Istanbulun tramvayli yillari

30
İstanbul’un Tramvaylı Yılları… Belgesel Canerhan Tipi Ocak 2011 Kumanda izleyicide

Transcript of Istanbulun tramvayli yillari

Page 1: Istanbulun tramvayli yillari

İstanbul’un

Tramvaylı Yılları…

Belgesel

Canerhan Tipi Ocak 2011

Kumanda izleyicide

Page 2: Istanbulun tramvayli yillari

1872 yılının 3 Eylül'ünde Tophane

Meydanında ,

içlerinde İstanbul' un ileri gelen kişilerinin

de

bulunduğu kalabalık bir topluluk o güne

kadar hiç

görmedikleri bir taşıtın etrafını almışlardı.

Bu İstanbul tarihinde yeni bir çığır açacak

olan

"Atlı Tramvay" idi…

O gün planlanan ilk dört hattan ilki olan

Azapkapı

-Galata - Tophane - Kabataş – Beşiktaş -

Ortaköy

hattı İngiliz kökenli Dersaadet Tramvay

Şirketi

tarafından işletmeye açıldı

Böylece artık İstanbullu’nun ayağı yerden

çağdaşça kesiliyor, o güne kadar zengin

harcı

olan küheylanların çektiği tenteli arabalara,

kupalara, faytona binemeyen orta halli ya

da

yoksul halk nispeten ucuz bir taşıta

kavuşmuş

oluyordu….

Avrupa' da çalışmaya başlamasından 18 yıl

sonra Osmanlı' da ilk kez İstanbul' da

görülüyordu ki, bu da o zamanlar için hiç

de

fazla bir gecikme sayılmazdı…

Atlı TramvaylarAtlı Tramvaylar

Page 3: Istanbulun tramvayli yillari

Kuruluş döneminde ilk atlı tramvaylar, İstanbul yakası

ve Pera olmak üzere olmak üzere iki yakada

çalışıyordu. Köprü üzerinden geçişlerine izin

verilmediği için hatların başlangıç ve bitiş merkezleri

köprünün iki ucundaki Eminönü ve Karaköy müruriye

gişelerinin az yakınındaki bölgeydi. Bu merkezlerin

haricinde durak diye bir şey de yoktu, güzergah

üzerindeki her yerden tramvaylara binebiliyor ve yine

arzu ettikleri her yerde inebiliyordu yolcular…Müruriye gişeleri köprünün her iki başında yer alan, geçenlerden belli bir ücretin tahsil edildiği noktalardı

Atlı tramvaylar yazlık ve kışlık olmak üzere

iki tipte idiler ve genellikle 2 ya da 4 atın

çektiği tek bir vagondan ibarettiler.

Azapkapı- Ortaköy gibi yoğun hatlardaki

ikili vagonlar ise zamanla yerlerini

İmperial olarak adlandırılan 2 katlı

vagonlara bırakmışlardı…

Çift katlı “imperial” tipi atlı tramvay Tophane’den geçiyor

4 atlı tek vagonlu tramvay Tepebaşı’nda

Page 4: Istanbulun tramvayli yillari

Bu dönemde atlı tramvaylarda kullanılan

ve adetleri 400 civarında olan atlar

Macaristan ve

Avusturya' dan getirilmişlerdi.

Tramvaylara koşulan at sayısı,

çalıştırıldıkları hattın düz yahut yokuşlu

olmasına göre 1 ila 4 arasında değişirdi…

Şehrin bazı yerlerinde yokuş

başlarında kurulmuş olan küçük

ahırlardan gerekirse takviye yapılırdı

Örneğin şimdiki Bankalar

caddesinden gelip Şişhane

yokuşunu çıkmak için iki atla çekilen

tramvaylar Azapkapı’dan takviye at

alırlardı…

Şişhane yokuşunda atlı tramvay 1908

Page 5: Istanbulun tramvayli yillari

İstanbul’un atlı tramvay keyfi 1912 yılında başlayan Balkan Savaşı ile birlikte sona erecekti…

Zira Harbiye Nezareti elindeki at ihtiyacının yeterli gelmemesi üzerine, Dersaadet Tramvay

Şirketi'ne başvurarak, orduda kullanılmak üzere atlara talip olduğunu bildirmiş, verilen olumlu

cevap üzerine de 30 bin altın karşılığında şirketin tramvaylarında kullanılan 430 atın tümünü

satın almıştı.

