[email protected] Akarsuya kilit vurmak…ismailsen.com/pdf/11.18.2011.pdf}18 KASIM 2011} SAYFA...
Transcript of [email protected] Akarsuya kilit vurmak…ismailsen.com/pdf/11.18.2011.pdf}18 KASIM 2011} SAYFA...
} }1 8 K A S I M 2 0 1 1
SAYFA 11
EKO-MAGAZİN
HAFTALIK İsmailŞen
KARİKATÜRLERDEKİ TARİH 18 Kasım1928 yılında bugün, Walt
Disney’in çizgi film karakteriMickey Mouse’un ilk film
gösterimi yapıldı. Önceleri bir anti kahraman olanMickey Mouse, giderek “sevimlileşecek” ve devbir sektörün doğmasına yol açacaktı.
19 Kasım1900 yılında bugün, siyasi
haklarını talep eden İngilizkadınları Avam Kamarası’nazorla girmeye çalıştı. 119kadın tutuklandı. 9 yıl sonrabenzeri bir gösteriMeşrutiyet Meclisi önündeOsmanlı kadınları tarafındanyapılacaktı.
20 Kasım1961 yılında
bugün, 26. Hükümet,Cumhuriyet tarihindeilk kez bir koalisyonolarak kuruldu. İsmet
İnönü’nün başbakanlığındaki bu ilk koalisyonunömrü 7 ay olacaktı. Hükümetin Çalışma Bakanıise bir süre sonra İnönü’nün yerine geçecek, gençgazeteci Bülent Ecevit’di…
21 Kasım1905 yılında bugün, Albert Einstein’ın “Cismin
ataleti içerdiği enerji miktarına bağlımıdır?” başlıklı makalesi yayınlandı.E=mc2 formülüyle ifade edilenenerji ile kütle arasındaki ilişkininispatından 101 yıl sonra aynı gün
Türkiye’de Erke Dönergeci adlı devri daimmakinesinin tanıtımı yapılacaktı. Evet, aynı gün…
22 Kasım1948’de
bugün,İstanbul TicaretOdası’nın“millileştiril-mesi” süreciniyürüten “Limancı” lakaplı Ahmet Hamdi Başar’ınkurduğu İstanbul Tüccar Derneği’nin girişimiyle II.İktisat Kongresi toplandı. Sivil inisiyatif iletoplanan tek iktisat kongresi 27 Kasım’a kadarsürecekti. Döneminde oldukça önemli sonuçlarıolan kongre daha sonra “unutulacak” ve II. İktisatKongresi 1981 yılında bir kez daha toplanacaktı.
23 Kasım1970 yılında bugün, Avrupa Birliği’ne (o
günlerin Ortak Pazar’ı) üyeliğimiz için 22 yıllık birgeçiş dönemini öngören Karma ProtokolBrüksel’de imzalandı. Bu protokole göreTürkiye’nin üyeliği 1992’de gerçekleşecekti.
24 Kasım1941
yılında bugün,ekmeğinkarneyebağlanma-sından sonraikinci adımatıldı veekmek dışındaki tüm unlu mamullerin yapımıyasaklandı. Börek, çörek ve pasta dahil birçokyiyecek “yasak mal” oldu.
26 Nisan 1923 Akbaba Dergisi
Bir işe girişmekiçin iyi birgerekçemiz yoksa,ona başlamamak içiniyi bir nedenimiz var demektir..
‘‘
”Tam adıyla Marcus
Tullius Cicero.Milattan önce 106 – 43
yılları arasındayaşamış, Roma
tarihine damgasınıvurmuş devlet
adamlarından, etkilibir hatip, keskin zekalı
bir filozof ve yazar…
İsmindeki “D” Davison’ın baş harfi.1839 doğumlu Rockefeller’in ilk işimütevazı bir Amerika köyünün, mütevazıbir kilisesinin, mütevazı bir ayin eşyasımuhafızlığıydı. Yaklaşık bir asır sonra1937’de öldüğünde ise mirası 912 milyondolar idi. Bu paranın bugünkü değeriyaklaşık 200 milyar dolar. İşte bu yüzden otüm zamanların en zengin adamı. Yineaynı nedenle, günümüzde unutulmayayüz tutmuş da olsa, Türkçe dâhil dünyanınbirçok dilinde “Rockefeller gibi zengin”deyimi var.
