Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural...

129
T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI DEVLETLER ÖZEL HUKUKU BİLİM DALI TÜRK MİLLETLERARASI USUL HUKUKUNDA GEMİ HACZİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Uğur BAHADIR Tez Danışmanı Doç. Dr. F. Bilge TANRIBİLİR ANKARA-2007

Transcript of Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural...

Page 1: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

DEVLETLER ÖZEL HUKUKU BİLİM DALI

TÜRK MİLLETLERARASI USUL HUKUKUNDA

GEMİ HACZİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Uğur BAHADIR

Tez Danışmanı

Doç. Dr. F. Bilge TANRIBİLİR

ANKARA-2007

Page 2: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

ONAY

Uğur BAHADIR tarafından hazırlanan TÜRK MİLLETLERARASI USUL HUKUKUNDA GEMİ HACZİ başlıklı bu çalışma 11.06.2007 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak jurimiz tarafından Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak uygun bulunmuştur.

Doç. Dr. F. Bilge TANRIBİLİR

Doç. Dr. Hakan KARAN

Doç. Dr. Mertol CAN

Page 3: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

ÖNSÖZ

Bu tezde, Türk milletlerarası usul hukukunda gemi haczi konusu incelenmeye

çalışılmıştır. Konunun kapsamının çok geniş olması nedeniyle, ilgili bazı

meselelerde sınırlama yapılmış olup, tez esas olarak devletler özel hukuku

çalışması olarak ele alınmıştır. Bu nedenle esas olarak meselenin kanunlar

ihtilafını ilgilendiren yönleri üzerinde durulmaya çalışılmış, ilgili diğer

konularda da gerekli açıklamalar getirilmiştir. Türk milletlerarası usul

hukukunda gemi haczi konulu tez çalışmam boyunca değerli yardım ve

katkılarıyla beni yönlendiren hocam Doç. Dr. F. Bilge TANRIBİLİR’e, manevi

destekleriyle beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan çok değerli arkadaşlarım

Uygur BAHADIR, Tufan ÖNSİPAHİOĞLU ve Yaşar SEVEN’e teşekkürü bir

borç bilirim.

Page 4: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

ii

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ.............................................................................................................i İÇİNDEKİLER..................................................................................................ii SİMGELER VE KISALTMALAR...................................................................vii GİRİŞ……………………………………………………………………..…............1 I. KONUNUN ÖNEMİ VE SEÇİLİŞ NEDENLERİ…………………………...….1 II. İNCELEME PLĂNI.………………………………………………………...…...4

BİRİNCİ BÖLÜM GEMİ, DONATAN VE GEMİ ALACAKLISI HAKKI KAVRAMLARI

I. DENİZ HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ……………………………………..6 II. GEMİNİN TANIMI, UNSURLARI VE TÜRLERİ….…………………………..8 A. Tanımı………………………………………….…………………………...8 B. Unsurları….....……………………………….……....…………………....9 1. Tekne……………………………………..………………………………9 2. Teknenin Pek Küçük Olmaması……..………………….………….10 3. Teknenin Tahsis Edildiği Gayeye Uygun Olarak Kullanılmasının Onun Denizde Hareket Edebilmesi İmkânına Bağlı Olması.................................................................................10 C. Türleri…………....………………………….…………………………….10 1. Ticaret Gemileri…………………………………………..….............11 2. Ticaret Gemisi Olmayan Gemiler………………………....……….11 a. Devlet Gemileri...……………………………………….………….11 b. Diğer Gemiler...…………………………………………………….12

Page 5: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

iii

III. GEMİNİN TÂBİİYETİ VE BAYRAK ÇEKME HAKKI…….………………..13 A. Gemilerin Tâbiiyeti………...…..………………………….………........13 B. Bayrak Çekme Hakkı.……………………………………………..........15 1. Türk Ticaret Kanunu’na Göre Türk Bayrağı Çekme Hakkı..….15 2. Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu’na Göre Türk Bayrağı Çekme Hakkı….……………………………………...17 3. Turizmi Teşvik Kanunu’na Göre Türk Bayrağı Çekme Hakkı...20 IV. DONATAN, DONATANIN SORUMLULUĞU VE GEMİ ALACAKLISI HAKKI.....................................................................................................21 A. Donatan…………………………………………………………………..21 B. Donatanın Sorumluluğu…………………………………………........22 1. TTK’ ya Göre Donatanın Sınırlı Aynî Sorumluluğu…………….23 2. TTK’ ya Göre Donatanın Sınırlı Şahsî Sorumluluğu…………...24 3. 1976 Londra Konvansiyonu ………..……………………………...25 C. Gemi Alacaklısı Hakkı…………………………………………............28 1. Genel Olarak…………………...………………………………..........28 2. Gemi Alacaklısı Hakkının Sağladığı İmtiyazlar…………….……30 a. Takip Hakkı ...…….……...…………………………….................30 b. Öncelik Hakkı………...…………………………………..............31 3. Gemi Alacaklısı Hakkının Doğduğu Haller……………….……...31 4. Gemi Alacakları Arasındaki Öncelik Sırası……………..…….…34 a. Aynı Yolculukta Meydana Gelen Alacaklar..………..……….34 b. Ayrı Yolculukta Meydana Gelen Alacaklar ..…………..........35 5. Gemi Alacaklısı Hakkının Sona Ermesi…………….…………….35 V. GEMİ ALACAKLISI HAKKINA UYGULANACAK HUKUK ……………...39

Page 6: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

iv

A. Gemi Alacaklısı Hakkının Kazanılmasında Uygulanacak Hukuk…………..…………….………..........................39 1. İradenin Muhtariyeti Esası……………..….……………………….40 2. Lex Rei Sitae Kaidesi………………………..……………………..41 3. Gemi Alacaklısı Hakkının Doğumu İçin Bayrak Kanununa Yetki Tanıyan Görüş……..…………..…………..…...42 4. Temeldeki Borç İlişkisine Uygulanan Hukuka Tâbi Kılma……43 5. Gemi Alacaklısı Hakkı Alanında Bağlama Kaidelerini Çıkar Dengesine Göre Düzenlemek İmkânı………………………….…44 B. Gemi Alacaklısı Hakkının Sona Ermesine Uygulanacak Hukuk…….……..………..…………………………......46 C. Gemi Alacaklısı Hakkının Sırasına Uygulanacak Hukuk …...……………………..….………...…….........46 D. Görüşümüz…………….....................................................................47

İKİNCİ BÖLÜM

DENİZ HUKUKUNDA CEBRÎ İCRA VE UYGULANACAK HUKUK

I. GEMİ HACZİNDE KARŞILAŞILAN TEMEL SORUNLAR………….……..51 A. Maddi Hukuk ile İcra Hukuku Arasında Uyumsuzluk…................51 B. Sicile Kayıtlı Türk Gemilerinin Taşınmaz Sayılması…..................51 C. Yabancı Gemilerin Taşınır Sayılması………………………….........52 II. GEMİNİN CEBRÎ İCRA BAKIMINDAN NİTELİĞİ........................….........52 A. Sicile Kayıtlı Gemiler…….......………………………….……………..52 B. Yabancı Gemiler……………….....………………………………..……53 III. CEBRÎ İCRAYA UYGULANACAK HUKUK ……………………………...54 IV. TTK TASARISI VE MİLLETLERARASI SÖZLEŞMELERE GÖRE UYGULANACAK HUKUK….……………………..………………………..58 V. TAKİP YOLUNUN SEÇİLMESİNDEKİ ÖZELLİKLER…..…….………….62

Page 7: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

v

A.Genel Olarak………………………………………………………….......62 B.Yetki Sorunu………………………………………………………..........66 1. Genel Olarak……..………………………………………………........66 2. Genel Yetkili İcra Dairesi…..……………………….………………..69 3. Türkiye’de İkametgâhı Olmayanlara Karşı Açılacak Davalar….69 4. Sözleşmenin Bulunması Halinde Yetki……………………..........69 5. Haksız Fiillerde Yetki ………………………………………….........70 6. Yetki Sözleşmesi...……………………………………..…………….70 a.Yetki Sözleşmesi ile Türk Mahkemelerinin Yetkisinin Kabulü........................................................................................70 b.Yetki Sözleşmesi ile Yabancı Mahkemelerin Yetkisinin Kabulü…....................................................................................71 VI. TAKİBİN TARAFLARI VE TEMSİL..…………………………………........72 VII. HACZİ MÜMKÜN OLMAYAN GEMİLER……..……………....................73 A. Yola Hazır Gemi………………………………....................................73 B. Zararsız Geçiş Halinde Bulunan Yabancı Gemiler........................79 C. Devlet Gemileri…………………………………………………............82 VIII. GEMİLERİN HACZİ VEYA İHTİYATİ HACZİ…..……...…………….......86 A. İhtiyatî Tedbir ve İhtiyati Haciz…………..……................................87 B. Yasal Düzenlemenin Saptanması…………..……………….….........88 IX. GEMİ ALACAKLILARININ REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİPTE BULUNMALARI……………..….…………………..91 A. Taşınır Rehni Hükümlerine Tâbi Rehinli Alacaklar……................92 1. Takip Talebi………………………………………………..……….....92 2. Ödeme Emri ve Buna İtiraz…………………………………...........93

Page 8: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

vi

B. Taşınmaz Rehni Hükümlerine Tâbi Rehinli Alacaklar…...............94 1. Takip Talebi………………………………...……………….…….......94 2. İcra veya Ödeme Emri………………………...…………................95 3. Takibin Sicile Bildirilmesi……………………...…….....................95 C. İcra Memurunun Rehinli Malı Ele Geçirmesi..………....................96 SONUÇ …..……………………………………………………….……………….97 KAYNAKÇA................................................................................................102 ÖZET...........................................................................................................116 ABSTRACT.................................................................................................118

Page 9: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

vii

SİMGELER VE KISALTMALAR

Bu çalışmada kullanılmış bazı kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda

sunulmuştur.

Kısaltmalar Açıklama ABD : Ankara Barosu Dergisi

AD : Adalet Dergisi

B : Bası

b : Bent

BATİDER : Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi

BBD : Bursa Barosu Dergisi

BK : Borçlar Kanunu

bkz : Bakınız

c : Cilt

DEHF : Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

DEHFY : Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları

DHD : Deniz Hukuku Dergisi

dn : Dip Not

DTD : Deniz Ticareti Dergisi

E : Esas

f : Fıkra

HD : Hukuk Dairesi

HGB : Handelsgesetzbuch (Alman Ticaret Kanunu)

HSFA : Hukuk Sosyolojisi ve Felsefesi Arkivi

HUMK : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

IBA : International Bar Assocation

İBD : İstanbul Barosu Dergisi

İİK : İcra ve İflâs Kanunu

İÜHFM : İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası

Page 10: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

viii

K : Karar

m : Madde

MHB : Milletler arası Hukuk ve Milletlerarası Özel

Hukuk Bülteni

MK : Medeni Kanun

MÖHUK : Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku

Hakkında Kanun

MPM : Milli Prodüktivite Merkezi

Örn : Örneğin

p : Page

RG : Resmi Gazete

S : Sayı

s : Sayfa

SHFD : Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

t : Tarih

Tasarı : TTK tasarısı

TTK : Türk Ticaret Kanunu

UK : United Kingdom

UN : United Nations

v : Volume

v.d. : Ve diğerleri

v.s : Vesaire

Y : Yargıtay

YHD : Yasa Hukuk Dergisi

YHGK : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

YKD : Yargıtay Karaları Dergisi

YLT : Yüksek Lisans Tezi

ZPO : Zivilprozeßordnung (Alman HUMK) ZVG : Gesetz über die Zwangsversteigerung und

Zwangsverwaltung (Alman Cebrî Müzayede

ve Cebrî İdare Kanunu)

Page 11: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

GİRİŞ

I. KONUNUN ÖNEMİ VE SEÇİLİŞ NEDENLERİ

Bu tezde, deniz ticaretinde önemi her geçen gün artan1 “Türk

milletlerarası usul hukukunda gemi haczi” konusu incelenmeye çalışılmıştır.

Bu yapılırken gemi alacaklısı hakları ve bunlara uygulanacak hukuk, yerli ve

yabancı gemilerin haczi, gemi haczinin Türk milletlerarası usul hukukunda

taşıdığı özellikler, milletlerarası hukuktan kaynaklanan ve uygulamada ortaya

çıkan problemler, milletlerarası sözleşmeler, son mevzuat değişiklikleri, konu

hakkında ki güncel eserler, Yargıtay kararları ve yeni Türk Ticaret Kanunu

Tasarısı2 incelenmeye çalışılmıştır.

Çalışmamızda seçilen konu Ticaret Kanunu Tasarısı ışığında

incelenmeye çalışılmıştır. Tasarı’nın incelenmesi konuya büyük oranda ışık

tutmuştur. Çünkü Tasarı’nın hazırlık çalışmalarında mevcut mevzuat ve

milletlerarası anlaşmalar konunun uzmanları tarafından titizlikle incelenmiş,

konuyla ilgili her kesimin görüşü alınmaya çalışılmıştır. Sonuçta Tasarı

milletlerarası sözleşmelerle uyumlu, çağdaş, ihtiyaca cevap verebilecek bir

yapıya kavuşturulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Tasarıyla birlikte mevzuatımızın

farklı ülkelerden iktibas yolu ile alınması nedeniyle ortaya çıkan hükümler

arasındaki uyuşmazlık da giderilmeye çalışılmıştır. Bu alanda örneğin, Ticaret

1 Deniz yoluyla taşımacılığının bir yıl gerçekleşmemesi halinde dünyanın yarısının açlıkla karşı karşıya kalacağı diğer yarısının da büyük enerji darboğazına düşeceği söylenmektedir. Deniz taşımacılığı özellikle gıda, maden ve petrol taşımacılığında büyük stratejik öneme sahiptir. Şu an ekonomimize 9 milyar dolarlık getirisi olan denizcilik sanayisinin gelecek 10 yıl içinde 60 milyar dolar ciroya ulaşması hedeflenmektedir. Deniz Ticareti Dergisi, Denizcilik Aldı Başını Gidiyor, Nisan 2004, s. 10- 11; AKTEN, Necmettin, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ulaştırma Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Deniz Yolu Ulaştırması Alt Komisyonu Raporu, Ankara 2001, http://www.dpt.gov.tr/sektor/sektor.htm, saat 12.00, 16/11/2005. 2 Türk Ticaret Kanunu Tasarısı için bkz. www.basbakanlık.gov.tr/docs/kkgm/kanuntasarilari/TURK%20TICARET/ticaret.doc, saat 16.00, tarih 01/05/2006.

Page 12: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

2

Kanunu Tasarısı Komisyonu ile MÖHUK Tasarısı3 Komisyonu iş birliği içinde

çalışmıştır.

Ancak konunun genişliği nedeniyle, ilgili her meseleye

değinilememiştir. Çünkü konunun bütün kapsamıyla incelenmesi tezimizin

kapsamını bir hayli aşacaktır. Çalışmamızın esas olarak devletler özel hukuku

tezi olduğu göz önüne alınarak; deniz hukukunda özellik arz eden hususlar,

milletlerarası özel hukuk ve usul hukukunu ilgilendiren gemi alacaklısı hakkına

ve gemi haczine uygulanacak hukuk gibi konular ile, rehnin paraya çevrilmesi

yolu ile takip konuları ağırlıklı olarak incelenmiş ve gemilerin ihtiyatî haczi ile

ilgili meseleye ise ancak kısaca değinilebilmiştir.

Deniz hukukunda gemi haczi pek çok açıdan özellik arz eden bir

meseledir. Bir kere haciz edilen geminin değeri son derece yüksektir. Bu

alanda yapılabilecek yanlışlık veya gecikmeler son derece büyük malî

külfetlere neden olacaktır. Birçok halde gemi alacaklıları yabancı olabilmekte

veya borçlu donatan yabancı uyrukta olabilmektedir. Bu durumda da

uygulanacak hukuk, yetkili mahkeme gibi pek çok problem işin içine

girmektedir.

Gemiler uluslararası ticaret hayatının önemli araçlarındandırlar. Gemi

malikleri taşıyacakları mallar vasıtasıyla önemli malî yükümlülükler altına

girmektedirler. Bu bakımdan gemilerin uğradıkları bir limanda alıkonulması

gemi sahipleri bakımından önemli tazminat masraflarına ve prestij kaybına

neden olabilecektir. Gemi vasıtasıyla taşınan malların zamanında teslim

edilmemesi nedeniyle bu malların alıcıları ve milletlerarası ticaret hayatı

sekteye uğrayabilecektir.

3 MÖHUK Tasarısı için bkz. http://www.kgm.adalet.gov.tr/mohuk.htm, saat 16.00, tarih 01/05/2006.

Page 13: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

3

Deniz ticareti ve gemi haczi konusunda mevzuatımız şu anki haliyle

yetersizdir. Türk Hukukunda gemilerin haczine ilişkin özel bir kanun yoktur. Bu

konuda temel başvuru kaynağımız İcra ve İflâs Kanunudur4. TTK5, Amme

Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Kanun6 ve diğer başka kanunlarda da konuya

ilişkin hükümler bulunmaktadır. Meseleyi ilgilendiren kanunlar değişik

ülkelerden iktibas edildiği için hükümler arasında uyumsuzluk çıkmaktadır.

Deniz ticaretinde önde gelen ülkeler bu alandan önemli kazançlar

elde ederek ülkelerinin refahına katkıda bulunmaktadırlar. Bu kazançtan

yararlanmak isteyen pek çok denizci ülke mevzuatını yabancı ve yerli

donatanları ülkelerine çekebilecek ve kendi uluslararası gemi sicillerine

kaydettirecek şekilde güncellemekte, milletlerarası sözleşmelere katılmakta ve

özellikle ülkelerini bu alanda bir tahkim merkezine dönüştürmeye

çalışmaktadırlar7.

Ülkemizde deniz hukukunda cebrî icra hususunda pek çok problem

olduğu halde, bu konuya doktrinde pek az yazar eğilmiştir. Özellikle

milletlerarası usul hukukunda gemi haczi ve uygulanacak hukuk konusunda

çok az inceleme vardır. Bu durumun bir sebebi devletler özel hukukçularının

konuyu usul hukukçularının alanında görmesi ve usul hukukçularının da

meseleyi devletler özel hukukçularının alanında görmesidir. Oysa diğer deniz

hukuku meseleleri hakkında, karşılaştırmalı hukuku da kapsayan araştırmalar

mevcuttur. Örneğin gemi ihtiyatî haczi ile ilgili pek çok araştırma

bulunmaktadır.

4 RG. 19/06/1932, S. 2128. 5 RG. 09/07/1956, S. 9353. 6 RG. 28/07/1953, S. 8469. 7 Dünya ticaretinde küreselleşmeyle beraber yeni bir dönem yaşanırken Türkiye’nin rolü hakkında bkz. “Türkiye’nin Rolü Artıyor”, Anahtar Dergisi, MPM Aylık Yayın Organı, S. 197, Mayıs 2005, s. 11; AKTEN, Rapor; Anahtar Dergisi, “Türkiye Dünya İle Bütünleşmede Son Aşamada”, Morgan Stanley, MPM Aylık Yayın Organı, S. 201, Eylül 2005, s. 2; METE, Halim: Türk Denizciliği ve AB, DTD, Haziran 2004, s. 69.

Page 14: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

4

Meseleye olan bu ilgisizliğin bir diğer sebebi ise, konunun usul

hukuku alanında görülmesi ve usul hukukunda da lex fori ilkesinin hâkim

olmasıdır. Yani bu konuda lex fori ilkesinin sessiz hâkimiyetinin var olduğunu

söylemek yanlış olmayacaktır. Yargıtay kararları da konunun usul hukuku ve

kamu hukuku karakterini vurgulayarak lex fori ilkesine işaret etmektedir. Bu

durumda da uygulanacak hukuk meselesi çok fazla incelenmeye değer

görülmemiştir.

II. İNCELEME PLÂNI

Çalışmamız giriş ve iki bölüm ile sonuçtan oluşmaktadır.

Çalışmamızın ilk bölümünde önce, deniz hukukunun tarihi

gelişiminden kısaca bahsedilmiştir. Daha sonra geminin tanımı, unsurları,

türleri, tâbiiyeti ve bayrak çekme hakkı, donatan ve donatanın sorumluluğu,

gemi alacaklısı hakkı ve bu hakka uygulanacak hukuk konuları incelenmiştir.

İkinci bölümde deniz hukukunda gemilerin cebrî icraya konu olması

ve uygulanacak hukuk meselesi incelenmiştir. Önce deniz hukukunda cebrî

icra alanında karşılaşılan temel sorunlara ve geminin cebrî icra bakımından

niteliğine değinildikten sonra, cebrî icranın tâbi olduğu hukuk meselesi

incelenmiştir. Bu bağlamda milletlerarası usul hukukunun yapısı ve nitelikleri

incelenmiş, uygulanacak hukuk, diğer bazı devletlerdeki gemilerin cebrî icrası

meselesi ve bu alanda milletlerarası sözleşmeler değerlendirilmiştir. Daha

sonra, deniz hukukunda cebrî icra, yetki sorunu, takibin tarafları ve temsil,

haczi mümkün olmayan gemiler, gemilerin haczi veya ihtiyati haczi meseleleri

incelenmiştir. Gemilerin haczinde takip yolları hususunda tezimizde,

sınırlandırma yapılmıştır. Deniz hukukunun özelliğinden dolayı alacaklılar en

çok rehin hakkına sahip olacaktır ve dolayısıyla da en çok rehnin paraya

çevrilmesi yolu ile takipte bulunacaklardır. Dolayısıyla tezde esas olarak

Page 15: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

5

rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip şekli incelenmiş ve yeri geldikçe diğer

takip yolları ile ilgili de açıklamalar yapılmıştır.

Çalışmamızın sonuç bölümünde, gemilerin haczi ile ilgili olarak ele

alınan başlıca meseleler hakkında varılan sonuçlar özet olarak verilmiştir.

Page 16: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

BİRİNCİ BÖLÜM

GEMİ, DONATAN VE GEMİ ALACAKLISI HAKKI KAVRAMLARI

I. DENİZ HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ

İlk çağlarda bu gün olduğu gibi, denizlerde seyri düzenleyen yazılı

kurallar mevcut değildi. Daha sonra denizciliğin kimi gelenek ve göreneklerine;

nesilden nesile aktarılan sözlü öğretilere göre oluşan kurallar yazılı hale

getirilmiştir.

Orta çağda, benzer denizcilik gelenek ve göreneklerine göre, kimi

kurallar gelişmiştir. Bu çağlarda, gelenek ve göreneklerden kaynaklanan deniz

hukuku kuralları, yazılı biçimde derlenmeye başlanmıştır. Özelikle, Akdeniz ve

Batı Avrupa, okyanus kıyılarında geçerlilik kazanmış, birbirine benzer seyir,

balıkçılık ve mal sigortasına ilişkin kurallar oluşmuştur. Feodaliteden merkezi

otoritenin egemen olduğu devletler dönemine geçildikçe, deniz hukukunda da

kanunlaşma olgusu ortaya çıkmıştır. Bu süreç, özellikle 17. yüzyılda

başlamıştır ve günümüzde de gelişmesini sürdürmektedir8.

Deniz ticaretini ilgilendiren meselelerin milletlerarası nitelikli olması,

devletleri bu alanda ortak hareket etmeye sevk etmiştir. Bu bakımdan deniz

ticaretinin konvansiyon hukuku olma niteliği gittikçe ağırlık kazanmaktadır. Bu

alanda, millî hukuk, öğreti ve içtihattaki gelişmelerden çok konvansiyonlardaki

yeniliklerden etkilenerek modernleştirilmekte, reformlar da bu bağlamda

gerçekleştirilmektedir. Güncelleştirilen York-Anwers düzenlemeleri, BIMCO

formülerleri ve deniz taşıma senedine ve elektronik ortamda hazırlanıp işlem

8 Ayrıntılı bilgi için bkz. KENDER, Rayegân/ÇETİNGİL, Atilla Ergon: Deniz Ticareti Hukuku, B. 6, İstanbul 1998, s. 2-5; CAN, Mertol: Deniz Ticareti Hukuku, B. II, Ankara 2003, s. 5-7; TEKİL, Fahiman: Deniz Hukuku, B. 5, İstanbul 1998, s. 12- 13.

Page 17: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

7

gören konşimentoya ilişkin CMI kuralları denizcilik mevzuatındaki değişiklikleri

etkileyen unsurlar olmaktadır9.

Türk Deniz Ticareti’nin öncelikli ve en önemli kaynağı10, TTK’nın 4.

kitabıdır. TTK m. 816 ile başlayan ve devam eden maddeler esas olarak,

Alman Ticaret Kanunu’nun Deniz Hukuku’na ilişkin hükümlerinden iktibas

edilerek oluşturulmuştur.

TTK’nın deniz ticaretine ilişkin hükümleri 2004 yılına kadar hiçbir

değişikliğe gidilmeksizin yürürlükte kalmıştır. Uygulamada karşılaşılan bazı

sorunları gidermek amacıyla 20 Nisan 2004 tarihinde, 5136 sayılı “Türk

Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun11” kabul

edilmiştir. Bu kanunla TTK m. 823, 824, 851, 939 ve 1245 hükümlerinde

değişiklikler yapılmış ve Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin kurulmasıyla ilgili

düzenlemeler getirilmiştir12.

Sonuç olarak günümüzde Türk Deniz Hukuku Mevzuatımızın dağınık,

bazı maddelerinin çok eski ve ihtiyaçları karşılayamaz durumda olduğu

söylenebilir. Ayrıca Türk deniz hukuku mevzuatı, milletlerarası

sözleşmelerdeki revizyonları hükümlerine dâhil etmemesi nedeniyle de

güncellikten uzak bir yapıya sahiptir. Bu gün yürürlükteki deniz kanunları, ya

9TTK Tasarısı’nın gerekçesi için bkz. www.basbakanlık.gov.tr/docs/kkgm/kanuntasarilari/TURK%20TICARET/genel%20.doc, 01/05/2006. 10 Genel olarak deniz hukukunun kaynakları hakkında bkz. CHURCİLL, Robin Rolf and COWE, Alan Vaughan: The Law Of The Sea, Manchester Universty Pres, Manchester, UK, 1983-1985, p. 4-11 ve Türk denizcilik sektörünün tarihçesi için bkz. http://www.denizcilik.gov.tr/, saat 14.10, 01/05/2006. 11 RG. 28.04.2004, S. 25446. Ayrıntılı bilgi için bkz. DAMAR, Duygu: Deniz Ticareti Hukukunda Yasama Çalışmaları, DHD, c. VI-VII, s. 111-143. 12 SÖNMEZ, Bülent: Avrupa Birliği Denizcilik Politikaları ve Türkiye’nin Entegrasyonu, Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, Denizcilik Uzmanlık Tezi, Ankara 2001, s. 93; YILMAZ, Orhan: Denizcilik İhtisas Mahkemeleri, İBD, c. 79, S: 2005/2, Mart, Nisan İstanbul 2005, s. 415, 426. Denizcilik İhtisas Mahkemeleri yeterli sayı ve yerde kurulmadığından ve yeterli yasal mevzuat ve uzmanlaşma sağlanamadığından henüz bu mahkemelerin kuruluşuyla beklenen olumlu sonuçlar alınamamıştır.

Page 18: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

8

tümüyle ya da kimi bölümleriyle aynen çeviri durumundadır ve kimi çeviri

hataları da kanunlara aynen geçmiştir13.

II. GEMİNİN TANIMI, UNSURLARI VE TÜRLERİ

A. Tanımı

Türk hukukunda bütün alanlar için geçerli ortak bir gemi tanımı

bulunmamaktadır. İlgili kanunlar kendi uygulama alanları bakımından gemiyi

tanımlamışlardır.

TTK’da da bu kavram m. 816, f. 1’de tanımlanmıştır. Buna göre:

“Tahsis edildiği gayeye uygun olarak kullanılması, denizde hareket etmesi

imkânına bağlı bulunan ve pek küçük olmayan her türlü tekne "gemi14" sayılır”.

Milletlerarası sözleşmelerde de gemi teriminin tanımına

rastlanmaktadır. 1993 tarihli “Gemiler Üzerindeki İmtiyazlar ve İpotekler

Hakkında Milletlerarası Sözleşme15” ve 1999 tarihli “Gemilerin İhtiyatî Haczine

İlişkin Milletlerarası Sözleşmede16” gemi tanımına yer verilmemekle beraber,

1989 tarihli “Denizde Kurtarma Hakkında Milletlerarası Sözleşmede17” bir

gemi tanımı yer almaktadır. Bu tanım, TTK Tasarı m. 1298, f. 2’ye de

13 ELBEK, Ahmet Göker: Deniz Hukuku, B. 2, İzmir 1996; ayrıca bkz. CAN, s. 9; TEKİL, s. 12-13; KENDER/ÇETİNGİL, s. 2-3; OKAY, Sami: Deniz Ticaret Hukuku, c. I, B. 3, İstanbul 1970, s. 14. 14 Gemi tanımı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. KANER, İnci Deniz: Deniz Ticareti Hukuku, B. 2, İstanbul 2005, s.13; DOĞANAY, İsmail: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, c. III, B. 4, İstanbul 2004, s. 2469. 15 İngilizce metni için bkz. International Convention on Maritime Liens and Mortgages, Geneva, 6 May 1993, http://www.admiraltylawguide.com/conven/liens1993.html, saat 16.00, 01/05/2006. 16 İngilizce metin için bkz. International Convention on the Arrest of Ships, Geneva, March 12, 1999, http://www.admiraltylawguide.com/conven/arrest1999.html, saat 16.00, 01/05/2006. 17 IMO, International Convention On Salvage, 1989, http://www.jus.uio.no/lm/imo.salvage.convention.1989/doc.html.

Page 19: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

9

işlenmiştir18. Buna göre m. 1298, f. 2’de su aracı teriminin kapsamına, her

türlü gemi ve seyrüsefere elverişli yapının girdiği ifade edilmiştir.

TTK Tasarısının 931. maddesinin ilk fıkrasında gemi şöyle

tanımlanmıştır: “Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren,

yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç, kendiliğinden hareket

etmesi olanağı bulunmasa da, bu kanun bakımından “gemi” sayılır”. Tasarı’da

yapılan bu düzenleme ile esas olarak gemi tanımının genişletilmesi

amaçlanmıştır19.

B. Unsurları

1. Tekne

Tekne “İçi boş ve suda yüzebilen nesneleri ifade etmek için kullanılan

bir kavramdır20 ”. Çatışmayı Önleme Uluslararası Tüzüğüne göre21 “Tekne

sözcüğü, su üstünde kalkarak seyreden araçlar ve deniz uçakları dahil, su

18 Gemi kavramının tanımı için bkz. KENDER, Rayegan / ÇETİNGİL, Ergon: Deniz Ticareti Hukuku, (Takip Hukuku ve Deniz Sigortaları ile Birlikte), Temel Bilgiler, B. 8, İstanbul 2007, s. 33- 34; ÖZMAN, M. Aydoğan: Deniz Hukuku I, Ankara Mart 2006, s. 174- 175, G. LAZARATOS: Definition of Ship in National and International Law; R.H.D.I., 1969, Vol. 1, s. 59, ÖZMAN, Deniz Hukuku, s. 174’ den naklen; CAN, s. 15; Tekil, s. 68. 19 ATAMER, Kerim: Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Deniz Hukukunda Cebrî İcra, İstanbul 2006, s. 15. Ayrıca tasarı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ÜLGENER, Fehmi: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nda Tadil Edilmesi Gereken Hükümler, DHD, Türk Ticaret Kanunu Hakkında Değerlendirmeler, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006, s. 297-299; KOYUNCU, İbrahim Serdar: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Deniz Ticareti Kitabındaki Bazı Hükümler Hakkında Değerlendirmeler, DHD, Türk Ticaret Kanunu Hakkında Değerlendirmeler, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006, s. 350-367; ÇETİNGİL, A. Ergon/ KENDER, Rayegân/ ÜNAN, Samim/ YAZICIOĞLU, Emine: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Deniz Ticareti Başlıklı 5. Kitabında Yer Alan Hükümler Hakkında Değerlendirmeler, DHD, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006, s. 7-9; DEMİRKIRAN, İhsan/ DEMİRKIRAN, H. MURAT: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Hakkında Bazı Düşünceler, DHD, Türk Ticaret Kanunu Hakkında Değerlendirmeler, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006, s. 340; ERTAN, Kerem: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Bazı Maddeleri Hakkında Yazılı Görüş, DHD, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006, s. 409-415. 20 CAN, s. 16, KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 33; TEKİL, s. 68. 21 RG. 18.11.1984, S. 18579.

Page 20: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

10

üzerinde taşıma aracı olarak kullanılmakta olan veya kullanılmaya elverişli

bulunan her türlü deniz aracını kapsar22”.

2. Teknenin Pek Küçük Olmaması

Teknenin pek küçük olmaması gerekir. Pek küçük kavramı

konusunda kanun koyucu kesin bir sınırlama getirmemiş, bunu uygulamaya

bırakmıştır. “Teknenin gemi sayılabilmesi için bir ticari işletmenin parçasını

teşkil edecek büyüklükte olması ve denizin tehlikelerine karşı koyabilecek

büyüklükte olması gerektiği söylenebilir23”. Ancak bu düşünce özellikle nehir

veya göl tipi gemiler bakımından sorun yaratabilir24.

3. Teknenin Tahsis Edildiği Gayeye Uygun Olarak

Kullanılmasının Onun Denizde Hareket Edebilmesi İmkânına Bağlı

Olması

Teknenin tahsis edildiği gayeye uygun kullanılması onun denizde

hareket edebilmesi imkânına bağlı olmalıdır. Türk hukukunda iç su gemisi

kavramı yer almamaktadır. Bu nedenle teknenin öncelikle denizde hareket

edebilmesi gerekir. Yalnızca nehir ve göllerde hareket edebilen tekneler gemi

değildir. Hareketten maksat geminin seyrüsefer yapmasıdır. Geminin hareket

ederken mutlaka kendi gücüyle hareket etmesi de gerekmez25.

C. Türleri

Gemileri farklı açılardan tasnif etmek mümkündür. Gemiler tahsis

edildikleri amaca, maliklerine, sicile tescil edilip edilmediklerine veya denize

elverişli olup olmamalarına göre tasnif edilebilir. Gemilerin haczi bakımından

22 ÖZMAN, Deniz Hukuku,s. 175. 23 CAN, s. 17, TEKİL, s. 68. 24 ÖZMAN, Deniz Hukuku, s. 176. 25CAN, s. 18- 19.

Page 21: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

11

açıklık sağlayacağını düşündüğümüz tahsis amacına göre gemi türleri

üzerinde duracağız.

1. Ticaret Gemileri

TTK m. 816, f. 2’ye göre: “ Denizde kazanç elde etme maksadına

tahsis edilen veya fiilen böyle bir maksat için kullanılan her gemi, kimin

tarafından ve kimin nam ve hesabına kullanılırsa kullanılsın, ticaret gemisi

sayılır”.

Aslında bu kavramın deniz yolu ile menfaat sağlamak şeklinde

anlaşılması daha uygun olur. Böylece kavramın kapsamı da genişletilmiş

olacaktır. Geminin deniz yolu ile menfaat sağlamak maksadına tahsis edilip

edilmediği, öncelikle malikinin veya zilyedinin iradesine bakılarak tayin edilir.

Bu irade mevcut ise gemi fiilen bu maksat için kullanılmaya başlanmamış olsa

bile ticaret gemisi sayılabilecektir26.

TTK m. 822’de, “Hususi kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, bu

kanun hükümleri ticaret gemileri hakkında da tatbik olunur” hükmü getirmiştir.

2. Ticaret Gemisi Olmayan Gemiler

Bunlar denizde kazanç elde etmek maksadına tahsis edilmeyen veya

fiilen böyle bir amaç için kullanılmayan gemilerdir.

a. Devlet Gemileri

Devlet gemisi kavramı, kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için

kullanılan gemilerle, mülkiyeti devlete veya diğer bir kamu tüzel kişisine ait

26 CAN, s. 24; TEKİL, s. 81; ÖZMAN, Deniz Hukuku, s. 181; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 35.

Page 22: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

12

olan gemileri ifade eder27. Bir kamu hizmetinin ifasına tahsis edilen devlet

gemileri hakkında TTK’nın 947, 948, f. 1, 3. bent, 1236. maddeleri uygulanır.

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 29. maddesine göre

savaş gemisi “bir devletin silahlı kuvvetlerine ait olan ve kendi tâbiiyetindeki

askeri gemilerin ayırt edici işaretlerini taşıyan, bu devletin hizmetinde ve adı

subaylar listesinde veya denk bir belgede kayıtlı, bir deniz subayının

kumandası altında bulunan ve mürettebatı askeri disiplin kurallarına tabi olan

gemi”dir28. Benzer bir tanımda Yabancı Silahlı Kuvvetlere Bağlı Gemilerin

Türk İç Sularına ve Limanlarına Gelişleri ve Bu Sulardaki Hareket ve

Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik m. 3, 1, a’ da yer almaktadır. Buna göre savaş

gemileri, “Bir Devletin Silahlı Kuvvetlerine bağlı olup, bu Devletin yetkili

makamları tarafından usulüne uygun şekilde atanmış ve ismi belirli hizmet

listelerinde veya eşiti belgelerde kayıtlı ve emrinde Silahlı Kuvvetler disiplini

altında yönettiği personeli olan bir subayın komutasındaki gemidir”. TTK

bakımından da savaş gemileri devlet gemisi olarak işlem görecektir.

b. Diğer Gemiler

Bu tür gemiler ticaret gemisi sayılmazlar. Bu gemiler hakkında kural

olarak ticaret kanunu hükümleri uygulanmaz. Bunlara örnek olarak araştırma

gemileri, denizci yetiştirme gemileri; münhasıran gezinti, spor, eğitim, bilim gibi

maksatlara tahsis olunmuş devlete veya özel kişilere diğer kamu tüzel

kişilerine ait gemiler gösterilebilir29.

