Sosyalist İşçi 341

12
Kapitalist kriz heryerde sayfa: 6 - 7 Marksizmin güncelliði sayfa: 9 Krize tepki büyüyor sayfa: 4 sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 341 21 Kasým 2008 1 YTL ÝÞSÝZLÝÐE YOKSULLUÐA ZAMLARA DURDE 1. Resmi enflasyon rakamýn- dan daha aþaðý ücret artýþýna hayýr. 2. Büyük þirketler ve bankalar vergilendirilsin. 3. Sendikal hak- lar geniþletilsin. Tüm çalýþanlara koþulsuz sendikalaþma, grev ve toplu sözleþme hakký. 3. Tüm özelleþtirmeler durdurulsun. Herkes için parasýz saðlýk ve eðitim. 4. Þirketler deðil gezegen kurtarýl- malý. Gezegenin sonunu getiren enerji deðil güneþ ve rüzgar enerjisi. 5. Kürt sorununun çözümü için barýþçý adýmlar atýlma- lýdýr. Ana dilde eðitim hakký. 6. Irak ve Afganistan'ýn iþga- line son. Türk ordusu Kýbrýs ve Lübnan'dan çekilsin. 7. Irkçýlýða, ýrkçý yasalara ve mil- liyetçiliðe hayýr. 8. Asgari ücret ayda 1.000 YTL olmalý. 9. Öðrencilere bütün kamu hizmetlerinde indirim. 10. Ýþten çýkar- malara, mecburi ücretsiz izinlere son. 29 Kasým’da Ankara’ya , KESK ve DÝSK’in yanýna! BAKkortejine Krize karþý 10 talep

description

Sosyalist İşçi 341

Transcript of Sosyalist İşçi 341

Page 1: Sosyalist İşçi 341

KKaappiittaalliissttkkrriizzhheerryyeerrddee

sayfa: 6-77

MMaarrkkssiizzmmiinnggüünncceelllliiððii

sayfa: 9

KKrriizzee tteeppkkiibbüüyyüüyyoorr

sayfa: 4

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 334411 2211 KKaassýýmm 22000088 11 YYTTLL

ÝÞSÝZLÝÐEYOKSULLUÐAZAMLARA

DURDE1. Resmi enflasyon rakamýn-

dan daha aþaðý ücret artýþýnahayýr.

2. Büyük þirketler vebankalar vergilendirilsin.

3. Sendikal hak-lar geniþletilsin.Tüm çalýþanlarakoþulsuzsendikalaþma,grev ve toplusözleþme hakký.

3. Tümözelleþtirmelerdurdurulsun.Herkes içinparasýz saðlýk veeðitim.

4. Þirketler deðilgezegen kurtarýl-malý. Gezegeninsonunu getirenenerji deðil

güneþ ve rüzgar enerjisi.5. Kürt sorununun çözümü

için barýþçý adýmlar atýlma-lýdýr. Ana dilde eðitim hakký.

6. Irak ve Afganistan'ýn iþga-line son. Türkordusu Kýbrýs veLübnan'dançekilsin.

7. Irkçýlýða, ýrkçýyasalara ve mil-liyetçiliðe hayýr.

8. Asgari ücretayda 1.000 YTLolmalý.

9. Öðrencilerebütün kamuhizmetlerindeindirim.

10. Ýþten çýkar-malara, mecburiücretsiz izinlere

son.

29 Kasým’da Ankara’ya, KESK ve DÝSK’in yanýna! BAK kortejine

Krizekarþý10talep

Page 2: Sosyalist İşçi 341

2 sosyalist iþçi sayý: 341

Baþbakan TÜSÝAD’a müjdeyiverdi, IMF ile yapýsal uyumanlaþmasýna az kaldýðýný imaetti:

“Þu ana kadar tabi ülkemizdekiIMF temsilcisi arkadaþlarlaarkadaþlarýmýzýn görüþmelerioluyor. Þimdi burada gerekbakaným, gerekse ben, bildiðinizgibi dün Sayýn IMF Baþkaný ilegörüþmelerimiz oldu, bugünyine görüþmelerimiz oldu.Dünya Bankasý Baþkaný ile aynýþekilde görüþmelerimiz oldu.Burada bütün hedef karþýlýklýolarak dayanýþma içinde birçözüm yolunu bulmaktý, yaniçözüme en çok yaklaþtýðýmýznoktadayýz diyebilirim. IMF’deburada bu anlayýþýný bizegösterecektir.”

Baþbakan TÜSÝAD’la görüþü-yor. Diðer iþveren örgütleriylegörüþüyor. IMF ile de sýk sýk

görüþüyor. Görmediði bir tek yervar: çalýþanlar, sendikalar.

Baþbakan IMF’den anlayýþ bek-liyor, ama emeðini satarakyaþayanlara hiç de anlayýþgöstermiyor.

TÜSÝAD, IMF ile anlaþamyýistiyor. Çünkü IMF anlaþmayaparsa Türkiye ekonomisihakkýnda olumlu sinyaller veri-lecek. Bu da Türk kapitalist-lerinin dýþardan kredi bulmasýnýkolaylaþtýracak.

Türkiye IMF’ye en borçlu 2.ülke. Birinci sýrada ekonomisiIMF tarafýndan yerle bir edilenve fakirliðiyle tnýnan Meksikaduruyor.

Yapýsal uyum anlaþmalarý sýkýþartlar içeriyor. Tüm ekonomikkararlarýn, bütçelerin, harca-malarýn IMF’nýn belirlediði þart-larda geliþmesini öngörüyor.Parayý veriyor. IMF’den alýnan

kredi yine patronlara aktarýlýyor.Ana parasý olduðu yerdedururken çalýþanlarýn ödediðivergilerle IMF’ye borç faiziödeniyor.

Dünyada bir çok IMF ile yol-

larýný ayýrdý. Ancak hükümet buyoldan bir türlü ayrýlmýyor.

IMF ile yapýlacak anlaþmaçalýþanlarýn aleyhinedir. IMF veDünya Bankasý’yla yeni biranlaþma yapýlmamalýdýr.

Hükümet kamu çalýþanlarýna veasgari ücretliye yüzde 4 zamyaptý. Ancak zamlarla daha daartan fiyatlar halký fakirleþtiriyor.

“2007 için yüzde 4 olarak belir-lenen tüketici enflasyonu, yýlsonunda yüzde 8,7 olarak gerçek-leþti.

Bu fiyaskodan sonra 2008 içinbelirlenen yine yüzde 4’lükenflasyon hedefi revize edildi veiki haneli enflasyon kesinleþti.Özellikle kurun artýþý, enflasyon-

da artýþ eðilimleri besleyeceknitelikte.

Ancak resmi enflasyon hedefinegöre ayarlanan ücret ve maaþlar,bu durumda reel olarak geriledi.Ücretlilerin alým gücü düþecek,yoksullaþacaklar.”

Hükümetin çalýþanlara enflas-yonun altýnda zam yapmasýkabul edilemez. Milyonlarcainsanýn açlýða itilmesi kabuledilemez. Zamlar gerialýnmalýdýr.

“Tarým dýþýnda resmen yüzde12, gerçekte yüzde 20 olan iþsi-zliðin daha ileri boyutlara çýkýphiperleþmesi çok mümkün.Tarýmdaki çözülme devam ede-cek. 2009’da tahmin edilen yüzde3 büyüme gerçekleþse bile yeniistihdam bir yana, mevcut istih-damda bile düþüþleri gündemetaþýyabilecek.”

Öye yandan Türkiye ÝstatistikKurumu’nun resmi istatistik-lerinin gerçek rakamýn çok

üstünde olduðu bir çok iktisatçýtarafýndan söyleniyor.

Ancak hükümet patronlaravergi affý için hazýlansa da vergi-lerimizden oluþan kaynaklarýyeni iþ imkanlarý yaratmak içinkullanmýyor.

Milyonlarca insaný özel sek-törün insafýna býrakýyor.

Kriz koþullarýnda iþten çýkar-malar yasaklanmalýdýr. Hükümetkamu yatýrýmlarý yapmalý veyeni iþyeleri açmalýdýr.

“2000 sonrasý bölüþümkötüleþti. Gelire göre GSMH seri-leri, tarýma giden gelirin 2000’deyüzde 14,4 iken 2006’da yüzde9,5’e gerilediðini ortaya koyuyor.Bu, köylülükteki hýzlý çözül-menin bir baþka göstergesi. Aynýseri, kamu çalýþanlarýnýn gelirpastasýndan aldýklarý payýn da 5yýlda 1 puan kadar azaldýðýný,özel sektörde artan ücretli sayýsý-na raðmen , bu kesimin payýnýnartmadýðýný ve 2000’dekidüzeyde kaldýðýný ortaya koyuy-or. Ayný kaynaða göre, kar-rant-

faiz gelirlerinden oluþan tarýmdýþý kesim sermaye gelirleri2000’de yüzde 49 iken 2006 yýlýn-da yüzde 56’ya ulaþarakdengeyi iyice kendi lehine çevir-miþ bulunuyor. Krizde, bubölüþüm dengelerinin çalýþanlaraleyhine bozulmasý çokmuhtemel. “

Grafik ve verileri KESK içinhazýrlayan Mustafa Sönmez’inaraþtýrmasý AKP’nin kendisineoy verenleri, çalýþanlarý, fakirlerideðil zenginleri dinlediðini gös-teriyor.

Akbank 1724 çalýþanýiþten çýkardý

Türkiye'nin dev bankasý,geçtiðimiz hafta bin 724çalýþaný iþten çýkardý.

Hem holdingler hem deKOBÝ'lerde iþten çýkarmalarbaþlarken, "en saðlam sektör"olarak görülen bankalarda dahareketlilik baþladý. Ýlk iþtençýkarma yýllardýr kar rekorlarýkýran Akbank'tan geldi.

14 Kasým akþamý iþtençýkarýlan 1724 banka çalýþanýve aileleri zor durumda. Çalýþ-maya devam edenlerse “bizimbaþýmýza ne zaman gelecek”diye bekliyor. herhangi biraçýklama yapmayan bankayönetiminin önümüzdeki gün-lerde daha fazla çalýþaný iþtençýkarabileceði belirtiliyor.

Akbank Türkiye'nin enbüyük 2. bankasý. AkbankGenel Müdürü Zafer Kurtulyýl ortasýnda "Akbank`ýn yýlýnilk yarýsýndaki net karýnýn 1milyar 215 milyon YTL olarakgerçekleþtiðini, 2008 sonundapersonel adedinin 1.400 kiþiartacaðýný" demiþti.

Akbank Yönetim KuruluBaþkaný Suzan Sabancý Dinçerde, "Türkiye'nin bugün güve-nilir ve istikrarlý bir iþ ortamý-na sahip olduðunu düþün-mekteyim. Biz iþ dünyasýolarak toplumun geleceði içinen önemli katkýyý yapacakyeni giriþimlerde bulunmakve þirketleri iyi yönetmek gibibir gücü elimizde bulun-duruyoruz. Bundan sonragideceðimiz yolda yapýlmasýgereken ne varsa, sorumlu-luðun büyüðünün iþ dünyasý-na ait olduðunu düþünüyo-rum. Çünkü bugün geldiðimiznoktada dünyayý yaþanacakkötü bir yere dönüþtürmek deiyi bir yere dönüþtürmek depolitikacýlar kadar þirketlerin,yani bizlerin elinde olacaktýr"diye konuþmuþtu.

Bu sözlere raðmen 1724banka çalýþaný bir gecede kapýdýþarý edildi. Ýþten çýkarýlanlararasýnda 4 ayýný yeni tamam-lamýþlar olduðu gibi emeklil-iðine yaklaþmýþ çalýþanlar davar.

Ýþten çýkarýlan bir bankaçalýþaný (Ö.G.) þu açýklamayýyaptý: “Cuma günü þubelermesai bitiminden erken kap-atýldý. Þubede bir tek iþtençýkarýlacak olanlarýn kalmasýistendi, diðer çalýþanlarýngitmesi istendi. Ve kalan per-sonelin iþine son verildiðibildirildi. Bize yenibir yapýlan-maya gidildiði söylendi."

Akbank'ýn Genel Müdürlükdüzeyinde yüzde 10, þubelerdüzeyinde ise yüzde 13'lük birküçülmeye gideceði söyleni-yor.

Akbank Genel MüdürYardýmcýsý Hayri Çulhacýise"Konuyla ilgili olarak sizebilgi veremem. Ýþten çýkar-malarý doðru ya da deðil diyebir þey söyleyemem" dedi.

Akbank'ýn ilk 9 aylýk karý 1.5milyar YTL olarak açýklan-mýþtý. Bankanýn Eylül sonuitibari ile 15 bin 789 çalýþanývardý.

Hayat pahalýlýðý artýyor, her þey zamlanýyor

Ýþsizlerin sayýsý artýyor

Gelir uçurumu büyüyor

Hükümet 70 milyona sýrtýný döndü, TÜSÝAD’ý dinliyor

IMF ‘yle anlaþmayýn

Page 3: Sosyalist İşçi 341

sayý: 341 sosyalist iþçi 3

Geçtiðimiz hafta, SHP GenelBaþkaný Murat Karayalçýn CHPGenel Baþkaný Deniz Baykal'labir görüþme gerçekleþtirdi.Görüþmeden sonra yapýlanortak basýn açýklamasýnda,Karayalçýn'ýn önümüzdeki yerelseçimlerde CHP'den AnkaraBüyükþehir Belediye Baþkanadayý olacaðý ilan edildi.

Bu adaylýk, iþçi sýnýfý ve yok-sullarda deðilse bile solda birheyecan yarattý. Ankara'dabaþlayan bu eðilimin bir çokþehirde yaygýnlaþacaðý ve soladaylarýn CHP'den belediyebaþkaný olmak için sýraya gire-ceði çok açýk.

CCHHPP nneeddiirr??AKP'yi devlet partisi olmakla

suçlayanlarýn, CHP'den adayolmalarý, CHP adaylarýný soladýna destekleyeceklerini açýkla-malarý tek kelimeyle tutarsýzlýk-týr. Bugün Türkiye siyaset sah-nesinde en önemli "devlet par-tisi" CHP'dir.

CHP köhne bir statüko parti-sidir. 1970'lerin sonundan1990'larýn sonuna kadar iþçisýnýfýnýn azýmsanamayacakkadar geniþ kesimlerinindesteðini alan, demokrasi veinsan haklarýný savunan sosyaldemokrat bir parti olma özel-liðini yitireli çok olmuþtur.

CHP, Kürt halkýnýn tümdemokratik taleplerine arkasýnýdönen bir partidir. Kürt soru-nunda daha fazla, daha fazlaaskeri müdahale savunuyor.Abdullah Öcalan'ýn Ýmralý'damaruz kaldýðý baskýlardan sonraKürt illerinde geliþenhareketlere karþý AKP'yiyumuþak davranmaklasuçlayan, 1 Mayýs'ta Ýstanbul'-dakine benzer bir devletterörünün uygulanmasýçaðrýsýný yapan CHP, Kürt düþ-manlýðýnda bayraðý kimseyekaptýrmýyor.

Veli Küçük ve Hurþit Tolongibi isimlerin tutuklandýðýErgenekon davasý sürecindeCHP Genel Baþkaný DenizBaykal, Ergenekon'un avukatýolduðunu ilan etti. Bu açýklama,CHP'nin darbe giriþimindebulunan bir çeteyi savunmayabaþladýðýný kanýtlar. Yerelseçimlerde bir yandan CHP'ninadayý olarak oy çaðrýsýyaparken bir yandan çetelerekarþý mücadele nasýl savunula-bilir?

CHP, AKP ile mücadelesindesiyasal alanda geride kaldýðý herseferinde zinde güçlerdenmedet umdu. Anayasa deðiþik-liði önerisine karþý, "Bu iþinsonunun idam sehpasý" olduðu-na kadar varacak türden kanlýaçýklamalar yaptý.

2007'de Cumhurbaþkanlýðýseçimlerinde yaþanan krize birmüdahale olarak geliþen 28Nisan Ordu muhtýrasýný açýkçadestekledi.

Muhtýradan önce örgütlenenýrkçý, milliyetçi, azýnlýk düþmanýve darbe çaðrýsý yapan ilk

cumhuriyet mitinglerine katýldý.Bu mitinglerin örgütleyicisi olanCHP, miting kürsülerindenyapýlan ve azýnlýklarý hedefgösteren konuþmalarda da paysahibiydi.

Kanaltürk'ün o zamanki sahibiTuncay Özkan, bugünlerdeErgenekon davasýndan tutuklu.CHP, Kanaltürk'e kendikasasýndan büyük miktarlardapara yardýmýnda bulundu.Tuncay Özkan, hem cumhuriyetmitinglerinde hem de tv konuþ-malarýnda açýk açýk darbeyetoplumsal bir temel yaratmakiçin çalýþtý.

2004 yýlýndan baþlayarakKýbrýs sorununda, bayrak yarýþ-malarýnda, Kürt sorununda,301. madde etrafýnda yaþananýrkçýlýk tartýþmalarýnda CHPdaima milliyetçi bir yaklaþýmsergiledi. 301. madde tartýþ-malarýnda ise açýk bir biçimdeazýnlýklarý hedef alan politik biryaklaþýmla, Hrant Dink'iöldüren kirli politik atmosferingeliþmesine katkýda bulundu.CHP'den aday olacaklarýn veCHP'ye oy çaðrýsý yapacaklarýndüþünmesi gereken sorunlarýnen baþýnda CHP'nin milliyetçil-iði geliyor.