Peki, bol “mütevazı” sıfatlı birbaşlangıçtan sonra bu zenginlik nasıl eldeedilebilmiş? Hem dünyanın en zengin, ençok hayır işi yapan, buna rağmen en çoknefret edilen insanı olmayı nasıl başarmış?
Aslında cevap oldukça kısa: Petrol…Jean Paul Getty’nin başarı
formulündeki gibi Rockefeller, “erkenkalkmış, çok çalışmış ve petrol bulmuş”.
Kilisedeki işinden sonra bir süremuhasebecilik yapan Rockefeller, dahasonra bir komisyonculuk şirketine ortakolur. Elini attığı her işte başarılı olur.Madencilik ve çelik sektörüne girer. İşleriözellikle Amerikan İç Savaşı’nda gelişir.
Ve sonunda petrolün kazanacağı ticaripotansiyeli farkeder. Bunu ilk farkedeninsanlardandır. 1863’te ilk petrolrafinerisini kurar. 1870’te Standard OilCompany ile Amerikan petrol sektörünütek elde toplama çalışmalarına başlar.Başarır da… Bu başarının sonucuAmerikan anti kartel ve anti tröst hukukudoğar. Standard Oil’in bölünmesinden deçoğu hala yaşayan dev petrol şirketleridoğar.
1892 yılında Amerika’nın ilk milyoneriolur. Canını yaktığı rakiplerinindüzenlediği birkaç suikasttan yaralıkurtulur. 1910’dan öldüğü 1937 yılınakadar hep dünyanın en zengin insanıolarak kalır. Kamuoyu imajı o kadarkötüdür ki, halkla ilişkiler sektörünügeliştiren çalışmalar yapmak zorundakalır. Bu bağlanma milyonlarca dolarlıkyardım faaliyetleri yapar. Yaptığıyardımlarla Chicago Üniversitesi, TıpAraştırmaları Enstitüsü, New YorkRockefeller Center kurulur.
Rockefeller Ailesi, hala dünyanın enzengin ailelerinden. Ailenin çok bilinenşirketleri, Exxon-Mobil, Chevron, CitiGroup, J. P. Morgan-Chase…
O BİR İŞADAMI
Tüm zamanların en zengini
John D. Rockefeller
Akarsuya kilit vurmak…Antik dönemde, her
şehir bir devletti. Herşehir çevresindeki tarımalanlarında yapılanüretimle beslenir, diğerşehirlerden pek gıdamaddesi almazdı. Tarımüretimi esastı.Zanaatkârlarınürettikleri ise tamamentarım üretimi içingerekli olan aletedevattı. Yollar olmadığıiçin insanlar doğduklarışehirlerde ölürdü.İletişim olmadığı için,uzak diyarlarda nelerolduğuna dair kimseninbir fikri yoktu.
Barbarlar geldiğindekorunmak için şehirlerinsurları olurdu. İşte busurları kaldırın, binlerceyıl sonra da dünyanınbüyük kısmı budurumdaydı. Halaçevresinden yalıtılmış bölgeler olsa dabunlar oldukça azaldı.
Çok değil 50-60 yıl önce Anadolu daaynı durumdaydı. 1950 yılında İstanbul ileAnkara arasındaki yolculuğun sadecetrenle yapılabildiğini ve 14 saat sürdüğünübiliyor muydunuz? Türkiye’nin bu enönemli iki şehri arasında bile doğru dürüst
karayolu yoktu. MarshallYardımının ve DemokratParti’nin kararlıtutumuyla 1950 ile 1953yılları arasında yapılan23 bin kilometre karayolusayesinde şehirler,kasabalar arasındaulaşım mümkün halegeldi.
★★★Yollar yapıldıktan
sonra bile şehirlerin vekasabaların kendiyağlarıyla kavrulduklarıekonomik sistem pekkırılmadı. Yine kentindışından pek yiyecek veiçecek gelmez, gelse deçok pahalı olduğu içintüketilmezdi.
