Ozelsayi2009

124
HOLLANDA DİYANET VAKFI HİZMETLERİ H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I 2 0 0 9 Y I L I Ö Z E L S A Y I HDV merkez binası açılış töreni (1984)

description

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I 2 0 0 9 Y I L I Ö Z E L S A Y I HDV merkez binası açılış töreni (1984) Javastraat 2, 2585 AM Den Haag T. 070-3624481 • F. 070-3644565 www.diyanet.nl • info@ diyanet.nl ıslamıtıscHe stıcHtıng nederland

Transcript of Ozelsayi2009

Page 1: Ozelsayi2009

HOLLANDADİYANET VAKFI

HİZMETLERİ

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I 2 0 0 9 Y I L I Ö Z E L S A Y I

HDV merkez binası açılış töreni (1984)

Page 2: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet VakfııslamıtıscHe stıcHtıng nederland

Javastraat 2, 2585 AM Den HaagT. 070-3624481 • F. 070-3644565www.diyanet.nl • info@ diyanet.nl

Page 3: Ozelsayi2009

HABERLER SAYI 1ÖNSÖZ

HDV BÜLTEN 2009 | 3

HDV Bülten’in bir yılını başarıyla geride bırakmanın verdiği huzurla sizlerle birlikte olmaktan duyduğum

memnuniyeti ifade ederek yazıma başlamak istiyorum. Evet, Bültenimiz 2009 yılının başında, önce bir proje olarak düşünce dünyamızda yerini aldı. Daha sonra bu proje yazıya döküldü, çeşitli aşamalardan geçerek olgunlaştı ve Nisan 2009’dan itibaren aylık olarak yayın hayatına başladı. 2009 yılı tamamlandığında tam dokuz sayı çıkmıştı. Her bir sayı HDV’nin faaliyetleri konusunda oldukça zengin bir içeriğe sahipti. Geriye doğru baktığımızda çıkardığımız dokuz sayının herbiri hakkında çoğu sözlü olmak üzere olumlu görüşler aldık. Eleştiriler de olmadı değil ama bunlar çok azdı ve biz bu eleştiri ve önerileri dikkate alarak elimizden geldiğince düzeltmeye çalıştık. Bu tecrübemiz gelecek sayılarımıza daha güzel yansıyacaktır.

Değerli dostlar,

HDV Bülten’in çıkan dokuz sayısına baktığınızda gerek kapak haberlerinde ve gerekse kapağa yansımayan içerikte, önemli konuların, faaliyetlerin ve haberlerin yer aldığı görülecektir. Bütün bu faaliyetler, HDV’nin gelişen vizyonunun bir sonucu ve göstergesidir. Bu vizyonun önemli bir yansıması olarak, Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay hocamızın, katıldığı uluslararası düzeydeki

toplantılar ve bu toplantılarda dile getirdiği, Hollanda’da, hatta Avrupa’daki müslümanları ilgilendiren önemli konulara yer verilmiştir.

Bu sebeple istedik ki; 2009 yılında çıkan bültenlerde yer alan bütün bu önemli faaliyetleri, özel bir sayı çıkararak bir araya toplayalım ve bir kitapcık halinde okuyucularımıza sunalım. Bu yönde pek çok talep de aldık. Elinizdeki bu özel sayı işte bu niyetin ve talebin bir ürünüdür.

HDV Bülten 2009 sayımızda şu ana kadar çıkan HDV Bülten’lerde yer

alan önemli faaliyetlerden seçilenler yer almaktadır.

Önemli gördüğümüz diğer bir husus da yine

Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent

Şenay hocamızın bütün sayılarda yazdığı

başyazıların bu özel sayıda yer almasıydı. Geniş bir düşünce

ufkunun ürünü olan bu yazıların özel sayımıza ayrı bir değer katacağına inanıyorum. Yine bu sayımızda Hollanda Diyanet Vakfı’nın kurumsal yapısı ve işleyişi ile ilgili bilgilerin de yer alması uygun görülmüştür.

Sonuç olarak, Hollanda Diyanet Vakfı’nın 2009 yılı özel sayısı ile sizleri başbaşa bırakıyor, siz okuyucularımızın daha güzeline layık olduğunun bilincinde olarak, gelecek çalışmalarımızda buluşmak dileğiyle sizleri Yüce Allah’a emanet ediyorum.

Selam ve saygılarımla.

Cevdet KESKİNHollanda Diyanet Vakfı

İdari Koordinatör

Muhterem okuyucular,

2009 Yılında HDV Bülteni

Page 4: Ozelsayi2009

4 | HDV BÜLTEN 2009

HABERLER SAYI 1İÇİNDEKİLER

Önsöz. ...........................................................................................................................................................................................................................................................................3İçindekiler ............................................................................................................................................................................................................................................................4-5Colofon ........................................................................................................................................................................................................................................................................6Giriş .................................................................................................................................................................................................................................................................................7

Hollanda Diyanet VakfıHollanda Diyanet Vakfı’nın Kuruluşu ........................................................................................................................................................................................ 10HDV’nin Yapısı ve İşleyişi ...................................................................................................................................................................................................................... 10HDV Genel Kurul Üyeleri..................................................................................................................................................................................................................... 11HDV’nin Kuruluş Amaçları ........................................................................................................................................................................................................ 11-12Yönetim ve Merkez Teşkilatı ................................................................................................................................................................................................................. 13Vakıf Yönetim Kurulu ................................................................................................................................................................................................................................. 13

Başyazılar“Değerli Dostlar”............................................................................................................................................................................................................................................. 16“İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (I)” ......................................................................................................................................................... 17“İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (II)” ...................................................................................................................................................... 18“İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (III)” .................................................................................................................................................... 19“İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (IV)” .................................................................................................................................................... 20“İnsan Eksenli Hizmet Anlayışımız” ............................................................................................................................................................................................. 21“Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (I)” ......................................................................................................................................................................... 22“Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (II)” ....................................................................................................................................................................... 23“Yeni Bir Yıla Girerken” ............................................................................................................................................................................................................................ 24“Yılbaşı ve Noel” .............................................................................................................................................................................................................................................. 25“Gurbette Komşu Olmak” ............................................................................................................................................................................................................ 26-27“Daha Yapacak Çok Şeyler Var” ........................................................................................................................................................................................................ 28

Üst Düzey Ziyaret ve KonferanslarDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Hollanda’ya Geldi ....................................................................................................... 32-33Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er Hollanda’ya Geldi ............................................................................................................................................. 34Uygur Türkleri lideri Rabia Kader HDV’yi Ziyaret Etti ............................................................................................................................................ 35Clingendael Enstitüsü’nde Din-Devlet İlişkileri Toplantısı ..................................................................................................................................... 36Avrupa Konseyi’nde İnterkültürel Din Eğitimi Konferansı ..................................................................................................................................... 37Avrupa Dini Liderler Konseyi Toplantısı .................................................................................................................................................................................. 38Hollanda Adalet Bakanıyla Konferans ......................................................................................................................................................................................... 39

Cami AçılışlarıHaarlem HDV Selimiye Camii İbadete Açıldı .................................................................................................................................................................... 42Oss HDV Ulu Camii Kültür Merkezi Açıldı ........................................................................................................................................................................ 43Delfzijl HDV Yunus Emre Camii’nin Temeli Atıldı ...................................................................................................................................................... 44Amsterdam HDV Eyüp Sultan Camii Açıldı ........................................................................................................................................................................ 45Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii Hizmete Açıldı ............................................................................................................................................ 46-47Roermond HDV Fatih Camii Hizmete Açıldı ........................................................................................................................................................... 48-49Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii Hizmete Açıldı ......................................................................................................................... 50-52

Page 5: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 5

HABERLER SAYI 1İÇİNDEKİLER

Kutlu Doğum KonferanslarıRotterdam HDV Eğitim Merkezi’nde Kutlu Doğum Programı ......................................................................................................................... 56Ehli Beyt Federasyonu’ndan Kutlu Doğum Konferansı .............................................................................................................................................. 57Zaandam’da Kutlu Doğum Konferansı .............................................................................................................................................................................. 58-59Kutlu Doğum Münasebetiyle “Living Together” Konulu Konferans .................................................................................................... 60-62HDV’den “Medeniyetler Buluşması ve Küresel İslam” Konferansı ........................................................................................................ 64-65

Diyanet Avrupa Dergisi’ndenLalelerin Diyarı Hollanda’da Din ve Diyanet ............................................................................................................................................................. 66-67Hollanda’da Diyanet ve Dinî Temsil .................................................................................................................................................................................... 68-71

Diğer KonferanslarProf. Dr. Üstün Dökmen Konferans Verdi..................................................................................................................................................................... 74-76Gültepe’den “Aşure Bilinci, Hüzün ve Hicret” Konulu Konferans ................................................................................................................... 77“İslam ve Tasavvuf Işığında Kadın” Konulu Konferans ............................................................................................................................................... 78HDV Mevlana Camii’nde “İslam ve Çevre; Bir Bütündür” Konferansı ............................................................................................. 79-80İlkokullarda Din Dersi Konferansı ................................................................................................................................................................................................. 80Amsterdam’da Çevre Sempozyumu ................................................................................................................................................................................................ 81Gençlik Konferansları-3: “Hicret ve Kurban”.............................................................................................................................................................. 82-83HDV’den Mehmet Akif ve İstiklal Konferansı ........................................................................................................................................................... 84-85Alevi Dedesinden Din Görevlilerine Konferans ........................................................................................................................................................ 86-87

ToplantılarDeventer’de Dinlerarası Diyalog Toplantısı ................................................................................................................................................................... 90-91HDV Şube Yönetimleri Bölge Toplantısı .................................................................................................................................................................................. 922008 Yılı Hac Organizasyonu Değerlendirme Toplantısı .......................................................................................................................................... 92HDV Bölge Toplantısı Nijmegen’de Yapıldı .......................................................................................................................................................................... 93

Ramazan Ayı Faaliyetleri T.C. Lahey Büyükelçisi HDV İftarında Halkımızla Buluştu ........................................................................................................................ 96-98Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde İftar........................................................................................................................................................................... 99Leeuwaarden Ulu Camii’nde İftar Programı ..........................................................................................................................................................100-101Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde Multikültürel İftar...............................................................................................................................102Ramazan Ayı Dolayısıyla Türkiye’den İrşat Ekibi Geldi ..........................................................................................................................................103Delft HDV Sultan Ahmet Camii’nden Üniversiteli Ögrencilere İftar........................................................................................................103Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii’nde İftar ................................................................................................................................................104Kilisede Düzenlenen İftara Büyük İlgi .........................................................................................................................................................................106-107

Diğer FaaliyetlerDeventer Ataşelik Futbol Turnuvası ...........................................................................................................................................................................................110Ataşelik Kupası Sahibini Buldu. .....................................................................................................................................................................................................111Hollanda Diyanet Vakfı Kupası Sahibini Buldu .................................................................................................................................................112-113Kudüs Özbek Nakşi Lideri HDV’yi Ziyaret Etti ..........................................................................................................................................................113Deventer HDV Merkez Camii’nde Ebru Sergisi ve Sertifika Töreni ...........................................................................................................114HDV Multifestijn Kültür Fuarı’na Katıldı ...........................................................................................................................................................................115Rotterdam HDV Anadolu Camii’nde Polis Şefleriyle Toplantı ........................................................................................................................116Camiler ve Din Görevlileri Haftası Kutlandı .....................................................................................................................................................................117HDV Eğitim Merkezi’nde Yaz Kur’an Kursu ....................................................................................................................................................................118HDV’ye Bağlı Camiler ...............................................................................................................................................................................................................120-121

Page 6: Ozelsayi2009

6 | HDV BÜLTEN 2009

HABERLER SAYI 1COLOFON

Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni

[email protected]@diyanet.nl

Islamitische Stichting NederlandHollanda Diyanet Vakfı

Javastraat 22585 AM Den Haag

T. 070-3624481F. [email protected]

Genel Yayın YönetmeniDoç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüCevdet Keskin

HDV İdari Koordinatörü

HDV Bülten Yayın KuruluCevdet Keskin

Sabri GündoğanAbdullah Kaya

TasarımBülent Yiğittop

BaskıDrukkerij Dizayn 010-4254030

HDV PersoneliAdı Soyadı Görevi

1 Cevdet Keskin İdari Koordinatör2 Sabri Gündoğan Muhasebe3 Abdullah Kaya Sekreter4 Erdal Çetinkaya Cenaze Fonu5 Ali Korkmaz İletişim&Medya6 Uğur Kaya Gençlik Koordinatörü7 Orhan Yemenoğlu Cenaze Fonu8 Turgay Ergezen Cenaze Firması9 Osman Ergin Cenaze Firması10 İ lhan Karataş Cenaze Firması11 Önder Erkoç Muhasebe Yardımcısı

Page 7: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 7

HABERLER SAYI 1

Doç.Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı

HOLLANDA DİYANET VAKFI

Bugün Avrupa’da, 60’lı yıllarda başlayan iş gücü göçü ve akabinde gelen aile birleşimleri ile Türkiye’den giderek oralarda yerleşik hale gelmiş

5 milyona yakın vatandaşımız bulunmaktadır. Avrupa ülke-lerindeki vatandaş ve soydaşlarımız 70’li yıllardan itibaren işçi dernekleri, cami dernekleri, vakıflar, federasyonlar ve çatı kuruluşlar gibi bir dizi sivil örgütler kurarak kendilerini ifade etme ve ihtiyaçlarını karşılama cihetine gitmişlerdir. Bu sürecin tarihi, sosyolojik ve demografik bir arka planı vardır. Hollanda Devlet İstatistik (CBS) bürosunun verile-rine göre Hollanda’nın nüfusu 2009 yılı Ocak ayı itibariy-le 16.400.000’dir. Bu nüfusun içinde, çoğunluğu Türkiye kökenli, Faslı ve Sürinamlı olmak üzere 1 milyonu bulan Müslümanlar -ki bunların başında yaklaşık 400 bin nüfus-la Türkler bulunmaktadır- dinî faaliyetlerini muhtelif organizasyonel yapılar içerisinde ve yaklaşık 400 civarında olduğu bilinen cami-lerde sürdürmektedirler. Bu ca-milerin 200 kadarı Türklere, 140 kadarı Faslılara ve 50 kadarı da Sürinamlılara aittir. 200 kadar Türk cami merkezi içinde Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı olanların sayısı 142’dir. Hol-landa kanunlarına göre, muhtelif vatandaşlık ka-nunları çerçevesinde Müslümanlar resmen bir dini topluluk olarak tanınmıştır.

Hollanda’da Hıristiyanlık çoğunluğun dini inancıdır. Hıristiyanlık, Protestan ve Katolik mezhepleri olarak yay-gındır. Hıristiyanlığın diğer mezhepleri çok az da olsa mev-cuttur. Katoliklerin genel nüfusa oranı %36, Protestanların oranı ise %28’dir. Protestanlar kendi aralarında 20 den fazla çeşitli gruplara ayrılmışlardır. En büyük grup olan reform kilisesi nüfusun %8’ini oluşturmaktadır. İnanmayanların (ateistlerin) oranı  ise %32 civarındadır. Nüfusun %4’ünü ise diğer din mensupları oluşturmaktadır. Bunlar da Müs-lümanlar, Yahudiler, Hindular ve diğer din mensuplarıdır.

Hollanda’da böyle bir dinî arka plan üzerinde, Türk top-lumunun kendi cami ve kültür derneklerini kurmaları ve iki ülke arasında yapılan anlaşmalar çerçevesinde de Türkiye’den din görevlisi talep etmeleri şeklinde ortaya çıkan bir sürecin sonucunda Diyanet hizmetleri, Hollanda’da varlığını göster-

meye başlamıştır. Diyanet hizmetleri, sivil toplumsal hukuki bir yapı olarak 1982 yılında Diyanet İşleri Başkanlığımızın öncülüğünde kurulan Hollanda Diyanet Vakfı (Islamitische Stichting Nederland) çatısı altında sürdürülmektedir. HDV, dinî toplulukların din hizmetleri ihtiyacının karşılanması esasına dayalı bir yapı içerisinde 300 bin civarında Hollan-dalı Türk topluluğa en geniş ölçüde, yani cami içi din hiz-metleri ve cami dışı din hizmetleri kapsamında, Kur’an kur-su, din eğitimi, ramazan, hac, kurban, cenaze hizmetleri, ka-dınlara ve gençlere yönelik eğitim ve kültür hizmetleri, spor etkinlikleri organizasyonu vs. mahiyetinde din hizmetlerini organize etmekte ve rehber kurum görevini ifa etmektedir.

Özellikle son yıllarda Avrupa kamuoyunda, akademisi ve siyasetinde “İslam, Müslüman, Göçmen, Yabancı, En-

tegrasyon, İslam ve Modern Hayat, İslam ve Avrupa, İslam ve Evrensel Değerler, öz de-

ğerler ve kültür, eğitim, gençlik, kadın haklan ve entegrasyon” gibi ge-

nel kavramlar, konular ve kar-şılaştırmalar üzerinden bir

dizi tartışmanın sürüyor olması, yurtdışında yaşa-

yan insanımızı geleneksel du-ruşlarını gözden geçirerek bu süreç-

ler içerisinde yer almaya zorlamaktadır. Hollanda’da, Diyanet Vakfı hem genel olarak

Avrupa’da Müslümanları ilgilendiren hem de Hol-landa toplumunu ilgilendiren bu konularda toplumsal

süreçlere yapıcı ve teşvik edici bir katkı sağlamaktadır.

1982 yılında Diyanet İşleri Başkanlığımızın öncülüğünde kurulan Hollanda Diyanet Vakfı (Islamitische Stichting Ne-derland) halkımız tarafından büyük teveccüh görmüş, 142 üye camisiyle Hollanda’daki İslami kuruluşların içinde en büyük sivil toplum kuruluşu olmuştur. Yine bu teveccühün bir neticesi olarak Vakfımız kendini yenileyerek hizmetlerini her geçen gün artırmıştır.

Bu noktaya gelinmesinde bugüne kadar görev yapmış olan herkesin önemli hizmet ve katkıları olmuştur. Bu vesileyle Vakfımızın yirmi beş yılı aşan geçmişi süresince hizmette katkısı olan herkese şükran ve minnetlerimizi sunuyoruz.

Giriş

Page 8: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 9: Ozelsayi2009

HollandaDiyanet Vakfı

-Kurumsal Yapı-

Page 10: Ozelsayi2009

10 | HDV BÜLTEN 2009

HOLLANDA DİYANET VAKFI

HDV merkez binasının 1984 yılında yapılan açılış töreni

Hollanda Diyanet Vakfı çoğun-luğu Vakfın kurucularından olu-şan bir Genel Kurul ve bu genel kurulun her iki yılda bir seçtiği 7 kişiden oluşan Yönetim Kurulu tarafından yönetilmektedir. Vakfı-mızın idari yapısı aşağıdaki şemada görülmektedir.

Hollanda Diyanet Vakfı (HDV), Hollandaca ismiyle Islamitische Stichting Nederland, (ISN) tarihi vakıf geleneğinin bir uzantısı olarak Hollanda’da yaşayan Türk vatandaş-larının ortak arzu ve gayretleriyle 10 Aralık 1982 yılında kurulmuştur.

HOLLANDA DİYANET VAKFI’NIN KURULUŞU

HOLLANDA DİYANET VAKFI’NIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ

HDV’nin Kurucuları6. Mehmet KERVANCI7. Hayrettin ŞALLI 8. Mahmut SEZGİN9. Remzi YAVUZ 10. Erdinç TÜRKÇAN

1. Dr. Tayyar ALTIKULAÇ2. Sami USLU3. Lütfi ŞENTÜRK4. Abdulbaki KESKIN5. Ahmet UZUNOĞLU

Page 11: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 11

HOLLANDA DİYANET VAKFI

HDV GENEL KURUL ÜYELERİ

a) Hollanda’da yaşayan müslümanların dini görevlerini yerine getirebilmeleri için mevcut imkanları korumak ve geliştirmek.

b) Hollanda’da bulunan Türk-İslam toplumunun refah seviyesini yükseltmek.c) Hollanda’da bulunan müslümanların ruhsal gelişmeleri için imkanlar sağlamak.

Vakıf bu amaçlarını gerçekleştirmek için aşağıdaki faaliyetleri yapar.

1. Hollanda’daki müslümanlara dini konularda bilgi verir.

2. Hollanda’daki müslümanlara kültürel ve sosyal hizmetlerde bulunur ve yardım eder.

3. Müslüman olmak isteyenlere bilgi verir ve yardım eder.

4. İslam dinini tanıtmak amacıyla yayın organlarıyla işbirliği yaparak tv. ve radyo yayını yapar.

5. Hollanda’da bulunan kilise ve diğer dini gruplarla işbirliği yapar ve Vakfın gayesine yönelik faaliyetlerde bulunur.

6. Müslümaların yoğun olarak bulunduğu yerlere din görevlisi gönderir.

7. Hac ibadeti ile ilgili olarak gerek Hollanda’da ve gerekse Suudi Arabistan’da gerekli organizasyonu düzenler.

8. Hollanda’da ikamet eden müslümanların sünnet ve düğünlerinde yardımcı olur.

9. Hollanda’da vefat eden müslümaların cenazelerini memleketlerine nakletmek üzere gerekli tedbirleri alır.

10. İslam dini ile ilgili eğitimi teşvik ve koordine eder.

11. İslam dini ile ilgili ilmi araştırmalar yapar.

12. Cami ve mescid görevlilerini eğitir.

13. Kur’an-ı Kerim ve lisan dersleri verir

14. İslam dini üzerine eğitim verecek okulları kurar ve yönetir.

15. Kur’an-ı Kerim, İslami İlimler ve İslam Sanatı hakkında kitaplar terceme etttirir. Bu kitapları bastırır, yayınlar, kütüphane açar ve devamını sağlar.

16. Hollanda makamlarıyla işbirliği yaparak müslüman çocuklarına İslam dini eğitimi ve öğretimi verir ve bunu pratiğe döker.

VAKFIN KURULUŞ AMAÇLARI

1. Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU(T.C. Diyanet İşleri Başkanı)2. Doç. Dr. Ali DERE(D.İ.B. Dış İlişkiler Dairesi Başkanı)3. Doç. Dr. Bülent Şenay(Din Hizmetleri Müşaviri)4. Dr. Tayyar ALTIKULAÇ5. Prof. Dr. Mustafa Said YAZICIOĞLU6. Sami USLU7. Arif SOYTÜRK

8. Rıza SELİMBAŞOĞLU9. Niyazi BALOĞLU10. Ahmet UZUNOĞLU11. Mustafa YILMAZ12. Mehmet KERVANCI13. Hayrettin ŞALLI 14. Mahmut SEZGİN15. Remzi YAVUZ 16. Erdinç TÜRKÇAN17. Mehmet Nuri YILMAZ

Page 12: Ozelsayi2009

12 | HDV BÜLTEN 2009

Hollanda Diyanet Vakfı anatüzükte yazılı bu kuruluş amaçları ve faaliyet alanlarına uygun olarak oluşturulan çeşitli çalışma birimlerinde aşağıdaki başlıklarda belirtilen hizmetler gerçekleştirmektedir.

1. Cami içi Din Hizmetleri organizasyonu2. Cami proje, inşaat, tamirat ve hizmete açılış faaliyetleri,3. Konferanslar,4. Seminerler-Toplantılar,5. Cenaze fonu hizmeti,6. Cenaze firması hizmeti,7. Hac organizasyonu,8. Vekaletle kurban organizasyonu,9. Vakıf imkanlarıyla verilen burslar,10. Kitap ve Takvim dağıtımı hizmeti,11. Yayın ve terceme hizmetleri,12. Gençlik kolları çalışmaları,13. Kadın kolları çalışmaları,14. Dini ve Milli bayramlarda yapılan kutlamalar,15. Dinlerarası diyalog çalışmaları,16. Gültepe Eğitim Merkezi hizmetleri,17. Yardım Kampanyaları,18. Açık gün organizeleri,19. Yarışmalar,

HOLLANDA DİYANET VAKFI

17. İslam dini ile ilgili devletler arası konferanslara temsilci gönderir.

18. İslam dinini konu alan konferanslar ve dini toplantılar organize eder, ettirir.

19. İslam dini ile ilgili yarışmalar tertip eder ve ettirir.

20. Vakfın amacına uygun olarak, sosyal kültürel, bilimsel ve sportif faaliyetler organize eder, ettirir ve bu tür faaliyetlere katılır.

21. Yetenekli gençlere yardım ederek bunların yüksek öğrenim yapmalarına ve ilmi ilerlemelerine imkanlar hazırlar.

22. Nakdi ve aynı hibeler kabul eder, Fitre zekat gibi gelirleri Vakfın üstlenmiş olduğu yükümlülüklere uygun olarak harcar.

23. Vakıf, gasyesi için kullanılabilecek gayrimenkullere sahip olur.

24. Vakıf, içtüzük hükümlerine göre Hollanda’daki gayrimenkullerin kullanılışına yön verir ve amacına uygun kullanılmasını sağlar.

25. Vakıf, Türkiye Diyanet Vakfı, Dünya İslam Birliği ve benzeri İslam kuruluşlarıyla işbirliği yapar.

26. Vakıf Hollanda’da bulunan Türk–İslam topluluğunun faaliyetlerini koordine edebilmek için Hollanda’da kurulu Türk-İslam dernekleri ve vakıflarıyla sıkı işbirliği yapar.

27. Vakıf kesinlikle siyasetle uğraşmaz.

Page 13: Ozelsayi2009

Hollanda’da Müslüman sivil kurumların en büyüğü olan Vakfımız bu büyüklüğüyle orantılı olarak yoğun bir iş hacmine sahiptir. Dolayısıyla yürütülecek görevlerin ehil ki-şilere verilmesi sevk ve idarede titiz davranılması büyük önem arz etmektedir. Bunun için vakıf merkezimiz ciddi bir ku-

rumda bulunması gerekli idari yapıya kavuşturulmuş ve çeşitli hizmet birimleri oluşturulmuştur.

HDV BÜLTEN 2009 | 13

HOLLANDA DİYANET VAKFI

Vakfın idaresi Genel Kurul tarafından iki yılda bir seçilen Vakıf Yönetim Kurulu tarafından yürütülmektedir. Yönetim Kurulu 7 kişiden oluşmakta ve Vakfın amaçlarına uygun olarak Vakfı idare etmektedirler. Vakıf Yöne-tim Kurulu Başkan, Sekreter, Muhasip ve üyelerden müteşekkildir. Ayrıca günlük hizmet birimlerinde toplam 11 daimi personel çalışmaktadır.

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim KuruluAdı Soyadı Vakıf Görevi GöreviDoç. Dr. Bülent ŞENAY Başkan T.C. Lahey Din Hizmetleri MüşaviriVeysel Kükrek Sekreter Den Haag HDV Ahi Evran Camii Din GörevlisiRahim Usan Muhasip Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii BaşkanıNevruz Özcan Üye Roermond HDV Fatih Camii BaşkanıRecep Erkoç Üye Kampen HDV Nebi Camii Denetleme Kurulu BaşkanıZekeriya Açkalmaz Üye Rotterdam HDV Eğitim Merkezi KoordinatörüAbdurrahman Aydeğer Üye Rotterdam HDV Mevlana Camii Başkanı

19 Ekim 2008 tarihinde yapılan HDV 13. Genel Kurul toplantısında seçilen 7 kişilik Vakıf Yönetim Kurulu şöyledir.

YÖNETİM VE MERKEZ TEŞKİLATI

HDV PersoneliAdı Soyadı Görevi

1 Cevdet Keskin İdari Koordinatör2 Sabri Gündoğan Muhasebe3 Abdullah Kaya Sekreter4 Erdal Çetinkaya Cenaze Fonu5 Ali Korkmaz İletişim&Medya6 Uğur Kaya Gençlik Koordinatörü7 Orhan Yemenoğlu Cenaze Fonu8 Turgay Ergezen Cenaze Firması9 Osman Ergin Cenaze Firması10 İ lhan Karataş Cenaze Firması11 Önder Erkoç Muhasebe Yardımcısı

Page 14: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 15: Ozelsayi2009

BaşyazılarDoç. Dr. Bülent Şenay

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Page 16: Ozelsayi2009

16 | HDV BÜLTEN 2009

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Hollanda Diyanet Vakfı’nın yıllar sonra bu ilk HABER BÜLTENİ ile huzurunuzdayız. Vak-fımızın hizmet faaliyetlerinin toplumumuzun

bilgisine daha geniş çerçevede sunulabilmesi için böyle bir “haber köprüsü”ne ihtiyaç duyulmaktaydı. Hollanda’nın 16 milyonluk nüfusu içinde, çoğunluğu Türkiye kökenli, Faslı ve Sürinamlı olmak üzere 1 milyonu bulan Müslü-manlar dinî faaliyetlerini muhtelif organizasyonel yapılar içerisinde ve yaklaşık 400 civarında olduğu bilinen cami-lerde sürdürmektedirler. Bu camilerin 200 kadarı Türkle-re, 140 kadarı Faslılara ve 50 kadarı da Sürinamlılara aittir. 200 kadar Türk cami merkezi içinde Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı olanların sayısı 142’dir. Hollanda devleti, örneğin Almanya’dan farklı olarak, “bütün dinlere eşit me-safede olan ve her bir dinî topluluğun kendi dinî eğitim ve hizmetlerini organize edebilme-sine imkân veren” bir “din-toplum ilişikileri” politikası uyguladığı şek-linde tanımlanmaktadır. Hollanda kanunları açısından bakıldığında, muhtelif vatandaşlık kanunları çer-çevesinde Müslümanlar resmen bir dini topluluk olarak tanınmıştır. Bu durum, Hollanda’daki sistemi ifade eden “pilarizasyon” (müsta-kil sütun yapısı/farklı etnik ve dinî grupların birbirinden bağımsız bir arada müstakil olarak yaşamasına atfen) kelimesi ile ifade edilmektedir. Hukuk ve siyasette bu yaklaşım, Almanya’ya kıyasla, Hollanda’da Müslümanların demokratik süreçte kamusal alanda dinî özgürlüklerinin önünü ilkesel olarak açmaktadır. Hol-landa Anayasası’nın 1. maddesinin, din ve etnik temelli ayrımcılığa izin verilmeyeceğini ve bu çerçevede tüm va-tandaşların eşitliğini öngördüğü savunulmaktadır. 1983 yılında yayınlanan Azınlıklar Kanunu’nda, dinin “kendine saygı”yı geliştirip, toplumsal katılıma katkı sağlayabildiği ifade edilmiştir. Dinî toplulukların din hizmetleri ihtiya-cının karşılanmasına izin verilmesi, arka planda bu genel kabule dayanmaktadır.

Günümüzdeki araştırmalara göre, Hollanda’nın 16 mil-yonluk nüfusunun %34’ünün Katolik, %27’sinin Protes-tan ve % 4’ünün Müslüman olduğu, % 35 kadarının ise

hiç bir dine bağlı olmadığı kabul edilmektedir. Hollanda’da böyle bir dinî arkaplan üzerinde (pilarizasyon politikasının yansıması olarak) Türk toplumunun kendi kültür ve cami derneklerini kurmaları ve iki ülke arasında yapılan anlaş-malar çerçevesinde de Türkiye’den din görevlisi talep etme-leri şeklinde ortaya çıkan bir sürecin sonucunda Diyanet hizmetleri Hollanda’da toplumunda varlığını göstermeye başlamıştır. Diyanet hizmetleri, sivil toplumsal hukuki bir yapı olarak kurulan Hollanda Diyanet Vakfı çatısı altında sürdürülmektedir. HDV, dinî toplulukların din hizmetleri ihtiyacının karşılanması esasına dayalı bir yapı içerisinde 300 bin civarında Hollandalı Türk topluluğa en geniş öl-çüde, yani cami içi din hizmetleri ve cami dışı din hizmet-leri kapsamında, Kur’an kursu, din eğitimi, ramazan, hac, kurban, cenaze hizmetleri, kadınlara ve gençlere yönelik

eğitim ve kültür hizmetleri, spor etkinlikleri organizasyonu vs. ma-hiyetinde din hizmetlerini organize etmekte ve rehber kurum görevini ifa etmektedir.

Bu hizmetlerin ve rehberliğin bir iletişim aracı olarak elinizdeki bu BÜLTEN, Hollanda Diyanet Vakfı’nın faaliyetlerinden bir demet sunarak ufuk birliğine katkı sağla-

mayı amaçlamaktadır. HDV Bülteni’nin hazırlanmasında emeği geçen Vakıf İdari Koordinatörü Cevdet Keskin’e ve diğer HDV personeline teşekkür ediyor, bereketli bir yıl diliyorum. Şunu da belirtmeme müsaade edin: Bu Haber Bülteni’ni esas hazırlayanlar ve dolayısıyla bu hizmetleri topluma sunanlar, HDV cami şubelerimizde erkeğiyle ka-dınıyla, yaşlısıyla genciyle, şube yönetimiyle, gençlik kol-larıyla, kadın kollarıyla, din görevlilerimizle karşılık bekle-meksizin tüm hizmetlere kendini adayan, ve bu bültende gördüğünüz ve görmediğiniz gönül ehli hizmet kahra-manlarıdır. Bu hizmetlerin ve faaliyetlerin ilk tohumlarını atmış olan birinci kuşak dualarınızda ve dualarımızdadır. Onların ve sizlerin himmetleri ve gayretleri olmasaydı bu fotoğraf kareleri ortaya çıkmazdı. Allah hepsinden, hepi-nizden razı olsun, gayretiniz daim, hizmetiniz kaim olsun. Selam ve dostlukla.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Değerli Dostlar

Hollanda Anayasası’nın 1. maddesinin, din ve

etnik temelli ayrımcılığa izin verilmeyeceğini ve bu

çerçevede tüm vatandaşların eşitliğini öngördüğü

savunulmaktadır.

4

10

6

T.C. Diyanet İşleri Başkanı

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Hollanda’ya geldi

Kutlu Doğum Haftası

münasebetiyle “Living Together” konulu konferans

Rotterdam HDV Eğitim Merkezi’nde

Kutlu Doğum Programı

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

NİSAN • 2009SAYI 1

Sayi 1 - F.indd 1

09-07-09 03:19

Nisan Sayı 1

Page 17: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 17

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Değerli Dostlar,

İster Türkiye’de isterse Avrupa’da olalım, modern çağın peşimizi bırakmayan sorularından birisi şudur: Yeryüzünde bugün mevcut pek çok din ve bunla-ra inanan insan varken İslam’ın son hak din olma-sı ne ifade eder? Her dinde, bireylerin ve toplumun ahlâklı olması istenir. Peki o zaman toplum ahlâkı-nın oluşabilmesi bakımından İslâm’ı, Yahudilik’ten, Hıristiyanlık’tan ya da mesela Budizm’den farklı kı-lan özellik(ler) nedir? Yani biz Müslümanların inan-dığımız gibi son Hak din olan İslam’ın toplum ahlâkı ile ilgili tavsiye, emir ve yasakları, çağ-daş toplum anlayışı açısından bir fark ifade eder mi?

Bu soruların cevabı İslam’da maruf ahlâkı ve muamelât ahlâkının iyi anlaşılmasıy-la verilebilir. Mâruf nedir? Âl-i Imrân suresi’nde “Sizden, hayra çağıran, mâr’ûfu (iyiliği) emreden ve münker(kötülükten)den men’ eden bir topluluk bulun-sun. İşte kurtuluşa erenler onlardır” (Âl-i Imrân suresi 3:114) âyet-i kerîmesinde bize mârûf kavramıyla ile ilgili önemli bir tavsiye yapılmaktadır. Ma’rûf kelime-si, Arapça’da örf “a-r-f ” kavramından türemiştir. Örf kavramı ise yalnız sosyolojik açıdan değil, fıkhî-hu-kukî açıdan da İslam alimleri tarafından çok önemli kabul edilmiştir. Örf, insanlar arasında ortak akla ve ahlâka uygun bilinen teâmüller ve kabullerdir.

Yukarıda naklettiğimiz âyet-i kerîmenin “marufu emr, münkerden sakındırma” tavsiyesi, toplumsal ah-lak açısından temel bir ilkedir. O derece ki bunun aksi yönde hareket ve yapılanma Allah’ın rızasına aykırı olarak beyân edilmektedir. Meselâ, Tevbe sûresinde maruf ahlâkına yani İslâmî ölçülerde toplumsal ah-laka karşı olanlar, münafık ve fâsık karakterli olmakla eleştirilmektedir. Özellikle siyâsî ve ekonomik gücü-nü toplumsal ahlâkı bozacak yönde kullananlar, Tev-be sûresi 67.nci âyet ve devamında “münkeri emreden ve marufu yasaklayan”lar olarak münafık kategorisine

dahil edilmekte, 71.nci âyet-i kerîmede ise “marufu emredip, münkerden sakındıranların mü-minler oldukları” hatırlatılmak-tadır. Bu ayetlerin öncesinde ve devamında, toplumsal ahlâk oluşmasını önemsemeyip, bir taraftan da bireysel olarak za-hirde bir takım iyilikler yapan-

ların “amellerinin hem dünyada hem ahirette boşa gideceği” hatırlatılmakta, yani ahlâkın sadece bireysel düzeyde kalmasının yeterli olmayacağı “toplumsal” boyuta taşınması halinde bireysel ahlakın bir anlam ifade edeceği hatırlatılmaktadır. İşte Maruf Ahlakı budur. Marûf kavramının bu şekilde anlaşılması için İslam’da muâmelât kavramının da anlaşılması gerek-mektedir. Gelecek sayımızda buradan devam edelim.

Allah’a emanet olunuz. Selam ve dostlukla.

İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (I)

Peki o zaman toplum ahlâkının oluşabilmesi

bakımından İslâm’ı, Yahudilik’ten,

Hıristiyanlık’tan ya da mesela Budizm’den farklı kılan özellik(ler) nedir?

16

20

10

38 din görevlisi Hollandaca dil

kursunu başarıyla bitirdi

HDV’ndan Mehmet Akifve İstiklal Konferansı

HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camii açıldı

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

MAYIS • 2009SAYI 2

Sayi 2 - F.indd 1

25-08-09 23:52

Mayıs Sayı 2

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Page 18: Ozelsayi2009

18 | HDV BÜLTEN 2009

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Değerli Dostlar,

Bundan önceki Bültenimizde, Kurânî ahlâkın sadece bireysel ahlâka değil toplumsal ahlâka da önem verdiğini belirtmiştik. Çağdaş toplumlarda ahlâk genel olarak bireyselliğe indirgenir. Oysa bireysel ahlâk toplum ahlâkında yansıdığı zaman huzurlu ve istikrarlı bir toplumdan söz edebiliriz. “Bana ne” deyip geçmemeyi gerektiren bir konudur toplum ahlâkı. Bireysel ahlâkın toplumsal boyutunda karşımıza İslam’ın “ma’ruf ahlâkı” gelmektedir. Marûf kavramının bu şekilde anlaşılması için İslam’da bir başka kavramın yani muâmelât kavramının da iyi anlaşılması gerekmektedir. Marûf, en genel tarifiyle, malum olan, yani ortak aklın ve ahlâkın kabul ettiği “iyi ve güzel” hususlardır. Kurân-ı Kerîm’de, yukarıda verilen âyet-i kerimede (Âl-i Imrân 3:104) görüldüğü gibi iyilik ve hayr anlamı ön plandadır. Toplumun her ortak kabulü ahlâken ya da dînen kabul edilebilir demek değildir. Bir toplumda ahlâka uygun olan ya da olmayan şeyler, zamanla kuşaktan kuşağa dinin ve ondan etkilenen kültürün etkisiyle belli bir zaman içerisinde, tabiri caizse, konuşula konuşula, süzüle süzüle oluşur. Sonunda “ma’rûf” denilecek bir düzeye ulaşırlar. Marûf ’un zıddı olan şey ise münkerdir.

Bütün dinler ve toplumların bir tür maruf anlayışı vardır. Mesele, bu maruf anlayışının toplumda ne kadar gerçekten yerleşip yerleşemediği veya marufu hakim kılacak vesile ve ölçülerin neler olduğudur. Diğer dinlerde genel olarak bir “maruf” anlayışı olsa bile bunun gerçekleşme yolları İslam’da serahatle-

açıklıkla ortaya konulmuştur. Dinin, marufu toplum ahlakı açısından sabit ve hakim kılması nasıl mümkün olur? Marufun toplum ahlakı olması için münkerin yayılmasına engel olacak hukukî, ahlâkî ve eğitsel mekanizmaların oluşturulması gerekir. Yani marufu tavsiye ve uygulamak ancak münkerden sakındırmak ve toplum ahlâkına zarar vermesini önlemek ile mümkün olur. O nedenle İslam inanç ve kültürünün en köklü ahlâkî önermesi “emr-i bi’l marûf nehy-i ani’l-münker” olmuştur. Maruf, sosyal sözleşme gibidir. Maruf

ahlakı, İslam’ın “hılfu’l-füdûl” (erdemliler sözleşmesi-birliği) ahlakıdır. Kitle iletişimi, toplumsal anlayış ve kuşaktan kuşağa aktarılma

sayesinde toplum ahlâkına dönüşür. Bu yönüyle mârûf, İslâmi açıdan çağdaş “sivil toplum”un oluşumunun ahlâkî zeminini verir. Dinin ahlaki prensiplerine aykırı olmayan toplumsal ahlaki kabulleri yani “maruf”u toplumda yerleştirmek ve yaygınlaştırmak, “yukardan aşağıya” (baskı ve yasaklarla) değil, “aşağıdan yukarıya” (ikna, toplumsal uzlaşma ve kalpleri ısındırma) yani sosyolojik süreçler dikkate alınarak, daha doğru bir tanımla, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav) Efendimizin irşad ve davet metodunun temelindeki “tedrîcilik” yöntemi uygulanarak mümkün olur. Tedrîcîlik, İslam’ın sivil toplum yöntemidir. İslam toplumu modern zamanların ifadesiyle “sivil toplum”dur. Sivil toplumun istikrarı bir toplumsal ahlâk anlayışının oluşmasına bağlıdır. İslam dini, Kurânî ve Nebevî çerçevede buna “marûf” demektedir. Bu “marûf” anlayışının devamı olan muâmelât konusuna bundan sonraki Bültenimizde devam edelim. Selam ve dostlukla.

İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (II)

İslam toplumu modern zamanların ifadesiyle

“sivil toplum”dur.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

4

15

6

2. HDV Bölge toplantısı Nijmegen’de yapıldı

Lise öğrencilerinden Rotterdam

HDV Kocatepe Camii’ne ziyaret

HDV Oss Ulu Camii Kültür

Merkezi Mehter takımıyla açıldı

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

HAZİRAN • 2009

SAYI 3

Sayi 3 - F.indd 1

25-08-09 23:53

Haziran Sayı 3

Page 19: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 19

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Değerli Dostlar,

Önceki sayımızda, maruf kavramı ve anlayışı ile muâmelât kavramı arasındaki ilişkiye işaret ederek devam edeceğimizi belirtmiştik. Tekrar hatırlamak gerekirse, marufu emretmek, yani toplumsal ahlâkı oluşturmak, bir sosyal inşa sürecidir. Marûf, toplumsal ahlak açısından o kadar önemlidir ki, bu kavramla beraber aynı kelime kökünden yani “ ’a-r-f ”den türemiş ve toplumsal ahlak anlayışımızın temel direklerini oluşturan başka kavramlar da gelişmiştir. Bunlar irfân (bilgi ve hikmet sahibi olmak), arif (bilgi ve hikmet sahibi olup amelinde bunu yaşayan kişi), teâruf (bilgi ve ahlaka dayalı bilgilenme-tanışma), ve marifet (bilinmesi gereken şeyin bilgisi) gibi kavramlardır. Bunlar birbiriyle o derece irtibatlıdır ki, marufun irfâna dönüşmesi, irfandan arifler yetişmesi, taarrufun marifete dayanması sonunda “maarif” yani “bilgilenme” geleneği ve müessesesi oluşturulur. O sebeple, eskiden Eğitim Bakanlığı’na Maarif Vekaleti denirdi. Anlam derinliği bakımından aradaki fark önemlidir. Eğitim ve maarif aynı şeyler değildir. Eğitim maarifin bir bölümüdür. Maarif ise daha geniş bir ufuk ve vizyon ifade eder. Maarif, yetişkin eğitimini de içine alan, toplumsal ahlak inşâ etme sorumluluğunu da taşır. Yani Maarif, marufu tavsiye ve telkin eder. Böyle olmalıdır. Oysa çağdaş eğitimin temel sorunu, “öğretim”i öne çıkarmasıdır. Bu anlayış “maarif ”i ve “marufu” kapsamaz. Toplumsal ahlakın temellerini yeterince oluşturamaz. Marufun eğitimi kalbin ve ruhun eğitimini içine almalıdır. Toplumsal ahlak, öncelikle kalbî ve ruhi, ondan sonra aklî bir rehberliği gerektirir.

Burada, toplumsal ahlak açısından marufun gerekli olup olmadığı sorulabilir. Bir başka ifadeyle, toplumsal alanda yapılması ya da yapılmaması gereken hususlar bulunmalı mıdır? Ya da “helaller, haramlar ve mekruhlar” gibi ölçüler bulunmalı mıdır? Bu ölçüler, aynı zamanda İslam’ın toplumsal ahlak anlayışının temelindeki muâmelâtın ilkeleridir. Muâmelat, en geniş manasıyla, “gündelik hayatta yaşayış biçimi” demektir. Muamelat ile toplum ahlakı arasında doğrudan ilişki vardır. O sebeple bir “muamelat ahlakı”ndan bahsedebiliriz. Çağdaş insanın zihninde bu konunun anlaşılması her şeyden önce “din nedir?” sorusuna cevap vermekle mümkündür. Dinin doğru tanımı, dinin anlaşılması için, bir başka ifadeyle, dinin inanç, ibadet ve muamelat ile ilgili konularının

anlaşılabilmesi için ön şarttır. Özellikle muâmelat alanında yani gündelik hayata ve sosyal meselelere ilişkin konularda, Kuran-ı Kerim’in, Hz. Peygamber’in Sahih Sünneti’nin yani Nebevi geleneğin ve buna dayalı olarak İslam alimlerinin tavsiye ettiği yapılması ya da yapılmaması gereken hususlara dikkat etmek gerekir. Yani mesela hem Müslüman olacak kişi, hem de dinin toplumsal ahlaki ölçülerini çağa uygun değil diyerek reddedecekse, bu durum, o kişinin kendi dinini nasıl anladığı ile ilgili ciddi bir meseledir. İslam Allah’ın insanlığa sevgi ve rahmeti sayesinde gönderdiği peygamberler tarihi zincirindeki en son hakikat mesajı olarak farklı dil, kültür ve milletlerden insanları kucaklayarak bugüne gelmiştir. İslam’ı bu tarih sürecinde diğer dinlerden ayıran en seçkin özelliği sadece bir “iman” dini olmayıp aynı zamanda “amel” ve “ahlak” dini olmasıdır. Bu da iman, ibadet ve muâmelât iliişkisinde kendisini gösterir. İslam dışında ve bir ölçüye kadar Yahudilik dışındaki dinlerde muâmelat denilen, insanın hayatını dinine göre düzenlemesini öngören inançlar ve prensipler

manzumesi bulunmamaktadır. Yani bir tür ahlak anlayışı pek çok dinde vardır. Ancak bu ahlak anlayışının gerçekten toplumda var olabilmesi için yapılması ve yapılmaması gerekenler, bir başka ifadeyle helaller-haramlar-mekruhlar ya da farzlar-vacipler-sünnetler gibi insanın hayatını oldukça düzenli yaşamasını

sağlayan ilkeler ve ölçüler bulunmamaktadır. Dinler arasında bir karşılaştırma yapıldığında bu ölçülerin evrensel düzeyde tüm insanlara hitabeden en gelişmiş ve detaylı bir şekilde İslam’da var olduğunu görürüz. Dinler arasında İslam dışında sadece Yahudi din adamlarının etkisi altında muharref hale geldiğine inanılan Yahudilikte detaylı bir şekilde mitzvot denilen bazı emirler ve yasaklar bulunmakta ancak bunlar sadece kendilerince seçilmiş Yahudi “milletine/ırkına” mahsus emirler ve yasaklar olarak kabul edilmektedir. Yahudilikte, “on emir” denilen “öldürmemek, yalan söylememek, vb” temel everensel değerler dışındaki bu “mitzvot”un Yahudi olmayanların tarafından da uyulması gereken emirler ya da yasaklar olduğuna inanılmaz. İslam’da farzlar, vacipler, hellaller ve haramlar evrensel kabul edilir. Böylece maruf ve muamelat ahlakı her toplum için öngörülür. Gelecek sayımızda buradan devam edelim.

Selam ve dostlukla.

İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (III)

Tekrar hatırlamak gerekirse, marufu emretmek,

yani toplumsal ahlâkı oluşturmak, bir sosyal

inşa sürecidir.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

4

12

7

Hollanda Diyanet

Vakfı’ndan “Medeniyetler

Buluşması ve Küresel İslam” konulu konferans

HDV MultifestijnKültür Fuarına katıldı

Deventer HDV Merkez

Camii’nde Ebru sergisi

ve sertifika töreni

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

TEMMUZ • 2009SAYI 4

Temmuz Sayı 4

Page 20: Ozelsayi2009

20 | HDV BÜLTEN 2009

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Değerli Dostlar,

Toplum ahlakı açısından ele aldığımız “maruf ve mu-amelat ahlakı”nın temelinde şüphesiz modern çağın “in-san hakları” diyerek hatırlamaya çalıştığı “kul hakkı” an-layışı vardır. Din, insanın imanı ve bunu korumak için ibadeti hakkında beyanda bulunurken, diğer insanlarla ilişkilerini ilgilendiren meselelerde de “kul hakkı”nı ha-tırlatır. Allah’ın af ya da mücâzatı her şeyden önce kul hakkına dayalı olarak tecelli eder. Kul hakkına, başka-sının hakkına son derece önem veren İslam, aslında bu alanı, yani insanların birbirleriyle ilişkilerini, menfaat çatışmaların-dan koruyabilmeleri için gerekli “yol işaretleri”yle belirler. İnsanın özellikle toplumla ilişkilerini belir-leyen bu yol işaretlerine muâmelât denir. Bu çok önemli bir konudur. Kent yaşamında trafiğin karışmaması, ya da bir büyük organizasyonun rahatça işleyebilmesi için gerekli kurallar ne kadar ge-rekliyse, aynen o şekilde, beden ve ruhtan oluşan farklı karakter ve mizaçlardaki insanların maddi-manevi istek ve arzuları ya da eylemlerinin bir diğerinin hakkına te-cavüz etmeden gerçekleşebilmesi ya da yanlışsa düzel-tilmesi için gerekli maddi-manevi emir ve yasaklar da vardır. İşte muâmelât denilen alan bunu içine alır. He-laller, haramlar, mekruhlar vb. insanlar arası ilişkilerde huzuru sağlamak ve kul hakkına riayet için yol işaret-leridir. Bu yol işaretlerine uyulduğunda ortaya “maruf ahlakı” çıkar. Dolayısıyla din sadece vicdânî bir konu de-ğildir. Toplumsal ve kamusal alana yansıyan bir boyutu vardır. Hatta denilebilir ki, başkalarının yaşam alanına saygılı olmak amacıyla “parayla imanın kimde olduğu bilinmez” sözü zahirde doğru olsa da, insanın inandığı gibi yaşaması açısından bakıldığında, “paranın da ima-nın da kimde olduğu er geç belli olur”. Çünkü her şey sonuçta kul hakkına varır ve davranışlara yansır. Din kul hakkına çok önem verdiğine göre, sadece vicdan mese-lesi değildir. Vicdandan başlayıp yaşama biçimine kadar

uzanan, başkalarının vicdanından kaynaklanan toplum-sal alana saygılı olmaya kadar etkisi olan bir dünya ve yaşam görüşü ortaya koyar. Kısaca İslam insanın inan-dığı gibi yaşamasını öngörür. Muamelat işte toplumsal ahlakın oluşumunu kolaylaştırır. Muamelat bir anlamda marufun fıkhıdır. Marufu tesis eder, münkeri zayıflatır. Toplum ahlâkının temelinde neyin iyi neyin kötü olarak tanımlanacağı sorusu vardır. Neyin iyi neyin kötü olarak tanımlanacağı da en iyi şekilde “ilahi kaynak”tan elde edilir. Akıl ilahi kaynağın muhatabıdır. Bu çerçevede yapılacak iyi-kötü tanımı, maruf ve münkerin ne oldu-

ğunu tayin eder. İyilikte yarışmak, fedakâr olmak, digergâm olmak, muhtaçlara yardımda bulunmak, aile müessesini sürdürmek, cinsel ahlakın muhafazası, sosyal terbiye v.b. hep maruf ve muamelat ahla-

kının kabulüyle mümkün olur. Dolayısıyla, maruftan muamelata toplumsal ahlak, bir İslami sivil toplum an-layışının da ön şartıdır. Maruf ve muâmelât ahlâkının Muallim-i Evveli Hz. Peygamber (sav), “Yaşadığınız hal üzere ölecek, öldüğünüz hal üzere haşrolunacaksınız” ha-tırlatmasıyla maruf ahlakının ruh haline işaret buyur-muş, “Dünya işlerinde kendinizden daha aşağıda olana, uhrevî meselelerde de sizden daha yüksek olanlar bakınız” beyanıyla sosyal-ekonomik vs ihtirasların kontrol edil-mesi gereğini tebliğ etmiştir. Bu iki nebevî işaret bile toplumsal ahlâkın yani maruf ahlakının temel taşları olmaya yeterlidir. Umarız, yaklaşan Ramazan’ın bereket ve deruni tecrübesiyle gelecek kuşaklara maruf ve muâ-melât benimsetecek bir dindarlık anlayışına kavuşmak mümkün olur.

Selam ve dostlukla.

İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (IV)

Neyin iyi neyin kötü olarak tanımlanacağı da en iyi

şekilde “ilahi kaynak”tan elde edilir.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

6

13

7

Bergen Op Zoom HDV Ulu

Camii’nde multikültürel iftar

HDV’ye bağlı camilerinin

Kadın Kolları yöneticileri

Zaandam’da toplandı

Uyum Bakanı Eberhard van der

Laan HDV Zaandam Sultan

Ahmet Camii’ni ziyaret etti

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

AĞUSTOS • 2009SAYI 5

Ağustos Sayı 5

Page 21: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 21

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Ramazan-ı Şerif ’in Kadir Gecesini multuladığı bu günlerde sizlerle yeni sayımızda buluşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Şimdiden Leyle-i Kadir ve Bayramınızı tebrik ediyorum. Ramazan ayının ve Kadir Gecesi’nin feyiz ve bereketini sizlerle tatmak amacı ile her iftarımızı Hollanda’nın değişik şehirlerinde bulunan cemiyetlerimizde açarken, çoğu kez gençler ve cemaatimizin ilgisi karşısında sahur vaktine kadar kadar gönül sohbetlerinde beraber olduk. Bu sohbetlerimizin herbirinde farklı konulardan oluşan yerel gündemler,-ihtiyaçlar çerçevesinde cemaatimizin her kesimi ile istişarelerde bulunduk. Sizlere bu sütünlardan o atmosferden kesitler sunmanın zorluğunun idraki ile yerel gündemlerden hareketle Hollanda Diyanet Vakfımızın yeni vizyon ve misyonu açısından hizmet anlayışımızı sunmaya çalışacağım. Ziyaretinde bulunduğum her camimizde Ramazan ayının da manevi atmosferinden gençlerimiz başta olmak üzere kadın, erkek her yaş ve kesimden camilerimize yoğun bir ilginin olduğunu müşahade ettik. Özellikle gençlerimize Vakfımızın yeni vizyonunu aktardığımızda tarifi mümkün olmayan heyacan ve ümit dolu ve bilmukabele bizi de heycanlandıran duygu selleri ile karşılaştık. Kısaca Yeni Hizmet anlayışımız ‘daha yoğun bir şekilde insan eksenli’ olacak diyoruz. Şüphesiz bu güne kadar vakfımızın bütün hizmetleri insan eksenli olmuştur. Ancak yeni vizyonumuzla bu dönemde gençler, kadınlar ve yaşlılar için yeni bir yapılanma ve çalışma ile Onların dini, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamaya ağırlık vermeye çalışacağız. Şüphesiz bu kolay olmayacaktır. Bir çok noktada ve pek çok kurumda olduğu gibi bizim de yetersizliklerimiz bulunmaktadır. Ama yeni yapılanmamız ile hep beraber bu olumsuzlukları gidererek mesafe katetmek durumundayız. Bunun için kadın erkek tüm şube idarecileri ve gençlerimizin desteğini bekliyor ve onlara güveniyoruz.

Camilerimiz bünyesinde onbin civarında çocuk başta din ve kültürü dersleri almakta bir o kadar genç değişik kültür faaliyetlerine katılmakta, ayrıca kadın ve yaşlılar için aktiviteler yapılmaktadır. Bu faaliyetlerin eğitim açısından daha planlı ve profesyonel olarak yürütülmesi gerektiğini her fırsatta dile getirenlerle paylaşmaktayız. Gençlerimizin dini, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanması onların her yönü ile hayata hazırlanmasının manevi sorumluluğu her an omuzlarımızdadır. Ancak bütün bunların gerçekleştirilmesi gönüllü katkı, altyapı imkanları hepsinden önemlisi yetişmiş eleman ve zaman gerektirmektedir. Zamanın hızla akıp gitmesi karşısında gençlerimiz için bu imkanların acilen istenilen seviyede gerçekleştirilememesi elbette memnun edici bir durum değildir. Ancak bu olgu zorlu bir süreci gerektirir. İyi planlanmamış ve

temeli sağlamlaştırılmamış bir süreç kazanım yerine kayıpla sonuçlanabileceğinden, sabır ve ümitle çalışmalarımızı sürdürmek durumundayız. Yeni vizyonumuz kapsamında başlattığımız gençlik çalışmalarımız, kısa denilebilecek sürede çok güzel neticeler vermeye başlamıştır. Bunlardan bir örneği kendisini yetiştiren ana- baba ve hocalarına tebrik ve teşekkürlerimi sunarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Kendileri ile bir gönül sohbetinde bulunduğumuz gençlerden biri bir zaman sonra bir Mirac gecesinin sabahında şöyle yazmıştı derûnî bir zerafetle:

“Muhterem Hocam, Bu ulvi gecenin, bu karanlik vaktinde, bir Ensarın, Urumçili bi aksakallının, Üsküplü bir bektaşın ve Anadolulu bi bebeciğin en masum en naif en latif tebessümüyle BİR olsun gönlünüz.. Niceliğini bilmediğim miktar kere. Saygılarımla, Not; Yahya Kemal’in ‘Minaresiz Semtler’ makalesini okudum az evvel ve Avrupa daki Turklerin kaderine o kadar benzettim ki, şaşırdım kaldım. Paylaşmak istedim. “

Hollanda’da doğup büyümüş ve üniversite okuyan bir müslüman Türk gencinin bu genç yaşta taşıdığı tefekkür ve ufuk coğrafyasını yansıtan ve dualarını ilettiği muhatabının göz pınarlarına bir yağmur bereketi ihsan eden Mirac gecesinde yazılmış bu satırlarına Berat kandilinde yazılmış cevabi mesaj ise şöyleydi:

“..... Bir üniversite hocasına yaz mevsiminin bağrında verilebilecek en güzel hediyeydi duaların... Dualarına ve dileklerine can-ı gönülden katılıyor... çok yerinde hatırlattığın Ezansız Semtler’den bir esintiyi paylaşıyorum fikriyat ve hissiyatımın özeti olarak:

‘......Artık Türk milletinin ruhu bir rayiha gibi uçtu mu? Hayır büyük bir kütlede yine o ruh var, fakat biz son nesil bir sürü gibi, büyük kafileden uzaklaştık, kaybolduk, fakat daha uzağa gitmeyeceğiz, yeni tarzda yaşayışla cedlerimizin diyanetini meczedip (bir araya getirip) bizi bu çoraklıktan, bu karanlıktan, bu ufunetten kurtaracak mürşidler, şairler, edipler, hatibler, yetişmedi, fakat gayet tabii bir revişle (gidişle) büyük kafileye, kendi kendimize döneceğiz. “

Buna amin ve inşaAllah diyorum.. tünelin ucunda ışığı görüyorum.. frenk diyarında “ensarın, urumçili bir aksakalın, Üsküplü bir bektaşın ve Anadolulu bir bebeciğin en masum en naif en latif tebessümünü güzel çehresinde” her şeye rağmen taşıyabilen siz gençlerin varlığı beni ümid ile ihya ediyor.. Sizi yetiştiren ana-babalarınıza selam olsun... Ruhunun rayihasını kaybetmeyen sizlere selam olsun. Allah’a emanet olasın.”

Tüm dostlara selam ve dua ile....

İnsan Eksenli Hizmet Anlayışımız

Kısacası Yeni Hizmet anlayışımız ‘daha yoğun bir şekilde insan eksenli’

olacak diyoruz.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

5

14

12

T.C. Lahey Büyükelçisi HDV

iftarında halkımızla buluştu

Kilisede düzenlenen iftara büyük ilgi

Heerhugowaard HDV

Mimar Sinan Camii’nde iftar

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

EYLÜL • 2009SAYI 6

Eylül Sayı 6

Page 22: Ozelsayi2009

22 | HDV BÜLTEN 2009

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Değerli Dostlar, yine başa döndük. Din me-selesinde temel sorulardan birisini tekrar hatırlayalım. Din insan hayatında önemli

pek çok “şey”den herhangi bir şey midir? Yoksa, insanın hayatına maddi-manevi yön vermekle kalmayıp, yolda, istikamette tutan ilkeler ve değerlerin en temel kaynağı mıdır? Mesela, din yerine, sadece ve öncelikle aklımıza ve içgüdülerimize dayansak daha iyi olmaz mıydı? Her-kes bir şeylere inanıyor. Niye bir dine bağlı olmak gerek-sin? Din sadece bir inanç mıdır? İnsanlık tarihinin en önemli akli zenginliklerinden olan felsefe neden kitlelere rehberlik edememiş de insanların çoğunluğu kendince bir dine bağlı olarak hayatlarını yaşamak ihtiyacı içinde olmuşlardır? Dünya tarihi boyunca neden insanlar hep bir şekilde “dini rehberlik” ihtiyacı içinde olmuşlar, niçin bir kısmı dini-manevi ilkele-ri reddederken ya da Tanrı’ya isyan ederken bile hayatını bir şekilde din ile ilgilenerek geçirmişlerdir? Dinler, tarih boyunca çatışmaya ve savaşlara gerekçe gösterilmemiş midir? Buna rağmen hala neden insanlığın çoğunluğu bir dine bağlı olarak hayatını sürdürmektedir? Dünyada pek çok dini gele-nek varken neden mesela İslamiyet, bir son din olma iddiası taşır? Bu mümkün müdür? İslamiyet’ten sonra başka bir evrensel din çıkmamıştır. İslam’ın son ve tek hak din olma özelliği yanında, meselâ sonradan özellikle 20. y.y.’da ortaya çıkan bazı dini hareketlerin durumu ne olacaktır? Allah herkesin tanrısı, rabbi ise ve İslam tek hak din ise Yaratıcı neden birden çok peygamber ve va-hiy göndermiştir? İslam dünyada müntesiplerinin sayısı itibariyle en hızla büyüyen bir din olmakla beraber yine de milyonlarca-milyarlarca insan neden İslam dışındaki dinlere inanmaya devam etmektedir? Bunların dünyada ve ahirette akıbeti dinen ne olacaktır?

Bu soruların cevabı biraz dikkat ister. Çağdaş insanın zihnindeki bu soruların cevabı her şeyden önce “din ne-dir?” sorusuna cevap vermekle mümkündür.

Dinin tanımlanması gereği dinin anlaşılmasının zor olması sebebiyle değildir. İnsanlar yaşadıkları çağın ve kültürün etkisi altında dini anlama konusunda farklı düşünceler geliştirirler. Bu nedenle, dinin kendi kaynak-ları ve tarihi tecrübe ışığında nasıl anlaşılması gerektiği-nin hatırlanması gerekir.

Dinin tanımı, tarih boyunca filozofları, düşünürle-ri meşgul etmiş olan bir temel soruyla da ilgilidir. Bu soru “hakikat” sorusudur. Hakikat nedir? Bilinebilir mi? Din hakikatın anlaşılması için mi vardır? “Hakikat” diye bir şeyin varlığına inanmaya insanı ne yönlendirir? Ce-vap kısaca şudur: Bize kendisini tasdik ettirmek isteyen

bir gerçeklik her an bizi içimizden (enfüs) ve dışımızdan (âfâk) uyar-maktadır. İçimizden uyarmaktadır çünkü fıtratımız böyle yaratılmıştır. Dışımızdan yani kainat, tabiat, tarih ve toplum tecrübemiz de bize “haki-kat” diye bir gerçekliğin belki de var olduğu yani bizim gördüğümüzün

ötesinde ve üstünde bir hakikatın varlığı hakkında bizi uyarır. Bu uyarıya “hakikat arayışı” diyoruz. Dolayısıyla aradığımız şeyin özü dinin işaret ettiği hedeftir. Dinin işaret ettiği yaşayış ve anlayış bizim için “hakikat”e ya-kınlaşmaktır. Belki de hakikatı beşeri sınırlarda tamamen anlamamız mümkün değildir. Mümkün olan “hakikat”e yak(ın)laşmaktır. O da dinin tarif ettiği inanma ve yaşa-ma ölçüleri dairesinde mümkün olacaktır. Dindarlığımız ölçüsünde hakikate yakınlaşır ve deruni olarak algılarız. Dindarlığımızın azalması ölçüsünde de eşya ve olayların sadece zahiriyle meşgul olmaya başlarız. Ötesi görünme-meye başlar. Din “hakikat”e aracılık eder. O zaman soru, hangi dinin hakikatin özünü muhafaza etmeye devam ettiği sorusudur. Bir sonraki sayımızda devam edelim.

Selam ve dostlukla.

Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (I)

Dinin tanımı, tarih boyunca filozofları, düşünürleri

meşgul etmiş olan bir temel soruyla da ilgilidir. Bu soru

“hakikat” sorusudur.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

4

8

6

T.C. Diyanet İşleri Başkan

Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er Hollanda’ya geldi

Roermond HDV Fatih Camii hizmete açıldı

Bergen Op Zoom HDV Ulu

Camii hizmete açıldı

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

EKİM • 2009SAYI 7

Ekim Sayı 7

Page 23: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 23

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Değerli Dostlar,

Bir önceki sayımızda “dinin tanımı” meselesinde kalmıştık. Din, insanları bu dünyada acı ve fe-laketlerle, ölüm korkusuyla deneyerek, ahirette

de şiddetli cehennem azabı ile korkutarak baskı altına alan bir uyarıdan ibaret değildir. İnsanın yeteneklerinin, kendini gerçekleştirmesinin önünde engel olan ya da toplumda güçlülerin zayıfları sömürmek ve halkı uyuş-turmak için kullandığı bir araç da değildir. Böyle düşün-mek için vahye dayanan ve hem akla hem de ruha hitap eden bir dinin insan üze-rindeki manevi etkisini anlamamış olmak gerekir. Din insanın hayatında akli olanla akli olmayanın ortasındaki kavşak nok-tasında hayatı anlamlandıran bir rehber olarak yer alır. Bazılarının tanımladığı gibi, din sadece bir “yüce varlık” inancın-dan ibaret değildir. ‘Din’ kelimesi, daha geniş bir anlam çerçevesine sahiptir.

İslami kaynaklarda yani Kur’an-ı Kerîm’de ve Hadis-i Şerîflerde bir çok manada kullanılan din kelimesi, İslam âlimlerinin eserlerinde inanmayı, bir yaratıcıya itaat ve ibadet etmeyi, ahlâki davranışları, fazilet ve iyilik-leri, toplumsal düzende yapılmasına dikkat edilmesi gereken hususları, doğru yolda, sırât-ı müstakîmde olmayı ifade eder. Psikologlar, sosyologlar, filozoflar da din tanımları yapmışlardır. Meselâ, psikologlara göre din bir üst benlik olayı, yani bireyi topluluğa bağlayan kişi-sel yapısının yansıması ile ortaya çıkan bir kurumdur. Sosyologlara göre ise din tamamen toplumdaki bir arada yaşamayı sağlayan değerlerin zamanla inanca ve geleneğe dönüşmesiyle ortay çıkar. Tasavvuf ve din psikologlarına göre ise din, insân-ı kâmil olmaya olmaya sevkeden bir derûnî terbiyedir. Herşeyden önce bir inancın din ola-bilmesi için, dört temel unsuru içinde bulundurması gerekir. Bunlar, iman, ibadet, ahlak ve bu ahlâkî ölçü-lere uygun amellerdir. İmanın içinde bir Yüce Tanrı’ya inanç, vahiy, peygamber, melek ve mukaddes kitap var-dır. İbadet ise, bir mabet ve cemaat bulunması anlamına gelir. Bunların hepsinin ötesinde din tanımlamalarının ortak noktası, insanlara bir hayat tarzı, bir dünya görüşü

sunmasıdır. Din, insana, bir değer biçme ve yaşama tarzı verir. Yaratıcı’ya isteyerek bağlanma ve manevi ihtiyacını karşılama yolu gösterir.

Tanımını bu şekilde yapabildiğimiz din(ler), genellik-le “ilahi ve beşeri dinler” ya da “vahiy kaynaklı olan ve olmayan dinler” şeklinde ikiye ayrılır. Bunlara gelişmiş ve gelişmemiş (kabile dinleri) dinler de denir. Vahiy kay-naklı dinler, aynı temel esaslar üzerinde durmuş ve aynı hakikatlere vurguda bulunmuşlardır. Allah tarafından

gönderilen her peygamber, temel disip-linler açısından –o günün şartlarına ve zamanın ihtiyaçlarına uygunluk çerçe-vesinde– bir öncekinin devamı, tamam-layıcısı olarak davranmıştır. Kendisin-den önceki peygamberlerin mesajını yalnız tekrar etmemiş, açıklama isteyen hususları açmıştır. Yenilenmesi gereken meselelerde “yeniliğe” (tecdîde) yönel-miştir. Bütün peygamberler, hep aynı konular etrafında yoğunlaşmıştır: Tev-

hid, nübüvvet, haşir-neşir ve ibadet. Allah Teâlâ rahme-ti ve sevgisi gereği, peygamberlerle gönderdiği emir ve yasaklarda, gönderildikleri toplumların ilim ve kavrayış seviyesini ve ihtiyaçlarını dikkate almıştır. İslam’ın vahiy tarihi anlayışına göre, bütün peygamberlerin getirdiği mesajın da özü İslam’dır. En sonunda da Peygamber Efendimiz ile “Din” kemâle ermiş, din adına son nokta konulmuştur: “Bugün sizin için dininizi kemale erdir-dim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.” (Maide, 5:3) Bu âyette belirtildiği üzere son din olarak tayin edilen İslam’ın yanında günümüz-de yaşayan eski dini gelenekler arasında dört büyük dini gelenek vardır ki, Müslümanlar İslam’ın doğuşundan iti-baren bu dinleri tanımışlar, mensuplarıyla birlikte yaşa-mışlardır. Bunlar Yahudilik, Hıristiyanlık, Hinduizm ve Budizm dinleridir. Gelecek ay buluşmak ümidiyle.

Selam ve dostlukla.

Modern Çağda Din ve Peygamber mi? (II)

Bütün peygamberler, hep aynı konular etrafında yoğunlaşmıştır: Tevhid, nübüvvet, haşir-neşir ve

ibadet. Allah Teâlâ rahmeti ve sevgisi gereği, peygamberlerle gönderdiği emir ve yasaklarda,

gönderildikleri toplumların ilim ve kavrayış seviyesini ve ihtiyaçlarını dikkate almıştır.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

4

14

5

Din Hizmetleri Müşaviri Avrupa

Dini Liderler Konseyi’ne katıldı

Rotterdam Din Hizmetleri

Ataşesi “İslam ve Çevre” konferansına katıldı

Din Hizmetleri Müşaviri

Hollanda Adalet Bakanıyla

konferansa katıldı

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

KASIM • 2009SAYI 8

Kasım Sayı 8

Page 24: Ozelsayi2009

24 | HDV BÜLTEN 2009

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Değerli Dostlar,

Büyük şairlerimizden merhum Necip Fazıl Kısakürek’in “her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; oluklar çift, birinden nur akar birinden kir” dizesinde olduğu gibi

hayatımız su gibi, tarih gibi, yıldız gibi akıyor ve fani olan yeryü-zünün bir çeşit hesabıyla bir yılın sonunda ve bir diğer yılın yani 2010 yılının eşiğindeyiz. Bir yandan “-ne değişecek ki?” diye soru-labilirken öte yandan “-gerçekten 2009 diye bir zaman dilimi var mıydı ve 2010 denilen bir ‘yeni’ zamana mı giriyoruz?” diye de so-rulabilecektir. İnsan hayatı bir anlamda ‘zaman denilen akış ile bir diyalog”tan ibarettir. Zamanla bu diyalogda, alnı secdeyle yabancı olmayanlar bilir ki, ibadettir insana anlam katan. Az da olsa ibadet eden, secdeyle barışık, elleri semaya, gözleri ufka yönelmiş insanın “zaman” idraki daha da derinleşir. Öyle demiyor mu yine şair,

“Dua, dua, eller karıncalanmış; Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış... Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu; İplik ki, incecik, örer boşluğu”

Örülmedik boşluk kalmamalı iç dünyamızda 2010 yılına girer-ken. “Ey Rabbim. Göğsümü aç, genişlet. İşimi kolaylaştır. Dilimde bulunan düğümü çöz de, anlasınlar beni” (“Rabbişrahlî sadrî ve yessirlî emrî. Vahlu-l’ ukdeten min lisanî yefkahû kavlî”, Tâhâ sûresi: 25-28) derken dualarımızda, bazen iç muhasebemizin ifadesi olan şiirlerin diliyle de, mesela, Can Yücel’in dizeleriyle,

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. “O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini... Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin.”

Tabii ki, odada yürüyebiliriz de paldır küldür, hayatta yürümek bir incelik, bir farkındalık ve bir fanilik bilinci ister. Sahip oldu-ğumuzu zannettiğimiz şeyleri fazlaca sahiplenmeden sonsuzluğun bilincinde olacağız ki, 2009’a elveda demek bizi üzmesin ve 2010’a girmek de bizi gereğinden fazla heyecanlandırmasın. Neye sahiple-neceğimize dikkat ederek yaşayabilmeliyiz şaire göre…

“İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları...

Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim” diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...”

2010’un ucundan tutmak üzereyken, yani, “yılbaşı”na girerken, önceki sayımızdaki konuya ara verip, sizlerle “Yılbaşı-Noel Ne-dir?” sorusunun cevabını paylaşmak istedim. Bu konuda bir bilgi kirlenmesi ve hatta “bilgi saptırması” olduğu bir gerçektir. Konu, “Müslümanlar bir Hıristiyan adetini mi kutluyorlar?” sorusundan öte bir sorudur. Bu bültende “Yılbaşı ve Noel” başlıklı yazıda bu soruya cevap verilmektedir.

Noel ve yılbaşı kutlamaları sadece eski çok tanrıcı inanç ve efsanelere dayanmakta olup Hıristiyanlığa da sonradan girdiği ve günümüzde aşırı tüketime yönelten bir eğlenceye dönüştüğü için dünyada pek çok Hıristiyan tarafından da hoş karşılanmamaktadır. Noel, pagan köklerden gelerek Hıristiyanlaşmış bir Hıristiyan bay-ramı olmakla beraber, Hıristiyan olmayan ülkelerde de en azından birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak Yılbaşı tatili şeklinde kutlan-maktadır. Noel’in dini boyutunun anlaşılması için Yunan ve Pagan mitolojileri ile Hıristiyan inançlarının tarihi ilişkisi anlaşılmalıdır.

Özellikle Müslüman olmayan ülkelerde yaşayan müslümanlar, içinde yaşadıkları hakim toplumda yılbaşını “kutlayan” komşuları-na, bu onların kültürü ve örfü olduğu için, “yeni yıl – mutlu yıllar” dileğinde bulunabilirler, ancak “Hıristiyan inançları kapsamında bir ayin ya da kutlamaya katılmaları “kurumsal düzeyde Müslü-manları temsilen bir dua vesilesi olarak davet edilmeleri” hali dışın-da, caiz değildir. Her nasıl tanımlanırsa tanımlansın, yaşadığımız zaman dilimi, takvim bir şekilde Batılı ve Hıristiyan bir takvim anlayışıyla yeni bir yıla girmektedir. Bunu dahi “maruf ve münker terazisi”nde bir vesile görerek ellerimizi açıyor semaya ve şöyle yalvarıyoruz “zamanın ve mekanın Sahibi”ne,

“Rabbic’alnî mukîmessalatî ve min zürriyetî. Rabbenâ ve te-kabbel duâ. Rabbenağfirlî ve-li vâlideyye velil muminîne, yevme yekûmu-l’hisâb”

“Rabbim beni namazını dosdoğru, mükemmel şekilde kılan bir insan yap. Zürriyetimden de böyle insanlar yarat. Ey Rabbimiz! Dualarımızı kabul et. Rabbimiz, Kıyametin kopacağı günde, beni ana ve babamı ve müminleri bağışla.” ( İbrahim sûresi 40–41 )

Yeni Bir Yıla Girerken

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

4

9

5

Din Hizmetleri Müşaviri

Clingendael Enstitüsü’nde

Uygur Türkleri lideri Rabia

Kader HDV’yi ziyaret etti

Din Hizmetleri Müşaviri

Avrupa Konseyi’nde

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

ARALIK • 2009SAYI 9

Aralık Sayı 9

Page 25: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 25

HABERLER SAYI 1BAŞYAZILAR

Çoktanrılı (pagan) Greko-Roman kültü-ründe tanrı heykelleri önünde tapını-

lırken kutsanma ve bereket ifadesi olarak yağ-lanan heykeller için kullanılan christos (yağla kutsanmış), zamanla Christ (İsa) için kulla-nılmış ve “yağla kutsanmış bereket tanrısı”na dönüştürülmüştür. “Christ-mass”daki “mass” kelimesi Farsça mizd (tanrı adına yenilen akşam yemeği) kelimesinin Latince karşılığı missa kelimesinden Batı dillerine geçmiştir. Roma pagan kültüründeki yaygın dinlerden olan Fars kökenli Mitraizm’de tanrı Mithra’nın yeryüzüne inerek, Zodiak’ın 12 simgesine kar-şılık gelen 12 havarisiyle dünyayı dolaştığına, sonunda insanlığın günahları için kendini feda ettiğine inanılırdı. Bir boğanın öldürülerek tanrıya adanması, kanının içilip etinin yenmesi şeklinde uygulanan Mitraist festival Hıristiyan Pazar ayinini etkilemiş ve Christ-mass ortaya çıkmıştır.

Christmas’ın aslı eski Roma’daki Hıristiyan-lık öncesinde varolan ve Aralık sonunda kut-lamaları başlayan Saturnali festivaline dayanır. Bu festivale çok-tanrılı inanç öğeleri karış-maktaydı. “Güneş tanrısı” Mitra’ya tapınmak oradaki putperest ayinlerinin en önemlilerin-dendi. Mitra’nın doğum günü olarak 25 Ara-lık kabul edilirdi. Hıristiyan bilginlerine göre İsa Peygamber’in doğum günü de tam olarak bilinemediği için 25 Aralık Batı Hıristiyanlığı tarafından İsa’nın doğum günü olarak kabul edildi. Her ne kadar İsa Peygamber Cumartesi günleri ibadet geleneğini devam ettirmişse de, Pazar (Sunday/güneş günü) günlerinin Hıris-tiyanlarca ibadet günü kabul edilmesi de bu döneme rastlar ve aslen “güneş festivali”nden kaynaklanır. Kilise babalarından Tertullian bu dönüşüm ve etkileşimden bahseder. Saturnali festivalinin, Christmas kutlamasına dönüştü-rülmesi ilk kez M.S. 353 veya 354’te Roma’da Papa Liberius zamanında olmuştur. Hıristiyan ilahiyatçılara göre bazı putperest festival ve ayinlerinin Hıristiyanlarca da kutlanmasının nedeni o dönemlerde Roma’daki Hint-İran kökenli Mitra inancına karşı Hıristiyanlığı korumaktı. Christmas bunların en çok bilinen örneğidir ve günümüzde Batı Hıristiyanları ta-rafından 25 Aralık’ta kutlanır, 1 Ocak’ta Noel eğlenceleriyle birleşir. Doğu Hıristiyanları ise aynı kutlamayı 6 Ocak’ta yaparlar. Fark, bir tarihlendirme ihtilafından ibarettir.

Christmas ve yılbaşı eğlenceleri, zamanla Noel efsanesiyle birleşmiştir. Efsanevi Hıristi-

yan azizi Santa Claus için “noel baba” ifadesi kullanılmaya başlamıştır. Bilinen özellikle-ri ilk kez 1870’de Thomas Nast adlı bir res-sam tarafından çizilmiş ve ayrıca Clement C. Moore’un “Noel babanın ziyareti” adlı şiirinde anlatılmıştır. Efsaneye göre evi buzlar ülkesi kuzey kutbunda, kızağını ren geyiği çekmekte. Tarihte 4.yy’da (352’de Aralık ayında ölmüş) bugünkü Antalya’nın Demre ilçesinde Hıris-tiyan piskoposu olarak yaşayan Santa (aziz) Nikolas’nın yardımseverliği hikâyesi, zamanla Noel Baba adıyla çocuklara hediyeler getiren bir efsaneye dönüşmüştür. Hıristiyan ilahi-yatçılarına göre aslında Hıristiyan inançla-rında yeri olmayan Noel kutlaması, eski çok tanrılı Roma kültüründen geçmiştir. Aziz Ni-kolas ismi zamanla Santa Claus’a dönüşmüş ve Hollanda’da Sinter Klaus, Amerika’da ve Kanada’da Santa CLAUS, İngiltere’de Peder Christmas, İspanya, Brezilya ve Peru’da Noel Baba denilmiştir.

Batı ülkelerinin çoğunda insanlar birbir-lerini “mutlu doğum kutlaması” anlamında “merry Christmas” ifadesiyle kutlarlar. Noel Babanın (Santa Claus) Demre’de yaşadığı ileri sürülmüşse de, 1087 yılında İtalyan tüccarları-nın onun mezarından cesedini çalarak İtalya’ya götürdüklerine inanıldığı için bugün onun adıyla anılan ziyaret yeri, İtalya’nın güneyinde küçük bir Katolik kasabası Bari’dedir.

Süslü çam ağacı, bazı kaynaklara göre Yu-nan ve Roma çok tanrılı kültürlerindeki At-tis tanrısına ibadet ayininden kaynaklanır. Attis’in bereket tanrısı olduğuna ve sonradan bunu görmek için çam ağacında vücut buldu-ğuna inanılırdı. Çam ağacına bereket sembolü olarak tapınılırdı. Başka kaynaklarda noel’deki çam ağacının İskandinav dini inançları ve efsa-nelerindeki kutsal olduğuna inanılan bir çam ağacı inanışına dayandığı anlatılır. Efsaneye göre İskandinav tanrılarından Odin dünyayı yarattıktan sonra kendisini evrenin ağacı deni-len hiç solmayan bir çam ağacına asar. Böylece hikmet ve bilgiye dönüştüğüne inanılır. Bu çam ağacı efsanesinde Odin’in kendisini feda edişi, Hıristiyanlarca İsa’nın çarmıha gerilişine benzetilir. Bir başka anlayışa göre çam ağacı ve mumlar antik Aryan inançlarında Yule festiva-linden kaynaklanmaktadır. Çam ağacı ölüm-süzlüğü temsil eder, mumların ise kötü ruhları ve cadıları kovmak için yakıldığına inanılırdı. Mumlar yakılarak ağaca bağlanırdı. Gündüz-lerin çok kısa olduğu İskandinav ülkelerinde

Hıristiyanlıktan önce var olan Yule kutlan-ması, yılın en kısa “gündüz”ünde yapılan bir pagan kutlamasıyla Yılbaşı-Noel kutlaması olarak 25 Aralık’a denk geliyordu. Noel-Yılba-şında domuz eti yenilmesi de putperest Yule festivalinin uygulamalarından gelmektedir. Bu gelenek, yani çam ağacı, yılbaşında özellikle domuz eti ve mumlar, Avrupa’da devam etmiş, her türlü kutlamada mumlar ya da daha ge-niş aydınlatma yöntemleriyle sürdürülmüştür. Ağaca asılan küçük ay, güneş ve yıldız süsleri de Babil tanrılarının simgeleridir. Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa eski Mezopotamya, Yunan ve Roma inançlarından geçerek günümüze kadar gelmiştir.

