· JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH Year6 issue...
Transcript of · JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH Year6 issue...
1 1 .ISLAMITISCHE UNIVERSITEITvan EuROPA
~ ,,~~~
* 1
· JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH Year6 issue 1 June 2013
!, i t 1
1 - 1
1
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
EHL-i HADiS TARAFINDAN EBÜ HANiFE'YE
YÖNELTiLEN TENKiTLER
Y. Doç. Dr. Ataullah ŞAHYAR1
Özet
Nasslara bakış açısında ehl-i hadis ile ehl-i re'y arasında ilk asırlardan itibaren devam eden görüş
ayrılıkları, hala varlığını hissettiren iki temel farklı yaklaşımdır. Bu iki farklı düşünce zaman zaman
birbirlerine yönelttiği eleştirilerle varlığını hissettirse de aslında bu karşılıklı atışmaların temeli, söz
konusu görüş ayrılığının başlangıç noktasında düğümlenmektedir. Her ne kadar genel olarak karşılıklı
tenkitten söz edilse de konuya yakından bakıldığında eleştiri okiarının e hi-i re'y tarafının başında
bulunan EbO Hanife üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında ehl-i hadisin EbO
Hanife'ye yönelttiği tenkitler ehl-i hadis ve ehl-i re'y ihtilafının temelini oluşturması bakımından önem
arz etmektedir. Fakat asırlardır devam eden bu karşılıklı tenkitlerden her hangi bir tarafı mutlak bir
şekilde haklı çıkarmak söz konusu değildir. Konunun çok geniş olması ve geçmişte söylenenlerin
tekrar edilmemesi için bu çalışmada, izah edilmesi zaruri görülen birkaç husus dışında tenkit olarak
ortaya atılan her bahsin tetkikinden uzak durulmuş, sadece akademik açıdan tartışma değeri olduğu
düşünülen ciddi ve önemli eleştiriler-ele_alınmıştır. i --
Atıf:
Anahtar kelimeler: Ehl-i hadis, Ehl-i re'y, EbO Hanife, tenkit.
Giriş
1 Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (hadis) öğretim üyesi
6
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
Kur'an ve Sünnet'i değerlendirme ve anlamada islam ulemasının, sahabedönemine kadar uzanan iki
temel yaklaşımı bulunmaktadır. Ehl-i re'y ve ehl-i hadis adlarıyla ifade edilen bu iki yaklaşım,
başlangıçtan günümüze islam fıkhı ile ilgili neredeyse her konuda varlığını hissettirmiştir. Bu iki ekol
mensupları ister sıhhat yönünden olsun, ister yorumlama itibarıyla olsun nasslara yaklaşımlarında <
sahabe döneminden itibaren günümüze kadar görüş ayrılıklarını devam ettirmektedir. Bu iki ekole
mensup ilim adamları da zaman zaman karşılıklı olarak bir birlerine taarruzlarda bulun.muş ve karşı
tarafın iddialarına karşı kendi ekollerininfikirlerini şiddetle savunmuşlardır. Hakikatte bu çekişmeler
söz konusu iki ekolün ilk temsilcilerine dayanmaktadır.
Hanefi mezhebinin kurucusu ve ehl-i re'y ekolünün başında bulunan Ebu Hanife (ö. 150/767) gerek -. - ---=-naslara yaklaşımı gerek olaylara bakış açısı itibariyle ·önemli çıkışlar yapmış, fikirleri ve içtihatlarıyla
çoğunluğun dikkatini üzerine çekmeyi başarmıştır. Bu bakımdan Ebu Hanife hakkında, islam tarihi
boyunca uzun tartışmalar yapılmış, lehinde ve aleyhinde pek çok şey söylenmiştir. Kimi iliı;n adamları
onun zekası, takvası, ilmi ve fıkhından övgüyle söz edip ona bağlılıklarını her fırsatta ifade etmeye
çalışırken, kimileri onun bazı yaklaşımlarını daha ihtiyatla karşılamıştır. Ancak Ebu Hanife'ye kendi
dönemindeki muhaddisler başta olmak üzere pek çok ehl-i hadis mensubu tarafından ardı ardına
tenkitler yöneltilmiştir. Kimi muhaddis Ebu Hanife'yi ravi olarak zayıf bulurken, kimileri sa hi h hadisleri
bırakıp kıyası tercih etmekle suçlamış, kimileri de onun yeterli miktarda sahih hadis bilmediğini ve
hadis hususund~ki malumatının az olduğunu iddia ederek hiç hak etmediği suçlamalar yönelmişlerdir.
Hatta aleyhtarlıkta ölçüyü kaçırarak onun hakkında ilmi tenkitten uzak yakışıksız sözler sarf etmekten
çekinmeyenler de olmuştur.
Ebu Hanife'ye yöneltilen eleştirileri n haklı veya haksız olması bir yana, büyük bir kısmına yönelik
Hanef'rmüellifler tarafından cevap mahiyetinde çok sayıda çalışma yapılmıştır. Muhyiddln Abdülkadir
el-Kureşi'nin (ö. 775/1374) ed-Dürerü'l-münife fi'r-reddi ald ibn Ebi Şeybe ani'I-imam Ebi Hanife isimli
eseri; Kasım b. Kutluboğa'nın (ö. 879/1475) ei-Ecvibe an i'tirdzdti ibn Ebf Şeybe ald Ebf Hanife isimli
eseri ve M. Zahid el-Kevserrnin (ö. 1952) en-Nüketü't-tarife fi't-tehaddüsi an rüdOdi ibn Ebi Şeybe ald
Ebi Hanife adlı eserleri örnek olarak zikredilebilir.2
Ebu Hanife'ye ten,kit yöneltenlerin hangi ekole mensup oldukları ve bu tenkitlerin temel sebeplerinin
neler olduğu hususunda Maliki mezhebine mensup ibn Abdilberr'in (ö. 463/1070) şu ifadeleri konuyu
özetler mahiyettedir:
"Ashabü'l-hadls Ebu Hanife'yi eleştirmekte aşırıyakaçıp haddi aştılar. Onlara göre bunun gerekçesi,
Ebu Hanife'nin re'y v·e kıyası me' sur rivayetlere tercih etmesidir."3
Yine ibn Abdilberr, Ebu Hanife'ye güvenenlerin onu tenkit edenlerden daha fazla olduğunu belirterek
Ebu Hanife hakkındaki kanaatlerini şöyle izah eder:
2 M. Zahid ei-Kevseri, en-Nüketü't-tarife fi't-tehaddüsi a..n rüdı1di ibn Eb/ Şeybe ala Eb/ Hanife, Kah i re h. 1365, s. 6. Ayrıca bk. Hacı Halife Mustafa b. Abdullah Katip Çelebi, Keşfü'z-zünı1n an esômi'l-kütübi ve'/-fünı1n, 1-11, Beyr:.ıt 1413/1992, ı, 750. Kasım b. Kutluboğa'nın eserinin yazma nüshası Bağdat Mekteb~tü'l-evkaf Kütüphanesi'nde hadis bölümü 187 no' da ei-Emôli ıila'I-Müsned isimli bir kitapla aynı ciltte bulunmaktadır.
3 İbn Abdilberr el-Kurtubi, Cami 'u beyfmi'l- 'ilm ve fadlihi ve ma yenbeğf fi riviiyetihi ve hamlihi (nşr. M. Abdülınuhsin), I-II, Medlne, 1388/1986, ll, 181.
- ---:--~-·-:-- -~
7
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
"Ebu Hanife'ye güvenip kendisinden rivayette bulunan ve onu övenlerin sayısı onun aleyhinde
konuşanların sayısından daha fazladır. Ebu Hanife aleyhinde konuşan Ehl-i hadis de onu daha çok re'y
ve kıyasa fazla daldığın ı söylemek ve Mürcillik itharnında bulunmak suretiyle eleştirmektedir."4
ibn Abdilberr'in de ifade ettiği gibi Ebu Hanife'ye güvenip ondan rivayette bulunanlar onu
eleştirenierden sayıca daha fazladır. Fakat ne var ki, hadis ilminde söz sahibi olan ve hadise dair
önemli eserleri bulunan muhaddislerin çoğu Ebu Hanife aleyhinde bir duruş sergilemiş, kendisini
tenkit etmeyenler de Ebu Hanife'den hadis rivayet etmeyi terketmiş ve onun hadislerine eserlerinde
yer vermemişlerdir. Hiç kuşkusuz adalet ve zabt yönlerine kendi yaşadığı dönemin pek çok ünlü ilim
adamı tarafından olumlu bakılan ve aynı zamanda Ali b. el-Medlnl, Yahya b. el-Ma'ln gibi hadis ilminin
zirvesinde yer alan önemli şahsiyetler tarafından güvenilir kabul edilen5 meşhur bir mezhep imamına, hakkında söylenen bazı eleştirileri n zarar veremeyeceği gibi bu eleştirilerin onun için herhangi bir
kusur teşkil etmeyeceği de aşikardır. Bununla birlikte söz konusu eleştiriler, ister bu eleştirileri ortaya
atan.şahısların ilmi konumu itibarıyla olsun, ister yöneltilen iddiaların mahiyeti bakımından olsun
akademik araştırma ve tartışmaya değer nitelik arzetmektedir.