CCHHPP''nniinn ttaabbaannýýCHP'nin tabaný kuþkusuz dar-

becilerden, Ergenekonculardanve statükoculardan oluþmuyor.Hala, önemli bir iþçi ve yoksulkesim, CHP'yi sosyal adalet veeþitlik partisi olarak görüyor. Butaban açýsýndan yaþanan olum-suz geliþme, sosyal adaletsizliðekarþý mücadeleyi, CHP merkezipolitikalarý sonucunda,Genelkurmay ve milliyetçilikekseninde algýlamaya baþlamasýve bu politikalar etrafýndakümelenmesi oldu.

CHP yeni liberal politikalarakarþý ses çýkarmýyor. Her türlügeliþmede, toplumun laik/þeri-

atçý biçiminde bölünmesineyönelik politik tutumuyla, yok-sulluða karþý öfkeyi yapay birbölünme etrafýnda yaratýlankutuplaþmada eritiyor. CHP'yeoy veren yoksullar baþörtüsütakan yoksullarý þeriatçý karþýdevrimciler olarak, "HepimizErmeniyiz!" sloganýný haykýran-larý ise hain olarak görme eðili-mini güçlü bir biçimde sergiliy-or.

Sosyalistler bu yüzden CHPtabanýný düþman ve darbeci ilanetmemeliler. Ama bununkarþýlýðý, bu CHP liderliði ileseçim ittifaký yapmak çeþitliþehir ve ilçelerde CHP'denbelediye baþkan adayý olmak veCHP'nin arkasýna dizilmek

deðildir. CHP tabanýnda barýþ ve adalet

özlemine sahip olanlara, eþitlikiçin mücadele etmek ve yeni lib-eral politikalara karþý çýkmakisteyenlere, yeni bir sol seçeneksunmak zorundayýz. KemalDerviþ, mucizevi bir sosyaldemokrat olarak geldi ve bugünAKP'nin de devam ettirdiðiyeni liberal politikalarýn mimarýoldu. Ýþte CHP budur.

Statükocu, darbeci, azýnlýkdüþmaný, Kürt hareketine düþ-man, militarist, yeni liberal poli-tikalarýn savunucusu, askeriharekat yandaþý ve özgürlük-lerin karþýsýnda bir güç.

ÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ

Yerel seçimler yaklaþtýkça, özel-likle Ankara'da "Melih Gökçek'tenkurtulmak" bir deyim haline geldi.Sorun Gökçek'ten kurtulmak olun-ca da akan sular duruyor. Türkiyegenelinde ise sorun, "AKP'den kur-tulmak" olarak tarif ediliyor.

Bu yaklaþýmýn en önemli örneði,Ýstanbul baðýmsýz milletvekili UfukUras'ýn yaptýðý açýklamada görülüy-or. Ufuk Uras, yerel seçimlerdeMurat Karayalçýn'ýn Ankara'daCHP'den aday olmasýný þu sözlerledeðerlendiriyor:

"Genel olarak solun tek aday ileyola çýkmasý gerektiðini düþünüy-oruz… Bizim arzumuz solun AKP'yekarþý tek aday ile vatandaþýn önüneçýkmasýdýr. CHP'nin önseçim ya dakanaat önderlerinin tavsiyesi ileadaylarýný belirlemesi durumundabu daha da kolay olur. AKP'ye karþýTürkiye'nin her yerinde birliktehareket etmemiz gerekiyor.Ankara'nýn Melih Gökçek'ten kur-tulmasý için tabi ki Murat

Karayalçýn'ý destekleyeceðiz.Benzer durum Ýstanbul için degeçerlidir."

Sorun Melih Gökçek ya daAKP'den kurtulmak diye konulursa,bu yaklaþým doðru kabul edilebilir.Bu ittifak o kadar geniþleyebilir ki,darbeciler, milliyetçiler, yeni liberalpolitikalara karþý olanlar,baþörtüsüne düþman olanlar, laik-ler, Kemalistler, Kürtler, kirlisavaþa karþý olanlar.

Liste uzatýlabilir. Ergenekon çete-sine karþý olanlar da Ergenekon'unavukatý olanlar da AKP'ye karþýseçim ittifaký oluþturabilirler. Bu,görülmemiþ ölçüde yeni türden birmilli cephe ittifaký olarak tarihegeçebilir.

Sorun ise tam da yerel seçimkampanyasýnda hedefi AKP'denkurtulmak olarak belirleyip belire-memekte. Sorun Melih Gökçek'tenkurtulmak deðil, sorun, seçim kam-panyasýnda bir yandan AKP'ninyeni liberal politikalarýný,

demokratik alanda hayata geçirdiðianti demokratik uygulamalarý biryandan da darbeci, ErgenekoncuCHP'nin özgürlüklere düþman poli-tikalarýný teþhir edebilmekte, yenibir sol seçeneði hayata geçire-bilmekte.

Ufuk Uras ne yazýk ki sonucundamilletvekili olduðu seçim kampa-nyasýnýn dinamiklerini görmezdengeliyor. Ufuk Uras seçim kampa-nyasý AKP ve CHP, darbe ve þeriatsýkýþmýþlýðýnýn tam ortasýndageliþti ve baþarý kazandý. Kuþkusuzmilletvekili seçimleriyle yerelseçimler bir ve ayný þey deðil. Birmilletvekili seçtirmek için yapýlankampanyayla binlerce belediyeyönetimi için yapýlan seçimler deayný þey deðil. Yine de her ikiseçimin niteliði arasýndaki fark,politik olarak, baðýmsýz sol adaykampanyasýyla CHP adayý kampa-nyasý arasýndaki gibi bir farka yolaçamaz.

Ufuk Uras seçim kampanyasýnda

ileri sürülen tüm talepler, keskinbir biçimde atýlan tüm sloganlar,yeniyi temsil eden tüm kampanyaözellikleri, 2009 yerel seçim kam-panyasýnda da aynensürdürülebilir.

Tersi, bu toplumda son birkaçyýldýr yaþanan, solda ise toplumdayaþandýðýndan daha derin birbiçimde yaþanan bölünme yokmuþgibi, böyle bir bölünme yaþan-mamýþ gibi bir politik tutum almakanlamýna gelir. Bazý bireyler, CHPile ittifak yaparak belediye baþkanýolabilirler? Murat Karayalçýn CHPadayý olarak Melih Gökçek'iyerinden edebilir.

Sol adýna, yeni bir sol adýna,özgürlükler adýna, emekçiler adýna,darbe karþýtlýðý adýna, Ergenekonçetesine mücadele için elimize negeçecek? Ankara BüyükþehirBelediye Baþkaný Karayalçýn,Kýrþehir Belediye Baþkaný YýldýrýmKaya.

Karayalçýn’ýn adaylýðý ve Melih Gökçek'ten kurtulmak

"AKP'yi istemiyoruz"diyenler

CHP ile yerel seçim ittifakýný savu-nan sol, tek bir sloganda anlaþýyor:"AKP'yi istemiyoruz." Sorun AKP'ninistenmemesi olarak konulunca, esashedef bu olunca, CHP ile ittifakkaçýnýlmaz oluyor.

"AKP'yi istemiyoruz" sloganý,yetersiz, eksik ve Hrant Dink'inöldürülmesinden beri sol içindeyaþanan bölünmenin üstünü örtenbir slogandýr. BU slogan, milliyetçi-likle, darbecilerle, Kemalistlerle, yeniliberal politikalarý savunanlarla,özgürlük düþmanlarýyla arasýnahiçbir ayrým koymuyor. Cumhuriyetmitingini düzenleyenlerle,Ergenekoncularla bu sloganýn yarat-týðý belirsizlik nedeniyle hiçbir ayrýmkonulamaz.

"AKP'yi istemiyoruz." Peki ya CHP?MHP? ANAP, DSP, BBP? Peki ya kap-italizm? "AKP'yi istemiyoruz", laik-þeriatçý bölünmesinden türeyen,kapitalizmi gölgeleyen bir perspektifsunar.Sosyalistler, bu kadar yanlýþve kýsýtlý bir sloganla hareket edeme-zler. Ýþçi hareketi bu sloganla birliði-ni saðlayamaz. Biz kapitalizmiistemiyoruz. Biz özgürlükler alanýnýngeniþlemesini istiyoruz. Biz,özelleþtirmelere, yeni liberal poli-tikalara, sendikasýzlaþtýrmalara,iþten çýkartmalara, Kürt sorunundaizlenen þahin politikalara, TÜSÝAD'ýnekonomik ve siyasi programýna,darbe giriþimlerine, faþist partilere,Ergenekon çetesine, laik þeriatçýbölünmesine karþýyýz. Bu yüzdenanti kapitalist bir mücadele ve kam-panya birliðini savunuyoruz. Bu yüz-den seçimlerde aþaðýdan geliþenhareket ve kampanyalarýn birliðinisaðlamak için, seçim kampanyalarýn-da yeni bir solun örgütlenmesininadýmlarýný biraz daha güçlü atýlmasýiçin yerel seçimlerde birleþik, baðým-sýz sol kampanya yapýlmasýndanyanayýz..

Sosyalistt Ýþçi

YYEERREELL SSEEÇÇÝÝMMLLEERR VVEE SSOOLL

CHP kimi temsil ediyor?

Page 4: Sosyalist İşçi 341

4 sosyalist iþçi sayý: 341

"Þeriatçý" mý, "devletpartisi" mi?

Þu soruyla karþýlaþmaktan kurtulamýyoruz: "AKP,AKP dediniz, þimdi ne oldu? 1 Mayýs'ta iþçi sýnýfýnasaldýrdýlar, sýnýrötesi harekât gerçekleþtirdiler, hergünKürt illerinde operasyon yapýyorlar, DTP'nin kapatýl-masýna ses çýkarmýyorlar, þimdi de yaptýklarý zamlar-la halkýn belini kýrýyorlar".

Bu cümlenin ardýndan, kiþiden kiþiye deðiþen þek-ilde, ya "Ne oldu o kadar sevdiðiniz AKP'ye?" ya da"Devam ediyor musunuz sevgili AKP'nizi desteklem-eye?" cümlesi geliyor.

Önce siyah beyaz, net ve kalýn harflerle þunu tekrar-layayým: AKP devrimci bir parti deðildir. AKPsosyalist bir parti deðildir. AKP hatta liberal bir partibile deðildir. Enternasyonalist deðildir, savaþ karþýtýdeðildir, devleti yýkmayý amaçlamamaktadýr.

Ne ben, ne de bu gazetenin herhangi bir yazarý (nede, bildiðim kadarýyla, bizden bile daha liberal olanliberaller, örneðin Baskýn Oran, Ahmet Ýnsel veyaMurat Belge) AKP'nin iþçi sýnýfýna saldýrmayacaðýný,sýnýrötesi harekât gerçekleþtirmeyeceðini, operasyonyapýlmasýna izin vermeyeceðini, DTP'nin kapatýl-masýna bangýr bangýr itiraz edeceðini, zam yapmaya-caðýný hiçbir zaman iddia etmedi.

Kuþkuya mahal kalmamasý için açýkça söyleyeyim:AKP egemen sýnýfýn, büyük sermayenin, TÜSÝAD'ýnhas partisidir, muhafazakâr bir partidir. Zam dayapar, operasyon da, saldýrý da. Konu bunlarý yapýpyapmayacaðý deðil, hiçbir zaman da konu bu deðildi.

Konu þu: AKP iktidara geldiði günden beri bazýaçýlardan adeta bir muhalefet partisi gibi davranmakzorunda kalýyor. Devletin seçilmemiþ açýk(Genelkurmay) ve gizli (Ergenekon) kurumlarýhükümeti anti-demokratik ve gayrýmeþru yöntemlerledevirmeye çalýþtýðý, hükümetin demokratik ve meþruolan uygulamalarýný elektronik muhtýra ve AnayasaMahkemesi gibi gayrýmeþru yöntemlerle engellemeyeçalýþtýðý için, bu hükümet muhalefet gibi davranmakzorunda kaldý.

Biz AKP'nin demokratik olarak seçilmiþ olduðu içinhükümet etme hakký olduðunu savunduk.Dolayýsýyla, tüm darbecilere, GenelkurmayBaþkanlarýnýn ve Anayasa Mahkemesi'nin her þeyemüdahale etmesine ve demokratik bir hükümetidevirme giriþimlerine karþý çýktýk; çýkmaya devamediyoruz. Birincisi bu. Ýkincisi, 301. maddenindeðiþmesini veya sivil anayasayý gündeme getir-diðinde, askeri siyasetin dýþýna itmeye çalýþtýðýnda,"Kürt sorununda devlet hata yapmýþtýr" dediðinde,AKP'nin doðru yaptýðýný, ama kaçýnýlmaz olarakeksik yapacaðýný, olumlu bulduðumuz adýmlarýnýngeniþ, tabandan, sokakta kampanyalarla desteklen-mesinin gerekliliðini anlattýk.

AKP'nin hükümet etme hakkýný destekledik; olumlubulduðumuz adýmlarýný destekledik. AKP'yi destek-lemedik, desteklemiyoruz. Sosyalistlerin muhafaza-kâr, neoliberal bir partiyi desteklemesi düþünülemez.

Daha düne kadar AKP'yi "takýye yapan þeriatçý birparti" olduðu için en büyük tehlike olarak gösteren-ler, þimdi ayný partinin ayný önderlik ve kadrolarla"devlet partisi" olduðunu anlatýyor. Ne kolaymýþdevlet partisi olmak! Bir günden bir güne!

Gerçekte, AKP dün þeriatçý bir parti de deðildi,bugün devlet partisi de deðil. Dün þeriatçý olduðunuiddia edenler, halkýn gözünde çoktan anlamsýz duru-ma düþtü. Bugün devlet partisi olduðunu zanneden-ler, yarýn devlet bu partiyi yine devirmeyekalkýþtýðýnda þaþýrýp kalacak.

AKP, Ýslami gelenekten gelen ve bu nedenledevletin bazý kesimlerince kabul edilmeyen,muhafazakâr, neoliberal bir partidir. Dün gibi bugünde, bir yandan hükümet olma hakkýný savunmak, biryandan tüm olumsuz uygulamalarýna karþý çýkmakgerek. Bu kadar basit.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

Sermayenin temsilcileri krize karþý“tek millet, tek vatan, tek bayrak”sloganýný yükselterek, ortaya çýkanzararý milyonlarýn sýrtýna yüklemeyeçalýþýyor. Emek cephesinde isesendikalar bir süredir krizin olasýsonuçlarýný tartýþmaya ve bir diziadým atmaya baþladý.

KESK bu yýlki genel kurulundansonra daha sonuç alýcý ve emekeksenli politikalar yürütmeye çalýþýy-or. KESK, krizin faturasýný emekçi-lerin ödememesi için, 2009 bütçesin-den çalýþanlara daha fazla kaynakaktarýlmasý için kampanya baþlattý.Ve bazý þehirlerde sokaða çýktý. 5Kasým’da eylem planýný DÝSK ile bir-leþtiren sendika, ortak bir basýn açýk-lamasý düzenleyerek emekçileri 29Kasým’da Ankara’da “KRÝZE,ÝÞÞÝZLÝÐE, YOKSULLUÐA VEZAMLARA KARÞI EMEK, BARIÞVE DEMOKRASÝ MÝTÝNGÝ”’neçaðýrdý.

2299 KKaassýýmm ççookk öönneemmlliiBu miting krize karþý, çalýþanlarýn

ilk kitlesel tepkisi olmasý açýsýndanoldukça önemli. Hükümetin, patron-larýn hepimiz ayný geminin içindeyizsöylemine karþý, bütün iþçilerin yok-sullarýn öfkesini ifade edeceði kitle-sel bir tepki, önümüzdeki dönemhem örgütlenmeye, hem de mücadel-eye moral ve esin kaynaðý olacaktýr.2001 kriz dönemini hatýrladýðýmýzda,sendikalar o dönem kendi eylemtakvimlerini dahi iptal ederek birgeri çekilme yaþamýþlardý.

Sendikalar krizden kaynaklananöfkeyi örgütlemeyi ve toplumsalmücadeleye liderlik etmeyi göze ala-mamýþlardý. Örgütlü bir mücadeleyigörmeyen patronlar da ellerini kol-larýný sallayarak krizin maliyetinimilyonlarýn sýrtýna yüklemiþti. 2001krizinde sendikalarýn bu tavrý sonra-ki süreçte kendilerine üye kaybý vegüven kaybý olarak geri dönmüþtü.90’lý yýllarýn militan mücadelecisendikasý KESK bile (þimdiki adýyla),iç tartýþmalara yönelmiþ, göz göregöre yalnýzlaþmýþtý.

PPaattrroonnllaarr ffaattuurraayyýý ööddeessiinnAma þimdi sendikalarýn ve KESK’in

önünde bu süreci tersine döndürmekve þeytanýn bacaðýný kýrmak açýsýn-dan iyi bir fýrsat var.

KESK’de zaten bu fýrsatý kullan-maya baþladý. Þimdi iç çekiþmelereve tartýþmalara boyun eðmeden,somut talepler etrafýnda kazanmayadönük bir mücadele hattý izleyenKESK, mücadeleyi daha da büyütürve kazanýrsa toplumsal mücadelenin

öncülüðünü üstlenir.

