İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir...

17
İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler Tarık ÖZKUL American University of Sharjah, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Sharjah BAE [email protected] Özet İnovasyon çağımızda en değerli olarak kabul edilen unsurlardan birisidir. İnovasyonun yeşermesi ve hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin, özellikle geçiş dönemi sürecindeki ülkelerde, ülkeye göre özgün olması gerekmektedir. Bu nedenle teknolojik gelişimini tamamlamış bir ülkedeki ekosistemin bu işe yeni başlamış bir ülkede aynı olması beklenemez. Bu makalede teknolji geliştirme hedefli firmaların bu geçiş dönemindeki bir ekosistemden beklentilerinin ne olduğunu, ve nasıl çalışılması gerektiği konusunda görüş ve temenniler kaleme alınmıştır. Anahtar kelimeler: İnovasyon, inovasyon ekosistemi, patent eğitimi, patent tabanlı eğitim. Suggestions Toward Transitioning to Inovation Economy Abstract Innovation is considered as one of the most valuable assets in this decade. Development of inovation requires a certain ecosystem with all the right players. During the transition phase the receipe for a succesful ecosystem needs to be tailor made for the specific country taking account of strong and weak points of the existing system. For this reason, an ecosystem which is known to work in a developed country may not necessarily work for a developing one. This paper presents ideas and suggestions for establishing a succesful ecosystem in developing countries. Keywords: Innovation, innovation ecosystem, patent education, patent based education.

Transcript of İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir...

Page 1: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler

Tarık ÖZKUL

American University of Sharjah, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Sharjah BAE

[email protected]

Özet

İnovasyon çağımızda en değerli olarak kabul edilen unsurlardan birisidir. İnovasyonun yeşermesi ve hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin, özellikle geçiş dönemi sürecindeki ülkelerde, ülkeye göre özgün olması gerekmektedir. Bu nedenle teknolojik gelişimini tamamlamış bir ülkedeki ekosistemin bu işe yeni başlamış bir ülkede aynı olması beklenemez. Bu makalede teknolji geliştirme hedefli firmaların bu geçiş dönemindeki bir ekosistemden beklentilerinin ne olduğunu, ve nasıl çalışılması gerektiği konusunda görüş ve temenniler kaleme alınmıştır.

Anahtar kelimeler: İnovasyon, inovasyon ekosistemi, patent eğitimi, patent tabanlı eğitim.

Suggestions Toward Transitioning to Inovation Economy

Abstract

Innovation is considered as one of the most valuable assets in this decade. Development of inovation

requires a certain ecosystem with all the right players. During the transition phase the receipe for a

succesful ecosystem needs to be tailor made for the specific country taking account of strong and

weak points of the existing system. For this reason, an ecosystem which is known to work in a

developed country may not necessarily work for a developing one. This paper presents ideas and

suggestions for establishing a succesful ecosystem in developing countries.

Keywords: Innovation, innovation ecosystem, patent education, patent based education.

Page 2: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

1. Giriş

Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşabilmesinin yolu hızlı adımlarla inovasyon ekonomisine geçebilmesinden geçmektedir. Bu konuda herkes hemfikir olmakla beraber, şimdiye kadar atılan adımların tam anlamıyla işe yaramadığı da aşikârdır [1,2].

Ülkemizin son zamanda başından geçen darbe kalkışması hadisesi şimdiye kadar inovasyon ekonomisine geçilmesi için atılan adımların niye başarısız olduğu konusunda ipucu vermektedir. Bununla beraber, inovasyon ekonomisini aktive etmek için eğitimi de içine alan topyekün yeni bir stratejinin geliştirilmesine ihtiyaç olduğu açıkça görülmektedir.

Bilindiği gibi inovasyon ve eğitim günümüz dünyasında en önemli kabul edilen konular olması nedeniyle bu konular üzerine çok araştırma yapılmışdır. Yapılan araştırmalar son derece değerli olmakla beraber, gelişmiş bir ülke için yapılmış çalışmaların ülkemiz şartlarında ne derece geçerli olacağı belirsizdir.

Geçmişte yıllarca ülkemiz içinde iş yapmış bir ArGe şirketinin yöneticisi olarak çalışmanın, daha sonra yıllarca yurt dışında öğretim üyesi olarak çalışmanın, ve son dört seneden beri ülkemizde yeni kurulmuş bir startup ArGe şirketinin başında olarak ülkemiz inovasyon sisteminin her mekanizmasını denemenin verdiği tecrübe birikimi ile ülkemizin inovasyon sistemi için bir takım öneriler hazırlanmıştır. Elbette bu bağlamda yapılacak önerilerin bir kısmı denenmiş olsa da, büyük kısmı yazarın bu konuda şahsi görüşleri olarak değerlendirilmeli ve hata payı olabileceği peşinen kabul edilmelidir. Gayemiz, yapılan çağrı vesilesi ile ülkemizin çok önemli bir dönemeci geçtiği bu dönemde bu önemli konuda ülkemiz yöneticilerine şahsi görüşlerimizi açıklamak ve önerilerde bulunmak olarak kabul edilmelidir. Dolayısı ile bu makale tam anlamıyla bilimsel bir makale olarak kabul edilmemeli, hata payı olabilecek öneriler listesi olarak okunmalı ve ona göre değerlendirilmelidir.

Aşağıdaki kısımlarda ülkemizde inovasyon sisteminin sözde değil özde hayata geçmesi için atılması gereken adımlar önem sıralarına göre ve nedenleri ile sunulmuştur.

2. İnovasyon ve teknoloji gelişimine geçiş için yapılması gerekenler

Toplumun ve gençliğimizin bu geçiş dönemi için yeni bir zihinsel yapılanmaya ihtiyacı vardır. 15 Temmuz 2016 daki kalkışma hadisesi toplumumuzu hiç olmadığı kadar birbirine kenetlemiş ve toplumumuzun neler başarabileceğini göstermiştir. Bu açıdan zaten çok önemli bir zihinsel basamak aşılmış ve toplum “Yeni Türkiye” oluşumuna hazır hale girmiştir. Şimdi hiç zaman geçirmeden bu toplumsal heyecanın “Yeni Türkiye” olgusuna katkı sağlaması için gereken adımların atılması gerekmektedir. Bu adımlar eğitim sistemini, inovasyon desteğini, ülkemizin patent sistemini içeren adımlar olup aşağıda sıralanmıştır.

Gençliğimiz ve halkımızın kendine güven duygusunun geliştirilmesi,

Ülkemizin bünyesine uygun yeni bir inovasyon kurumu ve destek sistemi

Patent sisteminde yapılması gereken değişiklikler,

Eğitim sisteminde pilot projelerle denenmesi gereken değişiklikler,

Page 3: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

2.1 Gençliğimizin ve halkımızın kendine güven duygusunun geliştirilmesi.

Bu adım her ne kadar konuyla ilgisiz görünse de “kendine güven duygusu” toplumsal motivasyon için çok önemli bir hususdur. Araştırmacıların çalışmaları motivasyonun başarı için en gerekli unsurlardan birisi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Genel olarak toplumumuzun kendine güven duygusunun çok zayıf olduğu her vesile ile gözükmektedir. Bu problem yalnızca ülkemizde değil, aslında bütün Orta Doğu ve genelde İslam coğrafyasında mevcut olan bir sorun gibi gözükmektedir. Şimdi soru bu kendine güven duygusunu toplumumuzda nasıl oluşturulabilmesidir.

Tarihsel olarak bakıldığında ABD nin süper güç olmasının altında yatan önemli faktörlerden birisi ABD’nin Apollo 11 - Aya ayak basma projesidir. Her ne kadar bu projenin fiziksel getirisi bir sandık ay taşı olsa da, asıl getirisi topluma “biz bunu başarabiliriz” duygusunu, “tolumsal kendine güven duygusunu” ihdas etmesi olmuştur [4-6].

Tabii olarak soru şimdi bu duygunun toplumumuzda nasıl hayata geçirileceği gerçeğidir. Toplumsal kendine güven duygusunun toplumumuzda oluşturulabilmesi için iki strateji önerebiliriz. Birinci strateji öncelikle üniversite gençliğimiz yönelik, diğeri ise hem gençliğimize hemde bütün topluma yönelik olacaktır.

