TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

48
1 TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ Tarihi Su Yapıları konusunda, yapılan sempozyum ve toplantılarda pek çok bildiri sunmuş bulunuyorum. Bunların dışında da yaptığım pek çok bölük pörçük araştırma ve derlemelerim mevcuttur. Bölük pörçük ama değerli olduğuna inandığım bu çalışmalarımı buraya koymayı düşündüm. Umuyorum yeni buluş ve gelişmelerle bunların çok yararı olacaktır. MEHMET BİLDİRİCİ İstanbul Şişli Eylül 2010 İÇİNDEKİLER Kentlerin suyolları ön bilgiler (Afrodisias….Bayburt 2-7 İstanbul ile ilgili suyolları araştırmaları 8-35 Kentlerin suyolları ön bilgiler (Gaziantep…Marmara Ereğli) 3640 Urartu kuruluşu, Erivan (İngilizce) 41 Boru Standartları 42-44 Vitruvius ^Frontinus hayat hikayeleri (İngilizce) 45 Döküm borular (Cast iron) İngilizce 47 İllerin su ihtiyaçları (yeni) (son sayfa) 48 Amasya’da Şirin Heykeli

Transcript of TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

Page 1: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

1

TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ

Tarihi Su Yapıları konusunda, yapılan sempozyum ve toplantılarda pek çok bildiri sunmuş bulunuyorum. Bunların dışında da yaptığım pek çok bölük pörçük araştırma ve derlemelerim mevcuttur. Bölük pörçük ama değerli olduğuna inandığım bu çalışmalarımı buraya koymayı düşündüm. Umuyorum yeni buluş ve gelişmelerle bunların çok yararı olacaktır. MEHMET BİLDİRİCİ İstanbul Şişli Eylül 2010

İÇİNDEKİLER Kentlerin suyolları ön bilgiler (Afrodisias….Bayburt 2-7 İstanbul ile ilgili suyolları araştırmaları 8-35 Kentlerin suyolları ön bilgiler (Gaziantep…Marmara Ereğli) 3640 Urartu kuruluşu, Erivan (İngilizce) 41 Boru Standartları 42-44 Vitruvius ^Frontinus hayat hikayeleri (İngilizce) 45 Döküm borular (Cast iron) İngilizce 47 İllerin su ihtiyaçları (yeni) (son sayfa) 48

Amasya’da Şirin Heykeli

Page 2: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

2

KENTLER HAKKINDA TOPLANAN BİLGİLER

AFRODISIAS (AYDIN KARACASU, GEYRE)

Aşk Tanrıçası Afrodit adına yapılmış tapınak ile ünlüdür. Kente tanrıçanın adı verilmiştir. Roma döneminde gelişmiştir. İlk kazılar 1904 yılından itibaren İtalyan ve Fransızlar tarafından yapılmıştır. Newyork Üniversitesi adına Prof. Dr. Kenan Erim tarafından 1961 yılından bu yana kazılar yapılmaktadır. Su Yapıları: Kentin kuzey doğusundan Işıklar- Palamutçuk arasında bulunan kaynaklardan getirilmiştir. Işıklardan gelen kanal 50 cm kare kesitli, pınarlardan gelen suyolu kentin kuzeyinde 60 m x 40 m x 3 m = 7.200 m3 lük bir sarnıca su vermektedir. ( Prof. Ünal Öziş) Pişmiş toprak borular ve ikiz bir taş boru görülmüştür.

ANKARA ROMA DÖNEMİ İÇME SUYU

Roma döneminde Ankara’ya kentin doğusunda yaklaşık 40 km uzaklıkta Elmadağ’daki pınarlardan su getirilmiştir. Suyolunun 1. yüzyılda İmparator Trajanus döneminde yaptırıldığı ve İmparator Caracalla tarafından yaptırılan büyük Hamam yapımı sırasında onarıldığı kabul edilmektedir. 7. yüzyılda Ankara Araplar tarafından alındığında suyolunun bozulduğu ve taş boruların Ankara Kalesi’nde kullanıldığı görülmektedir. Suyolu izlerine Ankara kenti içinde yapı temelleri kazımı sırasında rastlanılmıştır. Basınçla çalışan kısım Cebeci İstasyonu’ndan Çankırı Kapısı’na kadar olan yerdir. (Kaynak: Fıratlı Nezihi, 1949) Tespit edilen taş borular şöyledir. Kullanıldığı yerler Taş boru iç çapı cm Ankara Kalesinde görülen borular 30 Ulus Posta Caddesinde bulunan borular 25 Çokça rastlanılan 22 Kent içinde kullanılan boru 8 Taş borular Ankara andezit taşlarından yapılmıştır. Düşük yerlerde Vanalar mevcuttur. Vana görevi konik taşlarla sağlanmıştır. Ankara’da çıkarılan taşlar Roma Hamamı’nda yan yana dizili bulunmaktadır. Taşlarda vana izleri görülmektedir.

Page 3: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

3

Ankara Roma Hamamı Bahçesinde Ankara İçme suyu

Hattında kullanılmış borular

Foto: M.Bildirici

Page 4: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

4

AMASYA KALESİ Amasya kalesinde Helenistik dönemde yapıldığı kabul edilen Helkis su yolu – Karaman su yolu ve Cilanbolu kuyusu vaziyet planında görülmektedir.

(Plan Hakkı Göztaş’tan)

Page 5: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

5

ANTAKYA MEMEKLİ KÖPRÜSÜ Antakya Bağrıyanık Mahallesinde Memekli Köprüsü olarak bilinen üç gözlü su kemeri bulunmaktadır. Mahalleli halen kara köprüsü olarak kullanmaktadır. Su akışından oluşan tortular nerede ise taş yapıyı kaplamış bulunmaktadır. Harbiye'den getirilen su yolu üzerine İmparator Trajanus (98-117) tarafından yaptırıldığı bilinmektedir.

APOLLONIA (ISPARTA ULUBORLU)

Apollonia, Selefkoslar döneminde kuruldu, Bergama Krallığı ve Roma döneminde gelişti. İmparator Augustus'un Ankara'da bulunan yazıtının Grekçe parçaları bulundu. Bizans döneminde Sozopolis olarak isimlendirildi. Selçuklu döneminde Uluborlu olmuştur.

CİRİMBOLU KÖPRÜSÜ Cirimbolu Köprüsü Şehir Çayı üzerindedir. Köprünün akış yönüne göre sol üstünde Kavak Pınarı, köprünün sağ üstünde Apollonia kenti bulunmaktadır. Muhtemelen Bergama Krallığı döneminde, kurşun boru kullanılarak (?) suyun pınardan kente basınçlı boru ile getirildiği sanılmaktadır. Uzunluğu 70 m, yüksekliği 20 m, genişliği 2,5 m dir.

Isparta Uluborlu Crimbolu Su kemeri (Foto M.Bildirici)

Page 6: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

6

BAYBURT

ORTAÇAĞ KENTİ 1993 DSİ Genel Müdürlüğü’nce görevli olarak tarihi su araştırmacısı olarak Karadeniz gezisi yaptım. Bayburt sulama kanallarını ve tarihi içme suyu sistemleri hakkında bilgi aldım. Bayburt Belediyesi’ni ziyarette Osman Çubukçu ve Orhan Ardahan tesisleri gezdirdi ve açıklamalarda bulundu. Suyun getirilişi, künk borulu tipik bir Ortaçağ sistemi olarak görülüyor.

BAYBURT’UN TARİHİ Bayburt’tan ilk söz eden yazar 5. yüzyılda yaşayan Prokopius’dur. Papertkalesi olarak geçiyor. 10. ve 11. yüzyılda Ermeni krallarınca yönetilir. 1071 yılında Malazgirt Zaferi ile Türklerin eline geçer. Önemli gelişme Selçuklu döneminde Erzurum Meliki Tuğrul Şah zamanında olur. Kale yeniden yapılır. Daha sonra İlhanlılar idaresinde kalan Bayburt Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Daha geniş açıklama “Irrigation of Bayburt Plain” isimli bildiride yer almaktadır. Bayburt Ovası Sulaması konusunda (www.mehmetbildirici.com) WEB Sitesi içinde ( Türkçe bölümünde 1.3. Bildirici Tarihi Su Yolları Bildirileri) bakılmalıdır.

Bayburt Ortaçağ içme suyu hatları (Çizim M.Bildirici 1993)

Sol Sahil 1 Nolu Hat: Guvanam Dağı eteklerinden Pöhrek (künk) borularla geliyor. Bayburt’a girerken Kokmuş hattı ile birleşiyor. 1993 tarihi itibariyle çalışıyordu. Su verdiği çeşmeler

Page 7: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

7

Yukarı Pınar (Yüzbaşı Agah) -- Aşağı Pınar – Düz Pınar – Saray Düzü Camii – Hacı Salih Pınarı – Pilav Efendi Çeşmesi – Şengül Hamamı 2 Nolu hat: Kente girişte Guvanam hattı ile birleşiyor. Su verdiği çeşmeler: Molla Fazlı – Yukarı Uzungezi – Aşağı Uzungezi, 1993 itibariyle hizmete vermektedir. 3 Nolu Hat (Beydağı hattı) Su verdiği çeşmeler: Paşaoğlu Çeşmesi – Paşaoğlu Hamamı (Tuzcuzade mahallesinde) 4 nolu Hat (Şehir İçi Kırkçeşme) Şehir içinde Şehit Osman Tepesi eteğinden çıkar, önce eski bir sarnıçta depolanır. Sarnıç bugün yenilenmiş olarak kullanılmaktadır. Su verdiği çeşmeler: Ulu Camii yanında Kırkçeşmeler – Kazancılık – Çarşı hamamı – Şehir Meydanı’ndaki çeşmeler. Yangın suyu da buradan karşılanmaktadır. En eski suyolu olmalıdır. 5 Nolu Hat: Tuzlu Pohar (çeşme) Kale önünden çıkmakta, Bent Hamamı, Ferahşat Bey Hamamı ve Tuzlu Pohar’ı beslemektedir. 6 Sağ Sahil Kilise Tepesi Hattı Sağ sahile su vermektedir. Su künkleri önüne taş duvar örülmüştür. Erzurum yolunda durum görülmektedir. Su verdiği çeşmeler: Zahid Efendi Camii Çeşmesi – Orta Çeşme – Çoban Çeşme – Köşk Ayağı Çeşme 7. Kırk Gözeler Çeşmesi İspir yolunda Kırkgözeler’den duvar içinde gelmektedir. Veysel Efendi adında bir ermişin bastonu ile suyolunu belirlediğine inanılmaktadır. Çok eski olan suyolu 1935 yılında demir boru içine alınmıştır. Halen Bayburt’a su veren ana hat budur. Çeşmeleri: Veysel Efendi Çeşmesi – Kurtuluş Çeşmesi

Page 8: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

8

ROMA & BİZANS DÖNEMİ İSTANBUL

İMPARATORLAR VE YAPTIKLARI SU YAPILARI Bu bilgiler Ernest Mamboury’nin “Turist İstanbul” san özetlenmiştir.

HADRIANUS (117-138)

Byzantion’a ilk su getiren Roma İmparatorudur. Saraçhane’de Bozdoğan (Valens) Su Kemeri olan yapının en azından ilk katının bu imparator tarafından yapıldığı, suyun Edirnekapı’dan getirildiği burada da bazı kemer kalıntılarının kaldığı görülmektedir.

CONSTANTINE (306-337) Byzantion olarak bilinen kent 330 yılında yeni yapılarla donatılmış ve Roma İmparator-luğu’nun ikinci başkenti olarak açılmış ve kente kurucu imparatorun ismi verilmiştir. Constantinopolis. Constantine ilk Hıristiyan İmparator’dur. Bu dönemde Belgrat ormanlarından kente su getirilmiştir. Büyükbent olarak bilinen yapının yerinde muhtemelen bu dönemde bir bent yapılmıştır. Gene Osmanlı döneminde Mimar Sinan tarafından onarılıp kullanılan Kovukkemer bu dönemdendir. Binbir Direk sarnıcı (Phloxenus), kendisi ile birlikte gelen Roma Senatörü Phloxenus tarafından yapılmıştır. Halen turistik amaçla kullanılmaktadır. Ayasofya yakınında bugün tamamen kaybolmuş Xeuxippus hamamı da bu dönemdendir. İmparator’un bu gayretleri sonradan efsaneleşmiş, Bulgaristan’dan su getirdiği şekline dönüşmüştür. Evliya Çelebi tarafından İmparatorun Tuna nehrinden su getirdiği şeklinde ifade edilmektedir. Çemberlitaş olarak bilinen sütun Constantin sütunudur.

