I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

13
1 Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR ERÜ. Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi/Kayseri [email protected] Saygı Değer Konuklar; Öncelikle bu Organizasyonu planlayan Sayın İncesu Belediye Başkanımız sayın Mehmet ARAÇ beyefendiye, Sayın kaymakamımız Ziya POLAT beyefendiye, Saygıdeğer hocamız Prof. Dr. Abdulkadir YUVALI’ya Tarım il ve ilçe Müdürümüze, çalıştayda emeği gecen tüm arkadaşlarımıza ve siz değerli konuklarımıza teşekkür ediyorum . Bugün Yahyalı Hayvancılığı ve Türkiye’nin Hedefleri hakkında bir sunum yapmaya çalışacağım Yahyalı ilçemiz, Türkiye’nin bir ölçeğidir . Bir çok işletme ve kooperatiflerin olmasına rağmen 1700 civarında kayıtlı işletmecimizden, 1142 adet traktörün olduğunu,220 dekara bir traktör düştüğünü görüyoruz. Bölgemiz hayvan hastalıkları anlamında ciddi sorunlarla karşılaşmamaktadır. Tarım İlçe Müdürlüğümüz 2011 yılı itibariyle 709.125 Tl mazot ve gübre desteği gerçekleştirmiştir. Meyveciliğimiz pek bulunmamakla birlikte yaklaşık 37.000 koyunumuz, 20.000 kadar Keçimiz vardır .Sığır olarak son güncellenmiş şekliyle İlçe kayıtlarında 12500 sığır mevcuttur.Sığırların %35 „i Kültür ırkı Montofon ağırlıklıdır, %45‟i Melez,%20 „si ise yerli ırk oluşturmaktadır. Bakanlıktaki verilere göre En büyük hayvan varlığımızın bulunduğu yer TAŞHAN , .1403, sonra SENİR KÖY 841, ve MUSTAFA BEYLİ 837, en az ise MERKEZ MADAZİ 13, MERKEZ FEVZİÇAKMAK „da 33 büyük baş hayvan bulunmaktadır. Bütün kayseri ölçeğinde duruma baktığımızda 360.385 bin baş büyük baş hayvan varlığımız vardır. Yahyalıda ise 19.525 Kısaca Yahyalı Tüm Kayseri Vilayetindeki Hayvan varlığının yaklaşık 1/20 ni oluştırmaktadır. “Türkiye gıda üretimi açısından Dünya’da kendi kendine yeterli çok az sayıda ülkeden birisidir!” denirdi şimdi samanı bile dışarıdan alma durumuna geldik. Gıda üretiminin bütünündeki durumun ötesinde, hayvansal gıda üretimi ülkenin geleceği beyinlerin gelişimi ve sağlıklı bir nesil için daha da önemli görülmektedir . HAYVANCILIK NEDEN ÖNEMLĠDĠR Ülkemiz tarımı kalkınmadan, ülke ekonomisinin hızla düzelmesi mümkün değildir. En az yatırım ile en fazla gelir sağlayan ve + değer yaratan sektör dünyanın her yerinde tarımdır. Böyle olduğu için bütün ileri ülkeler tarımsal olanaklarından sonuna kadar yaralanmak için her türlü desteği ve savaşı vermektedir. Bu destekler paylaşım için değil ülke ekonomisine sağladığı katma değer için verilmektedir. Tarımsal üretimin katma değeri olmaksızın birikim oluşturmak ve sanayileşmek de olanaksızdır. Her alanda olduğu gibi hayvancılık sektörümüz de son 20 yılda çok büyük değişimler yaşamıştır. Kanatlı hayvan (özellikle tavukçuluk) sektörümüz 20 yılda Avrupa ile boy ölçüşebilecek seviye ve

