Mahmut Semenimg.antoloji.com/i/sair/pdf/2/mahmut_semen_14532_37787.pdf - kültür ve sanat Mahmut...
Transcript of Mahmut Semenimg.antoloji.com/i/sair/pdf/2/mahmut_semen_14532_37787.pdf - kültür ve sanat Mahmut...
Mahmut Semen
- şiirler -
Yayın Tarihi:
20.9.2007
Yayınlayan:
Antoloji.Com Kültür ve Sanat
Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mahmut Semen (Mahmut Hoca)Abdulimam köyünde dünyaya geldi. İlkokulunu Hocaköy’de, Ortaokulu MardinGazi YIBO’da tamamladı. Bitlis Erkek Öğretmen Lisesi’nden sonra 1987yılında Dicle Üniversitesi Şanlıurfa Ziraat Fakültesine kayıt yaptı. Öğrenciykenyazdığı ilk kitabı olan “BAŞEĞMEK İÇİN BAŞKALDIRIYORUM” mu yayınladı.1991 yılında bu fakülteden mezun oldu. 2 yıl Mardin tarım İl müdürlüğündegeçici olarak görev yaptı. 4 yıl bilgisayar sektöründe yazılım konusundakendini geliştirmeye çalıştı. Bu süre zarfında “Firavunları Devirmek” ve“Sultan Şeyhmusa-i zuli hayatı ve mücadelesi” isimli iki kitap daha yayınladı.1994 yılında Dicle üniversitesi eğitim fakültesi sınıf öğretmenliği bölümünekayıt yaptı. 1997 yılında öğretmenliğe atanınca bu fakülteden kaydını sildi.Evli, Setenay Ceren adında bir kızı, Muhammed Ali ve Ahmet Ferhatadlarında iki oğlu vardır.Düşünce olarak İslam’da özedönüşü Islam Fundamentalizmini savunuyor.
Eserleri:
Başeğmek için BaşkaldırıyorumFiravunları DevirmekSultan Şeyhmusa-i zuli hayatı ve mücadelesi
<br> <applet code='Dgclock.class' CODEBASE='http://vebci.com/java-sys'width='100' height='30'><br> <param name='TimeFormat' value=''><br> <param name='ShowDate' value='yes'><br> <param name='ShowFrame' value='no'><br> <param name='fg' value='blue'><br> <param name='bg' value='white'><br> </applet>
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
.dAyı
Yetki geçince eline,Ayı’ların.olmayan vadilerdeolmayanIrmaklar üstündeİnşaa edilir,Sanal köprüler
İşte!Ülkemde..En büyük hizmet(!)Durma! ...'Köprü inşaa et '
Her köşe başı, KöprüHer köşe başı, dAyı
AyılaraAslaaaaDayı diyememD’yi siliyorumVe dAyılara.ayı.ayı.ayıdiyorum.
D karşılığındaGeçmem köprülerinizdenBoğulsam daYüzeceğim ben
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
20 Tatlı Yeme İddiası
Köşe başında tatlıcı çocukEtrafında birkaç ensesi kalın.Girmişler iddiaya.beş tatlı yeyen vermeyecek beş para
Ensesi kalınOn tane yerim diyorBak yersemÖdemem beş para diyor.
Tatlıcı çocukBen onbeş tane yesemPeki sen verir misin?Amca!O kadar para
Bu aradaRakam yükseldiSayı yirmiye çıvarındaPes eden hala yokOrtada.
Yaklaştım yanlarınaKonuyu kavrayıncaBende girdim arayaÇocukla başladımYeni bir iddiaya
Eğer sen yersenBir tane tatlıBen sana öderimTam on katı
Şaşırdı çocukBesbeliŞaşırdı kalın enseli
Çocuk, bir tatlı yediŞaşırarak:'Vay be! gerçekten tatlıymış.' dedi.Kaybettim iddiayıVerdim onkat parayı
Çevredekiler
Anlamadılar hiç bi şeyKaybettim iddiayıAmaKazandım çok şey
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
4x4 yada F16
Güneydoğu’daKızıltepe ovasındaBizim züğürt ağa4x4’lerden varyataksitle“Reklam olmasın diyeMarkasını belirtmiyorum ya”Almış bir araba
Hergün köye, köylüyebasıyor bi ton hava…komşu köyü turlarkenHaracını toplarken...Daha kırkında gelinEve yüz metre kalaSen durGel inada bin
İlçede ve de köydeNe kadar usta vardı Etrafında toplandıDenenmeyenHiç bir yolNeredeyse kalmadı
Araba inat ettiAdım bile atmadı
Ustalardan biriSon çare dediBirdeArayalım servisi
Telefonda ki ustaAracın ekranındaYazılan var bir hataOnu bir okusana
'the car is locked'
Servis hata kodunuFabrikaya bildirdiFabrika cevap verdi
İlk taksidin gecikmişAracınız bu yüzdenUydudan kilitlenmiş
Ağa hemen aramış
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Telefonla bankayıGeciken taksidiniFazlasıyla yatırmış
İlk kontakla arabaÇalışmaya başlamışAğa bir kere dahaGavurun zekasınabi ton lanet yağdırmış
Tam o an ve sıradaGökyüzünde havadaAlçaktan geçti teğetBirkaç F16 jet
Yüksek sestenBasınçtanSağlam bir cam kalmadı4x4’dün dahiCamları parçalandı
Ağa deliye döndü
Ne hava basıyon lanBir gün lazım olursanBasmayacak sanırsınLock tuşuna uydudan
Milyar dolarlarlaAlınan bu uçaklarTanklar ve kimyasallarSadece bize karşıAncakKullanacaklar
Kızıltepe-25Haziran2006
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Amed’im/Diyarbakır’ım
Kaçırılan çanta değilGeleceğinArtıkBu senin bileceğin
Benim sanaBi tek diyeceğimUyan artık, gözlerini açSavaşlar yıkmadı seniAmaYıkar seni bu kap-kaç
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Annem ve karga
Her sabah eksilinceAnnemin tavuklarıBir-bir
Suçu damdakiKargadan bilir.Sürdükçe sürdüPeynire zehirVeKargaya bir dilimİkram edilir.
Büyük bir sevinçleKaptı peyniriFark etmediKorkunç zehiri
Ertesi gün kargaGeneBizim damda
Biraz ilerdeEpey ötedeAkbabalar toplanmışSanki düğündeBir ziyafet varTilki leşinde
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aydın(!)
AnlayamadımBir türlü seni...Bana karşıKininiNefretiniÖldürenBen değilim.BabanıAnanıAhbabını
…
Kinin sürecek biliyorumİnanmadığınaİnandığımİnandığınainanmadığımSürece…Varsın öyle olsun…Ben Allah’ın üflediğiRuhu taşıyorumAllah’ım diyorum
İnanmazsın daBiliyorumAçıkça diyorumKusmadıkça…Kinini bile seviyorum
Allah’ım diyorumSevmeniİnanmanıAsla beklemiyorum.AmaAydın(!) diyorumSeni seviyorum...
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ben Anayım, Ana!
Bir öğrencim vardıAdı JiyanGülünceİnanBulutlara rağmenGüneş doğardı
Ağaçlar çiçek açarBuzlar erirTohum çimlenirİlkbahar gelir.
Gülünce JiyanSen buna İnan
Bu gün son günü OkulunKarneleri verildi öğrencilerin…Kaptı elindenKarnesini rüzgar
Ardına verdi JiyanYakaladı,Al kurdelesinden karnesiniDuymadı o anYüklü mü yüklüTankerin korna sesini
Çarptı Jiyan’a.Durdu,Şoför kaçtı
Karnesi havalandıTekerlekler altındaJiyan kaldı
Küçük büyük toplandıtoplandı..
Geldi şehrin belediyesiCan kurtaranı İtfaiyesi
Ağırlık çoktu, halatlar koptu
Bi doktor geldi, ve karar verdi“Ayağı kesmek son çare! ' dedi…
Epey uzaktaBir anne çok hızlıhızlı koşmakta
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
…Durdurdu onu polis“Dur, nereye be kadın? ”Nereye nedir adın?
“Çekilin!İzin verin,Annesiyim Evladım? ”
Jiyan diye haykırdı!Sanki dünya sarsıldıbüyük-küçük ağladıYürekleri dağlandıİnan kiyağmur yağdı
Tankere bir el attıSağ eliyle kaldırdıSol el, Jiyan’ı aldı.Ağızlar açık kaldıİnsanlar dona kaldı
Tuttu, Polis kollundan:
'Sen gerçek misin? NesinSöyler misin? be kadın.'
Kucağında Jiyan, haykırdı o an
“Ben anayım. ANA! ”Sen ne sandın,Bi söyle bana? '
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bı Nave Allah
Bı besmelakeBı ber mıd teTejijMırrıPaş heft tebeke azmanUArşa xudan
Qet nemaPaqijkirinNavberan
Sar sekiniCîwar u deman
Hz. Süleyman uBı zilam ki xwendeBı zilam ki xozan
Hîna şewqave negihanDinyayanU ji min re
Ez gihaştımDerbazdıkımLi paş mın man.BêhejmaranAzman u stêran.