VALENS (364-378) İmparator Valens, İstanbul Saraçhane’de Bozdoğan kemeri olan bilinen kemeri (Hadrianus kemeri) yaptırmıştır. Burada Kalkedon (Kadıköy) kentinin surlarından taşların kullanıldığı söylenir. Ayrıca Halkalı su sistemleri üzerinde bulunan MAZUL KEMER’in de bu imparator tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir.

THEDOSIUS I (378-395) İmparatorluğun bölünmünden önceki son imparator. Döneminde su sıkıntısı çekildiği ve suyollarının onarıldığı ve yeni bazı tesislerin hizmete sokulduğu bilinmektedir.

ARCADIUS (395-408) İlk Doğu Roma İmparatorudur. Beyazıt semtinde Nymhaeum (anıtsal depo-çeşme) yaptırdığı bilinmektedir.

Page 9: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

9

THEDOSIUS II (408-450) İstanbul kentine çok hizmetleri olan bir imparatordur. Döneminde 421 yılında Aetius Flavius tarafından yapılan açık Sarnıcı (Halen Vefa Stadı), kız kardeşi İmparatoriçe Pulcheria 421 yılında kendi adını taşıyan sarnıcı yaptırmıştır.

MARCIAN & PUKCHERIA (450-457) Suyolların bakımı ve onarımı için 451 yılında bir yasa çıkarmıştır.

LEO I (457-474) Döneminde Got Generali Aspar tarafından St. Stadius (Çukur Bostan-Yavuz Selim Camii yanında) isimli açık sarnıç yaptırılmıştır.

ANASTASIUS (491-518) Döneminde Altınmermer – Mocius ismini alan açık sarnıç yaptırılmıştır. Anastasius kenti savunmak amacı ile Karadeniz’den Silivri’ye yaklaşık 90 km dış koruma duvarı yaptırmıştır.

JUSTINIEN (527-565) Döneminde bugüne gelen Ayasofya yaptırılmıştır. O çağlardan gelen nadir anıtsal yapılardan biridir. İmparatorluğun her tarafında büyük bir yapılaşma görülmektedir. İstanbul’da Yerebatan Sarayı (Bazilika Cistern- Kral Sarnıcı), Haliç üzerinde bir köprü ?, Küçükçekmece’deki köprü, Mağlova su kemeri (Mimar Sinan tarafından temelleri üzerine yeniden yapıldı) Aşağıda İmparator tarafından yaptırılan su tesisileri (Kaynak: BİLDİRİCİ Mehmet, 2004 “Tarihi Sulama, Depolama, Taşkın Koruma Tesisleri, DSİ Ankara)

Yeri Yapılan tesisler

İstanbul Yerebatan sarnıcı (Basilica Cistern)

“ Haliç üzerinde bugün mevcut olmayan köprü

“ Küçükçekmece’de onarımla bugüne gelen köprü

“ Kemerburgaz’da Mağlova kemeri yerinde su kemeri

Marmara Ereğlisi Perinthos antik kenti su yolu

İznik (Niceia) Suyolu ve su kemeri

Antakya Suyolu, Asi nehrinin duvarlarla tanzimi

Trabzon Suyolu ve Cuma Camii yanında Kuzgundere’de su kemeri

Selçuk- İzmir Suyolu ve ilçe merkezinde su kemerleri

Tarsus Berdan nehrinin yatağının değiştirilmesi, Baç köprüsü

Page 10: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

10

Şanlıurfa (Edessa) Kent içinden geçen derenin yatağının değişimi, taşkın duvarı

Mardin –Dara Taşkın koruma seddeleri ve sarnıçlar

Bayburt Satala Suyolu ve su kemeri

Kavala (Yunanistan) Suyolu ve su kemeri

Refasa (Suriye) Antik Sergiopolis su tesis sistemleri

Madaba (Ürdün) Sarnıç ve suyolu

HERACLIUS (610-641) Döneminde Avarlar İstanbul’a saldırmış, sur önlerine kadar gelmişlerdir. Suyollarına ve su kemerlerine büyük zararlar vermişlerdir. Mazul kemer zarar görmüştür.

CONSTANTINE V. (741-775) Döneminde su sıkıntısı görülmüş, su kemerleri ve suyolları onarılmıştır.

MANUEL COMMENOS (1143-1180) Suyollarını temizlemiş, Petra köyüne bir yer altı deposu yaptırmıştır. Bunun daha sonra Osman II. tarafından yaptırılan Başhavuz olduğu sanılmaktadır?

ANDRONIKOS I. Su problemi ile uğraşan son imparatordur. Suyollarının bakımını yaptırmıştır. Kentin nüfusu 1204-1261 yılları arasında Latinler tarafından alınmış, yağmalanmış nüfus artmamıştır. Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında kenti fethi ile yeni bir dönem başlamıştır.

Page 11: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

11

ROMA VE BİZANS DÖNEMİNDE

İSTANBUL ÇEVRESİNDE SU YAPISI KALINTILARI

CALKEDON (KADIKÖY) Acıbadem’de depolu su terazisi Calkedon su getirme tesislerinden olduğu sanılmaktadır.

Foto: M.Bildirici

Bu büyük su terazi Moltke’nin kitabında söz edilmektedir. Bu konuda bana bilgi Alan Edmonds tarafından aktarıldı. Uzun soruşturma sonucu bu muhteşem anıta ulaştım.

Page 12: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

12

ÜSKÜDAR (SCUTARI)

Kadıköy’ün uzantısıdır. 323 yılında İmparator Constantine ortağı Licinius’la burada (Bulgurlu) savaştı ve onu yendi. Bu hem imparatorun ve de Byzantion’un kaderini değiştirdi. İstanbul Başkent olarak yeniden kuruldu. Üsküdar’da eskiden gelen tek eser Kızkulesi’dir. Ancak son zamanlarda MARMARAY dolayısıyla kazılan kazılarda bina temelleri ve önemli buluntular ortaya çıktı.

FENERBAHÇE Tanrıça HERA isminden Hiera olarak bilinir. Daha sonra Phanaraki ismini almıştır. Justinien burada eşi Thedora için saray, kilise, hamam ve sarnıç yaptırmıştır. Bugüne sadece sarnıç kalıntısı gelmiştir.

PENDİK İmparator Valens zamanında St. John the Baptist (Vaftizci Yahya) kemikleri İstanbul’a alınmadan bir süre burada kalmıştır. Kosialos isimli silindirik bir sarnıç kalıntısı görülmüştür.

TUZLA Tuzla İçmelerin varlığı çok eskiye dayanıyor. İçmeler karaciğer böbrek ve mide hastalıklarına iyi geliyor.

BEYKOZ Berbykes krallığının başkenti Amykos olarak bilinir. Kral Amycos hakkında mitolojik bilgiler gelmektedir. Çubukçu’da 5. yüzyıla ait olduğu sanılan dini yapılar ve 3 eski sarnıç kalıntısı var.

Page 13: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

13

MALTEPE KÜÇÜKYALI ARKEOLOJİ PARKI

Maltepe Küçükyalı Arkeoloji Parkı, İstanbul’un Asya Yakası’nda bugüne kadar gelmiş en büyük arkeolojik değerlerdir. Park alanında büyük bir kilise, 27000 m3 hacminde bir kapalı sarnıç, Satyros Manastırı ve Bryas Sarayı’nın kalıntıları yer almaktadır. Sarnıca su BAŞIBÜYÜK civarlarından kanalla geliyordu. Kilise’de Patrik Ignatius’un mezarı bulunmuştur. Alexandre Ricci tarafından kazılar yapılmaktadır. Önceleri meskun yer değilken 1980 sonrası yoğun yerleşme dolayısıyla yapı kompleksinin bir kısmı evler altında kalmıştır. Hemen dibine cami yapılmıştır. Çok kapsamlı bilgiler için internette: “Küçükyalı Archaelogigal Park” maddesine girilmesi gerekmektedir. Aşağıda ise kazı çalışmalarından çok önce Ernest Mamboury tarafından verilen bilgiler yer almaktadır. “St. Ignatius Manastırı yanında muhtemelen 9. yüzyıldan kalma bir sarnıç kalıntısı, Aydos dağında (Aetos) sarnıç kalıntısı, Başıbüyük dağında kaya içine oyulmuş sarnıç kalıntısı görülmüştür.

Tesislerin dışarıdan görünüşü

Page 14: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

14

Kapalı sarnıçtan görüntü (Foto: M. Bildirici)

Kapalı sarnıçtan görünüm (Foto Mehmet Bildirici)

Page 15: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

15

GALATA ESKİ SUYOLLARI

Bu isimde MEHMET BİLDİRİCİ’nin İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin 2002 yılı Bülteninde (2002/62) bir yazısı yayınlanmıştır. Çok önemli olduğu için buna aşağıda aynen yer verilecektir. Galata'nın 2000 yıl önce yerleşim yeri olduğu ve isminin Sykai olarak adlandırıldığı coğrafyacı Strabon tarafından belirtilmektedir. Son zamanlarda bölgede yapılan arkeolojik kazılar da bu gerçeği doğrulamaktadır. İmparator Jüstinianus (527-565) zamanında kentin bu bölümüne önem verildiği ve eski tapınakların yerine kiliseler inşa edildiği bilinmektedir. Bunlardan Aya İrene kilisesinin bir duvarının kalıntısı bugün Arap Camii yanında görülebilmektedir (Ref.6). 1267 yılında ise bölgeye Cenevizliler yerleşmiş ve surlar içinde bir kent haline getirmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un alınması ile durum devam etmiş, zaman içinde Türk nüfusun çoğaldığı ve etkin duruma geçtiği görülmektedir. 15. yüzyılda İstanbul'un fethinden önce Galata'yı ziyaret eden İbn-i Batuta da (Ref.1- s.13 de) ilginç bilgiler yer almaktadır. Surla çevrili Galata'da 431 hane, 1 kilise, 1 hamam, 1 tiyatro, 5 değirmenin yer aldığını benimsemekte, oturanların Cenevizliler olduğunu belirtmektedir. (Ref.5)

GALATA'NIN SUYOLLARI Bölge 1732 yılında Belgrat ormanlarından sağlanan "Taksim Suyolları" ile bol suya kavuşmuştur. Bu konuda Kazım Çeçen'in "Taksim ve Hamidiye Suyolları" adlı yayınında geniş bilgiler bulunmaktadır. (Ref.2) Bizim araştırma konumuz, bundan önceki suyollarıdır. Kent de yağmur ve kuyu sularından faydalanılmıştır. Ancak bu derece önemli bir ticaret ve liman kentinin bol suya kavuşturulması gereklidir. Eğer su temin edilmemiş olsaydı burada yerleşilmezdi. 1550 yılında İstanbul'u ziyaret eden Petrus Gyllius'un "İstanbul'un Tarihi Eserleri" isimli Latince kitabında (Ref.3) önemli bilgiler bulunmaktadır. Bu eserin 97. Sayfasında bulunan 1422 yılına ait kent planında Galata'nın da İstanbul gibi surlarla çevrili olduğu ve yaklaşık İstanbul'un 1/3 büyüklüğünde olduğu resmedilmiştir. Bugün Rüstempaşa kervansarayının yerinde bulunan " Aziz Mikhael Kilisesi"ne eski bir suyoluna bağlı borulardan bol su akıtıldığı belirtilmektedir. Bu kilisenin rahibinin Cenova'da bulunan kişiden sonra ikinci sırada olduğu bilinmektedir. Ayrıca bugün Saint Benoit Lisesi bahçesinde olduğu bilinen "Aziz Benedictus" sarnıcının tavanın çöktüğü ve yaklaşık 300 sütununun yağmalandığı ve artık kiliseyi bekleyenlerin ihtiyacını karşılayan ve bahçe işlerine ayrıldığı adı geçen kitapta belirtilmektedir. Bu sarnıç kalıntısının kentin eski zenginliğini gösterdiği özellikle vurgulanmaktadır.