Noel ve yılbaşı kutlamaları sadece eski çok tanrıcı inanç ve efsanelere dayanmakta olup Hıristiyanlığa da sonradan girdiği ve günü-müzde aşırı tüketime yönelten bir eğlenceye dönüştüğü için dünyada pek çok Hıristiyan tarafından da hoş karşılanmamaktadır. Noel, pagan köklerden gelerek Hıristiyanlaşmış bir Hıristiyan bayramı olmakla beraber, Hıris-tiyan olmayan ülkelerde de en azından birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak Yılbaşı tatili şeklinde kutlanmaktadır. Noel’in dini boyu-tunun anlaşılması için Yunan ve Pagan mito-lojileri ile Hıristiyan inançlarının tarihi ilişkisi anlaşılmalıdır.

Bu bilgilerden anlamamız gereken sonuç ise şudur: özellikle Müslüman olmayan ülke-lerde yaşayan müslümanlar, içinde yaşadıkları hakim toplumda yılbaşını “kutlayan” komşu-larına, bu onların kültürü ve örfü olduğu için, “yeni yıl – mutlu yıllar” dileğinde bulunabilir-ler, ancak “Hıristiyan inançları kapsamında bir ayin ya da kutlamaya katılmaları “kurumsal düzeyde Müslümanları temsilen bir dua vesi-lesi olarak davet edilmeleri” hali dışında, caiz değildir. Her nasıl tanımlanırsa tanımlansın, yaşadığımız zaman dilimi, takvim bir şekil-de Batılı ve Hıristiyan bir takvim anlayışıyla yeni bir yıla girmektedir. Bunu dahi “maruf ve münker terazisi”nde bir vesile görerek elle-rimizi açıyor semaya ve şöyle yalvarıyoruz “za-manın ve mekanın Sahibi”ne,

“Rabbic’alnî mukîmessalatî ve min zürri-yetî. Rabbenâ ve tekabbel duâ. Rabbenağfirlî ve-li vâlideyye velil muminîne, yevme yekû-mu-l’hisâb”

“Rabbim beni namazını dosdoğru, mükem-mel şekilde kılan bir insan yap. Zürriyetimden de böyle insanlar yarat. Ey Rabbimiz! Duaları-mızı kabul et. Rabbimiz, Kıyametin kopacağı günde, beni ana ve babamı ve müminleri ba-ğışla.” ( İbrahim sûresi 40–41 )

(Kaynak: Diyanet İslam Ansk. Noel Maddesi Doç. Dr. Bülent Şenay)

YILBAŞI ve NOELHıristiyan kültüründe yılbaşı kutlamalarını ifade eden Noel kelimesi, Latince natalis (doğuş) kelimesinden türeyerek Batı dillerine geçmiştir. Yılbaşı kutlaması için Christmas (kırismıs) da kullanılır ki “Mesih’in doğumunun kutlanması” anlamına gelen Christ-Mass kelimesinden gelir.

Page 26: Ozelsayi2009

26 | HDV BÜLTEN 2009

Komşuluk ve komşu hakları, dinimizin çok önem verdiği hususlardandır. İslam’ın bazı temel ilkelerinin zikredildiği şu ayet-i ke-

rime, komşuların birbirlerine iyi davranmaları ge-rektiğini açıkça vurgulamaktır: “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve hizmeti-nizde bulunan kimselere iyilik edin...” (Nisâ suresi, ayet 4/36)

Komşuluğun dinimizde ne kadar önemli olduğunu ifade eden Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna iyilik etsin.” (Buhari ve Müslim. Ne-vevi, 40 Hadis, No 15) “Allah katında dostların en iyisi, arkadaşına iyi davranan; komşuların en iyisi de, komşusuna en iyi davranan-dır.” (Tâc, c. 5) “Cebrail (a.s.) komşuya iyilik etmeyi bana o kadar çok tavsiye etti ki, neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.” (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr 140–141;Tirmizî, Birr, 28; İbn Mâce, Edeb, 4)

Kur’an’da ve hadis-i şeriflerde vurgulanan bu ko-nuya gerektiği gibi önem vermeyenler ise Peygamber Efendimizin şu uyarısına muhatap olmaktadırlar: “Yapacağı kötülüklerden komşusu güven içinde ol-mayan kimse cennete giremez.” (Müslim, İman, 73; Buhari, Edeb, 29; Tirmizi, Kıyamet, 60)

Dinimizin bu yönlendirmeleriyle Müslümanlar bu konuda çok güzel davranış örnekleri sergilemişlerdir. Komşu hakları, gözetilmesi gereken kutsal haklardan sayılmıştır. Komşunun canı, malı, namusu, korunma-

sı elzem olan öncelikli hususlar olmuştur. Komşunun kederini paylaşmak, sevincine ortak olmak, onun acı-tatlı her şeyiyle ilgilenmek, dinî bir görev olmuştur.

İslam’dan aldığı bu ruh ve ilkelerle şekillenen Türk kültürü, komşuluk ilişkilerinin nasıl olması gerektiği-ni dünyaya anlatan güzel örneklerle doludur. Dükkân komşusunun henüz siftah etmediğini takip edecek bir duyarlılığa sahip olan esnaflar, ikinci müşteri-sini komşusuna yönlendirecek bir olgunluğa ve gö-

nül zenginliğine ulaşmışlardır. Komşuların birbirlerine karşı sevgi, saygı, hoşgörü ve teva-zu içinde olduklarını gösteren böylesi güzel örnekler tarihimi-zin altın sayfalarında fazlasıyla mevcuttur.

Millet olarak, gayrimüslim komşularımızla da kurduğumuz ve asırlarca devam ettirdiğimiz güzel komşuluk ilişkilerimiz bize has kül-türel bir değerimizdir. Çünkü biz; dili, dini ve kökeni farklı olan topluluklarla aynı şehri, aynı mahalleyi, aynı sokağı hatta hayatı barış içinde asırlarca paylaşa-bilmiş ve farklılıklara hoşgörüyle bakmayı başarabil-miş bir medeniyetin mensuplarıyız.

Günümüzde komşuluk ilişkilerimizin biraz yara aldığı üzüntüyle müşahede edilmektedir. Komşular bugün belki birbirlerinin külüne muhtaç değillerdir ama birbirlerinin güler yüzüne kesinlikle muhtaçtır-lar.

Büyüyen şehirlerimiz belli ki, sıcak komşuluk iliş-kilerimizden de bir şeyler alıp götürdü... Aynı apart-manda oturan komşuların birbirlerini çok müstesna günlerde bile ziyaret etmediklerine şahit olabiliyoruz. Aynı asansörde bile birbirleriyle selamlaşmadan ve

Dr. M. Fevzi HamurcuRotterdam Din Hizmetleri Ataşesi

Gurbette komşu olmak

“Cebrail (a.s.) komşuya iyilik etmeyi bana o kadar

çok tavsiye etti ki, neredeyse komşuyu komşuya mirasçı

kılacak sandım.”

HDV BÜLTEN 2009

Page 27: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 27

tek kelime etmeden inip çıkan komşulara da rast-lanabilmektedir. Bu yanlış örnekleri görünce, Yüce Rabbimizin ve Peygamber Efendimizin bu konudaki buyruklarına daha fazla kulak vermemiz gerektiğini anlıyoruz.

Kendi memleketimizde akrabalarımızın ve dost-larımızın arasındayken de önemli olmakla birlikte, gurbette iken komşuluğun ve komşularımızın değeri kat kat artmaktadır. Kendi köyümüzden, kentimiz-den biraz öteye, başka bir köye ya da şehre gittiğimiz-de bile gurbet duygusunu hemen hissederiz. Yıllarca Avrupa’ya yaşayanlar ise gurbet duygusunu gönlünün daha da derinlerinde hissederler. Bu duyguyla besle-nen komşuluklar ise elbette ki, kendi memleketimiz-deki komşuluktan farklı bir anlam ve boyut kazanır. Anavatandan binlerce kilometre uzakta yaşayan insa-nımız da komşuluğa işte böylesi bir anlam yüklemiştir.

Yaklaşık yarım asırdır Avrupa’da yaşayan vatandaşla-rımız, farklı bir çevrede ayakta kalma ve var olma mücadelesi verirken şüphesiz, en büyük desteği komşularından gördü-ler. Komşular birbirlerine en yakın kişiler oldular. Akrabaları ve tüm dostları çok uzaktay-dı ama başı dara düştüğünde yardıma koşacak olan komşusu yanı başındaydı hep. Bu duygu onları birbi-rine daha da yaklaştırdı.

Hani hiç unutulmayan arkadaşlıklar, dostluklar vardır. Yıllarca anlatılır ama hiç eskimez. Asker arka-daşlığı, hac arkadaşlığı gibi... Avrupa’da bunlara bir de gurbet arkadaşlığı eklendi. Aradan yıllar geçmiştir ama birinci nesilden kiminle koyu bir sohbete tu-tuşsanız eski arkadaşlık ve komşuluk hikâyelerinden birini mutlaka anlatır size. İşte o dönemde kurulan sıkı komşuluk ilişkileri öylesine güçlü olmuştur ki, bazen ana-babadan, kardeşlerden ve akrabalardan bile daha yakın olabilmiştir komşular birbirlerine. Bazen de anne-baba olmuşlar, evlat olmuşlar birbirlerine... Hastalandığında önce komşular haberdar olmuş, ce-nazesi olmuşsa onlar ilgilenmiş ve memlekete onlar göndermiştir.

Gurbet diyarda sizi arayan, soran, bekleyen akraba-larınızdan çok uzaklarda olmak... Ve böyle bir ortam-da sizinle her şeyi paylaşan komşularınızın olması... Bu duyguları, bambaşka bir kültürün içinde yıllarca yaşamamış olanların anlayabilmesi bir hayli zordur. Bu duyguyu fazlasıyla tadan Avrupalı Türkler için komşuluk yeni bir anlam ve boyut kazanmıştır: Kom-şuluk; dayanışma ve yardımlaşma demekti, ana-baba bir kardeş olmak demekti artık. Köklerinden kopma-mak için tutundukları bir dal demekti.

Bir coğrafyaya ve vatana bağlılık gurbet duygusunu doğuruyorsa, gurbet de komşuların birbirine tutkun olmasını doğurmuş, hatta zorunlu hâle getirmiştir. Komşuluk ilişkileri sadece maddî ve manevî ihtiyaç-ların giderildiği ortamlar olmanın ötesinde bir mis-yon yüklenmiş, kimlik bilincini kazandıran, millî ve

manevî değerlerin yeni nesillere aktarıldığı araçlardan biri ol-muştur.

Bu dayanışma sayesindedir ki, bizim insanımız, bulunduk-ları ülkelere kendi ruhunu ak-settirmiştir. Bugün Avrupa’nın dört bir köşesine serpilen çok sayıdaki cami, dernek, eğitim ve kültür merkezi, vatandaş-larımızın kurdukları işyerleri

bunun belgeleridir. Gurbet diyarı artık sadece hasret çekilen mekânlar olmaktan çıkmıştır.

Günümüzün değişen ve gelişen şartlarını da göz önünde bulundurarak komşuluk olgusuna belki de yeni bir misyon daha yüklemek gerekecektir: Avru-palı insanla kurulacak güzel komşuluk ilişkileri, ken-dimizi ve değerlerimizi tanıtmamızda büyük katkılar sağlayabilir.

Kapımızı, soframızı ve gönlümüzü dün olduğu gibi komşularımıza açmayı, onların davetlerine icabet et-meyi ve yeni yakınlıklar üretmeyi daha bir ciddiyetle düşünebiliriz. Dünyanın bu yakınlıklara her zaman-kinden daha fazla muhtaç olduğu ise çok açıktır.

Kendi memleketimizde akrabalarımızın ve

dostlarımızın arasındayken de önemli olmakla birlikte, gurbette iken komşuluğun ve komşularımızın değeri

kat kat artmaktadır.

HDV BÜLTEN 2009

Page 28: Ozelsayi2009

28 | HDV BÜLTEN 2009

Pek kiymetli okuyucular, şöyle bir durup özel-likle ilk nesil ve onlardan belli bir süre sonra buralara gelen ikinci neslin penceresinden ge-

riye bir bakalım. İşte o günlerden bu günlere baktığımız zaman içinde bulunduğumuz yerin hiç de azımsanama-yacak ve küçük görülecek bir yer olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Elinizdeki bu haber bülteni de bunun gös-tergelerinden bir tanesidir. Buralara yeni gelen insanları-mıza 30-40 yıl öncesinden birileri “sizlerin Hollanda’da şu kadar caminiz olacak, buralarda yavrularına dininizi, dilinizi ve kültürünüzü öğretecek, kendiniz ve eşleriniz beş vakit namazıyla, cumasıyla, bayramıyla ve kandil gecele-riyle bu mekanların manevi ortamından faydalanacak-sınız” deselerdi, onlar bunun hayal bile olamayacağını söylerlerdi. Çünkü rızık temini için yollara düşüp, hem Hollanda’ya ve hem de Batı Avrupa’nın değişik ülke-lerine gelen ilk neslin neler çektiğini, onlarla yapılan sohbetlerde ‘bir dokun bin ah işit’ türünden durumlarla karşılaşıyor, bazen duygulanıp göz yaşlarıyla o günleri hatırlıyor, bazen de hüzünle karışık bir tebessümle o günleri yad ediyorlar. En çok da bırakın beş vakit na-maz ya da Cuma namazları kılmak, bir Bayram namazı kılabilmek için kilometrelerce yol giden onu da sadece o gün için kiralanmış cami dışındaki değişik mekanlarda kılıp vatan hasretiyle bir bayramı daha sevdiklerinden uzakta ve buruk bir şekilde kutlamanın verdiği ızdırabı hatırladıklarında hüzünleri daha da artmaktadır.

Onun için şu anda içinde geleceğimiz olan yavru-larımızın neşe içinde cirit attığı, cıvıl cıvıl oynadığı ve geleceklerini inşa ettikleri çok sayıdaki camilerimiz ve onların ciddi manadaki fonksiyonları bizim insanımızın ferasetini göstermekte ve dinine, milletine ve kültürüne bağlılığının en açık göstergesidir. Nasıl sevgili peygam-berimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) Veda Haccında ashabına dini konulardaki tebliğatını yaptıktan sonra “Ey Ashabim! Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksi-

niz?” deyip, orada hazır bulunan ashabın “Allah’ın el-çiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şehadet ederiz!” diye cevap verince, Resul-i Erkem’in mübarek şehadet parmağını göğe doğ-ru kaldırıp sonra da ashabın üzerine çevirip “Şahit ol ya Rab! Sahit ol ya Rab! Sahit ol ya Rab!” diyerek Allah’ı şahit tuttuğu gibi bu mekanlar da günü geldiğinde zerre miktarı emeği geçen siz insanlarımıza Rahman’ın huzu-runda öyle açıkça şahitlik edeceklerdir.

İşte 40 yılda Hollanda’da yaşayan toplumumuzun gel-diği nokta hiç de azımsanamayacak bir nokta olsa da yüzyıllar öncesinden bizlerin ecdadının geçmişten gü-nümüze ne yaptığına bakılınca, daha atılacak çok büyük adımların ve yapılacak çok büyük işlerin olduğu ortada-dır. Geçmişimize baktığımızda övünülecek pek çok ya-nımızın olduğu tarihe önyargısız yaklaşabilen herkesin kabul ve itiraf ettiği bir durumdur. Her ne kadar tarihi-mizle övünmek hakkımız olsa da, sadece tarihle övünüp orada kalmak bizim insanımızın yapabileceği bir şey değildir. Sadece tarihimizle övünüp gelecekle ilgili ge-rekli adımları atmazsak ileriye gidemediğimiz gibi, aynı zamanda yerimizde saymakla kalmaz, tam tersine geriye gideriz. Belki hedefsiz, gayesiz ve gelecekle ilgili düşün-celeri olmayan topluluklar için bu normal bir durum gibi görünebilir. Ancak hedefi gayesi ve gelecekten bek-lentisi olan topluluklar için böyle bir durum kabul edi-lemez. Geçmişte olduğu gibi bizim insanımızın hedefi, gayesi ve gelecekle ilgili düşünceleri hep var olmuştur ve var olmaya da devam edecektir. Büyük topluluklar gelecekle ilgili hayalleri olan ve bu hayalleri gerçekleştir-mek için çalışıp bu uğurda gecesini gündüzüne kattıkları için büyük millet olmuşlardır. Yukarıda da ifade edildiği gibi şu ana kadar yapılanlar gelecek için büyük umutlar vermektedir. Ama üzerinde biraz düşünülünce daha ya-pacak çok şeyin olduğu ortadadır.

Daha yapacak çok şeyler varDr. Mustafa Kahraman

Deventer Din Hizmetleri Ataşesi

HDV BÜLTEN 2009

Page 29: Ozelsayi2009

Alphen a/d Rijn HDV Hacı Bayram Camii

Delft HDV Sultan Ahmet Camii

Page 30: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 31: Ozelsayi2009

Üst DüzeyZiyaret ve

Konferanslar

Page 32: Ozelsayi2009

ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR

32 | HDV BÜLTEN 2009

T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Hollanda’ya geldiRotterdam’daki Başkonsolosluk toplantı salonunda Hollanda’daki din görevlileriyle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu “islamda her birey yüce yaradan ile baş başadır ve hiç kimse diğerinden bir adım önde değildir. Her birseyin dindarlığı kendine ait bir sorumluluktur” dedi.

Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğu toplan-tı salonunda Rotterdam

ve Deventer Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşeliği bünyesinde gö-rev yapmakta olan din görevlileri ile bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu “din görevli-liği sıradan bir iş değildir” şeklinde ko-nuştu. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ’un ev sahipliğinde gerçekleştiri-len toplantıya Diyanet İşleri Başkanlı-ğı Dış İlişkiler Dairesi Başkanı, Prof. Dr. Ali Dere Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Di-yanet Vakfı Başkanı Doç Dr. Bülent

Şenay, Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Ha-murcu, Deventer Muavin Konsolosu Melek Derviş Deventer Din Hizmet-leri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman ile Birlikte yaklaşık 125 din görevlisi katıldı. Almanyada iki önemli faaliyet gerçekleştiridiğini ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu “Birincisi Almanya’nın bazı kentle-rindeki üniversitelerde değerler konu-sunda yapılan bir sempozyumun açılış konuşmasını yaptık.

Orada ortak değerleri nasıl anlama-mız nasıl uygulamamız ve insanlığın

ortak değerlerden beklentileri nedir? konusunda karşılıklı bir iletişim sağ-landı. Çünkü Türkiye’nin (belki de en önemli) eksikliği dışarıya açılma ihtiyacını bugüne kadar hissetmeyişi ve Türkiye’de olan o muhteşem bilgi birikimini ve donanımını birlikte ya-şama tecrübesini insan sevgisini dışa-rıya fazla anlatma ihtiyacı duymayışı oldu. Biz bu ihtiyacı duyduğumuz ve bildğimiz için kendi imkanlarımı-zı kullanarak kendi açımızdan doğru bildiğimizi yapmayı önemsiyoruz” dedi. “Almanya’daki üniversitelerde yaptığımız bazı önemli tespitler oldu. Bir defa Türkiye’ye karşı büyük bir il-

Page 33: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 33

ginin, saygının ve hatta umudun ol-duğunu gördüm. Üniversitelerin en yetkili makamları bile dünyada artık Müslümanlığı, İslamı, aydınlık bir bakış açısıyla anlamamız gerekiyorsa bunun yolu Türkiye’dir ve Türkiye ile olan yakın ilişkileri geliştirmektir nok-tasında olmaları bizi mutlu etti. Prof. Dr. Ali Bardakoğlu konuşmasının de-vamında ”Batılı dostlarımızın Müslü-manlığı ve Müslümanları Hıristiyan-lık üzerinden tanımaları ve tanımaya çalışmaları doğrusu yetersiz kalmakta-dır ve yanıltıcı olmaktadır.

Hıristiyan dünyasında kurumsal bir din oluşmuş adeta dini temsil eden bir kademe var. Ama İslam dünya-sında her birsey Yüce Yaradan ile baş başadır ve hiç kimse diğerinden bir adım önde değildir. Her bireyin din-darlığı kendine ait bir sorumluluktur. Din görevlilerimizin rolü dini temsil etmektir. Fert ile Yüce Yaradan arasına girmek değil dinin bilgisini insanlara aktarmaktır. Bu çok önemlidir. Siz de-ğerli din görevlilerimiz bunu mutlaka vurgulayınız. Din görevliliği basit sıra-dan bir iş değildir. Sorumluluk isteyen bir meslektir” şeklinde konuştu. Bar-dakoğlu “İslam geleneğinde dini oto-rite bilgidir ve kaynaklarına bağlılık-tır. Kaynakların sunduğu açık–seçik bilgiyi kendimizi var ederek, aklımızı, eleştirel düşünceyi, içinde bulundu-ğumuz şartları devreye katarak anlama güncelleme ve kendi içinde yaşadığı-

mız dünyaya göre kendi dindarlığımı-zı oluşturmakdır. Böyle olduğu için de bizim geleneğimizde din görevlileri din alimleri hiçbir zaman fert ile Yüce Yaradan arasına giren bir perde, kutsa-lı temsil eden bir otorite değıl sadece

ve sadece dinin geleneği ve bilgisini açık-seçik yansıtan bir rol üstlenmiş-lerdir. Bu manada Müslümanlıkta bir

tekel oluşmaz. Din adına konuşma te-keli yoktur. Dini otoriteyi tek başına temsil eden kişi yoktur ve kutsal adına ötekinden bir adım önde olan kimse yoktur. Bu durum, İslam dininin çok temel özelliğidir.” açıklamasında bu-lundu.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu konuşmasını şöyle tamamladı “Yaratandan dolayı, yara-tılanı sevmeliyiz. Sadece insanı değil, eşyayı, tabiatı emanet bilmek lazımdır. Böyle olunca da diyalog bizim için son derece önemlidir. Ancak diyaloğun bir şartı var, oda; kendimizin farkında ol-mak, öz güvenimizin olması. Aslında özgürlüğün olan, kendini bilen, yap-tıklarının farkında olan ama kendini insanlığın ulaştığı son nokta olarak ta görmeyen, sürekli o değişimin farkın-da olan insan özgüveni olan insandır.” Konferansın ardından düzenlenen basın toplantısında Bardakoğlu, Hol-landa Diyanet Vakfı Olağan Genel Kuruluna katıldığını, Rotterdam Baş-konsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu nun uzun bir za-mandır vekalet ettiği Hollanda Diya-net Vakfı Başankanlığı görevini bun-dan sonra Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay ın yürüteceğini açıkladı.

“Din görevliliği basit sıradan bir iş değildir. Sorumluluk isteyen

bir meslektir.”

ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR

Page 34: Ozelsayi2009

34 | HDV BÜLTEN 2009

T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er Hollanda’ya geldiDiyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet ER 16-23 Ekim 2009 tarihleri arasında konferanslara katılmak ve Hollanda Diyanet Vakfına bağlı iki yeni cami açılışını yapmak üzere Hollanda’ya geldi.

Amsterdam Vrije Üniversitesi ile Hollanda Dış İşleri Ba-kanlığı tarafından Hollan-

da, Çin, Güney Afrika ve Türkiye’den Din işleri ile ilgili devlet kurumu tem-silcileri ve akademisyenlerin katıldığı “Devlet ve Dini Organizasyonların İlişkileri” konulu bir konferans orga-nize edildi. Konferansa Hollanda’dan T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hiz-metleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay’ın yanı sıra Türkiye’den de Di-yanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, Uludağ Üniversitesi İla-hiyat Fakültesi’nden Doç. Dr. Talip Küçükcan, Uludağ Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Kasım Küçükalp, Dr. Abdürrahim Kozali ve Dr. Turgay Gündüz katıldı.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er ayrıca 17-18 Ekim 2009 tarihlerinde Hollanda’da iki bü-yük HDV camiinin açılışına da iştirak

etti. Bergen op Zoom Ulu Camii ve Roermond Fatih camilerinin açılışla-rına Belediye Başkanları yanında pek çok yerel yetkili ve Hollandalı semt sakinleri de katıldı.

Prof. Er ayrıca Hollanda da görev yapan din görevlilerimize de bir kon-ferans verdi. “Din Hizmetlerinde Ve-rimlilik” konulu konferansa Din Hiz-metleri Müşaviri ve Ataşelerinin yanı

sıra HDV camilerinde görev yapan resmi, geçici ve fahri, 135 din görevlisi katıldı.

Hollanda’da bulunduğu süre zarfın-da kendisine Hollanda Diyanet Vakfı çalışmaları hakkında bir brifing de su-nulan Diyanet işleri Başkan Yardımcı-sı Prof. Dr. İzzet Er ayrıca Hollanda’da bazı camileri de ziyaret ederek yapılan faaliyetler hakkında bilgi aldı.

ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR

Page 35: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 35

Vakıf Başkanı Doç. Dr. Bü-lent Şenay ve HDV perso-neli tarafından karşılanan

Rabia Kader’e, Vakfı tanıtılarak Vak-fın çalışmaları hakkında bilgi verildi. Rabia Kader de Uygur Türklerinin maruz kaldığı zulmü dünyaya duyur-mak için gayret ettiğini bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın desteğinin, dünyanın dikkatini bu zulme çektiğini, bu desteğin kendile-rini umutlandırdığını ve bu konuda bütün mümin kardeşlerinden dua is-tediğini ifade etti.

Din Hizmetleri Müşaviri ve Hol-landa Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, bunun üzerine kendisi-ne Dedem Korkut tarafından yapılan bir duayı tablo olarak hediye etti. Tab-loda şu dua yazılmıştı.

Dedem Korkut geldi, görelim ne söyledi:

“Hayır dua edeyim Han’ım. Karlı kara dağların yıkılmasın, göl-

geli kaba ağaçların kesilmesin, güzel suyun kurumasın, her şeye gücü yeten

Tanrı, seni mert olmayana muhtaç etmesin, ak boz atım sendeletmesin, işlettiğinde kara çelik öz kılıcın kö-relmesin, dürtüşürken ala mızrağın kırılmasın, ak sakallı babanın yeri cennet olsun, ak saçlı ananın yeri cen-net olsun, sonunda tertemiz imandan ayırmasın, âmin diyenler Tanrı’nın ak yüzünü görsün, ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun: Tanrı’nın ver-diği umudun kırılmasın, derleyip top-lasın, günahınızı adı güzel Muham-med Mustafa yüzü suyuna bağışlasın

Han’ım hey!”Vakıf başkanı tarafından okunan

Dede Korkut duasını heyecanla din-leyen Rabia Kader’in gözyaşları, duy-gusal anların yaşanmasına sebep oldu.

HDV’nin Hollanda’daki Uygur Türklerine destek ve yardımına özel-likle teşekkür eden Rabia Kader’e, Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bü-lent Şenay tarafından Diyanet yayın-larından bir set ile bir ebru tablosu da hediye edildi.

Uygur Türklerinin dünyaca ünlü lideri Rabia Kader Hollanda Diyanet Vakfı Genel merkezini ziyaret etti. Hollanda ve Birleşmiş Milletler yetkilileriyle görüşmek üzere Hollanda’ da bulunan Rabia Kader, yanındaki heyetle birlikte Hollanda Diyanet Vakfına geldi.

Uygur Türkleri lideri Rabia Kader HDV’yi ziyaret etti

ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR

Page 36: Ozelsayi2009

Din Hizmetleri Müşaviri Clingendael Enstitüsü’ndeLahey Din Hizmetleri Müşaviri, Doç.Dr. Bülent Şenay, 2 Ekim 2009 Perşembe günü Lahey’de Clingendael Ensitütüsü’nde “Sınırlar, Eşikler ve Ameli Hikmet: Çokkültürlü Seküler Kamusal Alanda İslam - Borders, Tresholds and Phronesis: Islam in Intercul-tural Secular Public Space” konulu bir konuşma yapmak üzere de davet edilmiştir.

Hollanda Adalet Bakanlığı tarafından organize edi-len bu konferans, 3 ülke

– Hollanda, Almanya ve Fransa- Ba-kanlık temsilcileri ve akademisyen-lerin katılımıyla 5 oturumda gerçek-

leşmiştir. Kon-ferans, Hollanda Adalet Bakanı Hirsch Ballin’in açılış konuşma-sıyla başlamış ve yine aynı Ba-kanın kapanış konuşmas ı y l a bitmiştir. Kon-

feransta, devlet din ilişkileri ve dinin organizasyonu konuları ele alınmıştır. Özellikle Fransa, Almanya farkı ve bu-nun yanında Din Hizmetleri Müşaviri tarafından sunulan Diyanet modeliyle karşılaştırmalı müzakereler yapılmış-tır. Türkiye’nin Hollanda Din Hiz-metleri Müşaviri Bülent Şenay, di-nin kamusal alandaki yeri sorusunun esasen “dini bir soru” değil “kamu dü-zeni politikası” sorusu olduğunu, ör-neğin sosyal bilimci Charles Taylor’un kamusal alan tanımındaki “ortak akıl” vurgusunun genel olarak başlıca gele-neksel dinlerin ahlaki değerler küme-sinde karşılık bulabileceğini, İslam’da “maruf” kavramının ‘common good ve common sense” e işaret ettiğini, maslahat ve makâsıd gibi jüristik (fık-hî) kavramlaştırmaların modern sekü-ler toplumda yaşayan İslam’ın önünü açtığını, bunların müslümanlara ve gayr-i müslimlere yeniden öğretil-mesi/anlatılması gerektiğini, kamusal alan sorusunun –dinin devlete mü-dahelesi değil dinin kamusal alanda farklılığa saygı duyan yaşama biçimi sunabilmesi anlamında- eğer dini kaynaklarla ilişkilendirilmesi istenirse önemli referanslar bulunabileceğini, dinlerin ve kutsal metinlerin (Tevrat,

İnciller ve Kur’ân-ı Kerim) kişiler ve gruplar tarafından yorumsal olarak istismar edilebilme potensiyeli olsa bile özünde ve mahiyetinde toplumsal birarada yaşamanın ahlaki temellerini sağlayabilecek bir spiritüel vizyon sun-duklarını, bunun ortaya çıkarılması gerektiğini, örneğin İslam’da ‘yeryü-zünde dini çeşitliliğin ve farklılığın’ meşru olduğunu, Kuran-ı Kerim’de “ahit, akit, misak, te-aruf” gibi çok temel kavramların ‘kamu-sal alana’ bir ‘ortak sosyal sözleşme’ an-layışıyla bakılabile-ceğine işaret ettiğini, ilk dönem Medine toplumunu bir site toplumu, dini açı-dan çoğulcu bir top-lum olduğunu ve devam eden yüzyıl-larda bunun İslam dini düşüncesinde ve felsefesinde önemli rol oynadığını, dolayısıyla Aristoteles’in phronesis inden Farâbî’nin “ameli hikmet”ine kadar ve oradan modern sosyolog Anthony Giddens’ın reflexivity kavra-mına kadar gelebilecek bir yaklaşımla “politika yapıcılar”ın din ve toplum konusuna daha özgürlükçü ve “ameli

hikmet” ile yaklaşmaları gerektiğini, ihtilafların süreceğini, önemli olanın “ihtilaf ahlakı”na (ethics of disagre-ement) göre hareket edilmesi gerek-tiğini, İslam’ın artık bir Avrupa dini olduğunu, Müslümanların Avrupa’da kalıcı olduğunu, bir Judeo-Christian-Islamic medeniyete doğru gidildiğini, Müslümanların Avrupa için bir katkı olduğunu, modern sosyologların –

Grace Davies ve Pe-ter Berger gibi- ken-di dini kimliğinden kopmamış bireylerin özgüveninin yüksek olacağı dolayısıyla daha iyi entegre ola-cakları hususunda hemfikir olduklarını, Jose Casanova’nın tasnifindeki sivil

alanın özgür bırakılmasının önemi-nin dikkate alınmasını, Avrupa’da tektip bir homojen Müslüman top-lum olmadığını, farklı etnik, kültürel ve hatta dini yorum geleneklerinden geldiklerini, Türklerin, Faslıların, Ce-zayirlilerin vs kendi mahiyetleriyle ele alınması gerektiğini, yalnız mültikül-türel değil interkültürel bir toplum oluşturulması gerektiğini, İslam Pey-

– dinin devlete müdahelesi değil

dinin kamusal alanda farklılığa

saygı duyan yaşama biçimi sunabilmesi

anlamında –

36 | HDV BÜLTEN 2009

ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR

Page 37: Ozelsayi2009

Din Hizmetleri Müşaviri Avrupa Konseyi’ndeDin Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, 29-30 Haziran 2009’da Strasbourg’da Avrupa Konseyi’nin Kültürlerarası Diyalog Projesinin devamı olarak yapılan “Dini ve İmani Bilgi Öğretimi Meselesi” konulu toplantılara katıldı.

Müşavirimiz, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Dışişleri Bakanlığımız

tarafından görevlendirilerek, genel kurul ve ilgili oturumlarda tartışma-lara iştirak ederek katkı sağlamıştır.

Sahasında uzmanların ve din tem-silcilerinin diplomatlarla birlikte ka-tıldığı toplantılarda kamusal eğitim sisteminde dini bilgi öğretiminin ve dinler hakkında öğretimin demok-ratik vatandaşlık ve insan hakları bilincine katkıda bulunup bulun-mayacağı konusu da ele alınmıştır. Eğitim öğretim prensiplerinden taviz verilmeksizin uygulamanın sonuç getirmesinin nasıl sağlanabileceği,

dini çeşitlili ve interkültürel eğitim, dini kültürel çoğulcuğu vurgulayan bir “din/ler öğretimi”nin nasıl plan-lanıp uygulanabileceği, bu hedefler yönelik olarak öğretmenlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiği gibi konuların ele alındığı toplantılar Avrupa Kon-seyi üyesi olan devletlerin büyükel-çilik ve temsilcilikleri tarafından da izlenmiştir.

Bunu takiben Avrupa Konseyi Kültürlerarası Diyalog Koordinatö-rü Gabriella Battaini-Dragoni tara-fından kendisine teşekkür edilmiş, Türkiye’nin Strasbourg daimi temsil-ciliği tarafından ilgili konuda Avrupa Konseyi Çalışma Grubuna alınması teklif edilmiştir.

gamberinin örneğinde de “la darara ve la dıraar” (zarar vermek de yoktur za-rara zararla karşılık vermek de yoktur) vurgusunun kamusal alanın sınırlarını açıkça tanımladığını, Cuma namazı, zekat, Ramazan orucu gibi ibadetlerin bile pratikte toplumsal alanda ifade bulduğunu, her birinin özde “yalnız bireysel düzeyde değil bir toplumsal paylaşım alanı” yaratarak toplumsal huzura katkıda bulunma özelliği taşı-dığını, bu anlamda İslam’ın bir kent (urban) dini olduğunu, seküler top-lumda İslam’ın varlığını sürdürebile-ceğini, dolayısıyla Avrupa’da Müslü-manların bu manada bir dini açıdan bir entegrasyon sorunu olmayacağını, yeter ki onlara eğitim (kendi dinlerini iyi öğrenmeleri) ve sosyal imkanla-rın sağlanmasını, fundamentalizmin/radikalizmin bir dini sorun değil psi-kolojik bir sorun olduğunu, tüm bu anlatılanlar çerçevesinde Türkiye’nin imparatorluktan ulus devlete geçişini takibeden modernleşme tecrübesi içe-risinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın seküler bir toplumda dinin sosyal bütünleştirici (social cohesion) rolü-nü koordine etmek(camiler ve diğer dini hizmetler yanında bayan vaizler, bayan müftü yardımcıları vb örnekler de dikkate alınırsa) maksadıyla, kaotik yapılanmaları engellemek üzere eski-den varolan Şeriye ve Evkaf Vekaleti-nin yerine Cumhuriyetin kuruluşun-da oluşturulmuş olan, bir idari rehber-lik kurumu olduğunu, dînî sorulara cevap veren bir komisyonu olsa bile bunun ilmî olduğu, Kilise benzeri bir ruhban kuruluşu olmadığını, 1924’te kurumun isminin bile Din İşleri değil Diyanet olarak belirlenmiş olmasının “kazâi/juristik” alana karışmayıp, di-nin inanç, ibadet ve bazı muâmelât konularına (aile ve din eğitimi) dair hizmetlerden sorumlu olması ile ilgili olduğunu, bu vizyonla Avrupa’da Di-yanet hizmetlerinin Avrupa toplumla-rında entegrasyon sürecine en büyük katkıyı yapan dini rehberlik kuruluşu olduğunu, Türkiye’nin din-toplum ilişkileri deneyiminin Avrupa’nın dik-kate alması gereken ve yararlanacağı bir tecrübe olduğunu ifade etti.

HDV BÜLTEN 2009 | 37

ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR

Page 38: Ozelsayi2009

38 | HDV BÜLTEN 2009

T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Diyanet İşleri Başkanlığımızı temsilen Avrupa Dini Liderler Konseyi’ne katıldı.

Avrupa Dini Liderler Konseyi (ECRL - European Council for Religious Leaders-), Ba-

rış İçin Dinlerin Dünya Konferansı (World Conference of Religions for Peace -WCRP)’nın Avrupa boyutu-nu temsil etmek üzere 2002 yılında Oslo’da kurulmuştur. Musevilik, Hı-ristiyanlık, İslam, Budizm, Hinduizm

ve Sihizm dinlerinin temsilcilerinin üye olduğu bu ADLK/ECRL, 51 ül-keden ve 4 bölgeden din temsilcilerini biraraya getirmektedir. Avrupa’da sos-yal ve siyasi bazı değişimlerin (Müslü-man nüfusun artışı, Doğu Avrupa’dan Ortodoks Hıristiyanlığın merkez ve Batı Avrupa’ya doğru ilişkiye geç-mesi, Bosna, Kosova ve Arnavutluk vs) kapsamında din ile ilgili tartış-maların sürdürülmesinden hareketle

ve bazı ihtilaflı çatışma bölgelerin-de dini farklılıkların rolünü dikkate alarak, çatışma çözümlemelerinde barışa ve diyaloga yönelik çalışmalar-da “dini liderlerin” aktif rol almasını teşvik ve destek amacıyla kurulduğu-nu ifade eden Avrupa Dini Liderler Konseyi’nin kurucu Müslüman üye-ler arasında T.C. Diyanet İşleri Başka-nı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da bulun-maktadır. Türkiye’nin Hollanda Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay ADLK’nin muhtelif toplantıla-rına Diyanet İşleri Başkanımızı temsi-len katılmaktadır.

Bu toplantılardan en sonuncusu 25-27 Mayıs 2009 tarihinde Fransa’da Lille şehrinde yapılmıştır. Müşavir Şe-nay, Diyanet İşleri Başkanlığımız ta-rafından görevlendirilerek “Avrupa’da Barış Kültürüne Dinin Katkısı” konu-lu bu toplantıda müzakerelere iştirak etmiştir. Toplantıda “Barış Kültürüne Dinlerin Katkısı” konusu ele alınmış, dinlerin sadece inanç boyutu değil, ayrıca ahlâkî ve sosyal boyutu da ol-duğu, sosyal boyutu itibariyle de kül-türü şekillendiren bir etki yaptığı, bu noktada birlikte yaşamanın esaslarını belirlemede dini ahlaktan yararlanıla-bileceği, ihtilafın mümkün ve gerçek olduğu ancak ihtilafların çatışma ve şiddete dönüşmesine fırsat verilme-

mesi gerektiği, dinlerarası diyalogun bu anlamda önemli rolü olduğu üze-rinde duruldu. Sonunda da bu yönde bir basın açıklaması yayınlandı. Din Hizmetleri Müşaviri Şenay, toplantı-da, dinlerarası diyalog tolantılarının Avrupa’da gittikçe önem kazanması-nın esasen Avrupa’da Müslümanların kayda değer bir varlık göstermele-riyle ilgili olduğu, Müslümanlarla birarada yaşama konusunda Avrupa kültürünün daha fazla mesafe alması gerektiği, Müslümanların hem dini kaynakları hem de tarihi tecrübeleri itibariyle başka din mensuplarıyla bi-rarada yaşamaya Avrupalılardan daha fazla alışkın oldukları, dini liderlerin “dine hakaret” sözkonusu olduğu yer-de daha fazla seslerini yükseltmeleri gerektiği, örneğin Avrupa’da “dine ha-karet” olarak tanımlanacak örneklerin çoğunun İslam ile ve İslam Peygam-beri ile ilgili olduğu dolayısıyla İslam Peygamberi’ne yapılan hakaretlere karşı tüm dinlerin liderlerinin tepki göstermeleri gerektiği, dine hakaretle ifade özgürlüğü arasındaki ilişkinin iyi anlaşılması gerektiği, bu bağlamda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin “medeniyet” bağlamında ele alınması-nın önemi, dini liderlerin İslamofobi konusunda daha duyarlı olması ge-rektiği hususlarında görüşlerini din temsilcileriyle paylaşmıştır.

Din Hizmetleri Müşaviri, Avrupa Dini Liderler Konseyi’ne katıldıDin Hizmetleri Müşaviri, Avrupa Dini Liderler Konseyi’ne katıldı

ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR

Page 39: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 39

Din Hizmetleri Müşaviri Hollanda Adalet Bakanıyla konferansa katıldı

Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce, Hollanda Adalet Ba-

kanı E. Hirsch Ballin ile Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, 30 Mayıs 2009’da Amsterdam’da “Ortak Yönlerimiz” konulu bir konferans sundular. Konferansta, Din Hiz-metleri Müşaviri’nin “İslam’da Ortak Yaşamanın Dini ve Fıkhi

Temelleri” konulu konuşması, Adalet Bakanı tarafından dikkat-le notlar alınarak izlendi. Bakan Ballin, Hollanda’da farklı kültür ve kimliklerin toplumda temel ortak paydalarda uyumlu olmak kaydıyla kendilerini özgürce ifa-deden yana olduğunu vurgulayan bir konuşma yaptı. Konferans soru cevap bölümüyle sona erdi.

