turkmencelal.files.wordpress.com€¦ · Web view100 kişilik bir örneklem grubu seçilmiştir....
Transcript of turkmencelal.files.wordpress.com€¦ · Web view100 kişilik bir örneklem grubu seçilmiştir....
T.C.ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
KAZIM KARABEKİR EĞİTİM FAKÜLTESİORTA ÖĞRETİM FEN VE MATEMATİK ALANLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ
KİMYA EĞİTİMİ ANABİLİM DALI
Ülkemizde Bilimsel Okur Yazarlık Seviyesinin İncelenmesi
ALAN EĞİTİMİNDE ARAŞTIRMA PROJESİ DERSİ ÖDEVİ
Hazırlayan: Celal TÜRKMEN (090608038 )
Danışman: Doç. Dr. SUAT ÇELİK
Erzurum - 2013
İçindekilerÖZET.......................................................................................................................................................3
INVESTIGATION OF SCIENTIFIC LİTERACY LEVELS IN TURKEY...........................................3
GİRİŞ.....................................................................................................................................................3
1.1 Araştırmanın Amacı.........................................................................................................................8
2. Araştırmanın Yöntemi........................................................................................................................8
2.1 Evren ve Örneklem.......................................................................................................................8
2.1.1 Evren.....................................................................................................................................8
2.1.2 Örneklem...............................................................................................................................8
2.2 Veri Toplama Araçları..................................................................................................................8
3. BULGULAR......................................................................................................................................9
3.1.Örneklem Gurubunun Kişisel Bilgilerine İlişkin Bulgular...........................................................9
3.2 Araştırmamıza Katılan Personelin Bilimsel Okur Yazarlığı Hakkındaki İstatiksel Bulgular......11
4. Uygulamanın İstatiksel Sonuçlarının Yorumlanması Tartışma ve Öneriler......................................31
Kaynakça..............................................................................................................................................34
ÖZETAraştırmamızın amacı ülkemizdeki okur yazarlık düzeyini çeşitli değişkenlere göre
incelemektir. Araştırmamız için Erzurum ilinde görev yapmakta olan özel bir bankaya mensup çağrı merkezi çalışanlarından 100 kişilik bir örneklem grubu seçilmiştir. Araştırmamızda tarama modeli kullanılmış ve uygun örneklem metoduna göre örneklem grubu seçilmiştir. Araştırmamızda çeşitli öğrenim düzeyine sahip çeşitli yaş ve cinsiyetteki örneklem grubunu oluşturan personelin bilimsel okur yazarlık düzeyi istatiksel olarak sonuçlandırılmıştır. Araştırma sonucunda literatürde yer alan bilimsel okur yazarlık düzeyi anketlerinde ki ülkemize ait bilimsel okur yazarlık seviyelerinin Erzurum ilinde seçilen örneklem grubu ile arasındaki farklar irdelenmiş ve seçtiğimiz örneklem grubunun genel olarak ülkemiz bilimsel okur yazarlık seviyesinin çok üzerinde olduğu tespit edilmiştir.
INVESTIGATION OF SCIENTIFIC LİTERACY LEVELS IN TURKEY
ABSTRACT
The purpose of this study is to investigate scientific literacy levels in Turkey in terms of various variables. For this purpose 100 people who is working at a call center of special bank in Erzurum, has been choosen. In this study survey research model has been used and the samples has been choosen by suitable sample method. In this study the banks personels who are at different age and sex, scientific literacy of level hes been investigated concluded by statistical ends. At the consequant of this investigate scientific literacy of levels in our country which takes part surveys in literature has been compared with this studys survey statistics. In this study the sample groups scientific literacy levels has been identified better than our countrys scientific litearcy level.
GİRİŞDünya var oldukça insanoğlu her gün yeni bir şeyler öğrenmek için çabalayacak
dünyayı daha yaşanabilir kılabilmek için yeni buluşlar yapacaktır. Buna istinaden de kendini
geliştirme, merak ve öğrenme duygusu sürekli gelişecektir. Kendini her gün yeni bir bilginin
içerisinde bulacak ve yaşadığı her anın bilinçli yada bilinçsizce değerlendirmesini yapacaktır.