Muhaddisler tarafından Ebu Hanife'ye yöneltilen tenkitler her ne kadar farklı mekan ve zaman
zarfında farklı kişiler tarafından ortaya atılmış olsa da mahiyeti itibariyle Ebu Hanife'nin hadisçiliği ve
hadislerle arnel/hadisiere muhalefet hususlarında yoğunlaşmaktadır.
Bunun yanı sıra yine bazı biyografık kaynaklarda Ebu Hanife'ye yönelik konumuzia ala ka lı
görmediğimiz ve eleştiri sfnırlarını geçmiş bir üıkım ifadeleri n de yer aldığını görüyoruz. Fakat bu
çalışmada ilmi olmadığını düşündüğümüz bu tür iddialara yer vermeyeceğiz.6 Ancak bu tür iddialarla
ilgili Hanefi alimler tarafından dile getirilen ve söz konusu iddialarla ilgili kafalardaki soru işaretlerinin
giderilmesine yardımcı olacak bazı tespitiere kısaca değinmekteyarar görüyoruz:
4 İbnAbdilberr, Cami', II, 183. 5 Örneğin Yahya b. Ma'inEbı1 Hanife hakkında:"~ '1 '-' . ..!.>~ "1J ~ı.. "11 ~.ı.J-4 ..!.>~"1 u:~ .r.ı .:ı\S' (Ebu Hanife
sikadir, ancak ezbere bildiği hadisleri rivayet eder ve ezberlemediğini rivayet etmezdi)" demiştir. Bk, elHatibu'l-Bağdadi, Ttirihu Bağdad, I-XIV, Beyrut, ts. XIII, 417, 449. yine"~ ıJı ı>ıJ tr •.rJıt;ııJ '-',ı Jiıı ._,.,A; '1
~ l:lü .u.....:..u (Yalan söyleyecek değiliz, zaman zaman Ebı1 Hanife'nin görüşlerini beğenir ve onunla
hük:mederiz)" demiştir. Bk, Yahya-b. Ma'in, Tarihu Yahya b. Ma'in, I, 72; Ali b. el-Medini de Ebii Hanife hakkında"~ ..,.4 '1 u: J"J (Ebii Hanife sikadıi, onô.a bir beis yoktur)" ifadesi kullanarak onu ta'dil etmiştir. Bk.,
İbnAbdilberr, Cami', II, 183. 6
Buifadelerin bazılan şunlardır:"~ ıJı tr r":f-'iı jJ>ı J; .,..,ı ~_,ı_,.. r":f-'il ~ .ııJ ı.. (İslamiyette ~hi-i İslam'a Ebii
Hanife'den daha zararlı bir kimse dünyaya gelmedi)" Süfyan b. U'yeyne'ye izafe edilen bu ifade İmam Malik' e de izafe olunmaktadır. Bk, el-Hatibu'l-Bağdadi, Tarihu Bağdad, XIII, 420. Yine İmam Mıılik'e atfen: ".:r--Jı.;oz tr (:!>J ı..J .k}Jı ~ :~ ~_,ıı ~ v-::iıl '-=i tr -..)rı .ı.. J; .,..,ı~ ıJı '-=i .:.ı\S' (Ebii Hanife'nin fitnesi bu
ümmete İblis'in fitnesinden daha zararlıdır, iki yönden: mürciliği ve sünne~e karşı vaz ettikleri)". Bkn~ Bk., el-Hatibu'l-Bagdadi, Tarihu Bağdad, XIII, 420. Abdurrahman b. Mehdi'ye atfen: "Jk.ılı '-=i .ı..ı ı..::; r":f-'il ~~ı ı.. ~ ıJı <$ıJ tr ~ı (İslam'daDeccal'J.!! fitnesinden sonra Ebii Hanife'nin re'yinden daha büyük bir fitneyi
bilmiyorum)". Bk, el-Hatibu'l-Bağdadi, Tarihu Bağdad, XIII, 420.
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
Kaynaklarda EbO Hanife ile ilgili Süfyan es-Sevı1'ye (ö. 161/778) nispet edilen" .fo.ll c.JA ~ ~~ ~~ Ufi y/iki kere küfürden ötürü tövbeye davet edildi" ve buna benzer ifadeler yer almaktadır? Fakat
bazı Hanefi kaynaklarda söz konusu iddia şöyle izah edilmektedir.
imama (islami yönetime) itaatsizlik etmenin küfür sayılacağınaInanan dönemin Irak valisi1bn
Hubeyre, EbO Hanife'ye kadılık teklifi eder, EbO Hanife bu teklifi reddedince ibn Hubeyre onu küfre
düşmekle suçlar ve onu bu küfründen ötürü tövbe etmeye davet eder, EbO Hanife de "Bütün
kötülüklerden Allah'a tövbe ederim" şeklinde cevap verir ve bu tartışma ikisi arasında birkaç kez
tekrar eder. EbO Hanife ibn Hubeyre'nin kadılık teklifini kabul etmediği için hapse atılır ve sonunda
hapiste hayatını kaybeder. işte Eb O Hanife'ye yöneltilen söz konusu 11iki kere küfürden ötürü tövbeye
davet edildi" iddiasının bu olay üzerine ortaya çıktığı ileri sürülmüştür.8
A. HADiSÇiLiK YÖNÜNDEN EBÜ HANiFE'YE YÖNELTiLEN TENKiTLER
Kaynaklarda EbO Hanife'ini n hadisçi kimliğine yönelik pek çok yönden yapılan eleştiriler yer ~
almaktadır. Bu eleştirilerden araştırmaya değer bulduğumuz bazılarını şu iki başlık altında ele almak
mümkündür: ·
1. Bir Ravi Olarak Ebu Hanife'ye Yöneltilen Tenkitler.
Hz. Peygamber'in bu ümmete bıraktığı mirası muhafaza etmek ve onu sonraki nesle sağlam bir
şekilde aktarmak muhaddislerin en öncelikli görevidir. Bir muhaddis hadisiere hep bu açıdan bakar ve
o hadisleri taşıyan kimseleri de bu çerçevede değerlendirir. Bu bağlamda pek çok muhaddis EbO
Hanife'yi her şeyden önce bir ravi olarak değerlendirmiş ve ona bazı tenkitler yöneltmiştir. Örneğin,
zayıf'ravilerle ilgili kaynaklarda -EbO Hanife ile aynı zamanda ve aynı şehirde yaşamış olan Süfyan es
Sevı1'nin (ö. 161/778), EbO Hanife hakkında 11onun sika ve emin biri olmadığını" belirten çeşitli
rivayetler nakledilmiştir.9 Fakat bazı kaynaklarda es-Sevri'nin EbO Hanife hakkında gayet olumlu
ifadeler kullandığı bilgisi yer almaktadır.10 Buna göre Süfyan es-Sevri gibi ilmi kişiliğe sahip bir
şahsiyetin EbO Hanife gibi bir mezhep imamı hakkından hem olumlu hem olumsuz ifade kullanmasını
aynı anda kabul etmek mümkün değildir. Dolayısıyla es-Sevri'nin EbO Hanife'ye tenkit yöneltmiş
olasılığı şüphelidir. Bununla beraber bazı Hanefi müellifler Süfyan es-Sevri'nin EbO Hanife'ye yönelik
tenkitlerini aynı dönemde yaşayanların birbirlerini çekememelerinden kaynaklanan ciddiyetsiz
7 Muhammed b. Amr b. Musa el-Ukayli, Kitabu 'd-Duafai'l-kebfr (nşr. Abdülmu'ti Emin Kal 'aci), I-IV, Beyrut 1404/1984, IV, 268-285.
8 Ahmed b. Muhammed el-Mağnisiivi (Manisalı), Şerhu'l-Fıkhi'l-ekber (Semerkandi'nin Şerhu'l-Fıkhi'l-ekber adlı eseri ile aynı ciltte), Katar ts, s. 329.
9 el-Hatibu'l-Bağdiidi, Tarihu Bağdad, XIII, 417; Ebu'l-Ferec İbiıü'l-Cevzi, Kitdbu 'd-Du 'afd ve '1-metrilkfn (nşr. Abdullah el-KB.di), I-III, Beyrut 1406/1986, III,163.
10 Süfyan es-Sevrl'nin Ebu Hanife aleyhinde kullandı ği iddia olunan ifadeler şunlardır: " J; ri..!. i • _,ı_,.. r':J.,... 'i' ~ ..ıJ J Lo
ı..i,:>- ıJt <.r' t.~ı o.i.o (İslamiyette bu ümmetiçin EbU Hanife'den daha uğursuz biri doğmamıştrr)" bk., Abdullah b.
Ahmed, es-Sünne, I, 285; el-Hatibu;l-Bağdiidi,. Tarihu Bağddd, XIII, 419. EbU Hanife'nin lehinde söyledikleri de şunlardır: ''..h~' J.-! .wi (dünyanın en hakibi)" bk., el-Hatibu'l-Bağdiidi, Tarihu Bağddd, XIII,
344; Ebu'l-Hacciic Yusilfb. ez-Zeki Abdurrahman el-Mizzi, Tehzfbu'l-Kemdl (nşr. Beşşiir Avviid Marilf), IXXXV, Beyrut 1400/1980, XXIX, 431.