SU KAYNAKLARI Böyle önemli bir kentin su kaynakları sadece yağmur ve kuyu suyu olamaz. O zaman kentin su kaynakları nelerdir. Bu konuda Nazım Nirven'in "İstanbul Suları-"(Ref.4-s.205) adlı eserinde "Galatasaray Suları" bölümünde şu bilgiler yer almaktadır.

Page 16: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

16

Bu suyun kaynağı Levent Çiftliği'ndedir. Çevredeki katmanlara sular bir maslakta toplanarak, Levent'ten, Zincirlikuyu mezarlığı içinde Hasan Ağa kemerinden geçerek, Mecidiyeköy, Şişli (Fransız La Paix Hastanesi), Teşvikiye, Harbiye, Ermeni Surp Agop Hastanesi üzerinden Taksim'e ve Galatasaray'a ulaşmaktadır. Bu suyolunun 2. Beyazıt döneminde yapılmış olması da tahmin edilmektedir. Bugün aşırı kentleşmeden mevcut su kaynakları kurumuş durumdadır. Kazım Çeçen'in Taksim Su Yollarının incelenmesinde (Ref.2) suyun Zincirlikuyu'dan Taksim'e kadar yer altı galerileri ile gittiği belirtilmekte ve nasıl yapıldığı konusunda hiç bilgi bulunmamaktadır. Büyük olasılıkla Galatasaray suyollarına ait tünellerin kullanıldığı kanısındayım. Şüphesiz yapılacak araştırmalar buna ışık tutacaktır. Çünkü her iki suyolunda da Zincirlikuyu'daki Hasan Ağa su kemeri bulunmaktadır. Levent Çiftlik'te bulunan su kaynağının bugünkü durumu hakkında da araştırmalarımda bazı bilgilere ulaşmış bulunuyorum. Damoc Master Plan da bulunan (Volume II-IA-I-4) yörenin kotlu haritası incelendiğinde Levent, Etiler Zincirlikuyu, bugün Gökdelenlerin yapıldığı bölümün 100 kotunun üstünde olduğu görülmektedir. Levent Çiflik'te bu bölgededir. Emirgan'a su veren "Kanlıkavak sularının kaynağının da 100 kotu civarında olduğu hem harita incelemesinden ve hem de (Ref 7) de belirtilmektedir. Bu kaynağın Galata'ya uzaklığı 15 km, Emirgan'a uzaklığı ise 5 km dir. Su kaynağı Zincirlikuyu-Maslak yolunun Baltaliman'ına inen derenin başlangıcındadır. Su debisi 50 m³/gün (Ref.7) Önceleri sadece kaynakta çeşme varken yakın zamanda su Baltalimanı, Boyacıköy ve Emirgana'a getirilmiş olup 6 çeşmeye su vermektedir. 13.02.2000 günü yapılan incelemede Zincirlikuyu mezarlığının kuzeye açılan kapısı yanında bulunan ve bugün açık garaj olarak bulunan mahalde Hasan Ağa kemerinin bulunduğu ancak bir kaç yıl önce yapılan bu garaj yapısı ve Şişli Belediyesi tarafından yapılan park düzenlemesi sırasında ortadan kaybolmuştur. Mezarlığın kuzeyinde bulunan dere (Dereboyu cad) buradan başlayıp batıya doğru derinleşmektedir. Zincirlikuyu yolu üzerinde eski suyoluna ait 1622 tarihli 42 numaralı (Ref.2) Gedik Abdi Paşa çeşmesi yer almaktadır. Levent Çiftlik'teki iki membanın suyu, Tünel de bulunan Galata Mevlevihanesi getirilmiş ve Mevlevihane içinde Matbah Emini Hasan Ağa tarafından 1649 yılında yaptırılan çeşmeye verilmiştir. (Ref.2-20 nolu çeşme) Çeşmeye daha sonra Taksim suyu bağlanmıştır. Matbah Emini Hasan Ağa'nın aynı eserde (Ref.2)19 nolu başka bir çeşmesi daha bulunmaktadır. Yanıkkapı da 1698 tarihinde yaptırılmış 24 numaralı Cudidil Valide Sultan çeşmesi de eski suyoluna ait bir çeşmedir. Galata'daki en eski yapı Latin Kilisesi'nden çevrilme Arapcami'de bulunan 27 numaralı şadırvanın yerinde eski çeşme olmalıdır. 21 Numaralı bugün Galata Meydanında bulunan Bereketzade çeşmesi buraya Berekezade Medresesi yanından getirilmiştir. Burada ilk çeşmenin Fatih'in müezzini Bereketzade Ali Efendi tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Aynı yerde Beyoğlu Belediyesi tarafından yaptırılan arkeolojik kazıda bir su galerisi ortaya çıkmıştır. Eski suyoluna ait olmalıdır.

Page 17: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

17

GALATA SUYOLUNDA YAPILAN BU YAYINDAN SONRAKİ SONRAKİ GELİŞMELER

Mehmet Bildirici tarafından yapılan araştırmalarda daha sonra aşağıdaki bilgiler ortaya çıkmıştır. LEVENT ÇİFTLİKTE İKİ GALERİ Halen Ordu’ya ait binaların hemen alt kısmında bulunan Levent Çiftlik’te su çıkan sahada Su Yolcu CEMEL KAYA ile yapılan inceleme ve araştırmada iki galeri olduğu fark edilmiş, birinin yönünün Levent’te doğru, birinin yönünün Emirgan’a olduğu gözlenmiştir. Ancak galerilerin içi dolu olduğu için temizlemeden ileri gitmenin mümkün olduğu görülmüştür. Bu da yukarıdaki araştırmaya destek vermektedir. BEYOĞLU BELEDİYE BİNASI YANINDA SU GALERİSİ Eski Beyoğlu Belediye Başkan Vekili Hasan Ataş konuya olan ilgimi bildiğinden bu galeriyi görmem ve inceleme için gerekli izni sağlamıştır. Su Galerisi Şişhane’de Beyoğlu Belediye binasının tünele doğru olan kısmında kuzey güney istikametinde ve yaklaşık 5 m yüksekliğindedir. Bunun da Beyoğlu içinde Taksim suyu öncesi bir galerili su getirme sistemi olduğuna kanıt olmaktadır. EMİRGAN MEKTEP SOKAKTA SU GALERİSİ Bu yazı içinde Emirgan mektep sokakta bir su galerisi olduğu görülmektedir. Bu su galerisinin daha sonra Emirgan’a giden suyolu ile ilgili olabilir mi? Şimdilik bu sistemlerle ilgisi olduğunu sanıyorum. A TALE OF WATER 2009 Mart ayında yapılan 5. Dünya Su Formu kapsamında “A Tale of Water” isimli bir İngilizce kitap yayınlandı. Kitapta su tarihi ve Anadolu’daki su sistemleri çeşitli yönlerce incelenmiştir. İstanbul Osmanlı Dönemi “GALATA SU SİSTEMİ” konusunda yapılan özet tamamen Mehmet Bildirici’nin “GALATA SUYOLLARI” yazısına dayandırılmıştır. GALATA’DA DİĞER SU KAYNAKLARI Galata’da yağmur suyu depolanması, kuyu suları yanında çevredeki diğer küçük pınarların suları da getirilip çeşmelere verilmiştir. GALATA’DA ACI SU Ref. 2 de Vakıf çeşmeleri listesinde Galata'da "Acısu olarak bilinen su kaynağından beslenen Galata Yenicami mahallesinde 5 ve Azapkapı'da bir çeşme bulunmaktadır. (1238-1243 nolu çeşmeler) Bunlardan ilk beşinin vakıfı Ummetullah Sultan, diğeri Yahya Ağa'dır. Yeni Camii yerinde Saint Francis kilisesi bulunmakta idi. Bugün her ikisinin yerinde Hurdacılar Çarşısı bulunmaktadır. ACISUYUN SONU Galata’da uzun yıllar ticaret yapan NİŞAN HANÇER Acısu hakkında bana şu bilgileri

Page 18: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

18

verdi. Acısu Şişhane Meydanı düzenlenirken su hattı ortaya çıkmış ve kanalizasyona ya da denize giden bir hatta bağlanmıştır. DİĞER KAYNAKLAR Ref. 2 de belirtilen Kazancı yokuşundaki Silahtar Mehmet Ağa çeşmesinin ayrı bir su kaynağı olduğu sanılmaktadır. Ref 2 yer alan 116 numaralı çeşmede Gümüşsuyu'nda su kaynağı ayrı olan 1613 tarihinde yapılmış eski bir çeşmedir. BELGRAT ORMANLARI’NDAN GALATA’YA SU GETİRİLMESİ Belgrat Ormanları’ndan Taksim Suyu’nun gelmesi ile eski çeşmelere de genellikle artık bu su bağlanmıştır. 1732 yıllarında Galata'da yapılmış önemli çeşmeler de şöyledir. 22 numaralı Şair Ziya Sokağı köşesinde Raimondo d'Aronca tarafından yapılmış, "Stile Floreale" tarzında Laleli Çeşmesi 26 numaralı Azapkapı yanında 1. Mahmut'un annesi Saliha Sultan tarafından yapılmış anıtsal çeşme. (1732) 23 numaralı Kethüda Yahya Ağa Çeşmesi (1732) 23b numaralı 1. Mahmut'un kadına Verdinaz'ın yaptırdığı Kadın Çeşmesi (1732) 145 numaralı Kemankeş Mustafa Paşa Çeşmesi (1732) 18 numaralı Mihrişah Çeşmesi (1732)

Page 19: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

19

KASIMPAŞA HASKÖY SUYOLLARI Şişli Ermeni Mezarlığı önünden başlayan Cevizler deresi (Halide Edip Mahallesi), ileride Feriköy'den gelen Şişli deresi ile birleşerek Feriköy mezarlığı yanından geçmekte yeni açılan "Piyale Paşa" bulvarının doğusundan yola paralel devam ederek Dolapdere kolunu da alarak Kasımpaşa'da denize dökülmektedir. Bugün burada çok geniş açılmış su kanalları açılmış dereler bulunmaktadır. Kasımpaşa’dan denize dökülen dereler dolayısıyla denizin bir miktar içeri girdiği kanısındayım. Yaptığım etütlerden bu derelerden Galata'ya su getirmek mümkündür. Eğer gelmişse Kasımpaşa stadının dik yamaçlarından getirilmiş olmalıdır. Galata'ya girecek seviyede üzerinde 52 numaralı (Ref.2) kitabesiz ve çok basit bir yapı olan Sururi çeşmesi yer almaktadır. Bu çeşmenin bu konuda anahtar olabileceği kanısındayım. Ayrıca Piyale Paşa Camiinin hemen kuzeyinde ana yolun kenarında eski bir su terazisi yer almaktadır. Bu su terazisinin Taksim Suyolları ile ilgisinin olmadığı Kazım Çeçen tarafından belirtilmektedir. Bugünkü Piyale Paşa Bulvarı’nın batısında su terazisinden daha aşağıda bulunan Piyale Paşa camiini ve çevresini besleyen ayrı bir su kaynağı bulunmaktadır. 12.02.2000 günü yapılan incelemede bu su terazisinin eskiden vadinin tabanında olduğu, yada Şişli-Dolapdere'den Kasımpaşa tarafına su aldığı kanaati hasıl olmuştur. Çünkü su terazisinin hemen altında iki hamam kalıntısı bulunmaktadır. Başlısu olarak bilinen buradan beslenen çeşmelerde şöyledir. Başlısu kaynağı nedir ? Ref.2 belirtilen 43 numaralı Piyale Paşa çeşmesi (Piyale Paşa 1642-1644 tarihlerinde Kaptan-ı Derya'dır), gene 45 numaralı 1638 tarihli başka bir Piyale Paşa çeşmesi yer almaktadır. Vakıf defterlerinde Piyale Paşa'nın çeşmelerinin tümü dörttür. Henüz kaynağı hakkında bilgi bulunmayan Başlısu'dan su alan çeşme sayısı 7 adettir. Taksim suyu geldikten sonra da Başlısu kaynağından su alınmaya devam edilmiştir. Piyale Paşa camiinin yapıldığı dönemde bu yörede önemli bir yoğunluk yoktur. Böyle büyük bir yapı niçin yapılmıştır. Ayrıca cami bünyesinde bir depo olduğu kanısı bulunmaktadır. Kaynağı tam bilinmeyen bir eski çeşmede 1702 tarihli İbadullah Camii, Haşimi Emir çeşmesidir. Nezir Ağa çeşmesi olarak da bilinmektedir. Kulaksız semtinde III. Murat tarafından 1586 tarihinde yaptırılmış ve kaynağı bilinmeyen başka bir çeşme daha vardır. Kumbarahane suyu hakkında Nazım Nirven'de şu bilgiler yer almaktadır. Su kaynağı Kağıthane'nin üstünde bir vadi içindedir. Buradan Hasköy'e getirilmekte ve 100 yıl önce Hasköy'de Kumbarahane Camii’ne su vermekte idi. Hasköy'de Başlısu'dan beslenen 12 adet, Acısu’dan 1 adet çeşme bulunmaktadır. (Ref.2) Başlısu ile Humbarahane suyunun ilişkili olduğu kanısındayım. Hasköy'de Terkos suyuna kadar bu çeşmeler hizmet getirmiştir. REFERANS: 1. OĞUZ Burhan, Bizans'tan Günümüze İstanbul Suları- İstanbul 1997 2. ÇEÇEN Kazım, Taksim ve Hamidiye Suları,- İstanbul İski, 1992 3. PETRUS Gyllius "İstanbul'un Tarihi Eserleri" Latince aslından çeviri Erendiz Özbayoğlu- İstanbul

