Turuz...ÖZET (Türklerde Mezarlara At Gömme Gelenei –Sanat Tarihi Açsndan Bir Bak- ) En erken...
Transcript of Turuz...ÖZET (Türklerde Mezarlara At Gömme Gelenei –Sanat Tarihi Açsndan Bir Bak- ) En erken...
-
T.C.
M�MAR S�NAN GÜZEL SANATLAR ÜN�VERS�TES� SOSYAL B�L�MLER ENST�TÜSÜ SANAT TAR�H� ANAB�L�M DALI
TÜRK �SLAM SANATLARI PROGRAMI
TÜRKLERDE MEZARLARA AT GÖMME GELENE�� -SANAT TAR�H� AÇISINDAN B�R BAKI�-
(Yüksek Lisans Tezi)
Haz�rlayan: 20036070 O�uz ERTEN
DANI�MAN: Doç. Dr. Ya�ar Çoruhlu
�STANBUL-2006
-
ÖZET (Türklerde Mezarlara At Gömme Gelene�i –Sanat Tarihi Aç�s�ndan Bir Bak��-) En erken M.Ö. 16. yüzy�lda kendini gösteren Mezarlara at gömme gelene�i, 1940’l� y�llarda
son uygulamas�na rastlad���m�z Kazakistan’a kadar takip edilebilmi�tir. Dini bir alt yap�ya
sahip bu gelenek zamanla Türk topluluklar�n�n farkl� dinlere geçilmesine ra�men varl���n�
sürekli hissettirmi� bir ölüm adeti olarak devaml�l���n� sürdürmü�tür. Bu alt yap�da geli�en at
gömme gelene�i kendi çevresinde Türk sanat�n� da geli�tirmi� ve eyerler, at ko�um tak�mlar�,
yularlar, at ba�l�klar�nda önemli sanat özelliklerine rastlanm��t�r.
Proto-Türkler, Hunlar, Göktürkler, K�rg�zlar olarak Asya’da devlet olarak varl���n� göstermi�
topluluklarda a��rl�kl� olarak varl���n� sürdüren bu unsur di�er yerel topluluklar�n adetlerine
girmi� önemli bir ritüeldir. Bu ritüel Türk topluluklar�n�n M.Ö. 6. yüzy�lda �skitler’in bat�ya
göçleri s�ras�nda Do�u Avrupa’ya da gitmi� ve giderken de Türk sanat�n�n unsurlar�n� da
beraber götürmü�tür. �skitlerle beraber Sarmatlar, Avrupa Hunlar�, Avarlar, Bulgarlar,
Hazarlar ve K�pçaklar-Kumanlar’da reel olarak bu gelene�e rastlanm��t�r.
En do�uda ki at gömülü mezar Göktürkler’e ait olup Mo�olistan’da bulunurken, en bat�da ki
mezar ise Avrupa Hunlar�’na ait Paris yak�nlar�ndaki mezarda bulunmu�tur. Ayr�ca bu
gelenek, sanat�m�zda ve kültür hayat�m�zda �slamiyet’ten sonra zaman zaman birebir, zaman
zaman ise biraz de�i�erek kendini göstermi�tir. Selçuklular’da, Akkoyunlular’da ve
Karakoyunlular’da benzer kültür izlerine, Osmanl�lar’da ise atl� gömünün birebir örneklerine
rastlamaktay�z. II. Osman’�n at� buna güzel bir örnektir.
Anahtar Kelimeler: At, Kurgan, Türk Sanat�, Orta Asya, Do�u Avrupa
-
SUMMARY
( Horse-Burial in Tombs Tradition of Turks - �n Persective of Art History )
Horse-burial tradition, which can be seen as early as 16th Century B.C., can be pursued to
latest examples in 1940’s Kazakhistan. This religious backgrounded tradition provided its
survival as a custom of death over the centuries, although religion of the society was changed.
With this substructure, horse-burial tradition caused improvement of Turkish Art surrounding
it and saddles, trappings, leashes and bridles became important artistic products of their time.
This custom, which existed as a predominat factor in communities like Proto-Turk, Hun, Kok-
Turk and Kirgiz states of Asia, was also a major rituel in traditions of other native
communities of this era. This rituel immigrated to Eastern Europe while Scythians exodus to
west and took Turkish Art with it. Elements of this culture can be encountered in Sarmathians
along with Sychtians, European Huns, Avars, Bulgarians, Hungarians and Kipchaks-Kumans.
While an example of this kind of tomb, which belongs to Kok-Turks, stands in Mongolia at
Far East; at Far West another example which belong to European Huns, sets near Paris,
France. Also, this traditon took place in post-�slamic cultural life, sometimes exactly and
sometimes slightly changed. �t can be encountered to its cultural traces in Seljuk, Akkoyunlu
and Karakoyunlu societies and exact examples in Ottomans. Horse of Osman II is a fine
example.
Keywords: Horse, Kurgan, Turkish Art, Central Asia, Eastern Europe
-
1
I. G�R��
At�n gömü adetlerinde kullan�lmas�ndan önce at�n ehlile�tirilmesi konusu hakk�nda k�sa bir
bilgi vermek yerinde olacakt�r. At�n ehlile�tirilmesi sadece Türk kültür hayat�nda de�il di�er
tüm medeniyetlerin geli�mesinde ve etkile�mesinde önemli bir a�amad�r. Büyük uzakl�klar
at�n ehlile�mesi ile k�salm��, daha verimli topraklarda ya�ama �ans� artm�� ve d��ardan
gelebilecek tehlikelere daha rahat kar�� konulabilir olmu�tur.
Attan önce ehlile�tirilen ilk hayvanlar�n ba��nda keçi, koyun ve s���r gelmektedir. Bu
hayvanlar�n et, süt, deri ve yününden yararlanma fikri de insan hayat�nda önemli
de�i�ikliklerin olmas�na sebep olmu�tur. Fakat medeniyetlerin geli�mesine at�n
ehlile�tirilmesinde oldu�u kadar etkili olmam��lard�r. Birçok bat�l� ara�t�rmac�ya göre bu
hayvanlar Orta-Asya’da Türkistan’�n �ran’a yak�n bölgelerinde ehlile�tirilmi�lerdir1.
Türklerin ehlile�tirdi�i art�k kesin olarak kabul edilen at�n ehlile�tirme tarihinde ise
ara�t�rmac�lar aras�nda bir birlik sa�lanamam��t�r2. En geçerli tarih M. Ö. 4-3 bin’dir.
At binek hayvan� olarak ehlile�tirildikten sonra insanlara hareket kabiliyeti sa�lam��, uzak
bölgelere gitmeyi kolayla�t�rm��, daha önce birbirinden habersiz ya�ayan toplumlar�
yakla�t�rm�� ve tan�ma olana�� sa�lam��t�r. Kültür al��-veri�leri yayg�nla�m�� ve
medeniyetlerin geli�mesine etki etmi�tir3.
Baz� ara�t�rmac�lar bilgi eksikli�i ile at� ehlile�tiren ve di�er toplumlarla ba�lant� sa�layan atl�
bozk�r kültürünü barbar, bat�y� ise uygar toplum olarak de�erlendirmi�lerdir4. Bu dü�ünce bir
bilimsel ara�t�rma olmay�p popüler dünyan�n gere�i olarak kar��m�za ç�kmaktad�r.
1 Ali Abbas Ç�nar; “Divan-� Lügat’it Türk’te At Kültürü”, Türk Kültüründe At ve Ça�da� Atç�l�k, �stanbul, 1995, s. 148. 2 Bkz. Bahaeddin Ögel; “At”, Türk Ansiklopedisi, C.IV, �stanbul, 1950, s.74; �brahim Kafeso�lu, Türk Milli Kültürü, �stanbul, 1996, s.208., Ali Abbas Ç�nar; Türklerde At ve Atç�l�k, Ankara, 1995, s.14, Ali Abbas Ç�nar; a.g.m., s.148., Osman Fikri Sertkaya; “Eski Türk Kültüründe At”, Türk Kültüründe At ve Ça�da� Atç�l�k, �stanbul, 1995, s.26., Mustafa Kalkan; “ Bozk�r Kültüründe At ve Prejevalskiy At�’n�n Bu Kültüre Kazand�rd��� Dinamizm”, Erdem, C. IX, Ankara, Ocak 1997, s.1132, Kudret Emiro�lu-Ahmed Yüksel; Yolda��m�z At, �stanbul, 2003, s.69. 3 Ali Abbas Ç�nar, a.g.m., s.13. 4 “At M.Ö. 4-3 binde evcille�tirilmi�ti ve 2. binde uygar dünyan�n çehresini de�i�tiren ak�nlar atla gerçekle�tirilmi�ti. ��te, at�n Avrasya bozk�rlar�ndan uygar dünyaya giri�i, barbarla uygar�n kar��la�mas� böyle oldu”. (Kudret Emiro�lu-Ahmed Yüksel; Yolda��m�z At, �stanbul, 2003)
-
2
At�n ilk cinsleri, Orta-Asya iklim �artlar�na uyan küçük prejevalskiy at� ile sonradan çok
kullan�lmayan tarpan at� oldu�u tahmin edilmektedir5. Türk atlar� genellikle küçük bedenli,
uzun ince bacakl�, küçük ve ma�rur ba�l�, sert t�rnakl�d�r. Bu tip atlar sava�larda, pratik
dayan�kl�, manevra kabiliyeti yüksek olmas� sebebi ile özellikle tercih edilmi�tir6. Paz�r�k
kurgan�ndan ç�kan atlarda bu cins atlar olmakla beraber, bugün Orta Asya Türklerinde ve
Mo�ollarda bu at tipi hala yeti�tirilmektedir.
1. Amaç Kapsam, Yap�lan Çal��malar ve Yay�nlar
Konu birli�i çerçevesinde Türk kültüründe binlerce y�ld�r var olan bir ritüelin sanat ile
birle�erek Türk topluluklar�n�n geneline mi yoksa sadece bir k�sm�na m� ait oldu�u as�l
ba�lang�ç a�amam�z olmu�tur. Daha sonra bu ritüelin Türk topluluklar�nda nas�l bir yer
edindi�ini ve sanatsal aç�dan ne gibi benzerlikler ve farkl�l�klar olu�turdu�u as�l ortaya
koyulmak istenen dü�üncedir. Bu tezi ortaya koyabilmek için birçok bilim dal�ndan yard�m
al�nm��t�r. En az 3600 y�ll�k bir periodu takip eden böyle bir çal��ma için her toplulu�un ayr�
ayr� tarihine bak�lmas� gerekiyordu. Kronolojik bir s�ralamay� verebilmek ve bu ritüelin
geli�imlerini takip ederken, sanatsal de�i�imler de takip etmeye çal���lm��t�r. Co�rafi s�n�rlar
her topluluk için ayr� ayr� belirtilmeye çal���lm��t�r. Çünkü do�a �artlar� ve terk ettikleri
yerlerden sonra gittikleri gittikleri yeni co�rafyalarda bu uygulamay� b�rakm�� olabilirlerdi.
Co�rafi s�n�rlar net olmasada genel anlamda çizilmeye çal���lm��t�r. At ile olan ili�kiler, at�n
ifade etti�i anlamlar, mitolojilerinde at unsuru, kültürlerinde ve sanatlar�nda at gibi konular
ana konunun sa�lam temellere oturabilmesi için detayl� bir �ekilde incelenmi�tir.
Konu, �slam öncesi bir gelenek oldu�u için ara�t�rma daha çok �slamiyet’ten önceki dönemde
yo�unla�m��t�r. Ancak �slamiyeti kabul eden Türk topluluklar�nda da izlerine rastlad���m�z bu
unsur, örneklerle ve resimlerle desteklenmi�tir.
Konunun Türk sanat�na yans�mas� ise katalog bölümünde ayr�nt�l� bir �ekilde incelenmi�tir.
Genelde at e�yalar� üzerinde bulunan sanatsal özelli�e sahip objeler seçilerek di�er
topluluklar�n objeleri ile k�yaslanmas�na olanak tan�nm��t�r.
Son bölümde ise tüm bulgular incelenerek de�erlendirilmi� ve bir sonuca ba�lanm��t�r. 5 Bahaeddin Ögel; a.g.m., s. 74. 6 Ali Abbas Ç�nar, a.g.m., s. 15.
-
3
Yay�nlar konusunda ise; “Türklerde Mezarlara At Gömme Gelene�i” ba�l��� alt�nda
incelemeye çal��t���m�z konunun ilk önce gerçekli�ini kan�tlayabilmek için yo�un bir �ekilde
Orta Asya ve Do�u Avrupa’da Türk topluluklar�na ait kaz�lar� yap�lm�� bölgelerle ilgili
yay�nlanm�� çal��malar� toplamaya çal��t�k. Türk topluluklar�n�n yay�ld�klar� alan gere�i
Çince’den Mo�olca’ya, Rusca’dan Almanca’ya, Macarca’dan S�rpça’ya birçok yay�n
yap�lm�� bulunmakta. Bu yay�nlara hem ula�mak hem de çözebilmek çok daha kapsaml� bir
çal��may� ve ayr�ca bir grup çal��mas�n� gerektiriyor. Toplad���m�z 200’ün üzerindeki
kaynakla, Türklerin mezarlar�na at gömdüklerini kan�tlamak, ayr�ca bunun alt�ndaki
sosyolojik ve dini sebepleri ortaya koyarak sanat tarihi aç�s�ndan bu bulgular�n
de�erlendirilmesi mümkün oldu.
