TC SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS01770.pdfFERRUH BOZBEYLİ...
Transcript of TC SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS01770.pdfFERRUH BOZBEYLİ...
-
TC
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI
FERRUH BOZBEYLİ VE SİYASİ HAYATI
Mustafa ALTUNBAŞ
1230204117
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Danışman
Yrd. Doç. Dr. Murat KILIÇ
Isparta, 2015
-
i
ÖN SÖZ
Bu tez 1960 ve 1980 yılları arası aktif siyasetin içinde yer alan Ferruh
Bozbeyli ve siyasi hayatını ele almaktadır. Adalet Partisinin kuruluşunda yer alan
Ferruh Bozbeyli ilk olarak grup başkanvekilliği 1962 ve 1965 yılları arasında meclis
başkanvekilliği daha sonra 1965 ve 1970 arasında üç dönem meclis başkanlığı
yapmıştır. Adalet Partisi içindeki yaşanan olaylardan dolayı meclis başkanlığından
istifa edip Demokratik Parti genel başkanı olmuştur. 1978’e kadar Demokratik
Partinin genel başkanı olan Bozbeyli 1978’de genel başkanlıktan istifa etmiştir. Bu
çalışmada 1960 ve 1980 yılları arasında Türk siyasetinde Ferruh Bozbeyli’nin rolü
ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.
Ortaya çıkan bu çalışmada beni yönlendiren ve fikirleriyle yardımını
esirgemeyen danışmanım Yrd. Doç. Dr. Murat KILIÇ’a teşekkür ederim. Tezimde
önemli noktaların aydınlanmasında yardımcı olan ve değerli vaktini bana ayıran
sayın büyüğüm Ferruh BOZBEYLİ’ye ve dönemin gazetelerini taramamda yardımcı
olan Milli Kütüphane mikrofilm bölümündeki çalışanlarına, Cumhuriyet Arşivi ve
TBMM kütüphanesi çalışanlarına ilgi ve alakalarından dolayı teşekkür ederim. Yine
beni müşkül durumlarda yardımcı olan arkadaşım Sedat Turhan ve Meral Sağlam’a
teşekkür ederim.
Mustafa ALTUNBAŞ
Isparta - 2015
-
ii
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
FERRUH BOZBEYLİ VE SİYASİ HAYATI
Mustafa ALTUNBAŞ
Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı,
179 Sayfa, Isparta, 2014
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Murat KILIÇ
Bu tez Ferruh Bozbeyli ve Siyasi Hayatını ele almaktadır. Ferruh Bozbeyli
1960 – 1980 arasında politikayla uğraşmış aktif bir siyasetçidir. İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesini bitirip Meslek hayatına serbest avukat olarak başlayan Bozbeyli,
Yassıada mahkemelerinde Osman Turan’ın avukatlığını yapmıştır. Siyasi partiler
faaliyetleri serbest bırakılınca Ragıb Gümüşpala tarafında kurulan Adalet Partisi
kuruluşunda teşkilatlanma çalışmalarına katılan Bozbeyli, 1961 milletvekili
seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak meclis girmiştir. Bozbeyli AP’nin 1962 -
1963 yılları arasında grup başkanvekilliğini daha sonra 1963 -1965 yılları arasında
TBMM Başkanvekilliğini sürdürmüştür. Bozbeyli’nin, meclis başkanlığı sırasındaki
tarafsız ve ilkeli tavrı, 1965 – 1970 yılları arasında üç dönem üst üste meclis başkanı
olmasını sağlayacaktır. Bozbeyli Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en genç meclis
başkanı unvanını taşıyacaktır. 1970’de AP’deki bazı gelişmeler neticesinde Meclis
Başkanlığından ve AP’ den istifa etmiştir. Bozbeyli, AP’den tasfiye edilen 26’ larca
kurulmaya çalışılan yeni partinin faaliyetlerine katılacak ve 18 Aralık 1970’de
kurulan Demokratik Parti’nin genel başkanı olacaktır. 1977 seçimlerini kaybeden
Demokratik parti büyük bir kan kaybetmiştir. Ferruh Bozbeyli Parti’deki genç
siyasetçilerin daha rahat edebilmesi için 18 Aralık 1978’de DP genel başkanlığından
istifa etmiştir. Her şeyin bir ömrü olduğuna inanan Ferruh Bozbeyli, siyasi hayatını
Demokratik Partiyle noktalamıştır.
Anahtar Kavramlar: Ferruh Bozbeyli, Siyaset, Demokratik Parti, Sadettin
Bilgiç
-
iii
ABSTRACT
Master's Thesis
FERRUH BOZBEYLI AND HIS POLITICAL LIFE
Mustafa ALTUNBAŞ
Süleyman Demirel University, Institute of Social Sciences, Department of
History, 179 Pages, Isparta, 2014
Supervisor: Assist. Prof. Dr. Murat KILIÇ
This thesis is considered discusses Ferruh Bozbeyli and his political life.
Ferruh Bozbeyli was an active politician who was interested in politics between 1960
and 1980. He graduated from Istanbul University Faculty of law and he started his
career as a lawyer. He was the lawyer of Osman Turan during the Yassıada Courts.
After political parties were allowed for their political activity, Ferruh Bozbeyli had
an impressive role for the organization of Adalet Party which was established by
Ragıb Gümüşpala. He was elected as Istanbul member of the parliament in 1961 and
he entered the Grand National Assembly of Turkey. Bozbeyli was the assistant
president of Adalet Party between 1962 and 1963 and then between 1963 and 1965
he was the assistant president of the Grand National Assembly of Turkey. During his
duty he was impartial and he had some certain principles this made him the president
of the parliament between 1965 and 1970. This was non- stop for three terms. He
gained the reputation of the youngest president of parliament in the Turkish Republic
History. In 1970 he resigned from the presidency and from Adalet Party for some
unexpected and reasons. Bozbeyli was involved in the activities of new – born party
with the other 26 people who was refined from Adalet Party. He was the president of
Democratic Party which was opened on 18th December 1970. In 1977 the
Democratic Party wasn’t successful in the elections and its strength. He resigned on
18th December 1978 from the presidency of Democratic Party for the sake of young
politicians in the party. He was thinking that everything had an end and he gave up
his political life with Democratic Party.
Keywords: Ferruh Bozbeyli, Politics, Democratic Party, Sadettin Bilgiç
-
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖN SÖZ ........................................................................................................................ i
ÖZET ........................................................................................................................... ii
ABSTRACT ............................................................................................................... iii
İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... iv
KISALTMALAR DİZİNİ ....................................................................................... vii
TABLOLAR DİZİNİ .............................................................................................. viii
GİRİŞ .......................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
FERRUH BOZBEYLİ’NİN BİYOGRAFİSİ
1.1. Ailesi ve Çocukluğu .......................................................................................... 8
1.2. Eğitim Hayatı .................................................................................................... 9
1.3. Tanıştığı Fikir ve Sanat Çevreleri.................................................................... 13
1.4. Meslek Hayatı .................................................................................................. 17
1.5. Yayın hayatı .................................................................................................... 21
İKİNCİ BÖLÜM
ADALET PARTİSİ VE FERRUH BOZBEYLİ
2.1. AP’nin Kuruluşu Sırasında Mevcut Siyasi Ortam .......................................... 24
2.1.1. AP’nin Kurulması ve Ferruh Bozbeyli’nin Çalışmaları ........................... 25
2.1.2. 1961 Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçiminden Sonra Hükümetin
Kurulması ........................................................................................................... 27
2.1.3. Ferruh Bozbeyli’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili
Seçilmesi ve İnönü Hükümetlerinin Kurulması ................................................. 31
2.2. Ragıp Gümüşpala’nın Vefatıyla Başlayan Liderlik Yarışı ve Bozbeyli’nin
Tutumu ................................................................................................................... 35
2.3. 1965 Milletvekili Seçimleri ve Ferruh Bozbeyli’nin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı’na Seçilmesi ............................................................................ 37
-
v
2.3.1. 1966 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Bozbeyli’nin Rolü ....................... 43
2.3.2. 1967 Bozbeyli’nin Tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Seçilmesi ve Mecliste Af Tartışması .................................................................. 45
2.4. 1969 Milletvekili Seçimleri ve AP’deki Muhalif Sesler ................................. 49
2.4.1. Ferruh Bozbeyli’nin Son Meclis Başkanlığı ............................................. 52
2.4.2. 72’ler Muhtırası ........................................................................................ 54
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DEMOKRATİK PARTİ VE FERRUH BOZBEYLİ
3.1. Demokratik Parti’nin Kuruluşu ve Ferruh Bozbeyli’nin Genel Başkanlığı .... 60
3.1.1. Bozbeyli’nin Meclis Başkanlığı’ndan ve AP’den İstifası ........................ 61
3.1.2. Parti Programı ve Partinin Siyasi Görüşü ................................................. 70
3.1.2.1. Milliyetçilik ve Aile Ocağı ................................................................ 72
3.1.2.2. Hür ve Milli Ekonomi ........................................................................ 73
3.2. 12 Mart Muhtırası ............................................................................................ 78
3.2.1. Bozbeyli’nin 12 Mart Muhtırası İle Görüşleri .......................................... 82
3.3. 1973 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Bozbeyli’nin Adaylığını Koyması ..... 86
3.4. Demokratik Partinin Kader Yılı: 1973 Milletvekili Seçimleri ........................ 89
3.4.1. CHP - MSP Koalisyonu ve Sonrası Gelişmelerde Bozbeyli .................... 95
3.4.2. Demirel ve Ecevit’in, Bozbeyli ile Hükümet Kurma Girişimleri ........... 101
3.4.3. Milliyetçi Cephe Hükümetinin Kurulması Ve Bozbeyli’nin Tutumu .... 103
3.5. DP’nin 3. Büyük Kongresi ve Bozbeyli’nin Tekrar Genel Başkan
Seçilmesi .............................................................................................................. 114
3.6. 1977 Seçimlerinde Demokratik Parti ve Bozbeyli’nin Genel Başkanlıktan
İstifası ................................................................................................................... 115
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
FERRUH BOZBEYLİ’NİN DÜŞÜNCE HAYATI
4.1. Demokratik Sağ ............................................................................................. 123
4.1.1. Cumhuriyet ve Demokrasi ...................................................................... 126
4.1.1.1. Anayasa ............................................................................................ 130
-
vi
4.1.2. Milliyetçilik ............................................................................................ 131
4.2. Muhafazakârlık .............................................................................................. 135
4.2.1. Kalkınmacılık ......................................................................................... 138
4.3. İlkeli Siyaset .................................................................................................. 139
SONUÇ .................................................................................................................... 144
BİBLİYOGRAFYA ............................................................................................... 147
EKLER .................................................................................................................... 154
Ek 1. Fotoğraflar ................................................................................................... 155
Ek 2. YETMİŞ İKİLER MUHTIRASI ................................................................ 159
Ek 3. Demokratik Parti Tarafından Basılan Dergi ............................................... 166
Ek 4. 1969 Dönemi Adalet Partisi Milletvekilleri (Başbakanlık Cumhuriyet
Arşivinden) ........................................................................................................... 168
Ek 5. Ferruh BOZBEYLİ ile ilgili gazete manşet haberleri ................................. 170
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 179
-
vii
KISALTMALAR DİZİNİ
a.g.e Adı Geçen Eser
a.g.m Adı Geçen Makale
a.g.t Adı Geçen Tez
AP Adalet Partisi
ATAM Atatürk Araştırma Merkezi
BCA Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi
CHP Cumhuriyet Halk Partisi
CMKP Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi
Çev. Çeviren
DP Demokrat Parti
Dp Demokratik Parti
MBK Milli Birlik Komitesi
MC Milliyetçi Cephe
MHP Milliyetçi hareket Partisi
TBMMTD Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi
MSP Milli Selamet Partisi
s. sayfa
S. Sayı
ss. Sayfa Sayısı
TODAİE Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
vb. ve benzeri
vd. ve devamı
Yay. Yayınları
YTP Yeni Türkiye Parti
-
viii
TABLOLAR DİZİNİ
Sayfa
Tablo 1. 15 Ekim 1961 Seçim Sonuçları ................................................................... 28
Tablo 2. 1962 Türkiye Büyük Millet Meclis Başkan Vekilliği Oy Dağılımı ............ 32
Tablo 3. 1965 seçim sonuçları ................................................................................... 39
Tablo 4. 1965 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı seçimleri oy dağılımı ....... 41
Tablo 5. 1967 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Seçimleri (1. Tur) ............ 46
Tablo 6. 1967 Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanlığı Seçimleri (2.Tur) .............. 46
Tablo 7. 196 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Seçimleri (3.Tur) .............. 46
Tablo 8. 1969 Seçim Sonuçları .................................................................................. 50
Tablo 9. 1973 seçim sonuçları ................................................................................... 91
Tablo 10. 1977 seçimleri sonuçları .......................................................................... 119
-
1
GİRİŞ
Türk siyaseti 1960 İhtilali’nden 1980’e kadar oldukça hareketli bir dönem
geçirmiştir. Bu hareketlilik, kendini hem iç hem de dış politikada göstermiştir.1960
İhtilalinden sonraki siyasi olaylar, Kıbrıs’taki gelişmeler, 1968 öğrenci olayları, 1971
Muhtırası, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, koalisyon hükümetleri ve toplumsal
hareketlilik bu dönemde görülen önemli gelişmelerdir. Ancak bu belirtilen gelişmeler
içerisinde şüphesiz en önemlisi Türk siyasetinde etkileri uzun süre görülecek 1960
ihtilali ve sonrasındaki gelişmelerdir. İhtilali yapanlar, MBK’nin etrafında İktidarı
ele geçirip anayasayı, kendi konumlarını meşrulaştırmak için değiştirmişlerdir.