description

Yahyalı ilçemiz, Türkiye’nin bir ölçeğidir. Bir çok işletme ve kooperatiflerin olmasına rağmen 1700 civarında kayıtlı işletmecimizden, 1142 adet traktörün olduğunu,220 dekara bir traktör düştüğünü görüyoruz. Bölgemiz hayvan hastalıkları anlamında ciddi sorunlarla karşılaşmamaktadır. Tarım İlçe Müdürlüğümüz 2011 yılı itibariyle 709.125 Tl mazot ve gübre desteği gerçekleştirmiştir. Meyveciliğimiz pek bulunmamakla birlikte yaklaşık 37.000 koyunumuz, 20.000 kadar Keçimiz vardır .Sığır olarak son güncellenmiş şekliyle İlçe kayıtlarında 12500 sığır mevcuttur.Sığırların %35 ‘i Kültür ırkı Montofon ağırlıklıdır, %45’i Melez,%20 ‘si ise yerli ırk oluşturmaktadır. Bakanlıktaki verilere göre En büyük hayvan varlığımızın bulunduğu yer TAŞHAN , .1403, sonra SENİR KÖY 841, ve MUSTAFA BEYLİ 837, en az ise MERKEZ MADAZİ 13, MERKEZ FEVZİÇAKMAK ‘da 33 büyük baş hayvan bulunmaktadır. Bütün kayseri ölçeğinde duruma baktığımızda 360.385 bin baş büyük baş hayvan varlığımız vardır. Yahyalıda ise 19.525 Kısaca Yahyalı Tüm Kayseri Vilayetindeki Hayvan varlığının yaklaşık 1/20 ni oluştırmaktadır.

Transcript of I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

Page 1: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

1

Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR

ERÜ. Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi/Kayseri [email protected]

Saygı Değer Konuklar;

Öncelikle bu Organizasyonu planlayan Sayın İncesu Belediye Başkanımız sayın Mehmet ARAÇ

beyefendiye, Sayın kaymakamımız Ziya POLAT beyefendiye, Saygıdeğer hocamız Prof. Dr. Abdulkadir

YUVALI’ya Tarım il ve ilçe Müdürümüze, çalıştayda emeği gecen tüm arkadaşlarımıza ve siz değerli

konuklarımıza teşekkür ediyorum .

Bugün Yahyalı Hayvancılığı ve Türkiye’nin Hedefleri hakkında bir sunum

yapmaya çalışacağım

Yahyalı ilçemiz, Türkiye’nin bir ölçeğidir. Bir çok işletme ve kooperatiflerin olmasına

rağmen 1700 civarında kayıtlı işletmecimizden, 1142 adet traktörün olduğunu,220 dekara bir

traktör düştüğünü görüyoruz. Bölgemiz hayvan hastalıkları anlamında ciddi sorunlarla

karşılaşmamaktadır. Tarım İlçe Müdürlüğümüz 2011 yılı itibariyle 709.125 Tl mazot ve gübre

desteği gerçekleştirmiştir. Meyveciliğimiz pek bulunmamakla birlikte yaklaşık 37.000

koyunumuz, 20.000 kadar Keçimiz vardır .Sığır olarak son güncellenmiş şekliyle İlçe

kayıtlarında 12500 sığır mevcuttur.Sığırların %35 „i Kültür ırkı Montofon ağırlıklıdır, %45‟i

Melez,%20 „si ise yerli ırk oluşturmaktadır. Bakanlıktaki verilere göre En büyük hayvan

varlığımızın bulunduğu yer TAŞHAN , .1403, sonra SENİR KÖY 841, ve MUSTAFA BEYLİ

837, en az ise MERKEZ MADAZİ 13, MERKEZ FEVZİÇAKMAK „da 33 büyük baş hayvan

bulunmaktadır. Bütün kayseri ölçeğinde duruma baktığımızda 360.385 bin baş büyük baş

hayvan varlığımız vardır. Yahyalıda ise 19.525 Kısaca Yahyalı Tüm Kayseri Vilayetindeki

Hayvan varlığının yaklaşık 1/20 ni oluştırmaktadır.

“Türkiye gıda üretimi açısından Dünya’da kendi kendine yeterli çok az sayıda ülkeden birisidir!”

denirdi şimdi samanı bile dışarıdan alma durumuna geldik.

Gıda üretiminin bütünündeki durumun ötesinde, hayvansal gıda üretimi ülkenin geleceği

beyinlerin gelişimi ve sağlıklı bir nesil için daha da önemli görülmektedir.

HAYVANCILIK NEDEN ÖNEMLĠDĠR

Ülkemiz tarımı kalkınmadan, ülke ekonomisinin hızla düzelmesi mümkün değildir. En az yatırım ile

en fazla gelir sağlayan ve + değer yaratan sektör dünyanın her yerinde tarımdır. Böyle olduğu

için bütün ileri ülkeler tarımsal olanaklarından sonuna kadar yaralanmak için her türlü desteği ve savaşı

vermektedir. Bu destekler paylaşım için değil ülke ekonomisine sağladığı katma değer için

verilmektedir. Tarımsal üretimin katma değeri olmaksızın birikim oluşturmak ve sanayileşmek de

olanaksızdır.

