yAŞAR KANDEMİRçalışması İslam fikir tarihi üzerine yapıl mış en değerli çalışmalardan...

2
ilk çocukluk Hz. Ömer'- den sonra Abdurrahman b. Yezid ' le evlenen annesinin geçti. Henüz dört (veya sekiz) iken, Kuba'ya gelen Hz. Ömer onu götür- mek istedi. Ancak anneannesi bint Ebü Amir buna engel olma- ya Ömer halifeye Her iki da dinleyen Hz. Ebü Bekir. ninesine verilmesini uygun gör- dü ; Ömer de karara uymak zorunda kal- (eU1uvatt a' , " Vasi yyet", 6). ilk çocukluk sonra Hz. Ömer'in himayesinde ve onun dan hadis rivayet bilinen iki Hafs ve Ubeydullah ile Urve b. Zübeyr ri- vayette rivayet bir hadis Ahmed b. Hanbel'in Müs- ned'inde yer (lll , 4781. Bütün kaynaklar b. Ömer'in uzun boylu, iri son derece asil. cömert. hiç kimseyi ineitmeyen ve kimsenin aley- hinde bulunmayan bir kay- detmektedir. Abdullah b. Ömer kendisine sövüp hakaret etmeye yelte- nen birine, "Ben ve kim- seye sövmeyiz" derken onun üstün ah- ve güzel ko- da Rebeze'de öldü- zaman ondan üç sonra vefat ede- cek olan Abdullah. Mütem- mim b. Nüveyre'nin, "Ah. ölüm da birlikte yahut beraber ölseydik" daki bir beytini okuyarak derin üzüntü- sünü dile el·Muuatta', 6; Müsned, lll , 487; Sa ' d, et· Tabakat, V, 15, b k. deks; Halife b. Hayyat. et· Tabakat !Ömeri). ll, 588; Bu ha ri, et· Tiirfh u 'l ·k ebTr, VI, 477; Ku - teybe. s. 187·188; Taberi. Tarif) ide Goeje). ll, 642; Abdülber. el·i stT· 'ab, lll, 136· 137; Üsdü'/-rjabe, lll , 115; Nevevi. Teh?Tb, s. 255; Zehebi. A' Iii· I V, 97 ·1 00; Hacer. lll, 56; a.mlf .. Teh?Tbü't· Teh?Tb, V, 52·53. M. ASlM b. ÖMER b. KATADE ( :r. :r. ) Ebu Amr (Ebu Ömer) b. Ömer b. Katade ez-Zaferi (ö. 120/ 738) siyer ve megazi müelliflerinden, tabii. L Evs kabilesinin bir kolu olan Beni Za- fer' e mensuptur. Çocukluk ve gençlik yeri olan Medine'de geç- Bedir Gazvesi'ne dedesi Katade hadisleri Ömer'e o da bu hadisleri riva- yet Cabir b. Abdullah. Enes b. Malik. Mahmüd b. Le- bid. büyük annesi Rumeyse ve Ali b. Hü- seyin b. Ali'den hadis Kendisin- den hadis dinleyenler Muhammed b. Aclan. Abdurrahman b. Süleyman ve ünlü siyer ve megazi müel- lifi çok kendisi- ne en çok ve en çok an- dört alimden biri odur. Ri vayetleri Kütüb-i Sitte'de yer Yahya b. Ma- in. Ebü Zür'a ve Nesai onun güvenilir bir muhaddis güvenilir kabul etmeyenlerin de mevcut Yahya b. Said el- Kattan Emevi halifelerinden Ömer b. Abdüla- ziz (7 17- 7201 onu hilafet merkezine da- vet ederek Camii'nde megazi ve sahabilerin dair dersler vermesini temin Halifenin vefa- üzerine Medine'ye 17201 ve burada on sekiz kadar faa- liyetinde bulunduktan sonra 738'de vefat 737. 