bolge8.ormansu.gov.trbolge8.ormansu.gov.tr/8bolge/Files/part2 KONYA DOĞA... · Web viewTarım ve...
Transcript of bolge8.ormansu.gov.trbolge8.ormansu.gov.tr/8bolge/Files/part2 KONYA DOĞA... · Web viewTarım ve...
3) Obruklar
Obruklar, karst arazi denilen, genelde suyun kolayca eritebildiği buharlaşma ürünleri ve
karbonatlar içeren düzlüklerde oluşan derin çukur şeklinde göllerdir. İç Anadolu, Tuz Gölü
havzası güneyindeki Konya ovasını ayıran topraklar bu mucizevî oluşumları barındırır.
Obruklar, görenleri şaşkınlığa ve heyecana sürükleyen, hele üzerinde durulan toprağın
çökebilecek olması ile insana korku veren oluşumlardır(Güvenç, 1998:146). Obrukların en
önemli özelliği, dünyada Konya kapalı havzasından başka bir yerde rastlanmayan çok özel
coğrafi oluşumlar olmalarıdır. Bu obruklar; sulu, kuru, yayvan, dik, küçük, büyük olarak
çeşitlenmekte ve yörede 20’yi aşkın sayıda bulunmaktadır. Obrukların diğer bir özelliği de
yazın ilk aylarında koyu lacivert ve yeşil olan renginin yaz ilerledikçe çivit mavisi, berrak bir
renk almasıdır(Eken, 1998:135-136). Meyil, Çıralı, Obruk, Gökhöyük obruk gölleri en çok
tanınanı ve en çok ilgi çekenleridir. Bu göller, çevresinin kurak alanları içerisinde günübirlik
bir dinlenme yerleridir. Fakat bu potansiyel yeterince değerlendirilmemiştir(Güngördü,
1997:20).
4) Dağlar
Dağlar İlin kuzey kısmında yer alan yükseltiler genel olarak doğu-batı doğrultusunda uzanır.
En önemlisi Bozdağlardır. Bozdağlar üzerinde yer yer tepeler yükselir, bu tepelerin en
yükseği Bozdağlar'ın batısındaki Karadağ Tepe'dir. (1919 m). Bu tepeler arasında da geçitler
yer alır. Konya’nın batısında yeralan sıra dağlar kuzeyden güneye doğru uzanırlar. En
kuzeyinde Sultan Dağları (2169), Aladağlar (2339), Loras (2040), Eşenler (1951) yer
almaktadır. Bölgenin güney kısmı Toros dağlarıyla sınırlanmıştır. Bu kuşakta ise Geyik
(3130), Bolkar dağları (3134), Aydos dağları (3240) yer almaktadır. Bu alanda volkanik
kütlelerin ve arazilerin önemli bir yeri vardır. Karapınar Ovası'nın güneyinde yer alan
Karacadağ (2025), Konya'nın güney batısındaki Erenler Dağı (2319) batısında Takkeli Dağ
(1400) yer almaktadır. Belirtilen volkanik dağların dışında Karapınar yakınlarında kül
konilerine rastlanır. Bunlar genç volkanik faaliyetler sonucunda oluşturulmuş küçük
konilerden ibarettir. İl sınırları içinde yer alan volkanik dağlar İç Anadolu Bölgesinin diğer
volkanik dağları ile karşılaştırıldığında yükselti ve alanlarının daha az olduğu görülür.
5) Platolar
Platoları Yöredeki Obruk ve Cihanbeyli Platoları ortalama 1000 m. yükseltiye sahip geniş
düzlüklerden oluşurlar. Tuz gölünün batısında Cihanbeyli platosu, güneyinde ise Obruk
platosu yer alır. Obruk platosu üzerinde kireç taşı tabakaları üzerinde gelişmiş karstik
0
şekillerden olan obruklara rastlandığından bu isim verilmiştir. Bunların en büyüğü Kızören
obruğudur. Konya'nın kuzeydoğusunda yer alan bu obruk kireç taşlarının çözülmesi ile
oluşmuş yaklaşık 300 m. çapında 145 m. derinliğindedir. Obruk içerisine suların dolması ile
aynı ismi alan bir de göl oluşmuştur. Göl tabanından fazla suları boşalttığından suları tatlıdır.
Obruk platosu yörenin en çukur yeri olan Tuz Gölü ile Konya ve Ereğli ovalarını birbirinden
ayıran bir eşik görünümündedir. İlin kuzeyini kaplayan Cihanbeyli Platosu genel olarak
kireçtaşı tabakaları ile kaplıdır. Bu plato akarsular tarafından az parçalanmış dalgalı bir
yüzeye sahiptir. Zengin bozkırlarla kaplı olan bu platolar, il hayvancılığı ve tarımı açısından
önemlidir.
6) Ovalar
İl sınırları içerisinde ovalar platolardan sonra en fazla alanı kaplar. Buradaki ovalar, genel
olarak buraya yerleşen bir gölün ortadan kalkması ve göl tabanında alüvyonların depolanması
ile ortaya çıkmıştır. Obruk platosunun kuzeyindeki en çukur alanda Tuz Gölü yerleşmiş,
güneyde ise Hotamış bataklığı ile İvriz bataklıkları burada oluşan eski göl kalıntıları olarak
yer almıştır.
Konya ve Ereğli ovaları yörenin en geniş ovalarıdır. Bu ovalar Konya ve Ereğli arasında geniş
düzlükler şeklinde uzanırlar. Konya ili bu ovaların batı ucunda kurulmuştur. Bu dizi
içerisinde, Çumra Ovası ve Karapınar'ın bulunduğu Karapınar ovasında eski Konya Gölü
tabanının kum depoları rüzgâr erozyonuna da imkân vermiştir. Bozdağların kuzeyinde
Altınekin, Sarayönü ve Kadınhanı ovaları bulunur. Ilgın (Çavuşçu) gölü ve Akşehir gölünün
yerleştiği çanakta bir çöküntü hendeğidir. Ilgın ve Akşehir ovaları, bu çöküntü hendeği
içerisinde oluşmuş ovalardır. Bu ovalar dışında; Beyşehir ovası, Seydişehir ovası, Doğanhisar
ovası ile Yukarı Sakarya ovalarının güney ucunu oluşturan Yunak ve Akgöl ovalarıdır.
7) Akarsular
Konya ili sınırları içerisinde daha çok mevsimlik ve sel rejimli akarsular yer alır. Buradaki
akarsuların boyları kısadır. Konya ilinin geniş sahaları, kapalı havza olması sebebiyle
akarsular ova tabanlarındaki bataklıklarda kaybolur. Bölgedeki akarsular kar ve yağmur suları
ile beslenirler. Konya'daki yağış rejimi düzensiz olduğu için bu akarsuların rejimi de
düzensizdir. Birçoğu, yaz aylarında kururlar; ancak ilkbahar ve yaz aylarında kısa süreli
sağanak yağışlar ile sel baskınlarına sebep olabilmektedir. Sel baskınları tarım alanlarında
büyük zarara neden olur. Bundan dolayı bölgede erozyonla mücadele çalışması yapılmaktadır.
Bu çalışmalar en fazla sel gelen dereler üzerine barajlar kurularak sürdürülmektedir. May ve
Apa barajları buna örnektir. Konya'da akarsuların su toplama havzaları farklı yönlere akış
gösterirler. Bunlardan Yukarı Sakarya Nehri'ne ulaşan Gökpınar Deresi ile Karadeniz'e,
1
Göksu Nehri'nin kuzey kolu olan Hadim Çayı, Manavgat Nehri'nin yukarı havzası
çevresindeki dere ve çaylar açık havza niteliğinde olup sularını Akdeniz’e ulaştırırlar.
Bunlardan Tuz Gölü, Çavuşçu Gölü, Beyşehir Gölü, Ereğli Ovasındaki Akgöl, Hotamış
Bataklığı çevresindeki yükseltilerden kaynağını alan dereler ise kapalı havza şeklindeki bu
alanlara akış gösterirler. Konya'da yer alan en büyük ve en önemli akarsu Çarşamba Suyu'dur.
Kaynağını Bozkır ilçesindeki yükseltilerden alır. Beyşehir Gölü'nün ayağı ile birleşerek
Çumra Ovası sulama şebekesini oluşturur. Çarşamba Suyu üzerinde kurulan Apa Barajı hem
selleri önlemek hem de Konya Ovasının bir bölümünde sulama yapmak için kurulmuştur.
Konya ilinde Meram Çayı, Sille Deresi, May Deresi, İvriz, Bolasan, Çiğil, Doğanhisar
İnsuyu, Göksu, Adıyan, Engilli, Çavuşköy, Karasu Çayları da önemli akarsulardandır. Şehrin
içme ve kullanma suyu olarak kullanılan Hatıp, Çayırbağı, Mukbil ve Dutlu Suyu ve Hotamış
Bataklığı çevresindeki çeşitli kaynaklarda önemlidir(http://www.konya.gov.tr, 2012).
8) Mağaralar
Tınaztepe Mağarası: Toplam uzunluğu 1650 metre, derinliği - 65 metre olan mağara
Tınaztepe'nin güneybatı yamacında yer almaktadır. Fosil ve aktif olmak üzere iki bölümden
oluşmaktadır. Fosil bölümüne bahar aylarında girilecek olursa, sayısı beşi bulan göllerin botla
geçilmesi gerekecektir. Sonbahar aylarında suların azalması sonucu aynı galeri yürünerek
geçilebilir. Beşinci gölden sonra mağarada 30 metrelik bir inişle Büyük Salon'a
gelinmektedir. Bu salon gölle sonlanmaktadır. Tınaztepe Mağarası'nın hemen altında
Tınaztepe Düden'i yer almaktadır. Toplam uzunluğu 1550 metre ve derinliği -150 metre olan
düdene tüm yıl boyunca su girişi olmaktadır. Yaklaşık 20 metrelik dik bir inişle şelalenin
yanında mağaraya girilmekte olup, 10 metrelik inişlerle -150 metrede sifonla düden
sonlanmaktadır.
Baltaini Mağarası: Toplam uzunluğu 1768 metre, girişe göre en derin noktası -32 metre ve
girişe göre en yüksek noktası +6 metre olan mağaranın Düden ve kaynak konumunda iki girişi
vardır. Balatini mağarası, üst üste bulunan iki farklı seviyeden oluşmuştur. Üst katı oluşturan
fosil kolun zemini tamamen mağara kili ile kaplıdır ve gelen ziyaretçilerin yapıp bıraktığı
heykelciklerle dolu heykel odası ile sonlanmaktadır. Alt kat olan su taşıyan asıl galeride ise
suyun az olduğu dönemlerde su içinden yürünerek ilerlenebilmektedir. Biri 5 metreden daha
derin olmak üzere 3 adet dev Cadıkazanı, geçiş tekniği yada bot kullanılarak geçilebilir.
Travertenleri, heykel odası ve dev cadı kazanları mağaranın görülmeye değer güzellikleridir.
Körükini Mağarası: Toplam uzunluğu 1250 m. olan Körükini Mağarası'nın içinden Uzunsu
Deresi geçmektedir. Mağaradan çıkan su değirmen vadisine daha sonra da Değirmenini
2
Mağarası'na girmektedir. Tamamıyla aktif olan mağarada bot kullanımı hatta büyük kaya
blokları arasından şelaleler yapan suyu geçmek ayrıca bir deneyim gerektirmektedir.
Mağaraya giriş için yaz ve sonbahar ayları en uygun zamanlarıdır. Bahar ayları aşırı su,
sifonlar, şelaleler nedeniyle tehlikeli olabilir.
Suluin Mağarası: Körükini Mağarası'ndan çıkan Uzunsu Deresi, 100 m. uzunluktaki
Değirmen Vadisi boyunca kayalıklar arasından akarak Değirmenini Mağarası'na girmektedir.
Buradan su dev kaya blokları arasından şelaleler yaparak ilerlerken, mağara çok geniş ve
yüksek bir galeri halinde devam eder ve 150 m. sonunda Büyük göle ulaşır. Gölle 150 m.
daha devam ettikten sonra yaklaşık 30 m. yüksekliği olan büyük bir ağızla yeryüzüne
açılmaktadır. Derinliği fazla olan bu göl botla rahatça geçilebilmektedir.
Sakaltıtan Mağarası: Dikey bir mağara olan mağaranın toplam derinliği 303 metredir.
Susuz Güvercinlik Mağarası: Mağara tipi olarak tümüyle yatay gelişmiş sulu bir mağaradır.
Yüksekliği 1160 m., toplam uzunluğu 1351 m., girişe en derin yeri ise -33 metredir. Susuz
Mağarası'nın iki girişi vardır. Ana giriş vadi tabanında yer alır. Blok, moloz ve toprakla
tıkanmış çamurlu bir huni şeklindedir, zaman zaman bu ağızdan su girmektedir. İkinci giriş
yine aynı vadi içerisinde tabandan 37 m. yukarıda ana girişin yamacındadır. Mağaranın su
aktivitesi oldukça fazladır. Bilhassa bahar aylarında fazlalaşan su Tınaz Tepe Düdeni'nden
girerek mağaranın sonunda kaynak olarak çıkmaktadır. Bu su mağarayı takip ederek akışını
sürdürmekte ve yüzeye çıkmadan mağaranın girişine yakın bir yerden tekrar batarak
yeraltındaki akışına devam ederek Suğla Ovasında kaynak olarak açığa çıkmaktadır.
Susuz Mağarası'nın büyük boyutlarda olması, çok güzel traverten oluşlarının (sarkıt, dikit ve
sütun), su ve göllerin bulunması, mağarayı çok güzel ve çekici yapmaktadır. Susuz
Güvercinlik Mağarası, yapılacak düzenlemelerle daha da iyi bir duruma getirilebilir ve
mağara turizmi yönünden kullanıma sunulabilir özellikte bir mağaradır.
Pınarbaşı Mağarası: Kretase kireçtaşlarındaki belirgin bir fay üzerinde gelişmiş yatay bir
mağaradır. İçinden büyük bir karstik kaynak çıkan mağarada geçmesi zor sifon ve göller yer
alır. Bu nedenle araştırması zor bir mağaradır. Ayrıca Damlalaş birikimi yönünden son derece
zengindir. (http://www.goturkey.com, 2012).