DDÝÝSSKK’’ttee mmüüccaaddeelleeddeeDÝSK’inde bu mitinge katýlým

kararý almasý umut verici birgeliþme. Laik-þeriatçý sahte ikilemiiçinde kendine yer edinmeye çalýþanbir sendika görünümünden gerçeksorunlara el atan bir sendikayadönüþ yapmak için bu süreç iyi birfýrsat. Ama þimdilik iki konfederasy-onla yürüyen bu mücadele baþlangýçiçin iyi olmasýna raðmen yetersiz. Budönemde KESK ve DÝSK’in üzerinedüþen en büyük sorumluluk bütünkonfederasyonlarý ve çalýþanlarý dakapsayan emek platformunu bumücadeleye kazanmaktýr. O zamankrize karþý emekçilerin gerçek yanýtýverilmiþ olur.

OOrrttaakk bbaassýýnn aaççýýkkllaammaassýýKESK ve DÝSK’in ortak basýn açýk-

lamasýndan bir bölümü burayaalarak yazýyý sonlandýralým “ BizlerKESK ve DÝSK olarak toplumsalsorumluluðumuz gereði, hükümetiemek ve demokrasiden yana tutumalmaya çaðýrýyoruz. Nüfusun bindebirine bile denk gelmeyen bir avuçsermayedarýn servetini korumak için,milyonlarca kiþinin iþiyle, aþýyla vegeleceðiyle oynanmasýnýistemiyoruz”.

KESK 15 Kasým ‘dayine sokaktaydý

KESK tarafýndan ekonomik krize veanti-demokratik uygulamalara karþý,15 Kasým 2008 tarihinde Türkiye'nintüm illerinde basýn açýklamalarý veoturma eylemleri gerçekleþtirildi.

Ýzmir:KESK Ýzmir Þubeler Platformu

tarafýndan, Basmane Meydaný’ndanKonak’a kadar yürüyüþ gerçekleþtir-ildi. Yürüyüþe 3000 çalýþan katýldý.Yürüyüþ 29 Kasým Ankara mitingineçaðrýyla bitti.

Ýstanbul:Bakýrköy Devlet Hastanesi’nin

önünde toplanan 1500 kadaremekçi, Özgürlük Meydaný’na kadarkrize karþý sloganlar atarak yürüdü.

AnkaraAnkara’da Eðitim-Sen’in önünde

toplanan emekçiler KýzýlayMeydaný’na kadar yürüdüler. Basýnaçýklamasýyla birlikte bir süre otur-ma eylemi de yapýldý.

Bir çok yerde:Kayseri, Sivas, Samsun, Trabzon,

Ordu, Edirne, Adana’da da kitleselbasýn açýklamalarý ve 29 Kasým’açaðrý yapýldý.

Krize ve zamlara karþýçalýþanlarýn tepkisi büyüyor

Tutuklu YazarlaraÖzgürlük!

Tutuklu Gazetecilerle DayanýþmaPlatformu, 15 Kasým Hapisteki YazarlarGünü'nde yaptýðý açýklamasýylaTürkiye'de 8, Dünyada 190 Yazarhapiste olduðunu hatýrlattý.

Açýklamada: "15 Kasým Hapistekiyazarlar Günü"nde Dünyanýn çeþitlicezaevlerinde 190, Türkiye'de ise 8yazar tutuklu bulunmaktadýr.

...Abdullah Gül, Frankfurt KitapFuarýnýn açýlýþýnda yaptýðý konuþmada"Türkiye'de basýlamayan kitap, ifadeedilemeyen düþünce yok" demiþti. Oysabu açýklamadan önce Türkiye'deki ceza-

evlerinde 7 yazar tutuklu bulunmaktay-dý. Geçtiðimiz hafta ise yayýncý ve yazarMehmet Ali Varýþ tutuklandý ve tutukluyazarlarýn sayýsý 8'ye yükseldi. HalenTürkiye cezaevlerinde 20 gazeteci veyazar tutuklu bulunuyor. AbdullahGül'ün açýklamalarý gerçeði yansýtma-maktadýr.

Tutuklu Gazetecilerle DayanýþmaPlatformu olarak, Dünyada veTürkiye'de cezaevlerinde tutuklu bulu-nan yazarlarýn serbest býrakýlmasýnýistiyor, baþta basýn meslek kuruluþlarýolmak üzere, insan haklarýna duyarlýkitle örgütlerini, kiþi ve kurumlarý tutuk-lu yazarlarla dayanýþmaya çaðýrýyoruz.”

Ýþte hapiste gazeteci ve yazarlar:1- Ýbrahim Çiçek, Atýlým Gazetesi Genel

Yayýn Yönetmeni ve Gazeteci-Yazar,

Tekirdað 2 Nolu F Tipi Cezaevi2- Sedat Þenoðlu, Atýlým Gazetesi

Genel Yayýn Koordinatörü ve Gazeteci-yazar, Edirne 1 Nolu F Tipi Cezaevi

3- Ziya Ulusoy, Atýlým Gazetesi yazarý,Tekirdað 1 Nolu F Tipi Cezaevi

4- Bayram Namaz, Atýlým Gazetesiyazarý, Edirne 1 Nolu F Tipi Cezaevi

5- Erol Zavar, Odak Dergisi Sahibi veMüdürü, Þair, Sincan F Tipi Cezaevi,ANKARA

6- Mehmet Bakýr, Güney Dergisi EskiGenel Yayýn Yönetmeni, Bolu F TipiCezaevi

7- Murat Coþkun, Acýnýn Dili Kadýnkitabýnýn yazarý, Adana Kürkçüler F TipiCezaevi

8- Mehmet Ali Varýþ, yayýncý, yazarMetris Cezaevi

Page 5: Sosyalist İşçi 341

sayý: 341 sosyalist iþçi 5

Ayrýmcýlýðýn, cinsiyetçiliðin,homofobinin, bifobinin, trans-fobinin olmadýðý "baþka birdünya" deyince akla ilk gelen þeysosyalizmdir. Çünkü sosyalistlerher türden ezme, baský ve sömürüiliþkisine karþýdýr. Ýnsanlarýn cin-sel yönelimleriyle sýnýflandýrýl-malarýna, aþaðýlanmalarýna, baskýve ayrýmcýlýða uðramalarýnakarþýdýr.

LGBTT bireylerin taleplerinikendi talepleri arasýna koymayan,eþcinsellerin kurtuluþ mücadelesi-ni desteklemeyenler elbette kisosyalist olamaz! Bir sosyalistsömürüye, savaþa, iþgale, mil-liyetçiliðe karþý nasýl mücadeleediyorsa ayný þekilde homofobiyekarþý da mücadele etmelidir ve bumücadeleyi onlardan ayrý tutma-malýdýr.

Elbette eþcinsellerin kurtuluþuda diðer tüm ezilenlerin kurtuluþugibi kapitalizmin yýkýlýp eþit birdünyanýn "baþka bir dünyanýn"kurulmasýyla olacaktýr. Amabugün de geleceðin toplumunuyaratmak için somut adýmlaratmak gerekir. Haklar ve reform-lar için mücadele etmeyip de herþeyi devrim sonrasýna ertelemek(bugün birileri yapsa da) alenenkomiktir. Çünkü travestiler polisþiddeti görürken, iþ bulamazken,LGBTT bireylere tam anlamýyla birayrýmcýlýk uygulayan yasalardururken reformlarý küçümsemekbir sosyalistin yapacaðý bir þeydeðildir. Elbette bunlar için ver-ilen mücadele homofobiyi yoketmez, ancak homofobiyi yok ede-bilecekleri birleþtirir ve bir takýmhaklar kazandýrýr. Bir marksist buyüzden de eþcinsellerin mücade-lesini destekler ve bu mücade-lenin haklýlýðýný dönüp tüm ezilen-lere anlatýr.

PPeekkii kkaappiittaalliizzmmddeenn öönncceehhoommooffoobbii yyookk mmuuyydduu?? BBuu ssoorruunn nnaassýýllkkaappiittaalliizzmm yyýýkkýýllýýnnccaabbiitteecceekk??

Kapitalizm ýrkçýlýða, cinsiyetçil-iðe sahip çýktýðý gibi homofobik-liðe de sahip çýktý. Hemcinsine ilgiduyan, seven, cinsel iliþkiyegirenler iktidarlarýn daima tepkisi-ni çekti. Hep bir garipseme, fark-lýlaþtýrma oldu, ama en þiddetliyýkýmlar kapitalizmle geldi.Modern aile diye bir þey uydurul-du ve insanlar bu saçmalýðýn içine

oturtuldu.Eþcinselliðin ahlaksýzlýk, sapkýn-

lýk olduðu, heteroseksüelliðin iseolmasý gereken, normal olduðuanlatýldý. Bunun amacý da çok açýkki yeni iþçi kuþaklarýn üretim içinyaratýlmasýdýr.

Eþcinsellik bu durumda kapital-ist aileye karþý bir duruþ olarak dakabul edilebilir. Trans bireylik isesisteme açýktan bir meydan oku-madýr.

Kapitalizmin zaferindenbahsedebileceðimiz 19. yüzyýldada tam manasýyla eþcinsellere birsavaþ baþlatýldý. Modern edebiy-atta ve sanatýn geri kalan kollarýn-da erkeðin kadýnsý olmasýyla alayedildi. Ama ayrýþtýrma çabasýndansonra bile kapitalizme karþý hermücadelede (Fransýz Devrimi dedahil) eþcinseller de vardý.Eþcinsellere karþý baþlatýlan savaþkapitalizmin geliþmesiyle

vahþileþti. Hitler Almanya'da hastalýklý

olarak kabul ettiði eþcinselleri gazodalarýna kapattý. Stalintýmarhaneleri eþcinsellerledoldurdu. (Buna raðmen Stalin'edevrimci diyenler var!)

11996600''llaarraa ggeellddiiððiimmiizzddeedduurruumm nnaassýýllddýý??

O dönemde zaten büyük birhareketlilik varken eþcinseller içinde bir hareketliliðin baþlamasýsöz konusu oldu. 1969 yýlýndakiStonewall isyaný Batýdaki eþcinselözgürleþmesi hareketininbaþlangýç noktasý sayýlabilir.

Olaylarý yaþayanlardan SylviaRivera'nýn söyledikleriStonewall’un taþýdýðý radikalizmiözetliyor. Sylvia þöyle diyordu:"Bu rezilliði kabullenmemeyekararlýydýk. Baþka hareketler için

bir çok þey yapmýþtýk. Artýkzamaný gelmiþti. Birinin molotofkokteyli attýðýný gördüðümde'Aman Allahým devrim burada,devrim nihayet burada!' diyedüþündüðümü hatýrlýyorum."

Protestolar devam etti veburadan yeni bir hareket baþladý.

11999999 SSeeaattttlleepprrootteessttoollaarrýýnnýýnnöönneemmii nneeyyddii??

1999 yýlýna geldiðimizdeSeattle'da DTÖ' ne karþý yapýlanprotestolarda pek çok hareketlebirlikte eþcinsel hareketi de yeraldý. Daha önce hiçbir arayagelmemiþ kamyon þoförleri,kaplumbaða severler ve eþcin-seller birlikte mücadele ettiler.Aslýnda Seattle'daki protestolarbir çok hareket için olduðu gibieþcinsel hareket için de çokönemlidir. Biz de bugün buhareketin inþasý için çalýþýyoruz.

SSoossyyaalliisstt ppaarrttiilleerr bbuukkoonnuuyyaa nnaassýýll bbaakkýýyyoorr??

1917'de SSCB'de dünyada ilkkez eþcinsellik kabul edildi veeþcinseller yasalar üzerinde birheteroseksüelle tam manasýylaeþit sayýldý. Bunu yapanlar, buhaklarý verenler Sovyetlerdekiiþçilerden baþkasý deðildi.Bolþeviklerin bu konudaki tutumuçok açýktýr; Bolþeviklerin Pravdagazetesini çýkaran da bir eþcinsel-di.

PPeekkii bbuuggüünn??Türkiye'de kendini Bolþeviklerin

partisinin devamý olarak taným-layan solun büyük kýsmý 'eþcin-sellik

sorununu' devrimden sonraçözmeyi planlýyor. Hatta kimisiabartýp devrimden sonra bütüneþcinselleri tedavi edeceðinianlatýyor. Kimisi LGBTT kollarýkurup bu mücadeleyi de ayrý birkoldan yürütmek gerektiðinianlatýyor. Bazýsý da 'homofobi neya' deyip 29 Ekim cumhuriyetbayramýný kutluyor. Bolþeviklerinanlattýklarýný bugün anlatanlarsahaklý mücadeleyi veriyorlar.

Bu konudaki en büyük eksiðidoðru politikayý savunan kitleselbir sol partinin olmayýþý olaraktanýmlayabiliriz. 22 Temmuzseçimleri öncesinde Baskýn Oranve Ufuk Uras kampanyalarýndaçalýþan, oy veren ve sokaða çýkaninsanlarýn hiçbiri 'Hepimiz eþcin-seliz! Hepimiz travestiyiz!' slo-ganýndan çekinmedi. Hepsiýrkçýlýða, milliyetçiliðe, savaþa,iþgale, küresel ýsýnmaya, nükleereve homofobiye karþý birlikte slo-gan attý, birlikte yürüdü, bildiridaðýttý.

Güçlü ve kitlesel bir sol partiderken bu insanlarý içine alabile-cek bir sol partiden bahsediyo-rum. Yýllardýr sayýsýz defa denen-miþ, tüm sol ve Kürt partisi bir bir-leþirsek çok büyürüz anlayýþý herseferinde hem Kürt partisini hemde o tüm solu büyütmemiþ,aksine küçültmüþtür. Kendi ayak-larý üzerinde duran bir sol partiKürt partisine de birleþmektençok daha fazla faydalý olacaktýr.

Toparlayacak olursak, LGBTTbireylerin sorunlarý için koþulsuzmücadele edebilecek ve LGBTTbireyleri de içine alabilecek birsol'a, çok güçlü bir sol'a ihtiyaçvar!

ZZeeyynneepp MMuunnllaaffaallýýooððlluu

Homofobi, transfobi ve sosyalizm

Dilek Ýnce 10 Kasým günüAnkara Etlik'te Ýskitler böl-gesinde otomobil içindeykenarkadan açýlan ateþle vuruldu.Ertesi gün yaþamýný kaybetti.1996'da Ankara'da Eryaman'daçeteler tarafýndan travesti vetranseksüellere dönük saldýrýlarhakkýnda açýlan davanýnþikayetçisi ve ilk tanýðýydý.

1996'da faþistlerin Ýstanbul'daÜlker Sokak'ta yaþayan travestive transeksüellere saldýrýlarý veonlarý kovma giriþimi on yýlsonra bu kez Ankara'daEryaman semtinde

sergilenecekti. Faþist çeteler 1hafta boyunca gece gündüztravesti ve transeksüellerevahþice saldýrdý. Evleri basýldý,sokaða çýkmalarý engellendi.Aðýr yaralananlar oldu. Polisise saldýrganlara göz yumdu,maðdurlarý tehdit etti, gözaltýnaaldý. Þikayetçi olmamalarýnýistedi.

Ancak onlar susumadýlar.Dilek Ýnce ve arkadaþlarý saldýr-ganlar hakkýnda þikayetçi oldu.Eryaman olaylarýna ölümtehditlerine raðmen tanýklýkyaptýlar. Saldýrýlara onlarca kiþi

katýlmýþ olmasýna raðmensadece 4'ü tutuklandý. Bu dörtkiþi Eryaman'dan sonra farklýtarihlerde Esat ve Kurutuluþsemtlerindeki transfobiksaldýrýlara katýlmýþlardý.

17 Ekim'de sonuçlananmahkeme çete kurmaktandolayý suçlu bulduðu 4 sanýðýbir daha bu saldýrýlara karýþ-mayacaðý iyi niyetini taþýdýklarýgerekçesiyle en düþük seviye-den ceza verdi. 4 saldýrgan 3yýlla 9 ay arasý cezalar aldýlar,yattýklarý süre sayýlarak serbestbýrakýldýlar. 18 gün sonra tanýk

Dilek Ýnce sadece transeksüelolduðu için baþýna sýkýlan 7saçma mermisiyle yaþamýnýyitirdi.

Ankara'da Eryaman davasýnýndiðer tanýklarý ve Dilek'inarkadaþlarý korku içinde. Heröldürülebileceklerini düþünüy-orlar. Pembe Hayat LGBTTDerneði ve KAOS GLAnkara'da yaptýðý eylemdecinayeti protesto etti. Dilek'inarkadaþlarý travesti ve transek-süel cinayetlerinin politikolduðunu düþünüyor.Katillerin bir an önce yakalan-

masýný istiyor. Pembe HayatDerneði Baþkaný aktivist BuseKýlýçkaya ise cinayettenn sonraþunlarý söyledi.:

“Ýçimde bir öfke volkan gibi,biraz sesim de çýksa transek-süeldir denilip ayýplanýlmaktankorkuyorum. Evet transeksüe-lim, bir zamanlar ses üretemez,baþýmýzýn çaresine kendi yön-temlerimizle bakar, son radd-eye gelince kriz geçiripmedyanýn teröristi, insanlarýnda korkulu rüyasý olurduk.Þimdi örgütlenmeye baþladýkinsanlarý yanýmýza alýp haklýlýk-larýmýzý ortaya koyduk. Günbugündür, dayanýþmanýn öne-mini görmek istiyoruz.”