735 hatta 724 vefat dair rivayetler de b. Ömer'in siyer ve megaziye da- ir eser günümüze müstakil bir kitap halinde intikal ancak Sa 'd ve Taberi eserle- rinin birçok yerinde ondan iktibaslar Yahudilerin Hz. Peygam- ber' in dair verdikleri haber- ler. Hz. Peygamber'in annesi Arnine'- nin ölümü, Hz. Peygamber ve Mekke'de Ebü Talib mahallesinde mu- hasara edilmeleri. Hz. Peygamber'in Ka- be 'yi ziyaret için Mekke'ye gelen kabile- lere Akabe biat- Bedir ve Uhud olmak üzere muhtelif gazve ve seriyyelere dair bilgiler onun rivayetleri zikre- dilebilir. sa·d. et· Tabaka t, s. 127 ·129; Kutey- be. ei·Ma'a rif (S avTI. s. 466 ; Zehebi. A' lamü'n · nübela', V, 240·241; Hacer. Teh?Tbü't·Teh· ?Tb, V, 33·34; Sezgin, GAS, 1, 279·280 ; J. Horo- vitz. el·Megazi'l· ülii ue mü' elli {üha (tre. Hüse- yin Nassar). Kah i re 949, s. 47 ·49 ; Mus- tafa . et· TarTf)u'l·'ArabT ue'l·mü' errif)ün, Beyrut 1983, 1, 156 ; Halid ei - Aself. b. 'ömer b. ](atade", Mecelle Külliyyeti'l -Ada b, sy. 8, dad 1965, s. 226·242. M. ZEKi L AS lM b. ASlM b. SABiT ( :r. ) Ebu Sül eyman b. Sabit b. Ebi 'I ·Aklah ei· Ensarl ei-Evsl (ö. 3/624) Hamiyyü'd-debr ile sahabi. b. Ömer b. olup. Medineli ilk Hicret- ten sonra Hz . Peygamber onunla Ab- dullah b. ba- (muahat*) kurdu. Bedir Ukbe b. Ebü öldüren Uhud da müslümanlar Hz . Pey- gamber' in Bu Sülafe'nin iki için Sülafe onun ba- getirene yüz deve vaad kafa içme- ye yemin b. Sabit ok at- makta maharet sahibi için müs- lümanlar Hz . Peygamber'in ok- çusu olarak da ün Onun kuman- yedi (veya on) bir heyet. istek üzerine Hz. Peygamber muallim olarak Adal ve Kare kabileleri- ne gönderildi. Bu heyet. Uhud'- dan sonra müslümanlara bir daha sal- de görevliydi. Yolda. geçen kabHelerin elçilerinden biri. müslümanlarca öldürül- olan Halid b. almak için ko llayan -önceden bir göre- gizlice haber Bunun üze- rine yüz kadar okçu, Mek- ke ile Usfan Reel' suyu ya- tes- lim istedi. Ancak b. Sa- bit . Peygamberini durumu- muzdan haberdar et!" diye dua ettik- ten sonra teslim reddederek sa- girdi. Önce ok. sonra daha sonra da lerden bir iki de yedi ok bulun- he r biriyle bir de rivayet Çetin bir mücadele sonunda. Ben ilk günler senin dinini korudum. sen de bugün benim cesedi mi koru! " dedi ve hid oldu. Sülafe ' ye götürüp yüz deveyi almak isteyen aniden üzerlerine yüzün- den onun için geceyi beklerneye 479