Her alanda olduğu gibi hayvancılık sektörümüz de son 20 yılda çok büyük değişimler yaşamıştır.

Kanatlı hayvan (özellikle tavukçuluk) sektörümüz 20 yılda Avrupa ile boy ölçüşebilecek seviye ve

Page 2: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

2

teknolojik gelişime sahip olurken, büyükbaş (sığırcılık) ve küçükbaş (koyun-keçi) hayvancılık

sektörümüz 2002 yılı itibarıyla ciddi bir gerileme içine girmiştir. Ülkemiz büyük ve küçükbaş hayvan

varlığı son 20 yılda büyük ölçüde azalmış; birim hayvan başına ürün miktarı ise hayvancılığı gelişmiş

ülkelerle mukayese edilemeyecek düzeyde gerilerde kalmıştır.

Hayvan yetiştiriciliği, tarımsal üretimin ayrılmaz bir parçasıdır. Çünkü hayvansal üretim, bitkisel

tarımdan elde edilen ürünlerle yapılabilmektedir. Yani hayvancılık tarımsal üretimdeki entegrasyondur.

Ülkemiz topraklarının daha verimli kullanılması ve Türk Çiftçisin refahının arttılması doğrudan

hayvansal üretimin arttırılmasına bağlıdır. Çünkü yılda bir veya iki kez gelir sağlayabilen Türk çiftçisi,

ancak bu sayede sürekli gelire kazanması ancak yaygın bir hayvansal üretimin yapılması ile mümkün

olacaktır. Kısaca Ülke hayvancılığımızın halen içinde bulunduğu olumsuz durumdan kurtulması ve

tarım sektörü içinde hakkettiği seviye ulaşabilmesi için Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızın

hayvancılığımız için acil eylem planı oluşturması, ülke gerçeklerini dikkate alarak siyaset üstü,

“Milli Hayvancılık Politikası” belirlemesi ve gerekli radikal değişimler için ise gereken

siyasi kararlığı sergilemesi kaçınılmaz görünmektedir.

Geçimişimizin o olağan üstü dönemini hatırlıyalım…

Balkan, I. Dünya ve Kurtuluş savaşlarının olağan üstü zor koşulları karşısında milyonlarca

insanını ve hesap edilemeyecek büyüklükteki ekonomik değerlerini kaybeden Türk Ulusu, Milli

Mücadele‟nin sonunda çoğu savaş sakatı ve niteliksiz 11,5 milyon nüfus, %50 azalarak 17 milyona

gerilemiş toplam hayvan varlığı, %10‟lara ulaşamayan okuryazarlık oranı, bölgelere göre %25‟lere

yaklaşan bulaşıcı ve salgın hastalıktan insan ölümleriyle karşı karşıya kalmıştı. Atatürk bir kalkınma

seferberliği başlattı. Bunlardan biri de Hayvancılık idi. Politikasının temeli ne idi? Atatürk döneminde

izlenen hayvancılık politikasının esaslarını, bulaşıcı hayvan hastalıklarıyla mücadele, hayvan ıslahı,

çoğaltılması ve geliştirilmesi oluşturmuştur. Hastalıklarla mücadele edebilmek için serum ve aşı üretim

istasyonları kurularak hayvanlar aşılanmış, koruma ve fenni muayene amacıyla tahaffuzhaneler ve

laboratuarlar inşa edilmiş, yurt dışından veterinerlik tıbbıyla ilgili alet ve cihazlar getirilmiştir.

Hayvancılığın geliştirilmesi için uygulanan teşvik politikaları kapsamında, hayvan sergileri ve yarışlar

düzenlenmiş, kaliteli hayvan yetiştirenlere ödüller verilmiş, kredi ve finansman desteği sağlanmıştır.

Hayvan ıslah ve çoğaltılması amacıyla ülkenin çeşitli merkezlerinde haralar, damızlık depoları,

inekhaneler, ağıllar ve çiftlikler kurulmuştur

Seferberlik sonunda ne ye ulaştık? İzlenen başarılı politikalar sayesinde 1938 yılında hastalık

vaka sayısı büyük ölçüde azalmış, ülkenin toplam hayvan varlığı Milli Mücadele yıllarındaki hayvan

varlığının 2,5 katına ulaşmış, hayvan ve hayvan ürünleri ihracatından elde edilen gelir de aynı düzeyde

artmıştır. Şimdi nerede Türkiye? Samanını bile dışarıdan almaya muhtaç olan bir ülke olduk…