27 CAN, s. 25; TEKİL, s. 83; KENDER/ÇETİNGİL, s. 26- 27; ÖZMAN, Deniz Hukuku, s. 177; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 35. 28 ÖZMAN, M. Aydoğan: Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, 1984 İstanbul, s. 13; ÖZMAN, Deniz Hukuku, s. 177-178. R.G. 15.12.1983, S. 18252. 29 CAN, s. 25-26; Tekil, s. 83; ÖZMAN, Deniz Hukuku, s. 181-186; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 35.

Page 23: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

13

III. GEMİNİN TÂBİİYETİ VE BAYRAK ÇEKME HAKKI

A. Gemilerin Tâbiiyeti

Tâbiiyet kavramının tarifi, bu kavrama verilmek istenen anlama göre

değişmektedir30. Yalnız gerçek kişiler için tâbiiyet bağının varlığını kabul eden

yazarlara göre tâbiiyet kavramı, ferdi devlete bağlayan siyasi ve hukuki bir

bağdır31. Buna karşılık diğer yazarlar tâbiiyet bağını bu ölçüde dar anlamamak

gerektiği kanısındadırlar. Bunlara göre tâbiiyet bağı gerçek kişileri aşmakta ve

tüzel kişilerle, şeyleri de kapsamaktadır. Bizce de, tâbiiyet kavramını geniş

anlamı ile benimsemek gereklidir. Zira geniş anlamda tâbiiyet bağı bir şeyi,

tüzel veya gerçek kişiyi belli bir devlete bağlıyan hukuki veya siyasi bir

bağdır32. Bu açıdan bakıldığında gemiler için de sorun çözülmüş olmaktadır.

Özel niteliklere sahip bir mal olan gemi, hem millî, hem de

milletlerarası alanda önemli çıkarların merkezindedir. Bu nedenle her geminin

bir devletin himayesine ve denetimine ihtiyacı vardır. Bu hususta kamu yararı

da söz konusudur. Geminin bir devletin denetimi altında olması ve

himayesinden faydalanabilmesi, ancak o devletin tâbiiyetinde bulunmasıyla

mümkündür. Gemilerin de bir tâbiiyetinin bulunması zorunludur33.

Gemilerin tâbiiyetleri, taşıdıkları bayrağa göre belirlenir. Fakat

bayrak34 geminin tâbiiyeti hakkında kesin bir delil de değildir. Gemiler, ilgili

bayrağı çekme hakkına sahip olduklarını gemi tasdiknamesi denilen bir belge

ile ispat ederler. TTK'ya göre gemi tasdiknamesi, esas itibariyle geminin

30 FİŞEK, Hicri: Türk Vatandaşlık Hukuku, Ankara 1959, s. 9. Kavramın tarihi gelişimi için bkz. s. 3 ve orada adı geçenler, GÖĞER, s. 7’den naklen. 31 SEVİĞ, Muammer Raşit/SEVİĞ, Vedat Raşit: Devletler Hususî Hukuku, İstanbul 1967, s. 55; BERKİ, O. Fazıl, Devletler Hususî Hukuku, Ankara 1949. 32 BERKİ, s. 15; FİŞEK, s. 9. 33 GÖĞER, Erdoğan: Deniz Ticareti Hukukundan Doğan Kanunlar İhtilâfı, Ankara 1965, s. 7. 34 1952 Brüksel Konvansiyonu’na göre bayrağın tâbiiyetin sembolü olması hakkında bkz. BERLINGIERI, Francesco: The Scope Of Application Of The 1952 Brussels Convention On The Arrest Of Ships, Journal of Maritime Law and Commerce, Volume 22, No. 3, October 1991, p. 405, http://www.heinonline.org/HOL/Page?collection=fijournals&handle=hein.journals/jmlc22&id=415&size=2&rot=0&type=text, saat, 13.50, 11/10/2005.

Page 24: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

14

bayrak çekme hakkını belgelendirmektedir (TTK m. 827). Türk konsolosları

tarafından verilen ve bir yıl için geçerli olan bayrak şahadetnamesi ile de

geminin Türk bayrağını çekme hakkını belgelendirmek mümkündür (TTK m.

828).

Kural olarak, her Türk gemisi Türk bayrağı çekme hakkına sahiptir

(TTK m. 823, I). Bir başka ifadeyle, TTK’ya göre bir geminin Türk bayrağı

çekebilmesi için Türk tabiiyetinde olması gerekir. Anılan kanun, esas itibariyle

Türk vatandaşlarına ait olan gemilerin Türk gemisi olduğunu hükme

bağlamıştır. Bu nedenle, geminin tabiiyetinin belirlenmesinde geminin

maliklerinin tabiiyeti büyük önem taşımaktadır. Gemi, gerçek kişilere veya

tüzel kişilere ait olabilir; her iki hale göre de geminin tabiiyeti farklı şekilde

tespit edilecektir.

Eğer gemi gerçek kişilere ait ise, maliklerin sayısına göre bir ayırım

yapmak gerekmektedir. Sadece Türk vatandaşlarının malı olan gemi Türk

gemisidir. Ancak birlikte mülkiyet esaslarına göre birden fazla kişiye ait olan

gemiler, pay çokluğunun Türk vatandaşlarına ait olması şartıyla Türk gemisi

sayılırlar (TTK m. 823).

Eğer gemi bir tüzel kişiliğe ait ise, öncelikle bu geminin Türk

kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişiliğe ait olması gerekir. Türk

kanunlarına göre kurulmuş olan tüzel kişilik, ticaret şirketi olabilir veya

olmayabilir. Türk ticaret şirketlerinin malı olan gemiler, şirketi idare ve temsil

etmeye yetkili ortakların çoğunluğu Türk vatandaşı olmak ve şirket

sözleşmesine göre oy çoğunluğu Türk ortaklarda bulunmak şartıyla Türk

gemisi sayılırlar. Eğer ticaret şirketi, anonim veya sermayesi paylara

bölünmüş komandit şirket ise, bu şartların yanı sıra ayrıca payların

çokluğunun nama yazılı ve bir başkasına devri şirket yönetim kurulunun iznine

bağlı bulunmak şartıyla Türk gemisi olarak işlem görecektir (TTK m. 823).

Buna karşılık Türk kanunlarına göre kurulmuş olan tüzel kişilik, teşekkül,

müessese, dernek veya vakıf da olabilir. Bu takdirde sayılan tüzel kişilere ait

Page 25: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

15

olan gemilerin Türk gemisi sayılabilmesi için, yönetim organında bulunan

kişilerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması yeterlidir (TTK m. 823).

Türk ticaret siciline tescil edilen donatma iştiraklerinin malı olan

gemiler, paylarının yarısından fazlası Türklere ait ve iştiraki idare ve temsil

etmeye yetkili müşterek donatanların çoğunluğu Türk vatandaşı olmak şartıyla

Türk gemisi sayılırlar.

B. Bayrak Çekme Hakkı

Kural olarak gemiler, tabiiyetinde oldukları devletin bayrağını çekme

hakkına sahiptir. Bu nedenle de gemilerin hangi devletin uyruğunda olduğu,

geminin taşıdığı bayrağa göre belirlenebilir. Açık denizlerde sefer yapan gemi

açık denizlerde bulunduğu sürece, kural olarak hangi devletin bayrağını

taşıyorsa o devletin yetki ve sorumluluğu altındadır35. Gemiler denizde sefer

emniyeti bakımından mensup oldukları devletin denetimine tâbidirler.

1. Türk Ticaret Kanunu’na Göre Türk Bayrağı Çekme Hakkı

TTK’ya göre, kural olarak, Türk tâbiiyetinde olan gemiler Türk bayrağı

çekme hakkına sahiptirler (TTK m. 823).

TTK’nın 823’ncü maddesinde yazılı şartları haiz olmayan gemiler,

Türk gemisi değildir. Türk gemisi olmayan gemilerden yabancı bir devletin

35 Tekil, s. 79, ÖZMAN, Sözleşme, s. 43: Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi m. 91, f. 1’e göre “Her devlet gemilere hangi şartlar ile tâbiiyetini vereceğini, gemilerin kendi ülkesinde tescil şartlarını ve kendi bayrağını çekme hakkına sahip olmaları için gerekli şartları tespit edecektir. Gemiler bayrağını çekme iznine sahip oldukları devletin tâbiiyetine sahiptir. Devlet ile gemi arasında gerçek bir bağ bulunmalıdır”; AYBAY, Rona: Türk Hukukunda Gemilerin Uyrukluğu, Gündüz Ökçün’e Armağan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dergisi, c. 47, S. 1-2, Ankara 1992, s. 83- 84 ve istisnası için bkz. TOLUNER, Sevin: Milletlerarası Hukuk Dersleri- Devletin Yetkisi, B. 4, İstanbul 1989, s. 295. Ve açık deniz kavramı için bkz. ÖZMAN, Sözleşme, s. 42; CHURCİLL/COWE, p. 164; O’CONNEL, p. 18.

Page 26: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

16

bayrağını taşıyan gemiler, yabancı gemi sayılır. İstisnalar hariç36 yabancı

gemiler Türk gemilerine hasredilen haklardan yararlanamaz. Türk bayrağı

çekemez ve Türk gemi siciline kaydolamaz. Bununla beraber, işletilmek üzere

bir Türk vatandaşına bırakılan yabancı gemiler ile Türkiye’de inşa olunan

yabancı gemiler için bu kurala istisna getirilmiştir.

TTK m. 824, f. 2’ye göre, “Türk gemisi olmayan bir gemi, 823’üncü

maddede yazılı niteliklere sahip olan kişilere en az bir yıl süreyle kendi namına

işletilmek üzere bırakılmış olursa malikin muvafakati alınmış olmak, Türk

mevzuatının kaptan ve gemi zabitleri hakkındaki hükümlerine riayet olunmak,

yabancı kanunda da bunu engelleyen bir hüküm bulunmamak şartıyla

Denizcilik Müsteşarlığı geminin bırakma süresince Türk Bayrağı çekmesine

izin verebilir. Şu kadar ki; izin alan kişi her iki yılda bir izin için gerekli şartların

mevcudiyetini sürdürdüğünü ispatlamakla yükümlüdür”.

Bu konudaki bir diğer istisna da Türk limanlarında inşa edilmiş

olmakla beraber Türk bayrağını taşıma hakkını haiz olmayan gemiler için

getirilmiştir. TTK’nın 828. maddesine göre ilgili Bakanlıkça bu gemilere

gidecekleri teslim yerine kadar geçerli bir bayrak şahadetnamesi verilmesi

mümkündür.

TTK, bazı hallerde gemiye Türk gemisi olmasına rağmen, yabancı

bayrak çekilebilmesini hükme bağlamıştır. TTK m. 824’e göre, “Bir Türk

gemisi, 823’üncü maddede yazılı niteliklere sahip olmayan kişilere en az bir yıl

süreyle kendi namına işletilmek üzere bırakılmış olursa malikin talebi üzerine

Denizcilik Müsteşarlığı en çok iki yıl süreyle geminin yabancı bayrak

çekmesine o memleket kanunları müsait olmak kaydıyla izin verebilir. Bu izin

bitmedikçe veya kanunî sebeplerle geri alınmadıkça gemi Türk Bayrağı

çekemez”.

36 TTK m. 828, “Bir Türk limanında inşa edilmiş olup da 823 üncü madde gereğince Türk Bayrağını çekme hakkını haiz olmayan gemilere Münakalat Vekaletince gidecekleri teslim yerine kadar muteber olmak üzere bir bayrak şahadetnamesi verilebilir”.

Page 27: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

17

Öte yandan, 815 sayılı, Türkiye Sahillerinde Nakliyati Bahriye ve

Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayi Sanat ve Ticaret Hakkinda Kanuna,

ya da kısa adıyla Kabotaj Kanununa göre, “Türkiye sahillerinin bir

noktasından diğerine emtia ve yolcu alıp nakletmek ve sahillerde limanlar

dahilinde veya beyninde cer ve kılavuzluk ve her hangi mahiyette olursa

olsun bilcümle liman hidematını ifa etmek yalnız Türkiye sancağını hamil

sefain ve merakibe munhasırdır37” (m. 1). Dolayısıyla Kabotaj Kanununa göre

Türk sahillerinde bir noktadan diğerine yük ve yolcu taşıma işi ancak Türk

bayraklı gemilerle icra edilebilir. Bu madde bir geminin Türk gemisi olması ve

Türk bayrağı taşıması halinde kabotaj hakkından yararlanılmasını

düzenlemektedir.

2. Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu’na Göre Türk Bayrağı

Çekme Hakkı

Gemilerin kaydedildikleri sicile gemi sicili denilir. TTK m. 839’a göre

Türk gemileri için gemi sicili tutulur38. Gemi sicili Medeni Kanun39 m. 7

anlamında resmî sicillerdendir. Gemi sicilinin ayni hakların tescili, aleniyet ve

kamu güveni gibi fonksiyonları vardır. Gemi siciline gemiye ve geminin

mülkiyetine dair kayıtlar tescil edilir. TTK m. 840’a göre gemi siciline, m. 823

gereğince Türk bayrağı çekme hakkını haiz ticaret gemileri ile 822. maddenin

2. fıkrasının 1 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı gemiler kaydolunur. Bir

geminin Türk gemi siciline kaydedilebilmesi için, öncelikle o geminin tescili

uygun gemilerden olması, Türk bayrağı çekme hakkı olan bir Türk gemisi

olması ve yabancı bir ülkenin gemi siciline kayıtlı olmaması gerekir40.

37 R.G: 29/04/1926, S. 359. 38 Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için TEKİL, s. 110-114; KANER, s. 27; DOĞANAY, s. 2505; CAN, s. 41. Gemi siciliyle ilgili Yargıtay karar örneği için bkz. Yargıtay Kararları Dergisi, c. XIII, 9 Eylül 1987, Yargıtay 11. HD. 7.10.1986, E. 1986/4231, K. 1986/5032, 39 RG. 08/12/2001, S. 24607. 40 Y. 11. HD. 19.06.1987, E. 1987/1746, K. 1987/3737; gemi sicili hakkında tasarıda yer alan düzenleme için bkz. ÇETİNGİL/ KENDER/ ÜNAN/ YAZICIOĞLU, s. 23- 43.

Page 28: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

18

Kural olarak, armatörler işletmeleri altındaki gemileri, tâbiiyetinde

oldukları ülkedeki millî gemi siciline kaydettirirler. Fakat artan rekabet şartları

ve vergi avantajlarından yararlanmak amacıyla gemilerini ülke dışındaki diğer

sicillere kaydettirmeye başlamışlardır. Böylece ortaya kıyı ötesi gemi sicili adı

verilen bir sicil dalı çıkmıştır. Daha sonra ise bazı ülkeler kendilerine döviz

girdisi sağlamak amacıyla kayıt şartlarının çok düşük tutulması ve diğer bazı

menfaatlerin sağlandığı yeni siciller oluşturmuşlardır. Bunlara da uygun gemi

sicili adı verilmiştir. Akabinde ülkeler kendi sicillerinin yanında yabancı

armatörlere de kayıt olabilme imkânını tanıyan uluslararası gemi sicilleri

oluşturmuşlardır41. Türkiye de bu gelişmelere kayıtsız kalmamış ve Türk

Uluslararası Gemi Sicilini oluşturmuştur. Türk Uluslararası Gemi Sicili, Türk

bayrağını taşıyan filonun tonajını korumak ve artırmak, bu suretle kolay bayrak

olarak tanımlanan ülkelere kaçışı engellemek amacı ile 16.12.1999 tarihli ve

4490 sayılı kanun ile mevzuatımıza girmiştir42. Daha sonra bu alanda bir de

yönetmelik çıkarılmıştır43.

4490 sayılı Kanun, esasen, ticarî amaçla kullanılan her türlü yük,

yolcu ve açık deniz balıkçı gemileriyle, yat tipinde inşa edilmiş, gezi ve spor

amacıyla yararlanılan, taşıyacakları yatçı sayısı otuz altıyı geçmeyen, yük ve

yolcu gemisi niteliğinde olmayan, turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ve

tonilato belgelerinde “Ticarî Yat” olarak belirtilen deniz araçlarının (4490 sayılı

Kanun m. 2) tescil edileceği bir sicil sistemi öngörmektedir.

4490 sayılı kanun, 21.12.1999 itibariyle Millî Gemi Siciline kayıtlı

bulunan gemi ve yatlar, yurt içinde inşa edilen gemi ve yatlar ile yurt dışından

ithal edilecek belli büyüklükteki gemilerin Türk Uluslararası Gemi Siciline

talep üzerine tescil edilebileceklerini belirtmektedir (m. 4).

41 ATAERGİN, Selim: Türk Uluslararası Gemi Sicili, Tekil’in Anısına Armağan, İstanbul 2003, s. 63- 70. 42 RG. 21.12.1999, S. 23913. 43 Türk Uluslararası Gemi Sicili Yönetmeliği, RG. 23.06.2000, S. 24088. Bir geminin Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne tesciline ilişkin talep ve işlemler ile Türk bayrağını çekmesi için gerekli belgenin nasıl verileceği gibi hususlar bu yönetmelikte ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir.

Page 29: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

19

Anılan Kanun uyarınca, Türkiye’de oturan Türk ve yabancı uyruklu

gerçek kişiler ile Türkiye’de Türk mevzuatına göre kurulmuş şirketlere ait

gemiler ve yatlar Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil ettirilebilir (m. 5).

Ayrıca 4490 sayılı Kanun, Türk tabiiyetindeki gerçek ve tüzel kişilerin Türk

Ticaret Kanunu uyarınca sahip oldukları gemi siciline ilişkin haklarını saklı

tutmuştur (m.5, son)44.

4490 sayılı kanunun 7. maddesine göre, Türk Uluslararası Gemi

Siciline tescil edilen gemiler ve yatlar Türk Bayrağı çekerler. Bu Kanun

uyarınca Türk Bayrağı çeken gemiler ve yatlar millî mevzuatla tanınmış olan

haklardan yararlanırlar. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 823. maddesi

uyarınca Türk Bayrağı çekme hakkına sahip olmayan gemi ve yatlar 815

sayılı Kabotaj Kanunu hükümlerinden yararlanamazlar45. Türk Uluslararası

Gemi Sicili Kanunu’na göre bayrak çekme hakkı, sicile tescil ile kazanılan bir

haktır; bu sicile tescil, bayrak çekme hakkı bakımından kurucudur. Bu

kanunla Türk denizciliğinin geliştirilmesini hızlandırmak ve ekonomiye

katkısını artırmaktır amaçlanmaktadır.

44 Konu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: ÜLGENER, Fehmi: Denizciliğin Devlet Politikası Olması Bakımından Deniz Hukukunun Yeri, http://www.ulgener.com/upload/lib/22_Devlet_politikasi.doc, saat 14.15, 01/05/2006; ÜLGENER, Fehmi: Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu İle İlgili Bir Değerlendirme, http://www.ulgener.com/upload/lib/01_TUGS.doc, saat 14.20, 01/05/2006; ATAERGİN, Selim:Türk Uluslararası Gemi Sicili, İBD, İstanbul 2000, s. 1014- 1021; AYBAY, Gündüz: Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu Ve Yönetmeliği Hakkında, DHD, Yıl 4 (1999), S. 3-4, Aralık 2000, s. 61- 75; ŞEKER, Zehra: Üzerinde İpotek Tesis Edilmiş Gemilerin Türk Gemi Sicilinden Terkin Edilerek Türk Uluslararası Gemi Siciline Kaydedilmesi Sorunu, DHD, Yıl 4(1999), S. 3- 4, Aralık 2000, s. 83- 92; ÜLGENER, Fehmi: Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu Ve Yönetmelik Tasarısı İle İlgili Bir Değerlendirme, DHD, Yıl 4 (1999), S. 3- 4, Aralık 2000, s. 15- 38; ÇETİNGİL/ KENDER/ ÜNAN/ YAZICIOĞLU, s. 43- 44. 45 CAN, s. 75. Turizmi Teşvik Kanunu, RG. 16.03.1982, S. 17635; Yat Turizmi Yönetmeliği, Bakanlar Kurulu Karar Tarihi - No: 08/06/1983 - 83/6708, dayandığı Kanun RG. 04.08.1983, S. 18125; Türkiye Sahillerinde Nakliyati Bahriye (Kabotaj) Ve Limanlarla Kara Sulari Dahilinde İcrayi Sanat Ve Ticaret Hakkinda Kanun, RG. 29.04.1926, S. 359.

Page 30: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

20

3 . Turizmi Teşvik Kanunu’na Göre Türk Bayrağı Çekme Hakkı

Turizmi Teşvik Kanunu’nun çeşitli maddelerinde gemilerin bayrak

çekme hakkına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. 5571 sayılı Kanunla46 değişik

Turizmi Teşvik Kanununun 27. maddesine göre,

“Gerçek ve tüzel kişiler, Bakanlıktan belge alarak deniz turizmi

araçları yatırım ve işletmeciliği yapabilirler.

Bakanlıktan belgeli deniz turizmi araçları bu Kanunda belirtilen

amaçlar dışında faaliyette bulunamazlar.

Türk Bayrağı çekemeyen deniz turizmi araçlarına, 6762 sayılı Türk

Ticaret Kanununun 823 üncü maddesine bağlı kalmaksızın, Türk Bayrağı

çekilmesine izin vermeye Bakanlık yetkilidir.

Yabancı bayraklı deniz turizmi araçlarının Türk karasuları ve limanları

arasında turizm amacıyla kullanılmasına ilişkin esaslar yönetmelikle belirlenir.”

Görüldüğü üzere, Türk bayrağı çekemeyen deniz turizmi araçlarına47

TTK’nın 823. maddesiyle bağlı kalmaksızın Türk bayrağı çekme izni ilgili

bakanlıkça verilebilir.

Özel veya ticarî Türk ve yabancı bayraklı deniz turizmi araçlarının

Türk karasuları ve limanları arasında seyir esasları Turizmi Teşvik

Kanunu’nun 28. maddesinde ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. Turizmi

Teşvik Kanunu’nun deniz turizmi araçlarının Türkiye’de kalış süresi ve kabotaj

haklarını düzenleyen 29. maddesine göre ise Türk ve yabancı bayraklı deniz

46 RG 13.1.2007, S. 26402. 47 Turizmi Teşvik Kanununa göre deniz turizmi araçları ifadesi gezi, spor, eğlence ve turizm amaçlı olarak, denize elverişlilik belgesine sahip gerçek ve tüzel kişilere ait özel ve ticarî yatları, kruvaziyer gemileri ve dalabilir deniz araçlarını kapsayacak şekilde kullanılmaktadır (m. 3).

Page 31: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

21

turizmi araçlarının gezi, spor ve eğlence amacıyla kullanılması, yolcu

taşımacılığı sayılmaz. Dolayısıyla bu tür taşımalar Kabotaj Kanunu’na istisna

teşkil etmektedir.

IV. DONATAN, DONATANIN SORUMLULUĞU VE GEMİ

ALACAKLISI HAKKI

Gemilerin cebrî icraya konu olması açısından donatan, donatanın

sorumluluğu ve gemi alacaklısı hakkı kavramları önemlidir. Bu nedenle sayılan

kavramların ayrıca üzerinde durulması gerekir.

A. Donatan

TTK m. 946’ya göre donatan, gemisini deniz ticaretinde kullanan gemi

sahibine denir. Kendisinin olmayan bir gemiyi kendi adına deniz ticaretinde

bizzat veya kaptan marifetiyle kullanan kişiler de, üçüncü şahıslarla olan

münasebetlerinde donatan sayılır.

TTK Tasarısı m. 1061, f. 1’de donatanın tanımına yer verilmiştir.

Anılan maddeye göre donatan, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda

kullanan gemi malikidir.

Donatan olmanın ilk şartı bir ticaret gemisinin mevcudiyetidir. İkinci

olarak bu ticaret gemisinin bir sahibi bulunmalıdır. Gerçek ve tüzel kişiler ve

hatta devlet donatan olabilir. Son olarak da ticaret gemisinin sahibi gemiyi

kendi adına ve kazanç sağlamak amacıyla işletmelidir. Bu durumda donatan

bizzat müteşebbis durumunda bulunmaktadır48.

48 CAN, s. 185, KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 73, TEKİL, s. 145- 146.

Page 32: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

22

TTK m. 946, f. 2’de gemi işletme müteahhidinden bahsedilmektedir.

Gemi işletme müteahhidi de tüzel kişi veya gerçek kişi olabilir. Bu şahsın

başkasına ait gemiyi deniz ticaretinde kendi adına kullanması gerekir. Gemi

işletme müteahhidinin gemi sahibi ile arasındaki hukuki ilişki gemiyi

kullanmasının hukuki sebebine bağlıdır. Malik ile arasında kira, intifa gibi

geçerli bir hukuki ilişki yok ise Medeni Kanunun malik ile zilyet arasındaki

ilişkiye dayanan hükümleri uygulanır. Gemi işletme müteahhidi üçüncü

şahıslara karşı donatan sayılır ve bunlara karşı donatanın hak ve yetkilerine

sahip olur. Geminin işletilmesinden dolayı, gemi alacaklısı sıfatıyla bir talepte

bulunan kimsenin, bu talebi haksız ve talep sahibi alacaklı da kötü niyetli

olmadıkça malik, gemi alacaklısını bu hakkını istemekten men edemez.

B. Donatanın Sorumluluğu

Donatanın sorumluluğu hususunda çeşitli devletlerde, geminin

hacmine göre belirli bir meblağ ile sorumluluk, gemi ve navlunun değeri ile

sorumluluk, terk sistemi, karma sistem, ayni sorumluluk sistemi, sınırsız

sorumluluk sistemi gibi değişik sistemler kabul edilmiştir. Türk Ticaret

Kanunu’nda da farklı esaslara dayanan değişik tahdit sistemleri

öngörülmüştür49. TTK’ya göre donatan, geminin işletilmesinden doğan

borçlardan kural olarak sınırlı ayni sorumludur. Ancak bazı hallerde bu

sorumluluk sınırlı şahsi sorumluluğa dönüşmektedir. TTK’da istisnai bazı

hallerde de donatanın sınırsız sorumluluğu esası kabul edilmiştir (m. 948/III,

949)50.

49 TEKİL, s. 147- 149, CAN, s. 188- 191, KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 76. 50 Bu hususta ayrıntılı bilgi için Bkz. ŞEN, Elif: Donatanın Sorumluluğunun Sınırlandırılması, Doktora Tezi, İstanbul 2000.

Page 33: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

23

1. TTK’ ya Göre Donatanın Sınırlı Aynî Sorumluluğu

TTK’da donatanın alacaklılarına karşı, bazı istisnalar hariç yalnızca

malvarlığının belli bir kısmıyla sorumlu olmaları esası düzenlenmiştir. Buna

göre donatan aşağıdaki hallerde alacaklılarına karşı yalnızca deniz serveti

(gemi, navlun ve sürrogatlar51) ile sorumludur (TTK m. 948):

• Alacağın kaptanın hususî bir vekaletle değil sırf kaptan sıfatıyla

sahip olduğu kanunî yetkiye dayanarak yaptığı hukuki

muamelelerden doğmuş olması,

• Alacağın donatan tarafından akdedilmiş olup da ifası kaptana

düşen bir sözleşmenin yerine getirilmemesinden yahut noksan

veya fena ifasından doğmuş olması,

• Alacağın gemi adamlarından birinin kusurundan doğmuş olması.

TTK m. 948. bent iki’de yazılı hallerde; sözleşmenin ifa edilmemesinin

yahut noksan veya fena ifa edilmesinin gemi adamlarından birinin kusurundan

kaynaklanmış olup olmadığına bakılmaz.

Kaptanın işlemleri dolayısıyla donatanın sorumluluğu konusunda bir

diğer hüküm de TTK’nın 993. maddesinde yer almaktadır. TTK’nın 993.

maddesinin birinci fıkrasına göre, “Kaptanın bu sıfatla ve kanunî salahiyetleri

çerçevesi içinde, donatan adına hareket ettiğini bildirerek veya bildirmeyerek,

yaptığı hukuki muamelelerle donatan üçüncü kişilere karşı hak iktisap eylediği

gibi gemi ve navlun ile mesul de olur”52.

51 Navlun: Yük taşıma ücretidir. Söz konusu olan gayri safi navlundur. Sürrogat: Sınırlı aynî mesuliyete konu teşkil eden gemi veya navlunun yerine geçerek deniz servetine dahil olan değerdir. 52 CAN, s. 192- 197; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 77; TEKİL, s. 149- 158. Sınırlı aynî sorumluluğun sınırlı şahsî sorumluluğa dönüşmesi hakkında bkz. CAN, s. 199- 201.

Page 34: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

24

2. TTK’ ya Göre Donatanın Sınırlı Şahsî Sorumluluğu

Donatanın sınırlı şahsi sorumluluğu, donatanın bütün malvarlığı ile

fakat belirli bir miktarla sınırlı olarak sorumlu olmasıdır. Donatan bazı fiilleri ile

deniz servetine dahil değerlere alacaklının el uzatmasına mâni olur veya bu

değerleri tehlikeye düşürürse sınırlı şahsî olarak sorumlu olur. Donatan

aşağıdaki hallerde sınırlı şahsi sorumludur:

• Donatanın navlunu tahsili (TTK m. 1252),

• Navlunun, navlun üzerinde rehin hakkı sahibi olan alacaklılardan

bazılarına ödenmesi (TTK m. 1253),

• Geminin cebri icra veya zaruri satışı (TTK m. 1254),

• Geminin yeni bir yolculuğa çıkarılması (TTK m. 1255),

• Müşterek avarya halinde verilen tazminat (TTK m. 1256).

Bundan başka donatan TTK 948-III, 949 ve 989. maddelerdeki

hallerde borçlarından dolayı sınırsız ve şahsi olarak sorumludur. Buna göre

donatan gemi adamlarının iş ve hizmet akitlerinden doğan borçlarından,

kaptana yapılması için özel yetki verdiği işlemler dolayısıyla ve kaptanın

kanuni temsil yetkisine dayanarak yaptığı işlemler ile bizzat donatan

tarafından aktedilip de, ifası kaptana düşen bir sözleşmeden doğan borçların

hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinde, bizzat kusurlu ise veya bu borçların

ifasını ayrıca tekeffül etmiş ise, sınırlı sorumluluk esasından yaralanamaz53.

53 CAN, s. 201.

Page 35: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

25

3. 1976 Londra Konvansiyonu

Donatanın sorumluluğu konusunda son olarak 19 Kasım 1976

tarihinde Londra’da “Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması

Hakkında Milletlerarası Sözleşme54” akdedilmiştir. 1976 Londra

Sözleşmesi’nin Türkiye bakımından yürürlüğe girip girmediği meselesi

tartışmalıdır. 1976 Sözleşmesi’ni onaylayan Bakanlar Kurulu Kararının alındığı

dönemde yürürlükte olan 1961 Anayasası m. 65, f. 4 ve 1982 Anayasası m.

90, f. 4 gereğince55, “Türk kanunlarına değişiklik getiren milletlerarası

anlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bunu bir kanunla

uygun bulmasına bağlıdır”. Anılan Konvansiyon’un Türk kanunlarında

değişiklik meydana getireceği açıktır. Bu durumda ise bu konvansiyon

hükümlerinin Türkiye açısından yürürlüğe girebilmesi için Türkiye Büyük Millet

Meclisince çıkarılan bir kanunla uygun bulunmuş olması gerekirdi. Ancak bu

güne kadar böyle bir gelişme olmamıştır. Bu durumda ise 19.11.1976 tarihli

Londra Konvansiyonu’nun Türkiye açısından yürürlüğe girmediğinin kabulü

gerekmektedir56.

54 Bakanlar Kurulu, 28 Şubat 1980 tarihli ve 8/495 sayılı kararı ile, 1976 sözleşmesine katılma yolu ile taraf olunmasını kararlaştırmıştır. Söz konusu karar ve sözleşmenin aslı ve tercümesi için bkz. RG. 04.06.1980, S. 17007; Çağa, Tahir: Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması Hakkında 1976 Tarihli Milletlerarası Sözleşme, İÜHFM XLII/1- 4, s. 117; ÇETİNGİL, A. Ergon: Uluslararası Anlaşmalarda Donatanın Akit Dışı Sorumluluğu, Türkiye’de Deniş Kazaları Sempozyumu (13-15 Ekim 1982), Ankara 1983, s. 121; ATAMER, Kerim: 1976 Sınırlı Sorumluluk ve 1992 Petrol Kirliliği Sözleşmelerinin Tatbikatına Dair Yasal Düzenleme Taslağı ve Gerekçesi, Ünal Tekinalp’e Armağan, c. I, İstanbul 2003, s. 849. Sözleşme metni için ayrıca bkz. Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması Hakkında 1976 Tarihli Milletlerarası Sözleşme; http://www.denizcilik.gov.tr/mevzuat/dosyam/LLMC%2076%20Tur.doc; Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması Hakkında 1979 Tarihli Milletlerarası Sözleşmeyi Değiştirmek İçin 1996 Protokolü, (Londra, 2 Mayıs 1996) http://www.denizcilik.gov.tr/mevzuat/dosyam/LLMC%20PROT%2096%20Tur.doc 55 1961 Anayasası (Mülga), RG. 20.07.1961, S. 10859; 1982 Anayasası, RG. 09/11/1982, S. 17863. 56 CAN, s. 191- 192; TEKİL, s. 175. Aksi görüş için bkz. KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 81, ÜLGENER, Devlet Politikası, http://www.ulgener.com/upload/lib/22_Devlet_politikasi.doc, saat 15.10, 02.05.2006. Ülgener ikili bir ayrım yaparak MÖHUK m. 1, f. 1 anlamında yabancılık unsuru taşıyan her türlü uyuşmazlıkta doğrudan 1976 Sözleşmesi uygulanacağını buna karşılık yabancılık unsuru bulunmayan meselelerde ise TTK m. 948’in uygulanacağını ve bu durumun uygulamada ikilik çıkararak haksızlıklara neden olacağını belirtmektedir. Atamer 1976 Konvansiyonu’nun Türkiye açısından yürürlüğe girdiğini ve MÖHUK m. 1, f. 1 anlamında yabancılık unsuru aranmayacağını savunmaktadır. ATAMER, Tasarı, s. 18; ATAMER, Tekinalp’e Armağan, s. 870, 871. Ayrıca TTK Tasarısı madde gerekçeleri, 6. kısım, Gemi Alacakları, 1320 ilâ 1327’nci Maddelere İlişkin Genel Açıklamalar, www.basbakanlık.gov.tr/docs/kkgm/kanuntasarilari/TURK%20TICARET/madde%20gerekçe.doc

Page 36: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

26

1976 Sözleşmesi m. 17, f. 4’e göre, “İşbu sözleşme, onu onaylayan,

kabul veya tasvip eden yahut ona katılan devletler arasındaki

münasebetlerde, Deniz Gemileri Maliklerinin Mesuliyetlerinin Tahdidine dair

10 Ekim 1957 de Brüksel'de akdolunan sözleşme ile Deniz Gemileri

Maliklerinin Mesuliyetlerinin Sınırlandırılmasına Dair Bazı Kaidelerin

Birleştirilmesi Hakkında 25 Ağustos 1924 tarihinde Brüksel'de imzalanan

milletlerarası sözleşmeleri meriyetten kaldırarak onların yerine geçer”.

1976 Sözleşmesi m. 17, f. 4’ün açık ifadesi gereğince, sözleşmeye

taraf olan devlet daha önce aynı konuda başka bir sözleşmeye taraf olmuşsa

bu statü, 1976 Sözleşmesine taraf olunmasıyla sona ermektedir. 1976

Sözleşmesi m. 15, f. 1, “İşbu sözleşme, 1 inci maddede zikredilen bir şahsın

taraf bir devletin mahkemesi önünde mesuliyetini sınırlamak, mahcuz veya

tedbir konmuş, bir gemi veya sair herhangi bir malı yahut mezkur devlet

makamlarına verilmiş olan bir teminatı serbest bıraktırmak istediği her halde

uygulanır. Şu kadar ki taraf her devlet 1 inci maddede zikrolunan ve

mahkemeleri huzurunda, işbu sözleşme hükümlerine istinat edildiği anda

mutad ikametgah veya iş merkezi taraf devletlerden birinde bulunmayan yahut

ileri sürdüğü mesuliyetini sınırlamak hakkı ile ilgili veya serbest bırakılmasını

sağlamak istediği gemisi yukarıda zikredilen tarihte taraf bir devletin bayrağını

taşımayan bütün şahısları bu sözleşmenin uygulanmasından kısmen veya

tamamen hariç bırakmak hakkını haizdir”. 1976 Sözleşmesi m. 15, f. 1,

uyarınca sözleşme lex fori yani hâkimin hukuku olarak uygulama alanı

bulmaktadır57. Sözleşmede gerekli şartlar arasında yabancılık unsuru ayrıca

belirtilmemiştir. Dolayısıyla sözleşme mevcut haliyle Türkiye Büyük Millet

Meclisince bir kanunla uygun bulunursa, MÖHUK58 m. 1, f. 1 anlamında

yabancılık unsuru aranmayacak ve ilgili her türlü uyuşmazlıkta doğrudan 1976

Sözleşmesi uygulanacaktır.