3
9) Milli Park
Beyşehir Gölü Milli Parkı: Beyşehir Gölü 11.01.1993 tarihinde Türkiye’nin 22. Milli Parkı
olmuştur. Göl içine Hacı Akif adasına, geyik ve sülün yerleştirme çalışmaları yapılmış, gölün
sığ olan sazlık ve bataklık kesimlerinde kuluçkaya yatan kuş türleri böylelikle koruma altına
alınmıştır. Göl çanağının dışındaki labyalar, dolinler, düdenlerin yanı sıra dünya literatürüne
girmiş mağaralarda vardır. Milli parkın orman dokusunu; köknar, sedir, meşe, ardıç, karaçam
gibi ağaçlar oluşturmaktadır. Gölün körfezleri ve koyları görsel açıdan mükemmel manzara
güzelliklerine sahiptir. Milli parkın bu manzara güzellikleri ve kaynak değerlerinden
yaralanmak için “Genel gelişme planları” teklifinde 3 kategoride kullanım alanları
düzenlenmiştir: 1.Grup: Üç noktada motel ve pansiyon gibi konaklama tesisleri, 2.Grup:
Bungalow tesisleri ile desteklenen çadırlı kamp kullanımları, 3.Grup: Günübirlik kullanım
alanları düzenlenmesi. Bu kullanımlarla yaklaşık günde 3000 kişilik günübirlik,1875 kişilik
kamping, 674 kişilik sabit tesislerle konaklama imkânı potansiyeli yaratılmış olunacaktır.
(Amfora Haber, 1993:14-15).
10) Mesire ve Dinlenme Yerleri
Meram: Şehir merkezinden 8 km uzaklıkta şehrin doğusundadır. Meram Konya’nın kurak,
katı iklim coğrafyasında yemyeşil bitki örtüsü, dereleri, bağ ve bahçeleri, köşk, konakları ve
piknik imkanları ile muhteşem güzellikte bir yerdir(Özönder, 1997:22-24).
Dede Bahçesi: Alâaddin Tepesi’nin kuzeybatısında tarihsel bir bahçedir. Son yıllarda ise
bahçe kültür park haline getirilmiştir.
Alâaddin Tepesi: Kent merkezindedir. Binlerce yıllık tarihi olan tepe, yerli ve yabancı
turistlerin başlıca gezinti alanlarından birisidir(Yurt Ansiklopedisi, Cilt:7:5108).
Çayırbağı: Konya’ya 20 km uzaklıkta olup, şehrin su ihtiyacını karşılayan tarihi bir mesire
yeridir. Bu güzel mesire yerimizde herhangi bir turistik tesis kurulmamış, ancak eski
doğallığını bugüne kadar muhafaza etmiştir.
Akyokuş ve Kızılören: Konya’ya bağlı orman içi dinlenme yerleridir.
Hatıp: Kente 17 km uzaklıkta, üzümleri ve suyu ile meşhur bir piknik yeridir.
Dutlu Kırı: Manzarası ve yeşilliği ile ünlüdür(İl Turizm Envanteri, 1997:43).
Hıdırlık (Akşehir):Çamları, piknik imkanı ve belediye dağ oteli olan güzel bir dinlenme
yeridir.
4
Yaka Manastır (Beyşehir): Beyşehir’e 6 km. uzaklıkta zengin bitki örtüsü ve su
kaynaklarına sahip dinlenme yeridir. Ayrıca; Akşehir’de Kozağaç, Çamlıköy ve Huğlu,
Ereğli’de İvriz, Bozkır’da Akçapınar, Hadim’de Yerköprü şelalesi mesire yerlerinin yanında;
Konya ilinin çevresinde Sille, May, Apa, Altınapa, Ayrancı gibi küçük baraj gölleri de piknik
ve dinlenme yerleri arasındadır. (Köksal, 1994:83).
11) Arkeolojik Değerler
Konya ili ve ilçelerinde 560 arkeolojik, 4 kentsel sit, 49 doğal,43 arihi sit alanı, 1 kentsel
arkeolojik sit,21 arkeolojik ve doğal sit, 3 kentsel arkeolojik tarihi sit, 1 tarihi ve doğal sit ,
1arkeolojik-tarihi-kentsel sit, 1 arkeolojik-tarihi-doğal sit olmak üzere toplam 689 sit alanı
bulunmaktadır. Türkiye geneli incelendiğinde ilimizde de yoğun sit alanı bulunmaktadır. Bu
da Konya ilinin doğal ve kültürel zenginliklerin bir göstergesidir. Türkiye genelinde bulunan
12.272 sit alanının 689’u Konya’da bulunmaktadır. Farklı türdeki sit alanlarına göre çeşitlilik
göstermekle birlikte, toplam 83 kayıtlı sit alanı ile Cihanbeyli ilçesi Konyanın en fazla sit
alanına sahiptir.
Sille(Siyata): Sille Konya il merkezinin 8 km. kuzeybatısındadır. Bugün merkez belediye
hudutları içinde olup, şehir otobüsü çalışmaktadır. Erken Hıristiyanlık dönemini de önemli bir
merkezidir. Bu dönemden başka Ak Manastır diğer adı ile HAGİOS Khariton (St.Chariton)
olmak üzere bir çok manastır keşişler tarafından kayadan oyularak yapılmıştır. Bu manastırlar
dünyada kurulan ilk manastırlar arasındadır(http://www.konya.bel.tr, 2012).
Çatalhöyük: Konya’nın Çumra sınırları içerisinde bulunan Çatalhöyük, dünya çapında
öneme sahip Anadolu’nun günümüzdeki ilk yerleşim iskan örneğidir. 1960’larda yerleşim
sahasının ancak %4’ü kazılarak araştırmalara başlanmıştır. Günümüzde ise bilimsel teknikler
uygulanılarak araştırmalara tekrar başlanmıştır(Hadder, 1996:10). Çatalhöyük’de 9000 yıl
önce evlerin duvarlarına resim ve semboller çizen insanlar, yabani hayvan avlayarak, meyve
ve kök toplayarak ve tarihteki ilk kasabaları oluşturmak üzere beş-on bin kişilik topluluklar
halinde yaşıyorlardı(Hadder, 1997:23). Çatalhöyük kazısı, uygarlığın birçok ilkinin bu
topraklarda yaşadığını göstermektedir. İlk dokuma, ilk kap örnekleri, ilk ev içi duvar resimleri
gibi(Doğru, 1997:42).
Karahöyük: Konya il merkezinin 15 km güneydoğusunda Harmancık mahallesindedir.
Yapılan araştırmalarda höyüğün, M.Ö 3000-2000’de iskân edildiği anlaşılmış olup, 27
yerleşik kat tespit edilmiştir. Kazı sırasında çıkartılan gaga ağızlı testiler, fincanlar, rhytonar,
üzüm salkımı biçimli kandiller, ocaklar Konya arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
5
Hatunsaray (Lystra): Konya’nın güneybatısında bulunan Hatunsaray kasabasına 1 km kala
yaklaşık 400 m içeridedir.
Gökyurt(Glistra):Konya’ya 55 km uzaklıkta Hatunsaray kasabası civarındadır.
Hristiyanlık’ta önemli yeri bir yeri vardır. İsa peygamberin havarileri olan S.T. Paul ve
Barnabis, Hıristiyanlığı yaymak amacı ile bir süre burada yaşamışlar ve bölgede vaazlar
vermişlerdir. Lystra ve Glistra Hıristiyanlarca Hac maksadı ile ziyaret edilmektedir(İl Turizm
envanteri 1997:28-33).
Kubadabad Sarayı: Beyşehir Gölü'nün güneybatı kıyısında, Heyran Köyü yakınındaki
alanlardan biri üzerindedir. 1236 Selçuklu Sultanı I. Alaadin Keykubat tarafından yaptırılmış
35x50 m. boyutunda yazlık bir saraydır. 1950-1953 yılları arasında Mehmed Önder ve Zeki
Oral tarafından yapılan arkeolojik kazılarda bulanan çiniler ve panolar Konya'daki Çini
Eserler Müzesi'ne kaldırılmıştır. Saray, Kız Kalesi, tersane, hamam kalıntıları bulunmaktadır.
35x50 m. boyutundaki saraya ait kalıntılar arasında göl kıyısı tarafından ancak sarayın terası
yer almıştır.
Bolat Örenyeri: Bolat yaylası ören yeri, Hadim ilçesi Bolat köyü sınırları içinde kalan
Temaşalık mevkiindedir. Literatüre adı Astra olarak geçmiş olan antik kent, Hadim ilçesinin
kuzey batısında ve Hadim'e 17 km. uzaklıktadır. Hellenistik, Roma ve Bizans devirlerinde
iskan gördüğü yüzey buluntularından anlaşılmaktadır. Kente ait önemli sayılabilecek
kalıntılar; nekropol alanı, bouleterion, kilise ve büyük yapıdır. 1992-93-94 yıllarında Konya
Müze Müdürlüğünce kurtarma ve temizlik çalışmaları yapılmıştır.
Selçuklu Köşkü: Alaaddin Tepesini çeviren iç kalenin kuzey eteğindedir. Sarayın II.
Kılınçaslan'a ait olduğu kuvvetle muhtemeldir. Köşk, Alaaddin Keykubat I zamanında
genişletilerek tamir edilmiş, kare bir plan üzerine harç ve tuğlalarla iki kat olarak yapılmış,
altı kat kerpiç ve molozlarla takviye edilmiştir. Köşk bugün harap olmuş bir duvar parça-
sından ibarettir. Son defa 1961 yılında bu tek duvarın beton bir şemsiye ile muhafazası yoluna
gidilmiştir.
İvriz Kaya Anıtı:Tuvana Krallığından günümüze kalan en önemli kültür varlığımız ivriz
Kaya Kabartması'dır Ereğli ilçesinin 17 km. güneyinde bu gün Halkapınar ilçesine bağlı
Aydınkent Köyü içinde, Torosların kuzey eteklerindeki vadilerin birisinde kaya üzerine
yapılmış olan bu anıt 4.20 m x 2.40 m. ölçülerindedir. Torosların derinliklerinden gelen
zengin kar sularının oluşturduğu tarihi İvriz Çayı'nın kaynağında, o çağlarda da Ereğli ovasına
6
hayat veren bu suyun çıktığı yere, özellikle seçilerek yapılmıştır. Kaya'nın güneye bakan
yüzeyine yapılmış olması sebebiyle oldukça iyi korunarak zamanımıza kadar gelmiş bir
eserdir.
Eflatunpınar Hitit Anıtı: Konya İli, Beyşehir İlçesi, içinde bulunmaktadır. Anıt W.J.
Hamilton (1849) da bilim dünyasına ilk haber veren kişidir. Daha sonra F.Sarreve J. Garstang
ayrı ayrı yayınlamışlardır. Anıt bir su kaynağıdır. Kenarında dikdörtgen taşlar üzerinde
kabartmalardan oluşmaktadır. Niteliğin kaybetmeyen kabartmalar ön kısmındaki 14 adet taş
bloklar üzerine oyulmuştur. Anıtın ilk planı bilinmemektedir. Bu anıt açık hava anıtlarından
daha küçüktür. Doğal bir kayaya oyulmamış, her parçanın üzerinde figür bulunan blok
taşların örülmesiyle oluşmuştur. Eflatunpınar Anıtı'nın blok taşları üzerendeki figürler; üstte
güneş kursu, ortada tanrıça ve tanrı diye kabul edilen figürerin arasında, yanlarıda ve en
alttaki figürler elleri yukarıya doğru kaldırıp tanrı ve tanrıçayı selamlamaktadır. Bu anıt Hitit
Krallık dönemine tarihlenmektedir (http://www.konya.bel.tr, 2012)
4.1 KONYAİLİNİN DOĞA TURİZMİ DEĞERLERİ (DOĞA TURİZMİ ARZI)
Şekil 6. Türkiye Turizm Stratejisi Kavramsal Eylem Planı
7
4.2. KONYA İLİNİN DOĞA TURİZMİ DEĞERLERİ VE BİLİNİRLİK DEĞERLENDİRMESİ
Tablo 9. Arz Analizi Tabloları;
Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T, Milletlerarası seviyede: M
1- Milli Park ve benzeri sahalarAdı İlçesi Bilinirlik
Beyşehir Gölü Milli Parkı Beyşehir T
Taraşcı Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı Seydişehir B
Akyokuş Tabiat Parkı Selçuklu T
Yakamanastrı Tabiat Parkı Beyşehir T
Meke Gölü Tabiat Anıtı Karapınar B-M
Beyşehir Gölü Milli Parkı
Beyşehir Gölü Milli Park ve benzeri sahalara ait SWOT Analizi
Güçlü Yönler Zayıf Yönler
-Konya’nın alternatif turizm türlerinin
güçlü olması ve son yıllarda çok turist
çekmesi
-Tarihi ve kültürel geçmişi olan bir
İlçede bulunması
-İnanç ve kültür turizminin sağladığı
destek Eşrefoğlu camii
-İçerisinde Beyşehir Gölü Sulak Alanının
bulunması
- Konya’ya gelen turist yapısının kitle
turizm profilinden farklı olması
- Ekoturizm çeşitliliğine olanak veren
alanlarının bulunması
- Eko turizm için doğal kaynaklar ve
bozulmamış doğal çevrenin bulunması
- Salt anlamda doğa turizmi için tanıtım
ve pazarlamanın yetersizliği
- Sadece doğa turizmine hizmet edecek
tesisler ve altyapıdaki eksiklikler
- Ekoturizm ürünlerinin tanıtım ve
pazarlama eksikliği
- Yurtdışında olduğu gibi ekolojik köyler
veya portalların olmayışı, böylelikle
sertifikalı ürünlerin geliştirilmemiş olması
- Temel çekirdek ürünlerde yığılma, bazı
yörelerin ve ürünlerin destekleyici
ürünlerinin çok geride kalması(Dağcılık,
kış turizmi, mağara gibi).
