Sosyalist İşçi 389

12
Karl Marks’ýn fikirleri devrimcidir Rýfat Solmaz yazdý sayfa 6-7 Sol Parti Afganistan savaþýna karþý Atilla Dirim yazdý sayfa 5 1917 Rusya’da cinsellik devrimi Colin Wilson yazdý sayfa 9 Yeni Sol üzerine “Sokakta binlerce, onbin- lerce insaný harekete geçiren kampanyalarý kadýnlar, gençler örgütlüy- or. Ýhtiyacýmýz olan kadýn- larýn vitrin olmadýðý, par- tinin yöneticisi olduðu, genç bir parti. Politik olarak açýk ifadeler kullanan bir parti ve en önemlisi talep- leri için sokakta mücadele eden bir partidir. Temmuz ayýnda Ýstanbul Milletvekili ve Özgürlükçü Sol Hareket üyesi Ufuk Uras yeni bir sol parti çaðrýsý yaptý. Biz o güne kadar çeþitli biçimlerde sürdürdüðümüz süreçleri dondurarak bu çaðrýya umutla katýldýk. Ne var ki uyarýlara raðmen aradan geçen uzun sürenin sonun- da geriye bir gruplar ittifaký kaldý. Açýk bir politik tartýþ- ma ve bu tartýþma sonucun- da geliþtirilen politik öneril- er/eylemler yerine daha çok eski alýþkanlýklarýn devamý niteliðinde kapalý kapýlar ardýnda gruplarýn önderlikleri arasýnda yaþanan tartýþmalar süreci belirledi. Kýsacasý parti, kuruluþ sürecinde demokratik ve katýlýmcý olmayan bir çizgide geliþti. Üzerinde çok zor ortak- laþýldýðý notu ile tartýþmaya açýlan parti tüzüðünde, bir sol partinin diline bulaþ- masý bile son derece vahim olan ifadeler yer alabildi. Bir kampanyada yer almak için parti merkezinin onayýnýn alýnmasý gerektiði, üyelerine dönük, korku, þüphe ve endiþelerin çeþitli tedbirlerle bertaraf edilm- eye çalýþýldýðý, öte yandan merkezi her türlü organýn yetkilerle donatýldýðý bir tüzük ile demokratik bir deðiþimi nasýl yaratabili- riz?” DSÝP Genel Baþkaný Doðan Tarkan’ýn yazdý sayfa 8 sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 389 12 Mart 2010 2 TL Özgürlük istiyoruz Önce barýþ, önce demokrasi, önce insan E gemenlerin Kürt soru- nunu çözmek için for- mülleri þu: Bir yandan PKK'yi tasfiye etmek, bir yan- dan da TRT Þeþ'i açarak, üniversitelerde Kürt enstitü- leri açarak, Kürt köylerine esas isimleriyle hitap ederek Kürtlerin gönlünü almak ve bölgede huzuru saðlamak. Bu çözüm formülü egemen sýnýf için en ideal formül ola- bilir. Ama bu, uygulanabilir olduðu anlamýna gelmiyor. Ki, Kürt illerinden herhangi birine bir günlüðüne bile olsa gittiðinizde görüyorsunuz ki bu þekilde sorunu çözmeye çalýþmak bir gram bile mantýk içermiyor. AKP'nin nedense bir türlü göremediði ama aslýnda gayet açýk olan bir gerçek var. Kürt halkýnýn, gerçek temsil- cileri olarak gördükleri Ýmralý ve Kandil doðrudan muhatap alýnmadan, Kürt halkýnýn ulusal haklarý tam anlamýyla tanýnmadan bölgede huzuru saðlamak imkansýz. Kürtler taleplerini saðlamak için sürdürdükleri mücadelede kararlý. Belediye baþkan- larýnýn tutuklanmasýyla ya da Belçika'da Roj TV'ye yapýlan operasyonlarla sinecek deðiller ve bunu hemen yap- týklarý ve on binlerce insanýn katýldýðý protestolarla göster- di. Kürtler her fýrsatta barýþ taleplerini dile getiriyorlar. Barýþ sürecini ilerletmek için ateþkes ilan etmek gibi pek çok adým atýyorlar ve süreç ilerledikçe baþka adýmlar da atacaklarýný gösteriyorlar. Kürtlerin barýþ ve özgürlük isteðinin yanýndayýz! sayfa 2

description

Sosyalist İşçi 389

Transcript of Sosyalist İşçi 389

Page 1: Sosyalist İşçi 389

Karl Marks’ýn fikirleridevrimcidirRýfat Solmaz yazdý

ssaayyffaa 66-77

Sol PartiAfganistansavaþýna karþýAtilla Dirim yazdý

ssaayyffaa 55

1917 Rusya’dacinsellikdevrimiColin Wilson yazdý

ssaayyffaa 99

Yeni Sol üzerine

“Sokakta binlerce, onbin-lerce insaný hareketegeçiren kampanyalarýkadýnlar, gençler örgütlüy-or. Ýhtiyacýmýz olan kadýn-larýn vitrin olmadýðý, par-tinin yöneticisi olduðu,genç bir parti. Politik olarakaçýk ifadeler kullanan birparti ve en önemlisi talep-leri için sokakta mücadeleeden bir partidir.

Temmuz ayýnda ÝstanbulMilletvekili ve ÖzgürlükçüSol Hareket üyesi UfukUras yeni bir sol partiçaðrýsý yaptý. Biz o günekadar çeþitli biçimlerdesürdürdüðümüz süreçleridondurarak bu çaðrýyaumutla katýldýk. Ne var kiuyarýlara raðmen aradangeçen uzun sürenin sonun-da geriye bir gruplar ittifakýkaldý. Açýk bir politik tartýþ-ma ve bu tartýþma sonucun-da geliþtirilen politik öneril-er/eylemler yerine dahaçok eski alýþkanlýklarýndevamý niteliðinde kapalýkapýlar ardýnda gruplarýnönderlikleri arasýndayaþanan tartýþmalar sürecibelirledi. Kýsacasý parti,kuruluþ sürecindedemokratik ve katýlýmcýolmayan bir çizgide geliþti.

Üzerinde çok zor ortak-laþýldýðý notu ile tartýþmayaaçýlan parti tüzüðünde, birsol partinin diline bulaþ-masý bile son derece vahimolan ifadeler yer alabildi.Bir kampanyada yer almakiçin parti merkezininonayýnýn alýnmasý gerektiði,üyelerine dönük, korku,þüphe ve endiþelerin çeþitlitedbirlerle bertaraf edilm-eye çalýþýldýðý, öte yandanmerkezi her türlü organýnyetkilerle donatýldýðý birtüzük ile demokratik birdeðiþimi nasýl yaratabili-riz?”

DSÝP Genel BaþkanýDoðan Tarkan’ýn yazdý

ssaayyffaa 88

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 338899 1122 MMaarrtt 22001100 22 TTLL

Özgürlük istiyoruz

ÖÖnnccee bbaarrýýþþ,, öönnccee ddeemmookkrraassii,, öönnccee iinnssaann

Egemenlerin Kürt soru-nunu çözmek için for-mülleri þu: Bir yandan

PKK'yi tasfiye etmek, bir yan-dan da TRT Þeþ'i açarak,üniversitelerde Kürt enstitü-leri açarak, Kürt köylerineesas isimleriyle hitap ederekKürtlerin gönlünü almak vebölgede huzuru saðlamak.

Bu çözüm formülü egemensýnýf için en ideal formül ola-bilir. Ama bu, uygulanabilirolduðu anlamýna gelmiyor.Ki, Kürt illerinden herhangibirine bir günlüðüne bile olsagittiðinizde görüyorsunuz kibu þekilde sorunu çözmeyeçalýþmak bir gram bile mantýkiçermiyor.

AKP'nin nedense bir türlügöremediði ama aslýndagayet açýk olan bir gerçek var.Kürt halkýnýn, gerçek temsil-cileri olarak gördükleri Ýmralý

ve Kandil doðrudan muhatapalýnmadan, Kürt halkýnýnulusal haklarý tam anlamýylatanýnmadan bölgede huzurusaðlamak imkansýz. Kürtlertaleplerini saðlamak içinsürdürdükleri mücadeledekararlý. Belediye baþkan-larýnýn tutuklanmasýyla ya daBelçika'da Roj TV'ye yapýlanoperasyonlarla sinecekdeðiller ve bunu hemen yap-týklarý ve on binlerce insanýnkatýldýðý protestolarla göster-di. Kürtler her fýrsatta barýþtaleplerini dile getiriyorlar.Barýþ sürecini ilerletmek içinateþkes ilan etmek gibi pekçok adým atýyorlar ve süreçilerledikçe baþka adýmlar daatacaklarýný gösteriyorlar.

Kürtlerin barýþ ve özgürlükisteðinin yanýndayýz!

ssaayyffaa 22

Page 2: Sosyalist İşçi 389

2 sosyalist iþçi sayý: 389

DTP'nin kapatýlmasý ilebaþlayýp Kürt siyasetçi-lerin "kelepçeli" tutuk-

lanmalarýyla devam eden süreçAvrupa'ya da sýçradý. Belçika'da4 Mart günü Kürdistan UlusalKongresi (KNK), Roj TV, BDPBrüksel temsilciliði ile çok sayý-da eve baskýn yapýldý. KongraGel Baþkaný Remzi Kartal veyardýmcýsý Zübeyir Aydar'ýnaralarýnda olduðu 8 kiþi tutuk-landý. Ayný operasyon kap-samýnda Almanya'da PJAKBaþkaný Haci EhmediBelçika'nýn talebi üzerinegözaltýna alýnarak tutuklandý.

KCK, Kürtleri bu operasyon-lara karþý protesto eylemleridüzenlemeye çaðýrdý ve hemenardýndan Ýstanbul'da,Brüksel'de ve pek çok Kürtilinde binlerce insanýn katýldýðýprotestolar düzenlendi.

Operasyonlar üzerine BDP'liyetkililer de PKK'li yetkililer de,bu operasyonlarýn barýþ sürecinibaltaladýðýný, fakat bu tipoperasyonlarla Kürt halkýnýnözgürlük mücadelesindenvazgeçmeyeceðini belirten açýk-lamalarda bulundular. MuratKarayýlan "Bize savaþý dayatýy-orlar" dedi.

AAççýýllýýmm vvee ooppeerraassyyoonnllaarrAçýlým ile baþlayan süreç gös-

terdi ki Türkiye egemen sýnýfýartýk Kürt sorunundan kurtul-mak istiyor. Demokrat olduk-larýndan filan deðil tabii ki. Sonyýllardaki geliþmelerle birliktekoþullar öyle bir hâle geldi ki;artýk, Kürt illerinde istikrarýgetirecek bir barýþ ortamý,sürdürülecek bir savaþtan dahakârlý onlar için. Bu sebeple, ege-men sýnýfýn hizmetkârý olandevlet ve sýrtýný egemen sýnýfadayayan AKP sorunu çözmekiçin açýlýmý baþlattý. Bu konudadünya egemen sýnýfýyla dauzlaþtýklarý çok açýk.

Peki ne demek oluyor buoperasyonlar?

Operasyonlar da gösteriyor kiegemenlerin sorunu çözmekiçin formülleri þu: Bir yandanPKK'yi tasfiye etmek, bir yan-dan da TRT Þeþ'i açarak,üniversitelerde Kürt enstitüleriaçarak, Kürt köylerine esasisimleriyle hitap ederekKürtlerin gönlünü almak vebölgede huzuru saðlamak.

Bu çözüm formülü egemensýnýf için en ideal formül ola-bilir. Ama bu, uygulanabilirolduðu anlamýna gelmiyor. Ki,Kürt illerinden herhangi birinebir günlüðüne bile olsa git-tiðinizde görüyorsunuz ki buþekilde sorunu çözmeye çalýþ-mak bir gram bile mantýk içer-miyor.

Egemen sýnýfýn ve temsilcisiAKP'nin nedense bir türlügöremediði ama aslýnda gayetaçýk olan bir gerçek var. Kürthalkýnýn, gerçek temsilcileriolarak gördükleri Ýmralý veKandil doðrudan muhatap alýn-madan, Kürt halkýnýn ulusalhaklarý tam anlamýyla tanýn-madan bölgede huzuru saðla-mak imkansýz. Kürtler talepleri-ni saðlamak için sürdürdüklerimücadelede kararlý. Belediyebaþkanlarýnýn tutuklanmasýyla

ya da Belçika'da Roj TV'yeyapýlan operasyonlarla sinecekdeðiller ve bunu hemen yaptýk-larý ve on binlerce insanýnkatýldýðý protestolarla gösterdil-er.

Kürtler her fýrsatta barýþ talep-lerini dile getiriyorlar. Barýþsürecini ilerletmek için ateþkesilan etmek gibi pek çok adýmatýyorlar ve süreç ilerledikçebaþka adýmlar da atacaklarýnýgösteriyorlar. Ama tüm barýþsürecine raðmen operasyonlarýdurdurmayan TSK (bu operasy-

onlarý sadece soðuk hava dur-durabiliyor), Kürt siyasetçileritutuklayan devlet ve bu devle-tle iþbirliði yaparakAvrupa'daki Kürtleri tutuk-layan Avrupalýlar Kürtlere tekbir seçenek býrakýyor:Savaþmak!

Bu gidiþatýn Türkiye egemensýnýfý için sonu yok. 25 yýldýr busavaþ nasýl bir sonuç ver-mediyse bundan sonra da vere-ceði yok. Kürtler özgürlüklerinikazanana kadar savaþmaya, herfýrsat buldukça barýþ için

mücadele etmeye devam ede-cekler.

AKP ve devlet; ya Kürthareketinin liderliðini muhatapalacak ve gerçekten demokratikadýmlarý atacak, ya da bu kanlýsavaþý sürdürmeye devam ede-cek.

Biz sosyalistlerin göreviyseçok açýk; her fýrsatta savaþý sus-turup barýþýn sesini yükseltmekve ezilen ulusun, Kürt halkýnýn,her koþulda yanýnda olmak.

BBuurraakk DDeemmiirr

Kürtlere savaþ dayatýlýyor

““OOppeerraassyyoonnllaarr ddaa ggöösstteerriiyyoorr kkii eeggeemmeennlleerriinn ssoorruunnuu ççöözzmmeekk iiççiinn ffoorrmmüülllleerrii þþuu:: BBiirr yyaannddaann PPKKKK''yyii ttaassffiiyyeeeettmmeekk,, bbiirr yyaannddaann ddaa TTRRTT ÞÞeeþþ''ii aaççaarraakk,, üünniivveerrssiitteelleerrddee KKüürrtt eennssttiittüülleerrii aaççaarraakk,, KKüürrtt kkööyylleerriinnee eessaass iissiimm-lleerriiyyllee hhiittaapp eeddeerreekk KKüürrttlleerriinn ggöönnllüünnüü aallmmaakk vvee bbööllggeeddee hhuuzzuurruu ssaaððllaammaakk..””

21 Mart yaklaþýyor. Newrozbayramýnda binlerce Kürt,kendi temsilcilerine dönüktutuklama ve oprasyonlarýndurulmasý, ulusal liderleriAbdullah Öcalan’ýn muhattapalýnmasý için sokaða çýkmayahazýrlanýyor.

Öcalan, avukatlarý aracýlýðýy-la yaptýðý açýklamadahükümetin tasfiyeci tutumusonucu aradan çekildiðiniaçýklamýþtý.

Kürtler Öcalan’ý dinliyor.Yakalandýðý 1999 yýlýndan buyana barýþçýl demokratikçözüm politikalarýyla çatýþ-malarýn önüne geçen ve uzunsüreli ateþkesleri mümkünkýlan Öcalan, bir yandanhükümetin öte yandanErgenekoncularýn hedefi olan,barýþa ve özgürlüðe susamýþ

Kürt halkýnýn ne denli öfkeliolduðunu görüyor.

Gerçekten devreden çýktýðýtakdirde PKK ve devlet arasýn-daki çatýþma kaçýnýlmazgözüküyor.

Daha fazla ölüme, daha fazlasavaþa tahamülümüz yok!

Kürt halkýnýn temsilcileriylemasaya oturmadan, onlarý tas-fiye etmeye çalýþmayý býrakýpmuhattap kabul etmeden barýþve demokratik açýlým imkan-sýz.

21 Mart’ta barýþýn sesi gürçýkmalý. savaþ cephesi sustu-rulmalý.

DSÝP, barýþ isteyen TürkleriNewroz bayramýnda Kürtlerinyanýnda olmaya çaðýrýyor.DSÝP, Ýstanbul’da gerçekleþe-cek dev þölenin tertipkomitesinde yer alýyor.

Elazýð, 8 Mart günü sabah 04:30sularýnda 6 büyüklüðündedepremle sallandý. Uzmanlar ilkdepremin ardýndan ilk 12 saatte84 tane artçý sarsýntýnýn gerçek-leþtiðini bildirdi. Merkez üssüKarakoçan olan þiddetli sarsýntý-dan dolayý ilk belirlemelere göre,10 köyde hasar meydana geldi.Ölü sayýsý 51, yaralý sayýsý 74olarak tespit edildi.

Elazýð'ýn Karakoçan ilçesindekievler ve diðer binalarýn çoðu kul-lanýlamaz hale geldi. Okullar,saðlýk ocaklarý ve camilerinminareleri de þiddetli depremsonucu yýkýldý. Bölgede yýkýlanevlerin çoðunluðunun kerpiçtenve taþ yýðma þeklinde yapýlmýþolmasý, bu yoksul bölgeye nedensaðlam konutlar yapýlmasý içindaha önceden yatýrým yapýl-madýðý sorusunu akýllara getirdi.

