İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

42
Kimya Dergisi İNOVATİF Kimya Dergisi YIL:3 SAYI:26 EYLÜL 2015 HİDROJELLER VE UYGULAMA ALANLARI Arıtma ve Arıtma Kimyasalları Kantaron Çiçekleri Haberler Faydalı Linkler Sözlük(İng-Trk) Element Tanıma Bulmaca Güç Tutuşurluk CisPlatin Likopen

Transcript of İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

Page 1: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

KimyaDergisi İNOVATİF

Kimya DergisiYIL:3 SAYI:26 EYLÜL 2015

HİDROJELLER VE UYGULAMA ALANLARI

Arıtma ve Arıtma Kimyasalları

Kantaron Çiçekleri

HaberlerFaydalı LinklerSözlük(İng-Trk)Element TanımaBulmaca

Güç Tutuşurluk

CisPlatin Likopen

Page 2: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

ÖnsözHakkımızda

İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma-larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran, internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online ortamdan edinen bir e-dergidir.

Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark-adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı, kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola-bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı hedef edinmiştir.

Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm bitirmiş olmanız yeterli.

Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı, haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri kısmı adlı bölümler vardır.

Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız dileğimizle...

İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi

Sahibi : Yavuz Selim Kart

Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart

Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart

Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya

Haber Bölümü : Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya Hatile Moumintsa

Facebook Yönetimive Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa

Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart

Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart

Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart

Page 3: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

KURALLARDergimiz Hakkında

1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi birmakalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısınıaldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazılarınkaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız.2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinciderece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorunyaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel-ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumludeğildir.4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du-rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman-larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir.5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımızvar ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile konuşun. Dergi ile iletişim kurmak içinwww.facebook.com/groups/147842018740235/Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz. 6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır.7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları[email protected] mail adresinegöndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiztarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise sizegeri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel-erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılıncabunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfaolabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. 9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü birbiçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işiherkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey-iniz.10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu

dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo-zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır. 11. Dergimizde yazabilecceğiniz konularaşağıda listelenmiştir.

* Akademik Makaleler* Endüstriyel Konular* Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar (Kimya üzerine bölümler için)* İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar* Laboratuvar Üzerine Yazılar* Kimya Sanayi Uygulamaları* Teorik Kimya Üzerine Makaleler* Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine Yazılar* Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat Edilecek Husular Üzerine Yazılar* Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları Üzerine Yazılar

temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz. 12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml-anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime-ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir.13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaşburaya ek maddeler koyup değiştirme yetkisinesahiptir.14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar.

İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi

Page 4: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

EkibimizBİZ KİMİZ

Yavuz Selim KART

HatileMOUMINTSA

EBRUÇETINKAYA

https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi

https://twitter.com/InovatifKimya

http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606

http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisiInstagram

KimyaDergisi

Page 5: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

Merhaba İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları

Editörden

Değerli Okuyucularımız;

Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizlerin gönderdiği yazılarla 26. Sayıyı çıkar-manın mutluluğunu yaşıyoruz. Her geçen gün büyüyoruz. Desteklerinizi esirgemediğiniz için çok teşekkürler.

E-Dergimizde yayımlanması için gönderilen yazıların yurt içi ve yurt dışı birçok kanaldan okunması ve olumlu bildirimlerin gelmesi bizi oldukça mutlu etmekte. Gün geçtikçe büyüyen, gelişen ve her geçen gün okuyucu kitlesi artan e-dergimizde sadece yazılarınız yayımlanmıyor. Yazılarınız ile sizleri de sosyal medyada tanıtma gayreti içindeyiz. Ücretsiz etkinliklere verdiğimiz sosyal medya desteğimiz de sürmekte. Bu konuda bize her zaman mail ile ulaşabilirsiniz.

Bu ay E-Dergimizde 6 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. Likopen yazısın-da, likopen ve sağlığımız hakkında bir yazı okuyacaksınız. CisPlatin yazısı, kemoterapide kullanılan etken maddelerin vücuda etkisi hakkında bir yazı. Hidrojeller ve Uygulama Alanları yazısı, bu ayın kapak konusu. Arıtma ve Arıtma Kimyasalları yazısı, su arıtımı hakkında içerikli bir yazı. Kantaron Çiçekleri yazısı, çiçek ve sağlığımız ile ilgili bir yazı. Güç Tutuşurluk yazısında ise tekstil materyalleri ve tutuşurluk hakkında bir yazı okuyacaksınız. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada Silisyum Elementi var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz.

Umarız memnun kalarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza, takipçil-erimize, sevenlerimize teşekkürü bir borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesim-den ve sektörden bilgilendirici yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay görüşmek üzere. Sevgiyle kalın.

Yavuz Selim KartDergi Editörü

Page 6: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

IÇINDEKILER

LikopenCisPlatin

Arıtma ve Arıtma Kimyasalları

Hidrojeller ve Uygulama Alanları

Element Tanıyalım

Kantaron Çiçekleri

79

1620

23

27

11

39

29

28

Güç Tutuşurluk

Sözlük (Ing-Trk)

Haberler

Faydalı Siteler

Kimya Bulmaca

Sizde Yazarımız Olun

Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay)

40

41

42

Page 7: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

7

KimyaMühendisi

Suat YASAR [email protected]

LİKOPENÖzellikle kadınları yakından ilgilendiren bu pigmentin

kimyasalını ortaya döküp, sırrını açığa çıkarıyoruz.

Güzellik uğruna bol bol tüketilen en güçlü antiok-sidan LİKOPEN’i bu kadar çekici kılan sadece an-tioksidan özelliğe sahip olması mı, yoksa bu özelliği dışında başka yetenekleri de var mı?

Likopenin kimyasını kurcaladıkça başka yetenekleri de ortaya çıkacak ve bu pigmetin şanına yakışır bir kimyaya sahip olduğunu siz de göreceksiniz.

Domates, karpuz, pembe/kırmızı greyfurt, kırmızı portakal, kuşburnu gibi kırmızı gıdalarda bulunan ve yaşlanmayı önleyen en güçlü karotenoid olarak, bu antioksidan özelliği nereden geliyor diye mer-ak edenler bu her derde deva pigmenti yakından tanıyalım!

LİKOPEN’İN MUCİZESİ KİMYASINDA SAKLI

Likopen; Karotenoidler familyasından olup, 8 izoprenden meydana gelmiş bir terpendir, parlak kırmızı renklere sahip olması onun konjüge karbon çift bağlarına sahip yapısından kaynaklanmak-tadır. Bu pigment görünür spektrumun çoğunu soğurduğundan rengi kırmızıdır.

LİKOPENSuda çözünmediğinden gıda boyası olarak da kullanılabilen likopen yağda kolaylıkla çözünebilmektedir.

Likopen, tekli oksijeni etkisiz kılma özelliğine sahip olduğundan en güçlü antioksidandır. Tekli oksijen deri yaşlanmasının başlıca sebeplerin-dendir ve mor ötesi ışınlardan dolayı oluşmaktadır. Likopen, yaşlanmayı önlemenin haricinde zarar görmüş hücreleri de onarabilme özelliğine sahip-tir. İşte bu özelliği sayesinde likopenli gıdaları çok tüketen insanların ciltlerini daha parlak ve bronz

gösterip geç yaşlanmasını sağlamaktadır.

Ayrıca kadınlarda kalp ve damar hastalıklarında koruyucu bir etkiye sahip olmakla birlikte yapılan araştırmalarda sindirim sistemi, meme kanseri, mide kanseri, prostat kanseri, akciğer kanseri ve rahim kanseri gibi hastalıkları engellediği görülmüştür.

Page 8: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

8

Kolestrolü düşürme etkisine de sahip olan likopen LDL oksidasyonunu da baskıladığından koroner kalp hastalığı riskini azalttığı Toronto Üniversitesinde yapılan araştırmalar sonucunda bulunmuştur.

Sebze ve meyvelerdeki likopen maddesinin oranı, bitkinin yetiştiği toprağa ve iklim şartlarına göre farklılık göstermekle birlikte ısıtıldığında ya da yağda pişirildiğinde liko-pen oranı artış göstermektedir. Özellikle domates için söylüyoruz pişirirken zeytinyağı kullanıldığında likopen miktarını arttırmak-la birlikte zeytinyağı sayesinde sindirimi de kolaylaştırmış olacaksınız.

Erkeklerin de en az kadınlar kadar bu konuya ilgi gösterdiğini biliyoruz! O zaman başta domatesin kendisi, salçası, suyu, ketçabı olmak üzere sizleri kırmızı sebze ve meyve tüket-imine önem vermeye davet ediyoruz. Yukarıda da saydığımız gibi sadece yaşlanmayı önle-mek adına değil bir çok hastalığı da önleyen bu kimyasalı daha sağlıklı bir yaşam için hayatımıza daha çok katalım

Kaynaklar :

https://tr.wikipedia.orghttp://www.bilgiustam.comhttp://www.onkder.org

Page 9: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

9

Kimyager(Ögrenci)

Volkan [email protected]

CisPlatinBİRİSİ BU DNA’YI DURDURMALI !

Herkese merhaba. İnsanoğlu var olduğundan beri dina-mik bir dünyada yaşamaktadır. Canlılık, ortam şart-ları uygunsa üremek ve genetik materyali aktarmak,

şartlar uygun değilse savaşmak ve hayatta kalmak üzerine bir düzende sürmektedir. Tabii olarak geçmişten günümüze bir çok etken insan yaşamını ve sağlığını olumlu yada olum-suz etkilemiştir. Bu yazıda sizlere hem kendi sağlığımızı metabolik ve psikolojik yönden hem de çevremizi derinden etkileyen bir hastalık olan kansere karşı kul-lanılan etken maddelerden birisi, daha çok cisplatin olar-ak adlandırılan bu yapıdan genel hatlarıyla söz etmek istiyorum. Eğer sizlerde kemoterapide kullanılan etken maddelerin vücuttaki etki mekanizmasını merak ediyorsanız buyurun başlayalım hepinize iyi okumalar.

Cisplatin, cis-diamino-dikloroplatin (II), kemoterapide (kansere karşı kimyasal tedavi) kanseri tedavi etmek amaçlı kullanılan platin merkezli bir etken maddedir. Hücre gelişimi ve çoğalmasını önleyen bu bileşik diğer kemoterapik maddelerle aynı etkiye sahiptir. Kanserli hücreler kadar normal hücreleri de etkilemesine karşın, üreme hızlarının çok büyük olması nedeniyle kanserli hücreler üzerinde daha çok etki gösterir.Hücre çoğalmasına etkisi B. Rosenberg tarafından keşfedildi. Rosenberg, E.coli bakterisi bir elektriksel alana konulduğunda bölünmesinin durduğunu, iplikciklerin büyüdüğünü ve bunun antitümör ajanları ile tedavideki davranışlarının aynı olduğunu farketmişti. Platin elektrot ve amonyum klorür tamponun-da içlerinde cisplatinin de olduğu bileşikler oluştuğu biliniyordu.

Page 10: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

10

Cisplatin etkisini hücrelerdeki deoksiribonükleik asit (DNA) üzerinde gösterir, bilinen sarmal yapıyı bozarak hücre çoğalmasını engeller. Büyüme sırasında DNA molekülü açılır (Fermuarın açılması gibi) ve her bir zincirde yeni eş moleküller oluşur. Böylece önce bir molekül varken sonuçta iki mole-kül ortaya çıkar. Bir çok kanser tedavisi bu işlemin durdurulmasına bağlıdır. Böylece kanserin tipik özelliği olan ölçüsüz çoğalma önlenir. Cisplatin, diakua kompleksine hidroliz olur, bu da DNA'da-ki guanin azot atomu ile tepkime verir ve komşu guanin bazları arasında genellikle aynı iplikçikten , bazen de iplikçikler arasında çapraz bağ oluşturur.

