TMMOB · 20 temmuz 2010 29 tmmob’den Ünİversİte tercİh kilavuzuna dava 23 temmuz 2010 32 ......

640
TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. Dönemde Söylediklerimiz (2010-2012)

Transcript of TMMOB · 20 temmuz 2010 29 tmmob’den Ünİversİte tercİh kilavuzuna dava 23 temmuz 2010 32 ......

  • TMMOBTürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

    41. DönemdeSöylediklerimiz

    (2010-2012)

  • ISBN978-605-01-0371-7

    BaskıMattek Basın Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti

    Adakale Sokak 32/27 Kızılay/ANKARATel: (312) 433 23 10 Faks: (312) 434 03 56

    Türk Mühendis ve Mimar Odaları BirliğiSelanik Cad. No: 19/1 06650 Yenişehir/ANKARATel: (0312) 418 12 75 •Faks: (0312) 417 48 24

    Web: http://www.tmmob.org.tr • e-posta: [email protected]

    Baskı TarihiMayıs 2012

  • İÇİNDEKİLER

    BASIN AÇIKLAMALARI 17

    İSRAİL SALDIRISI İNSANLIK DIŞIDIR, KINIYORUZ31 Mayıs 2010 19

    DÜNYA, ÇEVRE GÜNÜNÜ BÜYÜK EKOLOJİK SORUNLARLA KARŞILIYOR4 Haziran 2010 20

    15-16 HAZİRAN 1970 DİRENİŞİNİ YARATANLARI SELAMLIYORUZ14 Haziran 2010 21

    BİR ARADA, BİRLİKTE YAŞAYABİLMEK İÇİN ÖNCE SİLAHLAR SUSMALIDIR21 Haziran 2010 22

    İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNDE HUKUKSUZLUK, NEREYE KADAR?25 Haziran 2010 23

    ÇALIŞMA HAKKINI HİÇE SAYAN “IRKÇI AMBARGO” KABUL EDİLEMEZ29 Haziran 2010 25

    DENİZLİ SAHİPSİZ DEĞİLDİR30 Haziran 2010 26

    SİVAS’I UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!1 Temmuz 2010 28

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Çağrımızdır:TORBA YASA GERİ ÇEKİLSİN,İŞÇİ SAĞLIĞI, İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ, TAŞERON FİRMALARIN KÂR HIRSINA KURBAN EDİLMESİN! 20 Temmuz 2010 29

    TMMOB’DEN ÜNİVERSİTE TERCİH KILAVUZUNA DAVA23 Temmuz 2010 32

    BİRLİĞİMİZİN VE ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODAMIZIN KAMU YARARINA OLAN MÜCADELESİNİ HİÇBİR GÜÇ DURDURAMAZ13 Ağustos 2010 34

    SİYASAL İKTİDARIN YAPI DENETİMİ İLE İLGİLİ ALDIĞI KARARLAR DOĞRU DEĞİLDİR. BİZ GERÇEK BİR YAPI DENETİMİ İSTİYORUZ.14 Ağustos 2010 36

    TMMOB’YE BAĞLI 20 ODANIN EMO İLE DAYANIŞMA AÇIKLAMASI14 Ağustos 2010 39

    HEPİMİZİN GELECEĞİ ADINA “EYLEMSİZLİK KARARI” MUTLAKA DEĞERLENDİRİLMELİDİR!19 Ağustos 2010 40

    TMMOB’YE BAĞLI ODA BAŞKANLARINDAN ORTAK AÇIKLAMA: 12 EYLÜL ANAYASASI’NA DA, AKP’NİN ANAYASASI’NA DA “HAYIR”23 Ağustos 2010 42

    EŞİT, ÖZGÜR BİR ÜLKE İÇİN; 12 EYLÜL ANAYASASI’NA DA, AKP ANAYASASI’NA DA HAYIR!27 Ağustos 2010 44

    NE UNUTURUZ NE AFFEDERİZ! 12 EYLÜL’DE GÜLEN’LERE “HAYIR” DİYORUZ!31 Ağustos 2010 46

    BU ÜLKEDE FAŞİZMİN ADIDIR 12 EYLÜL12 Eylül 2010 49

    TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİ BARIŞIN EGEMEN KILINMASIDIR15 Eylül 2010 51

  • GSS’NİN İKİNCİ YILINDA MİLYONLARCA YURTTAŞ İÇİN SAĞLIK SİSTEMİNDEN DIŞLANMA TEHLİKESİ GÜNDEMDE!1 Ekim 2010 52

    TMMOB UYARIYOR: 12 EYLÜL ÜRÜNÜ YÖK TÜM UNSURLARI İLE BİRLİKTE ORTADAN KALDIRILMALIDIR12 Ekim 2010 55

    HAİN SALDIRIYI KINIYORUZ!1 Kasım 2010 57

    BİZ YÖK’SÜZ BİR ÜNİVERSİTE İSTİYORUZ6 Kasım 2010 58

    AKP, ÜLKEYİ “TORBA”YA SOKARAK YÖNETME GAYRETİ İÇİNDEDİR 4 Aralık 2010 60

    TMMOB VE TTB ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN YANINDADIR10 Aralık 2010 61

    16 ARALIK’TA 100 İŞYERİ HEKİMİ, 100 İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSİ, ÇALIŞMA BAKANLIĞI’NA GİDİYORUZ: BU YÖNETMELİKLER YİNE OLMAMIŞ14 Aralık 2010 62

    ÜNİVERSİTEYE, ÖĞRENCİLERE YÖNELİK SALDIRILARA VE DEMAGOJİYE İTİRAZ EDİYORUZ14 Aralık 2010 64

    BU YÖNETMELİKLER YİNE OLMAMIŞ SİYASİ İKTİDARI BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ16 Aralık 2010 66

    AKIN ÖZDEMİR YÜREĞİMİZDE YAŞIYOR17 Aralık 2010 68

    19 ARALIK KATLİAMININ ÜZERİNDEN 10 YIL GEÇTİ , SORUMLULARI HALA CEZALANDIRILMADI17 Aralık 2010 69

    MARAŞ KATLİAMINI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ18 Aralık 2010 70

    TMMOB DİSK’İN YANINDADIR28 Aralık 2010 71

    2011 EMEĞİN YILI OLSUN30 Aralık 2010 72

    ÇEVRE GÖREVLİSİ VE ÇEVRE DANIŞMANLIK FİRMALARI HAKKINDA YÖNETMELİĞİ YARGIYA TAŞIDIK10 Ocak 2011 73

    TABİATI VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ KORUMA KANUNU TASARISI BU HALİYLE KABUL EDİLEMEZ11 Ocak 2011 74

    HRANT KARDEŞİMİZ İÇİN ADALET İSTİYORUZ! KATİLLER HESAP VERECEK19 Ocak 2011 77

    İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETMELİKLERİNİ BİR KEZ DAHA YARGIYA TAŞIDIK27 Ocak 2011 79

    DİSK, KESK, TMMOB VE TTB TORBA YASAYA KARŞI 81 İLDEN YÜRÜYÜŞ BAŞLATACAK, 3 ŞUBAT’TA MECLİS’İ KUŞATACAK27 Ocak 2011 80

    AKP İKTİDARININ ŞİDDETİNE, POLİS DEVLETİ GİRİŞİMLERİNE TESLİM OLMAYACAĞIZ!3 Şubat 2011 84

  • OSTİM VE İVEDİKTEN SONRA; SIRA NEREDE VE KİMDE?8 Şubat 2011 87

    “YAPI MÜTEAHHİTLERİ İLE ŞANTİYE ŞEFLERİNİN KAYITLARI VE YETKİ BELGELİ USTALAR HAKKINDA YÖNETMELİK” YARGIYA TAŞINDI16 Şubat 2011 88

    LİBYA’DA ÇALIŞAN MESLEKTAŞLARIMIZ İÇİN TAKİP MASASI OLUŞTURDUK. MESLEKTAŞLARIMIZ VE YAKINLARI BİZE BAŞVURABİLİRLER22 Şubat 2011 90

    CUMHURBAŞKANI GÜL EMEKÇİLERİN SESİNE KULAK TIKAYARAK AKP’NİN YANLIŞINA ORTAK OLDU!28 Şubat 2011 91

    TMMOB 6 MART’TA ALEVİLERLE BİRLİKTE İZMİR’DE OLACAK2 Mart 2011 94

    ŞİMDİ GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK PLATFORMU’NUN ÇIĞLIĞINI BÜYÜTME ZAMANIDIR 4 Mart 2011 95

    DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN7 Mart 2011 96

    KORKARIZ SAYIN BAKAN TARİHE “DÖNEMİNDE EN ÇOK İŞ CİNAYETİ VE MESLEK HASTALIĞI YAŞANAN BAKAN” OLARAK GEÇECEK!7 Mart 2011 98

    TMMOB 13 MART’TA TÜRK TABİBLERİ BİRLİĞİ VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI İLE BİRLİKTE “TEK YÜREK” OLACAK!8 Mart 2011 101

    SUSMAYACAĞIZ!15 Mart 2011 103

    SUSMAYACAĞIZ!18 Mart 2011 105

    YAPI DENETİMİNİ PİYASALAŞTIRAN YASANIN DEĞİŞİKLİĞİNE DE HAYIR!22 Mart 2011 108

    EMPERYALİST ÇETE BU SEFER DE LİBYAYI VURUYOR. KAHROLSUN EMPERYALİZM!23 Mart 2011 110

    DÜNYA JAPONYA’DA YAŞANANLARIN PANİĞİNDE, AKP NÜKLEER SANTRAL PEŞİNDE23 Mart 2011 111

    AKP SEÇİM ÖNCESİ YASA DEĞİŞİKLERİYLE NE AMAÇLIYOR?24 Mart 2011 113

    LİBYA TEZKERESİNE HAYIR 24 Mart 2011 116

    TMMOB, GÜVENCELİ İŞ, İNSANCA YAŞAM İÇİN 3 NİSAN’DA ANKARA BULUŞACAK EMEK ÖRGÜTLERİNİN YANINDADIR! 28 Mart 2011 119

    SUSMAYACAĞIZ! 1 MİLYON YÜREK TAKSİM’DE ATACAK30 Mart 2011 121

    TMMOB 9 NİSAN’DA ANKARA’DA “DERELER ÖZGÜR AKACAK” DİYENLERLE BULUŞACAK4 Nisan 2011 124

    TMMOB 19-20 NİSAN’DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE TTB İLE BİRLİKTE OLACAK7 Nisan 2011 125

  • EMEK, BARIŞ, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ İÇİN 1 MAYIS’TA TAKSİM’DE VE TÜM TÜRKİYE’DE ALANLARDAYIZ8 Nisan 2011 126

    KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERLE ÜLKE YÖNETİLEMEZ. BU YASANIN TBMM’YE İADESİ BİR ZORUNLULUKTUR11 Nisan 2011 127

    1 MAYIS’TA TAKSİM’DEYİZ!14 Nisan 2011 128

    GENEL SEÇİMLERE BAĞIMSIZ ADAYLARIN VE PARTİLERİN KATILIMININ ENGELLENMESİNDEN KAYGILIYIZ20 Nisan 2011 130

    TMMOB 24 NİSAN’DA İSTANBUL’DA “NÜKLEER SANTRAL İSTEMİYORUZ” DİYENLERLE BİRLİKTE OLACAK20 Nisan 2011 132

    TEKNOLOJİ FAKÜLTELERİNE ÖĞRENCİ ALIMINDA “BEN YAPTIM OLDU” DİYEN SİYASAL İKTİDARA, YÖK’E VE ÖSYM’YE YARGI “DUR” DEDİ22 Nisan 2011 133

    GERİLİMDEN UZAK, GÜVENLİ, ŞEFFAF VE DEMOKRATİK BİR SEÇİM ORTAMI İSTİYORUZ!30 Mayıs 2011 136

    DENİZLİ’DEKİ HAKLILIĞIMIZI DANIŞTAY DA ONAYLADI31 Mayıs 2011 138

    AKP, TÜRKİYE’Yİ ŞİDDET VE KAOSUN İÇERİSİNE ÇEKİYOR 1 Haziran 2011 139

    TEKEL DİRENİŞİ DAVASINA ORTAK ÇAĞRI1 Haziran 2011 140

    DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLU OLSUN!5 Haziran 2011 141