I. Üniversite gençliğine yönelik strateji: Bir ülkede inovasyonun yeşerebilmesinin olmazsa olmaz unsurları içerisinde en başta gelenlerden birkaçı arasında eğitim ve girişimcilik ruhu gelmektedir [7]. Özellikle mühendislik eğitiminin bu yeşerme üzerinde çok etkili olduğu birçok araştırmacı tarafından defalarca belirtilmiştir [8-14]. Patent ve patent tabanlı eğitim adını verdiğimiz strateji ile üniversite gençliğinin kendine güven duygusunun nasıl geliştirilebileceğini dair yazar tarafından uzun vadeli bir takım deneyler yapılmış ve olumlu sonuçlar alınmıştır. (Lütfen bakınız, ilk denemeler [15, 16], daha sonraki denemeler [17-20]) Patent bilgilerinin ve “patent tabanı eğitim” in niye bu kadar etkili olduğunu anlamak için patent bilgilerinin ne olduğu ve niye bu kadar önemli olduğu hakkında bir ön bilgi aktarmakta yarar var. Patent dökümanları teknolojinin geldiği son noktayı gösteren teknik dökümanlardır ve topluma açıktır. Patent dökümanları özel bir teknik lisanla kaleme alındığı için ilk bakışta anlaşılması zor gibi görünse de kısa sürede öğrenilebilir. Bu bilgiye sahip olanlar olağanüstü bir definenin anahtarını ele geçirmiş olurlar. Yeni tarihli patent dökümanları incelendikçe teknolojinin geldiği en son nokta öğrenilmiş olur. Bu tür çalışmalar bir kaç aşamadan geçtikten sonra araştırmacıları teknoloji üretir hale getirmektedir. Lisans eğitimi seviyesindeki üniversite öğrencileri ile yaptığımız denemelerin birinde, doğru yönlendirildikleri takdirde, bir akademik dönem gibi kısa bir sürede öğrencilerin patent üretebilecek hale geldiği hayretle müşahede edilmiştir. Patent üretmenin haricinde, patent üretebilecek hale gelmenin lisans seviyesindeki bir öğrenciye verdiği olağanüstü kendine güven duygusu ve motivasyon bizatihi patentin kendisinden dahada değerlidir. Yaklaşık yedi sene süren uzun soluklu deneme sırasında bu metodu her kullanıldığımızda öğrencilerin kendine güvenlerin arttığını ve patent üretecek hale geldiklerini yazar gururla izlemiştir [15-20]. Bu metodolojinin ülkemiz eğitim sisteminde hayata geçirilmesinin çok isabetli olacağına inanıyoruz.

II. “Dünyada ilk” olacak gurur verici projeler yaparak toplumsal kedine güven duygusunun yeşertilmesi: Ülkemiz hâlihazırda birbiri ardınca gurur verici projeleri hayata geçirmektedir. Marmaray, Yavuz Sultan Selim köprüsü, Körfez geçiş köprüsü her biri kendi çapında gurur verici proje olarak kabul edilebilir. Ancak bu başlık altında bahsettiğimiz projeler bilinen

Page 4: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

teknolojilerin olağanüstü uygulamaları değil, türünde “dünyada ilk” olacak, dünyanın hiçbir yerinde olmayan teknolojilerden üretilmiş projeler olmalıdır. Bu projeler dünyada ilk olmaları nedeniyle dünyada insanların ülkemizle özdeşleştirecekleri türden projeler olmalı. Bu projeler insanların bakıp geçeceği değil, insanlarımızın gençlerimizin bizatihi çalışacakları, üzerine ArGe yapacakları, öğrenecekleri, başkalarına öğretecekleri, diğer ülkelere kuracakları, az gelişmiş ülkelerdeki kardeşlerimize öğretecekleri, yapıldığı zaman insanların hayatlarının değiştiğini görecekleri tipten projeler olmalı. İyide, böyle projeleri nereden bulacağız diyorsanız elbette haklısınız. Yazar tarafından yaklaşık 10 senelik bir çalışma sonucunda hazırlanmış ve patentleri alınmış projeler bu iş için kullanılabilir. Bu amaca yönelik olarak kullanılabilecek “dünyada ilk” olacak bir seri yenilenebilir enerji projeleri hazırlanmıştır. Yenilenebilir enerji hem ülkemizin, hem bölgemizin, hemde dünyanın ajendasında ilk sırada olan bir konu olması nedeni ile ideal bir hedef teşkil etmektedir. Ancak bir ürünün patenti alınmış olsa bile hayata geçmesi için defalarca yapılması, tekrar tekrar denemesi gerekmektidir. Yazarın geçmişte tasarladığı ve hayata geçirdiği bütün ürünler en az 3 defa prototip sürecinden geçip tekrar tekrar denendikten sonra ticari hale gelmiştir. Dolayısı ile bu projelerin her biri için ArGe gerektiği akıldan çıkarılmamalıdır. İklim değişikliğinin bütün dünyamızı etkilemesi nedeni ile negatif sonuçları bütün insanlık tarafından hissedilir bir hale gelmiştir. COP 21 Paris İklim Değişikliği Konferansında alınan yaptırım kararları ile ortaya USD 1 Trilyon dolarlık bir pazar çıkmıştır. Bu şartlar altında ülkemizin yaygın bir uygulama ile “dünyada ilk” olacak bir seri proje ile bu pazara çıkması hem ülkemize iktisadi katkı sağlayacak hemde ülkemizi bu konuda söz sahibi yapacaktır. Bu tür bir ortamda özgün ve yaygın yenilenebilir enerji projeleri ülkemiz ve insanımızın kendine güven duygusunun yeşermesine ve gurur kaynağı olmasına vesile olacak harikulade projeler olacaktır. Bu amaca yönelik olarak geliştirilmiş bir seri patentlenmiş tasarım mevcut olup bu projelerin bu iş için ideal olduğuna inanıyoruz [21-61]. Bu projelerden bazıları 3 nolu bölümde verilmiştir.

Bu tip projeler bütün toplumu etkilese de, en büyük etkinin üniversite gençliğimiz üzerinde olacağına inanmaktayız. Gerçekçi, ayağa yere basan projeler üzerinde çalışmanın öğrenciler üzerinde olağanüstü etki yaptığı pek çok araştırmacı tarafından kanıtlanmıştır.

2.2 Ülkemizin bünyesine uygun yeni bir inovasyon kurumu ve destek sistemi

Ülkemizde inovasyona destek için değişik destek mekanizmaları bulunmaktadır. Bu mekanizmalarda proje sahipleri projelerini sunarak destek almaya çalışmakta. Halihazırda destek mekanizmaları gerek jüri seçimindeki yanlışlıklar, gerek endüstriyel ArGe nin nasıl yapılacağına yönelik yanlış yaklaşım, gerekse vizyon çatışmaları nedeniyle aksak topal bir şekilde ilerlemektedir. İnovasyon sisteminin acilen aktive edilebilmesi için mevcut sistemden farklı yeni bir mekanizmanın kurulmasını öneriyoruz. Bu yeni model Fraunhofer modelinden esinlenilmiş olmakla beraber, ülkemize özgün olarak geliştirilmiş bir modeldir. Bilindiği gibi Fraunhofer Institute özel teşebbüs niteliğinde bir kurum olup, kurumda devletin cüzi bir hissesi mevcuttur. Kurumun geliri kendi gerçekleştirdiği çalışmalardan gelmektedir. Bu araştırma kurumunda araştırmacılar bir çalışma dönemi için işe alınır ve kontratları uzatılmaz. Kontrat sonunda araştırmacı ya çalıştığı projeye entegre olarak endüstriye geçer yâda ayrılarak uzmanlaştığı konuda kendi firmasını kurar. Kuruma giren araştırmacılar bu özelliklerden haberdar oldukları için, var güçleriyle projenin başarıya ulaşması ve ticarileşebilmesi için gayret sarf ederler.

Page 5: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

Bizim önerdiğimiz modelde Fraunhofer modeline benzer özel teşebbüs niteliğinde yeni bir ArGe/Eğitim kurumu oluşturulması önerilmektedir. Çalışmaların başlayabilmesi için ArGe fonundan uzun vadeli faizsiz kredi, vakıf üniversitelerine sağlanan cinsten arazi ve bina için destek, ve en önemlisi projelerin hayata geçirilmesi için devlet kurumlarının destek vermesi ve kurumlar arası koordinasyonun sağlanması gerekmektedir. (Yeri gelmişken yazarın söylemden geçmeyeceği bir husus ülkemizde bu koordinasyon sisteminin yokluğudur. Ülkemize dışarıdan bakan birinin ülkemizde yokluğunu hissettiği ilk husus olarak bu koordinasyon eksikliği öne çıkmakta. Devletin bir kurumunun verdiği bir kararı diğer bir kurumu zorlaştırmaktadır.)

Önerilen modelde araştırmacılar kurum vizyonu dahilinde başlatılan projelere entegre edilerek, bir yandan ArGe tecrübesi kazanırken bir yandan uğraşılan konu üzerinde uzmanlık kazanacaklardır. Proje bitiminde araştırmacılar projeye entegre olarak değişik mekânlarda benzer projelerin hayata geçmesinde öncülük edecek ve gerektiğinde başkalarını eğitmek suretiyle yeni uygulamacılar yetişmesine yardımcı olacaklardır. Projelere entegre edilerek ısındırılması gereken bir başka gurup da ülkemizin sanayicileri olacaktır. Projelerin hayata geçiş sürecinde sanayicilerde önemli bir yer alacak, ve onlarda ticari ArGe işlemlerine yardımcı olacaklardır. Önerilen modelde projeye entegre olacak araştırmacılar ve sanayiciler kurum yönetimi tarafından uzmanlık ve liyakatlerine göre seçilmesi gerekmektedir. Seçim sırasında sanayicinin iş ahlakından tecrübesine, uzmanlık sahasından çalışanlarına davranışına kadar bir seri kriterlere bakılarak “iyi” sanayiciler projeye ortak edilecektir. Aynı şekilde araştırmacılar da kurum tarafından liyakat ve kabiliyetlerine göre seçilip projeye entegre edilecektir. Burada araştırmacıdan kasıt, lisans seviyesinde, master seviyesinde, doktora seviyesinde öğrenim görmekte olan öğrencilerin yanı sıra, eğitimini tamamlamış uzman araştırmacılardır. Bu şekilde gerek araştırmacılarımız, gerekse sanayicimiz ArGe projelerine ısındırılacaktır ve ülkemizdeki “iyi” araştırmacı ve “iyi” sanayicilerin sayısı artırılmaya çalışılacaktır.

