İnovatif Kimya Dergisi Sayi 2

84
İNOVATİF Kimya Dergisi YIL : 1 SAYI : 2 EYLÜL 2013 TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER ON PARMAKDA ON MARİFET TARIM SEKTÖRÜNDEKİ KALİTE KONTROL CİHAZLARI İLAÇ SANAYİDE GMP KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE DOĞAL YAŞAMAK NEDEN OLMASIN PROSES EKİPMANLARI

description

İnovatif Kimya Dergisi Sayi 2

Transcript of İnovatif Kimya Dergisi Sayi 2

İNOVATİFKimya DergisiYIL : 1 SAYI : 2 EYLÜL 2013

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM

SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER

ON PARMAKDA ON MARİFET

TARIM SEKTÖRÜNDEKİ KALİTE

KONTROL CİHAZLARI

İLAÇ SANAYİDE GMP

KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ

ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ

SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ

VE TEMAS AÇISI

DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE

DOĞAL YAŞAMAK NEDEN OLMASIN

PROSESEKİPMANLARI

Sahibi :

İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları

Genel Yayın Yönetmeni :

Yavuz Selim Kart

Yayın Danışmanı :

Ayşe Emir

Dergi ve Yazı Editörleri :

Ayşe Emir

Röportaj Sorumlusu :

Ceyda Sarıkaya

Sayfa Tasarımı :

Yavuz Selim Kart

İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları,

Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla hazırlanmıştır.

Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır.Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler, Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmaya-cağınızı ümit ediyoruz.

Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle...

İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları

Bize Ulaşın

facebook.com/InovatifKimyaDergisi

twitter.com/InovatifKimya

[email protected]

YazarlarımızYAVUZ SELIM KART

CEYDA SARIKAYA

ABDULHAMIT AYDIN

HACER AY

AHMET YILMAZ

YAKUP BICER

HATILE MOUMINTSA

AYSE EMIR

VAHIT KENAR

EMRAH YÜCE

GULTEKIN OZDEMIR

SEVGI GULTEKIN

AYKUT CENGIZ

HAKAN OZTURK

İNOVATİF

Kimya Dergisi

İNOVATİFKimya Dergisi KURALLARI

1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-dasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumun-dasınız.2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir so-run yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız.3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza ge-lebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir.4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler ke-sinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına ekleme-leri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar sorumludur.5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları gerekmektedir.www.facebook.com/groups/147842018740235/Grubu aracalığı ile ulaşabilirler.Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yaz-mayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici say-famızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında gerekli adresler mevcuttur. 6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirt-miş olduğum isimlere sorabilirsiniz.7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları [email protected] mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir dergi çünkü.

8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönder-irseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybet-memiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur.10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar 2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz hakkı dergi yönetimine aittir.11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi her-kes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz.12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. *Akademik Makaleler *Endüstriyel Yazılar *Üniversite Hayatında Kimya *İş Hayatında Kimya *Laboratuvar Üzerine *Kimya Güvenliği

13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız. Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında da çalışmalar yapılacaktır.14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koy-maya yetkilidir. 13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş sayılırlar.

İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları

İçindekilerİnovatif Kimya Dergisi

912

1624

2932

3642

4850

5256

KİLUygarlığın başlangıcından bu yana kullanıla geldiği bilinen killer...

MADEN SUYUGünlük içilmesi gereken suyun doğal mineralli su (maden suyu)...

PROSES EKİPMANLARINI TANIYALIMMesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda yeni ürünlerin elde edilişi...

TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE KALİTE-KONTROL ANALİZLERİNDE KULLANILAN CİHAZLAR Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda belirtilen...

KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞBirçok arkadaşımız kendini kimyacı, kimyager veyahut...

ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜÇimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahiptir...

SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISIHiç düşündük mü acaba bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesinin yaprak...

AYIN RÖPORTAJIDem Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş‘nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile...

TÜRKİYEDE KAFEİNKafein başlıca gıda ve ilaç sanayisinde kullanılan, alkoloid grubunun...

DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE DOĞAL YAŞAMAK NEDEN OLMASINİlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmaktadır...

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGER-LERDergimizin ilk sayısında deterjanlar ve temizlik sektörü ile ilgili...

İLAÇ SANAYİDE GMPSizlere bu ay GMP den bahsedeceğim; fakat bir ilaç çalışanı değilim...

6066

7280

8182

KİMYA İLE İLGİLİ SÖZLER VE YAZILARHer kimyagerin bir yokuşu ve çıkışı vardır...

ON PARMAKTA ON MARİFETKimya denilince aklımıza çeşitli kimyasallar ve mineraller...

CROCODILE CHEMISTRY PROGRAMI NEDİR NE İŞE YARAR?Geçen sayımızda sizlere Chem Draw programından bahis ettim...

HER AY 3 WEB SİTESİHer ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi....

KİMYA BULMACAHer ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca...

KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ (GEÇEN AY)Geçen ayın bulmaca çözümleri...

İnovatif Kimya Dergisi 9

Aykut CENGİZ

Celal Bayar Ü[email protected]

MADEN SUYU

Günlük içilmesi gereken suyun doğal mineralli su(maden suyu) olarak alın-ması birçok avantajlar sağlar. Öncelikle, sağlıklı bir su metabolizmasının sağlıklı bir vücutta sürdürülmesi garantiye alınmış olur. Ayrıca, günlük alınması gereken minerallerin bir kısmı belli düzeylerde karşılanmış olur. Bununda ötesinde kişilerde var olan bazı fonk-siyonel rahatsızlıklar(mide yanması, böbrek taşı oluşumuna eğilim gibi) üze-rinde yararlı etki elde edilir. Daha da önemlisi bazı hastalıkların (örneğin; osteoporoz gibi) doğrudan veya dolaylı tedavisi de sağlanabilir. Bu etkiler için günde en az 1,5 litre mineralli suyun içilmesi gereklidir. Böylelikle; bir yan-dan günlük su gereksinimimizin bir kısmı karşılanırken, diğer yandan da yararlı etkiler elde edilebilir.

Mineralli sularda, en yoğun bulunan elementler, Kalsiyum, Magnezyum, Sodyum ve Klordur. Daha az bulunan-lar, Potasyum ve Flor, bazen de İyottur. Ayrıca, mineralli sularda sık olarak

Bikarbonat ve daha az da Sülfat iyon-ları bulunur. Söz konusu minerallere olan gereksinim yaşamın bazı dönem-lerinde (örneğin, gençlik, çocukluk, yaşlılık gibi) özellikle artar. Bu dönem-lerde mineralli suların içilmesi daha çok önem kazanır.

Mineralli sularda bulunan miner-allerden Kalsiyum Osteoporozun ön-lenmesi ve tedavisinde etkindir. Güçlü kemik yapısı oluşması, kan pıhtılaşması ve sinir uyarılarının iletilmesinde rol oynar. Magnezyum kan ve sinirsel yorgunluğun önlenmesinde etkindir ve sağlıklı kalp fonksiyonu için gereklidir. Sodyum, su ve elektrolit dengesi, asit-baz dengesi ve uyarı iletiminde rol oy-nar. Sindirimde yardımcıdır. Potasyum, hücre metabolizmasında ve vücuttaki su dengesinde görev yapar. Florür, diş çürüklerinin önlenmesinde etkilidir ve sağlıklı kemik ve dişler için gereklidir. İyot, Troid Bezinin sağlıklı çalışması için gereklidir, eksikliğinde Troid Bez-inin büyümesi (guatr) görülür. Klor, su ve elektrolit dengesi ve sindirimde so-dyum ile birlikte görev üstlenir.

*Maden Suyu’nun(mineralli su) Avan-tajları

• Sağlıklı yaşam desteği ve sağlıklı koru-ma

• Mineral eksikliğini giderme, mineral gereksinimi karşılama

• Bazı hastalıkların doğrudan veya destekleyici tedavisi

• Bazı rahatsızlıkların giderilmesi ve önlenmesi

İnovatif Kimya Dergisi 10

**Doğal Mineralli Suların Fizyolojik ve Terapötik Etkileri

Mineralli sulardaki minerallere bağlı etkilerin dışında, mineralli sulardaki iyonların fizyolojik etkileri ve bazı hast-alıklardaki terapötik yararları da söz konusudur. Bunlar sistemler özelinde kısaca özetlenirse;Böbrek üzerine; Mineralli sular böbrek ve idrar yollarında taş oluşumunu önler-ler. İdrar yolu enfeksiyonların da özel-likle Bikarbonat, Magnezyum ve Kalsi-yum içerikleri yüksek mineralli sular iltihabı geriletici etki gösterirler. Ürolo-jik birçok hastalıkta böbrek fonksiyon-larını destekleme ve geliştirme amacıyla bol su içilmesi, özelliklede mineralli su içilmesi temel önlemlerdendir.Metabolizma üzerine; Mineralli sular özellikle sülfatlı olanlar, safra kesesi tembelliğinde yararlıdır ve pankreas fonksiyonlarını da desteklerler. Diya-bet’te Sodyum Bikarbonatlı sular insü-lin’in etkisini güçlendirir ve karbonhi-drat metabolizmasını iyileştirirler. Yine, hem idrar miktarını, hem de idrarla ürik asit atılımını artırırlar, bu yüzden Gut Hastalığı’nda krizler arası dönemde yararlıdırlar.

Mide üzerine; Kronik mide mukozası iltihabında veya mide asidi fazlalığında

yüksek Bikarbonat içeren(1300mg/L-1200mg/L) mineralli sular oldukça yararlıdır.

Sindirim sistemi üzerine; Günümüz insanının az su içme alışkanlığı, min-erallerden yetersiz beslenme, hareket azlığı ve sedanter yaşam gibi özellikleri, sindirim sistemi rahatsızlıklarının başlı-ca nedenleridir. Bunların başında da habitüel kabızlık gelir. Burada Sülfatlı (600mg/L-1200mg/L) mineralli sular oldukça yararlıdır.

***Şifalı Su Olarak Mineralli Su

Sağlık üzerindeki olumlu etkileri ned-eniyle, Almanya’da şişelenmiş doğal mineralli suların bir kısmı “şifalı su” niteliğini de kazanabilmektedir. Alman

İnovatif Kimya Dergisi 11

Federal İlaç ve Tıbbi Ürünler Enstitüsü analitik, farmakolojik, toksikolojik ve klinik araştırma ve değerlendirmel-er sonucunda şişelenmiş bir mineralli suyu, şifalı su olarak onaylayabilmekte-dir. Ülkemizde ise, böyle bir düzenleme geçerli değildir.

Almanya’da bir mineralli suyun böylesi bir onay alabilmesi koşulları şunlardır.

• Belirli mineralleri çözünmüş olarak belirli değerlerin (mg/L) üzerinde içer-mesi

• Mineral kompozisyonu ve mikro-biyolojik özelliklerinin uygunluğu ve bunun belirli aralıklarla bağımsız ku-rumlarca kontrol edilmesi

• Kaynak koruma ve şişeleme tesisleri ile ilgili düzenlemelere uygun ilaç üretim kurallarına ve koşullarına göre üretilm-esi(şişelenmesi)

• Sağlığa yararlı etkisinin bilimsel araştırmalarla ve bilimsel kurumlarca kanıtlanması

Unutulmamalıdır ki; birçok kişi soda ile mineralli suyu aynı sanmaktadır. Soda içilebilir suya Karbondioksit eklenmesi suretiyle yapılır.

Soda ise mineral ihtiva etmez.

Kaynaklar

Turk Masuder

Resimler ve Görsel Kaynak

http://www.bilgiustam.com/res-imler/2013/07/4163_doktoru-ma-sorun-kibarli-panax-musta-fa-eraslan-5892.jpg

http://www.kadincasayfa.com/wp-con-tent/uploads/maden-suyu.jpg

Inovatif Kimya Dergisi 12

Yakup BİÇER

Yüzüncü Yıl Ü[email protected]

KİL

Uygarlığın başlangıcından bu yana kul-lanıla geldiği bilinen killer günümüzde de en önemli endüstriyel hammaddeler arasında yer almaktadır. Üzerinde ateş yakılan bazı toprakların sertleştiğini gören insanlar bu gün kil adını ver-diğimiz bu topraklardan değişik seramik kaplar, tuğlalar ve tapınmak için putlar yapmışlardır. Güçlü hava akımlarının et-kisi altında kayaların aşınmasıyla oluşan killer ya oluştukları yerde ya da rüzgâr ve su ile taşınarak başka yelerde büyük yataklar halinde depolanmıştır.

Seramikler için kil, ısıtıldığında şekil-lendirilebilecek ölçüde plastik özel-lik gösteren, kurutulduğunda veya kızdırıldığında ise sertleşen doğal bir katı maddedir. Kimyasal analizler, kill-erin su tutma ve iyon değiştirme gücü yüksek olan alüminyum silikat ya da magnezyum silikat bileşikleri olduğunu göstermiştir. Mineral içerikleri ve min-erallerin kimyasal bileşimlerine bağlı olarak doğal killerin rengi beyaz, gri, yeşil, mavi, pembe ve kahverenginin

çeşitli tonlarında olabilmektedir.

Killer, insanoğlunun yaşamına at-eşin bulunması ile girmiş önemli ham-maddelerdir.

Günümüzde ise çok geniş kullanım alanlarına sahiptirler. Yaşantımızda gereksinim duyduğumuz pek çok mal-zemenin seramik olduğunu düşünürsek, bu çok geniş yelpazenin ana malzem-esinin kil olması, bu hammaddenin önemini bir ölçüde ortaya koymaktadır. Seramik dışında çok çeşitli endüstri alanlarının önemli hammaddesi de olan killer ziraatte, jeolojide ve başka pek çok alanda da araştırıcıların dikkatini çekmiş ve geçmişten günümüze kadar farklı disiplinler tarafından hep araştır-ma konusu olmuşlardır. Onun için ben de bu yazımda killerin neler olduklarını, ne işe yaradıklarını, dünyadaki işlevleri hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Killer çok değişik özelliklere sahiptirler. Aynı renk, aynı görünüm, aynı dokuya sahip olan killerin çok farklı karak-teristik özellikleri olabilir. Kimyasal bileşimlerindeki farklılıklardan dolayı kazanılan bu farklı fiziksel özellikler onların değişik alanlarda kullanılabil-irliğini ortaya çıkarmıştır.

İnovatif Kimya Dergisi 13

Killer ikincil mineraller olmaları nedeni ile de bulundukları ortamın fiziko-kimyasal koşulları konusunda bil-gi verirler. Hem endüstriyel hammadde olmaları, hem de ortamların yorumlan-masında yol gösterici olmaları ile bilime çok katkı sağlayan bu minerallerin bol-luğu onların önemini bir kat daha art-tırmıştır.

Ülkemizde 1983 yılından günümüze değin 2 yılda bir yapılan Ulusal Kil Sem-pozyumları ve pek çok ülkenin kurmuş olduğu kil toplulukları, AIPEA (İnter-national Association for the study of Clays) gibi topluluklar bu mineral-lerin ne kadar önemli olduklarının bir göstergesidir.

Kil, yumuşak ve çok ince tanecikli (kumdan ince) bir materyaldir. Kil ma-teryalindeki atomlar ya bir kafes ya da bir zincir dizilişi şeklinde olmaktadırlar. Kilin esas maddesi alüminyum silikat hidratı olup, türüne göre yanında So-dyum(Na), Potasyum(K), Kalsiyum(Ca), Magnezyum(Mg) ve Demir(Fe) gibi diğer elementlerin bileşikleri de bulu-na bilir. Kimyasal analiz sonuçlarının L.Pauling tarafından 1930`lu yıllar-da başlatılan X-ışınları difraksiyonu çalışmaları ile birleştirilmesinden kil minerallerinin farklı iki yapı taşından oluştuğu ortaya çıkmıştır. Merkezinde silisyum iyonu köşelerinde ise oksijen iyonları bulunan birinci yapı görüldüğü gibi düzgün dörtyüzlü yani tetrahedron şeklindedir. Kimyasal formülü SiO-44 şeklinde yazılabilen bu düzgün dörtyü-zlülerin tabanları aynı düzlemde olmak üzere köşelerinden oksijen köprüleri ile altılı halkalar vererek birleşmesinden tetrahedron yapı diğer adı ile silika tab-akası ortaya çıkmaktadır.

Merkezinde alüminyum iyonu köşeler-inde ise oksijen iyonları bulunan ikinci yapı düzgün sekizyüzlü yani oktahedron şeklindedir. Kimyasal formülü AlO-66 şeklinde yazılabilen düzgün sekiz yü-zlülerin birer yüzleri aynı düzlem üzer-inde kalacak şekilde oksijenlerin oksijen köprüleri ile birleşmesinden oktahedron tabakası ortaya çıkar.

Kil Çeşitleri

Killer, saflık derecelerine ve fiziki du-rumlarına göre çeşitli tipler arz eder bunlar;

• KAOLEN

• SİMETRİK

• PLASTİK

• BENTONİT

İnovatif Kimya Dergisi 14

Şeklinde en önemli kil çeşitleri ve daha fazlası bulunmaktadır. Yalnız önem derecelerine göre bu kil çeşitleri üzer-inde kısaca duracağız.

Kaolen Killer

Kilin en saf şeklidir. Rengi beyazdır ve kızdırıldıktan sonrada gene beyaz kalır. Su ile temizlendikten sonra saflığı %90 olmaktadır. Türkiye de Kütahya da çıkarılmaktadır.

Simetrik Killer

Bazı yabancı maddeler, özellikle kireç, magnezyum içerir, renk ya da yağ giderici olarak kullanılır.

Plastik Killer

Genellikle tuğla ve çanak, çömlek imalatında kullanılan kil grubu old-uğundan dolayı tuğla kilerlide denil-mektedir. Bu tip killerin bileşiminde silis ve alüminden başka daima demir oksit ve kireç bulunur, bu kompo-nentlerin oranları değişkendir.

SiO2 : % 57,64 Fe2O2 : % 3,5Al2O2 : % 27.35 CaO2 : % 7

Bentonit Killer

Montmorillonit tipinde, kompleks bir alüminyum, demir ve kalsiyum bazen de sodyum silikattan meydana gelmiş olup, su içinde bir jel meydana getirerek şişme özelliğine sahiptirler ve bir çok alanda da kullanılırlar. Çamur haline getirildiklerinde plastik özellik göster-en bentonitleriçinde koloidal halde dağılmış silikatlarda bulunmaktadır.

Aslında killer başlı başına yıllar alacak bir araştırma konusudur, bu bilgiler sadece deryada bir damlanın damlası denecek kadar azdır. Bundan dolayı killer üzerine olan bu yazımıza ileriki sayımıza devem edeceğiz.

