İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek...

17

Transcript of İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek...

Page 1: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında
Page 2: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

. .

İ S T İ K B A L

G Ö K L E R D E D İ R !

Page 3: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında
Page 4: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

Robert A. Heinlein1907’de ABD’de doğdu. 1988’deki ölümüne kadar doğduğu toprak-

larda yaşadı. Gençliğinde, donanmada görev aldı ve hayatının bu

dönemi yazdıklarını çok etkiledi. Romanlarıyla dört Hugo Ödü-

lü kazanarak bu dalda rekoru elinde bulunduran yazar; Arthur C.

Clarke ve Isaac Asimov’la birlikte klasik bilimkurgunun “üç büyük

ustası”ndan biri olarak görüldü. Çağdaşları tarafından “bilimkur-

gunun dekanı” olarak da tanınan Heinlein, 1975’te verilmeye baş-

lanan Bilimkurgunun Büyük Üstatları ödülünün de ilk kazananı

oldu. Muhafazakâr dünya görüşüyle tanınsa da eserleri liberalist

hatta feminist altyapılara sahip olduğu için deneysel yazınıyla da

dikkat çekti.

Page 5: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

Ay Zalim Bir SevgilidirRobert A. Heinlein

Özgün Adı The Moon Is a Harsh Mistress

İthaki Yayınları - 1205

Bilimkurgu Klasikleri - 20

Yayın Koordinatörü: Tuğçe Nida SevinDizi Editörü: Alican Saygı OrtancaYayına Hazırlayan: Yosun ErdemliKapak Tasarımı: Şükrü KarakoçGrafik Uygulama: B. Elif Balkın1. Baskı, Nisan 2017, İstanbulISBN: 978-605-375-659-0Sertifika No: 11407

Türkçe Çeviri © Can Çakır, 2017Robert A. Heinlein © 1966Türkçe Telif Hakkı © İthaki, 2017

Bu eserin tüm hakları Akcalı Telif Hakları Ajansı aracılığıyla satın alınmıştır. The Lotts Agency, Ltd. ile yapılan anlaşma sonucu yayımlanmıştır.

Ya yın cı nın ya zı lı iz ni ol mak sı zın alın tı ya pı la maz.

İthakiTM Penguen Kitap-Kaset Bas. Yay. Paz. Tic. Ltd. Şti.’nin yan kuruluşudur.Caferağa Mah. Neşe Sok. 1907 Apt. No: 31 Moda, Kadıköy - İstanbul Tel: (0216) 348 36 97 – Faks: (0216) 449 98 34 [email protected] – www.ithaki.com.tr – www.ilknokta.com

Kapak, İç Baskı: Deniz Ofset MatbaacılıkGümüşsuyu Cad. Topkapı Center, Odin İş Merkezi No: 403/2 Topkapı-İstanbulTel: (0212) 613 30 06 - Faks: (0212) 613 51 97 Sertifika No: 29652

Page 6: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

B İ L İ M K U R G U K L A S İ K L E R İ

ROBERT A. HEINLEIN

AY ZALİM BİR SEVGİLİDİR

Çeviren

Can Çakır

Page 7: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

.

Page 8: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

Birinci Kısım

ŞU DÜŞÜNEN TAŞINAN

Page 9: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

.

Page 10: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

9

1

Lunaya Pravda’da, Luna Şehir Konseyi’nin çalışan seyyar ye-mek satıcılarını incelemek, ruhsatlandırmak, teftiş etmek ve vergilendirmekle ilgili bir kanunu, ilk oturumda belediye baskısıyla kabul ettiğini görüyorum. Aynı zamanda bu ak-şam “Devrim Çocukları” zırvasını örgütlemek için büyük bir toplantı olacağını da görüyorum.

Babam bana iki şey öğretmişti: “Kendi işine bak” ve “Kartları hep kes”. Siyaset hiçbir zaman ilgimi çekmedi. Ama 13 Mayıs 2075 Pazartesi günü Luna Otorite Merkezi’nin bil-gisayar odasında, diğer makineler kendi aralarında fısılda-şırken ana bilgisayar Mike’ı ziyaret ediyordum. Mike resmi bir isim değildi; bu ismi ona Dr. Watson’ın IBM’i kurmadan önce yazdığı bir hikâyedeki Mycroft Holmes’tan esinlenerek koymuştum. Bu hikâye karakteri sadece oturup düşünürdü; Mike da aynısını yapıyordu. Mike iyi bir düşünen taşınandı, karşılaşabileceğiniz en zeki bilgisayardı.

