Kamu diplomasisi ve yumuşak güç olarak i̇tibar Prof. Dr. Vedat Demi̇r
-
Upload
itibar-yoenetimi-enstituesue -
Category
Education
-
view
554 -
download
3
description
Transcript of Kamu diplomasisi ve yumuşak güç olarak i̇tibar Prof. Dr. Vedat Demi̇r
Kamu Diplomasisi ve Yumuşak Güç Olarak İtibar
Prof. Dr. Vedat DEMİR
İstanbul
Üniversitesi
KAMU DİPLOMASİSİ ve YUMUSAK
GÜC OLARAK İTİBAR
Prof. Dr. Vedat DEMIR,
Istanbul Universitesi Ogretim Uyesi
Kamu Diplomasisi
Kamu diplomasisi, tatbikatları daha eskiye gitmekle birlikte yakın
dönemde kullanılmaya başlamış bir kavramdır. Çok hızlı gelişen
kitle iletişim vasıtaları, dünyadaki küreselleşme süreci, 1990 öncesi
soguk savaş döneminden çok farklı bir milletlerarası sistem ortaya
çıkarmıştır.
Artık sadece devletlerin ve hükümetlerin degil, bunların yanında
millî ve milletlerarası sahada hükümet harici organizasyonların ve
medyanın daha tesirli oldugu bir dünyada yaşanmaktadır. Bu süreç
eski klasik diplomasi anlayışını da degiştirmiş, farklı aktörlerin
oldugu farklı bir diplomasi ortaya çıkmıştır.
3
Kamu Diplomasisi
Kamu diplomasisi terimi ilk olarak
1965 yılında, Edmund Gullion
tarafından tatbik edilmiştir.
Gullion’a göre kamu diplomasisi;
“kamuoyu davranışlarının dış
politika teşkilinde ve icrasındaki
tesiridir. Geleneksel diplomasinin
ötesinde milletlerarası
münasebetlerin farklı boyutlarını
ihata eder.
4
Edmund Gullion
Yumuşak Güç (soft power)
Terim Joseph S. Nye tarafından,
askerî ve ekonomik gücünden ziyade
kültürünün cazibesi hasebiyle bir
aktörün milletlerarası zeminde
istedigini alma kabiliyetinin bir ifadesi
olarak icat edilmiştir.
“Yumuşak Güç” teriminin
ortaya çıkışı kamu diplomasisi
açısından mühim bir yeniliktir.
5
Joseph Nye
Yumuşak Güç
Yumuşak güç kavramına Joseph
S. Nye ilk kez 1990 yılında Bound
to Lead adlı kitabında temas eder.
ABD’nin sadece askerî ve
iktisadî açıdan degil, yumuşak güç
adını verdigi üçüncü boyutta da en
güçlü devlet oldugunu ifade eder.
Müteakip senelerde bu kavram
dünyada daha sık kullanılmaya
başlar.
6
Yumuşak Güç
Nye, 2002 yılında yazdıgı
ve “muzafferiyet” hissine
karşı Amerika’yı ikaz
eden The Paradox of
American Power adlı
kitabında “yumuşak güç”
terimine daha güçlü bir
şekilde vurgu yapar
7
Yumuşak Güç
Bir ülke dünya politikasında arzu
ettigi neticeleri başka ülkeler onun
peşinden gitmek istedigi, onun
degerlerine hayran oldugu, onun
refah ve açıklık seviyesine erişmeyi
arzuladıgı için de alabilir.
Bu güç veçhesine, yani istedigi
şeyi başkalarının da arzu etmesini
temin etmeye, yumuşak güç adı
verilir.
8
Yumuşak Güç
Yumuşak güç başkalarının
tercihlerini şekillendirme
maharetine dayanır.
Aynı zamanda yumuşak
güç, siyasî gündemi diger
insanların önceliklerini
şekillendirecek tarzda tayin
etme kabiliyetine dayanır.