ÜST DÜZEY ZİYARET VE KONFERANSLAR

Tilburg HDV Süleymaniye Camii

Page 40: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 41: Ozelsayi2009

Cami Açılışları

Page 42: Ozelsayi2009

42 | HDV BÜLTEN 2009

Törene eski YÖK Başkanı, eski Milli Eğitim Bakanı, TBMM Eğitim ve Kültür Komisyonu

Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Sağlam, T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bü-lent Şenay, Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi ve HDV Baş-kanı Dr. M. Fevzi Hamurcu, Deventer Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker, Haarlem Belediye Başkan Vekili Martin Divendaal, eski Haarlem Belediye Başkanı Jaap Pop, Haarlem Belediyesinin eski meclis üye-si Jan Haverkort ile çok sayıda Türk ve Hollandalı kurum, kuruluş ve vatandaş katıldı. Sayın Mehmet Sağlam, HDV Selimiye Camisinin açılışının, bu ülke-deki Türk toplumu adına gurur verici bir gelişme olduğunu belirtti ve anne babaların çocuklarının eğitimine her zamankinden daha çok önem vermeleri çağrısında bulundu.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M.Şevki Aydın da, caminin açılışı dolayısıyla Türk ve Hollandalıların bu-gün burada bir kardeşlik örneği sergile-diğini ve bu kardeşliğin devam etmesini

dilediğini söyledi. Aydın, camide yal-nızca namaz kılınmadığını, camilerin, toplumun en önemli ve en eski eğitim kurumu özelliği de taşıdığını vurguladı.

T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hiz-metleri Müşaviri Bülent Şenay, caminin yapımının birinci aşama olduğunu, bu-nun başarıyla tamamlandığını, şimdiyse ‘gönülleri ve cemaatini’ imar etme zama-nı olduğunu söyledi. Şenay, bu açıdan ibadet yerlerinin yapılması kadar bunun içinin ve maneviyatının da doldurul-masının büyük önem taşıdığını vurgu-ladı. Şenay, camilerde bu amaçla ibadet yanında eğitim hizmeti de verdiklerini kaydetti; caminin yapımı sırasında gelen eleştirilere karşı Hollanda makamlarının gösterdiği ilgi ve yakınlığa da teşekkür etti.

HDV Başkanı Dr. M.Fevzi Hamurcu da, “Camiler, Allah sevgisi başta olmak üzere, insanlara huzur ve barış adacıkları oluşturan ve Müslümanlar kadar Hol-landalıların da hizmetinde olan mekan-lardır” dedi.

Haarlem Belediye Başkan Yardımcısı Martin Divendaal da törende yaptığı konuşmada, “Haarlemli Türklerin anıt-sal bir özellik taşıyan bu camiye kavuş-malarıyla yaşadıkları sevinci” paylaştığı-nı söyledi. Divendaal, başından bu yana caminin yapımıyla ilgili bazı sorunlar yaşandığını, bu sorunlara ve basında yer alan olumsuz haber ve yazılara rağmen, Türk toplumunun yılmadan mücadele ettiğini ve cebinden para ödeyerek bunu başardığını, bu durumun gerçekten tak-dire şayan olduğunu söyledi.

‘’Büyük beklentilerle inşasına başla-nan bu eser tam bir Hollanda ve Türk camisi oldu’’ diyerek sözlerine başlayan, eski Haarlem Belediye Başkanı Jaap Pop yakasında Türk bayrağı ile yaptığı ko-nuşmasında, caminin Türklerin enteg-rasyona katkıda bulunarak toplumun bir biriyle kaynaşmasında büyük bir rol oynayacağını söyledi.

Haarlem HDV Selimiye Camii görkemli bir törenle ibadete açıldı

Haarlem kentinde yapımına 2005 yılında başlanılan Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı Selimiye Camii’nin yeni binası 23 Şubat 2008’de görkemli bir törenle ibadete açıldı.

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 43: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 43

Haarlem kentinde, arsası 2000’li yılların hemen başında satın alınan ancak semt sakinlerinin karşı çıkması yüzünden uzun süre inşaat izni alınamayan HDV Selimiye Camisi, mah-keme kararıyla bu hakkı kazandı ve yapımı son iki yıl içinde tamamlandı. Üzerinde toplam 40 üçgenden oluşan büyük bir yeşil kubbeyle kaplı camide yaklaşık 2 bin kişi aynı anda iba-det edebiliyor. Arsası dışında yapım maliyeti 2 milyon Avroyu aşan caminin giderlerinin tamamı vatandaşların katkılarıyla karşılanıyor.

Selimiye Camisinin açılış töreninde, mehteran takımıyla halk oyunları gösterileri sunuldu. İki gün devam eden açılış

Hollanda ve Türk toplumu tarafından takdirle karşılandı. Da-vetlilere ve vatandaşlara iki gün boyunca Türk yemekleri ve tatlıları ikram edildi.

Hollanda Diyanet Vakfı, Oss Ulu camii şubesinin yaptırdığı Kültür Merke-

zi. 21 Haziran 2009 Pazar günü gör-kemli bir törenle açıldı. Açılış, Bursa Mehter Musikisi ve Halk Oyunları derneği mehter takımının, Oss Bele-diyesi önündeki gösterisiyle başladı. Belediye önünden camiye doğru yürü-yüş yapan Mehter takımına halkın yo-ğun ilgisi gözden kaçmadı. Mehterle birlikte camiye doğru yapılan yürüyüş bir saat sürdü.

Mehter takımının camiye ulaşma-sından sonra açılış törenine geçildi. Oss HDV Ulu Camii Kültür Merkezi açılışına, Kur’an-ı Kerim okunmasıy-la başladı. Açılış konuşmasını başkan

Yasin Doğruyol yaptı. HDV Yönetim Kurulu adına Vakıf Sekreteri Veysel Kükrek, Yönetim Kurulu üyeleri Ze-keriya Açkalmaz ve Nevruz Özcan da kısa birer konuşma yaptılar. Törene Oss belediyesi encümeni Chris Er-mers de katıldı.

Aşılış günü dolayısıyla HDV Oss Ulu Camiinde aynı zamanda hem ker-mes hem de geleneksel açık kapı günü de organize edildi. Yaklaşık bin kişinin katıldığı açılış töreninde yapılan Ker-mesde Türk mutfağından çeşitli yiye-cekler hazırlandı. Hazırlanan baklava, börek, çiğ köfte, döner gibi yiyecekler ile hediyelik eşyalar ve kitaplar, Kültür Merkezi yararına satışa sunuldu.

Açık kapı günü münasebetiyle HDV Ulu Camiini ziyarete gelen Hollandalılara da İslam dini hakkında bilgi verilerek çeşitli ikramlarda bulu-nuldu.

Oss HDV Ulu Camii Kültür Merkezi Mehter takımıyla açıldı

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 44: Ozelsayi2009

44 | HDV BÜLTEN 2009

Delfzijl’de yapılması plan-lanan HDV Yunus Emre Camii’nin temeli 16 Hazi-

ran 2009 tarihinde düzenlenen bir tö-renle atıldı. Delfzijl belediye başkanı, belediye başkan yardımcıları, Meclis üyesi Mahmut Kaptan, Cami Yönetim Kurulu, din görevlisi ve 150’yi aşkın Türk ve Hollandalı misafirin de ha-zır bulundugu tören, Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı.

Dernek başkanı Nuret-tin Hocuk, Delfzijl Bele-diye başkanı bay Groot ve HDV adına Ali Korkmaz birer konuşma yaptılar. Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV başkanı Doç. Dr. Bülent Senay ise Hollanda dışında olması sebebiyle törene katılamadı. Şe-nay, Temel atma törenine HDV Yönetim Kurulu üyesi ve inşaat komisyo-nundan sorumlu Zekeriya Açkalmaz ile HDV perso-neli Ali Korkmaz’ı görev-lendirdi.

Belediye başkanı yaptığı konuşma-da yapılacak bu caminin, Delfzijl’de yaşayan Müslüman topluma faydalı olacağına ve özellikle Hollanda top-lumuna uyum ve katılım konusunda katkı sağlayacağına inadığını belirtti.

HDV’yi temsilen konuşan Ali Korkmaz ise, Delfzijl Belediye Baş-kanı ve temsilcilerine, yönetim ku-ruluna, özellikle de Müslüman Türk

cematine, 17 yıllık bir rüyayı gercek-leştirdiklerinden dolayı teşekkür etti. Korkmaz, Delfzijl’deki Müslüman Türk toplumunun bu binayı çoktan hak ettiklerini, HDV’nin gözü ve ku-lağının Delfzijl’deki bu inşaatta olaca-ğını bu caminin sadece yaşlıların na-maz kılacakları veya zaman geçirecek-leri bir yer olarak kalmayıp, sosyal ve kültürel bir ilim ve irfan yuvası olarak kullanılacağına ve Delfzijl halkı için önemli faaliyetlerin merkezi olarak yerini alacağına inandığını ifade etti.

Konuşmaların ardından dualar eşli-ğinde temel atılarak katılan misafirlere yemek ikramı yapıldı.

Delfzijl HDV Yunus Emre Camii’nin temeli törenle atıldı

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 45: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 45

Amsterdam’da bulunan HDV Eyüp Sultan Camisi’nin yeni binası törenle ibadete açıldı.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı olarak Hollandalı Türklerin katkı-larıyla yaptırılan HDV Eyüp Sultan Camisi’nin yeni binası görkemli bir törenle ibadete açıldı.

Törene, Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Türkiye’nin Lahey Bü-yükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hiz-metleri Ataşesi, Dr. M. Fevzi Hamur-cu, Amsterdam Eyüp Sultan Camii din görevlisi İdris Köse, Amsterdam Oost Belediye Başkanı Martin Verbe-et, Amsterdamda bulunan HDV’na bağlı cami din görevlileri ve başkanla-rının yanı sıra çeşitli kurum ve kuru-luşlardan temsilciler katıldı.

Hollandalı ve Türklerden oluşan ka-labalık bir vatandaş topluluğunun ka-tıldığı törende konuşan Din Hizmet-leri Mişaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, caminin yapımının birinci aşama ol-

duğunu, bunun başarıyla tamamlan-dığını, şimdiyse ‘gönülleri ve cemati’ imar etme zamanı olduğunu söyledi. Şenay, ibadet yerlerinin yapılması ka-dar bunun içinin ve maneviyatının da doldurulmasının büyük önem taşıdı-ğını vurgulayarak, gençlerin, özellikle yeni kuşakların eğitiminin, toplumun geleceği açısından büyük önem taşı-dığını anlattı. Camilerin bu anlamda ibadet yanında eğitim hizmeti de ver-diklerini vurgulayan Şenay, caminin yapımı sırasında destek veren herkese ve Hollanda makamlarının gösterdiği ilgi ve yakınlığa teşekkür etti.

HDV Amsterdam Eyüp Sultan Ca-mii din görevlisi İdris Köse, caminin açılışı dolayısıyla Türk ve Hollandalı-ların bir kardeşlik örneği sergilediği-ni ve bu kardeşliğin devam etmesini dilediğini söyledi. Köse, camilerin insanları birleştiren, buluşturan ma-betler olduğunu, burada sergilenen tablonun da bunu gösterdiğini ifade etti. Camide yalnızca namaz kılınma-dığını, toplumun en önemli ve en eski eğitim kurumu olma özelliği de taşı-dığını belirten Köse, bu çerçevede bu

caminin Amsterdam’ın doğu kesimin-de yaşayan Türklerin sosyal ve kültü-rel yapısını da olumlu etkileyeceğini söyledi.

Amsterdam Oost Belediye Başkanı Martin Verbeet, bölgede yaşayan va-tandaşların bu camiye kavuşmalarıyla yaşadıkları sevinci paylaştığını söyledi. Verbeet, Türklerin entegrasyona kat-kıda bulunarak toplumun birbiriyle kaynaşmasında büyük bir rol oyna-yacağını söyledi. Verbeet, “Bölgemiz-de her dine mensup insanlar yaşıyor. Toplumsal barış için farklılıklarımıza değil bizi birbirimize bağlayan ortak değerlerimize bakalım. Beraber yaşa-dığımız ortamda diyaloga, barışa ve hoşgörüye ihtiyaç var.” diye konuştu.

Amsterdam’ın doğusunda bulunan HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camisi yanında, yeni binasında sosyal ve kül-türel faaliyetler yanında kadınlar için ayrı ibadet ve faaliyet alanları da bulu-nuyor. HDV Amsterdam Eyüp Sultan Camisi’nin açılış töreninin ardından davetlilere ve vatandaşlara Türk ye-mekleri ve tatlıları ikram edildi.

Amsterdam HDV Eyüp Sultan Camii açıldıAmsterdam HDV Eyüp Sultan Camii açıldı

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 46: Ozelsayi2009

46 | HDV BÜLTEN 2009

Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii hizmete açıldıHollanda’nın Bergen op Zoom şehrinde inşa edilen HDV Ulu Camii,17 Ekim 2009 tarihinde düzenlenen bir törenle ibadete açıldı.

Açılış törenine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, Lahey Din Hiz-

metleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, Türk İslam Kültür Dernekleri

Federasyon Başkanı Arif Yakışır, Hol-landa D66 partisinden Türk Milletve-kili Fatma Koşer-Kaya, Kiliseler Bir-liğinden papaz J. v. Vermeulen, Ber-gen op Zoom Belediye Başkanı Han Polman, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu ve cami

mimarı Erdal Önder ile çok sayıda da-vetli katıldı.

Semazen gösterisiyle başlayan prog-ram, Din Görevlisi Mehmet Aydın’ın okuduğu Kur’an-ı Kerimle devam etti. Ardından selamlama konuşması yap-mak üzere HDV Ulu Camii Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kırmemiş kürsüye geldi. Bergen Op Zoom’daki Türk toplumunun, dini ihtiyaçlarının giderilebilmesi amacıyla ilk kez 1979 yılında Türk İslam Kültür Merkezi olarak bir araya gelindiğini, 1984 yı-lında Hollanda Diyanet Vakfı’na ka-tıldıklarını, caminin yapıldığı arsayı da belediyenin desteği ile 1998 yılında satın aldıklarını anlatarak bu mutlu günlerinde kendilerini yalnız bırak-mayan bütün davetlilere teşekkür etti.

Türk İslam Kültür Dernekleri fe-derasyon Başkanı Arif Yakışır, Mimar Erdal Önder ve Rotterdam Başkon-solosu Esen Altuğ da kürsüye gelerek

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 47: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 47

ihtiyaçlarının karşılanmasının ötesin-de, başta gençler olmak üzere Türk toplumunun her açıdan ilerlemesine, gelişmesine, eğitimine katkıda bulu-nacağını kaydetti.

Prof. Dr. İzzet Er’in konuşmasından sonra kurdele kesilerek caminin resmi olarak açılışı yapıldı.

Hollanda’da ilk kez kilise ile yan yana ve arsaları bitişik durumda bu-lunan bir cami konumunda olan Ulu Cami’nin yapımına, 2004 yılında baş-landı. Yaklaşık 2,5 milyon Avro’ya mal olan caminin yapım masrafları büyük ölçüde Bergen op Zoom’da Türk top-lumunun katkılarıyla karşılandı. Üç bin metre karelik bir alan üzerine oturan ve iki bin metrekare kullanım alanı olan camide aynı anda 1500 kişi ibadet edebiliyor. Caminin tek mina-resi bulunuyor. Camide çok amaçlı bir büyük salon ile çeşitli sosyal etkinlik-ler ve eğitim amaçlı kullanılabilecek odalar da bulunuyor.

davetlilere hitap ettiler. Kiliseler birli-ği adına açılışa katılan Papaz J.v. Ver-meulen ise komşu olarak bu açılışta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, açılışa çeşitli hediyelerle katıldığını belirtti. Biraz sonra çan se-siyle bu mutlu gününüze iştirak edile-ceğini belirten papaz, din görevlisine verilmek üzere, Kur’an ve İncil arasın-daki ortak ayetleri ihtiva eden bir de kitap hediye etti.

Daha sonra kürsüye gelen Belediye Başkanı Han Polman da, Türk toplu-munun bu önemli ve sevinçli gününde bulunmaktan mutlu olduğunu ifade etti ve bu caminin yapılmasında, Türk toplumunun mükemmel bir çalışma ve dayanışma örneği sergilediğini ya-kından gördüğünü söyledi. Polman, ‘’Böyle güzel bir binayı birlikte yaptı-ğınıza göre aynı güzellikte birlikte de yaşayabiliriz’’ dedi.

Belediye Başkanından sonra kür-süye gelen, Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Bülent Şenay da, Hollanda Diyanet Vakfı’nın, bağlı 142 camisiyle Türk toplumunun 300 bin üyesine hizmet veren büyük bir sivil toplum kuruluşu olduğunu be-lirtti ve camilerin Türk toplumunun bireylerini her zaman bir araya geti-

ren, birleştiren bir işlev gördüğünü söyledi. Ulu Camii’nin yapılmış ve inşasının tamamlanmış olmasının, bu alandaki işlerin bitmiş olduğu anlamı-na gelmediğine vurgu yapan Şenay, “asıl bundan sonra gençlerin ve toplu-mun inşası önemlidir ve bu cami işte bu işi yapacaktır” dedi. Bülent Şenay, bilim adamlarınca kabul gören genel anlayışa göre, kendi kültür ve manevi değerlerine bağlı insanların öz güveni-nin daima yüksek olduğunu anımsattı ve özgüveni yüksek olan insanların da içinde yaşadıkları topluma daha iyi entegre olabildiklerini söyledi. Şenay, “Müslümanların tarihteki Medine Sözleşmesi’nden bu yana başka inanç ve gruptan insanlarla bir arada ortak yaşamaya zaten alışkın olduklarını da belirtti ve dolayısıyla bu açıdan Türk-lerin Hollanda’da bir entegrasyon so-runu olmadığına inandığını kaydetti.

Açılışa Türkiye’den davetli olarak katılan Diyanet İşleri Başkanı Yar-dımcısı Prof. Dr. İzzet Er de yaptığı konuşmada, “Müslümanlığın özünde insanların kaynaşmasının, bütünleş-mesinin yattığını belirtti ve burada açılan caminin bu açıdan bakıldığında Hollanda’daki Türk toplumunun yerli toplumla kaynaşmasına ve barış için-de bir arada yaşamasına büyük katkı sağlayacağına inandığını” söyledi. Ca-milerin yalnızca ibadet yeri olmadığı-nı, sosyal hayatın içinde de yer alan önemli bir öğe konumunda olduğunu anlatan Prof. Dr. İzzet Er, hizmete açı-lan Ulu Cami’nin de toplumun dini

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 48: Ozelsayi2009

48 | HDV BÜLTEN 2009

Roermond HDV Fatih Camii hizmete açıldı2006 yılı Mart ayında temeli atılarak inşaatına başlanan Roermond HDV Fatih Camii 18 Ekim 2009 Pazar günü törenle hizmete açıldı.

Törene, T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er, T.C. Lahey Din

Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Di-yanet Vakfı Başkanı, Doç. Dr. Bülent Şenay, Roermond Belediye Başkanı Henk Van Beers, Rotterdam Din Hiz-metleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu, Türk İslam Kültür Dernekleri Fede-rasyonu Başkanı Arif Yakışır, Hollan-da Diyanet Vakfına bağlı cami yöneti-cileri ile çok sayıda Türk ve Hollandalı misafir katıldı.

Cami avlusuna kurulan büyük bir çadırda yapılan programa, semazen-lerin gösterisiyle başlandı. Ardından Fatih Cami din görevlisi Menduh Karslı ‘nın Kur’an-ı Kerim okumasıyla devam edildi. Açılış ve selamlama ko-nuşması cami başkanı Nevruz Özcan tarafından yapıldı. Davete icabet eden misafirlere teşekkür ederek konuşma-sına başlayan Cami başkanı, “Bura-sı sadece bir ibadet yeri değil ibadet

mekânının da içinde bulunduğu bir külliyedir, kültür merkezidir. Hollan-dalı dostlarımıza ve komşularımıza şunu iletmek istiyorum. Bu mekânlar kapısı herkese açık olan mekânlardır, entegrasyona engel değil aksine enteg-rasyona katkı sağlayan mekânlardır. Yapımında emeği geçen tüm halkımı-

za bunun yanında destek olan Cami, Dernek ve Vakıflara yardımlarından dolayı teşekkür ederim. Ayrıca benim-le birlikte gecesiyle, gündüzüyle hiz-met eden yönetim kurulundaki kar-deşlerime de çok teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını bitirdi.

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 49: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 49

Programda daha sonra Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyon Başka-nı Arif Yakışır, Kiliseler Birliğinden bir temsilci ve Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Hamurcu da birer selam-lama konuşması yaptılar. Daha sonra kürsüye gelen Roermond Belediye Başkanı Henk Van Beers konuşmasın-da özetle şunları söyledi. “Türk toplu-mu 2,5 milyon Avro yatırarak buraya güzel bir ibadethane açtı. Buranın kimse güzel olmadığını iddia edemez. İçişleri Bakanı Ter Horst’un söylediği gibi, inancın birlikte yaşamaya önem-li katkıları olduğuna inanıyorum. Biz Roermond halkı olarak farklı inanç-larla, farklı etnik kimliklerle ve farklı kültürlerle birlikte bir gül demetinde çeşitli güller gibi birlikte yaşıyoruz. Lale Türkiye ile Hollanda’yı ortak bir tarihde birleştiriyor. Bu caminin, Müslüman olan da olmayanın da bir-birlerini tanıma adına buluştukları yer olacağı inancındayım.” Belediye başkanı daha sonra caminin etrafında bulunan bir parkın isminin Belediye meclisi kararıyla Mevlana parkı olarak değiştirildiği müjdesini vererek ko-nuşmasını bitirdi.

Daha sonra kürsüye gelen Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bü-lent Şenay önce Türkçe daha sonra da İngilizce olarak davetlilere hitap etti. Şenay konuşmasında özetle, “Modern

şekkür ederek başlayan Prof. Dr. İzzet Er, gurbette yaşayan insanların burada kendini ifade etmelerinin bir örneği olarak bu mabedin ortaya çıktığını söyledi. Avrupa’da yetişen nesillerin kendini ifade etmelerinin ve sahip oldukları değerleri yaşayarak gelecek nesillere aktarmalarının varlıklarının devam ettirmek için önemli bir şart olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, hem Hollandalı yetkililere hem de bu güzel mabede her türlü katkıda bulunan insanlara teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.

Programın son bölümünde ise Karadeniz folklor ekibinin gösterisi büyük ilgi topladı. Folklor ekibinin gösterisinden sonra kurdele kesilerek cami resmi olarak ibadete açıldı.

sosyologlar insanların kendi değer ve kültürüne bağlılığın kendi öz güve-nini artırdığını, öz güveni olanın da entegrasyona büyük katkı sağladığı bir gerçektir. Bu caminin açılışını Be-lediye Başkanının yapması, Hollanda da Türklerin entegrasyon sorununun olmadığını gösterir. Hadisi Şerif ’te “Kim bir mabet inşa ederse Allah da ona ahirette bir ev yapar. Cami yapı-mına katkı sağlayan herkese teşekkür ederiz” dedi. Şenay daha sonra Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleketim” şiiri-ni önce Türkçe, daha sonra da İngiliz-ce okuyarak konuşmasını bitirdi. (Şiir için sayfa 22’ye bakınız.)

Programda son olarak Türkiye’den gelen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Er bir konuşma yaptı. Konuşmasına katılanlara ayrı ayrı te-

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 50: Ozelsayi2009

Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii hizmete açıldıHeerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii hizmete açıldı

Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii,20 Aralık 2009 tarihinde yapılan bir törenle hizmete açıldı. Açılışa Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Heerhugowaard Belediye Başkanı Han Ter Heegde, Kiliseler birliğinden Papaz Capelle van Veen, çevre camilerden din görevlileri ve HDV şube yöneticilerinin yanı sıra vatandaşlar katıldılar.

Açılış töreni önce Milli Marşlarının okunmasıy-la başladı. Din Görevlisi

Muzaffer Karaduman’ın Kur’ân-ı Kerim okumasıyla devam etti. Cami Yönetim Kurulu Başkanı ve HDV Yönetim Kurulu Muhasibi Rahim Usan tarafından yapılan açış ve selamlama konuşmasıyla sürdürülen programın akışı, Kili-seler Birliği Başkanı Capelle van Veen ve Belediye Başkanı Han Ter Heegde’nin konuşmalarıyla devam etti. Programın son kısmında La-hey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Daiyanet Vakfı Başka-nı Doç. Dr. Bülent Şenay günün

mana ve mahiyetiyle ilgili olarak Türkçe ve İngilizce olarak yaptığı konuşmayla protokol konuşmaları sona erdi.

Konuşmasın-da, programın m u k a d d i m e kısmında ti-lavet olunan âyeti kerimeler-den esinlenerek “İ’mâr, Tearuf ve Silm(barış)”

terimleri üzerinde duran Şenay, Allah’ın mescitlerini ancak Müs-lümanların-inananların- inşa ede-

bileceğini yani sizler gibi İslâm’ı özümsemiş, hayatına yansıtmış kimselerin bu inşayı yerine getire-bildiklerini belirtti.

Şenay Konuşmasında “Siz değerli Heerhugowaard cemaati ile Hol-landalılar arasında güçlü bir diyalo-ğun olduğunu sezdim. Bu insanlar bu programa katılmakla çok şey elde etmiş olmaktadırlar. Onların, içlerinde taşımış oldukları bu güzel duygu kendilerini buralara kadar getirmiştir. Bu da aramızda yeni köprülerin inşasına vesile olacak-tır. Rabbim onlara bu vesileyle hi-dayet versin. Bu diyalog vesilesiyle

50 | HDV BÜLTEN 2009

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 51: Ozelsayi2009

İslam’ın özü ve gereği olan barışa da hep birlikte katkıda bulunacağımı-zı umuyorum.” dedi. Şenay ayrıca Muharrem Ayı vesilesiyle Ehlibeyt sevgisi üzerinde durarak Hak-Mu-hammed-Ali yolunun sünnilerin ve alevilerin müşterek değeri olduğu-

nu da belirtti. Aşurenin bu değerin ortak ifadesi olduğunu vurguladı.

Programın akışı caminin avlu-sunda kurulan nostaljik çadırda devam ederken Başkan Rahim Usan tarafından şimdiki ve önceki yönetimlerden ve cemaatten cami-

nin yapımında maddi ve manevi yardım ve desteği olanlara plaket ve teşekkür belgeleri takdim edildi. Bu arada programın akışına renk katmak amacıyla Karadeniz Halk Oyunları ekibi tarafından folklor gösterisi yapıldı.

HDV BÜLTEN 2009 | 51

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 52: Ozelsayi2009

Programın son kısmında ise, caminin açılış kurdeleleri kesile-rek, manevi atmosferi sağlamak amacıyla sükûnet içerisinde ney ve kanun eşliğinde ilahiler ile sema gösterisi düzenlendi. Kadınlar Kolu’nun organizesiyle gönüllü bayan cemaatimiz tarafından ha-zırlanan leziz yiyecek ve içeceklerin ikram edilmesiyle günün programı sona erdi.

52 | HDV BÜLTEN 2009

CAMİİ AÇILIŞLARI

Page 53: Ozelsayi2009

Bergen op Zoom HDV Ulu Camii

Almelo HDV Yunus Emre Camii

Page 54: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 55: Ozelsayi2009

Kutlu DoğumKonferansları

Page 56: Ozelsayi2009

56 | HDV BÜLTEN 2009

14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kutlu Doğum Haf-tası dolayısıyla Hollanda Di-

yanet Vakfı’na bağlı camilerde düzen-lenen kutlama programlarına yoğun bir şekilde devam edilmektedir. Bu programlardan birisi de 16.4.2008 ta-

rihinde Rotterdam HDV Gültepe Camii din görev-lisi İrfan Sevinç, eşi bayan görev-li Semra Sevinç, cami yönetim ku-rulu, Gençlik ve

Kadınlar kolu ile Eğitim merkezi yö-netimi tarafından Rotterdam’da orga-nize edildi.

Rotterdam HDV Eğitim Merkezi konferans salonunda saat 19:00 da başlayan programa HDV Gültepe ca-mii cemaati yoğun ilgi gösterdi. Beş-yüz kişilik salonu dolduran ve çoğun-luğu kadınlardan oluşan dinleyiciler programı sonuna kadar ilgiyle takip ettiler. Sunuculuğunu HDV Gülte-pe Camii din görevlisi İrfan Sevinç’in yaptığı programa Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlandı. Açılış konuş-

Rotterdam HDV Eğitim Merkezi’nde Kutlu Doğum Programı

masını Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi ve Dr. M. Fev-zi Hamurcu yaptı.

Program akışında Peygamberimiz-le ilgili şiirler okundu slayt gösterisi yapıldı ve ilahiler söylendi. Özellikle dil kursu için Eğitim merkezinde bu-

lunan din görevlilerinden bir grubun Kur’an ve ilahi ziyafeti izleyicilere duygulu anlar yaşattı. Programa ko-nuşmacı olarak katılan Din Hizmetle-ri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay ho-canın yaklaşık bir saat süren “21. Yüz-yılda Peygamber İzi Ve Şah Damarı” başlığını taşıyan konuşması izleyiciler tarafından ilgi ve dikkatle dinlendi. Din Hizmetleri Müşaviri konuşma-sında Milletimizin sahip olduğu Hz. Peygamber sevgisinden bahsederek; “Bu sevginin büyüklüğü bu insanları buraya toplamıştır. Onu örnek alma-nın onun izini takip etmek anlamına geldiğini söyleyen Doç. Dr. Bülent Şe-nay, tarih boyunca bütün peygamber-lerin Hz. Muhammed’in izini taşıdığı-nı, vahyin ve meleklerin plajlara değil dağlara ve ovalara indiğini söyledi.”

Gerek organize ve gerekse içerik bakımından kaliteli olan program herkesi memnun ederek manevi bir atmosferin yaşanmasına sebep oldu. Bunun sonucu olarak dinle-yiciler böyle güzel programların her hafta tekrarlanmasını yüksek ses-le dile getirmekten çekinmediler. Program sonunda izleyicilere süt-laç ikram edildi ve Peygamberimizin sembolü gül dağıtıldı. Program Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay’ın can baba ile ilgili anlattığı ib-retli bir menkıbeyle sona erdi.

Doç. Dr. Bülent Şenay: “Bu sevginin

büyüklüğü bu insanları buraya toplamıştır.”

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 57: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 57

Lahey Din Hizmetleri Müşavi-ri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şe-

nay, Eindhoven’da bulunan Ehli Beyt Camiinin Kutlu Doğum ve Vahdet Haftası münasebetiyle düzenlediği “Hz. Muhammed’e (s.a.s.) Selam” adlı konferansa katıldı.

22.03.2009 tarihinde Eindhoven’da yapılan konferans, Ehli Beyt Camii tarafından organize edildi. Konferan-sa Türkiye’den konuşmacı olarak da-vet edilen eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hamdi Mert’in yanısıra, Avrupa (Azeri) Caferiler Federasyo-nundan yetkililer de katılarak çeşitli konuşmalar yaptılar. Eindhoven şeh-rinde oturan Caferi mezhebine men-sup cemaatin yanısıra, Eindhoven ve çevresinden Diyanet camilerine men-sup yönetici ve cemaat de konferansa davetli olarak katıldı. Konferansta ay-rıca geliri Filistindeki Gazze mağdur-larına ulaştırılmak üzere kitap satışı ve kermes düzenlendi.

Ehli Beyt imamlarından İsrafil De-mirtekin tarafından Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlanılan konferansta açılış konuşması Eindhoven Ehli Beyt Camii İmamı Hüseyün Akay tarafın-dan yapıldı. Çocuklar tarafından oku-nan ilahi ve şiirlerden sonra Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bü-lent Şenay, konuşma yapmak üzere kürsüye davet edildi. Şenay, dinleyici-

Doç. Dr. Bülent Şenay, Hollanda Caferi topluluğu Eindhoven Ehli Beyt Federasyonu’nun düzenlediği Kutlu Doğum Konferansına katıldı

lerle beraber salat-u selam ile başladı-ğı konuşmasında Hollanda’da Caferi cemaatin önce kendi arasında birliği sağlayarak daha sonra da Diyanet İşle-ri Başkanlığının Hollanda’daki bütün Müslümanları temsil eden, Din Hiz-metleri Müşavirini davet etmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Rasulullah yadetmeye davet edilen bir programa olumsuz cevap veremezdim diyerek sözlerine başladı. Hangi me-zehebe ve dine mensup olursa olsun vatandaşları arasındaki bu birlikteliği önce Türkiye’de sağlayarak Avrupa’ya taşınmasına vesile olan Türkiye Cum-huriyeti devletine ve onun şahsında Diyanet İşleri Başkanlığımıza teşekkür ettiği konuşmasında Şenay, birlik ve beraberliğe verilen önemi, sünni olsun şii olsun herkesin Müslümanlık kimli-ği altında kardeş olduğunu ifade etti. Okunan ayette Allah’ın ipine sımsıkı sarılın emrinin bütün Müslümanlara hitap ettiğinin altını çizen Din Hiz-metleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şe-nay, “Birbirinizle çekişmeyiniz, birbi-rinize buğz etmeyiniz. Ey Allah’ın kul-ları kardeş olunuz.” hadisini okuyarak konuşmasını bitirdi.

Daha sonra kürsüye gelen eski Di-yanet İşleri Başkan Yardımcısı Ham-

di Mert de konuşmasında Ehli beyt camiası tarafından konuşmacı olarak böyle bir toplantıya çağrılmasın-dan duyduğu memenuniyeti ifade etti. Mert, konuşmasında kendisi-nin Türkiye’de İran’da ve Irak’ta ehli beyt cemaatiyle beraber olduğunu ve kendilerine sevgi ve saygı beslediğini anlattı. Ehli Beyt ile Ehli sünnet ara-sında ayrılığın aslında olmadığını, her iki mezhebinde kaynağının bir oldu-ğunu söyledi. Hamdi Mert ayrıca Şia alimlerinin eserlerinden Ehli sünnete bakışı anlatan örneklerle sürdürdüğü konuşmasını, programı düzenleyen Hüseyin Akay hocaya verdiği Ahmet Yesevi Üniversitesi plaketiyle sona er-dirdi. Daha sonra okunan ilahiler ve Avrupa Ehli Beyt Federasyonu yetkili-lerinin birlik ve beraberliği ifade eden konuşmalarıyla konferans, yapılan vahdet duası ile sona erdi.

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 58: Ozelsayi2009

58 | HDV BÜLTEN 2009

Hollanda Diyanet Vakfı tarafından “Kutlu Do-ğum” haftası çerceve-

sinde Hollanda’da organize edilen kutlama porgramlarının sonuncusu Zaandam’da yapıldı. 20 Nisan 2008 tarihinde HDV Zaandam Sultan Ah-met camiinde yapılan ve gün boyu sü-ren programa konuşmacı olarak Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay ile Diyanet İşleri Baş-kanlığı Hac Dairesi Başkanı Seyfettin Ersoy ve Hollandalı yazar Abdulvahit van Bommel katıldılar. Zaandam ve çevresinde oturan vatandaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği program öğleden önce, öğleden sonra ve ikindiden son-ra olmak üzere üç bölümde icra edildi. Kurulan yayın sistemiyle konferans salonunda yapılan proğram cami için-de ve kadınlar bölümünden de ekran-lardan takip edildi. Öğle yemeği cami avlusuna kurulan çadırlarda ikram edildi.

Zaandam, Kutlu Doğum programıyla coştu

Programın öğleden önceki bölü-münde Zaandam Sultan Ahmet camii görevlisi tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. Ardından camiye devam eden çocuklardan oluşan ilahi grubu çeşitli ilahiler söyledi. Bu bölümde ay-rıca çocukların günün anlamıyla ilgili yaptıkları resim sergisi gezildi.

Yemek ve öğle namazından sonra ise Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, kürsüye çıktı. Şenay konuş-masında; “Kutlu doğum haftasının mahiyetinden bahisle Hz. Peygam-ber sevgisi ve o sevginin müminle-re yansımalarını çeşitli şiirlerden yaptığı alıntılarla anlattı. Holanda-lıların ve daha pek çok insanın Hz. Peygamber’i tanımadıklarını, oysa “ah keşke bir bilse”, O’nun Sevgi ve Edep Peygamberi olduğunu, bir gün kendisine “ya Rasulallah, bize öyle bir şey öğret ki, ona tutunalım ve ömrümüz boyunca ayrılmaya-lım” dediklerinde, “Öfkelenmeyin” buyuran bir Peygamber olduğu-nu hatırlattı. Yine Yunus Emre’nin “dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek” mesajının en başta İslam Peygamberi’nin “size üç şey söyle-yeyim ki onlara tutundukça daha hayırlı hiç bir şey yapmış olmazsı-nız: size zararı dokunana bile iyilik yapmak, sizi zora düşüreni bile bile

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 59: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 59

affetmek, sizinle ilişkisini kesene bile gidip diyalog kurmak” diyen bir Rahmet Peygamberinin mesa-jına dayandığını, eğer insanlık bu prensiplere tutunsa “taciz, hakaret, ayırımcılık ve nefret”in kalmayaca-ğını, Avrupa’nın bu Nebevi ilkelere muhtaç olduğunu, o nedenle, onun doğumunun 21. y.y.’da bile hala dipdiri ve kutlu olduğunu, o neden-le onu sevdiklerini ve özlediklerini vurgulayan Din Hizmetleri Müşavi-ri, ayrıca Hollandalıları da bu kut-lamalarda camilerde görmek istedi-ğini, onların da Hz. Peygamber’in mütebessim ve sevgi dolu güzel ah-lakını tanıyacakları günlerin gelme-sini ümit ettiğini ifade etti.”

Daha sonra söz alan Seyfettin Er-soy; “Gurbet diyarında mükemmel camiler inşa ederek buralarda dini hayatlarını sürdüren ve kendile-rine Peygamberi anlatmak üzere Türkiye’den hocalar davet eden bu insanların büyük sevaplar ve dere-celer kazandıklarını ifade etti. Yine bu insanların peygamberler arasın-da hiçbir ayırım yapmadan dinin gereği olarak bütün peygamberleri saygıyla anmaktadırlar. Tarih bu-nun örnekleriyle doludur” şeklinde konuştu. Bu arada din görevlilerinden oluşan ilahi grubu tarafından ilahi ve kasideler okundu.

Son konuşmacı olarak kürsüye çı-kan Hollanda asıllı Müslüman yazar Abdülwahit van Bommel ise “Pey-gamber sevgisinin sünnete tabi ol-manın taklitcilik gibi alışkanlık ha-line getirilerek yapılan birtakım ha-reketlerle sınırlı kalmaması gerekti-ğini, sahip olunan mirasın gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarıl-masını, Peygamberimizin hayatının değişik yazarların kaleminden çok-ca okunması gerektiğinden bahsetti. Van Bommel ayrıca, Kur’an Allah’ın insanı halife olarak yarattığını ve Hz. Peygamber’in Kur’an’da mübeş-şir olarak vasıflandırıldığını bunun da hem müjdelemek hem de insanı insan yapmak anlamına geldiğini” söyledi.

Konuşmalardan sonra ikindi na-mazı kılındı ve konferans salonuna geçildi. Burada Tevazu ilahi grubu-nun sunduğu Türk tasavvuf müziği

eşliğinde söylenen ilahiler ilgi ile takip edildi. Konuşmacılara ve katılımcıla-ra teşekkür faslından sonra program sona erdi.

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 60: Ozelsayi2009

60 | HDV BÜLTEN 2009

Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle “Living Together” konulu konferansKutlu Doğum Haftası münasebetiyle “Living Together” konulu konferans

Hollanda Diyanet Vakfı ve Lahey Din Hizmetle-ri Müşavirliği tarafından bu yıl ilk defa Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Müslüman ol-

mayanların da davet edildiği “Living Together” (Birlikte Yaşamak) konulu bir konferans organize edildi. 14 Nisan 2008 tarihinde Nordwijkerhout şehrinde bulunan Confe-rentie Center Leeuwenhorst konferans salonunda yapılan kutlu doğum proğramına 250 seçkin davetli katıldı.

Konferans şeklinde yapılan ve bütün gün süren progra-ma Hollanda’dan iki, Türkiye’den de iki olmak üzere top-lam dört konuşmacı davet edildi. Türkiye’den Diyanet İş-leri Başkan Yardımcısı, Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Hadi Adanalı ile Hollanda’dan Leiden Üniversitesi İslam bölümünden Dr. Maurits Berger ve Hollanda asıllı Müs-lüman yazar Abdulwahit van Bommel katılarak “Living together” (Birlikte yaşamak) konusunu işleyen tebliğlerini sundular. Sunulan tebliğler simultan tercüme yöntemiyle izleyiciler tarafından Türkçe veya Hollandaca takip edildi. Programda yine Türkiye’den davet edilen M. Zinnur Kanık ve Nurullah Kanık adındaki iki müzisyen kardeş tarafın-dan da Türk tasavvuf müziğinden ney ve tanbur eşliğinde eserler sunuldu.

14 Nisan Pazartesi günü saat 10’da başlayan programda öncelikle davetlilerin kabul ve kaydı yapıldı. Kendilerine kahve ve çay ikram edildi. Davetlilere ayrıca Hollanda Di-yanet Vakfı tarafından yeniden oniki yabancı dilde bastırı-

lan kırk hadis kitabı (Universal Mercy) ve CD setinin de içinde bulunduğu bir hediye çantası takdim edildi.

Program sunuculuğunu HDV Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Rahman Korkmaz yaptı. Açılışta Kur’an-ı Kerim Den Haag HDV Mescid-i Aksa Camii din görevlisi Dr. İsmail Altun tarafından teammüllerin aksine ayakta ve hutbe şek-linde okundu. Kur’an tilavetinden sonra Peygamberimizin hadislerinden de bir demet, yine Dr. İsmail Altun tarafın-dan ayakta okundu. Okunan ayet ve hadislerin orjinal me-tinleri yanında Türkçe ve Hollandaca mealleri de ekranda gösterildi.

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 61: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 61

Konferansın açılış konuşmasını ev sahibi ve konferansın fikir babası olarak Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç Dr. Bülent Şenay, Türkçe ve İngilizce olarak yaptı. Şenay ko-nuşmasında özet olarak “Kutlu Doğum Haftası’nın önemi üzerinde durarak Müslümanların Hz. Peygamber’e duy-dukları sevgi özlemlerini bu hafta vesilesiyle dile getirdikle-rini ve modern çağın bazı zihinlerinin bu sevgiyi anlamakta zorlandıklarını ancak bu durumun Efendimizin anlaşıl-masının zor olduğu manasına gelmediğini” ifade etti. Din Hizmetleri Müşaviri, “Ona olan saygının ifade edilebilmesi bir geceye sığmıyor, o yüzden kutlu doğum bir haftaya ya-yıldı.” dedi.