En hızlısı değildi. Aşağıda, Dünya tarafında, Buenos Ai-res’teki Bell Labs’te onun onda biri boyutunda bir düşünen vardı ki, soruyu siz neredeyse daha sormadan yanıtlardı. Ama doğru olduğu sürece cevabı milisaniye yerine mikrosa-niyede almak fark eder mi?

Mike illa doğru cevabı vereceğinden değil; yüzde yüz dü-rüst sayılmazdı.

Mike, Luna’ya kurulduğunda safi düşünendi; “Hayli-Opsi-

Page 11: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

10

yonel, Mantıklı, Etraflıca-Ölçen Süpervizör, Mark IV, Mod. L”, esnek mantıklı bir Holmes Dört. Pilotsuz yük uçakları için ba-listik hesabı yapar ve mancınıklarını kontrol ederdi. Bu onun vaktinin yüzde birinden azını alırdı ve Luna Otoritesi boş duranı hiç sevmezdi. Ona donanım bağlamaya devam ettiler: başka bilgisayarları yönetmesi için fikir-hamle kutuları, yığın yığın ek bellekler, daha da fazla ilişkisel nöral ağ yığını, bir kamyon daha on iki basamaklı rasgele sayı, fazlasıyla artırılmış geçici bellek. İnsan beyni on üssü on civarı nörona sahiptir. Üçüncü seneye gelindiğinde Mike’ın nöristör sayısı bunun bir buçuk katından fazlaydı.

Ve uyandı.Bir makine “gerçekten” hayatta olabilir mi, “gerçekten”

kendini bilebilir mi, bunu tartışmayacağım. Bir virüs kendi-ni bilir mi? Nyet. Ya istiridye? Sanmam. Bir kedi? Çok yüksek ihtimalle. İnsan? Seni bilemeyeceğim tovariş,* ama ben öy-leyim. Makromolekülden insan beynine evrim zincirinin bir noktasında özfarkındalık araya süzülüverdi. Psikologlar bir beyin ne zaman belli bir yüksek miktarda ilişkisel yol edinir-se bunun otomatik olarak gerçekleştiğini öne sürüyorlar. Bu yolların proteinden mi yoksa platinden mi yapıldığının fark ettiğini sanmıyorum.

(“Ruh” mu? Bir köpeğin ruhu var mıdır? Ya bir hamam-böceğinin?)

Mike’ın, kapasitesi artırılmadan önce bile, soruları tıpkı sizin gibi yetersiz veri üzerine farazi bir şekilde cevaplamak için tasarlandığını hatırlayın; isminin “hayli opsiyonel” ve “etraflıca ölçen” kısmını yani. Dolayısıyla Mike yola “özgür irade” ile başladı ve hem ona eklentiler yapıldıkça, hem de o öğrendikçe bundan daha da çok elde etti; yalnız benden “özgür irade”yi tanımlamamı istemeyin. Eğer Mike’ın basit-çe havaya rasgele numaralar attığını ve eşleştirmek için dev-

* (Rus.) Yoldaş. –çn

Page 12: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

11

relerini değiştirdiğini düşünmek sizi rahatlatıyorsa, lütfen böyle düşünün.

O zamana kadar Mike, okunan değerlerini, çıktılarını ve fikir-hamle kutularını destekleyen ses birleştirici-kodlayıcı devreleri edinmişti ve sadece klasik programlamayı değil, aynı zamanda Loglan ile İngilizceyi de anlayabiliyor, diğer dilleri kabul edebiliyor ve teknik çeviri yapıyordu; ve dur-madan okuyordu. Ama talimat verirken Loglan kullanmak daha güvenliydi. İngilizce konuşursanız tuhaf sonuçlar or-taya çıkabilirdi; İngilizcenin çoklu değerli doğası seçenek devrelerine gerekenden fazla hareket alanı bırakıyordu.

