Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR...

32
Sayı 16 | Haziran 2016 Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği [email protected] | www.turkted.org.tr TÜRKTED AHDE VEFA GÜNCEL RÖPORTAJ GLOBAL REKABET İÇİN YERLİ ISLAHÇILAR GÜÇLENMELİ TOHUMDA GELİŞMENİN ANAHTARI: DESTEK VE KREDİLER BİLİM DÜNYASININ UNUTULMAYACAK İSMİ: MİRZA GÖKGÖL TOHUMUN GELECEği KONSOLiDASYONLA DEğişECEK

Transcript of Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR...

Page 1: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Sayı 16 | Haziran 2016

Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneğ[email protected] | www.turkted.org.tr

TÜRKTED

A H D E V E F AG Ü N C E L R Ö P O R T A J

GLOBAL REKABET İÇİN YERLİ ISLAHÇILAR GÜÇLENMELİ

TOHUMDA GELİŞMENİN ANAHTARI: DESTEK VE KREDİLER

BİLİM DÜNYASININ UNUTULMAYACAK İSMİ: MİRZA GÖKGÖL

Tohumun geleceği konsolidasyonladeğişecek

Page 2: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla
Page 3: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 3

TÜRKTED olarak yaptığımız faaliyetlerin yanında sizlere Yönetim Kurulumuz ve çalışanlarımızla birlikte Tohum vasıtasıyla da ulaşmanın ve sizler ile gönülden birlikte olmanın zevk ve gururunu yaşıyoruz. Bu sesin gürleşmesi için tüm paydaşlarımızın katkısına önem veriyoruz.Bildiğiniz üzere ülkemiz tohumculuk sektöründe, TÜRKTED en eski ve köklü sivil toplum örgütüdür. Bu yapısı ile toplam 21 Cumhuriyet hükümeti ve 15 tarım bakanı ile çalışma imkanı yakalamış ve sektör için birçok ‘ilk’e de imza atmış, sayısız yeni ve önemli uygulamaların yürürlüğe girmesi için katkılarda bulunmuş, zaman zaman tıpkı matbaanın ülkemize gelişinde yaşanan tepkilere benzer olayları da en etkili bir şekilde göğüslemiştir. Kısacası TÜRKTED, Türkiye tohumculuk özel sektörünün tarihçesi ve hafızasıdır. Sektör, dünü ile bugünü arasında pek çok gelişmeler yaşamıştır. Bu gelişmelerin sancısını hep beraber yaşadık, acı tatlı bütün her şeye hep beraber imza attık. Neticede bugün ülkemizde tohum sorunu yoktur ve güçlü bir tohum sektörü mevcuttur. Bu, sektörümüzün çok önemli bir başarısıdır. Bakınız, geçmişi hep birlikte hatırlayalım:- Bir dönem ülkemizde maalesef tohum sorunu bulunmaktaydı. Üreticilerimiz 5254 Sayılı Muhtaç Çiftçilere Ödünç Tohumluk Verilmesi Hakkında Kanun desteği ile muhtarlıklardan ilmühaber alarak tohum temin etmeye çalışırlardı. - Tohum bayileri çok az sayıda ve güçsüzdü, Tarım İl Müdürlükleri tohum dağıtırdı.Hep birlikte bu sorunları çözdük. Bugün üreticilerimiz Avrupa çiftçisinin kullandığı tohumdan daha kalitelisini kendilerine en yakın bayiden temin edebilir seviyeye ulaşmıştır. Bu, Bakanlığımızın doğru politikaları ve

sektörümüzün sivil toplum örgütü olarak TÜRKTED’in önemli başarısıdır. - Bir dönem ülkemizde ürettiğimiz tohumlukları proses (işleme) yapacak tesisler ve bu tesislere koyacağımız makinelerimiz yoktu, bugün yine dünya kalitesi ile rekabet edecek tohum temizleme makineleri üreten ve tesis inşa eden kuruluşlarımız mevcut.- Bir dönem tohumluk üretim alanlarımızın muhafazası, izolasyonlarının oluşturulması ile ilgili hiçbir yetki ve çerçeve bulunmamaktaydı. Üretim alanlarında gerekli izolasyonları sağlarken zorluklarla karşılaşırdık ve bazı kereler bu üretimlerin iptal edilmesi, tarlaların bozulması gibi sorunlar yaşardık. Ancak şimdi 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’muz ile bu sorun, sorun olmaktan çıkmıştır.Sektörümüz, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ile gerek ülke içinde gerekse yurt dışında önemli etkinlikler yürütmekte ve bunun yanında bölgede tohumluk ihracatı olarak çok önemli aktiviteler gerçekleştirmektedir.Yürüttüğümüz bu faaliyetlerle ülkemizde tohumculuk sektör halini almış ve önemli bir büyüme kat etmiştir. Ancak bu yapının dünyada gelişen ülkelerdeki tohumculuk yapısı ile kıyaslandığında daha yapılması gereken çok şeylerin olduğunu görüyoruz. Yani al-sat yapısından, teknoloji ekle-geliştir-üret ve hem tohum sat hem teknoloji sat yapısına gelmemiz gerek. Bu gelişim, belki tüm alt sektörlerde ve tüm yapının bu yöne geçmesi şeklinde olmayabilir, ancak belirli bir düzeyde bu yapıyı mutlaka oluşturmamız gerekmektedir. Bu yapıyı dünyada iyi izleyip, iyi okumak bize hızlı ve doğru mesafe kat ettirir. Burada en bariz ve açık gerçek; sektör şirketlerinin konu bazında birleşerek büyümeleri ve bu büyüklükle Ar-GE faaliyetlerine

cirolarından yüzde 15-20 gibi bir pay aktarmaları ve yeni teknolojiler geliştirip üretime ve ticarete katma değer sağlamalarıdır. Gelişen bu yapı uluslararası pazarda büyük oranda pay sahibi olmakta ve tabii ki bu gelişmeye de ilgili devletler önemli destekleme ve koruma kalkanı oluşturmaktadır. Ülkemizde bugünkü haliyle sektörün resmine baktığımızda yaklaşık 750 şirket ve toplam 1 milyar dolar ciro görmekteyiz. Bu toplam değer, şirket başına yaklaşık 1,3 milyon dolar gibi bir ortalama oluşturuyor. Bu rakamın yüzde 10’unu Ar-Ge’ye aktarmak ve bundan teknoloji geliştirilmesini ve dünya pazarında rekabet edilmesini beklemek koca bir hayal olur.

Ama bunları hayal etmek bile güzel değil mi arkadaşlar!

Bu hayali yakalamak için çok hızlı birleşmemiz, birleşerek büyümemiz, bu birleşik yapının da devletimiz tarafından desteklenmesini ve kollanmasını beklemenin zamanı çoktan gelmiştir.

Değerli Tohum dergisi Okurları, Değerli Paydaşlarım;

Dr. Mete KömeağaçTÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı

S u n u ş

Page 4: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

4 Haziran 2016 Tohum

İ ç İ n d e k İ l e r

128

18

2220

8 G Ü N D E M

TOHUMUN GELECEĞİKONSOLİDASYONLA DEĞİŞECEKUzmanlar şirket birleşmeleri ile tohumculuk sektörünün daha etkin bir hizmet sunabileceğini ve yerel tohum şirketlerinin de bu süreçte güçleneceğini savunuyor.

R Ö P O RTA J12GLOBAL REKABET İÇİNYEREL ISLAHÇILAR GÜÇLENMELİGıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tohumculuk Daire Başkanı Mehmet Sığırcı, Türkiye tohumculuk sektörüne dair düşüncelerini Tohum dergisi okurlarıyla paylaşıyor.

18 G Ü N C E L

TOHUMDA GELİŞMENİN ANAHTARI:DESTEK VE KREDİLERKaliteli tohuma ulaşma ve tohumda yeni çeşitlerin geliştirilmesinde çiftçi ve işletmelere sunulan krediler büyük önem taşıyor.

20 M A K A L E

TOHUMLUK ÜRETİMİ VE TİCARETİNDE KONSOLİDASYON: NEDEN? NASIL?Büyük firmaların elde ettiği maliyet ve ölçek ekonomisi avantajları, daha küçük ölçekli üreticilerin entegrasyon isteklerini arttırdığı gibi, yatay ve dikey birleşme çabasını da ortaya çıkarıyor.

22 A H D E V E FA

YERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZTarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla tanınan Dr. Baydur Yılmaz, tohumculuk sektöründe birçok başarıya imza attı.

24 A H D E V E FA

BİLİM DÜNYASININ UNUTULMAYACAK İSMİ: MİRZA GÖKGÖLGünümüz bilim insanları tarafından yeteri kadar tanınmasa da Mirza Gökgöl, bitki bilim ve buğday araştırmaları üzerine yaptığı çalışmalarla bir döneme damgasını vurmuştu.

26 V İ Z YO N E R BA K I Ş

AFRİKA’DAKİ GIDA GÜVENLİĞİNİN ANAHTARI AFSTAAfrika Tohum Ticareti Birliği (AFSTA) Afrika’da tohumculuk sektörünün gelişmesine destek olurken; aynı zamanda yeni teknolojilerin kullanılmasını da teşvik ediyor.

28 Ü Y E H A B E R L E R İ

TÜRKTED ÜYESİ FİRMALARINGÜNCEL HABERLERİ

İmtiyaz Sahibi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi DerneğiSahibi Dr. Mete Kömeağaç / TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Yazı İşleri Müdürü Dr. A. Müfit Engiz / TÜRKTED Genel SekreteriEditör İpek Neşe Arslan Yayına Hazırlayan Tematik Medya Yayıncılık ve Ajans Hz.Ltd Şti. [email protected] - www.tematik.com.tr

Baskı Tarihi Haziran 2016

İletişimGüvenlik Cad. Güvenlik Apt. No:7/1 06540 Aşağı Ayrancı [email protected] Tel (0 312) 419 00 32 Fax (0 312) 419 00 32

Baskı Uniprint Basım Sanayi ve Tic. A.Ş. Adres Ömerli Mah. Hadımköy - İstanbul Cad No:159 Hadımköy Arnavutköy 34555 İstanbul / TÜRKİYE Tel (0 212) 798 28 40 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın

Tohum dergisi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği tarafındanT.C. yasalarına uygun olarak 6 ayda bir yayınlanmaktadır. Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzin almaksızın, kaynak göstererek dahi yayınlanamaz, basılamaz, çoğaltılamaz.

Page 5: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

TARIM DESTEK ilan cp.pdf 1 09/06/16 18:13

Page 6: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

6 Haziran 2016 Tohum

k I S A k I S A

Dünya Bankası, Türkiye’nin tarım sektörün-de “Tohum, Gübre, Makineleşme, Finans-man ve Nakliye” kategorilerinin gelişmişliği açısından ortalamanın üzerinde olduğunu ancak, “Piyasalar” kategorisinin gelişmişliği noktasında ortalamanın altında kaldığını bildirdi. Dünya Bankası’nın28 Ocak’ta yayımlanan “Tarım Sektörünün Etkinleştiril-mesi 2016 (Enabling the Business of Agri-culture –EBA-2016) raporuna göre Türkiye 40 ülke arasında 23’üncü sırada yer aldı.

Dünya Bankası: Türkiye Tarımda Ortalamanın Üstünde

Tohum İhracatında Önemli DüşüşTürkiye’nin 2015 yılı tohum ihracatı bir önceki yıla göre 53 milyon dolar eriyerek 170 milyon dolardan 117 milyon dolara düştü. Tohum ihracatı, geçtiğimiz yıl 53 milyon dolar düşerken, ithalat ise artmaya devam etti. İhracatın düşmesi, ithalatın ise artması Türkiye’nin tohum dış ticaret açığını, 41 milyon dolardan 114 milyon dolara çıkardı. Bilindiği üzere Türkiye’nin tohumluk ihracatı içerisinde en önemli iki kalemi hibrit mısır ve hibrit ayçiçeği tohumları oluşturuyor.

BAYER Türk Kimya Sanayi Ltd. Şti. adı-na Derneğimiz üyesi ve aynı zamanda TÜRKTED Yönetim Kurulu üyesi olan Ersin Arısoy’un 30 Nisan itibariyle Dernek üyeliğinden ayrılması nedeniyle yönetim kurulu üyeliği de sona erdi. 21 Ocak 2015 tarihinde toplanan TÜRKTED 21. Olağan Genel Kurulu’nda birinci yedek üye olarak Yönetim Kurulu’na seçilen AGROMAR Mar-mara Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Dr. Sabahattin Bodur, Yö-netim Kurulumuzun 21 Nisan 2016 tarihli ve 341 sayılı Kararı ile bu görevi devraldı.

