Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

25
Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 1 www.stereomecmuasi.com

description

Stereo Mecmuasi Sayi 9 Ucretsiz Muzik Ilavesi

Transcript of Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Page 1: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 1 www.stereomecmuasi.com

Page 2: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

EditördenHerkese tekrar merhabalar,

Dokuzuncu sayımızın kolay indirilebilmesi için formatımızda biraz değişiklik yaptık. Bence pek güzel oldu.

Bu sayımızda hifi yazılarımız oldukça zengin bir içeriğe sahip olduğundan dergiyi işlemek konusunda zorluklar yaşadık. Bu zorluklar sonucunda oluşan sayının dosya boyutunun da yüksek olması sebebi ile bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük.

Normal basılı dergilerin ücretsiz ekleri oluyorsa neden on-line bir derginin de eki olmasın sorusundan yola çıkarak ücretsiz derginin ücretsiz eki gibi bir şey ortaya çıkarttık. Muhtemelen dergi konusunda biraz karışıklık yaşayacağız ama okuyucularımızın kısa sürede bu uygulamayı benimseyeceğini düşünüyorum. Bundan sonra düşüncemiz ana dergimizin içeriği tahminimizden zengin olduğunda Müzik bölümünü ayrı bir dergi olarak sunmak. Bu durum bize ekstra bir uğraş getiriyor aslında. Web sitemizin düzenlemesi, ekstra bir kapak tasarlamak bunlardan en çok zaman alanlar. Ama ortaya çıkan sonuç güzel olunca tüm bu uğraşılar ve yorgunluklar unutuluyor açıkçası.

Bildiğiniz gibi bu dergide yazılan tüm CD ve plaklar eleştirileri kaleme alan yazarlarımız tarafından satın alınıyor. Çok sayıda okuyucumuzun bu eleştirilerde dikkatlerini çeken CD ve plakları satın aldığını gelen yorumlardan biliyoruz. Hemen her incelemenin altında eleştiriyi yazan kişinin adı veya nick'i olduğundan zaman içerisinde okuyucularımız kendi beğenilerini kazanan yorumcuların önerdiği albümleri alışveriş listelerinin üst sıralarına ekleme başlamış. Benzer bir durumu Amazon-Stereo Mecmuası on-line alışveriş mağazasında da gözlemlemek mümkün.

Şu an için ülkemizde orijinal albüm satın alan en büyük kitlelerden bir tanesi muhtemelen odyofil olarak isimlendirilen kitle. Bu kitleye ulaşabilmek için hemen hemen her türlü imkanı ücretsiz olarak tüm firmalara sunuyoruz. Ama nedense ülkemizdeki müzik dağıtıcıları ile haberleşmek, onların bültenlerini almamız çoğu zaman mümkün olamıyor. Ya satışları çok iyi, yeni ürünlerini ve kampanyalarını duyurmalarına gerek bile kalmıyor yada

Stereo Mecmuası'nı kaale almıyorlar. Ben artık ikinci seçeneğin geçerli olduğunu düşünmeye başladım. Bir şekilde derginin dışarıda olan bitenle ilgili olarak bilgiye ihtiyacı var malumunuz. Bir şekilde bu haberlerin en kısa zamanda meraklılara ve tüketicilere sunulması lazım. Bizde bu konuda kendimizce bir şeyler yapmaya çalışıyoruz açıkçası. Amazon-Stereo Mecmuası Edition bu girişimlerden bir tanesiydi ve bence çok başarılı oldu. Bu işbirliği sayesinde ciddi bir bilgi alışverişi imkanı bulduk ve Amazon gibi dünya çapında bir firmanın meraklılara sunduğu bültenleri kendi dilimize çevirip sizlere ulaştırmaya başladık.

Geçtiğimiz ay benzer bir çalışmayı Amerikan Elusive Disc firması ile başlattık. Firmanın yeni basılan CD ve plaklarla ilgili bültenlerini meraklılara günü gününe sunmaya başladık. Hemen hemen benzer ürünler ülkemizde de dağıtılmasına rağmen benzer bir sistemin ülkemizde oturmamış olması gerçekten acı verici. İşin daha da acı verici tarafı bu ürünlerin ülkemize ithal edildiğinden ve satıldığından haberi olmayan ciddi bir kitle bile var. İthal edilen ürünlerin fiyatları da hemen hemen yurt dışı ile aynı. Buna rağmen bir çok insan gelişmelerden haberleri olmadığı için bu tarz alışveriş sitelerine yöneliyorlar. Tüm bunlar aşılması gereken sorunlar ve el birliği ile aşabileceğine inanıyorum. Madem bu ürünler ülkemize ithal ediliyor, neden insanlar buradan satın almasınlar değil mi?

İşin komik tarafı bu ürünler nereden alınabilir nerede satılır gibi hayati öneme sahip konular bile kendi firmalarımızın web sitelerinde yer almıyor. Bunlara bakarak sıranın Stereo Mecmuası'na gelmesi biraz zor gibi. Umarım ileri de tüm bu sorunlar aşılır ve bizim için çok önemli olan CD ve plakları kendi ülkemizden satın alırız.

Bu ithalatçı firmalar aslında çok zor bir işi üstlenmiş durumdalar ama birazcık daha geniş kitlelere ulaşmak için bilgi akışını sağlamak zorundalar. Bu konuda bizimde dahil olduğumuz farklı dergilerden ve internet platformlarından destek alacaklarına eminim. En azından Stereo Mecmuası olarak biz gerekli desteği vermeye çalışırız.

Bu konularda en aktif site, hakkını

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 2 www.stereomecmuasi.com

Page 3: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

yemeyelim, kesinlikle Mikropgramofon'dur. Her hafta bıkmadan usanmadan elimize ulaşan bültenler, zaman zaman yapılan kampanyaları meraklılara mail listeleri vasıtası ile ulaştırıyorlar. Bizlerde bu bültenleri web sitelerimizde yayınlıyoruz. Emeği için Ahu Ünalp'a teşekkürler.

Neyse müzik ithalatçılarımızı bir kenara bırakalım artık. Bir şekilde bu sorunlar zaman içerisinde aşılacaktır.

Şimdi sizlere yeni bloglarımızdan bahsedeyim isterseniz. Bu konuyu ben çok önemsiyorum doğrusu. Önce konunun gelişiminden başlayayım. Geçtiğimiz ay, aldığımız bir karar sonrasında Stereo Mecmuası web sitesi içerisinde bloglar yayınlamaya başladık. Bu blogların sayısı dergi sizlere ulaştığı sıralarda toplam dört adetti fakat kısa zamanda sayının daha da artacağından emin olabilirsiniz. Bloglarımız site genelinden farklı olarak hızlı güncellenebiliyor ve en önemlisi tüm bu işlemleri yazarlar rahatlıkla yapabiliyorlar. Bu sayede karmaşık kodlamalardan kurtuluyoruz ve hızlı şekilde içeriğimiz büyüyor ve genişliyor.

Hifi ile ilgili bloglarımızın yanında müzik ve filmlere yönelik iki bloğu çok yakın zamanda yayına soktuk. Biliyorsunuz Stereo Mecmuası'nın birincil faaliyet alanlarından bir tanesi filmler değil. Ama gerek forumlarımızda gerekse de sitemizde filmlere yer veriyoruz. Bu özgür alanlarda film konusuna ilgisi olanlar geçmişten beri bilgi alışverişinde bulunuyorlardı. Biz bir küçük ekleme yaparak filmlere meraklı genç dostumuz sevgili Görkem Devrim'e bir Stereo Mecmuası bloğu açtık. Kendi bakış açısından filmleri meraklılara tanıtmaya başladı. http://stereomecmuasi.com/blog4/gorkem/ adresinden okuyabileceğiniz bu blog tabii ki RSS beslemesi, yorum yapabilme gibi bir dizi teknolojiyi de içeriyor. Meraklıların göz atmasında fayda var diye düşünüyorum.

Müzik hakkındaki bir diğer bloğumuz yeni çıkan CD ve Plakları meraklılara duyurduğumuz bir içeriğe sahip. Bunun yanı sıra müzisyen biyografileri, konser yorumları, konser duyuruları gibi müzikseverlerin ilgisini çekeceğini düşündüğümüz bir içeriğe sahip. Bu bloğumuzu ise,

http://stereomecmuasi.com/blog3/yenialbu

mler.html adresinden takip edebilirsiniz. Her bloğumuz gibi Yeni Çıkan Plak Ve CD'ler bloğumuzda kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırmayı amaçladığımız bir dizi teknolojik araç ile destekleniyor. Tüm bu bölümlerimize haber göndermek, kullanmak ve okumak ücretsiz tabii ki.

Bunların yanı sıra çok yakında bayağı ciddi bir kaç yazarımız daha olacak. Gerekli alt yapı çalışmaları ve anlaşmalar sağlandığında sizlere bu yeni bloglar hakkında da bilgi vereceğiz.

Geçtiğimiz sayımızda gelen bir diğer eleştiri ise, incelediğimiz albümlerin ortalama satış fiyatlarının yüksekliği konusunda idi. Bu konuya hak vermemek mümkün değil. Bu ay ülkemizin her yerinde kolaylıkla bulunabilecek müzik marketlerin promosyon havuzlarında vakit geçirip, meraklılara uygun fiyatlı bir kaç CD tanıtmaya çalışacağız. Umarım hoşunuza gider. Gelecek tepkilere göre uygulamamızı genişletebilmemiz ve daraltmamız mümkün. Lütfen görüşlerinizi mail adreslerimiz yoluyla bizlere bildiriniz.

Biliyorsunuz Stereo Mecmuası artık hepimizin malı. Biz sadece genel olarak organizasyonun sağlanmasını üstleniyoruz. Sizlerden gelen istekler, eleştiriler doğrultusunda bazı düzenlemeler yapıyoruz. Eleştiriler ve isteklerin yanında sizlerde dergimize katkıda bulunabilirsiniz. Beğendiğiniz albüm eleştirilerinden tutun, müzisyen biyografilerine kadar özgün her türlü yazıya her zaman kapımız açık. Bunun dışında özellikle internette kayıtlı bulunduğunuz forumlara, tartışma platformlarında, web sitelerinizde Stereo Mecmuası'na yer verebilirseniz tahmininizden daha büyük bir destek vermiş olacaksınız, bundan emin olabilirsiniz. Bir şekilde yayına devam edebilmemiz sizlerin bu tarz manevi desteklerine bağlı.

Yeni yılda yeni haberler ve sayılarla buluşmak umuduyla.