Açılış konuşmasından sonra slayt gösterisi eşliğin-de Hollanda Diyanet Vakfı ve faaliyetleri konusunda sunucu Rahman Korkmaz tarafından bilgi verildi.

HDV’nin tanıtımından sonra müzisyen Muham-med Zinnur Kanık tarafın-dan kısa bir ney sunumu yapıldı. Daha sonra kür-süye gelen Diyanet İşleri

Başkan yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar ilk tebliğini sundu. “Birlikte yaşamanın ahlaki temelleri” başlığını taşıyan konuşma, simültan tercüme yöntemiyle Hollanda’caya çevrilerek dinleyicilere sunuldu.

Özafşar konuşmasında özetle; “Hz. Peygamber’in fikir, görüş, inanç, davranış ve tutumları, yani sünneti Müs-lümanlar için model teşkil eder. Onun Sünnetinin dini-ahlâkî umdeleri birlikte yaşamanın da ahlaki çerçeve-sini sunar. Bunlar da; hak, ahd/akd, sadakat, emanet, merhamet, nasihat, ihsan, konuşmada ve davranışta ölçülü olma, çirkin söz ve davranışlardan uzak durma; herkese karşı içten ve samimi olma; kolaylaştırma; öte-kinin inancına saygı gösterme; farklı inanç mensupları-nı Allah’ın bir emaneti olarak görme gibi umdelerdir.” dedi.

Bu konuşmadan sonra müzisyen Nurullah Kanık, tan-bur ile Türk tasavvuf müziğinden bir demet sundu. Daha sonra ikinci konuşmacı Dr. Mauris Berger kürsüye davet edildi. “De paradoxale Profeet” (Paradoksal peygamber) başlığını taşıyan konuşması ilgi ile izlendi. Peygamber sev-gisinin dile geldiği bu çok özel programda, bir gayrimüslim akademisyenin bu başlıkta, ancak, saygılı bir konuşma yap-masına imkan sağlanması ayrıca Kutlu Doğum’un hoşgö-rüsüne işaret etmiştir.

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 62: Ozelsayi2009

62 | HDV BÜLTEN 2009

Maurits Berger konuşmasında; “Bir yanda Hz. Peygamber’e inananların onun merhamet ve hoşgörü-sünü ön plana çıkarırken, diğer taraftan Batılı toplum-larda Peygamberin bir devlet başkanı veya bir ordu ko-mutanı olmasından da hareketle İslamı kılıçla yayan bir peygamber anlayışının olduğunu, dolayısıyla inananlar ve inanmayanların onun hakkındaki düşüncelerinde paradoxların ortaya çıkmasının normal olduğunu” ifa-de etti.

Programın öğleden önceki kısmı Mauris Berger’in ko-nuşmasıyla sona erdi. Yemek ve namaz için ara verildi. Da-vetliler yemek esnasında gerek konuşmacılarla ve gerekse birbirleriyle program içeriğiyle ilgili yorumlarda bulundu-lar.

Öğleden sonraki bölümde ise Türkiye’den davet edilen Dr. Hadi Adanalı kürsüye geldi ve “Birlikte Yaşamanın Felsefi Temelleri” başlığını taşıyan konuşmasını yaptı.

Dr. Hadi Adanalı konuşmasında, günümüz insanının kar-şılıklı anlayış temeline dayalı bir diyalog kurmasının zorun-luluğu üzerinde durarak, farklı din mensuplarının pek çok konuda aynı düşümesinin diyaloğu kolaylaştırdığını söyledi.

Adanalı, “Fakat diyalog sadece hem fikir olunan ko-nulara hasredilemez. Diyalog, farklı inanç ve kanaatlere sahip olduğumuzda bize rehberlik edebildiğinde daha da önem kazanır.” dedi.

Daha sonra “De onbegrepen Muhammed” (Anlaşıla-mayan Muhammed) başlığını taşıyan konuşmasını yapmak üzere Abdülwahid van Bommel kürsüye geldi. Hollanda asıllı bir Müslüman olan Abdulwahid van Bommel’ın ko-nuşması da ilgi ve dikkatle izlendi.

Van Bommel konuşmasında Hz. Muhammed’in birçok kesim tarafından bilinçli olarak yanlış anlaşıldığını ve özel-likle batı dünyasında onunla ilgili eserlerde önyargılara yer verildiğini söyledi. “Halbuki opjektif olarak Peygambe-rimizin hayatını inceleyen herkes onun şu üç önemli özelliğiyle karşılaşır. İnanç, kararlılıkla mücadele ve cömertlik. Peygamber’in bu üç özelliği sadece mümin-

lere değil inanmayanlara dahi örnek olacak derecededir. Müslümanlar da onun güler yüzlülüğünü ailesine kar-şı davranışlarını, mizah anlayışını ön plana çıkarmalı Peygamber’i daha çok yönleriyle tanımalıdırlar” şeklin-de konuştu.

Programın son bölümünde Zinnur ve Nurullah Ka-nık kardeşler birlikte Türk tasavvuf müziğinden örnekler sundular. Son olarak Hollanda Diyanet Vakfı başkanı Dr. Fevzi Hamurcu kürsüye gelerek bir teşekkür konuşması yaptı ve Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay ile birlikte konuşmacılara plaketlerini sundu. Program saat 16:00’da sona erdi.

Kutlu Doğum Haftası çerçevesinde Hollanda Diyanet Vakfı ve Din Hiz-metleri Müşavirliği işbirliği ile düzen-lenen ve ilk defa Müslüman olmayan konuşmacı ve dinleyicilerin de davet edildiği bu konferansa katılanların kon-ferans hakkındaki görüşlerinin öğreni-lebilmesi amacıyla bir de anket uygula-ması yapıldı.

Konferansa katılanların beşte biri bu ankete cevap vere-rek görüşlerini bildirdi. Verilen cevapların değerlendirmesi sonucu konferansın başarılı olduğu ve gelecek yıllarda da devam ettirilmesi gerektiği fikri ön plana çıktı.

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 63: Ozelsayi2009

Barneveld HDV Ulu Camii

Deventer HDV Merkez Camii

Page 64: Ozelsayi2009

64 | HDV BÜLTEN 2009

Hollanda Diyanet Vakfı tarafından Kutlu Do-ğum Haftası çerceve-

sinde ilk defa geçen yıl başlatılan ve “Birlikte yaşamak” (Living Together) adını taşıyan konfe-ranslar serisine bu yıl da devam edildi. Akademik içerikli İngilizce ve Hollandaca dillerinde ve daha ziyade yüksek eğitimli dinleyici kitlesine hitap eden konferansın bu yılki ana teması, “Medeniyet-leri buluşması ve Küresel İslam” (Alliance of Civilisation and Global Islam) adını taşıdı. Konferans, ge-çen yıl olduğu gibi Noordwijker-hout şehrindeki NH Hotel kon-

ferans salonunda 26 Nisan 2006 tarihinde yapıldı. Sunuculuğunu Dr. Rahman Korkmaz’ın yaptığı konferansa konuşmacı olarak Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda

Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, İngiltere’den Dr. Tim Jacoby, Hollanda’dan Prof. Dr. P.S. van Koningsveld katılarak birer tebliğ sundular.

Hollanda Diyanet Vakfı’ndan “Medeniyetler Buluşması ve Küresel İslam” (Alliance ofCivilisation and Global Islam) konulu konferans

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 65: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 65

HDV Roermond Fatih Camii din görevlisi Menduh Karslı’nın okuduğu Kur’an-ı Kerim ile başla-yan programda bir selamlama ko-nuşması yapan Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, Kutlu Doğum haftası münasebe-tiyle Hollanda Diyanet Vakfı tara-fından yapılan faaliyetler hakkında bilgi vererek, Peygamber Efendi-mizin sadece müslümanlar tara-fından değil bütün insanlık tara-fından örnek alınması gereken bir şahsiyet olduğuna dikkat çekerek, onun doğumuyla ilgili böyle bir programda katılımcılarla birlikte olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

Açılış konuşmasından sonra peygamberimize özlem ve sevgiyi anlatan ilahiler okundu. Okunan ilahilerin ardından tekrar kürsüye davet edilen Doç. Dr. Bülent Şe-nay, “Medeniyetler Paradigması, İslamda İttifak ve müşterek iyi-likler “başlığını taşıyan tebliğini sundu.

Hollanda’da yaşayan müslüman toplumun sorumluluklarının bi-lincinde olmasının önemine deği-nen Şenay, ‘Medeniyetler İttifa-kının’ gerçekleşmesi için anahtar kelimenin –dinlemek- olduğunu özellikle vurguladı. Tarafların bir-birlerini iyi dinlemeleri ve müş-terekleri ön plana çıkarmalarının önemine de vurgu yapan Lahey Din Hizmetleri Müşaviri, ‘İnsan Hakları’ konusunun ortak müş-terekleri anlamada önemli bir ye-rinin olduğunu belirtti.

Konferansın ikinci davetlisi, ça-tışmalar analizcisi, dinler tarihi ve devlet kurumları geliştirme uz-manı Dr. Tim Jacoby de, “Yeni Kültürler, Savaş ve Terör” başlı-ğını taşıyan konuşmasında, soğuk

savaşın ardından özellikle müslü-manlara yönelik başlayan bir şid-det politikasının yürütüldüğünü belirterek, batının müslümanlara uyguladığı bu politikanın dışında dünyanın çeşitli bölgelerinde müs-lümanların yine müslümanlara uy-guladığı şiddete dikkat çekti.

Konferansın son konuşmacısı Prof. Dr. P.S. Koniningsveld, “İslam’da Hoşgörü” başlıklı ko-nuşmasında, dinler açısından hoş-görünün önemini ve tarihini an-lattı. Özellikle İslami açıdan hoş-görünün öneminin vurgulandığı konuşmada bazı İslami terimlerin batı üzerindeki etkileri ve bu te-rimlerin tarih içinde yeniden yo-

rumlanmasına yer verildi.Konferansda ayrıca ebru sanatı

ile ilgili yapmış olduğu çalışmaları herkes tarafından beğeni ile takip edilen Dr. M. Refii Kileci tarafın-dan neyzen Mutlu Yılmazer’in ney dinletisi eşliğinde izleyicilere ebru sunumu yapıldı.

Konferansın sonunda düzenle-nen panelde davetliler konuşma-cılara soru sorma şansı buldular. Dinleyiciler tarafından sorulan so-rulara her üç konuşmacı da cevap verme imkanı buldu. Konuşma-cıların İngilizce yaptıkları tebliğ-ler simültan olarak Hollandaca’ya çevrildi.

KUTLU DOĞUM KONFERANSLARI

Page 66: Ozelsayi2009

DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008

66 | HDV BÜLTEN 2009

Avrupa’da küçük bir köy vardır. Adı ‘Turkeye’dir. Yani Türkiye. Hollanda’nın Belçika sınırında bu-lunan bu ‘Türkiye’ adlı köy Hollanda ve Türkiye

ilişkilerinde tarihin derinliklerine kadar götürür bizi. Tarihi ‘rivayetlere’ göre, 16. yüzyılda Hollanda ve İspanya arasın-da geçen “80 yıl savaşları” döneminde oralara kadar uzanmış Türk levendleri 1640 yılında bir şekilde İspanyollar tarafın-dan esir edilir. Bu levendler yıllarca İspanyol gemilerinde forsa olarak kullanılır. Sonunda Hollandalılar Türk levend-lerinin kurtarılmasında yardımcı olurlar. İspanyollar Türk levendlerden bilgi yardımı alırlar. Onları Zeeland bölgesinde bir köye yerleştirirler. Bu Türkler orada kalırlar uzun sure. Ri-vayetin devamı hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bilinen o ki, bu olaya atfen ve Türk levendlerinin hatırasına köyün adı Turkeye olarak kalır.

Bugün Turkeye köyünde yaşayan bir Türk yok. Köyün sakinleri bu-rayı bir yazlık tatil beldesi olarak kullanan Hollandalı, Belçikalı ve Al-man emekliler. Ancak köye ‘Turkeye’ yazan tabelanın önünden girdiğinizde, hemen ilk ev Hollandalı Cor van Duese-laar-Moniqe Sturm çiftine ait. Evin girişinde “Türkiye Elçiliği, numara 16” yazıyor.

Bu sempatik Türk dostu Hollandalı çift, ev-lerini Türk kültürüne ait pek çok simge ve minik eserlerle, resimlerle dekore etmişler. Duvara asılı bir seccade ve tespihden, Barış Manço’nun resmine kadar pek çok detay dekor olarak kullanılmış. Hollandalı çift gelen tüm misafirlerine kendi elleriyle ayran ve çay yapmayı adet edinmişler. Gelenlerin duygularını kaleme aldığı bir hatıra defteri bile oluşturmuş Cor ve Monique çifti.

Elbette Hollanda, Turkeye köyünden ibaret değil. Yaklaşık 42 bin km2 bir coğrafyada 16,5 milyon civarında toplam nü-fusa sahip olan Hollanda’da yaklaşık 1 milyon civarında Müs-lüman yaşamaktadır. Yalnız Belçika ve Hollanda’da yaşayan yaklaşık 22 milyon insan İngilizce’ye benzeyen ve Felemenk-çe denilen Hollandaca dilini konuşmaktadır. Hollanda’nın Friesland denilen kuzey bölgesinde ise 400 bin kadar insan Frizce denilen bir dil/diyalekt kullanmaktadırlar. Müslüman nüfusun en büyük kısmını Türkler ve daha sonra Faslılar oluşturmaktadır Hollanda bir kraliyet olma yapısını değiştir-memiştir.

Ülke için kullanılan isim Nederland (İngilzce söylenişiyle The Netherlands) olup, “alçaktaki ülke” anlamına gelir. Kara parçası olarak normal deniz seviyesinin altında bir ülkedir.

Kaynaklara göre, ülke topraklarının 1/3’ü deniz seviyesinin altındadır. Bu bölgelerde, açılmış olan yüzlerce su kanalı ile oluşturulmuş bir makro planlamayla su seviyesi sel baskınla-rını önleyecek şekilde düzenli kontrol edilmektedir. Hollanda kıyı bölgesinin düşük kotlu bir doğaya sahip oluşu; fırtınalar ve deniz seviyesindeki yükselmelerle birleşince, bölgeyi kıyı taşkınları ve erozyon açısından hassas bir duruma dönüştür-mektedir. Deniz seviyesi altında bulunan ülkenin büyük bir kesimi, taşkınlara karşı doğal ve yapay birimlerden oluşan bir kıyı savunma yapısı ile korunmaktadır. Çağlar boyunca bu düşük kotlu bölgede yaşayan kişiler, denizden gelen tehditlere karşı sonsuz bir sıkıntı ile yüzyüze kalmaktadırlar. Bu neden-le, arazi ıslahı (denizden kazanım), taşkın koruma sahaları ya-pımı (polder), sedde inşaatı ve deniz seviye kontrolü ile ilgi-

lenmek zorunda kalmışlardır. Bu durum Hollandalıları iyi bir denizci yapmıştır. Su kanalları konusunda gelişmiş

bir teknoloji ve mühendislik kullanmaktadırlar.

Devlet Başkanı Kraliçe Beatrix, Baş-bakanı Jan Peter Balkenende olan

Hollanda, demokratik seçimlere dayalı bir anayasal monarşi olarak tanımlanmaktadır. Başbakan’a, bir

kabine (Bakanlar Kurulu) yardımcı ol-maktadır. Hükümetin yasama kolu, halkoyu

ile oluşturulan il konseylerince seçilen ilk meclis ve doğrudan halkoyu ile seçilen ikinci meclis olmak

üzere ikili bir yapı gösterir. Yasaların yönlendirilmesi ise Yüksek Mahkeme (the Supreme Court) tarafından yapılmak-tadır.

Hollanda’da 12 il ve yaklaşık 500 adet belediye bulunmak-tadır. Başkent Amsterdam olmakla beraber, siyasî ve idarî baş-kent Lahey’dir. 12 valilik bölgesine ayrılmış olan Hollanda’da Lahey, Güney Hollanda valiliğinin başşehridir. Güneyde Belçika ve Fransa, doğuda Almanya, Batı’da İngiltere ve Amerika ile yoğun ticarî ve siyasî ilişkileri olan, yıllık enflas-yonun %1,1, işsizliğin % 5,5 olduğu, ekonomik gücün ön-celikle finans, ticaret, sanayi ve turizm sıralamasıyla oluştuğu, Avrupa’nın en büyük bir kaç limanından biri olan Rotterdam kentinin dev ticari filosuyla ithalat-ihracat merkezi olduğu Hollanda’da en önde gelen sosyal sorunlar, alkol ve uyuşturu-cu kullanımı, yüksek yaşlılık oranı (ve ötenezya tartışmaları) ile fuhuş ve aynı cins evlilikleri olarak dikkat çekmektedir.

Günümüzde Hollanda’da tartışılan bu ve benzeri sorunla-rın hepsi, en sonunda Hollan-da’nın kültür ve siyasî tarihinde din (Katolik ve Protestan) çekişmelerinden hümanizme uza-

Lalelerin Diyarı Hollanda’da Din ve DiyanetHollanda’da din tarihi kendine özgü bir resim sunar. Hollanda’da mezhep ve kilise farklılaşmaları ile geçen karmaşık yüzyıllar sonunda, daha sonraları “sütunlu yapı” olarak tanımlanan bir sosyal yapının geliştirilmesi zorunluluk arz etmiştir. Bu yapı “her dinî topluluğun bağımsız bir sütun olarak birarada yaşaması” anlamını ifade etmektedir.

Page 67: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 67

nan, Müslümanların da toplumsal dokuya katılmasıyla iyice “karmaşıklaşan” ve en sonunda “dinsiz toplum” ifadesinin popüler olarak kullanılmasına yol açan bir sosyal tarih arka planına dayanır. Hollanda toplumunda psikanaliz ve psikote-rapi uygulamaları oldukça yaygındır. Hümanist anlayış “alter-natif dindarlık” gibi kendini göstermiş ve bu sebeple, sosyal hizmetler alanında mesela hastane, hapishane, huzurevleri ve bakım evleri gibi kurumlarda isteyen hastalara “manevî reh-berlik” sağlanması uygulaması geliştirilmiştir. Ancak manevî rehberlikten anlaşılan “muhatapla oturup konuşmak ve prob-lemine çözüm aramak” olarak özetlenmektedir. Bu tür seans-lar şüphesiz belli bir dinî geleneğe bağlı olanlar mesela Yahu-diler ve Müslümanlar hatta dindar Hıristiyanlar açısından bir tatmin sağlamadığı için, talepler üzerine bu din mensuplarına kendi gelenekleri içerisinde manevî rehberler sağlanması uy-gulaması da son yıllarda gelişmiştir.

Lâleler diyarı Hollanda’ya lalenin ilk defa 1560-61 yılın-da Osmanlı’dan geldiği rivayet edilir. Rivayete göre, 1554’te Avusturya İmparatoru’nun büyükelçisi olarak İstanbul’a ge-len Busbecq, laleyi Avrupa’ya getiren ilk isim olarak nakle-dilir. Hollandalılar bundan sonra lale türlerini geliştirirler ve günümüzde tüm dünyaya pazarlayacak kadar bu konuda uz-manlaşırlar. Her yıl, Keukenhof beldesinde lale bahçeleri tüm dünyadan ziyaretçilerin ilgisine açılır.

Hollanda’da Geçmişten Günümüze Din Tarihi Hollanda’da din tarihi kendine özgü bir resim sunar. Hollanda’da mezhep ve kilise farklılaşmaları ile geçen karmaşık yüzyıllar sonunda, daha sonraları “sütunlu yapı” (İngilizce ‘pillarisation’) olarak tanımlanan bir sosyal yapının geliştirilmesi zorunluluk arz etmiştir. Bu yapı “her dinî topluluğun bağımsız bir sütun (pillar) olarak birarada yaşaması” anlamını ifade etmektedir. Reformasyondan önce Roma İmparatorluğu’na bağlı iken daha sonra Kalvinci Protestanlığın da yayılma alanı bulduğu bir yer olmuştur. Az sayıda da olsa Luterci Protestanlar da hep varolagelmiştir. İspanya’da Katolik Hıristiyan baskı ve şidde-tinden kaçan Yahudilerden Hollanda’ya gelenler de olmuştur.

Bu siyasî ekonomik tarihe paralel olarak dinî tarihi de ken-dine özgü bir gelişme gösteren Hollanda’da gelişmelerde en çok dikkat çeken husus, Hıristiyan mezheplerinin iç çatışma-larının Hollanda tarihiyle paralel olmasıdır. İlk olarak, 8. yüz-yılda, güneyde Kelt çoktanrıcılığı ve kuzeyde Alman putpe-restliğinin hâkim olduğu şimdi Hollanda olarak adlandırılan bölge, özellikle güney kısımlarıyla Roma İmparatorluğunun işgali altında, Anglo-Sakson misyonerler tarafından Hıristi-yanlaştırılma ile yüzyüze gelmiştir.

İkinci Dünya Savaşından sonra Hollanda artık yeni bir ol-guyla kendi sınırları içinde belirgin biçimde karşılaşacaktı. Bu da bir yandan sömürge döneminin sona ermesi ile Sürinam ve Endonezya’dan gelen, öte yandan da işçi olarak davet edilen Türk ve Faslı göçmenlerin Hollanda toplumuna gelmesiyle ortaya çıkan bir durum olarak, geçmişte sömürge dini olarak algılanan İslâm’ın Hollanda’da görülmeye başlamasıdır.

Geçmişte kendi aralarında Hıristiyanlar olarak iç çatış-ma yaşamış olan ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da hem Hıristiyanlığa hem de Yahudiler arasında Yahudiliğe ‘dinî bağlılık’ta gerileme başlamışken, toplumsal ahlâk tartışma ları arasında kürtaj serbestliği, eşcinselliğe, uyuşturucuya ve öte-nezyaya özgürlüğün tartışıldığı bir toplum olma yolunday-ken, birden İslâm’ın yeni bir ‘dinî varlık alanı’ olarak ortaya çıkması, Müslümanların farklı dinî-kültürel alışkanlıklarıyla toplumsal alanda görünmeleri Hollanda toplumunda gittikçe yeni bir tartışma alanının/yeni bir ‘pillar’ın (‘sütun’) açılma-sına yol açmıştır: İslâm ve Müslümanlar Hollanda’ya entegre olacaklar mıdır. Bunun için neler yapılmalıdır. Eğitime katı-lımdan, ayrımcılığa, kendi köken dillerini devlet okullarında öğrenmelerine izin verilip verilmemesinden, dinî ihtiyaçları-nın karşılanması için mabetlerin inşasından din görevlilerini geldikleri ülkelerden getirmelerinin entegrasyona aykırı olup olmayacağına kadar pek çok mesele artık tartışılır olmuştur. Bunun üstüne, İslâm ile hem entelektüel hem de kültürel iliş-ki tarihi eskilere giden Hollanda’da İslâm karşıtlığı, özellikle, Theo van

Gogh’un bir Faslı tarafından öldürülmesinden sonra artmış ve Hollanda’nın liberal kültürü İslâm’a ve Müslümanlara karşı tahammülsüz bir kültüre dönüşmüştür. Eskiden kolonilerde varolan köleler ve teba için uygulanan izolasyon ve ayrıştırma artık bizzat Hollanda’nın içinde ‘evde’ uygulanıyordu. Göç-menler artık ayrı(ştırılmış) mahallelerde yaşıyorlardı. Artık iş mülakatlarında bile namaz kılar mısın, camiye gider misin, hangi camiye gidersin soruları bile sorulur olmuştu. Çok kül-türlü liberal kültür artık sadece Hollandalılar için miydi. En-tegrasyon testi/uyum sınavı sadece Müslümanlar için miydi.

Uyum sınavı bizzat uyuma bir darbe değil miydi. ‘Uyması istenilenler’e bizzat bu sınavla bir ayrımcılık daha başlangıç-ta yapılıp ‘yerinizi bilin’ mi deniliyordu. Bütün bu ve ben-zeri sorular bugün Hollanda’da tartışılmakta, din ve diyanet hizmetleri de bu bağlamda zaman zaman konu olmaktadır.Günümüzdeki araştırmalara göre, Hollanda’nın 16 milyon-luk nüfusunun %34’ünün Katolik, %27’sinin Protestan ve % 4’ünün Müslüman olduğu, % 35 kadarının ise hiç bir dine bağlı olmadığı kabul edilmektedir.

Hollanda’da böyle bir dinî arkaplan üzerinde (pilarizas-yon politikasının yansıması olarak) Türk toplumunun kendi kültür ve cami dernek lerini kurmaları ve iki ülke arasında yapılan anlaşmalar çerçevesinde de Türkiye’den din görevlisi talep etmeleri şeklinde ortaya çıkan bir sürecin sonucunda kendine yer bulmuş olan Diyanet hizmetleri, dinî topluluk-ların din hizmetleri ihtiyacının karşılanması esasına dayalıbir yapı içerisinde 300 bin civarında Hollandalı Türk topluluğa en geniş ölçüde (cami, Kur’an kursu, din eğitimi, ramazan, hac, kurban, cenaze hizmetleri, kadınlara ve gençlere yönelik eğitim ve kültür hizmetleri, spor etkinlikleri organizasyonu vs. olarak) din hizmetlerini sunan varlığını, bir Din Hizmet-leri Müşavirliği ve iki Din Hizmetleri Ataşeliği idaresinde, Hollanda Diyanet Vakfı aracılığıyla sürdürmektedir.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008

Page 68: Ozelsayi2009

Hollanda’nın 16 milyonluk nüfusu için-de, çoğunluğu Türkiye kökenli, Faslı ve Sürinamlı olmak üzere 1 milyonu bulan

Müslümanlar dinî faaliyetlerini muhtelif organizasyo-nel yapılar içerisinde ve yaklaşık 400 civarında oldu-ğu bilinen camilerde sürdürmektedirler. Bu camilerin 200 kadarı Türklere, 140 kadarı Faslılara ve 50 kadarı da Sürinamlılara aittir. 200 kadar Türk cami derneği içinde Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı olanların sayısı 142’dir.

Hollanda devleti, örneğin Almanya’dan farklı ola-rak, “bütün dinlere eşit mesafede olan ve her bir dinî topluluğun kendi dinî eğitim ve hizmetlerini organize edebilmesine imkân veren” bir laiklik politikası uygula-dığı şeklinde tanımlanmaktadır. Vatandaşlık kanunları çerçevesinde İslâm resmen din olarak tanınmıştır. Bu durum, Hollanda’daki sistemi ifade eden “pilarizasyon” (müstakil sütun yapısı/farklı etnik ve dinî grupların birbirinden bağımsız birarada müstakil olarak yaşama-sına atfen) kelimesi ile ifade edilmektedir. Hukuk ve siyasette bu yaklaşım, Almanya’ya kıyasla, Hollanda’da Müslümanların demokratik süreçte kamusal alanda dinî özgürlüklerinin önünü ilkesel olarak açmaktadır. Hollanda Anayasası’nın 1. maddesinin, din ve etnik te-melli ayrımcılığa izin verilmeyeceğini ve bu çerçevede tüm vatandaşların eşitliğini öngördüğü savunulmakta-dır. 1983 yılında yayınlanan Azınlıklar Kanunu’nda, dinin “kendine saygı”yı geliştirip, toplumsal katılıma katkı sağlayabildiği ifade edilmiştir. Dinî toplulukların din hizmetleri ihtiyacının karşılanmasına izin verilme-si, arka plânda bu genel kabule dayanmaktadır. Hatta 1983’te Hükümet, Waardenburg Komitesi raporuyla, yerel yönetimlerin Müslümanlara ibadet için mekân bulmalarına ve inşa etmelerine izin vermeleri tavsiye-

sinde bulundu. Ancak uygulamada, her zaman prob-lemler çıkabilmektedir. Bazen bir şehirde, mahallede Hollandalı mahalle sakinleri veya bazen de yerel yöne-timler ibadet yeri yapımına karşı çıkabilmektedirler.

Aynı Komite raporunda, menşe ülkelerden imam getirilmesine karşı da ‘dil bilmedikleri’, kültürü tanı-madıkları vs. gerekçesiyle görüş bildirilmiştir. Zaman içerisinde Müslümanlar geldikleri ülke, mezhep ya da meşreplerine göre grup ve cemaat yapılarını oluş-turmuşlar, dernek ve/veya sivil toplum örgütü olarak yapılanmışlardır. Hollanda’da 1 milyon nüfusu bulan Müslümanlar iki organizasyon çatısı altında gruplan-mış durumdadırlar. Bunlardan birisi CMO (Contac-torgaan Moslims & Overheid - Müslümanlarla Hükü-met arasında Temas Grubu) diğeri de CGI (Contact Group Islam - İslâm Temas Grubu).

CMO (Contactorgaan Moslims & Overheid - Müs-lümanlarla Hükümet arasında Temas Grubu) üyeleri:

• Hollanda Diyanet Vakfı (Islamitische Stichting Ne-derland - ISN)

• Türk İslâm Kültür Dernekleri Federasyonu (Sti-chting Turks-Islamitische Culturele Federatie -TICF - HDV irtibatlı)

• Şii Koordinasyon Derneği (Overkoepelende Sjiitis-che Vereniging -OSV - Iraklı Şiiler tarafından)

• Hollandalı Fas Müslüman Teşkilatlar Birliği (Unie van Marokkaanse Moslim Organisaties in Nederland - UMMON)

• Hollanda Kuzey Milli Görüş (Milli Gorus Noord Nederland - MGN)

•Hollanda İslâm Federasyonu (Nederlands Islamitis-che Federatie - NIF, Milli Görüş)

• Dünya İslâm Misyonu (World Islamic Mission-

Diyanet hizmetleri, çok kültürlü bir toplum yapısı içerisinde, bir yandan entegrasyon ile asimilasyon arasındaki farka duyarlı olan, öte yandan farklı etnik, kültürel, dinî arka plândan gelen toplulukların kendi dil, din, kültür kimliklerini de temel yönleriyle muhafaza edebilmelerinin gerekliliğini savunan bir vizyon çerçevesinde sürdürülmektedir.

68 | HDV BÜLTEN 2009

DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008

Hollanda’da Diyanet ve Dinî Temsil

Page 69: Ozelsayi2009

WIM -Pakistan eğilimli, Sürinamlılar da dâhil)• Hollanda İslâm Merkezi Vakfı (Stichting Islamitis-

ch Centrum Nederland -SICN)• Limburg İslâm Konseyi (Limburgse Islamic Coun-

cil - LIR - Faslıların)• Hollanda İmamlar Derneği (Association Imams of

the Netherlands-VIN -Faslı imamların derneği) CGI (Contact Group Islam - İslâm Temas Grubu) ise ku-ruluşu politik bir yapıdır. Onlara göre, CMO sadece sünni Müslümanları temsil ettiği ve diğerlerini dışladı-ğı için yeni bir yapılanmaya ihtiyaç vardı ve CGI ku-ruldu. CGI üyeliği konusunda net bilgi edinmek tam olarak mümkün değil.

Şiiler ve Aleviler buraya üye deniliyor ancak bu tam olarak doğrulanmıyor. Diğer üyelerin de Faslıların ‘Ne-derlandse Moslim Raad’ adlı şemsiye kuruluş yanında yine sünni Faslıların, cami derneklerinin üst kurulu olarak bilinen RMMM (Raad Marokkaanse Moskee in Nederland) ile Ahmedilerin kuruluşu olan “Fede-ratie Ahmadiyya Anjumans Isha at Islam Nederland” den oluşmaktadır. Hollanda Anayasa Mahkemesi, 30 Mayıs 1986’da imamları da papaz ve hahamlar gibi “ruhânî hizmet grubu” olarak kabul etmiştir. Bu ka-rar, dönüm noktası olmuştur. Yalnız mescid imamı olarak değil, hastane, hapishane, ordu vb. alanlarda da manevî rehber olarak çalışabilmelerinin önünü açmış-tır. Ancak, eş zamanlı olarak, imamların Hollanda’da yetiştirilmesi fikri gündeme getirilmeye başlamıştır. Yurtdışın dan gelen imamların entegrasyonu engelle-diği ve anavatanla bağlantıyı devam ettirdiği düşünce-si, muhtelif platformlarda ileri sürülmektedir. “Türk ve Fas Hükümetleri gönderdikleri imamlar vasıtasıyla Hollanda’daki Türk ve Faslı azınlığın kendi ülkeleriyle irtibatlarının devam etmesini sağlayarak entegrasyonu frenlemek tedirler” denmekte ve alınacak tedbirler ola-rak da hükümete “Vatandaşlarımızın entegrasyonunu engelleyen dış ülkelerin bu müdahalesinin önüne ge-çilmesi” tavsiye (önceki entegrasyon bakanı tarafından) edilmiştir.

Konu 2000’lerin başına kadar tartışılmaya devam edilmiştir. 2004 yılı Kasım ayında Hollanda’da Müslü-manlar aleyhine söylemleriyle tanınan ve Somali asıllı olup İslâm’dan dönen bir milletvekilinin senaryosunu yazdığı “İtaat” adlı filmi yapan, Hollandalı yönetmen Theo van Gogch; babası Faslı, annesi Hollandalı bir Hollanda vatandaşı tarafından öldürülmüş, artık Müs-lümanlara sokaklarda açıkça saldırılar başlamıştı. Bu

olaydan sonra Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı birçok cami ırkçılar tarafından kundaklanmıştı.

Hollanda Meclisi, Mayıs 2004 tarihinde hükümete tavsiye niteliğinde aldığı bir kararla, Hollanda dışından imamların gelişinin 2008 yılından itibaren durdurul-masını ve İmam eğitiminin başlatılması için gerekli alt yapının oluşturulmasını istemiştir. Buna göre sorumlu bakan en kısa zamanda İslâmî kuruluşlarla bir toplan-tı düzenlemek niyetinde olduğunu hatta bu konuyu CMO (Contactorgaan Moslims & Overheid) adı ve-rilen ve henüz hükümet tarafından yeni tanınmış olan Müslümanları temsil eden kuruluşla yapacağını belirt-miştir. Hükümetin CMO ile imam eğitimi konusunda görüşme talebi üzerine bu görüşme 1 Kasım 2004 ta-rihinde gerçekleşmiştir. 1 Kasım 2004 tarihinde maka-mında CMO Yönetim Kurulunu kabul ederek, bu ku-ruluşu resmen muhatap olarak tanıdıklarını ifade eden dönemin entegrasyondan sorumlu Bakanı Rita Ver-donk bundan sonra CMO ile çalışacaklarını, en önemli konulardan birinin yıllardır sözü edilen ancak bir türlü gerçekleşmeyen Hollanda’da İmam Eğitimi konusunun öncelikli olduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine CMO, esas kuruluş amaçlarına ilave olarak Hollanda’da imam eğitimini de hedefleri arasına alarak gerekli çalışmalara başlamıştır. Zaten CMO hükümetin Müslümanları il-gilendiren konularda muhatabı olmak amacıyla kurul-muştu. Kuruluş belgesinde CMO’nun gerçekleştireceği amaçlar şu şekilde yer alıyordu:

• Hollanda’da Müslümanlarla ilgili yayın hakkının alınması. (2005 yılının Eylül ayında bu amaç gerçek-leştirildi. Şu an itibariyle bu alanda da HDV olarak en azından istişarî düzeyde etkin olunma sürecine giril-miştir)

• Merkezî bir İslâmî tayin organı bulunmadığı için hâlen geçici statüde ordu, hastane ve hapishanelerde çalışmakta olan Müslüman ruhânî rehberlerin eğitim tayin ve statülerinin düzeltilmesi konusunda yetkinin CMO’ya verilmesi. (Sonuçta CMO’nun bir imam ata-ma komisyonu ile bu konuyu hükümetin istediği gibi yapmasının yolu açılmak istenmiştir. HDV’nin bunu uygun görmemesi sayesinde imam atama konusundan uzak durulmuştur.)

• Hollanda Hükümeti tarafından Müslümanları il-gilendiren konularda görüş sorulması hâlinde danış-manlık görevinde bulunmak. (Aktüel konularda bazen CMO basın açıklamaları yoluyla Müslümanların görü-şünü kamuoyuna ve hükümet yetkililerine duyurmak-tadır.)

HDV BÜLTEN 2009 | 69

DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008

Hollanda’da Diyanet ve Dinî Temsil

Page 70: Ozelsayi2009

70 | HDV BÜLTEN 2009

DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008

Hollanda devleti, yukarıda sözü edilen hedeflere yö-nelik eş zamanlı olarak, imam yetiştirme programı aç-maları için 3 yüksek öğretim kurumuna özel ödenek vermiştir: Amsterdam Vrij Üniversitesi, In-Holland Meslek Yüksek Okulu (4 yıllık) ve Leiden Üniversite-si. Bunlardan AFU lisans düzeyinde ve In-Holland ise Türkiye’deki gibi meslek yüksek okulu mezunu vermek üzere programlarını 2005 yılında başlatmışlardır. Lei-den ise esasen lisansüstü eğitim verme hedefiyle prog-ramını oluşturmuştur.

Hollanda da dahil, Batı Avrupa ülkelerinde dinhiz-metleri konusunda toplumsal talebi karşılamak üzere “imam eğitimi” programları açılması düşüncesine ve çalışmalarına Diyanet tarafından ilkesel olarak olumlu bakılmaktadır.

Şu an itibariyle bu üç kurumda da ilgili bölümlerde çok az sayıda öğrenci bulunmakta, orta ve uzun vadede Müslümanlarla ve temsilci kuruluşlarıyla hem eğitimin içeriği hem de mezunların profili-ihtiyaca cevap verip vermeyeceği gibi hususlarda bir mutabakata varmadan bu projelerin başarılı olması mümkün görülmemek-tedir. Bu konuda en geniş faaliyeti Diyanet hizmetleri sunmakta olduğu için adı geçen kurumlar Diyanet yet-kilileriyle sözkonusu programların mahiyeti, formatı ve mezunlarının formasyonunu nerede nasıl kazanacakları hususunda zaman zaman istişare etmeye yönelmişlerdir.

Diyanet hizmetlerinin vizyonu açısından bakıldığın-da, Avrupa’da ‘imam yetiştirme’ konusu herhangi bir sertifika programı gibi görülmemelidir. Din görevli-si yetiştirme, yıllarca süren, geleneğe dayalı, Türkiye tecrübesi itibariyle orta öğretimde (imam-hatip lisesi tecrübesi) başlayan, yalnız entelektüel-akademik değil, ruhî ve manevî eğitimi de içeren bir yetiştirme süreci olarak kurumsallaşmıştır. Dolayısıyla sadece bir meslek yüksek okulu ya da lisans düzeyinde İslâm üzerine ve-rilecek bir takım genel derslerden oluşan bir müfredata dayalı herhangi bir imam yetiştirme programının ihti-yaç duyulan nitelikli imam eğitimini sağlayamayacağı aşikârdır. Avrupa’da imam yetiştirmek için gerekli din âlimi, İslâm ilahiyat uzmanı eksikliği bir diğer konu-dur. Sadece Arapça biliyor veya Arap kökenli olması ya da sadece “eğitimli Müslüman” diye bazı kurumla-ra alınacak eğitimcilerle bu işin başarılması mümkün olamaz. Mevcut durumda, sözkonusu kurumlarda açı-lan imam yetiştirme programındaki öğretim eleman-

ları alan uzmanları olarak görülmemektedir. Şu anda Avrupa’daki bazı eğitim kurumlarında mevcut kadro-larla uygun bir din adamı eğitimi verilmesi mümkün değildir. Örneğin; Türkiye’deki gibi en az yarım asırdır yerleşik yüksek din öğretimi-eğitimi kurumlarından mezun olan hatta bir kısmı master, bir kısmı doktora yapmış olan nitelikli Türk imam profiline denk ya da yakın imamlar yetiştirmek mümkün değildir. Alan uz-manı yani hem din bilimlerinde hem de dinî bilimler-de uzman İslâm ilahiyatçılarına ihtiyaç vardır. Mevcut durumda bu ihtiyaç Hollanda’dan karşılanamayacağına göre, Türkiye’deki İlahiyat Fakülteleri’nden destek alın-masında fayda vardır.

Konunun sosyolojik ve sosyal psikolojik boyutu da önemlidir: Avrupa ülkelerindeki Türk toplumu ve Hollanda’daki Türk toplumu “bir imam kimdir.” ve “ne tür niteliklere sahip olmalıdır.” konusunda ken-dince bir tecrübe ve anlayışıya sahiptir. Hükümetler arasındaki anlaşmalara dayalı olarak Türkiye’den ge-len din görevlileri Türkiye’de hem genel din bilimleri hem de özelde İslâm ilimleri alanlarında bir uzmanlık müfredatı uygulayan İlahiyat Fakültelerinden mezun olup, -hizmet sürecinde varsa kendilerini yenilemele-ri imkânı verecek hizmet içi eğitim programlarına da alınarak- daha sonra muhtelif yazılı-sözlü mülakat ve sınavlardan ve hatta istihdam edileceği alana göre ek hizmet içi kurslardan geçip Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından göreve alınmaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm dünyasında din hizmetleri alanında en gelişmiş teşkilata sahip bir ku-rumdur. Cami içinde ve dışında verilen din ve Kur’an eğitimi ile ilgili kurumsal ve eğitsel etkinlikler düzenle-mekte ve koordine etmekte ise de esasen bir akademik kurum değildir. Dolayısıyla Hollanda’da başlatılmış olan sözkonusu programların akademik anlamda birin-ci muhatapları Türkiye’deki ya da Mısır veya Fas’daki İslâmî eğitim veren akademik kurumlardır. Örneğin Türkiye’deki İlahiyat fakülteleriyle işbirliği yapılma-lı, Hollanda’da bu programlara alınan öğrenciler en az bir kaç sömestri Türkiye’de İlahiyat fakültelerinde hem teorik hem uygulamalı dersler almalıdırlar. Eğer Hollanda’da imam yetiştirme programları ve projeleri iyi niyetli çözüm üretmeye ve Müslüman toplumun din hizmetleri ihtiyacını karşılamaya yönelik samimi bir çalışma ise - ki öyle olduğuna inanmak istiyoruz- doğal olarak bu programın misyon ve vizyonunda öğ-rencilere İslâm dini, kültürü ve geleneğinin iç yüzünü,

Page 71: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 71

DİYANET AVRUPA DERGİSİ • EKİM 2008

aslî unsurlarını hissedip algılayıp anlayabilecekleri bir eğitim öğretim ve kültür ortamı sağlanmalıdır. Bu orta-mın Amsterdam veya InHolland’da olmadığı aşikârdır. Dolayısıyla öğrenciler bir Müslüman ülkede veya Müs-lüman eğitim kurumlarında kayda değer zaman geçir-melidir. Hollanda kurumlarından mezun olabilmeli, bu mezuniyetleri tanınmalı ve istihdam mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Din Hizmetleri konusunun Müslüman toplumun kendi kökenlerini öğrenebilme imkânıyla da ilişkisi gö-rülmektedir. İmam yetiştirme programı açan ya da ni-yetlenen kurumların farkında olması gereken bir husus da şudur: Hollanda’da Türk toplumu geniş kuşakların resmî okullarda Türkçe öğrenmelerinin yasaklanmasıyla imam yetiştirme projelerini ilişkili görmektedir. “Önce dilimizi öğrenmemizi engellediler, şimdi de dinimize müdahale ediyorlar” algısı ve kanaati tabanda olduk-ça yaygındır. Bunun toplam sonucunun entegrasyon sürecine fayda değil zarar getireceği düşünülmektedir. O nedenle, geniş Türk toplumu imam yetiştirme prog-ramlarına şüpheyle bakmaktadır. Dolayısıyla bir sorun da, güven sorunudur. Bu sorun, Diyanet hizmetlerinin Avrupa’daki varlığından kaynaklanmamıştır. Dolayısıy-la giderecek olanlar da bu projenin müteşebbisleridir. Bunun da yolu Müslüman ülkelerdeki İslâmî kurum-larla işbirliği, akademik ciddiyet ve tutarlılıktır.