    HOPA HALKI YALNIZ DEĞİLDİR10 Haziran 2011 144

    15-16 HAZİRAN 1970 DİRENİŞİNİ YARATANLARI SELAMLIYORUZ15 Haziran 2011 146

    SİVAS’I UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!1 Temmuz 2011 147

    ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODAMIZI KİMSE SUSTURAMAZ!1 Temmuz 2011 148

    ÇAĞRIMIZ İNSANDAN YANA OLAN HERKESE!16 Temmuz 2011 149

    “HOPA OLAYLARI”, İSTANBUL’DA BASIN AÇIKLAMASI VE BİR AVUÇ DEMOKRASİ!19 Temmuz 2011 150

    TERCİHLERİNDE MÜHENDİSLİK, MİMARLIK, ŞEHİR PLANCILIĞI BÖLÜMLERİNİ DÜŞÜNEN ÖĞRENCİLERE: GELECEĞİNİZİ YANLIŞ TERCİHLER İLE YOK ETMEYİN25 Temmuz 2011 153

    ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI 648 SAYILI KHK İLE BU SEFER DE TÜM ÜLKE TOPRAĞI ÜZERİNDE HER TÜRLÜ TASARRUFA MUKTEDİR KILINMIŞTIR19 Ağustos 2011 155

    DAVALARA “YARGI REFORMU”YLA MI ENGEL OLUNACAK?22 Ağustos 2011 158

  • TAŞERON ÇALIŞTIRMAYA VE HUKUKSUZ İHALELERE KARŞI HAKLARI İÇİN DİRENEN ADANA BALCALI HASTANESİ İŞÇİLERİNİN YANINDAYIZ, YAPILAN SALDIRIYI VE GÖZALTILARI ŞİDDETLE KINIYORUZ23 Ağustos 2011 159

    ULUSAL DEPREM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI” ÜLKEMİZ VE İNSANIMIZ İÇİN GERÇEKÇİ DEĞİLDİR. TMMOB’NİN GÖRÜŞLERİ ALINARAK YENİDEN DÜZENLENMELİDİR. 24 Ağustos 2011 160

    AKP’NİN KHK’LERİ İLE “HANGİ MÜDÜRLÜK, HANGİ KURUM, HANGİ KURUL NE OLUYOR?” BİZ TAKİP EDEMEZ OLDUK, SANIYORUZ AKP MİLLETVEKİLLERİ DE TAKİP EDEMİYOR...26 Ağustos 2011 164

    SAVAŞ DEĞİL BARIŞ; ARTIK KİMSE ÖLMESİN!1 Eylül 2011 166

    12 EYLÜL AKP İLE SÜRÜYOR!..12 Eylül 2011 168

    CAN GÜVENLİĞİ, İŞ GÜVENCESİ İSTİYORUZ!12 Eylül 2011 171

    19 EYLÜL TMMOB MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI DAYANIŞMA GÜNÜ19 Eylül 2011 173

    TÜM TEMEL HAKLARIMIZ İÇİN İNSANCA YAŞAMI SAVUNUYOR,EŞİT, ÖZGÜR, DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ!20 Eylül 2011 176

    8 EKİM’DE “SOKAK MECLİSİ”NE ÇAĞRI27 Eylül 2011 179

    ARTIK YETER!19 Ekim 2011 182

    VAN’DAN SESLENİYORUZ. SESİMİZİ DUYAN VAR MI?26 Ekim 2011 183

    TMMOB ÖĞRENCİ ÜYELERİ BU 6 KASIM’DA DA DİYOR:4 Kasım 2011 188

    SUSTURULMAK İSTENEN KESK’İN EMEK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİDİR!29 Kasım 2011 190

    AKP’NİN BASKI POLİTİKALARINA KARŞI BASIN AÇIKLAMASI3 Aralık 2011 191

    TMMOB EN UZUN GECE EN KISA GÜNDE KESK VE TTB’NİN YANINDA...13 Aralık 2011 193

    ULUDERE’DE YARATILAN KATLİAMIN HİÇBİR GEREKÇESİ OLAMAZ!30 Aralık 2011 194

    KESK’E YAPILAN BASKIN KABUL EDİLEMEZ13 Ocak 2012 195

    BU DAVA BÖYLE BİTMEZ19 Ocak 2012 196

    ZMO VAN ŞUBE BAŞKANIMIZ DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR13 Şubat 2012 198

    HUKUK İHLALİNİN HER TÜRLÜ AFETE ZEMİN HAZIRLADIĞINI UNUTMADAN! TBMM, HÜKÜMETİN DAYATTIĞI HUKUKÜSTÜ YETKİLERİ KABUL EDECEK Mİ?29 Şubat 2012 199

  • ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI, KAR HIRSIYLA YARATTIKLARI FELAKETLERİN SUÇUNU TMMOB’YE YÜKLEMEK YERİNE SORUMLULUK ALIP GÖREVİNİ BIRAKSIN 1 Mart 2012 202

    KESİNTİSİZ ZORUNLU EĞİTİMİ KADEMELENDİREREK KESİNTİLİ HALE GETİREN 4+4+4 KANUN TEKLİFİNE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI 3 Mart 2012 204

    EĞİTİM VE ÖĞRETİM BİR HAKTIR, BU HAKKA NE DEVLET NE DE AİLE DOKUNAMAZ6 Mart 2012 207

    DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN8 Mart 2012 209

    İŞÇİLER ÖLÜYOR, ÇALIŞMA BAKANLIĞI SEYREDİYOR12 Mart 2012 211

    DARBECİLERDEN HESABI EMEKÇİLER SORACAK12 Mart 2012 213

    4+4+4 = İDEOLOJİK SALDIRIZORUNLU EĞİTİM İDEOLOJİK HEDEFLER ÜZERİNDEN DEĞİL, PEDAGOJİK İHTİYAÇLAR GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK DÜZENLENMELİDİR!..14 Mart 2012 216

    TMMOB VE TTB 28 MART’TA KESK’LE BERABER ALANLARDA OLACAK27 Mart 2012 219

    ÇALIŞMA BAKANLIĞI “ULUSAL İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ STRATEJİ ÇALIŞTAYI” HANGİ STRATEJİYİ PLANLAMAKTADIR?28 Mart 2012 220

    İÇİ BOŞALTILMIŞ ÇED SÜRECİNİN NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ İÇİN UYGULANMASI ALDATMACADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR29 Mart 2012 224

    DARBECİLERDEN HESABI EMEKÇİLER SORACAK!31 Mart 2012 226

    1 MAYIS’TA TAKSİM 1 MAYIS ALANI’NDAYIZ!19 Nisan 2012 229

    SATILAN ORMANLAR DEĞİL, ÜLKENİN GELECEĞİDİR 20 Nisan 2012 231

    DÜNYANIN EN BÜYÜK İŞÇİ-EMEKÇİ KOROSUNU OLUŞTURACAĞIZ 27 Nisan 2012 234

    BUGÜN GAZETESİ TMMOB HAKKINDA YAPTIĞI YALAN VE GERÇEK DIŞI HABERLE HANGİ

    PROVOKASYONUN PEŞİNDE?

    8 Mayıs 2012 236

    TOPLUMSAL YAŞAMIN BİLİMSEL-TEKNİK ÖLÇÜTLERE GÖRE DÜZENLENMESİNİ SAVUNMAYA

    DEVAM EDECEĞİZ

    10 Mayıs 2012 238

    TMMOB, 23 MAYIS’TA KESK’LE OMUZ OMUZA OLACAK

    19 Mayıs 2012 242

    ETKİNLİK KONUŞMALARI 243

    TTB 59. BÜYÜK KONGRESİ KONGRESİ 25 Haziran 2010 / ANKARA 245

  • ÇEVRE DİRENİŞLERİ BULUŞUYOR 26-27 Haziran 2010 / ANKARA 247

    TEOMAN ÖZTÜRK’Ü ANMA ETKİNLİĞİ 11 Temmuz 2010 / ANKARA 251

    17 AĞUSTOS DEPREMİ ANMA ETKİNLİKLERİ 16 Ağustos 2010 / YALOVA 253

    TMMOB 41. OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULU24-25 Eylül 2010/ANKARA 255

    TMMOB VE ODA DENETLEME KURULLARI ORTAK TOPLANTISI16 Ekim 2010/ANKARA 260

    TMMOB GAZİANTEP KENT SEMPOZYUMU15-16 Ekim 2010/GAZİANTEP 262

    DÜNYA GIDA GÜNÜ 2010 SEMPOZYUMU16 Ekim 2010/ANKARA 266

    5. MÜHENDİSLİK ÖLÇMELERİ SEMPOZYUMU20-22 Ekim 2010/ZONGULDAK 269

    PEYZAJ MİMARLIĞI IV. KONGRESİ21-24 Ekim 2010/SELÇUK-İZMİR 271

    21. MÜHENDİSLİK DEKANLARI KONSEYİ TOPLANTISI27-28 Ekim 2010/KKTC 273

    TÜRKİYE 19. ULUSLARARASI JEOFİZİK KONGRE VE SERGİSİ23-26 Kasım 2010/ANKARA 277

    I. KÜRESEL DENİZ TEKNOLOJİLERİNDE İNOVASYON VE DENİZ ULAŞTIRMASININ GELECEĞİ KONFERANSI24-26 Kasım 2010/İSTANBUL 280

    BALIKESİR KENT SEMPOZYUMU26-28 Kasım 2010 282

    TMMOB 41. DÖNEM I. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI27 Kasım 2010/ANKARA 284

    “3. KÖPRÜYE HAYIR!” MİTİNGİ26 Aralık 2010/KADIKÖY MEYDANI-İSTANBUL 286

    “BÜYÜK MADENCİ GREVİ VE YÜRÜYÜŞÜ”NÜN 20. YILI ANMA ETKİNLİĞİ8 Ocak 2011/ANKARA 287

    ONUR KURULLARI TOPLANTISI22 Ocak 2011/ANKARA 289

    HALK İÇİN DEMOKRATİK ANAYASA FORUMU22 Ocak 2011/İSTANBUL 292

    “NEREDEN ÇIKTI BU HES’LER?” PANELİ29 Ocak 2011/ANKARA 296

    “TÜRKİYE’DE ENERJİ POLİTİKALARI, HİDROELEKTRİK SANTRALLER VE ÇEVRESEL ETKİLERİ PANELİ”19 Şubat 2011-MUĞLA 300

    MMO ÖĞRENCİ ÜYE KURULTAYI26 Mart 2011/ANKARA 305

    ANTALYA KENT SEMPOZYUMU24-26 Mart 2011/ANTALYA 308

  • 10. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ13-16 Nisan 2011/İZMİR 310

    13. TÜRKİYE HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİK KURULTAYI18-22 Nisan 2011/ANKARA 313

    “NÜKLEER SANTRALLERE HAYIR” MİTİNGİ24 Nisan 2011/İSTANBUL 315

    BURSA KENT SEMPOZYUMU29-30 Nisan 2011/BURSA 316

    KOCAELİ KENT SEMPOZYUMU6-8 Mayıs 2011/KOCAELİ 318

    TÜRKİYE 22. ULUSLARARASI MADENCİLİK KONGRESİ11-13 Mayıs 2011/ANKARA 320

    PMO KORUMA VE PEYZAJ MİMARLIĞI SEMPOZYUMU12-13 Mayıs 2011/ANKARA 322

    TMMOB MİTİNGİ15 Mayıs 2011/ANKARA 324

    ADANA KENT SEMPOZYUMU20-21 Mayıs 2011/ADANA 330

    EDİRNE KENT SEMPOZYUMU3-4 Haziran 2011/EDİRNE 331

    4. MADENCİLİK VE ÇEVRE SEMPOZYUMU02-03 Haziran 2011/İZMİR 334

    PARLAYICI VE PATLAYICI ORTAMLARDA GÜVENLİK (ATEX) SEMPOZYUMU22-24 Eylül 2011/ANKARA 337

    8 EKİM MİTİNG KONUŞMASI8 Ekim 2011/ANKARA 339

    TMMOB 41. DÖNEM 3. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI9 Ekim 2011/ANKARA 341

    ULUSAL ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ5-8 Ekim 2011/SAMSUN 343

    DÜNYA GIDA GÜNÜ: “AÇLIĞA KARŞI; YAYGIN ÜRETİM, HAKÇA BÖLÜŞÜM” SEMPOZYUMU15 Ekim 2011/ANKARA 349

    GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU VE SERGİSİ20-21 Ekim 2011/İSTANBUL 351