Pır bı şundı maEw bileza şewqeNikarı pêşbazî bı mın bıkıEM CE KAREJi dileminDenggek bilind bûn
Ya Xude, Qevet jeYa Allah, Bismillah
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bi Acayip 8 Mart Yürüyüşü
8 mart sabahıBizim komşuuyanır uyanmaz
Çağırdı karısınıPardon eşini-Git bi araSultan Ahmet meydanındaSende hakkını ara? ”
-Ne hakkı?-Ya sen karı değil misin?-Bak!Tüm karılar orda…bağıra bağıraGit işte!Sende hakkını iste
-Ne hakkı ya gitmezsem..-Kalk git diyorum karıDelirtme beniYoksa...Kırarım kemikleri
Karılar Meydanda“biji Apo” sloganda
karılar bağırdıçağırdıKemiklerinibu seferPolis kırdı
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bi İsmi Allah
Bir BesmeleYakınlaştırırGetirirBanaYedi gök ötesiniVeArş-ı Ala
SilinirSıfırlanırMesafelerDonarZaman ve mekanHz. SüleymanBir de okumuşBir bilge adam
Işığı yetişmemişkenHala DünyayaVe de banaBen yetişirGeçerimEl salarımOncaYıldıza
İlkel kalırHızı ışığınSökmez artık banaEM CE KAREYüreğimin derinliklerindenYükselen sedaYa AllahBismillah
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bingöl Çeltiksuyu Yibo
Benim ninem çok yaşadı.Bayağıda kocadı.Okul yapılsın diye.Evini bağışladı
Maliyet hesaplandı.Yüz milyara bağlandı.İhalesi yapıldı.Ali aş. kazandı
İl milli, ilçe milliMüdürleri görmeliValiye ve vekileMutlak bir pay vermeli
Herkes payını aldı.Kasada bir on kaldı.Ali araba aldı.İnşaata beş kaldı
Malzemeden çalındıİnşaata başlandı.Kurdelesi kesildi.Eğitime başlandı
Yer hafifçe salandı.Okul yere kapandıO güzelim çiçeklerEnkaz altında kaldı
Enkazda büyük başlar.Başladı Nasihatlar.Yaralar sarılacak.Suçlular bulunacak
Bahçıvancı yasemenHaykırdı ta yürektenİnin ordan eşeklerEzilmesin çiçekler
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bjk-Kürtçe
Lı roj hılata kürdistanLe naw devleta TürkanYazı yek lıser divarHıneka kirin ihbar
Dı şefaka taridıÇelle zivistanedıyekîneyên leşkerî.Dora gund gırt çemberi
Ba melaye gund kırınJı camiye bang kırınLı mal kesek nemininDeriyexe ne kaflinin
Lı ber hevşa mektebeLı nav xeriyek hun nebeVek hesir kefle filanYek biyek van danrêzan
Nawi komutanıJı gundiyar xaberdanıDijûne ne goti daLe xwe dıneri wek Xuda
Hemû bı erdê kişandin,Lı nav çamûre razandınTêra xwe dijûn ji daDılle pır rahatkir,.
Nimre xanî çeluheftXwedî xanîye ji kiyaBı baston zor meşiyaLı malame Tişt tuneya
Kalo tu çı dıbejiAva lıser divar çiyeTakım küp kar kiriyeZarokan le kiriye.
Ji günde ver bu lekeEw yazıya BJKGelek fikiri komutanDemek biji kürdistan
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bjk
Güneyin doğusundaBir köyün mezrasındaBir yazı var duvardaBulunulmuş ihbarda
Ocağın ayazındaSabahın şafağındaManga-manga askerlerMezraya akın eder
Önce imam çağrıldıHalka anons yapıldı“Evde kimse kalmasınKapılar açık kalsın.”
Mezranın merasındaO çamur deryasındaEzilip büzüldülerTek sıra dizildiler.
Komutan diye biriBir ileri, bir geriKüfürler savuruyor.Kendi Tanrı sanıyor
Topluca yat-kalk çektiÜst başlar berbat etti.Yeterince küfrettiDerince, bir “ohh” çekti
“Evin no su kırk yediSahibi kimdir.” dedi?Zor yürüyen bir dede“Bir şey yok, bizim evde.”
“Yaa öyle mi ihtiyarDuvarında ne yazar? ”“Takım kupayı almışKomşu çocuklar yazmış.”
Mezraya büyük lekeKocaman bir BJK.Çok düşündü, komutan“Demek BiJi Kürdistan! ”
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Cehennem yolcuları
Aman tanrım bu da neBu bize bahsedilenNankörlerden imişizBiziz nankörlük eden
Görünce cehennemiTutuştu etekleriYalvardılar tanrıyaGeri gönder bizleri
Yetmedi mi sizeEvel verilen süreBu noktadan sonraDönüş yok ki geriye
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Cumhuriyetim kizim benim evde mi kaldin?
Resit olmusumOn sekiz yasima varmisimDiyeHiç kimseyeSormadanSorusturmadanOtomatikmanNe diyeEl koymusun saglik karnemeSankiSimdiHiç mi ihtiyacim yokBaba ve Anneme
Yok deveSEN KAÇ YASINDASINBi söyleNiyeKorunuyorsun hala?On sekizine mi varmadinYoksaKIZzzzzzzzzzzzzzzzzz!SenEvde mi kaldin?Kizim benimCumhuriyetimÖzgürlügüm
BiliyorumBüyüdümDurmaliyim benKendi ayaklariminÜstünden
Ya ne haber sendenBüyümedin mi hala sen?Yaslanman neden
Ne zaman çikacaksinÇekinmedenSilahlarin gölgesinden...
Ne zaman baslayacaksinKorumaya biziKendi zulmünden
<imgsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/82/www_antoloji_com_568882_251.JPG'
Çek elini artik
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dağları Ben yaratmadım! ..
Ne küçükNede büyükDağlarla bir alakam varBenim…Onları, Ben yaratmadım
Ama,GölgelerindeBir ömür boyuYaşamayı...Güneşin,Geç doğuŞunuErken baTışınıKabul etmediğimdendir kihep doruklarda yaşadım....Yaşıyorum....AyaklarımdanSeken çakıl taşlarıKırmışsaBirilerinin kafalarınıSuç bende değil.Dipte yaşamalarındandır.
Taşlamayın beniTaşladıkça beniGeri döner taşlarınızKırılır kafanız,Kafalarınız.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Deli Meli
Bak sana tepedesinHala ne peşindesin(0)Mescitler O’na aitBari burda olma it(1)
Dünyanın içi dışı,Tümü de senin olsaBir katı kadar daha,Dünyalık malın olsa (2)
Kurtulabilmek için,En hafif bir cezadanBu gün feda edersin,Gözünü hiç kırpmadan(2)
Çocukların saçını,Ağartacak bir gündenÇok korktuğum içindir,Korkmuyorum ben sizden (3)
Anlamazsınız beni,Bu korkusuz halimiAllah’tan gayrisiyle,Artık korkutma beni(4)
Ali Bulaç'ın hazırladığı Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı esas alınmıştır.(0) :T.C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI13.09.2006İL MÜFTÜLERİ SEMİNERİ SONUÇ BİLDİRGESİKızılcahamam-ANKARA(08-11 Eylül 2006)İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, toplumu dinkonusunda aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek ile görevli Diyanet İşleriBaşkanlığı, Anayasanın verdiği bu görevleri yerine getirirken, ATATÜRK İLKE VEİNKILAPLARINA, CUMHURİYETE VE LAİKLİK PRENSİBİNE BAĞLI, toplumu dinkonusunda sahih kaynaklara dayalı doğru bilgi ile aydınlatma, dini yorumlamadamodern hayatı, insanlığın ortak birikimini gözardı etmeyen, sorgulayıcı ve yeniliğe açıkbir yöntem izleme, personelin niteliğini geliştirme, sunduğu din hizmetinin verimliliğinisürekli arttırma gayreti içerisindedir.
(1) : “Şüphesiz mescitler, yalnızca Allah’a aittir. Allah ile beraber başka hiçbir şeyekulluk etmeyin.” KK-72/18 (2) :Rablerinin emrine uyanlar için mükâfâtın en güzeli vardır. Ona uymayanlar ise,yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa, kurtulmak içinhepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Varacaklarıyer de cehennemdir. O ne kötü yataktır! ”KK- 13/18(3) :“Eğer inkar edecek olursanız, çocukların saçlarını ağartan bir günde kendinizi nasılkoruyacaksınız? ” KK-73/17(4) :”Allah kuluna yeterli değil mi? Seni ondan başkalarıyla korkutuyorlar…” KK-39/36:
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dilara
El ele yürürkenBen ve annemKaydı anidenElleri ellerimdenKarardı o gün ortasıBirden
Yeraltı Canavarı yutarkenBeni inanEğer hazır olsaydı o anBenim babam
İniverirdi ardımdan, JanvaljanGözünü hiç kırpmadan
İşte...Herkes burnunu tutarken pis kokudanKucaklar öper beni canım babam
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Doğal sayılar
bir telaş, bir telaşçağırdı benimemur arkadaşNe ettin?Ne yaptın?Evini yaktın?
Şaşırıp durdum,aniden sordum,“Katil mi oldum? ”
Ve birden dedi.Unuttun mu senaltı beş yedinasıl yazarsıno mısraları sen
Doğal sayılar,korkutmaz benisıfırla çarpmışım,ben hepisini
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Doğru Yürüsene!
Çok çabaladımDoğru yürümeleri içinYengeçlerin.
Başarılı olamadım.
Meğer tüm çabalarımEğri yürümeleri içinmiş.Yeni anladım.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dön be kardeşim
Yürüyorum diyeBak yollarıma
Deve dikenlerTahta çivilerAnti personelMayın döşenir
Sağdan ve soldanHavlar köpeklerDöneyim diyeYol boyu bekler
Cebim boş artıkNe kemik ne taşHavlanman boşaİnan Karabaş
Bilmez misin senDönülmezim ben
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ey amerika
Ey amerika
Bir çocuk başınaDüşerse bombaAnnesi ağlasaTüm dünya baksaYıkılmaz mı dünyaEy amerika!
Eğer bir çocukAnnesiz kalsaGöz yaşları selDenize aksaBoğulmaz mı dünyaEy amerika!
Bütün çocuklarBir göğe baksaVe avuç açsaYüce TANRI’ YAKorkmaz mısın senEy amerika!
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Geç bunları geç
Demokrasi, Ekonomi ve siyasi istikrar bunlar hikâye…
Geç bunları geç
Bu halk üstünde giysisi, tencerede yiyecek yemeği yokken ve elindeki sopadan başkatüm silahları da alınmışken bir kurtuluş savaşı kazanmıştır. Bu inanç yokluktan varlıkyaratan bir inançtır.
Akparti üzerinden yapılan 367 hilekârlığı, Anayasanın tutumu, E-Muhtıralar, SözdeCumhuriyet mitingleri ve cep telefonlarına gelen Havhavlı SMS mesajlarından irkilipyüce mecliste kuduz köpek varmış gibi meclise girmekten korkanların tutumu v.s v.saslında tüm bunlar Akparti’ye değil Akparti üzerinden bu halkın inancını hedef almış.Halkı rencide etmiştir.