Ancak MBK’ye bir an önce demokrasiye geçmeleri için, içeriden ve dışarıdan
baskılar gelmeye başlamıştır. Bu arada DP kapatılmıştır; ancak bunun yanında diğer
siyasi partiler, emekli askerler, öğretmenler ve diğer belli başlı toplum kesimleri
tarafından kurucu bir meclis, yeni bir anayasayı oluşturmak için toplanmıştır1.
Kurucu Meclis, anayasayı hazırlarken; siyasi partilerin faaliyetlerini
başlatmasına izin verilmiştir. Demokrat Parti yasaklanmış olmasına rağmen, kendi
seçmen tabanını elinde tutmayı başarmıştır.13 Ocak 1961 tarihinde seçim faaliyetleri
tekrar serbest bırakılınca siyasi partiler 11 Şubat 1961’de Ankara’da kuruluş
dilekçelerini vermişlerdir2. Ancak DP’nin mirasına talip üç siyasi parti ortaya
çıkmıştır. Bunlar Ragıp Gümüşpala tarafından kurulan Adalet Partisi (AP), Osman
Bölükbaşının Önderliğindeki Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CMKP) ve Ekrem
Alican’ın başında bulunduğu Yeni Türkiye Partisi’dir (YTP). Bu partilerden döneme
damgasını vuran parti AP olacaktır3.
27 Mayıs sonrası Genelkurmay Başkanlığı’na getirilen Ragıp Gümüşpala
ordudaki büyük tasfiye sonucu emekliye sevk edilecektir. Ordudaki bu tasfiye edilen
1 Carder V. Findley, Modern Türkiye Tarihi: İslam, Milliyetçilik Ve Modernlik (1789-2007) Çev.
Güneş Ayas, Timaş Yayıncılık, İstanbul 2011, s. 311. 2 Cumhuriyet, 12 Şubat 1961 s.
3 Hüseyin Çavuşoğlu, “Türk Siyasi Hayatında Merkez Çizgisinin Tarihi”, Fırat Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 2009, Cilt:19, S.2, s. 268.
-
2
subaylar “EMİNSU” diye adlandırılan bir dernek kuracaklardır4. Gümüşpala, bu
duruma karşı İzmir’de yeni bir parti kurulması için çalışmalara başlamıştır. AP bu
hava içinde 11 Şubat 1961 tarihinde kurulmuştur. Parti aslında DP’nin devamı
niteliğindedir. Ancak bu partiyi emekli bir generalin kurması MBK üyelerince
güvenle karşılanmıştır. Parti programı bakımından DP’nin devamı özelliğini
taşımıştır5. Adalet partisi, Demokrat Parti geleneğini devam ettirmekle birlikte parti
içinde bazı liberallerden emekli askerlere, milliyetçilerden dindarlara kadar geniş bir
yelpaze içinde toplumsal tabanı temsil etmiştir6.
Türkiye de yeni partiler teşekkül ederken, bir yandan 9 Temmuz 1961
tarihinde yapılan referandumda yeni anayasa kabul edilmiştir. Referandum % 81 gibi
bir katılım sonunda gerçekleşmiş, geçerli oyların % 38’i hayır, % 61 evet çıkmıştır.
Halkın desteğini bekleyen askeri yönetim ve CHP bu sonuca çok şaşırmıştır. Oyların
bu şekilde dağılımı, meclisin gelecekte ihtilalcilere karşı alınacak bir tavrın
habercisidir7.
Artık yeni bir anayasa kabul edilmiştir. Bu yeni anayasayla birlikte
Türkiye’de siyasi kültür yeni bir hâl almıştır. Bu dönem içinde düşünce özgürlüğü
genişlemiş, yapılacak siyasi tercihler çoğalmıştır. Politik katılmayı uyaran gönüllü
kuruluşlar yaygınlaşmıştır. Kısacası, bu dönem yeni bir siyasi kültür oluşmuştur8. Bu
siyasi kültür, 1980’e kadar devam edecektir. Siyasi partiler, özellikle Demokrat
Parti’nin mirasçısı olan AP’nin ve diğer siyasi partilerin hem birbiriyle hem de kendi
içlerinde mücadelesi bu döneme damgasını vuracaktır. Özellikle AP içindeki
mücadele bir kırılma noktası olacak ve bu kırılma 1970’te Demokratik Partiyi
doğuracaktır.
4 EMİNSU, “Emekli İnkılâp Subayları Derneği’nin Kısaltmasıdır. MBK Ağustos 1960’tan Şubat
1961’e kadar 235 general ve amiral ile 5000 kadar subayı emekli etmiştir. Tasfiyenin amacı, 27 Mayıs
ruhunu orduda hâkim kılmak ve bu ruha uzak bulunan personelin ordu içindeki gücünü ve etkinliğini kılmaktı. Suavi Aydın, Yüksel Taşkın, 1960‟tan Günümüze Türkiye Tarihi, İletişim Yayınları,
İstanbul 2014, s. 74 5 Tevfik Çavdar, Türkiye‟nin Demokrasi Tarihi, 1950-1995, (Bundan sonra “Türk Demokrasi…”
olarak gösterilecektir.) 2. Baskı, İmge Kitapevi, Ankara 2000, s. 120. 6 Aydın, Taşkın, a.g.e., s. 83
7 Aydın, Taşkın, a.g.e., s. 87.
8 İlter Turan, “Türkiye’de Siyasi Kültürün Oluşumu”, Türkiye‟de Politik Değişim ve Modernleşme, 3.
Baskı, Edit: Ersin Kalaycıoğlu, Ali Yaşan Sarıbay, Alfa Aktüel Yayınları, İstanbul 2007, s. 454.
-
3
Bu dönemde Türkiye’de siyaset çetrefilli bir şekilde yoluna devam ederken
her dönemde olduğu gibi siyasetçiler de önemli bir rol kazanmıştır. Ancak bu önemli
rol, sadece siyasetçilere değil; önemli vasıfları olan siyasetçilere büyük ihtiyaç
duyulduğunu gözler önüne sermiştir. Bu vasıflar: Belli bir misyonu ve vizyonu olan,
belli kalıplar içinde olmayan, geniş çerçevede düşünebilen, entelektüel
siyasetçilerdir. Bunun yanında bir siyasetçi için daha önemlisi bu vasıfların yanında
tarafsız, herkesi eşit gören, adam kayırmayan, dürüst ve herkesin üzerinde uzlaştığı
siyasetçiler büyük önem kazanmıştır. Aslında bu vasıfların, bize siyaset ve ahlâkı
birbirleriyle çağrışım uyandıran kavramlar olduğu ve bununda bize siyasetin temel
probleminin ahlak olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Türker Alkan’a göre siyaset ve ahlakın birbiriyle ilişkili olmasının nedeni,
siyaseti oluşturan öğelerin ahlaksal bir tartışma olmadan ayrı ayrı ele alınması bu
kavramların anlaşılmamasına neden olacağıdır. Bu öğelerden en önemlilerinden
birisi de bölüşümdür. Yani siyaset bir bakıma, kimin, neyi, nerede, ne zaman alacağı
veya alamayacağı hususunda kararlar verilen bir yerdir. Bundan dolayı siyaset, çıkar
çatışmasının yaşandığı bir yerdir diyebiliriz. Ancak insanların çıkarları
doğrultusunda kararlar verilirken, kavga, bir çatışma ortamı doğabilir; bunların
doğmaması için de verilen kararların haklılık içinde olması gerekir9.
Türköne, ise siyasetin ahlâki değerinin, nasıl yapıldığına göre değil, hangi
amaca hizmet ettiği gibi yanlış bir inanç olduğunu, bu inancın siyasetçiler için
olmazsa olmaz bir savunma aracı olduğunu belirtir. Siyasette, çatışma ve kavga
ortamı olarak algılanırsa, meşru olmayan yollara başvuran siyasetçilere karşı meşru
yollara başvuran siyasetçi başarısız olur. Yani siyasette ahlâklı ve erdemli bir kişi
olmak değil, iktidarı ele geçirmekte ve iktidarı elinde tutmak maharet sayılmaktadır.
Ahlâk siyasetin ürettiği bir değer değildir. Siyasetçi kişisel özellikleri içinde onu
siyasete taşır. Fakat iktidara gelenler gücün baş döndürücülüğü içinde ahlak
kavramını yozlaştırmaktadır10
.
9 Türker Alkan, Siyasal Ahlak ve Siyasal Ahlaksızlık, Bilgi Yayınevi, Ankara 1993, s. 24, 25.
10 Mümtazer Türköne, Siyaset, 10. Baskı, Opus Yayınları, İstanbul 2009, s. 16.
-
4
Bu politik yozlaşma, diğer yozlaşma türlerini meydana getirir. Bu yozlaşma
türlerini Aktan şu şekilde özetlemektedir: Rüşvet, zimmet, siyasal kayırmacılık,
patronaj ya da arpalık11
, adam kayırmacılık, hizmet kayırmacılığı, kamu sırlarını
sızdırma, gönül yapma, politik dalavere gibi bazı yozlaşma türleridir12
. Siyasette bu
yozlaşma Türkiye’de 1970’lerden sonra kendini göstermeye başlamıştır. Merkezi
yönetim ve yerel yönetimler aynı siyasi partinin kontrolünde olmuş, siyasi partiler bu
iki gücü kendi yandaşlarına ve partililerine kullandırmaya çalışmışlardır. Kısacası
merkezi yönetimler ve belediyeler, siyasi partilerin nüfuz alanları olmuştur13
.
Türk siyasetin de pek çok sorundan bahsedilebilir. Ancak bunların içerisinde
en önemlilerinden biri tarafsızlık sorunudur. Tarafsızlık aslında hangi iş yapılırsa
yapılsın önemli bir ahlâki değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin göreve geldiği
konumda, herkese tarafsız yaklaşması ahlaki değerler açısından çok önem taşır. Bu
bağlamda, tarafsızlık konusu devlet işlerinde özellikle siyasetin belli makamlarında
mesela cumhurbaşkanlığı, meclis başkanlığı ve devletin önemli kurum kuruluşlarında
tarafsızlık konusu çok önem arz eder. Tarafsızlığın olmadığı devlette yukarıda
değindiğimiz rüşvet, adam kayırmacılık, politik dalavere gibi siyasi yozlaşma
türlerinin ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Bu durum maalesef Türk siyasetinin her
döneminde ortaya çıkmıştır. Ancak 1960 ve 1980 arası bu yozlaşmanın Türk
siyasetinde yoğun olarak yaşandığı bir dönemdir. Çünkü bu dönemde ideolojik
kutuplaşma, partiler arasında kamplaşmalara neden olmuştur. Bu da devletin
tarafsızlığını yok etmiştir.
