Spor kulüplerinin kurumsallaşması ve etkileri
-
Upload
ozay-ozaydin -
Category
Education
-
view
587 -
download
2
Transcript of Spor kulüplerinin kurumsallaşması ve etkileri
SPOR NE DEMEK ?insanların ferdi veya toplu olarak fiziki, ruhi ve düşünme kabiliyetini kendine ve bir rakibine
karşı, önceden belirlenmiş bir düzen içinde başarı kazanmaya yönelik ve mücadele heyecanını
yaşamak için yaptığı beden hareketlerinin bütününe verilen genel isim. Futbol, hentbol,
voleybol, binicilik, kayak, avcılık, denizcilik, güreş, atletizm, basketbol gibi branşlar sporun
çeşitli kollarıdır.
Sporu zevk için yapanlara amatör sporcu, meslek haline getirip, bundan para kazananlara ise
profesyonel sporcu denir. Spor yönetmeliklerine göre amatör ve profesyonel sporcuların
gösterileri
ve faaliyetleri birbirinden ayrılmıştır
Spor aynı zamanda geniş ölçüde turizm sanayiini de destekleyen bir kaynaktır. Milletlerarası
müsabakalar, tarihi ve turistik yerlerin, sporcuların ve seyircilerin ziyareti aracılığıyla yurtdışında
tanıtılmasına sebep olmaktadır.
Tarihi: İnsanların çok eski zamanlardan beri gerek ferdi, gerekse toplu olarak sportif
faaliyetlerde bulunduğunu tarihi kaynaklar yazmaktadır. Vücut hareketleriyle ilgili sportif
faaliyetlere bütün medeniyetlerin beşiği olarak kabul edilen Orta asya ve Anadolu’nun coğrafi
bölümlerinde rastlamak mümkündür. Bu bölgelerde medeniyetlerin bir çoğu vücut
hareketliliğine önem vermektedir.
SPORDA AMATÖRLÜK VE PROFESYONELLİK
Uluslararası Olimpiyat Komitesince uygun görülen bazı gelirler, araç-gereç vb. , kamp ve müsabaka sırasında ikamet, beslenme, ulaşım spor malzemesi, tesislerden faydalanma, antrenman ve sağlık hizmetleri, geleneksel oyun ve yarışmalarda para ve mal şeklindeki ödüllerle sınırlı masraflar karşılığı alınan para ve mallar amatörlüğü engellememektedir . Amatör olarak yapılan spor branşlarındaki büyük gelişmeler, gerek sporcu sayısının artması, gerek bu branşlarda seyir zevkinin yaygınlaşması bir sosyal olay olan sporun temel niteliklerinden biri olan rekabet şartlarını arttırmıştır.
Spor branşının rekabet imkanlarının artışı ile yarışmaya, rekabete dayanan
faaliyetler yatay ve dikey olarak artmaktadır. Bir spor branşı toplumda
yaygınlaştıkça, sporu yapanlar arasında profesyonelleşme eğilimi-gizli de
olsa-artmaktadır. Sporun hemen her dalında ulaşılan teknik ve taktik
mükemmellik ile ortaya konulan şaşırtıcı performans düzeylerine erişebilmek
için artık sporcunun sadece yaptığı sporla ilgilenmesini zorunlu kılmaktadır.
Her gün yapılan uzun süreli antrenmanlar, bunun dışındaki zihinsel
hazırlıklar sporcunun başka bir işte çalışarak geçimini sağlamasını
zorlaştırmaktadır. Büyük organizasyonlarla izleyiciye sunulan spor
müsabakaları ancak belli bir kaliteyi içeriyorsa ilgi çekmektedir. Bunun için
de uzun süreli ve çok yönlü hazırlıklar gerekmektedir. Gelinen bu noktada
sporcunun sporu meslek olarak edinmiş duruma gelmesi çok normaldir. Yine
de amatör ya da profesyonel olmanın kriterleri toplumdan topluma
Eski olimpiyatların yarışmacıları özgür, yurttaş ve amatördüler. Bugünse, sporu bir yönüyle estetik, teknik ve fizik bir süreç, öteki yönüyle de sporcunun beden ve kişiliği üstünde yoğun etki ve istekleri olan bir meslek durumuna getiren gelişmelerin, yan ürünü olarak, dört ayrı amatörlük türüne gerçeklik verdiğini görüyoruz.