1980’li yıllara kadarher kasabanın yerelgazoz markaları bilevardı. Gazozun nakliyemasrafının yüksekliği
ulusal markaların gelişmesini, küreselmarkaların da kasabalara ulaşmasınıengelliyordu. Bu nedenle her kasabadakurulan küçük bir gazoz imalathanesi, okasabanın ihtiyacını karşılıyordu.
Bundan 20 yıl önce o imalathanelerikuran Ermeni usta ile tanışmıştım.Topkapı’da komşu olmuştuk. Bizim
kasabadaki tüm gazoz markalarını hemensaymaya başlamıştı, “Zeren Gazozu,Çanka, bir de Yardımcı Gazozları vardı…”Her birinin patronunu da hatırlamış, ogünleri anlatırken gözleri dolmuştu.Sanırım, o markaların neden birer bireryok olduğunu, o gazozların yerini nedenulusal ve küresel markaların aldığını tamolarak anlayamamıştı. Aslında karışık birnedenler silsilesi yoktu. Yollar ve araçlargelişmiş, lojistik maliyetleri düşmüş,verimliliği yüksek fabrikalarda daha ucuzadaha kaliteli ürünler üretilir olmuştu.
★★★Bu sistem sadece yerel gazoz
markalarının değil, terzilerden saraçlara,nalbantlardan çerçi ve küçük bakkallarabirçok mesleğin sonunu hazırladı. Değişimbugün de durmadı. Bir zamanlar kentsınırlarında kalan ticari sistemler ülkesınırlarını aştı. Bu yeni ve sınırsız ticarisistem yeni meslekler, yeni ürünlerdoğururken, birçok meslek ve ürünün desonunun habercisi.
“Bir akarsuda iki kere yıkanmakmümkün değildir” sözüyle meşhurHeraklit’e Nazım’ın bir şiirinde seslendiğigibi;
“Ey Heraklit! Heraklit! Akarsuya kabilmidir vurmak kilit!”
Velhasıl değişim kaçınılmaz. Öyleyseolay ve olguları doğru okuyup tedbirialmak, şikâyet etmekten daha mantıklıdeğil mi?
TARİHTE BU HAFTA
Çiçero
BULMACAHaz›rlayan
Nalan M. ALAKENTile ti sim@so rus hop.com
SOLDAN SAĞA: 1- Ekonomik krizyaşayan Yunanistan’ın başbakanlıkgörevinde de yer almış Yorgo ön adlıpolitikacısı… Pakistan’ın internet kodu… 2-İsviçre merkezli bir saat firması… Birülkenin veya bir yerin dış dünya ile olan hertürlü bağlantısını kuvvet kullanarakkesme… 3- İran, Suudi Arabistan, Umman,Katar ve Yemen’de kullanılan para birimi…Akıl… 4- Ülkemizin plaka işareti… Kumaş,mücevher gibi değerli eşyaların alınıpsatıldığı kapalı çarşı… 5- İnternette, eğitimkurumlarının kullandığı üst seviye alanadı… Bir haber ajansımızı simgeleyenharfler… 6- Yönetim bakımından yabancıbir gücün etkisi altında bulunmayan, başkabir yönetime bağlı olmayan, bağımsız… Birkimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altındabulunan, taşınır veya taşınmaz varlıklarınbütünü… 7- İlave… Baryum elementininsimgesi… Ülker Gıda’nın dondurmamarkası… 8- Kabile… Fiyat, değer… 9-ABD Başkanı Obama’nın ilk adı… Bir gözrengi… 10- Duyuru, anons… Ankara Su veKanalizasyon İdaresi için kullanılankısaltma… Lahza… 11- Belirli bir iş içingerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilenpara, kaynak… Avuç içi… Adını “küçüktekne kaptanı”ndan alan paketlenmiş kurugıda markası… 12- Antika eşya, eser satanveya toplayan kimse… Maden Tetkik veArama Genel Müdürlüğü’nü işaret edenharfler.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1- Banka, simsarveya bir aracı kuruluşun kendi elindetuttuğu, istediği gibi tasarruf ettiği menkuldeğerler toplamı… Tatkek, Aypare, Finger,Coco ürünlerine sahip bisküvi markası… 2-Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse…Karikatürde içi sözle doldurulan yuvarlak…3- Bir sözleşmede taraflardan birininöbürüne işten caymayacağını belirtmekamacıyla önceden verdiği güvence…Coğrafi bir bölgemiz… Bir mal veyaparanın, belirli bir süre içinde emek
