MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete...

88
T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ÖNCESİ VE SONRASI ANKSİYETE VE DEPRESYON DÜZEYİ DR. MÜNEVVER TÜNEL UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI PROF. DR. YUNUS EMRE EVLİCE ADANA-2011

Transcript of MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete...

Page 1: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ

ÖNCESİ VE SONRASI ANKSİYETE VE DEPRESYON

DÜZEYİ

DR. MÜNEVVER TÜNEL

UZMANLIK TEZİ

TEZ DANIŞMANI

PROF. DR. YUNUS EMRE EVLİCE

ADANA-2011

Page 2: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ

ÖNCESİ VE SONRASI ANKSİYETE VE DEPRESYON

DÜZEYİ

DR. MÜNEVVER TÜNEL

UZMANLIK TEZİ

TEZ DANIŞMANI

PROF. DR. YUNUS EMRE EVLİCE

ADANA-2011

Page 3: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

I

TEŞEKKÜR

Tezimin hazırlanmasında ve uzmanlık eğitimim süresince bana yardımcı olan

Prof. Dr. Yunus Emre EVLİCE’ye, tezimin düzenlenmesinde ve istatistiksel

işlemlerdeki katkılarından dolayı Prof. Dr. Lut TAMAM’a, uzmanlık eğitimime katkıda

bulunan Prof. Dr. Bekir Aydın LEVENT’e, Prof. Dr. Nurgül ÖZPOYRAZ’a, Doç. Dr.

Şükrü UĞUZ’a, Yrd. Doç. Dr. Gonca KARAKUŞ’a ve tüm çalışma arkadaşlarıma,

Tez çalışmamın yürütülmesindeki desteklerinden dolayı Genel Cerrahi A.D

öğretim üyesi Doç. Dr. Gürhan SAKMAN’a, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi A.D ve

Nöroloji A.D öğretim üyelerine,

Eşim Dr. Hüseyin Ali TÜNEL’e ve biricik kızım İdil’e teşekkür ederim.

Page 4: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

II

İÇİNDEKİLER

Sayfa No TEŞEKKÜR……………………………………………………………... I İÇİNDEKİLER………………………………………………………… II TABLO LİSTESİ………………………………………………………. IV KISALTMA LİSTESİ…………………………………………………. V ÖZET VE ANAHTAR SÖZCÜKLER………………………………… VI ABSTRACT-KEYWORDS……………………………………………. VII 1. GİRİŞ………………………………………………………………… 1 2. GENEL BİLGİLER………………………………………………… 3

2.1. Meme Kanserinin Epidemiyolojisi…………………………… 3 2.2. Meme Kanserinin Morfolojisi ve Patolojisi…………………. 5

2.2.1. İnvaziv Meme Kanseri Tipleri ve Sıklığı……………….. 5 2.3. Kansere Karşı Gelişen Psikolojik Tepkiler…………………. 5

2.3.1. Tanı Aşaması……………………………………………... 6 2.3.2. Tedavi Aşaması…………………………………………... 8 2.3.3. Tedavi Sonrası…………………………………………… 9

2.4. Meme Kanseri Olan Kadınlarda Psikososyal Sorunlar ve Uyumu Etkileyen Faktörler………………………………… 9 2.4.1. Psikolojik Sorunlar……………………………………… 9 2.4.2. Fiziksel Uyum Sorunları………………………………… 10 2.4.3. Aile ve Sosyal Yaşamla İlgili Sorunlar…………………. 10

2.4.4. Mesleki ve Ekonomik Sorunlar…………………………. 11 2.5. Memenin Kadındaki Önemi………………………………….. 12

2.6. Cerrahi Tedavi Seçenekleri…………………………………… 13 2.7. Kanserli Hastalarda Psikiyatrik Bozuklukların Epidemiyolojisi………………………………………….. ……… 13 2.7.1 Uyum Bozukluğu…………………………………………. 14 2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu………………………………… 15 2.7.2.2. Diğer Anksiyete Bozuklukları…………………… 15 2.7.2.3. Genel Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu……………………………. 16 2.7.2.4. Kanser Hastalarında İlaca Bağlı Anksiyete Bozukluğu……………………………. 16 2.7.3. Depresif Bozukluk……………………………………….. 16 2.7.4. Yorgunluk………………………………………………... 19 2.7.5. Uyku Bozuklukları…………………………………….... 19 2.7.6. Organik Ruhsal Bozukluklar (Deliryum)……………… 20 2.7.7. Öz Kıyım………………………………………………….. 21 2.7.8. Kanser Tedavisine Bağlı Psikiyatrik Belirtiler………… 22 3. GEREÇ VE YÖNTEM……………………………………………… 24 3.1. Çalışma Grubu………………………………………………… 24

3.2. Yöntem………………………………………………………… 24 3.3. Kullanılan Ölçekler……………………………………………. 25

Page 5: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

III

3.3.1. Sosyodemografik Veri Toplama Formu……………….. 25 3.3.2. Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D)…………………. 25 3.3.3. Hamilton Anksiyete Ölçeği (HAM-A)………………….. 25 3.3.4. Durumluk- Sürekli Kaygı Envanteri (STAI)………….. 26 3.3.5. DSM-IV Eksen I Tanıları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme Ölçeği (SCID-I)………………. 26 3.4. İstatistik………………………………………………………… 26 4. BULGULAR…………………………………………………………. 27 5. TARTIŞMA…………………………………………………………… 42 6. SONUÇ VE ÖNERİLER……………………………………………. 50 7. KAYNAKLAR……………………………………………………….. 51 8. EKLER……………………………………………………………….. 67 EK-1……………………………………………………………… 67 EK-2……………………………………………………………… 70 EK-3……………………………………………………………… 73 EK-4……………………………………………………………… 77 9. ÖZGEÇMİŞ..………………………………………………………… 79

Page 6: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

IV

TABLO LİSTESİ

Tablo No Sayfa No

1. Hastaların Sosyodemografik Verileri…………………..…… 28

2. Hastaların Klinik Verileri……………………………………. 29

3. Cerrahi Öncesi ve Sonrası Hamilton

Depresyon ve Anksiyete Ölçekleri Ortalama Değerleri……… 30

4. Cerrahi Öncesi ve Sonrası

Durumluk ve Süreklilik Kaygı Puanları……………………… 31

5. Hastaların Hastalık Tanısı ile İlgili Düşünceleri……………… 32

6. Hastalığa İlişkin Duyguları Sonucunda Hastalarda

Ortaya Çıkan Durumlar……………………………………… 34

7. Uygulanan Tedavilere Göre Hamilton Depresyon,

Anksiyete, Durumluk ve Süreklilik Anksiyete Puanları……. 36

8. Menapoz, Yaş ve Hastalık Evresine Göre

Hamilton Depresyon, Anksiyete, Durumluk ve

Süreklilik Anksiyete Puanları………………………………… 38

9. Ailede Psikiyatrik Hastalık, Meme Kanseri ve

Geçirilmiş Psikiyatrik Hastalık Öyküsü Varlığına Göre

Hamilton Depresyon, Anksiyete, Durumluk ve

Süreklilik Anksiyete Puanları………………………………… 40

10. Cerrahi Öncesi, Cerrahi Sonrası Erken ve Geç

Dönemlerde Depresyon ve Anksiyete Varlığı………………… 41

Page 7: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

V

KISALTMA LİSTESİ

HAM-D : Hamilton Depresyon Ölçeği

HAM-A : Hamilton Anksiyete Ölçeği

STAI-1 : Durumluk Kaygı Ölçeği

STAI-2 : Süreklilik Kaygı Ölçeği

HAD : Hastane Anksiyete Depresyon Ölçeği

SNRI : Serotonin Noradrenalin Reuptake Inhibitors

SSRI : Selective Serotonin Reuptake İnhibitors

ASB : Akut Stres Bozukluğu

PTSB : Post Travmatik Stres Bozukluğu

YAB : Yaygın Anksiyete Bozukluğu

MDB : Majör Depresif Bozukluk

DSM-IV : Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fourt Edition

Page 8: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

VI

ÖZET

Meme Kanserli Hastalarda Cerrahi Tedavi Öncesi ve Sonrası Anksiyete ve Depresyon Düzeyi

Amaç: Meme kanserli hastaların cerrahi tedavi öncesi, cerrahi tedavi sonrası

erken ve geç dönem anksiyete, depresyon düzeyini değerlendirmektir. Yöntem: Yeni tanı almış meme kanserli 34 kadında gerçekleştirilen ileriye

dönük bir çalışmadır. Hastaların anksiyete ve depresyon düzeyleri cerrahi tedavi öncesi, cerrahi tedavi sonrası erken (1-3 ay) ve geç dönem (9-12 ay) olmak üzere üç kez değerlendirildi. Verilerin toplanmasında, Sosyodemografik veri formu, Psikiyatrik Hastalıkların Tanı ve Sınıflandırılması El kitabı-IV’e göre eksen I bozuklukları için yapılandırılmış Klinik Görüşme Ölçeği, Durumluk/Sürekli Kaygı Envanteri, Ruhsal Belirti Tarama Listesi, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği, Hamilton Anksiyete Derecelendirme Ölçeği kullanıldı.

Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 47,76±11,72 yıldır. Hastaların %82,4’ü kemoterapi, %41,2’ si radyoterapi aldı. Cerrahi tedavi olarak hastaların %91,2’sine mastektomi, %8,8’ ine lumpektomi yapıldı. Cerrahi tedavi öncesi anksiyete ve depresyon düzeylerinin, tedavi sonrası erken ve geç dönemden daha yüksek, tedavi sonrası erken dönemdeki anksiyete ve depresyon düzeylerinin de, tedavi sonrası geç dönemden daha yüksek olduğu saptandı. Kemoterapi alan grupta, almayan gruba göre; Hamilton depresyon (2. ve 3. vizitte), Hamilton anksiyete (3. vizit), durumluk kaygı (3. vizit), süreklilik kaygı (2. vizitte)ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı yükseklik vardı(p<0,05). Mensturasyonu olanlarla olmayan grup karşılaştırıldığında; menstruasyonu olanlarda, 1. vizitte durumluk kaygı ölçeğinde istatistiksel olarak anlamlı bir yükseklik saptandı (p<0,05). Hastaların%17,6’sında ailede ruhsal hastalık ve meme kanseri öyküsü vardı. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan grupta (%17,6) durumluk ve süreklilik kaygı ölçeklerinde 1. ve 2. vizitte istatistiksel olarak anlamlı bir yükseklik saptandı. Radyoterapi alan grupla almayan, 40yaş≤ ve 40yaş> grup, lumpektomi ve mastektomi yapılan gruplar karşılaştırıldığında anksiyete ve depresyon düzeyleri arasında anlamlı bir fark yoktu. Sonuç: Hastaların anksiyete ve depresyon düzeyleri zaman içerisinde azalsa da tanıdan itibaren ve tedavi sürecinde saptanan oranlar, hastaların psikiyatrik yardıma ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: Meme kanseri, anksiyete, depresyon

Page 9: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

VII

ABSTRACT

Anxiety and Depression Levels In Patients With Breast Cancer Before and After Surgical Treatment

Objective: The purpose of this study is to evaluate the level of depression and

anxiety at before, early and late phase of surgical treatment in patients with breast cancer.

Method: This is a prospective study performed with 34 women who had newly diagnosed breast cancer. Depression and anxiety level of patients were assessed before, early (1-3th month) and late (9-12th month) phase of surgical treatment. Socio-demographic data form, Clinical Interview Scale structured for Axis-I disorders according to Manual of Diagnosis and Classification of Psychiatric Diseases-IV, State and Continuity Anxiety Inventory, Psychological Symptom Checklist, Hamilton Depression and Anxiety Graduation Scale were used for the collection of data.

Results: The average age was 47,76±11,72 years. Chemotherapy and radiotherapy were administered to the patients in proportion to 82,4% and 41,2% respectively. Mastectomy and lumpectomy was performed to 91,2% and 8,8% of patients, respectively. Anxiety and depression levels before surgical treatment were higher than levels of early and late period after surgical treatment. Also, anxiety and depression levels of early period after surgical treatment were higher than late period of surgical treatment. Statistically important height could be detected in patients whom administered chemotherapy with respect to Hamilton Depression (2th and 3th visit), Hamilton Anxiety (3th visit), State Anxiety (3th visit) and Coninuity Anxiety (2th visit) scales (p<0,05). Statistically important height was detected in State Anxiety Scale at first visit in patients who had mensturation by comparison with who did not have mensturation (p<0,05). 17,6% of patients had family history of psychiatric disorders and breast cancer. Statistically important height was detected at State and Continuity Anxiety Scale between first and second visit in patient with family history of breast cancer (p<0,05). There was no statistically important differences between the anxiety and depression levels in comparison groups of applied and non-applied radiotherapy, under and over age of 40, performed lumpectomy and mastectomy.

Conclusion: Also, anxiety and depression levels of patients decrease in the course of time, detected rates from diagnosis and during the treatment showed that the patients were in needed of psychiatric support.

Key vords: Breast cancer, anxiety, depression

Page 10: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

1

1. GİRİŞ

Günümüz tıbbının ve insanın en önemli ve güncel sorunlarından olan kanser

fiziksel bir hastalık olduğu gibi ruhsal ve psikososyal bileşenleri de olan bir sorundur1.

Günlük yaşantının içerisinde ‘’kanser’’ kelimesi bile başlı başına olumsuzlukları

çağrıştırır. Kanser olma olasılığı olan ya da tanısı alan kişilerde ise olumsuz duygu ve

düşüncelerin gelişmesi neredeyse kaçınılmazdır. Kanser; korku, umutsuzluk, suçluluk,

çaresizlik, terk edilme düşünceleriyle bir yıkım gibi algılanır ve kişinin psikolojik

dengesinde krize neden olur. Kanserin oluşumunda davranışsal faktörlerin rolü olduğu

gibi kanser hastalarındaki çeşitli nörofizyolojik ve algısal psikolojik etkenlerden dolayı

psikiyatrik komplikasyonlar gelişir. Bu kişilerde ortaya çıkan psikiyatrik komplikasyon

ve psikolojik krizler hastanın uyum ve yaşam kalitesini bozmanın ötesinde hastalığın

seyrini ve tedaviye cevabını olumsuz etkilemektedir2.

1800’lü yıllarda kanser de enfeksiyöz hastalıklar gibi bulaşma riski olan bir

hastalık olarak algılanmaktaydı. O dönemlerde ölüme karşı en yaygın tutum kaderci

kabullenme olup, hekimin işlevi hastanın rahatlatılması ile sınırlıydı.1930’lu yıllarda

kanserde erken tanı ve radikal cerrahi girişimler dikkat çekmektedir. Aynı dönemde

genel hastanelerde psikiyatri servisleri yaygınlaşmaya başlamıştır2. 1940‘lı yıllarda

psikosomatik tıp anlayışı ile yeni ufuklar açılmış ve kansere yatkın kişilik, yaşam

olaylarının kanser gelişimindeki etkilerine yönelik araştırmalar hızlanmıştır. Takiben,

1950’li yıllarda kemoterapide gelişmelerin sağlanması kansere ilişkin tutum ve

beklentileri önemli boyutta etkilemiştir. Bu yıllarda kanserde psikolojik tepkilere ilişkin

ilk çalışmalar dikkati çekmiş, kansere ilişkin ‘’ sessiz tutum’’ sorgulanmaya başlamıştır.

1970’li yıllardan itibaren de psikoonkoloji yavaş yavaş ortaya çıkmıştır3. Kanserin

hasta, aile ve tedavi ekibi üzerindeki psikolojik etkilerini, psikolojik ve davranışsal

faktörlerin kanser risk ve seyrindeki etkilerini araştıran ve kanser hastalarına psikolojik

tıp hizmetlerini sunan, psikiyatrik tıp şemsiyesi içinde kanser psikiyatrisini temsil eden

psikoonkoloji disiplini insan sağlığına ve varoluşuna ilişkin tüm çabaları gündeme

getirir2.

Son yıllarda kanserin tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler olmasına karşın

istatistikler, kanser sıklığının ve kansere bağlı ölümlerin zamanla yükseldiğini

göstermektedir. Kanser özellikle gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin %25’ini oluşturmakta

Page 11: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

2

ve tüm ölüm nedenleri arasında iskemik kalp hastalığından sonra ikinci sırada yer

almaktadır4.

Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser olmasının yanı sıra, dişiliği ve

cinselliği sembolize eden organa karşı tehdit oluşturmasından dolayı, bu güne kadar

kanserler arasında ruhsal ve psikososyal yönleri açısından en çok araştırılan kanser türü

olmuştur5,6.

Biz bu çalışmada, hastanemiz Genel Cerrahi polikliniğine başvuran yeni tanı

almış meme kanseri hastalarında ameliyat öncesi dönemde ve ameliyat sonrası erken ve

geç dönemde ortaya çıkan anksiyete ve depresyon düzeyini araştırmayı amaçladık.

Page 12: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

3

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Meme Kanserinin Epidemiyolojisi

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser tipidir. Kadınlarda görülen tüm

kanserlerin %33’ünden ve kanserle ilişkili ölümlerin %20’inden sorumludur. Kansere

bağlı ölümlerde ise akciğer kanserinden sonra 2. sırada gelmektedir7. Yıllar içerisinde

meme kanseri görülme sıklığında artış olmakla birlikte erken tanı ve tedavi

yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde mortalite oranlarında düşüş görülmektedir. Sağlık

Bakanlığı’nın verileri incelendiğinde Türkiye’de meme kanseri insidansının kadınlar

arasında %35 oranında olduğu görülmektedir8.

Meme kanserinin etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir ancak genetik, çevresel,

hormonal, psikososyal etkenlerin rol aldığı kabul görmektedir. Meme kanseri

gelişiminde önemli risk faktörleri vardır. Bu risk faktörlerine demografik özellikler

açısından bakıldığında kadın cinsiyeti en büyük risk faktörüdür ve 100 kat artmış riski

ifade eder. Kadın cinsiyeti kadar yaşın ilerlemesi de en önemli risk faktörlerinden

biridir. Günümüzde bir kadının hayat boyu riski noninvazif meme kanseri açısından

6’da1 ve invazif meme kanseri bakımından 8’de 1’dir. Bu riskin büyük bölümü yaşın

ilerlemesi ile ortaya çıkar. Sağlık Bakanlığı’nın verileri ve Meme Hastalıkları

Dernekleri Federasyonu’nun veri tabanındaki olgular incelendiğinde ülkemizin

batısında meme kanseri insidansının doğusuna oranla yaklaşık 2 kat fazla olduğu

görülmektedir. Ülkenin batısı ile doğusu arasındaki sıklık farkının, Türkiye’nin batı

bölgelerindeki yaşam tarzının batı toplumlarındakine benzerliğinden kaynaklandığı

düşünülmektedir9.

Östrojen hormonuna maruz kalınan süreni uzun olması (12 yaşından önce

menarş ve 55 yaşından sonra menapoz gibi) meme kanseri gelişme riskinde artışla

ilişkilidir. Östrojene maruz kalınan sürenin kısalmasının ise koruyucu olduğu

düşünülmektedir. Tam dönem gebelikle ilişkili olan meme epitelinin terminal

diferansiasyonu da koruyucudur, dolayısıyla ilk canlı doğumun daha ileri yaşta

yapılması ve hiç doğum yapmamış olmak meme kanseri riskinde artışla ilişkilidir. Hiç

doğum yapmamış olmak meme kanseri rölatif riskinde 1,2-1,7 kat artışa neden olur10.

Aile öyküsünün varlığı da meme kanseri açısından önemli bir risk faktörüdür.

Birinci derece akraba bir kişide meme kanseri olması, meme kanseri riskini 1.80 kat

Page 13: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

4

artırır. İki tane birinci derece akraba varlığında ise bu risk 2,9 kat artar. Meme kanserine

yakalanmış olan akraba 30 yaşından önce tanı almış ise risk 2,9 kat, 60 yaşından sonra

tanı konmuş ise risk 1,5 kat artar11. Meme kanseri olgularının %5-10’unun ailesel

olduğu bilinmektedir12,13. Kalıtsal meme kanseri ile ilişkili çeşitli genler tanımlanmıştır.

Bu genler içinde en önemlileri, HBOC Sendromundan sorumlu BRCA1/BRCA2,

LiFraumeni Sendromundan sorumlu TP53 ve Cowden Sendromundan sorumlu PTEN

genleridir11,12.

Çevresel faktörlerin meme kanseri gelişimindeki risklerine bakıldığında;

özellikle 10-14 yaş arasında, memenin aktif olarak geliştiği dönemde, radyasyona

maruz kalma, meme kanseri riskini artırmaktadır. Hayatın ilk üç on yılında toraks

bölgesine yapılan, terapötik radyoterapi işlemi de aynı şekilde meme kanseri riskini

artırmaktadır14. Yüksek sosyoekonomik düzey de meme kanseri gelişimi açısından 2 kat

artmış riski ifade eder. Ancak bu durum bağımsız bir risk faktörü olarak

değerlendirilmez; reprodüktif alışkanlıklardaki değişiklik nedeniyle ortaya çıktığı

düşünülür15.

Epidemiyolojik çalışmalarda oral kontraseptif kullanımı ile meme kanseri riski

arasında bir ilişki gösterilememiştir. Geniş katılımlı bir çalışmada 1,24’lük bir rölatif

risk artışı gösterilmiş olmakla birlikte yakın tarihli iki çalışmada da bu ilişki ortaya

konamamıştır16,17,18. Hormon Replasman Tedavisi (HRT) alan kadınlarda ise verilen

tedavinin tipinden ve yönteminden bağımsız olarak meme kanserine yakalanma riskinin

arttığı ortaya konmuştur19,20.

Alkol kullanan kadınlarda meme kanserine yakalanma riskinin nispeten arttığı

ifade edilmektedir21. Yakın geçmişte yapılan bir çalışmada artmış alkol alımının

östrojen reseptör pozitif meme kanseri gelişiminde etkili olduğu gösterilmiştir22. Aşırı

kilolu kadınlarda postmenapozal meme kanseri daha sık görülmektedir23.

Proliferatif meme lezyonlarından özellikle sitolojik atipi içerenler hem

noninvazif hem de invazif meme kanseri için risk faktörüdürler. Atipi içermeyen bir

proliferatif lezyonda (kompleks fibroadenom, sklerozan adenozis, intraduktal papillom)

hafif bir artış söz konusu iken; atipi içeren proliferatif lezyonlarda (atipik lobular

hiperplazi, atipik duktal hiperplazi) risk daha yüksektir. Atipi multifokal olduğunda ise

risk 10 kat artar24.

Page 14: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

5

Kişisel meme kanseri öyküsü (invazif veya in situ meme kanseri öyküsü)

kontralateral memede invazif kanser gelişme riskini artırır. In situ lezyonlarda

kontralateral invasif meme kanseri riski 10-yıllık %5’dir25. İnvazif meme kanseri

olanlarda ise kontralateral meme kanseri gelişme riski premenopozal kadınlarda yıllık

%1 ve postmenopozal kadınlarda yıllık % 0,5 artar.

Dens meme yapısı da bağımsız bir faktör olarak artmış meme kanseri riski ile

ilişkilidir. Mamografik olarak dens meme yapısına sahip olan kadınlarda riskin 4-5 kat

artmış olduğu düşünülür26,27.

2.2. Meme Kanserinin Morfolojisi ve Patolojisi

Meme kanseri en sık meme üst dış kadrandan gelişir. Tümörlerin % 90’ ının

geniş veya küçük çaplı duktal sistem epitelinden geliştiği bilinmektedir. Geri kalan

%10’ u ise lobüler karsinom ve sarkomlar oluşturur. En sık görülen patolojik tip, meme

kanserlerinin yaklaşık % 75’ini oluşturan invaziv duktal karsinomdur28.

