Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ...

20
Felsefe, Tasavvuf ve Bilim Kutluer, Gürbüz Deniz, Muammer Semih Ceyhan, M. Nedim Tan, Ercan Alkan, Mehmet Mehdi Ergüzel, Ahmet Emre Polat, Kenan Mermer, Mehmet Mehmet Uyar,·Fuat Scott Rank, Ayten Nil Ayten Koç, Sena Dinçarslan, Efe Ank Editör ler: Fuat & Mükerrem Re di zel MAHVA O SAM ER S AKARYA ON I YUSI TISI O JW..,.IU W U U l l

Transcript of Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ...

Page 1: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilim

İlhan Kutluer, Gürbüz Deniz, Muammer İskenderoğlu, Semih Ceyhan, M. Nedim Tan, Ercan Alkan,

Mehmet Mehdi Ergüzel, Ahmet Emre Polat, Kenan Mermer, Mehmet Şamil Baş, Mehmet Uyar,·Fuat Aydın,

Scott Rank, Ayten Altıntaş, Nil Sarı, Ayten Koç, Sena Aydın,

İnan Kalaycıoğlu-İsmail Dinçarslan, Efe Ank

Editör ler:

Fuat Aydın & Mükerrem Redizel Aydın

-~-MAHVA -~-

O SAM ER S AKARYA ON IYUSITISI O JW..,.IU Aı •.4n'IH1t.\..4U W U U l l

Page 2: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mahya Yayınlan 47 "Osmanlı' da Felsefe, Tasavvuf ve Bilim"

İlhan Kutluer, Gürbüz Deniz, Muammer İskenderoğlu, Sem.ih Ceyhan, M. Nedim Tan, Erca."tAlkan,

Mehmet Mehdi Ergüzel, Ahmet Emre Polat, Kenan Mermer, Mehmet Şamil Baş, Mehmet :Uyar, Fuat Aydın,

Scı:ıtt Rank, Ayten Altın taş, Nil San, Ayten Koç, Sena Aydın, İnan Kalayaoğlu-İsmail Dinçarslan, Efe Ank

"Bu kitapta yer alan metinler, 15-17 Ekim 2015 tarihinde Sakarya Üniversitesi, Osmanlı Araştırmalan Merkezi (OSAMER) tarafından düzenlenen,

Uluslararası Osmanlı Araştırmalan Kongresi'nde sunulan tebliğlerden seçilerek hazırlaruruştır"

Yayma Hazırlayanlar Fuat Aydın & Mükerrem Bedizel Aydın

Kapak Tasarımı 1 Sayfa Düzeni [email protected]

Baskı/ Cilt Step Ajans Rek. Matbaaclık Tan. ve Org. Ltd. Şti.

Göztepe Mah. Bosna Cad. No: ll Bağcılar/İstanbiıl Sertifika No: 12266. T (0212) 446'88 46

. \ ~

· 1. Baskı, İstanbul; :El<iin 20~6 · ISBN 978-605-5222-41-3 ::

© Mahya Yayıncılık, 2016' ·

Mahya Yayıncılık ve Eğitim Hizmetleri San. ve Tic. A. Ş. Göztepe Mah. İnönü Cad. No: 78 Bağcılar/İstanbul

Sertifika No: 21182 T (0212) 44116 47 F (0212) 44116 13 [email protected]. tr

Page 3: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

MEKTEB-İ TIBBİYE SONRASINDA DİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA

MÜCADELE

Nil San·

Giriş

f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde hekimlik bilgi ve becerileri birkaç ~ yoldan elde edilirdi. Darüşşifa olarak bilinen vakıf hastaneleri

aynı zamanda usta tabipierin yanında tıp öğrencilerinin yetiştirildiği kurumlardi. Süleymaniye Külliyesi bünyesinde kurulan Tıp Medre­sesi ile birlikte bağımsız bir tıp öğretimi başladı. Kuruluşundan iti­baren tıp eğitiminin merkezi durumunda bulunan Süleymaniye Tıp Medresesi'nden İstanbul içindeki ve taşradaki saraylara, darüşşifalara ve orduya hekim istihdam edilirdi. Sarayda ise el becerisi gerektiren cerrahlığa ve göz hekimliğine istekli ve istidatlı olanlar Hassa Ehl-i Hı­tef teşkilatında, yani sanat erbabının eğitildiği saray teşkilalına bağlı olarak riazari ve tatbiki' bilgileri~ usta-çırak usulü yetiştirilirdi. Bir ki­şinin hekimlik yapabilmesi için tıp ilmini öğrenmekle yetinmeyip, bir üstada hizmet ederek beceri kazanmış ve ustalaşmış olması gerekirdi. 1

Darüşşifa, saray ve ordu tabiplerinin sayısı ile kıyaslandığında, serbest meslek icra eden sağlık mensuplarının çok daha fazla sayıda

* Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi ([email protected]).

1] Nil San, Osmmılılrırda Tıp AJılrıkı, Ankara: Sağlık Bakanlıgt, 2015, s. 48-58.

Page 4: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

274 · Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

olduğunu arşiv belgelerinden öğreniyoruz. Serbest çalışanların bir kısım dükkan adı verilen muayenehanelerinde faaliyet gösterirdi. Dükkan açmak içiİl müracaat eden tabip, cerrah, kehha.I ve aktarlann ehliyetli olup olmaclığıru hekimbaşı inceledikten sonra başvuru cevap­landırılırclı. Sağlık mensuplarının çoğunlukla dükkanı olmayıp, seyyar olarak hizmet verirlerdi. Evli ya Çelebi, İstanbul' da serbest çalışan 1000 hekim ve 700 hekim dükkanı ile dükkansız nice yüz bin hekimden söz etmektedir. Her ne kadar Evliya Çelebi'nin yazdıklarını mübalağalı bulup ihtiyat ile okusak da, gezgin tabip sayısının hayli kabarık oldu­ğunu arşiv belgelerinden anlıyoruz . Serbest çalışanlar zaman zaman hekimbaşı nezdinde yapılan imtihanlar la denetlenir, ehliyetli bulunan­leira çalışma ruhsah verilir, yetersizlerin çalışması yasaklanırdı.2

XIX. yüzyılda devletin hızla ve art arda hp eğitimine ve hbbın icra­ahna getirmiş olduğu yenilikler sağlık alanında büyük değişikliklere yol açtı. Modernleşmeyle birlikte Avrupa yasalarını esas alan yönet­melikler sağlık işlerinin yürütülmesindeki yeni kuralları belirledi. Tıp eğitiminin mevzuah·da temelden değişmişti. İslam tıbbının öğretildi­ği ve uygulandığı klasik dönem Osmanlı hekimliği 19'uncu yüzyılda Tıbhane-i Amire'nin kuruluşu (1827) ve özellikle deMekteb-i Tıbbiye-i Şahane (1839) sonrasında yerini Avrupa hbbına. bırakacaktı.3 Ne var ki, İslam hbbından Bah hbbına geçiş uzun ve sancılı bir dönem olarak tarihe geçti. . ·

Günümüz tıp fakültelerinin başlangıcı kabul ettiğimiz Tıbhane-i Amire'nin kurulmasını sağlayan Sultan II. Mahmud'un Hekimbaşısı Mustafa Behçet Efendi (1774-1834), 1826 tarihinde verdiği takrirde, "Tıbbın kanununa göre teşhis ve tedavi yapılmasının vacip olduğu açıktır ve herkesçe bilinmektedir, fakat, Müslüman tabipierin çoğu eski hp usulünü uyguİar, yeni.hp usclünü ise bilmezler.'Ne var ki, iyi bir tabip, mutlaka eski ve yeni usulün ,her ikisini birden bilerek hasta tedavi etmelidir." demişti. Hasta askerlerin lfiyıkıyla tedavisi için iyi tabipiere ihtiyaç vardı, fakat hbbın kuralları değişmişti. Üstelik "usul-ı cedide üzere tahsil-i feıı ve Jıazakat" ecnebi lisanını öğrenmeyi de --

2] Nil San, a.g.e, s. 193-196, 235-278.