1- Spor araç-gereç yapımcılarıyla, yarış düzenleyicilerinden çeşitli biçimde para alanlar. Bu tür amatörlük özellikle uluslararası düzeyde çok sık görülmektedir. Değişik ürünlerin reklam filmlerinde rol alan sporcular da bu kategoride kabul edilebilir.
2- Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde, üstün sporculara verilen yüksek öğrenim bursları.
3- Resmi veya özel kuruluşların kulüplerinde yarışan sporcuların bu kurumlarda işçi veya memur kadrosunda gösterilerek maaş ödenmesi.
4- Sosyalist ülkelerde gelişen devlet amatörlüğü. Bu uygulamada, sporcular öğrencilikleri sırasında beden eğitimi ve spor uzmanlığı gibi ilgili dallara yöneltilmekte, böylece de aktif sporculuk yaşamları sana erdiğinde yetenek ve yetişkinliklerine uygun çalışma alanları bulabilmektedirler.
Günümüz koşullarında “profesyonellik” ve “amatörlük” arasındaki tek fark ödemenin yapılış şekli gibi görünmektedir. Ancak sağlıklı yaşam ya da rekreatif amaçlı spor dışında kalan performans sporunun da hiç bir ödeme almadan yapılması hiç mümkün görülmemektedir. Bu gerçekler içinde profesyonel sporcudan beklenen sadece kendi branşında ustaca davranışlar göstermesi değil, aynı zamanda yaşamının diğer boyutlarında da örnek davranışlar sergilemesi, sporu duyarlı, dürüst ve sorumluluk duyarak kitlelere sunabilmesidir.
SPOR KULÜBÜ NEDİR ?
Değişik dallarda özellikle gençlerin faaliyetleri için kurulmuş, ilgili devlet kurumuna kayıt ve tescilini yaptırmış olan ve Dernekler Kanunu'na göre yönetilen kuruluş.
SPOR KULÜBÜ NASIL KURULUR ?1- DERNEK TÜZÜĞÜ
Spor kulübü kurmak için önce 5253 sayılı Dernekler Yasası ve 31.03.2005 tarihli ve 25772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Dernekler Yönetmeliğine uygun olarak Spor Kulübü Derneğini kurmak gerekmektedir.
Dernek kurmak içinde en az 7 gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bir araya gelen bu kişilerin dernekleri ile ilgili bir tüzük hazırlamaları gerekir. Bu tüzükte aşağıda gösterilen hususların belirtilmesi zorunludur.
a- Derneğin adı ve merkezi,
b- Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı,
c- Derneğe üye olma ve üyelikten çıkmanın şart ve şekilleri,
d- Genel kurulun toplanma şekli ve zamanı,
e- Genel Kurulun görevleri, yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve şekilleri,
f- Yönetim ve Denetim Kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısı,
g- Derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı
Derneğin şubesi bulunacak ise şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile Dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceği,
h- Üyelerin ödeyecekleri giriş ve yıllık aidat miktarlarının belirlenme şekli,
i- Derneğin borçlanma usulleri,
j- Derneği iç denetim şekilleri,
k- Tüzüğün ne şekilde değiştirileceği,
l- Derneğin fesih halinde mal varlığının tasfiye şekli.
KURUMSAL ŞİRKET NEDİR ?
İlk başta en basit tanımı ile; kurumsal bir şirket, yapacağı veya yaptığı her işin, her hamlenin daha önceden belirlenmiş ilke ve kurallar dahilinde yapıldığı bir şirkettir. Bu tanımdan yola çıkarak, yöneticisi olan her şirket veya her firma kurumsal bir şirkettir yanılgısı ortaya çıkabilir. Bunu da şöyle özetleyebiliriz.
Kurumsal bir şirket içerisinde, yapılan her işin görevlisi, sorumlusu ve yetkilisi ayrıdır.
Kurumsallaşmış bir şirkette daha önceden belirlenmiş bir iş planı olup, tüm bu yapılan işler bir kontrol sürecinden geçer. Yapılan her işin teslim süresi, kimin tarafından yapılacağı, ödemenin ne zaman alınacağı/verileceği, gerekli belgelerin kimin tarafından ve ne zaman hazırlanacağı vs kontrol altındadır ve daha önceden planlanmış kriterler dahilinde ilerler.