- Seyahat acentalarının özel ilgi turları
organizasyonları eksikliği
- Ekoturizmle ilgili yanlış bilgilenmeler ve
8
- Yöreye özgü endemik flora ve fauna
varlığı
- Ornitolojik açıdan önemli alanların
varlığı
- Yaban hayatı ve yaşam alanlarının
koruma altında olması
- Ekoturizme yönelik kullanılabilecek
doğal ve kültürel zenginlikler, el
sanatları, etkinliklerinin bulunması
- Su ve hava sporlarına müsait özel
alanların bulunması
- Özel ilgi turizmi kapsamına giren eko
turizmin sürekli ziyaretçilerinin oluşu
- Coğrafi yapısından dolayı, kolay ulaşım
ağı
- Zengin ve çeşitli mutfağı
- Yöre halkının olumlu tutumu
- Turizm eğitimi veren Üniversitenin
bulunması
- Ekoturizmde yönlendirilebilecek
nitelikli işgücünün varlığı
- Beyşehir Gölü Milli Parkı, Akyokuş
Tabiat Parkı, Yakamanastır Tabiat Parkı
ve Meke Gölü Tabiat Anıtının ülkemizde
tanınırlığının olması,
- Konya İl Yönetimi, İlçelerin kamu ve
yerel yönetimlerinin tamamının MP, TP
ve TA için yatırım yapma düşüncesi ve
projelerinin olması,
- Beyşehir Gölü Milli Parkı ve Taraşcı
Kocakoru Ormanı Tabiat Parkının Uzun
Devreli Gelişme
Planının bitirilmiş olması,
-Akyokuş ve Yakamanastır Tabiat
bilinç yetersizliği
- Özellikle yabancı turistlerle ilgili yöre
halkının yabancı dil bilgisinin yetersizliği
- Turistik faaliyetlerin çok kısa süre
olması
- Doğal güzelliklerin uluslararası düzeyde
yeterince tanıtılmayışı
- Turistik alanlarda günübirlik turizme
bağlı olarak oluşan çevresel kirlilik
- Profesyonel olarak ekoturizm faaliyeti
yapan kurum, kuruluş ve şirketin çok az
olması
- Turizm girişimcilerinin azlığı
- Ulusal ve uluslar arası uçuşların az
olması
- Konya Şubesinin Müdürlük olarak
yetersiz sayıda teknik elemanı olması,
- Uzun devreli gelişme planlarının
hepsinin tamamlanmamıış olması,
- Devlete bağımlı kırsal yapı,
TP lerin koruma görevlisi sayısının
yetersizliği,
- Kocakoru Ormanı TP’nın ulaşım
yolunun stabilize olması,
- Meke Göl Tabiat Anıtının yaz
aylarında kuruması,
- Meke Gölü Tabiat Anıtının sit alanı
olması,
- Meke Gölüne gelen ziyaretcilerin alanı
kirletmesi,
9
Parklarının Yönetim ve Gelişme
Planlarının bulunması,
-Milli Park, Tabiat Parkları ve Tabiat
Anıtının tümünün ulaşım yönünden
avantajlı konumu,
-Akyokuş ve Yakamanastır TP’nın
geleneksel yerel müşteri kitlesinin
olması,
-Akyokuş ve Yakamastır Tabiat
Parkı’nın konum olarak uygun yerde
kurulu olması, vatandaşlarımıza
rekreasyonel faaliyetlerine cevap
verebilmesi,
-Akyokuş ve Yakamanastır için
işletmeciler yatırımlarını yapmaları,
-Akyokuş ve Yakamanastır Tabiat
Parklarının şehre yakın yerde
bulunmaları,
Fırsatlar Tehditler
- Beyşehir Milli Parkının üstün peyjaz
özelliği olması
- Milli Park, Tabiat Parklarının
Gelişme Planlarının olması,
- Belediyelerin destekleri,
- Halkın ve yöneticilerin etkin
katılımcılığı,
- Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın
ödenek gönderme yönünde
imkanlarının olması,
- Coğrafi bilgi sistemlerinin gelişmesi
- Yerel yöneticilerin kırsal kalkınmada
turizmi gerek ve yeter şart olarak
görmeleri,
- Vatandaşların beklentilerinin bazı
bölgelerde yükseltilmiş olması,
- Turizm yatırım taleplerinin ölçüsüz
olması ve muhtemelen yönetim
planına aykırı olması,
- Beklentilerin gerçekleşmemsi
ihtimalinin varlığı,
- Korunan sahalara yerel yöneticilerin
korunan alan değil de turizm alanı
10
- Ücretsiz/ücretli tanıtım fırsatlarının
olması,
olarak bakmaları
- Alanları kullanıcıların alana verdikleri
zarar
- Meke gölünün yaz aylarında kuruması
Milli Park ve Benzeri Sahalara dayalı doğa turizmi uygulamalarında güçlü yönlerin daha geliştirilmesi, güçlü yönler ve fırsatlardan yararlanarak zayıflık ve tehditlerin önlenmesine ve doğa turizminin geliştirlmesine yönelik stratejik kararlar;
1- Beyşehir Gölü UDG Planı karar ve hükümlerinin uygulamaya aktarılması,
2- Korunan alanların doğal güzelliklerinin öne çıkarılarak tanıtılması,
3- Tabiat Parklarında günün koşularına göre kapesiteyi aşmadan iyileştirme çalışmaları
yapılması,
4- Yaz aylarında kuruyan Meke Gölü Tabiat Anıtına can suyu verilmesi.
Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T, Milletlerarası seviyede: M
2- Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları (YHGS) ve Avlaklar
Adı İlçesi BilinirlikBozdağ Yaban Hayatı Geliştirme Sahası Karatay, Selçuklu, Altıekin T-M
AvlaklarAdı İlçesi BilinirlikAkören Mavi Boğaz Devlet A. Akören BÇandır Atatürk Ormanı Devlet A Beyşehir BYunak Tuzlukçu Dede Dağı Genel A. Yunak, Tuzlukçu BÇavuşçu Gölü Genel A. Ilgın TMeram Loras Dağı Devlet Avlağı Meram BIlgın Bulcuk Devlet Avlağı Ilgın BSeydişehir Suğla Gölü Genel Avlağı Seydişehir TAkşehir Gölü Genel Avlağı Akşehir T
Selçuklu Güvenç Genel Avlağı Selçuklu B
Konya ili Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ve Avlaklar SWOT analiziGüçlü Yönler Zayıf Yönler
- Anadolu Yaban Koyunu, Yaban Keçisi ve
Yaban Domuzu varlığının ve trofe
- Av turistlerinin avlaklara yakın yerlerde konaklama
11
kalitesinin yüksekliği
- Av turizmi deneyimi,
- Çok çeşitli yaban hayvanlarını
barındırması,
- Zorlu kış aylarında yaban hayatına yem
desteği yapılabilmesi imkanlarının
olması,
- Kaçak avcılığın fazla olmaması,
- Sahaların her yıl envanterlerinin
yapılması,
- Koruma ve kontrol teşkilatının olması,
- Yönetim planı yapım deneyimine sahip
personeller,
- Avlak sayısının arttırılması imkanı,
uygun sahaların mevcudiyeti.
- Av ve yaban hayatı bölümlerinden mezun
olan elemanların kurumumuzda istihdam
edilmesi,
- Hava Alanı bulunması ve avlakların
Konya İline yakın olması
- Anadolu yaban koyununun yaşam alanları
bulunması
imkanlarının yetersiz oluşu,
- Yetişmiş profesyonel av kılavuzlarının
olmaması,
- Seyahat acentelerinin av köşkü yapma taleplerinin
olmaması,
- Akşehir, Konya Merkez ve Ereğli İlçelerinde
bölgesinde teşkilat yapısının olmaması nedeni ile insan
baskısını önleme yönünde fazla sayıda personel
gerektirmesi,
- Gelen turistlerin avı vurmalarından hemen sonra ili
terk etmeleri
Fırsatlar Tehditler
- Coğrafi bilgi sistemlerinin gelişmesi,
- Mali imkanların teknolojik gelişimleri
takip ve satın alma için yeterli olması
- Avlak şirketlerinin kurumsallaşma
çabaları,
- Av sayısının artma eğilimi,
- Konya avlaklarının ünü,
- Anadolu Yaban koyununun Dünyada
sadece Konya ilinde bulunması
- Avrupa’daki kriz sebebi ile turist sayısının
azalması,
- Envanter giderlerinin çok yüksek olması
sebebi ile mali külfet,
- Gelir-gider dengesinin bazen negatif
olabilmesi,
12
Av turizmine ve av yaban hayatı değerlerine dayalı doğa turizmi uygulamalarında güçlü yönlerin daha geliştirilmesi, güçlü yönler ve fırsatlardan yararlanarak zayıflık ve tehditlerin önlenmesine ve doğa turizminin geliştirilmesine yönelik stratejik kararlar.
1- Av turistlerinin konaklama ihtiyacının nitelikli pansiyon ve benzeri küçük kapasiteli butik
otellerle giderilmesi iyi bir çözüm olacaktır,
2- Butik otel/pansiyon tarzı yapıların köylerde yapılmasının teşvik edilmesi önemli kırsal kalkınma
için uygun olacaktır, bu oteller yayla turizmi ve diğer turizm çeşitlerinin de konaklama
altyapısını temin edeceklerdir.
3- Yerel profesyonel av kılavuzu ihtiyacının 8. Bölge Müdürlüğü imkanları ile eğitim yapılarak
giderilmesi, eğitilenlerin seyahat acentelerinde staj imkanlarının olması, yabancı dil eğitimini
konuşma seviyesinde almaları faydalı görülmektedir,
4- Konya İl Şube Müdürlüğünün yaban hayatı bölümü mezunu personel bakımından
güçlendirilmesi,
5- Avlaklarda av sayısının artırılması için doğada av üretimi metodlarının tatbiki,
6- Zorlu kış aylarında av kaynağına yem takviyesinin daha da arttırılması,
7- Avlaklarımızın ve av kaynağının fuarlar, yaban televizyonu, av dergileri ve benzeri kaynaklarda
tanıtılması, yerli ve yabancı av turizmi acenteleri ile görüşme yapılarak
tanıtılması,
8- Kırsal kalkınma maksadıyla, av turizmi uygulamalarından yöre insanının daha fazla pay
almasına dayalı uygulamanın daha da geliştirilmesi, payın karşılığında yöre insanının av
kaynağına müspet fayda temin edebilmesine yönelik düzenlemelerin 8.. Bölge Müdürlüğü İl
Şube Müdürlüğünce yapılması,
Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T, Milletlerarası seviyede: M
3-Jeolojik OluşumlarMağaralarAdı İlçesi BilinirlikTınaztepe Mağarası Seydişehir T-MBalatini Mağarası Derebucak B-TKörükini Mağarası Beyşehir-Çamlık B-T
13
Suluin Mağarası Beyşehir- Çamlık BSakaltutan Mağarası Seydişehir BSusuz Güvercinlik Mağarası Seydişehir BPınarbaşı Mağarası Beyşehir BKanyonlarAdı İlçesi BilinirlikMavi Boğaz Kanyonu Akören B-TŞelalelerAdı İlçesi BilinirlikYerköprü Şelalesi Hadi T-M
Konya ili Karstik Yapıları: Kanyon, Mağara ve Şelaleleri SWOT analizi
Güçlü Yönler Zayıf Y önler- Konya Antalya yolu üzerinde Tınaztepe
Mağarası olması ve yakın bölgede
Beyşehir, Derebucak ilçelerinde
mağaraların bulunması,
- Akören ve Bozkır ilçeleri sınırlarından
geçen Çarşamba Çayı boyunca Mavi
Boğaz Kanyonunun uzanması,
- Yerköprü Şelalesinin turizm için
görselliklerinin bulunması, yüksek turizm
potansiyeli ve ziyaretçi sayısının olması,
- Envanteri yapılmamış ancak varlığı
bilinen mağara sayısı,
- Karstik yapı elemanlarının
görselliklerinin ve boyutlarının çok
yüksek olması,
- Yerel yönetimlerin sürekli
desteklemeleri,
- Kanyonların tehlikeli can güvenliği riski
oluşturması,
- Kanyon, dağ ve mağara kurtarma timi
olmaması,
- Mağaraların tarihi olanlarının
korunmasında problemler,
- Mağaraların envanterinin yapılmamış
olması,
- Mağaraların dağınık bir coğrafyada ve zor
ulaşılır olması korunmasını
zorlaştırmaktadır,
- Keşif yapacak yeterli eleman ve uzman
görevli olmaması,
Fırsatlar Tehditler
- Yerköprü Şelalesinin ülke genelinde
tanınırlılığının yüksek olması,
- Reklam yapmak için objenin var olan
yüksek gücü,
- Tarihi özellikleri olan mağaraların da
- Bölgede Hes projelerine ilginin artması
nedeniyle kaynak değerlerin bozulma
ihtimalinin olması, turizmin de
etkilenebileceği,
- İnsanların mağara merakı ve tahrip etmeleri,
14
bulunması,
- Mağara gruplarının bulunması
kirletmeleri,
- Sarkıtları kırma merakının yaygınlığı,
- Bilinç eksikliği,
- Hazine avcılarının varlığı,
- Yarasa gübresi ticareti,
- Bazı ilçelerde belediye ve kamu
yöneticilerinin turizm bilgi ve becerisi
olmadan giriştikleri faaliyetler,
- Kanyonlarda ölüm ve yaralanma olaylarının
olması
Kanyon, Mağara ve Şelale ve diğer kastik değerlere dayalı doğa turizmi uygulamalarında güçlü yönlerin daha geliştirilmesi, güçlü yönler ve fırsatlardan yararlanarak zayıflık ve tehditlerin önlenmesine ve doğa turizminin geliştirilmesine yönelik stratejik kararlar
1- Konya’nın tanıtımında Mavi Boğaz Kanyonunun öne çıkarılması çekici bir değer
yaratacaktır,
2- Konya İlindeki mağaraların envanter bilgilerinin çıkarılarak, haritalandırılması, bölgedeki
yürüyüş ve araç rotalarının detaylandırılması ve gerekli olan yerlerde yürüyüş platformlarının
konulması, işaretlemelerin tamamlanması,
3- Akören ve Bozkır ilçesindeki doğa ve kültür turizmi değerlerinin kanyonlar bölgesi
destinasyonunu destekler mahiyette planlanması lüzumludur,
4- Destinasyonları destekleyici konaklama altyapılarının teşvik edilmesi için İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğünün gerekli çalışmaları başlatması gereklidir,
5- Milli Park Alan Kılavuzluğu çalışmasının Konya ili için planlanması,