3] Nil San, "Osmanlı Hekimliği ve Tıp Bilimi", Yeni Tıp Tarilıi Araştırmaları 5, (1999):

1~6a '

Page 5: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mekteb-i Tıbbi ye Sonrasında Diplomasız Sağlık Mensuplarıyla Mücadele • 275

gerektiriyordu.4 Tanzimat ile gelen Bab.lılaşma hareketi eski ve yeni hbbın birlikte yürütülmesine uygun değildi.

Yeni Tıbba Verilen Ruhsat

Yeni kurum ve kurallarla getirilen değişikliklerin gerçek hayata yansımasım gösteren onlarca belge çağdaşlaşma sancılarını tüm ger­çeğiyle yansıt:rriaktadır. Bu belgelerde, "mektepten okumuş· ve hastanede terbiye olmuş" hekimlerin üstünlüğünden ve hor görülmeye başlanan eski tedavi yöntemlerinin zararlarından da söz ediliyordu. Mesela, 1839 tarihinde Davudpaşa Kışla-yı Hurnayuriu'nda Manashr alayında bulunan Yunan tebaası dört cerrahın "cerrahlık feıminin en kirli nıertebe­si olan kan almak, lavman, sülük uygulamak, hacamat etmek iken bunların dahi zalımetinden" kaçındıkJ.anndan şikayet edilir. Bu cerrahların, "nice hataları bulunduğu; birinin kan aldığı yer kangren olduğundan hastanın ölüp ahirete göçtüğüll bildirilir. Fahhan taburlarında cerrah olan Ali ve Halil'in ise askeriyeden olup, "cen·ah yeriile oturtulup, fenn-i cerı1hatden nasibi" bulunmadığı, ll alil ve iş göremez ll oldukları; onları dahi tabur­larına kayıt ile yerlerine "hastanede terbiye alımış, mektepten okumuş çık­ınış olan cen·ah tayin ve tahsis olunması" hususu beyan edilir. Bu belge, yeni hbbın temsilcisi olarak ülkedeki sağlık çalışanlarının denetiminin hekimbaşılık makarnından Mekteb-i Tıbbiye'ye geçişişini yansıtması bakımından da önemlidir. Manastır Alayı tabibi ve dört rfun1 cerrah Mekteb-i Tıbbiyede imtihan olunmuş ve lltabibin ulum-ı tıbbiyeden, cer­rahiarın dahi funun-ı cem1lıiyedm temel bilgisi olmayıp, bir miktar uygu­lama bildiği" meydana çıkmışh. Bu sebeple, "bir ay zarfında yirmi dört hasta ölüp ahirete göçmüş olduğundan, Mekteb-i Tıbbiye'nin başlangıcından bu ana gelinceı;e kadar funun-ı tıbbiye okumuş ve anıeliyatta dahi nıaharet kazanıp ·ustalık derecesine ulaşmış ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şiilıiinede halijelerin nıünıtiizı bulunmuş olan Süleyman Efendi adı geçen alaya tabip olıı1ayı hak etmiş olduğundan, eczacıdaıı bozma eski tabibin eski aylığı olan sekiz yüz kıı­ruşa dört yüz kuruş zam ve ilave ile bin iki yüz kuruşa çıkarılarak ve başkaca erzak ile tayini" ve "üç yüz kuruş aylık ile cerrah olan dört Arnavut'un uzaklaştırılıp Maltepe Hastanesinde cen·ah başı olup bu defa açıkta kalmış olan Kılmil Efendi'nin yüz kuruş zam la cerralı-ı evvel, Süleyman Efendi dahi

4] Nil San, "Osmanlı Hekimliği ve Tıp Bilimi", s. 44-45.

Page 6: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

276 · Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

ordudan gelmiş buluııduğımdan eski aylığıyla ikinci, Toptaşı Hastanesinde terbiye olmuş olan Osman üçüncü, Feyzi Efendi dahi dördüncü cerralı olmak üzere eski aylığı ve belir~enen erzak ile" tayinleri buyurulmuştu.5

Resmi kurumda veya serbest çalışan diplamalı ve diplomasız, Os­manlı tebaası olan - olmayan tüm sağlık mensuplannı imtihan etme ve . ehliyetlerini tasdik etme yetkisi 1840 tarihinde Mekteb-i Tıbbiye-i Ad­liye-i Şa/u1ne bünyesinde oluşturulan Meclis-i Umur-ı Tıbbiye'ye verildi. İstanbul' da tedaviyle uğraşan herkesin diplomasıyla birlikte bu Mec­lis' e başvurması gerektiği Takvim-i Vekayi'de duyuruldu.6 Bundan sonra erkeklerin yanı sıra, kadın sağlık mensuplannın da diplomala­nru Mekteb-ı Tıbbiye' de tasdik ettirmesi ya da sınava tabi tutularak ehliyetlerini kanıtlaması meslek icra edebilmenin ön koşulu olacakb. Sağlık çalışanlarının denetimi hekimbaşılık makamından alınarak ~ab hbbının temsilcisi Mekteb-i Tıbbiye'ye verilmişti?

Diplomasız - Ruhsatsız Eb eler ve Tabibeler

Usta-çırak usulü yetişmiş kadın sağlık mensuplannın Osmanlı ül­kesinde faaliyette bulunduklannı biliyoruz. Kadın mesleği sayılan e be­liğin yanı sıra, tabibe veya hekime unvanıyla kadınların ilaç hazırlayıp hasta tedavi ettiğini, hatta ameliyat yaphğıru da biliyoruz.8

1840 tarihinden itibaren Osmanlı ülkesine gelen diplamalı yabancı kadın ebeler ve "erkek e be" olarak nitelenen diplamalı erkek doktorlar diplomasız yerli kadın sağlıkçıların yerini aldılar. Dış ülkelerde eğitim görmüş yabancı ebeler Mekteb-i Tıbbi ye' de sınav vererek çalışma izni alıyor ve gazete ilanıyla maharetini ve çalışma adresini duyuruyordu.

