¤ini mahkumetme nedeni olamaz.

Yine önemli bir özelli¤i olarak çal›flkan ve üretkenbir ayd›n›m›z oldu¤unu belirtmeliyiz; Marksistli¤i,Kemalistli¤i ve genellikle örgütsüzlü¤ü seçifli tart›flma-ya aç›kt›r. Fakat inançlar› do¤rultusunda “dik duran”bir ayd›n oldu¤u tart›flmas›zd›r. Cumhuriyet’teki köfle-sini izleyenler bilir ki, yaz›lar›yla savafl›rd›. ‹lerlemiflyafl›na ra¤men, savafl›yor ve üretiyordu.

Yanl›fllara düflmüfl olsa da, ayd›n tavr›yla, b›rakt›¤›eserleriyle onu sayg›yla anaca¤›z.

Anti-emperyalisthalktan yanabir ayd›n›m›z›

kaybettik!

Bütün salonGrup Yorum’du

Grup Yorum, 9 Ekimakflam› ‹zmir Fuar Aç›k-hava Tiyatrosu'nda ‹z-mirliler’le bulufltu. BucaPir Sultan Abdal Derne-¤i'nin organize etti¤ikonserde 2000 kifli omuz

omuza halaya durdu. Grup Yorum'un birbirinden et-kili türkü ve marfllar›n› seslendirdi¤i konserde, PirSultan Abdal Kültür Derne¤i ad›na konuflmalar ya-p›ld›. Grup Yorum da yapt›¤› konuflmada, 6. y›l›nagirmekte olan Büyük Direnifli hat›rlatarak, dinleyi-cilerinden duyars›z kal›nmamas›n› istedi.

Konser sürerken biletsiz girmek isteyen bir grup,görevlilere hakaretler ya¤d›r›p provokasyon yarat-mak istedi. Bu yak›fl›ks›z davran›fl görevliler taraf›n-dan engellendi.

Konser boyunca Grup Yorum’a, grubun tutsaküyelerine, Büyük Direnifle iliflkin sloganlar at›ld›.Konserin coflku ve kararl›l›¤› doru¤a tafl›yan Hakl›-y›z Kazanaca¤›z’›n binlerce a¤›zdan söylenmesiylesona erdi. O anda bütün salon Grup Yorum’du.

*

Grup Yorum üyeleri, ‹zmir konseri öncesinde deEge Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i'nde din-leyicileri ile söylefli gerçeklefltirdi. Dinleyiciler,grup üyelerine yeni kaset çal›flmalar›, ODTÜ'nünTarkan konseriyle aç›lmas›, Metin Kahraman'›n h›r-s›zl›¤› gibi sorular yönelttiler. Grup Yorum, herkonuda de¤erlendirmelerini dinleyicileriyle payla-fl›rken, yeni kaset konusunda da, çal›flmalar›n›n ol-dukça ilerledi¤i müjdesini verdi.

Anadolu Federasyonu 2. Halk fiöleni Anadolu Federasyonu taraf›ndan geçen y›l bafllat›lan

Halk fiölenleri”nin ikincisi, 9 Ekim’de Köln'de yap›ld›.

Federasyonun haz›rlad›¤› sinevizyon gösterimiyle bafl-layan flölene Güler Gültekin, Eren Can, Grup Yorum veSümer Ezgü de türküleriyle, marfllar›yla kat›ld›lar. Ayr›caflölende Dortmund Kültür Merkezi'nin ve Duisburg E¤itimKültür Merkezi’nin sunduklar› tiyatro oyunlar›, HamburgKültür Merkezi çocuk korosu, Köln Kültür Evi müzik gru-bu kat›lanlar›n be¤enisini kazanan ürünler sundular.

Federasyon Baflkan› Nurhan Erdem, flölende yapt›¤›konuflmada Avrupa’daki halk›m›z›n ekonomik-demokratikmücadelesinden kültürel, sosyal yaflam›na kadar her alan-da çal›flmalar›n›n oldu¤unu belirterek, federasyon örgütlü-lü¤ünü yayg›nlaflt›rman›n önemini vurgulad›.

Almanya Marksist Leninist Partisi Temsilcisi, KölnKültür Evi Baflkan› ve ‹stanbul TAYAD Baflkan› MehmetGüvel konuflmalar›yla flölene kat›lanlara Almanya ve Tür-kiye’deki mücadeleye iliflkin geliflmeleri ve de¤erlendir-melerini aktard›lar. 7'den 70'e 800’ü aflk›n kiflinin kat›ld›-¤› flölen, coflkulu bir flekilde sona erdi.

*

Grup Yorum elemanları, Halk fiöleni’nin ertesi günü,Duisburg Anadolu E¤itimKültür Merkezi'ndeydiler.Grup Yorum dinleyicileriy-le yap›lan söyleflide, grupüyeleri Grup Yorum tarihin-den güncel konulara kadarçeflitli konularda sorular›cevaplad›lar.