SSttoonneewwaallll’’uunn ssoonnrraassýý:: 11997711,, ÝÝnnggiilltteerree,, TTrraallffaallggaarr MMeeyyddaannýý GGeeyy ÖÖzzggüürrllüükkCCeepphheessii eeyylleemmddee..

SSttoonneewwaall,, 11996699.. EEþþcciinnsseelllleerriinn mmeekkaannýý ppoolliiss ttaarraaffýýnnddaann bbaassýýllýýrr,, ppoolliissggeeyylleerree vvaahhþþiiccee ssaallddýýrrýýrr.. DDiirreenniirrlleerr vvee eeþþcciinnsseell aayyaakkllaannmmaassýý iikkii ggüünnssüürreerr.. LLGGBBTTTT kkuurrttuulluuþþ mmüüccaaddeelleessii öözzüünnddee bbaarrýýnnddýýrrddýýððýý rraaddiikkaalliizzmmiiyylleeddüünnyyaa ççaappýýnnddaa öönnee ççýýkkmmýýþþttýý aarrttýýkk..

Dilek Ýnce transeksüel olduðu için öldürüldü

Page 6: Sosyalist İşçi 341

6 sosyalist iþçi sayý: 341

KKaappiittaalliisstt kkrriizz hhAmerika ve Ýngiltere’den sonra Avrupa ve Jap

Bankalar ve finans þirketleribattý. Milyarlar bu mali kuru-luþlarý kurtarmak için harcan-maya baþlandý. Ekonomiyedevlet müdahalesi olmamalýdiyenler “lütfen devlet yardýmý”demeye baþladýlar. Sonrasanayide iþten çýkarma haberleri,General Motors, Ford gibi devþirketlerden battý batacak haber-leri geldi.

Ve sonunda Amerikan merkezbankasý ABD’de ekonomik dur-gunluðu resmen kabul etti.ABD’nin en sanayileþmiþ 29eyaletinde durum derin birresesyondu. ABD’yi Ýngilteretakip etti ve geçen haftaAlmanya, Ýtalya ve Ýspanya’nýnda dahil olduðu Euro bölgesindede ekonomik durgunluk olduðuresmen kabul edildi.

Þimdi Fransa dýþýnda belli baþlýbütün büyük ülkelerdeekonomik durgunluk var.

Çin ise “biz etkilenmeyiz”derken geliþme hýzýnýn yüzde 2düþtüðünü açýkladý.

Artýk ekonomik durgunluk res-men heryerde. Þimdi sorunbunun ne kadar derin olacaðý vedepresyona ne zaman dönüþe-ceði.

GG 2200 ççöözzüümmüürreetteebbiilliirr mmii??

G20 diye adlandýrýlan ülkelerinliderleri geçtiðimiz haftaAmerika’nýn baþkentiWashington’da toplandý.Amerika adýna Obama’nýn deðilGeorge Bush’un katýldýðý toplan-týda boþ laflardan öteye hiç birsonuç elde edilemedi.

Oysa bazýlarý bu zirveye1944’de toplanan savaþ sonrasýdünyaya þekil veren, IMF’yioluþturan Bretton Woodskonferansý kadar önemvermekteydi.

G20 toplantýsýna zengin,emperyalist ülkelerin yaný sýrageliþmekte olan ülkelerde katýlý-yor ve Çin, Hindistan, Brezilyagibi ülkeler ilk kez dünya politi-kalarý üzerinde kýsmi bir sözhakkýna sahip oluyorlar.

Fransa’dan devlet baþkanýNicolas Sarkozy, Ýngiltere’den isebaþbakan Brown G20 zirvesinintoplanmasýnýn kendi eserleriolduðunu iddia etseler dahiG20’nin sonuç almasý dahamuhtemel kararlar alacak gele-cek toplantýsýna ABD’nin yenibaþkaný Obama’nýn katýlabilmesiiçin ileriye sarkýtýldý.

G20 toplantýsýný yorumlayanBrezilya devlet baþkaný Lula deSilva geliþmiþ ülkelere hitaben“sizden yardým istemiyoruz. Akýlda istemiyoruz. Ekonomilerinizidüzeltin yeter. Bizim için yapa-bileceðiniz en iyi þey yeniden

büyümeye baþlamaktýr” derkenyaþanan krizin Çin, Hindistan vekendi ülkesi Brezilyanýn deðil,geliþmiþ zengin kapitalistülkelerin eseri olduðunu vurgu-ladý.

Fransýz devlet baþkaný Sarkozyise “Amerika dünyada birnumaralý güç.” dedi ve ekledi,“Tek güç o mu? Hayýr deðil.Yeni bir dünyada yaþýyoruz.”

Sarkozy bu sözleri ile Amerikanhegemonyasýna kafa tuttu.

Ýngiltere baþbakaný Brown isekrize karþý Amerika’nýn ilerisürdüðü faizleri düþürme prog-ramýna karþý kendi programýnýn

tercih edilmesi gerektiðini veG20’nin eðiliminin bu yöndeolduðunu vurguladý.

Bütün bunlardan sonra G20’ninalabildiði tek somut karar bek-lendiði gibi þirketlerin vergioranlarýnýn düþürülmesi oldu.Kârlarýn böylelikle yükselmesinive yeni yatýrýmlar yapýlmasýnýumuyorlar.

Ancak dünya ekonomisininyüzde 90’ýný kontrol eden G20liderleri bu toplantýda asýl olarakne kadar bölünmüþ olduklarýnýbir kez daha kanýtladýlar.

KKaammuu hhaarrccaammaallaarrýýnnýýnnaarrttmmaassýý eekkoonnoommiikkdduurrgguunnlluuððuudduurrdduurraabbiilliirr mmii??

Dünya liderleri krize nasýlmüdahale edilmesi konusundafarklý önerilere sahipler. Amaçoðu kamu harcamalarýnýn art-týrýlmasýnýn ekonomiyi hareketegeçireceðine inanýyorlar.

Çin hükümeti altyapý yatýrým-larý için 370 milyar dolarayýrdýðýný ilan etti. Çin hükümetibir yandan ihracatý düþerkendiðer yandan da iþsizliðin art-masýna bu büyük çaplý kamuyatýrýmýnýn çözüm olabileceðinidüþünüyor.

Güney Kore’de daha önce dur-gunluða karþý 11 milyar dolarlýkbir yatýrým programýnýn yaný sýravergi indirimi yapacaðýný açýk-lamýþtý.

ABD zaten bir çok bankayý,finans kurumunu ve sigorta þir-ketini kurtarmak için kamu-laþtýrdý ve bu amaç için ayrýca700 milyar dolar daha ayýrdý.

ABD’nin yeni baþkaný BarackObama borsadaki þirketlere veözelliklede General Motors, Fordve Chrysler için kurtarma paket-leri hazýrlayacaðýnýn iþaretiniverdi.

Ýngiltere’de de Ýþçi Partilibaþbakan Gordon Brownbankalarýn kötü borçlarýný kur-tarmak için 500 milyar poundayýrdý.

Brown þimdi de büyük kamuyatýrým projeleri hazýrlýyor.

Bu kamu yatýrýmlarý ile yeni iþ

Krize karþý11 talep1. Resmi enflasyonrakamýndan dahaaþaðý ücret artýþýnahayýr.

2. Büyük þirketlereve bankalara vergi.

3. Sendikal haklargeniþletilsin. Tümçalýþanlara koþulsuzsendikalaþma, grevve toplu sözleþmehakký.

4. Tüm özelleþtirmel-er durdurulsun.Herkes için parasýzsaðlýk ve eðitim.

5. Þirketler deðilgezegen kurtarýlmalý.Gezegenin sonunugetiren enerji deðilgüneþ ve rüzgarenerjisi.

6. Kürt sorunununçözümü için barýþçýadýmlar atýlmalýdýr.Ana dilde eðitimhakký.

7. Irak veAfganistan'ýn iþga-line son. Türk ordusuKýbrýs ve Lübnan'dançekilsin.

8. Irkçýlýða, ýrkçýyasalara vemilliyetçiliðe hayýr.

9. Asgari ücret ayda1.000 YTL olmalý.

10. Öðrencilerebütün kamu hizmet-lerinde indirim.

11. Ýþten çýkarmalara,mecburi ücretsiz izin-lere son.

Hafta sonu toplanan G20 liderleri krize kAnlaþtýklarý tek konu þirketlerin vergileri

DDEEVVRRÝÝMMCÝÝ

SSOOSSYAALLÝÝSSTTÝÝÞÞÇÝÝ

PPAARRTTÝÝSSÝÝdsip.org.tr

DDSSiiPP

29 Kasým’da Ankara’ya,

Page 7: Sosyalist İşçi 341

sayý: 341 sosyalist iþçi 7

hheerryyeerrddeeponya’da da durgunluk

alanlarý açýlacaðý ve artan iþsiz-liðe çare bulunacaðý düþünülü-yor. Yeni iþ alanlarý açýlýncainsanlarýn parasý olacak ve tüke-tim mallarýna yeniden talep ola-cak ve böylece ekonomik dur-gunluktan çýkýlacak.

Aslýnda bu önlemler 1930’lardaJohn Maynard Keynes tarafýndanönerilmiþ ve Ýkinci dünyasavaþýndan sonra uygulanmýþtý.

Ne var ki 1970’lerde kapitalizmyeniden krize girdiðinde iþeyaramamýþ ve süratle terkedilmiþti.

Öte yandan okul, hastane gibikamu yatýrýmlarý dahi aslýndaözel sektöre yaptýrýlmayaçalýþýlýyor.

Sosyalistler kamu harca-malarýnýn artmasýný, eðitime,saðlýða daha fazla yatýrým yapýl-masýný daima olumlu karþýlarlar.

Ne var ki hükümetlerin þu ankikamu yatýrýmlarý içinde büyükmiktarlar silahlanmaya, sözkonusu ülkeler zengin,emperyalist ülkeler olunca nük-leer silahlara ayrýlmakta.

Ancak içinde yaþadýðýmýz krizmilyonlarca sýradan insana kapi-talizmin kaos ve istikrarsýzlýkolduðunu çok açýkça gösteriyor.

Herkes asýl sorunun kapitaliz-min kendisi olduðunu görüyor.

Krizin sonuçlarýna karþý savaþ-mak zorundayýz ama bunu birbütün olarak küresel kapitalizmekarþý mücadele ve sosyalizm ilebirleþtirmeliyiz.

FFaaiizzlleerriinn ddüüþþüürrüüllmmeessiiiissttiihhddaammýý kkoorruurr vveeeekkoonnoommiinniinn ddaarraallmmaassýýnnýýeennggeelllleerr mmii??

G20 toplantýsýndan hemen önceÝngiltere Merkez Bankasý faizoranlarýný çok büyük ölçüde,yüzde 4.5’ten yüzde 3’e düþürdü.

Bu rekor orandaki büyük faizoraný düþüþü Ýþçi Partisi’nden vesendikalardan büyük destek gör-dü. Ýngiltere’de faizler 1955’denberi bu denli düþmemiþti.

Hükümet oranlarýn yüzde 2’yekadar düþebileceðinin de iþaret-lerini veriyor.

Ne var ki faiz oranlarýndaki burekor düþüþ sýradan insanlar içindeðil. Kredi kartý, veya ipoteködemeleri için deðil. Onlar içinfaiz oranlarý gene yüksek olacak.

Bireylere ipotek karþýlýðý konutkredisi veren bankalar bu para-larýn ödenmeyeceðini düþünü-yor. Ev fiyatlarý sürekli olarak

düþüyor ve bu arada bankalartarafýndan ipotek edilen konutsayýsý da artýyor. Yani bankalaripotekli evleri sattýklarýnda dahaaz para kazanýyor.

Bu nedenle bankalar faizdüþüþlerini müþterilerine yanikredi verdikleri kiþilere yansýt-mýyorlar çünkü kâr oranlarýnýnçok düþtüðünü söylüyorlar.

Ayrýca ipotek anlaþmalarýnagöre faiz oranlarý bir miktarýnaltýna hiçbir zaman inemiyor.

Öte yandan bankalar þirketlerekredi vermiyorlar. Hatta kýsadönemli kredi vermekte biletereddüt ediyorlar. Bankalarkredi vermekten korkuyor, þir-ketler iflas ediyor ve bankalardaha da çok korkuyorlar.

Sermaye kâr edeceðinden eminolduðunda faiz oranlarýna aldýr-madan kredi alabiliyor vebankalarda çekinmeden krediverebiliyorlar. Ýþte bu nedenleyatýrýmlar durdu, iþletmelerkapanýyor ve faiz oranlarýnýdüþürtmek bu çöküþü durdur-mayacak. Geçen sene baþlayankriz bu sene bir kredi çöküþüne,ardýndan bankalarýn batmasýnave þimdi de küresel birekonomik krize dönüþtü.

karþý hiç bir adým atamadý.ini azaltmak

G20, ABD, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Ýngiltere, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, Italya, Japona,Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, Türkiye, ve Avrupa Birliði’nden oluþuyor. G20 ülkeleri dünyagayrý safi milli hasýlasýnýn yüzde 90’ýný, dünya ticaretinin yüzde 80’ini kontrol ediyor ve dünya nüfusunun üçte ikisi G20ülkelerinde yaþýyor.

Barak Obama

Obama mý, seçmeni mideðiþim istiyor?

Obama’nýn baþkan seçilmesinin ardýndan ABD’de ve bütündünyada sevinç gösterileri oldu. Sýradan insanlar sokaklaradöküldü. Türk basýný daha çok Van’da kurban edilen 44 koyunuöne çýkardý, ama asýl önemli olarak Amerikan þehirlerinin yoksulmahalleleri ayaða kalktý.

Obama’nýn kazanmasýndan sonra sevinç gösterileri yapanlaryoksullar. “Bunu biz yaptýk” diye haykýrýyorlardý.

Obama sadece siyahlardan (yüzde 95) ve geçtiðimiz senelerdeBush’un politikalarýna karþý 2 milyon kiþilik gösteriler yapanLatinolardan (her üç latinodan ikisi Obama’ya oy verdi) gelenoylarla seçilmedi.

Oylarýn sýnýf karakteri de çok önemli. Amerika’nýn en yok-sullarý arasýnda Obama’nýn oyu yüzde 73. Yukarýya doðru çýk-týðýnýzda oy oraný azalmaya baþlýyor. Ama en yukarýya çýk-týðýnýzda, yani hane halkýnýn yýllýk geliri 200 bin dolarý geçinceObama’nýn oylarý gene yükseliyor. Bu kesimde Obama oylarýnyüzde 52’sini almýþ.

Ýþte Obama’nýn çeliþkisi bu. Bir yanda Obama’yý seçtirdiklerineinanan ve deðiþim isteyeni bunun için Obama’ya oy vermiþ olanyoksullar var, diðer yanda ise en zenginler, þirket yöneticileri.Obama’nýn bundan sonraki bütün politikalarýný aþaðýdan yok-sullarýn, siyahlarýn ve Latinolarýn basýncý ve yukarýdan þirketyöneticilerinin, en zenginlerin talepleri belirleyecek.

Ancak Obama’nýn seçilmesini ve deðiþimin adayý olarakseçilmesine dudak kývýranlar bu seçim zaferinin kimin baþarýsýolduðunu anlayamýyorlar.

Obama önümüzdeki dönemde ne yaparsa yapsýn, Amerikantoplumunun çoðunluðu deðiþim için oy verdi. Deðiþim içinseçim kampanyasý yaptý. Ve þimdi de deðiþimi bekliyor.

Dünyada insanlarýn sevinç gösterileri yapmasýnýn nedeni deayný. Ýnsanlýðýn çoðunluðu deðiþim istiyor. Reagan-Thatcher ilebaþlayan, Clinton ve Bush ile devam eden yeni liberal politika-lar, savaþ, yoksulluk ve yýkým suradan insanlarý o denli sýktý kiartýk deðiþim isteniyor.

Deðiþim açýk ki Obama’dan gelmeyecek. O asýl olarak zengin-lerin, þirketlerin politikalarýný uygulayacak. Ama iþçilere,emekçilere, sýradan insanlara güvenmek gerekir. Onlar deðiþimiçin baský yapmaya devam edecekler.

Dünya üzerindeki insanlarýn çoðunluðu, büyük çoðunluðu ikiönemliþ deney yaþadý. Önce savaþý, Afganistan ve Iraksavaþlarýný gördü. Bush yönetiminin riyakarlýðýný, kandökücülüðünü gördü ve ardýndan yenilmekte olduðunu görüy-or. Þimdi ise yeni liberal politikalarýn çöküþünü görüyoruz. Buiki deney 8 yýllýk Bush iktidarýndan sonra Amerikanýn sýkradaninsanblarýnýn çoðunluðunu harekete geçirdi.

Obama’ya baktýklarýnda deðiþim isteðini göremeyenler sadeceObama’ya, bir sermaye sýnýfý politikacýsýna bakýyorlar ama onunardýndaki büyük yýðýnlarýi, yoksullarý, sýradan insanlarý görmüy-or. Obama’ya bakýnca deðiþim isteyen yýðýnlarý görmeyenlerhalký, emekçileri küçümseyen ve iþçi sýnýfýnýn çoðunluðunundeðil kendi örgütlerinin iktidarýný savunanlardýr.

Onlarýn bu dünyada hiçbir þeyi yapmaya ve deðiþtirmeyeyetenekleri yok.

KESK ve DÝSK’in yanýna! BAK kortejine

Page 8: Sosyalist İşçi 341

8 sosyalist iþçi sayý: 341

sosyalist isci

DSiP’eüye ol!