UUyyaarrmmaaddýýllaarrODTÜ Ýnþaat Mühendisliði

Bölümü Deprem AraþtýrmaMerkezi Baþkaný Prof. Dr. PolatGürkan'ýn 2 hafta önce Elazýð'daolabilecek bir depremi haberverdiði ortaya çýktý.

Prof. Dr. Atilla Uluð dadepremin sürpriz olmadýðýnýsöyledi. Deprem olasýlýðýnýn bil-inmesine raðmen gerekliuyarýnýn yapýlmamýþ olmasýtepki çekti.

DDeepprreemm yyaarrddýýmmllaarrýý nneerreeyyee ggiittttii??

1999 Gölcük depremindensonra depremzedeler için bir fonoluþturmuþ, gelen bir çok yardýmburada biriktirilmiþti.

Toplanan paranýn 50 milyarolduðu ancak bunun 4 milyarýnýndepreme dayanýklý TOKi konut-larý için kullanýldýðý söyleniyor.

Geriye kalan para nerede?Neden yýllar geçmesine raðmenkullanýlmadý? Hükümetin busorulara bir an önce cevap ver-mesi gerekiyor.

Uzmanlar Türkiye çapýndadepreme dayanýksýz binalarý yýk-mak ve yenilerini yýkmak içinsadece 25 milyar liraya ihtiyaçolduðunu söylüyor. Ancak devletkonutlarý güçlendirmeyi özel þir-ketlere ve ev sahiplerinin insafý-na terk etmiþ durumda.

Ne Gölcük ne de Elazýð depre-mindeki ölümler kaçýnýlmaz birafetin sonucu deðil. Bunlarcinayet, insanlar ölmeyebilirdi.

ZZiiþþaann TTookkaaçç

Elazýð depreminiönceden biliyorlardý

Yoksul köylüleriölüme terk ettiler

BBaarrýýþþ iiççiinn NNeewwrroozz’’aa

Page 3: Sosyalist İşçi 389

sayý: 389 sosyalist iþçi 3

Taraf Gazetesi'nin 12 Haziran2009 tarihli haberiyle açýða çýkanÝrtica ile Mücadele Eylem Planý,AKP ve Fettullah Gülen cemaati-ni bitirme adý altýnda, toplumuaskeri vesayetin ihtiyaçlarýnagöre yeniden þekillendirmeamacýný taþýyan eylemleri içeriy-ordu.

Albay Dursun Çiçek imzalýandýcýn gerçek olmadýðýyönünde, baþta Ergenekoncumedya, darbeci CHP veGenelkurmay olmak üzere, pekçok kesim kamuoyu oluþturmayaçalýþtý.

Ýlker Baþbuð, o dönemde belgeiçin "kâðýt parçasý" derken; BekirCoþkun "Belge sahte, irticagerçek", Can Ataklý "HedefTürkiye Cumhuriyeti", OktayEkþi "Ortada bir belge yok" veYýlmaz Özdil "Belge dediler kaðýtparçasý çýktý, kaðýt mendil gibiburuþturun" baþlýklý yazýlaryazmýþlardý. Ayný dönemde bubelgenin gerçek olma ihtimalinesavaþ açan CHP Baþkaný DenizBaykal, "En somut iddia ýslakimza belgesiydi, fos çýktý" dedi.

ÇÇiiççeekk''ee ddookkuunnuullmmaazzllýýkkAlbay Dursun Çiçek, "örgüt

üyeliði" suçlamasý ile tutuklandýve Hasdal Askeri Cezaevi'nekonuldu. Ancak tutuklanmasýnýnardýndan 24 saat geçmeden,avukatlarýnýn yaptýðý itiraz üzer-ine tahliye edildi.

Belgenin ýslak imzalý hâli, 2009Kasým ayý baþýnda kimliðimeçhul bir ihbarcý tarafýndanErgenekon soruþturmasýnýyürüten Ýstanbul CumhuriyetBaþsavcýlýðý’na gönderilmiþti.Belgedeki orijinal imzanýn AlbayÇiçek'e ait olduðu Adli Týpraporuyla kesinlik kazandýktansonra, Dursun Çiçek CumhuriyetSavcýlýðý'na giderek ifade ver-miþti. Ergenekon operasyonun-daki tüm geliþmelerden sonradarbecilerin yargýlanmasý talebi-ni yineleyen Darbeye Karþý 70Milyon Adým Koalisyonu, budönemde Ýstanbul'da bir basýnaçýklamasý yaparak 'Ýlker Baþbuðgörevden alýnsýn, cuntacýlaryargýlansýn' demiþti.

Bu yýlýn þubat ayýnýn ortalarýn-da, Cumhuriyet Baþsavcýsý ÝlhanCihaner, Ýrtica ile MücadeleEylem Planý'nýn ilk uygulamasýný

yaptýðý iddiasýyla makamýndagözaltýna alýndý. Ýlhan Cihaner'indosyasýnda, planýn Erzincan MÝTBölge Müdürlüðü'nde görevli 3personelin, cemaat evleri olduðuiddia edilen yerlere ruhsatsýzsilah, uyuþturucu madde, içeriðisuç unsuru taþýyan belge koyarakcemaat mensuplarýnýn yakalatýl-mak istendiklerinin anlaþýldýðýbelirtildi.

DDaarrbbeenniinn oorriijjiinnaalliiErgenekoncularý yýkan son

geliþme ise, Mart ayýnýn baþýndaýslak imzanýn Askeri Mahkemetarafýndan da kabul edilmesioldu. Davanýn en baþýndan beriErgenekon'un avukatlýðýný yapanDeniz Baykal, bu geliþmeye deþüpheyle yaklaþarak"Önümüzdeki günlerde parmakizi incelemesi yapýlacak. Albay

Çiçek'in parmak izi var mý, yokmu? (…) Parmak izi incelemesinsonucu önemli. Sonuçlarýbekleyelim" dedi. AncakErgenekon'un avukatlýðýný yapanköþe yazarlarý ayný esnekliðigöstermediler. Fikret Bila "Buiddialarý kesin dille reddeden-lerin sözlerine bundan sonratereddütle yaklaþýlacaktýr"derken, Ertuðrul Özkök"Hazýrlayan ve hazýrlatan ceza-sýný bulacak" diye yazdý. FatihAltaylý ise, Baþbuð'u zor durum-da býrakanlara kýzýyordu:

"Kâðýt parçasý aslýnda 'kâðýtparçasý' deðilmiþ. ÞimdiGenelkurmay Baþkaný OrgeneralÝlker Baþbuð, dönüp de kendisiniyanýltanlara, kamuoyu ve siyasetönünde zor duruma düþürenlere,'Hesap verin. Beni niyekandýrdýnýz?' demeyecek mi?

Demeli."Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi,

benzerleri daha önce de uygula-maya konulan Ýrtica ile MücadeleEylem Planý gibi belgeleri hazýr-layanlarýn, Kafes, Balyoz gibidaha korkunç planlarla camileresaldýrmak, gayrimüslimleriöldürmek ve müzelere bombakoymak isteyenlerin yakalan-malarý ve yargýlanmalarý içinolanca gücüyle mücadele etmeyedevam edecek. Ýçindeyaþadýðýmýz toplum deðiþiyor,cuntacý zihniyet geriletiliyor. 28Þubat'ta Ýstiklal Caddesi'ni 20 binkiþiyle baþtanbaþa geçen 70Milyon Adým Koalisyonu,Ergenekon çetesi daðýtýlanakadar darbecilerin peþini býrak-mayacak.

OOzzaann TTeekkiinn

Ergenekon'da dönüm noktasý:

Askeri Mahkeme ýslak imzayý doðruladý

2211 HHaazziirraann 22000088,, ddaarrbbeeyyee kkaarrþþýý iillkk sseess,, ÝÝssttiikkllaall CCaaddddeessii’’nnddee 1100 bbiinn kkiiþþii yyüürrüürrkkeenn..

CHP-MMHP koalisyonunudurdurun!

Tuhaf bir durum yaþýyoruz. Askeri vesayet rejimi

çöküyor.Kemalist ideoloji tarihe

karýþýyor.Ýlk kez darbeci generallere

dokunuluyor.Ergenekon soruþturmasý

derinleþerek sürüyor.Toplumun çoðunluðu yeni

ve demokratik bir anayasaistiyor.

Çoðunluk Kürt sorununundemokratik yollarlaçözülmesini istiyor.

Tuhaf olan bunlar deðilelbette.

Tüm bunlar olurken,deðiþim isteði ve umutihtiþamla ayapa kalkarken,birileri halký aptal yerine koy-maya devam ediyor.

Dursun Çiçek imzalý darbeplanýný uygulayan ve 2011'inilk aylarýnda darbe yapmayahazýrlanan 3. Ordu KomutanýSaldýray Berk bir kýþ tatbikatýyönetiyor.

Ergenekon soruþturmasýnda1. numaralý þüpheli olarakgözüken general, Çiçek imzalýdarbe planýna "kaðýt parçasý"diyen Genelkurmay BaþkanýÝlker Baþbuð'u aðýrlýyor.

Baþbuð sivil mahkemeyeifade vermeyi reddedenkomutanýný fiili olarakdesteklerken, akla DursunÇiçek'in þu sözleri geliyor:"Plandan Kara KuvvetleriKomutaný ve Genelkurmay 2.Baþkaný Hasan Iðsýz'ýn, bizzatÝlker Baþbuð'un haberi vardý."

Askeri vesayet çöküyor, amarejimin ayrýcalýklý “yurt-taþlarý” direniyor. Kalkandakýlýçda hukuk!

Kemalist rejimin sadýkbekçileri askerler kadaryargýçlar.

CHP tüm sivil girþimlerinönünü kesiyor, hemenyargýçlara koþuyor

Yargýtay, Danýþtay, AnayasaMahkemesi, Yarsav kol kolagirmiþ 12 Eylül darbesininürünü 1982 anayasasýnýsavunuyor.

Kendisini Ergenekon soruþ-turmasýndan ayrý tutmayýbaþaran MHP darbecilerinimdadýna yetiþiyor.

Hepsinin ortak amacý 2011seçimleri öncesi yaratacaklarýkaos ve krizlerle AKP’yiyýpratmak.

Ýkinci büyük amaçlarý iseKürtlerin meclise girmesiniengellemek.

2007 yazýnda, e-muhtýra veyargý darbesine raðmenbaþarýlý olmayan ergenekonsenaryosu yine toplumunönüne sürülüyor.

Hedefleri CHP-MHP koal-isyonunu iþbaþýna getirmek.

Darbecilerin son direniþikýrýlmadan, CHP-MHP koal-isyonunun kurulmasý engel-lenmeden askeri vesayettenkurtulmak olanaksýz.

28 Þubat’ýn yýldönümündeTürkiye’nin 42 ilinde “darb-eye hayýr” diyerek sokaðaçýkan, Ýstanbul’da erken finaliyapan binlerce darbe karþýtýþimdi güçlerini birleþtirmeli.Çok daha kitlesel bir karþýkoyuþa hazýrlanmalý.

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmmDDaarrbbeelleerr ddöönneemmiinnii hhaallkk kkaappaattýýyyoorr.. 2288 ÞÞuubbaatt ddaarrbbeessiinniinn 1133 yyýýllddöönnüümmddee ““eerrkkeenn ffiinnaall”” ddiiyyeenn 2200 bbiinn ddaarrbbee kkaarrþþýýttýý ““bbiirr ddaahhaa aassllaa””ddeeddii

Page 4: Sosyalist İşçi 389

4 sosyalist iþçi sayý: 389

Siyasetten kaçanlarTarhan Erdem, memleketin saygýn kamuoyu

araþtýrmacýlarýndan biri. Baskýn Oran kampanyasýnada destek verdiðini hatýrlýyorum.

Radikal'deki köþesinde, Baþbakan'ýn Urfa'daki söz-lerinden yola çýkarak þöyle yazmýþ:

"Bu sözler Erdoðan'ýn, yeni Anayasa ve yargý refor-mu için kaybetmeyi bile göze aldýðýný, ama seçimikazanmanýn yolunu bulduðunu göstermektedir.Baþbakan'ýn tercihinde, CHP'nin, anayasa ve yargýreformuna karþý çýkacaðý varsayýmý etkilidir".Erdem, "seçimlerde, hiç þüpheniz olmasýn, yeniAnayasa isteyenler çoðunluðu kazanýr" diyor. Vedolayýsýyla, "Baykal, bu politikayý, 'Ben de yeniAnayasa istiyorum' diyerek geri çevirmeli, tartýþ-mayý iþsizliðe ve parasal konulara çekmelidir"tavsiyesinde bulunuyor.

Bir ay kadar önce, 9 Þubat'ta Ertuðrul KürkçüBianet'te "Sýnýftan kaçýþ bitti" baþlýklý bir yazý yayýn-ladý.

Þöyle diyordu Kürkçü: "TEKEL direniþiyle, sýnýftankaçýþ yolunun kapandýðý, siyasal mücadelelerinsýnýfsal bir baðlam edinmeksizin meþrulaþtýrýlamaya-caðý bir yeni dönem açýlýyor".

Farklý noktalardan yola çýkarak, Erdem'le Kürkçütemelde ayný özlemi dile getirmiþ: Ýþsizlikten,parasal konulardan, ekonomiden, krizden söz ede-bilsek, bunlarý gündeme getirebilsek, AKP'ye doðrudürüst muhalefet edebileceðiz, o zaman foyasýortaya çýkacak.

Bir açýdan, doðru. Doðru ama, öyle olmuyor iþte buiþler!

Ýki nedenle olmuyor.Birincisi þu. "Sýnýf, sýnýf" diye baðýrarak, "Ýþsizlik,

iþsizlik" diye çýrpýnarak, sýnýf mücadelesi gündemegelmiþ olmuyor. Gündeme gelmesi için, iþçi sýnýfýnýnsahneye çýkmasý, iþsizlik ve ekonomi konularýný gün-demin orta yerine dayatmasý gerek. Yunanistan'dayaptýðý gibi.

Türkiye iþçi sýnýfý bunu yapmýyor. Biz sosyalistlerbiraz daha yüksek sesle baðýrsak yapacak mý? Hayýr,çünkü yapmýyor olmasýnýn nedenleri var.Yunanistan iþçi sýnýfýyla karþýlaþtýrýnca, bu nedenlerkolayca anlaþýlýyor. Yunan iþçilerinin örgütlülükdüzeyi yüksek, 20 yýldýr neoliberalizme karþý sýcakbir mücadele veriyorlar, bu mücadelede bir dizizafer kazanmýþlar, bir dizi özelleþtirme giriþiminiengellemiþler, hükümetlerin bir dizi politikasýnýpüskürtmüþler, moralleri yüksek, mücadele deney-imleri zengin.

Bu durumu Türkiye iþçi sýnýfýyla karþýlaþtýrýnca,sorun belli.

Ýþte TEKEL direniþi. TEKEL iþçileri yapabilecek-lerinin en fazlasýný, hatta daha da fazlasýný yaptý.Altmýþ gün dayandý, müthiþ bir kamuoyu yaratmayýbecerdi, birkaç konfederasyonu eylem çaðrýsý yap-mak zorunda býraktý, kendi sendikasýný zorladý,Türk-Ýþ'i zorladý, açlýk grevi bile yaptý. Herhangi biriþçi grubunun bundan fazlasýný yapabilmesimümkün deðil. Ve ne oldu? Kýsýtlý bir hukuksalbaþarý elde edildi.

Demek ki, "Heheeyt, sýnýf mücadelesi baþladý!" diyeheyecanlanmak, "Sýnýftan kaçýþ bitti" diye tafra sat-mak yeterli deðil. Sýnýfýn bölünmüþ, büyük ölçüdeörgütsüz, moralsiz ve özgüvensiz olduðunu sapta-mak, sorunlarýný anlamaya çalýþmak, bunlarý çözmekiçin yöntemler bulmak ve uygulamaya baþlamakgerek.

Ýþsizliðin, parasal konularýn, ekonominin biz istiy-oruz diye gündeme gelmiyor olmasýnýn ikincinedeni de þu.

Ekonomik konularla siyasi konularý ayýrmak, sankibaþka baþka alanlarmýþ gibi düþünmek, klasik sosyaldemokrat yaklaþýmdýr. Sendikalar ekonomik konu-larla ilgilenir, parti siyasetle uðraþýr, birbirlerininalanlarýna müdahale etmezler.

Gerçekte ise böyle bir ayýrým yoktur. Siyasi konu-larý (askeri vesayeti, darbeleri, Ergenekon'u,baþörtüsünü) ön plana çýkaranlara "sýnýftan kaçmak"suçlamasýný yöneltenler, sýnýfýn siyasetle ilgilen-mediðini sanýyor ve yanýlýyor.

Ve siyasetten kaçýp sadece ekonomik konularaodaklananlarla, haklý olarak, sýnýf ilgilenmiyor.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

Uzun zamandýr tartýþýlan “tam günyasasý” önümüzdeki yýl týp doktorlarýiçin de uygulanmaya baþlanacak. Peki,bu yasanýn bizden götürdükleri nelerolacak? Topluma yansýtýldýðý gibi buyasa "hastanede bakamam muayene-haneme gel" uygulamasýna son veriphekimlerin saðladýðý haksýz kazanca sonmu verecek yoksa mevcut saðlýk sistem-ini yeni-liberal politikalara göre düzen-lemenin ötesine gidemeyecek mi?