Önerilen kurum kendi başlattığı ve gerçekleştirdiği projeler haricinde kurum dışı araştırmacıların kendi geliştirmek istediği projelerede açık olacaktır. Bu araştırmacılara verilen hızlı ve adil bir destek mekanizması ile projeler hayata geçirilecek ve ticarileştirilecektir. Bu kurum, yüksek öğretim kurumları ilede dirsek temasında olacak, araştırmacılarına araştırma sırasında master ve doktora yapma imkanı sağlayacaktır.

2.3 Patent sisteminde yapılması gereken değişiklikler

Ülkemizde inovasyonun acil olarak yapılması gereken bir diğer önemli konu ise ülkemiz patent sistemi ile ilgilidir. Teknolojinin gelişimi patent sisteminin verimli çalışması ile doğru orantılıdır. Hâlihazırda ülkemizin patent sistemimiz model olarak Avrupa Patent Ofisinin etkisi altında gözükmektedir. Uluslarası patent ofisi (PCT) başvurularımız şu an Avrupa Patent Ofisinden geçmektedir. Ne yazık ki Avrupa Patent Ofisi EPO, aynı benzer AB kurumları gibi son derece tarafgir bir yapı ile ülkemizden gelen başvuruları bağımsız bir gözle değerlendirememektedir. PCT Patent sistemindeki açıklardan faydalanarak kolaycı bir yaklaşımla gelen patent başvurularının çoğu adil bir araştırmadan geçmeden reddedilmektedir. Ülkemizde özgün teknoloji geliştirilmek isteniyorsa patent sistemimiz kesinlikle EPO’nun tasallutundan kurtarılmalıdır. Dünyadaki patent sistemleri incelendiğinde tümü içerisinde en verimsiz, en atıl sistem EPO olarak ortaya çıkmaktadır. Bu olumsuzluklar nedeniyle pek çok araştırmacı EPO ya başvurmamaktadır. Hal böyle iken EPO sistemine benzer bir sistem kurmak yerinde bir davranış olarak gözükmemektedir.

Ülkemiz patent sistemi, hızlı, adil, kendi bünyesinde kendi araştırmasını yapacak, dışarıdan yapılan başvurulara kucak açacak, makul “annuity” ücretleri ile buluş sahiplerine cazip şartlar sunacak hale gelmelidir. Körü körüne sistemi kopyalamak yerine mevcut patent sistemlerinin iyi yönlerinin alınıp kötü yönlerinin bırakılması cihetine gidilmelidir. Mecut sistemlerin hiçbirisi ideal olmamakla beraber,

Page 6: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

bazı sistemlerde buluş sahibinin buluşunu daha ötelere taşıyabilmesine müsaade eden “patent devam başvurusu” mekanizmaları mevcuttur. Bu tür mekanizmaların patent sistemine enetegre edilmesi çok faydalı olabilir.

2.4 Eğitim sisteminde pilot projelerle denenmesi gereken değişiklikler

Ülkemiz yüksek öğretim sisteminde düzeltilmesi gereken bir seri problemler gözükmektedir. Elbette 170+ üniversitenin yer aldığı bir yapının kısa bir sürede değiştirilebilmesi beklenmez. Ancak düşünülen değişikliklerin denenmesine müsade edilecek bir pilot üniversite projesine başlanılması tavsiye edilebilir. Bu pilot üniversite projesinin en belli başlı özellikleri şunlar olacaktır:

Practice integrated education: Gelişmiş dünyamızda eğitim sistemi gitgide tecrübe ve ArGE nin eğitim sistemine entegre edildiği bir modele doğru yol almaktadır. Bu pilot üniversitede öğrenciler gerçek ArGe projeleri üzerinde çalışarak eğitimlerini almalıdır,

Patent eğitimi: Patent tabanlı eğitim sisteminin öğenciler üzerindeki pozitif etkisi 2.1 başlığı altında verilmişti. Bu kurumda eğitim sistemi mümkün olduğunca “patent tabanlı eğitim sistemi” olarak uygulanmalıdır,

CIPDE eğitimi: CIPDE sertifikasyon programı (Certified International Patent Development Expert) uluslararası nitelikli bir sertifikasyon sistemi olarak başlatılmış olup, patent işlerinden anlayan ve “patent development” hizmeti verebilecek eleman yetiştirmeyi hedefler. Patent geliştirme uzmanı olarak adlandırılabilecek bu uzmanların uzmanlık konusu yeni bir fikri alıp onu patentlenebilecek hale getirmeyi hedefler. Bu uzmanlar sadece patent yazma konusunda uzman değil, mesleki konularında uzman kişiler olarak konularındaki teknolojik gelişmelerden de haberdardırlar ve patent alınabilmesi için ne gibi değişiklikler yapılması gerektiğinde yardımcı olabilme kabiliyetine sahiptirler. Bu sertifikasyona sahip uzmanların aynen LEEDS sertifikasyonunda, PMI sertifikasyonunda olduğu gibi kendilerini devamlı olarak geliştirmeleri ve zaman zaman kontrol sınavları almaları, kendilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Bu eğitim kurumu üniversite içerisinde CIPDE eğitimi verecek ve ülkemiz sanayisi için, yükseköğretim kurumları için “patent geliştirme” konusunda uzman eleman yetiştirecektir.

Profösyonel rektör ve yabancı öğretim üyelerini olacağı bir kadro. Üniversitenin rektörü kurumun vizyonunu belirleyecek nitelikte olacağı için özel olarak seçilecek, öğretim üyeleri yapılacak ArGe nin gereksinmesine göre bürokratik engellere takılmadan kısa sürede getirilip kendisinden istifade edilebilecek şekilde yapılanacaktır.

Bu eğitim/ArGe kurumu non-profit tipi olmayacak, bilakis yaptığı ArGe den para kazanan, kazandığı ile sosyal projeleri destekleyecek, projeleri dünya çapında yaygınlaştırmak için çaba gösterecek bir kurum olacaktır.

Bu eğitim kurumunun 2.2 de bahsi geçen ArGe kurumu ile birlikte çalışarak onunla özdeş bir kurum olması tavsiye edilir.

3. 2023 Hedefine Doğru Teknoloji Projeleri

Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için sanayi ve teknolojiden tutun, eğitim ve istihdama kadar

pek çok konuda çaba sarf etmemiz gerekmekte. Bunun yanı sıra küresel markalar oluşturabilmemiz,

ürünlerimizi dünya piyasasına sunabilmemiz gerekmektedir.

Page 7: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

Bu çabaların hedefine ulaşması için gençliğimizin ve halkımızın kendine güven duygusunu artıracak

bir takım çabalara da girişmemiz gerekecek. Zira bu tür köklü değişimler ancak toplumun kendine

güveninin yerine gelmesi ile oluşabilir.

Küresel oyuncu olmak için birçok ülkede geçerli olacak patentlere, fikri hakların küresel olarak

korunmasına ihtiyaç var. Bir fikrin uluslararası patent sistemi denilen WIPO sisteminden geçerek

uluslararası patente dönüşmesi, daha sonra patent alınması istenen ülkelerde başvuruların yapılarak

o ülkelerde ulusal patente dönüşmesi toplamda yaklaşık 5 sene gibi bir süre almaktadır. Dolayısı ile

bugün başlanılsa ancak 2022 yılında patent koruması alabileceğiniz bir süreç olduğunu unutmamanız

gerekiyor.

Bu bağlamda, ülkemizin dünyada küresel markalaşmasına ön ayak olacak, ülkemiz içi ve dışında

istihdamı sağlayacak, araştırmacılarımızın yeteneklerini güdümlü olarak belirli hedeflere yöneltecek,

insanların hayatına pozitif olarak katkıda bulunacak, halkımızın ve gençliğimizin kendine güven

duygusunu yeşertecek bir seri projeler hazırlanmıştır. Bu projelerde kullanılacak tasarımlar hali

hazırda dünyanın pek çok ülkesinde patentlenmiş olup ülkemizden küresel markaların çıkmasına

imkân verecek mahiyettedir. Projelerin tamamının özelliği “dünyada ilk” olmaları ve klasik bilinen

teknolojilerden farklı olmalarıdır.

Geliştirilen projeler yenilenebilir enerji üretimine yönelik olarak hazırlanmıştır. Küresel ısınmanın,

iklim değişikliğinin yer küremizin her noktasında hissedildiği bir ortamda bu projeler sadece ülkemiz

için değil, aynı zamanda tüm dünyamız için çözüm sağlama potansiyeline sahiptir.

