BÖLÜM 6. PLANLAMA YAKLA · İstanbul İli ve Marmara Bölgesi düzeyinde çok merkezli ve dengeli...
Transcript of BÖLÜM 6. PLANLAMA YAKLA · İstanbul İli ve Marmara Bölgesi düzeyinde çok merkezli ve dengeli...
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
494
BÖLÜM 6. PLANLAMA YAKLAŞIMI
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
495
İstanbul’un mevcut sorunlarının çözümünün, mekansal gelişiminin ve kalkınmasının
sürdürülebilir bir biçimde sağlanması ve yaşam kalitesinin arttırılması amacı ile
yürütülen analiz ve sentez çalışmaları doğrultusunda, İstanbul ili bütünü için 1/100.000
ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı hazırlanmıştır.
İstanbul’un batıda Çorlu-Çerkezköy-Tekirdağ, doğuda İzmit ve güneyde Yalova’ya
kadar yayılması sonucu; Marmara Denizi’nin kuzey sahilleri boyunca oluşan yatay
eksen ve onun İstanbul Boğazı kıyıları boyunca kuzeye uzantıları, Kuzey Marmara
coğrafyasında ekonomik çıkarların ekolojik değerlere baskın çıkmasına yol açmıştır.
İstanbul Çevre Düzeni Planı ile İstanbul’un kapsamlı bir yapısal dönüşüm sürecinden
geçerek küresel ölçekte güçlenmiş bir kent olması amaçlanmaktadır. Bu bölümde
açıklanan dönüşümü gerçekleştirmeye yönelik stratejiler ve kararlar sürdürülebilirlik
ilkesi doğrultusunda belirlenmiştir.
Sürdürülebilirlik, en genel hatlarıyla uzun dönemde sahip olunan kapasitenin devam
edebilmesi ve ettirilebilmesidir. Sürdürülebilir gelişme ise günümüzün ihtiyaçlarının,
gelecek kuşakların ihtiyaçlarını sınırlamayacak, tehlikeye atmayacak ve onlara uyacak
şekilde karşılanması şeklinde tanımlanmaktadır. 1991 yılında Dünya Koruma Birliği,
BM Çevre Programı ve Dünya Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından
sürdürülebilir kalkınma, yaşam kalitesinin, çevredeki yaşamı destekleyici
ekosistemlerin taşıma kapasitesi içerisinde kalacak şekilde iyileştirilmesi olarak
tanımlanmıştır.
Bu tanımlara bakıldığında; sürdürülebilir gelişme kavramının çevre korumadan daha
geniş kapsamlı bir anlayışı ve uygulamayı gerektirdiği görülmektedir. Sürdürülebilir
gelişme, gelecek kuşaklar ve çevreninin uzun dönemli korunmasını ve bütüncüllüğünü
öngörmektedir. Yaşam kalitesi, sadece gelir düzeyinin arttırılması değil, insanlar
arasında eşitliğin sağlanması (yoksulluğun azaltılması ve önlenmesi) ve kuşaklar
arasında eşitlik (daha iyisi miras bırakılamıyorsa, en azından bu günkü çevre kalitesine
sahip bir ortamın aktarılması) ile insan refahı için gerekli sosyal ve etik boyutları
kapsamaktadır. Gelişmenin, doğal sistemlerin taşıma kapasitesi içerisinde kalması
esastır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
496
Ekonomik faaliyetlerin İstanbul’u biyolojik ve klimatolojik açıdan besleyen ekolojik
değerlere, kaynaklara ve varlıklara taşıma kapasitelerinin çok üzerinde boyutlarda
yüklemeler getirmiş olması, nüfusun ancak belirli bir düzeyde tutulması koşuluyla
kentin varlığını sürdürebilmesine olanak tanımaktadır. Aksi taktirde, İstanbul’un yaşam
destek sistemleri, aşırı nüfus büyümesi karşısında, kentin ekolojik sürdürülebilirliğini
sağlamakta yetersiz kalacaktır.
Bu nedenle; çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik, bu bağlamda planlama
yaklaşımının temelini oluşturmaktadır.
Sürdürülebilirlik anlayışı; çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliğin kesişme
noktasının mekan olduğu üstünde durmakta ve dolayısıyla sürdürülebilir mekansal
planlama çalışmalarına vurgu yapmaktadır. Sürdürülebilir mekansal değerlendirmeler
somut karşılıklarını, sürdürülebilirlik ilkelerinden almakta ve mekansal kararların
gelişiminde etkin olmaktadır (Şekil 6.1).
Şekil 6.1. Planlama Çalışmasını Yönlendiren Sürdürülebilirlik Anlayışı
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
497
İstanbul’un bir sistem olarak daha iyi işleyen bir yapıya kavuşması için, plan
kararlarının bölgesel yaklaşımlar doğrultusunda verilmesi gerekmektedir. 1/100.000
ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’yla alınan kararlar, bölgesel ölçekte çok merkezli
dengeli kalkınma bağlamında İstanbul’un üstleneceği rol üzerine oluşturulan bir
kurguyla belirlenmiştir.
İstanbul’un ülkenin en büyük kenti olarak üstleneceği rolün; küresel rekabette hem
kendisi, hem ülkesi hem de yakın bölgesi için fırsatları değerlendirmek ve
değerlendireceği fırsatlardan yine hem kendisini, hem ülkesini, hem de yakın bölgesini
faydalandırmak üzere belirlenen vizyon doğrultusunda girişimlerini sürdürmek olduğu
açıktır.
İstanbul odak alınarak; hem kent hem de bölgesel düzeyde sorunların çözümlenmesine,
yürütülen faaliyetlere verimlilik ve etkinlik getirecek önlemlerin alınmasına, ileriye
yönelik en uygun mekansal düzenlemelerin yapılmasına temel oluşturmak üzere
İstanbul İli ve Marmara Bölgesi düzeyinde çok merkezli ve dengeli bir mekansal
gelişme modeli tanımlanmıştır.
Söz konusu model kapsamında belirlenen mekansal kurgu, demografik eğilimler,
kısıtlar ve yapılan analizler göz önüne alındığında; hazırlanan Plan’ın kapasite plan
niteliğinde olmasını gerektirmektedir.
Planlama yaklaşımının açıklandığı bu bölümde ilk olarak bölgesel yaklaşımlar, daha
sonra da 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın yaklaşımı açıklanmaktadır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
498
6.1. İSTANBUL İÇİN BÖLGESEL YAKLAŞIM
Bugüne kadar göçe dayalı olarak geliştirilen, ister göçün çıkış noktası olan kırsal
alanlarda, ister varış noktası olan İstanbul’da çözmek üzere uygulanan plan ve
projelerde edinilen deneyimler sonucunda anlaşılan; çözümün, göçe çıkış veren kırsal
bölgeler/kentler ile göçü çeken bölgeler/kentler arasında yer alan kentsel merkezlerde
ve/veya kentsel merkezlerin oluşturulmasında yattığını göstermektedir.
Son dönemlerde, dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de bölgesel
gelişmenin sağlanmasına yönelik yerel kalkınma girişimleri ivme kazanmakla birlikte
henüz istenilen sonuç elde edilememiştir.
Bu konu, bölgelerin potansiyellerine göre farklılaştırılmış tedbirleri içeren bütüncül
çok merkezli ve dengeli bölgesel gelişme politikasının gerekliliği ön plana
çıkmaktadır.
Çok merkezli ve dengeli gelişme yaklaşımının felsefesi; ulaşım ve iletişim
teknolojisindeki gelişmeler doğrultusunda orta büyüklükteki merkezlerin sayısını
çoğaltarak ve etkinliğini arttırarak, ara kademe kentsel çekim merkezlerin
oluşturulmasıdır.
Böylelikle kır-kent arası kutuplaşma giderilebilecek ve aşırı yük üstlenen kentlerin
işlevleri, alternatif kentsel merkezler (ihtisas kentler) tarafından üstlenilebilecektir. Çok
merkezli ve dengeli mekansal gelişme yaklaşımının uygulanması sonucunda, bölgeler
arası kutuplaşmalar ve farklılıklar giderek ortadan kalkacak ve dengeli gelişme
gerçekleşebilecektir.
Bu kapsamda alınabilecek önlemlerden birisi ihtisas kentlerinin oluşturulmasıdır. Bu
durum; bir taraftan bölgelerin verimliliğini yükseltmek suretiyle ulusal kalkınmaya,
rekabet gücüne ve istihdama katkıyı artırırken, diğer taraftan da bölgeler ve kır-kent
arası gelişmişlik farklılıklarını azaltma temel amacına hizmet edecektir. Böylelikle;
başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi üzerindeki göç baskısının azalmasına yol
açacaktır.
İhtisas kentlerin oluşturulması için merkezi düzeydeki politikaların daha uyumlu ve
etkin hale getirilmesi, yerel dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişme ortamının
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
499
oluşturulması, yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artırılması ve kalkınmanın
hızlandırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Özetle, çok merkezli ve dengeli gelişme yaklaşımının (ihtisas kentlerin oluşturulması),
ülke geneli, Marmara Bölgesi ve İstanbul bütününde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’ne yönelik göç eğilimlerinin kontrol altına
alınmasına ve/veya bölge içinde tutulmasına yönelik önerilen ihtisas kentlerin
oluşturulması kapsamında; ülke genelinde öncelikle az gelişmiş bölgelerde olmak üzere,
çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek kentler belirlenerek, öncelikle bu
merkezlerin ulaşım ve diğer altyapıları güçlendirilmeli; ülke genelinde dünya ile
entegrasyonu sağlanmış ve İstanbul’un ağırlığını hafifletecek ihtisas kentleri
geliştirilmelidir. (Harita 6.1).
Belirlenecek kentlerde; yenilikçi, rekabet edebilir, dinamik ve yüksek katma değer
oluşturabilen öncü sektörler seçilerek desteklenmelidir. İhtisaslaşmanın
desteklenmesinde önemli bir diğer konu da beşeri kaynakların ve sosyal sermayenin
geliştirilmesidir.
Harita 6.1. Ülke Ölçeğinde Çok Merkezli ve Dengeli Gelişim Yaklaşımı
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
500
Söz konusu yaklaşımın Marmara Bölgesi ve İstanbul İl düzeyinde uyarlanmasının iki
yönlü katkısı olabilecektir. Bunlar;
İstanbul’un Marmara Bölgesi’ndeki diğer kentsel merkezlerle işbirliğini
arttırması. Böylelikle, İstanbul’un üst düzey hizmetlerde yoğunlaşmış bir
merkez fonksiyonu üstlenerek, öngörülen vizyonla uyuşmayan sektörlerin
öncelikle Marmara Bölgesi olmak üzere Anadolu’ya yönlendirilmesi.
Ülkenin diğer bölgelerinde olduğu gibi, Marmara Bölgesi’nde de görülen alt-
bölgesel ve yerel gelişmişlik farklılıklarının dengelenmesidir.
İlk katkıdan amaçlanan; İstanbul’un taşıdığı yükün bir kısmının çevre merkezlere
aktarılarak kentin rahatlatılması; kentte kalacak faaliyetlere işlerlik ve etkinlik
kazandırılmasıdır. Böylelikle, İstanbul sağlıklı bir işleyişe kavuşabilecektir.
Önümüzdeki dönemde İstanbul’a gelebilecek nüfusun önemli bir kısmının öncelikle
Marmara Bölgesi’ndeki alternatif merkezlere yönlendirilmesi de kenti potansiyel
yüklerden kurtarabilecektir.
İkinci katkıdan amaçlanan ise Marmara Bölgesi’nde ilk katkıya yönelik olarak hizmet
verebilecek uygun mekanların ve kentsel merkezlerin saptanması ve üstenecekleri rolü
yerine getirebilmeleri için alınması gerekli önlemlerin belirlenmesidir. Uygulamaya
geçirilecek önlemlerle alternatif merkezler ortaya çıkartılabilecek ve bunlar İstanbul’un
işlevlerinden bir kısmını üstlenerek, İstanbul’la işlevsel bütünlük de kurabilecektir.
Tariflenen bu yaklaşım, İstanbul’un taşıdığı aşırı yükün paylaşılmasına katkı vermenin
yanı sıra Marmara Bölgesi’nde bölge içi dengesizliklerin giderilmesine temel
oluşturacak unsurları da içermektedir.
Sonuç olarak, İstanbul’un bölgesel ölçekte komşu ve yakın illerdeki yerleşim merkezleri
ile daha rasyonel ilişkiler kurması, hem üzerindeki ekonomik, sosyal ve çevresel
maliyetleri yüksek işlevlerin daha sağlıklı yapılara dönüştürülmesi, hem de üretilen
katma değerin bölge düzeyinde yaygınlaştırılması bakımından yararlı olacaktır (Harita
6.2).
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
501
Harita 6.2. Bölge Ölçeğinde Çok Merkezli ve Dengeli Gelişim Yaklaşımı
Bu doğrultuda, İstanbul’da yer seçmiş olan ve halen faaliyetlerini sürdüren, ancak
çevresel ve ekonomik anlamda kente katkısı olmayan faaliyetlerin öncelikle Marmara
Bölgesi olmak üzere ülke içerisinde uygun yerlere yönlendirilmesi olanakları
araştırılmalıdır.
Bu ilke uyarınca, İstanbul’da konumlanması düşünülen, ancak ayni getiri düzeyini belki
de daha yükseğini, ülkenin ve Marmara Bölgesi’nin diğer yerlerinde konumlanarak da
yakalayabilecek olan potansiyel işletme ve faaliyetlerin İstanbul dışı alternatiflere
yönlendirilmesi gerekmektedir.
İstanbul’u gereksiz işlevlerden ve işletmelerden arındırmak için değerlendirilebilecek
ilk önlem; İstanbul’a gelmeyi düşünen sanayi kuruluşlarının öncelikle Marmara
Bölgesi’nde uygun yerlere yönlendirilmelerinin sağlanmasıdır. Böylece, hem
İstanbul’da faaliyette bulunan ancak İstanbul için öngörülen vizyonla uyuşmayan, hem
de İstanbul’a yerleşerek ileride faaliyette bulunmak isteyen yatırımcı ve girişimcilere
Marmara Bölgesi’nde alternatif mekanlar oluşturulabilecektir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
502
Böylelikle, Bölge’deki alternatif mekanlar potansiyel yatırımlar için yer, hammadde,
işgücü ve sermaye gibi üretim ve hizmet faktörlerini sunarken; İstanbul’dan gelenlerin
de bilgi ve sermaye birikimleriyle yerel olanaklarla buluşması sağlanabilecektir. Bunun
sonucunda;
İstanbul bir kültür-turizm ve üst düzey hizmet merkezi olacak,
Bölge’deki alternatif mekanlardaki üretim çıktısının pazarlara ulaşımı için fiziki ve
organizasyonel bağlantılar güçlendirilerek yerele çekicilik kazandırılacak,
İstanbul ile Marmara Bölgesi’ndeki alternatif merkezler arasında görev dağılımı
gerçekleştirilerek ve işlevsel ağlar kurularak, bölgesel sistem daha rasyonel hale
getirilebilecektir.
Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da dengeli bölgesel gelişmenin/kalkınmanın
gerçekleştirilmesi, kent içi ve bölgesel faaliyetlere işlerlik ve verimlilik kazandırılması,
sağlıklı mekanizmaların yaşama geçirilmesi ve yığılmaların sıçramalara dönüştürülmesi
için merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin konuyu benimsemesi, ilgili taraflar arasında
işbirliğinin sağlanması gerekmektedir.
İstanbul’da üretim tesislerinin dağınık yerleşikliği, onların çevrelerine yerleşenlerle yağ
lekesi gibi yayılmalarını beraberinde getirmekte ve işgücünün konut yer seçim tercihi de
bunların hemen yanı başındaki mekanlar olmaktadır. Hem sanayi yoğunluklu
mekanlarda, hem de merkezi iş alanları gibi ticaret ve hizmet yoğunluklu mekanlarda
gerçekleşen bu tür yatay yayılmaların önüne geçilmelidir. Yayılarak değil, sıçrayarak
büyüme stratejisi model alınmalıdır. Aksi taktirde, kütleleşen işlevler sarmalına İstanbul
ilerde de girecek ve bu süreç İstanbul’un ekonomik ve sosyo-mekansal düşüşünü devam
ettirerek megapolden metropole dönüşümünü engelleyecektir.
Dolayısıyla, İstanbul’un sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesi için çok merkezlilik
ilkesine dayalı sıçramalı büyüme politikası benimsenmeli ve hem kent hem de bölge
düzeyinde uygulanacak mekansal stratejiler bu yönde geliştirilmelidir.
Yukarıda açıklanan yaklaşım doğrultusunda, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni
Planı çalışmaları kapsamında yapılan bölgesel durum tespit çalışmalarının
sonuçlarından alt-bölgeler tanımlanmıştır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
503
Raporun bölgesel araştırma ve sentez bölümlerinde açıklanan bulgular; İstanbul’un
çevre illerle olan mevcut ve potansiyel ilişkilerinde İstanbul dışındaki bölge illerini;
Trakya, Kuzey Marmara, Güney-Batı Marmara ve Güney-Doğu Marmara alt-
bölge kümeleri altında gruplandırmanın doğru olacağını onaylar niteliktedir.
Buna göre; Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ İlleri Trakya Alt-bölgesi; Kocaeli, Sakarya ve
Düzce İlleri Kuzey Marmara Alt-bölgesi; Çanakkale ve Balıkesir İlleri Güney-Batı
Marmara Alt-bölgesi; Bursa, Yalova ve Bilecik İlleri ise Güney-Doğu Marmara Alt-
Bölgesi kapsamında ele alınmıştır (Harita 6.3).
Harita 6.3. İstanbul ve Çevre Alt Bölgeleri Bölgesel yapı incelendiğinde; genel olarak kuzeyde İstanbul’u da içermek üzere
Trakya’dan Adapazarı’na, güneyde ise Balıkesir’den başlayarak Bursa üzerinden
Bilecik’e uzanan sanayi ve ticaret akslarının yer aldığı görülmektedir. Bölge’nin batı
kısmında da Balıkesir’den ve Çanakkale üzerinden geçerek Trakya’nın içlerine uzanan
ve diğer akslardan farklı olarak koruma alanları, tarıma dayalı sanayi, tarım ve
hayvancılık alanlarından oluşan yeşil bir aks yer almaktadır. Bölgenin doğu kısmında,
Bilecik ile Adapazarı arasında ise coğrafi koşullar sebebiyle mekansal gelişme sınırlı
kalmıştır (Şekil 6.2).
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
504
Şekil 6.2. Marmara Bölgesi için Eksensel Çerçeve Yaklaşımı
Yukarıdaki şema üzerinde, bölgesel işlevsel bütünlük ve dengeli mekansal gelişme
ilkesi bağlamında yapılabilecek ilk yorum; batıda yeşil bandın korunması, doğuda ise
kuzey ve güney Marmara illeri üzerinden batı-doğu yönünde uzanan iki aksın, Bilecik-
Adapazarı arasında dikey bir aks oluşturularak bağlanmasıdır. Bu yaklaşımda
hedeflenen; İstanbul çıkışlı ve Adapazarı ile Bolu üzerinden Ankara varışlı harekete,
Adapazarı’ndan sonra Bilecik üzerinden Eskişehir ve Afyon varışlı yeni olanaklar
sağlamaktır. Böylelikle, İstanbul’daki yığılmanın Anadolu yönünde olabilecek
sıçramaları için akış rahatlığı sağlanmış olabilecektir.