TÜRKTED Yönetim Kurulunda Değişiklik

Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu tarafından hazırlanan Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımlarına İlişkin 2016/1 sayılı Karar, 12/02/2016 tarihli ve 29622 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü’nün ha-zırlamış olduğu 2016/1 Karar’a ait Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Genelge de geçtiğimiz haftalarda yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ancak, söz konusu mevzuatta to-humluk ihracatının yine kapsam dışında kalması, tohum sanayicisi ve üreticisi firmalar tarafından üzüntüyle karşılandı. Tohum sanayicilerinin yıllardan beri talep ettiği tohum ihracatının da bu kapsamda değerlendirilmesi için TÜRKTED ve tohumculuk sektörü-nün diğer paydaşları bu kapsamdaki girişimlerini sürdürmeye devam edecek.

Tohum İhracatçıları da “İhracat İadesi” Bekliyor!

Antalya Tarım Konseyi “Odak Grupları” ToplandıGenellikle Antalya’da bulunan sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerinin başkan ve diğer yetkililerinden oluşan yaklaşık 90 kişinin katıldığı çalıştay 9-10 Nisan’da gerçekleşti. TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz de toplantılara katıldı. Tarım Konseyi Başkanı ve Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Tarım Konseyi Odak Grup Toplantısı’nda Antalya tarımının birikmiş sorunlarının ele alınacağını belirtti. Her bir odak grupta bir akademisyenin moderatörlüğünde yapı-lan çalışmalarda ilk önce sorunlar tespit edildi, daha sonra grup içinde oylanarak önceliklendirildi ve bunlar için çözüm önerileri geliştirildi.

TÜRKTED YönetimiYeni Atanan Yöneticileri Ziyaret Etti

TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Kömeağaç, Yönetim Kurulu üyeleri Ayhan Kullep ve Mete Murat Şölen ile Genel Sekre-ter Dr. Müfit Engiz, geçtiğimiz Şubat ayında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü görevine atanan Mehmet Taşan ile Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü olan Dr. Nevzat Biri-şik’i 21 Nisan’da makamlarında ziyaret ede-

rek, hayırlı olsun dileklerini ilettiler. Görüşmelerde Türkiye tohumculuk sektörünün gündemindeki konuların yanı sıra müştereken yapılması düşünülen bazı çalışmalar hakkında da görüş alışverişinde bulunuldu.

Ülkemiz tohum-culuk sektörünün liberalizasyonu için 1980’li yılların baş-larında yürürlüğe konan mevzuatın ve politikaların gerek hazırlanma-sında gerekse uy-gulanmasında çok

önemli katkıları bulunan, Tarım Bakanlığı eski müsteşar yardımcılarından ve Bilkent Üniversitesi Uygulamalı Yabancı Diller Yük-sekokulu, Bankacılık ve Finans Bölümü Başkanı, Yrd. Doç. Dr. Nazmi Demir 27 Mart tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Derneğimizin yayın organı TOHUM der-gisinin geçen Aralık ayında yayınlanan 15. sayısının “Ahde Vefa” bölümünde yapılan söyleşide merhum hocamız, sektörümüzün gelişimiyle ilgili görüşlerini bizlerle paylaş-mıştı. Nazmi Demir hocamıza Allah’tan rah-met, sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

Dr. Nazmi Demir’i Kaybettik

19. Uluslararası Ayçiçeği Konferansı, mer-kezi Paris’te bulunan Uluslararası Ayçiçeği Derneği ve Trakya Üniversitesi tarafından, 29 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında Edir-ne’de Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Türkiye’nin ve dünyanın değişik bölgelerinden 41 ülke-

den 612 temsilcinin katılımıyla gerçekleşen konferansta, ayçiçeğinde dünyada olan son gelişmeler, araştırma sonuçları ve buluşlar sunuldu. Ayrıca katılımcılar ayçiçeği üzerine yaptıkları çalışmaları ve tecrübelerini paylaşma olanağını buldu.

Uluslararası Ayçiçeği KonferansıEdirne’de Gerçekleşti

Page 7: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla
Page 8: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

8 Haziran 2016 Tohum

Tarım sektöründe yaşanan şirket evliliklerinin sayısı yıldan yıla artarken, tohumculuk sektörü de benzer bir eğilim içerisinde. uzmanlar şirket birleşmeleri ile tohumculuk sektörünün daha rekabetçi bir teknolojiyle daha etkin bir hizmet sunabileceğini söylerken; yerel tohum şirketlerinin de bu süreçten güçlenerek çıkacağını savunuyor.

TOHUMUN GELECEĞİKONSOLİDASYONLADEĞİŞECEK

G Ü n d e M

Page 9: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 9

Son yıllarda tarım sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin birleşme haberleri sıkça duyulmaya başladı. Gerek daha çok büyümek, gerek pazar paylarını arttırmak, gerekse Ar-Ge harcamalarından tasarruf edebilmek amacıyla birleşen şirketlerin sayısının artmasıyla sektörde ciddi yapı-sal değişiklikler bekleniyor. Tohumculuk sektörü de son dönemde gerçekleşen şirket evlilikleriyle artık 10 sene öncesine göre çok farklı bir görüntüye sahip. 2015 yılının son günlerinde birleşme kararlarını açıklayan bitki koruma ve tohum şirket-lerinden Dow ve DuPont, 130 milyar do-larlık piyasa değeriyle tarım sektörünün en büyük şirketi olarak zirveye oturmaya hazırlanıyor. Öte yandan BASF’in bitki koruma bölümünün Ar-Ge altyapısında Monsanto ile birlikteliğe gitmesi de müş-terek bir şirket oluşturulmasının ilk adımı olarak düşünülüyor. Söz konusu birleşme-lerle tarımda söz sahibi olan şirketlerin liderlik sıralamaları değişirken; hem şirket hem de sektör yapılanmalarının da bun-dan etkilenmesi bekleniyor.

Yüksek kazanç sağlanabilirFarklı ülkelerden farklı faaliyet alanlarına sahip olan şirketlerin birleşmesi büyük değişimleri beraberinde getiriyor. Temel-de şirketler arasındaki birleşme ve satın alma girişimleri aslında iki nedenden ortaya çıkıyor: Faaliyet alanını genişlet-mek veya Ar-Ge ve teknoloji maliyetlerini azaltmak. MAY Tohum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hamdi Çiftçiler’e göre

ise sektör birleşme ve satın almalarının en önemli sebebi şirketlerin daha kârlı ve verimli şekilde faaliyetlerini sürdürebil-melerini ve yatırımcılarının sürdürülebilir şekilde daha yüksek kazanç elde etmele-rini sağlamak. Böylece şirketler daha bü-yük Ar-Ge projeleri için kaynak yaratarak, bulunduğu sektör ve çalıştığı iş kolunda daha rekabetçi olmayı hedefliyor. Aynı iş kolunda çalışan firmalar iki ayrı ortamda yürütülen benzer projelerini konsolide ederek hem tasarruf sağlama imkanı yakalıyor hem de daha etkili değerlendir-meler yapabiliyor. Birbirini tamamlayan işler yapan firmalar ise bir araya gelerek müşterilerine daha geniş bir platformdan hizmet ve çözümler sunabiliyor. Uluslararası dev firmaların tohumculuk sektöründe daha da konsolide bir biçim-de hizmet sunmasının farklı bir bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekiyor. Birleşmeler rekabet ve ülkelerin kendine yeterliliği anlamında belli riskler getirir-ken; sektörde dağıtım kanallarının da belli şekilde konsolide olmasına sebep olduğunu belirten Çiftçiler, bunun so-nunda da daha büyük Ar-Ge bütçeleri ile çalışan uluslararası firmaların yeni ürün ve teknoloji geliştirme anlamında daha verimli bir hale geldiğini ve müşterilerine ürün verimliliği ile risklerden korunma anlamında rekabet avantajı sağlaya-bildiğini söylüyor. Çiftçiler’e göre bu uluslararası piyasada Türkiye gibi daha çok pazar ve fason üretim merkezi ola-rak algılanan ülkelerde ise yerli sektör

yatırımcıları açısından daha zor rekabet koşulları anlamına geliyor.

Tasarruf isteği etkiliSektörün kimi temsilcileri de, konsoli-dasyonların ortaya çıkışını dünyada son senelerde hububat fiyatlarının düşmesine ve bunun sonucunda da gelirleri ve satın alma güçleri zayıflayan yetiştiricilerin daha az ve daha ucuz girdi kullanmakta olmala-rına bağlıyor. Bu kişilerden biri de GENTA Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Batur. Kü-resel ölçekte zirai ilaç ve tohum pazarını kontrol eden altı büyük firmanın tüm ciro ve kârlılık hedeflerini yeni ürünlerini sü-

Yavuz BaturGENTA Yönetim Kurulu Başkanı

Yakın gelecekte, tüm stratejilerini tarımsal verim artışı üzerine kurgulamış dev şirketlerin eninde sonunda tohum piyasasından çekileceğini ve yerel tohum firmalarının önem kazanacağını düşünüyorum.

Tohum şirkeTlerinin neT Tohum saTışları (2014)

10,7 milyar dolarMonsanto

7,6 milyar dolarDupont

3,1 milyar dolarsyngenta

2,2 milyar dolarLIMagraIn

1,5 milyar dolarBayer

Page 10: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

10 Haziran 2016 Tohum

rekli daha yüksek fiyatlara satma üzerine kurguladığını ve borsa yatırımcılarına yük-sek kârlılık vadetme yarışında olduklarını belirten Batur, “Sonuçta kârlılık hedefleri düşen devler çıkış yolu olarak birleşmeleri gündemlerine aldılar; böylece çalışan sa-yılarını azaltmayı, altyapılarından tasarruf etmeyi hedefliyorlar” diyor.

Yerel firmalar güçlenecekBiyoteknolojinin tarımdaki önemi ve şir-ketlerin Ar-Ge ve teknolojik altyapılarını birleştirmesinden ortaya çıkabilecek gelişmeler düşünüldüğünde, şirket birleş-melerinin avantajları daha iyi anlaşılıyor. Her ne kadar maliyetli ve bilgi birikimi gerektiren bu alan için güçleri birleştir-mek hem pazar hem de üretim için iyi bir adım olsa da, başta “tekelleşme” olmak üzere bir takım dezavantajları da yok değil. Konsolidasyonlar yoluyla büyük şirketlerin kısa vadede ciro hedeflerini tutturabilme adına daha önce girmedik-leri niş pazarlara girdiğini ve daha önce yapmadıkları fiyat rekabeti yapmaya mecbur kaldığını söyleyen Yavuz Batur, sonuçta nispeten güçsüz firmaların zor duruma girdiğini belirtiyor. “Orta vade-de bu birleşmeler sonucunda çok fazla yetişmiş uzman kişi iş piyasasına çıkaca-ğından, eğer ülkemiz yerli tohumculuğu teşvik edecek akıllı bir hamle yapabilirse, bu piyasanın en büyük eksikliği olan ye-

tişmiş uzman açığını kapatabilir” diyen Batur’a göre, uzun vadede ise artacak çevreci duyarlılıklarla beraber yerel, ufak şirketler tekrar önem kazanacak. Firma özelinde bakıldığında, bu birleşme-lerin ancak kısa vadede yüksek prim bek-leyen yönetim kurulu üyeleri ve CEO’ları-na yarayacağını, ancak uzun vadede ka-lıcı olacağını hiç düşünmediğini belirten Batur, “Yakın gelecekte, tüm stratejilerini tarımsal verim artışı üzerine kurgulamış dev şirketlerin eninde sonunda tohum piyasasından çekileceğini, ıslah çalışma-larını verim arttırma yerine ürünlerin ka-litesi (besin değerleri, lezzet, vs.) üzerine kurgulayacak olan yerel tohum firmala-rının önem kazanacağını düşünüyorum” diyor. Batur, özetle kısa vadede bu dev şirketlerin çöküşünün sıkıntılı olacağını ve küçüklere de zarar vereceğini, uzun

vadede ise gerçek tohumcuların öne çı-kacağını kaydediyor.

rekabet fırsatı doğuyorTohumculuk sektöründeki konsolidas-yonların sektörde oluşturduğu en önemli avantajlar, şüphesiz ki bu konsolidasyonu gerçekleştiren şirketlere sahip olan ya-tırımcıların ve ülkelerin dünya genelinde önemli bir rekabet ve kazanç elde etmele-ri. Bunun nedenini tohumculuğun katma değerinin çok yüksek bir iş olmasına bağ-layan Hamdi Çiftçiler, aynı zamanda bu şirketlerin geliştirdiği daha rekabetçi tek-noloji ve ürünlerle son kullanıcılara daha etkin hizmet sunabilmelerini ve verimli-likleri ile kazançlarını arttırmalarını diğer avantajlar olarak sıralıyor. Çiftçiler, olası dezavantajları ise sektörün daha az oyun-cu ile yapılanması ve özellikle sermaye/

Tohum şirkeTlerininglobal pazar paYları

23 %Monsanto

15%Dupont

9%syngenta

6%LIMagraIn

2%Bayer

G Ü n d e M

Page 11: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 11

teknoloji geliştirme kapasitesi daha sınırlı olan ülkelerde rekabetçilik ve yabancı tek-nolojilere bağımlılık anlamında potansiyel endişeler yaratması olarak özetliyor. Firmalar özelinde ise yeni yapılanma sürecinin sancılı olsa da ortaya daha rekabetçi, stratejilerini gözden geçirmiş, pazar hedeflerini belirleyen, rekabetle birlikte avantaj sağlayan ve daha kârlı olmak zorunda olduğunu bilen yeni ya-pılar ortaya çıkardığını belirten Çiftçiler, öte yandan maliyet düşürme gibi değer-lendirmeler sonucunda pek çok uzmanın da işini kaybedebileceğini ifade ediyor. Çiftçiler, aynı pazarda rekabet etmekte olan diğer şirketler içinse; bu birleşmeler neticesinde oluşan yeni rekabet ortamını mutlaka dikkatli şekilde değerlendirmek, yakın ve orta vadede olabilecekleri ön-görmek ve yeni rekabet ortamında neler

yaparak ayakta kalabileceklerini bulmak gibi çok zor bir sürecin ortaya çıktığını da sözlerine ekliyor.