Merak ve öğrenme duygusu geliştikçe de bulunduğu dünyayı daha iyi anlayabilecek kendisine
ve çevresine daha yararlı bir birey haline gelecektir. Merak ve öğrenme içgüdüsü gibi olgular
bireylerin kişisel gelişiminin yanında ülkelerinin de gelişiminde önemli rol oynar. Önceden
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri adına okur yazar birey sayısı büyük önem arz etmekteydi fakat
şu an bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin, eğitime ve bilime verdiği önem ve buna bağlı olarak
geliştirdiği teknolojik yeniliklere verdiği destekle ölçüldüğü bir çağdayız. Okur yazar oranı
artık bir düzey olmaktan çıkmış zorunluluk haline gelmiştir. Yalnızca okur yazar olmak
kişinin kendi yaşamını sürdürebilmesine bile yeterli olmamaktadır. (Chen, Shi, & Xu, 2009)
Bireylerin bilime bakışı, bilimi anlayabilmeleri ve bilimsel okur yazarlık yetilerine
sahip olabilmeleri ön plana çıkmaktadır. Günümüz de eğitimli ve kendini bilimsel alanda
geliştirmiş bireylerin önemi tartışılmaz bir gerçektir ve gelişmiş ülkeler olarak sıraladığımız
ülkelerin bilime ve eğitilmiş bireylere verdikleri önem de bu gerçeği desteklemektedir. Peki
geleceğimizi dünyamızı insanlığımızı bu kadar etkileyen bilim nedir ? (Tunç Şahin & Say,
2010)
Bilim Türk Dil Kurumu' na göre :
''Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve
gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi."
"Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi."
"Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve
yöntemli araştırma süreci."
Türk Dil Kurumunun tanımının yanında bir çok düşünür ve bilim adamının yaptığı
tanımlamalar mevcuttur. Örneğin; Platon, deneysel hiç bir veri içermeyen, tamamen akılsal
kavramlara ve onlar arasındaki tümdengelimli çıkarımlara dayanan disiplinleri bilim olarak
kabul etmiştir. Bu bilimler Platona a göre sırasıyla aritmetik, geometri, astronomi, harmoni ve
bütün bunların üzerinde olan diyalektiktir. Fakat öğrencisi olan Aristoteles, Platon’un bilim
anlayışının tam tersi yönünde bir yaklaşım sergilemiş, gözle görülür ve tikel olan, değişen ve
olduğundan başka turlu olabilen şeyleri konu alan fizik, kimya, biyoloji gibi bilimleri gerçek
bilimler olarak kabul etmiştir. Çünkü Platon için gerçekten var olan, uzay ve zamanın
ötesinde, öznenin dışında, duyularla değil, yalnızca tinsel olarak anımsama yoluyla
kavranabilen idealar iken, Aristoteles için gerçekten var olan, duyularımızla algıladığımız, şu
diye gösterdiğimiz bireysel varlıklardır (Erdoğan, 2010). Binlerce yıl geçmesine rağmen
bilimin ataları kabul edilen bu düşünürlerin bilime dayalı fikir ve görüşleri hala kabul
görmekte ve savunulmaktadır fakat hiçbir bilim tanımı veya bilim görüşü bilim ile uğraşan bir
birey için tam anlamıyla yeterlilik göstermemektedir (Laugksch, 2000). Bunun nedeni bilimin
sürekli kendini geliştirmesi olarak düşünülebilir.
Bilim sürekli olarak insanoğlunun doğayı anlama çabasından ve daha iyi bir yaşam
sürme isteminden dolayı gelişmektedir. Bunu insanın doğayı anlama yada insanın doğaya
karşı savaşı şeklinde yorumlamalar da yapılmaktadır ama aslında ikisi de aynı anlamı
taşımaktadır. Doğayı anlama çabası da olsa doğaya karşı verilen savaş ta olsa insanların daha
iyi yaşam koşullarına kavuşmasına, bilinmeyen olguları bulmasına ve yeni şeyler
öğrenmesine ön ayak olmuştur.
Bu bağlamda bilim olgusaldır ve gözlemlenebilir olgulara dayanmaktadır ve tek tek
olgularla ilişiğin yanın sıra aynı zamanda genelleyicidir. Bilim objektiftir ve bireylerin kendi
kişisel görüşünden bağımsız olarak gelişir.
Bilimsel bilgi de bilimin niteliklerine sahip bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgidir.
Bilimsel bilgi objektif, sistemli, tutarlı ve eleştiriye açık bilgidir. Bilimsel bilgi nedensellik
ilkesini kullanarak olgular üzerinde hipotezler üretir ve bunları deneyle sınar. Deneysel
testleri geçen hipotezler bilimsel bilgi dağarcığına katılır. Bilimsel bilgi evrenseldir çünkü bir
ırka veya bir millete değil tüm insanlığa aittir.
Bilimsel bilgiye sahip bireyler ve toplumlar yetiştirme sürecinde eğitim sistemlerine
verilen önemin yanı sıra bireylerin kendini geliştirme süreçleri de çok önemli rol
oynamaktadır. Uzmanlık olamasa da bireyler bilimsel bilgiye hakim olmalı ve çağın gerisinde
kalmadan bilimi takip edebilmelidir. Bu yüzden bilimsel okur yazarlık yetisine sahip olabilme
çok önemlidir.
