RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski...

23
1 1450-1600 IX. yüzyılda başlayan ve Rönesans dönemine kadar devam eden ortaçağ döneminin en büyük özelliği çok sesliliğe geçiş olmuştu. Aslında o dönem için, eskiden beri tek sese alışmış kulakların, başka başka seslerin belirli bir uyumla bir araya gelmeleriyle oluşan ses grubuna alışması hiç de kolay değildi. Ortaçağda kilise dışında müzik, köylüleri ve soyluları eğlendirmek amacıyla cambazlık ve danslarla birlikte sanatçılar tarafından yapılırdı. Avrupa’da Ortaçağ Kilisesi, orgdan başka çalgıları "çok tanrılı dinlere" özgü sayarak yasaklamıştı. Kilise dışında da müzik, insan sesi kaynaklı düşünülmüş ve çalgı müziği düşünülmemişti. Ancak halk arasında üflemeli ve vurmalı çalgıların kullanıldığı görülmekteydi. Bu çalgılar Arap ve Türk kaynaklıydı. Tulumlu gayda, basit flütler, küçük el davulları, trampetler ve bunun gibi aletlerdi. Rönesans’ın kelime anlamı “yeniden doğuş” demektir. Rönesans müziği dönemi, sıradan insan yaşamında müziğin tekrar değerlendirilmesi ve yeni düşüncelerin doğma dönemidir. Rönesans'ın yaşam sevinci, dansları, danslar da çalgıları arttırdı. Bu dönemde yeni çalgılar icat Kazım ÇAPACI RÖNESANSTA MÜZİK

Transcript of RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski...

Page 1: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

1

1450-1600

IX. yüzyılda başlayan ve Rönesans dönemine kadar

devam eden ortaçağ döneminin en büyük özelliği

çok sesliliğe geçiş olmuştu.

Aslında o dönem için, eskiden beri tek sese alışmış

kulakların, başka başka seslerin belirli bir uyumla bir

araya gelmeleriyle oluşan ses grubuna alışması hiç

de kolay değildi.

Ortaçağda kilise dışında müzik, köylüleri ve soyluları

eğlendirmek amacıyla cambazlık ve danslarla birlikte

sanatçılar tarafından yapılırdı.

Avrupa’da Ortaçağ Kilisesi, orgdan başka çalgıları

"çok tanrılı dinlere" özgü sayarak yasaklamıştı. Kilise

dışında da müzik, insan sesi kaynaklı düşünülmüş ve

çalgı müziği düşünülmemişti.

Ancak halk arasında üflemeli ve vurmalı çalgıların

kullanıldığı görülmekteydi. Bu çalgılar Arap ve Türk

kaynaklıydı. Tulumlu gayda, basit flütler, küçük el

davulları, trampetler ve bunun gibi aletlerdi.

Rönesans’ın kelime anlamı “yeniden doğuş”

demektir. Rönesans müziği dönemi, sıradan insan

yaşamında müziğin tekrar değerlendirilmesi ve yeni

düşüncelerin doğma dönemidir.

Rönesans'ın yaşam sevinci, dansları, danslar da

çalgıları arttırdı. Bu dönemde yeni çalgılar icat

Kazım ÇAPACI

RÖNESANSTA MÜZİK

Page 2: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

2

edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve

zenginleştirildi.

Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

dört ya da beş ses üzerine yazılmış çalgı eşliksiz bir

şekil aldı ve dönemin bestecilerinin eserleriyle

yükseliş gösterdi.

Org, klavsen, lavta, arp, flüt, yan-flüt, kornet,

trompet ve tabii ki viyola bu döneme damgalarını

vurdular. Ritmi güçlendirmek amacıyla vurmalı

çalgıların da bu gelişime katılmasıyla büyük davullar,

ziller, üçgenler ve defler dönemin orkestralarındaki

yerlerini aldılar.

Ancak yine de Rönesans dönemi bestelerinin en

belirgin özelliği, çalgıların aynı anda başlayıp aynı

anda eseri bitirmeleri olarak anlatılabilir. Ses şiddeti

hep aynı ayardadır.

Rönesans döneminde ilk kez yazılı müzik

kullanılabilir hale geldi, insanlar bestecilerin

eserlerini evlerinde ve kiliselerinde öğrendi.

Enstrümantal ve dans müziği popülerdi.

Müzisyenler kendi geçmişlerinden çok sanatları ile

tanınmaya başladılar.

Rönesans Dönemi Müziği, müzik yazısı yani notanın

ve çalgıların gelişiminin yanı sıra, kendinden önceki

dönem olan Gotik Dönem müziğine göre din dışı

müziğin geliştirilmesine de aracı olmuştur.

Gotik Dönemde yaygınlaşan a capella koroların

büyük önem taşıdığı Rönesans Döneminde, çok

sesliliğin ilk büyük eserleri de ortaya çıkmaya

başlamıştır. Gotik Dönemde, kiliselerde söylenen

ilahilerde sadece insan sesi kullanılmaktaydı. Bu «a

cappella» korolar devam etmekle birlikte Rönesans

Müziğinde enstrümanlar, ilahilerde insan sesinin

yetmediği ve boş kalan kısımları doldurmak için

kullanılmaya başlandı. Buna bağlı olarakta Rönesans

Dönemi müziğinin en önemli özelliği olarak kilise

müziğinin yeniden şekillendiği söylenebilir.

Bu dönemde, kilisenin çok sert kurallarından

sıyrılarak müzikte yeni bir yapılanma içine girilmiştir.

Rönesans dönemi ile birlikte çoksesliliğin ilk büyük

eserleri de ortaya çıkmaya başladı. 16. yüzyılda artık

din dışı eserlerde, şiirle müzik bir araya gelerek daha

uzun soluklu besteler yapılmaya başlanmıştır.

Rönesans’la birlikte dinde yaşanan reformların

müziği de etkilemesiyle birlikte kiliselerin kendi

Page 3: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

3

müzik türlerini oluşturmaya başlaması ve dönemin

bestecilerinin müzikte yenilik arayışları, bilinen dinî

formların yanında din dışı formların ortaya

çıkmasını sağlamıştır.

Besteciler çağın coşkusunu yansıtan eserler

bestelemişler böylelikle Rönesans’ın yaşam sevinci,

danslarla, çalgı ve vokal için yazılmış eserlerle

anlatılmaya başlanmıştır.

Danslara eşlik eden çalgılar ve güçlü karmaşık

ritimler, tekdüze akış içindeki isorithmic (izoritmik)

yapı ve zenginleşen armoni Rönesans müziğinin

başlıca özellikleridir.

Yarım aralıklı tonlar (kromatizm), dramatik

duyguları güçlendirmek amacıyla ilk defa bu

dönemde kullanılmıştır.