DNA sarmalı içinde 34 derece den büyük açılı bir kıvrımdır. Şekildeki bu değişme DNA’nın kendisini eşlemesini engeller ve kanserin gelişmesi yavaşlar. Gerçekten bu tedavi henüz mekanizması yeterince açık olmasa da, kanserin küçülmesi ile sonuçlanır. Antikanser aktivitesine sahip olduğuna inanılan bir protein bir cisplatin-değiştirilmiş DNA kompleksi ile birleştiğinde, DNA içinde daha büyük açılı bir kıvrım gösterir, proteinden bir fenilalanin halkası oluşan çentiğin içine yerleşir. Böyle bir bağlanma cisplatin taşınmasını ve DNA’nın diğer onarım tepkimelerini engelleyebilir

Kanser tedavisinde kullanılabilecek etkin bir mutajenik maddenin yapısal özelliklerinin belirlenmesi amacı ile bir çok bileşik test edilmiş ve aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.

1. Cis konumda, DNA azotları ile yer değiştirebilecek bir çift sert, eksi yüklü ligant bulunmalıdır. (klor veya oksijen gibi)

2. Hücre zarından geçebilmeli (yüksüz kompleksler) ve suda çözünür olmalıdır

3. Diğer iki ligant tepkimede bir etkinliği olmayan birincil yada ikincil aminler olmalıdır.

Görüldüğü gibi bir maddenin kemoterapik madde klasmanında sayılması için gereken şartlar ve klasma-na giren maddelerinde etki mekanizmaları genel hatlarıyla bu zemini oluşturmaktadır.

Kaynaklar :İnorganik kimya, üçüncü baskı, Gary L. Miessler; Donald A. ,çeviri editörleri: Prof. Dr. Nurcan Kara-can-Prof. Dr. Perihan Gürkan

Page 11: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

11

Kimyager(Ögrenci)

Ebru [email protected]

Hidrojeller ve UygulamaAlanlarıPolimerler, çok sayıda aynı ve ya farklı ato-

mik grupların kimyasal bağlarla az ya da çok düzenli bir biçimde bağlanması sonucu

oluşan uzun zincir ve yüksek molekül ağırlığına sahip bileşiklerdir. Polimeri oluşturan mono-

merler aynı türden ise “Homopolimer”, birden fazla farklı monomerin oluşturduğu polimer ise “Kopolimer” olarak adlandırılır. Hidrojeller, temelde hidrofilik kopolimer ya da homopolimer-lerden oluşur.

Şekil-1: Monomerlerin polimerleştirme tepkimesi ile polimer oluşturması

Hidrojeller, sulu ortamda bırakıldıklarında çözünmeyen, suyun büyük miktarını bünyesinde tutarak şişme özelliği gösteren, çok sayıda hidro-filik gruplar içeren, üç boyutlu-ağ yapılı polim-erlerdir. Su sever olmaları nedeniyle “hidrofil polimerler” olarak da adlandırılırlar. Hidrojeller, ağlarındaki polimer zincirlerine hidrofilik kar-akter sağlayan -SO3H, -COOH, -CONH2, -OH ve -NH2 gibi fonksiyonel gruplara sahiptir. Bu gruplardan dolayı bağlı duruma geçen su nedeni-yle çapraz bağlı polimer hacim ve kütle artışıyla şişmeye başlar. Çapraz bağlı polimerdeki su sever grupların fazla sayıda olması daha fazla şişmeye sebep olur. Yapılarında çok fazla su tutabilme özelliğine sahip hidrojeller ayrıca yumuşak ve esnek yapıda olmaları dolayısıyla canlı dokularla çok büyük benzerlikler göstermektedirler.

Şekil-2 : Su absorplayan hidrojelin yapısı

Page 12: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

12

1950’li yılların başlarında bilim insanları göz bil-iminde kullanılmak üzere yeni bir madde tasar-lamış ve bundan yola çıkarak HEMA(2-hidrok-sietil metakrilat) ve EDMA(etilen dimetakrilat) kopolimerizasyonu ile ilk hidrojeli sentezlendiler. İlk hidrojel bazlı yumuşak kontakt lensler bu yıllarda hazırlanmıştır.1959-1960 yıllarında ise

hidrojellerin biyouyumluluğu ile ilgili çalışmalar yürütülmüştür. Aynı yıllarda tıbbi uygulamalara uygun hidrojel sentezi başlamış ve ayrıca ameliyat sonrası oluşan yaraların izlerinin silinmesi için de kullanılmıştır. Devam eden yıllarda farklı alanlar-da yapılan çalışmalarla hidrojeller yaşamımızda önemli bir yer almış oldu.

Hidrojellerin sentezi kimyasal başlatıcılı serbest radikal polimerleşmesi ile veya yüksek enerjili ışınlar ile başlatılan radikalik zincir polimerleşmesi ile gerçekleştirilmektedir. Kimyasal çapraz bağlanma ile hidrojel hazırlan-ması, bir veya daha fazla monomerin az miktarda çapraz bağlayıcı kullanılarak doğrudan çapraz bağlanmasıyla oluşur. Kimyasal yolla hidrojel

hazırlanması dört basamaktan oluşmaktadır: başlama, zincir büyümesi ve çapraz bağlanma, birleşme veya bölünme ile sonlanma. İlk önce çapraz bağlayıcılar varlığında birbirine kimyasal olarak bağlanan monomerler polimerleri oluştur-makta ve daha sonra monomerlerin bazılarının çapraz bağlayıcı ile yer değiştirip polimer zincirler-inin birbirine bağlanmasıyla da hidrojel oluşmak-tadır.

Şekil-3 : Çapraz bağlanma esnasında oluşan aşamaların şematik gösterimi

Page 13: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

13

Yüksek enerjili ışınlar ile başlatılan radikalik zincir polimerleşmesinde, uyarılma α, β ve γ ışınları, ele-ktronlar, protonlar ve nötronlar gibi hızlandırılmış taneciklerin etkisi ile yapılır ve özellikleri itibari ile fotokimyasal polimerleşmeye benzer. Bu yöntemin üstünlükleri, polimerleşmenin katı, sıvı, gaz fa-zlarından istenilen fazlarda yapılabilmesi ve başka yöntemlerle polimerleştirilmesi zor olan mono-merlerin kolayca polimerleştirilmesidir. Ayrıca formülasyonda hidrojellerin gıda, ilaç ve farmasö-tik endüstrilerde toksik oluşu nedeniyle kullanıl-masını kısıtlayan bir çapraz bağlayıcının olmayışı bu yöntemin önemli avantajlarındandır.

Polimerik hidrojeller yukarıda bahsedildiği gibi çeşitli tekniklerle hazırlanabilmelerine rağmen,

kullanılan en yaygın yöntem, hidrofilik yapıdaki iyonik olmayan akrilamid (AAm) gibi monomer-lerin N-N-‘-metilenbisakrilamid (BIS) gibi çapraz bağlayıcı eşliğinde serbest radikalik çapraz bağl-anma kopolimerizasyonudur. Şişme kapasitesini artırmak için iyonik komonomerler de reaksi-yon karışımına eklenebilmektedir. Hidrojellerin hazırlanmasında kullanılan monomerler, polim-erizasyon sıcaklığında genellikle katı halde old-uklarından, polimerizasyon reaksiyonlarının sulu çözeltilerde yürütülmesi gerekmektedir. Hidrojel yapısı ve özellikleri, çapraz bağlayıcı konsant-rasyonu, monomerlerin konsantrasyonu ve ağsı yapıyı oluşturan birimlerin kimyası gibi doğrudan hidrojelin oluşturulduğu koşullara bağlıdır.

Şekil 4 : Solda kuru hidrojel,sağda ise şişmiş hidrojel görünümü

Hidrojeller kendi içlerinde çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler.

Bunlar;Hazırlama yöntemine göre;

Homopolimer hidrojeller,Kopolimer hidrojeller,Çoklu polimer hidrojeller,IPN (interpenetrating networks, iç içe geçmiş ağ yapılar) hidrojeller

İçerdikleri yan gruplara göre;

Nötral (iyonik olmayan) hidrojelleriİyonik hidrojeller

Page 14: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

14

Fiziksel yapılarına göre; Amorf hidrojeller Yarı-kristalin hidrojeller Hidrojen bağlı hidrojeller

Çapraz bağlanma durumlarına göre;

Fiziksel çapraz bağlı hidrojeller Kimyasal çapraz bağlı hidrojeller

Kaynaklarına göre;

Doğal hidrojeller Sentetik hidrojeller

Su içeriklerine göre;

Düşük şişme dereceli (% 20-50) hidrojeller Orta şişme dereceli (% 50-90) hidrojeller Yüksek şişme dereceli (%90-99.5) hidrojeller Süper-absorban (>% 99.5) hidrojeller Kimyasal kararlılıklarına göre;

Biyolojik olarak bozunabilen hidrojellerBiyolojik olarak bozunamayan hidrojeller

Bu sınıflandırılmalara bağlı olarak hidrojellerin kullanım alanları da farklılık gösterir. Örneğin; Hidrojeller pH, sıcaklık, iyonik şiddet ve elektrik alan gibi çevresel değişkenlere cevap olarak şişme veya büzülme davranışı gösterirler. Bu özellikleri biyo-medikal alanlarda yapay algılayıcılar olarak kullanım olanağı sağlar. Hidrojellerin hacimlerinin, dış etkil-erin çok az değişmesiyle fazla değişim göstermesi, teknolojide çok kullanılan bir malzeme olmalarına neden olmuştur. Canlı dokulara benzeyen kau-çuğumsu yapısı ve mükemmel biyouyumlulukları hidrojelleri pek çok alanda çekici hale getirmiştir. Hidrojeller, biyomedikal alanda teşhis, tedavi ve implante edilir cihazlar olarak; çevre alanında ağır metal iyonlarının ve organik kirletici malzemelerin tutulmasıyla atık su temizlemesinde süper emici poli-merler olarak kullanılmaktadırlar.Hidrojeller ayrıca biyoteknoloji, biyomühendislik, eczacılık, tarım, vet-erinerlik, yiyecek endüstrisi, telekomünikasyon gibi alanlarda yoğun olarak kullanılmaktadır.

Page 15: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

15

Hidrojeller genel olarak; • Denetimli salınım sistemleri,• Yapay organ yapımı,• Kontakt lens,• Enzim tutuklama sistemleri,• Biyosensör,• Kozmetik sektörü,• Gıda sektöründe katkı maddesi olarak,• Yapay kornea,• Manyetik ayırma,• Kemik hastalıkları tedavisi,• Sentetik kıkırdak ve buna benzer birçok uygulamada,

• Su saflaştırma,• Ağır metal/boyarmadde uzaklaştırma,• İyon değişim uygulamaları,• Gübre ve tarım ilaçlarının denetimli salınımı gibi alanlarda da etkin olarak kullanılmaktadır.

UYGULAMA ALANLARI HİDROJELLER Yara Örtüsü Poliüretan,polietilen glikol, polipropilen glikol,

polivinil pirolidon, metil selüloz, karboksimetil selüloz, aljinat

İlaç taşıma ve farmasötik Polivinil pirolidon,nişasta,poliakrilik asit, kar-boksimetil selüloz, polivinil alkol, akrilik asit,

metakrilik asit,kitosanDiş malzemesi Hidrokolloidler

Doku mühendisliği,implantlar Polivinil alkol, poliakrilik asit, hyalüronan, kollajen

Enjekte edilebilir polimer sistem Poliesterler,polipeptidler,kitosanTeknik ürünler(kozmetik,farmasötik) Arap zamkı, pektin, kitin, kitosan, heparin,

nişasta,aljinatDiğerleri(Tarım,atık arıtma,ayırma vb.) Nişasta, polivinil alkol, poli(N-izopropil akrila-

mid), polivinilmetil eter

Şekil 5 : Hidrojellerin uygulama alanları

Gördüğünüz üzere hidrojeller bir çok kullanım ve uygulama alanına sahip. Ama tabi ki sadece bunlarla sınırlı değildir, denenmiş ve hala denenmekte olan bir çok alanı vardır. Yapılan çalışmalarla teknolojik anlamda çok farklı yerlere gelineceği kanaatindeyim.