Çevreye duyarlı çalışacaklarUzmanlar konsolidasyonların sektörde bir takım yapısal değişikliklere neden olabileceği konusunda hemfikir. Zira Yavuz Batur da konsolidasyonlar sonucu birçok alanda faaliyet gösteren doyum-suz küresel şirketlerin ağırlığının azala-cağını düşünüyor. 1980’li yıllarda büyük şirketlerin günümüze benzer şekilde to-humculuk sektörüne adım attığını ancak hedefledikleri kârlılıklara ulaşamayınca hızla sektörden uzaklaştıklarını hatırlatan Batur, “Kanımca orta vadede benzer bir senaryo ile karşılaşacağız ve bekledik-lerini bulamayacak olan dev şirketler sektörümüzden çıkacaklar” diyor. Gerçek

tohumculuk firmalarının sektörde tekrar etkili olmaya başlayacağını ifade eden Batur, şirketlerin sadece verim artışına odaklanmayıp, bireylerin gereksinimlerini dikkate alıp, gezegenin geleceğine duyar-lı çalışacaklarını da sözlerine ekliyor.

kâr ederse ayakta dururÖte yandan Hamdi Çiftçiler de, sektörde ‘tohumcu kuruluş’ teriminin tanımlan-masının değiştiğini hatta bunun piyasa gerçeklerine bağlı olarak kendiliğinden gerçekleştiğini düşünüyor. Herhangi bir alt bölgede lisans alarak yakın çevresine tohum tedariki sağlayan veya sadece tohum ithal eden küçük firmaların da ‘tohumcu kuruluş’ olarak bilinmesi gerektiğini vurgulayan Çiftçiler, bu iş-letmelerin ancak sürdürülebilir şekilde kâr ederlerse ayakta kalabileceklerini belirtiyor. “Diğer taraftan Ar-Ge, tedarik, pazarlama, satış ve satış sonrası teknik destek hizmet altyapısını kurmuş, sadece ülkemizde değil yakın coğrafyadaki iş potansiyeli konusunda bilgili ve tecrü-beli yerli yatırımcı kuruluşların sadece ‘tohumcu kuruluş’ olarak değil ‘teknoloji şirketi’ olarak ayrılacağı ve desteklenece-ği yapının kurulması gerekiyor. Ayrıca ilgili yatırımları başarı ile gerçekleştiren yerli yatırımcılar ile devletin strateji oluşturan kurumları arasında ortak bir değerlendir-me zemini oluşturulması gerektiğini dü-şünüyorum” diyen Çiftçiler, tohumculuk sektörünün, diğer tüm zenginlik ve değer yaratan sektörlerde olduğu gibi, çok bü-yük, ağırlıkla gelişmiş ülkelerin başarılı ve çok rekabetçi oldukları bir sektör oldu-ğunu vurguluyor. Çiftçiler, sektör açısın-dan uluslararası piyasa dikkatli şekilde incelediğinde, bazı gelişmiş ülkelerin bu rekabetçi ve çok uluslu firmaların kendi yerli yatırımcılarını yok etmemesi için cid-di önlemler aldığını ve bu kuruluşlara da ciddi fonlar aktardıklarını ifade ediyor.

Tarımın yeni normaliTeknolojinin ve sanayinin evrildiği bir dönemde tarımda da yeni yapılanmaların ve değişimlerin gerçeklemesini beklemek doğal. Farklı nedenlerle ortaya çıkan kon-solidasyonlar da artık tarım sektörünün yeni normali olarak kabul ediliyor. Tohum-culuk sektörü de bu değişimden nasibini alırken; ortaya çıkan yeni tohumculuk şirketlerinden ise sürdürülebilir tarımı ve gıda güvenliğini tesis edecek tohumları üretmeleri ve bunu yaparken de gerek üreticinin gerekse gezegenin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaları bekleniyor.

Hamdi ÇiftçilerMAY Tohum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Konsolidasyon sonucu daha büyük Ar-Ge bütçeleri ile çalışan uluslararası firmalar yeni ürün ve teknoloji geliştirme anlamında daha verimli hale geliyor.

Page 12: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

12 Haziran 2016 Tohum

Ülkemizde özellikle tarla bitkilerinde yurtiçi tarımsal üretimimizi karşılayacak kadar sertifikalı tohum üretimimiz mevcuttur. Sertifikalı tohumluklardan yerli üretimin ihtiyacı karşılama oranları; hibrit mısır, ayçiçeği, pamuk türlerinde yüzde 100’ü geçmektedir. Temel ürünümüz kabul edilen buğdayda da ekilen tohumluğun neredeyse tamamı yerli üretimden karşı-lanmaktadır. Yapılan bu çalışmalar ile tohumculuk sektörü ihracat yapan konuma gelmiş ve parasal değer olarak ithalat/ihracat pari-tesi 2002 yılında 3,19 iken 2015 yılında 1,97’e gerilemiştir.

gıda Tarım ve hayvancılık bakanlığı Tohumculuk Daire başkanlığı olarak to-humculuk sektörünün gelişimi konusun-da yaptığınız çalışmalar nelerdir? Örnek vererek aktarabilir misiniz?Bu konuda yapılan çalışmaları iki gruba ayırabiliriz. Sektörün ticaret hacmine ilişkin çalışmalar konusunda; son yıllarda uygulanan politikalar ile tohum üretimi ve ihracatında büyük artışlar sağlanmıştır. Ülkemizde 2015 yılında 57 bin ton mısır tohumu üretilmiş olup bu miktar ülke ihtiyacının tamamını karşıladığı gibi 31 milyon dolar değerinde ihracat yapılmıştır. 2002 yılında 4,575 ton olan ayçiçeği tohu-mu üretimi yüzde 282 artarak 2015 yılın-da 17,494 tona ulaşmış olup 49 milyon dolarlık da ihracat yapılmıştır. 2002-2015 döneminde miktar olarak tohum ithalatı yüzde 192 artarken, ihracat yüzde 229 artmış olup yine aynı dönemde parasal değer olarak ithalat yüzde 266, ihracat ise yüzde 493 artmıştır. 2015 yılında 70 ülkeye 103 milyon dolar tohumluk ihracatı

Türkiye tohumculuk sektörünün güncel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?Türkiye son 14 yılda tohumculuk sanayi-sinde tarihsel bir dönüşüm gerçekleştir-miştir. Bu süre içerisinde, yurtiçi sertifikalı ve kaliteli tohumluk kullanım ve üretimi önemli oranda artmıştır. 2002 yılında 145 bin ton olan üretim yüzde 517 artışla 2015 yılında 896 bin tona yükselmiştir. Üretimdeki çeşit sayısı artmış olup yeni ve üstün bitki çeşitleri, gerek verim gerekse de kalite bakımından, tarımsal üretim artışı için en önemli üretim materyalleridir. Tüm bu değer artışının temelinde 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ve bu kanun çerçevesinde faaliyetlerini yürüten tohum-

culuk firmaları, tohum yetiştiriciliği yapan çiftçiler ve pazarlamayı gerçekleştiren tohumluk bayileri yer almaktadır.Ülkemizin tohumluk ihtiyacının azami oranda yurtiçi üretim programları ile karşı-lanması amacıyla güçlü, istikrarlı, üretken ve rekabetçi bir tohumculuk sektörünün geliştirilmesini hedefliyoruz. Bu hedef çer-çevesinde tohumculuğun geliştirilmesi için esas olan yasal altyapı ve sektörün örgüt-lenmesi, 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ile tamamlanmıştır. Kanunun yayınlandığı günden bu güne geçen 10 yıllık süreçte ciddi gelişmeler sağlanmış ve günün koşul-ları çerçevesinde ilave düzenlemeler yap-mak üzere çalışmalar başlatılmıştır.

gıda Tarım ve hayvancılık Bakanlığı Tohumculuk daire Başkanı mehmet sığırcı, Başkanlığın faaliyetlerini ve Türkiye tohumculuk sektörüne dair düşüncelerini Tohum dergisi okurlarıyla paylaşıyor. Tohum piyasasında asıl belirleyici olanın çeşitler olup, yeni çeşit geliştirmenin ve üretime sunmanın en önemli konulardan birisi olduğunu söyleyen sığırcı, “değişimin çok hızlı yaşandığı sektörde uluslararası rekabete açık olmaya ve yerli özel sektörün dinamik ve hızlı yapısına ihtiyaç vardır. Bu piyasalarda kalıcı olabilmemiz ve sürdürülebilir başarı için yerli ıslah yapan firmaların güçlendirilmesine ve sayısının arttırılmasına mutlak ihtiyaç vardır” diyor.

GLOBAL REKABET İÇİNYERLİ ISLAHÇILAR GÜÇLENMELİ

r Ö P O r T A J

Page 13: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 13

yapılmıştır. Parasal değer olarak ithalat/ihracat paritesi 2002 yılında 3,19 iken 2015 yılında 1,97’e gerilemiş, sektör artık ihracat yapar hale gelmiştir. Sektöre verilen desteklemeler konusunda; Bakanlığımızı yeniden yapılandıran 639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-lığı’nın Teşkilat ve Görevleri hakkında kanun hükmünde kararname kapsamında verilen temel görevler kapsamında sektör desteklenmektedir. Tarım sektörünün ve kırsal alanın, kalkınma plan ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesi ve destek-lenmesi için gerekli politikaların tespit edilmesi ve düzenlemeler yapılması amaç-lanarak çıkarılan Tarım Kanunu kapsa-mında yapılan sertifikalı tohum kullanım, sertifikalı fide/fidan kullanım ve sertifikalı tohum üretim destekleri halihazırda bu desteklerden en önemlileridir. Bu destek-ler kapsamında bugün itibariyle üretimini sertifikalı tohum kullanarak yapan yakla-şık 1,3 milyon çiftçimize 782 milyon TL, sertifikalı tohum üreterek satışını ger-çekleştiren tohum üreticilerimize de 224 milyon TL destek ödenmiştir. Çiftçilerimize destek olmak üzere 2012 yılından itibaren sertifikalı tohum, fide, fidan kullanım/üre-timinde Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Ko-

operatifleri kaynaklarından indirimli kredi kullanım imkanı sağlanmıştır.Yapılan bu mali desteklerin yanında mer-kez ve taşra teşkilatlarımız aracılığı ile yürütülen yayım faaliyetleri, tarla günleri, demonstrasyonlar vb. uygulamalarla da sektöre destek verilmektedir. 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun ile de sektöre hizmet eden ıslahçıların hakları koruma altına alınmıştır. Önümüzdeki dönemde de sertifikalı tohumluk kullanımının ve üreti-minin yetersiz olduğu türlerde ve sektörün ihtiyaç duyacağı tohumculukla ilgili diğer alanlarda yeni destek modellemeleri yapı-larak desteklerin geliştirilerek devam etti-rilmesi temel amaçlarımızdandır. Tohum-culuk alanında kendi kendine yeten, dış pazarlara açılma kabiliyeti olan, rekabetçi bir sektör oluşturmayı hedefliyoruz.