XV. ve XVI.yy’ larda çalgılara ve çalgı müziğine

önem verilmeye başlanmıştır. Rönesans’ın yaşam

sevinci dönemin danslarına yansımış ve çalgılar için

ve çalgı toplulukları için bestelenen müzik

doğmuştur.

Farklı ton arayışları, o güne kadar görevleri vokal

müziğe eşlik etmek olan çalgıların, estampie adı

verilen yalnızca çalgısal eserler seslendirmek üzere

topluluklar oluşturmalarını sağlamıştır.

Çalgı müziği, Rönesans’tan Barok Döneme geçişte

vokal müzik kadar önem kazanmaya başlamıştır.

Vokal biçimleri için bestelenen müzikler çalgı

topluluklarına uyarlanmış ve çalgılar da çağın coşkun

tınılarını sunmak üzere zenginleştirilmişlerdir.

Özellikle Rönesans’ın son dönemlerinde çalgılar ve

çalgılar için yazılan müziğin tekniği de gelişmeye

başlamıştır. İnsan seslerindeki ayrıma benzer bir

ayrım çalgı aileleri için de yapılmıştır.

Aynı ses yapısında farklı büyüklükteki çalgılar için

oluşturulan çalgı gruplarına consort adı verilmiştir.

Vokal müzik, Rönesans Dönemine kadar ülkelere

göre farklılık göstermemiş, tek bir örnek olarak

uygulanmıştır. Rönesans’tan itibaren her ulus

kendine özgü bir vokal müzik anlayışı geliştirmiştir.

İngilizler buna carol, Almanlar lied, Fransızlar ise

chanson adını vermişlerdir. Frottola ise İtalya’da

yaygınlaşmış bir karnaval şarkısıdır.

On altıncı yüzyıl başlarında önem kazanan müzikle

sözü birleştirme sanatı musica reservata

(korunmuş müzik), Rönesans’ın önemli

özelliklerinden biridir. Müziğin ön planda olması

yerine sözün ön planda olması anlayışıdır.

Madrigal ve opera gibi vokal yapıtlarda söz ve

beste uyumuna (prozodi) ışık tutan bu anlayış,

dramatik anlatımı güçlendirmiştir.

Page 4: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

4

Dönemin sonlarına doğru, sadece enstrümanların

bulunduğu küçük gruplar eşliğinde de müzikler

yapılmaya ve böylece dans müzikleri gelişmeye ve

önem kazanmaya başlamıştır.

Müziğin tüm kültür hayatında büyük önem taşıdığı

bu dönemde, bir kişinin hangi sınıftan olursa olsun

müzik bilgisinin olması ve bir enstrüman çalıyor

olması toplumun her katmanında kabul gören bir

düşünce olmuştur. İnsanlar, bu dünyanın yaşamaya

değer bir dünya olduğunu ilk kez bu dönemde fark

etmişlerdir. Bu anlayışa dayalı olarak Rönesans’ta

besteciler, Orta Çağ’daki tekdüze anlatım tarzına

karşın, duygu ve düşüncelerini daha coşkulu bir

ifade ile anlatmışlardır.

Rönesans, müziğin bütün kültür hayatında büyük

önem taşıdığı bir çağ olmuştur. Çünkü bir erkeğin

aydın olsun, sanatçı, bilgin ya da diplomat olsun

müzik teorisini bilmesi ve pratiğini yapmış olması

gerekiyordu. Bir saray adamının, bilgilerinin yanı sıra

müzikçi olması ve çalgı çalması baş koşuldu. Başka

bir ifadeyle müzik bambaşka bir değer ve anlam

taşımaktaydı.

Rönesans dönemi, temelleri Orta Çağ’da atılan

bütün müzik şekillerine yeni bir şekil vermiştir.

Rönesans'ın başlangıcında besteciler iki sesli

kompozisyonlardan, üç seslilere geçmişlerdir. Ayrıca

kilise müziği tonları, yerini major ve minor tonlara

bırakmıştır.

Müziğin kaynaklarını çoğaltmak, genişletmek ve

yenileştirmek için çeşitli araştırmalar başlamıştır.

Dönemin sonlarına doğru Klasik Batı Müziği’nde

kullanılan modal yapı yerini yavaş yavaş tonal yapıya

bırakmıştır. Klasik Batı Müziği’nin temellerini

oluşturan kontrpuan yazısı bu dönemde oldukça

gelişim göstermiş,, bununla ilgili pek çok kitap

yazılmıştır. Makamlar, ritimler ve kontrpuan

yöntemleri bulunmuştur.

Rönesans Dönemi’nde o zaman dek var olmayan,

en önemli şey, ortaya çıkmıştır: Müziği anlamlı bir

hale sokmak düşüncesi doğmuştur.

Müzik sanatında meydana gelen bütün bu önemli

değişme ve gelişmeler ciddi sanattan daha çok halk

Page 5: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

5

şarkısından ve diğer şarkıcıların sanatından meydana

gelmiştir.

Bu yeni sanatın karakteristik özellikleri şöyle

açıklanabilir:

- Sansbly (yeden) notasının kullanılmaya başlanmasıyla eski gamların değiştirilmesi ve bu çeşitli gamların (modların) birleştirilmesi sonucunda majör ve minör gamların ortaya çıkması.

- Kontrpuan usullerinin geliştirilmesi. Beşli ve oktav paralellerin yasak edilmesi.

- Armonik stilin yavaş yavaş kontrapuantik stilden ayrılıp daha özgür bir hal alması, nihayet belirli ve kesin bir ritm tayini.

Rönesans döneminde yeryüzüne özgü insani

duygular müzikle de ifade edilmeye başlandı. Resim,

heykel ve mimari alanlarında Rönesans'ın beşiği

Italya'ydı. Müzikte ise Rönesans Flamanya ve

Burgondiya'da başladı. Bugünkü Belçika, Hollanda

ve Kuzey Fransa'yı kapsayan bölgeye Flaman

Bölgesi denir. Burgondiya ise Fransa toprakları

içinde olup Flaman bölgesiyle komşudur. 15. yy'da

bu bölgede yetişen Guillame Du Fay Rönesans'ın ilk

temsilcilerindendir. G. Du Fay 3 ve 4 partili ses

eserleri yazdı. Ortaçağda organumda kullanılan 4'lü ve

5'li aralıklardan oluşan armoni yerine 3'lü aralık

esasına dayanan armoniyi kullandı. Bu buluş

bugünkü armoni anlayışının ilk ve temel unsurunu

oluşturmaktadır.

- RÖNESANS MÜZİĞİNİN KARAKTERİSTİKLERİ -

- Vokal müzik, enstrümantal müzikten daha önemlidir.

- Müzik, kelimelerin anlamını ve yarattığı duyguları geliştirir.

- Sunum dengelidir. Aşırı kontrastlar ya da ritimler içermez.

- Temelde çokseslidir. Sesler ortaçağdakinden daha dolgun ve bastır.