Diyanet imamları görevlerini entegrasyondan yana yapmaktadırlar. Buna uygun şekilde de bilgi, kültür ve dil eğitiminden geçmektedirler. Hollanda’da söz konu-su programlarda yetiştirilecek imamların en az mevcut imamlar düzeyinde veya onlardan daha iyi düzeyde yetiştirilmeleri gerekir. Ayrıca güven sorununun da gi-derilmesi zorunludur. Bu çerçevede Türk, Fas ve Mısır-lı imam profillerinin farklılığı da dikkate alınmalıdır. Türkiye’de yetiştirilen imamın nitelik ve görev kapsam ve vazifesinin sadece mihrapta namaz kıldırmaktan iba-ret olmadığı, hutbe, vaaz, gerektiğinde fetva, Kur’an-din eğitimi, Ramazan programları, Hac rehberliği gibi hususları da kapsayacak düzeyde bir İslâmî rehberlik bilgisine sahip olduğu/olması gerektiği bilinmektedir.

Sonuç itibariyle sunulacak akademik eğitimin yalnız teolojik-pastoral, ruhî-manevî boyutları değil, toplum-sal beklentileri de karşılayıp karşılayamayacağı konusu önem arzetmektedir. Hollanda’da ve Avrupa’daki İslâm Eğitimi verecek olan Bölümlerin Türkiye’deki İlahiyat İlimleri birikiminden ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın

ulusal ve uluslararası hizmet tecrübesinden istifade etmesi Avrupa ülkelerinde din ve entegrasyon ko-nusu açısından yararlı olacaktır. Hollanda’da 2008 Ramazanı’nda iki konu medyada tartışma konusu ol-muştur. Birisi, Hollanda Katolik Kilisesi’nin Katolikle-re Ramazan’ı örnek göstererek oruç geleneğini yeniden canlandırmaları çağrısı yapması diğeri de, Hollanda’da Hıristiyan Birlik Partisi üyesi olan Ulaştırma Bakanı Tineke Huizinga tarafından Ramazan Bayramı’nın Hollanda’da ulusal bayram yapılmasının mümkün görülmesine dair görüşü. Ramazan Bayramının -bu düşüncenin samimiyeti ve politik amaçları hakkında şüpheler ifade edilmekle birlikte- ulusal tatiller arası-na alınıp alınmayacağını zaman gösterecektir. Ancak, her türlü İslâmofobik gelişmeye rağmen, Hollanda’da HDV cami derneklerinde, din görevlilerinin rehberli-ğinde dernek yönetimlerinin, kadın ve gençlik kolla-rının başarılı çalışmaları sayesinde Ramazan iftarları, pek çok yerde yerel yönetimlerden ve Hollandalı kom-şulardan katılımlarla, farklılıklara saygının ve İslâm’ın hoşgörüsünün yansıtıldığı, Türk mutfağının ikram zenginliği ve Müslüman Türk insanının misafirperver-liği açısından da ilgi görmekte, takdir toplamaktadır. Dünden bugüne Hollanda’da din ve entegrasyon me-selesi kendine özgü hassasiyeti ile yakın gelecekte de tartışılmaya devam edecek görünmektedir. Diyanet hizmetleri, çok kültürlü bir toplum yapısı içerisinde, bir yandan entegrasyon ile asimilasyon arasındaki far-ka duyarlı olan, öte yandan farklı etnik, kültürel, dinî arka plândan gelen toplulukların kendi dil, din, kültür kimliklerini de temel yönleriyle muhafaza edebilmele-rinin gerekliliğini savunan bir vizyon çerçevesinde sür-dürülmektedir. Değerler bakımından, bir yere (kökle-rine) ait (bağlı) olamayan, hiç bir yere aidiyet ve uyum geliştiremez. Batı’da ve Avrupa’da, Avrupa Birliği’nin bugün geldiği geri dönülmez çok kültürlü toplum ya-pısının gereği olarak, Türk topluluğuna kendi dil, din ve kültür kimliklerini de temel yönleriyle muhafaza edebilecekleri imkânların verilmesi ve geliştirilmesi durumunda, farklılıklar entegrasyon önünde engel gö-rülmekten çıkıp bir toplumsal zenginlik hâline gelecek, ‘farklı olanlar’ın, ‘özgüveni yüksek’ ve ‘aidiyeti tutarlı’ bir kimlikle topluma katılmalarını sağlayacaktır. “Gök-lerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delil-lerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibret-ler vardır.” (Rûm, 22)

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Page 72: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 73: Ozelsayi2009

DiğerKonferanslar

Page 74: Ozelsayi2009

74 | HDV BÜLTEN 2009

Rotterdam Başkonsolosluğu bölgesi bayan din görevlisi Semra Sevinç’in koordi-

natörlüğünde bir araya gelen HDV Rotterdam camileri kadın kolları tarafından düzenlenen Programa Türkiye’den tanınmış psikolog, Prof. Dr. Üstün Dökmen davet edildi. “Eşitler Evinde Kaliteli İletişim” adını taşıyan programa, Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Di-yanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu, De-venter Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman ve çok sayıda da-vetli katıldı. Yaklaşık bin kişilik olan konferans salonu tamamen doldu.

İstiklal Marşı ve saygı duruşun-dan sonra Programın takdim ko-nuşmasını Din Hizmetleri Müşaviri

Prof. Dr. Üstün Dökmen konferans verdi

ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay yaptı. Ko-nuşmasında; 8 Mart Dünya Kadın-lar Günü’nde vatandaşlarla bir arada olmaktan son derece mutluluk duy-duğunu ifade eden Bülent Şenay, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihçesine değinerek şunları söyledi:

“Bugün burada, Erasmus Üniversite-sinde konferans salonunda toplandık. Bundan 157 yıl önce New York’ta bir dokuma fabrikasında çıkan yangında kilitlendikleri fabrikada ölen 100’den fazla kadın işçinin anısına bu tarih-ten yüzyıldan fazla bir zaman sonra 16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” ola-rak kutlanması kabul edildi.”

Doç. Dr. Bülent Şenay daha sonra sözlerine şöyle devam etti. “Bugün Erasmus Üniversitesinin bir konfe-rans salonunda toplandık demiştim. Bilenleriniz vardır herhalde. Eras-mus kimdir? Bu salonun bulunduğu üniversiteye adı verilen Desiderus Erasmus (1469-1536), bir katolik ilahiyatçı, o dönemde, yani 16 y.y.da Avrupa’da Evlilik Müessesesi (The

Hollanda Diyanet Vakfı öncülüğünde, Rotterdam HDV camileri kadın kolları tarafından 8 Mart Dünya kadınlar günü dolayısıyla Rotterdam Erasmus Üniversitesi Expo Salonu’nda konferans düzenlendi.

DİĞER KONFERANSLAR

Page 75: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 75

Institution of Marriage) adlı bilinen kitabı yazmış. Türklere Dair başlıklı bir kitabı da var. Erasmus evliliğin önemini anlatır. Keza kadınların eğitiminin önemli olduğunu söyler. Deliliğe Övgü (Praise of Folly) adlı bir ilginç eseri daha vardır. Orada da tam aksini söyler. Ancak delile-rin evliliği sürdürebileceğini söyler. Ama delilikle bilgelik arasındaki ince çizgiyi hatırlatarak yapar bunu. Bi-zim coğrafyamızda Erasmus ile aynı çağda yaşamış olan meşhur Taşköp-rülü Mustafa Efendi (1453-1528) vardır. Profesör Taşköprülü Mustafa Efendi. O zaman müderris derler-miş. Erasmus gibi ilahiyatçı alim o da. Erasmus ile aynı yıllarda yaşamış. Birisi Rotterdam’da birisi İstanbul’da, Bursa’da. II. Beyazıd onu Şehzade Yavuz Sultan Selim’e hoca olarak ta-yin etmiş. Dönemin üniversitelerin-de hocalık yapmış. Eserlerinde evlilik ahlakı üzerinde durur. İnsanlara karşı hikmet ve basiretle davranmaktan bahseder. Yani “Kaliteli İletişim”. Demek ki, hangi yüzyılda ya da çağ-da olursa olsun iletişim her zaman önemli bir mesele olmuş.

Çok değerli Üstün Dökmen Beye konferans başlığını sorduğumuz-da “Eşitler Evinde Kaliteli İletişim” olarak belirttiler. Bize ne anlatacak, hangi yönde tavsiyeleri olacak onu az sonra ilgiyle ve gönlümüzün kulakla-rıyla dinleyeceğiz. Tekrar ediyorum gönlümüzle dinleyeceğiz. Batı dil-lerinde ve kültüründe kalp kelimesi dışında “gönül” diye bir kavram var mıdır yoksa bu bizim medeniyetimi-ze mi ait bir kelimedir hep düşünmü-şümdür. İletişim bir gönül işi midir? Düşünmek bir akli eylem midir sade-ce? Anlamak ve iletişim için insanın gönlünü açması gerekmez mi? Gönül ve İletişim. Yunus Emre’ye kulak ver-sek...

Başkalarını kendisi gibi düşünmeye zorlamakla ilgili bir tarafı mı var ile-tişim eksikliğinin? Dinlemek ve anla-mak gibi bir zor tarafı mı? Rahmetli babam derdi ki “Oğlum hayat anla-mak ve anlatabilmekten ibarettir”. Yaşım ilerledikçe bunu bir iletişim ve yaşam felsefesi prensibi olarak düşün-meyi öğrendim.

8 Mart Dünya Kadınlar Günün-de, Din Hizmetleri Müşaviri olarak belki ben mecburen şunları hatırla-yacağım bağışlarsanız: Peygamber Efendimiz özellikle erkeklere hitaben (demek ki erkekleri uyarmayı gerek-li görmüş) buyurmuş ki, “içinizde en hayırlılarınız hanımına hayırlı olanlarınızdır.” Yine “Kadınlar hak-kında size hayrı vasiyet ediyorum”... Yine aile içi şiddete dair “Hanımını döven, Allah’a ve Resûlüne asi olur

Kıyamette onun hasmı ben olurum“buyurmuştur İslam’ın Peygamberi. Ve nihayet Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresinde (228); Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Erkekler içinse kadınlara göre bir dere-ce fazlası vardır.” diye bir ayet vardır. Buradaki “bir derece” kelimesi yanlış anlaşılır çoğu zaman. Buradaki “de-rece” kelimesi, “erkeğin kadın hak-ları konusunda ‘maruf ’a riayetle bir derece daha fazla sorumluluğu var” anlamındadır. Bu arada size bir din-ler tarihi talebesi olarak da mütevazı bir hatırlatma yapayım müsaadeniz-le. “Küçük Şeyler” listemize ekleye-biliriz. O da şu: “kadınlar erkeğin

eğe kemiğinden yaratılmamışlardır.” Evet, İslam’a göre “kadınlar erkeğin eğe kemiğinden yaratılmamışlardır.” Bu ifade Yahudi Tevratı’nda geçer. Kuran-ı Kerim’de kadın ve erkeğin, “min nefsin vahidetin” yani tek bir özden, aynı nefsten yaratıldığı beyan edilir (Nisa 4: 1). Hatta nefs kelimesi dişildir, müennestir. Bu başlı başına bir konudur.

İşte bir ayet, “Erkek olsun, kadın ol-sun, her kim inanmış olarak iyi fiiller gerçekleştirirse onu mutlaka güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığı-nı, yaptıklarının en güzeliyle mutlaka veririz.” (Nahl Suresi-16: 97) Burada iyilik güzellik ilahi ödül mutlu hayat hepsinde “kadın erkek her kim” ifa-desi var. Yani bir eşitlik vurgusu var. Kadının karakterinin kaburga kemi-ği gibi olduğunu belirten hadisten

Kim ki yüksekte gezer, er geç yolundan azar Dış yüzüne o sızar, içinde ne var ise.Aksakallı bir koca, hiç bilmez ki hal nice Boşa gitmesin hacca, bir gönül yıkar ise. Gönül Çalab’ın tahtı, Çalab gönüle baktı İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise. Bir kez gönül yıktınsa kıldığın namaz değil, Yetmiş iki millet de yüzünü yumaz değil. Yol odur doğru vara, göz odur Hakkı göre, Er odur yerde dura, üstten bakan göz değil.

DİĞER KONFERANSLAR

Page 76: Ozelsayi2009

76 | HDV BÜLTEN 2009

anlaşılan ise kadın mizacının doğa-sının erkeğe kıyasla daha nazik ve “kırılgan” oluşuna işaret içindir. İleti-şimde ülfet ve şefkat yolu tercih edil-meli demektir.” Bülent Şenay takdim konuşmasını tamamladıktan sonra, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Hollanda Diyanet Vakfının davetli-si olarak Hollanda’ya gelen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakül-tesi Öğretim Üyesi Psikolog Prof. Dr. Üstün Dökmen’i kürsüye davet etti. Konferans salonunu dolduran kadınlar tarafından büyük bir ilgi ile izlenen ve yaklaşık ikibuçuk saat süren konuşmasında Prof. Dr. Üstün Dökmen özetle şunları söyledi;

“Dünyanın bir çok ülkesinde ve ülkemizde de erkek daha değerli gözüküyor. İstisnalar olmakla bir-likte genelde erkek daha değerli gibi gösteriliyor. Türkiye’de insan-larımızın oğlu olunca daha çok seviniyor.

İstisnai durumlar olmakla bir-likte kız erkek ayrımını yapma-yan ailelerde var. Doğan çocuğun cinsiyeti değilde, sağlığı sorgulan-malıdır. Dünyanın her yerinde ço-cuklarının doğumunda kız erkek ayırımı yapmayan kişilerin sayıla-rının artmasıyla kadınlar gününün daha fazla anlam kazanacağını dü-şünüyorum. Toplumda erkeklerin sert mizaçlı olmaları konusunda

bir eğilim mevcuttur. Erkek çocuk-ları da analar yetiştirmektedir. Bura-da da farkında olmadan analar yani kadınlar suçlanıyor. Erkek egemen toplumlarda yinede kadınlar magdur olmaktadırlar. Bu gün artık modern Dünya yaşamında çocuklarımız için erkek- kız ayırımı yapmamalıyız. Çünkü artık hayatın ve toplumun her kesiminde, her iki cinsiyette insanlar çeşitli meslek dallarında çalışmakta-dırlar.

Artık kadınlarımız hayatın her ala-nında yer almaktadır. Bu bağlamda artık geleceğın dünyasında oğlum

doğdu ortamlarının olması gerekmi-yor. Hayata farklı açılardan bakmayı geliştirmeliyiz. Hayatta hiç bir şey gözüktüğü gibi değildir. Her canlı-nın bir frekansı vardır yeterki bizler o frekansı yakalayalım. Uygun frekansı tutturdugumuzda yaşantımız ve ha-yatımız daha rahat olur. Bu bağlam-da bir birimizi degişime zorlamadan farklı kültürlerle yaşamayı öğrenme-liyiz.”

Çocuk yetiştirme konusunda da ana babalara büyük görevler düştü-ğünü söyleyen Prof. Dökmen, klasik yöntemlerle çocukları eğitmekten ve onlara çocuk gibi davranmaktan ka-cınmalıyız dedi. “Çocuk ve ana baba ilişkisinde artık klasik yöntem bir işe yaramıyor. Eski yöntemleri terk etmeliyiz. Bu ilişkinin geliştirilmesi için farklı yöntemler gerekmektedir. Bunun için de anne ve babalar farklı bir şeyler yapmalıdırlar” şeklinde ko-nuştu.

Konferansta ayrıca Hollanda Diya-net Vakfı sanat danışmanı, Dr. Meh-met Refii Kileci de ebru ve hat sanat-larının icra edildiği canlı bir gösteri sundu. İzleyiciler tarafından ilgiyle takip edilen bu gösteriden sonra sa-

natcının eserlerinden oluşan ebru ve hat eserlerinin sergilendiği sanat sergisi izleyiciler tarafından gezildi.

Daha sonra programı organize eden kadın kolları temsilcileri tara-fından başta Prof. Dr. Üstün Dök-men olmak üzere konuşmacılara çeşitli hediyeler takdim edildi.

Dünya Kadınlar Günü dolayı-sıyla ilk defa geçen yıl Rotterdam Başkonsolosluğu bölgesi bayan din görevlisi Semra Sevinç’in koordina-törlüğünde bir araya gelen HDV Rotterdam Camileri Kadın Kolları tarafından başlatılan konferanslar serisi, bu yıl da Prof. Dr. Üstün Dökmen’in katıldığı konferansla devam ettirildi.

DİĞER KONFERANSLAR

Page 77: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 77

Aralık ayının sonunda Filistin’in Gazze bölgesine yönelik İsrail saldırılarında

mağdur olan Filistinli kardeşlerimize yardım amacıyla Diyanet İşleri Baş-kanlığı tarafından başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde yurtdışında camilerde toplanan yardımlara katkı-da bulunmak üzere HDV Rotterdam Gültepe Camii Kadın kolları tarafın-dan başlatılan yardım faaliyeti, daha sonra bu konuda dini yaşantımızda önemli yere sahip olan Aşure ve hicret konularının işlendiği bir konferansa dönüştü.

Sunuculuğunu HDV Rotterdam Gültepe Camii Din Görevlisi İr-fan SEVİNÇ’in yaptığı program, Kur’an-ı Kerim ve Türkçe mealinin okunmasıyla başladı. Gültepe Camii genç kızlarından Demet Öztürk’ün okuduğu Hicret isimli şiir çok beğe-ni topladı. Filistinli bir kızın Filis-tindeki insanlık dramını anlatan “Ey sabahları çocuklarını öperek ise giden babalar neredesiniz? Benim babamı aldılar benden! Neredesiniz?’” diyerek feryadını dile getirdiği slayt izleyicile-ri gözyaşlarına boğdu. Ardından Din görevlileri Memduh KARSLI, Kadir DUMAN, Adnan YUVACI ve Vey-

HDV Rotterdam Gültepe Camii Kadın Kollarından “Aşure Bilinci, Hüzün ve Hicret” konulu konferansHDV Rotterdam Gültepe Camii Kadın kolları tarafından 22 Ocak 2009 Perşembe akşamı “Aşure Bilinci, Hüzün ve Hicret” konulu bir konferans düzenlendi.

sel YÜKSEL’den oluşan ilahi korosu, yüreklere su serpen ilahi ve kasideler seslendirdiler.

Daha sonra Lahey Din Hizmetleri

Müşaviri ve HDV Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Bülent ŞENAY; Programa emeği geçenlere teşekkür ederek başladığı ve okunan ilahiler, hicret isimli şiir ve filistinli kızın feryadın-dan da alıntılar yap-tığı; “Aşure Bilinci, Hüzün ve Hicret” konulu konuşmasında; Peygamberler tarihi, Kur’an ve Hadislerden örnekler vererek, dünya hayatında insan olarak so-rumluluklarımız konusuna vurgu yap-tı. İnsan olmanın yanı sıra Müslüman olarak sevinç ve üzüntü, gülme ve ağ-lama, varlık ve yokluk arasında denge-li ve orta yolu tutan, ikisine de uzak olmayan, ikisini de işitecek kadar ya-kın bir konumdan dengeli bir yaşantı içinde olmanın önemine işaret eden

Din Hizmetleri Müşaviri; “Bu suretle bizler birer Müslüman olarak bu olay-lar karşısında doğru davranışı sergile-yip sergilemediğimiz konusunda, ken-dimizi o olayları yaşayan insanların yerine koyarak; o olayları yaşayanlar biz olsaydık etrafımızdaki Müslüman kardeşlerimizden ne beklerdik sorusu-

nu kendimize sorarak içtenlikle kendimizi sorgulamamız

gerekir.” dedi.

Programın sonunda Holanda Diyanet Vak-fı sanat danışmanı Dr. M. Refii KİLECİ’nin

ebru sanat eserlerinden oluşan 4 adet tablo yine

Filistin’e yardım amacıyla açık artırma ile satışa sunuldu. Katı-lımcıların yoğun ilgisi ile karşılaşan açık artırmada tablolar en yüksek fiat-ları veren sahiplerini buldu.

Gecede toplanan yardımlar organi-ze komitesi tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı yardım hesabına aktarıldı.

DİĞER KONFERANSLAR

Page 78: Ozelsayi2009

78 | HDV BÜLTEN 2009

8 Mart Dünya kadınlar günü vesilesiyle 13 Mart 2009 tarihinde Avrasya Vakfı ve

Selamnetwerk tarafından organize edilen “İslam ve Tasavvuf Işığın-da Kadın” konulu bir konferansa HDV Rotterdam Mevlana camii ev sahipliği yaptı. Konferans akşam saat ondokuzda başladı ve yaklaşık iki sat sürdü. Konferansa Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hol-landa Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Türkiye’den aynı gün davetli olarak Hollanda’ya, “Manevi Hayatımızda Mehmet Akif ’in Yeri” konulu konferans için gelen Prof. Dr. Mahmut Kaya ile Türkiye’den davet edilen Türk Kadınları Kültür Derneği Başkanı Cemalnur Sargut konuşmacı olarak katıldı.

Avrasya Vakfı Başkanı Fatma Ak-taş tarafından açılış konuşmasıyla başlayan programda Din Hizmetle-ri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da bir selamlama konuşması yaptı.

Daha sonra kürsüye gelen Türk Kadınları Kültür Derneği Başka-nı Cemalnur Sargut, İslam Ta-savvufunun kadına verdiği değe-ri, ayet ve hadislerden örneklerle anlattı. Mevlana’dan da sık sık alıntı yapan Sargut’un konuşma-sı, özellikle kadınlar tarafından il-giyle izlendi duyulduğu gözlendi. Program Cemalnur Sargut’un ki-taplarını okuyucular için imzala-masıyla sona erdi.

Rotterdam HDV Mevlana Camii’nde “İslam ve Tasavvuf Işığında Kadın” konulu konferans

DİĞER KONFERANSLAR

Page 79: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 79

Hollanda Diyanet Vakfına bağ-lı Rotterdam Mevlana Camii Konferans salonunda düzen-

lenen, Yazar ve Kabare oyuncusu Funda Müjde tarafından yönetilen konferansa T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, Hollanda Çevre Vakfı (İVN) 2. Başkanı Hugo Bunte, T.C. Rotterdam Başkonso-losluğu Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Ha-murcu, TEMA Hollanda Başkanı Deniz Köker, TEMA Hollanda Müdürü Serdar Köker, Hollanda Çevre kurumlarından temsilciler, din görevlileri, cami yöneti-mi ve kurum-kuruluş temsilcileri katıldı. Çevre konusunda kamuoyu bilincinin çok önemli olduğunu dile getiren T.C. Rotter-dam Başkonsolosu Esen Altuğ, “Sorun-ların çözümü ancak kamu sektörü, özel sektör, hükümet dışı kuruluşlar ile sivil toplum arasında oluşturulacak bir işbirliği sonucunda mümkün olabilecektir. Çevre sorunlarının çözümü, uluslararası işbirliği-ni ve uluslararası topluluğun tüm bireyle-rinin aktif katılımını gerekli kılmaktadır.” dedi.

Başkonsolos Esen Altuğ konuşmasında, “Nüfus artışı, hızlı şehirleşme ve sanayi-leşmenin yarattığı olumsuz çevre koşulları iklim değişikliğinin de etkisiyle küresel bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bireyin çevre konusunda duyarlı olması,

soruna değil, çözüme taraf olması ile çevre sorunlarının aşılmasında ilerleme kayde-dilebilir. Buda eğitimle mümkündür. Ço-cuklarımızı çok erken yaşlardan itibaren yazılı, görsel ve uygulamalı eğitime tabi tutmalıyız. Türk Dışişleri bakanlığımız bünyesinde özel bir çevre ile alakalı daire-miz var. Su ve çevre artık uluslararası bir sorun haline geldi. Devletlerarası ilişkiler-de büyük önem taşıyor.” vurgusunu yaptı.

Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ konuşmasını şöyle noktaladı: “Yaptığım bir araştırmaya göre; şuanda dünyamızda 1,1 milyar insan ‘güvenli ve temiz suya’ erişimden yoksun. 2025 yılında dünya-mızın yarı nüfusu suya erişimden yoksun olacak ve buda büyük bir sıkıntıya yol aça-caktır. Bu sıkıntı ekonomik, sağlık ve sos-yal sıkıntıları da beraberinde getirecektir.”

Hollanda Çevre Vakfı (İVN) 2. Başkanı Hugo Bunte şunları söyledi: “Bu güzel ca-mide, ‘İslam ve Çevre’ konulu konferansa iştirak ettiğimizden dolayı çok memnu-nuz. IVN ile TEMA vakfı olarak birlikte bu konferansta nerden nereye gidiyoruz, diye insanları aydınlatmak istedik. Türk ya da Hollandalı fark etmez, ev içinde ve dışında doğayı korumak için neler yapma-lıyız? Bu konularda konferansa katılan da-vetlilerin oluşturduğu çeşitli çalışma grup-larında ortak değerlendirmeler yapacağız.”

Rotterdam HDV Mevlana Camii’nde “İslam ve Çevre; Bir Bütündür” konferansı

TEMA Hollanda, Hollanda Çevre Vakfı (İVN) ve Hollanda Diyanet Vakfı tarafından ortaklaşa tertip edilen ‘İslam ve Çevre Semineri’nde, son yıllarda had safhaya ulaşan çevre kirliliği, doğanın korunması, çevre bilinci ve İslamiyet’te çevrenin önemi ele alındı.

T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Hamurcu, prog-ramın icra edildiği mekânı çok manidar bularak, ‘Kim olursan ol, yine gel’ diye herkesi çağıran, gönlü gök kubbe kadar geniş bir İslam mütefekkiri olan adını ta-şıyan Mevlana’nın adını taşıyan Mevlana Camii olmasının yerinde bir karar olduğu-nun altını çizdi.

Ataşe Fevzi Hamurcu, “Çevreyi koru-mak ve temiz tutmak, bir Müslüman için hem insani hem de dini görevdir. Onu kir-letmek, aynı çevreyi paylaşan canlı -cansız tüm varlıklara karşı işlenmiş bir suçtur, kul hakkını ihlal etmektir. Rotterdam Mevla-na Camii ve diğer HDV camileri çevreyle ilgili böylesi programları desteklemekte ve katkı sağlamaktadır. Örneğin, 5 din görevlimiz bu çalışma konferansına katkı vermektedir. Öte yandan birkaç yıl önce HDV camileri TEMA ile işbirliği yaparak Türkiye’de izin yolunda bir ‘Diyanet Or-

DİĞER KONFERANSLAR

Page 80: Ozelsayi2009

80 | HDV BÜLTEN 2009

manı’ kurmuştur. Yüce yaradan, içinde bu-lunduğumuz çevreyi ve tüm evreni bir dü-zen ve denge içinde yaratmıştır. Evrendeki bu ‘ekolojik denge’ hakkında Yüce Allah şöyle demektedir: Kuşkusuz biz her şeyi yerli yerince, belli bir düzen ve dengede yarattık. (Kamer 54/49” şeklinde konuştu.

TEMA Hollanda Başkanı Deniz Kö-ker, TEMA Vakfı’nın her ne kadar da Türkiye’de kurulan bir vakıf olsa da Hollanda’da TEMA Hollanda olarak ülke genelinde birçok çevre konusunda bu gibi organizeler yaptıklarını dile getirdi.Yapılan konuşmaların ardından oluşturulan ‘Ça-lışma Grupları’nda katılımcılar, görüşleri-ni dile getirme fırsatı buldular

Hollanda eğitim sistemi içeri-sinde yer alan devlet ilkokul-larında (Openbare scholen)

İslam dini dersleri verilmesinin gün-deme gelmesi üzerine, Müslümanları temsil kurumu olan CMO tarafından bir konferans organize edildi.

3 Eylül 2009 tarihinde Den Haag şehrinde yapılan konferansa, Hollan-da içinden ve dışından akademisyenler

katılarak ilkokullarda verilmesi planla-nan İslam din dersleri ile ilgili görüş-lerini dile getirdiler. İslam Din ders-lerinin Hollanda Eğitim sistemi içeri-sinde verilmesi hususunda bir çalışma komisyonu kurma hazırlıklarını da sürdüren CMO, önümüzdeki günler-de bu komisyonu resmi hale getirerek 2009-2010 öğretim yılında bu dersle-rin başlamasını sağlamayı düşünüyor.

Konferansa; Groningen Üniversitesinden eğitimci Prof. Dr. W.A.J. Meijer, Fas’dan İslam Eğitimi Koordinatörü Prof. Dr. A. Ait Iazza, İngiltereden Dr. A. Baker, Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, konuşmacı olarak katıldılar.

Konuşmacılar özellikle devlet okul-larında okutulacak islam din dersle-

rinin karakteri, dersi verecek öğret-menlerin kalitesi ve ders metod ve materyalleri üzerinde fikirlerini beyan ettiler. Konferansın panel bölümü-ne Belçika’dan katılan Belçika İslam Konsey Başkanı Şemsettin Uğurlu ise Belçika Eğitim sistemi içerisinde 1975 yılından bu yana yer alan İslam dini dersleriyle ilgili uygulamalar hakkında bilgi verdi.

İlokullarda din dersi ile ilgili konferansİlokullarda din dersi ile ilgili konferans

DİĞER KONFERANSLAR

Page 81: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 81

DİĞER KONFERANSLAR

Amsterdam Belediye Binası Konferans Salonu’nda yapılan mini çevre sempozyumu, IVN (Instituut voor Natuurbeschermingseduca-

tie) tarafından organize edildi. “Süreklilik bağlayıcıdır” (Duurzaamheid verbind) konulu sempozyum, Ensti-tünün yedi yıl boyunca müdürlüğünü yapan Jurr van Dalen’ın bu görevden ayrılışı anısına düzenlendi.

Sempozyumun sunuculuğunu Enstitü çalışanı sa-natçı ve yazar Funda Müjde yaptı. Konuşmacılar, glo-balleşen dünyamızda çevre bilincinin önemi üzerinde durdu. Çevreyle ilgili gerek bireysel ve gerekse örgütsel olarak yapılabilecek çalışmalar anlatıldı, IVN’in Hol-landa genelinde ve Holllanda dışındaki çalışmalarından bahsedildi. Sempozyuma misafir konuşmacı olarak da-vet edilen Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diya-

net Vakfi Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay’ın konuşması da ilgiyle izlendi. Konuşmasını İngilizce yapan Şenay, dinler tarihcisi bir akademisyen olarak çevre sorununu felsefi-ahlaki bir yaklaşım ele aldı. Müşavir Şenay, bir insanın ahlak, fıtrat ve kainat anlayışının çevre duyarlı-lığını mutlaka sekillendireceğini belirterek teknopolis-ten ve “geridönüşüm medeniyeti”nden ıslah ve hikmet medeniyetine yönelmenin önemine işaret etti. Çevre konusuna İslam’ın bakış açısını diğer dini ve felsefi gö-rüşlerden de seçtiği anahtar kavramlarla karşılaştırarak anlatan Doç. Dr. Bülent Şenay’ın, ekolojik duyarlılıkla-rın geliştirilmesinde dini ahlaktan yararlanma imkanını, nükteli bir dille anlattığı konuşması, böyle bir yaklaşım-la alışkın olmayan çevreci topluluğun beğenisini topladı ve alkışlarla karşılandı. Yaklaşık üç saat süren sempoz-yum misafirlere verilen ikramla sona erdi.

Din Hizmetleri Müşaviri “Çevre Sempozyumu”na konuşmacı olarak katıldıLahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Amsterdam’da çevre ile ilgili Hollanda’nın en büyük enstitüsü sayılan IVN’in düzenlediği sempozyuma konuk konuşmacı olarak katıldı.

Page 82: Ozelsayi2009

82 | HDV BÜLTEN 2009

Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doc. Dr. Bülent Şenay, gençlere yönelik konferanslar serisine devam ediyor. Daha önce Alkmaar şehrinde bulunan Ensar Vakfı gençliğine bir konferans veren Din Hizmetleri Müşa-viri, 11 Aralık 2009 Cuma akşamı da HDV Ahi Evran Camisini ziyaret ederek camide hizmet eden gönullülere ve gençlere hitap etti. Cami hizmetlerinin önemi ve camiye hizmetin değeri üzerine konuşan Müşavir, çeşitli okullarda eğitim gören kızlarımıza da interaktif olarak Kur’an ayetleri ışığında öğütler verdi.

Konuşmasına; İhsan ahlakı nedir? Hicret nedir? diye başlayan Müşavir, Pey-

gamberimizin ihsan hadisini okudu: Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle buyur-du: İhsan, Allah’ı görür gibi iba-det etmendir. Sen O’nu görmesen bile O seni her an görmektedir. Her müslüman bu bilinçte olmalıdır. İhsan ahlakına ulaşan bir kişi, huşu içinde namaz kılar, günahlardan uzak durur, hiç bir varlığı incitmez ve in-cinmez.

İbadetlerde olduğu gibi, hizmet-lerde de niyet önemlidir. İhsan ah-lakının oluşmasında önemli olan niyet, amel, nasib, şükür ve sabır-dır.

Hz. Ömer (r.a)’den rivayet edi-len bir hadiste de şöyle buyurulur: “Ameller ancak niyetlere göredir. Herkes için ancak niyet ettiği şey var-dır. Kimin hicreti Allah ve Resulüne ise, onun hicreti Allah ve Resulüne-dir. Kimin hicreti de dünya veya bir kadınla evlenmek için ise, onun hic-reti de, hicret ettiği şeyedir” (Buhârî, Müslim)

Niyet, ibadetlerin ve hizmetlerin değerini artırır veya azaltır. Hicret ise sadece bir yer değiştirme veya adres değiştirmekten ibaret değildir. Hic-ret hayat yolculuğudur. Bir ömür boyu iyiye, güzele, ahlaka, helale, sevaba, hayra ulaşmak için kalben ve bedenen mücadele etmektir. Bü-

tün bu mücadelenin karşılığını Allah mutlaka verecektir. Niyetle birlikte amellerin iyiliği ve ibadetin şart ol-duğu aşikardır. Sadece akıl sahibi olarak insan degil, yaratılmışların tamamı, kendi hallerince Allah’a ibadet etmekte ve O’nu anmakta-dır.

Yaptığımız ibadetler, zikirler ve şükürler Allah tarafından duyu-lur ve bilinir. Ne için yola çıkılmış olursa olunsun Cenâbı Hak’kın izni ile bizi istediğimiz yere vardırır. Bu Allah’ın bize vermiş olduğu vaadi-dir.

Kurbanın anlamına da değinen Din Hizmetleri Müşaviri, kurban

Din Hizmetleri Müşavirinden Gençliğe Konferans

DİĞER KONFERANSLAR

Page 83: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 83

ibadetinde amacın Allah’a yaklaş-mak olduğunu, kurban kelimesinin bu manayı içerdiğini belirtti. Kur-ban ibadeti Allah’ın bir lütfudur. Kurban insanı aşırılıktan azgınlık-tan alıkor. Kurbanla insanın gelece-ği ve insan nesli korunmuştur. Eski çağlarda insanlar sahte tanrılarına ayinlerde insan kurban etmektey-di.

Namaz ibadetine özel önem atfe-den Din Hizmetleri Müşaviri, Allah’a yaklaştıran ve kötülüklerden alıkoyan en önemli ibadetin namaz olduğunu, namaz kılanın temiz ve stressiz bir hayat yasayacağını belirtti. İnsanların boşuna yoga yaptığını, hele bir müs-lümanın yoga yapmasına gerek olma-dığını, namaz kılan bir müslümanın yoga yapan birinden binlerce kat huzurlu olacağını belirterek, abdest almakla insanın aurası pozitif değerle yüklendiğini, namaz kılmakla insan ruhsal ve bedensel huzura kavuştu-ğunu ifade etti.

Bir soru üzerine İslamda kadın hakları konusuna da değinen Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, “Kur’an-ı Kerim’de eş dövme diye bir şeyin bulunmadığını, bununla ilişkilendirilen ayetteki anlam bü-tünlüğünün normal bir evlilik ya da kadın erkek iletişimine dair olmadı-

ğını, özel bir çerçevede evine bağlı, evliliğine sadık bir koca ancak naşize (iffetsiz, evi terkedip giden) bir kadı-nın bulunduğu, neredeyse boşanma noktasına gelmiş bir evlilikle ilgili olduğunu, böyle bir durumda dahi sözkonusu eşin, kapı dışarı edilme-mesini “zorla” da olsa sabredilerek ıslahına çalışılmasını ifade eden bir ayettir. Erkeklerle kadınlar arasında Allah’ın bir ayırım yapması Kur’an’ın hikmetine uymaz” şeklinde konuş-tu.

Konferansı dinleyiciler tarafından ilgi ile izlenen Lahey Din Hizmet-leri Müşaviri ve Hollanda Diya-net Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, son olarak Mevlana’nın şu

1 Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol

2 Şefkat ve merhamette güneş gibi ol

3 Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol

4 Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol

5 Tevazu ve alçak gönüllülükle toprak gibi ol

6 Hoşgörüde deniz gibi ol

7 Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

yedi öğüdü ile konuşmasını bitir-di:

DİĞER KONFERANSLAR

Page 84: Ozelsayi2009

84 | HDV BÜLTEN 2009

T.C. Lahey Din Hizmetle-ri Müşavirliği ve Hollanda Diyanet Vakfı’nın birlikte

hazırladığı konferanslar serisi devam ediyor. Daha önce milli ve dini günle-ri kutlamak üzere kurulan çaşılma ko-misyonu kararı gereği, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından kutlanması tavsiye edilen, “12 Mart İstiklal Mar-şının Kabul Edildiği Gün ve Meh-met Akif Ersoy’u Anma Günü” dola-yısıyla biri Rotterdam Din Hizmetleri Ataşeliği çalışma bölgesinde, diğeri de Deventer Din Hizmetleri Ataşeliği ça-lışma bölgesinde olmak üzere iki ayrı yerde konferans düzenlenmesi plan-lanmıştı.

Konferansları vermek üzere İstan-bul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Kaya, Hollanda’ya davet edildi. Prof Dr. Mahmut Kaya, “Manevi Haya-tımızda Mehmet Akif ’in Yeri” ko-nulu konferanslarının ilkini 14 Mart 2009 tarihinde saat 19’da HDV Za-andam Sultanahmet Camii konferans salonunda, ikincisi ise 15 Mart Pazar günü saat 14 de HDV Harderwijk

HDV’den Mehmet Akif ve İstiklal Konferansı

Mehmet Akif Ersoy Camii konferans salonunda verdi.

“Manevi Hayatımızda Mehmet Akif ’in Yeri” konulu konferanslara Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bü-lent Şenay, Rotterdam Din Hizmet-leri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Mustafa Kahraman katıldılar.

Konferanslara dernek yöneticileri din görevlileri ve çok sayıda vatandaşı-mız yoğun ilgi gösterdi. Her iki yerde de aynı program takip edilerek yapılan konferanslara, İstiklal Marşı ve ardın-dan Kur’an-ı Kerim okunmasıyle baş-landı. Bölge Din Hizmetleri Ateşeleri-nin açılış konuşmalarından sonra izle-yicilere Mehmet Akif Ersoy’un hayatı-nın anlatıldığı kısa bir film gösterildi.

Daha sonra her iki konferansa da katılan Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, birer takdim ko-nuşması yaptı. Şenay, takdim konuş-masında büyük şair, mefkure insanı,

Mehmet Akif Ersoy’un kişiliğinden bahisle onu anmanın, mefkuresini yaşatmanın önemini vurguladı. Şenay ayrıca Mehmet Akif ’in en çok anılan bir şair olarak görülmesine rağmen ona vefa gösterilmediğini, ailesine sa-hip çıkılmadığını oğlunun ve torunu-nun maddi imkansızlıklar içerisinde vefat ettiklerini basında çıkan örnek-leriyle dile getirdikten sonra Yahya Kemal’in ‘ezansız semtler’ ızdırabı ile Akif ’in ‘mahiyyet-i ruhiyye’ anlayışı ile karşılaştırarak bu programların bi-rer VEFA ifadesi olduğunu belirtti.

DİĞER KONFERANSLAR

Page 85: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 85

Din Hizmetleri Müşaviri bu tak-dim konuşmasından sonra sözü bir Mehmet Akif uzmanı olan Prof Dr. Mahmut Kaya’ya vererek onu kürsü-ye davet etti. Prof. Dr. Mahmut Kaya bir saat süren ve irticali olarak verdi-ği her iki konferansda, önce Mehmet Akif ’in yaşadığı zamana dikkat çekti. Akif ’in yaşadığı zamanın getirdiği zorluklardan ve bu durumun şairde oluşturduğu haleti ruhiyeden bahsetti. Balkan harbi, Birinci Dünya Savaşı ve ardından kurtuluş savaşı yıllarını yaşa-yan merhum Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinde bu savaşların etkisi hissedil-mektedir dedi. Zaman zaman Akif ’in şiirlerinden örnekler okudu.