Bu halk inancı söz konusu olduğunda diğer tüm olumsuzluklar olumluya dönüşür. İddiaediyorum bu yüzden dağdan düzovaya inip Akparti’ye oy verenler bile olmuştur.
Siz ne kadar güçlü ve büyük olsanız Firavun ve Nemrut kadar olamazsınız. Artık, bumilletin inancından elinizi çekiniz… Unutmayınız ki Üç tarafımız denizlerle çevrilidir.İçimizde ise gürül gürül akan Fırat, Dicle, Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerininbirinde boğulmanız kaçınılmazdır.
Halkın Akparti’yi tercih etmesi, bu tercih kimi köşe yazarların iddia ettiği gibi Kömür veErzak meselesi değil ondan da öte bir şeydir. Kalemlerini erzak karşılığında kullananlarhalkıda kendileri gibi görüyorlar. Bu halk şerefli ve gururludur. Guru sahibi olmayanlarbunu anlayamazlar.Bu halk açlığa karşı karnını taş bağlayan, tencerede taş kaynatan bir halktır.. Fark çokaçıktır. Ama siz acıkınca helvadan yaptıklarınızı yiyenlerdensiniz.
Haydi son sözümü söyleyeyim.
Afiyetler olsun.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gölge
Haydi yürüGüneşe doğruHiç aldırmaGölgeneİster gelsinİster gelmesin.Vardığında güneşeGüneşleştiğinde
ZatenOlmayacakO korkunçGölgen
Hayır dedi
Doğuyor doğudan diyeDöndü sırtını güneşeBatıya yürüdü işeUzaklaştıkça uzaklaştı
Gölgesi büyüdü,Büyüdükçe büyüdüHer tarafı kapladıkorktu gölgesindenOturdu ve taptı.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Göm beni
Ne çabuk unuttunBizeMisafir geldiğini
Hiç korkmadın mıAllah'tanGeldiğin EvdeEv sahibiniAllah'ın kitabıylaİnkar etmesini
Biz kardeşizBir değilse deAnamız-babamızYeter bize Anadolu’muz
çok iyi bilirsinaçıktıbizim herkesekapımız, kucağımız
Dur yeter artıkAnnemin kumasıBabamın vahşi yosması
İki kardeşeAynı isim verilmezYa adımla çağırYa da öldür.Zaten yıllardırSenin işin de budur
Habil ve Kabil gibiKargalargöstermedi mi?Sana!Cesedimin nasıl gömüleceğini
ArtıkGöm beniYok nüfusta da kaydımbudur alın yazımKimliksizimArtıkGöm beni
Tarih yazsınAlnınaYeni bir JENOSİDİ
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gül
Sabah doğan güneşimBak beni terkediyor.Tuttuğum son iki dalBak elimde kalıyor.
Gülüm koklamam seniDikenlerin batıyorDikenlerin çoğaldıGül değerin kalmıyor.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Halepçe
<imgsrc='http://www.antoloji.com.tr/siir/media/56/www_antoloji_com_610756_136.JPG'
HALEPÇE ŞEHİTLERİNİN ANISINA'ŞEHİDİN MEKTUBU'
Yaptığımız antlaşma gereği malımızı ve canımızı feda ettik.Sözünü en iyi tutanın, Allah olduğunu bildiğimiz için,Tekrar tekrar dirilmek, tekrar tekrar şehit olmak isteriz.
Ey Dünyanın müstekbirleri!Görüyorsunuz ki, kanımızı akıtmakla bir şey elde edemediniz.Biz yaptığımız alış-verişten karlı çıktık.Oysa ki, siz ve uşaklarınız...
Bozuk düzenlerinizi ayakta tutmak ya da ayaktaymış gibi göstermek için döktüğünüzoluk oluk kanımız, çay misali taşmış sel gibi köpürmüştür.Çalı çırpı misalindeki köksüz düzenlerinizi de beraberinde yıkıp götürecektir. Ve dünyayıdüzenlerinizden temizleyecek,Yerine tertemiz filizler bitecektir...
Kafir ve zalim Saydam’ın kimyasal gaz kullandığını itirafına rağmen:'Yanlışın var, sen öyle bir şey kullanmadın' diyen;Zalim, kafir, faşist ve putperest Amerikan köpeğinin de...Sonunu getirecektirKanımız.
Bakıyorum ki, taktık değiştirdiniz.Demek anladınız.Mani olmak istiyorsunuz, bu coşkun sele.Barbarca içmekle bitiremezsiniz.İçmeyin diyorumİçmekle bitmez...Yıllardır bitiremediniz.Ama rabbimin izniyle kendinizi onun içinde boğulmaktan kurtaramayacaksınız...Firavun gibi,Şahın şah gibi,İsrail ve Rus'un çırpınmaları da boşunadır, (*)Boğulacaklar...
Çünkü onlar akıtmıştır mazlum kanını...
Ey mustazaaf halkım! ...Senin kurtuluşun ne Sam Amcanın ne de Gorbi'lerin, ardında gitmendedir.Sen ancak İslam'la zulümden kurtulabilirsin.Çünkü, zulmün kaynağı süper güçlerdır.Beşeri düzenlerdir.
Arkalarından gitmeyin.Çünkü, onlar boğulacaklardır.Unutmayın firavunun ardından gidenlerde boğulup kurtulamadılar.Kafirler yakında nasıl bir inkılap ile devrileceklerini göreceklerdir.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Düzenler, hayatlarının devamını sağlamak için'ADALETTE' ihtiyaç hisseder sanıyordu.
Uyandırdın Halepçem...Gösterdin Halepçem...Anladım Halepçem...
Zalimlerin, düzenlerini ayakta tutabilmeleri içinAdalette değil,
KANA,KANIMIZAİhtiyaçları var olduğunu...
Ey dünyanın müstekbirleri! ..
Halepçe tufanı kopmuştur.Boğulacaksınız, kurtulamayacaksınız.Suyu şehidin kanı olan bu tufan;İçi pislik dolu gemilerinizi sırtında taşımayı red edecektir...
Firavun gibi,Mirasçıları da boğulmaktan, helak olmaktanKurtulamayacaklardır...
Beyaz sarayın temelleri,Kremli’nin temelleri,Saydam ve kukla diktatörlerinin temelleri. (**)
Benim ve Seninkemiklerimizin Üzerine bina edilmiştir.Bunun için ezildim ve ezilmektesinVe Senin kımıldamanı istemiyorlar...Her kımıldamanla beraber,bulutlar zehir kusacak daha fazla kanın akacak,
Susman içinBoyun eğmen içinDüzen için
Bir silkinsen,Bir dirilsen,Bir isyan etsen,
Üzerinde bina edilen temellerin, çatırdamamaları olanaksızdır.İşte başkaldırdık,Sarayları sarstık,Düzenleri sarstık ve şehit olduk.Yıkma ve inşaa sana düşmüştür... Kaldır başını...
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Göreceksin,Halepçe'mde taş kesilen yavruların dirildiğini,Göreceksin, iki kıblenin kurtuluşunu.VeGöreceksinZalimlerin çöküşüyle beraber tertemiz bulutları...
Ey dünyanın müstekbirleri!
Çöküşünüzle beraber,Büyük şeytanınızın,Kutup ayınızın ve Irkçı köpeklerinizin, nükleer başlıklarına rağmenYalın ayaklıların zaferi pek yakındır'. ***……..Ve bölgedeYeni Hama’lar,yeni Hiroşima’lar,yeni Halepçeler beklenmekteydi.
Zaten Halepçe kartpostallarını basan şirketler dememişler miydi:
'Yeni çeşitlerimizi bekleyiniz'.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Haram lokma
Kuş sütü eksikSofradaOturmuş çocuklarBirde ana-babaNe diller dökülürÇocuklaraYemeleri içinBir lokma
Rüşvet bileTeklif Edilir.Son hamleAnneden gelir
MisafirlikteDün akşamkiO pis evdeBayat ekmeğe olanİştahınız nerede
Çok sinirlendi anneElindeki buduÇocuğun ağızınaZorlaSokuşturdu
VeBağırdıÇocuğunaHaydi yesenize
Takıldı boğazınaAnne eli sırtındaBir inip-bir kalkmaktaHelal-helalSaymaktaHelal mi kiAcaba
Bilmez miAna-baba…Çocuklar korumadaGeçmez boğazlarındakolaycaHaram lokma
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İdealist Değilsiniz diye Ben Olamazmıyım
Günlerden bir gün Sabah çok erken TV izlerken Gördüm onları Bir kırıntı için Çöpte gezerken...
Sıralandı bir-bir Bütün sebepler Yüksek bi sesle Ve alt yazı ile
“Öğretmensizlik Eğitimsizlik Geri kalmışlık.”
Karar verdim o an Gitmeliyim ben Her şeye rağmen Hakkari’ye ben
Duyan müdürler Ve öğretmenler... Şaşa kaldılar Tempo tutular
“Deli misin sen! Niye gidiyorsun Hakkari’ye sen! ”
Bi derin bi derin Daha da derin Epey indiler Ve düşündüler Çook düşündüler
Ruhları ölmüşMoloza dönmüş10 gün kurs görmüşBilge(!) insanlar...
Anlar mı beni İdealizm mı mi? Çöplükte beslenen Geleceği mi
Geldiğim yerden vardığım yereSıralandı bir-birAyni fikirler ve düşünceler
Eco Hocalar * Anlar mı? Beni
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Büyük derdimi, İdealimi
Herkesin adına konuşan biri“Gerçek niyeti beyaz toz.” Dedi
17 Ağustos 2001’deO meşhur depremin Yıldönümünde
Göreve başladım.Hakkari ilinde23 Nisan diyebir İlköğretimde
AsılAtama 11 EylüldeHerkes ayaktaMalum şubede
Nereye verse “fark etmez” dedim.Atama şubesinde epey bekledim.
Çağırdı nihayet içerden biri“ -Gönüllüsün sen Yüksekova’ya? ”“ -Evet efendim gönüllüyüm ben.”“ -Şimdiye kadar bi Rahmi** ve Sen Merak ediyorum bu sevda neden? ”
Çok bekledim, zaten patladım birden“ Çöplükteki çocuklar yetmez mi Neden? ”
Uzunca gülümsedi. Beli ki inanmadı.O da beni 'TOZ' için gelmiş sandı.