9
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
didişmelerden ibaret olduğunu ve bunun hiçbir ilmi kıymeti bulunmadığını ileri sürmektedirler.11
Ancak Ebu Hanife gibi ünlü bir ilmi şahsiyeti b~ üslupla savunmanın, meselenin ilmi mecrasından
çıkmasına yol açacağı gibi bu konuyla ilgili kafalarda oluşacak soru işaretlerini de arttıracağı
kanaatindeyiz.
Hanbeli mezhebinin imamı Ahmed b. Hanbel'in de (ö. 241/855) Ebu Hanife hakkında~~.~ LS~~
~ı ~ '~ hadisinin değeri yoktur, hadisi zayıftır" gibi sözler sarf ettiği ve Ebu Hanife'yi
kastederek 11Ehl-i re'y'den hadis rivayet edilmez" dediği rivayet edilmiştir.12
Aynı şekilde ibrahim b. Yakub ei-Cüzecanl (259/873) Ebu Hanife hakkında ll ':/_, ~.l::ı..! ~ ':/ ~ ~~ .ı.,ı!Y./Ebu Hanife'nin hadis iledere'yi ile de ikna olunmaz" ifadesini kullanarak tenkitle bulunmuştur.13
Ebu Hanife'yi hadis yönünden zayıf olmakla tenkit edenlerden biri de ünlü hadis imam ı Buharl'dir (ö.
256/870). O et-Tôrlhu'I-Keblr adlı eserinde Ebu Hanife'nin re'y ve hadisinin terk edildiğini (Ehl~i
hadis'in sükut ettiklerini) belirtmiştir(~.l::.. ı)cJ .ı.,ıi.J ı)cJ <\.le. 1_,:&,).14
Müslim de (ö. 261/875) ei-Esmô ve'l-künô adlı eserinde Ebu Hanife için 11 1.:-l_;h..:::.... ı.?I.JI y.::..L
~1/Re'y sahibi olup hadisi muztaribtir" ifadesi kullanmıştır.15
Ebu Zür'a er-Razi (ö.265/878} Ebu Hanife'yi hadis konusunda zayıf addedeiek Kitôbu'd-Duôfô adlı
eserinde zikretmiş ve onu hadisçiliğinden çok itikadl fikirleri açısından eleştirerek onun hakkında 11 ı:.;ts
~ ~ ~lfEbu Hanife, Cehml'dir" ifadesini kullanmıştır.16
Kütüb-i Sitte musanniflerinden Nesalde (ö. 303/915) de ~~..::.ı,ı~ı ~ <;}~ 04 :i~Jh Jh Ebu Hanife
hadiste kuwetli değildir''17 ifadesiyle Ebu Hanife'yi eleştirenler kervanında yerini almıştır. Ayrıca
ibnü'I-Cevzl ed-Duafô ve'l-metrCıkln adlı eserinde Nesal'nin Ebu Hanife h;:ıkkında 11 l.h:JI_, .hlill _;/>S JAJ
.ı.:yı_u :US ~/Rivayeti az olmasına rağmen hata ve yaniışı çoktur'' dediğini nakletmiştir.18
Cerh konusundaki müteşeddid üslubuyla bilinen Ebu Cafer Muhammed b. Amr b. Musa ei-'Ukayll (ö.
322/934) Ebu Hanife'yi tenkitteaşırı gidenlerden biridir. Kitôbu'd-du'afôi'l-kebir adlı eserinde Ebu
Hanife aleyhinde sarf edilen daha önceki dönemlere ait bazı cerh ifadelerini toplamış ve hiçbir tetkike
11 Muhammed Kasim Abduh el-Harisi, Mekiinetü'l-İmam Ebf Hanife beyne'l-muhaddisfn, Keraçi 1413/1993, s. 222,237.
12 Ahmed b. Hanbel, Kitabu 'l- 'İle/ ve ma 'rifeti 'r-rical (nşr. Talat Koçyiğit, İsmail Cerrahoğhu), I -II, İstanbul 1987, I, 272; a. mlf., el-Cami'u'l- 'ile/ ve ma'rifeti'r-riclil (nşr. M. Husam Beydun), I-II, Beyrut 1410/1990, I, 151.
13 İbrahim b. Y ak:ub el-cfuecani, Ahvah?r:..r'1cal (nşr. AbdülalimAbdülazim el~Bestevi), Faysalabiid (Hadis Akademi), s. 117. ·
14 Muhammed b. İsmail el-Buhar!, Kitabu't-Tarihi'l-kebfr, I-IX, Haydarabad 1943, VIII, 81. 15 Muslim b. el-Haccac, el-Kuşeyri, Kitabu'l-Künlive'l-esma, Dımaşk 1984, s. 107. 16 EbüZür'a er-Razi, Kitabu'd-Duafa (EbU Ziir'a er-Rdzfve cuhftdühufi's-sünneti'n-nebeviyye ile birlikte) (nşr.
Sa'di el-Haşimi), I-III, Medine 1402/1982, III, 570. 17 Ebü Abdurrahinan Ahmed b. Şuayb e~-Nesai, ed-Duafa ve '1-metrılkfn (nşr. Mahinud İbrahim Zayed), Haleb
1396, s. 233. 18 Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzi, Kitabu 'd-D.uafa ve'l-metriikfn (nşr. Abullah el-Kiidi), I-III, Beyrut 1406/1986, III,
163.
lO
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
. gerek duymadan eserine aktarmıştır. Bunlar arasında 11 ı,ş-ıl ~.l:ı. ,_fo~ 'i ~J i' _,...i.. .ı..;l.J 'Y~ ~ .>!1· ,~\ı.}~ r:;\5. '~ .ı..;I.JJ ~~/Ebu Hanife yalan söyler, re'yi zammedilmiştir~ Hadisi
bahse değer değildir. Ebu Hanife'nin hadisi de re'yi de zayıftır. O hadiste zayıf sayılırdı" vb. ifadeler
bulunmaktadır.19
Ebu Hanife'yi eleştiride aşırıya kaçanlardan biri de ibn Hibbaıı el-Büstl'dir (ö. 354/965). Kitôbu'l
mecrOhln adJı eserinde Ebu Hanife aleyhindeki 11 Y.l ı.i,ı:..... w\.;11 J\.9 ı.JA JJI 'L»i>" .foll ı.JA ~ J:'l ~~ ı.} .ll J t... ..&1 J ,ı)~ ı.JA fo. h'-:! çı1-ı J .ı.,ı1ı:. ..&1 ı)...:. ..&1 J_,... .J ~ .FI _,ı ~ Y.l J\.9 ,ı.:;_,ı:... r:;i yı ı J.fo. ~ 41 ,~ ~ ı,ş-ıl ı.JA ~ r~l ..ı_,ı_,.. r:::ıı......i/1/Ebu Hanife iki kere küfürden tövbeye çağırıldı, Kur'an'ın mahluk .
olduğunu savunan ilk kişidir, Ebu Hanife: 11Hz. Peygamber benimle karşılaşsaydı pek çok sözümü
alırdı" dedi, islam'da Ebu Hanife'den daha uğursuz biri doğmamıştır''20 gibi bir müslüman için
söylenem eyecek kadar ağır ithamlar içeren rivayetleri tetkik etmeksizin ardı ardına sıralar ve bunlarla
da yetinmeyerek ayrıca Ebu Hanife'ye şu ifadelerle yüklenir:
Ebu Hanife takva sahibi görünümlü ve kavgacı biriydi, hadisten nasibi yoktu, rivayet etmiş olduğu yüz
otuz civarındaki müsned hadisten yüz yirmisinde hadisin isnad ve metnini karıştırara k hata yaptı,
hataları doğrularından daha fazla olduğu için haberlerinin terk edilmesini hak etti. Her bölge ve
şehirden _bütün müslüman imamlar ve takva ehli Ebu Hanife'yi ardı ardına cerh etmişlerdir ve bu
husust,a bir ihtilaf olduğunu bilmiyorum".21
Diğer muhaddislerden farklı olarak ibn Hibban'ın Ebu Hanife'yi tenkit hususunda bir hayli ileri
gittiği ve onu çok yönlü olarak yaylım ateşine tuttuğu görülmektedir. O Ebu Hanife'yi "y.U:.
t.J)Iftakva sahibi görünümlü" ifadesiyle bir bakıma riyakarlıkla ve nifakla suçlamış olmaktadır. Bu
nevi bir tenkidin ilmi bir tarafı olmadığı gibi gerçeği yansıtması bakımından da böyle bir ifadeye anlam
yüklemek oldukça zordur. Zira Allah ile kul arasındaki ibadetin insanlara sadece şekli ve keyfiyeti
görünür. Oysa ibadette kulun ihlası ve niyeti sadece o kul ile Allah arasındaki bir meseledir. Üçüncü
bir Şahsın ibadet eden kimsenin niyetini kesin· olarak bilmesi imkansızdır. Ancak sadece tahminde
yürütülebilir ki, zannl bilgiye dayanarak birini itharn etmek, Kur'an'ın yasakladığı hususlardan biridir.22
~·~
Öte yandan ibn Hibban Ebu Hanife'nin rivayet ettiği hadislerin neredeyse tamamında usul hatası
yaptığını iddia ettiği halde bu iddialarına delil teşkil edecek herhangi bir örnek vermemiştir.