9
Yumuşak Güç
Demokrasi, insan hakları ve
ferdî fırsatlar gibi degerler
fazlasıyla cezbedicidir.
Nye, bir tehlikeye dikkat çeker:
“Kendini beğenmişlik yapar ve
daha derin değerlerimizin asıl
mesajını yok edersek, bu
hayranlık nefrete dönüşebilir.”
10
Yumuşak Güç
Bazı ülkeler, askerî ve iktisadî
agırlıklarından daha fazla olan
siyasî nüfuzlarını
kullanabilirler; çünkü ekonomik
yardım yapma veya arabulucu
olma gibi cezbedici hususiyetlere sahip olmak
ülkelerin menfaatinedir.
11
“Yumuşak güç” ve “nüfûz”
aynı şeyler degildir.
Nüfûz, tehditlerin ve paranın
sert gücüne de dayanabilir.
Yumuşak güç aynı zamanda
kendine çekme maharetidir ve
“cezbetmek” “razı etmek”
demektir.
12
Yumuşak Gücün Kaynakları
• Kültür (Başkalarına cazip
geldigi yerlerde)
• Siyasî degerler (yurt içi
ve yurt dışında onlara göre
yaşadıgında)
• Dış politikalar (meşrû ve
ahlâkî olarak otoriter
göründügünde)
13
Yumuşak Gücün Kaynakları
Kültür:
Demokrasi, ferdî hürriyet, daha
yüksek toplumsal seviyeye
ulaşmak ve aleniyet gibi
Amerikan popüler kültüründe sık
sık ifade edilen degerler, yüksek
tahsil ve dış politika gibi sahalarda
Amerikan gücüne katkıda bulunur
14
Yumuşak Gücün Kaynakları
Yumuşak Gücün Kaynakları
Kültür:
•Kültür, bir toplum için mana
ifade eden degerlerin ve
uygulamaların bütünüdür.
•Yaygın olarak, seçkinlere
hitap eden edebiyat, sanat ve
egitim gibi üst kültür ve
eglenceye dayalı popüler
kültür olarak ikiye ayrılır.
15
Kültür: Bir ülkenin kültürü,
evrensel degerler ihtiva
ettiginde ve politikalarının
da paylaştıgı degerlere ve
menfaatlere hizmet
ettiginde, meydana getirdigi
sorumluluk ve cazibe
sebebiyle, istedigi neticeleri
elde etme ihtimalini artırır
16
Yumuşak Gücün Kaynakları
Kültür: Hollandalı tarihçi Rob
Kroes, on dokuzuncu asrın
Avrupasındaki deniz nakliyatı ve
göç hareketleri için hazırlanan
posterlerin, Amerika’yı, Batı’yı,
hürriyetin sembolü olarak
gösteren bir imaj meydana
getirdigini ifade ediyor.
1944’te, Amerika’nın ticarî
reklâmları, Franklin
Roosevelt’in dört
hürriyetinden bahsederek
yayılmıştır.
17
Yumuşak Gücün Kaynakları
Kültür: Popüler kültürel cazibe
ABD’nin Sovyetler Birligi
karşısında Soguk Savaşı kazanmasında da ehemmiyetli
bir tesirde bulunmuştur.
Televizyon ve sinema Berlin
Duvarı’nı, 1989’da
yıkılmasından çok daha önce
delip geçmişti.
18
Yumuşak Gücün Kaynakları
Kültür: Popüler kültür
çerçevesinde telâkki edilelecek
başka bir saha milletlerarası
spor müsabakalarıdır.
Milletlerarası bir spor hadisesini,
kamu diplomasisi için
kullanmaya çalışan ilk ülke Nazi
Almanyası olmuştu.