57 ATAMER, Tekinalp’e Armağan, s. 870, 874. 58 RG. 22/05/1982, S. 17701.

Page 37: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

27

1976 sözleşmesi ile deniz alacaklarına karşı sorumluluğun

sınırlanması alanında bazı yenilikler getirilmiştir:

• Sorumluluğunu sınırlama hakkına sahip kişilerin sayısını artırarak

4 grup altında toplamıştır. Bunlar gemi malikleri, yardımda

bulunanlar, bu kişilerin fiillerinden sorumlu oldukları kişiler ile

bunların sorumluluğunu sigorta eden sigortacılardır.

• Sorumluluk sınırları bakımından; yolcuların ölüm ve

yaralanmalarından doğan alacaklar ile bunun dışında kalan

alacaklılar için geminin tonuna göre değişecek şekilde iki ayrı

sınırlama getirilmiştir.

• Sorumluluk sınırının tayininde kullanılan hesap biriminin tekabül

ettiği değerin tespitinde, “özel çekme hakkı” adı verilen

Milletlerarası Para Fonu tarafından kabul edilmiş bir milletlerarası

hesaplama birimi kabul edilmiştir59.

Deniz alacaklarına karşı sorumluluğun sınırlandırılması meselesi

Tasarı m. 1328’de de düzenlenmiştir. Buna göre,

“Deniz alacaklarından doğan sorumluluk, 19.11.1976 tarihli “Deniz

Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası

Sözleşme” ile bu Sözleşmeyi değiştiren 02.05.1996 tarihli Protokol veya onun

yerine geçmek üzere hazırlanarak Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilen

uluslararası sözleşmelere göre sınırlanabilir.

1976 tarihli Sözleşmenin 20 ve 21 inci maddeleri ile 1996 tarihli

Protokolün 8 inci maddesi uyarınca yapılacak gözden geçirmelerin ve

değişikliklerin, Türkiye Cumhuriyeti bakımından yürürlüğe girdikleri tarihten

başlayarak, bu madde, anılan gözden geçirmeyi ve değişiklikleri de içine

alacak şekilde uygulanır”.

59 CAN, s. 201- 204; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 81- 82.

Page 38: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

28

Tasarının 1329. maddesinde ise “yabancılık unsuru taşımayan hâller”

başlığı altında “1328 inci madde, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul

Hukuku Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası anlamında

yabancılık unsuru taşımayan hâllerde de uygulanır” şeklinde bir düzenleme

getirilmiştir. Tasarıdaki düzenleme ile hem yabancılık unsuru taşıyan, hem de

taşımayan hallerde deniz alacaklarına karşı sorumluluğun sınırlandırılması

meselesinde 1976 sözleşmesinin doğrudan uygulama alanı bulacağı

belirtilmiştir.

C. Gemi Alacaklısı Hakkı

1. Genel Olarak

TTK m. 1235’de on bent halinde sayılan bazı alacaklılara, deniz

servetinden olan alacaklarını diğer bütün alacaklılardan daha önce almak

hususunda “gemi alacaklısı hakkı” denen bir imtiyaz sağlanmıştır.

Böyle bir imtiyazın tanınması sebeplerinin başında, sınırlı ayni

mesuliyet sistemine bağlı olarak gemi alacaklısı hakkı sahibi aleyhine

bozulmuş olan dengenin yeniden sağlanması fikri gelmektedir. TTK m. 948 ve

1234, f. 1’de donatanın sorumluluğu deniz serveti ile sınırlanmakla kanun tek

taraflı olarak donatanı korumuştur. Bu durumda donatanın kara servetine

ulaşmak olanağı kalmayan alacaklılara, deniz servetinden alacaklarını

öncelikle alabilmek imtiyazı tanınarak, korumada adalet sağlanmaya

çalışılmıştır. Nitekim TTK m. 1235’de donatanın sınırlı ayni surette sorumlu

bulunduğu bütün hallere yer verilmiştir.

Gemi alacaklısı hakkının hukuksal niteliği tartışmalıdır. Bazı yazarlara

göre gemi alacaklısı hakkı doğrudan doğruya kanundan doğan bir rehin

hakkıdır. Bu görüş taraftarları gemi alacaklısı hakkının bir rehin hakkı

olduğunun TTK m. 1236/1, 1242/2 ve 1237. maddelerinde açıkça ifade

edildiğini; Alman hukuk literatüründe de uzun tartışmalardan sonra bu hakkın

Page 39: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

29

bir kanuni rehin hakkı olarak kabul edildiğini savunmaktadırlar. Bu görüş

taraftarları gemi alacaklısı hakkının sahibine verdiği kanunî rehin hakkının

etkisinde kalmaları ve temin edilen alacak hakkını hiç dikkate almamaları

bakımından eleştirilmişlerdir60.

Bir diğer görüş ise gemi alacaklısı hakkını eşyaya bağlı borç

kavramıyla izah etmeye çalışmaktadır. Ancak bu görüş de navlun üzerinde

doğan rehin hakkının, navlun borçlusunun sorumluluğunu etkileyecek bir aynî

etki yaratmaması bakımından eleştirilmiştir61.

Yargıtay’a ve bir diğer görüşe göre ise gemi alacaklısı hakkı şahsî bir

alacak hakkından ibarettir. Ancak bu haliyle sıradan bir alacak hakkı da

değildir. Kanuni bir rehin hakkıyla teminat altına alınmış şahsi bir alacak

hakkıdır. Kanuni rehin hakkı gemi alacaklısı hakkına bağlanan bir sonuçtur62.

60 KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 205; BARLAS, Gemi Alacaklısı, s. 82-144; ATAMER, Kerim: Gemilerin İhtiyatî Haczinde Seferden Men Önleminin Uygulanması, İÜHFM, c. 55, S. 3, İstanbul 1997, s. 297- 303; ATAMER, İcra, s. 221; ÇAĞA, Tahir: Deniz Ticaret Hukuku III, Gemi ve Yük Alacaklısı Hakları, Zamanaşımı, Deniz Hukukunda Cebrî İcra, İstanbul 2005, s. 2-5; ÇAĞA, Tahir: Deniz Ticaret Hukuku, c. III, B. 2, İstanbul 1988, s. 4; ÜLGENER, Fehmi: Gemi Alacaklısı Hakkı Veren Alacaklar Bakımından Ticaret Kanunumuzun 1235. Maddesinin 7. 8. ve 9. Bentleri Hükümlerinin Değerlendirilmesi, İBD, İstanbul 1987, s. 295; ÜLGENER, Fehmi: Gemi Üzerindeki Rehin Hakkı, Gemi Alacaklısı Hakkı, DHD. S. 4, İstanbul 1997, s. 5; “Gemi alacaklısı hakkının Alman Hukuku’nda kanuni rehin hakkı olarak kabul edildiğine ilişkin bkz. WÜSTENDÖRFER 139/40; SCHAPS- ABRAHAM vor 754 Anm. 7, Çağa, icra s. 4, dn. 11’den naklen”. 61 CAN, s. 145, 146, 198 ve Alman hukukunda “MITTELSTEIN, M.: Deutsches Schiffspfandrecht und Schiffsgläubigerrecht, Berlin/Leipzig 1839, sh. 190, CAN, s. 198, dn. 37’den naklen”; “PAPPENHEIM II 295- 298; SCHAPS- ABRAHAM vor 754 Anm. 12, Çağa, icra s. 3, dn. 7’den naklen”. 62 Y. 11. HD. 12.05.2000, 1998/8976 Es. 2000/4166 K.; KALPSÜZ, Turgut: Gemi Alacaklısı Hakkının Hukuki Mahiyeti, Yaşar Karayalçın’a 65. Yaş Günü Armağanı, Ankara 1988, s. 301; KALPSÜZ Turgut: Gemi Alacaklısı Hakkının Sağladığı kanunî Rehin Hakkı, Ankara 2004, s. 12; KALPSÜZ, Turgut: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, 4- 5 Nisan, Ankara 1997, s. 305- 308; CAN, s. 197- 198; “Alman Hukukundaki hakim görüşe göre de gemi alacaklısı hakkı şahsî bir haktır. Sieveking, A.: Das deutsche private Seereccht, Hamburg 1904, sh. 387; Schwerin: Schuld und Haftung im geltenden Recht, sh. 25 vd.; Pappenheim, M.: Handbuch des Seerechts, Bd. II Schuldverhaltnisse des Seerechts, Leipzig 1906, sh. 298; Schlegelberger- Liesecke: Kommentar zum Seehandelsrecht, 2. Aufl., Berlin- Frankfurt a. M. 1964, sh. 60, KALPSÜZ, Turgut, Gemi Rehni, Ankara 1994, s. 13, dn. 18’den naklen”. Gemi alacaklısı hakkında ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. TEKİL, s. 446- 447; TEKİNALP, Gülören: Türk Devletler Hususî Hukukunda Gemi Alacaklısı Hakkının Doğuşu ve Buna İlişkin Problemler, BATİDER, c. IV, S. 2. 1967, s. 232; ÇALIK Ahmet/ FRANKO Nisim/ İZVEREN Adil: Deniz Ticaret Hukuku, Banka ve Ticaret Enstitüsü, Ankara 1994, s. 400; Tasarı m. 1321.

Page 40: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

30

Biz de gemi alacaklısı hakkının kanuni rehin hakkıyla temin edilmiş bir şahsi

alacak hakkı olduğu yolundaki görüşe katılmaktayız.

Gemi alacaklısı hakkının kapsamına TTK m. 1236 gereğince deniz

serveti yani alacağın doğumuna sebep olan gemi ve teferruatı, TTK m. 1237

gereğince alacağın doğduğu seferin gayri safi navlunu ve bunların yerine

geçen değerler girer63.

2. Gemi Alacaklısı Hakkının Sağladığı İmtiyazlar64

a. Takip Hakkı

TTK m. 1236, f. 2 gereğince gemi alacaklısı hakkı, gemiye zilyet olan

her 3. kişiye karşı ileri sürülebilir. Üçüncü kişinin iyi niyeti geminin icra

vasıtasıyla satılmasına engel teşkil etmez65. Gemi payı üzerinde gemi

alacaklısı hakkı olmayacağı için, gemi payının icra vasıtasıyla satılması gemi

alacaklısı hakkını yok etmez. Türkiye dışındaki cebrî icra yolu ile satışın

hükmü ve gemi alacaklısı hakkı üzerindeki etkisi lex fori kaidesine göre

belirlenir. Gemi alacaklısı hakkı sicile kayıtlı olmayan ve menkul sayılan

gemilerle, yabancı gemiler üzerinde de doğar66.

63 KENDER/ ÇETİNGİL, s. 173- 174; ÇAĞA, İcra, s. 8-23; ÜLGENER, Gemi Alacaklısı, s. 294-304; TEKİL, s. 449-450; ÇALIK/ FRANKO/ İZVEREN, Deniz Ticaret, s. 198- 400; TAŞ, s. 27- 37; Tasarı m. 1322. 64 Gemi alacaklısı hakkının sağladığı imtiyazların takip hakkı ve öncelik hakkı şeklinde tasnifinde TEKİL, s.451- 452; BARLAS, Gemi Alacaklısı, s. 8- 9; ARSEVEN, Haydar, Deniz Ticareti Hukuku Dersleri, İstanbul 1961, s. 9- 11, gibi yazarların kullandığı ayrımdan yararlanılmıştır. 65 BARLAS, Gemi Alacaklısı, s. 10. Kuralın istisnası için bkz. TEKİNALP, s. 92; TEKİL, s. 451 dn. 5’den naklen; BARLAS, Gemi Alacaklısı, s. 10- 21. 66 KENDER/ÇETİNGİL, s. 174; TEKİL, s. 451; ÇALIK/FRANKO/İZVEREN, Deniz Ticaret, s. 401.

Page 41: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

31

b. Öncelik Hakkı

TTK m. 1257’ye göre, “Gemi alacaklılarının rehin hakları, rehin veya

ipotekle temin edilmiş veya edilmemiş olan diğer bütün alacaklara takaddüm

eder,” yani önce gelir. Diğer alacakların ve ipoteğin evvel veya sonra doğmuş

olması bu durumu değiştirmez67.

3. Gemi Alacaklısı Hakkının Doğduğu Haller

Bu alacaklar TTK m. 1235’de 10 bent halinde sayılmışlardır68 ve

genellikle sınırlı ayni sorumluluk doğuran alacaklardır. Ancak istisnaen sınırsız

sorumluluğun söz konusu olduğu bazı alacaklar için de gemi alacaklısı hakkı

tanınmıştır.

Bu alacakların bir kısmı “kanundan (örn. m. 1235, f. 10, b)”, bir kısmı

“sözleşmeden (örn. 1235, f.7, b), bir kısmı “haksız fiilden (örn. m. 1235, f. 9,

b), ve bir kısmı da “kamu hukukundan (örn. m. 1235, f. 2, b)”

kaynaklanmaktadır.

TTK’nın 1235. maddesine göre gemi alacaklısı hakkını oluşturan

alacaklar şunlardır:

• Gemi cebrî icra yolu ile satıldığı takdirde, geminin son limana

girmesinden itibaren yapılan ve cebrî icra masraflarından

sayılmayan gemi ile teferruatının bekçilik ve muhafaza masrafları,

• Gemi seyrüsefer ve liman resimleri ve hususiyle şamandıra, fener,

karantina ve liman paraları,

• Gemi adamlarının hizmet ve iş mukavelelerinden doğan

alacakları,

67 KENDER/ÇETİNGİL, s. 174;ÇALIK/İZVEREN, Deniz Ticaret, s. 401; ERİŞ, Rehin Tesisi, s. 15- 19; Tasarı, m. 1323. 68 Bu konuda bkz, BARLAS, Gemi Alacaklısı, s. 28-86; Tasarı m. 1320.

Page 42: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

32

• Kılavuz ücretleriyle kurtarma yardım, fidye ve itiraz ücret ve

masrafları,

• Geminin müşterek avarya garame borçları,

• Deniz ödüncüne karşı kendilerine gemi rehin edilmiş olan deniz

ödüncü alacaklılarının alacakları ve geminin tamamına veya bir

kısmına sahip olsa bile kaptanın bu sıfatla ve gemi bağlama limanı

dışında bulunduğu sırada zaruret hallerinde 988 ve 1001.

maddeler hükümleri gereğince yaptığı diğer kredi

muamelelerinden doğan alacaklar. Bağlama limanı dışında

bulunduğu sırada zaruret hallerinde ve ihtiyaçla mahdut olarak

geminin bakımı veya yolculuğun başarılması için bir kredi

açmaksızın, kaptana bu sıfatla verilmiş levazımdan veya yapılmış

hizmetlerden doğan alacaklar da bu hükümdedir,

• Taşıyan aynı zamanda donatan olmasa bile, yük ile 1128.

maddenin 2. fıkrasında yazılı bagajın teslim edilmemesinden veya

hasara uğramasından doğan alacaklar ile yolcu veya mal taşıma

akitlerinin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemiş olmasından

doğan peşin ödenmiş navlunun geri alınması dâhil diğer bütün

alacaklar,

• Kaptanın hususî bir vekaletle değil sırf kaptan sıfatıyla haiz

bulunduğu kanunî salahiyetine (m. 948, f. 1, b. 1) dayanarak

yaptığı hukuki muamelelerden ve donatan tarafından akdedilmiş

olup ifası kaptana düşen bir mukavelenin yerine

getirilmemesinden yahut noksan veya fena ifasından doğan (m.

948, f. 1, b. 2) ve yukarıdaki bentlere girmeyen alacaklar69,

• Geminin tamamına veya bir kısmına sahip olsa bile gemi

adamlarından birinin kusurundan doğan (m. 947, 948, f. 1, b. 3)

alacaklar,

69 1976 tarihli “Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşme”, 1 Temmuz 1998 tarihinde Türkiye bakımından yürürlüğe girmiş ve bu sözleşme ile TTK m. 948 zımnen ortadan kalkmıştır. Bu bakımdan madde kapsamına giren alacaklara tanınan gemi alacaklısı hakkının dayanağı kalmamıştır. Madde tasarıda yeniden düzenlenmiştir.

Page 43: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

33

• İşçi Sigortaları Kurumunun iş hayatına ait sigorta kanunları

hükmünce donatanlardan isteyebileceği bütün alacaklar.

Gemi alacaklısı haklarının en önemli özelliği, bunların kanundan ötürü

ve sicil dışında doğmalarıdır. Gemi, deniz ticaretinde kullanılmaya devam

edildiği müddetçe, üzerinde yeni gemi alacaklısı hakları da doğabilir. Üstelik

alacaklılar bu alacaklar için kanunî yollara başvurmadıkları sürece hiçbir gemi

alacaklısı diğerleri hakkında bilgi sahibi olamaz. Bu durum geminin yeni

yolculuklarına karşı alacaklılarının korunması gerekliliğini açıklamaktadır. TTK

m. 1248 uyarınca, gemi alacaklısı hakları arasındaki sıralama tarihte sonuncu;

sırada birinci “last in time, first in line” kuralı uyarınca belirlenir. Bu durumda

örneğin malların boşaltılması esnasında oluşan bir yük hasarı nedeniyle TTK

m. 1235, b. 7’ye göre bir gemi alacaklısı hakkına sahip olan alacaklının, almış

olduğu ihtiyatî haciz70 kararı, sadece sicile şerh verilmek suretiyle uygulanırsa,

geminin limandan ayrılmasına engel olamayacaktır71. Fakat bu yeni

yolculuğunda gemi, yeni bir gemi alacaklısı hakkının doğumuna yol açarsa

durum ne olacaktır? Yeni alacaklının alacağı ihtiyatî hacizli geminin değerini

aşıyorsa, yeni bir gemi alacaklısı hakkı sahibi, tarih itibariyle öncelikli olarak

rehin hakkına dayanacak ve alacağının bir kısmına veya tamamına

kavuşabilecektir. Oysa daha önceden bir ihtiyatî haciz kararına da sahip olan

yük hasarı alacaklısı, yeni sefere engel olamadığından alacağına

kavuşamayabilecektir. Bu durumun uygulamada muvazaa yoluyla kullanıldığı

da görülmektedir72.

TTK m. 1235 uyarınca bir rehin hakkı kazanmış olan alacaklılar için,

geminin yeniden sefere çıkması, TTK m. 1245 açısından da sakıncalıdır.

Gemi yurt dışında icra yolu ile satılır ve o ülkenin hukukuna göre de TTK m.

1245 doğrultusunda ihale ile gemi alacaklısı hakları sona ererse, deniz serveti

üzerinde sağlanmak istenen bu koruma da etkisiz kalmış olacaktır. 70 Bu konuda bkz. ATAMER, İcra, s. 245. 71 ÇETİNGİL, A. Ergon: Mukayeseli Hukuk Açısından Gemilerin İhtiyatî Haczi, İstanbul 1972, s. 59. 72 Örn: Y. 11. HD, 28.06.1985/YHGK, 01.04.1987, YHD, 1987, 1063/1988, 277; ATAMER, İhtiyatî Haciz, s. 298 ve orada dn. 75.

Page 44: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

34

4. Gemi Alacakları Arasındaki Öncelik Sırası

Genel olarak gemi alacaklısı hakları bütün adi ve rehinli alacaklardan

daha önce gelir. Bu alacaklar arasında ise kanunî bir sıra bulunmaktadır.

Bunları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz (TTK m. 1250, 1247, 1249, 1235,

1250):

a. Aynı Yolculukta Meydana Gelen Alacaklar

Bu alacaklar öncelik durumuna göre aralarında beş sıraya

ayrılmışlardır (TTK m. 1247, 1249). Unutulmamalıdır ki geminin satış

bedelinden, önce icra masrafları ile limandaki bekçilik ve muhafaza masrafları

indirilir. Bunun dışında ise sıralama şöyledir.

• Gemi seyrüsefer ve liman resimleri ve hususiyle şamandıra, fener,

karantina ve liman paraları,

• Gemi adamlarının hizmet ve iş mukavelelerinden doğan

alacakları,

• Kılavuz ücretleriyle kurtarma yardım ücretleri, müşterek avarya

alacağı, kaptanın kanunî yetkisine dayanarak yaptığı kredi

işlemlerinden doğan alacaklar. Bu alacaklar kendi aralarında

sonra doğanlar önce doğanlara tercih edilmek suretiyle sıraya

konulur. Aynı zamanda doğanlar aynı sırada yer alır.

• Yük ve bagajın teslim edilmemesinden veya hasara

uğramasından doğan alacaklar ile yolcu ve mal taşıma akitlerinin

hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan alacaklar.

• Kaptan tarafından yapılan veya ifası kaptana düşen

mukavelelerden veya gemi adamlarının kusurlarından doğan

alacaklar.

Page 45: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

35

b. Ayrı Yolculukta Meydana Gelen Alacaklar

Burada kıdem esasının tersi bir durum söz konusudur73. Kural olarak

sonraki yolculuğa ait olan alacaklar, önceki yolculuğa ait olan alacaklardan

önce gelirler. Ancak TTK 1235. madde 8. ve 9. bentler doğuş zamanları ne

olursa olsun aynı sıradadırlar. Yedinci bent ile bunlar arasındaki sıra yukarıda

değindiğimiz kurala göre belirlenecektir74.

5. Gemi Alacaklısı Hakkının Sona Ermesi

Gemi alacaklısı hakkının sona erme sebepleri 27.04.2004 tarih ve

5136 sayılı “Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi

Hakkında Kanun”75 ile değiştirilen TTK’nın 1245. maddesinde düzenlenmiştir.

Gemi üzerinde ipotek tesis edilerek sağlanan banka kredileri,

denizciliğin önemli kaynaklarındandır. Şüphesiz ki kredinin sağlanması

geminin ve ipoteğin tescil edilecek olduğu yer hukuk düzenine güven

duyulmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda Ticaret Kanununun 1245.

maddesi söz konusu değişiklikten önce uygulamada problem yaratmaktaydı.

Bu problem maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklanıyordu76. Özellikle

Yargıtay bir kararında kamu kurumunu korumak düşüncesi ile bu yanlışlığın

doğmasına neden olmuştu. Yargıtay kararında bir geminin yurt dışında cebrî

icra yolu ile satılmasının, Türk hukukuna göre daha önceden konmuş olan

kanunî rehinleri etkilemeyeceğini, yalnızca Türkiye’de yapılan cebrî icranın

bu sonucu doğuracağını belirtmiştir. Söz konusu uygulama gemi maliklerinin

kredi bulmasını zorlaştırıyordu. Maddenin değişiklikten önceki hali,

73 ATAMER, İhtiyatî Haciz, s. 298; ÜLGENER, Gemi Alacaklısı, s. 304- 305; ÇAĞA, İcra, s. 48-49. 74 ÜLGENER, Gemi Alacaklısı, s. 304- 305; KENDER/ÇETİNGİL, s. 176-177; ÇAĞA, İcra, s. 43-49; TEKİL, s. 450-451; Tasarı m. 1324. 75 RG. 28.4.2004, S. 25446. 76 Değişiklikten önce TTK 1245 ve 851. maddeleri yurt dışında cebrî icraya konu olan gemiler üzerindeki ayni hakların / sicil kayıtlarının geçerliliklerini sürdürecekleri ve bu sebeple geminin Türk gemi sicilinden terkin edilemeyeceği şeklinde yorumlanmaktaydı.

Page 46: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

36

“Gemi alacaklılarının gemi üzerindeki rehin hakkı, geminin Türkiye

içinde cebri icra yolu ile satılması halinden başka kaptanın 990’ıncı madde

hükmü gereğince kati zaruret hallerinde kanuni salahiyetlerine istinaden

gemiyi satmış olmasiyle de kalkar. Satış bedeli, alıcı tarafından henüz

ödenmediği veya kaptanın yahut acentenin elinde bulunduğu müddetçe gemi

alacaklıları için gemi yerine geçer” şeklindeydi.

Bunun üzerine 1245. madde değiştirilmiş, bu değişiklikle söz konusu

madde yorumdan uzak, açık bir hale getirilmiş ve güven unsuru yeniden tesis

edilmeye çalışılmıştır77.

TTK’ya göre gemi alacaklısı hakkı aşağıda sayılan hallerde sona erer

(m. 1245):

“1. Yurt içinde cebrî icra yoluyla,

2. Türkiye genelinde tirajı en yüksek beş gazete arasından iki ayrı

gazetede üç gün ara ile iki kez ilânen tebligat yapılmak suretiyle gemi

alacaklılarının satıştan haberdar edilmeleri kaydıyla yurt dışında cebrî icra

yoluyla,

3. Kaptan tarafından 990. madde hükmü gereğince kanunî yetkisine

dayanarak zorunlu hallerde

satılması durumunda gemi alacaklılarının gemi üzerindeki rehin

hakları kalkar. Satış bedeli alıcı tarafından henüz ödenmediği veya kaptanın

77 ÜLGENER, Fehmi: Türkiye Dışındaki Cebrî İcra Sonucunda Gemi Sicilinde Kayıtlı Olan Hakların Akıbeti ve Gemilerin Terkin Edilebilmesi Konularında Yapılan Kanun Değişikliği, http://www.ulgener.com/upload/lib/26_TK_md_1245.doc, saat 14.25, 01/05/2006; Tasarı m. 1326. Bu değişikliğe paralel olmak üzere 851. maddede şu şekilde değiştirilmiştir. “Gemi, kurtarılamayacak

şekilde batar veya tamir kabul etmez hale gelir yahut yurt dışında cebrî icra yolu ile bir yabancıya

satılarak veya başka bir surette Türk Bayrağı çekme hakkını zayi ederse, talep üzerine sicilden kaydı

terkin olunur. Tescili ihtiyari olan gemilerin kaydı, malik veya maliklerinin talebi üzerine dahi terkin

olunur”.

Page 47: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

37

yahut acentenin elinde bulunduğu müddetçe gemi alacaklıları için gemi yerine

geçer”.

Fakat yeni düzenlemeyle getirilen bu hükümlerde haklı olarak

eleştiriye uğramışlardır. Buna göre, cebrî icra tasarrufları, devletin egemenlik

haklarının kullanılması niteliğindedir. Türkiye’nin cebrî icra tasarruflarının

sonuçlarına hiçbir devlet karar veremeyeceği gibi; Türkiye’de, diğer devletlerin

cebrî icra tasarruflarının sonucunu düzenleyemez. Bu düzenleme

milletlerarası usul hukukuna da aykırıdır78. Bu açıdan bakıldığında TTK m.

1245, f. 1, b. 2 uyarınca Türkiye, yabancı ülkelerdeki cebrî satışların kanunî

rehinler bakımından sonuçlarını düzenlemektedir. Bu durumda başka devletler

de karşılıklılık esasına dayanarak Türkiye’deki cebrî icra işlemlerine istedikleri

sonuçları bağlayabileceklerdir. Bir görüşe göre hükmün tümüyle hukuka aykırı

görünmemesi için, “kanunî rehinlerin ihalenin yapıldığı ülkenin hukukuna göre

de sona ermek kaydıyla kalkacağı kabul edilmelidir79”.

Söz konusu kanunla 1245. maddeye getirilen değişiklik nedeniyle

geminin kayıtlı olduğu sicilden terkini hususunu kesin olarak düzenlemek ve

kanunun diğer bölümleri arasındaki ahengi sağlamak amacıyla TTK m. 851, f

1’de değişiklik yapılmış ve madde,

“Gemi, kurtarılamayacak şekilde batar veya tamir kabul etmez hale

gelir yahut yurt dışında cebri icra yolu ile bir yabancıya satılarak veya

başka bir surette Türk Bayrağını çekme hakkını zayi ederse talep üzerine

sicilden kaydı terkin olunur. Tescili ihtiyari olan gemilerin kaydı, malik veya

maliklerin talebi üzerine dahi terkin olunur.” Şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

78 EKŞİ, Nuray: Türk Gemi Siciline Kayıtlı Geminin Yurt Dışında Cebrî İcra Yolu İle Satışı, DHD, Yıl 8 (2003), S. 1- 4, İstanbul 2005, s. 30; aynı görüşte TEKİNALP, bkz. ATAMER, Tasarı, s. 112; ÇAĞA, İcra, s. 60-61. 79 ATAMER, Tasarı, s. 23.

Page 48: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

38

Gemi alacaklısı hakkı TTK Tasarısı 1320-1327 maddeleri arasında

1993 Sözleşmesi’nden80 etkilenilerek düzenlenmiş ve bu haliyle yeni bir

yapıya kavuşturulmuştur. Bu sisteme göre asıl olan alacaktır. Kanundan ötürü

doğan rehin hakkı ancak, önceden doğmuş olan alacağı güvenceye

kavuşturmak için vardır. Bu şekilde alacak ve buna güvence sağlayan rehin

hakkı kesin olarak birbirinden ayrılmıştır. 1993 Sözleşmesi m. 4, f. 1’deki

düzenlemeye uygun olarak gemi alacaklısı hakları Tasarı m. 1320, f. 1’de 5

bent halinde sıralanmışlardır.

Tasarı m. 1320, f. 1 ve 2 gereğince, “Geminin malikine, kiracısına,

yöneticisine veya işletenine karşı doğmuş olan aşağıdaki alacaklar sahiplerine

“gemi alacaklısı hakkı” verir:

“a) Ülkelerine getirilme giderleri ve onlar adına ödenmesi gereken

sosyal sigorta katılma payları da içinde olmak üzere, gemi adamlarına,

gemide çalıştırılmakta olmaları dolayısıyla ödenecek ücretlerle, onlara

ödenmesi gereken diğer tutarlara ilişkin istem hakları;

b) Geminin işletilmesi ile doğrudan doğruya ilgili olarak karada veya

suda meydana gelen can kaybı veya bedensel bütünlüğü zedeleyen

zararlardan doğan alacaklar;

c) Kurtarma ücreti;

d) Liman, kanal, diğer su yolları ve karantina için ödenecek resimlerle

diğer paralar ile kılavuzluk ücretlerine ilişkin alacaklar;

e) Gemide taşınan eşya, konteynerler ve yolcuların eşyalarına

gelecek olan ziya veya hasar dışında, geminin işletilmesinden kaynaklanan

maddî ziya ve hasara sebep olmuş haksız fiilden doğan alacaklar;

f) Müşterek avarya garame payı alacakları.

(2) Şu kadar ki, birinci fıkranın (b) ve (e) bentlerinde yazılı alacaklar;

80International Convention on Maritime Liens and Mortgages (Geneva, 6, May 1993), http://www.admiraltylawguide.com/conven/liens1993.html; ÇAĞA, İcra, s. 49; BARLAS, Gemi Alacaklısı, s. 77.

Page 49: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

39

a) Deniz yolu ile petrol veya diğer tehlikeli ya da zararlı maddelerin

taşınması ile bağlantılı olarak ortaya çıkıp da uluslararası sözleşmelere yahut

ulusal mevzuata göre kusursuz sorumluluk ve zorunlu sigorta ile ya da diğer

yollardan güvence alınması öngörülen zararların;

b) Radyoaktif maddelerden veya radyoaktif maddelerin zehirli,

patlayıcı maddeler veya nükleer yakıt yahut radyoaktif ürünler ya da atıklardan

oluşan diğer tehlikeli maddeler ile bileşiminden kaynaklanan zararların,

sonucunu oluşturdukları veya bu zararlardan doğdukları takdirde,

sahiplerine gemi alacaklısı hakkı vermezler.”

V. GEMİ ALACAKLISI HAKKINA UYGULANACAK HUKUK

Kanunlar ihtilâfı hukukunda gemi alacaklısı hakkına uygulanacak olan

hukuku tespit ederken mesele hakların kazanılmasında ve bu hakların sona

ermesinde uygulanacak hukuk olarak iki aşamada ele alınmaktadır.

Bilindiği üzere, gemi alacaklısı hakkının hukuki niteliği konusunda bu

hakkın kanundan doğan bir rehin hakkı olduğu, eşyaya bağlı borç olduğu ve

kanuni rehin hakkıyla teminat altına alınmış şahsi bir alacak hakkı olduğu

yolunda muhtelif görüşler mevcuttur. Bu hakkın hukuki niteliğine göre

uygulanacak olan kanunlar ihtilafı kuralları da farklı olacaktır. Çalışmamızda

her üç görüş açısından da uygulanacak hukuk meselesi incelenmeye

çalışılmıştır.

A. Gemi Alacaklısı Hakkının Kazanılmasında Uygulanacak Hukuk

Gemi alacaklısı haklarının doğuşunu yöneten hukukun tespitinde,

özellikle üç eğilim çarpışmaktadır. Başvurulan mahkemenin hukukuna (lex

fori) katı bir şekilde bağlanan eğilim; ölçü olarak gemiyi (geminin bayrağını,

sicilini veya geminin bulunduğu yeri) esas alan eğilim ve temeldeki borç

Page 50: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

40

ilişkisini esas alan eğilim81. Bu üç eğilimde de doğru ve yanlış olan yönler

vardır. Bu durum deniz hukukunun ve geminin kendine has özelliklerinden

kaynaklanmaktadır. Bir olayda lex fori tarafların çıkarına daha uygun

olabilirken, bir başkasında temeldeki borç ilişkisine uygulanan hukuk, bir

diğerinde geminin bulunma yeri (lex rei sitae) sicil yeri hukuku taraflar için

daha uygun olabilmektedir.

Gemi alacaklısı hakkının kazanılmasına uygulanacak hukuk

konusunda ileri sürülen görüşler şunlardır:

1. İradenin Muhtariyeti Esası

İradenin muhtariyeti esasında bağlama kaidesi olarak tarafların açık

iradesi esas alınmaktadır. Gemi alacaklısı hakkını doğuran ilişki tarafların

iradesi ile oluştuğuna göre, kanunî rehin hakkı bakımından da taraf iradeleri

dikkate alınmalıdır82.

Eşya hukuku alanında tarafların iradelerine üstünlük tanınması

sakıncalı olabilir. Çünkü ayni haklar alanında güven ve istikrar ilkeleri

uygulanmalıdır. Bu alanda tarafların iradelerine yer verilmesi kararların

tanınması ve tenfizini de zorlaştıracaktır. İradenin muhtariyeti esasından

hareket etmek gemi ve onun mülkiyeti ile yakından ilgili bulunan devlet ve

toplumun çıkarlarına da ters düşebilecektir. Sayılan bu sakıncalar nedeniyle,

iradenin muhtariyeti prensibine bütün gemi alacakları bakımından yetki

tanımak yanlış olacağından, ancak kısmi bir uygulama alanı tanımak

yerindedir83.

81 ATAMER Kerim: Gemi ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, 4- 5 Nisan 1997 Ankara, s. 229; GÖĞER, s. 65. 82 Bu görüş hakkında bkz. GÖĞER, s. 57; KALPSÜZ, Gemi Alacaklısı, s. 308. 83 GÖĞER, s. 57.

Page 51: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

41

2. Lex Rei Sitae Kaidesi

Gemi alacaklısı hakkının, ana amacı gemi maliklerinin kolay kredi

bulmasıdır. Belirlenecek devletler özel hukuku kuralının da bu amaca

yönelmesi gerekir. Bunun için de kredi veren şahısların yetkili kanununu

önceden bilmesi gerekir. Bu ise ancak lex rei sitae kaidesiyle

sağlanabilecektir. Gemi alacağı hakkının açık denizde doğması, yani lex rei

sitae kaidesinin bulunmaması da olasıdır84. Bu hakkın açık denizde doğması

halinde, yetkili kanun, bayrak kanunu esasıyla bulunacaktır. Aynı bayrağı

taşıyan gemiler için müşterek devlet kanunu geçerli olmalıdır. Gemilerin ayrı

bayrak taşımaları halinde önce yetkili kanunlar uzlaştırılmaya çalışılmalı bu

yapılamadığı takdirde lex fori’ye üstünlük tanınmalıdır85.

Bu kaidenin de sakıncaları mevcuttur. Bir kere gemi alacaklısı hakkı

her zaman bir kredi muamelesi sonucunda doğmaz. Bundan başka, gemi

alacaklısı hakkını veren ve kredi muamelesi niteliği taşıyan işlemler için de lex

rei sitae kaidesinde ısrar etmek yanlıştır. Geminin bulunduğu yer hukuku her

zaman gemi ve gemi alacaklısı hakkıyla ilgili kişilerin en yakın irtibatlı olduğu

hukuk olmayabilir. Gemi alacaklısı hakkı sahibi ile borçlusunun aynı tâbiiyette

bulunmaları durumunda da lex rei sitae kaidesinin uygulanması tartışmalıdır86

ayrıca bu kaidenin değişken bulunması da eleştirilmektedir.

84 Bu görüş için bkz. TEKİNALP, BATİDER, s. 236; TEKİNALP, s. 247. 85 TEKİNALP, s. 243- 244; GÖĞER, s. 58. 86 Tekinalp lex causae’nin uygulanması hakkında, hem gemi hem de yük alacaklısı haklarının tümü için, alacağın doğumuna yol açan borç ilişkisine hangi hukuk uygulanıyorsa, o alacağın feri niteliğindeki kanunî rehin hakkına da aynı hukuk uygulanmalıdır fikrindedir; TEKİNALP, s. 245- 24. Aynı fikirde, KALPSÜZ, Sempozyum, s. 305; ATAMER, İcra, s. 230.