1997 4. NİRVEN Nazım, İstanbul Suları-İstanbul 1946 5. ARSEVEN Celal, Eski Galata Binaları, İstanbul 1989 6. MAMBOURY Ernest, 1953, Turist Istanbul (İng) 7. ŞEN Zekai, 2000 İstanbul Kaynak Suları

Page 20: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

20

BOĞAZ RUMELİ YAKASI VAKIF SULARI

2000 ve daha ileri yıllarda bu bölgedeki çalışmalarda SUYOLCU CEMAL KAYA bana eşlik etti. Yoksa bu kadar tesisi benim bulmam mümkün değildi. Burada kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Ancak burada çektiğim pek resim o tarihlerde bilgisayar taramasını bilmediğimden buraya konulamamıştır.

RUMELİ KAVAĞI Boğazın son vapur uğrayan iskelesidir. Küçük bir balıkçı köyüdür. Antik çağda İason'un yaptırdığı söylenen Kybele ve Serapis tapınağı olduğu sanılıyor. 17. yüzyılda Kazakların Boğaz'a yaptıkları baskın sonucu, kıyıları tahkim amacı ile yapılmış askeri tesislerden biri Rumeli kavağındadır. 1. Yusuf Ağa Suyu Suyun kaynağı kuzeydedir. Tek çeşmesi Yusuf Ağa Camii önündedir. Tarihi çeşme kaldırılıp çiniden yeniden çeşme yapılmıştır. Eski olan camide tamamen sıvanarak yenilenmiş, üzerine eski kitabesi konmuştur. Bu kitabeye göre camiin IV. Sultan Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından 1682-1688 yıllarında kardeşi Yusuf Ağa adına yaptırılmış denilmektedir. Bu kitabede ismi geçen Hatice Turhan Sultan hakkında bilinenler şöyledir. HATİCE TURHAN SULTAN (1627-1683) Rusya'da doğmuş Rus kızıdır. Tatarlar tarafından kaçırılarak Saraya satılmış ve Sultan İbrahim'in 1640 yılında odalığı olmuştur. Yedi yaşında padişah olan Sultan 4. Mehmet'in annesidir. Gerçek iktidar babaanne Kösem Sultan'ın elindedir. Kösem Sultan'ın boğularak iktidarının ortadan kaldırılması ile Turhan Sultan saraya ve hareme hakim olmuş, Köprülü Mehmet Paşayı sadrazam yapmış, sakin bir yaşamı seçmiştir. Hayır işleri ile uğraşmış, Eminönü'nde Yeni Camii yaptırmıştır. Türbesi camiin bitişiğindedir. Yusuf Ağa sonradan gelip kendini bulan kardeşidir.

RUMELİ KAVAĞI YERLİ SU Suyun kaynağı, Sarıyer'den ve Rumeli Kavağı'ndan Kilyos'a giden yolun kesiştiği Kasapçayırı mevkiindedir. Suyoluna Kürkçü Emin katması vardır. Su yolunun debisi 70-78 m3 (DAMOC) ve Şen'e göre 30 m3. Halen 12 çeşmeye su vermektedir. 1. Memba önü çeşmesi 2. Kürkçü Emin Katması Çeşmesi 3. Mezarlık Önü Çeşmesi 4. Eski Mezarlık Önü Çeşmesi Rum Mezarlığına bitişik eski mezarlığın içindedir. Mezarlığın dışında basit bir çeşme vardır. Mezarlık içindeki çeşmede ilginç bir kitabe bulunmaktadır. Bugünkü yazı ile bu kitabe şöyledir. " Ve min el mai külle şey Hayy- (Sudan herşeye hayat bahşettik -Kuran'dan)" Dördüncü Ordu-yu Humayun Topçu Livası iken doksanüç senesinde (1877 yılı) henkam-ı muharebede vefat eden HÜSEYİN SIRRI PAŞA'nın namına olarak bu çeşmesar tecdid olundu (yenilendi). (Çeşmenin eşi tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. 5. Okul Önü Çeşmesi 6. Okul İçi Çeşmesi 7. Meydan Çeşmesi

Page 21: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

21

8. Ulu Camii Şadırvan Çeşmesi 9. Askeriye Arkası Çeşmesi Kitabesi üzerinde 1033 tarihi (1617) bulunmaktadır. 10. Altınkum Çeşmesi 11. İskele Çeşmesi 12. İskele Karşı Çeşmesi

YENİ MAHALLE Küçük balıkçı köyü, 1794 Vezir Hasan Paşa tarafından Fransız Mühendis Monnier ve Tousant'a yaptırılmış Askeri tesisler vardır. İstanbul'un en kuzeyinde olan Rum Aya Yorgi kilisesi bulunmaktadır. Yenimahalle'de ayrıca vakıf su kaynağı yok ancak, Sarıyer Yerli suyun 4 numaralı ve 5 numaralı anıtsal Cezayirli Hasan Paşa çeşmesi Sarıyer'in hemen bitişiği olan Yeni Mahalle'dedir.

SARIYER İlçe merkezidir. Eskiden küçük bir balıkçı köyüdür. Eski ismi Simas olarak bilinir. Suları ile ünlü Çırçır vadisinin eski ismi Skletrinas'dır. Burada antik çağda Afrodit adına dikilmiş ve denizcilerden büyük saygı gören bir heykel olduğu bilinir. Sarıyer, Hünkar, Kestane, Çırçır gibi çok tatlı suları ile ünlüdür. Merkezdeki Ali Kethüda Camii, 18. yüzyılda Sultan III. Mustafa'nın sadrazam kethüdası Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır. Camiin sonradan yenilendiği ve büyütüldüğü anlaşılmaktadır.

SARIYER YERLİSU Suyun kaynağı, Sarıyer'in çok yakınında Sarıyerspor'un sahası altlarındadır. Damoc Raporuna göre Sarıyer'deki tüm kaynak sularının debisi 550-638 m3/gün, çeşme sayısı 22 dir. Şen'e göre 200 m³/gün. Halen Vakıf kayıtlarına göre çeşme sayısı 8 1. Terazi Çeşmesi Halen eski Kilyos yolu üzerinde Sarıyer Belediyesi Veteriner Müdürlüğü yanındadır. Kitabesi vardır. Kitabede 1238 (1812) tarihi okunmaktadır. 2. Çukur çeşme Balıkçıların yanında yer almaktadır? 3. Hastane Çeşmesi? 4. Yeni Mahalle 1 çeşmesi (Orta Çeşme) 1947 yılında yenilenmiştir. Yanında Ali Kethüda Camii vardır. Sultan III. Mustafa'nın sadrazamının kethüdası Ali tarafından yaptırılmıştır. 5.Yeni Mahalle 2 Çeşmesi (Cezayirli Hasan Paşa Çeşmesi) Sarıyer'deki mimari ve kitabe değeri olan en güzel çeşmedir. Kitabesinin bugünkü yazı ile Türkçesi şöyledir. Ol Cezayirli Hasan Paşa-ı Gazi namdır Yapdı nice hayr cari ol şecaat kanıdır Bu den-i dünya fani olduğın idrak edip Yapdı Sarıyer'de bir çeşme, zülalın aynıdır Geldi üçler seyr edip anı didim tarihini Bil bu maı su değil ayn-ül hayatın aynıdır. H 1199 1784

Page 22: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

22

CEZAYİRLİ HASAN PAŞA (1713?- 1790) Tanınmış Türk denizcisi, 1770 yılında Kaptan-ı Derya olmuştur. Hayatı ve bulunduğu savaşlar hakkında geniş bilgi için (İslam Ansiklopedisi 5. cilt s.318-323, İ.H.Uzunçarşılı) bakılmalıdır. Cezayirli Hasan Paşa Kasımpaşa'da, Boğaz'da birçok güzel çeşmeler yaptırmıştır. Taksim suyollarına katkıları vardır. İstanbul dışında bugün Yunanistan topraklarında bulunan Midilli, Limni, Sakız, İstanköy, Rodos adasında çeşmeleri bulunmaktadır. Midilli adasında suyolu inşa ettirmiştir. 8. Cami içi Çeşmesi 9. Merkez Cami Karşı Çeşmesi 10. İskele Meydanında ortada Çeşme Mermer yapılı, sanat değeri olan küçük bir çeşmedir. Kitabesi vardır. ? Kitabesi 1228 (1812) tarihlidir.

AYAZMA SUYU Kaynağı Sarıyer'in batısındadır. Su özel mülkiyete ait Hünkar suyu önünde bir depoda toplanmakta ve buradan Sarıyer'e verilmektedir. Bu çeşmelerden biri Sarıyer Sular Caddesi üzerinde Sarıyer Kültür Müdürlüğü yanında bulunan yeni yapılmış bir çeşmedir. Diğeri Horozoğlu çeşmesi

ARALIK SUYU Özel mülkiyete ait Hünkar (?) suyu önünde İSKİ'ye ait küçük bir alandan çıkma ve Ayazma suyu yanında ayrı bir depoya dökülmektedir. Suyun çıkışta 10 metrelik kayaya oyma bir galerisi vardır. Tek çeşmesi Sarıyer Sular caddesinde bulunan yeni yapılan bir çeşmedir.

KUMSAL SUYU Sarıyer'e girişte tek çeşmesi olan Minibüsçüler durağında yeni yapılmış bir çeşmesi olan sudur.