Hakan

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 3 www.stereomecmuasi.com

Stereo Mecmuası İletişim stereomecmuasi(at)gmail.com

Page 4: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 4 www.stereomecmuasi.com

Page 5: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Bu Ay Neler Dinledik

Ida Sand - Meet Ne Around MidnightACT 9716-2 CD

ACT plak şirketinden çıkan bu CD şirketin Vocal Jazz kataloğunda yer alıyor. Aslında alırken en ufak bir beklentim yoktu. Şaka bir yana İskandinav şarkıcı hem kendi hemde tanınmış müzisyenlerin bestelerini seslendirmiş. Özellikle Mor-ris bestesi Higher Ground müthiş yorumlanmış. Aynı şekilde Lennox klasiği Here Comes To Rain Again aynı şekilde. Şarkının kendi bestesi Brutal Truth'da ayrıca keyifli. Albümde tek beğenmediğim yorum, Kill Bill filminden sonra içimizin dışımızın Bang Bang olmasına sebep olan Bono bestesi. Bir tek bu şarkıya olmamış dedim. Bu arada Ida Sand'in görüntüsü sizi şaşırtmasın sesi zenci vokali kıvamında. Düzenlemeler bu çerçeve de yapılmış, arka planda şarkının sesini ön plana getirecek şekilde sakin sakin çalıyor diğer müzisyenler. Bu arada Ida Sand kendi albümüne sesi dışında, piyanosu ile de renk katmaya çalışmış. Kolay dinlenir, ortalamanın az çok üzerinde bir albüm.

Müzik: 6/10Kayıt: 8/10Hakan

Sonny Boy WilliamsonThe Real Folk BluesChess LP1503 180Gr LP

Uzun zamandır blues rafımdaki plaklara yenilerini eklemek istiyordum. Bu defa kesenin ağzını biraz açayım bakalım kayıtlar nasıl olacak diyerek bir grup plak satın aldım. Müziği geçtim zaten sahip olmayı istediğim albümlerdi ama kayıtlarda gerçekten müthiş çıktı. Tabii bir blues plağına göre. Plağını elime alınca arkasında okuduklarım ve daha önceden bildiklerim birbiri ile çakışıyordu. Sonny Boy Williamson tam bir muamma yani tam olarak kim olduğu bilinmiyor ve aynı adlı bir çok blues ustası var(mış) ama kim olursa olsun armonika çaldığı kesin. The Real Folk Blues ismini yakışır şekilde insanı Missisippi deltasına götüren klasik bir blues albümü. Too Young To Die, Peach Tree müthiş şarkılar. Ayrıca bir Willie Dixon bestesi olan Brng It Home'da aynı şekilde. Şarkıları anlayarak dinlediğinizde içinizi ısıtıyor ve kendinizden bir şeyler buluyorsunuz. Ayın blues plağı benim için.

Müzik: 9/10Kayıt: 6/10Hakan

Little Walter - The Best Of Little WalterChess LP1428 180Gr LP

Speakers Corner plak şirketine öncelikle teşekkür etmek lazım. Uzun zaman sonra bu kadar güzel plakları birbiri ardına dinlememiştim. Asıl adı Marion Walter Jacobs olan Little Walker hem armonika çalan hemde şarkı söyleyen bir blues müzisyeni. Bu plakta bir çoğu blues klasiği olan şarkıları toplanmış. Müzisyen, delta kökenli değil oldukça batıdan Los Angeles'tan. Ama muhte-melen damarlarındaki kandan olsa gerek blues müziğin önde gelen isimlerinden bir tanesi. Armonika çalma tekniği-ndeki virtüözite sayesinde kendinden sonraki müzisyenlerin de haklı ola-rak ikonu olmuş. Blues with a Feeling ve Last Night şarkılarındaki soloları gerçekten insanı alıp götürüyor. Plağın kaydı bir blues albümüne göre mükemmel. Bu tarz plaklarla haşır neşir olma-dıysanız dediğimi muh-temelen anlamayacaksınız-dır. Aman türe meraklılar kaçırmasınlar!

Müzik: 9/10Kayıt: 6/10Hakan

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 5 www.stereomecmuasi.com

Page 6: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

World Saxophone Quartet Plays Duke EllingtonNonesuch Digital 7559 79137 2 CD

Julius Hemphill, Oliver Lake, David Murray ve Hamiet Bluiett'ten oluşan World Saxophone Quartet hangi albümüne elinizi atsanız insanı üzmeyen ve her defasında şaşırtan bir topluluk. Bu kadar iyi müzisyen bir araya gelince ortaya farklı bir şey çıkması pek mümkün değil. Topluluk bu defa Duke Ellington'dan dinlemeye alıştığımız şarkı-lara bir el atmış, hemde ne el atmak. Yorumlanan parçalar çok bilindik, Take the “A” Train, solosunda Hamiet Bluiett'in hem kendinin coşup beni de setimin başında coşturduğu Sophisticated Lady, aynı şekilde Oliver Lake'in müthiş bir solo attığı In A Sentimental Mood ilk aklıma gelen bir kaç eser. Zaten müzisyenlerin sevenlerinin kaçırmayacakları bir albüm. Kazaran standart Duke Ellington varyasyonları bek-lentisi ile albümü alanlar şoka girebilirler.

Müzik: 8/10Kayıt: 7/10Hakan

R. Rudd, S. Lacy, M. Mengelberg , K. Carter, H. Bennink Regenaration Soul Note Records 1954 CD

Trombonda Roswell Rudd, saksofonda Steve Lacy, piyanoda Misha Mengelberg, basta Kent Carter, davulda ise Han Bennink'in 1982 yılında Milano kentinde yaptıkları bir session'un kayıtları. Amerikalı müzis-yenlerin Avrupa'da yaptığı kayıtlar biliyorsunuz klasik jazz dinleyicilerine biraz uçuk gelebiliyor. Her ne kadar standartlara göre bir miktar uçuk sayılabilecek bu kayıt Steve Lacy'i tanıyanlar için oldukça standart sayılır. Bu durumda bir miktar ustalara saygının da etkisi var mutlaka. B Albümün son yarısı ünlü piyanist Thelo-nious Monk bestelerine ayrılmış. Monk's Mood, Friday The 13th ve Epistrophy parçaları aslına uymaya çalışılarak yorum-lanmış. Bu kadar avant-garde müzisyen bir araya gelince olabildiğince tabii ki! Ama özellikle Friday The 13th mükemmel yorum-lanmış. Ben çok keyif aldım. Müzisyenleri tanıyanlar mutlaka edineceklerdir zaten. Müzik: 7/10Kayıt: 6/10Hakan

Lester Bowie - Lester Bowie's Fantasy I only Have Eyes For YouECM 1296 LP825902-1 LP

Lester Bowie bazılarınıza yabancı gelmeyecektir ama çoğunluğun tanımadığına eminim. Art Ensemble Of Chicago topluluğunun trom-petçisi olan müzisyen yanına bir üflemeliler topluluğu alarak hem kendisinin hemde farklı müzisyenlerin bestelerini yorumlamış. Art Ensemble Of Chicago oldukça uç noktalarda gezinen ve benim ilk zamanlarda dinlemekte oldukça zorlan-dığım bir topluluktu. Zaman içerisinde anlatmayı istedik-leri şeyleri anlamaya baş-layınca daha büyük keyif almaya başladım. Avant garde veya daha ötesinde kategorize edilebilecek caz tarzının öncülerinden olan bu topluluğun bir parçası olan Lester Bowie'nin albümü de benzer özelliklere sahip. Ama geniş üflemeli sazlar grubu ile Coming Back Jamaica dinlemek büyük keyif. Avant garde jazz severlere şiddetle öneririm.

Müzik: 7/10Kayıt: 8/10Hakan

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 6 www.stereomecmuasi.com

Page 7: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Art Tatum - The Complete Capitol Recordings Of Art TatumCapıtol Jazz 7243 8 213252 3 2CD

Efsane ve hatta ötesi büyük piyanist Art Tatum'un 1949 ile 1951 yılları arasına ünlü plak şirketi Capitol için yaptığı kayıtları bir arada bulabileceğiniz bu 2 CD'lik set alınası gerçekten. Müzisyenin sanatının üst düzeyindeki döneme ait bu kayıtlar için bir şey söyle-mek pek mümkün değil. Düşünsenize Fats Waller'ın karşısında piyano çalmayı kestiği bir müzisyen için ben ne yazayım. Hikayeyi bilmeyenler için kısaca özetleyelim. Bir gün Fats Waller'ın piyano çaldığı yere gelir. Waller'ın kendisini görünce piyanoyu bırakır ve: "Ben yalnızca bir piyanistim. Ama bugün tanrı aramızda" diyerek ona bırakmak istemiştir.

CD setinin en ilginç bölümü Art Tatum ile o dönemin genç piyanisti Paul Weston arasındaki yaklaşık 2 dak-ikalık söyleşi. Berlin'den, Dvorak'a, Gershwin'den Porter bestelerine kadar geniş bir yelpazedeki albüm şiddetle tavsiye edilir.

Müzik: 9/10Kayıt: 7/10Hakan

Duke Ellington- Ellington Uptown Colombia ML 4639 180Gr LP

Daha önce CD'den dinlediğim albümün plağı çıkınca balıklama atladım tabii ki. Ama şunu söylemeliyim ki, CD ve ile plak baskısı arasındaki farklılık gece ile gündüz gibi. Analog Production'a teşek-kürler. Albümün daha ilk parçası olan Skin Deep'i dinlemiş olabilirsiniz ama bu versiyonu insanı şoka sokuyor. Davulcu Louis Bellson bu şarkıya resmen imza atmış. Çift kick (evet bende inanamadım ilk dinlediğimde) ile akla hayale gelmeyecek şekilde attığı solo haricinde albümü resmen uçurmuş. Şarkılar bilindik, The Mooche, Take the”A” Train ve Perdido ama yorumlar hiç öyle değil.

Bu aranjmanları yapan müzisyene neden Duke “dük” dendiğini anlıyoruz. Ellington bu aranjmanlarda müzisyenlerin sololarına bayağı yer vermiş hatta kendisi bayağı arka planda kalıyor. Bu ayın plakları arasında en swing'lisi bu plaktı herhalde.