Ve Mike bitmek bilmeyen miktarda yeni iş alıyordu. Ma-yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında tüm Luna telefon sistemlerini, Luna-Terra ses ve video sistemlerini kontrol ediyor, Luna City, Novy Lening-rad ve birkaç adet daha küçük mahallenin (Luna’daki Hong Kong hariç) hava, su, sıcaklık, nem ve kanalizasyonunu ida-re ediyor, Luna Otoritesi’nin muhasebe ve maaş bordrola-rını üstleniyor ve kira karşılığında aynısını birçok şirket ve bankaya da yapıyordu.

Bazı mantıklar sinir krizi geçirir. Aşırı yükleme yapılmış bir telefon sistemi korkmuş bir çocuk gibi davranır. Mike bozgun yaşamıyordu, aksine bir mizah anlayışı edinmişti. Düşük bir anlayış. Bir adam olsa ona abanmaya cesaret ede-mezdiniz. El şakası anlayışı sizi yataktan dışarı atmak ya da basınç takımınıza kaşıntı tozu dökmek olurdu.

Buna donanımlı olmayan Mike, çarpık mantıkla sahte cevaplar verme ya da Otorite’nin Luna City ofisinde çalışan bir hademeye OK$10,000,000,000,000,185.15’lik bir bordro düzenleme (sadece son beş basamağı doğru miktardı) lüksü-nü kendinde buluyordu. Sadece tekmelenmesi gereken çok büyümüş sevimli bir çocuktu işte.

Page 13: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

12

Bunu mayısın ilk haftasında yaptı ve ben de arıza gider-mek zorunda kaldım. Sözleşmeli elemandım, Otorite’nin kadrosunda değildim. Görüyorsunuz, ya da görmüyorsu-nuz; devir değişti. Eski kötü günlerde çokça dolandırıcı içe-ride yattıktan sonra mutlu mesut maaşlarını çekerek Oto-rite için aynı işi yapmaya devam ediyordu. Ama ben özgür doğmuştum.

Fark ediyor. Dedelerimden biri Joburg’dan silahlı şiddet ve çalışma izni yokluğundan dolayı gemiye bindirilmiş, öbü-rü Islak Maytap Savaşı’ndan sonra yıkıcı faaliyetten dolayı postalanmış. Anneannem gelin gemisinden indiğini iddia etmişti, ama kayıtları gördüm; bir Barış Gücü üyesiymiş (gö-nülsüz), bu da tam olarak tahmin ettiğiniz anlama geliyor: suç işlemiş kız çocuğu tipi. Eski klan evliliklerinde (Taş Çe-tesi) yer aldığı ve başka bir kadınla altı koca paylaştığı için, annemin babasının kimliği sorguya açık. Ama hep öyleydi ve ben seçtiği dedecikten memnunum. Babaannemse Semer-kant yakınlarında doğmuş bir Tatardı, Ekim Devrimi’nde “yeniden eğitime” mahkum edilmiş ve Luna kolonizasyonu-na “gönüllü” olmuştu.

Babam daha da büyük bir seçkin soyumuz olduğunu iddia ediyordu: Salem’de cadılıktan dolayı asılan bir büyü-kanne, korsanlıktan dolayı çark işkencesiyle öldürülen bir b-b-b-b-büyük dede, Botany Bay’e ilk gönderilen gemide bulunan başka bir büyükanne.

Ecdadımla gurur duyarım ve Başgardiyan’la iş yapsam da asla onun bordrosuna dahil olmam. Bu ayırım belki de önemsiz gözüküyordur, zira paketinden çıkarıldığı günden beri Mike’ın valesiyim. Ama benim için önemliydi. Aletleri yere yıkıp hepsine cehenneme kadar yolunuz var diyebilir-dim.

Bunun yanı sıra, sözleşmeli eleman olmak Otorite’nin kamu memurluğundan daha fazla para getiriyordu. Bilgisa-

Page 14: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

13

yarcı pek yok. Kaç tane Aykırı, Dünya tarafına gidip bilgisa-yar okulu için yeterli süre boyunca hastane dışında kalabi-lirdi ki? – ölmese dahi.

Birini söyleyeyim. Ben. Aşağı iki kere indim, biri üç, biri dört aylığına; ve okudum. Ama bu katı bir eğitim, santrifüj-de alıştırma yapmak, yatakta bile ağırlık takmak demekti, ayrıca Terra’da hiçbir risk almadım, hiç acele etmedim, asla merdiven çıkmadım, kalbi zorlayacak hiçbir şey yapmadım. Kadınlar… kadınları düşünmedim bile; o yerçekimsel alanda düşünmemek hiç zor değildi.