Benim için artık bir tek kelimeAtama emrini aldım elimeİkiz kuleler yerin dibine! .....
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İnsan
Silah doğrultmamİnsana aslaGelipte biziÇıkarmadıkçaToprağımızdan
Patagonya’daYahut kutuptaÖzgürse dinimVatanım benimOrası derim
Bak buna rağmen
Bayrakla VatanÇağdaş putlardanGözümü kırpmamBir insan içinFeda ederim.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kızıltepe
Devlet Tiyatroları Diyarbakır & Kızıltepe`de sahnelendi
Güvenin bizeVe bağımsız(!) adaletteTutun ensesinde suçlununGetirin bize
Suç üstüYakalanıncaŞemdinli`de suçluDili mi sürçtüNeBaşbakan konuştu
<imgsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/10/www_antoloji_com_416510_103.JPG'
Takipçisiyiz biz bu olayın``Ucu kime ve nereye kadar giderse. gitsin``yeterki bu faili mechuller bitsin
Bir anda yargıBaşbakana kandıVeKendini bağımsız sandı
İlkkez korkmadıVeAsıl suçluyu çağırdı.
Suçlu:Bağırdı, Çağırdı, Azarladı:``O temiz çocuk, yapmaz böyle şeyTayyip bey! ``
Korktu mu ne?hemen bir azilYetmediBir teftişİki müfetiş
Ve güldüSuçluDöndü halkaGüvenmeyinİşte söz başkaicraat başka
Haydi bir ders içinYürüyün sokağaBütün yurtta
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Arkanızdayımhaaaa
Güney/doğu'dahemen her sokaktabanklar, işyerleri yağmalamaktapolis ve çocuklardanBir filistin tiyatrosu oynamakta
SonraDöndü Tayyib'aGörüyorsunuz yaBütün yurttaBiz olmazsakHaliniz BOMBAşka.
Al meclis araştırmanıŞimdiMüsaitçe sakla
Ölmüşse bir kaç çoluk çocukOluştur bi komisyonYapsın bir araştırmaDaha
Ey başbakanArtık davranApoletlerden korkmadanKorksanSadece bir Allah'tan'Din günü'nde kanlı elleryapışmasın yakandanAna ve babalardan
Ensesinden tutYargıya çıkarBu işte kar varYok ki bi zarar
Gücüm az diyeÇekiniyorsanAl sandığı ve gel kapıyaVerelim tek parça550 eşekYetmez mi sana
Yada
Vur elini masayaSon ver bu kanlı tiyatroyaUnutma haaaVar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir de öbür Dünya!Mahkeme-yi Kübra
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Klonlama
İdam etmek içinbirisinikendi mi klonlasamklonlasamhalk olsamçepe çevre kuşatsametrafını
klonlasam kendimiçoğalsam daçoğalsamdönsem kendimevealkışlasam kendimikendimihaklı bulsam
ama
yapamambenkendimikandıramamAslaaasanakıyamam
kuşatsınçepeçevre etrafımıklonların ve sen
varsınidam edilenben olayımamabenidam etmem
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Köpekler İnsan
Nedendir bilinmezAma, oldum olalıköpeklerden korkarımhep
haniküçükken az kovalamadılar beniokula giderkenaz yolumu değiştirmedimonların yüzündentarlalarda yürüdüm çoğu kezyollarda değil
onlarlaamansız takiplerimiz oldugölge gibidurdum, durdularyürüdüm, yürüdülerbu yüzdenhep geri geri yürüdümellerimde taşgözlerimde yaş
doksan altı mayıs ayındaDiyarbakır’ın Çınar’ındaBir yerde dalmışım geneBilgisayarın başındaEvden de epey uzaktaSaatte baktımYeni bir gün başlamaktaBöylece çıktım yolaVardım caminin yanınaDörtyol kavşağınaTrafik ışıklarına
Ortalıkta ne in ne cinAnlayacağınız etraf çok çok sakinSadece kavşakta bir toros arabaYol kenarındaParktaİçeride birkaç adam oturmakta
Ellerim cebimde yürüyorumDiyarbakır’dan Mardin’e doğruRampayı çıkıyorum
Eli metre uzaklaştım ışıklardanVe beyaz toros arabadanTam önümdeYüz iki yüz metre ilerideBen desem yüzSiz deyin iki yüz
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sokak köpeğiHücuma geçmiş bana doğru koşmaktaBir göz attım etrafaHer şey epey uzaktaSığınacak tırmanacak bir direkteYok ortalıktaTek ümidim artık beyaz toros arabaBir de inancım var yüce Allah’aAma nede olsaİçinde birkaç insan var yaO yüzden son ümidim araba
Köpekler, yaklaştı, yaklaştı, yaklaştılar
Bitti bitecektakatimÇaresiz bir şekildeArabadakilere baktım
Öylece baktılartek tekbirbirlerine gülerek
Ölüm artık yaklaştıMesafemiz kalmadıGece sessizliğiniKöpek sesleri sardı
Etrafımı sardılarÇember olup döndülerYörüngemde sayısızNice turlar atılar.
Yaklaşmadılar banaVeremedim bir mana
Çıkarmadım inanınEllerimi cebimdenBoş verdim köpekleritakmadan yürüyorum
Artık bende kendimiBir ölü sayıyorum.Erkekçe bir şekildebari ölsem diyorum.
Anidenhepsi birdenAnlaştılar gizlidenTek bir sıra halindeGeldikleri o yerdenGeri döndüler
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Birden
Derin bir nefes aldımVe arabaya baktımArabanın içindeİnanDört köpek saydım
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kuş gribi ile ölmek istiyorum
Benim içinYakmayın diri diriAteş çukurlarındaHer biri
TavuklarıKazlarıKuşları
İnsanlığı
Ölmeyecek miyim?EnindeSonunda
Bırakın beniAyılar…Size diyorumKuş gribi ile ölmek istiyorum
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Leyla
Çeşme başında TimlerKarı-kıza laf söylerSuya giden kadınlarKovaları boş döner.
Bunu duyan dedemizBiz hala ölmemişsizGözlüklerini taktıKöy çeşmesine baktı.
Görüntüler yaklaştı.Dede acayip şaştı.Göğsünde madalyasıATATÜRK hatırası
“Bunlar işgal güçleriDavranışlarından belliÖyle Saç, Bıyık, SakalMehmetçik’te olamaz”
Haykırdı bizim dedeKahpe işgalci güçlerYetmedi mi sizeO verdiğimiz dersler
İrkildi özel timlerUzandılar tam siperDede bir-iki sıktıBirini yere yıktı
Dedeye kilitlendiTüm namlu ve silahlarO yöne kurşun yağdıKöyde sanki savaş var
Eve doğru anonslarSon bir kere yapıldıSilahları bırakınTeslim olmaya bakın
Ne bir ses seda geldiNede ateş açıldı.Ve son karar verildiArtık bu evi yakın
Kapıdan penceredenFışkırıyor alevlerHala kalkmamış timlerYatıyorlar tam siper
Kapıdan az ötedeYere yığılmış dede
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gazi artık bir şehitO al kanlar içinde
Alevlerle beraberİçerden dışarıyaElinde tahta bebekBir kız çıktı avluya
Sabah yapmıştı bunuPamuk çöpünden dedeDoğum günüdür diyeLeyla’ya tek hediye
Beş yaşına basmıştıLeyla Ohal bölgede
Baktı- baktı dedeyeBirden eğildi yereAldı madalyasınıVe adımlar geriye
Alevlere yaklaştı.Özel tim fenalaştı.“Sakın o eve girmeBen ne derim kendime? ”
Bıraktı dışarıyaTahtadan bebeğiniAteşe adım attıYakıverdi kendini
Bir asker şehit(!) oldu.Bir Terörist(!) vuruldu.Akşam bültenlerindeHalka böyle duyruldu
Gönüllerde yer etti.Her kes sıkça bahsetti“Özgürlük AteşiniOnlara tercih etti”
Tarihe geçti artıkBeş yaşında Leyla’mız“Zulme karşı ateşi,tercih eden küçük kız”
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Misak-i Milli Karantinası
Yabanıydı,Boynuna ip geçirildiEvcileştirildiUzak diyarlardan getirildiMedeniyet topraklarınaBilmelisinYabani hayvanlarYok artık bu diyarda
Gözünü kan bürüdüÇıkarıverdi boynundan ipiYumdu gözünüHavladı/HırladıSalyası aktıKudurdu mu?Ne?Kuduz mu?Beli değil
Karantinaya almak istiyorMisak-i Milli’yi
GeçirrrrrrBoynuna o ipiGeçer elbet bu fırtına tipi
Bu baharHayvancılığı geliştirmeKredileri varUnutma!Bu çiftliklerdeSana da epey iş çıkar
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Newroz
Ben benim, sen değilim“Ne mutlu” hiç değilimGörmüyorsan beni senMutlak körsün varım ben
Seni beni görmeyenBurası benim diyen“Hepimiz kardeş” diyenLeyla’yı suçlu gören…Kawa’dan beri gelenÇağlar boyu sönmeyenKölelik bağlarınıBu ateştir, kül eden…
Soğukluklar başladıHer yanı buz kapladıNice yıldızlar kaydıAzlar, Çoğu, yok saydı
Evler, köyler ormanlarYakıldılar o kadarSöndü nice ocaklarErimedi BUZULLAR…Newroz, Özgür, mutluyumMutluyum Ne mutluyumBak eriyor BUZULLAR.Ülkem geldi İLKBAHAR..
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Öğretmenim Seni bir Daha Öpebilir miyim?
Çocukta hasretÖpmeye, sarılmayaAnne babasını,kucaklamayaDoyasıya
Kısmet olmayıncaAnne-babasınıKucaklamayaKucaklar öğretmeniniBir dahaBir dahaÖperDoyasıya
“Bu mesleğin en güzel tarafı da buya”
Öğretmenim:-Bir daha öpebilir miyim seni?-Evet tatlımBirdeBenim yerime deÖp beni
Bende hiç öpemedim.Annemi, Babamı, Öğretmenimi”
Ama niçin, ağlıyorsun öğretmenimCanım benim.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölmesinden korkarım
Kerbela daBir Hüseyin İNANDudakları çatlamışSusuzluktanSu değilFırat ve Dicle`ye akanKanımızdır artıkDENİZ`lere ulaşan
Uyan artıkÖlüm uykusundanNemrut işte Evren`deBu ülkedeYetişmez mi bir İbrahimBu düzende
<imgsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/29/www_antoloji_com_447629_568.BMP'
11 Eylül`eÜlkeler fedabir sonra ki güneYok mu bir ceza
Ölmesinden korkarımPlajlarda Nu çizenCezasını çekmedenYapılırsaBir deResmi tören.