Karaköy Meydanı 1910

Page 6: Istanbulun tramvayli yillari

İstanbul'daki atlı tramvay yokluğunun

yarattığı büyük sıkıntı sonucunda

elektrikli tramvayın, İstanbul için artık

kaçınılmaz olduğu fikri iyice

yaygınlaşmıştı.

Ancak bunun için gerekli altyapının ve

elektrik fabrikalarının kurulması ve

hatların elektriklendirilmesi 1914 yılını

bulacaktı

1912 yılında Galata Köprüsü de çelik

olarak yeniden inşa edildiğinden,

tramvaylar artık köprü üzerinden de

geçebilecekti…

Böylece kentin iki yakası arasında

kesintisiz bir bağlantı sağlanmış

oluyordu…

Tramvay mecburi durağı**

** mecburi duraklarda binecek yolcu olmasa da tramvay durmak zorundaydı,

“ihtiyari” duraklarda ise yolcu yoksadurmayabilirdi.

Page 7: Istanbulun tramvayli yillari

Elektrikli TramvaylarElektrikli Tramvaylar

25 Ocak 1914 Galata Köprüsünden ilk tramvay geçerken kurbanlar kesiliyor

1914 yılına gelindiğinde Kabataş' ta bir elektrik fabrikası kurulmuş, ardından atlı tramvaylar için

kullanılmış olan geniş raylar daraltılarak, çift hat şeklinde yeniden döşenmiş ve İstanbul halkına ilave

bir heyecan katan Galata Köprüsü' ne ray döşenmesi çalışmalarına başlanmıştı…

Ve …

25 Ocak 1914 günü kentin iki yakası raylarla birbirine bağlayan hattın ilk elektrikli tramvayı köprüden

geçiyordu işte…

Page 8: Istanbulun tramvayli yillari

Tramvayların tarihinde Beyazıt meydanının

özel bir yeri vardı… İstanbul’un çeşitli

semtlerine çalışan tramvayların birçoğunun

geçtiği bir noktaydı burası.

Meydandaki görkemli havuzun çevresinde

dolaşan tramvaylar buraya ayrı bir güzellik

katarlardı…

Köprü üzerinden tramvay geçmeye

başladıktan sonra biletlere 1 kuruşluk

“Köprü Müruriye Resmi” ilave olunmuştu.

Buna rağmen İstanbullular memnundu iki

yakanın birleşmesinden.

O günlerden bugünlere ulaşmış olan birçok

aile albümünde, Galata köprüsü üzerinde

tramvayları gösteren bir fotoğraf bulunurdu

genelde…

Ara Güler de öyle bir anı görüntülemiş işte…

Page 9: Istanbulun tramvayli yillari

Fatih’ten, Aksaray’dan, Beyazıt’tan kalkıp

yeni köprüden geçerek Harbiye’ye,

Maçka’ya, Kurtuluş’a kadar ulaşan

tramvaylar Beyoğlu’nun da vaz geçilmez

bir süsü olmuşlardı zamanında…

İstiklal Caddesi üzerinden geçip, Taksim

meydanındaki anıtın çevresinden

döndükten sonra beş ayrı semte

yönelirlerdi tramvaylar

Son olarak Ali Sami Yen Stadı’nın biraz

gerisinde bugün yıkılmış olan İETT Taşıtlar

Dairesi’nin önünde dururlardı.

Mecidiyeköy, Beyoğlu kesimin de

tramvayların ulaştığı son duraktı. Daha

ötede bostanlar, dut bahçeleri yer alıyordu.