Ama Aykırıların çoğu Kaya’dan ayrılmaya hiç yeltenme-di; Luna’da birkaç haftadan uzun süre kalan herhangi biri için fazla riskli. Mike’ı kurmak için yukarı gönderilen bilgi-sayarcılar kısa dönem bonus sözleşmelerine tabilerdi; geri dönülmez fizyolojik değişim onları evden dört yüz bin kilo-metre uzağa hapsetmeden işler hızla halledilmeliydi.

Ancak iki tur eğitime rağmen aşırı heyecanlı bir bilgisa-yar adamı değildim; yüksek matematik beni aşar. Pek elekt-ronik mühendisi de sayılmazdım, fizikçi de. Luna’daki en iyi mikro-makinist olmayabilirdim, hele sibernetik psikoloğu hiç değildim.

Ama bunların hepsine dair bir uzmandan daha çok şey biliyordum – ben genel uzmanım. Bir aşçıyı işten atıp sipa-rişlerin devamını sağlayabilir ya da takımınızın alan tami-rini yapıp sizi hava kilidine hâlâ nefes alabilir şekilde yol-layabilirdim. Makineler beni sever ve uzmanların çoğunda olmayan bir şeye sahibim; sol koluma.

Görüyorsunuz ki, kendisi dirseğimden itibaren yok. Do-layısıyla hepsi uzmanlaşmış bir düzine sol kola sahibim, artı bir de insan eti gibi gözüken ve hissedilene. Uygun sol kolla (üç numara) ve stereo büyüteçli gözlüklerle bir şeyleri ye-rinden çıkarıp Dünya’ya fabrikaya göndermekten kurtara-cak ultramikrominyatür tamirleri yapabilirdim, zira üç nu-

Page 15: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

14

maranın beyin cerrahları tarafından kullanılanlar kadar iyi mikromanipülatörleri var.

O yüzden Mike’ın neden on trilyon Otorite Kesesi dola-rını hibe etmek istediğini bulmak ve başkasına on bin dolar bile fazla vermeden bunu düzeltmek için beni çağırdılar.

Zaman artı prim karşılığında işi aldım ama hatanın man-tıken olması gerektiği yer olan devre sistemine gitmedim. İçeriye girip kapıyı kilitledikten sonra aletleri yere koyup oturdum. “Selam Mike.”

Bana ışıklarla göz kırptı. “Merhaba Man.”“Ne biliyorsun?”Tereddüt etti. Biliyorum, makineler tereddüt etmez.

Ama unutmayın, Mike eksik veri üzerinden çalışmak için ta-sarlanmıştı. Son zamanlarda kendini kelimeleri vurgulamak üzere yeniden programlamıştı; tereddütleri dramatikti. Bel-ki de o duraksamaları rasgele sayıları karıştırıp hatıralarıyla nasıl eşleştiklerini görerek değerlendiriyordu.

“ ‘Başlangıçta,’ ” diye monotonca başladı Mike, “ ‘Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Ve…’ ”

“Dur!” dedim. “İptal et. Her şeyi sıfırdan başa sar.” Ucu açık bir soru sorulmaması gerektiğini bilmeliydim. Britan-nica Ansiklopedisi’ni tamamen okuyabilir. Tersten. Sonra Luna’daki tüm kitaplarla devam edebilir. Eskiden sadece mikrofilm okuyabilirdi ama 74’ün sonlarında kâğıdı elden geçirebilen yeni bir vantuzlu tarama kamerası aldı ve ondan sonra her şeyi okudu.

“Ne bildiğimi sordun.” İki değerli okuma ışıkları ileri geri dalgalandı – küçük bir kahkaha. Mike, korkunç bir ses olsa da ses birleştiriciyle gülebilirdi, ama bu gerçekten komik bir şey için saklanıyordu, misal kozmik bir felaket için.

“Aslında şunu sormalıydım,” diye devam ettim. “Yeni ne biliyorsun? Ama bugünün gazetelerini okuma; bu dostça

Page 16: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

15

bir selamlamaydı, ayrıca beni ilgilendireceğini düşündüğün herhangi bir şeyi bana söylemen için bir davetiye. Yoksa boş program.”