6- Turistlerin can güvenliği sebebi ile Dağ, Kanyon ve Mağara Kurtarma Timlerinin kurulması
AFAD İl Müdürlüğünce eğitilmeleri lüzumludur,
7- Envanteri çıkarılan mağaraların haritalandırılmış olanlarının yabani hayat ve benzeri
ekosistem unsurları yönünden zarar görmeyenlerinin, ulaşılabilir ve estetik olanların öncelikli
olarak turizme kazandırılması,
8- Mağaraların kullanımında ekolojik sürdürülebilirlik ilkelerine dikkat edilmesi,
9- Mağaralarda tahribat ve benzerinin önlenmesi için lüzumu halinde mekanik tedbirler alınması
, jandarmanın bu hususları da gözetmesi, muhtarların duyarlı davranmaları,
10- Tüm karstik değerlerin tanıtımı etkin bir program dahilinde İl Turizm ve Kültür Müdürlüğü
15
ile Konya İl Şube Müdürlüğü tarafından yapılması,
11- Kırsal kalkınma maksadıyla, yöre insanının faaliyetlerden daha fazla pay almasına dayalı
uygulamaların geliştirilmesi, yöre insanının müspet fayda temin edebilmesine yönelik
düzenlemelerin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 8. Bölge Müdürlüğü, Kaymakamlıklar ve
diğer ilgili kuruluşlarca yapılması,
Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T, Milletlerarası seviyede: M
5- Doğal Göller
Adı İlçesi Bilinirlik
Beyşehir Gölü Beyşehir B-T
Tuz Gölü Cihanbeyli,Kulu, Ş.Koçhisar, Aksaray B-M
Acıgöl Karapınar B-T
Akşehir Gölü Akşehir B-T
Bolluk Gölü Cihanbeyli B
Çıralı obruğu Karapınar B
Düden Gölü Kulu B-T
Ereğli Akgöl Ereğli, Karapınar, Ayrancı B-T
Çavuşcu Gölü Ilgın B-T
Meke Gölü Karapınar B-T
Kızören Obruğu Karatay B-M
Meyil Obruğu Karapınar B
Samsam Gölü Kulu B-T
Tersakan Gölü Cihanbeyli B-T
Kozanlı Gökgöl Kulu B-T
Uyuz Gölü Kulu B
16
Konya İli Doğal Göller SWOT Analizi
Güçlü Yönler Zayıf Yönler- Sulak alanlarla alakalı bir İl Şube Müdürlüğü ve DSİ
teşkilatlarının bulunması,
- Bölgede mevcut diğer turizm destinasyonlarına ilave
olarak bazı etkinliklere imkan bulunmaktadır,
- Bölgemizde sulak alan sayısının çokluğu
- Kuş Göçleri sırasında Konya İli Sulak alanlarının
kullanılması
- Göllerde sportif olta balıkçılığının yapılması
- Konya ilinde bulunan doğal göllerin çoğunun
Uluslararası Öneme sahip sulak alan olması,
- Göllerin acı, tuzlu ve tatlı olması nedeniyle su kuşları
tarafından yoğun olarak kullanılması,
- Göller katı ve sıvı atıklarla
kirletilmektedir,
- Köylere kanalizasyon yapılmakla
beraber atık arıtma sistemleri henüz
yapılmamaktadır, bu sebeple dereler
kirlenmektedir,
- Doğal göllerden tarımda kullanılmak
üzere su alınmakta,
- Yaz aylarında sulak alanların alanları
daralmakta,
Fırsatlar Tehditler
- Akşehir, Beyşehir, Kozanlı Gök Gölün
Yönetim Planlarının bulunması,
- Meke Gölü, Kızören Obruğu, Acıgöl ve
Ereğli Sazlıklarının Biyolojik Çeşitlilik
Araştırma Projesinin bulunması,
Meke Gölü, Tuz Gölü, Beyşehir Gölünün
tanınırlığının yüksek oluşu,
- İlimizdeki sulak alanların su kuşları
tarafından yoğun olarak kullnılması,
- İlimizde sportif olta balıkçılığına uygun
sulak alanların bulunması,
- Yapılaşmanın sulak alanları giderek tehdit
etmesi
- Yaz aylarında tarımda kullanılmak üzere
göllerden çekilen su ve buharlaşma nedeni ile
sulak alanlar daralmakta ve sığlaşmakta,
Sulak alan değerlerine dayalı doğa turizmi uygulamalarında güçlü yönlerin daha geliştirilmesi, güçlü yönler ve fırsatlardan yararlanarak zayıflık ve tehditlerin önlenmesine ve doğa turizminin geliştirilmesine yönelik stratejik kararlar
1- Doğal göllerde Sportif balıkçılığa uygun yerlerin İl Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü ile
17
Orman ve Su İşleri İl Şube Müdürlüğü tarafından detaylı olarak planlanması,
2- Akarsu ve göllerde balıklandırma çalışmalarının yapılması
3- Sportif balıkçılık sahalarına uygun nitelikli sportif balıkçılık iskeleleri yapılması,
4- Bu yerlere ait broşürün basılarak turistlerin istifadesine sunulması,
5- Sportif balıkçılık ve kuş gözlemciliği gruplarına ulaşılarak bu sahalarda da çalışmalar
yapılması,
6- Kozanlı Gökgöl, Beyşehir Gölü ve Ereğli Akgöl’e yapılan kuş gözlem kuleleri gibi
Çavuşcu Gölü, Kulu Düden Gölüne de kuş gözlem kulesi yapılması,
7- Doğal Göllerin, derelerin katı ve sıvı atıklarla kirlenmesi hususunun katı atık bertaraf
tesisleri kurulana kadar bir mekanizma geliştirilerek belediyeler ve il özel idaresi
tarafından düzenlenmesi gerektiği, kaynak temini çalışmalarına başlanması,
8- Sportif balıkçılık ve sulak sahalara yönelik turizm çeşitlerinde yöre insanının kırsal
kalkınmasını temin maksadıyla öncelikli olarak yöre insanının rol alacağı uygulamalara
yer verilmesi,
4.3 Konya İlinde Doğa Turizmi Amaçlı Kullanılan ve Koruma Statülü Alanlar
Milli Parklar
Beyşehir Gölü Milli Parkı : Konya ve Isparta illeri sınırları arasında yer almakta olup,
barındırdığı kaynak değerleri nedeniyle ülkemizin 3. büyük gölü ve en önemli içme suyu
havzasıdır. Konya İli, Beyşehir İlçesi sınırları içinde bulunan ve 88.750 hektarlık bir alana
18
sahip olan ve Beyşehir Gölü’nün bir bölümünü kaplayan alan 11.01.1993 tarih ve 93/4020
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Milli Park(MP) olarak ilan edilmiştir. Isparta İli
Sarkıkaraağaç ilçesi ve bir kısım beldeleri de kapsayan 59.400 ha’lık bir alanı kapsayan
Kızıldağ Milli Parkı olmak üzere iki ayrı yönetimle koruma altına alınmıştır.
Beyşehir Gölü Milli Parkının toplam % 60 Sulak alan, % 26 Orman ve % 14 tarım alanıdır.
Beyşehir Gölü Milli Parkında toplam 7 adet Arkeolojik sit alanı bulunmakta olup toplam
Milli park alanın % 0,4’nü kaplamaktadır.
19
KULLANIM ALAN (HA) YÜZDE (%)
Orman 14.820 16.8
Tarım 9.527 10.7
Açıklık 2.000 2.2
Kayalık 3.870 4.4
Bataklık 1.000 1.1
Çalılık 700 0.8
Sazlık 1.254 1.4
Mera 5.500 6.2
İskan 980 1.1
Göl 49.099 55.3
TOPLAM 88.750 100
Tabiat Parkları
20
Konya ilinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı 8. Bölge Müdürlüğü, İl Şube Müdürlüğü
sorumluluğunda 3 Tabiat Parkı bulunmaktadır. Bunlar; Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı,
Akyokuş Tabiat Parkı, Yakamanastır Tabiat Parkıdır.
Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı: Konya ili Seydişehir ilçesi Taraşçı Beldesi hudutları dahilinde
yer alan Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı 1998 yılında tescil edilmiştir. Filoristik açıdan zengin olup,
manzara bütünlüğü içerisinde, bölge halkının dinlenme ve eğlenmesine imkan sağlayan bir tabiat
parçasıdır. 329.5 hektardır. Sahada yağmur barınağı, çeşme, su deposu ve WC mevcut olup etrafı
kafes tel ihata ile çevrilmiştir. 2011 yılında Uzun Devreli Gelişim Planı yaptırılmıştır.
Akyokuş Tabiat Parkı : Akyokuş 1987 yılında B tipi Mesire Yeri olarak tescil edilmiştir.
Saha 21,6 hektar olup alanda kır gazinosu, giriş kontrol kulübesi, idare binası, kapalı oturma
terası, piknik üniteleri ve WC mevcuttur. 2009 yılında 5 yıllığına KONBELTAŞ AŞ’ye ihale
edilmiştir. 2011 yılında sahanın statüsü tabiat parkına dönüştürülmüştür.
21
Yakamanastır Tabiat Parkı :Beyşehir’e 6 km uzaklıkta bulunan saha 1977 yılında A tipi
Mesire Yeri olarak tescil edilmiş 88.5 Ha lık bir alana sahiptir. Beyşehir gölü ve civar
manzarasına hakim bir yerde tesis edilmiştir. Saha içinde kır gazinosu, büfe, bungalov ve
seyir terasları mevcuttur. Gelişim planı mevcut olup 2008 yılında 10+19 = 29 yıllığına
işletmeciliği ihale edilmiştir. 2011 yılında Tabiat Parkı olarak statüsü değiştirilmiştir.
Tabiatı Koruma AlanlarıAkgöl Tabiatı Koruma Alanı : Konya İli, Karapınar ve Ereğli İlçeleri ile Karaman ili,
ayrancı İlçesi sınırlarında kalan alan 1995 yılında Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edilmiştir.
Akgöl değişik türde su kuşlarına barınma beslenme ve konaklama ortamı oluşturması
nedeniyle önemli bir sulak alandır.
Tabiat Anıtları
22
Tabiat Anıtı: 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’na göre tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği
özelliklere ve bilimsel değere sahip ve milli park esasları dahilinde korunan tabiat parçalarına tabiat
anıtı denir ve tescillenir.
Tablo 10. Konya’da Bulunan Tabiat Anıtı Bilgileri
Yöresel Adı Alanı (m2)
Tescil Tarihi Yaşı Mevki
Fosil Ardıç 500 1994 500 Çumra İlçesi Dinek Beldesi
Titrek Kavak 200 1994 100 Beyşehir Yakamanastır TP sınırları içerisindedir
Ağıl Ardıç 500 2002 2000 Taşkent Balcılar Kasabası
Meke Gölü 260 ha 1998 - Karapınar
Ağılı Ardıç TA Titrek Kavak TA
.
Fosil Atrdıç TA Meke Gölü TA
23
Konya ili sınırları içinde yaş, çap ve boy bakımından oldukça büyük, tarihi değeri olan 3 adet
ağaç anıt olarak tescil edilmiş olup, Meke Gölü Sulak Alanı da Tabiat Anıtı ve aynı zamanda
Ramsar alanı olarak da korunmaktadır. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca İl ve
İlçelerde tescillenmiş birçok anıt ağaç bulunmaktadır
Yaban Hayatı Geliştirme,Yerleştime, Yaban Hayatı Koruma Sahaları
Bozdağ Yaban Hayatı Geliştirme Sahası : 1967 yılında Tarım Bakanlığı görevlilerinin düzenledikleri rapora istinaden Yaban Koyunu Koruma Sahası olarak ilan edilmiştir. Saha
Karatay Selçuklu ve Altınekin ilçeleri sınırları içerisinde bulunmakta ve 07.09.2005 tarihinde 2005/9453 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 59.296,5 Ha lık bir alan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
olarak ilan edilmiştir. Saha çevresinde16 adet köy mevcuttur. 1988-1992 yılları arasında 3429.5 Ha lık bir alan kafes tel çitle çevrilmiş, İhata edilen bu alan içinde şu anda 500 civarında yaban koyunu yaşamaktadır. Kafes tel dışında ise yaklaşık 100 adet yaban koyunu Hodulbaba, Loras ve Armağan dağında yaşamaktadır.
Avlaklar
S.N GENEL VE DEVLET AVLAK ADI ALANI(HA) TESCİL TARİHİ1 Akören Mavi Boğaz Devlet A. 34.935,60 20102 Çandır Atatürk Ormanı Devlet A 28.177,72 20113 Yunak Tuzlukçu Dede Dağı Genel A. 29.073,59 20114 Çavuşçu Gölü Genel A. 23.393,50 20115 Meram Loras Dağı Devlet Avlağı 23.028,70 20126 Ilgın Bulcuk Devlet Avlağı 30.533,28 20127 Seydişehir Suğla Gölü Genel Avlağı 31.206,28 20128 Akşehir Gölü Genel Avlağı 46,203 20129 Selçuklu Güvenç Genel Avlağı 31.274 2012
24
Sulak Alanlar ve Ramsar AlanlarıKonya ilinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı 8. Bölge Müdürlüğü Konya Şube Müdürlüğü
sorumluluğunda on yedi adet Sulak Alan bulunmaktadır. Bunlar; Akşehir Gölü Sulak Alanı
(25500 ha), Beyşehir Gölü Sulak Alanı (73000 ha), Cihanbeyli Bolluk Gölü Sulak Alanı
(1150 ha), Çıralı Obruğu Sulak Alanı (170 ha), Kulu Düden Sulak Alanı (860 ha),Ereğli
Akgöl Sulak Alanı (6800 ha), Ilgın Çavuşçu Gölü Sulak Alanı (1200 ha), Karapınar Acıgöl
Sulak Alanı (120 ha), Karapınar Meke Gölü (50 ha) , Kızören Obruğu (127 ha), Kulu Uyuz
Gölü Sulak Alanı (173 ha), Karapınar Meyil Gölü (1 ha), Kozanlı Gökgöl Sulak Alanı (230
ha), Suğla Gölü Sulak Alanı (16500 ha), Tersakan gölü (6400 ha), Tuz Gölü (260000 ha) ve
Yunak Akgöl Sulak Alanı (2200 ha) dır. Sulak alanlardan özellik arz edenler hakkında kısa
bilgiler aşağıda verilmiştir
Beyşehir Gölü Sulak Alanı: Beyşehir gölü üstün peyzaj güzellikleri ile Konya ili Beyşehir
ilçesi sınırları içerisinde bulunan tatlı su gölüdür. Sulak alan içerisinde irili ufaklı 33 adet ada
bulunmaktadır. Adalardan Hacı Akif Adasında 1 saha bekçisi adanın korumasını
yürütmektedir. Beyşehir Gölü Sulak alanı koruma bölgeleri Ulusal Sulak Alan Komisyonunca
belirlenerek onaylanmıştır. Beyşehir Gölü suyu Çumra ovası sulamasında kullanılmaktadır.