Kaynaklar :

1. Gulrez, S., Al-Assaf, S., Phillips, G.O., Hydrogels: Methods of preparation, characterisation and ap-plications in molecular and environmental bioengineering in carpi, A. (ed), Analysis and Modeling to Technology Applications. ISBN: 978-953-307-268-5, Online: InTech, Chapter 5, 20112. Garner, C.M., The synthesis of a super absorbent polymer, Modular Laboratory Program in Chemistry, 739, Baylor University, 20003. Sezgin, O., Metakrilamid tabanlı hidrojel matrislerin sentez ve karakterizasyonu, Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 20074. Gökalp, A., Gözenekli, iyonik süper absorban polimer jellerin hazırlanması ve karakterizasyonu, Yük-sek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 20095.Basan, S., Polimer kimyası, Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, Sivas, 400 sf., 20016. Nichifor, M., Zhu, X. X., Copolymers of N-alkylacrylamides and styrene as new thermosensitive mate-rials, Polymer, 44 (10), 3053-3060, 20037.Kopecek J.;Yang J. Review Hydrogels as smart biomaterials,Polym Int 56:1078-1098,2007.

Page 16: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

KimyaMühendisi

Yavuz Selim [email protected]

16

Arıtma ve Arıtma Kimyasalları

Merhaba arkadaşlar,

Bu sayıda sizlere arıtma ve arıtma kimyasallarından bahsedeceğim. İşleyeceğimiz tema ise su arıtma sistemleri olacak.

İçilmesinde, kullanılmasında veya çevreye bırakılmasında sakınca bulunan su-ların(atık su), kirletici parametrelerinden arındırılmasına "Arıtma" denir.

Su Arıtma nedir?Su arıtma nedir sorusuna cevap bulmadan önce suyu tanımak gerekir. Su, herkesin bildiği şekliyle iki hidrojen atomu ve bir oksijen atom-unun birleşmesinden oluşmuş yaşamın kaynağı sayılan bir yapıdır. Ancak su sadece bu moleküllerden ibaret değildir. Evrensel solvent (çözücü) özelliği olan su temas ettiği maddeleri de bünyesine katabilme özelliğine sahiptir. Bu mad-deler vücudun ihtiyaç duyacağı faydalı maddeler olabileceği gibi vücutta iste-nilmeyen zararlı maddeler de olabil-mektedir. Su arıtma da suyun içerisinde bulunan bu zararlı maddeleri suyun içerisinden uzak-laştırma yani arındırma işlemidir.

Kaç çeşit arıtma vardır?

Fiziksel Arıtma

Arıtma işlemi fiziksel, kimyasal veya biyolojik yollarla yapılmaktadır:

• Kimyasal arıtma, atık suyun hızlı ve yavaş karıştırma ünitelerinde çeşitli kimyasallar eklenip, bu kimyasalların atık suyun içindeki kirleticiler ile reaksiyona girerek çökelmesi ile yapılır.

• Biyolojik arıtma, evsel veya endüstriyel atık

suların oksijenli veya oksijensiz bakteriler yardımı ile biyolojik olarak parçalanması ile gerçekleşir.

• Fiziksel arıtma, hiçbir kimyasal veya bakteri kul-lanmadan mekanik işlemlerle fiziksel olarak atık suyun içindeki yağ ve kaba atıkların ızgara, yağ sıyırıcı paletler ve benzeri düzenekler ile uzak-laştırılmasıdır.

Katı maddelerin, sıvı ve katı yağların uzaklaştırıl-masıdır. Tesise giren atık sular, bir dizi ızgara ve eleklerden geçer. Bu sırada iri atık parçalar tutulur. Daha sonra askıdaki katı maddelerin çökmesini sağlamak için atık sular, birkaç saat yüzdürme havuzları ve çöktürme havuzlarında tutulur. Tüm

tanecikler ve suda çözünmeyen maddeler, bu işlem sayesinde tasfiye edilir. Bu işlemde ızgara ve ele-kler, öğütücüler/parçalayıcılar, dengeleme havu-zları, kum tutucular, yüzdürme havuzları, çökeltim tankları, havalandırıcılar, filtreler gibi sistemler kullanılmaktadır.

Page 17: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

17

Kimyasal Arıtma

Biyolojik Arıtma

Kimyasal reaksiyonlar aracılığıyla meydana gelen değişikliklerin atık su arıtımında kullanılması kimyasal arıtmadır. Kimyasal arıtma işleminde suya kimyasal özellikleri bilinen iyonlar ilave ederek atık su içerisinde bulunan çözünmüş veya koloidal maddelerin çökelmesi sağlanır. Kimyasal arıtma işleminde pıhtılaştırma ve yumaklaştırma olmak üzere iki tür işlem vardır.

Koloidal haldeki ve askıdaki katı maddelerin, bazı kimyasal madde ilavesiyle bir araya getirilmesine pıhtılaştırma denir. Yumaklaştırma ise pıhtılaşmış taneciklerin yumaklar haline gelerek büyümesi, gözle görünür ve çökelebilir hale gelmesi işlem-idir.

Bu işlem, fiziksel ve kimyasal arıtma işlemleriyle sudan ayrılmayan, ayrışabilen organik maddeler-in mikroorganizma faaliyetleri ile giderilmesidir. Burada çökemeyecek kadar küçük olan askıdaki madde veya çözünmüş haldeki organik maddel-er, azot ve fosfor gibi kirletici unsurlar ya okside edilerek veya biyokütle haline dönüştürülerek giderilir. Bu işlemde esas görevi yapan kontrol edilmiş bir ortamda bakterilerden oluşturulmuş mikroorganizmalardır.

Biyolojik arıtmada asıl amaç; atık su içerisindeki organik maddenin mikroorganizmalar tarafından besin maddesi olarak kullanılıp parçalanması yolu ile organik madde miktarının azaltılmasıdır. Evsel atık sular için başlıca hedef ise; azot ve fosfor gibi besin maddelerini ve organik madde içeriğini azaltmaktır. En yaygın kullanım alanı bulan biyolojik arıtma süreçleri; aktif çamur, damlatmalı filtreler ve biyo-disklerdir.

Fotoğraf : Kadıköy Atık Su Ön Arıtma Tesisi

İleri Biyolojik Arıtmaİleri biyolojik arıtmada azot ve fosfor gibi besin maddelerinin tamamen giderilmesi amaçlanmak-tadır. Bu işlem sonucunda alıcı ortama kullanma

suyu kalitesinde su verilmekte ve doğal dengelerin bozulmasının önüne geçilmektedir.

Page 18: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

18

İleri biyolojik arıtmada azotun uzaklaştırılması için asimilasyon ve nitrifikasyon- denitrifikasyon olmak üzere iki temel mekanizma vardır. Poli-fosfatlar ve organik bağlı fosfatlar hidroliz reak-siyonları ile orto-fosfatlara ve serbest fosfatlara

parçalanarak mikroorganizmaların kullanabileceği forma dönüşür. Mikroorganizmalar fosforları hücre zarlarındaki fosfolipitlerin, nükleik asitlerin ve ATP'nin sentezinde kullanırlar. Böylelikle, atık sudaki fosfor uzaklaştırılmış olur.

Arıtma Çamurlarının Uzaklaştırılması

Kimyasal Yöntemle Atık Su Arıtımı

Fiziksel ve kimyasal arıtma süreçlerinde atık sulardan yüzdürülerek ya da çökeltilerek uzak-laştırılan maddeler ile biyolojik arıtma süreçler-inde sistemden atılan mikroorganizmalar, arıtma tesisi çamuru halindedir. Arıtma çamurları % 95 gibi büyük oranda su içerirler ve ayrı ayrı ya da birleştirilerek uzaklaştırılırlar. Arıtma çamurları uygun bir şekilde uzaklaştırılıp zararsız hale get-irilmezse, arıtma süreci amacına ulaşmamış olur. Bu nedenle çamurların uzaklaştırılması, arıtma

sürecinin bir parçasıdır. Arıtma tesislerinde çamur uzaklaştırma işlemi yoğunlaştırma, stabilizasyon ve susuzlaştırma olmak üzere temelde üç ana aşam-adan oluşur. Arıtma çamurları organik maddeler, azot, fosfor gibi bileşiklerce zenginleştirilmiş bir son üründür. Günümüzde gelişen çevre bilinci sayesinde çamur, bir yerde depolanıp uzaklaştırıl-mak yerine, geri kazanılmakta ve pek çok alanda yeniden kullanılmaktadır.

En eski yöntemlerden biri olup 1872’de kirli sular kireç ilavesi ile temizlenmiştir.Bugün kullanılan çöktürme vasıtaları Al2(SO4)3 ve demir(III) tuzlarıdır. Demir(III) tuzları

pahalı olup daha çok FeSO4Cl bileşiği kul-lanılır.1m3 su için 5-30 g demir tuzu gerekir. İçerikleri inceleyelim.

1-) Kimyasal Oksidasyon

2-) Nötralizasyon

3-) Koagulasyon – Flokulasyon

İstenmeyen zararlı bileşiklerin zararsız bileşiklere dönüştürülmesi veya daha sonra ki arıtma işlem-leri için uygun yapıya getirilmesidir. Başlıca kullanım alanları; demir ve mangan giderilmesi, dezenfeksiyon, organik bileşiklerin giderilmesi, alg

kontrolü, renk, tat ve koku giderilmesi, siyanür, kükürt, amonyak giderilmesi, krom indirgenmesi, korozyon kontrolüdür. Kimyasal oksidasyonda oksijen, ozon, potasyum permanganat, klor kul-lanılabilir.

Asidik ve bazik karakterdeki endüstriyel atık suların pH değerinin ayarlanması işlemidir. Atık suyun pH değerinin ayarlanması; atık suyun alıcı ortama deşarj standardının sağlanması, biyolojik arıtma öncesinde (bakteriyel faaliyetler belirli pH

değerinde gerçekleştiğinden) uygun pH değer-inin sağlanması bakımından gereklidir. Ayrıca kimyasal çöktürme işleminde reaksiyonların gerçekleşeceği uygun pH değerinin sağlanması bakımından da gereklidir.

Bu proseslerin amacı, kolloidlerin çöktürülerek sudan uzaklaştırılmasıdır. Suların kimyasal yolla koagu-lasyonu aşağıda sıralanmış amaçlar için yapılır:

1- Organik ve inorganik bulanıklığın giderilmesi2- Renk giderilmesi3- Bakteri ve patojen giderilmesi4- Koku ve tat yapıcı maddelerin giderilmesi5- Fosfat giderilmesi6- Biyolojik oksijen ihtiyacı ve kimyasal oksijen ihtiyacı parametrelerinin giderilmesi7- Askıda katı madde giderilmesi8- Metal giderilmesi

Page 19: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

19

a-) Koagulasyon Prosesi

b-) Flokulasyon Prosesi

4-) Kimyasal Çöktürme

5-) Dezenfeksiyon

6-) Adsorbsiyon Yöntemi ve Elektrolitik Temizleme

Atık su arıtımında, kolloidal maddelerle askı hâlindeki çok küçük taneciklerin çökelmesini kolaylaştırmak için suya ilave edilen kimyasal maddelere koagulant (pıhtılaştırıcı) denilmekte-dir. Koagulasyon prosesi ise koagulantların atık

suya ilave edilişini takiben hızlı bir şekilde atık suya karıştırılmaları ve atık suyun bünyesindeki kolloidal ve askıda katı maddelerle birleşerek flok oluşturmaya hazır hâle getirilmesi için yapılan işlemlerdir.

Flokulasyon prosesi (yumaklaştırma) atık suyun yavaş ve uygun şekilde bir süre karıştırılarak küçük tane ve pıhtıların büyümesi, birbirleriyle

birleşmesi, yumaklaşması ve böylece kolayca çöke-bilecek flokların (yumakların) meydana gelmesi işlemidir.