    KAMUDA VE ÖZEL SEKTÖRDE ÜCRETLİ ÇALIŞAN MİMARLAR KURULTAYI22-23 Ekim 2011/ANKARA 353

    TMMOB COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ KONGRESİ31 Ekim-04 Kasım 2011/ANTALYA 356

    7. TÜRKİYE ŞEHİRCİLİK KONGRESİ: HERKES İÇİN KENT, HERKES İÇİN PLANLAMA: AKILLICA, ADALETLE, YENİDEN14-16 Kasım 2011/İSTANBUL 360

    TMMOB 8. ENERJİ SEMPOZYUMU17-19 Kasım 2011/İSTANBUL 366

    ÇEVRE VE HALK SAĞLIĞI SORUNLARI KARŞISINDA BİLİM İNSANININ SORUMLULUĞU SEMPOZYUMU23 Kasım 2011/İSTANBUL 370

  • EMO 2. ELEKTRİK TESİSAT ULUSAL KONGRESİ24-27 Kasım 2011/İZMİR 372

    7. GIDA MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ24-26 Kasım 2011/ANKARA 375

    KONYA KENT SEMPOZYUMU26-27 Kasım 2011/KONYA 378

    “YAŞAM HAKKIMIZI KORUYALIM” MİTİNGİ26 Kasım 2011/GERZE-SİNOP 379

    İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONGRESİ2-4 Aralık 2011/ANKARA 381

    TMMOB SANAYİ KONGRESİ16-17 Aralık 2011/ANKARA 383

    TMMOB 2. KADIN KURULTAYI17-18 Aralık 2011/ANKARA 386

    TMMOB 2. KADIN KURULTAYI17-18 Aralık 2011/ANKARA 388

    TMMOB ENGELLİ MÜHENDİS MİMAR ŞEHİR PLANCILARI ÇALIŞTAYI24 Aralık 2011/ANKARA 392

    3. ULUSAL ENERJİ VERİMLİLİĞİ FORUMU12-13 Ocak 2012/İSTANBUL 395

    DİSK 14. GENEL KURULU10-12 Şubat 2012/İSTANBUL 399

    TMMOB ÜCRETLİ MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILARI VE İŞSİZLİK KURULTAYI25 Şubat 2012/ANKARA 401

    TMMOB DEMOKRASİ KURULTAYI17 Mart 2012/ANKARA 404

    YAŞASIN 1 MAYIS1 Mayıs 2012/Taksim 409

    TMMOB 41. DÖNEM 4. DANIŞMA KURULU5 Mayıs 2012/ANKARA 410

    GÖRÜŞLER VE RAPORLAR 413

    “VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI, GIDA VE YEM KANUN TASARISI” HAKKINDA TBMM’YE GÖNDERİLEN GÖRÜŞ31 Mayıs 2010 415

    BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI’NIN TMMOB HAKKINDA BAŞLATTIĞI İNCELEMEYE İLİŞKİN BAKANLIĞA GÖNDERİLEN GÖRÜŞ VE YANIT 7 Haziran 2010 418

    BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI’NIN BELGE İSTEMİNE GÖNDERİLEN YANIT 21 Haziran 2010 424

    ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI’NA ÇEVRE DENETİM YÖNETMELİĞİ ÜZERİNE GÖNDERİLEN GÖRÜŞ13 Ağustos 2010 426

    İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI TASLAĞINA İLİŞKİN BAKANLIĞA GÖNDERİLEN TMMOB GÖRÜŞÜ 14 Eylül 2010 428

  • HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI’NA GÖNDERİLEN GATS ÇEVRE HİZMETLERİ KONULU YAZI 27 Eylül 2010 433

    İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ TASLAĞINA İLİŞKİN BAKANLIĞA GÖNDERİLEN GÖRÜŞ5 Ekim 2010 436

    YAPI MÜTEAHHİTLERİ İLE ŞANTİYE ŞEFLERİNİN KAYITLARI VE YETKİ BELGELİ USTALAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI ÜZERİNE GÖRÜŞ 15 Ekim 2010 439

    TBMM DİLEKÇE KOMİSYONUNA GÖNDERİLEN GÖRÜŞ5 Kasım 2010 442

    BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI’NA 4708 SAYILI YAPI DENETİMİ YASASI’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASLAĞI ÜZERİNE GÖNDERİLEN GÖRÜŞ15 Aralık 2010 443

    İŞYERİ HEKİMLİĞİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI SINAV DUYURUSU İLE İLGİLİ ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İLE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NA GÖNDERİLEN YAZI14 Aralık 2010 449

    DTM’YE “HİZMETLER TİCARETİ-HİNDİSTAN RAPORU” HAKKINDA GÖNDERİLEN GÖRÜŞ24 Aralık 2010 450

    MÜHENDİSLİK, MİMARLIK VE ŞEHİR PLANCILIĞI EĞİTİMİ VE KONTENJANLARI İLE İLGİLİ YÖK’E GÖNDERİLEN GÖRÜŞ 28 Aralık 2010 452

    TABİATI VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ KORUMA KANUNU TASARISI’NA İLİŞKİN TBMM ÇEVRE KOMİSYONU’NA GÖNDERİLEN TMMOB GÖRÜŞÜ11 Ocak 2011 454

    İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ YÖNETMELİKLERİ ÜZERİNE TMMOB VE TTB GÖRÜŞÜ25 Ocak 2011 474

    ANKARA VALİLİĞİ’NE TORBA YASAYA KARŞI EYLEMLE İLGİLİ OLARAK GÖNDERİLEN YAZI3 Şubat 2011 476

    657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TMMOB GÖRÜŞÜ4 Şubat 2011 479

    6110 SAYILI YASAYA İLİŞKİN CUMHURBAŞKANLIĞINA GÖNDERİLEN TMMOB GÖRÜŞÜ11 Şubat 2011 483

    TORBA YASA’YLA İLGİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI’NA GÖNDERİLEN DİSK, KESK, TMMOB VE TTB RAPORU21 Şubat 2011 485

    BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞINA GÖNDERİLEN YANIT8 Mart 2011 490

    BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI’NA ŞİKAYET DİLEKÇESİ ÜZERİNE GÖNDERİLEN YANIT16 Mart 2011 492

    GAZİ TESİSLERİ ALANI İLE İLGİLİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI’NA GÖNDERİLEN YAZI 23 Mart 2011 494

    YÖK’ÜN YÜKSEKÖĞRETİMİ YENİDEN YAPILANDIRMAYA YÖNELİK ÇALIŞTAYINA KATILINMAYACAĞININ BİLDİRİLDİĞİ YAZI 5 Nisan 2011 496

    TEKNOLOJİ FAKÜLTELERİ ÜZERİNE TMMOB GÖRÜŞÜ7 Nisan 2011 499

  • ÇSGB İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE “İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAYSERİ BİLDİRİSİ”NE İLİŞKİN GÖNDERİLEN GÖRÜŞ 25 Nisan 2011 508

    HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI’NA GÖNDERİLEN GATS MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ KONULU YAZI 29 Nisan 2011 510

    “İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARININ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİĞE” GEÇİCİ BİR MADDE EKLENMESİNE İLİŞKİN TMMOB GÖRÜŞÜ 31 Mayıs 2011 513

    ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NA “MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ ŞARTNAMESİ” ÜZERİNE GÖNDERİLEN GÖRÜŞ1 Ağustos 2011 514

    “ULUSAL DEPREM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI” TASLAK METNİ ÜZERİNE BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI’NA GÖNDERİLEN TMMOB GÖRÜŞÜ3 Ağustos 2011 516

    HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU ÜCRET TARİFELERİ TASLAĞI ÜZERİNE ADALET BAKANLIĞI’NA GÖNDERİLEN GÖRÜŞ9 Eylül 2011 520

    ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NIN “YAPI DENETİMİ” KONULU TOPLANTISINDA SUNULAN TMMOB GÖRÜŞÜ28 Eylül 2011 522

    YAPI MÜTEAHHİTLERİNİN KAYITLARI İLE ŞANTİYE ŞEFLERİ VE YETKİ BELGELİ USTALAR HAKKINDA YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ HAKKINDA TMMOB GÖRÜŞÜ 18 Kasım 2011 525

    EİE’NİN KAPATILMASIYLA KADROLARI DEĞİŞTİRİLEN MÜHENDİSLER İÇİN ENERJİ BAKANLIĞI VE DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI’NA GÖNDERİLEN YAZI 9 Ocak 2012 528

    ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NA ŞANTİYE ŞEFLİĞİ ÜZERİNE GÖNDERİLEN YAZI 14 Şubat 2012 530

    “ELEKTRİK PİYASASI KANUNU TASARISI TASLAĞI” ÜZERİNE TMMOB GÖRÜŞÜ 6 Mart 2012 532

    ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NA ŞANTİYE ŞEFLİĞİ ÜZERİNE GÖNDERİLEN YAZI 14 Mart 2012 534

    İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUN TASARISI HAKKINDA TBMM SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE

    SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA SUNULAN TMMOB GÖRÜŞÜ

    9 Mayıs 2012 537

    SIVILAŞTIRILMIŞ PETROL GAZLARI (LPG) PİYASASI EĞİTİM VE SORUMLU MÜDÜR

    YÖNETMELİĞİ TASLAĞI” ÜZERİNE TMMOB GÖRÜŞÜ

    10 Mayıs 2012 545

    YAPI DENETİMİ HAKKINDAKİ KANUN VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASLAĞI HAKKINDA TMMOB GÖRÜŞÜ 16 Mayıs 2012 551

    RİZE GÜNDOĞDU BELDESİNDE YAŞANAN SEL FELAKETİ İLE İLGİLİ TMMOB RAPORUEkim 2010 565

    TMMOB AFŞİN ELBİSTAN MADEN KAZASI RAPORUŞubat 2012 570

  • BELGELER 579

    ODA BAŞKANLARINA GÖNDERİLEN MESAJ

    16 Haziran 2010 581

    ANAYASA REFERANDUMU İLE İLGİLİ OLARAK TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    26 Temmuz 2010 582

    “TMMOB DEPREME DUYARLILIK YÜRÜYÜŞÜ” ÜZERİNE TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    11 Ağustos 2010 585

    REFERANDUM ÇALIŞMALARINA YÖNELİK OLARAK TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    13 Eylül 2010 587

    GEMİ MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANINA GÖNDERİLEN KINAMA YAZISI

    13 Eylül 2010 589

    TMMOB 41. DÖNEM OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUNA YÖNELİK OLARAK TMMOB GENEL

    KURUL DELEGELERİNE

    14 Eylül 2010 591

    TMMOB 41. DÖNEM 1. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI ÖNCESİ ODA BAŞKANLARINA

    GÖNDERİLEN MESAJ

    2 Kasım 2010 592

    YENİ AKİT GAZETESİNE GÖNDERİLEN TEKZİP

    3 Aralık 2010 593

    TORBA YASA’YA KARŞI EYLEMLİLİK ÜZERİNE TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    28 Ocak 2011 595

    DANIŞMA KURULU, KURULTAYLAR, KENT SEMPOZYUMLARI ÜZERİNE ODA BAŞKANLARINA

    7 Mart 2011 596

    19 ODA BAŞKANINDAN TMMOB’YE MİTİNG ÖNERİSİ

    19 Mart 2011 597

    TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE:

    TMMOB MİTİNGİ 15 MAYIS’TA ANKARA’DA

    22 Mart 2011 599

    TMMOB MİTİNGİ İÇİN EMEK-MESLEK ÖRGÜTÜ, SİYASİ PARTİ VE DEMOKRATİK KİTLE

    ÖRGÜTLERİNE GÖNDERİLER DAVET MEKTUBU

    3 Mayıs 2011 601

    15 MAYIS TMMOB MİTİNGİ İÇİN ÖĞRENCİ ÜYELERE GÖNDERİLEN YAZI

    5 Mayıs 2011 603

    15 MAYIS TMMOB MİTİNGİ İÇİN KÖŞE YAZARLARINA GÖNDERİLEN YAZI

    5 Mayıs 2011 604

    15 MAYIS MİTİNGİ İÇİN TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    16 Mayıs 2011 605

  • GENEL SEÇİM SONUÇLARI, KHK’LER, YENİ KURULAN BAKANLIKLAR ve GÖREVLERİMİZ ÜZERİNE

    TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    17 Haziran 2011 606

    10 HAZİRAN 2011 TARİHLİ STAR GAZETESİNDE CEMİL ERTEM İMZASIYLA YAYIMLANAN YAZIYA

    GÖNDERİLEN YANIT

    21 Haziran 2011 612

    YENİ KANUN HÜKMÜNDEKİ KARARNAMELER ÜZERİNE

    TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    5 Temmuz 2011 614

    “TMMOB DEPREME DUYARLILIK YÜRÜYÜŞÜ” ÜZERİNE TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    8 Ağustos 2011 616