Darbeye karþýysan,Kürt sorununda

demokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek istiy-orsaan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan

ssoossyyaalliisstt iisscciiSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii hheerr hhaaffttaa ssaavvaaþþaa,, ddaarrbbeelleerree,, ýýrrkkççýýllýýððaa vvee mmiilllliiyyeettççiilliiððee,,yyeennii lliibbeerraalliizzmmee,, cciinnssiiyyeettççiilliiððee vvee hhoommooffoobbiiyyee kkaarrþþýý ddeevvrriimmccii,,aannttiikkaappiittaalliisstt bbiirr yyaayyýýnn yyaappýýyyoorr.. OOnnaa oommuuzz vveerreebbiilliirrssiinniizz..AAbboonnee oolluunn,, ddaaððýýttýýmmccýýllaarrýýmmýýzz ssiizzee hheerr hhaaffttaa ggaazzeetteenniizzii iilleettssiinnlleerr yyaa ddaappoossttaa iillee yyoollllaayyaallýýmm.. 55 ssaayyýý 55 YYTTLL..

i n t e r n e t barisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orgmahalledenmeclise.orghranticinadaleticin.comtuzladaolumlereson.blogspot.com70milyonadim.orgdtpkapatilamaz.blogspot.com

Vecdi Gönül Türkiye Cumhuriyeti’ninsavunma bakaný. Eðer Tayyip Erdoðanýsrar etmeseydi belki de AbdullahGül’ün yerine Cumhurbaþkaný olacaktý.Devlet katýnda itibarý olan bir politikacý.Devletin bütün önemli görevlerindebulunmuþ. Bu bakan 29 Ekim’de yurt-dýþýnda yaptýðý bir konuþmada “Bugüneðer Ege’de Rumlar devam etseydi veTürkiye’nin pek çok yerinde Ermenilerdevam etseydi, bugün acaba ayný millidevlet olabilir miydi?” diyerek etniktemizlikten ve soykýrýmdan yanaolduðunu ifade etmiþtir.

Vakit gazetesi yazarý Üzülmez ise 14yaþýnda bir kýz çocuðuna tecavüzetmekten tutuklanmýþ sonra þaibeli birraporla serbest býrakýlmýþtýr. Vakitgazetesi Üzülmezin serbest býrakýl-masýný sevinçle karþýladý.

Ýstanbul’un Moda semtinde ki tarihiModa iskelesinde ki lokantada dahaönce bir iþletmeci vardý. Onun zamanýn-da içki satýlmaktaydý. Daha sonra buiþletmecinin yerine Ýstanbul BüyükÞehir Belediyesi iskeledeki lokantayýiþletmeye baþladý ve içki de satmýyor.Ama yemekler daha iyi ve çok dahaucuz.

Moda iskelesinde içki satýlmamasýnakarþý bu uygulama baþladýktan haftalarsonra önce küçük bir grup gösteri yaptý.Sonra ADD, CHP gösterilere katýldý.Ardýndan TKP gösterilere katýldý vesonunda her cuma günü 100’e yakýninsan “içki gösterileri” yapmayabaþladý. Bugünlerde sýkýlýp býraktýlar.

Bu üç olaya soldan gelen tepkilerneden AKP’nin rahatlýkla hala yüzde 47oy alabildiðini gösteriyor.

EEttnniikk tteemmiizzlliikkttee yyaannaabbiirr hhüükküümmeett

Vecdi Gönül açýkça ýrkçýlýk yapmýþtýr.Daha da vahimi soykýrýmý, etnik temi-zliði savunmuþtur. Üstü kapalý filandeðil, çok açýkça. Buna raðmen halabakandýr.

Ne hükümetten ne de partisinden bukonuda hiç bir tepki gelmemiþtir.

Ýþin garibi muhalefetten ve solun birkýsmýndan da hiç bir tepki gelmemiþtir.Moda iskelesinde içki satýlmamasýnakarþý “AKP’yi istemiyoruz” gösterisiyapanlar Vecdi Gönül’ün soykýrým yan-lýsý tututmu karþýsýnda sessizkalmýþlardýr.

TKP ancak 4 gün sonra VecdiGönül’ün sözlerine utangaç bir karþýkoyuþu yayýnlarken mesela sendika.orghiçbir tepki vermemiþ sadece günlersonra Taraf’da yayýnlanan Arat Dink’inyazýsýný yayýnlamýþtýr. Kendisi biryorum yapmamýþtýr.

AKP karþýtlýðýnda anlaþýlabilir gibi birtutum deðildir bu.

ÜÜzzüüllmmeezz oollaayyýýÜzülmez’in serbest býrakýlmasýna karþý

yoðun tepkiler oldu. Çeþitli kadýn grup-larý basýn açýklamalarý yaptý, yürüyüþlerdüzenlendi. Bunlarýn hepsi doðru vehaklý tepkilerdir

Bir tecavüzcünün serbest býrakýlmasý-na tepki göstermek doðru bir tutumdur.Ancak bazý sol gruplar bunu AKP’yekarþý bir tutum olarak yaptý. Üzülmezinserbest býrakýlmasý ile AKP arasýndailiþki kurulmasýnýn tek nedeni AKP’ninþeriatçý bir parti olarak görülmesidir.Üzülmez ise Vakit gazetesinin yazarýolduðuna göre ikisi arasýnda iliþki kur-mak onlar için çok doðaldýr. OysaAKP’li bir bakan, Nimet Çubukçuadamýn serbest býrakýlmasý karþýsýndasoruþturma açýlmasýný talep etti.

Sayýsýz yeni liberal uygulamayý ger-çekleþtiren AKP’yi Üzülmez’den vur-maya çalýþmak boþ bir çabadýr. ÇünküAKP’ye oy verenler þeriatçý bir partidirdiye oy vermiyorlar. Kadýnlarýn sorun-larý açýsýndan Üzülmez’in serbest býra-kýlmasýna karþý çýkmak ise doðrudur.

ÝÝççkkii öözzggüürrllüüððüüÝçki özgürlüðü için gösteri ise en abes

AKP karþýtlýðý. Moda’da içkili sayýsýzyer vardýr. Ýçki içilmeyen de sayýsýz yervardýr. Kýyýnýn çok önemli bir kýsmýnýkaplayan çay bahçelerinde örneðin içkisatýlmaz. Oralarda içki içilmesini nedenistemezler anlaþýlýr gibi deðildir.

Ýktidar partisinin yönetiminde olduðubir belediye bir iþletmesinde içki sat-

mýyor diye gösteri yapmak akýl almazbir gariplik. Burada da sorun AKP’ninþeriatçý olduðu ve ileride bütün ülkedeiçkiyi yasaklayacaðý düþüncesi vardýr.

AKP þeriatçý bir parti deðil, sermayeyehizmet eden, yeni liberalizmin uygu-layýcýsý bir partidir. Onu içki ile,Üzülmez ile eleþtirmeye çalýþmaksadece Kemalistleri biraz daha kemik-leþtirir ama büyük halk yýðýnlarýný etk-ilemez ve hatta geri teper.

AAKKPP’’yyee kkaarrþþýý mmüüccaaddeelleeAKP’ye karþý mücadelede öne çýkmasý

gereken onun ekonomik politikalarýdýr.Sonra Kürt sorununda aldýðý tutumdur.

Ama asýl yapýlmasý gereken özgürlük-lerin savunulmsýdýr. AKP’ye oy verenbüyük yýðýnlar deðiþim isteyerek oyverdi. AKP bu deðiþimi yerinegetiremiyor. Ýþte anlatýlmasý gereken bu.Asgari ücret, zamlar, kriz. AKP’ye karþýmücadelenin silahlarý bunlar.

Kürt sorunundaki tutumu, VecdiGönül’ün sözleri. AKP’nin zayýf karnýburasý.

Ancak Vecdi Gönül’ün etnik temizliði,soykýrýmý aklayan sözleri üzerine teksöz etmeyenlerin içki gösterisi yap-malarý kendileri hakkýnda da birdüþünce oluþturuyor.

29 Kasým: Güçlü birbaþlangýç için

KESK'in giriþimi ve DÝSK'in bu giriþimidesteklemesiyle 29 kasým'da Ankara'dagerçekleþecek miting çok büyük bir önemesahip. KESK Genel Baþkaný Sami Evren'indediði gibi, 29 Kasým mitinginin önemi, birbaþlangýç olmasýnda.

Bu, çok önemli bir baþlangýçDevletin açýklamalarýna göre 41 bin iþletme

kapandý. Yýl sonunda iþsizlik rakamlarýnýnbeklenmedik ölçüde artacaðý kesin. ABD,Japonya ve Alman ekonomilerinin "resmen"ilan ettikleri ekonomik durgunluðunTürkiye'yi vurmasý kaçýnýlmaz. Ýþsizlik, zam-lar, yoksulluk Türkiye krizin etkisine girdikçedaha aðýr bir biçimde hissedilmeyebaþlanacak.

29 Kasým baþlangýcý bu yüzden çok önemli.Ýþçi sýnýfý ve tüm toplumsal muhalefet, krizinfaturasýný ödemeye, fedakarlýk yapmayaniyetinin olmadýðýný göstermeli.

Ýlk iþaretler çok güçlü. KESK ve DÝSK'inhafta sonu düzenlediði eylemler hem coþkuluhem de kitlesel geçti. Bu eylemler 29 Kasýmmitingini örgütlemek için atýlan adýmlar. 29kasým mitingi ise daha büyük bir direniþ içinatýlacak baþlangýç adýmý.

Ankara mitinginde iki tür sol olacak.Milliyetçi sol ve anti kapitalist sol. 29Kasým'da anti kapitalist sol ne kadar güçlüolursa, iþçi hareketinin krizin yaratacaðý tahri-batlara karþý o kadar donanýmlý.

Bizler 29 Kasým'da kazanmak için, iþçisýnýfýnýn kazanana kadar sürdüreceði mücade-lenin güçlü ve yýðýnsal bir baþlangýç yapmasýiçin yürüyeceðiz.

www.dsip.org www.sosyalistisci.org

Savunma bakaný Vecdi Gönül istifa etmeli ve yargýlanmalýdýr

33 oollaayy vvee AAKKPP’’yyee kkaarrþþýý mmüüccaaddeellee

Bakan Vecdi Gönül insanlýk suçu iþlediBu topraklarda Ermenilerin, Rumlarýn, Türk olmayanlarýn baþýna kötü þeyler geldi. Bunu

artýk herkes söylüyor. Ama bir bakan, bir savunma bakaný çýkýp milli kimlik uðruna kandökülmesini, insanlarýn öldürülüp, yaþadýðý yerlerden kovulmasýný, bir insanlýk suçu olanetnik temizliði savunuyor. Vecdi Gönül utanmadan çekinmeden ýrkçýlýk yapýyor. Gönül,Abdullah Gül'ün adaylýðý engellenmek istenirken az daha cumhurbaþkanlýðý koltuðunaoturacaktý.

1915'te etnik temizlik yapýldý. 1923'te Rumlar kitlesel olarak yaþadýklarý yerlerden uzak-laþtýrýldý. 6-7 Eylül 1955'te geride kalan az sayýdaki Rum, Ermeni ve Yahudi'ye karþýTürkler kýþkýrtýldý. Ayný dönemde Kürtlerin isyanlarýný devletin zorla bastýrdýðý, Kürtlerinyaþadýklarý yerlerden sürülüp Türkiye'nin çeþitli yerlerine daðýtýldýklarý biliniyor.

Bu kanlý olaylarý kimse bir zorunluluk olarak sunamaz. Irkçý bakana göre tehcir,mübadele, zorunlu iskan ve etnik temizlik bir zorunluluk. Gönül, geçmiþte yaþatýlan acýlarýanlatýrken Kürtlere de deðiniyor. Bu sözler sadece katledilen ve sürülen azýnlýklar içindeðil bu topraklarda halen yaþayan milyonlarca Kürdü de hedef alýyor.

Irkçý bakan istifa etmelidir. Etmiyorsa her fýrsatta barýþ, hoþgörü ve dostluktan söz eden,kafatasçý olmadýðýný söyleyen baþbakan, Gönül'ü görevden almalýdýr. Ermenistan'ý ziyareteden ve Kürtlere karþý ayrýmcýlýk yapýldýðýný açýklayan Abdullah Gül bu ýrkçýya karþý sessizkalmamalýdýr. Aksi takdirde bir insanlýk suçu olan ýrkçýlýða ortak olacaklardýr.

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi, ýrkçý bakanýn istifa etmesi, ýrkçýlýðýn bir suç olarak kabuledilmesi ve cezalandýrýlmasý için mücadele etmeye devam edecektir.

Devrimci Sosyalist Ýþçi PartisiKâr deðil insan!DSÝP’in 29 Kasým’a çaðrý yapan bildirisi:30 yýldýr her þeyi özelleþtiren yeni-liberal ekonomi

çöktü. Finans sektöründe baþlayan kriz gerçekekonomiye de vuruyor. Büyük bir krizin baþlangýcýn-dayýz. Patronlarýn bu krize bir çözümü yok.

...Patronlar faturayý yine biz çalýþanlara kesiyor.

Dünyada iþten çýkarmalar baþladý. Hükümetler sosyalharcamalara göz dikti. Ücretlerimizi düþürmek istiyor-lar. Bu kriz, onlarýn krizi. Milyonlarca insaný sömüren,dýþlayan, mutsuz eden kapitalizmin krizi. Faturayý bizemekçiler deðil, onlar ödemelidir.

...Krize karþý iþimizi, ekmeðimizi, evimizi, emeklilik

hakkýmýzý savunalým. KESK'le birlikte Ankara'yayürüyelim. Patronlara hayatlarýmýzýn satýlýk olmadýðýnýgösterelim. Onlar bolluk içinde yaþarken bizler açlýðýkabul etmemeliyiz. Toplumsal kaynaklardan yararlan-mak her þeyi üreten, vergi veren biz çalýþanlarýnhakkýdýr. KESK'le birlikte haklarýmýzý savunalým.

Ýnsaný deðil kârý, küçük bir azýnlýðýn zenginleþmesinimerkezine alan bu düzen deðiþmelidir. Açlýðýn,sefaletin, savaþlarýn, sömürünün, ayrýmcýlýðýn, çevrefelaketlerinin olmadýðý baþka bir dünya mümkün!Hayatý yaratan milyonlar birleþirse bu gücü kimse dur-duramaz, susturamaz.

DSÝP, tüm çalýþanlarý, antikapitalistleri, sosyalistleri,kadýnlarý, gençleri, baský altýnda olan, ezilen vesömürülen herkesi krize karþý birlikte mücadele etm-eye çaðýrýyor. 29 Kasým'da Ankara'ya, KESK'in yanýna!

Küresel BAK kortejinde birlikte yürüyelim!

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi

Page 9: Sosyalist İşçi 341

sayý: 341 sosyalist iþçi 9

"Marx, sevimli küçük bir doktrinkaleme almadý. Deðiþmez ilkeler,zaman ve mekan ötesi mutlak vesorgulanmaz standartlar içerenmeseleler yazýp giden bir mesihdeðildi. Tek deðiþmez ilke, tek kýs-tas 'Bütün dünyanýn iþçileri bir-leþin!'"

Antonio Gramsci bundan 90 yýlönce Marx'ýn yüzüncüdoðumgününde böyle yazýyordu.Gerçekten de Marx bizler için birpeygamber, bir mesih deðildir.Marx'ýn köklerini attýðý kapitalizmanalizi bir yönüyle tamamenözgün bile deðildir. Adam Smith,David Ricardo, Hegel, Proudhongibi bir çok düþünürden ciddibiçimde etkilenmiþtir.

Peki Marx'ý günümüzde hala bukadar önemli, düþüncesini bukadar güncel kýlan nedir? Nedenburjuva yayýn organlarý bile "Marxhaklý mý?" çýðlýklarý atýyorlar.

Oysa bundan kýsa bir süre öncebize baþka bir þey anlatýlýyordu.Neoconlarýn soytarýsý Fukuyama,SSCB ve Doðu Bloku ülkelerindekidevlet kapitalisti rejimlerinçöküþünü "Ýdeolojilerin Sonu" diyeselamlýyor, kapitalizmin koþulsuzzaferini ilan ediyordu.

Kapitalizm, marksistlerin yýllarcasöyledikleri gibi bir krize girinceMarx'ýn adý bir daha anýlýr oldu.Ancak Marx'ýn gücü kapitalizminkrizlere gebe bir sistem olduðuuyarýsý yapmasýndan gelmez, sis-temin bütünlüklü ve çeliþikyapýsýný ortaya koyarak, budünyayý deðiþtirmenin anahtarýnýelimize vermesinden gelir. Yanimarksizm bir tür teorik zýrvalamadeðildir, dünyayý deðiþtirmek içinbir eylem kýlavuzudur.

DDiiyyaalleekkttiikk mmaatteerryyaalliizzmmMarksizmin bize mirasý her þey-

den önce diyalektik materyalizmdenilen ve dünyayý açýklamamýzýsaðlayan düþünce sistemidir.

Marx'a göre tarih - o güne kadaryaþanmýþ olan toplum tarihi- sýnýfmücadeleleri tarihidir. Marx'ýndiyalektik yönteminin, tarihisýnýflar arasýndaki çatýþmalarýn tar-ihi olarak anlamasýnýn kökeni tamda onun insanlýðýn ilk tarihselfaaliyetini ne olarak gördüðündeyatar. Marx, tarihi insanlarýnyaþamlarýný sürdürebilmek içinüretim yapmalarýyla, maddiyaþamýn üretimiyle baþlatýr. Tarihbu üretimin, bu üretimin ortayaçýkardýðý iliþkilerin tarihidir.