Türk siyasetinde önemli bir konu da “uzlaşı” sorunudur. Aslında siyaset,
uzlaşmanın sağlam bir aracı olarak karşımız çıkmaktadır. Yani herhangi bir konu
hakkında kaba güç, zor kullanmak yerine; uzlaşma, ara yollar bulma, müzakere etme
çabası alınan kararların daha sağlıklı olmasını sağlar. Siyasi uzlaşma, bütün tarafların
11
Bürokrasinin üst düzeyinde siyasal kayırmacılık eğilimleri patronaj olarak değerlendirmektedir. Bir
diğer ifadeyle seçimi kazanan siyasal partinin, üst düzey bürokratları görevden alması bunların yerine
kendi yandaşlarını ve parti mensuplarını yerleştirmesi patronaj ya da arpalık olarak bilinmektedir; Coşkun Can Aktan, “Siyasal Ahlak Sorunu ve Çözüm Önerileri”, Siyasal Ahlak ve Ahlaksızlık, Bilgi
Yayınevi, Ankara 1993, s, 430. 12
Alkan, a.g.m., s. 429, 430. 13
Ayşe Güneş Ayata, “Siyasette Kollamacılık, ” Siyasal Ahlak ve Siyasal Ahlaksızlık, Bilgi Yayınevi,
Ankara 1993, s. 388.
-
5
kabulüne dayanır. Ancak çıkan kararlar herkesi memnun etmeyebilir; fakat uzlaşılan
çözüm yolu kavgadan ve çatışmadan daha iyidir14
. Bu uzlaşı sorunu Türk siyasetini
çok fazla ilgilendirmektedir. Türkiye’deki siyasi sorunlar siyasetçilerin en temel
sorununu teşkil eder. Herhangi bir uzlaşı olmadığı takdirde siyaset çıkmazın içine
girip ülkeyi kaosa sürükleyebilir. Bu durumda da ülkedeki bazı kurumlar kendilerine
vazife çıkartıp siyasete karışabilir.
Bu bağlamda Türkiye’de demokratik nizamın devamının sağlanması siyasetin
tarafsız, uzlaşmacı ve temiz bir siyasetin yapılması için siyasetçilere bu konuda
büyük bir görev düşmektedir. Bu çalışmada, bu uzlaşıdan yoksun siyasi ortamda,
nadir görülen siyasetçi profillerinden biri olan Ferruh Bozbeyli’dir. Ferruh
Bozbeyli’nin bu dönemde öne çıkmasının sebebi; dürüst, tarafsız, ilkeli ve uzlaşıdan
yana bir siyaseti kendini ilke edinmesidir. Bozbeyli kendi mensup olduğu parti
dışında, diğer siyasi partiler tarafından sevilen, desteklenen ve güven duyulan bir
kişidir. Bozbeyli yeri geldiğinde, ilkelerinden, tarafsızlığından vazgeçilmesi
istendiğinde; bulunduğu makam ve mevkiyi bırakarak, muhalif olmayı tercih etmesi,
onun ilkelerinden taviz vermeyen biri olduğunu bize göstermektedir. Bozbeyli siyasi
hayatı boyunca her zaman demokratik nizamın varlığına inanmıştır. Bunu şu
cümleyle özetlemiştir: “Görevliler, görevlerini liyakatle yapamazlarsa, bu görevi
yapmaya talip olan başka insanlar çıkabilir15
.” Yani demokrasinin nizamı için
siyasilerin işini en iyi şekilde yapması gerektiğini, savunmuş; bunun da siyasetçilerin
uzlaşması yoluyla gerçekleşeceğine inanmıştır. Bozbeyli muhalefet partisinin
lideriyken, memleketin menfaatleri için, iktidara destek olmuştur. Buna en iyi örnek
Kıbrıs Barış Harekâtı’dır.
Tezde içerik olarak, 1960-1980 dönemleri arasında Ferruh Bozbeyli’nin
siyasi hayatı ele alınmıştır. Bu çalışmada 1960-1980 arası, Türkiye’deki önemli
siyasi olaylarda Bozbeyli’nin rolünün ne olduğu açıklanmaya çalışılmıştır. Ancak bu
açıklanırken bu dönemdeki siyasi olaylarla birlikte Bozbeyli’nin siyasi faaliyetlerini
yürüttüğü “Adalet Partisi” (AP) ve 1970’te parti içinde bir kırılmadan sonra
14
Türköne, a.g.e., s. 9, 10. 15
Türk Yurdu, 2007, Cilt.27, S. 237, s. 78.
-
6
meydana gelen yeni siyasi oluşumun; “Demokratik Parti‟nin” içinde bulunduğu
siyasi olaylar anlatılmıştır. Bu siyasi olaylarda araştırmanın konusu olan “Ferruh
Bozbeyli”nin mevcut siyasi ortamdaki rolü araştırılarak anlatılmıştır.
Bu teze konu olan “siyasi figür” biyografi alanında daha önce çalışılmamış
olmakla birlikte, siyasette bulunduğu dönem ve içinde yer aldığı siyasi olaylar
bakımından ilk çalışma değildir. Bu çalışmaya yakın olarak, Hüseyin Çavuşoğlu’nun
ele aldığı “Türk Siyasal Yaşamında Demokratik Parti Olayı” adlı yüksek lisans tezi
mevcuttur. Bu tez, Adalet Partisi’nden ihraç edilen milletvekillerin oluşturduğu,
Demokratik Parti’yi ele almaktadır. Dört bölümden oluşan bu tez Demokratik
Parti’nin kuruluşundan(1970), feshine kadar (1980) olan dönemi ele almaktadır. Bu
tez olaylara teorik olarak, siyasi partiler perspektifinden bakmaktadır. Demokratik
Partinin temel felsefesini, programını, tüzüğünü ayrıntılı bir şekilde ele almıştır.
Ayrıca partinin 1973, 1977 genel seçimlerindeki durumu ve Demokratik Parti’nin
kongreleri ayrıntılı bir şekilde analiz edilmiştir. Yine bu döneme ait Adalet Partisi ile
ilgili birçok doktora ve yüksek lisans çalışması bulunmaktadır. Ancak bu tezlerde
genel olarak Adalet Parti’sinin ideolojisi, politikaları ele alınmıştır. Parti içinde
önemli bir kırılmanın sonucu olarak çıkan muhalif hareket ya çok az yer verilmiş ya
da hiç yer verilmemiştir.
Bu çalışma dört bölümden oluşmuştur.: Birinci bölüm de Ferruh Bozbeyli’nin
Biyografisi, ikinci bölümde Bozbeyli’nin AP’deki Siyasi Faaliyetleri ve Meclis
Başkanlığı, üçüncü bölümde, Meclis Başkanlığından sonra Dp’ye Genel Başkan
olması ve Dp’deki siyasi faaliyetleri, son bölümde de Ferruh Bozbeyli’nin düşünce
dünyası anlatılmaya çalışılacaktır. Bu araştırma yapılırken Ferruh Bozbeyli’nin
bizzat kendisiyle mülakat yapılmıştır. Son olarak da 1977 seçimlerinde meclise giren
AP Isparta Milletvekili Yakup Üstün’le bir görüşülmüştür. Yine Milli Kütüphane ve
TBMM Kütüphanesi’nden Bozbeyli ile ilgili haberleri konu alan gazeteler
taranmıştır. Dönemle ilgili Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi kayıtlarından
yararlanılmıştır. Bozbeyli’nin Genel Başkanlığını yaptığı Demokratik Partinin,
yayımlamış olduğu kitap ve dergilere ulaşılmış ve bunlardan yararlanılmaya
çalışılmıştır. Süleyman Demirel Hasan Gürbüz Kütüphanesi ve Isparta Halil Hamit
-
7
Paşa Kütüphanesi’nden dönemle ilgili hatırat, dergi ve bu dönemi konu alan
araştırma niteliğindeki kitap ve makaleler ele alınılmıştır
-
8
1. BİRİNCİ BÖLÜM
FERRUH BOZBEYLİ’NİN BİYOGRAFİSİ
1.1. Ailesi ve Çocukluğu
Ferruh Bozbeyli, 1927’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde doğmuştur.
Ferruh Bozbeyli, Sıddık Bey ve Firdevs Hanımın ilk çocuğu olarak dünyaya
gelmiştir. Bozbeyli’nin Şaziye, Recep, Galip isminde üç kardeşi vardır. Annesi vefat
edince babası Hayriye Hanım’la evlenmiştir. Bu evlilikten Niyazi ve Dilaver isminde
iki kardeşi olmuştur16
.
Bozbeyli’nin, büyükbabası Halil Ağa’nın dört oğlu vardır: Sıddık (babası)
tahsilini ortaokulun ikinci kısmına kadar devam ettirmiştir. Memuriyete köy
tahsildarlığıyla başlamış, il özel idare memurluğuna kadar yükselmiştir. Amcası
Mehmet Hafız’dır. Herkes onu “Hafızefendi” olarak tanımıştır. Diğer amcaları
Bayram, marangozluk, Hasan ise bir banka da odacılık yapmıştır17
.
Ferruh Bozbeyli, Afyonlu Güngör Hanım’la evlenmiştir. Eşinin büyük babası
Hüseyin Efendi 48 yıl Afyon müftülüğü yapmıştır. Eşinin babası ise Afyon
Camisi’nde müezzindir. Bozbeyli’nin, Mehmet ve Emre isimli iki oğlu vardır.
Mehmet yüksek inşaat mühendisidir. Yüksek lisansını Amerika’da yapmıştır. Emre
ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstriyel Tasarım bölümünden mezun
olmuştur. Emre de yüksek lisansını Amerika’da yapmıştır. Bozbeyli’nin ikisi erkek
biri kız olmak üzere 3 de torunu vardır18
.
16
İhsan Dağı-Fatih Uğur, Yalnız Demokrat, Timaş Yayınları, Ankara 2009, s. 17. 17
Dağı-Uğur, a.g.e., s. 19. 18
Dağı-Uğur, a.g.e., s. 19.
-
9
1.2. Eğitim Hayatı
Bozbeyli, ilk ve ortaokul eğitimini İslahiye ile İskenderun’da; lise eğitimini
ise Antakya’da tamamlamıştır19
. Bozbeyli annesi vefat edince üzüntüsünden bir yıl
okula gitmemiştir. Ancak bundan babasının haberi yoktur. Bir gün babası
Bozbeyli’yi takip etmiş onu oynarken yakalamış; ancak kesinlikle Bozbeyli’ye kötü
davranmamıştır. Babası, Bozbeyli’yi başöğretmene teslim etmiştir. Ancak
başöğretmen Bozbeyli’yi çok fena dövmüş, dövdükten sonra da sınıf öğretmeni
Saadet Hanım‟a teslim etmiştir. Saadet Hanım ise Bozbeyli’nin dayak yediğini
anlamış, onu teskin etmeye çalışmıştır20
. Bozbeyli’nin bir diğer öğretmeni de Fatma
Hanım‟dır. Fatma Hanım, kendisinin çok değer verdiği öğretmenlerden birisidir.
Fatma Hanım öğrencilerine hitaben: “Öğretmenlerin cennette ayrı bir yeri vardır.”
demiştir. Bu söz onu çok etkilemiştir21
.
Bozbeyli orta ikinci sınıfta okurken babasının tayini İskenderun’a çıktığı için
ortaokul ve lise eğitimini burada tamamlamıştır. Bozbeyli hayatının önemli bir
anısını İskenderun’da yaşamıştır. İsmet İnönü 1942 yılında İskenderun’a gelmiştir.