Türkiye tohumculuk sektöründe ne gibi sorunlar yaşanıyor? bu sorunların çö-zümüne yönelik tavsiyeleriniz nelerdir? Yerli tohum üretiminin arttırılması için neler yapılması gerekiyor?Ülkemizde sertifikalı tohum üretimi yapan özel sektörde faaliyet gösteren tohum üreticisi firmalarının tecrübelerinin ve sermaye birikimlerinin, piyasaya hakim uluslararası firmalar ile hem Ar-Ge hem de diğer rekabet unsurları açısından güçlen-meleri gerekmektedir. Tohum piyasasında asıl belirleyici olan çeşitler olup yeni çeşit geliştirmek ve üretime sunmak en önemli konulardan birisidir. Halihazırda Ar-Ge çalışmalarına Bakanlığımızca destekler verilmekle birlikte, bu çalışmalara veri-lecek finansal ve teknik desteğin arttırıl-ması önem arz etmektedir. Tohumculuk kendine özgü Ar-Ge modeli olan bir sektör olduğu için bu sektörün kendine özgü bir modelle desteklenmesi gerekmektedir. Önümüzdeki dönemde sektörle birlikte tohumculukta Ar-Ge’yi desteklemek ve teşvik etmek için tohumculuğa özgü bir model oluşturmamız gerekiyor. Bu konuda sektörün yapacağı katkılar ve yönlendirmeler, yapılacak modellemenin özgünlüğünü ve işlevselliğini belirleyecek en önemli unsurdur. Sektörün hangi Ar-Ge desteklerini hangi zamanda hangi yön-temlerle almak istediğine ilişkin nitelikli ve bilimsel çalışmalar yaparak tarafımıza sunması hayati öneme sahiptir.Sertifikalı tohum üretiminin artışına pa-ralel olarak yeni çeşitlerin çiftçiye tanıtı-mında, benimsetilmesinde ve dağıtımında ekstra proje ve çalışmaların da sektörün gelişimine katkı sağlayacağını düşünüyo-

sizce tohumculuk sektörü 2016-2017 sezonunu nasıl geçirecek?Ülkemizin bitkisel üretim amacıyla talep ettiği yıllık tohum miktarı yenileme esası dikkate alındığın-da 1 milyon ton olup ve geçen yıl itibariyle yeterlilik seviyemiz yüzde 85 civarındadır. Geri kalan tohumluk ihtiyacı çiftçilerimizin mahsulden ayırdığı tohumluklar ile karşılanmaktadır. Tarım alanında ülkemizde verim-lilikle ilgili olumlu gelişmeler yaşı-yoruz. Kaliteli tohum kullanımının doğrudan sağladığı verimlilik artışlarının birim alandan alınan verimi, dolayısıyla da toplam üreti-mi arttırdığını gözlemliyoruz. Ancak dünya ölçeğinde açlık sorunlarını ve nüfus artışının yarattığı toplam gıda ihtiyacına olan talep artışını dikkate almak ve geleceği ona göre kurgulamak durumundayız. Yeni ve verimli çeşitler bu noktada çok önemli. Çünkü dünyada tarım alanları sınır değerlere ulaşmış ve yıllardır tarım yapılan üretim alanları ço-raklaşma ve üretim dışına çıkma tehdidi altında bulunuyor. Dolayısı ile kısa vadede üretimi arttırma-nın en kolay yolu, yeni ve verimli çeşitlerle daha kaliteli ve fazla üretim yaparak mümkün olabilir. Bu manada ben geleceği daha ümitvar görüyorum.

Üretimini sertifikalı tohum kullanarak yapan yaklaşık

1,3 milyon çiftçiye 782 milyon Tl destek ödendi.

sertifikalı tohum üreterek satışını gerçekleştiren

tohum üreticilerine 224 milyon Tl destek ödendi.

1,3

224

m i l y o N

m i l y o N T l

Page 14: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

14 Haziran 2016 Tohum

rum. Yerli firmalarımızca geliştirilen yeni tohum çeşitlerinin de sayısının artması, hem ithalatçı konumumuzun ihracatımız lehine değişmesine hem de sektörün gelişmesine katkı verecektir. Bu çerçeve-de de yaklaşımımız bu firmalara pozitif ayrımcılık yapmak yönündedir. Değişimin çok hızlı yaşandığı sektörde uluslararası

rekabete açık olmaya ve yerli özel sektö-rün dinamik ve hızlı yapısına ihtiyaç vardır. Bu piyasalarda kalıcı olabilmemiz ve sürdürülebilir başarı için yerli ıslah yapan firmaların güçlendirilmesine ve sayısının arttırılmasına mutlak ihtiyaç vardır.Ayrıca ülkemiz tohumluk üretiminde önemli bir aktör olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM), geniş ve izolasyon sorunu olmayan arazileri kira-lama yoluyla sektöre açılmıştır. Yoğun ithalat yapılan tohumlukların üretiminde yaşanan arazi sorunlarına çözüm ortağı olmak amacındayız. Özellikle yem bitkileri, patates, baklagil ve diğer tohumlukların üretimindeki sıkıntıları gidermek için çalışıyoruz. Sektörün gelişimi için Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri kay-naklarından sıfır faizli kredi ilk defa 2012 yılında uygulamaya konulmuş olup bu çer-çevede de kredi imkanı sağlanmıştır.

Türkiye tohumculuk sektörünün gelece-ğini nasıl görüyorsunuz? ar-ge ve ıslah çalışmalarını, kamu ve özel sektör des-teklerini vs. bu konuda yeterli buluyor musunuz?Son 14 yılda Bakanlığımız politikaları ve

özel sektörümüzün gayretleri ile yüzde 517 artarak 900 bin tona yaklaşan sertifikalı tohum üretimimiz geleceğe daha umutla bakmamızı sağlamaktadır. Bu gelişimin tüm türlerde öncelikle yurtiçi ihtiyacımızı temin ve ihracat olanaklarının geliştirilmesi noktasında yaygınlaşması en önemli hedef-lerimizdendir. 2023 yılında 1,3 milyon ton sertifikalı tohum üretimi ve sektörün ihra-cat lehine gelişimi bu noktada önem ka-zanmaktadır. Halihazırda sektöre sağlanan destekler olmakla birlikte her yıl tohum üretim maliyetlerindeki değişimler, Ar-Ge ihtiyacı ve sektörün büyüme eğilimi, des-teklere olan ihtiyacı daha da arttırmaktadır.

Tohumculuk sektöründe dış ticaret verilerinin son durumunu nasıl değerlen-diriyorsunuz? Türkiye’de tohum ihracatı rakamları, sizce ne zaman tohum ithalatı rakamlarını yakalayacak? bu konu için özel yapılan çalışmalar var mı? Son 13 yılda sürekli olarak ihracat lehine gelişen tohum dış ticareti 2002 yılında 17 milyon dolar iken geçen yıl itibariyle 148 milyon dolar seviyelerine kadar yükselmiş ve ithalat ihracat paritesi 2002 yılında 3,19 iken 2014 yılında 1,27 gerilemişti.

r Ö P O r T A J

Tohumculuk kendine özgü Ar-Ge modeli olan bir sektör olduğu için bu sektörün kendine özgü bir modelle desteklenmesi gerekmektedir.

Page 15: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 15

Ancak 2015 yılında dış piyasalarda daral-ma ve konjonktürel sorunlar tohum ihra-catımızda bir olumsuzluğa neden olmuş olmakla birlikte, ihracatın arttırılması için sektör ile birlikte çalışmalar devam etmek-tedir. Ülkemizin bir üretim üssü olması ile ilgili özellikle Yem Bitkileri ve Yemeklik Tane Baklagil Yönetmeliğinde değişiklikler yapılmış ve uluslararası standartlar korun-mak şartı ile yurtdışında üretilerek ham olarak ithal edilen tohumlukların yurtiçin-de işlenerek yurtiçi ve yurtdışı ihracatına imkan tanınmış olup bu çerçevede çalış-malar devam etmektedir.Ayrıca Ekonomi Bakanlığı destekleri ile Bakanlığımızın da katılım sağladığı Ür-Ge destekleri ve Sektörel Ticaret Heyeti prog-ramları ile olası ihracat imkanlarının tespi-ti ve geliştirilmesine gayret etmekteyiz.İlave olarak özel sektörün, tohumluk ve tohumluk teknolojisi transferi bakımından mutlaka tohumluk teknolojisi geliştirmeye yönelmesi gerekiyor. Özel sektörün Ar-Ge ve sermaye açısından gelişimi, güçlü bir milli tohumculuk endüstrisi açısından ha-yati önem taşımaktadır.Tohum ihracatını arttırmak için daha yük-sek katma değeri olan tür ve tohumlara odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Yüksek kademede ayçiçeği ve mısır to-humu ile sebze tohumu buna bir örnek olabilir. Çok uluslu firmaların bu alanda ülkemizde yatırım yapmasını veya ülkemiz firmalarının bu alanda cesaretli davran-masını engelleyen hususları sektörle birlikte analiz edip bu hususları ortadan kaldırıcı ve yatırımcıların cesaretlerini art-tırıcı tedbirler almayı istiyoruz. Bu nedenle sektör ile birlikte bu konuların ele alındığı bir çalışma yürütmeyi hedefliyoruz.

Dünyada tohumculuk sektörü en geliş-miş ülkeler hangileri? Türkiye bu sırala-manın neresinde yer alıyor? Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) verilerine göre dünya tohum piyasası, 2012 yılı itibariyle 45 milyar USD değerine ulaşmıştır. ABD ve Çin yüzde 26,7 ve yüz-de 22,1’lik payları ile dünya tohum piya-sası içinde ilk iki sırada yer almaktadır. AB ülkelerinden Fransa yüzde 6,2’lik pay ile üçüncü sırada yer almıştır. AB içinde dün-ya tohum piyasasındaki payları itibariyle Fransa’yı, sırasıyla Almanya (yüzde 2,6), İtalya (yüzde 1,7) ve İspanya (yüzde 1,5) izlemektedir. Ülkemiz bu piyasada 11. sırada yer almaktadır.ISF 2013 yılı verilerine göre tarla bitkilerine ait türlerde dünya toplam tohumluk ihracat miktarı 4 milyon tondur ve 7,8 milyar dolar değerindedir. 1970’li yılların sonunda yak-laşık 1 milyar dolar civarında olan ulusla-rarası tohumluk dış ticareti, 1980’li yılların ortasından itibaren hızla artmaya başla-mıştır. Bu artış trendi halen aynı hızla de-vam etmekte olup, uluslararası tohumluk ticaretinin en önemli iki ayağı AB ülkeleri ve ABD’dir. Bu dönemde Fransa 1,47 mil-yar dolar, ABD 940 milyon dolar, Almanya 691 milyon dolar, Macaristan 402 milyon dolar ve Hollanda 346 milyon dolar değe-rinde ihracat yapmıştır. Bu ihracatı miktar olarak değerlendirdiğimizde; Fransa 594 bin ton, ABD 314 bin ton, Almanya 163 bin ton, Macaristan 254 bin ton ve Hollanda 202 bin tonluk ihracat yapmıştır. Dünya toplam tohumluk ithalat miktarı ise 4 milyon ton ve 7,12 milyar dolar değe-rindedir. Dünya tohumluk ithalatında ilk sırayı alan ülkeler ABD (901 milyon dolar), Almanya (632 milyon dolar) ve Fransa (617 milyon dolar) olmuştur. ABD 311 bin ton, Almanya 253 bin ton ve Fransa 171 bin ton tohumluk ithal etmiştir.

bugün Tohumculuk Daire başkanlığı’nın da içinde yer aldığı ve ilerleyen günlerde yer almayı planladığı projeler nelerdir? kısaca bahseder misiniz?Daire Başkanlığı olarak tohumluk ihtiya-cının yurtiçinde temin edilmesi ve ihracat lehine bir durumun ortaya çıkması temel hedefimiz. Çalışmalarımızı bu çerçevede yürütüyoruz. Bildiğiniz gibi sektöre yön veren 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu onuncu yılında. Bu çerçevede yıl içerisin-de, geçen 10 yılın değerlendirileceği ve gelecek yılların konuşulacağı, sektörün ve paydaşların bir araya geleceği bir ça-lıştayı sektörle birlikte planlıyoruz. Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ile birlikte

Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) marifetiyle gerçekleştirilen stra-tejik plana katkı vererek Tohumluk Stra-tejik planının oluşmasına katkı veriyoruz. Sertifikasyon kuruluşlarının alanlarında daha yetkin ve aktif olması ile ilgili çalış-malar yürütüyoruz. Sektörün gelişimi için verilmekte olan desteklerin artarak ve çe-şitlenerek devamı için çalışmalarımız var. Mevzuat çalışmalarımız, teknik toplantı ve tanıtım çalışmalarımız devam ediyor. Tohum Veri Yönetim Sistemi (TVYS) ol-dukça etkin bir hale getirildi. Bu sistemin çok daha hızlı ve kullanışlı hale getirilmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Tarım Bilgi Sistemi içerisinde ithalat ve ihracat işlemlerinin online olarak kayıt edileceği bir yazılımı da 2017 başına yetiştirmeye çalışıyoruz.2011 yılında gelişen sektörün ihtiyaçla-rına daha hızlı cevap vermek amacıyla mevcut sertifikasyon kuruluşlarına ilave olarak Antalya, Adana ve Samsun illerinde kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz 3 adet sertifikasyon müdürlüğümüzün altyapı çalışmaları büyük oranda tamamlanmış durumdadır ve sektöre hizmet etmekte-dir. Bu kuruluşların döner sermayelerinin yapılandırılması için çalışılmakta olup alı-nan bir takım tedbirlerle bütçe imkanları genişletilmiştir. İlave olarak Tohumculuğu Geliştirme Projesi bütçesinde yer alan kaynakların da, tohumculuğu geliştirme anlamında yatırımdan üretime yönlendiril-mesi gelişimi hızlandıracaktır.Çok yakında yayımlamayı düşündüğümüz ‘Tohumculuk 2015’ kitabı da sektörün ciddi bir ihtiyacını karşılayacaktır diye dü-şünüyoruz. Sektörün söz konusu kitapla ilgili istek, öneri ve yapıcı eleştirileri, gele-cek yıllarda kitabımızın çok daha nitelikli bir hal almasını sağlayacaktır. Sektörden de bu yönde katkılar beklediğimizi burada ifade etmek istiyorum.

