RUHSAL AYGIT

Dr. Tahir ÖZAKKAŞ

ii

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 17

Ruhsal Aygıt

Dr. Tahir ÖZAKKAŞ

ISBN 978-975-7901-34-1Copyright Özak Yayınevi (Psikoterapi Enstitüsü)

Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veyakısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik

ortamlarda yayımlanamaz.

Birinci baskı: Aralık 2011

Redaktör: Esin ÇimenYayıma hazırlayan: Menekşe Arık

Baskı: İklim OfsetNişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanbul

Tel: 0212 577 77 45www.iklimmatbaa.com

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIKORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Bayramoğlu Mahallesi Fatih SultanMehmet Caddesi Mehtap Koyu Sitesi No285 Darıca-İZMİT

Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 6698

Merkez: Bağdat Caddesi İmrençer Apartmanı No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL / TÜRKİYE

Tel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

iii

RUHSAL AYGIT

Dr. Tahir ÖZAKKAŞ

v

SUNUŞ

Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği için Ankara Diş Hekimleri Odası’ndaverdiğim ‘Hipnoz Konferansı’ metinlerini sizlere sunuyoruz. Bukonferansta tartışılan konuların, hipnoz konusuna ilgi duyanbaşlangıç aşamasındaki meslektaşlarımızın yanı sıra ileridüzeyde hipnoz eğitim ve çalışmalarına devam eden psikoterapistve hipnoterapistler için de son derece öğretici ve ufuk açıcıolacağına inanıyoruz.

Psikoterapi Enstitüsü olarak, öncelikle ruh sağlığıprofesyonellerinin ya da ruh sağlığı ile ilgilenen kişilerin ihtiyaçduyacağı teorik bilgileri ve pratik/uygulamaya yönelik deneyimleripaylaşan özgün ve çeviri yayınlar ile literatüre katkıda bulunmayıhedeflemekteyiz.

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nünçalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları,uluslararası konferanslar ve dünya literatüründen seçkileriiçermektedir. Konuya ilgi duyan okuyucuların yanı sıraklinisyenler, psikoterapistler ve araştırmacılar için başvuru kitabıniteliği taşıyan bu yayınları sizlerle buluşturmaktan kıvançduyarız.

Dr. Tahir ÖZAKKAŞPsikoterapi Enstitüsü Başkanı

vii

İÇİNDEKİLER

1. OTURUM .......................................................................1

2. OTURUM .....................................................................35

3. OTURUM .....................................................................71

4. OTURUM ...................................................................109

5. OTURUM ...................................................................143

6. OTURUM ...................................................................165

7. OTURUM ...................................................................193

8. OTURUM ...................................................................235

Birinci Oturum 1

1. OTURUM

KONUŞMACI: Özgeçmişinizi şöyle kitabınızın arkasındanokuyalım. Hepiniz hoş geldiniz. Ankara Hipnoz Derneği de birazilerlesin, İstanbul’a yetişemiyoruz ama hocam ne yapalım?Ankara memur kenti doğaldır ondan. İnşallah bundan sonra dahasık olarak, yine bu normal aylık toplantılarımız devam edecek.İlgilenen arkadaşlar için o aylık toplantının dışında, böyle küçükgruplar halinde, belirli tarihler ayarlanarak yine çalışmalaryapılabilecek. Hocamıza vakit ayırdığı için çok teşekkür ediyoruz,kırmadı bizleri.

Tanımayan yok ama yine şöyle bir tanıtalım. Doktor TahirÖZAKKAŞ, 1958 yılında Kayseri’de doğdu. Ankara ÜniversitesiTıp Fakültesi Dermofoloji, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesindestajyer doktorluk tahsili yaparak tıp doktoru oldu.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Hacettepe Üniversitesi Kayseri Gevher TıpFakültesinde başladım. Birkaç yıl burada, Ankara’da okuduktansonra Kayseri’ye devredip tıp öğrenimimi tamamladım. Bu arada,tıp fakültesine tercih yaptığımız dönemlerde, benim tercihimsosyal bilimler ve sosyolojiydi daha çok. Fakat ailemin baskısıüzerine “Kayseri’ye fakülte açılmış, memleketimize, illa burayıyazacaksın” diye tercihlerimin üstüne getirdiler, ‘Kayseri Tıp’yazdılar. İkinci tercihim de Siyasal Bilgiler Fakültesi’ydi, fakat tıbbıkazandık biz. Kayseri’de okuyacağız diye Hacettepe’nin içindeokuduk.

KONUŞMACI:Kitaplarınız var, makaleleriniz var, sayılarıunutuluyor onların yavaş yavaş, çoğaldığı için.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Evet bir şeyler var.

KONUŞMACI: Peki, teşekkür ediyoruz.

2 RUHSAL AYGIT

KONUŞMACI 2: Kitap alabilecek miyiz acaba, temin edebilecekmiyiz?

TAHİR ÖZAKKAŞ: Kitap getirdim, herhalde Osman Bey yardımcıolur. Arzu edenler varsa, arabanın bagajında sürekli taşıyorum,oradan almanız mümkün olabilir. O zaman ben bu hipnozhikâyesinin nereden başladığı ile ilgili özgeçmişi detamamlayayım.

Ben 1977 yılında Hacettepe’de okurken bir öğrenci arkadaş bana,tahminen yükseliş kolejinde mühendislik okuyordu. “Sana birhipnoz yapayım” diye bir cümle söyledi. Ben o güne kadar “hipnoznedir? Hipnoz kelimesinin anlamı nedir?” bunlarla ilgili en küçükbir bilgim yoktu. Medyatik bir bilgim de yok. Beni bir takımtelkinlerle hipnotiktrans altına almaya çalıştı ve ben transagirmedim, ama o kelime benim beynimi çok meşgul etti.

Ben birkaç gün içerisinde Hacettepe Tıp Fakültesi’ninkütüphanesine gittim ve orada hipnoz kelimesini tarayarak, böylebir şey var mı yok mu anlamında, karşımda yığınla literatür vekitap buldum. O günden başlayan macera bu güne geldi.

Her yıl ben üniversite sınavlarına girerdim. Bu üç dört yıl devametti. Çünkü Hacettepe Tıp Fakültesi’ne yüksek bir puanlagirdiğimde buna inanamadım “ya bu nasıl olur şans mıdır? Yoksagerçekten ben bilgim ve becerimle mi bu fakülteye girdim?”şeklinde bir düşüncem vardı. Kendi kendimi ikna etmek için üçveya dört yıl üst üste ÖSYM’ye girdim, benzer puanlar aldım. Tabio dönemdeki sınavlar daha çok herhalde genel yetenek ve zekâüzerine çalışıyordu. Benim eğitimim de o kadar parlak bir eğitimdeğil, bir Anadolu Lisesi değil, bir Fen Lisesi değil. Kendimiyakıştıramadım o puanlara. Her sene tercih yapmazdım. “Ha bakşans değilmiş” gibisinden kendimi inandırırdım.