Konumuz bu kadar geni� olunca, kaynak skalas�n� da bir hayli geni� tutmak zorunda kald�k.
Arkeolojiden tarihe, sosyolojiden seyahat raporlar�na, destanlardan sanat tarihine birçok bilim
dal�nda ara�t�rma yapmak zorunlu oldu. As�l önem arzeden kaynaklar ise arkeoloji
metaryalleri ve sanat metaryallerini ortaya koyan yay�nlard�. Fakat tezimizin ba��nda sözlü
edebi kan�tlar� önce koymay� tercih ettik. Yani seyahatnamelerde, tarih kitaplar�nda,
destanlarda geçen mezarlara at gömme unsuru üzerinde durduk. Bu konuda; Henri de
Couliboeuf de Blocqueville’nin “Türkmenler Aras�nda”, Mehmet Emin Efendi’nin
“�stanbul’dan Orta Asya’ya Seyahat”, Priskos’un “Avrupa Hunlar�”, Herodot’un “Herodot
Tarihi”, L. Ligeti “Bilinmeyen �ç Asya”s�, Al�p Mana� Destan�, Ba�kurt Halk Destan� Ural
Bat�r, O�uzka�an Destan� ve di�er destanlardan küçük al�nt�larla bu gelene�in sözlü bir
�ekilde yüzy�llar boyu toplum içinde nas�l ya�and���na dikkat çekilmek istendi.
Daha sonra Denis Sinor’un editörlü�ünü yapt��� “Erken �ç Asya Tarihi”, Peter B. Golden’�n
“Türk Halklar� Tarihine Giri�”, �brahim Kafeso�lu’nun “Türk Milli Kültürü”, Ali
Ahmetbeyo�lu’nun “Avrupa Hun �mparatorlu�u”, Akdes Nimet Kurat’�n “VI.-XVIII.
Yüzy�llarda Karadeniz’in Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri”, Geza Feher’in “Bulgar
Türkleri Tarihi”, Zerrin Günal’�n “�slam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü” gibi yay�nlar ve
birçok tarihi makale Türk topluluklar�n� tarih içinde daha kolay yerle�tirebilmek, ele ald���m�z
konunun temelini iyi atabilmek için incelendi. Ayr�ca bu ara�t�rma s�ras�nda tarihi verilerden
yolaç�karak bu topluluklar�n ya�ad�klar� co�rafi bölgeleri belirlemek mümkün oldu.
Çal��mam�z ile ilgili en önemli a�amay� ise kaz� sonuçlar�n� ele alan kitaplar ve sanat tarihi
yay�nlar� olu�turdu. Frans�zca, Almanca, �ngilizce, Rusça ve Türkçe gibi dillerde elde
-
4
etti�imiz kaynaklarda co�rafyalar ve diller her ne kadar farkl� olsa da bu gelene�in ayn�
�ekilde yürüdü�ünü ortaya ç�kard�. M.Ö. 16. yüzy�la tarihlenen ilk verimiz M. V. Masson’un
“History of Civilization of Central Asia” adl� birkaç ciltte toplanm�� makalelerinden elde
edilmi�tir. Bundan ba�ka; Okladinov’un “Ancient Population of Siberia and �ts Cultures”�,
B.N. Grakov’un daha yeni Türkçeye kazand�r�lan “�skitler”i, Tamara Talbot Rice’�n “The
Scythians” ve “Ancient Arts of Central Asia”s�, Radloff’un “Sibirya’dan”�, Bahaeddin
Ögel’in “�slamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi”, E.D. Phillips’in “The Royal Hordes Nomad
Peoples of the Steppes”i, Natalya Polosmak’�n “Pastures of Heaven”� ve “Steregui�e Zoloto
Grifi (Ak Alahinskie Kurgan)”, Abdülkadir �nan’�n Paz�r�k Kurganlar� ile ilgili makaleleri,
Mikhail P. Gryaznov’un “Southern Siberia”s�, S. I. Rudenko’nun “Frozen Tombs of Siberia,
The Pazyryk Burials of Iron Age Horseman”�, Karl Jettmar’�n “Arts of Stepps”i, Ya�ar
Çoruhlu’nun “Erken Devir Türk Sanat�n�n ABC’si” ve “Ukok Platosu’nda Kaz�s� Yap�lm��
Üç Yeni Kurgan Hakk�nda Bir Kitap” isimli makalesi, Nejat Diyarbekirli’nin “�slamiyetten
Önce Türk Sanat�”, �stvan Bona’n�n “Das Hunnenreich”, Dosin Bayeva’n�n “Merke Secret
Space of the Yedisu Turks” adl� yap�t�, Rüstem Bozer’in “K�rg�zistan’�n Son-Köl Bölgesinde
Yap�lan Türk Kültürüne Yönelik Kaz�lar” ba�l�kl� makalesi, Eva Gram, �lona Korvig, G.Y.
Szabo, G.Y. Török, Attila Kiss’in beraber yazd�klar� iki büyük cilt halindeki “Cemeteries of
the Avar Period 567-829 in Hungary” isimli yap�tlar� ana kaynaklar�m�z olarak ortaya ç�kt�.
Tüm bu sayd���m�z yay�nlar�n yan� s�ra onlarca makaleden faydalan�lm��t�r. Ayr�ca ça��m�z�n
en önemli ileti�im arac� olan internetten de birçok kaz� raporuna, resmine, çizimine
ula��lm��t�r. Bu çal��ma yap�l�rken ortaya ç�kan as�l sorun, belirtilmek gerekirse, çok özel bir
konu olmas�ndan dolay� en ufak resim ve bilgiye ula�mak günleri ve haftalar� almas�yd�.
Çal��man�n bu �ekilde ilerlemesinin en büyük sebeplerinden biri daha önce atl� mezar
gömülerine bu �ekilde bakan bir ara�t�rman�n olmamas�yd�. Türk topluluklar�n�n mezarlara at
gömme gelene�i ve sanatlar�ndaki etkile�im de ilk defa bu çal��ma ile ortaya ç�km�� oldu.
-
5
2. Fiziki Co�rafya
2.1. Orta ve �ç Asya
Asya k�tas� boyutlar�yla dünyan�n en büyük k�tas�d�r. Kuzeyinde; Kuzey Buz Denizi,
do�usunda; Bering Bo�az� ile Büyük Okyanus, bat�s�nda; Ural Da�lar�, güneyinde; Hint
Okyanusu ile çevrilidir. Asya k�tas� dünyan�n en büyük k�tas� olmakla birlikte ayn� zamanda
dünyan�n en yüksek kesimi de bu k�tada bulunmaktad�r7.
Amuderya, S�r�derya, Tar�m Irma��, �rti�, Tobol, Tvada kollar�yla geni�leyen Obi, Lena,
Yenisey, Purutas, Selenga ve Sar� Irmak en büyük akarsular� aras�nda yer almaktad�r. Bu
akarsular �ç Asya gibi denize binlerce km uzak bölgeler için hayat kayna�� niteli�indedir.
Akarsulardan ba�ka hayati bir unsur olan göller ise bir birinden çok uzak bölgelerde
bulunurlar. Bunlar aras�nda belliba�l� Baykal, Balka�, Urmiye, Van gölleri en büyükleridir.
Hazar Denizi ise dünyan�n en büyük gölü olarak adland�r�l�r.
Asya k�tas�, çok da�l�k ve sarp yerlerin bulundu�u bir k�ta olmakla beraber önemli tar�m
arazilerine de sahiptir. Güney bölgesinde; �ndus, Ganj, Pamir gibi havzalar önemli üretim
arazilerine yol açarak üretimin ve ya�am�n devam�n� yüzy�llar boyu kar��lam��lard�r. Çok
kuzeye gidildi�inde ise so�uk hava ya�am �artlar�n� oldukça zorlamaktad�r. Y�l�n büyük bir
döneminde topra��n donarak hiçbir bitkinin yeti�mesine olanak tan�mamas� Sibirya’da ya�am
�artlar�n� oldukça zorlar. Güney ku�a�� ile Kuzey ku�a�� aras�nda bulunan Bozk�r ku�a�� ise
yeti�en otlaklar�yla hayvanc�l���n önemli ölçüde geli�mesine olanak tan�maktad�r. Bu bölgede
her y�l ya�an ya�mur seviyesine göre hayvanc�l�k �artlar� de�i�mektedir. Kurak geçen y�llar
hayvanc�l���n en çok zarar gördü�ü y�llar olarak belirlenmi�tir. Tarih boyunca ya�anan büyük
Türk göçlerinin en önemli sebeplerinden biri de bu �artlara ba�lanmaktad�r.
2.2. Do�u Avrupa
Do�u Avrupa yap� olarak tek bir jeolojik alan� kapsayan Avrupa’n�n bir bölgesidir.
Topografik aç�dan Asya ile Avrupa aras�nda belli s�n�rlar olmamas�ndan dolay� Do�u 7 Robert N. Taaffe; “Co�rafi Ortam”, Erken �ç Asya Tarihi, Ed. Denis Sinor, �stanbul, 2002, s. 34.
-
6
Avrupa’n�n kesin s�n�rlar�n� çizmek oldukça zordur. Do�u Avrupa’daki en eski jeolojik
olu�um �skandinavya’dad�r ve 1000 milyon y�l önceki devirde olu�mu�tur. Do�u
Avrupa’daki son da� olu�umu ise günümüze kadar uzanan ve 65 milyon y�l� kapsayan bu da�
olu�umunda Alp Da�lar�, Pireneler, Sierre Nevada, Karpatlar, Balkan Da�lar� olu�mu�tur.
Do�u Avrupa’n�n en yüksek zirvesi Kafkas Da�lar�nda yer almaktad�r. Avrupa’n�n
güneyinde bulunan Alpler ise çe�itli yükseltilerle �spanya’dan Hazar Denizine kadar devam
eder. Yunanistan, S�rbistan, Karada�, Bosna Hersek, H�rvatistan ülkeleri içinde Dinar Alpleri,
Balkanlar ve Bulgaristan’da Rodoplar, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Ukrayna ve
Romanya’da 1400 km boyunca uzanan s�k ormanlarla kapl� Karpatlar bulunmaktad�r.
Karadeniz ile Hazar Denizi aras�nda 1200 km boyunca uzanan Kafkaslar ise birçok ülkenin
s�n�rlar� içindedir. Avrupa’n�n en yüksek noktas�n� geçen alt� doruk noktas� bulunan Kafkas
Da�lar�n�n en yüksek tepesi Elbruz Da��’d�r.
Do�u Avrupa’n�n en verimli ovalar� ise Rusya’n�n bat� kesimlerindeki deniz seviyesinden
200 m a�a��da olan ovalard�r. Bir di�er büyük ova ise Macaristan, S�rbistan, Karada�, Bosna
Hersek, H�rvatistan ve Romanya’dan geçen Tuna Nehri boyunca olu�mu� Alplerden
Karadeniz’e kadar olu�mu� Tuna Ovas�’d�r.
Do�u Avrupa’da �rmak sistemi ise iki �ekilde incelenir; Karadeniz’e dökülen �rmaklar ve
Kuzey Denizi’ne dökülen �rmaklard�r. Avrupa’n�n da en uzun �rma�� olan Volga, Do�u
Avrupa’da bulunmaktad�r. Leningrad yak�nlar�nda do�an bu �rmak 3585 km boyunca
akt�ktan sonra Hazar Denizine dökülür. Volga nehri kanallarla geni�letilerek Kuzey Buz
Denizi’ne ve Karadeniz’e ba�lanm��t�r. Do�u Avrupa’n�n ikinci, Avrupa’n�n da ikinci büyük
�rma�� olan Tuna, Karadeniz’e dökülene kadar birçok Avrupa ülkesinden geçerek ülkeler
aras� ticareti de artt�rmaktad�r. Bat� Avrupa’n�n en büyük �rmaklar�ndan biri olan Ren Irma��
ile de bir kanalla ba�lanarak ula��m sa�lanm��t�r.
Do�u Avrupa göller bak�m�ndan zengin olmamakla beraber Finlandiya’n�n bir göller ülkesi
olmas� dolay�s�yla yerel anlamda birçok gölün oldu�u söylenebilir. Finlandiya’daki Ladoga
gölü ise sadece Do�u Avrupa’n�n de�il tüm Avrupa’n�n en büyük gölüdür.