TanrımOna uzun ömürler verÖlmedenBir İbrahim Gönder
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Önsöz
<imgsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/63/www_antoloji_com_815763_106.JPG'
Adıma gelen paketi kargodan alırken çok heyecanlıydım. “Soyadını Gaspettirenler” şiirkitabımın basılmış ve işte bana altı adetti kargo ile yollanmıştı.
Paketti açmadan eve doğru yürüdüm. Evde herkesin huzurunda açmak istiyordum.Evimizin olduğu bulvara yaklaşınca bir gariplik hissettim. İnsanların korku içinde sağasola kaçıştıklarını gördüm. Bu ikiz kulelerin yıkılırken kaçışan insanları bana anımsattı.İnsanların kaçıştıkları merkeze doğru yürümeye başladım…
Kaçış merkezine vardığımda aman Allah’ım bir de ne göreyim. Beş-altı katlı birapartman boyunda dev bir dinazor, ağzında alevler fışkırarak sağı solu yakıp yıkıyor.Kaçabilenler kaçmış geride kalan: Yaşlı ve Çocukları birer -birer avlıyor.
Eşim ve çocuklarımı da orada görünce daha da bir heyecana kapıldım. Hızla yanlarınayaklaştım.— Neler oluyor böyle…— Bilmiyoruz bir canavar çıkmış, Önce köyleri yakıp-yıkmış, sonra ormanları.Köylüler kaçıp buraya yerleşmişlerdi. Demek Canavar onları takip edip bulmuş. Şimdide Şehirleri yakıp-yıkıyorlar.— Dur bir dakika aklım karıştı. Bu yüzyılda devler ve Canavarların olması imkânsız.
Bu bir rüya olmalı.— Hayır değil, sen kendini kurtarmaya bak. Dağlara doğru kaç. Ben yürüyememAyaklarım kırılmış. Hadi çabuk ol Canavar buraya varmadan çocukları al ve git.— Dağlara kaçmamı düşünüyorsan yanılıyorsun. Ben bu Canavarı öldüreceğim. Bubir rüya olmalı.— Rüüyaaaaaaaa!— Evet bu bir rüya işte sana ispatı. Ellerimi kanat gibi çırpmaya başlayınca. Yerdenayaklarım kesilmeye başladı. Bayağı yükseldim herkes Canavarı bırakmış banabakıyordu. Canavar bile şaşırmıştı Uçmama. Yere indim.— Gördün mü rüya ben hep rüyalarımda uçarım. Bir insan asla uçmayacağına görebu bir rüya.— Rüya olsa da olmasa da sen buradan uzaklaşmaya bak.— Hayır ben bu Canavarı öldürmeden asla bir yere gitmem. Sen hep demiyormuydun? “Rüyada gördüğün bir Yılanı Canavarı öldürürsen. Düşmanını öldürmüşoluyorsun ama o seni ısırırsa bu iyiye alamet değil.” Diyen senin Rüya tabirleri kitabındeğil miydi?— Sen delisin?— Deliler korkmaz ve de takmazlarCanavar gittikçe coşmaya başlamış bütün şehri darmadağın etmişti. Tekrar kanatçırparak Canavarın karşısında ki bir apartmanın tepesine kondum. Elimdeki kitaplarımısol koltuğuma aldım. Sağ yumruğumu havaya kaldırdım.
Lanet olsun Sana, köyleri yakıp yıktığın içinLanet olsun Sana İnsanları Kadın, Çocuk ve yaşlı demeden katlettiğin içinLanet olsun sana Ülkemin, bölgemin akciğerleri Ormanları yaktığın için.
Hayret Canavar söylediklerimi anlıyordu. Bu yüzden olmalı ki halkın büyük çoğunluğududaklarını ısırıyor. Canavarın ayaklarına kapanmaya başlamışlardı. Hata bazıları “Bunu onun yanına bırakma.” Diye Canavara gaz vermeye başlamışlardı. Canavarın
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
gözleri kan çanağına dönmüştü. Bana doğru yürümeye başladı. Korkmuyordum ondanbu bir rüya idi. Hiç kıpırdamadan durdum. Herkes taş kesildi adeta. Bana o kadaryaklaştı ki soluklarını hissetmeye başladım. Koltuğumun adlındaki kargo paketini sağelime aldım. Paketi daha açmamıştım. Kitabın kapağı ve iç baskısı nasıl olmuş çokmerak ediyordum. Ama canavarda gittikçe bana yaklaşıyordu. Bütün gücümle elimdekikargo paketini Canavarın gözlerinin içine fırlattım. Gözünden kanlar akmaya başladı.Elimdeki kalemle de sol gözüne beş-altı darbe indirdim. Canavar yavaş -yavaş yereyığıldı. Ve büyük bir toz bulutu çıkararak yere çakıldı. Yere çakılırken büyük bir depremoldu. Buna rağmen halkın sevinç gösterilerini görmeye değerdi. Kamaralı bir ceptelefonu almadığıma ilk kez pişman olmuştum. Eşime:— Gördün mü işte öldürdüm şimdi eve gidebiliriz.Her taraftan “Allah-ü Ekber” sesleri yükselmeye başladı. Bir den yataktan fırladım.Evet rüyaymış. Sabah ezanı okunuyordu. Hanım:— Bugün Sahursuz oruç tutacaksın ne yaptıysam seni uyandıramadım. Çok derinuykudaydın.— Varsın bugün sahursuz oruç tutayım ama buna değerdi doğrusu.— Neye değerdi— Kitabımın önsözünü yazdım.— Uykuda!— Yok rüyada…
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Pepuk kuşları
Karşı komşumuzun balkonuna konan Pepuk kuşlarının ne zaman bizim balkonakonacaklarını hep merak ederdim. Bu sabah gene anneme sordum.- Pepuk kuşları ne zaman balkonumuza konacaklar? Annem:- Kızım, kaçıncı anlatışım. Komşu çocuklar kavga etmediği sürece ordakalırlar. Bir ay boyunca kavga etmeseler Pepuk kuşları insana dönüşür. Kavga etselerbaşka çocukların bulunduğu bir evin balkonuna konarlar.- Keşke o çocuklar kavga etse de Pepuk kuşları bizim balkona konsalar.-Sabah erkenden Pepuk kuşunun sesi ile yataktan fırladım. Gözlerime inanamadım.Kuşlar bizim balkondaydılar. Meğer, komşu çocukları dün akşam oyuncaklar için kavgaetmişler. Çok sevinçliydim. İçim içime sığmıyordu. Hemen koştum. Küçük kardeşimMemoş hala uyuyordu. Onu uyandırmadan yanaklarından öptüm. Pepuk kuşları budavranışımdan çok mutlu olacaklar ki güzel- güzel ötmeye başladılar.
Annem, kahvaltı sofrasını hazırlarken bir yandan da bana nasihat ediyordu.- Bak kızım! Kuşlar artık bizim balkonda. İstediğin oldu. Sen ve kardeşin onlarıkurtarabilir. Balkonumuzda insana dönüşebilirler, bir ay kavga etmezseniz. Gerçiyüzyıllardır bunu kimse beceremedi. Sen ve kardeşin becerirseniz tarihe geçersiniz.
Pepuk kuşlarına uzun-uzun baktım. Daldım. Hikayelerine.
Mevsimlerden ilkbahar her taraf yemyeşil, dağlarda erimiş buzlar, karlar. Zilan veBaran kardeşler, bir Pazar günü sabah erkenden kenger toplamak için evden çıktılar.Kenger toplayıp pazarda satacakları okul ihtiyaçlarını karşılamak için. Buğday tarlaların,bağların, bahçelerin kenarlarından yürüyerek. Kıpkırmızı topraktan ibaret birŞuv(Nadas) `a ulaştılar. Burası kenger tarlası gibiydi. Baran kengerleri arode ilekaldırıp kardeşi Zilan`a veriyordu. Zilan, kengerleri temizleyip torbaya atıyordu.Akşama dek bir sürü kenger topladılar. Hava soğumaya, güneş batmaya yüz tutarken.İki kardeş evinin yolunu tuttu. Yolda da, eve kadar birbirleriyle yarışarak koştular. Evevardıklarında çok yorulmuşlardı.
Anneleri evde yoktu. Muhtar babaları, yeni bir eş getirdiği için onları sokağa atmıştı.Dört duvar bir evde anneleriyle yalnız başlarına yaşıyorlardı.
Biraz dinlendikten sonra Baran kardeşi Zilan`ı çağırdı. Baran:- Torbayı getir de topladığımız kengerleri sayalım. Zilan:- Getiriyorum.Baran, torbaya baktı. Bir daha baktı. Aman Tanrım! Torbada 4-5 tane kengerdenbaşkası yoktu. Baran çok kızdı. Gök gürledi. Şimşekler çaktı.- Hepsini nasıl yedin, biz bunları yarın satacaktık, Zilan!- Kuran ekmek çarpsın yemedim.- Sus! Yalancı, bir de yalan söylüyor..- Hayırrrr! , yemedim.Baran, çok kızmıştı. Gözlerine kan doldu. Zilan, korkudan koşmaya başladı. Baran,onu kovalamaya başladı. Elindeki arodeyi Zilan`a fırlattı. Arode Zilan`nın sırtınasaplandı. Bütün köylüler Zilan`nın başında toplandılar. Derhal onu bir arabaylahastaneye kaldırdılar. Baran, eve döndü. Bir daha torbaya baktı. Eyvah! Torbanın dibidelikti. Eline torbayı aldı. Kenger toplayıp geldikleri yola koyuldu. Yolda kengerler deliklitorbadan tek-tek dökülmüşlerdi. Zilan, onları yememişti. Baran, çoook pişman oldu.Zor bela sabahı bekledi.Sabah erkenden kalktı. Buğday tarlalarında bir demet çiçek topladı. Kardeşi Zilan için.Ve hastane yoluna koyuldu. Kardeşinden özür dilemek için. Köyden ilçeye kadar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
saatlerce yürüdükten sonra hastaneye yetişti. Kapıda beyaz önlüklü biri onu karşıladı.Bu doktor olmalıydı. Çünkü, gözlükleri vardı.