Tabi Hacettepe’ye geldiğim ilk yıl büyük bir kompleks yaşadım.Onları da paylaşayım. Tıp Fakültesine oturduk. Burada dönen bir

Birinci Oturum 3

amfisi var. İki yüz kişi falan oluyor. İki amfimiz vardı. Hocamız biryazı yazıyordu, fizik dersindeyiz. Daha problemin yarısınagelmeden biri bunun cevabını söylüyor. Daha problemi anlamakavrama, konuyu kavrama anlamaya çok uzağım. Dedim “Bengeri zekâlı bir tipim. Burada ne işin var oğlum senin, sen bavulunual git.” Yani ilk ayda aldığım karar buydu. Hoca işte atomuyazıyor. Fizikten proton, nötron, elektron güzel. Altında subatomikparçacıkları yirmi iki tane mezon yazdı. Ben hiç duymamışımböyle bir şey. Bizim bildiğimiz atom, üç tane nötronu var, protonuvar, elektronu var. Subatomik parçacık diye bir parçayı biz neokuduk ne gördük. Tabi önceki arkadaş işte “Hocam falan maddeeksik oldu.” filan. Tabi sonradan öğrendik ki Türkiye’de bir taneFen Lisesi vardı. O zaman orada elli arkadaş falan olurdu,onlardan yirmi beş tanesi bizim fakülteyi tercih eder gelir, orayaotururlardı. Bizim hocalarda onlara ders veren hocalar, buproblemleri zaten görmüşler, çözmüşler. Tabi birkaç ay böyle birsıkıntından sonra, bunları fark ettikten sonra, onların da bilmediğikonulara gelince eşit noktaya geldik ve fakültede kalma kararıverdim.

Tabi Tıp Fakültesini bitirdikten sonra mecburi hizmet çalışmasıvardı. Zorunlu hizmete gittik. Orada da ideal hekim gibi, vatanımilleti kurtarmak gibi, kendimi çok yoğun kaptırdım, sağlık ocağınıdüzelttim. Orayı böyle bir devlet hastanesi haline getirme, çevreyidüzenleme, aşılama programlarını yüksek derecelere getirme,köylere koşturmak, tabi beş altı yılım orada gitti. Ardından halksağlığında, işte sosyal bilimlere olan ilgim biraz halk sağlığına,koruyucu sağlık hizmetlerine yöneldi. Burada fakültedeyken,Hacettepe’deyken Nusret Hoca vardı. Rahmetli onun böyle halksağlığı konusunda çok hassasiyeti vardı Türkiye’de. O bize bir alttemel de muhtemelen verdi. O dönem bir de halk sağlığıkomitemiz vardı. Halk sağlığında doktora yaptım. O sırada iş yerihekimliğim vardı. Dört beş yıl süren iş hekimliği üzerineçalışmalarım oldu.

4 RUHSAL AYGIT

Doktora tezim, belki birkaç tezden birisi Türkiye’de. ‘İşyeriHekimliğinde Sağlık Hizmetleri’yle ilgili. Ben bulunduğumfabrikadaki Taksan Takım Sanayi tezgâhlarında, çok büyük birentegre tesis Kayseri Bölgesi’nde, oradaki işçiler üzerine,dökümhane işçileri üzerinde dökümhanenin etkilerini inceleyenklinik ağırlıklı bir çalışma yaptım. Tezim ret edildi, masaya atıldı.“Böyle tez olmaz.” dediler. “Sağ olun” dedik. İki yıl süren birçalışmaydı o çalışma. Üç yüze yakın işçinin periyodik röntgentaramaları ve bu röntgen taramalarının akciğerlerdeki etkileriniinceleyen ve onların sonuçlarını değerlendiren ve bir takımtedbirler alınmasını ileri sürdüğüm bir tez çalışmasıydı. Tezjürisindeki hocalarımızın bir kısmı klinisyen bir kısmı halk sağlığıhocasıydı. Bunlar birbirine düştü. Klinisyen hocalarımız “Bendenhabersiz bu tez nasıl hazırlanıyor, göğüs hastalıklarıyla ilgiliolduğu için, bu radyoloji kararlarını kim verebilir burada. Ancakradyoloji hakkında ben rapor verebilirim. Benim haberim olmadanböyle bir tez hazırlanamaz” dedi. Tezim ret edildi. Bir yıllık ek birsüre verildi tez için. Ben bu bir yıllık sürenin on bir haftasında birbaşka fabrikaya giderek bir anket hazırladım. Gece gündüz oanketi dağıttım. Ertesi gün topladım. O gece oturdum anketüzerine bir tez yazdım. Üçüncü gün tezim bitti ve bir sonraki jüritezi pekiyi ile kabul etti. İstedikleri şey dünya rakamlarına uygunbir sonuçtu, bende gayet iyi bir şekilde, manipülasyonla,muhteşem bir tez olmuş şeklinde, sunumda gayet iyiydi. Teşekkürettiler. Türkiye’nin bir başka gerçeği.

Azerbaycan’a psikiyatri ihtisası yapmaya gittim. Orada psikiyatriihtisasını yaptım ve Türkiye’de, Cerrahpaşa’da denkliğini verdim.Bu hipnoz çalışmaları ile ilgili olarak da böyle bir süreç yaşandı.Azerbaycan’a gidiş hikâyemde biraz farklı, o hikâyeyi de sizlerlepaylaşmış ve sıcak bir ilişki kurmuş olalım. Ben kitaplarımıöğrenci iken yayınladım. İlk kitabımı 1984 yılında yayınladım.Yirmi bir sene olmuş hipnoz birinci cilt kitabının yayınlanışı.Hacettepe’deki kütüphaneyi taradıktan sonra Türkiye’deki tüm