Akşehir Gölü Sulak Alanı: Eber gölü gibi, Sultan dağları ile Emir dağı arasındaki çöküntü
alanında yer alır. İdari olarak Konya ve Afyonkarahisar illeri sınırları içerisinde yer
almaktadır. Kapalı bir havzada bulunduğundan dışarıya akıntısı yoktur. Gölün geçmişte
Taşköprü çayı vasıtasıyla Eber gölü ile olan bağlantısı, Eber gölü çıkışına inşa edilen
regülatör ve sulama kanalları ile kesilmiştir. Sığ bir göl olup, yaz aylarında kurumaktadır.
Akşehir Eber Gölleri Sulak Alan Yönetim Planı 2008 yılında hazırlanarak onaylanmıştır.
Akşehir gölü yaban hayatı açısından önemli bir sulak alandır. Göl’ün sığ olması nedeniyle
yoğun bir flamingo popülasyonu mevcuttur.
Bolluk Gölü Sulak Alanı: Bolluk Gölü Tuz gölünün batısında yer alan suyu sodyum sülfat
içeren tuzlu bir göldür. Göl 1992 yılında doğal sit alanı ilan edilmiştir.1150 hektar
büyüklüğündeki gölü besleyen kaynak suyu yoktur. Yer altı suları ve yağmur suları ile
beslenen göl son yıllarda yaşanan kuraklık ve taban suyu seviyesinin düşmesi nedeniyle göl
alanı küçülmekte yaz aylarında ise tamamen kurumakta iken 2011 yılı yağışlı geçmesi
nedeniyle alan eski haline dönmüştür. Alanda Alkim tesisleri bulunmaktadır. Sulak alanda
flamingo, kız kuşu ve martı yaşamaktadır.
25
Çavuşçu Gölü Sulak Alanı: Battal ve Çebişci dereleri tarafından beslenen tatlı su gölüdür.
Kuzey ve Güneyinde seddeler bulunmaktadır. Suları tatlı olduğu için sazan ve kerevit üretimi
yapılmaktadır. Çavuşçu Gölünden Atlantı ovası sulamasında kullanılmak üzere su çekilmekte
olup 22000 hektarlık alan sulanmaktadır. Çavuşcu gölünü besleyen kaynaklara Bulcuk, Eldeş
ve Tekke göletleri yapılarak kaynaklar kesilmiştir. Mevsimlerin kurak olması nedeniyle de
göl günden güne küçülmektedir.1200 hektar büyüklüğündeki gölde Sulak Alanların
Korunması Yönetmeliği gereği Sulak alanda koruma bölgeleri 1/25.000 lik haritalara
işlenerek USAK tarafından onaylanmıştır. Sulak alanda flamingo, sakarmeke, karabatak,
ördekgiller göç dönemlerinde pelikan ve yırtıcı kuşlar bulunmaktadır.
Çıralı Obruğu Sulak Alanı: Karapınar ilçesine 31 km uzaklıkta olup ilçenin kuzey
batısındadır. Alanı 17500 m2 dir. Derinliği yaklaşık 35 m. Çapı yaklaşık 350 m dir. Çöküntü
gölü olup etrafında gözenekli kalkerler bulunmaktadır. Tatlı su gölü olup doğa harikası bir
göldür.
Kızören Obruğu Sulak Alanı: Konya’nın 70 km kuzey doğusunda Obruk bucağının 4 km
kuzeyinde Kızören Obruğu bulunmaktadır. Gölün en uzun yeri 180 m, en kısa yeri 150 m dir
derinliği 145 m olup, suyu tatlıdır. 2005 yılında Çevre ve Orman Bakanlığınca çıkarılan tebliğ
ile 127 hektarlık obruk ve çevresi Ramsar alanı olarak ilan edilmiştir.
Acıgöl Sulak Alanı : Karapınar Ereğli yolu kenarındadır. Karapınar ilçesine 10 km mesafede
olup çevresi 5700 m, çapı 1500 metredir. Derinliği 80-90 m. arasında değişmektedir. Göl
yeryüzü seviyesinden 70 m. aşağıda olup doğusu sığdır. Suyu sülfatlı tuzlar içerdiği için
acıdır. I. Derece Doğal sit alanıdır.
Kozanlı Gökgöl Sulak Alanı: Kulu ilçesi, Kozanlı Kasabası sınırları içerisinde bulunan
genelde sazlık alanlarla kaplı, Su kuşlarının üreme ve barınma alanı olarak tercih ettikleri bir
göldür. 2007-2010 yılları avlanmaya yasaklanan gölün suyu sulama amaçlı kullanılmaktadır.
Saha 1996 yılında Doğal Sit alanı olarak ilan edilmiştir. Kültür Varlıkları Koruma Kurulunca
onaylanan peyzaj planı çerçevesinde 2007 yılında giriş kulübesi, Kuş gözlem Kulesi
yaptırılmış olup Kozanlı Belediyesince de, yağmur Barınakları yaptırılmıştır. Gökgöl Sulak
alanı Yönetim planı 2011 yılı için ihale edilmiş ve çalışma tamamlanmış olup, yönetim planı
yerel ve ulusal sulak alan komisyonunda görüşülerek kabul edilmiştir.
Kulu Düden Gölü: Kulu ilçesi sınırları içerisinde bulunan göl 860 Ha büyüklüğündedir. Tuz
gölünün kuzey batısında Kulu’ya 5 km mesafede sığ bir göldür. 1992 yılında Sit alanı ilan
26
edilmiş olup su kuşlarının özellikle Flamingoların beslenme alanıdır. Son yıllarda göl günden
güne küçülmüş ve derinliği azalmıştır. Kapalı bir havzada yer alır.
Meyil Gölü Sulak Alanı: Karapınar İlçesinin kuzey batısında, ilçe merkezine 35 km.
uzaklıktadır. Çapı 300-400 m, derinliği 35-40 m. arasındadır. Volkanik göldür. Suyu tatlı olan
gölün su seviyesi resimlerde de görüleceği üzere azalmaktadır. Göl manzara seyri açısından
güzel bir göldür. Hemen bitişiğinde yayla evleri bulunmaktadır.
Tuz Gölü Sulak Alanı: Tuz Gölü Türkiye'nin yüzölçümü olarak ikinci büyük gölüdür.
Derinliği 12 m. civarındadır. Yaz mevsiminde buharlaşmanın etkisi ile alanı oldukça küçülür.
Kuruyan kesimlerde tuz tortulları meydana gelir. Türkiye'nin tuz ihtiyacının bir kısmı buradan
temin edilir. Dünyanın en tuzlu ikinci gölü olma özelliğine de sahiptir. Tektonik bir çöküntü
sahası içinde bir çanak şeklinde olan göl Ankara, Konya, Aksaray illerinin birleştiği sınır
üzerindedir. Göl kuzeyde dar bir körfez şeklinde olup, güneye doğru genişlemektedir.
Türkiye'nin tuz ihtiyacının %50'sinden fazlası bu gölden sağlanır. Kışın kapladığı çok geniş
su alanı su kuşları için önemli bir kışlama alanı oluşturmaktadır. Tuzlu ortamlara uyum
sağlamış olan flamingo, kılıçgaga, angıt ve benzeri kuşların yanı sıra yağmurcunlar, turnalar,
yaban kazları ve yaban ördekleri gölde büyük topluluklar halinde yaşamaktadır. İlkbaharda
göl içinde oluşan adalar ve bataklıklar Bataklık Kırlangıcı, Suna, Angıt, Çamurcun, Kılıçgaga,
Kocagöz ve martı türlerinin kuluçka yapmalarına imkân sağlamaktadır. Bölgede tuzcul stepler
ve endemik türlerden oluşan ekolojik açıdan hassas bitki toplulukları bulunmaktadır.
Ereğli Akgöl Sulak Alanı: Akgöl Tabiatı Koruma Alanı Karaman ili Ayrancı ilçesi ve
Konya ili Ereğli, Karapınar ilçeleri sınırları içerisinde bulunmaktadır. Saha 1995 yılında
Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edilmiş olup 7400 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Akgöl
değişik türde kuşlara barınma yeri iken son yıllarda alan kuruma ile karşı karşıya kalmıştır.
Meke Gölü Sulak Alanı: Konya ili, Karapınar ilçesi sınırları içerisinde bulunan doğa
harikası 260 Ha ‘lık alan 1998 yılında tabiat anıtı olarak ilan edilmiştir. Meke Gölü krater
gölüdür. Çukurun sularla dolması ile göl haline gelmiştir. Meke gölü kış aylarında yağan
yağışlar nedeniyle dolmakta, yaz aylarında tamamen kurumaktadır. Alan su kuşları tarafından
fazla kullanılmamaktadır.
Yunak Akgöl Sulak Alanı: Akgöl, Yukarı Sakarya Havzası’nda Konya İlinin Yunak ve
Çeltik ilçeleri sınırları içerisinde yer alan 1983 yılında kurutulmuş eski göl yatağıdır. Alan,
Ankara-Akşehir yolu üzerinde Saray, Karayala, İshakuşağı, Odabaşı, Küçükhasan köyleri
27
arasında kalmaktadır. Mevcut hali ile yaklaşık 2300 ha alana sahiptir. Sulak alan içerisinde en
büyüğü yaklaşık 10.6 ha ve en küçüğü 0.24 ha olan 5 ayrı serbest su yüzeyine sahip göl alanı
bulunmaktadır. Alan, Akgöl bataklığının kurutulması ile çevre arazilerdeki drenaj
sorunlarının giderilmesi amacıyla 1977-1983 yılları arasında açılan 33 km. uzunluğundaki
Akgöl ana boşaltım kanalı vasıtasıyla alanın suları boşaltılarak kurutulmuştur. Akgöl ve
çevresinde, restorasyon çalışmaları planlanmış ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile
koordinasyon içerisinde seddeleme işi bitirilerek sulak alan yeniden tesis edilmiştir.
Suğla Gölü Sulak Alanı: Suğla Gölü (sularla iyice örtüldüğü zaman yüzölçümü 165 km² yaz
sonlarında 30 km² bazı yıllarda 10 km² bazı yıllarda da kuruyacak hale gelir derinliği birkaç
m. kadardır. Yüksekliği 1040 m.). Bozkır-Seydişehir-Beyşehir çöküntü teknesinin güney
bölümündeki yayvan bir çanakta oluşmuştur. Güneydeki göl girintisinde bulunan birçok su
yutan deliklerden (düdenlerden) göl sularının bir kısmı dibe dalar. Suğla gölü Konya ovasını
sulamak için bir rezervuar görevi yapmıştır. Suğla gölü bir depolama alanıdır.
Doğal Sit alanları
Arkeolojik Değerler:
Sille (Siyata): Sille Konya il merkezinin 8 km. kuzeybatısındadır. Bugün merkez belediye
hudutları içinde olup, şehir otobüsü çalışmaktadır. Erken Hıristiyanlık dönemini de önemli bir
merkezidir. Bu dönemden başka Ak Manastır diğer adı ile HAGİOS Khariton (St.Chariton)
olmak üzere bir çok manastır keşişler tarafından kayadan oyularak yapılmıştır. Bu manastırlar
dünyada kurulan ilk manastırlar arasındadır(http://www.konya.bel.tr, 2012)
Çatalhöyük: Konya’nın Çumra sınırları içerisinde bulunan Çatalhöyük, dünya çapında
öneme sahip Anadolu’nun günümüzdeki ilk yerleşim iskan örneğidir. 1960’larda yerleşim
sahasının ancak %4’ü kazılarak araştırmalara başlanmıştır. Günümüzde ise bilimsel teknikler
uygulanılarak araştırmalara tekrar başlanmıştır(Hadder, 1996:10). Çatalhöyük’de 9000 yıl
önce evlerin duvarlarına resim ve semboller çizen insanlar, yabani hayvan avlayarak, meyve
ve kök toplayarak ve tarihteki ilk kasabaları oluşturmak üzere beş-on bin kişilik topluluklar
halinde yaşıyorlardı(Hadder, 1997:23). Çatalhöyük kazısı, uygarlığın birçok ilkinin bu
topraklarda yaşadığını göstermektedir. İlk dokuma, ilk kap örnekleri, ilk ev içi duvar resimleri
gibi(Doğru, 1997:42).
Karahöyük: Konya il merkezinin 15 km güneydoğusunda Harmancık mahallesindedir.
Yapılan araştırmalarda höyüğün, M.Ö 3000-2000’de iskân edildiği anlaşılmış olup, 27
28
yerleşik kat tespit edilmiştir. Kazı sırasında çıkartılan gaga ağızlı testiler, fincanlar, rhytonar,
üzüm salkımı biçimli kandiller, ocaklar Konya arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
Hatunsaray (Lystra): Konya’nın güneybatısında bulunan Hatunsaray kasabasına 1 km kala
yaklaşık 400 m içeridedir.
Gökyurt (Glistra): Konya’ya 55 km uzaklıkta Hatunsaray kasabası civarındadır.
Hristiyanlık’ta önemli yeri bir yeri vardır. İsa peygamberin havarileri olan S.T. Paul ve
Barnabis, Hıristiyanlığı yaymak amacı ile bir süre burada yaşamışlar ve bölgede vaazlar
vermişlerdir. Lystra ve Glistra Hıristiyanlarca Hac maksadı ile ziyaret edilmektedir(İl Turizm
envanteri 1997:28-33).
Kubadabad Sarayı: Beyşehir Gölü'nün güneybatı kıyısında, Heyran Köyü yakınındaki
alanlardan biri üzerindedir. 1236 Selçuklu Sultanı I. Alaadin Keykubat tarafından yaptırılmış
35x50 m. boyutunda yazlık bir saraydır. 1950-1953 yılları arasında Mehmed Önder ve Zeki
Oral tarafından yapılan arkeolojik kazılarda bulanan çiniler ve panolar Konya'daki Çini
Eserler Müzesi'ne kaldırılmıştır. Saray, Kız Kalesi, tersane, hamam kalıntıları bulunmaktadır.