Bilimsel okur yazarlık, genel bir tanım olarak; bireylerin araştırma – sorgulama,
eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliştirmeleri, yaşam boyu
öğrenen bireyler olmaları, çevreleri ve dünya hakkındaki merak duygusunu sürdürmeleri için
gerekli olan bilim ile ilgili tutum, değer, anlayış ve bilgilerin bir birleşimidir. (Demirbaş &
Taşdemir, 2008) Bilimsel okuryazar olmak ömür boyu gelişmeleri takip edebilecek kadar
bilgi sahibi olmayı, terimsel bilgilerin yanında sosyolojik, temel bilimler ve teknolojik
kavramlarında bilinmesi gerektiğini, hayatımızın pek çok yerinde önümüze çıkan gelişmelere
açık olmayı gerektirmektedir. (Demirbaş & Taşdemir, 2008)
Bilimsel okuryazarlık bireyin bilim ve teknoloji anlayışını gerektiren durumlarda
sorumluluk gösteren kararlar vermesi ve bilişsel harekete geçebilmek için gerekli bilgi ve
beceriye sahip olması olarak tanımlanır.
(Koch & Eckstein, 1995) bilimsel okuryazarlığı, bilimsel bir metinden aktif ve eleştirel bir
katılımla anlam çıkarma becerisi olarak tanımlar. Bilimsel okuryazar bir birey, eleştirel bir
yaklaşımla metne bakabilmeli ve teorik bir perspektifle bu metni yorumlayabilmelidir.Pella
vd. (1966) göre bilimsel okuryazar bir bireyin sahip olması gereken özellikler (Akt. Laugksch,
2000) :
•Bilim ve toplum arasındaki ilişkiyi ve etkileşimi kavrayabilmeli
•Bilim adamını kontrol eden etik değerleri kavrayabilmeli
•Bilimin doğasını kavrayabilmeli
•Bilimdeki temel düşünceleri kavrayabilmeli
•Bilim ve beşeri bilimler arasındaki farkı kavrayabilmelidir.
Amerikan Bilim İlerleme Birliği (The American Association for the Advancement of
Science-AAAS) bilimsel okuryazar kişiyi; bilimin, matematiğin, teknolojinin kuvvetler ve
sınırlamalarla birbirine bağlı olan, insan girişimlerinden haberdar olan, anahtar düşünceleri ve
bilimin ilkelerini anlayan, doğal dünyaya aşina olan ve onun birliğini ve çeşitliliğini tanıyan,
bireysel, sosyal amaçlar için bilimsel bilgiyi ve yöntemi kullanan kişi olarak tanımlar (AAAS,
1989). Bu tanıma göre: bilimsel okuryazarlık sadece bilimsel bilgi ve bilimsel fikirlerin
anlaşılmasını içermez, önemli bir şekilde fikirleri ve süreçlerin uygulanması için yetenek ve
arzuları içerir. Sadece eğitimin yeterli olmadığını çevresinde ki teknolojik gelişmelerden,
dünyadan yaşanan güncel bilimsel çalışmalardan haberdar olan bireyler yetiştirme çabası
gelişmiş ülkelerin eğitim hedeflerindendir. Aslında bilimsel okur yazarlık halkın genel
anlamda bilim hakkında bilmesi gerekenlerdir. (Demirbaş & Taşdemir, 2008)
Bilim ve bilimsellik alanında bir çok çalışma yapan Lederman ve Nies bilimsel anlamda
okur-yazar bir kişinin sahip olması gereken özellikleri şu şekilde sıralandırmışlardır:
•Bilimin içeriğini anlar,
•Bilimsel süreçleri anlayıp kullanabilir,
•Kişisel ve sosyal sorunları çözmek için bilimi kullanır,
•Delil ve fikir arasındaki ayrımı yapar,
•İnsan refahını ilerletmek için bilim ve teknolojinin rolünü anlar,
•Bilimin doğasını bilir ve anlar
Bilimsel çalışmaların anlaşılabilmesi dünyadaki yeniliklerin an be an takip
edilebilmesi, bireylerin gelişen dünyanın gerisinde kalmayıp bilimsel bir okur yazarlığa sahip
olabilmeleri için teknoloji kullanımı da önemli bir gereksinimdir.