Bunun yanında, ortaya çıkan her iş/iş gücü, mal, ürün vs ölçülebilir nitelikte olmalı ve kontrol edilebilir olmalıdır. Üretilen ürün, kesilen faturalar, çalışan sayısı, çalışma süresi, alım/satım miktarı gibi faktörlerin ölçülmesi, denetlenmesi ve aynı zamanda yönetilmesi gerekmektedir.
Bu durum çalışan her kişinin, ortağın, hisse sahibinin haklarını korur ve yapılan iş bu kontroller ve ölçümler neticesinde en düşük maliyete indirgenir. İşbirliği yapılan diğer şirketler de bu durumun bilincinde olarak, kurumsallaşmış şirketlerle daha rahat anlaşma yapabilmektedirler.
Sonuç olarak; her türlü sürecin kontrol edildiği, yönetildiği, ölçüldüğü ve her işin bir sorumlusu olduğu şirketler kurumsallaşmış şirketlerdir.
SPOR KULÜPLERİNDE KURUMSALLIKTürkiye'de her daim gündemin en üst sıralarında yer alan spor, son zamanlarda sadece dostluk ve rekabet içeren maçlarla değil, büyük bütçeler, milyon dolarlık transferler, hisse değerleri ve artan zararlarla da adından söz ettiriyor. Özellikle futbol son teknoloji ürünü statlar, yayın, sponsorluk, reklam ve ürün gelirleri ile büyük bir endüstri haline dönüştü. Bu durum beraberinde kulüpler adına kurumsallaşmayı da zorunlu kılıyor. Kurumsallaşmanın yolu da şeffaf ve hesap verebilir olmaktan, riskleri yönetmekten ve iç denetimden geçiyor.
Son 10-15 yılda başta futbol olmak üzere sporda küreselleşmenin etkilerinin yoğun olarak görüldüğü, yeni gelir kaynaklarının oluştuğu ve kulüplerin bütçelerinin devasa boyutlara ulaştığını görmekteyiz.
Bu durum kulüplerin karşı karşıya bulunduğu riskleri de artırdı. Bunun da etkisiyle kulüplerin borçları ve zararları yükseldi.
Böylesine büyük rakamların kurumsallaşmayı beraberinde getirmesi , bunun yolunun da şeffaf ve hesap verebilir olmaktan, riskleri yönetmekten ve iç denetimden geçtiğini, bu yapılabildiği takdirde kulüplerin kurumsal olarak daha güçlü olacağını, bunun da hem ülke hem de kulüp bazında daha büyük ve istikrarlı sportif başarılar kazanılmasına imkan sağlayacağını tahmin etmek zor değildir.
Günümüz futbolunda profesyonellik sadece çalıştırıcı ve futbolcularla yapılan mukaveleyle olmuyor.
Kurumsallaşma ve profesyonel yönetim anlayışı etrafında, kulüpler yapılanmadığı sürece, parası olan yöneticilerle kalıcı başarı elde etmek söz konusu değil. Taşıma suyla değirmen dönmüyor. Geçmişi nice başarılarla dolu olan, Ankaragücü, Altınordu, Bakırköy, Çanakkale Dardanel spor, Diyarbakırspor, Göztepe, İstanbul spor, Kocaelispor, Malatya spor, Sakarya spor, Siirt Jetpa, Yozgat spor veya Van spor örneklerini unutmamak gerekir.
Geçmişte, bu kulüplerde görev yapan yöneticiler zor bir süreçte görev alıp, zorlu bir süreci başarılı bir şekilde yönetip takımı şampiyon yaptılar. Ancak, kulüplerinin faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturamadılar, yani kurumsallaşamadılar.
Türkiye’deki kulüp yönetimlerinin başarılı olarak kabul edilmesinin tek koşulu takımlarının “şampiyon” olmasıdır. Bu, duyguda var olan, uygulamada gerçekleşmesi hiç te kolay olmayan istektir.
ÜLKEMIZDE ŞIRKETLEŞMIŞ KULÜPLERTüm dünyada oldugu gibi ülkemizde de sporun temel sorunu ekonomiye dayanmaktadır. Zira eskiden
oldugu gibi " Varlıklı Yoneticiler" in katkısıyla spor gibi artık uluslararası bir endüstriyi yürütmek
mümkün degildir.Çözüm kurumsallaş maktir. Kurumsallaşmanm yolu şirketleşme ve halka acılma ile
gercekleşebilir.