35x50 m. boyutundaki saraya ait kalıntılar arasında göl kıyısı tarafından ancak sarayın terası
yer almıştır.
Bolat Örenyeri: Bolat yaylası ören yeri, Hadim ilçesi Bolat köyü sınırları içinde kalan
Temaşalık mevkiindedir. Literatüre adı Astra olarak geçmiş olan antik kent, Hadim ilçesinin
kuzey batısında ve Hadim'e 17 km. uzaklıktadır. Hellenistik, Roma ve Bizans devirlerinde
iskan gördüğü yüzey buluntularından anlaşılmaktadır. Kente ait önemli sayılabilecek
kalıntılar; nekropol alanı, bouleterion, kilise ve büyük yapıdır. 1992-93-94 yıllarında Konya
Müze Müdürlüğünce kurtarma ve temizlik çalışmaları yapılmıştır.
Selçuklu Köşkü: Alaaddin Tepesini çeviren iç kalenin kuzey eteğindedir. Sarayın II.
Kılınçaslan'a ait olduğu kuvvetle muhtemeldir. Köşk, Alaaddin Keykubat I zamanında
genişletilerek tamir edilmiş, kare bir plan üzerine harç ve tuğlalarla iki kat olarak yapılmış,
altı kat kerpiç ve molozlarla takviye edilmiştir. Köşk bugün harap olmuş bir duvar parça-
sından ibarettir. Son defa 1961 yılında bu tek duvarın beton bir şemsiye ile muhafazası yoluna
gidilmiştir.
İvriz Kaya Anıtı:Tuvana Krallığından günümüze kalan en önemli kültür varlığımız ivriz
Kaya Kabartması'dır Ereğli ilçesinin 17 km. güneyinde bu gün Halkapınar ilçesine bağlı
Aydınkent Köyü içinde, Torosların kuzey eteklerindeki vadilerin birisinde kaya üzerine
29
yapılmış olan bu anıt 4.20 m x 2.40 m. ölçülerindedir. Torosların derinliklerinden gelen
zengin kar sularının oluşturduğu tarihi İvriz Çayı'nın kaynağında, o çağlarda da Ereğli ovasına
hayat veren bu suyun çıktığı yere, özellikle seçilerek yapılmıştır. Kaya'nın güneye bakan
yüzeyine yapılmış olması sebebiyle oldukça iyi korunarak zamanımıza kadar gelmiş bir
eserdir.
Eflatunpınar Hitit Anıtı: Konya İli, Beyşehir İlçesi, içinde bulunmaktadır. Anıt W.J.
Hamilton (1849) da bilim dünyasına ilk haber veren kişidir. Daha sonra F.Sarreve J. Garstang
ayrı ayrı yayınlamışlardır. Anıt bir su kaynağıdır. Kenarında dikdörtgen taşlar üzerinde
kabartmalardan oluşmaktadır. Niteliğin kaybetmeyen kabartmalar ön kısmındaki 14 adet taş
bloklar üzerine oyulmuştur. Anıtın ilk planı bilinmemektedir. Bu anıt açık hava anıtlarından
daha küçüktür. Doğal bir kayaya oyulmamış, her parçanın üzerinde figür bulunan blok
taşların örülmesiyle oluşmuştur. Eflatunpınar Anıtı'nın blok taşları üzerendeki figürler; üstte
güneş kursu, ortada tanrıça ve tanrı diye kabul edilen figürerin arasında, yanlarıda ve en
alttaki figürler elleri yukarıya doğru kaldırıp tanrı ve tanrıçayı selamlamaktadır. Bu anıt Hitit
Krallık dönemine tarihlenmektedir (http://www.konya.bel.tr, 2012).
Özel Çevre Koruma Alanları
Tuz Gölü Türkiye'nin yüzölçümü olarak ikinci büyük gölüdür. Derinliği 12 m. civarındadır.
Yaz mevsiminde buharlaşmanın etkisi ile alanı oldukça küçülür. Kuruyan kesimlerde tuz
tortulları meydana gelir. Türkiye'nin tuz ihtiyacının bir kısmı buradan temin edilir. Dünyanın
en tuzlu ikinci gölü olma özelliğine de sahiptir. Tektonik bir çöküntü sahası içinde bir çanak
şeklinde olan göl Ankara, Konya, Aksaray illerinin birleştiği sınır üzerindedir. Göl kuzeyde
dar bir körfez şeklinde olup, güneye doğru genişlemektedir. Türkiye'nin tuz ihtiyacının
%50'sinden fazlası bu gölden sağlanır. Kışın kapladığı çok geniş su alanı su kuşları için
önemli bir kışlama alanı oluşturmaktadır. Tuzlu ortamlara uyum sağlamış olan flamingo,
kılıçgaga, angıt ve benzeri kuşların yanı sıra yağmurcunlar, turnalar, yaban kazları ve yaban
ördekleri gölde büyük topluluklar halinde yaşamaktadır. İlkbaharda göl içinde oluşan adalar
ve bataklıklar Bataklık Kırlangıcı, Suna, Angıt, Çamurcun, Kılıçgaga, Kocagöz ve martı
türlerinin kuluçka yapmalarına imkân sağlamaktadır. Bölgede tuzcul stepler ve endemik
türlerden oluşan ekolojik açıdan hassas bitki toplulukları bulunmaktadır
30
Mesire Yerleri
Meram: Şehir merkezinden 8 km uzaklıkta şehrin doğusundadır. Meram Konya’nın kurak,
katı iklim coğrafyasında yemyeşil bitki örtüsü, dereleri, bağ ve bahçeleri, köşk, konakları ve
piknik imkanları ile muhteşem güzellikte bir yerdir(Özönder, 1997:22-24).
Dede Bahçesi: Alâaddin Tepesi’nin kuzeybatısında tarihsel bir bahçedir. Son yıllarda ise
bahçe kültür park haline getirilmiştir.
Alâaddin Tepesi: Kent merkezindedir. Binlerce yıllık tarihi olan tepe, yerli ve yabancı
turistlerin başlıca gezinti alanlarından birisidir(Yurt Ansiklopedisi, Cilt:7:5108).
Çayırbağı: Konya’ya 20 km uzaklıkta olup, şehrin su ihtiyacını karşılayan tarihi bir mesire
yeridir. Bu güzel mesire yerimizde herhangi bir turistik tesis kurulmamış, ancak eski
doğallığını bugüne kadar muhafaza etmiştir.
Akyokuş ve Kızılören: Konya’ya bağlı orman içi dinlenme yerleridir.
Hatıp: Kente 17 km uzaklıkta, üzümleri ve suyu ile meşhur bir piknik yeridir.
Dutlu Kırı: Manzarası ve yeşilliği ile ünlüdür(İl Turizm Envanteri, 1997:43).
Hıdırlık (Akşehir):Çamları, piknik imkanı ve belediye dağ oteli olan güzel bir dinlenme
yeridir.
Yaka Manastır (Beyşehir): Beyşehir’e 6 km. uzaklıkta zengin bitki örtüsü ve su
kaynaklarına sahip dinlenme yeridir.
Ayrıca; Akşehir’de hıdırlık, Meram’da Kozağaç, Huğlu’da Yelkentepe, Ereğli’de
İvriz, Bozkır’da Akçapınar, Hadim’de Yerköprü şelalesi mesire yerlerinin yanında; Konya
ilinin çevresinde Sille, May, Apa, Altınapa gibi küçük baraj gölleri de piknik ve dinlenme
yerleri arasındadır. (Köksal, 1994:83).
4.4 Konya İlinde Seçkin Özellikli Diğer Sahalar
Seçkin özellik taşıyan alanlarla ilgili bilgiler 4.3 maddesinde verilmekte birlikte; İlimiz çok
çeşitli uygarlıklara sahne olmuş, M.Ö. 7000 yılına kadar giden bir tarihin izlerini taşımaktadır.
Ören yerleri, tarihi ve doğal sit alanları, mağaraları ve sivil mimari örnekleriyle zengin bir
tarihi mirasa sahiptir. Aynı zamanda selçuklu devletine de başkentlik yapan il, Hz. Mevlana
ve Nasrettin hoca gibi dünya çapında tanınan şahsiyetlerle önemli bir turizm potansiyeline
sahiptir. İl merkezinde 7 (mevlana, karatay çini eserleri, inceminare, sırçalı medrese, atatürk,
31
etnografya ve arkeoloji müzeleri) , ilçelerde 4 (çatalhöyük örenyeri müzesi, ereğli müzesi,
akşehir batı cephesi karargâhı müzesi ve akşehir arkeoloji müzesi) olmak üzere toplam 11
müze bulunmaktadır. İlimizde ulusal kültürümüzün korunduğu yazma eserler kütüphanesi
olarak, bölge yazma eserler kütüphanesi ve Yusufağa yazma eserler kütüphanesi
bulunmaktadır. Bu kütüphanelerde 17.815 adet el yazması, 36.719 adet matbu olmak üzere
toplam 54.534 adet kitap bulunmaktadır.
Yeryüzündeki miras ve tarihi kaynaklar kültürel turizmin doğmasına ve gelişmesine
neden olur. Coğrafya, doğal ve kültürel mirası kucaklayan bir kavramdır. Ülkemizdeki bazı
delta ve traverten alanlarında antik kent kalıntıları ile doğal ve kültürel mirasın iç içe olduğu
alanlar vardır. Pamukkale travertenlerindeki Hierapolis kenti, Büyük Menderes deltasındaki
Milet ve Priene kentleri, Küçük Menderes deltasındaki Efes kenti doğal ve kültürel
kaynakların sentezini gerçekleştiren örneklerdir (Doğaner, 2001: 135).
Dünyadaki kıyı turizminin çok ilerlemesi ve insanların artık kıyı turizminin yanında
daha çok doğa ile bütünleşme, geçmiş kültürlerin izlerini yerinde görme, kültürel temaslar,
yaşam tarzı, inanç sistemleri, el sanatları, alış-veriş ortamları, eğlence biçimleri ilgi çeker
olmuştur. Bu nedenle dünyada tarihi özelliği olan kentler önemli turizm potansiyeli olan
yerler haline gelmiştir. Konya ili de tarih ve kültür değerleri ile ön plana çıkmış alternatif
turizm merkezi durumundadır. Konya Bozkır ortasında bir medeniyet âbidesi olarak, başlıca
târihî eserleri şunlardır:
HAMAMLAR, KAPLICALAR VE ŞİFALI SULAR
Sultan Hamamı;
Larende caddesinde Sahip Ata Külliyesine ait olan Sultan Hamamı bugün de faaliyetine
devam etmektedir.
Mahkeme Hamamı;
Şerafeddin Cami ile Şems-i Tebrizi Cami arasında yer alan tarihi özellikleriyle milletimizin
temizliğe verdiği önemini yaşatan (Türk Hamamı) vasıflarını taşıyan mahkeme hamamı
faaliyetine devam etmektedir.
Meram Hamamı;
Meram mesireliğinde, tarihi köprü çıkışında yer alan Beylikler devrinde yapılmış Meram
Hamamı, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.
Meydan Hamamı;
32
Akşehir'de 1329 yılında Subaşı Emir Şerafeddin tarafından yaptırılan hamam, bugünde
hizmet vermektedir.
Orta Hamam;
Akşehir Ulu Cami caddesindeki Orta Hamam Selçuklulardan kalmış olup, Konya Valisi
Avlonyalı Ferit Paşa tarafından 1900 yılında ciddi bakım ve tamirattan geçirilmiştir.
Eski Hamam;
Ereğli Ulu Cami güneyinde yer alan Karamanoğlu Beyliği devri eserlerinden olan eski
hamam soğukluk, sıcaklık ve külhan bölümleriyle hizmet vermeye devam etmektedir.
Ilgın Kaplıcaları;
Konya- Afyon karayolunun 90. km’sinde yer alan Ilgın ilçesindedir. Yaşadığı tarihi devirler
dolayısıyle bir çok turistik esere sahip olan şifa merkezi durumundaki kaplıcalar, Selçuklu
Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından (İlk Türk Hamamı) olarak yaptırılmıştır. Romatizma ve
siyatikten şikâyetçi pek çok kişinin uğrak yeri durumundaki kaplıcada konaklama tesisleri
bulunmaktadır.
Aşağı Çiğil Kaynak Suyu;
Ilgın'a bağlı Aşağıçiğil Kasabasının (Kumdöken) veya (Üzüm Çubuğu) namıyla anılan
yörede, çamlık içinde yer alan kaynak suyu, böbreklerinden rahatsız olanların şifa aradıkları
bir merkez durumundadır. Mahallinde içilmesi veya taşınarak kullanılması halinde böbrek
taşlarının düşürülmesinde etkili olan kaynak suyu Konya'dan başka, çevreden gelen kişilerin
de başlıca uğrak yeri durumunda bulunmaktadır.
Hadim Yerköprü Karasu Ilıcası;
Göksu nehrinin kaynaklarına sahip bulunan Hadim ilçesinin Yerköprü Hidroelektrik Santrali
yakınında Karasu Mevkiinde yer alan, kış mevsiminde sıcak, yazın soğuk akan kaynağın
suları cilt hastalıklarının tedavisinde faydalı olmaktadır. Suyunda kükürt minerallerine de
rastlanan Karasu Ilıcası, hem şifa dağıtmakta hem de sahip olduğu tabiat zenginliğiyle eşsiz
bir dinlenme yeri olarak hizmet vermektedir.
İsmil Kaplıca ve Termal Tesisleri;
İsmil Kaplıca ve Termal Tesisleri Konya'nın doğusundadır. Ereğli-Karapınar yolu üzerinde
50. km.'de İsmil Kasabası'nın yanıbaşındadır. Türkiye'nin ve Dünya'nın çeşitli merkezlerinden
gelen insanların Kültür-Ticaret sanat bağlantılarıyla bütünleştirilecek olan kompleks hem bir
kaplıca ve dizaynıyla tatil ve dinlenme merkezi, hem de bütün canlılığı ile turizm merkezi
konumunda, insanlarımızın tabi ihtiyaçları ile sosyo-kültürel değerlerinin ve manevi-etik
normlarının ön plana çıkarıldığı termal komplekste bütün bu ihtiyaç ve değerler evlerin
mimari yapılarından ahşap lambri tasarımlarına, sağlık istasyonlarında kaplıca kür
33
merkezlerine, açık kapalı termal havuzlardan tüm görsel güzelliklere yansıtıldı. Belirli
noktalarda kuş için barınakların oluşturulacağı İsmil kaplıcaları ve Termal Kompleksi fizik
tedavi rehabilitasyon merkezi termal basınçlı duşlar, halka açık bölümler, İçme İnhilasyon,
çamur terapi masaj, jimnastik salonları, su oyunlarının yapılabileceği termal havuzlar,
yürüyüş parkurları, güneşlenme, eğlence mekanları, marketi, otoparkı, botanik bahçesi, tenis
ve golf sahaları, seracılık ve tıbbi bitki üretim merkezleri içeriyor.