Hayvan kesiminde çıkarttığı yasayı uygulayan ciddi bir devlet anlayışı mevcuttu. O günleri

hatırlıyalım :

29 Ocak 1922 tarihli Çifte ve Damızlığa Elverişli Hayvanatın Hüsn-ü Muhafazası Hakkında

Muaddel Kanun’a bırakmıştır. Kesilecek hayvanlarda yaş sınırını oldukça genişleten ve kesim

kurallarını yeniden belirleyen 8 maddelik kanunun hükümleri de şöyledir:

Page 3: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

3

Hayvan Kesimi Hakkında

1. Tüm hayvanların, kesilmeden önce baytar memurlar tarafından muayenesi zorunludur.

Kesimi Yasak Hayvanlar

2.

a. Hayvanat-ı bakariyyenin (sığır cinsinden olan hayvanlar) bir yaşına kadar dişi ve erkek, koyun-keçi

cinsinden olanların altı aylığa kadar dişi yavruları,

b. Başı ve ciğeri dâhil olduğu halde altı okkalıktan aşağı erkek kuzular,

c. Çifte elverişli sığır cinsinden hayvanlar, (çift hayvanı özelliklerine tam olarak sahip olması ),

d. Tüm gebe hayvanlar,

e. Evsaf ve eşkâl-i muntazamayı haiz damızlığa elverişli manda (boğa ve ineği), boğa, inek, koç, koyun,

teke, keçi ve tiftikler,

f. Tiftik keçilerinin dişi ve erkek yavruları.

Kesilecek Hayvanlar

3. Yaşı 1’den fazla olup beden oluşumları damızlığa elverişli olmayan boğa ve ineklerle mandalar

(boğa ve ineği) ve çifte yaramayan hayvanat-ı bakariyye, yaşı 7’yi geçmiş boğalar ve 12 yaşından

yukarı inekler, yaşı 6 aylıktan fazla damızlık özelliklerine sahip olmayan koyun ve keçi cinsinden

hayvanlar, hastalık sonucu bedenlerinin genel durumunda zafiyet ve takatsizlik görülen her yaştaki

hayvanat ile işe yaramaz derecede hasta olan tüm hayvanlar kesilebilir.

4. Sakat ve tedavisi mümkün olmayan hastalıktan malul hayvanlar, kesmeye ve eti yenmeye uygun

olduğu takdirde sarfına ve tüketimine izin verilir.

5. Bu kanuna aykırı olarak kesilen hayvanlar, belediye reislerinin emriyle zapt edilir ve belediyeler

marifetiyle satılıp belediye sandıklarına irat kaydolunur. Bu suçu işleyenler 1 aydan 6 aya kadar hapis

ve 10 liradan 100 liraya kadar para cezasına çarptırılırlar. Bu işlem, baytar memurların vereceği

rapor üzerine icra olunur.

6. Muayene edilmeden kesilen hayvanların etlerinden imal edilmiş olan pastırma, sucuk, tuzlu et ve

kavurma belediyeler tarafından müsadere edilir. Baytarın vereceği rapor üzerine yemeye uygun ise

satılarak belediyeye irat kaydolunur. Yemeye uygun değilse imha edilir. Bu suçu işleyenler hakkında

5. maddede yazılı ceza uygulanır.

7. Bu kanunun ilanı tarihinden sonra Damızlığa ve Çifte Elverişli Hayvanat-ı Bakariyye Vesairenin

Suret-i Muhafazası Hakkındaki 17 Nisan 1918 Tarihli ve 3212 Numaralı Kanun feshedilmiştir.

8. Bu kanunun icrasına Dâhiliye, Adliye ve İktisat Vekâletleri memurdur1

TÜRKĠYE HAYVANCILIĞIN GENEL YAPISI

Ülkemiz hayvancılığı, aynı bitkisel üretimde olduğu gibi, esas olarak küçük işletmeler halindedir. Bu

işletmeler kendi olanakları ile modern araç ve gereçlerden yaralanamamaktadır. Bunun sonucu olarak

işletme maliyetleri sürekli yüksek olmaktadır. Ayrıca ürün kalitesini de sağlayamadıkları için daha da

geri kalmaktadırlar.

Kanatlı üretimi genel yapıdan farklıdır. Bu konuda Türk üreticisinin düzeyi günümüzde ileri

1 BCA, 30.10/185.278.1, Lef.2.

Page 4: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

4

ülkelerden hemen farksız sayılacak kadar iyidir. Bilgi birikimi ve teknolojik yönden ileri

ülkelerle aynı düzeydedir.