Bunun için yasa ile getirilecek olandüzenlemeleri gözden geçirmek ve "tamgün" kavramýnýn altýnda gizli kalangerçekleri görmek gerekiyor.

Saðlýk gibi ciddi bir sektörde hekimler8 saat üzerine baktýklarý hasta sayýsýnagöre bir ücretlendirilmeye gidiliyor vekaliteli hasta bakýmýndan çok, sayýönemli tutularak hekimlerin robotlaþa-caðý bir sistem getiriliyor. Hastaya yeter-ince zaman ayrýlmasý ile ortadan kalka-cak hatalarýn önü açýlýyor. Buna çözümolarak hatalar için meslek sigortasýyapýlmasý zorunlu tutuluyor ve bu sigor-tayý yaptýrmayan hekimler 5.000 TL paracezasý ödemek zorunda býrakýlýyor.Zaten sözleþmeli olan aile hekimliðininyanýna kamu hastaneler birliði yasasýylahastane çalýþanlarýnýn da sözleþmeliolmasýný öngören, iþ güvencesinin olma-masýný getiren bir yasadýr bu. Eskidenolmayan muayene katký paylarý þimdiise saðlýk ocaðýnda 2 TL, devlet has-tanelerinde 8TL,özeller saðlýk hizmetiveren kurumlarda 15 TL'dir ve bu sadeceþimdilik böyledir. Saðlýk Bakanlýðý katkýpaylarýnýn “halkýn ödeyebileceði kadar”

artýrýlacaðýnýn sinyallerini þimdiden ver-miþtir. Oysa 'saðlýk herkesin hakkýdýr've günümüzde saðlýk güvencesiolmadýðý için maðdur olan insanlara biriyileþtirme düzenlemesi getirileceðine'herkese parasý kadar saðlýk' anlayýþýnýnhâkim olduðu bir politika uygulanmayabaþlayacaktýr

Ayrýca yasa kapsamýnda üniversitehastanelerinin temel kuruluþ amacý olaneðitim ikinci plana atýlýyor. Öðretimgörevlilerinin öðrenci eðitimi, asistaneðitimi, araþtýrma yapmak gibi görevleri'performansa göre ücretlendirme' ilkesiile geri planda kalýyor ve bu da kalitelihekim yetiþmesinin önünde büyük birengel teþkil ediyor. Üniversitelerearaþtýrma için döner sermayeden sadece%5'lik pay yeterli görülüyor ve bilimselgeliþmelerin önüne bütçe engelinigetiriyor.

Ýyonlaþtýrýcý radyasyona haftada 25saat maruz kalan saðlýk çalýþanlarýnýnhaftalýk çalýþma saatleri 35 saateçýkarýlarak saðlýk haklarý yok sayýlýyor.Tam gün yasasý ile ek iþ yapmanýnyasak olduðu fakat doðru düzgün maaþalmak için tek yolun ek saatlerde fazla

hasta bakmaktan geçtiði ve baþka yer-lerde çalýþma hakkýnýn yasak fakatçeliþkili biçimde devlete ait ikinci birhastanede çalýþmanýn serbest olduðubir sistem getiriliyor.

1200-1400TL maaþ alan emekli hekim-lere dair hiçbir iyileþtirici hüküm de içer-miyor bu yasa.

Aslýnda tam gün yasasýndaki mad-delere tek tek bakýldýðýnda yapýlmakisteneni çok açýk bir þekilde göre-bilirsiniz. Bu yasayla hastanelerintümüyle iþletmeleþtirilmesi vepiyasalaþtýrýlmasý hedefleniyor.Hastaneler kendi bütçelerinin kendileriyaratmak zorunda býrakýlýyor. Hekimlererekabet ortamý yaratýlýyor. Daha fazlahastaya nasýl olduðu önemsiz bir þek-ilde bakýp daha fazla para kazanmanýnyollarý gösteriliyor. Saðlýk çalýþanlarýnýmümkünse 24 saat düþük ücretlegüvencesiz çalýþtýrmayý amaçlýyor.Saðlýk alanýnýn piyasalaþmasý ve ticar-ileþmesinde çýkarý olan özel saðlýk ser-mayedarlarý bu yasayý destekliyor. Ucuzve kalitesiz iþ gücünü ortaya çýkarýyor.Hekimleri özel hastanelerde çalýþmayasevk ediyor ve bunla birlikte devlet has-tanelerinde hekim sayýsýnýn azalmasýsonucu bir süre sonra devletin pes edipsaðlýk sektörünün tümüyleözelleþmesinin yolu da bu yasaylaaçýlýyor. Bu daha baþlangýçdiyorlar..amaçlanan sonu tahmin etmekzor olmasa gerek.Tahmin edemeyenlereMichael Moore'un SÝCKO adlý filminitavsiye edebilirim.

Rengin Güvenç

5 Aralýk'taki IDO töreninde talep-lerini aktaran Cevizli Tekel iþçileribaþbakanýn talimatýyla hareketegeçen AKP'lilerin linç giriþimindenson anda kurtulduðunda, hiç kimseilerleyen günlerde Türkiye gündem-ine damgasýný vuran bir direniþ bek-lemiyordu. Erdoðan'ýn "yatarak parakazanma dönemi artýk sona erdi"diyerek hedef gösterdiði öncü iþçiler,ilerleyen günlerde iþkollarýndaki iþçi-lerin önemli bir bölümünü hareketegeçirmeyi baþardý.

Fabrikalarý fiilen kapalý olduðu içinüretimden gelen gücünü kullanmaþansý olmayan Tekel iþçilerinin"özlük haklarý korunarak bir baþkakamu iþine geçme" talebinin gerçek-leþmesi, iþçi sýnýfýnýn bütününündesteðine baðlýydý. Açýk ki budestek bir genel grev olmalýydý. 78gün boyunca fedakârca direnenTekel iþçilerinin "sendikalar görevegenel greve" talebi ne yazýk kigerçekleþmedi. Yunanistan'ýn genelgrevle sarsýldýðý günlerde komþusun-da ciddi bir iþ býrakma eylemininörgütlenememesinin nedenlerinisorguladýðýmýzda her þeyden öncegrevi örgütleyecek kurumlarýn içkarartýcý durumlarýný görüyoruz.

Tekel iþçilerinin örgütlü olduðu TekGýda Ýþ ve Türk-Ýþ, baþýndan berieylemi sona erdirmek üzere müda-halelerde bulundu. Ýþçilerin kararlýmücadelesi, sendika yönetimini sonana kadar zorladý, ancak nihaiolarak, içi boþ genel grevler ve gazalmaya yönelik mitingler ile iþçilerinmoralini bozarak direncini kýrmayaçalýþan sendika bürokrasisi istediðinielde etti. Somut bir kazaným eldeedilmeden direniþ sona erdi.Hayatýnda iþçiler için olumlu bir tekrüya bile görmemiþ özgürlük düþ-maný kiþilerden oluþan ve daha önce-ki özelleþtirme davalarýnda iþçileraleyhine verdiði kararlar ile hangisafta durduðunu çok açýk bir þeklidegösteren Danýþtay'dan çýkan sonkarar, bu kurumun yargý darbesisürecinde kapýþtýðý AKP'den çokkokuþmuþ sendika bürokrasisine

soluk aldýrdý. AKP yönetimine yakýn kiþilerin

aðýrlýkta olduðu Türk-Ýþ yönetimikadar, darbe ve Ergenekon davasýsürecindeki sýkýþmýþlýklarýný canhavliyle sarýldýklarý Tekel direniþi ilekýrmaya çalýþan AKP karþýtý kesimlerde zarar verdi mücadeleye. Türk-Ýþyönetimini harekete geçirebilecekyegane güç olan KESK üzerinde etk-isi olan bu kesim, gücünü darbecicepheye lojistik destek saðlayarakharcadý. Bu konuda o kadar ilerigidildi ki, daha önce herhangi bir solgösteriye dahil olmasý mümkünolmayan Ýþçi Partililerin, darbeci gen-eralleri savunan paçavralarý ile bir-likte ortalýkta dolaþmasýna sesçýkarýlmadý.

Her þeye raðmen, mücadeleninkendisinin iþçileri nasýldeðiþtirdiðinin güzel örneklerini degördük. Gerçek bir kazanýmdan sözedilecekse en baþlara, Diyarbakýr

çadýrýnda kemençe eþliðinde birlikteoynayan Kürt ve Türk iþçilerin kay-naþmasý ve LBGTT bireylerindayanýþmasýnýn olumlu karþýlýk bul-masý yazýlabilir.

Diðer taraftan Danýþtay kararý ilede gelse kýsmi bir kazaným sözkonusu ki bu sayede 1 Nisan tari-hinde iþçiler Ankara'ya daha moralligelecek. Yine de, birbirinden nefreteden ancak sýnýf düþmanlýðýkonusunda mutabýk kalan iki kam-pýn etkisi altýnda hareket edensendikal önderlikler ile kalýcý birkazaným elde etmek mümkün deðil.Ýþçi sýnýfýnýn bu önderliklerden kur-tulmasýnýn yolu günümüzde darbekarþýtý mücadelenin kazanmasýndangeçiyor. Yunanistan örneði, darbecil-erle hesaplaþan bir iþçi sýnýfýnýn neleryapabileceðini gösteriyor.

KKeemmaall BBaaþþaakk

Tekel direniþinin dersleri

SSaaððllýýkkttaa ttaammggüünn yyaassaassýý

nnee ggeettiirreecceekk??

Page 5: Sosyalist İşçi 389

sayý: 389 sosyalist iþçi 5

TEKEL iþçilerinden sonra iþtençýkarýlan TARÝÞ Ýplik ve DokumaFabrikasý'na baðlý iþçiler dedireniþe baþladý.

Avrupa’nýn en büyük iplik fab-rikasý olan TARÝÞ Ýplik geçen yýlÞubat ayýnda 6 aylýðýna üretimeara vermiþti. O günden sonraiþçiler kýsa çalýþma ödeneðindenpara almaya baþlamýþlardý.Aðustos ayýnda tekrar faaliyetegeçmesi beklenen fabrika,Aðustos ayýna geldiðinde de açýl-madý. Yönetim Kurulu kýsa çalýþ-ma ödeneðinin 6 ay daha uzatýl-masýna karar verdiler.

FFaabbrriikkaa ttaassffiiyyee eeddiillddiiNihayet 1 Mart 2010 sabahý fab-

rikanýn açýlacaðýný ve iþlerinegeri döneceklerini düþünen yak-laþýk 600 iþçi fabrika kapýsýnaasýlan listelerden fabrikanýn tas-fiye edilmesi sebebiyle iþtençýkarýldýklarýný öðrendiler.Fabrika kapýsýnda iþçileri poliskarþýladý ve fabrikaya almadý. Busýrada fabrikaya girmek isteyeniþçilerle polis arasýnda kýsa birarbede de yaþandý. Bunun üzer-ine Türkiye Tekstil Örme veGiyim Ýþçileri Sendikasý(TEKSÝF)'na üye olan iþçiler birkonferans salonunda toplanarakdireniþ kararý aldýlar. Ýþçiler hergün fabrika önünde toplanýyor-lar.

TARÝÞ Ýplik Fabrikasý hakkýnda“tedbiren tasfiye” kararý alanyönetim, kâr edememelerinisebep göstererek iþten çýkarýlaniþçilerin yaklaþýk 20-25 bin TL’yibulan kýdem ve ihbar tazminat-larý da ödenmiyor. Fabrika yöne-timi önceki yönetimleri suçla-manýn yaný sýra eylemi bölmekiçin iþçilerin eylemlerinin fab-rikaya zarar verdiðini,bankalarýn kendilerine kredi ver-mediðini öne sürerek, eyleminçiftçilere de zarar vereceðinisöylüyor. Ýþçiler bu karalamakampanyasýna karþý haklarýnýTARÝÞ yönetiminden istedik-lerinin altýný çiziyorlar.

TTeekkeell’’ddeenn ddeerrss ççýýkkaarrmmaallýýÖzelleþtirmeler her alanda

krizin faturasýný iþçilerin sýrtýnayüklemeyi beraberinde getiriyor.TEKEL’den sonra TARÝÞ’te detüm fatura iþçilere kesiliyor,saldýrýlarýn hedefinde her zamanözlük haklarý oluyor. Ýþçimücadelesi her baþladýðýnda iþçisýnýfýný bölmek için milliyetçilik,darbecilik kullanýlýyor. Bununyaný sýra egemenler iþsizler ileözlük haklarýný kaybeden iþçilerisürekli olarak karþý karþýyagetirmeye çalýþýyor.

TEKSÝF yönetimi bir yandaneylem kararý alýrken, bir yandanCHP ve MHP’li vekillerle

görüþeceðini söylüyor. TARÝÞiþçileri, CHP’li belediye tarafýn-dan iþten çýkarýlan KENT A.Þ.iþçilerini unutmamalý, sendikabürokrasisine boyun eðmemeli.TEKEL direniþi sendika bürokra-sisinin mücadeleyi satmak içinneler yapabileceðini açýk biçimdegösterdi.

DDaayyaannýýþþmmaayyaa!!Ýþçi sýnýfý her fýrsatta darbe-

cilere, milliyetçilere yedeklenm-eye çalýþan sendika bürokra-sisinin, hükümetin ve patron-larýn baskýsýna boyun eðmemekiçin üretimden gelen gücünükullanmalý. TEKEL ve TARÝÞiþçilerinin üretimden gelen güç-leri yok ancak sýnýfýn diðerunsurlarý yarýn ayný þeyin kendibaþlarýna da geleceðinidüþünerek harekete geçmeliler.Yunanistan’daki genel grevdenöðrenmek gerekiyor.

Sosyalistler, antikapitalistler veemekten yana olanlar bir yandanTARÝÞ iþçisiyle dayanýþýrken, biryandan mücadeleyi her alandageniþletmek zorundalar,direniþten faydalanmaya çalýþandarbecileri, milliyetçileri teþhiretmek de ancak TARÝÞ direniþiile dayanýþma ile mümkün.

CCaann IIrrmmaakk ÖÖzziinnaannýýrr

2001 sonlarýna doðru baþýnýABD'nin çektiði bir ittifak,Afganistan'a savaþ açtý. BaþtaTaliban rejimi hýzla bertarafedildi ve Kâbil'de Amerikanyanlýsý bir hükümet kuruldu.Ülkede savaþ aðalarýyla ittifak-lar kuruldu. Federal Almanyaordusu "Bundeswehr",Afganlara güya özgürlük,demokrasi, daha fazla eðitim vesaðlýk götürmek, kadýn hak-larýný yerleþtirmek, ayrýcaAlman halkýný terör saldýrýlarýnakarþý korumak için, en baþýndanitibaren Afganistan'dayürütülen savaþa ve iþgalekatýldý.

99 yyýýllddýýrr iiþþggaallAfganistan'daki neredeyse

dokuz yýlþlýk savaþýn bilançosuise korkunç: Sivil kurbanlarýnsayýsý giderek artýyor, yoksullukderinleþiyor, Afgan halkýnýngeniþ kesimleri açlýk tehlikesiylekarþý karþýya kalmýþ durumda.Savaþýn dehþetini en fazlahissedenlerse kadýnlar ve çocuk-lar. Bu arada savaþ giderekyoðunlaþýyor, ancak tüm belir-tiler NATO stratejilerininçöküþüne iþaret ediyor.

Afganistan'daki Alman askerivarlýðý 2010 yýlýnda en az 784milyon Avro'ya mal olacak. Bumeblaðýn sadece beþte birlik birkýsmý ülkenin yeniden inþasýnaharcanacak. Bundeswehr,NATO'nun "UluslararasýGüvenlik Yardým Gücü"'ne(ISAF) 4.500 askerle katýlýyor.Afganistan'da halen 80.000civarýnda ISAF askeri bulunuy-or. ABD yönetimindeki"Antiterör Misyonu" OEF'nin

30.000 askeri, bu sayýyaeklenecek. OEF, BirleþmiþMilletler'in iznine sahip deðil veböylelikle uluslararasý hukukuihlal ediyor. Almanya, Kasým2008'den bu yana Afganistan'daOEF içinde bulunmuyor, ancakbu iki kuvvet zaten iç içe geçmiþdurumda. Zaten AlmanyaOEF'ye seçkin askerlerdenoluþan özel bir komando bir-liðiyle katýlmýþtý. Bu birlik artýkISAF'ta kullanýlýyor.

Afganistan'da yürütülen askerioperasyonlar ülkeye barýþ deðil,þiddet ve terör getirdi. ISAF,uluslararasý hukuka aykýrýolarak kurulmuþ olan OEF'ningörevlerini neredeyse tümüyleüstlenmiþ durumda. Bunlarýn

arasýnda insan avý ve planlýcinayetler de bulunuyor. 2009Eylül'ünde kaçýrýlan iki yakýttankerine Alman komutanýnemriyle düzenlenen saldýrýda140 kiþinin ölmesi, bu dehþetinne büyük boyutlara ulaþa-bildiðini gösteriyor. Sivil Afganhalkýnýn verdiði kayýplar da hergeçen gün artýyor. Yoðun askerioperasyonlar nedeniyleAfganistan'ýn yeniden inþasý,demokrasi, kadýn haklarý vegüvenlik gibi hedeflerden artýktümüyle uzaklaþýlmýþ durumda.NATO'nýn sivil ve askeri etkin-likleri birbiriyle birleþtirmestratejisi, ülkenin yenideninþasýna, özellikle de sivil kuru-luþlarýn çabalarýna aðýr bir

darbe indirmiþ bulunuyor.Afgan halkýna güvenli biryaþam saðlayacaðý söylenenaskeri birlikler, ülkenin enbüyük güvensizlik faktörü.