2.2.1. İnvaziv Meme Kanseri Tipleri ve Sıklığı:

1. İnfiltratif duktal karsinom %67,9

2. Lobuler karsinom %6,3

3. Medüller karsinom %2,8

4. Müsinöz adenokarsinom %2,2

5. Komedekarsinom %1,4

6. Paget hastalığı %1,1

2.3. Kansere Karşı Gelişen Psikolojik Tepkiler

Kanser hastalarının hepsinde psikiyatrik bozukluk ortaya çıktığı düşüncesi de,

tüm tepkilerin “normal” olarak kabul edilmesi gerektiği düşüncesi de yanlıştır.

Hastanın duygusal ve davranışsal tepkileri, beklenen ya da normal kabul edilebilecek

sınırları aşınca psikiyatrik ve psikososyal sorunlar ortaya çıkar.

Kansere gelişen tepkilerde;

1. Kanserin özelliklerine

2. Hastanın kişisel özelliklerine

3. Psikososyal çevreye göre farklılıklar söz konusudur.

Page 15: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

6

Kanser hastaları tanı, tedavi ve terminal dönemlerde çeşitli ve değişik duygusal,

davranışsal tepkiler geliştirirler. Bu tepkilerin bir kısmı normal ve hatta uyuma

yöneliktir. Bu tür tepkiler tedavi ekibince anlayışla karşılanmalı ve destek görmelidir.

Bozuk ve uyumu bozan tepkiler ise psikiyatrik değerlendirme ve tedavi gerektirir.

Hastalığın değişik evrelerine göre bu tepkileri tanı, tedavi, tedavi sonrası dönemlere

göre ele almak doğru olacaktır2.

2.3.1. Tanı Aşaması

Kanser tanısı sonrası ortaya çıkan tepkiler kişiden kişiye farklılık gösterir. İlk

aşamada en yaygın tepki “şoke olma” ve “inanmamadır”. Şok tepkisi ile kişi kendi

bedenine yabancılaşır, gelecek yatırımları tehdit altındadır, yaşam krizi içindedir. Bu

aşamada en yaygın tepki yadsımadır. Gerçeğin hemen yadsınması, katlanılması çok güç,

bazıları için imkansız olan gerçeğin yarattığı kaygı, panik ve çaresizlik duygularına

karşı geliştirilen bir savunmadır. Bir anlamda, gerçeği reddederek, olmamış kabul

ederek hasta, kendini baş edemediği bir kaygıdan korur. Bu nedenle çoğu hastada

psikolojik açıdan önceden hazırlanması, sosyal ve duygusal desteğin sağlanarak yavaş

yavaş söylenmesi daha doğru olabilir. Ardından kızgınlık ve depresyon gelişir. Hastanın

kızgınlık ve isyanını ifade edememesi, depresyon gelişim riskini arttırır2.

Elisabeth Kübler Ross, kanserde psikolojik aşamaları hastanın kanser tanısını

nasıl karşıladığından, izleyen tepkilerin sürecine dek 5 aşamada tanımlamıştır29.

1. Yadsıma: Kanserin ölümle sonuçlanacağına inanan ve bu tanıyı öğrenen hastada

şoktan sonra sıklıkla yadsıma gelişir. Hastaların çoğunda ilk uyuşukluk hissi yok

olmaya başladığında ve yeniden kendisini toparlamaya başladığında ‘’ Hayır bu bana

olamaz, bu doğru değil’’ şeklinde dile getirilir. Yadsıma benlik için tehdit ve tehlike

oluşturabilecek, kabullenilemeyecek bir olayın bilinçdışına atılması, yok sayılmasıdır.

Hasta kendisini iyi hissettiğini, böyle bir hastalığının olmadığını, başvurduğu doktor

veya sağlık kurumunun yanlış yapmış olabileceğini, yetersiz olduklarını öne sürebilir.

Başlangıçtaki bu yadsıma durumu, hastalığı daha en başından itibaren bilenler açısından

olduğu kadar, açıkça bilgilendirilmeyen ve bu sonucu kendi başlarına çıkaranlar

açısından da geçerlidir. Neredeyse hastaların tümü yalnızca hastalığın ilk evrelerinde

veya gerçeği öğrendikten sonra değil, ara ara sonraki dönemlerde de yadsımaa, en

azından kısmi yadsımaya başvurur29. Kişiye göre birkaç saatten, birkaç gün hatta

Page 16: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

7

haftaya kadar uzayabilir. Bu aşamada hastaya zaman tanımalı, umut yaratabilecek

olumlu mesajlar verilmeli, tedavi olasılık ve seçenekleri anlatılmalı, duygusal ve ailevi

desteği sağlanmalıdır. Bazı yazarlar, kanser belirtileri ortaya çıkmasına rağmen doktora

başvurmayı ihmal eden, geciktiren veya tanısını öğrenmesine rağmen oldukça sakin

olan, anksiyete duymayan hastaların da yadsıma mekanizmasını kullandıklarını öne

sürmektedir.

Yadsıma mekanizmasının hastayı yüksek derecede anksiyete ve panikten

koruma, depresyona girmesini engelleme, bunlarla baş etmek için kullanılacak enerjiyi

tedavi için saklama gibi avantajları vardır. Ancak kişinin gerçeği değerlendirmesini

bozacak, gerekli girişimleri ve tedaviyi kabul ettirmeyecek, geciktirecek düzeyde ise

zararlıdır.

2. Öfke: Hasta yadsıma dönemini atlatıp ciddi bir hastalığının olduğunu kabullendiği

zaman bir başkaldırma, haset, içerleme dönemine girer. Bu hastalığın niye kendine

geldiğini sorgular. “Niye ben, neden o değil” gibi isyan duyguları görülür. Hasta bu

dönemde başını nereye çevirirse çevirsin, yalnızca kendini mutsuz eden şeyler

görecektir. Öfke ve kızgınlık kendisine olabileceği gibi ailesine, arkadaşlarına ve tedavi

ekibine veya Tanrıya karşı da olabilir. Yadsıma evresinin tersine öfke evresi aile ve

tedavi ekibi açısından başa çıkması çok güç bir evredir. Bunun nedeni öfkenin her yöne

yöneltilmesi ve çevreye zaman zaman neredeyse rastgele biçimde yansıtılmasıdır.

Buradaki sorun pek az kişinin kendini hastanın yerine koyması ve bu öfkenin nereden

geldiğini anlamaya çalışmasıdır. Aile veya sağlık personeli bu öfkeyi kişisel olarak

algıladıklarında, onlarında tepkileri giderek öfkeli hale gelir; bu da yalnızca hastanın

düşmanca davranışlarını pekiştirmeye yarar29. Hastanın kızgınlık ve isyanını ifade

edememesi depresyon gelişim riskini arttırır. Bu dönemde kaygı, yemeden- içmeden

kesilme, dikkat dağınıklığı ve huzursuzluk beklenen tepkilerdir.

3. Pazarlık dönemi: Hastalığını kabul eden ve ilk tepkileri yatışan hasta bu dönemde

kendini iyileşme yönünde şartlandırır. Tedaviye uyum, çaba gösterme dönemidir. Eğer

ilk dönemde üzücü gerçeklerle yüzleşilemedi ise ve ikinci evrede insanlara ve Tanrıya

öfkelenildiyse, belki de kaçınılmaz olayı ertelemek için bir tür anlaşma yapılabilir. Bu

anlaşmalar genelde Tanrıyla yapılır. “Eğer Tanrı bizi bu dünyadan almaya karar

verdiyse ve öfkeli yakarışlara yanıt vermiyorsa, belki de iyilikle istersek daha olumlu

davranabilir.”29. Bu dönemde hasta, ev almak, ailesine belirli bir ekonomik birikim

Page 17: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

8

bırakmak, çocuklarının mezuniyet ve düğünlerini görebilmek gibi maddi ve manevi

yatırımlarının sonuçlarını alabileceği zamanı elde etme arayışındadır. Hastalığı ile ilgili

daha çok bilgi edinmek, umut veren gelişmeleri izlemek, durumu iyi olan hastaları

örnek almak, tedaviye uyum ve işbirliği bu dönemin özelliklerindendir. Bu dönem

Green’ in ‘’savaşma ruhu’’ diye adlandırdığı dönemdir30.

4. Depresyon: Uzun süren kontroller, incelemeler ve bunların sonuçlarının beklenmesi,

organ kaybı, hastalığın tekrar etme korkusu, hayat kalitesinin düşmesi gibi nedenlerden

ötürü depresyon gelişir. Hastaya uygulanan kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi

yöntemleri de depresyon gelişiminde rol oynar. Enerji kaybı, halsizlik, yeteneklerin

kısıtlanması, yararlılık duygusunun azalması da bu durumu destekler2.

5. Kabullenme: Bu dönem hastalar tarafından ‘’Evet, ben… ve hazırım ‘’ şeklinde

ifade edilir. Hastanın ne öfkeli nede üzüntülü olduğu gözlenir. Kübler-Ros bu dönemi

duygusal boşluk dönemi olarak tanımlamıştır. Sanki ağrı yok olmuştur, savaş bitmiştir.

“Uzun yolculuktan önceki son istirahat” zamanıdır. Bu ayrıca hastadan çok ailenin daha

fazla yardım, anlayış ve desteğe gerek duyduğu zamandır. Bu dönemdeki hastalar

genelde yalnız bırakılmak ister ya da en azından dış dünyanın haber ve sorunlarıyla

rahatsız edilmek istemez. Genellikle ziyaretçiden hoşlanmaz ve gelirlerse de pek

konuşmaz. Artık televizyon kapanmıştır. İletişim sözelden sözel olmayana kaymıştır29.

Çevresiyle ilişkisini kesme eğilimi olan hasta desteklenmeli ve kendini terk edilmiş

olarak hissetmesi önlenmelidir.

Kanser tanısı alan hastalar bu dönemleri sırasıyla yaşayabileceği gibi, dönemler

iç içe olabilir veya kimi dönemler yaşanmayabilir.

2.3.2. Tedavi Aşaması

Cerrahi girişimler hastalarda kaygı ve özürlülük duygusu yaratır, ancak birçok

hastada, hastalığın yaşamı tehdit edici boyutuna ilişkin endişeleri ön planda olduğu için,

beden imgesi ve dış görünüme ilişkin endişeler ikinci planda kalır. Bu endişelerin çok

yoğun olduğu hastalar ise, cerrahi girişimi ertelemeye ve cerrahi dışı yöntemler aramaya

yönelirler. Bu hastalarda cerrahi yöntem uygulanınca ameliyat sonrası depresyon

gelişme riski yüksektir. Bazen yas ve kayıp tepkileri gelişir. Bu tepkinin şiddeti,

hastanın beden bölgelerine ilişkin yaşadığı duygusal ve sembolik anlamla ilişkilidir.

Page 18: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

9

Radyoterapi uygulaması yeni kaygı ve korkuları yaratır. Kemoterapi ve

infeksiyon riskinden dolayı gereken zorunlu izolasyon psikolojik durumu daha da

kötüleştirir2.

2.3.3. Tedavi Sonrası

Tedavi sonrası aşamada, nüks endişesi ve uyum güçlükleri ön plandadır. Yeni

bir nüksün ortaya çıkması; kanser tanısı aldığı dönemdeki, hatta daha şiddetli tepkiler ve

en sıklıkla uykusuzluk, iştahsızlık, yerinde duramama, kaygı, umutsuzluk ile belirgin

depresyon ortaya çıkar. Hastanın her aşamada bilgilendirilmesi, her türden soru ve

kaygıları ifade etmesi için cesaretlendirilmesi gerekir2.

2.4. Meme Kanseri Olan Kadınlarda Psikososyal Sorunlar ve Uyumu Etkileyen

Faktörler

Tedavi yöntemlerindeki değişimlerin sonucu olarak meme kanseri ile uğraşan

kadın için sosyokültürel iklim geniş ölçüde değişmiştir. Önceki yıllarda kadınların

karşılaştıkları problemler ile bugün karşılaştıkları problemler farklıdır ancak eşit

derecede zorlayıcıdır. Meme kanserinin ve tedavisinin psikososyal etkileriyle ilgili

yayınlanmış çalışmalar incelendiğinde psikososyal etkilerin üç geniş alanda toplandığı

görülmektedir2.

1. Psikolojik bozukluklar

2. Yaşam biçiminde yaptığı değişimler

3. Korkular ve endişeler

2.4.1. Psikolojik Sorunlar

Meme kanseri tanı ve tedavisinin hastalarda anksiyete, depresyon, öfke, gelecek

hakkında belirsizlik, umutsuzluk, çaresizlik, kanserin tekrarlayacağı korkusu, benlik

saygısının azalması, beden imgesinin bozulması, dişilik özelliklerini kaybetme korkusu

ve olum korkusu gibi psikolojik sorunlara neden olabilmektedir31,32,33.

Page 19: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

10

2.4.2. Fiziksel Uyum Sorunları

Kanserde uygulanan çeşitli tedaviler, ağır fiziksel yan etkilere neden olmakta,

bireyin fiziksel iyilik halini etkilemekte ve yaşam kalitesini azaltmaktadır34. Tedavilerin

yol açtığı yan etkiler içinde enerji kaybı, yorgunluk, ağrı, bulantı ve kusma, hormonal

değişimler, uyku problemleri en sık karşılaşılan sorunlar olup, hastaların günlük yaşam

fonksiyonlarını olumsuz olarak etkilemektedir35,36. Fiziksel bulguların uzun süre devam

etmesi hastalarda psikososyal sorunlara neden olmaktadır. Meme kanseri, ileri yaş

grubundaki kadınları fiziksel fonksiyon görme, bağımsızlık ve diğer tıbbi hastalıklar

yönünden daha fazla etkilemektedir.

2.4.3. Aile ve Sosyal Yaşamla İlgili Sorunlar

Meme kanseri aile üyeleri, ev ve sosyal yaşamla ilgili rol ve sorumluluklar

üzerinde olumsuz psikososyal etkilere sahiptir. Kanser tanısının şoku, hasta, aile ve

diğer bireyler arasındaki iletişim ve etkileşimde değişikliklere neden olabilmektedir. Bu

süreçte bazı hastalar, aile üyeleri ve diğer bireylerle daha yakın ilişkiler geliştirirken,

bazı hastalar da kişiler arası ilişkilerden kaçınabilmektedir. Belirsizlik ve korku, sıklıkla

hastaların sosyal destek gereksinimlerinde artışa neden olmaktadır. Ancak uzun bir

tedavi surecinde hastalar, çoğu zaman sosyal ilişkilerini devam ettirmek için gerekli

enerjiyi bulmakta zorlanmakta ve en çok gereksinim duyduklarında da gerekli

desteklerden yoksun kalabilmektedirler. Öte yandan kadınlar evlilik ilişkilerinin

tehlikeye gireceği ve eşleriyle duygusal ilişkilerinin kopacağı gibi korku ve kaygılar da

yaşayabilmektedirler32,37, 38, 39. Meme kanserli kadınların yakınları da sıklıkla anksiyete,

belirsizlik, çaresizlik gibi psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Bu süreçte eşlerin yaşadığı

sorunların nedeni, genellikle evle ilgili rol ve sorumlulukların değişmesi ve hasta eşin

duygusal sorunları karşısında hissedilen yetersizlik ve çaresizlik duygularıdır. Aynı

zamanda çocuklar, gelişimsel düzeylerine bağlı olarak farklı korku ve kaygılara sahip

olabilmekte ve bu zorlu süreçten hassasiyetleri nedeniyle kolayca etkilenebilmektedir.

Meme kanserinin aile üyelerinde yarattığı diğer bir kaygı ise, hastalığın kalıtsal

özellik taşımasıdır. Genetik yatkınlıktan dolayı, meme kanserinin ailedeki diğer

kadınlarda da ortaya çıkma olasılığının olması, aile üyelerinde korku ve endişelere yol

açabilmektedir32,38,40.

Page 20: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

11

Bununla beraber potansiyel destek vericilerin yaşadığı korku ve damgalama

(stigma), kanserli bireyi gerekli desteklerden yoksun bırakabilir. Kanser olmayan

bireyler, kendi kanser veya ölüm korkuları nedeniyle kanserli hastalardan

uzaklaşabilirler. Diğer yandan aile ve arkadaşlar kendi şaşkınlıkları, kararsızlıkları ve

nasıl davranacakları hakkındaki rahatsızlıkları nedeniyle, hastayla temas kurmaktan ve

açıkça tartışmaktan kaçınabilirler41. Kansere yönelik damgalayıcı tutumlar, hastalarda

da tutarsız ve şaşkın davranışlara ve yıkıcı geri bildirimlere neden olabilir.

2.4.4. Mesleki ve Ekonomik Sorunlar

Meme kanseri, kadınların mesleki kariyerlerinde, çalışma yaşamlarında ve

ekonomik durumlarında da önemli sorunlara neden olmaktadır. Bu sorunlar genel

olarak, sağlık güvencesi, tekrar iş yaşamına girememe, çalışma aktiviteleri ve

önceliklerindeki değişimler, damgalanma ve iş ayrımcılığı gibi problemlerdir35,40,41.

Hastalığa psikososyal uyumu, hastalık ve tedavi ile ilgili faktörlerin tümü

etkilemektedir. Benzer şekilde hastalığa psikososyal uyum da, hastalığın seyrini olumlu

veya olumsuz olarak etkilemektedir. Hastalığa psikososyal uyumda etkili olan faktörler;

kişilik yapısı, sosyokültürel özellikler, psikososyal stres etmenleri, hastalığı kayıp,

tehdit gibi olumsuz yönleriyle değerlendirmek şeklinde hastalıkla ilgili olumsuz

duygular, baş etme yöntemleri, geçmiş deneyimler, yaşam tarzı ve kalıtımsal

özelliklerdir42,43.

Hastalığın kendisi, tuttuğu organ, tipi, belirti ve bulguları, hastanın yaşı, amaç

ve projeleri için hastalığın oluşturduğu tehdit düzeyi, çevresel destek sistemleri de

uyumda rol oynayan faktörlerdir44.

Psikososyal uyumda kanserin ortaya çıktığı yaş dönemi, hastalık öncesi

duygusal denge (kişilik ve baş etme biçimi), kişiler arası desteğin varlığı ve elde

edilebilirliği önemli değişkenler olarak belirlenmiştir. Meme kanserinin ortaya çıktığı

yaşam dönemi önemlidir, çünkü hastalık yaşam dönemiyle ilişkili olarak kadının sosyal

görevlerini tehdit etmiştir veya en önemlilerini kesintiye uğratmıştır. Benlik saygısına

ve kadınlık duygusuna tehdit tüm kadınlarda olur. Fakat özellikle genç ve yalnız bir

kadın için bu tehdit daha ciddi olabilir. Meme kanserine yüklenen anlam da yaşa göre

değişir. Güvenli bir evi ve ailesi olan yaşlı bir kadın için yaşam riski daha ön planda

olabilir2.

Page 21: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

12

Araştırmacılar, meme kanseri olan kadının hastalığa ve uygulanan tedavilere

uyumunu artırmada kocasından alacağı desteğin önemini vurgulamaktadır45.

Çalışmalarda, meme kanserli kadınların eşlerinden duygusal destek bekledikleri ve

gördükleri destekle hastalık sürecine daha kolay uyum sağlayabildikleri

bildirilmiştir46,47.

Uyuma katkısının önemli olduğu diğer bir değişken de kişilik ve baş etme

biçimleridir. Kanserli hastalar savunucu, kaygılı, aşırı kontrollü, duygusal,

gerginliklerini motor veya duyusal yollarla boşaltamayan, belirgin olarak yadsıma

savunma mekanizmalarını kullanan, aşırı sabırlı, kendi gereksinmelerini sürekli geri

planda tutan ve kolayca memnun edilebilen kişiler olarak tanımlanmaktadır48. Morris ve

arkadaşları kanser için ‘’duygusal olarak kapalı’’ şeklinde tanımladıkları “C tipi kişilik”

üzerinde durmuşlardır. Bu kişilik özelliği işbirliğini seven, tartışma yerine kabul etmeyi

seçen, girişken olmayan, sabırlı, olumsuz duygularını dışa vurmayan ve dış otoritelere

karşı uyumlu görünen bir özellik olarak tanımlanmıştır49.

2.5. Memenin Kadındaki Önemi

Kadının memesi kimi zaman bilinçli kimi zamanda bilinçdışı düşünce ve

duyguları çağrıştırır. Bir kadının meme ile ilk teması bebeklik döneminde emzirilmesi

ile başlar. Puberte ile birlikte kızlarda memelerin gelişmesi cinsel kimliği destekler ve

genç kızlığa geçmeyi sağlar. Kadının kendi çocuğunu emzirmesi de annelik

duygularının oluşmasına ve bebeğiyle karşılıklı iletişime girmesine yol açar50.

Kadın için meme süt verme fonksiyonu dışında, kadınlık, çekicilik ve cinsellik

sembolüdür. Bundan dolayı meme hastalıkları, etkilenen doku-organın boyutlarının

ötesinde duygusal ve psikolojik etkilere sahiptir51.

Kadının memeleri hakkındaki tutum ve deneyimleri ne olursa olsun, onlar

kaçınılmaz olarak kişiliklerinin önemli bir kısmını oluştururlar. Memelerin beden

imgesi üzerinde de önemli bir yeri vardır. Beden imgesi zihnimizde şekillendirdiğimiz

kendi bedenimizin bize nasıl göründüğüdür. Hem dışarıdan hem de bedenimizden

gelen uyarılar bize bedenin bir bütünlüğü olduğunu öğretir. Beden organlarının zihinsel

tasarımının tümü olan beden imgesi “ben” fikrini oluşturur ve egonun sonraki

biçimlenmesinde temel bir önemi vardır52.

Page 22: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

13

2.6. Cerrahi Tedavi Seçenekleri

Erken evre meme kanseri tedavisinde hastalara genellikle iki seçenek

sunulmaktadır;

1. Meme koruyucu ameliyatlar

2. Total mastektomi ya da total mastektomi ile birlikte meme rekonstrüksiyonu.

Erken evre (Evre 0-I-II) meme kanserinde cerrahi yöntem ile tümör ya

etrafındaki sağlam meme dokusu ile birlikte çıkarılmakta (meme koruyucu ameliyat) ya

da meme dokusunun tamamı alınmaktadır (total mastektomi). Erken evre meme

kanserlerinin yaklaşık üçte birinde meme koruyucu ameliyatlar uygun olmadığından,

total mastektomi ile tümör çıkarılmaktadır. Bu gibi durumlarda mastektomi sonrası

meme kaybına bağlı oluşan görünümden hoşnut olmayan kadınlar için meme

rekonstrüksiyonu uygun bir seçenek haline gelmektedir53.

Mastektomi ciddi boyutta bir kayıp duygusu ile birlikte kişinin işlevlerini,

özgüvenini, kendi vücudunu algılayışını, psikolojik durumunu ve çevre ile ilişkilerini

etkiler. Ayrıca çeşitli kaygılara ve korkulara yol açabilir. Bunlar yakınlarından ve

çevreden ayrılma kaygısı, estetik kaygıların yol açtığı sevgi, ilgi, destek ve onayı

kaybetme korkusu, temel işlevlerini, vücudu üzerinde denetimi kaybetme kaygısı olarak

sıralanabilir. Hastalık öncesi yaşam tarzı dolayısıyla ( sigara ve alkol kullanımı vb. )

suçluluk duyguları ve cezalandırılma korkusu da görülebilir2.