Bozbeyli o sıralarda ortaokul üçüncü sınıfa gitmektedir. İsmet İnönü de İskenderun
da bazı okulları gezmek istemiştir; gezmek istediği okullardan biri de Bozbeyli’nin
öğretim gördüğü okuldur. İsmet İnönü sınıfları gezerken onun bulunduğu sınıfa da
girmiş; İsmet İnönü ve Bozbeyli arasında bir diyalog yaşanmıştır22
.
19
İrfan Neziroğlu, Tarihe Düşülen Notlar 3 Meclis Başkanları ve Genel Kurul Konuşmaları (1920-
2013), (Editör: Tuncer Yılmaz) , TBMM Basımevi, Ankara 2013, s. 121. 20
Dağı-uğur, a.g.e. s. 20. 21
Dağı-uğur, a.g.e. s. 21. 22
Ders Fransızcaydı ben ise Fransızca dersinde hiç de başarılı değildim öğretmenimiz de, ne olur
olmaz korkusuyla bir önlem almıştı. Ve Fransızcası benim gibi iyi olmayan birkaç arkadaşımla beni o
gün sınıfın arka sıralarına oturtmuştu. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü sınıfta sıraların arasında dolaşırken parmağını bana uzattı ve tahtaya çıkmamı söyledi ve benden “bu evin iki bahçesi var” cümlesini
Fransızca yazmamı söyledi ben de “cette maison a deux jardins” yazmam gerekirken bilgisizliğimden
olacak “cette” kelimesini müennes, yani iki “t” yerine, tek “t” ile yazmalıymışım meğer… İsmet
İnönü’nün arkasındaki komutanlar ve vali başta olmak üzere tüm devlet erkânı, yüksek sesle “bir
değil, iki „t‟ olacak” diye bana kopya verdiler. Ancak ben bu kopyayı duymazlıktan geldim”
Cumhurbaşkanı İnönü Bozbeyli’yi küçük bir yanlışı olduğunu bildirerek Bozbeyli’yi uyarmıştır.
Bozbeyli bu yanlışını çevreden gelen kopyalara rağmen sürdürmeye devam ettirmiştir. Cumhurbaşkanı İnönü, Bozbeyli’nin bu küçük yanlışını “öğretmenin düzeltir” diye sınıftaki ziyaretini
noktalamıştır. Cumhurbaşkanı İnönü sınıftan çıkar çıkmaz Fransızca Öğretmeni Abdüllatif Başıaçık, Bozbeyli’ye kocaman bir tokat atmıştır. Öğretmen, Bozbeyli’ye “Yahu bütün millet sana iki „t‟ diye
-
10
Bozbeyli, liseden 1947’de mezun olmuş fakat üniversiteye gidememiştir.
Vatani görevini yerine getirmek için askere gitmiştir. Bozbeyli askerden döndükten
sonra üniversiteyi okumak istemiş; ancak Bozbeyli’nin babası Sıddık Bey oğlunu
okutacak durumda değildir. Ayrıca onun iki kardeşi daha vardır. Sıddık Bey onları da
okutmak istemektedir23
. Bozbeyli o sırada boş kalmamak için İl Özel İdaresi’nde
vekâleten köy büro kâtibi olarak göreve başlamış; ancak çok az para almaktadır. O
sıralarda Bozbeyli’nin arkadaşı olan Fatin Baki Pazarcık’a gelmiştir. Bozbeyli de
Pazarcık’ta amcasının yanındadır. Fatin Baki, Bozbeyli’yi İstanbul’a gitmesi için
teşvik etmiştir. Eğer İstanbul’da okuyamayacaksan çalışırsın, belki de İstanbul’da
okuma fırsatı da bulursun demiştir24
.
Bozbeyli, Fatin Baki’nin tavsiyesi ve teşviki üzerine 1949’da İstanbul’a
gelmiştir. Ancak üniversiteye kayıtlar bitmiştir. Bir sürü mücadeleden sonra Mazhar
Nedim’in25
desteği ile ilk önce Ankara İlahiyat Fakültesi’ne daha sonrada oradan
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırmıştır. Bozbeyli ayrıca
kalacak bir yer olarak Fatih’te öğrencilerin kaldığı “Tetimme” denilen bir medresede
kalmıştır. Bozbeyli’nin kişilik yapısını ve düşünce hayatını etkileyen bu medrese
olmuştur. O zaten muhafazakâr ve dindar bir aileden geldiğinden dolayı bu medrese
onun muhafazakârlığını iyice güçlendirmiştir. Bozbeyli’yi bu medresede kaldığı
süreçte etkileyen en önemli olay şudur: Fatih Medresesi’nin kubbelerine
çıkılabilmektedir ve bu medresenin caddelere açılır iki kapısı mevcuttur. Ramazan ve
bağırıyor, sen niye düzeltmiyorsun o yanlışını” diyerek Bozbeyli’yi azarlamıştır. Bozbeyli ise
“Herkesin kopya vermesinden sonra ben o yanlışı düzeltseydim Cumhurbaşkanımız „onlardan duydu
da, ondan sonra düzeltti yanlışını‟ demez miydi hocam”? Abdüllatif Başıaçık ise bu yanıt üzerine
“Yahu adam sağır, oğlum, sağır arkandakilerin sana kopya verdiklerini nereden duyacaktı ki”?
Öğretmen hızını alamayarak bir cümle daha köpürmüştür “Hem, arkasındaki devlet erkânı, seslerini Cumhurbaşkanı‟nın duymayacağını bilmeselerdi, senin bu yanlışını düzeltebilmek için de olsa, onun
arkasından seslerini öyle yükseltebilirler miydi yani? Bozbeyli bu anekdotu daha sonra İsmet
İnönü’yle paylaşacaktır. Mete Akyol, “İsmet Paşa’nın Genç Başkan’ı, ” Star, Sayı 115, 26 Aralık
1993, s. 48, 49. 23
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 24
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 25
Mazhar Nedim Göknil, İstanbul Üniversitesin de deniz ticaret hukuku profesörüdür. Hukuk
Fakültesi Dekanı Hüseyin Nail Kubalı olmadığı için vekâleten Hukuk Fakültesi dekanlığını yapmaktadır. Dağı-Uğur a.g.e., s. 25.
-
11
Kurban bayramlarında bu iki kapıdan, insanların ilahi bir emre uyar gibi camiye oluk
oluk girişlerini bu kubbelerden izlemek Bozbeyli’yi derinden etkilemiştir26
.
Bozbeyli’nin İstanbul’da geçimini sağlayacak bir iş bulması gerekmiş ve bu
işi de bulmuştur27
. Bu iş Tramvay İdaresinde bir gece işidir. Bozbeyli yanmayan
sokak lambalarını merkeze bildirmektedir. İdare de bir ekip çıkararak lambaları
onarmaktadır. Bozbeyli bu işinden 187 lira maaş almakla ve bu maaş ile rahat bir
şekilde geçimini sağlayabilmektedir. Bu işi yükseköğretim hayatı boyunca devam
ettirmiştir. Bozbeyli, bu iş olmasaydı tahsilini tamamlayamayacağını
düşünmektedir28
.
Bozbeyli, öğrencilik yıllarında geçimini sağlamak için tramvay idaresindeki
işinden başka, filmlerde figüranlık yapmıştır. Bu işe başlamasındaki neden ise bir
adamın Bozbeyli ve arkadaşları otururken yanlarına gelerek: “Tophanedeki sarhoş
kişilerin filmlere figüranlık yapmak için götürüldüğünü, bunun karşılığında beş lira
kazandığını söylemesi siz talebesiniz akşama kadar figüranlık yapacaksınız beş lira
ödeyecekler” diye Bozbeyli ve arkadaşlarına tavsiye etmesidir. O ve arkadaşları bu
işi uygun bulup figüranlık yapmaya karar vermiştir. Bozbeyli o dönemde “Yavuz
Sultan Selim Ağlıyor”29
ve “İngiliz Kemal Lawrance Karşı”30
adlı filmlerde
figüranlık yapmıştır. Ayrıca bu filmlerden başka birkaç filmde de figüran olmuştur31
.
Ferruh Bozbeyli öğrenciliği sırasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Talebe Cemiyeti başkanıdır. Cemiyetin Faaliyetleri öğrencileri maddi ve manevi
26
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 27
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 28
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 29
Film, Feridun Fazıl Tülbençi’nin yazmış olduğu Yavuz Sultan Selim adlı roman 1952’de filme
uyarlanmıştır. Film savaş, tarih, dram türündedir. Oyuncular Sadri Alışık, Belgin Doruk, Renan
Fosforoğlu, Atıf Kaplan’dır; http://www.sinemalar.com/film/5782/yavuz-sultan-selim-agliyor; Erişim Tarihi: 10.06.2014 Ferruh Bozbeyli bu filmde yeniçeri rolündedir; Dağı-Uğur a.g.e., s. 42. 30
Yıl 1919 İşgal İstanbul'u. Fransız Gizli Servisi İstanbul'a önemli bir görevle kadın casuslarından
Janet'i (Pola Morelli) gönderir. Janet'in görevi İngilizlere karşı çalışmaktır. Fransa ve İngiltere
Anadolu'nun işgali konusunda anlaşamadıklarından özellikle İstanbul’da bulunan Lawrance'nin
(Muzaffer Tema)işini bozmaktır. Bu ikilinin arasına ünlü Türk Casusu İngiliz Kemal (Ayhan Işık) ve
Yaver Paşanın kızı Leman(Gülistan Güzey) de katılıyor. Film; kavgalar, baskınlar, aşk sahneleri, boks
maçı ve entrika konularını içermektedir. Filmin yönetmeni Ömer Lütfi Akad, senaryo Ö.Lütfi Akad-
Osman F. Seden’dir. Oyuncular: Ayhan Işık, Gülistan Güzey, Muzaffer Tuna, vd.
http://www.sinematurk.com/film/3965-ingiliz-kemal-lawrencee-karsi/ Erişim Tarihi: 10.06.2014 31
Dağı-Uğur, a.g.e., s. 42.
-
12
yönden desteklemektir. Ferruh Bozbeyli’nin talebe cemiyetinde yaşadığı önemli olay
Fevzi Çakmak olayıdır. 1950’ de Fevzi Çakmak vefat ettiğinde radyolar
programlarını değiştirmemiştir. Müzikler çalmaya devam etmiştir. Bu durum o
zamanki Türk gençliğinin Ankara ve İstanbul radyolarının önünde protesto
gösterilerinde bulunmasına neden olmuştur. Bozbeyli de hukuk fakültesi talebe
cemiyeti başkanı olarak bu protestocuların öncülerinden birisidir32
. Bozbeyli bu
olaylardan sonra 15 gün hapis yatmıştır33
.
Bozbeyli talebe cemiyeti başkanıyken öğrencilerin ihtiyaç duyduğu bazı
isteklerini de yerine getirmeye çalışmıştır. Mesela, öğrenciler üniversitede bir mescit
açmak için talepte bulunmuşlardır. Bozbeyli de o zamanki hukuk fakültesi dekanı
Hıfzı Timur’a öğrencilerin bu talebini iletmiştir. Hıfzı Timur’da öğrencilerin bu
isteğini kabul edip fakültede boş bir odayı mescit yaptırmıştır. Ancak dekanın
Bozbeyli’den isteği vardır: Ona: “Bir işe başlamak başka onu devam ettirmek başka”
sözünü söyleyerek yapılan bir şeyin devam ettirilmesi korunması yönünde nasihatte
bulunmuştur. Eğer bu mescit kapanırsa “kulağınızı çekerim” diye uyarmıştır. Mescit
açıldıktan sonra öğrenciler iyi niyetli olarak halı, tespih gibi eşyalar getirmiştir.
Ancak öğrencinin birisi cami şerif yazılı bir tabela getirip bunu kapıya asmıştır.