SARIYER İLÇESİ ÖZEL SULAR ŞİFA Suyu: Sarıyer Çırçır deresi içinde giderken sağ sahildedir. Mesire yerinde bulunmaktadır. Tek çeşmesi vardır. ÇIRÇIR Suyu: Çırçır Deresi içindedir. Mesire yerinde kaynak suyudur. Eski çeşme kapatılmıştır. Çeşmesi üzerinde kitabesi vardır. Hiç çeşmesi bulunmamaktadır. Sertlik derecesi 6.5 Fransız sertliği, suyu yaz kış değişmediği HÜNKAR Suyu Sarıyer Çırçır deresi giderken sol sahilde çok geniş özel mülk ve orman "Hamamcıoğulları" ailesine aittir. Ailenin ileri geleni Darüşşafaka Lisesi kurucularından Mısırlı Mürşit Kazım Alpan olduğu biliniyor. Arazi içinde Hünkar suyu çıkıyor ve bir zamanlar mesire yeri olan bahçede bir çeşme bulunuyor. Hünkar ismi Sultan II. Abdülhamit'in burada iki katlı bir av

Page 23: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

23

köşkünün bulunmasıdır. Kestane suyunun 200 m yukarısındadır. Sarıyer suları içinde en tutulan sudur. Nirven'e göre 3.5 Fransız sertlik derecesi KESTANELİK Suyu Yeri Çırçır suyunun karşı sahilinde Hünkar suyuna çıkılacak yerdedir. Özel mülkiyette şişeleme yapılmaktadır. Nirven'e göre Fr. Sertliği 5 -, debisi 0.5 m3/gün. Özel mülkiyet su doldurum fabrikası alanı içinde kitabesi sökülmüş bir çeşmesi var. Vakfa ait ayrıca Büyükdere batısında ayrıca suyolu var. GÜRCÜOĞLU Suyu Çırçır suyunun 40 m kuzey doğusundadır. Bir çeşmesi eskiden var idi. Sertlik Fr. 4.5 NEŞE Suyu: Mesire yerinde, Çırçır deresi içinde FINDIK Suyu Çırçır deresi vadisindedir. Fr sertliği 5 (Nazım-İstanbul Suları 1946)

BÜYÜKDERE Büyükdere'de büyük bir Latin Kilisesi, Ermeni Kilisesi, Surp Boğos Ermeni Katolik Kilisesi (1885) ve Rum Aya Paraskevi Kilisesi ve Vakfı bulunmaktadır. Latin Kilisesinin kapısı üzerindeki kitabesi şöyledir. Latin kilisesi halen de Büyükdere’nin en büyük binadır.

D.O.M. In honorem Marie Nascentis AB oricine Immaculatae Collatitia Fidelium Stipe Aedem Hanc Im Amplioren Formam a solo restitutam Frates Franciscales a conventu Dedicaverunt Anno 1866 ALİ BABA Suyu İki çeşmesi bulunmakta, biri Adliye Sarayı karşısında Ali Baba çeşmesi, Diğeri kitabeli depolu çeşme? Yapım ve onarım kitabesi var. Sarıyer Adliyesi’nin hemen karşısında olan bu çeşmeden, Adliye’ye bilirkişi için gittiğimde hep su içtim. MOLLA MURAT (İsim Nazım’da yok ?) 1. Menba Çeşmesi 2. Kocataş İlkokulu Önü Çeşmesi 3. Büyükdere Terazi çeşmesi 4. Topçu Karakol Çeşmesi 5. Canfes Sokak Çeşmesi Büyükdere içinde, kitabeli, üzerinde Ermeni evi var. 6. Kömürcü İskelesi Çeşmesi (kitabeli)

Page 24: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

24

KOCATAŞ Suyu Özel olarak işletilen bir sudur. Nazım'a göre sertlik derecesi 2, Kaynağı Kocataş bağlar mevkiindedir. Katolik Ermeni Kilisesi tarafından getirtildiği sanılıyor. Büyükdere'deki Katolik Ermeni kilisesinin yapılışı 1885 yılıdır. Sahil yolu üzerinde Kocataş suyu satış istasyonu vardır. Bunun önünde de kitabesiz susuz bir çeşme bulunmaktadır. SULTAN Suyu Abraham Paşa çiftliği karşısında Büyükdere-Bahçeköy civarında bir borudan dışarı akmakta, sertliği 4,

BAHÇEKÖY İki çeşme bulunmaktadır.

YENİKÖY KUMSUYU ÇEŞMELERİNE SU GETİREN GALERİLİ SİSTEM

Yeniköy’de Simitçi Salih sokağı ve Özgür Çıkmazı sokağının üzerinde Yeniköy’de KUMSUYU çeşmelerine su veren KUMSUYU su yolunda yaklaşık 400-500 m uzunluğunda bir kapalı galeri bulunmaktadır. Bu su tesisinin su tarihi literatüründe ismi KEHRİZ olarak bilinir. İstanbul’da nadir görülen bir yapıdır. Tesisi bana tanıtan Su Yolcu Cemal Kaya suyun, 1 nolu bacadan girilen tuğla örgü bir galeriden geldiğini ifade etmektedir.

Page 25: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

25

Yeniköy Galerili sistemi 1-8 bacaları arasındadır. Galeri derinlikleri yaklaşık 10 m civarındadır. Hattın daha sonraki kısmı borulu sistemdir. Bu suyolu hakkında hiçbir araştırma ve yayın bulunmamaktadır. Bizans devri olabileceği gibi, Osmanlı dönemi Rum ustaların eseri de olabilir.

YENİKÖY Yeniköy’ün sahilden yukarı kısımlar tamamen bir eski Rum yerleşim yeridir. Eski ismi Neorio olup o da aynı anlamı taşımaktadır. Burada en eski yapılar 2 Rum kilisesidir. Bunlardan Aya Yorgi Kilisesinin tarihi 1650’li yıllara inmektedir. Yeniköy ismi Kanuni Sultan Süleyman döneminde verilmiştir. Yeniköy’de 19. yüzyılda yapılmış Ermeni Kilisesi, bir de sinagog bulunmaktadır. Eski tarihi cami yoktur.

AVUSTURYA ELÇİLİĞİ SUYOLU Şekilde görüldüğü gibi 8 cm lik bir boru ile Kumsuyunun beslendiği bölgede bulunan bir pınardan Boğaz kıyısındaki Avusturya Elçiliği’ne 1982 yılına kadar su götürülmüştür. Buradan alınmış bir boru numunesi İSKİ Bahçeköy Vakıf Sular Müdürlüğü’nde bulunmaktadır.

YENİKÖY PARKI Sahil kenarındaki Yeniköy parkında da bu sistemden tamamen ayrı bir su sistemine ait sarnıç ve hemen yanında yaklaşık 5 m yüksekliğinde su terazisi yer almaktadır.

Page 26: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

26

Yeniköy’de su terazisi & antik sarnıç

Page 27: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

27

Yeniköy Parkta eski bir sarnıç yapısı

Yeniköy’de 3. Selim’in annesinin çeşmesi

Page 28: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

28

Kumsuyu üzerinde suyun çeşmelere ayıran düzen

Kumsuyu üzerinde bir çeşme

Page 29: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

29

Yeniköy’de Rum Vakfına ait yaşlılar Evi

KİLİSEYE GELEN SU GALERİSİ

2010 Temmuz ayında burada yaptığım incelemede Yaşlılar Evi olarak kullanılan cephesi çok süslü bana ile daha aşağıdaki Kilise arasında bir su bacası olduğu görülmüştür.

Page 30: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

30

EMİRGAN

Emirgan Mektep sokakta bir kısmı evler altında bir su galerisi bulunmaktadır. Önce sadece mahalleli tarafından bilinen galerinin varlığı İSKİ tarafından da farkına varılmıştır. Bu galeri değerli bilirkişi arkadaşım G.Alparslan tarafından resimleri bana ulaştırılmıştır. Şimdilik ne zaman ne için yapıldığı konusunda fazla bilgi bulunmamaktadır.

Emirgan’da su galerisi (Foto G.Alparslan)

Page 31: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

31

Emirgan’da su galerisi

Emirgan’da su galerisi (Foto G.Alparslan)

Page 32: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

32

TAKSİM SUYOLU BACALARI

Su yolcu Cemal Kaya tarafından çıkarılmıştır (Taksim Suyolunun Maslak 3. Kolordu Komutanlığına kadarki bölümü) Hacı Osman Orman Bölge Müdürlüğü önünden geçen galerinin halen bir bacası var; devamla Derbent mahallesine giden yolun karşısındaki otobüs durağının altından geçerek İzzet Baysal Yaşlılar evinin yola bakan binasının cephesinin arkasından geçer devamla İzzet Baysal Yaşlılar Bakımevinin tam yanından Mikro Cerrahi Hastanesinin bitimine kadar ki kısmı perde beton duvar ile koruma altındadır ki burada da bir baca görülür. Devamla askeri bölgeye geçen galeri, Jandarma Komutanlığının karşısında ana yoldan İl Jandarma Komutanlığının girişine 5 m kala solda bir baca vardır. Takiben Çift Kurtlar-Honda Plaza binasının arasında bulunan Eğlence merkezi 2019 gözetleme kulesinin altından geçer Takiben Atatürk Oto Sanayi yanı, 100 Yıl sitesi Maslak sokağında da iki baca belirtisi vardır. Bu sokağı takiben Çift Kurtlar orta garajında 1 adet baca vardır. Buradan yolu geçerek tekrar oto galeriye devam eder, buradan 2 galeri bulunan benzinliğe doğru devam eder. NET TV önünden, MİGROS'un arkasından PAPENLAT'ın arkasından, NOREMİN'in önünden; Maslak PRENSES Otelinin altından oto garajına, buradan BUFER Elektrik fabrikasına gelir, burada da 1 baca vardır. Takiben Süreyya Ağa Çocuk Derneğinin bahçesinden 3. Kolordu Komutanlığı içinde ana yolda inmeden devam eder, hat burada bir koruma duvarı içindedir. Burada da son baca görünür.

Page 33: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

33

BAHÇEKÖY VAKIF SULAR BAHÇESİNDE SU TAKSİM YAPISI

Bahçeköy Vakıf Sular Müdürlüğünde bir su terazisi üzerinden getirilmiş su taksim yapısı

70 x 55 x 15 cam ebadında Alttan gelen su 4 küçük havuza suyu bölüyor, fazla gelen sular savak ile bir boruya veriliyor.

Bahçeköy Vakıf Sularda taş boru

Benzer iki boruda İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndedir. İstanbul’da basınçlı taş borulu su sistemi mevcut değildir. Bunlar özel maksatlı borular olmalıdır.

GAZİOSMANPAŞA (TAŞLITARLA)

Gaziosmanpaşa Pazarmevkii, 2 pafta, 16187 parsel içinden küçük bir dere geçmekte, bu dere üzerinde 3 adet kemer bulunmaktadır. Ortada 3,5 genişliğinde ve 3 m yüksekliğinde yarım daire kemer, kenarlarında 2 adet yaklaşık 1,60 m genişliğinde, 1,80 m yüksekliğinde kemer bulunmaktadır. İstanbul II nolu Kültürt ve Tabiat Varlıkları tarafından 10.02.1998 tarihli ve 4719 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır. Gaziosmanpaşa’da tek tarihi su yapısı 11.10.2005 Mehmet Bildirici

Page 34: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

34

SULUKULE İSTANBUL’A İLK GETİRİLEN SUYOLLARI ÜZERİNDEDİR.