Harbiye - Pangaltı

İstiklal Caddesi

Page 10: Istanbulun tramvayli yillari

Boğaziçi yönüne sadece Eminönü-Bebek hattı vardı.

Güzergahın düz oluşu ve yolcu fazlalığı nedeniyle

sadece bu hatta mahsus olmak üzere 3 kabinli

tramvaylar çalışırdı

Beşiktaş-Ortaköy arası, tramvayların en hızlı gittiği

yer olarak bilinir Çırağan Sarayı harabelerinin

önünden rüzgar gibi geçerdi tramvaylar...

Arnavutköy’ de hat denize paralel uzanırdı . Bu

hatta bazen tramvaylarla şehir vapurları arasında

bir yarış başlardı. Tramvayın çan çanı, vapurun

düdüğü galibi belli olmayan bu kısa yarışın en

belirgin işaretleriydi.

22 no’lu Bebek-Eminönü tramvayı Beşiktaş’ta 1930’lar…

Akıntı Burnu, kışın vatmanları titreten bir yer

olarak bilinir, dalgalar Bebek tramvaylarının

pencerelerine kadar ulaşırdı zaman zaman…

Kışın kendilerini en çok üşüten üç yerin;

Arnavutköy, Köprü üstü ve Saraçhanebaşı

olduğunu söyler, bu yüzden bu noktalardan

hızlı geçmek ister, hız yapardı vatmanlar Arnavutköy akıntı burnu

Boğaziçi tramvayları

Page 11: Istanbulun tramvayli yillari

1914 yılında başlayan 1. Dünya savaşı daha önce Balkan Harbinde olduğu gibi Dersaadet

Tramvay Şirketi'ni yine çok olumsuz etkilemişti.

Askere alımlar nedeni ile meydana gelen personel eksikliği, Avrupa' dan sipariş edilen vagonların gelmemesi, yedek parça yokluğu

gibi nedenlere 15 Ocak 1915 günü hükümetin kararı ile İstanbul' a verilen elektriğin kesilmesi de eklenince tramvay seferleri tamamen durdu

İstanbul’da.

8 ay süre ile devam eden bu durumdan sonra 1920 yılında İstanbul’un işgaline de tanık olan elektrikli tramvaylar her şeye rağmen hizmet

vermeye bu dönemde de devam ettilerse de asıl gelişmelerini Cumhuriyet döneminde

sağladılar…

Bu dönemde Dersaadet Tramvay Şirketi’nin adı İstanbul Tramvay Şirketi olarak değişiyor, bazı tramvaylar modernize ediliyor ve yeni hatlar

ilavesi ile İstanbul tam bir tramvay kenti halini alıyordu

Ve bu ulaşım aracı İstanbulluların tercihinde ön sıradaki yerini koruyordu

Page 12: Istanbulun tramvayli yillari

1920’lerin sonuna doğru devreye giren Fatih-Harbiye tramvayına başka bir anlam veriyordu birçok

kimse…

Bugün bile kaynaştıramadığımız iki ayrı dünyayı, iki ayrı yaşam kültürünü birleştirme misyonu

yüklenmişti

bu tramvaya adeta…

“Fatih-Harbiye” adlı, tramvayla özdeşleşen romanında bunu işlemişti Peyami Safa…

İki ayrı hayat tarzının çatışmasını, bunun bir genç kızın ruhunda yarattığı çalkantıları, çelişkileri,

arzuları işlemişti…

Ve zavallı tramvayın başaramadığı sonuçsuz kalan sentezi anlatmaya çalışmıştı…

Ama keşke o günküyle kalsaydı başarısızlıklar ve keşke o günkü kadar olsaydı çelişkiler, karşıtlıklar…