Mekaniksel arıtım sistemlerinde giderilemeyen askıda kalan katı maddelerin kimyasal maddeler

yardımıyla atık sudan yumaklaştırılarak çök-türülmesi işlemidir.

Dezenfeksiyon patojen organizmaların yok edil-mesi veya etkisiz hâle getirilmesidir. Dezenfeksi-yonda kullanılan maddelere dezenfektan denir. Bunlar klor ve klor bileşikleri, brom, iyot, ozon,

fenoller, boya maddeleri, sabunlar ve sentetik de-terjanlar, hidrojen peroksit ve potasyum perman-ganattır. En yaygın olarak kullanılanı ise klordur.

Mekanik yöntemle temizlenmiş suyun içinde kolloidal hâlde olan çökmeyen birbakiye kalır ki bu, suyun çürümesini devam et-tirir. Böyle sular doğrudan doğruya denizeveya suyu bol bir nehre akıtılabilir. Böyle bir deniz veya bir nehir yok ise suların kimyasal,elektrolitik veya biyolojik yöntemler ile temizlen-mesi gerekir.

Kirli sular, içerdikleri tuzların fazlalığından dolayı elektrik akımını iletirler. Kirlisuyun içerisinden elektrik akımı geçirildiğinde bir çöküntü oluşur. Bu çöküntü, kirli sudakikolloid bünyedeki maddeleri adsorbe ederek sürükler. Yani bu yöntemde elektrik akımıkimyasal maddenin yerini almıştır. Kirli suya daldırılan elektrotlar, levha veya tel örgü şek-lindedir. Anot demirden, katot ise kömürden yapılmıştır. Aralarından 1-2 volt’luk bir gerilimle akım geçirilir.

Kısaca arıtma işlemleri zahmetli ve bir o kadar da masraflıdır. Bunca zahmet içinde sularımızı israf etmeden kullanmanın ne derece önemli olduğunu görmektesiniz. Umarım derlemiş olduğum bu yazı sizler için faydalı olur. Yazımı şu sözle nok-talıyorum: “Su hayattır”.

Kaynaklar :http://www.msxlabs.org/forum/cevre-bilimleri/78685-aritma-nedir-atik-su-aritma-sistemleri-hakkin-da-genel-bilgiler.html#ixzz3jNnprk6Yhttp://www.optisu.net/su-aritma-nedir--mID8.htmlhttps://tr.wikipedia.org/wiki/At%C4%B1k_su_ar%C4%B1t%C4%B1m%C4%B1http://www.iski.gov.tr/Web/statik.aspx?KID=1001282http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/kimya/moduller/SuAritma.pdf

Page 20: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

20

Kimya

Hatile [email protected]

KANTARONÇİÇEKLERİKANTARON ÇİÇEKLERİ VE İÇİNDE GİZLENEN HARİKALAR

Bitkiler, Allah’ın yaratmış olduğu güzel şeylerden bir tanesidir. Farkında değiliz ve çoğunun ne

işe yaradığını bilmiyoruz. Oysa ki on-ların her biri içinde bir mucize saklıdır ve bizlerden onları bulmamızı beklerler.Değerli okurlarımız, sizlere doğamız-da milyonlarca bulunan bitkilerden bir tanesini anlatacağım. Çoğunuz sarı kantaron çiçeğini kesin biliyorsunuzdur. Ama onun başka renkleri de olduğunu eminim duymamışsınızdır. Onları tek tek inceleyelim.Kantaron Nedir?

Hekimlikte kullanılan, hastalıklara karşı yararları olan, hayatınızı olumlu yönde etkileyen ve enerji veren birçok şifalı bitki bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de kantarondur. Acı köklü ve küçük otsu bir bit-kidir. Mavi, sarı ve kırmızı çiçekli türleri vardır.

Sarı Kantaron ÇiçeğiEsas olarak dünyanın birçok yerinde bulunan bir bitkidir. Avrupa'da tarla, yol ve orman kenarlarında kendiliğinden yetişen bu bitki Kuzey Amerika'ya da uyum sağlamış ve doğal olarak kırlarda yetişmeye başlamıştır.

Sarı kantaron bitkisi yüksek bir ışığa karşı tutulduğunda, içerisinde bol miktarda bulunan yağ guddele-leri, ışığa yenik düşüyor ve parlak noktacıklar halinde kendini belli ediyor. Fazla miktarda görülen bu yağ noktacıklarından dolayı bitkiye “Binbirdelik” lakabı takılmıştır.

Sarı kantaron bitkisinin bilinen bileşimi;

• Tanen (tannin)• Uçucu yağlar( pinene, limonene, myrcene, carophyllene)• Flavon türevleri(rutin, guercitin, guercitrin)• Hipericin( hypericin)• Hyperin( sarı kantaronun renk verici maddesi)• Karoten (carotene)• Acı maddeler• Reçine, pektin ve kolik

Page 21: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

21

Sarı kantaron bitkisinin faydaları;

• İştah açıcıdır ve ciddi derece de ateş düşürür.• Yaşanan mide ağrılarının giderilmesinde faydalıdır.• Vücudu dinçleştirir ve kuvvet verir.• Gastrit ve ülserin tedavisinde ek olarak kullanılabilinir.• Adet dönemlerinde oluşan kasık ağrılarının dinmesine yardımcı olur.• Kas gevşetici özelliği vardır.• Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser ve kişilerde rahatlama sağlar.• Bronşit semptomlarında oldukça faydalıdır.• Korku, gerginlik, alt ıslatma gibi sorunlarda faydalıdır.• Hafif, orta veya şiddetli depresyon durumlarında çok fazla faydası vardır. Sakinleşme sağlar.• İdrar yolu enfesksiyonlarında ve böbrek sorunlarında faydalı olan bu bitki, böreklerde veya mesanede oluşmuş olan taşların erimesini ve düşmesini sağlar.• Yağı masaj yapılarak uygulanılırsa güzel bir terapi sağlar.• Sırt ve bel bölgelerinde oluşan ağrıların giderilmesi için yağı kullanılabilir.• Bebeklerde görülen gaz sorunu ve karın ağrısına iyi gelir.• Sinirsel olarak meydana gelen mide ağrılarını dindirir.• Ses kısıklığı sorununa çok faydalıdır.• Zona hastalığında denenmiş ve kanıtlanmış faydası vardır.• Kekemelik sorununa iyi gelir ve sinirsel olarak düzelme sağlar.• İshale karşı ciddi derece de faydası vardır.• Grip sorununda etkisi görülmektedir.• Baş ağrısı için şakak kısımlarını yağı sürülerek masaj yapılmalı, bu sayede ağrının dindirilmesine fayda sağlar.• Soğuk algınlığı durumunda faydalıdır.• Balgam ve idrar söktürücü olarak kullanılır.• Nekahet dönemini kısaltır.• Sinirleri yatıştırır ve uyku düzenini sağlar.• Yara iyileştirici özelliği sayesinde antiseptik görevi yapar.• Menopoz döneminde rastlanılan sıkıntıları hafifletir.• Bağırsaklarda oluşan solucanların dökülmesini sağlar.

Kullanım alanları; • Ciddi derece de gözlenen depresyon sorununa karşı alternatif bir antidepresan olarak ilaç şeklinde alınmalıdır. Bitkinin antidepresan özelliğinin var olduğu hayvanlarda uygulanılan deneyler sayesinde kanıtlanmıştır.• Menopoz döneminde sık karşılaşılan depresyon ve ateş basması hallerinin önüne geçmek için ilacı tüketilmelidir.• Bilhassa, nikotin, kafein ve alkol gibi maddelerin vücuda vermiş olduğu zararların ortadan kalkması için kullanılmalıdır. Yapılan araştırmalar dâhilinde bağımlılık sorununu ortadan kaldırdığı kesin olarak açıklanmış ve bu hususta deneysel kanıtlar bulunmaktadır.• Antienflamuvar etkisi çok fazladır.• Halk arasında ishal durdurucu, romatizmadan kaynaklanan ağrıların giderilmesi ve çocukların gece sık sık farkında olmadan alt ıslatması durumlarında sarı kantaron bitkisi kullanılmış ve faydaları bulunmuştur.• Kanser döneminde uygulanılan ilaçlara ek olarak sarı kantaron hapı eklenmesi iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Özellikle de kanserin meydana çıkma sebebi olan tümörün ortadan kaldırılmasında ve yok olmasında çok etkilidir.• HIV virüsü taşıyan kişiler için bulunmaz bir nimet olan sarı kantaron, çay veya hap şeklinde tüketilebilir.• Ağızda bulunan beyaz ve kırmızı yaraların giderilmesi için gargara yapılıp uygulanması gerekir. Bir tek uygulama da bile yaraların giderilmesinde fayda göstermektedir.

Page 22: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

22

• Sinirlerin gevşemesi ve rahatlama sağlamak için sarı kantaron çay şeklinde tüketilmelidir.• Bağımlılık söz konusu olduğunda hapı kullanılmalıdır. (uyuşturucu, morfin gibi…)• Sarılık hastalığı olan kişilerde çayının faydası kanıtlanmıştır. Ancak ilerlemiş sarılık durumlarında hap şeklinde de kullanılabilir.• Ciltte bulunan sivilce ve aknelerin giderilmesi için çayı veya lapası kullanılmalıdır. Sarı kantaron çayını soğutup veya ılıtarak yüzünüzü yıkayabilir ve cilt bakımınızı sağlayabilirsiniz.

Kırmızı Kantaron Çiçeği

Mavi Kantaron Çiçeği

Kırmızı renkte çiçekler açan bir bit-kidir. İshal dışında her rahatsızlığın tedavisine etki eden bir bitkidir. Acı tadıyla iştah açma özelliği, terletici ve toksin özelliği de vardır. Ateş düşürücüdür. Mide, karaciğer gibi şikâyetlerde faydalıdır.

Kullanım şekillerinde çay olarak;

2 çay kaşığı kuru kırmızı kantaron demliğe konur ve üzerine 1 cezve kaynar su ilave edilir. 15 dakika ka-dar demlenir ve yemeklerden önce ılık olarak içilir. Yağ olarak ise; sarı kantaron gibi aynı şekilde hazır-lanır. Yüzde ve vücuttaki sivilce

izlerine, cilt üzerinde oluşan lekelerin giderilmesinde kullanılır. İltihap giderici özelliği vardır.

Mavi ya da mor renkte çiçekler açan, üzeri tüylü bir bitkidir. En çok kullanılan, fakat nadir bulunan bir bitki çeşididir. Halk ar-asında peygamber çiçeği olarak da bilinme-ktedir. Vücutta oluşmuş olan zehirli mad-delerin atılmasında yararlı olur. Enfeksiyon, mide, bağırsak, böbrek, mesane, karaciğer gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Kan temizleyici özelliği vardır. Göz banyosu yaparak göz rahatsızlıklarına, göz ağrılarına ve iltihaplanmalara iyi geldiği söylenmekte-dir.

Kullanım şekilleri; 2 çay kaşığı mavi kan-taronun taç yaprakları demliğe konur ve üzerine 300 ya da 500 ml kaynar su ilave edilir. 5 ya da 10 dakika demlenmeye bırakılır ve daha sonra süzülerek içilir. Kantaron, her evde kesinlikle bulunması gereken şifalı bitkilerden biridir.