19 Muhammed b. Amr b. Müsa el-Ukayli, Kitfıbu 'd-Dua[fıi'l-kebfr (nşr. Abdülmu'ti Emin Kal'ac1), I-N, Beyrut 1404/1984, N, 268-285.
20 İbn Hibban el-Büsti, Kitfıbu 'l-Mecn1hfn mine '1-muhaddisfn (nşr. Harndi Abdülmecid es-Sj1efi), I-ID, Riyad 1420/2ooo, m, 61-73. · ·
21 İbn Hibban, Mecn1hfn, ID, 61-73. 22 El-Hucuiat 12; en-Necm 2~ ve 28.
ll --_~-~--.. -·-. --· ---~ -- _,.._ ·- -- ·- -
·- ' --------'---.-~-__..__._c: ... -.. ~.
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
Cerh hususunda aşırı kaçanlardan Ebu Atımed Abdullah b. Adiyy ei-Cürdlnl (ö. 365/976) de Ebu
Hanife'yi terıkit etme hususunda ibn Hibban'dan geri kalmış değildir. e/-Ktimil fi duaftii'r-rictil adlı
eserinde Ebu Hanife aleyhinde kendisinden öncekilere ait şu ifadeleri tetkik ve incelemeye tabi
tutmaksızın nakleder:
ll~ 41 ~ ,JL.,.;:...Jı ç.l..lll u--~ ~ı ,~ı ~ı_, ~ı y~ .1;.96.14 ~ '~.l::.. ~'i 'ÜJAL. -ı_,~ 'i
~_,y... ~ .F-1 c.:.ıtS ,4.:!1Y. 'i_,~~ 'i ,ı.::.ı,ı.l::., ~~ ~ '~ ı.!:.ı,ı~l t} ~ .F-1 c.:.ıtS '~ ~.l::..l ı... :i....\.c. J_,i,ı 4.,ıiY.IA..ı..>.! ~-' 4.,ıb .dı!~ .dı! J_,.....J J:iT Jıi:i.,.ılli~ ~ .F-1 c.:.ıtS ,~ ~ ~~
"Sika ve emin değildir, hadisi hiçbir şekilde yazılmaz, hatız değildir, hadisi muztaribdir, Ebu Hanife
tedavisi olmayan bir hastalıktır, Ebu Hanife_: "S ize rivayet ettiklerimin çoğu hatadır" diyor, Ebu Hanife
hadiste yetimdi, hadis otoritesi değildi, hadis ve re'yine güvenilmez, hadisi metruktür. Sika değildir. O
bir şeytandı. Hz. Peygamber'in hadisini alır, re'yiyle reddederdi"
Ayrıca ibn Adi, Ebu Hanife'yi şu ifadelerle de tenkit etmiştir:
" 4.:!J..>.! L. :i.... k._, Jlı., _;ll t} ~L...::.:i _, 4-i fo_, IA~L..l:ı! ül..ı~j_, ~L...::.:i _, .61:. 4.:!J..>.! L. :i.... k._, Wl....:. ı.!:.ı,ı..ıl:..l .U ~ .F-1_,
.)::!ı\l...t.. u-- ı.!:.ı,ı.l:.. :i,.j~ u-- e:'l") .ıJ.,J ı.!:.ı,ı~l u-- c.SJ.J .ı!_,~ fo~ 'i14.:!.J.J:! ı...~ t} .u~ ıJ_, c.cll:ıs ı.!:J,ı~l ~ 1 u-- JA ~ .ı.:}') ö _J_,.-11 b1ı. ı)c. .us J y.il_j;. J
"Ebu Hanife'nin sahih hadisleri de vardır, fakat rivayet ettikleri meşhur ve garibierden olmak üzere üç
yüz civarındaki hadisin çoğu yanlıŞtır, metin ve senetleri tahrip ve ziyadelerle doludur, rivayet ettiği
sahih hadisleri sadece on küsurdur, zira o hadis ehlinden değildi".23
Muhaddislerden Darekutnl (ö. 385/995) de Sünen'inde Ebu Hanife hakkında "zayıftır (~)" ifadesi
kullanmıştır?4 Hadis, kelam ve tarihçi kimliğiyle meşhur olan Ebu Nuaym el-isfehanl (ö. 430/1039} ise
Ebu Hanife'yi Kittibu'd-Duafti adlı eserinde" t.ki..ıı _ijS. öy .Y-- ı.s..ı_;ll.ı....)I.S u-- Y:fü...ıl_, c.:.ıT.ftll ~ J\.3 rt.ı.}:JI_,jKur'an'in mahluk olduğuna hükmetti ve bu sözünden ötürü birkaç defa tövbeye davet edildi,
hatası ve evhamı çoktu" ifadeleriyle eleştirmiştir.25
Ebu Hanife'yi hadis konusunda zafiyetle eleştirenler bunlarla sınırlı değildir. Ebu'l-Ferec ibnü'I-Cevzl
(ö. 597 /1201), Şemseddin Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed Zehebl (ö. 748/1347) gibi daha
sonraki dönemlerde yaşamış ünlü tenkitçiler, özel olarak zayıf ravileri konu e,dindikleri eserlerinde
Ebu Hanife'ye de yer vermek ve daha önce Ebu Hanife hakkında sarf edilen tenkit ifadelerini
nakletmek suretiyle Ebu Hanife hakkındaki olumsuz tavırlarını ortaya koymuşlardır. Örneğin, ibnü'I
Cevzl Kittibu'd-Dutijti adlı eserinde Ebu Hanife aleyhinde kendisinden önceki münekkitlere ait
(yukarıda zikri geçen) "y. ,~ı_,.J :US-ı)c,_1 h?_ıı_, .bli..ll _ijS. _y._, ~ı t} ı;_,il4 ~ '~.l::.. ~ 'i '~ ~ ~ı ~ı u-o~-' Wl....:. ı.!:.ı,ı..ıl:..l.ı..l_, ül..ı~_, ~-' .61:. 4.:!J..>.! ı... :i....\.c. '~~~ ~JY.../Sika değildir, hadisi
yazılmaz, hadiste güçlü değildir, az rivayetine rağmen hatası çoktur, hadisi metruktur, rivayet
23 İbnü'l-Cevzi, Duafa, III, 163. 24 Ali b. Ömer ed-Darekutni, Sünenü'd-Dfırekutnf (nşr. Abdullah el-Haşim el-Yemiini), I-IV, Medine
1386/1966, I, 323. 25 Ebıl Nu'aym el-İsfehiini, Kitabu 'd-Duafa (nşr. Filıuk Hammade), Mağrib1405/1984, s. 154.
12
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
· ettiklerinin çoğu hata, ziyade ve noksanlarla doludur, sahih hadisleri de vardır fakat hadis ehlinden
değildir" gibi tenkit ifadelerini tetkik etmeye gerek duymaksızın olduğu gibi nakletmiştir.26
Aynı şekilde ünlü tarihçi Zehebi de EbQ Hanlfe'yi, zayıf ve ten ki de uğramış raviler için özel olarak te' lif . .
ettiği Mizanü'/-i'tidal ji nakdi'r-ricdl adlı eserinde zikrederek Ebu Hanife'ye yöneltilen kendisinden
öncekilere ait tenkitlere genişçe yer vermiştir.27 Fakat son zamanlarda Hint bölgesinde hanefi
müellifler tarafından Ebu Hanife'yi savunma amaçlı kaleme alınmış bazı eserlerde Zehebi, Tezkiretü'l
huffaz isimli eserinde EbQ Hanife'ye yer vererek hakkında olumlu görüş beyan .eden kimseler arasında
gösterilmektedir?8 Zehebi hakkında EbQ Hanife için hem olumlu hem de olumsuz kanaat bildirdiğine dair iddialar, bir çelişki gibi gözükmekte ve aynı zamanda onun EbQ i-ıanlfe hakkında sergilediği iddia
olunan her iki yönlü görüşünü ortadan kaldıracak şüpheler doğurmaktadır.
Fakat Ebu Hanife'ye yöneltilen sonraki dönemlere ait tenkitler farklı ve yeni bir iddia getirmiş değildir.
Bilakis, daha önceleri dile getirilen ifadeler, ya aynen tekrar edilmiş ya da kısmi değişiklerle verilmiştir.
Ebu Hanife'yi hadis konusunda zafiyetle eleştirenierden Ebu Zür'a er-Razi, Nesa!, Darekutnlve Ebu
Nu'aym'ın eleştirileri, hocalarında rivayet yoluyla elde edilmiş dönemin bazı ilimi şahsiyetlerine ait
gerekçeleri açıklanmadan ortaya atılan salt cerh ifadeleri iie sınırlı iken,29 'Ukayll, ibn Hibban ve ibn
Adiyy'nin EbQ Hanife'ye yönelik tutumları ve eleştirileri ise, gerçeği yansıtmayan birer iddia oımJktan öteye geçmemektedir. EbQ Hanife hakkında tenkitte bulunan bahsi geçen diğer muhaddislerin.
kullandıkları ifadelerin ise, nispeten daha yumuşak ve ilmi olduğu söylenebilir.