�klim aç�s�ndan ise bat� bölgeler daha s�cak do�u bölgeler ise so�uktur. Kuzeye ç�k�ld�kça
ya�am �artlar� zorla��r. Mevsim yelpazesi daral�r. Do�u Avrupa’n�n en kuzeyinde buzlu
-
7
a�açs�z tunduralar ya�amaya pek olanak sa�lamaz. Daha güneye inildi�inde kozalakl�
a�açlardan olu�an orman bölgeleri ba�lar. Daha güneye inildikçe kozalakl� a�açlar giderek
yerlerini yaprak döken a�açlara b�rak�r. Rusya’da ormanl�k bölgeler güneye inildikçe çay�rl�k
ve bozk�rlara dönü�ür. Bu bölgeler Macaristan’da, A�a�� Tuna Havzas�’na kadar devam eder8.
3. K�sa Tarih ve Tarihi Co�rafya
3.1. Orta ve �ç Asya’daki Türk Topluluklar�n�n Tarihleri
Çok büyük bir alan kaplayan Türk topluluklar�n� daha kolay inceleyebilmek aç�s�ndan co�rafi
s�n�rlar ile ay�rarak de�erlendirmek, saptamalar� daha do�ru yapabilmek için önem
ta��maktad�r. Tarih öncesi dönemden itibaren atl� kurganlara rastlad���m�z tüm Türk
topluluklar�n�n tarihleri k�saca kronolojik bir s�ra ile kaleme al�nm��t�r.
Proto-Türkler; Atl� gömünün yap�ld��� en erken tarih Andronovo Kültürü içerisindedir.
Andronovo Kültürü’nün tarihi birçok ara�t�rmac�ya göre de�i�se de genel kabul M.Ö. 1500-
1200 tarihleri aras�d�r9. Ad�n� yukar� Yenisey’deki Andronovo sitesinden alan bu kültür,
Altaylar�n bat�s�ndan Yenisey’e kadar uzanan bölgelere yay�lm��, hatta Kazakistan’� ve
Güney Urallar� içine alm�� olmas�na ra�men, en önemli merkezlerden biri Minusinsk
havzas�yd�10. Bu devirde Türk sanat� metal i�çili�i bak�m�ndan birçok geli�me kazanm��t�r.
Bak�r, demir, alt�n ve kalay gibi metaller çe�itli e�yalar�n yap�lmas�nda kullan�lm��t�r. Türk
sanat�n�n en önemli üslubu hayvan üslubu da bu devirde ortaya ç�kar. Andronovo
Kültrü’nün mezarlar� kurgan �eklindeydi. Kurganlar içindeki cesetler k�vr�lm�� bazen ise
yak�lm��t�r.
Andronovo Kültürü’nden sonra �ç Asya tarihinde Karasuk Kültürü görülmektedir.
Karasuk Kültürü M.Ö. 1300-800 tarihleri aras� ya�anm��t�r. Baz� ara�t�rmac�lar bu tarihin
çok az a�a��s�nda veya yukar�s�nda da görü� bildirmi�lerdir. Sibirya, Yukar� Yenisey,
Altaylar’da bu kültür insan� oldukça fazla görülmektedir. Tuva’da bulunan Arzhan
Kurgan�’da Karasuk Kültürü’nün ya�and��� devreye rastlamaktad�r. Bu kültürde metal
8 Anonim; “Do�u Avrupa”, Görsel Dünya Ansiklopedisi, �stanbul, 1982, s. 312 9 Ya�ar Çoruhlu; Erken Devir Türk Sanat�n�n ABC’si, �stanbul, 1998, s. 32. 10 A. P. Okladnikov; “Tarihin �afa��nda �ç Asya”, Erken �ç Asya Tarihi, Ed. Denis Sinor, Çev. Alaeddin �enel, �stanbul, 2002, s. 122-123.
-
8
i�çili�i daha da geli�mi�tir ve hayvan üslubu daha da geli�erek tam olarak ortaya ç�km��t�r.
Mayemir kurganlar� da Karasuk Kültürü’nün sonlar�na tarihlenmektedir.
Tagar Kültü, Karasuk Kültürü’nden sonra gelmekle beraber üç farkl� döneme ayr�l�r.
Güney Sibirya’da görülen kültür, M.Ö. VI-I. yüzy�la tarihlenmektedir. Proto Türk Ting-
Ling’ler bu kültüre mensuptur. Bu kültürde mezarlar�n üzerine büyük mezar ta�lar� dikilmeye
ba�lanm��t�r. Mezarlarda çe�itli aletler ve at ko�um tak�mlar� bulunmaya ba�lanm��t�r11.
Hunlar; Hun kelimesi eski Türkçede “�nsan, halk” anlam�na gelmektedir12. Hunlar�n ilk
a��rl�k merkezi Orhun-Selenga �rmaklar� ve Türklerce kutlu ülke say�lan Ötüken havalisi-
Ong�n �rma�� üzerindeki Karakum ile Ordos bölgesi aras�nda bulunmaktayd�13. Hunlarla ilgili
en eski yaz�l� belge M.Ö. 318 y�l�nda yap�lan bir anla�mad�r14. O zaman Çin içindeki 14
derebeyinden Ch’in’in gittikçe kuvvetlenmesinden endi�e duyan be� derebeyi Hunlardan
yard�m istemi�lerdi. Daha sonraki y�llarda Ch’in iktidar� eline ald� ama kuzeyden Hun bask�s�
da giderek art�yordu. Çin bu bask�lar� engellemek için M.Ö. 247-210 y�llar� aras� me�hur Çin
Seddi’ni in�a etti.15.
Hunlar�n en güçlü olduklar� zaman ise Mo-tun yani Mete Han zaman�d�r16. Babas� Tuman’�
öldürerek Hun hükümdar� oldu (M.Ö. 209-174)17. �lk önce Mo�ol-Tunguz kabilelerine sava�
açarak onlar� yendi ve ellerindeki topraklar� ald�. Daha sonra Orta Asya’daki Tanr� Da�lar�-
Kansu bölgesinde ya�ayan Yüeçileri yendi. Mete daha sonra Çin topraklar�na yöneldi18. Üç
y�l boyunca süren sava�larda birçok yeri ele geçirdi. Çin imparatoru Kao-ti’nin 320 bin ki�ilik
ordusunu yendi19. Böylece Çin’i vergiye ba�lad� ve bozk�r bölgelerini ele geçirdi20. Daha
sonra Mete Baykal Gölü k�y�lar�ndan �rti� yata��na kadar olan bozk�rlar� ve daha bat�daki
Ting-lingler, Ogurlar ile meskûn araziyi ve Bat� Türkistan’� ele geçirdi.
11 Ya�ar Çoruhlu; a.g.e., s. 36. 12 Gülçin Çandarl�o�lu; �slam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü, �stanbul. 2003, s. 18. 13 �barahim Kafeso�lu; Türk Milli Kültürü, �stanbul. 1996, s. 58. 14 Y�ng-Sh�h Yü; “Hsiung-nu (�uyung-nu)”, Ed. Denis Sinor, Çev. Selçuk Esenbel, Erken �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 170. 15 Anonim; Türk Tarihi Ansiklopedisi, Milliyet, 1991, s. 54. 16 E. D. Phillips; The Royal Hordes: Nomad Peoples of the Steppes, London, 1965, s. 52. 17 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 18. 18 Anonim; a.g.e., s. 54. 19 Y�ng-Sh�h Yü; a.g.m., s. 172. 20 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 59.
-
9
Mete’nin o�lu Ki-ok (M.Ö. 174-160) devrinde, Hun imparatorlu�u o kadar geni�lemi�ti ki o
sadece imparatorlu�un s�n�rlar�n� muhafaza etmeye çal���yordu. Yurtlar�ndan ç�kard���
Yüeçiler Afganistan’a giderek �skender taraf�ndan kurulmu� olan Grek hâkimiyetine son
verdiler. Ki-ok ise Çin’e büyük bir sefer düzenledi. Çin saray�n� basarak yakt�. Daha sonra
Çin prensesi ile evlenerek ili�kileri elinde tuttu21.
Ki-ok’tan sonra imparator olan Kün-çin zaman�nda (M.Ö.160-126) ise Hun imparatorlu�unda
sars�nt�lar belirmeye ba�lad�. Kün-çin babas� ve dedesi gibi sava�ç� bir ruha sahip de�ildi22.
Çin’e yap�lan ak�nlar durmu�tu23. Çinliler de bu durumu gözlemliyorlard�. Bir süre sonra
Çinliler büyük bir ordu toplay�p Hunlar�n üzerine sald�rd�lar. Çin sald�r�lar�ndan bunalan
Hunlar gerilemeye ba�lad�lar. M.Ö. 127-117 y�llar� aras�nda Ordos’daki Hun yenilgisi
Hunlar�n merkezinin Gobi’den Orhun nehri bölgesine kaymas�na neden oldu24.
Bir süre sonra Hunlar aras�nda çatlak sesler duyulmaya ba�land�. A��r ekonomik krizler alt�na
giren Hunlar aras�nda baz�lar� Çin iradesini istemeye ba�lam��lard�. Böylece Hun devleti ikiye
ayr�ld�. Çiçi M.Ö. 51 y�l�nda Tanr� Da�lar� kuzeyi Iss�k göl havalisine yerle�ti. Bölgedeki
Ogurlar�, K�rg�zlar�, Ting-lingleri hâkimiyetine ald�. Gittikçe ilerleyen Bat� Asya’daki Hun
imparatorlu�u Çinlilerin dikkatinden kaçmad�. M.Ö. 36 y�l�nda etraftan al�nan yard�mlar ve
70 bin ki�ilik ordular� ile Hun topraklar�na girdiler Talas Nehri üzerindeki Hun ba�kenti
ya�maland�. �mparator Çiçi ve ailesi katledildi25.
Çin’in kuzeyine çekilen di�er Hunlar ise M.Ö. 36’dan itibaren kesintisiz Çin hâkimiyetine
girdiler. Baz� zamanlarda birliktelik sa�layan Hunlar M.S. 48 y�l�nda bir daha birle�memek
üzere ayr�ld�lar26. Güney Hunlar Çin’e ba�land�lar Kuzey Hunlar ise ba��ms�zl���n�
sürdürmeye devam etti. M.S. ki y�llarda do�udan Sienpilerin de bask� uygulamalar� ile Hunlar
daha da zay�flad�lar. �ki cephede sava�mak Hunlar�n gücünü iyice k�rm��t�27.
21 Y�ng-Sh�h Yü; a.g.m., s. 174. 22 Anonim; a.g.e., s. 56. 23 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 21. 24 �barahim Kafeso�lu; a.g.e, s. 63. 25 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e, s. 23. 26 Anonim; a.g.e., s. 58. 27 Y�ng-Sh�h Yü; a.g.m., s. 178.
-
10
M.S. 147-156 y�llar�nda Sienpiler Kuzey Hun devletini ortadan kald�rd�lar28. M.S. 188’lerde
art�k Güney Hun �mparatoru Çinliler taraf�ndan tayin edilir durumuma gelmi�ti. Bir süre sonra
isyan eden �mparator Çin ba�kentinde hapsedildi ve ülke be� eyalete bölünerek devlete son
verildi (M.S. 216)29.
Göktürkler; Göktürklerin ilk yerle�im yeri Altay Da�lar�’n�n güney etekleridir. Demircilik
yapan Göktürkler Avarlar’a silah sat�yorlard�. Göktürklerin ba��nda bulunan Bumin, Avarlar’a
ayaklanan Töleslerin 546’daki isyan�n� bast�rd�ktan sonra Avar hükümdar�n�n k�z�yla
evlenmek istedi. Bu iste�i kabaca reddedilince, Bat� Tabgaç hükümdar�n�n k�z� ile evlendi ve
Avarlar’a sald�rd�30. Avarlar bu sald�r�da büyük bir yenilgiye u�rad�. Hükümdarlar� intihar
etti31. Avar devletinin çökmesinden sonra Bumin Ötüken’i ba�kent yaparak 552 y�l�nda
Göktürk devletini kurdu32. Büyük u�ra�larla devleti kuran Bumin bir y�l sonra öldü. Yerine
Kara Ka�an Hakan oldu ama o da çok ya�amay�nca ba�a Bumin’in öteki o�lu Mukan geçti
(533). Do�uda Kitanlar�n bat�da ise K�rg�zlar�n Göktürklere ba�lanmas�n� sa�lad�. Çin
�mparatorlu�u’nu bask� alt�na alarak devletin gücünü daha da artt�rd�33. Do�u Sibirya’daki
Yakut Türkleri ve Bat�daki Ogur topluluklar� hariç tüm Türk topluluklar�n� kendi idaresi
alt�nda toplayabildi34.
Bu arada Avarlar’dan geriye kalan topluluklar bat�ya kaçm��lard�. Ünlü V. yüzy�l yazar�
Priskos bu topluluklar�n kaç�� nedenlerini �u �ekilde anlatm��t�r; “Sabirler, Saragur ve Ogur
topluluklar�n� yerlerinden ç�karm��lard�. Sabirler’i de Avarlar püskürtmü�lerdi. Avarlar’� ise
okyanus k�y�s�nda oturan ve bir yandan denizden yükselen büyük buharlarla sislerin, di�er
taraftan �imdiye kadar duyulmam�� pek çok y�rt�c� ku� (Grifon)’un yakla�mas�ndan kaçan
kavimler vatanlar�ndan ç�kartm��lard� ki, bu y�rt�c� ku�lar�n insan soyunu yiyip bitirmeden
yok olmayacaklar� söylentisi vard� ve insanlar� paral�yordu.” Priskos Göktürkleri tan�mad���
için Avarlar’�n kaç��lar�n�n nedenini y�rt�c� bir ku�a benzetmi�tir35.