Birinci Oturum 5

kütüphaneleri taradım. Beyazid’ten Erzurum’a kadar tümkütüphaneleri. Hipnozla ilgili literatürü temin ettim. Günün birindeAzerbaycan bağımsızlaştı falan, Türkiye ile ilişkileri başladı.Oradaki psikiyatri bölüm başkanı İzmir’deki bir hocamıza konukolarak gelir. Tıp Deontoloji kürsü başkanı var İzmir’de. Ali HaydarBAYAT ismi, yanlış hatırlamıyorsam, ona misafir olur. Hocamızder ki; “Ben hipnozla ilgileniyorum Türkçe de hipnozla ilgili kitapvar mı, varsa bana temin edebilir misin?” “Benim ilgi alanım değilama asistanlara söyleyelim onlar baksınlar” der. Onlar piyasayabakarlar ve beş altı tane hipnoz kitabı bulurlar ve bunlarınhepsinin yazarı da benim. Hocanın önüne koyarlar ve hocayahediye ederler. Hoca bundan çok memnun olur ve Azerbaycan’adönünce yazara, Tahir Bey’e bir mektup yazar. “Hürmetli profesörhürmetlerimi sunar saygıyla arz ederim. Sizi Azerbaycan’dakonuk etmek bizim için bir bahtiyarlık ve şereftir sizinle tanışmakarzu eyleriz.” gibisinden bir mektup yazar. Tabi bunlar daha sonragidince anladı, bir kitap yayınlamak çok zor bir iş. Devletin bütünkademelerinden izin aldıktan sonra belki yirmi yıllık birmücadeleden sonra bir kitap neşrediyorsunuz. Çünkü tüm kitapmatbaaları devletin ve o sistemin içerisinde yapmanız lazım.Benim öyle beş altı kitabım birden gözünün önüne gelince bubüyük bir profesör diye nitelendirmiş. Bende pratisyen bir hekimolarak Anadolu’da çalışıyorum. Böyle bir yapı içerisinde bencevap vermedim, hocanın hayalindeki gibi kalalım diye. Ardındanhoca Türkiye’den giden bir asistan arkadaşımızı, onun yanındaçalışmak üzere giden bir arkadaşımızı bana, Kayseri’ye gönderir.“Git hürmetli profesöre söyle ben onu beklirem.” der. O da halabizim çalışmalarımızda bulunan Ahmet ÇORAK Bey. KendisiNörofizyolog arkadaşımız. O da hipnoza çok meraklı olduğu içinoraya giden bir arkadaşımız. Bana geldi Kayseri’ye Ahmet Bey.Ben “Hocam cevap yazmadım sebep öyle böyle” yani ben ezildimhocamızın bu sitayişkâr lafları ve bana hürmetle “profesör”demesi karşısında. Bir şekilde biz Kayseri’deki üniversiteheyetiyle, hocalarımızla halk sağlığından hocalarımızla,

6 RUHSAL AYGIT

Azerbaycan’a bir resmi ziyaret düzenledik. İşte rektör yardımcısıvar, enstitü müdürü var, bölüm başkanı var, üç dört hoca bir deben onların arasında protokol şeklinde. İki üniversitenin ilişkilerinigeliştirmek için senatodan bir karar çıkarıldı. Onların hepsininaltında, tezgâhlayan benim. Giderken ağırlıklı bir havayla gidelimgibisinden. Bir yaz günü Türkiye üzerinden karayoluyla, 93 veya94 olması lazım, Azerbaycan’ın Türkiye sınırı olan Nahçivan’aaracımızla gittik. Oradan uçakla Bakü’ye geçtik ve üniversiteninresmi konuğu olarak orada ağırlandık. O sırada ben durumumuarz ettim, rektöre dedim “Böyle, böyle ben pratisyen hekim olarakçalışıyorum, halk sağlığında doktora yaptım ama psikiyatride deihtisas yapmak isterim ama Türkiye’de bu şansı bulamadım. Buimkânı bana verir misiniz? Artı verirseniz hangi şartlardaverirsiniz? Sebebi de şuydu ben düzenli olarak devam edemem.Ekonomik olarak kendi ailemin geçimini temin etmekdurumdayım. Türkiye’de bir poliklinikte çalışıyorum. Psikiyatrihastalarının psikoterapi ağırlıklı olan nevroz durumunabakıyorum, oradaki çalışmalarımı buradaki çalışmalarımınbilimsel uzantısı olarak kabul edecek bir alt zemini hazırlarmısınız?” dedim. O da dedi “Biz burada seni akademik personelolarak istihdam edelim, böyle bir statümüz var bizim. Bu statüiçerisinde bir proje sun. Bu projeyi bizim bilimsel kurullarımızdaonaylatalım. O kurullar perspektifinde burada ve orada çok uluslubir çalışma yapalım, proje devam ederken ihtisas sürenitamamlarsın.” şeklinde yasal bir alt zemini de bulduktan sonrayılın yarısını Azerbaycan’da yarısını Türkiye’de geçirmek üzerebir ihtisas süresi geçirdik ve orada hocalarımız çok hürmetlekarşıladılar. Beraber ortak çalışmalarımız oldu. Tabi bunlarınbatıya açılım döneminde, 94 ten sonra onlara epey de birdesteğim oldu. Uluslararası kongrelere katılmaları, yabancı dilkonusunda sıkıntıları var, o konuda yardımcı olmam. Türkiye’dekikongrelere misafir öğretim görevlisi olarak katılmalarını teminettim. Onların yer, ulaşım imkânlarını, kongrelerden, heyetten izinçıkarttık kaynak olarak onları yaptık. Yeni jenerasyon genç

Birinci Oturum 7

arkadaşlarımız vardı, yabancı dili güzel olan arkadaşlarımız.Onların önünü açma fırsatı oldu. Uluslararası kongrelere tebliğlersunuldu. Güzel bir çalışma devam etti. Oradaki sürem bittiktensonra burada Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde bir denklik sınavınagirdim, ama hala Azerbaycan’da akademik kadrom devam ediyor.Zaman zaman gidiyorum. Görüşmelerimiz oluyor. Böyle bir sürecide orada tamamlamış oldum. Bu arada da hipnoz çalışmaları,hastalarımın üzerinden tedavi grupları devam etti. Genel olarakçerçevemiz bu.

KONUŞMACI: Görüyorsunuz değil mi ne güzel hipnoz yaptınız.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Şimdi ben yoruldum. Emine hanım şimdişuradan bir tanışma faslı, benim klasik bir faslım var, hem gruplasıcak ilişkiler açısından...

Akşam bacanağımın evinde kaldım. Öğretmen kendisi. AnkaraMilli Eğitimin çıkarmış olduğu bir dergiden bir röportaj okudu. Birdoktor arkadaşımızla yapılan bir röportaj. “İstediğiniz meslek mizorlanan meslek mi?” şeklinde veya “Başkalarının istediği meslekmi?”. Elektronik mühendisi olmak isteyen bir doktor arkadaşımızailesinin zoruyla Hacettepe tıbba girmiş ve oradaki geçirdiğisüreçten sonra… Ve bir süre onun tatmini bulamamış sonundaAdli Tıp Kurumunda ihtisas. Adli Tıp Kurumunda ihtisasınıelektronik alana dönüştürmüş, microsof’tun sistem mühendisliğidiplomasını almış. Şu anda Adalet Bakanlığ’ında yerel networkağının oluşturulması ile ilgili Adli Tıp Kurumu sorumluluğunagetirilmiş, tamamen elektroniğe kaymış. İşte o arkadaş diyor“Bana çok pahalıya patladı bu. On yıllık bir doktorlukmücadelesinden sonra istediğim mesleğe ancak gelebildim,tavsiye ederim ki kendi çocuklarınıza, kendi kafanızda hayalettiğiniz meslekleri önermeyin, çocuklarınızın potansiyelleri veistekleri neyse ona destek verin.” Güzel bir örnek. Yani bir doktorarkadaşımızın bu şekilde bir süreci. Şuradan başlayalımtanışmaya hocam.

8 RUHSAL AYGIT

KONUŞMACI1: Dr. Cengizhan EMRE. Karaman’lıyım. OnkolojiHastanesi, Onkolojideyim.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Neden hipnoz diyelim.

KONUŞMACI1: Eskiden beri, liseden beri hep hipnoz. Böyle birmerakım var, artı hastalara daha faydalı olacağını düşünüyorum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Buradan başladık. Konu buraya kadargelecek ama “Bana taş atabilirsiniz” diyen arkadaşlar kendilerinibelirtirse bu iki günlük çalışma içinde, biraz taşlamayı severim,izin almış olayım “Hocam bana vurabilirsin, beni inceleyebilirsiniz,irdeleyebilirsiniz” şeklinde “Yok bana dokunmayın” diyenlereyapmayacağım.

KONUŞMACI: Hocam bana vurmayın ben de vururum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Ben dokunmaktan bahsettim. Peki“Dokunma, vurma” olarak algılanıyor. Biz seni o zaman buradaböyle, İbrahim di değil mi?

KONUŞMACI 1: Cengizhan

KONUŞMACI 2: Doktor Lale GÜNAY. İstanbul’dan katılıyorum.Aile Eğitimi uzmanıyım, devlete bağlı bir sağlık kuruluşundaçalışıyorum ayrıca bir şirketin işyeri hekimliğini yapıyorum.Hipnozla ilgim dört beş yıl kadar önce başladı fakat bunukurumun yoğunluğundan dolayı, direkt hastalarımla, bu şekildeiletişime giremedim ama kendimi ve hastalarımla olan ilişkilerimigeliştirmek için buradayım. Teşekkür ederim.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Dokunalım mı?

KONUŞMACI: Zaten psikoterapi de dokunuyordunuz hocam

TAHİR ÖZAKKAŞ: Lale benim İstanbul’daki eğitim grubumdan.Geçen hafta bir eğitim grubumuz vardı, onu kaçırdı burada biziyakaladı.

Birinci Oturum 9

KONUŞMACI 3: Burhan USLU, diş hekimiyim. Serbestçalışıyorum. İki yıldır hipnozla ilgili olarak çalışıyorum. Banadokunabilirsiniz. Öğretmenin dokunduğu yerde gül bitermiş.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Ne güzel.

KONUŞMACI 3: Benim söyleyeceklerim bu kadar.

KONUŞMACI 4: Selçuk ÖKTEN, Mersin’den katılıyorum.Pratisyen hekimim. Kardiyoloji yoğun bakımda doktorlukyapıyorum. Kendi özel muayenehanem var. Hem akupunktur hemhipnozla ilgileniyorum. Bana dokunabilirsiniz hocam.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Sinsi bir ses.

KONUŞMACI 2: Dokunmasanız daha iyi olur hocam.

KONUŞMACI 5: Mükremin ER, doktor. Göğüs hastalıklarıuzmanıyım. Hocamı uzun zamandır tanıyorum. Kayseri’li olmamdolayısıyla daha önceden tanışmıştık bir vesile ile. İlk öncekitabınızı okudum hocam, daha sonra samimiyet kurmak nasipoldu. Burada Atatürk Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümündeçalışıyorum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Eski trafik hastanesi değil mi?

KONUŞMACI: Trafik Hastanesi şimdi Atatürk Eğitim AraştırmaHastanesi oldu. Orada hastalarıma daha fazla yardımcı olmakiçin, ağrılarını azaltmak amacıyla, bronkoskopi dediğimiz bir işlemvar onun sıkıntılarını, stressini gidermek için kullanıyorum.Bazılarında da sigarayı bıraktırmak için yardımcı olmayaçalışıyorum. Web sayfası kurdum oradan görenler başvuruyorlar.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Dokunmak?

KONUŞMACI 5: Dokunabilirsiniz hocam.

KONUŞMACI 6: Osman ÖZCAN. Ben histoloji ve biyolojiuzmanıyım. Şu anda da aktif olarak ağrılı hipnozla ilgilimuayenehane hekimliği yapıyorum. Yaklaşık iki ya da üç yıldır

10 RUHSAL AYGIT

hipnozla ilgili çalışmalara katılıyorum. Başlangıcımızda çoksistemli değildi. Yeni bir arayış sürecinde hipnozla tanıştık.Geçmişim vardı ama bir ortam yoktu. Siz nasıl birisi ilekarşılaşmışsınız, ben de biriyle karşılaştım ama öğretici bir ortambulamamıştım, böyle bir ortam tanışmaya fırsat verdi.Memnunum, mutluyum. Dokunma konusunu takdirlerinizebırakıyorum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Şans Osman da bizim eğitim grubunda.Osman’a çok dokunuyorum.

KONUŞMACI 6: Değişiyorum, bir değişme yaşıyorum.

KONUŞMACI 7: Doktor Ali ALTINKAYA, 112 de çalışıyorum.Değişim ve yeni ufuklar için hipnoza başladım. Değişimi, öncekendimde ve karşımdaki danışanlarda görüyorum. Bana dadokunabilirsiniz, memnuniyet duyarım.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Cengiz vazgeçecek “Bana da dokunabilirsinhocam” diyecek.

KONUŞMACI 1: Hocam esas bana dokunacakmışsınız gibigeliyor.

KONUŞMACI 8: Hocam, Doktor Cem KEÇE, Sincan acildeçalışıyorum. Meraktan katılıyorum ve ilk defa geliyorum. Umarımumduklarımı veya hayalimde olanları görebilirim.

TAHİR ÖZAKKAŞ: İnşallah

KONUŞMACI 9: Diş hekimi Orhan GÜLEN. Serbest, greko-romen her stilde dokunabilirsiniz, hiçbir sakıncası yok. On biryıldır hipnoz uyguluyorum ve hala eğitimim devam ediyor. Çünküben hipnoz eğitiminin ömür boyu sürdüğüne inananlardanım. Aktifolarak diğer arkadaşlarımızla hipnoz konusunu paylaşmak içinher türlü fırsatı değerlendirmeye çalışıyorum. Dokunmak serbest,herkes dokunabilir.

Birinci Oturum 11

KONUŞMACI 10: Diş doktoru Rıdvan KONTACI, İstanbul’dangeliyorum. Bu yaz başladım hipnoz kurslarına. Nereye gidecekmerak ediyoruz, göreceğiz. Dokunup dokunmama zaten sizinkararınızdadır. Size bırakıyorum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Peki.

KONUŞMACI 11: Müjgan SÖNMEZ, psikolog. Ankara’lıyım.Öğrencilik yıllarımdan beri Uzak Doğu, alternatif vesaire, bukonularla ilgiliydim son altı yıldır. Ve meditasyonla ilgiliçalışmalarım vardı. Bu yazdan itibaren de bu platformda hipnozlailgilenmeye ve öğrenmeye başladım.

KONUŞMACI 12: İnno ÖZKAY GÖKTEPE, uzmanpsikoterapistim, uzman tipolojik danışmanım. “Niye hipnoz?”Benim öğrenmeyi seven bir tarafım var, kronik öğrenci tarafımvar. Birincisi; burayı çok destekliyor, ikincisi; çalışmalarımda hızlıve etkin sonuçlar almak bana ve çalıştığım kuruma keyifli geliyor.“Dokunabilir misiniz?” Bir göreyim nasıl dokunuyorsunuz, sonrakarar vereceğim. Bir süre sonra bunun cevabını verebilirim.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Kim kaçacak göreceksiniz.

KONUŞMACI 13: Ben Doktor Pelin OKAY, altı yıldırTürkiye’deyim. Aile hekimiyim, bir denkliğim yok. Şu an serbestçalışıyorum, kliniğim var. Kliniğimde ağırlıklı olarak hipnozlatedavi yapıyorum. Hipnozla çalışma yaptığım için misyonhayatımdaki yerimi bulduğuma inanıyorum. Çok keyifleçalışıyorum, yorulmuyorum. Burada olmaktan da çok mutluyum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Evet.

KONUŞMACI 13: Bana dokunabilirsiniz.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Altı yıl önce neredeydiniz?

KONUŞMACI 13: Avustralya’daydım, on altı yıl orada kaldım.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Çok yakın bir yermiş.

12 RUHSAL AYGIT

KONUŞMACI 13: Sonra Amerika da kaldım, sonra yolumuzTürkiye’ye düştü.

KONUŞMACI 14: Süreyya KAVAKLI, Başbakanlık İnsan HaklarıBaşkanlığındayım. Psikologum, aynı zamanda Türk PsikologlarDerneği üyesiyim. Hipnoza oradaki çalışmalardan katıldım, çokönemsiyorum. Bilinçaltı çok önemli. Çok farklı yerlerde görevyaptım. Mecliste siyasetçilerin içinde. İnsanların geneldesavunma düzenekleri kullanarak iletişimde bulunduklarınıgördüm. Bunun da çok doğal olmadığını fark ettim. O yüzdenhipnoza ilgim oldu ve bizim derneğin çalışmalarına katıldım. Banada dokunabilirsiniz.

KONUŞMACI 14: YURDA ERKILIÇ, serbest çalışıyorum. Dörtyıldır emekliyim. Hipnoza da meraktan katıldım. Çünkü çeşitlikonularda araştırmalarım, makalelerim vardı. Bu da değişik birkonu geldiği için, ama sonuna kadar da yürütmeye niyetim var.İçine girdikçe gördüm ki üniversitelerde ayrı bir bilim dalıolmasının faydası var bunun. Bu yönde de çalışılmasında yarargörüyorum. Bu konuda kendi arkadaşlarıma, çoğu fakültededekan ve kürsü başkanı, onları da kendi çapımda etkileyebilirsemveya derneklerdeki arkadaşlar da etkilenirse yani o yönde de birçalışma yapılması yönünde bir karar alma aşamasındayım kibuna da epey bir etkim olur, tahmin ediyorum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: İnşallah.

KONUŞMACI 14: Böyle bir faydasını göreceğimizi tahminediyorum, yani çok yeni başladık ama ayrı bir bilim dalı gibigeliyor bana. Üniversitelerde de bunun bir bilim dalı olarak kabuledilmesi bence çok faydalı bir şey. Hem siyasi hem akademikyönden uğraşılmasında yarar görüyorum. Teşekkür ederim.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Teşekkürler.

KONUŞMACI 15: Mehmet Emin KIZGIN, psikolojik danışman vepsikologum. Hipnoza bir sene önce başladım ama sizin

Birinci Oturum 13

kitaplarınızı on iki sene önce görmüştüm fakat okumaya değergörmemiştim o zamanlar. Keşke daha önce okusaydım diyorum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Teşekkürler

KONUŞMACI 16: Nazan KAHRAMAN, psikolojik danışmanım.Hipnozla iki ay önce tanıştım, çok hızlı bir tanışma oldu.Tanışmamla kurslara başladım. Şu an devam etmeyidüşünüyorum ve çalışma alanımda, lisede çalıştığım için,öğrencilerle ÖSS kaygısı, belli derslere yönelik kaygılar, sınavkaygısı o konularda çok yardımcı olacağını düşünüyorum.

KONUŞMACI 17: Diş hekimi Dilara HALDUN, Konya’dangeliyorum. Hipnozla bir sene önce tanıştım. Kendi hastalarım içinkullanmak istedim. Diş hekimi korkusu çok fazla, o insanlarlauğraşmak çok zor oluyordu. Tanıştıktan sonra yavaş yavaşilerletmeye çalıştım ve çok rahatladım, hastalarım da çokrahatladı. Sonuna kadar, nereye kadar giderse gideceğim.Dokunmakta size kalmış hocam.

KONUŞMACI 18: Psikoloji uzmanıyım. Aslında psikiyatrikeğitimin bir parçası değil Türkiye’de, dolayısıyla hani bir miktardaön yargı var ya, matah bir şey olsa Freud hipnoterapi denen şeyegeçmezdi, psikanalize geçmezdi. Zaman harcamaya değmez gibibir yaklaşım vardır genelde. Onun dışında Bilişsel Terapi benimiçin çok daha uygun ya da bildiğim, daha rahat uyguladığım biryöntemdi. Hipnoza merak salmam asıl çok sonra oldu. ÇünküBilişsel Terapi çıkışlı her şeyi mantıkla açıklarsınız olabildiğince,daha bilişsel süreçlerine dönersiniz. Oğlumun alerjik astımıçıktıktan sonra, doktorlar, ilaçlar bilmem ne, kitaplar okuyorumben alerjik astımla ilgili altında da “hipnoterapi faydalı olur.” diyebir şey. Ha neymiş bu deyip onun üstüne telefonla hipnoterapiyleilgilenen insanlardan bir kaçına ulaştım. Ardından Yeditepe’dekurslara ulaştım, ardında da “Freud niye bırakmış anlamıyorumhala?” ya ulaştım. İsterseniz dokunursunuz.

14 RUHSAL AYGIT

TAHİR ÖZAKKAŞ: Peki .

KONUŞMACI 18: Size kalmış.

KONUŞMACI19: Yüksek KÜÇÜKÇIRACI, uzman olarakçalışıyorum. 87 yılında Ankara Tıp Fakültesi’nden mezun oldum.Hocam sizinle tahmin ediyorum 86 ya da 87 yıllarında, kitaplarınızsayesinde tanışmış oldum. Gerçekten başka Türkçe literatüryoktu. Zaten alternatif tıp deyimini kullanmak daha doğru.Alternatif tıbba çok merakım vardı öğrencilik yıllarımda ve hipnozuda bunun bir parçası olarak görüyordum. Daha sonra amatörcehipnozla üç dört yıl ilgilendim. Ama daha çok doğu tıbbındafanatiktim. Doğu tıbbının her şeyden üstün olduğuna, doğu tıbbıfanatiği olarak hipnozun da batı kökenli bir uygulama alanıolduğunu düşünerek böyle bir yanlışlığa girip kendimi hipnozdankopardım. Özellikle daha sonra Çin’e giderek, diğer yabancıülkelere giderek akupunktur ile ilgili çalışmalar yaptım. Ta kiAmerika’ya psiko-enerjitik tıp, bio-enerji üzerine iki yıl süren bireğitime gittikten sonra hipnozla bio-enerjinin ve vücudun bio-enerji alanlarının ne kadar birbirine yakın olduğunu, Amerika’dabio-enerji yapanların, Reiki yapanların, NLP uygulayanlarınhipnozu nasıl uyguladıklarını bizzat kendim görerek, bununeğitimin alarak hipnoza tekrar dönüş oldu. Elimdeki diğer bilgiler,akupunktur ile ilgili bilgiler, diğer alternatif tedavilerle, bitkitedavileriyle olan bilgilerimi hipnozla çok güzelharmanlayabileceğimi düşünerek, sizin kitaplarınız, diğer yabancıliteratür derken araştırmaya başlarken Yeditepe’nin kurslarıbaşladı. İlk Yeditepe kursları çok büyük bir ivme verdi bana veartık profesyonelce muayenehanem de bizzat uyguluyorum. Veartık insanların ruhlarına dokunmaya çalışıyorum açıkçası.İğnelerden öte daha ruhlarına dokunmak istediğim için hipnozdaha ön plana geçmeye başladı hayatımda. Bu arada GaziÜniversitesi’nde açılan akupunktur kurslarındaki eğitim öğretimkadrosunda bulunuyorum, orada dersler veriyorum.

Birinci Oturum 15

TAHİR ÖZAKKAŞ: Dokunma...?

KONUŞMACI 19: Tabi ki.

KONUŞMACI 20: Ben Serhat DAMAR, psikologum. Bir kitabınızsayesinde hipnozla tanıştım. Ondan ötesini merak ettiğim için vegelişim, mesleki gelişimim için yaralı olacağını düşündüğüm içingeldim, devam etmek istiyorum. Ayrıca dokunabilirsiniz.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Bu dokunmalar sizin hayrınızadır. Şifamahiyetinde.

KONUŞMACI 21: Diş hekimi Emine ÇELİK. 95 ten beri alternatifüzerine çok çalıştım. Bu Reiki idi, yogaydı, meditasyon da oldu.Her yerde her açılan kursa kurskolik biri olarak katıldım, derkenoğlumu NLP ye gönderdim. Bana bir gün kursa giderken “Hipnozöğrendik.” dedi. “İyi yap.” dedim ama ben bu arada Yeditepe’yegidip gelmiştim. “Hadi” dedim “Nereye, ne yapmak istersenistediğini yap, ne istiyorsan”. Birlikte ayaktayız o arada. Gırgırşamata tantanayla, bir baktım Konya’dayız, Mevlana’nın oradayız,koptum gittim. Farkındayım ama gülüyorum, ama oradayım. Veçok kısa sürede yaşattı ve ben bu derneği kurdum. NLP’cilereinat. Sonra çok pişman olduğum, zorlandığım zamanlar oldu.Burada olmaktan memnunum, bu öğretiyi seviyorum. 95 ten beribu öğretinin içindeyken Yeditepe’ye ilk gittiğimde Reikinin içindebir “ışık köprüsü” eğitimi vardı. Ve ben onu muayenehanede çokuyguluyordum. Bunun adının hipnoz olduğunu, yaş geriletmeninadlarını öğrendim. Diş hekimliğinin tıp bilgisi çoktur diye bilinirama genel tıp anlamında diş hekimlerinin tıp bilgisi çok azdır.Yeditepe’de ben isimleri öğrendim, adlarını öğrendim, neyin neolduğunu öğrendim. Yaş geriletmesi, işte bilincin hangi seviyedederinleştiğini, yapılar adını koyduğun zaman daha güzel oluyor.Bilinçte hipnoz dediğiniz zaman tıpla birlikte gitmenin ne kadardoğru olduğunu ve bir hipnoz kursuna katılıp, Robert SMITH’ekatılanlar var, orada canı sıkılan ev hanımlarının bile bu türöğretileri alarak komşusuna arkadaşına bu tip şeyleri yaptıklarını

16 RUHSAL AYGIT

gördük. Birazcık bu konunun güzelliği olduğu kadar tehlike,risklerinin de olduğuna, çok iyi sahiplenmemiz gerektiğineinanıyorum yani konunun belirli sınırlar içinde doktor, diş hekimi,psikologların elinde yapılmasını birazcık çalışmamız gerekiyorçevremize. Teşekkür ediyorum, dokunabilirsiniz. Çünkü ben deçok dokundum.

KONUŞMACI 22: Ben Doktor Gülcan ÖZKAN, PsikolojikDanışma doktoruyum. Çankaya Rehberlik ve AraştırmaMerkezi’nde yönetici olarak çalışıyorum. Özel olarak da psikolojikdanışma çalışmaları yapıyorum. Bu yıl tanıştım ben de hipnozla.Bu yüzden dördüncü birlikteliğim grupla. Son derece büyük keyifalıyorum. Öncelikle kendim için kullanmak hevesindeyimöğrendiğim bilgileri. İnsan bedeninde olağanüstü bir enerjiolduğunu, bunun farkında olmayla ve doğru kullanmayla insanınçok şey başarabileceğine de inanıyorum. Kötü bir cümle oldu amaiçerik olarak benim inancımı yansıtıyor. Kendine güvenmenin,kendini güçlü hissetmenin ve gücünü doğru kullanabilmenin çokşey başarmaya yettiğini kendi hayatımda gördüm. Kendineinanabilmek, başarabilmek adına, sorunları çözebilmek adınahipnozun da bu süreçte ve psikolojik danışma sürecinde çokkullanışlı olduğunu düşünüyorum. Eğitimlere sonuna kadardevam edeceğim. Dokunma konusunda da iyi niyetli olduğunuhissettiğim dokunuşlarda problem yaratmıyorum.

KONUŞMACI 23: Doktor Selvi YORULMAZ, Kadın Hastalıkları veDoğum uzmanıyım. Birkaç yıl evvel metafiziğe olan ilgim başladıve sonunda hipnozu buldum. Bana dokunabilirsiniz. Merak ettiğimbir şey var. Ben 82 Hacettepe mezunuyum. Ta başından beri,kitaplarınızı aldığımdan beri, “acaba biz sınıf arkadaşı mıydık?”diye düşünüyorum ama her halde sizin mezuniyet bizden dahageç.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Daha geç, üç yıllık bir ara var. Giriş 77, sınıfarkadaşı olmuş olabiliriz.

Birinci Oturum 17

KONUŞMACI 23: Evet her halde girişte birlikteydik o zaman.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Hazırlık okudunuz mu?

KONUŞMACI 23: Okudum.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Hangi kurdaydınız?

KONUŞMACI 23: C kurundaydım. En berbat kur.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Ben D kurundaydım ama sima olarakhatırlamıyorum. Yukarı amfi, aşağı amfi hangisi?

KONUŞMACI 23: Yukarı amfideydim. Kayseri grubundanMehmet TAYYAR’LAR vardı, Mahmut MUTLU.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Onlar bizden bir dönem önce.

KONUŞMACI 23: Tamam biz onlarla birlikteydik.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Hala Kayseri’de Kadın Doğum bölümbaşkanı.

KONUŞMACI 24: Seyhan OKAN, Hacettepe Psikoloji’denmezunum. Ben de şu an da Gülhane Hastanesi Nöroloji kliniğindeuzman psikolog olarak çalışıyorum. Sizin kitabınızı, bir hocamızınkitapları vardı tasfiye edecekti, bende biraz kitap biriktirmehastalığı olduğu için o kitapların arasında sanırım ‘Cilt Hastalıklarıya da Alerjik Hastalıklarda Hipnoterapi’ diye, Gülhane’ninkütüphanesinden hocamıza, hocadan da bana intikal eden, halende o yanımdadır.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Nöroloji kürsü başkanı kim şu anda?

KONUŞMACI 24: Okay DURAN hocamızdı. Bu sene emekli oldu,Yüksek Bilim Kurulu Üyesi oldu.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Evet benim nöroscience da biraz ilgim var, bukongreleri takip etmeye çalışıyorum ama benim danışanlarımdanbir tanesi de network ağları ile ilgileniyor. Sanal ve nötraldediğimiz, o korteksin sanal şeyini oluşturmaya çalışıyor,

18 RUHSAL AYGIT

kongrelere katılıyor. Kongrelerin birisinde de sizin hocanınkonuşması vardı, Oktay hoca demiştiniz değil mi?

KONUŞMACI 24: Okay hoca.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Okay hoca.

KONUŞMACI 24: Ondan önce de networkla ilgilenen Oğuzhocamız vardı.

TAHİR ÖZAKKAŞ: O da olabilir. Onları dinlemeye vaktim olmadı.Mp3 ten kayıtlara almasını istedim. İstanbul’dan buraya gelirkenOkay hocanın konuşmalarını dinledim veya Oğuz hocanın artıkhangisiyse, Gülhane’den atıflar yapıyordu. Gülhane’dekişeylerden, tok sesli bir hoca.

KONUŞMACI 24: Oğuz Bey o zaman. Hipnozla dediğim gibi butarz bir tanışıklık ama aktif olarak kullanma değil. Benim inancım,“hepimiz ruh varlığı olduğumuz inancı ile ruhun yapısı nedir? Özünedir? Cevheri nedir? buna ulaşma yolları.” bu şu anda pozitifdediğimiz, negatif bir bilim olmaz, ama o tarzdaki bilimin dışındahangi yollarla ulaşabiliriz diye kafamda bir soru ve kendi kendimeyetersiz cevaplamalar. Bir de on beş yıldır para psikolojiyle teorikolarak ilgileniyorum ben. Hatta para psikolojinin içinde dehipnozun çok yeri var. Bir de ERBİL ARIDAL’ın hipnoz veototelkin tarzındaki kitaplarıyla bu işe ben farkında olmadan....

TAHİR ÖZAKKAŞ: Bulaştın.

KONUŞMACI 24: Müzik yoluyla, dua yoluyla, meditasyon yoluylazaten kaymışım. Daha sonra da Psikologlar Derneği’nin, bu tarzbir kurs açılınca, Şerif ÖZER’İN verdiği bir kurstu. Oradan bu işebaşladık. Şu an öncelikle kendim için kullanıyorum ki ben dedimzaten egonun beni olmadığı bilinciyle ben ne kadar aydınlanırsamne kadar güvensizliğimi ortaya koyabilirsem, illa güven kazanmakdeğil, kendimi tanıyabilirsem karşımdaki ruh arkadaşlarıma dayardımcı olacağım inancıyla daha yoğunlaşmaya çalışıyorum. Şuanda Gülhane’nin yapısı itibariyle fazla aktif olarak klinik içinde

Birinci Oturum 19

uygulamamız pek doğru değil ama yandan çarklı yapmayaçalışıyoruz.

KONUŞMACI 25: Doktor Özcan GÜR, Bosna’da işyeri hekimliğiyapıyorum. Hipnozla tanışıklığım dilek hanımın sayesinde oldu,birkaç yıldır çalışıyoruz. Bakalım Allah ne verirse bakacağız.Dokunabilirsiniz hocam.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Sayın kameraman.

KONUŞMACI 26: Son ben kaldım.

TAHİR ÖZAKKAŞ: İstersen yerine otur.

KONUŞMACI 26: Ben de sosyal hizmetlerde çalışıyorum,psikolog olarak, Yılmaz USLU. Şu an Umut Köy Huzurevi’ndeyiz.Bizde yediden yetmişe her yaş grubundan insan olduğu içindeğişik insanlarla, değişik çalışmalar yapma imkânımız oluyor. Bugünlerde yaşlılarla iletişmekte zorlanıyorum. Ama özel bir ilgimvar benim. Lise yıllarımdan bu yana, çocukluk dönemlerimden buyana, ergenlik döneminde, ergenliğin sonuna doğru çok geriçekilmiş, çok içe kapanık bir çocuktum.

Tesadüfen “hipnotizma ve manyetizma” diye bir kitaplakarşılaşmıştım o yıllarda. Sihirli bir güce sahip olacağımdüşüncesiyle epey bir okudum ama o güce sahip olamadım,sonra vazgeçtik. İşte geçenlerle aynı çalışmadaydık sanırım ŞerifÖZER Bey’in dernekte, tekrar gündeme gelince “Belki bu yaşlaranasip olmuştur.” diye düşündüm, o sihirli güce sahip olmayı ve buişin içine girdim, kaynak taramasına. Şimdi buradayız.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Hoş geldiniz.

KONUŞMACI 26: Hoş bulduk.

TAHİR ÖZAKKAŞ: Arkadaşlar hipnoz bağlantılı buraya geldikama hipnozun oturduğu bir çerçevenin, bilimsel bir çerçeveninsınırlarını çizmediğimiz müddetçe her şey havada uçuşur. Vekendi kafamızda bilgi değil, inandığımız perspektife oturturuz.

20 RUHSAL AYGIT

İnandığınız perspektife oturtmakta bir inançtır, bir tabudur, birideolojidir. Bu da tartışılmaz. Ama oturttuğumuz çerçeveyi bilgiperspektifine oturtursak, yani başka merkezlerde denenebilir,sınanabilir, sizin yaptığınız önermeler başka yerde geçerliliğinisürdürebilirse, bu bilgi bağlamında oluşuyor.

Biz şimdi hipnozu beynin bir fenomeni olarak görüyoruz.Beynimizin birçok entelektüel fenomenleri var. Düşünmek,algılamak, yargılamak, birleştirmek, kavramak, hafızaya almak.Bir yeteneği daha var, disosiye olmak. Yani dış gerçekliktenbağımsız olarak, iç dünyanızda yaşadığınız bir takım olgularıgerçekmiş gibi algılamak. Suni bir simülasyon yaratabilmek vebunu gerçekmiş gibi algılayabilmek. Disosiasyon olaraktanımladığımız sistem. Bunu anlayabilmek için önce insanıkavrayabilmek lazım.

