ETKİLİ ANNE BABA OLMAK
description
Transcript of ETKİLİ ANNE BABA OLMAK
ETKİLİ ANNE BABA OLMAK
YAŞAMDAN NE İSTİYORSAN ÖNCE ONU SEN
VERMELİSİN.
Verdiklerin aldıkların olacaktır. Tatlı sözler tatlı yankılar
oluşturur sevilmek istiyorsan önce sen sevmelisin.
Saygı istiyorsan önce sen saygı duymalısın . Anlayış
bekliyorsan bunu önce sen göstermelisin.
ETKİLİ ANNE-BABA OLMAK
• Gelişim dönemi özellikleri• Anne-baba tutumları• Aile içi iletişim
GELİŞİM DÖNEMLERİ
1)Temel Güvene Karşı Güvensizlik Duygusu
0-1 Yaş
Bebeklerin güven veya güvensizlik duyguları
geliştirmelerinde; beslenme, ilgi, sevgi, şefkat gibi
temel ihtiyaçlarının yeterince ve zamanında karşılanıp
karşılanmadığı önemlidir.
Bebeğin beslenmesinde, ihtiyacı olan ilgi, sevgi ve
şefkati alabilmesinde gereken titizliğin gösterilmesi
durumunda; bebeğin metabolizması daha dengeli
çalışacak, her istediğinde yanında kendisini koruyan
ve ilgilenen bir yetişkinin varlığı bebeğin gelecekle
ilgili korku ve kaygılarını hafifletecek böylece bebek
de kendini rahat ve güven içinde hissedecektir.
2) Özerkliğe Karşı – Kuşku ve Utanç Duygusu
1-2 Yaş
Çocukların özerklik veya kuşku ve utanç duyguları
geliştirmelerinde yaptıkları eylemler karşısında aşırı
ölçüde kısıtlama ve aşırı ceza görüp görmedikleri
önemlidir.
• Bu dönemde ana-babaların, çocukların özerk
bir biçimde bağımsız davranmaktan zevk
aldıklarını bilerek, çocuğun davranışlarını
kısıtlamak yerine, daha bağımsız ve özerk
davranabilmelerine yönelik önlem almaları ve
çocuklarını böyle davranışlar göstermeye
teşvik etmeleri gerekir.
• Katı bir tuvalet eğitimi cimrilik, tam tersi bir
tuvalet eğitimi savurganlık alışkanlığını ilerki
yaşlarda başlatacaktır.
3) Girişimciliğe Karşı Suçluluk (3-5 YAŞ)
• Kendi başına öğrenmeye başlar; bir şeylerin
ardından gider ve merakla inceler. Kendi başına
girişimlerde bulunur. Çocuğun bu konuda
gelişebilmesi ;girişimlerinin ne denli
desteklendiğine ve merakının giderilmesinde
ona ne oranda yardımcı olunabildiğine bağlıdır.
• Doğal merakından dolayı çok sık azarlanan ve
engellenen çocukta, suçluluk duygusu
gelişmektedir.
4) Çalışkanlığa Karşın Aşağılık Duygusu (6-11 yaş)
Öğrendikleriyle ,başardıklarıyla çevresinde beğeni ve
takdir toplamak bu dönemde vazgeçilmez bir
gereksinim olmuştur. Bu nedenle gerek öğretmenlerin
gerekse ana-babaların çocuğun başarı gereksinimini
doyurabilmesinde hayati bir önemleri bulunmaktadır.
Çocuğun başarılı olma isteğinin karşılanmasında,
onların yapamayacakları becerilerden ziyade
yapabilecekleri beceriler üzerinde yoğunlaşılmalıdır.
ANNE BABA TUTUMLARI
1) OTORİTER, 2) KORUYUCU,3) İLGİSİZ, 4) REDDEDİCİ, 5) MÜKEMMELLİYETÇİ,
1) OTORİTER TUTUM
• Sıkı eğitim, çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve
yaşanmaz kurallar ile çocuğu yetiştirmedir. Sıkı eğitim
ve disiplin uygulayan yani OTORİTER TUTUM gösteren
anne-babalar çocuğu kendi tasarladığı bir kalıba göre
yetiştirmek amacını güderler. Çocuğun hata ve yanlış
yapma hakkı yoktur.