19
Yumuşak Gücün Kaynakları
Siyasi Değerler: Bir
hükûmetin yurt içindeki
(demokrasi), milletlerarası
kuruluşlardaki (digerleriyle
birlikte çalışan) ve dış
politikadaki (barışın ve
insan haklarının
gelişmesine yardımcı olan)
tavrıyla savundugu degerler
başkalarının tercihlerine
oldukça tesir eder
20
Yumuşak Gücün Kaynakları
Hükûmet Politikaları ve Dış Politika: Bir ülkede hükûmetlerin yapmış oldukları icraatlar, hem dâhildeki hem de milletlerarası sahadaki politikaları, yumuşak güç olarak büyük tesire sahiptir.
Dünya kamuoyları diger ülkelerdeki politik faaliyetlere ve icraatlara karşı artık çok daha hassastırlar.
21
�Yumuşak Gücün Kaynakları
Yumuşak Gücün Kaynakları
Yurt içi ve yurt
dışındaki hükümet
politikaları da diger
bir potansiyel
yumuşak güç
kaynagıdır.
2003’te Irak
Savaşı’ndan sonra
yapılan anketlerde,
ABD’nin cazibesinin
hızla azaldıgı
müşahede edildi.
22
Yumuşak güç kaynaklarını
çeşitli unsurlar ve
vasıtalarla yapmak icap
etmektedir.
Bunların en mühimleri
toplum ve kamuoyu
üzerinde büyük bir tesire
sahip olan hükûmet harici
organizasyonlar (non-
governmental organization
-NGO), sivil toplum
teşekkkülleri ve medyadır.
23
Yumuşak Gücün Vasıtaları
Hükûmet Harici Organizasyonlar: Yeni küresel sistemde, hükûmetler diplomasi sahasında tek başlarına demokratik meşrûiyeti ve sorumlulugu temsil etmekle birlikte,
hükûmet harici organizasyonlar (HHO), milletlerarası ve bölgesel kuruluşlar ile küresel şirketler de dış politikanın teşekkülüne ve icrâsına yapıcı katkıda bulunmaktadırlar.
24
Yumuşak Gücün Vasıtaları
İş Dünyası ve Küresel
Sirketler:
•Ticaret tarihte de her zaman bir
ülkenin en ehemmiyetli yumuşak
gücünü teşkil etmiştir.
•Devletlerin başaramadıgını, şirketler
ve ticarî müesseseler daha kolay
başarmaktadır.
•Başka ülke halklarıyla dostluk ve
ahbaplık tesis etmede, onların
sempatisini kazanmada ticarî faaliyetler
ve ticarî şirketler inanılmaz bir tesire
sahiptirler.
25
Yumuşak Gücün Vasıtaları
Enformasyon Teknolojileri, Medya ve İletişim
Yeni kamu diplomasisi devamlı
sûretle son zamanlarda dünya
iletişim teknolojilerinde
meydana gelen degişimlere ve
teknolojinin rolüne işaret
etmektedir.
Kişilerarası küresel iletişim
internet sahasında meydana
gelen inkişaflarla beraber
ehemmiyetli bir gelişme
göstermiştir.
26
Enformasyon Teknolojileri, Medya ve İletişim
Günümüzde bilgiyi temin eden en
güçlü mecra internettir. Küresel elektronik vasatın
oluşturulması, enformasyonu,
kanaatlerin, fikirlerin, hizmetlerin ve
malların mübadelesini
yogunlaştırmış ve müşterek
menfaatlerle birbirine baglı farklı
toplulukların meydana gelmesine
yardımcı olmuştur.
27
KAMU DİPLOMASİSİ TEKNİK VE METODLARI
1) Dinleme,
2) Müdafa,
3) Kültürel
Diplomasi,
4) Mübadele
Diplomasisi,
5) Milletlerarası
Yayıncılık
6) Psikolojik
Mücadele 28
Dinleme
Dinlemek, bir aktörün (oyuncunun),
yurtdışındaki kamu ve görüşleri
hakkında veri toplayıp ve derleyip,
bu veriyi politikasını ya da daha
geniş manada kamu diplomasisi
yaklaşımını buna göre
yönlendirerek milletlerarası çevreyi
yönetme teşebbüsünde
bulunmasıdır.