TÜRKĠYE HAYVANCILIĞININ SORUNLARI VE SORUNLARA ÇÖZÜM

ÖNERĠLERĠ

Türkiye hayvancılığının geliştirilmesi için ülkemizde pek çok girişimler yapılmıştır. Ancak bu

girişimler temel yapı ve gerçeklere bakılmadan, tarımın ve Türk çiftçisinin özellikleri göz

ününe alınmadan yapıldığı için başarısız olmuştur. Çünkü bunların büyük bir kısmı temel

sorunlar dururken, bunları çözmeye yönelik çalışmalar yerine, kısa vadeli ve dar görüşlü

önlemler şeklinde ortaya atılmıştır. Büyük parasal kaynaklar boş yere harcanmıştır. Hatta dış

ülkeler özel krediler vererek uzmanlarını göndererek yanlış uygulamaları desteklemişlerdir

Bizim hatamız ise devletin karar verici organlarında, ülkemizin iyi yetişmiş nitelikli insanlarını

ön plana çıkaramamış olmamızdır.

Hayvansal üretimi teşvik etmek için ucuz kredi, ucuz hayvan dağıtmak yeterli değildir. Gerçek

teşvik hayvansal üretimi karlı kılacak ekonomik ortamı sağlamaktır. Halbuki, yakın geçmişte,

Türkiye'ye hem arz fazlası yaratacak biçimde, çok büyük sayıda hayvan ithal edilmiş ve hemde

üreticiyi ithalatla terbiye etmek gibi bir saçma sapan düşünce ile dış ülkelerin sübvansiyonlu

ürünlerine gümrüklerimiz açılmıştır.

Ülkemiz hayvancılığın sorunları esas olarak yapısal özelliklerden kaynaklanmaktadır. O halde

öncellikli olarak yapısal özelliklerimize göre hayvancılığımızı yeniden düzenlememiz

gerekmektedir. Hayvancılık işletmelerimiz küçüktür. Küçük işletmeler bilgiye ulaşma, teknik

altyapı, modern alet- makina, ürün kalitesinin korunması ve değer fiyata pazarlama gibi temel

eksiklerden kurtulamamaktadır. Bu işletmelerin herşeyden önce iyi düşünülmüş bir model'e göre

örgütlenmelerini sağlamak ve bu örgütleri profesyonel eleman çalıştıracak kadar güçlü kılacak

bir yapılanma sağlanmalıdır

TÜRKİYE’DE SIĞIR ve KOYUN VARLIĞIMIZ (1970)

SIĞIR VARLIĞI KOYUN VARLIĞI

IRKI Bin baş % IRKI Bin baş %

Yerli Kara 6.978 50.4 Akkaraman 14.497 44,4

Doğu

Kırmızısı

3.750 28.1 Morkaraman 5.140 15,7

Güney

Kırmızısı

1.220 8.9 Dağlıç 6.551 20,1

Boz Irk 1200 8.8 Kıvırcık 3.202 9,8

Montafon ve

Melezi

400 2.4 Diğer Yerli 1.560 4,8

Siyah Alaca

ve Melezi

200 1.2 Merinos ve

Melezi

492 1,5

Jersey ve

Melezi

21 0.2 Karışık 1.216 3,7

Toplam 13.769 100 Toplam 32.658 100

Türkiye et bakımından kendi kendine yeterlidir. Üretim talebi karşıladığı gibi her yıl kasaplık canlı

hayvan ve et ihracatı da yapılmaktadır.1970 yılında yaklaşık 17 bin ton et ve karşılığı canlı hayvan

ihracatı yapılmış, 518 bin ton et de yurt içinde tüketilmiştir. 1972 yılında fert başına 17.8 kg kasaplık

hayvan eti tüketildiği hesaplanmıştır.

Page 5: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

5

Yukarıdaki ve yandaki tabloda görüleceği üzere toplumların

refahına paralel olarak hayvansal yiyeceklere talebin

arttığını ortaya koymaktadır. Bu konuda et baş sırayı

işgal etmektedir. Bu araştırma sonuçlarına göre et

tüketiminin 80-90 kg civarında doymuş hale geldiğini

ortaya koymaktadır. Türkiye‟nin durumu bu seviyenin çok

altında olduğundan refahla birlikte tüketim ve talebin hızla

artması kaçınılmazdır.