Yukarıda tarif edilen yaklaşımın bölgesel gelişme açısından öngördüğü; Trakya ile
Güney-Batı Marmara Alt-bölgeleri’nin kendi alansal gelişmelerini; doğal ve ekolojik
değerlerini koruyarak, tarıma ve tarıma dayalı sanayi ile turizm ve hizmet sektörlerine
yönlendirmeleridir. Böylelikle, anılan alt-bölgelerin iç kesimlerinde bu tür faaliyetlerin
geliştirilmesine yönelik girişimler, İstanbul’dan gelebilecek sermaye, bilgi, beceri,
teknoloji ve pazar bağlantıları ile noktasal buluşmalar gerçekleştirebilecektir.
Trakya ve Güney-Batı Marmara için yapılabilecek bu öngörünün yanında, Bölge’nin
doğusunda önerilen ise yoğun bir yatırım faaliyetinin başlatılarak, İstanbul’un taşıdığı
aşırı yüklerin desantralizasyonunu Anadolu’nun içlerine doğru çekmek veya bu
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
505
uzantılarda ara istasyonlar oluştumak üzere, Adapazarı-Bilecik bağlantısının kurulması
ve burasının bir ‘kalkınma koridoru’na dönüştürülmesidir. Bu aynı zamanda İstanbul’a
yönelecek yeni yatırımlar için bölgesel tampon görevi de görebilecektir (Şekil 6.3).
Şekil 6.3. Marmara Bölgesi Alansal Gelişme Öngörüsü
İstanbul’u Marmara Bölgesi’nin işlevsel bütünlüğü ile bağdaştırarak geliştirilen
yaklaşım modelinin temelinde yatan ilke Marmara Bölgesi’nde yerel ekonomik gelişme
potansiyelinin saptanması ve bu potansiyelin İstanbul birikimlerinin yerele taşınarak
harekete geçirilmesidir. Böylelikle, hem İstanbul’un taşıdığı aşırı yüklerin Bölge
ölçeğinde paylaşılmasına hem de Marmara Bölgesi’nin gelişmesine mekansal ve
işlevsel açıdan dengeleyici yaklaşımlar ve modeller uygulayarak hizmet etmek mümkün
olacaktır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
506
Marmara Bölgesi bütününde mekansal ve işlevsel açıdan dengeleyici yaklaşımda
aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulmuştur:
İstanbul’un taşıdığı gereksiz yüklerin Marmara Bölgesi’nde etkin bir biçimde
dağıtılması,
Yüklerin Bölge genelinde etkin bir biçimde dağıtılması için Bölge’deki
potansiyelleri harekete geçirecek önlemlerin alınması,
Bölge’nin batısında tarım, tarıma dayalı sanayi ve turizm ağırlıklı işlevler üzerinde
yoğunlaşılması,
Bölgenin doğusunda, doğal değerler göz önünde bulundurularak sanayi ve ticaret
ağırlıklı koridorların geliştirilmesi,
Marmara Denizi çevresinde kuzey ve güney ile doğu ve batı eksenlerinin arasında
sağlıklı eklemlenmelerin ve kenetlenmelerin oluşturulması,
Bölge içi dengelenmeyi fiziki eksenler üzerine oturturken, bu eksenler üzerinde
konumlanacak işlevlerin sektörel (tarım, sanayi, hizmetler) dengeyi de sağlamak
üzere belirlenmesi,
Kuzey ve güney eksenleri üzerinde, sanayi yoğunluklu işlevler konumlanırken,
sahip olunan ekolojik değerlerin korunması,
Doğu ekseni üzerinde koridor oluşturmak için sanayi konumlanması öngörülürken,
güneybatı ve batı eksenlerinin üzerinde kırsal alanlara ve tarımsal üretimlere yönelik
işlevlerin konumlanmasının öngörülmesi,
Bölgesel çerçevede güç ve yük dağılımını dengelemek üzere, kara üzerindeki ulaşım
eksenlerine entegre olacak şekilde Marmara Denizi ulaşım olanaklarından
faydalanılması,
Marmara Bölgesi kapsamında sistem içi optimizasyonu yukarıda belirtilen
yaklaşımlarla kurgularken, sistemin dış dünya ile ilişkilerini güçlendirmek üzere;
kuzeybatıda Bulgaristan ve Yunanistan’a, kuzeyde Karadeniz Havzası’na, doğuda İç
Anadolu’ya ve güneyde Ege ve Orta Anadolu’ya açılım verecek arterlerin
geliştirilmesi,
Bölge içinde bütüncüllük ve işlevsellik gereklerinin, çok merkezli mekansal gelişme
modeline dayanarak ve dengelemeyi öngören dağılımcı yaklaşımlar benimsenerek
yerine getirilmesi.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
507
İstanbul’u Marmara Bölgesi’nin gelişimi ile bütünleştirilmiş bir yaklaşımla ele alan ve
bu bakış açısıyla Alt-bölgesel bazda yürütülen çalışmalarının sentezlenmesiyle
oluşturulan yukarıdaki yaklaşımın şematik ifadelendirilmesi Şekil 6.4’te yer almaktadır.
Şekil 6.4. Marmara Bölgesi/İşlevsel Bütünlük ve Dengeli Dağılım Şeması
Yukarıdaki açıklanan yaklaşımın alt bölgeler bazındaki yansıması ise Şekil 6.5’te
gösterilmektedir. Söz konusu şemada, Marmara Bölgesi söz konusu yaklaşım
doğrultusunda gelişme alanları, kalkınma alanları, uygulama alanları, bağlantı noktaları,
bağlantı hatları, potansiyel kapasite alanları, koruma alanları, doğaya duyarlı gelişme
alanları ve karakteri sürdürülecek alanları olmak üzere çeşitli başlıklar altında
karakterize edilmiştir.
Gelişme Alanları; kendi dinamikleriyle gelişmekte olan ve bu gelişimi
sürdürmesi öngörülen alanlardır.
Buna karşılık Kalkınma Alanları ise mevcut gelişimiyle yeterli kalkınma ve
işlevsel dönüşüm gösteremeyecek olan, ancak kalkınma yönünde müdahale
edilerek ve yoğun kaynak aktarılarak geliştirilmesi öngörülen alanlardır.
Uygulama Alanları, kamu yatırım programlarında yer alan uygulamalarla
gerçekleştirilecek olan fiziki altyapı ve diğer hizmetlerdir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
508
Bağlantı Alanları kavram olarak ulaşımla ilgili olup; Bağlantı Noktaları hali
hazırda var olan ve büyük yatırımlar gerektirmeden işlevi ve verimliliği
arttırılmak istenen (liman, istasyon, havaalanı gibi) önemli ulaşım tesisleridir.
Bağlantı Hatları ise, tariflenen bağlantı noktaları arasındaki güzergahlarda
(kara, deniz, hava, demiryolu gibi) güçlendirilmesi öngörülen yük ve insan
akışıdır.
Potansiyel Kapasite Alanları; mevcut yatırımlara sahip olan, fakat tam
anlamıyla faaliyete geçmemiş veya atıl kapasite barındıran (OSB’ler veya
işletilmeyen havaalanları gibi) alanlardır.
Toplumsal ve ekonomik gelişme sürecinde insan müdahalesi sonucu oluşturulan
fiziki yapıların yanı sıra, doğal yaşamın ve ekolojik sistemin yer aldığı ve
varlığını sürdürmesi öngörülen alanlar arasında; Koruma Alanları, Doğaya
Duyarlı Gelişme Alanları ve Karakteri Sürdürülecek Alanlar
bulunmaktadır.
Koruma Alanları; milli parklar ve doğal sitler gibi her türlü müdahaleye kapalı
tutulması öngörülen ve koruma statüsü altına alınan alanlardır.
Doğaya Duyarlı Gelişme Alanları; ekolojik değerlerin ön planda tutularak,
çevreye zarar vermeyen sektörlerin yer seçmesiyle gelişen ya da bu ölçütlere
göre sahip olduğu potansiyeller doğrultusunda gelişmesi öngörülen alanlardır.
Karakteri Sürdürülecek Alanlar ise özel bir gelişme potansiyeli sergilemeyen
ve kırsal niteliği ön planda olan; ancak sahip olduğu değerler ve doğal yapısı
itibarıyla ekonomik açıdan temelde tarımsal sanayiye girdi verecek şekilde
işlevlendirilmesi gereken alanlardır.
Söz konusu yaklaşımın temel amacı, İstanbul’un yük paylaşımını ve bölgesel gelişimini
bütüncül bir eylem planında derlemek ve bu çerçevede yapılacak olan faaliyetlerin
eylem programlarına dönüştürülebilmesi için gerekli çerçeveyi ana hatlarıyla ortaya
koymaktır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
509
Şekil 6.5. Marmara Bölgesi/Alt-bölgeler Eylem Alanları Şeması
Gelişmenin ve korumanın Marmara Bölgesi’ndeki mekansal birlikteliği, gelişmenin
çevre ve doğa unsurlarının dikkate alınarak gerçekleştirilmesine bağlı kalınmasını
kaçınılmaz kılmaktadır. Eylem Planı’nda gelişme aksları dışında kalan, ancak gelişme
süreci içerisinde karakteri korunarak varlığını sürdürecek olan alanlar, bölgesel sistemin
önemli yaşam destek kaynaklarını içlerinde barındırmaktadır.
Sonuç olarak, Marmara Bölgesi ölçeğindeki bir bölge planı bulunmamaktadır.
Böylesine bir boşluğun giderilmesine 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı
çalışmaları çerçevesinde özen gösterilmiş olup, bölgesel açılımlar kapsamında gerekli
incelemeler yapılarak stratejik saptamalarda bulunulmuştur. Planlama sisteminin
bütünlüğünü sağlamak için geliştirilen yaklaşımlarda İstanbul’un çevre iller ile bir
bütün olarak ele alınması konusu vurgulanmıştır. Çevresel ve bölgesel
sürdürülebilirliğin esas alındığı bu tür makro planlama yaklaşımlarının önemi,
metropoliten düzeyde “çevresel, toplumsal ve ekonomik” sürdürülebilirliğin sağlanması
doğrultusunda uzantılar içermesinden kaynaklanmaktadır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
510
6.2. İSTANBUL İL ÇEVRE DÜZENİ PLANI YAKLAŞIMI
İstanbul’un mekansal planlamasında iki unsur öne çıkmaktadır. Bunlardan birincisi,
‘büyüklüğün’, ikincisi ise ‘büyümenin yönetimi ve yönetilebilirliği’dir. Çevre Düzeni
Planı ile başlayan üst ölçekli planlama sürecinin en temel sorunu, zaten büyük olan bir
mekansal organizasyonun işlevsel ve verimli bir yapıya ulaşmasını sağlamanın yanı sıra
büyüme eğilimi ve baskılarını yönlendirebilmek ve yönetilebilir kılmaktır.
İstanbul’un bu iki problem bileşeninin (büyüklüğün ve büyüme baskısının)
yönetilebilirliğini sağlamak; diğer bir deyişle, İstanbul’un yaşam kaynaklarının ve
değerlerinin yok olmasının önüne geçmek, mekansal yapısının yeniden örgütlenmesinin
gerekçesini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, İstanbul’da her arazi kullanım kararının
kentin doğal ve ekolojik yapısının sürdürülebilirliğine katkı vermesi amaçlanmaktadır.
İstanbul’da gerek demografik ve ekonomik yapı gerek mevcut mekansal gelişme
eğilimleri gerekse alana yönelik projeksiyonlar; İl’in yakın gelecekte kendi yaşam
destek sistemlerini geri dönüşü olmayacak şekilde bozarak yok etme sürecinde
olduğunu göstermektedir. Söz konusu eğilim, İstanbul’un mevcut çarpık kentleşme ve
çevresel sorunları ile beraber ele alındığında; kentin kendine yeterliliği konusundaki
kaygılar artmakta ve başta su olmak üzere yaşamın devamlılığı için gerek duyulan tüm
doğal kaynaklarda yaşam kalitesine yansıyan değişimlerin olumsuz sonuçlarının çok da
uzak olmadığını göstermektedir. Yaşam destek sistemleri olan doğal alanlar ve insan
yaşamının kalitesi arasındaki ilişkinin İstanbul’un kırılgan coğrafyasında daha da güçlü
bir şekilde ortaya çıkması çok yönlü ve bütüncül önlemleri gerektirmektedir.
Yukarıda bahsedilen süreç, İstanbul için genelde sürdürülebilirlik ve özelde de çevresel
sürdürülebilirlik arayışını bir zorunluluk haline getirmektedir.
İstanbul’un sahip olduğu su havzaları ve orman alanları başta olmak üzere, kentin
yaşam destek sistemlerini oluşturan ve Karadeniz sahillerine paralel olarak uzanan
yatay kuzey eksendeki ekolojik değerlerin ekonomik girişimlere korumacı bir
yaklaşımla kapalı tutulması gerekmektedir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
511
Dolayısıyla; İstanbul’un gelişme yönlerinin batı ve doğu kanatlara doğru
yönlendirilmesi ve mekansal büyümesinin ana-merkezin sıçrama odakları olarak
tanımlanabilecek alt-merkezleri de içermek üzere doğrusal bir modele
dayandırılması gereği ortaya çıkmaktadır. İstanbul Boğaz’ının her iki kıyısı boyunca
kuzeye doğru gelişme eğiliminde olan faaliyetlerin ve yapılaşmanın getirdiği tahribat ve
tehditler göz önünde tutularak, kuzey ekseninde yer alan ekolojik kaynaklara yönelen
dikey gelişmeler böylelikle kontrol altına alınmalıdır.
Bu nedenlerden ötürü, İstanbul’un önümüzdeki yıllarda göstereceği gelişmenin
modellenmesi, ekonomi-ekoloji dengesini kurmak üzere belirlenen eşik nüfus
büyüklüğünü aşmaması gerektiği üzerine kurgulanmıştır. Mevcut nüfus artış eğilimleri
paralelinde ortaya çıkan çarpık kentsel gelişme ve beraberinde gelen ulaşım sorunları ile
başta deprem ve taşkınlar olmak üzere, kenti tehdit eden doğal riskler bir arada
değerlendirildiğinde, eşikleri aşmamak üzere belirlenecek nüfus büyüklüğünün üstüne
çıkılmaması gereğinin önemi daha da belirginlik kazanmaktadır.
İstanbul’un ülkenin en büyük kenti olması ve bunun sunduğu sektörel ve mekansal
yığılma avantajlarına dayanarak üreticilerin ve iş çevrelerinin ülke ekonomisinde büyük
çapta faaliyetler gerçekleştirmeleri, ancak bu faaliyetlerini kritik ölçek eşiklerini ve
kırılma noktalarını aşarak yol açtıkları olumsuz dış ekonomileri ve toplumsal
maliyetleri göz ardı ederek varlıklarını sürdürmekte ısrar etmeleri sonucu, sosyo-
mekansal boyutta farklı yapılaşmalar oluşmuştur.
Bir yandan, İstanbul’un küresel ilişkiler ağında öz değerlerini yitirmeden yarışmacı bir
kent olmasını tehdit eden çevre tahribatı, doğal riskler, ulaşım zorluğu, altyapı ve konut
yetersizliği, kayıt dışı ekonominin varlığı, işsizliğin artması gibi yapısal sorunların
çözülmesi ve kentsel işlevlerde bütünleşmenin sağlanarak, toplumsal ve mekansal
farklılıkların gidermesi gerekirken; diğer yandan da, ekonomik faaliyetlerde yapısal
dönüşüm sağlanarak verimliliğin ve etkinliğin arttırılması ve İstanbul’un küresel
rekabette yeni fırsatlar yakalamak üzere güçlendirilmesi amaçlanmıştır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
512
İstanbul’un kentsel gelişmesi ve geleceği planlanırken;
Kentin bünyesinde sağlıklı yapılaşmayı ve işlevsel bütünleşmeyi öngören
ilkelerin esas alınması,
Kentin ekolojik ortamıyla sürdürülebilirlik ilişkilerinin sağlam temellere
oturtulması,
Kentin küresel metropoller sistemi çerçevesinde üstlenmesi arzulanan rol ve
konumunun belirlenmesi
esas alınmıştır.
Dolayısıyla; İstanbul’un sağlıklı yapılaşmasına, ekolojik çevresi ile sürdürülebilir
ilişkiler kurmasına ve vizyonuna ilişkin gereklerine yanıt verebilecek en uygun kentsel
gelişme modelinin saptanması stratejik önem taşımaktadır.
İstanbul’un sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesine yönelik hedef ve stratejiler
aşağıdaki ilkeler doğrultusunda tanımlanmıştır. Söz konusu ilkeler;
Ekonomi-ekoloji çatışmasına toplumsal boyutun da katılarak, sürdürülebilirlik
açısından dengenin kurulabilmesi için nüfus artış hızını düşürmek ve doğal
eşikler göz önünde bulundurularak nüfusu sınırlı bir büyüklükte tutmak,
Başta turizm olmak üzere tarihi değerlere ve sanatsal etkinliklere dayalı kültürel
faaliyetleri; uluslararası diplomasiye, kongre ve turizme yönelik dış bağlantıları;
finans hareketlerine açık ve nitelikli hizmet sunumuna yönelik girişimleri;
eğitim ve ileri teknoloji atılımlarını İstanbul için öncelikli işlevler olarak
öngörmek,
Tanımlanan vizyon bileşenleri dışında kalan faaliyetlerden İstanbul’u
olabildiğince arındırmak; başta sanayi olmak üzere diğer sektörlerde de
ekonomik verimliliğini kaybeden, olumsuz dış ekonomiler oluşturan ve
toplumsal maliyetleri arttıran, çevre kirliliğine neden olan ve kentsel hizmetler
ile toplumsal yaşam üzerinde baskı oluşturan tesis ve faaliyetleri karşılaştırmalı
avantajlar sağlayan alternatif düzenli yerleşimlere yönlendirmektir.
Böylelikle İstanbul;
Kent mekanını yaşanabilir bir sisteme dönüştürebilecek,
Fonksiyonların en uygun mekansal dağılımını gerçekleştirebilecek,
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
513
Aşırı yığılmalardan ve bunun sonucunda ortaya çıkacak olumsuz ekonomik ve
toplumsal maliyetlerden kendini arındırabilecek,
Ulaşım ve iletişimde zaman ve maliyet tasarrufuna gidebilecek,
Yürütülen faaliyetlerde işlevselliği ve verimliği arttırarak, uluslararası, ulusal ve
bölgesel ilişkilerde etkinlik sağlayabilecek,
Yapısal iyileştirmeler gerçekleştirerek, bünyesindeki sosyo-mekansal
farklılıkları giderebilecek bir konuma gelecek ve uluslararası rekabet için daha
da güçlenecektir.
Aksi taktirde ise İstanbul;
Kültürel miras ile estetik değerlerini giderek yitirecek,
Yapısal sorunlarından ve sosyo-mekansal kutuplaşmalardan arınamayacak,
Bir metropol olmaktan çok bir megapol olmayı sürdürecek,
Yaşam destek sistemlerini tehlikeye atacak,
Başta deprem olmak üzere doğal risklerle baş edemeyecek,
Kent üzerinde baskı kuran ve toplumsal maliyetleri arttıran uygulamalara daha
büyük boyutlarda boyun eğecek,
Yığılmaları körükleyecek,
İç ekonomide işlevsel entegrasyonu çözemeyerek sektörel verimliliği düşecek,
Sıçrama yerine ancak yağ lekesi gibi yayılan bir kütle olarak büyümeye devam
ederken ve yeni gelişmelere açılırken, terk ettiği alanları çöküntüye uğratacak,
Bölgesel düzeyde gelişme beklentilerine yanıt veremeyecek,
Yeniliklere ve gelişmelere karşı duyarlılığını ve uyum esnekliğini zamanla
yitirerek, küresel rekabetten düşecek ve giderek birikimli olumsuzluklar
sarmalına girebilecektir.