verilmeksizin sağladığı gelir… 4- Cemal Gürsel’inlakabı… Esnafın perakende satış yaptığı, küçükzanaat sahiplerinin çalıştıkları yer… 5- Çivi, kilit,menteşe gibi yapı işlerinde kullanılan şeyleri satankimse, hırdavatçı… (Tersi) Şili’nin internetharfleri… Avrupa Konseyi anlamındaki kısaltma…6- Ait olduğu yıl içinde toplanamayıp ertesi yılakalan vergiler… 7- Çalıştırılan, işletilen, bakılan birşeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği,verim… Yassı demir çelik ürünü… 8- (Tersi)Berilyum elementinin simgesi… Bir gazete veyaderginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarakverdiği parça… 9- Bir yıllık toplumsal üretimde,üretim araçları için harcananların düşülmesindensonra kalan bölüm… 10- Zanaatçılar için ünvan…Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmîbirlik… İlaç, merhem… 11- Posta Kutusu’nusimgeleyen harfler… Bir bağlaç… İlgilendiren,ilişkin… 12- Kişilerin bir haktan yararlanmaları içinbir kuruluş tarafından verilen belge… Avrupa’dabir ülke.
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA
Önce anonim bir hikâye.Bir üniversitedeki sosyoloji
hocası, öğrencilerinden şehrinkenar mahallelerinde yaşayan 200çocuğun durumlarınıincelemelerini ve her bir çocuğun,geleceği hakkında nedüşündüklerini öğrenmek ister.
Öğrenciler hemen araştırmayakoyulur ve söylenilenmahallelerdeki çocuklarla ilgili birçalışma yaparak, sonucu bircümle ile rapor ederler.
Cümle şöyledir:- “Bu çocukların geleceklerine dair hiçbir
beklentileri ve umutları olmadığı gibi,ayrıca şansları da yoktur.”
★★★
Bu çalışma, yaklaşık 30 yıl sonra yine aynıüniversitede bir sosyoloji hocasının dikkatiniçeker ve çok garibine gider. Tabi olarak aklınaşu soru gelir:
- “Acaba şimdi bu çocukların durumu neolmuştur?” Sosyoloji hocası aklına takılan busorunun cevabını öğrencileriyle aramayakarar verir.
Derse geldiği gün öğrencilerine, 30 yıl önceyapılan bu çalışmadan söz eder ve gönüllüöğrenciler vasıtasıyla aynı mahallelerde yinebir çalışma yapmalarını ister.
Soru bellidir. - “Acaba bu öğrenciler şimdi nerelerde ve
nasıl bir hayat yaşamaktadırlar?”Sosyoloji öğrencileri hemen harekete geçer
ve 30 yıl önceki mahallelere giderek, o günküçocukların akıbetlerini araştırmayakoyulurlar.
Öğrenciler, o mahallelerden taşınan ya dahiç haber alınmayan 20 çocuk dışındaki 180çocuktan 175’inin; “umutsuzlukların değil
umutların,” “başarısızlıkların değilbaşarıların” zirvesine çıktıklarısonucuyla karşılaşırlar.
O günün çocukları öyle başarılı birperformans sergilemişlerdir ki; kimiavukat, kimi doktor, kimi mühendis,kimi pilot, kimi iş adamı olmuşlardır.
★★★
Sosyoloji öğrencilerinin yaptığıçalışma, hocalarının önüne geldiğindehocaları çok şaşırır. Beklemediği bir
rapor gelmiştir. Hayretini gizleyemez ve buçalışmaya kendisi de dahil olmak ister.