Page 52: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

42

3. Gemi Alacaklısı Hakkının Doğumu İçin Bayrak Kanununa Yetki

Tanıyan Görüş

Bu görüş esas Fransız Hukuku’nda taraftar bulmuştur. Yükle ilgili olan

şahısların ve donatanın çıkarları bayrak kanununun uygulanmasını gerektirir.

Gemilerin gelirleri çıktıkları yolculuğun uzamasına paralel olarak artmaktadır.

Elbette bu yolculuklarda gemiler pek çok limana da uğramaktadırlar. Bunun

sonucunda da birçok limanda, birden çok gemi alacakları doğmaktadır. Bu

gemi alacakları arasındaki dengenin sağlanması açısından da bayrak

kanununun uygulanması gerekecektir. Bundan başka, önceden geminin

bayrağını bilen ve buna rağmen kredi veren şahısların, örtülü olarak bayrak

kanununun yetkisini kabul ettiği varsayılabilecektir87.

Bayrak kanununun da dezavantajları vardır. Gemi alacaklısı hakkı

bakımından bayrak kanunu mahalli devletin ve toplumun çıkarlarını hesaba

katmaz. Bekçilik ve muhafaza parası, şamandıra parası, fener, karantina ve

liman parası gibi hususlarda mahalli devletin çıkarları donatanın, yükle

ilgililerin, gemi alacaklılarının çıkarlarından önce gelmektedir.

Deniz ödüncü vasıtasıyla gemi alacaklısı hakkı kazananların çıkarları

donatanın çıkarlarından önce gelmelidir. Oysa bayrak kanunu uygulamasında

bu esasın aksine sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda ise kredi

müesseselerinde güvensizlik doğacak ve kredi bulmak daha zor bir hal

alacaktır. Özellikle açık denizlerde kurtarma ve yardım ücreti sebebiyle doğan

gemi alacaklısı hakkında birden fazla bayrak kanununun uygulanması

gündeme gelebilecektir. Bu halde hangi bayrak kanunu uygulanacağı

hususunda tatmin edici bir çözüm bulunamamıştır88.

87 Bu görüş hakkında bkz. GÖĞER, s. 59. 88 GÖĞER, s. 60.

Page 53: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

43

Gemi alacaklısı hakkı deniz hukukuna özgü bir rehin hakkıdır. Kanunî

rehin hakkı, alacakla birlikte kanundan doğar89. Rehin hakkının doğması için

gemi alacaklısının geminin zilyedi olması veya hakkının sicile tescil edilmesine

de ihtiyaç yoktur. Bu nedenle, gemi alacaklısı hakkı yönünden sicil yeri

kanunu bağlama kaidesinden hareket etmek de yanlış olacaktır.

4. Temeldeki Borç İlişkisine Uygulanan Hukuka Tâbi Kılma

Bu görüşe göre gemi alacaklısı hakkını kendisini doğuran temel borç

ilişkisinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Eğer gemi alacaklısı hakkı bir

sözleşmeden doğuyorsa sözleşmeye uygulanan hukuka, eğer bir haksız

fiilden kaynaklanıyorsa haksız fiile uygulanan hukuka tabi olmalıdır90.

Temeldeki borç ilişkisi esas alındığı takdirde yetkili hukuk, MÖHUK m.

24 ve 25’e göre belirlenecektir. TTK m. 1235’te öngörülen sözleşme kaynaklı

alacaklarda, eğer taraflar sözleşmede açık bir hukuk seçimi yapmışlarsa,

seçilen hukuk; yoksa MÖHUK m. 24, f. 2 de öngörülen hukuk uygulanır;

borcun ifa yeri, borcun ifa yerinin birden fazla olması halinde borç ilişkisinin

ağırlığını teşkil eden edimin ifa yeri hukuku, bu yerin de tespit edilemediği

hallerde sözleşmenin en yakın irtibat halinde olduğu yer hukuku uygulanır91.

TTK m. 1235’te öngörülen haksız fiil kaynaklı alacaklarda ise haksız fiilin

meydana geldiği yer hukuku (ika yeri hukuku) esas alınır92 (MÖHUK m. 25).

89 Kanunî rehin hakkı için bkz. ÇETİNGİL, A. Ergon: Deniz Hukukunda Kanunî Rehin Hakkına Dayanan Takiplerle İlgili Olarak Uygulamada Ortaya Çıkan Bazı Sorunlar, DHD, 1996, S. 3-4, s. 47- 49; ATAMER, İcra, s. 205- 254; ERİŞ, Gönen: Gemi ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Rehin Tesisi ve İlâmlı İcra Uygulamasına Dair, DHD, 1997, s. 15- 19; DOĞRUCU, Muhittin: Deniz Taşımacılığında Kanunî Rehin Hakkı, İstanbul 1997. 90 ATAMER, İcra, s. 229- 230. 91 Sözleşmeye uygulanacak hukuk hakkında bkz. NOMER, Ergin/ ŞANLI, Cemal: Devletler Hususî Hukuku, B. 13, İstanbul 2005, s. 293- 311; ÇELİKEL, s. 249- 258. Yük alacaklısı hakları için, özellikle de navlunu temin eden rehin bakımından, rehnin alacağa bağlılığı ilkesi nedeniyle, temeldeki sözleşme ilişkisinin tabi olduğu hukukun uygulanması kabul edilmektedir. Bkz. ATAMER, İcra, s. 228-230. 92 Haksız fiile uygulanacak hukuk için bkz. NOMER/ ŞANLI, s. 312- 320; ÇELİKEL, s. 259- 261.

Page 54: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

44

Sonuçta; hem gemi, hem de yük alacaklısı haklarının tümü için,

alacağın doğumuna yol açan borç ilişkisine hangi hukuk uygulanıyorsa (lex

causae), o alacağın feri niteliğindeki kanunî rehin hakkına da aynı hukuk

uygulanmalıdır. Bu tespit bayrak hukukunun hiç uygulanmayacağı anlamına

da gelmez. Gemi adamlarının hizmet sözleşmelerinde (eğer hukuk seçimi

yapılmamışsa) ifa yeri geminin kendisi olduğundan o geminin bayrağı, sicili

hukuku esas alınmalıdır93.

5. Gemi Alacaklısı Hakkı Alanında Bağlama Kaidelerini Çıkar

Dengesine Göre Düzenlemek İmkânı

Gemi alacaklısı hakkının tek bir bağlama kaidesine bağlanarak,

günümüz ihtiyaçlarını karşılayamayacağını düşünmekteyiz. Nitekim bu fikirde

olan bazı hukukçular da gemi alacaklısı hakkını doğuran alacakların her biri

için bağımsız bağlama kaideleri kullanmak gerektiğini savunmaktadırlar94.

Tarafların menfaat dengesi de en yakın irtibatlı yer hukukunun uygulanması ile

sağlanmış olacaktır.

Bekçilik, muhafaza masrafları, liman resimleri, şamandıra, fener,

karantina ücretleri, karasularında yapılan ve akdi nitelik taşımayan kurtarma

yardım hizmetleri, geminin bakım ve onarımı ve kredi açmadan verilen

levazım ve yapılan hizmetlerden doğan alacaklar için lex rei sitae kaidesi

uygulanmalıdır. Bu durum mahalli devletin ve kamunun çıkarının da

gereğidir95.

93 ATAMER, İcra, s. 230; aynı fikirde KALPSÜZ, Turgut: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, 4-5 Nisan 1997, Ankara, s. 308. Aksi görüş için bkz. BİRSEL, T. Mahmut: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, 4-5 Nisan 1997, Ankara, s. 305: İcra hukuku ya da usul hukuku mülki bir hukuktur. Öyle olunca alacaklının da menfaati, bir an evvel rehin hakkının verdiği paraya çevirme imkânının, geminin bulunduğu yerdeki usul ve icra hukukuna ve onun emredici kurallarına göre sağlanmasıdır. Sonuç olarak haczin tatbik edildiği, gemiye el konulduğu ve de eşyanın bulunduğu yer hukukunun icra hukukunun uygulandığı yer ile aynı olduğu düşünüldüğünde lex fori’nin uygulanması alacaklının menfaati için daha uygundur. 94 GÖĞER, s. 60; TEKİNALP, s. 253. 95 GÖĞER, s. 61.

Page 55: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

45

Kimi alacaklar bakımından mahalli devletin çıkarlarından söz

edemeyiz. İşçi sigortaları kurumunun donatandan isteyebileceği alacaklar,

gemi adamlarının hizmet ve iş yükünden doğan alacaklar, garame borçları,

açık denizde meydana gelen ve akdi nitelik taşımayan açık denizdeki

kurtarma ve yardımdan doğan alacaklar için bayrak kanununa yetki tanımak

gereklidir. İşçi sigortaları kurumunun donatandan isteyebileceği alacaklar ve

gemi adamlarının hizmet ve iş yükünden doğan alacaklarda mahalli devletin

ve kamunun çıkarlarının ağır basması sebebiyle bayrak kanunu önceliklidir.

Garame borçları bakımından ise, donatanın ve yükle ilgililerin çıkarlarının ağır

basması nedeniyle yine bayrak kanunu uygulanmalıdır. Müşterek avarya

garame borçlarının gemi alacağı hakkı verip vermemesi hususunda mahalli

devletin bağlama kaidesini etkileyecek çıkarları bulunmamaktadır96.

Eğer gemi alacaklısı hakkı bir sözleşmeden veya haksız fiilden

kaynaklanıyorsa, bu takdirde anılan hukuki ilişki veya olaylara uygulanan

hukukun uygulanması yerinde olacaktır.

Rehin tesisine ilişkin uygulanacak hukuk kapsamında incelenen iki

Yargıtay kararında97, Türk limanında bulunan bir gemi üzerinde gemi

alacaklısı hakkının doğup doğmadığı hususunda, MÖHUK m. 23 gereğince98

Türk hukukunun uygulanması kabul edilmiştir. Yargıtay, konuyu sınırlı ayni

haklarla ilgili görerek geminin bulunduğu yer hukukuna tabi tutmakta, yani

MÖHUK m. 23, f. 1 hükmüne dayandığını bildirmektedir. Böylece fiilen

mahkemenin hukuku (lex fori), yani Türkiye’de ileri sürülen kanunî rehinlerde

Türk hukuku uygulanmaktadır.

96 GÖĞER, s. 62. 97 Y. 11. HD. 16.11.1995, E. 1995- 5869, K. 1995- 8580; Y. 11. HD. 28.11.1996, E. 1996- 5617, K. 1996- 8332. 98 MÖHUK M. 23, “Taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer ayni haklar

malların bulunduğu yer hukukuna tabidir. Taşınmakta olan mallar üzerindeki ayni haklara varma yeri

hukuku uygulanır. Yer değişikliği halinde henüz kazanılmamış ayni haklar malın son bulunduğu yer

hukukuna tabidir. Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklara ilişkin hukuki işlemler şekil yönünden bu

malların bulundukları yer hukukuna tabidir”.

Page 56: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

46

B. Gemi Alacaklısı Hakkının Sona Ermesine Uygulanacak Hukuk

Geminin batması, cebrî icra ile satışı, geminin zaptı, borcun ifası gibi

nedenlerle gemi alacaklısı hakkı son bulabilmektedir. Bu hakkın sona erişi

bakımından ilk akla gelen kaide hâkimin hukuku yani lex fori olacaktır. Fakat

lex fori kaidesinin kullanılması öncelikle tesadüfi olacak, sonra suiistimallere

yol açabilecektir. Diğer bir fikir ise, gemi alacaklısı hakkının doğuşunda yetkili

olan kanunun bu alacağın sona ermesinde de yetkili olacağıdır. Lâkin bu

yapılırken gemi alacaklısı hakkının doğuşundan sonra ilgi kurulmuş olan

kanunlar da dikkate alınmalıdır. Bizce de gemi alacaklısı hakkının doğuşunda

yetkili olan kanun, bu alacağın sona erişinde de yetkili olmalıdır. Çünkü bu

şekilde gemi alacağı hakkı sahipleri hakkın sona erişinde de hangi bağlama

kuralının uygulanacağını önceden bilme imkânına sahip olacaklardır. Bu

alacağın doğumunda ileri sürülen esaslar, alacağın sona ermesinde de aynen

geçerlidir99.

C. Gemi Alacaklısı Hakkının Sırasına Uygulanacak Hukuk

Sıra meselesi geminin icra yoluyla satışı, zaruret sebebiyle satışı ve

geminin ihtiyatî haczi meselesinde ortaya çıkar. Gemi alacağının işgal ettiği

sıra, satış veya ihtiyatî haciz meselesi ortaya çıkana kadar alacaklı

bakımından net olarak bilinmemektedir. Denizciliğin ihtiyaçları bakımından ise

bu sıranın alacaklı bakımından önceden bilinmesi ve alacaklı önceden bildiği

bu sıra ile tatmin edilene kadar sıranın korunması gerekmektedir. Gemi

alacaklısı hakkının doğuşunu idare eden kanun bu maksada uygundur.

Tarafların çıkar dengesi de en iyi bu kanunla sağlanabilecektir100.

99 GÖĞER, s. 65. 100 GÖĞER, s. 65.

Page 57: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

47

Bazı yazarlar ise lex fori kaidesine öncelik tanımaktadırlar101. Bu

kaidenin kullanılması sıra sorununun hukuki niteliği ile de ilgilidir. Bu konu iki

yönden incelenebilir. Birincisi alacağın maddi hukuktaki sırasıdır. İkincisi ise

usul hukukunun bir cüzü olan icra hukuku bakımından sırasıdır. Sıra meselesi

esas olarak kendisini icra işlemleri sırasında gösterir. İcra hukuku usul hukuku

yönü ağır basan bir hukuk dalıdır. Usul hukukunda ise kural olarak lex fori

kaidesi uygulanır. Bu düşüncelere dayanarak Anglo-Amerikan hukukunda ve

Alman hukukunda lex fori kaidesine yetki tanınmıştır. Örnek olarak Alman

Yüksek Mahkemesi verdiği bir kararda: Sıra probleminin lex fori’ye tâbi

oluşunun, hakkın doğuşunun da lex fori’ye tâbi olması sonucunu kendiliğinden

doğurmadığını, bunların ayrı meseleler olduğunu ve ayrı bağlama kaidelerine

tâbi olabileceklerini belirtmiştir102.

Lex fori kaidesinin uygulanmasının olumsuz yönleri de vardır. Bir kere

bu uygulama ile gemi alacaklısı hakkı sahibi geminin haczine kadar hangi

sırada olduğunu tam olarak bilemeyecektir. Bu durumda piyasadaki güven

sarsılacak ve kredi maliyetleri olumsuz etkilenecektir. Mahkemeye ilk

başvuran alacaklı o mahkemenin hukukunun uygulanmasını sağlayacağından,

bu durumda lex fori’nin uygulanması suiistimallere yol açabilecektir. Sayılan

bu sakıncalarına rağmen bu gün hakim olan ilke, lex fori’dir103.

D. Görüşümüz

Gemi alacaklısı hakkına uygulanacak hukuk hakkındaki görüşümüzü

belirtmeden önce TTK tasarısında yer alan hükme değinmek yerinde olacaktır.

Tasarı’nın hazırlanmasında uygulanacak hukuk meselesi uzun

tartışmalara neden olmuştur. Bu tartışmalar neticesinde konu MÖHUK

Tasarısıyla da birlikte ele alınarak, ortak bir düzenlemeye kavuşturulmuştur.

101 Alman temyiz mahkemesinin kararı, TEKİNALP, s. 232’den naklen. 102 TEKİNALP, s. 232. 103 GÖĞER, s. 66.

Page 58: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

48

Buna göre kanunun tanıdığı rehin hakkı ile temeldeki borç ilişkisinden

kaynaklanan alacak, uygulanacak hukuk açısından birbirinden kesin olarak

farklıdır(TTK Tasarısı m. 1320- 1327)104. Temel ilişki MÖHUK’a göre m. 24- 25

ve MÖHUK Tasarısı m. 23-33 uyarınca belirlenecek olan sözleşmelere ve

haksız fiillere ilişkin kanunlar ihtilâfı kurallarına tâbi olacaktır. Ancak temeldeki

borç ilişkisinden doğan alacak için kanundan ötürü bir rehin güvencesinin

bulunup bulunmadığı MÖHUK Tasarısı m. 21, f. 1’e göre “Hava, deniz ve raylı

taşıma araçları üzerindeki aynî haklar, menşe ülke hukukuna tâbidir” hükmü

gereğince belirlenecektir. MÖHUK Tasarısı m. 21, f. 2’ye göre “Menşe ülke,

hava ve deniz taşıma araçlarında aynî hakların tescil edildiği sicil yeri, deniz

taşıma araçlarında bu sicil yeri yoksa bağlama limanı, raylı taşıma araçlarında

ruhsat yeridir”.

Gemi alacaklısı hakkı sahiplerinin sahip olduğu kanunî rehin hakkı

sınırlı bir ayni hak teşkil etmektedir. Dolayısıyla deniz taşıma araçları

üzerindeki ayni haklara uygulanacak hukuku düzenleyen MÖHUK Tasarısı m.

21, f. 1’de öngörülen bağlama kuralı, gemi alacaklılarının rehin hakkına da

uygulanacaktır105.

Tasarıda kanunun tanıdığı rehin hakkı ile temeldeki borç ilişkisinden

kaynaklanan alacak, uygulanacak hukuk açısından birbirinden ayrılmıştır.

Temeldeki borç ilişkisinden kaynaklanan alacak hangi sebeplerden doğmuş

ise (hasız fiil, sözleşme) o alacak hakkında buna ilişkin bağlama kaideleri

uygulanacaktır. Bu alacaktan ötürü bir kanuni rehin hakkının doğup doğmadığı

meselesi ise menşe ülke hukukuna tabi kılınmıştır. Menşe ülke hukukunun

uygulanmasında ise kademeli bir yapı vardır. Buna göre önce ayni hakların

tescil edildiği sicil yeri hukuku uygulanacak, bu sicil yeri yok ise geminin

bağlama limanının bulunduğu yer hukuku uygulanacaktır. Bilindiği üzere

bağlama limanı bir gemiye ait seferlerin idare edildiği limandır (TTK m. 819) ve

104 Bkz. TTK Tasarısı genel gerekçe m. 195, www.basbakanlık.gov.tr/docs/kkgm/kanuntasarilari/TURK%20TICARET/genel%20.doc 105 ATAMER, Tasarı, s. 178, 179, 180.

Page 59: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

49

genellikle geminin bağlama limanı, sicil yeri limanı ve malikinin ikâmetgahı

aynı yerdir. Tasarıda gemi alacaklısı hakkından doğan kanuni rehin hakkına

uygulanacak hukuk bakımından sicil yeri ve bağlama limanı kanunu bağlama

kaidelerine öncelik verilmiş olması yukarıda sayılan görüşlerden esas olarak

bize bayrak kanunu bağlama kaidesine öncelik verildiğini göstermektedir.

Gemi alacaklısı hakkına uygulanacak hukukun tespiti esas olarak

gemi alacaklısı hakkının hukuki nitelendirmesine bağlıdır. Fakat yukarıda

açıklandığı üzere106 gemi alacaklısı hakkının hukuki niteliği oldukça ihtilaflıdır.

Bir görüşe göre, gemi alacaklısı hakkı ne mutlak olarak ayni haktır; ne de

mutlak olarak şahsi haktır ve aradaki ilişki ancak ayni hakla garanti edilmiş

alacak şeklinde ifade edilebilir. Buna göre alacak hakkıyla kanuni rehin

hakkının birbirleri karşısında bir üstünlük durumu yoktur. Kanuni rehin

hakkının maddi hukuk açısından feri bir hak olduğunun kabulü doğru iken,

devletler özel hukuku nitelendirmesi açısından bağımsız fonksiyona sahip

olduğunun kabulü yerinde olacaktır.107

Tercih edilen görüşe göre uygulanacak olan kanunlar ihtilafı kuralları

farklı olabilmektedir. Kaldıki, bu görüşlerden biri seçilip, buna uyan bağlama

kaidesi tespit edildiğinde dahi, tespit edilen bu bağlama kaidesi yine kesin

olmamakta ve işin mahiyetine göre değişebilmektedir. Örneğin hakkın

doğrudan doğruya rehin hakkı olduğunun kabulü ile bu hakka lex rei sitae

kaidesinin uygulanacağı kabul edilse dahi gemi adamlarının hizmet ve iş

yükünden doğan alacaklar ve açık denizde meydana gelen ve akdi nitelik

taşımayan açık denizdeki kurtarma ve yardımdan doğan alacaklar için bayrak

kanununa yetki tanımak gerekecektir.

106 Bkz. Gemi alacaklısı hakkı, sayfa 26 ve devamı. Bu hususta hakkın doğrudan doğruya kanundan

kaynaklanan bir rehin hakkı olduğu görüşü, eşyaya bağlı bir borç olduğu görüşü ve rehinle temin

edilmiş şahsi bir alacak hakkı olduğu görüşleri mevcuttur. 107 Buna göre gemi alacaklısı hakkına uygulanacak hukuk ayni statüye yani lex rei sitae ilkesine göre belirlenecektir . Lex rei sitae ilkesi gereğince bir olay veya işlem gemin alacaklısı hakkı verdiği anlaşılıyorsa bu hakkın temelindeki alacağın doğup doğmadığı meselesi de lex causae ilkesine göre belirlenecektir. TEKİNALP, s. 231.

Page 60: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

50

Gemi alacaklısı hakkının rehinle teminat altına alınmış şahsi bir

alacak hakkı olduğu görüşüne biz de katılmaktayız. Rehin hakkı ile temeldeki

alacak hakkı birbirinden farklıdır. Temeldeki alacak karşımıza sözleşme,

haksız fiil veya sebepsiz zenginleşme kaynaklı olarak çıkabilecektir.

Dolayısıyla bu alacaklar için hangi hukuk kurallarının uygulanacağı

MÖHUK’un 24, 25 ve 26. maddelerine göre belirlenecektir. Uygulanacak

hukuk bu maddeler gereğince saptandıktan sonra, taraflara bir rehin hakkı

bahşettiği anlaşılıyorsa, rehin hakkı için MÖHUK m. 23 gereğince malın

bulunduğu yer hukuku, lex rei sitae kaidesi uygulama alanı bulacaktır.

Yürürlükteki mevzuata göre uygulanacak hukukun bu şekilde tespit

edilebileceğini kabul etmekle beraber, TTK ile MÖHUK tasarılarındaki

hükümlerde değişiklik yapılması gerektiği düşünülmektedir. Çünkü bağlama

kaidelerinin mutlak surette, bu şekilde uygulanması, bazen tarafların

menfaatine açıkça aykırı olabilecektir. Bu durumda uygulanması zor ve

sübjektif olarak görülse de tarafların menfaati gereği en yakın irtibatlı yer

hukukunun uygulanması imkanını getiren istisnai bir bağlama kuralına yer

verilmesi uygun olacaktır.

Page 61: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

İKİNCİ BÖLÜM

DENİZ HUKUKUNDA CEBRÎ İCRA VE UYGULANACAK HUKUK

I. GEMİ HACZİNDE KARŞILAŞILAN TEMEL SORUNLAR

Gemilerin haczi söz konusu olduğunda bazı hukuki sorunların

mevcudiyetine girişte işaret edilmişti. Anılan sorunlar neticede milletlerarası

usul hukuku açısından da önem taşımaktadır.

A. Maddi Hukuk ile İcra Hukuku Arasında Uyumsuzluk

Deniz cebrî icra hukukunda esas problem ilgili hükümlerin

kaynaklarından doğmaktadır. İcra İflâs Kanunumuz, İsviçre’den ve deniz

ticaret hukukunun maddi kuralları ise Alman kanunlarından alınmıştır108. Bu

ise ticaret ve icra kanunlarımız arasında uyumsuzluklara neden olmaktadır. Bu

uyumsuzluklar esas olarak sıra cetvelinin düzenlenmesinde, ilâmların

icrasında, gemilerin cebrî icra yolu ile satışında, gemilerin ihtiyatî haczinde ve

gemi alacaklılarına tanınan kanunî rehin hakkının paraya çevrilmesinde

kendini göstermektedir109.

B. Sicile Kayıtlı Türk Gemilerinin Taşınmaz Sayılması

İİK m. 23, f. 4: “Gayrimenkul tabiri, gemi siciline kayıtlı olan gemilere

de şamildir. Diğer gemiler bu kanun hükmünce menkul sayılır” demektedir. Bu

kural da İsviçre hukukundan alınmıştır. Bu düzenleme ülkemiz için hiç de

uygun değildir. Şöyle ki İsviçre’de böyle bir düzenlemenin yapılmasının sebebi

coğrafidir, nitekim kara ülkesi olan İsviçre’ye deniz gemilerinin ulaşması

imkânsızdır. Dolayısıyla icra prosedürü içinde bu gemilere fiilen el konulması

da imkânsızdır. Bu durumda sicile kayıtlı gemilerinde taşınmaz sayılması

108 Bkz. s. 47. 109 ATAMER, Tasarı, s. 80.

Page 62: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

52

doğaldır. Oysa denizci bir ülke olan Türkiye için bu hükmün isabetsizliği

ortadadır. Bundan başka İİK da gemi tanımı yapılmamıştır. Dolayısıyla hangi

deniz araçlarının bu tanıma dâhil olacağı da sorun yaratmaktadır110.

C. Yabancı Gemilerin Taşınır Sayılması

İİK m. 23, f. 4’de yer alan hüküm yabancı gemilerin durumu hakkında

tereddüt doğurmuştur. Bu maddenin kapsamına bayrağı dikkate alınmaksızın

sicile kayıtlı her gemi mi, yoksa sadece Türk gemi siciline kayıtlı olan gemiler

mi dâhildir? Bu hususta Yargıtay kararlarında ve doktrinde yalnızca Türk gemi

siciline kayıtlı gemilerin kastedildiği konusunda birlik vardır. Bu durum ise

sakıncalıdır. Şöyle ki sırf Türk gemi siciline kayıtlı olmadığı için 100.000 gros

tonalitodaki yabancı bir gemi, basit bir buzdolabı veya televizyonun tâbi

olacağı, menkullere özgü, icra ve paraya çevirme işlemlerine tâbi olacaktır.

Yani taşınmazlara özgü sicile kayıtlı alacaklılara duyuru yapılması, arttırmanın

ilânı, mükellefiyetler listesinin hazırlanması gibi işlemler bu tür gemiler için söz

konusu olmayacaktır111.

II. GEMİNİN CEBRÎ İCRA BAKIMINDAN NİTELİĞİ

A. Sicile Kayıtlı Gemiler

İİK m. 23, f. 4’e göre “Gayrimenkul tabiri, gemi siciline kayıtlı olan

gemilere de şamildir. Diğer gemiler bu kanun hükümlerince menkul sayılır”112.

İİK’ya göre gemilerin taşınır veya taşınmaz sayılmalarında kıstas bir Türk gemi

siciline kayıtlı olup olmamalarıdır. Ayrıca bir geminin Türk gemi siciline

kaydedilebilmesi için, öncelikle o geminin Türk bayrağını çekme hakkı olan,

tescili uygun bir Türk gemisi olması ve yabancı bir ülkenin gemi siciline kayıtlı

110 ATAMER, Tasarı, s. 25, 80, 81, 95. 111 ATAMER, Tasarı, s. 82. 112 Bkz. MUŞUL, Timuçin: İcra ve İflâs Hukuku, İstanbul 2005.

Page 63: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

53

olmaması gerekir (TTK m. 840, m. 822, m. 823, Gemi Sicili Nizamnamesi m.

10)113.

Yargıtay’ın eski bir kararında benimsenen114, 18 gros tonalitodan

küçük gemilerin taşınır sayılacağı kıstası, İİK m. 23, f. 4’deki ifade karşısında

isabetli sayılamaz. Gerçi TTK m. 844, f. 1 uyarınca 18 gros tonalitodan küçük

gemilerin tescil mecburiyeti yoksa da, donatanın talebi ile böyle bir gemi tescil

edilmişse İİK bakımından taşınmaz sayılmalıdır.

Tasarı’da da yukarıda belirtilen sakıncaları bertaraf edebilmek için m.

936, f. 1 hükmü getirilmiştir. Bu hüküm uyarınca sicile kayıtlı olup

olmamalarına bakılmaksızın bütün gemiler taşınır sayılmıştır. Artık geminin

herhangi bir sicile kayıtlı olmaması veya yabancı bayraklı olması onun taşınır

veya taşınmaz mal sayılmasını etkilemeyecektir. Tasarı’da getirilen bu

düzenleme ile denize kıyısı olmayan bir ülke olan İsviçre’den alınan İİK m. 23,

f. 4’ün neden olduğu haksızlıklar da giderilmiş olacaktır. Ancak hemen

belirtilmelidir ki Tasarıyla getirilen bu kural mutlak değildir, istisnaları vardır. Bu

istisnai durumlarda gemilere, taşınmazlara ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu

istisnalar gemilerin sicile kaydedilmeleri, sicil üzerinden rehin edilmeleri gibi

özellikler dolayısıyla getirilmiştir. Örneğin sicile kayıtlı gemilerin satışında ve

ipoteğin paraya çevrilmesinde durum böyledir. Bu konuya ilişkin hükümler de

Tasarı’da düzenlenmiştir (Örn. Tasarı m. 1381, 1383).

B. Yabancı Gemiler

İİK m. 23, f. 4 uyarınca, sicile kayıtlı olmayan Türk gemileri ve bütün

yabancı bayraklı gemiler, bu kanunun uygulanmasında taşınır sayılırlar.

Dolayısıyla bu gemiler İİK m. 261, f. 2’deki atfa göre aynı kanunun 86-88.

113 KENDER/ ÇETİNGİL, s. 35; CAN, s. 27- 28. Y 11. HD. 19.6.1987, E. 1987/1746, K. 1987/3737, YKD, Eylül 1987. 114 Y İİ. HD, 28.6.1963- 6692/7788, kararın özetleri için bkz. KALPSÜZ, Turgut: Deniz Ticaret Hukuku, c. I, Ankara 1971, s. 275, dn. 16; BERKİN, Necmettin M.: Tatbikatçılara İcra Hukuku Rehberi, c. I, İstanbul 1979/80, s. 28.

Page 64: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

54

maddelerine göre haczedileceklerdir. Bir görüşe göre taşınır hükmünde olsun

olmasın bütün gemiler İİK m. 92 uyarınca haczedilmeleridir115. Böylece, İİK m.

92 çerçevesinde varılan sonuçlar, aslında İİK m. 23, f. 4’de yer alan kıstaslara

bakılmaksızın, bütün gemiler için geçerlidir.

Sonuç olarak bu düzenlemeler aslen taşınır bir eşya olan geminin

bünyesine uymamaktadır. Bu husus özellikle gemilerin ihtiyatî haczinde sorun

olmaktadır. Uygulamada ilgili karar, ihtiyaten haczedilen geminin kayıtlı olduğu

sicile tescil edilmektedir. Gayrimenkullarda sicile verilen böyle bir şerh yeterli

olabilecektir. Fakat gemiler için, sicile verilen böyle bir şerh yeterli olamaz; zira

geminin bulunduğu limanı her zaman terk etme ihtimâli vardır. Bu durumda

geminin zaten kısa sayılabilecek zamanaşımı süresince Türk limanlarına

sokulmaması yeterli olacaktır. Bu mahzurları engellemek için geminin ihtiyati

haczinde seferden men kararı verilip verilemeyeceği hususu sorun teşkil

etmektedir.

III. CEBRÎ İCRAYA UYGULANACAK HUKUK

Cebrî icra116 hukuku, borçların devlet yardımı ile zorla yerine

getirilmesidir117. Türk deniz hukukunda cebrî icra İngiliz hukukunda olduğu gibi

ayrı bir şekilde düzenlenmemiş118; çeşitli kanunlara ilgili maddeler

serpiştirilmiştir. Cebrî icrayı düzenleyen temel kanunun İcra ve İflâs Kanunu

olması sebebiyle deniz takip hukukunda esas başvuru kaynağımız bu

115 ATAMER, İcra, s. 246. 116 Cebrî icra kavramı için bkz. KURU, Baki: İcra ve İflâs Hukuku, c. I, B. 3, İstanbul 1988, s. 25; ÜSTÜNDAĞ, Saim: İcra Hukuku’nun Esasları, B. 8, İstanbul 2004, s. 1; TEKİL, s. 461; KENDER/ÇETİNGİL, s. 179; ÇAĞA, İcra, s. 76- 88. 117 KURU, Baki/ ARSLAN, Ramazan/ YILMAZ, Ejder: İcra ve İflâs Hukuku, B. 9, Ankara 1996, s. 27; KURU, Baki: İcra ve İflâs Hukuku, c. I, B. 3, İstanbul 1988, s. 25; ÜSTÜNDAĞ, İcra, B. 8, s. 1. 118 İngiliz Hukuku’nda cebrî icra için bkz. MEESON, Nigel: Admiralty Jurisdiction and Practice, 3th Edition, London 2003; JACKSON, David: Enforcement of Maritime Claims, 4th Edition, London 2005; Ship Arrest In England And Wales http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_sach.htm, saat, 15.00, 10/01/2006.

Page 65: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

55

kanunudur119. Bundan başka Amme Alacaklarının Tahsili ve Usulü Hakkındaki

6183 sayılı kanun ve TTK gibi bazı kanunlara serpiştirilen hükümler de vardır.

Bu kanunlarda yer alan deniz icrasıyla ilgili hükümler farklı zamanlarda ve

farklı amaçlarla getirilmişlerdir. Bu değişiklikler yapılırken deniz icrası bir

sistem ve bütünlük içinde ele alınmamış, yalnızca o alandaki somut

gereksinimler karşılanmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla hükümler arasında

uyumsuzluklar bulunmaktadır. Mevcut bu hükümlerle beraber gemilerin ne

şekilde haczedileceği, uygulamada pek çok soruna sebep olmaktadır. Bu

mesele doktrinde de çeşitli yönleriyle incelenmiştir120.

“Yabancı dava taraflarına veya yabancı ülkeyle irtibatlı olay ve

ilişkilere ait olarak ortaya çıkan medeni usul hukuku meselelerini çözümleyen

usul kaidelerinin bütünü milletlerarası usul hukuku olarak isimlendirilir121”.

Milletlerarası usul hukuku millî usul hukukunun bir parçasıdır ve milletlerarası

usul hukuku niteliği itibariyle pozitif bir hukuk dalıdır.

20.05.1982 tarihli ve 2675 sayılı, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul

Hukuku Hakkındaki Kanun, milletlerarası usul hukukunun çeşitli alanlarını

düzenlemiştir. Fakat, bazı hususlar için kanunda açık düzenleme

getirilmemiştir. Özellikle mahkemelerin izleyecekleri usule, tarafların usulü

itiraz ve def’ilerine; tarafların dava ve taraf ehliyeti gibi ehliyete ilişkin

hususlara uygulanacak hukuk konusunda; deliller, ispat şekilleri, karineler ve

ispat yüküne tatbik edilecek kanunlar ihtilâfı konularında elimizde herhangi bir

pozitif düzenleme mevcut değildir122. Bununla birlikte usule ilişkin olarak

nitelendirilen meseleler hakkında hâkimin hukukunun uygulanması kabul

edilmektedir123. Aynı şekilde Türk milletlerarası usul hukuku mevzuatında,

cebrî icraya ilişkin herhangi bir hüküm de yer almamaktadır. Cebrî icraya

119 ÇAĞA, Deniz Ticareti Hukuku, c. I, B. 10, İstanbul 1995; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 186- 199. 120 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 18; ÇAĞA, İcra, s. 103- 109; UYAR, Talih: İcra Hukukunda Haciz, B. 2, Manisa 1990. 121 NOMER/ ŞANLI, s. 33, 324; ÇELİKEL, Aysel: Milletlerarası Özel Hukuk, B. 7, İstanbul 2004, s. 17. 122 TULUAY, Metin: Milletlerarası Usul Hukuku, ABD, 1984/ 2, s. 257- 272. 123 NOMER/ ŞANLI, s. 338,339. “Türkiye’de bir yabancı gemiye haczin uygulanması, lex fori

uyarınca Türk gemilerinde olduğu şekildedir”, bkz. KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 229.

Page 66: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

56

ilişkin kurallar esasen usul hukuku karakterli olarak kabul edilmektedir. Bu

konuda “usule hakimin hukuku uygulanır” kuralının kabul edildiği

görülmektedir124.

Burada lex fori kaidesinin uygulanmasının gerekçesi olarak icra

kurallarının usul hukukunu ilgilendiren kurallar olması gösterilmektedir125.

Bundan başka usule lex fori’nin uygulanması kamu düzeni126 ya da

yargılamaların yapılmasında birlik ilkelerine de dayandırılmıştır. Ayrıca usul

hukuku kurallarının nötr karakterinden bahisle önemli olanın maddi hukuk

bakımından doğru sonuca ulaşmak olduğu da ileri sürülmüştür127.