İstanbul’un uluslarası ölçekteki rolü ile ilgili öngörülen temel yaklaşım ise;
Küresel ölçekte kültür ve turizm kenti olması,
Küresel üst bölgenin yönetim hizmetlerine talip olması ve üst bölge
ekonomisinden daha fazla pay almasıdır. Bu üst bölge Balkanlar, Karadeniz
havzası, Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz havzasını
kapsamaktadır. Dolayısıyla, İstanbul’un bu üst bölgeyle ekonomik, sosyal,
tarihi, kültürel, diplomatik, iletişim ve ulaşım bağlantılarının güçlendirilmesi
öngörülmekte ve uluslararası bölgesel merkez olarak hizmet vermesi
hedeflenmektedir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
514
Küresel üst bölgenin –Orta Asya, Orta Doğu, Rusya ve Balkanlar- kavşağında bulunan
İstanbul’un, stratejik coğrafi konumu ve kültürel bağlantıları nedeniyle bu bölgelere
hizmet sunan bir odak kimliği kazanılabilmesi için sunduğu bölgesel hizmetin niteliği
geliştirilmelidir.
Üzerinde durulması gerekli bir diğer nokta da hazırlanan çevre düzeni planının
İstanbul’un geleceğini yönledirecek bir kapasite plan olduğudur.
6.2.1. VİZYON
Yukarıda açıklanan yaklaşım çerçevesinde İstanbul için belirlenecek olan vizyon,
ülkenin vizyonuyla uyumlu olmalıdır. TÜBİTAK’ın koordinasyonunda, ilgili kamu ve
özel kuruluşlar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla eşgüdüm içinde tanımlanan
Türkiye 2023 Vizyonu’nda ülkemiz için belirlenen vizyon:
Bölgesinde ve dünyada adil ve kalıcı bir barış için çaba gösteren;
Demokratik, adil, günün gereksinimlerine yanıt veren bir hukuk sistemine sahip;
Yurttaşları siyasi karar, süreç ve mekanizmalarına katılan, kendilerinin ve
ülkelerinin geleceğinde söz ve karar sahibi;
Sağlık, eğitim ve kültür gereksinimlerinin karşılanması devlet tarafından
güvence altına alınmış;
Sürdürülebilir gelişmeyi ve bölgesel farklılıkları gözeten;
Gelir dağılımı dengeli;
Üreten, kaynakları üzerinde söz ve karar sahibi;
İletişim, organizasyon ve işbirliği yetenekleri gelişmiş;
Net katma değerini, büyük ölçüde kendi beyin gücüne dayandırarak artıran;
Bilim, teknoloji ve yenilikte yetkinleşmiş;
Yaratıcı, girişimci, özgüveni yüksek, karşılıklı saygıyı ve doğaya saygıyı esas
almış bireylerden oluşmuş bir TÜRKİYE’dir.
Bu vizyonun öğeleri ise;
Eğitim alanında, bireyin yaratıcılık ve hayal gücünü geliştiren; bireysel farklılıkları
gözeterek ve değerlendirerek, her bireyin özellikleri doğrultusunda en üst düzeyde
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
515
kendini geliştirebildiği; zaman ve mekan kısıtlarından arınmış, kendi özgün öğrenme
teknolojilerini yaratmış ve değişim esnekliğiyle kendini yenileme gücüne sahip;
öğrenme ve insan odaklı bir eğitim sistemine sahip olmak;
Sağlık alanında, ülke sınırları içinde yaşayan herkese, her yerde ve her zaman, çağdaş
teknolojiyle donatılmış, yaşam bilimleri alanındaki yeniliklere uyum yeteneğine sahip,
yüksek nitelikli, ekonomik sağlık hizmetleri sağlamak; yaşam bilimleri ve biyoteknoloji
alanlarında yetkinlik kazanarak, yüksek teknolojili tedavi sistemlerini ve bu amaçla
kullanılan malzeme ve cihazları geliştirmek ve üretmek; mamul ilaç üretimi yanında
araştırma kapasitesi de olan bir ilaç sanayine sahip olarak bölgede güç sahibi olmak;
Tarım ve gıda alanında, toplumun sağlıklı beslenme gereksinimlerini yeterli nicelik ve
nitelikte, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir yollarla karşılamak;
verimliliği artan tarım ve tarımsal sanayi ile uluslararası alanda rekabet etmek;
İnşaat ve altyapı alanında, insanlarımızın, artan nüfus ve gelişen sanayinin gereği olan
çağdaş standartlara uygun altyapıya ve konutlara sahip, depreme karşı güvenli, sağlıklı
ve çevreyle barışık yerleşkelerde yaşamasını sağlamak; inşaat malzemesi üretimi ve
yapım yöntemleriyle ilgili çağdaş teknolojileri geliştirerek kazandığı yeteneklerle
uluslararası platformlarda rekabet edebilmek;
Ulaştırma alanında, kişi hak ve gönencinden ödün verilmeden, can güvenliğinin yüzde
yüz sağlandığı, çağdaş teknolojiye ve uluslararası hukuk ve kurallara uyumlu, çevrenin
en üst düzeyde korunduğu bir ortamda, kentler arası ulaşımı en çok 1,5 saat, kent içi
ulaşımı ise en çok 30 dakikada (yük taşımacılığında ise iki katı sürelerde) sağlamak;
Enerji alanında, gereksinim duyduğu enerjiyi, güvenli, güvenilir, ekonomik, verimli ve
çevreye duyarlı teknolojilerle üretmek ve kullanmak; aynı zamanda uluslararası enerji
pazarlarında yarışabilecek enerji teknolojileri geliştirebilmek ve uluslararası enerji
yatırımlarında etkin rol alabilmek;
Bilgi ve iletişim alanında, GSMH’sının sürdürülebilir şekilde büyümesine, yarattığı
markalar ve teknolojiler ile doğrudan, sağladığı iletişim olanakları ve bilgi kaynakları
üzerinden diğer sektörlere verdiği destek ile dolaylı olarak giderek artan oranda katkıda
bulunan; ve en az üç bilgi ve iletişim teknolojisi alanında, dünyada ilk akla gelen ya da
tercih edilen ülke konumuna gelmek;
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
516
Malzeme alanında ve makine imalatında, orta ve yüksek teknoloji yoğun alanlarında
tasarımdan satış sonrası hizmetlerine uzanan değer zincirinin katma değeri yüksek
halkalarında yer almak; küresel pazarlara rekabetçi, yenilikçi ve katma değeri yüksek
mal ve hizmetleri sürekli olarak sunmak;
Kimya alanında, hammadde, enerji ve işgücü verimi yüksek, yenilikçi süreç ve ürün
teknolojileri yaratarak, bilimsel gelişmeleri teknolojiye, üretime ve yüksek katma
değerli ürünlere dönüştürmek; ihracatı ve doğrudan sermaye yatırımlarıyla, küreselleşen
dünya kimya sanayinin önde gelenleri içinde olmak;
Savunma, havacılık ve uzay sanayi alanlarında, küresel düzeyde ülke çıkarlarının
korunmasını gözeten ve ulusal güvenlik gereksinimlerini karşılayan sistem ve
teknolojileri özgün olarak araştırıp geliştirerek ve üreterek, bu sistem ve teknoloji
alanlarında dünya ölçeğinde rekabet, işbirliği veya karşılıklı bağımlılık gücü yaratmak;
ülkenin bilim ve teknoloji düzeyinin gelişmesinde öncü rol oynayan; toplumsal refaha
katkısı tartışılmaz bir ulusal savunma, havacılık ve uzay sanayine sahip olmak;
Tekstil alanında, katma değeri yüksek, yenilikçi, rekabetçi ve teknoloji içeren ürün ve
hizmet sunumları ile toplumsal refahı ve dünya ticaretindeki payını artırmak;
Turizm alanında, ürün çeşitliliğini artırarak, eğitilmiş nitelikli işgücü, yüksek düzeyde
teknik altyapı, tesis ve servisleriyle, öncelikle ülke halkının yaşam düzeyini yükselterek,
rakip destinasyonlarla yarışabilen bir sektör olmak; Akdeniz’in dördüncü büyük
destinasyonu olma noktasını aşarak, “kitle turizmi”nin yanı sıra “bireysel turizm”in de
önemli cazibe merkezlerinden birisi olmak;
Doğal kaynaklar alanında, serbest, şeffaf ve istikrarlı piyasa koşulları içinde ulusal
kaynaklarına öncelik vermek, bu kaynakların aranmasında ve istenen kaliteyle, güvenli
ve ekonomik olarak üretiminde ileri teknolojileri geliştirmek ve kullanmak;
Çevre alanında, sürdürülebilir kalkınmasını çevreyi koruyarak ve yerel kaynak ve
bilgilerle pekiştirerek sağlayan; üretimini temiz üretim teknolojileriyle yapan; her türlü
evsel ve sanayi atıklarını çevre koruma ilkeleri kapsamında yönetebilen; biyolojik
çeşitliliğinin koruyan ve toplumsal yarara dönüştürebilen; tarihi ve kültürel mirasını
koruyarak gelecek nesillere aktarabilen bir ülke konumuna gelmek.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
517
1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın İstanbul için öngördüğü vizyon,
yukarıda açıklanan Dokuzuncu Kalkınma Planı’ndaki Türkiye vizyonu ile İBB
Kurumsal Stratejik Planı, TÜBİTAK ve OECD çalışmalarındaki vizyon yaklaşımları
doğrultusunda İstanbul’un öncelikleri dikkate alınarak belirlenmiştir.
Plan’ın İstanbul vizyonu; amaç, hedef, strateji, araç, çıktı, etki şeklindeki kurgunun
başlangıç noktasıdır. Plan’da İstanbul için belirlenen vizyon aşağıdaki gibi
tanımlanmıştır.
Plan’ın İstanbul vizyonu; amaç, hedef, strateji şeklinde kurgulanan mantıksal dizgenin
başlangıç noktası olup, anılan kavramlara temel referans noktası olmaktadır.
Günümüzde küresel kentler, sanayi üretiminde yoğunlaşmayı bırakmış olup, bilgi ve
teknoloji üretimine ağırlık vererek, üst düzey hizmetler, finans ve bilişim sektörlerinde
rekabetçi öğelerini geliştirmektedirler. Bu doğrultuda, İstanbul’un da küresel platformda
rekabet üstünlüğü sağlamak üzere kapsamlı bir dönüşüm gerçekleştirmesi, mevcut
sektörel yapısını değiştirmesi gerekmektedir.
Belirlenen vizyon doğrultusunda; İstanbul’un potansiyellerini yansıtan çeşitli bileşenler
ön plana çıkarılmalıdır. İstanbul’un sahip olduğu en büyük potansiyel kültür ve turizm
potansiyelidir. Bunun yanı sıra finans, bilim ve teknoloji, kongre-fuar, spor, sağlık,
yolcu ve yük transfer merkezi, moda, eğlence, uluslararası ilişkiler ve diplomasi
konularında da İstanbul potansiyele sahiptir.
Kültür ve Turizm alanında; İstanbul’da tarihin, kültürün ve turizmin iç içe olması
sebebiyle bu sektörler bir arada ele alınmıştır.
İstanbul yaşamının öğeleri olan ve kentin uzun tarihi bir sürece dayalı tarihi ve kültürel
zenginliği, küresel ölçekte örnek olacak bir potansiyeldir. Tarihi kimliğini kullanarak
kültür turizmini güçlendirmesi, İstanbul’un bu konuda Londra, Paris, Roma, Viyana,
Çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda
özgün kültürel ve doğal kimliğini koruyarak gelişen, küresel ölçekte rekabet
gücüne sahip bilgi toplumuna dönüşen yaşam kalitesi yüksek bir İSTANBUL
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
518
Atina gibi diğer dünya kentleri ile arasındaki farkı kapatması bakımından önem arz
etmektedir.
İstanbul’un yalnızca tarihi kültür birikimini turizme açmak düşünülmemeli, kongre
turizmi, ekolojik turizm gibi farklı turizm çeşitleri de dikkate alınmalıdır. Tarih ve
kültür öğelerinin yansıtıldığı kent dokularına yönelik bilinç ve kültür turizmi yanında,
açığa çıkmamış İstanbul’u keşfetme turizminin yaygınlaştırılarak, bölgesel ve küresel
platformlara taşınmalıdır. Böylelikle, kitle turizmine alternatif entellektüel turizmin
desteklenmesi ve çeşitlendirmeye gidilmesi mümkün olabilecektir.
Küresel ortama hitap edecek turizm faaliyetlerinin ve etkinliklerinin İstanbul’un kültürel
geçmişine, birikimine ve deneyimlerini yansıtan türden olması gerekmektedir.
Böylesine bir yaklaşım aynı zamanda İstanbul’un değerleri üzerinden Türkiye’nin
birikimine atıfta bulunabilen turizm anlamında algılanarak da kullanılabilmelidir.
Finans alanında; Kentlerin küresel sistemin işleyişine etki edebilme güçlerinin ana
kaynaklarından birini finans kapital oluşturmaktadır. İstanbul’un gelişmiş dünya
kentleri ile olan bağlantılarında onların işlevleri doğrultusunda rol üstlenmek yerine,
küresel ve bölgesel güç paylaşımında kendisine pay sağlaması arzu edilen vizyondur.
İstanbul’un küresel ve bölgesel finans konusunda özgün bir açılım yapabilmesi, hem
altyapı başta olmak üzere yetersizliklerin giderilmesine, hem de banka ve finans
sektörüne getirilmeye çalışılan güven ortamının sağlanmasına bağlıdır.
Böylesine zor bir hedefi gerçekleştirmek için uluslararası finans kurumlarının İstanbul’a
gelmesini çekici kılmak gerekmektedir. Bu çekicilik yalnızca fırsatlarla ilişkili olmayıp,
başta doğal çevre olmak üzere yaşam kalitesini yükseltecektir.
Bununla birlikte, yeni finans kurumlarının kazanılması hedeflenirken, doğal değerlerin
korunmasına yönelik önlemler de alınmalıdır.
Bilim ve Teknoloji alanında; İstanbul’un bilim ve teknoloji alanında bölgesel etkinliği
olan bir merkez olması; (i) Dünya’nın çeşitli ülkelerinden gelerek öğrenim gören,
akademik çalışmalar ve araştırmalar yapan kesimlerin, niceliğinin ve niteliğinin
yükseltilmesine yönelik özendirici önlemlerin alınması ile (ii) uzman kişilerin küresel
teknoloji üretiminde ve yarışında, yenilikçi hedeflere yönlendirilmesinin gerektirdiği
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
519
altyapının hazırlanmasıdır. Dolayısıyla, hem eğitim hem de araştırma faaliyetlerinin üst
düzeylere çıkartılmasında kaydedilecek başarı düzeyleri, küresel teknoloji yarışında
İstanbul için üst belirleyici olacaktır.
Teknolojik gelişmelerin İstanbul’da tarihi ve kültürel mirasın kaybına olanak
vermemesi için modern ve geleneksel öğelerin uyum içerisinde bir beraberliği yansıtan
uyarlamalar şeklinde gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.
Moda alanında; Tekstil sektöründe geçmiş yıllarda yaşanan olumlu pazar
olanaklarından sonra, başta Çin olmak üzere Uzak Doğu kaynaklı rekabet gücünün
Türkiye ve İstanbul aleyhine oluşturduğu gerileme tehdidi üzerine, bu sektörde
kazanılan deneyimlerin moda tasarımına aktarılması gerekmektedir. İstanbul’un moda
tasarımı ve dekorasyon konusunda, Osmanlı ve Anadolu stil ve motifleri gibi özgün
açılımlar yapabileceği potansiyellere sahiptir.
Spor alanında; İstanbul uluslararası müsabakaların düzenlenmesinde yakın geçmişte
verdiği başarılı sınavlardan sonra, çeşitli spor dallarında Dünya ve Avrupa
Şampiyonaları’na ev sahipliği yapma yeterliliğine ulaşmış bulunmaktadır. Bu fırsatın
iyi kullanılması ve yakalanan ivmenin devamının, yeni atılımlar ve başarılar
gerçekleştirerek getirilmesinin, Olimpiyat Oyunları için adaylığı gündemde olan
İstanbul’un uzun vadeli bu hedefine vereceği katkı büyük olacaktır.
Eğlence alanında; İstanbul’un alışılagelmiş tarzların dışında özgün bir açılım yapması,
kültür değerlerini turizm ve eğlence pazarları uğruna feda etmeyecek şekilde bu sektöre
taşımasıyla mümkündür.
İstanbul’un batı kültürüne hitap eden eğlence sektörü de son zamanlarda büyük çıkışlar
göstermiştir. Yabancı ziyaretçilerin, misyonların, iş dünyasının, İstanbul’da sürekli
çalışanların ve ikamet edenlerin de varlığından memnun oldukları bu eğlence
merkezlerinin, küresel eğlence organizasyonlarıyla bağlantılı hale getirilerek
çeşitlendirilmesi ve kaliteli hale getirilmesi İstanbul’un tanınırlılığını arttıracaktır.
Sağlık alanında; cerrahi müdahaleler başta olmak üzere, sağlık sektöründe İstanbul’un
dış ülkelere açılımda son yıllarda önemli başarılar göstermektedir. Bu başarının, hizmet
sunumunda da çeşitliliğe gidilerek küresel ve bölgesel düzeyde devam ettirilmesi
gerekmektedir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
520
Ulaşım ve Lojistik alanında; İstanbul’un özgün bir açılım yapması son derece olasıdır.
Bu açılımın sonunda İstanbul, yük taşımacılığında kombine ulaşım merkezi, yolcu
taşımacılığında ise geçişli taşımacılık merkezi olma konumunu yakalayabilecektir.
İstanbul’un yük ve yolcu taşımacılığının ayrıştırılmasında temel önlemler alması, toplu
taşımacılık sistemini ağırlıklandırması ve dört farklı ulaşım sistemi arasında etkin
bağlantıları kuracak entegrasyon altyapısını oluşturması, küresel düzeyde yarışabileceği
sektörü güçlendirmesi bakımından gerekmektedir.
Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi alanında; Doğu-Batı sentezini küresel platformda
en iyi sergileyebilecek konuma ve potansiyele sahip bir kent olan İstanbul, içerisinde
yer aldığı bölgede tarih boyu sürdürdüğü etkinlik sonucu kazandığı birikimi uluslararası
ilişkilere ve diplomasiye taşıyabilecek konumdadır. Bu konudaki başarılarını daha önce
birçok kez kanıtlamış olan İstanbul söz konusu avantajlı yönünü, küresel ortamda daha
etkinlikle kullanılmayı hedef edinmelidir.
Ülkelerin değil kentlerin yarıştığı günümüz küresel ilişkiler sisteminde, İstanbul’un
kaydedeceği her başarı Türkiye’nin başarısı ve kazanacağı her güç Türkiye’nin artan
gücü olacaktır.
Türkiye’nin dış politikası doğrultusunda; küresel barışı tehdit eden medeniyet ve kültür
çatışmasında uzlaşma gayretlerine, uluslararası işbirliğine ve bölgesel etkinliğinin
arttırılmasına ilişkin diplomasilerin yürütüldüğü merkez rolünün İstanbul tarafından
bugüne kadar olduğundan daha güçlü bir şekilde üstlenmesi mümkündür.