Yurt dışına yaptığı insani yardımlarla bilinen bir sivil toplum kuruluşu yetkilisi bir zamanlar, “fukaralık

ve açlık probleminin” aslında enerji problemi olduğunu, insanların kuralık nedeni ile açlıktan kırıldığı

zamanlarda aslında problemin yerin birkaç metre altındaki suyu çıkaramaması olduğunu söylemişti.

Bu nedenle yıllar önce projeler düşünce fazında iken ağırlıklı olarak enerji projeleri üzerine

çalışılmıştır.

Projelerin bir kısmı aşağıda özetlenmiştir.

3.1 Yerleşim yerlerinde yakın ortamlarda kurulabilecek, orta ve yüksek şiddette rüzgâr

hızlarında çalışabilecek yeni bir tip rüzgâr türbini:

Bilinen klasik rüzgâr türbinleri HAWT teknolojisi olarak bilinen teknoloji olup, rüzgâr hızının yüksek

olduğu ortamlarda çalışmak için tasarlanmışlardır. Tasarım olarak sağlam bir sütunun üstüne

kurulmuş pervane ve diğer aksamdan ibarettir. Rüzgârın enerjisi rüzgâr hızının küpü (V3) ile doğru

orantılı olarak artar. Dolayısı ile rüzgâr türbinlerinin rüzgâr hızının saatte 90-100 kilometre hızlara

çıkabildiği fırtına ortamlarına dayanabilmesi için çok sağlam inşa edilmeleri gerekir. Klasik rüzgâr

türbinlerinde jeneratör ve diğer mekanizmaların sütunun tepesinde olmalarından dolayı oldukça

büyük bir rüzgâr tutma yüzeyine sahiptirler. Bunun tabii neticesi olarak klasik rüzgâr türbinlerinin

sütün (gövde) kısmı sağlam inşa edilir ve dolayısı ile tüm sistem oldukça ağır olur. Klasik türbinlerin

bir başka problemi ise çalışırken çıkardıkları gürültüdür. Kanat boylarının uzunluğu dolayısı ile kanat

uçlarının hızı ses hızına yaklaştığı için, kamçının ucunun ıslık çalarak şaklaması misali gürültü

çıkarırlar. Bu nedenle bu tip rüzgâr türbinleri yerleşim bölgelerine çok yaklaştırılmaz.

Bu proje kapsamında bahsettiğimiz yeni tip rüzgâr türbini teknolojik olarak VAWT tipi diye bilinen bir

tip olup rüzgâr yönünden bağımsız olarak çalışabilmektedir. VAWT teknolojisi şimdiye kadar

bilinmekle beraber, fırtına korumasından hız regülasyonuna varıncaya kadar bazı zayıf noktaları

Page 8: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

olmasından dolayı ticarileşememiştir. Bu projede yapılan türbin VAWT rüzgâr türbinine fırtına

koruması ve hız regülasyonu özelliklerinin eklenmesi ile ortaya çıkmış yepyeni bir tasarım olup,

hâlihazırda dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde patentlenmiştir. Bu yeni tasarımın belli başlı

özellikleri aşağıda sıralanmıştır:

Fırtına koruması özelliği: Fırtına durumunda kanatların tamamıyla birbiri üzerine kapatılması

sonucunda türbinin rüzgâr profili neredeyse direğin boyutlarına indirilebilmektedir. Bu

nedenle türbinin ağırlığı çok hafiftir.

Yüksek rüzgâr hızlarında dahi kanat uçları ses hızına yaklaşmadığı için gürültü problemi

yoktur. Kuşlar yaklaşan kanatları görebileceği için kuşlara zarar vermeyeceği umulmaktadır.

Hız regülasyonu kolay bir şekilde yapılabilmektedir.

Rüzgâr yönünden bağımsız çalıştığı için rüzgârın yön değiştirdiği ortamlarda

çalışabilmektedir.

Enerji verimi klasik rüzgâr türbinlerinin veriminden fazladır.

İmalatı kolay olup, modüler şekilde inşa edilmeye müsaittir. Bu nakliye ve imalat sırasında

kolaylık sağlamaktadır.

Jeneratör ve dişli sistemi yer seviyesinde olduğu için bakım ve tamiratı daha kolay olmakta,

ayrıca bu nedenle taşıyıcı sütunun ağırlığı azaltılabilmektedir.

Elbette bu yeni tip türbin rüzgâr hızının yüksek olduğu ortamlarda tıpkı klasik rüzgâr türbinleri

gibi elektrik enerjisi üretimi için kullanılmaya müsaittir. Ancak yukarıda bahsi geçen teknik

özelliklerin neticesi olarak normalde rüzgâr türbini kullanmayı düşünmeyeceğiniz pek çok

ortamda kullanılma imkânı ortaya çıkmıştır. Bu şekilde rüzgâr türbininin kullanım sahaları

olağanüstü bir şeklide artmakta dolayısı ile yeni yeni pazarlar ortaya çıkmaktadır. Bu yeni

uygulama sahaları şu şekilde özetlenebilir.

1. Yüksek binaların tepesinde binaların ısıtma/soğutmasına yönelik olarak kullanım: Bu

uygulamada binanın tepesine koyulan makul büyüklükteki bir türbinden elde edilen

enerji ısı pompalarının kompresörlerini çevirmek için kullanılmaktadır. Şehir içinde

konuşlanmış yüksek binaların tepesinde genelde yeterli seviyede rüzgâr olmakla beraber,

bu rüzgâr elektrik üretimi yapılacak kadar devamlı ve güvenilir değildir. Ancak bu tür

ortamlarda bina iklimlendirmesine yönelik olarak çalışma olanağı mevcuttur. Bu

ortamlarda kurulacak türbin hız regülasyonu yapılmadan gece gündüz çalışarak ısı

pompasının kompresörlerini çevirir ve oluşturulan ısı enerjisini yalıtımlı soğuk ve sıcak su

tanklarında saklanır. Rüzgâr devamlı olmasa bile rüzgâr estiği zaman oluşan enerji

tanklarda saklandığı için, ihtiyaç halinde saklanan ısı binanın ısıtma ve soğutması için

kullanılır. Şehirlerde tüketilen elektriğin yaklaşık %44 ünün binaların ısıtma ve soğutması

için harcandığı göz önüne alınırsa, bu uygulama başlı başına küresel bir devrim olacaktır.

Türbin tasarımının dünyanın pek çok ülkesinde patentli olduğu göz önüne alındığında çok

büyük bir küresel pazar ortaya çıkmaktadır.

2. Ülkemizde yaygın olmamakla beraber dünyanın pek çok ülkesinde bölgesel

ısıtma/soğutma “district heating” diye bilinen bir sistem vardır. Bu sistemde bir

mahallenin, bir sitenin ısıtma ve soğutması tek bir merkezden yapılmakta, böylece verim

arttırılabilmektedir. Bu uygulamalarda rüzgâr türbini yerleşim biriminin yakınlardaki

uygun bir tepeye konuşlandırılmakta, türbinden alına enerji ısı enerjisine çevrilerek

yalıtılmış tanklarda ısı olarak saklanmakta ve mahallenin ısıtma ve soğutma ihtiyacı bu

Page 9: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

saklanmış enerjiden karşılanmaktadır. Bir önceki uygulamada olduğu gibi rüzgâr devamlı

esmese dahi, estiği zaman saklanmış enerji bu amaç için kullanılabilmektedir. ( Şehir

içindeki bir tepede devamlı rüzgâr olmayabilir. Dolayısı ile bu tür mekânlar elektrik

üretimi için uygun değildir. Ancak, enerjinin termal olarak saklanması mümkün olduğu

için bu tür konumlar ısıtma/soğutma uygulamaları için uygun olabilir. ) Bu tür

uygulamalar tasarlanan türbin için küresel boyutta yeni bir uygulama sahaları açabilir.

3. Offshore enerji üretimi uygulamalarında türbinler deniz üzerine inşa edilmekte ve rüzgâr

çiftliği benzeri bir uygulama ile birçok türbinden elde edilen enerji anakaraya

gönderilmektedir. Bu uygulama klasik rüzgâr türbinleri ile zaten yapılmaktadır. Ancak

tasarlanan yeni tip türbin benzerlerine göre çok daha hafif olduğu için bu tip uygulamalar

için daha uygun olması beklenmekte, dubaların üstünde kurularak kullanılabilme imkânı

ortaya çıkmaktadır. Bu tür uygulamaların yeni tasarlanan türbin için küresel boyutta yeni

uygulama sahaları açması beklenmektedir.

4. Türbinin hafif ve modüler olması nedeni ile montajı, de-montajı ve taşınması kolay

olmaktadır. Dolayısı ile TIR üstüne monte edilerek portatif enerji istasyonları kurulmasına

ve gerektiğinde afet bölgelerinin enerji ihtiyacını karşılamak için çok hızlı bir şekilde

sahada çalışılabilmesine imkan sağlamaktadır.