Alman hükümeti, Tornadosavaþ uçaklarýný göndermek ve"Hýzlý Müdahale Güçleri"ninkomutasýný üstlenmekle, savaþýnboyutlarýnýn daha da büyüme-sine ciddi bir katký saðlamýþbulunuyor. 2010 baþýndakiUluslararasý AfganistanKongresi'nden sonra daAfganistan'daki Alman asker-lerinin sayýsýnýn artacaðýný ilanetmiþti.

ÝÝþþggaallee kkaarrþþýý tteeppkkii Almanya Federal Meclisi'nde

temsil edilen partiler içindesadece Sol Parti Alman ordusu-nun Afganistan'daki savaþakatýlmasýna en baþýndan buyana karþý çýkýyor. Sorunlarýnaskeri yöntemlerle çözülmeye-ceðini, Almanya ordusununmevcut sorunlara çözümgetirmeyeceðini, tam aksine,kendisinin sorunun bir parçasý-na dönüþmüþ olduðunudüþünüyor.

Sol Parti, Almanya ordusununAfganistan'dan derhal çek-ilmesini, ülkede sivil yenideninþanýn derhal baþlamasýný talepediyor. Aralarýnda Afganlarýnda bulunduðu çok sayýdaaktivistle, Afganistan'dakidemokrasi güçlerinin, özelliklede kadýnlarýn konumununkuvvetlendirilmesi içinmücadele ediyor. Almanyaordusunun Afganistan'daki var-lýðý, bu güne dek vergi mükelle-flerinin 4 milyar Euro'suna maloldu. Sol Parti, bu paranýnAfganistan'ýn sivil yenideninþasýna yatýrýlmasýný istiyor.

Alman Federal Meclisi birkaçgün önce Afganistan'a dahafazla asker gönderilmesinitartýþtý. Misyona oybirliðiyleonay çýktý, ancak Sol Parti mil-letvekilleri Afganistan'dakiKunduz operasyonunda ölensivillerin tek tek isimleriniyazdýklarý pankartlarlahükümeti protesto ettiler ve birkez daha Alman ordusununderhal Afganistan'ý terk etmesi-ni talep ettiler.

AAttiillllaa DDiirriimm

Almanya'da Sol Parti Afganistan'ýn iþgaline karþý

TARÝÞ iþçileri direniyor, dayanýþmaya!

““TTEEKKEELL vvee TTAARRÝÝÞÞ iiþþççiilleerriinniinn üürreettiimmddeenn ggeelleenn ggüüççlleerriiyyookk aannccaakk ssýýnnýýffýýnn ddiiððeerr uunnssuurrllaarrýý yyaarrýýnn aayynnýý þþeeyyiinnkkeennddii bbaaþþllaarrýýnnaa ddaa ggeelleecceeððiinnii ddüüþþüünneerreekk hhaarreekkeetteeggeeççmmeelliilleerr.. YYuunnaanniissttaann’’ddaakkii ggeenneell ggrreevvddeenn ööððrreenn-mmeekk ggeerreekkiiyyoorr..””

Page 6: Sosyalist İşçi 389

6 sosyalist iþçi sayý: 389

Karl Marks 5 Mayýs 1818'dedoðdu. Babasý, Marksüniversite öðrenimine git-

tiðinde arkasýndan yazdýðý mek-tuplardan birisinde þunlarýsöylemiþti: "Eðer tanrý istersedaha önünde kendin ve ailen, veeðer yanýlmýyorsam, bütüninsanlýk için yaþayacaðýn uzunbir hayat var."

Mektubun "kendin ve ailen"için bölümü dýþýndaki bölümütümüyle doðrulandý. Marks,insanlýk için mücadele dolu biryaþam sürdü ve toplumsal çeliþk-ilerin keskinleþtiði her önemlidönemeçte ismi ve fikirlerietrafýnda milyonlarca insanharekete geçti.

ÝÝllkk mmüüccaaddeelleeÜniversite yýllarýnda dönemin

hakim tartýþmasý Hegel'in felsefifikirlerini merkeze almýþtý. Marksbu tartýþmalara hýzla katýldý.Hegel felsefesinde düþünceninbelirleyici rolünü eleþtirdi.Hegel'i eleþtiren Feuerbach'ýn ise"doða ve insan dýþýnda hiçbirþeyin var olmadýðýný ve insanýndinsel hayal gücünün yarattýðýüstün varlýklarýn insanýn kendiözünün fantastik yansýmalarýn-dan baþka bir þey olmadýðý"yönündeki görüþlerini destekle-di.

Marks'ýn felsefi görüþlerindesýçrama yaþamasýna da nedenolacak geliþme, ilk siyasal eylemi

oldu. Genç Hegelci arkadaþlarýy-la birlikte 1841 yýlýnda Prusya'dasansüre karþý mücadele etmeyebaþladý. Bu mücadelesi, kýsazamanda radikal sonuçlara var-masýna neden oldu. Basýn özgür-lüðü maskesi altýndaki mekaniz-mayý þöyle eleþtirdi: "Bir þeydenpay vermek gerektiði zaman,kiþileri, araçlarý feda etmek, amasöz konusu olan þeyi, kurumunkendisini olduðu gibi korumaksahte liberalizmin huyudur.Kamuoyunun yüzeyde kalanilgisi böylelikle saptýrýlýr."

1842 yýlýnda düþünceleriniyaygýnlaþtýrabileceði bir kürsüaramaya baþlar ve kýsa zamandaeditörlüðüne yükseleceðiRheinische Zeitung adlý gazetedeyazmaya baþlar. Engels'in dezaman zaman yazýlar yazdýðýgazetedeki çalýþmalarýnda özel-likle eyalet meclisinin ormansahiplerini koruyan ama rüzgar-da düþen dallarý bile toplamalarýyasaklanan yoksullarý gaddarcacezalandýran yasaya karþý gir-iþtiði polemikler hem gazeteninhem de Marks'ýn kaderini belirle-di. Gazete kýsa sürede sansürünhýþmýna uðradý. Marks ise"Orman Suçlarý Kanunu"eleþtiren yazýlarýnda, net birbiçimde, yoksullarýn, "siyasal vetoplumsal ayrýcalýklardan yok-sun kitlelerin" çýkarlarýný savun-du.

Marks'ýn yoldaþý Engels ileride,

Marks'ýn kendisine, OrmanSuçlarý Kanunu ile ilgili çalýþ-malarýnýn, saf siyasettenekonomik iliþkilerin ve bununsonucu olarak sosyalizmin ince-lenmesine yönelttiðini söylediði-ni anlatacaktý.

GGeennçç bbiirr eeddiittöörrMarks dönemin demokrat-

larýnýn birlikte yayýnlayacaðý birgazete çýkartmak için Paris'e yer-leþti. Ýlk sayýsý 1844 yýlýnýn Þubatayýnda çýkan gazete Marks'ýnyaný sýra Engels'in "EkonomiPolitiðin Eleþtirisinin Anahtarý"baþlýklý makalesini de içeriyordu.Marks bu gazete için yazdýðý

yazýlarda ilk kez, keskin birbiçimde, proletaryadan söz etti.Çaðdaþ toplumun bütünüyleçeliþki içinde olan ve bu yüzdentoplumun bütününü kurtar-madan kendisini kurtaramaya-cak bir sýnýf olan iþçi sýnýfý, artýkMarks'ýn teorisinde merkezi birrol oynamaya baþladý.

Lenin, "Marks'ýn bu gazetedekiyazýlarý artýk onun 'var olanýnamansýzca eleþtirilmesi'ni, özel-likle 'silahla eleþtirilmesi'ni savu-nan bir devrimci olduðunu vekendini kitlelere ve proletaryayaadadýðýný gösteriyordu" diyerek,Paris'te geçirdiði aylarýnMarks'ýn fikirlerindeki geliþimineyaptýðý etkiyi özetlemiþti. MarksParis günlerinde çeþitli sosyalistakým temsilcileriyle, iþçi birlik-leriyle, aydýnlarla, felsefecilerle,þairlerle sýk sýk görüþmeye, iþçitoplantýlarýnda konuþmalar yap-maya ve ekonomi politik vedevrimler tarihi üzerine çalýþ-maya baþladý. 1844 yýlýndaEkonomik ve Felsefi Elyazmalarýadlý çalýþmasýný tamamladý.

ÖÖzzeell mmüüllkkiiyyeettiinn eelleeþþttiirriissiiBu eserinde, "Özel mülkiyet

düþüncesini ortadan kaldýrmakiçin komünizm bütünüyledüþüncesi yeterlidir; ama gerçeközel mülkiyeti ortadan kaldýr-mak için gerçek komünist eylemgereklidir" diyen Marks, emeðinyabacýlaþmasý üzerinde de dur-

dur ve daha sonra her yönüylegeliþtireceði bir dizi analiz yaptý.

Marks Paris'te Vorwarst adlý birgazetede yazmaya baþladý. 1844yýlýnda tüm Almanya'da iþçi gös-terileri gerçekleþti. Silezya ayak-lanmasýný Marks iþçi sýnýfýnýntoplumu dönüþtürücü gücününbir kanýtý olarak algýladý ve çokönemsedi. Gazetede, bugün halagüncelliðini koruyan þu vurguyuyaptý: "Her devrim eski toplumuyýkar. Bu anlamda bir toplumsaldevrimdir. Her devrim eski ikti-darý devirir. Bu anlamda da, birsiyasal devrimdir."

Engels'le birlikte ayný dönemdeKutsal Aile kitabýný yazan Marks,iþçi sýnýfýnýn gücünü ve yetenek-lerini daha da derinlemesineaçýklamaya baþladý. Kitapta,"proletarya özel mülkiyetin pro-letaryayý yaratmakla kendi ken-dini mahkum ettiði cezayý infazeder" diyerek yine iþçi sýnýfýnýngücüne vurgu yapmaya devametti. Kitap ayný zamandaMarks'ýn Hegel ve Feuerbachgibi felsefecilerden tam anlamýy-la kopuþunun da iþaretiydi.Marks'ýn çalýþtýðý gazete yinesansür ve polis baskýsýna uðradý.Prusya'nýn yaptýðý basýn Fransadevleti tarafýndan destek gördüve Marks Paris'ten sürüldü.

Aslolan dünyayý deðiþtirmektir!Belçika'da sürgün yaþamýnýn ilk

aylarýnda Feuerbach Üzerine

Marks'ýn fikirleri devrimcidir

MMaarrkkss''ýýnn ffeellsseeffiiggöörrüüþþlleerriinnddee ssýýççrraammaayyaaþþaammaassýýnnaa ddaa nneeddeennoollaaccaakk ggeelliiþþmmee,, iillkkssiiyyaassaall eeyylleemmii oolldduu..GGeennçç HHeeggeellcciiaarrkkaaddaaþþllaarrýýyyllaa bbiirrlliikkttee11884411 yyýýllýýnnddaa PPrruussyyaa''ddaassaannssüürree kkaarrþþýý mmüüccaaddeelleeeettmmeeyyee bbaaþþllaaddýý.. BBuummüüccaaddeelleessii,, kkýýssaazzaammaannddaa rraaddiikkaallssoonnuuççllaarraa vvaarrmmaassýýnnaanneeddeenn oolldduu..

"Geliþme süreci içinde sýnýf ayrýmlarý ortadan kay-bolunca ve üretimin tümü örgütlü bireylerinellerinde yoðunlaþýnca, kamusal zor kullanýmýnýnpolitik niteliði kalmaz. Politik zor kullanýmý, asýlanlamýyla bir sýnýfýn ötekilere baský uygulamaküzere örgütlediði zor kullanýmýdýr. Proletarya, bur-juvaziyle mücadelesi gereði sýnýf olarak birleþip,devrim yoluyla egemen sýnýf olduðunda ve ege-men sýnýf olarak zorla eski üretim iliþkileriniortadan kaldýrdýðýnda, böylece o üretim iliþki-leriyle birlikte sýnýf karþýtlýðýnýn varlýk koþullarýnýda, bütünüyle sýnýflarý da ve dolayýsýyla sýnýfolarak kendi egemenliðini de ortadan kaldýrmýþolur.Sýnýflarýyla ve sýnýf çeliþkileriyle birlikte eski burju-va toplumunun yerine, her bireyin özgür geliþi-minin herkes için topluca özgür geliþim koþuluolduðu bir birlik gelir.""Tek kelimeyle komünistler, mevcut toplumsal vesiyasal durumlara karþý her yerde ve her çeþitdevrimci hareketi destekliyorlar.Tüm bu hareketler içinde, hangi geliþkinlik aþa-masýnda olursa olsun mülkiyet sorununuhareketin temel sorunu olarak öne çýkarýyorlar.Nihayet ancak komünistler her ülkenin demokratikpartilerinin her yerde birleþip anlaþmasý içinçalýþýyorlar.Komünistler, görüþ ve niyetlerini gizlemeyi red-dederler. Amaçlarýna ancak bugüne kadarki tümtoplumsal düzenin zorla yýkýlmasýyla ulaþabilecek-lerini açýkça bildirirler. Varsýn egemen sýnýflar birkomünist devrim ürküntüsüyle tir tir titresinler.Proleterlerin, zincirlerinden baþka kaybedecekþeyleri yok. Bir dünya var kazanacaklarý.Bütün ülkelerin proleterleri, birleþin!"

((KKoommüünniisstt MMaanniiffeessttoo''ddaann))

Page 7: Sosyalist İşçi 389

sayý: 389 sosyalist iþçi 7Tezler ve Alman Ýdeolojisi eser-lerini yazan Marks kendi adýylaanýlmaya baþlayacak olan tarih-sel materyalist görüþlerinikeskinleþtirdi. Fakat bu iki kitap-tan önce Engels, Ýngiltere'de ÝþçiSýnýfýnýn Durumu baþlýklý kitabýkaleme aldý. "Kapitalizme veburjuvaziye yönelik þiddetli birsuçlama" olan kitap, Marks'ýnkapitalist sistemin temel özellik-lerini eleþtirmesinde kilit biröneme sahip oldu.

Marks Tezler'de, kendisindenönceki tüm felsefi geleneklerleayrýþtýðýný ifade eden ve teorinindevrimci olmasý ve ayný zaman-da devrimci eylemle birleþmesigerektiðini vurgulayan 11. Tez'iyazarak hem kendi dönemininaðýr felsefi geleneklerine kesinbir darbe indirdi hem de eylem-den kopuk, devrimci mücadele-den ve iþçi sýnýfý hareketindenuzak teorilerin anlamsýzlýðýnýaçýkladý: "Düþünürler bugünedeðin dünyayý çeþitli biçimlerdeyalnýzca açýklamaya çalýþtýlar;ama aslolan dünyayýdeðiþtirmektir."

Engels'le birlikte kaleme aldýðýAlman Ýdeolojisi isimli kitaptageliþtirdiði yepyeni bir dünyagörüþünü ise Lenin þöyle özetliy-or: "Marks'ýn tarihsel materyaliz-mi, bilimsel düþünüþte eriþilmiþbüyük bir baþarýydý. Tarih vesiyaset düþüncesinde daha öncehüküm süren kaos ve keyfilikyerini, üretici güçleringeliþmesinin sonucu olarak birtoplumsal hayat sisteminden birbaþka ve daha yüksek hayat sis-teminin nasýl doðduðunugösteren çarpýcý bir bütünlük veuyumluluða sahip bilimsel birteoriye býrakmýþtýr."

EEnntteerrnnaassyyoonnaall öörrggüüttlleennmmee

Marks ve Engels Brüksel'desadece kitaplar ve yazýlar yaz-makla yetinmediler. Döneminmücadeleci aydýnlarý ve iþçi-leriyle iliþkiler kurmayabaþladýlar. Örgütlenmeyebaþladýlar. Ýngiltere'ye kýsa birseyahat yapýp hem ekonomikaraþtýrmalarý için yeni kay-naklara ulaþtýlar hem de Chatristhareket olarak bilinen ve o gün-lerde 50 bin üyesi olan akýmýnöncüleriyle iliþkiler kurdular.Chartistler arasýnda tüm kýtadadevrimci eylemin gerekliolduðunu söyleyenler vardý.Hareketin önde gelenleri, yapýlanbir toplantýda enternasyonal birdevrimci örgütün kurulmasýgerektiðini söylemiþlerdi veEngels daha þimdiden böyle birörgütün kurulmasý için konuþ-malar yapmaya baþlamýþtý.

Bu toplantýlarýn sonucundaKardeþ Demokratlar adlý birörgüt kuruldu. Engels buörgütün kurulmasýnýn verdiðiheyecanla "Londra'da UluslarÞenliði" baþlýklý bir yazý yazdý:"Bütün ülkelerin çýkarlarý ayný vedüþmanlarý ortaktýr: Proletaryakitlesi doðal olarak ulusalönyargýdan kurtulmuþtur ve birbütün olarak proleterleringeliþmesi ve bütün eylemleriözünde insancýl ve anti mil-liyetçidir. Yalnýzca proleterlermilliyeti yok edebilirler, yalnýzcauyanan proletarya çeþitli uluslararasýnda kardeþliði saðlayabilir."