Son dönemde yapılan etkinliklerle önemini arttıran İstanbul’un bu anlamda bir merkez
olabilmesi için ulusal, bölgesel ve küresel kademelerde ekonomik, kültürel, sosyal ve
yönetsel konularda ilke ve politika belirleyen, karar ve strateji üreten, üzerinde uzlaşılan
ilke ve gerekleri yürürlüğe koyan, denetleyen ve yargılayan kuruluşları barındırmalıdır.
6.2.2. AMAÇ
1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın amacı; “İstanbul’a; sahip olduğu
tarihi, kültürel ve doğal kimlik değerleri ile özdeşleşen, kentin öncelikle kültür ve turizm
alanlarındaki üstünlüklerini ön plana çıkartan, çevresel, ekonomik ve toplumsal
sürdürülebilirlik ilkelerini mekana yansıtarak yaşam kalitesini yükselten, ekonomik
yapısını bilim ve teknolojiye dayalı ticaret ve hizmet ağırlıklı bir ekonomiye dönüştüren,
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
521
etkin ve katılımcı bir kent yönetimi/yönetişimi yapılandırmasında, kurumsal ve
mekansal planlarını verimli bir araç olarak kullanan küresel ölçekte güçlenmiş bir kent
statüsü kazandırmak.” olarak belirlenmiştir.
Bu amaç doğrultusunda, tamamlayıcı nitelikte olmak üzere bir dizi destek amaçlar da
tanımlanmıştır. Söz konusu amaç bileşenleri:
Doğal çevreye uyumlu, doğal ve yapay risklere karşı güçlü bir kentsel bölge
sisteminin kurulması,
Yaşam kalitesinin yükseltilmesi, kültürler arası karşılıklı anlayış ve hoşgörünün
yerleşmesi ve yoksulluğun önlenmesi için gelişkin bir sosyo-kültürel taşıma
kapasitesine ulaşılması,
Kentsel hizmet maliyetlerini düşürecek işlevsel ve mekansal rasyonalizasyonlara
giderek, ekonomik çeşitlilik düzeyinin arttırılması ve böylelikle yüksek
ekonomik rekabet gücüne ulaşılması,
Ulaşım, haberleşme, kentler arası işbirliği, iş ve yatırım olanakları oluşturarak
diğer küresel merkezler ve kendi bölgesel hinterlandı ile güçlü bağlantıların
kurulmasıdır.
6.2.3. PLANLAMA İLKELERİ
İstanbul’un yaşam destek sistemleri olan doğal alanların, insan yapısı altyapının ve
yaşam kalitesinin iyileştirilebilmesi ve kent yönetiminin sürdürülebilir olabilmesi için;
uluslararası dinamikler ile ülke, bölge ve kent dinamikleri göz önünde bulundurularak,
insan odaklı bir planlama anlayışıyla tanımlanan ilkeler;
Mekansal gelişmenin kültürel mirasa saygılı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını
gözeten, doğal ve kültürel çevreyle uyum içinde olması
İnsan faaliyetlerinin yaşam destek sistemlerine, hassas ve kritik ekosistemlere
zarar vermeyecek nitelik ve nicelikte gerçekleştirilmesi
Kuzeye eğilim gösteren kent gelişimi engellenerek; doğu-batı aksında ve
Marmara Denizi boyunca kademelendirilmiş, çok merkezli ve sıçramalı
gelişimin sağlanması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
522
Merkez ticaret alanı ve alt merkezler belirlenerek, merkezler kademelenmesinin
sağlanması
Kentin iki yakasında nüfus ve istihdam dengesinin sağlanarak, Boğaz
geçişlerindeki yolculuk talebinin azaltılması
Kentin doğrusal, kademelendirilmiş, çok merkezli ve sıçramalı gelişimini
destekleyecek yüksek kapasiteli raylı ve denizyolu ağırlıklı toplu taşıma
sisteminin oluşturulması
Estetik, işlevsel ve yapısal yaşam kalitesinin yükseltilmesi
Kentsel hizmetlerin kent bütününde dengeli bir şekilde dağıtımı yapılarak,
kentin sunduğu imkanlara erişmede adaletin sağlanması
Ekoloji-ekonomi dengesi gözetilerek ekonomide yeniden yapılanmanın
sağlanması ve uluslararası rekabet üstünlüğü taşıyan veya taşıyabilecek
sektörlerin desteklenmesi
Bilgi teknolojilerinin ve ar-ge faaliyetlerinin üniversite ve sanayi işbirliği
içerisinde geliştirilmesi
Plan kararlarının, deprem başta olmak üzere afet riskleri dikkate alınarak
üretilmesi
olarak belirlenmiştir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
523
6.2.4. HEDEFLER VE STRATEJİLER
Planın vizyonuna ve amacına ulaşabilmek için belirlenen hedefler ve bu hedefleri
mekana yansıtacak ana ve alt stratejiler aşağıda sıralanmıştır.
HEDEF 1. İSTANBUL’UN KÜRESEL DÜZEYDE GÜÇLENMESİNİ
SAĞLAMAK
ANA STRATEJİ 1. İstanbul’a Sahip Olduğu Kimliği İle Özdeşleşen Dünya Ölçeğinde Kültür Odaklı Turizm Kenti Statüsü Kazandırmak
Kentin Turizm Potansiyelini Çevreye, Topluma ve Kültürel Varlıklara Zarar Vermeden Geliştirmek
Turizm sektöründe gelişimin sağlanması ve kent ekonomisindeki payının
arttırılması için sürdürülebilir turizmin sağlanmasına yönelik plan kararlarının
oluşturulması ve bu alanlarda standart ve kalitenin geliştirilmesi
Havayolu, demiryolu ve denizyolu ulaşımını güçlendirerek İstanbul’un
uluslararası ve kent içi erişilebilirliğinin arttırılması
Konaklama olanaklarının çeşitlendirilmesi ve mevcut konaklama ünitelerinin
fiziksel kalitelerinin iyileştirilmesi
Turizm ve turizm ile bağlantılı diğer hizmet sektörlerinde görev yapan insan
kaynağı niceliği ve niteliğinin arttırılması
İstanbul’u Dünya Turizm Sektöründe Marka Haline Getirmek
İstanbul'un 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olması gibi uluslararası
projeler ile uluslararası boyutta Türk kültürünün tanıtılması ve tarihi boyunca
farklı kültürleri bir arada yaşatan İstanbul’un sahip olduğu dünya kültür mirasını
tüm zenginliğiyle uluslararası boyutta dünya ile paylaşması
Sanat ve kültür forumları oluşturulması ve desteklenmesi, İstanbul’da
düzenlenen sanat fuarlarının içeriklerinin zenginleştirilmesi, çeşitlendirilmesi,
düşük gelir gruplarıyla buluşmasının sağlanması ve bu fuarlara uluslararası
boyut kazandırılması. Aynı zamanda, uluslararası galeriler ile koleksiyoncuların
2010 sürecinde İstanbul’a gelmelerini sağlamak için fuarlara danışmanlık ve
mali destek hizmeti verilmesi.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
524
Yapılacak organizasyonlarla İstanbul’un dünyanın dört bir yanından pek çok
kültür sanat insanına ve medya temsilcisini de misafir etmesi ve bir dünya
kültür başkenti olarak uluslararası alanda ününü perçinlemesi
Uluslararası turizm ajans ve acentelerinin İstanbul’da yer seçmeleri, ulusal ajans
ve acentelerin ise yurtdışındaki önemli merkezlerde varlıklarını
yaygınlaştırmaları için özendirici ve destekleyici önlemlerin alınması
Kitle turizmine alternatif olacak turizm faaliyetlerinin desteklenmesi
Kültür turizmine katkı sağlayacak kültürel mirasın, anıtların ve tarihi yapı
stokunun korunarak sunumlarının güçlendirilmesi
Kültürel zenginliğinin küresel boyutta sergilenmesine yönelik yaygın ve etkin
organizasyonlara dayalı turizm faaliyetlerinin arttırılması
Kentin sahip olduğu özgün kültürel ve doğal kimliğine uygun olmak koşulu ile
kente anlam ve değer katacak yeni anıtsal ve mimari eserlerin yapılması
Kentte düzenlenen uluslararası nitelikteki kültür, sanat vb. etkinliklerin, çağdaş
bir anlayışla yönetilen müzelerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması
“24 Saat Yaşayan Kent” kimliğinin geliştirilmesi
Kültür endüstrileri ve bu sektörlerde çalışan insanların kümelendiği ‘Kültür
Odakları”nın desteklenmesi
Çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri göz önünde bulundurularak turizm
faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve mevsimlere yayılması
İstanbul'daki turizm faaliyetlerinin bölgesel turizm faaliyetleri ile
ilişkilendirilmesi
Turizmi İstanbullu ile Bütünleştirmek
Kentlinin sektörde yatırım yapma ve turizm olanaklarını kullanma kapasitesinin
arttırılması
İstanbul’daki yerel halkın yaşadığı çevredeki doğal ve kültürel değerleri
algılamasının ve benimsemesinin sağlanması
Kültür ve sanat faaliyetlerine destek verilmesi ile İstanbullu sanatçıların
uluslararası alana açılması,
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
525
İstanbul’un yöneten ve yönetilenlerin İstanbul için birbirlerine dayanarak,
güvenerek, bilgi, birikim ve deneyimlerini paylaşarak ortak refahları için el ele
çalışıp üretecekleri yepyeni bir yönetişim anlayışına kavuşmaları
Kentlilik bilincinin gelişmesi, İstanbullular kentlerinin sahip olduğu değerleri
keşfederken böyle bir kentte yaşama şansına sahip oldukları için gurur
duymalarının sağlanması
İstanbullular farklı sanat disiplinleriyle kucaklaşması ve İstanbullu gençlerin
sanatsal faaliyetlerle daha yakın bir ilişki kurma olanağının sağlanması.
Ana Strateji 2. Bilgi ve Teknolojiye Dayalı, Yüksek Ekonomik Rekabet Gücüne Sahip Sürdürülebilir Ekonomiyi Sağlamak
İstanbul’a bilgi ve iletişim teknolojileri ile bölgesel ekonomiyi yönlendiren
yönetim ve karar mekanizmalarının bütünleştiği üst düzey hizmet/finans ve
yönetim merkezi kimliğinin kazandırılması
Ekonomik sektörlerde yeniden yapılanma sağlanarak, İstanbul’da uluslararası
rekabet üstünlüğü taşıyan veya taşıyabilecek sektörlerin desteklenmesi
Ekonomik gücün anahtarının sağlıklı çevre olduğuna yönelik bilinçlendirmenin
sağlanması
Üretim alanları ile güçlü işlevsel ilişkileri olan uzmanlaşmış iş ve hizmet
alanlarının geliştirilmesi
Planın vizyon ve ilkeleri doğrultusunda kentte kalması uygun görülen sanayi
türlerinin ileri teknoloji kullanan, insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyen ve
katma değeri yüksek sanayiye dönüştürülmesi; kentte kalması uygun
görülmeyen sanayi türlerinin ise kent dışına yönlendirilmesi
Merkezde sanayi alanlarının boşaltılmasıyla oluşacak alan kapasitesinin bilgi
ekonomisi, kültür endüstrileri ve hizmetler sektörüne yönelik kullanılması
Yeni teknoloji ve fikirleri kullanan iş alanlarının geliştirilebilmesi için kentin
bilgi kapasitesinin arttırılması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
526
Planın vizyonu ve ilkeleri doğrultusunda, bilgi teknolojilerinin ve ar-ge
faaliyetlerinin gerçekleştirileceği bölgelerin “ekonomi-ekoloji dengesi”
gözetilerek oluşturulması
Küçük ölçekli üretim tesislerine mekansal ve sektörel planlama yolu ile çözüm
üretilmesi
Ana Strateji 3. İstanbul’un Güçlü Yönlerini ve Fırsatlarını Kullanarak Özgün Bir Açılım Oluşturabilme Potansiyelini Harekete Geçirmek
İstanbul’un sosyal, ekonomik, kültürel açıdan uyumlu büyümesi, bütünleşmesi
ve gelişmesi sağlanarak bölgesel merkez olması
İstanbul'un diğer küresel merkezlerle ve kendi bölgesel hinterlandıyla ulaşım,
haberleşme, kentler arası işbirliği ve yatırım olanaklarının güçlendirilmesi
Farklı kültürel coğrafyaların merkezinde bulunan İstanbul’un uluslararası
diplomasi, finans, kültür, bilim ve teknoloji zirvelerine ev sahipliği yapan bir
merkez olarak ön plana çıkartılması
İstanbul’un, jeopolitik konumu nedeniyle karşılaşabileceği tehditleri risk
yönetimi ile aşan ve tehditleri fırsat haline dönüştürebilen bir metropol haline
getirilmesi
Kentin korunması gerekli değerlerini gözeten, vizyonuyla uyumlu yatırımlar için
bir çekim merkezi olmasının sağlanması
Kıtalar ve bölgelerarası ulaşımda stratejik konumda bulunan İstanbul’un “geçiş
kapısı” konumunun değerlendirilerek, uluslararası ulaşım ilişkilerinde yolcu
transfer merkezi olarak geliştirilmesi
İstanbul’un medya, reklamcılık ve fuar düzenleme faaliyetlerindeki etkinliğinin
arttırılması
Kentin kültürel kimliğinin ve doğal değerlerinin toplum tarafından
sahiplenilmesine yönelik altyapının oluşturulması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
527
HEDEF 2. MARMARA BÖLGESİ’NDEKİ YEREL POTANSİYELLERİ BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIMLA HAREKETE GEÇİREREK, BÖLGEDE SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞMENİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNE ÖNCÜLÜK ETMEK
Ana Strateji 1. Bölge İçi Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Farklarını En Aza İndirmek Konusunda İstanbul’un Öncü Rolünü Güçlendirmek
Ülkenin ekonomik canlılığı ve sürekliliği açısından “öncü” kent İstanbul’un, her
alanda ülke ve bölgesine hizmet sunan, model oluşturan yapı ve değerlerinin
farkında olarak bunları güçlendiren bir kent olması
Ülke içinde 7. kademe merkez durumunda, olan İstanbul’un Marmara Bölgesi
içerisindeki alt bölgesel ve yerel gelişmişlik farklılıklarının dengelenmesine ve
çok merkezli dengeli kalkınmanın gerçekleştirilmesine katkı sağlaması, bu
kapsamda alt bölgesel merkezlerle işbirliği olanaklarını geliştirmesi
İstanbul’un sosyo-ekonomik gelişme kararlarını, etkilediği ve etkilendiği,
ekolojik ve işlevsel bütünlük içerisinde olduğu yerleşimlerle ile uyum içerisinde
gelişmesi
İstanbul’un Marmara Bölgesi’nde farklı işlevlerde uzmanlaşan, birbirini
tamamlayan, büyüme ve çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek
merkezlerle ulaşım, lojistik ve ekonomik sektör ilişkilerinin bütünlük içerisinde
ele alınarak verimlilik artışının sağlanması
İstanbul’un küresel pazarlara çıkış olanakları konusundaki birikimini, Bölge
bütünündeki işbirliklerine yansıtması
İstanbul’un dünya ölçeğinde kültür odaklı turizm kenti olma hedefi
doğrultusunda, İstanbul ile bütünleşmiş bölgesel turizm faaliyetlerinin
geliştirilmesiyle İstanbul’un bölge ekonomisinin gelişmesine katkı sağlaması
Sürdürülebilir kalkınmada öncü rol üstlenecek bilgi ve teknolojiye dayalı
oluşumlarda bölgesel işbirliklerinin kurulması
Planın vizyon ve ilkeleri doğrultusunda kent dışına yönlendirilen sanayi türleri
için Bölge içerisindeki atıl kapasiteli organize sanayi bölgelerinin öncelikli
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
528
olarak değerlendirilmesi ve ihtisaslaşmanın arttırılması konusunda işbirliklerine
gidilmesi
İstanbul’un sahip olduğu noktasal çekim gücünün, günümüz gelişmiş ulaşım
olanaklarının da daha etkin kullanılmasıyla Marmara Bölgesi geneline yayılması
Karayolu temelli yolcu ve yük taşımacılığına alternatif olarak, Bölge’nin iç
denizi konumunda bulunan Marmara Denizi ve Boğazları’ndan daha ağırlıklı
faydalanarak Bölge genelinde ekonomik dinamizmin arttırılması
Uluslararası alanda ortak denizcilik sektör programları geliştirilmesi ve
Marmara Bölgesi ile İstanbul’daki liman sahalarının modernizasyonu üzerinde
yoğunlaşılması
Bölge genelinde sosyo-ekonomik gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi ile
Bölgeye yönelen göçün olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesiyle sürdürülebilir
ve yönetilebilir ölçekte yerleşimlerin oluşturulması
Ana Strateji 2. Marmara Bölgesi Bütününde Sürdürülebilir Mekansal Gelişmenin Sağlanmasında İstanbul’un Öncü Rolünü Güçlendirmek
İstanbul’un Marmara Bölgesi ile kuracağı sosyo-ekonomik gelişme işbirliğini,
ekoloji-ekonomi çatışması olmaksızın ve mekanda verimlilik artışını sağlar
nitelikte, mekansal gelişme planlarına yansıtması
İstanbul’un Marmara Bölgesi bütününde milli park, tabiatı koruma alanı, yaban
hayatı koruma sahası, sit alanları, sulak alanlar gibi korunan alanlar temelinde
diğer tüm yaşam destek sistemleri (ormanlar, çayır-mera alanları, tatlı su
kaynakları, yüzey suları vb) ile entegre olmuş ekolojik ağların tanımlanmasına
katkı sağlaması
İstanbul’un Bölge bütününde tanımlanmış ekolojik ağ sistemlerini referans alan
sürdürülebilir mekansal gelişim konusunda Bölgeye katkı sağlanması
Bölge bütünde yaşam destek sistemlerini koruyan bir gelişmenin zemininin
hazırlanması
Kentin ekolojik ortamıyla sürdürülebilirlik ilişkilerinin sağlam temellere
oturtulması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
529
Ortak kıyı ve çevre yönetimi perspektifinin tanımlanması, programlanması ve
yaygınlaştırılması
Ekolojik, doğal, kültürel ve tarihi varlıklarının korunarak ve değerlendirilerek,
turizm ve hizmet sektörleriyle çeşitlendirilmesi
Ekonomik çekim merkezi nitelikli kentlerde doğal çevrenin korunması için özel
önlemlerin geliştirilmesi – ortak çevre yönetim programları
Bölgede öncelikle ekoloji-ekonomi dengesi göz önünde bulundurularak
ekonomik getiri sağlayacak ekolojik boyutlu faaliyetlerin teşvik edilmesi
Lojistik hizmetlerde optimizasyona gidilerek sistem verimliliği ve etkinliğinin
arttırılması
HEDEF 3. İSTANBUL’UN MEKANSAL GELİŞİMİNİ, ÇEVRESEL,
EKONOMİK VE TOPLUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
DOĞRULTUSUNDA KENTSEL İŞLEVSEL BÜTÜNLEŞMEYİ
SAĞLAMAK
Ana Strateji 1. Kentin Doğu ve Batı Eksenlerinde Doğrusal, Çok Merkezli ve Kademeli Gelişimini Sağlamak
İstanbul’un yağ lekesi biçimindeki mekansal yayılmasının; doğu-batı aksında,
çok merkezli ve sıçramalı gelişme yapısına dönüştürülerek yönlendirilmesi
Kentin ağırlıkla kuzeyinde yer alan ekolojik kaynaklara yönelik eğilim gösteren
kent gelişiminin önlenmesi
İstanbul il sınırları içerisinde sürdürülebilirlik çerçevesinde, kentin gelişme
potansiyelleri ve iç dinamikleri dikkate alınarak, yeni çekim merkezleri ve buna
bağlı olarak yerleşmeler kademelenmesinin oluşturulması
Nüfus-istihdam dağılımının; İstanbul bütününde ve her iki yakada