NERİMANLAR, ŞİNASİLER, MACİTLER VE FAİZ BEYLER KEŞKE ASIL BUGÜN YAŞIYOR

OLSALARDI…

Fatih–Harbiye tramvayı

Page 13: Istanbulun tramvayli yillari

16 Haziran 1939 günü Tramvay ve Tünel işletmeleri İETT kurumuna devredildi. İstanbul halkının coşkuyla karşıladığı bu millileştirme kararı törenlerle kutlandı, İETT müdürlüğü ve tünelin yer aldığı Metro Han süslendi.Bazı hatlardaki tramvaylar süslenerek servise kondu…

Metro Han İETT garajı ve çalışanları

Taksim Beyoğlu

Page 14: Istanbulun tramvayli yillari

Cumhuriyetin 10. yıl törenleri için hazırlanmış tipik bir İstanbul tramvayı

1933 yılında Cumhuriyet'in ilânının 10. Yıldönümü kutlamalarından birkaç gün önce, yeni

adı ile

İstanbul Tramvay Şirketi yetkililerine Atatürk'ün bir emri iletilmişti:

“29 Ekim 1933 Pazar günü İstanbul kentinde Şirket'in bütün taşıtları hizmete verilecektir."

Bu emir üzerine, olağanüstü bir inanç ve bilinçle hızlı bir çalışma ortamına girilmiş, tüm

tramvaylar ve otobüsler elden geçirilerek onarılıp, yeniden boyanmıştı. Sonunda, 29 Ekim 1933

günü, şirketin 320 tramvayı ile 4 otobüsü İstanbul halkının hizmetine sokularak alınmış olan emir

yerine getirilmişti.

Böylece dünyada ilk kez bir toplu taşıma işletmesi yüzde yüz kapasite ile çalıştırılmış oluyordu.

Bunun İstanbul kentinde gerçekleştirilmiş olması, her dönemde bir övünç kaynağı olacaktı…

Page 15: Istanbulun tramvayli yillari

Kadıköy İskelesi

İstanbul’un o yıllardaki görmüş geçirmiş halkı tarafından çok sevilen tramvaylar 1930 ve 40’lı yıllarda

altın çağlarını yaşadılar…. Tramvayın Kadıköy yakasına gelişi de 1930’ları bulmuştu zaten

Başlangıçta Anadolu Yakası’nda da durak diye bir şey yoktu. Zaman içinde, yerleşimin artması sonucu

bazı noktalar durak olarak seçildi.

İstanbul yakasından tramvaylarının ön ve arkada açık sahanlıklı olmasına karşın Kadıköy

yakasındakiler ortadan sürgülü kapılı ve kapalı araçlardı ilk zamanlarda…

Page 16: Istanbulun tramvayli yillari

Bostancı’ya 4, Fenerbahçe’ye 6, Hasanpaşa’ya

8, Moda’ya ise 20 hat numaralı tramvaylar

çalışırdı. Bunların kırmızı vagonu birinci,

arkadaki yeşil ise ikinci mevkii olurdu. Moda’ya

ise sarı, tek vagonlu bir tramvay çalışırdı.

12 numaralı Kadıköy-Üsküdar hattı

Kadıköy’den kalkar, Selimiye - Karacaahmet -

Tunus bağı - Ahmediye üzerinden Üsküdar’a

varırdı...

Biletçilerin ,“Karacaahmet’te inecek var mı?”

seslenişi gülüşmelere neden olurdu.

1 hat numaralı Kadıköy - Kısıklı tramvayı,

Selimiye’deki makastan ayrılır , Bağlarbaşı’na

çıkardı.

Son durak Kısıklı idi. Çamlıca Tepesine

pikniğe gelenler bu hattı kullanırdı.

Üsküdar -Kısıklı arasında ise 11 hat numaralı

tramvaylar çalışırdı

Page 17: Istanbulun tramvayli yillari

Son TramvaySon Tramvay Eski bir Vatman anlatıyorEski bir Vatman anlatıyor

“Bunlar, aslında yeşil renkli iki tramvaydı. Sirkeci

garının karşısında, Babıali’ye çıkan yokuşun

önünden gece saat tam üçe beş kala kalkarlardı.