Kaynaklar :

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sar%C4%B1_kantaronhttps://www.google.gr/search?q=kantaron+c%C4%B1cekler%C4%B1&biw=1366&bih=673&-source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0CAYQ_AUoAWoVChMIxK7kitCzxwIVTFcaCh1rGg-HI#imgrc=43vssezo0hEwMM%3A

Page 23: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

23

KimyaTeknikeri

Anıl Yasin [email protected]

GÜÇTUTUŞURLUKTEKSTİLDE GÜÇ TUTUŞURLUK TESTİ

Çoğu organik esaslı tekstil ürünlerinin iyi derecede yanma özelliğinin olması, tek-stil ürünlerinin yangınlarda büyük risk

faktörü olmasına sebep olmuştur. Isı ve alevden korunma gerektiren her türlü alanda güç tutuşur lifler kullanmak veya tekstil üzerine çeşitli güç tutuşurluk işlemleri yapma gerekliliği son dönem-

lerde yeniden önem kazanmaya başlamıştır. Çeşitli kimyasal firmalarının geliştirdiği güç tutuşurluk apreleri çeşitli test metotları ile tekstil sektöründe kullanılmaktadır. Bu ay ki yazımda , bu madde-lerin kimyasını , etki mekanizmalarını , örnek bir prospektüsünü , test metotlarını ve örnek bir güç tutuşurluk testini sizlerle paylaşacağım.

TEKSTİL MATERYALLERİNİN YANMA DAVRANIŞIYanma; ısı, oksijen ve uygun yakıt bileşenlerine ihtiyaç duyan ekzotermik bir reaksiyondur.Geri kalan şartlar ihmal edildiğinde, yanma kendi kendine katalizlenir duruma gelir ve

oksijen, yakıt kaynağı veya ısı tüketilinceye ka-dar devam eder. Şekil 1’de tekstil liflerinin yanma diyagramı verilmiştir.

Şekil 1 : Tekstil Lifleri İçin Yanma Döngüsü (Schindler ve Hauser, 2004)

Page 24: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

24

Isı sağlandığı zaman, piroliz sıcaklığına (Tp) ulaşın-caya kadar, lifin sıcaklığı artmaya başlar. Piroliz sıcaklığında, lifte kimyasal değişiklikler meyda-na gelir ve yanmayan gazlar (karbondioksit, su buharı, azot ve kükürt oksit gibi), kömürleşme artıkları, sıvı kondensatlar ve yanabilen gazlar (karbonmonoksit, hidrojen ve pek çok okside ola-bilen organik moleküller) oluşur. Sıcaklık artmaya devam ettikçe, sıvı parçalanma ürünleri de daha fazla yanmayan gaz, kül ve yanan gaz üreterek piroliz olur. Yanma sıcaklığına (Tc) ulaşıldığında,

gaz fazında bir dizi serbest radikal reaksiyonundan oluşan ve yanan gazların oksijenle birleşmesi ile meydana gelen yanma dediğimiz olay gerçekleşir. Bu reaksiyonlar yüksek derecede ekzotermiktir ve çok büyük miktarda ışık ve ısı üretir. Yanma işlemi tarafından sağlanan ısı, lifin piroliz olmaya devam etmesi için gereken ek termal enerjiyi ve dolayısıy-la yanma işlemi için daha fazla miktarda yanan gazların ortaya çıkmasını sağlar.

Güç Tutuşurluk Sağlayan Maddelerin Kimyası

Güç Tutuşurluk Sağlayan Maddelerin Etki Mekanizması

En önemli güç tutuşurluk maddeleri üç kategoride sınıflandırılabilir. Bunlar fosfor ve halojenlere day-alı temel güç tutuşur maddeler, tek başlarına kul-lanıldığında az miktarda güç tutuşur etkiye sahip olup, temel güç tutuşur maddelerle kullanıldığında

etkinliği artan sinerjitik maddeler (fosforla azot, halojenlerle antimon kullanımı gibi) ve fiziksel etkilerle aktifliklerini ortaya çıkaran güç tutuşur maddelerdir.

Tekstillerin yanma döngüsünü kırmak için birçok yol denenmiştir. Bu yollardan bir tanesi güçlü endotermik reaksiyonlar sonucu termal olarak ayrışabilen materyalleri lifin içerisinde kullanmak-tır. Eğer bu reaksiyonlar sonucu yeterli ısı absor-

plana bilinirse, lifin piroliz sıcaklığına ulaşılmamış olacak ve yanma gerçekleşmeyecektir. Bu metoda örnek olarak aliminyum hidroksit, aliminyum trihidrat ve kalsiyum karbonat verilebilir

Şekil 2 : Endotermik yıkım reaksiyonları

Diğer bir yaklaşım, lif piroliz sıcaklığının altında-ki sıcaklıklarda, lifi çevreleyen yalıtım katmanı kullanmaktır. Borik asit ve hidratlanmış tuzları bu yaklaşıma örnektir (Şekil 3). Bu bileşikler ısıtıldığı

zaman, dışarıya su buharı verirler. Bu şekilde lif yüzeyini camsı hale getirip, lifin hava ile temasını azaltarak güç tutuşur etki kazandırırlar.

Şekil 3 : Camsı yüzey

Page 25: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

25

Güç tutuşurluk işlemi eldesi için kullanılan üçüncü yol, daha az yanan uçucu madde ve dahaçok kül oluşturmak için piroliz mekanizmasını değiştirmektir. Bu yoğun yapı mekanizmasıfosfor içeren güç tutuşurluk sağlayıcı maddelerde görülür. Termal bozunma sırasında oluşanfosforik asidin hidroksil grupları içeren polimerl-erle çapraz bağ yapması sonucu, dışarıyadaha az miktarda yanıcı ürün bırakılmış olur.

Yanmayı önlemede kullanılan dördüncü yol ise işlemin devamı için gerekli ısıyı sağlayan serbest radikal reaksiyonları oluşturmaktır. Buna örnek olarak verilen halojen içeren bileşikler, piroliz sırasında oluşan OH radikallerini yakalayarak bunların hızlı oksitlenmesini sağlar ve yanma için gerekli olan ısıyı azaltır.

Şekil 4: Serbest radikal yanma reaksiyonu

GÜÇ TUTUŞURLUK TEST METOTLARI

ÖRNEK BİR PROSPEKTÜS – GÜÇ TUTUŞURLUK APRESİ

Güç tutuşurluk işleminin değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulan çok sayıda özellik söz konusudur. Materyalin cinsi ile ilişkili yanma davranışı, materyalin bulunuş şekli, materyalin yüzey yapısı, alevin çıkış kaynağı vb. değişkenlere bağlı olarak geliştirilen çok sayıda test metodu, standart-larda yer almaktadır. Bu standartlardan en çok kullanılanları malzemenin bulunuş konumuna göre; dikey yakma testi (DIN 54336), havlı ve havsız yer döşemeleri için dikey yakma testi (DIN 54332), yatay yakma testi (DIN 54333), 45°lik eğik yanma testi (DİN 54335), yanmanın kaynağına bağlı olar-ak sigara test yöntemi (BS 5852, kısım 1) butangaz testi (BS 5852, kısım 2) yanma için ortamda gerekli olan oksijen miktarının tespiti için LOI (Limited Oxygen Index) testi (ASTM D 2863-00), yanma sırasında açığa çıkan toksikliğin belirlenmesinde kullanılan toksisite testi (ISO 5659) sayılabilir. Bun-ların dışında da çok sayıda ve her ülke standardında yer alan güç tutuşurluk testleri bulunmaktadır.Güç tutuşurluk testleri hangi yönteme göre yapılırsa yapılsın genel değerlendirmede göz önünde bulundurulması gereken konular; tutuşturma kaynağı uzaklaştırıldıktan sonraki yanma süresi, alevli yanma bittikten sonraki içten yanma süresi, test sonunda oluşan kömürleşme boyu ve alanı, yan-manın ilerleme hızı, damlama olayı, gaz veya duman çıkarma durumudur.

Polyester elyaflardan yapılmış tekstil ürünlerinin alev almayı geciktirici , yıkamaya dayanıklı apresi için kullanılan organofosfor bileşiği. Genel Özellikleri Temel organofosfor bileşiği Görünüm berrak , viskoz sıvı pH 100 g/l çözelti 1-3 İyonik karakter noniyonik Çözünürlüğü herangi bir oranda su ile karışabilir

Page 26: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

26

Kullanım özellikleri

• Sentetik elyaflardan yapılmış tekstil ürünlerinin alev almayı geciktirici apresi için son derece uygyndur.• Elde edilen sonuçlar yıkamaya ve kuru temizlemeye dayanıklı olup bu özelliklerini 60 0C de 50 kez yıkandıktan sonra bile korurlar.• Fularlama yöntemi ile kullanılır.• Sulu solüsyonunun nispeten düşük pH sının yaklaşık pH 6 ya ayarlanması gerekir. Bu da en iyi amonyum veya disodyum fosfat ile yapılır.• Gerekli kurutma 110 – 130 0C de fiksasyon 185 – 205 0C de elyaf tipine göre yapılır.

TEKSTİL LABORATUARLARINDA YAPILAN ÖRNEKBİR GÜÇ TUTUŞURLUK TESTİ ;

Tekstil ürünlerinin ön muamele ve boyama işlemleri bittikten sonra müşteri isteğine göre bazı apre kimyasallarından geçer. Bu apre kimyasallarından birisi de güç tutuşur maddelerdir. Yukarıda incel-ediğimiz prospektüse ait kimyasalımız 80 g/l lik bir çözelti hazırlanarak amonyak yardımı ile pH’ı 6 ya ayarlanır. Fularlama yöntemi ile çözelti kumaşa emdirilir ve etüv de 180 0C de 3 dakika bekletilir. Etüvden çıkartılan kumaş çakmak yardımı ile yakılır ve gözlemlenir. Müşteri isteğine göre yorum yapılır.

Kaynaklar :• http://mmfdergi.uludag.edu.tr/article/download/5000082484/5000076685• Prospektüs tarafıma aittir.• Test metodu tarafıma aittir.

Page 27: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

27

ELEMENTTANIYALIM Silisyum

Simgesi: SiGrubu: 4A (Ametal)

Atom numarası: 14Bağıl atom kütlesi: 28,0855Oda sıcaklığında: Katı

Erime noktası: 1410°CKaynama noktası: 2355°C

Yoğunluğu: 2,33 g/ccKeşfi: 1823 - J. Jacob Berzelius

Atom çapı: 1,46 ÅElektronegatifliği: 1,9Elektron dizilimi: 1s22s2p63s2p2

Yükseltgenme basamağı (sayısı): 4

Silisyum, yeryüzünde en çok bulunan elementlerden biridir. Yarı iletken özelliğe sahip oluşu ve doğada, ormanda, doğal yaşamda çok bulunması, transistör, diyot ve hafızalarda kullanılabilmesinin pratik hızlı oluşu, entegre devrelerin ve bilgisayarların silisyum teknolojisi üzerine inşa edilmesini sağlamıştır. Bugünlerde ise, “Silikon Vadisi” denilen dev endüstrinin adı bir silisyum bileşiği olan silikondan gelmektedir. Atom numarası (proton sayısı) 14’tür. “Si” simgesi ile gösterilmektedir. Oda sıcaklığında katı haldedir. 4A grubunda 3. periyotta bulunur. Nötr haldeki elektron dizilimi ilk kat-manda 2, ikinci katmanda 8, üçüncü katmanda 4’tür (4 adet valans elektron). Kararlı yapıya sahip değildir (nötr halde). Yoğunluğu 2,33 g/cm3’dür.Diyamanyetik bir elementtir. Bağıl atom kütlesi (izotoplarının ortalama kütlesi) 28,0855’tir. Kararlı hale geçerken aldığı yükler nedeniyle ve ayrıca doğada çok bulunduğu için yakın gelecekte tıpkı karbon selektörleri olduğu gibi silisyum selektörl-eri de olacağı tahmin edilmektedir. Camın ana maddesi kum olarak bilinir. Bunun sebebi camın asıl hammaddesi olan silisyumun kumda özellikle de deniz kumunda çok bulunmasıdır.Silisyum’un Elde EdilmesiSaf olarak silisyum eldesi, silisyum oksidiaqn kok kömürü (grafit) ile elektrikli fırında indirgenmesi so-nucunda gerçekleşir. Gerekenden daha fazla karbon kullanılırsa silisyum karbür (SiC) oluşur.SiO2 + 2C → Si + 2COSilisyum klorür (SiCl4) önce fraksiyonlu destilasyon yöntemi ile saflaştırılır. Daha sonra hidrojen ile indirgenir. Bu şekilde çok saf silisyum elde edilir.Silisyum yarı iletken bir elementtir.SiCl4 + 2H2 → Si + 4HClKullanım AlanlarıSilisyum ya da silikon, kullanım alanı en geniş olan elementlerden biridir. Kum ve kil formu, beton ve tuğla yapımında kullanılır. Yüksek sıcaklıklarda çalışma koşullarına çok dayanıklı bir elementtir. Silikat formuysa, mine, emaye ve çanak-çömlek yapımında önemlidir. Çeliğin bileşimine de katılır. Kusursuz mekanik, optik, termal ve elektriksel özellikler taşıyan en ucuz madde olan kum halindeki silika, camın da esas bileşenidir. Aşırı saf silisyum, bor, galyum, fosfor ya da arsenik ile güçlendirildiğinde; tran-sistörler, güneş gözeleri ve doğrultucular gibi, elektronik endüstrisinde büyük önem taşıyan aygıtların yapımında kullanılan silikon karışımları elde edilir. Elektronik mikroçiplerin yapımında yarıiletken olar-ak kullanılır. Diatomlar ve radyolaryalar gibi omurgasızların dış iskeletlerinin yapısına katılması nedeni-yle de, yaşamsal önem taşımaktadır. Bu dış iskeletler, daha sonra dibe çökerek, çeşitli kayaçların yapısına katılır. Bitkilerin ve insan iskeletinin yapısında da silisyum bulunur. Silikon karbid (SiC), bilinen en sert maddelerden biridir.