2.7. Kanserli Hastalarda Psikiyatrik Bozuklukların Epidemiyolojisi

Kanser hastalarında psikiyatrik bozuklukların yaygınlığı yaklaşık %50’dir54,55,56

ve bu bozuklukların çoğu kanser veya kanser tedavisi ile ilişkilidir. Yaygınlık, ilerlemiş

hastalığı ve kötü prognozu olanlarda en yüksektir55, 56, 57, 58. Kanser hastalarındaki

psikiyatrik bozuklukların üçte ikiden fazlasını uyum bozuklukları oluşturur. Yatan

hasta çalışmalarında depresyon (%20 ila %45) ve deliryum (ilerleyen hastalıkla birlikte

%15’ ten %75’e dek yükselen) daha yüksek oranda görülmektedir55,56.

Page 23: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

14

2.7.1 Uyum Bozukluğu

Anksiyete veya depresif duygu durumla birlikte görülen uyum bozuklukları,

kanser hastalarında en sık görülen Eksen-I tanıları grubunu oluşturmaktadır59,60. Uyum

bozukluğu tanı kategorisinin başlıca özellikleri; belirlenebilir bir stres etmeninin ortaya

çıkışından itibaren üç ay içinde görülmesi, klinik olarak anlamlı duygusal veya

davranışsal belirtiler (beklenebilecek olandan aşırı) ya da sosyal bozulma olması ve bu

belirtilerin stres tetikçisinin sona ermesinden itibaren altı ay içinde ortadan

kalkmasıdır59. Klinik olarak, anksiyete ile birlikte seyreden uyum bozukluğunun

bulguları, yaygın anksiyete ile benzerdir.

Ateşçi ve arkadaşları çalışmalarında uyum bozukluklarının kanser hastalarında

% 55,8 oranla ilk sırada yer aldığını bildirmişlerdir61. Depresif ya da anksiyete

bulgularının eşlik ettiği uyum bozuklukları, bir uçta akut stres yanıtları ile diğer uçta

duygu durum ve anksiyete bozuklukları ile bir süreklilik içinde yer alır. Ayrıca uyum

bozukluğunun, hastanın geleceğe ve tedavinin etkinliğine ilişkin belirsizlik duygusunu,

yeni ve alternatif tedavi yöntemlerinin etkili olmayabileceğine ilişkin endişesini ve

kronik, kontrol edilemeyen ağrı, nefes darlığı ya da hareket kısıtlığı yaşayabileceğine

ilişkin korkularını yansıtıyor olabileceği de düşünülmektedir62.

2.7.2 Anksiyete Bozuklukları

DSM IV TR’ ye göre YAB en az altı ay süreyle, hemen her gün bir dizi olay

veya faaliyetle ilgili olarak aşırı endişe olarak tanımlanmaktadır59. Kanser ortamında

bulguların altı ay sürmesi makul bir ölçüt olmayabilir; bu hasta populasyonunda

bulgular görece kısa bir süre zarfında gelişebilir ve tanı koymak için altı ay

beklemektense, semptomatik olarak tedavi edilmesi gerekebilir. Genellikle genç ve orta

yaştaki kanser hastaları, kadın cinsiyet ve kemoterapi tedavisi alanlarda anksiyete

seviyeleri daha yüksektir63.

Bu hastalarda anksiyete bozukluklarının tedavisi geniş bir bakış açısı ile ele

alınmalıdır. Bilişsel konfüzyon veya erken deliryum olasılığı olduğunda antipsikotik

ilaçların kullanımı düşünülmelidir64. Anksiyolitiklerin başlangıç dozu, anksiyetenin

şiddeti, hastanın tıbbi durumu ve kullandığı diğer ilaçlara göre belirlenmelidir.

Diazepam gibi uzun etkili benzodiazepinler günde 2 kez verilirken, alprazolam,

oksazepam, lorazepam gibi daha kısa etkililer günde 3-4 kez verilebilir. Lorazepam’ın

Page 24: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

15

bulantı yapan kemoterapotik ilaçların kullanıldığı durumlarda bulantıyı azalttığı

bildirilmiştir65.

2.7.2.1 Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu

Akut stres bozukluğu (ASB) kanser sürecinde en hızlı gelişen ve en kısa süren

ruhsal bozukluktur. Kişinin başa çıkma kaynaklarını aşan bir travmaya maruz kaldığını

gösterir. Bulgular; travmatik olayı hatırlatıcılardan kaçınmayla birlikte, bir veya daha

fazla disosiyatif ve anksiyete belirtilerinin kombinasyonunu içerir. ASB travmatik bir

olaydan sonra bir ay içinde gelişen bulgular için; posttravmatik stres bozukluğu (PTSB)

olaydan sonra bir aydan fazla süreyle devam eden bulgular için düşünülmelidir. ASB

‘nun yaygınlığı kanser hastalarında ortaya konmamıştır. PTSB kanser hastalarında

%32’ye varan oranlarda bildirilmiştir ve çalışmalar kanser hastalarının %80’e varan

kısmının PTSB bulgularından bazılarını yaşamalarının olası olduğunu bildirmiştir57,66.

Kanserli olmak yaşamı tehdit edici bir olay olarak algılanabilir ve önemli psikolojik

travma yaşamış hastalar için korku, disosiyatif yaşantılar, kanserle ilişkili her şeyden

kaçınma, kâbuslar, irritabilite, hipervijilans ve konsantrasyon bozukluğuna yol açabilir.

Uzun, zahmetli tedaviler uygulanan hastaların veya kanserin seyri veya tadavisi

sırasında deliryum yaşayan hastaların PTSB bulguları geliştirmeleri daha olası olabilir.

Kansere bağlı travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde seçici serotonin

gerialım inhibitörleri (SSRI) kullanılabilir64. Tekrarlayan düşünce, yaşantı ve aşırı

uyarılmışlık durumlarında sedatif özellikli antidepresan ilaçlar ve anksiyolitikler

kullanılabilirken, ciddi aşırı uyarılmışlık belirtilerinin varlığında beta blokerlerden de

yararlanılır. Psikoterapinin de PTSB’u tedavisinde önemli bir yeri vardır64.

2.7.2.2 Diğer Anksiyete Bozuklukları

Bir çalışmada depresyon tanısı almış kanser hastalarının eş zamanlı olarak %24

oranında yaygın anksiyete bozukluğu, %18 panik bozukluk, %30 PTSB tanı ölçütlerini

karşıladıkları bildirilmiştir67. Eş tanılı durumlarda tek bir tanının var olduğu durumlara

kıyasla daha ağır belirtiler, sağaltıma daha fazla direnç ve daha fazla yeti yitimi

görülmektedir67. Kanser hastalarındaki panik ataklar önceden mevcut bir panik

bozukluğun alevlenmesini yansıtıyor olabilir. Ender olarak ilk panik nöbetini tıbbi

ortamda tedavi görürken geçiren hastalar da olabilir. Depresyon gibi, panik bozukluğu

Page 25: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

16

da kanser hastalarında artmış öz kıyım riski ile ilişkilidir68. Klastrofobik hasta tanısal

görüntüleme aletlerinde anksiyete yaşayabilir. İğne fobisi olan hasta korkuları sebebi ile

tedavisini aksatabilir. Tanı işlemleri gibi acil durumlarda benzodiazepinlerden

(alprazolam 0,5mg) faydalanılır65.

2.7.2.3 Genel Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu

Anksiyete belirtileri tıbbi hastalığın doğrudan fizyolojik sonucu olduğunda

konulan bir tanıdır. Kanserde anksiyeteye pulmoner emboli, pulmoner ödem, hipoksi,

hipoglisemi, hiperkalsemi, hipertiroidizm, hiponatremi, kompleks parsiyel nöbetler,

sepsis, anemi ve kardiyak bozuklukları içeren çeşitli tablolar neden olabilir. Hormon

salgılayan neoplazmlar ve paraneoplastik sendromlar da anksiyeteye neden olabilir.

Giderilemeyen ağrı da anksiyetenin sık görülen bir nedenidir57,69. Akut ağrıya eşlik eden

anksiyete tablosu en iyi analjezik ilaçlar ile tedavi edilebilir. Anksiyete şiddetli solunum

güçlüğüne eşlik ediyorsa oksijen, opiyat, düşük düzeyde sedasyonun dikkatli kullanımı

ile tedavi edilebilir65.

2.7.2.4 Kanser Hastalarında İlaca Bağlı Anksiyete Bozukluğu

Bronkodilatatörler, steroidler, metoklopramid gibi antiemetikler anksiyeteye

sebep olabilirler. Ensefalopati ve deliryuma sebep olan ilaçlar eş zamanlı olarak

anksiyeteye de neden olabilir. Bu durumda tedavi için benzodiazepinler ya da düşük doz

antipsikotik ilaçlar kullanılabilir65.

2.7.3. Depresif Bozukluk

Depresyon kanserin sık görülen bir psikiyatrik komplikasyonu ve öz kıyım için

bir risk faktörüdür. Kanser hastaları her evrede depresif bulgulara eğilimlidirler.

Klinisyenler için, kanser ile ilintili normal üzüntü veya sıkıntının, klinik olarak anlamlı

bir depresif bozukluğa dönüştüğü noktanın belirlenmesi önemlidir57. Depresif

bozuklukların farkına varılması ve tedavisi, kanser tedavisine uyumu artırır, yaşam

kalitesini iyileştirir ve özkıyımı azaltır57.

Kanser hastalarında klinik olarak anlamlı depresyon yaygınlığı, kısmen farklı

tanı ve ölçeklerin kesme puanlarındaki farklılıklar nedeniyle, %1 gibi düşük bir orandan

% 50 gibi yüksek oranlara kadar değişmektedir56.

Page 26: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

17

Kanserli hastalarda en sık majör depresyon, depresif belirtilerin eşlik ettiği uyum

bozukluğu ve genel tıbbi duruma bağlı depresyon görülür. Bir gözden geçirmede

kanserli hastalarda %10-25 oranında majör depresyon ve benzer oranlarda da klinik

olarak anlamlı depresif belirti saptandığı bildirilmiştir70. Bu oranlar göz önüne

alındığında kanser hastalarında majör depresyon yaygınlığı genel popülasyona göre 2-3

kat daha fazladır. Kanser hastalarında depresyon izole depresif belirtilerden majör

depresif bozukluğa kadar değişen geniş bir yelpazede görülür70. Tokgöz ve arkadaşları,

kanser hastalarında depresyon yaygınlığını %22 olarak saptamış ve kadınlarda erkeklere

göre daha sık olduğunu bildirmişlerdir71. Aynı çalışmada depresyon tanısı konan

hastalarda uyku bozukluğu daha sık görülmüştür. Her ne kadar genel popülasyonda

majör depresyon yaygınlığı kadınlarda daha fazla olsa da kanser popülasyonunda kadın

erkek arasında belirgin cinsiyet farklılığı saptanmadığını bildiren çalışmalar da

mevcuttur72.

Depresif belirtiler kanser hastaları için çok normal bir belirtiymiş gibi kabul

edilir. Özellikle yaşlı hastalarda depresyon daha az tanınmaktadır70,73. Yaşlı hastalarda

belirtiler genç yetişkinlere göre farklıdır. Daha fazla somatik yakınmalara

rastlanmaktadır73.

Kanser hastalarında majör depresif bozukluk (MDB) tanısı koymak kanser ve

tedavisinin neden olduğu iştah kaybı, yorgunluk, uyku bozuklukları, psikomotor

retardasyon, apati ve konsantrasyon bozukluğu gibi nörovejetatif bulgular nedeniyle

güçtür. Kanser hastalarında depresif bulguların değerlendirilmesi disfori, anhedoni,

çaresizlik, değersizlik, aşırı veya uygunsuz suçluluk ve öz kıyım düşüncelerine

odaklanmalıdır57. Kanser hastalarında deprese duygu durum ve ilgi, istek kaybının

depresyon tanısı için duyarlılığı %91, özgüllüğü %86, öngörme değeri %57, negatif

öngörme değeri %18’dir73. Kronik tıbbi hastalık, bilişsel yetersizlik ve yeti yitimi olan

kişilerde depresyon artmaktadır73.

Depresyondaki kanser hastalarında daha fazla ötenazi veya doktor yardımlı öz

kıyım isteği ve daha fazla oranlarda ölümle sonlanan öz kıyımlar görülür. Majör

depresyon ve kanser birlikteliğinin ölüm riskini arttırdığı bildirilmiştir74.

Kanser hastalarında depresyonun tedavisi diğer gruplarda olduğu gibi psiko

sosyal girişim, psikoterapi ve farmakolojik tedavileri içerir. Kanser hastalarında psiko

farmakolojik tedavide, özellikle psikotik olmayan majör depresyonda ilk sıra tedavi

Page 27: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

18

seçeneği SSRI ve serotonin noradrenalin geri alım inhibitörlerdir (SNRI). SSRI’lar iyi

tolere edilirler ve aşırı dozlarda trisiklik antidepresanlar kadar toksik değildirler.

Fluoksetin, paroksetin ve fluvoksamin gibi bazı SSRI’lar sitokrom P450

izoenzimlerinin inhibitörüdürler. Bu nedenle ilaç-ilaç etkileşimi olasılığının izlenmesi

gerekir. Sertralin, sitalopram ve essitalopram daha düşük ilaç-ilaç etkileşimi riski

taşırlar. Tamoksifen kullanmakta olan meme kanser hastalarında sitokrom P450 2D6

enzimi inhibitörü olan SSRI’ lardan kaçınılması gerekir, çünkü bu enzim tamoksifenin

aktif metaboliti olan endoksifene dönüştürülmesinde önemli rol oynar. Yardımcı ağrı

ilaçları gibi etkileri nedeniyle venlafaksin ve duloksetin, hipertansiyon açısından

dikkatli bir takiple tercihen eşlik eden depresyon ve nöropatik ağrısı olan hastalarda

kullanılabilir. Mirtazapin 5HT2, 5HT3 ve α2 adrenerjik reseptör bölgelerini bloke

ederek etkisini gösterir ve anti emetik özelliklere sahiptir. Sedasyon ve kilo artışı gibi

yan etkileri, uykusuzluk ve kilo kaybı olan birçok kanser hastası için yararlı olabilir75.

Yapılan bir çalışmada sitalopramın hem depresyon hem de kimyasal menapoza

girmiş göğüs kanserli hastalardaki sıcak basmalarında etkili olduğu öne sürülmüştür.

Yine venlafaksinin de sıcak basmalarında etkili olduğu gösterilmiştir. Aynı çalışmada

fluoksetinin depresif belirtileri azaltıp yaşam kalitesini arttırdığı, yüksek doz interferon

alfaya bağlı gelişen depresyonun paroksetin ile önlendiği de bildirilmiştir76.

Maprotilin, dopamin bloke edici aktiviteye sahip olduğundan dolayı

metoklopramid gibi yaygın kullanılan antiemetiklerle birlikte verildiğinde diskinezi

riskini arttırmaktadır. Yiyecek-ilaç etkileşimi nedeni ile mono amin oksidaz (MAO)

inhibitörleri nadiren tercih edilmektedir. Sedasyon ihtiyacı olanlarda trazodon,

mirtazapin tercih edilebilir. Antidepresanlara düşük doz lityum ilavesi tedaviye dirençli,

tıbbi durumu bozuk hastalar için yararlı olabilir. Ancak hidrasyona ve sodyum

dengesine dikkat etmek gereklidir. Steroid ile indüklenmiş depresyonda antipsikotikler

ve klonazepam daha sıklıkla kullanılabilmektedir. Psikostimülanlar (dekstroamfetamin,

metilfenidat) uyarılmış uyanıklığa sebep olmak için retiküler aktive edici sistem üzerine

etkilidir. En önemli yan etki yatkınlığı olan hastalarda kardiyak yan etkilerdir.

Modafinil özellikle yorgunluğun ön planda olduğu vakalarda kullanılabilir ancak

anksiyeteye sebep olabilmesi bir dezavantajıdır64.

Page 28: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

19

2.7.4. Yorgunluk

Yorgunluk kanser hastalarında sık görülen bir belirtidir ve duygu durum

bozukluğunun da önemli bir yordayıcısıdır77. Kanser ya da tedavisi ile ilişkili yorgunluk

normal günlük yaşamın bir sonucu olarak yaşanan yorgunluktan şiddet ve kalitesi

açısından farklıdır78,79. Yorgunluk çabayı sürdürmeye yönelik öznel bir yetersizlik

olarak tarif edilmektedir. Hasta bireyler arasında farklılıklar gösterse de temelde

dinlenme ve uyku ile geçmeyen, fiziksel ve zihinsel işlevleri etkileyen bir durum söz

konusudur.

Yorgunluğun sıklığı, meme kanserinde kemoterapi öncesi %4, cerrahi ve

kemoterapi sonrası %91 olarak saptanmıştır. Kanserden sonra sağ kalanlarda, yorgunluk

sıklık oranları; meme kanseri için %35-56 olarak bildirilmektedir72.

Kanser hastalarında önemli bir oranda yeti yitimine neden olmasına rağmen

psikiyatristlerin çok azı yorgunluğun farkındadır78. Yorgunluk tanı anında var olabilir,

tedavi sırasında artar, tedavi bittikten sonraki aylar ya da yıllar boyunca devam edebilir.

Yaşam kalitesini ve günlük aktiviteyi kötü yönde etkiler. Kansere bağlı yorgunluğun

etiyolojisi çok faktörlü olup psikolojik, biyokimyasal, fizyolojik sistemlerin birbiri ile

ilişkilerinde bir düzensizlik söz konusudur.

Meme kanserinde radyoterapi alan hastalarda yorgunluğun önlenmesi ve

azaltılmasında egzersizin faydalı olabileceği bildirilmiştir80,81.

2.7.5. Uyku Bozuklukları

Uyku bozukluğu yaygınlığının kanser hastalarında %50 olduğu, kadınlarda

erkeklere oranla daha yüksek oranlarda rastlanıldığı ve meme kanserli hastalarda daha

sık olduğu bildirilmektedir82. Kanser hastalarında uykusuzluk sıklıkla tıbbi yardım

gerektirecek denli şiddetlidir ancak, kansere verilen normal bir reaksiyon olarak

görülmesi veya hastalar tarafından bildirilmemesi nedeniyle sık görülmesine karşın

ihmal edilen bir sorundur. Kanserli hastalar için yazılan ilaçların %25-50’sini

hipnotikler oluşturur. Uyku bozuklukları ve yorgunluk arasında pozitif bir ilişki olduğu

da bildirilmiştir83. Yorgunluk yakınması olmayan hastalara göre olanlarda uyku

bozuklukları daha şiddetlidir ve uyku bozuklukları yorgunluğun bir belirleyicisidir.

Çalışmalar sonucunda yorgunluk ile kötü uyku kalitesi, uykuya dalış ve sürdürmede

güçlük, uykunun yeterliliğinin az olarak algılanması, dinlendirici olmayan uyku ve

Page 29: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

20

huzursuz uyku arasında ilişkili olduğu saptanmıştır. Bu nedenle de bir yakınmanın

tedavi edilmesinin diğerini de etkileyeceği düşünülebilir. Kansere bağlı yorgunluk ve

uyku bozukluklarının altında yatan ortak bir etiyoloji olduğu ve bu iki durumun ağrı,

depresyon, konsantrasyon ve bilişsel işlevlerdeki kayıp ile ilişkili olduğu da

bildirilmektedir83.

2.7.6. Organik Ruhsal Bozukluklar (Deliryum)

Deliryum hastanede yatmakta olan kanser hastalarında %14-55 oranlarında

ikinci sıklıkta rastlanan psikiyatrik bozukluktur. Terminal dönemdeki kanser

hastalarında %90’lara varan oranlarda görülmektedir84. Kanserli hastalarda deliryum

santral sinir sisteminde kanserin doğrudan ya da dolaylı etkisine bağlı olarak ortaya

çıkabilir85. Eski inme, demans ve yaşlılarda, birlikte bulunan diğer durumlar deliryumu

kolaylaştırabilir. Hipoksi, iskemi, infeksiyon, elektrolit anomalileri, paraneoplastik

sendrom kanserli hastalarda deliryumu tetikleyebilir. Difenhidramin gibi antikolinerjik

ilaçlar, kemoterapotik ajanlar, biyolojik ajanlar, opiyatlar, kortikosteroidler, opiyat dışı

psikoaktif ilaçlar (benzodiyazepin, hipnotik, antiemetik) deliryuma neden olabilirler85.

Görme işitme güçlüğü, depresyon, alkol kötüye kullanımı, dehidratasyon,

fiziksel kısıtlılık, malnütrisyon deliryumu ortaya çıkarabilir. Odada saat, takvim

yokluğu tabloyu ağırlaştırır. Düşük albümin düzeyi, kemik metastazı deliryum için

bağımsız risk faktörleridir85.

Deliryum akut başlangıçlı ve tedavi ile ya da tedavisiz olarak geri dönüşümlü bir

tablodur. Hiperaktif, hipoaktif ve miks olmak üzere 3 klinik alt tipi vardır85. İlk

deliryum atağı %40 oranında hipoaktif tiptedir. Hipoaktif deliryum uyku sersemliği

hali, fiziksel işlevlerde azalma, uyku-uyanıklık döngüsünde bozulma ve bilişsel

işlevlerde azalma ile karakterizedir86. Deliryum bazı hastalarda duygu durum

değişiklikleri ile başlar, işitsel ve görsel varsanılar, uyku ve uyanıklık döngüsünde

bozulma, psikomotor ajitasyon ya da retardasyon, oryantasyon bozukluğu, enkoheran

düşünce yapısı, irritabilite, , konsantrasyon güçlüğü, sözlü anlatımda zorluklar ya da

hatırlayamama klinik tabloda görülen belirtiler olabilir85. Deliryum belirtileri dalgalı

seyir gösterir. Diğer psikiyatrik bozukluklar ile (demans ya da depresyon, anksiyete

durumları) örtüşebilir85.

Page 30: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

21

Deliryumun tedavisinde üç önemli hedef vardır. Bunlar; deliryuma neden olan

faktörleri bulup geri çevirmek, hastaları, aileyi ve çalışanları eğitirken hastanın

güvenliğini sağlamak ve deliryum ile ilişkili davranış bozukluklarının tedavisini

yapmaktır87. Farmakolojik tedavide ilk sırada kullanılacak ilaç haloperidoldür. Günde 2-

3 kez olmak üzere 0,5-2 mg haloperidol önerilir. Tedavide ikinci sıra ajanlar olarak

olanzapin (2,5-5 mg) ve risperidon (0,5mg, günde 2 kez) kullanılabilir.

2.7.7.Öz Kıyım

Öz kıyım görülme sıklığı kanser hastalarında genel nüfusa göre daha yüksektir;

göreceli risk genel nüfustakinin iki katıdır88,89. Öz kıyımın ortaya çıkması, ağır

depresyon ve çaresizlik bulunan ilerlemiş kanser hastalarında ve yeterince kontrol

edilemeyen bulguların, özellikle de ağrının varlığında olasıdır. Geçmiş psikiyatrik

rahatsızlık öyküsü, geçmiş depresyon veya öz kıyım girişimi öyküsü, yakın zamandaki

bir kayıp, alkol veya diğer madde kullanımı veya bağımlılığı öyküsü, erkek cinsiyeti,

ailede depresyon veya öz kıyım öyküsü, sosyal destek eksikliği ve işsiz olmak kanser

hastalarında öz kıyım için sık görülen risk faktörleridir88,90.

Tedavi edilemeyen deliryum, bozulmuş yargılama ve dürtü kontrolü nedeniyle

kestirilemez öz kıyım girişimlerine yol açabilir88.

Meme kanserli kadınların çoğu duruma iyi uyum sağlamakla birlikte bekar ve

sosyoekonomik durumu kötü olan ileri evre meme kanserli kadınlarda öz kıyım riski

daha fazladır91.