Transcript of yAŞAR KANDEMİRçalışması İslam fikir tarihi üzerine yapıl mış en değerli çalışmalardan...

Page 1: yAŞAR KANDEMİRçalışması İslam fikir tarihi üzerine yapıl mış en değerli çalışmalardan biri sayılır. 1919'da İspanya Kraliyet Akademisi'ne üye seçildikten sonra

Asım ' ın ilk çocukluk yılları , Hz. Ömer'­den boşandıktan sonra Abdurrahman b. Yezid'le evlenen annesinin yanında geçti. Henüz dört (veya sekiz) yaşlarında iken, Kuba'ya gelen Hz. Ömer onu alıp götür­mek istedi. Ancak Asım· ın anneannesi Şemüs bint Ebü Amir buna engel olma­ya çalışınca Ömer halifeye başvurdu . Her iki tarafı da dinleyen Hz. Ebü Bekir. Asım'ın ninesine verilmesini uygun gör­dü ; Ömer de karara uymak zorunda kal­dı (eU1uvatta', "Vasi yyet", 6). Asım ilk çocukluk yıllarından sonra Hz. Ömer' in himayesinde yetişmiş ve onun tarafın­dan evlendirilmiştir. Babasından hadis rivayet ettiği bilinen Asım'dan iki oğlu Hafs ve Ubeydullah ile Urve b. Zübeyr r i­vayette bulunmuşlardır. Asım'ın rivayet ettiği bir hadis Ahmed b. Hanbel'in Müs­ned 'inde yer almıştır (lll , 4781.

Bütün kaynaklar Asım b. Ömer'in uzun boylu, iri yapılı, son derece asil. cömert. hiç kimseyi ineitmeyen ve kimsenin aley­hinde bulunmayan bir kişi olduğunu kay­detmektedir. Ağabeyi Abdullah b. Ömer kendisine sövüp hakaret etmeye yelte­nen birine, "Ben ve kardeşim Asım kim­seye sövmeyiz" derken onun üstün ah­lakını belirtmiştir. Şairliği ve güzel ko­nuşmasıyla da tanınırdı. Rebeze'de öldü­ğü zaman ondan üç yıl sonra vefat ede­cek olan ağabeyi Abdullah. şair Mütem­mim b. Nüveyre'nin, "Ah. ölüm (As ı m'ı) aramızdan almasaydı da birlikte yaşa­saydık yahut beraber ölseydik" anlamın­daki bir beytini okuyarak derin üzüntü­sünü dile getirmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

el ·Muuatta', "Vaşiyyet", 6 ; Müsned, lll , 487; İbn Sa 'd, et· Tabakat, V, 15, ay rı ca b k. İn· deks; Halife b. Hayyat. et· Tabakat !Ömeri). ll , 588; Bu ha ri, et· Tiirfh u 'l ·kebTr, VI, 477; İbn Ku­teybe. el·Ma'ari{IUkkaşe). s. 187·188; Taberi. Tarif) ide Goeje). ll , 642; İ bn Abdülber. el· istT· 'ab, lll , 136· 137; İbnü'I-Esir. Üsdü'/-rjabe, lll , 115; Nevevi. Teh?Tb, ı ;ı , s. 255; Zehebi. A' Iii · mü 'rı·nübelii' , IV, 97 ·1 00; İbn Hacer. el·işabe, ll l, 56; a.mlf .. Teh?Tbü't· Teh?Tb, V, 52·53.

~ M. yAŞAR KANDEMİR

ASlM b. ÖMER b. KATADE

( •~u :r. ~ :r. ~"""'~ ) Ebu Amr (Ebu Ömer)

Asım b. Ömer b. Katade ez-Zaferi (ö. 120 / 738)

İlk siyer ve megazi müelliflerinden, tabii. L ~

Evs kabilesinin bir kolu olan Beni Za­fer' e mensuptur. Çocukluk ve gençlik yılları doğum yeri olan Medine'de geç­miştir. Bedir Gazvesi'ne katılan dedesi

Katade duyduğu hadisleri oğlu Ömer'e öğretmiş. o da bu hadisleri Asım·a riva­yet etmiştir. Babasından başka Cabir b. Abdullah. Enes b. Malik. Mahmüd b. Le­bid. büyük annesi Rumeyse ve Ali b. Hü­seyin b. Ali'den hadis almıştır. Kendisin­den hadis dinleyenler arasında oğlu Fazı. Muhammed b. Aclan. Abdurrahman b. Süleyman ve ünlü siyer ve megazi müel­lifi İbn İshak bulunmaktadır. İbn İshak'ın çok sayıdaki hocaları arasında kendisi­ne en çok güvendiği ve adını en çok an­dığı dört alimden biri odur. Rivayetleri Kütüb-i Sitte'de yer almış. Yahya b. Ma­in. Ebü Zür'a ve Nesai onun güvenilir bir muhaddis olduğunu söylemişlerdir . Asım'ı

güvenilir kabul etmeyenlerin de mevcut olduğu iddiasını Yahya b. Said el- Kattan şiddetle reddetmiştir.