    “19 EYLÜL TMMOB MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI DAYANIŞMA GÜNÜ” ÜZERİNE

    TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    29 Ağustos 2011 619

    8 EKİM MİTİNGİ İLE İLGİLİ OLARAK

    TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    22 Eylül 2011 621

    TMMOB 41. DÖNEM 3. DANIŞMA KURULU İÇİN ODA BAŞKANLARINA GÖNDERİLEN MESAJ

    22 Eylül 2011 622

    8 EKİM MİTİNGİNE YÖNELİK OLARAK ÖĞRENCİ ÜYELERE GÖNDERİLEN MESAJ

    27 Eylül 2011 623

    8 EKİM MİTİNGİNE YÖNELİK OLARAK KÖŞE YAZARLARINA GÖNDERİLEN DAVET YAZISI

    3 Ekim 2011 625

    VAN DEPREMİ ÜZERİNE TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    25 Ekim 2011 627

    RADİKAL GAZETESİNDE 27 EKİM VE 31 EKİM TARİHLERİNDE YAYINLANAN KÖŞE YAZILARI

    NEDENİYLE TARHAN ERDEM’E GÖNDERİLEN YANIT

    17 Kasım 2011 628

    GENEL KURULLAR SÜRECİNE YÖNELİK OLARAK TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    6 Ocak 2012 631

    BURSA ŞEHİR GAZETESİNE GÖNDERİLEN TEKZİP

    10 Ocak 2012 635

    1 MAYIS İLE İLGİLİ OLARAK TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

    27 Nisan 2012 637

  • BASIN AÇIKLAMALARI

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

  • 19

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    İSRAİL SALDIRISI İNSANLIK DIŞIDIR, KINIYORUZ31 Mayıs 2010

    Yıllardır devam eden ambargo altında yaşam mücadelesi veren Gazze halkına insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan yardım filosuna İsrail tarafından yapılan saldırıyı TMMOB şiddetle kınamaktadır.

    Bu saldırı, İsrail’in yıllardır Filistin halkına uyguladığı işgal ve katliamın boyutunu bir kez daha dünyaya göstermektedir.

    Her türlü insani ihtiyaç maddesinin Gazze’ye girişini yasaklayan İsrail ambargosuna, Dünya devletleri gözlerini kapamış, Filistin halkı adeta ölüme terk edilmiştir.

    İsrail’i, onun Filistin halkına yaptığı katliamları destekleyen başta ABD ve tüm emperyalist güçleri ve bu saldırılara sessiz kalanları lanetliyoruz.

    Dünya devletleri artık bu şiddete dur demeli, İsrail’in Filistin topraklarında Filistin halkına yönelik zulmüne son verilmelidir.

    Filistin halkına yapılanlar unutulmayacaktır ve bu büyük trajedinin hesabı bir gün mutlaka sorulacaktır.

    N. Hakan GençTMMOB Genel Sekreteri

  • 20

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    DÜNYA, ÇEVRE GÜNÜNÜ BÜYÜK EKOLOJİK SORUNLARLA KARŞILIYOR4 Haziran 2010

    1972 yılında Stockholm’de toplanan “Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı”nda “temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın temel bir insan hakkı olduğu” kararı alındı ve 5 Haziran “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edildi.

    Ne yazık ki insanlık, 5 Haziran Dünya Çevre Gününü büyük sorunlarla karşılıyor. Kar hırsının boyutları insanlığın geleceğini tehdit etmeye, dünyayı yok etmeye devam ediyor.

    Dünyamız, ozon tabakasının delinmesi, küresel ısınma, çölleşme, su kaynaklarının kirlenmesi, ekolojik çeşitliliğin kaybolması, tarım arazilerinin yok olması, endüstriyel kirlilik sorunlarıyla karşı karşıya bulunuyor.

    Uluslararası şirketlerin kar hırsı ve devletlerin geleceği düşünmeyen politikaları tehlikenin boyutlarını daha da artırıyor.

    Meksika Körfezi’ndeki petrol platformunda yaşanan patlamayla başlayan petrol sızıntısının hala durdurulamamış olması tehlikenin boyutlarını bir kez daha gözler önüne seriyor.

    Yaşam alanlarımızın yok olmaması için, gelecek nesillere yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek için, bugün ekolojik bir krize dönüşen sorunlarının çözümünde bütüncül politikaların, hukuksal ve kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi ve uygulanması gereği açıktır.

    TMMOB, çevre politikalarının doğru sanayi, tarım, enerji, ulaşım ve kentleşme politikalarıyla ele alınması zorunlu görmektedir.

    N. Hakan GençTMMOB Genel Sekreteri

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    21

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    15-16 HAZİRAN 1970 DİRENİŞİNİ YARATANLARI SELAMLIYORUZ14 Haziran 2010

    Türkiye emek mücadelesinin önemli günlerinden 15-16 Haziran direnişinin 40. yılındayız. 1970 yılında, çalışma yaşamı ve temel sendikalar mevzuatını düzenleyen yasalarda değişiklik yapılmaya ve bu arada DİSK yok edilmeye çalışılmıştı. Buna yanıt 15-16 Haziran Direnişi ile verildi.

    15-16 Haziran 1970 direnişinden bu yana, Türkiye’deki hak ve özgürlükler mücadelesinin üzerinden 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 karanlığı geçti. Şimdi de küresel kapitalizmin krizi insanımızın geleceğini karartıyor. Dünyanın her tarafında baskı, zor, zulüm bugün de gündemde. Ülkemizde yaşananlar da bizim yani emeğin aleyhine.

    Emekten ve insandan yana olanların 15-16 Haziran ruhu ile tüm bu açık saldırılara direnmekten başka yolu yoktur. Aklımızda, direnişin simgesi Tekel işçilerinin gösterdiği yol olmalı.

    Dünyada da, ülkemizde de umut ancak başka bir yaşam arayışının güçlenmesinden geçmektedir. Bugün başka bir ülke ve dünyaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Kapitalizmin geleceği yoktur. Bizler insanlığın yok oluşa sürüklenmesine karşı özgürlüğün, barışın, kardeşliğin hâkim olduğu yepyeni bir dünyayı bugünden yaratmanın mücadelesini şimdi daha güçlü ve kararlı yürütmeliyiz. Neoliberal programın uygulayıcılarına, emperyalizme, gericiliğe, ırkçılığa ve darbecilere karşı yaşamın tüm alanında direnişimizi omuz omuza bir arada sürdürmeliyiz.

    TMMOB, Türkiye mücadeleler tarihinin önemli günlerinden gördüğü 15-16 Haziranı, 15-16 Haziran direnişini yaratanları ve bu mücadeleyi sürdürenleri bir kez daha selamlamaktadır.

    Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 22

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    BİR ARADA, BİRLİKTE YAŞAYABİLMEK İÇİN ÖNCE SİLAHLAR SUSMALIDIR21 Haziran 2010

    Yine gencecik insanlarımızın ölüm haberleri ile sarsıldık. Yüreğimiz yandı. Ülkenin her yerinde yine gencecik insanlarımızın cenaze törenleri yapılıyor şimdi. Gediktepe baskını “Kardeşlik temelinde bir arada yaşama” talebini yüksek sesle dillendirenlerin sesini duyulmaz kıldı.

    Toplumumuzu kutuplaşmalara yönelten her türlü silah kullanımının karşısına, ülkemizdeki tüm emek ve demokrasi güçlerinin “Bir arada yaşam” talebi ile karşı çıkması ve asla bundan vazgeçmemesi, Kürt sorununun çözümü konusunda tek gerçek çözüm olarak önümüzde durmaktadır.

    Daha yirmi gün önce tamamladığımız TMMOB Genel Kurulu sonucunda yayımlanan sonuç bildirisinde de ifade etmiştik:

    “Türkiye’nin en önemli sorunu olan Kürt sorunu bütün yakıcılığıyla gündemdeki yerini korumaktadır. Kürt sorununun bugüne kadar çözülememiş olması ülkemizde çok ciddi ve derin tahribatlar yaratmıştır. Ekonomisi zayıf olan Türkiye’nin yüz milyarlarca dolar kaynağı çatışmalı sürece aktarılmıştır. Binlerce köy boşaltılmış, milyonlarca insan yerinden-yurdundan ve dolayısıyla üretimden koparılarak şehirlerin varoşlarında açlık ve sefaletle karşı karşıya bırakılmıştır. Bunun yanında, kırk binden fazla insanımızın yaşamına mal olan bu çözümsüzlük sürecinde, gençlerimizin yaşamlarını yitirmeye devam ediyor olması, hepimizin yüreklerinde derin yaralar açmaktadır.

    Kürt sorunundan kaynaklı çatışmalar ülkemizin ekonomik kaynaklarını tükettiği gibi, halklar arasında kardeşlik duygularını da zedelemektedir. Çatışma ortamının yarattığı gerilimle toplum kamplaşmaya itilmekte, çatışmada ölenlerin cenazeleri gösteriye dönüştürülerek, ölümler üzerinden siyaset yapılmaktadır. AKP Siyasi İktidarının ‘demokratik açılım paketi’, bölgede 30 yıla yakın yaşanan silahlı çatışmaları ve şiddeti bitiremediği gibi Kürt sorununu çözebilecek bir yaklaşıma da sahip değildir. Bölgede siyasal, kültürel, toplumsal ve ekonomik haklar sağlanmadan, sanayileşme, yatırım ve istihdam yaratılmadan çözümün gelmesi zor görünmektedir. Sağduyunun ve barışın egemen olması için gayretlerin sürdürülmesi gerekmektedir.”

    TMMOB, Türklerin ve Kürtlerin bu ülkede kardeşçe, bir arada ve birlikte yaşama talebini yüksek sesle söylemeye devam edecektir.

    Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    23

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNDE HUKUKSUZLUK, NEREYE KADAR?25 Haziran 2010

    İş güvenliği ve işçi sağlığına ilişkin düzenlemeleri bir türlü hayata geçirmeyen Siyasal İktidar, şimdi de 4 milletvekilinin imzasıyla sunulan ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen torba yasa ile iş güvenliği alanını piyasalaştırarak, iş güvenliği ve işçi sağlığı üzerinden para kazanmayı bekleyen çevrelere hizmet etmeyi amaçlıyor.

    4857 sayılı İş Yasası 22.05.2003 tarihinde kabul edilmiştir. İş Yasası’nın genel gerekçesinde, “Yasanın kabul tarihi ile Türkiye’nin yeni bir dönemecin başına gelmiş olmasının güzel bir tesadüf olduğu” belirtildikten sonra, “ Bu gelişme Ülkemizin Avrupa Birliğine aday ülkeler arasına alınmasıdır. Bu yeni süreç içinde Avrupa Birliğinin sosyal hukuk alanında da kendine özgü hukuk normlarına sahip olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle Ülkemizin onayladığı uluslararası çalışma sözleşmelerinin gereklerini yerine getirme çabalarını sürdürürken Avrupa sosyal normlarına da uyum sağlanması gereği ortaya çıkmıştır” denilmektedir. Yasa’nın 5. Bölümü İş Sağlığı ve Güvenliği başlığını taşımakta olup, bu bölümün 81 ve 82. maddeleri işyeri hekimi ve iş güvenliği mühendisleri tanımlarını düzenlemekte idi.

    Siyasal İktidar, kendi döneminde kabul edilen “İş güvenliği mühendisliği” tanımını düzenleyen 82. maddenin bir türlü hayata geçmesine izin vermemiştir. İş güvenliği mühendislerinin nitelikleri, eğitimleri, çalışma koşulları, görev ve sorumlulukları belirlenirken, konunun doğrudan tarafı olması ve demokratik katılımın gereği TMMOB’nin görüşünün alınması ve süreçte aktif rol alması aklın ve iş yaşamının zorunlu kıldığı bir durum olmasına karşın, Siyasal İktidar temsilcileri, yasayla güvencelenen demokratik katılımı bir türlü içlerine sindirememişlerdir. Bu nedenle, önce uygulama yönetmeliklerinde meslek odalarını sürecin dışında tutmayı denemişlerdir.