dengelenebilmesi için yeni odakların belirlenmesi
Plan kararları doğrultusunda, çevreleri ile etkileşimi kuvvetli mekansal alt
bölgelerin tanımlanması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
530
Ana Strateji 2. İstanbul İl Sınırları Dahilinde İhtisaslaşmış, Katma Değer ve Verimliliği Yüksek Merkezler Geliştirmek
Merkez Bölgenin çevre ve yaşam standartlarını yükseltecek mekansal dönüşüm
projelerinin geliştirilmesi
Merkezi iş alanının kentsel, bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçekteki diğer
merkezlerle ilişkilerinin güçlendirilmesi
MİA üzerindeki baskıyı azaltacak, ihtisaslaşmış, üst düzey hizmet-ticaret
birimlerinin yer alabileceği birinci derece merkezler ile hinterlandındaki
yerleşmelerin ticaret-hizmet ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte ikinci derece ve
diğer alt merkezlerin belirlenmesi
Merkez alanları için risk analizlerinin yapılarak afet yönetim planlarının
hazırlanması
Merkez alanlarında gece-gündüz nüfus dengesinin sağlanması için gerekli
düzenlemelerin yapılması
Merkez alanlarının düzenli konut alanlarına doğru yayılmasının engellenmesi
Ana Strateji 3. Sanayi Sektörünün Kent Genelindeki Yapısını Sıhhileştirerek, Yapısal Dönüşümünü Sağlamak
Yer seçim kararları açısından, yerleşik alan içinde kalması uygun olmayan
sanayilerin, öncelikle atıl kapasiteye sahip mevcut organize sanayi bölgelerinde
değerlendirilmesi
Yer seçim kararları açısından yerleşik alan içinde kalması uygun sanayi
alanlarının sağlıklaştırılması
Yetersizlikleri, uyumsuzlukları ve değer artışları nedeniyle sanayiden farklı
kullanımlara dönüşmesi öngörülen sanayi alanlarının uygun işlevlere
dönüşümünün sağlanması
Sanayinin rehabilitasyonu, dönüşümü ve kent dışına yönlendirilmesinde kamu,
özel ve sivil toplum kuruluşları arasında katılım süreçlerinin geliştirilmesi
Çevreye duyarlı, ileri teknoloji kullanan ve katma değeri yüksek sanayi türlerine
geçişin yönlendirilmesi
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
531
Ana Strateji 4. Yerleşmelerin Yaşam Destek Sistemlerine ve Hassas Ekosistemlere Duyarlı Gelişmesini Sağlamak
Orman Alanlarının ve Barındırdığı Biyolojik Çeşitliliğin Korunması
Mevzuatta yer alan orman alanı tanımının Çevre ve Orman Bakanlığı ve taşra
teşkilatı, bilim kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve diğer ilgili kurum ve
kuruluşların işbirliği ile ekosistem içindeki yeri göz önüne alınarak öneminin
vurgulanmasına yönelik yeniden ele alınması
İstanbul İli ormanlarının daha da iyi korunabilmesi amacıyla, tümünün
“muhafaza ormanı” statüsüne alınması yönünde girişimlerde bulunulması
Kadastro ile ilgili tutarsızlıkların çözümlenmesi
Orman kadastrosu kesinleşmemiş orman vasfı bulunan alanların da orman
kapsamında değerlendirilerek, mutlak korunacak alanlar olarak kabul edilmesi
Ormanların toprak ve su rejimi bakımından mutlak koruma altına alınması
Orman rejimine dahil boş alanların; yapılacak bilimsel çalışmalar doğrultusunda,
çevresindeki doğal bitki örtülerinin devamlılığı esas alınarak bitkilendirilmesi
Erozyonu önleyen ve biyolojik çeşitliliğin kaynağı olan fundalık ve çalılık türü
orman alanlarının korunması
Orman alanlarının tahribine yönelik baskıları önleyici tedbirlerin alınması
Orman alanlarında izin verilecek kullanımların; söz konusu alanlardaki ekolojik-
biyolojik çeşitlilik, plan bütünlüğü ve taşıma kapasitesi hesapları dikkate
alınarak ilgili kurumlar tarafından belirlenmesi
Orman içerisinde kalan orman vasfını kaybetmiş alanların ekolojik olarak
ormanla bütünleşmesinin sağlanması
Orman içerisinde olmayan, sürdürülebilirlik açısından ormanla
bütünleştirilemeyen ve üzerinde yapılaşmanın olmadığı 6831 sayılı Orman
Kanunu’nun 2b maddesi kapsamına giren alanların; tarım, rekreasyon ve ihtiyaç
duyulan kamuya ait donatı alanları olarak ya da bu alanlardan alt ölçekli
planlarda belirlenecek yeterli alan büyüklüğüne sahip, yerleşmelerle ilişkisi olan
ve erişilebilir konumda bulunanlarının koruma alanlarının ve/veya afet riski
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
532
taşıyan alanların rehabilite edilmesine/iyileştirilmesine yönelik kentsel
çalışmalar için mevzuat doğrultusunda değerlendirilmesi
Orman içerisinde olmayan, sürdürülebilirlik açısından ormanla
bütünleştirilemeyen ve üzerinde yapılaşmanın olduğu 6831 sayılı Orman
Kanunu gereği orman vasfını kaybetmiş alanlardaki yapılaşmaların rehabilite
edilmesi
Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini
en az düzeye indiren teknik önlemlerin alınması, gerekiyorsa bu faaliyetlerin
kısıtlanması ya da son verilmesi
Özel ormanlarda yapılaşmanın kısıtlanması
İstanbul’un Yeraltı ve Yerüstü Su Kaynaklarının Korunması ve Akılcı Yönetimlerinin Sağlanması
İçme suyu havzalarında koruma–kullanma dengesini düzenleyen “Havza
Yönetim Modeli”nin oluşturulması
İSKİ Master Planı’nın revize edilmesi
Ekosistem özelliklerini kaybeden içme suyu havzalarına doğal ekosistem
özelliklerinin yeniden kazandırılması
İçme suyu havzalarına yönelik kentsel gelişme baskılarını engelleyecek
tedbirlerin alınması
İçme suyu havzalarındaki yerleşmelerin atık sularını doğrudan su kaynaklarına
ulaşmasını engellemek üzere kanalizasyon sisteminin yenilenmesi ve
tamamlanması
İçme suyu havzalarının mutlak ve kısa mesafe koruma kuşaklarının
yapılaşmadan arındırılması
İçme suyu havzalarını besleyen derelerin mutlak koruma kuşaklarının
yapılaşmalardan arındırılması
İçme suyu havzalarının orta ve uzun mesafedeki yapılaşmaların rehabilite
edilmesi
İçme suyu havzalarındaki mevcut sanayi tesislerinin tasfiye edilmesi
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
533
İçme suyu havzalarında yapılacak tarımsal faaliyetlerde toprağın uygun olması
durumunda öncelikle ekolojik tarıma izin verilmesi
Yapılaşma ve denetimsiz kullanım nedeni ile niteliklerini kaybeden yeraltı suyu
taşıyan ortamların tekrar yararlanılabilir kapasiteye kavuşturulması
Yeraltı suyu havzaları içerisinde kalan tarım arazilerinin, yağış suyunun
sızmasını sağlamak üzere korunması
Alternatif içme ve kullanma sularının temini ve rasyonel kullanımına yönelik
çalışmaların yapılması
Tarım Alanlarının Korunması ve Toprak Verimliliğinin Arttırılması
Tarım topraklarının tarım dışı amaçla kullanımının engellenmesi
Mera alanlarının mera dışı amaçla kullanımının engellenmesi
Tarımsal verimliliğin arttırılması için tarımsal arazi kullanım planının yapılması
Organik Tarım Yönetmeliği’ne uygun tarım alanlarında ekolojik tarım yapılması
Ekolojik tarıma uygun olmayan tarım alanlarında polikültür tarıma geçilmesi
Tarım alanlarındaki gübreleme faaliyetlerinin mobil bir modellemeyle
yürütülmesi
Topografik yapıya uygun ve toprak kaybını azaltıcı sulama yöntemlerinin
kullanılması
Yeraltı Kaynaklarından Yararlanılması, Kullanım Ömrünü Tamamlayanlara Doğal Değerlerinin Geri Kazandırılması
Taşocakları, maden alanları, enerji kaynakları ve endüstriyel hammadde
rezervlerinin çevreye verdiği zararla ekonomiye verdiği katkı açısından
değerlendirilerek organize edilmesi ve çevre önlemleri alınarak işletilmesi
Kullanım ömrü tamamlanan ve/veya işletilmesi verimli olmayan maden
alanlarının rehabilite edilmesi
Ekolojik Koridorların, Hassas Ekosistemlerin ve Biyolojik Çeşitliliğin Korunması
Ekolojik koridorların doğal ve tarımsal karakterlerinin korunması, gerekli
iyileştirmelerin yapılması ve kentsel yaşam ile olan entegrasyonunun sağlanması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
534
Kent içerisindeki vadilerin hava sirkülasyonunu sağlama işlevini sürdürebilecek
şekilde planlanması
Ulusal ve uluslararası öneme sahip doğa alanlarının; ulusal ve uluslararası
mevzuat ile bilimsel doğa koruma ilkeleri çerçevesinde korunması ve bu alanlara
yönelik olası kentsel gelişme baskılarının engellenmesi
Doğal sit alanlarının mevzuat çerçevesinde korunması ve bu alanlara yönelik
olası kentsel gelişme baskısının engellenmesi
Kıyı alanlarının ‘Kamu Yararı İlkesi’ Esas Alınarak Değerlendirilmesi
Kıyılarda kamu kullanımlarının arttırılması
Kıyı alanlarını tehdit eden kullanımlara izin verilmemesi
Kıyı ile iç kesimlerdeki ekolojik koridorların oluşturulacak büyük kentsel yeşil
alanlarla ilişkilendirilmesi
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Yararlanma Düzeyinin Arttırılması
İstanbul'daki rüzgar enerjisi üretim olanaklarının değerlendirilmesi
Güneş enerjisi potansiyelinin enerji kaynağı olarak değerlendirilmesi
İnsan faaliyetleri esnasında harcanan enerji miktarının ve enerjinin
tüketilmesinden dolayı ortaya çıkan atıkların azaltılması
İleri teknolojinin kullanılması öngörülen alanlarda (eğitim bilişim ve teknoloji
alanları ile sıhhileştirilecek sanayi alanları), bu alanların kendine yeterliliğini
sağlamaya yönelik yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi ve enerji muhafaza
sistemlerinin devreye sokulma olanaklarının araştırılması
Ana Strateji 5. Afetlere Karşı Duyarlı Kentsel Gelişmeyi Sağlamak
Kentin mekansal gelişmesinin deprem ve diğer afet risk faktörleri dikkate
alınarak belirlenmesi
Kıyılarda yer alacak kullanımların, kıyılardaki dolgu ve alüvyon alanlarının
deprem sırasındaki zemin davranış özellikleri, tsunami tehlikesi, zemin
sıvılaşması gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenmesi
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
535
Afet riskleri açısından sorunlu bölgelerde yapı ve nüfus yoğunluğunun düşük
tutulması
Doğa (deprem, heyelan, taşkın, meteorolojik vb.) ve insan kaynaklı (yangın,
endüstriyel, deniz kazaları vb.) afetlere yönelik acil eylem planlarının
hazırlanması ve insan kaynağının yetiştirilmesi
Afet durumları için afet lojistik planlamasının yapılması
Tehlikeli kullanımlar (yanıcı, patlayıcı maddeler) için güvenlik önlemlerinin
alınması, gerekirse tasfiyesi, yangın söndürme için güvenlik altyapısının
geliştirilmesi
Ana Strateji 6. Yerleşmelerin Tarihsel-Kültürel Değerlere Duyarlı Gelişmesini Sağlamak
İstanbul’un sahip olduğu tarihi ve kültürel dokusu, evrensel kimliği, peyzajı,
kentin simgeleri ve siluetini korumaya yönelik çalışmaların yapılması
Tarihi Yarımada ve Boğaziçi üzerindeki kentsel gelişme baskısının, kentin doğu
ve batı yönünde kademeli-lineer gelişmesi sağlanarak engellenmesi
İstanbul’un geleneksel kent dokusunun; sanayi, imalat, depolama gibi tarihi
dokuyla uyumlu olmayan tahrip edici fonksiyonlardan arındırılması
Öncelikle Tarihi Yarımada olmak üzere kentin tarihi dokularında lastik
tekerlekli araç trafiğinin azaltılması, yaya ulaşım akslarının oluşturulması
Ana Strateji 7. Ulaşım Kararlarını Plan Kararları ile Uyumlu Olarak Geliştirmek
Öncelikle araçların değil insanların ekonomik ve hızlı ulaşımının sağlanması
İstanbul genelinde demiryolu ve denizyolu ağırlıklı, yüksek kapasiteli, kaliteli ve
ulaşım türlerinin entegre edildiği toplu taşıma ağırlıklı bir ulaşım sisteminin
kurulması
Kent bütünündeki ulaşım sistemlerinin birbirine entegre olacak biçimde
planlanması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
536
Doğu-batı yönündeki doğrusal gelişmeye paralel olarak raylı ulaşım
sistemlerinin planlanması ve sistemlerin ana ulaşım ve transfer istasyonlarında,
entegre edilmesi
Kuzeye gelişimi tetikleyecek, kentin doğal-tarihi yapısını bozacak ve uzun
dönemde ilave ulaşım sorunları oluşturacak ulaşım ve yerleşim kararlarından
kaçınılması
İstanbul geneli için sürekliliği olan ulaşım talebi yönetim politikalarının
geliştirilmesi
Birinci derece seyahat üreten odakların yerlerinin, ulaşım stratejileri ile
ilişkilendirilerek belirlenmesi
Kentin merkez bölgelerindeki araç trafiği sınırlandırılarak, yaya ve bisiklet
ulaşımının desteklenmesi
Ulaşım akslarının başta deprem olmak üzere acil durumlar dikkate alınarak
iyileştirilmesi
Ulaşım problemlerinin on yıl içinde çözümlenmesi
Havalimanlarının Etkinliğinin Arttırılması
İstanbul’un ulusal ve uluslararası ihtiyaçları göz önünde bulundurularak Atatürk
ve Sabiha Gökçen Havalimanlarının kapasitesinin arttırılması amacıyla alt
ölçekli planlarda detaylı çalışmaların yapılması
Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanları arasında eşgüdüm ve entegrasyonun
sağlanması
Havalimanlarına erişimi destekleyecek toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi
Gerek kentin ihtiyaçları gerekse ulusal-uluslararası yolculuk talepleri
doğrultusunda kentin batı yakasında yeni havalimanı için plan kararı
geliştirilmesi
Kent Bütünündeki Liman İlişkilerinin Yeniden Düzenlenmesi
İstanbul ve yakın çevresine uluslararası nitelikte bir transit limanı kurma
girişimlerinin ülke ve bölge ölçeğinde değerlendirilmesi
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
537
Ana Strateji 8. Kent Genelinde Dağılmış Lojistik Fonksiyonların Mekansal Organizasyonunu Yaparak, Etkinliğini Arttırmak
İstanbul’un her iki yakasında liman ve raylı sistemlerle entegre edilmiş lojistik
bölgelerin kurulması ve gümrüklerin bu bölgelere taşınması
Limanlar ile lojistik bölgeler arasında raylı sistem ulaşım ilişkisinin kurulması
Yük taşımacılığının ağırlıklı olarak demiryolu ve denizyolu sistemi ile yapılması
Ana Strateji 9. İklim Değişikliğinin Uzun Dönemli Etkileri Dikkate Alınarak, İklim Değişikliğine Adaptasyon ve Zarar Azaltma Konularının Mekansal Planlarla İlişkisini Kurmak
İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasında etkili olabilecek arazi kullanım
kararlarının geliştirilmesi
HEDEF 4. YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTMEK
Ana Strateji 1. Yerleşim Alanlarında Mekansal Kaliteyi Yükseltmek
Plansız ve sağlıksız gelişmiş yerleşim alanlarının mekan standartları
yükseltilerek planlı ve düzenli yerleşim alanlarına dönüştürülmesi
Tarihi konut alanlarının; doku, fonksiyon ve özgün özellikleri korunarak,
sıhhileştirilmesi
Boğaziçi alanının, sahip olduğu özellikler göz önünde bulundurularak
sıhhileştirilmesi
Öncelikle kentin mevcut yerleşim alanlarının nüfus emme kapasitesinden
yararlanılması
Konut gelişme alanlarının; orman alanları, içme suyu toplama havzaları, tarım
alanları ve jeolojik sakıncalı alanlar gibi yerleşime uygun olmayan alanların
dışında seçilmesi
Konut alanlarının fiziki dönüşüm sürecine sosyal boyutun kazandırılması
Yapılaşmada mimari estetiğin ve yerel mimarinin dikkate alınması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
538
İstanbul’da yaşayan tüm kesimleri kentle bütünleştiren kentsel donatı alanlarının
ve kamusal açık alanların kent bütünü içinde yeterli, dengeli ve kaliteli hale
getirilerek; kentsel hizmet ve fırsatlardan toplumun tüm kesimlerinin
yararlanabilme olanaklarının arttırılması
Kentin düşük olan teknik ve sosyal donatı düzeyini yükseltecek kamu–özel
sektör işbirliklerinin geliştirilmesi
Kent bütününe hizmet verecek spor merkezleri, kültür merkezleri, eğlence ve
sergi mekanları, müzeler, arşivler ve sağlık merkezlerinin oluşturulması
Dönüşüm projelerinde kentsel “yeşil alanların arttırılması” kriterinin
önceliklendirilmesi
Kentin doğu-batı doğrultusundaki gelişimine paralel olarak, farklı ulaşım
türlerinin entegre olduğu ve ortalama seyahat süresini azaltan hızlı, güvenilir,
temiz, konforlu toplu taşıma hatlarının planlanması
Kentin sahip olduğu özgün siluetin korunmasına yönelik siluet ve tasarım
planlaması çalışmalarının yapılması
Ana Strateji 2. Çevre Kirliliğini Önlemek
Su Kirliliğinin Önlenmesi
Göl ve denizlere dökülen derelerin ıslah edilmesi
Mevcut atık su arıtma tesislerinin etkinliğinin artırılması
Atık suyun arıtılmadan deşarj edilmesinin önlenmesi
Kentsel yerleşim ve gelişme alanlarında kanalizasyon sisteminin tamamlanması
Deniz araçlarının denizi kirletmesini önlemeye yönelik denetim, atık alma ve
deniz temizleme hizmetlerinin iyileştirilmesi
Limanlardan kaynaklanan deniz kirliliğinin kontrolüne yönelik tedbirlerin
alınması
Hava Kirliliğinin Önlenmesi
Hava kirliliği izleme sisteminin geliştirilmesi
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
539
Ulaşımdan kaynaklanan hava kirliliğinin kontrolü için toplu ulaşımın
geliştirilmesi ve teşvik edilmesi
İş-konut ulaşım ilişkilerinde trafiği azaltacak yaklaşımların geliştirilmesi
Kent içinde hava kirliliği oluşturan sanayi işletmeleri için yakıt türü, yakma
teknolojilerinin iyileştirilmesi, baca filtrelerinin takılması ve gerektiğinde kent
dışında uygun yerlere yönlendirilmesi gibi önlemlerin alınması
Kentteki hakim rüzgar yönlerini dikkate alarak hava koridorlarının oluşturulması
Kentsel yeşil alanların ve ağaçlandırmanın arttırılması
Gürültü Kirliliğinin Önlenmesi
Otoyol ve ekspres yollar ile demiryolu kenarlarında kademeli bitkilendirme vb.