Müzik: 9/10Kayıt: 10/10Hakan

Oliver Nelson- The Blues and the Abstract Thruth Impulse AS-5 180Gr LP

Albümü dinlediğimde valla bir şey söyleyeceğim ayıp olacak “bu ne ya dedim” Benim için bu sayının en önemli albümünü dinlemiş-tim. Kadro mükemmel Oliver Nelson'a Paul Chambers, Bill Evans, Eric Dolphy, Roy Haynes ve Freddie Hubbard eşlik ediyor. Bu kadar tanınmış müzisyen olunca albüm mutlaka iyi olacaktır diyeceksiniz ama durum öyle böyle değil. Plağın ilk şarkısı “Stolen Moments” öyle bir çalınmış ki, sanki karşınızda dev bir caz orkestrası var zannedi-yorsunuz. Üflemeliler sanki 20 kişi tarafından çalınıyor ama aslında sadece 4 kişiler. Buna Bill Evans'ın oya gibi arka plan işlemeleri, Paul Chambers'ın harika bas eşliği ve Roy Haynes'in harika davulları eklenince albüm tam bir ziyafete dönüşüyor. Tempo bir yükseliyor bir azalıyor ama her ana mezür her solo oya gibi işlenmiş. Mutlaka edinin. Bence ayın albümü!

Müzik: 10/10Kayıt: 10/10Hakan

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 7 www.stereomecmuasi.com

Page 8: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

uyumaz. Diğer müzisyenler temposuna uyamadıkları için midir bilinmez çoğu parçada tüm enstrümanları kendi çalmıştır.

2 adet 33lük ve 1 adet 45’likten oluşan eser 28 Eylül 1976’da piyasaya sürülür ve o tarihe kadar doğrudan Billboard’un 1 numarasına yerleşen 3 plaktan biri olur. Zirvede yerini aralıksız 13 hafta korur. Sanatçı bu albümünde onun için önem taşıyan neredeyse her konuya değinir. Sözleri de müzikleri kadar başarılı olup halen güncelliğini ve güzelliğini korumaktadır.

I Wish ve Easy Goin’ Evening gibi parçalarda çocukluğunu anımsar, Sir Duke’u hayranı olduğu büyük caz ustası Duke Ellington için besteler, Isn’t She Lovely’yi yeni doğmuş olan kızı için yazar. Farklı ırkların eşit haklara sahip olmaları gereksiniminin ezeli savunucusu bu konulara Village Ghetto Land, Pastime Paradise ve Joy Inside my Tears gibi parçalarda da dile getirir.

Black Man bestesinde geçmiş tarihi gözden geçirir. Love is in Need of Love Today ve Have a Talk with God gibi parçalarda ise barış, kardeşlik, sağduyu, karşılıklı anlayış gibi temaları işler. Bunların yanı sıra duyguların ağır bastığı As, Knocks me off my Feet ve Ebony Eyes gibi parçalar da var. Çok farklı konulara değinmesine rağmen baştan sona kadar soluksuz bir “bütün” olarak müthiş bir keyifle dinlenen bu albümü Speakers Corner tüm sözleri içeren LP boyundaki kitapçığı ve ekstra 45’liği ekleyerek son

derece özenle aslına uygun olarak yeniden bastı. Çoklukla üst üste kayıtlardan oluşan bu plak olabildiğince güzel tınlıyor ama canlı bir kaydın sahnesini beklemeyin.

Müzik 9/10Kayıt 7/10B.M.

Şarkı Listesi:

-Love's in Need of Love Today-Have a Talk With God-Village Ghetto Land-Contusion-Sir Duke-I Wish-Knocks Me off My Feet-Pastime Paradise-Summer Soft-Ordinary Pain-Isn't She Lovely-Joy Inside My Tears-Black Man-Ngiculela-Es Una Historia-I Am Singing-If It's Magic-As-Another Star-Saturn-Ebony Eye-All Day Sucker-Easy Goin' Evening (My Mama's Call)

Stevie Wonder – Songs in the Key of Life – Speakers Corner - Tamla Motown I 13-340C2 – 180 gr 2xLP

Elton John’a kulak verelim: “Nereye gidersem gideyim mutlaka yanıma “Songs in the Key of Life” ın bir kopyasını alırım. Bence yapılmış en güzel plak bu. Her dinlediğimde hayretler içinde kalıyorum.” Takvimi biraz geriye alalım. 1975 yılında Stevie Wonder sanatının zirvesindedir. Sırasıyla Talking Book, Innervisions, Fullfillingness First Finale gibi eleştirmenler tarafından mükemmel olarak nitelendirilen 3 albümden sonra bir yol ayrımındadır.

ABD’nin politikalarından son derece rahatsızdır. Müziği tamamıyla bırakıp yaşamını Afrika’da devam etmeyi düşlüyordur. Oradaki özürlü çocuklara yardım etmeyi planlıyordur. Ancak Tamla Motown plak şirketinin önerdiği 7 yıllık ve sanatsal kontrolü tamamıyla kendi elinde olabilecek 37 milyon dolarlık teklif aklını çelmiş olmalı. Stevie Wonder stüdyolara kapanır. Elde etmek istediği “sound”u yakalamak için New York’tan Hollywood’a 4 değişik stüdyo arasında mekik dokur. Yemez, içmez,

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 8 www.stereomecmuasi.com

Page 9: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Clayton-Thomas’ı önerir. katılmaya davet etmişler ve birlikte stüdyonun yolunu tutmuşlar.

Ekip kalabalık, 9 kişi: vurmalılar, bas, 2 trompet, saksofon, trombon, klavye, gitar ve vokal. Müzik de aynen bu kalabalığı yansıtıyor. Arayabileceğiniz neredeyse her tür müziğin altından kolaylıkla kalka-bilen usta müzisyenlerin bu albümü hiç beklenmeyen bir şekilde modern klasik besteci Fransız Erik Satie’nin 3 Gymnopé-dies’sinden bir alıntıyla başlar.

Ardından İngiliz grubu Traffic’ten bir Winwood /Capaldi bestesi Smiling Phases’in buram buram caz kokan muhteşem bir yorumu. (Aslını Traffic’in Mr. Fantasy albümünde dinle-yebilirsiniz) Ardından gru-bun gitarcısı Steve Katz’ın duygusal bestesi Sometimes in Winter.

Sonrasında cümbüş: More & More. Daha sonrasında da Laura Nyro’nun aslına az da olsa benzeşen country tarzında ve listelere 2 numaraya kadar tırmanan And When I Die. 1. yüz efsane caz şarkıcısı Billie Holiday’in ender beste-lerinden biri olan God Bless the Child ile sona erer. Burada bir parantez açayım (bu LP sadece bu yorum için satın alınabilir. 2. yüz D. C-T’ın bestesi Spinning Wheel ile açılır.

Çoğunuz bu parçayı dinlediğinde muhtemelen anımsayacaktır. 1969’da yayınlandığında ABD’de olduğu gibi ülkemizde de haftalarca liste başı kalmıştı. Ardından bir Barry Gordy Jr. bestesi You’ve

Made me so Very Happy. (Yine 2 numara) Sonrasında ortak bir çalışma olan 11 dakikalık uzun bir Suite: Blues Part II. Ve LP başladığı gibi Erik Satie ile kapanıyor. Uyarı: CD’sinden kaçının son derece tiz, düz, yırtıcı ve rahatsız edici.

Müzik 9/10Kayıt 9/10B.M.

Şarkı Listesi:

-Variations On A Theme By Erik Satie-Smiling Phases-Sometimes in Winter-More and More-And When I Die-God Bless The Child-Spinning Wheel-You've Made Me So Very Happy-Blues - Part II-Variations On A Theme By Erik State

Blood Sweat & Tears – B S & T- Pure Pleasure Records - Columbia CS 9720 – 180 gr LP

Öncelikle son zamanlarda bize doyumsuz plakları satın alabilme olanağını sağla-dıkları için Pure Pleasure, Speakers Corner ve Ak Müziğe teşekkür etmekle başlamak istiyorum. Müzik-severleri (mümkün olduğun-ca) bu ekonomik açıdan son derece sıkıntılı günlerde kendilerini desteklemelerini diliyorum. Gelelim fasul-yenin faydalarına... 1967’de New York’ta yaşamına başlayan B S & T ilk albümlerini yayınladıktan kısa bir süre sonra klavyeci –şarkıcı kurucularını Al Kooper’ı (Bkz. Super Session) kaybeder.

Ancak yılmazlar ve birkaç müzisyen değişikliği yaparak yaşamlarına devam etme kararını verirler. Tek eksikleri bir şarkıcıdır. Rivayet, akıllarından Steve Stills (Bkz. Super Session) ve hatta Laura Nyro geçer ancak arkadaşları folk şarkıcısı Judy Collins yakın tarihlerde bir New York kulübüne dinlemiş olup çok beğendiği nispeten “isimsiz” olan Ingiltere doğumlu Kanada vatandaşı David Onu dinlemeye giderler ve etkilenmiş olmalılar ki onu

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 9 www.stereomecmuasi.com

Page 10: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Metallica- Death Magnetic

Gereksiz teferruatlara gerek yok hemen konuya gireyim. Bu ay aldığım tüm albümler facia gibiydi. Başta Metallica'nın Death Magne-tic albümü. Benim müzik anlayışıma göre albüm hakkında yazılan çizilen çoğu şey taraflı. Zaten grubun bana göre iyi albümlerini geçmiş sayılarda tanıtmıştım. Orada burada okuduklarından anladığım kadarı ile bu albümü yere göğe sığdıramayan bir kitle var. Bende albümü merakımdan satın aldım, ilk dinleyişimden sonra hemen sattım. Trend haline gelen grupların en iyi yanı beğenmediğiniz CD'lerini kolaylıkla elden çıkarta-bilmektir. İyi grupların albümleri ise marketlerde genelde sürünür.

Bu işler böyle olmayacak diyerek bu ay ki köşemde en sevdiğim thrash albüm-lerinden bir kuple sunmaya karar verdim. Bu tarz bir dergide bu tarz albümlerin olup olmaması gerektiği konusunda çeşitli fikirler olsa da, gördüğünüz gibi ben yazdım oldu yöntemi gayet güzel işliyor. Şaka bir yana dergimizde her türden albümlerin yer alması güzel bir şey. Farklı kültürel zenginlikler iyidir diyorum.