“Sıfır üç tramvayı” da denirdi bunlara… Biri

Edirnekapı’ya kadar uzanır oradan Aksaray’daki

depoya giderdi. Diğeri ise Köprüden geçip, Tepebaşı

yoluyla Taksim’e çıkar oradan Şişli deposuna

giderdi.

Bu tramvayların tabelalarında ne yazdığı önemli

değildi. Müşteriler bunu bilirdi. Zaten durağı da

yoktu bunların. Bir el hareketi ile durur, çoğu

evlerine giden; vatman, otobüs şoförü, vapur

biletçisi, salepçi, çalgıcı gibi yolcuları alırdı.

Bu “Son Tramvay "da çalışmak hem zevkli hem de güçtü. Zaman zaman bir polis memuru gibi

davranmak zorunda kalırdınız. Az taşımadık çakır keyif müşterileri… Ama bazen de çalgıcılar biner, çok

alçak sesle darbuka çalıp şarkılar söylenirdi. Soğuk kış gecelerinde, salepçilerin güğümlerinden bol

tahinli salep, ya da bozacının leblebili bozasından bir fincan tatmak "Son tramvay"ın bir ayrıcalığıydı.

Anlayacağınız son tramvay, hür bir tramvaydı. İstediği yerde durur, istediği makastan karşıdaki raylara

girer, yolcu seçmeden tümünü alırdı. O günler, insanların birbirine karşılık beklemeden yardım ettiği

zamanlardı.

Son tramvay da bu güzelliğin son halkasıydı”

Tramvay hatıraları::

alıntıdır – istanbullite.com

Page 18: Istanbulun tramvayli yillari

Tramvay hatıraları::

Yaz aylarında özellikle Fenerbahçe ve Bostancı hatlarına açık vagonlar konur, penceresiz yanları kırmızı-

beyaz tentelerle süslenirdi. Bu açık tramvaylarda Bostancı veya Fenerbahçe yolculuğu yapmak Kadıköylüler

için bir hafta sonu eğlencesiydi adeta… Yaz aylarında beyaz keten tayyörlü  şık hanımlar, Panama   şapkalı

beyler, çocuklarının  ellerinden tutar dondurma yemeğe giderlerdi bu semtlere…

Bazen de  sabahtan Bostancı iskelesinden vapurla adalara giderler, akşama da Bostancı’dan tramvayla 

Kadıköy'e geri dönerlerdi. Beyaz köşklerin ve yeşil çamların  arasından geçen tramvay yolu manzara

yönünden en güzel hatlardan biriydi...

4 numaralı yazlık Bostancı tramvayı 6 numaralı yazlık Fenerbahçe tramvayı

Yazlık Tramvaylar Eski bir vatman anlatıyor

Page 19: Istanbulun tramvayli yillari

Tramvay hatıraları::

VardacılarVardacılar

Dingo’nun ahırıDingo’nun ahırı

Atlı tramvaylarda üç önemli görevli vardı. Bunlar, vatman, biletçi ve

vardacıydı. Vatman sürücüydü, vardacı ise genellikle iyi koşan nefesli

kişilerden seçilen , ellerinde nefir denen borazanı ile tramvayın önünden

koşarak, "varda, varda.” diye bağırıp , atlı tramvaya yol açmaya çalışan “halkı

uyaran” görevliydi. Vardacılar, daha çok tulumbacılar ve kabadayılar arasından

seçilirdi.

Varda sözcüğü, İtalyanca ‘guarda’nın bozulmasıyla oluşmuş, “Çekilin, yol verin,

savulun” anlamı taşıyan bir kelimeydi. Vardacıların, atlardan hızlı koşmaları

gerekiyordu. Zamanla vardacılar, kaynak sıkıntısı nedeniyle tasfiye edildi ve

vardacıların görevini atların boynuna takılan çıngıraklar, ziller karşıladı

Şişhane yokuşunu çıkabilmek için

Azapkapı'dan takviye at alan tramvay bu

haliyle Taksim’e gelince, bu atlar sular

idaresi maksemi ile Fransız konsolosluğu

arasındaki bir ahırda bir süre dinlendirilip

öyle geri götürülürdü

Rivayete göre bu ahırı Dingo adlı bir Rum

vatandaş işletirdi. Gün boyu bir sürü atın

girip çıkmasından dolayı dilimizdeki ' Burası

Dingo’nun ahırı mı giren çıkan belli değil ‘

sözünün buradan geldiği söylenir.