5] BOA, CSH 6/263, [29 Temmuz 1839]

6] BOA, İ. DH. 345, [28 Ocak 1840]; TaJ..:vim-i Veknyi, 200, [20 Haziran 1840]. Bkz. N uran Yılciınm: İstanbul'un Sağlık Tarihi, İstanbul: 2010, s. 32-33.

7] Hekimbaşılık unvaru 1844 tarihinde SereHbba-yı Şehriyari/Sereh1ıba-yı Sultani'ye dö- .• nüştürii.ldü ve hekimbaşılık mevkii 1850 tarihinde la~edilcti. Bkz. Ayten Alhntaş, "Osmanlı İmparatorlu~da Hekimbaşılığın Lağvı Meselesi", Tıp Tarilıi Araştırmalan 5, (1993): 52-58.

8) Nil San, "Osmanlı Sağlık Hayahnda Kad.uun Yeri", Yeni Tıp Tarihi Araşhnnaları 2 -3 (1996-1997), s. 11-64.

Page 7: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mekteb-i Tıbbiye Sonrasında Diplomas ız Sağlık Mensuplarıyla Mücadele • 277

Mesela, Fransa' da ebelik okulundan mezun diplamalı Madam Annet­ta Ventura 20 Ağustos 1840 tarihinde gazetede ilan vermişti.9 "Ebeliğin yalmz tecrübe ile olmayıp Avrupa'da ebeliğin de hekimlik kitabı gibi kitapları olduğu ve o kitaplat okunmadıkça layıkıyla ebelik öğl'enilmesinin mümkün olamadığının" belirtildiği 1841 tarihli Ceride-i Havadis' de Ebe Ventu­ra'nın Galata Sarayı'nda Mekteb-i Tıbbiye'de görevlenciirildiği duyu­ruldu.10 1842 tarihinde, Avusturyalı Madam Messanti Mekteb-i Tıbbi­ye-i Şahane'de ebeliği lfenn-i kıbale) talim etmek için istihdam edildi.U İstanbul' a çalışmaya gelen diplamalı ecnebi ebeler dip lamalarının Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane>de tasdik ettirdiklerini gazetelerde duyur­maya başladılar.12

1842 tarihinde Mekteb-i Tıbbiyye' de ebelik kurslarının açılması geleneksel tarzda ebeliğin giderek ortadan kalkmasuun da başlangı­cı oldu. Ebelik eğitimine katılan ilk 36 ebeden 10'u Müslümandı. Tıb­biye' de yürütülen ebelik kuİslarına başarıyla devam edenlerin ebelik yapmasına izin verilecekti. Resmi eğitimi olmayan, usta-çırak usulü yetişmiş geleneğe dayalı tedavileri uygulayanlar arasında önemli bir yer tutan diplomasız ve ~satsız eb eler ile tabibe sıfatıyla hasta tedavi eden kadınların faaliyeti engellenmek istense de gerçekleşmesi zordu.13

Diploma ve imtihan Geçme Kuralıyla Büyüyen İstihdam Sorunu

Diplama şartı getirilmişti ama hekim ihtiyacının yılda 8-10 Mek­teb-i Tıbbiye mezunu ile karşılanması imkansızdı. Fransızca tıp eğiti­minin getirdiği güçlüğün yanı sıra eğitim süresinin altı yıldan giderek on yıla çıkartılması da mezun sayısuun artmasını engelliyordu. Diplo­malı tabipler aranıyordu, ama sayıları pek az olduğundan boşalan bir memurluğu doldurmak güçtü. Bu durum diplomasızların mesleğini sürdürmesine yol açtığı gibi, taşralara tayin edilecek diplamalı tabip ve cerrah bulunmasını da güçleştiriyordu. Ülkenin şartları alınan resmi

9] Ceride-i Havadis No. 3, 21 Cemmyelahi.r 1256 (20 A~tos 1840)

10] Ceride-i Havadis No. 29. 18 Safer 1257 (ll Nisan 1841).

ll] BOA, İrade Dahiliye 7498, [26 Nisan 1847]

12] Ceride-i Havadis No: 78, 7 Safer 1258 (20 Mart 1842)

13] Nil Sarı, "Osmanlı Sağlık Hayatında Kaduun Yeri", s. 33-35.

Page 8: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

278 • Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

kararların uygulanmasım zora koşuyordu.14 Yeni kurallar bir yandan eski tıbbın uygulayıcılarıru mesleksiz ve işsiz bırakırken, diğer yandan hekime olan ihtiyacın k:arşılanamaması gibi çok önemli bir sorunun da büyüyerek artmasına yol açmaktaydı.

Çalışma ruhsatı alabilrnek ve bir göreve tayin edilebilmek için ara­nan koşullar her fırsatta tekrar tekrar ilgili yerlere bildirilrnekteydi: 1849 tarihinqe, elinde senedi olmayan ve imtihanda sorulan malu­matı yeterince bilemeyen tabipierin kabul ve istihdamını yasaklayan bir nizarnname yayınlanıp bütün camilerde ve mescitlerde herkese il?n olunduktan sonra gerektiğinde başvurulması için mahkeme sici­lifle l<aydedilir. Ayrıca, Limni Adası'nda otuz beş sene boyunca hizmet eden ve Avusturya tebaası olan bir tabibin ölmesi nedeniyle Adanın tabipsiz kaldığından söz edilir. Ada sakinleri "ekseri eski (atik) illetlere müptela kimesneler" olduğundan, usta (hazık) bir tabibe muhtaç bulu­nulduğuna da dikkat çekilir. ıs

Meclis-i Tıbbiye'nin önerileri doğrultusunda Meclis-iVala kararıyla 1~ Haziran 1852 tarihinde yürürlüğe giren Nizamname-i Eczacıyan ile eczaa dük.kanlarının gedikleri ve eczacılar Tıbbiye Nezareti'ne bağ­lanmış, diplaması olmayanların eczaalık yapması ve eczacı dükkanı açması yasaklanmıştı. Nizarnname hükümlerine aykırı davranan ya­bana uyruklu tabip ve eczacılar cia Meclis-i Tıbbiye' de muhakeme edi­lecekler ve vatandaşı oldukları ülkenin kanununa göre cezaya çarptı­rılacaklardı.16

Öngörülen koşulları yerine getirmeyenin mesleki ehliyetinin onay­lanmayacağı ve çalışma izni verilmeyeceği her vesile ile dile ge~­yordu. Sağlık çalışanı mezuniyet belgesini Mekteb-i Tıbbiye'ye tasdik

·ettirmeli; elinde belgesi olmayan Mekteb-i Tıbbiye~de imtihana girmeli ya da ordu merkezinde usta tabipierin huzprunda ordu baştabibi tara-

14] Yeşim I. Ülman, Joımınl de Coııstnııtiııople'n Göre Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane'nin Galatasaray Dönemi, i. Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul1994, s. 75-78. --

15] BOA, AMKT, 194/49, [30 Nisan 1849].