28 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 24. 29 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 66. 30 Anonim; a.g.e., s. 79. 31 Ahmet Ta�a��l; “Göktürkler”, Türkler Ansiklopedisi, C.II, s. 17. 32 Bahaeddin Ögel; Türk Kültürünün Geli�me Ça�lar�, �stanbul, 1971, s. 71. 33 Denis Sinor; “(Kök) Türk �mparatorlu�unun Kurulu�u ve Y�k�l���”, Çev. Talat Tekin, Erken �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 400. 34 Abdülkadir Donuk; “Göktürk Hakanl�klar�”, Tarihte Türk Devletleri I, Ankara 1987, s. 111. 35 Priskos; Grek Seyyah� Priskos (V. As�r)’a Göre Avrupa Hunlar�, Çev. Ali Ahmetbeyo�lu, �stanbul, 1995, s. 65.
-
11
Bumin Ka�an bat� bölgelerini �stemi’ye vermi�ti. Do�uda Mukan ba�ar�lar kazan�rken
�stemi’de bat�da büyük ba�ar�lar kazan�yordu. �stemi ipek yolu ticaretini elinde bulunduran
Akhun devletini y�karak ticaret yolunu eline geçirmek istiyordu. Sasanilerle ortakl�k kurarak
Akhun devletini y�kt�lar36. Ceyhun Nehri s�n�r olmak üzere Akhun topraklar� payla��ld�37.
Ancak Akhun devletinin y�k�lmas�ndan büyük pay alan Sasaniler daha da fazlas�n� isteyerek
anla�may� bozdu. Göktürkler de Sasanileri aradan ç�karmak için Bizansl�larla irtibat kurdu38.
Bizans-Göktürk ittifak� bir süre devam etti fakat Bizansl�lar�n da, Orta Asya’dan kaçan
Avarlara destek vermesi yüzünden ili�kiler bozuldu. �stemi bat� bölgelerini daha da
geni�leterek Azerbaycan’a girdi. Kuzeyde ise Kerç Kalesi’ni ald�. �stemi bat�da Göktürk
devletini daha da güçlendiriyordu39.
Do�uda ise Mukan’�n yerine Taspar geçti. Taspar, Mukan gibi ba�ar�l� bir hakan de�ildi40.
Tek amac� bir Çinli prensesle evlenmekti. Budist rahiplerin sözlerine uyarak Göktürk
ülkesinde Budizmi korumaya kalkt�. Bir Budist tap�na�� ve bir Buda heykeli yapt�rd�. Kötü
giden yönetimin yan�nda 576 y�l�nda �stemi’nin de ölmesi devlet düzenini daha da bozdu.
�stemi’nin yerine bat� kanad�n�n ba��na Tardu geçti. Taspar’la aras� iyice aç�lan Tardu 582
y�l�na gelindi�inde do�u kanad�n�n hâkimiyetini tan�mad���n� ilan ederek ba��ms�zl���n� ilan
etti. Böylece hakanl�k do�u ve bat� olarak iki kanada bölünmü� oldu41.
Bir süre çalkant�larla geçen y�llardan sonra Shih-pi Hakan (609-619) Göktürklerin k�r�lan
gururunu hafifletti42. Shih-pi Ka�an’�n 615 y�l�nda Çin imparatorunu ele geçirme plan� Çinli
bir prenses taraf�ndan haber verilerek önlendi. Ama bu te�ebbüs bile Çin imparatorunun
onurunu k�rmaya yetti. Shih-pi’den sonra ba�a geçen ka�anlar yönetim konusunda ba�ar�s�z
olunca do�u kanad�n�n gücü iyice zay�flad� ve Çin himayesine girerek ba��ms�zl���n� kaybetti
(630)43.
Tardu 582 y�l�nda Do�u kanad� ile ili�kisini kestikten sonra daha bat�ya yönelerek Sasanilerle
yo�un mücadelelere giri�ti. Bu devir ayr�ca devletin ikiye bölünmesinin de bir göstergesiydi44.
36 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 94. 37 Ahmet Ta�a��l; a.g.m., s. 20. 38 Anonim; a.g.e., s. 80. 39 Abdülkadir Donuk; a.g.m., s. 113. 40 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 97. 41 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 45. 42 Ahmet Ta�a��l; a.g.m., s. 25. 43 Anonim; a.g.e., s. 86. 44 Abdülkadir Donuk; a.g.m., s. 114.
-
12
�ran üzerinde nüfuz sahibi olan Tardu daha sonra yönünü do�uya çevirdi. Do�u devletini de
al�p büyük Göktürk Devleti’ni tekrardan kurmak istiyordu. Çinlilerle mücadeleye ba�lad� ve
Do�u Göktürkleri üzerindeki bask�lar�n azaltmas�n� sa�lad�. Fakat Çinlilerin Göktürk ordusu
güzergâh� yolundaki kuyular� zehirlemesi Göktürk ordusunun güç kaybetmesine neden oldu
ve iç kar���kl�klar ya�anmaya ba�lad�. Ayaklanmalar�n artmas�ndan sonra Tardu kaçt� (603)45.
Tardu’nun kaçmas�ndan sonra isyanc�lar�n hareketleri daha da artt� ve yeni ilan edilen
ka�anlarda soruna çözüm bulam�yorlard�. Tardu’nun küçük o�lu Tong Yabgu zaman�nda
(618-630) refaha kavu�an Göktürkler sava�larda yeniden galip gelmeye ba�lam��lard�. Fakat
630 y�l�nda amcas� Sse-pi taraf�ndan öldürülünce düzen yeniden bozuldu. Ba�a geçen amcaya
isyanlar daha da art�nca devlet Çin’e ba�land� (630)46.
630 ile 680 y�llar� aras� ya�anan 50 y�ll�k esaret Göktürklere kaybettiklerini anlamak için
yetmi�ti. Birçok kere ba��ms�zl�k için denenen çabalar Çinliler taraf�ndan çok sert bir �ekilde
bast�r�lm��t�. Fakat 680 y�l�nda Kutlug’un kurdu�u ba��ms�zl�k hareketi sonuç verdi ve k�sa
zamanda be� binin üzerinde adam toplad�. Bunlar�n içinde Tonyukuk’ta vard�. Çin’e büyük
darbe indiren bu grup bir süre sonra Ötüken’i de ele geçirerek buray� merkezleri yapt�lar. 682
y�l�nda Kutlug ilteri� ad� ile II. Göktürk Devleti’ni kurdu47. �lk hedef Çin’di. Birçok defa
yap�lan sald�r�lar sonras�nda büyük zaferler kazan�ld�48. On y�l süren �lteri� ka�an zaman�nda
devlet neredeyse eski gücüne kavu�mu�tu. Öldü�ü zaman iki o�lundan Bilge sekiz, Kültügin
ise yedi ya��ndayd�.
�lteri�’ten sonra ba�a geçen Kapgan Ka�an (692-716) sert mizac� ile daha da büyük ba�ar�lar�n
kazan�lmas�n� sa�lad�. Çok disiplinli olan bu ka�an Çin’den sonra K�rg�zlar�n üzerine
sald�rd�49. K�rg�z han�n� ölü olarak ele geçiren Kapgan Ka�an, K�rg�z ülkesinin de ka�an�
oldu. Bir süre sonra Tonyukuk kumandas�ndaki �nal ve Bilge, Altaylar� a��p On-oklar�
yenilgiye u�ratt�50. Kapgan Ka�an’�n ölümünden sonra o�lu �nal ka�an oldu fakat birçok
boyda bu yüzden huzursuzluk ç�kt�. �nal bu isyanlar� görmezlikten gelince, Kültügin ve
Bilge’nin haz�rlad��� bir ihtilal ile �nal indirilerek öldürüldü (716). Bilge, ka�an oldu,
Kültügin ise ba�kumandan oldu. Devletin düzenini elinde tutan Tonyukuk 725 y�l�nda,
45 Denis Sinor; a.g.m., s. 412. 46 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 102. 47 Abdülkadir Donuk; a.g.m., s. 116. 48 Ahmet Ta�a��l; a.g.m., s. 31. 49 Ahmet Ta�a��l; “Kapkan Ka�an Devrinde Göktürk-Çin Münasebetleri”, Türk Dünyas� Ara�t�rmalar�, S. 65, Nisan 1990, s. 308. 50 Ahmet Ta�a��l; “Göktürkler”, Türkler Ansiklopedisi, C. II, s. 33.
-
13
Kültügin de 731’de ölünce Bilge Ka�an’�n en iyi yolda�lar�n� kaybetti51. 734 y�l�nda da Bilge
Ka�an naz�r� taraf�ndan zehirlenmesi ile öldü52.
Bilge Ka�an’�n ölümünden sonra Göktürk ka�anl���nda çökü� belirtileri ba�lad�. Bilge’nin
o�ullar� ka�anl��a geçmelerine ra�men devlete hâkim olamad�lar. Huzursuzluktan faydalanan
Karluklar, Basm�lar ve Uygurlar birle�erek 742 y�l�nda Göktürk Devleti’ni y�kt�lar53.
K�rg�zlar; Bugün Iss�k Göl çevresinde oturan K�rg�zlara ilk defa Çin kaynaklar�nda M.Ö. 206-
M.S. 220 y�llar�nda Çin’de hâkimiyet kurmu� olan Han hanedanl��� zaman�nda bahsedilir54.
Gen-gün ad� ile an�lan K�rg�zlar o zamanlar Tangnu-Ula Da�lar�’nda, Altay Da�lar�’nda ve
Yenisey Havzas�’nda ya��yorlard�55. Asya Hunlar� zaman�nda onlar�n hâkimiyetine girdiler ve
bu devirde Baykal’�n bat�s�nda ve �rti� nehri civar�nda ya��yorlard�. Hun �mparatorlu�u’nun
çökmesinden sonra K�rg�zlar M.S. IV. yüzy�lda Hakas Devleti olarak adland�r�lan büyük bir
devlet kurdular. Bu devirde Hakasya, Baykal Gölü’nden Tibet’e kadar uzan�yordu. VII.
yüzy�lda ise K�rg�zlar Göktürklerin hâkimiyeti alt�na girmi�lerdir. Göktürklerin günümüze
b�rakt�klar� kitabelerden anla��ld���na göre K�rg�zlar� itaatleri alt�na almak çok kolay
olmam��t�r. Birinci Göktürk Devleti y�k�ld�ktan sonra özgürlüklerine kavu�an K�rg�zlar bir
süre sonra II. Göktürk Devleti’nin kurulmas� ile tekrar Göktürk hâkimiyeti alt�na girmi�lerdir.
Uygur, Basm�l ve Karluklar�n birlikte y�kt�klar� Göktürkler’den sonra Uygurlar, Karluklar� ve
Basm�llar� yenerek yönetici olmu�lar ve 758 y�l�nda K�rg�zlar� a��r bir �ekilde yenerek onlar�
da Uygur Ka�anl���’na ba�lam��lard�r. Uygur Devleti alt�nda birçok defa ayaklanan K�rg�zlar
840 y�l�nda Uygurlar�n zay�flamas� ve iç desteklerle Ordubal�k �ehrine 100.000 ki�ilik bir
ordu ile sald�rarak Uygurlar� k�l�çtan geçirmi�lerdir56. Uygur Devleti’ni y�kt�ktan sonra Orhun
bölgesinde kendi devletlerini kuran K�rg�zlar, burada sürekli bir devlet kuramam��lar ve 920
y�l�nda Mo�ol men�eli Karah�taylar taraf�ndan yenilerek eski yurtlar�na geri
gönderilmi�lerdir57. Karah�taylar’dan sonra da 1207 y�l�nda Cengiz Han’a ilk kat�lan Türk
boyu olmu�lard�r. Bugün Iss�k Göl çevresine nas�l geldikleri ise birçok ara�t�rmac� taraf�ndan
tart���lmaktad�r.
51 Anonim; a.g.e., s. 96. 52 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 58. 53 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 121. 54 �brahim Kafeso�lu; a.e., s. 130. 55 Abdülkadir �nan; “K�rg�zlar”, Bozkurt, y�l: 2, S. 9, �stanbul, 1940, s. 39. 56 Laszlo Rasonyi; “Tarihte Türklük”, Türk Kültürü Ara�t�rmalar� Enstitüsü, Yay. 126, Seri III, S. A34, Ankara 1993, s. 107. 57 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 130.