Öte yandaJl, Hatib ei-Bağdadl'nin Tarihu Bağdad adlı eserinde de EbQ Hanife ile ilgili çok ağır ithamlar
içeren.nakiller bulunmakla birlikte, ibn Hacer el-Heyteml'nin de belirttiği30 gibi, Hatib ei-Bağdadl
burada EbQ Hanife'yi eleştirmekten ziyade onun leh ve aleyhindeki rivayetleri nakletmekle ilgilendiği
için bunlar eleştiri mahiyeti taşımamaktadır.
EbQ Hanife'nin hadisçiliğini eleştiren muhaddisler, genellikle, onun sika bir ravi olmadığını iddia
etmişlerdir. Fakat bunu sadece "Ebu Hanife hadiste güçlü değildir", "çoğunluk onun hadisini terk
etmiştir", "hadisi muztaribtir" gibi anlamlara gelen çeşitli ifadelerle ortaya koymuşlardır. Fakat bazı
Hanefi müellifler söz konusu ifadeleri n mü beyyen cerh olmaması sebebi ile geçerli sayılamayacağını
belirtmişlerdir. Ayrıca bu ifadeler sonraki dönemlerde bazen hiç incelenmeden tekrar edilmiş ve
hasımlar karşılıklı olarak sıkıştıkça söz' konusu ifadeleri tekrar edegelmiştir.
Ebu Hanife'yi bu manada tenkit edenlerin hemen hepsinin ehl-i hadis ekolünden, bazılarının da
Ahmed b. Hanbel'in talebelerinden veya mezhebinden olduğu görülmektedir ki, bu da tenkitlerin
26 İbnü'l-Cevzi, Duafa, III, 163-164. 27 Şemseddin Ebı1 Abdullah Muhammed b. Ahmed Zeheb1, Mfzanü '/-i 'tida/ fi nakdi 'r-rical (nşr. Ali Ahmed el-
Biciivl), I-IV, Beyrut 1382/1963, IV, 265. . 28 Muhammed Abdürreşid en-Nu'mani, Mekanetü 'l-İmam'Ebi Hanife ji'l-hadis, Haleb ts. (mek:tebetü'l
matbuati'l-islamiyye), s. 37, 88. ' 29 Bilindiği üzere hadis usulü kaynaklarmda çoğunluğun kanaatine göre, gerekçesi açıklanmayan cerh ifadeleri
cerh olarak kabul edilmemektedir. 30 Ahmed b. Hacer el-Heyteınl, el-Hayratü 'l-hısan fi menakibi '1-İmami 'l-A 'zam Ebi Hanifeti 'n-Nu 'man, Beyrut
1403/1983, s. 103. .
13 -----'---- ~-.:': _ __:..1-. ,c_! •• --·· _:_ ____ _
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
kısmen mezhep farklılığı ve hoca-talebe etkisi altında kaldığını göstermektedir. Nitekim Ahmed b.
Hanbel ve ona tabi olan bazı muhaddislerin, /lmihne" olarak da bilinen 11halku'l-kur'an" fitnesinde31
ağır imtihana tabi tutulduğu ve bu olayın etkisiyle söz konusu fitne sürecinde yönetime karşı bir
şekilde yumuşak veya tavizkar tutum sergileyen ilim ehlini sert ve acımasız bir şekilde cerhe tabi
tuttukları ve onlardan hadis rivayet etmeyi terk ettikleri bilinmektedir. Ebu Hanife'ye yöneltilen
yukarıda bahsi geçen bazı tenkitlerde de 11Ebu Hanife Kur'an'in mahluk olduğuna hükmetti..." gibi
eleştirilere yer verilmişti. Dolayısıyla Ahmed b. Hanbel' e tabi olan daha sonraki münekkitlerin Ebu
Hanife'ye olan katı tutumlarında -açık dillendirilmese de- söz konusu 11halku'l-kur'an" fitnesinin etkili
olmuş olabileceğini düşünniekteyiz.
Buhar! ve ekolünün Ebu Hanife'yi hadis konusunda zafıyette tenkit ederek ondan gelen hadisleri terk
etmelerine sebep olarak -her ne kadar açıktan belirtmemiş olsalar da- aralarındaki bazı itikadi görüş
ayrılıkları olduğu düşünülebilir. Zira bilindiği üzere Buhar! ile Ebu Hanife arasında imanın tarifinde
olduğu gibi bazı itikadi konularda görüş ayrılığı vardır.32 Buhar!' nin özellikle hadis alma konusunda bu
hususu dikkate aldığı da bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla Buhari'nin Ebu Hanife aracılığıyla gelen
hadisiere eserinde yer vermediği gibi, Buhar! e kolüne mensup olan daha sonraki muhaddislerin de bu
hususta Buhari'yi takip ederek Ebu Hanife kanaliyla gelen hadisiere eserlerinde yer vermedikleri
düşünülmektedir .
. Rical ve tabakat kitaplarında Ebu Hanife'ye yöneltilen bahsi geçen eleştirileri n genel olarak bir birierin
tekran olduğu görülürken, ünlü tarihçi Ebu'I-Haccac Yusuf ei-Mizz1 Tehzfbu'/-kemôl ft esmôi'r-ricôl adlı
meşhur eserinde Ebu Hanife'nin biyografisine yer verirken, kendisinden önce Ebu Hanife hakkında söylenen ta' dil ifadelerine yer vermiş fakat cerh ifadelerine yer vermemiştir. Halbuki ei-Mizz1 kitabını
kendisinden önce kaleine alınmış meşhur cerh ta' dil ve tabakat eserlerinden meydana getirdiğini
belirtmiştir. Y_ani ei-Mizz1 Ebu Hanife hakkında kendisinden önce dillendirilen cerh ve ta' n ifadelerini
dikkate almamıştır. Tabii ki bu durum Ebu Hanife'yi müdafaa edenler tarafından olumlu karşıianmış
ve ei-Mizz1 başta olmak üzere ez-Zeheblve ibn Hacer gibi ünlü hadisçi ve tarihçiler de Ebu Hanife'yi
cerh etme hususunda yukarıda bahsi geçen halefierine tabi olmamış ve Ebu Hanife hakkında olumlu
yaklaşım sergilemişlerdir.33 · . ·
Hadis yönünden zafiyet suçlamasıyla Ebu Hanife'ye yöneltilen bu tür tenkitle re karşı Ebu Hanife'yi
savunmaya çalışan bazı Hanefi müellifler, genellikl~ şu iki yöntemle söz konusu iddiaları çürütmeye
çalışmışlardır:
31 ''Halku'l-k:ur'an (Kur'an 'mn yaratılmış olup olmadığı)" fitnesi hicri II. ·asnn başlannda ortaya çıkmış ve _ yaklaşık on beş sene devam etıniş bir tartışmadır, Bk., Yusuf Şevki Yavuz, ''Halku'l-Kur'an", DİA, XV, 371-375.
32 Örneğin EbU Hanife imanın tarifi için kalp ile tasdik ve dil ile ikrar etmektir derken, Bubiiri başta olmak üzere ehl-i hadis ise iman için kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve amel etınektir derler. Ayrıca EbU Hanife'ye göre · iman artmaz ve eksilmez, günah işlernek imana zarar vermez. Bubiiri ise bunun tersine iman artar da eksilir, günah işlernek imana zarar verir görüşündedir. Bk., Yusuf Şevki Yavuz, "EbU Hanife", DİA, X, 142.
33 en-Nu'marn, Mekanetü '1-İmiim Ebf Hanife fi'l-hadfs, s. 87-88, 117, 119.
J4
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
iddia olunan ifadeler iddia sahiplerine ait değildir. Yani o ünlü muhaddisler EbO Hanife hakkında böyle
bir tenkit ifadesi sarf etmemişlerdir. Onlara söylettirilen ifadeler, tamamen uydurulmuştur. Zira bu
tür iddialar için kaynaklarda verilen.senetler çok zayıfveya uydurmadır ..
iddia olunan söz konusu tenkit ifadelerinin o ünlü muhaddislere ait olduğu kabul edilse bile EbO
Hanife hakkındaki bu iddialar doğru değildir. EbO Hanife iddia olunan olumsuz vasıflardan beridir. Zira
bu tür ifadeler gerekçesi açıklanmayan salt bir iddiadır ve mü beyyen cerh ifadeleri değildir. Aynı
şekilde bu iddiaların sahipleri ya EbO Hanife'yi çekemeyenlerdir ya da EbO Hanife'yi iyi tanımayan ve
kendisi hakkında doğru bilgilere sahip olmayanlardır. Veyahut da kendini mezhep taassubuna
kaptırmışlardır.34
2. Hadis malumatı bakımından Ebu Hanife'ye Yöneiten Tenkitler.
Fıkhi içtihatlarının dayanağını oluşturan temel kaynaklardan biri, tabii ki Hz. Peygamber'in
hadisleri/sünnetidir. Bu bağlamda bir müçtehidin yeterli miktarda hadis bilgisine sahip olması
gerekmektedir. Eğer bir müçtehit içtihatları için gerekli olan yeterli hadis bilgisine sahip değilse, onun
yaptığı içtihat makbul olmayacaktır.