Bozbeyli bu durumdan ilk başta tedirgin olmuştur. Çünkü buradaki mescidin herkes
tarafından bilindiğini bu yazıya gerek olmadığına dikkat çekmiştir. Ancak bu tabela
bazı kesimlerin tepkisine neden olmuş ve üniversite yönetimine bu mescidin
kapatılması yönünde baskı yapılmıştır. Bozbeyli mescidin kapatılmasından sonra
dekan Hıfzı Timur’un “Yapmak başka, devam ettirmek başka, ” sözünün ne kadar
32
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. Mareşal Fevzi Çakmak’ın ölümü münasebetiyle
Suriye ve Irak radyolarında müzik yayınının tatil edilmesine rağmen Ankara ve İstanbul radyolarında
müzik yayınının devam etmesi vatandaşlar arasında teessür uyandırmıştır. Üniversiteli gençler radyo önünde protesto nümayişi yapmışlardır. Cumhuriyet 11 Nisan 1950, s. 1. Dün öğleden sonra
Ankara’dan gelen 900 kadar yüksek tahsil yapan gençlik Mareşal Fevzi Çakmak’a karşı sevgi ve
saygılarını belirtmek için toplantılar tertip etmişlerdir ve gösterilerde bulunmuşlardır. Bunlardan ilki
Beyazıt’taki Marmara Lokalinde, ikincisi de radyo, üçüncüsü de mareşal için ihtiram sukutunda
durulmuş buna müteakip yayınlarını tatil etmeyen İstanbul ve Ankara radyoları içinde sözler sarf
edilmiştir. Marmara Lokalinden çıkarak gruplar halinde Taksim’de İnönü gezisinde toplanan gençler
ellerine yarıya indirilmiş bayraklar protesto gösterilerinde bulunmuştur. Zabıtalar kalabalığı dağıtmak
için havaya ateş mecburiyetinde kalmıştır. Kalabalık burada ve tiyatroların faaliyetlerini durdurmalarını rica etmişlerdir. Akşam, 12 Nisan 1950, s. 1 33
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan görüşme, 23.01.2014.
-
13
haklı olduğunu anlamıştır34
. Bu durum Bozbeyli için bir tecrübe olacaktır. Ayrıca
onun tecrübelerini ve düşünce dünyasını geliştirecek önemli fikir ve sanat çevreleri
olacaktır.
1.3. Tanıştığı Fikir ve Sanat Çevreleri
Ferruh Bozbeyli’yi yükseköğretim yaşamında onun düşünce yapısını
derinden etkileyen önemli isimler olmuştur: Bunlardan birisi de, Abdülaziz Bekkine
Efendi‟yle35
tanışmasıdır. Abdülaziz Bekkine Efendi, Fatih’te Zeyrek muhitinde bir
mescitte imamdır. Ferruh Bozbeyli ve arkadaşları her cuma günü namazlarını bu
mescitte kılmaktadırlar. Ayrıca Abdülaziz Bekkine Efendi’nin vaazlarını dinlemeye
gitmişlerdir. Bu vaazları dinlemeye gelen isimlerden birisi de Nurettin Topçu’dur36
Bozbeyli, Nurettin Topçu’yu ilk defa burada görmüştür. Abdülaziz Bekkine Efendi
Nurettin Topçu’nun hayatında farklı bir yeri vardır. O aklına takılan soruları
Abdülaziz Bekkine’ye sormaktadır. tarafından giderildiğinden öğrencilerine
bahsetmiştir. Nurettin Topçu, Abdülaziz Bekkine’nin ilmine ve ahlakına hayranlık
duymuştur. Abdülaziz Bekkine Efendi elli beş yaşında vefat edince Nurettin Topçu
üzüntüye kapılmıştır. Her insanın bir aydınlatıcıya, uyarana yani bir mürşide ihtiyacı
34
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 35
Abdülaziz Bekkine Efendi İstanbul’un Mercan semtinde doğmuştur. Kazandan göç ederek
İstanbul’a yerleşen Tüccar Halis Efendinin oğludur. Vazifesi gereği 1939’da Zeyrek’teki Çivizade
Ümmü Gülsüm Cami’sinde görev yapmıştır. Bu camide 13 yıl hizmet yaptı. İkinci defa gittiği hactan
dönüşünde hastalandı ve 2 Kasım 1952’de vefat etti. Abdülaziz Bekkine daha çok Hacı Aziz adıyla
tanındı. Tekkelerin kapatılmasından sonra diğer şeyhler gibi irşat faaliyetini evinde yaptığı
sohbetlerde sürdürdü ve özellikle üniversite öğrencilerin üzerinde etkili oldu. Cumhuriyet devrinin
dikkate değer fikir adamlarından Nurettin Topçu ona intisap ederek düşünce dünyasına yön verdi. Nihat Azamat “Abdülaziz Bekkine” Cilt: 5, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, İstanbul
1992, s. 365 36
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. Nurettin Topçu, 1909 ‘da İstanbul’da
doğmuştur. Bezmialem Valide Sultan Mektebi’nde başlayan eğitimini, Büyük Reşit Paşa Numune
Mektebi’nde, Vefa İdadisi’nde İstanbul Lisesi’nde sürdürür. Fransa’da Bordeaux Lisesi’nde okur.
Strasbourg’ta felsefe eğitimi alır. 1934 yılında Sarbone Üniversitesi’nde felsefe doktorasını verir;
doçentlik tezi “Sezgiciliğin Değerleri” konusundadır. Nurettin Topçu çeşitli eğitim kurumlarında
felsefe ve ahlak dersleri okutmuştur. 1934 yılında başlattığı Hareket Dergisi yayınını ölünceye kadar sürdürmüştür. Mehmet Sarıtaş, “Nurettin Topçu,” Modern Türkiye‟de Siyasi Düşünce:
Muhafazakârlık, ( Edit: Tanıl Bora, Murat Gültekingil ), Cilt:5, 5 Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul 2006, s. 261.
-
14
olduğu inancından dolayı, Abdülaziz Bekkine Efendi’nin vefatı, Nurettin Topçu’yu
derinden sarsmıştır37
.
Ferruh Bozbeyli’nin tanıştığı önemli fikir adamlarından birisi de Nurettin
Topçu’dur. İlk defa Abdülaziz Bekkine Efendi’nin vaazlarında gördüğü Nurettin
Topçu’yu hemşehrisi Elbistanlı Rahmi Bey vasıtasıyla tanımıştır. Bozbeyli, o
sıralarda hukuk fakültesi öğrencisidir. Rahmi Bey ise tıp doktorudur. Bozbeyli gibi
gençleri dini ve kültürel sohbetlerin yapıldığı derneklere götüren; gençlere okuması
için yerli ve yabancı kitaplar tavsiye ederek, onların kültürel yönden gelişmesine
katkıda bulunan birisidir. Ayrıca Rahmi Bey, gençlerle fikri ve edebi sohbetlerde
bulunmaktadır38
. Bozbeyli’nin Nurettin Topçu’ya ilk ziyareti 1950 yılında, Şatır
Sokak’taki 9 numaralı evde olmuştur. Nurettin Topçu’yu ziyaretinde yanında
arkadaşları da vardır39
. Bozbeyli, Topçu’yla ilk tanıştığında onun gergin mizaçlı
insanlarla mesafeli olduğunu görmüştür. Bu durum Bozbeyli’nin Topçu’ya karşı ilk
anda sempati duymasını engellemiştir. Ancak Nurettin Topçu’nun konuşmaları
kendisini çok etkilemiştir. Bozbeyli’nin ifadesi ile “Daha önce duymadığı sözler,
yeni yeni düşünceler”… Bunlar Bozbeyli’nin düşünce dünyasını değiştirip
geliştirmiş ve Topçu’nun toplantılarına onun Bozbeyli’nin ufkunda yeni sayfalar
açılmasını sağlamıştır40
.
Bozbeyli Topçu hakkında: “Rengârenk bir gül bahçesi içinde yaşıyormuş
gibi” yalnız bir insan olduğunu, arada bir bu rengârenk gül bahçesine talebelerini de
yanına çektiğini belirtir41
. Nurettin Topçu toplantılarında, değişik kaynaklardan farklı
37
Ferruh Bozbeyli, “Nurettin Topçu”, (Bundan sonra “Nurettin Topçu…”, olarak gösterilecektir.)Hece, S. 109, Kış 2008, s. 467. 38
Ferruh Bozbeyli, “Nurettin Topçu…”, s. 467. 39
Ferruh Bozbeyli, “Hocamız Nurettin Topçu, ”(Bundan sonra “Hocamız Nurettin…”, olarak
gösterilecektir.) Nurettin Topçu‟ya armağan, Dergâh Yayınları, İstanbul 1992, s. 160. 40
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 41
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014 Bozbeyli Nurettin Topçu ile anısını şu şekilde
aktarmaktadır: Birkaç arkadaş hocamla birlikte Boğazda yürüyerek bir gezintiye çıkmıştık önümüze
gelen bir mescitte iki rekât şükür namazı kılıyorduk. Mescitte bulunanalar arasında öksürürken,
konuşurken, girerken, çıkarken kayıtsız bir rahatlıkta hareket edenler vardı. Birkaç kişi,
peygamberimizin adı anılınca yüksek sesle duygularını belirttiler ve salavat getirdiler. Namazdan sonra hocam bize dedi ki: “İki türlü heyecan vardır: Birisi ruhi, birisi asabi heyecandır. Birisi ruhun
derinliklerinde, diğeri asabi sistemin sırtında yaşar. Biri sakin ve devamlı, öbürü gürültülü ve
geçicidir. Batılı insan kilisede ve konser salonunda öksürmeye bile korkar. Çünkü Allah‟ın ve
sanatkârın huzurunda olduğunu bilir ve sanatı kendi içinde yaşar. Kâinat sun-u ilahidir Allah‟ın
-
15
fikir üreten insanlardan da istifade edilmesi yönünde öğrencilerine direkt söz
söylememiş; ancak bunu ifade eden sözler kullanmıştır. Bozbeyli’ye göre,
Topçu’nun kişiliğinde Müslüman olmayanlara karşı küçük görmek gibi tavır yoktur.
Gerektiğinde Müslüman olmayandan da bir şey öğrenilebilir düşüncesi vardır42
.
Bozbeyli bundan dolayı, İstanbul’da farklı fikir ve sanat insanlarıyla tanışmıştır.
Bunlar; ünlü tarihçi İsmail Hami Danişment43
, Necip Fazıl44
, Semiha Ayverdi45
gibi
kişilerledir. Bozbeyli öğrenciliği sırasında Bâb-ı Ali’de gezdiği sırada Garbis
Efendi46
diye bir Ermeni’yle tanışmıştır. Garbis Efendi Bozbeyli’ye kitap verip onu
değişik kitaplar okuması konusunda yönlendiren, Bozbeyli’yi Semiha Ayverdi’yi
tanıştıran kişidir47
.
Ferruh Bozbeyli öğrenciliği sırasında, ileride siyasete atılacağının ilk
sinyallerini vermiştir. Bozbeyli 1953’te kapanan Türk Milliyetçiler Derneği’nin48
bir
sanatıdır. Dikkat ediyor musunuz? Bazı kimseler Peygamberin adı anıldığı zaman yüksek sesle
Peygamberimizi ululayan sözler söylüyor Allah adı ise bazen (Allah belanı versin) derken kullanılıyor
oysa yücelerin yücesinde yalnız Allah vardır. Peygamberimiz Allah‟ın resulüdür.” diyerek duruma
dikkat çekmiştir. Bozbeyli, “Hocamız Nurettin…”, s. 160. 42
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 43
İsmail Hami Danişmend, ilmi ve medeni cesaretiyle her konunun üzerine giden bir karaktere
sahipti. Kitap ve makalelerinde sade ve akıcı bir üslup kullanmış, bundan dolayı Türkiye'de en çok
okunan yazarlardan biri olmuştur. Her cumartesi tanınmış şair, edip ve muharrirler Danişmend ' in
evinde toplanarak çeşitli konularda tartışmalar yaparlardı. Cevdet Küçük, “İsmail Hami Danişmend”, Cilt: 8, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, s. 465-467 44
Necip Fazıl 1904 yılında İstanbul’da doğdu. Öğrenimini Amerika ve Fransız kolejleri ile Bahriye
mektebinde tamamladı. Necip Fazıl ilk şiirlerini 17 yaşında yazdı. Genç yaşta yazdığı tiyatro eserleri
kapalı gişe oynadı. 1934 yılında Abdülhakim Arvasi ile tanıştı ve hayatında yeni bir dönem başladı.