Yargıtay’ın kararlarına128 göre cebrî icra devletin egemenlik haklarını

kullanmasının bir vasıtasıdır. Cebrî icra yetkileri her devletin sınırları içinde

kullandığı mutlak yetkilerdendir ve başkasıyla paylaşılamaz. Bu sayılan

nedenlerle cebrî icra işlemlerine bu işlemlerin yapıldığı devletin hukuku yani

lex fori uygulanır129.

Usule lex fori uygulanır ilkesi birçok istisnayı da kapsar biçimde

uygulanmaktadır. Usule uygulanacak hukukta da istisnaen de olsa, hukuki

124 HADİMOĞLU, Nimet Özdek: Milletlerarası Usul Hukukunda İhtiyatî Tedbir, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2002, s. 191. 125 Lex fori’nin usule uygulanacağının düzenlendiği hukuk sistemlerinden örnekler için bkz. SZÁSZY, I.: Conflict of Laws in Western, Socialist and Developing Countries, Leiden 1974, s.157, Hadimoğlu’ndan naklen, s. 192. 126 NOMER/ ŞANLI, s. 331. 127 HADİMOĞLU, s. 192. 128 Y. 2 HD, 27/05/1998, E/K. 1998/4842- 6521; YHGK, 06,05,1998, E. 1998/12- 287, K. 1998/325, YKD 1998, s. 1269. . “Türk Milleti, egemenliğini, Anayasa’nın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” (Anayasa m. 6). Cebrî icra devletin egemenlik haklarını kullanmasının bir vasıtasıdır. Cebrî icra yetkileri her devletin sınırları içinde kullandığı mutlak yetkilerdendir ve başkasıyla paylaşılamaz . Türk mahkemesinden alınan ihtiyati haciz kararının cebrî icra yoluyla uygulanmasına dair yetki, devletin kendi ülkesi üzerinde hâkimiyet tasarruflarında bulunabilme iktidarının bir görünümü olduğundan, münhasır yetkilerdendir. Münhasır yetki kaideleri, dava konusunun sadece Türk mahkemelerinde görülmesini sağlamak amacıyla konulan ve bunu temin eden kaidelerdir. Davayı kamu düzeni ve münhasır yetki esaslarının etkisi altında değerlendirdiğimizde, Türk mahkemesinin ülke içi yetkisinin ve ona bağlı olarak da milletlerarası yetkisinin varlığının kabulü kaçınılmazdır. Ayrıca bkz. Y. 12 HD, 12.07.2002, E/K. 2002/1300- 15480. 129 Bu hususta doktrinde bir görüş birliği vardır. Bkz. NOMER/ ŞANLI, s. 338, ÇELİKEL, s. 275, EKŞİ, İhtiyati Haciz, s. 51; EKŞİ, Gemi Sicili, s. 26; ATAMER, Tasarı, s. 109.

Page 67: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

57

işlemin yapıldığı yer hukukunun, uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukukun,

tarafların millî hukukunun, ikamet ettikleri yer hukukunun uygulandığı durumlar

da vardır.

Genel olarak lex fori’ye tâbi olan konular arasında, delil çeşitleri ve

ispat gücü ile ilgili sorunlar130, delillerin takdirine ilişkin kurallar131, yemin132,

tanık133, ikrar, isticvap, bilirkişi tayini134 ve ilk itirazlar135 sayılmaktadır.

Tarafların taraf ve dava ehliyeti136, taraf sıfatı137, maddi hukuka ait

itiraz ve def’iler138, ispat yükünün kime ait olduğu, kanunî karinelerin ispatı139

ve senetlerin maddi hukuka dayanan ibraz mükellefiyeti140 lex fori’ye bağlı

değildir.

Sonuç olarak deniz hukukunda cebrî icra konusunda, uygulanacak

hukuku belirlemek için önce vasıflandırma yoluna gitmek gerekir. Bir hukuk

kuralının usul hukukuna mı yoksa maddi hukuka mı ait olduğu vasıflandırma

ile belirlenir ve vasıflandırma başvurulan mahkemece lex fori’ye göre tayin

edilir. Bu tespit sonucunda usul hukuku kuralı olarak tespit edilen kurallar

130 Delillere ve ispata uygulanacak hukuk için bkz. ÖZTEKİN, Günseli: İspat Hukuku ve Delillere Uygulanacak Hukuk Hakkında Görüşler, MHB, c. 9, 1989, s. 37- 38; ŞANLI, Cemal: Uluslararası Ticari Akitlerin Hazırlanması ve Uyuşmazlıkların Çözüm Yolları, B. II, İstanbul 2002, s. 143; NOMER/ ŞANLI, s. 335, 349; DOĞAN, Vahit: Milletlerarası Özel Hukukta İspata Uygulanacak Hukukun Tespiti, Süleyman Arslan’a Armağan, SHFD, c. 6, S. 1-2, 1998, s. 796-819; ÇELİKEL, s. 290. 131 NOMER/ ŞANLI, s. 349. 132 ÇELİKEL, s. 396. 133 NOMER/ ŞANLI, s. 350; ÇELİKEL, s. 297. 134 NOMER/ ŞANLI, s. 355. 135 ÇELİKEL, s. 302. 136 Yabancıların davada taraf olma ehliyetine İtalya, Fransa, Bulgaristan ve Macaristan’da “lex patriae”, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde “lex domicili”, Rusya ve Polonya’da “lex fori” karar vermektedir. NAGEL’den aktaran NOMER/ ŞANLI, s. 341, dn. 37. 137 ÇELİKEL, s. 287. 138 “Mesela hak ehliyetsizliğine veya fiil ehliyetsizliğine ilişkin veya hata, hile, tehdit, takas ve benzer sebeplere dayanan itiraz ve def’iler maddi hukuka göre hükme bağlanır”; NOMER/ ŞANLI, s. 344. 139 Kara Avrupa’sı Hukukunda olduğu gibi İngiliz hukukunda da esasa ait karinelerin varlığı lex causae’ya tâbidir. Ancak karinelerin aksinin ispatı, lex fori’ye aittir. Bu konuda bkz. Çelikel, s. 291. 140 Fakat kambiyo senetleri için getirilmiş olan takip yolu lex fori’ye tâbidir, ÇELİKEL, s. 293; NOMER/ ŞANLI, s. 363.

Page 68: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

58

hakkında lex fori’nin uygulanacağı konusunda şüphe yoktur. Bu konuda

doktrin ve Yargıtay görüş birliği içerisindedir141.

Uygulanacak kuralların maddi hukuk karakterli olması durumundaysa

diğer bağlama kuralları uygulama alanı bulacaktır. Burada kuralın amacına

göre bir ayrım yapmak gerekir. Uygulanacak bağlama kaidesi konusunda

şüphe var ise ve hâkimin hukukunun uygulanması for devletinin karar

ahenginin korunmasına hizmet ediyor, gerçeğin araştırılmasında tahkikatı

hızlandırıyor ve kolaylık sağlıyor ise lex fori kaidesi uygulanmalı; aksi takdirde

taraf menfaatlerine en uygun bağlama kuralı uygulanmalıdır142.

IV. TTK TASARISI VE MİLLETLERARASI SÖZLEŞMELERE GÖRE

UYGULANACAK HUKUK

Tasarının öncelikli hedeflerinden birisi de, milletlerarası sözleşmelerle

uyumunun sağlanmasıdır. Bu amaçla Tasarıda, donatanın sorumluluğunu

düzenleyen hususlar hakkında 1976 Londra Sözleşmesi143, gemiler üzerindeki

sınırlı ayni haklar ve cebrî icra satışı bakımından 1993 “Gemiler Üzerindeki

İmtiyazlara Ve İpoteklere İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında

Milletlerarası Sözleşme’nin144” 2. maddesinin 2. cümlesi ve gemilerin ihtiyati

haczine ilişkin kurallar bakımından, 1999 “Gemilerin İhtiyatî Haczine İlişkin

Milletlerarası Sözleşme’nin145” 2. maddesinin 4. fıkrasından yararlanılmıştır.

141 ÇELİKEL, s. 275- 276; NOMER/ ŞANLI, s. 325, 332; GÜNGÖR, Gülin Güneysu, Milletlerarası Özel Hukukta İflâs, Ankara 1997, s. 27. 142 DOĞAN, s. 806. 143 Ayrıntılı bilgi için bkz. Yukarı, IV-1, s. 23. 144 International Convention on Maritime Liens and Mortgages (Geneva, 6, May 1993), http://www.admiraltylawguide.com/conven/liens1993.html; ÇAĞA, İcra, s. 49; BARLAS, Gemi Alacaklısı, s. 77. 145 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. ÜLGENER, Fehmi: Gemilerin İhtiyatî Haczine İlişkin 1999 Tarihli Cenevre Konvansiyonuna Bir Bakış, DHD, S. 3- 4, İstanbul 2003, s. 7; EKŞİ, İhtiyatî Haciz, s. 132, İstanbul 2000; The International Convention on Arrest of Ships, http://www.unctad.org/Templates/Meeting.asp?m=5674&intItemID=1942&lang=1; United Nations/ International Maritime Organization Diplomatic Conference on Arrest of Ships General, http://www.unctad.org/en/docs/imo99d6.pdf,

Page 69: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

59

Tasarıda gemiler üzerindeki sınırlı ayni haklar ve cebrî icra satışı

bakımından 1993 Sözleşmesi m. 2, f. 2 uygulanmıştır. 1993 Sözleşmesine

göre cebrî icraya ilişkin bütün hususlar, cebrî icranın yapıldığı devletin

hukukuna tâbidir146. Paralel bir düzenleme de 1999 “Gemilerin İhtiyatî Haczine

İlişkin Milletlerarası Sözleşme’nin” 2. maddesinin 4. fıkrasında vardır. “Bu

konvansiyon hükümleri saklı kalmak koşulu ile bir geminin tutuklanması veya

serbest bırakılması, tutuklamanın yapıldığı veya tutuklama için başvurulan

devletin usul hukukuna tâbi olacaktır”. Buna göre geminin ihtiyatî haczine ve

serbest bırakılmasına ilişkin usul kuralları, ihtiyatî haciz başvurusunun

yapıldığı veya kararın uygulandığı ülkenin hukukuna tâbidir. Tasarı’da

uygulanacak hukuk konusunda esas alınan bu iki sözleşmede de usul ve icra

hukuku konularında, bu işlemlerin yapıldığı devletin hukukunun uygulanacağı

öngörülmektedir. Bu ilke Tasarı’da m. 1350’de düzenlenmiştir. Buna göre:

“Bir geminin ihtiyaten veya icraen haczi, cebrî icra yoluyla satışı ve

mülkiyetin geçişi de dâhil olmak üzere bu satışın sonuçları ve cebrî icraya

ilişkin diğer bütün işlem ve tasarruflar, geminin bu işlem ve tasarrufların

yapıldığı sırada bulunduğu ülkenin hukukuna tâbidir”.

Bu hükümle getirilen temel kural cebrî icranın, geminin cebrî icra

işlemleri için bulunduğu ülkenin hukukuna (lex fori) tâbi olmasıdır. Bu hükme

dayanarak Türkiye’de gemiler hakkında yapılacak icra işlemlerinde artık Türk

hukukunun uygulanacağını söyleyebiliriz. Tasarı’da da lex fori ilkesine uygun

olarak ilâmsız icra takipleri, 1999 sözleşmesinde düzenlenmeyen hususlar ve

deniz alacaklarında vasıflandırma gibi hususlarda uygulanacak hukuk

http://www.unctad.org/Templates/Search.asp?intItemID=1717&lang=1&frmSearchStr=arrest+of+ships&frmCategory=all&section=whole#press, Ship Arrest, http://www.maritimeadvocate.com/i14_ship.htm; Diplomatic Conference On Arrest Ships, www.unctad.org/en/docs/imo99d6.pdf; Sözleşmenin İngilizce metni için bkz. (International Convention on the Arrest of Ships, Geneva, March 12, 1999), http://www.admiraltylawguide.com/conven/arrest1999.html ve Türkçe metni için bkz. DHD, S. 1-2, İstanbul 1999, s. 149-162, saat, 18.34, 05/10/2005. 146 1993 Sözleşmesi, m. 2, f. 2:… “all matters relating to the procedure of enforcement shall be regulated by the law of the State where enforcement takes place”, icra prosedürüne ilişkin bütün hususlar icra işlemlerinin gerçekleştirildiği devlet hukukuna göre düzenlenir.

Page 70: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

60

konusunda Türk hukuku esas alınmıştır147. Bu işlemler esnasında maddi

hukuka ilişkin sorunların ortaya çıkması da mümkündür. Bu durumda ise

MÖHUK’un kanunlar ihtilâfı kurallarının uygulanması gerekir.

1993 Sözleşmesi m. 12, f. 1, a gereğince de geminin icra ile satışının,

gemi üzerindeki ayni nitelikteki hakları sona erdirebilmesi için geminin satışı

sırasında satışı yapan makamın yargı çevresinde bulunması gerekir148.

Geminin cebrî icrasında “takibin yapıldığı sırada bulunduğu ülkenin”

hukukunun ugulanacak olması bazı yazarlarca eleştirilmiştir149. Türk bayraklı

bir geminin bir devlette ihale edilirken başka bir devletin karasularında da

bulunabileceği ve Tasarıyla bu soruna bir çözüm bulunmadığı ileri

sürülmüştür.

Tasarı m. 1350’ye göre, Türk bayraklı bir gemi, yurt dışında cebrî icra

yolu ile satılırsa, o ülkedeki cebrî icraya ilişkin bütün işlem ve tasarruflar,

mülkiyetin devri ve satışın sonuçları bu işlemlerin yapıldığı ülkenin hukukuna

tâbi olacaktır.

147 ATAMER, Tasarı, s. 109; KURU, Sevilay: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Deniz Ticareti Kitabındaki Cebrî İcra Hükümlerine İlişkin Görüşler, DHD, Türk Ticaret Kanunu Hakkında Değerlendirmeler, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006, s. 386. 148 1993 Sözleşmesi, m. 12, f. 1, a:… “At the time of the sale, the vessel is in the area of the jurisdiction of such State”, Satış zamanında geminin bu işlemi yapan makamın yargılama çevresinde olması gerekir. 149 Bu madde, İcra işlemlerinin devletlerin hakimiyet tasarruflarıyla ilgili olduğu ve Türkiye’nin getirilen bu düzenleme ile başka devletlerin hakimiyet tasarrufları üzerinde işlem tesis etmekte olduğu, bu durumun uluslar arası hukuka aykırı olduğu ve buna mukabil başka devletlerin de Türkiye’nin hakimiyet tasarrufları üzerinde işlem tesis edebilecek düzenlemeler getirebileceği ve “İşlemi yapan devlet ile geminin bulunduğu devlet aynı değilse Türk bayraklı geminin o gemi, Togo’da tamir için bulunduğu bir sırada, Honduras makamları tarafından bir kişiye ihale edilmiştir. Togo kanunu da bu ihaleyi geçerli kabul etmektedir. Aynı kural yine geçerli olacak mıdır?” şeklinde eleştirilmiştir. Ayrıca maddenin Türk kamu düzenine aykırılık hallerinde uygulanmayacağının belirtilmesi gerekir denmiştir. ÇETİNGİL/ KENDER/ ÜNAN/ YAZICIOĞLU, s. 271- 272.

Page 71: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

61

Tasarıyla getirilen bu düzenlemenin çeşitli sakıncalar doğuracağı

düşünülmüş ve bunu gidermek için bazı çözümler öngörülmüştür. Buna göre

Türk gemilerinin cebrî icra yolu ile yurt dışında satışlarında artırmayı yapan

kurum veya ilgililere bazı seçenekler sunulmuştur.

Bunlardan ilki masrafı ilgilisince karşılanmak üzere trajı ellibin

üzerinde olan ve Türkiye düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle ilân

yapılmasıdır. Bu ilânın icra ile satıştan en az otuz gün önce yapılması

lazımdır.

İkinci seçenek ise kurum veya ilgililerin sicile kayıtlı malike, geminin

kayıtlı olduğu Türk siciline veya tescil edilmiş diğer hakların ve alacakların

sahiplerine bildirim yapabilmesidir. Bu durumda da otuz günlük süre

aranacaktır.

Bu şartlara uyulmadan satışın yapılmasına ilişkin yaptırım Tasarı’da

m. 1350’de düzenlenmiştir. Bu kural ise 1993 sözleşmesinin 12. maddesinden

alınmıştır. Buna göre gemi, bildirim veya ilân yapılmaksızın icra vasıtasıyla

satılır ise, Türkiye’deki sicilden terkin edilemeyecek ve sicile kayıtlı hak ve

alacaklar da devam edecektir150.

150 ATAMER, Tasarı, s. 114. Tasarı m. 1350 ile şöyle bir hüküm getirilmiştir: “Şu kadar ki, Türk bayraklı bir geminin yurt dışında cebrî icra yoluyla satışı hâlinde, artırmayı yapan

kurum veya ilgililer tarafından, bu satıştan en az otuz gün önce artırmanın;

a) Geminin kayıtlı olduğu Türk Gemi Siciline,

b) Geminin sicile kayıtlı malikine,

c) Gemi siciline tescil edilmiş diğer hakların ve alacakların sahiplerine,bildirilmesi veya gideri

ilgililer tarafından karşılanmak şartıyla tirajı ellibin üzerinde olan ve Türkiye düzeyinde dağıtımı

yapılan gazetelerden biriyle ilân edilmesi zorunludur. Bu bildirim veya ilân yapılmaksızın geminin

yurt dışında cebrî icra yoluyla satışı hâlinde kaydı silinemez ve gemi üzerinde Türk Gemi Siciline

kayıtlı haklar ve alacaklar saklı kalır”.

Page 72: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

62

V. TAKİP YOLUNUN SEÇİLMESİNDEKİ ÖZELLİKLER

A. Genel Olarak

Gemiler üzerinde cebri icra işlemleri yapılması, haczedilmeleri

hususunda haczin talep edildiği yer hukukunun uygulanması milletlerarası

usul hukukunda genel kabul gören bir kuraldır. Bu konuya ilişkin olarak

değindiğimiz milletlerarası sözleşmeler ve TTK Tasarısı da aynı esası

benimsemektedir. Dolayısıyla Türkiye’de bulunan bir gemi hakkında cebrî icra

işlemlerine başlanması halinde Türk hukuku uygulanacaktır. Bu nedenle

kısaca Türk İcra Hukukunda gemiler hakkında yapılacak icra takibi ve hangi

takip yolunun seçileceğine ilişkin bilgi verilecektir.

Deniz takip hukukunda borçlu; taşıyan, gemi işletme müteahhidi,

donatan ve diğer yükle ilgililer şeklinde karşımıza çıkabilir. Bilindiği gibi İcra ve

İflâs Kanunda, bir paranın ödenmesine dair olan cebrî icra, takip talebi ile

başlar; haciz veya rehnin paraya çevrilmesi veya iflâs yolu ile devam eder (İİK

m. 42). Borçlu borcunu rızasıyla ifa etmediği takdirde alacaklı hakkını takip

hukuku hükümlerine göre cebrî icra yoluna başvurarak isteyebilecektir.

TTK’ya göre tacir olan veya tacirler hakkındaki hükümlere tâbi

bulunan gerçek ve tüzel kişiler hakkında iflâs yolu ile takip yapılabilir. Alacaklı

bir seçim serbestisine sahiptir. Kendisine göre en avantajlı olduğunu

düşündüğü yola başvurabilir. Bu durumda alacaklı cebrî icra yolu ile iflâs yolu

arasında seçim serbestîsine sahiptir (İİK m.43). Donatma iştirakinin tüzel

kişiliği olmamasına rağmen donatma iştiraki aleyhine de iflâs yoluyla takip

yapılabilir151.

151 ÇAĞA, Tahir/ KENDER, Reyagan; Deniz Ticaret Hukuku, B. 13, İstanbul 2004, s. 174; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 64- 67. Donatma iştirakinin tüzel kişiliği ve tacir sıfatı hakkında bkz. CAN, s. 204-226; TEKİL, s. 186-195.

Page 73: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

63

İİK m. 45, f. 1’e göre: “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu

iflâsa tâbi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi

yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı,

kalan alacağını iflâs veya haciz yoluyla takip edebilir”.

Fakat bu hal icra dairesinin resen nazara aldığı hallerden değildir.

“Bu durumda borçlunun şikayet yoluna başvurması gerekir152”. Burada şikayet

değil de itiraz yoluna başvurulması gerektiğini düşünen yazarlarda vardır.

TTK m. 1242, f. 2 “İcra ve İflâs Kanunu’nun rehinle temin edilmiş

alacaklar için ihtiyatî haciz istenmeyeceğine dair olan hükmüyle, rehin paraya

çevrilmeden iflâs yoluyla takip yapılmasına engel olan hükmü burada tatbik

olunmaz” demek suretiyle rehin varken başka bir takip yoluna gidilemeyeceği

esasına bir istisna getirmiş olmaktadır. Aynı fıkra hükmü gemi alacaklıları

lehine, İİK’nın rehinle temin edilmiş alacaklar için ihtiyatî haciz

istenemeyeceğine dair olan 257. maddesi hükmüne de bir istisna

getirmektedir. Gemi alacakları, TTK m. 1236, f. 1, 1237 ve 1240 gereğince

önce rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmaya mecbur olmaksızın, iflâsa

tâbi borçlu aleyhine iflâs yoluyla takipte bulunabilirler.

Bu hakkı kullanan gemi alacaklısı deniz serveti üzerindeki rehin

hakkından vazgeçmiş olmaz. Tersine İİK m. 206 uyarınca iflâs masasına

girecek olan geminin satış tutarı ile navlun ve surrogatlar üzerinde öncelik

hakkına sahip olur.

TTK m. 1242, f. 2’ye göre sadece gemi alacaklıları lehine yalnız İİK

m. 45, f. 1 ve m. 257, f. 1 hükümlerine istisna getirerek alacağın rehinli

olmasına rağmen iflâs yoluyla takibe ve ihtiyatî hacze izin vermiştir. Aslında bu

hakkın tanınmasının gerekçesine bakıldığında, haciz yolu içinde bu hususun

geçerli olması gerektiği anlaşılmaktadır. Üstelik iflâs yolu borçlu için hacizden

152 YELEKÇİ, Memduh/ YELEKÇİ, İlhami/ GENÇEL, İhsan: İcra ve İflâs Kanunu, İlgili Kanunlar ve Yönetmelik, Ankara 1973, s. 359; ÇAĞA, İcra, s. 104; ÜSTÜNDAĞ, İcra, B. 8, s. 368-369.

Page 74: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

64

daha ağır bir yaptırımdır. Bir görüşe göre bu durumda iflâsa izin verip de

hacze izin vermemek tutarsızlık olacaktır153. Bizde sayılan gerekçelerle bu

görüşe katılmaktayız. Başkaca rehne konu gemisini Türkiye’ye getirmeyen

kötü niyetli bir donatan aleyhine alacaklı, Türkiye’deki malvarlığı için haciz

yoluna başvurarak alacağını zahmetsizce alabilecekken, alacaklıyı daha ağır

bir müeyyide olan iflâs yoluna başvurmaya mecbur etmek tarafların

menfaatlerine de uygun düşmeyecektir.

Gemilerin haczinde İİK m. 45, f. 1 ile getirilen düzenlemeye Tasarı ile

bir çözüm getirilmiştir. Tasarı m. 1379’a göre, “Gemi üzerinde kanuni bir

hakkına sahip olan alacaklılar, haciz yolu ile veya kambiyo senetleri

hakkındaki özel usullere göre takip yapabilirler; bu takdirde kanunî rehin

hakkından feragat etmiş olurlar.”

Borçlu donatanın şahsen mesul olduğu haller hariç olmak üzere; gemi

alacaklıları donatanın sadece sınırlı ayni sorumlu olduğu hallerde ve ancak

sorumluluğa konu teşkil eden mal varlıkları ve haklara ihtiyatî haciz

koydurabilirler. Ancak donatanın kişisel sorumluluğu bir miktar ile sınırlı ise

gemi alacaklıları ancak bu miktar için donatanın diğer malları için de haciz

yoluna gidebilirler. Donatanın sınırlı şahsi sorumluluğunda hangi malların

haczedileceği hususu İİK m. 85, “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü

şahısta olan taşınır mallariyle taşınmazlarından ve alacak ve haklarından

alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına

yetecek miktarı haczolunur” hükmü gereğince belirlenecektir. Buna göre icra

memuru taktir hakkını kullanarak taraf menfaatlerini gözetecek ve borçlunun

mallarını, alacağı en çabuk ve en kolay tahsil edebilecek ve borcu

karşılamaya yetecek surette seçerek haczedecektir.

Borçlu donatanın sorumluluğu, sadece deniz serveti ile sınırlı değildir.

Bazı gemi alacaklılarına karşı deniz serveti dışındaki mal varlığı ile de sınırlı

veya sınırsız, şahsen sorumludur. Yük alacaklıları için de benzer durum söz

153 ÇAĞA, İcra, s. 104- 105.

Page 75: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

65

konusudur. İİK m. 257’ye göre bu gibi alacaklılar, alacakları rehin ile temin

edilmiş olmasına rağmen donatanın rehne konu olan deniz serveti veya yük

dışındaki diğer malvarlığını da ihtiyaten haciz ettirebileceklerdir.

Takipten önce böyle bir ihtiyatî haciz yaptırmış olan gemi veya yük

alacaklısı sahibi, İİK m. 264 uyarınca süresi içinde dava değil de icra takibinde

bulunmak isterse ne olacaktır? Alacağı rehinli olması itibariyle borçlu tacir ise

iflâs veya rehnin paraya çevrilmesi yollarından birini seçmek zorundadır. Zira,

haciz yolu kendisine kapalıdır. Çünkü rehinli mal dışında haczettirdiği mallar

üzerinde bir rehin hakkı bulunmadığı için alacaklı, bu mallar hakkında rehnin

paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunamaz. Rehinli deniz serveti veya yük

hakkında yapabileceği rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip de ihtiyaten

haczettirdiği mallarını kapsamayacak, bu mallar takibin dışında kalacak ve bu

sebeple de ihtiyatî haciz İİK m. 264 gereğince hükümsüz kalacaktır. Bu

durumda ihtiyaten haczedilen mallar hakkında haciz yoluyla takipte

bulunmasına izin vermekten başka çare kalmamaktadır154.

Borçlu donatanın kötü niyetle gemisini en azından zamanaşımı

doluncaya kadar Türkiye’ye getirmemesi ihtimâli ve ipotek hakkının yurt

dışında tanınmaması tehlikesi155 karşısında alacakları gemi ipoteği156 ile temin

edilmiş olan alacaklılara TTK m. 1242 ve İİK m. 257, f. 4-5’in uygulanmaması

için akla yatkın bir sebep de bulunmamaktadır.

154 KENDER/ ÇETİNGİL, s. 185; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 217-220; ÇAĞA, İcra, s. 107. 155 ÇAĞA, İcra, s. 104-105. 156 Gemi ipoteği için bkz. KALPSÜZ, Gemi Rehni, s. 87; ALGANTÜRK, Didem: Türk ve İngiliz Hukuku’nda Gemi İpoteği Tesisine İlişkin Özellikler, İBD, c. 73, S. 4-6, İstanbul 1999, s. 657.

Page 76: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

66

Bu konuda Türkiye, ticaret gemilerinin rehin ve imtiyazlarıyla ilgili

1926 tarihli Brüksel Sözleşmesine157 üye ise de, bunun yerine geçmek üzere

yapılmış olan 27 Mayıs 1967 tarihli konvansiyona şu ana kadar

katılmamıştır158.

Haciz yolu sadece alacakları şahsi sorumluluğa tâbi alacaklar için

açılmıştır. Haciz ve iflâs yolu alacakları sınırlı ayni mesuliyete tâbi bulunan

alacaklılara kapalıdır. Gemi alacaklılarına kanun tarafından sağlanan

himayeden bu tür alacaklılar yararlanamaz. Kanun yük alacaklılarında sadece

ihtiyatî hacze izin vermiştir.

Gemi alacaklılarından alacakları sınırlı ayni mesuliyete tâbi olanlar

iflâs yoluna başvuramaz. Bunların, alacaklarını borçlunun kara servetinden

tahsil etmeleri de kanunen olanaksızdır. Fakat başka bir alacaklının talebi

üzerine iflâs açılırsa bu gibi alacaklılar iflâs masasına müracaat ederek

alacaklarını deniz serveti üzerinden ve rüçhanlı olarak elde edeceklerdir159.

B. Yetki Sorunu

1. Genel Olarak

İç ve dış ticarette yaşanan hızlı gelişmelerin büyük boyutlara

ulaşması, kişilerin teknolojik gelişmeler sonucunda hukuki ilişkilerini genellikle

belirli bir ülkeyle sınırlandırmaması mahkemelerin milletlerarası nitelik taşıyan

uyuşmazlıklarla ilgili faaliyetlerini artırmıştır. Bu gelişmeler, aynı zamanda,

uyuşmazlığın niteliğinin yetkiye ilişkin konularda öncü bir rol oynamasına da

157 1952 Brüksel Konvansiyonu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. BERLINGIERI, Brussels Convention; Internatıonal Conventıon For The Unıfıcatıon Of Certaın Rules Relatıng To The Arrest Of Sea-Goıng Shıps, 1952, http://web.uct.ac.za/depts/shiplaw/fulltext/arrest52.htm; Maritime Arrest Legal Reflections On The İnternational Arrest Conventions And On Domestic, http://etdindividuals.dlib.vt.edu/archive/00000077/; HEWSON, Bushby, Volume 8, International Conventions Of Merchant Shipping, p. 1348. 158 ÇAĞA/KENDER, s. 23. 159 ÇAĞA, İcra, s. 105.

Page 77: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

67

neden olmuştur. Bu tür uyuşmazlıklarda mahkeme, esasa uygulanacak

hukuku kendi kanunlar ihtilâfı kurallarına göre belirlemeden önce davaya

bakmaya yetkili olup olmadığına karar vermek zorundadır160.

Milletlerarası yetki, yabancı unsurlu161 davalarda bir devlet

mahkemesinin, diğer devlet mahkemelerine nazaran yetkili olup olmadığını

ifade eder162. Milletlerarası yetki sistemimizin ana kaynağını MÖHUK

oluşturmaktadır. MÖHUK m. 27 gereğince “Türk mahkemelerinin milletlerarası

yetkisini iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder”. Böylece HUMK163,

MK ve diğer kanunlardaki yetki kurallarına göre bir davada yetkisi bulunan bir

mahkeme aynı zamanda milletlerarası yetkiye de sahip olacaktır.

Buna karşılık gemilerle ilgili yabancı unsurlu cebrî icra taleplerinde

yetkili icra dairesinin neresi olacağının da belirlenmesi gerekir. Bu konuda

MÖHUK’dan değil de, cebrî icra hakkında hakimin hukukundan hareketle icra

dairelerinin yabancı unsurlu cebrî icra taleplerinde yetkisinin belirlenmesi

yoluna gidilecektir.

İİK m. 34 gereğince deniz alacaklarına ilişkin ilâmlı icra takipleri

bakımından her icra dairesi yetkilidir. Dolayısıyla yabancı unsurlu ilâmlı icra

talepleri her icra dairesine yöneltilebilir.

160 EKŞİ, Nuray: Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi, B. 2, İstanbul 2000, s. 17 (EKŞİ, Milletlerarası Yetki); ayrıca bkz. SEVİĞ, Vedat Raşit: Türk ve Yabancı Mahkemelerin Devletler Hususî Hukuku Bakımından Yetkisi, İstanbul 1963; LALE, Muktedir: Türk Milletlerarası Usul Hukukunda Türk Mahkemeleri’nin Milletlerarası Yargı Yetkisi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1996. 161 Yabancı unsur hukuki ilişkinin birden çok hukuk sistemi ile ilişki içinde olmasını ifade eder. Yabancı unsura örnek olarak şunlar sayılabilir: Taraflardan birinin yabancı olması veya yabancı bir ülkede ikametgâhı, mutad meskeni olması. Uyuşmazlığa konu olan “şey”in yabancı ülkede olması, hukuki işlemin yabancı ülkede yapılması, sözleşmenin yabancı ülkede icrası, sözleşmeye yabancı bir kanunun uygulanmasının kararlaştırılmış olması, haksız fiilin yabancı ülkede meydana gelmesi. Ayrıntılı bilgi için bkz. ŞANLI, Cemal/ EKŞİ, Nuray: Uluslararası Ticaret Hukuku, İstanbul 2000, s. 5; ÇELİKEL, s. 7-8. 162 NOMER, Ergin: Devletler Hususî Hukukunda “Milletlerarası Yetki” Mefhumu, İÜHFM, c. XL, S. 1-4, İstanbul 1974, s. 393-426. Dar ve teknik anlamda devletin yetkisi terimi ile onun milletlerarası hukuka uygun olarak gerçekleştireceği hukuksal işlemlerin, alacağı kararların ve yapacağı eylemlerin nerede, kimler bakımından ve hangi ölçülerle geçerli olacağının belirlenmesi anlaşılmaktadır, bkz. PAZARCI, Hüseyin: Uluslararası Hukuk Dersleri, B. 10, Ankara 2004, s. 28. 163 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, RG. 02, 03, 04/07/1927, S. 622- 623- 624.

Page 78: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

68

Gemilerin ilâmsız icrasında ise yetkili icra dairesi İİK m. 50 gereğince

belirlenmektedir. Buna göre:

“Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü

Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.

Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe

salahiyetlidir”.

İİK m. 50’ye göre gemilerin ilâmsız icrasında yetki hususunda

HUMK’daki genel yetki kuralları kıyasen uygulanacaktır. Buna göre aşağıdaki

hallerde yetkili icra dairesi vardır.

2. Genel Yetkili İcra Dairesi

İİK m. 50’nin HUMK’a yaptığı atıf nedeniyle genel yetkili mahkeme ve

dolayısıyla genel yetkili icra dairesi HUMK m. 9 gereğince davalının

ikametgâhına göre tespit edilecektir.

TTK m. 950 gereğince “Donatan aleyhine, bu sıfatla, her hangi bir

alacaktan dolayı, şahsan veya yalnız gemi ve navlun ile mesul olduğuna

bakılmaksızın, geminin bağlama limanı mahkemesinde de dava açılabilir”164.

İkametgâhın neresi olduğu MK’nın 19, 20, 21, 22. maddelerine göre

belirlenir. MK m. 19, f. 1 gereğince kişinin ikametgâhı sürekli kalma niyetiyle

oturduğu yerdir. Tüzel kişilerde ise tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer

genel yetkili mahkeme olmaktadır165. Davalıların birden fazla olması halinde

ise bunlardan birinin ikametgâh mahkemesinde takipte bulunmak yeterli

olacaktır. Davalılardan birinin Türkiye’de ikametgâhı bulunması halinde de,

164 CAN, s. 204; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 220- 221. 165 RUHİ, Ahmet Cemal: Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, İstanbul 2003, s. 231.

Page 79: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

69

diğer davalılar bakımından Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi doğmuş

olacaktır.

3. Türkiye’de İkametgâhı Olmayanlara Karşı Açılacak Davalar

HUMK m. 16 milletlerarası yetki açısından ayrı bir öneme sahiptir.

Buna göre “ Türkiye dâhilinde malum ikametgâhı olmayanlar aleyhindeki mal

davaları Türkiye'de sakin oldukları mahal mahkemesinde ve Türkiye'de malum

meskeni yoksa emvalinin veya münazaalı şeyin veya teminatı varsa o

teminatın bulunduğu mahal mahkemesinde bakılır”.

Bu düzenleme ile davalının Türkiye’de mal varlığı var ise alacaklı,

malın bulunduğu yer mahkemesinde de dava açabilecektir. Bu durumda

geminin Türkiye’de bulunması bu yönden icra dairesini yetkili kılacaktır.

4. Sözleşmenin Bulunması Halinde Yetki

HUMK m. 10’a göre dava akdin icra olunacağı yer mahkemesinde de

açılabilir. Burada akdin ifa yerinin tespitinde BK m. 73’den yararlanılacaktır.

Buna göre borcun ifa yeri için öncelikle tarafların sarih veya zımni iradelerine

başvurulacaktır. Tarafların ifa yerini kararlaştırmamış olmaları durumunda 73.

maddenin buna ilişkin hükümleri uygulanacaktır. HUMK m. 10 gereğince

sözleşmeden doğan ihtilâflara davalı veya vekilinin dava zamanında orada

bulunması şartıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de bakılabilir.

Dolayısıyla bu şartların varlığı halinde sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi

icra dairesi de milletlerarası yetkiye sahip olacaktır166.

166 ÇELİKEL, s. 325, 326; NOMER/ ŞANLI, s. 404, 405; KURU, Baki/ ARSLAN, Ramazan/ YILMAZ, Ejder: İcra ve İflâs Hukuku, B. 9, Ankara 1996, s. 119, 120; AKINCI, Ziya: Tarafların Yetkili Hukuku Belirlememeleri Durumunda Sözleşmelere Uygulanacak Hukuk, DEHFY, Ankara 1992.

Page 80: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

70

5. Haksız Fiillerde Yetki

HUMK m. 21’e göre “Haksız bir fiilden mütevellit dava o fiilin vuku

bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabilir”. Burada haksız fiilin meydana

geldiği yer kavramı ile hem fiilin işlendiği yer hem de zararın meydana geldiği

yer kavramları ifade edilmek istenmiştir. Bu iki yer de Türk hukukunda

milletlerarası yetkiyi ve yetkili icra dairesini gösterir. Buna karşılık fiil ve zarar

yabancı ülkede veya ülkelerde meydana gelmişse Türk mahkemelerinin icra

dairesinin yetkisi doğmayacaktır.