Üretim süreçlerine, üretim iliþki-lerine ve bunlar sonucu ortayaçýkan iþbölümüne odaklanmakkaçýnýlmaz olarak sýnýfsal bir anal-izi gerekli kýlar. Çünkü iþ bölümüile birlikte iþ ve ürünleri eþitsizolarak daðýlmýþtýr, bu özel

mülkiyetin ortaya çýkmasýanlamýný taþýr. Özel mülkiyetinortaya çýkýþý ile birlikte toplumsýnýflara bölünmüþtür, üretimiliþkileri tek tek bireyler arasýndakurulan bir iliþki deðildir.Bireylerin mensup olduðu sýnýflararasýndadýr.

Sýnýflar arasýndaki çeliþki Marx'agöre tarihin temel itici gücüdür.Marx, kapitalizmin ayrýntýlý biranalizini yapar. Sistemin bugünkükriz de dahil doðasýndaki krizdinamiðini ve bunun karþýsýndakigücü de gösterir.

KKaappiittaalliizzmm ççeelliiþþiikkbbiirr ssiisstteemmddiirr

Kapitalizmde bütün deðeriyaratan iþçi sýnýfýdýr. Sermayebirikimi, emeðin büyük bir kýsmý-na el konulmasý ile oluþur.Örneðin günde 9 saat çalýþýyor-sanýz, bunun dört saatinde üret-tiðiniz deðeri ücret olarak patron-dan alýrsýnýz ancak geri kalan beþsaat ürettiðiniz deðerin kontrolü,üretim aracýnýn sahibine yanipatronunuza ait olacaktýr. Burayakadar çok çeliþik bir þey görün-memektedir. Eðer bütün sistembaþtan aþaðý bu þekilde iþleyebiliy-or olsaydý sadece iþçileri iknaetmek sömürünün sürmesi içinyeterli olabilirdi.

Ancak kapitalizm kendi içinde de

çeliþik bir sistemdir. Kapitalizmdekâr etmek isteyen her iþletme plan-lýdýr. Üretim toplumsaldýr ve butoplumsallýk küresel çaptadýr.Ancak kapitalizmin kendisi planlýdeðildir, irili ufaklý bir çok firmabirbirleriyle rekabet ederler. Burekabet ve dolayýsýyla üretimtamamen plansýzdýr. Yani bir yan-dan devasa bir üretici güç varkenbir yandan da sistemin bütündoðasý anarþi üzerine kuruludur.

Kapitalistler, artýk deðerüzerinden kazandýklarý kârý cepler-ine atmazlar. Tabii ki kapitalistler,iþçilerden milyonlarca kat iyi yaþa-maktadýrlar ancak sistemin asýldayandýðý nokta birikimdir.Sermaye kendisin tamamenüretilen deðere el koymak ve biryandan da bu deðere el koymayarýþýnda rakipleriyle yarýþmayaadadýðý için, biriktirmek ve sürekliyeni yatýrýmlar yapmak duru-mundadýr.

Ýþte bu kapitalizmin temel yapýsalçeliþkilerinden birisini oluþturur.Kapitalistler rekabet edebilmekiçin kârlarýný arttýrmalýdýrlar.Bunun için ya iþçileri daha çoksömürmek için ücretleridüþürmeleri ya da emek gücü yer-ine makinalaþmayý koyarak ücret-lerin bir bölümünden kurtulmalarýgerekir. Ýki türlü de kâr oranlarýdüþmeye baþlar, iþçiyi daha çoksömürdüðünde iþçinin alým gücü

azalýr ve pazar daralýr.Makinalaþmada ise deðerin gerçeküreticisi olan emek gücünden fera-gat edildiði için artýk deðer yanikâr düþmeye baþlar, o zaman ser-maye yeni yatýrým yapamaz elin-deki muazzam sermaye birikimielinde kalýr. Kriz baþlar. Dünyatarihinde bolluk yüzünden, aþýrýüretim yüzünden insanlarýn sefaletçektiði yegane sistem kapital-izmdir.

ÝÝþþççii ssýýnnýýffýýnnýýnn kkeennddiieeyylleemmii

Marx'ýn, Feuerbach üzerine tez-lerindeki ünlü 11. tez þöyle demek-tedir: "Filozoflar bugüne kadardünyayý açýklamaya çalýþtýlar oysaasýl olan onu deðiþtirmektir"

Marx'ýn kiþisel yaþamý da sadecemasa baþýnda okuyup yazarakteori geliþtirmekle deðil bizzat pro-letaryanýn eylemi içinde geçmiþtir.Bugün marksizmin en önemli bel-gelerinden biri sayýlan KomünistManifesto, I. Enternasyonal'inöncülü sayýlabilecek KomünistBirlik'in kuruluþ belgesidir.

Marx, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþununkendi eseri olacaðýný söyleyerekkendisinden önceki ve sonrakibütün sosyalizm anlayýþlarýndanaçýk biçimde ayrý bir anlayýþ ortayakoymuþtur. Kapitalizmi yýkmanýntek yolu iþçi sýnýfýnýn aþaðýdaneylemidir.

Ýþçi sýnýfý kapitalizmde tümdeðeri üreten ve bu sistemdençýkarý olmayan tek sýnýf olduðuiçin tek devrimci sýnýftýr.Kapitalizmde, sýnýf çeliþkileri ilkdefa çözümlenebilir bir noktayagelmiþtir. Dünya giderek iþçi sýnýfýve burjuvazi arasýnda bölünmekte-dir. Bu sebeple iþçi sýnýfý kendikurtuluþu için harekete geçtiðindetoplumun büyük çoðunluðu içinde harekete geçer ve iktidarý elegeçirdiðinde sýnýflarý ortadankaldýrabilme potansiyeline sahip-tir.

SSoossyyaalliizzmm iiççiinn mmüüccaaddeellee Bugün neoliberalizmin çöküþü

geniþ kitlelerin gözünde kapitaliz-mi teþhir etmektedir. Burjuvazi ve yoksullar arasýndakiuçurum dünya tarihinin hiçbirdöneminde bu kadar yüksekolmamýþtýr. Ýþçi sýnýfý bugünekadar hiç olmadýðý kadargeniþlemiþtir. Bugün tek birülkedeki iþçi sýnýfýnýn niceliði bileMarx'ýn yaþadýðý dönemde tümdünyada bulunan iþçi sýnýfýndanfazladýr. Marksizm bugün belki dehiç olmadýðý kadar günceldir.

O halde iþçi sýnýfýyla birliktemücadele etmek, ezilenlerin talep-lerini genelleþtirmek gerekir.Önümüzde kazanýlacak bir dünyavar!

Can Irmak Özinanýr

Bugün ekonomik krizle birlikteMarx'ýn adýný yeniden anmayabaþlayanlar onu basit bir ekono-mist gibi göstermeye çalýþýyor-lar. Oysa Marx hayatýný prole-taryanýn mücadelesineadamýþtýr. Tüm dünyada iþçisýnýfýnýn iktidarý ele geçirmesiiçin çalýþmýþtýr. Marksizme göreekonomi ve politika arasýnda bir

ayrým yoktur. Engels, Birinci

Enternasyonal'in 1871'dekiLondra Konferansý'nda "poli-tikadan uzak durmayýsavunan"lara karþý þöyle diyor-du: "Biz sýnýflarýn ortadan kalk-masýný istiyoruz. Bunu eldeetmenin tek yolu proletaryanýnpolitik hakimiyetidir... Devrim,

en yüksek bir politik harekettirve devrim isteyenler onu eldeetmenin yolunu da isteme-lidirler. Bu yol, devrim için zem-ini hazýrlayan ve iþçileredevrimci eðitim veren politikeylemdir."

Bu yüzden bugün devrimcisosyalistler, sadece "Marx haklýçýktý!" diye baðýrmanýn dýþýnda

bir þey yapýyorlar iþçi sýnýfýylaberaber haklarýmýzý korumamücadelesine kalkýþýrken biryandan da bütün ezilenleri iþçisýnýfý etrafýnda kenetlemeye vebütün mücadeleleri birleþtirm-eye çalýþýyorlar.

DSÝP bu mücadelede tüm güç-leriyle iþçi sýnýfý ve ezilenlerinyanýnda olacaktýr.

Marksizmin güncelliði

ÝÝþþççii ssýýnnýýffýýnnýýnn kkuurrttuulluuþþuu kkeennddii eesseerrii oollaaccaakkttýýrr

Page 10: Sosyalist İşçi 341

10 sosyalist iþçi sayý: 341

"Fotoðraf" filmininyönetmeni KazýmÖz’den yeni bir filmBAHOZ (FIRTINA)sinemalarda...

2001 yýlýnda ilk uzun metrajlýfilmi "Fotoðraf"tan sonra sine-malarda göremediðimiz yönet-men Kazým Öz'ün yeni filmiBahoz (Fýrtýna) vizyona girdi.Filmin konusu kabaca þöyle:90'lý yýllarýn baþýnda üniversiteyikazanan Cemal, hayatý boyuncayaþadýðý Dersim'den kalkýpÝstanbul'a iktisat okumaya gelir.Cadý kazaný Ýstanbul Üniversite-si'nde politik kimlik kazanmasýve örgütlenmesinin hikayesinianlatan film 'Türk' sinemasýaçýsýndan bir ilke imza atýyordenebilir. Ýlk defa 'insanlarüniversitede nasýl örgütlenir'sorusunu cevabýný göre-bildiðimiz film sonuna kadargerçekçi olmasa da, elimizdeki-lerin þimdilik en iyisi.

Bu kadar net politik filmlerintemel sorunu genelde filmdekonu edilenlerin filmin sonundaen az memnun olanlar halinegelmesi sanýrým. Filmdekiörgütlenmelerin hiçbir bu tamda bizi yansýtýyor diyemeyecek-tir. Ayrýca bu bir keþif filmi, yanikahramanýmýz Cemal, saf vemasum, þehrin göbeðine uzay-dan düþmüþçesine gelir vekendi kimliðini keþfederken, bizseyirciler de onunla ayný süreciiki saat içinde yaþar ve aynýuyanýþý paylaþýrýz. Politik sine-manýn son kýrk yýllýk serüveni buvarsayýmýn hatalý olduðununispatý üzerine kurulu oldu, film-den çýkanlardan pek azý koþarakbir partiye yazýldý.

Ancak 'Fýrtýna' ile ilgili dahailginç olabilecek bir durum davar. Film beklenmeyecek kadareðlenceli ve keyifleseyredilebiliyor. Gizlice birakoklanan, pek teatral öz eleþtir-iler verilen, yaný baþýndakiinsanlar seviþirken 'aman bizimçocuklar ne der' diye aþýkolmaya çekinilen ortamlar bütünseyirciyi bir hayli güldüren sah-neler haline geliyor. Belki deþunu diyebiliyoruz, bir devirböyle geçti, sonraki daha iyiolsun...

OOrrhhaann GGöözztteeppee

Afrika kýtasýnýn çýkardýðý enönemli sanatçýlardan birisi olanMiriam Makeba geçen haftaÝtalya’da sahnede þarkýsöylerken öldü. Sýksýk “hay-atýmýn son a nýna kadar þarkýsöyleyeceðim” derdi.

76 yaþýnda ve oldukça kötüsaðlýk koþullarýna sahip olmasý-na raðmen Ýtalya’ya bu ülkedekiAfrika göçmenlere katkýdabulunmak için konser vermeyegitmiþti.

Miriam Makeba 1932 yýlýndaGüney Afrika’da doðdu. An nesibir Swazi, babasý ise Xhosa idi.

Amatör müzik gruplarý ilebirçok Güney Afrika turlarýyaptý. Ýlk profesyonel grubuCuban Brothers’dan sonra asýlsýçramasýný 1954’de katýldýðýManhattan Brothers ile yaptý.

Daha sonra kendi grubuSkylarks’ý kurdu. Bu dönemdeMakeba jazz müziði ile gelenek-sel Güney Afrika müziðinikarýþtýran bir müzik yapmayabaþladý ve bu çizgi giderekgeliþerek Miriam Makeba’nýnmüziðinin temellerini oluþturdu.

1959’da King Kong adlýmüzikali yaptý. Çok baþarýlý birsanatçý olmasýna raðmen yaptýðýmüzikten sadece 3-5 lira kazan-abiliyordu.

1959’da baðýmsýz film yapým-cýsý Lionel Rogosin’in yaptýðýGeri Kal Afrika adlý filmi yaptý.Bu film Güney Afrika’dakiapartheita (ýrkçý ayrýmcýlýðý)açýkça karþýydý ve bu nedenleGüney Afrika’da gösterilmesimümkün deðildi.

Makeba filmin ilk gösterimineVenedik Film Festivali’ndekatýldý.

Güney Afrika’nýn ýrkçý rejimiMakeba’nýn pasaportunu iptaletti. Bunun üzerine MakebaÝtalya’ya iltica etti. ArdýndanÝngiltere’ye gitti. Burada HarryBelafonte ile tanýþtý ve onunyardýmý ile Amerika’ya gitti.

Siyasi iltica isteyen ilk siyahGüney Afrikalý müzisyen oldu.

Daha sonra onu birçok baþkalarýizledi.

Amerika’da müzik çalýþmalarý-na devam etti. En önemliparçalarýný burada üretti. “PataPata”, "The Clique Song" (Xhosadilinde Qongqothwane), ve"Malaika" ýrk ayrýmcý GüneyAfrika rejimine karþý yapýlmýþ vedünya çapýnda ünlenmiþþarkýlar oldu.

1963 yýlýnda BirleþmiþMilletler’de Güney Afrika’dakiýrkçý rejime karþý þahitlik yaptý.Bunun üzerine rejim tarafýndanvatandaþlýktan çýkarýldý. (MiriamMakeba daha sonra 10 ülkeninonursal vatandaþý oldu ve dokuzpasaportu vard.)

1966’da en iyi folk müziðidalýnda Grammy Ödülü’nükazandý. Makeba’ya ödülkazandýran þarkýsý gene ýrkçýrejime karþýydý.

Miriam Makeba Amerika’yageldiðinde burada siyahlarýn

baþlattýðý büyük bir medeni hak-lar hareketi vardý. Makeba der-hal bu harekete destek oldu.

1968’de Siyah Ýktidar hareke-tinin önderlerinden, aslenTrinidatlý olan StokelyCarmichael ile evlendi. StokelyCarmichael ile beraberliðiAmerika’da sorunlar yaþamasý-na neden oldu. Bir yandan yetk-ililer hayatý Makeba için zor-laþtýrýrken muhafazakar beyazdinleyicileri de tepki göstermeyebaþladý. Bu zor günlerinde NinaSimon ona destek oldu.

Makeba ve eþi Carmichaelbunun üzerine Afrika’daGine’ye gitti. Burada devletbaþkaný Ahmed Sékou Touré ileiyi iliþkilere sahip oldular.

1973’de eþinden ayrýldý veAfrika’da ve dünyanýn birçokyerinde, Avrupa’da, GüneyAmerika’da konserler verdi.Berlin ve Montreux gibi Jazz fes-tivallerine katýldý.

Konserlerinin yaný sýraBirleþmiþ Milletler’de Gine’yitemsil etti. Bu çalýþmalarýsýrasýnda BM’nin barýþ ödülünükazandý. Kýzýnýn ölümündesonra ise Belçika’da yaþamayabaþladý ve konserlerine devametti.

1990’da Güney Afrika’da ýrkçýrejimin sonunda çökmesi veuzun yýllar boyunca hapiste olansiyah hareketin lideri NelsonMandela Güney Afrika devletbaþkaný oldu.

Miriam Makeba, Mandela’nýnçaðrýsý ile Güney Afrika’yageldi.

Güney Afrika’da bir çokýrkçýlýkkarþýtý filmde ve dokü-manterde yer aldý.

1976 Soweto Ayaklanmasý’nýanlatan Sarafina’nýn yanýnda2002 yýlýnda Güney Afrika’dakiýrkçýlýðý anlatan Amandla’da yeraldý.

Miriam Makeba hiç tartýþmasýzAfrika kýtasýnýn müziðinin enönemli temsilcisi. Afrika’nýnyerel müziði ile Jazzý birleþtirenMakeba büyün yaþamý boyuncainsan haklarý için ve siyah halk-larýn karþý karþýya kaldýðý ýrkçýuygulamalara karþý mücadeleetti. Dünya çapýnda ün kazananmüziðini hiç tereddüt etmedendaima Afrika halklarýnýn haklarýiçin kullandý.

10 Kasým’da Ýtalya’da ölümün-den bir kaç gün önce birgazetecinin röportaj isteðinihastalýðý nedeniyle önce geriçevirdi ve sonra kabul etti.

9 Kasým günü yapyýðý röportaj-da Nelson mandela’ya duyduðuderin sevgiyi anlattý. BarackObama’dan çok umutluolduðunu, onu baþkan yapanaþaðýdan hareketi ve direnci çoktakdir ettiðini anlattý. Ölümün-den sonra nelsoýn Mandela “sondakikalarýnda sahnede olmasý,gene iyi bir amaçla baþkalarýnýnyüreklerini ve yaþamlarýnýzenginleþtirmeye çalýþmasý onuçok iyi yansýtýyor” dedi.