Tohum ihracatını arttırmak için daha yüksek katma değeri olan tür ve tohumlara odaklanmak gerektiğini düşünüyorum.

Page 16: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla
Page 17: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla
Page 18: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

18 Haziran 2016 Tohum

Eski çağlardan bu yana bitki yetiştirici-liğinde vazgeçilmez bir yere sahip olan tohum, günümüz tarım anlayışında da en önemli girdilerden biri olarak kabul edi-liyor. Hatta Uluslararası Tohum Federas-yonu’nun (ISF) son verilerine göre dünya tohumculuk sektörünün değeri 45 milyar doları aşıyor. ABD ve Çin yüzde 26,7 ve yüzde 22,1’lik payları ile dünya tohum-culuk piyasası içerisinde ilk iki sırada yer alıyor. Türkiye de sahip olduğu ekolojik

olanaklarla tohumculuk alanında gelecek vadeden ülkelerin başında kabul ediliyor. Türkiye’de tohumculuk sektörünün önü Tohumculuk Kanunu ve Islahçı Hakları Kanunu gibi yasal düzenlemelerle açı-lırken; sağlanan desteklerle de sektör büyümesini katlayarak sürdürüyor. Buna göre Türkiye’nin tohumluk üretimi son 10 yılı aşkın bir zamanda 5 katın, ihracatı ise 8 katın üzerinde arttı. 2000’li yılla-rın başında 145 bin ton olan tohumluk

üretimi 2014’te 775 bin 916 tona, aynı dönemde tohumluk ihracatı da 17 milyon dolardan 150 milyon dolara ulaştı.

Yarım milyarı aşan destekTürkiye tohumculuk sektöründeki hızlı büyümede; tarım işletmesi yapan çiftçiler için bankalardan alınacak olan tohum kredileri çok büyük bir önem taşıyor. Her sene devlet tarafından belirlenen tohum miktar ücretlerinin karşılanması için özel bankalardan veya devlet kuruluşlarından çeşitli krediler alınabiliyor. Tohumculuk sektörünün uluslararası rekabete uygun bir şekilde gelişmesi ve yurtiçi sertifikalı tohumluk üretimini arttırmak amacıyla, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tohumculuk Daire Başkanlığı sertifikalı tohum üretimi ve kullanımına destek sağ-lıyor. Bu kapsamda, 2005 yılından itiba-ren, yurtiçinde üretilen sertifikalı tohum kullanan çiftçilere 518 milyon 348 bin TL ödeme yapıldı. 2008 yılından itibaren ise yurtiçinde sertifikalı tohum üreten özel tohumculuk kuruluşlarına 154 milyon 812 bin TL destek verildi. Sektöre böy-lece toplam 673 milyon 160 bin 970 TL destek sağlanmış oldu. Bakanlığın doğrudan verdiği desteklerin dışında çiftçilerin finans ihtiyacının karşı-lanması için Ziraat Bankası ve Tarım Kre-di Kooperatifleri tarafından faizsiz yatırım ve işletme kredisi de kullandırılıyor. Tarım Kredi Kooperatiflerinden destek almak için ise çiftçilerin kuruma kayıt olmaları gerekiyor. Tarım Kredi Kooperatifi hiçbir kurula gitmeden fidancılık yapmak iste-yen çiftçilere uygun ödeme koşullarıyla 50 bin TL’ye kadar kredi imkanı sağlıyor. Aynı şekilde kendi bahçelerinde fidancılık yapmak isteyenler ve ihtiyaç duydukları tohumları almak için nakde gereksinim duyanlar da Ziraat Bankası’nın tohum alma kredilerinden faydalanabiliyorlar. 12 bin çiftçi; sertifikalı tohum, fide, fidan

Türkiye’deki tohumculuk sektörü dünyadaki gelişmelere paralel olarak hızla büyürken; çiftçinin temel girdilerinden biri olan tohum, verimli tarımın en önemli öznesi olarak öne çıkıyor. kaliteli tohuma ulaşma ve tohumda yeni çeşitlerin geliştirilmesinde çiftçi ve işletmelere sunulan krediler büyük önem taşıyor.

TOHUMDA GELİŞMENİN ANAHTARI:

DESTEK VE KREDİLER

G Ü n C e l

Page 19: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 19

üretimi ve kullanımı için toplam 784 mil-yon TL kredi kullanırken, çiftçilerin tohum kredilerine yönelik talebi her geçen gün artıyor.

Vadeler 60 aya kadar uzuyorZiraat Bankası dışındaki özel bankaların tohumculuk sektörüne yönelik verdiği kredilerin limitleri ve faiz oranları ise firma bazında yapılan değerlendirmelere göre değişiyor. Kredi vadeleri ise tarım-

sal değer zinciri finansmanında 12 ay, yatırım kredilerinde 60 aya kadar uzaya-biliyor. Bankaların tohumculuk kredileri kapsamında; yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşlarının tohum üretimi, ıslah ve Ar-Ge sürecinde ihtiyaç duydukları sera yatırımları, tohum test laboratuvarları, biyoteknoloji laboratuvarları, iklimlen-dirme sistemleri, sulama sistemleri ve yenilenebilir enerji sistemleri kapsamın-da kullanılan alet, ekipmanlar ve diğer altyapı hizmetlerine hasat sonrası tohum alımı, tohum çıkarma, işleme, temizleme, ilaçlama, sertifikalandırma, etiketleme, ambalajlama ve depolama gibi faaliyet-lerine yönelik giderlerin finansmanı ama-cıyla işletme ve yatırım kredisi ürünleri sunuluyor.

illere göre farklılık varTohumculuk sektörüne yönelik verilen destekler bu yöndeyken; Türkiye sertifi-kalı tohum üretimi, 10 yılı aşkın bir za-manda yüzde 517 artış göstererek 2015 yılında 896 bin tona yükseldi. Tohum üre-timindeki başlıca iller ise; Konya, Şanlı-urfa, Diyarbakır, Sivas, Eskişehir, Ankara, Tekirdağ, Adıyaman, Kayseri, İzmir, Kırşe-hir, Adana, Bursa, Yozgat, Kırklareli, Ça-nakkale, Mardin, Edirne, Muş, Karaman, Hatay, Çorum, Balıkesir, Aksaray, Afyon olarak sıralanıyor. 2015 yılında toplam sertifikalı tohum üretiminin yüzde 50’sini gerçekleştiren iller ise; Konya, Şanlıurfa ve Diyarbakır. Bu bilgiler ışığı altında to-humluk üretim dönemlerinin söz konusu illere göre farklılık göstermekle beraber genellikle sezonluk krediler şeklinde başvurular olduğunu söyleyen Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, tohumluk üretimini karşılamak için doğrudan çiftçiler yerine genellikle firmalar aracılığı ile başvuruların geldiğini söylüyor. Garanti Bankası olarak tohumculuk sek-törüne sağladıkları desteği “Tohumluk Sanayi Faaliyet Döngüsü”nü esas alarak uyguladıklarını söyleyen Karadere, bu çerçevede verdikleri finansal desteği to-hum çoğaltma, tohum işleme ve tohum-luk pazarlama aşamalarına göre farklı-laştırdıklarını belirtiyor. “Tohum çoğaltma aşamasında firma ile çiftçiler arasında ham tohum üretimi için sözleşmeli üretim çerçevesinde tedarikçi finansmanı veya tarımsal değer zinciri finansmanı yapıyo-ruz. Yani bir nevi çiftçilere ham tohum üretimi için işletme kredisi sağlıyoruz. Tohum işleme aşamasında ise firmalara tohumluk işleme ve depolama için ihti-

yaç duydukları işletme ve yatırım kredisi desteği sağlanıyor” diyen Karadere son olarak tohumluk pazarlama aşamasında firma ile bayileri arasındaki tahsilat için de çeşitli finansal çözümler sunabildikle-rini kaydediyor.

ihtiyaca yönelik çözümlerÜlkelerin tarımsal başarıları ile tohum-culukta geldikleri nokta arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Yani tohumculuk sektöründe Ar-Ge’ye önem veren ve yeni çeşitlerin peşinde koşan ülkelerin tarım-sal üretiminin ve veriminin aynı ölçüde artacağı söylenebilir. Öte yandan tohum-culuk sektörünün en büyük problemlerin-den biri olarak kabul edilen küçük ölçekli tohum şirketlerinin karşılaştığı sermaye yetersizliği göz önüne alındığında gerek kamunun gerekse özel kuruluşların to-humculuk sektörüne verdiği destek ve kredilerin önemi bir kez daha anlaşılıyor. Bu noktada çiftçilere ve işletmelere yö-nelik en uygun faiz ile vade oranlarının belirlenmesi ve ihtiyaçlara uygun olan çö-zümlerin geliştirilmesi Türk tohumculuk sektörünü uluslararası arenada iddialı bir konuma getirebilir.

Nafiz KaradereGaranti Bankası Genel Müdür Yardımcısı

Tohumluk üretim dönemleri illere göre farklılık göstermekle beraber genellikle sezonluk krediler şeklinde başvurular oluyor. Tohumluk üretimini karşılamak için doğrudan çiftçiler yerine genellikle firmalar aracılığı ile başvurular geliyor.

12 bin çiftçi sertifikalı tohum, fide, fidan üretimi ve

kullanımı için toplam 784 milyon Tl kredi kullandı.

Tohum kredilerinde kredi vadeleri 12 aya, yatırım kredilerinde ise 60 aya

kadar uzayabiliyor.

784

60

m i l y o N T l

a y

Page 20: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

20 Haziran 2016 Tohum

Özellikle sıcak iklim bitkileri için tohumluk geliştiren büyük firmaların elde ettiği maliyet ve ölçek ekonomisi avantajları, daha küçük ölçekli üreticilerin entegrasyon isteklerini arttırdığı gibi, yatay ve dikey birleşme çabasını da ortaya çıkarıyor.

Türkiye’de tohumluk piyasası Cumhuri-yet’in ilanı ile gelişmeye başlayan ve hem içerik hem de ölçek değiştirerek ilerleyen bir piyasa yapısına sahiptir. 1920’lerden 1980’lere kadar kamunun hakim olduğu piyasada öncelikli olarak analiz ve serti-fikasyon süreçlerinin altyapısı oluşturul-muştur. 1980 sonrasında kamunun özel sektöre devri ve hem yerli hem de yabancı yatırımlarla sektörün genişlemesi günde-me gelmiştir. Bugün 250 ile 300 arasında üretici firmanın yer aldığı piyasanın en be-lirleyici özelliği üreticilerin birbirinden çok farklı özelliklere sahip olmasıdır. Firmalar, sermaye yapıları, istihdam özellikleri, üre-tim ve işleme kapasiteleri, ürün ve çeşit yelpazelerinin genişliği ile Ar-Ge kapasitele-ri ve endüstriyel entegrasyon derecelerine göre birbirlerinden oldukça farklıdır. Sektör Türk tarımının sahip olduğu tüm artılara sahip olmakla birlikte, karşı karşıya olduğu temel güçsüzlüklerden ilki, maliyet deza-vantajları iken ikincisi Ar-Ge sermayesinin kısıtlılığı ile Ar-Ge geleneğinin oturmamış olmasıdır. Özellikle ikinci gerekçe, dayanık-lı ve kendini yenileyebilen tohumların ye-tiştirilmesini gerektiren günümüzün talep koşulları için oldukça önemli bir dezavan-taj olarak görülmektedir. Ar-Ge yapısının güçlendirilememesi yatırım maliyetlerinin yüksekliği ve insan kaynağı ile ilişkili görül-mektedir. Ancak, geliştirme yapılamama-sının sonucu yine dünya piyasalarında re-kabet edebilecek fiyatlara ulaşılamaması olmaktadır. Tam da bu nedenle, firmaların ölçek genişletmeye ya da diğer bir deyişle yatay olarak büyümeye olan ihtiyaçları yoğun bir şekilde ortaya çıkmıştır. Burada devam etmeden önce; büyüme, tarım sektöründe büyüme ve bunun etkilerinden bahsetmek gereklidir.