5. Hafifliği ve katlanabilir özelliği nedeni ile gemilerin üstüne monte edilerek kullanımı

mümkün gözükmektedir. Katlandığı zaman geminin yüksekliğini artırmamakta, istenildiği

zaman seyir sırasında direk kaldırılarak kullanımı mümkün olmaktadır. Bu şekilde

kullanıldığında türbinden elde edilen enerji, geminin seyri sırasında motorların çalışması

için enerji ihtiyacına destek olacak şekilde kullanılabilir. Bu tür uygulamalar dünyada ilk

olacağı için küresel boyutlarda yeni pazarlar oluşturabilir.

6. Türbin üreticileri artan ihtiyaca cevap vermek için gitgide daha büyük rüzgâr türbinleri

imal etmek istemektedir. Ancak klasik rüzgâr türbinlerinde kanatlar büyüdükçe kanat

uçlarının ses hızına yaklaşması nedeni ile yapılabilecek en büyük türbin 6MW büyüklükte

olmaktadır. Bu yeni türbin tasarımı ile bu limitleri yükseltmek ve çok daha büyük güçte

türbin yapmak mümkün olabilecektir.

Elbette bu bahsedilen uygulamalarının hayata geçmesi için, her uygulamanın tek, tek denenmesi,

prototiplerinin tekrar, tekrar yapılması gerekmektedir. Bu işlemleri uzman akademisyenlerin

denetiminde, uzman usta ve sanayicilerle beraber üniversitelerimizde okuyan gençlere yaptırarak

onların hem bu konularda uzmanlaşmasını sağlayabilir hem de daha sonra onları ülkemiz ve yurt

dışında bu proje uygulamalarında kullanarak kalifiye eleman yetiştirmemiz mümkün olabilir. Her

uygulamadan düzinelerce yüksek lisans, doktora projesi çıkabilir. Tasarlanan ve denenen sistemlerin

yurt içinde ve küresel pazarlarda kurulmaları, bunların tamir ve bakım servisleri hesaba katılacak

olursa bu proje neticesinde binlerce insanın istihdamı sağlanmış olacaktır. Bu özgün projelerin başta

ülkemiz olarak küresel boyutlarda uygulanması gençliğimiz ve halkımızın kendine güven duygusunu

ihdas etmesine yardımcı olacaktır.

3.2 Güneş enerjisinden faydalanabilmek için yeni bir tip güneş enerjisi santrali

Yenilenebilir enerji denince akla rüzgâr ve güneş enerjisi gelmektedir. Güneş enerjisi bu iki kaynak

arasında en güvenilir olan biri olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle büyük ölçekli yenilenebilir enerji

üretimi için güneş bir numaralı enerji kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Güneş enerjisi PV yâda CSP

Page 10: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

teknolojileri kullanılarak elektrik enerjisine dönüştürülebilmektedir. Teknolojideki son gelişmeler PV

fiyatlarında ciddi düşüşlere yol açmakla birlikte, maliyetler hala fosil tabanlı enerji ile

kıyaslanmayacak kadar yüksek seviyededir. CSP teknolojisi güneş enerjisini yansıtıp, toplayarak ısıya

çevirmek, daha sonrada bu oluşan ısıyı elektriğe dönüştürmek suretiyle enerji elde eden bir

sistemdir. Güneş enerjisi uygulamalarında unutulmaması gereken husus güneş enerjisi projelerinin

çok büyük alanlara ihtiyacı olduğudur. Ne kadar verimi yüksek olursa olsun Megawatt seviyesindeki

güneş enerjisi projeleri için binlerce metrekarelik alanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Ev çatısı gibi küçük

alanlara konulan PV sistemlerinin ciddi anlamda bir enerji üretimi olamamaktadır.

Güneş enerjisinden gerçekten büyük çaplı enerji elde edilebilmesi için çok düşük maliyetle çok büyük

alanlara kurulabilecek sistemlere ihtiyaç vardır. Ayrıca bu sistemler açıkta olacağı, toz ve dış

etkenlere maruz kalacağı için sık sık temizlenmeleri gerekmektedir. Temizlenecek alanlar çok büyük

olduğu için temizlik işleminin pratik, kolay, hızlı ve ekonomik şekilde yapılması gerekmektedir. Çölde

kurulu pek çok güneş enerjisi projesinin en büyük bakım maliyeti kalemlerinden birisini temizlik için

harcanan emek ve su oluşturmaktadır. Bu tip projelere çok büyük alanlara gerek olduğu için

projelerin tarımsal amaçlı kullanılabilecek alanlardan uzak durması istenmektedir. Ancak

hâlihazırdaki pek çok uygulamada projelerin düz alana ihtiyacı olması nedeniyle çoğu zaman ister

istemez kıymetli düz araziler projeye tahsis edilmektedir. Gerek PV gerekse CSP teknolojilerinde

maliyetler fosil tabanlı enerji maliyetlerinin çok çok üstünde olmaktadır.

Mevcut güneş enerjisi teknolojisi özetini burada noktalayarak şimdi geliştirilen yeni teknolojinin

özelliklerinden bahsedelim.

Geliştirilen teknoloji CSP tipi enerji toplamanın bir başka metodu olmakla beraber çok büyük

ölçeklerde kurulabilmesi, otomasyona müsait yapısı ile çok az sayıda insan yardımı ile nerdeyse

otomatik olarak kurulabilmesi nedeni ile maliyetleri düşürme potansiyeline sahip bir teknolojidir. Bu

teknolojinin tabanında çok büyük ölçekli parabolik yansıtıcıyı üç boyutlu olarak yapabilmek için

geliştirilmiş bir teknoloji yatmaktadır. Bu teknoloji bir hamlede 50 000 metrekarelik yüzeye sahip bir

parabolik çanak yansıtıcı yapılmasına imkan verecek bir yapıya sahiptir. (50 000 metrekare yüzey

yaklaşık 7 MW lık elektrik enerjisi üretme potansiyeline sahiptir.) Bir takım eklerle yansıtıcı alanını tek

kolektörde 800 000 metrekare gibi bir alana çıkarmak ve bu kolektörden 100 MW gibi bir enerji elde

etme potansiyelide meycuttur.) Bu çapta ve ölçekte sistemlerin otomatize edilerek robot benzeri bir

sistem tarafından kurulması kurulum işlemini olağanüstü bir şekilde hızlandıracak ve maliyetleri

azaltacaktır. Bu geliştirilen teknoloji hali hazırda dünyanın pek çok ülkesinde patentlenmiş

durumdadır. Bu teknolojinin getirdiği avantajlar aşağıda sıralanmıştır:

1. Olağanüstü kurulum hızı. Robot benzeri bir mekanizma kullanılarak, minimum sayıda

personel ile hızlı bir şekilde sistemin kurulabilmesi,

2. Yerinde imalat. Ham maddeyi ve gerekli malzemeyi sahaya taşıdıktan sonra sahada

imalat yapılmak suretiyle minimum nakliye masrafları ile sahada kurulum imkânı.

3. Benzerlerinden daha yüksek verim potansiyeli,

4. Tek mekanizma ile çok büyük ölçeklerde kolektör yapma imkânı,

5. Otomatik temizleme sistemi. Geceleri güneş battıktan sonra yansıtıcı yüzeyin robot

benzeri bir sistem tarafından otomatik olarak temizlenebilmesi imkânı,

6. Çöl ortamında doğrudan çöl kumunu şekillendirerek parabolik hale getirilmesi imkanı ile

çok düşük maliyetlerle sistemin kurulabilmesi potansiyeli,

7. Ülkemiz ve Avrupa ülkeleri gibi yüksek enlemde bulunan yerlerde kolektörleri tepe

yamaçlarına, dağ yamaçlarına kurma imkânı. Bu şekilde kıymetli tarımsal arazi

Page 11: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

kullanılmadan kolektörler kurulabileceği gibi, kar yağması halinde kolektör üzerindeki kar

yükü minimum olmaktadır.

8. Kapalı havalarda bile bulutlardan süzülerek gelen indirek güneş ışınlarını toplayıp

enerjiye çevirme potansiyeli,

9. Bina cephesi, alışveriş merkezi, fabrika çatısı gibi geniş alanları parabolik yüzeye çevirerek

kısmi enerji elde etme, buhar elde etme imkânı,

10. Dünyanın en büyük radyo teleskopunu inşa etme imkânı,

11. Uzay ortamında olağanüstü büyüklükte yansıtıcı yapama imkanı.

Yukarıda bahsi geçen avantajların her biri kendi alanında önemli adımlar olarak kabul edilebilir.

Ancak bunların arasında en önemlisi çöl ortamında kolektörün neredeyse otomatik bir şekilde çok

düşük maliyetle kurulabilmesi olacaktır. Bilindiği gibi çöl ortamı güneşin en bol olduğu ortamlardan

biri olması, çölde arazi maliyetinin düşüklüğü, arazinin tarımsal olmaması nedeniyle güneş

kolektörleri kurulumu için en uygun yer olarak kabul edilmektedir. Otomatik bir sistemle çok az

sayıda personel kullanılarak sistemin kurulabilmesi, kurulumdan sonra temizlik işleminin otomatik

olarak yapılabilmesi gibi nedenlerle çöl ortamı kurulum için en uygun, kurulum maliyeti en düşük

seçenek olarak ortaya çıkmaktadır. Böyle bir teknolojinin yaygın bir şekilde uygulanması enerji

maliyetlerini ciddi şekilde düşürebilir.