DDeevvrriimmccii bbiirr ççaaððrrýý::MMaanniiffeessttoo

1847 yýlýnda Avrupa ve ABDbir büyük ekonomik krizlesarsýldý. Avrupa'da toplumsalhuzursuzluk þiddetlenmeyebaþladý. Tüm Avrupa kýtasýnda

"açlar ayaklanmasý" denilenisyanlar, Fransa'da iþçilerin grevhareketi, Ýtalya'da emekçilerinöfkeli gösterileri, Polonya'nýnulusal ezilmiþliðe karþý devrimcihareketlerle kaynamaya baþla-masý, Ýngiltere'de binlerceemekçinin mitinglerde HalkFermaný talep etmeleri, Ýrlanda'-da ulusal kurtuluþ hareketinindevrimciler tarafýndan yön-lendirilmeye baþlamasý, Rusya'daçarlýk zorbalýðýna karþý ilkdevrimci örgütlerin seslerininduyulmaya baþlanmasý, Marksve Engels'te, "milliyet sýnýrlarýnýparçalayan" ve eylemler arasýndakoordinasyon saðlayacak olanKomünist HaberleþmeKomitelerinin kurulmasý içinharekete geçme arzusu doðurdu.Bu gruplar arasýnda Marks veEngels ayný zamanda ideolojiktartýþmalarý da sürdürmekzorundaydý. Marks'ýn Fransýzütopik sosyalisti Proudhon'akarþý bir polemik olarak kalemealdýðý Felsefenin Sefaleti isimlikitap, yine Marks'ýn 33 yýl sonrasöylediði gibi, "Bu kitap yirmiyýllýk emekten sonra kapital'de

ortaya konulan teoriye dönüþenþeyin tohumunu taþýr."Felsefenin Sefaleti'nde Marks,emeði, "satýlmasý ve kullanýlmasýkapitalistin zenginleþmesi veiþçinin durumunun kötüleþme-siyle sonuçlanan özgül bir metaolarak" tarif eder.

Engels, Felsefenin Sefaleti'ni"Bizim programýmýz" olarakadlandýrýyor ve yaklaþmaktaolan devrimci dalgaya hazýr-lanan komünist örgütlenmelerintartýþmalarda duyduklarý ihtiyacýgideren politik bir manifestoolarak görüyordu.

Gerçek Manifesto'nun doðumu-naysa çok az bir süre kalmýþtý.

Marks ve Engels tarafýndankaleme alýnan Komünist PartiManifesto'su, devrimci güçleribirleþtirme çabasýnýn bir ürünüolarak yazýlmýþtý. 1848 yýlýndaAvrupa'da beklenen devrimlerpatladý. "Ýþçilerin vataný yoktur.Biz onlardan kendilerinde bulun-mayan bir þeyi alamayýz" diyenve "Bütün ülkelerin iþçileri bir-leþin!" çaðrýsýyla biten Manifesto,sosyalistlerin elinde kapitalizmieleþtiren güçlü bir silah olmagücünü bugün hala taþýyor.

RRýýffaatt SSoollmmaazz

Kapital 1Kapital 2Kapital 3Artý-deðer Teorileri Birinci CiltArtý-deðer Teorileri Ýkinci CiltGrundrise Birinci CiltGrundrisse Ýkinci CiltHegel'in Hukuk Felsefesinin Eleþtirisi1844 ElyazmalarýFelsefenin SefaletiEkonomi Politiðin Eleþtirisine KatkýÜcretli Emek ve Sermaye- Ücret, Fiyat ve KarFransa'da Sýnýf Savaýmlarý 1848-1850)Louis Bonaparte'ýn 18 Brumaire'IFransa'da Ýç SavaþYabancýlaþmaDemokritos'la Epikuros'un Doða FelsefeleriFormenYahudi SorunuJenyy'e Adanmýþ Þiir AlbümlerindenMarks'ýn Engels'le birlikte yazdýðý kitaplar ve

makalele seçkileriKutsal AileAlman Ýdeolojisi (Feuerbach)Kapitalizm Öncesi Ekonomi BiçimleriFelsefe MetinleriKomünist Manifesto ve Komünizmin ÝlkeleriGotha ve Erfurt Programlarýnýn EleþtirisiSömürgecilik ÜzerineAnarþizm ÜzerineDoðu Sorunu (Türkiye)Din ÜzerineSeçme Yazýþmalar 1Seçme Yazýþmalar 2Yazýn ve Sanat Üzerine 1Yazýn ve Sanat Üzerine 2Sürgündeki Büyük AdamlarNüfus Sorunu ve MalthusSeçme Yapýtlar Üç CiltKomünist Parti ManifestosuBasýn SöyleþileriKadýn ve Aile

Marks hem tek baþýna hem de Engels'le birlikte ciltlerce yazý,makale ve kitap yazdý. Türkiye'de Sol Yayýnlarý bu eserlerin büyükbölümünü çevirdi ve yayýna hazýrladý. Aþaðda Marks'ýn Türkçe'yeSol Yayýnlarý tarafýndan kazandýrýlmýþ eserleri yer alýyor. Her biri birdevrimcinin baþucu kitabý olarak görülmesi gereken eserler.

Marks’ýn kitaplarý

KKaarrll MMaarrkkss,, TTeezzlleerr''ddee,,kkeennddiissiinnddeenn öönncceekkii ttüümmffeellsseeffii ggeelleenneekklleerrlleeaayyrrýýþþttýýððýýnnýý iiffaaddee eeddeenn vveetteeoorriinniinn ddeevvrriimmccii oollmmaassýývvee aayynnýý zzaammaannddaa ddeevvrriimm-ccii eeyylleemmllee bbiirrlleeþþmmeessiiggeerreekkttiiððiinnii vvuurrgguullaayyaann1111.. TTeezz''ii yyaazzaarraakk hheemmkkeennddii ddöönneemmiinniinn aaððýýrrffeellsseeffii ggeelleenneekklleerriinneekkeessiinn bbiirr ddaarrbbee iinnddiirrddiihheemm ddee eeyylleemmddeenn kkooppuukk,,ddeevvrriimmccii mmüüccaaddeelleeddeennvvee iiþþççii ssýýnnýýffýýhhaarreekkeettiinnddeenn uuzzaakk tteeoorrii-lleerriinn aannllaammssýýzzllýýððýýnnýý aaççýýkk-llaaddýý:: ""DDüüþþüünnüürrlleerrbbuuggüünnee ddeeððiinn ddüünnyyaayyýýççeeþþiittllii bbiiççiimmlleerrddee yyaallnnýýzz-ccaa aaççýýkkllaammaayyaa ççaallýýþþttýýllaarr;;aammaa aasslloollaann ddüünnyyaayyýýddeeððiiþþttiirrmmeekkttiirr..""

özgürlük içinmarksizm

22-223-224 Nisan - Ýstanbul Bilgi Üniversitesi

21. yüzyýlda emperyalizm ve küresel politikalar

Yunanistan: Kriz ve direniþ

Dünyada Yeni Sol: Almanya ve Yunanistan

Darbeler, demokrasi ve özgürlük mücadelesi

Sosyalizm ve demokrasi mücadelesi

Günümüzde iþçi mücadeleleri ve toplumsal devrim

Kürt sorunu çözülüyor mu?

1915: Ermenilere ne oldu?

Karl Marks’ýn devrimci fikirleri

Troçki’den sonra troçkizm

Sosyalizm ve din

Cinsiyetçilik ve kadýnlarýn kurtuluþu

Marksizm ve ekoloji

Stalinizm ve Türkiye solu

Özgür bir toplumda yaþam

Kemalizm ve sol

Baþka dünyalar: Bilimkurgu ve gelecek eleþtirisi

Nasýl bir mücadele öneriyoruz?

kayýt ve iletiþim için:

[email protected] - 0536 335 10 19

Page 8: Sosyalist İşçi 389

8 sosyalist iþçi sayý: 389

ssoossyyaalliisstt iissccii Yeni bir sol parti için…

Sosyalist Ýþçi çok uzun yýllardýr kitlesel ve yeni

bir sol partinin kurulmasý gerektiðini anlatýyor.

Emekçi sýnýflarýn, anti kapitalist hareketin

aktivistlerinin kitlesel bir sol partide, ama yeni,

radikal fikirlerle mücadele eden bir partide

örgütlenmesi, bir araya gelmesi gerekiyor.

Sosyalist Ýþçi bu ihtiyacýn masa baþýnda uydu-

rulan bir ihtyaç olmadýðýný, yaký zaman önce,

2007 genel seçimlerinde yaþanan Ýstanbul

deneylerinin, Baskýn Oran ve Ufuk Urak seçim

kampanyalarýnýn sonuçlarý üzerinden çýkarttýðý

derslerin ürünü olarak vurguluyor.

Her iki seçim kampanyasý da çok sayýda

deneyimle dolu. Bir yandan örgütlü güçleri bir

araya getiren ama ayný zamanda da aktivistleri

birleþtiren seçim kampanyalarý eðer kampa-

nyalar radikal, toplumda temel çatýþma konusu

olan politikalar etrafýnda, net politikalar atrafýn-

da sürdürülürse binlerce insaný harekete geçire-

bileceðini gösterdi. Bu, ayný zamanda, kazanma

umuduyla harekete geçen, sürekli sokakta

örgütlenen, canlý, dinamik, demokratik kanallarý

açan aktivistlerin sahip olduðu siyasal potan-

siyelleri de kanýtlayan bir süreç oldu.

Ýþte kitlesel ve yeni bir sol parti için en güçlü

zemini yaratan bu dönem, bu dönemin dersleri

oldu.

Biliyoruz ki tarih tekerrür etmez ama zaten

tarihin aynen tekrarlanmasýný isteyen de yok!

Koþullarýn bþr ölçüde deðiþmiþ olduðu açýk.

Ama bir baþka geliþme ise yeniden, baðýmsýz

adaylarla 2011 seçimlerine hazýlanmanýn zorun-

luluk olduðunu gösteriyor. Aynýsýný deðil, benz-

er dinamikleri harekete geçirerek çok daha

büyük bir kampanya inþa edilmek zorunda.

Irkçý ve milliyetçi bir koalisyon bugünden diþini

gösteriyor. MHP-CHP koalisyonu ihtimali

büyük bir tehdit! Bir yandan da seçim anketleri

AKP'nin yüzde 36'larda oy alabileceðini gös-

teriyor. Bu da baþka bir tehdit! 2011 seçimleri,

giderek bir referanduma dönüþüyor. Bu ise en

sonuncu tehdit! Çünkü referandum bir yanda

yeni liberal politikalarý þiddetle savunan ama

demokrasi bayraðýný taþýyormuþ görüntüsü

veren AKP ile diðer yanda ise ýrkçý ve milliyetçi

bir koalisyon arasýnda "evet-hayýr" tartýþmasýna

bütün bir seçim sürecinin indirgenmesi anlamý-

na gelebilir. Bu oyunu bozacak bir adýmý hep

birlikte planlamamýz gerekiyor. Kürt halkýnýn

temsilcilerinin mecliste bugünkünden çok daha

büyük bir güçle yer almasý bir zorunluluk. Kürt

halkýyla dayanýþma içinde olacak, ayný anda

hem yeni liberal hükümet politikalarýna hem de

ýrkçý, milliyetçi ve Ergenekoncu zihniyete karþý

gür bir ses çýkartabilecek olan bir meclis

gücüne, bu meclis gücünü uzun soluklu bir

kampanya ile þekillendirecek, meclise taþýyacak,

sýokakta örgütlenecek bir harekete ihtiyacýmýz

var.

Soluk almanýn tek yolu bu!

Kitlesel bir sol partiyi, yeni bir sol partiyi

örgütlemenin de tek yolu bu. Kestirme yollarla

örgütlenmeye çalýþýlan sol parti süreci kaçýnýl-

maz bir biçimde gruplar koalisyonu mantýðýyle

ve anti demokratik yöntemlerle örgütlenmek

durumunda kalýyor. Son altý ayda yaþadýðýmýz

deneyim ne yapmalý sorusuna daha güçlü bir

yanýt vermemizi de saðlamýþ oldu!

Darbeye, Ergenekonçetesine karþýysan,

Kürt sorunundademokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek isti-yorsan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan w

ww

.dsi

p.or

g.trDSiP’e üye ol!

devrimci sosyalizmegüç ver baþka bir dünya mümkün

e-aabone ol!

5 sayý 10 [email protected]

Yeni bir sol parti ihtiyacý ABD’ninAfganistan’ý ve ardýndan Irak’ý iþgalehazýrlandýðý günlerde ortaya çýktý.Savaþ karþýtý hareket binlerce insaný ilkkez mücadeleye çekiyordu. Ardýndanküresel iklim deðiþimine ve nükleerenerjiye kaþý kampanya yapan KüreselEylem Grubu, Irkçýlýða ve MilliyetçiliðeDur De, Darbelere Karþý 70 MilyonAdým, Tuzla’da Ölümlere Son, GenelSaðlýk Sigortasý’na Hayýr gibi kampa-nyalara katýlan çok sayýda aktivist yenibir sol parti ihtiyacýný daha dagüçlendirdi. Avrupa’nýn bir çokülkesinde de ayný dönemde benzerhareketler yükseliyor ve bu hareketleredayalý yeni sol partiler kuruluyordu.

Baskýn Oran’ýn seçim kampanyasý buaktivistleri çok yönlü siyasi bir kampa-nyada bir araya getirdi. Kampanyayabinlerce aktivist katýlýrken yeni bir solparti ihtiyacý çok daha güçlü birbiçimde kendini hissettirdi.

Önemli olan harekete katýlan onbin-lerce aktivisti mücadele içinde vemücadele için, deðiþim için bir-leþtirmektir. Hareketin ihtiyacýnýn gru-plar birliði olmadýðý açýk. Yukardanaþaðý kurulmuþ, sayýsýz hiyerarþikmekanizmalarý olan bir örgütlenme hiçdeðil. Aktivistlerin aradýðý daha çokiçinde yer aldýklarý kampanyalara ben-zeyen, belki de parti gibi olmayan diyetanýmlanabilecek bir parti.

Sokakta binlerce, onbinlerce insanýharekete geçiren kampanyalarý kadýn-lar, gençler örgütlüyor. Ýhtiyacýmýz olankadýnlarýn vitrin olmadýðý, partininyöneticisi olduðu, genç bir parti. Politikolarak açýk ifadeler kullanan bir partive en önemlisi talepleri için sokaktamücadele eden bir partidir.

Temmuz ayýnda Ýstanbul Milletvekilive Özgürlükçü Sol Hareket üyesi UfukUras yeni bir sol parti çaðrýsý yaptý. Bizo güne kadar çeþitli biçimlerdesürdürdüðümüz süreçleri dondurarakbu çaðrýya umutla katýldýk. Ne var kiuyarýlara raðmen aradan geçen uzun

sürenin sonunda geriye bir gruplar itti-faký kaldý. Açýk bir politik tartýþma vebu tartýþma sonucunda geliþtirilen poli-tik öneriler/eylemler yerine daha çokeski alýþkanlýklarýn devamý niteliðindekapalý kapýlar ardýnda gruplarýn önder-likleri arasýnda yaþanan tartýþmalarsüreci belirledi. Kýsacasý parti, kuruluþsürecinde demokratik ve katýlýmcýolmayan bir çizgide geliþti.

Üzerinde çok zor ortaklaþýldýðý notuile tartýþmaya açýlan parti tüzüðünde,bir sol partinin diline bulaþmasý bileson derece vahim olan ifadeler yer ala-bildi. Bir kampanyada yer almak içinparti merkezinin onayýnýn alýnmasýgerektiði, üyelerine dönük, korku,þüphe ve endiþelerin çeþitli tedbirlerlebertaraf edilmeye çalýþýldýðý, öte yandanmerkezi her türlü organýn yetkilerledonatýldýðý bir tüzük ile demokratik birdeðiþimi nasýl yaratabiliriz?

Sadece “kadýnlar da olmalýdýr” söyle-mi ile az sayýda kadýn erkekler tarafýn-dan öne çýkarýlmaya çalýþýlmaktadýr.Oysa kadýnlar pek çok mücadeledezaten hareketin örgütleyicisi durumun-da. Öne çýkarýlmaya ihtiyaçlarý yok!Uzun bir süredir sayýsýz kampanyanýnyüzlerce kadýn örgütçüsü var ve neyazýk ki onlar bu sürecin içindedeðiller.

Öne sürülen program ise, günün acilpolitik sorunlarýna yanýt vermektenuzak, yeni bir sol partinin politik belge-si olamayacak bir hantallýk içinde.

Merkezi anlayýþýn dýþýnda darbelerekarþý tutum ve Kemalizm konusundayarýlmanýn diðer yanýnda yer almasýgereken unsurlar “kitlesel parti”anlayýþý denerek örgütlenmenin içindeyer bulabilmektedir.

Darbelere karþý 70 Milyon AdýmKoalisyonu’nun eylem çaðrýsý yenisolda aðýr bir biçimde eleþtirilere nedenolurken, kemalizm ile yan yana olmay-acaðýz dediðimiz için hareketin önderkadrolarý tarafýndan eleþtirildik.