Tarımda tercih yatay birleşmeFiyatın ve dolayısıyla maliyetin belirleyici olduğu piyasalar rekabet sisteminin en iyi işlerliğe sahip olduğu piyasalar durumun-dadır. Tam rekabet, yani tüm rekabetin fiyat temelli gerçekleştiği ve maliyetini düşürüp fiyatını aşağıya çeken üreticinin daha fazla tüketici kitlesine ulaşabildiği piyasalarda bahsedilen üretim giderlerini aşağıya çekmek, firmaların aynı zamanda büyüme stratejisinin de bir parçası olarak görülmektedir. Hemen hemen tüm üretici sektörlerde büyüme yatay, dikey veya karma birleşme-ler aracılığı ile gerçekleştirilmektedir. Girdi üreticileri ile nihai çıktı üreticilerinin ve hatta dağıtım kanallarının birlikte hareket etmesi yoluyla dikey birleşmeler gerçek-leştirilirken, aynı faaliyet hattında yer alan firmaların piyasa paylarını arttırma ve ma-liyet avantajları elde etme için birlikte ha-reket etmesi yatay birleşme olarak değer-lendirilmektedir. Entegrasyon çalışmaları bunlara ek olarak iki yönlü, yani hem aynı üretim hattında hem de girdi-çıktı hattında karma bir şekilde gerçekleşmektedir. Tam rekabete en yakın özellikleri gösteren, yani temel olarak fiyatın belirleyici olduğu tarım sektöründe şirketler gücünü koruma, güç birliği yapma veya bütün olarak pazar payı-nı arttırma amacıyla yatay olarak birleşme yoluna gitmektedir. Girdi ve çıktı entegras-yonunda ise maliyetleri düşürüp kaliteyi belirli bir düzeyde sürdürme, büyüme hedeflemesinin bir parçasıdır. Hem yatay hem de dikey birleşmeler küresel dünyada orta ve büyük ölçekli firmalara finansal risk ve kur riskine karşı güç birliği sağlar. Yani ihracat ve ithalat yapan firmalar kendilerini finansal risklere karşı korumak için de bir-leşme gerçekleştirilebilmektedir.

Yatay birleşmeler şirketlerin mali güvenle-rinin ve hem iç hem de ihraç piyasalarında pazar paylarının artmasını sağlamaktadır. Bu bir anlamda kaynakların ve güçlerin birleştirilmesi sonucunda doğrudan üre-ticiler için arazinin genişlemesi, insan kaynağının daha verimli kullanımı, dağıtım ağlarının gelişmesi ve destek sistemleri çerçevesinde pazarlık gücünün artması anlamına gelmektedir. Ancak uzmanlaş-manın giderek artması, hem mali hem iklim temelli risklere karşı korunmasız yapılar oluşmasına da yol açabilmektedir. Yani sektörde aynı faaliyet düzeyinde ge-nişlemek, faaliyet çeşitlendirmenin zaruri olduğu ekonomik koşullarda firmaların

TOHUMLUK ÜRETİMİ VE TİCARETİNDE

KONSOLİDASYON: NEDEN? NASIL?

Yrd. Doç. Dr. Figen CeylanAkdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi

M A k A l e

Yatay birleşme-ler; kaynakların ve güçlerin bir-leştirilmesi sonucunda doğrudan üreticiler için arazinin genişlemesi, insan kaynağının daha verimli kullanımı, dağı-tım ağlarının gelişmesi ve destek sistemleri çerçevesinde pazarlık gücünün artması anla-mına gelmektedir.

Page 21: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 21

güçlenmek yerine, daha büyük ve daha riskli hale gelmesine sebep olabilir. Bu bir anlamda, genişlemenin gerçekleşeceği sektörün ve ürünün hem bugünün hem de geleceğin piyasalarındaki rolünün iyi ana-liz edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Dikey birleşme işgücünü arttırıyorDikey birleşmeler için ise piyasanın tüm bölümlerine hakim olma ve üretim etkinli-ği önemli bir avantaj olarak görülmektedir. Bu tohumdan gübreye ve nihai üretimden dağıtım kanallarına toplu bir entegrasyona karşılık gelebilmektedir. Dikey birleşmeler sektör içinde pazar payının arttırılmasının ötesinde, sektöre hakim olmaya giden bir yol açabilmektedir. Ancak dikey faaliyet çeşitliliği maliyet düşüşünü hedeflerken, insan kaynağına bağımlılığı arttırdığı için Türkiye gibi ülkelerde işgücü maliyetinin yükselmesine de sebep olabilir. Dolayı-sıyla, özellikle tarım sektörü için sunulan ürün ve hizmetlerin tüketiciler tarafından hangi düzeyde değerlendirildiği oldukça önemlidir. Tarım sektöründe entegrasyo-nun genel işleyişi hakkında bu yorumları yapabiliriz. Peki bu işleyiş tohumculuk sektöründe nasıl gerçekleşmektedir?Başta da değinildiği üzere tohumculuk sektörü özellikle dünya piyasasının Ar-Ge temelli hızlı gelişimi ve açık ifadesiyle pas-tanın büyümesi nedeniyle ciddi rekabet dezavantajları ile karşı karşıya gelmiştir. Ülke içi gelişen ihtiyaçların karşılanması için bile önemli yatırımlara gerek duyul-maktadır ve bu yatırımlar da bittabi ki güçlü sermaye yapıları gerektirmektedir. Burada bahsettiğimiz piyasanın 1970’ler-de 10 milyar dolardan bugün yaklaşık 50 milyar dolara ulaştığını, Türkiye’nin bu pi-yasa içindeki payının yaklaşık 500 milyon dolar olduğunu not etmek gereklidir. Buna karşın, önemli bir tohum tüketicisi olan Türkiye’nin potansiyelini geliştirmeye olan ihtiyacı da kaçınılmaz şekilde gözler önün-dedir. Her ne kadar ölçek farklılıkları piya-sada öne çıkan aktörlerin olduğunu bize hatırlatsa da, küçük ölçekli firmaların özel-likle gelişen işleme, ilaçlama ve yeni DNA teknolojilerine ancak sermaye yapılarını güçlendirerek ulaşabileceklerini belirtmek gereklidir. Tohum gelişimi ve pazarlanması tarım ürünleri kapsamında muhtemelen en çok teknolojik entegrasyon gerektiren alt başlıklardan birisidir ve tohumculukta doğru teknolojik entegrasyon ancak ve ancak yeterli derecede güçlü mali yapılar ile sağlanabilir. Buna göre, fiyat temelli rekabetin tohumluk piyasasında tamamen geçerli olmadığını düşünebiliriz. Piyasada

Ar-Ge’ye duyulan ihtiyaç, piyasanın düşük fiyattan daha öncelikli olarak yüksek kaliteli ürün gereksinimi olduğunu göster-mektedir. Ya da düzeltilmiş bir ifade ile en verimli tohumluğu en uygun fiyata temin etmek ister alıcılar. Bu da birkaç kez vur-gulandığı üzere, sektörün ve şirketlerin yatırım yapma potansiyeli ile ilişkilidir.

büyüme isteği birleşmeyi doğuruyorBu değerlendirmeler ışığında, tohumluk sektöründe entegrasyon isteğinin anlaşıla-bilir olduğunu düşünebiliriz. Özellikle sıcak iklim bitkileri için tohumluk geliştiren bü-yük firmaların elde ettiği maliyet ve ölçek ekonomisi avantajları, daha küçük ölçekli üreticilerin entegrasyon isteklerini arttır-makta ve yatay ve dikey birleşme çabasını ortaya çıkarmaktadır. Çünkü bahsedilen büyük firmalar kaliteyi arttırıcı yatırım ve insan kaynağına sahiptir. Bu gözlemler, az sayıda firmanın, gelişmeye açık şekilde faaliyet gösterdiği sektörde büyüme fırsat-larının gözetilmesine yol açmaktadır.Esasen analiz ve sertifikasyon süreçlerin-de kamunun desteğinin sürdüğü ve ulus-lararası entegrasyonun arttığı piyasada üreticilerin ölçek genişletmesi ve dağıtım kanallarını geliştirmeleri için farklı fırsatlar bulunmaktadır. Üretim ve izleme süreç-lerinde teknoloji entegrasyonu ile ürün geliştirme ve güçlendirmeye yönelik Ar-Ge

yatırımlarının konsolidasyon çalışmaları ile gelecekte daha da artması beklenmekte-dir. Yatay ve dikey entegrasyonlara bağlı olarak daha güçlü mali yapılar ve artan teknoloji kullanımının şirketlerin dış piya-salara açılma düzeyini ve dolayısıyla sek-törün ihracat potansiyelini de geliştirmesi kaçınılmaz olacaktır.

Yenilikçi çalışmaların yoluBu konsolidasyon çalışmalarının sektörde-ki büyük aktörleri olumsuz etkileyeceği ve sektörün rekabet yapısını bozacağı görüşü baştan varsayılmamalıdır. Bu durum daha çok pazar payı hakimiyeti kırılan ancak mali yeterliliği bulunan şirketlerin de ye-nilikçi çalışmalara ve yeni projelere daha fazla yönelmesine yol açacaktır. Sadece, artan kalite ile birlikte fiyat temelli rekabet ortamının bozulmaması gerekmektedir. Burada bahsedilen fiyat rekabeti, aynı ürün hattındaki rekabettir. Yoksa piyasa-nın belirleyici unsurunun kalite temelli rekabet olduğu ve kalite artmadığı müd-detçe iç piyasa talebi karşılanamayacağı gibi, uluslararası piyasalarda rekabet edilebilmesi olanaklı değildir. Bunu tesis etmede ise, hem kamunun izleme kurul-larının hem sektörel örgütlerin hem de Ar-Ge süreçlerinde çözüm ortağı olması gereken akademinin önemli görevleri bu-lunmaktadır.

Page 22: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

22 Haziran 2016 Tohum

A H d e V e F A

Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla tanınan dr. Baydur yılmaz, tohumculuk sektöründe birçok başarıya imza attı. 13 ağustos 2007 tarihinde kaybettiğimiz büyük ismi özlem ve rahmetle anıyoruz.

YERİ DOLDURULAMAYACAKBİLİM İNSANI:DR. BAYDUR YILMAZ

Ziraat Uzmanı ve Bilim İnsanı Dr. Baydur Yılmaz, 21 Ekim 1941 tarihinde dünyaya geldi. 1966 yılında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun olan Yılmaz, buğday ve diğer tarla bitkileri üzerine birçok çalışma yürüttü. 1972-1975 yılları arasında Doğu Anadolu Bölgesi Zirai Araştırma Enstitüsü’nde Islah Bölüm Baş-kanı olarak görev yaptı. 1978 yılında ise Atatürk Üniversitesi’nde Prof. Dr. Fahrettin Tosun danışmanlığında, ıslah ve genetik üzerine yaptığı doktorasını tamamladı. Daha sonra aynı üniversitede buğday üzerine ıslah çalışmalarına devam etti ve İtalya, İspanya, Portekiz, Ürdün, Meksika gibi birçok ülkede tarla bitkileri üzerine çalışmalar yaptı. 1981 yılında Orta Ana-dolu Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü’nün başına geçen Yılmaz, bu görevi süresince araştırmacı ve idareci kimliğiyle öne çıktı ve ıslah üzerine çalışmalarına devam etti. 1986 yılında enstitünün, Çayır Mera ve Zootekni Enstitüsü ile birleşmesi sürecin-de iki enstitüde de müdürlük görevinde bulundu. 1987 yılında kurulan Konya Bah-ri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün kurucu müdürlüğünü ifa etti. 1990-1996 yılları arasında ise Toprak Mahsulleri Ofisi’nde Genel Müdür Müşa-virliği görevinde bulundu. Bu dönemde haşhaş bitkisinde afyon miktarını arttıra-cak genetik çalışmalara imza attı.Tohumculuk sektöründe sayısız araştırma ve projede önemli rol üstelenen Yılmaz’ın yer aldığı çalışmalar arasında; “Gün 91 Ekmeklik Buğday ve Kızıltan 91 Çeşit 1252 Makarnalık Buğday’ın Islahı ve Ge-liştirilmesi”, “Ülkesel Serin İklim Tahılları Projesi”, “Ülkesel Yemeklik Tane Baklagil Projesi” ve “Çayır Mera Projeleri”nin yanın-da; sebzecilik, meyvecilik, bağcılık ve bitki genetik kaynakları projeleri de mevcut. Aynı zamanda hem yerel çeşit, hem de