Sodom-Agent OrangeRoadrunner Records RCD-9480 CD

Alman thrash grubu Sodom'un efsanevi albüm-lerinden bir tanesi. Bazıları Persecution Mania albü-münü de severler. Ger-çekten de her iki albüm harikadır. Alınmayı kesin hak ediyorlar. Albüm 1989 yılında yayınlandı. Bu yıllar aslında bu tarz müziğin yavaş yavaş zirveden inmeye başladığı yıllardı. Buna rağmen bir çok grubun 90'lı yıllar öncesinde klasik albümleri yayın-lanmıştır. Grubun solisti Tom Angelripper'ın perfor-mansının zirvelerinde dolaştığı bu klasik albüm, daha ilk şarkıdan sonuna kadar başyapıt. Thrash klasiği Remember The Fallen, Tired and Red, Ausgebombt, Magic Dragon aklıma gelen bir kaç tanesi. Albümün karakteristiği Alman sound'un da oldukça teknik, ritmli, hızlı, gitar soundu kirli ve bol distorsiyonlu, davul ise şimşek gibi. Yeni bir çok grup için Agent Orange tam anlamıyla ders niteliğinde. Bu aralar bu tarz albümler nice price fiyat etiketiyle satılıyor. Mutlaka edinilmeli.

Müzik 10/10Kayıt 6/10Tolga

Slayer-Reign BloodDef American 69406 CD

Slayer'ın efsanevi ötesi albümü Reign Blood. Angel Of Death şarkısıyla başlayıp Raining Blood ile biter. Yaklaşık 30 dakika sürer. Ben grupta dahil kimsenin bu albümün nasıl ortaya çıktığı konusunda bir fikri olduğunu düşünmüyorum. 1986 yılında yayınlanan albüm, o dönemde bırakın fırtınayı resmen şok etkisi yaratmıştı. Sözler biraz karanlık, albüm genelindeki sound genel anlamda yırtıcıdır. Grubun 2 gitaristi King ve Hanneman'ın canlı konser performanslarını kendi gözümle görmesem bu albümünü yavaş çalınıp sonradan hızlandırıldığını düşünürdüm doğrusu. Dave Lombardo'nun da davul nasıl çalınmalıdır, aksak ritm nedir, nasıl twin kick basılmalıdır, zil böyle kullanılır, bu hızda bile notalı davul çalınabilir derslerine 30 dakika boyunca ev sahipliği yapan albüm için iyi filan demek ayıp olur. Grubun hala şahsiyetli müzik yapmaya devam etmesi de para için kendini satmadan da yaşanabi-leceğini gösteren önemli bir olaydır. Bu sayı 1 bölümdeki 10 notunu, bu albümün notu olan 10 ile birleştirip 10 üzerinden 20 veriyorum.

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 10 www.stereomecmuasi.com

Page 11: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Voivod - Kiliing Technology Noise 03612-44845-2 CD

Şimdilerde adı pek bilinmeyen topluluk zama-nının ötesinde albümlere imza atmıştır. Solist, Denis "Snake" Belanger, gitarist Denis "Piggy" d'Amour ve davulcu Michel "Away" Langevin'den kurulu Kanadalı topluluk 1987'de yılında bu albümü yayınladığında ortalık res-men birbirine girmişti. Albüme ismini veren Killing Technology başta olmak üzere Ravenous Medicine, Tornado, Over-reaction gibi hitleri barındırıyor. Albüm oldukça sert ve ilkel bir sound'a sahip, davullar gayet sert, vokal ise Snake'in alışılageldik absürd vokali. Biraz bağrış, biraz hengame, biraz kaotik. Harika anlayacağınız. Grubun bu albümünden sonra piyasaya çıkan Dimension Hatröss albümü-nü de Killing Technology öncesi 2 albümünü de meraklılara tavsiye ederim.

Müzik 10/10Kayıt 6/10Tolga

Kreator- Extreme AgressionsEpic EK-45254 CD

Thrash metal denilince ilk akla gelen topluluklardan birisi sanırım Alman Kreator grubudur. Topluluğun en iyi albümü değil albümleri olduğu gerçeğinden hareketle buraya hangi albümünü ekleyeyim diye kafa patlattım. Albümleri çıkartınca Betrayer aklıma geldi ve dedim ki benim sevdiğim albümleri Extreme Agressions. 1989 yılında yayınlanmış bu güzide albüm, Alman thrash devinin teknik, hız, lirik ve bu tarz müziğe dair tüm güzellikleri dinleyicilerin kulak zarına doğrudan gönderiyor. Love Us or Hate Us, Dont Trust albüme ismini veren Extreme Agressions her notasını ezbere bildiğim klasiklerden. Günümüzün sözüm ona sert rock türlerini dinliyor olduğunuzu düşünüyor ve Kreator ismini duyma-dıysanız paraya kıyıp grubun, TÜM albümlerini alabilirsiniz. Ruhunu asla satmayan topluluğun son albümü bile ustaların hala taş gibi sert olduklarının kanıtı.

Müzik 10/10Kayıt y 8/10Tolga

Destruction - Release from AgonyProfile 1255 CD

Bu sayıda Alman grup-larından devam edip duruyorum, düşünüyorum da Thrash çağında Alman grupları resmen o döneme imza atmışlar. Helal olsun. Destruction o güzel dönemin topluluklarına göre karanlık olanlarından bir tanesi. Sonraki dönemlerin B.M. Gruplarına ilham olmuş topluluğun Release from Agony teknik olarak Alman sound'unun kendine özgü tüm karakteristik özel-liklerini taşırken, sözler anlamında pek kimselere benzemiyordu. Genelde uzun parçalar yapan topluluk vokallerde oldukça şenlikli bir tarza sahipti, hep birlikte söylenen koro kısımları filan günümüzde eski kalsa da, şarkıların ritmlerine kaptırınca duyulmaz hale geliyordu. Survive to Die ve Sign of Fear ilk aklıma gelen şarkılar.

Bu sayıda Thrash metal klasiklerine bir göz attık, gelecek sayı başka bir şeylere sinirlenip yeni albüm tanıtımlarında buluşuruz.

Müzik 10/10Kayıt 5/10Tolga

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 11 www.stereomecmuasi.com

Page 12: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Evet, kayıtlar, detay seviyesi, sahne gibi kavramlar bu albümlerin hamurunda pek yok. Ama müzik sisteminize girdiğinde güzel günlerinizi, eskiyi hatta belki kaybettiğiniz büyüklerinizi ve dostlarınız hatırlayacağınıza eminim. Müziğin güzelliği de bu değil midir?

Neyse, albümden bahse-deyim biraz. Aslında buna bir set demek daha doğru olur. 2 CD ve gayet güzel bir kitapçıktan oluşan Set, 2 farklı bölüm olarak ele alınmış. Birinci CD, Türk Müziğinin daha klasik örneklerini içeriyor. Bun-lardan Sebep Sensin Gönülde İhtilale, Ömrün Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır gibi eserler harika bir saz ekibi ve yorumcu performansı ile seslendirilmiş. Bu eserlerin yorumunun oldukça zor olduğunu da ekleyeyim.

İkinci CD ise daha Türk Sanat Müziğinin daha aşina olduğumuz eserleri ile dolu. Bunlardan Türk filmlerini sevenlerin hemen tanı-yacakları Boş Kalan Çerçeve, Nisan Yağmuru ve Senede Bir Gün gibi eserler ilk dikkat çekenler. Bu eserlerde çok başarılı şekilde icra edilmiş.

Albüm tüm müzisyenler ve Zara tarafından hep birlikte toplu şekilde kaydedilmiş. Bu denli zor bir müzik için çok cesur bir yaklaşım. Bu cesurluğun meyvesi müthiş keyifli icra ile ödü-llendirilmiş. Albüm gerçek-ten bitmemesi istenen türden. Bu fiyata ayıp artık, gidip edininiz.

Müzik 9/10Kayıt 8/10Seçil

Funda Arar - RüyaTMC 8697404731396 CD

Funda Arar günümüz Türk pop müziği dünyasından kolaylıkla ayrılabilecek bir yorumcu. Spekülasyon-lardan uzak durup müziği ile ilgileniyor. Benim gözümde Nilüfer'in varisi. TMC plak şirketinden çıkan yeni albümü Türk Müziği örnekleri içeriyor. Özellikle Kimseye Etmem Şikayet, Dilini Bağlasalar, Gözleri Aşka Gülen, Dertleri Zevk Edindim gibi Türk Sanat Müziğinin bilindik eserlerini içeriyor. Yorumcunun kon-servatuar kökenli olması ve eserlerin çalınmasında modernizasyon yerine klasik enstrümanların tercih edilmesi albümün iyiden iyiye bir klasik Türk Müziği albümü olarak nitelen-dirilmesinde önemli birer ispat. Ben albümdeki şarkıların gayet başarı ile yorumlandığını düşü-nüyorum. Her ne kadar klasik şarkılar türün büyük üstadları ile karşı-laştırıldığında belli esinlen-meler hissettirse de, hem kayıt, hem albümün genel performansı gayet doyurucu ve keyifle dinleniyor.

Müzik 8/10Kayıt 7/10Seçil

Zara - ÖzlenenlerUlus Müzik 8695657001894 2CD

Zara'nın bu CD'si piyasaya çıkalı oldukça zaman oldu ama uygun fiyatlardan tekrar müzik marketlerde boy gösterdiğinden okuyu-cuların dikkatini çekmek istediğimden yorumunu yazmaya karar verdim. Plak şirketleri günümüzün ekonomik koşullarından dolayı geçmişte yayın-ladıkları albümleri uygun fiyatlarla tekrar marketlerde satışa sunuyorlar. Son zamanlarda Türk Sanat Müziği severler için oldukça güzel fırsatlar yakala-nabiliyor. Geçmişin büyük üstadlarının toplama veya CD seti olarak hazırlanmış uygun fiyatlı albümleri meraklıların beğenisine sunulmuş durumda. Bende elimden geldiği kadarı ile bu albümlerden dikkatimi çekenleri sizlere anlatmaya çalışıyorum.

Odyofil'lerin dünyasında Türk Sanat Müziğinin yeri var mıdır yok mudur bilmiyorum ama bu topraklarda yaşayıp türkü-sünden Türk Sanat Müziğine kadar bize özgü müzikal formlara sırt dönmek onları küçümsemek bana hiç doğru gelmiyor.

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 12 www.stereomecmuasi.com

Page 13: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

sürmüş… Elimdeki kayıt, sanatçının 1999 yılında yapılmış bir Bruckner yorumu. Bildiğim kadarı ile Harnoncourt’un Rönesans ve barok dönem yorumlarının yanı sıra bolca klasik, romantik ve çağdaş dönem yorumları da, çekiciliği yüksek kayıtlarla müzik mağazalarının raflarını süslüyor. Bruckner senfonilerinden 7.’nin yanı sıra, yine Viyana Filarmoni ile 5 ve 9. (bunlar melez SACD) , Concertgebouw ile 3 ve 4.. Berlin Filarmoni ile de 8. senfoniyi kaydetmiş.