Kaynaklar

www.wikimedia.org www.kilclay.com www.türkcebilgi.com Prof.Dr. Yüksel Sarıkaya `nın Notları

Resimler ve Görsel Kaynak

http://www.merakname.com/depo/kil-neredelerde-bulunur.jpg

İnovatif Kimya Dergisi 15

KONUNUDÜŞÜN

Kimya DergisiİNOVATİF

KONUNA HAZIRLAN

KONUNU YAZ

Inovatif Kimya Dergisi 16

Sevgi GÜLTEKİN

Hitit Ü[email protected]

PROSES EKİPMANLARINI TANIYALIM

Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda yeni ürünlerin elde edilişi, ayırma, ısıtma-soğutma vb. işlemleri gerçekleştirmek için kullandığımız bazı ekipmanlarımız vardır. Büyük ölçek-li üretime geçtiğimizde bu ekipmanlar biraz karmaşık hale gelir. Proseslerim-izin doğru işleyebilmesi ve kolay kon-trol sağlayabilmemiz için ekipmanların tasarımlarının doğru yapılması ve mal-zemelerinin doğru seçilmesi gerekir.

Vanalar ve ısı değiştiriciler fabrikalarda karşımıza çıkabilecek önemli ekipman-lardır. Bu ekipmanlarla ilgili genel bilgi içeren bir yazı oluşturmaya çalıştım. Her ne kadar kendi cümlelerimi kullanmaya çalıştıysam da çoğunluk kaynaklardan aktarım şeklinde oldu. Umarım tüm okurlarımız için faydalı bir paylaşım olur. Vakit ayırdığınız için teşekkürler.

Proses Ekipmanları Nelerdir?

Proses ekipmanlarının anlaşılabilmesi için önce prosesin tanımı yapılmalıdır. Girdileri alıp bir çıktıya dönüştüren her bir aktivite veya operasyon proses (süreç) olarak isimlendirilebilir.[1]

Şekil 1 : Üretim Sürecinin Şematik Hali [2]

Proseslerde kullanılan ekipmanlar, özellikle kimya sektörü için önemlidir. Prosesteki akışkanların fiziksel, kimy-asal özelliklerine göre uygun malzeme seçiminin sağlanamaması nedeniyle proses düzgün çalışmayabilir, ürünler kalitesizleşebilir, maliyetler artar, kazal-ar yaşanabilir ve hatta can kayıplarına neden olabilir.

İnovatif Kimya Dergisi 17

Proseslerde kullanılan ekipmanlara:

* Isı Değiştiriciler (eşanjörler)

* Pompalar ve Kompresörler

* Vanalar, Filtreler ve Regülatörler

* Distilasyon Kolonları, Reaktörler

* Tanklar

* Boru Hatları

* Debimetre, Monometre, Termocouple vb.

ölçü kontrol ürünleri örnek verilebilir.

ISI DEĞİŞTİRİCİLER (EŞANJÖRLER)

Isı değiştirici ya da sanayi diliyle eşan-jör; farklı sıcaklıklardaki iki akışkanın birbirlerine karışmadan ısılarını ak-tarmalarını sağlayan cihazlardır.[3] Isı değiştiricilerin sanayide birçok çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de plakalı tip ısı değiştiricilerdir.Plakalı ısı değiştiricilerin kullanım alan-ları şöyle sıralanabilir:

* Isıtma-soğutma sektöründe (HVAC, Sıcak Su Uygulamaları, Enerji Santral-leri, Isı Merkezi Uygulamaları, Soğutma Kuleleri, Basınç Kırıcı, Isı Geri Ka-zanımı, Buz Deposu, Yerden Isıtma Sis-temleri, Güneş Enerjisi Sistemleri vb.)

* Endüstriyel Uygulamalarda (Hidrolik Yağ Soğutma, Su Soğutma, Boya Ka-binleri, Yüzey İşleme Sistemleri, Buhar Uygulamaları, Pastörizasyon Sistemleri, Tekstil Uygulamaları, İlaç Endüstri-si, Gıda Endüstrisi, Kimya Endüstrisi,

Gemi Uygulamaları, Petrol Rafinerileri, Termik Santraller vb.)

Resim 1: Plakalı Tip Isı Değiştirici[4]

Plakalı Tip Isı Değiştiriciler

Plakalı ısı değiştiricilerde sıcak ve soğuk akışkanın geçtiği iki farklı devre bu-lunur. Bunlar primer ve sekonder olarak adlandırılır. Akışkanlar farklı devrel-erden geçtiği için birbirine karışmazlar.Plakalı ısı değiştiricilerin avantajları şu şekildedir:

* Yatırım maliyetleri, kurulum mali-yetleri, bakım maliyetleri diğer tip ısı değiştiricilere göre daha düşüktür.

* Az yer kaplarlar, taşımaları daha kolaydır, kapasiteleri plaka ekleme işlemiyle arttırılabilir ve 1⁰C’ye kadar sıcaklık yaklaşımı bu tip ısı değiştiricil-erde sağlanabilir.

İnovatif Kimya Dergisi 18

Resim 2. Plakalı Eşanjör Plakası

Günümüzde plakalı ısı değiştirici tasarımı için firmalar kendi tasarım programlarını kullanırlar. Bunların temelinde birkaç formül vardır:

Q= m.Cp.∆T

Q Verilen Isı Miktarı = Q Alınan Isı Miktarı

mp.Cpp.(Tpg –Tpç) = ms.Cps.(Tsç-Tsg)

Burada;

Q = Aktarılan Isı Enerjisi Miktarı

mp, ms = Primer, Sekonder Devre Deb-isi

Cpp, Cps = Primer, Sekonder Devre Özgül Isısı

Tpg, Tsg= Primer, Sekonder Devre Giriş Sıcaklığı

Tpç, Tsç = Primer, Sekonder Devre Çıkış Sıcaklığı

Şekil 2. Plakalı Isı Değiştirici Boyunca Akışkan Akış Doğası[5]

Q=U.A.∆Tlm

Burada;

A= Isı Aktarım Alanı

U= Toplam Isı Transfer Katsayısı

∆Tlm= Logaritmik Sıcaklık Farkları

∆Tlm’nin açılımı şu şekildedir:

(∆T1- ∆T2)∆Tlm= (ln(∆T1/∆T2))

∆T1 = Tpg - Tsç

∆T2 = Tpç - Tsg

İnovatif Kimya Dergisi 19

Şekil 3. Karşıt Akışlı Isı Değiştirici Diyagramı[6]

Plakalı ısı değiştiricilerin temel bileşen-leri plakalar ve contalardır. Plakalar geçecek akışkanlara göre aşağıdaki mal-zemelerden imal edilebilirler:

* 304 Kalite Paslanmaz Çelik * 316 Kalite Paslanmaz Çelik * Titanyum, Paladyum * Incoloy 825 * Hastelloy * Nikel * Alüminyum Bronz * Molibden, SMO254

Pek çok ısı değiştirici üreticisi standart olarak 304 kalite ve 316 kalite paslan-maz çelik plakalar kullanırlar. Deniz Suyu, Tuzlu Su, Jeotermal su gibi agresif akışkanların olduğu proseslerde Tit-anyum gibi malzemeler seçilir. Derişik Sülfürik Asit, Hidroklorik Asit ve Fos-forik Asit uygulamalarında hastelloy alaşımları tercih edilir.

Plakalı ısı değiştiricilerin en önemli parçalarından bir diğeri de contalardır. Contalar akışkana ve akışkanın sıcak-

lığına göre uygun malzemeden seçilir. Plakalı ısı değiştiricilerde kullanılan contalardan bazıları şöyledir:

1- ) Stiren Bütadien Kauçuk (SBR, Buna-S):

Yaklaşık 85⁰C’ye kadar dayanıklıdır. Aşınma, yaşlanma ve ısıya karşı dayanımı doğal kauçuğa göre daha iyidir. Polar olmayan çözücülere, seyrel-tik asit ve bazlara dayanıklı; yakıt ve yağlara dayanıklı değildir. [7]

2- ) Kloropren (Neopren) Kauçuk (CR):

Yaklaşık 125⁰C’ye kadar dayanıklıdır-lar. Aşınmaya karşı direnci ve mekanik özellikleri çok iyidir. Su ve kimyasallara karşı uzun süre dayanırlar.[7]

3- ) Akrilonitril Bütadien Kauçuk (NBR, Buna-N):

Plakalı ısı değiştiricilerde en çok kullanılan contalardandır. Yaklaşık 110⁰C’ye kadar dayanım sağlar-lar. Özellikle yağa ve yakıtlara karşı dayanıklıdırlar. [7] Sanayide geniş bir kullanım alanına sahiptir.

İnovatif Kimya Dergisi 20

4- ) Etilen-Propilen Kauçuk (EPM-EPDM):

Sanayide en çok kullanılan conta malzemelerinden diğeri de EPDM’dir. Yaklaşık 150⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Ozon ve Oksijene karşı dayanıklıdır. Sıcak su, buhar, alkali ve asitlerde kullanılabilirler. [7] Yağ uygulamalarına pek uygun değildirler.

5- ) Florokarbon Kauçuk (FKM, Viton):

Yaklaşık 180⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Gres yağı, yakıt, çözücü, kimyasal mad-delerin büyük çoğunluğuna, buhara dayanıklıdırlar. Diğer contalara göre fiyatları daha pahalıdır. Keton, Amin, Ester ve Eter içeren akışkanlara karşı dayanımları iyi değildir. [8]

Şekil 5. Bazı conta malzemelerinin, çeşitli kimyasallara dayanımları [9]

İnovatif Kimya Dergisi 21

A= Mükemmel Dayanım

B= İyi, Düşük Etki, Hafif korozyon veya renk solması oluşabilir.

C= Orta Etki, Sürekli kullanım için önerilmez. Dayanım kaybı, yumuşama ve şişme oluşabilir.

D= Şiddetli Etki, Herhangi bir kullanım için önerilmez.

Isı değiştiriciler zamanla akışkandaki kirlilikten ötürü tıkanırlar ve yeterli ısı aktarımını gerçekleştiremezler. Prosesin sağlıklı çalışması için ısı değiştiriciler belirli periyotlarla kontrol edilmeli, pla-ka temizliği, conta yenilemesi vb. işlem-leri yaptırılmalıdır.

VANALAR

Vanalar, akışkanlara yön vermek, dur-durmak, ayarlamak kısacası akışkanı kontrol etmek amacıyla kullanılırlar. Va-nalar sanayine valf ve ventil isimleriyle de kullanılırlar. Prosesteki vana seçimi için aynı eşanjörlerdeki gibi akışkanın cinsi, basıncı, sıcaklığı gibi bilgilere ih-tiyaç duyulur. Özellikle akışkanın buhar olduğu sistemlerde buharın basıncının yanı sıra çıkabildiği maksimum sıcak-lığı da bilmemiz gerekir. Vananın uy-gunsuz seçilmesi ile prosesin düzgün çalışmaması, akışkanların sızması, karışması gibi durumlar meydana gele-bilir ve bu durum kazalara ve patlama-lara sebep olabilir.

Resim 3. Dişli Küresel Vana [11]

Vana seçiminde cevap verilmesi gereken temel sorular şöyle sıralanabilir:

* Akışkan nedir?

* Akışkanın minimum ve maksimum sıcaklığı nedir?

* Akışkanın minimum ve maksimum basıncı nedir?

* Bağlantı çapı ne olacak?

* Vana bağlantı şekli nasıl olmalı? (Dişli, flanşlı, kaynaklı…)

* Akışkanı kontrol etmek mi yoksa sa-dece açıp kapatmak mı isteniliyor?

* Vana çalışması manuel (kollu) olarak mı yoksa aktüatör ile mi yapılacak?

Tüm bu sorulara verilen cevaplara göre vana seçimi yapılabilir. Ancak bilin-melidir ki tüm istenilen özellikler tek bir vanada bulunamaz. Bizim için en önemli özellik ne ise ona öncelik ver-meliyiz. Örneğin akışkanı sadece açıp kapamak mı; yoksa belirli açılarda dur-masını sağlayarak hassas kontrol etmek mi istiyoruz? Eğer sadece açma kapama yapılacaksa kelebek vana, küresel vana… kullanılabilir. Hassas kontrol yapılmak isteniyorsa glob vanalar ve diğer kon-trol vanaları uygun olacaktır. Bazı vana çeşitleri aşağıdaki gibidir:* Gate (Sürgülü) Vanalar* Globe (Tablalı) ve Açılı Vanalar* Çek Vanalar* İğne Vanalar* Emniyet Vanaları* Pistonlu Vanalar* Küresel Vanalar* Diyafram Vanalar* Kelebek Vanalar* Kontrol Vanaları

İnovatif Kimya Dergisi 22

Çek vanalar diğer isimleriyle çek valfler tek yönlü akışı sağlarlar ve akışkanın geriye kaçması istenmediği durumlarda kullanılabilirler. Prosesteki vanalar her zam-an manuel olarak kontrol edilmezler. Günümüzde artık küçük tesislerden büyük petrokimya tesislerine kadar çoğu fabrika otomasyon ile prosesler-ini kontrol ediyorlar. Vanaların manuel (kollu) olarak değil de otomatik olarak kullanılması için aktüatör denilen bir ürün vananın üzerine takılır. Aktüatörl-er pnömatik, elektrikli vb. olabilirler. Pnömatik aktüatörde hava verilerek, elektrikli aktüatörde elektrik verilerek aktüatörün vanayı açması ve kapatması sağlanır. Vana çeşitlerinden küresel ve kelebek vanalardan kısaca bahsetmek gerekirse:

Küresel Vanalar

Bir milin ucuna yerleştirilmiş ortasında bir veya birden fazla delik olan, çoğun-lukla elastomer (ihtiyaca göre metal de olabilir) iki conta arasında dengelenmiş bir kürenin, akışkan geçiş delik ekseni üzerinde 90⁰ döndürülmesi ve deliğin geçişe açık veya kapalı konuma getiril-mesi ile akışkan geçişini kesip, açarak görevlerini yerine getirirler. [12] Küresel vanalarda kullanılan akışkanların tem-iz olması, katılaşmaması gerekir. Su ve doğalgaz, nötr veya agresif sıvılar için kullanılabilir.

Küresel vanalarda basınç düşümü azdır. Proses akışkanlarına göre gövde pasl-anmaz çelik, prinç, pik döküm, sfero döküm, bronz, pvc… malzemelerden yapılabilir.

Resim 4. Küresel vana ve boru hattına bağlanması[13]

Contalar akışkanın özelliklerine göre belirlenir. Yüksek sıcaklıklarda karbon grafit denilen özel contalar kullanıla-bilir. Su gibi normal akışkanlarda teflon keçeli olarak kullanılabilirler. Küresel vanaların kullanım alan-ları şebeke suları, arıtma tesisleri, kimya ve petrokimya tesisleri, doğalgaz petrol taşıma ana hatları, kâğıt sektörü… şek-lindedir.

Kelebek Vanalar

Kelebek vanalar; merkezinden veya eksantrik olarak yataklanmış düz bir diskin, akışkan geçiş deliği ortasında 90⁰ döndürülmesi ile akışkan geçişini kesip, açarak görevlerini yerine getirirler. [14] Hassas akış için küresel vanalar gibi kel-ebek vanalar da uygun değildirler. Lug tipi, wafer tipi gibi çeşitleri bulun-maktadır. Kullanım alanları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

İnovatif Kimya Dergisi 23

Resim 5. Wafer (1) ve Lug Tip (2) Kele-bek Vana [15]

* Sıcak Soğuk su Tesisatları,* Kimyasal ve Petrokimya Tesisleri,* Gıda Sanayi,* Kâğıt Sanayi,* Arıtma Tesisleri,* Viskoz Akışlanlarda,* Asit, baz ve tuz ortamlarında,* Gaz ve egsoz hatlarında

Kısacası çok kirli, çok sık açma kapama ihtiyacı ve yüksek sıcaklığın olmadığı hemen hemen Resim 5. Wafer (1) ve Lug Tip (2) Kelebek Vana [15] tüm uygula-ma alanlarında kullanılabilir.

Kaynaklar

Kapak fotoğrafı: http://axiom.com.my/index.php/engineering/chemical-engi-neering/

[1] http://proses.nedir.com/#ixzz-2cAUBKW4Z

[2] http://www.sabittuncel.com/main.php?kid=410

[3], [6] Y. A. Cengel, Heat Transfer: A Practical Approach, 2nd ed., McGraw-Hill, 2003. ISBN 0072458933

[4] Fiorini Plate Heat Exchangers Edi-

tion 2009 – Rev.00

[5] Kevin D. Rafferty, P.E. Gene Cul-ver, Heat Exchangers, Geo-Heat Center, Klamath Falls, Oregon 97601

[7] Megep Kimya Teknolojisi, Lastik Ha-muru Hammaddeleri-2, Ankara, 2009

[8] http://www.beksankaucuk.com.tr/malzemebilgisi.htm,

[9] http://www.coleparmer.com/Chemi-cal-Resistance

[10] www.jeotes.com

[11] http://www.or-fa.com/wp-content/uploads/2013/03/k%C3%BCresel-va-na-su.jpg

[12], [14] Mak. Yük. Müh. Serdar Gürel, Vanalar

[13] Megep Kimya Teknolojisi, Akışkan-lar Mekaniği, Ankara, 2008

[15] http://www.asteknikvana.com

İnovatif Kimya Dergisi 24

Hakan ÖZTÜRK

Marmara Üniversitesi [email protected]

TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE KALİTE-KONTROL ANALİZLERİNDE

KULLANILAN CİHAZLAR

Alpine ElekVakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda belirtilen mikrondaki elek üzerinde kalan miktarı, belir-lenen süre zarfında eleme işlemi yapılarak tespit edilmek-tedir.

Alev Alma Noktası Ölçüm CihazıBu cihaz ile sıvı ürünlerin alev alma noktaları, cihazın kapalı haznesinin belirli bir seviyeye kadar test edilecek sıvı ile doldurulduktan sonra, ısınması sağlanırken belirli sıcaklıklarda bir alev kıvılcımı ile kap içerisindeki buharın parladığı sıcaklık değerine bakılarak tespit edilmektedir.

İnovatif Kimya Dergisi 25

HG63 Halogen Moisture AnalyzerCihaz halojen lamba ile sıcaklık artışını sağlayarak, kurutma ünitesine koyulan test edilecek ürünün içerdiği su mik-tarını, otomatik ölçüm yaparak hes-aplamaktadır. Bu ölçümü cihaz, nu-munenin başlangıçtaki miktarından kurutulduktan sonraki miktarını çıkara-rak yüzde kurutma kaybı hesabını yap-maktadır.