Emevi halifelerinden Ömer b. Abdüla­ziz (7 17-7201 onu hilafet merkezine da­vet ederek Şam Camii'nde megazi ve sahabilerin menkıbelerine dair dersler vermesini temin etmişti. Halifenin vefa­tı üzerine Medine'ye dönmüş 17201 ve burada on sekiz yıl kadar öğretim faa­liyetinde bulunduktan sonra 738'de vefat etmiştir. 737. 735 hatta 724 yı­lında vefat ettiğine dair rivayetler de vardır.

Asım b. Ömer'in siyer ve megaziye da­ir yazdığı eser günümüze müstakil bir kitap halinde intikal etmemiş, ancak İbn İshak. Vakıdf. İbn Sa 'd ve Taberi eserle­rinin birçok yerinde ondan iktibaslar yapmışlardır. Yahudilerin Hz. Peygam­ber' in geleceğine dair verdikleri haber­ler. Hz. Peygamber'in annesi Arnine'­nin ölümü, Hz. Peygamber ve ashabının Mekke'de Ebü Talib mahallesinde mu­hasara edilmeleri. Hz. Peygamber'in Ka­be'yi ziyaret için Mekke'ye gelen kabile­lere İslamiyet'i anlatması. Akabe biat­ları. Bedir ve Uhud başta olmak üzere muhtelif gazve ve seriyyelere dair geniş bilgiler onun rivayetleri arasında zikre­dilebilir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn sa·d. et· Tabaka t, s. 127 ·129; İbn Kutey­be. ei ·Ma'a rif (SavTI. s. 466 ; Zehebi. A' lamü'n · nübela', V, 240·241; İbn Hacer. Teh?Tbü't·Teh· ?Tb, V, 33·34; Sezgin, GAS, 1, 279 ·280 ; J . Horo­vitz. el ·Megazi'l·ülii ue mü' elli{üha (tre. Hüse­yin Nassar). Kah i re ı 949, s. 47 ·49 ; Şakir Mus­tafa. et· TarTf)u'l·'ArabT ue'l·mü' errif)ün, Beyrut 1983, 1, 156 ; Halid ei -Aself. "'Aşım b. 'ömer b. ](atade", Mecelle tü Külliyyeti'l -Ada b, sy. 8, Bağ·

dad 1965, s. 226·242. r.;:-ı

~ M. ZEKi TERZİ

L

ASlM b. SABİT

ASlM b. SABiT ( ~G :r. r-"~ )

Ebu Süleyman Asım b. Sabit b. Ebi 'I·Aklah ei ·Ensarl ei- Evsl

(ö. 3/624)

Hamiyyü'd-debr (anların koruduğu kişi)

lakabı ile tanınan sahabi.

Asım b. Ömer b. Hattab'ın dayısı olup. Medineli ilk müslümanlardandır. Hicret­ten sonra Hz. Peygamber onunla Ab­dullah b. Cahş arasında kardeşlik ba­ğı (muahat*) kurdu. Bedir Savaşı'nda müşriklerin elebaşılarından Ukbe b. Ebü Muayt'ı öldüren Asım. Uhud Savaşı ' n­