-
14
3.2. Do�u Avrupa’daki Türk Topluluklar�n�n Tarihi
�skitler; Bize �skitler hakk�nda en geni� bilgiyi tarihin babas� olarak nitelenen Herodot
vermektedir. Yakla��k M.Ö. 45058 y�l�nda Karadeniz’in kuzeyine giderek �skit topraklar�n�
ziyaret eden Herodot, �skit kültür ve tarihi ile ilgili çok önemli bilgiler verir.
�skitlerin bölgeye gelmesi ile beraber mü�terek dil, etnik köken ve kültüre sahip Massaget,
Saka, Alan ve Sarmat olarak bilinen dört kol da �skitlerle birlikte bölge tarihinde belirleyici
rol oynad�lar59. Kimmerlerin yönetim merkezi bugün K�r�m Yar�madas�’n�n Azak Denizi
k�y�s�nda bulunan Kerç �ehridir60. Daha önceleri Volga Nehri k�y�lar�nda ya�ad�klar�
dü�ünülen �skitlerin M.Ö. VII. yüzy�l�n ortalar�nda K�r�m Yar�madas�’na do�ru ilerlemeye
ba�lamalar� ile Kimmerler pani�e kap�l�rlar. Bu bölgede oturan Kimmerler �skitlere kar��
birle�emez ve bir süre sonra bu topraklar� �skitlere b�rak�p kaçmak zorunda kal�rlar61.
M.Ö. 616’da Karadeniz’in kuzeyinden ve Bat� Volga’dan Kimmerleri kesin olarak ç�karan
�skitler62, Kimmerleri takip etmi�ler ve bu takip s�ras�nda da Medya topraklar�na girmi�lerdir.
Kimmerler’in Karadeniz sahilini takip etmesine kar��l�k �skitler onlar� Hazar Denizi sahili
boyunca aram��lar bunun sonucunda da Medya’ya girmi�lerdir63.
�skitlerin Kimmerleri takip ederken geldikleri Med �mparatorlu�u, onlar�n çok ho�una gider64.
Çünkü yeteri kadar yiyecek ve ganimet bulunur bu bölgede. Bir süre sonra bu ak�nlarla Med
�mparatorlu�u çöker65. Med �mparatorlu�u’nun çökü�ü ile �skitler daha güneye inmeye
ba�larlar. Güneydeki Asur �ehirlerine sald�r�rlar ve ba�kent Ninova’y� ku�at�rlar66. Babil kral�
Asurbanipal’�n o�lu ile birlikte hareket ederek Ninova’ya girerler ve kenti ya�malarlar67.
Kuzeyde kendilerini sa�lama alan �skitler Suriye’ye girerler ve oradan da güneye inerek
Filistin’e kadar ilerlerler68. �skitlerin geldiklerini haber alan M�s�r Firavunu I. Psammatikos
58 Warwick Bray-David Trump; The Penguin Dictionary of Archaelogy, Londra, 1972, s. 205. 59 K�atrapa Gandasa; Saka Halklar�n�n Kökenleri, (Çev. Kür�at Bozkurt), B.N.Grakov, �skitler (Çev. Ahsen Batur), �stanbul, 2006, s. 309. 60 Karl Jettmar; Art of Steppes, London, 1967, s. 23. 61 Tamara Talbot Rice; The Scythians, London, 1961, s. 44. 62 Warwick Bray-David Trump; a.g.e.,s. 205. 63 Karl Jettmar; a.g.e., s.24. 64 Tamara Talbot Rice; a.g.e., s. 44. 65 Herodotos; a.g.e, s. 229. 66 Boris Piotrovsky-Liudmila Galanina-Nonna Grach; a.g.e., s.12. 67 Tamara Talbot Rice; a.g.e., s. 45. 68 �evket Dönmez; �skitlerin Son Dönemleri, http://www.tebe.org/tr/dosyalar/iskit/4.htm, 11 Temmuz 2006.
-
15
büyük hediyeler vererek ülkesini �skit ak�nlar�ndan kurtar�r69. M�s�r Firavunundan
hediyelerini alan �skitler s�cak, yorgunluk ve hastal�klardan dolay� ellerinde bulundurduklar�
Med ülkesine geri dönerler. �skit egemenli�ini kabul eden Med kral�70 onlar� a��rlar ve büyük
bir kutlama haz�rlar. �ölende sarho� edilen �skitler öldürülürler ve 28 y�ll�k �skit egemenli�i
Bat� Asya’da biter71. Krallar� öldürülen �skitler Karadeniz’in kuzeyine geri dönmek
durumunda kal�rlar72. �skitlerin bu 28 y�ll�k Küçük Asya üstünlükleri arkeolojik buluntularla
da onaylanmaktad�r73. Mezopotamya, Suriye ve M�s�r’daki VII. yüzy�l ile VI. yüzy�l ba�lar�na
tarihlenen yerle�me yerlerinde özellikle �ehir surlar�nda �skit ok uçlar� en önemli buluntular
aras�ndad�r. Urartu kalelerinden biri olan Erivan yak�nlar�ndaki Karmir-Blur’u da �skitler
yak�p y�km��lard�r. Bu kalede �skit ak�nlar�n� gösteren ba�ka bulgular da bulunmaktad�r74.
�skitlerin as�l kültürel merkezleri Kuzey Kafkasya’daki Kuban Nehri’nin çevresiydi75.
Güneyden kovulan �skitler bir süre sonra Kuban bölgesinden bat�ya do�ru ak�nlara ba�larlar.
M.Ö. IV. yüzy�lda �skitler en güçlü zamanlar�n� ya��yorlard�. Bu zamana ait �skit kurganlar�
bunun en büyük kat�d�r. Zaman�n en güçlü kral� ise Atheas’t�. Atheas �skit s�n�rlar�n� Tuna
Nehri’ne kadar geni�letir76. Bölgede ya�ayan Traklar� bat�ya sürer. Bunun üzerine Traklar
Mekadonya kral� II. Philip’ten yard�m ister, II. Philip’te daha on dokuz ya��nda77 olan kral
Atheas’�n üzerine sald�r�r. M.Ö. 339 y�l�nda yap�lan sava�ta Atheas öldürülür ve bu tarihten
sonra �skitler gerilemeye ba�larlar78. Bu tür birçok Mekadon sald�r�lar�n�n yan� s�ra do�udan
da �skit topraklar�na Sarmat sald�r�lar� yap�l�r79. V. yüzy�l sonlar�nda veya IV. yüzy�l
ba�lar�nda do�uda Sarmatlar iyice güçlenmi�ler ve yava� yava� �skit topraklar�na s�zmaya
ba�larlar. Bu etkilerle siyasi güçleri iyice zay�flayan �skitler M.Ö. 300 civar�nda sadece K�r�m
Yar�madas�’nda ya��yorlard�. M.Ö. 250’den sonra ise Sarmatlar güçlerini iyice artt�rarak
Karadeniz’in kuzeyindeki steplere hâkim olurlar. M.Ö. 120-63 aras�nda Pontus Krall��� yapan
69 B.N. Grakov; �skitler, �stanbul, 2006, s.45. 70 Med kral� Kyaxares’in yapt��� bu ani sald�r� M.Ö. 600’lerin sonlar�nda gerçekle�mi�tir. 71 B.N. Grakov; a.g.e,, s.45. 72 Karl Jettmar; a.g.e., s.25. 73 Tamara Talbot Rice; a.g.e., s. 45. 74 A.�. Melyukova; “�skitler ve Sarmatlar”, Erken �ç Asya Tarihi, Çev. �senbike Togan, �stanbul, 2002, s. 145. 75 Boris Piotrovsky-Liudmila Galanina-Nonna Grach; a.g.e., s.12. 76 Karl Jettmar; a.g.e., s.27 77 Kaynaklarda on dokuz ya��nda geçen Atheas, Melyukova’n�n çal��mas�nda doksan ya��nda olarak geçmektedir. 78 B.N. Grakov; a.g.e., s.64. 79 Karl Jettmar; a.g.e., s.25.
-
16
Büyük Mitridat �skitlerin üzerine birçok defa sald�r�r80 ve birçok �ehirlerini ve kalelerini ele
geçirir. Bospor’da ya�ayan �skitler iktidar� Mitridat’a teslim ederler ancak ünvanlar�n�
korurlar. Birçok defalar �skitler Pontus’a isyan ettiler. M.Ö 80 y�l�nda ise �skit kültür merkezi
Olbia’y� al�r. Bu darbe �skitlerin gücünü daha da sarsar. Arkeologlar �skit kültürünün izlerini
kesintisiz olarak M.Ö. II. Yüzy�l�n ba�lar�na kadar K�r�m ve Dinyeper bölgelerinde takip
ederler. Fakat bu kültürün sonraki a�amalar� Sarmat kontrolünde ç�kmaktad�r.
�skitlerin azalan gücü ile Sarmatlar sahilin kuzey kesimindeki bozk�r� ve K�r�m’� istila ederek
�skitlerin yerini al�rlar. M.Ö. II. yüzy�ldan itibaren �skit kültürünün yerini geni� anlam�yla
yeni bir kültür al�r. Fakat arkeologlar bu kültürde �skitleri Sarmatlar’dan hemen hemen ay�rt
edemiyorlar. �ki halk�n dil, hayat tarz� ve sosyal yap� aç�s�ndan bir biriyle akraba olu�u,
�skitlerin önemli bir kesiminin Sarmatlar taraf�ndan emilmesine yol açar. M.Ö. I. yüzy�lda ise
Sarmatlar, �skitlerin A�a�� Dinyeper boyundaki hâkimiyetine son vererek Tuna’ya kadar
uzanan tüm bozk�ra hâkim oldular81. �skitlerin Sarmatlar taraf�ndan kontrol alt�na
al�nmas�ndan sonra yerle�ik bir siyasi güç ortaya koyamamalar�ndan dolay� �skitler küçükte
olsalar varl�klar�n� sürdürdüler. �skitlerin tarih sahnesinden silini�leri M.S. II. yüzy�lda Gotlar
taraf�ndan gerçekle�tirilmi�tir82.
Sarmatlar; Erken Sarmat tarihini Ural Da�lar�’n�n güneyinde bulunan Prokhorovka
Kültürü olu�turmaktad�r. Bu kültürün bizim aç�m�zdan en önemli yan� ise Orta Asya ile çok
yak�n ili�ki içinde olmas�d�r83. Sarmatlar’�n bilinen ilk dönemlerini M.Ö. VI-IV. yüzy�llar
olu�turur. Bu dönemde �skitlerle aralar�nda s�n�r olu�turan Don Nehri’nin do�usunda
oturuyorlard�84. Günümüz bilginleri de ayn� kan�da olup Don Nehri a�z�n�n kuzeydo�usunda
500-600 km’lik bir alan� kaplad�klar�n� bildirirler. As�l yerle�im yerleri Don ve �dil aras�nda
bulunmaktad�r ve burada ki arkeolojik bulgularda bunu kan�tlar85.
Herodot’un M.Ö. ele ald��� tarih kitab�nda Sarmatlar ile �skitlerin akraba olduklar�n� öne
sürmektedir. Bu tez bugüne kadar çürütülememi�tir çünkü birçok Sarmat mezar�ndan �skit
kültürünü yans�tan e�yalar ç�km�� ve iki kültürün de gayet yak�n özelliklere sahip olduklar�
ortaya konmu�tur. Aralar�nda ki tek fark Sarmat mezarlar�ndaki kad�nlar�n durumudur. �skit 80 Boris Piotrovsky-Liudmila Galanina-Nonna Grach; a.g.e., s.15. 81 B.N. Grakov; a.g.e., s.68. 82 Warwick Bray-David Trump; a.g.e., s. 206. 83 Karl Jettmar; a.g.e., s. 61. 84 Karl Jettmar; a.e., s. 56. 85 A.�. Melyukova; a.g.m., s.158.
-
17
mezarlar�ndaki kad�nlar�n yan�na koyun konulurken Sarmat mezarlar�nda at, ko�um tak�mlar�
ve silahlar�n kondu�u rahatl�kla görülebilir. Bugün bilinen Sarmat mezarlar�n�n %20’si silahl�
Sarmat kad�nlar�na aitti. �skit mezarlar�nda merkezde erkekler bulunurken Sarmat
mezarlar�n�n birço�unda kad�nlar mezar�n merkezini olu�turmaktad�rlar. Bu durum da
Sarmatlar’�n anaerkil bir toplum yap�s�na sahip olduklar�n� kan�tlamaktad�r86.
Tunç Ça�� sonuna kadar �dil bölgesinde ya�ayan Sarmatlar, çok erken dönemlerden itibaren
do�u kom�ular� olan Andronovo kültürüne mensup gruplarla i�birli�ine girmi�lerdir87. Belki
de bu etkile�im sonucu Orta Asya tipi mezar kültürü �skit ve Sarmatlar’da yayg�nla�m��
olabilir. M.Ö. VI-V. yüzy�llarda Sarmatlar topraklar� bat�da Don’a ula�an bir boylar grubu
olu�turmu�lard�r. M.Ö. V. yüzy�l�n sonuna gelindi�inde Sarmatlar’�n bir k�sm� Don Nehri’nin
sa� yakas�na geçmi�ler ve büyük bir ihtimalle Azak Denizi çevresine yerle�mi�lerdir88.