Karl Fischer CihazıKarl Fischer cihazında farklı çözücülerde çözünebilen veya dağılabilen numunelerin nem (su) tayini yapılmaktadır. Elektrolitik olarak anotta üretilen iyot numunedeki su ile reaksiyona girer. Karl fischer metotu ile H2O analizinde elektrotta üretilen titrant I2 ,kullanılan elektrot Pt/I- , kullanılan elektrolit SO2 ve metanoldür. I2 + SO2 + H2O --> 2HI + SO3 Faraday kanununa göre elektrik miktarı ile orantılı olarak iyot üretilir.1 mol iyot 1 mol su ile tepkimeye girer.

Yığın Hacim Ölçüm CihazıKatıların sıkıştırılmış yığın hacimlerinin ölçümünde kullanılır. Toz ürün, cihaza ait ölçekli silindire aktarılır ve vuruş sayısı uygun seviyeye ayarlandıktan sonra sıkıştırılmış hacim değeri okunur.

İnovatif Kimya Dergisi 26

Lange LT 100 Termostat ve Lange Lasa 100 CihazıAtık sulardaki kimyasal oksijen değeri tayininin yapılmasında kullanıl-maktadır. Sular , COD çözeltileri ile karıştırılır ve ısıtılmak üzere Lange LT 100 cihazında belirli bir süre bekletilir.Daha sonra Lange Lasa 100 cihazının haznesine yerleştirilen atık suyun COD değeri cihaz tarafından otomatik olarak belirlenir.

IR Cihazıİnfrared spektroskopisi, maddenin infrared ışınlarını absorblaması üzerine kurulmuştur. IR sprektrumu veren maddelere IR aktif maddeler denir. Yük dağılımı asimetrik olan dipol moleküller IR ışınlarını absorblar ve bant verirler. IR spektrumunda genellikle 400 cm-1 ve 4000 cm-1 aralığındaki bantlar % geçirgenliğe karşı kaydedilir. Alınan spektrum referans sprektrumla karşılaştırılır. Bu metot ile numunenin tanısının yapılması amaçlanır.

İnovatif Kimya Dergisi 27

HPLC CihazıÜrünlerin içerdiği aktif madde oranının tayininde kullanılır.Benzer mantıkla, ilaçların birbirine kontamine olup ol-madığı da tespit edilebilmektedir. Bir üründen diğer ürüne geçmeden önce formülasyon , dolum makine ve ekip-manlarının uygun bir solventle temi-zlenmesi gerekir.Eğer önceki ilacın aktif maddesi yıkama solventinde tespit edil-irse yeni ürüne geçilmez ; formülasyon , dolum makine ve ekipmanlarının tekrar temizlenmesi gerekir.Cihazın çalışma prensibi aşağıdaki gibi özetlenebilir :

Cihaz için analize ait metotta belir-tilen şartlar sağlandıktan ve cihaz sta-bil olduktan sonra çözelti enjeksiyonu yapılır.Eluent(taşıyıcı solvent) ile kol-ona taşınan bileşenler birbirinden ay-rılarak kolondan çıkarlar ve daha sonra dedektöre taşınırlar.

Koyu renkli kısımda da belirtildiği gibi ışığın bir kısmı bileşenler tarafından ab-sorblanır ve bu esnada dedektöre daha az ışık geçtiği için cihaza ait ekrandaki Base Line da kayma olur ve bu kayma bir peak olarak gözlenir.Işığın maksimum seviyede absorbe edildiği noktalarda tepe noktası görülür.Sistem integrasyon yöntemi ile peaklere ait alan hesabı yaparak numune içindeki bileşenlerin miktarını belirler.

GC CihazıÜrünlerin içerdiği aktif madde oranının tayininde kullanılır. GC cihazı için analize ait metotta belirtilen şartlara göre parametreler ayarlandıktan ve cihaz stabil olduktan sonra çözelti enjeksiyonu yapılır.Taşıyıcı gaz ( Helyum ) ile kapiler kolona taşınan bileşenler buradan birbirinden ayrılarak çıkarlar ve sonrasında dedektöre taşınırlar.Dedektörde bulunan hidrojen ve kuru hava içerisindeki oksijen ile yanma meydana gelir.Yanma olayına bağlı olarak dedektörde sinyal oluşur ve cihaza ait ekrandaki Base Line da kayma görülür.Bu kayma bir peak oluşturur.Sistem integrasyon yöntemiyle peaklere ait alan hesabı yaparak numune içerisindeki bileşenlerin miktarını belirler.

İnovatif Kimya Dergisi 28

Titroprocessor CihazıTitroprocessor cihazı titrasyon yön-temiyle belirli bir ilacın içerisindeki aktif madde tayinini yapabilmektedir.Cihaza gerekli veriler girilir ve titrasyon başlatılır, cihaz otomatik olarak ölçüm yapar ve sonuçları verir.

Kaynaklar

Kaynak : portal.firat.edu.tr

Resimler ve Görsel Kaynak

http://www.mam.gov.tr/img/ke-lab-res-volumetrik.jpg

İnovatif Kimya Dergisi 29

Vahit KENAR

Sakarya Ü[email protected]

KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ

Merhaba Meslektaşlarım ve meslektaş adayı arkadaşlarım.

Dergimizin ikinci sayısının da birin-cideki gibi ses getireceğine eminim. Derginin hazırlanmasında emeği geçen, kimya uğruna yararlı çalışmalarda bu-lunan bunu yaparken de diğer insanlara da faydalı olmaya çalışan tüm dost-larımıza sizler adına teşekkür ediyorum. Sevgili arkadaşlarım bundan böyle va-kit buldukça bu sayfadan sizlerle kimya sektörü konulu yazılar, tecrübeler, haber ve makaleler paylaşacağım.

Birçok arkadaşımız kendini kimyacı, kimyager veyahut kimya mühendisi olarak tanımlasa da aslında birçoğu-muz tam olarak ne iş yaptığını, hangi sektörlerde ne tür işler yapabileceğini, hangi tür yetki, hak ve sorumluluklara sahip olduğunu bilmeden hayatlarını idame ettirmektedir. Aslına bakarsanız temel bilimlerden olan kimya dünyanın

en önemli ve stratejik bir bilimidir. Girişimciliğe ve inovasyona çok açıktır. İyi bir kimyacı sürekli gelişen ve değişen dünyayı gözlemlemeli yorumlayabilmeli ve analitik düşünebilmedir. Özellikle sektöre atılacak arkadaşların çok uyanık olması gerekmektedir.

Bazı arkadaşlarımız mesleğe atılmaları-na ramak kala sektöre mi atılsam, yok-sa akademik kariyer mi edinsem diye çelişki içersinde kalmaktadır. Aslında üretimin tadı bambaşkadır. Özellikle bu üretim sektörde olur ve gündelik yaşamda göz önünde yer alan bir ürünse o ürünü bir yakınınızın kullandığını gördüğünüzde ki keyif ve gurur anlatıl-maz yaşanır.

Savaşlar, sanayiler, sağlık ve doğal kay-nakların korunmasından tutunda al-dığınız nefeste bile kimya vardır. Bir sonraki yazımda kimya-üretimin key-fi-Alternatif Kimya Sektörleri konusun-da geniş bir sohbet alanımız olacaktır. Şimdi biraz sektörden bahsedelim.

Kimya bir ülkenin lokomotifidir ancak kullanmasını bilene. Kelimelerim fazla dolandırmadan ve laf cambazlığı yap-madan kısa bir sektör tanımı yapmak istiyorum.

Kimya sanayi sermaye yoğun ve ürün yelpazesi geniş bir sanayidir. Ülkem-izdeki sermaye birikimini göz önüne alırsak yatırım oldukça güçtür. Hatta mevcut alanlarda, kapasite artırımında dahi problemlerle karşılaşılmaktadır. Örneğin PETKİM ülke talebini ancak % 30’unu karşılayabilmekte ve bu oran git-tikçe düşmektedir. PETKİM gibi üç tane yatırım gereklidir. Sermaye problemi vardır. [1]

İnovatif Kimya Dergisi 30

TÜİK verilerine göre kimya sektöründe 2009 yılında 229.465 kişi istihdam edil-mektedir. Kimya sektörü istihdamının imalat sanayi içindeki payı 2009 yılında % 8,8 olmuştur. Sektör, temizlik ürün-leri, boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım sektörü için gübreler ve tarım ilaçları, kimya sanayinin de dâhil olduğu imalat sanayinin ihtiyaç duyduğu organik ve inorganik kimyasallar, boyalar, labo-ratuar kimyasalları, termoplastikler ve benzeri ürünler üretmektedir.2008 yılı itibariyle kimya sektöründe 18.858 işyeri bulunurken bu rakam % 15,8 artarak 2009 yılında 21.836 olmuş-tur. Kimya sektörü işyeri sayısının im-alat sanayi içindeki payı 2009 yılında % 6,81 olmuştur.

Böylesine yoğun ürün yelpazesine sahip olan kimya sektörü ithalata bağımlı bir sektördür. Kullanılan hammaddenin % 70’i ithal edilmekte, % 30’u ise yerli üre-timle karşılanmaktadır. Plastik ve kau-çuk sektörü % 90 oranında petrokimya sektörüne bağımlıdır. Petrokimya sek-törü ise Nafta, LPG gibi petrol ürünleri veya doğal gaza dayalı temel girdileri kullanarak plastik, lastik, elyaf hammad-deleri ve diğer organik ara malları üre-ten, geniş bir üretim yelpazesine sahip, büyük ölçekli, sermaye ve teknoloji yoğun bir sektördür. Kimyasal madde ve ürünleri sektörünün ithalata bağım-lılığı, plastik ve kauçuk sektörüne göre daha düşük seviyededir[2].

AB mevzuatında kimya sanayine ilişkin çevre konulu birçok düzenleme bulun-maktadır. Bunlardan en önemlisi 17 Kasım 2005 tarihinde Avrupa Parlamen-tosu tarafından kabul edilen REACH (Kimyasalların Kaydı, Değer-lendirilmesi ve İzni) direktifidir. Avrupa Birliği Kimyasallar Politikasını teşkil

eden REACH Tüzüğü 1 Haziran 2007’de yürürlüğe girmiştir. Söz konusu tüzüğe göre, AB+AEA (İzlanda, Norveç ve Li-htenştayn) ülkelerinde faaliyet gösteren ve yılda 1 ton veya daha fazla miktarda kimyasal madde üreten veya ithal eden firmaların söz konusu kimyasal mad-deleri AB örgütlenmesi içerisinde yer alan Avrupa Kimyasallar Ajansı (AKA) yönetimindeki merkezi bir veri tabanına kaydettirmesi zorunludur. Tüzüğün tüm uygulamalarından AB’deki üreticiler veya ithalatçılar sorumlu olsalar da, bu yükümlülüklerin AB dışından mal te-darik edilen firmalarla paylaşılmak zo-runda olunması nedeniyle AB dışındaki pazarlar da REACH’dan etkilenmektedir.

Dünyadaki kimyasal madde dış ti-caretinin coğrafi dağılımına bakıldığı zaman, halen AB’nin en büyük dış ticar-et hacmine sahip olduğu görülmektedir. Dünya kimya ihracatının % 44’ünü gerçekleştiren AB, dünya kimya itha-latının da % 37’sini yapmaktadır. Asya ülkeleri ihracatın % 33’ünü, ithalatın ise % 37’sini; NAFTA ülkeleri ihracatın % 14’ünü, ithalatın % 11’ini; diğer Avrupa ülkeleri ise ihracatın % 5’ini, ithalatın % 6’sını yapmaktadır.

Dünyada kimya sanayinin yaklaşık % 38’ini ana kimyasallar, % 27’sini özel kimyasallar, % 25’ini farmasötikler ve % 10’unu tüketici kimyasalları oluştur-makta olup; kimya üretiminin yaklaşık % 33’ü Asya, % 29’u Avrupa Birliği, % 25’i NAFTA ülkeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. [1, 2, 3].

Sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör olan kimya sektöründe en önemli sorun hammadde tedarikidir. Kullanılan ham-maddelerin % 70’i ithal edilmekte, % 30’u ise yerli üretimle karşılanmaktadır.

İnovatif Kimya Dergisi 31

Kimya sektöründe ithalatın azaltılması ve katma değeri yüksek ürünler üretilm-esini temin etmek amacıyla 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 57’nci maddesine dayanılarak, Türkiye Kimya Sanayi Meclisi altında Ar-Ge ve İno-vasyon alt komitesi oluşturulmuştur. [1,4].

Kaynaklar

[1] DPT Dokuzuncu Kalkınma Planı Kimya Sanayi Özel İhtisas Komisyonu Raporu

[2]. CEFİC Kimya Sektör Raporu (2011)

[3]. Türkiye Kimya Sektörü Strateji Bel-gesi ve Eylem Planı Taslağı (2012–2015)

[4]. TÜİK Sektör Verileri

İnovatif Kimya Dergisi 32

Ahmet YILMAZ

19 Mayıs Ü[email protected]

ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜÇimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahip-tir. Ömrümüzün neredeyse yarıdan fazlasını geçirdiğimiz betonarme yapıların en önemli bileşenidir.Çimento bileşenleri incelendiğinde ana bileşen olarak Klinker(Kalker+Kil) ve Alçı Taşı söylenebilir. Bu bileşen-lere ek olarak katılan malzemeler üretilen çimento tipler-ine göre değişmektedir. TSE’ de çimento ürünlerinde 5 ana tipte işaretleme yapılmaktadır. İşaretleme şunları içermek-tedir. Ana Çimento, Portland Çimento klinkeri oranı, ikin-ci ana bileşen, standart dayanım sınıfı ve erken dayanım kazanma hızı özelliklerine göre sınıflandırma yapılmak-tadır. Mesela Cem-I Çimentosu TSE’nin belirlemiş olduğu standartlara göre %95 minör bileşen olarak klinker olması gerektiğini söyler. Geriye kalan %5 lik kısım ise alçı taşı olduğunu söyleyebiliriz. Cem-I çimentosu katkısız çimento olarak bilinir.

Biraz önce bahsettiğimiz adlandırma konusunu biraz açarsak; Cem-I 42,5R üret-en bir fabrika üretmiş olduğu bu tür çimentonun 28 günlük basınç dayanımının minimum 42,5 kN geldiğini ifade eder. Bu mukavemet değeri fabrikaları incele-diğimizde genellikle 50 kN üzerinde tutulur. Çimento adında yer alan R ise, çimen-tonun erken dayanım özelliği gösterdiğini vurgular. Zaten şuan yapılan inşaatlara baktığımızda bugün dökülen betonun ertesi gün neredeyse prizini tamamladığı görülür. Bu olayda tabi ki tek etken bu özellik değildir.

İnovatif Kimya Dergisi 33

Çimentoda üretilen başka bir tür ise Cem-II 32,5 ve 42,5R çimentolarıdır. Cem-II katkılı çimento olarak da söylenebilir. Burada katkı olarak tras adı verilen toprak, marn, kil, uçucu kül, kimyasal pigmentler, hava sürükleyici katkılar ve mineral maddeler kullanılabiliyor. Örnek verecek olursak Cem-II de trası % 25,kalkeri % 5-6, alçıyı ise % 5 civarı ve geriye kalan kısmı klinker ile tamamlayarak kabaca Cem-II 32,5 R çimento elde edilebilir. Bu bahsettiğim reçete ile iyi bir çimento elde edilip edilemeyeceği bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Şöyle ki, fabrikaya gelen hammaddenin yani klinkerin özellikleri, Trasın, Kalkerin, a-Alçı Taşının özellikleri de büyük önem arz eder. Analiz sonuçlarına göre bir reçete yapmak en doğru olanıdır. Örnek vermek gerekirse alçı çimentonun olmazsa olmazlarından-dır. Çimento içinde hidratasyonu ve priz süresinin ayarlamasını yapmak için reçete üzerindeki alçı miktarının ayarlanmasıyla birazda olsa yapılabilmektedir.

Klinkerden biraz bahsetmek istiyorum. Başlıca 4 ana bileşenden oluşur. C3S olarak bilinen Tri Kalsiyum Silikat (3CaO,SiO2) tır. C3S saf olmayıp içinde Mag-nezyum ve Aluminyum Oksitlerini de barındırmaktadır. Çimentoda mukavemeti sağlayan bileşendir. Çimento içindeki miktarının artması erken mukavemet değer-inide artıracaktır.C2S olarak bilinen Di Kalsiyum Silikat(2CaO,SiO2)’tır. Klink-erin pişirilmesi sırasında oluşur. Bu bileşen çimentoda mukavemet alma süresini yavaşlattığı için pek de istenen bir bileşen değildir.C3A Tri Kalsiyum Alüminat (3CaO, Al2O3)’tır. Beton maddeleri içerisinde hidratasyon sırasında hidratasyon ısısı yükselir ve etrenjit adı verilen Sülfatlı Candlot Tuzu oluşturur. Şöyle ki; bu etkileşimler betonda istenmeyen genleşmelere ve çatlaklara neden olur.

İnovatif Kimya Dergisi 34

C4AF Tetra Kalsiyum Alümina Ferrit (4CaO,Al2O3,Fe2O3) ’tir. Çimento içinde fazla bir etkinliği olmamasına rağmen etkileri C3A gibidir. Klinker oluşum sıcak-lığını düşürerek çimento üretimine fayda sağlar.

Şekil : Klinker örneği

Çimento fabrikasında bulunan, kalite kontrol laboratuarlarında üretilen üründen sıkça numune alınır ve kontrol edilir. Laboratuarda rutin olarak yapılan analizler vardır. Bunlar; çözünmeyen kalıntı,SO3 miktarı, kızdırma kaybı, serbest kireç miktarı gibi analizlerdir. Biraz öncede bahsettiğim C3S,C3A,C2S,C4AF ya da CaO,Al2O3,MgO,Na2O,K2O,SiO2 gibi bileşenlerde rutin olarak hem fabrikaya gel-en k-Klinkerde, Trasta, diğer katkı maddelerinde ve üretilen çimentoda XRF cihazı ile daha kolay ve daha hızlı sonuç almakta kullanılmaktadır. XRF cihazı radyoaktif ışınlar yayan bir cihazdır. Bu cihazın çalışması için gerekli sıcaklık ve nem koşul-ları vardır. Genellikle kendine has bir odası bulunur. OHSAS kanunlarına göre cihazla çalışmadan önce ortamdaki radyasyonu Dozimetre ile ölçmeniz gerekir.