Sulukule Artık Arkeolojik Sittir

Haber: Radikal İki / Derya Nüket ÖZER 23.03.2010

Sulukule’de önce insanlar süpürülüp atıldı. Sonra evler yıkıldı. Hayat silindi. Hoyrat bir rüzgar Edirnekapı’dan Topkapı’ya engelsiz esiyor. Tarihi Yarımada’da 90 bin metrekarelik devasa bir alan uzanıyor. Sıra İstanbul’un bağrındaki çocuklarının ruhlarını deşmeye geldi. Sulukule, 5. yüzyılda yapılan II. Theodosios surlarının Porta Charisius (Edirnekapı) ve Porta Pempton (Sulukule Kapısı) arasındaki bölümüne bitişik. Burası şu günlerde İstanbul’un kalmak için son çabalarını harcaması gereken Dünya Miras Listesi’ndedir. Şehrin ana su kaynağı Lykos deresi, şehre buradan girer. Sulukule arkeolojisinde akla ilk gelen konu su sistemidir. Kazım Çeçen tarafından yayımlanan veriler, Sulukule’nin hemen altında Roma ve Osmanlı dönemlerinde geliştirilerek günümüze kadar ulaşan iki ana su sistemini, İ.S. 2. yüzyıla ait İmparator Hadrinaus su sistemi ile 16. yüzyıla ait 2. Bayezid suyollarını belgeliyor. 2. Bayezid suyolları haritaları su şebekesinin şehre ana giriş noktasının Sulukule bölgesi olduğunu, hatta hangi evin altından nereye uzandığını gösteriyor. Manastırların şehrin dışına çıkarılmasını kapsayan yasayla (‘loca deserta’) Erken Bizans döneminde ve devamında bu bölgede çok sayıda manastır inşa edilmiş. Bunların bir bölümünü biliyoruz. Öte yandan Sulukule bölgesi, Blakherna ve Tekfur saraylarının yer aldığı bir coğrafyanın uzantısı. Bu bölgedeki yapılaşmaya ilişkin elimizde somut bilgiler yok. En önemli iddia Deutoron Sarayı. İmparator II. Iustinos’un, içinde gösterişli bahçeleri olan, heykellerle donatılmış sarayının bulunduğu Deuteron bölgesi, bazı araştırmacılara göre Sulukule çevresindeydi. Öte yandan Yenikapı’daki, günümüzden 8500 yıl önceye giden Neolitik kültüre ait buluntular tam Lykos deresinin denize döküldüğü noktada ortaya çıkarıldı. Lykos deresi çevresi, Sulukule’de de Bizans’tan çok daha gerilere giden buluntular vermeye aday. Ve elbette bir de İstanbul’un toprağının hep sürprizlere gebe olduğu unutulmamalı. Arkeolojik karar gerekir Tarihi Yarımada yalnızca toprak üstü mirasıyla değil, toprak altında barındırdığı mirasla da dünyanın en değerli alanlarından biri. Eğer süregiden yaşam olmasaydı hiç şüphesiz Efes gibi, Bergama gibi bir arkeolojik sit olarak kabul edilecek ve buna uygun kararlarla ele alınacaktı. İronik olsa da Kentsel Yenileme Projesi, bu alanı bir

Page 35: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

35

arkeolojik site dönüştürdü. Yaşam bütünüyle silindi, kentsel doku, korunması gereken tescilli evler dahil, yıkıldı. Kentsel arkeolojik sitlerde yapılaşma ve yeni proje üretme kararları, Türkiye’nin imzalamış olduğu UNESCO’nun çeşitli sözleşmeleri ve Türkiye’nin girmeye aday olduğu AB normlarına göre verilir. Bu belgelerin tümü, kentsel alanlarda, gelişme ile toprak altı miras arasında bir dengeyi öğütlerken, bu dengenin arkeolojik değerlerin korunmasından yana olmasını şart koşarlar. Ancak süregiden bir hayatın olmadığı alanlar için artık kentsel proje kaygısı değil, arkeolojik kaygılar esastır. Kentsel arkeolojide de esas, kamu yararıdır. Sulukule Kentsel Yenileme Projesi’nin kamu yararını gözetmediği, tam tersine bir “soylulaştırma” projesi olduğu UNESCO Dünya Miras Komitesi, AB İnsan Hakları Komiseri, Helsinki Komitesi, AB İlerleme, HABITAT-AGFE Raporlarında da ifade edildi. Bir başka deyişle, Yenileme Projesi bir zorunluluk değil, tam tersine şehircilik disiplini açısından bir suç oluşturuyor. Vazgeçilemezliği değil, vazgeçilmesi gerektiği esas. Tarihi alanların sorumlusu kim? İstanbul’un tarihi alanlarının sorumlusu kim? En sonuncusu Yenikapı Marmaray inşaatı olmak üzere bütün projeler, çok önemli buluntular verdi. Her defasında, bunlar bir sürprizmiş gibi sonradan çözüm üretilmeye çalışıldı. Yenileme Kurulu’nun onayladığı Sulukule Yenileme Projesi’nin, Romanları yüzyıllardır ait oldukları topraklardan sürdüğü gibi, topluluğun soyut mirasını yok etmesi, tarihi kentsel dokuyu parçalayıp izleri silmesi gibi köklü sorunlarının yanında arkeolojik tahribatı da öngördüğünü baştan beri söylüyoruz. Proje, Sulukule evlerinin sığ temelleri ile korunmuş olan bu arkeolojik alana derin temelli yapılar, yeraltı otoparklarını yerleştiriyor. Oysa, böylesi bir alanda girişilecek her türlü projenin en önemli ayağı arkeolojidir. Kültür Bakanlığı’na bağlı olan Yenileme Kurulu, tarihi miras konusundaki kararları projeden hareketle alıyor. Yani, tersten gidiyor. Bir arkeolojik envanter çalışması, literatür taraması bile yapılmadan proje onaylanıyor. Anlaşılan o ki, 90 bin metrekarelik bir alandaki kazının planlaması, alışılagelen sistemle, inşaatın ilerleyişine göre yapılacak. ICOMOS 2008 Quebec Deklarasyonu, ‘Mekânın Ruhu” derken korumacılıkta yepyeni bir kapı açtı, bu unutulmamalı. Son söz: Bu yazı Sulukule’yi kapsıyor ama İstanbul’da hızla ilerleyen bütün yenileme projeleri için de geçerli. Fener-Balat Projesi de yeraltı otoparklarıyla ve kapsadığı alanla aynı yazının konusu. DERYA NÜKET ÖZER, Sanat Tarihçisi, Yeditepe Üni., GSF, öğretim görevlisi

Page 36: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

36

GAZİANTEP Saburcu mahallesi Saburcu ve Bey mahallelerinde evlerin altlarından geçen su kanalı vardır. Sifon yaparak evlerin altından geçmektedir. Her evin altı sifonun üstüdür. Evler buradan suyunu almakta ve yiyeceklerini sarkıtmaktadırlar. Bunun için bir yan oda vardır. (Muhtemelen Ermenilerden kalmıştır) Gaziantepli Kemal Alp ile yapılan söyleşi (Gökova 13.07.1994)

GERGA SUYOLU (AYDIN ÇİNE) 2005 Ağustos ayında Akyaka’da misafirim olan Martin SCHWARZ ile birlikte Aydın Muğla yolu üzerinde bulunan harika köprü İNCEKEMERİ incelemeye gittik. Çevreyi inceledik. Prof Dr. Ünal Öziş’in “Alabanda suyollarını” yerinde görmek istedik. Sayın Öziş şekilde görülen P5 ve ileri 4 pınardan alınan suların 21,4 km uzaklıkta Alabanda kentine gittiğini ifade etmektedir. Öziş planda nokta nokta olarak gösterilen bir hat ile daha güneyden bir pınardan alınan suyun bir kol olarak Alabanda’ya, diğer bir kolun incekemer üzerinden atlatılarak karşı sağ sahile geçtiği buradan S9-S10 noktaları arasındaki ters sifondan geçerek buradan GERGA antik kentine gittiğini var saymaktadır (1) İsviçreli Araştırmacı Martin Schwarz ile yaptığımız yerinde incelemede kesinlikle İncekemer üzerinde Gerga’ya geçen bir suyolunun bulunmadığına, yan dere üzerinde S9-S10 noktaları arasında bir sifon bulunduğu ve buraya gelen suyun sağ sahilde bir pınar veya Çine çayından alındığı kanısına vardık. Bizim kabulümüz (2) Yan dere üzerinde bulunan sifonun toplama havuzu kalıntıların bulunduğu, taş boruya rastlanılmadığı, uzunluğun yaklaşık 20 m, derinliğin göz ölçüsü 15 m olduğu görülmüştür.

Aydın Çine GERGA SUYOLU (Bildirici & Schwarz 2005)

GERGA KENTİ (Aydın Çine, Deliktaş) Eski Çine’nin 6 km, Alabanda antik kentinin 13 uzağındadır. Kent dağlık bir bölgededir. Karia kenti olarak kurulmuştur. Kayalarda GERGAS isimli yazılar dikkati çeker. Büyük taşlardan

Page 37: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

37

yapılma bir tapınak kalıntısı vardır. Kybele tapınağı olduğu sanılmaktadır. Küçük bir yerleşim yeridir. 2009 yılında Alinda Alabanda ve Gerga kentlerine Arkeolog IŞIK SOYTÜRK tarafından bir gezi düzenlendi. Alabanda gezildi. GERGA’nın Çine çayından çok yüksek olduğu görüldü. S10 sifonundan geçen suyun kesinlikle Gerga’ya gitmediği ama bu hattın da nereye gittiği belirlenemedi.

Çine çayı (Marsias) üzerinde İncekemer Kesin kara köprüsü, su köprüsü mü?

Alabanda’da basınçlı su borusu

Bugün içinde çiçek ekili

Page 38: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

38

Gerga’daki antik tapınak

HERAKLAIA PONTICA ( KARADENİZ EREĞLİSİ)

Karadeniz Ereğlisi'ne su taşıyan Bali köyünde su kemerleri bulunduğu, Su Terazisi kalıntısının bugüne geldiği belirtilmektedir. Tarihte çok önemli bir kent ve limanı olan kentte 2008 yılında yaptığım gezide eskiden gelen görünürde hiç eser kalıntısı görülmemiştir.

IMERA (GÜMÜŞHANE) In Imera Monastery of St. John Prodromos was founded as a monastery for women in about 1710, the house mentioned in 1738 and was granted privileges in 1827. The present church was built in 1859 by the abbess Roxane. No medieval origins have been claimed for the monastery (Ref.ANTONY Bryer, "The Byzantine Monuments and the Topography of the Pontos, p. 304) Su Yapıları: Kente 1993 yılında yaptığım ziyarette ortaçağdan kalma çeşme ve suyollarının olduğu görülmüştür.

Page 39: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

39

MISIS (ADANA CEYHAN)

Ceyhan nehrinin akışına göre sağda Mozaik Müzesi, Höyük içinde sarnıç, tiyatro kalıntısı vardır. Ceyhan nehri üzerinde tarihi bir köprü bulunmaktadır. Nehirden su alan dolap ile değirmen döndüren eski bir tesis vardır.

NICEIA (BURSA, İZNİK) Kentin doğusunda bulunan Lefke kapısına su taşıyan tek katlı sukemeri vardır. Bunlar üzerinde 50x 60 cm ebadında sıvalı üstü açık kanallar vardır. Su kemerinin önce II. yüzyılda İmparator Hadrianus (117-138) tarafından yaptırıldığı ve bu konuda imparatorun bir emri olduğu Müze'de bulunan yazıttan anlaşılmaktadır. Bizans döneminde İmparator Jüstinien (527-565) tarafından onarıldığı bilinmektedir.

PESSINUS (ESKİŞEHİR, SİVRİHİSAR, BALLICA) Pessinus, Sivrihisar'ın 14 km güneyindedir. Pessinus de en önemli ana tanrıça KYBELE'nin tapınağı vardır. Tanrıça kültünün işlenmiş olarak gökten düştüğüne inanılır. M.Ö. 204 yılında Roma Senatosu’nun kararı ile tanrıça kültü Roma'ya törenle götürüldü ve Palatin tepesinde yaptırılan tapınağa konulmuştur. Su Yapıları: 1967 yılından bu yana kazı yapan Belçikalı Prof. Pierre Lambrechts tarafından bir su kanalı ortaya çıkarılmıştır. Kanalın her iki tarafında su almak için basamaklar vardır. Kanalın çok düzgün taşları dikkat çekicidir. Kanalın başlangıcında kuzeyde bir bent olduğu görülmüştür. (Akurgal Ekrem, Ancient Civilization and Ruins of Turkey) Kanalın Roma döneminde yapıldığı kabul edilmektedir.

PHASELIS Ekrem Akurgal kitabında kent krokisi bulunmaktadır. Burada tek katlı bir su kemeri kalıntısı bulunmaktadır. Su kaynağı yaklaşık +75 m, kent kotu yaklaşık 30 m, suyolu Liman yanında bir bataktan geçmektedir. Bir sifon olasılığı vardır.