M.Ö. IV-III. yüzy�la gelindi�inde Güney Urallar’daki nüfusun bir k�sm� a�a�� �dil’e ve Ural
ötesi bozk�rlara do�ru inmi� ve oradaki Sarmatlar üzerinde hâkim olmu�tur89. Bunun üzerine
tarihte Aorsi, Roksalan, Alan ve Yaz�g diye bilinen yeni Sarmat beylikleri ortaya ç�km��t�r.
Bunlar M.Ö. III. yüzy�lda Don Nehri’ni a�arak Karadeniz bölgesinin kuzeyindeki bozk�r
bölgesine do�ru bat� yönündeki büyük göçlerine ba�lad�ktan sonra �skit ülkesinin büyük bir
k�sm�n� yak�p y�km��lard�r90.
M.S. III. yüzy�lda Balt�k sahillerinden inen Gotlar, Karadeniz’in kuzeyindeki Sarmat
hâkimiyetini zay�flatm��lar, bir süre sonra da Hunlar Sarmatlar’� tarih sahnesinden
silmi�lerdir.
Avrupa Hunlar�; Avrupa Hun �mparatorlu�u ile alakal� bilim dünyas�nda �u ana kadar en
hararetli tart���lan konu Hunlar�n men�ei olmu�tur. Birçok bilim adam� Hunlar� Türk
sayarken, baz�lar� Fin-Ugor, Uygur, Mo�ol, Türk-Mo�ol, Türk-Mo�ol-Mançu, Slav, Germen,
Kafkas kavimlerinden de geldiklerini söylerler91. Avrupa Hunlar�’n�n bir Türk toplulu�u olan
Hiung-nular’dan geldi�ini ilk defa Deguignes ortaya koymu�, daha sonra birçok bilim adam�
86 Karl Jettmar; a.g.e., s. 60. 87 A.�. Melyukova; a.g.m., s.159. 88 Karl Jettmar; a.g.e., s. 56. 89 Tamara Talbot Rice; a.g.e., s. 49. 90 Karl Jettmar; a.g.e., s. 56. 91 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 67.
-
18
taraf�ndan bu dü�ünce �iddetle yok say�l�r92. Avrupa Hunlar� ile ilgili ilk kaynak ta i�te bu
zamanda ortaya ç�kar. M.Ö. 355 Hunlar�n Alan topraklar�n� ele geçirmesinden bahseden bu
belge Hunlar�nda Asya’dan Çin bask�s� ile bat�ya yöneldi�ini aç�klamaktad�r93.
Avrupa Hunlar�’n�n tarihi biraz da Asya Hunlar�’n�n tarihinin bitimi ile alakal�d�r. Asya Hun
�mparatorlu�u’nda M.Ö. 48 y�l�nda ka�anlar aras�nda ç�kan mücadeleler94sonunda Ho-han ve
Chih-chih’in95aras�nda �mparatorluk ikiye ayr�lm�� ve Chih-chih’in tabiiyetinde bulundurdu�u
topluluklar M.Ö. 174-160 y�l�nda Altaylara gelen Türk topluluklar� ile beraber Bat�
Türkistan’a do�ru ilerlemi�lerdir96. Hunlar Aral Gölü ile Hazar Denizi aras�n� M.S. IV.
yüzy�l�n ortalar�ndan itibaren yurt tutarlar97. M.S. 330’da Hunlar art�k Kafkaslar’da at
gezdirirler. Bu tarihlerde Hunlar�n as�l unsurlar� �dil Nehri’nin do�usunda Kama’ya yak�n bir
yerde oturuyorlard�. Alanlar�n as�l merkezleri ise Kuban nehri k�y�lar� ve kuzey Kafkasya idi.
Mazdaizm tesirinde kalan Alanlar ölülerini yak�yorlard�. Hunlar’da daha sonra ortaya ç�kacak
bu �ekilde gömü, Alan tesiri ile yay�lm��t�r98. M.S. 180 y�l�nda meydana gelen Got istilas�99
s�ras�nda y�k�ma u�ramayan tek Sarmat grubu olan Alanlar, Gotlarla Don nehrini aralar�nda
s�n�r kabul ettiler100. Hunlar M.S. 355-365 y�llar� aras�nda �dil’i geçerek Alanlara büyük bir
sald�r� gerçekle�tirirler. Bu sald�r� ile Alan devleti çöker ve Hun hâkimiyeti alt�na girer101.
Hunlar kendilerine kat�lan Alan askerleri ile beraber iyice güçlenirler. Bir süre sonra bat�
bölgelere sald�rmak için haz�rl�klara ba�larlar. Bu tarihten itibaren Hunlar�n bat� kom�usu
Ostrogotlar olur. Karadeniz’in kueyinde; Don ve Dinyeper nehirleri aras�nda Ostragotlar102,
onlar�n bat�s�nda Vizigotlar103, Transilvanya ve Galiçya’da Gepidler, bugünkü Macaristan’da
Vandallar bulunuyordu104. Bu dört toplulukta Germen men�elidir105. En güçlü unsuru ise
92 Lajos Ligeti; “Atilla Hunlar�n�n Men�ei”, Attila ve Hunlar�, Ankara, 1982, s. 12. 93 Lajos Ligeti; a.g.m., s.15. 94 Bahaeddin Ögel; �slamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara, 1991, s. 91. 95 Ho-han, ülkenin girdi�i ekonomik krizden dolay� Çin hâkimiyeti alt�na girilmesini savunuyor, Chih-chih ise Çin hâkimiyetinin asla kabul edilmeyerek mücadeleye devam edilmesini istiyordu. Nitekim Chih-chih, Ho-han’� yenerek han oldu ama az zaman sonra Ho-han Çin kuvvetleri ile geri dönerek ba�kenti ele geçirdi ve Chih-chih’i öldürdü. 96 Akdes Nimet Kurat; IV-XVIII. Yüzy�llarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara, 1972, s. 12. 97 Zerrin Günal; �slam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü, Ankara, 2004, s. 57. 98 Bahaeddin Ögel; a.g.e, s. 92. 99 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 14. 100 Ali Ahmetbeyo�lu; Avrupa Hun �mparatorlu�u, Ankara, 2001, s. 24. 101 Laszlo Rasonyi; Tuna Köprüleri, Ankara, 1984, s. 1. 102 J.M. Roberts; History of the World, Middlesex, 1980, s. 287. 103 Anonim; a.g.e., s. 61. 104 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 68. 105 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 26.
-
19
Hunlara en yak�n olan Ostrogotlar olu�turuyordu. Bu tarihte Hun �mparatorlu�u’nun ba��nda
Balamir ad�nda bir ka�an bulunuyordu106. Balamir, M.S. 374 tarihinde büyük bir güçle �dil
nehrini geçerek Ostrogotlara sald�r�r107. Bu tarihten sonra Ostrogotlar iç i�lerinde özgür d��
i�lerinde Hunlara ba�l� bir hale gelirler.
Hun ak�n� Ostrogotlarla kalmaz, haz�rl�klar�n� tamamlayan Vizigotlar içinde bar�nd�rd��� di�er
Got topluluklarla beraber içlerindeki tüm sorunlar� unutarak Hunlara kar�� birle�irler. Fakat
M.S. 376 y�l�nda bir gece aniden Vizigotlar�n üzerine sald�ran Balamir, Vizigotlar�n
çözülmelerine sebep olur108.
M.S. 402 y�l�nda Hun ba�bu�u Uld�z Tuna’y� tekrar geçerek kavimler göçünün ikinci
dalgas�n� ba�lat�r109. Vandallar ve Vizigotlar Hunlardan kaçarak �talya’da gözükmeye
ba�larlar110.
M.S. 422 y�l�nda Hun ak�nlar� Tuna’n�n ard�ndan tekrar ba�lar. Bu devir de Hunlar�n ba��nda
Rua isimli bir lider vard�r. Rua, �mparatorlu�u karde�leri Muncuk ve Oktar ile yönetiyordu111.
Attila’n�n babas� olan Muncuk ise erken ya�ta vefat eder112. Bir di�er karde� olan Aybars ise
�mparatorlu�un do�u kanad�n�, Oktar ise bat� kanad�n�n yönetir113. Bizzat Rua’n�n komuta
etti�i sald�r� ile Makedonya ve Trakya’y� istila ederler. Ayn� zamanda Do�u Roma ordular�n�n
�ran’la sava�ta olmas� Hun ordular�n�n Balkanlar’da fazla mukavemet görmeden ilerlemelerini
sa�lar. Do�u Roma’n�n zor durumda kalmas� hemen bir anla�ma yolu aramas�na neden olur.
Anla�ma neticesinde Do�u Roma Hunlara y�ll�k 350 libre alt�n ödemeyi kabul eder114.
M.S. 434 y�l�na gelindi�inde Avrupa Hun �mparatorlu�u’nun ba��nda bulunan Rua ölür.
Uld�z’�n olu�turdu�u politikay� aynen uygulayan Rua, önce Do�u Roma’y� ele geçirmeyi
planlar, bu plan� yürütürken de Bat� Roma ile ili�kilerini iyi tutmaya çal���r115. Rua’n�n bir
sonra ki ad�m� da her zaman Bat� Roma’d�r. Rua’n�n ölmesi ile Do�u Roma büyük bir nefes
106 Zerrin Günal; a.g.e., s. 57. 107 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 13. 108 J.M. Roberts; a.g.e., s. 278. 109 I. Zaseckaia; Regöly-Untersiebenbrunn and Late Classical Bosporus, http://jam.nyirbone.hu/rendez/barbar/resume/zasetska.html, 11 Temmuz 2006. 110 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 71. 111 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 20. 112 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 53. 113 Zerrin Günal; a.g.e., s. 59. 114 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 72. 115 Peter Vaczy; a.g.m., s. 74.
-
20
al�r ama yerine geçen imparator Rua’dan daha güçlü ve daha sert bir yap�ya sahip
Attila’d�r116. Babas� Muncuk’un erken ya�ta ölmesinden sonra amcas� Rua taraf�ndan
yeti�tirilen Attila, Avrupa Hun �mparatorlu�u’nun ba��na geçti�inde 39-40 ya�lar�ndad�r117.
M.S. 444-445 y�llar�nda Avrupa Hun �mparatorlu�u’nun hükümdar� Attila’n�n a�abeyi baz�
kaynaklara göre Attila taraf�ndan, baz� kaynaklara göre de eceli ile ölür ve Attila tek ba��na
Avrupa Hun �mparatorlu�u’nun ba��na geçer118.
Attila, I. Roma Seferi’nde direk Roma’ya gitmek yerine Ren nehrini geçer ve Galya’da
bulunan birçok �ehri ku�at�p al�r. Galya’da Paris ile Troyes �ehirleri hariç tüm �ehirler Attila
taraf�ndan ele geçirilir119. Galya’da ya�ayan topluluklar Bat� Roma �mparatorlu�u’nun askeri
deposu niteli�indeki barbar kavimlerle ilk sava��n� Paris yak�nlar�ndaki Orleans �ehrinde
yapar120. Her iki taraf�nda a��r kay�plar verdi�i sava��n sonucu iki taraf içinde kesin
sonuçlarla belirlenemez. Hun birliklerinin 100.000’i Türk, 100.000’i Germen, Slav, Gepid,
Ostrogot, Rugi, Skir, Quad, Alaman, Herul, Thüring, Burgund ve Franklar’dan meydana
gelmektedir121. Bat� Roma’n�n da 200.000’e yak�n askerinin bir araya geldi�i sava�ta tarihi
verilere göre 165.000 kay�p verilir122.
M.S. 451 y�l�nda Attila’n�n yapt��� seferin sonucu her ne kadar bilinmese de bir y�l sonra
Attila’n�n tekrardan 100.000 ki�ilik bir ordu toplayarak �talya üzerine yürümesi ve Bat�
Roma’n�n bu ordunun kar��s�na bir ordu ç�karmamas� Bat� Roma Seferi’nin Attila’n�n
üstünlü�ü ile sonuçland���n� ispatlar. Attila M.S. 452 y�l�nda 100.000 ki�ilik orduyu
Alpler’den geçirerek Venedik düzlü�üne getirir. Kuzey �talya’y� i�gal ederek Ba�kent
Ravenna’y� tehdit eder. Milano’da Hunlar� öldürmü� iki Romal� asker tasvir eden resmi
indirip yerine kendisini tahtta oturur iki imparatoru da yanlarda çuval bo�alt�r olarak gösteren
resmi koydurur123. Roma �mparatorlu�u’nun dokuzuncu büyük �ehri Aquileia’y� ele geçirerek
tahrip eder. Attila’n�n bu ilerleyi�ini Bat� Romal�lar Papa I. Leo, gözde senatörlerden
Avienus ve Roma valisi Trigetius’u Attila ile görü�meye yollayarak durduracaklar�n�
116 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 20. 117 Anonim; a.g.e., s. 64. 118 Denis Sinor; “Hun Dönemi”, Erken �ç Asya Tarihi, Çev. Mete Tunçay, �stanbul, 2002, s. 261. 119 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 93. 120 Zerrin Günal; a.g.e., s. 63. 121 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 92. 122 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 77. 123 Denis Sinor; a.g.m., “Hun Dönemi”, s. 269.
-
21
dü�ündüler124. Dört y�l önce Do�u Roma �mparatorlu�u’nun kap�lar�nda olan Attila �imdi
Bat� Roma’y� tehdit eder bir hale gelir. Attila ile görü�en Papa �ehri esirgemesini rica eder125.
Attila, Roma’y� ya�malamadan ve Bat� Roma’n�n art�k kendi hâkimiyeti alt�nda oldu�una
inanarak ülkesine geri döner126.
Attila art�k cihan hâkimiyetine çok yak�nd�r. Art�k önündeki son güç olan Sasaniler’e kar��
bir sefer haz�rl��� yapmaktad�r127. Fakat ülkesine döndükten k�sa bir süre sonra rivayete göre
zifaf gecesinde burnundan kan bo�anarak bir iç kanama neticesinde ölür (M.S. 453
�lkbahar�)128.
Attila’n�n ölümünden sonra kar�s� Ar�kan’dan do�an üç o�lu da devleti yönetme kabiliyetini
gösteremezler. Büyük o�lu �lek babas�n�n ölümünden sonra �mparatorlu�un ba��na geçer129.
�lek babas�n�n yerini dolduracak güç ve çapta de�ildir, ayr�ca karde�ler aras�ndaki çeki�meler
de ba�l� kavimlerin bir biri ard�na ayaklanmalar�na neden olur. �lk isyan� Attila’n�n sad�k
dostu Gepid kral� Ardarik taraf�ndan gelir. Ard�ndan Rugiler, Heruller, iki Sarmat grubu,
Skirler ve Quadlar da isyan bayra��n� açarlar130. Avusturya’da yap�lan sava�ta Hunlar�n a��r
kay�plar vermesi ve 30.000 ki�inin k�l�çtan geçirilmesi olay�n�n yan�nda �lek’in de ayn�
sava�ta ölmesi Avrupa Hun �mparatorlu�u’nu daha da zor bir duruma sokar131. Di�er o�lu
Dengizik ise çok cesurdur ama siyasi zekâdan yoksundur132. Küçük karde�i �rnek ile
�mparatorlu�u toparlamak isterler. Bizansl�larla yapt��� mücadeleler sonucunda esir edilir133
ve �stanbul’a getirilerek idam edilir134. Attila’n�n üçüncü o�lu �rnek ise kendi bünyesindeki
Hun birlikleri ile Tuna ile Dinyester aras�ndaki sahaya çekilir135. Bu topluluk daha sonra
meydana gelecek Macar ve Bulgar topluluklar�n�n olu�umunda büyük rol oynar136. M.S.
552’den sonra Don boyuna gelmeye ba�layan Avarlar’la bir süre mücadeleye tutu�an Küçük
124 Laszlo Rasonyi; Tuna Köprüleri, Ankara, 1984, s. 3. 125 Anonim; a.g.e., s. 70. 126 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 78. 127 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 104. 128 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 22. 129 Laszlo Rasonyi; Tarihte Türklük, Ankara, 1993, s. 72. 130 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 114. 131 Denis Sinor; “Hun Dönemi”, s. 273. 132 Priskos; a.g.e., s. 69. 133 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 23. 134 Bir ba�ka kaynakta ise Dengizik’in esir edildikten sonra ba�� kesilerek ba��n�n �stanbul’a getirildi�i yazmakta ve aylarca ba��n�n bir kaz�k üzerinde sirk kap�s� önünde as�l� durarak halka gösterildi�i yaz�lmaktad�r. 135 Anonim; a.g.e., s. 70. 136 Zerrin Günal; a.g.e., s. 64.
-
22
Hun topluluklar� bir süre sonra onlar�n hâkimiyetini kabul ederler ve tarih sahnesinden
silinirler137.
Avarlar; Çin kaynaklar�nda Juan Juan olarak adland�r�lan Avarlar’�n aslen Mo�ol as�ll�
olduklar� birçok bilim adam� taraf�ndan dile getirilmektedir. M.S. IV. yüzy�l�n ba�lar�nda
kurulan Avar imparatorlu�u k�sa zaman içinde tüm Orta Asya’y� hâkimiyet alanlar� içine al�r.
Avarlar M.S. 463 y�l�nda Bat� Sibirya’da oturan Sabirler’e ak�nlar düzenleyerek onlar�n
Kafkaslar�n kuzeyine kaçmas�na neden olurlar138. Ayr�ca di�er Türk kavimler üzerinde de
hâkimiyetlerini gittikçe artt�ran Avarlar, Altay çevresinde oturan A�ina sülalesine mensup
Türkleri de hâkimiyetleri alt�na al�rlar. Bu Türkleri “Demirciler” olarak adland�rm��lar ve
uzun y�llar onlar�n yapt�klar� silahlarla sava�m��lard�r139. Bir süre sonra Altay’daki Türklerin
güçlenmesi ve M.S. 535’te Bumin ve karde�i �stemi’nin idareyi ele geçirmeleri ile Avarlara
kar�� bir güç daha do�ar. Bu iki ka�an etraf�nda birle�en Türkler ayaklanarak M.S. 552 y�l�nda
Avar hâkimiyetinden kurtularak Göktürk Ka�anl���’n� kurarlar. Daha sonra Avaralar� ebedi
dü�man sayarak bat� yönüne do�ru kovalam��lard�r.
Avarlar’�n birçok kaynakta belirtildi�ine göre 20.000 ki�ilik bir toplulukla Asya’n�n bat�s�na
kaçt�klar� aç�kt�r140. Mo�ol as�ll� olduklar� aç�k olan Avarlar’�n Türk özelli�i kazanmalar� ise
bat�ya yapt�klar� göç s�ras�nda olmu�tur. Orta Asya’dan kaçarken önlerine gelen Türk
topluluklar�n� da kendilerine katm��lar ve Karadeniz’in kuzeyine geldiklerinde yo�un bir
�ekilde Türk unsurunu içlerinde bar�nd�rd�klar� yap�lan ara�t�rmalar ve kaz�lar sonucunda
ortaya ç�km��t�r141. Avarlar�n bat�ya do�ru ilerleyi�leri s�ras�nda kar��lar�na ç�kan ilk topluluk
daha önceden de kar��lam�� olduklar� Sabirler’dir. M.S. 558 y�l�nda Kafkasya’n�n
kuzeyindeki Sabir hâkimiyetini y�karlar142. Yine bu bölge de ya�ayan Alanlar� ve Ogur
boylar�n� hâkimiyetleri alt�na al�rlar143. Daha sonra Kuban bölgesinde Avrupa Hun
�mparatorlu�u kal�nt�lar� ile Büyük Bulgarya Devleti’ni kuran Kutrigur ve Utrigurlar� da
egemenlikleri alt�na al�rlar144. Ayn� y�l içerisinde Alanlar�n lideri Zaros sayesinde Do�u Roma
137 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 23. 138 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1984, s. 7. 139 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 24. 140 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 151. 141 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 74. 142 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 154. 143 Samuel Szadeczky-Kardoss; “Avarlar”, Çev. Ru�en Sezer, Ed. Denis Sinor, Erken Devir �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 284. 144 Peter B. Golden; “Güney Rusya Bozk�rlar�n�n Halklar�”, Çev. Ayda Arel, Ed. Denis Sinor, Erken Devir �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 350.
-
23
�mparatoru Justinianus’a elçi göndererek Do�u Roma’dan vergi isterler. Do�u Roma daha
önce hiç ismini duymad�klar� bu toplulu�un bir tehlike arz etti�ini ve Tuna boyundaki Bulgar
topluluklar�n�n yapt��� ak�nlar� engellemeleri için Avarlar’a vergi vermeyi kabul eder145.
Bir süre sonra M.S. 562 y�l�nda Avarlar Tuna Nehri’ni geçerek Bizans �mparatorlu�u ile
kom�u olmu� ve daha da bat�ya ak�nlar yapmak için Orta Avrupa’n�n kap�s� aç�lm�� olur146.
Bu tarihlerde Avarlar’�n ba��nda Bayan adl� lider bulunmaktad�r.
Bir süre sonra Avarlar daha da bat�ya ilerleyerek Frak kral� Siegenert’i de yenerler. Bizans’ta
ise M.S. 565 y�l�nda ölen Justinianus yerine II. Justinyen geçer ve y�ll�k verilmesi gereken
vergiyi vermeyi reddeder147. Avarlar Bizans’�n bu tutumuna kar��l�k birçok �ehri ya�malama
politikas�n� uygular ve Karpatlar’� ele geçirirler148. Ancak M.S. 570’te do�u bölgelerinde
Göktürk nüfuzu Avarlar� daha temkinli olmaya iter. Bu y�lda Göktürkler hâkimiyet alanlar�n�
K�r�m’a kadar geni�letirler149.
Avarlar do�u’dan gelen bask�lar üzerine bat� bölgelerini güvence alt�na almak için Tuna
bölgesinde oturan Vlaklar� M.S. 578 y�l�nda kuzeye doru sürerler150.
VII. yüzy�l�n ba�lar�nda Avar hükümdar� Bayan vefat eder. Bu tarihten sonra Avar gücü yava�
ta olsa zay�flamaya ba�lar. Avarlar’�n Bayan’�n hâkimiyeti alt�nda yapt�klar�ndan sonra en
önemli hamleleri Sasanilerle birlikte M.S. 626 tarihinde �stanbul’u ku�atmalar�d�r. Sasanilerin
Asya yakas�nda ordugâh kurmalar�, Avarlar’�nda Avrupa yakas�nda ordugâh kurmalar�na
kar��l�k �stanbul’u ele geçiremezler151. M.S. 619’da da �stanbul’u ku�atmalar�na ve iki ay
muhasara etmelerine ra�men alamayan Avarlar bar�nd�rd�klar� topluluklar içinde güven kayb�
ya�arlar ve ba�ar�s�zl���n ard�ndan yava� yava� topluluklar Avar hâkimiyetinden ayr�lmaya
ba�larlar152. Balkanlar’� Bulgarlar’a, Tuna-Sava bölgesi H�rvat-Sloven gibi Slav kabilelerine,
Bohemya bölgesi Çeklere terk edilmek zorunda kal�rlar153.
145 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 26. 146 Zerrin Günal; a.g.e., s. 67. 147 Samuel Szadeczky-Kardoss; a.g.m, s. 285. 148 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 154. 149 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 28. 150 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1984, s. 9. 151 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 29. 152 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 74. 153 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 155.
-
24
M.S. 680-780 y�llar� aras� Avarlar’�n karanl�k dönemidir. Bu dönemde Avarlar hakk�nda tarihi
kitaplarda çok fazla bir bilgi yoktur. Tahmin edilen tek �ey giderek zay�flad�klar�d�r154. VII.
yüzy�l�n ortalar�na do�ru Karadeniz’in kuzeyinde Kutrigur Bulgarlar� yeni bir güç olarak
ç�karlar. Avarlar�n zay�flayan güçleri il bu toplulu�a kar�� koymalar� imkâns�zd�r. Bu yüzden
bugünkü Macaristan topraklar�na tamam� ile göç ederler. VIII. yüzy�lda art�k Avarlar bat�dan
gelen Frank kuvvetleri ile kar�� kar��ya kal�rlar. Büyük �arl’a kar�� sava�� kaybederler.
�talya’da yap�lan ikinci sava�ta da yenilirler. Daha sonra �arl Avar topraklar�na girmeye
ba�lar. �lk önce Avar topraklar�n�n bat� k�sm�n� i�gal eder. Bir de iç kar���kl�klar�n ç�kmas� ile
Avar hükümdar� Frank bask�s�n� azaltmak için H�ristiyanl��� kabul eder. Fakat azalmayan bir
bask� unsuru kar��s�nda Avarlar Franklara kar�� isyan ederler. Ancak yap�lan sava��
kaybederek güneydeki topraklar�na giderler. Bu s�rada Avar askeri valisinin Franklara
yaranma dü�üncesi ile s�n�r� açmas� bölgeye giren Franklar�n dört öküzce çekilen 15 araba
alt�n, gümü� ve ipekle dolu araban�n Frank kral� �arl’a gitmesine neden olur. Buradaki Avar
hâkimiyetine de Bulgar han� Kurum M.S. 805 y�l�nda son verir155.
Bulgarlar; Bulgarlar’�n Ogur kabilelerinin torunlar� olduklar� bugün tüm bilim camias�nda
kabul edilmektedir. Ogur kabileleri aras�nda; Saragur, Be�ogur, Alt�ogur, Kutrigur, Onogur,
Utigur gibi Ogur kabileleri bulunur156. Ogur topluluklar�n�n ilk merkezinin ise Urallar�n
do�usunda oldu�u hatta daha erken tarihlerde Minusinsk bölgesinde ya�ad�klar�
dü�ünülmektedir. Ogurlar M.S. V. yüzy�lda Sabirler’in Avar bask�s� ile bat�ya kaymalar� ile
ya�ad�klar� Uralar�n do�usundan ayr�lmak zorunda kal�rlar157. �lk ayr�lan Ogurlar�n do�u
zümresini olu�turan Onogurlar’d�r. Saragurlar ve Onogurlar �rti� çevresinden ç�karak Volga
Nehri k�y�s�na M.S. 463’te yerle�tiler ve tüm Kafkasya’ya yay�ld�lar158. Ogurlar daha
Kafkasya’ya gelir gelmez Bizans’a elçi yollayarak d�� ili�kilerini güçlendirdiler. Bir süre
sonra Attila’n�n o�lu �rnek ba�kanl���nda bir araya gelen Karadeniz’in kuzeyindeki Türk
topluluklar� aras�nda Ogur kabileleri de bulunur159. Bu kar��madan da Bulgar ad� ortaya ç�kar
(482)160. Bulgar kelime anlam� olarak “Kar���k” anlam�na gelir. Ogurlar �rnek ve ondan
sonrada aralar�ndaki birli�i sürdürmü�lerdir. Bu tarihte Azak’�n do�usunda Onogurlar, Don ve
Volga aras�nda Kutrigurlar, Dinyeper bölgesinde ise Dokuzogurlar bulunmaktayd�. Daha
154 Samuel Szadeczky-Kardoss; a.g.m, s. 295. 155 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 85. 156 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 186. 157 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 89. 158 Geza Feher; Bulgar Türkleri, Ankara 1999, s. 5. 159 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 87. 160 Zerrin Günal; a.g.e., s. 76.
-
25
sonra bölgeye Avarlar�n geli�i ve daha sonra da Göktürk hâkimiyeti Ogurlar�n siyasi
hâkimiyetini azaltm��t�r161.
M.S. 630 y�l�na gelindi�inde Göktürklerin Kafkaslar üzerindeki siyasi faaliyetleri azal�nca
Ogurlar Büyük Bulgarya ad� verilen bir devlet kurdular162. Bu devlet Dinyeper’den �ran’a
kadar uzan�yordu163. Avarlarla mücadelelerle geçen sürecin sonucunda Avar Devleti’ni y�kan
güç oldular164. Fakat bir süre sonra Hazar hâkimiyeti do�udan geldi ve Ogur boylar�n�n
da��lmas�na neden oldu165. Baz� Ogur boylar� Hazar hâkimiyetini kabul ederken baz�lar� da
kabul etmeyerek bat�ya ve kuzeye göç ettiler166. Bu bat�ya göçen Ogurlar bugünkü
Bulgaristan Devleti’nin kökenlerini olu�turdular167. Kuzeye göç edenler ise �dil Bulgarlar�
devletini kurdular. Kafkasya’da kalanlar aras�nda baz� Ogur kabilelerinin yan� s�ra bugünkü
Macarlar�n atalar� da vard�. Bugün Kafkasya’da oturan Balkarlar�n atalar� Kafkasya’da kalm��
olan Ogurlar oldu�u dü�ünülmekte168. Bat�ya giden Ogur kabileleri Kutrigur, Volga nehrine
giden Ogur kabilelerinin de Utrigur Ogurlar� oldu�u art�k kesinle�mi�tir169.
Volga Bulgarlar�; Büyük Bulgarya Devleti’nin da��lmas�ndan sonra Hazar hakimiyetine
girmek istemeyen baz� Ogur boylar� Volga-Kama sahas�na çekilerek yeni bir siyasi te�kilat
kurarlar170. Ogurlardan önce bölgede Fin-Ugor, Sabarlar, Uzlardan baz� kal�nt�lar
bulunmaktad�r171. Fakat bir süre sonra Hazar hâkimiyetinin bu bölgeye de yay�lmas� ile yine
Hazar hâkimiyetine girerler. Hazarlar�n hâkimiyetinin zay�flamas�ndan sonra (yakla��k X.
Yüzy�l) özgür bir siyasi unsur olarak bölgede önemli bir güç olurlar172. Sava�ç� özellikten çok
ticari özellikleri ön plandad�r. X. Yüzy�la kadar eski Türk inanc�n� ta��yan Volga Bulgarlar�
922 y�l�nda Abbasi halifesinden Müslümanl��� ö�renmek istedi�ini bildirmi�ler ve bu
tarihten sonra da Müslüman olmu�lard�r173. Müslüman olan ilk Türk devletinin Volga
161 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 91. 162 Zerrin Günal; a.g.e., s. 77. 163 Geza Feher; a.g.e., s. 31. 164 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1984, s. 16. 165 Bahaeddin Ögel; a.g.e., s. 239. 166 Peter B. Golden; Türk Halklar� Tarihine Giri�, Çev. Osman Karatay, Ankara, 2002, s. 202. 167 Bahaeddin Ögel; Türk Kültürünün Geli�me Ça�lar� I, �stanbul, 1971, s. 154. 168 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 191. 169 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 111. 170 �evket Koçsoy; “Türk Tarihi Kronolojisi”, Türkler Ansiklopedisi, C. I, s. 90. 171 Peter B. Golden; “Rusya’n�n Orman Ku�a�� Halklar�”,Çev. Mete Tunçay, Erken �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 353. 172 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 114. 173 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 93.
-
26
Bulgarlar� oldu�u art�k birçok bilim adam�nca kabul edilmektedir174. Kürk ticaretinden dolay�
Ruslarla giderek �iddetlenen sava�lar içine girmi�ler ve sürekli bir yeni�ememe durumu ortaya
ç�km��t�r, ta ki Mo�ollar�n gelmesine dek175. 1236’daki Mo�ol sald�r�s�nda Bulgar �ehirleri
y�k�l�r, ahalisi öldürülür176. Bulgar �ehirleri yava� yava� geli�meye ba�lam��ken 1361’de
Timur ve Alt�nordu Devleti’nin sava� sahas�na dönü�ür. S�kça büyük tahribatlara u�rayan
Bulgarlar bu tarihten sonra Kazan nehrine çekilirler. Kazan Hanl���’n�n kurucusu da bu
Bulgarlar oldu�u dü�ünülmektedir. Bugünkü Çuva�lar Volga Bulgarlar�’n�n torunlar�d�r177.
Tuna Bulgarlar�; Büyük Bulgarya Devleti’ni kuran Kurt’un küçük o�lu Hazar hâkimiyetini
kabul etmeyerek baz� Kutrigur topluluklar� ile bat�ya do�ru ilerler ve Besarabya bölgesine
yerle�irler178. Bir süre sonra Bulgarlar güneye do�ru kaymaya ba�larlar ve Bizans’�n elindeki
topraklara girerek Tuna bölgesini elde ederler (679)179. Bölgedeki Slav kabilelerini de
bünyelerine katarak daha da güçlenirler180. Bizans’la sürekli sava�lar yap�lmas�na ra�men 718
y�l�nda �stanbul’a sald�ran Araplara kar�� �stanbul’u beraber savunurlar181. VIII. yüzy�l�n
sonlar�nda Bulgar Devleti iyice zay�flar, ancak IX. Yüzy�l�n ba��nda ba�a geçen Kurum siyasi
birli�i güçlendirir ve Bizans’a ve di�er güçlere kar�� üst üste galibiyetler al�r182. Kurum birçok
Bizans �ehrini alarak 814 tarihinde �stanbul üzerine yürür ve �ehri ku�at�r. Fakat muhasara
s�ras�nda aniden ölür183. Kurum’un o�lu Omurtag döneminde ise Bulgarlar en zengin
dönemlerini ya�arlar. Fakat bu tarihten sonra Bulgarlar h�zl� bir �ekilde Slavla�maya ba�larlar.
Boris Han devrinde (864) H�ristiyanl��� kabul eden Bulgar Devleti bu tarihten sonra Bizans-
Slav kültürünün etkisi alt�na girer184. Boris devrinden sonra Bizans’la otuz y�ll�k bir bar��
ya�anm��, fakat daha sonra Macarlarla ve Peçeneklerle sonu gelmeyen sürekli bir mücadele
içinde bulunurlar. 1000’li y�llara gelindi�inde ise Bulgarlar�n gücü iyice zay�flar. 1018 y�l�nda
tüm Bulgaristan Bizans’�n eline geçerek bir eyalet statüsü kazan�r185.
174 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 115. 175 Peter B. Golden; “Güney Rusya Bozk�r�n�n Halklar�” Çev. Ayde Arel, Erken �ç Asya Tarihi, s. 352. 176 Peter B. Golden; “Rusya’n�n Orman Ku�a��…”, s. 328. 177 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 197. 178 Geza Feher; a.g.e., s. 40. 179 Zerrin Günal; a.g.e., s. 77. 180 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 192. 181 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1984, s. 23. 182 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 89. 183 Peter B. Golden; a.g.e., s. 206. 184 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 93. 185 Geza Feher; a.g.e., s. 62.
-
27
Hazarlar; Hazarlar Sabar Türkleri’nin devam�d�r186. �dil nehri, Kafkaslar ve Hazar Denizi’nin
kuzey bölgesinde ya�ayan Hazarlar bölgesel bir güç olmalar�na ra�men Göktürk egemenli�i
alt�nda ya�amaktayd�lar. Ayr�ca Göktürklerin hükümdar sülalesi A�ina soyuna Hazar
hükümdar ailesi de mensuptur187. 558 y�l�ndan sonra Sasanilerle sava�lara giri�tiler ve Sasani-
Bizans mücadelesinde de Bizans’�n taraf�n� tuttular188. Bu birliktelik Sasanilerin gücünün
azalmas�na neden olur ve bir süre sonra Güneyden gelen Araplar taraf�ndan Sasaniler y�k�l�r.
Sasanilerin b�rakt��� topraklar Araplar�n eline geçer. Hazarlar bu arada Derbent’i geçip
Gürcistan’a girerler, Tiflis’i ku�at�rlar ve Azerbaycan’a ak�nlar yaparlar189. Bir süre sonra
Araplarla kar��rlar ve sonu gelmeyen uzun mücadelelere giri�irler190. Bu seferde Araplara
kar�� Bizans’la birlik kurarlar. Bizans Arap sald�r�lar�ndan çok bunalarak ihtiyaç duyar.
Bunun sonucunda da Bizans imparatoru Hazar ka�an�n�n k�z� Çiçe�i o�lu ile 732 y�l�nda
evlendirir191. Çiçekten do�an Leon daha sonra Bizans imparatoru olur192.
Do�u’da Göktürk devletinin Çin hâkimiyetini kabul etmesi ile Hazarlar 630 y�l�nda tamamen
ba��ms�z hale gelirler193. Kafkaslar’daki Hazar hâkimiyeti Araplar’�n do�u Avrupa’ya
geçmesini engelleyerek kuzeyden Bizans’� tehdit emesini imkâns�z hale getirir.194. 665 y�l�nda
Büyük Bulgarya Devleti’ni ele geçirerek bat�daki s�n�rlar�n� daha da geni�letirler195.
721-22’de Hazar ba�kenti Belencer’e sald�ran Araplar �ehri ele geçirince, ba�kent Etil’e
ta��n�r196. Bir süre sonra Araplar’daki yönetim de�i�ikli�i ile Abbasilerin ba�a geçmesi Hazar-
Arap çat��mas�n� azalt�r. Araplar bu tarihten sonra daha kuzeye gidemeyeceklerini anlarlar.
Fakat Abbasilerin kendi topraklar�ndaki Yahudileri 730-40’larda atmas� ile Hazar
topraklar�na gelen Yahudiler bu devletin yönetici kademesinin dininin de�i�mesine neden
olur197. Fakat 737 tarihinde ani Emevi bask�n�nda zor duruma dü�en ka�an �slamiyet’i kabul
ederek bu zor durumdan kurtulur ancak tehlike geçer geçmez tekrar Musevi olur198. Güneyde
Araplar�n �slamiyet, bat�da Bizans’�n H�ristiyan bask�s�nda ezilmemek için Musevili�i kabul 186 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 76. 187 Zerrin Günal; a.g.e., s. 72. 188 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 114. 189 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 158. 190 Peter B. Golden; a.g.e., s. 196. 191 Peter B. Golden; a.e., s. 196. 192 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 115. 193 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 32. 194 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 158. 195 Peter B. Golden; “Güney Rusya Bozk�r�n�n…”, s. 356. 196 Zerrin Günal; a.g.e., s. 73. 197 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 36. 198 Akdes Nimet Kurat; a.e., s. 37.
-
28
ettikleri aç�kt�r. Fakat Hazar toplumunda her dinden insan bulunmaktad�r. En kalabal�k
bölümü ise eski dinleri olan �amanizm olu�turmaktad�r199. Hazarlar güneyde
ilerleyemeyeceklerini anlay�nca kuzeye yönelirler ve Kiev, Dinyeper ve Oka nehirlerini ele
geçirirler. Fakat Hazar ilerleyi�i bir süre sonra do�udan gelen Peçenek bask�s� ile zor
zamanlar geçirmeye ba�lar. 869 y�l�nda Don k