Rutin yapılan analizlerden biraz bahsedecek olursak, kızdırma kaybı kalkerden gelir. Kızdırma kaybında standart üst limit Cem-I 42,5R için %5 olsada, fabrikala-rın yıllık hedef planlarında bu oran 3-3,5 arasında yer almaktadır. Kızdırma kaybı oranı yüksekse veya düşükse, kalker ile bu oran ayarlanabilir. Kızdırma kaybı sa-dece kalker üzerinde oynanarak istenen sonuçlar elde edilemediyse, klinker kay-nağı incelenmelidir. Cem-II Çimentosuna katılan Trastan ise çözünmeyen kalıntı gelir. Çözünmeyen kalıntı deneyi çimentonun HCl de çözülüp, vakum altında süzülmesi, çökeltinin yıkanması ve kül fırınında kızdırılmasıyla yapılır. Yapılan deneyler TSE EN-197 serisinden yapılabilmektedir. Çözünmeyen kalıntı miktarın-da % 5 ‘ e kadar üst limit var iken, fabrikalar % 1,5 altında ürün üretmeye çalışır-lar.%SO3 miktarı ise çimentoda Alçı taşından gelir. Burada kalsiyum sülfatın ısı etkileşimden dolayı CaO ve SO3 vererek bozunmasıdır.SO3 miktarında müsade edilen miktar %4 oranındadır.

İnovatif Kimya Dergisi 35

Çimentoda yapılan deneyler bu anlat-tıklarımla sınırlı değildir. Çimento fab-rikalarında Kalite Kontrol Laboratuarı; Kimya, Fizik ve Beton laboratuarı olar-ak ayrılmıştır. Bu laboratuarların her birinde ayrı ayrı elemanlar çalıştırıla-bildiği gibi, bir veya iki kişinin bu üç laboratuara baktığı işletmelerde mevcut-tur. İşin laboratuar kısmında Kimya Teknisyenleri, Kimyagerler, Kimya Öğretmenliği mezunları, Fizik Bölümü ve Kimya Mühendisleri istihdam edil-mektedir. Tabi bazı şirketler çekirdekten yetişme elemanlarada şans tanımaktadır. Yukarıda anlattığım üç laboratuarda bir üst yetkili olan bir şefe bağlıdır. Bahset-tiğim bu şeflik kısmında Kimyagerler ve Kimya Mühendisliği mezunları istihdam edilmektedir.

Kaynaklar

www.thbb.org/utılity.aspx

Resimler ve Görsel Kaynak

http://enerjienstitusu.com/medya/nuh-cimento-evsel-yakit-sanayi.jpg

http://images-mediawiki-sites.thefullwi-ki.org/11/4/0/4/44183793165135706.jpg

http://www.123rf.com/photo_15918251_pile-of-dry-grey-portland-cement-iso-lated-on-white.html

İnovatif Kimya Dergisi 36

Gültekin ÖZDEMİR

Trakya Ü[email protected]

SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI

Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesinin yaprak üzer-indeyken dağılmadan dururken, aynı sıvının başka bir yüzeydeyken dağılıp o yüzeyi nasıl ıslattığını? Bir sıvı katı bir yüzeyi nasıl ıslatır acaba? Bu soruların cevaplarını arıyoruz yazımızda.

Öncelikle birkaç tanımdan bahsetmek istiyorum konuyu daha iyi anlayabil-memiz için. İlk olarak ıslatmanın ne olduğunu açıklayalım. Adezyon oluştu-rabilmek için sıvının katı yüzeyinde kolayca yayılmasına ıslatma denir ve sıvının katıyı ıslatma miktarı, sıvının katıyla yaptığı temas açısına bağlıdır. Temas açısı ne kadar küçükse, ıslana-bilirlik o kadar fazla olur. Şimdi de diğer bir tanım karşımıza çıktı Temas açısı, bir sıvı damlasının katı yüzeyi ile oluşturduğu açı olarak tanımlanabilir ve sıvının ıslatma özelliğinin bir ölçüsüdür.

Temas açısının ölçülmesinde birkaç yöntem vardır. Bunlar; Tensiyometre ve Temas açısı gonyometresidir. Şekilde sıvı damlası ve bu sıvı damlasının katı bir yüzey üzerinde oluşturduğu temas açısı görülmektedir.

İlk olarak 1805’ de Thomas Young, ısl-anmanın, bir sıvının bir yüzey üzerine yayılmasının olup olmayacağını belirley-en kohezyon ve adhezyon kuvvetleri ar-asındaki etkileşimi tanımlamıştır. Eğer tam ıslanma gerçekleşmiyorsa sistemin yüzey enerjisinin bir fonksiyonu olan temas açısı ile bir sıvı damlası oluşur.

İnovatif Kimya Dergisi 37

Young Denklemi :

γ_SV = γ _SL + γ_LV cosθ

Adhezyon > Kohezyon Islatan Sıvı

Kohezyon > Adhezyon Islatmayan Sıvı

Şekil : Katı sıvı arasında meydana gelen temas açısı

Şekilde görüldüğü gibi bir sıvı ile katı yüzeyi arasındaki temas açısı sıfır derece ile 180 derece arasında olabilir (θ). Temas açısı büyüklüğü, sıvının katı yüzeyinde dağılmasına bağlıdır. Sıvı ne kadar dağılmadan kalırsa o kadar büyük açı oluşur. Açının büyüklüğü aynı zamanda katı ile sıvı arasındaki etkileşmenin az olduğunu gösterir. Katı yüzey tamamen ıslanıyorsa, 0<θ<180 derecedir.

Katı – su arasındaki çekim kuvveti, su molekülleri arasındaki kuvvetlere eşit veya daha büyükse, θ sıfıra eşit olur ve su damlası katı yüzeyi üzerine tamamen yayılır ve katıyı ıslatır.

İnovatif Kimya Dergisi 38

Bir ıslatma ajanının yardımıyla bir hidrofobik katı yüzeyin ıslanması şekilde görülmektedir. Burada yüzey etkin madde su/hava arayüzey gerilimini düşürür ve katı yüzeyi üzerinde adsorbe olarak katı-sıvı arayüzey gerilimini düşürür. Her iki etki cosθ değerini arttırır veya temas açısını düşürür ve böylece katının dağılımı artar.

Mükemmel bir ıslatma için temas açısının θ=0° olması gerekir. Bu durumda sıvı katı yüzey üzerine ince bir film halinde yayılır. θ=180° durumu pratikte gözlen-mez. Damla üzerine etki eden yer çekim kuvveti damlayı katı yüzeyine çeker. Tef-lon üzerinde su, cam üzerinde civa bu duruma örnektir. Eğer θ<90° ise sıvının katı yüzeyi ıslattığı, θ>90° ise ıslatmadığı söylenebilir. θ<20° güçlü bir ıslatma, θ>140° ise güçlü bir ıslatmama özelliğini gösterir.

Temas açısı, yüzeyin ıslatma karakteristiklerinin bir ölçüsü olduğuna göre 90o’den daha az temas açısına sahip bir yüzeye hidrofilik veya ıslatmış yüzey, temas açısı 90o veya daha yüksek bir yüzey ise hidrofobik veya ıslatmamış yüzey denir. Şekilde ilk olarak hidrofilik ve ikincisinde hidrofobik cam yüzey gösterilmiştir.

Süperhidrofobik Yüzeyler150° den yüksek temas açısına sahip yüzeylere süperhidrofobik yüzeyler denir. Bu yüzeyler yapışmama, kirletmeme ve kendi kendini temizleme gibi üstün özelliklere sahiptirler.

İnovatif Kimya Dergisi 39

Bu özellikler gemiler için biyo-kirliliğe karsı kaplamalar, otomobiller için kendi kendini temizleyen camlar, metal saflaştırma, leke tutmayan kumaşlar, kirlenmez cephe kaplamaları gibi biyolojik ve endüstriyel birçok uygulamalara sahiptirler.

Doğada nilüfer çiçeği, kelebek kanadı, su örümceğinin bacakları gibi birçok tür 150° den büyük su temas açısı veren bir yüzeye sahiptir. Bu yüzeyler ufak bir eğim verildiğinde su damlalarının yuvarlandığı ve yüzeydeki kirliliklerin uzaklaştırıldığı su iticiliğe sahiptir.

Nilüfer (Lotus) Etkisi

Pek çok Asya kültüründe nilüfer çiçeği bitkisi saflığın ve temizliğin sembolü olarak bilinir. Bu düşüncenin temeli nilüfer bitkisi yapraklarının kendi kendini temizleme özelliğine dayanır. Bu kendi kendini temizleme özelliği tamamen araştırılmıştır ve yüzeyin yüksek derecede suyu itmesiyle sonuçlanan nilüfer yaprağının yüzeyi ile su arasındaki etkileşime bağlanmıştır. Yüksek derecede suyu itme karakteristiği ve kendi kendini temizlemenin nilüfer çiçeği bitkisi ile etkili biçimde gösterilmesine dayanarak Prof. Dr. W. Barthlott, bu etkileri Nilüfer (Lotus)Etkisi olarak tanım-lamıştır.

a) Lotus yaprağının taramalı elektron mikroskobu görüntüsü, b)Lotus yaprağındaki su damlasının görüntüsü

Nilüfer etkisinin bulunuşu büyük teknolojik ilgi alanlarına yol açmıştır. Bu etkinin yapay yüzeylere taşınması ile birçok teknik uygulamalar elde edilmiştir.

Nilüfer etkisi gösteren bir yüzey süperhidrofobiktir ve 150° den daha büyük temas açısını ifade eder. Süperhidrofobisitesine dayanarak, yüzey hafifçe meyillendi-rildiğinde su yüzeyde kayar ve yolu üzerindeki kirlilikleri yüzey üzerinden temi-zler.

İnovatif Kimya Dergisi 40

Lotus bitkisinin yapraklarının vaksla kaplanmış pürüzlü yüzeyi epidermal hücrel-er içermektedir. Vaks kristalleri su itici bir tabaka sağlamakta ve Wenzel ve Cassie Baxter modellerine göre yüzey pürüzlülüğünü arttırmaktadır. Bu kristallerin ıslat-ma özelliği çok kötüdür. Bunun sonucu olarak, yüzey üzerindeki su damlası yüzey-le arasındaki etkileşimi en aza indirir. Böylece yüzeyde küresel bir damla oluşur. Yaprak yüzeyi üzerindeki kirlilikler yaprağın hücresel yapısından daha büyük old-uğu için yüzey çıkıntıları üzerindeki partiküller yüzeyden uzaklaştırılabilir. Sonuç olarak temas alanı ve ara yüzeydeki etkileşim minimize edilmiş olur. Bir su dam-lası kirlilik üzerinde dönerek hareket ettiğinde, kirlilik hidrofobik özellikte olsa dahi absorpsiyon sayesinde enerji kazanılır. Eğer kirliliği lotus yaprağından uzak-laştırmak için harcanan enerji, su damlasının kirliliği absorbe etmesi ile kazandığı enerjiden daha az ise kirlilik bitki yüzeyinden uzaklaştırılmış olur. Bunun nedeni, genellikle küçük temas alanıdır.

Şekilde Bir damla nilüfer yaprağını kaplayan tozu alır, b) ve c) hidrofilik ve hi-drofobik yüzeyler üzerinde nilüfer etkisinin şematik olarak gösterilmiştir.

Süperhidrofilik (Suyu Çok Seven)YüzeylerSuyu çok seven yüzeyler hidrofilik olarak sınıflandırılırlar. Bu tip yüzeyler genel-likle yüklüdür ve yapılarındaki polar grup sayesinde su moleküllerini çekerler. Bu mekanizmayı anlamak için kısaca suyun yapısına bakmak gerekir. Su, iki tane hidrojen ve bunlara bağlı bir oksijen atomu sayesinde üçgen bir yapıya sahiptir. Oksijen eksi yüklü, hidrojen ise pozitif yüke sahiptir. Böylelikle, su molekülleri birbirine hidrojen bağlarıyla bağlıdırlar. Maddelerin hidrofilik özelliklerinin endüstride pek çok önemli kullanım alanları vardır. Bunlardan bir tanesi hidrofil-ik membranlardır. Bu membranlar su moleküllerini çekerken, diğer polar olmayan molekülleri, yağ, gres vb. iterek temiz bir yüzey sağlarlar.

İnovatif Kimya Dergisi 41

Hidrofilik yüzeylerin diğer kullanım alanlarına, kontak lens temizleyicileri, ıslak mendil ve çocuk bezleri örnek olarak gösterilebilir. Cam yüzeylerinin negatif yüklü ve boyutları yaklaşık 10 nm olan silika (SiO2) nanoparçacıkları ve uygun bir polikatyonla [poli(allila-min-hidrojen klorür) veya kısaca PAH] ile 14 tabaka kaplandıktan sonra kara-rlı ve süperhidrofilik bir yüzey elde edildiği, 2006 yılındaki bir yayınlarında Rubner ve arkadaşları tarafından göster-ilmiştir.

Kaynaklar

http://members.ziggo.nl/scslai/lotus.pdf

http://www.mecheng.osu.edu/nlbb/files/nlbb/Lotus_Effect.pdf

http://library.thinkquest.org/27468/e/lotus.htm

Prof. Dr. İbrahim Uslu, İnce Filmlerin Yüzeysel Uygulaması, Gazi Üniversitesi, Eğitim Fak. Kimya Eğitimi

Modern Farmasötik Teknoloji, Böl.13 Yüzeylerarası Özellikler/ Nevin Çelebi, Tuncer Değim, Zelihagül Değim

Trakya Üniversitesi Fen Fak. Kimya Böl. Fizikokimya ABD. Surfaktantların Katı Yüzeyleri Islatma Üzerine Etkisi 2013 , Lisans Bitirme Çalışması

İnovatif Kimya Dergisi 42

Röportaj

Ayın RöportajıMerhaba Sayın okurlar sizlere bu ay tekstil sektöründe kimyagerlerin yerini ve yapabilecekleri işlere ait yazımdan sonra ,tekstil sektöründe faaliyet gösteren Dem Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’ nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile yaptığımız keyifli röportajın ayrıntılarını sunuyorum ;

İnovatif Kimya Dergisi 43

• Bize kendinizden , firmanızdan ve çalıştığınız sektörden kısaca söz eder misiniz?

Adım, Hakan SARIÖZ…

Dem Tekstil San ve Tic. AŞ’nin hem Genel Müdürü hem de Yönetim Kurulu üye-siyim, zaten firmamız bir ailesi firması , yaklaşık 30 sene önce kurulmuş ve ku-rulduğundan beri ağırlıklı olarak İngiltere pazarına üretim yapan bir ihracat firmasıyız.Örme kumaştan bayan, bay ve çocuk tüm ürün gruplarında üretim yapıyoruz. Firmamızda yaklaşık 180 kişi çalışıyor ama dışarıdada sadece bizim için üretim yapan onaylı fason atölyelerimiz mevcut.

• Bu sektörde çalışmaya nasıl karar verdiniz ? Hangi aşamalardan geçtiniz ?

Bu sektör’de çalışmak hiç aklımda yoktu, birazda kısmet diyebiliriz, ben bir kaza sonucu diz kemiğimi kırdım ve iki sefer ameliyat geçirdim, 10 ay hiç yürüyemeden yattım, o esnadada üniversite sınavlarına giremedim sağlık nedeniyle ve özellikle sayısal konusunda çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen maalesef ideallerimi gerçekleştirememiş oldum, iyileştikten sonrada fizik tedavi süresi beni çok yıprat-tığı için tekrar sınavlara girmek istemedim ve dayımın çağrısı ile hiç hesapta yok-ken kendimi bir anda Tekstilin içinde buldum…Her aşamada çalıştım, depo, kes-im, aksesuar, fason takip, kumaş ve boyahane takibi, hepsinde çok yoğun mesailer harcadım ve işin teknik kısmını eksiksiz bir şekilde tecrübe ettim…

• Çalıştığınız firmada kaç yıldır çalışıyorsunuz işinizi, sorumluluk alanınızı ayrıntılı olarak anlatabilir misiniz?

Şu an firmada 20. Senem bitti, yaklaşık olarak son 11 senedir firmanın Genel Müdürüyüm ve tüm sevk ve idare benim sorumluluğumda…Bu sorumluluk kol-eksiyon numune alımından başlıyor, müşteri ilişkileri, maliyetler, siparişlerin alınması, imalat programları, kumaş ve kesim programlarından, tüm ödeme kon-trollerine kadar uzanıyor, yani elimden geldiği kadarıyla tüm aşamalarıyla işime hakim olmaya ve birebir şahsen işin içinde olmaya özen gösteriyorum…Çok sık toplantılar için yurtdışına gitmek zorunda kalıyorum, o zamanda yine teknolo-jinin yardımıyla firmadaki tüm gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum , edemesem bile imalatın başında erkek kardeşim vede onunla beraber çalışan çok sağlam bir ekibim olduğu için kendimi güvende ve rahat hissediyorum…Ekip ve takım ola-bilmek bizim başarımızın en büyük sırrı, biz genç, çalışkan , üreten ve sürekli gelişime açık bir firmayız, bu yüzdende terminler konusunda ve kalite standartı konusunda müşterilerimiz tarafından her zaman takdir edilen bir imalatçı olduk…

İnovatif Kimya Dergisi 44

• İşinizin kimya, kalite kontrol, ar-ge ile bağlantısı ne düzeyde biraz söz eder misiniz?

İşimizin kimya ile olan bağlantısı kullandığımız kumaşların boyahane aşamaların-da kullanılan boyalar vede eğerki malın üzerinde baskı varsa parça baskı işlemleri esnasında kullanılan kimyasallardır.

• Kimyaya ilginiz var mı ve ne düzeyde bilgi sahibisiniz?

Kimya ile ilgim birebir yok , sadece işimin gerektirdiği kadar altyapı ve ön bilgiye sahibim , tabiiki bir boyahane sahibi kadar kimyanın içinde değilim ama bizimde firmamızın bünyesinde bulunan fizik laboratuvarımızda kimyager bir arkadaşımı-zla çalışıyoruz kumaşların ve bitmiş ürünlerimize ait fiziksel testlerin yapımından kimyager bir arkadaşımız sorumlu.

• Size göre bu sektörde kimyagerlerin yeri nedir?Kimyagerlerin yeri son yıllarda gittikçe arttı ve şu anda piyasada kurumsal olarak çalışan, belli kalite standartlarına erişmiş, iyi markalara üretim yapan tüm firma-larda Kimyager arkadaşlar mevcut , boyahaneler, baskıcılar, bizim gibi konfeksi-yoncular, test laboratuvarları, vb..her aşamada kimyager arkadaşların rolü artık çok

İnovatif Kimya Dergisi 45

daha fazla ….Her geçen gün talep edilen boyar madde kalite standartları yükse-lirken, her ürettiğimiz malın üzerindeki kimyasallar a’dan z’ye testler yapılarak incelenirken, bizler milyon dolarlık anlaşma ve satışları bazı standartları temin ve garanti ederek imzalarken, hayatımızda kimyagerlerin olmaması mümkün değildir, çokta kilit bir rol üstlenmişlerdir, bundan sonrada kimyager arkadaşlarımıza ihti-yaç bizim sektör içinde artarak devam edecektir….

• Şu anda geçmişe göre hedeflediğiniz yerde misiniz ve gelecekte ki hedefiniz nedir ?