29
Dinleme
Kamuoyu Araştırmaları: Dinleme tekniginin en önemli
çalışma sahalarından biri hedef ülke halklarının kamu diplomasisi
tatbik eden ülke hakkındaki düşünce ve kanaatlerinin
muntazamanan objektif bir şekilde takip edilmesidir.
30
Müdafaa
Kamu diplomasisinde
müdafaa, bir oyuncunun,
muayyen bir politikayı, fikri
veya umumiyetle
alakadarhususları, yabancı
kamu
hafızasında/düşüncesinde
aktif bir şekilde desteklemek
için, milletlerarası iletişim
faaliyeti icrâ ederek,
milletlerarası zemini yönetme
teşebbüsüdür.
31
Müdafaa
Günümüzde müdafa büyükelçilik-medya
münasebetlerini ve bilgilendirme
çalışmalarını ihtiva eder.
Müdafanın unsurları kamu diplomasisi’nin
bütün sahalarında bulunur ve kısa vâdeli
faydası sebebiyle, tarihî olarak kamu
diplomasisi’nin bu boyutunu ve onunla
yakın irtibatta olan bürokrasinin unsurlarını,
kamu diplomasisi yapısının merkezine
yerleştirme temayülüne yol açmıştır.
32
Kültürel Diplomasi
Kültürel diplomasi, bir
aktörün, kültürel
kaynaklarını ve başarılarını
ülke dışına aktararak
milletlerarası çevreyi
yönetme teşebbüsüdür.
33
Kültürel Diplomasi
Günümüzde bu British Council veya
Italian Cultural Institute gibi
organizasyonların çalışmalarını ihtiva
eder.
Müdafa rolleriyle ve aleni diplomatik
hedefleriyle alakalı rahatsızlık, bazı
kültürel diplomasi
organizasyonlarının kendilerinin
kamu diplomasisi terimiyle aralarına
mesafe koymalarına sebep olmuştur.
34
Kültürel Diplomasi
Bu sahada kurumsal
veya müteşebbis
kültürel diplomasi
olarak
isimlendirilebilecek
faaliyetler de mühim
bir rol oynamaktadır.
35
Mübadele Diplomasisi
Mübadele diplomasisi
bir aktörün, bir çalışma
ve/veya kültürel
etkileşim süreci için
vatandaşlarını yabancı
ülkelere göndererek ve
mukabil yabancı
ülkelerden insanları
kabul ederek
milletlerarası zemini
yönetme
teşebbüsüdür. 36
Mübadele Diplomasisi
Eğitim Mübadele
Programları Ogrenci mübadele programları,
kültürel alışveriş için ciddi bir zemin
teşkil etmektedir.
Egitim maksadıyla yabancı
ülkelerden ögrenci kabul etmek
kadar, başka ülkelere ögrenci
göndermek de kamu diplomasisinin
gâyelerine hizmet etmektedir.
37
Mübadele Diplomasisi
Eğitim Mübadele
Programları
ABD üniversitelerinde
egitim gören talebeler
ülkelerine döndüklerinde
Amerika Birleşik
Devletleri’nin zenginligi,
ihtişamı, demokratik sistemi
ve liberal ekonomisinden
etkilenmiş insanlar olarak
bu ülkeye daha sempatik
yaklaşacaktır.
38
Mübadele Diplomasisi
Eğitim Mübadele
Programları Eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powel:
“Ulkemiz için, burada
egitim gören, istikbalin
dünya liderlerinin
dostlugunu
kazanmaktan daha iyi
bir servet
düşünemiyorum”
39
Mübadele Diplomasisi
Ingiltere Turizm
Idaresi’nin yaptıgı
araştırmalara göre
Ingiltere’ye gelen
turistler istikrarlı
şekilde ülkeden,
geldiklerinden daha
müspet bir intibayla
ayrıldıklarını ifade
etmektedirler.