SATALA (GÜMÜŞHANE, KELKİT, SADAK)

Satala antik kenti Kelkit (antik Suissa) ilçesinin 17 km güney doğusundadır. Antik kent Roma döneminde imparatorluğun doğu sınırında kaldığı için çok önem verilmiş. İmparator Trajanus (98-117) ve Hadrianus (117-138) bir süre burada kalmıştır. Jüstinien (527-565) kent yeniden önem kazanmış, burada Bizans'ın kazandığı Bizans-Pers savaşı olmuştur. Jüstinien'den sonra kent Perslerin eline geçmiş ve önemini yitirmiş ve terkedilmiştir. Kentte hiç kazı yapılmamıştır. Su Yapıları: Köyün batı yakasında bir tepe üzerinde antik kente su veren kaynaklar hala durmaktadır. Köylülerce burada yapılan kazılarda sarnıç ve havuz kalıntıları bulunmuştur. Kente su taşıyan su kemerlerinin tek katlı ve 47 adet olduğu gezginler tarafından yazılmaktadır. Gezgin Taylor Satala'yı ziyaret ettiğinde 7 adedi ayakta idi. Son yıllarda 4 adedi sağlam idi. (Kaynak USLU, Gülyüz, 1980, Gümüşhane tarihi)

Page 40: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

40

SELEUCEIA (ISPARTA, ATABEY, BAYAT)

Seleuceia, kenti Selefkoslar (Helenizm dönemi) tarafından kurulmuş, Roma döneminde Claudiseleuceia ismini almıştır. Su Yapıları: Tamamen yıkık durumda su kemerleri kalıntıları vardır.

TRAPEZUS (TRABZON) The city had prosperity under Justinian, and became a supply base for Armenian campaigns. Procopius stated that Justinian built an aqueduct, called the aqueduct of the martyr Eugenios in 542. A famous inscription over the eastern gate of the city (Tabakhane) that Emperor Justinian completed the restoration of the buildings of Trabizond. JUSTINIAN SU KEMERİ Kuzgundere'de şehit Eugenios adına yaptırılmış, su kemeri kentin doğusundan gelen su kaynağı için yaptırılmıştır. Su kaynağı belli değildir. İMARET SUYOLU Ayrıca Rum Pontus İmparatorluk döneminden kalma kentin batısından gelen bir su yolu vardır. Eski Altın başlı Meryem kilisesi önünde dragon başlı çeşme var. MAŞATLIK SUYOLU Maşatlık Dikilitaş mevkiindeki kaynaktan Pontos döneminde su alınmıştır. Fatih Mehmet ve Kanuni Süleyman dönemlerinde onarılarak kullanılmıştır.

TEKİRDAĞ MARMARA EREĞLİSİ Marmara denizi kıyısında bulunan kent, Perinthos olarak Samos (Sisam) adası halkı tarafından kurulmuştur. Kentin ismi M.Ö 3. yüzyılda Heraklea olarak değiştirilmiştir. Kentin akropolü bir yarım ada üzerindedir. Roma İmparatoru Septimus Severus döneminde en parlak dönemini yaşamıştır. Önemli yapılar bugüne gelmemiştir. SU YAPILARI Yaklaşık 25 km uzunluğundaki suyolunun kaynağı Çorlu ilçesi Çukurçengel Çiftliği’dir. Kargir kanal ve tünellerle su iletilmiş, tüneller üzerinde hava bacaları bulunmaktadır. Temizleme bacaları yaklaşık 3 m x 1.5 m ebadında derinlikleri 2 m civarındadır. Su Omurca çiftliğinde 200 tonluk bir depoda toplanmaktadır. Osmanlı döneminde onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Suyolu buradan Küçük Metristepe, Büyük Metristepe, Bekçitepe tümülüslerini takip ederek kente ulaşmaktadır. Kent içinde su pişmiş toprak borularla dağıtılmaktadır. Kent içi şebekesinin 3. yüzyılda İmparator Caracalla döneminde yapıldığı kabul edilmektedir. Procopius’un “Les Edifides” adlı eserinde İmparator Jüstinien’in suyollarını ve su kemerlerinde onarım yaptırdığı ifade edilmektedir. Bu bilgiler Arkeolog Nuşin Asgari’nin Marmara Ereğlisi hakkında yaptığı çalışmalardan alınmıştır.

Page 41: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

41

Omurcalı Deposu

BUGÜN ERMENİSTWN’IN BAŞKENTİ ERİVAN URARTULAR TARAFINDAN KURULMUŞ BİR KENTTİR. Kısa tarihi buraya alınmaıştır.

Yerevan (sometimes spelled Erevan, Erivan, Jerewan, Jerevan, etc.) has a long-long history of thousands of years, dating back to the rise of oldest civilizations in the world.

Early history

The territory of Yerevan was settled by humans since the 4th millennium BC, fortified settlements from the Bronze Age include Shengavit, Karmir Blur, Karmir Berd and Berdadzor. Archaeological evidence indicates that an Urartian military fortress called Erebuni (Էրեբունի) was founded in 782 BC by the orders of King Argishtis I at the site of current-day Yerevan, to serve as a fort/citadel guarding against attacks from the north Caucasus, thus Yerevan is one of the most ancient cities in the world. Irrigation canals and an artificial reservoir were built on the territory of Yerevan during the height of Urartian power. The fortress of Teishebaini (Karmir Blur) was destroyed by the Scythians in 585 BC. Between the 6th and 4th centuries BC, Yerevan was one of the main centers of the Armenian satrapy of the Achaemenid Empire. The timespan between 4th century BC and 3rd century AD is known as the Yerevan Dark Ages due to absence of historical data. The first church in Yerevan, the church of St. Peter and Paul was built in the 5th century (collapsed in 1931).

Page 42: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

42

BORU STANDARTLARI

MEHMET BİLDİRİCİ Roma döneminde su ileten borular için bir standart getirilmiştir. Bu şekilde borular aynı zamanda isimlendirilmiş, debi ölçümü de yapılmıştır. Burada birbirine benzer iki yöntem karşımıza çıkmaktadır. Vitrivius ve Frontinus yöntemleri, şimdi bunları inceleyelim.

VITRIVIUS YÖNTEMİ Bu ölçü sisteminde plakanın kıvrılarak boru haline getirildiği esası kabul edilmiştir. Kıvrılan kenar 5 digiti olduğunda, boruya beşlik anlamında QUINARIA adı verilmiştir. Digiti dönemin parmak ölçü birimi olup, metrik değeri 1.85 cm dir. Çevresi 5 digiti olan borunun çapı da şöyledir. D= 5 x 1.85 : 3.14 = 2.94 cm olarak bulunur. (Ref. 20) Çevresi 6 digiti olduğunda senaria, 7 digiti olduğunda septenaria 8 digiti olduğunda octanaria gibi isimler almıştır. Vitrivius tarafından 5'likten 100'lük boruya kadar 10 adet boru için tablo geliştirilmiştir. Bunlardan bir kısmı şöyledir.

Boru ismi Çevresi (cm) İç çap (cm) Alanı (cm²) Quinaria

5 Quinaria 5x 1.85 = 9,25 9,25/3.14= 2.94 cm 6,81 1,62

8 Octonaria 8 x 1.85 = 14,80 4,71 17,43 4,15

10 Denaria 10 x 1.85= 18,50 5,89 27,24 6,48

20 Vicenaria 37 11,78 108,93 25,94

100 centenaria 185 58,89 2723,45 648,44

Pratik hesap kolaylığı bakımından Vitrivius hesaplarında π sayısının değeri 25/8 olarak almıştır.(3.125)

3.2 FRONTINUS YÖNTEMİ Frontinus (35-103) Romalı yönetici ve politikacıdır. Yazdığı "Des Aqueductu Urbis Romae- Roma Su Yolları" adlı eseri hidrolik tarihi açısından ilk çağdan gelen çok önemli bir kaynaktır. 82-83 yıllarında Hierapolis (Denizli, Pamukkale) prokonsül olarak görev yapan Frontinus daha sonra İmparator Nerva tarafından çok önemli bir görev kabul edilen Roma Su Yolları Müdürlüğüne getirilmiştir. Frontinus'un bu eserinin (Ref. 22) Türkçe'ye kazandırılması çok önemli bir kültür hizmeti olacaktır. Frontinus yönteminde boru çapları için 1/4 digitinin katları esas alınmıştır. Beşlik boru (quinaria) için çap 5 x 1.85/4 = 2.31 cm dir. 20'lik borudan 120'lik boruya kadar digiti2 cinsinden kesit alanları esas alınmıştır. Frontinus sisteminde 26 boru çeşidi yer almaktadır. Bunlardan bir kaçı aşağıda gösterilmiştir.

Boru ismi Dig İç çapı (cm) Çevre (cm) Kesiti (cm²) Digiti² Debi (Quinaria)

5 Quinaria 5/4 2,31 7,37 2,31 1

8 Octanaria 8/4 3,70 11,63 10,75 2,56

10 Denaria 10/4 4,63 14,54 16,80 4

20 Vicenaria 20/4 9,25 29,07 67,20 16

KARE KESİT

Page 43: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

43

20 Vicenaria 20 16,26

100 Centenaria 100 81,45

120 120 97,75

Bu sistemde borular beşlik ile 120'lik arasındadır. 20'lik boruda daireden ve kareden hesap yapılmakta, bu yönden değerler birbirinden biraz farklıdır. Frontinus hesaplarında π sayısını 22/7 olarak almaktadır. Bugün kullanılan değerdir.

DEBİ ÖLÇÜMÜ KUZEY AFRİKA, GADAMES

Bu konuda ilginç ve çok eski bir örnek Kuzey Afrika'da Gadames vahasında 3.000 yıldan bu yana uygulanmaktadır. Su kaynağının yakınında büyük küplere sular doldurulmakta ve bu küpler içinden kanallara sulama amaçlı verilmektedir. Bu işin başındaki görevli sulama programını bildiği için suyun miktarını ayarlamakta ve sonraki tarla sahibine sıranın geldiğini anlatmak için su üzerine ot konulmakta, bunu gören tarla sahibi kapağını açarak tarlasına suyu almaktadır. Bu şekilde su en optimum tarzda kullanılıyor ve hem de adil bir dağılım elde edilmiş bulunuyordu.

ROMA KENTİNDE DEBİ ÖLÇÜMÜ Roma kentinde kesit alanı olarak belirtilen 5'lik borunun geçirdiği değer olan 1 QUİNARİA olarak debi ölçüm birimi kabul edilmiştir. Adjatage (bronz boru ağzı) olarak isimlendirilen kesit alanı belli L şeklinde borular galerilere bağlanmış ve belli ölçüde su binalara verilmiştir. Bu aparatlar belli standartlara uymakta ve aynı zamanda resmi mühür taşıması gereklidir. Gerek Vitrivius ve Frontinus yöntemlerinde debi kesit alanı ile ölçülüyordu. Diğer bir deyişle suyun hızı hesaba alınmıyordu. Acaba Frontius hızın tesirini bilmiyor mu idi veya önemli görmedi mi idi? bunu pek bilmiyoruz. Ancak ondan önce veya sonra yaşadığı tartışma konusu olan İskenderiyeli Heron bu konuda şöyle yazıyor "Suyun miktarını bilmek için suyun kesit alanını belirlemek yetmez, hızında belirlenmesi gerekir. Debisi (miktarı ) ölçülecek kanaldaki su hızlı ise daha çok su taşır, yavaş ise daha az demekte ve en iyisi güneş saati ile boş bir havuzu ne kadar zamanda dolduracak onu bulmalı" demektedir.