Bu projenin uygulamaları yapılırken değişik uygulama alanları konusunda gençlerimize yüksek lisans

ve doktora projeleri yaptırarak onları gerçekçi projelerle uğraşırken eğitmek (education by practice),

sistemlerin kurulumu sırasında sanayicimizi kullanmak suretiyle uzman şahıslar, uzman firmalar

oluşturulabilir ve bu sistemler ülkemizden başlayarak tüm dünya ülkelerinde kurulabilir.

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini geri çevirebilmek için binlerce MW kapasiteli sistemin

kurulması gerekiyor. Gençlerimizi bu teknolojiler üzerine eğiterek bu işlemleri küresel boyutta hayata

geçirerek hem gençlerimizin istihdamını sağlayabilir, hem de sistemlerin kurulduğu bölgelerdeki

insanların istihdamını sağlamak suretiyle bölgemizdeki fukaralık problemine çare olabiliriz.

Yıllar önce Almanya’nın başı çektiği bir şirketler gurubu DESERTEC projesi adı altında Kuzey Afrika

çöllerine kurulmuş güneş kolektörleri ile Avrupa’nın enerji ihtiyacını karşılamak için bir proje

geliştirmişti. Bu proje, konsorsiyumun sistemleri kuracağı ülkelere karşı bencil tutumu nedeni ile

akamete uğramıştı. Şimdi biz bu yeni geliştirdiğimiz teknoloji ile kendi yerli DESERTEC projemizi

hayata geçirebilir, elde edilen çevreci enerji ile bölgemizdeki sorunların çözümüne yardımcı olabiliriz.

Bu proje sayesinde yalnız kendi ülkemizde değil, sistemlerin kurulduğu bölge ülkelerinin de

kalkınmasına yardımcı olarak oralarda da toplumun kalkınmasına ve bölgemizde kardeşliğin tekrar

sağlanmasına katkıda bulunabiliriz. Yıllar önce atalarımızın barış ve adalet götürdüğü topraklara

tekrar başka bir şekilde kalkınma ve teknoloji götürebiliriz.

3.3 Kanal İstanbul ve deniz yoluyla kıyı ulaşımı için yeni bir sistem

Kanal İstanbul projesi ülkemizin göz bebeği projelerinden birisi olup geçişler ücretli olacağı için aynı

zamanda iyi bir gelir kaynağı olmaya aday bir projedir. Bu projeyi taçlandıracak, onu dünyada “ilk”

yapacak bir sistem tasarlanmış ve patentleri alınmıştır. (Projenin patenti Kanal İstanbul projesi daha

ülkemiz gündemine girmesinden çok önce alınmış, ABD patent dairesi USPTO tarafından

“yenilenebilir enerji” projesi kategorisinde kabul edilerek hızlandırılmış öncelikli patent başvurusu

kapsamında değerlendirilerek patenti verilmiştir.)

Page 12: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

Bu proje yalnızca kanal İstanbul için değil, limanlar ve sahil boyunca kıyı ulaşımı için tasarlanmış bir

sistemdir.

Sistem hakkında geri plan bilgisi: “Cable ferry” yada “kablolu nehir geçişi” tarih boyunca binlerce

yıldır kullanılmakta olan bir sistemdir. Nehrin bir yakasından ötekine bağlanmış bir ip ve o ipe

tutunarak nehir geçişi için kullanılan bir saldan ibaret bir sistem olarak özetlenebilir. Hava durumu

kötü olsada, sis ve akıntıdan etkilenmeden bir kıyıdan ötekine bağlı ipi çekerek karşı kıyıya ulaşım

yıllardır ülkemizin doğusundan batısına kadar pek çok bölgesinde kullanılagelmiştir. Patenti alınan

sistem bu bilinen sistemin kablosunun deniz altına alındığı, teknelerin kontrolünün bilgisayar

tarafından yapıldığı için insansız olarak kullanılmaya müsait, teknelerin birden fazla hedefe

yönlendirilebileceği bir sistem olara közetlenebilir. Sistemde dolaşan tekneler hedefe kendi güçleri

ile değilde, çekilerek götürüldükleri için enerji tasarrufu sağlanacağı ve teknelerin karbon

emisyonlarının azaltılabileceği öngörülmektedir.

Kanal İstanbul uygulaması bu sistemin basit bir uygulaması olacağı için çok güzel bir test uygulaması

olacaktır. Kanal İstanbul uygulaması “multiple destination” değil, bir noktadna giriş öteki noktadan

çıkış sağlayacak “tek destination” uygulaması olduğu için nisbeten kolay bir uygulama olacaktır. Bu

sistem hayata geçecek olursa Kanal İstanbula bir taraftan girecek gemiler su kesmi altından geçen

sistem vasıtasıyla kanal boyunca kendi motorları ile değil çekilerek götürülmek suretiyle kanaldan

çıkış yapıncaya kadar götürülecektir. Sistem teknelri hem önden hem arkadan bağlayarak ontrol

ettiği için teknelerin hızı ve güzergahı kontrol altında olacaktır. Sistem Kanal İstanbul boyunca gelişli

gidişli olacağı için kanalda her iki istikamette seyretmekte olan tekneler biri birlerine çarpmadan

kontrollü olarak sabit hızlarda kanlşdan geçiş yapacaklardır. Bu şekilde Kanal İstanbuldan tekne

geçişleri düzenli ve kontrollü olarak maksimum hızda yapılabilecektir. Bu tip bir sistem kullanılmadığı

takdirde teknelerin kaptanlarının hızlarını dikatle kontrol etmeleri, önlerindeki ve karşılarından

gelecek tekneye çarpmadan gitmek için olağanüstü gayret sarfetmeleri gerekecektir.

Kanal İstanbula kurulacak sistem “fail safe” olacak, yani sistem herhangi bir aksaklık halinde

çalışmazsa bile teknelerin kendi motorları ile kanaldan geçmesine mani olmayacaktır. Bilinmesi

gereken hususlardan birisi ülkemiz sanayisinin aslında bu iş için bilgi ve teknolji seviyesine zaten

sahip olduğu gerçeğidir. Anavatandan Kıbrıs’a uzanan içme suyu projesinde su boruları denizin belli

bir seviyesinden geçerek yavru vatana ulaşmaktadır. (Yazarın notu: Kıbrıs Barış suyu projesindeki

sistemin hayata geçmesi sırasında uygulamacı müteahhit firma aslında farkına varmadan bir seri

teknolojik buluş yapmış ancak muhtemelen yaptıkları buluşun farkında olmadıkları için patent

müracaatı akıllarının ucundan dahi geçmemiştir. Bir önceki kısımda bahsi geçen CIPDE sistemi ile

yetiştirilmesi hedeflenen kalifiye elemanlar böyle durumlarda sanayiciye yardımcı olmak amaçlı

yetiştirilecektir.) Kıbrıs’a tatlı su projesini hayata geçiren sanayicimiz Kanal İstanbul projesine

teknolojik olarak hazır demektir. (Yazarın notu: Bir önceki kısımda bahsi geçen, projelere kalifiye

sanayiciler entegre edilecek derken kasdedilen bu örenkte gösterildiği gibi konusuna ve probleme

vakıf sanayicininden projeye entegrasyonudur. Bu projeyi yapan sanayici bu tür bir uygulama için

ideal sanayici olacaktır.)

Bu tip bir sistem dünyada ilk olacaktır. Kanal İstanbul projesi henüz hazırlık aşamasında olduğu için

sistemin kurulumu nisbeten daha kolaylaşacaktır.

Sistem eğer başarılı bir şekilde çalıştırılabilecek olursa bir sonraki hedef bunu kıyı boyunca

yaygınlaştırmak olacaktır. Ülkemiz gibi üç tarafı denizle çevrili bir ülkede kargo taşımacılığının

insansız tekneler vasıtası ile yapıldığını tasavvur edin. Böyle bir sistem dünyada ilk olacaktır. Körfez

bölgesi gibi sığ denizlerle kaplı bölgeler bu tip ulaşım için çok uygun olacağı için oldukça büyük bir

pazar olabilir. Dubai gibi pek çok şehirde deniz doldurularak yeni yerleşim birimleri kurulmaktadır.

Page 13: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

Palm Jumeyre gibi projelerde kıyı boyunca yapılmış dolgu yerleşim birimleri bu tip ulaşım için ideal

uygulama sahaları olabilir. Kısacası eğer sistem Kanal İstanbulda denenir ve hayata geçerse dünyada

pek çok uygulama ortaya çıkabilir.

Elbette hiçbir projenin ilk denemede başarılı sonuçlanacağı gibi bir beklneti olmalıdır. Diğer projler

gibi bu projenin küçük ve orta boylu modellerinin yapılması, sistemin tekrar tekrar denemesi, daha

sonra pilot bir kıyı bölgesinde kurulup Kanal İstanbul benzeri bir setup içerisinde sistemin test

edilmesi gerekmektedir. Bütün ArGe projelerinin uzun soluklu olduğu, ilk teşebbüste sistem

çalışmazsa bile yılmadan tekrar tekrar denenerek çalışmaya devam edilmesi gerektiği

unutulmamalıdır.