Mama Africa, Afrika’nýn Annesi

MMiirriiaamm MMaakkeebbaa ööllddüü

Troçki, iþçi sýnýfý iktidarýna hizmetetmeyen her partinin istese deistemese de burjuvaziye hizmetetmek zorunda olduðunu, faþizmtartýþmalarýnda sosyal demokrasiyiele alýrken söylüyordu. Ama burju-vaziye, üye sayýsý burjuvalar kadarolan bir parti hizmet edemez. Birburjuva partisinin burjuvaziyehizmet etmesinin en iyi yolu, mily-onlarca yoksulun desteðini kazan-masýdýr. Bu yüzden parlamenterdemokrasi baþka bir çeliþkilidoðasýyla daha sosyalistler arasýn-

da tartýþma konusu olur. Gerici birsýnýf olan burjuvazinin egemenliðiiçin, aþaðýda, toplumun en derin-lerinde deðiþim isteðini biriktirenmilyonlarca emekçinin oyunutoparlayan burjuva partileri kendi-lerini egemen sýnýfa kanýtlamayaçalýþýr.

Sosyal demokrat partilerden fark-lý olarak, Türkiye'de AKP bu türdenbir partidir. AKP bir yandan ege-men sýnýfýn bölünmüþlüðünü gider-di. Anadolu sermayesiyle TÜSÝAD'ýyan yana getirdi ve bir istikrar

yarattý. Emekçiler ve orta sýnýflarAKP'yi deðiþimin adresi olarakgörüp desteklediler. Egemen sýnýfise AB programýný hayata geçire-bileceði güç olarak gördüðü için,Kürt sorununda kendi lehine birçözüm, Kýbrýs sorununun sýrtýndayarattýðý aðýrlýktan kurtulma þansýiçin bir adres olmasý nedeniyleAKP'yi destekledi. AKP ise tümkitlesel desteðini en büyük patron-lar, sanayiciler ve bankacýlargrubunun partisi olduðunu kanýtla-mak için deðerlendirmeye çalýþtý.

Egemen sýnýf, AKP'nin dünyagörüþüyle ilgilenmiyor. Ýstikrarsaðlayýp saðlamadýðýyla ilgileniyor.Ýstikrarsýzlýk unsuru olduðunudüþündüðü zaman, hýzla sýrtýnýAKP'ye dönebilir. Nitekim, ser-mayenin AB programýna en büyükþiddetle direnen silahlý silahsýzbürokrasi ve onarýn siyasi temsil-cisi CHP ile AKP arasýnda gerilimþiddetlendiðinde, TÜSÝAD taraflarýuzlaþmaya çaðýrdý. Bir yandan"AKP'yi yoldan bulmadýðýný" açýk-ladý bir yandan da AKP'nin "has-

sasiyetleri" dikkate alarak toplum-sal konsensüs için adým atmasýgerektiði uyarýsýný yaptý. AKPkonusundaki yanýlgý, egemen sýnýfkonusundaki yanýlgýdan kay-naklanýyor. AKP'nin, egemensýnýfýn partisi olmasýyla tartýþmasýgerekenler, AKP'nin hayali þeri-atçýlýðýyla tartýþýyorlar. Özelliklesoldan gelen bu eleþtiri, AKP'yigüçlendiriyor.

Bir baþka yanýlgý ise AKP'ye oyveren milyonlarca yoksula nasýlyaklaþýlacaðý. Tayyip Erdoðansadece TÜSÝAD'ýn bir numaralýadresi olduðunu kanýtlamayaçalýþmýyor, ayný zamanda tabanýn-daki milyonlarca insanýn deðiþimisteðinin basýncýný da yiyor. Sorun,"asýrlar" önce gericiliðini kanýt-lamýþ burjuvazinin ilerici olupolmamasý, onun son altý yýldýr eniþlevsel partisi olan AKP'nindemokrat olup olmamasý deðildir.Marksistlerin böyle bir tartýþmasýyok.

Burjuvazinin Kürt sorunundaçözüm istemesi, onun demokrasi

düþkünlüðünden deðil, küreselsermayeye entegre olmasý içingerekli istikrar ortamýný ve ser-maye birikimine engel olmayacakadýmý atmak istemesinden kay-naklanýr. Partisi AKP'nin ise zamanzaman demokratik açýlýmlardanyana olmasý zaman zaman ise enþahin tutumlarý takýnmasý, takiyeciolmasýndan ya da demokratlýðýn-dan deðil, bir yandan milyonlarýndeðiþim isteðinin basýncýný his-setmesinden ama ayný zamandaTÜSÝAD'a güven vermek zorundaolmasýndan kaynaklanýyor.

Demokrasinin yukardan deðilmilyonlarca sýradan insanýn aþaðý-dan eyleminin ürünü olarak geliþe-bileceðini ve egemen sýnýfýn çözümyaklaþýmýyla iþçi sýnýfýnýn çözümarayýþý arasýnda grevler, genelgrevler, direniþler ve sokaklarýndemokrasisi kadar fark olduðunubilenler açýsýndan AKP'nin yarýn daçýkýp, "Evet, Kürt sorunu vardýr"demesi þaþýrtýcý olmayacaktýr.

Þenol Karakaþ

Kimdir o AKP'ye demokrat diyen?

Page 11: Sosyalist İşçi 341

sayý: 341 sosyalist iþçi 11

‘Ýnsan türü’nün doðaya, çevreye, diðercanlý türlerine bu arada tabii kendi türünede yaptýklarýný, verdiði zararý anlata anla-ta bitiremiyoruz. Gerçekten de bitecekgibi deðil bu kendini ‘en akýllý’, ‘en zeki’sanan ve kibrinden de yanýna yaklaþýla-mayan türün yaptýklarý. Hele dünyayazorla ‘armaðan ettiði’, dünyanýn her biryanýnda egemen hale getirdiði ‘kapital-izm’ adlý yönetim sistemi! Bu sistemin,tüm canlý türleri ile birlikte, doðaya,yaþam bulduðumuz küreye verdiði tahri-bat artýk onarýlamayacak boyutlara geldi.

Tüketmek, daha fazla tüketmek ve biravuç ‘en akýllýlarýn’, ‘en akýllýsý’nýn ‘kâr’,‘daha fazla kâr’ güdüsünün dinamiðiüzerine kurduðu sistemin hýrsý ve yokediciliði bir türlü durdurulamýyor. Dil farkýbilmeyen, din farký tanýmayan, bir anadandoðmuþçasýna olup bitene direnen biravuç ‘yaþam savunucusu’nun direnci deolmasa, toplu yok oluþ daha hýzlý gerçek-

leþecek her halde...YAPMA CHAVEZ!Aaa, o da ne?..Venezuela Devlet Baþkaný Hugo

Chavez, Rusya ile birlikte çalýþanülkesinin ‘barýþçýl amaçlarla’ nükleer güçolma yönünde ilerlediðini dünyakamuoyuna bildirmiþ. Yapma Hugo,etme Chavez!..

Sen de mi nükleere bel baðlamayý çýkýþyolu olarak gördün?

* * *Bakýn birkaç ay önce kulaðýmýza gelen

haberleri adeta perçinleyen bu haber,geliþmeleri doðruluyor gibi:

“Venezuela Devlet Baþkaný HugoChavez, Rusya ile birlikte çalýþanülkesinin barýþçýl amaçlarla nükleer güçolma yönünde ilerlediðini bildirdi.

Chavez, Venezuelalý ve Rus teknik ekip-lerinin, Rusya Devlet Baþkaný DimitriyMedvedev'in bu ay yapacaðý ziyarete

hazýrlýk çerçevesinde çalýþmaya baþladýk-larýný söyledi. Hugo Chavez, nükleer ener-jiyi saðlýk ve elektrik sektöründe kul-lanacaklarýný belirtti. Venezuela'ya 26Kasýmda gidecek olan Medvedev, buülkeyi ziyaret eden ilk Rus lider olacak...”

* * *Yaþam savunucularýnýn iþleri daha çok

uzun ve çok zorlu gibi, deðil mi? Bu moralbozucu haberin yanýnda yaþamsavunucularýný umutlandýran bir haber devar neyse ki. Aþaðýda onu da paylaþýyo-rum. Sen de duy Chavez!..

Bak senin de öykünerek moralimizibozduðun ‘nükleerciler’, atýklarýný nereyekoyacaklarýný bilemiyorlar. Dünyaya mey-dan okuyan pervasýzlýða karþý sesini yük-selttiðinde; bize, umut aþýlayan sen vesana derli toplu, yeni, ‘alternatif bir pro-gram’ hazýrlayýp sunamayan, biz hepimizdemek daha çok kafa yormalýyýz, çabala-malýyýz!..

DÝRENENLER DE OLMASA...Ýþte o haber:“ Fransa'dan Almanya'nýn Gorleben

kentinde bulunan ara depoya yapýlannükleer atýk sevkýyatý, Almanya’da haftasonu büyük protesto gösterilerine nedenoldu. Sevkiyat, hafta sonu aralarýnda bazýYeþiller Partisi üst düzey yöneticilerininde bulunduðu 15 bin çevreci tarafýndanprotesto edildi.

Claudia Roth, Cem Özdemir ve RenateKünast’ýn da katýldýðý eylemde, radyoaktifmadde içeren nükleer atýklarýn vereceðizararlara dikkat çekildi. Bazý göstericilerde kendilerini nükleer atýk taþýyan trenin

geçeceði tren raylarýna zincirledi.Protesto gösterilerine raðmen, 14 saatgecikmeli olarak Gorleben kentine varannükleer atýk treninden sevkiyat Pazartesisabahý baþladý. Kent merkezinden 20kilometre uzaklýktaki ara depoyaboþaltýlan atýklar, özel korumalý vagonlar-la güvenlik güçlerinin kontrolünde getiril-di. Polis sözcüsü, gösterilerine devameden çevrecilerin barikatlarýný aþtýklarýnýve kente girdiklerini söyledi. Protestogösterileri ve barikatlar nedeniyle güzer-gahýný deðiþtiren trenin toplam yolculuðuise 56 saat sürdü. Çevreci gruplar,Gorleben kentinin nükleer atýk deposuolarak uygun bir yer olmadýðýna dikkatçekiyor. Bölgede kaynak sularýn çýktýðýnaiþaret eden Greenpeace’in nükleeruzmaný Thomas Breuer, ‘Gorleben ken-tinin uygun bir yer olmadýðýnýn bilinme-sine raðmen, orada bir nükleer atýk depo-sunun bulunmasýný sorumsuzluk olarak’niteledi. Yeþiller Partisi de baþka nükleeratýk deposu olarak baþka bir yer aran-masýný istiyor. Yeþiller Partisi’ninParlamento Grup Baþkaný Baerbel Höhn,Gorleben kentine iliþkin daha önce siyasibir karar alýndýðýný belirterek, yeni bir yeraranmasýnýn þart olduðunu dile getirdi.Ancak Baþbakan Angela Merkel ise; bukonuda geri adým atmaya yanaþmýyor!..”

* * *Hiç birimiz unutmayalým ki; bilimsel

raporlarýn istatistiki verilerine göre;“Nükleer enerji, nükleer silahlarýn yayýl-masýna zemin saðlýyor. Son yýllarda,atom bombasý geliþtiren ve imal edenülkeler, baþlangýçta sivil amaçlar taþýyan

‘atom programý’ yürütüyorlardý...”Nükleer santral kurma macerasý

dünyada çok deðil, yaklaþýk 50 küsur yýlönce baþladý. Ama bilim insanlarýnýn açýk-ladýklarýna göre henüz hiç kimse “nükleeratýklarýn” ne yapýlacaðý nasýl saklanacaðýkonusunda bir fikre sahip deðil. ( Nükleerkullanan ülkelerin, yukarýdaki haberdeyaþananýn dýþýnda, bir de ‘illegal’ yollar-dan yaptýklarý ‘atýk depolama’ iþlemleride var tabii.) Ýyi bilmeliyiz. Bu atýklarkesin olarak canlý yaþamýný sona erdire-cek nitelikte yüksek “radyoaktivite"taþýyor. (Ayrýca þu da bir gerçek: Zararsýz‘radyasyon’ yok. Her ne kadar bazý çevrel-erce ‘kabul edilebilir eþik deðerler’ ilerisürülse de; bu eþik deðerler her geçengün daha da aþaðýlara çekilmektedir...)

Ýþte bakýn Fransa ve Almanya neyapacaðýný bilemiyor. Yaþam savunucu-larýnýn nükleerin her türlüsüne karþý çýk-malarý için bir neden. Yetmez mi? Gelecekkuþaklara (ki olursa), yok edemeyecekleribu atýklarý býrakmaya ne hakkýmýz var?

* * *Avustralyalý nükleer karþýtlarýndan

ödünç aldýðým bir sözü sizlerle pay-laþayým. Çok anlamlý ve düþündürücüçünkü:

"Eðer Romalýlar zamanýnda nükleerenerji olsa ve kullanýlsaydý, biz bugünhalâ onlarýn atýklarýnýn bekçiliðini yapýyorolacaktýk…” Ýyi mi?

Atýk bekçiliði yapmak yerine, gelinvazgeçin þu nükleerden!.

YALÇIN ERGÜNDOÐAN [email protected]

YYAAÞÞAAMM SSAAVVUUNNUUSSUU

AAttýýkk bbeekkççiilliiððii yyaappmmaakk yyeerriinnee......

DSÝP'liler Kadýköy'de Ýklimdeðiþikliðini, buna baðlý olarakyeni liberalizm ve krizi tarýþmakiçin buluþtu. Özellikle liseli genç-lerin katýldýðý tartýþmada ilimdeðiþikliðinin ne olduðundan vebugün söylenen çözümlerin nasýlda yeni liberal politikalarýnürünleri olduðu tartýþýldý. Ýklimdeðiþikliðinin ertelenemez birsorun olduðunu vurgulandý.

Ýklim kampanyasýna baðlý olar-ka KEG'in Þirketleri deðilGezegeni kurtarýn kampanyasýn-dan bahsettik. Krize karþý KEGbu slogan ile aktivistleri 29kasým'a çaðýrýyor. Ýklim deðiþik-liði bizlerin deðil þirketlerin vekar hýrsýna kapýlmýþ kapitalis-terin yarattýðý bir sorundur.Sorun Ayþe Teyze'nin ve þoförAhmet'in zaten olmayan imkan-larýndan feragat ederek çözüle-cek bir sorun deðildir. Dünya'yý

kirletenler biz deðiliz o nedenlebu eksende bir kampanya ilesokaða çýkmalýyýz. Bugünbahsedilen çözümler yoksullarývuran, onlardan ellerinde kalanýda almaya yönelik politikalardýr.KEG'de de mümkün olduðuncaçok insana bu politikalarýmýzý

anlatmalý ve yien olabildiðincecok insanla 29 Kasým mitinginegiderek hareketi büyütmeliyiz.Toplantý sonunda bu Cumagünü itibari ile Kadýköy KEGyerli krumak üzere buluþmayave kampanyayý örügtlemeyekarar verdik.

Geçtiðimiz Hafta Küresel BAKaktivistleri Kadýköy'de KESK'inkrize karþý 29 Kasým mitingçaðýrýsýna destek kampanyasýnýnstartýný verdi.

Geçen hafta Kadýköy'de SavaþBütçesi ÝS-TE-MÝ-YO-RUZbaþlýklý toplantý gerçekleþti.

KESK Baþkaný Sami Evren veÝlkay Akkaya'nýn konuþmacýolduðu paneldei kriz içinhükümetin ayýracðaý bütçeninmilitarist yanlarýndan bahsedildi.

Savaþ karþýtlarý olarak savaþçýdeðil barýþçý bir bütçe talebi vur-gulandý, adil ve sosyal harca-malara ayrýlacak bir bütçe içinkampanya yapacaðýmýzadeðinildi.

Sami Evren KESK'in baþlattýðýhareketin 29 Kasým sonrasýndada devam edeceði ve KüreselBAK’ýn da bu kampanyanýn asýlitici güçlerinden biri olacaðýnýsöyledi. Evren ayrýca kampanya-da Ergenekon süreci ile birlikte

solda ortaya çýkan bölünmeninhepimiz için iyi olduðunu veönümüzdeki süreçte sola bak-madan sokaða yönelik iþ yap-mak gerektiðini de belirtti.

Küresel BAK'ta 29 Kasým'aSavaþ bütçesi ÝS-TE-MÝ-YO-RUZsloganý ile gidiyor.

Otobüs listeleri ve çaðýrýlaryapýlmaya baþlandý.

Çeþitli þehir ve üniveristelerdekriz- NATO- savaþ toplantýlaradevam ediyor.

29 Kasým'da herkesi krize karþýKüresel BAK kortejine çaðýr-maya devam etmeliyiz.

Kerem Kabadayý "Türkiye ve NATO iliþkisi" üzerine konuþtuBoðaziçi Üniversite'sinin Kilyos kampüsünde Kerem Kabadayý ile gerçekleþtirdiðimiz "Türkiye ve NATO iliþk-

isi" baþlýklý toplantýya yaklaþýk 80 kiþilikatýldý. Kerem Kabadayý öncelikle NATO-Gladio iliþkisini, ÝncirlikÜssü’nü, nükleer baþlýklarý ve NATO'nun savaþ suçlarýný anlattý. Ysunumun ardýndan bir buçuk saate yakýn birsüre salondaki katýlýmcýlarla sohbet sürdü. Obama'nýn baþkanlýðýnýn nasýl algýlanmasý gerektiðinden,Ortadoðu barýþýna kadar çok farklý konularda sorular geldi.