Futbol kulüpleri de faaliyetlerini devam ettirebilmek için mutlaka karlı teşebbuslere ihtiyaç
duyar.Günümüzde kulupler maç hasilatı reklam gelirleri, futbolcu satışı gibi klasik gelirlerin yanı sıra,
iş merkezleri, satış magazalan, isim haklarının çeşitli ürünler ile satılması gibi bir çok alanda kar ve
gelir elde etme çabalarına hiz vermişlerdir.
Futbol başta olmak. üzere her spor dalında büyülmenin temelinde yatan problem maliyet artışı
olmaktadır.. Çünku, daha iyi oyuncu daha pahalı oyuncudur. Çevre koşulları ve baskılar sonucu
başarılı olmak. üzere hareket eden kulüpler artan maliyetleri karşılamak. için büyümek zorundadırlar.
Ulkemizde ilk olarak 1989 yılında Malatyaspor, Malatyaspor A.S. adında bir şirket kurarak profesyonel futbol şubesini bu şirkete devretmiştir. Bunu takiben Anonim Sirket olarak kurulan kulüpler de vardır . Sıralaması şöyledir :
İstanbulspor, Türkiye'de profesyonel futbol faaliyetlerini şirket şekline dönüştürem ve devamlılık arz eden ilk spor kulübü olmuştur.
Kulup gücünü İStanbul Erkek Lisesinin temellerinden almaktadır fakat globalleşen futbol sektöründe bu derece küçük çaplı bir yardım kulübü ileriye taşımaya yetmemektedir.
KURUMSALLAŞMANIN TÜRK SPORUNA ETKILERI
Kulüplerin en büyük sorunu, en fazla üretimi futbolun gerçekletirmesine ragmen futbolun yanında 10-11
amator branşla birlikte finanse etmelerinden kaynaklanmaktadir. Bunun çözümü kulüplerin gelir kalemlerini
arttirmalarından geçmektedir. Ancak derekler yasasının bu konuda çok önleyici hükümleri bulunmaktadir.
Kulüplerin kendi tüzükleri de büyük bir engel teşkil etmektedir.
Kulüplerde mutlaka yapılması gereken en onemli yenilik ise mevcut muhafazakar yapının ortadan kaldırılıp,
modern bir kulüp seviyesine getirilmesi için oncelikli hedeflerini belirlemesidir. Şirketleşme tek başına bir
amaç olamaz, şirket kulüplerin yapabileceklerine yasal dayanak teşkil eden bir araç olabilir. Şirket kurarken
ilk sorulan soru, şirketin halka açılıp açılmayacağıdır. Hisselerin arz edilmesi, şirketin yapacagı yatırımlarla
veya zorunlu faaliyetin sonucunda kendiliginden olmasıdır . Bir şirket sadece halka açılmak için
kurulmamalıdır.
Günümüzde istanbulspor'dan sonra şirketleşen bütün kulüpler, istanbulspor'u ornek
almışlardır. istanbulspor, bu atılım ile Turk futboluna büyük katkıda bulunmuştur. Şirket
aracılığı ile gelir kalemlerini artırmak mümkündür ancak dernek olan kulülplerin gelir
kalemleri kısıtlıdır. Bu tür kulüpler, ticari faaliyetlerde bulunamazlar. Günümüzde rekabet
şartlan içersinde TV gelirlerinin senelik 450 milyon dolara eriştigi, kulüp bütçelerinin
trilyonlarla telaffuz edildigi spor ortamında dernek statüsü içinde hedeflere ulaşmak imkansızdır. Boylece,
tek çözüm kurumsallaşmaktır .
Futbolun ürettigi kar yeniden futbola yatırıma dönüştürülmelidir. Bugün oldugu gibi tek bir branş 10-11
branşı finanse etmemelidir. TFF statüsüne gore gelirlerinin %25'inden fazlasınaa temlik konulamaz. Ancak,
Türkiye'deki uygulamaya baktığımız zaman kulüplerin düzenli gelirleri olmadığı için kulüpler kişilerin şahsi
maddi destekleri ile yaşamaktadir.
Ticari faaliyetlerde bulunamadıkları için gelir kalemleri kisıtlı olmakta, gider kalemlerini de rasyonel
kullanamadıkları takdirde borçlanma kaçınılmazdır. Amator sporların sorunu sponsorlukla
çözümlenebilirse o zaman futboldaki gelir gider dengesi çok daha rahatlayacaktır..