“Hipnoz insanın neresine oturuyor? Sistemin neresinde duruyor?Ve bizim insan olarak anlamlandırabildiğimiz şeylere karşıtepkilerimiz neler? Anlamlandıramadığımız şeylere karşıtepkilerimiz nelerdir? Ego idealimizde eksik veya noksan olanyönlerimizi nasıl tamir ediyoruz? Hipnoz bu manada bizim ruhdünyamızda nereleri tamir ediyor?”

Şimdi her birimizde bu manada farklı gerekçelerle hipnoz var.Hipnozun yerine renk olabilirdi. Hipnozun yerine bir başka siyasalorganizasyon olabilirdi. Hipnozun yerine bir dervişlik olabilirdi.Eğer biz burada kendi bireysel ihtiyaçlarımızdan kaynaklananhipnozla bilimsel manadaki hipnozu ayrıştırır, bireyselihtiyaçlarımızda patolojik bir anlam hayali, bir kavramsallaştırmavarsa onlardan uzaklaşıp net bir yapıya kavuşursak bir kerebireysel anlamda kendimizi doğru yere oturtmuş oluruz. Onun içinde insan beynini, insan psişesinin ana çerçevesini ben sizinlepaylaşmak istiyorum. Bunda mahsur var mı? Yani belki birkaçsaat ben size insanoğlunu tanıtacağım. Bu biyolojik alt yapınınsağlanması hem de bilimsel bilginin sağlanması anlamında

Birinci Oturum 21

bütüncül bir yapıyı zihninizde oturtmaya çalışacağım. Bu yapıgenellikle psikoloji, psikiyatri departmanlarında veya tıp, dişhekimliği fakültelerinde parça parça veriliyor. Ve bunları insanbeyninin birleştirmesi zor oluyor. Bu birleşmeyen ayrı ayrı uçuşansistemlerin hepsi aslında bir entegratif yapının parçası, bir saatiniçindeki dişli gibi. Şimdi Reiki ayrı durur, NLP ayrı durur, hipnozayrı durur, bilişsel terapi ayrı durur, davranışsal ayrı durur,psikanaliz ayrı durur, biyolojik yapı ayrı durur katagominaller ayrıdurur, transmitaller ayrı durur. Bunların hiç biri birbirinden ayrıdeğil aslında. Olguyu anlatırsanız, “Ya içimden bir dürtü geliyordoktor bey, kendimi tutamıyorum.” veya “Şeytan beni azdırıyor.Nefsime hâkim olamıyorum.” bunların hepsi bir olguyu anlatıyor.Bu olguya Freud demiş ki; “id”, ama benim vatandaşım buna“nefsim” diyor, “şeytanım” diyor. Uzakdoğu da farklı bir isimveriliyor. Tanımın altında anlatılan hikâye neyse biz onabakıyoruz. O tanımlarda takılır kalırsak, arkadaki bağlamınıgöremezsek farklı şeylermiş gibi algılarız.

İşte ben öncelikle bir ruh yapısının nasıl oluştuğunu anlatayım.Biyolojik yapı der ki; “Biyolojik sistem, organik yapı genetikmateryalden gelir. Bu genetik materyalin genetik açılımlarıylainsan beyni oluşur. Bunun maturasyonuyla da oradaki kimyasalve biyolojik fabrikalar bizi bu hale getirir. Eğer sistemde bir arıza,bir dengesizlik varsa, bu biyolojik yapıdaki bir takım maddelerineksikliği, fazlalığı veyahut da kusurlarından kaynaklanır. Bunauygun tedavi, taktik ve stratejileri geliştirilmişse bu problemortadan kalkar. Geliştirilmemişse bilimin gelişmesinibekleyeceksiniz.” Biyolojik örüntü. Bunun üstünde hemen birmodel geliştiriyoruz, davranış. Davranışçılar; “İnsanı anlamak içindavranışlarını dışarıdan gözlemlersiniz. Davranışlar öğrenme vemodelleme yoluyla çıkar. Eğer bu öğrenme ve modelleme yoluylaçıkan hadiseler birbiriyle çelişiyorsa kişi bunaltı ve sıkıntıyaşayabilir. O korktuğu, çekindiği olayları da gene davranışsalyönetmelerle siz düzeltebilirsiniz.” İnsanı bu bağlamda ve bu

22 RUHSAL AYGIT

çerçevede gören bir yapı. Biyoloji her şeyi izah edemiyor,davranışçılar bir takım şeyleri izah ediyor.

Davranışçıların izah edemediği yapıları bilişsel yapı izah ediyor.Bilgi işleme prosesi insana hastır. Hayvanlarda olaylarıdavranışlara has izah edersiniz ama insan beyni; kavrayan,algılayan, düşünen, hafıza kaydına alan, yeniden çağıran, üzerineyorum bina eden bir yapıdır. Kişinin yetiştirilme durumuna göre,olaylar şemalara ve şablonlara göre değişiklik arz ettiği için herinsanda farklı şemalar aktifleşir ve sonuçlar farklı çıkar. Aynıolayla karşılaşsalar bile her insanın dataları değerlendirme vekavrama, algılama yetisi farklıdır. Buna bağlı olarak ta sonuçlarfarklı oluşur. Eğer bu sistemi siz kavrarsanız “İnsanlar olaylarınasıl değerlendiriyor ve algılıyor?” diye görürseniz, oradastandart, bizim tespit ettiğimiz bilişsel şemalar var. Bu şemalaraktifleştiğinde sonuçlar farklı çıkmaktadır. “Biz insan problemlerinive sıkıntılarını bilişsel yapıya bakarak inceler ve irdeleriz.”diyorlar. Davranışçıların ve biyolojik yapının izah edemediği birtakım hataları, sıkıntıları bilişsel çerçevede izah ediyorlar.Sistemin bir kısmını bu şekilde izah ediyorlar.

Fakat hala izah edilmeyen bir kısmı kalıyor.Dinamikçiler çıkıyor.Dinamikçiler diyorlar ki; “Biyoloji, davranış, bilişsel tamam. Fakatinsanda bilinçdışı dediğimiz, aklımızın ermediği, şu andakendimizin bilmediği bir alan vardır. Bu alana ulaşmadıkça, bualanın nasıl çalıştığı ile ilgili bilgi ve beceri sahibi olmadığınızmüddetçe kendinizi kandırırsınız. Bunlar yetersizdir. Dinamikyapıyı inceleyeceksiniz. Dinamik yapı değişkendir, bilinç dışısüreçlerle ilintilidir. Ayrıca dinamik yapı olaya kesitsel bakmaz. Birlongitunal sistem içerisinde, çocukluktan gençliğe, erişkinliğe,olgunluğa ve yaşlılığa kadar sistemi etkileyen bir sistem vardırama diğer sistemler hep kesitsel bakar, geçmişle ilgilenmez. Buinsanın doğasına aykırıdır. Geçmişle bugün hep ilintilidir.” diye biriddiada bulunur. Şimdi buradan nereye çıkıyoruz? Körleri bir filinetrafına toplamışlar. “Bize fili tanımlayın.” demişler. Bir filin