Bundan sonra Necip Fazıl mistik bir yöne doğru gidecektir. 17 Eylül 1940’da “Büyük Doğu” dergisini yayımlamaya başlar. Ayrıca Büyük Doğu Cemiyeti kurulur. Hulusi Şentürk, Türkiye‟de İslami
Oluşumlar ve Siyaset (İslamcılık), 2. Basım, Çıra Yayınları, İstanbul 2011, s. 288, 289. 45
Sâmiha Ayverdi roman, hikâye, anı, araştırma ve deneme türündeki otuzu aşkın eseri, Osmanlı
mirasını vurgulayan bir milliyetçilik ile İslam tasavvufunun eklemlediği bir muhafazakâr duruşa ilginç bir örnek oluşturur. Umut Sazak, “Sâmiha Ayverdi,” Modern Türkiye‟de Siyasi Düşünce Tarihi:
Muhafazakârlık, ( Edit: Tanıl Bora, Murat Gültekingil ), Cilt:5, 5 Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul 2013, s. 248 46
İstanbul Babıali’de kitapçılıkla uğraşan bir sahaftır. Ferruh Bozbeyli bu sahafçıya, kitaplara bakmak
için sık sık uğruyordur. Bundan dolayı Garbis Efendi ve Bozbeyli arasında bir dostluk
oluşmuştur.(Ferruh Bozbeyli ile yapılan görüşme, 23.01.2014). 47
Hatta Garbis Efendi Bozbeyli’yi tanıtırken “hanımefendi size istikbalde cumhurbaşkanı olarak
selamlayacağımız bir genç getirdim” demiştir. Semiha Hanım da “ne güzel, ne güzel” inşallah Allah
nasib etsin” demiştir (Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014). 48
Türk Milliyetçiler Derneği 1951’de kurulmuştur. Kurulduktan kısa bir süre içinde 76 şubeye
ulaşmıştır. Ancak, dernek 2 yıl kadar faaliyetlerine izin verildikten sonra kapatılmıştır. Kapatılma
sebebi ise, kısa sürede yükselen bu milliyetçi dalganın yükselişinden tedirgin olan mevcut iktidarın bu
derneği kapatmak için bahane kollamasıdır. Bu bahane ise, Hüseyin Üzmez denilen bir lise
öğrencisinin Ahmet Emin Yalman’ı Malatya’da vurması iktidarın gözlerini Türk Milliyetçiler
-
16
devamı niteliği olan Milliyetçiler Derneğinin yönetim kurulu üyesidir49
. Derneğin
kurucuları dilekçedeki sıraya göre şöyledir: Mehmet Emin Alpkan (Serbest Meslek),
Ferruh Bozbeyli (Hukuk Fakültesi talebesi), Hüsnü Demirkıran (Yüksek E.ve Ticaret
talebesi), Celal Erçıkan ( Tıp Fakültesi talebesi), Cemal Külahlı (İ.T.Ü. Elektrik F.
talebesi), Orhan Okay (Edebiyat Fakültesi talebesi), İdris Yamantürk (Yüksek
Mühendis) Derneğin kuruluş amacı, nizamnamesinin ikinci maddesinde aynen şu
şekilde anlatılmaktadır: “Milletimizi vücuda getiren kıymetlerin muhafaza ve
tekâmülünden hizmet etmek ve tarihi şuuruna, ilim ve zihniyetine, feragat, fedakârlık,
hak ve fazilet duygularına sahip örnek Türk milliyetçileri yetiştirmektir bu gayeye
ulaşmak için: seminer toplantıları ve konferanslar, neşriyat, sergiler, anketler
yapmaktır50
. Üyeleri için hazırlanan beyannamede Milliyetçiler Derneği adına neler
yapılmak istendiği şu şekilde açıklanmıştır:
“Milliyetçiler Derneği, ilim, sanat, felsefe sahalarındaki çalışmalarıyla milli
kültüre hizmet emelindedir. Bu yolda her türlü polemikten kaçınarak, hür fikirlerin
karşılaşması için neşriyat, konferanslardan başka, bütün münevverlere açık
seminerler tertiplemiş bulunuyoruz. Gayemiz, mahdut bir zümreye çevrilmekten
ziyade fikirleriyle inanışları başka olan bütün memleket münevverlerini hakikatin
ışığı etrafında toplayabilmektir. İlim zihniyetine daima hürmetkâr olarak kendi
şahsiyetimizin prensiplerini izah etmeyi bir kültür müessesesinin vazifesi olarak
telakki etmekteyiz. Bu sebepten, milletimizi kurmuş olan hayati ve ruhi değerlerin
izahını yaparken, Âlemşümul olan ilmin görüşlerine bağlanıyoruz ve bu meselelerin
hallini ararken çeşitli fikirleri karşılaştırmaktan çekinmiyoruz. Ruhumuzun, mazinin
sunduğu mukaddes emanet olduğunu bize telkin eden bir ruhçuluk davasının hukuki,
ahlaki, iktisadi esaslarını araştırırken Doğu ile Batı‟nın ilimci görüşlerine ve tarihin
onlara emanet ettiği duyuşlara aynı ehemmiyeti vermekteyiz. İlim ve fazilet
emellerine dayanan milliyetçiliğin özünde kin ihtirasını değil, Hakka hizmet ve
feragat emellerini aradık. İnsanlığın hiçbir zümresine, cephesine karşı düşmanlık
Derneğine çevirmesine neden olmuştur. Bu durum bahane edilerek 1953 yılında Türk Milliyetçiler Derneği kapatılmıştır. Türk Yurdu, 2012, Cilt:32, Sayı: 661, s. 5, 6. 49
Ferruh Bozbeyli ile yapılan görüşme, 23.01.2014. 50
Ercüment Konukman, Topluluktan Millete, Belge Yayınları, İstanbul 1989, s. 75, 76.
-
17
davası gütmeyen aşk ile telkin yolunu cihat kabul ederek, ruhların ulaşabildiği en
yüksek zirveye bayrak dikmenin zafer olacağına inanıyoruz”51
.
Milliyetçiler derneği genel başkanlığını, Sait Bilgiç ve Nurettin Topçu
yapmıştır. Dernek bünyesinde yapılan konferanslarda, toplantılarda sağ görüşlü
aydınlar fikirlerini sunmuştur. Bu fikirlerden en önemlisi ise, Ayasofya’nın Cami’ye
çevrilmesi gerektiği fikridir. Bu fikri öne sürenler, Türkiye’ye siyasi ve fikri yönden
şekil veren kişilerdir; bu fikri öne sürenler arasında Ferruh Bozbeyli de vardır52
.
1.4. Meslek Hayatı
Ferruh Bozbeyli hukuk fakültesini bitirince Ali Fuat Başgil’in asistanlığını
yapmıştır. Bozbeyli onun yanında 10 ay çalıştı. Ancak daha sonra Ali Fuat
Başgil’den izin alarak asistanlığı bırakmıştır. Bozbeyli asistanlığı bıraktıktan sonra
avukatlık stajına başlamıştır. Bu arada, staj sırasında herhangi bir paralı işte çalışmak
yasak olduğundan İETT’den ayrılmak zorunda kalmıştır. Bozbeyli’nin stajı yaklaşık
bir yıl kadar sürmüş ve kendi bürosunu açarak avukatlığa başlamıştır. Onun
avukatlık hayatının henüz ikinci yılında Türk siyasi hayatını derinden etkileyen ve
kendisinin siyasete girmesine neden olacak olan 27 Mayıs 1960 darbesi
gerçekleşecektir53
.
Bozbeyli’ye göre 27 Mayıs İhtilali, demokrasiye yapılmış bir müdahaledir. O
27 Mayıs’ı bedavadan iktidar olma heveslilerin yaptığı bir harekât olduğunu
düşünmektedir. Yine Bozbeyli’ye göre bu darbe “Milletin verdiği silahı, yine millete
51
İlhan Darandelioğlu, Türk Milliyetçiler Derneği, 3. Baskı, Toker Yayınları, İstanbul 1977, s. 312,
313. 52
Mustafa Özcanbaz, “Çağdaş Türk Düşünce Tarihinin Oluşumunda Aydınlar Ocağının Yeri, ” Hitit
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi ) Çorum, 2013, s. 57, 58. 53
Dağı-Uğur, a.g.e., s. 105-106. 27 Mayıs olduğu zaman Bozbeyli yeni evlidir. Sultan Ahmet’te
oturmaktadır. Bozbeyli 27 Mayıs sabahını şöyle anlatmaktadır: “Sabahleyin marş gürültüleriyle
uyandık. Pencereden başımı uzattığım zaman dışarıda Mızrak diye bilinen bir adam vardı. O adama
„Mızrak bu marşlar neden çalınıyor‟ diye sordum. Mızrak ise „Yahu ihtilal oldu radyolar söylüyor.‟
dedi. Radyoyu açtık; gerçekten öyle ihtilal olmuş ve ben hiçbir şey düşünmeden dışarı çıktım. Ve
doğruca son Havadis gazetesi binasına gittim. Ancak sokağa çıkma yasağı da vardı. Binanın önüne
geldim. Kapıda bir bekliyordu. Üsteğmen beni tanıyormuş gibi „Ooo, hoş geldiniz, nasılsınız‟ diye
bana laf attı. İki gün sonra Sabri Sözer diye imam hatip okulunda öğretmen bir arkadaşımızı tevkif
etmişler. Hanımı aradı. Hanımı da hamileydi ağlıyordu.” Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme,
23.01.2014.
-
18
doğrultma eylemidir.” 27 Mayıs İhtilali’ni yapanlar için bir bayram havası, onun
mağdurları için bir matem havası olduğunu aktarmıştır. 27 Mayıs’ı bir bayram havası
içinde karşılayanlar o günü bayram ilan etmişlerdir54
.
Ferruh Bozbeyli’nin siyasete girmesinde 27 Mayıs sonrasında gerçekleşen
Yassıada mahkemeleri bir dönüm noktası olmuştur. O Yassıada mahkemelerinden
Osman Turan’ın55
avukatlığını yapmıştır56
. Bozbeyli ayrıca 1959-1963 yılları
arasında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü Talebe Birliği Cemiyeti’nin Avukatlık
faaliyetini yürütmüştür57
. Bozbeyli’nin avukatlık mesleği, siyasete girmesinde etkili
olmuştur. Yassıada duruşmaları onun siyasete girmesini hızlandırmıştır. Bozbeyli’yi
siyasete girmesinde fiili olarak tetikleyen ise Türkiye yayınevinin sahibi Tahsin
Demiray’dır. Bozbeyli talebeliği sırasında bu yayın evine sık sık ziyaret etmektedir.
Bundan dolayı Bozbeyli ve Tahsin Demiray arasında bir samimiyet oluşmuştur.
Ayrıca Bozbeyli’nin Yassıada’da Osman Turan’ın avukatlığını yaptığını da
bilmektedir. Bununla beraber Bozbeyli’nin öğrenciyken talebe cemiyeti başkanlığını
da tecrübesi olduğu için Bozbeyli’nin girmesinde yararlı olacağını Bozbeyli’ye telkin
etmiştir. Tahsin Demiray Bozbeyli’ye “Burada konuşuyoruz ama bize de vazife
düşmüyor mu sende siyasete gir” demiştir. Bozbeyli Tahsin Demiray’ın tavsiyesini
dikkate alarak siyasete girmeye karar vermiştir58
.