Page 23: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 23

bir sistem olan Tir Buğdayı konusunda da birçok çalışma yürüttü. Yılmaz’ın tohumcu-luk sektörüne katkıları yalnızca Türkiye ile sınırlı değil. Nitekim 1996 yılı sonrasında Türkmenistan’da gerçekleştirdiği çalışma-larda birçok buğday türü geliştirdi. Buğday türlerine, o dönemde Türkmenistan’ın devlet başkanı olan Saparmurat Türkmen-başı’nın adı verildi. Geliştirdiği “Saparm-yrat-1,Saparmyrat-2, Türkmenbaşı-1 ve Türkmenbaşı-2” türlerinin tohum üretim çalışmalarında bulundu. 2002 yılında yaptığı ıslah çalışmaları sebebiyle üretime alınan tüylü meyveli fiğ çeşidine Baydur Bey adı verildi. Yılmaz, Türkiye’nin ilk Gen Bankası çalış-malarını Adnan Kahveci ile başlattı. Ancak Kahveci’nin talihsiz vefatıyla çalışmaları yarıda kaldı. Doğu Anadolu Kalkınma Pro-jesi’ni 6 yıllık bir süreçte çalışarak, oluştu-ran Yılmaz, bu süreçte Osmanlı ve Cumhu-riyet uygulamalarını inceleyerek, mevcut uygulamaların yanlışlığını ispat etti. Proje çalışması döneminde geriye dönük olarak istatistikleri 40 yıllık bir periyotta analiz etti ve entegre bir kalkınma projesi oluş-turdu. DAP projesini hayata geçirmek için gayret etse de başarılı olamadı. Mirza Gökgöl, Rüstem Aksel gibi Türk ziraatının öncülerini örnek alan Yılmaz’ın matematik ve istatistik alanlarında kendi-ne ait yöntemleri vardı. Bilim anlayışını bir cümleyle özetlemek istediğinde; “Bilim de sanat da seleksiyondur” derdi. Ömrünün son döneminde mevcut tarım politikaların-da yapılan hatalardan dolayı karamsarlığa kapılan Yılmaz, üzüntüden felç geçirerek hafızasının bir bölümünü yitirdi. Ancak hayata ve çalışmaya olan azminden ötürü felçten dolayı kaybettiği okuma yazma ka-biliyetini yeniden öğrenerek, çalışmalarına geri döndü. Çalışmayı ve araştırmayı hayat tarzı olarak gören Yılmaz, dile olan kabili-

yeti sayesinde Kiril alfabesini ve Rusçayı kısa sürede öğrendi ve Rusçadan literatü-re girmiş ziraat kitaplarını çevirdi.Tohumculuk sektöründe uzun yıllar ıslah ve genetik çalışmalarıyla adından söz et-tiren Dr. Baydur Yılmaz’ı 13 Ağustos 2007 tarihinde kaybettik. Yeri doldurulamayacak bir boşluk bırakarak sevenlerine veda eden Yılmaz’ı, uzun yıllar birlikte çalıştığı Ziraat Yüksek Mühendisi Aydan Ottekin, şöyle anlatıyor: “Dr. Baydur Yılmaz ile 1982’de adı o dönem Orta Anadolu Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü olan şimdiki Tar-la Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde göreve başladığım sırada tanıştım. İlk başta onun çalışkanlığına ve alanındaki yetkinliğine dair bir fikrim yoktu. Ancak bir-likte çalıştığımız süre zarfında Baydur Bey’i hem müdür hem de araştırmacı kimliğiyle tanıdım ve onunla çalışmanın ne kadar önemli bir fırsat olduğunun ayırdına var-dım. Islah ve genetik konusunda oldukça bilgili biriydi. Gördüğümüz bir yıllık eğitim süresi boyunca tarlada, her zaman yanı-mızda oldu. Teknik bilgisiyle ilgili bizlere de

sorular sorarak her zaman dinamik kalma-mızı ve kendimizi geliştirmemizi sağladı. Sürdürdüğü birçok müdürlük görevinin dışında sayısız projede yer aldı. Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) gibi birçok uluslararası kuruluşla çalışmalar yürüttü. Çalışma ha-yatımız boyunca onu hep disiplinli ve sert biri olarak tanıdık ama yumuşak, yardım-sever bir yanı da vardı. Ne zaman bir ihti-yacımız olsa, elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışırdı.” Tohumculuk sektörüne yaptığı katkılarla daima hatırlanacak olan Dr. Baydur Yılmaz’ı bir kez daha özlem ve saygıyla anıyoruz.

2002 yılında yaptığı ıslah çalışmaları sebebiyle üretime alınan tüylü meyveli fiğ çeşidine Baydur Bey adı verildi.

Page 24: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

24 Haziran 2016 Tohum

A H d e V e F A

Bilim dünyasına adını, genetik kaynakları ve bitki bilimi alanında yaptığı sayısız çalışmayla yazdıran Mirza Gökgöl, uzun yıllar hatırlanmaya devam edecek değerli bir bilim insanı.

günümüz bilim insanları tarafından yeteri kadar tanınmasa da mirza gökgöl, bitki bilim ve buğday araştırmaları üzerine yaptığı çalışmalarla bir döneme damgasını vurmuştu. 1982 yılında aramızdan ayrılan büyük bilim insanı mirza gökgöl’ü rahmetle anıyoruz.

BİLİM DÜNYASININ UNUTULMAYACAK İSMİ:MİRZA GÖKGÖL

Bitki bilimci ve bilim insanı Mirza Gökgöl, 1897 yılında Azerbaycan’ın Gence şeh-rinde Mirza Hacızade ismiyle dünyaya geldi. 1906-1919 yılları arasında Gence Erkek Lisesi’ne giden Gökgöl, daha sonra eğitimine Ukrayna’nın Harkov şehrindeki Novoaleksandriysk Ziraat Enstitüsü ve İtalya, Napoli’deki Portici Ziraat Lisesi’n-de devam etti. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti tarafından daha iyi eğitim alması için yurtdışına gönderilen Gökgöl, Berlin’de Yüksek Ziraat Okulu’nda ünlü genetik ve botanikçi Erwin Baur’dan eği-tim aldı ve 1926’da diplomasını, 1930’da ise doktorasını almaya hak kazandı. 1926 yılında Yeşilköy Deneme ve Araştırma Enstitüsü olan Halkalı Ziraat Mektebi’nde “Tohum Islah İstasyonu”nu kuran Gökgöl, 1961 yılında emekli olana dek enstitünün müdürlüğünü yürüttü. Türkiye’de 20. yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan, bitki genetik kaynaklarının top-

lanması ve değerlendirilmesi konusundaki çalışmalara öncülük eden Gökgöl’ün, bu konularda sayısız çalışması bulunu-yor. Gökgöl, 1929-1955 yılları arasında Türkiye’de ekimi yapılan yaklaşık 20 bin yerel buğday türünü bir araya toplayıp bunlar üzerine yoğunlaştı. Rus Vavilov Enstitüsü’nden ünlü P. M. Zhukovsky ile de toplama gezileri düzenleyen Gökgöl, bu gezilerin sonundaki bulguları “Türkiye’nin Buğdayları” isimli kitabında ve çeşitli ya-yınlarda paylaştı. Türkiye’nin her yanından topladığı binlerce buğday örneğini karak-terize ederek 18 binin üzerinde farklı tip ve bunların arasından da 256 adet yeni buğday varyetesi belirleyen Gökgöl; Tür-kiye’de bulunan çeşitlerin, bitki ıslahçıları için sonsuz bir hazine olduğunu belirtti. Bu sayede Türk ıslahçıların, ıslah program-larında yabancı materyaller kullanmala-rına gerek olmadığını ortaya koydu. Aynı zamanda buğday kültürlenmesi ve buğday

ekiminin kaynağı hakkında yazılar yazdı. Yaşayan koleksiyonu, ne yazık ki emek-liliğinin ardından terk edildi. Ancak çoğu buğday türüne ait yaklaşık 4 bin 500 bitki koleksiyonu türü İzmir, Menemen’deki Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde koruma altına alınmış durumda. Dünyada genetik kaynakların öneminin yeni anlaşılmaya başladığı dönemlerde, birçok bilim insanıyla aynı anda çalışmala-rını sürdüren Gökgöl, aramızdan ayrılana dek bilim dünyası ile olan ilişkisini hiç kes-medi. Çoğu Türkçe ve Almanca olan sayı-sız kitap ve bilimsel makalede yer alan bu çalışmalara, günümüzde Türkiye’de dahi erişilmekte güçlük çekiliyor. Temennimiz, çalışmalarının bilim camiasına yeniden ka-zandırılarak, büyük bilim insanı Mirza Gök-göl’ün hak ettiği ilgiyi yeniden görmesini sağlamak. Bu vesile ile Mirza Gökgöl’ü bir kez daha rahmetle anıyoruz.

Page 25: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

www.nunhems.com.tr

the global specialistBayer Crop Science Sebze Tohumları Türk sebze tohumu pazarında en güçlü ilk 3 firma arasındadır.

1988 yılında Türkiye’deki faaliyetlerine başlamış, 2003 yılından beri, bugünkü yerinde 12,7 hektarlık alanda, AR-GE’ye yaptığı büyük yatırımlarla hızla gelişerek bugünkü çeşitliliğine ulaşmıştır. Bugün Antalya’daki bu istasyonda bir yandan kapalı alanda biber, domates ve hıyar ıslahı yapılırken diğer yandan farklı bölgelerde, açık alanda sanayi domatesi, turşuluk hıyar, soğan, havuç, karpuz ve kavun üzerine ar-ge çalışmaları devam etmektedir ve bu çalışmalara yönelik yatırımlar günden güne artmaktadır. Türkiye, hem büyük tüketim kapasitesi hem de ihracat imkanı kapasitesiyle sebze tohumları alanında dünya genelinde önemli bir yere sahiptir ve önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bayer Crop Science Sebze Tohumları olarak hedefimiz bu gelişmelere öncü olmak ve pazarı yönlendirmektir.

Page 26: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

26 Haziran 2016 Tohum

V İ Z Y O n e r B A k I ş

1985 yılından bugüne üç kat artan ve 2014 değerleriyle 58 milyar dolara ula-şan dünya tohumculuk sektöründe yüzde 2’lik bir dilime sahip olan Afrika, henüz küçük bir oyuncu. Sahra-altı Afrika’da (Güney Afrika hariç) ticari tohum pazarı-nın büyüklüğü 400 milyon dolar. Bununla birlikte satın alınan tohumlar, Sahra-altı Afrika’da kullanılan tohumların sadece yüzde 10’unu temsil ediyor. Öte yandan Afrika’da tarımın gelişmesi ve büyümesi için yüksek kaliteli tohumlar hayati bir önem taşıyor. Öyle ki kaliteli tohum üre-tebilen hatta bunun ticaretini yapabilen bir Afrika’nın tarımsal görünümü baştan sona değiştirebileceği düşünülüyor. 2000 yılında kurulan Afrika Tohum Ti-careti Birliği (AFSTA) de kâr amacı güt-

meyen bir organizasyon ve Afrika’daki özel tohumculuk şirketlerinin çıkarlarını korumaya yönelik çalışıyor. Uluslararası bir dernek olan ve merkezi Kenya’da olan AFSTA’nın Dakar’da da bir ofisi bu-lunuyor. Derneğin şu anda ulusal tohum ticareti birlikleri ve özel tohumculuk şir-ketlerini de kapsayan 100’e yakın üyesi bulunuyor. Misyonu üyeleri ve çiftçilerin yararına Afrika’da kaliteli tohumluk ticaretini ve teknolojileri teşvik etmek olan birliğin vizyonu ise Afrika’da kaliteli tohum kullanımının ve sürdürülebilir gıda güvenliğinin sağlanmasında etkin bir rol oynayabilmek. Amaçları arasında kaliteli tohum ticare-tini desteklemek bulunan AFSTA, aynı zamanda hem Afrika’daki hem de dün-

yadaki tohumculuk endüstrisi ile güçlü bir iletişim kurmayı da kendine görev ediniyor. Bunların dışında Afrika’daki ulu-sal tohum ticaret birliklerinin kurulmasını kolaylaştırmak ve üyelerini tohumculuk sektörüne dair gelişmeler konusunda bilgilendirmek de AFSTA’nın hedefleri ara-sında bulunuyor. Üye grupları arasında, tohum birlikleri, tohum şirketleri, servis sağlayıcılar ve girişimciler bulunan AFSTA, özel tohumculuk endüstrisinin menfaatle-rini desteklemek amacıyla tohum faaliyet-lerine katılan bölgesel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları ile etkileşim kuruyor ve Afrika’daki tohum üretimiyle ticareti üzerine istatiksel bir veri tabanının geliş-tirilmesine destek oluyor. Faaliyet gösterdiği 16 yıllık süre zarfında Afrika tohumculuk endüstrisini temsil eden en önemli organizasyon haline gelen AFSTA, Afrika’da özel tohumculuk endüstrisinin ve genelde de tohumculuk sektörünün gelişip desteklenmesine pro-aktif olarak katılıyor. 2000 yılından beri 10 tane başarılı organizasyon gerçekleşti-ren birlik, tohumculuk sektörü için önem taşıyan düzenlemelerin kabul edilmesin-de önemli rol oynuyor. Aynı zamanda 26 ulusal tohum ticaret derneğinin kurulma-sına ve güçlenmesine destek olan AFS-TA; tohum teknolojisi, endüstriyel tarım yönetimi, modern biyoteknolojide iletişim, tohum dernek yönetimi ve lobi teknikleri gibi konularda üyelerine eğitimler vererek onların bu alanlardaki kapasitelerini güç-lendirmeye yardımcı oluyor. Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu’nun tohumculuk sektörüne ilişkin düzenleme-lerle politikaların desteklenmesine ön ayak olan AFSTA’nın, katıldığı uluslararası fuar-lar sayesinde Afrika’nın tohumculuk sektö-ründeki dış ticaret potansiyelini arttırmaya yönelik girişimleri de bulunuyor.

afrika’nın kendi kendini doyurabilmesi için afrikalı çiftçilere daha verimli çalışma yöntemlerini öğretmek ve daha fazla ürün veren tohum türleri sağlamak gerekiyor. 2000 yılında temelleri atılan afrika Tohum Ticareti Birliği (aFsTa) de afrika’da tohumculuk sektörünün gelişmesine destek olurken; aynı zamanda yeni teknolojilerin kullanılmasını teşvik ediyor.