Bana göre, beklentilerimden farklı ama bir o kadar da çekici, ilginç bir Bruckner 7. senfoni bu. Harnoncourt, elinin altındaki bu muhteşem orkestranın ırasına uygun olarak yaylı partilerini, senfoninin baş-lığına gönderme yaparca-sına çok, ama çok “lirik” çaldırıyor. Pirinç nefeslilerin gereken yerlerdeki patlamaları ve tertemizliği ise Karajan’dan pek aşağı kalmıyor doğrusu. Zaman zaman Haitink kadar çözümlemeli, zaman zaman Böhm ve Klemperer kadar akademik, zaman zaman Masur kadar duygulu… Ama şu timpani, zil ve diğer vurmalılarda Haitink ve Karajan’ı gel de arama… Bu, Harnoncourt’un sevenlerine sunduğu bir Bruckner tezi ve bence hiç fena değil, diğer yorumların yanı sıra, onlar kadar sıklıkla dinlenebilir.

Müzik 9/10Kayıt 9/10Asım

N.Harnoncourt–Wiener Philharmoniker, A. Bruckner: Symphony No.7Teldec 3984-24488-2 Özgün Kayıt : 1999Baskı : 1999 (CD)

19. yüzyılın romantik müziğinden hoşlanan her müzikseverin kendine has bir Bruckner seçimi mutlaka vardır. Söz gelimi, onlardan biri olan ben, Bruckner senfonilerinde Bernard Haitink’in eski Concertge-bouw, ayrıca Stattskapelle Dresden ve yeni Chicago Senfoni orkestraları ile yaptığı yorumları, keza Kurt Masur’un Leipzig Gewand-haus yorumlarını hep öne çıkarır, genel ve klasik anlamda Karajan – Berlin Filarmoni yorumlarının da hakkını teslim eder, ama bir Brucknerian olarak elden geldiğince diğer yorumları da izlemeye çalışırım. Almanya doğumlu ve Avusturya büyümeli Har-noncourt, gençlik dönemin-de Viyana Senfoni Orkestrası ile çalışmış, eşi ile birlikte Viyana Concentus Musicus topluluğunu kurmuş ve bildiğim kadarı ile o dönemde dağarına daha çok rönesans ve barok dönem bestecilerinin eserlerini almış. Ama hep benimsediği müzik döneminin 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl olduğunu ileri

La Folia - Gregorio PaniaguaHarmonia Mundi HM 1050 180Gr LP

İlginç ve oldukça kalabalık Paniagua ailesinin Harmonia Mundi'den yayınladıkları La Folia albümünün plak baskısı Speaker Corners tarafından yapılmış. Hemde ne basım. La Folia aslında geçmişteki bir kaç benzer albümün tanıtımında bahsettiğimiz gibi ortaçağın sonlarına doğru Portekiz'de ortaya çıkan ve İberik yarımadasında gitgide popü-ler hale geldikten sonra İspanya'ya da sıçramış, halk arasında popüler olmuş bir dans ve dolayısıyla müzik tarzı. Tabii olay bununla sınırlı değil; isminden anlayacağınız gibi delilerde de biraz ilgisi var. Bunu da bir başka sayıda yazarız. Gregorio Paniagua'nın La Folia'sı insanı histerik bir bekleyişe sunan ne zaman ne duyacağınızı bileme-diğiniz ama sizi mutlaka şaşırtan bir çalışma. İşin sürprizini kaçırmak istemem ama alışılageldik hareketli ortaçağ melodilerine biraz hatta bayağı çılgınlık eklediğinizde karşınıza bu plak çıkıyor. Kayıt, yorum her şey müthiş.

Müzik 9/10Kayıt 9/10Hakan

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 13 www.stereomecmuasi.com

Page 14: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

koşturması ve geriliminden sonra insanı bulutların üstünde gülümseyerek dolaştıracak bir havada… İkinci sonat, bestecinin her nasılsa üzerinde epeyce çalışmasına rağmen, yayınlamaktan vazgeçtiği bir eser. Ünlü kemancı Yehudi Menuhin tarafından özgün yazmaları bulunarak yeniden yapılandırılmış, ve bence ne iyi edilmiş… Shlomo Mintz, Moskova, 1957 doğumlu İsrail’li bir sanatçı. Özellikle Mozart yorumları övüle övüle bitirilemiyor, ama bu kayıtta da, piyanist Ostrovsky ile ortaya koyduğu yorum bence mükemmel. Şiirsellik ve tutku üst boyutta. Nitekim bu kayıt yayınlandıktan bir sene sonra Gramophone dergisince ödüllendirilmiş ve Deutsche Grammophon 2003 yılında yaptığı toplu, “Gramophone ödüllü kayıtlar” yeniden basımı ailesine bu kaydı da katmış. Yukarıdaki kapak, bahsettiğim yeniden basıma ait. Özgün basımın, yani bendeki CD’nin ise, yukarıdaki kapağın içinde, sol altta yer alan, Hamburg’tan Harro Wolter’in kuru çiçek kompozisyonlu fotoğrafını içeren kapağı var…

Müzik 10 /10Kayıt 10 /10

Asım

Shlomo Mintz – keman, Paul Ostrovsky, piyanoF. Mendelssohn : Violin SonatasDeutsche Grammophon 419 244-2 Özgün Kayıt : 1986Baskı : 1987, yeniden basım (yukarıdaki kapak) : 2003CD

Mendelssohn ve keman deyince akla hemen meşhur mi minör konçertosu gelir. Şiirsel giriş melodisiyle gönüllerde taht kurmuş bu eser, belki de Mendelssohn’un romantik bir çok eserini gölgeler popülerliktedir. Daha ötesi, bu harika çocuğun oda müziği eserleri de çoğu kez insanların aklına pek gelmez, ne yorumlamak ne de kayıtları edinilip dinlenmek üzere… Birkaç yıl önce, çok sevdiğim, ve aslında ciddi bir kemancı olan bu bestecinin keman dağarını araştırırken bul-duğum bu CD’yi tanıtmak istedim sizlere. İçeriğinde yer alan iki keman sonatından ilkini besteci henüz 13 yaşında iken yazmış ve iki yıl sonra yayınlandığında, hem arkadaşı, hem de hocası olan Eduard Rietz’e adamış. Yumuşacık, sımsıcak bir müzik. Özellikle ikinci bölüm, yoğun yaşam

Bach: 6 Solo Cello Suites / Yorumcu Janos StarkerMercury SR3-9016 3LP'den oluşan set

Klasik müzikseverlerin ve otoritelerin bir çok eser hakkında uzun süreli tartışmaları alışılageldik bir durum. Notaların sessiz dili icracıların tutkulu ellerinde müzikseverler için gerçek birer şahesere dönüşür. O şaheserleri yorumlayan icracılar kendilerinden de bir şeyler katarlar eserlere. Hele söz konusu olan eserler Bach gibi çılgın müzik adamlarının eserleri ise, yorum farklılıkları kaçınılmaz hale gelir. Dolayısıyla tartışmalarda.

İşte o tartışmaların hiç sonlanmadığı eserlerden bir tanesi Bach'ın meşhur çello süitleridir.

Sorun şurada başlıyor klasik müzikte icralar belli kurallara göre yapılır. Aynı notalar aynı düzen içerisinde çalınırken bile bir icracı özellikle de bir virtüöz o notalara kendisinden bir şeyler katabilir ve çoğunlukla da icraya imza atabilmek için bu yapılır. Bir notadan diğerine biraz daha hızlı veya biraz daha yavaş geçmek bile aynı eserin farklılaşmasını sağlar. Bahsettiğim yavaşlık ve

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 14 www.stereomecmuasi.com

Page 15: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

hızlılık belli kurallara uyarak yapılan eserin mezürüyle uyumlu saniye ve hatta saliseler ile işaret edilebilecek bir farkılıktır.

Bach'ın 1700'lerin başında bestelediği bu suitler teknik açıdan çalınması zor, çalanın yorumuna açık eserlerdir. Hemen herkes suitler için daha hızlı mı çalınmalı daha romantik mi yoksa daha yavaş mı tartışmasının içerisinde bir taraf olmuştur doğal olarak. İcracılar ve özellikle virtüözler zaten teknik olarak karmaşık bu suitleri zaman içerisinde birbirlerinden farklı şekilde yorumlamışlardır. Klasik müziğin sevdiğim yön-lerinden birisi de budur aynı eserde farklı duyguları yaşamak. Aynı notlar farklı yorumlarda ayrı hikayeler anlatan sözcüklere döner.

Macar çellistin Chicago senfoni orkestrasından ayrılmasıyla başlayan solo kariyer döneminin erken yıllarında yapılmış bu kayıt gerek icra gerekse de kayıt tekniği açısından önemlidir. Eseri yeniden basan Alman plak firması Speakers Corner gerçekten her şeyiyle layığı ile görevini yerine getirmiş. Kutu, içerik, plak kalitesi her şey tam puan. Unutmadan Pablo Casals ve özellikle de Paul Tortelier (Her iki kayıt geçtiğimiz yıllarda EMI Classics etiketi ile yeni-lenmiş halde CD formatında basılmıştır) gibi virtüözlerin duygusal yorumları ile kıyaslamak mümkün olmasa da, plak formatında daha iyisini şimdilik bulmak zor.

İcra 7/10Kayıt 9/10Yaşar

başlamalı. Bu açıdan düşününce bu CD setini yazmanın pek sakıncasını görmüyorum.

EMI plak şirketi, tarihindeki çok sayıda satın alma operasyonu ile genişlemiş bir firma. Bu satın almalar sonucunda yeni alt şirketler kurup sahip oldukları katalogları yayınlıyorlar. Sahip oldukları katalogdan sizlere tanıtacağım derleme (sanırım Türkçe en uygun isim bu) benzer derlemelerin ilk yayınlananı. 6 CD'den oluşan set yaklaşık 30 YTL'ye satılıyor ve içerik anlamında geniş bir dönemi içeriyor. Her CD kendi içerisinde belli temalara ayrılmış ama genel anlamda belli bir barok ağırlığı görmek mümkün.

Kayıtlar bir miktar elden geçirilmiş. Elimdeki bazı kayıtlara bakarak anlayabildiğim kadarı ile CD'lerin genelinde özellikle ses şiddeti dengelenmiş. Seçilen eserler mümkün olduğunca bilindik. Müziğe yakın olmasa da, bir şekilde günlük hayatta kulakta kalma olasılığı yüksek olanlardan seçilmiş. Önemli icralarda yok değil.