Page 28: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

SÖZLÜKIngilizce-Türkçe

28

Refraction

Spark

Spent Acid

Rest Mass

Research

Rotary Screen

Sampler

Tick

Yield

Afflux

Manifold

Suction Speed

Viable

Bleaching

Flare

Analyst

Limpid

Trace

Yeast

Step Value

Area

Copper

Beaker

Kırılma

Artık Asit

Durağan Kütle

Araştırma

Döner Elek

Örnek Alıcı

Emme Hızı

İz

İşaretlemek

Canlı

Maya

Verim

Ağartma

Adım Değeri

Akış

Alev Bacası

Alan

Ana Boru

Analizi Yapan

Bakır

Berrak

Beher

Kıvılcım

Page 29: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

29

HABERLER

Yurttan Kimya HaberleriTÜRKİYE İLAÇ AR-GE MERKEZİ OLACAK

Yüksek Planlama Kurulu, 2015- 2018 yıllarını kapsayan Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı kabul etti.

Karar, Resmi Gazete’de yayımlandı. Türki-ye’nin sanayi vizyonu çerçevesindeki he-defleri göz önüne alınarak, kamu sağlığı ve

kalkınma hedeflerini destekleyecek şekilde hazırlanan plana göre, Türkiye, ilaç sek-töründe Ar-Ge, üretim ve yönetim merkezi haline getirilecek. Kamuüniversite- sanayi işbirliği ile belirlenen bu 6 stratejik hedefe ulaşmak için 36 eylem hayata geçirilecek.

Page 30: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

30

EMRULLAH TURANLI ATIK YAĞDAN BİYODİZEL ÜRETİMİNE BAŞLADI

Taş Yapı’nın patronu Turanlı, 110 milyon dolar yatırım yaptıklarını, yıllık 80 bin ton biyodizel üretimi gerçekleştireceklerini söylerken “Çok pis bir işe girdim ama memnunum. Bürokra-tik engeller bizi çok zorladı. Ama bu çevre meselesi ve Avrupa’nın çok gerisindeyiz. Denetimler artmalı” dedi.

Türkiye’de her yıl binlerce ton bitkisel yağ kul-lanıldıktan sonra lavabolara dökülüyor. Oradan kanalizasyonlara, denizlere ya da toprağa karışıyor. Restoranlardaki, otellerdeki atıkların çok küçük bir bölümü toplanabilse de evlerde tüketilen yağlar çevre felaketine neden oluyor. Zira 1 litre bitkisel yağın 1 milyon litre suyu kirlettiği hesaplanırken Türkiye’de tahmini olar-ak yılda 300 bin ton bitkisel yağ atığı olduğu belirtiliyor.

Habertürk’ün haberine göre, kişi başına 3.8 litre yağ atığı üretilen Türkiye’de geri dönüşümü sağlanan yağın kişi başına miktarı ise sadece 200 gram. Bu rakam kişi başına Almanya’da 1.8 kg, Belçika’da 2.2 kg. Avrupa ülkeleri suyu old-uğu gibi kirleten atık yağları yerinde toplamak ve geri dönüşümünü sağlamak için hayli çaba sarf ediyor. En çok tercih edilen yöntem ise atık yağlardan biyodizel üretimi. Türkiye’de atık yağ toplayan firmalardan biri de Deha. Şirke-tin sahibi ise emlak yatırımları ile bilinen Taş

Yapı’nın yönetim kurulu başkanı emrullah tur-anlı. Turanlı, “Çok pis bir işe girdim. Normal-de bize teslim edilmesi gereken atık yağları gidip topluyoruz. Bu pisliği tekrar ekonomiye kazandırdığımız için bu yatırım benim gön-lümde yaptığım en hayırlı iş” diyor.

1 Ocak’ta Binde 2 Katkı Zorunlu

Turanlı, atık yağ toplamanın yanı sıra Kocae-li’nde atık yağlardan biyodizel üretmek için bir tesis kurmuş. Deha topladığı yağları TBE Biyo-dizel’e veriyor. O da biyodizele çevirip akaryakıt dağıtım şirketlerine veriyor. Turanlı’nın verdiği bilgiye göre 2012’den bugüne kadar Deha ve TBE’ye toplamda 110 milyon dolar yatırım yapılmış. TBE bitkisel yağlardan yıllık 80 bin ton biyodizel üretecek. Sanayi atıkları tesisi de devreye girdiğinde işletmenin yıllık biyodizel üretme kapasitesi 145 bin tona ulaşacak.Emrullah Turanlı, “Bu işe başladığımızda yüzde 2 biyodizel katma zorunluluğu vardı. Yeterli üretim olmadığı gerekçesiyle tamamen kaldırıldı. Şimdi yeni bir yasal düzenleme yapıldı. 1 Ocak 2016 itibarıyla önce binde 1 daha sonraki yıl binde 2, 2018’de ise binde 3 oranında dizele biyodizel katma zorunluluğu getirildi. Binde 2 de tarımsal biyodizel katma zorunluğu geldi” dedi.

Page 31: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

31

Maliyetimiz Tüpraş’tan Yüksek, Fiyatımız Düşük

Turanlı, atık toplama işinin gelişmesi için teş-viklerin yanı sıra denetimlerin ve uygunsuz yağ bertarafı ile ilgili cezaların artırılması gerektiğini belirtti. EPDK, Enerji, Çevre ve Tarım bakan-lıklarının destekleriyle artık yasal alt yapının oluşturulduğuna dikkat çeken Turanlı, “Bu desteklerin devletin diğer birimleri tarafından da sürdürülmesi gerekiyor. ‘Çevreyi koruyalım’ diyorsak bu tür yatırımlar, atıkların toplanması her alanda teşvik edilmeli” dedi. Tüpraş’tan maliyetlerinin yüksek, satış fiyatlarının düşük olduğunu vurgulayan Turanlı “Anlaştığımız şir-ketlere yaptığımız satışta litrede 45 kuruş zarar ediyoruz. 3.085 TL/lt çıkış fiyatımız. Yüzde 16 zararla çalışıyoruz. Ölçek büyüyünca bir deng-eye oturacak” diye konuştu.

Bu arada Turanlı, inşaattan kopmayacağını ancak bundan sonra sanayici kimliği ile de anılmaya çalışacağını; ağırlıklı olarak enerji, havalimanı işletmeciliği ve turizm yatırımları yapacaklarını belirtti.

Gliserin de Üretiliyor

Toplanan atık yağın yüzde 90’ı inceltilme işlemi so-nucu biyodizel haline gelirken yüzde 10’luk bölüm ise gliserin olarak ortaya çıkıyor. Gliserin ilaçtan gıda ve kimyaya 2 bin sektörde kullanılıyor.

Vali 100 Milyon Dolar’lık Yatırımımızı Bekleti-yor

Emrullah Turanlı, yatırım sırasında birçok bürokratik engel ile karşılaştıklarını da belir-terek, “Örneğin bu tesisin devamı olarak sanayi atıklarından biyodizel üretmek için yine 100 milyon doların üzerinde yatırım planladık. 1 senedir Kocaeli Valisi’nin önünde bekliyor. Niye bekliyor? Hiçbir açıklaması yok. ÇED raporu vs. tüm hazırlığımız olduğu halde vali anlamsız bir biçimde bekletiyor. Bu tür tesisler çevre, ekonomi için çok önemli. Ancak hepsinden önemlisi istihdam için, genç kimya mühendis-lerine iş için önemli. Bu tür frenlerden vazgeçil-mesi şart. Ben 6 bin insanın çalışacağı, atıkların toprağa değil ekonomiye kazandırılacağı bir iş için yatırım yapıyorum. Ama yeterli desteği bir türlü göremiyorum. Bu fabrikayı bile sıfır kredi ile tamamen özkaynakla yaptık” dedi.

Bizim Yağlar Burada Diğerleri Nerede?

DEHA, 2012’den bu yana 30 bin ton atık yağ toplamış. Bunu 81 ilde 100 bin noktadan 200 araçlık filosu ve 300 çalışanı ile temin etmiş. 28 ilde deposu bulunan şirket 30 bin işletmeyle de anlaşma yapmış. Mc Donald’s, Burger King, Kentucky, Sofra gibi büyük restoran zincirlerin-in mutfaklarından çıkan atık yağlar teslim alınıp Dilovası tesislerinde işleniyor. Ayrıca okullara ve camilere de çevre bilinci yerleştirmek için bidonlar konulmuş. Turanlı, “Topladığımız yağlar burada. Diğer firmaların topladığı yağlar nerede? Yağlar sertifika ile toplanıyor. Kimin ne topladığı belli. Bu yağların nereye gittiği iyi araştırılsın. Araçların alev almasına neden olan 10 numara yağ gibi atık yağ felaketinin kaynağı bulunabilir. Bizim üretimimiz kadar kayıtdışı yağ piyasada dolaşıyor” dedi.

Page 32: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

32

KUMAŞLARDA KULLANILAN KÜKÜRTLÜ BOYA ÜRETİMİNDE YENİ TEKNOLOJİ

MKS Devo’nun akıllı tekstil markası Salty Sardine, çevreye ve insan sağlığına dost hammaddeler kullanıyor. Şirket, aynı za-manda denim kumaşlarda kullanılan kükürtlü boya üretiminde, atık su miktarını sıfırlayan patentli bir teknoloji geliştirdi.

“Araba ile seyahat edersiniz, varmak iste-diğiniz yere gelir arabanızı park eder in-ersiniz. Otomotiv sektörü ile olan ilişkiniz arabaya bir daha binene kadar bitmiştir. Zaten yedek parça almadıkça veya yeni bir araç almadıkça, otomotiv sektörü de sizinle pek ilgilenmeyecektir. Ancak sabah içtiğiniz portakal suyundan başlayın, yüzünüzü yıkadığınız sabun, duşta kullandığınız şam-puan, çamaşır yıkansın diye kullandığınız deterjan.. Bunların hepsi kimyadır. Kimya sektörü hayatınızın her anında sizin hiz-metinizdedir ve sizinle etkileşim içindedir. Az sonra giyeceğiniz gömlek kimya boyar madde ile maviye boyanmış polyester; pan-tolonunuz terefitalik asit polietlen polim-eridir. Kimya sektörü sizin her satınalmanız ile ilgilenmek ve değişen günün şartlarına uyum sağlamak zorundadır. MKS Devo Kimya bu geniş yelpazenin içinde özellikle organik kimya konusunda uzmanlaşmayı tercih etmiş, deterjan, kişisel bakım, çimen-to, seramik, tekstil, deri gibi sektörlerde ana kimya girdisi sağlayan yerli bir firma.”