    2004 yılında iş güvenliği mühendislerine yönelik çıkarılan uygulama yönetmeliği (İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik) ile önce mühendis tanımı, mühendislerin eğitimi, yetkilendirilmesi, çalışma koşullarına yönelik düzenlemeler Yasa’ya aykırı olarak yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu yönetmelik tarafımızca dava konusu yapılmış ve hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

    Siyasal İktidar, İş Yasa’nın gerekçelerine uygun düzenlemeler yapmak yerine, 15.5.2008 tarihinde istihdam paketi ile anılan torba yasa içinde, iş güvenliği ile görevli mühendis ve işyeri hekimleri ile ilgili düzenlemeleri değiştirme yoluna gitmiştir. Bununla da kalmamış Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi (ÇASGEM)’nin Teşkilat Yasası’nda da değişiklik yaparak mühendis, mimar ve hekimleri eğitme hakkını elde etmiştir.

    Bilim, teknik ve aklı reddederek hak ve yetki elde etmek TBMM’de parmak hesabına indirgenmiştir.

    Bakanlık, hukuka ve bilme aykırı olarak elde ettiği yetkiye dayanarak 15.08.2009 tarihinde “İşyeri Sağlık Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri Hakkında

  • 24

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    Yönetmeliği” yürürlüğe sokmuştur. Bu Yönetmelik de tarafımızca dava konusu edilmiş ve yargı yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

    Yargı tarafından verilmiş yürütmenin durdurulması kararını aşmak için yine aynı hukuksuz yola başvurulmakta ve hukuksuz yol TBMM’ye teklif edilmektedir. 4 milletvekilinin imzası ile TBMM Başkanlığına “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adı altında sunulan torba yasanın 10, 11 ve 12. maddeleri iş sağlığı ve iş güvenliğini ilgilendiren maddeler olup, İş Yasası’nın 2. maddesine “iş güvenliği uzmanı, ortak sağlık ve güvenlik birimi, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarını eğitecek eğitim kurumları” tanımı eklenmiştir. Söz konusu düzenlemeyle, İş Yasası’nın 81. maddesinden mühendis ve mühendislerin örgütü olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği taraf olmaktan çıkarılarak yok sayılmıştır. Bugün itibariyle, bu teklifin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda aynen kabul edildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Yasa teklifinin gerekçeleri incelendiğinde, toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanan bir değişiklik gibi sunulmaktadır. Bu sunuş tarzı dahi, yasama organına ve yargıya saygının olmadığını ortaya koymaktadır. Bu değişiklikler, toplumsal bir ihtiyaçtan değil, iş güvenliği ve işçi sağlığı üzerinden para kazanmayı bekleyen çevrelerin ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, İş Yasası’nın mutabakatla kabul görmüş maddelerinin amacı ve gerekçesi sakatlanmıştır.

    İktidar, hiçbir demokratik yönetimde kabul edilemez yol ve yöntemlerle kamu yararına ne varsa yok ederek düzenleme yapmaktadır. Bunu yaparken de hiçbir sınır tanımamaktadır. Oysa, hukuk devletinde öncelikle yönetenler hukuka uymak ve yargı kararlarını yerine getirmekle yükümlüdürler. Ülkemizde ise, yargının iptal ettiği her düzenleme ve işlemi, “hukuka” değil “yasaya” uydurmak için bir günde yasalar değişmektedir. Bu durum ürkütücüdür, korkutucudur ve hukuk güvenliğini ortadan kaldırmaktadır.

    Ülkemizin en ciddi sorunlarından biri olan işçi sağlığı ve güvenliği olgusu, iktidarın ele aldığı yöntemle çözüme kavuşturulacak bir sorun değildir. Kamu düzeni, güvenliği ve sağlığını ilgilendiren bu konu kamusal hizmet anlayışı ile ele alınmadığı sürece çözümü olanaklı değildir. Her şeyden önce bireye, ailesine, toplumsal işgücü kaybına, işletmeye ve ülke ekonomisine ağır fatura çıkaran bu konu piyasalaştırılamaz. Piyasalaştırılırken dahi hukuksuzluğun sınırları bu kadar genişletilemez ve gerçeğe aykırı gerekçe üretilemez.

    Siyasal iktidardan değil ama TBMM’den “Her şeyin ticarileştirilemeyeceğini, ‘kamu yararı’ diye bir kavramın sosyal hukuk devletinin olmazsa olmazı olduğunu hatırlamalarını” diliyoruz ve teklifi reddetmelerini bekliyoruz. Aksi halde soracağız, “Hukuk, kime ne kadar?”

    Mehmet Soğancı TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    25

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    ÇALIŞMA HAKKINI HİÇE SAYAN “IRKÇI AMBARGO” KABUL EDİLEMEZ29 Haziran 2010

    Türkiye’nin en önemli sorunlarından olan Kürt sorununun bu ülkede çözülememesi ülkemizi insanlık dışı ortamlara sürüklemektedir. Sorunun çözülmemesi, çözülmek istenmemesi bölgede binlerce köyün boşaltılmasına, milyonlarca insanın yerinden yurdundan dolayısıyla üretimden kopartılmasına ve bölge halkının açlık ve sefaletle karşı karşıya bırakılmasına neden olmuştur. Yaşanan Kürt sorunuyla doğrudan bağlantılı olarak işsizlik ve yoksulluğu had safhada yaşayan bölge insanının evine ekmek götürmek, ailelerinin geçimini sağlamak amacıyla yollara düştüğü, güvencesiz, düşük ücretlerle ve sağlık, barınma gibi pek çok hakları ihlal edilerek ülkenin çeşitli bölgelerinde mevsimlik işçi olarak çalıştığı, hepimizce bilinmektedir.

    Onurluca geçimini sağlamak için; kamyon kasalarında yüzlerce kilometre yol kateden, kimi zaman yollarda, kimi zaman çalıştıkları tarlalarda yaşamlarından olan bu ülkenin emekçi insanlarına yönelik olarak; Giresun’da yapılan bir toplantıda “Örgüte yardım edecekleri ve kargaşa çıkaracakları iddiası ile Giresun’a gelişlerine ambargo kararı” alındığı basına yansımıştır.

    İnsanlık tarihi tarafından mahkûm edilen anlayışları çeşitli bahanelerle günümüze taşımaya kalkarak bu kararı alanlar Anayasal bir suç işleyerek temel insan haklarını yok saymışlardır. Basına yansıyan söz konusu iddialar hakkında yetkiler tarafından bir an önce bir açıklama yapılmalı ve tüm sorumlular hakkında yasal işlem başlatılmalıdır.

    Gündeme gelen bu olay bir kez daha göstermiştir ki; iktidar sorunu demokratik, adil, eşitlik temelinde barışçıl yöntemlerle çözmek yerine, baskı ve şiddet politikalarını devam ettiren ve sorunların çözümünün önünü tıkayan politikalarına devam etmektedir.

    Emekten ve halktan yana olan TMMOB, insanlarımız arasına düşmanlık tohumları ekmeye çalışanlara inat “barış içinde, bir arada ve kardeşçe yaşama” talebini yüksek sesle söylemeye devam edecektir.

    Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 26

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    DENİZLİ SAHİPSİZ DEĞİLDİR30 Haziran 2010

    “Denizli Hükümet Konağı ve Çevresi” projesi Denizli kentine yeni bir hükümet konağı ve kent meydanı kazandırma amacı ile gündeme gelmiştir. Bunun devamında, Kız Meslek Lisesi ve mevcut Hükümet Konağı ile ilgili ciddi farklı görüşler oluşmuş, ancak konunun bir yarışma ile sonuçlandırılmasında uzlaşılmıştır.

    Ardından Mimarlar Odası Denizli Şubesi önderliğinde bir sempozyum gerçekleştirilmiş, sempozyum sonuçları kamuoyu ve yetkililer ile paylaşılmıştır. Daha sonra proje ile ilgili ulusal ölçekte bir yarışma düzenlenmesi kararı alınmıştır. Türkiye’nin saygın bilim insanlarının jüri olarak görev yaptığı yarışmanın şartnamesinde sempozyum sonuçlarının dikkate alınması ile ilgili taraflar uzlaşma sağlamışlardır.

    Bu konudaki uzlaşma 1 Haziran 2009 tarihinde bir protokol ile kayıt altına alınmıştır. Protokole Denizli Valisi Yavuz Erkmen, TMMOB Denizli İKK Sekreteri Fatih Yaşa, Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı İbrahim Şenel, Bayındırlık ve İskan Müdürü Kasım Kayıhan, İl Özel İdare İmar İşleri Müdürü Niyazi Dayanır imza koymuşlardır. Protokolde korunması gerekli binalardan birisi de “Kent belleğinin oluşumunda iz bırakan, anı değeri olan, Cumhuriyet eğitim mirasının göstergesi” olarak nitelenen “Kız Meslek Lisesi” olarak belirtilmiştir.

    Devam eden süreçte, sempozyum sonucu oluşan kararlar göz önüne alınarak yapılan ulusal düzeydeki yarışmada birinci seçilen Yavuz Selim Sepin’e ait proje, planlama kararını; Kız Meslek Lisesi’ni “koruyarak kullanma” şeklinde vermiştir. Katılımcıların ve ödül alan projelerin %90’ı da zaten bu binayı korumuştur

    Ancak 2010 yılı Haziran ayında, binanın sökülmeye başladığı, çatı kiremitlerinin alındığı, kapı, pencere ve kalorifer peteklerinin söküldüğü görülmüş, binanın tamamen ya da kısmen yıkılacağı hazırlıklarına şahit olunmuştur.

    Bu gelişmeler üzerine TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu harekete geçmiş, 18 Haziran 2010 tarihinde saat 18.00’de okul önünde kitlesel bir basın açıklaması yaparak, okulun yıkılmamasını ve bunun gerekçelerini kamuoyu ile paylaşmıştır. Ancak bu basın açıklamasından birkaç saat sonra Kız Meslek Lisesi 18 Haziran 2010 gecesi yıkılmaya başlanmıştır. Yıkımın haber alınması üzerine çoğunluğu mühendis ve mimar meslektaşlarımızdan olmak üzere çok sayıda vatandaş gece olmasına rağmen yıkım yerine gitmiş, yetkililerle yapılan görüşmelerde, bu okulun yıkımı ile ilgili gerekli belgeler istenmiş ancak hiçbir belge ibraz edilememiştir.

    Tartışmaların ardından, Denizli Emniyet Müdürü Atilla Çınar olay yerine gelmiş, Denizli Valisi Yavuz Erkmen ile görüşmelerinin sonunda; “Okulun sadece toplantı salonunun yıkılacağı, okula dokunulmayacağı” bilgisini iletmiştir. Israrlar üzerine gece gerçekleştirilen yıkım durdurulmuş, ancak ertesi gün tüm okul yerle bir edilmiştir.

    Denizli İl Koordinasyon Kurulumuz, sürecin başından itibaren kent için bu derece

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    27

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    önemli projelerin yeterince tartışılmasını ve birlikte üretilmesini istemiştir. Kız Meslek Lisesi’nin korunması da bu uzlaşı kararlarından biridir. İl Koordinasyon Kurulumuz ısrarla bu yapı ile ilgili protokole ve uzlaşmaya aykırı kararlar verilmemesini ve uygulamalar gerçekleşmemesini istemiştir.

    Ancak binlerce öğrencinin yetiştiği, yarım asırdan fazla bir süredir Denizli gençliğinin eğitimine hizmet eden bir kültür yuvası kentin kamu gücünü kullanan iki yetkilisinin emri ile kanunsuz olarak yerle bir edilmiştir. Bu yıkımın gerçekleşme tarihi, biçimi ve sonuçları ise birçok acı gerçeği karşımıza çıkartmaktadır.

    Yapılan görüşmeler ve oluşturulan protokollere aykırı olarak hukuki dayanaktan yoksun bu yıkım her şeyden önce devletin güvenilirliğini zedelemiştir. Kenti yönetenler inandırıcılığını yitirmiştir. Denizli Valiliği bu kanun dışı tutumu korumuştur.

    Yıkım için gerekli izinler alınmamış, yasal süreç işletilmemiş ve yapılan protokolde bulunmayan bir yol projesi Denizli Belediyesi tarafından bahane edilmiştir. Kısaca Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi kamu gücünü kanunsuz biçimde kullanmış, kamu malına zarar vermiştir. Denizli Valisi bu kanun dışı tutuma karşı üzerine düşen görevi yerine getirmemiştir. Öte yandan, yıkım proje müellifi Yavuz Selim Sepin’in bilgisi ve onayı alınmadan gerçekleştirilmiştir.