- «Capella» nın altın çağıdır. - Ritmin yumuşak bir akışı vardır. Her melodi

ritmik bağımsızlığa sahiptir. Melodi genellikle birkaç büyük sıçrama ile aynı çizgide devam eder.

-

Page 6: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

6

- RÖNESANSTA KUTSAL MÜZİK -

2 temel form: Motet ve Mass

Motet (müziksiz çok sesli ilahi): Kutsal Latince

metinlerin çok sesli koral icrasıdır.

Mass : 5 bölümden oluşan koral eserlerdir : Kyrie,

Gloria, Credo, Sanctus, Agnus Dei.

Palestrina: Motet Regina coeli

- RÖNESANSIN ÖNEMLİ BESTECİLERİ -

Rönesans’ta müziğin farklı özellikler kazanması

Burgonya ve Flaman bestecileri ile başlamıştır. Bu

dönemde, birçok önemli besteci yetişmesinde etkili

olan okullardan en önemlileri Flemenk Okulu veya

Burgonya Okulu, Viyana Okulu ve Roma

Okulu’dur.

Rönesans Döneminde birçok besteci İtalya’da ve

Flemenk’te (XVI. yüzyılda Hollanda başta olmak

üzere Belçika, Luxemburg, Fransa ve Almanya’yı da

içine alan on yedi eyaletten oluşan geniş bir bölge),

bütün Avrupa’da dinî müziğin yanında din dışı

müziğe seçkinlik kazandıran çalışmalar yapmışlardır.

Bu okullarda yetişen sanatçılar besteleriyle önceki

dönemlerde hâkim olan müzik geleneğine sadık

kalarak yeni ekoller oluşturmuşlar ve kendilerinden

sonra gelen bestecilere ışık tutmuşlardır.

Yaklaşık 150 yıl süren Rönesans Dönemi içerisinden

Dufay, Gombert, Palestirna, Gesualdo ve

Monteverdi gibi pek çok önemli besteci

çıkmıştır. XVII. yy sonlarına doğru Rönesans

Dönemi yerini Barok Döneme bırakmıştır.

Rönesans müziği günümüzde hala yaygın olarak

yapılmaktadır ve bunu geçmişte bulunan

kaynaklardan yararlanılarak yapmaktadır.

Guillaume De MACHAULT XIV. yy'ın en ünlü bestecisi Guillaume De Machault

'dur (1300-1377). 23 motet, enstrüman eserleri,

45 ballade ve müzik tarihinde ölmez bir yer alan 4

sesli birmesse yazmıştır. Etkisi çok büyük olmuş ve

tüm Avrupa'ya hâkim olmuştur. Orta Çağdaki tüm

Fransız ekolünü kişiliğinde toplamış ve Franco-

Flaman ekolünü hazırlamıştır.

Page 7: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

7

15. yy'ın ilk yarısında Franco-Flaman ekolü baş yeri

almıştır. Bu ekolü kuranların içinde özellikle

Binchois, John Dunstable, İkinci yarısında ise

Johannes Ockeghem, Josquin Des Pres polifoni

ustaları olarak ve özellikle messe şeklinin en büyük

tanıtımcıları olarak müzik tarihinde ölmez bir isim

bırakmışlardır. 1526 yılından itibaren Claudio

Monteverdi, Adrian Willaert, Orlando Di Lasso,

Andrea Gabrieli, Giovanni Gabrieli, Giovanni

Giacomo Gastoldi, Claude Le Jeune, Pierluigi

Palestrina gibi besteciler tamamen acapella yani

enstrüman eşliği olmadan söylenen tarzda ve

özellikle dört, beş ve daha fazla sesli eserler

meydana getirmişlerdir.

Johannes TAPISSIER Jean Tapissier, Jean de Noyers adlarıyla da bilinir.

1370 – 1408/1410 arasında yaşamış, Geç Ortaçağ –

Rönesans Dönemi geçiş dönemi Fransız besteci ve

öğretmendir. Burgonya Okulu’nun ilk üyelerinden

biridir. Fransız-Flaman stilini ilk geliştiren

bestecilerden biridir.

Credo

Nicholas GRENON 1375 - 17 Ekm 1456 arasında yaşamış, rrken

Rönesans dönemi Fransız bestecisidir. Besteleri hem

Ortaçağ, hem de Erken Rönesans Dönemi

özelliklerini taşır. Melodiler her zaman çok güçlü ve

üç ses içindir. La plus belle (arr. for recorders)

Pierre FONTAINE 1380 – 1450 arasında yaşamış, geç Orta Çağ ve

erken Rönesans geçiş dönemi Fransız bestecisidir.

Burgonya Okulu üyesidir. Zamanın tanınmış

bestecilerinden biri olup, eserlerinin çoğu büyük

olasılıkla kayıptır.

J'aime bien celui que s'en va

Jacobus VIDE 1405 – 1433 arasında yaşamıştır. Jacques Vide adıyla

da bilinir. Geç Orta Çağ ve Erken Rönesans geçiş

dönemi Fransız-Flaman bestecisidir. Burgonya

Okulu’nun ilk üyelerindendir.

Courtly songs of the later XV Century / The Castle

of Fair Welcome, Part I / Gothic Voices

Guillaume LEGRANT 1405 – 1449. Erken Rönesans Dönemi Fransız

bestecisidir. Çoksesli eserler yazan ilk bestecilerden

biridir.

Jean Legrant (15.th century) " las je ne puis" 0:00 - 1:39

Guillaume Dufay (1400-1474) "la dolce vista" 1:40-3:13

Antonio Cornazano (1430-1484) "el ferrarese" 3:17-5:41

John DUNSTABLE

Ortaçağ göç dönemi ve erken Rönesans dönemi

çoksesli müzik İngiliz bestecisidir. Kilise müziğinde

çalgıyı ilk kez kullanan ve Gregor melodilerini

özgürce ilk kez süsleyen besteci olarak kabul edilir.

XV. yy başlarındaki en ünlü bestecilerden biridir.

Burgonya Okulu stilinin gelişmesinde önemli

katkıları olan Leonel Power’in çağdaşıdır.

Motets - Salve Regina misericordiae

Page 8: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

8

Guillaume DUFAY

Du Fay, Du Fayt olarak da bilinir. 5 ağustos 1397 –

27 kasım 1474 arasında yaşamış olan, Erken

Rönesans Dönemi, Fransız-Flaman bestecisidir.

15. yüzyıl ortalarından itibaren Avrupa’nın en ünlü

ve etkili bestecisi olup, Burgonya Okulu’nun ilk

üyelerindendir. Rönesans Dönemi’nin başlangıç

bestecisi olarak kabul edilir. Dufay’ın yarı dinsel, yarı

oyunsal operası dönemin başlangıcı ve aynı zamanda

ilk opera denemeleridir. Besteci, bugün müzikte hala

kullanılan müzikal bir yapı olan «Cantus firmus»’u

geliştirerek çoksesli müziğe yeni bir boyut

kazandırmıştır.

Guillaume Dufay: Missa l'Homme Armé Agnus Dei

Johannes BRASSART 1400 – 22 ekim 1455. Erken Rönesans Dönemi

Burgonyan bestecidir. Sadece kutsal vokal müzik

besteleri vardır.

Ave Maria

Gilles BINCHOIS

Gilles de Binche asıl adlı besteci, Gilles de Bins

adıyla da bilinir. Yaklaşık olarak 1400 yılında

doğmuş, 20 eylül 1460’ta ölmüştür.

Fransız-Flaman besteci, Burgonya Okulu’nun ilk

üyelerinden biri 15. yüzyıl başlarının en ünlü üç

bestecisinden biridir (diğerleri Guillaume Dufay ve

John Dunstaple). 15. yy’ın en iyi melodisti olarak

kabul edilir. Pek çok eseri ölümünden onlarca yıl

sonra ortaya çıkmıştır.

Amours mercy

Page 9: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

9

Gilles JOYE

1424/1425 – 31 aralık 1483. Rönesans Dönemi

Fransız – Flaman besteci. Burgonyan okulu üyesidir.

Lirik ve zarif tarzdaki sekular şarkılarıyla tanınır.

Triste plaisir et douloureuse joye

Johannes OCKEGHEM

Jean de Jan adıyla da bilinir. Soyadı Okeghem,

Ogkegum, Okchem, Hocquegam, Ockegham olarak

değişik şekillerde söylenmektedir. XV. yy’ın son

yarısının en önemli Fransız-Flaman bestecisidir.

14.10.1425-06.02.1497 arasında yaşamıştır. Ünlü bir

besteci olmasının yanı sıra, şarkıcı, koro yönetmeni

ve öğretmendir.

Ma maitresse

Josquin des PREZ

Fransız-Flaman bestecisidir. Belçika doğumludur.

1450/1455 – 27 ağustos 1521 arasında yaşamıştır.

Leonardo da Vinci ve Kristof Kolomb’un çağdaşıdır.

Flaman Okulu üyelerindendir. Josquin Desprez,

Josquinus Pratensis, Jodocus Pratensis adlarıyla da

bilinir.

Dufay ve Palestrine arasında yer alan ünlü besteci,

polifonik vokal müziğin ilk ustası ve tüm zamanların en

büyük bestecilerinden biri olarak kabul edilir. 19 masse,

100 motet, 70 şanson, çok sayıda sekular beste eserleri

arasında sayılabilir.

Ave Maria - 4-ses için motet (müziksiz çok sesli ilahi)

Page 10: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

10

Antonio de CABEZÓN

30 mart 1510 – 26 mart 1566. Rönesans dönemi

İspanyol besteci ve orgcusu. Doğuştan kör olan

besteci, ilk büyük liberian klavye bestecisi ve çağının

en önemli bestecilerinden biri ve olmuştur.

Obras de Musica (album trailer) - Doulce Mémoire

& Denis Raisin Dadre

Claudio MONTEVERDI

Geç Rönesans – Erken Barok döneminin İtalyan

müzisyeni, opera bestecisi, şarkıcısıdır. Yaşamında

üne kavuşan sanatçı uzun hayatı boyunca hem

Rönesans, hem Barok dönemi eseri sayılabilecek

eserler vermiş ve zamanının müzik döneminde

değişiklikler yaratmıştır.

1637’de Venedik’in ilk opera binasının açılmasından

sonra Monteverdi opera bestelemeye yoğunlaşmış;

ancak bu eserlerinden sadece iki tanesi günümüze

ulaşabilmiştir: "Il ritorno d'Ulisse in patria" ve

"l'Incoronazione di Poppea" (Poppea’nin Taç Giymesi).

Bu eserlerden ikincisi, onun en büyük şaheseri kabul

edilir.

L'Incoronazione di Poppea "Pur ti miro" Sarah

Connolly, Miah Personn

Adrian WILLAERT

Rönesans Dönemi Flaman bestecisidir. Venedik

Okulu’nun kurucusudur.

Polifonik Fransız-Flaman stili en iyi temsil

edenlerden biridir.

Vecchie letrose

Page 11: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

11

Orlando Di LASSO

Orlandus Lassus, Orlando de Lassus, Roland de

Lassus, Roland de Lattre adlarıyla da bilinir. 1532

(belki 1530) – 14 haziran 1594 arasında yaşayan,

Geç Rönesans Dönemi Fransız-Flaman bestecisidir.

Fransız-Flaman Okulu olgun polifonik stilinin baş

temsilcisi ve 16. yy Avrupası’nın en ünlü ve etkili üç

müzisyeninden biridir (diğerleri Palestrina ve

Victoria).

Lauda anima mea Dominum

Andrea GABRIELI

1532/1533 – 30 ağustos 1585 arasında yaşamış, Geç

Rönesans Dönemi İtalyan bestecisi ve orgcusudur.

Kendisinden daha ünlü olan Giovanni Gabrieli’nin

amcasıdır.

Venedik Okulu’nun ilk uluslararası üyesidir. Hem

İtalya, hem Almanya’da Venedik stilinin

yayılmasında çok etkili olmuştur.

Angelus ad pastores ait

VENEDİK OKULU

--- RÖNESANS’TAN BAROK’A …

16. Yy’da Venedik, enstrümental ve vokal müzik

merkezi olmuştur. Vendik’te 1550-1610 arasında

çalışan bestecilere ve ürettikleri bestelere “Venedik

Okulu” adı verilir.

Venedik okulunu yaratan en önemli faktörlerden

biri, Venedik’teki müzik hayatının merkezi olan St.

Mark Katedrali’dir. Her ne kadar Doge’nin

törenlerine eşlik eden enstrümental müzikler ve

koral madrigaller uzun süredir yazılıyorsa da

Venedik Okulu, St. Mark Katedrali’nde yaratılmıştır.

Venedik Okulu’Nun en önemli zamanları,

1580’lerde Andrea ve Giovanni Gabrieli’nin güçlü

enstrüman ve org destekli polikoral yapıtlarını

verdikleri zamandır. St.Mark’ın birbirine karşı duran

iki koro bölümü ve geniş, boşluklu iç yapısı, dinsel

baskılardan uzak yaşayan maestro di capellalara yeni

fikirler yaratma yolunu açan en önemli faktördür.

Ses gecikmelerini ve yansımalarını bir sorun

olmaktan çıkarıp avantaj haline dönüştürmeye

çalışan bu besteciler, bu tür efektlere pek yatkın

olmayan polifoniden uzaklaşarak monofonik eserler

ortaya çıkarmaya başlamışlardır. Bununla beraber

ayrılmış koro bölümlerini de müziklerine uyarlayarak

(cori spezzati) Venedik’e özgü polikoral stili

yaratmışlardır.

Bu stili ilk olarak ciddi bir şekilde uygulayan Doge

Andrea Vitti tarafından, 1527’den 1562’deki

Page 12: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

12

ölümüne kadar St. Mark Katedralinde maestro di

capella olarak görevlendirilen Adrian Willaert

olmuştur. Yine Venedik Okulu’na dahil edilen

Gioseffo Zarlino tarafından “yeni Pisagor” olarak

adlandırılan Willaert, besteciliğinin yanı sıra eğittiği

müzisyenler sebebiyle de etkisini uzun süre

hissettirmiştir.

Willaert’ten itibaren, Venedikli besteciler bu

teknikleri kullanmış, genellikle iki koro ve onları

birleştiren bir org için eserler yazmışlardır. Andrea

Gabrieli zamanında en yetkin örneklerini veren bu

stil, kimi zaman beşe kadar bölünebilen, zengin

enstrüman eşlikli, güçlü eserlerin ortaya çıkmasına

yol açmıştır

Venedik’in müzik tarihindeki önemini yaratan bir

başka faktör de baskı teknolojisi olmuştur.

Matbaanın bulunuşundan sonra müzik eseri

basımında hızla dünyanın en önemli merkezi haline

gelen Venedik, Avrupa’nın dört bir yanından gelen

müzik adamlarını da konuk ediyordu.

Özellikle Fransız ve Flaman bestecilerin ziyaret

ettiği Venedik bu dönem boyunca bir uluslararası

müzik merkezi görevi gördü.

Gabrieli gibi bestecilerin ve Claudio Merulo

ve Girolamo Diruta gibi orgcuların yetiştirdiği

müzisyenler Avrupa’nın her yanına dağılmış ve

Venedik Okulu stilini geliştirmişlerdir. Heinrich

Schütz, Jan Pieterszoon Sweelinck, Dietrich

Buxtehude ve Johann Sebastian Bach bu stilden

etkiler taşıyan bestecilerden bazılarıdır.

Venedik Okulu’nun Önemli bestecileri

- Adrian Willaert (1490-1562)

- Jacques Buus (1500-1565)

- Andrea Gabrieli (1510-1586)

- Nicola Vicentino (1511-1576)

- Cipriano de Rore (1515-1565)

- Gioseffo Zarlino (1517-1590)

- Baldassare Donato (1525-1603)

- Annibale Padovano (1527-1575)

- Costanzo Porta (1529-1601)

- Claudio Merulo (1533-1604)

- Gioseffo Guami (1540-1611)

- Vincenzo Bellavere (ö. 1587)

- Girolamo Diruta (1554-1610 sonrası)

- Girolamo Dalla Casa (ö. 1601)

- Giovanni Gabrieli (1555-1612)

- Giovanni Croce (1557-1609)

- Giovanni Bassano (1558-1617)

- Giulio Cesare Martinengo (1561-1613)

Giovanni GABRIELI

1554/1557-12 ağustos 1612 arasında yaşamış İtalyan

besteci ve orgcudur.

Geç Rönesans Dönemi’nin Monteverdi’den önceki,

çok önemli Venedikli bestecisidir. Kendi zamanının

en etkili müzisyenlerinden biridir. Rönesans

Dönemi’nden Barok Döneme geçiş sırasında

Venedik Okulu tarzının doruk noktasını temsil eder.

Andrea Gabrieli’nin yeğeni ve göz bebeğidir.

Venedik Okulu’nun en büyük bestecisidir. İlk

orkestrasyonu geliştirmiştir.

Jubilate Deo

Page 13: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

13

Giovanni Giacomo GASTOLDI

1554 – 4 ocak 1609 arasında yaşamış, Geç Rönesans

ve Erken Barok Dönemi, İtalyan bestecisidir.

1591’de yayınladığı» beş ses için balleti» si ile iyi

tanınır.

Balletti per Cantare, Sonare e Ballare

Claude Le JEUNE

1528/1530 – 26 eylül 1600 arasında yaşamış, Geç

Rönesans Dönemi, Fransız-Flaman bestecisidir.

«Musique mesurée» olarak bilinen müzik hareketinin

ana temsilcisi ve 16. yy’ın son yarısında ünü

Avrupa’da yayılmış olan en etkili bestecilerden

biridir.

La Guerre

Giovanni Pierluigi da PALESTRINA

1525 – 2 şubat 1594 arasında yaşamış Rönesans

dönemi İtalyan bestecisidir.

Çağının en ünlü bestecisidir. Müzikal

kompozisyonda Roma Okulu’nun en iyi bilinen 16.

yy temsilcisi, kutsal müzik bestecisidir. Kilise

müziğinin gelişiminde önemli ve kalıcı etkileri

olmuş, çalışmaları Rönesans çoksesliliğinin doruk

noktasını oluşturmuştur. Yüzlerce yıldır onun

masseleri kilise müziğinin modeli olmuştur.

104 masse, 450 diğer kutsal müzik

Sabbato Sancto – Lectio

Page 14: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

14

William BYRD

1540/1543 – 16 temmuz 1623 arasında yaşamış

Rönesans Dönemi İngiliz bestecisidir.

Farklı tipte kutsal ve laik pek çok bestesi vardır.

İngiliz madrigallerinin gelişimde çok önemli rol

oynamıştır.

William Byrd - Have Mercy Upon Me, O God

Tomás Luis de VICTORIA

1548-1611 arasında yaşamış, Geç Rönesans Dönemi

İspanyol bestecisidir.

Palestrina, Lassus gibi bestecilerle beraber 16.yy’ın

en önemli bestecilerinden biri sayılır. Eserleri 20'nci

yy. da yeniden keşfedilmiş olup, yorumcular

tarafından gizemli bir yoğunlukta ve duygusal olarak

ilgi çekici bulunur. Stil olarak çağdaşlarının aksine

kontrpuandan uzak durmuş ve daha

homofonik eserler bestelemiştir. Dini eserlerinde

enstrüman kullanarak zamanında bir ilki

gerçekleştirmiştir.

Eserleri arasında Missa pro victoria (Victory mass)

İspanya kralı III. Philip’e ithaf edilmiştir.

İmparatoriçe Maria’nın cenazesi için 1603 yılında

yazdığı Requiem onun en güzel ve en iyi eserlerinden

biri olarak sayılır.

Victoria - Officium Defunctorum - Requiem, Intorit

Thomas MORLEY

1557/1558 – ekim 1602 arasında yaşamış, İngiliz

besteci, orgcu ve teorisyendir.

Elizabeth döneminin en ünlü din dışı eser bestecisi

ve İngiliz madrigal okulunun önde gelen

temsilcisidir. Bölgesel katedrallerde şarkı söyleyerek

müziğe başlamış ve 1583'de koro şefi olmuştur.

Page 15: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

15

Shakespeare ile aynı mahallede oturmasına ve bazı

şarkılarına Shakespeare oyunlarında rastlanmasına

rağmen ikisi arasında herhangi bir iletişime dair bir

kanıt yoktur. Ayrıca kesin tarihi bilinmemekle

birlikte William Byrd’dan da dersler almıştır.

Nitekim ilk eserleri Byrd etkisi taşır.

Yazdığı madrigaller dönemindeki diğer bestecilerin

eserlerine göre daha çok duygusal renk ve çeşitlilik

gösterir ve bugün de seslendirilirler. Madrigalleri

genellikle hafif, kolay söylenebilir ve hareketli

eserlerdir. Özellikle Now is the month of maying isimli

madrigali iyi bilinir. Madrigal dışında enstrümantal

ve klavye için de eserler bestelemiştir.

Thomas Morley - My Bonny Lass She Smileth

Don Carlo GESUALDO

1560-1613 arasında yaşamış İtalyan madrigalist.

Gesualdo da Venosa, Gesualdo di Venosa adlarıyla

da bilinir.

Müzikal ifadesi belirgin olarak çok güçlüdür.

Carlo Gesualdo - Sesto libro di madrigali: XIII.

Ardita zanzaretta

Michael PRAETORİUS

15 şubat 1571 – 15 şubat 1621 arasında yaşamış,

Alman besteci, orgcu ve müzik teorisyenidir.

Özellikle protestan ilahiler üzerinde temel müzik

formlarının geliştirilmesinde çok önemli yeri olan

çağının çok yönlü bestecilerinden biridir. Eserleri

protestanlar ve katolikler arasındaki ilişkileri

geliştirmek için bir çabayı yansıtmaktadır.

Michael Praetorius - Courante I, Courante II

Thomas WEELKES

Page 16: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

16

1573/1576 – 30 kasım 1623 arasında yaşamış İngiliz

besteci ve orgcudur. Madrigaller ve marşlar başta

olmak üzere pek çok eseri vardır.

Thomas Weelkes - Sing We at Pleasure

Orlando GIBBONS

25 aralık 1583 – 5 haziran 1625 yılları arasında

yaşamış, Geç Tudor ve Erken Jakoben dönemleri

İngiliz besteci, virginalist ve orgcudur. Özellikle

ilahiler ve marşları ile döneminin en ünlü İngiliz

bestecileri arasındadır.

O Lord, I Lift my Heart to Thee

- POLİFONİK YAZI – KONTRPUAN YAZI -

Tüm bu besteciler çok sesli bir yapıttaki her ses

partisini aynı derecede önemli sayıyorlardı. Bunun

sonucunda polifonik (çok sesli) yazı tarzı doğdu.

Polifonik yazıda, üst üste birkaç ezgi çizgisi yer alır.

Her ezgi çizgisi, hem bağımsızdır, hem de diğer ezgi

çizgileriyle uyum halindedir.

Bu yazı Barok dönemde daha da geliştirilerek

kontrpuan yazı (punctus contra punctum = noktaya

karşı nokta) adını aldı.

Flaman okuluyla başlayan Rönesans kısa sürede

İtalya, İspanya, Almanya ve İngiltere'de yayıldı.

Bu çağın en gözde çok sesli müzik

şekilleri messe, motet ve chanson olup messe beş

parçaya ayrılır ve parçaların hepsi tek motiflidir. Bu

motif Gregorien ya da halk şarkılarından alınmıştır.

Rönesans devrindeki polifon ustaları özellikle dini

müzik alanında orijinal melodiler bulmaktansa,

geleneği olan eski melodileri tercih etmişler ve

dehalarını daha evvel var olan maddeleri en güzel bir

şekilde düzenlemekte kullanmışlardır. Motet ve halk

şarkıları tarzında ise tamamen orijinal melodilere

dayanmışlardır.

Fransız halk şarkıları 16. yy'da da en gözde müzik

şekli olmaya devam etmiştir. En ciddi konulardan en

hafif konulara kadar her şeyden yararlanmışlardır.

- ŞANSON – MADRİGAL - RONDO -

Orta Çağ ayin müziği olan ve Palestrina’nın çok

sesliliğin yalnızca bir teknik olduğu ve şarkının

kutsallığını bozmayacağını savunarak bestelediği çok

sesli missalar ve Fransa’da halk şiirlerinin

Page 17: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

17

bestelenmesiyle oluşan chanson (şanson), madrigal

ve rondolar, en çok bestelenen tür olmuşlardır.

Bu dönemde genellikle İtalyanca bir metin üzerine,

dört ya da altı ses için daha çok kısa aşk şiirleri

üzerine bestelenmiş bir vokal müzik türü olan

madrigaller, özellikle on altıncı yüzyılın ikinci

yarısında yaygınlaşmıştır.

Bu yeni türle birlikte, farklı ve eğlenceli söyleme

teknikleri gelişmiştir. Müziksel anlatım ve nüanslar

şarkının sözlerine bağlı olarak eğlenceli bir oyun

anlayışıyla uygulanmıştır. Madrigal, XVII.yy

ortalarında operanın yaygınlaşmasıyla birlikte,

önemini yitirmiştir.

- MADRİGAL -

Polifon yazı İtalyan bestecilerinin

kompozisyonlarında 16. yy'da madrigal adı verilen ve

bir kalıba bağlı olmayan ses yapıtlarıyla biçimlendi.

1580-1620 yılları arasında kalan dönem, madrigalin

“altın çağı” dır.

1520’lerde İtalya’dan köken almış, kısa sürede

İngiltere’de popüler olmuştur. İngilizce madrigaller

İtalyancalardan daha hafif ve epirilidir. Genellikle

aşk hakkındadır. Polifonik dokuları birleştiren

ahenkli parçalardır.

İtalyan bestecilerden Gesualdo, konuşmaya

benzeyen “recitatif” unsurunu madrigale katarak bu

türe dramatik bir yön kazandırdı. Ayrıca, koro

bölümü yanında “terzet” (üçlü) ve “duet” (ikili)

denilen parçalara yer verdi.

Monteverdi'nin madrigale kazandırdığı bu unsurlar

Barok dönem opera ve kantatlarının temelini

oluşturdu.

- MOTET -

Orta Çağ’ın dinsel müziği olan motetler, farklı

dillerde ve her birinin kendi melodisini söylemesiyle

zenginleşen ses dokusuyla, dinî ve din dışı sözler

üzerine yazılmış bir tür olmuştur.

Madrigal Motet Rönesans ve Erken Barok

Eşliksiz

Laik (Sekular)

Vokal

Çoksesli (polifonik)

Sözlerin her kıtası için

farklı müzik

Ortaçağ ve Rönesans

dönemi müzik stili

Eşliksiz

Kutsal

Vokal

Çoksesli

Müzik, sözcüklere

hizmet eder.

Fr. Mot - kelime

- RÖNESANS VE ALMANYA -

Aynı zamanda Almanya müzik alanında ikinci

planda geliyordu ve daha çok Fransız ve İtalyan

ekollerinin etkisi altında idi; hatta bu iki müziği taklit

ediyordu.

Fakat çok geçmeden din tarihinde önemli bir çağ

olarak isimlendirilen Reform (ıslahat) hareketinin

sayesinde Almanya, Avrupa müzik tarihinde seçkin

bir yer işgal etmiştir.

İlk zamanlarda Almanlar Latinceye karşı bir nefret

duymuşlardır. Reform, Alman ırkının üzerinde çok

derin izler bırakmış ve bunun sonucu olarak

tamamen kendine özel bir dini sanat meydana

çıkmıştır. Halkı, kilisede, kullanmaya alışık oldukları

dilde ve monodik uslupta koro halinde şarkı

söylemeye alıştırmışlardır.

Önceleri bu şarkılar, sesli armoniler eşliği ile

söylenmiş, daha sonra org akorları ile söylenmeye

başlanmıştır; ki bundan da choral adı verilen bir uslup

doğmuştur.

Page 18: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

18

- CHORAL -

Choral, şarkıcılar grubu tarafından uyum halinde

söylenen eserlere denmiştir.

Sonraları aynı isim, armonik stilde yazılmış ve dini

karaktere sahip org eserlerine de verilmiştir. Choral

popüler bir sanat şekli olup tüm büyük Alman

ustalarına ilham kaynağı olmuştur.

Protestan düşüncesi daha çok bireyselliğe dayandığı

yönüyle yaşamla daha sıkı şekilde işbirliği yapmıştır.

Bu bakımından Protestan chorali müzik bakımından

katolisizmin tutucu sanatından farklı olup Gregorien

melodisinden daha az mistik (tasavvufi), daha fazla

insana dayalıdır.

- ENSTRÜMENTAL MÜZİK -

Bu dönemde enstrümental müzik daha bağımsız

hale gelmiştir. Müziklerin çoğu dans içindir.

“Pavane ya da passamezzo”

Klavsen, org, ud, trompet, korno, viola, shawm

(obuanın atası) bu dönemde kullanılan enstrümanlar

arasında göze çarpar.

Tema ve varyasyonların enstrümental formu

STRADIVARIUS

Rönesans Döneminde çalgı müziğinin önem

kazanması çalgı kalitesinin önemini artırmış ve

müzisyenlerin bu anlamdaki arayışları özellikle

keman yapımında bazı ailelerin öne çıkmasını

sağlamıştır.

Bu dönemin en önemli keman yapımcıları Amati,

Guarneri ve Stradivari aileleridir. 1644 – 1737 yılları

arasında yaşayan, dünyanın en büyük keman

yapımcılarından sayılan İtalyan Antonio Stradivari

kemanın yanı sıra arp, viyolonsel, gitar ve viyola da

üretmiş, ölümüne dek yaklaşık binin üzerinde çalgı

yapmış, daha sonra taklit edilmeye çalışılsa da

Stradivarius adı verilen ünlü kemanın benzerleri

yapılamamıştır.

- RÖNESANSTA ENSTRÜMAN MÜZİĞİ VE

KULLANILAN ENSTRÜMANLAR -

Rönesans bestecilerinin madrigalde kullandıkları

polifon yazı tarzını Venedik'li Andrea ve Giovanni

Gabrieli kardeşler çalgı yapıtlarına uyguladılar.

Esasen 1600'lere kadar müzik alanında yapılan

çalışmalar ve gelişmeler vokal müzikte olmuştur.

Rönesans ile birlikte XVIII. yy'a kadar gelişecek,

yaygınlaşacak ve hatta vokal müziği ikinci planda

bırakacak olan enstrümAntal müzik ortaya çıkmıştır.

Page 19: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

19

Genel özellikleri:

- Geniş kapsamlı melodik çizgiler

- Uzun cümleler, tutulan notalar - Keskin ritm, kuvvetli aksanlar, senkop

- Vokal müzikte uygulanandan daha rahat kullanılan dissonanslar

- Kısa tekrarlanan notalar - Hızlı gamlar - Mordan, tril gibi melodik süslemeler

Enstrüman müziği 16.yy'da o zamana kadar

bilinmeyen bir özerkliğe erişmiştir.

Aslında tarihin ilk çağlarından beri sazlar daima sese

eşlik etmiştir. Doğal olarak enstrümantal müzik

alanındaki ilk denemeler çok ilkel idi.

Fakat çok geçmeden herhangi bir aletin genişlik

bakımından doğal bir saz olan insan sesine oranla

daha çok imkanlara sahip olduğunu anlayan

Rönesans bestecileri klavyeli sazlar veluth (lavta) için

eserler yazmaya başlamışlardır.

Rönesans Döneminin en önemli çalgıları,

psalterium, virginal, klavsen (İtaly. cembalo),

klavikord, epinet, viola da gamba, lavta, portatif org

(regal), arp, blok flütler, kornet, trompet, schawm

(obuanın atası)’dır. Ritmi güçlendirmek amacıyla

vurmalı çalgılardan büyük davullar, ziller, üçgenler

ve defler de kullanılmıştır.

Org ve klavsen için ilk eserleri yazanların başında

İspanyol Antonio de Cabezón (1510-1566)'u

görürüz.

Klavyeli sazlar için yapılan müzik o devirde özellikle

İngiltere'de gelişmiştir ki bu da genişletmenin en

basit şekli olan variationun meydana çıkmasını

sağlamıştır. İngiliz bestecilerden Bird ve Gibbons

klavsenin başka bir şekli olan ve adına virginal denen

saz için çok güzel eserler medya getirmişlerdir.

Daha sonraları sazlı müzikte birbirinden farklı iki stil

meydana çıkmıştır.

Bunlardan birisi luth (ud) ve klavsen stili olup style

galant/zarif stil adını almıştır. Nedeni de bu sazların

karakterinin daha çok oynak olması ve aynı zamanda

dans ve şarkıdan çıkmış olmasıdır.

İkinci stile ise org veya ciddi stil denmiştir. Bu

tarzda yazılan eserlerde daha çok sesli müzik stili

taklid edilmişse de tamamen polifoni kurallarına

sadık kalınmıştır.

Yaylı sazlarda 1550 yılına doğru viollerin yerini yavaş

yavaş keman almıştır. Keman özellikle ünlü Fransız

opera ve bale bestecisi J. B. Lully ile ön plana

çıkmıştır.

Nefesli sazlardan ise en çok kullanılanlar trombon,

düz ve mail flütler ve basson idi.