1961 yılının ocak ayında Tahsin Demiray, Bozbeyli’yi telefonla aramış ve
Ragıp Gümüşpala’nın İzmir’den İstanbul’a parti kurmak için geldiğini ve onunda
54
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 55
Osman Turan 1914 yılında Bayburt’un Çatıksu köyünde doğmuştur. Dedesi 93 harbinde babası
Birinci Dünya Savaşı’nda şehit düşmüştür. Bu şartlar altında ilk mektebi Çaykara’da ortaokulu
Bayburt’ta tamamlamıştır. Trabzon’da başladığı lise eğitimini Ankara’da bitirmiştir.(1935) Osman
Turan DTCF’nin parasız yatılı sınavlarını kazanarak ortaçağ kürsüsünde Fuad Köprülünün öğrencisi
olmuştur. Üniversiteden mezuniyetinden sonra doktora eğitimine başlamıştır. On iki Hayvanlı Türk
Takvimi isimli doktora tezini tamamlayarak Türkiye’de ilk tarih doktorasının sahibi olmuştur.1947
yılında doçent, 1951 yılında Anadolu Selçuklu Tarihi’ne yaptığı katkılardan dolayı Ortaçağ Türk
İslam Tarihi profesörlüğüne getirilmiştir.1954 ve 1957 yılında Demokrat Partinin Milletvekili
seçilmiştir. 27 Mayıs 1960 darbesinde Yassıada’ya gönderilenler arasındadır. Mehmet Özden, “Osman Turan”, Modern Türkiye‟de Siyasi Düşünce: Muhafazakârlık, Cilt:5 İletişim Yayınları, İstanbul 2006, s. 558. 56
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 57
Yakup Üstün ile Yapılan Görüşme, 25.03.2014; Yakup Üstün, Isparta’nın Sütçüler İlçesindendir.
1973-1977 arası Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı yapmıştır. 1977 Milletvekili seçimlerinde Adalet
Partisi’nden Isparta Milletvekilli olarak meclise girmiştir. 58
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014.
-
19
Sirkeci’de İpek Palas Oteline gelmesini gerektiğini söylemiştir. Bozbeyli de
toplantıya katılarak bu otele gelip Gümüşpala ile tanışır ve kurulacak olan yeni
partinin kuruluşunda yer alır. Bozbeyli AP’nin 121 kişilik kurucu listesine girmiştir.
Ancak İçişleri Bakanlığı bu listenin çok fazla olduğu için kabul etmemiş sadece ilk
11 kişiyi kabul etmiştir. Bu 11 kişi içinde Bozbeyli yoktur. Sonuç itibarıyla AP
kurulmuştur. Bozbeyli artık AP içinde faaliyet gösterecek ve AP içinde aktif
görevlerde yer alacaktır59
.
Bozbeyli artık AP’nin içinde siyasete atılan ve Türk siyasetinde yirmi yıla
yakın uzun bir zaman milletvekilliği yapmış bir siyaset adamı olacaktır. O, siyasi
hayatı boyunca önemli görevlerde bulunmuştur. Bunlar: 1961-1977 arasında XII,
XIII, XIV ve XV. Dönemlerde İstanbul milletvekili olarak görev yapmıştır60
. Bu süre
içinde 1961-1962 Adalet Partisi Meclis Grubu Başkan Vekilliği, 1962-1965
yıllarında 3 dönem TBMM Başkan Vekilliği, 1965-1970 yıllarında üç dönem TBMM
Başkanı olarak hizmet vermiştir. 1970-78 yılları arasında Demokratik Parti Genel
Başkanlığı yapmıştır61
.
Bozbeyli, aktif siyaseti bırakınca 1978’de Türkiye İş Bankası 54. Genel Kurul
Toplantısı’nda yönetim kurulu üyeliğine seçilmiştir. Onun yönetim kurulu üyesi
olması Demirel tarafından eleştirilmiştir. Bozbeyli, Demirel’in bu konudaki
eleştirilerini açıkça ve mertçe ortaya koymaya ve milletvekilliğine başladıkları
günden bu yana karşılıklı olarak mal varlığı beyanında bulunmaya davet etmiştir62
.
Bozbeyli, bu konu ile ilgili olarak Türkiye Haber Ajansı’nın sorusu üzerine şunları
söylemiştir:
“Sayın Demirel, son günlerde bu konuyu diline dolaştırmıştır. Ben, İş
Bankası yönetim kurulunda görev aldım. Fakat ne ben ne de kardeşlerim hiçbir
bankadan kredi almadık. Kamu işlerinde aslolan hukuka uygunluktur. Sayın
Demirel, kanun dışı bir konuyu işaret etmek istiyorsa, bu hususta açıkça ve mertçe
59
Ferruh Bozbeyli ile Yapılan Görüşme, 23.01.2014. 60
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, (Bundan sonra BCA şeklinde gösterilecektir), BCA, 030-0-001-
000-000-47-283-4. 61
Ferruh Bozbeyli, Alaca Siyaset, Bilsam Yayınlar, İstanbul 2013, s. 4. 62
Milliyet, 17.06.1978 s. 1, 8.
-
20
ortaya koymazsa kendi tabiriyle „merttin tersi‟ durumuna düşer. Sayın Demirel‟i bu
konuda daha açık davranmaya davet ediyorum. Sayın Demirel 13 yıllık
milletvekilidir. Ben de 16 yıllık milletvekilliği yaptım. İstiyorsa Milletvekilliğe
başladığımız gün ve bugün ikimizde de kamuoyuna mal varlığımızı açıkça beyan
edelim. O zaman kendisinin de tereddütleri, Türk milletinin tereddütleri
kalmayacaktır.63
. Bozbeyli ayrıca 1990-1992 yılları Türkiye İş Bankası Yönetim
Kurulu Başkanlığı yapmıştır64
.
Siyasi görevleri yanında Türkiye Milli Kültür Vakfı kurucularından olan
Bozbeyli vakfın ilk mütevelli heyeti başkanıdır65
. Vakıf 1969’da kurulmuştur66
.
Bozbeyli vakfın kurucu başkanlığını meclis başkanlığından Demokratik Parti Genel
Başkanı oluncaya kadar sürdürmüştür67
. Vakfın merkezi İstanbul’dadır. Vakıf,
gayesini gerçekleştirmek için mütevelli heyetinin kararıyla şubeler açılabileceği
hakkında karar vermiştir. Vakfın kuruluş amaçları ise şöyle belirtilmiştir:
Türk çocuklarına ilk, orta, yükseköğretim tahsili yaptırarak, Türk Milli
Kültürüne bağlı, yüksek karakterli: Bilim düşünce, sanat adamları yetiştirmek amacı
taşımaktadır. Türk Milli Kültür konularında ilmi araştırmalar yapmak, yaptırmak,
teşvik ettirmek ve çıkan sonuçları değerlendirerek bu vakıf vasıtasıyla yayınlamak
vakfın diğer bir amacıdır. Türk çocuklarına bu vakıf vasıtasıyla yurt içinde maddi
yönden desteklemek; bu imkânları sunarken herhangi bir karşılık beklememektir68
.
Bozbeyli, TBMM Başkanı iken 41 arkadaşı ile beraber kurmuş olduğu vakfın
kurucu başkanlığını yapmış ve bu görevi Meclis Başkanlığı’ndan istifa edip
63
Milliyet, 17.06.1978 s. 8. 64
Milliyet, 03.04.1990 s. 16. 65
Bozbeyli, Alaca Siyaset, s…, s. 4. 66
Vakfın diğer kurucuları ise; Zeki Aytaç, Cevat Babuna, İbrahim Bodur, Abdülkadir Çavuşoğlu,
Hulusi Çetinoğlu, Rıdvan Dedeoğlu, Mustafa Doğanbey, Yavuz Fındıklıgil, Mehmet Güler, Salih
Güler, Turan Güngen, Süleyman İshakoğlu, Kamuran İşmen, Mahir iz, Rauf Osman Karadeniz,
Osman Azmi Karavelioğlu, Asım Kocabıyık, Mehmet Karamancı, Saffet Kozluca, Recai Kutan,
Pertev Kutsal, Feyyaz Nemlioğlu, Muzaffer Somay, Cahid Okurer, Turgut Özal, Kemal Özkaragöz,
Razi Trak, Salih Tuğ, Mümtaz Tütüncü, Mehmet Uzun, Sabri Ülker, Mehmet Üretmen, Faruk Üstün, Selahattin Üzel, Nevzat Yalçıntaş, İdris Yamantürk, Sebahattin Zaim. Türkiye Milli Kültür Vakfı
Senedi, (Bundan sonra “T.M.K. V…” olarak gösterilecektir) Çeltüt Matbaacılık, 1969, s. 15, 19. 67
Ferruh Bozbeyli, Politika Sınavı, ( Bundan sonra “Politika…, ” olarak gösterilecektir.)Selçuklu
Matbaası, İstanbul 1978, s. 5 68
T.M.K.V…, s. 5, 6
-
21
Demokratik Parti Genel Başkanı oluncaya kadar sürdürmüştür. Bozbeyli,
Demokratik Parti Genel Başkanı olunca Türkiye Milli Kültür Vakfı’nın
başkanlığından ayrılmış; ancak vakıfla alakasını sadece bir kurucu üye olarak
sürdürmüştür69
. Onun bu vakıftan ayrılışının sebebi ise; gençlerin siyasi partiler
tarafından bölünerek siyasetin içine itilmesini kendi düşüncelerine aykırı
bulmasındandır.
1.5. Yayın hayatı
Bozbeyli’nin yayın hayatına baktığımız zaman, kitap ve yazılarının siyasi
içerikli olduğunu görmekteyiz. 1969 ve 1970 yılları arasında kaleme almış olduğu
meclis tutanaklarından oluşan “Kalkınma ve Planlamada Adalet Partisi”, “Kalkınma
Planlamada Diğer Partiler”, “Kalkınma ve Planlamada Cumhuriyet Halk Partisi”
adında üç ciltlik kitabı mevcuttur. Bu kitaplarda partilerin, Birinci ve İkinci Beş
yıllık Kalkınma Planlarının TBMM’deki yapmış oldukları tartışmaların meclis
tutanakları mevcuttur70
. Bu tartışmalara bakarak, 1962-1970 yılları arasındaki
Türkiye’deki siyasi partilerin ekonomik ve sosyal görüşlerini anlayabiliriz. Kitapta
her siyasi parti alfabetik sırasıyla, ayrı bir bölüm oluşturmaktadır. Her bölüm içinde
önce Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi’nde
ki müzakereleri sonra İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planına ait müzakereler aynı sıra
ile yer almaktadır71
.
69
Ferruh Bozbeyli, Politika …, s. 5 70
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963-1967 yılları arasında İsmet İnönü Hükümeti tarafından
Hazırlanıp yürürlüğe konulmuştur. Bu plan Şubat 1963’te yürürlüğe konulmuştur. İkinci Beş Yıllık
Kalkınma Planı ise 1968-1972 yılları arasında Demirel Hükümeti arasında yürürlüğe konulmuştur.
1Ocak 1968’te yürürlüğe giren ikinci plan yıllık ortalama büyüme hızını %7 olarak öngörmüştür. Erdinç Tokgöz, “Cumhuriyet Dönemi Ekonomik Gelişmeler” Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Cilt.2,
Editör: Hüseyin Tosun, ATAM, Merkezi Yayınları, İstanbul 2002, s. 336-338. 71
Birinci Beş yıllık kalkınma planı İsmet İnönü başkanlığında bir karma hükümet tarafından
hazırlanmış yine İsmet İnönü başkanlığında ikinci bir karma hükümet tarafından TBMM’ye
sunulmuştur. Bu karma hükümet içinde CHP, Yeni Türkiye Partisi (YTP) Cumhuriyetçi Köylü Millet
Partisi (CKMP) İktidarda, AP İse muhalefettedir. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı İktidardaki bütün
siyasi partilerin ortak ürünüdür. Bu planı savunan Milletvekilleri bağlı bulundukları siyasi partilerin
siyasi, sosyal ve ekonomik görüşlerini yansıtmaktadır. İkinci Beş yıllık kalkınma planı ise tamamen
(AP)’nin eseridir. AP bu kez iktidarda, diğer partiler ise muhalefettedir. Bu plan AP’nin lideri olan Süleyman Demirel tarafından planlanmış ve Mecliste savunulmuştur. Ferruh Bozbeyli, Kalkınma Ve
Planlama (Adalet Partisi), Cilt.1, Ak yayınları, İstanbul 1969, s. 11.