    Bugün gelinen noktada okul tamamen yıkılmış bulunmaktadır. Ancak yıkımın üzerinden yaklaşık 15 gün geçmesine rağmen, ne Denizli Valiliği’nden ne de Denizli Belediyesi’nden bir açıklama yapılmamıştır.

    Bu durum sözün bittiği yerdir.

    TMMOB, bu aşamadan sonra kamu yararını önde tutma tavrının bir parçası olarak konunun tüm hukuki boyutlarını araştıracak, ilgililere karşı yasal yollardan hak arama çalışmalarını sürdürecek ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacaktır.

    Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 28

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    SİVAS’I UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!1 Temmuz 2010

    Bu yıl Sivas katliamının 17. yılı.

    Bundan 17 yıl önce, 2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta Madımak Otel’de yakılarak katledilen insanlarımızın aydınlık yüzleri gözlerimizin önünde. O gün Sivas’ta yaşananlar, dün yaşanmışçasına aklımızda.

    Sivas katliamını unutturmak isteyenlere inat; O gün yanan o aydınlık yüzlerin ışığını söndürmeye, emekçi sınıfların yeni bir dünya kurma yolundaki umutlarını yok etmeye çalışanlara inat TMMOB her 2 Temmuz’da olduğu gibi bu yıl da dost örgütlerle birlikte omuz omuza duracak.

    Sivas katliamını Türkiye’nin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasiye, halkların kardeşliğine, eşitliğe, özgürlüğe ve bir arada yaşama kültürüne yapılan bir saldırı olarak gören TMMOB, bu yıl da işçilerle, kamu emekçileriyle, gençlerle, aydınlarla sesini, ellerini, öfkesini birleştirerek, “Başka Bir Yaşam, Başka Bir Türkiye, Başka Bir Dünya Mümkün” diyecek.

    “Sivas’ı unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.”

    Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    29

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Çağrımızdır:TORBA YASA GERİ ÇEKİLSİN,İŞÇİ SAĞLIĞI, İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ, TAŞERON FİRMALARIN KÂR HIRSINA KURBAN EDİLMESİN! 20 Temmuz 2010

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, içinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili çok önemli maddelerin de yer aldığı bir “Torba Yasa” Tasarısı’nı görüşmeye başladı.

    Söz konusu Tasarıda yapılan düzenlemelerle;

    · İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, ortak sağlık ve güvenlik birimi ile eğitim kurumlarının tanımlarının İş Yasasına eklenmesi; bu tanımlara göre anılan mesleki formasyonlar, taşeron hizmet sunum kuruluşları ile eğitim kuruluşlarının Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi,

    · İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmeti sunmak üzere işyeri dışında kurulacak kuruluşların nitelikleri, altyapı ve personel standartları ile işyerlerinin bunlardan hizmet almaları; işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının da içinde bulunduğu çalışanların görev yetki ve sorumlulukları, işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimleri ile belgelendirilmeleri; bu eğitimlerde görev alacak eğiticilerin nitelikleri ve eğitim sonunda yaptırılacak sınav ile ilgili olarak Çalışma Bakanlığı tarafından ilgili tarafların görüşü alınarak yönetmelik çıkartılması,

    · İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ile işyeri ortak sağlık ve güvenlik biriminde görev yapacak işyeri hekimlerinin işyerinde yapacakları görevler için diğer kanunların kısıtlayıcı hükümlerinin uygulanmaması,

    · Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teşkilat Yasa’sına ek yapılarak yukarıda belirtilen yetki ve görevlerin yasaya, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasına eklenmesi öngörülmektedir.

    Bütün bu değişiklik önerilerinin ortak noktası işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinde görev yapacak olan işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı yetkisinin kazanılması, bu yetkinin kazanılabilmesi için gerekli eğitimi verecek kuruluşların saptanması ve anılan mesleklerin hizmet sunum yöntemlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenmesine yöneliktir.

    Öncelikle belirtmek isteriz ki; iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin sayısal veriler göstermektedir ki, personel ve altyapı eksikliklerinin de etkisiyle, anılan Bakanlık ilgili yasa ile kendisine verilen görevleri bile yerine getirememektedir.

    Nitekim; Türkiye Cumhuriyeti Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi (2009-2013) başlıklı Raporda “Bir ülkede meslek hastalıklarının görülme sıklığı çalışan nüfusun binde 4-12’si arasında değişmektedir. Buna göre Türkiye’de 30.000-100.000 arasında meslek hastalığı beklenmektedir. Ancak SGK istatistiklerine göre 2007 yılında 1.208 meslek hastalığı vakası tespit edilebilmiştir” saptaması yapılarak belirlenemeyen, dolayısıyla uygun tedavisi yapılarak sahip olduğu özlük hakları kendisine verilmeyen on binlerce işçinin varlığı itiraf edilmiştir.

  • 30

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    Öte yandan, yine kayıt dışı istihdam ve eksik verilerle oluşturulmuş SGK istatistiklerine göre, 2007 yılında toplam 80.602 iş kazası ve 1208 meslek hastalığı sonucu 1044 kişi yaşamını yitirmiş, 1956 kişi ise sakat kalmıştır. Ülkemizde günde ortalama üç işçi yaşamını yitirmekte, beş işçi sürekli iş göremez duruma gelmektedir.

    Bütün bu tablonun değiştirilebilmesi, işçi sağlığının korunup, iş güvenliğinin sağlanması için bu alanda gerekli önlemlerin alınması; bu kapsamda nitelikli işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı hizmetlerinin işyerlerinde bulunmasının sağlanması gerekmektedir. Oysa bugün söz konusu kurumsal yapıların zayıflatılması ve bu hizmetlerin kağıt üzerinde bırakılmasına yönelik bir girişimle karşı karşıyayız.

    Yükseköğretim alanında hiçbir yetkisi bulunmayan ve örgütlenmesinde de buna uygun olarak herhangi bir kadrosu mevcut olmayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TBMM’de görüşülmekte olan Torba Yasa ile, hekimlerin işyeri hekimi olabilmesi ya da mühendislerin iş güvenliği uzmanı olabilmesi için almaları gereken eğitimi belirleyen, bu eğitimleri verecek kuruluşları yetkilendiren ve eğitimler sonunda sınavları yaparak ya da yaptırarak hekim ve mühendisleri işyeri hekimi/iş güvenliği uzmanı olarak çalışabilmesi için belgelendiren kurum haline gelmektedir.

    Daha önce yapılan yasa ve yönetmelik düzenlemeleri ile istediği sonucu elde edemeyen ve bu alanda yetkisi bulunmadığı yargı kararlarıyla tespit edilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu kez Torba Yasa ile söz konusu yetkileri kazanmaya çalışmaktadır. Bu noktada, anılan Bakanlığın hukuka aykırı düzenlemelerine güvenerek işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimi ve taşeronluk hizmetlerinde faaliyet göstermek üzere kurulan şirketlerin mağduriyet belirterek yasal düzenleme talep etmeleri hiçbir biçimde kabul edilemez. Bu alanda yapılacak bütün düzenlemelerin insan yaşam ve sağlığı ile doğrudan bağı dikkate alınarak yaşam ve sağlık hakkını geliştirecek şekilde düzenlenmesi zorunludur. Aksine düzenlemeler Anayasanın yaşam hakkını koruyan 17. maddesi başta olmak üzere temel hakları düzenleyen birçok hükmüne aykırı olacaktır.

    Tasarı’da yer alan düzenlemeye göre işyeri hekimlerinin bu görevlerini yapmaları sırasında “diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz” denilmekle aslında 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasının 5. maddesindeki “...işyeri tabipleri; çalıştıkları yerlerin sağlık hizmetlerinin başka bir yerde ikinci bir görev yapmalarına elverişli bulunduğu tabip odaları idare heyetince kabul edilmedikçe her ne suretle olursa olsun, diğer bir kurum ve işyerinin tabipliğini alamazlar.” hükmü devre dışı bırakılmaya, Türk Tabipleri Birliği’nin işyeri hekimliği alanındaki yetkileri kısıtlanmaya çalışılmaktadır.

    Tasarı ile Yargının daha önce verdiği iptal kararlarına rağmen “iş güvenliği uzmanı” kavramı getirilmeye çalışılmaktadır. İş güvenliği konusunda bir yeterlilik tanımlaması yapılacaksa “iş güvenliği mühendisi” kavramı dışında bir kavram yaratmaya gerek yoktur. Mühendisler yaptıkları işin bilime, teknolojiye ve hukuka uygunluğu konusunda meslek odaları vasıtası ile ve yargı yolu ile denetlenirler. Aldıkları akademik eğitimin kazandırdığı bilginin ve değerlerin korunması da odaları aracılığı ile yaşam boyu meslek içi eğitim ve meslekte gelişim çalışmaları ile sağlanmaktadır. Dolayısıyla, meslek odaları bu yapının vazgeçilmez örgütlü yapılarıdır. Siyasal iktidar bunu algılamak zorundadır.

    Siyasal iktidar, bu düzenlemeyle işçi sağlığı ve iş güvenliği alanının vazgeçilmez yapıları olan Türk Tabipler Birliği ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin rolünü

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    31

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    dışlamaya, sıradanlaştırmaya çalışmaktadır. Eğitim dâhil olmak üzere işçi sağlığı ve güvenliği bir pazar haline getirilmekte ve can pazarına dönüştürülmektedir.

    Bu düzenlemelerin amacı; işçi sağlığı ve güvenliği alanını tümüyle piyasaya açmak, bu alandaki taşeron firmalara rant ve kâr alanı sağlamaktır.

    Halkın oylarıyla seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir kez daha çağrıda bulunuyoruz:

    “Torba Yasa” geri çekilsin,

    İşçi sağlığı, iş güvenliği hizmetleri, taşeron firmaların kâr hırsına kurban edilmesin!

    DİSK-Devrimci İşçi Sendikaları KonfederasyonuKESK-Kamu Emekçileri Sendikaları KonfederasyonuTMMOB-Türk Mühendis ve Mimar Odaları BirliğiTTB-Türk Tabipleri Birliği

  • 32

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    TMMOB’DEN ÜNİVERSİTE TERCİH KILAVUZUNA DAVA23 Temmuz 2010

    YÖK ve ÖYSM, öğrencileri mağdur etmeye devam etmektedir. Tercih kılavuzunda basına yansıyan hatalar yanında mühendislik fakültelerini tercih edecek öğrenciler de kendi aralarında eşitsiz bir uygulamaya maruz bırakılmışlardır. Fen bölümlerinden mezun olan öğrenciler mühendislik bölümü tercihinde dezavantajlı duruma düşürülmüştür.

    2010 üniversite sınavları tercih kılavuzunda yapılan hatalar nedeniyle öğrenciler mağdur edilirken, Yükseköğretim Kurulu (YÖK), ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini dikkate almaksızın, herhangi bir altyapı hazırlamadan ve açıklama dahi yapmadan kılavuza koydurduğu teknoloji fakülteleriyle de yeni bir karmaşa alanı yaratmıştır.

    Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), mühendislik bölümlerini tercih edecek öğrencilerin daha sonra mağdur olmalarını engellemek için tercih kılavuzundaki teknoloji fakültelerine ilişkin duyuruların yer aldığı bölümlerin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’a başvurmuştur.

    TMMOB, Afyon Kocatepe, Fırat, Gazi, Karabük, Marmara, Sakarya ve Süleyman Demirel üniversitelerinde mesleki ve teknik eğitim fakültelerinin ismi değiştirilerek kurulan teknoloji fakültelerinde oluşturulan mühendislik bölümlerine öğrenci alımına ilişkin duyurulara, bu bölümlerin açılmasını sağlayan YÖK Yürütme Kurulu kararına ve tüm bu işlemlerin dayanağı olan Bakanlar Kurulu kararına karşı ayrı ayrı 7 dava açmıştır.

    13 Kasım 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla, çeşitli üniversitelerde kurulu bulunan mesleki ve teknik eğitim fakülteleri kapatılarak, yerlerine “Teknoloji Fakültesi” adı altında yeni fakülteler kurulmuş, ancak kararda hangi bölümlerin kurulacağına dair herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir. Bu bölümlerin hangileri olduğunu tercih kılavuzu ile öğrenmiş bulunmaktayız.