da müslümanlar dağıldığında Hz. Pey­gamber' in yanında kaldı. Bu savaşta

azılı müşrik kadınlardan Sülafe'nin iki oğlunu öldürdüğü için Sülafe onun ba­şını getirene yüz deve vereceğini vaad etmiş, ayrıca kafa tasıyla şarap içme­ye yemin etmişti. Asım b. Sabit ok at­makta maharet sahibi olduğu için müs­lümanlar arasında Hz. Peygamber'in ok­çusu olarak da ün yaptı. Onun kuman­dasında yedi (veya on) kişilik bir heyet. istek üzerine Hz. Peygamber tarafından muallim olarak Adal ve Kare kabileleri­ne gönderildi. Bu heyet. Kureyş'in Uhud'­dan sonra müslümanlara bir daha sal­dırıp saldırmayacağını öğrenmekle de görevliydi. Yolda. adı geçen kabHelerin elçilerinden biri. müslümanlarca öldürül­müş olan Halid b. Süfyan ' ın intikamını

almak için fırsat kollayan Lihyanoğulla­rı'na -önceden yaptıkları bir anlaşmaya göre- gizlice haber ulaştırdı. Bunun üze­rine Lihyanlılar'dan yüz kadar okçu, Mek­ke ile Usfan arasındaki Reel' suyu ya­kınlarında müslümanları kuşatarak tes­lim olmalarını istedi. Ancak Asım b. Sa­bit. " Allahım! Peygamberini durumu­muzdan haberdar et!" diye dua ettik­ten sonra teslim olmayı reddederek sa­vaşa girdi. Önce ok. sonra mızrak. daha sonra da kılıçla savaşan Asım müşrik­lerden bir kişiyi öldürmüş, iki kişiyi de yaralamıştı. Çantasında yedi ok bulun­duğu. her biriyle bir kişi öldürdüğü de rivayet edilmiştir. Çetin bir mücadele sonunda. "Allahım! Ben ilk günler senin dinini korudum. sen de bugün benim cesedi mi koru! " dedi ve ardından şe h id oldu. Asım'ın başını Sülafe 'ye götürüp yüz deveyi almak isteyen Lihyanlılar.

aniden üzerlerine saldıran arılar yüzün­den onun naaşına yaklaşamadılar. Arı­ların dağılması için geceyi beklerneye

479

Page 2: yAŞAR KANDEMİRçalışması İslam fikir tarihi üzerine yapıl mış en değerli çalışmalardan biri sayılır. 1919'da İspanya Kraliyet Akademisi'ne üye seçildikten sonra

ASlM b. SABiT

mecbur kalan Lihyanlılar bu defa da bir­denbire yağmaya başlayan yağmurun

meydana getirdiği selierin Asım'ın na­aşını sürüklernesiyle emellerine kavuşa­madılar. Asım'ın cesedi daha sonra da bulunamadı. Bu hadiseden dolayı Asım "Hamiyyü'd-debr" (anların koruduğu kişi )

lakabıyla meşhur olmuştur.

BİBLİYOGRAFYA :

Buhari. "Megazl", 28 ; Vakıdi. el·Megazf, ı ,

355·356 ; İbn Hişam. es·Sire, lll , 178·ı80 ; İbn Sa'd, et· Tabakat, lll, 463; Ta beri. Tari!] (nş r. Yu­suf Bey - Muhammed Efendi ). Kahire ı326, lll, 3ı; İbn Abdülber. el·isti'ab, Haydarabad ı3ı8, ll , 5ı2; İbnü'I-Esir. Üsdü 'l·gabe, ll, ı20; lll, ı ı ı ; Zehebi. Tecridü esma 'i 's·saf:ıabe, Ka· hi re, ts ., 1, 28ı; İbn Hacer, el·işabe, lll, 569; Di­yarbekri. Taril]u'l·l]amis, ı, 454 ·455; Abdülcelil Şelebl. "'Asım b. Şilbit eş-ŞaJ;ı.ilbi eş-Şehld", Mecelletü 'l·Ezher, XLVIII / 3, Kahire ı397 j ı976, s. 33 ı . 335. r:i1

M M üCTEBA U GUR

ı ASlM b. SÜLEYMAN

1

L (bk. ASlM el-AHVEL).