40
Milletlerarası Yayıncılık
Milletlerarası Yayıncılık
bir oyuncunun
(aktörün), dış
politikaya angaje
olmak için, radyo,
televizyon ve internet
teknolojilerini
kullanarak
milletlerarası çevreyi
yönetme
teşebbüsüdür. 41
YUMUSAK GÜC OLARAK İTİBAR
Kamu diplomasisi terimi, kültürel
diplomasi, yumuşak güç, siyasî iletişim,
kültürlerarası diyalog ve kültürlerin
diyaloğu, medeniyetlerin diyaloğu,
propaganda, kriz yönetimi, medya
yönetimi, medya münasebetleri, halkla
ilişkiler, stratejik iletişim, global iletişim,
stratejik etki, psikolojik faaliyetler,
enformasyon ve medya faaliyetleri gibi
pek çok teknik terimi şümûlüne alır.
42
İmaj ve İtibar Yönetimi
Dünya çapında ülkeler ve milletler
uzun süredir imaj gelişimi ile
meşguldürler.
Ulke ve milletlerin imajlarının
fonksiyonu tarih, milletlerarası
münasebetler, diplomasi, edebiyat,
toplumsal psikoloji, sosyoloji, iletişim
çalışmaları, pazarlama ve halkla
ilişkilerin dâhil oldugu çeşitli
disiplinlerde geniş bir şekilde mütalaa
edilmektedir.
43
Itibar günümüzde geçmiştekinden daha
önemli bir unsur haline gelmiştir.
Siyasî mücadeleler itibarın inşası ve
tahribi üzerine teşekkül etmektedir.
Hükûmetler itibar hususunda yalnız
diger hükûmetlerle degil, aynı zamanda
haber medyası, şirketler, sivil toplum
teşekkülleri, hükûmetler arası
organizasyonlar ve bilimsel topluluklara
ait aglar ve geniş bir çeşitlilik arz eden
alternatif yapılarla rekâbet etmek
durumundadırlar
44
İmaj ve İtibar Yönetimi
Politikalarını anlatma
gayretlerinden, ürünlerini satma
veya yatırım celbetmeye kadar,
bir ülkenin gerçekleştirdigi bütün
faaliyetler ve bulundugu bütün
irtibat noktaları bu ülkenin genel
imajını besleyecek ve hem
olumlu, hem de olumsuz bir
şekilde tekrar ona aksedecektir.
45
İmaj ve İtibar Yönetimi
Dünya siyasetinde imaj her zaman önemli olmuştur; fakat “bolluk paradoksu”
yüzünden itibarın rolü, daha önemli bir güç kaynagı haline gelmiştir.
Propaganda gibi görünen malûmat, sadece reddedilmekle kalmaz, bir ülkenin
güvenilirlik hususundaki itibarına aksülamel yapabilir.
Ikinci Körfez Savaşı öncesi Saddam Hüseyin’in gücüyle alakalı mübalagalı
iddialar, Ingiltere’nin ve Amerika’nın itibarına, bedeli agır bir darbe vurmuştur.
46
İmaj ve İtibar Yönetimi
Marka Yönetimi
Urün, alaka, dikkat ve tüketim için pazara arz
edilebilecek, arzu veya talebi karşılayabilecek her
şey olarak tarif edilebilir.
Urünlerin bir markaya sahip olmalarının temel
sebebi, o ürünün diger ürünlerden farklılaşmasını
temin etmektir.
Marka, tüketicilerin hem bilgi işleme sürecinde
hem de ürüne duydukları itimat açısından
yönlendirici bir fonksiyona sahiptir. Bu sebeple
ürünün adı ya da görsel kimligi ürünün tarifinin
çok ötesine geçmiştir.