6. Yetki Sözleşmesi

Bir borç ilişkisinin taraflarının aralarında çıkabilecek uyuşmazlıklar için

yetkili mahkemeyi belirlemeleri mümkündür. Tarafların yetkili mahkemeyi

belirleyen yetki sözleşmesi için şu ihtimaller söz konusu olabilir:

a. Yetki Sözleşmesi ile Türk Mahkemelerinin Yetkisinin Kabulü

Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin bulunmadığı hallerde

taraflar düzenledikleri bir yetki sözleşmesi veya şartı ile belirli bir Türk

mahkemesinin yetkili olabileceğini kararlaştırabilirler. Böyle bir anlaşma

genelde mal ve alacak davaları için söz konusu olmaktadır. Bu anlaşmanın

şekli ve diğer geçerlilik şartları Türk hukukuna yani lex fori’ye tâbi olacaktır.

HUMK m. 22’ye göre “Mahkemenin salahiyeti intizamı amme esasına binaen

tayin edilmemiş olan hallerde iki taraf bir veya müteaddit muayyen hususa

müteallik ihtilâflarının salahiyettar olmayan mahal mahkemesinde görülmesini

tahriren mukavele edebilirler. Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya

bakmaktan imtina edemez”. Burada geçerli bir yetki sözleşmesinden

bahsedebilmek için yetkili kılınan Türk mahkemesinin belirli olması, yetki

Page 81: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

71

sözleşmesinin yazılı olması ve sözleşmenin belirli ihtilâflara ilişkin olması

gerekir167.

b. Yetki Sözleşmesi ile Yabancı Mahkemelerin Yetkisinin Kabulü

MÖHUK m. 31 gereğince “Yer itibariyle yetkinin kamu düzeni veya

münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar aralarındaki

yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı

bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Yabancı

mahkemenin kendisini yetkisiz sayması halinde dava yetkili Türk

mahkemesinde görülür”.

Türk mahkemelerinin ülke içi münhasır yetki ve milletlerarası

yetkisinin kamu düzenine veya münhasır yetki esasına dayanılarak tayin

edildiği hallerde artık, yetki sözleşmesi yoluyla diğer bir ülkenin mahkemesine

yetki tanınamaz. Böyle bir anlaşma MÖHUK m. 31 gereği Türk hukukuna göre

geçerli olmayacaktır. Bu konuda Yargıtay’ın 1998 yılında vermiş olduğu bir

karara göre, yabancı mahkemelere yetki tanıyan bir yetki sözleşmelerine icra

dairelerini de kapsayan bir anlam verilemez. Kaldı ki zaten borçların zorla

yerine getirilmesini sağlayan ve bu bakımdan mahkemelerin yargısal

faaliyetinden farklı görev yapan Türk icra teşkilatına ait yetkinin tarafların

anlaşmasıyla bertaraf edilmesi mümkün değildir168.

167 NOMER/ŞANLI, s. 416; ÇELİKEL, s. 347, 348. 168 YHGK, 06.05.1998, E. 12/287, K. 325, Türk mahkemesinde alınan ihtiyati haciz kararının cebrî icra yoluyla uygulanmasına dair bir yetki, devletin kendi ülkesi üzerinde hakimiyet tasarruflarında bulunabilme iktidarının bir görünümü olduğundan, münhasır yetkilerdendir, NOMER/ ŞANLI’dan naklen, dn. 203, a, s. 419; ÇELİKEL, s. 347, 348.

Page 82: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

72

VI. TAKİBİN TARAFLARI VE TEMSİL

Deniz alacaklarının takibinde de taraf, alacaklı olduğu iddiasıyla

takipte bulunan kimse ile onun takip talebinde bulunduğu borçlu olarak

gösterdiği gerçek veya tüzel kişilerdir. Bunların taraf ehliyetine sahip olmaları

lazımdır. Medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi

icra takibinde taraf olma ehliyetine de sahiptir.

TTK m. 46, f. 2’ye göre donatma iştiraki tüzel kişiliğe sahip olmamakla

beraber bir ticaret unvanına sahiptir169. Ayrıca donatma iştiraki tacirler

hakkındaki hükümlere ve iflâsa tâbidir. TTK m. 956, f. 1’e göre gemi müdürü

müşterek donatanların isimlerini belirtmeksizin donatma iştiraki adına hukuki

muamelelerde bulunabilir ve onu mahkemede de temsil eder (TTK m. 955, f.

2). Buna göre donatma iştiraki ticaret unvanı altında davalı veya davacı

olabileceği gibi, icra takibinde tarafta olabilecektir.

TTK 1242, f. 2, b. 2’ye göre “Dava veya takip donatana karşı

olabileceği gibi, gemi bağlama limanında bulunsa bile, kaptana karşı da

olabilir. Kaptan aleyhine verilen hüküm veya kesinleşen takip donatana

sâridir170”. Burada kaptan sadece bir kanunî temsil fonksiyonu ifa etmektedir,

gerçekte ise takipte taraf yine donatandır. Bu nedenle takip sonunda alacak

kaptanın malvarlığından değil, rehinli deniz servetinden ve donatanın şahsi

malvarlığından tahsil edilecektir. Bu durum ise deniz ticaretinde kaptanın ne

denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

TTK m. 1176, f. 2 ve m. 1232, f. 2’ye göre kurtarma, yardım ve deniz

ödüncünde yük alacaklısı, teslimden önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla

ancak kaptan aleyhine takipte bulunabilir. Gemi alacaklısının borçlusu

169 Donatma iştirakinin tacir sıfatı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. CAN, Mertol: Donatma İştirakinde Tacir Sıfatının Aidiyeti İle Müşterek Donatanlar Hakkında da İflâs Kararının Verilip Verilemeyeceği Meselesi, Ünal Tekinalp’e Armağan, c. I, İstanbul 2003, s. 907-930. Donatma iştirakinin tacir sıfatı ve karşı görüş için bkz. CAN, s. 207. 170 KENDER/ ÇETİNGİL, s. 187; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 221- 222.

Page 83: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

73

donatandan başka bir şahıs ise bu takdirde icra takibi kaptan aleyhine

yapılamaz; borçlu olmayan bu şahıs aleyhine yapılır.

VII. HACZİ MÜMKÜN OLMAYAN GEMİLER

Türkiye’de yapılan icra takipleri bakımından bazı gemiler hakkında

takip yapılmasının mümkün olmadığı kabul edilmiştir.

A. Yola Hazır Gemi

TTK m. 892’ye göre “Yola çıkmaya hazır bir gemi cebrî icra yolu ile

satılamayacağı gibi ihtiyaten haciz de edilemez. Şu kadar ki; cebrî satış veya

haczi icap ettiren borç zaten bu yolculuk dolayısıyla yapılmışsa, bu hükümler

tatbik olunmaz. Bu madde hükmü 867. maddede yazılı gemiler hakkında da

tatbik olunur”.

Yola hazır geminin haczedilemeyeceği kuralı çok eski bir geçmişe

sahip olup, örf ve adet hukukundan kaynaklanmaktadır171. Bazı hukuk

sistemlerinde söz konusu muafiyet hükmüne hiç yer verilmemiş172; bazılarında

ise önceden kabul edilmekte iken sonradan kaldırılmıştır. Yeni

düzenlemelerde de muafiyet hükmüne yer verildiği pek sık görülmemektedir.

Nitekim Gemilerin İhtiyatî Haczine İlişkin 1952 Brüksel Sözleşmesi de yola

hazır geminin haciz muafiyeti esasını benimsememiş; hatta 3. maddesinin 1.

fıkrasında yola hazır gemilerin dahi haczedilebileceklerini açıkça belirtmiştir173.

171 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 66; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 195; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 230- 233; GÖKNİL, Mazhar Nedim: Deniz Ticareti Hukuku, B. 3, İstanbul 1946, s. 355. 172 İngiliz, Amerikan, Hollanda hukuk sistemlerinde durum böyledir. Bkz. ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 82; ÇAĞA, Tahir: Deniz Ticaret Hukuku, c. II, İstanbul 1982, s. 113; GÖKNİL, s. 353. 173 BARLAS, Nuray: Yola Hazır Gemilerin İhtiyatî Hacze Tâbi Tutulmazlığı İlkesi, İBD, İstanbul 1987, s. 329.

Page 84: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

74

Bu yasak aynı zamanda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü

Hakkında Kanun veya diğer bir özel kanun gereğince yapılan cebrî icra

takiplerinde de geçerlidir. Yasak, kararın infazı sırasında, icra memuru veya

yetkili şahıs tarafından resen dikkate alınmalıdır. Yasak hükmüne aykırı bir

infaz halinde tetkik mercii veya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü

Hakkında Kanun yahut diğer özel kanunlarca yetkili olan makamlara şikayette

bulunulabilir174.

Bir görüşe göre175 TTK m. 892’de geminin işletilmesi ile elde edilecek

iktisadi değerlerin korunması göz önünde bulundurulduğundan yasağın

sadece ticaret gemileri hakkında geçerli olması gerekir. Zira donatan ve

yolculukla ilgili kişilerin söz konusu olmadığı hallerde, geminin haciz

muafiyetinden istifade ettirilebilmesi için bir neden kalmamaktadır.

Bir diğer görüşe göre, bu hüküm gayri ticari gemiler için de

uygulanmalıdır. “Yasak hükmünden sicile kayıtlı olan ve olmayan Türk

gemileri faydalanırlar”. TTK m. 822, f. 1, b. 1’deki atfın kapsamına m. 892’de

dâhil bulunduğundan yasak hükmü aslında ticari olmayan gemiler hakkında da

geçerlidir176.

Yabancı gemilerin durumuna baktığımızda m. 892 TTK’nın 4.

kitabının 1. faslının 4. kısmında yer aldığı ve aynı kısımda bulunan 866.

madde gereğince “Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kısım hükümleri (4.

kısım, mülkiyet ve diğer ayni haklar) yalnız bir Türk gemi siciline kayıtlı

bulunan gemiler hakkında tatbik olunur. Bir Türk gemi siciline kayıtlı bulunan

gemi üzerindeki mülkiyetin iktisap ve ziyaı Türk kanunlarına tabidir”, hükmü

gereği ve m. 892, f. 2’de atıfta bulunulan 867. maddedeki “bir Türk gemi

siciline kayıtlı olmayan gemiler” hükmüyle Türk gemileri kastedilmektedir. Bu

haliyle yabancı gemiler, bir Türk gemi siciline kayıtlı olmadıkları sürece 892. 174 ÇAĞA, İcra, s. 125. 175 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 69. 176 ÇAĞA, İcra, s. 125.

Page 85: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

75

madde kapsamı dışında kalmaktadırlar177. Eski ticaret kanunumuzda ve halen

Alman Hukuku’nda yabancı gemiler bu yasaktan istifade etmekteydiler178.

TTK hükümleri gereği yabancı gemiler yola hazır olsa dahi

haczedilebilecektir. Bu durum da en çok gözetilen ulus kaydı ve eşitlik ilkesi

kavramlarına da değinmek gerekecektir. Bilindiği üzere en çok gözetilen ulus

kaydı milletlerarası andlaşmaların düzenlenmesinde karşımıza çıkabilen ve

andlaşma yapan tarafların karşılıklı ilişkilerinde, tarafların diğer devletlerle olan

ilişkileri açısından eşitliği sağlamayı amaç edinen bir kayıttır. En çok gözetilen

ulus kaydının doktrinde pek çok tanımına rastlamak mümkündür179. Bir görüşe

göre en çok gözetilen ulus kaydı (most-favoured-nation clause), “âkit

devletlerden her birine, diğer devletlere, diğer ticaret anlaşmaları ile verilmiş

veya bundan sonra verilecek menfaatlerden faydalanmayı temin eder. Bu

sayede bir millet yabancı ticaret pazarlarında bir memleketin tüccarına verdiği

en müsait şartlardan daima istifade etmek ve diğer memleketlere karşı oranda

eşit şartlar altında savaşmak imkanını temin eder”180.

Bununla beraber en çok gözetilen ulus kaydı ile genel hukuk ilkesi

niteliğinde olan ayrım yapmama ilkesinin birbirine karıştırılmaması

gerekmektedir. Ayırım yapmama ilkesi, bütün devletler veya vatandaşları

arasında eşit davranılmasını öngören ve her türlü ayırımı yasaklayan bir

ilkedir181. Her iki ilkenin de amacı taraflar arasında ayırım yapılmasına yer

vermeyecek şekilde eşitliği sağlamaktır. Ayrım yapmama ilkesi herkes

tarafından ileri sürülebildiği halde; en çok gözetilen ulus kaydı sadece

177 Bkz. YİİD. 09.02.1973 tarih, 1121 esas ve 1071 sayılı kararı. 178 KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 231- 232; Çağa, İcra, s. 126; ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 71- 72; BARLAS, Nuray: Yola Hazır Gemilerin İhtiyatî Hacze Tâbi Tutulmazlığı İlkesi, İBD, İstanbul 1987, s. 332- 333; ATAMER, İhtiyatî Haciz, s. 293; KAYIHAN, Şaban: Yola hazır geminin icradaki durumu, BATİDER, c. XIX, S. 3, Haziran 1998, s. 158; KALPSÜZ, Gemi Rehni, s. 159. 179 Bkz. PAZARCI, s. 176; MERAY, Seha: Devletler Hukukuna Giriş, c. 2, Ankara 1962, s. 104; ÇELİK, s. 220; tanım, http://tr.wikipedia.org/wiki/En_%C3%A7ok_g%C3%B6zetilen_ulus_kayd%C4%B1. 180 BİLSEL, Cemil: Devletler Arasında Andlaşmalar, İstanbul 1979, s. 356. 181 PAZARCI, s. 190; Ayırım gözetmeme ilkesinin kapsamı konusunda iki görüş mevcuttur: yabancıya vatandaşla eşit davranılmasını öngören eşit işlem ilkesi ve uluslar arası asgari standartlar ilkesi. Ayrıntılı bilgi için bkz. PAZARCI, s. 190, 247, 248, 187- 190; TİRYAKİOĞLU, Bilgin, Doğrudan Yabancı Yatırımların Uluslararası Hukukta Korunması, Ankara 2003, s. 70 ve devamı.

Page 86: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

76

sözleşmenin taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Ayrım yapmama ilkesi genel

eşitliği sağlamaya yönelik olduğu halde en çok gözetilen ulus kaydı özellikle

ekonomik alanlarda bazı kolaylık ve ayrıcalık elde etmek üzere

kullanılmaktadır182.

En çok gözetilen ulus kaydı ile sağlıklı rekabetin sağlanması, ticaretin

gelimesi ve eşitliğin sağlanması amaçlanmaktadır. Devletler de aralarındaki

sözleşmelere eşit işlem şartı koymakla, özellikle ticari ilişkiler konusunda,

yabancı devletlere farklı muamele yapılmasını önlemeyi ve devletler arasında

eşitliği sağlamayı amaçlamaktadırlar. Türkiye’de yapmış olduğu pek çok

sözleşmede bu ilkeyi hayata geçirmiştir183.

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi m. 126’da en çok

gözetilen ulus kaydı ile ilgili bir düzenleme vardır. Buna göre, “Denize kıyısı

olmayan Devletlerin özel durumu sebebiyle haklar ve kolaylıklar tesis eden iş

bu sözleşme hükümleri ve keza denize veya denizden çıkış hakkının

kullanılmasına ilişkin özel andlaşmalar, en çok kayrılan millet kaydının

uygulanmasından istisna edilmiştir”. Bu sözleşmede en çok gözetilen ulus

kaydının, özel olarak andlaşmanın hükümlerine ve denize veya denizden çıkış

hakkının kullanılmasına ilişkin özel andlaşmalara uygulanmayacağı

düzenlenmiştir. Yine 1982 sözleşmesinin 131. maddesinde eşit işlem şartı ile

ilgili bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre, “Sahili bulunmayan bir devletin

bayrağını taşıyan gemiler, deniz limanlarında, diğer yabancı gemilere

uygulanan işlemlere eşit bir işlemden yararlanacaklardır”.

182 PAZARCI, s. 190; UZUN, Elif: Milletlerarası Hukuk Açısından En Çok Gözetilen Ulus Kaydı, YLT, Eskişehir 2002, s. 6; UZUN, Elif: Milletlerarası Hukuk Açısından En Çok Gözetilen Ulus Kaydı, Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni, Yıl, 24, S. 1- 2, 2004, s. 741- 766. 183 Örneğin bkz. Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Anlaşması, (Yürürlüğe Giriş: 1 Mayıs 1997), m. 21, f.

2-b, http://www.dpt.gov.tr/abigm/abib/ttoca/israil_STA.htm, T.C. Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 17 Nisan 1958 Tarihinde İmzalanan En Ziyade Müsaadeye Mazhar Millet Kaidesine Müteallik Protokol K.T. 06.06.1959, R.G. 06.06.1958.

Page 87: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

77

Türk mevzuatına göre, bir Türk gemi siciline kayıtlı olmayan yola

hazır gemiler haczedilebilecektir. Ancak Türkiye taraf olduğu bir sözleşme ile

yabancı bir devletin, Türk karasularında bulunanan yola hazır gemilerini

haczetmeyeceğini taahhüt ederse; sözleşmede en çok gözetilen ulus kaydı

veya eşit işlem ilkelerinin bulunması halinde, diğer devlet gemilerini de bu

haktan yararlandırmak durumunda kalabilecektir. Türkiye’nin Türk gemi

siciline kayıtlı olmayan yabancı bir gemiyi haczetmesi, yola hazır Türk

gemilerinin de yabancı ülke limanlarında haczedilebilmeleri sonucunu

doğurabilecektir. Yola hazır gemilerin haczedilemeyeceği kuralının Türk gemi

siciline kayıtlı olmayan gemiler hakkında uygulanmamasının da mantıklı bir

sebebi bulunmamaktadır. Dolayısıyla TTK mevzuatımıza yola hazır yabancı

gemilerin de haczedilemeyeceğini belirten bir düzenlemenin getirilmesi

yerinde olacaktır.

Geminin ne zaman yola hazır sayılacağı meselesi tartışmalıdır.

Ticaret Kanunumuzda bu hususta açık bir hüküm yoktur184. Almanya’da

olduğu gibi bizde de donatan veya kaptanın iradesiyle yolculuk yapacak olan

gemi, sefere çıkmasına fiili veya hukuki bir engel bulunmadığı takdirde yola

hazır kabul edilmelidir. Yani gemi adamları yeterlilik ve sayı bakımından tam

olmalı, gemide gerekli teçhizat bulunmalı, yükleme faaliyeti son bulmuş, yola

çıkmadan önce yerine getirilmesi gerekli bütün formaliteler tamamlanmış, yola

izin kâğıdı dışında bütün belgelerin temin edilmiş ve izin kâğıdı için de liman

makamlarına müracaatta bulunulmuş, borda evrakı, kaptan ve gemiye

alınması mecburi veya öngörülmüş olan kılavuz gemide bulunmalıdır185. Evrak

tamam olmakla beraber gemi fiilen harekete hazır değilse yola hazır sayılmaz.

Gemi yola hazır hale geldikten sonra çıkan sis, fena hava, başka gemilerin

çarpışması sebebiyle yolun kapanması gibi engeller yüzünden geminin sefere

184 BELGESAY, Mustafa REŞİT: İcra ve İflâs Kanunu Şerhi, B. 2, İstanbul 1948, s. 215; ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 73; GÖKNİL, s. 354; BERKİN, s. 242. 185 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 73-74; ÇAĞA, İcra, s. 126-127; BELGESAY, Şerh, s. 216; BERKİN, s. 104; GÖKNİL, s. 354; ANSAY, Usul, s. 94; KENDER/ÇETİNGİL, s. 196.

Page 88: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

78

çıkamaması yola hazır sayılma durumunu etkilemez ve haciz yasağını ortadan

kaldırmaz186.

Ancak bütün bunlar gerçekleştiği yani gemi fiilen ve hukuken yola

hazır duruma geldiği, gümrük ve liman idaresi, deniz polisi ile ilgili formaliteleri

tamamladığı durumlarda, zaten hareket etmiş olacağından TTK m. 892 ile

sağlanmak istenen sonuç büyük ölçüde sınırlanmış olacaktır. Oysa amaç bu

işlemler tamamlanmadan geminin haciz muafiyetinden istifade ettirilmesi

olmalıdır. Fakat böyle bir durumda da hangi safhanın ölçü olarak kabul

edileceği sorunu ortaya çıkar. Şayet ölçü geniş tutulursa gemiler üzerindeki

ihtiyatî haciz ve cebrî icra hemen hemen imkânsız hale gelecektir. Dolayısıyla

bu haciz imkânını bertaraf ettirmeksizin belli bir esneklik kazandırarak fiilen

yola hazır olan geminin hukuken de hazır olması halini, takdire yer vermeyen

sabit esaslara bağlamakta yarar vardır. Şöyle ki, gemiye ait izin kâğıdı

dışında, bütün belgeler temin edilmiş ve izin kâğıdı için de liman makamlarına

müracaatta bulunulmuş olduğu takdirde, geminin hukuken yola hazır hale

geldiği kabul edilmelidir. Böylece gemi, hareketinden kısa bir müddet evvel,

haciz yasağından faydalanabilecektir ki, bu da kanunun amacına uygun

düşmektedir187.

Bir gemiye ihtiyatî haciz kararının uygulanıp uygulanmayacağını icra

memuru tespit edecektir. Çünkü mahkemeden alınan ihtiyatî haciz kararı

süresinde gemi yola hazır durumda olabilir ya da olmayabilir. İcra memuru

geminin sefere elverişli olup olmadığını uygulamada liman makamlarına

sorarak anlayacaktır188.

Şimdiye kadar incelediğimiz bu haciz yasağı hükmüne maddenin 2.

fıkrası ile bir istisna getirilmiştir. O yolculuğun hazırlanması veya icrası için

yapılan borçlardan dolayı gemi yola hazır hale gelmiş veya yola çıkmış olsa

186 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 76; ÇAĞA, İcra, s. 127. 187 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 74; BELGESAY, Şerh, s. 216. 188 ANSAY, Usul, s. 94; bu konuda ayrıca bkz. CAN, s. 29- 37; ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 78.

Page 89: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

79

da haciz edilebilir. Bu tarz teslimat veya hizmetler çok kere geminin

hareketinden hemen önce yapılır. Bu itibarla alacaklılar gemi yola hazır

duruma gelinceye kadar alacaklarını adli yollarla takip imkânına sahip

değildirler. Kanun bunlar için bir istisna kabul etmeseydi bu gibi alacaklılar

donatanı borcunu ödemeye zorlayan bir vasıtadan yoksun olacaklar, ayrıca

yolculuğun risklerine de katlanmak zorunda kalacaklardı189.

TTK m. 892’de düzenlenen haciz yasağının uygulama alanı, yabancı

gemiler hakkında geçerli olmadığı bir tarafa bırakılsa da, hayli daralmış

bulunmaktadır. Yasak hükmü uluslararası alanda da yaygınlığını gittikçe

kaydetmektedir.

B. Zararsız Geçiş Halinde Bulunan Yabancı Gemiler

Devletler Hukukunda öteden beri cari olan bir örf ve adet kaidesi

yabancı gemilere devletlerin karasularında zararsız geçiş hakkı (Right Of

Innocent Passage) tanımaktadır190. Bu teamül, denizde ulaştırmadan istifade

edilmesi ve milletlerarası ticaret hayatının gelişimi için kendini gerekli kılmıştır.

Gene ancak bu suretle açık denizlerin serbestliği ilkesi de, tam bir anlam

kazanacaktır. Zira zararsız geçiş hakkı olmaksızın bu prensip, değerinden

büyük ölçüde kaybederdi191. Devletler böylece, denizlerde dolaşımın serbest

ve kesintisiz olmasındaki menfaatleri uğruna, karasuları üzerindeki hâkimiyet

haklarının sınırlanmasını kabul etmişlerdir. Geçiş, karasuları içinde bu suları,

189 ÇAĞA, İcra, s. 128; ANSAY, Usul, s. 94; ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 80; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 196- 197; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 233- 235; KURAN, Selami: Uluslararası Deniz Hukuku, İstanbul 2006, s. 82; KURAN, s. 82- 86. 190 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. ÇELİK, Edip: Milletlerarası Hukuk, c. II, B. 2, İstanbul, 1971, s. 106; MERAY, Seha: Devletler Hukukuna Giriş, c. I, B. 3, Ankara 1968, s. 414; TATAR, Bülent: Deniz Alanlarında Ticaret Gemilerinin Hukuki Rejimleri, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2002, s. 90-107; VANK, M. Deniz: Uluslararası Denizlerin Hukuki Statüsü, Geçiş Rejimleri ve Türk Boğazları, ABD, Ankara 1998/1, yıl, 54, s. 84-115; BEKTAŞOĞLU, Dilek: Türk Boğazlarından Geçen Ticari Gemilerin İhtiyatî Haciz Muafiyeti Var Mıdır?, DHD, yıl. 5, S. 1-4, İstanbul 2000, s. 199-214; O’CONNEL, D. P.: The International Law Of The Sea, Oxford, UK. 1989, Volume 1, p. 18 and Volume 2, p. 866- 875; EKŞİ, Nuray: Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’nden Geçen Yabancı Gemilerin Haczi, B. 1, İstanbul Haziran 2006; ÖZMAN, Deniz Hukuku, s. 310- 331. Ayrıca bkz. Denizde Zabt Ve Müsadere Kanunu, RG. 18/7/1940 , S. 4564. 191 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 83; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 197.

Page 90: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

80

iç sulara girmeksizin kat etmek veya iç sulara girildiğinde bu sulardan açık

denize çıkmak amacı ile seyretmektir192. Devletler yabancı geminin

karasularından geçmesine müsaade etmek zorundadırlar. Geçiş süratli ve

çabuk olmalıdır. Ancak bu geçişin devlete zarar verici bir niteliği olmamalıdır.

Aksi takdirde, yabancı gemi söz konusu muafiyetten faydalanamaz. Geçiş,

kıyı devletinin barışına, düzenine veya güvenliğine zarar vermedikçe

zararsızdır. Geçişte, yalnız 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku

Sözleşmesi’nin193 hükümlerine değil, uluslararası hukukun diğer kurallarına da

uyum şarttır194. Ancak bu sınırlamaya kıyı devletinin yargı yetkisinin de dâhil

olup olmadığı hususunda doktrinde ve devletler arasında görüş farklılıkları

bulunmaktadır. 1958 Cenevre Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesi de195

meseleyi düzenleyerek açıklığa kavuşturmaya çalışmıştır.

1958 Cenevre Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesi ve 1982

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmelerinin zararsız geçiş hakkı ile ilgili

hükümleri196 günümüzde artık devletler hukuku örf ve adet kuralları haline

gelmiş oldukları için, bu sözleşmelerin akidi olmayan devletler bakımından da

bağlayıcıdırlar197.

1982 Sözleşmesinin 311. maddesine göre bu sözleşme taraf

devletler arasında 1958 Cenevre Sözleşmesinin yerine geçecektir (m. 311).

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, 1958 Cenevre

Sözleşmesi ile düzenlenen konuları baz alarak bunları çağın ihtiyaçlarına

uydurmak ve deniz hukukunun diğer sorunlarını çözmek üzere hazırlanmış

192 ÖZMAN, Sözleşme, s. 8- 9. 193 ÖZMAN, Sözleşme, s. 20. 194 TEKİL, s. 472; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 197. 195 http://www.saemk.org/belge_ayrinti.asp?bid=42&dil=tr, saat 13. 00, tarih 19.07.2006; 28 Nisan 1958 tarihinde Cenevre'de imzalandı, 10 Haziran 1964'de yürürlüğe girdi. Türkiye, bu sözleşmeye taraf değildir. 4 Ana Sözleşmeden oluşan 1958 Cenevre Sözleşmeleri, yerini 10 Aralık 1982'de imzalanan BM Deniz Hukuku Sözleşmesine bırakmıştır. Bkz. Aslan Gündüz, Milletlerarası Hukuk - Temel Belgeler Örnek Kararlar, İstanbul 2000. 1961958 Cenevre Sözleşmesi m. 14, 20, 23; 1982 Birleşmiş Milletler Sözleşmesi m. 17, 18, 19, 21, 28, 45, 52 ve diğer maddeleri. 197 KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 233; ÇETİNGİL, A. Ergon: Mukayeseli Hukuk Açısından Gemilerin İhtiyatî Haczi, İstanbul 1972, s. 89.

Page 91: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

81

ve pek çok devlet tarafından imzalanmıştır. 1982 sözleşmesi katılımın çok

olmasını amaçlayarak tarafların çekince koyabileceği alanları düzenlemekten

kaçınmıştır198.

1958 Cenevre Sözleşmesi’nin 14 ve 23. maddelerinde yabancı

gemilerin karasularından zararsız geçiş hakkı vurgulandıktan sonra m. 20, f.

2’de karasularından zararsız geçiş halinde bulunan yabancı gemilerin haciz

edilemeyecekleri açıkça belirtilmiştir. Sözleşme m. 14, f. 4’e göre de “geçiş

kıyı devletinin güvenliğine, düzenine veya barışa halel vermediği sürece

zararsızdır”199. Cenevre Sözleşmesi, öngördüğü bu haciz muafiyetine aynı

maddede iki grup istisna kabul etmiştir200, bunlar yolculuğun yapılması

maksadı ile borçlanma ve yolculuk sırasında bir sorumluluğun doğması

halleridir. 1982 Sözleşmesinde de benzer hükümler yer almaktadır. Anılan

sözleşmenin 17 ve devamı maddelerinde gemilerin zararsız geçiş hakkı

önceki sözleşmeden daha ayrıntılı ve günün şartları göz önüne alınarak

düzenlenmiştir. Zararsız geçiş halindeki gemilerle ilgili olarak sahildar

devletin cezai ve hukuki yargılama yetkisi 27 ve 28. maddelerde ele

alınmıştır. 1982 Sözleşmesinin 28. maddesine göre sahildar devlet,

karasularından geçen bir yabancı gemiyi, gemide bulunan bir kişi hakkında

hukuki yargı yetkisini kullanmak üzere durduramaz ve yolundan çeviremez.

Aynı hükme göre, sahildar devlet, bu gemi hakkında özel hukuk alanında

icrai veya ihtiyati tedbirleri, bu tedbirler ancak bizzat geminin sahildar devletin

sularından geçişi sırasında veya geçiş sebebiyle yüklendiği yükümlülüklere

veya tabi olduğu sorumluluklara ilişkin ise alabilir. Görüldüğü üzere her iki

198 Türkiye, her iki sözleşmeye de taraf değildir. 1982 sözleşmesine taraf olmamasının başlıca nedeni sözleşmenin 3. maddesidir. Buna göre, “Her devlet karasularının genişliğini tespit etme hakkına

sahiptir; bu genişlik işbu Sözleşmeye göre tespit edilen esas hatlardan itibaren 12 deniz milini

geçemez”. Özman’a göre, “Türkiye 1986 yılında, Sözleşmede öngörülen esaslar çerçevesinde, Karadeniz’de münhasır ekonomik bölge ilan etmiştir. Bu durumda, Sözleşme ile getirilen düzenlemelerden, Türkiye tarafından itiraz edilmeyenlerin, diğer şartlar da mevcut ise, Türkiye için birer örf ve adet kaidesi olarak kabul edilebileceğini ve uygulanabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.” Bkz. Özman, Deniz Hukuku, s. 54. 199 Zararsız geçiş hakkı kavramı ve bunun düzenlenmesindeki çeşitli aşamalar için bkz. TOLUNER, s. 111 ve devamı; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 197, ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 84. 200 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 66- 88; TOLUNER, s. 187-188.

Page 92: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

82

sözleşme de, zararsız geçiş yapan geminin haczini aynı sebeplerle reddetmiş

ve yine yolculukla ilgili borçlar için kurala istisna getirmiştir.

Karasularında yatan veya iç sulardan201 karasularına geçen gemiler

üzerinde de kıyı devletinin yargı yetkisi vardır. Burada alacağın sebebi, doğuş

yeri ve zamanın önemi yoktur. 1958 Cenevre Sözleşmesi m. 14, f. 3 ile,

seyrüseferin mutat gereği olan yahut mücbir sebep veya tehlikenin zorunlu

kıldığı durma veya demirlemeler geçişe dâhil sayıldığından, kıyı devletinin

karasularında ancak bunlar dışında kalan bir durma veya demirleme halinde

istisnaen haciz yetkisi kabul edilmiştir202. Benzer hüküm, 1982 Sözleşmesinin

28. maddesinin son fıkrasında yer almaktadır. Buna göre, iç suları terk ettikten

sonra karasularında duran veya karasularından geçen bir yabancı gemi

hakkında sahildar devletin kendi kanunlarında öngörülen özel hukuka ilişkin

icrai ve ihtiyati tedbirler almak hakkı mevcuttur.

C. Devlet Gemileri

İİK m. 82, f. 1, b. 1 hükmü devlet mallarının haczedilemeyeceğini

söylemektedir. Buradaki devlet mallarından maksat, baskın görüşe203 göre

herhangi bir ayırım yapılmaksızın, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye

Kanununun m. 2. maddesinde sayılan mallar devlet mallardır. Muhasebe-i

Umumiye Kanunu m. 2 gereğince devlet malı, “Devletin emvali devletçe tarh

ve cibayet olunan her türlü tekalif ve rüsum ile devlete ait nükut ve esham ve

her türlü taşınır ve taşınmaz eşya, emval ve kıyem ve bunların hasılat ve

201 Bundan maksat karasularının iç sınırı ile kara ülkesi arasında kalan deniz kesimidir. Ayrıntılı bilgi için bkz. TOLUNER, s. 67, 20.5.1982 tarih ve 2674 sayılı Karasuları Kanunumuz’daki (RG. 29.5.1982, S. 17706) iç sular teriminin anlamı farklıdır, bkz. ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 88 dn. 18. 202 ÇETİNİGİL 87/88; TOLUNER, s. 187; EKŞİ, Nuray: Yabancı Gemilerin İhtiyatî Haczi, B. 2, İstanbul 2004, s. 172; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 199; ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 88; KURAN, s. 90. 203 Bkz. KURU, B. 4, 1978, s. 192; ÜSTÜNDAĞ, İcra, B. 8, s. 215; POSTACIOĞLU, İcra, 1975, s. 350 ve ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 93; KÖYMEN, Haydar OLGAÇ: Sınai, Kazai ve İlmi İçtihatlarla Türk İİK, İstanbul 1960, s. 656; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 199; GÜNDÜZ, Aslan: Yabancı Devlet Malları Üzerinde Cebrî İcra Mümkün müdür?, MHB, c. 4-5, 1984-1985, s. 15; YILMAZ, Ejder: Devlet Malları Hak ve Rüçhanlığına Sahip Malların Haczedilememesi, Yaşar Karayalçın’a 65. Yıl Armağanı, Ankara 1988, s. 601.

Page 93: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

83

icaratı ile bedellerinden terekküp eder”. Birçok özel kanunda belirli kamu

kuruluşlarının malları devlet malı ile bir tutulduğundan, İİK m. 81, f. 1, b. 1’deki

haciz yasağının uygulama alanı hayli geniştir204.

Devlet mallarına getirilen haciz yasağı, devletin kendisine karşı icra

işlemlerini yürütemeyeceği ve borçlarını rızasıyla ödeyeceği hususları ileri

sürülerek gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. Fakat bu varsayımlar uygulamada

ortaya çıkan sakıncalarıyla da anlaşılmıştır ki artık geçerliliğini yitirmiştir205.

Geminin sağlayacağı teminattan alacaklıları yoksun bırakmak, kredi

müessesesinin gelişmesine de engel olacaktır. Bu durum yolculuğunda kredi

bulmak zorunda kalacak olan geminin de menfaatine aykırıdır. Bundan başka

eğer devlet her zaman borçlarını ödeyebilecek güçte ise, gemiyi hacizden

kurtarmak için gereken teminatı da yatırabilecektir206. Ayrıca bu husus serbest

rekabetin gerektirdiği şartlara da uygun düşmemektedir.

Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri tarafından denizde kazanç elde

etme maksadına tahsis edilen veya fiilen böyle bir maksat için kullanılan

gemiler de TTK m. 816, f. 2’ye göre “...kimin tarafından ve kimin nam ve

hesabına kullanılırsa kullanılsın...” ticaret gemisidirler207. TTK m. 822, f. 12’de,

hususî kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, TTK hükümlerinin ticaret

gemileri hakkında da tatbik edilmesini emretmektedir. Kanun devlet ticaret

gemilerinin TTK’nın bütün hükümlerine tâbi olduğu bilgisinden hareketle m.

822, f. 2, b. 2’de devletin münhasıran bir kamu hizmetine tahsis ettiği gemilere

hangi hükümlerin uygulanacağını belirtmiştir208. Devlet ticaret gemileri

hakkında özel kanunlarda aksine hüküm bulunmadığı takdirde TTK m. 1235

ve 1236 bu gemiler hakkında uygulanacak, yani TTK m. 1235’de sözü edilen

alacaklardan dolayı devlet ticaret gemileri üzerinde rehin hakkı doğacaktır. 204 Bu özel kanunların listesi için bkz. UYAR, Şerh, s. 916 ve devamı. 205 BERLINGIERI, Georgio: Yabancı Devlete Mensup Bir Gemi Haciz Altına Alınabilir mi?, İBD, 1938, s. 121. 206 BERLINGIERI, Haciz, s. 121. 207 ÇAĞA/ KENDER, s. 51; OKAY, s. 90. 208 Aynı görüşte ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 95; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 200.