Bütün bunlardan sonra, bir partide

dünyayý deðiþtirmek için birleþilir.Temmuz ayýnda baþlayan süreç 9 ayýnýtamamladý. Bu geçen dokuz aydaTürkiye’de önemli siyasi geliþmeleryaþandý. Kürt sorununda “demokratikaçýlým” baþladý ve bitti! GerillalarTürkiye’ye geldi, DTP kapatýldý.Darbeler büyük ölçüde teþhir oldu.Kafes, balyoz gibi darbe planlarý ortayaçýktý Genelkurmay baþkaný defalarcatoplumu tehdit etti. Görevde olan veemekli generaller, kuvvet komutanlarý,ordu komutanlarý ve diðer subaylaryargý önüne çýktý ve bazýlarý tutuklandý.Yargý darbeleri yaþadýk ve yaþýyoruz.Yeni bir anayasa tartýþmasý baþlýyor.Krizin ürünü olan bir iþçi hareketi var.Tekel iþçisi 2 aydýr ayakta. Ve bütün bugeliþmeler karþýsýnda parti giriþimi ses-siz kalmayý tercih etti. Oysa bir partidebirleþmenin amacý bütün bu geliþmeleremüdahale etmektir. Partinin kuruluþuve kendisi mücadele edilen hedeflerinönüne geçemez. Örgüt amaç deðil,araçtýr.

Özetle, kuruluþ çalýþmalarý dokuzaydýr süren bu süreç kapalý kapýlarardýnda, demokratik ve katýlýmcýolmayan bir biçimde ve üç grubun bir-leþmesi olarak kurulmakta. Bu nedenlehareketin ortaya çýkardýðý on binlerceaktivisti kapsamaktan uzak.

Yeni bir parti bu biçimde kurulacakolursa bütünüyle baþka bir pratiktengelen, bu pratiði geçtiðimiz dokuz aydada sürdüren ve bundan sonra dasürdürmekte kararlý olan DSÝP üyeleribu partinin içinde kendilerini yabancýbulacaklardýr.

DSÝP yeni bir sol partiye olan ihtiyacýtespit etmekte fakat kurulan yeni par-tinin bu ihtiyacý karþýlamaktan çokuzak olduðunu da görmektedir. Biz busürecin deðiþmesi ve yeni bir sol par-tinin kurulmasý için çaba harcamayadevam edeceðiz.

Doðan Tarkan

Yeni Sol üzerineYYeennii SSooll ppaarrttii ggiirriiþþiimmiinnddeekkii kkeemmaalliissttlleerr DDaarrbbeelleerree KKaarrþþýý 7700 MMiillyyoonn AAddýýmm kkooaalliissyyoonnuunnaa ddüüþþmmaannccaa yyaakkllaaþþttýý..

Page 9: Sosyalist İşçi 389

sayý: 389 sosyalist iþçi 9

Proletarya, sözcüðü Latincedeen alt sýnýftakileri tanýmlamakiçin kullanýlan proletariussözcüðünden gelmektedir.Proletariusun kökeni ise geneLatincede döl anlamýna gelenproles sözcüðüdür. Sözcüðünbu kökenden gelmesinin sebebien eski sýnýflý toplumlarda pro-letariusun kendi oðullarý dýþýn-da herhangi bir "zenginliði"bulunmayan sýnýfýn mensuplarýolarak tanýmlanmasýdýr.Proletarius, alt sýnýflardan bah-setmek için kullanýlanaþaðýlayýcý bir sözcükken,dünyayý deðiþtirebilecek olantek sýnýf olarak proletarya KarlMarx'ýn teorisinin kalbine yer-leþmiþtir.

Marksizmde proletarya, üre-tim araçlarýna sahip olmayansýnýf olarak tanýmlanmýþtýr.Kapitalizm altýnda bu sýnýf,kapitalist toplumdaki tümzenginliðin yaratýcýsý olan iþçisýnýfýdýr. Proletaryanýn artýksahip olduðu varlýk oðullarýdeðildir, elindeki tek para edenþey satarak geçimini saðlaya-maya çalýþtýðý emek gücüdür.

Marx’a göre kapitalizm altýn-da sýnýf çeliþkileri netleþmiþ vebirbirine karþý iki sýnýf doð-muþtur: Burjuvazi ve prole-tarya. Bunun sebebi burju-vazinin egemen sýnýf olduðukapitalist toplumda, bu sýnýfýnvarlýðýnýn bizzat sömürülensýnýf olan proletaryaya dayan-masýdýr. Proletarya, yaþamkoþullarýný yeniden ürete-bilmek yani karnýný doyura-bilmek ve ihtiyaçlarýnýkarþýlayabilmek için emeðinisatmakta ve burjuvazi üretimiyapan bu sýnýfýn ürettiðideðerin bir kýsmýna el koyarakkâr edebilmekte yani sermayebirikimini geniþletmektedir. Busýnýfýn üretim içinde tuttuðu buhayati konum onun hem burju-vaziyi yýkabilecek olan hem dekendisiyle beraber tümtoplumu özgürleþtirebilecekolan tek sýnýf olmasýnýberaberinde getirmektedir.

Proletarya kavramýnýn sýnýr-larý pek çok solcu veya burjuvateorisyen tarafýndan daraltýl-maya çalýþýlmaktadýr.Proletarya kol iþçileri ile sýnýr-landýrýlarak ücretli iþçi olmasý-na raðmen hizmet sektöründeçalýþanlarýn pek çoðu butanýmýn dýþýnda itilmeyeçalýþýlarak proletaryanýnküçüldüðü iddia edilmektedir.Hatta proletaryaya elvedadiyen yazarlar bile vardýr.Oysa proletarya bugünMarx’ýn yaþadýðýdönemdekinden kat be katbüyüktür. Üretim üzerindedenetimi olmayan ve emekleri-ni satmak zorunda olan geniþyýðýnlar proletaryanýn birparçasýdýr ve proletaryageniþlemeye devam etmekte-dir. Ýþte tam da bu yüzdenyarýnýn sýnýfsýz toplumununanahtarý proletaryanýn elindebulunmaktadýr ve Marksizmher zamankinden dahagünceldir.

Can Irmak Özinanýr

PPOOLLÝÝTTÝÝKKAANNIINN AABBEECCEESSÝÝ......

PPROLETARYA

1917 Rus Devrimi gey erkek-lerin ve lezbiyenlerin hayatýnýdeðiþtirdi. Rusya, toplumunherkesin yararýna nasýlyönetilebileceðini gören ezilen-ler, fakirler ve iþçiler için bir yolgösterici oldu.

Mevcut toplumsal düzeni temi-zleyen devrim süreci, cinselözgürlük ve gerçek eþitliðimümkün kýldý.

Devrimin etkisini anlamak için1917'den önceki Rusya'ya bak-mak gerekir.

Halkýn büyük kesimi, yüzlerceyýl boyunca küçük köylerdetopraktan geçimini saðlayançiftçiler olarak yaþamýnýsürdürdü. 1861'e kadar, köylü-lerin çoðu aristokratlar tarafýn-dan yönetilen serflerdi.

Rusya Çarlýðý, muhalifleriniSibirya soðuðuna sürgüne gön-deren bir diktatörlüktü.

Ruslarýn küçük bir azýnlýðýzenginlik ve bolluk içinde yaþýy-ordu. Mesela, Þeremetev'ler200.000 serf ve 340 hizmetçiyesahipti.

Seks, þiddet ve baský ile karak-terize olmuþtu ve cinseldavranýþlar, kilise ve devletinetkisi altýndaydý.

Eþcinsellik yasadýþýydý. Eþcinseliliþki görülüyordu, fakat üst sýnýftoprak sahipleri ile onlarýn erkekhizmetçileri ve çiftçileri arasýndagörülen eþitlikten uzak iliþkilerdi.

Aristokrat kadýnlar, kocalarýnýnizni olmadan seyahat edemez,çalýþamaz ve okula gidemezlerdi.Çiftçiler için evlilik zorunluydu.Bir kadýnýn görevi kocasýnatoprak iþlerinde yardým etmek veiþlerin devamý için çocuklardoðurmaktý.

Aile içi þiddet yaygýndý. "Baltasapýyla karýna vur, eðil ve nefesalýyor mu diye bak. Nefes alýyor-sa, daha fazlasýný istiyordur."sözü genelgeçer haline gelmiþti.

DDeeððiiþþiimm 19. yüzyýlýn ortalarýndan

itibaren, Rus toplumu deðiþmeyebaþladý. Çar, serfliði kaldýrdý.Gerçek bir demokrasi hâlâ yoktuve aþýrý eþitsizlik devam etti.Endüstrileþme, Moskova ve St.Petersburg gibi þehirlerde hýzlýbir kentleþmeye yol açtý.

1870'lerde radikal hareketlerkadýn ve seks hakkýnda yenifikirler getirdi. "Ne Yapmalý?"isimli roman yeni hareketinbaþucu kitabý oldu. Bu kitap, bur-juva anne-babasýndan kaçmakiçin sahte evlilik yapan VeraPavlovna'nýn hikayesini anlatýy-ordu.

Roman, Vera'nýn hayallerinianlatýyordu. Son kýsýmda fakir-liðin olmadýðý, kadýn ve erkeðineþit olduðu, insanlarýn kendimesleðini ve iliþkilerini seçe-bildiði bir ütopyayý betimliyor-du. Bu fikirler, binlerce gençerkek ve kadýný etkiledi.

Kentleþme, cinsel iliþkilerde dedeðiþime yol açtý. Þehirlerdeçiftçi evliliði ve aile düzeni artýkyoktu.

Küçük bir eþcinsel altkültürü -"küçük homoseksüel dünya"-ortaya çýktý. Erkekler parklardave umumî tuvaletlerde seks içinbuluþuyordu. Zenginler;hizmetçilerle, askerlerle ve erkekfahiþelerle hamamlarda gizliiliþkide bulunuyordu.

Lezbiyenler için hayat dahazordu. Zengin kadýnlar okuma

salonlarýnda, son moda mekan-larda vakit geçirerek zenginlezbiyenlerle buluþuyordu.

Ancak iþçi kadýnlar için hayatçok daha zordu. "Koshki"ler veyadiþi kediler (iþçi lezbiyenlere ver-ilen isim) için buluþma yerigenelevlerdi.

Büyümekte olan iþçi sýnýfý,devrimci hareketin merkeziydive kadýnlar giderek daha etkinrol oynuyordu.

1905 devrimi patlak verdi, fakatyenildi. 1917 devrimi baþarýlýoldu ve Ekim'de Bolþevik Partigücü eline aldý.

Erkek ve kadýn, yasalar önündeeþit hale geldi, boþanma hakkýtanýndý, kilisenin cinseldavranýþlar üzerindeki baskýsýkaldýrýldý ve kürtaj yasal halegeldi.

Devrim, eþcinsellerin yaþamýnýkökten deðiþtirdi. 1922'de cinseliliþki üzerindeki yasaklar CezaYasasý'ndan kaldýrýldý.

Cinsel suç, bir bireyin "yaþam,saðlýk, özgürlük ve itibar"ýný ihlaleden davranýþlar olarak taným-landý.

Tamamen özgürlük ve eþitliktemelinde cinsel iliþkiler taným-landý.

Bu yasal reformlar, toplumdadeðiþime yol açtý. Çiftçi kadýnlar,kocalarý döverse onlarý boþaya-caklarýna dair þarkýlar söylüyor-du. Bir mahkeme, iki kadýnýnevliliðini onaylamýþtý.

Kuþkusuz bazý muhafazakârgörüþler hâlâ mevcuttu. Uzunsüredir yerleþmiþ düþüncelerinüstesinden gelmek zordu.Bolþevikler; kadýnlar, eþcinsellerve iþçilerin özgürce kazaným-larýný uygulamada gerçek-leþtirmek için çaba sarf etti.

Örneðin, hem insanlarý besle-mek hem de kadýnlarý eviþlerinden kurtarýp özgür-leþtirmek için komünal yemeksalonlarý kuruldu. Sivil savaþsüresince, baþkentteki tümçocuklar ve pek çok yetiþkinburalarda besleniyordu.

Seks iþçiliði yasal hale geldi.Hükümet, seks iþçileri için koop-eratifler oluþturdu, saðlýk hizmetive baþka iþ alanlarýnda eðitimsaðladý.

Moskova Cinsel HijyenEnstitüsü Baþkaný Grigory Batkis,1923'te Berlin'de düzenlenenDünya Cinsel ÖzgürlükBirliði'nde Sovyet Heyeti'nebaþkanlýk yaptý.

Batkis, yeni toplumun yak-laþýmýný netleþtirdi: "SovyetYasalarý, cinsel konularda bireyinhakkýna tecavüz edilmediðisürece devlet ve toplumun karýþ-mayacaðýný ilan eder."

Avrupa yasalarýnda genel ahla-ka aykýrý olarak görülen eþcinsel-lik ve diðer cinsel tatmin þekillerikonusunu Sovyet Yasalarý tama-men "doðal iliþki" olarakgörmekteydi.

Devrimin bir çok kazanýmý,günümüzde bazý ülkelerde hâlâmevcut deðildir.

Britanya'da, kürtaj ve boþanmahakký mevcut deðildi. Eþcinsellik1967'ye kadar yasadýþýydý ve1993'te akýl saðlýðý kayýtlarýndankaldýrýldý. Britanya'da, homosek-süellere yönelik bir çok ayrýmcýyasa bu yüzyýlýn baþlarýna kadarmevzuat kitaplarýnda kalmayadevam etti.

Rusya'daki ilerleme,Bolþeviklerin talimatlarý ile deðil,toplumu deðiþtirmek ve kendiyönetimini eline almak için

mücadele eden halkýn büyükçoðunluðu sayesinde mümkünoldu. Ancak ekonomik geliþmeeksikliði, sosyalizmi sürdürmeyizorlaþtýrarak ülkenin fakirkalmasýna yol açtý.

Bolþevikler devrimin dahageliþmiþ ülkelere yayýlmasýnýumut ediyordu. Bu makul birvarsayýmdý. 1919'da BritanyaBaþbakaný Lloyd George, "TümAvrupa devrim ruhuyla dolu"demiþti. Ne yazýk ki,radikalleþmeler ilerlemeyi dur-durdu.

Muzaffer Rus Devrimi, Çarlýkyandaþlarý ve sosyalist toplumuyýkmak isteyen dýþ güçlere karþýyýllarca savaþtý. Savaþýn faturasýaðýr oldu. Milyonlarca çocukevsiz kaldý, iþçi sýnýfý tahrip edil-di.

YYeenniillggii Bolþeviklerin geliþmiþ bir ülke

sosyalist olana kadar yönetimielde tutmasý için Yeni EkonomiPolitikasý'ný getirmekten baþkaseçeneði yoktu. Bu politika kapi-talizme kýsmen izin vermekteydi.

Çiftçilere tahýl üretimi için ücretveriliyordu. Kýsýtlý bütçe, komü-nal yemek salonlarýnýn kapan-masýna neden oldu, kadýnlarýnçalýþma koþullarýnýn aðýrlaþ-masýyla çocuk kreþleri arttý. Seksiþçiliði yeniden artmaya baþladý.

Eski yöntemler geri dönmeyebaþlamýþtý. Fakirlik ve gerikalmýþlýk sorunu ortaya çýktý.Çiftçilerin komünal ev sahiplerievli çiftler olduðundan, çiftçilerinçoðu boþanmayý hiç düþünmüy-ordu.

Bolþevikler, kadýn ve erkekleriaile baskýsýndan kurtarmayý istiy-ordu. Ancak bir çok insan içinaile tek seçenekti, devlet kadýn-lara yüksek yaþam standardýsunacak imkâna sahip deðildi.

Joseph Stalin, bu fakirlik vetecrit koþullarýnda iktidara geldi.1917'de görece küçük bir figürdü,ama artýk Rusya'nýn gerikalmýþlýðýnýn iþçi ve köylülerindaha üretken olmasýylaçözülebileceðine inanan yenigeliþen sýnýfý temsil ediyordu.

Devlet gittikçe iþ ve yaþamýdaha çok denetimine alýyordu.

Çarlýk altýnda, bir kadýnýn anagörevi doðurmaktý, yedi çocuklukadýnlar devletten ödenek alýyor-du, on bir çocuklular dahafazlasýný alýyordu.

Stalinist hükümet, kürtajýyasakladý, boþanmayý zorlaþtýrdýve eþcinselliði yasakladý. Geyerkekler sekiz yýl hapisle ceza-landýrýlýyordu.

Eþcinseller yeniden yeraltýnaçekildi ve intiharlar arttý. 1934'teMoskova ve diðer þehirlerdetoplu tutuklamalar gerçekleþti.

Eþcinsel karþýtý söylem, StalinistRusya ile Nazi Almanyasý savaþpropagandasýnda kullanýldý.Hitler, eþcinselliði "komünistyozlaþma" olarak damgalarken,Stalin, "eþcinselliði yok edin,faþizm de yol olacaktýr." diyordu.

Stalin'in sosyalizme ihaneti,Bolþevik devrim geleneðinin eniyi örnek olmasýný engellemedi.

Bolþevikler, cinsel özgürlük vedaha iyi bir dünya için mücade-lenin birbirinden ayrýlamaya-caðýný gördüler.

CCoolliinn WWiillssoonn

Çeviri: Üsame Baþaran

1917: Rusya'da cinsellik devrimi

11991177 DDeevvrriimmii,, 88 MMaarrtt’’ttaa kkaaddýýnn iiþþççiilleerriinn ggrreevvii iillee bbaaþþllaammýýþþttýý.. ddeevvrriimmddeennssoonnrraa cciinnsseell öözzggüürrllüükk ppoolliittiikkaallaarrýý hhaayyaattaa ggeeççiirriillddii..

Page 10: Sosyalist İşçi 389

10 sosyalist iþçi sayý: 389

Ah þu kafa!Darbe giriþimlerini meþrulaþtýrmak, askeri alanla siyasal alaný ayný kef-

eye koyarak darbeye karþý mücadele etmek isteyenlerin baþýnýdöndürmeye çalýþan bir mekanizma var. Bunlara Ergenekon þüphecileridenilebilir.