uygulamalarla gürültü engelleyici perdelerin oluşturulması
İstanbul için gürültü kontrol planlamasının geliştirilmesi
Toprak Kirliliğinin Önlenmesi
Atık su deşarjları ve atık dökülmesi gibi toprak kirliliğine yol açan faktörlerin
engellenmesi
Tarımsal faaliyetlerde toprağı kirletecek kullanımlarının önlenmesi
Atık Yönetiminin Etkinleştirilmesi
Kentsel atık suyun arıtılarak tarımsal ve kent içi yeşil alan sulamasında
kullanılması
Katı atık tesislerinin etkinliğinin artırılması
Katı atıkların toplanma, depolanma ve geri kazanım oranının arttırılması
Geri kazanılamayan hafriyat, inşaat ve yıkım atıklarının düzenli depolama
alanlarında depolanması
Düzenli katı atık depolama alanlarında çöp gazından elde edilen enerji üretim
kapasitesinin arttırılması
Endüstri bölgelerinden kaynaklanan atıkların çevre ve insan sağlığına zarar
vermeden bertaraf edilmesi
Endüstriyel atık sular için ön arıtmanın zorunlu kılınması
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
540
Tehlikeli atıkların kent içerisinde kontrollü taşınmasına ve bertaraf edilmesine
yönelik önlemlerin alınması
Tehlikeli atık üreten ve bertaraf sorumluluğu olan kuruluşların izlenmesi ve
denetlenmesi için sorumlu kurumlarla işbirliğine gidilmesi
Koruma-Kullanma Dengesi Çerçevesinde Aktif Korumanın Sağlanması Yönünde Çevre Koruma Yönetim Sisteminin Oluşturulması
Doğanın maliyetlendirilmesi ilkesinin yaygınlaştırılması
Çevre korunmasıyla ilgili izleme, araştırma-geliştirme ve erken uyarı
sistemlerinin kurulması
Çevre bilincinin yaygınlaştırılmasına yönelik toplumsal programların
geliştirilmesi
Çevre yönetiminin gerçekleştirilmesine hizmet edecek yapılanmaların
desteklenmesi
HEDEF 5. SOSYAL SERMAYEYİ GÜÇLENDİRMEK
Ana Strateji 1. Kente Yönelik Göçü Etkin Yöneterek, Nüfusu Yüksek Eğitim Düzeyine ve Kalifiye İşgücü Becerilerine Kavuşturmak
İstanbul’a Yönelik Göçün Etkin Yönetilmesi
İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda belirlenen nüfus projeksiyonu, sürdürülebilirlik
açısından getirilecek demografik sınırlama ve işgücü ihtiyacı temel alınarak;
ülkesel ve bölgesel göç politikaları ile ilişkilendirilmiş plan kararlarının
geliştirilmesi
Kentin taşıyabileceği en uygun nüfus büyüklüğünün belirlenmesi
Optimal nüfus büyüklüğünün üstüne çıkılmasına yol açacak plan kararlarının
verilmemesi
Donanımlı, Motive Edilmiş, Yoğun ve Yüksek Verimliliği Olan İşgücünün Geliştirilmesi
Bilgi ekonomisine ve toplumuna geçişi sağlayacak beceri kazandırma
faaliyetlerinin yürütülmesi
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
541
Yerel insan kaynağının İl’de geliştirilmesi önerilen sektörler doğrultusunda
eğitim almasının sağlanması
Eğitimli nüfus oranının arttırılması için örgün ve yaygın eğitim kurumlarının
nitelik ve nicelik olarak kalitesinin arttırılması
Özellikle göçle gelen nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kadın eğitimi ve
kadınlara meslek edindirme konularında girişimlerde bulunulması
Yüksek nitelikli nüfusun kente çekilmesi için nitelikli konut ve sosyal çevre
olanaklarının oluşturulması
Ana Strateji 2. Sosyal Adaleti ve Kentle Bütünleşmeyi Sağlamak
Ekonomik, Sosyal ve Sağlık Yönünden Yoksunluk İçinde Bulunan Dezavantajlı Kesimin Desteklenmesi
Ekonomik yardıma ihtiyaç duyan kesimlerin oluşturulacak sosyal ve ekonomik
projelerle desteklenmesi
Toplumda eğitim yönünden geri kalmış kesimlere yaygın eğitim olanaklarının
sağlanması
Üretim sürecine dahil olamayan dezavantajlı kesimlerin işgücü becerilerinin ve
iş imkanlarının geliştirilerek üretim sürecine dahil edilmesi.
Engellilerin ve tüm dezavantajlı grupların sosyal yaşama uyumu ve katılımı için
pozitif ayrımcılık unsurları da içeren özel projelerin geliştirilmesi
Çocuk, genç ve yaşlıların sosyal ve kültürel faaliyetlere katılabilmesi için
kentteki sosyal donatı alanlarının arttırılması
Düşük gelir düzeyindeki İstanbul halkı başta olmak üzere, farklı toplumsal
gruplar için konut seçeneklerinin sunulması
Barınma ve yaşam koşullarını iyileştirmeye dönük çok yönlü sosyal
programların geliştirilmesi
Kentsel alan içinde gerçekleştirilecek büyük proje ve uygulamaların ürettiği
kentsel rantlar başta olmak üzere, kentsel rantların kente ve kamuya geri
dönüşüne ilişkin mekanizmaların geliştirilmesi
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
542
Özellikle kente yeni gelenlere kentsel kültüre geçişte yardımcı olacak
mekanizmaların geliştirilmesi
Genel İstihdam Oranının Arttırılması ve İşgücü Piyasasının İşleyişindeki Eşitsizliklerin Azaltılması
İki yaka arasında nüfus-istihdam dengesinin kendi içinde sağlanması
İş-konut arasındaki mesafenin minimuma indirilmesi yönünde arazi kullanım
dağılımlarının dengeli oluşturulması
İşgücünün beceri düzeyinin yükseltilmesi
HEDEF 6. SÜRDÜRÜLEBİLİR KENT YÖNETİM SİSTEMİNİN
GELİŞTİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ OLAN YENİDEN
YAPILANMAYI SAĞLAMAK
Ana Strateji 1. İstanbul Büyükşehir Belediye Sınırlarını, Metropoliten Alan’ın Tamamını Kapsayan ‘İşlevsel Metropoliten Bölge’ Ölçeğinde Sosyo-Ekonomik Bir Bütün Oluşturacak Şekilde Yeniden Belirlemek
Ana Strateji 2. İşlevsel Metropoliten Bölge İçindeki Planlama Kararlarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Öncülüğünde Belirlemek
Planlama süreci ile ilgili yetki karmaşasına yönelik sorunların giderilmesi ve
etkin işleyen bir planlama sisteminin oluşturulması
Ülke bütününden başlayarak alt ölçeğe kadar inen planlar arasında uyumun
sağlanması
Bölge genelindeki planlar arasında koordinasyonu sağlayacak yapılanmanın
kurulması
Planların doğru ve eksiksiz verilerle hazırlanması için bölge ve kent ölçeğinde
sistemli bir envanter çalışmasının yapılarak, belli aralıklarla güncellenen bir veri
bankasının oluşturulması girişiminin başlatılması
Parçacıl planlama yaklaşımlarının neden olduğu ‘bütünlüğü bozma’ tehlikesinin
engellenmesi için uygulanabilir anlayış çerçevesinde bütüncül planlamaya
geçilmesi
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
543
Planlama faaliyetlerinin "imar planlama" boyutuyla sınırlı kalmaması; yönetim,
işletme, ekonomik, sosyal, finansman ve zamanlama boyutlarını da içeren
stratejik yaklaşımın benimsenmesi
Kentin mekansal anlamda kontrolsüz yayılmasını öngören, tarım topraklarını, su
havzalarını, orman alanlarını tehdit eden planların çevresel sürdürülebilirlik
ilkeleri göz önünde bulundurularak revize edilmesi
İmar ile ilgili yasal düzenlemelerin tek bir yasada toplanarak birbirine uyumlu
hale getirilmesi konusunda öncü rol üstlenilmesi
Plan hazırlama süreçlerinde ilgili tüm grupların daha etkin katılım olanaklarının
geliştirilmesi
6.2.5. MAKROFORM
1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı analiz ve sentez çalışmaları kapsamında
geliştirilen yaklaşımların, mekansal bir modelle desteklenerek plan kararlarının
geliştirilmesi sürecine yansıtılması gerekmektedir.
Makroform çalışması kapsamında; analiz ve sentez çalışmalarında tanımlanan ve
kaynağı araştırılan sorunların çözümüne yönelik yaklaşımlar geliştirilerek, ilkesel
makroform modeli oluşturulmuştur. Çerçeve koşulların göz önüne alınmasıyla ilkesel
makroformun türevleri niteliğinde İstanbul için alternatif makroformlar da geliştirilerek,
değerlendirmeler sonucunda bir tercih yapılmıştır.
İstanbul; özellikle 1950’lerden sonra girdiği hızlı büyüme süreci içinde, yer yer planlı
olmakla beraber, büyük oranda yasa dışı yapılaşmalarla şekillenen bir gelişme
göstermiştir (Harita 6.4).
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
544
Harita 6.4. İstanbul’da Planlı ve Plansız Gelişmiş Alanlar
İstanbul’un yasa dışı ve kontrolsüz gelişmesi temelde; kentin çekim gücünün ülke ve
bölge ölçekli politikalarla dengelenememesine dayanmaktadır. İstanbul üzerinde oluşan
aşırı talebin yerel yönetimlerce de karşılanamaması, kentin kontrolsüz bir biçimde
büyümesine yol açmıştır. Sürdürülebilir ve planlı gelişmenin önündeki en önemli engel
olarak görülen söz konusu süreç bugün de devam etmekte olup; gerek ülke ölçekli,
gerekse de bölge ölçekli dinamikler İstanbul’u şekillendirmektedir.
Ekonomik, sosyal, kültürel ve fiziksel boyutta olan söz konusu dinamiklerin ana
başlıklar altında toplanarak alt ölçekli çalışmalara zemin oluşturulması, ‘Makroform
Yaklaşımı’ kapsamında gerçekleştirilmiştir.
1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı çalışmaları çerçevesinde geliştirilen
makroform yaklaşımını dört ana başlık altında tanımlamak mümkündür. Bunlar;
İstanbul Makroformu’nun (i) büyüklüğü, (ii) konumu, (iii) biçimi ile (iv) iç yapısı ve
yoğunluk dağılımıdır.
Makroformun büyüklüğü bir yandan İstanbul’un ulaştığı demografik ve alansal hacmi
vurgularken, diğer yandan makroformun konumunu ve değişik boyutlardaki ağırlık
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
545
merkezlerinin dağılımını ifade etmektedir. Makroformun biçimiyle İstanbul’un radyal
veya konsantrik modelden farklı olan doğrusal gelişme modeli tanımlanmaktadır.
Makroformun iç yapısı ve yoğunluk dağılımıyla ifade edilen ise İstanbul bünyesinde yer
alan alt-bölgeler ve alt-merkezleri ile alt-bölge yoğunluklarıdır.
6.2.5.1. İstanbul İçin İlkesel Makroform Tasarımı
İstanbul’un konumlandığı coğrafya;
Doğu-batı doğrultusunda uzanan ve kentin kuzeyinde yer alan orman alanlarının
konumlandığı,
Kuzey ve güney arasında iklimsel farklılıkların görüldüğü ve söz konusu
farklılıkların biyolojik çeşitlilik ile habitat çeşitliliğine yansıdığı,
Kentin kendi kendine yeterliliği anlamında vazgeçilemez önemi olan su
kaynaklarının ve su havzalarının barındığı ve
Avrupa Yakası’nda önemli tarım topraklarının yer aldığı
son derece kırılgan bir yapıyı tanımlamaktadır (Şekil 6.6).
Şekil 6.6. İstanbul’un Üzerinde Geliştiği Coğrafya
Yukarıda tanımlanan coğrafi konum içinde önerilen sağlıklı yapıların ve işlevsel
ilişkilerin oluşturulmasını ön plana çeken ‘İlkesel Makroform Tasarımı’;
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
546
Gebze
ÇorluÇ.Köy
Orman ve Havzalar Orman ve Havzalar
Karadeniz
Marmara Denizi
M M M M M M MMİAGebze
ÇorluÇ.Köy
Orman ve Havzalar Orman ve Havzalar
Karadeniz
Marmara Denizi
M M M M M M MMİA
İstanbul’un Doğu-Batı aksında ve Marmara Denizi boyunca doğrusal bir yapıda
ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda sıçrayarak geliştirilmesi ve
Kuzey’e doğru gelişimin kontrol altına alınmasını öngörmektedir.
Kentin kuzeye doğru gelişmesinin kontrol altına alınması, kentin sürdürülebilir bir
biçimde gelişmesi açısından üst belirleyici ve aynı zamanda kısıtlayıcı olmaktadır (Şekil
6.7).
Şekil 6.7. İstanbul İçin Öngörülen Makroform
Yerleşik alan içinde ise kentin tanımlı alt-bölgelere ayrılması ve bu alt-bölgelerin kendi
alt-merkezleri ile bütünleştirilmesi diğer bir temel ilkedir. Tüm kente hizmet eden
donatı ve hizmet alanlarının ve kentsel alt-bölge merkezlerinin ana ulaşım omurgasına
doğrudan bağlanmasıyla sağlıklı ve işlevsel bir kentsel organizma kurulması
hedeflenmektedir.
İstanbul; gerek topoğrafik yapısı gerekse iklim özellikleriyle çeşitlenen, canlı yaşamı ile
biyolojik yapısı açısından uluslararası öneme sahip bir kent konumundadır. Önemli
doğal göllere ve baraj göllerine sahip olan İstanbul, söz konusu kaynaklardan içme ve
kullanma suyunu karşılayabilmektedir. Ayrıca iki kıtada yer alan toprakları ile
Karadeniz ve Marmara Denizleri arasında konumlanan Boğaz geçişi; İstanbul’u gerek
biyolojik çeşitlilik, gerekse iklim elemanlarının etkileri açısından farklılaştırmaktadır.
Özetle İstanbul; orman alanları, tarım toprakları, yerüstü ve yeraltı su kaynakları ve
hassas ekosistemler ile önemli yaşam destek sistemlerini bünyesinde barındırmakta
olup, yaşam destek sistemlerinin birbirleri ve kentsel alanlarla etkileşimini güçlendiren
ekolojik koridorların bulunduğu özel bir coğrafyada yer almaktadır. Söz konusu alanlar
Şekil 6.7’de kırmızı çizgi ile sembolize edilen sınırın kuzeyinde yer almaktadır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
547
İstanbul’un sahip olduğu önemli coğrafya, aynı zamanda deprem başta olmak üzere
doğal risklerin de göz ardı edilemeyeceği bir yapıya sahiptir. Kentin bugüne kadar
sergilediği çarpık ve kuralsız gelişim göz önünde bulundurulduğunda, doğal risklerin
taşıdığı önem de açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Şekil 6.7; gerek doğal yapı, gerekse doğal riskler çerçevesinde ayrıntılı bir biçimde
incelendiğinde, mevcut durumda yerleşmeye elverişli kuşak tanımlanmasının temelde
mümkün olmadığı görülmektedir. Hatta mevcut yapı itibariyle yerleşim alanları, doğal
eşikleri aşarak ve doğal kaynaklara zarar vererek yayılmaya devam etmektedir. Tarihsel
süreç içerisinde Marmara Denizi kıyısında doğrusal bir gelişme gösteren İstanbul;
önceleri Türkiye’nin en önemli gelişme merkezi, daha sonra ise en büyük kenti kimliği
ile bugün gerek kuzeye gerekse kanatlara uzanan gelişimini sürdürmektedir.
Kentte yer seçen farklı gelir, eğitim ve kültür gruplarının yer seçim kararlarının bugüne
kadar kontrollü ve akılcı bir şekilde gerçekleşmeyişinin bedeli olarak; içme suyu
havzaları ve orman alanları başta olmak üzere, çoğunlukla korunması gereken alanların
yer aldığı kuzey bölgelere yönelen gelişmeler giderek artan çevresel, ekolojik, estetik
vb. sorunları gündeme getirmektedir.
İstanbul’da yaşam olanağına olduğu kadar yüksek bir yaşam kalitesine de sahip
olunabilmesi açısından vazgeçilemez önemi olan su ve orman kaynaklarının
sürdürülebilirliğinin mutlak surette sağlanması gerekmektedir. Bu amaçla, İl sınırları
içerisinde alternatif gelişme odaklarının tanımlanması arayışları çerçevesinde; yine eşik
analiz ve sentez çalışmaları sürecinde ortaya çıkan, batıya yönelik doğrusal gelişme
olanağının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Doğal kaynaklar açısından yapılan değerlendirmeler sonucu; İstanbul’un kuzeyine göre
insan müdahalesine daha toleranslı bir yapıya sahip olduğu görülen Silivri ve yakın
çevresinin, alternatif gelişme odağı olarak değerlendirilmesi öngörülmüştür.
Söz konusu alanda gelişme kararlarının sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde alınması;
gerek planlama ve uygulama süreçlerinde teknik önlemlerin hayata geçirilmesi, gerek
doğal yapının zarar görmemesi, gerekse doğal risklerin neden olabileceği
olumsuzlukların yaşanmaması açılarından önem arz etmektedir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
548
Özetle; mevcut koşullar çerçevesinde ve doğal yapının ortaya koyduğu sınırlamalar
doğrultusunda, İstanbul için yerleşmeye elverişli kuşak tanımı yapmanın kolay olmadığı
görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda İstanbul’da;
İl sınırları içerisinde yerleşmeye elverişli kuşaklar bulmak yerine mevcudun
iyileştirilmesi ve nitelik artışının sağlanması,
Teknik önlemlerin alınması,
Çevresel sürdürülebilirlik ilkelerinin uygulamaya geçirilmesi ve
Doğal kaynaklar üzerinde oluşan baskının hafifletilmesi gerekmektedir.
6.2.5.2. Makroform Riskleri ve Temel Makroform Stratejileri
İstanbul’daki mevcut yerleşim düzeninin ve oluşan mekansal kütlenin yapısal nitelikleri
ve gelişme eğilimlerinin neden olduğu risklerin tanımlanması ve bunlara karşı gerekli
önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu sebeple, ilk olarak İstanbul için söz konusu olan
risklerin tanımlanması ve bunları olası stratejiler açısından incelenmesinden sonra;
alternatif makroformlar saptanmıştır.
Darboğaz (Şişe Ağzı) Riski
İstanbul bugün iki ana alt-bölge olarak tanımlanan Anadolu ve Avrupa Yakalarına
yayılmış bir yerleşim yapısına sahiptir. Her iki alt-bölge de tek bir sistem şeklinde
çalışmakla beraber, İstanbul içinde en önemli doğal eşik olarak görülen Boğaz hattı bu
iki alt-bölgeyi birbirinden fiziksel olarak ayırmaktadır. Sonuçta alt-bölgeler birbirleriyle
deniz yolu ve köprü geçişleri üzerinden etkileşim kurabilmektedir. Böylesine bir durum
Boğaz hattında bir darboğaz veya şişe ağzı (bottleneck) etkisi oluşturmakta ve kent
sisteminin etkin olarak çalışabilmesini engelleyebilecek bir risk oluşturmaktadır. Bu
riske karşı, Ana Makroform Sistemi’nin ‘darboğaz’ etkisini minimize edecek bir yapıda
kurgulanması gerekli olup, bu minimizasyon için birbirinden farklı iki temel strateji
kabul edilebilir görünmektedir.