Dünyanın bir ucunda geliştirilen mekanik bir yeniliğin kopyasını yapmak ülkeler için
kazanç getirebilir ama gelişimi için aynı kazancı getirdiği söylenemez. Çağımızda bilgisayar
kullanımı bilimsel bilgiye ulaşmak için neredeyse zorunlu hale gelmiştir. Amerika da yapılan
yeni bir DNA çalışması duyurulduğu an ülkemizde daha ötesi yapılabilir mi diye düşünülür
hale gelmiştir. Bilgi bir anda tüm dünyaya yayılabilmektedir. Japonya da geliştirilen yeni bir
yazılım aynı gün tüm dünyada yayınlanabilmektedir. Geçmişte bulunan her yeni nicelik bir
ülkeden diğer bir ülkeye yıllar belki de asırlar sonra ulaşmaktaydı bu da bilimsel bilginin
yaygınlaşmasını neredeyse engellemekteydi. Galileo'nun yaptığı astronomi çalışmaları
ülkemize yıllar sonra ulaşmıştır veya Avrupa'nın karanlık çağında iken islam bilginlerinin
bilim adına yaptığı çalışmalar bile 200 sene sonrasında Avrupa da boy göstermeye
başlamıştır. Aynı asırda farklı ülkelerde yaşayan bireylerin bilimsel okur yazarlık oranı
karşılaştırılamayacak kadar farklılık gösterebilmekteydi. Teknoloji bu durumu şu an
tamamıyla geride bırakmış ve bilimsel bilgiyi tüm dünyada lokalize etmiştir diyebiliriz.
(Miller J. D., 1998)
İki ülkenin gelişmişlik düzeyi, eğitimli ve bilimsel okur yazar birey sayısı arasında
farklılıklar olması son derece doğal ve mutlak bir gerçektir ama teknoloji kullanımının bu
farklılıkları istendiğinde giderebildiği de açık bir gerçekliktir. Teknoloji kullanımı ve bilimsel
bilgiye ulaşma yolları eğitim sistemleriyle çözülebilecek bir gerçektir. Bilimin ve teknolojik
yeniliklerin insanlığa getirdiği kolaylıklar küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza doğru ve
yeterli bir şekilde aktarılmalıdır. Akademik bir kariyere sahip ama çağın gerisinde kalmış
bilgisayar ve internet kullanımı gelişmemiş bir öğretim üyesinin alanındaki bilgisi bir
ilköğretim öğrencisiyle mukayese bile edilemeyecek bir değerdir ama ilköğretim öğrencisinin
çağının getirdiği teknolojik yeniliklere ayak uydurup internet ve bilgisayar ortamlarından
bilimsel bilgiye ulaşması daha olası bir durumdur. Üniversite mezunu bir birey ile
üniversiteye hiç gidememiş; eğitimini ilköğretim ya da lise düzeyinde sonlandırmış bireyler
arasında tabi ki bilimsel okuryazarlık anlamında farklılıklar beklenir ama üniversiteye
gidemeyen bir birey bilimsel bilgiye sahip olamasa da bilgiyi öğrenme yollarını bilmelidir.
(Miller S. , 2001)
1.1 Araştırmanın AmacıBu araştırmada öğrenim durumu gözetilmeksizin çeşitli bireylerin bilimsel okur
yazarlık seviyelerinin tespiti amaçlanmıştır.
2. Araştırmanın YöntemiBu araştırmada yöntem olarak tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeli geçmişte
ya da şu anda var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma
modelidir (Karasar, 1999)Tarama modelinde ki esas amaç var olan durumu olduğu gibi
betimleyip aktarmaktır.
2.1 Evren ve Örneklem
2.1.1 EvrenAraştırmanın evreni Erzurum ilinde ki bireylerin okur yazarlık seviyelerinin tespit
edilmesidir.
2.1.2 ÖrneklemAraştırmanın örnekleminde uygun örneklem metodu kullanılmıştır. Erzurum ilinde
yaşayan ve özel bir bankanın çağrı merkezi biriminde çakışmakta olan çeşitli öğrenim
düzeyine sahip bireyler örneklemimizi oluşturmaktadır.
2.2 Veri Toplama Araçları
Araştırma da veri toplama aracı olarak araştırmacı yazar John Miller' a ait bilimsel
okur yazarlık tespit testi özel olarak geliştirilerek ve bazı kalıpları güncellenip yenilenerek
örneklem grubuna uygulanmıştır. Uygulama testi üzerinde kişilerin cinsiyet, öğrenim durumu
ve çevrelerinde hiç bilim adamı olup olmadığı ana sorgulayıcı kişisel sorular niteliği
taşımaktadır.
Oluşturulan özel bilimsel okur yazarlık seviye tespit testinde örneklem grubumuza 41
adet çoktan seçmeli test yönlendirilmiştir. Test sorularında açık suçlu sorulara yer verilmemiş,
doğru-yanlış seçenekleri kullanılarak araştırmaya dahil olunan deney grubunun bilimsel okur
yazarlık seviyesi hakkında istatiksel bir sonuç elde edinilmeye çalışılmıştır. Uygulama sanal
ortam üzerinden e-mail yoluyla deney gurubuna anket şeklinde yönlendirilmiştir.