Depresyon ve antidepresan ilaç kullanımı meme kanseri gelişimi için bir risk

faktörü olarak görünmemekle birlikte, bir çalışmada depresyonun geç dönem meme

kanseri için bir belirleyici olduğu bildirilmiştir92.

Yüksek öz kıyım riski olan hastaların belirlenmesi ve gerektiğinde psikiyatri

servisine yatırılarak izlenmesi önem taşımaktadır. Destekleyici bir ilişkinin

sürdürülmesi, belirtilerin kontrol altına alınması (ağrı, bulantı, depresyon gibi) ve

ailenin dahil edilmesi öz kıyım riski olan hastaların yönetimindeki ilk adımdır.

Klinisyen eleştirel veya yargılayıcı olmaksızın empati ile hastayı dinlemelidir. Yaygın

inanışın aksine öz kıyım düşüncelerini konuşma fırsatı verilmesi genelde öz kıyım

riskini azaltır. Hekim öz kıyım seçeneğinin ve hastanın ölüm süreci üzerinde kontrol

Page 31: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

22

sahibi olma gereksiniminin haklılığını kabullendiğinde, hastalar sıklıkla öz kıyım fikrini

yeniden gözden geçirip reddederler88.

2.7.8. Kanser Tedavisine Bağlı Psikiyatrik Belirtiler

Radyoterapi uygulanan hastalarda ensefalopati en sık görülen nöropsikiyatrik

bozukluktur64. Radyoterapiye bağlı oluşabilecek radyasyon nekrozu bazı vakalarda

kişilik değişiklikleri ve depresyon olarak da kendini gösterebilir93. Kısa süreli bellek

kayıpları ya da uzun sürede akademik başarıda azalma radyoterapiye bağlı olarak

görülebilmektedir94. Zekâ katsayısında 10-25 puana varan azalmanın yanında normal

zekâ düzeyinde bile nöropsikolojik sorunlar ve öğrenme güçlükleri bildirilmiştir64.

Kemoterapi ya da kemoterapi ile beraber radyoterapi uygulamasına bağlı santral

sinir sistemi toksisitesinin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Metotreksat

uygulamasına bağlı olarak olguların ortalama %3-11’inde görülebilmektedir. Toksik

etkiler hemen tedaviden sonra ya da uzun dönemde bilişsel ve nörolojik bozukluklar

(bilinç değişiklikleri, lökoensefalopati, nöbet, serebral enfarkt, paralizi, nöropati,

ototoksisite) şeklinde görülebilir95. Kortikosteroidler çok çeşitli bilişsel bozukluklara ve

duygudurum değişikliklerine yol açmaktadır94. Steroidlere ilk yanıt öfori ve

irritabilitedir. Bazı etkileri, kendini iyi hissetme, iştah artışı, kilo alımı gibiyken

uykusuzluk, huzursuzluk, hiperaktivite, kas güçsüzlüğü, halsizlik, depresyon gibi

etkileri de vardır. Bazen steroid dozunun ani arttırılması, azaltılması ya da kesilmesine

bağlı olarak varsanılar ya da sanrılar görülebilir. İnterferon doza bağlı olarak soğuk

algınlığı benzeri uyuşukluk, iştahsızlık, bulantı, depresyon, uykululuk, konfüzyon,

pareztesilere neden olabilir. Amfoterisin B’nin deliryum, demans, akinezi, mutizm,

hiperrefleksi, tremor, beyaz cevher dejenerasyonu gibi yan etkilere sebep olduğu

bildirilmektedir93. Tamoksifenin nadiren depresyona ya da sanrısal bozukluğa,

löprolidin depresyona, Hidroksiürenin varsanılara, L-asparajinaz ve vinblastinin

depresyona, vinkristinin %5 oranında varsanı ya da depresyona, dakarbazinin depresyon

ve öz kıyıma neden olduğu bildirilmiştir64. 5-fluorourasil, vinka alkoloidleri, bleomisin,

karmustin, sisplatin, L-asparajinaz, prokarbazin deliryuma yol açabilir93.

Page 32: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

23

Kemoterapi alan hastalar sıklıkla bilişsel işlevlerindeki değişikliklerden

yakınırlar. Kemo-beyin olarak da adlandırılabilen bu durum unutkanlık, dalgınlık,

günlük işler yapılırken yaşanan odaklanma güçlüğü gibi yakınmalardır96.

Page 33: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

24

3. GEREÇ VE YÖNTEM

3.1. Çalışma Grubu

Bu çalışmada, 2009-2010 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi

Genel Cerrahi Polikliniğine başvuran, meme kanseri tanısı alan ve cerrahi tedavi

planlanan 43 hasta değerlendirmeye alındı.

Hastaları seçerken aşağıdaki ölçütler kullanıldı:

1. Yeni tanı almış olmaları

2. Hastalığını bilmeleri

3. En az ilkokul mezunu olmaları

4. Hastanın klinik gözlem olarak normal zeka düzeyinde olması ve organik beyin

sendromunun olmaması

3.2. Yöntem

Bu çalışma ileriye dönük bir izlem çalışmasıdır. Görüşmeler hastanın yanında

bir başkasının olmamasına özen gösterilerek, özel görüşme odasında yapıldı. Sorumlu

hekim tarafından hastalara çalışmanın amacı ve kişisel bilgilerin mutlak gizliliği

açıklandı, çalışmaya katılmayı isteyip istemedikleri soruldu ve yazılı izin belgesi alındı.

Meme kanseri tanısı konulan hastaların ilk değerlendirmesi cerrahi tedavi öncesi

hazırlık döneminde yapıldı. Bu dönemde çalışma ölçütlerini karşılayan 43 hasta ile

görüşüldü. İkinci değerlendirme cerrahi tedavi sonrası erken dönemde (ameliyat

sonrası 1-3 ay) yapıldı. Beş hasta ikametgahı Adana dışında olduğundan ve takiplerini

yaşadıkları ilde gerçekleştirmeyi tercih ettiklerinden görüşülebilen hasta sayısı 38’ e

düştü. Üçüncü değerlendirme cerrahi tedavi sonrası geç dönemde (ameliyat sonrası 9-

12 ay) yapıldı. Üç hastaya iletişim bilgisi olarak bırakılan telefondan ulaşılamadığından,

hasta sayısı 34’ e düştü. Toplam 34 hastayla 3 psikiyatrik görüşme yapıldı ve herhangi

bir görüşmede ciddi psikiyatrik bozukluğu olduğu düşünülen hastalara tedavi

düzenlendi.

Page 34: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

25

3.3 Kullanılan Ölçekler

3.3.1. Sosyodemografik Veri Toplama Formu

Araştırıcı tarafından geliştirilen bu formda hastalarla ilgili sosyodemografik

veriler, tıbbi ve psikiyatrik öykü, ailede meme hastalığı öyküsü, ailede ruhsal hastalık

öyküsü, hastalığını neye bağladığı, hastalıktan sonra eşinin ve yakınlarının ilgisi,

hormonoterapi, kemoterapi ve radyoterapi varlığı, hastalık evresi, ameliyat tipi ve

ameliyattan memnuniyet düzeyi, ameliyat sonrası cinsel yaşamı ve kendine bakım

düzeyleri yer almaktadır.

3.3.2. Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D)

Depresif belirtileri olan kişilere klinisyen tarafından uygulanan, depresyonun

düzeyini ve şiddet değişimini ölçen bir testtir. M. Hamilton ve BW. Willians tarafından

geliştirilmiştir. Toplam 17 soru içeren bu testte her soru 0–4 arasında derecelendirilir.

Türkçe formunun geçerlilik ve güvenirliliği A.Akdemir ve arkadaşları tarafından

yapılmıştır. Test tekrar korelasyonu 0,85, iç tutarlılık çalışmasında Cronbach alfa değeri

0,75, Spearman- Brown güvenirlilik katsayısı 0,76’dır. Dört psikiyatrisin bağımsız

derecelendirmesine dayanan derecelendiriciler arası güvenirlilik katsayıları 0,87–0,98

arasındadır97.

3.3.3. Hamilton Anksiyete Ölçeği (HAM-A)

HAM-A ölçeği anksiyete düzeyini ve belirti dağılımını belirlemek ve şiddet

değişimini ölçmek için 1959 yılında Hamilton tarafından geliştirilmiş, 1998 yılında

Türkçe formunun geçerlilik ve güvenirliliği yapılmıştır. Test 72 saat içindeki anksiyete

düzeyini değerlendirmek için kullanılır, toplam 14 soru içerir. Her soruya 0–4 arasında

puan verilerek, her maddeden elde edilen puan toplanarak toplam puan elde edilir.

Ölçeğin toplam puanı 0–56 arasında değişmektedir. Bruss ve arkadaşları, ölçeğin

değerlendiriciler arası güvenirliğini arttırabilmek amacıyla yapılandırılmış bir görüşme

kılavuzu geliştirmiş, ortalama madde ve toplam puan grup içi korelasyon katsayılarını

0,99 olarak belirlemiştir. Türkçe formunun güvenirlilik çalışmasında, ölçeğin

değerlendiriciler arası güvenirliliği hesaplanmış ve tek tek maddeler için 0.51–0.97

Page 35: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

26

arasında bulunmuştur. Ortalama değerlendiriciler arası güvenirlilik katsayısı 0.72,

toplam puan için ise 0.94 olarak elde edilmiştir98.

3.3.4. Durumluk- Sürekli Kaygı Envanteri (STAI)

Envanterin her biri 20 maddelik iki alt ölçeği vardır. Durumluk kaygı ölçeği

bireyin belirli bir anda ve belirli koşullarda kendini nasıl hissettiğini, süreklilik kaygı

ölçeği ise bireyin içinde bulunduğu durum ve koşullardan bağımsız olarak kendini nasıl

hissettiğini belirler. Ülkemiz için güvenirlik ve geçerliliği Öner tarafından yapılmıştır99.

3.3.5. DSM-IV Eksen I Tanıları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme Ölçeği

(SCID-I)

Eksen I psikiyatrik bozukluk tanılarını araştırmak amacıyla, görüşmeci

tarafından uygulanan yapılandırılmış klinik görüşme çizelgesidir. Birinci eksen tanısının

herhangi bir zamanda var olup olmadığını (yaşam boyu yaygınlık) ve son 1 ay içinde

bozukluk bulgularının varlığını ya da yokluğunu saptar. Altı modülden oluşmaktadır.

Toplam 38 tane birinci eksen bozukluğunun tanı ölçütleri ile 10 tane birinci eksen

bozukluğunu tanı ölçütleri olmadan araştırmaktadır. İki modül duygu durum epizotları

ve duygu durum bozuklukları, iki modül psikotik bulgular ve psikotik bozukluklar için

ayrılırken, madde kulanım bozuklukları ve anksiyete bozuklukları ve diğer bozukluklar

birer modülde yer almaktadır. Bilgi kaynakları hasta, hastanın ailesi ve yakınları, klinik

ortamdaki gözlemler ve tıbbi kaynaklardır. Uygulama ortalama 30-60 dakika

sürmektedir. First ve arkadaşları tarafından 1997’de geliştirilmiştir. SCID-I’in Türkiye

için uyarlama ve güvenilirlik çalışmaları, 1999 yılında Özkürkçügil ve arkadaşları

tarafından yapılmıştır100.

3.4. İstatistik

Tüm testlerde ortalamalar arasındaki farklılığın önemi, hesaplanan iki yönlü p

değeri, p<0.05 anlamlı olarak kabul edildi. Verilerin çözümlenmesi için alternatif

parametrik olmayan (non-parametrik) istatistik teknikleri kullanılmıştır. Tanıtıcı

özelliklerinin karşılaştırılmasında ki-kare testi, grubun tedavi öncesi ve sonrasındaki

ölçek puan ortalamaları arasındaki farkı değerlendirmede Friedman Testi ve Friedman

testi sonucunda anlamlı çıkan sonuçların hangi ölçüm grubundan kaynaklandığını tespit

etmek için Wilcoxon Signed Rank Testi kullanılmıştır.

Page 36: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

27

4. BULGULAR

Çalışmaya katılan 34 hastanın yaş ortalaması 47,76±11,72 yıldır. Hastaların

%29,4’ ü 40 yaş ve altı, %70, 6’ sı 40 yaş üstüydü. Grubun çoğunluğunun evli (%70,6),

çocuklu (%73,5), ilköğretim düzeyinde eğitim aldığı (%67,6), orta düzeyde

sosyoekonomik düzeye sahip oldukları (%67,6) saptandı. Çalışmaya katılanların

sosyodemografik özellikleri Tablo.1’de gösterilmiştir.

Page 37: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

28

Tablo-1. Hastaların Sosyodemografik Verileri

N (%) YAŞ (X±SS) 47,76±11,72 <40 10 (29,4) >40 24 (70,6) MEDENİ DURUMU BEKAR 6 (17,6) BOŞANMIŞ - DUL 4 (11,8) EVLİ 24 (70,6) CİNSEL PARTNERİ VAR 25 (73,5) YOK 9 (26,5) ÇOCUK DURUMU VAR 26 (76,5) YOK 8 (23,5) EVDE ÇOCUK VAR 22 (64,7) YOK 12 (35,3) EĞİTİM DURUMU İLKÖĞRETİM 23 (67,6) ORTAÖĞRETİM 4 (11,8) ÜNİVERSİTE 7 (20,5) MESLEĞİ ÇALIŞAN 6 (17,6) ÇALIŞMAYAN 28 (82,4) EŞİNİN EĞİTİM DURUMU İLKÖĞRETİM 13 (38,2) ORTAÖĞRETİM 5 (14,7) ÜNİVERSİTE 7 (20,6) SOSYOEKONOMİK DURUM ALT 9 (26,5) ORTA 23 (67,6) ÜST 2 (5,9) YAŞADIĞI YER KÖY - İLÇE 10 (29,4) İL MERKEZİ 24 (70,6) GEÇİRİLMİŞ PSİKİYATRİK HASTALIK VAR 13 (38,2) YOK 21 (61,8) MENSTRUASYON VAR 20 (58,8) YOK 14 (41,2)

Page 38: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

29

Hastaların %38,2’sinde geçirilmiş psikiyatrik hastalık öyküsü, %17,6’sında

ailede ruhsal hastalık ve ailede meme kanseri öyküsü vardı. Hastalık evresine göre; %

58, 8’nin erken evrede (Evre 0-1-2), %41,2’sinin geç evrede (Evre 3-4) olduğu,

%23,5’inin hormonoterapi, %41,2’sinin radyoterapi, %82,4’ünün kemoterapi aldığı

saptandı (Tablo.2)

Tablo-2. Hastaların Klinik Verileri

N (%) AİLEDE RUHSAL HASTALIK VAR 6 (17,6) YOK 28 (82,4) AİLEDE MEME KANSERİ VAR 6 (17,6) YOK 28 (82,4) GEÇİRİLMİŞ PSİKİYATRİK HASTALIK ÖYKÜSÜ VAR 13 (38,2) YOK 21 (61,8) BAŞKA BEDENSEL HASTALIK VAR 12 (35,3) YOK 22 (64,7) HASTALIK EVRESİ ERKEN 20 (58,8) GEÇ 14 (41,2) HORMONOTERAPİ VAR 8 (23,5) YOK 26 (76,5) RADYOTERAPİ VAR 14 (41,2) YOK 20 (58,8) KEMOTERAPİ VAR 28 (82,4) YOK 6 (17,6) AMELİYAT TİPİ LUMPEKTOMİ 3 (8,8) MASTEKTOMİ 31 (91,2)

Page 39: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

30

Cerrahi tedavi öncesi ve cerrahi tedavi sonrası (erken ve geç dönem), HAM-D,

HAM-A ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı. Birinci

vizitteki anksiyete ve depresyon puanlarının, ikinci ve üçüncü vizitten daha yüksek,

ikinci vizitteki anksiyete ve depresyon puanlarının da, üçüncü vizitten daha yüksek

olduğu saptandı (p<0,05) (Tablo.3).

Tablo-3. Cerrahi Öncesi ve Sonrası Hamilton Depresyon ve Anksiyete Ölçekleri Ortalama Değerleri

CERRAHİ ÖNCESİ (1. VİZİT)

CERRAHİ SONRASI ERKEN DÖNEM

(2. VİZİT)

CERRAHİ SONRASI GEÇ DÖNEM

(3. VİZİT)

HAMİLTON DEPRESYON ÖLÇEĞİ 10,470±6,420* 8,382±4,592* 6,264±4,844*

HAMİLTON ANKSİYETE ÖLÇEĞİ 11,264±7,229* 9,205±6,526* 6,617±5,887*

*Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<0.001).

Cerrahi tedavi öncesi ve cerrahi tedavi sonrası (erken ve geç dönem), STAI-

1,STAI-2 ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<0,05).

Birinci vizitteki anksiyete puanlarının, ikinci ve üçüncü vizitten daha yüksek, ikinci

vizitteki anksiyete puanlarının da, üçüncü vizitten daha yüksek olduğu saptandı

(Tablo.4).

Page 40: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

31

Tablo-4. Cerrahi Öncesi ve Sonrası Durumluk ve Süreklilik Kaygı Puanları

CERRAHİ ÖNCESİ (1. VİZİT)

CERRAHİ SONRASI ERKEN DÖNEM

(2. VİZİT)

CERRAHİ SONRASI GEÇ DÖNEM

(3. VİZİT)

STAI-I DURUMLULUK KAYGI PUANI

46,147±12,210* 39,176±12,398* 36,205±8,325*

STAI-II SÜREKLİLİK KAYGI PUANI 42,147±10,479* 39,500±9,490* 36,558±7,157*

*Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<0.001).

Çalışma grubundaki hastaların 23’ü (%67) hastalık tanısını yakınlarının

bilmesinde sakınca görmediğini, 11’i (% 32,4) hastalığının yakınları tarafından

bilinmesini istemediklerini belirtmişlerdir. Hastaların hastalığını neye bağladığına

bakıldığında, %70,6’sının kadere bağladığı, %17,6’sının kalıtıma bağladığı, %8,8’nin

kendini sorumlu tuttuğu saptanmıştır.

Hastaların % 70,6’sı (n=24) doktorun hastalığıyla ilgili verdiği bilgiyi yeterli

bulmadığını, daha çok bilgi istediğini, % 26,5’i (n=9) doktorun verdiği bilgiyi yeterli

bulduğunu, %2,9’u (n=1) pek fazla bilgi istemediğini, doktorunun gerekeni yapacağını

belirtmiştir.

Grubun % 58,8’i (n=20) hastalıktan sonra eşinin davranışlarının daha yakın olduğunu

bildirirken, % 41,6’sı (n=14) hastalıktan sonra eşinin davranışlarının değişmediğini

belirtmişlerdir (Tablo.5).

Page 41: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

32

Tablo-5. Hastaların Hastalık Tanısı ile İlgili Düşünceleri

N (%)

YAKINLARINIZIN HASTALIĞINIZI BİLMESİNİ İSTER MİSİNİZ?

EVET 23 (67,6)

HAYIR 11 (32,4)

DİĞER KİŞİLERE HASTALIĞINIZDAN BAHSEDİYOR MUSUNUZ?

EVET 22 (64,7)

HAYIR 12 (32,4)

HASTALIĞINIZI NEYE BAĞLIYORSUNUZ?

KALITIM 6 (17,6)

KADER 24 (70,6)

ÇEVRE -

KENDİNİ SORUMLU TUTUYOR 3 (8,8)

DİĞER 1 (2,9)

HASTALIĞINIZ HAKKINDA BİLGİNİZ YETERLİ Mİ?

EVET 9 (26,5)

HAYIR 24 (70,6)

İSTEMEM 1 (2,9)

HASTALIKTAN SONRA EŞİNİZİN SİZE DAVRANIŞI?

DEĞİŞMEDİ 14 (41,6)

DAHA MESAFELİ -

DAHA YAKIN 20 (58,8)

HASTALIKTAN SONRA ARKADAŞ/İŞ ÇEVRESİNİN DAVRANIŞI?

DEĞİŞMEDİ 6 (17,6)

DAHA MESAFELİ -

DAHA YAKIN 28 (82,4)

Page 42: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

33

Ameliyat sonrası dönemde hastalığa ilişkin duygularına bakıldığında; çalışma

grubundaki 22 kişi (%64,7) ameliyat sonrası dönemde, korku ve endişelerinin eskisine

oranla azaldığını belirtirken, 7 kişi (%20,6) ameliyattan sonra korku ve endişelerinin

arttığını, 5 kişi de(14,7) ameliyattan sonra, korku ve endişelerinin değişmediğini

belirtmişlerdir.

Hastaların %55,9’u ameliyattan sonra cinsel ilişki sıklığının azaldığını, %44,1’i

ameliyattan sonra cinsel ilişki sıklığının değişmediğini belirtmişlerdir.

Çalışma grubunun çoğunluğu (%82), ameliyattan sonra giyiminde ve kendine

olan bakımında değişiklik olmadığını belirtirken, %11,8’i azaldığını, % 5,9’u da

arttığını belirtti (Tablo.6).

Page 43: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

34

Tablo-6. Hastalığa İlişkin Duyguları Sonucunda Hastalarda Ortaya Çıkan Durumlar

N (%) AMELİYATTAN SONRA KORKU VE ENDİŞE?

ARTTI 7 (20,6)

AZALDI 22 (64,7)

DEĞİŞMEDİ 5 (14,7)

AMELİYATTAN SONRA CİNSEL İLİŞKİ SIKLIĞI?

ARTTI -

AZALDI 19 (55,9)

DEĞİŞMEDİ 15 (44,1)

AMELİYATTAN SONRA CİNSEL İLİŞKİDEN ALINAN ZEVK?

ARTTI -

AZALDI 17 (50)

DEĞİŞMEDİ 17 /50)

AMELİYATTAN SONRA GİYİMİNE VE KENDİNE BAKIMI?

ARTTI 2 (5,9)

AZALDI 4 (11,8)

DEĞİŞMEDİ 28 (82,4)

YAPILAN AMELİYATTAN MEMNUNİYET?

ÇOK MEMNUN 5 (14,7)

OLDUKÇA MEMNUN 29 (85,3)

KARARSIZ -

PEK MEMNUN DEĞİL -

HİÇ MEMNUN DEĞİL -

Page 44: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

35

Uygulanan tedavilere göre ölçek puanlarına bakıldığında;

Hormonoterapi alan grupla, hormonoterapi almayan grup karşılaştırıldığında;

hormonoterapi alan grupta 1.vizitte STAI-1 ve STAI-2 puanlarında istatistiksel olarak

anlamlı yükseklik saptandı (p<0,05).

Hastalar kemoterapi alan ve almayan olarak iki gruba ayrıldığında; kemoterapi

alanların HAM-A (3.vizit), HAM-D (2.3. vizit), STAI-1 (3.vizit), STAI-2 (2.vizit)

puanlarında istatistiksel olarak anlamlı yükseklik saptandı (p<0,05).

Radyoterapi alan grupla almayan grup karşılaştırıldığında; gruplar arasında ölçek

puanları açısından anlamlı bir fark saptanmadı (Tablo.7).