Prof. Dr. Mahmut Kaya Mehmet Akif ’in Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadoluyu dolaşarak Türk milletini milli mücadeleye çağırdığını ve yıkı-lan imparatorluk enkazından yeni bir devletin doğmasına katkı sağladığını ve bu mücadeleyi de İstiklal Marşı’yla sembolleştirdiğini söyledi. Yıkılan Os-manlı devletinden sonra kurtuluş için üç görüşün hakim olduğunu söyleyen Kaya, Akif ’in bu görüşlerden, Batının sadece bilim ve tekniğinin alınarak milletin değerlerinin özünün korun-ması yoluyla bir çıkışın bulunması görüşünü benimsediğini ancak bu görüşün yeni kurulan devlet yapısında benimsenmemesi ve milletin değerle-rinden uzaklaşma çalışmaları sebebiyle Mısıra gittiğini anlattı.

Akif ’in aynı zamanda büyük bir ah-lakcı olduğunu ve İslam ahlakını haya-tına tatbik ettiğini, şiirlerine de bunu yansıttığını ifade etti. Akif ’in yaşadığı dönemde yaptığı tespitlerin olumsuz-lukların halen mevcut olduğunu ifade eden Prof. Kaya, Akif ’in aynı zaman-da bir müfessir gibi Kur’an-ı Kerim ayetlerini şiirleriyle meallendirdiğini de örneklerle izleyicilere anlattı.

Prof. Dr. Mahmut Kaya’nın konuş-masından sonra, neyzen ve saz sanat-çıları tarafından Anadolu ezgilerinden oluşan bir konser sunuldu.

Programlarda ayrıca Ebru ve hat sanatından örneklerin yer aldığı sergi de izleyiciler tarafından gezildi. Sergi-yi oluşturan eserlerin yapılışını canlı

olarak izleyicilere sunan ebru sanatçısı Dr. Mehmet Refii Kileci’nin bu göste-risinden sonra konferanslar sona erdi.

DİĞER KONFERANSLAR

Page 86: Ozelsayi2009

86 | HDV BÜLTEN 2009

Alevi dedesi din görevlilerine konferans verdiMuharrem Ayı etkinlikleri çerçevesinde Alevi kuruluşların daveti üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından konferanslar vermek üzere Hollanda’ya gönderilen Alevi dedelerinden Remzi Özbalı, Hollanda genelinde çeşitli programlara katılarak Muharrem Ayı etkinliklerine devam etmektedir.

Alevi dede Remzi Özbalı, Rotter-dam Başkonsolosluk bölgesinde görev yapan din görevlilerine de

27.12.2009 Pazar günü Roterdam Gülte-pe Eğitim Merkezinde Muharrem Ayı ve Alevilik ile ilgili bir konferans verdi.

Konferansa Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu ve Rotterdam Başkonso-losluk bölgesi din görevlileri katıldılar.

Program Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay’ın takdim konuşmasıyla başladı. Şenay konuşmasında “Avrupa’da ve özelde deHollanda’da bir ilk görülmek-te, bir Alevi Dedesi Sünni din görevlile-rine Muharrem ve Cem geleneği üzerine sohbet etmektedir. En geniş dairede Alevi Bektaşi geleneğindeki Hak-Muhammed-Ali inancı bir yönüyle Uluhiyet- Nübüv-vet ve Velayete tekabül etmektedir. Farklı Alevilik tanımları bulunmakla beraber, menakıbnâmeler, velayetnameler, makâlat, buyruklar ve erkannamelere, çerçevesinde ileri sürülen hiyerarşik olarak da, dedeler, talibler, dervişler, gibi, bir sıralamayı takip eden, dört kapı kırk makam üzerinden kutp, ilham, küntü kenzen gibi kavramlar-la en geniş dairede tasavvufa dahil edilebi-lecek bir Aleviliğin de mevcut olduğunu” belirttikten sonra, Alevi nefeslerinden ör-nekler sundu.

Görmüyorsam Gerçek VarlığıAlevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.Sanat Edindiysem Sahtekârlığı,Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.

Hidayetin Kamalatın Olmazsa,Marifet Suyunda Kabın Dolmazsa,Benden İnsanlığa Fayda Olmazsa, Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.

İnsanlık Gider iken İleriye,Bizler İnadına Kaldık Geriye,Gelmedikçe Cehaletten Beriye,Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.

Gayet İnatçıysam Gayet Zorbalı,Gündüz Tesbihliysem Gece kavgalı,Olmadıkça İnsanlığa Faydalı,Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar.

DAİMİ’yem Nefse Galip Olmazsam,İlme Fazilete Talip Olmazsam,Ele Dile Bele Sahip Olmazsam, Alevi Olsam, Sünni Olsam, Ne Çıkar

Aşık Daimi

Ey yol oğlu sana sualim var, Âşık mısın sadık mısın sen nesin? Dört Kapı’nın pek çok makamları var, Er misin talip misin sen nesin?

Er isen göster nişanı, görelim asaletinizi, Kalıp isen, sataşma incitme bizi, Talip isen, teslim ol pişirsinler sizi, Ehli kal mısın, ehli hal misin sen nesin? Şeriatta, yolu erkânı edebi öğren, Tarikatta, çile çek nefsine diren, Marifette, hikmetlerine olayım hayran, Hakikatte, Hakk ile hak mısın sen nesin? Hakk’a kul, Muhammed’e ümmet misin? Künt ü Kenz sırrını sen bilir misin? Kuran’ın hikmetlerine vakıf mısın? İnançlı mısın, inançsız mısın sen nesin? Seyithan doğru yoldadır, inanmazsan, Yol kâmil ister, türab olmazsan, Divane’den, Velakad’dan el almazsan, Erenlerin yolunda mısın, değil misin sen nesin?

Seyithan

Beş Vakit Farzdır Sünneti De Kaç Özünü Tanış Da Müşkilini Seç Hakikat Tarlasına Ma’rifetler Saç Ek Nazar Eyle De Heman Arif Ol Hatayi’m Der Rahm Etmezem Yalana Özün Teslim Eder Kendi Gelene Ay Ali’dir Gün Muhammed Bilene Bak Nazar Eyle De Heman Arif Ol

Şah Hatayi

DİĞER KONFERANSLAR

Page 87: Ozelsayi2009

Apeldoorn HDV Eyüp Sultan Camii

HDV BÜLTEN 2009 | 87

Sana yerden gökten büyük nasihat Gördüğün ört, görmediğin söyleme Erenlerden, pirden budur emanet, Gördüğünü ört, görmediğin söyleme Azbi Efendi Kütahyalı

Anlamlı tebessümlere vesile olan bu tak-dimden sonra kürsüye gelen Alevi Dedesi Remzi Özbalı önce Muharrem Ayının fa-ziletinden bahsederek konuşmasını şöyle sürdürdü.

“Muharrem yasaklı, kısıtlı ay demek-tir. Muharrem haram aylardandır. Hicri takvimin 1. ayıdır. Muharremde eğlence yapılmaz. Can incitilmez, kan akıtılmaz. Düğün, nişan, sünnet törenleri yapılmaz. Muharrem ayı’nın 10’cu günü birçok olay gerçekleşmiştir, Bunlardan bazıları şun-lardır. Âdem peygamberin bağışlanması, Nuh peygamberin gemisinin tufandan kurtulması, Yunus peygamberin balığın karnından kurtulması, İbrahim peygam-berin Nemrut’un ateşinden kurtulması, Yakup peygamberin oğlu Yusuf peygam-berin atıldığı kuyudan kurtulması, Eyüp peygamberin dertlerden kurtulup sağlı-ğına kavuşması, Musa peygamberin fira-vundan kurtulup kızıl denizi geçmesi İsa peygamberin göğe çıkması ve son olarak

Hz. Muhammet Mustafa’nın, müşriklerin zulmünden kurtulmak için Mekke’den Medine’ye Hicretinde sağ selim Medine’ye dönmüştür. Şükran orucu olarak 10 güne ilave olarakZeynel Abidin hazret-lerininkurtulması nedeniyle 2 gün daha 12 imamlar aşkına toplam 12 gün oruç tutulur.O günden sonra dabu orucun adı değişerek yası matem orucu olarak isim değişikliğine uğramıştır.

Remzi Özbalı daha sonra sözlerine şöyle devam etti. “Allah-u Teâlâ bu Resulullah’ın Hz. Aliyi imam olarak halka tanıtmasını tebliğ etmesini emretti ve ona itaat etme-yi herkese söyledi. Haris b.Numan eğer bu doğru ise gökten taş düşsün dedi. Taş düşer ve ölür. İnsanlar birbirine kızdığı zaman başına taş düşsün derler ya işte bu oradan kalmadır. Pey-gamberimiz ölün-ce halife kavgası başladı. Cenazesi 6 kişi tarafından kaldırıldı. Hz. Ali, Hasan, Hü-seyin, Usame’nin oğlu Zeyd, amcası

Abbas. Kerbela Olayı nedir? 10 Ekim 680 Hz. Hüseyin ve arkadaşları şehit edildi. Muharremin onuncu günü. Bunun delili Fecr suresi 1-5 ve Bakara suresi 183. ayet-lerdir. Muharrem ayında Hz. Hüseyin’i zikretmek bütün günahları döktürür.” Hz. Hüseyin için bir damla gözyaşı döken ce-hennem ateşini söndürür.” buyrulmuştur dedi.

Konuşmasında daha sonra Muharrem Ayında yapılan Alevi geleneklerinden de bahseden dede, konferansa katılan din gö-revlileri tarafından ilgiyle izlendi.

Toplantıya daha sonra soru ve cevap bölümüyle devam edilerek yaklaşık üç saat kadar sürdü.

DİĞER KONFERANSLAR

Page 88: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 89: Ozelsayi2009

Toplantılar

Page 90: Ozelsayi2009

90 | HDV BÜLTEN 2009

HDV Deventer Merkez Camii konferans salonu, akademik seviyede bir din-

lerarası diyalog toplantısına ev sahip-liği yaptı. 28.5.2008 tarihinde yapılan toplantıya Lahey Din Hizmetleri Müşa-viri Doç Dr. Bülent Şenay ile Kampen Teoloji Üniversitesi İslam bölümü Öğ-retim Üyesi Hary Mintjes konuşmacı olarak katıldı. Toplantıya ayrıca, T.C. Deventer Başkonsolosu Kadir Hidayet Eriş, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Hüseyin Çeliker, Türk İslam Kültür Federasyonu Başkanı Kasım Akdemir ile Deventer Başkonsolosluğu bölge-sinde görev yapan din görevlileri ve Hollanda’nın bu bölgesinde görev yapan kiliseler birliğine bağlı papazlar dinleyici olarak katıldılar.

Kiliseler Birliği ile bu bölgede yapılan rutin diyalog toplantıları çerçevesinde

Deventer’de dinlerarası diyalog toplantısı yapıldı

planlanan toplantının konusu, Papanın İslam ve Hz. Peygamber hakkında söy-lediği ve büyük tepki çeken olumsuz sözlerine bir reaksiyon olarak 138 İslam bilgini tarafından yapılan “Müşterek Söz” adını taşıyan beyannamenin değer-lendirmesiydi.

Toplantıda ilk olarak söz alan Kam-pen Teoloji Üniversitesi İslam Bölümü Öğretim Üyesi Hary Mintjes diyaloğun tarihçesi ve Hristiyanlığın Müslüman-larla diyaloğa bakışını ortaya koyduk-tan sonra “Müşterek Söz” inisiyatifini çok olumlu bulduğunu ifade etti. Hary Minjes sözlerine şöyle devam etti;

“Vatikanın atmışlı yıllarda ve daha sonra, (Dünya Kiliseler Birliği) çoğu zaman Hristiyanlar tarafından diyalog inisiyatifi kritize edilmiştir. Bazılarının dinsel itirazı vardı. Bu diyaloglarda din-ler arası ayrılıklar örtbas edileceğinden Hristiyan kimliğinin kaybolması söz konusu olacaktı. Bir başka itiraz konusu da diyaloğun Hristiyanların hobisi hali-ne gelmesi ve Müslümanların bu konu-ya hiç ilgi duymadıkları düşüncesi hasıl olmuştu. Diyalog yapan Hristiyanların

TOPLANTILAR

Page 91: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 91

saf oldukları ve Müslümanlar tarafından etki altına alındıkları düşünülüyordu. Esasen karşılıklı ortaklıkların olmadığı-na inanılıyordu. Başından itibaren Hris-tiyan kesiminde karşı bir tutum vardı. Bunların düşüncesi Müslümanlar yalnız kendi çıkarları için diyaloğa katılıyorlar şeklindeydi.

Bu şekilde olan fikirler 11 eylül 2001 yılında Amerika’da Ticaret Merkezi’nde olan olaydan ve Theo van Gogh’un öl-dürülmesinden sonra daha güçlendi ve öfkeler arttı. Medyada da İslamın nega-tif gösterilmesi hristiyalar üzerinde etki yapmıştır. Onlara göre İslam gerçek yü-zünü göstermiştir. Diyalog yanlısı Hris-tiyanların İslamın kötü yüzünü göreme-diklerine inanıyorlardı, bu Hristiyanlar Kur’an’ın içerisinde bulunan şiddet içeren ayetlere karşı kör idiler. Bu kutsal kitap müslümanlara, başkalarına karşı saygıyı öğretmiyordu. Müslümanlardan nasıl diyalog şeklinde bir tutum içerisin-de olmaları beklenirdi? Kur’an’ın onlara öğrettiği Yahudi ve Hristiyanların may-mum ve domuzdan daha aşağı oldukları değil miydi? Bu ayet son yıllarda sadece internette küfür olarak değil defalarca basına yansımıştır. Başka dine mensup olanlara tolerans ve saygı Müslümanlara yabancı idi.

Bu arka plana karşı müşterek sözün gelişmesini çok alkışlıyorum, anlamakta zorluk çektiğim medyanın bu konuya fazla ilgi göstermemesidir. Ben de 300 den fazla Hristiyan temsilcinin altına imza attığı Jale metinindeki (Loving God and Neighboor Toegether) görüşlere katılıyorum ve papalık makamına haklı olarak sunulan bu metin Müslüman ve Hristiyanlar arasında bir devrim oluştu-rabilir. Her halukarda açık ve net şekilde Müslümanlar tarafından da diyaloğun istenildiği belirtilmiştir. Bu sadece bir-kaç saf Hristiyanın hobisi değildir. Üzülerek ifade ediyorum ki “müşterek söze” Hristiyanlar tarafından çok nega-tif reaksiyonlar da gösterilmiştir. Onlara göre bu sadece eski Müslüman polemi-ğinin yeni şekle sukulup sunulmasıdır.Toplantıda ikinci konuşmacı olarak kürsüye gelen Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, önce yapacağı konuşmanın Türkçe olarak bir özetini verdikten sonra İngilizce olarak konuşmasına devam etti. Şenay konuş-

masında özetle, “Dinler arası diyalog toplantılarının

uzun yıllar yapıldığını ancak henüz is-tenen din mensupları arasındaki yakın-laşmanın ve din mensuplarının birbir-lerine bakışlarının değişmediğini ifade ederek, gerçek diyalog için öncelikle din adamlarının kendi aralarında samimi bir diyalog kurmalarının şart olduğunu tes-pitinde bulundu.

Kendisinin iki gün önce Avrupa Kon-seyi Dinlerarası Diyalog Toplantısın-dan geldiğini, orada da belirttiği üzere, Avrupa’nın günümüzde Müslümanlarla diyaloğu konuştuğunu ancak Müslü-manların Medine döneminden itibaren yüzyıllarca Hristiyan ve Yahudilerle bir-likte ve komşu olarak yaşadığını dolayı-sıyla diyaloğun islamın başlangıcından itibaren Müslümanların dünyasında yer aldığı, hatta bunun bir yansıması olarak islam hukuku içerisinde diğer din mensuplarıyla ilişkileri düzenleyen bir hukuk oluştuğunu söyleyen Bülent Şenay, İslam inancında ve toplumsal ya-pısında diğer dinlerle diyaloga açık olan tavrın yeni bir şey olmadığnı, Kuran-ı Kerim’deki ve hadis-i şeriflerdeki beya-na dayalı olduğunu, Kur’an-ı Kerim’in diğer din mensuplarıyla diyaloğa işaret eden, ehli kitap, teaaruf, tevelli, ahid, misak, müsaddik, muheymin, gibi kav-

ramlarına anahtar kelime olarak işaret etti. Diyalogda İslam’ın son hak din ol-duğu gerçeğinin yani hakikat iddiasının tartışılması yerine din mensuplarının nasıl daha ahlaklı bir toplum oluşturu-lacağı üzerinde işbirliği yapmaları gerek-tiği, birbirlerinin kutsallarına hakarete karşı ortak savunma geliştirmeleri, İs-lam Peygamberi’ne yönelik hakaretlere karşı çıkılması ve Müslümanların diğer peygamberlere saygı ve sevgisinin örnek alınması gereğini belirtti. Dinlerin ça-tışma değil huzur ve mutluluk kaynağı olarak varlığını sürdürmelerinin önemi-ne işaret etti.”

Yaklaşık bir saat süren ve zaman za-man düşündürücü ve hikmet dolu Nasrettin hoca fıkralarıyla süslediği ko-nuşması, papazlar tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Konuşma sonrası verilen arada kendisinin etrafını sararak mem-nuniyetlerini ifade eden papazlar, şu ana kadar İslam hakkında bu kapsam-da bir konuşma dinlemediklerini ifade ettiler. Daha sonraki toplantılarda da kendisinden istifade etmek istediklerini belirttiler. Din Hizmetleri Müşaviri de, çalışmalarının yoğun olduğunu ancak zamanın uygun olması durumunda ka-tılabileceğini söyledi. Konuşmacılara sorulan soruların da cevaplandırılmasın-dan sonra toplantı sona erdi.

TOPLANTILAR

Page 92: Ozelsayi2009

TOPLANTILAR

92 | HDV BÜLTEN 2009

T.C. Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşa-virliği görevine 21 Ocak 2008 tarihinde başlayan Doç. Dr. Bülent Şenay, Hollanda’da ziyaret ve

tanışma toplantılarına devam ediyor. Bu cümleden olarak Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, Harderwijk Meh-met Akif Camiinde yapılan ve Deventer Başkonsolosluğu çalışma bölgesinde bulunan cami dernek yöneticilerinin katıldığı bir tanışma toplantısı düzenledi. Toplantıya bu

bölgede faaliyet gösteren ve aynı zamanda Hollanda Diya-net Vakfına üye olan 60 derneğin yöneticileri ile Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker de katıldı.

HDV Harderwijk Mehmet Akif Camii konferans salo-nunda, 3.4.2008 tarihinde, saat 19:00 da istiklal marşı, Kur’an-ı Kerim ve açılış konuşmalarıyla başlayan toplan-tıda son olarak söz alan Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, “Cami yöneticilerinin manevi değeri büyük bir hizmeti yürüttüklerinden bahisle, bu hizmeti yürütürken uyacakları esasları ayet ve hadisler ışığında açıklayarak, HDV cami yönetimi içtüzüğü elinizde bu-lunmakla birlikte bu esaslar da sizlere, manevi bir içtü-zük olsun” dedi.

Değişik bir üslup ve manevi ağırlıklı sıradışı bir tanışma konuşmasıyla karşılaşan dernek yöneticileri, toplantı sonu-cunda memnuniyetlerini ifade ettiler. Toplantının son bö-lümünde söz alan dernek yöneticileri hizmete yönelik ko-nularda taleplerde bulundular. Din Hizmetleri Müşaviri bu talepleri dikkatle dinledi ve not aldı. Bazı talep ve sorulara orada cevap verdi. Bazı taleplerin de daha sonra değerlen-dirileceğini ifade etti.

Samimi bir ortamda ve çok faydalı geçen tanışma toplan-tısı, davetlilere, ev sahibi derneğin kadınlar kolu tarafından ikram edilen yemekle sona erdi.

Din Hizmetleri Müşavirliği ve Hollanda Diyanet Vakfı işbirliği ile düzenlenen 2008 Yılı HDV Hac Organizasyonu değerlendirme toplantısı

yapıldı. İki ayrı yerde önce kafile başkanları daha sonra da grup görevlileriyle yapılan değerlendirme toplantısına Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlandı. Toplantıya Hac

Organizasyonun-da görevlendirilen kafile başkanı ve grup görevlilerinin yanısıra, Din Hiz-metleri Müşaviri ve Hollanda Diya-

net Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu, Deventer Din

Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman ve Hac Organi-zasyonu Sorumlusu Cevdet Keskin katıldılar.

Kafile ve grup başkanlarının 2008 Yılı Hac Organizasyo-nunun gerek Hollanda ve gerekse Suudi Arabistan ayağıyla ilgili hazırladıkları raporlar tek tek okunarak değerlendiril-di. Organizasyonun raporlara akseden olumlu ve olumsuz bütün yönleri konuşuldu. Kafile başkanlarının önerileri ve tenkitleri tartışıldı. Gelecek yıllarda uygulanabilecek öneri-ler tespit edildi. Hacıların genellikle memnun olmadıkları yerleşim ile ilgili problemler kafile başkanları tarafından teyid edildi. Toplantı sonunda yapılan değerlendirmede gelecek yıl yerleşim konusunda aynı olumsuzlukların ya-şanmaması için Hac Dairesi Başkanlığına konunun yazılı olarak iletilmesine karar verildi.

Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay dernek yöneticileriyle tanıştı

2008 Yılı Hac Organizasyonu değerlendirme toplantısı yapıldı

Page 93: Ozelsayi2009

TOPLANTILAR

HDV BÜLTEN 2009 | 93

HDV 13. Yönetim Kurulunun başlattığı bölgesel toplantı-lardan ikincisi Nijmegen’de

yapıldı. Hollanda’da 143 cami derne-ğinin yegane çatı kuruluşu olarak 300 binden fazla insana hitap eden bir sivil toplum kuruluşu olan Hollanda Diya-net Vakfı’nın bölge toplantısına Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kah-raman, HDV Yönetim Kurulu üyeleri ve Deventer Bölgesi derneklerinden seçilen 15 dernek yönetim kurulu baş-kan veya temsilcileri katıldılar. 19.12.2008 tarihinde Nijmegen HDV Eyüp Sultan Camii toplantı salonun-da yapılan toplantıya Nijmegen, Eer-beek, Doesburg, Tiel, Dieren, Cuijk, Druten, Zevenaar, Terborg, Ede, Ve-enendaal, Doorwerth, Doetinchem, Arnhem ve Culemborg şehirlerinde bulunan HDV dernek yöneticileri katıldılar. Akşam yemeğinden sonra Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan toplantıya, Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Başkanı Doç. Dr. Bülent Şe-nay başkanlık yaptı. HDV Başkanı, ta-nışma faslından sonra bütün yönetici-lere, Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye vasiyetini dağıttı ve kendilerine bizzat okuyarak Edebali’nin özellikle “Ey oğul, artık ‘Bey’sin!... Anlaşmazlık-lar bize, adalet sana. Haksızlık bize, bağışlamak sana yakışır;... İnsanı

yaşat ki devlet yaşasın.” şeklindeki nasihatını bir dernek yönetim pren-sibi olarak hatırlattı. Kur’an ve Hadis den de alıntılarla konuşmasına devam eden Din Hizmetleri Müşaviri ve Va-kıf Başkanı Doç Dr. Bülent Şenay;“Yeryüzünde Allah’a en sevimli olan yerler Allah’ın mescidleridir. O halde Allah’ın yeryüzünde en çok sevdiği bu mescidlerde gönüllü olarak görev yapan sizler de, Allah’ın sevdikleri kişilersiniz. Resulullah’ın, kızmayın, nefret ettirmeyin, kolaylaştırın zorlaş-tırmayın emirleri, yöneticiler olarak bizlerin çalışma prensipleri ve tüzüğü olsun.” diyerek sözlerine devam etti.

Vakıf yeni Yönetim Kurulunun, top-lantılarını çeşitli bölgelerde yapması-nın hem yöneticilerle birebir görüşme imkanı sağlaması, hem de hizmetler-de devamlılık ve gelişme için istişa-reyi temin etmesinin faydalı olacağı belirtilen toplantıda, HDV’nin rutin hizmetlerinden olan hac, cenaze fonu hizmetleri, cami altyapı çalışmaları, eğitim, kültür, gençliğe ve hanımlara yönelik konuları da yapılan ve yapıl-

ması arzu edilen faaliyetler ile ilgili bilgi veren Vakıf Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, cami dernek yöneticileri ile birlikte geleceğe yönelik yapmayı düşündükleri projelerden bahsetti.

Bu etkinliklere örnek olarak Den Haag’da bulunan HDV Ahi Evran Camii bünyesinde Müşavirlik ve Vakıf tarafından teşvik edilerek düzenlenen “Ahi Evran anma etkinliği”ni gösterdi. Hem dini hem kültürel olarak Türk ve Müslüman tarihinin önemli değer ve kimlik unsurlarını yansıtan bu etkin-lik geniş bir ilgi ve her sene yapılması konusunda hem cemaatten hem de Belediye yetkililerinden istek ve teşvik görmüştür.

Eğitim konusunda yapılacak atılımla-rın ve geleceğe yönelik projelerin ya-nında, aktüel konularda da, Vakıf ve Müşavirlik tarafından yapılan ancak derneklerimizin her zaman farkın-da olamayabilecekleri çalışmalardan özellikle Fitne filmine ve en son pro-vakasyon amaçlı ortaya atılan Ehsan Jami filmine karşı gösterilen sağduyu çağrısı, Hollanda’da imam eğitimi tartışmalarının bugünü ve geleceği, uluslararası ilahiyat eğitiminin önemi gibi konularda yapılan girişimlerden bahsetti.

Daha sonra dernek yöneticilerimizin Vakıf hizmetleri ile ilgili sorularına cevap veren Vakıf başkanı toplantıya katılan bölge dernek yöneticilerine teşekkür ederek toplantıyı bitirdi. Dernek yöneticilerinin ayrılmasından sonra HDV Yönetim Kurulu kendi arasında toplantı yaparak gündemin-deki konuları görüştü.

2. HDV bölge toplantısı Nijmegen’de yapıldı

Page 94: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 95: Ozelsayi2009

Ramazan AyıFaaliyetleri

Page 96: Ozelsayi2009

İftara T.C. Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, Büyükelçilik Müs-teşarı Hakan Çakıl, T.C. Rotter-

dam Başkonsolosu Esen Altuğ, T.C. De-venter Başkonsolosu Nihat Erşen, Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bü-lent Şenay, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Fevzi Hamurcu, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman ve HDV şubelerinden gerek cami yöneticisi ve gerekse kadın kolları ile gençlik kolları yöneticileri katıldılar.

Geniş bir katılımın olduğu iftar prog-ramına Hollanda’ya eni atanan Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan’ın katılması, HDV şube yöneticileri tarafından he-yecanla karşılandı. Şube yöneticileri Bir büyükelçi ve iki Başkonsoslola birlikte iftar etmenin ayrıcalığını yaşadıklarını ifade ettiler.

İftar programı saat 19:30 da İstikal Marşımızın söylenmesiyle başladı. Ar-dından Din görevlisi Ahmet Karagöllü tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile devam etti. Cami şube başkanı Osman Avcı’nın karşılama konuşmasından son-ra, Din Hizmetleri Müşaviri Doç Dr. Bülent Şenay bir takdim konuşması yaptı. Şenay konuşmasında şunları söy-ledi.

“Değerli Dostlar, 16 milyonluk nüfusu olan, yani sa-

dece İstanbul’umuzun gündüz nüfusu kadar nüfusu olan Hollanda’da yaşıyo-ruz. Çoğunluğu Türkiye kökenli, Faslı ve Sürinamlı olmak üzere 1 milyonu bulan bir Müslüman nüfus var bunun içinde. Bu Müslümanlar, dinî faaliyetle-rini muhtelif organizasyonel yapılar içe-risinde ve yaklaşık 400 civarında olduğu bilinen camilerde sürdürmektedirler.

Hollanda Diyanet Vakfı, Hollanda’da Türk toplumunun geniş kesimlerinin irade ve inisiyatifiyle, dini sosyal kül-türel ihtiyaçlar gözetilerek/ Hollanda kanunları çerçevesinde kurulmuş olan ancak Türkiye’mizin “din-toplum-dev-let ilişkileri tecrübesine dayalı Diyanet hizmetleri vizyonunun yurtdışında yan-sıyan bir hizmet çatısıdır. Hollanda Di-yanet Vakfı, 142 adet tüzükle bağlı şube camileri kubbesi altında, 300 bine yakın

insanımıza bir müşavir iki ataşe ve 109 kadrolu din görevlisi rehberliğinde, din hizmeti (temel dini hizmetler, hac, kur-ban, cenaze, din eğitimi, dini yayınlar, konferans ve sosyo-kültürel etkinlikler) ulaştıran, 10 binden fazla çocuğumuzun din eğitimi aldığı, kadın kolları ve genç-lik kollarıyla beraber, köklere bağlı ama geleceğe açık millî-manevî kimlik inşası ve muhafazasında çok önemli bir aidiyet bir varoluş merkezidir.

Bu kapsamda bir sivil toplum kuru-luşu olarak, Hollanda makamlarıyla gerektiğinde ilişkilerde gereken temsil görevini yerine getirirken, her toplulu-ğun kendi kültürel değerlerine bağlılı-ğının ve bunu sağlayacak imkanların oluşturulmasının (ki din ve dil bunların

T.C. Lahey Büyükelçisi HDV iftarında halkımızla buluştu

Hollanda Diyanet Vakfı tarafından her yıl geleneksel hale getirilen HDV şube yöneticileri iftar programı, 13.09.2009 tarihinde Harderwijk HDV Mehmet Akif Ersoy Camii konferans salonunda yapıldı.

96 | HDV BÜLTEN 2009

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 97: Ozelsayi2009

başında geliyor) entegrasyon açısından problem teşkil etmediğini aksine kök-leriyle barışık bireylerin kendilerine gü-venlerinin yüksek olacağını o nedenle de öz değerlerine bağlı kalarak daha iyi entegre olabileceklerini de savunan bir temsil duruşu taşımaktadır.

K.K.’de bir ayeti hatırlayalım. “Inna Allahe la yughayyiru ma bi qawmin hattaa yughayyiru maa bi enfusihim” – Bir topluluk kendine ait olanı kendi gayretiyle değiştirmedikçe Allah onları değiştirecek değildir” (Rad 11) Yani biz daha iyi bir gelecek için daha iyi neler yapabiliriz? İyiliği tavsiye eden yanlış-lıklardan uzak duran ve tutan bir örnek topluluk olmayı nasıl becerebiliriz? Sa-dece haklarımıza değil görevlerimize de önem vermeliyiz. Saygı görmek istiyor-sak önce kendimize ve kendi değerleri-miz saygı göstermeliyiz. İlk kuşakların bu mekanları oluşturan azmi ve iradesi bizim için örnek.. camiler yapıyor çok güzel... ancak görevimiz yeni başlıyor bu üçüncü ve dördüncü kuşağa evrilirken... eğitimli gençlik en önemli meselemiz.. kanaat ve toplum önderleri yetiştirme-liyiz. Genç kuşaklar yarının mimarları.. gençler neredesiniz?.. neredeler?... kim var dendiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diye ayağa kalkabilen mert ve bakışlarını ufka çevirmiş bir gençlik...

Büyüğüne saygılı küçüğüne sevgi taşı-yan bir gençlik..

Öte yandan Toplumumuzun yarısı kadınlar oluşturuyor... Cami şubele-rimizdeki sarma, lahmacun ve harika yemeklerle yaptığınız katkılarınıza bin-lerce teşekkür... ve hatta çocuklarımızın din eğitimine yardımcı hoca olarak kat-kınıza on binlerce teşekkür ama.. daha fazlası var.. camilerimizde ve dernekleri-mizde gençlerimizin manevi kimliğinin ve yüksek ahlakının inşasında sizlere çok görev düşüyor. O nedenle dernek yönetimlerimizden özellikle kadın kol-larının yapılanması ve desteklenmesi konusunu özellikle rica ettim. Sizlerden din görevlilerimizin destek ve rehberli-

ğinde daha güzel hizmetler bekliyoruz.Umuyor ve güveniyorum ki bu top-

lum Hollanda’da ve Avrupa’da yarınları-nı ince bir örgüyle inşa edecek, Avrupa yeni bir medeniyet dönemcinde Ana-dolu topraklarının esintisiyle yepyeni bir ufukta dirilecektir. Bize düşen ise, Ramazan’ın şu son 10 gününde Kadir gecesini aradığımız şu mübarek zaman diliminde, Mevlana’nın Mesnevisi’nde yansıyan Kur’ani ve Nebevi ahlakın kat-relerinde kendimizi aramak olmalıdır.. Ancak böyle olursa... Oruçlarımız oruç, secdelerimiz secde olacaktır.Diyor ki Mevlana Celalettin Rumi 1 Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol 2 Şevkat ve merhamette güneş gibi ol3 Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol4 Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol5 Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol6 Hoşgörürlükte deniz gibi ol7 Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

Mevlana’nın bu yedi öğüdü bir an-lamda orucun mahiyet ve gayesinin de özetidir. Kıvama ermek meselesi. Oruç “kemale” değil “kıvama” erme gayretidir Kadir gecesine ulaşıp Bayram erdiğin-de... Oruç zamanla bir sohbettir.

Oruç şükür ve teşekkür terbiyesidir, sabır ve tebessüm inceliğidir, tekellüf ve teklif ciddiyetidir, Sahur bir sefere çıkış, iftar bir vuslat, teravih bir ülfet ve huzur halidir... İlahi müjdelerin Peygamber sevgisiyle buluşup insanı insan yapacak deruni seyahatin ta kendisidir oruç ... Ramazan güz yağmuru demektir.. Tıpkı yazın tozunu pasını kirini arındıran güz

yağmurları gibi dilerim oruçlarımız da manevi muhasebemizde bir arınma ve-silesi olsun, kadir gecesinin bereketinde tecelli edip mağfiret sağanağına dönüş-sün, Bayramınız Bayram olsun...

Dede Korkut’tan söyleyelim:Dua edeyim hanım: Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli koca ağacın kesilmesin. Taşkın akan güzel suyun kurumasın. Kanatlarının uçları kırılmasın. Koşar iken ak boz atın sendelemesin. Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun. Aksakallı babanın yeri cennet olsun. Hakkın yandırdığı çırağın yana dursun. Kadir Tanrı seni namerde muhtaç etmesin. Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun. Derlesin toplasın günahınızı adı güzel Muhammed’e bağışlasın hanım hey!...1000 yıl öncesinden Dede Korkut”un bu duasına âmin diyorken bu iftar sof-rasında...

Değerli Dostlar, sözü uzattıysam affo-la derken, şunu paylaşarak sözü sahibine yani Sayın Büyükelçimize arz edeyim.

Bugün bizler için ayrıca özel bir gün .. yıllardır özlemini çektiğimiz bir gün..Heyecan ve mutluluğumuz tebessüm-lerimizde ve çehrelerimizde okunuyor.. T.C. Lahey Büyükelçisi Sayın Uğur Do-ğan Bey aramızda.. Sayın Başkonsolos-larımızla beraber Sayın Büyükelçimizi yani devlet büyüklerimizi başımızda görmek bir huzur ve güvendir. Lütfetti-ler saat 16 da uçaktan yeni inmiş olma-larına rağmen yorgunluklarını atmadan iftarımıza teşrif ettiler. Kendilerine Hol-landa Türk toplumunun HDV camiası adına HOŞGELDİNİZ ŞEREF verdi-niz diyorum.

HDV BÜLTEN 2009 | 97

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 98: Ozelsayi2009

Bundan bir kaç hafta önce Sayın Bü-yükelçimiz kısa bir süre ilk ziyaretinde bizlere merhaba demek istediğinde ma-kamında sohbetinde şöyle dedi: (izni-nizle paylaşayım)

“Benim için Hollanda’da toplumu-muzla buluşmak ve onlarla birlikte ça-lışmak çok önemli”... bunu söyledikten sonra bir müşavir için kulağına küpe olacak şekilde saatleri ayarlama enstitü-sü şairi Ahmet Hamdi Tanpınar’dan bir kuple okudu...

Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;

İki dünya algısının muhteşem bir ifadesi olan bu beyitte Tanpınar bir du-yular aleminin bu dünyanın ve bir de ebedilik, sonsuzluk aleminin varlığına işaretle insanın bu iki zaman algısı ara-sında bir yerde var olma gayretine vurgu yapıyordu. Oruç da böylesine bir zaman algısının kıvamına erme gayreti.

Ve ben T.C.’nin yeni Lahey Büyükel-çimizden, Tanpınar’ın bu derin felsefi kuplesini işitmenin heyecanıyla “işte diyordum” ufuk göründü.. Hollanda’da güzel günler bekliyor bizi” dedim ken-dime....

Sayın Büyükelçim aynen dediğiniz gibi

Ne içindeyiz zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpâre, geniş bir anınParçalanmaz akışında...

Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şe-nay, daha sonra Sayın Büyükelçiyi şube yöneticilerine hitap etmek üzere kürsiye davet etti. Lahey Büyükelçisi Uğur Do-ğan yaptığı konuşmada şunları söyledi.

“Bugün burada Hollanda Diyanet Vakfının düzenlemiş olduğu iftar prog-ramında sizinle birlikte bulunmaktan büyük onur duyuyorum. Bu güzel top-lantıda üstelik benim eşimle birlikte Hollanda’ya ayak basar basmaz, aya-ğımızın tozuyla sizinle beraber olmak gerçekten bizim için anlamlı bir değer taşımaktadır. Ben burada yalnız değilim. Büyükelçiliğimiz Müsteşarı Hakan Bey, çok kıymetli Başkonsoloslar Esen hanım ve Nihat Bey, yine Din Hizmetleri Ata-şelerimizle beraber sizlerle birlikte olma-nın zevkini yaşıyorum. Benden önceki konuşmacı Din Hizmetleri Müşavirimiz Bülent Bey güzel bir konuşma yaptılar. Bütün hissiyatı çok güzel ifade ettiler. Size samimiyetle ifade etmek istiyorum ki, benim Hollanda’ya gelişim ve bu görevi devr alışımın bu şekilde bir olaya tesadüf etmesinden büyük haz duyuyo-rum. Sonuç olarak bizler sizlere hizmet için buradayız. Burada hepimiz gurbette yaşıyoruz. Ben Hollanda’ya gelirken siz-lere devlet büyüklerimizin mesajını ge-tirdim. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sa-

yın Başbakanımızın Sayın Bakanımızın ve Sayın Diyanet İşleri Başkanımızın se-lamını getirdim. Ben, daha önce birçok önemli görevlerde bulundum. Şimdi de Hollanda’ya Büyükelçi olarak atandım. Ramazan Ayı’nın sizlere sağlık mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum. Şunu da belirteyim ki, Büyükelçiliğimiz sizin de büyükelçiliğinizdir. Sizlere her zaman kapımız açıktır.”

Büyükelçi Uğur Doğan ayrıca va-tandaşlarımızla iftar vesilesiyle birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek programı organize eden Hollan-da Diyanet Vakfı Başkanına da teşekkür etti.

Program, iftardan sonra şair Yavuz Nufel’in neyzen Kamil Şener’in üfledi-ği ney eşliğinde yaptığı şiir sunumuyla sona erdi.

Daha sonra Din Hizmetleri Müşaviri Şenay, iftara katılan kadın kolları tem-silcileriyle kısa bir toplantı yaptı. Top-lantıya Ede, Amsterdam Hacı Bayram Camii ve Rotterdam Kocatepe Camii kadın kolları temsilcileri katılarak çeşitli konulardaki görüşlerini Din Hizmetleri Müşavirine ilettiler.

98 | HDV BÜLTEN 2009

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 99: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 99

Rotterdam HDV Kocatepe Camii Yönetim Kurulu Rotterdam’da oturan vatandaşların davet edil-

diği bir iftar programı düzenledi. Kocate-pe camii konferans salonunda düzenlenen iftar programına Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay ve HDV Yönetim Kuru-lu üyeleri de katıldılar. İftarı müteakip Din Hizmetleri Müşaviri teravih vaazında oruç, zaman bilinci, Ramazan terbiyesi ve aile ko-nularını ele aldı.

Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde iftar

Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde iftar

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 100: Ozelsayi2009

100 | HDV BÜLTEN 2009

Mübarek Ramazan ayı ve-silesiyle 23 Ağustos 2009 Pazar günü, Friesland

Eyaleti’nin Leeuwaarden şehrinde, Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği ile Hollanda Di-yanet Vakfı Leeuwaarden Ulu Camii

ortaklaşa bir iftar yemeği düzenlediler. T.C Lahey Büyükelçiliği Din Hizmet-leri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Başkanı Doç. Dr. Sayın Bülent Şenay’ın da katıldığı iftar ye-meğinde Friesland Eyaleti’nde yaşayan Batı Trakya Türkleri ile Hollanda’nın

diğer bölgele-rinde yaşayan Batı Trakya Türkleri bir araya gelme im-kanı buldular.

T.C. Lahey Büyükelçil iği Din Hizmetle-ri Müşaviri ve Hollanda Diya-net Vakfı Baş-kanı Doç. Dr. Bülent Şenay, iftar yemeğinin

ardından yapmış olduğu konuşmada, Ramazan ayının anlam ve önemin-den bahsetti. Ramazan ayının birlik ve beraberlikleri pekiştiren bir rahmet ve bereket ayı olduğunu belirten Şe-nay, Batı Trakya Türkleri ile Anadolu Türkleri’nin memleketlerinden çok uzaklarda, Hollanda’nın Leeuwaarden şehrinde bu iftar vesilesiyle bir araya gelmiş olmalarının bunun en önemli göstergesi olduğunu söyledi.

Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mus-tafa Yusuf iftar yemeğinin ardından bazı açıklamalarda bulundu. Yusuf, “Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği olarak, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın ve İslam aleminin mübarek ramazan ayını tebrik eder, hayırlara vesile ol-masını dileriz.” dedi. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma

Leeuwaarden Ulu Camii’nde İftar programıLeeuwaarden Ulu Camii’nde İftar programı

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 101: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 101

Derneği’nin kuruluşundan önceki yıllarda, Hollanda’daki Batı Trakya Türkleri’nin kendi çabalarıyla iftarlar ve bayramlaşmalar düzenlediklerini ve bu iftar ve bayramlaşmaların gele-neksel hale geldiğini belirten Yusuf, geleneksel hale gelmiş olan bu orga-nizasyonların bu sene Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenleneceği-

ni söyledi. Bu yıl Hollanda’da Batı Trakya Türkleri’nin yaşadıkları dört farklı bölgede iftar organizasyonları planladıklarını söyleyen Yusuf, “Fries-land Eyaleti’nde yaşayan Batı Trakya Türkleri’nin yoğun ilgi gösterdikleri, Hollanda Diyanet Vakfı Leeuwaarden ulu Camii ile ortaklaşa düzenlediği-miz ve T.C Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve (HDV) Başka-

nı Sayın Bülent Şenay hocamızın katı-lımlarıyla bizleri onurlandırdıkları, bu seneki ilk iftar organizasyonumuzu bu akşam gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği, Batı Trakya’dan kilometrelerce uzakta, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın kültürü-nü yaşamaya, yaşatmaya ve tanıtmaya devam ediyor.” dedi.