Uygulamada düşündürücü fakat doğruluğu bilimsel kaynaklardan ispat edilmiş(doğrulanmış)
sorular kullanılmış ve yöneltilen her bir soru bilimsel bir alanda yetkinliği ölçmeyi hedef
almıştır. Her bir soru için uygulamada ki grubumuza 30sn süre tanınmış ve uygulamanın
tümü için toplamda katılımcılara 20 dakika süre verilmiştir. Araştırma sonuçları bireysel
bazda anlamlandırılmayacağı için isim veya yaş niteliği gibi detaylar uygulama sorularında
göz önünde bulundurulmamıştır.
3. BULGULAR
3.1.Örneklem Gurubunun Kişisel Bilgilerine İlişkin Bulgular
Örneklemimizi oluşturan özel bir bankanın çağrı merkezinde çalışan personelin kişisel
bilgileri testin ilk sorularını oluşturmaktadır. Uyguladığımız bilimsel okur yazarlık testine 100
adet banka personeli çalışan dahil olmuştur.
Uygulamaya katılan personelden en küçük yaş 20 ve en büyük yaş 32 olarak tespit
edilmiş ve yaş ortalaması 24 olarak hesap edilmiştir.
Şekil.3.1.1: Araştırmaya katılan personelin cinsiyet dağılım grafiği.
Araştırmaya dahil olan 100 personelin 34 ü bayan 56 sı ise erkek katılımcılardan
oluşmaktadır.
34%
66%
CinsiyetErkek Bayan
Araştırmaya dahil olan personel üzerinde öğrenim durumu tespiti için lise, ön lisans,
lisans, yüksek lisans ve doktora seçeneklerinin yer aldığı çoktan seçmeli bir soru
yöneltilmiştir.
Ortaöğretim Ön Lisans Lisans Yüksek Lisans0
10
20
30
40
50
60
2
39
56
3
Araştırmaya Katılan Personelin Öğrenim Durumu
Şekil.3.1.2: Araştırmaya katılan personelin öğrenim durumu.
Araştırmamıza dahil olan 100 personel içerisinden 2 kişi ortaöğretim okulu
mezunudur. 39 personel ön lisans mezunu ve katılımcıların yarısından çoğunu oluşturan 56
kişi lisans mezunudur. Yüksek lisans mezunu 3 personel bulunurken seçenekler arasında yer
alan doktora öğrenimine sahip hiçbir personel olmamıştır.
32%
68%
Çevresinde Bilim İnsanı DurumuOlanlar Olmayanlar
Şekil.3.1.3: Araştırmaya katılan personelin yakın arkadaş veya akrabaları arasında bilim
insanı varlığı.
Araştırmamıza katılan banka personelinin çevresinde bilim insanı olup olmaması
durumu araştırmamız için önemli bir unsurdur. Katılımcıların çevresinde ki bir bilim insanı
bile kişilerin bilime ve bilimsel dünyaya bakış açısını etkilemektedir. Uygulamamıza katılan
100 kişinin yalnızca 32 kişisinin çevresinde bilim insanı bulunmaktadır. Geri kalan 68 kişi bu
sorumuza olumsuz yanıt vermiş ve çevresinde yakın arkadaş ve akrabaları arasında bilim
insanı olmadığını belirtmiştir.
3.2 Araştırmamıza Katılan Personelin Bilimsel Okur Yazarlığı Hakkındaki İstatiksel Bulgular
Bilimsel okur yazarlık seviye tespit testi içeriğinde yer alan sorulara katılımcıların
verdiği yanıtlar doğrultusunda elde edilen verilerin istatiksel değerleri için soruların her biri
için bir değer grafiği oluşturulmuştur. Sorular ve sorulara verilen yanıtların istatiksel dağılımı
ve grafiksel bilgileri şu şekildedir:
1. Bir nanometre 1 cm' nin 100'de birine eşittir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45
39
38
23
Şekil.3.2.1: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
2. Lazer ses dalgalarının belirli bir noktaya odaklanmasıyla oluşur.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
29
61
10
Şekil.3.2.2: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
3. Nükleer santraller ozon tabakasını yok eder.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
16
79
5
Şekil.3.2.3: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
4. Normal domateste genler yoktur ama Genetik olarak değiştirilmiş
organizmalarda (GDO) vardır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
32
63
5
Şekil.3.2.4: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
5. Kök hücreler sadece bitkilerde olur
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60
49
40
11
Şekil.3.2.5: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
6. Antibiyotikler hem bakterileri hem de virüsleri öldürür.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
29
65
6
Şekil.3.2.6: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
7. Elektronlar atomlardan daha küçüktürler.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60
56
38
6
Şekil.3.2.7: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
8. Demir levha atom taneciklerden oluşmuştur ama ağaç tanecikli atomlardan
oluşmaz.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60
53
30
17
Şekil.3.2.8: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
9. Atomlar moleküllerin bir araya gelmesiyle oluşur.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80
20
74
6
Şekil.3.2.9: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
10. Dünyanın merkezi çok sıcaktır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
78
19
3
Şekil.3.2.10: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
11. Üzerinde yaşadığımız kıtalar milyonlarca yıldır yerlerini değiştirmektedir
ve gelecekte de yer değiştirmeye devam edeceklerdir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
82
13
5
Şekil.3.2.11: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
12. Küresel ısınmanın başlıca sebebi güneşten doğrudan dünyamıza gelen ışık
düzeyinin artmasıdır
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80
25
70
5
Şekil.3.2.12: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar.