ANADOLU SELÇUKLULAR DÖNEMİ ESERLERİ
Alaeddin Camii: Anadolu Selçuklu Devri Konya'nın en büyük ve en eski camiisidir. Şehrin
merkezinde yüksekçe bir hü-yük olan Alaeddin Tepesi üzerine inşa edilmiştir. Selçuklu Sul-
tanı Rükneddin Mesud I'in son zamanlarında başlanılmış, Kılı-çaslan I I (1156-1192) devrinde
inşaatına devam edilmiş, Sultan Alaeddin Keykubad I tarafından 1221 yılında tamamlanarak
hizmete açılmıştır. Camii İslam mimarisi yapı tarzında inşa edilmiştir. Üzeri ağaç ve toprakla
örtülmüştür. İçerisi Sütunlar ormanını andırmaktadır. Bizans ve klasik devirlere ait 41 taş
mermer sütundan ibarettir. Camiinin en ilginç taraflarından birisi de minberidir. Minber
abanoz ağacından birbirine geçmiş olup, Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciliğinin en güzel
örnekleridir. 1155 yılında Ahlat'lı Mengum Berti tarafından yapılmış bir şaheserdir. Çinilerle
süslü mihrabın önünde çini süslü kubbesiyle örtülmüş bir saha mevcuttur. Mihrap ve
kubbelerin çinileri kısmen sökülmüştür.
İplikçi Camii; Alaeddin Caddesi üzerindedir. Şemseddin Altınoba tarafından 1201 yılından
sonra yaptırılmış, Somuncu Ebubekir tarafından genişletilmiş, yenilenmiştir. (1332) Cami İp-
likçiler çarşısında bulunduğu için İplikçi Camii adını almıştır. 1951-1960 yılları arasında
Klasik Eserler Müzesi olarak kullanılan camii, 1960 yılında tekrar ibadete açılmıştır.
Sahip Ata Camii ve Külliyesi : Anadolu Selçuklu Devleti Vezirlerinden Sahip Ata tarafından
1258-1283 yıllan arasında inşaa edilmiş olan mescid türbe, hanigâh ve hamamdan ibarettir.
Mimarı Abdullah Bin Kellük'tür.
Sadrettin Konevi Camii ve Türbesi : Konya'nın Şeyh Sadrettin mahallesindedir. 1274
yılında yapılmıştır. Giriş kapısındaki kitabede adı geçen Sadrettin Konevi aslen Malatyalı
olup, Konya'ya yerleşmiş, zamanın tanınmış bilginlerindendir. Muhiddin İbni Arabi'den tahsil
ve terbiye görmüş, Konya'daki hanikâhında hadis ilimleri okutulmuştur. Mevlâna'ya derin bir
sevgi ile bağlanmıştır. Türbe, Camiinin doğusundaki avludadır. Açık türbeler tipinin ayakta
kalan tek örneğidir. Türbenin şekli Selçuklu kümbetlerine benzer. Gövde açık, kaidesi
mermer işleme olan türbenin üzerinde, köşeli bir tanbura oturan, kafes şeklinde ahşap bir
külah vardır.
34
Şems-i Tebrizî Camii ve Türbesi; Şerafettin Camii kuzeyinde eskiden mezarlık olan Şems
Parkının içinde yer alır. Bugünkü yapı 1510 yılında Abdürrezzakoğlu Emir İshak Bey ta-
rafından mescidle birlikte elden geçirilmiş ve genişletilmiştir. İlk yapının 13. Yüzyılda
yapıldığı ileri sürülmektedir. Ancak kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Cami
bölümüyle bitişik durumda, içten tavanlı dıştan sekizgen tambur üzerine piramidal külahla
örtülüdür. Eyvan şeklinde olan türbe mescide kalem işi süslenmiş ahşap Bursa kemeriyle
açılır. Diğer yönlerde biri altta, diğeri üstte olmak üzere ikişer penceresi vardır. Türbenin
duvarlarınla herhangi bir bezeme yoktur. Tavanı geometrik motiflerle bezenmiştir. Üzeri
örtülü sandukanın altında önceleri kuyu bulunduğu söyleniyorsa da araştırmalar neticesinde
burasının kuyu değil mumyalık olduğu anlaşılmıştır. Gövdesi taştan tambur ve külahı ise
tuğladan yapılan türbe 1977 yılında tamiri sırasında orji-nalliğini biraz kaybetmiştir.
TÜRBELER
Sultanlar Türbesi; Alaeddin Cami-i içinde kuzeyde, klasik Selçuklu türbeleri tipindedir.
Gövdesi kesme taşlardan on yüzlü prizma şeklinde yükselmiş, üzeri tuğladan on köşeli bir
pramitle örtülmüştür. Türbe, Sultan Kılınçaslan tarafından yaptırılmıştır. Türbede sekiz çinili
sanduka vardır. Aşağıda isimleri yazılı Selçuklu Sultanları; Sultan Mesud I, Kıhnçaslan II,
Rükneddin Süleymen II, Gıyaseddin Keyhüsrev I, Alaeddin Keykubat I, Gıyaseddin
Keyhüsrev II, Kıhnçaslan IV Gıyaseddin Keyhüsrev III medfun bulunmaktadır.
Tavusbaba Türbesi; Konya'nın tarihi bir mesire yeri olan Meram'dadır. I. Alaeddin
Kuykubat Devrinde Konya'da ölmüş olan Şeyh Tavus Mehmet-el Hindi'ye aittir. Taş ve
tuğladan yapılmış, tonas kubbeli sade bir eserdir.
Ateş-Baz Veli Türbesi; Eski Meram yolu üzerindedir. Klasik Selçuklu Kümbetleri tipindedir.
Türbe 1285 yılında ölen Mevlevi Ateş-Baz Yusuf a aittir. Kesme taşlardan sekiz köşeli gövde
sekizgen piramit tuğla örtülü bir külahla yapıştırılmıştır. Taş söveli kemerli kapısının altında
mezar mahzenine inilen bir de kapısı mevcuttur.
ANADOLU BEYLİKLERİ DONEMİ ESERLERİ
Kadı Mürsel (Hacı Hasan) Camii;
Hükümet konağının batısındadır. Güney duvarında bulunan kitabesine göre 812 H.-1409 M.
Yılında ve Karamanoğlu Mehmet Bey zamanında Hacı Mustafa oğlu Mürsel tarafından
yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı taş ve moloz dolgu yüksekçe bir tabana oturmaktadır. Üzeri
çatı ile örülmüştür.
Tursunoğlu (Tahir Paşa Camii);
35
Abdülaziz mahallesindedir. XV Yüzyıl başlarında Konya eşrafından Tursunoğlu Mehmet Bey
tarafından yaptırılmıştır. Beden duvarları taş, kubbe ise tuğladır. Camiinin kuzeyindeki
kubbeli son cemaat mahallide tuğladan yapılmıştır. Tek şerefe -li ve köşeli bir minaresi vardır.
OSMANLILAR DÖNEMİ ESERLERİ
Selimiye Camii; Mevlâna Dergâhının batısında inşaatına Sultan Selim H'nin şehzadeliği
zamanında başlanmış (1558-1567) arasında tamamlanmıştır. Camii Osmanlı klasik
mimarisinin Konya'daki en güzel eserlerindedir. Kuzeyinde altı sütuna istinat ettirilmiş yedi
kubbeli son cemaat yeri ve mermer süveli geçme basık kemerli cümle kapısı mevcuttur.
Ahşap kapı kanatlarından sağdakine "Mescitte Mümin, suda balık gibidir." İbareleri
mevcuttur. Son cemaat yerinin sağ ve solunda tek şerefeli iki minaresi vardır.
Aziziye Camii; Konya çarşısının ortasındadır. Muntazam kesme Gödene Taşı ile yapılan
mabed son Osmanlı mimarisinin çok muvaffak bir eseridir. Yerindeki 1671-1676 yılları
arasında Şeyh Ahmed eliyle yaptırılan camii yandığı için (1867) Sultan Abdülaziz'in annesi
Pertevnihal adına yeniden bugünkü Camii yaptırılmış ve bu adla anılmıştır. (1874) Türk
Baroku uslubundadır. Altı mermer sütuna oturan üç kubbeli son cemaat yerini iki ucunda
kaideleri şadırvanlı iki minaresi dikkat çeker. Üzeri ferah kubbe ile örtülüdür.
Şerafettin Camii; Camiinin ilk banisi XIII. yy' 'da Şeyh Şerafettin'dir. Daha sonraları 1444
yılında Karamanoğlu İbrahim Bey II. Tarafından onarılmıştır. Zamanla harap olan camii 1636
yılında Konyalı Mehmet Çavuşoğlu Memi Bey tarafından yıktırılarak yeniden yapılmış olup,
şehrin Konak meydanındadır.
Kapı Camii; Konya'da merkezde sarraflar (çıkrıkçılar) caddesi üzerindedir. Asıl adı İhyaiyye
olup eski Konya Kalesinin kapılarından birinin çevresinde yer aldığından Kapı Camii adıyla
anılır. Cami ilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergahı Postnişinlerinden Pir Hüseyih Çelebi
tarafından yaptırılmıştır. Bir süre sonra yıkılan bu camiiyi 1811 yılında Konya Müftüsü
Esenlilerlizade Seyyid Abdurrahman yenilemiş, 1867 yılında bir yangın, cami ile birlikte bu
civarda vakıf dükkânları da yok etmiş. Bu olaydan bir yıl sonra camii üçüncü defa yeniden
yapılmıştır. Bu yeni inşaasına dair 1285 H. (1868 M) tarihli kitabesi taç kapısı üzerinde yer
almaktadır. Kapı Cami Konya'da yer alan Osmanlı Dönemi camilerinin en büyüğüdür.
Kuzeyinde 10 mermer sütuna istinat eden yüksek bir son cemaat mahalli ve basık kemerli bir
cümle kapısı vardır. Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı bulunmaktadır. Kesme
taşlardan inşa edilen camiinin üzeri dıştan çatı, içten büyüklü küçüklü sekiz kubbe ile
örtülüdür. Taş Mihrabı ve ahşap minberi sadedir.
36
Nakiboğlu Camii; Camii, Nakiboğlu mahallesindedir. Vakfiyesine göre Konya Müftüsü
Nakib'ül Seyid İbrahim tarafından 1176 H. (1762 M.) yılında yaptırılmıştır. Kare planlı olup
toptan yapılmıştır. Çatı ahşaptır. Kiremitle örtülmüştür. Minaresi, 1178 H. (1764 M.) yılında
Nakib'ül Hac Seyid İbrahim oğlu Mehmet Emin tarafından yaptırılmıştır. Cami zamanla harap
olduğu için 1926 yılında minaresi hariç, yıktırılarak yeniden yaptırılmıştır.
HANLAR
ZAZADIN HANI
Sultan Alaeddin Keykubat devrinde (633-Hicri 1236 Miladi yılında) Selçuklu Emirlerinden
Vezir Sadettin Köpek tarafından yaptırıldı. Yazlık ve kışlık tiplerin birleşmesinden meydana
gelmiş avlu tipte yapılmıştır. Hanın boyu 104 m., eni 62 metredir.Taş yapının dış
duvarlarından gayri İslami devirlere ait eserlerden bazı parçalarda kullanılmıştır. Konya-
Aksaray yolunun 25. Km'sinde Tömek bucağındadır.
HORUZLU HAN
1248 yılında bugünkü Konya-Aksaray asfaltının 8.'sinde kışlık olarak yapılmıştır.
KIZILVİRAN HANI
Konya-Beyşehir yolu üzerinde olup, Konya'ya 44 km. uzaklıktadır. Kışlık ve yazlık olmak
üzere iki tipte yaptırılmıştır.
OBRUK HAN
Anadolu Selçuklu döneminde ticaret yolları üzerinde kurulan hanlardan bir örneği de Obruk
Hanıdır. Oburk Hanı, Konya'yı Aksaray'a bağlayan yol üzerindedir..
37
4.5 KONYA İLİNDE DOĞA TURİZİM ÇEŞİTLERİ
Kuş Gözlemciliği
Doğa Yürüyüşü (Trekking)
Yayla ve Festival Turizmi
Mağara Turizmi
Av Turizmi
Sualtı Dalış Turizmi
Hava Sporları Turizmi
Sportif Olta Balıkçılığı
Akarsu Turizmi
Atlı Doğa Yürüyüşü
Bisiklet Turizmi
Botanik Turizmi
Yaban Hayatı (Fauna) Gözlemciliği
Foto Safari
Tarım ve Çiftlik (Agro) Turizmi
Kamp Karavan Turizmi
38
Tablo 11. KONYA İLİ VE ve İLÇELERİNİN ÖNE ÇIKAN DOĞA TURİZMİ DEĞERLERİ MATRİSİ
Aktivite/değerK
onya
Mer
kez
İlçe
leri
Değerler toplamı
Rafting (R) X X
Av Turizmi X X X X X X X X X
Binicilik atlı doğa yürüyüşü X
Bisiklet turizmi X X X
Botanik Turizmi X X X X X X X X X X X X X X
Çiftlik Turizmi X X
Dağ ve Doğa Yürüyüşü (Trekik)
X X X X X X X X
Dağcılık X X X X X X
Foto Safari X X X X X X X X X X X
Kamp Karavan turizmi mesire yerleri
X X X X X X X X X X X
Kış Turizmi ve Kayak X X
39
Fauna ve Kuş (Ornotoloji) Gözlemciliği
X X X X X X X X X
Mağara Turizmi X X X X X X X
Scuba (Su Altı Dalış) X X X
Sportif Olta Balıkçılığı X X X X
Yamaç Paraşütü ve Motorlu Paraşütçülük
X X X
Yayla Turizmi X X X X X X X X X X X X X X X X X X
İzcilik X
Off-Road ve Jeep Safari X X X X X X X
İpek Yolu Turizmi X
Su Sporları X X X
Garantili yaban hayatı gözlemi(GYHG)
X
Şelale görme imkanı (Ş) X
40
41
42
43
44
Şekil 7. Konya Doğa Turizmi Haritası
45
46
Konya ’nın doğa turizmi yönünden öne çıkan ilçeleri;
- Beyşehir İlçesi (Beyşehir Gölü Milli Parkı)
- Merkez ilçe, (Karatay, Selçuklu ve Altınekin ilçeleri sınırlarında kalan Bozdağ Yaban Hayatı
Geliştirme Sahası)
- Beyşehir İlçesi (Yakamanastır Tabiat Parkı)
- Akören İlçesi ( Mavi Boğaz Kanyonu )
- Hadim İlçesi (Yerköprü Şelalesi)
Bu ilçelerde turizm odaklanması ve gelişimi için yapılması gerekenlere geçmeden önce
Milletlerarası seviyede önemli olan sahaların özellikleri incelenerek doğa turizmi konusunda bu
sahalardaki deneyimlerin neler olduğu, geliştirilebilmesi için gerekenler, diğer bölgelere
yaygınlaştırılması imkanları irdelenecektir
5. SEÇKİN VE YÜKSEK DEĞER TAŞIYAN (X) YILDIZ ALANLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE POTANSİYELİNİ GELİŞTİRME İMKANLARININ ORTAYA KONULMASINA İLİŞKİN ANALİZLER
1. BEYŞEHİR GÖLÜ MİLLİ PARKI VE SULAK ALANI
Beyşehir Gölü Milli Parkı üstün peyzaj
güzellikleri ile Konya ili Beyşehir ilçesi
sınırları içerisinde bulunan bir Milli
Parkımızdır. 11.01.1993 yılında Milli Park
olarak ilan edilen saha 88.750 hektardır.