16] Nuran Yıldırım, "Nizamname-i Eczaayan DerMemalik-i Osmaniye/Osmanlı Dev­leti'nde Eczaalar Nizamnamesi- 1852", W. Tiirk Eczacı/ık Tnrilıi Toplmıtısı Bildiri/eri, Mar­mara Üniversitesi Yay. No. 657, İstanbul 2000, s. 43- 103.

Page 9: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mekteb-i Tıbbiye Sonrasında Diplomasız Sağlık Mensuplarıyla Mücadele • 279

fından açıkça imtihan edilip, bilgi ve beceri derecesini açıklayan maz­bata Tıbbiye'ye gönderilmeliydi. Söz konusu kurallann dile getirildiği 1852 tarihli bir belge yaşanan acı gerçeği yansıtır. Belgrat Meclisi Belg­rat'taki İslam topluluğuna bakmak üzere Yahudi tabip Salomon'un is­tihdamını talep etmişti. Elinde tabip belgesi olmayan Salomon imtihan edilip ustalığı tasdik edilmeden istihdam edilmemeliydi. Fakat Salo­mon benzerleri gibi aylık 250 kuruş maaş tahsisiyle 1851 senesi tem­muz ayı başından itibaren mahallinden tayin olunarak istihdam edil­mişti. "Her ne kadar adıgeçeninelinde diploması yoksa da şimdiye kadar adı geçen kasahada tababet edip ehliyet ve nınhareti aşikar bulunmuş" idi. Yeni usul üzerine imtihan yapılması için J!ersaadet' e gönderilecek ve sonra gereği düşünülecekti. Tabip Salomon imtihana girmiş fakat, "İmtihanda her ne kadar uygulama (ameliyat) üzerine bazı sorulara cevap vermiş ise de tıp bilgisinin tam olmadığı meı;dana çıkmıştı._" Bu halde kendi­sinin Mektebce tabip tanınmayacağı ortadaydı. Fakat "Salomon öteden beri ahalinin mizadarını tamdığından memleket hekimliğine elverişli" bir durumdaydı ve "düşünüZiince adı geçen Salomon'un Jeıııı-i tıb'da her ne kadar malıareti yok ise de bazı uygulanıalar üzerine malUmatı bulunduğu gibi adı geçen kasaba alıalisinin dahi mizaçiarını öğrenmiş" olduğu açıktı, yani eski tıbbın gereğini yapabiliyorduP

Bu gibi durumlarda önemli bir başka gerçekle yüz yüze geliniyor­du. Yeni tıp bilgisi eksik olan Salomon'un tabip olarak tayini doğru değildi: Ancak dip lo malı tab ip bulmak güçtü. hgili evrak "adı geçen yer uzak mesafede bulunması hasebiyle hazık ve mütefennin diğer bir tabip böyle 250 kuruş maaşla gitmeyip 1500 kuruşin gidebileceği" der~ kenar olunarak Meclis-i Muhasebeye havale edildi. Salomon 250 kuruş maaşla tayin olmuştu. Maaşın kaynağıyla ilgili olarak, "buracn ve mahallince tayin olunan etıbbaya tahsis olunacak maaşların bazısı o yerin mülkünden ve ekseri halkın hoşnut olması ile ödendiğine" dikkat çekilmişti. Eskiden Mahalli Emvaı Sandığından verilmek üzere adı geçen miktar maaşla adı geçen kasahaya tabip tayini muvafık bulunup buyrulduğU halde artık bu zordu. Keyfiyet Meclis-i V alaya havale edilmiş; cereyan eden müzakere üzerine tabibin maaşı konusu maliyeye bildirilmişti. Nihayet, "bu gibi maaşla görevlendirilen tabipierin parasız (meccanen) aha­liye bakması pek de muhtemel olmayıp, bu cihetle adı geçen maaşm tahsisi

17} BOA, C. SH. 13/645, [27 Ekim 1852]

Page 10: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

280 · Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

gerekmez gibi görünür ise de, bir kere keyfiyetin mahallinden yazılıp gelecek cevaba göre daha sonra icabına bakılmasına" karar verildi.18

Memalik-i Mahrusa-ı Şahane'de Tababet-i Belediye İcrasına Dair Nizarnname (1861)19

Diplomalı ve diplomasız tabip, cerrah, ebe ve diğer sağlık çalışania­nna ha!).gi koşullarla çalışma izni verileceği on yedi maddelik nizam­name ile belirlendi. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'den veya yabancı bir ülkenin tıp mektebinden eli.ı)de icazetnamesi olmayan bir kimse fenn-i ta babeti yahut şubelerinden birini icra edemeyecekti. Gerek fenn-i taba­bett~·ve gerek fenn-i cerrahide icazetnamesi olmayan kişi doktor unvanı da alamayacaktı.

Benebi ülkelerden gelen doktorlar Osmanlı ülkesinde hekimlik yap­maya izin almak için konsolosluklarına tasdik ve imza ettirdikleri pasa­portlanr).l ve diplom;:ılarını Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye gösterip kayıt ettirdikten sonra fenn-i tababetten imtihan edilecekler, kabiliyı;:tlerini gösterdikten sonra beş yüz kuruş verip ruhsatnamelerini alacaklardı.

Nizamnamenin yayımlanmasından önce Dersaadette'te faaliyette bulunmakta olan bütün doktorların ve cerrahiarın da icazetnameleri­ni Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye gÖtürüp kaydettirmelen gerekiyordu. Taşrada faaliyette bulunmakta olanlar ise icazetnamelerinin bir suretini, eğer Osmanlı tebaası ise maariJe, eğer ecnebi ise konsolosluğuna tasdik ettirerek Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane N ezaretine göndereceklerdi. Bu ni­zamname ile doktorların kendilerinin ilaç vermesi yasaklanmış, fakat resmen açılmış bir eczane bulunmayan yerlerde buna izin verilmişti

. Ebeler için de bir takım şartlar getirilmişti. Dış ülkelerde ebelik fennini tahsil etmiş olanlar Osmanlı ülkesinde çalışahilrnek için dok­torlardan beklenen kuralların aynısını uygulayacak, ruhsatname kar­şılığında ise sadece yüz kuruş vereceklerdi. Taşradaki ebeler de taş­radaki doktorlara koşulan şartlara uyacaktı. Ebe kadınların mengene ·-

18] BÇ)A, C.SH. 7/342, 13 Muharrem 1269 [27 Ekim 1852)

19] Düstur Tertip I. c. 2, s. 814-6. Reglemeııt Sur I'Exercice de la Medeciııe Civile en Turquie, 1863.

Page 11: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mekteb-i Tıbbiye Sonrasında Diplomasız Sağlık Mensuplarıyla Mücadele · 281

ve diğer ebelik aletlerinden birini kullanması ve ana rahminde çocuğu çevirmesi ve delice denilen mahmuzlu çavdar gibi çok tesirli ilaçları kullanması yasaklanmıştı. Böylece e benin çocuk düşürmenin yanı sıra, zor doğumlara müdahalesi de engellenıneye çalışılıyordu.