Page 45: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

36

Tablo-7. Uygulanan Tedavilere Göre Hamilton Depresyon, Anksiyete, Durumluk ve Süreklilik Anksiyete Puanları

HORMONOTERAPİ

RADYOTERAPİ

KEMOTERAPİ

VAR YOK VAR YOK VAR YOK

HAMİLTON DEPRESYON

1.VİZİT 13,3±6,1 9,5±6,3 11,1±6,1 10,0±6,7 11,3±6,5 6,3±3,8

HAMİLTON DEPRESYON

2. VİZİT 10,6±5,2 7,69±4,2 9,9±5,4 7,3±3,5 9,1±4,4* 4,6±3,2*

HAMİLTON DEPRESYON

3. VİZİT 4,3±1,9 6,8±5,3 7,4±5,9 5,4±3,8 7,0±4,9* 2,5±1,8*

HAMİLTON ANKSİYETE

1.VİZİT 13,6±6,7 10,5±7,3 12,0±6,4 10,7±7,8 11,8±7,3 8,6±6,5

HAMİLTON ANKSİYETE

2. VİZİT 11,7±8,1 8,4±5,9 10,5±7,7 8,3±5,5 10,0±6,6 5,3±4,8

HAMİLTON ANKSİYETE

3. VİZİT 4,6±2,5 7,2±6,5 6,7±6,1 6,5±5,8 7,3±6,1** 3,1±3,0**

STAI-1

DURUMLUK KAYGI PUANI

1. VİZİT

53,2±9,8**** 43,9±12,1**** 50,2±13,1 43,3±10,9 46,8±11,9 42,8±14,0

STAI-1 DURUMLUK

KAYGI PUANI 2. VİZİT

43,2±10,1 37,9±12,9 41,1±16,0 37,8±9,2 40,3±12,6 33,8±10,4

STAI-1 DURUMLUK

KAYGI PUANI 3. VİZİT

33,6±6,2 37,0±8,8 36,9±8,5 35,7±8,3 37,7±7,6*** 29,1±8,1***

STAI-2

SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

1.VİZİT

47,0±8,0**** 40,6±10,8**** 42,4±9,2 41,9±11,5 43,6±10,5 35,1±6,9

STAI-2 SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

2. VİZİT

42,8±7,6 38,4±9,8 40,7±11,1 38,6±8,2 40,8±9,7*** 33,0±4,8***

STAI-2 SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

3. VİZİT

35,8±5,8 36,7±7,6 37,2±7,5 36,1±7,0 37,6±7,2 32,3±5,4

*Kemoterapi alanlarda Hamilton depresyon puanları arasında 2. ve 3. Vizitte istatistiksel olarak anlamlı yükseklik vardı (2. Vizit=0,02; 3. Vizit=0,012). **Kemoterapi alanlarda Hamilton anksiyete puanları arasında 3. Vizite istatistiksel olarak anlamlı yükseklik vardı (p=0,034). *** Kemoterapi alanlarda STAI-1 3. Vizit ve STAI-2 2. Vizitte istatistiksel olarak anlamlı yükseklik vardı (STAI-1 3. Vizit p=0,022; STAI-2 2. Vizit p=0,035). ****Hormonterapi alanlarda STAI-1 1. Vizit ve STAI-2 1. Vizitte statistiksel olarak anlamlı yükseklik vardı (STAI-1 1. Vizit p=0,044; STAI-2 1. Vizit p=0,044)

Page 46: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

37

Çalışmamızda mensturasyonu olanlarla olmayan grup karşılaştırıldığında;

mensurasyonu olanlarda; 1.vizitte STAI-1 ölçeğinde istatistiksel olarak anlamlı bir

yükseklik saptandı (p<0,05).

40 yaş ve altı grupla, 40 yaş üstü grubun HAM-A, HAM-D, STAI-1,STAI-2

puanları arasında anlamlı bir fark yoktu.

Erken evre ve geç evrede olan hasta grupları anksiyete ve depresyon puanlarına

göre karşılaştırıldığında; gruplar arasında anlamlı bir fark saptanmadı (Tablo.8).

Page 47: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

38

Tablo-8. Menapoz, Yaş ve Hastalık Evresine Göre Hamilton Depresyon, Anksiyete, Durumluk ve Süreklilik Anksiyete Puanları

MENSTRUASYON

YAŞ EVRE

VAR YOK 40> 40< ERKEN GEÇ

HAMİLTON DEPRESYON

1.VİZİT 11,4±6,1 9,1±6,7 10,3±5,1 10,5±6,9 9,7±6,7 11,5±5,9

HAMİLTON DEPRESYON

2. VİZİT 9,0±5,0 7,5±3,8 8,5±4,8 8,3±4,5 7,9±4,4 9,07±4,8

HAMİLTON DEPRESYON

3. VİZİT 5,5±4,3 7,3±5,4 6,0±4,6 6,3±5,0 5,5±4,0 7,3±5,8

HAMİLTON ANKSİYETE

1.VİZİT 12,2±6,8 9,8±7,7 11,6±6,2 11,1±7,7 11,1±8,0 11,5±6,0

HAMİLTON ANKSİYETE 2.

VİZİT 9,9±7,2 8,2±5,3 9,7±6,7 9,0±6,5 9,05±7,1 9,4±5,8

HAMİLTON ANKSİYETE 3.

VİZİT 5,0±3,1 8,9±7,9 5,5±3,5 7,0±6,6 6,1±6,1 7,2±5,7

STAI-1

DURUMLUK KAYGI PUANI

1. VİZİT 50,8±11,0* 39,5±10,9* 49,8±11,5 44,6±12,3 46,1±12,5 46,1±12,1

STAI-1 DURUMLUK

KAYGI PUANI 2. VİZİT

40,7±11,3 37,0±8,7 42,6±14,3 37,7±11,5 38,8±10,5 39,7±15,1

STAI-1 DURUMLUK

KAYGI PUANI 3. VİZİT

35,1±7,0 37,7±9,9 35,7±7,8 36,4±8,6 34,9±8,9 38,0±7,3

STAI-2

SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

1.VİZİT 43,3±7,7 40,5±13,6 42,3±6,0 42,0±11,9 40,5±10,4 44,5±10,4

STAI-2 SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

2. VİZİT 41,3±8,5 36,9±10,4 41,7±9,4 38,5±9,5 37,3±7,3 42,5±11,5

STAI-2 SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

3. VİZİT 36,5±6,2 36,5±8,5 37,6±5,1 36,1±7,9 34,8±6,4 39,0±7,6

*Menstruasyonu olanlarda STAI-1 1. Vizitte istatistiksel olarak anlamlı yükseklik vardı (p=0,006).

Page 48: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

39

Geçirilmiş psikiyatrik hastalık öyküsü olanlarla olmayanlar HAM-D, HAM-A,

STAI-1,STAI-2 puanlarına göre karşılaştırıldıklarında; gruplar arasında istatistiksel

olarak anlamlı fark saptanmadı. Ailesinde psikiyatrik hastalık öyküsü olanlarla olmayan

gruplar arasında da anlamlı fark yoktu.

Aile öyküsünde meme kanseri olan grupla olmayan grup karşılaştırıldığında;

ailesinde meme kanseri öyküsü olan grupta, STAI-1 ve STAI-2 (1.ve 2.vizitte)

puanlarında istatistiksel olarak anlamlı yükseklik saptandı (Tablo.9).

Page 49: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

40

Tablo-9. Ailede Psikiyatrik Hastalık, Meme Kanseri ve Geçirilmiş Psikiyatrik Hastalık Öyküsü Varlığına Göre Hamilton Depresyon, Anksiyete, Durumluk ve Süreklilik Anksiyete Puanları

GEÇİRİLMİŞ

PSİKİYATRİK HASTALIK ÖYKÜSÜ

AİLEDE RUHSAL HASTALIK ÖYKÜSÜ

AİLEDE MEME KANSERİ ÖYKÜSÜ

VAR YOK VAR YOK VAR YOK

HAMİLTON DEPRESYON

1.VİZİT 10,07±6,3 10,7±6,6 10,8±6,3 10,3±6,5 11,6±6,7 10,2±6,4

HAMİLTON DEPRESYON

2. VİZİT 9,0±5,2 8,0±4,2 8,5±5,4 8,3±4,4 10,0±5,7 8,0±4,3

HAMİLTON DEPRESYON

3. VİZİT 5,9±3,7 6,4±5,4 4,6±4,8 6,6±4,8 5,0±1,5 6,5±5,2

HAMİLTON ANKSİYETE

1.VİZİT 11,7±7,8 10,9±6,9 10,3±6,2 11,4±7,5 11,3±6,7 11,2±7,4

HAMİLTON ANKSİYETE 2.

VİZİT 10,9±7,3 8,1±5,8 9,1±8,7 9,2±6,1 10,5±7,9 8,9±6,3

HAMİLTON ANKSİYETE 3.

VİZİT 7,6±6,3 6,0±5,6 3,8±3,1 7,2±6,2 5,1±2,5 6,9±6,3

STAI-1

DURUMLUK KAYGI PUANI

1. VİZİT 43,2±12,6 47,9±11,8 46,3±9,3 46,1±12,8 50,1±11,9* 45,2±12,3*

STAI-1 DURUMLUK

KAYGI PUANI 2. VİZİT

35,8±13,6 41,2±11,4 32,0±15,7 40,7±11,3 44,5±13,5* 38,0±12,0*

STAI-1 DURUMLUK

KAYGI PUANI 3. VİZİT

35,3±6,1 36,7±9,5 32,8±6,5 36,9±8,5 37,0±4,1 36,0±9,0

STAI-2

SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

1.VİZİT 41,6±9,7 42,4±11,1 45,5±4,7 41,4±11,2 48,8±9,3* 40,7±10,2*

STAI-2 SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

2. VİZİT 38,5±9,5 401±9,6 42,3±4,8 38,8±10,1 49,3±11,2* 37,3±7,7*

STAI-2 SÜREKLİLİK KAYGI PUANI

3. VİZİT 36,2±7,3 36,7±7,2 36,8±8,7 36,5±6,9 40,5±5,9* 35,7±7,2*

*Aile öyküsünde meme kanseri olan hastalarda STAI-1 durumluk ve STAI-2 süreklilik kaygı puanı 1. ve 2. vizitlerinde istatistiksel olarak anlamlı yükseklik vardı ( STAI-1 1. visit p =0,025; STAI-2 1.visit p=0,011).

Page 50: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

41

Anksiyete ve depresyon varlığı, kesme puanına göre değerlendirildiğinde

(HAM-D için 17, HAM-A için 15); hastaların ameliyat öncesi dönemde %20,6’sı,

ameliyat sonrası erken ve geç dönemde %5,9’u depresyon açısından riskli olarak

bulundu. Anksiyete açısından riskli grup oranı ise cerrahi tedavi öncesi %29,4, cerrahi

tedavi sonrası erken dönemde %20,6 ve cerrahi tedavi sonrası geç dönemde %8,8 olarak

saptandı (Tablo.10).

Tablo 10. Cerrahi Öncesi, Cerrahi Sonrası Erken ve Geç Dönemlerde Depresyon ve Anksiyete Varlığı

CERRAHİ ÖNCESİ (1.VİZİT)

N (%)

CERRAHİ SONRASI

ERKEN DÖNEM (2. VİZİT)

N (%)

CERRAHİ SONRASI GEÇ

DÖNEM (3. VİZİT)

N (%)

P GRUPLAR ARASI

FARKLILIK

DEPRESYON VARLIĞI 7 (20,6) 2 (5,9) 2 (5,9) Cochran

Q=6,25 df=2

p=0,044

P=0,063*

ANKSİYETE VARLIĞI

10 (29,4) 7 (20,6) 3 (8,8) Cochran Q=7,4 df=2

p=0,025

1>3

*Cerrahi öncesi ve cerrahi sonrası erken dönem grupları arasındaki fark istatistiksel olarak

anlamlı değildir.

Page 51: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

42

5. TARTIŞMA

Kadın meme kanseri hastalarının %20-%35’i hastalıklarının belli bir noktasında,

hastalığın evresi ve tedavi durumundan bağımsız olarak, depresyon ve anksiyete

yaşamaktadırlar101. Diğer yandan, ameliyat döneminde hastaların %33’nde klinik

düzeyde anksiyete ve depresyon ortaya çıkmakta, hastaların %50’si ise bu problemleri

hastalıklarının ilk yılında, herhangi bir zamanda yaşamaktadır102. Meme kanseri

ameliyatını takip eden bir yıllık süreçte, önemli oranda hastada anksiyete (%21-%27) ve

depresyon (%14-%21) belirtileri görülmektedir103,104.

Kanserin farklı aşamalarında gözlemlenen klinik depresyon ve anksiyete,

sıklıkla yaşanılan güçlüklerin doğasına ve yoğunluğuna bağlıdır105. Tanı aşamasında,

hastalar kanseri kabullenme ve başa çıkma ile ilgili güçlüklere bağlı olarak karmaşık

duygular yaşarlar. Tedavi sürecinde hasta, ameliyat ve radyoterapi ve kemoterapinin

yan etkileri ile baş etmek zorunda kaldığından depresyon ve/veya anksiyete yaşayabilir.

Tedaviyi takip eden süreçte ise, hastalığın tekrar etmesi ya da metastaz endişesine bağlı

olarak birtakım sorunlar yaşarlar106.

Meme kanseri olan hastalarda anksiyete, depresyon ve yaşam kalitesine ilişkin

çalışmaların genelde kesitsel veya geriye dönük olduğu görülmektedir107,108. İleriye

dönük bir çalışma olan bu çalışma, yeni meme kanseri tanısı alan 34 hastanın cerrahi

tedavi öncesi, cerrahi tedavi sonrası erken ve geç dönem anksiyete ve depresyon

düzeyiyle ilgili verileri içermektedir. Çalışmamızda tedavi öncesi anksiyete ve

depresyon düzeylerinin, tedavi sonrası erken ve geç dönemden daha yüksek, tedavi

sonrası erken dönemdeki anksiyete ve depresyon düzeylerinin de, tedavi sonrası geç

dönemden daha yüksek olduğu saptandı. Sonuçlar anksiyete ve depresyon düzeylerinin

giderek azaldığı yönündedir.

Çalışmamızda, Hamilton anksiyete, Hamilton depresyon, süreklilik ve

durumluk kaygı ölçeklerinde üç dönem arasında istatistiksel olarak anlamlı fark

saptanmıştır. Elde edilen veriler sonucunda 1. Vizitteki anksiyete ve depresyon

düzeyinin 2. ve 3. viziten, 2. vizitteki anksiyete ve depresyon düzeyinin de 3. vizitten

istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğu saptandı. Çalışmamıza benzer

sonuçların bulunduğu, Vahdaninia ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, anksiyete ve

depresyon puan ortalamalarının zamanla düştüğü, ancak 18. ayda Hastane Anksiyete

Page 52: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

43

Depresyon ölçeği (HAD) kesme puanına göre anksiyete oranının %38,4 ve depresyon

oranının %32,3 olduğu belirtilmiştir109. Meme kanseri tanısı öncesi ve ameliyat sonrası

1, 3, 6. ve 12.aylarda depresif belirtilerin değerlendirildiği başka bir çalışmada da, tanı

öncesi %40,9 olan oranın bir yıl sonra %27,8’e düştüğü saptanmış ve zaman içinde

depresif belirtilerin iyileştiği bildirilmiştir110.

Literatürde aynı dönemlere ilişkin farklı oranlar bildirilmektedir. Schou ve

arkadaşları, yeni meme kanseri tanısı konmuş hastaları HAD ölçeği ile tanı dönemi,

ameliyat sonrası 3. ayda ve bir yıl sonrasında değerlendirdiklerinde, sırasıyla anksiyete

prevalansını %34, %24, %26 ve depresyon prevalansını %12, %6, %9 olarak

saptamışlardır111. Hopwood ve arkadaşları ilerlemiş meme kanseri olan 211 hastayı

HAD ile değerlendirdiklerinde %27’sinde anksiyete ve/veya depresyon saptamışlardır.

1-3 ay sonra 155 hastanın %13’ünde anksiyete ve/veya depresyonun devam ettiğini

bulmuşlardır112. Meme kanseri ile ilgili yapılan 5 yıllık bir takip çalışmasında, kaygı

düzeyinin tümörün tespiti ile arttığı, ameliyat öncesi en üst seviyeye ulaştığı, 1 yıl süre

ile sabit kaldığı ve ameliyattan yaklaşık 1 yıl sonra gerilediği bildirilmiştir113. Öte

yandan Christensen ve arkadaşları 4917 kadını değerlendikleri ve izledikleri kohort

çalışmasında, meme kanseri cerrahisini takiben depresif bulguların arttığını

bildirmişlerdir114.

Görüldüğü gibi birinci yılda anksiyete ve/veya depresyon oranının düştüğünü

bildiren çalışmalardaki oranlar, halen ülkemizdeki genel kadın populasyondaki

oranlardan (anksiyete bozukluğu %8,9, depresif bozukluk %9,8) yüksektir115. Burgess

ve arkadaşları da 222 erken dönem meme kanserli kadında depresyon ve anksiyete

bozukluklarını tanı sırasında %33, bir yıl sonra %15 ve nüks tanısı konulduğunda %45

olarak saptamıştır ve aynı çalışmada, meme kanseri olan kadınlarda anksiyete ve/veya

depresyon oranının genel kadın populasyonundaki oranın iki katı olduğunu

belirtmişlerdir113.

Literatürde yer alan araştırmaların örneklemi (hastalık ve tedavi dönemi),

yöntemi ve değerlendirme araçları farklı olsa da, sonuçlar hastaların ciddi anksiyete ve

depresyon geliştirme riskinin yüksek olduğunu göstermektedir116,117. Meme kanserli her

10 kadından 4’ünün yüksek düzeyde anksiyete veya depresyon yaşadığı

belirtilmektedir118. Ramirez ve arkadaşları, 91 hastayı ameliyat öncesi, ameliyat sonrası

3. ve 12. ayda Hastane Anksiyete Depresyon (HAD) ölçeği ile değerlendirdiklerinde,

Page 53: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

44

hastaların %55’inde bir veya daha fazla değerlendirme zamanında anksiyete ve/veya

depresyon bildirmişlerdir119. Grabsch ve arkadaşları, 227 ileri evre meme kanseri

hastasının %35,7’sinde depresyon ve/veya anksiyete saptamışlardır120. Kissane ve

arkadaşlarının 503 meme kanseri hastasında yaptıkları çalışmada bu oran erken evre

hastalarında (n=303; ortalama ameliyat sonrası 3 ay) %45,3, ileri evre hastalarında

(n=200; ortalama tanı sonrası 63 ay) %37 olarak bulunmuştur121. Mehnert ve

arkadaşları ortalama 47 ay önce meme kanseri tanısı konmuş 1083 hastayı HAD ölçeği

ile değerlendirdikleri çalışmada, hastaların %38,2’sinde anksiyete, %22,2’sinde

depresyon saptamışlardır122.

Literatürde kanser hastalarının hastalık sürecinin her aşamasında çeşitli ve

karmaşık duygusal, ruhsal ve davranışsal tepkileri gösterebildikleri bildirilmiş olmakla

birlikte123,124 çeşitli çalışmalarda da, çalışmamızın sonuçlarıyla uyumlu olarak, tanı

süresi uzadıkça meme kanserli hastaların duygusal değişimlere uyum sağladıkları ve baş

etme kapasitelerinin arttığı bildirilmiştir125,126,127.

Kanser hastalarında tanı aşamasında, ameliyat öncesi dönemde, yeni bir tedaviye

başlarken, tahlil ve tetkik sonuçlarını beklerken ve nüks ihtimali olması halinde kaygı

en yüksek düzeydedir128. Adjuvan tedavi alan hastalarla almayanlar karşılaştırıldığında,

alanların depresyon düzeyinin yüksek olduğu saptanmıştır129,130. Meme kanserinde

uygulanan tedaviler, hastaların yaşam süresini uzatmakla birlikte, ağır yan etkileri de

beraberinde getirmektedir. Over eksikliği, erken menapoza girme, hormonal bozulma

ve cinsel fonksiyonlardaki sorunlar, kemoterapi ve hormon tedavisinin olası yan

etkileridir. Bu yan etkiler, aynı zamanda doğurganlığı da etkilemekte ve özellikle çocuk

sahibi olmak isteyen kadınlarda psikososyal sorunlara neden olmaktadır131,132.

Çalışmamızda hormon tedavisi alan grupla almayan grup karşılaştırıldığında, süreklilik

ve durumluk kaygı ölçeklerinde 1. vizitte istatistiksel olarak anlamlı yükseklik saptandı.

Literatürde kemoterapi ve radyoterapi alan hastalarda da depresif bulgularının

prevalansının arttığı bildirilmektedir133,134. Kemoterapi alan meme kanseri hastalarında

radyasyon tedavisi alanlara göre daha fazla anksiyete deneyimleri olduğu

gösterilmiştir135. Çalışmalar kemoterapötik ajan kullanımının, depresyon gelişmesinde

bir risk faktörü olduğunu göstermektedir136,137. Ahn ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada

ise meme kanseri nedeniyle radyoterapi alanlar ve almayanlar arasında anlamlı bir

farklılık gösterilememiştir138. Çalışmamızda da radyoterapi alan grupla almayan grup

Page 54: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

45

karşılaştırıldığında anksiyete ve depresyon düzeyleri arasında anlamlı bir fark yoktu,

ancak kemoterapi alan grupta, almayan gruba göre; Hamilton depresyon(2. ve 3. vizit),

Hamilton anksiyete (3.Vizit ), durumluk kaygı(3.vizit), süreklilik kaygı (2. vizit)

ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı yükseklikler saptandı. Birinci vizitte yükseklik

olmamasının nedeninin, bu dönemin preoperatif hazırlık dönemine, yani hastalara henüz

kemoterapötik ajan uygulanmadığı döneme denk gelmesine bağlı olabileceği düşünüldü.

Kanser gibi insan yaşamını tehdit eden bir stresle karşılaşan ve geçirilmiş ruhsal

sorunları olan bireyler, yeni durumla baş etmede yetersiz kalabilmekte dolayısıyla uyum

sürecini başlatmada güçlükler yaşayabilmektedirler. Önceden var olan psikiyatrik

sorunlar kanser hastalarında psikiyatrik bozukluklara yatkınlık sağlayan önemli

etmenlerden biri olarak bildirilmektedir139,140,141. Çalışmamızda daha önce ruhsal

hastalık sebebiyle tedavi görenlerde depresyon ve anksiyete düzeyleri farklı

bulunmamıştır. Bu durum daha önce ruhsal hastalık nedeniyle tedavi gören hastaların

yeni bir kriz karşısında daha çabuk tedavi arayışına girmelerinden kaynaklanıyor

olabilir. Nitekim bu hasta grubunda bazı hastaların tanı aşamasında tekrar antidepresan

tedaviye başlamış oldukları veya daha önce kullandıkları antidepresan tedaviye devam

ediyor oldukları gözlendi.

Çalışmamızda, ailesinde ruhsal hastalık olanlarla olmayanların depresyon ve

kaygı düzeyleri açısından, anlamlı bir fark yoktu. Bu durumun kanser gibi yaşamı

tehdit eden bir hastalığın herkeste benzer şekilde tepkilere yol açmasından

kaynaklanabileceği veya bireysel farklılıklara bağlı olabileceği düşünüldü.