2) KORUYUCU TUTUM,
• Aşırı sevgi tutumunda yani KORUYUCU ANNE-BABA
TUTUMU’ nda aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok
koruyucu ve aşırı kollayıcıdır. Koruyucu Tutum daha
çok anne-çocuk arasında gözlenir. Geç kavuşulan,
aşırı istenilen, tek çocuk, tek erkek/tek kız çocuklar
genellikle bu abartılmış sevginin odak noktası olurlar.
Bu tip aileler çocuklarının üzerine titrerler.
• Çocuk adeta bir cam fanus
içinde büyütülür.
3) İLGİSİZ TUTUM
• Burada ise; çocuğun varlığı ile yokluğu belli değildir.
Çocuk anne babayı rahatsız etmediği sürece çocukla
ilgili problem yoktur, çocuk anne babayı rahatsız
ederse o zaman çocuk ile ilgili gündem oluşur ki bu
gündem daha çok şikayetlerle doludur. Burada anne-
baba-çocuk arasında iletişim kopukluğu vardır.
• İLGİSİZ TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUK
*Öz güven sorunu
yaşar
*Dikkat çekmek için etrafına zarar verebilir
*İnsanlarla İlişki kuramaması sonucu Sosyal
gelişmesinde gecikme ve saldırganlık
sergileyebilir.
4)REDEDİCİ TUTUM
• Burada, çocuğa karşı adeta düşmanmış gibi davranılır,
çocuğun başaramadıkları üzerinde durulur ve çocuk
yoğun eleştiriler alır. Bazen sadece anne bazen de sadece
baba çocuğa karşı reddedici tutumlar sergiler. Anne baba
çocuğuna karşı sevgisini asla göstermemekte, çocuğunu
anlamamakta ve onu kurallarla, soğuk davranışlarla ve
emirlerle yönetmeye çalışmaktadır.
5) MÜKEMMELLİYETÇİ ANNE-BABA TUTUMU:
Bu tutumda, anne baba çocuklarından her şeyi beklerler,
kendi gerçekleştiremedikleri şeyleri de çocuklarının
gerçekleştirmesini beklerler.
• Yüksek başarı beklerler, çok iyi resim yapmalı, şarkı söylemeli,
iyi konuşmalı, iyi yüzmeli, koşmalı. Lider olmalı… örnek
davranışlar sergileyen bir çocuk olmalı.
• Bu anne babalar çocuklarını olduğu gibi kabul etmezler,
çocuklarının kapasitelerini zorlarlar…
6)SAĞLIKLI AİLE TUTUMU
• Çocuğa şartsız sevgi verilir. Sorumlulukları vardır.
Çocuğun uyması gereken kurallar ve sınırlar
belirlenmiştir. Anne baba ve çocuk arasında sevgi ve
saygıya dayanan güven verici, destekleyici bir iletişim
vardır.
SAĞLIKLI AİLE TUTUMUNDA;
SEVGİ,SINIR ve SORUMLULUK çok önemlidir.
SINIRLAR NASIL KONMALI?
1.Kendim ve çocuğum için ne istiyorum)Ondan neler beklediğinizi
belirleyin
2.Anne-Baba kurallar/sınırlar konusunda görüş birliğine varacak
3.Çocuğunuza kendisinden beklediğiniz davranışların ne olduğunu açık
şekilde anlatın
4.Kurallar tutarlı bir biçimde uygulanacak ve ihlalinde yaptırımlar tutarlı
biçimde uygulanacak
ÇOCUK EĞİTİMİ İLE İLGİLİ YANLIŞ İNANÇLAR !
Eşim çocuğa çok katı davranıyor, ben onu dengeliyorum.
Ben çocuğumun en iyi arkadaşıyım.
Çocuğum daima kendimden, eşimden önce gelir.