Bu yorumlar MKS Devo şirketinin CEO’su Korgün Şengün’e ait. Şengün’ün asıl işi

kimya sanayi. Şirket, evde kullanılan temi-zlik ürünlerinin hammaddesini üreten tek Türk firması ve Unilever, Procter gibi şirket-lere hammadde sağlıyor.

Ar-Ge yatırımlarına büyük önem ver-diklerini söyleyen Korgün Şengün, İstanbul merkez ofislerinde Türkiye’nin en kapsamlı fosfor ve polimer analizleri yapabilecek Ar-GE laboratuvarına sahip olduklarını söylüyor.

Çevreye dost hammaddeler

Şirketin kimya sektörü tekstil teknolojileri alanındaki çalışmalarının neticesinde Salty Sardine markası doğmuş. Salty Sardine, bir akıllı giyim markası. “Salty Sardine ürün-lerinin en küçük detaylarında bile çevreye ve insan sağlığına dost hammaddeler kul-lanılıyor. Sağlığa dost hammaddelerimiz bağımsız kuruluşlarca sertifikalandırılmıştır. Tuzlama en eski ve en doğal saklama yön-temi olduğu için salty sardine (tuzlu sard-alya) ismini koyduk” yorumlarında bulunan Şengün’ün akıllı tekstil ve tekstil sektöründe su kullanımına yönelik değerlendirmeleri şöyle:

72 bin ton su tasarrufu sağlıyor

“Dünya nüfusu artıyor, kaynaklar azalıyor. Doğa, insanoğlunun tahribatı karşısında kendini yenileyebilme gücünü kaybediyor.

Page 33: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

33

Dünyadaki tüketilebilir su kaynakları gün geçtikçe azalmakta. Suya erişim ise Afrika gibi kurak ve altyapının bulunmadığı coğrafyalarda çok sınırlı. Günümüzde 1.1 milyar kişi, sağlıklı içme suyuna ulaşamıyor. Su yetersizliği ve kirli sulardan kaptığı hastalıklar nedeniyle her gün yüzlerce çocuk haya-ta gözlerini yumuyor.Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasiteleri korumak, kaynakları bugün kullanan-ların, yani bizlerin en önemli sorumlulukları ar-asında. MKS Devo olarak bu sorumluluğu sahiple-nerek denim kumaşlarda kullanılan kükürtlü boya üretiminde, atık su miktarını sıfırlayan patentli bir teknoloji geliştirdik. Konvansiyonel üretimle 1 kg kükürtlü boya üretebilmek için yaklaşık 6 kg su atık olarak ortaya çıkar. Geliştirdiğimiz paten-tli teknoloji sayesinde, özel katalistler ile atık su oluşmadan üretimi tamamlayarak, sadece boya üretim tesisimizde yıllık 72 bin ton su tasarrufu sağlıyoruz. Çevre dostu, ekolojik Sultan Black kod-lu kükürtlü boya ürün grubunun ihracatını başta Pakistan, Bangladeş, Güney Amerika olmak üzere dünyanın önde gelen denim üretim pazarlarına yapıyoruz.”

Hayatı kolaylaştıran özellikler

“Hayatı kolaylaştıran, sadece örtünme ihtiyacını karşılayan değil, size ilave faydalar sağlayan tek-stiller, akıllı tekstil olarak adlandırılabilir. Cep telefonu örneğinde olduğu gibi; artık sadece adı cep telefonu; zira telefon olmanın yanında çok daha fazla özellikleri var. ‘Dry&safe’ teknolojisi ile dış yüzeyi hidrofobik (su itici) özelliğe sahip ku-maşlar sayesinde; su, yağ ve kir kumaş yüzeyinde kalmıyor. Aynı zamanda içerden tüm teri emip hızla buharlaştırdığından, nem transferi özelliği sağlıyor. Böylece iç çamaşır ve pantolon kul-lanımında vücut metabolizmasına yardımcı olup, vücut sıcaklığının istenilen derecede kalabilmesi sağlanıyor. Kumaşlardaki ‘easy-care’ özelliği kul-lanım sırasında kolay kırışmayı önlüyor; yıkama sonrasında standart ürünlerle kıyaslandığında neredeyse beşte biri kadar bir sürede ütü yapma kolaylığı sağlıyor.

‘Aquaphob teknolojisi kumaş kir tutmuyor’

ŞENGÜN: Aquaphob teknolojisi ile kumaşlara kazandırılan “su, yağ ve kir tutmama” özelliği sayesinde, ceket, mont, rüzgarlık gibi dış giyim-lerde her türlü hava koşulunda rüzgar ve yağmur geçirmeme özelliği sağlanıyor. Bunun yanı sıra

iç kısımlarda kullanılan özel membrane te-knolojisi ile, ter emilerek nem transferi özelliği kazandırılıyor. Pantolon, gömlek, triko ve iç çamaşırlarında kullanılan Antimikor AG teknolo-jisi ise; gümüşün doğal antimikrobiyal özelliği son teknoloji nano uygulamalar ile kumaşa kaplanarak yüzde yüz hijyen sağlıyor.

Page 34: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

34

İSTANBUL’DA İLAÇ ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULDU

Gönüllülere vücutlarında denenecek ilaç araştırmaları için para ödenecek.

İstanbul Üniversitesi İlaç Araştırma ve Uygu-lama Merkezi, Sağlık Bakanlığı’nın onayıyla kapılarını açacak. Gönüllülere vücutların-da denenecek ilaç araştırmaları için para ödenecek.

Ülkemizde sağlıklı gönüllüler üzerinde yapılan klinik araştırmalar aslında ilk olarak Yeditepe Üniversitesi’nde yapıldı. Ancak bu merkez daha sonra kapatıldı. Ardından Erciyes Üniversitesi ve Ege Üniversitesi’nde uygulan-maya başlandı. 2015 yılının başlarında Prof. Dr. Ahmet Araman’ın çabaları sonucu yapımı-na başlanan Istanbul Üniversitesi (IÜ) Ilaç Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde ise sona gelindi. Istanbul Üniversitesi Eczacılık Fakül-tesi’nde yürütülecek olan klinik ilaç araştır-malarıyla biyoyararlanım ve biyoeşdeğerlilik çalışmaları yapılacak. Bu kapsamda piyasaya yeni sürülecek olan ilaçlar gönüllüler üzerinde test edilerek, ilacın güvenilirliği ve vücut fonk-siyonlarına etkisi test edilecek.

Kobay Demiyoruz

Katılımcılar için ‘sağlıklı gönüllüler’ ifadesini kullanan Merkezin Etik Kurul Başkanı olan IÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Müdür Yardım-cısı Prof. Dr. Ali Yağız Üresin, “Katılımcılara kobay ya da denek denmesini kabul etmiyoruz. Burada iki amacımız var. Biyoyararlanım ve

biyoeşdeğerlilik. Piyasada var olan ve patenti sona eren ilaçların taşıdığı etkileri karşılayan yeni ilaçları araştırmak amacımız. Klinik araştırmaların ilk aşaması olan FAZ I çalışma-larını yapacağız. Ilaç olma özelliğini kazanmış ilaçları insanlar üzerinde araştıracağız. FAZ II araştırmaları ise hastalar üzerinde yapılıyor. Bakanlık merkezde incelemelerini yaptı, şimdi onay bekliyoruz” diye konuştu.

Maç İzlemeleri Bile Yasak

Gönüllülerin ilaçları ağız yoluyla aldığını belirten Üresin, “18-50 yaş grubu gönüllüler kabul ediliyor. İki ilaç araştırılacaksa 2 gün merkezde kalması gerekebiliyor. Bu süreçte hepsine standart yemek veriliyor, sigara ve kahve tüketimi yapamıyorlar, heye-canlanmamaları gerekiyor. Örneğin maç izleyemiyorlar. Gönüllülere ‘ücret verme’ ifadesini kabul etmiyoruz, bu işlemin taz-mini şeklinde bir para ödeniyor. Ayrıca bütün çalışmalar Sağlık Bakanlığı bilgisinde yapılır, önce Etik Kurul onay verir ardından da Sağlık Bakanlığı klinik ilaç araştırmaları için izin verir” dedi.

Page 35: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

35

Dünyadan Kimya HaberleriPROTONLARIN VE ANTİPROTONLARIN GERÇEK

AYNA GÖRÜNTÜSÜ BELLİ OLDU

CERN’de RIKEN liderliğindeki BASE (Bary-on Antibaryon Simetri Deneyi ) işbirliğindeki araştırmacılar tarafından yapılan CPT sime-trisi (yük-parite-zaman tersinirliği simetrisi ) olarak bilinen parçacık fiziği standart model temel özelliği testinde protonların ve onların antimadde karşılıkları olan antiprotonların yük-kütle oranının şimdiye kadar ki en hassas ölçümleri yapıldı.

Nature dergisinde yayınlanan bu çalışma, an-timadde çalışmaları için düşük enerjili anti-proton sağlayan CERN’in antiproton hız kesici cihazı kullanılarak gerçekleştirildi.

CPT değişmezliğinde deneyin teste tabi tutul-masında; sistemdeki C(yük) – antimadde ile madde arasındaki farkı ortaya koymak için, P(Denklik) 180 derecelik uzaydaki dönüş için ve T (zaman) test edilir. Standart modelin merkez prensibine göre antimadde parçacıklar maddenin kusursuz ayna görüntüleri olması gerektiğini ima etmektedir.

Araştırmaya liderlik eden Stefan Ulmer “Bu önemli bir konu.Büyük patlama hem madde hem antimadde oluşumuna imkan sağlaması-

na rağmen,mevcut evrenin neden antimad-deden oluşmadığını anlamamıza yardımcı olur.CPT simetrisinde ihlaller varsa, madde ve antimaddenin farklı özellikleri olabilir.Örneğin antiprotonlar,protonlardan daha hızlı yarılanabilir diye düşünebiliriz, fakat biz yük-kütle oranlarını oldukça kesin limitler içinde aynı kaldığını gözlemledik” dedi.

Araştırmayı yapmak için ekip 1990’larda TRAP tarafından geliştirilene benzer bir program kullandı.Antiproton hız kesicisinden protonlar için karşıt gibi çalışan antiprotonlar ve negatif hidrojen iyonları elde ettiler ve sonrasında tek antiproton-hidrojen iyon çiftlerini manyetik Penning tuzağına alarak ultra düşük enerjil-ere yavaşlattılar.Sonrasında çiftlerin siklotron frekansını ölçerek,bilim insanlarına yük-kütle oranını tespit etmede yardımcı oldu. Böylece ne kadar benzerlik olduğu karşılaştırıldı. To-plamda 35 günlük periyotta yaklaşık 6500 çift ölçüldü.

Ulmer, “Sonuç olarak yük-kütle oranının tri-lyonda 69 parça içinde aynı olduğu görüldü. Bu sonuç önceki proton-antiproton çiftlerinin ölçümlerinden 4 kat daha yüksek

Page 36: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

36

enerji çözünürlüğe sahip olduğu görüldü. Ayrı-ca CPT değişmezliği ihlallerinin olabilirliğine ayrı bir bağlama sağlıyor. Mevcut standarttan on yada yüz kez daha hassas olan ölçümler elde etmeyi planlıyoruz.” dedi.

Araştırmacılar elde ettikleri verileri kullanarak, milyonda birde madde ve antimaddenin ye-rçekimine aynı şekilde uyum sağladığını hesap-ladılar.

BASE üyesi Christian Smorra’ya göre, “Standart modelin ötesinde bir fiziğe inanmak için pek çok neden var. Karanlık madde ve tabi ki madde-an-timadde arasındaki dengesizlik buna dahil. Yapılan yüksek kesinlikteki çalışmalar sayesinde , geleceğin araştırmalarına ışık tutulacaktır”.