13. İnsan genlerinin yarısından fazlası farelerinki ile aynıdır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80
76
20
4
Şekil.3.2.13: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
14. Küresel ısınma sonuçlarından biri olarak bazı bitki ve hayvan türleri
gelişip zenginleşirken, bazılarının soylarının tükenmesine sebep olacaktır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
77
14
9
Şekil.3.2.14: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
15. Dünya güneşin etrafında yılda bir kez tam dönüş yapar.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
79
13
8
Şekil.3.2.15: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
16. Ses ışıktan daha hızlı yayılır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60
40
55
5
Şekil.3.2.16: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
17. En erken insanlar dinozorlar ile aynı dönemde yaşamışlardır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60
40
55
5
Şekil.3.2.17: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
18. Bütün hayvanlar ve bitkiler DNA ya sahiptirler.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
83
12
5
Şekil.3.2.18: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
19. Milyonlarca yıllık süreçte bazı hayvan ve bitki türleri adapte olup soylarını
devam ettirirken bazılarının soyu tükenmiştir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100
88
9
3
Şekil.3.2.19: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
20. Evren büyük bir patlama ile oluşmuştur.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80
69
25
6
Şekil.3.2.20: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
21. Sera etkisi dünya üzerindeki sıcaklığın artmasına sebep olmaktadır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
66
29
5
Şekil.3.2.21: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
22. Fosil yakıtların kullanımı bu hızla devam ederse uzun vadede ciddi
çevresel zararlara sebep olacaktır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
77
10
13
Şekil.3.2.22: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
23. İnsanlar yaratıcı tarafından tam olarak bir insan şeklinde yaratıldılar ve ilk
evrelerden beri evrime uğramadılar.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
62
22
16
Şekil.3.2.23: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
24. Nükleer santraller radyoaktivite üretirler. Bunun gibi bütün radyo aktivite
insan ürünüdür.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80
17
69
14
Şekil.3.2.24: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
25. Radyoaktif süt kaynatılarak zararsız hale getirilebilir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
43
38
19
Şekil.3.2.25: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
26. Solaryum cilt kanseri olma olasılığını arttırır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100
89
4
7
Şekil.3.2.26: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
27. Bir futbolcunun antrenmanda kazandıkları yetenekler, çocuklarına
kalıtımsal olarak aktarılır
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80
67
22
11
Şekil.3.2.27: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
28. Annenin geni doğacak çocuğun kız mı yoksa erkek mi olmasında karar
kılıcıdır.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
65
25
10
Şekil.3.2.28: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
29. Nano-teknoloji daha iyi materyaller geliştirmek için atomlar gibi çok
küçük madde birimleriyle çalışmayı içerir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
63
17
20
Şekil.3.2.29: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
30. Nano seviyesinde materyallerin özellikleri, onların daha büyük seviyedeki
özelliklerinden beklenmedik şekilde tamamen farklıdır
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60
51
21
28
Şekil.3.2.30: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
31. Teoriler doğruluğu tam olarak kanıtlanmamış kuramlardır. Ancak
doğrulukları kanıtlanırsa bilimsel kanun olurlar.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
82
9
9
Şekil.3.2.31: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
32. Astroloji bir bilim değildir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
27
66
7
Şekil.3.2.32: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
33. Bugünün bütün bilinmesel teorileri kesindir ve yüz yıl sonra da hala kabul
görecektir
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70
65
26
9
Şekil.3.2.33: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
34. Yeni teknolojiler temel bilimsel araştırmaların sonuçlarına bağlı değildir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60
53
33
14
Şekil.3.2.34: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
35. Bütün bilimsel çalışmalar laboratuarda deneyler yaparak gerçekleştirilir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
47
44
9
Şekil.3.2.35: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
36. Bilimsel bilginin gelişimine kişisel ve kültürel değerler ve bakış acıları etki
eder.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80
72
19
9
Şekil.3.2.36: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
37. Bütün bilimsel araştırmalar ayni bilimsel yöntem takip edilerek
gerçekleştirilir.