_j

ı el-ASIMİYYE

1

( ~l.ll)

Endülüslü Maliki fakih Ebu Bekir Muhammed b. Asım'ın

(ö. 829 / 1426) fıkha dair manzum eseri

L (bk. İBN ASlM, Ebu Bekir).

_j

ı ASIMİYYE

1

( ~l.ll)

Zerrukıyye tarikatının Ebu Zeyd Abdurrahman b. Ali ei-Asımi'ye

(ö. X/ YNI. yüzyıl) nisbet edilen bir kolu

L (bk. ZERRÜKIYYE).

_j

ı 1 ASIN PALACIOS, Miguel

Don Miguel Asin y Palacios (1871-1944)

İspanyol müsteşrik, Endülüs İslam kültürü ve

L Arap dili uzmanı.

_j

Sarakusta'da (Saragossa) mütevazi bir tüccarın oğlu olarak dünyaya geldi. Ba-bası öldüğünde lise tahsiline Escolapios Okulu 'nda başladı ve bu öğrenimini ay-nı şehirdeki Cizvit Okulu'nda tamamla-yarak Latince ve matematik grubundan diplama aldı. Asıl merakı matematikti ve mühendis olmak istiyordu. Maddi im-kansızlıklar tahsilini istediği branşta sür-dürmesine imkan vermedi ve Sarakus-

480

ta'daki Edebiyat Fakültesi'ne girdi. Bu arada dışarıdan. şehrin din adamı ye­tiştiren Cizvit Enstitüsü'nün seminerle­rine katıldı. buradan papazlık diplaması aldı ve Sarakusta'daki bir kiliseye pa­paz tayin edildi [I 895 ı Üniversite yılla­rında Arap Dili ve Edebiyatı Kürsüsü ho­cası Julian Ribera Tarrago ile tanışma­sı. İspanya ' daki İslam kültürü araştırma­larına yönelmesinde önemli rol oynadı. Hocasıyla hayli samimi ilişkiler kuran Asin Palacios bu ilişkileri üniversiteden mezun olduktan sonra da sürdürmüş­tür. Nitekim Ribera'nın kendisini bir ev­lat gibi görmesi ve katıldığı ilmi toplantı­lara onu da beraberinde götürmesi, he­nüz erken bir dönemde kendisine önem­li bir akademik tecrübe kazandırmıştır.

Bu yı lla r. tarihçilik alanında yenilikie­rin yapıldığı, özellikle Şark kaynakları­nın yeni baştan ele alındığı bir dönem­dir: italyalı Michele Amari. kütüphane­lerdeki Sicilya ile ilgili İslami kaynakları meydana çıkardı . Aynı dönemde Rein­hart Dozy de İspanya ·ya ait pek çok is­lam kaynağını bularak bu ülke tarihin­de müslümanların yaptıkları yenilikleri ortaya koydu. Bu iki ilim adamının ulaş­tıkları sonuçlar ilim dünyasında büyük değişikliklere yol açtı. İslami araştırma­ların oldukça ilgi gördüğü böyle bir dö­nemde yetişen Asin Palacios Madrid Üni­versitesi'ne girdi ve ünlü Endülüs İslam kültürü uzmanı Francisco Codera ile ça­lıştı. Gazzall üzerine hazırladığı ve üs­tün derece ile tamamladığı doktora tezi­ni Algazel, dogmatica, moral y asce­tica (Gazzallde akfde. ahlak ve zühd) başlı­ğıyla yayımiadı [ı 90 ı). Bu neşre ünlü bil­gin ve doktora jüri üyesi Marceiino Me­nendez y Pelaya'nun yazd ığı takdim ya­zısı. onun bu alandaki kabiliyetini aka­demik çevrelerde tescil etmiş oluyordu. Asin Palacios'un "Mohidin" başlığını ta­şıyan ve Endülüslü müslüman düşünür Muhyiddin İbnü'l-Arabl'ye duyduğu ilgi­nin ilk mahsulü olan makalesi Pelaya için neşredilen bir arınağanda yer aldı [1 899 )