Geleceğe dönük amacımız firmamızı istikrarlı bir şekilde büyüyen , bu piyasanın en köklü , güvenilir, etik kurallara sonuna kadar riayet eden Aile firmalarından biri yapmak, bu yoldada emin adımlarla ilerliyoruz, herkes tarafından takdir edilen bir tekstil firması olabilmek ve bu piyasada 30 sene dimdik ayakta, her geçen gün daha çok güvenilirliği artan bir firma konumuna getirmek çok kolay olmadı, çok emek verdik , umarım bundan sonrada çok daha iyi yerlere getirmek için elim-izden geleni yapmaya devam edeceğiz….

• İşe başvurunuzda yaşamınıza etki eden önemli bir olay var mı? Genç ark-adaşlara işe başvurur iken dikkat etmesi gerekli noktalar hakkında kısa bilg-ilendirme yapabilir misiniz?

İşe başvururken genç arkadaşlara verebileceğim en büyük tavsiye dürüst olma-larıdır…ne olursa olsun işveren sizinle yaptığı görüşmenin sonunda sizin ne kadar güvenilir, işini emanet edebileceği, zamanla ona her konuda omuz verebileceğiniz bir kişi izlenimini edinmelidir, mesela ben çok kez işi fazla bilmeyen , yeterince tecrübesi olmayan arkadaşları aldım burda başlattım , çünkü bana çok fazla güven verdiler, anladımki ben onlara destek olur işi öğretirsem ileride bize her konu-da destek olabilirler, bizi yüzüstü bırakıp gitmezler, onlara firmamı, müşterimi emanet edebilirim, nitekim hiçte yanılmadım hatta aralarında çalışma süreleri 10-15 seneye varan arkadaşlarımız var , halende benimle beraber takım olarak burda mücadele etmeye devam ediyorlar, karşılıklı güven , dürüstlük, iş ahlakı ve etik olabilmek çok önemlidir, bu özelliklere sahip olan herkes alanında mutlaka başarılı olur….

• Sektörde kendinizi geliştirmek için çalışan biri neler yapabilir. Kısaca ba-his eder misiniz?

Tekstil sektöründe kendini geliştirmek isteyen arkadaşlara tavsiyem , iyi bir firma-da kalıcı bir işte çalışmalarıdır…Sürekli iş değiştiren kişilerin gelişme gösterebil-meleri bana göre imkansız denecek kadar azdır… İyi bir firmada sürekli yeni şey-ler öğrenmek, o firmayı temsilen toplantılara katılmak, yeni insanlarla tanışmak, boyahaneleri, baskıcıları, örmecileri, firma adına gezmek ziyaret etmek, kişiye her zaman büyük tecrübeler kazandırır, zaten bizim sektörde önemli olan pratiktir,

İnovatif Kimya Dergisi 46

, ne kadar çok işin içinde bizzat olursanız, her aşamasını ne kadar çok öğre-nirseniz, o kadar çabuk ilerleme kaydedebilirsiniz….

• Size göre bu sektör ün Türkiyedeki yeri nedir ve geleceği açısından neler söyleyebilir siziniz?

Tekstilin Türkiye’deki önemi ve yeri hakkında bence çok fazla söze gerek yok, her-kesin malumu olduğu üzere bu sektör yıllardır ülkenin lokomotifi olmuştur, Tür-kiyede üretimin ve ihracatın bu kadar artmasında en büyük rol yıllar önce konfek-siyon atölyesi olarak başlanan ama şimdi uluslar arası birçok markaya sahip Türk Tekstil sektörüdür…yıllardır sürekli farklı ülkeler, farklı özellikleriyle Türk Tekstil sektörüne rakip olmuşlardır, ama biz her zaman her türlü zorluğun ve rekabetin altından başarıyla kalkmayı bilmişizdir , çünkü biz çalışkan bir milletiz, sorumlu-luğunu bilen bir milletiz, herkesten hızlı üretim yapabiliyoruz, dolayısıyla bu özel-liklerimizi koruduğumuz sürece sektörde kalıcı olmaya ve rekabet etmeye devam edeceğiz….

• Son olarak eklemek istedikleriniz?

Sizlere ve bu dergide emeği geçen tüm arkadaşlara çok tşk ederim, bu sektörle

İnovatif Kimya Dergisi 47

sektörle ilgili en ufak katkısı olan herkese ve bu sektörü tercih eden tüm gençlere sonsuz saygı duyuyorum, umarım biraz olsun ışık tutabilmişimdir…Bizim gençlere bu sektörde çok ihtiyacımız var, dünya Tekstil sektörününde Türk tekstiline çok ihtiyacı var, umarım hep birlikte Türk Tekstilini daha iyi yerlere taşıyacağız….Si-zlere ve tüm okuyuculara saygılarımı sunuyorum…

Tekrardan HAKAN SARIÖZ’ e bize zaman ayırdığı ve verdiği değerli bilgilerden dolayı teşekkürlerimizi sunar iş hayatında başarılar dileriz.

Röportajı Yapan Ceyda SARIKAYA adlı arkadaşımıza ve Sn. Hakan SARIÖZ’e Röportajdaki Bilgiler ve Resimleri için Çok Teşekkürler.

İnovatif Kimya Dergisi 48

Hacer AY

Giresun Ü[email protected]

Türkiyede Kafein

Kafein başlıca gıda ve ilaç sanay-isinde kullanılan, alkoloid grubunun azotlu organik bileşiğidir. Kafein bi-yolojik ya da sentetik yolla elde edil-mektedir. Dünyada kafeinin %45 doğal kaynaklardan (Dekafeinize kahve ve çay artıkları) elde edilirken, %55 i sentetik yolla üretilmektedir. Kafein birçok bit-kide bulunurken ticari açıdan da koka bitkisinde ve kahve ağaçlarında elde edilen kafein çay bitkisinde de yüksek oranda bulunmaktadır.

Dünya çayları kafein yüzdesi olar-ak incelediğinde Hindistan çaylarında %2,8 ‘4,0, Çin çaylarında %2,9 ’4,0, Türk çaylarında ise %3,1 ‘3,8 olarak belirlen-miştir. Yüzdelerden de anlaşıldığı gibi ülkemizin biyolojik olarak kafein eldes-in deki yeri önemlidir. Çay artıklarından kafein üreti-mi araştırılması 1960’lı yıllara kadar uzanmaktadır. 1975 yılında Hacettepe üniversitesinin farmakoloji bölümü Türk çay artığından kafein üretiminin

ticari olarak araştırılmasını başlatmış ve proje Çay Kurumu ve Türkiye Bil-imsel ve Teknik Araştırma tarafından desteklenmişti. Proje sonucu ise pilot tesisin kurulmasına, çay artık miktarı tam olarak bilinmediğinden miktarın tespitine karar verilmiştir. Sonralarında ihaleler gerçekleşmiş ve Federal Alman-ya Buckau Walther firması kazanmıştır. Fakat pilot tesis kurulmamıştır.

Doğu Karadeniz bölgemizde çay üretimi yapılmasına rağmen ülkemizde kafein ihtiyacı hala ithal yollarla sağlanmak-tadır. Kafeine gıda ve ilaç sanayisinin ihtiyacı arttıkça bir anlamda da bizimde dışa bağımlılığımız artmaktadır.1960 lı yıllardan beri çay arttıklarından kafein üretimi bilinmesine rağmen bu konu-da hala tam bir çalışma yapılmamıştır. Elimizdeki kaynağı değerlendirip kendi kafeinimizi üretmeye başlayabilseydik, hem dışa bağımlılığımız bir alanda daha azalacak hem de bir yandan da sentetik olarak da üretime geçip ihracata başlay-abilirdik.Kaynaklarhttp://www.biriz.biz/cay/kafein/kafein.htmhttp://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/zfd/article/viewFile/5685/5481http://www.biriz.biz/cay/caygonul/kaf-einuretimi1985.pdfResimler ve Görsel Kaynakhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Kof-fein_-_Caffeine.svg

İnovatif Kimya Dergisi 49

KONUNUDÜŞÜN

Kimya DergisiİNOVATİF

KONUNA HAZIRLAN

KONUNU YAZ

İnovatif Kimya Dergisi 50

Hatile Moumintsa

University of [email protected]

Doğamız ve Doğal Ürünlerle Doğal Yaşamak Neden Olmasın

İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmak-tadır. En önemli hastalıklardan olan kanserde, ilerleyen senelerde hep daha çok çesitlerle karşımıza çıkacaktır ve onu durdurmamız mümkün olmayacaktır. İnsanlar gittikçe doğal ürünler almaya çalışacaktır. Günümüzde insanlar imkân buldukça doğal ürün almaya çalışıyorlar. Doğal ürün satan dükkânlar çok fazla açıldı ve oldukça rağbet görüyor.

Kimyagerin işlerinden biride üretmekse, doğal üret-mek neden olmasın. Çok güzel örneklerden biri şu olabilir mesela solucan gübresi. Bu gübre, Organik Gübreler içer-isinde en güçlü ve en etkili gübredir.

Amerika Kaliforniya Gıda ve Tarım Birliğinin yaptırdığı Akademik araştırma-lara göre; özellikle sebze ve meyve bitkilerinde %70’e varan verim artışı gözlem-lenmiştir. %100 Organik Solucan Gübresi, içeriğindeki organik madde muhtevası nedeniyle toprağın su tutma ve havalandırma kapasitesini arttırır. Solucanların gübreye geçirdikleri vücut sıvıları (Sölom Sıvısı) sayesinde bitkilerde patojenlere karşı direnç oluşturur. Solucanların sindirim sisteminde, çok sayıdaki mikroorgan-izma taşıyan, azot fikse eden bakteriler, antibiyotik etkisi yaratacak doğal büyüme hormonları ve enzimler bulunur. Bunlar dışkıya (gübreye) geçer ve bitkinin büyümesinde hız ve direnç sağlar. Böylece hem bitki daha çabuk büyümüş olur hemde doğal olur.

Aynı zamanda bunu isteyen herkes evinde de yapabilir. Evdeki atıklarımızı değerlendirerek solucan gübresi üretebiliriz. Ekosol KompostBox sayesinde, ev-lerimizden çöp olarak atılan sebze, meyve kabuk ve posaları, yumurta kabukları vs. gibi değerli organik atıkları değerlendirerek, yüksek kalitede %100 Organik Solucan Gübresi’ne dönüştürebilirisiniz. Ekosol KompostBox geri dönüşümlü kutu demektir. Böylece balkonumuzda, bahçemizde %100 Organik Solucan Gübresini yetiştirerek hem siz hem çocuklarınız sağlıklı beslenmiş olur.

Bir kimyacı sadece kendini değil, doğayı çevreyi ve onun iyiliğini de düşünmeli. Dünya sağlık örgütü tarafından hesaplanmış olan dünyaca hasat tarım ürünlerinin her sene yaklaşık yüzde onbeşi böcekler tarafından yok olduğunu, aynı zamanda ise böcekleri öldürmek için en az 2 milyar dolar ilaçlar için harcandığını buldular. Böceklere karşı anoreksi bitkileri kullanabiliriz. Bu bitkilerin icerisindeki kimyasal bileşikler, böceklerin bitkilerle beslenmesini engelliyor; fakat onları öldürmüyor. Ayrıca daha az zararlı olduğu bulundu. Bu kimyasal bileşikler böceklerin o bit-kilerle beslenme arzusunu bastırıyor, böylece böcekler bitkinin yanında kalabilir; fakat açlıktan ölebilirler.

İnovatif Kimya Dergisi 51

Bu doğal anoreksilerin çoğu karışık moleküllerdir. Mesela poligodial bir dial-dehittir, Afrika Böceklerini etkiler. Agiugkarin ise çekirgelere karşı etkinliği vardır. Bu bileşikleri üretmek maliyetli; fakat araştırmalarla az maliyetle aynı etkiye sahip daha bir sürü doğal anoreksi bitkileri, çok daha basit moleküllerle keşfetmişlerdir. Söylemiş olduğum karışık bileşikler aşağıdadır:

Bunlar sadece küçük bir iki tane örnek bunların çok daha fazlasını da yapabiliriz...

Kaynaklar

John Mcmrry, Organik Kimya Kitabı, Anorektik böcekler

İnovatif Kimya Dergisi 52

Ceyda SARIKAYA

Yıldız Teknik Ü[email protected]

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER

Dergimizin ilk sayısında deterjanlar ve temizlik sektörü ile ilgili yazımdan sonra bu sayımızda sizlere tekstil sek-töründen söz etmek istiyorum. Sonuçta kimya’nın içinde bulunduğu sektörl-er saymakla bitmez ve bunlardan en bilindik olanları kozmetik, ilaç ve boya olarak sınıflandırılabilir. Fakat kimyag-er olarak en büyük sorunumuz nerel-erde ne türde işler yapabileceğimizi bilmememizden kaynaklanıyor. Aslında laboratuarı olan her yerde çalışabi-lecek potansiyele sahip ve buna yönelik eğitimi de üniversite hayatımız boyun-ca almış olmamıza rağmen tek sorun, bilgiyi kullanma yerimizi tam olarak kestiremiyor olmamız.

Kimyagerlerin kozmetik, ilaç ve boya sektörlerinde ne şekilde çalışabileceği ve sorumlulukları bilindik olduğundan, pek azımızın bilgi sahibi olduğu tekstil ve hazır giyim sektöründe kimyagerlerin yerine değinmek istiyorum.

2012 yılında tekstil ve hazır giyim se-ktörü ülkemizin geleneksel sanayi kol-larından olup, ihracatta gösterdiği başarı ile sanayide önde gelen vazgeçilemez sektörlerden biridir. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü, halen en fazla dış ticaret fazlası veren sektördür.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-lığı (ÇSGB) 2010 yılı kayıtlarına göre 10.030.810 zorunlu sigortalı arasında 2.876.529’u imalat sanayinde kayıtlıdır. Bunlardan 14.624 işyerinde 356.477 kişi tekstil imalatında, 28.411 işyerinde 390.140 kişi hazır giyim imalatında, 5.140 işyerinde 46.163 kişi ise deri ve deri ürünleri imalatında istihdam edil-mektedir.

Buna karşın kayıt dışılık dikkate alındığında, tarım ve hizmet sektörleri dâhil tüm sektörler içinde THD sektörl-erinde yaklaşık %12 civarında bir isti-hdam sağlanmaktadır. Kayıtlı-kayıtsız çalışanlarla birlikte 450.000 kişi tekstil sanayinde, 1.500.000 kişi de hazır giyim sanayinde olmak üzere, THD sektörler-inde toplam 2.000.000 civarında kişinin çalıştığı tahmin edilmektedir.

İmalat sanayinde çalışan AR-GE per-soneli sayısı bakımından yapılan değer-lendirmede ise tekstilde %3,64, hazır giyimde %1,39, deri ve deri ürünleri sektöründe ise %0,33 oranında AR-GE personeli istihdamı sağlandığı görülmektedir

Türkiye ‘nin tekstil, hazır giyim ve deri sektöründeki gelişimi de göz önünde bulundurulursa merdiven altı işletm-esi olan bir kozmetik firması veya ke-mikleşmiş durumda olan ilaç sektörüne göre çok da fena bir çalışma alanı sayıl-maz.

İnovatif Kimya Dergisi 53

Öncelikle kimyagerlerin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde hangi alanlarda ve nerelerde çalışabileceğine bakacak olur-sak,

İlk olarak iplik üretim tesislerinde veya tekstüre işlemi gerçekleştiren iplik fab-rikalarında laboratuarda analiz sorum-lusu, üretim sorumlusu veya üretim müdürü yardımcısı; ikinci olarak kumaş boyahanelerinde renk analisti, renk uzmanı, boya uzmanı, kumaş sorumlusu veya kumaş üretimi yapan işletmelerde ürün analisti olarak çalışmanın dışında birde birçok firmada gerçekleştirilen fiziksel testlerin yapıldığı fizik laboratu-arlarında çalışmak mümkün.

Kumaş testleri konusunda kendinizi geliştirip sonuçları yorumlama ve rapor-lama niteliklerine de sahip olduğunuzda bir çok kapı kendiliğinden aralanmış olacaktır. Üstelik bu testleri öğrenmeniz için haftalar süren bir eğitime de ihti-yacınız bulunmuyor. Sonuçta biz kimy-agerler aldığımız eğitimler neticesinde bir çok deneyi, analizi gerçekleştirmiş ve bunları da yorumlamayı 4 sene-lik öğrenim hayatımızda defalarca yazdığımız raporlarla uygulamış bu-lunuyoruz.

Aklınızda biraz daha netleşmesi için sizlere TSE’ nin ISO standartlarına göre uygulanan kumaşlarda gerçekleştirilen yıkama sonrası boyutsal değişim testin-den ve sonuçlarının yorumlanmasından söz edersem.

Yıkama Haslığı olarak bilinen test, nasıl yapılır?

Colour Fastness to Washing- BS EN ISO 105 C06- B2S@50C

Şekil 1: Test Numunesi ÖrneğiMultifiber ve test numunesi kısa ke-narından birbirine dikilir. (Şekil 1)

Şekil 2: Yıkama Haslığı CihazıYıkama Haslığı cihazında 50C yıkanıp, kurutulup değerlendirilir. (Şekil2)

Şekil 3: Numunedeki Renk Değişi-minin Değerlendirilmesi Numunedeki renk değişiminin değerlendirilmesi. Bu değerlendirme için renk değişim gri skalası (clour change) kullanılır. Bu sıkalayı kullanırken skaladaki ton farklarından yararlanarak kendi ürününüzdeki ton farkını derecelendi-rebilirsiniz.

İnovatif Kimya Dergisi 54

Değerlendirme: numunedeki renk değişimi ve multifibredaki lekeleme ışık kabin-inde D65 (Gün Işığı) ışığı altında Gri Skala kullanılarak yapılır. (Şekil3)

Raporlama:

Raporlama kısmında multifiber bezde sırasıyla asetat, koton, naylon, poliester, akrilik ve yük kumaşları bulunur ve elimizde bulunan kumaşın yıkama sonucunda multifiber bezini e kadar kirlettiği ve ürünü renginin ne kadar solduğudur. Belir-tilen 4-5 gibi rakamlar ton farkından yararlanılarak bizim ürünümüzde gri skalaya karşılık gelen değişim numarasıdır.

Spesifik sayılabilecek testlerden birisidir yıkama haslığı testi ve tekstil sektöründe sonuçları kumaşın boyutsal değişimi kadar önemlidir.

Bunlar gibi yapılan testlerden bir kaçı;

*Sürtme Haslığı

*Işık Haslığı

*pH

*Kumaş Karışım

*Yıkama sonrası boyutsal Değişim

*Dönme

*PILLING

Şekil 4 : Multifiberdeki Değişimin Değerlendirilmesi multifiber lekeleme değerlendi-rilmesi. Lekeleme değerlendiril-mesi için stainning gri skalası kullanılır. Yine renk değişi-mindeki gibi ton farkından yararlanılarak derecelendirme yapılır.