Page 94: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

84

TTK m. 1236, f. 3 devlet ve diğer kamu tüzel kişilerine ait olup denizde kazanç

elde etmek amacına tahsis edilmeyen gemiler üzerinde kanunî rehin hakkının

doğmayacağını beyan etmek suretiyle devlet ticaret gemileri üzerinde rehin

hakkı209 doğacağını bir kez daha doğrulamış bulunmaktadır. TTK bazı

hallerde devlet ve diğer kamu tüzel kişileri aleyhine rehnin paraya çevrilmesi

yoluyla takibe izin vermektedir. Böylece İİK m. 82, f. 1, b. 1 hükmüne gerekçe

olarak devletin kendisine karşı cebrî icrayı yürütemeyeceği ve borçlarını

esasen rızasıyla ödeyeceği tarzında ileri sürülen fikrin yanlışlığı da

anlaşılmaktadır210.

Yabancı devlete ait mal, o devletin mülkiyetinde, zilyetliğinde veya

kontrolünde olan maldır. Yabancı devlet malları da cebrî icra muafiyetinden

yararlanır. Ancak yabancı devletin sırf bu hususu ileri sürmesi yetmez;

mahkemeyi ihtilâfta kendisine ait hakların söz konusu olduğuna inandırması

gerekir211.

Devlet ticaret gemilerinin İİK m. 82, f. 1. b. 1’deki devlet sözünün

kapsamına yabancı devletlerin de dâhil olup olmadığı doktrinde tartışmalıdır.

Fakat mesele deniz hukuku açısından fazla bir önem taşımamaktadır212.

Meseleyi uluslararası alanda yeknesak hükümlere bağlamak amacıyla

Brüksel’de Devlet gemilerinin muafiyeti ile ilgili bazı kaidelerin birleştirilmesi

hakkında 10.04.1926 tarihli sözleşme ile bu sözleşmeye ek 24.05.1934 tarihli

protokol kabul edilmiştir213. Türkiye bu sözleşmeleri 14.02.1955 tarih ve 6469,

aynı tarih 6468 sayılı kanunlarla tasdik etmiş olup her ikisi de 04.01.1956

tarihinde yürürlüğe girmiştir.

209 Kanunî rehin hakkı için bkz. ÇETİNGİL, A. Ergon: Deniz Hukukunda Kanunî Rehin Hakkına Dayanan Takiplerle İlgili Olarak Uygulamada Ortaya Çıkan Bazı Sorunlar, DHD, 1996, S. 3-4, s. 47-49; ATAMER, İcra, s. 205-254; ayrıca kanunî rehin hakkı kavramı için bkz. OĞUZMAN/ SELİÇİ, Eşya Hukuku, B. 6, İstanbul 1992, s. 877; KÖPRÜLÜ/ KANETİ: Sınırlı Ayni Haklar, B. 2, İstanbul 1982/1983, s. 31; KALPSÜZ, Sempozyum, s. 305. 210 ÇAĞA, İcra, s. 135. 211 GÜNDÜZ, s. 20; TATAR, s. 36- 45. 212 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 99. 213 BERLINGIERI, Haciz, s. 122; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 201; GÜNDÜZ, s. 17.

Page 95: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

85

Konvansiyon m. 6, “bir akit devlet ülkesinde, konvansiyonun getirdiği

rejim uygulanacaktır” demektedir. Bu bakımdan İİK m. 82’de yabancı devletin

yer aldığı kabul edilse bile, 1926 konvansiyonunu tasdik etmiş olduğumuz için

İİK m. 82’deki devlet malı kapsamından, yabancı devlet gemileri çıkarılmış

olmaktadır. Çünkü Konvansiyon ile Türk Karasularında bütün yabancı devlet

gemilerinin tâbi olacağı bir rejim meydana getirilmiş olmaktadır. Yalnız akit

devletler akit olmayan devlet veya devletlerin adı geçen konvansiyondan

istifade edemeyeceğine karar verebilir veya faydalanmayı mütekabiliyet

şartına bağlayabilir. Türkiye’de, bu konuya ilişkin herhangi bir karar

alınmamıştır. Buna göre, akit olsun veya olmasın bütün yabancı devlet

gemileri hakkında 1926 Brüksel Sözleşmesi ile ek Protokolü geçerli olacak

demektir214. 1926 Konvansiyonu ve ek Protokole göre devletin denizde kazanç

elde etme maksadı ile kullandığı gemiler için bu muafiyet söz konusu

olmaz215. Eğer bir devlet hakkında Konvansiyonun uygulanmasına karar

verilirse, bu takdirde devletler genel hukukundaki teamüle göre hareket

edilmesi gerekir. Yabancı devletin cebrî icraya konu olan malı kamu hizmetine

tahsis edilmiş veya egemenlik faaliyetinin yürütülmesi ile ilgili olarak

kullanılıyorsa cebrî icra mümkün değildir216.

Buna karşılık devlete ait ticaret gemileri için böyle bir teamül kabul

edilmediğinden, bu gibi gemilerin haczine gidilebilir. Uygulamada malın kamu

hizmetine tahsis edilip edilmediği değil, malın ticarette kullanılıp kullanılmadığı

kıstasına bakılmaktadır217.

Gemilerin ihtiyatî haczine ilişkin 1999 tarihli Cenevre

Konvansiyonu’nda savaş gemisi ile devlet tarafından ticari gaye güdülmeden

işletilen gemiler dışında bütün gemilerin haczedilebilecekleri kabul edilmiştir.

Konvansiyon henüz yürürlüğe girmemiştir.

214 Ayrıntılı bilgi için bkz. ÇAĞA, İcra s. 137-142, ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 99. 215 KENDER/ ÇETİNGİL, s. 201; ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 99. 216 GÜNDÜZ, s. 21; ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 99-100. 217 ÇETİNGİL, İhtiyatî Haciz, s. 99-100; GÜNDÜZ, s. 21.

Page 96: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

86

VIII. GEMİLERİN HACZİ VEYA İHTİYATİ HACZİ

İhtiyatî haciz yolu kendini bir ihtiyaç olarak, özellikle deniz ticareti

hukuku alanında hissettirmektedir. Gemilerin ihtiyatî haczi218 meselesinde

haciz konusu malın hareket kabiliyetinin bulunması sakınca yaratmaktadır.

Donatanın takip işlemleri sonuçlanıncaya kadar gemiyi kaçırabilmesi

mümkündür. Bu arada yeni gemi alacaklısı hakları doğabilir ki bunlar eski olan

alacaktan önce geleceklerdir. Bu durum uygulamada alacaklının zararına

olarak kötüye kullanılmıştır. Borçlu gemiyi kolaylıkla yabancı bir ülkeye de

götürebilir ve gemisini zamanaşımı dolana kadar bir daha Türk limanlarına

sokmayabilir. Bu durumlarda takibin devamı çok güç ve hatta bazen imkânsız

olabilecektir. Günümüzde deniz ticaretiyle uğraşan firmalar, gemilerin maliyeti

nedeniyle genelde “bir gemi bir şirket” “one ship, one company” denilen bir

tarzda örgütlenmişlerdir. Bu uygulama şirketlere bazı hukuksal avantajlar da

sağlamaktadır. Fakat bu durumda deniz alacaklılarının başvurabileceği

malvarlığı genellikle sadece gemiden ibaret kalmaktadır. Donatanın kara

servetine başvurabilme imkânının olduğu hallerde dahi yeterli tatmine

ulaşılamayacaktır. Çünkü donatanın kara serveti çoklukla pek az bir mal

varlığı değerini ifade etmektedir.

Bununla beraber geminin değerler nedeniyle donatan için önemi

ortadadır. Gemisine tedbir konulan donatanın işletmesi meydana gelecek

gecikme ve iş kaybı nedeniyle büyük zararlara maruz kalabilecektir. Ayrıca bu

nedenle prestij kaybına uğrayabilecek ve çeşitli tazminat talepleriyle de

karşılaşabilecektir. Tüm bunların yanı sıra, yük sahipleri ve yolcular gibi

geminin işletilmesiyle alakalı şahıslar da bu durumdan zarar görebileceklerdir.

Bu sebeplerden ötürü gemi üzerine konacak olan ihtiyatî haciz donatanı en

218 Ayrıntılı bilgi için bkz. SENGİR, Turgut: Deniz Ticaret Hukuku’nda Gemi İhtiyatî Haczi, İBD, S. 11-12, İstanbul 1966, s. 561-563; UYAR, Haciz, s. 54; ÖZEKES, Muhammet: İcra ve İflâs Hukukunda İhtiyatî Haciz, Ankara 1999.

Page 97: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

87

azından teminat göstermek zorunda bırakacaktır. Bu sayede alacağın tahsili

de güvenceye bağlanmış olmaktadır219.

A. İhtiyatî Tedbir ve İhtiyati Haciz

İhtiyati haciz kararlarının infazında en önemli husus seferden men

önleminin uygulanıp uygulanmayacağıdır. Bu gün Türk limanlarında, gemilerin

seferden alıkonulabilmeleri için başvurulan yöntem HUMK m. 101 ve devamı

uyarınca ihtiyatî tedbirdir. Buna karşılık öğretide, doğru yöntemin ihtiyatî haciz

olduğunu savunan yazar da vardır.

Tasarı m. 1366’da ihtiyatî haczine karar verilen bütün gemilerin,

bayrağı ve hangi sicile kayıtlı oldukları dikkate alınmaksızın, icra müdürü

tarafından seferden menedilerek koruma altına alınacağı düzenlenmektedir.

Ellerinde henüz kesin hüküm bulunmayan alacaklıların korunması

hukukumuzda, geçici hukuki koruma önlemleriyle sağlanır. Bu önlemlerin

başlıca iki türü, HUMK m. 101- 113 arasında düzenlenen ihtiyatî tedbirler ve

İİK m. 257- 268 arasında yer alan ihtiyatî hacizdir. Genellikle, para

alacaklarının korunması için ihtiyatî haciz yoluna gidilir220. İhtiyatî tedbirler ise

ferdileştirilmiş özel bir talep hakkını koruma amacındadırlar221. Burada

seçilecek takip yolu ihtiyatî ihtiyatî haciz olmalıdır. İİK m. 264, f. 5 gereğince

ihtiyatî haciz, onu izleyen adli işlemlerin sonunda icrai hacze dönüşerek222,

219DUYAR, Nuray: Yola Hazır Gemilerin İhtiyatî Hacze Tâbi Tutulmazlığı İlkesi, İBD, İstanbul 1987, s. 328. 220 ÜSTÜNDAĞ, Saim: İhtiyatî Tedbirler -Geçici Hukuki Himaye Yöntemleri- İstanbul 1981, s. 3; ÜSTÜNDAĞ, Saim: İcra Hukukunun Esasları, B. 5, İstanbul 1990, s. 503; POSTACIOĞLU, İcra Hukuku Esasları, B. 4, İstanbul 1982, s. 707; KURU, Baki: İcra ve İflâs Hukuku, c. III. B. 3, Ankara 1993; UYAR, Talih: İcra ve İflâs Kanunu Şerhi, Manisa 1974, s. 9. 221 ÜSTÜNDAĞ, İhtiyatî, s. 5; KURU, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, c. I, B. 6, İstanbul 2001, s. 4289; ÜSTÜNDAĞ, Saim: Medeni Yargılama Hukuku, B. 4, İstanbul 1989; POSTACIOĞLU, İlhan: Medeni Usul Hukuku Dersleri, B. 6, İstanbul 1975. 222 Tasarı m. 1342’ye göre alacaklı, ihtiyatî haciz kararının verildiği tarihten itibaren üç iş günü içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki veya geminin bulunduğu yerdeki icra dairesinden kararın infazını istemeye zorunludur. Aksi halde ihtiyatî haciz kararı kendiliğinden kalkar.

Page 98: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

88

paraya çevirme işlemleri bittiğinde, alacağın tahsiline olanak tanır. Kanun

ihtiyatî tedbir için böyle bir düzenleme getirmemiştir223.

Gemilerin ihtiyatî haczinde 1999 Sözleşmesi m. 7, f. 1 uyarınca,

ihtiyatî haciz kararı vermiş olan devletin mahkemeleri, esas hakkında açılacak

dava bakımından da yetkili sayılmıştır. Bundan başka ihtiyatî haciz

sonrasında yapılacak icra takiplerinde ve açılacak davalarda genel yetki

kuralları geçerlidir. HUMK m. 12 ve 50 gereğince ihtiyatî haczi tamamlamak

için açılacak dava ve icra takibi ihtiyatî haciz kararını veren mahkeme ve

bunun yargı çevresindeki icra dairesi içinde de açılabilecektir. Tasarı da bu

konuda alacaklı yararına bir hüküm daha sevk edilmiştir. İcra takibinin

hızlandırılması amacıyla yapılan bu değişiklik gereğince mahkemenin yargı

çevresindeki icra dairesine ek olarak geminin bulunduğu yerdeki icra dairesi

de yetkili kılınmıştır224.

B. Yasal Düzenlemenin Saptanması

İİK’da mahcuz malların muhafaza tedbirleri başlığı altında m. 88- 91

arasında taşınırlar, alacaklar, 3. şahıs elinde haczedilen mallar, diğer haklar

ve taşınmazlar hakkında hacze işlerlik kazandırmak için alınacak tedbirler

düzenlenmiştir.

İİK’da 91. madde ile düzenlenen hacizli malların muhafazasına ilişkin

hükümler, taşınmazlar bakımından haczin sonuçları ve alınacak tedbirlerle 92.

madde de devam etmektedir. Bu kanunun uygulamasında Türk gemi siciline

kayıtlı gemiler225 taşınmaz sayılacaklarına göre, İİK m. 92 de sırayla, tescilli

geminin haczinin şümulü, alacakları rehinle sağlanmış alacaklıların saklı

hakları ve geminin idare ve işletmesi anlatılmaktadır.

223 Gemilerin ihitiyati haczi konusunda Tasarı’da getirilen düzenleme hakkında bkz. ATAMER, Tasarı, s. 264-333. 224 ATAMER, Tasarı, s. 300, 322; ÇETİNGİL/ KENDER/ ÜNAN/ YAZICIOĞLU, s. 275; KURU, Sevilay, s. 388. 225 Müseccel gemi kavramı için bkz. CAN, s. 28; KENDER/ ÇETİNGİL, s. 28.

Page 99: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

89

Öyleyse sicile kayıtlı gemilerin haczinde sırasıyla şu önlemler

alınacaktır. Önce İİK m. 92, f. 3 gereğince geminin idare ve işletmesine icra

dairesince el konulacaktır. İkinci olarak İİK’nun 74 ve 75. maddeleri gereğince

borçlu donatanın gemiyle ilgili işletmesi hakkında bilgi alınacak ve geminin

sağladığı kira, navlun, sürastarya parası gibi gelirlerin, ilgililerce icra dairesine

ödenmesi istenecektir. Sonra bu durum hakkında icra dairesi tarafından

saptanabilen diğer ilgililer haberdar edilecek ve geminin muhafaza ve idaresi

hakkındaki tedbirler kararlaştırılana kadar gemi hakkında seferden men

önlemi alınacaktır. Bu arada eğer gemi yeni bir sefere hazır hale gelmişse

artık bu gemi için seferden men kararı verilemez. Böyle bir durumda, sadece

İİK m. 91, f. 1 uyarınca sicile bildirim yapılacak ve İİK m. 92, f. 1-3’te

öngörülen diğer önlemler alınacaktır. Hacizden hemen sonra, alacaklı paraya

çevirme talebinde bulunursa, icra dairesi geminin İİK m. 123 ve diğer

maddeleri hükümlerine göre satışı için hazırlıklara başlayacak, dolayısıyla da

geminin haczedildiği limandan ayrılmasına izin verilmeyecektir.

İhtiyatî haciz esnasında yukarıda sayılan önlemlerin hepsi kısa

zamanda gerçekleştirilemeyeceğine göre ilk olarak gemi seferden men

edilmeli ve durum sicile bildirilmelidir ki alacaklılar zarara uğramasın. İİK m.

261, f. 2 uyarınca ihtiyatî hacizlere de uygulanacak olan İİK m. 92’nin

öngördüğü düzenlemenin tümüyle işletilmesi ise, İİK m. 263 veya m. 266

uyarınca teminat gösterilip gösterilmemesine bağlıdır226.

Alman hukukunda seferden men önleminin alınması ihtiyatî haciz

işleminin doğal sonucu olarak kabul edilmektedir. Alman hukukunda muhafaza

altına alma işlemi esasen seferden men anlamına gelmektedir. Geminin

muhafaza altına alınmasında “icra memurları için çalışma tüzüğü” uyarınca

geminin sabit bir yerine icra dairesinin mührünü de taşıyan bir zincir takılır.

226 Geminin teminat gösterilerek sefere çıkması için bkz. ÇAĞA, Tahir: Teminat Karşılığında Gemi veya Yükün Serbest Bırakılması, BATİDER, XV, S. 3, 1990, s. 131- 136.

Page 100: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

90

Geminin ihtiyatî haczinin, onun zincire vurulması sözleriyle tanımlanması da

bu uygulamaya neticesinde doğmuştur227.

İngiliz, Hollanda, Belçika, Fransa, ABD, Danimarka ve Çin228

hukukları başta olmak üzere, gemilerin haczini düzenleyen hemen bütün

ülkelerde ihtiyatî haciz kararının infazı, ya geminin seferden menedilmesi

sonucunu doğurmaktadır, ya da zaten bu anlamda kullanılmaktadır229.

İhtiyaten haczedilen gemilerin seferden men’i meselesi Tasarının

1353, f. 1 ve 1366. maddelerinde düzenlenmiştir. Tasarı m. 1366, f. 1

gereğince, “İhtiyatî haczine karar verilen bütün gemiler, bayrağı ve hangi sicile

kayıtlı oldukları dikkate alınmaksızın, icra müdürü tarafından seferden

menedilerek koruma altına alınır”.

227 ATAMER, İhtiyatî Haciz, s. 302. 228 İngiliz Hukuku’nda gemi haczi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_sach.htm; Christoper, HILL: England and Wales, Arrest of Ships, Lloyd’s of London Press, 1985, s. 1-49; Hollanda için bkz. http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_netherlands.htm; Belçika için bkz. http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_belgium.htm; Fransa için bkz. http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_rbm2l.html; Amerika için bkz. http://www.shiparrested.com/continents/namerica/information/arrest_texas.htm, http://www.shiparrested.com/continents/namerica/information/sullivan.htm, Christie, HEMLER: The United States, Arrest of Ships, Lloyd’s of London Press, 1985, s. 81-99; Danimarka için bkz. http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_olesenlyager.htm; Çin için bkz. LIU, FENGMING/ SCOWCROFT, JEROME C.: Journal of Maritime Law and Commerce, Volume 19, No. 1, January, 1988, Special Rules of the Supreme People's Court of the People's Republic of China Concerning Maritime Jurisdiction and Arrest of Ships, http://www.heinonline.org/HOL/Page?collection=fijournals&handle=hein.journals/jmlc19&id=154&size=2&rot=0&type=text, saat, 13.40, 11/10/2005; Maritime Jurisdiction and Arrest of Ships Under China's Maritime Procedure Law (1999), Journal of Maritime Law & Commerce, Volume 32, No. 4, October,2001, http://www.heinonline.org/HOL/Page?collection=fijournals&handle=hein.journals/jmlc32&id=671&size=2&rot=0&type=text, saat, 13.50, 11/10/2005; Fransa için bkz. Ship Arrest in France, http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_rbm2l.html. 229 ATAMER, İhtiyatî Haciz, s. 303. Rus, Çin ve İspanyol hukukunda gemilerin seferden meni için bkz: AKSAKAL, Serra Ünsal: IBA Uluslararası Denizcilik Hukuku Konferansı, 20-22 Haziran 2002, s. 265.

Page 101: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

91

IX. GEMİ ALACAKLILARININ REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ

YOLU İLE TAKİPTE BULUNMALARI

Rehinli deniz alacaklıları şunlardan oluşmaktadır: Gemi ve yük

alacaklıları, alacakları bir gemi ipoteği ile temin edilmiş olan alacaklılar,

alacakları bir müşterek donatanın donatma iştirakindeki iştirak payı rehin

edilmek suretiyle temin edilmiş olan alacaklar.

Sicile kayıtlı olmayan gemiler taşınır mal sayıldıklarından taşınır rehni

hükümlerine göre teslimi zorunlu rehin şeklinde rehnedilmeleri gerekmektedir.

Bu yüzden uygulamada bu rehin şekline pek rastlanmaz.

İcra yolu ile takip yapmak isteyen alacaklının önünde birkaç takip yolu

bulunmaktadır. Alacaklı menfaatine göre bunlardan birini seçebilecektir.

Bunlar kısaca para ve teminat alacakları için ilâmsız icra yolu ile takip,

kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip, rehnin paraya çevrilmesi yolu

ile takip ve ilâmlı icra yolu ile takiptir.

Deniz ticareti faaliyetlerinden doğan borçların alacaklıları çoğunlukla

rehinli alacaklı durumundadırlar. Bu itibarla tezimizde bu takip yolu üzerinde

durulacaktır.

Rehinli deniz alacaklarının bir kısmı taşınır rehni230, bir kısmı ise

taşınmaz rehni hükümlerine tâbidirler. Bu bakımdan konuyu iki ayrı biçimde

incelemek gerekir.

230 Taşınır rehni ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: KUNTALP, Erden: Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, XIV, 4-5 Nisan 1997, Yargıtay’ın Nesnel Teminatla İlgili Olarak Taşınır Rehninin Kuruluşuna ve Rehin Hakkı İle Alacak Arasındaki İlişkiye İlişkin İki Kararının Hukuki Değerlendirilmesi, s. 3-28; KURU, Sevilay, s. 401.

Page 102: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

92

A. Taşınır Rehni Hükümlerine Tâbi Rehinli Alacaklar

Bu alacaklar için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilâmsız

takiplerde takip talebi, ödeme emri ve ödeme emrine itirazda İİK m. 145- 147

hükümleri geçerlidir231.

1. Takip Talebi

Rehinli alacaklılar İİK m. 145 uyarınca rehnin paraya çevrilmesi

yoluyla takipte bulunurken takip talebinde rehinli malın ne olduğunu ve rehinli

mal 3. bir şahsa ait ise232, bu şahsın adını ve rehinli mal üzerinde sonra gelen

rehin hakkı varsa bu hak sahibinin de ismini bildirmelidirler.

Burada alacaklının, rehinli mal olarak gemiyi ve bunun diğer

unsurlarını tespit etmeye yarayacak bilgileri genel olarak beyan etmesini

yeterli saymak gerekir. Ayrıca alacaklının takip sırasında tespit ederek

bildireceği diğer unsurları takip kapsamına dâhil kabul etmek lazımdır233.

Taşınmaz ipoteğinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte rehinli mal

olarak sadece gemi ve taşınmazın bildirilmesi yeterli olup TTK m. 900- 908 ve

MK m. 862- 863 gereğince kanunen rehnin içeriğine dâhil olan bütün unsurları

saymak mecburi değildir.

Yük alacaklıları da rehin konusu yüke ilişkin surrogatları ve önce veya

sonra gelen rehin hakkı sahiplerini tespit ederek takip taleplerinde bildirmek

durumundadırlar. Yük alacaklısı hakkı sahibi yük malikini bildirmek zorunda

değildir. Takipte bulunan yük alacaklısının, rehin konusu yük, gönderilen ve

gerektiğinde taşıtanı bildirmesini yeterli saymak; surrogatları ve yük üzerinde

231 CAN, s. 122. 232 ÇAĞA, İcra, s. 113. 233 ÇAĞA, İcra, s. 114; POSTACIOĞLU, İlhan: İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1975, s. 520.

Page 103: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

93

sonra gelen rehin hakkı sahiplerini bildirme yükümlülüğünü aramamak

gerekir234.

2. Ödeme Emri ve Buna İtiraz

İİK m. 146 ve TTK m. 1077, f. 3 gereğince icra dairesi, durumu rehinli

mal üzerinde, rehin hakları daha sonra gelen rehin hakkı sahiplerine bildirir ve

borçlu ile rehin maliki 3. şahsa, yük alacaklarına, gönderilene veya taşıtana

birer ödeme emri gönderir.

İİK m. 147’ye göre “Ödeme emrine itiraz hakkında m. 62’den 72’ye

kadar olan hükümler uygulanır”. İİK m. 147, b. 1 hükmüne göre rehin hakkına

itiraz açık olmalıdır. Rehin hakkına açıkça itiraz edilmemişse, artık rehin hakkı

takip safhası içinde tartışma konusu yapılamaz.

Ödeme emrine itiraz halinde235 alacaklı İİK m. 67’ye göre icra tetkik

merciinden itirazın kaldırılmasını, mahkemeden itirazın iptalini veya alacağın

tahsilini isteyecektir.

İİK m. 150, f. h gereğince alacağın veya rehin hakkının yahut her

ikisinin bir ilâmda veya ilâm mahiyetini haiz belgelerde (İİK m. 38) tespit

edilmiş olması halinde, ilâmların icrasına dair hükümler kıyasen uygulanır236.

234 ÇAĞA, İcra, s. 115; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 222- 225. 235 Ayrıntılı bilgi için bkz. POSTACIOĞLU, İcra, 1975, s. 486; ÜSTÜNDAĞ, İcra, B. 8, s. 376. 236 KURU, Baki, İcra ve İflâs Hukuku, B. 4, Ankara 1978, s. 314. Bu takdirde artık ilâmlı takip yapılabilir.

Page 104: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

94

B. Taşınmaz Rehni Hükümlerine Tâbi Rehinli Alacaklar

Bu alacaklar gemi ipoteği ve sicile kayıtlı gemiler üzerindeki gemi

alacaklarıdır.

Bilindiği gibi sicile tescil edilmiş gemiler İİK m. 23 gereğince ve bu

kanunun uygulanması bakımından taşınmaz hükmündedirler237. Bu alacaklar

hakkında rehnin paraya çevrilmesi şeklindeki takipler için İİK m. 148 ve

devamı maddeleri uygulanır.

Yabancı bir gemi siciline kayıtlı olan gemiler İİK m. 23 kapsamı

dışındadırlar. Takip sırasında yabancı sicil memurlarıyla yazışmak ve oradan

kayıt getirtmek çok zaman alacak ve hak kaybına neden olacaktır. Ayrıca

haciz kararını, mülkiyetin ihale sonucunda başka şahıslara geçtiği, takibin

başladığı gibi hususları yabancı sicile şerh, tescil veya gemiyi terkin ettirmek

de mümkün olmayabilir. Bu durumda adaletin gerçekleşmesi gecikebilecek ve

geç gelen adalet de adalet olmayacaktır. Ancak ileri sürülen bu sebeplerin

teknolojinin günümüzde geldiği aşamaya bakarak yumuşatılması gerektiğini

de belirtmeliyiz. Bize göre İİK m. 23’de sicile kayıtlı gemiler tabiri kullanılırken

Türk gemi sicili kastedilmiştir. Alman ZVG m. 171 (Alman Cebrî Müzayede ve

Cebrî İdare Kanunu) yabancı gemilere taşınmaz hükümlerinin bazılarının

ancak belli koşullarla kıyasen uygulanmasını kabul etmiştir238.

1. Takip Talebi

İİK m. 148’de taşınmaz ipotek alacaklısının takip talebi düzenlenmiştir

“Gayrimenkul ipotek alacaklısı, yetkili veya gayrimenkulun bulunduğu yer icra

dairesine elindeki ipotek belgesi akit tablosunun tapu idaresince verilmiş resmî

237 Konu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. MUŞUL, Timuçin: İcra ve İflâs Hukuku, İstanbul 2005; CAN, s. 122. 238 ÇAĞA, İcra, s. 118.

Page 105: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

95

bir örneğini ibrazla alacağın miktarını bildirir ve m. 58’e göre takip talebinde

bulunur”.

2. İcra veya Ödeme Emri

Alacağın muaccel bulunması ve İİK m. 149 gereğince sunulan akit

tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi halinde icra

memuru borçluya ve 3. şahıs rehin malikine birer icra emri gönderir. Gemi

ipotek mukavelesinin yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce tasdik

edilmiş olması lazımdır.

İcra emrinin tebliği üzerine borçlu ve rehin maliki 3. şahıs icranın geri

bırakılmasını tetkik merciinden isteyebilir. İİK m. 149 ve m. 150, f. h’ye göre

burada borçlu ve rehin sahibi 3. şahsın rehin hakkına itiraz hakkı yoktur.

Borçlu veya rehin sahibi 3. şahıs bu ödeme emrine itirazda bulunabilir

veya rehin hakkının iptali sebebiyle dava açabilirler. Bu takdirde İİK m. 72’yi

kıyasen uygulamak gerekecektir (İİK 150 son cümle). Buna göre açılacak

böyle bir davada takibi durdurabilmek için İİK 72’deki koşulları yerine getirmek

gerekecektir239.

3. Takibin Sicile Bildirilmesi

İİK m. 150, f. c gereğince icra memuru, ipoteğin paraya çevrilmesi

hakkındaki takibin başladığını gemi siciline bildirmeye mecburdur. Sicil

memuru, durumu gemi siciline şerh verir. Taşınmazı bu şerh tarihinden sonra

iktisap edenlere icra veya ödeme emri tebliğ olunmaz240.

239 ÇAĞA, İcra, s. 121; POSTACIOĞLU, İcra, 1975, s. 503. Gemi alacaklılarının takibinde, rehin mevzuu geminin sicile kayıtlı olup olmadığına göre böyle önemli bir fark ihdası için makul bir sebep yoktur. Zira her iki halde gemi alacaklılarının rehin hakkı sicilden anlaşılamamaktadır. 240 KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 225.

Page 106: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

96

C. İcra Memurunun Rehinli Malı Ele Geçirmesi

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte haciz prosedürü geçerli

olmadığı gibi rehinli malın takip talebi ile birlikte icraya teslimi de şart değildir.

Fakat icra memurunun satış talebi üzerine ihaleyi takiben teslim görevini

yerine getirebilmesi için artık rehinli malı ele geçirmesi gerekir241.

Taşınır rehinlerinde rehinli mal kural olarak borçlunun elinde

bırakılamaz242. Bunun için rehinli malı icraya kural olarak alacaklı teslim eder.

Rehinli mal istisnaen borçlu veya 3. şahısta ise icra memuru gerekirse zor

kullanarak bu malı alır.

Taşınmazlarda ise İİK m. 92, f. 3 hükmüne göre icra dairesi haciz ile

birlikte taşınmazın idare ve işletilmesi için lüzumlu tedbirleri alır. Buna

gerektiğinde borçlunun taşınmazdan uzaklaştırılması da dâhildir. İİK m. 150 g

ve m. 92, f. 3’e göre taşınmaz rehininin paraya çevrilmesi yoluyla takipte ise

icra dairesi bu yetkiyi ancak satış talebi üzerine elde eder.

İcra dairesinin, taşınır ve taşınmaz rehinlerinin paraya çevrilmesi yolu

ile takipte, satış talebinden önce rehinli mala el koyamaması sakıncalıdır. Bu

durumu önlemek için gemi alacaklısının takipten önce ihtiyatî haciz veya

ihtiyatî tedbir yoluna başvurması gerekir. Alacaklının bu yollara başvurmaması

halinde; geminin yurt dışına çıkarılması ve bir daha ele geçirilememesi,

geminin batması, yeni gemi alacakları hakkı doğması ihtimâlleri

gerçekleşebilir243.

241 ÇAĞA, İcra, s. 122. 242 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. KALPSÜZ, Gemi Rehni, s. 5-6; Yargıtay kararları için bkz. KUNTALP, Sempozyum, s. 1-23. 243 ÇAĞA, İcra, s. 123; KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku, s. 226- 227.

Page 107: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

SONUÇ

Çalışmamızda “Türk Milletlerarası Usul Hukukunda Gemi Haczi”,

konusu ticaret hukuku, icra ve iflas hukuku ile milletlerarası usul hukuku

bakımından ayrı ayrı ele alınmıştır.

Tez konusu için önemli görülen gemilerin bayrak çekme hakkı,

donatanın sorumluluğu, gemi alacaklısı hakkının niteliği ve uygulanacak hukuk

konuları üzerinde özellikle durulmuştur. Bu bağlamda gemilerin bayrak çekme

hakkı ve koşulları değişik kanunlarda düzenlenmiştir. Gemiler bu kanunlardaki

koşulları yerine getirdiklerinde Türk bayrağı çekme hakkını elde etmiş

olacaklardır. Özellikle Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile getirilen

düzenlemelerle yabancı gemilerin Türk bayrağı taşımaları teşvik edilmek

istenmiştir.

Donatanın sorumluluğu meselesi ise değişik hukuk sistemlerinde

farklı şekillerde düzenlenmiştir. Donatanın sorumluluğu deniz alacaklıları ve

gemi malikleri açısından son derece önemlidir. TTK’da deniz alacaklılarına

alacaklarını herkesten önce ve imtiyazlı olarak almalarını sağlayan, gemi

alacaklısı hakkı denen haklar ve buna bağlı olarak gemi veya yük üzerinde

kanuni rehin hakları tanınmıştır. Deniz alacaklıları lehine getirilen bu

düzenlemeye karşın, donatanın sorumluluğu da çeşitli alanlarda sınırlanarak

bir denge sağlanmak istenmiştir. TTK sisteminde donatanın sorumluluğu

karma bir yapıdadır. TTK 948 ve 993. maddelerindeki hallerde donatan sınırlı

ayni olarak ve TTK 1252 ve 1255 maddelerindeki hallerde sınırlı şahsi olarak

sorumlu iken TTK 949. maddedeki hallerde sınırsız olarak sorumludur.

Donatanın sorumluluğu konusunda 1976 Londra Konferansı düzenlenmiştir.

Fakat Türkiye 01.04.2007 tarihi itibariyle henüz konvansiyona taraf değildir.

Ancak TTK Tasarısında konu ile ilgili düzenleme yapılırken bu sözleşme

hükümleri esas alınmıştır.

Page 108: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

98

Tezimizde gemi alacaklısı hakkı ve buna uygulanacak hukuk

meselesi ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Doktrinde gemi alacaklısı hakkının

niteliği halen tartışmalıdır. Bu hususta esas olarak üç farklı görüş ileri

sürülmektedir. Bunlar, gemi alacaklısı hakkı doğrudan doğruya kanundan

doğan bir rehin hakkı olduğu, eşyaya bağlı borç olduğu ve kanuni bir rehin

hakkıyla teminat altına alınmış şahsi bir alacak hakkı olduğu görüşleridir. Biz

de gemi alacaklısı hakkını kanuni bir rehin hakkıyla teminat altına alınmış

şahsi bir alacak hakkı olduğunu savunan görüşe, gerekçelerine katılmaktayız.

Gemi alacaklısı hakkının niteliğine göre uygulanacak hukuk da farklı

olmaktadır. Biz de tezimizde her üç kabule göre de uygulanacak hukuku

inceledik. Buna göre uygulanması düşünülen her bağlama kaidesinin taraflar

için avantaj ve dezavantajları bulunabilmektedir. Sübjektif olması ve

saptanmasındaki zorluklar nedeniyle eleştirilmesine rağmen, bağlama

kaidelerini tarafların çıkar dengesine göre belirlenmesinin yerinde olacağını

düşünmekteyiz.

Tasarıda gemi alacaklısı hakkına uygulanacak hukuk konusunda

yeni bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre uygulanacak hukuk bakımından

rehin hakkı ile temeldeki borç ilişkisinden kaynaklanan alacak, birbirlerinden

ayrılmıştır. Taraflar arasındaki temel ilişki sözleşmelere ve haksız fiillere ilişkin

kanunlar ihtilâfı kurallarına tâbi olacaktır, ancak bu ilişkiden doğan alacak için

kanundan ötürü bir rehin güvencesinin bulunup bulunmadığı MÖHUK Tasarısı

m. 21, f. 1ve 2’ye göre belirlenecektir. Kanaatimizce, uygulanacak hukukun,

tarafların çıkar dengesini sağlayacak olan, “en yakın irtibatlı yer” bağlama

noktasına göre belirlenmesi daha isabetli olurdu.

Türk Milletlerarası Usul Hukuku mevzuatında cebrî icraya

uygulanacak hukuk meselesinde herhangi bir düzenleme yapılmadığını

görmekteyiz. Bununla beraber doktrindeki yazarların büyük çoğunluğu ve

Yargıtay tarafından cebrî icraya ilişkin kuralların esasen usul hukuku karakterli

olarak görüldüğünü ve usule ilişkin meseleler hakkında lex fori kaidesinin

Page 109: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

99

uygulanacağının kabul edildiğini söyleyebiliriz. Ancak usule ve dolayısıyla

icraya hakimin hukukunun uygulanması kuralının mutlak olmadığını ve

istisnalarının olduğunu da belirtmekte fayda vardır. Sonuç olarak deniz

hukukunda cebrî icrada uygulanacak hukuku belirlerken önce vasıflandırma

yapılacaktır. Vasıflandırma neticesinde saptanan usul hukukunu ilgilendiren

bir netice elde ediliyorsa lex fori uygulanacaktır. Elde edilen netice maddi

hukuk karakterli ise tarafların menfaat dengesine en uygun bağlama kaidesi

tespit edilmeye çalışılacaktır.