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 102: Ozelsayi2009

102 | HDV BÜLTEN 2009

Bergen op Zoom şehrinde bulunan HDV Ulu camiinde Hollandalı misafirlerin de katıldığı bir iftar programı organize

edildi. İftara Bergen op Zoom şehrinde yaşayan vatandaşlarımızın yanısıra çok sayıda Hollanda-lı ile beraber, Bergen op Zoom Belediye Başkan Yardımcısı da katıldı.

Yeni yapılan Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii konferans salonunda yapılan iftar prog-ramına Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da katılarak bir konuşma yaptı. Türkçe hitabından sonra, Hollandalı misafirler için İngilizce olarak konuşan Şenay, Ramazanın mana ve öneminden bahsetti. Şenay ayrıca konuşmasında camilerin birlik ve beraberliği sağlayan mekanlar olduğunu, Lalenin islami sembolizmde birliği temsil ettiğini ve bu iftarın müslüman Türk topluluğunun Hol-landa toplumunda kendi kimlik ve değerleriyle birlikte entegre olduğunun bir göstergesi oldu-ğunu ifade ederek, iftara katılan Belediye Başkan Yardımcısına bir de lale şeklinde yapılmış rozet taktı. İftardan sonra Hollandalı misafirlerle bir-likte cami gezilerek misafirlere islam dini ve cami ile ilgili bilgiler verildi.

Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar

Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 103: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 103

Ramazan ayının girmesiyle birlikte, Din Hizmetleri Müşavirliği rehberliğinde,

Rotterdam Din Hizmetleri Ataşeliği ile Deventer Din Hizmetleri Ateşe-likleri bölgelerinde faaliyet gösteren HDV camilerinde çeşitli hazırlıklar yapılmaya başlandı. Din görevlile-ri Türkiye’ye dönen 23 cami, acaba Ramazan ayında yeni görevlilerine kavuşabilecek miydi? Din Hizmetleri Müşavirliğinin aldığı tedbirler saye-sinde bu endişeler kısa sürede gideril-

di ve Ramazandan birkaç gün önce bu camilerin görevlileri vizelerini alarak Hollanda’ya geldiler. Böylece Rama-zanda Hollanda’da 20 din görevlisi yeni görevine başladı.

Buna ek olarak bazı camilerimizin Ramazanda erkek ve bayan olmak üze-re din görevlisi talepleri, yine Müşavir-lik tarafından Diyanet İşleri Başkanlı-

ğına iletildi. Ramazan ayında Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından dokuz din görevlisi Hollanda’ya gönderildi. Bu görevlilerden beşi din görevlisi bu-lunmayan camilerde görevlendirilir-ken, iki erkek ve iki bayandan oluşan Ramazan irşat ekibi de Ramazan Ayı boyunca Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerimizde irşat faaliyetlerin-de bulundular.

Ramazan Ayı dolayısıyla Türkiye’den irşat ekibi geldi

Delft HDV Sultan Ahmet Ca-mii Yönetim Kurulu ve cema-ati, geçen yıllarda düzenlenen

ve büyük ilgi gören üniversiteli öğrenciler için iftar programını bu yıl da gerçekleş-tirdi. Delft’de bulunan TU (Teknik üni-versite) de eğitimlerini sürdüren üniversite öğrencileri için düzenlenen bu iftar prog-ramıyla ilgili olarak din görevlisi Mahmut Arcaklıoğlı, 2007 yılı Ramazan ayında planlı bir şekilde başlanılan bu örnek iftar davetlerine katılımın bu yıl daha da fazla olmasının kendilerini ve cemaati son dere-

ce memnun ettiğini belirtti. Din görevlisi, islam ülkelerinden gelen üniversiteli genç-lerle iftar etmenin kendilerine mutluluk verdiğini ifade etti. Üniversite öğrencileri için bu yıl düzenlenen iftara yüz öğrenci katıldı. Arcaklıoğlu ayrıca, 2008 yılında Din Hizmetleri Müşaviri Doc. Dr. Bülent Şenay hocamız, bu yıl ise, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu hocamız bu programa katılarak öğrenci-lerle ve camaatle buluştuklarını belirtti.

Delft HDV Sultan Ahmet Camii’nden üniversiteli ögrencilere iftar

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 104: Ozelsayi2009

104 | HDV BÜLTEN 2009

Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı, Yönetim Ku-rulu üyeleri ve HDV

çalışanları, Heerhogowaard HDV Mimar Sinan Camiinde düzenlenen bir iftar programına katıldılar. Cami Başkanı ve HDV Yönetim Kurulu Muhasibi Rahim Usan’ın daveti üze-rine gerçekleşen iftar programında,

tamiratı yeni tamamlanan cami ve müştemilatı gezildi. Din Hizmetleri Müşaviri ve HDV Yönetim Kurulu Başkanı Doç Dr. Bülent Şenay, yeni inşaatı tamamlanan cami hakkında bilgi aldı. Yapılan iftarın ardından kılınan teravih namazından sonra cemaate hitap eden Din Hizmetleri Müşaviri, teravih namazında okunan

ayetlerin mealini vererek bu ayetlerin namaz esnasında kendisinde meyda-na getirdiği manevi ufuk turundan kesitler aktardı.

Din Hizmetleri Müşaviri konuş-masının ardından HDV Mimar Si-nan Camii Kadınlar kolu temsilcile-riyle de bir görüşme yaparak çalışma-lar hakkında bilgi aldı.

Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii’nde iftar

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 105: Ozelsayi2009

Harderwijk HDV Mehmet Akif Camii

Haaksbergen HDV Ertuğrul Gazi Camii

Page 106: Ozelsayi2009

106 | HDV BÜLTEN 2009

İftar programına Tiel Belediye Başkanı Steven de Vreeze, La-hey Din Hizmetleri Müşaviri

ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı, Doç. Dr. Bülent Şenay, Deventer Baş-konsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman, Gelderland eyaleti meclis üyesi Ünal Sözen, Cu-lemborg belediye meclis üyesi Adnan Şahin, Tiel Papazlar Danışma Kurulu Başkanı Jaap Huttenga’nın yanısıra çok sayıda Hollandalı ve Türk katıldı.

Ahmet Yesevi Camii din görevli-si Ünal Yıldız’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim’in Hollandaca tercemesinden sonra açılış konuşması yapan camii başkanı Fethi Canbay, farklı din ve kültürlere mensup insanların bir ara-

da olmasının sevindirici olduğunu söyledi. Kiliseler Birliği ile ortaklaşa düzenledikleri bu iftar vesilesiyle farklı kesimler arasında bir köprü kurmak istediklerini belirten Canbay, benzer programlara devam edecekleri mesa-jını verdi.

Programda daha sonra bir konuşma yapan Tiel Belediye Başkanı Steven de Vreeze ise, Kilise’de yapılan bu iftarın sosyal ve kültürel anlamda insanları birbirine yakınlaştırmasını arzuladık-larını söyledi. Belediye Başkanı daha sonra şöyle konuştu: “Öncelikle bu akşamı düzenlemede emeği geçenlere çok teşekkür etmek istiyorum. Kilise-de iftar yapılması ve burada bir imam bulunması çok alışık olduğumuz bir şey değil. Sosyal-kültürel alanda bir-birimizi daha iyi tanımalıyız. Bu iftar yemeğinin sürekli devam etmesini te-menni ediyorum.”

İslam dininin temelinin hoşgörüye dayandığını, kilisede yapılan iftarın da bunun bir örneği olduğunu belir-ten Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve

Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay ise konuşmasında “Ramazan ayında iftarın böyle anlamlı bir mekanda olması ve Türk toplu-munun kendi dinini ve kültürünü temsil ederek burada bulunması kay-da değerdir. Kilisede yapılan bu iftar iki şey gösteriyor: Birincisi, bu iftara gelen Türk toplumu Hollanda sosyal yapısını çok iyi anlamış durumdadır. İkincisi ise kilisede iftar İslam’ın hoş-görüsünün örneğidir. Belediye başka-nı, meclis üyeleri ve Hollanda’lıların büyük katılımla bu iftarda bulunması, aynı zamanda toplumun büyük kesi-minin son dönemlerde artan ırkçılık söylemlerine karşı olduğunu da göste-riyor. Ramazan’ın bereketi bu şekilde devam ederek sosyal algıya dönüşürse ırkçılığı azaltacağını düşünüyorum’’ dedi.

Kilisede düzenlenen iftara büyük ilgiHollanda Diyanet Vakfı’na bağlı Tiel Ahmet Yesevi Camii ile Tiel Kiliseler Birliği, Sint Maartenskerk Kilisesi’nde ortak iftar verdiler.

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 107: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 107

Kiliseler Birliği Başkanı Jaap Hut-tenga ise; “Raad van Kerken adına sizlere hoş geldiniz diyebildiğim için mutluyum. Tiel’de kiliseler ve camiiler arasındaki ilişkilerin gittikçe ilerlediği-ni görmek bizi mutlu ediyor. Umudu-muz bu ilişkilerin daha fazla ilerlemesi ve Tiel’de farklı dinlere mensup olan insanların bir araya gelebileceği plat-formların oluşmasıdır. Aynı anda hem ev sahibi hem misafir olmak ayrıcalıklı bir şey. Özellikle ev sahibi olmak gü-zel, çünkü bu kilise Tiel’deki en büyük (Protestant Kilisesi) kilise. Sizleri bu güzel mekanda ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

Tiel Bele-diye Başkanı Steven de Vreeze de ko-nuşmasında; “Böyle bir akşam dü-

zenleme inisiyatifinde bulunan herke-se sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Haftalardır süren çalışmalarla, özellik-le dün ve bugün bu mekanı bu şekilde düzenleyen herkesin eline, emeğine sağlık. Böyle genel bir teşekkürün ya-nında tabi ki biraz da özel bir teşekkür gerekiyor. Bu teşekkürü başta Ahmet Yesevi Camii Yönetimi ve din görev-lisine Raad van Kerken yönetimine, daha sonra burada böyle bir akşam düzenlememiz gerekir düşüncesiyle hareket eden bütün sorumlulara yö-neltiyorum.

Burada böyle bir akşam düzenlen-mesi alışılagelmiş bir şey değil. Kilise-ye ilk kez gelenler için alışkanlık dışı bir olay. Güzel olan, “oruç”dan hem Kuran-ı Kerim’de hem İncil’de aynı sözlerle ve aynı niyetle bahsedilmesi-dir” dedi.

Konuşmaların ardından yapılan ya-pılan iftar ile program sona erdi.

RAMAZAN AYI FAALİYETLERİ

Page 108: Ozelsayi2009

Hollanda dİyanet Vakfı

Page 109: Ozelsayi2009

DiğerFaaliyetler

Page 110: Ozelsayi2009

110 | HDV BÜLTEN 2009

T.C. Deventer Başkonsolosluğu Ataşelik Futbol Turnuvası Enschede’de yapıldı

T.C. Deventer Başkonso-losluğu Din Hizmetleri Ataşeliği tarafından her yıl

geleneksel olarak organize edilen 19 yaş altı, Ataşelik Futbol Turnuvası Enschede’de yapıldı. Turnuvaya T.C. Deventer Başkonsolosluğu çalışma bölgesinde faaliyet gösteren camilerin gençlik kollarının futbol takımları ka-tıldı.

Bu yıl Enschede şehrinde yapılan Ataşelik Futbol Turnuvasına 25 takım katıldı. Turnuvanın açılışı, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker tarafından yapıldı. Turnuva-nın ev sahipliğini yapan Enschede şeh-rindeki Türk Futbol Dernegi (Turkse Futbol Vereniging) Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Akyar; “Hollanda’da uzun yıllardır tecrübeli bir kulüp ola-rak bu ve benzeri çeşitli organizelere

imza atıyoruz. Hedefimiz futbolda gelecekleri olan çocuklarımızı kendi kültür ve ananesini de koruyarak el-lerinden tutup geleceğe taşımaktır” şeklinde konuştu.

Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker ise; “Amacımız Deventer Bölgesi’nde bulunan ca-milerimizin gençlerini kendi yaş gu-

rupları arasında biraraya getirerek onları kaynaştırma, birleştirme ve eğlendirmektir. Her takımın başın-da camii yönetimi ve din görevlileri bulunan böyle bir ortamda; sevgi ve saygı çerçevesi içerisinde, Hollanda gibi bir ülkede bir araya gelerek kay-naşıp eğlenmekten başka bir amaç zaten düşünülemez. Her ne kadar görevimiz dinle alakalı gözükse de dinimizde Peygamber’in (s.a.s) sün-netine bakarsak konunun önemi daha da iyi idrak edilir. Bu gün bu-rada bayrağımızın dalgalanması, bu güne Hollanda’lıların da iştirak et-mesi, takımlar arasında Hollandalı gençlerin bulunması ise hoşgörü ve entegrasyon adına önemli bir katkı sağlıyor” şeklinde konuştu.

Turnuvada ilk üç sırayı Almelo Yunus Emre, Enschede Selimiye ve Nijmegen Eyüp Sultan camii gençlik kolları futbol takımları aldılar. Dere-ceye giren takımlara Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker tarafın-dan kupaları verildi. Ayrıca Karadeniz halkoyunları ekibi de turnuvada gös-terilerde bulundu.

DİĞER FAALİYETLER

Page 111: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 111

Ataşelik Kupası sahibini bulduHer yıl geleneksel olarak

T.C. Deventer Başkonso-losluğu Din Hizmetleri

Ataşeliği Kupası, bu yıl HDV Zwolle Ulu Camii tarafından organize edildi. Organizeye, Deventer Başkonsoloslu-ğu çalışma bölgesinde faaliyet göste-ren, Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerin gençlik kollarından 19 yaş üzerindeki gençlerin oluşturduğu fut-bol takımları katıldı. 32 futbol takımı-nın katıldığı Din Hizmetleri Ataşelik Kupası’nda dostluk ve kaynaşma içeri-sinde, kıyasıya mücadele vardı.

Ateşelik Kupası futbol turnuvasına, İstiklal Marşının okunmasıyla başlan-dı. Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüse-yin Çeliker tarafından açılış konuş-ması yapıldı. Din Hizmetleri Ataşesi yaptığı açılış konuşmasında gençliğe verdikleri önemden bahisle turnuva-nın gençler arasında kaynaşma ve kar-deşliğe katkıda bulunmasını temenni ederek başarılar diledi.

Takımlar arasındaki kupa müca-delesinde ilk üç sırayı Appingedam, Lelystad ve Kampen şehrinden katı-lan futbol takımları aldılar. Birinciliği alan Appingedam futbol takımına ve dereceye giren diğer takımlara kupala-rı Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Hüseyin Çeliker tarafından verildi. Hakemle-rin puanlama sistemine göre centil-menlik kupasını ise, ev sahibi Zwolle Ulu Camii’nin ikinci takımı kazandı.

DİĞER FAALİYETLER

Page 112: Ozelsayi2009

112 | HDV BÜLTEN 2009

Hollanda genelinde HDV’ye (Hollanda Diyanet Vakfı) bağlı camilerin Gençlik kolları futbol ta-kımları arasında her yıl düzenlenen ve gelenek-

sel hale getirilen ‘Diyanet Kupası’ finalleri, 12 takımın katı-lımıyla RVV Kocatepespor kulübü tesislerinde 07.06.2009 tarihinde gerçekleştirildi. Daha önce toplam 96 takımın katıldığı ve dört bölgede düzenlenen ön elemelerde, ilk üç sırayı alan 12 takımın yanı sıra geçen yılın şampiyonu Ap-pingedam Orhan Gazi Camii futbol takımı, Vakıf kupası final turnuvasında birinci olmak için kıyasıya mücadele et-tiler. Turnuvaya katılan HDV Camileri ve Gençlik kolları:

1. Walwijk A.Geylani Camii, 2. Veghel Selimiye Camii,3. Oudenbosch Barbaros Camii, 4. Hilversum Mevlana Camii, 5. Beverwijk Akşemsettin Camii, 6. Alphen a/d Rijn Hacı Bayram Camii, 7. Den Haag Ahi Evran Camii, 8. Den Haag Ahi Evran Gençlik Kolu, 9. Osterhout Ahmet Yesevi Camii, 10. Appingedam Orhan Gazi Camii, 11. Harderwijk Mehmet Akif Camii, 12. Leystad Osmanlı Camii gençlik kolu futbol takım-

ları olmak üzere, altışarlı iki grupta yapılan müsabakalar sonucunda gruplarında birinci ve ikinci olan dört takım yarı final oynamaya hak kazandılar.

Yarı final maçları sonucunda Veghel Selimiye, Den Haag Ahi Evran, Appingedam Orhan Gazi Camii ve Waalwijk A. Geylani Camii yarı finale yükseldi.

Yarı final maçlarında, Den Haag Ahi Evran Camii’ni 1-0 yenen Veghel Selimiye Cami finale adını yazdıran ilk takım oldu. Normal süresi 0-0 biten diğer yarı final maçın-da ise Appingedam Orhan Gazi Cami, penaltı atışlarında Waalwijk A. Geylani Camii’ni 4-3 eleyerek finale yükseldi. Final karşılaşmasından önce üçüncüyü belirlemek için Wa-alwijk A. Geylani Camii ile Den Haag Ahi Evran Camii penaltı atışı yaptılar. Penaltı atışları sonucu Den Haag Ahi Evran Camii rakibini 5–4 yenerek üçüncü oldu.

Hollanda Diyanet Vakfı Kupası sahibini buldu

DİĞER FAALİYETLER

Page 113: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 113

Çekişmeli bir maça sahne olan final müsabakasında, hem Veghel Selimiye Camii hem de Appingedam Orhan Gazi Cami yakalamış oldukları pozisyonları değerlendire-meyince, kupa sahibi penaltı atışları sonucunda belli oldu. Penaltı atışları sonucunda rakibine 4-3 üstünlük sağlayan Veghel Selimiye Camii, Vakıf Kupası finallerinde şampi-yon olurken, kupalarını T.C. Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. M. Fevzi Hamurcu’nun elinden aldılar.

İkincilik kupası, HDV yönetim kurulu üyesi ve Mevla-na Camii Başkanı Abdurrahman Aydeğer;

Ücüncülük kupasını ise, Rotterdam Belediyesi Spor Müdürü Jurn van Veen tarafından Appingedam Orhan Gazi ve Den Haag Ahi Evran Camii oyuncularına verildi.

Turnuvanın en centilmen takımı seçilen Waalwijk A. Geylani Camii takımı ise kupasını, Rotterdam Kocatepe Futbol kulübü başkanı Turan Atmaca’dan aldı.

DİĞER FAALİYETLER

Kudüs Özbek Nakşi lideri HDV’yi ziyaret etti

Kudüs’de bulunan Özbeklilerin dini lideri Seyh Abdul Aziz Buhari Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Di-yanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay’ı HDV genel

merkezinde ziyarat etti. Özbek dini lider, Kudüsteki durum hakkın-da bilgi verirken HDV’nin çalışmaları hakkında da bilgi aldı.

Page 114: Ozelsayi2009

114 | HDV BÜLTEN 2009

Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Deventer Merkez ve Apeldoorn Eyüp Sul-

tan camiilerinde Dr. Mehmet Refii Kileci’ nin verdigi ebru kurslarında geleneksel Türk Ebru sanatını öğre-nen 27 öğrenci sertifikalarını aldı. Öğrencilerin sertifikaları, geniş bir davetli grubunun huzurunda HDV Merkez Camii konferans salonunda yapılan bir törenle kendilerine veril-di. Törene Deventer Belediye Başka-nı, Deventer Başonsolosunu temsi-len ikinci konsolos Melek Derviş ve Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman katıldı. Deventerlilerin de büyük bir ilgi gösterdiği tören-de, öğrenciler ebru yaptılar ve daha önce yaptıkları ebruları sergilediler. Dr.Kileci törende yaptığı konuşmada şunları söyledi. “Ebru ve hat sanatı kurslarına çok büyük ilgi var, bu kur-sumuza 4 Hollandalı hanımefendi de katıldı. Öğrencilerimiz haftada üç saat ders alarak üç ayda Ebru sa-natının temelini öğreniyorlar. Daha

Deventer HDV Merkez Camii’nde Ebru sergisi ve sertifika töreni

Geniş bilgi için: www.kileci.net, [email protected]

sonra kendilerini geliştiriyorlar ve bu sanatın Avrupa’daki temsilcileri ol-maya aday oluyorlar. Şu anda, Zaan-dam, Rotterdam ve Arnhem de Ebru kurslarımız devam ediyor. İnşaallah sonbaharda başta Rotterdam, Amster-dam ve Tilburg olmak üzere bir çok şehirde yeni kurslarımız başlayacak .”

DİĞER FAALİYETLER

Page 115: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 115

DİĞER FAALİYETLER

Fuar açılışında bir konuşma yapan Din Hizmet-leri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başka-nı Doç. Dr. Bülent Şenay, konuşmasında; Bu

tür etkinliklerin hem müslümanlar arasında birlik ve be-raberliği pekiştirici hem de Hollanda’lılara islamın yaşa-yan kültürel yönünü yansıtıcı bir rol oynadığını belirtti.

Hollanda İslam Merkezi Vakfı öncülüğünde son üç yıl-dır organize edilmekte olan fuar, Türk ve Hollandalılar tarafından ziyaret edilmektedir. Dört gün süren fuarda hemen hemen her çeşit ürüne rastlamak mümkün. Ürün satışları 250 stantta ziyaretçilere sunulmakta, ayrıca, mehteran, karagöz ve Hacivat, Temel ile Dursun göste-rileri gibi kültürel temalara da yer verilmektedir. Fuara bilet alarak giren ziyaretçilere bilet numaralarına göre çe-kiliş yapılarak ve ana sponsorlar tarafından çekilişte ismi çıkanlara çeşitli hediyeler verildi. Hollanda Diyanet Vakfı olarak çekilişte ismi çıkan altı ziyaretçiye Diyanet yayın-larından oluşan kıymetli birer kitap seti hediye edildi.

HDV MultifestijnKültür Fuarına katıldı

Gecen yıl Rotterdam’da yapılan Fuar yaklaşık 80 bin kişi tarafından ziyaret edilmişti. Bu yıl Hollanda Diyanet Vakfının da ana sponsor olarak katılmasıyla Utrecht’de 20 dönüm bir alanda kurulan Fuar dört gün sürmüş ve yak-laşık yüzyirmibin civarında ziyaretci tarafından gezilmiştir. Fuarda yine ayrıca Hollanda Diyanet Vakfı tarafından bir stant açılmış ve Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları bu stantta satışa sunulmuştur.

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu 2009 yılında Hollanda’nın Utrecht şehrinde yapılan “Multifestijn Kültür Fuarına” ana sponsor olarak katılma kararı verdi. Hollanda’nın Utrecht şehrinde 7-10 Mayıs 2009 tarihleri arasında organize edilen Multifestijn Kültür Fuarının açılışı 7 Mayıs 2009 tarihinde yapıldı.

Page 116: Ozelsayi2009

116 | HDV BÜLTEN 2009

Rotterdam HDV Anadolu Camii, polis şeflerini ve vatandaşları iftarda bir araya getirdi

Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu “Sevginin

barışın ve kardeşliğin gerçekleşe-bilmesi için sıkıntıların aşılabilmesi için birbirimiz daha iyi tanımaya ih-tiyacımız var. Ramazan bunun için bir fırsattır. Diyanet İşleri Başkan-lığı olarak bu yıl ki Ramazan’daki ana tema “Paylaşmak” konusu idi. Ramazan pek çok paylaştırdığımızı gösteriyor. Paylaşıyoruz aslında bu-nun bilincine varıyoruz.”

Hollanda Diyanet Vakfı Rotter-dam Anadolu Camii, polis şeflerine iftar verdi. Hollanda’nın Rotterdam kentinde faaliyet gösteren Hollan-da Diyanet Vakfı’na bağlı Anadolu Camii’nin iftarına Hollandalı ve Türklerden oluşan yaklaşık 200 kişi katıldı.

Anadolu Camii’nin Rotterdam’da ki iftarına katılan yerli ve yabancı kişiler arasında karşılıklı iyi bir di-yalog oluştu. Dernek Başkanı Fehmi Karaaslan, Hollanda da Ramazan İftar etkinliklerinin bir gelenek hali-ne geldiğini söyledi. Karaaslan “Hol-landalılar da bu kültürümüzü kabul-lendiler. Artık bu günler sayesinde çok iyi bir diyalog kuruldu. İnsanlar bu yemek ortamında tanışma ve bir-birlerini tanıma fırsat buldular. Ka-lıcı dostlukların ilk adımları atılmış oldu. Özellikle Rotterdam Polis teş-kilatından şefler, polis memurları, belediye memurları iftara katıldılar. Bunun yanı sıra iftara Rotterdam

ve çevre şehir-lerden insan-larımız büyük ilgi gösterdiler. 1981 yılında hizmete giren camiizde 1500 kişi aynı anda ibadet ediyor. Bu iftar gelene-ğimiz hiç aksa-madan devam ediyor.”

Hollandalıların bu iftarımızda burada olması son derece önemli

Rotterdam Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Ha-murcu “Hep birlikte Hollandalı dostlarımız ve polis şefleri ile ifta-rımızı yaptık. Hollandalıların bu if-tarımızda burada olması hem onlar açısından hem bizim açımızdan son derece önemli idi. Özellikle gittikçe küçülen, adeta global bir köy haline gelen bir dünyada yaşayan insanlar olarak birbirimizi daha iyi tanıma-nın önemine işaret ettim.

Sevginin, barışın ve kardeşliğin gerçekleşebilmesi için sıkıntıların aşılabilmesi için birbirimizi daha iyi tanımaya ihtiyacımız var. Rama-zan bunun için bir fırsattır. Diya-net İşleri Başkanlığı olarak bu yıl ki Ramazan’da ana tema “Paylaşmak” olarak tespit edildi. Ramazanda pek çok şeyi paylaştırdığımızı gösteriyo-ruz. Yemeğimizi, suyumuzu paylaşı-yoruz. Sevgimizi paylaşıyoruz. Sev-gimizi arttırmak için. Acılarımızı

paylaşıyoruz. Acılarımızı dindirmek için. Böylesine bir paylaşma mevsi-mi devam ediyor. Bu huzur ortamı bütün camiilermizde devam ediyor. Bayrama da bu coşku ile ulaşırız. Bunu temenni ediyoruz.” şeklinde konuştu.

İftar sonrasında Rotterdam Baş-konsolosluğu Din Hizmetleri Ata-şesi Dr. Fevzi Hamurcu Hollanda Rottrerdam polis şeflerine ve bele-diye yetkililerine Anadolu Camii’ni gezdirdi. Camii ve namaz hakkında kendilerine bilgiler verdi. İftara ka-tılan polis şefleri kendilerine gös-terilen ilgiden oldukça memnun ol-duklarını söyleyerek ayrıldılar.

DİĞER FAALİYETLER

Page 117: Ozelsayi2009

Program saygı duruşu ve İs-tiklal Marşımızın okun-masıyla başladı. Ardından

emekli din görevlisi Abdullah İnce tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. Kur’an- ı Kerim’den sonra Camiler ve Din Görevlileri haftası münasebetiyle Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırla-tılan kısa film gösterildi. Daha sonra Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu bir konuşma yaptı.

Dr. Fevzi Ha-murcu konuş-masına Hz. Pey-gamber (sav)in hicret yolculuğu esnasında daha yolda iken Kuba Mescidini inşa

ettirdiğini ve Medine’ye ayak basar basmaz da Mescid-i Nebevî’nin inşa-sına başladığını hatırlatarak başladı. Mescid-i Nebevî’nin fiziken bugünkü camilerden çok küçük olduğunu ama çok büyük fonksiyonlar icra ettiği-ni anlattı. Konuşmasının devamında genel olarak camilerin öneminden ve özelde de Avrupa’da halkımızın aç-tığı camilerin öneminden bahsetti. Dinleyicilere artık Avrupa’da misafir olmadığımızı, bu sebeple kalıcı işler yapmamız gerektiğini, bunun da ca-miler gibi kurumlar sayesinde müm-kün olabileceğini ifade etti. Yine cami kadar din görevlisinin de önemli oldu-

ğunu hatırlattı ve yurtdışında din gö-revlilerimizin vatandaşlarımız için her açıdan bir güven vesilesi olduğunu bu yüzden de camiye gelmeyen vatandaş-larımızın bile mutlaka caminin açık ve görevlinin mevcut olmasını arzuladık-larını ifade etti.

Rotterdam Din Hizmetleri Ataşe-si Dr. Fevzi Hamurcu’nun ardından HDV Gültepe Camii din görevlisi Yusuf Kabakçı da, cami ve din görev-lisinin öneminden bahsettiği bir ko-nuşma yaptı. Kabakçı konuşmasında, camilerin İslam’ın şiarından olduğunu ve Kâbe’nin birer şubesi olduklarını belirtti. Yine caminin Türk-İslam mi-marisinin en belirgin özelliği olduğu-nu ve camilerin şehirlerin kalbi olduk-larını, bu sebeple Müslüman şehirle-

rinde her yolun camiye çıktığını ifade etti. Din görevlilerinin ise mihrapta Peygamber Efendimiz’i (sav) temsil ettiklerini bu nedenle çok şerefli bir görev icra ettiklerini, imam-hatiplerin sadece din görevlisi değil aynı zaman-da bir din gönüllüsü olduklarını söyle-di. Yine din görevlilerinin doğumdan ölüme kadar insan hayatının her saf-hasında bir şekilde etkilerinin olduğu-nu ve bu görevin değeri kadar da so-rumluluğunun olduğundan bahsetti.

Konuşmaların ardından Gültepe Camii ve bütün camilere emeği geçen-lere dua edilerek program tamamlan-dı. Programdan sonra Gültepe Camii Dernek yönetimi tarafından katılanla-ra yiyecek ikram edildi.

Camiler ve Din görevlileri haftası kutlandı1-7 Ekim Camiler ve Din görevlileri Haftası münasebetiyle Hollanda Diyanet Vakfı Gültepe Camii tarafından 4 Ekim 2009 Pazar günü saat 12:00-14.00 arası HDV Rotterdam Eğitim Merkezi konferans salonunda bir program düzenlendi.

HDV BÜLTEN 2009 | 117

DİĞER FAALİYETLER

Page 118: Ozelsayi2009

118 | HDV BÜLTEN 2009

HDV Eğitim Merkezinde yaz Kur’an kursuHollanda Diyanet Vakfına bağlı Rotterdam

Eğitim merkezinde yaz tatili dönemin-de Kur’an’ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu

düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından Türkiye’den gönderilen dört Kur’an Kursu öğreticisi tarafından verilen kursa, bu yıl Hollanda genelinden 140 öğrenci katıldı. Okul tatilinde izne gitmeyen öğ-rencilerin katıldığı bu kurs, Hollanda’nın okul tatil-lerinin denk geldiği altı hafta boyunca sürdü. Kurs’da Kur’an-ı Kerim ve Dini bilgilerin yanısıra haftada 4 saat olmak üzere Türkçe dersleri de verildi. Öğrenciler ayrı ayrı sınıflarda ve okul düzeninde bu kursta ders gördüler. Kurs bitiminde ise velilerin de katıldığı bir veda programı düzenlenerek öğrencilerin kurs boyun-ca öğrendikleri dua, kısa surelerden örnekler sundular.

Rotterdam HDV Eğitim merkezinde her yıl yaz dö-nemlerinde ilan edilen bu kurs için Türkiye’den görevli getirtilmekte ve yatılı Kur’an kursu statüsünde hizmet verilmektedir. Kurs ile ilgili duyurular yine her yıl Tem-muz ayında bütün HDV camilerine gönderilmektedir.

DİĞER FAALİYETLER

Page 119: Ozelsayi2009

Amsterdam HDV Fatih Camii

Cuijk HDV Ahmet Yesevi Camii

Page 120: Ozelsayi2009

HDV’YE BAĞLI CAMİLER

120 | HDV BÜLTEN 2009

Sıra Adı Sehir

1 HDV FATİH AALTEN

2 HDV YUNUS EMRE ALBLASSERDAM

3 HDV HACI BAYRAM ALKMAAR

4 HDV YUNUS EMRE ALMELO

5 HDV SULTAN AHMET ALMERE

6 HDV HACI BAYRAM ALPHEN A/D RIJN

7 HDV MEVLANA AMERSFOORT

8 HDV EMİR SULTAN AMSTERDAM

9 HDV EYÜP SULTAN AMSTERDAM

10 HDV FATİH AMSTERDAM

11 HDV HACI BAYRAM AMSTERDAM

12 HDV EYÜP SULTAN APELDOORN

13 HDV ORHAN GAZİ APPINGEDAM

14 HDV TURKİYEM ARNHEM

15 HDV MEVLANA ASSEN

16 HDV ULU AXEL

17 HDV ULU BARNEVELD

18 HDV ULU BERGEN OP ZOOM

19 HDV MESCİDİ KUBA BEST

20 HDV AKSEMSETTİN BEVERWIJK

21 HDV MİMAR SİNAN BIDDINGHUIZEN

22 HDV MEVLANA BOXTEL

23 HDV YENİ BREDA BREDA

24 HDV HACI BAYRAM BUNSCHOTEN

25 HDV YUNUS EMRE BUSSUM

26 HDV AHMET YESEVİ CUIJK

27 HDV IMAMI-AZAM CULEMBORG

28 HDV SULTAN AHMET DELFT

29 HDV YUNUS EMRE DELFZIJL

30 HDV ORHAN GAZİ DEN BOSCH

31 HDV AHI EVRAN DEN HAAG

32 HDV MESCID-I AKSA DEN HAAG

33 HDV MESCİD-İ KUBA DEN HAAG

34 HDV AYASOFYA DEN HELDER

35 HDV MERKEZ DEVENTER

36 HDV SELİMİYE DIEREN

37 HDV ANADOLU DOESBURG

38 HDV MERKEZ DOETINCHEM

39 HDV ISRA DONGEN

40 HDV SELİMİYE DOORWERTH

41 HDV MEVLANA DORDRECHT

42 HDV HACI BAYRAM DRIEBERGEN

43 HDV FATİH DRONTEN

44 HDV HACI BAYRAM DRUNEN

45 HDV YESIL DRUTEN

46 HDV ULU EDE

47 HDV AYASOFYA EERBEEK

48 HDV FATİH EINDHOVEN

49 HDV YILDIRIM BEYAZIT EMMEN

50 HDV ALAATTİN ENKHUIZEN

51 HDV ANADOLU ENSCHEDE

52 HDV SELİMİYE ENSCHEDE

53 HDV HZ.ÖMER EPE

54 HDV BİLAL-İ HABEŞİ ETTEN-LEUR

55 HDV İHLAS GELEEN

56 HDV İBNİ SINA GOOR

57 HDV SÜLEYMAN CELEBİ GORINCHEM

58 HDV MEVLANA GOUDA

59 HDV EYUP SULTAN GRONINGEN

60 HDV ERTUGRUL GAZİ HAAKSBERGEN

61 HDV SELİMİYE HAARLEM

62 HDV MEHMET AKIF HARDERWIJK

63 HDV SEFAAT HEERENVEEN

64 HDV MİMAR SİNAN HEERHUGOWAARD

65 HDV KUBA HEERLEN

66 HDV EYÜP SULTAN HELLEVOETSLUIS

67 HDV FATİH HELMOND

68 HDV MEVLANA HILVERSUM

69 HDV HİCRET HOOGEVEEN

70 HDV ORHAN GAZİ HOOGEZAND

71 HDV MERKEZ HOOGVLIET

72 HDV ABDULKADİR GEYLANİ HOORN

73 HDV SELİMİYE HUIZEN

74 HDV KUBA IJMUIDEN

75 HDV NEBİ KAMPEN

76 HDV ANADOLU KROMMENIE

77 HDV ANADOLU LEERDAM

78 HDV ULU LEEUWARDEN

79 HDV MİMAR SİNAN LEIDEN

80 HDV OSMANLI LELYSTAD

81 HDV SELİMİYE LOCHEM

82 HDV YENİ MAASSLUIS

83 HDV TEVHIT MAASTRICHT

84 HDV FATİH MEDEMBLIK

85 HDV YILDIRIM BEYAZIT MIDDELBURG

86 HDV YUNUS EMRE NIJKERK

87 HDV EYUP SULTAN NIJMEGEN

88 HDV FATİH OLDENZAAL

89 HDV AHMET YESEVİ OOSTERHOUT

90 HDV ULU OSS

91 HDV BARBAROS OUDENBOSCH

92 HDV YUNUS EMRE OUDHEUSDEN

93 HDV ANADOLU PANNINGEN

Page 121: Ozelsayi2009

HDV BÜLTEN 2009 | 121

94 HDV MEDİNE RAALTE

95 HDV İMAM-I AZAM RIJEN

96 HDV TÜRK RIJSSEN

97 HDV SÜLEYMANİYE RILLAND

98 HDV FATİH ROERMOND

99 HDV YEŞİL ROOSENDAAL

100 HDV ANADOLU ROTTERDAM

101 HDV GÜLTEPE ROTTERDAM

102 HDV KOCATEPE ROTTERDAM

103 HDV LALELİ ROTTERDAM

104 HDV MEVLANA ROTTERDAM

105 HDV ULU ROTTERDAM

106 HDV SÜLEYMANIYE ROZENBURG

107 HDV MURADIYE SCHIEDAM

108 HDV ULU SLIEDRECHT

109 HDV AYASOFYA SNEEK

110 HDV FATİH SOEST

111 HDV OSMANLI SPIJKENISSE

112 HDV TUBA STEENWIJK

113 HDV SULTAN AHMET TEGELEN

114 HDV MİMAR SİNAN TERBORG

115 HDV BİLAL-İ HABEŞİ TERNEUZEN

116 HDV AHMET YESEVİ TIEL

117 HDV SÜLEYMANİYE TILBURG

118 HDV YILDIRIM BEYAZIT UDEN

119 HDV SÜLEYMANİYE CAMİİ ULFT

120 HDV EYÜP SULTAN UTRECHT

121 HDV ULU UTRECHT

122 HDV SULTAN AHMET VAASSEN

123 HDV OSMAN GAZİ VEENDAM

124 HDV İHLAS VEENENDAAL

125 HDV SELİMİYE VEGHEL

126 HDV TEVHİT VENLO

127 HDV HACI BAYRAM VENRAY

128 HDV EYÜP SULTAN VLAARDINGEN

129 HDV ABDULKADİR GEYLANİ

WAALWIJK

130 HDV ANADOLU WADDINXVEEN

131 HDV OSMAN GAZİ WEERT

132 HDV MİMAR SİNAN WEESP

133 HDV MESCİD-İ AKSA WINTERSWIJK

134 HDV SULTAN AHMET ZAANDAM

135 HDV EYÜP SULTAN ZEIST

136 HDV MEVLANA CAMİİ ZEVENAAR

137 HDV ANADOLU ZEVENBERGEN

138 HDV ORANJE KÜLT. MERK. ZOETERMEER

139 HDV BARBAROS ZUTPHEN

140 HDV YAVUZ SELIM ZWIJNDRECHT

141 HDV ULU ZWOLLE

142 NOORD KUBA AMSTERDAM

HDV’YE BAĞLI CAMİLER

Doesburg HDV Anadolu Camii

Page 122: Ozelsayi2009

Bergen op Zoom HDV Ulu Camii

Roermond HDV Fatih Camii

Page 123: Ozelsayi2009

T.C.Lahey Büyükelçiliği

DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİile

HOLLANDA DİYANET VAKFItarafından

KAMPANYASI

Dergilerimize abone olmak için;1. Yıllık abone ücretini Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası,

Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına yatırınız.2. Adres bilgilerinizin yer aldığı ekteki formu doldurarak Din Hizmetleri Müşavirliğine gönderiniz

veya bölgenizdeki HDV camii din görevlisine veya yöneticilerine teslim ediniz.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRELİ YAYINLARI YURTDIŞI YILLIK ABONE ÜCRETLERİ

Derginin Adı Yıllık Abone Ücreti 

Diyanet Avrupa Aylık Dergi 24 AvroDiyanet Çocuk Dergisi 24 Avro

Diyanet İlmi Dergi 20 Avro Diyanet Aylık Dergi 30 Avro

Adı :.......................................................................................................................................

Soyadı :.......................................................................................................................................

Adresi :.......................................................................................................................................

Posta Kodu :.......................................................................................................................................

Şehir :.......................................................................................................................................

E-mail adresi :.......................................................................................................................................

Telefonu : +31-......................................................................................................................

ABONELİK MÜRACAATI

Tarih : . . . . . . . . . ./ . . . . . . . . . ./2010

HOLLANDA DİYANET VAKFI’NA

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süreli yayınlar olarak çıkarılan dergilerden aşağıdakilere abone olmak istiyorum. (Abone olmak istediğiniz dergiyi/dergileri işaretleyiniz.)

1. Diyanet Avrupa Aylık Dergi (24 Avro)2. Diyanet Çocuk Dergisi (24 Avro)3. Diyanet Aylık Dergi (30 Avro)4. Diyanet İlmi Dergi (20 Avro)

Bir yıllık abonelik ücretini, Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına ödedim. Ödeme belgesinin fotokopisini ekte gönderiyorum. Adres bilgilerim aşağıda verilmiştir. Aboneliğimin bugünden itibaren başlatılmasını talep ediyorum.

Abonenin:

Page 124: Ozelsayi2009

SAYI 9ARALIK 2009

SAYI 8KASIM 2009

SAYI 7EKİM 2009

SAYI 6EYLÜL 2009

SAYI 5AĞUSTOS 2009

SAYI 6TEMMUZ 2009

SAYI 3HAZİRAN 2009

SAYI 2MAYIS 2009

SAYI 1NİSAN 2009

2009 YILINDA ÇIKAN SAYILARIMIZ