Meme kanserinde uygulanan ameliyat tiplerinin ruhsal ve sosyal alanlara etkileri

tartışmalıdır. Beden algısı, benlik saygısı, cinsel işlevler ve eş uyumuna etkilerini

araştıran yeterli randomize kontrollü çalışma bulunmasa da142 bazı çalışmalar meme

rekonstruksiyonunun bu açılardan total mastektomiye üstün olduğunu belirtirken143, 144,

145, 146, 147 bazıları anlamlı bir farklılık saptamamışlardır148, 149, 150, 151, 152, 153, 154. Al-

Ghazal ve arkadaşları (1999) primer meme kanseri tedavisinde kozmetik sonuçların

ruhsal ve sosyal alanlara etkilerini araştırdıkları çalışmalarında, yapılan ameliyatın

kozmetik sonuçlarının iyi olduğu hasta grubunda, anksiyete-depresyon, beden algısı,

benlik saygısı ve cinsellik ile kozmetik sonuçlar arasında anlamlı bir ilişki

gözlediklerini belirtmişlerdir146. Al-Ghazal ve arkadaşları (2000) yaptıkları başka bir

çalışmada meme kanserinin cerrahi tedavisinde uygulanan meme koruyucu ameliyat,

Page 55: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

46

total mastektomi ve total mastektomi sonrası meme rekonstruksiyonu ameliyatlarının

psikolojik etkilerini ve hasta memnuniyetini araştırmış, beden algısı, benlik saygısı,

depresyon-anksiyete, cinsel doyum açısından en iyi sonucu meme koruyucu

ameliyatların verdiğini, bunu meme rekonstruksiyonunun izlediğini, bu bağlamda meme

rekonstruksiyonunun total mastektomiye üstün olduğunu belirtmişlerdir147. Rowland ve

arkadaşları benzer yöntem ile yaptıkları çalışmalarında ise beden algısı, cinsellik,

depresyon, yaşam kalitesi ve eş uyumu açısından en iyi sonuçların meme koruyucu

ameliyatlarla alındığını belirtirken, meme rekonstruksiyonunun total mastektomiye

üstün olmadığını belirtmişlerdir153.

Konuyla ilgili yapılan benzer araştırma bulguları incelendiğinde ise bu konuda

farklı sonuçların elde edildiği görülmüştür. Soygur ve arkadaşları tedavisine başlanmış

ve başlanmamış meme kanserli hastalarda psikiyatrik tanı dağılımı yönünden bir

farklılık olmadığını155, Önen Sertöz ve arkadaşları ameliyat tipinin hastalarda cinsel

doyuma ve eş uyumuna bir etkisinin olmadığını, bununla birlikte total mastektominin

hastalar üzerinde beden algısı ve benlik saygısı açısından olumsuz etkisinin olduğunu

bildirmişlerdir156.

Çalışmamızda meme koruyucu cerrahi uygulananlar ile mastektomi yapılanların

Hamilton anksiyete, Hamilton depresyon, süreklilik ve durumluk kaygı düzeyleri

karşılaştırıldığında; her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu.

Çalışmamıza benzer sonuçların elde edildiği Wolberg ve ark. tarafından yapılan bir

çalışmada, mastektomi olan 78 hasta ve meme koruyucu cerrahi uygulanmış 41 hasta

karşılaştırılmış, iki grup arasında ameliyat sonrası uyumları, psikopatolojileri ve cinsel

problemleri bakımından çok küçük farklar bulunmuştur157. Yani psikolojik sorunlar

meme koruyucu cerrahi ile ortadan kaldırılamamıştır. Konuyla ilgili bir diğer araştırma

Meyer ve Aspergen (1988) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada, radikal mastektomi

yapılmış bir grup hasta ile meme koruyucu cerrahi uygulanmış, aynı zamanda

radyoterapi alan bir grup hastayı 5 yıl boyunca incelemişlerdir. Psikiyatrik bozukluk,

evliliğe uyum ve kanserin tekrarlama korkusu bakımından mastektomi olmuş kadınların

%30'u, meme koruyucu cerrahi uygulanmış kadınların %29'u benzer sonuçlar

göstermişlerdir158. Ancak meme koruyucu cerrahi, kadının dişilik kimliğini ve vücut

görüntüsünü kabullenmeyi kolaylaştırmıştır158.

Page 56: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

47

Schover, meme ilgili bir yazısında meme kanseri teşhisinden sonra meme

koruyucu cerrahi uygulamanın veya protez takmanın cinsel problemlerin

iyileştirilmesine etkisinin az olduğunu belirtmiştir159. Yapılan araştırmalarda meme

koruyucu cerrahi uygulamalarının, kadının dişilik kimliğini ve beden algısını

kabullenmeyi kolaylaştırdığı, ancak psikolojik kaygı, psikiyatrik bozukluk, aile uyum

ve mutluluğu, cinsel ilişki sıklığı ve cinsel uyum açısından total mastektomi ve parsiyel

mastektomi grupları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir. Bu bulgular

ışığında çalışma grubumuzda ameliyat tipinin beden algısı, benlik saygısı ve eş

uyumuna etkileri araştırılmamış olmakla birlikte, ameliyat tipinin depresyon ve

anksiyete düzeyinde belirgin bir fark yaratmadığı yönündeki sonucun literatürle uyumlu

olduğunu belirtebiliriz.

Yaşın meme kanseri olan hastalarda depresyon ve anksiyete düzeylerine etkisi

incelendiğinde, bazı çalışmalarda; genç hastalara göre yaşı ilerlemiş olan meme kanserli

hastaların anksiyete düzeylerinin daha düşük olduğu görülmüştür160,161. Bu konudaki

açıklamalara bakıldığında genç meme kanserli hastaların (≤40 yaş) düşkün olarak

hayatta kalma ve daha ağır psikososyal etkilerle karşılaşma yönünden meme kanserini

hayatları için büyük bir tehdit olarak görebildikleri veya hayatlarını tehdit eden hastalığı

yönetecek daha az stratejiye ve kaynağa sahip oldukları yönündedir162,163. Oysa

Fotopoulis ve arkadaşlarının çok merkezli yaptıkları bir çalışmada ise yaşlı kadınlarda

zorlanmanın daha yüksek olduğu gösterilmiştir164. Yaşlı hastalar genç hastalara oranla

çevresel değişimlere ve yeniliklere daha zor uyum gösterirler. Alışık olmadığı ortamlara

(hastane gibi) ve agresif tedavilere uyumda daha fazla güçlük yaşayabilirler. Yine

tedavi ekibi tarafından ihmal edilme korkusu, diğerlerine yük olma korkusu yaşlı

hastalarda gençlere oranla daha sıktır. Araştırmalar yaşlıların stres karşısında duygusal

odaklı baş etme eğiliminde olduklarına işaret etmektedir. Duygusal odaklı baş etme,

daha pasif, bireysel ve duyguları bastırma ile ilişkilidir2. Bu nedenle yaşlı hastalar

kanserin tanı ve tedavi sürecinde daha fazla zorlanma yaşıyor olsalar bile duygularını

bastırmaları nedeniyle, genç hastalara oranla daha az kaygılı olabilirler. Çalışmamızda,

40 yaş ve altı grupla, 40 yaş üstü grubun Hamilton depresyon, Hamilton anksiyete ve

süreklilik kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir fark yoktu. Ancak 40 yaş ve altı grupta 1.

ve 2. vizitte durumluk kaygı düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı olmasa da daha

yüksek olarak saptandı.

Page 57: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

48

Meme kanseri evresi ile psikolojik morbidite arasındaki ilişki tartışmalıdır.

Literatür incelendiğinde, kanserli hastalarda hem tedavi ve bakım hem de hastalığın

algılanmasında, hastalığın bulunduğu evrenin belirleyici olduğunu, tümörün evresinin,

kişinin yaşam süresine doğrudan etki etmekle birlikte, ileri dönemde tedavi ve bakım

amaçlı yapılan girişimler ve hastanede kalma sürelerinde meydana gelen uzamayı da

beraberinde getirdiğini, bu nedenle ileri evrede bulunan hastaların anksiyete ve

depresyon seviyelerinde yükselme görüldüğünü bildiren çalışmaların yanı sıra, Evre 0

ile invazif meme kanserli hastaların, benzer psikolojik morbiditeye sahip olduğunu

gösteren çalışmalar da mevcuttur165,166,167. Çalışmamızda erken evre ve geç evrede olan

hasta grupları karşılaştırıldığında, geç evrede olanların Hamilton Depresyon ve

süreklilik kaygı düzeylerinin 1. 2. ve 3. vizitte istatistiksel olarak anlamlı olmasa da

daha yüksek olduğu görüldü. Bu durum da ileri evre meme kanserinin depresyon

gelişmesinde bir risk faktörü olarak belirlendiği çalışmalarla uyumlu bir bulgudur.

Çalışmamızda mensturasyonu olanlarla olmayan grup karşılaştırıldığında;

mensturasyonu olanlarda; 1. vizitte durumluk kaygı ölçeğinde istatistiksel olarak

anlamlı bir yükseklik saptandı. Schrover tarafından yapılan bir çalışmada, meme

kanserinin premenopozal kadınlarda benlik saygısını ve cinsel fonksiyon görmeyi daha

fazla etkilediği belirtilmiştir131. Yine literatür incelendiğinde, meme kanserli genç

kadınların daha düşük benlik saygısına sahip oldukları, beden algısı ve cinsellik

hakkında daha fazla kaygı duydukları ve duygusal stres yaşadıkları168, bununla beraber

ileri yaş grubundaki kadınların genç hastalara göre daha az cinsel problem yaşadıkları

bildirilmiştir169,170.

Çalışmamızda ortaya çıkan bir diğer sonuç da; ailesinde meme kanseri öyküsü

olan grupta (%17,6) durumluk ve süreklilik kaygı ölçeklerinde 1. ve 2. vizite

istatistiksel olarak anlamlı bir yükseklik olmasıdır. Günümüz şartlarında meme

kanserindeki genetik geçişin toplumumuzun çoğu kesimince biliniyor olması dikkate

alındığında, ailesinde meme kanseri olanların daha duyarlı olması ve kaygı düzeyinin

daha yüksek olması bir bakıma beklenen bir durumdur. Yine elimizde net bir veri

olmamasına rağmen ailesinde meme kanseri öyküsü olanların, kanserli kişiyi model alıp

nasıl bir süreçten geçeceğini bilmesi de, kaygı düzeyini artıran bir faktör olabilir.

Kanser sadece hastayı değil onun yakın çevresini, ailesini ve arkadaşlarını da

olumsuz şekilde etkilemektedir. Cassileth ve Steinfeld memesi alınan kadının kocasına

Page 58: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

49

karşı kendini seksüel açıdan yetersiz ve eksik hissedip ondan uzaklaştığını, kocanın ise

çoğu kez eşinin üzerine gereğinden fazla düştüğünü, zaman zaman ise eşinin dişilik

özelliğini yitirdiği endişesiyle cinsel yakınlaşmadan kaçtığını belirtmektedirler171.

Çalışmamızda da literatürle uyumlu olarak hastaların % 58,8’ inde hastalıktan sonra

eşinin davranışlarının daha yakın olduğu ve %55,9’ unda da ameliyattan sonra cinsel

ilişki sıklığının azaldığı saptandı.

Çalışmamıza katılan hasta grubunun %70,6’ sının hastalığını kadere bağlaması

toplumsal yapımıza özgü bir bulgudur. Kadere bağlamak, sorun ile baş etme

yöntemlerinden biri olup, şüphesiz kabullenmeyi kolaylaştıracaktır. İkinci olarak da

%17,6 oranında kalıtıma bağlayanların, ailesinde meme kanseri öyküsü olan grup

(%17,6) tarafından oluşması dikkat çekiciydi.

Sonuç olarak, hastaların anksiyete ve depresyon düzeyleri zaman içerisinde

azalsa da tanıdan itibaren ve tedavi sürecinde saptanan oranlar, hastaların psikiyatrik

yardıma ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle meme kanserli tüm kadınların

psikososyal açıdan değerlendirilmesi önemlidir. Ancak hastaların psikolojik durumu

sıklıkla göz ardı edilebilmekte, psikiyatrik bozukluklar tanınmamakta ve tedavi

edilmemektedir172, 173, 174, 175. Psikiyatrik bozukluğun ve ilişkili psikolojik faktörlerin

anlaşılması tıbbi tedavinin planlanmasında ve sonuçlarında önemlidir. Çalışmalar

psikiyatrik morbiditenin bulgu yükünün artması, tedaviye uyumun azalması ve yaşam

kalitesinin bozulmasıyla ilişkili olduğunu göstermektedir 173, 176, 177. Genel cerrahi ve

onkoloji kliniklerinde çalışan sağlık profesyonellerinin depresyonu ve anksiyeteyi

tanımasına, yönlendirmesine ve psiko-onkoloji hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına

ihtiyaç vardır.

Page 59: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

50

6. SONUÇ VE ÖNERİLER

Kadınlarda görülen kanser türleri arasında ilk sırada yer alan meme kanseri,

sıklığında ve sağ kalım oranındaki artışla beraber, psikolojik tepkilerin ve psikiyatrik

bozuklukların incelenmesinin de önemini artırmaktadır

Çalışmamızda dikkat çekici olan, meme kanseri hastalarında anksiyete ve

depresyon düzeyinin en fazla ameliyat öncesi dönemde olduğu, ameliyat sonrası

dönemde de azalarak devam ettiğidir. Anksiyete ve depresyon düzeyleri zaman

içerisinde azalsa da tanıdan itibaren ve tedavi sürecinde saptanan oranlar, hastaların

psikiyatrik yardıma ihtiyacı olduğunu göstermektedir.

Meme kanserli kadınlar, tedavi öncesinde, tedavi sürecinde ve tedavi sonrasında

çeşitli psikiyatrik sorunlar yaşamaktadırlar. Bu hastalarda psikiyatrik sorunların

hastalığın seyrini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediği göz önüne alınırsa,

Liyezon psikiyatrisi ile onkoloji arasında yakın işbirliğinin önemi artmaktadır. Erken

tanı ve tedavi amacıyla onkoloji kliniklerinde kullanılabilecek bazı tarama testleri

yararlı olacaktır.

Tedavi yaklaşımında biyo-psiko-sosyal modelin benimsenmesi ve hastanın

bütüncül ele alınması gerekmektedir. Bu bakımdan sağlık profesyonellerinin meme

kanserli kadınların psikososyal gereksinimlerini bütüncül bir yaklaşımla

değerlendirmeleri ve bu doğrultuda bilgi vermeye, emosyonel ve sosyal destek

sağlamaya odaklanan girişimlerde bulunmalarına ihtiyaç vardır.

Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, hasta sayısının kısıtlılığı nedeniyle toplum

geneline uyarlanamaz. Ancak bu sonuçlar hastaların yaşadıkları psikososyal

zorlanmalar ve tedaviye uyumu açısından önemli ipuçları vermektedir. Bu konuda daha

kapsamlı, çok merkezli çalışmaların yapılması, meme kanserli hastalarda psikiyatrik

bozuklukların ve ilişkili faktörlerin daha iyi anlaşılmasına olanak sağlayacaktır.

Page 60: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

51

7. KAYNAKLAR

1. Özkan S. Psikiyatrik ve psikososyal acıdan kanser. 5. Ulusal Konsultasyon Liyezon Psikiyatrisi

1998-1999 Kongre Kitabı, İstanbul, 140-153.

2. Özkan S. Psiko-onkoloji. 1. Baskı, İstanbul: Form Reklam Hizmetleri, 2007.

3. Holland JC. History of pyscho- oncology: overcoming attitudinal and conceptual barriers. Pyschosom Med 2002;64:206-21.

4. Lepore SJ, Coyne JC. Psychological interventions for distress in cancer patients: a review of reviews. Ann Behav Med 2006;32: 85-92.

5. Gagnon P, Massie MJ, Holland JC. The woman with breast cancer: Psychosocial considerations. Cancer Bulletin 1993;45:538-542.

6. Baider L, Andritsch E, Uziely B et al. Do different cultural settings affect the psychological distress of women with breast cancer? A randomized study. Eur J Cancer Care. 2003:12:263-273.

7. Jemal A, Siegel R, Ward E, Hao Y, Xu J, Thun MJ. Cancer statistics. CA Cancer J Clin 2009; 59: 225-249.

8. Tuncer M. Significance of cancer in Turkey, the burden of disease and cancer control policies (Volume 74). In: Tuncer M. eds. Cancer Control in Turkey, Ankara, Onur Press, Health Ministry Publication, 2008:5-9.

9. Özmen V, Fidaner C, Aksaz E ve ark. Meme Sağlığı Dergisi, 2009; 5:125-134.

10. Rosner B, Colditz GA, Willett WC. Reproductive risk factors in a prospective study of breast cancer: The Nurses’ Health Study. Am J Epidemiol 1994; 139: 819-835.

11. Familial breast cancer: collaborative reanalysis of individual data from 52 epidemiological studies including 58,209 women with breast cancer and 101,986 women without the disease. Lancet 2001;358: 1389.

Page 61: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

52

12. Lynch HT, Watson P, Conway TA, Lynch JF. Clinical/genetic features in hereditary breast cancer. Breast Cancer Res Treat 1990; 15: 63-71.

13. Ellisen L, Haber D. Hereditary breast cancer. Ann Rev Med 1998: 49:425-436.

14. John EM, Kelsey JL. Radiation and other environmental exposures and breast cancer. Epidemiol Rev 1993; 15: 157-162.

15. Kelsey JL, Fischer DB, Holford TR, LiVoisi VA, Mostow ED, Goldenberg IS. White C. Exogenous estrogens and other factors in the epidemiology of breast cancer. J Natl Cancer Inst 1981; 67: 327-333.

16. Breast cancer and hormonal contraceptives: collaborative reanalysis of individual data on 53 297 women with breast cancer and 100,239 women without breast cancer from 54 epidemiological studies. Collaborative Group on Hormonal Factors in Breast Cancer. Lancet 1996; 347: 1713.

17. Hankinson SE, Colditz GA, Manson JE, Willett WC, Hunter DJ, Stampfer MJ, Speizer FE. A prospective study of oral contraceptive use and risk of breast cancer. Cancer Causes Control 1997; 8: 65-72.

18. Marchbanks PA, McDonald JA, Wilson HG, Folger SG, Mandel MG, Daling JR, Bernstein L, Malone KE, Ursin G, Strom BL, Norman SA, Wingo PA, Burkman RT, Berlin JA, Simon MS, Spirtas R, Weiss LK. Oral contraceptives and the risk of breast cancer. N Engl J Med 2002; 346: 2025-2032.

19. Chlebowski RT, Hendrix SL, Langer RD, Stefanick ML, Gass M, Lane D, Rodabough RJ, Gilligan MA, Cyr MG, Thomson CA, Khandekar J, Petrovitch H, McTiernan A WHI Investigators. Influence of estrogen plus progestin on breast cancer and mammography in healthy postmenopausal women: the women’s health initiative randomized trial. JAMA 2003; 289: 3243-3253.

20. Million Women Study Collaborators. Breast cancer and hormonereplacement therapy in the million women study. Lancet 2003; 362: 419-427

21. Cuzick J. Epidemiology of Breast Cancer. The Breast 2003;12:405-411

22. Suzuki R, Ye W, Rylander-Rudqvist T, Saji S, Colditz GA, Wolk A. Alcohol and postmenopausal breast cancer risk defined by estrogen and progesterone receptor status: a prospective cohort study. J Natl Cancer Inst. 2005; 97: 1601-1608.

Page 62: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

53

23. Mahoney MC, Bevers T, Linos E, Willett WC. Opportunities and strategies for breast cancer prevention through risk reduction. CA Cancer J Clin. 2008; 58: 347-371.

24. Degnim AC, Visscher DW, Berman HK, Frost MH, Sellers TA, Vierkant RA, Maloney SD, Pankratz VS, de Groen PC, Lingle WL, Ghosh K, Penheiter L, Tlsty T, Melton LJ 3rd, Reynolds CA, Hartmann LC. Stratification of breast cancer risk in women with atypia: a Mayo cohort study. J Clin Oncol 2007; 25: 2671-2677.

25. Fisher B. Tamoxifen in treatment of intraductal breast cancer: National surgical adjuvant breast and bowel project B-24 randomized controlled trial. Lancet 1999; 353: 1993.

26. Boyd NF, Guo H, Martin LJ, Sun L, Stone J, Fishell E, Jong RA, Hislop G, Chiarelli A, Minkin S, Yaffe MJ. Mammographic density and the risk and detection of breast cancer. N Engl J Med 2007; 356: 227-336.

27. McCormack VA, Dos Santos Silva I. Breast density and parenchymal patterns as markers of breast cancer risk: a meta-analysis. Cancer Epidemiol Biomarkers Prev 2006; 15: 1159.

28. Berg JW, Hutter RV. Breast cancer. Cancer, 1995;75 (1 Suppl):257-69.

29. Kübler-Ross E. Ölüm ve Ölmek Üzerine. İstanbul, Boyner Holding Yayınları, 1997.

30. Green, B. L, Rowland, J. H., Krupnick, J. L., Epstein, S. A., Stockton, P., Stern, N. M., Spertus, I. L.,& Steakley, C. Prevalence of posttraumatic stres disorder (PTSD) in Women With breast cancer. Psychometrics 1998:39;102-111.

31. Landmark BT, Wahl A. Living with newly diagnosed breast cancer: A qualitative study of 10 women with newly diagnosed breast cancer. Journal of Advanced Nursing 2002;40(1):112-121.

32. Kilpatrick MG, Kristjanson LJ, Tatryn DJ, Franser VH. Information needs of husbands of women with breast cancer. Oncol Nurs Forum 1998;25:1595-1601

33. Ferrell BR, Grant M, Funk B et al. Quality of life in breast cancer: Part II. Psychological and spirituel well-being. Cancer Nursing 1998; 21(1):1-9.

34. Kara B, Fesci H. Kanserde öz-bakım ve yaşam kalitesi. Hematoloji-Onkoloji 2004;6(3):124-129.

Page 63: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

54

35. Ferrell BR, Grant M, Funk B et al. Quality of life in breast cancer: Part I. Physical and social well-being. Cancer Nursing 1997;20(6):398-408.

36. Can G, Durna Z, Aydiner A. Assessment of fatigue in and care needs of Turkish women with breast cancer. Cancer Nursing 2004;27(2):153-161.

37. Holmberg SK, Scott LL, Alexy W, Fife BL. Relations issues of women with breast cancer. Cancer Nursing 2001;24(1):53-60.

38. Weiss T. Correlates of posttraumatic growth in husbands of breast cancer survivors. Psycho-Oncology 2004;13:260-268.

39. Wang X, Cosby LG, Harris MG, Liu T. Major concerns and needs of breast cancer patients. Cancer Nursing 1999;22(2):157-163.

40. Rustoen T, Begnum S. Quality of life in women with breast cancer. Cancer Nursing 2000;23(6):416-421.

41. Fredette SL. Breast cancer survivors: Concerns and coping. Cancer Nursing 1995;18(1):35-46.

42. Spiegel D. Psychosocial aspects of breast cancer treatment. Seminars in Oncology 1997; 24(1 (Suppl 1):36-47.

43. Adaylar M. Kronik hastalığı olan bireylerin hastalıktaki tutum, adaptasyon, algı ve öz-bakım yönelimleri. İstanbul Universitesi SağlıkBilimleri Enstitusu, Hemşirelik Anabilim Dalı, Doktora tezi, İstanbul,1995.

44. Ozkan S. Meme kanserli hastaya psikolojik yaklaşım. VIII. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi Özet Kitabı, 21-24 Eylul 2005, İstanbul, 165

45. Wolowski-Wruble A, Kadmon I. Breast cancer: reactions of Israeli men to their wive’s diagnosis. Eur J Oncol Nurs 2002; 6:93-99.

46. Foy S, Rose K. Men’s experiences of their partner’s primary and recurrent breast cancer. Eur J Oncol Nurs 2001; 5:42-48.

Page 64: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

55

47. Inoue S, Saeki T, Mantani T, Okamura H, Yama-waki S. Factors related to patient’s mental adjust-ment to breast cancer: patient characteristics and family functioning. Support Care Cancer 2003;11:178-184.

48. Saydam MB. Kanser etiyopatogenezinde psiko- sosyal faktörler. Psikosomatik hastalıklar (Düzenleyen: Prof. Dr. E. Adam) İstanbul Ü.T.F. Psikiyatri Anabilim Dalı Mezuniyet Sonrası Eğitim Seminerleri, 1990, İstanbul.

49. Morirs T, Greer S, Pettingale KW et al. Patterns of expression of anger and their pyschological correlates in women with breast cancer. J pyscosom Res 1989:25;111-117.