30 yıl önceki umutsuz çocukların, şanssızçocukların, fakir ve yoksul çocukların, bugünnasıl olup da bu hale geldiklerini öğrenmekiçin, o günün çocukları, bugününyetişkinleriyle buluşup konuşmak ister.
Yine yapılan bir çalışmadan sonra biraraya gelinir ve sosyoloji hocası sorar:
- “O günkü yoksulluk ve fakirlikiçerisinde okuyarak, nasıl bu başarıyı eldeettiniz?” der.
Gençlerin hepsinin verdiği cevap ortaktırve aynı cümleden ibarettir.
- “Mahallemizdeki okulumuzda biröğretmenimiz vardı; onun sayesinde” derler.Sosyoloji hocası bu sefer de öğretmeni merakeder.
- “Bir öğretmen, öğrencilerine nasıl bireğitim vermiştir ki, böylesine başarılı birsonuç karşımıza çıkmaktadır” diyerek eğerhayattaysa öğretmenin bulunmasını vekendisiyle görüşmek istediğini söyler.
Kısa bir süre sonra bedenen ihtiyarlamışfakat gözlerindeki ışıltısıyla, hayata bakışıylahâlâ genç duran öğretmen ile sosyoloji hocasıbuluşurlar.
Üniversite hocasının şaşkınlığı hadsafhadadır. Heyecanlıdır. Bir soruyla bütün
cevapları almak ister ve sorusunu sorar:- “Hocam, kendilerinin ve ailelerinin
geleceğe umutsuzca baktığı, her fırsattaisyan etmeye hazır ve bu yüzden de hemenherkesin onlardan umudunu kestiği buçocuklara ne yaptınız ki, her birihayatlarında başarılı ve birer iyi insanolmuşlar, nedir bu işin sırrı?” der.
Ruhu diri, bedeni zayıf, hayata ve insanagülümsemeyi hiç eksik etmeyen öğretmenincevabı kısa ve özlüdür:
- “Çok basit. Ben o çocukları çoksevdim.”
★★★
Japon yardım gönüllüsü Dr. Miyazaki’yi;Zambia, Haiti, Afganistan, Laos, Vietnam,Myanmar, Pakistan, Tacikistan veTürkiye’ye, Van ve Erciş’imize getiren tekneden vardı. Çocukları çok seven öğretmengibi yüreğindeki insan sevgisi, yardımduygusu, vicdanın sesi ve şefkatiydi.
Dr. Miyazaki hayatını halkımız için“armağan” etti. Bu armağan, büyük birfedakârlık ve insanseverliktir. Böyle bilmeli,böyle kabullenmeli ve böyle inanmalıyız.
Dr. Miyazaki kadar birbirimizisevebilseydik ya da bundan sonraMiyazaki’nin bizi sevmesi anısına, hatırasınave o sevginin hakkını verme adına birbirimizisevebilsek, kucaklaşabilsek, samimi bütünyürekler inanacaktır ki; Edirne’den Van’a,Anamur’dan Sinop’a kadar bütün Türkiye,barış ve kardeşlik içerisinde yenidendoğacaktır.
Bunun için hiç kimse hiç kimseden çok şeyistemiyor ve beklemiyor.
Hikâyemizde yer alan kenar mahalledekiöğretmen kadar ya da Japon yardımgönüllüsü Dr. Miyazaki kadar insanısevmemiz yeterli olacaktır.
Miyazaki kadar sevebilseydik birbirimizi
HÜSEYİNÖZTÜRK
Kimi malakimi
kazmaile…
Türkiye’deikinci meclisseçimlerinin
sürdüğü, LozanKonferansı’nınuzadığı, “şekl-i
hükümet”tartışmalarının
sürdüğügünler.
İngiltere,Fransa ve
İtalya, ellerindekazmalarla
yardımagelmiş.
Amerika’nınelinde ise mala
var, dahayapıcı.
Amerikan’ınsempatik olarakyansıdığı, Türk
basınındakinadir
karikatürlerdenbiri… Kazmalılar – Yeni Türkiye’yi biz imar edeceğiz!...
Sayfa11_Sayfa 10.qxd 17.11.2011 23:48 Page 1