-
22
Bozbeyli’nin diğer bir kitabı da 1977’de yazmış olduğu “Birinci Cemredir”.
Bu kitabında siyasette yaşadığı olayları küçük hikâyecikler şeklinde anlatmaktadır.
Bu hikâyeleri anlatmadan önce okuyucuya hikâyeciliğin bir sanat olduğunu,
kendisinin de sanat yapmak gibi bir iddiasının olmadığını belirtmiştir. Siyasi hayatı
boyunca yaşadığı bazı olayları hikâye tarzında sunmak istemiştir. Birinci Cemre adlı
kitapta geçen bazı hikâyeler şunlardır: Devlet, Kurbanlıklar, Aklın Yeri, Bir
Öğretmenle Sohbet, Emek, Çirkin Yüzlü Adam, Gümüşpala, Bir Olayın İçyüzü, İlk
Grup Toplantısı, Af gibi bazı hikâyeler yer almaktadır72
. Örneğin devlet adlı
hikâyede devletin vatandaşına vermiş olduğu en değerli hizmetin güven duygusu
olduğunu anlatmaktadır.
Birinci Cemre adlı kitabın devamı niteliğinde olan diğer bir kitap da “Alaca
Siyaset” adlı kitabıdır. Birinci Cemre adlı kitabındaki hikâyeler “Alaca Siyaset” adlı
kitabında da mevcuttur. Ancak “Alaca Siyaset” adlı kitabında farklı hikâyeler de
bulunmaktadır. Bu hikâyelerden bazıları şunlardır: Hindistan, Baştakiler, Köy
Müzesi, Rusya Gezimizden Bir Sayfa, Burası Fransa, Hicaz Yolculuğu, Şehit gibi
bazı olayları hikâye tarzıyla anlatmıştır. Bozbeyli’nin kaleme almış olduğu bu
hikâyelerde siyasette yaşadığı olayları anlatarak o döneme tanıklık etmektedir73
. Bu
hikâyelerde, Türk siyasetinde yaşanan olayların, sempatik bir dille anlatılmasının
yanında, bir devlet adamının ve tecrübeli bir siyasetçinin bakış açısıyla sunumunu
görmekteyiz. Alaca Siyaset adlı kitap Babıali Kültür Yayıncılığı tarafından 2000
yılında yayımlanmıştır. Aynı kitap 2013 Yılında Bilsam Yayınevi tarafından
yayımlanmıştır.
Bozbeyli’nin diğer önemli bir kitabı Dergâh Yayınevi’nden çıkan
“Demokratik Sağ” adlı eserdir. Bozbeyli bu kitabı, 1977’de kaleme almıştır. Bu
kitapta “Demokratik Sağ” kavramının ne anlama geldiğini, “Demokratik Sağ”’ın
siyasi, sosyal, ekonomik yönleri ele alınmıştır. Ayrıca bu kitapta eğitim ve kalkınma
72
Ferruh Bozbeyli, Birinci Cemre (Siyasi Hikâyeler), 2.Baskı, Selçuklu Yayınları, İstanbul 1977, s. 7. 73
Ferruh Bozbeyli, Alaca Siyaset (Siyasi Hikâyeler), Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul 2000, s. 8.
-
23
meseleleri, milli savunma ve dış siyaset, demokratik hukuk devlet anlayışı ayrıntılı
bir şekilde ele alınmıştır74
.
Bozbeyli Türk Milli Kültür Vakfı‟nın düzenlediği (21 Ocak1978) “Politika
Sınavı” adlı bir seminer vermiştir. Bu seminer, Demokratik Parti’ye gönül vermiş
kişilere; hatta bu partiye mensup olmayan tüm vatandaşların bilmesi gereken
memleket meselelerini anlatmak için yayımlanmıştır75
. Bozbeyli’nin Cumhuriyet
özel sayısında “Siyaset Ahlakı ve Toplum” adında bir makalesi yayımlanmıştır. İhsan
Dağı ve Fatih Uğur’un Bozbeyli’yle yaptıkları mülakat sonucu kitaplaştırdıkları
“Yalnız Demokrat” adlı kitap sadece Bozbeyli’nin hayatı hakkında değil, 1960-1980
dönemi Türk siyasi hayatına ışık tutacak bir hatırat kitabıdır. Yine üç aylık fikir ve
kültür dergisi olan Türkiye Günlüğünde Mustafa Çalık ve Ahmet Nezihi Turan‟ın
Bozbeyli ile yaptıkları mülakat da mevcuttur. Ayrıca Ferruh Bozbeyli, dergâh
yayınlarının çıkarmış olduğu “Nurettin Topçu‟ya Armağan” adlı kitapta “Hocamız
Nurettin Topçu” ve Hece Dergisi’nde “Nurettin Topçu” adlı makaleleri kaleme ele
almıştır. Yine Türker Alkan’ın kaleme almış olduğu “Siyasal Ahlak ve Ahlaksızlık”
adlı kitapta “Liderler Muhalefette Doğru Söyler, İktidarda Şaşar” adlı politikacılarla
ilgili bir makalesi vardır.
74
Ferruh Bozbeyli, Demokratik Sağ, Dergâh Yayınları, İstanbul 1976, s. 15 75
Ferruh Bozbeyli, Politika…, s. 6.
-
24
2. İKİNCİ BÖLÜM
ADALET PARTİSİ VE FERRUH BOZBEYLİ
2.1. AP’nin Kuruluşu Sırasında Mevcut Siyasi Ortam
1960 Darbesinden sonra Orgeneral Cemal Gürsel başkanlığında kurulan Milli
Birlik Komitesi (MBK) yeni bir anayasa yapmayı ve iktidarı sivillere devretmeyi
amaçladığını belirtmiştir. MBK bu amacını yerine getirmiş, yeni bir anayasa yapıp
1960’ta iktidarı sivillere devretmiştir. Ancak yeni anayasa, demokratik olmayan
ortam altında tasarlanmıştır. Çünkü iki meclisli bir yapının altında; askerlerin
oluşturduğu MBK, diğeri ise sivillerin oluşturduğu “Temsilciler Kurulu” adıyla bir
kurucu meclis tarafından tasarlanmıştır76
.
MBK’nın varlığı, yeni anayasanın ordunun etkisi altında hazırlandığını
göstermektedir. Temsilciler Kurulu ise tam anlamıyla demokratik değildir.
Temsilciler Meclisi’nin üyelerini yaklaşık üçte birlik bölümü çok sınırlı katılımla
seçilmiştir. Geri kalanı ise muhalefet partileri olan CHP ve CMKP, MBK, Barolar,
Ticaret ve Sanayi odaları, Sendikalar vb. kuruluşlarca seçilen ya da atanan
temsilcilerden oluşmuştur. Ancak bu mecliste yasaklanan DP’nin üyeleri kurucu
mecliste temsil edilmemiştir. Dolayısıyla bu mecliste elit tabakanın egemenliği söz
konusudur77
. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen yeni anayasa geniş özgürlükler de
getirmiştir. Kemal Karpat’a göre: “1960 darbesi geleneksel seçkin güçlerin yeni
oluşan sosyal gruplardan gelen meydan okumaya gösterdikleri bir tepki olarak
başlamıştı. Ancak darbenin getirdiği geleneksel düzenin devamı değil, modern bir
anayasanın oluşmasına zemin hazırladı. Belki de bilmeden ya da isteyerek çoğulcu
demokratik toplumun hukuksal ve siyasi temelleri atıldı. Mesela Anayasa
Mahkemesi‟nin kurulması ve yargı bağımsızlığını benimsedi”78
. Ancak bütün bunlara
76
Ergun Özbudun, Türk Siyasi Hayatı, 7. Baskı, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Ankara 2010 s. 49,
50. 77
Özbudun, a.g.e., s. 50. 78
Kemal H. Karpat, Türkiye‟de Siyasal Sistemin Evrimi, 1876-1980, Çev. Esin Soğancılar, İmge
Kitapevi, Ankara 2007, s. 205.
-
25
rağmen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Demokrat Parti’yi kapatarak
anayasanın bu özgürlükçü yapısına gölge düşürmüştür79
. Yine bu dönemde önemli
bir gelişmede Cumhuriyet Senatosu Seçimi Kanunu’nun kabulüdür80
. 1961
Anayasasıyla birlikte çift meclisli bir yapıya geçilmiştir. Böylece TBMM iki
meclisten oluşmuştur: Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olmak üzere iki kısma
ayrılmıştır. Millet Meclisi 450 milletvekili Cumhuriyet Senatosu’nda ise 150 üye
mevcuttur. Senato üyeliğine seçilme koşulu, 40 yaşını bitirmiş yükseköğretim
kurumlarındın birinden mezun olma şartı aranmaktadır. Bu nedenle senatodaki
bulunan üyelere okumuşlar meclisi adı verilmiştir. Yasalar önce TBMM’de
görüşülür daha sonra senatoya sevk edilirdi81
. Böylece kararlar bir denetim
mekanizması içinden geçmektedir. Mecliste oluşan bu yapıyı 1961’den sonra CHP,
CKMP ve yeni kurulan ve Demokrat Partinin devamı niteliğinde olan AP sayısal
olarak bu yapıyı etkileyecektir.
2.1.1. AP’nin Kurulması ve Ferruh Bozbeyli’nin Çalışmaları
MBK özgürlükçü bir tavır takınsa da DP’nin devamı niteliğinde bir partinin
kurulmasına karşıydılar. Ayrıca DP’liler yargılanırken, diğer taraftan giderek
canlanmaya başlayan “Kuyruk ve Düşük”82
olarak nitelendirilen DP taraftarları da
baskı altına alınmıştır. AP bu hava içinde 11 Şubat 1961 tarihinde kurulmuştur. Bu
arada 11 Şubat 1961’de AP dışında Cumhuriyetçi Mesleki Islahat Partisi, Çalışma
Partisi, Memleketçi Parti, Türk İşçi ve Çiftçi Partisi, Mutedil Liberal Parti kuruluş
müracaatlarını yapmışlardır83
.
79
Yeni Asır, 30 Eylül 1960, s. 1 80
Kurucu Meclis’in kabul ettiği bu kanunda Türk parlamento tarihinde bir devrim yapılmıştır. Zira 23
Nisan 1920 den beri TBMM olarak tek Meclis sistemi ile çalışan teşrii organ, yeni Anayasa ile çift
Meclis sistemine çevrilmiş ve bununla da yeni bir kuruluş olan Cumhuriyet senatosunun seçim usulleri tesbit edilmiştir. Sacit Karaibrahimoğlu, Demokrasimizin Kronolojisi, Alkan Matbaası,
Ankara, 1972, s. 147 81
Çavdar, a.g.e., s.109 82
Adalet Partisi 11 Şubat 1961’de kurulmuştur. 27 Mayıs sonrası başbakan, cumhurbaşkanı, bakanlar
ve partinin ileri gelenleri Yassıada’ya götürülmüştür. DP’ye oy vermek ve DP’li olmak suç haline getirilip, bu insanlar “Kuyruk ve Düşük” olarak aşağılanmıştır. Sadettin Bilgiç, Hatıralarım, 3.baskı,
Akasya yayınları, Ankara 2007, s. 64-66. 83
Cumhuriyet, 12 Şubat 1961, s. 1
-
26
Adalet Partisi, Ragıp Gümüşpala önderliğinde Ethem Menemencioğlu,
General Necmi Öktem, Tahsin Demiray, Muhtar Yazır, Dr. Tahsin Ünal, Cevdet
Perh, Kamuran Evliyaoğlu, Avukat Emin