İnovatif Kimya Dergisi 55

En temel olarak sayılabilir ve yukarıda anlattığım kadar basit sayılabilecek yön-temlerle testler yapılmaktadır.

Bu testleri bilmemiz durumunda bir çok tekstil firmalarının kapısını aralamış ve kendimizi daha da geliştirerek bu alanda aranan bir birey olmamız mümkün.

Bu ve buna benzer testleri İTKİB gibi bazı kurumlar vermektedir. Bunun dışında TSE’ nin eğitimlerini de takip ederek istediğiniz alanda kendinizi geliştirmeniz mümkün.

Unutmayalım ki bilgiler sadece kul-lanıldığında işimize yarar ve 4 sene-lik kimya eğitimimiz sonucunda edindiğimiz tecrübelerimizi kullanabi-leceğimiz çok fazla sektör var. Önemli olan bilginizi nerede kullanabileceğinizi bilmeniz ve o alana yönelmeniz. Son olarak Condorcet in bir özü ile yazımı bitiriyorum.

“ Aklı ve gerçekleri kullanan bir insan mükemmele erişecektir.”

Kaynaklar

•Dünya Ticaret Örgütü 2011 Yıllık Raporu

•İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhra-catçılar Birliği

•Tekstil, Hazır Giyim/Deri ve Deri Ürünleri Stratejisi

•Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası

•Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB)

•Dem Tekstil ve Ticaret A.Ş laboratuvar eğitim notları

İnovatif Kimya Dergisi 56

Ayşe EMİR

Gazi Osman Paşa Ü[email protected]

İLAÇ SANAYİDE GMP

Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim; fakat bir ilaç çalışanı değilim.

Bir gün de bir ilaç çalışanı arkadaşımız veya bizler bir ilaç çalışanı olarak GMP’yi belki dergimizde tekrar an-latırız. GMP’yi anlatmak nerden esti dediğinizi duyar gibiyim. Daha önce GMP sertifikasını almıştım, bir ilaç şirketine iş başvurusunda bulundum, iki kere görüşmeye çağırıldım ve işe alınacağımı zannediyordum. Zaman-dan kazanayım diye iyi haber bekleme sürecinde, ilaçla ilgili endüstri kita-pları okudum. Tabi kötü haber geldi ve işe alınmadım, arkadaşım Yavuz Selim Kart da bu ay dergide ilaçla ilgili yaz, okudukların boşa gitmemiş olur dedi. GMP sertifikasını, Kimyagerlerin alma-ya çalıştığını düşünerek, bu ay yazımda GMP den bahsetmek istedim.

GMP (İyi Üretim Uygulamaları), bir ürünün güvenilir bir şekilde imal edildiğini gösteren belgedir. GMP çoğalan insan ölümlerinden sonra,

FDA(Amerikan Gıda ve İlaç Daire-si) ve WHO(Dünya Sağlık Örgütü) tarafından belirlenen kurallardır. GMP kaliteli standartlarda üretimin yapılıp yapılmadığını güvence altına alır. GMP insan sağlığını ilgilendiren ürünleri kapsar. Bunlar; İlaç, kozmetik, gıda ve temizlik sektörleridir. Bu sektörler, GMP kurallarına uymak zorundadırlar.

İlaç endüstrisi 1984 yılında GMP uygu-lamasına geçmiştir. İlaç fabrikalarında GMP İlaç da güvenilirliği artırmak ve yapılan hataları azaltmaktır. İlaç fab-rikalarının GMP kurallarına uyup uy-madığını kontrol eden kuruluşlar vardır. Denetleyen kuruluşlar, ülkelere göre değişir. ABD’de GMP’yi kontrol eden kuruluş FDA( Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi); Türkiye de ise Sağlık Bakanlığı tarafından kontrol edilmektedir. İhra-cat yapan firmaların, ayrıca uluslararası kuruluşlar tarafından da GMP’ye uyup uymadıkları kontrol edilmektedir.

İlaç imalatçısının amacı, hastaya yüksek kalitede ürün satmaktır. Hayat koruyup kurtaracak maddelerin ihmal ve dik-katsizlik affedilemez. İlaç sektöründe kalitesizlik sadece maliyet kaybı değil, güvenilirlik kaybetmek ve şirketin yok olması demektir.

İnovatif Kimya Dergisi 57

İlaç da Çapraz Bulaşma veBulaşmanın Önlenmesi:

Hammaddenin ve ürünün, başka bir madde ve ürünle bulaşması önlenme-lidir. Çapraz bulaşma (kontaminasyon), bir maddeye kirlilik bulaşması demektir. İlaç Endüstrisinde mikrobik bulaşma, insan, çevre, alet, imalat işlemleri ve ambalaj malzemelerinden olmaktadır. Çapraz bulaşma çevredeki tozlardan, gazlardan ve spreylerden oluşmaktadır. Eğer laboratuar da partikül veren koz-metik kullanırsak, maddemiz etkilen-mektedir. İmalat da çalışan personel ilacı bulaşmalardan korumak için, hem de kendisini korumak için özel elbiseler giymeli. Bu elbiseler çalışma alanından dışarı çıkmamalı ve görevli kişiler dışındakiler imalata girmemelidir. Lab-oratuarda kol saati ve mücevher takmak; yemek yemek, sigara içmek ve sakız çiğneme gibi işlemler üründe bulaş-maya neden olmaktadır. İlaçta çalışan personelde sarı hastalığı mikrop yayıcı hastalık ve çalışanların açık yarası bu-lunmamalıdır. Tüm çalışanlar belirli zamanlarda hekim kontrolünden geçiril-melidir.

Bulaşmanın önüne geçmek için kul-landığımız kaplar, aletler ve çalışılan alan temiz bırakılmalıdır. Aynı üretim alanında farklı ürün üretimine geçme-den önce temizlik yapılmalıdır. İlaçta başarının sırrı temizliktir. Kirlenmenin önüne geçebilmek için çok toksik maddeler ile çalışılırken ayrı odalar-da çalışılmalıdır. Kapı ve pencerelerin kapalı tutulması ve havalandırmanın etkin olması bulaşmayı önlemektedir. Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu dikkattir. Dikkatsizlik ilaç sanayide affedilmeyecek bir şeydir. Bulaşmayı önlemenin bir yolu da, kapılar, duvar-

lar ve havalandırmalar içerideki mad-denin diğer üretim alanına gitmesini engelleyecek şekilde dizayn edilmelidir. Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu ön-lem almaktır. Laboratuar önlüğümüzün üst cebi var diyelim, cebimiz dolu old-uğunda çalışırken cep içerisindeki mad-de, ürün içerisine düşebilir. Üst ce-bimizde bir şey bulundurmamak, önlem almak demektir.

İmalat ve Kalite Kontrol de Sorumlu Müdürlük:

WHO(Dünya sağlık teşkilatının) öneril-erine göre ilaç imalatının sorumlusu ile kalite kontrol sorumlusu yüksek eğitim görmüş kişilerden olmalıdır. Bildiğimiz üzere Kimyagerler de bu alanlarda çalışabilmektedir.

Kariyerini ilaç sektöründe geliştirmek isteyen Kimyagerler, şu alanlarda yük-sek lisans yapmalılar: Farmosetik-Tıbbı Kimya, Analitik Kimya ve Biyokimya dalları ilaç sanayi için gerekli olan kimya eğitim dallarıdır.

İnovatif Kimya Dergisi 58

Kalite Kontrol ve İmalatta sorumlu müdürlük yapanlar, buradaki görev-lerinden başka departmanlar da çalışmamalılar ve başka bir iş yap-mamalılar. Kalite kontrol sorumluluğu ile imalat sorumluluğu aynı kişide ola-maz. Kalite kontrol sorumlusu ve imalat sorumlusu mesai saatlerinde üretim ye-rinde bulunmak zorundadırlar. Görevde bulunmadıkları zaman kendileri ile aynı şartları taşıyan birini geçici olarak görevlendirirler.

İlaç Fabrikalarında Hammaddeler:

Hammaddeler direk imalatçıdan alın-malı, eğer bu mümkün değilse tanınan ve güvenilir olan bir toptancıdan alın-malıdır. Hammaddelerin kabul yeri, numune alma yeri, depolama ve dağıtım yeri ayrı yerlerde olmalıdır. Dağıtım yerlerindeki terazi ve basküller sık sık ayarlanıp, temizlenmelidir. Dağıtım tek kullanımlık kaplarla yapılmalıdır. Bu-rada çalışan personel hijyen kuralları-na uymalıdır. Red edilenler, muayene edilenler ve muayene edilmeyi bekley-enler ayrı yerlerde olmalıdır. Kabul edilen hammaddelere yeşil, red edilen-

lere sarı renkte etiket yapıştırılmalıdır.

Hammaddeler her teslimattan sonra Kalite Kontrol Laboratuarına gönderilip, gerekli kontroller yapılmalıdır. Ham-maddelerde kullanılan kapların içeriği tanımlanmalıdır. Kalite Kontrol Labo-ratuarı tarafından kullanımı onaylanmış ve raf ömrünü doldurmamış ham mad-deler kullanıma hazırdır.

İlaç Fabrikalarında Ambalajlama işlemleri:

İlaç ambalaj maddesinden ilaçlara kirli-lik bulaşacağından, ilaç ambalaj malze-melerinin satın alınması, işlem görmesi ve kontrol edilmesinde hammaddel-ere gösterilen önem gösterilmelidir. Ambalaj malzemeleri, yetkili kişilerin giremediği yerlerde ve uygun güven-lik önlemleri ile saklanmalıdır. Günü geçmiş kullanılmayan ambalaj malze-meleri imha edilmeli ve imha işlemi kaydedilmelidir. Ambalajlama işle-minde bulaşmaya ve yanlış ilacı başka bir ambalaj kutusu ile ambalajlamamaya dikkat gösterilmeli. Bu dikkatsizliğin bedeli, bir insanın hayatı olabilir. Farklı ürünler, ayrı yerlerde ambalajlanma-lıdır. Ambalajlama işlemi başlamadan önce kullanılacak cihaz ve ekipman-ların, daha önceki kullanımdan kalan kalıntılardan temizlendiği kesin olarak belirlenmelidir.

İlaçta fazla aktif madde kullanımı, hastada yan etki oluşturur. Belirtilen miktarda aktif madde kullanılsa bile, hatalı tablet basıldığında, tablet içer-isinde gerekenden fazla miktarda ilaç bulunması, hastada yan etki oluştura-caktır.

İnovatif Kimya Dergisi 59

Ambalajlama işleminden sonra etike-tleme işlemi yapılmalı, ilacın son kul-lanma tarihinin doğru yazılıp yazıl-madığı ve baskı hatasının olup olmadığı kontrol edilmelidir. Hatalı etiketleme, müşteriye yanlış ilacın ulaşması demek-tir. Üretimde bir noktada yapılan yanlış etiketleme, tüm operasyonun imhası demektir. Etiket sayıcı cihazların, doğru çalıştığından emin olunmalıdır. Ambalaj malzemesi üzerindeki baskının silinme-mesi de ambalajlama işleminde önem-lidir.

Kaynaklar

1. MEGEB, Kimya Teknolojisi, İyi Üre-tim Uygulamaları(GMP), Ankara, 2008

2. İlaç Sanayide Milli ve Milletlerarası Kanunlar, Anlaşmalar Yönetmelikler

Yönünden, İyi İmalat(GMP) ve Kontrol (GLP) Uygulama Kuralları, Prof. Dr. Gen. (E) Enver İzgü, Prof. Dr. Gen. (E) Enver İzgü, Farmosetik Teknoloji Öğre-tim Üyesi, Ankara, 1988

3. Genel Endüstriyel, Farmosetik Te-knoloji-II ve İlaç Sanayide Organi-zasyon, Uluslar arası İyi İmalat(G-MP)-Kontrol(GLP) Koşulları, Fabrika ve Çalışma güvenliği, Prof. Dr. Gen. (E) Enver İzgü, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı, Farmosetik Teknoloji Ana Dalı Bilim Başkanı, An-kara, 1983

4. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakült-esi, Farmosetik Teknoloji Anabilimdalı, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları Yayın No:95, Farmosetik Te-knoloji, Deneysel Uygulamalar Kitabı

5. TSC Yönetim Sistemleri Eğitim Akad-emisi

6. T.C Süleyman Demirel Üniversit-esi Fen Bilimleri Enstitüsü, İlaç Nu-munelerinde Amilorid Hidroklorid ve Hidroklorotiyazid Kemometrik Yön-temlerle Tayinleri, İkbal Demet Ünlü, Danışman: Prof. Dr. Ahmet Hakan Ak-taş, Yüksek Lisans Tezi, Kimya Anabilim Dalı, Isparta, 2012

Resimler ve Görsel Kaynak

1. www.aksiyon.com.tr

2. www.asuka.com.tr

3. www.etkinkimyagerler.com.tr

4. www.kocakfarma.com

İnovatif Kimya Dergisi 60

Emrah YÜCE

Selçuk Ü[email protected]

ON PARMAKTA ON MARİFET

Kimya denilince aklımıza çeşitli kimy-asallar ve mineraller gelir. Dergimiz-in ikinci sayısı hasebiyle ülkemizde ki bu tip kimyasalların üretimi, kul-lanım alanları ekonomik anlamda bize sağladığı katkılar ve buna benzer birçok konu hakkında yaptığım naçizane araştırmaları sizlerle paylaşmak isterim.

Son yapılan araştırmalarda kimyas-al madde ve ürünlerinin imalatında çalışan kişi sayısı 83.514 ve bunun ekonomiye katkısı ise 28.476 milyon olarak belirtilmiştir. Kimyasal madde ve ürünlerinin imalatı ise 20 alt grup da incelenmiştir. Bu 20 alt grup içersinde en büyük payı %30 luk bir dilimle ana kimyasal madde üretimi almaktadır.

Ülkemiz kimyasal madde üretimi an-lamında daha alması gereken çok yol varken, bazı kimyasallarda ise dünya devlerini geride bırakmayı başarmış du-rumdayız. Bu başarı en çok Bor ve onun mineralleri, çeşitli Bor ürünleri konu-sunda sağlanmıştır. Bu yazımda bize dünya devlerini geride bırakma şansını veren ve kimyacıların hakkında ki gelişmeleri hep özenle ve dikkatle takip ettikleri Bor maddesini birçok yönüyle açıklamaya çalışacağım.

Bir mineral bir madde düşünün ki enerji de, savaş sanayinde, yakıtlar da, sağlık da, mukavemet artıcı yapısallar da, kul-lanılabildiği gibi giderek de kullanım alanları ve popülaritesi artmaktadır

Bunun en belirgin nedeni ise Bor ve minerallerinin, alternatif enerji kaynak-ları ve kullanılabilirliği yüksek fonksi-yonel madde bulma derdine düşen dev-letlerin ilk uğradığı durak olmasıdır.

Günümüzden 3000-4000 yıl öncesinde zamanın devletleri bu maddeyi kullan-mış, bulundukları çağın şartlarına en uygun şekilde yararlanmışlardır. Tarih de ilk olarak Babiller Uzak Doğu dan Bor ithal etmiş ve bunu altın işleme-ciliğinde kullanmışlardır.

İnovatif Kimya Dergisi 61

Mısırlılar mumyalama da tıp ve metalürji de kullanırken, Eski Yunan ve Roma medeniyetleri ise, temizlik malzemesi olarak Bor ve minerallerinden yararlan-mışlardır. Şu bir gerçek ki Bor artık başlı başına bir çalışma ve araştırma alanı haline gelmiştir. Peki Bor’u bu kadar kullanılabilir, tabiri caizse her işe yatkın kılan özellikleri nelerdir acaba?

Öncelikle Bor kelime kökü olarak Arapça da baurag ve farsça da urahdan gelmek-tedir. İlk olarak 1808 yılında Gay Lussa , Louis Thenord ve Sir Davy tarafından Bor Oksidin Potasyumla ısıtılmasından elde edilmiştir.

Periyodik tablonun 5. Elementi olan Bor, elektron konfigürasyonuna bakıldığı zaman 3A grubunun ametal olan tek elementidir.

Kimyasal özellikleri bakımından şu şekilde bir tablo ile bor daha iyi tanıyabiliriz.

Atom Ağırlığı: 10.811 ± 0.005 g/molKaynama noktası: 2500˚ C Yoğunluğu: 2.34 g /cm3Oksidasyon Sayısı : 3 Elektronegatifliği: 2.0İyonlaşma Enerjisi: 191 k cal /g atom Sertliği: 9.3 Mohs Atom Yarıçapı: 0.98 Fusıon Isısı: 5.3 k cal / g atomBuharlaşma Isısı: 128 k cal / g atom

Kristal yapısı olarak ise Bor hekzagonal yapıdadır.

Bor elementinin kristal yapısı önemli ölçüde serttir, çizilmeye ve ısıya karşı dayanıklıdır. Oda sıcaklığında zayıf iletken iken, yüksek sıcaklık da iyi bir ilet-kendir. Kristal Bor kimyasal olarak inerttir; ancak çok ince öğütülmüş Bor kon-santre Nitrik Asitle yavaşça oksitlenir. Bor elementi, HCl ve HF de bozunmaz.

Yeryüzünün en çok bulunan 51. Elementi olan Bor toprak da kayalar da ve suda bulunur. Ancak Bor’un elementel halinden çok mineralleri şeklinde ki formlarıy-la karşılaşılır. Na (sodyum) kökenli olanlara tinkal yada boraks, Ca (kalsiyum) kökenli olanlara kolemanit Na-Ca kökenli olanlara ise üleksit adı verilmiştir. Bunun yanında birçok mineralleri de bulunmaktadır.

İnovatif Kimya Dergisi 62

Mineral Formülü % B2O3 Bulunduğu yer

Boraks (Tinkal) Na2B4O7.10H2O 36.6 Kırka, Emet, Bigadiç, A.B.D

Kernit(Razorit) Na2B4O7.+H2O 51.0 Kırka, A.B.D., Arjantin

Üleksit NaCaB5O9.8H2O 43.0 Bigadiç, Kırka, Emet, Arjantin

Propertit NaCaB5O9.5H2O 49.6 Kestelek, Emet, A.B.D

Kolemanit Ca2B6O11.5H2O 50.8 Emet, Bigadiç, Küçükler, A.B.D

Pandermit(Priseit) Ca4B10O19.7H2O 49.8 Sultançayır, Bigadiç

Borasit Mg3B7O13Cl 62.2 Almanya

Szaybelit MgBO2(OH) 41.4 B.D.T.