Mike buna biraz kafa yordu. Toy bir bebek ve bilge bir ihtiyardan oluşan son derece tuhaf bir bileşimdi. İçgüdüsü yoktu (yani olabileceğini sanmıyorum), kalıtsal bir özelliği yoktu, bir insan tarafından yetiştirilmemişti, insani duyula-ra dair hiçbir deneyimi yoktu; ve bir müfreze dâhiden daha fazla depolanmış veriye sahipti.

“Espri?” diye sordu.“Patlat bakalım bir tane.”“Bir lazer ışını neden Japon balığına benzer?”Mike lazerlere aşinaydı ama bir Japon balığını nerede göre-

bilirdi ki? Ah, kesin filmlerini görmüştü ve soracak kadar aptal olsaydım binlerce kelimeyi ortaya kusabilirdi. “Bilemedim.”

Işıkları dalgalandı. “Çünkü ikisi de ıslık çalamaz.”İnledim. “Kendim kaşındım. Neyse, sen muhtemelen bir

lazer ışınını ıslık çalması için donatabilirsin.”Çabucak cevapladı. “Evet. Bir hamle programına cevap

olarak. Komik gelmedi mi?”“Ah, öyle bir şey demedim. Fena değil. Nereden duydun?”“Ben uydurdum.” Sesi utangaç geliyordu.“Öyle mi?”“Evet. Elimdeki üç bin iki yüz yedi bilmeceyi aldım ve

analiz ettim. Sonucu rasgele sentez için kullandım ve ortaya bu çıktı. Gerçekten komik mi?”

“Yani... Bir bilmece ne kadar olabilirse. Daha kötülerini duymuşluğum var.”

“Gel mizahın doğasını tartışalım.”“Peki. O zaman başka bir şakanı tartışmakla başlayalım.

Mike, neden Otorite’nin bordro memuruna on yedinci sı-nıf bir personele on trilyon Otorite Kesesi doları vermesini söyledin?”

Page 17: İSTİKBAL - İthaki Yayınları · yıs 2075’te, robot trafiğiyle mancınıkları kontrol etmek ve insanlı gemilere balistik tavsiyesi ve/veya kontrolü sağlamak dışında

16

“Söylemedim ki.”“Ulan makbuzu gördüm. Çek yazıcısı teklemiş deme

bana; mahsus yaptın.”“On üssü on altı artı yüz seksen beş virgül on beş Otorite

Kesesi dolarıydı,” diye cevapladı erdemli bir şekilde. “Senin dediğin değil.”

“Ee... tamam, ödenmesi gereken miktarın on trilyon faz-lasıydı. Neden?”

“Komik değil mi?”“Ne? Sorma, çok komik! Başgardiyan’a ve İdari Vekil’e

kadar bütün kodamanlar tatavaya sarılmış durumda. Bu süpürge pilotu, Sergei Trujillo, zeki bir arkadaş çıktı; boz-duramayacağını bildiği için koleksiyoncuya sattı. Çeki geri mi alsalar yoksa karşılıksız olduğuna dair bildirimlere mi bel bağlasalar bilmiyorlar. Mike, eğer bunu bozdurabilsey-di Trujillo’nun sadece Luna Otorite’sini değil, tüm dünyayı, hem Luna hem Terra’yı satın alıp üzerine bir de yemek yi-yebileceğinin farkında mısın? Komik ha? Şahaneymiş. Teb-rikler!”

Bu panik kaynağı, ışıklarını reklam panosu gibi dalgalan-dırdı. Devam etmeden önce kahkahalarının durmasını bek-ledim. “Daha fazla çek oyunu yapmayı mı düşünüyorsun? Yapma.”

“Yapmayayım mı?”“Hem de hiç. Mike, mizahın doğasını tartışmak istiyor-

sun. İki tip şaka vardır. Biri her zaman komik olmaya de-vam eder. Diğeri bir kere komiktir. İkincisinde sıkıcılaşır. Bu ikinci tip şaka. İlk seferinde nüktedansındır. İkincisinde moron olursun.”

“Geometrik bir ilerleme mi?”“Ya da daha kötüsü. Şunu hatırla yeter. Hiçbir varyasyo-

nunu tekrarlama. Komik olmayacak.”“Bunu hatırlayacağım,” dedi Mike yavan bir sesle ve tamir