QUINARIA NE KADAR BİR DEBİNİN KARŞILIĞI Bunu Prof. Dr. H. Fahlbusch Roma su yolları üzerine yaptığı bir hesap ile açıklamak doğru olacaktır. Prof. Fahlbusch'a Türkçe'de bulunmayan tüm bu dokümanları gönderdiği için teşekkür borçlu olduğumu özellikle burada belirtmeliyim. Frontinus Roma suyolları müdürü iken o gün faaliyette olan 7 suyolunun kesitlerin quinaria cinsinden eserinde vermiştir. Prof. Fahlbusch ise Manning formulü ile hidrolik hesaplar yapmış, kanalların eğimini belirlemiş, kesitlerin genişlik ve su yüksekliklerini tespit etmiş ve aşağıdaki hidrolik tabloyu çıkarmıştır. Bu tabloda önemli olan kolonlardaki ortalama değerler gösterilmiştir. Su Yolu Kesit Hız Debi Quin. m2 m/sn m3/sn lt/sn Appia 1825 0.77 0.72 0.54 0.30 Anio-Vetus 2362 0.99 0.91 0.86 0.36

Page 44: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

44

Marcia 2944 1.24 0.81 .0.96 0.33 Tepula 445 0.19 0.75 0.13 0.31 Iulia 1206 0.51 0.89 0.46 0.37 Virgo 2504 1.05 0.58 0.61 0.25 Claudia 3312 1.39 0.99 +1.32 0.39 4.88 m3/sn Buradan çok ilginç sonuçlar çıkmaktadır. Bu hesaplara göre Quinaria değerinin ortalama bir değerle 0.33 lt/sn olduğu ve Frontinus zamanında Roma kentine su ileten sistemlerin aynı anda çalışması halinde gelen debinin 4.88 m3/sn değerine ulaştığıdır. Doğrusu hayret etmemek mümkün değil !

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Orta çağda Avrupa'nın bir bölümünde insanlar sadece Noel dolayısıyla yıkanıp su harcarken, bir başka bölümünde ilk çağda başkentteki hamamlara resmi kurumlara çeşmelere verilebilen debi 4.88 m3/sn dir. Bunun için pek çok çaba harcanmıştır. Bundan bugünün mühendisleri, yöneticileri olarak bunlardan çıkaracağımız dersler olduğu kanısındayım. Bir su mühendisi olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün kuruluşunun 40. Yılı etkinlerinin açılış töreninde yaptığı aşağıdaki konuşma bunu çok iyi anlatmaktadır. Anadolu denilen ülke medeniyetler beşiğidir. Mühendisliğe hevesi olan birisinin Anadolu'dan öğreneceği çok şey var. Bizden önce Anadolu sakinleri kimlerse, bu topraklar üzerine mühendislik şaheserleri koymuşlardır. Bunlara sahip çıkmaya devam edin. Bu şaheserler ülkenin bir yerinde değil, her yerindedir.

ROMA DÖNEMİ KENTLERİ SU TEMİN SİSTEMLERİ

Roma döneminde kent yaşamı çok önem kazanmıştır. Kurulan onarılarak yenilenen kentlerde bir plan dahilinde yapılaşma olmuştur. M.Ö 5 yüzyılda yaşamış Miletos’lu Hippodamus kent plancılığı benimsenmiştir. Bu anlayışla birbirini dik kesen caddeler ve aralarında resmi ve özel parseller için parseller ayrılmıştır. Bu şekilde kurulan kentlere çok uzaklardan su getirilmiştir. Romalılar Hidrolik mühendisliğinde çok ileri gitmişlerdir. Romalı Su Yöneticisi Sextus Julius Frontinus (40 ? -103) Mısırlıların aptalca yapılmış piramitlerine, Yunanlıların şahane fakat faydasız anıtlarına karşı Romalıların hidrolik mühendisliğinde ileri gittiğini su getirerek insanlara konfor sağladığını söylemektedir. Bugün sadece Anadolu’da 400-500 adet gelişmiş Roma kenti bulunduğu ve hemen hepsine su getirildiğini yapılan araştırmalar göstermektedir. Roma öncesi kentlerde eski yapılar bugüne pek gelememiş, bunlar üzerine Roma döneminde yapılan yapılar bugüne gelebilmiştir. Kent yöneticilerini en uğraştıran konuların başında kente su getiren tesislerin yapılması ve bunların çalıştırılması gelmektedir. Akan çeşmelerin bulunması kent konforunun bir göstermesi olmuştur. Savaş, doğal afet ile kentler zarar gördüğünde ilk olarak suyun getirilmesi sağlanmıştır.

Page 45: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

45

Marcus Vitruvius Pollio (born c. 80–70 BC, died after c. 15 BC) was a Roman writer, architect and engineer (possibly praefectus fabrum during military service or praefect architectus armamentarius of the apparitor status group), active in the 1st century BC. By his own description[1] Vitruvius served as a Ballista (artilleryman), the third class of arms in the military offices. He likely served as chief of the ballista (senior officer of artillery) in charge of doctores ballistarum (artillery experts) and libratores who actually operated the machines.[2]

Vitruvian Man by Leonardo da Vinci, an illustration of the human body inscribed in the circle and the square derived from a passage about geometry and human proportions in Vitruvius's writings

Little is known about Vitruvius' life. His first name Marcus and his cognomen Pollio are uncertain. Cetius Faventinus speaks of "Vitruvius Polio aliique auctores" in his epitome; it is possible that the cognomen derives from this mention by Cetius, meaning Vitruvius, Polio, and others. Most inferences about his life are extracted from his only surviving work De Architectura, though he is mentioned by Pliny the Elder[3] and Frontinus.

Likely born a free Roman citizen, by his own account Vitruvius served the Roman army under Julius Caesar with the otherwise unknown Marcus Aurelius, P. Minidius, and Gnaeus Cornelius. As an army engineer he specialized in the construction of ballista and scorpio artillery war machines for sieges. The locations where he served can be reconstructed from, for example, descriptions of the building methods of various "foreign tribes". Although he describes places throughout De Architectura, he does not say he was present. His service likely included north Africa, Hispania, Gaul (including Aquitaine) and Pontus. A description of The Praefect of the camp or army engineer is given by Flavius Vegetius Renatus in The Military Institutions of the Romans:

Sextus Julius Frontinus Sextus Julius Frontinus (ca. 40-103 AD) was one of the most distinguished Roman aristocrats of the late first century AD, but is best known to the post-Classical world as an author of technical treatises, especially one dealing with the aqueducts of Rome.

In 70 he was praetor, and five years later was sent into Britain to succeed Quintus Petillius Cerialis as governor of that island. He subdued the Silures and other hostile tribes of Wales, establishing a new base at Caerleon or Isca Augusta for Legio II Augusta and a network of smaller forts fifteen to twenty kilometres apart for his auxiliary units. One of these would have been the fort at Luentinum where it controlled the gold mine of Dolaucothi, and was worked by numerous aqueducts. He was succeeded by Gnaeus Julius Agricola in 78.

In 95 he was appointed Water Commissioner of the aqueducts (curator aquarum) at Rome by the emperor Nerva, an office only conferred upon persons of very high standing. He was also a member of the College of Augurs. He produced an official report on the state of the aqueducts serving the city of Rome towards the end of the first century AD, the first official report of an investigation about engineering works ever to have been published.

In this capacity he followed another distinguished Roman statesman, Agrippa, who organised in 34 BC a campaign of public repairs and improvements, including renovation of the aqueduct Aqua Marcia and an extension of its pipes to cover more of the city. Through his

Page 46: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

46

actions after being elected in 33 BC as one of the aediles (officials responsible for Rome's buildings and festivals), the streets were repaired and the sewers were cleaned and renovated. Agrippa signalized his tenure of office by enlarging and restoring the Cloaca Maxima, the main sewer in Rome, constructing thermae, porticos, and laying out gardens.

Antik çağda amforasını dolduran genç bir kız

SU SİSTEMLERİNİN YAPIM MALİYETİ

Antik yazar Pliny (23-79) Bitinya Bölgesi valisidir. Kentlere su getirmenin maliyetinin büyük olduğunu ifade ederek, valilik döneminde Nicomedia (İzmit) kenti suyolları için iki defa başarısızlıkla sonuçlanan teşebbüs için çok para harcandığını ifade eder. Çanakkale civarında Alexandria Troas’a su temini için 7.000.000 drahmi harcandığını, bu miktarın ise ilk keşfin 2 katı çıktığı için rahatsızlık yaptığını yazmaktadır. Çok pahalıya mal olan bu sistemlerin çalıştırılması da oldukça güç idi. Büyük onarım masrafları gerektiriyordu. Ayrıca jeolojik olarak uygun olmayan zeminlerden geçirilen suyolları kolay bozuluyordu. Gene antik yazar vali Pliny, Sinope kentinde zeminin uygun olmamasının çok büyük güçlükler çıkardığını yazmaktadır. Buna bir örnekte Roma kenti Aqua Claudia suyolunda ilk yapımın 14 yıl sürdüğü ardından geçen 19 yıldan 9 yılında bakımlar sebebiyle kullanılamadığı ifade edilmektedir.

Page 47: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

47

DÖKÜM BORULAR

Cast Iron Pipe Through the Ages The history of pipe is the history of civilization. No other single product has contributed so much to the health and comfort of the people of the great cities of the world. Beginning with the crude clay pipe of early Babylonian days, 4000 B.C., there has been a constant effort to reach the ideal -- a pipe that could be economically made and which would endure underground.

Iron was known to man in prehistoric ages, and there are many evidences of its use in early history. The earliest authentic date of the casting of iron on a major scale in Western Europe was 1313 with the manufacture of cast iron cannons in the city of Ghent, Germany. There is no documentation of the time or place of the adoption of cast iron for use in pipe-making, but it is reasonable to assume that cast iron pipe was produced coincidentally with the casting of the cannon.

The first authentically recorded cast iron pipe was laid in Germany in 1455 and carried water to the Dillenberg Castle. Sometime between 1664 and 1688, the French laid an approximate 400mm diameter cast iron pipeline about 8000m long to supply water to the city of Versailles. The first cast iron pipe to be installed in London was laid around the year 1746. In the United States, Philadelphia seems to have used the first cast iron for water pipe in 1804. Earlier pipelines were of wood. The iron pipe used in Philadelphia came from England, had bell and spigot joints, and was in 3m lengths.

From the origination of cast iron pipe, its development for underground service has shown a sure, steady growth. Today, it is found in all parts of the world. In the leading countries of Europe and in America, the larger cities contain thousands of kilometers of cast iron pipe.

The manufacture of cast iron pipe has progressed from the early, crude pit-cast method to the modern deLavaud centrifugal process.

The most significant event in recent pipe history was the development of ductile iron in 1948. In a relatively short time, ductile iron pipe gained widespread acceptance. The specifying of ductile iron increased to where all iron piping installed for the past several years has been ductile, and gray iron pressure pipe is no longer manufactured. Improvements in casting methods, processing, and metallurgical technology are continually producing superior-quality pipe, capable of satisfying the specific piping needs of the 20th century and beyond.

Over 500 North American cities are currently being served by cast iron mains that were installed more than 100 years ago. At least 12 cities have cast iron pipe in service that is over 150 years old. These mains are indicative of the strength, inherent corrosion resistance, durability, and reliability of cast iron pipe. The commercial introduction of ductile iron pipe in 1955 provided the utility industry with a pipe possessing those same characteristics, plus increased strength and flexibility.

Page 48: TARİHİ SU YAPILARI DERLEMESİ ş ğ ş İ Şş İ

48

MODERN PROJELER

1969 YILINDA DSİ TARAFINDAN HAZIRLANAN RAPOR Büyük kentlerin halihazır su durumları

ADANA Kuyulardan 544 l/sn BURSA Pınar ve membalardan 343 l/sn ESKİŞEHİR Kuyu ve pınarlar 141 l/sn KONYA Çayırbağı 20 l/sn Dutlu 25 “ Mukbil & Beypınarı 11 “ 5 adet derinkuyu 114 “ Toplam 170 l/sn KAYSERİ Çeşitli 340 l/sn SAMSUN Çeşitli 139 l/sn ERZURUM “ 150 “ MALATYA “ 134 “ DİYARBAKIR “ 183 “ İZMİT “ 130 “ ŞANLIURFA “ 88 “

GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ ETÜT PLAN DAİRESİ BAŞKANLIĞI

1980 KENTLERİN İÇME SUYU MEVCUT DURUMLARI

ADIYAMAN 10 KM UZAKLIKTA Kırkgöz kaynaklarından 220.000 m³/yıl DİYARBAKIR Kentin doğusunda 340 l/sn toplam debisi olan Gözelti pınarlarından 11hm³/yıl MARDİN 13 km uzaklıkta, Ayn Şebap pınarlarından, kente verilen su 300.000 m³/yıl