Bu CD ve benzer CD'leri almak size ne kazandır. Zaten klasik müzik konusunda ilk adımlarınızı atmışsanız muhtemelen hiçbir şey. Ama o adımları atmaktaysanız size bir başlangıç noktası oluşturabilir. Söz gelimi Vi-valdi ilginizi çektiyse, bir sonraki alış verişinizde biraz araştırma yaparak Barok müzik konusuna yoğun-laşabilirsiniz. Denemesi neredeyse bedava sayıla-bilecek bir fiyata.

Best Classics 100 Volume 1 / EMI Records 6CD'den oluşan bir SET 0946 3 70853 2 5

Müzik yorumculuğu pek kolay bir şey değil. Bunu daha önce de yazmıştım. Ne yazayım diye düşünürken editörlerden biraz destek istedim. Okuyucuların daha kolay ulaşılabilir ve göreceli olarak ucuz CD'ler hakkında yazılar beklediğine dair bir geri dönüş oldu. Bende yakın bir müzik markete gidip birazcık bakınmaya karar verdim. Pek tarzım olmasa da, Best Of tarzı bir CD'yi sizlere tanıtacağım.

Aslında klasik müzik dünyasına adım atmak genç birisi için zorlu bir süreç. Asırlar boyunca sayısız besteci, sayısız tarz, sayısız formasyon ve daha da uzatılabilecek bir liste çıkıyor insanın karşısına. Asırlar boyunca devam eden gelişim ve evrim süreci, birbirinden farklı dönemler dolayısıyla etkiler ve ister istemez isimlendirilen kategorileri alt alta sıralamanın bile türün en sıkı takipçileri zorlayacağı bir sanat dalı klasik müzik. Haliyle içerisinde karşı durulmaz bir merak taşıyan bir kişinin ilk adımlarını atmakta zorlanacağı bir kültür. Ne almalı, nereden

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 15 www.stereomecmuasi.com

Page 16: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Yerini de Buffalo Springfield’den yeni ayrılan ve daha sonra Crosby, Stills & Nash’ta çalacak olan gitarcı Steve Stills alır.

Plağı dolayısıyla 2ye ayırmamız gerekiyor. Birinci yüzde Mike Bloomfield ve 2. yüzde Steve Stills. Böylece rock tarihinin belki de ilk “Jam Session”u tarihe geçiyor. Hiç bir baskı altında olmayan, hiç bir şey ispat etmek durumunda olmayan müzisyenler doyasıya gönül eğlendirdikçe bir başyapıt çıkıyor ortaya. Onun bunun bestelerini büyük bir keyif ve inanılmaz bir birliktelikle çalarlar.

Çaldıkları arasında: Curtis Mayfield’den Man’s Temptation, Bob Dylan’dan It Takes a Lot to Laugh..., Donovan’dan Season of the Witch. Burada özellikle Season of the Witch (11 dakika) yorumunda Steve Stills’in dantel ören wah wahlı gitarına ve Al Kooper’ın orguna kulak kabartmanızı öneririm. Çalışmadan o denli memnun kalırlar ki yayınlamaya karar verirler, ve beklenmedik bir şekilde hızla Billboard listesinde yükselip plak Top 20’ye girer. Burada yine bir not düşelim, Al Kooper plağı yayınlamadan önce müziği “zenginleştirme” amacıyla sonradan bir nefesli seksiyonu ekler.

Yani ilk kayıt esnasında bulunmayan nefesliler daha sonrasında yayın öncesi eklenmiş oluyor. Plak yerine birkaç yıl önce tekrardan yayınlanmış olan CD’yi satın almak isteyenler bonus olarak yer alan aynı parçaların nefeslisiz

versiyonlarını da dinleyip, Al Kooper iyi mi yapmış, kötü mü yapmış konusunda kendi fikirlerini edinebilirler. (Columbia Legacy CK 63406) Bu arada Speakers Corner bu yeni LP basımda yine harika bir iş çıkarmış. Çok sessiz vinil, geniş bir sahne, ciddi bir derinlik. Rolling Stone dergisinde 4 yıldız. Super Session!

Müzik 8/10Kayıt 7/10

B.M.

Şarkı Listesi

-Albert’s Shuffle-Stop-Man’s Temptation-His Holy Modal Majesty-Really-It Takes A Lot To Laugh, It Takes A Train To Cry-Season Of The Witch-You Don’t Love Me-Harvey’s Tune

Mike Bloomfield – Al Kooper – Steve Stills – Super Session – Speakers Corner -Columbia 9701 – 180 g LP

1968 yılında bir yaz günü. “İşsiz” kalmış birkaç müzisyen stüdyoda birbirilerine takılıyorlar. Bir yanda Butterfield Blues Band’den ayrılmiş gitarcı Mike Bloomfield son projesi olan Electric Flag’a da son vermiş durumda. Öte yanda jazz-rock grubu Blood, Sweat & Tears’dan kopmuş klavyeci, şarkıcı Al Kooper. Ufak bir hatırlatma, iki müzisyen daha önce Bob Dylan’ın köşe taşı plaklarından biri olan Highway 61 Revisited’de de birlikte olmuşlardı. Yanlarında piyanist Barry Goldberg, basçı Harvey Brooks ve davulcu Eddie Hoh. Al Kooper kurnaz, kayıt makaralarını devreye alıveriyor. Burada ufak bir bilgilendirme yapalım: Müzisyenler bu birliktelikten o denli keyif almışlar ki ertesi gün de tekrar buluşmaya karar vermişler. Ancak uyuşturucu sorunu olup kronik uykusuzluk çeken Mike Bloomfield bilinmeyen bir nedenle stüdyoya gelmez.

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 16 www.stereomecmuasi.com

Page 17: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Venom - HellSantuary Records 1765715 CD

Edinmeyi uzun zamandır istediğim Venom albümü braz geçte olsa sonunda elime ulaştı. Ne tarz müzik dinlersem dinleyeyim beni her zaman heyecanlandıran gruplardan en önde geleni olmuştur Venom. Black Metal'in isim babası olan İngiliz grubun orjinal kadrosundan kalan tek isim Cronos'a davullarda kardeşi Anthony "Antton" Lant gitarda ise Rage eşlik ediyor.

Albüm her geçmiş yıllarda çıkan Venom albümlerinin bayağı ötesinde sertlikte. Cronos ölümcül vokal tekniğini ciddi şekilde yansıtmış albüme. Metal Black albümünden yapı olarak çok farklı denilemez ama eski Venom sound'unu daha fazla hatırlatıyor. Düzgün bir ekiple ve özellikle davulcuyla Venom gerçekten bambaşka; Fall From Grace ve özellikle Armageddon şarkıları harika.

Müzik: 6/10 Kayıt: 5/10Hakan

AC/DC - Black IceSony Colombia Records33829 CD

AC/DC geri döndü biraz geç olsa da albüm elimize ulaştı. Albüm nasıl derseniz valla ben hayatım boyunca AC/DC fanı olmama rağmen ilaç gibi geldi desem yeridir. Uzun yıllar sonra aynı Angus Young gitar soundunu, davulları ve vokalleri özlemişiz vallahi. Günü-müzde popüler rock gruplarının yüzünde patla-yan bir tokattır bence Black Ice. Bu arada albümü galiba herkes bekliyordu. Albüm 2008'in en çok satılan albümü oldu. Deyim yerindeyse ortalığı dağıttı diyelim :)

Black Ice bir anda ortaya çıkıp küresel kriz yüzünden satışlar diplerde sürünürken best seller haline gelince bir çok makale yayınladı. Bir tanesini buradan okuya-bilirsiniz. Aslında bunlarla uğraşmaya gerek yok albüm cidden çok çok iyi. Özellikle Black Jak dillere marş olacaktır diye tahmin ediyorum.

Müzik: 8/10 Kayıt: 8/10Hakan

Metallica- Death MagneticMercury 1773728 CD

Albümün eleştirisini aslında Tolga yazmalıydı. Ondan gelen metni görünce kızdım biraz. Boş ver tam bir rezillik deyince, albümü ben alıp yorumlayayım dedim. Ne yazık ki halt etmişim. Albümün ilk şarkısı That Was Just Your Life'da acaba sorusunu sordum kendime. Hemen ardından gelen The End Of The Line ve The Day That Never Comes gibi iki komik parçayı dinleyince tamam dedim. Albümün ortalarındaki Cyanide ve ardından gelen The Unforgiven III ile paramı çöpe attığımı anlamış bulundum. Tolga haklıydı. Son parça My Apocalypse belki eski Metallica sound'una tarzına yakın bir parça denilebilir. Albümün eski Metallica ile alakası ne yazık ki yok belki yeni jenerasyon amerikan rock kategorisine sokulabilir bence. Paranızı boşuna sokağa atmayın, gidip AC/DC Black Ice CD'sini alın geri dönüş nasıl olur görün.

Müzik: 1/10 Kayıt: 7/10Hakan

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 17 www.stereomecmuasi.com

Page 18: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Elo & Pipo - Metropolis Part II (acoustic cover) MP3/Wav formatı ücretsiz!