Bu noktadan hareketle EbO Hanife'ye yöneltilen 11Sahip olduğu hadis miktarı azdır" anlamına gelen
. tenkitler önem arz etmekte olup ilmi açıdan tetkik etmeye değer mahiyettedir.
Bazı tarih ve tabakat eserlerinde EbO Hanife'nin talebelerinden Abdullah b. el-Mübarek'in (ö.
181/797) hayatının sonlarına doğru EbO Hanife'den aldığı bütün rivayetleri imha ettiği ve kendisi
hakkında·'"-"Aı ~.l:JI ı}~ .>!i ütS/EbO Hanife hadiste yetimdi" gibi cerh ifadeleri sarf ettiği nakle·dilmiştir.35 Fakat yine aynı kaynaklarda ibnü'I-Mübarek'in Eb O Hanife'yi öven ve takdir eden
ifadeler sarf ettiği istikametinde rivayetlere de rastlamaktayız. Bu durumun bir çelişki olduğunu
belirten bazı Hanefı müellifler, ibnü'I-Mübarek'in E~O Hanife aleyhinde söylediği iddia olunan sözlerin
uydurulduğunu iddia ederler.36
imam Müslim de ei-Esmôve'l-künô adlı eserinde EbO Hanife için ~~~ ~ _m5. .U ~/pek fazla sahih
hadisi yoktur'' ifadesi kullanarak onu hadis sermayesinin azlığıyla eleştirmiştir.37 '
Hadisçilerin Ebu Hanife'nin hadis malumatma dair sözleri değerlendirilirken, hadis rivayeti olgusunun
anlamı ve mahiyetinin hatırda bulundurulması büyük önem arz etmektedir. Bilindiği gibi hadisiere
vakıf-elmak ile hadisleri rivayet etmek farklı şeylerdir. Muhaddisler Hz. Peygamber' e ait islam
mirasının sonraki nesillere aynen aktarılmasına özen göstermeyi asıl görevleri olarak bilir ve bu
doğrultuda hareket alanlarını rivayet ilmi çerçevesinde sürdürürken, EbO Hanife gibi fıkıhla iştigal
eden müçtehitler, içinde bulundukları Müslüman toplumun güncel sorunların çözümüne katkıda
bulunmayı daha önemli görmüşlerdir. Dolayısıyla fakihler, hadislerin farklı tariklerini bulmak, farklı
tarikieri elde etmek için aylarca süren yolculuklara çıkmak gibi uğraşı alanlarından ziyade, rivayetlerin
34 en-Nu'marıi, Mekiinetü'l-İmam Ebf Hanifefi'l-hadfs, s. 97, 114. 35 Hatib, Tari/ı, Xlll, 415. 36 en-Nu'marıi, Mekanetü'l-İmam EbfHanifefi'l-hadfs, s. 37, 88 .. 37 Muslim b. el-Haccac, el-Kuşeyri, Kitabu'l-Küniive '1-esma, Dımaşk 1984, s. 107.
- ----:---~-·-:--- - .
'-····------------
15
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
doğru anlaşılması üzerinde yoğunlaşmışlardır. Bu yüzden olsa gerek aralarında Ebu Hanife'nin de
bulunduğu birçok fakihin, genel itibariyle ravi ve muhaddislere oranla rivayet ettikleri hadislerin
azlığından söz etmek mümkündür. Ancak şu var ki, az hadis rivayet etmek, az hadis bilmek anlamına
gelmez. Bu durumda Ebu Hanife, hadisçiler kadar senet/tarik bilgisine sahip olmamış olabilir, ama
herhangi bir hadisçi de Ebu Hanife kadar fa ki h olmayabilir. Aslında Q.u gayet normal ve makui bir
durumdur. Ayrıca bilindiği gibi azlık ve çokluk kavramları nisbi birer sıfattır. Bir şey için az veya çok
dendiğinde, neye göre az veya neye göre çok soruları akla gelmektedir. Bu itibarla Ebu Hanife, Buhar!
gibi bir muhaddis kadar çok hadis toplamamış olabilir, ama onun içtihat edebilmek için yeterli
miktarda hadis bilgisine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Zira onun içtihat ettiği konular oldukça fazladır
ve bu içtihatlarının çoğu da sahih hadisiere uygun düşmektedir.
Ne var ki, Ebu Hanife'yi söz konu tenkitle re karşı savunanlar bu durumu bir türlü kabullenememişler
ve kaynaklara geçen Ebu Hanife'ye ait rivayetlerin sayısını arttırmaya yönelik çabalarını
sürdürmüşlerdir. Hakikatte, islamkültürünün gelişmesinde hem rivayet/senet/tarik sayısının
çokll!ğuna hem de fıkha ihtiyaç vardır. Her iki alanın öncelik verdiği çalıŞmaların farklı olması, bir iş
bölümünden ibarettir.
B. EBÜ HANIFE'NiN RE'Y VE KIYASA FAZLA ÖNEM VERiP SAHiH HADiSE MUHALEFET ETTiGi
iDDiASI
Ebu Hanife'nin re'y ve kıyasa fazla itibar edip Hz. Peygamber'den gelen sahih sünnete muhalif
davrandığı yönündeki tenki~ler:, hadis ilminde zayıf ol9uğuna dair eleştirilere oranla sebep ve
gerekçeleri açıklanmış, nisbeten ilmi bir üslupla ortaya konmuş daha ciddi eleştiriler mahiyetindedir.
Bu tür eleştiriler henüz Ebu Hanife hayatta iken ortaya atılmaya başlamış olup günümüzde38 dahi
varlığını sürdürmektedir.
Ebu Hanife ile aynı dönemde yaşayanve Şam bölgesinin imamı Abdurahman b. Amr el-Evzai (ö.
157 /774), onu hadise muhalefet etmekle suçlayan ilk muhaddislerden biridir. ibn Kuteybe'nin (ö.
276/889) naklettiğine göreei-Evzai'nin iddiası şöyledir: '
"Biz Ebu Hanife'yi re'y kullandı diye kınamıyoruz. Hepimiz re'y kullanırız. Fakat biz onu, kendisine Hz.
Peygamber'den bir hadis ulaştığı halde başka görüşlerle ona muhalefet ettiğinden dolayı kınıyoruz."39
Evzai muhtemelen bu nedenle Ebu Hanife' den hiç rivayette bulunmamış olabilir.40 Ancak şu var ki o,
Ebu Hanife'nin hangi hadiselere m~halef~tettiğini somut örnekleriyle belirtmemiştir. Öte yandan
Evzai'ni n, dönemin Şam bölgesinin imamı olduğu ve Ebu Hanife ile eşit bir konumda alması dikkate
alındığında onun Ebu Hanife'ye tenkit yöneltmesi hiç de garipsenmeyecektir.
38 Örneğin Albani buna bir örnek teşkil edebilir. 39 İbn Kuteybe, Te 'vflu muhtelifi 'l-ha_dfs (nşr. Abdülkadir Ahmed Ata), Beyrut 1408/1988, s. 54. 40 •
Ahmed b. Hanbel, 'Ile!, II, 202.
16
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
Hadise muhalefet ettiği gerekçesiyle Ebu Hanlfe'yien ciddi şekilde tenkit eden muhaddis Ebu Bekir b.
Ebi Şeybe (ö. 235/849) olmuştur. Onun Ebu Hanife'ye yönelttiği eleştiriler, mahiyeti ve üslubu
. açısından kendisinden sonraki dönemlerde diğer muhaddislerin Ebu Hanife'ye yönelttikleri
tenkitlerden bütünüyle farklıdır. Zira ibn Ebi Şeybe, Ebu Hanife'yi cerh etmek yerine eserinde geniş
bir bölüm ayırarak Ebu Hanife'nin muhalefet ettiğini düşündüğü hadisleri senetleriyle zikrehmiş,
akabinde de Ebu Hanife'nin bu hadisiere muhalefet ettiğini açıkça belirtmiştir. Dikkat çekici olan bir
başka husus da ibn Ebi Şeybe'nin Ebu Hanife'den gelen rivayetlere Musannefinde genişçe yer
vermesidir.41 Bu bakımdan ibn EbfŞeybe, Ebu Hanife'nin hadislerini kitabına alan belki de ilk
muhaddis olmuştur. Zira hadis kitaplarında Ebu Hanife'nin rivayetlerine rastlamak pek mümkün
değildir. ibn Ebi Şeybediğer tenkitçiler gibi Ebu Hanife'yi "Zayıftır, re'ycidir, Müreie'dendir" gibi ispata
muhtaç ifadelerle cerhetmek yerine, itirazlarını ilmi bir üslupla kendi delillerini açıkça zikrederek
sistematik bir şekilde ortaya koymuştur.42
-ibn Ebi Şeybe, yüz yirmi beş konuya ait merfu, mevkuf ve mürsel rivayetlerden oluşan dört yüz seksen
beş hadisi senetleriyle zikrederek Ebu Hanife'nin söz konusu hadislerle amel etmediğini iddia etmiştir.