50. Bolund C, Holland JC, Zittoun R. Et al. Crisis And Coping. Ppsychosocial Aspecte of Oncology, 1990: 13-25.

51. Özkan S. Pskiyatrik Tıp. İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Yayınları, 1990.

52. Ziyalar A. Beden imajı kavramı. Yeni Symposium, 1985;1-2:31-37

53. Schain W. Psychosocial factors in mastectomy and reconstruction. Plastic and Reconstructive Surgery of the Breast, Noone RB (Ed), BC Decker, 1991, Pensylvania.

54. National Comprehensive Cancer Network. Clinical practice guidelines in oncology:disstres management. Ver. 1. 2010.

55. Derogatis LR, Marrow GR, Fetting D, et al. The prevalance of psychiatric disorders among cancer patients. JAMA 1983; 249:751-7.

56. Massie MJ. Prevalence of depression in patients with cancer. J Natl Cancer Inst Monogr 2004;32: 57-71.

57. Breitbart W, Lederberg MS, Ruedra-Lara M, Alici Y. Psychooncology. In: Sadock BJ, Sadock VA, eds. Kaplan Lippincott Williams & Wilkins, 2009

58. Casarett DJ, Inouye SK. Diagnosis and management of delirium near the and of life. Ann Intern Med 2001; 135: 32-40.

Page 65: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

56

59. American Psychiatric Association. Diagnostic and statistical manual of mental disorders. 4th ed. text rev. Washington, DC: American Psychiatric Press, 2000.

60. Strain J. Adjusment disorders. İn: Holland JC, ed. Psychooncology. New York: Oxford Universty Press, 1998

61. Ateşçi FÇ, Oğuzhanoğlu NK, Baltalarlı B, Karadağ F, Özdel O, Karagöz N. Kanser hastalarında psikiyatrik bozukluklar ve ilişkili etmenler. Turk Psikiyatri Derg 2003;14:145-152.

62. Özgüven HD, Tuncer ET. Uyum bozukluğu. Kriz Dergisi 1997;5:87-94

.

63. Alacacıoğlu A, Yavuzşen T, Diriöz M, Yeşil L, Bayrı D, Yılmaz Y. Kemoterapi alankanser hastalarında anksiyete düzeylerindeki değişiklikler. Uluslararası Hematoloji-Onkoloji Dergisi 2007; 17:87-93.

64. Lederberg MS. Psychooncology. In Kaplan & Sadock's Comprehensive Textbook of Psychiatry, 8th Ed. (Eds. BJ Sadock, VA Sadock):2196-2225. Philadelphia, Lippincott Williams & Wilkins, 2005.

65. Elbi H. Kanser ve psikiyatrik sorunlar. Ege Psikiyatri Sürekli Yayınları, 1997; 2:173-187.

66. Kangas M, Henry JL, Bryant RA. Correlates of acute stres disorder in cancer patients. J Trauma Stress 2007; 20: 325-34.

67. Kadan-Lottick NS, Vanderwerker LC, Bkock SD, Zhang B, Prigerson HG. Psychiatric disorders and mental health service use in patients with advanced cancer. Cancer 2005; 104:2872 -2881.

68. Rasic DT, Bellik S-L, Bolton JM, Chochinov HM, Sareen J. Cancer, mental disorders, suicidal ideation and attempts in a large community sample. Pyshchooncology 2008;17:660-7.

69. Noyes R, Holt CS, Massie MJ. Anxiety disorders. İn: Holland JC, Breitbart W, eds pschooncology. New York: Oxford University Press, 1998.

70. Nelson CJ, Berk AR, Holland J, Roth AJ. Are gold standard depression measures appropriate for use in geriatric cancer patients? A systematic evaluation of self-report depression instruments used with geriatric, cancer, and geriatric cancer samples. J Clin Oncol 2009; 28:348-356.

Page 66: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

57

71. Tokgöz G, Yaluğ İ, Özdemir S, Yazıcı A, Uygun K, Aker T. Kanser hastalarında major depresyon yaygınlığı ve ilişkili etkenler. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2008; 9:59-66.

72. Carr D, Goudas L, Lawrence D, Pirl W, Lau J, DeVine D et al. Management of Cancer Symptoms: Pain, Depression, and Fatigue (Evidence Report/Technology Assessment No. 61). Rockville, Agency for Healthcare Research and Quality, 2002.

73. Weinberger MI, Roth AJ, Nelson CJ. Untangling the complexities of depression diagnosis in older cancer patients. Oncologist 2009; 14:60-66.

74. Onitilo AA, Nietert PJ, Egede LE. Effect of depression on all cause mortality in adults with cancer and differential effects by cancer site. Gen Hosp Psychiatry 2006; 28:396 402.

75. Henry NL, Stearns V, Flockhart DA, Hayes DF, Riba M. Drug interactions and pharmacogenomics in the treatment of breast cancer and depression. Am J Pyschiatry 2008;165:1251-5.

76. Sherman LK, Fisch MJ. Cancer and mood disorders. In Psychiatry Highlights 2003-4 (Ed M Lader):80-87. Albuquerque, Health Press, 2004.

77. Goldstein D, Bennett B, Friedlander M, Davenport T, Hickie I, Lloyd A. Fatigue states after cancer treatment occur both in association with, and independent of, mood disorder: a longitudinal study. BMC Cancer 2006; 6:240.

78. Lewy MR. Cancer fatigue: A neurobiological review for psychiatrists. Psychosomatics 2008; 49:283-291.

79. Ryan JL, Carroll JK, Ryan EP, Mustion KM, Fiscella K, Morrow GR. Mechanisms of cancer - related fatigue. Oncologist 2007;12:22-34.

80. Mock V, Dow KH, Meares CJ Grimm PM, Dienemann JA, Haisfield-Wolfe ME et al. Effects of exercise on fatigue, physical functioning, and emotional distress during radiation therapy for breast cancer. Oncol Nurs Forum 1997; 24:991-1000.

81. Littlewood TJ, Bajetta E, Nortier JW, Vercammen E, Rapoport B. Effects of epoetin alfa on hematologic parameters and quality of life in cancer patients receiving nonplatinum chemotherapy: results of a randomized, double-blind, placebocontrolled trial. J Clin Oncol 2001; 19:2865-2874.

82. Tokgöz G, Yaluğ İ, Özdemir S, Yazıcı A, Uygun K, Aker T. Kanserli hastalarda travma sonrası stres bozukluğunun yaygınlığı ve ruhsal gelişim. Yeni Symposium 2008; 46:51-61.

Page 67: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

58

83. Roscoe JA, Kaufman EM, Matteson SE, Palesh OG, Ryan JL, Kohli S et al. Cancer related fatigue and sleep disorders. Oncologist 2007; 12(suppl):35-42.

84. Bond SM, Neelon VJ, Belyea MJ. Delirium in hospitalized older patients with cancer. Oncol Nurs Forum 2006;33:1775-1783.

85. Michaud L, Burnand B, Stiefel F. Taking care of the terminally ill cancer patient: Delirium as a symptom of terminal disease. Ann Oncol 2004; 15(Suppl 4):199-203.

86. Gagnon B, Low G, Schreier G. Methylphenidate hydrochloride improves cognitive function in patients with advanced cancer and hypoactive delirium: a prospective clinical study. J Psychiatr Neurosci 2005; 30:100-107.

87. Kenneth D. Cognitive disorders: Introduction and overview. In Kaplan & Sadock's Comprehensive Textbook of Psychiatry, 8th Ed. (Eds. BJ Sadock, VA Sadock):1054-1068. Philadelphia, Lippincott Williams & Wilkins, 2005.

88. Breitbart W. Suicide ris and pain in cancer and AIDS patient. In Chapman CR, Foley KM, eds. Current and emerging issues in cancer pain: research and practice. New York: Raven, 1993.

89. Kendal WS. Suicide and cancer: a gender- comparative study. Ann Oncol 2007;18:381-7

90. Labisi O. Assesing for suicide risk in depressed geriatric cancer patients. J pyshosoc Oncol 2006;24:43-50

91. Schairer C, Brown LM, Chen BE, Howard R, Lynch CF, Hall P et al. Suicide after breast cancer: An international population- based study of 723.810 women. J Natl Cancer Inst 2006; 98:1416-1419.

92. Burgess CC, Ramirez AJ, Smith P, Richards MA. Do adverse life events and mood disorders influence delayed presentation of breast cancer? J Psychosom Res 2000; 48:171-175

93. Çevik A. Psikosomatik bozukluklar. In Onkolojik Hastalıkların Psikosomatik Yönü (Ed A Çevik):77-90. Ankara, Hekimler Yayın Birliği, 1996.

Page 68: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

59

94. Yalın Ş, Varol Taş F, Akay A, Yılmaz Ş. Akut lenfoblastik lösemili bir olguda tedavi sürecinde gelişen psikiyatrik belirtiler ve akut organik beyin sendromu. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 2005; 12:30-36.

95. Twombly R. Decades after cancer, suicide risk remains high. J Natl Cancer Inst 2006;98:1356-1358.

96. Hess LM, Insel KC. Chemotherapy-related change in cognitive function: A conceptual model. Oncol Nurs Forum 2007; 34:981-994.

97. Akdemir A, Örsel SD, Dağ İ ve ark. Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeğinin (HDDÖ) geçerliği-güvenirliği ve klinikte kullanımı. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji Dergisi. 1996; 4:251-259.

98. Yazıcı K, Demir B, Tanrıverdi N ve ark. Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği, değerlendiriciler arası güvenirlik ve geçerlik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi 1998; 9:114-117

99. Öner N, Lecompte A (Süreksiz) Durumluk-sürekli kaygı envanteri el kitabı Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 1985.

100. Özkürkçügil A, Aydemir Ö, Yıldız M, Esen Danacı A, Köroğlu E. DSM-IV Eksen I bozuklukları için yapılandırılmış klinik görüşmenin Türkçeye uyarlanması ve güvenilirlik çalışması. İlaç ve Tedavi Dergisi 1999; 12: 233-236.

101. Fallowfield L, Hall A, Maguire P et al. Psychological outcomes of different treatment policies in women with early breast cancer outside. A clinical trial. BMJ 1990;301: 575-580.

102. Burgess C, Cornelius V, Love S et al. Depression and anxiety in women with early breast cancer: five year observational cohort study. BMJ 2005;330: 702-705.

103. Goldberg JA, Scott RN, Davidson PM et al. Psychological morbidity in the first year after breast surgery. Eur J Surg Oncol 1992;18: 327-331

104. Nosarti C, Roberts JV, Crayford Tet al. Early psychological adjustment in breast cancer patients: A prospective study. J Psychosom Res 2002;53: 1123-1130.

105. White CA, Macleod U. ABC of psychological medicine: cancer. BMJ 2002:325: 377-382.

Page 69: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

60

106. Salmon P, Manzi F, Valori RM ve ark. Measuring the meaning of life for patients with incurable cancer: the Life EvaluationQuestionnaire (LEQ). EJC. 1996;32A:755-760.

107. Fann JR, Thomas-Rich AM, Katon WJ et al. Major depression after breast cancer: a review of epidemiology and treatment. Gen Hosp Psychiatry 2008; 30:112-26.

108. Gallagher J, Parle M, Cairns D. Appraisal and psychological distress six months after diagnosis of breast cancer. Br J Health Psychol 2002;7:365-76.

109. Vahdaninia M, Omidvari S, Montazeri A. What do predict anxiety and depression in breast cancer patients? A follow-up study. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol 2009 May 21. [Epub ahead of print]

110. Den Oudsten BL, Van Heck GL, Van der Steeg AF et al. The WHOQOL-100 has good psychometric properties in breast cancer patients. J Clin Epidemiol 2009; 62:195-205

111. Schou I, Ekeberg O, Ruland CM et al. Pessimism as a predictor of emotional morbidity one year following breast cancer surgery. Psychooncology 2004; 13:309-20.

112. Hopwood P, Howell A, Maguire P. Psychiatric morbidity in patients with advanced cancer of the breast: prevalence measured by two self-rating questionnaires. Br J Cancer 1991; 64:349-52.

113. Burgess C, Cornelius V, Love S et al. Depression and anxiety in women with early breast cancer: five year observational cohort study. BMJ 2005; 330:702-6.

114. Christensen S, Zachariae R, Jensen AB et al. Prevalence and risk of depressive symptoms 3-4 months post-surgery in a nationwide cohort study of Danish women treated for early stage breast-cancer. Breast Cancer Res Treat 2009; 113:339-55.

115. Kılıç C. Turkiye Ruh Sağlığı Profili Bölüm 4. Ankara: TC Sağlk Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü; 1998.

116. Reich M, Lesur A, Perdrizet-Chevallier C. Depression, quality of life and breast cancer: a review of the literature. Breast Cancer Res Treat 2008; 110:9-17.

117. Fann JR, Thomas-Rich AM, Katon WJ et al. Major depression after breast cancer: a review of epidemiology and treatment. Gen Hosp Psychiatry 2008; 30:112-26.

118. Gallagher J, Parle M, Cairns D. Appraisal and psychological distress six months after diagnosis of breast cancer. Br J Health Psychol 2002; 7:365-76.

Page 70: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

61

119. Ramirez AJ, Richards MA, Jarrett SR et al. Can mood disorder in women with breast cancer be identified preoperatively? Br J Cancer 1995; 72:1509-12.

120. Grabsch B, Clarke DM, Love A et al. Psychological morbidity and quality of life in women with advanced breast cancer: a crosssectional survey. Palliat Support Care 2006; 4:47-56.

121. Kissane DW, Grabsch B, Love A et al. Psychiatric disorder in women with early stage and advanced breast cancer: a comparative analysis. Aust N Z J Psychiatry 2004; 38:320-6.

122. Mehnert A, Koch U. Psychological comorbidity and health-related quality of life and its association with awareness, utilization, and need for psychosocial support in a cancer register-based sample of long-term breast cancer survivors. J Psychosom Res 2008; 64:383-91.

123. Özkan S. Psikiyatrik Tıp: Konsultasyon – Liyezon Psikiyatrisi. Roche Mustahzarları Sanayi A.Ş. İstanbul,1993.

124. Özkan S. Hastalıklara psikolojik tepkiler. 5. Ulusal Konsultasyon Liyezon Psikiyatrisi 1998-1999 Kongre Kitabı, İstanbul.

125. Keller M. Psychosocial care of breast cancer patients. Anticancer Research 1998; 18(3C):2257-2259.

126. Özkan S, Turgay M. Mastektomi olgularında psikiyatrik morbidite, psikososyal uyum ve kanser, organ kaybı psikopatoloji ilişkisi. Noropsikiyatri Arşivi 1992; 29(4):207-215.

127. Yavaş G, Yılmaz TU, Yuksel O. Meme kanserli hastaların hastalık suresi ve evrelerine gore yaşam kalitesi ve başa cıkma stilleri. VIII. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi, Kongre Ozet Kitabı, 21-24 Eylul 2005, İstanbul, 293.

128. Özkan S. Psikiyatrik ve Psikososyal Açıdan Kanser. Psikiyatrik Tıp: Konsultasyon Liyezon Psikiyatrisi 1994; 153–174.

129. Schagen SB, Van Dam FS, Muller MJ et al. Cognitive deficits after postoperative adjuvant chemotherapy for breast carcinoma. Cancer 1999; 85:640-50.

Page 71: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

62

130. Van Dam FS, Schagen SB, Muller MJ et al. Impairment of cognitive function in women receiving adjuvant treatment for high-risk breast cancer: highdose versus standard-dose chemotherapy. J Natl Cancer Inst 1998; 90:210-8.

131. Schrover L. Sexuality and body image in younger women with breast cancer. J Natl Cancer Inst Monogr 1994;16:177-182.

132. Schain W. Psychosocial issues and life cycle concerns of women with breast cancer. Cancer Prev Control 1997;1:122-132.

133. Coates A, Glasziou P, McNeil D. On the receiving end-III. Measurement of quality of life during cancer chemotherapy. Ann Oncol 1990; 1:213-7.

134. Derogatis LR, Morrow GR, Fetting J et al. The prevalence of psychiatric disorders among cancer patients. J Am Med Assoc 1983; 249:751-7.

135. Scheier AM, Williams SA. Anxiety and Quality of Life of Women Who Receive Radiation or Chemotherapy for Breast Cancer. Oncology Nursing Forum 2004;31(1):127-130.

136. Mete HE, Önen Ö. Kanserli hastalarda depresyon. Duygudurum Dizisi 2001;4:184-191.

137. Sertöz Ö, Mete HE. Bedensel hastalıklarda depresyon. Klinik Psikiyatri Dergisi 2004;2:63- 69.

138. Ahn SH, Park BW, Noh DY, Nam SJ, Lee ES, Lee MK, Kim SH, Lee KM, Park SM, Yun YH.Health- related quality of life in disease-free survivors of breast cancer with the general population. Ann Oncol,2007; 18(1): 173-82.

139. Fawzy FI, Greenberg DB. Oncology. Textbook of Concultation- Liaison Psychiatry, Rundel JR, Wise MG (Eds) Washington DC, American Psychiatric Press 1996; 673-694.

140. Massie M, Holland J. Depression and the cancer patients. J Clin Psychiatry 1990;51: 12-17.

141. Pirl FW, Roth JA. Diagnosis and treatment of depression in cancer patients. Oncology 1999;13: 1293-1306.

142. Harcourt DM, Rumsey NJ. Psychological aspects of breast reconstruction: a review of the literature. J Adv Nurs 2001;35: 477-487.

Page 72: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

63

143. Pozo C, Carver CS, Noriega V et al. Effect of mastectomy versus lumpektomy on emotional adjustment to breast cancer: a prospective study of the first year post surgery. J Clin Oncol 1992;10:1292-1298.

144. Noguchi M, Kitagawa H, Kinoshita K et al. Psychologic and cosmetic self-assessments of breast conserving therapy compared mastectomy and immediate breast reconstruction. J Surg Oncol 1993;54: 260-266.

145. Schlebusch L. South Africa beyond transition: psychological well being. Schlebusch L (Ed), Pretoria: Psychological Society of South Africa, 1998.

146. Al-Ghazal SK, Followfield L, Blamey RW. Does cosmetic outcome from treatment of primary breast cancer influence psychosocial morbidity? Eur J Surgical Oncology 1999;25: 571-573.

147. Al-Ghazal SK, Fallowfield L, Blamey RW. Comparison of psychological aspects and patient satisfaction following breast conserving surgery, simple mastectomy and breast reconstruction. Eur J Cancer 2000;36: 1938-1943.

148. Ganz PA, Schag CAC, Lee JJ et al. Breast conservation versus mastectomy: Is there a difference in psychological adjustment or quality of life in the year after surgery. Cancer 1989;63:1645-1655.

149. Ganz PA, Rowland JH, Desmond K et al. Life after breast cancer: Understanding women’s health-related quality of Life and Sexual Functioning. J Clin Oncol 1998;16: 501-514.

150. Levy SM, Haynes LT, Herberman RB et al. Mastectomy versus breast conservation survey: Mental health effects at long-term follow-up. Health Psychol 1992;11:349-354.

151. Schover LR, Yetman RJ, Tuason LJ et al. Partial mastectomy and breast econstruction: A comparison of their effects on psychosocial adjustment, body image, and sexuality. Cancer 1995;75:54-64.

152. Reaby LL, Hort LK. Postmastectomy activities in women who wear external breast prostheses compared to those who have undergone breast reconstructions. J Behav Med 1995;18:55-67.

153. Rowland JH, Desmond KA, Meyerowitz BE et al. Role of breast reconstructive surgery in physical and emotional outcomes among breast cancer survivors. J Natl Cancer Inst 2000;92:1422-1429.

Page 73: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

64

154. Harcourt DM, Rumsey NJ, Ambler NR et al. The psychological effect of mastectomy with or without breast reconstruction: a prospective, multicenter study. Plast Reconstr Surg 2003;111:1060-1068.

155. Soygur H, Özalp E, Cankurtaran E, Işık U, Turhan L. Alagol H, Altınok M. Meme kanseri hastalarında uygulanan tedavinin turu psikiyatrik tanı dağılımını etkiliyor mu? 40. Ulusal Psikiyatri Kongresi, Program ve Özet Bildirileri Kitabı, 28 Eylul-3 Ekim 2004, İzmir.

156. Önen Sertoz O, Elbi Mete H, Noyan A, Alper M, Kapkaç M. Meme kanserinde ameliyat tipinin beden algısı, cinsel işlevler, benlik saygısı ve eş uyumuna etkileri: kontrollu bir çalışma. Türk Psikiyatri Dergisi 2004; 15(4):264-275.

157. VVolberg W H et al. Psychosexual Adaptatıon to Breast Cancer Surgery Cancer 1989;63(8) 1645-1655.

158. Meyer L, Aspergen K. Long Term Psychological Seguelue of Mastectomy and Breast Conserving Treatment for Breast Cancer Acta Oncologia 1989;28(1) 13-1845.

159. Schover LR. The Impact of Breast Cancer on Sexuality, Body Image, and Intimate Relationships Cancer Journal Clinical 1991;42(2) 112-20.

160. Landmark BT, Wahl A. Living with newly diagnosed breast cancer: aqualitative study of 10 women with newly diagnosed breast cancer, Journal of Advanced Nursing 2002; 40(1):12-121.

161. Avis NE, Crawford S, Manuel J. Psychosocial problems among younger women with breast cancer. Psycho-Oncology 2004; 13:295–308.

162. Vinokur AD, Threat BA, Vinokur-Kaplan D Satariano WA. The proçesss of recovery from breast cancer for yaunger and older patients. Changes during the first year. Cancer 1990;65(5):1242-54.

163. Wenzel LB, Fairclough DL, Brady MJ, Cella D, Garrett KM, Kluhsman M.Ö, Vinç LA, Marcus AC. Age- related differences in the quality of life of breast carcinoma patients after treatment. Cancer 1999;86(9):1768-74.

164. Fotopoulis S, Cook, M.R. Pyschological aspects of breast cancer: Age, Paper Presented at the meeting of the American Psychological Association, Montreal, Quebec, September 1980.

Page 74: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

65

165. Berard RM. Depression and anxiety in oncology: the psychiatrist's perspective. J Clin Psychiatry 2001;62 (Suppl.8):58-61; discussion 62-63.

166. Amicheti M, Caffo O, Arcicasa M, Roncadin M, Lora O, Rigon A, Zini G, Armaroli L, Coghrto F, Zorat P, Neri S, Teodorani N. Quality of life in patients with ductal carcinoma in sutu of the breast treated with conservative surgery and postoperative irradiation. Breast Cancer Res Treat, 1999;54(2):109-15.

167. Rakovitch E, Franssen E, Kim J, Ackerman I, Pignol JP, Paszat L, Pritchard KI, Ho C, Redelmeier DA. A comparison of risk perception and pyschological morbidity in women with ductal carcinoma in situ and early invasive breast cancer. Breast Cancer Res Treat, 2003;77(3):285-93.

168. Bloom J, Kessler L. Risk and timing of counseling and support interventions for younger women with breast cancer. J Natl Cancer Inst Monogr 1994;16:199-206.

169. Ferrell BR, Grant M, Funk B et al. Quality of life in breast cancer survivors: implications for developing support services. Oncol Nurs Forum 1998;25:887-895.

170. Wyatt G, Friedman L. Physical and psychosocial outcomes of midlife and older women following surgery and adjuvant therapy for breast cancer. Oncol Nurs Forum 1998;25:761-768.

171. Cossileth BR, Steınfeld AD. Psychological Preperation of the Patient and Family A Journal Preperation of the Patient and Family of American Cancer Society 1987;3(60):547-552.