Hidroborasit CaMgBO11.6H2O 50.5 Emet

Yine bor denilince bu minerallerin haricinde en çok bilinen bileşiği olan borik asit den de bahsetmek gerekir. Borik asit B(OH)3 formülüne sahip bir zayıf asit-tir. Orto ve meta Borik Asit diye de iki farklı türü vardır. Orto Borik asit B(OH)3, Bor bileşiklerinin çoğunun hidrolizinin son ürünüdür ve genellikle Boraksın sulu çözeltisinin asitlendirilmesiyle yapılır. B(OH)3’ ün 100 oC’ nin üzerinde kısmi dehidrasyonu birkaç kristal modifikasyonu bulunan Metaborik Asitin (HBO2) oluşmasını sağlar.

Bor ve minerallerinin kullanım alanlarına değinecek olursak yazımın başlığından da esinlendiğim gibi on parmak da on marifete sahip bir kimyasal olduğu görülmektedir. Aklınıza gelebilecek her türlü çalışma sahasına doğrudan ya da çeşitli bileşik ve mineralleri vasıtasıyla girmiş durumdadır. Belli başlı kullanım alanlarını şöyle sıralayabiliriz.

Bor pencere camı, şişe camı… sanayilerinde ender hallerde kullanılmaktadır. Özel camlarda ise Borik Asit vazgeçilemeyen bir unsur olup, rafine sulu / susuz boraks, Borik Asit veya kolemanit / boraks gibi doğal haliyle kullanılmaktadır. Camın ısıya dayanmasını, cam imalatı sırasında çabuk ergimesini ve devitri-fikasyonun önlenmesini sağlayan Bor; yansıtma, kırma, parlama gibi özelliklerini de arttırmaktadır. Bor, camı asite ve çizilmeye karşı korur. Cam tipine bağlı olar-ak; cam eriyiğinin % 0.5 ile % 0.23’ ü Bor Oksitten oluşmaktadır. Örneğin Pyrex’ de % 13.5 B2O3 vardır.

İnovatif Kimya Dergisi 63

Emayelerin viskozitesini ve doygunlaş-ma ısısını azaltan Borik Oksit % 20’ ye kadar kullanılabilmektedir. Özellikle emayeye katılan hammaddelerin % 17-32’ si Borik Oksit olup, sulu Boraks tercih edilir. Bazı hallerde Borik Oksit veya susuz Boraks da kullanılır.

Metale kaplanan emaye, onun paslan-masını önler ve görünüşüne güzellik katar. Çelik, Aüminyum, Bakır, Altın ve Gümüş emaye ile kaplanabilir. Emaye aside karşı dayanıklılığı arttırır. Mut-fak aletlerinin çoğu emaye kaplamalıdır. Banyolar, kimya sanayi teçhizatı, su tankları ve silahlar de kaplanır.

Sabun ve deterjanlara mikrop öldürücü (jermisit) ve su yumuşatıcı etkisi ned-eniyle % 10 Boraks dekahidrat ve beya-zlatıcı etkisini artırmak için toz de-terjanlara % 10-20 oranında Sodyum Perborat katılmaktadır. Çamaşır yıkam-ada kullanılan deterjanlara katılan sSo-dyum Perborat (NaBO2H2O2.3H2O) aktif bir oksijen kaynağı olduğundan etkili bir ağartıcıdır. Perboratların çamaşır yıkamada klorlu temizleyicil-erin yerini alması, sıcak veya soğuk su kullanımına bağlıdır. Çünkü perborat-lar ancak 55 °C’ nin üstünde aktif hale geçerler. Ancak, ABD’ de kullanılan aktivatör (tetracetylethylenediamine) kullanımı ile bu sorun giderilmeye çalışılmıştır.

Borik asit ve boratlar selülozik mad-delere, ateşe karşı dayanıklılık sağlar-lar. Tutuşma sıcaklığına gelmeden selülozdaki su moleküllerini uzak-laştırırlar ve oluşan kömürün yüzey-ini kaplayarak daha ileri bir yanmayı engellerler. Bor bileşikleri plastiklerde yanmayı önleyici olarak giderek artan oranlarda kullanılmaktadır. Bu amaç için kullanılan Bor bileşiklerinin başın-

da Çinko Borat, Baryum Metaborat, Borfosfatlar ve Amonyum Floroborat gelir.

Bor mineralleri bitki örtüsünün gelişmesini artırmak veya önlemek mak-sadıyla kullanılmaktadır. Bor, değişken ölçülerde, birçok bitkinin temel bes-in maddesidir. Bor eksikliği görülen bitkiler arasında yumru köklü bitkiler (özellikle şeker pancarı), kaba yonca-lar, alfa alfalar, meyve ağaçları, üzüm, zeytin, kahve, tütün ve pamuk sayılmak-tadır. Bu gibi hallerde Susuz Boraks ve Boraks Pentahidrat içeren karışık bir gübre kullanılmaktadır. Bu ise, suda çok eriyebilen Sodyum Pentaborat (Na-B5O8.5H2O) veya Disodyum Oktab-oratın (Na2B8O13) mahsulün üzerine püskürtülmesi suretiyle uygulanmak-tadır.

Boratlar yüksek sıcaklıklarda düzgün, yapışkan, koruyucu ve temiz, çapaksız bir sıvı oluşturma özelliği nedeniyle, demir dışı metal sanayiinde koruyucu bir cüruf oluşturucu ve ergitmeyi hı-zlandırıcı madde olarak kullanılmak-tadır. Bor bileşikleri, elektrolit kaplama sanayiinde, elektrolit elde edilmesinde sarf edilmektedir. Borik Asit nikel kaplamada, Fluoboratlar ve Fluoborik asitler ise; kalay kurşun, bakır, nikel gibi demir dışı metaller için elektrolit olarak kullanılmaktadır. Alaşımlarda, özellikle çeliğin sertliğini artırıcı olarak kullanıl-maktadır. Bu konuda Ferrobor oldukça önem kazanmıştır. Çelik üretiminde 50 ppm Bor ilavesi çeliğin sertleşme niteliğini geliştirmektedir.

Atom reaktörlerinde Bor’lu çelikler, Bor karbürler ve Titanbor alaşımları kul-lanılır. Paslanmaz Borlu Çelik, nötron absorbanı olarak tercih edilmektedir.

İnovatif Kimya Dergisi 64

Yaklaşık her bir Bor atomu bir nötron absorbe etmektedir. Atom reaktörl-erinin kontrol sistemleri ile soğutma havuzlarında ve reaktörün alarm ile kapatılmasında B(10) kullanılır. Ayrı-ca, nükleer atıkların depolanması için kolemanit kullanılmaktadır.

Termal depolama pillerindeki, sodyum sülfat ve su ile yaklaşık % 3 ağırlıktaki Boraks Dekahidrat’ın kimyasal karışımı gündüz güneş enerjisini depolayıp, gece ısınma amacıyla kullanılabilmektedir. Ayrıca, binalarda tavan malzemesine konulduğu taktirde güneş ışınlarını emerek, evlerin ısınmasını sağlayabil-mektedir. Bor, demir ve nadir toprak elementleri kombinasyonu (METGLAS) % 70 enerji tasarrufu sağlamaktadır. Bu güçlü manyetik ürün; bilgisayar disk sürücüleri, otomobillerde doğru akım motorları ve ev eşyaları ile portatif güç aletlerinde kullanılmaktadır.

Bor, hava yastıklarının hemen şişme-sini sağlamak amacıyla kullanılmak-tadır. Çarpma anında, elementel Bor ile potasyum nitrat toz karışımı ele-ktronik sensör ile harekete geçirilir. Sistemin harekete geçirilmesi ve hava yastıklarının harekete geçirilmesi için geçen toplam zaman 40 milisaniyedir. Ayrıca otomobillerde antifriz olarak ve hidrolik sistemlerde de kullanılmak-tadır.

Sodyum Tetraborat, özel uygulama-larda yakıt katkı maddesi olarak kul-lanılmaktadırlar. Daha önce Ameri-kan Donanması tarafından uçuş yakıtı olarak kullanılmıştır. Karboranlar için Amerikan Deniz Araştırma Ofisi ve Amerikan Ordusu tarafından katı roket yakıtı olarak kullanılması için araştır-malar yapılmıştır. Şu anda Amerikan askeri ihtiyacı ise Callery Chemical

Co tarafından işletilmekte olan tesist-en karşılanmaktadır. Diboran, B2H6 ve B5H9 gibi bor hidrürler; uçaklarda yüksek performanslı potansiyel yakıt olarak araştırılmışlardır. Boranlar, hi-drojenle karşılaştırıldığında daha yük-sek performansla yanmaktadır. Fakat onlar, pahalı, toksik ve yakıldığında açığa çıkan Bor Oksit çevresel açıdan uygun değildir.

BNCT (Boron Neutron Capture Thera-py) kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Özellikle; beyin kanserlerinin teda-visinde hasta hücrelerin seçilerek imha edilmesinde kullanılmakta ve sağlıklı hücrelere zararının minimum düzeyde olması nedeniyle tercih nedeni olabil-mektedir. İnsan vücudunda normalde bulunan Bor, bazı ülkelerde tabletler şeklinde üretilmeye başlanmıştır. Yuk-arda belirtiğimiz kullanım alanları her geçen gün artmaya devam etmektedir. Bora sahip olan ülkeler ve devletler ekonomilerinin en büyük gelir kısmını ürettikleri Bor ve yan ürünlerinden rahatlıkla karşılayabilirler. Bir dönem şehir efsanesi gibi olan Bor’u ham olarak satıyoruz, yabancı ülkelerden kaç mis-li paraya geri işlenmişini alıyoruz gibi sözlere de intiba etmemeliyiz.

Bu anlamda ETİ BOR fabrikası son birkaç yılda yaptığı ataklarla dünya devlerini dize getirmiş ve liderliği kap-mıştır. Türkiye Gazetesinin 29 Temmuz 2013 de yayınladığı ekonomi ekinde yazıldığı gibi aktarmak isterim.

Eti Maden ürettiği katma değerli ürün-lerle dünya Bor pazarında söz sahibi olan ABD li Rio Tinton’un tahtına otur-du. Rio Tinton’un pazar payı %40’lar dan 2012 de %23 lere kadar gerilerken, Borun TÜRK patronu %46 Pazar payıyla rakibini ikiye katladı.

İnovatif Kimya Dergisi 65

İşlenen Bor ürünlerinin ise on altı Bor ürününü seksen dört ülkeye sattığı be-lirtiliyor. Bu arada Rio Tinton’un dün-yanın en büyük maden üretim şirketi olduğunu belirtelim. Tabi biz Bor konu-sunda onları geçmiş durumdayız. Yine aynı yazıda Enerji ve Tabi Kaynaklar bakanımızda Eti Madenin 9 yılda ciro-sunu 26 kat artırdığını açıklıyor.2012 yılında ise 434 milyon dolar kar edildiğini belirtiyor.

Bu güzel ve sevindirici haberlerin ışığında yazımı sonlandırmak isterim. Bugün Bor da yakaladığımız başarıyı, diğer kimyasallarda da yakalamayı dil-erim. Son olarak İnovatif Kimya dergis-inin hazırlanmasından, yazı gönderen arkadaşlara kadar herkese teşekkürleri-mi iletirim.

Kaynaklar

Not: Bu Bilgiler ELİF DEMİR BAYKAL’IN Balıkesir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde tamamladığı ‘Hidrotermal ve Mikrodalga Enerjiyle, Lityum İçeren Boratlı Fosfatlı Bileşikler-in Sentezlenmesi, Kristal Yapı ve Termokimyasal Özelliklerinin İncelen-mesi ‘ adlı Yüksek Lisans tezinin Giriş bölümünden alıntı yapılmıştır.

ETİBOR A.Ş. web sitesi ( http://www.etiholding.gov.tr )

Maden Tetkik Arama Enstitüsü web say-fası ( http://www.mta.gov.tr )

İnovatif Kimya Dergisi 66

Abdulhamit AYDIN

Çukurova Ü[email protected]

•Her kimyagerin bir yokuşu ve çıkışı vardır.

•Bir kimyagerin dediğini yap, yaptığını yapma!!!

•İki kimyager bir laboratuvara sığmaz.

•Bir kimyager için başarının yolu merak etmekten geçer.

•Kimya yeteneği gökten zembille inmez.

•Kimyagerim dersen, derdin var!!!

•Lafla kimyagerlik olmaz.(Lafla peynir gemisi yürümez misali.)

KİMYA İLE İLGİLİ FIKRALAR

Kimyayı Sevmenin Sonu

Bir öğrenci varmış. Her zaman kimya kitabını hiç sayfa değiştirmeden okuy-ormuş, bir müddet sonra annesi gelmiş ve çocuğa kızıp kitabı önünden alınca çocuk aniden ölmüş. Sonradan anne-si hayretler içinde kalıp, kitaba bir göz atınca, kitapta şu yazıları görmüş.

”O2 al O2 ver, O2 al O2 ver” yazdığını görmüş

Kimyager ile Kayıkçı

Kimyagerin biri deniz kenarında yürürken, denizin diğer tarafına geçmek istemiş. Bir kayıkçıya rast gelmiş. Yolda giderken konuşmaya başlamışlar. Kimy-ager sormuş:- Sen okuma yazma bilir misin? Demiş kayıkçıya.Kayıkçı :- Bilirim diye cevap vermiş.Kimyager sormuş:- Sen Avagadro’yu bilir misin?Kayıkçı bilmem diye cevap verince kimyager:

KKiiMMiiZZzzYYaa

İnovatif Kimya Dergisi 67

-Senin hayatının 1\4’ü gitti, demiş.Tam bu sırada fırtına çıkmış. Deniz ka-bardıkça kabarmış. Koca dalgalar kayığı alıp götürüyormuş. Kayıkçı sormuş:-Sen yüzme bilir misin? Kimyager:-Bilmem, ben daha önce hiç yüzmedim ki!!Kayıkçı bunun üzerine:- İşte şimdi senin hayatının tümü yok, az sonra boğulacaksın.

Kimya Hocamızın Canı Çeker

Kimya hocası sınıfta ders işlerken, bir çocuğun elma yediğini görür. Çocuğun kırılmaması için sınıfa sorar:-Çocuklar sınıfta bir şey yenir mi?-Yenmez hocam, diye cevap verirler.Hoca önde oturan bir öğrenciye sorar:-Metin söyle bakalım, sınıfta yiyecek neden yenmez?Metin gülerek şöyle der:-Kimyagerin canı çeker de ondan.

KİMYA İLE İNGİLİZCE BİRLEŞİRSE

Geçen ay olduğu gibi bu sayımızda, sizlerle yine elementlerin sembollerini kullanarak yeni kelimeler türetmeye çalışacağız. İşte, bu ayın kelimeleri şu şekilde:

Baby : Bebek, yavruHoney : BalFly : Uçmak, uçuş, sinek

Ayın İlginç Makalesi

Merhaba arkadaşlar! Bu ay sizlerle ilginç makale konusu olarak hepimizin küçük-ken tükettiği, yetişkinken bile almaya devam ettiğimiz içecek ürünü olan SÜT ün kendi ilginç ve kimyevi özelliklerini paylaşmak istiyorum.

İnovatif Kimya Dergisi 68

Günlük yaşamımızda süt

Dünya’daki herkes, yaşamının aynı noktasında süt içmiştir. Aslında süt, yaşamımızın ilk dönemlerinde olmazsa olmaz gıda ürünlerinden biridir. Bütün memeliler kendi türlerini ve genç bireylerini, büyütmek ve geliştirmek için süt ve süt ürünleriyle beslemektedir. Neredeyse tüm insanlar süt kelimesini, inekten gel-en gıda ürünü olarak düşünmektedir.

Bileşen İnek Sütü Keçi Sütü Koyun Sütü İnsan Sütü Enerji (kcal) 66 60 95 69

Protein (g) 3.2 3.1 5.4 1.3

Yağ (g) 3.9 3.5 6.0 4.1

Laktoz (g) 4.6 4.4 5.1 7.2

Kalsiyum (mg) 115 100 170 34

Su (g) 87.8 88.9 83.0 88.2

Evcil ineklerden süt verimi “Bos taurus” türünde günlük sığır ailesinin beslenme-si ve üretim etkinliğinin kazanılmasından dolayı, son yüzyılda oldukça fazla bir şekilde artmıştır. Günlük süt tüketimi süpermarket gibi mağazalarda genelde çok kısa olup, çoğu durumda günübirlik olarak gerçekleşmektedir. Çoğu günlük tüke-timde de yüksek teknolojik uygulamalar kullanılmaktadır. İngiltere ve Avrupa’nın tamamı, dünyanın süt üretimi için önemli bir bölge olarak göze çarpar. Amerika, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda süt tüketiminin fazla olduğu ülkelerdir.

Günlük süt ve süt ürünlerin tüketimi, ülkeden ülkeye ve kişiden kişiye göre çeşitlilik göstermektedir. İngiltere ve Kuzey Avrupa süt tüketiminin en fazla ve en düzenli olduğu, hatta yetişkinlerde dâhil bölgelerin başında gelmektedir; fakat dünyanın diğer kalan kısımlarında süt tüketimi çok daha düşüktür.

Günlük Ürünlerin Farklı Tipleri

Sütten birçok ürün elde edilmektedir. Sütün süpermarket raflarında onlarca çeşidini görürüz. Mesela kaymaklı, yarım kaymaklı, tam yağlı, UHT, homojenize, uzun ömürlü taze süt, fermente süt, ayran gibi örnekleri mevcuttur. Süt genelde inekten sağlanmasına rağmen, keçi ve koyun gibi hayvanlardan da elde edilir. Dün-ya’nın çeşitli yerlerinde, Orta Doğu’da keçi ve deve, Uzak Doğu Asya’da su bufalo-ları örnek olarak verilecek diğer süt kaynağı hayvanlarıdır.

İnovatif Kimya Dergisi 69

Günlük süt ürünlerinde, yağ miktarı yaklaşık % 3,5 seviyesindedir. Süt ve süt ürünleri, piyasaya çıkmadan önce çeşit-li işlemler kullanılmaktadır. En yay-gın olanı ısıl işlem olan pastörizasyon işlem, mikroorganizmaları uzaklaştırma işlemidir. Günümüzde sadece birkaç köy evinde devam eden; ancak kullanımı oldukça seyrekleşen tam yağlı sütlerde yağ miktarı % 25 düzeyindedir. Daha az yağ içeren sütler, yarım yağlı da yak-laşık % 1,5 düzeyinde ve tamamen yağı kaldırılmış olanda ise yaklaşık % 0,1- 0,3 oranında yer almaktadır.

Günlük olarak kullandığımız süt ürün-lerine şunları verebiliriz:

•Krema: Kremanın farklı türleri, süt yağ tabaksına göre ayrılır. Krema tek başına % 18 oranında yağ içerirken, çift katlı krema % 48 ve çırpma kremada yaklaşık bu oran % 40 düzeyindedir.