Aslında bu albüm biraz sıra dışı. İsteseniz bile satın alamıyorsunuz sadece internet üzerinden MP3 veya Wav formatında bilgisa-yarınıza indirebiliyorsunuz. Aslında albüm Dream Theatre topluluğunun efsa-nevi albümü Metropolis part II'nin akustik versiyonu. Metal mi beni ilgilendirmez demeyin hemen okumayı kesmeyin; Fransız bir çift Pipo (gitar ve bilgisayar ile ilgili işlemler) ve Elo (vokal) albümün tamamını akustik olarak yorumlamışlar. Tüm kayıtlar evde yapılmış miksaj bilgisayar ile yapılmış. Yani aslında akustik bir albüm ve bir şey söyleyeyim mi, gerçekten çok ama çok başarılılar. Şarkılar bambaşka bir biçime bürünmüş, herkes için dinlenebilir hale gelmiş. Genç arkadaşlarımız bunun yanı sıra başka Dream Theatre şarkılarını da yorumlamışlar. Tüm şarkılar listesine buradan bakabilir veya buradan sadece albümü indirebilirsiniz

Müzik: 7/10Kayıt: 5/10 Hakan

Edith Piaf: 30th Anniversaire EMI Records 724382710028 2 adet CD

Fransızca müzik eleştirisi niye yazmıyorsunuz diyerek bize mesaj atan Sn. M.K. Ortak aslında önemli bir noktaya işaret etmiş. Hiç aklıma gelmemişti aslında. Fransız chanson'larının ülkemizde en sevilen ismi hiç kuşku yok ki, Edith Piaf. Elimde neredeyse tüm çalışmaları plak formatında olduğu için bir müzik markette bu CD'yi buldum. 2 adet CD'den oluşan bu SET uygun sayılabilecek bir fiyat etiketine sahip. Neredeyse tüm klasik Piaf eserlerini içeriyor, Jézébel, La Foule, Non, Je Ne Regrette Rien, La Vie En Rose, Padam Padam ve Sous Le Ciel De Paris ilk bakışta gözüme çarpanlar. Aslında gözüm Exodus'u aradı bu CD'de yok ama olsun! Kayıtlar EMI tarafından mümkün oldu-ğunca temizlenmiş. Ama yine de biraz boğukluk var. İnsan bu müziği dinlerken biraz plak çızıltısı arıyor doğrusu. Pikabı olmayanlara iyi bir başlangıç noktası

Müzik: 7/10Kayıt: 6/10 Hakan

Fleet Foxes – Fleet Foxes Sub Pop – SP 777 1 LP ve 1 EP (30 cm) ve CD

Fleet Foxes hakkında sağlıklı bilgi sahibi olmak isteyenlerin grup elemanları ile direkt olarak temsa geçmelerini öneririm... Bu yeni yetmelerin 2006’da yayınlanan “Fleet Foxes” isimli bir EP’leri, 2008 başında yayınlanan “Sun Giant” adında bir EP’leri ve yeni yayınlanan “Fleet Foxes adında” ilk 33’lükleri var. 5 kişiden oluşan grubun müziğini tanımlamak ise oldukça güç ama denemeye değer: bir çorba kaşığı Crosby, Stills, Nash & Young, bir tutam Beach Boys, yarım çay kaşığı J. S. Bach, 100g Tallis Scholars, 100g Fairport Convention ve bol bol oksijen. Hepsini birlikte kısık ateşte az kekik, biraz dere otu ve zevke göre rezene ekleyerek (aman fazla pişirmeyin diri kalmaları gerek) haşladıktan sonra en güzel bahar günüde bakir kırlara salıverin. Çoğunlukla akus-tik enstrümanlar eşliğinde çok sesli muhteşem vokaller. Bestelerin hepsi grup elemanlarının ve kayıtların çoğu da onun bunu evinde, garajında vs. Çok ümit vaat ediyorlar, çok.Müzik 8/10Kayıt 7/10

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 18 www.stereomecmuasi.com

Page 19: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Darius Milhaud – Le Boeuf sur le Toit + La Création du Monde - CD Charlin SLC-17 – 180g LP

Bestecinin kendisi tara-fından yönetilen ve Orchestre du Théatre des Champs Elysées'nin seslendirdiği Milhaud’nun bu 2 eserine Fransa’da Diapason D’Or ve Grand Prix du Disque ödülleri verilmiş. Birinci eserin esin kaynağı Brezilya ikincisininki ise ABD. Besteci 1817-19 yılları arasında Brezilya’da Fransa Büyükelçi sekre-terliği görevini üstlenmiş. Kulakları da pek tıkalı olmadığından bu eserine tango, samba ve daha birçok egzotik ritm ilham vermiş. İkinci eser ise daha sonra yazılmasına karşın (1923) caza yakın olması ile daha geleneksel bir yapıda. İki eserin de bale için yazıldıklarını not düştükten sonra (2'si zenci bale için!) özellikle kaydın şeffaflığına, detayların zenginliğine, seslerin her taraftan uçuş-masına, stereo separasyo-nuna, canlılığına, sahne 3 boyutluluğuna, değinmek isterim. Müzik sisteminizin neler yapabileceğini denemek için edinebiliri-siniz. Bu muhteşem müzik, Stereo Mecmuasının parasız eki gibi olacaktır...

Müzik 9/10Kayıt 10/10B.M.

Michel Godart - Sous Les Voutes Le SerpentMA Recordings M1048A

Eminim ki Serpent isimli bir enstrümanın varlığından haberiniz yoktur. Gayet normal çok bilinen bir enstrüman değil, tubanın uzaktan akrabası olan Serpent isminden belli olacağı gibi yılan şeklinde üflemeli bir çalgı. Michel Godard hemen her tür üflemeli çalgıyı çalabiliyor. Belki sanatçıyı ACT plak şirketinden çıkan Kudsi Ergüner kayıtlarından tanıyabilirsiniz. Albüm genel olarak Serpent üzerine kurulmuş. Bazı şarkılarda ilginç vokal tekniği ile Linda Bsiri sanatçıya eşlik etmiş. Ayrıca tüm şarkılarda Mark Nauseef perküsyon, Pedro Estevan ise bazı şarkılarda yine perküsyon çalmış. Gelelim albümün tarzına, bir yönden modern klasik, bir yönden world bir yönden geleneksel denilebilecek bir albüm ama hemen her türde oldukça avantarde kalacaktır. Oldukça ağır tempolu, virtüözitenin ön planda olduğu, vokalin Serpent'a eşlik eden bir başka enstrüman gibi kullanıldığı bir albüm. Bazı bünyelere ağır gelebilir. Kayıt bildiğiniz ise, bilindik MA Recordings kalitesinde; mükemmel!

Müzik 7/10Kayıt 10/10Hakan

Nick Cave – Dig Lazarus Dig!!! – Anti – 180 g LP + 45lik ve CD

Nick Cave’in Dig Lazarus’u bir önceki eseri Grinderman gibi bir “yan ürün” değil. 50 yaşına bastığında, bu 14. plağı için eski grubu Bad Seeds’i tekrar toplamış (kemancı Warren Ellis, klavyeci Conway Savage...) ve eski favori temalarına da aynen geri dönüş yapmış: seks, ölüm, din, mitoloji. Gerçi bu plak bir önceki olan Abattoir Blues/Lyre of Orpheus’tan daha eğlen-dirici (Nick Cave ile eğlenme mümkün olabildiğince tabii), daha “rock” bizi alıştır-dığından daha az “karanlık”. Hikayeleri ince bir hokus pokus ile incil’den kaldırıp (örneğin Lazarus) günümüz New York’unun en köhne yerlerinin tam ortasına, bırakıveriyor. Yeni bir şeyler var mı diye sorarsanız yok demek zorunda kalırım ama bu kez de icra o denli başarılı ki sıradan denile-bilecek parçalar bile (ki Nick Cave’in vasat parçaları günümüzün bazı yıldızlarının baş yapıtları olurlar) son derece keyifle dinlenebiliyor. Kayıtta fazla derinlik yoksa da özellikle baslar yerinde, ritm seksiyonu oturaklı, genelde de oldukça “dijital”den uzak ve abartısız.

Müzik 7/10Kayıt 7/10B.M.

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 19 www.stereomecmuasi.com

Page 20: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 20 www.stereomecmuasi.com

Page 21: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Bu Ay Neler Seyrettik1900 Efsanesi

Bu ay bu bölümü açmaya karar verdik. Ama elimize geçen her şeyi yazmamak konusunda kararlıyız. Ortalıkta zaten çok iyi film dergileri mevcut. Biz müzikle yolları kesişen ve genelde pek konuşulmayan filmlerden ve belgesellerden bahsetmeye çalışacağız. Aslında bu ay High Fidelty filmini yazacaktım ama bir müzik marketten aldığımız ucuz fiyatlı bir DVD'den bahsedeceğim sizlere. Fiyatı ucuz içeriği tam tersi olan bir film.

La leggenda del pianista sull'oceano bizdeki adıyla 1900 Efsanesi. Giuseppe Tornatore tarafından İtalyan yazar Alessandro Baricco'nun Novecento isimli eserinden filme uyarlanıp yönetilmiş. Baş rollerini, genelde yardımcı oyuncu olarak tanıdığımız Pruitt Taylor Vince ve filmseverlerin gönüllerinde taht kurmuş bir oyuncu olan Tim Roth üstlenmiş. Filmin müzikleri ve soundtrack albümü ise İtalyan besteci Ennio Morricone imzalı.

1998 yapımı filmi buraya taşıyan şey, filmin ilginç konusu ve her dakikasında filmin bir parçası haline gelmiş müzik. Filmi

alacakların keyiflerini çok kaçırmadan kısaca konusundan bahsetmeye çalışayım. Film, 1900'lerin başında transatlantik seferi yapan lüks bir gemide bırakılan bir bebeğin büyüdükçe müziğe olan ilgisini ve inanılmaz piyano çalma yeteneğini anlatıyor.

Tim Roth tarafından hayat verilen filmin ana karakteri -ismini özellikle filmin keyfini kaçırmamak için vermiyorum- ayağını karaya atmamış, büyütüldüğü gemiden asla ayrılmamış bir piyanist. Film, Pruitt Taylor Vince tarafından canlandırılan Max karakterinin gözünden geçmişe dönük flash-back'ler ile ilerliyor. Tim Roth, filmin ana karakterine inanılmaz şekilde can vermiş. Film teknolojik yönden büyük ihtimalle bütçesi yüzünden bazı göze batan eksikliklere sahip olsa da, konusu ve en önemli işlenişi ile bu hatalarını insana unutturuyor. Genel anlamda insanı ekran karşısına çiviliyor.

Bu arada filmde caz efsanesi Jelly Roll Morton ile filmin ana karakteri arasında geçen keyifli bir düello (aslında rag time diyebiliriz) sahnesine de yer verilmiş. Bu sahnenin gerçekte asla yaşanmadığının da altını çizmek gerekir.

Konusu, müzikleri, oyuncuların per-formansları ile gerçekten alınmayı zaten hak eden, ama müzik marketlerdeki indirimli fiyatı ile almak için bir saniye duraksanmaması gereken filmi şiddetle tavsiye ederim.

Hakan

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 21 www.stereomecmuasi.com

Page 22: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Müzik TarihindenBir Dâhi Çellist, Jacqueline Du Pré

Eskiden beri bir yorumcunun, bestecinin müziğini dinlerken önümde o kişiyle ilgili basılı materyal, kitap, resimler olmasına dikkat etmişimdir. Hele son senelerde internetin yaygınlaşmasıyla çok daha çeşitli bilgi, resim, yazı arşivlemek mümkün hale geldi. Bu şekilde müziğini dinlerken sanatçıyı daha yakından tanıdığıma ve daha fazla keyif aldığıma inanırım. Hele bu sanatçı trajik bir sonla karşılaşmışsa merakım daha da artar.