- ORKESTRA -

XVII. yy'a kadar bugün bildiğimiz anlamda orkestra

yoktu. Yani her sazın kendine has tınısını (timbre-

lahin) ve karakterini ortaya koyacak şekilde bir

orkestrasyon bilinmiyordu.

Page 20: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

20

Gerçek orkestra için ilk eserleri veren Venedik'teki

Saint Marco kilisesinin müzik direktörü ve aynı

kilisenin orkestra şefi G. Gabrieli'dir.

Daha sonra Monteverdi, Orfeo adlı operasında

bu orkestrasyon tekniğini daha geliştirmiştir.

Ve sonunda özellikle nefesli sazların karakterlerini

belirtmek ve kendilerine has tınılarını göstermek

bakımlarından bugün bildiğimiz anlamdaki

orkestrasyon tarzını ilk ortaya çıkaranlar Almanya'da

Mannheim Ekolü'nün kurucuları olan Johann

Stamitz (1717-1757) ve Franz Xavier Richter‘dir.

- MÜZİK ENSTRÜMANLARININ

MÜKEMMELLEŞMESİ -

- HARP, KLAVSEN, PİYANO -

Bugünkü harpın mekanizmasının ilk prensiplerini

bulan, Nadermen (1773-1835) adında bir enstrüman

yapımcısıdır.

Fakat harpı asıl bilinen şekline sokan, ünlü Fransız

enstrüman yapımcısı Sebastian Erard'dır.

Piyanodan önce kullanılan klavsen 18.yy'a kadar

birinci planda geliyordu.

1716'ya doğru Floransa'lı Bartolomeo Cristofari

piyanonun asıl mekanizmasını bulmuş ve

Almanya'da Silverman'ın öğrencisi Stein 1774 yılına

doğru da S.Erart ve diğer ünlü bir Fransız

enstrüman yapımcısı olan Pleyel bu enstrümanı en

mükemmel seviyeye ulaştırmışlardır.

Page 21: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

21

- FLÜT -

18.yy'da düz flütler yerlerini bugünkü bilinen maile

bırakmışlardır. Bu flütlerin 6 deliği vardı. Daha

sonra bu flütlere bir anahtar ilave edilmiştir. 1827

yılına doğru X. Charles'in bando alayından Yüzbaşı

Gordon yeni bir sistem bulmuştur. Flütü en

mükemmel seviyeye ulaştıran Bavyera'lı Boehm

(1794-1881)'dür.

- OBUA, BASSON -

1751 yılına kadar obua üç anahtarlı idi; bu tarihte bir

dördüncü anahtar daha ilave edilmiştir. 1780 yılında

Belusse, 1844 yılında Buffet bu enstrümana Boehm

sistemini uygulamışlardır. Brod isimli bir Fransız ise

obuayı bugünkü mükemmel haline getirmiştir.

Bassona bilinen şeklini veren 17.yy başında

Sigismond Scheltzer adlı bir Almandır. Ondan sonra

Tribert, Evette gibi Fransız enstrüman yapımcıları

bassonu en mükemmel seviyeye ulaştırmışlardır.

- KLARİNET -

Klarİnet tamamen yeni bir enstrümandır. 1680

yılında Nurnberg'li bir enstrüman yapımcısı olan

J.Ch. Denner tarafından bulunmuştur. Bu

enstrümanın atası Fransız şalümosudur. Denner'dan

sonra Stalder, Mulle, Boehm ve Kloe bu enstrümanı

geliştirmişlerdir.

Almanya'da bulunmasına rağmen ilk defa 1720

yılında Belçika'da, 1770 yılında da Fransa'da Paris

operasında kullanılmıştır. Mozart bile ilk defa

Paris'de görmüştür. Bu enstrüman 19. yy'dan beri

dünyanın her tarafında kullanılmaktadır.

Page 22: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

22

- KORNO -

Bugün kullanılan korno avlarda kullanılan av koru

(boynuz) adı verilen enstrümandan çıkmıştır. 1690

yılında av koru Almanya'ya girmiş ve orkestralarda

kullanılmaya başlanmıştır.

1730 yılında armoni koru adı altında Fransa'ya

geçmiş ve 1757 yılında opera orkestrasında yer

almıştır sesinin çok yumuşak olmasına rağmen

çalınması gayet zordu.

1814 yılında Alman enstrüman yapımcısı Silezya'lı

Stoelzei bu enstrümana pistonlar eklemiştir. Bundan

sonra pistonlu yada kromatik kor adını alan bu

enstrümanı Svary, Müller gibi enstrüman yapımcıları

geliştirmişlerdir. Nihayet 1819 yılından itibaren de

üç pistonlu korno tüm orkestralarda kullanılmaya

başlanmıştır.

- TROMPET -

Tüm müzik tarihi boyunca her zaman en önde gelen

bir enstrüman olan trompet bugün bilinen şeklini

15.yy'da almıştır. Korno üzerinde yapılan tüm

değişiklikler trompete de uygulanmıştır. Bugün üç

pistonlu trompet tüm orkestralar tarafından kabul

edilmiştir.

- TROMBON -

Trombona da korno ve trompete uygulananların

aynısı uygulanmıştır. İlk defa 1607 yılında

Monteverdi, Orfeo adlı operasında kullanmıştır.

Kulisli ve pistonlu olmak üzere iki türlüdür. Bugünü

orkestralarda kulisli tenor trombon kullanılmaktadır.

- SİMBAL (ZİL) -

Vurmalı enstrümanlar eski çağda yalnız ritmi

belirtmek için kullanılırdı; bundan dolayı bu

enstrümanlar diğerlerine oranla çok az

gelişmişlerdir.

Eski çağda simballer (zil) yalnız ayinlerde

kullanılırdı. Romalılar ise yalnız basque adı verilen

davulu biliyorlardı. Bu enstrümanlar ortaçağa kadar

oldukları yerde kalmışlardır. Ortaçağdan günümüze

kadar geçen zamanda da mükemmelleşme yoluna

girmişlerdir. Simballerde önemli bir şekil değişikliği

yoktur; yalnız sesleri daha tizleşmiştir.

Page 23: RÖNESANSTA MÜZİK - KAZIM Ç · PDF file2 edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi. Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı,

23

- TRİANGLE -

Triangle, sistre adı verilen enstrümanın değişmiş

şeklidir. İnce ve gümüşi sesi sayesinde çok güzel

etkilere sahip bir enstrümandır.

- TİMBAL -

Bugün orkestralarda kullanılan timballerin (timpani)

ismi ortaçağda naquaire (naker) nakkare idi. Bu isim

doğu dillerinden alınmıştır. Bu enstrüman Avrupa'ya

doğulular veya Haçlılar tarafından sokulmuştur.

Klasik senfonileri çalmak için kurulan orkestralarda

timballer tonik ve dominanta akort edilmiştir.

19.yy'da çeşitli tonlara akort edilecek bir

mükemmeliyete ulaşmıştır.