Nizamnameye eklenen geçici maddeler diplomasız hekimlikten diplomalı hekimliğe geçiş döneminde tabip ve cerrah ihtiyacını karşı­layabilmek amacıyla öngörülen çözümleri kapsar. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de "officiers de Sante"20 diye kabul olunan kimselerin ve geç­mişte Seretıbba-yı sultani veya Mekteb-i Tıbbiye Nazırı bulunan ze­vatın birinden ellerine ruhsatname verilmiş bulunanların icra-yı taba­betine izin verilecekti. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'den hastanelerde ve taşralarda hekimlik memuriyetiyle istihdam olunmuş olan kimselere de, ellerinde bulunan ruhsatnamelerini Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye kaydettirmelen koşuluyla, tababet icra etmelerine izin verilecekti. Bu üç mertebede bulunan tabfpler ve cerrahlar "büyücek" cerrahi ame­liyat yapamayacaklardı. Küçük cerrahlığın bir şubesini icraya Neza:­ret makamından ruhsatname verilenler veya ordu-yi hümayunlarda cerrahlık m~muriyetiyle istihdam olunanlar "küçük" cerrahlık icrasına mezun olacaklardı. Fakat Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye giderek yeni­den bir daha kayıt olmaları gerekiyordu.21 Aşağıdaki 29 Eylül1864 ta­rihli belge, tahsilli diplomasızların diplomalılar gibi istihdam ve emek­lilik haklarına sahip olabildiklecine dairdir:

"Taraf-ı valii-yı Kaimmakiimtye,

Mekteb-i FünCm-ı Tıbbiwe-i Şiihane'den mukaddemii tabzblik ve cerriihlık ve ecziicılık fenlerini tahs1l iderek diplomasız çıkmış ve alay ve taburlarda is­tihdam olumnakda bulunmuş olanlar ile Küçük Cerrahlık ünviinıyla keziilik diplomasız çıkmış bulunan me'mur'in-i sıhhzyeden alfl ve mecruh olarak is­tihdiima kudreti olmayanlarm dahz Mektebden diploma ile çıkanların mazhar oldukları tekii'ud in:ztiyiizına niiiliyetleri hakkında ... "22

20] Officiers de Sante, doktorluk derecesine vararnayıp ikinci derecede icra-yı tababete

muktedir olarak sıhhate hizmet etmeğe mezun olanlardır. Bkz. a.g. Nizamııame, 9. Madde.

21] Mekteb-i Tıbbiye'ye devam edip de mezun olamayan ve diploma alamayanlardan

yararlanmaya ihtiyaç duyulması yeni değildi. Mesela, 1839' da tıp tedrisatını takip ede•

meyenler cerrah ve eczacı olarak yetiştirilerek çözüm üretilmişti.

22] BOA, A.MKT.MHM. 313/33, [29 Eylül 1864]

Page 12: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

282 • Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

Tababetin icrasına dair nizarnname ile "çalışma izni" olmadan dok­torluk yapanlara para ve hapis cezası getirildi. Gerek Osmanlı tebaası

ve gerekse ecnebi tebaadan her kim olur ise elinde icazetnarnesi ol­madan tababet icra ederse iki meddiye altınından yedi meddiye al­tınına kadar nakit para cezası ödeyecekti. Ve eğer bunu tekrar ederse vereceği nakit para cezası iki kata çıkacak, aynca alh aya kadar hapis cezası verilecekti. Mekteb-i Tıbbiye'ye kaydını yaphrmayan ve çalışma ruhsah almayan).ar da bir meddiye altınından beş meddiye altınına kadar nakit para cezasına çarphnlacakh. Ebeler, sıhhiye memurları ve küçük cerrahlık i cra edenler de yukarıda belirtilen kurallara uymazlar ve Mekteb-i Tıbbiye'ye kayıt yaphrmazlarsa üç meddiye altınından ye~ meddiye altınına kadar nakit para cezası ödeyecektiler.

Nizarnnarnenin neşir ve ilan tarihinden itibaren üç ay içinde İstan­bul'da ve bir sene içinde taşralarda "icazetnameli" hekim bulunmayan yerlere dahi hekim tedarik edilip gönderilmesine ve bu nizarnnarnede yer alan hükümlerin hızla her yerde uygulanmasına Mekteb-i'Tıbbiye Nezareti memur edilmişti. Dönem itibariyle ulaşırnın ve iletişiiDin zor ve geç olduğu geniş bir coğrafyada bu hüküinlerin bu ka.dar kısa bir sürede ve tek bir kurum tarafından gerçekleştirilmesi oldukça güçtü. O tarihlerde sağlıkla ilgili haberlerin duyurulmasında eczanelerden ve ga­zetelerden yararlanılıyordu. Nizarnnarne' de, İstanbul' da Mekteb-i Tıb­biye-i Şahane'ye kaydedilmiş bulunan bütün tabip isimlerinin bir defte­re yazılması ve sonra gazeteler ile neşir ve ilan edilerek birer nüshasının bütün eczanelere gönderilme~ine dair bir hüküm de yer aldı. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye kaydedilen doktorların isimleri sene sonunda "def ter-i doktorana" zam ve ilave olunacakh ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye yeni kayıt olan bir doktor Meclis-i Tıbbiye tarafından bütün eczacılara bildirilecek tl. '123 Görüldüğü gibi, bu nizarnnamenin hükümleri doktor­ların yanı sıra, ebeleri ve eczaoları da ilgilendiriyordu.

\

Nizarnname ile yabancı hekiıh ve e be istihdanuna hukuki bir zemin oluşturulduğu gibi, yetersiz ve bilgisiz yabancıların Osmanlı ülkesinde hasta tedavi etmesinin de önü alınmak istenmiş,24 gelişi güzel çalışma- __

23]7 Rebiü'l evvel1278/12 Eyli.U 1861

24) Emebi ülkelerde hp tahsil etmiş olmarun iyi hekim olmaya yetmediğinden ve eme­bi hekimlerin hbbi hatalarından şikayet eski tarihlere dayaruyor_ Bk Nil San: Osmmılı­lnrdn Tıp Alılnkr, S- 304-309_

Page 13: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mekteb-i Tıbbiye Sonrasında Diplomasız Sağlık Mensuplarıyla Mücadele • 283

ları engellenerek bir nizama bağlanrruşb.. Eski tıbbın uygulayıoları sağlık alanının dışına itilirken tahsilli ecnebi sağlık görevlilerinin boş­luğu doldurması bekleniyordu. Eski b.bbın temsilcisi olanlarm Mek­teb-i Tıbbiye' de imtihan vermeleri ve ehliyetlerini kanıtlamaları zordu. Hem tıbbın mevzuu değişmiş, hem de tıp dili Avrupa lisaru ile yazılır ve konuşulur olmuştu.25