Doktorasını bitirdikten sonra Sevilla Üniversitesi Arapça Kürsüsü'ne çağrı l ­mayı beklerken bu göreve Cardenas adlı bir başka bilgin getirildi. Sarakusta başpiskoposunun kendisini bir köye pa­paz olarak tayin etmek istediğini öğre­nince akademik geleceği ile ilgili umut­larını kaybeder gibi oldu. Fakat hocaları Ribera ve Codera'nın araya girmeleriyle sonunda Madrid Üniversitesi'ndeki Arap­ça Kürsüsü'ne tayin edildi [ ı 903 )

1904'te hacası Codera'nın anısına ha­zırlanan Homenaje a Don Francisco Codera [Zaragoza ı 9041 adlı armağana

"Al Avarroisme theölogieo de Sant Tho- . mas Aquino" (Akinolu Thomas'ın ilahiyat sahasındaki İbn Rüşdçülüğü ) başlıklı ma­kalesiyle katıldı ve bu yazı büyük yankı­lar uyandırdı. 1906-1909 yılları arasın ­

da hacası Julian Ribera ile birlikte Cul­tura Espatıola adlı bir dergi çıkardı. Da­ha sonra kalerne aldığı iki makale ken­disini oryantalist çevrelerin önemli bir siması haline getirdi. Bunlardan 1912'­de, Manevi ve Siyasi İlimler Kraliyet Aka­demisi'ne tayin edilip Pelaya'dan boşalan yeri doldurduğu sıralarda yazdığı "Aben­masarra y su Esc u e la: Origenes de la filosofia hispano-musulmana" (İbn Me­serre ve ekolü: Erıdülüs islam felsefesinin kaynakları) adlı makalesinde, bu İslam fi­lozofunun İbnü'I-Arabl gibi düşünürler aracı lığıyla yalnızca İslam düşüncesine değil , aynı zamanda İbn Cebrol (Aviceb­ron) kanalıyla yahudi felsefesine, Roger Bacon ve Raymond Lull kanalıyla da hı­ristiyan felsefesine tesir ettiğini ortaya koydu. Onun İbn Meserre hakkındaki bu çalışması İslam fikir tarihi üzerine yapıl­mış en değerli çalışmalardan biri sayılır. 1919'da İspanya Kraliyet Akademisi 'ne üye seçildikten sonra kendisine asıl ünü­nü sağlayan La escatologia Musulma­na en la Divinia Comedia (İlahi Ko· medya "da islam uhreviyatı) adlı eserini neşretti [İng . tre. Harold Sutherland . fs· lam and the Divine Comedy, London ı 968) Bu eserinde. Dante'nin İlahi Ko­medya'sında yer alan cennet, cehen­nem ve a'raf tasvirlerinin İslam kaynak­larından. özellikle İbnü'l-Arabl ve Ebü'I­Ala el-Maarrf'nin eserlerinden alındığını ileri sürdü. Bu görüş Batı ilim dünya­sında , özellikle 1921 yılında Dante'nin 600. doğum yılını kutlama hazırlığı için­de bulunan İtalya 'da şok tesir i yaptı ve çok şiddetli tepkilere yol açtı. Asin Pa­lacios bu tepkilere ısrarla karşı koydu ve görüşlerini daha ayrıntılı olarak sa­vunduğu bir ekle birlikte eseri büyük boy 609 sayfa halinde ikinci defa ya­yımladı [Madrid 1943). Karşı görüşte olan­ların tek delili Dante'nin Arapça bilme­diği idi. Ancak Asin Palacios hıristiyan

kültüründe isra. mi'rac ve özellikle a'raf inancının bulunmadığını söyleyerek Dan­te'nin bu konuları İslami kaynaklardan alıp işlediğini , Arapça bilmemekle bir­likte Latince ve ispanyolca'ya yapılmış tercümelerden faydalandığını belirterek dil gerekçesine dayalı itirazı kolaylıkla

çürüttü. Sonraki araştırmalar onu hak-