PİL TEKNOLOJİSİ’NDE BASILABİLİR KATI-HAL PİL DÖNEMİ BAŞLIYOR

Bilim insanları akla gelebilecek her türlü şek-lin üzerine basılabilecek ve sorunsuz olarak çeşitli yüzeylerin içine gömülebilecek katı-hal pili üretmeyi başardı. Teknolojiyi göstermek için,bilim insanları kalp şeklinde bir pili kupa bardağın üzerine ve ayrıca bir karton gözlüğün üzerine bastı.

Mevcut lityum-iyon piller üretildikten sonra ancak belli şekillerde olabiliyorlar. Bu pillerde elektrotları ayırmak için ayırıcı zarlar kullanılır. Bu nedenle bataryanın yanıcı sıvı elektrolitle kaynaşmaması gerekiyor. Bazen piller zarar gördüğünde bu nedenle patlıyor.

Araştırmacılar devrim niteliğinde bir gelişmeye imza atarak geleneksel ayırıcı zarları elimine edecek bir teknoloji geliştirmeyi başardılar. Bunu yapmak için, iyon ileten bir ortam gibi davranan basılabilir katı hal elektrolitleri üret-

tiler.

Gizmag’e konuşan Güney Kore’de Ulsan Bilim ve Teknoloji Ulusal Enstitüsü’nde profesör olan Sang-Young Lee, “Yeni katı hal elektrolitleri basılabiliyor ve UV radyasyonla sertleştirile-biliyor. Böylece alternatif ayırıcı membran gibi davranabiliyorlar.” dedi.

Macun şeklinde yazdırılabilir elektrolite etkili zar ayrıcı olarak davranan elektrotlar yerleştir-diler. Elektrotlar yazdırılabilir sulu çimento benzeri bir yapıdan oluşuyor. Ayrıca, bu proses sayesinde diğer pil üretimi aşamalarındaki, sıvı elektrolit enjeksiyonu ve solvent(çözücü) kuru-tumuna gerek kalmıyor.

Elde edilen yazdırılabilir katı-hal pili (PRISS), herhangi bir şekle basılabilir ve pil-gömülü yüzeyler oluşturmak için karmaşık geometril-

Page 37: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

37

3D YAZICIYLA ÜRETİLEN İLAÇ ABD’DE ONAYLANDI

ere sahip kavisli nesnelere entegre edilebilir. Örneğin, bir telefonun çerçevesi pil haline getir-ilebilir.

Test edildiğinde, basılan pilin performansı diğer esnek pil ile aynı düzeyde olduğu bulunmuştur. Bu şarj veya deşarj kapasitelerinin önemli bir kaybı olmamakla ile birlikte, 30 devirden sonra %90 kapasite ile çalıştığı gösterilmiştir. Araştır-macılar, bütün basılı alanını artırarak ya da iki pilin kalınlığından istifade ederek pilin enerji yoğunluğunu artırmayı ve pilin ömrünü uzat-mayı planlıyorlar.

Şu anda, araştırmacılar doğrudan elbiseler üzer-ine basılabilir yeni bir pille çalışıyorlar ve ayrıca ink-jet ve 3D baskı teknolojilerine dayanan yeni pil uygulamalarını inceliyorlar. İleriye yöne-lik olarak, ekip ambalaj malzemeleri ve akım toplayıcıları gibi pek çok şey de basılabilir pil yapmayı planlıyor. Araştırmacılar 3 ila 5 yıl içinde basılabilir pillerin piyasaya çıkabileceğini belirtiyor.

Üç boyutlu yazıcıların kullanım alanı oldukça çeşitli ve bu teknolojinin önümüzdeki yıllarda birçok sektörde köklü değişiklikler yaratması bekleniyor. ABD Gıda ve İlaç İdaresi’de bu tezi doğrular nitelikte bir karar açıklayarak, ülkede üç boyutlu yazıcı ile üretilen ilk hapı onayladığını duyurdu.

Aprecia Pharmaceuticals şirketi tarafından üretilen üç boyutlu tablet ilaç, hastaların epilepsi nöbetlerini kontrol altında tutmalarına yardımcı oluyor. İlaç piyasada Spritam ismiyle biliniyor. Şirketlerin ilaçlarını hastalara sunmaları için ABD’de Gıda ve İlaç İdaresi’nin onayını almaları gerekiyor. Onayla birlikte Aprecia Pharmaceuti-cals bu onayı alan ilk şirket oldu. Karardan sonra şirket diğer ilaçları için de onay başvurusunu yapacağını açıkladı.

Üç boyutlu yazıcıyla üretilen ilaç aynı zamanda

hastalar için önemli bir yeniliği de beraberinde getiriyor. Normalde büyük ilaç firmaları ürün-lerini büyük fabrikalarda standart tabletler ve miligramlar halinde üretiyorlar. Ancak üç boyut-lu yazıcı teknolojisiyle doktorlar hastaya özel olarak ayarlanmış miligramlı ilaçlar verebilecek. Örneğin bu son karara konu olan Spritam, nor-malde 1000mg’lık tabletler halinde üretiliyor. An-cak doktor hastasının 380mg kullanmasını uygun görürse şirket hastaya özel olarak o dozda ilaç üretebilecek. Bu da seri üretim yapan şirketler için ve hastalar için oldukça kritik bir gelişme.

Üç boyutlu yazıcıyla üretilen ilk Spritam seris-inin 2016 birinci çeyreğinde piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Page 38: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

38

SAN FRANCİSCO’DA DUVARLARA İDRARI GERİ PÜSKÜRTEN BOYA

ABD’nin San San Francisco kentindeki bazı semtlerde deneme amaçlı olarak duvarlara idrarı geri püskürten boya sürüldü.

Belediye yetkililerine göre “Bu boya, duvarlara tuvalet muamelesi yapanlara idrarlarını iade edecek”.

Yetkililer uygulama için Almanya’da gece kulüpleriyle dolu bir mahalleden ilham al-dıklarını açıkladı.

Yılda 20 milyon kişinin ziyaret ettiği Ham-burg’daki St Pauli mahallesinde sarhoşların idrarlarını dışarı yapmasını engellemek için bu boyalar kullanılmaya başlanmıştı.

Hamburglu yetkililer, BBC’ye uygulamanın

sonuç vermeye başladığını söylemişti.

Üretici firma, “Ultra-Ever Dry” adlı boyanın duvarın yüzeyinde bir hava bariyeri oluştur-duğunu ve sıvının tamamını geri püskürt-tüğünü söylüyor.

San Francisco’da barlara yakın bölgeler ve evsi-zlerin çok olduğu mahallelerde dokuz ayrı yere duvarlara bu boyalardan sürüldü.

Duvarlara, İngilizce, Çince ve İspanyolca olarak “Durun… Uygun bir yerde rahatlayın” uy-arıları asıldı.

Boyanın maliyetinin, idrarı temizleme mali-yetinden çok daha düşük olduğu belirtiliyor.

Kaynaklar :http://phys.org/news/2015-08-protons-antiprotons-true-mirror-images.html#jCp http://www.gizmag.com/priss-printable-solid-state-battery/38891/ http://www.inovatifkimyadergisi.com/3d-yaziciyla-uretilen-ilac-abdde-onaylandihttp://www.inovatifkimyadergisi.com/san-franciscoda-duvarlara-idrari-geri-puskurten-boyahttp://www.inovatifkimyadergisi.com/turkiye-ilac-ar-ge-merkezi-olacakhttp://www.inovatifkimyadergisi.com/emrullah-turanli-atik-yagdan-biyodizel-uretimine-basladihttp://www.inovatifkimyadergisi.com/istanbulda-ilac-arastirma-merkezi-kurulduhttp://www.inovatifkimyadergisi.com/kumaslarda-kullanilan-kukurtlu-boya-uretiminde-yeni-te-knoloji

Page 39: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

39

FAYDALI LINKLER

http://www.chemicool.com/

http://www.lenntech.com/calculators/molecular/mo-lecular-weight-calculator.htm

http://www.endmemo.com/chem/chemsearch.php

İçerkli bir periyodik tablo sitesi. Sitede her element ile ilgili çok fazla bilgi var. İngilizce birçok bilgi içeren bu siteyi incelemenizi öneriyoruz.

Element ve Bileşiklerin ağırlıklarını hızlıca hesaplamanız için tasarlanmış bir web sitesi. Siz sadece bulmak istediğiniz yapıyı seçi-yorsunuz. Hesapla diyorsunuz ve hesaplıyor. İncelemenizi öneriyoruz.

Eğer aklınıza bir bileşik geldiyse fakat bunun yapısını hatırlayamadıysanız bu site size göre. Siteye bileşiğin ingilizce ifadelerini yazma-ya başlayınca içeriğindeki verileri karşınıza getiriyor. İncelemenizi öneriyoruz.

Page 40: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

40

BULMACA

Kimya Bulmacasi1 2 3

4

5

6

7

8

9

Soldan Saga1. Gaz halindeki bir maddenin sivi hale geçmeden direk kati

hale geçmesine denir.5. Çözünenin hizli bir biçimde ince toz gibi bir kati hâlinde

çözeltiden ayrilmasi.7. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araçlara denir8. Okyanus ve denizlerde bulunan polihalojen

bilesiklerinden biri.9. Bir çözelti ya da süspansiyon içindeki organik maddeyi

çözen fakat çözelti ya da süspansiyondaki çözücü ilekarismayan bir madde yardimiyla ayirma.

Yukaridan Asagiya2. Bir moleküle alkil grubu baglanmasi.3. Negatif yük tasiyan iyon4. Elektron ve pozitif iyonlardan olusan gaz karisimi.6. Belirli bir noktada birim zamanda (saniyede) geçen dalga

sayisidir7. Kati karbon dioksit.

Page 41: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

41

BULMACAGeçen Ayın Çözümü

Kimya BulmacasiF1

OSFORE

A2 SÇ S3 A4 B U N L A S M AI G NL N5 A SL Ü R

R6 E A K T A N T T7 A M P8 O NM L M IE E A9 K T I F L I K

J10 O U L EN

Soldan Saga3. Yaglarin bazlarla etkilesmesi olayi. Ürünleri gliserin ve

sabun olan tepkime. [SABUNLASMA] 6. Bir kimyasal reaksiyonun gerçeklestirilmesinde kullanilan

baslangiç maddeleri. [REAKTANT] 7. Küçük miktarlarda asit veya baz ilavelerinde pH

degisimine direnen çözelti. [TAMPON]

9. Elementlerin bilesik olusturma egilimi. [AKTIFLIK] 10. 0,239 g suyun sicakligini 1°C artirmak için gerekli olan

isiya denir. [JOULE]

Yukaridan Asagiya1. Bir maddenin uyarilmasi sonucu ortamdan uyarici

kaldirilsa da bir süre daha isima yapmasi. [FOSFORESANS]

2. Bir moleküle açil grubunun baglanmasi. [AÇILLEME] 4. Yükseltgenlerle renk veren maddelerin renginin

giderilmesi. [AGARTMA] 5. Proton ve nötron gibi atom çekirdegini olusturan temel

parçaciklar [NÜKLEON] 8. Kendiliginden gerçeklesen bir kimyasal tepkime

sonucunda açiga çikan enerjiyi elektrik enerjisine çevirenaraçlardir. [PIL]

Page 42: İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26

42

E-DergideYazarlık

SİZDE YAZARIMIZ OLUN

-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerdenya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümlelerinizile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı görür yayımlanmaz.

-- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır.

-- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor.Yazılar [email protected] adresine gönderilmeli.

-- Yazmayı düşünen arkadaşlarımızYavuz Selim Kart adlı arkadaşımıza ulaşması gerekmektedir.

-- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayımlanmayacaktır.

--Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.

-- 2015 Ekim ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Eylül 2015’tir.Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacak-tır.

-- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuy-or ve araştırılıyor.

-- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.

-- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız ve sizi bu durumdan haberdar ederiz.

-- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.

İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi