Turuz...ÖZET (Türklerde Mezarlara At Gömme Gelenei –Sanat Tarihi Açsndan Bir Bak- ) En erken...

194
T.C. MMAR SNAN GÜZEL SANATLAR ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ SANAT TARH ANABLM DALI TÜRK SLAM SANATLARI PROGRAMI TÜRKLERDE MEZARLARA AT GÖMME GELENE -SANAT TARH AÇISINDAN BR BAKI- (Yüksek Lisans Tezi) Hazrlayan: 20036070 Ouz ERTEN DANIMAN: Doç. Dr. Yaar Çoruhlu STANBUL-2006

Transcript of Turuz...ÖZET (Türklerde Mezarlara At Gömme Gelenei –Sanat Tarihi Açsndan Bir Bak- ) En erken...

  • T.C.

    M�MAR S�NAN GÜZEL SANATLAR ÜN�VERS�TES� SOSYAL B�L�MLER ENST�TÜSÜ SANAT TAR�H� ANAB�L�M DALI

    TÜRK �SLAM SANATLARI PROGRAMI

    TÜRKLERDE MEZARLARA AT GÖMME GELENE�� -SANAT TAR�H� AÇISINDAN B�R BAKI�-

    (Yüksek Lisans Tezi)

    Haz�rlayan: 20036070 O�uz ERTEN

    DANI�MAN: Doç. Dr. Ya�ar Çoruhlu

    �STANBUL-2006

  • ÖZET (Türklerde Mezarlara At Gömme Gelene�i –Sanat Tarihi Aç�s�ndan Bir Bak��-) En erken M.Ö. 16. yüzy�lda kendini gösteren Mezarlara at gömme gelene�i, 1940’l� y�llarda

    son uygulamas�na rastlad���m�z Kazakistan’a kadar takip edilebilmi�tir. Dini bir alt yap�ya

    sahip bu gelenek zamanla Türk topluluklar�n�n farkl� dinlere geçilmesine ra�men varl���n�

    sürekli hissettirmi� bir ölüm adeti olarak devaml�l���n� sürdürmü�tür. Bu alt yap�da geli�en at

    gömme gelene�i kendi çevresinde Türk sanat�n� da geli�tirmi� ve eyerler, at ko�um tak�mlar�,

    yularlar, at ba�l�klar�nda önemli sanat özelliklerine rastlanm��t�r.

    Proto-Türkler, Hunlar, Göktürkler, K�rg�zlar olarak Asya’da devlet olarak varl���n� göstermi�

    topluluklarda a��rl�kl� olarak varl���n� sürdüren bu unsur di�er yerel topluluklar�n adetlerine

    girmi� önemli bir ritüeldir. Bu ritüel Türk topluluklar�n�n M.Ö. 6. yüzy�lda �skitler’in bat�ya

    göçleri s�ras�nda Do�u Avrupa’ya da gitmi� ve giderken de Türk sanat�n�n unsurlar�n� da

    beraber götürmü�tür. �skitlerle beraber Sarmatlar, Avrupa Hunlar�, Avarlar, Bulgarlar,

    Hazarlar ve K�pçaklar-Kumanlar’da reel olarak bu gelene�e rastlanm��t�r.

    En do�uda ki at gömülü mezar Göktürkler’e ait olup Mo�olistan’da bulunurken, en bat�da ki

    mezar ise Avrupa Hunlar�’na ait Paris yak�nlar�ndaki mezarda bulunmu�tur. Ayr�ca bu

    gelenek, sanat�m�zda ve kültür hayat�m�zda �slamiyet’ten sonra zaman zaman birebir, zaman

    zaman ise biraz de�i�erek kendini göstermi�tir. Selçuklular’da, Akkoyunlular’da ve

    Karakoyunlular’da benzer kültür izlerine, Osmanl�lar’da ise atl� gömünün birebir örneklerine

    rastlamaktay�z. II. Osman’�n at� buna güzel bir örnektir.

    Anahtar Kelimeler: At, Kurgan, Türk Sanat�, Orta Asya, Do�u Avrupa

  • SUMMARY

    ( Horse-Burial in Tombs Tradition of Turks - �n Persective of Art History )

    Horse-burial tradition, which can be seen as early as 16th Century B.C., can be pursued to

    latest examples in 1940’s Kazakhistan. This religious backgrounded tradition provided its

    survival as a custom of death over the centuries, although religion of the society was changed.

    With this substructure, horse-burial tradition caused improvement of Turkish Art surrounding

    it and saddles, trappings, leashes and bridles became important artistic products of their time.

    This custom, which existed as a predominat factor in communities like Proto-Turk, Hun, Kok-

    Turk and Kirgiz states of Asia, was also a major rituel in traditions of other native

    communities of this era. This rituel immigrated to Eastern Europe while Scythians exodus to

    west and took Turkish Art with it. Elements of this culture can be encountered in Sarmathians

    along with Sychtians, European Huns, Avars, Bulgarians, Hungarians and Kipchaks-Kumans.

    While an example of this kind of tomb, which belongs to Kok-Turks, stands in Mongolia at

    Far East; at Far West another example which belong to European Huns, sets near Paris,

    France. Also, this traditon took place in post-�slamic cultural life, sometimes exactly and

    sometimes slightly changed. �t can be encountered to its cultural traces in Seljuk, Akkoyunlu

    and Karakoyunlu societies and exact examples in Ottomans. Horse of Osman II is a fine

    example.

    Keywords: Horse, Kurgan, Turkish Art, Central Asia, Eastern Europe

  • 1

    I. G�R��

    At�n gömü adetlerinde kullan�lmas�ndan önce at�n ehlile�tirilmesi konusu hakk�nda k�sa bir

    bilgi vermek yerinde olacakt�r. At�n ehlile�tirilmesi sadece Türk kültür hayat�nda de�il di�er

    tüm medeniyetlerin geli�mesinde ve etkile�mesinde önemli bir a�amad�r. Büyük uzakl�klar

    at�n ehlile�mesi ile k�salm��, daha verimli topraklarda ya�ama �ans� artm�� ve d��ardan

    gelebilecek tehlikelere daha rahat kar�� konulabilir olmu�tur.

    Attan önce ehlile�tirilen ilk hayvanlar�n ba��nda keçi, koyun ve s���r gelmektedir. Bu

    hayvanlar�n et, süt, deri ve yününden yararlanma fikri de insan hayat�nda önemli

    de�i�ikliklerin olmas�na sebep olmu�tur. Fakat medeniyetlerin geli�mesine at�n

    ehlile�tirilmesinde oldu�u kadar etkili olmam��lard�r. Birçok bat�l� ara�t�rmac�ya göre bu

    hayvanlar Orta-Asya’da Türkistan’�n �ran’a yak�n bölgelerinde ehlile�tirilmi�lerdir1.

    Türklerin ehlile�tirdi�i art�k kesin olarak kabul edilen at�n ehlile�tirme tarihinde ise

    ara�t�rmac�lar aras�nda bir birlik sa�lanamam��t�r2. En geçerli tarih M. Ö. 4-3 bin’dir.

    At binek hayvan� olarak ehlile�tirildikten sonra insanlara hareket kabiliyeti sa�lam��, uzak

    bölgelere gitmeyi kolayla�t�rm��, daha önce birbirinden habersiz ya�ayan toplumlar�

    yakla�t�rm�� ve tan�ma olana�� sa�lam��t�r. Kültür al��-veri�leri yayg�nla�m�� ve

    medeniyetlerin geli�mesine etki etmi�tir3.

    Baz� ara�t�rmac�lar bilgi eksikli�i ile at� ehlile�tiren ve di�er toplumlarla ba�lant� sa�layan atl�

    bozk�r kültürünü barbar, bat�y� ise uygar toplum olarak de�erlendirmi�lerdir4. Bu dü�ünce bir

    bilimsel ara�t�rma olmay�p popüler dünyan�n gere�i olarak kar��m�za ç�kmaktad�r.

    1 Ali Abbas Ç�nar; “Divan-� Lügat’it Türk’te At Kültürü”, Türk Kültüründe At ve Ça�da� Atç�l�k, �stanbul, 1995, s. 148. 2 Bkz. Bahaeddin Ögel; “At”, Türk Ansiklopedisi, C.IV, �stanbul, 1950, s.74; �brahim Kafeso�lu, Türk Milli Kültürü, �stanbul, 1996, s.208., Ali Abbas Ç�nar; Türklerde At ve Atç�l�k, Ankara, 1995, s.14, Ali Abbas Ç�nar; a.g.m., s.148., Osman Fikri Sertkaya; “Eski Türk Kültüründe At”, Türk Kültüründe At ve Ça�da� Atç�l�k, �stanbul, 1995, s.26., Mustafa Kalkan; “ Bozk�r Kültüründe At ve Prejevalskiy At�’n�n Bu Kültüre Kazand�rd��� Dinamizm”, Erdem, C. IX, Ankara, Ocak 1997, s.1132, Kudret Emiro�lu-Ahmed Yüksel; Yolda��m�z At, �stanbul, 2003, s.69. 3 Ali Abbas Ç�nar, a.g.m., s.13. 4 “At M.Ö. 4-3 binde evcille�tirilmi�ti ve 2. binde uygar dünyan�n çehresini de�i�tiren ak�nlar atla gerçekle�tirilmi�ti. ��te, at�n Avrasya bozk�rlar�ndan uygar dünyaya giri�i, barbarla uygar�n kar��la�mas� böyle oldu”. (Kudret Emiro�lu-Ahmed Yüksel; Yolda��m�z At, �stanbul, 2003)

  • 2

    At�n ilk cinsleri, Orta-Asya iklim �artlar�na uyan küçük prejevalskiy at� ile sonradan çok

    kullan�lmayan tarpan at� oldu�u tahmin edilmektedir5. Türk atlar� genellikle küçük bedenli,

    uzun ince bacakl�, küçük ve ma�rur ba�l�, sert t�rnakl�d�r. Bu tip atlar sava�larda, pratik

    dayan�kl�, manevra kabiliyeti yüksek olmas� sebebi ile özellikle tercih edilmi�tir6. Paz�r�k

    kurgan�ndan ç�kan atlarda bu cins atlar olmakla beraber, bugün Orta Asya Türklerinde ve

    Mo�ollarda bu at tipi hala yeti�tirilmektedir.

    1. Amaç Kapsam, Yap�lan Çal��malar ve Yay�nlar

    Konu birli�i çerçevesinde Türk kültüründe binlerce y�ld�r var olan bir ritüelin sanat ile

    birle�erek Türk topluluklar�n�n geneline mi yoksa sadece bir k�sm�na m� ait oldu�u as�l

    ba�lang�ç a�amam�z olmu�tur. Daha sonra bu ritüelin Türk topluluklar�nda nas�l bir yer

    edindi�ini ve sanatsal aç�dan ne gibi benzerlikler ve farkl�l�klar olu�turdu�u as�l ortaya

    koyulmak istenen dü�üncedir. Bu tezi ortaya koyabilmek için birçok bilim dal�ndan yard�m

    al�nm��t�r. En az 3600 y�ll�k bir periodu takip eden böyle bir çal��ma için her toplulu�un ayr�

    ayr� tarihine bak�lmas� gerekiyordu. Kronolojik bir s�ralamay� verebilmek ve bu ritüelin

    geli�imlerini takip ederken, sanatsal de�i�imler de takip etmeye çal���lm��t�r. Co�rafi s�n�rlar

    her topluluk için ayr� ayr� belirtilmeye çal���lm��t�r. Çünkü do�a �artlar� ve terk ettikleri

    yerlerden sonra gittikleri gittikleri yeni co�rafyalarda bu uygulamay� b�rakm�� olabilirlerdi.

    Co�rafi s�n�rlar net olmasada genel anlamda çizilmeye çal���lm��t�r. At ile olan ili�kiler, at�n

    ifade etti�i anlamlar, mitolojilerinde at unsuru, kültürlerinde ve sanatlar�nda at gibi konular

    ana konunun sa�lam temellere oturabilmesi için detayl� bir �ekilde incelenmi�tir.

    Konu, �slam öncesi bir gelenek oldu�u için ara�t�rma daha çok �slamiyet’ten önceki dönemde

    yo�unla�m��t�r. Ancak �slamiyeti kabul eden Türk topluluklar�nda da izlerine rastlad���m�z bu

    unsur, örneklerle ve resimlerle desteklenmi�tir.

    Konunun Türk sanat�na yans�mas� ise katalog bölümünde ayr�nt�l� bir �ekilde incelenmi�tir.

    Genelde at e�yalar� üzerinde bulunan sanatsal özelli�e sahip objeler seçilerek di�er

    topluluklar�n objeleri ile k�yaslanmas�na olanak tan�nm��t�r.

    Son bölümde ise tüm bulgular incelenerek de�erlendirilmi� ve bir sonuca ba�lanm��t�r. 5 Bahaeddin Ögel; a.g.m., s. 74. 6 Ali Abbas Ç�nar, a.g.m., s. 15.

  • 3

    Yay�nlar konusunda ise; “Türklerde Mezarlara At Gömme Gelene�i” ba�l��� alt�nda

    incelemeye çal��t���m�z konunun ilk önce gerçekli�ini kan�tlayabilmek için yo�un bir �ekilde

    Orta Asya ve Do�u Avrupa’da Türk topluluklar�na ait kaz�lar� yap�lm�� bölgelerle ilgili

    yay�nlanm�� çal��malar� toplamaya çal��t�k. Türk topluluklar�n�n yay�ld�klar� alan gere�i

    Çince’den Mo�olca’ya, Rusca’dan Almanca’ya, Macarca’dan S�rpça’ya birçok yay�n

    yap�lm�� bulunmakta. Bu yay�nlara hem ula�mak hem de çözebilmek çok daha kapsaml� bir

    çal��may� ve ayr�ca bir grup çal��mas�n� gerektiriyor. Toplad���m�z 200’ün üzerindeki

    kaynakla, Türklerin mezarlar�na at gömdüklerini kan�tlamak, ayr�ca bunun alt�ndaki

    sosyolojik ve dini sebepleri ortaya koyarak sanat tarihi aç�s�ndan bu bulgular�n

    de�erlendirilmesi mümkün oldu.

    Konumuz bu kadar geni� olunca, kaynak skalas�n� da bir hayli geni� tutmak zorunda kald�k.

    Arkeolojiden tarihe, sosyolojiden seyahat raporlar�na, destanlardan sanat tarihine birçok bilim

    dal�nda ara�t�rma yapmak zorunlu oldu. As�l önem arzeden kaynaklar ise arkeoloji

    metaryalleri ve sanat metaryallerini ortaya koyan yay�nlard�. Fakat tezimizin ba��nda sözlü

    edebi kan�tlar� önce koymay� tercih ettik. Yani seyahatnamelerde, tarih kitaplar�nda,

    destanlarda geçen mezarlara at gömme unsuru üzerinde durduk. Bu konuda; Henri de

    Couliboeuf de Blocqueville’nin “Türkmenler Aras�nda”, Mehmet Emin Efendi’nin

    “�stanbul’dan Orta Asya’ya Seyahat”, Priskos’un “Avrupa Hunlar�”, Herodot’un “Herodot

    Tarihi”, L. Ligeti “Bilinmeyen �ç Asya”s�, Al�p Mana� Destan�, Ba�kurt Halk Destan� Ural

    Bat�r, O�uzka�an Destan� ve di�er destanlardan küçük al�nt�larla bu gelene�in sözlü bir

    �ekilde yüzy�llar boyu toplum içinde nas�l ya�and���na dikkat çekilmek istendi.

    Daha sonra Denis Sinor’un editörlü�ünü yapt��� “Erken �ç Asya Tarihi”, Peter B. Golden’�n

    “Türk Halklar� Tarihine Giri�”, �brahim Kafeso�lu’nun “Türk Milli Kültürü”, Ali

    Ahmetbeyo�lu’nun “Avrupa Hun �mparatorlu�u”, Akdes Nimet Kurat’�n “VI.-XVIII.

    Yüzy�llarda Karadeniz’in Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri”, Geza Feher’in “Bulgar

    Türkleri Tarihi”, Zerrin Günal’�n “�slam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü” gibi yay�nlar ve

    birçok tarihi makale Türk topluluklar�n� tarih içinde daha kolay yerle�tirebilmek, ele ald���m�z

    konunun temelini iyi atabilmek için incelendi. Ayr�ca bu ara�t�rma s�ras�nda tarihi verilerden

    yolaç�karak bu topluluklar�n ya�ad�klar� co�rafi bölgeleri belirlemek mümkün oldu.

    Çal��mam�z ile ilgili en önemli a�amay� ise kaz� sonuçlar�n� ele alan kitaplar ve sanat tarihi

    yay�nlar� olu�turdu. Frans�zca, Almanca, �ngilizce, Rusça ve Türkçe gibi dillerde elde

  • 4

    etti�imiz kaynaklarda co�rafyalar ve diller her ne kadar farkl� olsa da bu gelene�in ayn�

    �ekilde yürüdü�ünü ortaya ç�kard�. M.Ö. 16. yüzy�la tarihlenen ilk verimiz M. V. Masson’un

    “History of Civilization of Central Asia” adl� birkaç ciltte toplanm�� makalelerinden elde

    edilmi�tir. Bundan ba�ka; Okladinov’un “Ancient Population of Siberia and �ts Cultures”�,

    B.N. Grakov’un daha yeni Türkçeye kazand�r�lan “�skitler”i, Tamara Talbot Rice’�n “The

    Scythians” ve “Ancient Arts of Central Asia”s�, Radloff’un “Sibirya’dan”�, Bahaeddin

    Ögel’in “�slamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi”, E.D. Phillips’in “The Royal Hordes Nomad

    Peoples of the Steppes”i, Natalya Polosmak’�n “Pastures of Heaven”� ve “Steregui�e Zoloto

    Grifi (Ak Alahinskie Kurgan)”, Abdülkadir �nan’�n Paz�r�k Kurganlar� ile ilgili makaleleri,

    Mikhail P. Gryaznov’un “Southern Siberia”s�, S. I. Rudenko’nun “Frozen Tombs of Siberia,

    The Pazyryk Burials of Iron Age Horseman”�, Karl Jettmar’�n “Arts of Stepps”i, Ya�ar

    Çoruhlu’nun “Erken Devir Türk Sanat�n�n ABC’si” ve “Ukok Platosu’nda Kaz�s� Yap�lm��

    Üç Yeni Kurgan Hakk�nda Bir Kitap” isimli makalesi, Nejat Diyarbekirli’nin “�slamiyetten

    Önce Türk Sanat�”, �stvan Bona’n�n “Das Hunnenreich”, Dosin Bayeva’n�n “Merke Secret

    Space of the Yedisu Turks” adl� yap�t�, Rüstem Bozer’in “K�rg�zistan’�n Son-Köl Bölgesinde

    Yap�lan Türk Kültürüne Yönelik Kaz�lar” ba�l�kl� makalesi, Eva Gram, �lona Korvig, G.Y.

    Szabo, G.Y. Török, Attila Kiss’in beraber yazd�klar� iki büyük cilt halindeki “Cemeteries of

    the Avar Period 567-829 in Hungary” isimli yap�tlar� ana kaynaklar�m�z olarak ortaya ç�kt�.

    Tüm bu sayd���m�z yay�nlar�n yan� s�ra onlarca makaleden faydalan�lm��t�r. Ayr�ca ça��m�z�n

    en önemli ileti�im arac� olan internetten de birçok kaz� raporuna, resmine, çizimine

    ula��lm��t�r. Bu çal��ma yap�l�rken ortaya ç�kan as�l sorun, belirtilmek gerekirse, çok özel bir

    konu olmas�ndan dolay� en ufak resim ve bilgiye ula�mak günleri ve haftalar� almas�yd�.

    Çal��man�n bu �ekilde ilerlemesinin en büyük sebeplerinden biri daha önce atl� mezar

    gömülerine bu �ekilde bakan bir ara�t�rman�n olmamas�yd�. Türk topluluklar�n�n mezarlara at

    gömme gelene�i ve sanatlar�ndaki etkile�im de ilk defa bu çal��ma ile ortaya ç�km�� oldu.

  • 5

    2. Fiziki Co�rafya

    2.1. Orta ve �ç Asya

    Asya k�tas� boyutlar�yla dünyan�n en büyük k�tas�d�r. Kuzeyinde; Kuzey Buz Denizi,

    do�usunda; Bering Bo�az� ile Büyük Okyanus, bat�s�nda; Ural Da�lar�, güneyinde; Hint

    Okyanusu ile çevrilidir. Asya k�tas� dünyan�n en büyük k�tas� olmakla birlikte ayn� zamanda

    dünyan�n en yüksek kesimi de bu k�tada bulunmaktad�r7.

    Amuderya, S�r�derya, Tar�m Irma��, �rti�, Tobol, Tvada kollar�yla geni�leyen Obi, Lena,

    Yenisey, Purutas, Selenga ve Sar� Irmak en büyük akarsular� aras�nda yer almaktad�r. Bu

    akarsular �ç Asya gibi denize binlerce km uzak bölgeler için hayat kayna�� niteli�indedir.

    Akarsulardan ba�ka hayati bir unsur olan göller ise bir birinden çok uzak bölgelerde

    bulunurlar. Bunlar aras�nda belliba�l� Baykal, Balka�, Urmiye, Van gölleri en büyükleridir.

    Hazar Denizi ise dünyan�n en büyük gölü olarak adland�r�l�r.

    Asya k�tas�, çok da�l�k ve sarp yerlerin bulundu�u bir k�ta olmakla beraber önemli tar�m

    arazilerine de sahiptir. Güney bölgesinde; �ndus, Ganj, Pamir gibi havzalar önemli üretim

    arazilerine yol açarak üretimin ve ya�am�n devam�n� yüzy�llar boyu kar��lam��lard�r. Çok

    kuzeye gidildi�inde ise so�uk hava ya�am �artlar�n� oldukça zorlamaktad�r. Y�l�n büyük bir

    döneminde topra��n donarak hiçbir bitkinin yeti�mesine olanak tan�mamas� Sibirya’da ya�am

    �artlar�n� oldukça zorlar. Güney ku�a�� ile Kuzey ku�a�� aras�nda bulunan Bozk�r ku�a�� ise

    yeti�en otlaklar�yla hayvanc�l���n önemli ölçüde geli�mesine olanak tan�maktad�r. Bu bölgede

    her y�l ya�an ya�mur seviyesine göre hayvanc�l�k �artlar� de�i�mektedir. Kurak geçen y�llar

    hayvanc�l���n en çok zarar gördü�ü y�llar olarak belirlenmi�tir. Tarih boyunca ya�anan büyük

    Türk göçlerinin en önemli sebeplerinden biri de bu �artlara ba�lanmaktad�r.

    2.2. Do�u Avrupa

    Do�u Avrupa yap� olarak tek bir jeolojik alan� kapsayan Avrupa’n�n bir bölgesidir.

    Topografik aç�dan Asya ile Avrupa aras�nda belli s�n�rlar olmamas�ndan dolay� Do�u 7 Robert N. Taaffe; “Co�rafi Ortam”, Erken �ç Asya Tarihi, Ed. Denis Sinor, �stanbul, 2002, s. 34.

  • 6

    Avrupa’n�n kesin s�n�rlar�n� çizmek oldukça zordur. Do�u Avrupa’daki en eski jeolojik

    olu�um �skandinavya’dad�r ve 1000 milyon y�l önceki devirde olu�mu�tur. Do�u

    Avrupa’daki son da� olu�umu ise günümüze kadar uzanan ve 65 milyon y�l� kapsayan bu da�

    olu�umunda Alp Da�lar�, Pireneler, Sierre Nevada, Karpatlar, Balkan Da�lar� olu�mu�tur.

    Do�u Avrupa’n�n en yüksek zirvesi Kafkas Da�lar�nda yer almaktad�r. Avrupa’n�n

    güneyinde bulunan Alpler ise çe�itli yükseltilerle �spanya’dan Hazar Denizine kadar devam

    eder. Yunanistan, S�rbistan, Karada�, Bosna Hersek, H�rvatistan ülkeleri içinde Dinar Alpleri,

    Balkanlar ve Bulgaristan’da Rodoplar, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Ukrayna ve

    Romanya’da 1400 km boyunca uzanan s�k ormanlarla kapl� Karpatlar bulunmaktad�r.

    Karadeniz ile Hazar Denizi aras�nda 1200 km boyunca uzanan Kafkaslar ise birçok ülkenin

    s�n�rlar� içindedir. Avrupa’n�n en yüksek noktas�n� geçen alt� doruk noktas� bulunan Kafkas

    Da�lar�n�n en yüksek tepesi Elbruz Da��’d�r.

    Do�u Avrupa’n�n en verimli ovalar� ise Rusya’n�n bat� kesimlerindeki deniz seviyesinden

    200 m a�a��da olan ovalard�r. Bir di�er büyük ova ise Macaristan, S�rbistan, Karada�, Bosna

    Hersek, H�rvatistan ve Romanya’dan geçen Tuna Nehri boyunca olu�mu� Alplerden

    Karadeniz’e kadar olu�mu� Tuna Ovas�’d�r.

    Do�u Avrupa’da �rmak sistemi ise iki �ekilde incelenir; Karadeniz’e dökülen �rmaklar ve

    Kuzey Denizi’ne dökülen �rmaklard�r. Avrupa’n�n da en uzun �rma�� olan Volga, Do�u

    Avrupa’da bulunmaktad�r. Leningrad yak�nlar�nda do�an bu �rmak 3585 km boyunca

    akt�ktan sonra Hazar Denizine dökülür. Volga nehri kanallarla geni�letilerek Kuzey Buz

    Denizi’ne ve Karadeniz’e ba�lanm��t�r. Do�u Avrupa’n�n ikinci, Avrupa’n�n da ikinci büyük

    �rma�� olan Tuna, Karadeniz’e dökülene kadar birçok Avrupa ülkesinden geçerek ülkeler

    aras� ticareti de artt�rmaktad�r. Bat� Avrupa’n�n en büyük �rmaklar�ndan biri olan Ren Irma��

    ile de bir kanalla ba�lanarak ula��m sa�lanm��t�r.

    Do�u Avrupa göller bak�m�ndan zengin olmamakla beraber Finlandiya’n�n bir göller ülkesi

    olmas� dolay�s�yla yerel anlamda birçok gölün oldu�u söylenebilir. Finlandiya’daki Ladoga

    gölü ise sadece Do�u Avrupa’n�n de�il tüm Avrupa’n�n en büyük gölüdür.

    �klim aç�s�ndan ise bat� bölgeler daha s�cak do�u bölgeler ise so�uktur. Kuzeye ç�k�ld�kça

    ya�am �artlar� zorla��r. Mevsim yelpazesi daral�r. Do�u Avrupa’n�n en kuzeyinde buzlu

  • 7

    a�açs�z tunduralar ya�amaya pek olanak sa�lamaz. Daha güneye inildi�inde kozalakl�

    a�açlardan olu�an orman bölgeleri ba�lar. Daha güneye inildikçe kozalakl� a�açlar giderek

    yerlerini yaprak döken a�açlara b�rak�r. Rusya’da ormanl�k bölgeler güneye inildikçe çay�rl�k

    ve bozk�rlara dönü�ür. Bu bölgeler Macaristan’da, A�a�� Tuna Havzas�’na kadar devam eder8.

    3. K�sa Tarih ve Tarihi Co�rafya

    3.1. Orta ve �ç Asya’daki Türk Topluluklar�n�n Tarihleri

    Çok büyük bir alan kaplayan Türk topluluklar�n� daha kolay inceleyebilmek aç�s�ndan co�rafi

    s�n�rlar ile ay�rarak de�erlendirmek, saptamalar� daha do�ru yapabilmek için önem

    ta��maktad�r. Tarih öncesi dönemden itibaren atl� kurganlara rastlad���m�z tüm Türk

    topluluklar�n�n tarihleri k�saca kronolojik bir s�ra ile kaleme al�nm��t�r.

    Proto-Türkler; Atl� gömünün yap�ld��� en erken tarih Andronovo Kültürü içerisindedir.

    Andronovo Kültürü’nün tarihi birçok ara�t�rmac�ya göre de�i�se de genel kabul M.Ö. 1500-

    1200 tarihleri aras�d�r9. Ad�n� yukar� Yenisey’deki Andronovo sitesinden alan bu kültür,

    Altaylar�n bat�s�ndan Yenisey’e kadar uzanan bölgelere yay�lm��, hatta Kazakistan’� ve

    Güney Urallar� içine alm�� olmas�na ra�men, en önemli merkezlerden biri Minusinsk

    havzas�yd�10. Bu devirde Türk sanat� metal i�çili�i bak�m�ndan birçok geli�me kazanm��t�r.

    Bak�r, demir, alt�n ve kalay gibi metaller çe�itli e�yalar�n yap�lmas�nda kullan�lm��t�r. Türk

    sanat�n�n en önemli üslubu hayvan üslubu da bu devirde ortaya ç�kar. Andronovo

    Kültrü’nün mezarlar� kurgan �eklindeydi. Kurganlar içindeki cesetler k�vr�lm�� bazen ise

    yak�lm��t�r.

    Andronovo Kültürü’nden sonra �ç Asya tarihinde Karasuk Kültürü görülmektedir.

    Karasuk Kültürü M.Ö. 1300-800 tarihleri aras� ya�anm��t�r. Baz� ara�t�rmac�lar bu tarihin

    çok az a�a��s�nda veya yukar�s�nda da görü� bildirmi�lerdir. Sibirya, Yukar� Yenisey,

    Altaylar’da bu kültür insan� oldukça fazla görülmektedir. Tuva’da bulunan Arzhan

    Kurgan�’da Karasuk Kültürü’nün ya�and��� devreye rastlamaktad�r. Bu kültürde metal

    8 Anonim; “Do�u Avrupa”, Görsel Dünya Ansiklopedisi, �stanbul, 1982, s. 312 9 Ya�ar Çoruhlu; Erken Devir Türk Sanat�n�n ABC’si, �stanbul, 1998, s. 32. 10 A. P. Okladnikov; “Tarihin �afa��nda �ç Asya”, Erken �ç Asya Tarihi, Ed. Denis Sinor, Çev. Alaeddin �enel, �stanbul, 2002, s. 122-123.

  • 8

    i�çili�i daha da geli�mi�tir ve hayvan üslubu daha da geli�erek tam olarak ortaya ç�km��t�r.

    Mayemir kurganlar� da Karasuk Kültürü’nün sonlar�na tarihlenmektedir.

    Tagar Kültü, Karasuk Kültürü’nden sonra gelmekle beraber üç farkl� döneme ayr�l�r.

    Güney Sibirya’da görülen kültür, M.Ö. VI-I. yüzy�la tarihlenmektedir. Proto Türk Ting-

    Ling’ler bu kültüre mensuptur. Bu kültürde mezarlar�n üzerine büyük mezar ta�lar� dikilmeye

    ba�lanm��t�r. Mezarlarda çe�itli aletler ve at ko�um tak�mlar� bulunmaya ba�lanm��t�r11.

    Hunlar; Hun kelimesi eski Türkçede “�nsan, halk” anlam�na gelmektedir12. Hunlar�n ilk

    a��rl�k merkezi Orhun-Selenga �rmaklar� ve Türklerce kutlu ülke say�lan Ötüken havalisi-

    Ong�n �rma�� üzerindeki Karakum ile Ordos bölgesi aras�nda bulunmaktayd�13. Hunlarla ilgili

    en eski yaz�l� belge M.Ö. 318 y�l�nda yap�lan bir anla�mad�r14. O zaman Çin içindeki 14

    derebeyinden Ch’in’in gittikçe kuvvetlenmesinden endi�e duyan be� derebeyi Hunlardan

    yard�m istemi�lerdi. Daha sonraki y�llarda Ch’in iktidar� eline ald� ama kuzeyden Hun bask�s�

    da giderek art�yordu. Çin bu bask�lar� engellemek için M.Ö. 247-210 y�llar� aras� me�hur Çin

    Seddi’ni in�a etti.15.

    Hunlar�n en güçlü olduklar� zaman ise Mo-tun yani Mete Han zaman�d�r16. Babas� Tuman’�

    öldürerek Hun hükümdar� oldu (M.Ö. 209-174)17. �lk önce Mo�ol-Tunguz kabilelerine sava�

    açarak onlar� yendi ve ellerindeki topraklar� ald�. Daha sonra Orta Asya’daki Tanr� Da�lar�-

    Kansu bölgesinde ya�ayan Yüeçileri yendi. Mete daha sonra Çin topraklar�na yöneldi18. Üç

    y�l boyunca süren sava�larda birçok yeri ele geçirdi. Çin imparatoru Kao-ti’nin 320 bin ki�ilik

    ordusunu yendi19. Böylece Çin’i vergiye ba�lad� ve bozk�r bölgelerini ele geçirdi20. Daha

    sonra Mete Baykal Gölü k�y�lar�ndan �rti� yata��na kadar olan bozk�rlar� ve daha bat�daki

    Ting-lingler, Ogurlar ile meskûn araziyi ve Bat� Türkistan’� ele geçirdi.

    11 Ya�ar Çoruhlu; a.g.e., s. 36. 12 Gülçin Çandarl�o�lu; �slam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü, �stanbul. 2003, s. 18. 13 �barahim Kafeso�lu; Türk Milli Kültürü, �stanbul. 1996, s. 58. 14 Y�ng-Sh�h Yü; “Hsiung-nu (�uyung-nu)”, Ed. Denis Sinor, Çev. Selçuk Esenbel, Erken �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 170. 15 Anonim; Türk Tarihi Ansiklopedisi, Milliyet, 1991, s. 54. 16 E. D. Phillips; The Royal Hordes: Nomad Peoples of the Steppes, London, 1965, s. 52. 17 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 18. 18 Anonim; a.g.e., s. 54. 19 Y�ng-Sh�h Yü; a.g.m., s. 172. 20 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 59.

  • 9

    Mete’nin o�lu Ki-ok (M.Ö. 174-160) devrinde, Hun imparatorlu�u o kadar geni�lemi�ti ki o

    sadece imparatorlu�un s�n�rlar�n� muhafaza etmeye çal���yordu. Yurtlar�ndan ç�kard���

    Yüeçiler Afganistan’a giderek �skender taraf�ndan kurulmu� olan Grek hâkimiyetine son

    verdiler. Ki-ok ise Çin’e büyük bir sefer düzenledi. Çin saray�n� basarak yakt�. Daha sonra

    Çin prensesi ile evlenerek ili�kileri elinde tuttu21.

    Ki-ok’tan sonra imparator olan Kün-çin zaman�nda (M.Ö.160-126) ise Hun imparatorlu�unda

    sars�nt�lar belirmeye ba�lad�. Kün-çin babas� ve dedesi gibi sava�ç� bir ruha sahip de�ildi22.

    Çin’e yap�lan ak�nlar durmu�tu23. Çinliler de bu durumu gözlemliyorlard�. Bir süre sonra

    Çinliler büyük bir ordu toplay�p Hunlar�n üzerine sald�rd�lar. Çin sald�r�lar�ndan bunalan

    Hunlar gerilemeye ba�lad�lar. M.Ö. 127-117 y�llar� aras�nda Ordos’daki Hun yenilgisi

    Hunlar�n merkezinin Gobi’den Orhun nehri bölgesine kaymas�na neden oldu24.

    Bir süre sonra Hunlar aras�nda çatlak sesler duyulmaya ba�land�. A��r ekonomik krizler alt�na

    giren Hunlar aras�nda baz�lar� Çin iradesini istemeye ba�lam��lard�. Böylece Hun devleti ikiye

    ayr�ld�. Çiçi M.Ö. 51 y�l�nda Tanr� Da�lar� kuzeyi Iss�k göl havalisine yerle�ti. Bölgedeki

    Ogurlar�, K�rg�zlar�, Ting-lingleri hâkimiyetine ald�. Gittikçe ilerleyen Bat� Asya’daki Hun

    imparatorlu�u Çinlilerin dikkatinden kaçmad�. M.Ö. 36 y�l�nda etraftan al�nan yard�mlar ve

    70 bin ki�ilik ordular� ile Hun topraklar�na girdiler Talas Nehri üzerindeki Hun ba�kenti

    ya�maland�. �mparator Çiçi ve ailesi katledildi25.

    Çin’in kuzeyine çekilen di�er Hunlar ise M.Ö. 36’dan itibaren kesintisiz Çin hâkimiyetine

    girdiler. Baz� zamanlarda birliktelik sa�layan Hunlar M.S. 48 y�l�nda bir daha birle�memek

    üzere ayr�ld�lar26. Güney Hunlar Çin’e ba�land�lar Kuzey Hunlar ise ba��ms�zl���n�

    sürdürmeye devam etti. M.S. ki y�llarda do�udan Sienpilerin de bask� uygulamalar� ile Hunlar

    daha da zay�flad�lar. �ki cephede sava�mak Hunlar�n gücünü iyice k�rm��t�27.

    21 Y�ng-Sh�h Yü; a.g.m., s. 174. 22 Anonim; a.g.e., s. 56. 23 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 21. 24 �barahim Kafeso�lu; a.g.e, s. 63. 25 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e, s. 23. 26 Anonim; a.g.e., s. 58. 27 Y�ng-Sh�h Yü; a.g.m., s. 178.

  • 10

    M.S. 147-156 y�llar�nda Sienpiler Kuzey Hun devletini ortadan kald�rd�lar28. M.S. 188’lerde

    art�k Güney Hun �mparatoru Çinliler taraf�ndan tayin edilir durumuma gelmi�ti. Bir süre sonra

    isyan eden �mparator Çin ba�kentinde hapsedildi ve ülke be� eyalete bölünerek devlete son

    verildi (M.S. 216)29.

    Göktürkler; Göktürklerin ilk yerle�im yeri Altay Da�lar�’n�n güney etekleridir. Demircilik

    yapan Göktürkler Avarlar’a silah sat�yorlard�. Göktürklerin ba��nda bulunan Bumin, Avarlar’a

    ayaklanan Töleslerin 546’daki isyan�n� bast�rd�ktan sonra Avar hükümdar�n�n k�z�yla

    evlenmek istedi. Bu iste�i kabaca reddedilince, Bat� Tabgaç hükümdar�n�n k�z� ile evlendi ve

    Avarlar’a sald�rd�30. Avarlar bu sald�r�da büyük bir yenilgiye u�rad�. Hükümdarlar� intihar

    etti31. Avar devletinin çökmesinden sonra Bumin Ötüken’i ba�kent yaparak 552 y�l�nda

    Göktürk devletini kurdu32. Büyük u�ra�larla devleti kuran Bumin bir y�l sonra öldü. Yerine

    Kara Ka�an Hakan oldu ama o da çok ya�amay�nca ba�a Bumin’in öteki o�lu Mukan geçti

    (533). Do�uda Kitanlar�n bat�da ise K�rg�zlar�n Göktürklere ba�lanmas�n� sa�lad�. Çin

    �mparatorlu�u’nu bask� alt�na alarak devletin gücünü daha da artt�rd�33. Do�u Sibirya’daki

    Yakut Türkleri ve Bat�daki Ogur topluluklar� hariç tüm Türk topluluklar�n� kendi idaresi

    alt�nda toplayabildi34.

    Bu arada Avarlar’dan geriye kalan topluluklar bat�ya kaçm��lard�. Ünlü V. yüzy�l yazar�

    Priskos bu topluluklar�n kaç�� nedenlerini �u �ekilde anlatm��t�r; “Sabirler, Saragur ve Ogur

    topluluklar�n� yerlerinden ç�karm��lard�. Sabirler’i de Avarlar püskürtmü�lerdi. Avarlar’� ise

    okyanus k�y�s�nda oturan ve bir yandan denizden yükselen büyük buharlarla sislerin, di�er

    taraftan �imdiye kadar duyulmam�� pek çok y�rt�c� ku� (Grifon)’un yakla�mas�ndan kaçan

    kavimler vatanlar�ndan ç�kartm��lard� ki, bu y�rt�c� ku�lar�n insan soyunu yiyip bitirmeden

    yok olmayacaklar� söylentisi vard� ve insanlar� paral�yordu.” Priskos Göktürkleri tan�mad���

    için Avarlar’�n kaç��lar�n�n nedenini y�rt�c� bir ku�a benzetmi�tir35.

    28 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 24. 29 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 66. 30 Anonim; a.g.e., s. 79. 31 Ahmet Ta�a��l; “Göktürkler”, Türkler Ansiklopedisi, C.II, s. 17. 32 Bahaeddin Ögel; Türk Kültürünün Geli�me Ça�lar�, �stanbul, 1971, s. 71. 33 Denis Sinor; “(Kök) Türk �mparatorlu�unun Kurulu�u ve Y�k�l���”, Çev. Talat Tekin, Erken �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 400. 34 Abdülkadir Donuk; “Göktürk Hakanl�klar�”, Tarihte Türk Devletleri I, Ankara 1987, s. 111. 35 Priskos; Grek Seyyah� Priskos (V. As�r)’a Göre Avrupa Hunlar�, Çev. Ali Ahmetbeyo�lu, �stanbul, 1995, s. 65.

  • 11

    Bumin Ka�an bat� bölgelerini �stemi’ye vermi�ti. Do�uda Mukan ba�ar�lar kazan�rken

    �stemi’de bat�da büyük ba�ar�lar kazan�yordu. �stemi ipek yolu ticaretini elinde bulunduran

    Akhun devletini y�karak ticaret yolunu eline geçirmek istiyordu. Sasanilerle ortakl�k kurarak

    Akhun devletini y�kt�lar36. Ceyhun Nehri s�n�r olmak üzere Akhun topraklar� payla��ld�37.

    Ancak Akhun devletinin y�k�lmas�ndan büyük pay alan Sasaniler daha da fazlas�n� isteyerek

    anla�may� bozdu. Göktürkler de Sasanileri aradan ç�karmak için Bizansl�larla irtibat kurdu38.

    Bizans-Göktürk ittifak� bir süre devam etti fakat Bizansl�lar�n da, Orta Asya’dan kaçan

    Avarlara destek vermesi yüzünden ili�kiler bozuldu. �stemi bat� bölgelerini daha da

    geni�leterek Azerbaycan’a girdi. Kuzeyde ise Kerç Kalesi’ni ald�. �stemi bat�da Göktürk

    devletini daha da güçlendiriyordu39.

    Do�uda ise Mukan’�n yerine Taspar geçti. Taspar, Mukan gibi ba�ar�l� bir hakan de�ildi40.

    Tek amac� bir Çinli prensesle evlenmekti. Budist rahiplerin sözlerine uyarak Göktürk

    ülkesinde Budizmi korumaya kalkt�. Bir Budist tap�na�� ve bir Buda heykeli yapt�rd�. Kötü

    giden yönetimin yan�nda 576 y�l�nda �stemi’nin de ölmesi devlet düzenini daha da bozdu.

    �stemi’nin yerine bat� kanad�n�n ba��na Tardu geçti. Taspar’la aras� iyice aç�lan Tardu 582

    y�l�na gelindi�inde do�u kanad�n�n hâkimiyetini tan�mad���n� ilan ederek ba��ms�zl���n� ilan

    etti. Böylece hakanl�k do�u ve bat� olarak iki kanada bölünmü� oldu41.

    Bir süre çalkant�larla geçen y�llardan sonra Shih-pi Hakan (609-619) Göktürklerin k�r�lan

    gururunu hafifletti42. Shih-pi Ka�an’�n 615 y�l�nda Çin imparatorunu ele geçirme plan� Çinli

    bir prenses taraf�ndan haber verilerek önlendi. Ama bu te�ebbüs bile Çin imparatorunun

    onurunu k�rmaya yetti. Shih-pi’den sonra ba�a geçen ka�anlar yönetim konusunda ba�ar�s�z

    olunca do�u kanad�n�n gücü iyice zay�flad� ve Çin himayesine girerek ba��ms�zl���n� kaybetti

    (630)43.

    Tardu 582 y�l�nda Do�u kanad� ile ili�kisini kestikten sonra daha bat�ya yönelerek Sasanilerle

    yo�un mücadelelere giri�ti. Bu devir ayr�ca devletin ikiye bölünmesinin de bir göstergesiydi44.

    36 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 94. 37 Ahmet Ta�a��l; a.g.m., s. 20. 38 Anonim; a.g.e., s. 80. 39 Abdülkadir Donuk; a.g.m., s. 113. 40 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 97. 41 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 45. 42 Ahmet Ta�a��l; a.g.m., s. 25. 43 Anonim; a.g.e., s. 86. 44 Abdülkadir Donuk; a.g.m., s. 114.

  • 12

    �ran üzerinde nüfuz sahibi olan Tardu daha sonra yönünü do�uya çevirdi. Do�u devletini de

    al�p büyük Göktürk Devleti’ni tekrardan kurmak istiyordu. Çinlilerle mücadeleye ba�lad� ve

    Do�u Göktürkleri üzerindeki bask�lar�n azaltmas�n� sa�lad�. Fakat Çinlilerin Göktürk ordusu

    güzergâh� yolundaki kuyular� zehirlemesi Göktürk ordusunun güç kaybetmesine neden oldu

    ve iç kar���kl�klar ya�anmaya ba�lad�. Ayaklanmalar�n artmas�ndan sonra Tardu kaçt� (603)45.

    Tardu’nun kaçmas�ndan sonra isyanc�lar�n hareketleri daha da artt� ve yeni ilan edilen

    ka�anlarda soruna çözüm bulam�yorlard�. Tardu’nun küçük o�lu Tong Yabgu zaman�nda

    (618-630) refaha kavu�an Göktürkler sava�larda yeniden galip gelmeye ba�lam��lard�. Fakat

    630 y�l�nda amcas� Sse-pi taraf�ndan öldürülünce düzen yeniden bozuldu. Ba�a geçen amcaya

    isyanlar daha da art�nca devlet Çin’e ba�land� (630)46.

    630 ile 680 y�llar� aras� ya�anan 50 y�ll�k esaret Göktürklere kaybettiklerini anlamak için

    yetmi�ti. Birçok kere ba��ms�zl�k için denenen çabalar Çinliler taraf�ndan çok sert bir �ekilde

    bast�r�lm��t�. Fakat 680 y�l�nda Kutlug’un kurdu�u ba��ms�zl�k hareketi sonuç verdi ve k�sa

    zamanda be� binin üzerinde adam toplad�. Bunlar�n içinde Tonyukuk’ta vard�. Çin’e büyük

    darbe indiren bu grup bir süre sonra Ötüken’i de ele geçirerek buray� merkezleri yapt�lar. 682

    y�l�nda Kutlug ilteri� ad� ile II. Göktürk Devleti’ni kurdu47. �lk hedef Çin’di. Birçok defa

    yap�lan sald�r�lar sonras�nda büyük zaferler kazan�ld�48. On y�l süren �lteri� ka�an zaman�nda

    devlet neredeyse eski gücüne kavu�mu�tu. Öldü�ü zaman iki o�lundan Bilge sekiz, Kültügin

    ise yedi ya��ndayd�.

    �lteri�’ten sonra ba�a geçen Kapgan Ka�an (692-716) sert mizac� ile daha da büyük ba�ar�lar�n

    kazan�lmas�n� sa�lad�. Çok disiplinli olan bu ka�an Çin’den sonra K�rg�zlar�n üzerine

    sald�rd�49. K�rg�z han�n� ölü olarak ele geçiren Kapgan Ka�an, K�rg�z ülkesinin de ka�an�

    oldu. Bir süre sonra Tonyukuk kumandas�ndaki �nal ve Bilge, Altaylar� a��p On-oklar�

    yenilgiye u�ratt�50. Kapgan Ka�an’�n ölümünden sonra o�lu �nal ka�an oldu fakat birçok

    boyda bu yüzden huzursuzluk ç�kt�. �nal bu isyanlar� görmezlikten gelince, Kültügin ve

    Bilge’nin haz�rlad��� bir ihtilal ile �nal indirilerek öldürüldü (716). Bilge, ka�an oldu,

    Kültügin ise ba�kumandan oldu. Devletin düzenini elinde tutan Tonyukuk 725 y�l�nda,

    45 Denis Sinor; a.g.m., s. 412. 46 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 102. 47 Abdülkadir Donuk; a.g.m., s. 116. 48 Ahmet Ta�a��l; a.g.m., s. 31. 49 Ahmet Ta�a��l; “Kapkan Ka�an Devrinde Göktürk-Çin Münasebetleri”, Türk Dünyas� Ara�t�rmalar�, S. 65, Nisan 1990, s. 308. 50 Ahmet Ta�a��l; “Göktürkler”, Türkler Ansiklopedisi, C. II, s. 33.

  • 13

    Kültügin de 731’de ölünce Bilge Ka�an’�n en iyi yolda�lar�n� kaybetti51. 734 y�l�nda da Bilge

    Ka�an naz�r� taraf�ndan zehirlenmesi ile öldü52.

    Bilge Ka�an’�n ölümünden sonra Göktürk ka�anl���nda çökü� belirtileri ba�lad�. Bilge’nin

    o�ullar� ka�anl��a geçmelerine ra�men devlete hâkim olamad�lar. Huzursuzluktan faydalanan

    Karluklar, Basm�lar ve Uygurlar birle�erek 742 y�l�nda Göktürk Devleti’ni y�kt�lar53.

    K�rg�zlar; Bugün Iss�k Göl çevresinde oturan K�rg�zlara ilk defa Çin kaynaklar�nda M.Ö. 206-

    M.S. 220 y�llar�nda Çin’de hâkimiyet kurmu� olan Han hanedanl��� zaman�nda bahsedilir54.

    Gen-gün ad� ile an�lan K�rg�zlar o zamanlar Tangnu-Ula Da�lar�’nda, Altay Da�lar�’nda ve

    Yenisey Havzas�’nda ya��yorlard�55. Asya Hunlar� zaman�nda onlar�n hâkimiyetine girdiler ve

    bu devirde Baykal’�n bat�s�nda ve �rti� nehri civar�nda ya��yorlard�. Hun �mparatorlu�u’nun

    çökmesinden sonra K�rg�zlar M.S. IV. yüzy�lda Hakas Devleti olarak adland�r�lan büyük bir

    devlet kurdular. Bu devirde Hakasya, Baykal Gölü’nden Tibet’e kadar uzan�yordu. VII.

    yüzy�lda ise K�rg�zlar Göktürklerin hâkimiyeti alt�na girmi�lerdir. Göktürklerin günümüze

    b�rakt�klar� kitabelerden anla��ld���na göre K�rg�zlar� itaatleri alt�na almak çok kolay

    olmam��t�r. Birinci Göktürk Devleti y�k�ld�ktan sonra özgürlüklerine kavu�an K�rg�zlar bir

    süre sonra II. Göktürk Devleti’nin kurulmas� ile tekrar Göktürk hâkimiyeti alt�na girmi�lerdir.

    Uygur, Basm�l ve Karluklar�n birlikte y�kt�klar� Göktürkler’den sonra Uygurlar, Karluklar� ve

    Basm�llar� yenerek yönetici olmu�lar ve 758 y�l�nda K�rg�zlar� a��r bir �ekilde yenerek onlar�

    da Uygur Ka�anl���’na ba�lam��lard�r. Uygur Devleti alt�nda birçok defa ayaklanan K�rg�zlar

    840 y�l�nda Uygurlar�n zay�flamas� ve iç desteklerle Ordubal�k �ehrine 100.000 ki�ilik bir

    ordu ile sald�rarak Uygurlar� k�l�çtan geçirmi�lerdir56. Uygur Devleti’ni y�kt�ktan sonra Orhun

    bölgesinde kendi devletlerini kuran K�rg�zlar, burada sürekli bir devlet kuramam��lar ve 920

    y�l�nda Mo�ol men�eli Karah�taylar taraf�ndan yenilerek eski yurtlar�na geri

    gönderilmi�lerdir57. Karah�taylar’dan sonra da 1207 y�l�nda Cengiz Han’a ilk kat�lan Türk

    boyu olmu�lard�r. Bugün Iss�k Göl çevresine nas�l geldikleri ise birçok ara�t�rmac� taraf�ndan

    tart���lmaktad�r.

    51 Anonim; a.g.e., s. 96. 52 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 58. 53 �barahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 121. 54 �brahim Kafeso�lu; a.e., s. 130. 55 Abdülkadir �nan; “K�rg�zlar”, Bozkurt, y�l: 2, S. 9, �stanbul, 1940, s. 39. 56 Laszlo Rasonyi; “Tarihte Türklük”, Türk Kültürü Ara�t�rmalar� Enstitüsü, Yay. 126, Seri III, S. A34, Ankara 1993, s. 107. 57 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 130.

  • 14

    3.2. Do�u Avrupa’daki Türk Topluluklar�n�n Tarihi

    �skitler; Bize �skitler hakk�nda en geni� bilgiyi tarihin babas� olarak nitelenen Herodot

    vermektedir. Yakla��k M.Ö. 45058 y�l�nda Karadeniz’in kuzeyine giderek �skit topraklar�n�

    ziyaret eden Herodot, �skit kültür ve tarihi ile ilgili çok önemli bilgiler verir.

    �skitlerin bölgeye gelmesi ile beraber mü�terek dil, etnik köken ve kültüre sahip Massaget,

    Saka, Alan ve Sarmat olarak bilinen dört kol da �skitlerle birlikte bölge tarihinde belirleyici

    rol oynad�lar59. Kimmerlerin yönetim merkezi bugün K�r�m Yar�madas�’n�n Azak Denizi

    k�y�s�nda bulunan Kerç �ehridir60. Daha önceleri Volga Nehri k�y�lar�nda ya�ad�klar�

    dü�ünülen �skitlerin M.Ö. VII. yüzy�l�n ortalar�nda K�r�m Yar�madas�’na do�ru ilerlemeye

    ba�lamalar� ile Kimmerler pani�e kap�l�rlar. Bu bölgede oturan Kimmerler �skitlere kar��

    birle�emez ve bir süre sonra bu topraklar� �skitlere b�rak�p kaçmak zorunda kal�rlar61.

    M.Ö. 616’da Karadeniz’in kuzeyinden ve Bat� Volga’dan Kimmerleri kesin olarak ç�karan

    �skitler62, Kimmerleri takip etmi�ler ve bu takip s�ras�nda da Medya topraklar�na girmi�lerdir.

    Kimmerler’in Karadeniz sahilini takip etmesine kar��l�k �skitler onlar� Hazar Denizi sahili

    boyunca aram��lar bunun sonucunda da Medya’ya girmi�lerdir63.

    �skitlerin Kimmerleri takip ederken geldikleri Med �mparatorlu�u, onlar�n çok ho�una gider64.

    Çünkü yeteri kadar yiyecek ve ganimet bulunur bu bölgede. Bir süre sonra bu ak�nlarla Med

    �mparatorlu�u çöker65. Med �mparatorlu�u’nun çökü�ü ile �skitler daha güneye inmeye

    ba�larlar. Güneydeki Asur �ehirlerine sald�r�rlar ve ba�kent Ninova’y� ku�at�rlar66. Babil kral�

    Asurbanipal’�n o�lu ile birlikte hareket ederek Ninova’ya girerler ve kenti ya�malarlar67.

    Kuzeyde kendilerini sa�lama alan �skitler Suriye’ye girerler ve oradan da güneye inerek

    Filistin’e kadar ilerlerler68. �skitlerin geldiklerini haber alan M�s�r Firavunu I. Psammatikos

    58 Warwick Bray-David Trump; The Penguin Dictionary of Archaelogy, Londra, 1972, s. 205. 59 K�atrapa Gandasa; Saka Halklar�n�n Kökenleri, (Çev. Kür�at Bozkurt), B.N.Grakov, �skitler (Çev. Ahsen Batur), �stanbul, 2006, s. 309. 60 Karl Jettmar; Art of Steppes, London, 1967, s. 23. 61 Tamara Talbot Rice; The Scythians, London, 1961, s. 44. 62 Warwick Bray-David Trump; a.g.e.,s. 205. 63 Karl Jettmar; a.g.e., s.24. 64 Tamara Talbot Rice; a.g.e., s. 44. 65 Herodotos; a.g.e, s. 229. 66 Boris Piotrovsky-Liudmila Galanina-Nonna Grach; a.g.e., s.12. 67 Tamara Talbot Rice; a.g.e., s. 45. 68 �evket Dönmez; �skitlerin Son Dönemleri, http://www.tebe.org/tr/dosyalar/iskit/4.htm, 11 Temmuz 2006.

  • 15

    büyük hediyeler vererek ülkesini �skit ak�nlar�ndan kurtar�r69. M�s�r Firavunundan

    hediyelerini alan �skitler s�cak, yorgunluk ve hastal�klardan dolay� ellerinde bulundurduklar�

    Med ülkesine geri dönerler. �skit egemenli�ini kabul eden Med kral�70 onlar� a��rlar ve büyük

    bir kutlama haz�rlar. �ölende sarho� edilen �skitler öldürülürler ve 28 y�ll�k �skit egemenli�i

    Bat� Asya’da biter71. Krallar� öldürülen �skitler Karadeniz’in kuzeyine geri dönmek

    durumunda kal�rlar72. �skitlerin bu 28 y�ll�k Küçük Asya üstünlükleri arkeolojik buluntularla

    da onaylanmaktad�r73. Mezopotamya, Suriye ve M�s�r’daki VII. yüzy�l ile VI. yüzy�l ba�lar�na

    tarihlenen yerle�me yerlerinde özellikle �ehir surlar�nda �skit ok uçlar� en önemli buluntular

    aras�ndad�r. Urartu kalelerinden biri olan Erivan yak�nlar�ndaki Karmir-Blur’u da �skitler

    yak�p y�km��lard�r. Bu kalede �skit ak�nlar�n� gösteren ba�ka bulgular da bulunmaktad�r74.

    �skitlerin as�l kültürel merkezleri Kuzey Kafkasya’daki Kuban Nehri’nin çevresiydi75.

    Güneyden kovulan �skitler bir süre sonra Kuban bölgesinden bat�ya do�ru ak�nlara ba�larlar.

    M.Ö. IV. yüzy�lda �skitler en güçlü zamanlar�n� ya��yorlard�. Bu zamana ait �skit kurganlar�

    bunun en büyük kat�d�r. Zaman�n en güçlü kral� ise Atheas’t�. Atheas �skit s�n�rlar�n� Tuna

    Nehri’ne kadar geni�letir76. Bölgede ya�ayan Traklar� bat�ya sürer. Bunun üzerine Traklar

    Mekadonya kral� II. Philip’ten yard�m ister, II. Philip’te daha on dokuz ya��nda77 olan kral

    Atheas’�n üzerine sald�r�r. M.Ö. 339 y�l�nda yap�lan sava�ta Atheas öldürülür ve bu tarihten

    sonra �skitler gerilemeye ba�larlar78. Bu tür birçok Mekadon sald�r�lar�n�n yan� s�ra do�udan

    da �skit topraklar�na Sarmat sald�r�lar� yap�l�r79. V. yüzy�l sonlar�nda veya IV. yüzy�l

    ba�lar�nda do�uda Sarmatlar iyice güçlenmi�ler ve yava� yava� �skit topraklar�na s�zmaya

    ba�larlar. Bu etkilerle siyasi güçleri iyice zay�flayan �skitler M.Ö. 300 civar�nda sadece K�r�m

    Yar�madas�’nda ya��yorlard�. M.Ö. 250’den sonra ise Sarmatlar güçlerini iyice artt�rarak

    Karadeniz’in kuzeyindeki steplere hâkim olurlar. M.Ö. 120-63 aras�nda Pontus Krall��� yapan

    69 B.N. Grakov; �skitler, �stanbul, 2006, s.45. 70 Med kral� Kyaxares’in yapt��� bu ani sald�r� M.Ö. 600’lerin sonlar�nda gerçekle�mi�tir. 71 B.N. Grakov; a.g.e,, s.45. 72 Karl Jettmar; a.g.e., s.25. 73 Tamara Talbot Rice; a.g.e., s. 45. 74 A.�. Melyukova; “�skitler ve Sarmatlar”, Erken �ç Asya Tarihi, Çev. �senbike Togan, �stanbul, 2002, s. 145. 75 Boris Piotrovsky-Liudmila Galanina-Nonna Grach; a.g.e., s.12. 76 Karl Jettmar; a.g.e., s.27 77 Kaynaklarda on dokuz ya��nda geçen Atheas, Melyukova’n�n çal��mas�nda doksan ya��nda olarak geçmektedir. 78 B.N. Grakov; a.g.e., s.64. 79 Karl Jettmar; a.g.e., s.25.

  • 16

    Büyük Mitridat �skitlerin üzerine birçok defa sald�r�r80 ve birçok �ehirlerini ve kalelerini ele

    geçirir. Bospor’da ya�ayan �skitler iktidar� Mitridat’a teslim ederler ancak ünvanlar�n�

    korurlar. Birçok defalar �skitler Pontus’a isyan ettiler. M.Ö 80 y�l�nda ise �skit kültür merkezi

    Olbia’y� al�r. Bu darbe �skitlerin gücünü daha da sarsar. Arkeologlar �skit kültürünün izlerini

    kesintisiz olarak M.Ö. II. Yüzy�l�n ba�lar�na kadar K�r�m ve Dinyeper bölgelerinde takip

    ederler. Fakat bu kültürün sonraki a�amalar� Sarmat kontrolünde ç�kmaktad�r.

    �skitlerin azalan gücü ile Sarmatlar sahilin kuzey kesimindeki bozk�r� ve K�r�m’� istila ederek

    �skitlerin yerini al�rlar. M.Ö. II. yüzy�ldan itibaren �skit kültürünün yerini geni� anlam�yla

    yeni bir kültür al�r. Fakat arkeologlar bu kültürde �skitleri Sarmatlar’dan hemen hemen ay�rt

    edemiyorlar. �ki halk�n dil, hayat tarz� ve sosyal yap� aç�s�ndan bir biriyle akraba olu�u,

    �skitlerin önemli bir kesiminin Sarmatlar taraf�ndan emilmesine yol açar. M.Ö. I. yüzy�lda ise

    Sarmatlar, �skitlerin A�a�� Dinyeper boyundaki hâkimiyetine son vererek Tuna’ya kadar

    uzanan tüm bozk�ra hâkim oldular81. �skitlerin Sarmatlar taraf�ndan kontrol alt�na

    al�nmas�ndan sonra yerle�ik bir siyasi güç ortaya koyamamalar�ndan dolay� �skitler küçükte

    olsalar varl�klar�n� sürdürdüler. �skitlerin tarih sahnesinden silini�leri M.S. II. yüzy�lda Gotlar

    taraf�ndan gerçekle�tirilmi�tir82.

    Sarmatlar; Erken Sarmat tarihini Ural Da�lar�’n�n güneyinde bulunan Prokhorovka

    Kültürü olu�turmaktad�r. Bu kültürün bizim aç�m�zdan en önemli yan� ise Orta Asya ile çok

    yak�n ili�ki içinde olmas�d�r83. Sarmatlar’�n bilinen ilk dönemlerini M.Ö. VI-IV. yüzy�llar

    olu�turur. Bu dönemde �skitlerle aralar�nda s�n�r olu�turan Don Nehri’nin do�usunda

    oturuyorlard�84. Günümüz bilginleri de ayn� kan�da olup Don Nehri a�z�n�n kuzeydo�usunda

    500-600 km’lik bir alan� kaplad�klar�n� bildirirler. As�l yerle�im yerleri Don ve �dil aras�nda

    bulunmaktad�r ve burada ki arkeolojik bulgularda bunu kan�tlar85.

    Herodot’un M.Ö. ele ald��� tarih kitab�nda Sarmatlar ile �skitlerin akraba olduklar�n� öne

    sürmektedir. Bu tez bugüne kadar çürütülememi�tir çünkü birçok Sarmat mezar�ndan �skit

    kültürünü yans�tan e�yalar ç�km�� ve iki kültürün de gayet yak�n özelliklere sahip olduklar�

    ortaya konmu�tur. Aralar�nda ki tek fark Sarmat mezarlar�ndaki kad�nlar�n durumudur. �skit 80 Boris Piotrovsky-Liudmila Galanina-Nonna Grach; a.g.e., s.15. 81 B.N. Grakov; a.g.e., s.68. 82 Warwick Bray-David Trump; a.g.e., s. 206. 83 Karl Jettmar; a.g.e., s. 61. 84 Karl Jettmar; a.e., s. 56. 85 A.�. Melyukova; a.g.m., s.158.

  • 17

    mezarlar�ndaki kad�nlar�n yan�na koyun konulurken Sarmat mezarlar�nda at, ko�um tak�mlar�

    ve silahlar�n kondu�u rahatl�kla görülebilir. Bugün bilinen Sarmat mezarlar�n�n %20’si silahl�

    Sarmat kad�nlar�na aitti. �skit mezarlar�nda merkezde erkekler bulunurken Sarmat

    mezarlar�n�n birço�unda kad�nlar mezar�n merkezini olu�turmaktad�rlar. Bu durum da

    Sarmatlar’�n anaerkil bir toplum yap�s�na sahip olduklar�n� kan�tlamaktad�r86.

    Tunç Ça�� sonuna kadar �dil bölgesinde ya�ayan Sarmatlar, çok erken dönemlerden itibaren

    do�u kom�ular� olan Andronovo kültürüne mensup gruplarla i�birli�ine girmi�lerdir87. Belki

    de bu etkile�im sonucu Orta Asya tipi mezar kültürü �skit ve Sarmatlar’da yayg�nla�m��

    olabilir. M.Ö. VI-V. yüzy�llarda Sarmatlar topraklar� bat�da Don’a ula�an bir boylar grubu

    olu�turmu�lard�r. M.Ö. V. yüzy�l�n sonuna gelindi�inde Sarmatlar’�n bir k�sm� Don Nehri’nin

    sa� yakas�na geçmi�ler ve büyük bir ihtimalle Azak Denizi çevresine yerle�mi�lerdir88.

    M.Ö. IV-III. yüzy�la gelindi�inde Güney Urallar’daki nüfusun bir k�sm� a�a�� �dil’e ve Ural

    ötesi bozk�rlara do�ru inmi� ve oradaki Sarmatlar üzerinde hâkim olmu�tur89. Bunun üzerine

    tarihte Aorsi, Roksalan, Alan ve Yaz�g diye bilinen yeni Sarmat beylikleri ortaya ç�km��t�r.

    Bunlar M.Ö. III. yüzy�lda Don Nehri’ni a�arak Karadeniz bölgesinin kuzeyindeki bozk�r

    bölgesine do�ru bat� yönündeki büyük göçlerine ba�lad�ktan sonra �skit ülkesinin büyük bir

    k�sm�n� yak�p y�km��lard�r90.

    M.S. III. yüzy�lda Balt�k sahillerinden inen Gotlar, Karadeniz’in kuzeyindeki Sarmat

    hâkimiyetini zay�flatm��lar, bir süre sonra da Hunlar Sarmatlar’� tarih sahnesinden

    silmi�lerdir.

    Avrupa Hunlar�; Avrupa Hun �mparatorlu�u ile alakal� bilim dünyas�nda �u ana kadar en

    hararetli tart���lan konu Hunlar�n men�ei olmu�tur. Birçok bilim adam� Hunlar� Türk

    sayarken, baz�lar� Fin-Ugor, Uygur, Mo�ol, Türk-Mo�ol, Türk-Mo�ol-Mançu, Slav, Germen,

    Kafkas kavimlerinden de geldiklerini söylerler91. Avrupa Hunlar�’n�n bir Türk toplulu�u olan

    Hiung-nular’dan geldi�ini ilk defa Deguignes ortaya koymu�, daha sonra birçok bilim adam�

    86 Karl Jettmar; a.g.e., s. 60. 87 A.�. Melyukova; a.g.m., s.159. 88 Karl Jettmar; a.g.e., s. 56. 89 Tamara Talbot Rice; a.g.e., s. 49. 90 Karl Jettmar; a.g.e., s. 56. 91 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 67.

  • 18

    taraf�ndan bu dü�ünce �iddetle yok say�l�r92. Avrupa Hunlar� ile ilgili ilk kaynak ta i�te bu

    zamanda ortaya ç�kar. M.Ö. 355 Hunlar�n Alan topraklar�n� ele geçirmesinden bahseden bu

    belge Hunlar�nda Asya’dan Çin bask�s� ile bat�ya yöneldi�ini aç�klamaktad�r93.

    Avrupa Hunlar�’n�n tarihi biraz da Asya Hunlar�’n�n tarihinin bitimi ile alakal�d�r. Asya Hun

    �mparatorlu�u’nda M.Ö. 48 y�l�nda ka�anlar aras�nda ç�kan mücadeleler94sonunda Ho-han ve

    Chih-chih’in95aras�nda �mparatorluk ikiye ayr�lm�� ve Chih-chih’in tabiiyetinde bulundurdu�u

    topluluklar M.Ö. 174-160 y�l�nda Altaylara gelen Türk topluluklar� ile beraber Bat�

    Türkistan’a do�ru ilerlemi�lerdir96. Hunlar Aral Gölü ile Hazar Denizi aras�n� M.S. IV.

    yüzy�l�n ortalar�ndan itibaren yurt tutarlar97. M.S. 330’da Hunlar art�k Kafkaslar’da at

    gezdirirler. Bu tarihlerde Hunlar�n as�l unsurlar� �dil Nehri’nin do�usunda Kama’ya yak�n bir

    yerde oturuyorlard�. Alanlar�n as�l merkezleri ise Kuban nehri k�y�lar� ve kuzey Kafkasya idi.

    Mazdaizm tesirinde kalan Alanlar ölülerini yak�yorlard�. Hunlar’da daha sonra ortaya ç�kacak

    bu �ekilde gömü, Alan tesiri ile yay�lm��t�r98. M.S. 180 y�l�nda meydana gelen Got istilas�99

    s�ras�nda y�k�ma u�ramayan tek Sarmat grubu olan Alanlar, Gotlarla Don nehrini aralar�nda

    s�n�r kabul ettiler100. Hunlar M.S. 355-365 y�llar� aras�nda �dil’i geçerek Alanlara büyük bir

    sald�r� gerçekle�tirirler. Bu sald�r� ile Alan devleti çöker ve Hun hâkimiyeti alt�na girer101.

    Hunlar kendilerine kat�lan Alan askerleri ile beraber iyice güçlenirler. Bir süre sonra bat�

    bölgelere sald�rmak için haz�rl�klara ba�larlar. Bu tarihten itibaren Hunlar�n bat� kom�usu

    Ostrogotlar olur. Karadeniz’in kueyinde; Don ve Dinyeper nehirleri aras�nda Ostragotlar102,

    onlar�n bat�s�nda Vizigotlar103, Transilvanya ve Galiçya’da Gepidler, bugünkü Macaristan’da

    Vandallar bulunuyordu104. Bu dört toplulukta Germen men�elidir105. En güçlü unsuru ise

    92 Lajos Ligeti; “Atilla Hunlar�n�n Men�ei”, Attila ve Hunlar�, Ankara, 1982, s. 12. 93 Lajos Ligeti; a.g.m., s.15. 94 Bahaeddin Ögel; �slamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara, 1991, s. 91. 95 Ho-han, ülkenin girdi�i ekonomik krizden dolay� Çin hâkimiyeti alt�na girilmesini savunuyor, Chih-chih ise Çin hâkimiyetinin asla kabul edilmeyerek mücadeleye devam edilmesini istiyordu. Nitekim Chih-chih, Ho-han’� yenerek han oldu ama az zaman sonra Ho-han Çin kuvvetleri ile geri dönerek ba�kenti ele geçirdi ve Chih-chih’i öldürdü. 96 Akdes Nimet Kurat; IV-XVIII. Yüzy�llarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara, 1972, s. 12. 97 Zerrin Günal; �slam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü, Ankara, 2004, s. 57. 98 Bahaeddin Ögel; a.g.e, s. 92. 99 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 14. 100 Ali Ahmetbeyo�lu; Avrupa Hun �mparatorlu�u, Ankara, 2001, s. 24. 101 Laszlo Rasonyi; Tuna Köprüleri, Ankara, 1984, s. 1. 102 J.M. Roberts; History of the World, Middlesex, 1980, s. 287. 103 Anonim; a.g.e., s. 61. 104 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 68. 105 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 26.

  • 19

    Hunlara en yak�n olan Ostrogotlar olu�turuyordu. Bu tarihte Hun �mparatorlu�u’nun ba��nda

    Balamir ad�nda bir ka�an bulunuyordu106. Balamir, M.S. 374 tarihinde büyük bir güçle �dil

    nehrini geçerek Ostrogotlara sald�r�r107. Bu tarihten sonra Ostrogotlar iç i�lerinde özgür d��

    i�lerinde Hunlara ba�l� bir hale gelirler.

    Hun ak�n� Ostrogotlarla kalmaz, haz�rl�klar�n� tamamlayan Vizigotlar içinde bar�nd�rd��� di�er

    Got topluluklarla beraber içlerindeki tüm sorunlar� unutarak Hunlara kar�� birle�irler. Fakat

    M.S. 376 y�l�nda bir gece aniden Vizigotlar�n üzerine sald�ran Balamir, Vizigotlar�n

    çözülmelerine sebep olur108.

    M.S. 402 y�l�nda Hun ba�bu�u Uld�z Tuna’y� tekrar geçerek kavimler göçünün ikinci

    dalgas�n� ba�lat�r109. Vandallar ve Vizigotlar Hunlardan kaçarak �talya’da gözükmeye

    ba�larlar110.

    M.S. 422 y�l�nda Hun ak�nlar� Tuna’n�n ard�ndan tekrar ba�lar. Bu devir de Hunlar�n ba��nda

    Rua isimli bir lider vard�r. Rua, �mparatorlu�u karde�leri Muncuk ve Oktar ile yönetiyordu111.

    Attila’n�n babas� olan Muncuk ise erken ya�ta vefat eder112. Bir di�er karde� olan Aybars ise

    �mparatorlu�un do�u kanad�n�, Oktar ise bat� kanad�n�n yönetir113. Bizzat Rua’n�n komuta

    etti�i sald�r� ile Makedonya ve Trakya’y� istila ederler. Ayn� zamanda Do�u Roma ordular�n�n

    �ran’la sava�ta olmas� Hun ordular�n�n Balkanlar’da fazla mukavemet görmeden ilerlemelerini

    sa�lar. Do�u Roma’n�n zor durumda kalmas� hemen bir anla�ma yolu aramas�na neden olur.

    Anla�ma neticesinde Do�u Roma Hunlara y�ll�k 350 libre alt�n ödemeyi kabul eder114.

    M.S. 434 y�l�na gelindi�inde Avrupa Hun �mparatorlu�u’nun ba��nda bulunan Rua ölür.

    Uld�z’�n olu�turdu�u politikay� aynen uygulayan Rua, önce Do�u Roma’y� ele geçirmeyi

    planlar, bu plan� yürütürken de Bat� Roma ile ili�kilerini iyi tutmaya çal���r115. Rua’n�n bir

    sonra ki ad�m� da her zaman Bat� Roma’d�r. Rua’n�n ölmesi ile Do�u Roma büyük bir nefes

    106 Zerrin Günal; a.g.e., s. 57. 107 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 13. 108 J.M. Roberts; a.g.e., s. 278. 109 I. Zaseckaia; Regöly-Untersiebenbrunn and Late Classical Bosporus, http://jam.nyirbone.hu/rendez/barbar/resume/zasetska.html, 11 Temmuz 2006. 110 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 71. 111 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 20. 112 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 53. 113 Zerrin Günal; a.g.e., s. 59. 114 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 72. 115 Peter Vaczy; a.g.m., s. 74.

  • 20

    al�r ama yerine geçen imparator Rua’dan daha güçlü ve daha sert bir yap�ya sahip

    Attila’d�r116. Babas� Muncuk’un erken ya�ta ölmesinden sonra amcas� Rua taraf�ndan

    yeti�tirilen Attila, Avrupa Hun �mparatorlu�u’nun ba��na geçti�inde 39-40 ya�lar�ndad�r117.

    M.S. 444-445 y�llar�nda Avrupa Hun �mparatorlu�u’nun hükümdar� Attila’n�n a�abeyi baz�

    kaynaklara göre Attila taraf�ndan, baz� kaynaklara göre de eceli ile ölür ve Attila tek ba��na

    Avrupa Hun �mparatorlu�u’nun ba��na geçer118.

    Attila, I. Roma Seferi’nde direk Roma’ya gitmek yerine Ren nehrini geçer ve Galya’da

    bulunan birçok �ehri ku�at�p al�r. Galya’da Paris ile Troyes �ehirleri hariç tüm �ehirler Attila

    taraf�ndan ele geçirilir119. Galya’da ya�ayan topluluklar Bat� Roma �mparatorlu�u’nun askeri

    deposu niteli�indeki barbar kavimlerle ilk sava��n� Paris yak�nlar�ndaki Orleans �ehrinde

    yapar120. Her iki taraf�nda a��r kay�plar verdi�i sava��n sonucu iki taraf içinde kesin

    sonuçlarla belirlenemez. Hun birliklerinin 100.000’i Türk, 100.000’i Germen, Slav, Gepid,

    Ostrogot, Rugi, Skir, Quad, Alaman, Herul, Thüring, Burgund ve Franklar’dan meydana

    gelmektedir121. Bat� Roma’n�n da 200.000’e yak�n askerinin bir araya geldi�i sava�ta tarihi

    verilere göre 165.000 kay�p verilir122.

    M.S. 451 y�l�nda Attila’n�n yapt��� seferin sonucu her ne kadar bilinmese de bir y�l sonra

    Attila’n�n tekrardan 100.000 ki�ilik bir ordu toplayarak �talya üzerine yürümesi ve Bat�

    Roma’n�n bu ordunun kar��s�na bir ordu ç�karmamas� Bat� Roma Seferi’nin Attila’n�n

    üstünlü�ü ile sonuçland���n� ispatlar. Attila M.S. 452 y�l�nda 100.000 ki�ilik orduyu

    Alpler’den geçirerek Venedik düzlü�üne getirir. Kuzey �talya’y� i�gal ederek Ba�kent

    Ravenna’y� tehdit eder. Milano’da Hunlar� öldürmü� iki Romal� asker tasvir eden resmi

    indirip yerine kendisini tahtta oturur iki imparatoru da yanlarda çuval bo�alt�r olarak gösteren

    resmi koydurur123. Roma �mparatorlu�u’nun dokuzuncu büyük �ehri Aquileia’y� ele geçirerek

    tahrip eder. Attila’n�n bu ilerleyi�ini Bat� Romal�lar Papa I. Leo, gözde senatörlerden

    Avienus ve Roma valisi Trigetius’u Attila ile görü�meye yollayarak durduracaklar�n�

    116 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 20. 117 Anonim; a.g.e., s. 64. 118 Denis Sinor; “Hun Dönemi”, Erken �ç Asya Tarihi, Çev. Mete Tunçay, �stanbul, 2002, s. 261. 119 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 93. 120 Zerrin Günal; a.g.e., s. 63. 121 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 92. 122 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 77. 123 Denis Sinor; a.g.m., “Hun Dönemi”, s. 269.

  • 21

    dü�ündüler124. Dört y�l önce Do�u Roma �mparatorlu�u’nun kap�lar�nda olan Attila �imdi

    Bat� Roma’y� tehdit eder bir hale gelir. Attila ile görü�en Papa �ehri esirgemesini rica eder125.

    Attila, Roma’y� ya�malamadan ve Bat� Roma’n�n art�k kendi hâkimiyeti alt�nda oldu�una

    inanarak ülkesine geri döner126.

    Attila art�k cihan hâkimiyetine çok yak�nd�r. Art�k önündeki son güç olan Sasaniler’e kar��

    bir sefer haz�rl��� yapmaktad�r127. Fakat ülkesine döndükten k�sa bir süre sonra rivayete göre

    zifaf gecesinde burnundan kan bo�anarak bir iç kanama neticesinde ölür (M.S. 453

    �lkbahar�)128.

    Attila’n�n ölümünden sonra kar�s� Ar�kan’dan do�an üç o�lu da devleti yönetme kabiliyetini

    gösteremezler. Büyük o�lu �lek babas�n�n ölümünden sonra �mparatorlu�un ba��na geçer129.

    �lek babas�n�n yerini dolduracak güç ve çapta de�ildir, ayr�ca karde�ler aras�ndaki çeki�meler

    de ba�l� kavimlerin bir biri ard�na ayaklanmalar�na neden olur. �lk isyan� Attila’n�n sad�k

    dostu Gepid kral� Ardarik taraf�ndan gelir. Ard�ndan Rugiler, Heruller, iki Sarmat grubu,

    Skirler ve Quadlar da isyan bayra��n� açarlar130. Avusturya’da yap�lan sava�ta Hunlar�n a��r

    kay�plar vermesi ve 30.000 ki�inin k�l�çtan geçirilmesi olay�n�n yan�nda �lek’in de ayn�

    sava�ta ölmesi Avrupa Hun �mparatorlu�u’nu daha da zor bir duruma sokar131. Di�er o�lu

    Dengizik ise çok cesurdur ama siyasi zekâdan yoksundur132. Küçük karde�i �rnek ile

    �mparatorlu�u toparlamak isterler. Bizansl�larla yapt��� mücadeleler sonucunda esir edilir133

    ve �stanbul’a getirilerek idam edilir134. Attila’n�n üçüncü o�lu �rnek ise kendi bünyesindeki

    Hun birlikleri ile Tuna ile Dinyester aras�ndaki sahaya çekilir135. Bu topluluk daha sonra

    meydana gelecek Macar ve Bulgar topluluklar�n�n olu�umunda büyük rol oynar136. M.S.

    552’den sonra Don boyuna gelmeye ba�layan Avarlar’la bir süre mücadeleye tutu�an Küçük

    124 Laszlo Rasonyi; Tuna Köprüleri, Ankara, 1984, s. 3. 125 Anonim; a.g.e., s. 70. 126 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 78. 127 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 104. 128 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 22. 129 Laszlo Rasonyi; Tarihte Türklük, Ankara, 1993, s. 72. 130 Ali Ahmetbeyo�lu; a.g.e., s. 114. 131 Denis Sinor; “Hun Dönemi”, s. 273. 132 Priskos; a.g.e., s. 69. 133 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 23. 134 Bir ba�ka kaynakta ise Dengizik’in esir edildikten sonra ba�� kesilerek ba��n�n �stanbul’a getirildi�i yazmakta ve aylarca ba��n�n bir kaz�k üzerinde sirk kap�s� önünde as�l� durarak halka gösterildi�i yaz�lmaktad�r. 135 Anonim; a.g.e., s. 70. 136 Zerrin Günal; a.g.e., s. 64.

  • 22

    Hun topluluklar� bir süre sonra onlar�n hâkimiyetini kabul ederler ve tarih sahnesinden

    silinirler137.

    Avarlar; Çin kaynaklar�nda Juan Juan olarak adland�r�lan Avarlar’�n aslen Mo�ol as�ll�

    olduklar� birçok bilim adam� taraf�ndan dile getirilmektedir. M.S. IV. yüzy�l�n ba�lar�nda

    kurulan Avar imparatorlu�u k�sa zaman içinde tüm Orta Asya’y� hâkimiyet alanlar� içine al�r.

    Avarlar M.S. 463 y�l�nda Bat� Sibirya’da oturan Sabirler’e ak�nlar düzenleyerek onlar�n

    Kafkaslar�n kuzeyine kaçmas�na neden olurlar138. Ayr�ca di�er Türk kavimler üzerinde de

    hâkimiyetlerini gittikçe artt�ran Avarlar, Altay çevresinde oturan A�ina sülalesine mensup

    Türkleri de hâkimiyetleri alt�na al�rlar. Bu Türkleri “Demirciler” olarak adland�rm��lar ve

    uzun y�llar onlar�n yapt�klar� silahlarla sava�m��lard�r139. Bir süre sonra Altay’daki Türklerin

    güçlenmesi ve M.S. 535’te Bumin ve karde�i �stemi’nin idareyi ele geçirmeleri ile Avarlara

    kar�� bir güç daha do�ar. Bu iki ka�an etraf�nda birle�en Türkler ayaklanarak M.S. 552 y�l�nda

    Avar hâkimiyetinden kurtularak Göktürk Ka�anl���’n� kurarlar. Daha sonra Avaralar� ebedi

    dü�man sayarak bat� yönüne do�ru kovalam��lard�r.

    Avarlar’�n birçok kaynakta belirtildi�ine göre 20.000 ki�ilik bir toplulukla Asya’n�n bat�s�na

    kaçt�klar� aç�kt�r140. Mo�ol as�ll� olduklar� aç�k olan Avarlar’�n Türk özelli�i kazanmalar� ise

    bat�ya yapt�klar� göç s�ras�nda olmu�tur. Orta Asya’dan kaçarken önlerine gelen Türk

    topluluklar�n� da kendilerine katm��lar ve Karadeniz’in kuzeyine geldiklerinde yo�un bir

    �ekilde Türk unsurunu içlerinde bar�nd�rd�klar� yap�lan ara�t�rmalar ve kaz�lar sonucunda

    ortaya ç�km��t�r141. Avarlar�n bat�ya do�ru ilerleyi�leri s�ras�nda kar��lar�na ç�kan ilk topluluk

    daha önceden de kar��lam�� olduklar� Sabirler’dir. M.S. 558 y�l�nda Kafkasya’n�n

    kuzeyindeki Sabir hâkimiyetini y�karlar142. Yine bu bölge de ya�ayan Alanlar� ve Ogur

    boylar�n� hâkimiyetleri alt�na al�rlar143. Daha sonra Kuban bölgesinde Avrupa Hun

    �mparatorlu�u kal�nt�lar� ile Büyük Bulgarya Devleti’ni kuran Kutrigur ve Utrigurlar� da

    egemenlikleri alt�na al�rlar144. Ayn� y�l içerisinde Alanlar�n lideri Zaros sayesinde Do�u Roma

    137 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 23. 138 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1984, s. 7. 139 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 24. 140 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 151. 141 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 74. 142 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 154. 143 Samuel Szadeczky-Kardoss; “Avarlar”, Çev. Ru�en Sezer, Ed. Denis Sinor, Erken Devir �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 284. 144 Peter B. Golden; “Güney Rusya Bozk�rlar�n�n Halklar�”, Çev. Ayda Arel, Ed. Denis Sinor, Erken Devir �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 350.

  • 23

    �mparatoru Justinianus’a elçi göndererek Do�u Roma’dan vergi isterler. Do�u Roma daha

    önce hiç ismini duymad�klar� bu toplulu�un bir tehlike arz etti�ini ve Tuna boyundaki Bulgar

    topluluklar�n�n yapt��� ak�nlar� engellemeleri için Avarlar’a vergi vermeyi kabul eder145.

    Bir süre sonra M.S. 562 y�l�nda Avarlar Tuna Nehri’ni geçerek Bizans �mparatorlu�u ile

    kom�u olmu� ve daha da bat�ya ak�nlar yapmak için Orta Avrupa’n�n kap�s� aç�lm�� olur146.

    Bu tarihlerde Avarlar’�n ba��nda Bayan adl� lider bulunmaktad�r.

    Bir süre sonra Avarlar daha da bat�ya ilerleyerek Frak kral� Siegenert’i de yenerler. Bizans’ta

    ise M.S. 565 y�l�nda ölen Justinianus yerine II. Justinyen geçer ve y�ll�k verilmesi gereken

    vergiyi vermeyi reddeder147. Avarlar Bizans’�n bu tutumuna kar��l�k birçok �ehri ya�malama

    politikas�n� uygular ve Karpatlar’� ele geçirirler148. Ancak M.S. 570’te do�u bölgelerinde

    Göktürk nüfuzu Avarlar� daha temkinli olmaya iter. Bu y�lda Göktürkler hâkimiyet alanlar�n�

    K�r�m’a kadar geni�letirler149.

    Avarlar do�u’dan gelen bask�lar üzerine bat� bölgelerini güvence alt�na almak için Tuna

    bölgesinde oturan Vlaklar� M.S. 578 y�l�nda kuzeye doru sürerler150.

    VII. yüzy�l�n ba�lar�nda Avar hükümdar� Bayan vefat eder. Bu tarihten sonra Avar gücü yava�

    ta olsa zay�flamaya ba�lar. Avarlar’�n Bayan’�n hâkimiyeti alt�nda yapt�klar�ndan sonra en

    önemli hamleleri Sasanilerle birlikte M.S. 626 tarihinde �stanbul’u ku�atmalar�d�r. Sasanilerin

    Asya yakas�nda ordugâh kurmalar�, Avarlar’�nda Avrupa yakas�nda ordugâh kurmalar�na

    kar��l�k �stanbul’u ele geçiremezler151. M.S. 619’da da �stanbul’u ku�atmalar�na ve iki ay

    muhasara etmelerine ra�men alamayan Avarlar bar�nd�rd�klar� topluluklar içinde güven kayb�

    ya�arlar ve ba�ar�s�zl���n ard�ndan yava� yava� topluluklar Avar hâkimiyetinden ayr�lmaya

    ba�larlar152. Balkanlar’� Bulgarlar’a, Tuna-Sava bölgesi H�rvat-Sloven gibi Slav kabilelerine,

    Bohemya bölgesi Çeklere terk edilmek zorunda kal�rlar153.

    145 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 26. 146 Zerrin Günal; a.g.e., s. 67. 147 Samuel Szadeczky-Kardoss; a.g.m, s. 285. 148 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 154. 149 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 28. 150 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1984, s. 9. 151 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 29. 152 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 74. 153 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 155.

  • 24

    M.S. 680-780 y�llar� aras� Avarlar’�n karanl�k dönemidir. Bu dönemde Avarlar hakk�nda tarihi

    kitaplarda çok fazla bir bilgi yoktur. Tahmin edilen tek �ey giderek zay�flad�klar�d�r154. VII.

    yüzy�l�n ortalar�na do�ru Karadeniz’in kuzeyinde Kutrigur Bulgarlar� yeni bir güç olarak

    ç�karlar. Avarlar�n zay�flayan güçleri il bu toplulu�a kar�� koymalar� imkâns�zd�r. Bu yüzden

    bugünkü Macaristan topraklar�na tamam� ile göç ederler. VIII. yüzy�lda art�k Avarlar bat�dan

    gelen Frank kuvvetleri ile kar�� kar��ya kal�rlar. Büyük �arl’a kar�� sava�� kaybederler.

    �talya’da yap�lan ikinci sava�ta da yenilirler. Daha sonra �arl Avar topraklar�na girmeye

    ba�lar. �lk önce Avar topraklar�n�n bat� k�sm�n� i�gal eder. Bir de iç kar���kl�klar�n ç�kmas� ile

    Avar hükümdar� Frank bask�s�n� azaltmak için H�ristiyanl��� kabul eder. Fakat azalmayan bir

    bask� unsuru kar��s�nda Avarlar Franklara kar�� isyan ederler. Ancak yap�lan sava��

    kaybederek güneydeki topraklar�na giderler. Bu s�rada Avar askeri valisinin Franklara

    yaranma dü�üncesi ile s�n�r� açmas� bölgeye giren Franklar�n dört öküzce çekilen 15 araba

    alt�n, gümü� ve ipekle dolu araban�n Frank kral� �arl’a gitmesine neden olur. Buradaki Avar

    hâkimiyetine de Bulgar han� Kurum M.S. 805 y�l�nda son verir155.

    Bulgarlar; Bulgarlar’�n Ogur kabilelerinin torunlar� olduklar� bugün tüm bilim camias�nda

    kabul edilmektedir. Ogur kabileleri aras�nda; Saragur, Be�ogur, Alt�ogur, Kutrigur, Onogur,

    Utigur gibi Ogur kabileleri bulunur156. Ogur topluluklar�n�n ilk merkezinin ise Urallar�n

    do�usunda oldu�u hatta daha erken tarihlerde Minusinsk bölgesinde ya�ad�klar�

    dü�ünülmektedir. Ogurlar M.S. V. yüzy�lda Sabirler’in Avar bask�s� ile bat�ya kaymalar� ile

    ya�ad�klar� Uralar�n do�usundan ayr�lmak zorunda kal�rlar157. �lk ayr�lan Ogurlar�n do�u

    zümresini olu�turan Onogurlar’d�r. Saragurlar ve Onogurlar �rti� çevresinden ç�karak Volga

    Nehri k�y�s�na M.S. 463’te yerle�tiler ve tüm Kafkasya’ya yay�ld�lar158. Ogurlar daha

    Kafkasya’ya gelir gelmez Bizans’a elçi yollayarak d�� ili�kilerini güçlendirdiler. Bir süre

    sonra Attila’n�n o�lu �rnek ba�kanl���nda bir araya gelen Karadeniz’in kuzeyindeki Türk

    topluluklar� aras�nda Ogur kabileleri de bulunur159. Bu kar��madan da Bulgar ad� ortaya ç�kar

    (482)160. Bulgar kelime anlam� olarak “Kar���k” anlam�na gelir. Ogurlar �rnek ve ondan

    sonrada aralar�ndaki birli�i sürdürmü�lerdir. Bu tarihte Azak’�n do�usunda Onogurlar, Don ve

    Volga aras�nda Kutrigurlar, Dinyeper bölgesinde ise Dokuzogurlar bulunmaktayd�. Daha

    154 Samuel Szadeczky-Kardoss; a.g.m, s. 295. 155 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 85. 156 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 186. 157 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 89. 158 Geza Feher; Bulgar Türkleri, Ankara 1999, s. 5. 159 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 87. 160 Zerrin Günal; a.g.e., s. 76.

  • 25

    sonra bölgeye Avarlar�n geli�i ve daha sonra da Göktürk hâkimiyeti Ogurlar�n siyasi

    hâkimiyetini azaltm��t�r161.

    M.S. 630 y�l�na gelindi�inde Göktürklerin Kafkaslar üzerindeki siyasi faaliyetleri azal�nca

    Ogurlar Büyük Bulgarya ad� verilen bir devlet kurdular162. Bu devlet Dinyeper’den �ran’a

    kadar uzan�yordu163. Avarlarla mücadelelerle geçen sürecin sonucunda Avar Devleti’ni y�kan

    güç oldular164. Fakat bir süre sonra Hazar hâkimiyeti do�udan geldi ve Ogur boylar�n�n

    da��lmas�na neden oldu165. Baz� Ogur boylar� Hazar hâkimiyetini kabul ederken baz�lar� da

    kabul etmeyerek bat�ya ve kuzeye göç ettiler166. Bu bat�ya göçen Ogurlar bugünkü

    Bulgaristan Devleti’nin kökenlerini olu�turdular167. Kuzeye göç edenler ise �dil Bulgarlar�

    devletini kurdular. Kafkasya’da kalanlar aras�nda baz� Ogur kabilelerinin yan� s�ra bugünkü

    Macarlar�n atalar� da vard�. Bugün Kafkasya’da oturan Balkarlar�n atalar� Kafkasya’da kalm��

    olan Ogurlar oldu�u dü�ünülmekte168. Bat�ya giden Ogur kabileleri Kutrigur, Volga nehrine

    giden Ogur kabilelerinin de Utrigur Ogurlar� oldu�u art�k kesinle�mi�tir169.

    Volga Bulgarlar�; Büyük Bulgarya Devleti’nin da��lmas�ndan sonra Hazar hakimiyetine

    girmek istemeyen baz� Ogur boylar� Volga-Kama sahas�na çekilerek yeni bir siyasi te�kilat

    kurarlar170. Ogurlardan önce bölgede Fin-Ugor, Sabarlar, Uzlardan baz� kal�nt�lar

    bulunmaktad�r171. Fakat bir süre sonra Hazar hâkimiyetinin bu bölgeye de yay�lmas� ile yine

    Hazar hâkimiyetine girerler. Hazarlar�n hâkimiyetinin zay�flamas�ndan sonra (yakla��k X.

    Yüzy�l) özgür bir siyasi unsur olarak bölgede önemli bir güç olurlar172. Sava�ç� özellikten çok

    ticari özellikleri ön plandad�r. X. Yüzy�la kadar eski Türk inanc�n� ta��yan Volga Bulgarlar�

    922 y�l�nda Abbasi halifesinden Müslümanl��� ö�renmek istedi�ini bildirmi�ler ve bu

    tarihten sonra da Müslüman olmu�lard�r173. Müslüman olan ilk Türk devletinin Volga

    161 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 91. 162 Zerrin Günal; a.g.e., s. 77. 163 Geza Feher; a.g.e., s. 31. 164 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1984, s. 16. 165 Bahaeddin Ögel; a.g.e., s. 239. 166 Peter B. Golden; Türk Halklar� Tarihine Giri�, Çev. Osman Karatay, Ankara, 2002, s. 202. 167 Bahaeddin Ögel; Türk Kültürünün Geli�me Ça�lar� I, �stanbul, 1971, s. 154. 168 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 191. 169 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 111. 170 �evket Koçsoy; “Türk Tarihi Kronolojisi”, Türkler Ansiklopedisi, C. I, s. 90. 171 Peter B. Golden; “Rusya’n�n Orman Ku�a�� Halklar�”,Çev. Mete Tunçay, Erken �ç Asya Tarihi, �stanbul, 2002, s. 353. 172 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 114. 173 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 93.

  • 26

    Bulgarlar� oldu�u art�k birçok bilim adam�nca kabul edilmektedir174. Kürk ticaretinden dolay�

    Ruslarla giderek �iddetlenen sava�lar içine girmi�ler ve sürekli bir yeni�ememe durumu ortaya

    ç�km��t�r, ta ki Mo�ollar�n gelmesine dek175. 1236’daki Mo�ol sald�r�s�nda Bulgar �ehirleri

    y�k�l�r, ahalisi öldürülür176. Bulgar �ehirleri yava� yava� geli�meye ba�lam��ken 1361’de

    Timur ve Alt�nordu Devleti’nin sava� sahas�na dönü�ür. S�kça büyük tahribatlara u�rayan

    Bulgarlar bu tarihten sonra Kazan nehrine çekilirler. Kazan Hanl���’n�n kurucusu da bu

    Bulgarlar oldu�u dü�ünülmektedir. Bugünkü Çuva�lar Volga Bulgarlar�’n�n torunlar�d�r177.

    Tuna Bulgarlar�; Büyük Bulgarya Devleti’ni kuran Kurt’un küçük o�lu Hazar hâkimiyetini

    kabul etmeyerek baz� Kutrigur topluluklar� ile bat�ya do�ru ilerler ve Besarabya bölgesine

    yerle�irler178. Bir süre sonra Bulgarlar güneye do�ru kaymaya ba�larlar ve Bizans’�n elindeki

    topraklara girerek Tuna bölgesini elde ederler (679)179. Bölgedeki Slav kabilelerini de

    bünyelerine katarak daha da güçlenirler180. Bizans’la sürekli sava�lar yap�lmas�na ra�men 718

    y�l�nda �stanbul’a sald�ran Araplara kar�� �stanbul’u beraber savunurlar181. VIII. yüzy�l�n

    sonlar�nda Bulgar Devleti iyice zay�flar, ancak IX. Yüzy�l�n ba��nda ba�a geçen Kurum siyasi

    birli�i güçlendirir ve Bizans’a ve di�er güçlere kar�� üst üste galibiyetler al�r182. Kurum birçok

    Bizans �ehrini alarak 814 tarihinde �stanbul üzerine yürür ve �ehri ku�at�r. Fakat muhasara

    s�ras�nda aniden ölür183. Kurum’un o�lu Omurtag döneminde ise Bulgarlar en zengin

    dönemlerini ya�arlar. Fakat bu tarihten sonra Bulgarlar h�zl� bir �ekilde Slavla�maya ba�larlar.

    Boris Han devrinde (864) H�ristiyanl��� kabul eden Bulgar Devleti bu tarihten sonra Bizans-

    Slav kültürünün etkisi alt�na girer184. Boris devrinden sonra Bizans’la otuz y�ll�k bir bar��

    ya�anm��, fakat daha sonra Macarlarla ve Peçeneklerle sonu gelmeyen sürekli bir mücadele

    içinde bulunurlar. 1000’li y�llara gelindi�inde ise Bulgarlar�n gücü iyice zay�flar. 1018 y�l�nda

    tüm Bulgaristan Bizans’�n eline geçerek bir eyalet statüsü kazan�r185.

    174 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 115. 175 Peter B. Golden; “Güney Rusya Bozk�r�n�n Halklar�” Çev. Ayde Arel, Erken �ç Asya Tarihi, s. 352. 176 Peter B. Golden; “Rusya’n�n Orman Ku�a��…”, s. 328. 177 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 197. 178 Geza Feher; a.g.e., s. 40. 179 Zerrin Günal; a.g.e., s. 77. 180 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 192. 181 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1984, s. 23. 182 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 89. 183 Peter B. Golden; a.g.e., s. 206. 184 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 93. 185 Geza Feher; a.g.e., s. 62.

  • 27

    Hazarlar; Hazarlar Sabar Türkleri’nin devam�d�r186. �dil nehri, Kafkaslar ve Hazar Denizi’nin

    kuzey bölgesinde ya�ayan Hazarlar bölgesel bir güç olmalar�na ra�men Göktürk egemenli�i

    alt�nda ya�amaktayd�lar. Ayr�ca Göktürklerin hükümdar sülalesi A�ina soyuna Hazar

    hükümdar ailesi de mensuptur187. 558 y�l�ndan sonra Sasanilerle sava�lara giri�tiler ve Sasani-

    Bizans mücadelesinde de Bizans’�n taraf�n� tuttular188. Bu birliktelik Sasanilerin gücünün

    azalmas�na neden olur ve bir süre sonra Güneyden gelen Araplar taraf�ndan Sasaniler y�k�l�r.

    Sasanilerin b�rakt��� topraklar Araplar�n eline geçer. Hazarlar bu arada Derbent’i geçip

    Gürcistan’a girerler, Tiflis’i ku�at�rlar ve Azerbaycan’a ak�nlar yaparlar189. Bir süre sonra

    Araplarla kar��rlar ve sonu gelmeyen uzun mücadelelere giri�irler190. Bu seferde Araplara

    kar�� Bizans’la birlik kurarlar. Bizans Arap sald�r�lar�ndan çok bunalarak ihtiyaç duyar.

    Bunun sonucunda da Bizans imparatoru Hazar ka�an�n�n k�z� Çiçe�i o�lu ile 732 y�l�nda

    evlendirir191. Çiçekten do�an Leon daha sonra Bizans imparatoru olur192.

    Do�u’da Göktürk devletinin Çin hâkimiyetini kabul etmesi ile Hazarlar 630 y�l�nda tamamen

    ba��ms�z hale gelirler193. Kafkaslar’daki Hazar hâkimiyeti Araplar’�n do�u Avrupa’ya

    geçmesini engelleyerek kuzeyden Bizans’� tehdit emesini imkâns�z hale getirir.194. 665 y�l�nda

    Büyük Bulgarya Devleti’ni ele geçirerek bat�daki s�n�rlar�n� daha da geni�letirler195.

    721-22’de Hazar ba�kenti Belencer’e sald�ran Araplar �ehri ele geçirince, ba�kent Etil’e

    ta��n�r196. Bir süre sonra Araplar’daki yönetim de�i�ikli�i ile Abbasilerin ba�a geçmesi Hazar-

    Arap çat��mas�n� azalt�r. Araplar bu tarihten sonra daha kuzeye gidemeyeceklerini anlarlar.

    Fakat Abbasilerin kendi topraklar�ndaki Yahudileri 730-40’larda atmas� ile Hazar

    topraklar�na gelen Yahudiler bu devletin yönetici kademesinin dininin de�i�mesine neden

    olur197. Fakat 737 tarihinde ani Emevi bask�n�nda zor duruma dü�en ka�an �slamiyet’i kabul

    ederek bu zor durumdan kurtulur ancak tehlike geçer geçmez tekrar Musevi olur198. Güneyde

    Araplar�n �slamiyet, bat�da Bizans’�n H�ristiyan bask�s�nda ezilmemek için Musevili�i kabul 186 Gülçin Çandarl�o�lu; a.g.e., s. 76. 187 Zerrin Günal; a.g.e., s. 72. 188 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 114. 189 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 158. 190 Peter B. Golden; a.g.e., s. 196. 191 Peter B. Golden; a.e., s. 196. 192 Laszlo Rasonyi; a.g.e., 1993, s. 115. 193 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 32. 194 �brahim Kafeso�lu; a.g.e., s. 158. 195 Peter B. Golden; “Güney Rusya Bozk�r�n�n…”, s. 356. 196 Zerrin Günal; a.g.e., s. 73. 197 Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 36. 198 Akdes Nimet Kurat; a.e., s. 37.

  • 28

    ettikleri aç�kt�r. Fakat Hazar toplumunda her dinden insan bulunmaktad�r. En kalabal�k

    bölümü ise eski dinleri olan �amanizm olu�turmaktad�r199. Hazarlar güneyde

    ilerleyemeyeceklerini anlay�nca kuzeye yönelirler ve Kiev, Dinyeper ve Oka nehirlerini ele

    geçirirler. Fakat Hazar ilerleyi�i bir süre sonra do�udan gelen Peçenek bask�s� ile zor

    zamanlar geçirmeye ba�lar. 869 y�l�nda Don k