Þüpheciler, Ergenekon'dan devþirme bir kavramý, çok ama çok eskidenberi kullanýyorlar. Darbelere karþý olan, amasýz, fakatsýz karþý olan solakara çalmak için kendilerince çok bereketli olduðunu düþündükleri birsuçlamayý kullanýyorlar: "Eski solcu, yeni liberal!"

Nuray Mert son yazýsýnda, bu bereketli alana sýçrama yapýyor vekafalarla ilgili þunu söylüyor: "… bu kafa, bir büyük kapýþmadan tarihselbir büyük diriliþ bekliyor. Bu nedenle habire kapýþmayý körüklüyor.Modern tarih boyunca toplumlara büyük maliyet ödetmiþ milliyetçi,sosyalist, tüm otoriter akýmlarýn en büyük zaafý, bir büyük diriliþ adýnagözlerini karartmýþ, 'yaþ'larý ateþe atmayý baþtan göze almýþ olmalarýy-dý."

Ergenekon davasý etrafýnda bir büyük kapýþma olduðu doðru da bukapýþma keyif olsun diye, "otoriter" sosyalistler tarafýndan bu kapýþmadaha da büyür de bir sosyal devrim patlar diye türetilmedi. Cumhuriyettarihi boyunca, bir kapýþmadan deðil ama saldýrgan bir gücün, derin biryapýnýn siyasal alana direkt müdahalesinden, kýyýmlardan söz etmekmümkün. Birileri ayaðýna çarýk yerine kundura, kafasýna fes yerine fötrþapka taktý diye hep birlikte bu geliþmelere ilerici devrimler demekzorunda deðiliz. 1915'i var bunun. Ermeni soykýrýmý var. Dersim 1938'ivar. "Bazý kelleler gidecek" diyen milli þefler var. 6-7 Eylül'ü var.Baþbakan idam eden, iþçileri kurþunlayan, önce Türk, Kürt ve Lazcumhuriyetini ilan edip sonra Kütleri imha etmek için adý deðiþtirilenrejim vakasý var. Emir komuta zinciri içinde, emir komuta zinciri dýþýndagerçekleþen askeri darbeler var. Derin ama depderin, otoriter ama þid-detle otoriter olan, büyük sermayeden finansal ve manevi destek alan,ABD'deki derin örgütlenmelerin "bizim çocuklar" dediði, muktedirliðin-den gurur duyan, örtülü ödeneði kiþisel banka hesaplarýnýn þiþmesi içinpervasýzca kullanan bir örgütlenme. Kürt gençlerini ensesinden kurþun-layýp asit kuyularýna atan, Musa Anter'e suikast düzenleyen, Erdal Eren'iyaþýný büyüterek idam eden, Deniz Gezmiþlerin kaderini belirleyenmeclis oylamasý sýrasýnda "üç, üç" diyerek, üç parmaðýný havayakaldýrarak intikam çýðlýklarý atan, Hrant Dink'e suikast düzenleyen, 12Eylül'de 650 bin kiþiyi iþkenceden geçiren bir saldýrý mekanizmasýndansöz etmek ne zamandan beri büyük kapýþmaya hazýrlanmak oldu? 12Eylül fiþledi ve öldürdü de 28 Þubat daha azýný mý yaptý? Akýn Birdalhangi andýçlarýn yarattýðý iklimle 13 kez kurþunlandý? Hangi gazete hangiandýcý gururla yayýnladý sayfalarýnda?

Sermaye, ordu, bürokrasi, yargý ve "sivil" siyasetçilerden, haber almateþkilatlarýndan oluþan bir yapýnýn bir saldýrýsý söz konusu cumhuriyettarihi boyunca. Bu söz konusu saldýrýya karþý çýkmak neden bir büyükkapýþmayý tahrik etmek olsun ki? Balyoz darbe planý kimin kime taarruzplaný bir düþünüverin. Darbe karþýtý mücadeleden bir kurumlar çatýþmasýçýkar da sosyal devrim olur diyenler mi böyle planlar yapýyor?

Durum böyle deðil! Öyleyse Nuray Mert baþkalarýnýn kafasýna bak-madan ve "Demokrasinin en büyük düþmaný, iþte bu kafadýr." gibi vecizsözler buyurmadan önce kendi kafasýna bakmalýdýr. "Modern tarihboyunca" diyerek cümleye girmek, yakýn Türkiye tarihinde yaþanandarbe giriþimlerinin avukatlýðýna soyunmuþ olmanýzý gizleyemez.Demokrasi diye savunduðu yapý üstelik en iyi ihtimalle darbecilertarafýndan icat edilmiþ kurumlar arasý mutabakat olunca, 27 Mayýs'tan12 Eylül'e darbecilerin parmak izi olmayan bir kurumlar arasý mutabakatsöz konusu olmadýðýna göre, demokrasiyi savunuyorum diye kemal-izmin bekçiliðini yapmaya baþlarsýnýz. Arada sosyalizmi de milliyetçiotoriterizmle ayný kefeye koyup toplumlara acýlý bir maliyet ödetmiþolmakla suçladýnýz mý, eh artýk rahat rahat uyuyabilirsiniz.

Ne yazýk ki mesele Nuray Mert'in rahat uyumasýný ölçüt kabul ede-meyecek kadar ciddi. Bazý kimselerin uykularýnýn kaçmasýnýn nedeni,Ergenekon davasýnýn pervasýz bir hukuksuzluk örneði sergileyerekderinleþmesi deðil. Ergenekon davasýnýn hukuksuzluk þampiyonuolduðu "verisini" de darbelere karþý siyasal demokrasinin sýnýrlarýnýngeliþmesi için mücadele etmek isteyenlerin zihinlerinde derin þüpheleryaratmak için kullananlarýn, giderek þüpheciliklerine uygun bir iklimindahi ellerinden kaçýp gitmesine duyduklarý kýzgýnlýktýr rahat uyku eksik-liðinin nedeni. Solculuklarý Çetin Doðan solculuðuna tekabül edenler, buyüzden, uzunca bir süredir demokrasi ve özgürlükleri savunanlara "eskisolcu yeni liberal" demektedirler.

Halbuki Jandarma Kriminal ekibi Dursun Çiçek'i imza sahibi olarakonayladý. Askeri savcýlýk da Balyoz Planý'nýn sýradan bir tatbikat planýolmadýðýný doðruladý. Saldýray Berk, Erzincan dava dosyasýnda birinciþüpheli. Mahkeme dava dosyasýný kabul etti. Camileri bombalayýp yüzbinlerce insaný stadyumlara doldurmayý hedefleyenler hak ettikleri ceza-ya henüz çarptýrýlmadý ama bu yönde çok önemli bir hamle yapýldý. Islakimza makineleri icat eden, apaçýk bir darbe planýný tatbikat diye yuttur-maya çalýþanlarla kurumlar arasý mutabakatýn önemini savunanlar bir veayný kiþiler: giderek, ayaklarýnýn altýndan þüphe yaratma zemini kayandemokrasi düþmaný kafalar!

Þenol Karakaþ

Bu yýl yüzüncü yýlý kutlanan 8Mart Dünya emekçi kadýnlargününde bizlerde ÖZGÜRLÜKÝSTÝYORUZ sloganý ile sokak-lardaydýk.

Ýstanbul'da ve birçok yerde ikifarklý etkinlik olarak kutlanan 8Mart Dünya Emekçi kadýnlargününde DSÝP'li kadýnlarKadýn Platformunun örgü-tlediði eylemde kadýnlar ilebuluþtuk.

Bu yýl 8 Mart Dünya emekçikadýnlar günü yürüyüþündeson dönmede Türkiye'deyaþanan politik geliþmelerinizlerini somut olarak görmekmümkündü. Yürüyüþte "SSGSSYasasý geri çekilsin, Eþit,parasýz ve anadilde eðitim, Krizbahanesiyle iþten atmalar sonbulsun, barýþ ortamý saðlansýn,savaþa ayrýlan bütçe kadýnlaraayrýlsýn" gibi genel taleplerin vebarýþ talebinin eylemin büyükçoðunluðuna hâkim olduðugörüldü.

Kürt kadýn hareketinin veBarýþ annelerinin kalabalýkolarak katýldýðý eyleminkürsüsünden de Kürt ve Türkhalklarý arasýnda barýþýnsaðlanmasý vurgusu yapýldý.Ýstanbul'da 6 Mart Cumartesigünü yapýlan eylemin kürsüsübu yýl KESK operasyonu adýaltýnda gözaltýna alýnan Keskkadýn sekreteri SongülMorsümbül ve BDP milletvekiliSebahat Tuncel gibi Kürt kadýn-larýnýn yaný sýra Desa ve Tekeldireniþindeki kadýnlaraayrýlmýþtý. Kesk Kadýn sekreteriSongül Morsümbül'ün BDP'libelediye baþkanlarýnýnkelepçeli gözaltýnlarýna, BDPÝstanbul Milletvekili SabahatTuncel'in ise Belçika'da yapýlangözaltýlara vurgu yaptýðýkonuþmalar kadýnlarýn slogan-larý sýk sýk kesildi. Kötü havakoþullarýna raðmen bir önceki

yýllara göre daha kalabalýkgeçen eylem Kürt ve Laz kadýngruplarýnýn verdiði konserlerlesona erdi.

8 Mart 2010 Dünya Emekçikadýnalar gününde böylesiolumlu manzaralarýn yaþan-masý þüphesiz ki tesadüfideðildir. Türkiye son 3 yýldaulus devletin temel taþlarýnýsarsan birçok konuda büyükgeliþmelein yaþandýðý birsüreçten geçti, geçiyor.

Darbe karþýtý eylmelerdebiraraya gelen baþörtülü veörtüsüz kadýnlar bügün hery-erde birlikte saf tutuyor, birbiriiçin birlikte mücadele ediyor.Kürt açýlýmý ile birlikte hery-erde ama özellikle Türkiye'ninbatýsýnda barýþ sesleri yükseldi.

Gerillalar'ýn sýnýrý geçiþindeÝstanbul'da da binlerce kiþiBarýþ yürüyüþü yaptý. Gerillave þehit aileleri, anneleri biraraya geldi. Tüm bunlar bugünkadýnlarýn kendi içlerinde bir-leþik mücadele verebilmesinin,Kürt halký için milliyetçiliðekarþý mücadele etmesinisaðlayan önemli etkenlerdir.

Ancak yine de hala 8 Martgünü birçok yerde iki farklýyürüyüþ yapýlýyor. Birininçaðýrýcýlarý bizimde içindeolduðumuz örgütlü ve örgüt-süz kadýnlardan oluþan plat-form, diðeri ise parti, dergiçevreleri ve sendikalardanoluþan Devrimci 8 MartÖrgütleme birliði/ federasy-onu. Ýkinci 8 Mart etkinliðineerkeklerde katýlýyor. Ancak tekfark bu deðil.

Devrimci 8 Mart'ý örgütleyen-ler kadýnlarýn örgütlediði 8Mart'lara erkeksiz olmasý,sulandýrýlmýþ olmasý ve sýnýftemelli olmamasý üzerindensaldýrýyor ve emekçi kadýnlargününün içinin boþalttýklarýnýiddia ediyorlar.

Feministler ile 8 Mart veKadýnlarýn kurtuluþ mücadelesiüzerine ayrýþmalarýmýz derinolsa ve bizler kadýn - erkek bir-likte mücadeleyi savunuyorolsak bile bugün 8 Mart'larýnayrý örgütlenme nedenitemelde mücadelenin nasýl ver-ileceði ayrýmý olsa bile asýlneden sol örgütlenme vesendikalar içerisindeki erkekegemen durumdur.

Kadýnlarýn örgütlediði 8 Marteylemlerinde slogan atanlar,eylem komitesi, pankarttaþýyanlar, sahnedekiler ve tümgörevliler kadýnlardýr.Diðerinde ise 8 Mart DünyaEmekçi Kadýnlar günündekadýnlarýn sloganlarýný, kortejdüzenlerini ve görevlerinibelirleyenler "devrimci erkek-ler"dir. Dolayýsý ile kadýnlarýnverdikleri mücadeleleri sonucukadýnlara armaðan edilen birgünde bile talepleri belirleyen-ler erkeklerdir. Bu durumsadece erkek egemenliðin sonu-cu deðil, farklý mücadeleanlayýþýndan, farklý kurtuluþanlayýþýndan ve en önemlisifarklý devrimci geleneklerdengelmenin sonucudur.

Bu tavýr içerisinde olanlar içinkadýn kurtuluþ mücadelesidevrimden sonraya býrakýlacakbir konudur ve kadýnlarýn belir-leyici pozisyonlarda olmadurumlarý istisnalar dýþýndakendilerini kanýtlamalarý ilemümkündür.

Bizler için kadýnlarýn kurtuluþmücadelesi ve sosyalizmmücadelesi birbirindenkopartýlarak ve birbiri önüne yada arkasýna konarak verilebile-cek, kazanýlabilecek mücadelel-er deðildir. Devrime ve sosyal-izme giderken yürüdüðümüzyolda attýðýmýz her adým bizisýnýfsýz, ezilmenin ortadankalktýðý, özgür bir toplumagötürecektir. Sýnýflarýn ortadankalktýðý toplum egemen sýnýfýnyarattýðý ve beslediði birçokezilmiþliði ve ayrýmcýlýðýortadan kaldýracaktýr. Þüphesizbu sosyalizm ile kadýnlarýn tümezimiþliklerinden kurtulacaðýanlamýný taþýmaz. Ancak kapi-talizmin iki kez ezerek kendi-sine iki kez düþman ettiðikadýnlarýn ön saflarýnda,belirleyecisi olmadýðý birdevrim sosyalist bri devrimolmayacaktýr.

AAyyþþee DDeemmiirrbbiilleekk

8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü'nde haykýrdýk

8 Mart Emekçi Kadýnlar Günü nedir?Bugün daha çok feminist bir etkinlik gibi görülen ve adý

Kadýnlar günü olarak anýlan 8 Mart Dünya Emekçi KadýnlarGünü 1857'de düþük ücretleri, uzun çalýþma saatlerini ve insan-lýk dýþý çalýþma koþullarýný protesto etmek için greve çýkankadýnlarýn 8 Mart günü çok büyük bir yürüyüþ yapmalarýsonucu ortaya çýktý.

8 Mart 1857'de yapýlan yürüyüþ dünyadaki sosyalistleri etk-ilemiþ ve 1910 yýlýnda Sosyalist Enternasyonal'de "8 Mart günübütün ülkelerin sosyalist kadýnlarý her yýl, proletaryanýn sýnýfbilinçli, politik sendikalarýyla birlikte baþlýca amacý kadýnlarýnoy hakkýný kazanmasý olan bir kadýnlar günü düzenleyecektir."kararý ile tarihe Dünya Emekçi Kadýnlar günü olarak geçmiþtir.

Page 11: Sosyalist İşçi 389

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsýiþçi sýnýfýdýr. Yeni birtoplum, iþçi sýnýfýnýn üre-tim araçlarýna kolektifolarak el koyup üretimive daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahipleri-ni, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþ-tur.-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþkaülkelerin iþçileri ile daimadayanýþma içindedir.-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerindendolayý aþaðýlanmalarýnave baský altýna alýn-malarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olanher þeye karþý çýkarlar.-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tekbir ülkede izole olarakyaþayamaz. Rusya, Çin,Doðu Avrupa ve Kübasosyalist deðil, devletkapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadele-ci kesimi devrimci sosyal-ist bir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlerekatýlan herkesi devrimcibir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrý-yoruz.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii nnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ii nn tt ee rr nn ee ttozurdiliyoruz.combarisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orghranticinadaleticin.com70milyonadim.org

sayý: 389 sosyalist iþçi 11

DSÝÝPDevrimciSosyalisttÝþçi Parttisi

Ankara: 0543 417 36 Ýzmir: 0543 417 36 17 Bursa: 0537 774 47 86Kartal: 0536 432 29 27 Kadýköy: 0536 519 54 06 Beyoðlu: 0531 451 62 51 Þiþli : 0555 423 74 07 Avcýlar: 0537 454 40 63

DSÝP Ýstanbul Ýl Örgütü: Ýstiklal cad. Bekar sok. San Han Kat: 3- Beyoðlu

www.dsip.org.trwww.sosyalistisci.org

28 Þubat günü, "Özgürlük!" diyehaykýrdý binlerce darbe karþýtý.Darbelere Karþý 70 Milyon AdýmKoalisyonu'nun çaðrýsýyla bir arayagelen darbe karþýtlarý, 28 Þubatdarbesinin yýldönümünde "bir dahaasla!" demek için sokaða çýktý. 28Þubat 1997'de bir muhtýra ile bugün"post modern" darbe olarak taným-lanan süreci baþlatan ve döneminGenelkurmay 2. Baþkaný ÇevikBir'in ifadesi ile "28 Þubat 1000 yýlsürecek"ti.

Darbe karþýtlarý, "1000 yýl sürecek"denilen 28 Þubat'ýn yýl dönümündesokakta, demokrasiyi gerikazanacaklarýný ve darbelere birdaha asla izin vermeyeceklerinigösterdiler. "Binyýlýn sonu, erkenfinal" çaðýrýsýyla Sivil DayanýþmaPlatformu'nun da katýlmasýyla,Tünel'de baþlayan yürüyüþ oldukçaetkili ve kitlesel bir gösteriyedönüþtü.