ibn Ebi Şeybe hadisleri senetleriyle zikrettikten sonra, Ebu Hanife'nin konuyla ilgili görüşünü
"Zikredildiğine göre, zikrediyorlar ki" gibi kapalı ifadelerle belirtmiş, ancak ne kendisinin ne _de Ebu
Hanife'nin detaylı gerekçelerini zikretmiştir. Bu durum tarafların yaklaşımları hakkında farklı
- yorumlara açık kapı bıraktığı gibi, henüz usul bilgilerinin yerli yerine oturmadığı ve gelişme sürecini
yaşadığı erken bir dönemde yaşayan Ebu Hanife'nin konuyla ilgili usul ve gerekçesini 0ğrenme
bakımından da işi zora sokmaktadır. Bı.i yüzden olsa gerek, Ebu Hanife'yi bu gibi itirazlara karşı
savunan lar, kendi mezheplerinin kurallarını geçerli kı labilmek için lehlerine olabilecek bütün
ihtimalleri gündeme getirerek asıl konudan uzaklaşmak suretiyle, zaman zaman Ebu Hanife ile pek
ilgisi. bulunmayan gerekçelerden hareketle onu savunmaya kalkışmışlardır. Böylece, Ebu Hanife'nin
pek çok yönden yanlış tanıtılarak daha çok asılsız ithama maruz kalmasına -istemeden de olsa- sebep
oldukları düşünülmektedir.43
Ebu Hanife'yi hadise muhalefet ettiği gerekçesiyle eleştirme hususunda ibn Ebi Şeybe'yi talebesi
Buhar! (ö. 256/870) takip etmiştir. e/-Cômi'u's-sahih adlı eserinde zaman zaman Ebu Hanife ve
ashabını kastederek "Allah'ın Resulü böyle buyurdu, bazı insanlar şöyle dedi", "Bazı insanlar dediler
ki"-gibi ifadelerle Ebu Hanife'yi isim vermeksizin dalaylı yoldan, üstü kapalı bir şekilde eleştirmiştir.44
41 EbU Bekir b. Ebi Şeybe, Kitiibu'l-Musanneffi'l-ehtidfsive'l-asiir (nşr. Kemal Yfu;uf el-Hftt), I-VII, Beyrut ı409/ı989,I, ı48,463;II,6,36,3ı0,322,37ı,453,456,459;III, 77,90,99, ı32, ı49,356,46ı,5ı8;fV, ı4, 3ı, 76, 112, ı24; V, ı6, 76,202, 24ı, 369,467,494,513, 563; VI, 118, 442; VII, ıo5.
42 İbn EbU Şeybe'nin bu eleştirileri ile ilgili Ataullah Şahyar'ın Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde hazırlanan İbn Ebf Şey be 'nin EbU Hanife ye İtirazları adlı bir doktora tezi bulunmaktadır. Bu çalışma Ehl-i Hadis ve Ehl-i Re )ı İhti/ajları adıyla 20 ı ı yılında İstanbul' da Akdem Yayınları tarafindan yayımlanmıştır. ·
43 Abülkadir el-Kureşi'den Kevseri, Muhammed Kasim Abduh el-Hılrisi ve Muhammed Abdürreşid enNu'maru'ye kadar asrırnızda yaşamış pek çok Hanefi yazarların eserlerinde bu uslubu görmek mümkündür.
44 Buhan, "Zekfif' 67; "Hibe" 36-37; "Şebadet" 8; "V asaya" ı o; "Talak" 26; "Eyman" 2ı; "İkrab" 5, 8; ''Hiyel" 3, 4, 9, ı ı, ı4, ı5; "Ahkam" ı5, 40. Ayrıca bu konu Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Hilmi Merttürkmen tarafindan Buharf'nin EbU Hanife ye İtirazları adlı doktora tezinde ele alınmıştır.
17
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
Buhar!' nin Ebu Hanife'ye yönelik tenkitleri hacası ibn Ebi Şeybe'nin tenkitlerinden hem sayı hem de
üslubu bakımından farklıdır. Buhar!' nin Ebu Hanife ve ekibine yönelik itiraz ettiği konular yaklaşık
yirmi civarında olup ibn Ebi Şeybe'nin zikrettiği yüz yirmi beş meseleye nispetle sayıca oldukça azdır.
ibn Ebi Şeybe adını da zikrederek doğrudan Ebu Hanife'yi hedef almışken, Buhar! eleştirisinde sadece
Ebu Hanife'yi değil, genel olarak ehl-i re'y ekolünü hedef almış, bununla birlikte zaman zaman üstü
kapalı olarak sadece Ebu Hanife'yi eleştirdiği de olmuştur. Buhar! eleştirilerini, muhtemelen kitabının.
yazılış amacından uzaklaşmamak düşüncesiyle, kısa tutmaya çalışmıştır. Onun tenkitleri ehl-i re'y ve
ehl-i hadis arasındaki bütün ihtilaf konularını kapsamadığı gibi, eleştirileri n detaylı açıklamasını ihtiva
etmemesi bakımından da Buhar!' nin kendine has eleştiri usulünü yansıtmaktadır. Ancak es-Sahlh'i
dışında Kurretü'l-ayneyn bi refi'l-yedeyn, Hayru'l-kelam fi'l-kiraati ha/fe'l-imam gibi eserlerinde ehl-i
re'ye eleştirilerini daha detaylı ele almaktadır.45
Ebu Hanife'ye yönelik hadise muhalefet iddialarını ibn Kuteybe de devam etti rm iştir. Ancak ibn
Kuteybe, hocaları ibn Ebi Şeybe ve Buhar! gibi konu üzerinde durarak eleştirrnek yerine daha çok
selefierinin Ebu Hanife'ye yönelik iddialarını derleyip rivayet etmeyi tercih etmiştir. Eserlerinde Ebu
Hanife'nin talebelerinden olduğu söylenen Vekl b. ei-Cerrah ve ibnü'I-Mübarek'in de aralarında
bulunduğu pek çok kişiden menkul, sübutu tartışmalı birtakım rivayetlere yer vererek Ebu Hanife'ye
yönelik eleştirilerin sayısını arttırmaya çalışmıştır.46
Ebu Hanife'yi re'ycilik yönüyle eleştiren bir diğer hadisçi de Tirmizi' dir. Bilindiği üzere Tirmizi, es
Sünen'inde (veya ei-Camfinde) fakihlerin amel ettiği rivayetleri toplamış, bu rivayetlerin sıhhat
durumlarına işaret ederek ayrıca her konuyla ilgili fıkhl ihtilaflara da değinmiştir. Fıkhl ihtilafları zikrederken Ebu Hanife'nin de pek çok görüşüne yer veren47 Tirmizi, bazı yerlerde onu hadise
muhalefet etmekle tenkit etmiştir.48 Fakat Tirmizi'nin Ebu Hanife'ye yönelik eleştirilerinde ilmi bir
üslup benimsediği, yumuşak ifadeler kullandığı ve asılsız ithamlardan kaçındığı hatta zaman zaman
mezhepler arasındaki ihtilafları çözmeye gayret ettiği de görülmektedir.
Ebu Hanife'yi hadise muhalefet etmekle eleştiren bir diğer hadisçi ve aynı zamanda bir fa ki h de
Beyhaki'dir (ö. 458/1066). Ancak o Ebu Hanife'yi bazen zayıf hadisi kıyasa, bazen de kıyası ve istihsanı
sahih hadise tercih etmekle suçlamıştır. Zira onun iddiasına göre Ebu Hanife, kendi hemşerisi bir
raviden gelen rivayeti, mu n katı veya ravisi meçhul bile olsa delil kabul eder ve kıyasa tercih ederdi,
eğer o hadis başka şehirli bir raviden geliyorsa sahih bile olsa o hadisi delil kabul etmez ve kıyası
tercih ederdi. Beyhaki bu tenkidiyle diğer eleştirenierden farklı bir iddia ileri sürmüştür.49 Aslında
Beyhaki'nin Ebu Hanife'yi tenkid etmesi, daha ziyade eş-Şafii'yi savunmak amacı taşıyor
gözükmektedir. Bu açıdan o bir yönüyle, Tahavi'nin (ö. 321/933) Ebu Hanife ve ashabı için yaptığı ---
45 Bulıari.'nillRef'u'l-yedeynfi's-salati adlı esri 1996 yılında Beyrut'ta Bedi'u'd-din er-Raşidi'nill tabkikiyle yayımlanmıştır.
46 İbn Kuteybe'nill eleştirileri için bk. İbn Kuteybe, Te 'vf!, s. 54-57. ~ .
Tirmizi, "Tahiiret" 74; ''Hac", 76; '·'Del'' 1. 48 Tirmizi, "SaHit" 283. 49
Ahmed b. el-Hüseyn el-Beyhaki, Meniikibu'ş-Şii.fi'f(nşr. Es-Seyyid Ahmed Sakar), I-II, Kahire 1391/1971, I, 166-167. .
18
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
savunmanın bir benzerini bir asır sonra eş-Şafii için gerçekleştirmiş olmaktadır. Bu itibarla
Beyhaki'nin, Ebu Hanife hakkında tarafsız davrandığını söylemek pek mümkü_n gözükmemektedir.