Beyşehir gölü Milli Parkı içinde irili ufaklı
33 adet ada bulunmaktadır. Bunlardan en
büyükleri Hacıakif, kes, yılanlı, eşek
adalarıdır. Alanda Eşrefoğlu Camii,
Kubadıabat Sarayı , Yeşildağ Kasabası leylekler vadisi bulunmaktadır. Beyşehir Gölü eko
turizm için önemli bir alan olup, olta balıkçılığı, yayala turizmi, tarihi yerleri ziyaret, su
sporları, mağra gezisi ve kuş gözlemciliğinin yapılabileceği ender bir alandır.
47
Beyşehir Gölü, jeomorfolojik yapısı, Toros Dağ sıraları arasında, kuzeybatı-güneydoğu
doğrultusunda teknonik Polye Çanağı içerisinde oluşmuş karstik kökenli bir göldür.
Türkiye’nin en büyük tatlı su, Van ve Tuz Gölü’nden sonra üçüncü büyük gölüdür. Deniz
seviyesinden yüksekliği 1.120 m., uzunluğu 45 km., genişliği kuzeyde en dar yerinde 15 km.,
güneyde en geniş yerinde de 25 km.dir. Derinliği konusunda uzmanlar çelişkili bilgiler
vermektedir. Eski kaynaklarda en derin yerinin 70 m. olduğu yazılmışsa da yakın tarihteki
ilgili kaynaklarda derinliğinin 3-8 m. arasında değiştiği belirtilmektedir. Bazı kaynaklara göre
de en derin yeri 14 m.dir. Yüzölçümü 656 km2’dir. Gölü yerüstü ve yeraltı su kaynakları
48
beslemektedir. Bunlardan Adaköy’ün güneyinden çıkan Pınarbaşı menbaı gölü besleyen en
önemli kaynaktır. Bunun yanı sıra Yenişarbademli’nin güneybatısında bulunan Dedegöl
Dağı’nın kuzey eteklerindeki
Pınargözü Mağarası’ndan
çıkan yeraltı deresi de gölü
besleyen önemli bir
kaynaktır. Doğu kıyıları hafif
ondüleli, kumlu, killi neojen
araziden oluşur. Batı
kıyılarında küçük koyların
önünde irili ufaklı 22 ada
bulunmaktadır. Bunların belli
başlıları gölün kuzeybatı
kıyıları yakınındaki Mada
Adası’dır. Onun biraz
güneyinde İğdeli Ada, Orta
Ada, Aygır Adası, Keçi
Adası, Eşek Adası, Kız
Kalesi, Hacı Akif Adası,
Küladası, Akburun Adası, Gülbent Adası ve Yılan Adası’dır. Beyşehir Gölü’nden çıkan bir
göl ayağı Seydişehir’in doğusundan geçerek Suğla Gölü’ne akar. Mavi Boğazı geçtikten sonra
Apa Boğazına su verir ve Konya Ovası’na Çarşamba Çayı olarak girer. Gölün doğu ve kuzey
kıyılarında göle karışan küçük dereler varsa da onların beslemesi çok fazla önemli değildir.
Gölde buharlaşma yoğundur ve düdenlerle de çok fazla su kaçırmaktadır. Gölün içerisindeki
adalarda ve sazlıklarda pelikan, balıkçıl, karabatak ve martı gibi su kuşları bulunmakta olup,
bunlar Beyşehir Gölü çevresinde kuluçkaya yatarlar. Bu nedenle de bölge kuşların balıkçıl
türlerinin ve ördeklerin kışlama ve kuluçka alanlarıdır. Bu nedenle de göl doğal yaşamın
devamlılığını sağlayan önemli bir ekolojik ortamdır. Gölün sularında sazan, alabalık, çiçek
balığı, sarı balık ve tatlısu levreği ile su kaplumbağaları ile yılanlar yaşamaktadır. Göl çevresi
Milli Parklar kapsamında olup, burada karaçam, göknar, sedir, ardıç ve meşe türü ağaçlar
bulunmaktadır. Bu ekolojik sistem aynı zamanda göle doğal bir güzellik kazandırmaktadır.
(http://www.turkish-media.com, 2012).
49
Beyşehir Gölü: Göller yöresinde Beyşehir ilçesinde yer alan göl Türkiye’nin üçüncü büyük
doğal ve tatlı su gölüdür. Konya ovası göl suyu ile sulanır. Yüzölçümü 656 km2, denizden
yüksekliği 1121 m olan gölün derinliği 10 m’yi geçmez(Evliyaoğlu, 1994:43). Beyşehir gölü,
bir polye çanağı içinde oluşmuş karstik kökenli bir göldür. Gölün hem kuzeyinde hem de batı
kıyılarında düdenler vardır, gölü yeraltı ve yerüstü suları beslemektedir(Aygün, 1985:15).
Göl, güneşin gün batısındaki görünümü, renk ve batış süresi yönünden dünyada birinci derece
gruplardan sayılmaktadır. Ayrıca göl, 1 km kumsalı olan Üstünler-Yarbaşı plajına sahipken,
yılda ortalama 137 günün rüzgarlı geçmesi nedeni ile sörf sporu yapmaya da elverişlidir.
Peyzaj güzellikleri ve göçmen kuşlar için iyi bir barınak yeri olması, göl sularına dayalı su
sporları aktivitelerinin sağlanması, sazan, kılkanat, gökçe, çamurca, levrek, turna, küçük boy
yılan balıkları ile de balıkçılık olanakları sunması gölün değerini artırmaktadır(Beyşehir
Sanayi ve Ticaret Odası, 1997:48-49).
Flora ve Fauna özellikleri; Milli Park sınırları içinde 85 familya, 305 cins, 545 tür, 140 alt
tür ve 54 varyete yer almaktadır. Milli Park alanı içinde bulunan 560 taksonun 88’i
endemiktir. lübnan sediri, adi ardıç, katran ardıcı, göknar, karaçam, kermes meşesi, dişbudak,
ceviz, karadut, erkek eğreltiotu, dağ lalesi, haşhaş, boyacı kökü, adaçayı, kardelen, sıklamen
ve sarıkokulu milli parkta ve yakın çevresinde yayılış gösteren bazı önemli bitki türleridir.
Beyşehir Gölü su kuşları açısından oldukça önemlidir. Milli Park Alanında 153 kuş türü
vardır. Bunlardan bazıları sakarmeke, yeşilbaş ördek, cüce batağan, bahri ve tepeli ördektir.
Gölün etrafı iki yaşamlı, sürüngen ve memeli sınıflarına ait türler bakımından da oldukça
zengindir. Alanda 3 adet iki yaşamlı, 14 adet sürüngen ve 34 adet memeli türü olmak üzere
toplam 51 tür vardır. Göl ve derelerde toplam 16 adet balık türü yayılış göstermektedir.
Bunlardan bazıları sudak, sazan, akbalık, siraz ve kızılkanat’tır.
(http://www.milliparklar.gov.tr, 2012).
50
Tablo 12. Beyşehir Turistik Kaynak değerleri
51
52
Havza İçindeMilli Park İçerisinde
EKOTURİZM Turistik Değerler
Kurtbeşiği Anıtı
Atlıkaya Anıtı
Fasıllar
Misthia Antik Kenti
Eflatun Pınar
Sonsuz Şükran Köyü
Köşk Kaplıcası
Çavuş Kaplıcası
Doğanbey Kükürtlü Hamam
Körükini Mağarası
Balatini Mağarası
Yok
Bayındır Cami
İsimsiz Türbe
Demirli Mescid
Sütdede Türbesi
Kale Kapısı
Tarihi Taş Köprü
Bedesten
Kubad-Abad Sarayı
Çifte Hamam
Taş Medrese
Eşrefoğlu Cami ve Türbesi
Karaburun Plajı
Karagöl
Yaka Manastır
Adalar
Gün Batımı
Arkeolojik
Tarihi ve Kültürel
Doğal
BEYŞEHİR EKOTURİZM DEĞERLERİ
Beyşehir Gölü ve Gün Batımı; Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'nde
gün batımı, tabloluk görüntülerin oluşmasına
neden olmaktadır. Beyşehir Gölü, özellikle
fotoğraf sanatçılarının büyük ilgisini
çekmektedir. Üzerinde yatla gezilebilen ve
yüzlerce balıkçıya ekmek kapısı olan
Beyşehir Gölü, sunduğu manzaralarla da
insanlara görsel bir şölen sunmaktadır.
Güneşin batmasına yakın oluşan kızıllık ve
güneş ışınlarının göle yansıması, güzel bir
manzara görmek isteyenleri göl kenarına çekmekte ve martıların da havada daireler çizmesi
de bu manzaraya ayrı bir güzellik katmaktadır(http://www.haberler.com, 2012). Beyşehir'de
gün batımı genellikle şöyle tarif edilmektedir; “Gün batarken güneş soyunup mavi gölde
yıkanır. Eğer günbatımını Beyşehir'den izliyorsanız karşıda Anamas ormanlarında yangın
çıkmış, gölü tutuşturmuşta göl yanıyor sanırsınız. Göl'ün suları kızılın yüzlerce ışıltısıyla
rengarenk kesilmiştir. Bu nedenledir ki Beyşehir Gölü gurubu, renk ve batış süresi
yönlerinden dünya'da birinci derecede guruplardan sayılmaktadır”. Beyşehir gölünde
günbatımı kendi dalında dünya ikincisidir. (http://geziyorumturkiye1.blogspot.com, 2012).
Adalar; Beyşehir Gölü üzerinde ortalama olarak 33 tane irili ufaklı ada vardır. Gölde su
seviyesine göre ada sayısı da değişmektedir. Ancak bu değişim pek önemli değildir. Başlıca
adalar şunlardır:
Hacı Akif Adası; Adını, aslen Hoyranlı olan ve Beyşehir'deki ünlü tarihi evin sahibi olarak
bilinen Hacı Akif Efendi'den almıştır.
Adalar kümesinin güneyindedir. Beyşehir'e
uzaklığı 25 km kadardır. Sarkıt ve
dikitleriyle ünlü 100 m. uzunluğunda bir
mağarası vardır. Roma dönemine ait
tapınak kalıntıları, görülmeye değer
güzelliktedir. Böcek türleri yönünden
zengin olan adada, bazı hayvan türlerinin
üretimi de yapılmaktadır. Milli park alanı olarak koruma altına alınmıştır.
53
İğdeli Ada; En yüksek noktası 1282 metre olan ada turistik açıdan ilgiye değer güzelliktedir.
Kıyıları dik ve derin olup ,geniş kumsalları vardır.
Orta Ada; İğdeli ve Aygır Adaları'nın 200 metre açığında yer alan bu ada 2500 dekarlık
alana sahiptir. Diğer iki ada ile oluşturduğu boğaz çok güzeldir. Tepe noktası 1146 metredir.
Çoğunlukla ardıç ağaçlarının oluşturduğu geniş bir bitki örtüsü vardır. Ada üzerindeki eski
yapı kalıntıları da vardır.
Kes Adaları; İçeri ve dışarı adalar olarak da bilinir. En yüksek noktası 1134 metredir. Otlak
durumunda olup 10 kadar küçük adadan oluşur.
Aygır Adası; Tabii açıdan ilgi çekici nitelikleri adada koy ve kumsallar oldukça güzeldir.
1055 dekarlık alanı olup en yüksek noktası 1260 metredir. Kilise kalıntıları vardır.
Kızılada; Eski yapı kalıntıları ve mağarası vardır. Adanın alanı 815 dekar civarındadır
(http://www.viewphotos.org/turkey/images-of-Yenisarbademli-17.html, 2012).
Çeçen Adası; Aşağıağıl, Terkenli, Hacı Osman ve Gavur Adası da denir. Adada çiftlik evleri
ve birçok tarihi kalıntı mevcuttur. Alanı 595 dekardır. Uzun yıllar öncesinde Rumlar'ın
bulunduğu ada İstiklal savaşında gösterdikleri yararlılıklardan dolayı Çeçenler'e verilmiştir.
Gölkaşı Adası; Gölkaşı'na uzaklığı 500 metre civarında olup 565 dekarlık alanı vardır. Adada
bol miktarda ağaç mevcuttur. En yüksek noktası 1138 metredir.
Eşek Adası; Enyüksek noktası 1139 metre alanı 140 dekardır. Seyrek de olsa ağaçlarla
kaplıdır. Selçuklular dönemine ait olduğu
sanılan eski yapı kalıntıları vardır. Bu yapılar
Kubadabad Sarayı ile aynı dönemde
yapılmıştır.
(http://www.panoramio.com/photo/63916751,
2012).
54