- Nereye? Küçük. Bu çiçekler kime?- Kardeşim Zilan`a dün akşam buraya getirildi de.- Ha dünkü kız mı?- Evet- Maalesef onu kurtaramadık. İç kanamadan gitti. Zavallı, son nefesine kadar:``-abiben yemedim.`` diyordu. Son anda bir kuş olup uçtu. Gitti.
Baran`nın elindeki çiçekler yere düştü. Dondu. Kaldı. Hızla dağlara doğru koştu.Mardin`in en yüksek dağına Aslanlar Tepesi`ne çıkana kadar koştu. Tanrıya çokyakardı yalvardı. Kardeşini geri vermesi için. Ama duaları kabul edilmedi. O kardeşinihaksız yere suçlamış ve ölmesine sebep olmuştu. Artık, her gün tepeye çıkıp, kardeşiiçin dua ediyordu. Sultan Şeyhmus`ta burada dua edermiş. Bunun için mutlaka bir günduasının kabul edileceğine inanıyordu.- Allah`ım kardeşimi bana vermiyorsun, bari beni de kuş yap onun yanına gideyimde özür dileyeyim. Tanrı, bu sefer ona acıdı, duasını kabul etti. Bir şartla.- Her ay çocuklu bir ailenin damına-balkonuna konacaksınız. Eğer, bir ay boyuncao ailenin çocukları kavga etmezlerse sizi gene insana dönüştüreceğim. Kavga etseler sizbaşka evin balkonuna gidin. Ta ki bir ay boyunca çocukları kavga etmeyen bir aileyerastlayınca insan olu verirsiniz. Yoksa, ömür boyu kuş kalacaksınız.Baran, Bir kuş olup uçtu dağlara. Köylüler onu günlerce aradı ama bulamadılar. Muhtar,babaları Onu ve kardeşi Zilan`nın öldüğünü nüfus müdürlüğüne bildirdi..
Bugün 29.gün çok mutluyum hala Pepuk kuşları balkonumuzda. Yarın, İnsanoluverecekler. Onları göreceğim, için şimdiden çok heyecanlıyım. Hemen odamageçtim. Ödevlerimi yaptım. Defterlerimi masada bırakıp televizyon odasına geçtim.Sihirli Annem çıkmıştı. Onu seyretmeye başladım. Bir de ne göreyim. Memoş`un Elindeyazı defterim hepsini karalamış. Geçen sağlık karnelerimizi de karalamıştı. Onabağırdım. Defterimi vermedi. Elinden çektim. Defterim yırtıldı. Ben de onu itekledimyere düştü. Ve Memoş ağladı. Annem geldi.- Kızım sen ne yaptın.?- Ama, anne defterimi hepsini karalamış. Ben yarın öğretmenime ne derim.- Bir şey olmaz! Öğretmen kızmaz.- Ama, anne hepsini yeniden nasıl yazacağım.- Koş balkona bak. Eğer, baran ve Zilan gitmemişlerse onlar sana yardım ederler.Hemen balkona koştum.. Baktım. Yoktular. Başka balkona gitmişlerdi.. Çok üzüldüm.Her sabah balkonumuza bakıyorum. Pepuk Kuşları acaba bir daha gelirler mi diye?
Onları çok özledim.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Platoniğim
Sabah erkendenFırladım sokağaKucaklaştıkKoklaştıkEle-eleCadde sokakDolaştık
Nice vitrinlerSeyrettikYedikİçtikGezdikTozduk
Buralarda deniz yoktuAmaSahillerde dolaştık.BirdeEkmek arası balık yedikGalata köprüsündeHer ne işi varsa benim köyümde?
Çok yoruldukAyrılmak zorduAmaAkşam oldu.
SarıldıkUtandım Öpmeyeoysa ne çok istiyordumveKarar verdikYarın tekrar görüşmeye…Erkenden uyandımO geçmedensokağın başındaydım
geldi-geçtiönümdentelefonla konuşuyordu
korktum yineSöyleyemedimKendisineOnu ne kadar çok Sevdiğimi…“kapatmam gerekbaybay bende öptüm.Okey aşkım.”
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Rüyalarda öpmeyeKıyamadımYıkıldım…
aşkımısöyleyemedimgömdümbay bayaşkım...
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
QefleFıla yada Jenosidya Ermeniya
GenlerindeN mi, var?Ne?Her şeyi inkarEy barbar! ...
Beni de yıllarcaİnkarın ettin.Gölgendeydim diyeGölgemin bile olmadığına dairYeminler ettinÇok tezler ürettin.
Değer miydi?Beni görmen içinBunca;yalana,talana,dolanaOrman katliamına…
Sonunda gözün aydınNihayet!GörebildinBeniVe kardeşimi…HataHalepçe’mi
Bu topraklardaÇoookEski zamanlarda
Çıkarıldı:FermanlarıErmenlerin, Şeyhlerin, PaşalarınKaçanlar kurtuldu…
Kalanlar temizlendi.Bir-birBunu yapanlardan biri deNe yazık ki dedemdir.Hala anlamıyorumBu inkarın sebebi nedir?
Bunun içinde varGalibaHala...kalan yalanın, dolanınFeda edilecek evladın…………..Ama
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
BenTanırım10 günaç-susuz kalanCesetler arasındanKıpırdamadanÖlü numarası ileYatanTek suçu da Ermeni olanVe bu sayede kurtulan
Bu insandanGünümüze kalanTorunu şuan karşımdaTürkçe hocam…………Sen inkara devam et.Ben etmiyorumTanrıdan atalarım içinAFDiliyorum.İnkarcılardan değilimBenİnkarcıları kınıyorum.Dedemin adına daÇoook Özür diliyorum..
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Randevu
Bir randevu kiNe yeriNe zamanı belli
Acele edenErkenden varmazAğırdan alanAsla geç kalmaz
Dolunca zamanVardığın mekanAnlarsın o an
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ruh dilim, Ana dilim
Tanrı kovuncaMakamından şeytanıNe olursun Allah’ımSURA dekSüre tanı
Allah süre tanınca
Yeminimdir adınaHem sağına-solunaYaklaşırım ben onaÇıkacağım yoluna
“Saptırırım yolundanBütün adem soyunuÇekeceğim yolumaKimse kalmaz yolundan
O an Allah çağırdıBütün ruhlar anındaToplandı huzurundaSeslendi tüm ruhlara
“Ben sizin Rabbiniz, değil miyim? ”
Ruhlar hiç düşünmedenCevap verdiler birden.İlk konuştukları lisanEnteresan mı Enteresan
Tasdik sözü olmadı‘Evet’, ‘Yes’ yada ‘Neam’Bildiren bunu Kur’an“Bela” demiştir insan
Bu yüzden seviyorumKürt dilini Müslüman
Ruh dilim, Ana dilimAna dilim, Ruh dilimKahrolmaz mı faşizm
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen Benim Unutulmazlarımdansın (Anı)
Kızgın güneşin altında, temmuz-ağustos aylarının sıcağında, ben ve kardeşimçalışmışız, pamuk tarlasının, sulamasında. Hele kışın ilk aylarında çiy düşerken toprağa,iliklerimize dek üşürdük. Her gün sabah ezanında düşmüşşüz yollara, çalışmışşız pamuktarlalarında, hem de o küçücük yaşımızla, bir ben, bir de küçük kardeşim. Bitincepamuk toplaması, sene 1976 aralık ortası. Aldık birer defter kalem. Bir başımıza gittikköyümüzün ilkokuluna. Böylece başlamış olduk okula.
Okul; kolaydı hem de çok kolaydı, pamuk sulamaktan ve toplamaktan.Bu yüzden mi ne?Okula başlayalı bir ay dolmamışken başlamışım okumaya-yazmaya.Hayrette düşmüş. Malatya’lı öğretmenim Haci ÇETİNKAYA.Namaz kılıyor diye, adı çıkmış faşist bir ırkçıya,Bir gün çarşıda bu yüzden uğramış silahlı bir saldırıya.Gitti köyden,Bir daha dönmedi, istifa mı etti ne?Belki de tayini çıktı bizim Hocaköy’den..Bize veda etmedenKayboldu bu bölgedenÇok merak ediyorum acaba neden?Çok meraklıyım matematik dersine,Gelmişim işte1980’nin ilkbahar mevsimine.Basit mi basit bir problemi çözemeyen okul müdürüne,Aynı soruyu tahtada çözmüşüm birkaç saniyede.Bu yüzden yemişim güzel bir dayak müdürden ikramiye.Şansım varmış, bir sonraki derste sınıfa bir müfettiş gelmiş işte.Okul müdürü Ahmet DEMİRAT’ı. Şikayet etmişim müfettişe.Her zamanki gibi müdür yine sarhoştu;Sınıfın önünde, ne yaptığını bilmeden,Özür diledi bendenHiç çekinmeden.Zaten bir alakası yoktu, çakmazdı eğitimle-öğretimden.Belinde tabancası; koşuyordu, yeni ülkeler, devletler kurma hayali peşinde.Ayılabilseydi eğer içkinin etkisinden.Bizi kurtaracaktı bilmem kimin ve kimlerin zulmünden.
Yaz aylarında çok ağır ve zor şartlar altında çalışıyordum. Okul dönemi benim için tatilsayılıyordu, bu yüzden yaz tatillerinde okulun açılmasını dört gözle bekliyordum. Veokulun ilk haftalarında hep sorulan “Tatilinizi nasıl geçirdiniz? ” klasik sorusundan çokgıcık kapıyordum. Zira benim için tatil yeni başlıyordu. Ama, öğretmenlerim bunuanlamıyor, her sene tekrar-tekrar soruyorlardı.