47
Mekân ve Ülke Markalaşması
Markalaşma kavramlarını
şehirler, bölgeler ve
ülkeler gibi yerlere
uygulamanın fazla bir
mâzisi yoktur ve mekân
markalaştırma hâlâ yeni
gelişen bir sahadır.
48
Mekân ve Ülke Markalaşması
Kamu diplomasisi bir ülkenin imajının ve
itibarının şahsî etkileşime fırsat veren ya
da engelleyen bir zemin teşkil eden kamu
malları oldugu faraziyesine dayanır.
Belli konulardaki çalışmalar ülkenin genel
imajına olumlu veya olumsuz olarak
yansıyacaktır.
49
Mekân ve Ülke Markalaşması
Ulke markası imajının tesirleri görmek
çok kolaydır.
Olumlu itibar sahibi olma şansını
yakalamış veya başarısını gösterebilmiş
ülkelerin, şehirlerin veya bölgelerin
vatandaşları, küresel vasatta istediklerini
çok daha kolay elde edebilmektedirler.
Marka imajları onların önünde kapıları
açmakta, itimat ve itibar oluşturmakta.
kalite, bütünlük ve deger beklentisi
meydana getirmektedir.
50
Mekân ve Ülke Markalaşması
Fakir, kültürsüz, gerici, tehlikeli
veya yozlaşmış olarak telâkki
edilen yerlerin vatandaşları ise
yakın komşuları hariç her yerde
elde etmek istedikleri şeyler için
güçlüklerle karşılaşırlar ve
ekseriya bu millî klişelere
uymadıkları hususunda
muhataplarını ikna etme
çabalarına girişirler.
51
Mekân ve Ülke Markalaşması
Milletlerarası iş piyasasında Isveçli bir yönetici ile Iranlı bir yöneticinin durumları
veya Bangladeşli bir ihracatçı ile Kanadalı bir ihracatçının problemleri;
Mûteber kabul edilen bir ülkedeki saçma sapan bir turistik tesisin aldıgı övgü dolu
yorumlar ile zayıf veya kötü itibarlı bir ülkedeki eşsiz, bâkir, kusursuz bir
atmosferin mücadele ettigi güçlükler;
Avrupa veya Amerika’daki tüketicilerin adı sanı duyulmamış bir “Japon” ürünü
için ödeyecegi ücretle, muhtemelen Çin’deki aynı fabrikada üretilmiş muadili bir
“Kore” ürününe ödemeye razı olacakları fiyatlar;
Âdil, zengin ve istikrarlı kabul edilen bir ülkedeki son derece sıradan siyasî bir
hadisenin milletlerarası medyada alacagı müspet yorumlar ile menfi imaja sahip
bir ülkedeki bilgece, cesur ve yenilikçi bir politikanın maruz kalacagı acımasız
tenkitler mukayese edildiginde.
52
Mekân ve Ülke Markalaşması
Mekân ve ülke markalama durumlarında yazılı ve elektronik medya sponsorlu
reklâmları ve bir ülke hakkındaki reklâmları yayınlar fakat medya iletişimin tek vasıta
ve mecrâsı degildir.
Yatırımcıların dikkatini celbetmek veya bir ülkenin yerli ve milletlerarası basındaki
profilini güçlendirmek için yapılan hükûmet destekli ülke reklâmları BBC World,
Deusche Welle veya CNN gibi elektronik medyadaki ülke reklâm spotları ile birlikte
artmaktadır.
53
Mekân ve Ülke Markalaşması
Bazı yazarlar Endonezya ve çok
ırklı Hawai’den menşe olarak
Kenya-Kansas’lı ve Arap ismine
sahip savaş muhalifi biri olarak
Barack Hussain Obama’nın
başkanlıgını bile imajı bütün
dünyada dibe vuran ABD kamu
diplomasisinin bir başarısı ve
ABD’nin yeniden markalanması
olarak takdim etmektedirler.