    Bakanlar Kurulu Kararı’nın uygulanmasıyla ilgili esasları belirlemeye yetkili olan Yükseköğretim Kurulu tarafından, bugüne kadar uygulamayla ilgili herhangi bir genel düzenleyici işlem yayımlanmadığı gibi, bir açıklama dahi yapılmamıştır. Dolayısıyla mesleki ve teknik eğitim fakülteleri kapatılarak yerlerine kurulan teknoloji fakültelerinin hangi alanda ne gibi bir eğitim verecekleri bilinmemektedir. Tüm uygulama YÖK ve ilgili üniversiteler eliyle adeta gizli bir şekilde yürütülmektedir.

    2010 ÖSYS Tercih Kılavuzu incelendiğinde 7 üniversitenin teknoloji fakülteleri mühendislik bölümlerine iki ayrı türde kontenjanla öğrenci alınacağının duyurulduğu; mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından (MTOK) mezun olanların Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)-1 puanı üzerinden, diğer ortaöğretim kurumlarından mezun olanların ise lisans yerleştirme sınavı (LYS) sonuçlarıyla matematik-fen (MF)-4 puan türü üzerinden ağırlıklı ortalama başarı puanlarının (AOBP) 0.15 katsayısı ile çarpılarak tercih sistemine dahil olacakları anlaşılmaktadır. Genel liselerin “fen, fen bilimleri, klasik fen, matematik ve tabii bilimler alanları” dışından mezun olanların ise teknoloji fakültelerindeki mühendislik bölümlerini tercih etmeleri durumunda AOBP’lerinin 0.12 katsayısı ile çarpılacağı görülmektedir. Kılavuzda, “Teknoloji Fakültesi lisans programlarına MTOK kontenjanından yerleşen adaylara bir yıllık intibak programı uygulanır. İntibak programından muaf olmak için matematik ve fen derslerinden muafiyet sınavında

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    33

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    başarılı olmak gerekmektedir. İntibak programında başarılı olan öğrenciler birinci sınıfa devam ederler. İntibak programı süresi, öğrenim süresi sütununda gösterilen yıllara dahil değildir” bilgisi yer almaktadır.

    Kılavuzdaki tüm koşullar, yasalara aykırılığın yanında evrensel bir meslek olan mühendislik için ülkeden ülkeye değişemeyecek kriterleri göz ardı etmiştir. YÖK’ün mühendisliği yalnızca pratisyenliğe indirgeyen, “mühendislik” kimliğinde belirleyici olan bilgi, formasyon, mühendislik etiği ve tasarım unsurlarını dışlayan bir yaklaşıma sahip olduğu anlaşılmaktadır.

    3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Yasa’da “mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteplerinden verilen diplomalar” tanımlamasıyla mühendis unvanı verilebileceği belirtilmişken, teknoloji fakültesine dönüştürülen mesleki ve teknik eğitim fakültelerinde ‘mühendislik tahsili’ gösterilmemesi nedeniyle, bu fakültelerden mezun olacakların ‘mühendis’ unvanı taşımaları da söz konusu olamayacaktır.

    Yapılan uygulama ile aynı üniversitede iki ayrı fakültede iki ayrı puan türü uygulanarak eşitlik ilkesi zedelenmektedir. Öğrencilerin bu durumda hangi kriterlere göre tercih yapacakları da belirsizdir.

    Mühendislik fakülteleri ile teknoloji fakültelerinde farklı nitelikte öğretim yapılmak suretiyle aynı hak ve yetkilere sahip olacak şekilde mühendis unvanlı öğrenciler yetiştirilecek olması, Yükseköğretim Yasası’ndaki “Yükseköğretim kurumlarının özellikleri, eğitim-öğretim dalları ile amaçları gözetilerek eğitim-öğretimde birlik ilkesi sağlanır” hükmüne de aykırıdır.

    Aynı üniversite bünyesinde iki farklı fakültede aynı adlı bölümlerin kurulması ve hiçbir yasal düzenleme yapılmaksızın teknik öğretmen yetiştiren fakültelerin kapatılmasıyla, mühendislik eğitimi açısından “üretim-insangücü-eğitim” unsurları arasındaki denge gözetilmemiş ve bütün bunları kapsayacak şekilde, herhangi bir planlamaya dayalı olarak karar verilmemiştir. Uygulama, nitelikli ara insan gücünü ortadan kaldırdığından yasayla getirilen amaç ve ilkelere de açıkça aykırılık taşımaktadır.

    TMMOB olarak, iki kez düzeltme yayınlanan, özellikle mühendislik bölümlerini tercih edecek öğrencileri mağdur eden tercih kılavuzunun yenilenmesini, öğrencilere ek süre tanınmasını, yayınlanacak yeni tercih kılavuzunda da teknoloji fakülteleriyle yaratılan karmaşaya son verilmesini talep ediyoruz.

    YÖK’ü ve ÖSYM’yi öğrencileri mağdur etmemeleri konusunda uyarıyoruz.

    Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 34

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    BİRLİĞİMİZİN VE ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODAMIZIN KAMU YARARINA OLAN MÜCADELESİNİ HİÇBİR GÜÇ DURDURAMAZ13 Ağustos 2010

    Siyasi İktidarın, Birliğimize ve Bağlı Odalarımıza yönelik olarak, gerek söylemleriyle gerekse Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu raporu aracılığıyla baskı uygulamaya çalıştığı malumumuzdu. Ancak, bugün görüyoruz ki bazı basın kuruluşları da Siyasi İktidarın borazanı olarak Birliğimize ve Odalarımıza saldırmakta sakınca görmemektedir.

    Elektrik Mühendisleri Odamızın bir idare işlemini yargıya taşıma kararı; Sabah ve Takvim gazetelerinin 12 Ağustos 2010 tarihli sayılarında Mehmet Nayır imzasıyla yayımlanan haberlerde, “Odadan Tehdit” (Sabah) ve “Elektrikte Oda Terörü” (Takvim) başlıklarıyla verilmiştir.

    Anayasa’nın 2. maddesi, Cumhuriyetin niteliklerini demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak belirlemiştir. Hukuk devleti ilkesi, yalnızca idare edilenlerin hukuka bağlılığını değil aynı zamanda idare edenlerin ve yasa koyucunun da hukuka bağlığını ifade eder.

    Hukuk devletinin en önemli gereklerinden biri de yargısal denetimdir. Birliğimize bağlı Elektrik Mühendisleri Odası tarafından Özelleştirme İdaresi’nce yapılan işlemlere karşı açılan, açılacağı duyurulan davaların “Odadan Tehdit” ve “Elektrikte Oda Terörü” başlığı ile haber yapılması, bu yayın organlarının hukuk devletinin erdemlerinden biri olan yargısal denetimi içine sindirememiş olduklarının göstergesidir. Söz konusu haberlerle, hukuk devleti ilkesinin gereği yargısal denetime karşı çıkılarak, birilerinin çıkarları adına demokratik rejimin en önemli unsuruna meydan okunarak Birliğimize, Bağlı Odalarımıza ve yargıya hakaret edilmektedir.

    İdarenin her türlü eylemine karşı hukuk yoluna başvurulması anayasal bir haktır. Özelleştirme kararlarına karşı dava açılması da anayasal bir haktır, “terörist bir eylem” değildir.

    Sabah ve Takvim gazetelerinin, kamu yararına dava açan Elektrik Mühendisleri Odamızı “terör yaratmakla” itham etmesi, “kimin yararına yayın yaptıkları” sorusunun yanıtını bize açıkça vermektedir.

    Öncelikle bilinmelidir:

    Elektrik dağıtım şebekelerindeki kayıp ve kaçakların azaltılmasından siyasi iktidarlar ve sekiz yıldır iş başında olan bugünkü İktidar sorumludur. Kayıpları azaltacak yatırımları yapmayan, kaçakları azaltacak önlem ve uygulamaları yürürlüğe koymayan Siyasi İktidar ve onun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’dır.

    Özelleştirme sonucu fiyatların düşeceği çarpıtma ve boş bir hayaldir. Dağıtım şirketlerini satın alan gruplar, satın alma bedellerini ödeyebilmek, yeni yatırım ve işletme giderlerini karşılayabilmek için tarifelerde değişiklik talebinde bulunacaklar ve fiyatlar artacaktır. Özelleştirme ile rekabet olacağı hayaldir. Dağıtım bölgelerindeki kamu tekeli özel tekele devredilmektedir.

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    35

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    Siyasal iktidar ve yandaş medyası bilmelidir:

    TMMOB ve Bağlı Odaları Anayasa’da tanımlanan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. Kuruluş yasası ve kendi iç yönetmelikleri, TMMOB ve Odalara, kamu, ülke, halk ve üye çıkarları doğrultusunda çalışmalar yapma görevini vermektedir.

    TMMOB ve Bağlı Odaları, ülkesinin ve halkının çıkarlarını korumak için bilimin ve tekniğin ışığında mücadelesini yürütür.

    Herkes duysun:

    Ülkemizin tüm değerlerini özelleştirmeler yoluyla sermaye gruplarına açan bir Siyasi İktidarın, önünde engel olarak gördüğü TMMOB ve Bağlı Odalarını hedef alması şaşırtıcı değildir.

    TMMOB, Bağlı Odalarımız ve şüphesiz Elektrik Mühendisleri Odamız, bilimin ve tekniğin ışığında doğruları söylemekten, kamu yararını savunmaktan, bu alanda hukuksal mücadelesini sürdürmekten ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmaktan asla vazgeçmeyecektir.

    Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 36

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    SİYASAL İKTİDARIN YAPI DENETİMİ İLE İLGİLİ ALDIĞI KARARLAR DOĞRU DEĞİLDİR. BİZ GERÇEK BİR YAPI DENETİMİ İSTİYORUZ.14 Ağustos 2010

    17 Ağustos depreminin 11. yıldönümü nedeniyle deprem bir kez daha gündemimizde. Marmara depreminden sonra, yaşanan felaketten aldığımız ders; “yapı üretiminin yeterince denetlenmemiş” olmasıydı.

    Ne yazık ki ülkemizde yapı üretim süreci ranta bağlı olarak şekillenmekte, konut üretiminde esas beklenti getiri üzerine kurulmaktadır. Yapı projeleri mevcut işleyişte halen kullanıcı ve/veya tüketici için belediyeden alınacak yapı ruhsatının tamamlayıcı birer evrakı olmaktan öte anlam taşımamaktadır.

    Yapı denetimi, bütün bu sürecin başat unsuru olarak ülke gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. 1999 Marmara depreminden sonra dönemin Siyasi İktidarı tarafından alelacele çıkartılan 4708 sayılı Yapı Denetimi Yasası ciddi eksiklikler ve yanlışlıklar taşımasının yanı sıra ihtiyacı gidermekten oldukça uzaktır.

    Yapı denetimi sadece bir yasal düzenlemeler sorunu değildir. Elbette ki, yasal düzenlemeler zorunludur ancak uygulayıcıların bu konudaki kararlılığı, başka bir ifadeyle siyasi erkin tercihi sonucu değiştirecek önemdedir.

    Siyasal İktidardan, yapı denetim mevzuatındaki yanlışlıkları gidermesi beklenirken, 7 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği Değişikliği ile yapı denetim kuruluşu ve laboratuarında görev alacak teknik personelin mesleki deneyim süresini 12 yıldan 5 yıla indirilmiştir.

    10 yıldır pilot olarak 19 ilde uygulanan yapı denetimi Bakanlar Kurulu kararıyla 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren 81 ilde hayata geçirilecektir.

    TMMOB en başından itibaren yapı denetim sisteminin tüm ülkeye yaygınlaştırılması gerektiğini savunmaktadır. Ancak, sistemin yaygınlaştırılmasından önce yanlışlıkların giderilmesi büyük önem taşımaktadır.

    TMMOB ve Odalarımız, yapı denetimi ile desteklenen “sağlıklı bir yapı üretim süreci” konusundaki önerilerini, her fırsatta yetkililere iletmiş ve kamuoyu ile paylaşmıştır.

    “Yapı Denetim Sistemi”nin 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren 81 ilimizin tümünde uygulamaya konacağının açıklanması üzerine, konu hakkındaki görüş ve önerilerimizi bir kez daha özetlemekte yarar görüyoruz.

    1- Güvenli ve nitelikli bir yapılaşmanın ilk adımının öncelikle topografik ve jeolojik tespitler dikkate alınarak oluşturulan “İmar planlarının elde edilmesi sürecinde” atıldığı bilinmelidir.