YURT DIŞINDA KURUMSAL KULÜP ÖRNEKLERI
ingiltere'de 1991'den sonra Manchester United, Arsenal, Celtic, Ajax , Tottenham Hotspurs gibi kulüpler şirketleşen futbol kulüpleri konusunda öncülük etmişlerdir.
italya'da 7 futbol kulübünün (AC Milan, Lazio, inter, Torino, Juventus, Fiorentina, Bologna) halka açılması gündemdedir. İspanya ve ingiltere'de takimların televizyon ve halka arzlar ile gelirlerini artırmalan diger ülkelerdeki futbol kulüplerinde şirketlemeye ve halka açılmaya ozendirmektedir.
Ajax ve Porto alt yapıya agırlık verip yetiştirdigi futbolcuları satarak butçesini ayakta tutarken Manchester
United merchandising (ürünleştirme gelirleri) ve stat gelirleri, TV yayın hakkı , isim hakkı gibi gelir
kalemleriyle finansman açısından büyük bir gelire ulaşmış durumdadır.
Örneğin yayın gelirlerinde ingiltere son anlaşma ile 5.1 milyar dolarlık yayın hakları anlaşması yapmıştır.
Premier Lig’de naklen yayın gelirleri Premier Plc.’nin düzenlediği ve yönettiği havuz modeline göre Premier Lig
ekiplerine 50:25:25 kuralına göre dağıtılıyor.
Ne demek 50:25:25 kuralı?
Bu kurala göre Federasyon oluşan toplam naklen yayın gelirlerinin başlangıçta yüzde ellisini tüm kulüplere
eşit olarak dağıtıyor. Kalan yüzde ellinin yarısı ise, yani toplamın yüzde yirmi beşi sportif performansa göre
kulüpler arasında pay ediliyor. Yani kulüplerin sezon sonundaki bulundukları lig sırası, kimin ne kadar
alacağını belirliyor. Son yüzde yirmi beşlik dilim ise kulüplerin popülaritelerine bağlı olarak, haftalık
yayınlanan naklen maç sayılarına göre kulüplere dağıtılıyor.
İngiliz Premier Ligi’nin naklen yayıncı kurumu Sky, yaklaşık 20 yıldır Premier lig maçlarını yayınlıyor. Sezon başına göre yayınladığı toplam maç sayısı 116’ya ulaşan Sky , 2013-14 sezonundan başlamak üzere üç sezon için Premier Plc.’ye 2.3 milyar Sterlin (yaklaşık 2.8 Milyar Euro) ödeyecek. Ödenecek bu tutar yıllık bazda İngiliz Premier Lig gelirlerinin yaklaşık %35’ini oluşturuyor.
2014 Football Money League raporuna göre, Avrupa Futbol
Para Ligi’ne giren İngiliz kulüplerinden örnek kurumsal anlayış
gösteren Manchester United’ın 132.2 milyon Euro’ya ulaşan
naklen yayın gelirleri toplam gelirinin %36’sını oluşturuyor. Bu
oran, Arsenal’da %39, Chelsea’de %45, Liverpool’da %36,
Kurumsal anlayışta para kazanmanın artık dibine vurmuş olan bazı kulupler sadece forma
reklamları için aldığı ücretler bir çok dernek şeklinde kurumsal kimliği olmayan kulubun yıllık
toplam cirosundan bile fazladır.
Örnegin ;
- Real Madrid takımı forma sponsoru Adidas'tan yıllık 38,2 milyon Euro, göğüs reklamı aldığı Fly
Emirates yıllık 28,6 milyon Euro alıyor. Takımın toplam yıllık sponsor geliri 66,8 milyon Euro.
- Barcelona takımı forma sponsoru Nike'dan yıllık 32,2 milyon Euro, göğüs reklamı aldığı Qatar
Airways'tan yıllık 35,8 milyon Euro alıyor. Takımın toplam yıllık sponsor geliri 68 milyon Euro.
-Manchester City forma sponsoru Nike'tan yıllık 14,3 milyon Euro, göğüs reklamı aldığı Etihad
Airways'tan yıllık 47,8 milyon Euro kazanıyor. Takımın toplam yıllık sponsor geliri 62,1milyon