Diplomasız ve Yetersiz Tabiplerle Mücadelenin Sürdürülmesi

Mekteb-i Tıbbiye'nin mezun sayısı sivil tıp mektebinin (Tıbbi­ye-i Mülkiye) açılışına kadar değişmedi. 1860-1861 öğretim yılın­da 18; 1861-1862' de 11; 1862-1863' de 8; 1863-1864' de 4, 1864-1865' de 14, 1865-1866'da 18 b.p talebesi mezun olabilmişti.26 Yabancı hekim­lere olan ihtiyaç devam ediyordu. 1866 tarihinde Mülki Tıbbiye'yi k~a gerekçesinin dile getirildiği irade tezkiresi ile Meclis-i Vala mazbatasında, "Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin askerz hekim yetiştirmesi se­bebiyle, sivilhalk için zorunlu olarak ecnebi hekimlerden istifade edildiği; ne var ki bunların yetenek ve ınaltaretleri genellikle halkın sılthatini koruyacak derecede bulunmadığı" belirtilerek, Avrupa' dan gelen hekimlerin yeter­sizliği bir kere daha Vuı-gulanmıştı. 27

1869 tarihinde İdare-i Tıbbiye-i Mülkiye Nizanmamesi yürürlüğe gir­di. Sivil sağlık işlerini düzenleyen bu nizarnname gereğince Nezaret-i Umw·-ı Tıbbiye.:i Mülkiye ve Sılılıiye-i Umunıiye adıyla yeni bir idare ve bünyesinde Cemiyet-i Tıbbiye-i Mülkiye isimli bir komisyon kurul­du. Cemiyet, belediye dairelerinde çalışan sağlık mensuplarının tayi­ninden ve yabancı Ülkelerden diplama almış olanların irntihanından sorumluydu. Bu idareye bağlanan sivil sağlık işleriyle ilgili işlemler Dahiliye Nezareti'ne yapılan başvurular ile Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Nezareti' ne bağlanmıştı. 28

25] Nil San, "Osmanlı Hekimliği ve Tıp Bilimi", s. 24-27, 40-43

26) Rıza Tahsin, Tıp Fakültesi Tari/ı i (Mir'at-ı Mekteb-i Tıbbi ye). 2 c., Kısm-ı sani, 1277-1282

neşet eden ebbba, Eklerle Yay. Aykut Kazanagil, Istanbul: Özel Yay. 1991, s. 101-110.

27] Osman Ergin, Türkiye MııarifTarilıi, c. 2, İ.stanbul1940, s. 364-5; Ekrem K. Unat- Musta­

fa Samasb: Mekteb-i Tıbbiye-i M ii Ikiye. Istanbul: İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Yay., 1990, s. 8-9.

28] BOA. A. DVN. MKI. 8/4, [18 Aralık 1869]

Page 14: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

284 · Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

Her ne kadar yeni düzenlemelerle ehliyetsiz sağlık çalışanlarına karşı tedbir alınsa da diplomasızlann icraah devam ediyordu. 1887 tarihi­ne gelindiğinde, tabip olmadığı halde hekimlik yapanlar yüzünden ölümlerin meydana geldiği Erzurum Ehbba Komisyonu tarafından gönderilen rapordan ve diğer vilayetlerdeki tabipierin şikayetlerinden öğrenilınişti. Kanunlara ve nizama aykırı olarak ellerinde Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin diplaması veya ruhsamarnesi olmayanların sa­nat icra etmelerinin caiz olmayacağından bahisle; bu gibi şaluslann gözlerup incelenmesi ve mütemadiyen araştmhp bulunularak bu yol­da şahıslara tesadüf olunduğunda İcraatta bulunmalarının kesinlikle yasaklanması, haklannda kanunen lazım gelen cezanın yerine getiril­ıhes~ hususu valiliklere, livalara, şehremanetine ve zaptiye nezaretine tamim edildi. 29

Nizarnnamelerin gereğini İstanbul' da uygulam~ bile kolay değil­di. Mesela, Cern'iyyet-i Tıbbiye-i Osmaniyye azası olan tabipler imti­han vermekten kaçındığı için nizarnname uygulanmıyordu. 1867 tari­hindeki kuruluşundan beri Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye üyelerinin "imtihaıı muamelesi geri kalmış olduğundan" yeni düzenin korunması için bir çare aranıyordu. Cemiyetin ilk nizamnamesinin beşinci mad­desinde Cemiyete girrnek isteyen kişinin "ulum-ı tıbbiye ve hikemiyeı;i kamilen tahsil etmiş olması" ve altıncı maddesinde, üy~ olacak kişinin "şöhretini ve mahall-i tahsilini" Cemiyete bildirmesi isteniyor, ancak Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ile ilgili bir kllial aranmıyordu. Unutmama­lıyız ki Cemiyet-i Tıbbiye-i O~manlye, 1967 tarihinde kurulan ve Türk­çe tıp eğitimine geçişin simgesi Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye'nin, yani Sivil Tıp Mektebi'nin temsilcisiydi.30 Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin çalışma ruhsah verınede tek yetkili kılınması böyle bir direnişe ·sebep

olmuş olabilirdi. Cemiyetin direnişi, 1889 yılında _Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye üyelerine ayrıcalık tarunmasıyla sonuçlanacaktı. Meclis-i Mahsus-ı Vükela kararıyla, "hiilon-i ııizamd uygun ha1'eket olunmak üze- _. re Cemiyete şimdiye kadar dahil olanlamı imtihandan istisnası", yani kural

29] BOA, DH. MKT, 1464/89 [19 Kasım 1887]

30] Nil San, "Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye ve Tıp Dilinin Türkçeleşmesi Akwu." Os­maıılı hmi ve Mesleki Cemiyetleri, Ed. E. ihsanoğlu, İstanbul: ffiCICA Yay. İlim Tarihi

Kaynaklar ve Araştırmalar Serisi No: 3, 1987, s. 121-142.

Page 15: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mekteb-i Tıbbiye. Sonrasında Diplomasız Sağlık Mensuplarıyla Mücadele · 285

dışı bırakılına durumu Tıbbiye Nezareti'ne tebliğ edildi.31

Birçok kere kaleme alınan yazılar, tezkereler, layihalar, hat-ı hüma­yunlar, nizamnameler, tamimler vd. ile diplomasızlar meselesi sonlan­dırılamıyor, diplomasız olmak ile tıbbi hata arasında doğrudan ilişki kurulmaya devam ediliyordu. Ülkedeki "bi'l-cümle etıbba ve eczacılar hakkında mevki-i tatbik ve icraya vaz idilmek" üzere 1899 tarihinde Da­hiliye Nezareti'nden Umfun Mekatib-i Askeriye-i Şahane Nezareti'ne tevdi edilen layiliada yine, " ... memalik-i şahanede icrii-yı tababet iden dip­loınaları olmayan bazı kesanın sanatlarmda iktidarları olmadığı cihetle vir­mekde oldukları muiilecatın fiiideden ziyade mazarratı görüleceginden" bahsedildi.32 Alınan bütün tedbirlere rağmen 20'inci asra girerken, diplomasız tabip ve eczaciların faaliyeti önlenememişti.33