    2- İmar planlarındaki arazi kullanım kararlarının ve yapılaşma şartlarının belediye meclisleri tarafından kolaylıkla değiştirilebiliyor olması engellenmelidir. Son olarak, “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı”nın Sakarya-Akyazı fay hattındaki koruma bandını 150 metreden 20 metreye indirme kararı, siyasi etkilerin bilimsel ve teknik kararlar üzerindeki gücünü ve düzeyini açıkça sergilemektedir. Bu gerçekten hareketle, öncelikle imar planlamasında görevli belediye teknik kadrolarının sorumluluğu arttırılırken,

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    37

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    görevleri sırasında oluşabilecek baskılara karşı yasayla korunan güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmalıdır.

    3- Yapı üretim süreci bir bütün olarak algılanmalıdır. Bu üretim zincirinde ilk halka olan “projelerin tasarımı” safhasından başlayarak “projelerin uygulanması” ve “uygulamanın denetimi”nin aynı titizlikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Sürecin sağlamlığının, zincirin en zayıf halkasının dayanımı kadar olabileceği gerçeği unutulmamalıdır.

    4- Kayıt dışı yapılaşma, yapı stokumuzun %67’si düzeyindedir. İmar afları ile desteklenen bu büyük dilimin oluşmasına neden olan politikaların engellenmesi, en az yapı denetimi konusunda yapılan çalışmalar kadar önem taşımaktadır. Yasa dışı oluşan bu tip yapılara yeni torba yasalar çıkararak elektrik-su gibi alt yapı hizmetlerinin götürülmesi, yapı denetiminin geleceğini de tehlikeye atacaktır.

    5- Amacını sadece depreme dayanıklı bina yapmakla sınırlayan yapı denetim anlayışı eksik kalmaktadır. Günümüzde artık “deprem güvenliği” yanında “yangın güvenliği”, “gürültü kontrolü” ve “enerji performansı” gibi kavramlar da binaların mimari tasarımında zorunlu hale gelmektedir. Bu durumda; güvenliğin yanında “yaşanabilirliği” de hedefleyen bir yapı denetim modeli amaçlanmalıdır.

    6- Binaların projelendirilmesinde uyulması gereken standartların giderek gelişmesi ve inşaat piyasasına modern yeni malzemelerin girmesi, projelerin tasarlanmasını ve tasarıma uygun olarak gerçekleşmesini daha da önemli hale getirmiştir. Ancak mevcut yapı denetim modelinde “proje müellifleri” uygulama safhasında tamamen dışlanmıştır. 5846 sayılı Fikir Sanat Eserleri Kanunu’ndan gelen müelliflik hakları ve mesleki sorumlulukları, yapı denetim modeli içinde tanımlandığında süreç daha sağlıklı işleyecektir.

    7- Projelerin doğruluğu yanında işçilik ve malzeme kalitesi, güvenli ve nitelikli bir bina elde etmeyi belirleyen en önemli faktörlerdir.

    a- Üniversitelerde yeterli altyapı ve öğretim kadrosu hazırlanmadan, ihtiyacın ötesinde mimarlık ve mühendislik bölümleri açılmakta ve bu anlayış eğitimin kalitesini düşürmektedir. Yetkililer bu durumu “üniversite eğitiminin kitleselleşmesi” ile açıklarken, bu yetersizliği de kabullenmektedirler. Bu durumda tasarım, uygulama ve denetim sürecinde yer alacak mühendis, mimar ve plancıların mesleki yeterliğinin belirlenmesi, belgelenmesi ve meslek içi eğitime tabi tutulması gibi konularda ilgili meslek odalarının görev üstlenmesi giderek daha da önemli hale gelmektedir.

    b- İnşaatlarda, teknik eğitim veren okullarda eğitilmiş iş gücünün çalıştırılması yasal zorunluluk olarak belirlenmeli ve inşaat piyasasında yetişmiş usta ve kalfalar mutlaka sertifikalandırılmalıdır.

    c- Beton ve yapı çeliğinin yanında, imalata giren çok sayıdaki tesisat ve inşaat malzemesinin nitelik denetimi, öncelikle üretim merkezlerinde yapılmalı ve standart dışı malzemenin piyasaya girmesini engelleyici yasal tedbirler alınmalıdır.

    d- Yapı denetim laboratuarlarına akredite olma koşulu getirilmelidir.

    8- Yapı Denetim Kanunu kapsamındaki tüm yapıların “yapı müteahhitliği” aracılığı ile yapılması ön koşul olarak belirlenmiştir. Ancak “yapı müteahhidi” kavramının tariflenmemiş olması çok önemli bir eksiklik olarak durmaktadır. Yapı denetim

  • 38

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    firmalarında olduğu gibi, müteahhitlik firmalarının da kurumsal niteliği, diğer kurumlarla olan ilişki biçimleri, yetki ve sorumlulukları belirlenmelidir.

    9- Uygulamada, sürecin doğal işleyişi sonucunda, yapı sahibi öncelikle bina yapımını taahhüt edecek müteahhit firmayı belirlemektedir. Müteahhit firma da yasaklanmış olmasına rağmen, fiilen kendini denetleyecek yapı denetim firmasını seçmektedir. Bu durum yapı denetimin amacına ulaşmasını engellerken, firmaların dejenerasyonuna da neden olmaktadır. Bu istenmeyen ilişkiye karşı yeni önlemler geliştirilmelidir.

    10- Denetlenecek yapının büyüklüğü ve fonksiyonu dikkate alınmadan tümüne aynı denetim modeli uygulanıyor olması, küçük ölçekli binaların denetim giderini arttırmaktadır. Bu konuda daha rasyonel bir denetim modeli geliştirilmelidir.

    11- Bütün kamu yapıları yasa kapsamına alınmalıdır. TOKİ, KİPTAŞ ve benzeri kuruluşların inşaatlarının denetimi, yapı denetim sistemi içerisine dahil edilmelidir.

    12- Yapı denetiminde meslek odalarının sürece daha etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeline ihtiyaç vardır. 4708 Sayılı Yapı Denetim Yasası ile 3194 Sayılı İmar Yasası ve bağlı ikincil mevzuatın bu model esas alınarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

    13- Yapı denetiminin anahtarı “mesleki denetim”, onun olmazsa olmaz koşulu da TMMOB’ye bağlı meslek odalarının yürüttüğü “yeterlilik ve belgelendirme” faaliyetleridir. Bu nedenle yapı denetimi ile ilgili kamusal yapılanmalarda TMMOB’ye bağlı ilgili Odaların görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanarak temsilleri sağlanmalıdır. Denetçi belgelerinin verilmesi ve takibi TMMOB’ye bağlı Odalar tarafından yapılmalı, yapı denetimi mekanizmasında yer alan meslektaşların sicillerinin tutulması ve meslek içi eğitimler TMMOB’ye bağlı ilgili Odalarca gerçekleştirilmelidir.

    14- Yapı denetim uygulamasını sağlam bir zemine oturtacak “Yapı Sigortası ve Mesleki Sorumluluk Sigortası” sistemine bir an önce geçilmelidir.

    Yapı denetiminin aslında “kamusal bir hizmet olduğu” gerçeği unutulmamalıdır.

    Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

  • 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    39

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    TMMOB’YE BAĞLI 20 ODANIN EMO İLE DAYANIŞMA AÇIKLAMASI14 Ağustos 2010

    TMMOB’ye Bağlı Odalar,

    AKP İktidarı ve Yandaş Medyasının, Elektrik Dağıtım Özelleştirmelerini Yargıya Taşıyacak Olan EMO’ya Yönelik Yürüttüğü Kampanyaya Karşı EMO’nun Yanında Olacaktır

    9 Ağustos 2010 tarihinde gerçekleştirilen elektrik dağıtım özelleştirmelerini Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) yargıya taşıma kararının ardından, başta Enerji Bakanı olmak üzere AKP Hükümetinin ve bu özelleştirmelerde çıkarı bulunan rant çevreleri ile medyanın iktidar yandaşı kesiminin EMO’yu hedef alan yakışıksız, saldırgan tutumu kınıyoruz.

    EMO’nun, ülkemiz enerji politikalarının, iktidar ve rant çevrelerinin dar çıkar anlayışlarından uzak bir şekilde, kamu ve toplum yararı temelinde belirlenmesini talep etmesi, elektrik üretim ve dağıtım hizmetlerinin kamunun özerk yapılanması içerisinde topluma sunulmasını istemesi, EMO’ya yönelik yürütülen baskı ve karalama kampanyasının başlıca nedenidir. Bu kampanya rant-siyaset-medya üçlüsünün, kamu yararından, demokrasiden ve hukuktan ne anladığını açık bir şekilde göstermektedir.

    Anayasa değişikliği paketindeki 125. madde değişikliği yoluyla özelleştirme uygulamaları ve daha birçok uygulamayı hukuksal denetimin dışına çıkarmaya çalışarak talancı neo liberal politikaları bir üst aşamaya taşıma çabasında olan AKP Hükümetinin en büyük marifeti, işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk rekorları kırmak ve özelleştirme şampiyonluğu yapmaktır. Miting meydanlarında Danıştay’ı yuhalatan zihniyet ile EMO’nun hukuki yollara başvurmasına karşı gösterilen tahammülsüzlük, iktidarın ve sermaye çevrelerinin rant temelli çıkarlarından kaynaklanmaktadır.

    Bilinmelidir ki, TMMOB ve TMMOB ‘ye bağlı Odalar ülke, kamu ve toplum yararına aykırı konularda kamuoyunu aydınlatma ve bu aykırılıkları yargıya taşıyarak işlemlerin yargı denetiminden geçmesini sağlama hakkına sahiptir. Odalarımızın bu yöndeki kamusal toplumsal sorumluluklarına yönelik iktidar çevrelerinin bazen bir Odamıza, bazen bütünümüze yönelik tahammülsüz açıklamaları, bizleri bu sorumluluklarımızdan asla geri adım attıramayacaktır.

    Bizler, Anayasa’da tanımlanan kamu kurumu niteliğindeki TMMOB’ye bağlı Odaların Yönetim Kurullarının Başkanları olarak, kamusal alanın tahribatına karşı, ülkemiz ve halkımızın çıkarlarını savunmak amacıyla meslek alanlarımızdan hareketle, bütün sömürü ve usulsüzlüklerin karşısında hukuk mücadelemizi sürdüreceğimizi ve bütün gücümüzle EMO’nun yanında olacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.

    •Çevre Müh. Odası •Fizik Müh. Odası •Gemi Mak. İşl. Müh. Odası •Gıda Müh. Odası •Harita ve Kad. Müh. Odası •İçmimarlar Odası •İnşaat Müh. Odası

    •Jeofizik Müh. Odası •Jeoloji Müh. Odası •Kimya Müh. Odası •Maden Müh.Odası •Makina Müh. Odası •Metalurji Müh. Odası •Meteoroloji Müh.Odası

    •Mimarlar Odası •Petrol Müh. Odası •Peyzaj Mimarları Odası •Şehir Plancıları Odası •Tekstil Mühendisleri Odası •Ziraat Mühendisleri Odası

  • 40

    41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012 41. dönemde söylediklerimiztmmob 2010-2012

    HEPİMİZİN GELECEĞİ ADINA “EYLEMSİZLİK KARARI” MUTLAKA DEĞERLENDİRİLMELİDİR!19 Ağustos 2010

    Türkiye tarihsel bir sorununun, Kürt sorununun etrafında dönüp duruyor. Kaynaklarını, zamanını ama her şeyden öte çocukları başta olmak üzere insanlarını, geleceğini harcıyor.

    Türkiye’nin çatışmasız bir ortam içerisinde olmasından kendi çıkarları açısından yarar görmeyen çok sayıda gücün var olduğunu, elbette biliyoruz. Özellikle son olarak yaşadığımız İnegöl ve Dörtyol olayları bu güçlerin arzu ettikleri ortamın yeni eşiği ve sürdürülebilirliği açısından ne kadar yol alındığını da göstermektedir.

    Oysaki bu çatışma ortamı Türkiye’de yaşayan Türk-Kürt, Alevi-Sünni, kadın-erkek, çocuk-yaşlı işçi ve emekçi çok büyük bir kesimin yararına değildir. Her türlü kaybın ötesinde öldürülen biziz.

    Bizim çıkarımız silahların sustuğu, çatışmanın olmadığı, toplumsal gerilimin azaldığı, sorunun demokratik çözümüne yönelik girişimlerin önünün açıldığı ve bizzat Hükümet’çe bu yönde gereğinin yapıldığı bir süreçtedir.

    Hükümet bir irade olarak bu yönde adım atmam