Strateji Alternatif-1: Ana Yerleşim Kütlesi’nin dağıtılması ve batıya kaydırılmasıyla,
sistemin iç hareketlerinin Boğaz hattını kullanma oranı azaltılabilecektir.
Strateji Alternatif-2: Boğaz aşan hareketlerde tıkanma olmaması için, Boğaz hattında
güçlü bir ulaşım sisteminin kurulması düşünülerek, bunun; raylı sistemler, tüp geçiş ve
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
549
deniz ulaşımının entegrasyonu aracılıyla gerçekleştirilmesi olasılıkları gündeme
gelebilir.
Gelişme Şekli Riski
İstanbul, her sene yaklaşık yarım milyon insanın sisteme eklenerek hızla büyüyen bir
kent olup, yeni gelen toplumsal kitlenin konumlandırılması kent için önemli bir sorun
olmaktadır. Sonuçta büyüyen kütlenin hangi yönde ve nasıl bir modelde büyüyeceği
sorusunun cevabı verilmeli ve altyapı arzu edilen yönlere doğru kaydırılarak, sistemin
sağlıklı büyümesi sağlanmalıdır. Çünkü İstanbul’da kuzeye ve jeolojik açıdan sakıncalı
alanlara doğru gelişmeler artık endişe verici boyutlara ulaşmıştır.
Kuzeye Gelişim Çevresel sürdürülebilirlik anlamında yaşamsal olarak nitelendirilen alanlar kentin kuzey
bölgesinde yoğunlaşmıştır. Bu alanların kapsamında önemli bitki alanları, içme suyu
havzaları, orman alanları ve tarım alanları yer almaktadır. Son yıllarda, makroformun
birçok noktada kuzeye doğru ilerlemeye başladığı görülmekte olup, bu durum İstanbul
için önemli bir risk oluşturmaktadır.
Jeolojik Açıdan Sakıncalı Alanlara Doğru Gelişim İstanbul makroform gelişiminde ikinci önemli konu da kentin yer yer doğal risk
alanlarına doğru ilerlemesidir. Doğal risk alanları çevresel açıdan tanımlanan
‘sürdürülebilirlik koridorları’na doğru da ilerlemektedir. Bu bölgeler için deprem
olduğu kadar, heyelan ve su taşkını riskleri de tanımlanmış olup, iki olası stratejinin
izlenmesi düşünülebilir.
Strateji Alternatif 1: Ana Yerleşim Kütlesi’nin lineer bir modelde büyümesinin tercih
edilmesi durumunda mesafeler uzamakta ve sistemde kararlı kalınması hızlı ve güçlü
yatay raylı sistemleri zorunlu kılmaktadır.
Strateji Alternatif 2: Ulaşım sisteminin mevcut yapıda gelişmesinin devam etmesi ve
Ana Yerleşim Kütlesi’nin kuzeye doğru büyümesi halinde, çevresel sürdürülebilirlik
tehlikeye girecek ve organizmanın büyük zarar görmesine yol açılacaktır.
Yoğunluk Dağılım Riski
Ana Yerleşim Kütlesi’nin yapısının belirlenmesinde önem arz eden diğer bir konu da
sistemin yoğunluk dağılımlarının ne şekilde olacağıdır. Her geçen sene bir önceki
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
550
seneye göre önemli bir oranda büyüyen bir sistemin mevcut kaynaklarının giderek
yetersiz kalması, hem kesinleşecek hem de artık daha somut bir şekilde görülecektir.
Böylesine bir sistem her sene kütlesi büyüyen bir organizmanın, kalp ve damarlarının
aynı oranda büyüyememesinden kaynaklanan bir tıkanığa benzetilebilir.
Sonuçta sistem içindeki tıkanıklığın ve merkeze gelen baskıların her geçen gün artması
söz konusu olacaktır. Mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde, İstanbul’un gittikçe
yavaşlayan ve kilitlenen bir sürece girmesi kaçınılmazdır.
Özellikle kentin MİA bölgesinde mevcut durumda bile yetersiz kalan altyapı, bu
bölgelerdeki yoğunluk artışıyla daha da yetersiz bir duruma gelmektedir. Diğer yandan,
merkez bölgeler ulaşım hizmetlerinde artan bir tıkanma sürecine girmiş olup, bu durum
‘yığılmadan kaynaklanan boğulma’ görünümüne bürünmüştür. Sonuçta, söz konusu
bölgelerde devam eden yeni yatırımlarla gelen yoğunluk artışları, mevcut merkezin de
çalışabilirliğini engellemeye doğru ilerlemektedir.
Bu nedenle, yeni gelişme modelinin yoğunluk dağılımları; aşırı noktasal yüklenmeler
getirmeyen ve özellikle çok merkezli, çok odaklı ve değişken yoğunluklar öngören bir
yapıda ortaya konulmalıdır. Ancak, yukarıda belirtilen durum çerçevesinde iki farklı
stratejinin izlenmesi söz konusu olabilmektedir.
Strateji Alternatif 1: Mevcut MİA ve kentsel merkezler üzerinde yoğunluk artışına
devam edilmesi halinde; mevcut merkezler hacim olarak büyüse de işlev olarak
değişmeyecektir. Sonuçta, bir merkezin vereceği hizmet o merkezi tüm sisteme
bağlayan yollarla sınırlı kaldığından, yoğunluk artışı tıkanıklıkları da beraberinde
getirecektir.
Strateji Alternatif 2: Mevcut MİA sisteminin kademeli ve hiyerarşik bir yapıda
yeniden düzenlenmesi ve özellikle Ana Yerleşim Kütlesi’nin nispeten büyük olduğu
batı yönünde daha çok alt-merkezler oluşturularak doğu-batı doğrultusunda uzatılması
halinde; yoğunluk dağılımlarına gidilmesi, sisteme bir rahatlama getirebilecektir.
Sağlıksız Yapının Kemikleşmesi
Halen sağlıksız bir yapı üzerinde gelişmekte olan İstanbul, başta merkezi yönetim
olmak üzere pek çok yerel yönetim kurumunun ve özel sektör kuruluşlarının, gerek
altyapı gerekse üstyapı faaliyetlerinden etkilenmekte ve değişmektedir. Ancak; plansız
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
551
ve koordinasyonsuz hareketler sonucu, gelişmelerin sağlıksız mekanlarda yatırımlara
yönelmesi, mevcutta sağlıksız olan makroform yapısı üzerindeki sağlıksız
eklemlenmeleri her geçen gün daha da kemikleştirmektedir. Aşırı yükten dolayı
sıkışmış bir merkeze bile; orasının merkez olarak görülmesinden dolayı, yeni iş
merkezleri yapma eğilimi İstanbul’da sıkça görülmektedir.
Yukarıda yer alan açıklamalara dayanarak, temel makroform stratejilerine ilişkin ilkesel
saptamalar aşağıda belirtilen 6 noktaya odaklandırılmıştır.
1- Ana Yerleşim Kütlesi Sağlıklı Bir Biçimde Yapılandırılmalı ve Dağıtılmalıdır.
Organizma Doğu-Batı yönünde lineer büyütülmelidir.
Göller Arası Alt-bölgesi’ni, Büyükçekmece Batısı Alt-bölgesi’ni,
Küçükçekmece-Boğaz Alt-bölgesi’ni ve Anadolu Yakası Alt-bölgesi’ni
kapsamak üzere batıya doğru büyütülmelidir.
Gelişme için gerekli alanlar planlı yaklaşımlarla ve hızla sağlanmalıdır.
Altyapının üstyapıyı yönlendirmesi ilkesinden hareket edilmelidir.
Organizma, sıçramalı yoğunluk dağılımları ile büyütülmelidir.
Planlı yoğunluk dağılımları sağlanmalıdır.
İşyeri-konut dengesizliği azaltılmalıdır.
Raylı ve toplu taşıma sistem durakları yoğunluk merkezlerini tanımlamalıdır.
2- Mekanda Vizyon Öğelerine Yer Seçilmelidir.
Finans ve yönetim merkezi alt-bölgeleri, bilim, eğitim ve üretim entegre alt-
bölgeleri, kültür, turizm, kongre ve konaklama entegre alt-bölgeleri
tanımlanarak yeni işlevsel alanlar geliştirmelidir.
3- Sistem, Marmara Bölgesi ile Entegre Bir Biçimde Geliştirilmelidir.
Kentin vizyonu dışında kalan işlevsel alanlar Marmara Bölgesi’dne uygun alanlara yönlendirilmelidir. Bölge potansiyellerini ve sinerji oluşturacak kaynakları açığa çıkartacak
yaklaşımlarda bulunulmalıdır.
İstanbul’da yer alması artık ekonomik olmayan faaliyetlerin desantralizasyonuna
öncelik verilmelidir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
552
Yeni işlevlere yer açılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
4- Sağlıklı Makroform Modeli Tanımlanmalıdır.
Kentsel alt-bölgeler çevresel sürdürülebilirliğe göre belirlenmeli ve kendi içlerinde alt kademe bölgeleri de tanımlanmalıdır. Bu kapsamda; Tanımlı alt-bölgelere tanımlı alt-merkezler oluşturulmalı ve toplu taşım ağırlıklı
olmak üzere tüm sistemi taşıyacak güçlü bir ulaşım sistemi kurulmalıdır.
Ana işlevsel alanların güçlü ulaşım sistemine doğrudan entegre olacak şekilde
konumlanması sağlanmalıdır.
Uygulayıcı kurumların hazırlayacağı altyapı, toplu konut vb. projeleri bu
anlayışa yönlendirilmeli ve bütüncül yaklaşımlarla uygulanmalıdır.
5- Kentsel Yaşam Hızlandırılmalıdır.
Yatayda (doğu-batı) uzanan hızlı ve güçlü raylı sistem hattı belirlenmeli ve kentin gelecekteki omurgasını bu hat belirlemelidir. Dikeyde (kuzey-güney) ise ana raylı sisteme bağlanan toplu taşım sistemleri
belirlenmelidir.
Karayolu sistemi kademeli bir yapıda tanımlanmalıdır.
Deniz, kara ve raylı sistemler arasında entegrasyon sağlanmalıdır.
6- Depreme Yönelik Dönüşümler Tamamlanmalıdır
Gelişme alanlarında yeni toplu konut alanları oluşturulmalıdır.
Deprem riski olan bölgelerde gerekli önlemler (sağlamlaştırma, yoğunluk
azaltma, tasfiye gibi) alınmalıdır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
553
6.2.5.3. Makroform Alternatifleri ve Öneri Makroform Modeli
“Makroform Yaklaşımı” içinde kenti oluşturan yerleşim kütlesinin büyüklüğü
konusunda en önemli girdiyi İstanbul içinde yaşaması öngörülen nüfus belirlemektedir.
Bu anlamda öneri bir mekansal model çalışması için öncelikle geleceğe yönelik nüfus
projeksiyonları ve bunlara bağlı senaryoların belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
İstanbul İl nüfusu ile doğal eşiklerin sürdürülebilirlik açısından kapasite
karşılaştırmalarına dayalı değerlendirmeler sonucu ortaya çıkan;
Model 4 Alternatif 3’te belirtilen nüfus değerlerinin aşılmasının İstanbul’un
sağlıklı yapısını olumsuz yönde etkileyeceği,
İstanbul’da yaşayacak olan nüfusun da yukarıda belirtilen üst-belirleyici nüfus
unsuruna bağlı olarak16 milyon kişi olması öngörülmüştür.
İstanbul için tablolarda belirtilen nüfus büyüklüklerinin aşılması halinde, ekonomi-
ekoloji dengesinin ekoloji aleyhine bozulabileceği önemle vurgulanmalıdır.
Yürütülen makroform analizi çalışmaları çerçevesinde, İstanbul İl nüfusuna ilişkin
olarak yapılan projeksiyonlardan ikisi temel alınmıştır. Söz konusu projeksiyonlardan
birincisi; İstanbul İl nüfusunun, aynı gelişme hızını sürdürerek artmaya devam edeceği
kabulüne dayanmaktadır. İkinci projeksiyon ise, nüfus artış hızının 2045 yılında sıfıra
ineceği ve bu tarihten sonra İstanbul İl nüfusunun artmayacağı varsayımından hareket
etmektedir.
Söz konusu varsayımlar doğrultusunda gerçekleştirilen projeksiyonlar Tablo 6.1 ve
Tablo 6.2’de görülmektedir. Tablolar; İstanbul’un eşik ve kapasite nüfus büyüklüğüne
hangi yıllarda geleceğini göstermektedir.
Her iki varsayıma dayanarak Model 1 ve Model 2 kapsamında ortaya konulan iki nüfus
projeksiyonu yaklaşımı yanında, İstanbul içinde nüfus hareketlerinin; özellikle
desantralizasyon politikalarına yönelik etkilerle çeşitli sapmalar gösterebileceği
düşünülmektedir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
554
Bu yaklaşım doğrultusunda geliştirilen üç ayrı model Tablo 6.3, Tablo 6.4 ve Tablo
6.5’te yer almaktadır. Anılan yaklaşımlar Model 2’nin rasyonel plan kararlarına daha
duyarlılaştırılmış varyasyonları niteliğinde olup, Plan çalışmalarında dikkate alınması
gereken makroformu belirlemek üzere geliştirilmiştir.
Tablo 6.1. Model 1: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının Devam Edeceği Varsayımı
Yıllar Nüfus
2000 10.018.735
2005 11.729.641
2006 12.105.398
2007 12.493.193(
2008 12.893.410
2009 13.306.449
2010 13.732.719
2011 14.172.645
2012 14.626.663
2013 15.095.226
2014 15.578.799
2015 16.077.864
2016 16.592.916
2017 17.124.468
2018 17.673.047
2019 18.239.201
2020 18.823.491
2025 22.037.990
2030 25.801.432
2035 30.207.558
2040 35.366.122
2045 41.405.617
2050 48.476.480
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
555
Tablo 6.2. Model 2: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının 2045 Yılında %0 Olacağı Varsayımı
Yıllar Nüfus
2000 10.018.735
2005 11.546.159
2006 11.841.126
2007 12.143.629
2008 12.453.860
2009 12.772.017
2010 13.098.301
2011 13.390.630
2012 13.689.484
2013 13.995.008
2014 14.307.350
2015 14.626.663
2016 14.906.026
2017 15.190.725
2018 15.480.861
2019 15.776.539
2020 16.077.864
2025 17.396.595
2030 18.529.043
2035 19.426.499
2040 20.048.824
2045 20.367.423
2050 20.367.423
Tablo 6.3. Model 3: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının Kapasite Nüfusa Yaklaşıldıkça Azalması Varsayımı
Yıllar Nüfus (N) 2000 10.018.735
2005 11.546.159
2010 13.098.301
2015 14.626.663
2017 15.190.725
2018 15.480.861
2019 15.776.539
2025 N < 17
2045 N < 21
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
556
Tablo 6.4. Model 4: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının Kapasite Nüfusa Yaklaştıkça %0 Düzeyine Ulaşması Varsayımı
Yıllar Nüfus (N) 2000 10.018.735
2005 11.546.159
2010 13.098.301
2015 14.626.663
2017 15.190.725
2018 15.480.861
2019 15.776.539
2025 16 < N < 18
2045 16 < N < 18 Tablo 6.5. Model 5: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının Kapasite Nüfusa Ulaştıktan Sonra Eksi Artışa Geçmesi Varsayımı
Yıllar Nüfus (N)
2000 10.018.735
2005 11.546.159
2010 13.098.301
2015 14.626.663
2017 15.190.725
2018 15.480.861
2019 15.776.539
2025 N < 16
2045 N << 16
Model 1 ve Model 2’de gösterilen nüfus gelişimleri; özellikle İstanbul’u coğrafi ve
ekolojik anlamda sınırlarını aşarak yaşam destek sistemlerini zamanla yok etmesi
sonucunu doğuracaktır. Ekonomik açıdan bakıldığında ise, nüfus eşiklerini aşmış bir
kentin birçok boyutta maliyetlerini de aşırı yükseltmesi ve bu nedenle çekim gücünü
kaybetmesi beklenebilir. Dolayısıyla, Türkiye’nin en çok göç alan ve veren şehri olan
İstanbul’un çekim etkisinin, kent dışına doğru olan itme etkisi ile uzun vadede dengeye
ulaşacağı ileri sürülebilir. İstanbul’un nüfusunun 20.000.000 seviyesinin üzerine
çıkacağını öngören projeksiyon yaklaşımları, uç projeksiyonlar olmaları nedeniyle
Makroform Model Yaklaşımları içinde değerlendirmeye alınmamıştır.
Model 3 ve Model 4’te gösterilen nüfus gelişimleri, İstanbul İli’nin belirtilen nüfusa
erişmesi ile orantılı olarak nüfus artışında belirli tarihlerde bir dengeye ulaşacağı
kabulünü taşımaktadır. Bu yaklaşımların İstanbul için düşünülmekte olan
desantralizasyon politikaları ile de anlamlı bir bütün oluşturması nedeniyle, bu iki
yaklaşıma dayalı ‘Mekansal Model’ çözümlemelerinin uygun olacağı kabul edilmiştir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
557
Model 5’te gösterilen nüfus gelişimleri, İstanbul’un kapasite nüfusuna erişmeye
başlamasıyla nüfus artış hızının azalmasını ve bu yavaşlama sürecinden sonra da nüfus
gelişiminin eksiye geçmesini öngörmektedir. Anılan yaklaşımın ortaya koyduğu nüfus
artış hızındaki azalma anlamlı kabul edilmekle beraber, nüfusun azalması sürecini
doğuracak güçlü bir etkinin söz konusu zaman dilimi içinde kendisini göstermesi olası
görülmemektedir.
Bunun nedeni, İstanbul’da desantralizasyonlarla dışa doğru yayılacak etkinin, hiçbir
zaman İstanbul’un çekim etkisinden daha büyük olamayacağı varsayımıdır.
Makroform Yaklaşımı içinde bu nüfus projeksiyonuna yönelik bir mekansal model
ortaya konulmamakla birlikte; sürdürülebilirlik yaklaşımı ile söz konusu durumun
gerçekleşmesi halinde makroform sınırlarının nasıl tanımlanması gerektiği ortaya
konulmuştur.
“Makroform Yaklaşımı” kapsamındaki mekansal model çalışmaları; beş nüfus
projeksiyon yöntemi içinden seçilen üç projeksiyon üzerinde yoğunlaştırılarak
yürütülmüştür. ‘Mekansal Model’ çalışmalarında makroformun gelişme süreçleri bugün
tanımlanan yerleşik alan sınırlarını başlangıç noktası olarak almakta ve gelecekteki
gelişmelerin mevcut yerleşik alan sınırlarını büyüterek gerçekleşeceğini öngörmektedir.
Buna göre, sistemin yayılması ve mevcut yapının dışa doğru büyümesi en olası gelişme
modeli olarak görülmektedir. Bu gelişme modelinde belirleyici rol oynayan temel
öngörüler ise:
Erişilebilirliğin yüksek olduğu bölgelerdeki gelişme hızının, erişilebilirliğin
düşük olduğu bölgelerdeki gelişme hızından daha yüksek olacağı,
Sanayi alanları çevresinde konut talebinin ve yasa dışı gelişmelerin, diğer
alanlara göre daha yüksek olacağı,
Sit alanları, orman alanları, su havzaları vb. alanlardaki gelişmelerin ve
yapılaşmaların, anılan alanlarda daha etkince uygulanan yasal sınırlamalardan ve
denetimlerden dolayı, diğer alanlara göre daha yavaş olacağıdır.