Deniz hukukunda cebrî icrada uygulanacak hukuk meselesi TTK

Tasarısında milletlerarası sözleşmeler dikkate alınarak ve bu sözleşmelerle

uyum sağlayacak şekilde düzenlenmeye çalışılmıştır. Buna göre Tasarı m.

1350’de yer alan düzenlemeyle cebrî icraya ilişkin tüm hususlar geminin bu

işlem ve tasarrufun yapıldığı sırada bulunduğu yer hukukuna tabidir. Bu

işlemler sırasında maddi hukuka ilişkin ihtilafların çıkması halinde ise

MÖHUK’un ilgili hükümlerine başvurulacaktır.

Türk bayraklı gemilerin cebrî icra ile yurt dışında satılması meselesine

de Tasarı m. 1350 ile çözüm getirilmeye çalışılmıştır. Bu husus tezde

işlenmiştir. Ancak bu düzenleme de doktrinde bazı yazarlar tarafından konu

hakkında yapılan açıklamalarda belirtilen gerekçelerle eleştirilmiştir.

Gemi haczi meselesinde alacaklının elinde, çeşitli takip yollarına

başvuru imkânı vardır. Alacaklı bu yollardan kendisine en uygun olanını

seçmekte serbesttir. Fakat alacağın tespiti meselesi ile bu alacağın icra

marifetiyle takibi meseleleri birbirinden farklıdır. Alacak sözleşme, haksız fiil,

sebepsiz zenginleşme gibi çeşitli nedenlerden doğmuş olabilir. Alacağın

varlığı ilam niteliğini haiz belgelerle veya bir mahkeme kararıyla saptanmış ise

alacaklı ilâmların icrasına dair hükümlere ilişkin takip yolunu seçebilecektir.

Bundan başka alacak kambiyo senedi niteliğini haiz bir belge ile teminat altına

alınmış ise alacaklı kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile de takip

yapabilecektir. Bunun dışında alacaklı için ilamsız icra ile takip yolu da açıktır.

Page 110: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

100

Fakat bu halde alacağın varlığına bir itiraz olması durumunda itirazın kesin

veya geçici olarak kaldırılması yolları ile alacağın mahkemede tespiti hususları

gündeme gelecektir.

Gemilerin haczi meselesinde donatanın sorumluluğu hususu

önemlidir. Zira donatan sorumluluğu sınırlı aynî, sınırlı şahsî veya sınırsız

sorumluluk şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. Donatanın sınırlı aynî

sorumluluğunda sorumlu olduğu mal bellidir ve cebri icranın konusunu da bu

mallar oluşturmaktadır. Öte yandan donatanın sınırsız sorumlu olduğu haller

ile sınırlı şahsî sorumluluğunda haczedilecek miktar belli ve fakat

haczedilecek mallar belli değildir. Bu durumda icra müdürünün takdir yetkisini

kullanarak tarafların menfaatini en iyi şekilde dengelemesi gerekmektedir. Bir

taraftan borçlunun menfaatini koruyacak ve alacağın tamamını tahsil edecek

miktarda ve haciz edildiğinde borçluya en zarar verecek malları tespit etmeli

diğer taraftan alacaklının menfaatini koruyarak bu mallardan en kolay ve en

çabuk haczedilecek olanları seçerek haciz işlemlerini sonuçlandırmalıdır.

Bilindiği üzere Türk gemi siciline kayıtlı gemiler taşınmaz sayılmakta

ve bu gemiler hakkında taşınmaz rehinine ilişkin hükümler uygulanmaktadır.

Başka bir ifadeyle alacaklılar, esas itibariyle, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla

takipte bulunmaktadırlar. Fakat gemi hareket eden bir şey’dir. Dolayısıyla bu

gemiler hakkında sadece sicile tescil yeterli olmayacak ve deniz alacaklıları

rehinle sağlanmak istenen bu teminattan tam anlamıyla

faydalanamayacaklardır. Bu mahsurları düşünen kanun koyucu TTK m. 1242,

f. 2 ile rehin hakkı sahiplerine alacakları rehinli olmasına rağmen, rehinin

paraya çevrilmesi yoluna başvurmadan önce, iflâs yoluyla takibe ve ihtiyatî

hacze izin vermiştir. Sayılan bu gerekçeler incelendiğinde alacağı rehin

hakkıyla teminat altına alınmış olan deniz alacaklısı hakkı sahiplerinin rehinin

paraya çevrilmesi yoluna başvurmadan önce haciz yoluna da başvurabilmeleri

gerekmektedir. Tasarı m. 1379 ile rehin hakkına başvurmadan önce diğer

takip yollarına başvurulması halinde kanuni rehin hakkından feragat edilmiş

olacağı şeklinde bir düzenleme getirilerek bu sorun çözülmeye çalışılmıştır.

Page 111: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

101

Deniz ticareti faaliyetinden doğan borçların alacaklıları karşımıza

genellikle rehinli alacak sahibi olarak çıkmaktadırlar. Bizde bu nedenle

tezimizde rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip meseleini bu takip yolunda

gemilerin özelliğini dikkate alarak inceledik.

Türk Ticaret Kanunu ile İcra ve İflâs Kanunu’nun mehaz farklılığından

kaynaklanan bir çok sorun bulunmaktadır. Bu nedenle, Deniz Hukukuna özel,

cebrî icra alanında ihtiyaçlara cevap verecek müstakil yasal düzenlemelerin

yapılması yerinde olacaktır.

Page 112: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

102

KAYNAKÇA

I. GENEL ESERLER ALTUĞ, Yılmaz: Türk Milletlerarası Usul Hukuku, Devletler Hususi Hukukunda Yargı Yetkisi, B. 3, İstanbul 1983. ANSAY, Sabri Şakir: Hukuk, İcra ve İflâs Usulleri, Ankara 1960. BELGESAY, Mustafa REŞİT: İcra ve İflâs Kanunu Şerhi, B. 2, İstanbul 1948. BELGESAY, Mustafa REŞİT: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu Şerhi, c. 1, B. 2, İstanbul 1939. BERKİ, Osman Fazıl: Devletler Hususi Hukuku, Ankara 1949. BERKİN, Necmeddin: Tatbikatçılara İcra Hukuku Rehberi, c. II. İstanbul 1979. BERNAERTS, Arnd: Bernaerts’ Guide To The 1982 United Nations Convention On The Law Of The Sea, Hamburg, Germany, 1988. BİLSEL, Cemil: Devletler Arasında Andlaşmalar, İstanbul 1979. ÇAĞA, Tahir: Deniz Ticaret Hukuku III Gemi ve Yük Alacaklısı Hakları, Zaman Aşımı, Deniz Hukukunda Cebrî İcra, İstanbul 2005 (ÇAĞA, İcra). ÇAĞA, Tahir: Deniz Ticareti Hukuku, c. I, B. 10, İstanbul 1995. ÇAĞA, Tahir: Deniz Ticaret Hukuku, c. II, İstanbul 1982. ÇAĞA, Tahir: Deniz Ticaret Hukuku, c. III, B. 2, İstanbul 1988. ÇAĞA/KENDER: Deniz Ticareti Hukuku, c. I, İstanbul 2004. ÇALIK, Ahmet, N. FRANKO ve A. İZVEREN: Deniz Ticaret Hukuku, BTE, Ankara 1994. CAN, Mertol: Deniz Ticareti Hukuku, B. II, Ankara 2003. CHURCİLL, Robin Rolf/COWE, Alan Vaughan: The Law Of The Sea, Manchester Universty Pres, Manchester, UK, 1983-1985. ÇELİK, Edip: Milletlerarası Hukuk, c. II, 1, B. 2, İstanbul, 1971. ÇELİKEL, Aysel: Milletlerarası Özel Hukuk, B. 7, İstanbul 2004.

Page 113: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

103

DOĞANAY, İsmail: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, c. III, B. 4, İstanbul 2004. ELBEK, Ahmet Göker: Deniz Hukuku, B. 2, İzmir 1996. ERİŞ, Gönen: Açıklamalı- İçtihatlı- Uygulamalı Türk Ticaret Kanunu, c. 3, Deniz Ticareti Ve Sigorta, Ankara 1990. FİŞEK, Hicri: Türk Vatandaşlık Hukuku, Ankara 1959. GÖKNİL, Mazhar Nedim: Deniz Ticareti Hukuku, B. 3, İstanbul 1946. G. LAZARATOS: Definition of Ship in National and International Law; R.H.D.I., 1969, Vol. 1. JACKSON, David: Enforcement of Maritime Claims, 4 edition, London 2005. KALPSÜZ, Turgut: Deniz Ticaret Hukuku, c. I, Ankara 1971. KANER, İnci Deniz: Deniz Ticareti Hukuku, B. 2, İstanbul 2005. KENDER/ÇETİNGİL: Deniz Ticareti Hukuku, B. 6, İstanbul 1998. KENDER/ÇETİNGİL: Deniz Ticareti Hukuku, (Takip Hukuku ve Deniz Sigortaları ile Birlikte), Temel Bilgiler, B. 8, İstanbul 2007 (KENDER/ ÇETİNGİL, Takip Hukuku). KÖPRÜLÜ/KANETİ: Sınırlı Ayni Haklar, B. 2, İstanbul 1982/1983. KÖYMEN/OLGAÇ: Sanai, Kazai ve İlmi İçtihatlarla Türk İcra ve İflâs Kanunu, İstanbul 1960. KURAN, Selami: Uluslararası Deniz Hukuku, İstanbul 2006. KURU, Baki: İcra ve İflâs Hukuku, c. I, B. 3, İstanbul 1988 (KURU, I. 1988). KURU, Baki: İcra ve İflâs Hukuku, c. III. B. 3, Ankara 1993 (KURU, c. III, 1993). KURU, Baki: İcra ve İflâs Hukuku, B. 4, Ankara 1978 (KURU, B. 4, 1978). KURU, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, c. I, B. 6, İstanbul 2001. KURU, Baki, R. ARSLAN ve E. YILMAZ: İcra ve İflas Hukuku, B. 9, Ankara 1996. KURU, Baki, R. ARSLAN ve E. YILMAZ: İcra ve İflâs Hukuku, B. 14, Ankara 2001.

Page 114: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

104

MEESON, Nigel: Admiralty Jurisdiction and Practice, 3 edition, London 2003. MERAY, Seha: Devletler Hukukuna Giriş, c. I, B. 3, Ankara 1968. MUŞUL, Timuçin: İcra ve İflâs Hukuku, İstanbul 2005. NOMER, Ergin/ ŞANLI, Cemal: Devletler Hususi Hukuku, B. 13, İstanbul 2005. O’CONNEL, D. P.: The International Law Of The Sea, Volume 1, Oxford, UK. 1989. OĞUZMAN/SELİÇİ: Eşya Hukuku, B. 6, İstanbul 1992. OKAY, Sami: Deniz Ticaret Hukuku, c. I, B. 3, İstanbul 1970. ÖZEKES, Muhammet: İcra ve İflâs Hukukunda İhtiyati Haciz, Ankara 1999. ÖZMAN, M. Aydoğan: Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, İstanbul 1984 (ÖZMAN, Sözleşme). ÖZMAN, M. Aydoğan: Deniz Hukuku I, Ankara Mart 2006 (ÖZMAN, Deniz Hukuku). ÖZSUNAY, Ergun: Karşılaştırmalı Hukuka Giriş, İstanbul 1976, c. VIII. PAZARCI, Hüseyin: Uluslararası Hukuk Dersleri, B. 10, Ankara 2004. POSTACIOĞLU, İlhan: İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1975 (POSTACIOĞLU, İcra 1975). POSTACIOĞLU, İlhan: İcra Hukuku Esasları, B. 4, İstanbul 1982 (POSTACIOĞLU, İcra, 1982). POSTACIOĞLU, İlhan: Medeni Usul Hukuku Dersleri, B. 6, İstanbul 1975. RUHİ, Ahmet Cemal: Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, İstanbul 2003. SEVİĞ, Vedat Raşit: Türk ve Yabancı Mahkemelerin Devletler Hususi Hukuku Bakımından Yetkisi, İstanbul 1963. SEVİĞ, Vedat Raşit/ SEVİĞ, Muammer Raşit: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 1967. ŞANLI, Cemal: Uluslararası Ticari Akitlerin Hazırlanması ve Uyuşmazlıkların Çözüm Yolları, B. II, İstanbul 2002.

Page 115: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

105

ŞANLI, Cemal/EKŞİ, Nuray: Uluslararası Ticaret Hukuku, İstanbul 2000. TEKİL, Fahiman: Deniz Hukuku, B. 5, İstanbul 1998. TEKİNALP, Gülören: Milletlerarası Özel Hukuk Bağlama Kuralları, B. 4, İstanbul 1999. TİRYAKİOĞLU, Bilgin, Doğrudan Yabancı Yatırımların Uluslararası Hukukta Korunması, Ankara 2003. TOLUNER, Sevin: Milletlerarası Hukuk Dersleri-Devletin Yetkisi, B. 4, İstanbul 1989. UYAR, Talih: İcra Hukukunda Haciz, B. 2, Manisa 1990 (UYAR, Haciz). UYAR, Talih: İcra ve İflâs Kanunu Şerhi, Manisa 1974 (UYAR, Şerh). ÜSTÜNDAĞ, Saim: İcra Hukukunun Esasları, B. 8, İstanbul 2004 (ÜSTÜNDAĞ, İcra, B. 8). ÜSTÜNDAĞ, Saim: İhtiyati Tedbirler– Geçici Hukuki Himaye Yöntemleri, İstanbul 1981 (ÜSTÜNDAĞ, İhtiyati). ÜSTÜNDAĞ, Saim: İcra Hukukunun Esasları, B. 5, İstanbul 1990. ÜSTÜNDAĞ, Saim: Medeni Yargılama Hukuku, B. 4, İstanbul 1989. YELEKÇİ, Memduh, İ. YELEKÇİ ve İ. GENÇEL: İcra ve İflâs Kanunu, İlgili Kanunlar ve Yönetmelik, Ankara 1973. YILMAZ, Ejder: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2003.

Page 116: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

106

II. TEZLER, MONOGRAFİLER ATAMER, Kerim: Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Deniz Hukukunda Cebrî İcra, İstanbul 2006 (ATAMER, Tasarı). ATAMER, Kerim: 1976 Sınırlı Sorumluluk ve 1992 Petrol Kirliliği Sözleşmelerinin Tatbikatına Dair Yasal Düzenleme Taslağı ve Gerekçesi, Ünal Tekinalp’e Armağan, c. I, İstanbul 2003 (ATAMER, Tekinalp’e Armağan). BARLAS, Nuray: Gemi Alacaklısı Hakkı Veren Alacaklar ve Gemi Alacaklısı Hakkının Hukuki Niteliği, Doktora Tezi, İstanbul 1997 (BARLAS, Gemi Alacaklısı). CAN, Mertol: Donatma İştirakinde Tacir Sıfatının Aidiyeti İle Müşterek Donatanlar Hakkında da İflâs Kararının Verilip Verilemeyeceği Meselesi, Ünal Tekinalp’e Armağan, c. I, İstanbul 2003. ÇETİNGİL, Atilla Ergon: Mukayeseli Hukuk Açısından Gemilerin İhtiyati Haczi, İstanbul 1972 (ÇETİNGİL, İhtiyati Haciz). DOĞRUCU, Muhittin: Deniz Taşımacılığında Kanuni Rehin Hakkı, İstanbul 1997. EKŞİ, Nuray: Yabancı Gemilerin İhtiyati Haczi, B. 2, İstanbul 2004 ( EKŞİ, İhtiyati Haciz). EKŞİ, Nuray: Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi, B. 2, İstanbul 2000 (EKŞİ, Milletlerarası Yetki). EKŞİ, Nuray: Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’nden Geçen Yabancı Gemilerin Haczi, B. 1, İstanbul Haziran 2006. GÖĞER, Erdoğan: Deniz Ticareti Hukukundan Doğan Kanunlar İhtilafı, Ankara 1965. GÜNGÖR, Gülin Güneysu: Milletlerarası Özel Hukukta İflâs, Ankara 1997. HADİMOĞLU, Nimet Özdek: Milletlerarası Usul Hukukunda İhtiyati Tedbir, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2002. KHOSHKISH, A.: The Right of Innocent Passage, Cenevre 1954. LALE, Muktedir: Türk Milletlerarası Usul Hukukunda Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yargı Yetkisi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1996.

Page 117: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

107

SÖNMEZ, Bülent: Avrupa Birliği Denizcilik Politikaları ve Türkiye’nin Entegrasyonu, Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, Denizcilik Uzmanlık Tezi, Ankara 2001. ŞEN, Elif: Donatanın Sorumluluğunun Sınırlandırılması, Doktora Tezi, İstanbul 2000. TAŞ, Han Tolga: Türk Hukukunda Gemilerin İhtiyati Haczi, Yüksek Lisans Tezi, İzmir 1999. TATAR, Bülent: Deniz Alanlarında Ticaret Gemilerinin Hukuki Rejimleri, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2002. UZUN, Elif: Milletlerarası Hukuk Açısından EN Çok Gözetilen Ulus Kaydı, Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir 2002.

Page 118: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

108

III. MAKALELER ALGANTÜRK, Didem: Türk ve İngiliz Hukuku’nda Gemi İpoteği Tesisine İlişkin Özellikler, İBD, c. 73, S. 4- 6, İstanbul 1999. ALTINÇUBUK, Fikret : Boğazlar Rejimi, Deniz Ticareti Dergisi, S. 2, İstanbul 1994. AKINCI, Ziya: Tarafların Yetkili Hukuku Belirlemeleri Durumunda Sözleşmelere Uygulanacak Hukuk, DEHFY, Ankara 1992. AKSAKAL, Serra Ünsal: International Bar Association, Uluslararası Denizcilik Hukuku Konferansı, 20- 22 Haziran 2002. ATAERGİN, Selim: Türk Uluslararası Gemi Sicili, Prof. Dr. Fahiman Tekil’in Anısına Armağan, İstanbul 2003. ATAERGİN, Selim: Türk Uluslararası Gemi Sicili, İstanbul Barosu Dergisi, İstanbul 2000. ATAMER, Kerim: Gemilerin İhtiyatî Haczinde Seferden Men Önleminin Uygulanması, İÜHFM, c. 55, S. 3, İstanbul 1997 (ATAMER, İhtiyatî Haciz). ATAMER, Kerim: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, 4-5 Nisan 1997 (ATAMER, İcra). AYBAY, Gündüz: Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ve Yönetmeliği Hakkında, Deniz Hukuku Dergisi, Yıl 4 (1999), S. 3-4, B. Aralık 2000. AYBAY, Gündüz: Türk Boğazları Bölgesinden Geçiş Transit Geçiş Midir? , DHD, S. 1996. AYBAY, Rona: Türk Hukukunda Gemilerin Uyrukluğu, Gündüz Ökçün’e Armağan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dergisi, c. 47, S. 1- 2, Ankara 1992. AYBAY, Gündüz: Gemilerin Tutuklanmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme (1999), DHD, S. 1- 2, İstanbul 1999. BARLAS, Nuray: Yola Hazır Gemilerin İhtiyati Hacze Tabi Tutulmazlığı İlkesi, İstanbul Barosu Dergisi, İstanbul 1987 (Yola Hazır Gemi). BEKTAŞOĞLU, Dilek: Türk Boğazlarından Geçen Ticari gemilerin İhtiyati Haciz Muafiyeti Var mıdır?, DHD. Yıl. 5, S. 1- 4, İstanbul 2000.

Page 119: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

109

BERLINGIERI, Francesco: The Scope Of Application Of The 1952 Brussels Convention On The Arrest Of Ships, Journal of Maritime Law and Commerce, Volume 22, No. 3, October 1991. BERLINGIERI, Georgio: Yabancı Devlete Mensup Bir Gemi Haciz Altına Alınabilir mi?, İBD, İstanbul 1938 (BERLINGIERI, Haciz). BİRSEL, T. Mahmut: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, 4-5 Nisan 1997 Ankara. ÇAĞA, Tahir: Teminat Karşılığında Gemi veya Yükün Serbest Bırakılması, BATİDER, c. XV, S. 3, Haziran 1990 (ÇAĞA, Teminat). ÇAĞA, Tahir: Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması Hakkında 1976 Tarihli Milletlerarası Sözleşme, İHFM XLII/1- 4. ÇETİNGİL, Atilla Ergon: Deniz Hukukunda Kanuni Rehin Hakkına Dayanan Takiplerle İlgili Olarak Uygulamada Ortaya Çıkan Bazı Sorunlar, DHD, 1996/ 3-4. ÇETİNGİL, A. Ergon/ KENDER, Rayegân/ ÜNAN, Samim/ YAZICIOĞLU, Emine: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Deniz Ticareti Başlıklı 5. Kitabında Yer Alan Hükümler Hakkında Değerlendirmeler, DHD, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006. ÇETİNGİL, Atilla Ergon: Uluslararası Anlaşmalarda Donatanın Akit Dışı Sorumluluğu, Türkiye’de Deniz Kazaları Sempozyumu (13- 15 Ekim 1982), Ankara 1983. DAMAR, Duygu: Deniz Ticareti Hukukunda Yasama Çalışmaları, DHD, Yıl, 6-7, S. 1-4, İstanbul 2004. DEMİRKIRAN, İhsan/ DEMİRKIRAN, H. MURAT: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Hakkında Bazı Düşünceler, DHD, Türk Ticaret Kanunu Hakkında Değerlendirmeler, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006. DOĞAN, Vahit: Milletlerarası Özel Hukukta İspata Uygulanacak Hukukun Tespiti, Süleyman Arslan’a Armağan, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, c. 6, S. 1- 2, 1998. DUYAR, Nuray: Yola Hazır Gemilerin İhtiyati Hacze Tabi Tutulmazlığı İlkesi, İBD, İstanbul 1987. EKŞİ, Nuray: Yabancılık Unsuru Taşıyan Akitler ve Bu akitlerin Roma AT-Roma Konvansiyonu’na Göre Anlamı, MHB, S. 1- 2, Yıl 12 (1992).

Page 120: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

110

EKŞİ, Nuray: Türk Gemi Siciline Kayıtlı Geminin Yurt Dışında Cebrî İcra Yolu İle Satışı, DHD, yıl 8 (2003), S.1- 4, İstanbul 2005 (EKŞİ, Gemi Sicili). ERİŞ, Gönen: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Rehin Tesisi ve İlamlı İcra, DHD, 1997 (ERİŞ, Rehin Tesisi). ERTAN, Kerem: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Bazı Maddeleri Hakkında Yazılı Görüş, DHD, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006. GÜNDÜZ, Aslan: Yabancı Devlet Malları Üzerinde Cebrî İcra Mümkün müdür?, MHB, c. 4-5, 1984-1985. ILGIN, Sezer: Türk Deniz Hukukuna İlişkin Bazı Değerlendirme ve Öneriler, DHD, Yıl, 3, S. 3- 4, 1998. KALPSÜZ, Turgut: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, 4- 5 Nisan, Ankara 1997 (KALPSÜZ, Gemi Alacaklısı). KALPSÜZ, Turgut: Gemi Alacaklısı Hakkının Sağladığı Kanuni Rehin Hakkı, Ankara 2004 (KALPSÜZ, Gemi Rehni). KALPSÜZ, Turgut: Gemi Alacaklısı Hakkının Hukuki Mahiyeti, Yaşar Karayalçın’a 65. Yaş Günü Armağanı, Ankara 1988. KALPSÜZ, Turgut: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, 4- 5 Nisan 1997 Ankara (KALPSÜZ, Sempozyum). KAYIHAN, Şaban: Yola Hazır Geminin İcradaki Durumu, BATİDER, 1998, c. XIX. KOYUNCU, İbrahim Serdar: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Deniz Ticareti Kitabındaki Bazı Hükümler Hakkında Değerlendirmeler, DHD, Türk Ticaret Kanunu Hakkında Değerlendirmeler, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006. KUNTALP, Erden: Gemi Ve Yük Alacaklısı Haklarının Kullanılmasında Yargılama Usulü ve İcra, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, XIV, 4- 5 Nisan 1997. KURU, Sevilay: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Deniz Ticareti Kitabındaki Cebrî İcra Hükümlerine İlişkin Görüşler, DHD, Türk Ticaret Kanunu Hakkında Değerlendirmeler, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006. METE, Halim: Türk Denizciliği ve AB, Deniz Ticareti Dergisi, Haziran 2004.

Page 121: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

111

NOMER, Ergin: Yargıtay Kararlarında Devletler Özel Hukuku Kanunu, Oğuz İmregün’e Armağan, İstanbul 1998. NOMER, Ergin: Devletler Hususi Hukukunda “Milletlerarası Yetki” Mefhumu, İÜHFM, c. XL, S. 1- 4, İstanbul 1974. ÖZTEKİN, Günseli: İspat Hukuku ve Delillere Uygulanacak Hukuk Hakkında Görüşler, MHB, c. 9, 1989. SENGİR, Turgut: Deniz Ticaret Hukuku’nda Gemi İhtiyati Haczi, İBD, S. 11-12, İstanbul 1966. TEKİNALP, Gülören: Türk Devletler Hususi Hukukunda Gemi Alacaklısı Hakkının Doğuşu Ve Buna İlişkin Problemler, BATİDER, c. IV, S. 2. 1967 (TEKİNALP, BATİDER). TULUAY, Metin: Milletlerarası Usul Hukuku, ABD, S. 2, 1984. ÜLGENER, Fehmi: Gemi Üzerindeki Rehin Hakkı, Gemi Alacaklısı Hakkı, DHD, S. 4, İstanbul 1997. ŞEKER, Zehra: Üzerinde İpotek Tesis Edilmiş Gemilerin Türk Gemi Sicilinden Terkin Edilerek Türk Uluslararası Gemi Siciline Kaydedilmesi Sorunu, DHD, Yıl 4 (1999), S. 3-4, B. Aralık 2000. UZUN, Elif: Milletlerarası Hukuk Açısından En Çok Gözetilen Ulus Kaydı, Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni, Yıl, 24, S. 1- 2, 2004. ÜLGENER, Fehmi: Gemi Alacaklısı Hakkı Veren Alacaklar Bakımından Ticaret Kanunumuzun 1235. Maddesinin 7., 8. ve 9. Bentleri Hükümlerinin Değerlendirilmesi, İBD, İstanbul 1987 (ÜLGENER, Gemi Alacaklısı) ÜLGENER, Fehmi: Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu Ve Yönetmelik Tasarısı İle İlgili Bir Değerlendirme, DHD, Yıl 4 (1999), S. 3- 4, B. Aralık 2000. ÜLGENER, Fehmi: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nda Tadil Edilmesi Gereken Hükümler, DHD, Türk Ticaret Kanunu Hakkında Değerlendirmeler, Özel Sayı, İstanbul Ocak 2006. ÜLGENER, Fehmi: Gemilerin İhtiyati Haczine İlişkin 1999 tarihli Cenevre Konvansiyonuna Bir Bakış, DHD, İstanbul 2003. VANK, M. Deniz: Uluslararası Denizlerin Hukuki Statüsü, Geçiş Rejimleri ve Türk Boğazları, ABD, S.1, Ankara 1998.

Page 122: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

112

YILMAZ, Ejder: Devlet Malları Hak ve Rüçhanlığına Sahip Malların Haczedilememesi, Yaşar Karayalçın’a 65. Yıl Armağanı, Ankara 1988. YILMAZ, Orhan: Denizcilik İhtisas Mahkemeleri, İBD, c. 79, S: 2005/2, Mart, Nisan İstanbul 2005. ANONİM: “Türkiye Dünya İle Bütünleşmede Son Aşamada”, Morgan Stanley, Anahtar Dergisi, Milli Prodüktivite Merkezi Aylık Yayın Organı, S. 201, Eylül 2005. ANONİM: “Türkiye’nin Rolü Artıyor”, Anahtar Dergisi, Milli Prodüktivite Merkezi Aylık Yayın Organı, S. 197, Mayıs 2005. ANONİM: “TTK’ da Yapılan Yeni Düzenlemelerle”, Deniz Ticaret Dergisi, Haziran 2004. ANONİM: “Denizcilik Aldı Başını Gidiyor”, Deniz Ticaret Dergisi, Nisan 2004.

Page 123: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

113

IV. ELEKTRONİK KAYNAKLAR AKTEN, Necmettin: 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ulaştırma Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Deniz Yolu Ulaştırması, Alt Komisyonu Raporu, Ankara 2001, http://www.dpt.gov.tr/sektor/sektor.htm (AKTEN, Rapor). Diplomatic Conference On Arrest Ships, www.unctad.org/en/docs/imo99d6.pdf Internatıonal Conventıon For The Unıfıcatıon Of Certaın Rules Relatıng To The Arrest Of Sea-Goıng Shıps, 1952, http://web.uct.ac.za/depts/shiplaw/fulltext/arrest52.htm LIU, FENGMING/ SCOWCROFT, JEROME C. : Journal of Maritime Law and Commerce, Volume 19, No. 1, January, 1988, Special Rules of the Supreme People's Court of the People's Republic of China Concerning Maritime Jurisdiction and Arrest of Ships, http://www.heinonline.org/HOL/Page?collection=fijournals&handle=hein.journals/jmlc19&id=154&size=2&rot=0&type=text Maritime Jurisdiction and Arrest of Ships under China's Maritime Procedure Law (1999), Journal of Maritime Law & Commerce, Volume 32, No. 4, October, 2001, http://www.heinonline.org/HOL/Page?collection=fijournals&handle=hein.journals/jmlc32&id=671&size=2&rot=0&type=text Maritime Arrest Legal Reflections On The İnternational Arrest Conventions And On Domestic, http://etdindividuals.dlib.vt.edu/archive/00000077/ Ship Arrest, http://www.maritimeadvocate.com/i14_ship.htm Ship Arrest In England And Wales, http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_sach.htm http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_netherlands.htm http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrest_belgium.htm http://www.shiparrested.com/continents/namerica/information/arrest_texas.htm http://www.shiparrested.com/continents/namerica/information/sullivan.htm

Page 124: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

114

http://www.shiparrested.com/continents/europe/information/arrestolesenlyager.htm TATAR, Bülent: Boğazlarda Ticaret Gemilerinin Hukukî Rejimi, http://www.turkishpilots.org.tr/DOCUMENTS/Bulent_Tatar_15_07_2004_Bogazlar Hukuki_Rejimi.htm http://www.heinonline.org/HOL/Page?collection=fijournals&handle=hein.journals/jmlc22&id=415&size=2&rot=0&type=text (BERLINGIERI, Brussels Convention) The International Convention on Arrest of Ships, http://www.unctad.org/Templates/Meeting.asp?m=5674&intItemID=1942&lang=1 Türk Denizcilik Hukuku’nun Tarihçesi, http://www.denizcilik.gov.tr/ TTK tasarısı, www.basbakanlık.gov.tr/docs/kkgm/kanuntasarilari/TURK%20TICARET/ticaret.doc TTK tasarı gerekçesi, www.basbakanlık.gov.tr/docs/kkgm/kanuntasarilari/TURK%20TICARET/genel%20.doc United Nations/International Maritime Organization Diplomatic Conference on Arrest of Ships General, http://www.unctad.org/en/docs/imo99d6.pdf, http://www.unctad.org/Templates/Search.asp?intItemID=1717&lang=1&frmSearchStr=arrest+of+ships&frmCategory=all&section=whole#press International Convention on Maritime Liens and Mortgages, Geneva, 6 May 1993, http://www.admiraltylawguide.com/conven/liens1993.html IMO, International Convention On Salvage, 1989, http://www.jus.uio.no/lm/imo.salvage.convention.1989/doc.html. ÜLGENER, Fehmi: Denizciliğin Devlet Politikası Olması Bakımından Deniz Hukukunun Yeri, (ÜLGENER, Devlet Politikası) http://www.ulgener.com/upload/lib/22_Devlet_politikasi.doc

Page 125: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

115

ÜLGENER, Fehmi: Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu İle İlgili Bir Değerlendirme, http://www.ulgener.com/upload/lib/01_TUGS.doc ÜLGENER, Fehmi: Türkiye Dışındaki Cebrî İcra Sonucunda Gemi Sicilinde Kayıtlı Olan Hakların Akıbeti Ve Gemilerin Terkin Edilebilmesi Konularında Yapılan Kanun Değişikliği, http://www.ulgener.com/upload/lib/26_TK_md_1245.doc En çok gözetilen ulus kaydı, http://tr.wikipedia.org/wiki/En_%C3%A7ok_g%C3%B6zetilen_ulus_kayd%C4%B1 http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=en+cok+gozetilen+ulus&nr=y&pt=en+cok+gozetilen+devlet

Page 126: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

116

ÖZET

BAHADIR, Uğur. Türk Milletlerarası Usul Hukunda Gemi Haczi. Yüksek

Lisans Tezi, Ankara, 2007

Bu tezde, deniz ticaretinde önemi her geçen gün artan “Türk

milletlerarası usul hukukunda gemi haczi” konusu incelenmeye çalışılmıştır.

Bu yapılırken gemi alacaklısı hakkı ve buna uygulanacak hukuk, yerli ve

yabancı gemilerin haczi, gemi haczinin Türk milletlerarası usul hukukunda

taşıdığı özellikler, milletlerarası hukuktan kaynaklanan ve uygulamada ortaya

çıkan problemler, milletlerarası sözleşmeler, son mevzuat değişiklikleri, konu

hakkında ki güncel eserler, Yargıtay kararları ve yeni Türk Ticaret Kanunu

Tasarısı incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmamızda önce, deniz hukukunun

tarihi gelişiminden kısaca bahsedilmiştir. Daha sonra gemi, gemi sicili, geminin

işletilmesi gibi deniz hukukunun temel kavramları açıklanmaya çalışılmıştır.

Akabinde gemi alacaklısı hakkı ve bu hakka uygulanacak hukuk konuları

incelenmiştir. Daha sonra deniz hukukunda gemilerin cebrî icraya konu olması

ve uygulanacak hukuk meselesi incelenmiştir. Önce deniz hukukunda cebrî

icra alanında karşılaşılan temel sorunlara değinildikten sonra cebrî icranın tâbi

olduğu hukuk meselesi incelenmiştir. Bu bağlamda milletlerarası usul

hukukunun yapısı ve nitelikleri incelenmiş, uygulanacak hukuk, diğer bazı

devletlerdeki gemilerin cebrî icrası meselesi ve bu alanda milletlerarası

sözleşmeler değerlendirilmiştir. Daha sonra deniz hukukunda cebrî icra, yetki

sorunu, takibin tarafları ve temsil, haczi mümkün olmayan gemiler, gemilerin

haczi veya ihtiyati haczi meseleleri incelenmiştir. Gemilerin icrasında takip

yolları hususunda tezimizde, sınırlandırma yapılmıştır. Deniz hukukunun

özelliğinden dolayı alacaklılar en çok rehin hakkına sahip olacaktır ve

dolayısıyla da en çok rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte bulunacaklardır.

Dolayısıyla tezde esas olarak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip şekli

Page 127: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

117

incelenmiş ve yeri geldikçe diğer takip yolları ile ilgili de açıklamalar

yapılmıştır.

Anahtar Sözcükler

1. Gemi haczi, 2. Gemi alacaklısı hakkı, 3. Haczedilemiyecek gemiler, 4. Cebr-i icra, 5. Gemi alacaklısı hakkı.

Page 128: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

118

ABSTRACT

BAHADIR, Uğur. Shıp Arrestment In Turkısh Internatıonal Procedural Law.

M.Sc. Thesis, Ankara, 2007

In this thesis, subject “ship arrestment in Turkish international

procedural law” is studied. In this process, creditor’s right for ship, laws they

are liable to, arrestment in Turkish international procedural law, problems

steming from international law and arising in application, international

aggrements, the last changes in legislation, current works about the subject,

decisions of the Supreme Court of Appeals and the new Turkish Commercial

Law Bill are studied. Firstly, in this thesis, the historical development of

Admiralty Law is shortly mentioned. Then basic concepts about admiralty law

like ship, ship’s register, running a ship are clarified. Subsequently, creditor’s

right for ship and law cases that will be applied to this right are studied. In

the second part of the thesis, applying foreclosure to ships and law matters

that are to be applied are studied. After mentioning the basic problems in the

foreclosure area. The law matter to which foreclosure is liable, is studied.

Within this context, structures and features of international prosedural law is

studied; then law to be applied, the matter of foreclosure for ships in other

states and international aggrements about this subject are evaluated. In the

last part of thesis, foreclosure in admiralty law, jurisdictional question, parties

of prosecution, presentation, ships that are impossiple to arrest, arresting

ships, matters of lien are studied. The thesis is limited about the ways of

prosecution in arresting ships. Due to features of admiralty law, creditors will

have lien; so they will prosecute mostly with the way of foreclosure.

Accordingly, prosecution with the way of foreclosure is mainly studied in the

thesis and meanwhile other ways of prosecution are explained.

Page 129: Turk Milletlerarasi Usul Hukukunda Gemi Haczi Ship Arrestment in Turkish International Procedural Law

119

Key Words

1. Ship arrestment, 2. Creditor’s right for ship, 3. Ships that are impossiple to arrest, 4. Arrest, 5. Creditor’s right for ship.