Dış ülkelerde diploma sahibi olanların bbbi kusur ile ilişkilendiril­mesi de devam ediyordu. Siyasi başkaldırmalar ise kurulmak istenen düzenin yürütülmesinde ayrıca güçlüklere neden oluyordu. Mesela, 1902 tarihinde Yunanistan Tıp Fakültesi'nden diploma alıp ülkede he­kimlik ve eczacılık yapan bir takım cahillerin çeşitli fenalıklara sebep oldukları haber alınmış; bir tamim ile ecnebi memleketlerde bp ve ec­zacılık tahsil edenlerden Osmanlı ülkesinde sanat icra etmek isteyenle­rin nizarnname gereğince imtihana girmeleri gerektiği, ehliyet derece­leri bilinmeyen bu gibi şahısların istedikleri gibi sanat icra etmelerinin herkesin sağlığı bakımından caiz olmadığı, bunların imtihana girmeye mecbur edilmeleri her yere tebliğ edilmişti.34

Diploması ve Ruhsatnames~ Olmayanlarla İlgili Vakalar

Hukuki kararların uygulamaya yansımasıyla ilgili pek çok belge mevcuttur. Konuyla ilgili vakalar Çeşitlilik gösterir. Tasdikti diplaması ve ruhsamarnesi olup da kaybedenierin çalışması da yasaktı. Mesela, İtalya tebaası bir tabip Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'den almış olduğu ruhsatnamesini kaybedince çalışması yasaklandı: Bu kaybın duyurul-

31] BOA, DH. MKT, 1648/100, [17 Ağustos 1889]

32] BOA, DH. MKT, 2241/82, [1 Eylül1899]

33] Nil San, Osmanlı Tıp Ahlakı, s. 252-253

34] BOA, DH.MKT. 2584/95, [S Şubat 1902]

Page 16: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

286 • Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

ması ve ruhsatname bulunduğunda Tıbbiye Nezareti'ne gönderilmesi için 1899 tarihinde her yere genelge yollanırken adı geçen tabibin eş­kali de postaya eklenmişti. Yayınlanan tamimde, her kimin elinde bu tabibin narnma bir ruhsatname görülürse tereddüt edilmeden o şahsın elinden alınarak Tıbbiye Nezareti'ne gönderilmesi isteniyordu.35

Tabip, cerrah, ebe, aşıcı, sünnetçi ve gözlükçülerin eczanelerde ça­lışması her ne ~dar hastanın muayenesinde ve tedavisinde büyük ko-

- laylık sağlasa da, sağlık mensubunun eczacıyla işbirliği içinde olması sakıncalara yol açabil.ıriekteydi.36 Bezanelerde tabiplik yapanlar arasın­da diplomasızlar da olabiliyordu. Mesela, 1901 tarihinde Beyoğlu'nda bir-. eczanede diplomasız hekimlik yapan bir şahsın engellenmesi için Dahiliye Nezareti durumu Zaptiye Nezareti'ne duyurmuş ve gereğini buyurmuştu. Diplomasız olarak "icra-yı tababet eden ve eczaııenin analı­tarmı üzerinde taşımakta bulıman bu şahsa iki lira-yı 'Osmmıi ceza-yı nakdi alıııımş ve tabiplik ilmine imkan bırakı!nıamasma" karar verilmişti37

Merkezden uzak bölgelerde diplomasız hekimlik ve eczacılık ya­panların takibi daha zordu. Haberleşmede telgrafın kullcqulması

diplomasızların takibini de kolaylaştırdı. 1905 yılında Kerbela Bele­diyesinden gönderilen telgrafta, "Kerbelada mevcıld otuz kadar tabzbin diplomasız bulumnalarından, vakayi'-i cenaniyyeı;e aıet olmalanndan" ve "icrii-yı san'at itmekde olqıı diplomasız etıbbii ve ecziicıların men' edilmele-rinden" söz edilmektedir.38 . ·

Tabip tayin edilemeyen ·bölgelerde eczacıların doktor ihtiyacı­nı gidennesi kaçınılmazdı. Mesela, 1909 yılında, "Ankara'nın Kalecik kazasında beledi tabibi bulunmadığından naşi bi'z-zarıl_re mecruhlann ~mr-i mu'iiyeneleri ecziicı ma'rifetiyle icrii olunarak su-i isti'miiliita meı;dan verdiği cı1ıetle ... kazii-i mezkum bir belediye tabibi ta'y1n ve i'ziimı lüzuınu" Ankara mahkemesinden yazılmış ve tabibe olan ihtiyacın istenıneden karşılan­ması gerektiği de belirtilmişti.39

35) BOA, OH.MKT. 2259/141, (22 Ekim 1899)

36) Nil San: Osmmılı Tıp Alılnkı, s. 242.

37) BOA, OH. MKT,2519/88, [7 Ağustos 1901].

38] BOA, OH. MKT, 1034/5, {ll Aralık 1905]

39] BOA, OH. MKT, 1303/15, [6 Ağustos 1909))

Page 17: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mekteb-i Tıbbi ye Sonrasında Diplomasız Sağlık Mensuplarıyla Mücadele • 287

Diploma Sahtekarlıldan

Diplomasız kişiler tabip, ebe ve eczacı diplamalarma sahip olmak için bir takım sahtel.<arlıklara başVU!abiliyordu. Mesela, ölenlere ait diplamalar Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane N ezaretine verilerek iptal ettiril­mediğinde başkalannın eline geçebiliyordu. "Mekatib-i Tıbbıye-i Şa!ıane ve Ecnebiyyede Füııfm-ı Tıbbiye" tahsilini bitirip imtihan ile ehliyetini is­pat ederek mezuniyet diplaması veya icazetname alarak sanatını icra eden "müslim ve gayr-ı müsliın kimselerden vefat edenlerin eşya-yı met­rukelerindeıı olan" diplama ya da ruhsatnamelerin başkalannın eline geçmesi durumunda sahte diplama ile sanat icra etmeye cüret eden "mutetabbibler" ve "ınutetabbibeler" hakkında kanuni işlem yapılması;. resmi ve hususi tabip ve ebelerden vefat edenlerin ailelerinde bulu­nan diplama ve ruhsatnamelerin başkasının eline geçmesine meydan verilmemesi; hüviyeti meçhul kişilerin elinde görülüp şüphe uyandı­ran diplomaların da gerçeğin anlaşılması için numara ve tarihinin ve kime ait olduğunun tespiti; sahte diplamayla veya diplomasız olarak tabiplik yapanların engellenmesi 31 Mart 1907 tarihli bir tamim ile duyuruldu.40

Sahte diplama düzenleyenler ve bunları kullananlar da oluyordu. Mesela, Tıp Fakültesi kayıt odası katibi sahte eczacı şehadetnameleri düzenlemiş ve bir başkası da bunları üretmişti. Sekiz kişinin ise bile bile bu sahte diplomalarla eczacılık yaptığl mahkemeyle sabit olduğundan, umumi ceza kanunu hükmüne göre katibin on beş yıl, üreticinin on ve