Ebu Hanife'yi sahih hadise muhalefetle eleştireniere verilecek en uygun açıklamanın şu şekilde
olmasının daha uygun olacağı düşünülebilir: Ebu Hanife'nin yaşadığı dönem itibarıyla bazı tiadisler
Ebu Hanife'ye hiçbir tarikle veya sahih bir tarikle ulaşma mıştır, dolayısıyla o, karşılaştığı meselelerde
her müctehid gibi zorunlu olarakkıyasa başvurmuştur. Bu davranış Ebu Hanife için bir kusur değil
aksine bir meziyet kabul edilmelidir. Çünkü Ebu Hanife'nin talebelerinin sözlerinden, fetvalarından ve
diğer kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla, Ebu Hanife, prensip olarak bir ehl-i hadis mensubu kadar
hadise bağlı bir sünnet savunucusudur. O, bir hadisle karşılaşınca hemen kendi görüşünü terk eder ve
hadise sarılır, sahih bulduğu bir hadisi asla reddetmez, aksine zayıf bile olsa hadisi kıyas ve ictihada
tercih ederdi.50 Ravi konusunda iyimser tutum sergiler, mechulün rivayetini bile kabul ettiği gibi
hakkında hem cerh hem de ta' dil ifadesi bulunan bir ravlyi adil addederdi.51
Hal böyle iken, onun sahih addedilen bazı hadislerin hilafına kastı olarak görüş beyan etmiş olmasını
düşünmek Ebu Hanife'nin sünnet anlayışı ile bağdaşmadığı gibi ona yapılan bir haksızlık olacaktır.
Eğer onun hadisiere muhalif görünen bazı içtihat ve fetvaları söz konusu olmuşsa bu durum Ebu
Hanlfe'nin, hadislerin tedvin sürecinin henüz başlangıç aşamasında ve bu sürecin henüz
tamamlanmadığı dolayısıyla islam coğrafyasının her köşesine yayılmış olan Hz. Peygamber' e ait
sünnetin tam olarak bir arada toplanamadığı ve tedvin edilemediği oldukça erken bir dönemde
yaşamış olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bölgeler arasındaki iletişimde yaşanan ~rluklar
başta olmak üzere döneminin bir takım olumsuz koşulları dikkate alındığında, saha be başta olmak
üzere diğer müctehidlerde de görüldüğü gibi bazı hadislerin Ebu Hanife'ye ulaşmamış olması veya
ulaşmiş olsa da Ebu Hanife'nin dikkate aldığı bazı şartlara uygun olmamasi hasebiyle hadisi sahih
kabul etmemesi ihtimallerden uzak değildir.
Ancak Ebu Hanife'nin bazı sahih hadisiere muhalif görüş beyan ettiği iddiasını, "onun hadis
konusunda çok müteşeddid davrandığı ve hadisin sıhhati için sıkı ve ağır şartlar ileri sürdüğü,
dolayısıyla başkaları tarafından sahih kabul edilen bazı hadisiere muhalif hüküm ve fetva vermiş
olabileceği" yönqnde yapılan bir izahla çürütmenin, gerçeği yansıtmadığı kanaatindeyiz. Zira Ebu
Haojfe bir muhaddis olmaktan ziyade iyi bir fakihtir. Bilindiği gibi muhaddisler daha çok, hadisin
nereden, kimden ve nasıl geldiği gibi meselelerle ilgilenirken, fakihler hadisin hangi manalara işaret
ettiği ve hangi toplumsal sorunlara çözüm getireceği gibi fıkhl yönüyle daha çok ilgilenmişlerdir. co'"~
Bununla birlikte EbO Hanife'nin hadis rivayeti hususunda çok ihtiyatlı ve müteşeddid davrandığı da bir
vakıadır. Fakat bilindiği üzere hadis rivayeti ile hadisle amel ayrı ayrı konulardır. Bütün bunların
ötesinde EbO Hanife'in hadise muhalefet sebebiyle eleştirilmesine neden sayılabilecek daha başka
pek çok unsurların bulunabileceğini söylemek de hiç kuşkusuz bilimsel ihtiyat ve akli imkan gereğidir. . . .
50 Ubeydullah b. Ömer ed-Debılsi, Te'sfsu'n-nazar (nşr. Zekeriyya Ali Yilsuf), Kahire ts. (Matbaatü'l-İmfun), s. 65; Ali b. Ahmed b. Hazm el-Endelüsi, el-İhkfirrıfiusuli'l-ahkiim, I-VIII, Kahire 1404, VTI, 368; Abdülvebhab b. Ahmed eş-Şa'rfuıi, Kittibu'l-Mfzlin (nşr. Abdurrahman Umeyre), I-ID, Beyrut 1409/1989, I, 224.
51 Muhammed b. Ali eş-Şevk!iffi, İrştidü'l-fuhul (nşr. M. Sa'id el-Bedri), Beyrut 1412/1992, s. 124-126.
19
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
SONUÇ
Yukarıda verilen bilgilerden hareketle şu sonuçlara ulaşmak mümkündür:
Ebu Hanife'ye yöneltilen "hadiste zayıf' olduğu yönündeki eleştirilerin, bir kısmı itibar edilemeyecek
kadar tutarsız, zayıf ve ilmi ölçülerden uzak, diğer bir kısmı da gerekçesi açıklanmayan cerh
ifadelerine dayanmaktadır .. Bu itibarla Ebu Hanife'yi hadis yönünden zafiyetle eleştirrnek ona yapılan
bir haksızlık gibi gözükmektedir.
Ebu Hanife'yi hadis yönünden zafiyetle eleştirenierin iddialarını şu gerekçelere·dayandırdıkları
sonucuna varmak mümkündür:
1. Başta Kütüb-i Sitte musannifleri olmak üzere muhaddislerin Ebu Hanife'yi hadis konusunda
zafiyetle cerh ederek onun kanalıyla gelen rivayetlere eserlerinde yer vermemiş olmaları.
2. Eleştiri yöneltenlerin Ebu Hanife'ye bir hadisçi gözüyle bakmış olmaları, dolayısıyla Ebu Hanife için
de diğer muhaddislerde olduğu gibi şöhretine uygun olarak ünlü bir muhaddis kadar hadis bilgisine
(rivayeti, ravi bilgisi vs.) ve rivayet sayısına sahip olması gerektiğinin düşünülmesi.
3. Ebu Hanife hakkında kendilerinden önceki dönemlerde ortaya atılan bir takım iddiaların etkisi
altında kahnmış olması. Nitekim eleştirilerin bir kısmı, genellikle eleştiri yöneiten muhaddisin hocaları
veya kendilerine itibar edilen diğer hadis şeyhleri veyahut hocalarının hocaları gibi rivayet silsilesinde
yer alan muhaddislerden rivayet olunan ve kaynağı itibarıyla ilk defa kim tarafından ne amaçla ortaya
atıldığı kesin olarak bilinmeyen bir takım (sahipsiz) sözlerden derleme rivayetlerdir. Ebu Hanife'ye
tenkit yöneiten hadisçiler değişik vesilelerle duydukları, kaynağı belirsiz cerh ifadelerini, zayıf ravilerin
konu edinildiği eserlerde tetkike tabi tutmadan zikretmişlerdir.
4. Eleştiri yöneitenleri n tercih etmiş oldukları fıkhf mezhebi zaman zaman taassub düzeyine ulaşacak
şekilde fazla benimsemiş olmaları. Bu durum onların naslara bakışlarında etkili olmuş ve nasları
yorumlarken objektif olamamışlardır. Bu tür eleştiriler ehl-i sünnet dairesindeki dört mezhebin, ·
usulleriyle ve taraftarlarıyla birbirlerinden belirgin çizgilerle ayrıldığı ve hatta mezhepler arasında
kavgaların alevlendiği hicri IV. ve V. -yüzyıllarda yoğun laşmıştır. Tenkide konu edilen fikir ve görüşlere
bakılırsa, bunların mezhep taassubundan kaynaklanmış olabileceği düşüncesi akla gelmektedir.
Ebu Hanife'nin sahih hadisiere muhalefet ettiği yönündeki iddialara gelince, bu tür iddiaları şu şekilde
izah etmek mümkündür:
Bilgi dahil her alanda iletişim eksikliği. Ebu Hanife'ye hadise muhalefet sebebiyle yöneltilen eleştiriler
neredeyse Ebu Hanife'nin vefatından bir asır sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Eleştirenierin -
ifadelerinden de anlaşılacağı üzere- Ebu Hanife'nin verdiği hükümlere, usullerine ve gerekçelerine
tam olarak vakıfolduklarını söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Ayrıca ibn Ebi Şeybe'nin
yönelttiği eleştiriler arasında Ebu Hanife'ye ait olmayan bazı hükümleri n de yer almış olması, iletişim
eksikliği hakkındaki durumu izah etme bakımından yeterli bir örnek teşkil etmektedir. Bu durum
zaman zaman yanlış anlaşılmalara sebep olmuştur.
20
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 2013
Ayrıca yukarıda da bahsedildiği gibi bazı hadislerin Ebu Hanife1ye ulaşmamış olma olasılığı da göz ardı
edilmemesi gereken en önemli hususlardan biridir.
21