Page 20: Istanbulun tramvayli yillari

Tramvay hatıraları:: Basında “tramvay”

Page 21: Istanbulun tramvayli yillari

Tramvay hatıraları:: Tramvayın iç dünyası

Perde ile ayrılmış haremlik-selamlık tramvay cumhuriyetle birlikte kaldırıldı

Vatman

Biletçi

Yolcular

Page 22: Istanbulun tramvayli yillari

Edirnekapı-Bahçekapı tramvayı

Tramvay hatıraları::

Beyoğlu’nda kar 1960

Ara Güler ile ölümsüzleşen tramvaylar…

Emekli bir vatman Beyoğlu’nu anlatıyor :

“Efendim eskiden İstanbul’da adap vardı, muaşeret vardı. İnsanlar birbirini sayar ve severdi. 

Bizim "zevatı mutade“ dediğimiz devamlı müşterilerimizle çok güzel ilişkilerimiz olurdu. Beyler,

sahanlığa çıkınca ellerini şapkalarının siperlerine götürür, hanımlar tebessüm eder: "günaydın" der

ve yerlerini alırlardı. Özellikle , Tünel -Taksim hattında, Lion Mağazası, Japon Oyuncakçısı, Pars

Kürk Evi, Markiz Pastanesi yakınındaki durakta böyle müstesna ve zarif giyimli  müşteriler

çoğunluktaydı”

Page 23: Istanbulun tramvayli yillari

Bazen tramvayın tabelasında yazılı olduğu yöne değil de tramvay deposuna gittiğini belirtmek için arka camına bir tabela asılırdı : “DEPOYA GİDER”

“Asılma depoya gider”Tramvay hatıraları:

Tramvayın dışarıdan bir yerlerine tutunarak bedava seyahat etmek İstanbul’un tramvaylı günlerinin bir alışkanlığı idi

Tramvayın sağında-solunda “asılmak memnudur” yazılı olsa da buna pek itibar eden olmazdı…

Halk arasında kullanılan “asılma depoya gider”sözü buradan türemiştir…

Page 24: Istanbulun tramvayli yillari

Bir İstanbul klasiği Kırmızı-yeşil tramvay Gülhane Parkı

girişinde

Tramvay hatları -numaraları ve renkleri-

Tramvay hatıraları:

Okuma yazma oranının düşük olduğu semtlerde

halkın tramvayları ayırt edememesi üzerine hat

tabelaları renklendirilmişti .

Böylece halkın genelinin herhangi bir karışıklığa

sebep olmadan araçları kullanması sağlanmıştı

Birinci mevki araçların kırmızı, ikincilerin ise

yeşil renge boyanmış oluşu da yine aynı

nedenle yapılmış bir uygulamaydı…

Page 25: Istanbulun tramvayli yillari

Tramvay hatıraları: Moda tramvayı

Ortadan havalı kapılı, sarı renkli, 20 hat numaralı “Moda Tramvayı” Söğütlüçeşme Tramvay müzesinde

Page 26: Istanbulun tramvayli yillari

Ve… 1950’ler… Sona doğru…

1950: Prost planı bitti Menderes imarı başladı !

1956: Sonun başlangıcı Tramvayların köprüden geçişi yasaklandı !

1956-58: İstiklal caddesinden raylar söküldü Tünel hattı iptal edildi Eminönü-Bebek hattı Dolmabahçe’ye çekildi Topkapı ile Yedikule’den gelen hatlar Aksaray’a kadar sökülerek iptal edildi !