DOĞRU
YANLIŞ
BOŞ
0 10 20 30 40 50 60 70 80
68
29
3
Şekil.3.2.37: Katılımcılardan bu soru için elde edilen yanıtlar
4. Uygulamanın İstatiksel Sonuçlarının Yorumlanması Tartışma ve Öneriler
Hazırlanan uygulama testinde 37 adet doğru-yanlış sorusuna yer verilmiştir. Sorular
özel olarak jeoloji, fizik. kimya. biyoloji. nanoteknoloji, radyoaktivite, astroloji ve bilimsel
alan çalışmaları gibi konular hakkında ölçücü özellik taşımaktadırlar. Verilen cevaplardan
oluşan istatiksel sonuçlara göre genel olarak doğru yanlış dağılımı şu şekildedir:
56%34%
9%
Genel Sonuç
DOĞRUYANLIŞBOŞ
Şekil.4: Sorulardan alınan yanıtlara göre elde edilen genel sonuçlar
Grafiğimizden de anlaşılacağı gibi genel olarak sorularımıza verilen cevaplar yüzde
ellinin üzerinde %56lık bir değere ulaşmıştır. %35 lik yanlış cevap verilmesi bilimsel alanda
bildiğimiz konuların ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir. Bu konuda uygulamamızda en
çok hata yapılan konu nükleer santraller konusu olmuştur. Açıkça görülmektedir ki nükleer
santraller konusunda yanlış bilgimiz çok fazla. Bunun yanında fiziksel konularda lazer,
astroloji gibi alanlar da da yüksek bir hata yüzdesi gözlemlenmektedir.
Uygulamaya katılan personelin fikir sahibi olamayıp ta en çok boş bıraktığı konu ise
nanoteknolojiye ilişkin soru çeşitleri olmuştur.
Elde edilen bu verilerle yüzde ellinin üzerinde alınan bu sonuç Türkiye içinde alınan
en yüksek bilimsel okur yazarlık yüzde değerlerinden birisidir. Bunun nedeni çalışmamıza
katılan örneklem grubu üyelerimizin büyük çoğunluğunun (%98inin) üniversite mezunu
olması olarak görülebilir. Bu yönden bakıldığında %98inin üniversite mezunlarının
oluşturduğu bir örneklem grubu için %56 lık bir doğruluk oranı diğer yapılan çalışmalara
oranla yine de yuksek bir değerdir. Amerikalı bilmsel okur yazarlık alanında bir çok çalışması
olan John Miller 'ın yaptığı istatiksel araştırmalara göre bilimsel okur yazarlık düzeyinin
ülkelere göre dağılımı şu şekildedir:
Swed
en
Netherl
ands
Finlan
d
Bulgaria
Belgium
France
Czech Rep
ublic
Hungary
Estonia
Croati
a
Austria
Poland
Greece
Romania
Lithuan
ia
Slove
nia
Turke
y 0
5
10
15
20
25
30
35
40
Bilim
sel O
kur Y
azar
lık Y
üzde
si
Şekil.5: John Miller'ın uyguladığı araştırma sonuçlarına göre ülkelere göre bilimsel
okur yazarlık düzeyi.
Grafikten de görülebileceği gibi ülkemiz bilimsel okur-yazarlık düzeyi sıralamasında
yapılan araştırma da son sırada görülmektedir.Grafiksel sonuca göre ülkemizde bilimsel okur
yazarlık düzeyi %2 civarındadır. Bu grafiğe ait veriler ile bizim elde ettiğimiz sonuçlar
karşılaştırıldığında arada çok büyük fark görülmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi bunun
nedeni araştırmamıza katılan grubun %98 inin üniversite mezunu olması büyük etken
oluşturmaktadır fakat bunun yanında uygulama yaptığımız özel bankaya mensup çağrı
merkezi çalışanlarının işe alınma süreçleri de önemlidir. İşe alınma sürecinde iş için seçilen
personelin çağrı merkezi çalışanı olma konusunda uygunluğunun yanı sıra genel kültür, ve
bilimsel alanda yetkinlik ve gelişime açık olup olmama gibi süreçlerden geçirildiğini ve çağrı
merkezi personelinin insan kaynakları tarafından özenle seçildiğini de göz önünde
bulundurmak gerekmektedir.
Sorularımızın arasında boş bırakılan soru sayısının az oluşu da aslında testin
uygulandığı personelin yanlışta olsa sorular için bir ön bilgiye sahip olunduğunu
belirtmektedir. %91 oranında sorularımız cevaplanmış ve yalnızca %9 luk bir kısım hakkında
fikir beyan edilememiştir. En çok boş bırakılan nanoteknoloji konularına ait soruların
cevaplanamama nedeni olarak ta yeni gelişmekte olan bir bilim alanı olması ve ülkemizde
henüz bilimsel bir popülarite sağlayamaması düşünülebilir.