Özet

15 Temmuz sonrası oluşan yeni bir ruhla “Yeni Türkiye” nin kurulmasına yönelik acil olarak adımlar atılması gerekmektedir. Buna yönelik olarak atılacak adımlarla özel teşebbüs niteliğinde bir Arge kurumu ve üniversite kurulması, bu kurumda patent tabanlı eğitim sisteminin eğitim sistemine entgre edilmesi, öğrenci, araştırmacı ve sanayicilerin parojelere entgre edilerek projelerin hayata geçirilmeleri gerekmektedir. Bu adımların başarılı olabilmesi için patent sisteminde değişiklik yapılarak daha arge dostu bir model adapte edilmesi tavsiye edilir. Bu makalede önerisi yapılmış her fikir kendi çapında olabildiğince denenmiş ve çalıştığı görülmüştür. Bu makalede önerilen kurum aracılığı ile halihazırda zaten patentleri alınmış olağanüstü projelerle halkımızın kendine güven duygusunun tekrar ihdas edilmesi, yetiştirilen öğrenci ve araştırmacıların projeleri dünyanın değişik yerlerinde uygulamak için yuvadan uçurulmaları mümkün olabilir.

Kaynaklar

[1]. Büyükuluslu A. R. “İnovasyon Ekonomisine Geçiş İçin Türkiye’ye Özgü Teknoloji Geliştirme Modeli Mümkün mü?”,Ağustos 2016, http://www.sektorel.com/yazarlar/ali-riza-buyukuslu/inovasyon-ekonomisine-gecis-icin-turkiyeye-ozgu-teknoloji-gelistirme-modeli-mumkun-mu

[2]. Büyükuluslu A. R. “Türkiye’de KOBİ’ler ve Yan Sanayinin Ar-Ge’ye Yatırım, ileri Teknoloji Kullanma ve inovasyon Yapma Kapasitesi”, Ağustos 2016, http://www.sektorel.com/yazarlar/ali-riza-buyukuslu/turkiyede-kobiler-ve-yan-sanayinin-ar-geye-yatirim-ileri-teknoloji-kullanma-ve-inovasyon-yapma-kapasitesi

[3]. C. Cardenas, “A methodology for integrating innovations in engineering education,” ASEE/IEEE Frontiers in Education Conference, Session S1B-2, Reno, NV, Oct. 10-13, 2001.

[4]. Roger D. Launius, “Overview: What is a Turning Point in History, and what were they for the Space Age?,” Societal Impact of Spaceflight Conference, NASA History Division and National Air and Space Museum Department of Space History, September 19-21, 2006, Washington, DC.

[5]. Walter A McDougall, …The Heavens and the Earth, A Political History of the Space Age (Baltimore, Maryland: The Johns Hopkins University Press, reprinted in 1997).

[6]. Eligar Sadeh, “Societal Impacts of the Apollo Program” Department of Space Studies, University of North Dakota, Grand Forks, ND 58202-9008 USA http://www.astrosociology.com/Library/PDF/Impacts_Sadeh.pdf

[7]. E. L. Wang, and J. A. Kleppe, “Teaching Invention, Innovation, and Entrepreneurship in Engineering,” Journal of Engineering Education, Oct. 2001, pp. 565–570.

Page 14: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

[8]. J. R. Parsons, and P. G. Klukken, “An Introductory Design and Innovation Course at the University of Tennessee,” Proceedings of the Frontier in Education Conference, Atlanta, Georgia, November, 1995, pp. 13-15.

[9]. A. Mabogunje, L.J. Leifer, R.E. Levitt, and C. Baudin, “ME210-VDT: A managerial framework for measuring and improving design process,” Proceedings of the Frontier in Education Conference, Atlanta, Georgia, 1995, pp. 3a5 20-26.

[10]. D. L. Dekker, “Engineering design processes, problem solving and creativity,” Proceedings of the Frontier in Education Conference, Atlanta, Georgia, 1995, pp. 3a5 16-19.

[11]. S. Pun, “Visual Literacy for Engineering Undergraduates,” International Journal of Education and Information Technologies, vol. 1, no. 1, pp. 9-15, 2007.

[12]. S. Pun, “Releasing engineers’ creativity using media experience,” International Journal of Education and Information Technologies, vol. 1, no. 4, pp. 202-206, 2007.

[13]. R. M. Reis, “Development of Educational Software,” International Journal of Education and Information Technologies, vol. 1, no. 3, 2007, pp. 167-171,.

[14]. R. Fang, H. J. Yang, H. L. Tsai, C. J. Lee, T. Tsai and D. Li, “A Type of Technological Course with using Information Technology,” International Journal of Education and Information Technologies, vol. 1, no. 4, 2007, pp. 181-187.

[15]. Ozkul, T. “Using Patent Based Education as a Tool for Increasing Motivation and Teaching Know-why “The Fifth International Conference of Learning International Networks Consortium, May 23rd – 26th 2010, The Massachusetts Institute of Technology, Cambridge, Massachusetts, USA. Avalilable at: linc.mit.edu/linc2010/proceedings/sesssion14OZKUL.pdf

[16]. T. Ozkul, “Using Patents as a Tool for Reinforcing Constructivist Learning Environment in Engineering Education”, International Journal of Education and Information Technologies, Issue 2, Volume 2, 2008, pp. 157-166.

[17]. Ozkul, T. “Using Patent Based Education for Increasing Motivation and Innovation Capability of Students,” the International Higher Education Congress: New Trends and Issues (UYK-2011), Proceedings Vol. 2 pp. 789-796 (May 27-29), Istanbul. Available at: uyk2011.org/kitap/pages/uyk2011_s_0789_0796.pdf

[18]. T. Ozkul, “Jump Starting Innovation in University Education” Journal of Higher Education, Vol. 2 Issue 1, April 2012 pp. 20-27. Available online at: www.yuksekogretim.org http://www.yuksekogretim.org/Port_Doc/YOD_2012001/YOD_2012001004.pdf doi:10.2399/yod.12.007

[19]. Ozkul, T. “Increasing Responsible Research and Innovation through Patent Based Education ”, Proceedings of Ireland International Conference on Education, IICE-2015, April 20-22, 2015 Dublin, Ireland.

[20]. T. Ozkul, “Pursuing the Elusive Goal of Responsible Research and Innovation: Using Patent Enhanced Education in Higher Education” International Journal for Cross-Disciplinary Subjects in Education (IJCDSE), Special Issue Volume 5 Issue 1, 2015 pp. 2428-2436 http://infonomics-society.ie/wp-content/uploads/ijcdse/published-papers/special-issue-volume-5-2015/Pursuing-the-Elusive-Goal-of-Responsible-Research-and-Innovation.pdf

[21]. Ozkul, Tarik United States Patent US 8,322,989 B2 Issued Dec. 4, 2012. VERTICAL AXIS WIND TURBINE WITH SPEED REGULATION AND STORM PROTECTION SYSTEM. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[22]. Ozkul, Tarik Kaplan, Halit Dolen, Melik South African Patent 2012/03126 Issued on 27 December 2012. WIRELESS ENABLED FATIGUE SENSOR FOR STRUCTURAL HEALTH MONITORING Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul, Halit Kaplan, Melik Dolen

[23]. Ozkul, Tarik, Ozkul Murat Haluk United States Patent US 8,532,780 B2 Issued Sep. 10, 2013. SURGICAL IMPLANT FOR ELECTRONIC ACTIVATION OF DYSFUNCTIONAL EUSTACHIAN TUBE. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul, M. Haluk Ozkul

Page 15: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

[24]. Ozkul, Tarik Kaplan, Halit Dolen, Melik Singapore Patent 176294 Wireless Enabled Fatigue Sensor for Structural Health Monitoring Date of Grant 15 January 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul, Halit Kaplan, Melik Dolen

[25]. Ozkul, Tarik Aldhafri Suhail Singapore Patent 176529 AUTONOMOUS DECISION SYSTEM FOR SELECTING TARGET IN OBSERVATION SATELLITES Date of Grant 30 January 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul, Suhail AlDafri