. diğerlerinin ise üçer sene müddetle küreğe konuimalarına karar ve­rilı:Iıiş; 1915 tarihli iradenin icrasına "Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver" memur edilmişti.41 biploma sahibi olmadığı halde sahte vesika ile askeriyede sorumlu tabipler arasında istihdam olunduğu, gıyabında yürütülen mahkeme neticesinde sabit olmuş olan fuari Sa di Necdet Efendi'nin de umumi ceza kanunu gereğince on sene müddet­le küreğe konulmasına karar verilmiş ve bu iradenin İcrasına "Başku­mandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver" memur kılırtnuştı.42 •

1915 baharında bir kez daha tamim yayınlanarak, bazı mahallerde

40] BOA, DH.MKT, 2611/114, [31 Mart 1907]

41) BOA, 2972, İrade-i seniyye, [9 Mart 1915]

42] BOA, 3018, İrade-i seniyye, [16 Mart 1915]

Page 18: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

288 • Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

"pratik eczaalann" memuriyette istihdam edildikleri ve eczane aç­rnalanna müsaade olunduğu, ancak elinde Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane veya Darü'l-fünün-ı 'Osmaru Tıp Fakültesinden diplaması bulunma­yan bu gibi eczaalann böyle "icra-yı san' at eylemeleri kanuni olmadı­ğından" bunlann belediye ve hastane eczacılığından ihrao ve eczane­lerinin kapatılınasi istendiY

Orduda Yeniden Diplomasız Cerrah ve Eczacı İstihdamı

Diplomasız sağlık çalışanianna karşı verilen amansız mücadele so-: n uç vermeye başlamıştı ki İ. Dünya Savaşı'na girildi. Serbest sanat i cra etmenin cazibesi karışışında orduya diplamalı cerrah ve eczao bulmak güçtü. Savaş yıllannda durum daha da zorlaşmaktaydı. Önceden or­duda istihdam edilmiş olup, istifa veya tekaüde sevk ile ayrılan diplo­masız cerrah ve eczaalann tekrar orduda istihdam edilmeleri hakkın­da bir " layiha-i kanCmiyye" 1914 yılı sonunda tanzim edildi ve gerekçesi Harbiye Nazın Enver (Paşa) tarafından "seferberlik sebebiyle" diye açıklandı.~ Layiha maddelerine göre; on beş seneyi tamamlamadan askeri hizmetten istifayla veya tekaüde sevk edilerek aynlan diploma­s~ cerrah ve eczaalar kıdemli küçük zabit ve çavuş rütbesiyle istih­dam edilip, terfileri küçük zabit nizamnamesi gereğince icra edilecekti. Bunlar için kadroda boş yer bulunması ve terfi edilecek mevkie is.tidat ve liyakatlarının üstleri olan tabipleri tarafından tasdik edilmesi şarttı. Evvelce tekaüde sevk edilmiş olanlara küçük zabit maaşından miktar­ca ziyadesi verilecekti. On beş seneyi tamamladıktan sonra istifa eden veya tekaüde sevk edilen diplomasız cerrah ve eczaolara ihtiyat zabi­tanı gibi muamele olunacaktı. Geçici olarak tatbikat mevkiine konması için irade alınan layiha Hey' eH 'Umfuniyye-i A'yan' da müzakere edil­dikten sonra Meclis-i Meb'fısan' da tadil edilip 12 Şubat 1917 tarihin­de kabul edilerek 20 Şubat 1917 tarihinde kanunlaştı. Bu kanunun hü­kümlerini icraya Harbiye, Bahriye ve ~aliye nazırları memur edildi.45 ·

43] BOA, DH.HlvıŞ, [12 Mayıs 1915]

~ BOA, ŞD, 661 / 31 [13 Aralık 1914]

45] BOA, İ.DUİT.00087

Page 19: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

Mekteb-i Tıbbiye Sonrasında Diplomasız Sağlık Mensuplarıyla Mücadele • 289

Sonuç

Diplomasızlarla en sert mücadelede bulunan Enver Paşa'run kendi­si de onlara_ muhtaç olmuştu. Tüm Osmanlı coğrafyasına yayılmış olan ve sayılarını bilemediğimiz onca diplomasız sağlık çalışannun yeni dü­zenlemelerle kısa sürede saf dışı bırakılması zordu. Eski hp yöntemle­riyle hasta tedavi edenlerin faaliyetleri ve bunların takibi de onlarca yıl devam etmişti. Diplomasızların faaliyeti Osmanlı Devletinin yıkılışma kadar sürdü. Osmanlı memleketinde hp ve eczacılık sanatlarını icra edebilmek için resmi diploma sahibi olmarun ve imtihan ile çalışma ruhsah almarun gerekli olduğu bu yeni duruma intibak süresi uzun ve sancılı bir dönem olarak tarihe geçti. ·

KAYNAKLAR

Alhntaş, Ayten, "Osmanlı İmparatorluğunda Hekimbaşılığın Lağvı Meselesi", Tıp Tarihi Araştırmaları 5, (1993): 52-58.

Osman Ergin, Türkiye MaarifTarihi, I-III, İstanbul1940.

Rıza Tahsin, Tıp Fakültesi Tarihi (Mir'at-ı Mekteb-i Tıbbiye), I-ll, Eklerle Yay. Aykut Kazancıgil, İstanbul: Özel Yay. 1991.

Sarı, Nil, Osmanlılarda Tıp Ahlakı, Ankara: Sağlık Bakanlığı, 2015.

Sarı, Nil, "Osmanlı Hekimliği ve Tıp Bilimi", Yeni Tıp Tarihi Araştırma­ları 5, (1999): 11-68.

Sarı, Nil, "Osmanlı Sağlık Hayahnda Kadırun Yeri", Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları 2-3 (1996-1997): 11-64.

Sarı, Nil, "Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye ve Tıp Dilinin Türkçeleşmesi Akımı", Osmanlı İlmi ve Mesleki Cemiyetleri, Ed. E. İhsanoğlu, İstan­bul: IRCICA Yay. İlim Tarihi Kaynaklar ve Araşhrmalar Serisi No: 3, 1987, s. 121-142.

Ülman I, Yeşim, Journal de Constantinople'a Göre Mekteb-i Tıbbiye-i Adli­ye-i Şahane'nin Galatasaray Dönemi, İ. Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul1994.

Unat, Ekrem K. ve Samash, Mustafa, Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye, ·İstan­bul: İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak.Yay., 1990.

Page 20: Osnıanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilimisamveri.org/pdfdrg/D252760/2016/2016_SARIN.pdfDİPLOMASIZ SACLIK MENSUPLARIYLA MÜCADELE Nil San· Giriş f;f)i ekteb-i Tıbbiye öncesinde

290 · Osmanlı'da Felsefe, Tasawufve Bilim

Yıldınm, Nuran, "Nizamname-i Eczaayan Der_ Memalik-i Osmaniye Osmanlı Devleti'nde Eczacılar Nizamnamesi-1852", W. Türk Ecza­cılık Tarihi Toplantısı Bildirileri, İstanbul: Marmara Üniversitesi Yay. No. 657,2000, s. 43-103.

Yıldınm, Nuran, İstanbul'un Sağlık Tarihi, İstanbul: İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, 2010.