Nükleer santraller konusunun da uygulamamız dahilinde en çok yanlış cevap verilen
konuların başında gelmesinin nedeni de ülkemizin henüz bu konu da bilinçlendirilmediğinin
göstergesidir. Özellikle geçtiğimiz 3 yıl içerisinde ülkemizde en çok tartışılan konulardan
birisidir nükleer santraller. Türkiye'de şu an hiç nükleer santral bulunmamaktadır ve kurulup
kurulmaması aşamasında ülke çapında referanduma gidilmesine kadar belirsizlikler
sürmektedir. %56 gibi yüksek bir bilimsel okur yazarlık seviyesinin tespit edildiği bir
uygulama da dahi görülmektedir ki nükleer santraller hakkında yeteri derecede bilinçli
olmadığımız bir gerçektir. Astronomi hakkında yöneltilen uygulama sorumuz da en çok
yanlış cevap verilen sorular arasında yer almaktadır buna neden olarak ta astronomi ve
astrolojinin birbirine karıştırılmasıdır.
Uygulamaya katılan personelin doğru cevaplama oranları göz önüne alındığında
genetik ve sağlık bilimleri konularında ki sayısal başarı da göz ardı edilmemelidir. Genel
olarak yöneltilen genetik ve sağlık bilimleri sorularına verilen doğru cevap yüzdesi %65in
üzerindedir ve bu da uygulamaya katılan personelin bu konu hakkında ne derece bilinçli
olduğunun göstergesidir.
Bilimsel teori ve araştırmalar hususunda ki bilgi yoklama sorularında genel olarak
%50 'nin üzerinde bir başarı söz konusudur. Bu soruların cevaplanmasında ana niteleyici
seçeneklerden olan "Yakın arkadaş ve akrabalar arasında bilim insanı var mıdır? sorusuna
verilen %68 lik olumsuz yanıtın etkili olduğu düşünülmektedir. Çevresinde bilim insanı
bulunması kişiyi bilime ve bilimsel alanda araştırma yapmaya karşı daha da tetiklediği bir
gerçektir. Bu bağlamda katılımcılarımızın sadece %32 lik bir kısmının cevresinde yakın
akraba ve arkadaşları arasında bilim insanı bulunurken bu sorularımıza gelen %50 nin
üzerinde ki başarı kişilerin çevre etmeni olmasa da bilim ile ilgilenebileceğini doğrular
niteliktedir.
Araştırmamızı Türkiye genelinde bir istatistiksel sonuçla değerlendirecek olursak;
Türkiye İstatistik Kurumunun 2012 verilerine göre ülkemizde ki yaşayan 15 yaş üzeri
bireylerin eğitim durumları şu şekildedir:
Şekil6.TUİK 2012 verilerine göre ülkemizin eğitim durumuna göre nüfus dağılımı.
TUİK ten alınan yukarıdaki grafik bilgilerine göre ülkemizde 15 yaş üzeri 54,805,487
kişi bulunmaktadır. Bu rakamın yaklaşık %34 ü lise veya dengi yüksekokul ve üzeri eğitim
durumuna sahiptir. Araştırmamızda yer alan banka personeli TUİK verilerinin bu %34 lük
kısmında yer almaktadırlar. Bu sonuca istinaden yaptığımız araştırma sonucunu genelleyecek
olursak Türkiye' nin yaşayan 15 yaş üzeri bireylerin %34lük kısmı yaklaşık olarak %56
oranında bilimsel bir araştırmada doğru yanıtları verebilmektedir denebilir. Elde edilen bu
veri bu zamana kadar ki yapılan araştırma sonuçlarından en yüksek olanıdır.
Kaynakçalar
Chen, F., Shi, Y., & Xu, F. (2009). An analysis of the Public Scientific Literacy study in. PUBLIC UNDERSTANDING OF SCIENCE , 607–616.
Demirbaş, M., & Taşdemir, A. (2008). Öğrencilerin Fen Okur Yazar Birey Nitelenmesinde Görsel ve Yazılı Değişkenlerin Etkileri. Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınlanmış Araştırma Sonuçları , s. 1291-1295.
Erdoğan, E. (2010). Platon ve Aristoteles! in Bilimlere İlişkin Sınıflamaları.
Karasar, N. (1999). Bilimsel araştırma yöntemi: kavramlar, ilkeler, teknikler. Ankara: Nobel.
Koch, A., & Eckstein, S. (1995). Skills Needed for Reading Comprehension of Physics Texts and Their Relation to Problem Solving Ability. Journal of Research in Sciense Teaching , 613- 628.
Laugksch, R. (2000). Scientific Literacy: A conceptual Overview. Science , 71–94.
Miller, J. D. (1998). The measurement of civic scientific literacy. Public Understand. Science , 203–223.
Miller, S. (2001). Public understanding of science at the crossroads. PUBLIC UNDERSTANDING OF SCIENCE , 115–120.
Tunç Şahin, C., & Say, Ö. (2010). İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN BİLİMSEL. ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi , 223–240.