Toplantý sorasý yapýlan sohbette Boðaziçi'nin Kilyos kampüsünde çok fazla öðrenci kulübü faaliyeti olmadýðýve o kampüste bir Barýþ ve Adalet Kulübü kurulmasý fikrini konuþuldu.

IIrrkkççýýllýýððaa vveeMMiilllliiyyeettççiilliiððee DDuurrDDee::

“Siz, Vecdi Gönül, ve sizinkigibi ýrkçý kafalar "devametmeseydi", 21. yüzyýlda ýrkçýnefretle, sokak ortasýnda,arkasýndan insan kurþunlayan-lar bayrak önünde kahramanlýkpozu veremezlerdi.

Kaygýlýyýz Vecdi Gönül.Sözleriniz "halký kin ve düþ-manlýða tahrik" ediyor. Kendiyazdýðýnýz yasalara uyun.Kimseyi kimseye karþý kýþkýrt-mayýn. Önce "gerçekten çaðdaþ,medeni ve aydýnlanmýþ insan-lar" olmadýklarýný ima ettiðiniztüm yurttaþlarýmýzdan özürdileyin, sonra da bir asýrdýryapýþtýðýnýz koltuðu býrakýpistifa edin. Çünkü artýk sizin

þahin pençelerinize vereceðimiztek bir güvercinimiz bile yokbizim.KKüürreesseell BBAAKK::

“Milli Savunma Bakani, "halkýkin ve düþmanlýða tahrik etme"sucunu islemiþtir. Vecdi Gönül,yakýnlarý, çocuklarý, torunlarýhâlâ bu topraklarda yasayan veTürkiye Cumhuriyeti yurttaþýolan, vergi veren, oy kullananErmenileri, Rumlarý bu ülkeninadeta düþmaný olarak göster-miþtir. Ermeniler, Kürtler,Rumlar, Türkler ve tüm halklar,barýþ içinde, geçmiþleyüzleþerek, ezilen halklaragüven vererek bir aradayasamasýný baþarabiliriz vebaþarýyoruz. Yeter ki VecdiGönül gibiler, gölge etmesinler."

Irkçý bakana büyük tepki

"YOKLUGUM TÜRK VARLIGINAARMAGAN OLSUN"

Milli Savunma Bakani Vecdi Gonul soruyor: "Bugun eger Ege'de Rumlardevam etseydi ve Turkiye'nin pek cok yerinde Ermeniler devam etseydi,bugun acaba ayni milli devlet olabilir miydi?" (...)

"Hayir, ayni olmazdi. Super olurdu." (...)Butun ulke uc noktaya birikmez, kirk kusur merkez olurdu. Yirmi, otuz

yillik fidan hayatlarimiz degil, kadim bir orman gibi kulturumuz olurdu.Anasinin dogdugu yerde dogabilirdi herkes, iste o zaman ulke, "mem-leket" olurdu.

Olmamamizin iyi oldugunu savunuyor. Tehcir ve mubadelenin Turkiyeicin cok hayirli oldugunu savunuyor. Bunca yil soyleyip duracaksin 'oylebir niyet yoktu, bunlar savas tedbiri' falan filan diye; ondan sonra da, bu"gonulsuz tedbirler"den nasil fayda sagladigini, onlarin uzerine nasil insaoldugunu falan, rahat rahat anlatacaksin. (...)

Bu gonulsuz tedbirlerin anlaminin "milyonlarca can" oldugunu ayri bircumlede soyleyeyim dedim, yoksa agir olacak... (...)

Cok sIk unutulan ilginc bir sey soyleyecegim: Biz hâlâ variz. Iste sukadariz bu kadariz. Aziz maziz, azinligiz, ama variz. Bizim de (yani su anolanlarimizin da) olmamamizi mi istiyor Bakan? (...)

(...) Cok ciddi bir onerim var. Hani goz bebeklerimizi, civcivlerimizi herpazartesi sabahi, torna-tesviye siralarina oturtmadan once, beton bahcel-erde topluyoruz ya, hani onlara suur asilayip, teklestirip, kutsal amaclarakanalize edip, dar borulardan geciriyoruz ya. Hani hep bir agizdan antictiriyoruz ya: "Varligim Turk varligina armagan olsun" diye... Azinlikokullarinda soyle dedirtelim cocuklara mesele kapansin: "Yoklugum Turkvarligina armagan olsun." (...)

Arat Dink (14 Kasim 2008, TARAF gazetesindeki yazisindan)

Doððanýn da, hayyvanlarýn da ne haklarýný ssavunacak 'avukatlarý', ne çýkar-larýný koruyyacak 'ssendikalarý', ne de 'oyy haklarý' var. Görev 'yyaþamssavunucularý'na düþüyyor... Unutmayyýn! TTürcülük de, týpký "ýrkçýlýk" ve"cinssiyyet ayyrýmcýlýððý" gibidir.

YYAALLÇÇIINN EERRGGÜÜNNDDOOÐÐAANN

ÝÝkklliimm ddeeððiiþþiikklliiððii vvee kkaappiittaalliizzmmiinn kkrriizzii ttaarrttýýþþýýllddýý

SSaavvaaþþ BBüüttççeessii ÝÝSS-TTEE-MMÝÝ-YYOO-RRUUZZ

Page 12: Sosyalist İşçi 341

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve tanýtým hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi,

Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/ÝstanbulBaský: Yön Matbaasý, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok 366 Topkapý, Ýstanbul -Tel:0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn, haftada bir

yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

MARKSIZM 2008

.

AAnnttiikkaappiittaalliisstt ttaarrttýýþþmmaallaarr ÝÝzzmmiirr’’ddee ggeerrççeekklleeþþttii::

“Krize karþý antikapitalist yeni bir sol”

DDSSÝÝPP ttaarraaffýýnnddaann ddüüzzeennlleenneennMMaarrkkssiizzmm 22000088 ttaarrttýýþþmmaallaarrýý bbuukkeezz ÝÝzzmmiirr''ddee ggeerrççeekklleeþþttii.. ÝÝkkiiggüünnddee ttooppllaamm 77 ttooppllaannttýýggeerrççeekklleeþþttii.. 220000''ddeenn ffaazzllaakkaattýýllýýmmccýý yyeerr aallddýýððýý ÝÝzzmmiirr''ddeekkiiaannttiikkaappiittaalliisstt ttaarrttýýþþmmaallaarrddaa yyaaþþoorrttaallaammaassýý 2200''yyddii.. KKaappiittaalliizzmmiinnkkrriizzii vvee EErrggeenneekkoonnaa kkaarrþþýýmmüüccaaddeellee üüzzeerriinnddee eenn ffaazzllaadduurruullaann kkoonnuullaarrddýý.. ÝÝzzmmiirr''ddeerraaddiikkaall ssöözzlleerriinn eeddiillddiiððii ttaarrttýýþþ-mmaallaarrýýnn öözzeettlleerrii vvee iizzlleenniimmlleerr::

"Küresel ýsýnma ve ekolojik kriz"'toplantýsýnda konuþan KEG ve DSÝPüyesi Ayþin Altun, "Ýklim deðiþiyor.Gezegenimiz batýyor. Kapitalistlergezegeni deðil bankalarý kurtarýyor.Çözüm bizlerin ellerinde,yenilenebilir enerji kaynaklarýnayönelmek ve yeryüzünde yaþamý kur-tarmak mümkün" dedi. AllianoiGiriþimi, Irak Dünya Mahkemesi veKEG kampanyalarýnda yer alan HilalKüey "Küresel ýsýnmanýn sanayidevrimi ve sanayileþme poli-tikalarýnýn bir sonucu” olduðunu vur-guladý ve Ya kapitalizme son vere-ceðiz ya da dünyanýn sonu gelecek"dedi.

"Kapitalizmin krizi ve emekçisýnýflar" baþlýklý toplantýda konuþanDSÝP üyesi Giray Korkusuz, neo-lib-eralizmin bugün çöktüðünü, dünyadave Türkiye'de kapitalistlerin krizinfaturasýný çalýþanlara ödetmek iste-diðini, küresel çapta iþten çýkar-malarýn, ücretleri düþürme poli-tikalarýnýn, Türkiye'de 2009bütçesinin bu saldýrýnýn göstergeleriolduðunu vurguladý. Korkusuz,Ýzmir’deki antikapitalistleri 29Kasým’da Ankara’da KESK’in yanýndaolmaya çaðýrdý.

DSÝP'ten Recep Aykýn ve ÖDP'denEkrem Tükenmez "Antikapitalisthareket ve sol alternatif" toplantýsýn-da konuþtu.

Recep Aykýn, 1999'da Seattle'daDünya Ticaret Örgütü'ne karþýgerçekleþen gösterilerin bir dönümnoktasý olduðunu, antikapitalisthareketin doðduðunu ve geçensürede dünyada etkin bir güç haline

geldiðine dikkat çekti. Recep Aykýnyeni sol örgütlenmenin kapitalizme,savaþa, iþgale, ýrkçýlýða, cinsiyetçil-iðe, homofobiye ve darbelere karþýolan en geniþ kesimleri kapsamasýgerektiðini söyledi. Ekrem Tükenmezise antikapitalist hareketin 11 Eylülsonrasý kendisini savaþ karþýtýharekete dönüþtürmeyi baþardýðýný,devletler ve partiler arasýnda deðil,insanlar ve sýnýrlarý aþan sosyalhareketler arasýndaki yeni bir enter-nasyonalizmi yarattýðýný söyledi.

“Stalinizmin iflasý ve aþaðýdansosyalizm" toplantýsýnda konuþanDSÝP üyesi Erkan Kara "Sosyalizminkurulmasý için milyonlarca insanöldürülebilir mi" diye sordu.Stalinizmi savunan bir çok hareketinbugün bile bu soruya "evet" yanýtýnýverebileceðini söyleyen Kara,Sosyalizmin iþçi sýnýfýnýn kendi eyle-mi, taban örgütleriyle kurulabileceði-ni anlatan Erkan Kara stalinizmlehesaplaþmadan bugün sosyalist birmücadele yürütülemeyeceðini vurgu-ladý.

"Darbe, Ergenekon,Demokrasinin konuþmacýlarý EgeÜniversitesi'nden Prof. Dr. MelekGöregenli ile DSÝP üyesi RoniMargulies'ti. Melek Göregenli,üniversitelerde baþörtüsü yasaðýnakarþý ve özgürlükçü demokratik yenibir anayasa için bir çok giriþimde yeralýyor. Roni Margulies; "Kemalistdevlet, derin ve sýð tüm mekaniz-malarýyla seçilmiþ hükümetidevirmek istiyor" tespitiyle konuþ-masýna baþladý. Laik-þeriatçý saflaþ-masýný "halký seferber edebilmek,cumhuriyet mitingleriyle darbenintoplumsal koþullarýný yaratmak içindevletin pek de derin olmayan kes-imleri tarafýndan kullanýlan ideolojikbir silah olduðunu" söyledi. MelekGöregenli "Bu olayýn sýnýfsal maddiarka planý nedir? Çok açýk bir sýnýfsalarka planý var. Cumhuriyet miting-lerinde yürüyenler orta-üst ve üstsýnýflarýn üyeleriydi. Sosyalistlerinburada iþi olamaz" dedi. "Marksizm'ne o ne bu', hele hele 'yesinler bir-birlerini' þeklinde hayatý yorumlayanbir yöntem asla deðil. Marksizm,dünyayý deðiþtirme iddiasýdýr" diyekonuþan Göregenli'ye göre militarist,homofobik, cinsiyetçi ve devlet yan-

lýsý bir tutumun sol olamayacaðýnýsöyledi.

"Kemalizm, politik Ýslam ve sol"baþlýklý toplantýnýn konuþmacýlarýEge Üniversitesi'nden Doç. Dr.Nilgün Toker ile DSÝP'ten VolkanAkyýldýrým'dý. Volkan Akyýldýrým;2008'de hortlayan "irtica" paranoy-asýnýn tohumlarýnýn cumhuriyetinkuruluþ dönemlerinde atýldýðýný,Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ileTürkiye'de din ve inanç özgür-lüðünün baský altýna alýndýðýný söyle-di. Bugün Alevi ve Sünni dindarlarýninançlarýný özgürce yaþayamadýðýna,diðer din mensuplarýnýn ise vahþiceöldürülebildiðini söyleyen Akyýldýrým,sosyalistlerin tüm 'ezme / ezilme'iliþkilerine karþý olmasý gerektiðinivurguladý ve sosyalistleri Kemalistrejime karþý "din, inanç ve ifadeözgürlüðü" için mücadele etmeyeçaðýrdý. Konuþmasýna din ve dindar-lýðýn iki ayrý olgu olduðunu söyley-erek baþlayan Nilgün Toker; "dingibi kemalizmin de dogmatikolduðunu" söyledi. Toker, solun 20yýldýr maðduriyet durumundan çýka-madýðýný ancak Ýslamcýlarýn bu duru-mu aþtýðýna dikkat çekti. NilgünToker'e göre sol, hem Kemalizm hemde din karþýsýndaki net bir tutumalmalýydý.

Antikapitalist tartýþmalarýn sontoplantýsý "Cinsiyetçilik ve kapital-izm"di. Küresel Eylem Grubuüyelerinden Nalan Damarsardý kapi-talizm ve cinsiyetçilik arasýndakiiliþkiye dikkat çekti. Kapitalizmin ailekurumunu yaþatmak için her gün cin-siyetçiliði yeniden ürettiðini söyleyenDamarsardý devrimi beklemek deðil,bugünden her türden cinsiyetçiuygulamaya karþý mücadele etmeningerekliliðini savundu. BaðýmsýzKadýn Ýnisiyatifi'nden Özge Yolcu ise;sendikalarda yüzde 40 kadýnkotasýnýn gerektiðinin altýný çizdi.Yolcu; sendikalarda kadýn komisyon-larý kurulduðunu, ancak bu komisy-onlarýn çoðu zaman ikincil ve önem-siz olarak görüldüðünü söyledi. DSÝPüyesi Fatma Can ise; medyanýn cin-siyetçiliði kullandýðýný, seçtiði kod-larla yeniden ürettiðini söyledi.Ýzmir'deki antikapitalist tartýþmalarýcinsiyetçiliðe ve kapitalizme karþýmücadele çaðrýsý ile son buldu.

4 TOPLANTI:1133..3300 –– 1144..4455

Ortadoðu'da savaþ veÝslam fobisiAAvvii HHaalliigguuaa ((AAççýýkk RRaaddyyoo))HHaassaann ÜÜnnaall ((MMaazzlluumm-DDeerr BBuurrssaaÞÞuubbeessii BBaaþþkkaannýý))

1155..0000 –– 1166..1155

Yaklaþan felaket: Küresel ýsýnmaEEssrraa EErreenneerr ((DDSSÝÝPP))MMeehhmmeett KKaarrttaall ((ÖÖDDPP))

1166..3300 –– 1188..0000

Kürt sorunu ve milliyetçilikAAyyllaa YYýýllddýýrrýýmm ((BBaarrýýþþ MMeecclliissii))KKuuttbbeettttiinn ÜÜþþeennçç ((DDTTPP PPMM ÜÜyyeessii))ÖÖzzddeenn DDöönnmmeezz ((DDSSÝÝPP))

1188..1155-1199..3300

Yeni liberalizmin çöküþüve gelecekÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ ((DDSSÝÝPP))

BURSA 22 Kasým (Cumartesi)

Antikapitalist tartýþmalar, Bursa BarosuLokali’nde gerçekleþiyor: Kýbrýs ÞehitleriCaddesi, Adliye Sarayý, G Blok

KOCAELÝ 23 Kasým (Pazar)

AKHÝSAR 11 Aralýk (Pazar) Kapitalizmin krizi veemekçi sýnýflar

Kapitalizm neden krizlere girer? Bugünkü krizin dinamikleri Krize karþý çalýþanlar nasýl

örgütlenmeli?

Kemalizm, stalinizm,Türk solu

Türk solunun tarihsel kökleriDarbeler ve solSusurluk’ta baðýranlar bugün

neden sessiz?

Neden sosyalist olmakgerek?

Özgür bir toplum nasýl kurula-bilir?

Bireysel kurtuluþ mümkün mü? Yönetilenler yönetebilir mi?

3 TOPLANTI :1155..0000 - 1166..0000

Küresel iklim kriziNNuurraann YYüüccee ((KKEEGG))MMeelltteemm OOrraall ((DDSSÝÝPP))

1166..1155-1177..3300

Darbe, Ergenekon,demokrasiBBeerrhheemm BBaallttaaþþ((7700 mmiillyyoonn AAddýýmm))ÖÖzzddeenn DDöönnmmeezz ((DDSSÝÝPP))

1177..4455 -1199..0000::

Yeni-lliberalizmin çöküþü,emperyalizm ve savaþPPrrooff.. DDrr.. SSiinnaann ÖÖzzbbeekk ((KKOOÜÜ.. FFeellsseeffee))VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm ((DDSSÝÝPP))

Kocaeli’de Marksizm 2008DDaaffnnee KKüüllttüürr MMeerrkkeezzii’’nnddeeyyaappýýllaaccaakk:: KKeemmaallppaaþþaa MMaahhaalllleessii,,ÝÝnnöönnüü CCaaddddeessii NNoo:: 8844,, ÝÝzzmmiitt((EEsskkii SSttaarr ssiinneemmaassýý))

ÝLETÝÞÝM:0542 500 23 22

www.dsip.org.tr