"Özgürlük", "ErgenekoncularCezalandýrýlsýn", "27 Mayýs, 12Mart, 12 Eylül, 28 Þubat: Bir dahaasla" yazýlý pankartlar da taþýyandarbe karþýtlarý Ýstiklal Caddesiboyunca sloganlarla Taksim'edoðru yürüyüþe geçti. Yürüyüþte,kadýnlar en önde yer aldý.Gösterinin 28 Þubat'ýnyýldönümünde olmasý, günceldarbe karþýtý sloganlara engelolmadý. Sýk sýk, "Ergenekon halkahesap verecek", "Ýlker Baþbuð kapaçeneni" gibi sloganlarla; günceldarbe giriþimlerine karþý mücadelekararlýðýný gösteren sloganlar daatýldý. Darbecilerin asit kuyularýndakatlettiði kürt halký da, darbecilerinplanlarýnda "operasyon" olarak bah-setmeye cüret ettiði Hrant Dink

yoldaþ da, eylemcilerin unutmadýk-larý arasýndaydý. "Yaþasýn halklarýnkardeþliði", "Hepimiz Hrant'ýz, hep-imiz Ermeniyiz" ve "Hrant'ýn katiliErgenekon çetesi" sloganlarý öfkeylehep bir aðýzdan duyuluyordu. 28Þubat'ýn en önemli simgelerindenbaþörtüsü yasaðýna karþý da"Baþörtüsüne özgürlük" sloganlarýatýldý.

Cumhuriyet Halk Partisi, darbekarþýtlarýný kendine yakýþýr bir þek-

ilde karþýladý. Yüzlerini kapatanbirkaç gencin CHP binasýndansarkýttýðý pankarta karþý darbekarþýtlarý, "CHP kýþlaya!", "DarbeciBaykal" ve "Özgürlük!" sloganlarýile karþýlýk verdi.

Yürüyüþ Taksim'e ulaþýrken, ençok duyulan sloganlar "Askerkýþlaya", "Darbelere karþýdireneceðiz" sloganlarý oldu.Ellerde taþýnan binlerce "Bir dahaasla" dövizlerinin, gerçek bir

iradeyi, gerçek bir dille ifadeettiðinin kanýtý da darbeye karþýsokakta mücadele eden ve etmeyekararlý binlerce insanýn kendisioldu.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii''yyee iillggiiGazetemiz Sosyalist Ýþçi, 28 Þubat

eyleminde büyük ilgi gördü."Darbeciler Hesap Verecek" manþetiile yayýnlanan Sosyalist Ýþçi,eylemde 340 adet satýldý.

DDeemmookkrraassii oollmmaaddaannssoossyyaalliizzmm oollmmaazz

Ömer Laçiner ve DoðanTarkan, DSÝP Ýstanbul ÝlÖrgütü'nün düzenlediði"Darbe, demokrasi vesosyalizm" konulu toplantý-da konuþtular. Toplantýda,sosyalistlerin her türlü dar-beye karþý çýkmasý gerek-tiði, bugün fiili darbetehdidine karþý sokaktaolan hareketin önünde yeralmasý gerektiði tartýþýldý.Soldaki milliyetçi, darbeci,statükocu anlayýþýndeðiþmesinde DSÝP’in rolüvurgulandý.

AAnnkkaarraa''ddaa cciinnssiiyyeettççiilliikk vveeaayyrrýýmmccýýllýýððaa kkaarrþþýý ttooppllaannttýý

Ankara'daki toplantýdacinsiyetçiliðin kaynaðý vekadýnýn ezilmesinin neden-leri tartýþýldý.

Kadýnýn ezilmesininerkeklerden mi, sýnýflýtoplumlardan mý kay-naklandýðýnýn konuþul-duðu ve oldukça canlýgeçen toplantýda, cin-siyetçilikle mücadeleninher alanda önemli olduðuda tartýþýlanlar arasýndaöne çýkan baþlýklardandý.

ÜÜnniivveerrssiitteelleerrii ppoossttaall iizzlleerriinnddeenn tteemmiizzlleeyyeelliimm!!

Antikapitalist ÖðrencilerÝstanbul'da, "üniversitelerve ergenekon" konusunutartýþtý.

AÜ SBF-D-DER'denCanberk Gürer ve ÝÜ SBFöðretim görevlisi SezaiTemelli'nin sunumuylabaþlayan toplantýda,üniversitedeki ergenekonzihniyeti ve fiili olaraküniversitelerin bir kemalistkurum olarak algýlanýp,darbe planlarýna dahiledilmesi tartýþýldý.

YYýýllddýýzz TTeekknniikk’’tteeddeemmookkrraassii ttooppllaannttýýssýýyyaappýýllddýý

Taraf yazarý Hilal Kaplanve DSÝP sözcüsü YýldýzÖnen’in katýldýðý “özgür-lük söyleþisini yüzden fazlaöðrenci ilgiyle izledi.

Kaplan ve Önen, darbel-erden, 28 Þubat vebaþörtüsü yasaðýndan,askeri vesayet rejiminekarþý mücadeleden bahset-tiler. DSÝP’li öðrencileringirþimi ile gerçekleþentoplantýda dolaþtýrýlaniletiþim föyünü bir çoköðrenci ismini yazdýrdý.

28 Þubat'ta "Özgürlük" sesleri20 bin kiþi darbeye karþý yürüdü

ÖÖmmeerr LLaaççiinneerr

Page 12: Sosyalist İşçi 389

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Ayþe Demirbilek Sorumlu Yazýiþleri

Müdürü: Volkan Tamusta Adres: Caferaða

Mahallesi, Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstan-

bul Baský: Yön Matbaacýlýk, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok, Kat 1, No: 366 Topkapý,

Ýstanbul-0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn,

Yaþattýðý birçok felakete ve acýya raðmengündemden hiçbir zaman düþmeyen nük-leer santrallar son günlerde hem dünyadahem de Türkiye'nin gündeminde önemlibir yer tutmakta.

Çok pahalýya mal olan bu santrallarürettiði atýklarla da hem çevreyi hem decanlý yaþamýný büyük ölçüde tehditetmektedir. Henüz Çernobil felaketininizleri silinememiþken dünyanýn birçokyerinde yeni nükleer santrallar kurulmayadevam ediliyor. Türkiye'de ise yeni liberalpolitikalarýn uygulayýcýsý AKP hükümetinükleer santral kurma isteðini her güngündeme taþýmakta ýsrarlý. Açýk kihükümet nükleerin yarattýðý ve yaratacaðýtahribatý görmüyor ya da görmezdengeliyor. Onlar için sadece milli kalkýnmave diðer ülkelerle rekabet önemli. Bu yüz-den Baþbakan, Greenpeace'in AKP gruptoplantýsýnda açtýðý nükleer karþýtýpankarta "paçavra" diye, bunu açanlaraise "kendini bilmezler" diye saldýrmaktanhiç gocunmuyor.

Bilim dünyasý ve insanlarýn birçoðu nük-leerin nasýl bir tehdit olduðunu bilmekte-dir. Plütonyum, trityum gibi birçokmadde nükleer santrallarda atýk olarakortaya çýkar. Ýnsan ve çevre saðlýðý içinbüyük riskler taþýyan bu maddelerindoðada yok olma süreleri 120 yýldan 34milyon yýla kadar uzamaktadýr. Birçoðuzehirli olan ve kansere neden olan bumaddeler insan vücuduna girerek yaþam-sal faaliyetlerinin aksamasýnda önemli roloynar.

Nükleer santrallarda ki en ufak bir sýzýn-tý týpký Çernobil'de olduðu gibi engellene-meyecek bir felakete sebep olur. Bufelaket sonucunda geniþ bir bölgedeinsanlar nesiller boyu sürecek ölümcülhastalýklara yakalanýr ve ekosistemler yokolur.

Ekonomik kalkýnma yalanlarýyla yapýl-mak istenen nükleer santrallar tam aksineon milyarlarca dolar harcanarak yapýl-maktadýr. Bir nükleer santralin yapýlmasýfelaketin yanýnda ekonomik olarak çökün-tüye de sebep olmaktadýr.

Avrupa ülkeleri baþta olmak üzerebirçok geliþmiþ ülke güneþ ve rüzgâr ener-jisine yönelik yatýrým yapmaya baþladýðýbu zamanlarda AKP hükümeti büyükburjuvaziden destek alarak ve enerjibakanýnýn dediði gibi nükleer santrali"gereklilikten çok mecburiyet" olduðunusöyleyerek, nükleer karþýtlarýna terbiyesizüsluplarla saldýrarak nükleer santralkurma sevdasýný sürdürüyor. Oysa AKPhükümeti nükleer sevdasýna kapýlan ilkve tek hükümet deðildi. Daha öncekihükümetlerde ayný politikalarý uygula-yarak hiçbir somut adým atamadan hüs-rana uðradýlar. AKP hükümeti de bir anönce milli kalkýnma ve rekabet kavram-larýnýn arkasýna saklanmaktan vazgeçipnükleer santrallar hakkýnda bilimsel vetarihsel gerçekleri görüp bu politikasýn-dan vazgeçmezse diðer hükümetlerinbaþýna gelenler kendi baþýna da gelecektir.

HHüüsseeyyiinn AAllýýþþkkaann

1972'de Ukrayna'da kurulanÇernobil Nükleer Santrali'nde1986 yýlýnda tasarým hatalarý vebir reaktörde yapýlan deneyyüzünden yýllardýr etkileridevam eden felaket meydanageldi. Yapýlan deney için ek supompalarý çalýþtýrýldý. Bununsonucunda su buharý düþtü vesu düzeyi güvenlik sýnýrýnýn altý-na indi.

Deneyle; reaktörün çalýþmasýdurduðunda buhar tribünlerininne kadar süre çalýþacaðýnýöðrenmek amaçlanmýþtý. Ancaksantralin kuruluþ aþamasýndayapýlan hatalar sonucu ani ýsýyükseliþi görüldü ve reaktörtamamen denetimsiz bir duru-ma geldi.

Tehlikeyi fark eden teknisyen-ler sistemi eski haline getirmekiçin uðraþtýlar ancak aþýrý dere-cede ýsýnan reaktörde ardý ardý-na iki patlama meydana geldi.Meydana gelen patlamalardaaþýrý buhar basýncý santralin vereaktörün üst kýsmýný havayauçurdu. Patlamalardan sonra

ortaya çýkan hidrojen gazý tümsantralin yanmasýna sebep oldu.Ýlk yýl radyoaktiviteye en fazlamaruz kalan ülkeler Bulgaristan,Avusturya, Yunanistan veRomanya oldu. PatlamalardanKýbrýs, Ýsrail, Türkiye gibi ülkel-erde etkilendi.

Felaketin hemen ardýndanciddi bir þekilde bilimsel araþtýr-malar yapýlmamasýna raðmenTürk Tabipler Birliði tarafýndan2006 yýlýnda yayýnlanan "Çer-nobil Nükleer Kazasý SonrasýTürkiye'de Kanser" raporundaradyoaktif serpintinin patla-malardan bir hafta sonra Trakyabölgesinde, 10 gün sonraHopa'da, 20 gün sonra ise tümTürkiye'de etkili olduðu belir-tilmektedir. Özellikle Karadenizbölgesinde bu tarihten sonrakanser oraný ciddi bir þekildeartmýþtýr. Rapor da Karadenizbölgesinde üretilen 110 bin tonfýndýðýn imha edildiði de yeralmaktadýr.

Çernobil'de meydana gelenpatlamada ilk gün 31 kiþi hay-

atýný kaybetti. SSCB yetkilileriolayý gizlemeye çalýþtý ancakDünya Saðlýk Örgütü tarafýndanyapýlan açýklamaya göre bu pat-lama sonucu ortaya çýkanradyasyon Hiroþima veNagazaki'ye atýlan atom bom-balarýndan çýkan toplamradyasyondan 200 kat dahafazlaydý. SSCB yetkilileri otobüsseferlerini durdurdu, þehrin terkedilmesini engellemek içinbüyük önlemler aldý. Uçaklardaki yerlerse parti yöneticilerininailelerine ayrýlmýþtý.

Kazadan 2 gün sonra insanlarfelaket bölgesinden uzaklaþtýrýl-maya baþlandý. Bir ay içinde 100binden fazla insan bölgeyi terketti. 600 bin iþçi onarým ve temi-zleme çalýþmalarýna katýldý. Ýþçil-er üzerinde yapýlan araþtýrmasonucu ölümcül radyasyonoranýnýn yaklaþýk 16 katý kadarradyasyona maruz kaldýklarýortaya çýktý. Yangýn söndürme,onarým ve temizleme çalýþ-malarýna katýlan iþçilerin veitfaiyecilerin tamamýnýn vücud-

unda radyasyon yanýklarý mey-dana geldi ve büyük bir çoðun-luðu iki hafta içinde hayatýnýkaybederek özel olarak hazýrlan-mýþ tabutlarla kalýn betonmezarlara gömüldü. Bu denlibüyük bir felaket yaþanmasýnaraðmen Çernobil NükleerSantrali uzun bir süre kapatýl-madý.

Bu süre zarfýnda santralde yenikazalar meydana geldi.Santralin ve 180 tonluk yüksekradyoaktivite içeren yakýtýn kap-atýlmasý için yaklaþýk 250 bin tonbeton kullanýldý. Þu anda bubetonlarýn bir bölümünde çat-laklar bulunmaktadýr.

Sonuç olarak nükleerhevesinde olan hükümetlerbilmeliler ki; nükleersantrallerde meydana gelebile-cek en küçük bir hata onarýla-mayacak kadar büyük tahribat-lara, ölümlere yol açmaktadýr.

Ýnsanlarý, hayvanlarý ve birçokekosistemi yok eden nükleersantrallerin ürettiði atýklar iseyok edilememektedir.

""YYaazzýý ddaa ggeellssee ttuurraa ddaa ggeellssee ddiikk ddeeggeellssee nnüükklleeeerr ssaannttrraall kkuurraaccaaððýýzz"" ddiiyyeeggeerrççeekklleerrii ggöörrmmeezzddeenn ggeelleenn,, iiççii bbooþþ bbiirrttaavvýýrrllaa ýýssrraarr eeddeenn AAKKPP hhüükküümmeettii,, ssoonnggüünnlleerrddee bbuu ýýssrraarrýýnnýý ddaahhaa ffaazzllaa ddiilleeggeettiirrmmeeyyee bbaaþþllaaddýý.. ÜÜsstteelliikk bbuunnuu ÇÇeerr-nnoobbiill ffeellaakkeettiinniinn yyýýllddöönnüümmüünnddee yyaapp-mmaassýý bbuu ýýssrraarrýýnn aakkýýll aallmmaazz,, mmaannttýýkkssýýzz bbiirrppoolliittiikkaannýýnn üürrüünnüü oolldduuððuunnuu ggöösstteerriiyyoorr..

Dünya halklarý ve Türkiye halký çokbüyük masraflar gerektiren, hayatitehlikeler barýndýran nükleer santralleriistemiyor.

Ülkelerin kendi aralarýndaki rekabetive milli çýkarlarý için hiç kimse yeni birÇernobil yaþamak istemiyor.

BBiizz 22000055 yyýýllýýnnddaann bbeerrii nnüükklleeeerrssaannttrraalllleerree kkaarrþþýý mmüüccaaddeellee eeddeenn KKüürreesseellEEyylleemm GGrruubbuu oollaarraakk ÇÇeerrnnoobbiill''iinnyyýýllddöönnüümmüünnddee yyiinnee ssookkaakkllaarrddaayyýýzz..

DDüünnyyaa''nnýýnn bbiirrççookk yyeerriinnddee mmeeyyddaannllaarraaççýýkkaann,, ggöösstteerriilleerr yyaappaann nnüükklleeeerr kkaarrþþýýtt-llaarrýýyyllaa sseessiimmiizzii bbiirrlleeþþttiirrmmeekk iiççiinn,, 2255NNiissaann 22001100 ggüünnüü ""ÇÇeerrnnoobbiill''ii uunnuuttmmaa,,ggeezzeeggeennii kkuurrttaarr!!"" ssllooggaannýýyyllaa nnüükklleeeerrýýssrraarrccýýssýý AAKKPP hhüükküümmeettiinnee vvee bbüüyyüükk sseerr-mmaayyeeyyee kkaarrþþýý sseess ççýýkkaarrmmaakk iiççiinn ssookkaakkttaaoollaaccaaððýýzz..

Nükleer santral planlarýnýn bir dahaaçýlmamak üzere tamamen ortadankaldýrýlmasý için, güneþ ve rüzgâr gibiucuz, saðlýklý ve çevreyi tehdit etmeyenyenilenebilir enerji kaynaklarýna yatýrýmyapýlmasý için taleplerimizi dile getire-ceðiz.

ÝÝkklliimm ddeeððiiþþiikklliiððiinnee,, kküürreesseell ýýssýýnnmmaayyaa,,kkaappiittaalliizzmmee,, mmiilliittaarriizzmmee kkaarrþþýý mmüüccaaddeelleeeettttiiððiimmiizz ggiibbii nnüükklleeeerr ssaannttrraalllleerree kkaarrþþýýddaa mmüüccaaddeellee eeddeecceeððiizz..

NNüükklleeeerrssiizz bbiirr ddüünnyyaa mmüümmkküünn!!

Yeni Çernobillere hayýr!

Nükleer santrallara neden karþýyýz?

25 Nisan'da sokaktayýz: Çernobil'i unutma, gezegeni kurtar!