[26]. Ozkul, Tarik South African Patent no: 2012/03048 SELECTABLE DESTINATION UNDERWATER TOWED CABLE FERRY SYSTEM AND GUIDANCE MECHANISM Date of Grant 25 September 2013 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[27]. Ozkul, Tarik European Patent no 2409025 VERTICAL AXIS WIND TURBINE WITH SPEED REGULATION AND STORM PROTECTION SYSTEM Date of Grant 26 February 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[28]. Ozkul, Tarik Japan Patent no: 5478782 VERTICAL AXIS WIND TURBINE WITH SPEED REGULATION AND STORM PROTECTION SYSTEM Date of filing: Nov. 22, 2010 Date of Grant Feb. 21 2014. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[29]. Ozkul, Tarik Japan Patent no: 5478781 METHOD AND APPARATUS FOR MAKING STATIONERY PARABOLIC SOLAR COLLECTOR Filed on May 26, 2011, Date of Grant Feb. 21, 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[30]. Ozkul, Tarik South African Patent no: 2012/03049 VERTICAL AXIS WIND TURBINE WITH SPEED REGULATION AND STORM PROTECTION SYSTEM Date of Grant 28 August 2013 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[31]. Ozkul, Tarik US. Pat 8,671,571 METHOD AND APPARATUS FOR MAKING STATIONARY PARABOLIC SOLAR COLLECTOR, Date of Filing Nov. 22, 2010 Date of Grant Publication March 18, 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[32]. Ozkul, Tarik German Patent no: DE10847631 T8 VERTICAL AXIS WIND TURBINE WITH SPEED REGULATION AND STORM PROTECTION SYSTEM Date of filing: Nov. 22, 2010 Date of Grant Apr. 25, 2013. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[33]. Ozkul, Tarik South African Pat 2012/06661 METHOD AND APPARATUS FOR MAKING STATIONARY PARABOLIC SOLAR COLLECTOR, Date of Filing Nov. 22, 2010 Date of Grant January 29, 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[34]. Ozkul, Tarik U.S. Patent No. 8,727,822 SELECTABLE DESTINATION UNDERWATER TOWED CABLE FERRY SYSTEM AND GUIDANCE MECHANISM Date of filing November 17, 2011 Date of Issue May 20, 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[35]. Ozkul, Tarik Singapore Patent no: 176530 VERTICAL AXIS WIND TURBINE WITH SPEED REGULATION AND STORM PROTECTION SYSTEM Date of filing: Nov. 22, 2010 Date of Grant 31/10/2013. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[36]. Ozkul, Tarik Kaplan, Halit Dolen, Melik US patent 8,746,077 WIRELESS ENABLED FATIGUE SENSOR FOR STRUCTURAL HEALTH MONITORING Date of Grant June 10 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul, Halit Kaplan, Melik Dolen

[37]. Ozkul, Tarik Kaplan, Halit Dolen, Melik New Zealand patent 596913 WIRELESS ENABLED FATIGUE SENSOR FOR STRUCTURAL HEALTH MONITORING Date of Grant July 25 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul, Halit Kaplan, Melik Dolen

[38]. Ozkul, Tarik EPO. Patent No. 2 403 753 SELECTABLE DESTINATION UNDERWATER TOWED CABLE FERRY SYSTEM AND GUIDANCE MECHANISM Date of filing 05.12.10 Date of Issue September 17, 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[39]. Ozkul, Tarik, New Zealand Patent Accepted VERTICAL AXIS WIND TURBINE WITH SPEED REGULATION AND STORM PROTECTION SYSTEM, Application no: 596909 Grant Publishing date: 31 October 2014 Journal 1624. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[40]. Ozkul, Tarik Japan Patent Application 2013-521234 SELECTABLE DESTINATION UNDERWATER TOWED CABLE FERRY SYSTEM AND GUIDANCE MECHANISM Grant Notification received October 6, 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

Page 16: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

[41]. Ozkul, Tarik South African Patent 2012/06661 METHOD AND APPARATUS FOR MAKING STATIONARY PARABOLIC SOLAR COLLECTOR, filed 26 May 2011, Granted 29 January 2014. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[42]. Ozkul, Tarik France Validation of EPO patent EP2403753 SYSTEME DE TRANSBORDEUR A CABLES TRACTE PAR VOIE SOUS_MARINE, A DESTINATION SELECTONNABLE Date of grant 2014-09-17. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[43]. Ozkul, Tarik Germany Validation of EPO patent EP2403753 DE000010847633T1 FAHRENSYSTEM MIT UNTER VETAUTEN KABELN UND AUSWAHLBAREM ZIEL Date of grant 2014-09-17. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[44]. Ozkul, Tarik Turkey Validation of EPO patent EP24023753 2014/12732 SEÇİLEBİLİR HEDEFE YÖNELİK SUALTINDAN ÇEKİLEBİLEN KABLOLU FERİBOT SİSTEMİ VE GÜDÜM MEKANİZMASI Date of grant 2014-09-17. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[45]. Ozkul, Tarik UK validation of EPO. Patent No. 2 403 753 SELECTABLE DESTINATION UNDERWATER TOWED CABLE FERRY SYSTEM AND GUIDANCE MECHANISM Date of filing 05.12.10 Date of Issue September 17, 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[46]. Ozkul, Tarik Netherland validation of EPO. Patent No. 2 403 753 SELECTABLE DESTINATION UNDERWATER TOWED CABLE FERRY SYSTEM AND GUIDANCE MECHANISM Date of filing 05.12.10 Date of Issue September 17, 2014 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[47]. Ozkul, Tarik Australian Patent No. 2011365793, Method and apparatus for making stationery parabolic solar collector. Date of Grant April 30,2015. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[48]. Ozkul, Tarik European Patent EP2625472 Method and apparatus for making stationery parabolic solar collector. Granted on 24/12/2014. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[49]. Ozkul, Tarik Japan Patent 5683750 Method and apparatus for sculpting parabolic shape. January 23, 2015. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[50]. Ozkul, Tarik Patent Application No. 201180019144.6 Peoples Republic of China, Title: METHOD AND APPARATUS FOR MAKING STATIONARY PARABOLIC SOLAR COLLECTOR, Date of filing: 5/26/2011, Date of Grant: June 3, 2015 Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[51]. Ozkul, T. Taiwan Patent No: 1480498, Title: METHOD AND APPARATUS FOR MAKING STATIONARY PARABOLIC SOLAR COLLECTOR. April 11, 2015. Assignee: Tarik Ozkul, Inventor: Tarik Ozkul

[52]. T. Ozkul, International Patent Application WO 2012/160506 METHOD AND APPARATUS FOR SCULPTING PARABOLIC SHAPE, Published 29.11.2012 Applicant: Tarik Ozkul Inventor: Tarik Ozkul http://patentscope.wipo.int/search/en/detail.jsf?docId=WO2012160506&recNum=1&office=&queryString=FP%3A%28160506%29&prevFilter=&sortOption=Pub+Date+Desc&maxRec=9

[53]. T. Ozkul, International Patent Application WO 2012/160420 METHOD AND APPARATUS FOR MAKING STATIONARY PARABOLIC COLLECTOR, Published 29.11.2012 Applicant: Tarik Ozkul Inventor: Tarik Ozkul http://patentscope.wipo.int/search/en/detail.jsf?docId=WO2012160420&recNum=1&office=&queryString=FP%3A%28ozkul+tarik%29&prevFilter=%26fq%3DINF_M%3A%22OZKUL%2C+Tarik%22&sortOption=Pub+Date+Desc&maxRec=9

[54]. T. Ozkul, Published International Patent Application WO/2011/141777, VERTICAL AXIS WIND TURBINE WITH SPEED REGULATION AND STORM PROTECTION SYSTEM Applicant: Tarik Ozkul Inventor: Tarik Ozkul (http://www.wipo.int/patentscope/search/en/WO2011141777

[55]. T. Ozkul, Published International Patent Application WO/2011/141778 SELECTABLE DESTINATION UNDERWATER TOWED CABLE FERRY SYSTEM AND GUIDANCE MECHANISM Applicant: Tarik Ozkul Inventor: Tarik Ozkul http://www.wipo.int/patentscope/search/en/WO2011141778

[56]. T.Ozkul, S. AlDhafri, Published International Patent Application WO/2011/089477 Autonomous detection system for selecting target in observation satellites. Applicant: Tarik

Page 17: İnovasyon Ekonomisine Geçiş Dönemi İçin Öneriler · hayat bulması için belli bir ekosistemin olması gerekmektedir. Ancak bu ekosistemin oluşumu için gerekli reçetenin,

Ozkul Inventor: Tarik Ozkul, Suhail Al Dafri http://www.wipo.int/patentscope/search/en/WO2011089477

[57]. T.Ozkul, H. Kaplan, M. Dolen, Published International Patent Application WO/2011/086427 Wireless enabled fatigue sensor for structural health monitoring Applicant: Tarik Ozkul Inventor: Tarik Ozkul, Halit Kaplan, Melik Dolen http://www.wipo.int/patentscope/search/en/WO2011086427

[58]. T.Ozkul, M. H. Ozkul, Published International Patent Application Applicant: Tarik Ozkul Inventor: Tarik Ozkul, M. Haluk Ozkul WO/2011/083370 Surgical Implant for electronic activation of dysfunctional Eustachian tube http://www.wipo.int/patentscope/search/en/WO2011083370

[59]. T. Ozkul, S. AlDafhri, US Patent US 9,126,700 B2 Autonomus Decision System for Selecting Target in Observation Satellites Granted September 5, 2015. Filed Nov. 17, 2011.

[60]. T. Ozkul “SELECTABLE DESTINATION UNDERWATER TOWED CABLE FERRY SYSTEM AND GUIDANCE MECHANISM”, SINGAPORE PATENT NO. 176618 GRANTED 23 DECEMBER 2015, UNDER SINGAPORE APPLICATION NO. 201108860-6 FILED 5 DECEMBER 2010

[61]. T. Ozkul EPO Patent No: 2715245 (METHOD AND APPARATUS FOR SCULPTING PARABOLIC SHAPE) Granted April 7, 2016. Date of Filing 21.05.12 Priority claimed 26.05.11