Çocuğum hiç hata yapmamalı, hiç acı ve sıkıntı çekmemeli.
Çocuğumu mükemmel bir şekilde yetiştirmeliyim.
Ben de çocuktum, geçer.
İyi anne-baba çocuğunu asla cezalandırmamalı.
Çocuğumun her şeyi olmalı, hiçbir şeye ihtiyacı olmamalı.
AİLE İÇİ İLETİŞİM
Etkili bir iletişim kurmanın temel prensiplerinden biri
de iletişimi sıklaştırmaktır.
Sağlıklı bir aile içi iletişim için açık ve doğrudan
iletişim kurun. Ne istediğinizi, ne beklediğinizi, sizi
üzen ya da sevindiren şeyi, direkt olarak ilgili kişiye
iletin. �
Sadece kendi istek ve beklentilerinizi anlatmayın, karşı tarafın
da ilettiği mesajları dikkatli bir şekilde dinleyin. Size aktarılan
mesajı doğru bir şekilde anladığınızdan emin olun, bunu �seni
doğru bir şekilde anladıysam ....? , Burada kastettiğin ….? gibi
cümlelerle tasdikleyin.
İletişim kurmakta olduğunuz kişinin yaşını ve olgunluk
düzeyini asla unutmayın. Küçük bir çocuğun sizi bir yetişkin
gibi anlamasını beklemeyin. Eğer çocuğunuzla bir şeyler
konuşuyorsanız, bunu mutlaka onun anlayabileceği dilden
yapın.
Sorunun ne olduğunu belirlemek elbette önemlidir
ancak bunu yaparken olumlu şeylere odaklanın,
tartışma sırasında amacınız haklıyı, haksızı ayırt
etmek değil, sorunu çözmek olsun.
Bütün çocukların ilgi çekmek istediklerini unutmayın.
Çocuklar eğer olumlu davranışları ile ilgiyi üzerlerine
çekemezlerse, olumsuz davranışlarla bu ilgiyi
kazanmaya çalışacaklardır.
Çocukları kendi aralarında kıyaslamayın. Sen niye Ali
gibi düzenli olamıyorsun? � gibi cümlelerin çocukta kin
gibi olumsuz duygular uyandırabileceğini hatırlayın.
Kendi kızgınlığınızı kontrol edin, çocuğunuzu öfke ile
terbiye etmeyin.
Çocuğunuzu koşulsuz olarak sevin, Böyle yaparsan
senin annen/baban olmayacağım gibi cümlelerden
kaçının.
Çocuğunuz için her zaman bir model işlevi gördüğünüzü unutmayın, bu nedenle kendinizin güçlü ve zayıf yanlarını onunla tartışmaktan çekinmeyin.
Doğru davranışları öğrenmesini kolaylaştırmak için çocuğunuzun çevresinde ona örnek olabilecek olumlu karakterlerin olmasına dikkat edin (öğretmeni, bir arkadaşının annesi, yaşça kendisinden büyük biri gibi). Çocuğunuzun bu kişi ile kurduğu ilişkileri de destekleyin.
İLETİŞİMİ ZORLAŞTIRAN ETKENLER Emir Vermek, Yönlendirmek
Uyarmak, Gözdağı vermek
Ahlak Dersi Vermek
Öğüt vermek, Çözüm ve Öneri getirmek
Öğretmek, Nutuk Çekmek, Mantıklı Düşünceler Önermek
Yargılamak, Eleştirmek, Suçlamak, Aynı Düşüncede Olmamak
Ad Takmak, Alay Etmek
Yorumlamak, Analiz Etmek, Tanı Koymak
Övmek, Aynı Düşüncede Olmak, Olumlu Değerlendirmeler Yapmak
Güven Vermek, Desteklemek, Avutmak, Duygularını Paylaşmak
Soru Sormak, Sınamak, Sorguya Çekmek, Çapraz Sorgulama
Sözünden Dönmek, Oyalamak, Alay Etmek, Şakacı Davranmak, Konuyu
Saptırmak
Hazırlayan:
Psikolojik Danışman Merve BİÇİMVEREN