Şematize edilerek açıklanmaya çalışılan mekansal modeller, değişik öngörülere göre
değişik tanımlamalar ve içerikler taşımaktadır. Söz konusu modeller; maksimum nüfus
baskısından minimum baskıya doğru sıralanmıştır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
558
Model 1 ve Model 2 nüfus projeksiyonlarının gerçekleşmesi halinde, İstanbul
coğrafyasına tolere edemeyeceği boyutlarda yük getirileceğinden hareketle; bu
alternatiflerin mekansal model çalışması yapılmamıştır.
Model 3 projeksiyon yöntemi üzerine geliştirilen mekansal model ise, İstanbul’un tolere
edebileceği son düzeyi temsil etmektedir. Model 4 orta ve güçlü desantralizasyon
politikaları ile tolere edilebilecek düzeyleri, Model 5 ise İstanbul’un küçülerek
güçlenmesini yansıtmaktadır. Ancak, Model 5’te ortaya konulan küçülme yaklaşımını
destekleyen eğilimler gerçekçi bulunmadığından, anılan model sadece bir uç alternatif
olarak ortaya konulmuştur. Böylesine bir modele ulaşabilmek, ancak ülkesel ve bölgesel
çekim güçlerinin toplamının İstanbul’un çekim gücünün üzerine çıkartılması halinde
mümkün olabilecektir.
Model 4 Alternatif 3, ortaya konan makroform seçenekleri arasında İstanbul’un
önümüzdeki dönemde planlanacak fiziki yapısı için en uygun model olarak
görülmektedir.
1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Plan çalışmaları ile alt ölçekli planlara esas
alınacak Model 4 Alternatif 3 seçeneğinin genel karakterine ilişkin olarak verilen
‘öngörü’ ve ‘değerlendirme’ bilgilerinin bilimsel ve teknik yaklaşımlar sonucu ortaya
konduğunu vurgulamakta yarar vardır.
Yukarıda açıklanan modellere ilişkin öngörüler ve değerlendirmel Şekil 6.8, 6.9 ve
6.10’da verilmektedir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
559
Şekil 6.8. İstanbul İçin Alternatif Makroform Modelleri (Model 3 Alternatif 1 ve Model 4 Alternatif 1)
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
560
Şekil 6.9. İstanbul İçin Alternatif Makroform Modelleri (Model 4 Alternatif 2 ve Model 4 Alternatif 3)
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
561
Şekil 6.10. İstanbul İçin Alternatif Makroform Modelleri (Model 4 Alternatif 2 ve Model 4 Alternatif 3)
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
562
Özetle, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı kent makroformu, sürdürülebilir
kentsel gelişme ilkesi doğrultusunda doğal eşiklerin ihlal edilmemesi doğrultusunda
oluşturulmuştur. Makroform ile merkezi iş alanından (MİA) sıçramalı odaklarla doğu
ve batı eksenlerinde doğrusal bir mekansal düzenleme ve büyüme hedeflenmiştir.
Kent makroformunun belirlenmesindeki öncelikler; kuzeye eğilim gösteren kent
gelişimini sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde kontrol altına almak, mevcut MİA
üzerindeki baskıyı ve Boğaz geçişlerindeki trafik yükünü hafifletmek ve çok merkezli
bir yapının oluşmasını sağlamaktır.
Ayrıca, sürdürülebilirlik kapsamında, ormanlar, su toplama havzaları ve tarım
alanlarının korunması önem kazanmaktadır.
6.2.6. NÜFUS
Son nüfus sayımına göre mevcut nüfusun 12.5 milyonu geçtiği İstanbul’da plan
çalışmasına temel oluşturmak üzere değişik yöntemlerle yapılan projeksiyonlarda 2023
yılı için İstanbul İli toplam nüfusu, mevcut dinamiklerin ve eğilimlerin devam etmesi
durumunda 22- 25 milyon olarak hesaplanmıştır.
Ancak sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde, doğal eşik analizi, nüfusa bağlı çalışma
alanı ve konut alanı hesaplamalarının sonucunda, İstanbul’un bu seviyede bir nüfusu
kaldıramayacağı anlaşılmaktadır.
Planlama döneminde meri planlar, mevcut boş alan ve yapı stoku, doğal ve yapay
eşikler dikkate alınarak, İstanbul İli için belirlenen nüfus 16 milyondur (Tablo 6.6).
Tablo 6.6. İstanbul’da Mevcut Nüfus ve 2023 Yılı İçin Önerilen Nüfus
2007 Yılı Nüfusu-TÜİK
(Kişi)2023 Yılı Nüfus Öngörüsü
(Kişi)
Anadolu Yakası 4.416.867 5.930.000
Avrupa Yakası 8.156.969 10.070.000
İstanbul 12.573.836 16.000.000
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
563
Bu çerçevede, mevcut dokuya yerleştirilebilecek ek nüfusun (emme kapasitesi)
yaklaşık 1 milyon kişi olduğu kentte, yeni gelişme alanlarına yerleşebilecek ek nüfus
yaklaşık 2.5 milyon olarak belirlenmiştir.
Belirlenen nüfus, İstanbul’da doğal eşiklerin çok sınırlı olarak aşıldığı, yeterli
seviyelerde ve nitelikte donatı alanı karşılayabilecek ve depremsellik açısından rasyonel
yerleşme yoğunluklarının getirilebildiği bir plan senaryosunun sonucudur.
Plan kararları, öngörülen nüfusun İstanbul İl sınırı içinde yerleşmesini denetleyecek ve
nüfus projeksiyonuyla belirlenen nüfus (22-25 milyon) ile arasındaki farkın bölgede
yerleşmesini sağlayacak nitelikte oluşturulmalıdır. Bu öngörü, doğal eşiklerin
aşılmaması ve sürdürülebilirliğin sağlanması açısından kritik önem taşımaktadır.
Bu bölümde açıklanan nüfus öngörüsü ile bir sonraki bölümde açıklanan sektörel
dağılım öngörülerinin alt ölçekli planları yönlendirebilmesi açısından, İstanbul doğal ve
yapay eşikler dikkate alınarak 10 alt bölgeye ayrılmıştır (Harita 6.5).
Harita 6.5. 1/100.000 Planda Önerilen Alt Bölgeler
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
564
1 Nolu Alt Bölge; Beykoz, Şile ve Çekmeköy İlçelerinin bir bölümünü kapsamaktadır.
Bahsi geçen ilçelerin içme suyu havzaları dışında kalan bölümleri bu nüfus bölgesi
içinde ele alınmıştır. 1 Nolu Alt Bölge, Anadolu Yakası’ndaki ekolojik-biyolojik
sürdürülebilirliğinin temelini oluşturan orman alanlarıyla çevrilidir.
2 Nolu Alt Bölge; Anadolu Yakası’nda yer alan Sancaktepe, Çekmeköy, Beykoz,
Sultanbeyli, Pendik ve Tuzla ilçelerinin içme suyu havzaları içersinde yer alan
kısımlarını kapsamaktadır. Ekolojik sürdürülebilirliğin temel yapı taşı olan su ve suya
bağlı döngüler bu ilçelerdeki nüfus ve yapı yoğunluklarının sınırlanmasını zorunlu
kılmaktadır.
3 Nolu Alt Bölge; ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik ilkelerinin yoğunlaştığı
Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla ilçeleri ile Adalar ilçesini kapsamaktadır. Anadolu
Yakası’ndaki nüfus yoğunlaşmasının olacağı iki alt bölgeden biridir.
4 Nolu Alt Bölge; Anadolu Yakası’nın çekirdek ilçeleri olan Üsküdar ve Kadıköy
İlçeleri ile bunların uzantısı olarak gelişen Ümraniye ve Ataşehir İlçelerini
kapsamaktadır. Merkez fonksiyonlarının yer seçim ile bölgenin kısmi olarak yeniden
yapılanması gerçekleşecektir.
5 Nolu Alt Bölge; İçme suyu havzaları dışında, Avrupa Yakası’nın hayati önem taşıyan
ekolojik alanlarını içeren Sarıyer, Şişli ve Eyüp İlçeleri kısmen bu bölgeye girmektedir.
6 Nolu Alt Bölge; İstanbul’un merkezi niteliğinde olup, çoğunluğu MİA
fonksiyonlarını kapsayan Beşiktaş, Şişli, Beyoğlu, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa,
Sultangazi, Bayrampaşa, Zeytinburnu ve Kağıthane İlçelerini içine almaktadır.
7 Nolu Alt Bölge; Nüfus ve yapı yoğunluklarının yüksek olduğu Bakırköy, Esenler,
Bağcılar, Güngören, Bahçelievler, Başakşehir ve Küçükçekmece İlçelerini
kapsamaktadır.
8 Nolu Alt Bölge; Büyükçekmece ve Küçükçekmece Gölleri arasında yer alan Avcılar,
Beylikdüzü, Esenyurt, Başakşehir ve Büyükçekmece İlçelerini kapsamaktadır.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
565
9 Nolu Alt Bölge; İstanbul’da yeni gelişimin en yoğun yaşanacağı bölgedir. Silivri
ilçesini kapsayan bu bölgede Ortaköy, Çanta, Değirmenköy, Büyükçavuşlu, Selimpaşa,
Kavaklı ve Gümüşyaka yerleşimleri mevcuttur.
10 Nolu Alt Bölge; Anadolu Yakası’ndaki 2 Nolu Alt Bölge ile ortak karakterdedir. Bu
alt bölge Avrupa Yakası’ndaki Arnavutköy, Çatalca ve Büyükçekmece İlçelerinin içme
suyu havzalarına giren bölümlerini kapsamaktadır
Alt bölgelerin son nüfus sayımındaki nüfusları, alt bölgelerdeki meri 1/5.000 ölçekli
nazım imar planlarının nüfusları ve 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni’nin her bir
alt bölge için nüfus öngörüleri Tablo 6.7’de yer almaktadır.
Tablo 6.7. Alt Bölge Mevcut Nüfus-Meri Plan Nüfusu-Öneri Nüfus
Bu değerlere göre, Anadolu Yakası’nda oturanların oranının %35’ten %37’ye
çıkacaktır.
Sonuç olarak, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı kapsamında yürütülen
çalışmalarda; işlevlerin mekansal dağılımına ve arazi kullanımına esas olacak ilkeler ve
makro değerler belirlenirken, İstanbul içerisinde yerleşecek nüfusun 16 milyon olması
öngörülmüştür. Söz konusu eşik nüfusun üzerine çıkılması, İstanbul’un yaşam destek
ALT BÖLGE NO
KONUM MEVCUT NÜFUS
(TÜİK 2007) 1/5000 MERİ
PLAN NÜFUSU
1/100.000 ÖLÇEKLİ Ç.D.P. ÖNERİ
NÜFUS
1 251,440 534,816 360,000
2 672,587 915,929 770,000
3 1,530,418 2,755,171 2,300,000
4
Anadolu
1,966,399 2,814,579 2,500,000
5 335,468 373.396 400,000
6 3,338,680 3.295.884 3,100,000
7 3,119,711 3.491.975 3,350,000
8 990,409 2.191.043 1,350,000
9 125,364 1.162.814 1,550,000
10
Avrupa
243,360 1.653.340 320,000
Anadolu Yakası
4,420,844 7.020.495 5,930,000
Avrupa Yakası
8,152,992 12.168.452 10,070,000
TOPLAM 12,573,836 19.188.947 16,000,000
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
566
sistemlerinin yerleşim amaçlı kullanılması doğrultusunda baskı üretecek, İstanbul’un
kontrollü gelişimini olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla; İstanbul için belirlenen eşik
nüfusun aşılmaması yaşamsal önem arz etmektedir.
6.2.7. SEKTÖREL DAĞILIM VE İSTİHDAM
Günümüzde küresel kentler, sanayi üretiminde yoğunlaşmak yerine bilgi ve teknoloji
üretimine ağırlık vererek, üst düzey hizmetler, finans ve bilişim sektörlerinde küresel
pazarın en rekabetçi öğelerini geliştirmektedirler. Bu doğrultuda, İstanbul’un da küresel
platformda rekabet üstünlüğü sağlaması amacıyla bir dönüşümü gerçekleştirmesi,
mevcut sektörel yapısını değiştirmesi gerekmektedir.
Ancak, plan dönemi içinde bu dönüşümün belirli ölçüde gerçekleşebileceği öngörüsü ile
2000 yılında %32 olan aktivite oranının %35’e çıkması; 2000 yılı itibariyle, %32’si
sanayi, %60’ı hizmet ve %8’i de tarım olarak görülen istihdam yapısının %70 hizmet,
%25 sanayi ve %5 tarım olarak değişmesi hedeflenmiştir (Tablo 6.8). Böylece istihdam
yapısındaki sanayi baskınlığın hizmetler sektöründe olması öngörülmektedir. Sektörel
dönüşüm çerçevesinde hizmetler sektörünün istihdam payı %70’ler seviyesine
çıkarılmalı fakat bu gelişme nicel bir artış boyutunda kalmayıp; sunulan hizmetlerin
çeşitliliğinin ve uzmanlık derecesinin de arttırılması öngörülmektedir. Örneğin, “mali
kurumlar, sigorta, taşınmaz mallara ait işler ve kurumları, yardımcı iş hizmetleri”
sektörünün payı dünyanın gelişmiş kentlerinde yüzde 20’lerde olmakla birlikte
İstanbul’da % 8 seviyelerinde olup, %20 seviyelerine çıkarılması hedeflenmektedir.
Tablo 6.8. İstanbul’da 2000 yılı Sektörel Dağılım ve Önerilen Sektörel Dağılım
SEKTÖRLERSEKTÖREL DAĞILIM (%)
2000 YILISEKTÖREL DAĞILIM (%)
ÖNGÖRÜ
Hizmet 60 70
Sanayi 32 25
Tarım 8 5
İstihdama ilişkin verilerin alt bölgelere göre dağılımı Tablo 6.9’daki gibi olması
öngörülmüştür.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
567
Tablo 6.9. Alt Bölgelere Göre 2000 Yılı ve Önerilen Sektörel Dağılım
SEKTÖREL DAĞILIM (2000) SEKTÖREL DAĞILIM (2023)
HİZMET SANAYİ TARIM HİZMET SANAYİ TARIMALT
BÖLGE NO
TOPLAM İŞGÜCÜ (2000)
KİŞİ % KİŞİ % KİŞİ % KİŞİ % KİŞİ % KİŞİ %
TOPLAM İŞGÜCÜ (2023)
1 95,538 49,202 53 17,641 19 28,695 31 112,777 67 18,516 11 37,031 22 168,324
2 189,973 75,845 40 38,660 20 75,468 40 224,806 68 72,731 22 33,060 10 330,597
3 396,632 269,481 68 118,601 30 8,550 2 443,223 65 225,021 33 13,638 2 681,881
4 525,264 402,924 77 119,951 22 2,389 1 707,889 88 88,486 11 8,044 1 804,419
5 126,261 83,435 66 24,378 19 18,448 15 107,856 72 20,972 14 20,972 14 149,800
6 968,720 610,994 63 353,937 36 3,789 1 888,240 80 210,957 19 11,103 1 1,110,300
7 820,750 456,211 57 342,950 42 3,925 1 820,455 70 328,182 28 23,442 2 1,172,079
8 245,700 83,370 50 48,750 29 33,312 20 318,656 52 263,504 43 30,640 5 612,800
9 54,246 20,666 38 9,427 17 24,153 45 263,900 58 127,400 28 63,700 14 455,000
10 146,248 35,797 24 26,863 18 83,588 56 63,140 55 20,664 18 30,996 27 114,800
Anadolu Yakası
1,207,407 797,452 294,853 115,1021,488,694 75 404,754 21 91,773 4 1,985,221
Avrupa Yakası
2,263,993 1,290,473 806,305 167,215 2,467,185 68 959,334 26 188,260 6 3,614,779
TOPLAM 3,471,400 2,087,925 60 1,101,158 32 282,317 8 3,955,880 70 1,364,088 25 280,032 5 5,600,000
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
568
Tarım4% Sanayi
21%
Hizmet75%
Tarım6%
Hizmet68%
Sanayi26%
Tarım5% Sanayi
25%
Hizmet70%
Bu değerlere göre, plan döneminde hizmet sektörünün payı Anadolu Yakası’nda
%68’den %75’e, Avrupa Yakası’nda ise %54’ten %68’e yükselecektir (Şekil 6.11).
Şekil 6.11. Öngörülen Sektörel Dağılım
Nüfus ve istihdam verileri bir arada değerlendirildiğinde ise aşağıdaki iki temel sonuca
ulaşılmaktadır;
Mevcut nüfusun %35’i Anadolu, %65’i Avrupa Yakası’nda ikamet ederken;
plan kararları ile Anadolu Yakası’nın payı %37’ye yükselecektir.
Mevcut işgücünün %31’i Anadolu, %69’u Avrupa Yakası’nda çalışırken; plan
kararları ile Anadolu Yakası’nda çalışanların payı %37’ye yükselecektir.
1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın istihdama ilişkin bir diğer hedefi de
işgücü piyasasının güçlendirilmesidir.
21. yüzyılda kentler ancak aktif, verimli ve mesleki bilgilerini sürekli yenileyebilen iş
gücü piyasalarına sahip oldukları sürece dünya ekonomisine yön verebileceklerdir.
Sermayenin, malların ve hizmetlerin serbest dolaşılabilirliğinin esas olduğu küresel
ölçekte bütünleşmiş bir pazarda, bir kentin sadece yarışabilir olmasının dışında mevcut
avantajlarını da sürekli kılabilmesi için iş gücü piyasalarını etkin ve güçlü tutması
gerekmektedir. Aksi taktirde kentin, mevcut konumunu dahi kaybetmesi söz konusu
olabilecektir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı
569
İstanbul’un gerek uluslararası piyasalardaki kriz ortamlarından etkilenmemesi, gerekse
ulusal ekonomideki krizlere karşı dirençli bir yapıya kavuşması; istihdam yapısını
üretici hizmetler kapsamında geliştirmesi ve iş gücü piyasasını da yeni iş imkanları
geliştirebilecek nitelikte mesleki bilgilerle donatarak güncellemesi koşuluyla
mümkündür.
Bu noktada, İstanbul’un da kültür, turizm ve teknoloji gibi esnek, yaygın ve kentin
kimliğine katkıda bulunacak hizmetlerin yanı sıra; hukuk, finans, sigorta ve aracı
kuruluş gibi küresel nitelikte istihdam üretici girişimler, programlar ve yapılanmalar
oluşturması gerekmektedir.
Bir yandan dış dünyanın yenilikçi ve özellikle de genç işgücünü İstanbul’a çekmek,
diğer yandan istihdam yapısının niteliğini geliştirmek, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre
Düzeni Planı’nın göz önünde bulundurduğu hususlardan biri olmuştur.
Plan’ın “donanımlı, motive edilmiş, yoğun ve yüksek verimliliği olan işgücünün
geliştirilmesi” yaklaşımı doğrultusunda; İstanbul’un imalat kökenli kayıtlı ve kayıt dışı
istihdam yapısının kapsamlı bir program dahilinde ve kademeli olarak hizmetler
sektörüne dönüştürülmesi; bilgi temelli ekonomik yapıya geçişi destekleyecek teknoloji
geliştirme alanlarının ve üniversitelerin kentte yer seçmesi kararları verilmiştir.