172. Reich M, Lesur A, Perdrizet-Chevallier C. Depression, quality of life and breast cancer: a review of the literature. Breast Cancer Res Treat 2008; 110:9-17.

173. Fann JR, Thomas-Rich AM, Katon WJ et al. Major depression after breast cancer: a review of epidemiology and treatment. Gen Hosp Psychiatry 2008; 30:112-26.

174. Fallowfield L, Ratcliffe D, Jenkins V et al. Psychiatric morbidity and its recognition by doctors in patients with cancer. Br J Cancer 2001; 84:1011-5.

175. McDonald MV, Passik SD, Dugan W et al. Nurses’ recognition of depression in their patients with cancer. Oncol Nurs Forum 1999;26:593-9.

176. Montazeri A. Health-related quality of life in breast cancer patients: a bibliographic review of the literature from 1974 to 2007. J Exp Clin Cancer Res 2008;27:32.

Page 75: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

66

177. Karakoyun-Celik O, Gorken I, Fiahin S et al. Depression and anxiety levels in woman under follow-up for breast cancer: relationship to coping with cancer and quality of life. Med Oncol 2009 Feb 19.

Page 76: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

67

8. EKLER

8.1. Sosyodemografik Veri Formu

Adı soyadı

Doğum tarihi

Medeni Durumu: 1. Bekar 2. Boşanmış 3. Ayrı yaşıyor 4.Dul 5. Evli

Cinsel partneri: 1. Var 2. Yok

Çocuk Durumu: 1. Var(Sayısı: ) 2. Yok

En küçük çocuğunun yaşı:

Evde çocuk: 1. Var 2. Yok

Eğitim durumu: 1. İlköğretim 2. Ortaöğretim

3. Üniversite

Mesleği: 1. Tam gün 2. Yarım gün 3. İşsiz 4. Emekli

Evliyse eşinin yaşı:

Eşinin eğitim durumu: 1. İlköğretim 2. Ortaöğretim

3. Üniversite

Eşinin mesleği: 1. Tam gün 2. Yarım gün 3. İşsiz 4. Emekli

Sosyoekonomik durumu: 1. Alt 2.Orta 3. Üst

Yaşadığı yer: 1. Köy 2. İlçe 3. İl merkezi

Sosyal güvencesi: 1. Var 2. Yok

Menstruasyon: 1. Var 2. Yok

Menopoz süresi:

Başka bir bedensel hastalık: 1. Var 2. Yok

Page 77: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

68

Ailede ruhsal hastalık öyküsü: 1. Var(…………………….) 2. Yok

Aile öyküsünde meme kanseri : 1. Var(Ölüm: ) 2. Yok

İlk şikayetlerinin başlaması ile doktora başvurması arasında geçen süre

Tanıyı kimden öğrenmiş: 1. Doktor 2. Eşi 3. Aileden biri 4. Arkadaşı

5. Diğer

Yakınlarınızın ve çevrenizin hastalığınızı bilmesini ister misiniz?

1. Evet 2. Hayır

Diğer kişilere hastalığınızdan bahsediyor musunuz? 1. Evet 2. Hayır

Hastalığınızı neye bağlıyorsunuz? 1. Kalıtım 2. Allahtan/kader 3. Çevre 4. Kendini sorumlu tutuyor 5. diğer

Hastalığınız hakkında bilginiz yeterli mi? 1. evet doktorumun söylediği yeterli

2. Hayır, daha çok bilgi istiyorum

3. Pek fazla bilgi istemem, doktorum gerekeni yapar

Hastalıktan sonra eşinizin size karşı davranışı:

1. Değişmedi 2. Daha mesafeli 3. Daha yakın Hastalıktan sonra arkadaş/iş çevresinin davranışı:

1. Değişmedi

2. Daha mesafeli

3. Daha yakın

Hastalık evresi :

Hormonoterapi: 1. Aromataz inh

2. Östrojen antagonisti

3. hiçbiri

Radyoterapi: 1.Var 2. Yok

Kemoterapi: 1. Var 2. Yok

Page 78: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

69

Aldığı ilaçlar:

Ameliyat tarihi:

Ameliyat tipi: a.meme koruyucu Lumpektomi b. Mastektomi

Ameliyattan sonra korku ve endişe : a. Arttı b. Azaldı c. Değişmedi

Ameliyattan sonra cinsel ilişki sıklığı: a. Arttı b. Azaldı c. Değişmedi

Ameliyattan sonra cinsel ilişkiden alınan zevk a. Arttı b. Azaldı c. Değişmedi

Ameliyattan sonra giyiminizde ve kendinize bakımınızda değişiklik oldu mu?

a. Arttı b. Azaldı c. Değişmedi

Yapılan ameliyattan memnuniyet

a. Çok memnun b. Oldukça memnun c. Kararsız d. Pek memnun değil e. Hiç memnun değil

Page 79: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

70

8.2. Hamilton Depresyon Ölçeği Her maddede, hastayı en iyi karakterize eden cevabı belirleyen numarayı daire içerisine alın 1. Depresif ruh hali (Keder, ümitsizlik, çaresizlik, değersizlik) 0. Yok 1. Yalnızca soruları cevaplarken anlaşılıyor 2. Hasta bu durumları kendiliğinden söylüyor. 3. Hastada bunların bulunduğu, yüz ifadesinden, postüründen, sesinden ve ağlamasından anlaşılıyor. 4. Hasta bu durumlardan birinin kendisinde bulunduğunu, konuşma sırasında sözlü ve sözsüz olarak belirtiyor. 2. Suçluluk duyguları 0. Yok 1. Kendi kendini kınıyor, insanları üzdüğünü sanıyor. 2. Eski yaptıklarından veya hatalarından dolayı suçluluk hissediyor. 3. Şimdiki hastalığı bir cezalandırılmadır. Suçluluk hezeyanları. 4. Kendisini ihbar ya da itham eden sesler işitiyor ve/veya kendisini tehdit eden görsel hallüsinasyonlar görüyor. 3. intihar 0. Yok. 1. Hayatı yaşamaya değer bulmuyor. 2. Keşke ölmüş olsaydım diye düşünüyor veya benzer düşünceler besliyor. 3. İntiharı düşünüyor ya da bu düşüncesini belli eden jestler yapıyor. 4. İntihar girişiminde bulunmuş (herhangi bir ciddi girişim, 4 puanla değerlendirilir) 4. Uykuya dalamamak 0. Bu konuda zorluk çekmiyor. 1. Bazen yattığında yarım saat kadar uyuyamadığından şikayetçi. 2. Gece boyunca gözünü bile kırpmadığından şikayet ediyor. 5. Geceyarısı uyanmak 0. Herhangi bir sorunu yok. 1. Gece boyunca huzursuz ve rahatsız olduğundan şikayetçi 2. Gece yarısı uyanıyor. Yataktan kalkmak, 2 puanla değerlendirilir (Herhangi bir neden olmaksızın) 6. Sabah erken uyanmak 0. Herhangi bir sorunu yok. 1. Sabah erkenden uyanıyor ama sonra tekrar uykuya dalıyor. 2. Sabah erkenden uyanıp tekrar uyuyamıyor ve yataktan kalkıyor. 7. Çalışma ve aktiviteler 0. Herhangi bir sorunu yok. 1. Aktiviteleriyle, işiyle ya da boş zamanlardaki meşguliyetleriyle ilgili olarak kendini yetersiz hissediyor. 2.Aktivitelerine, işine ya da boş zamanlardaki meşguliyetlerine karşı olan ilgisini kaybetmiş; bu durum ya hastanın bizzat kendisi tarafından bildiriliyor ya da başkaları onun kayıtsız, kararsız, mütereddit olduğunu belirtiyor (işinden ve aktivitelerinden çekilmesi gerektiğini düşünüyor).

Page 80: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

71

3. Aktivitelerinde harcadığı süre veya üretim azalıyor. Hastanede yatarken hergün en az 3 saat, servisteki işlerinin dışında aktivite göstermeyenlere 3 puan verilir. 4. Hastalığından dolayı çalışmayı tamamen bırakmış. Yatan hastalarda servisteki işlerin dışında hiçbir aktivite göstermeyenlere ya da servis işlerini bile yardımsız yapamayanlara 4 puan verilir. 8. Retardasyon (düşünce ve konuşmalarda yavaşlama, konsantrasyon yeteneğinde bozulma, motor aktivitede azalma) 0.Düşünceleri ve konuşması normal. 1.Görüşme sırasında hafif retardasyon hissediliyor. 2.Görüşme sırasında açıkça retardasyon hissediliyor. 3. Görüşmeyi yapabilmek, çok zor. 4. Tam stuporda 9. Ajitasyon 0. Yok 1. Elleriyle oynuyor, saçlarını çekiştiriyor. 2. Elini ovuşturuyor, tırnak yiyiyor, dudaklarını ısırıyor. 10. Psişik anksiyete 0. Herhangi bir sorun yok. 1. Sübjektif gerilim ve irritabilite. 2. Küçük şeylere üzülüyor. 3. Yüzünden veya konuşmasından endişeli olduğu anlaşılıyor. 4. Korkularını, daha sorulmadan anlatıyor. 11. Somatik anksiyete 0. Yok 1. Hafif 2. Ilımlı 3. Şiddetli 4. Çok şiddetli 12. Somatik semptomlar (Gastrointestinal) 0. Yok. 1. İştahsız, ancak personelin ısrarıyla yiyiyor. Karnının şiş olduğunu söylüyor. 2. Personel zorlamasa yemek yemiyor. Barsakları ya da gastrointestinal semptomları için ilaç istiyor ya da ilaca ihtiyaç duyuyor. 13. Somatik semptomlar (Genel) 0. Yok. 1. Ekstremitelerinde, sırtında ya da başında ağırlık hissi. Sırt ağrıları, baş ağrısı, kaslarda sızlama. Enerji kaybı, kolayca yorulma. 2. Herhangi bir kesin şikayet, 2 puanla değerlendirilir. 14. Genital semptomlar (libido kaybı, adet bozuklukları v.b.) 0. Yok. (libido kaybı, adet bozuklukları) 1. Hafif 2. Şiddetli 3. Anlaşılamadı. 15. Hipokondriyaklık 0. Yok. 1. Kuruntulu. 2. Aklını sağlık konularına takmış durumda.

Page 81: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

72

3. Sık sık şikayet ediyor, yardım istiyor. 4. Hipokondriyaklık delüsyonları. 16. Zayıflama (A ya da B'yi doldurunuz) A. Tedavi öncesinde (anamnez bulgular) 0. Kilo kaybı yok. 1. Önceki hastalığına bağlı olası zayıflama. 2. Kesin (hastaya göre) kilo kaybı. B. Psikiyatrisi tarafından haftada bir yapılan, hastanın tartıldığı kontrollerde. 0. Haftada 0.5 kg'dan daha az zayıflama. 1. Haftada 0.5 kg'dan daha fazla zayıflama. 2. Haftada 1 kg'dan daha fazla zayıflama. 17. Durumu hakkında görüşü 0. Hasta ve depresyonda olduğunun bilincinde 1. Hastalığını biliyor ama bunu iklime, kötü yiyeceklere, virüslere, istirahate ihtiyacı olduğuna bağlıyor. 2. Hasta olduğunu kabul etmiyor.

Page 82: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

73

8.3. HAMİLTON ANKSİYETE DERECELENDİRME ÖLÇEĞİ (HAM-A)

Aşağıdaki her bir maddeye iliskin sorulardan herhangi birine EVET cevabı alırsanız,

belirtinin siddetini 1-4 arasında degerlendiriniz. Cevap HAYIR ise 0 puan (yok) veriniz. Her

bir maddede, verilen cevaplar arasında en yüksek siddet puanını, o maddenin puanı olarak

kabul ediniz.

1.ANKSİYETELİ DUYGUDURUM

Geçtigimiz hafta içinde ruh haliniz nasld?

Kendinizi endiseli hissettiniz mi? Kötü bir sey olacak beklentisi oldu mu?

Korkulacak bir sey olacak hissine kapıldıgınız veya çabuk parladıgınız oluyor

mu?

PUAN:

2.GERGİNLİK

Geçen hafta içinde gergin oldugunuz veya kolayca yoruldugunuz oldu mu?

Sk sk irkildiniz mi?

Kolayca aglamakl oldunuz mu?

Titremeler oldu mu, yerinizde duramadıgınızı veya bir türlü gevseyemediginizi

hissettiniz mi?

PUAN:

3.KORKULAR

Geçen hafta içinde karanlktan korktunuz mu?

Tanmadgnz insanlardan korktunuz mu?

Yalnz kalmaktan çekindiniz mi, hayvanlardan, trafikten, kalabalktan korktunuz

mu?

PUAN:

4.UYKUSUZLUK

Geçtigimiz hafta içinde uykunuz nasld? Yataga girince uykuya dalmakta

zorlandınız mı?

Uykuya dalmanz her zamankine göre nasl, baz geceler huzursuz, rahatsz

Page 83: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

74

uyudugunuzu veya dinlenemediginizi farkettiniz mi, uykularınız bölündü mü?

Sabah uyandıgınızda kendinizi yorgun veya halsiz hissettiniz mi? Hiç kötü rüya

veya kabus gördünüz mü?

PUAN:

5.ZİHİNSEL (Bilişsel)

Geçen hafta dikkatinizi toplamakta zorluk çektiniz mi? (örn: kitap veya dergi

okurken, televizyon seyrederken, biriyle konusurken, araba kullanırken)

Hatırlamakta zorlandıgınız seyler oldu mu?

Her zamankine göre (skntlarn baslamasndan önceki halinize göre)

hafızanızda bir degisiklik var mı?

PUAN:

104

6.ÇÖKKÜN DUYGUDURUM

Geçtigimiz hafta kendinizi çökkün (örn: üzüntülü, ümitsiz, aglamaklı) hissettiniz

mi?

Her zaman ilgilendiginiz seylere kars ilgisizlik veya zevk alamama durumu var

mı? Hiç sabahları erken uyandınız mı?

Günün belli saatlerinde, örn. sabahlar veya aksamlar kendinizi daha iyi veya

daha kötü hissediyor musunuz?

Sabahlar veya ögleden sonra kendinizi ne kadar daha kötü hissettiniz?

PUAN:

7.BEDENSEL (kas)

Geçen hafta bedeninizi nasl hissettiniz?

Soracagm belirtilerden herhangi biri oldu mu: agrlar, szlar; kaslrda seyirme,

tutulma (sertlik); dis gıcırdatma; sesin titremesi; kaslarda gerginlik; kaslarda

kasılmalar veya sıçramalar?

PUAN:

8.SOMATİK (duyusal)

Geçtigimiz hafta içinde kulaklarnzda hiç çnlama oldu mu?

Vzlt, tkrt veya gürleme gibi sesler oldu mu?

Page 84: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

75

Hiç görme bulanklıgı oldu mu?

Ates basmas veya üsüme; takatsizlik; ignelenmeler oldu mu?

PUAN:

9.KALP-DAMAR BELİRTİLERİ

Geçen hafta nabznzda hzlanma oldu mu? Kalbiniz hzl atyormus gibi

hissettiniz mi?

Hiç gögsünüzde agr hissettiniz mi?

Damarlarnzn attıgını hissettiniz mi, hiç bayılacak gibi oldunuz mu?

Kalbinizin tekledigini hissettiniz mi?

PUAN:

10.SOLUNUM BELİRTİLERİ

Geçen hafta gögsünüzde bask veya sksma hissettiniz mi, hiç boguluyormus

gibi hissettiniz mi?

Her zamankinden daha fazla iç çektiniz mi?

Nefes alrken zorlandgnz, güçlükle nefes aldgnz oldu mu?

Nefesiniz yetmiyormus gibi hissettiniz mi?

PUAN:

11.MİDE-BARSAK

Geçen hafta boyunca hiç midenizde veya karnnzda agr veya rahatszlk hissi

oldu mu? Yutkunma zorlugu oldu mu?

Her zamankinden fazla yellenme oldu mu? Hiç midenizde eksime, yanma

hissettiniz mi?

Hiç karnnzda siskinlik veya gerilme hissi oldu mu? Mide bulants oldu mu?

Kustunuz mu?

Midenizde her zamankinden daha fazla guruldama oldu mu?

105

Barsaklarnızda gevseklik veya ishal oldu mu? Peklik oldu mu?

Kilo kayb oldu mu? (Kilo kayb yarm kilodan azsa 0 olarak isaretleyin; 1=0.5-

1 kgr, 2=1-2 kgr, 3=2 kgr’dan fazla, 4=güçsüzlestirir)

PUAN:

Page 85: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

76

12.ÜREME-BOŞALTMA

Geçtigimiz hafta her zaman oldugundan daha sık idrara çıktınız mı? Her

zamankinden daha sık sıkıstıgınızı hissettiniz mi? Adet gecikmesi veya kesilme

oldu mu? Adetiniz boyunca asırı kanama oldu mu?

Geçtigimiz hafta içinde kendinizi cinsel bakmdan soguk veya tepkisiz

hissettiniz mi? Cinsel dürtü veya isteginizde azalma oldu mu? Erken bosalma

oldu mu? Sertlesme sorunu oldu mu?

PUAN:

13.OTONOM BELİRTİLER

Geçtigimiz bir hafta içinde asagıdaki belirtilerden herhangi biri oldu mu?

Agz kurulugu?

Her zamankinden daha fazla terleme?

Yüz kzarması, solgunluk, sersemlik/bas dönmesi, gerginlik, bas agrısı, tüylerin

diken diken olması?

PUAN:

14.GÖRÜŞME SIRASINDAKİ DAVRANIŞLAR

Görüsme sırasında asagıdaki belirti ve/veya davranıslardan herhangi birinin olup

olmadıgını kaydediniz:

Sürekli kprdanma, yerinde duramama veya gezinme, ellerde titreme, çatık

kaslar, gergin yüz ifadesi, iç çekme veya sık soluk alıp verme, yüzde solukluk,

sisme, gegirme, canlı refleksler, göz bebeklerinin büyümesi, gözlerin dısa dogru

çıkması.

PUAN:

Page 86: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

77

8.4. Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği (STAI)

Durumluk Kaygı Ölçeği (STAI-1)

Adı Soyadı: Cinsiyet: Yaş: Meslek: Tarih: YÖNERGE: Aşağıda kişilerin kendilerine ait duyguları anlatmada kullandıkları bir takım ifadeler verilmiştir. Her ifadeyi okuyun, sonra da o anda nasıl hissettiğinizi, herhangi bir ifadenin üzerinde fazla zaman sarfetmeksizin, anında, ifadelerin sağ tarafındaki parantezlerden uygun olanını karalamak suretiyle belirtin. Doğru ya da yanlış cevap yoktur.

Hiç Biraz Çok Tamamıyla 1-Şu anda sakinim ( ) ( ) ( ) ( ) 2-Kendimi emniyette hissediyorum ( ) ( ) ( ) ( ) 3-Şu anda sinirlerim gergin ( ) ( ) ( ) ( ) 4-Pişmanlık duygusu içindeyim ( ) ( ) ( ) ( ) 5-Şu anda huzur içindeyim ( ) ( ) ( ) ( ) 6-Şu anda hiç keyfim yok ( ) ( ) ( ) ( ) 7-Başıma geleceklerden endişe ediyorum ( ) ( ) ( ) ( ) 8-Kendimi dinlenmiş hissediyorum ( ) ( ) ( ) ( ) 9-Şu anda kaygılıyım ( ) ( ) ( ) ( ) 10-Kendimi rahat hissediyorum ( ) ( ) ( ) ( ) 11-Kendime güvenim var ( ) ( ) ( ) ( ) 12-Şu anda asabım bozuk ( ) ( ) ( ) ( ) 13-Çok sinirliyim ( ) ( ) ( ) ( ) 14-Sinirlerimin çok gergin olduğunu hissediyorum ( ) ( ) ( ) ( ) 15-Kendimi rahatlamış hissediyorum ( ) ( ) ( ) ( ) 16-Şuanda halimden memnunum ( ) ( ) ( ) ( ) 17-Şu anda endişeliyim ( ) ( ) ( ) ( ) 18-Heyecandan kendimi şaşkına dönmüş hissediyorum ( ) ( ) ( ) ( ) 19-Şu anda sevinçliyim ( ) ( ) ( ) ( ) 20-Şu anda keyfim yerinde ( ) ( ) ( ) ( )

Page 87: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

78

Sürekli Kaygı Ölçeği (STAI-2) YÖNERGE:Aşağıda kişilerin kendilerine ait duyguları anlatmada kullandıkları bir takım ifadeler verilmiştir.Her ifadeyi okuyun, sonra da genellikle nasıl hissettiğinizi, herhangibir ifadenin üzerinde fazla zaman sarfetmeksizin, anında, ifadelerin sağ tarafındaki parantezlerden uygun olanını karalamak suretiyle belirtin.Doğru ya da yanlış cevap yoktur. Hiçbir Bazan Çok Her zaman zaman zaman zaman 21-Genellikle keyfim yerindedir ( ) ( ) ( ) ( ) 22-Genellikle çabuk yorulurum ( ) ( ) ( ) ( ) 23-Genellikle kolay ağlarım ( ) ( ) ( ) ( ) 24-Başkaları kadar mutlu olmak isterim ( ) ( ) ( ) ( ) 25-Çabuk karar veremediğim için fırsatları kaçırırım ( ) ( ) ( ) ( ) 26-Kendimi dinlenmiş hissederim ( ) ( ) ( ) ( ) 27-Genellikle sakin, kendime hakim ve soğukkanlıyım ( ) ( ) ( ) ( ) 28-Güçlüklerin yenemeyeceğim kadar biriktiğini hissederim ( ) ( ) ( ) ( ) 29-Önemsiz şeyler için edişelenirim . ( ) ( ) ( ) ( ) 30-Genellikle mutluyum ( ) ( ) ( ) ( ) 31-Herşeyi ciddiye alır ve etkilenirim . ( ) ( ) ( ) ( ) 32-Genellikle kendimegüvenim yoktur ( ) ( ) ( ) ( ) 33-Genellikle kendimi emniyette hissederim ( ) ( ) ( ) ( ) 34-Sıkıntılı ve güç durumlarla karşılaşmaktan kaçınırım ( ) ( ) ( ) ( ) 35-Genellikle kendimi hüzünlü hissederim ( ) ( ) ( ) ( ) 36-Genellikle hayatımdan memnunum ( ) ( ) ( ) ( ) 37-Olur olmaz düşünceler beni rahatsız eder ( ) ( ) ( ) ( ) 38-Hayal kırıklıklarını öylesine ciddiye alırım ki hiç unutmam ( ) ( ) ( ) ( ) 39-Aklı başında ve kararlı bir insanım ( ) ( ) ( ) ( ) 40-Son zamanlarda kafama takılan konular beni tedirgin eder ( ) ( ) ( ) ( )

Page 88: MEME KANSERLİ HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ ...2.7.2 Anksiyete Bozuklukları………………………………….. 14 2.7.2.1. Akut Stres Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu…………………………………

79

9. ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı : Münevver TÜNEL

Doğum Tarihi ve Yeri : 1976 Viranşehir/Şanlıurfa

Medeni Durumu : Evli

Adres : Karslılar Mah. 82113. Sok. Livia Villaları B/13

Çukurova/ADANA

Telefon : 0 (505) 290 24 38

E-posta : [email protected]

Mezun Olduğu Tıp Fakültesi : Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

Görev Yerleri : Akıncılar Sağlık Ocağı Akıncılar/Sivas

Şeyh Şamil Sağlık Ocağı Merkez/Sivas

Kadı Burhanettin Sağlık Ocağı Merkez/Sivas

Ç.Ü.T.F Ruh Sağlığı ve Hastalıkları A.D Adana

Dernek Üyelikleri : Türk Psikiyatri Derneği

Yabancı Dili : İngilizce