Köy okulundan sonra, yatılı ilköğretim bölge okuluna kayıt yapmışım. Buradaokuduğum üç sene zarfında matematik dersine daha da merakım artmış. Bununneticesinde okulun son sınıfında girdiğim bursluluk sınavından yatılı olarak Bitlis ErkekÖğretmen Lisesini kazanmışım. 1984 Eylülünde 1-A sınıfına 40. sırada kayıt yapmışımbu okula
Bu okulda ilk öğrendiğim şey matematik öğretmenlerimin adıydı. Adanalı sarışın, çilli miçilli Nesrin SEZER ve kısa boylu, minyon tipli Erzurumlu Nurten ALPASLAN. Matematikderslerimize Nurten öğretmen giriyordu. Yeni mezun olmuştu. Derse fazla hazırlıklıgelmiyordu. Gelmediği için de hep tahtada tıkanıyordu. Derse olan merakımdan dolayı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
çok sık tahtaya kalkardım. Tıkandığı yerlerde müdahale ederdim. Bu müdahalelerimhoşuna gitmiyordu. Bu nedenle, öğretmen sınıfta, benim tarafımdan çok küçükdüşürüldüğü, düşüncesine kendisini kaptırmıştı. Oysa ben derse olan merakımdandolayı, ders öğretmenimi de çok seviyordum.
Günlerden bir gün tahtada yine bocaladığı bir sırada müdahalede bulundum. Ama, öylebir tepki ile karşılaştım ki, tüm sınıfla beraber ben de şoke olduk. Ders boyunca,nasihat adı altında, bana ağza alınmayacak sözler sarf etti. O günden sonra taşadöndüm. Derste asla parmak kaldırmadım, konuşmadım. İşin kötüsü ikinci sınıftamatematik bölümüne gitmek istiyordum ve bunun için de matematik dersimin en azyedi olması gerekiyordu. Dersten yana bir korkum yoktu. Ama, öğretmendenyavaş-yavaş korkmaya ve soğumaya başlamıştım. Bu korkumun yersiz olmadığını ikincidönemin ilk yazılı sınav sorularında anladım. 42 kişilik sınıfta 37 zayıf alan vardı.Sınavın en yüksek notu beş idi. Ben ve birkaç kişi beş almıştık. Bu, okul hayatımboyunca aldığım en düşük nottu. Geriye iki yazılı daha kalmıştı ve onlardan onar puanalmam gerekiyordu. Matematik bölümüne girmem için. Matematik bölümü benim içinbir ölüm kalım meselesiydi. İkinci yazılıya çok hazırlandım. Zaten yatılı okul olduğu içintelevizyon da yoktu, ders çalışacak zamanımız çoktu. Gece gündüz demeden sınavahazırlandım, mutlaka 10 almam gerekiyordu.
İkinci sınavda da; yine on tane birbirinden zor soru soruldu. Soruları gördüğümde çoküzüldüm. Bu öğretmenin benim yüzümden tüm sınıfı harcamayı düşündüğünü sezmeyebaşladım. Sınav boyunca, öğretmen çözdüğüm her sorudan sonra mutlaka kağıdımagöz atıp; “bunu da doğru yaptı” manasında derin bir nefes aldıktan sonra sınıf içivoltasına devam ediyordu. Soruların tümünü eksiksiz cevapladığımda son bir kere dahageldi. Kağıdıma baktı. Evet 10’u garantilemiştim; ama, arkadaşlarıma da çoküzülüyordum, yine hepsi benim yüzümden zayıf alacaktı. Göz ucuyla, sınıfa bir gözattım. Çoğunun önündeki kağıtların hâla boş olduğunu gördüm. Benim bu durumumöğretmenin gözünden kaçmamış olacak ki ışık hızı ile sırama yaklaştı. Kırmızı kalemlesınav kağıdıma “Kopya Çekmiştir” yazısını yazıp, sınav kağıdımı aldı. Donup kaldım.Tek kelime bile konuşamadım. Beni dışarı çıkardı.
Birkaç gün sonra yazılılarımız okundu. Yanımda oturan ve matematik dersinde,rüyasında bile ikiyi göremeyen Adıyamanlı Ömer ismindeki öğrenciden kopya çektiğimiçin bana ve O’na sıfır verilmişti. Ayrıca, ikimiz disiplin kuruluna da sevk edilmiştik Osınavda nerdeyse boş kağıt veren “Ömer’den kopya çekme” iddiası ve iftirası bana çokdokundu. Artık, intihar etmekten başka bir şey düşünmüyordum. Çok kere dedenemeye yeltendim ama öbür tarafa olan inancım beni engelliyordu. İntiharedemediğim için, Allah’ın kitabının Türkçe meali ile tanıştığıma çok pişman olmuştum.Korktuğum için değil, inandığım için intihar edemediğimi, defalarca Allah’a yalvararaksöyledim. Bu öğretmenin, bana kurduğu bu kirli tuzaktan beni koruması ve bana yolgöstermesi için çok dua ettim. Sitemlerde de bulundum.“Hani tuzak kuranlara karşı, eniyi tuzak kuran, nerdesin? Kimsesizler kimsesi ”
Nihayet disiplin kuruluna çağırdılar. Yarısı öğretmenin iddiaları, daha doğrusu iftiralarıile dolu yarısı boş bir A4 kağıdı verdiler. İftiraları cevaplamamı istediler. Sınıfta tekkelime bile etmeyen ben! Ve buna karşı kağıtta: “öğretmenimin, yüzlerce kezuyarmasına karşı, kopya çekmeye devam etme, öğretmene karşı el kaldırma, yazılıkağıtlarını değiştirme, sınıfın huzurunu bozma ve akla hayale gelmeyecek yarımsayfalık iftiralardan oluşan sorular yığını.
Müdür yardımcısı; ”Soruları cevaplamadan önce bunu göz önünde bulundurunuz. Eğer,
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
suçu kabullenip öğretmenden de özür dilediğiniz takdirde, sadece kınama cezasıalacaksınız aksi takdirde daha ağır bir ceza alacağınız kesin.” Diyerek uyarıdabulunmayı da ihmal etmedi. Müdür yardımcısı bir türlü anlayamadı; Öğrencilikhayatında “iyi”’den aşağı not almamış bir öğrenciye, sıfır vermekten daha büyük birceza olamayacağını. Ömer için bu kabullenebilir bir teklifti. Bu yüzden hemen öneriyikabul etti. İşlemediği bir suç için öğretmenden özür diledi ve kınama cezası aldı.
Müdür yardımcısının, bütün ısrarlarına rağmen işlemediğim bir suçu kabullenmedim,özür de dilemedim. Bir türlü niye özür dilemediğimi anlayamadılar, Özür dilemem içinçok sıkıştırdılar. Bu inadıma bir anlam veremediler. Nereden bileceklerdi bu öğretmenyüzünden kaç kez intiharlardan döndüğümü! Hayır dedim ve iftiraları tek-tekcevapladım, bazı iftiraları cevaplarken hem güldüm hem ağladım. O kadar ağıriftiralardı ki, okuyunca boğazıma takılıyorlardı, nefes alamıyordum, neredeyseboğacaklardı beni. Dayanamadım; Açtım ağzımı, yumdum gözümü…yazmaya başladım.Böylece ancak rahatladım. İfadeleri okuyan kurul üyeleri şoke oldular. İfademideğiştirmem için çok ısrar ettiler. Hata bu ifadenin bir gün müfettişler tarafındanokunması durumunda, okulumuz için çok kötü puan teşkil edeceği gibi duygusömürüsünü yapmayı bile denediler. Ama, gemileri yaktığımdan haberleri yoktu.Yazdıklarımı değiştirmedim.
Artık matematik dersi için elimde bir tane beş, bir tane de sıfır notum vardı. Matematikdersinin, üçüncü ve son yazılısından mutlaka 10 almam lazımdı. Ortalamanın beşdüşmesi için. Yaklaşık bir ay, sonra 14 mayıs 1985 günü ilk derste matematiğin üçüncüyazılısına girecektik. Artık ikinci sınıfta matematik bölümüne girmem hayal olmuştu.Şimdi, karneye zayıf düşmemesi için çabalıyordum. Ve mutlaka 10 (on) almamgerekiyordu. Matematik öğretmeni sınıfa girince ilk kez bana gülümsedi. Hayret ettim.Oturmamızı söyledikten sonra, adımı söylemeden bana hitaben:
- 40 numara sen dışarı çık, sınava giremezsin!- Niye ki? Yine ne yaptığımı söyleyeceksiniz?- Bitlis Erkek Öğretmen Lisesi Müdürlüğü’nün 520/581 sayılı yazısı ve DisiplinKurulunun 14.05.1985 tarih ve 7’nolu kararı ile “3 gün okuldan kısa süreliuzaklaştırma” cezası almışsın. Dışarı….
Sınıfta herkes şoke oldu. Kimse bu kadarını da beklemiyordu. Sessizce defter vekitaplarımı aldım. Öğretmenin gözlerinin içine bakarak ona elimi uzattım. Onu bubaşarısından dolayı tebrik edercesine, elini sıktım.
- “Hoşça kalın.”dedim.- “Mahmut sana niye bu cezayı verdiklerini inan bilmiyorum.” dedi.
İlk kez konuşmasını içten ve samimi bulmuştum. Ama, yine de bana yalan söylemişti.Bana verilen “Disiplin Kurulu Öğrenci Cezasını Velisine Bildirme Tezkeresi’nde;Suçum:”kopya çekmek ve öğretmene hakaret” verilen Ceza ise; “3 gün okuldan kısasüreli uzaklaştırma” diye yazıyordu. Altında da Disiplin kurulu başkanı olarak sadecekendi adı ve imzası vardı. Bu ceza okul müdürünün de çok ağrına gitmiş olacak kitezkerede ismi açılmış olmasına rağmen imzalamamıştı.
Doğruca yatakhaneye gidip, tüm eşyalarımı valize doldurdum. Ardından vedalaşmakiçin okul müdürü’nün odasına gittim. Elimde valizi görünce, çok kızdı. Bana:
- “Okulların kapanmasına daha bir ay var. Gidersen sonraki tüm sınavlardan zayıf
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
alırsın, sınıfta kalırsın.” Dedi. Bense söylediklerini hiç duymamış gibi;
- “Benim için artık her şey bitti, Hoşça kalınız.” dedim.- “Delilik yapma, git yatakhanede 3 gün dinlen.” dedi
Okullun kapanmasına daha bir ay varken, okulu bırakıp eve geldim. Babama verdiğimsarı zarfta söz konusu aşağıdaki belge vardı.
<imgsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/84/www_antoloji_com_585984_112.JPG'
Babam yazıyı okuyunca, küplere bindi. Beni bir daha kesinlikle okula göndermeyeceğinisöyledi. Hiç itiraz etmedim. Yaz aylarım yine her zaman olduğu gibi pamuk sulaması ilegeçti.
Okulların açılmasına yakın bir zamanda, aile dostlarımızdan birisi, eşi ve oğluylaberaber traktörle bize ziyarete geldiler. Babama, oğullarını göstererek; “Selman, BitlisErkek Öğretmen Lisesini kazandı. Mahmut’la beraber gitmesini ve Mahmut’un ona gözkulak olmasını istiyoruz” dedi. Babam beni bir daha okula göndermeyeceğini onlarasöyleyemedi. Onları kırmadı, isteklerini kabul etti. Selman ERTAŞ’ın aynı okulukazanması sayesinde okula tekrar gitme şansına kavuşmuştum. Ve beraber okulagittik. Bir dersten sorumlu olarak bir üst sınıfa geçmiştim.
Ama, çok sevdiğim matematik bölümüne değil de, beni edebiyat bölümüne vermişlerdi.Öğretmenin beni dersten bırakma kaprisi yüzünden tüm okuldan ancak 20 kişimatematik bölümüne girebilmişti. Geriye kalan tüm öğrenciler spor, edebiyat ve diğerbölümlere dağıtılmışlardı. Matematik öğretmenin işi de kolaylaşmıştı. Her gün, ilk ikisaati matematik bölümünde derse giriyordu. Bu, 20 kişilik bir sınıftı. Ve en çoksevdiğim arkadaşlarım matematik bölümünde ben ise edebiyat bölümündeydim.Edebiyatı da seviyordum ama matematik kadar değil.
Edebiyat Bölümünde, iyice içime kapandım. Pek teneffüslere bile çıkmıyordum. Budurumu bir türlü hazmedemiyordum. Bir gün özenle sakladığım tüm takdirnamelerimiçıkardım hepsini yaktım. Aldığım disiplin cezası tezkeresinin bir kopyasını dolabımınkapısına astım. Unutmamak için. Bu kan davasından da öte bir şeydi. Ve öğretmendenintikam almaya yemin etmiştim. Her gün intikam için yeni düşünceler aklıma geliyor,yeni planlar yapıyordum. Öğretmen, aklımdan geçen planları bir bilebilseydi herhaldedeğil okulda durmak. Bitlis’te bile durmazdı.
Milli Eğitim Bakanlığının “Tek dersten sorumlu geçen öğrenciler için tanıdığı ek sınavhakkı” tüm intikam planlarımı alt üst etti. Bir hafta boyunca sınava hazırlandım.Benimle beraber 50’ye yakın öğrenci matematikten tek ders sınavına girdi. Sınavısadece ben verdim. 9.3 ile. Sınav sonuçlarını değerlendiren İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü,okul idaresine beni okuldaki “matematik bölümüne” almamı müdürümüzden rica ettiler.Okul müdürü benden daha fazla sevinmişti. Bizzat kendisi gelip müjdeyi verdi. Tebriketti. Sevinçten:
- “En güzel planı en güzel tuzağı O, yaparmış.” dedim. Müdür de:- “Evet” dedi. Anlayıp anlamadığını bilmiyorum. Ama, evet diye cevap vermesi hoşumagitti.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İlk kez disiplin cezası aldığım için mutluydum. Ceza almasaydım son sınavdan 10 bilealmış olsaydım yine matematik bölümüne giremezdim. Sanırım öğretmen cezaverdiğine çok pişman oldu. Kazdığı kuyuya kendisi düşmüştü. Matematik bölümünegeçince sınıfta arkadaşlarım bayram ettiler. Beni zorla sınıf başkanı yaptılar. Artık, hergün ilk iki saat Matematik hocamla yüz yüze gelmek zorunda kalıyordum. Baktım;benimle konuşmuyor, beni hiç tahtaya da kaldırmıyor, adeta sınıfta yokmuşum gibidavranıyor. Öyle olsun dedim. Ben de sınıfta değilmişim gibi davrandım. Her gün ilk ikiders saatini kendime roman okuma saati olarak belirledim. Bu vesile ile Bitlis İl Halkkütüphanesinden dünya klasikleri serisini okumaya başladım. Matematik, sınavlarındaöğretmenim bana 5 vermekten hiç şaşmadı. Ne aşağı ne yukarı. Her zaman bana beş(5) verdi. Bende hiçbir sınava itiraz etmedim. Okul birinciliği gibi bir iddiam dayoktu. Onun yüzünden kitap okuma hastalığına yakalanmıştım. Sene sonu geldiğindenerdeyse tüm dünya klasiklerini okumuştum. “Bitlis İl Halk Kütüphanesi’nden en fazlayararlanan kişi olduğum için bana bir takdir belgesi verildi. Bu sevmediğim matematiköğretmenin sayesinde aldığım ilk başarı belgesiydi.
Selman ERTAŞ; lise 1.sınıfta girdiği sağlık meslek lisesi sınavını kazanınca öğretmenlisesinden kaydını sildi. Diyarbakır’daki 4 yıllık Sağlık Meslek Lisesine kayıt yaptı. Çokduygulandım sanki beni tekrar okula götürmek için Allah tarafından gönderilmiş birigibiydi… Şimdi o sağlık ocağında bir sağlık personeli. Oysa çok zeki biriydi. İstediğiüniversiteyi kazanacak kapasitesi vardı. İş garantisi ona üniversite yolunu kapattı.Keşke okusaydı.Şimdi, öğretmenlik mesleğinin onuncu yılını da geride bıraktım. Ne zaman biröğrencime yaptığı bir yaramazlıktan dolayı yanıma çağırıp ceza vermeye kalksam,Nurten Öğretmenimi hatırlıyorum. Hatırlayınca da ceza vermekten vazgeçiyorum. Budavranışım bir çok öğrencimi şaşkına çevirmiş ve olumlu neticeler vermiştir.
Allah bile 15 yaşına kadar bu çocuklara; yaptıklarından dolayı sorumlu tutmazken.Onlara bir ceza vermezken. Biz öğretmenler; öğrencilerimiz; okuma-yazmayıöğrenmedi, Dersine çalışmadı, ödevini yapmadı veya yaramazlık yaptı diye cezavermeye kalkıyoruz. Yaratan bu çocuklara ceza vermezken bizim ceza vermeyekalkışmamız, yada veriyor olmamız. Ne büyük bir cahilliktir. Cahillerden olmaktanAllah’a sığınıyorum.
Vazgeçtim öğretmenimden intikam almayı, ettiğim yemin için üç gün oruç tuttum.Allah’a havale ettim onu. Çünkü, onun ne kadar orijinal plan ve tuzak kurduğuna bizzatşahit oldum.
“Seni hiç unutmadım Nurten öğretmen. Sen unutulmazlarımdansın”
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Senin Öğretmenin Sigara İçer mi?
Ak gömleğindeKalbin üstündeGömlek cebindeBak gözüküyor
Kartonunda yazarÖldürür diyor.Okuma-yazması varHala içiyor.
Parmaklar arasındanYükselmese dumanOlmayacak mısınSankiAdam gibi adamSevgili hocam.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevgiliye
Seversen beni yürümen gerekDurup ta dönmemi asla beklemeDar ağaçlara rağmen bu yürüyüşümÜzgünüm arkadaş olmaz dönüşüm
Biraz hızlı yürü yetişmen gerekAyak izlerimi takip et direkYerinde durup ta, bekleme beniÇok iyi bilirsin dönemem geri
O yolda bana rastlayamazsınSürekli koşsan yada beklesenSevgin, aşkın, saygım bir yanaNe sen yetişirsin, ne de ben sana
Bir U dönüşü yap yol ve yönündeBekler, geri döner yetişmesen de......
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Soy/adını gaspettirenler
“Hazmedemiyor sınırlar ötesindeki ADIMIBana “gel kabul et” diyor 'kirli Soy/Adımı'Tanrı bile bahseder, tarihteki zulmündenGasp edilen adımı, istiyorum artık ben”
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sözde Değil Özde
Doğdum GüneydoğudanBir Kürt anna-babadanSeçme hakkım yok benimTakdir yüce Allah'tan
Ne mutlu bir şekilde“Türküm” demedim diyeİlan etmiş kendineBeni “düşmanım” diye
Vatana bağlılığımSözdeyse olsun sözdeÖz bağlılığınızdanBilin çok daha özde
Bu ülke baştan başaBizimdir bilmelisinAy yıldızlı bayraktaKanımı görmelisin
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Terörist(!) ’in doğuşu
Uçsuz bucaksız çöldeKerpiç yapılı köydeHayvancılık yapardımEpey mutlu yaşardım
Kıtalar arasındanMedeniyet dünyasındanAtıldı öyle bir taşHiç kalmadı sağlam baş
Yok artık, Zilan ŞevînBerfin, Zozan ve Hêlîn.Kahrolasın Sam AmcaGerekçen ne acaba
Kurtuldum bir başımaBaktım sağ ve solumaGökten yağdı askerlerEtrafımda bir çember
Ağzımı ellerimiBantlayıp bağladılarBuda yetmezmiş gibiBir çuvala koydular
Kayboldu zaman mekanNe çektim anlatamamDua ettim yürektenİlk fırsatta kaçtım ben....
Elimde bir torba taşDolaş metropol dolaşVücudum TNT’denUşaklar korkun benden
Bu şiirimi büyük terörist ABD'ye ithaf ediyorum.
Mahmut Semen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Türküm, Doğruyum
İlk yalan ve inkarımOkulun ilk günündeÖğretti öğretmenimCümle alem önünde
İlk derste, ilk parmağımSınıf doldu avazımBen Kürdüm, Türk değilimVar buna itirazım
Bir yedim, iki yedimTek ayakla bekledimİlk yalanım Türklüğümİnkarımsa Kürtlüğüm
…..Türküm doğruyumBirde çalışkanımdedimSevinen ÖğretmenimYıllar boyu bilirsinBenHep yalan söyledim.
Mahmut Semen