54
Mekân ve Ülke Markalaşması
Marka Mekânlar ve Marka Sehirler: Bir yerin pazarlama başarısını
şekillendiren en önemli husus o mekânın mümtazlıgı ve üstünlügüdür.
55
Mekân ve Ülke Markalaşması
Mekân markalaştırmasının gâyesi bir
yandan ülke markalaması yurtiçi ve yurt
dışı ekonomik, ticarî menfaatleri
desteklerken diger yandan ziyaretçileri
etkilemek ve turizmi canlandırmaktır.
Ulke markalarının muayyen bir ülkenin
ürünleri ve hizmetleri gibi müşahhas ve
mücerret unsurları vardır.
Ulke markalaştırmanın daha bâriz
hedefleri ‘menşe ülke’ tesirini teşkil etmek
ve geliştirmek, ihracatı desteklemek veya
yatırımcıları ve kabiliyetli iş gücünü
etkilemektir.
56
Ülke İtibarı ve Marka
Hükûmetler ülke itibarlarını muhafaza
hususunda yapabilecekleri üç önemli şey
vardır:
Birincisi; gerçekçi ve bilimsel yöntemlerin
yardımıyla, onları en çok alakadar eden
ülkelerde ve sektörlerdeki milletlerarası
algıyı anlayabilir ve bu ülkeler ve
sektörlerdeki menfaatlerinin durumdan
nasıl etkilendigini gözlemleyebilir.
57
Ülke İtibarı ve Marka
İkincisi; iş dünşası ve sivil toplum ile
açık, kreatif ve aktif bir iletişim tesis
edebilir, işbirligi yapabilirlerse
halklarının kabiliyetlerini, zekasını ve
azmini dürüstçe temsil eden millî bir
strateji—milletin kim oldugunun
“hikâyesi”, hedefleri ve bu hedefe
nasıl ulaşacagı—üstünde mutabakat
oluşturabilir.
58
Millî İtibar ve Marka
Üçüncüsü, hükûmetler ülkelerinin her
sektörde sürekli bir şekilde yenilikçi,
alaka celbedici ürünler, hizmetler,
politikalar teşekkül ettirmesini, hamleler
yapmasını temin edebilir.
Böylece dünyanın alaka ve hayranlıgını
canlı tutabilir, söylemlerinin
dürüstlügünü ortaya koyabilir ve o
ülkedeki insanların ve hükûmetin istedigi
itibarı kazanmayı hak ettigini
ispatlayabilir.
59
Millî İtibar ve Marka
Mekânların markalaştırılması
veya rekâbetçi kimlikle alakalı
beş yeni kanaat:
Mekânlar, toplumların kendileri
hakkındaki kanaatlerini
degiştirmek istiyorlarsa, dış
dünya ile açık, planlı ve güçlü bir
iletişim tesis etmelidir.
60
Millî İtibar ve Marka
1990’larda Alman AEG şirketi Ingiltere
de baş harflerini “İleri Almanya
Mühendisliği” (Advanced Engineering
from Germany) şeklinde yeniden tarif
ederek bir reklâm kampanyası
yapmıştır.
Reklâm kampanyalarının çıkış noktasını
Alman şirketi olmaları, yani marka
kalitesini temsil eden millî bir imaja
sahip olmaları teşkil etmekteydi.
61
Ülke İtibar ve Marka
Simon Anholt ilk olarak diplomasiyi
ülke markalaştırmasının alt kümesi
olarak görmüştür.
2007 yılında, Kamu diplomasisinin
inkişaf eden bir sahasını bir disiplin
olarak birleştirmek için dergi
milletlerarası münasebetler
uzmanlarını editörlük heyetine davet
ederek adını Mekân Markalaştırma ve
Kamu Diplomasisi olarak
degiştirmiştir.
62
İstanbul
Üniversitesi
Teşekkürler....
Prof. Dr. Vedat DEMIR,