Türkiye’nin kasaplık hayvan ve et yönünden geleneksel pazarları

vardır. Bunlar arasında , Sovyet Rusya, İran, Irak, Suriye, Lübnan,

ile Yunanistan, Libya, Kuveyt ve kasaplık at ithal edilen İtalya

sayılabilir.

Hayvancılık sektöründe üretimin temel unsuru

doğal olarak damızlıktır. Damızlık; üretimi sağlayan ana

unsur olduğu gibi belirli sürede yenilenen ve üretilen bir üretim ve

pazara sunulan bir ürün olma özelliğini de taşımaktadır. Bu

özellikler; hayvansal üretimin şekli, yapısı, pazar oluşturulması,

üretim çeşitleri, yem kaynakları ve kullanımı, sanayi oluşumu gibi

sektörün tüm unsurlarının şekillenmesinde etkili olmaktadır. Diğer

unsurların oluşum ve gelişiminde esas unsur damızlık olduğu gibi, bu unsurlardan da en fazla ve nihai

olarak etkilenen de yine damızlık olmaktadır.

Sığır yetiştiriciliğinde damızlık denilince süt ve buzağı ilk akla gelen ürünler

olmaktadır. Çünkü Her üçü de birlikte anılmak durumundadır. Buzağı doğmayınca süt olmamakta,

süt olmayınca buzağı büyümemektedir. Buzağı ve süt yetiştiriciye kazanç sağlamayınca damızlık elden

çıkartılmaktadır. Her üç unsurun varlığı birbirine bağlı olduğu gibi özelliklerinin gelişimi de aynı

doğrultuda olmaktadır. Süt üretimi pazar bulduğu ve iyi kazanç sağladığı takdirde damızlıklarda süt

verimi öne çıkmakta, et üretimi kazanç sağladığı takdirde et verimi ve besi performansı tercih

edilmektedir. Her ikisinin de birlikte olması, pazar güvencesi ve toplam kazancı arttırması ile olacaktır.

Her iki üründe de pazar bulunamaz ve fiyat istikrarı sağlanamaz ise damızlık yok olacaktır.

Ülkemizin mera ve kaba yem kaynaklarının, yüksek verimli damızlıkları, düşük maliyetle yetiştirmeye

uygun ve yeterlikte olmadığı bir gerçektir(1). Diğer taraftan yetiştiriciler üretimden pazara kadar ki

zincirin hiçbir safhasında yeterince organize ve örgütlü değildir. Bunun yanında ülkemizde pazar

garantisi veya destek fiyat şeklinde üretimi teşvik edecek ve fiyat istikrarı sağlayacak sürekli ve ciddi bir

destekleme politikasından ve Devlet desteğinden de bahsetmek mümkün değildir.

Devam ede gelen, Dünya’da hiç bir ülkenin yapmadığı düzeyde yapılan damızlık ithaline ve

güdük kalan ıslah çalışmalarına rağmen, kültür ırkı ve melezi damızlıkların miktar ve oranlarında yeterli

düzeye gelinememiştir. Bununla birlikte ekstansif şartlarda bakım ve besleme kolaylığı ile fiyat

politikalarından asgari düzeyde etkilenen, uluslararası pazar şartlarına karşı yegane

sigortamız olan yerli ırk damızlık mevcudu da heder edilmiştir.

Yıllık Tüketim (kg/kişi)

B. Almanya 73.0

İtalya 47.8

Fransa 93.0

İngiltere 75.0

Yunanistan 40.5

Yugoslavya 34.0

İran 13.5

İspanya 43.8

Türkiye 17.8

Kaynak :III.Beş Yıllık Kalkınma

Planı

Page 6: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

6

Bu şekildeki üretim şartlarında, damızlığın var olması her şeyden önce gelmektedir. Damızlığın

var olabilmesi için ise yetiştiricinin elindeki materyalin masraflarını kısa vadede ve sürekli

karşılayacak gelire sahip olabilmesi gerekir. Bunu da sağlayacak olan süt satışıdır. Diğer

üretimlerden temin edeceği gelir de işletmede yetiştiricinin kazanmasını sağlayacaktır. Bu tarzda

oluşacak bir ekonomi hayvancılık işletmelerinin hayatiyetini sürdürmesinde önem arz etmektedir.