•Yoğurt: Laktik asit bakterileri tarafından, sütün fermente edilmesiyle ortaya çıkan, çok meşhur bir üründür. Süt, kaynağına göre farklı oranlarda yağ içerir. Yoğurtlar, genelde günlük ara öğün probiyotik gibi bilinen ve üretilen gıda ürünüdür.

•Tereyağı: sıvı yağ emülsiyonundaki suyun, kremada faz değişimiyle ortaya çıkan ürünüdür. Tereyağı % 80 oranında yağ içerir. Yaygın olan tereyağı işlevsel olarak, kolesterol azaltıcı bitki türevler-inde sıkça kullanılmaktadır.

•Peynir: sütteki peynir, su kısmı kaldırılarak donmuş süt elde edilir ve bu donan kısım özel mikrobik kültürler kullanılarak üretilir. Dünya’da binlerce çeşit peynir bulunmaktadır.

Sütün Kimyası

Süt içerisinde esas olarak yaklaşık % 80 oranında “kazein” proteini bulunur. Diğer proteinler ise kısmi olarak laktal-bumin, laktoglobulin ve immunoglob-ulin şeklindedir. Kazein, misel denilen süper yapılardan düzenlenmiştir. Misel-ler ise fosfat, sitrat ve kalsiyumun bir arada olduğu proteindir. Süt proteinleri, yüksek biyolojik değerinden dolayı, vücutta her zaman hazır şekilde bulun-ması ve kullanılması gerekmektedir.

Sütteki yağ, globül ya da damlacık şek-linde bir membran ve emülsifiye edilmiş süt serum kısmından meydana gelmiştir. Bu emülsiyon, fiziksel anlamda doğal olarak uzun süre kendini muhafaza ede-mez ve krema haline gelmeye başlar.

İnovatif Kimya Dergisi 70

Hafif yağlı globüller, daha yoğun su fazı krema olarak görülür, yani sütteki sarı renkli kısımdır ve üstteki daha beyaz kısım daha suludur. Bu renklilik yağ globüller üzerinde emme ve dağılmadan dolayıdır; fakat bu faz ayrımı, yağ dam-lacıklarının boyutunda krema haline geldiği için homojenize sütte görülmez, Bundan dolayı üstteki krema temiz bir paketlemeye ihtiyaç duyar. Tam kremalı homojenize olmayan süt şişelerinde, bu olaylar gözükmeyebilir. Faz ayrımı, santrifüjlemeyle hızlandırılabilir. Kay-maklı sütteki yağ, kısmı yağ ve diğer kısımlar bu şekilde ayrıldığı için ismini buradan almıştır.

Sütteki şeker laktozdur ve kimyasal ismi β–D-galaktopiranosil-(1→4)-α-D-glu-kopiranozdur. Laktoz sükrozdan daha az tatlıdır ve mutfaktaki şekerde bulunur. Eğer sükrozun şekerlilik oranı 1.0 birim kabul edersek, laktozda bu oran sadece 0.16 birimdir. Isıtılmış süt ürünlerinde laktuloz gibi ürünlerde daha az şeker bulunur.

Kaynaklar

http://www.stkate.edu/physics/Astrobi-ology/

http://www.clipartguide.com/_pag-es/0511-1009-0116-0904.html

http://thebreakthrough.org/index.php/programs/philosophy/the-science-of-bi-as/

http://www.egitimportali.com/yazi-goster.php?yazi_no=sdf34tfdfdsf

http://www.ifst.org/learninghome/help-forteachers/lessonplantopics/milkand-dairyproducts/

İnovatif Kimya Dergisi 71

KONUNUDÜŞÜN

Kimya DergisiİNOVATİF

KONUNA HAZIRLAN

KONUNU YAZ

İnovatif Kimya Dergisi 72

Yavuz Selim KART

Cumhuriyet Ü[email protected]

Crocodile Chemistry Programı Nedir Ne İşe Yarar?Geçen sayımızda sizlere Chem Draw programından bahis ettim. Bu sayıda da çok fazla ismi duyulmamış Kimya Pro-gramlarından biri olan Crocodile Chemistry programından bahis edeceğim. Bu program nedir ilk bundan bahis ede-lim.

Kimya denince deney yapmayı sevmeyenimiz yoktur. Gerçi laboratuar sınavlarının verdiği sıkıntı olsa da (atıl-ma sıkıntısı, kalma sıkıntısı, geçtik mi sıkıntısı, raporu beğendiler mi sıkıntısı, deneyi yaparken başarabileceğiz mi sıkıntısı) yine de zevklidir. Bu sefer deneyimizi laboratuar-da değil, bilgisayar başında yapacağız. İçinizden ya nasıl olur falan olmaz ki aynı tadı vermez ki diyenler vardır; ama sürekli de her maddeye para verip 7/24 sınırsız madde sınırsız deney yapma imkânımız yok.

Ayrıca tek başına deney yapmadan önce güvenlik kurallarını da yeterince bilmek gerek ki o da ayrı bir olay. Sonuçta Metil Alkol, hidroklorik Asit gibi asitler teh-likeli ve bu maddeleri sürekli temin etmemiz zor. Bunu düşünerekten yabancılar (yerlisini görmedim), bir program yapalım demişler ve bu program ortaya çıkmış. Program, ilk açıldığında aşağıdaki şekil karşımıza çıkıyor.

İnovatif Kimya Dergisi 73

Şekilde, soldaki seçenekte gördüğünüz gibi;

•Kimyasallar

•Ekipmanlar

•Cam Malzemeler

•İndikatörler

Bu malzemeler dosya şeklinde programın içinde sıralanmış. İki kere tıklayın-ca içeriğine giriliyor. Misal cam malzememi kullanacaksınız, tıklıyorsunuz ve içeriğinde kimyada kullanılan çoğu cam malzemeyi görüyorsunuz. Sizler hangisini yapmak istiyorsanız ona göre seçersiniz.

İnovatif Kimya Dergisi 74

Şekilde tıklanmış ve içeriğine girilmiş halini görmektesiniz. Ayrıca şekilde görüldüğü üzere, ml seviyesine göre de seçebiliyoruz. Kullanacağınız deneye göre istediğiniz ekipmanları sürükleyip bırakarak seçebilmeniz mümkün. Bu şekli seç-tikten sonra şimdi kimyasalımızı da seçerek bir deney yapalım.

Şekilde deney için kimyasal kısmına girip oradan da asitler kısmından HCI(Hi-droklorik Asit)’i seçiyoruz ve bize bir şişe çıkarıyor ( laboratuardaki gibi) Bu şişe de şimdi neler var.

•Üzerinde etikette ne olduğu yazıyor (HCl)

•Molaritesi yazıyor

•Kaç cm3 olduğu yazıyor.

Biz burada HCl seçildikten sonra ki molarite kısmı ile hacim kısmını istediğimiz kadar değiştirebiliriz (Tabi ki şişenin boyutlarında abartı bir rakamı program ka-bul etmiyor)

İnovatif Kimya Dergisi 75

Bunları yaptıktan sonra şişeyi götürüp beherimizin üstüne bırakıyoruz ve kaç ml yazdı isek, o kadarlık kısım beherimizin içine giriyor. 20 ml yazdı isek 20 ml giri-yor. 40 ml yazdı isek 40 ml giriyor. Miktarı cam şişeden behere götürmeden önce iyi ayarlayın.

Şekilde şişemiz beherin üzerine götürülmüş ve gri kısım HCl olduğunu gösteriyor. Tekrar götürürseniz şişeyi bir 20 ml daha eklemiş olursunuz. Bundan sonraki kıs-ma geçelim. Ayrıca program gerçek hayattaki gibi beheri eğip dökebilme imkânı da vermiş. Aşağıdaki şekilde bunu görmektesiniz.

Şekilde sıvı rahat bir şekilde dökülüyor, bu şekilde gerçekçilik artırılmış. Şimdi deneyimize başlayalım. HCl beherimize aldık ve deneyimiz için bir başka kimyasal daha lazım. Bu kimyasalımız olarak Magnezyum Şeridini seçtim.

İnovatif Kimya Dergisi 76

Şekildeki gibi Magnezyum şeridini seçtim. Birçok kimyasalımız var (Demir, Gümüş, Altın, Platin Alüminyum, Sodyum, Lityum) Bunların İngilizce isimlerine de aşina olmuş oluyorsunuz. Gerçek hayatta da oldukça işinize yarayacaktır. Ney-se konumuza dönersek seçtiğim Magnezyum çubuğu HCl içine daldırınca hemen tepkimeye giriyor. Tepkimeye girdiğini açığa çıkan balonlardan anlıyoruz.

İnovatif Kimya Dergisi 77

Kapta tepkime oluyor. Tepkime olurken beherimizin üstüne gelip “i” işaretine tıklarsak bize oluşan tepkime hakkında program bilgi veriyor. Ne oluşuyor ne çıkıyor bu yanda bize gösteriyor. Bunun tepkimeli versiyonunu da gösteriyor. Şekilde bunu görmektesiniz.

Şekilde tepkime oluyor ve bize hangi gaz çıkıyor ve tepkime tamamlanınca sıvı kısmın içeriği hakkında bilgi veriyor.

Sizlere basit bir deney anlattım ki program bunlardan ibaret değil. Çok spesifik özellikleri olan kullanışlı bir program. Programda Sülfürik Asit, Nitrik Asit vb. gibi asitler mevcut. Ayrıca bunzen beki, termometre, tartım kabı, pH metre, elek-trikli ısıtıcı, su çeşmesi mevcut. Çeşitli gazlarda program içinde mevcuttur. Bunlar Oksijen, Nitrojen, Karbondioksit… Ve indikatörler kısmında da indikatörlerim-iz mevcut. Yüzde yüz laboratuar koşulları sağlamıyor olabilir; lakin bize temel olan kısımları çok güzel şekilde verecek kadar güzel ve gösterişli hazırlanmış bir bilgisayar programıdır. Hani şu şekilde bir deney bile yapabilirsiniz. Bir tepkime yaparsınız gaz çıkar ve bunu başka bir tüpte biriktirebilirsiniz. Ayrıca deney yaparken bir yandan da grafik sonuçları görebilirsiniz.

İnovatif Kimya Dergisi 78

Şekilde suyun bunzen beki ile ısınma grafiği zaman çizelgesini görüyorsunuz. Bu şekilde programımızın fonksiyonları mevcuttur. Tüm şekilleri göstermek pek mümkün olmuyor. Program da bir diğer güzel özellik bir behere bir sıvı koyduğu-muzda, program özellikleri vasıtasıyla üç boyutlu molekül halini tasavvur edelim diye de özellikler eklenmiş. Bu da programın bizim hayal dünyamıza da etki ederek daha çabuk öğrenmemizi sağlamak için yapılmış. Programımızda elektroliz ve ti-trasyon işlemleri de yapılabiliyor. Titrasyon işlemi yapılıp, grafik çizdirilip dönüm noktaları görülebiliyor. Birebir laboratuar işlemlerini kendiniz yapabileceğiniz geniş kapsamlı güzel bir program.

Bu kadar program özelliklerini anlattık. Eksik yanları neler? Program daha fonk-siyonel yapılırsa daha iyi olabilir. Çünkü birçok program deneyen kullanan biri olarak programın bu yönünü eksik buldum. Daha ileri aşama deneylere de destek veren uygulama özellikleri artırılırsa daha iyi olacağını düşünüyorum. Program ücretli bir programdır, indirmeye çalıştığınızda bilgisayarınızda virüs oluşabilir ve çok kolay bulunan bir program değildir. (Deneme sürümü olsa bile)

İnovatif Kimya Dergisi 79

Programın 15 günlük deneme versiyonu kendi sitesinde verilmiş. Eğer öğrenci iseniz öyle bir imkan sağlanmış.

http://www.yenka.com/en/Free_stu-dent_home_licences/

adresine girerek 63 MB lık yazılımı bilgisayarınıza indiriyorsunuz ve sonra kuruyorsunuz.

Program ilk açılınca size hemen trial (15 günlük kullanıcı olmak için) mail adresi istiyor.

Mail adresinizi girince de program başarıyla açılmış oluyor. Çeşitli birçok şey program içinde mevcut.

Sizin seçeceğiniz Science kısmındaki Chemistry kısmı.

Burayı seçip new diyerek yeni bir deney sistemi açabilirsiniz. Sizlere program hakkında anlatacaklarım bu kadar, sizler araştırarak program hakkındaki bilgil-erinizi genişletebilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere esen kalın.

Kaynaklar

Resimleri ve Yazıyı hiçbir yerden bir şey okumadan programı kullanarak elde ettim.

İnovatif Kimya Dergisi 80

Yararlı Siteler

http://www.ptable.com

Kimya DergisiİNOVATİF

Google’ a kimya yazınca çıkan güzel sitelerden biri daha. Site oldukça güzel yapılmış ve emek harcanmış bir site. Analitik Kimyadan Anorganik Kimyaya, Fizikokimyadan Polimer Kimyasına, Organik Kimyadan Genel Kimyaya kadar kimya konularını içeren bir site. Su Analizleri, Yağ Analizleri, Yem Analizleri ve Temizlik Maddesi Analizleri hakkında bilgiler mevcut. Laboratuvar el kitabını da sizlere öneriyorum. Sitede ayrıca birim çevirme işlemini online yapabileceğiniz bir sistemde yapmışlar. Sitede bazı dosy-alara ulaşmak için üyelik şart koşmuşlar. Üyelik ücretsiz. İnceleyin derim.

http://www.mhilmieren.com

Kimya hakkında youtubede ya da çeşitli web sitelerinde bir çok İngilizce video içeren kaynak mevcut. Türkçe video içeren bu şekilde kaynak az. Bu verdiğim web sitesi bu konu hakkındaki açığı yavaş yavaş kapamaya başlamış durumda. Türkiye Bilimler Akademisinin hazırlamış old-uğu videolarda altyazısız ve Türkçe seslendirmeyle dersler anlatılmış. İçinde videolar ve ders notları mevcut. Videolar MIT Üniversitesinin videoları. Kimya Biliminin İlkeleri, Fizikokimya 1-2 ve Termodinamik ve Kinetik şu anda anlatılan konulardan. İlerleyen zamanlarda eklemeler ola-bilir gibi geliyor. Bir çok konuda video sitede mevcut. Üye olmadan girip izleyin Öğrenmeyi maksimuma çıkarın.

http://taner.balikesir.edu.tr/dersler.php

Bu tanıtacağım son web adresi de Analitik Kimya hakkında ders notları içeren bir site. Site Adnan Menderes Üniversit-esi Hocalarından olan Prof. Dr. Mustafa DEMİR tarafından hazırlanarak Üniversite altyapısı üzerine kurulmuş bir yararlı sayfadır. Sayfanın içerisinde Analitik Kimya 1-2 Ders Notları, Analitik Kimya çalışma soruları ve ayrıca Analitik Kimya Laboratuvarı 1-2 Çalışma soruları ve ders notları bulunmakta. Sitedeki notlar ders çalışırken ya da rapor hazırlarken işinize yarayacaktır. Ayrıca gelecek içinde bu şekilde notları arşivinize alarak elinizin altınızda tutmanız-da yarar var. Sitede sadece Analitik Kimya üzerine bilgiler var. Yararlı olması temennim ile.

İnovatif Kimya Dergisi 81

Kimya DergisiİNOVATİF

Kimya Bulmacasi1 2 3

4 5

6 7

8

Soldan Saga4. Kapali formülleri ve atomlarin birbirine göre baglanma

siralari ayni, Fakat atomlarin uzaydaki düzenlenmelerifarkli olan moleküllerdir.

7. 1000 g çözücüde çözünmüs maddenin mol sayisidir.Birimi mol/ kg dir ve m harfi ile gösterilir.

8. Bir litre çözücüde çözünen maddenin esdeger gramsayisidir. N harfi ile gösterilir ve birimi esdeger gramsayisi/ litre dir.

Yukaridan Asagiya1. Karbonil (C=O) grubuna alkil gruplari bagli bilesiklerdir. 2. Bir litre çözücüde çözünen maddenin formül gram

sayisidir.3. Titrasyon sirasinda çözeltideki derisim degisikliklerine

göre renk vererek esdegerlik noktasina gelindigini bellieden organik kökenli boyalardir.

4. Bazi maddeler sivi hale geçmeden gaz fazina geçmesinedenir.

5. Yüzeyinde daldirildigi çözeltiden veya çözeltiye elektronaktarimi olusan iletken.

6. Çesitli atomlarin belli miktarlarinin sabit oranlarda biraraya gelmesi ile olusur

7. Kendi aralarinda bilesik olusturamazlar. Bilesiklerindedaima pozitif degerli elementlerdir.

İnovatif Kimya Dergisi 82

Kimya DergisiİNOVATİF

Kimya BulmacasiH1 K2 O3

D4 A M i T M A R

L T B

O Y I M5

J D6 O T O

Ç7 Ö Z E L T I N8 S A L

N F L9 I G A N D

L Ü R

E Z I

R Y T

O E

E10 F Ü Z Y O N

Soldan Saga4. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak

ayristirma islemi [DAMiTMA] 7. Iki veya daha fazla maddeden olusmus homojen karisim

[ÇÖZELTI]8. Sicakligin 0°C ve basincin 1 atm olan durum [NSA] 9. Kompleks iyonlarda merkez atomu saran komsu

gruplardan her biri [LIGAND] 10. Gaz moleküllerinin küçük bir delik araciligiyla bir

kaptan, daha düsük basinçli ortama yayilmasi[EFÜZYON]

Yukaridan Asagiya1. Tuz yapici anlamina gelen ve periyodik tabloda,

atomlarinin son yörüngelerinde yedi elektronbulunduran elementlerin olusturdugu 7A grubu[HALOJENLER]

2. Pozitif (+) yüklü iyon [KATYON] 3. Çekirdegin etrafinda dönen elektronlarin bulunma

ihtimali en yüksek oldugu bölgeleri ve elektronlarinhareketini belirleyen matematiksel dalga denklemi[ORBITAL]

5. Bir litrede çözeltide çözünmüs olan maddenin mol sayisi[MOLARITE]

6. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasi[DIFÜZYON]

Geçen Ayın Çözümü

İnovatif Kimya Dergisi 83

Kimya DergisiİNOVATİF

Bende Yazmak İstiyorumDergide bende yazmak istiyorum benim de yazılarım olsun diyorsanız.

***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz.

***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli.

***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zor-laştırıyor. Yazılar [email protected] adresine gönderilmeli.

***Dergi editörlerimiz olan Ayşe Emir (Facebook ismi bu şekilde)arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.

***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz.

***Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.

***Ekim ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Eylül dür. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar Bir sonraki ay yayınlanacaktır.

***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim.

***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.

***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.