1960 : İstanbul yakasında 16 hat kaldı

1961 : İstanbul yakasında son sefer

1965 : Kadıköy Bostancı ve Moda hattı iptal Üsküdar-Kısıklı hattı iptal

14.11.1966: Kadıköy yakasında son sefer

Tramvaysız İstanbul !

Raylar sökülürken

Page 27: Istanbulun tramvayli yillari

Elveda Sevgili yolcular - 12 Ağustos 1961

12 Ağustos 1961 günü 128 numaralı tramvay ve

arkasına dizilmiş

6 tramvayı uğurlamak için halk yolların iki yanına

sıralanmış

son yolculuğuna çıkan tramvayları bekliyordu.

Yolculuk boyunca son seferini yapan tüm tramvaylar

1913 yılında

yola çıktıkları yer olan Galata Köprüsünden geçerek

Sirkeci Arabalı Vapur iskelesinde yeni görev yerleri olan

Kadıköy yakasına geçmek için sıraya dizildiler.

Page 28: Istanbulun tramvayli yillari

Ve 14 Kasım 1966Tramvayların İstanbul’u tamamen terk edişi

İstanbul yakasından Kadıköy’e aktarılan tramvaylar

Page 29: Istanbulun tramvayli yillari

1950’li yıllar boyuca şehrin yeni

görünümü için yapılan her çalışma ve

vurulan her kazma ile "Tramvaylı

İstanbul" dan "Tramvaysız İstanbul”a

geçiş artarak devam etti …

1960’lara gelindiğinde; gelişmiş ve

kalabalık Avrupa şehirlerinde metro

sistemlerinin de devreye girmesi ile

birlikte tramvaylar en gözde ulaşım

aracı olmayı sürdürürken, İstanbul'da

geri dönüşe imkan vermeyecek şekilde

meydan düzenlemeleri ile raylar

sökülmüş, hatlar iptal edilmiş ve hatta

araçlar tamirine imkan olmayacak

şekilde açık alanlarda bekletilerek

zamana yenik düşürülmüşlerdi…

Tramvaylar çürümeye terk edildi

İstanbul’ un bugün hala çözülemeyen ulaşım sorunlarının nedenini istimlak hareketleri

ve tramvayların kaldırılmasına başlanan o günlerde aramak gerekir belki de…

Page 30: Istanbulun tramvayli yillari

S O N

Canerhan [email protected]

Kaynaklar:Tramvay İstanbul’da – Çelik GülersoyDersaadetten günümüze tramvay http://www.dersaadettramvayi.comKent içi ulaşımı okuma/Zeki Zikrullah Kırmızıhttp://okumaninsonunayolculuk.comFotoğraflar: wow-Turkey -Tramvaylı Günlersayfaları , facebook ve diğer internet kaynakları

Küçük yaşlarda tanımıştım onları…Daha gün ağarmadan Kadıköy’den Üsküdar’a, okuluma giderkenden…Öğrenci pasomu gösterip, bilet bedelini biletçiye üç tane bir kuruşile öderkenden Koltukları son durakta gidiş yönüne döndüren biletçiyi hayretle izlerkenden…Haydarpaşa köprüsü üzerinde ilk kez o durmadan atladığımda yerlere düşerkenden…Bir sıcak gün Kurbağalı’dan kayık tutmak için Kuşdili’ndenarkasına asılırkenden…Açık vagonuna bir yaz akşamı ailecek Altıyol’dan neşeyle binip Çiftehavuzlar’da inerkenden…Yine ailecek ıssız bir yaz gecesinde Kumluk’ta oturup çan çanlarını dinlerkenden…Ve bir gün çiçeklerle bezenip o bizlere hüzünle veda ederkenden…Sahneyi minibüslere bırakıp, izzet-i ikbal ile Dersaadet’ten çekilirkenden…

Ve…Utanıyorum ondan şu yandaki resme bakarkenden…

Canerhan Tipi

Telif sahibi: Canerhan Tipi sunumun izin alınmadan

kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri yasasına göre suçtur