GÜÇLÜ POZĠSYONLARIMIZ

1.Türkiye’nin Coğrafi Durumu ve Mevcut Üretim Potansiyelinin Yüksekliği 2.Potansiyel Pazar Olan Ülkelere Yakınlık 3.Farklı Üretim Dalarına Uygun Ekolojilerin Bulunması 4.Geleneksel Yetiştiricilik Kültürünün Var olması 5.Yetişmiş ve Genç İş gücü Varlığının Fazlalığı 6.Kanatlı Hayvancılık Sektörünün (Hem Beyaz Et Hem de Yumurta Üretiminin) Gelişmişliği 7.Ulusal Islah Politikalarına Ağırlık Verilmesi ve Kamu Elindeki Çekirdek Sürüler 8.Yem Bitkileri ve Hammadde Çeşitliliğinin Olması 9. Hayvan Genetik Kaynaklarımızın Zenginliği

ZAYIF YÖNLERĠMĠZ

1.Sermayesi Yetersiz, Düşük Kapasiteli Aile İşletmelerinin Çokluğu, 2.Veri Eksikliği-Kayıt Dışılık 3.Hayvan Başına Verimlerin Düşük Olması 4.Üreticilerin Teknik Bilgi Eksikliği 5.Desteklemelerin Yetersizliği ya da Fonksiyonel Olmaması 6.Çayır-Mera ve Yem Bitkilerinin Üretimdeki Yetersizliği 7.Pazarlamadaki Aracıların Hakimiyeti ve Ürün Fiyatlarındaki Dengesizlik 8.Üreticilerin Fonksiyonel Örgütsüzlüğü 9.Üretim Girdilerinde (Damızlık KanatlıHayvan, Karma Yem vb.) Dışa BağımlıOlunması 10.Etkin Bir Suni Tohumlama Faaliyeti ve Organizasyonunun Olmaması 11.Hayvansal Ürün Tüketiminin Düşüklüğü

FIRSATLAR

1.AB’ne Üyelik Sürecinin Başlaması 2.AB Tarafından Sağlanan Hibe Destekler 3.Yatırımcı İçin Hayvancılığın Fırsat Alanı Olması 4.Artan Nüfus ve Halkın Gelir Düzeyinin Yükselmesi ile Talep Artışının Beklenmesi 5.Tarım Kanunu Kapsamında, Destekleme Politikalarının Yeniden Belirlenmesi 6.Gelişmekte Olan Gıda Sanayi 7.Tekstil ve Deri İşleme Sanayilerinin Gelişmişliği

Page 7: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

7

(Dr. Cemal Çakmak:“Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türkiye’nin Hayvansal Üretimi. S.110)

Page 8: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

8

Yukarıdaki tabloda Türkiye‟deki işletme sayısı ve her bir işletmeye düşen hayvan miktarını

karşılaştırdığımızda Avrupa Birliğindeki toplam işletme sayısı Türkiye‟nin iki katına yakın

iken, her bir işletmeye düşen hayvan miktarı Türkiye‟de 3.9 iken AB‟de 38.7 yani yaklaşık %

150 kat daha fazladır.

YAPILMASI GEREKENLER

1-TARIMSAL ÜRÜN PAZARLAMADAKĠ başıboşluğu ortadan kaldıracak yasal ve yapısal

düzenlemeler yapılmalıdır.

2- SAĞLIK KORUMA çalışmaları ülkemizin yapısına uygun ve kolay çalışır hale

getirilmelidir

3-TARIMSAL DESTEKLER rast gele değil belli ürünlerin üretilmesi için bilinçli verilmeli

(örneğin doğrudan desteğin belli ürün üretenlere verilmesi gibi) Tarımsal desteğin bir yük

değil, ülke tarımını planlamak için gerekli olduğu gerçeği kamuoyuna anlatılmalıdır

4-HAYVAN ISLAHI Ülkemiz gerçeklerine göre yeniden ele alınmalıdır

5-EĞĠTĠM Türk Tarımını kalkındıracak olan insanlar, Türk Çiftçileridir. O halde her şeyden

önce Türk Çiftçisi eğitilmelidir.Eğitim ilk bakışta uzun bir yol gibi görünmektedir. Bu gözlem

elbette doğrudur. Ancak belli bir düzeyde eğitimin yapılabileceği çok kolay yöntemler de

vardır.