Jacqueline Du Pré de tam tamına bu tanıma uyan bir sanatçı. Aktif olarak sadece 12 sene (1961-1973) sahnede performans göstermesine rağmen gelmiş geçmiş en başarılı çellistler arasında yer alabilmiştir. Du Pré'nin müziğini her zaman biraz hüzünle dinlemişimdir. Bunda da tabii çok genç yaşta bu dünyadan göçmesinin rolü büyüktür.

Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce kendime şöyle güzel bir “Du Pré” playlisti hazırladım. Sonra da en ünlü yorumu olan 1965 kayıdı “E.Elgar Op. 85 in E Minor”ü dinleyerek yazmaya başladım.

Jacqueline Du Pré 1945 yılında Oxford–Ingiltere'de doğdu. “Du Pré” soyadı ise babasının ailesinin nesillerce yaşadığı Jersey adası kökenli. Annesi Iris Greep bir piyano öğretmeniydi. 4 yaşındayken radyoda duyduğu bir çello konserinden çok etkilendi ve 5 yaşındayken de ilk çellosuna kavuştu. 6 yaşında “London Cello School”da derslere başladı. 7 yaşında ilk konserini verdi. 10 yaşında “Suggia-Cello Prize” ödülünü

kazandı. 12-13 yaşlarında BBC konserlerinde çaldı. 1960 yılında meşhur “Guildhall School”u altın madalya alarak birincilikle bitirdi.

Jacqueline Du Pré'nn EMI için yaptığı tüm kayıtları içeren CD setinin kapağı. Şiddetle

tavsiye edilir.

Gördüğünüz gibi kariyeri jet hızıyla yükseliyordu. 1961'de ise bir hayranından bir Stradivarius çello hediye edildi. 1673 yapımı bu isimsiz Strad'a sonraki sahibi Lynn Harrell tarafından “Jacqueline Du Pré Strad” adı verilmiş. 1964'de ise yine bir gizemli hayranından meşhur “Davidov Strad”ı hediye edilmiş. Bu şu anda Yo-Yo Ma'nın çaldığı çello. Jacqueline 1964-1970 arasındaki kayıtların hepsini bu Strad ile yapmış.

Şimdi burada biraz duralım. Stradivarius'ların herbiri bugün milyonlarca dolar değerinde ve düşünün 16 yaşındaki bir kıza biri hediye ediliyor ve 3 sene sonra da bu çellolardan belki en değerlisi olan “Davidov Strad” (1712 yapımı) ikinci bir hediye olarak veriliyor.

Du Pré ailesi orta halli bir aile. Baba senelerce Lloyds Bank'ta memur olarak çalışmış, anne ise piyano öğretmeni. Peki bu iki aleti Jacqueline'e kim aldı? Bir yerde bu iki çelloyu da Jacqueline'e vaftiz annesi Ismena Holland'ın aldığı yazılıyordu. Çelişkili yazılar okuduğum için işin bu kısmı biraz karışık. Yorumsuz olarak ileteyim.

7.sayıda Stradivarius'lar üzerine yazımda

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 22 www.stereomecmuasi.com

Page 23: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

eksik olan bir bölüm vardı, bu vesileyle kısa bir ekleme yapayım. Zamanımızda Stradivarius'ların çoğunluğu büyük vakıflar, müzeler, şirketler, bankalar tarafından satın alınıyor ve genellikle sahiplerinin etnik, milli, dini kökenlerine uygun kriterdeki genç dâhilere “ödünç” veriliyor. Jacqueline'nin Strad'larının da bu şekilde ödünç verilmiş olduğunu tahmin ediyorum.

Zaten eski çağlardan beri sanatçılar krallar, aristokratların himayesiyle ve mali desteğiyle sanatlarını geliştirebilmişlerdir. Günlük endişelerden arınmamış birinin başyapıtlar yaratması zaten imkansız. Zamanımızda da kralların yerini büyük şirketler ve vakıflar aldığı için değişen fazla bir şey yok. Sistem aynı sistem.

Bu Strad'lar sanatçının aktif kariyeri bitince

(ya da anlaşma nasıl yapıldıysa) geri alınıp başka bir dâhi sanatçıya veriliyor, böylece bu aletler özel koleksiyonlarda tozlanmak yerine çalınıp, yaşaması sağlanıyor ve kulaklarımıza ziyafetler sunuyor.

Mesela yan tarafında Napoleon'un botunun izi olduğu rivayet edilen “Davidov Strad”ın şu andaki sahibinin Vuiton Vakfı olduğu ve aleti Yo-Yo Ma'ya ödünç verdiği yazılıyor. Yine “Jacqueline Du Pré Strad”ını şu anda çalanın ise Rus çellist Nina Kotova olduğu söyleniyor. Bu ödünç vermeler gizli yapıldığı için şartları haliyle pek bilinmiyor ama söylentiler bol. Aşağıdaki linke bilinen Strad'ların tarihçelerinin olduğu uzunca bir yazı ekledim. Merak edenler dosyayı buradan indirebilirler, detaylı bilgiler var.

http://beskurt.files.wordpress.com/2008/12/stradivari-enstrumanlari.pdf

Evet, Jacqueline'nin hayat hikayesine kaldığımız yerden devam edelim.

Jacqueline 1961'de Strad'ıyla Londra Wigmore Hall'da ilk önemli konserini verir ve bu konserde “E.Elgar'ın Op. 85 in E Minor”unu çalar. Aynı eseri 1965 yılında Sir John Barbirolli yönetimindeki London Symphony Orchestra eşliğinde çalar ve bu kayıt onu dünya çapında ünlü yapar.

Artık bütün kapılar ona ardına kadar açıktır. Dünyanın en ünlü konser salonlarında birbiri arkasından konserler verir. Kısa kariyeri süresince Berlin Philharmonic Orchestra, London Symphony, London Philharmonic, New Philharmonia Orchestra, BBC Symphony Orchestra, New York Philharmonic ve Los Angeles Philharmonic Orchestra gibi orkestralarla ve Sir Adrian Boult, Sir John Barbirolli, Zubin Mehta, ve Leonard Bernstein gibi ünlü şeflerle konserler verir.

Bu arada 1966 yılına kadar ünlü çellist Mstislav Rostropovich'den dersler almak üzere zaman zaman Moskova Konservatuarına gider.

1966 yılın Noel'inde piyanist ve şef Daniel Barenboim'la tanışır ve ertesi sene evlenirler.

1971'de Jacqueline'nin parmaklarında hissizleşme başlar ve giderek bütün vücuduna yayılır. Şubat 1973'te New York

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 23 www.stereomecmuasi.com

Page 24: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

Jacqueline Du Pré ve eşi Daniel Barenboim

Philharmonic'le birlikte vereceği dört konserin üçünü hastalığının belirginleşen semptomları nedeniyle çok zor gerçekleştirir ve iyi performans gösteremez, dördüncüsünü ise iptal etmek zorunda kalır. Bu üç konser, onun son konserleri olur.

Ekim 1973'te “multiple sclerosis” teşhisi kondu. Birkaç sene daha çello dersleri

verebildi ama sonra hastalığının ağırlaşması üzerine evine kapandı ve 19 Ekim 1987'de 42 yaşında hayata gözlerini kapadı. Jacqueline Du Pré'nin çok kısa ama bizlere ölümsüz eserler bıraktığı hayatı böylece sona erdi.

Ölümünden sonra ablası Hilary'nin yazdığı “A Genius

in the Family” kitabının 1998 yılında sinema

filmi çekildi. “Hilary and Jackie” adlı film Jacqueline'nin hazin hayatını, aralarındaki rekabeti, bağlılığı, ruh halini, ilk önce kendi gözünden ve sonra da kardeşinin gözünden anlatıyor. Filmin sonunda ise Jacqueline'in hayaleti küçükken ablasıyla oynadığı kumsalda durur ve ikisinin çocukluk hallerini ve oynamalarını seyreder. Başrollerini Emily Watson, Rachel Griffiths ve James Frain'in oynadığı filmde bilhassa Emily Watson'ın “Jacqueline”performansı mükemmel olmuş. Filmin yönetmenliğini de Anand Tucker yapmış.

Bizde sinemalarda oynadı mı bilemiyorum ama en son Mart ayında TV8'de gösterildi. Çok dokunaklı bir film, eğer seyrederseniz yanınıza bol miktarda mendil, hatta en iyisi çarşaf alın, lazım olacaktır. O gece film sonrası klasik müzikle hiç alâkaları olmayan misafirlerin “o parçayı çalsana” ısrarları üzerine Edward Elgar Op. 85'i birkaç kere üstüste çalmak zorunda kalmıştım.

Filmde ayrıca “Joseph Haydn, Johann Sebastian Bach, Johannes Brahms, César Franck, Matthias Georg Monn, Georg Friedrich Händel, Robert Schumann, Ludwig van Beethoven, and Antonín Dvořák” gibi bestecilerin eserleri de var.

Ölümünden sonra bir güle “Jacqueline Du Pré” adı verilmiş. Fildişi renkli, benekli ve 10cm çapındaki çiçeğiyle yaz boyu açıyor.

Umarım Jacqueline Du Pré'yi bir daha dinlediğinizde müziğine daha değişik bir gözle bakacak ve notalarında biraz hüzün duyacaksınız. EMI firması “Jacqueline Du Pré - Complete EMI Recordings” adlı 17 CD'lik bir set çıkardı. Tavsiye ederim, çok keyifli bir set olmuş.

Ben de yatmadan önce şu 1965 Elgar yorumunu bir daha çalayım bari, hüzünlendim vallahi.

S.B.http://beskurt.wordpress.com

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 24 www.stereomecmuasi.com

Page 25: Stereo Mecmuas Sayi 9 Muzik

müzik ekimize emeği geçen gönüllü ekibimiz...

gür, gökhan, hakancez ve tolga: web/dergi kodlama ve düzenleme b.m, hakancez, tolga, seçil ve yaşar: cd ve plak eleştirileri sinan beskurt: jacqueline du pré makalesi

ayrıca konuk olarak... asım uysal: cd ve plak eleştirileri kaleme aldı

destekleri ile müzik ekimizin sizlerle buluşmasını sağlayanlar... okan cezayirli/collectiff

bu arada şimdiden iyi yıllar :)

Stereo Mecmuası Sayı 9 Müzik 25 www.stereomecmuasi.com