AFRİKA’DAKİ GIDA GÜVENLİĞİNİN

ANAHTARI AFSTA

Page 27: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla
Page 28: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

28 Haziran 2016 Tohum

Ü Y e H A B e r l e r İ

Antalya Demre’de 17-19 Mart tarihleri arasında 3. kez düzen-lenen De-Myra Tarım Fuarı’na SYNGENTA da katılım sağladı.

SYNGENTA Akdeniz Bölge Ekibi ve Sebze Ticari Pazarlama ekibi liderliğinde temsil edilen fuarda SYNGENTA standında, salkım domates çeşitleri Argyl ve İkram, iri standart domates çeşidi Torry ve beef domates çeşidi Vitellio, yeni pembe domates çeşidi Mamston’un yanında kokteyl domates çeşitleri Tyty ve Akyra ile biber çeşitlerinden Sobek ve Campari’nin tanıtımları gerçekleştirildi.

SYNGENTA Antalya Demre’deDe-Myra Fuarı’ndaydı

TASACO Tarım Sanayi ve Tic. A.Ş. bir ilki daha gerçekleştirdi. TÜBİTAK desteğiyle içerisinde Moleküler Biyoloji, Anter Kültürü ve Kalite Laboratuvarlarını kapsayan “Prof.

Dr. A. Mazhar Özman Ar&Ge Merkezi”nin resmi açılışı 15 Nisan tarihinde Antalya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerinde ya-pıldı. Açılışa TASACO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Behzat Özman, Genel Müdür Fahri Harmanşah, Danışman Doç. Dr. Taner Akar ile birlikte çok sayıda şirket yönetici ve çalışanı katıldı.

TÜBİTAK Desteğiyle Moleküler Biyoloji, Anter Kültürü ve Kalite Laboratuvarları Açıldı

On dört farklı üniversitenin Ziraat ve Mühendislik Fakültelerine bağlı değişik bölümlerinde eğitim gören toplam 28 mühendis adayı PROGEN

Tohum’da yaz stajlarını yapacak. Öğrencilere yaz stajı süresince; tohum üretimi, araştırma faaliyetleri, pamuk, mısır ve soyanın yetiştirme teknikleri, bitki koruma, sulama, bitki besleme gibi konularda uygulamalı eğitim veriliyor.

PROGEN Tohum’dan 28 Mühendis Adayına Staj İmkanı

MAY Tohum’un, geleceğin ziraat mühendislerine sektör ve çalışma hayatını tanıtmak, gelişimle-rine katma değer sağlamak amacıyla başlattığı, aynı zamanda firma kültürünü tanıyan, firma süreçlerini bilen ve performansı takip altına alınmış potansiyel çalışanlarını seçip yetiştirdiği AKADEMAY ve İŞTE YETENEK öğrenci gelişim

programlarını tanıtmak üzere, MAY Tohum İnsan Kaynakları ekibi Mart ve Nisan ayı boyunca birçok kampüsü ziyaret etti.

2016 Yılı AKADEMAY & İŞTE YETENEK Maratonu Başladı

Daire Başkanları Koordinasyon Toplantısı Yapıldı

TİGEM Genel Müdürü Mehmet Taşan, genel müdür yardımcıları, daire başkanları ve birim amirlerinin katılımıyla gerçekleşen koordinasyon toplantısı 6 Mart’ta Sosyal Tesisler Ek Hizmet Binası’nda yapıldı. Daireleri ve faaliyetleri hakkında bilgilerin aktarıldığı toplantıda tüm daire başkanları öncelik

taşıyan konuları sundu. Genel Müdür Mehmet Taşan, TİGEM’in öncelik arz eden konularının paylaşılması açısından bu toplantının faydalı olduğunu ancak asıl çalışmanın planlanan işletme gezileri ile başlayacağını söyledi.

Turşuluk Hıyar Sempozyumu

Gherkin Symposia 3-5 Mart’ta 3 farklı lo-kasyonda gerçekleştirildi. RIJK ZWAAN’ın organize ettiği seminere firmanın yurtdışı ve yerli uzmanlarının yanı sıra diğer firmalardan uzmanlar da katıldı. İzmir’in Ödemiş, Balıke-sir’in Sındırgı ilçesi ve Afyon Merkez olmak üzere toplamda 3 lokasyonda sunumlar ya-

pıldı. Seminerden önce ve sonra RIJK ZWAAN turşuluk çeşitleri Sound RZ (12-302), Componist RZ F1, Liszt RZ F1 ve yetiştirme teknikleri ile ilgili sohbetler gerçekleştirildi.

Yaklaşık 6,4 milyar Euro’luk yıllık satışı ile bitki koruma, tarım dışı zararlı kontrolü, tohum ve bit-ki biyoteknolojisi alanlarında dünyanın en önde gelen yenilikçi şirketlerinden biri olan Alman BAYER CropScience firmasının temsilcileri Ala-şehir’de bir dizi inceleme ve ziyarette bulundu.

BAYER CropScience firmasının temsilcileri, ilçede pilot uygulama yapabilmek için çalışmalara başladı.

Dünya Devi Alaşehir’deAG Tohum tarafından 11 Nisan’da Bölge Başbayii Ekicioğlu Tarım yetkilileri ile birlikte İzmir, Bayındır,

Tokatbaşı köyünde Oriola iceberg marul tanıtım günü düzenlendi. Özellikle kaliteli baş yapısı ve hastalıklara dayanıklı olması sebebiy-le Oriola iceberg çeşidini beğenen üreticilerin katılımı yüksekti. Öte yandan, AG Tohum’un Dalyan 07F1 hıyar çeşidi Kozağacı, Yurtpınar ve Yukarıkocayatak köylerinden önder üreticilere tanıtıldı.

Oriola Tanıtım Günü

Page 29: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Tohum Haziran 2016 29

TAREKS; hibrit mısır, patates, buğday, arpa, yonca, nohut türlerinde Ar-Ge, üretim, tedarik ve pazarlama faaliyetleri ile öne çıkıyor. TAREKS, sertifikalı patates tohumluğu üretiminde ve tica-retinde de öncü olmuştu. TAREKS A.Ş. tohumcu-

luğa ilave olarak; bünyesindeki Bakliyat İşleme ve Paketleme Tesisi ile kuru fasulye, nohut, pirinç ve bakliyat ürünlerinde de faaliyet yürütüyor. Kooperatif üyelerinin ürünlerini alan TAREKS; bu hizmet esnasında ISO 9001-2008 ve TSE gibi kalite belgelerini almış olan “DESTAN” markasıyla üretim ve pazarlama yapıyor.

TAREKS Tohumda Verim ve Kalitenin Adresi Oldu

Sürdürülebilir tarım faaliyetleri kap-samında meyve suyu, taze meyve ve plantasyon alanlarında faaliyet göste-ren ANADOLU ETAP, sertifikalı meyve markası “Doal” ile kaliteyi arttırdı.

ANADOLU ETAP“Doal” ile Kaliteyi Arttırdı

MONSANTO DEKALB Verim Hattı Üreticilerin Hizmetinde

Mısır tarımına getirdiği yenilikleri ve yüksek performanslı mısır çeşitleriyle üreticilerin yüksek verim ve kazanç elde etmesine yardımcı olan DEKALB, başlattığı “DEKALB Verim Hattı” projesiyle

artık ihtiyaç duydukları her an üreticilerin yanında. Türkiye’nin her köşesinden 444 94 49 numaralı telefonu çeviren üreticiler, merak ettikleri soruların yanıtlarını DEKALB’in uzman kadrosu sayesinde buluyor.

BAİB “İhracatın Yıldızları 2015” Açıklandı

Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB), 2015 yılının başarılı ihracatçılarını dü-zenlediği tören ile ödüllendirdi. BAİB üzerinden en fazla ihracat gerçekleştiren firmalara ödül verildi. Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamülleri ihracatı ya-

pan firmalar arasında 1.lik ödülü SYNGENTA TARIM SAN. ve TİC. A.Ş.’ye, 2.lik ödülü AG Tohum San. ve Tic. A.Ş.’ye, 3.lük ödülü ise SEMİLLAS FİTO TARIM SAN. ve TİC. A.Ş.’ye verildi.

VILMORIN ANADOLU TOHUMCULUK & GENTA Genel Tarım Ürünleri Paz. A.Ş.’nin kurumsal yayını PAYDAŞ dergisinin 17. sayısı geçtiğimiz aylarda okurlarıyla buluştu. VAT Satış Pazarla-ma Müdürü Sıtkı Vursavaş derginin “Sunuş” yazısında VAT’ın 30. yılını kutladı ve sektörde yaşanan krize dikkat çekti: “Son 2-3 yıldır epey sıkıntılı dönem geçiren sektörümüz, 2016 yılına Rusya ile yaşan an kriz ile g irdi.

İlk darbeyi Gazipaşa bölgesi dikenli hıyar ile alırken, domino etkisi ile tüm sebze–meyve sektörünün aktörleri olumsuz etkilendi. Bu yıl VİLMORİN ANADOLU TOHUMCULUK’un 30. kuruluş yıldönümü. Bütün bu olumsuzluklar için de buruk da olsa “paydaşlarımızın dert ve sıkıntıları bizim de derdimiz” anlayışına devam ediyoruz.”

Paydaş’ın 17. Sayısı daSektörle Buluştu

Hidroponik Marul Yetiştirme İçin Yeni Fikirler

Küresel olarak çiftçiler hidroponik marula giderek daha fazla yöneliyorlar. Peki neden? Hidroponik marul yetiştirme, metrekare başına daha yüksek üretim, daha temiz üretilmiş ürün ve yenilik için birçok fırsat sağlıyor. BAYER, NUNHEMS™ markası altında, hidroponik marul alanında güçlü bir mev-

cudiyetle birlikte sebze tohumu konusunda evrensel bir uzman.

MTN Tohum Tarım Ürünleri Hayvancılık Pazarla-ma San. ve Tic. Ltd. Şti. geçtiğimiz Ocak ayında Derneğimize üye oldu. Bandırma ilçesine 14 km uzaklıkta bulunan Çepni Mahallesinde yaklaşık 3 bin dekarlık arazide tohumluk üretimini gerçekleş-tiren MTN Tohum, 25 yılı aşan tecrübesi ile sebze

tohumlarının ıslahı, üretimi, yurtiçi ve yurtdışında pazarlanması konusunda faaliyet gösteriyor. Soğan tohumu şirketin lokomotif ürünü ve bu bitki türünde geniş çeşit yelpazesiyle, kapasitesi ve kalitesiyle MTN Tohum, Türkiye’nin lider soğan tohumu firmaları arasında oldukça önemli bir yere sahip.

MTN Tohum da TÜRKTED Üyesi Oldu

Tahıl taşıma, depolama, temizleme sistemleri ve tohum işleme sistemleri üzerine küresel ölçekte

üretim yapan ALTINBİLEK Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., 04 Ocak 2016 tarihli TÜRKTED Yönetim Kurulu kararı ile Der-neğimize üye oldu. ALTINBİLEK Makina, Kadir Bilek tarafın-dan 1974 yılında talaşlı imalat atölyesi olarak kurulmuş, za-man içerisinde büyüyerek, şu anda Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyetlerini sürdürür konuma geldi. ALTINBİLEK, yüksek kapasiteli zincirli konveyörler, bant konveyörler, vidalı konveyörler, kovalı elevatörler, çeşitli çelik silo ekipmanları ve aksesuarlarının imalatında Türkiye’nin önde gelen kuru-luşlarından.

ALTINBİLEK Makina daTÜRKTED Ailesine Katıldı

Page 30: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla
Page 31: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla
Page 32: Sayı 16 | Haziran 2016turkted.org.tr/tohum16.pdfYERİ DOLDURULAMAYACAK BİLİM İNSANI: DR. BAYDUR YILMAZ Tarla bitkileri üzerine yaptığı genetik ve ıslah çalışmalarıyla

Sağlıklı bir geleceği paylaşıyoruz...Rijk Zwaan, yüksek kalitede sebze tohumları üretmekte uzmanlaşmış dünya lideri bir firmadır.

Yenilikçi araştırma ve geliştirme yöntemleriyle, müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik ürünler üretiyoruz.

Çevreye son derece saygılı, bilgili ve işbirlikçi ortağınız olmak için çalışıyoruz.

Rijk Zwaan Tarım Tic.Ltd.Şti. Gençlik mh. 1330 sk. Güneş apt. No: 11/6 Antalya - TürkiyeT: +90 242 710 31 00 F: +90 242 717 42 98 [email protected]

www.rijkzwaan.com.tr