6-ÖZEL UYGULAMALI TARIMSAL EĞĠTĠM Çiftlikleri kurulmalı ve nitelikli, deneyimli

insanlara yer verilmesi için özel destekler verilmelidir

Page 9: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

9

TÜRKİYEDE HAYVANSAL ÜRETİM

TEHDĠTLER

1.Hayvancılığa Gereken Önemin Verilmemesi 2.Geleneksel Üretim Yöntemleri Nedeniyle Verim, Hijyen ve Kalite Düşüklüğü

Page 10: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

10

3.Hayvan Sağlığı ve Hastalıklarla Mücadelede Yetersiz Kalınması 4.Sektörün Boşluklarından Beslenen Fırsatçılar ve Aracılar 5.Kooperatifler Aracılığıyla Kamu Eli İle Sosyal Amaçlı Hayvan Dağıtılması 6.Üretim ve Tüketimlerdeki Vergi Yükünün Fazlalığı 7.Canlı Hayvan ve Hayvansal Ürün Kaçakçılığının Gerek İç Pazarda Yaratığı Fiyat Olumsuzlukları, Gerekse Hastalık Etmenlerinin Ülke İçine Taşınması 8.Hayvan Refahı Tedbirleri ve Hayvancılık Faaliyetlerinin Çevreye Olumsuz Etkisi 9.Uluslararası Ticaretin Serbestleştirilmesi ve DTÖ Düzenlemeleri İle Uluslar arası Rekabetin Daha Sertleşmesi

HÜKÜMETĠN 2013 HEDEFLERĠ

SÜT HAYVANCILIĞI VE SÜT ÜRETĠMĠNDEKĠ

KANATLI HEDEFLERİ

Page 11: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

11

BESİ HAYVANCILIĞI VE KIRMIZI ET ÜRETİMİ

Neticede: Türkiye’nin süttozu, damızlık, kasaplık ve et ithali defalarca denediği

bir yoldur. Her defasında da ülke hayvancılığı zarar görmüştür. Hayvansal

gıdada dışa bağımlılık bir kat daha artmıştır.

Aynı yanlışların defalarca tekrarlanmasına devam edilmesinin makul ve mantıklı bir izahı

bulunmamaktadır ve akılcı değildir. Artık bu yanlışlar sadece üreticilerin değil, tüketicilerin

de sorunu olduğu gibi ülkenin sağlıklı geleceğini tehdit eden önemli bir ulusal sorundur.

Gelişmeleri her kesimin buna göre değerlendirmesi gerekmektedir.

Kaynaklar:

1-Türk hayvancılık sektörünün yapısı ve stratejik hedefleri. Dr. Cemal Çakmak. (Türkiye Hayvancılığı; Hedef 2023 -Sorunlar, Çözüm Yolları ve Politika Arayışları–”Prof.Dr. Hasan RüştüKUTLU, Doç.Dr. Aykut GÜL, Doç.Dr. Murat GÖRGÜLÜ“Çukurova Üniversitesi Ziraat Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi. 2003 -Adana.)

2-Dr. Cemal Çakmak:“Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türkiye’nin Hayvansal Üretimi

”Editör Prof. Dr. Numan AKMAN, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği

Yayınları, No: 4. Birinci Baskı, Kasım 2006.. s.1-128. Ankara

3-Prof. Dr. Ġsmail Hakkı NUR. (2011)Türkiye hayvancılığı ve Et Sorunu. Ġncesu

Sempozyumu. Bildiri.

4- Mehmet Temel ( 2010): Atatürk Dönemi Hayvancılık politikası. Muğla Ü. Sosyal Bilimler

Ens. Derg. (İLKE).Bahar. Sayı.24. Sayfa: 201-234 4- TASAM( Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi):Türkiyenin Stratejik Vizyonu ve 2023 Projesi .Sektörel Persperktif.Gıda Tarım ve Hayvancılık.. Stratejik Vizyon Belgesi (Taslak).2009.

Page 12: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

12

5- TE-TA /Teknik Tarım): http://www.te-ta.com.tr/index.php/doekuemanlar/makaleler/233-tuerkye-

hayvanciliinin-temel-oezellkler-ve-sorunlari-.html 6-Sevgi Babacan.(2006): AB sürecinde Türkiye hayvancılık Sektörünün Avantaj ve Dezavantajları. Tez Çalışması .İzmir Ticaret Odası. 7-TÜBİTAK.(2003):Vizyon 2023 . Bilim ve Teknoloji Öngörüsü Paneli. Tarım ve Gıda Paneli Son Rapor.( http://www.tubitak.gov.tr/home.do?ot=1&sid=472&pid=468 ) 8- Yard. Doç. Dr. Cengiz SAYIN. (2001):Türkiye’de Hayvancılık Politikaları ve Reform arayışlarının etkileri. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt:14, Sayı: 1, ISSN: 1301-2215, Antalya.

Page 13: I.ULUSAL YAHYALI SEMPOZYUMU (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)

13