İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ...

147
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Zeynep ERÖZKAN ARUSOĞLU Disiplinlerarası Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı MAYIS 2013 ÇOK KATMANLI KENTLERDE KİMLİK SORUNSALI: PALİMPSEST BİR KENTSEL ALAN OLARAK ULUS ÖRNEĞİNİN İNCELENMESİ

Transcript of İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ...

Page 1: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Zeynep ERÖZKAN ARUSOĞLU

Disiplinlerarası Kentsel Tasarım

Yüksek Lisans Programı

MAYIS 2013

ÇOK KATMANLI KENTLERDE KİMLİK SORUNSALI: PALİMPSEST BİR

KENTSEL ALAN OLARAK ULUS ÖRNEĞİNİN İNCELENMESİ

Page 2: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk
Page 3: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

MAYIS 2013

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Zeynep ERÖZKAN ARUSOĞLU

519091034

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 17 ARALIK 2012

Tezin Savunulduğu Tarih : 13 MAYIS 2013

Tez Danışmanı : Prof.Dr. Mehmet OCAKÇI (İTÜ)

Diğer Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Orhan HACIHASANOĞLU

(İTÜ)

Prof. Dr. Gülşen ÖZAYDIN (MSGSÜ)

ÇOK KATMANLI KENTLERDE KİMLİK SORUNSALI: PALİMPSEST BİR

KENTSEL ALAN OLARAK ULUS ÖRNEĞİNİN İNCELENMESİ

Page 4: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk
Page 5: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

iii

İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü’nün 519091034 numaralı Yüksek Lisans Öğrencisi

Zeynep ERÖZKAN ARUSOĞLU ilgili yönetmeliklerin belirlediği gerekli tüm

şartları yerine getirdikten sonra hazırladığı “ÇOK KATMANLI KENTLERDE

KİMLİK SORUNSALI: PALİMPSEST BİR KENTSEL ALAN OLARAK

ULUS ÖRNEĞİNİN İNCELENMESİ” başlıklı tezini aşağıda imzaları olan jüri

önünde başarı ile sunmuştur.

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Mehmet OCAKÇI ..............................

İstanbul Teknik Üniversitesi

Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Orhan HACIHASANOĞLU .............................

İstanbul Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Gülşen ÖZAYDIN .............................

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Teslim Tarihi : 17 Aralık 2012

Savunma Tarihi : 13 Mayıs 2013

Page 6: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

iv

Page 7: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

v

ÖNSÖZ

Mimarlık ve kentsel tasarım eğitimim süresince edindiğim, kente yönelik ve kentle

birlikte düşünme alışkanlığımın kuramsal bir denemesi olan bu tez, kentin geçmişi ve

kimliğinin kentle ilgili kararlarda etkili olan tüm aktörler tarafından mutlaka dikkate

alınması gerektiğini ve kentsel tasarım çalışmalarında kent kimliğinin önemini

vurgulamaktadır.

Kentsel tasarım eğitimim süresince ve tez araştırma sürecinde gerek konu seçimim

gerekse konuya yaklaşımım konusunda yol gösteren ve beni cesaretlediren, desteğini

esirgemeyen, tez danışmanım sevgili hocam Prof. Dr. Mehmet Ocakçı’ya teşekkür

ederim. Ayrıca kentsel tasarım eğitimim süreci ve tez jürimdeki yol göstericiliği ve

emeğinden ötürü sevgili hocam Prof. Dr. Orhan Hacıhasanoğlu’ya ve tez jürimde

verdiği önerilerle ve eleştirileriyle önemli katkıda bulunan Prof. Dr. Gülşen

Özaydın’a teşekkür ederim.

Çalışmamın, başta alan çalışması olmak üzere, her aşamasında yardımlarıyla

yanımda olan, keyifli Ankara ve kent okumaları tavsiyeleri ve sohbetleriyle farklı

açılardan bakmamı sağlayan sevgili ağabeyim Uğur Erözkan’a teşekkür ederim.

Çalışmalarım süresince esirgemediği önerileri, sabrı ve özverisiyle yanımda olan

sevgili eşim Özer Arusoğlu’ya teşekkür ederim.Ayrıca yardımlarından dolayı Sezgin,

Arusoğlu ve Öztürk ailelerine de teşekkürlerimi sunarım.

Son olarak hayatımın her anında olduğu gibi tez sürecinde de desteklerini

esirgemeyen, her zaman yanımda olan ve çalışmamı ithaf ettiğim canım annem ve

babama teşekkür ederim.

Mayıs 2013

Zeynep ERÖZKAN ARUSOĞLU

Mimar

Page 8: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk
Page 9: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

vii

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖNSÖZ ........................................................................................................................ v

ÇİZELGE LİSTESİ .................................................................................................. ix

ŞEKİL LİSTESİ ........................................................................................................ xi

ÖZET ......................................................................................................................... xv

SUMMARY ............................................................................................................ xvii

1. GİRİŞ .................................................................................................................. 1

1.1 Problemin Tanımı .............................................................................................. 1

1.2 Çalışmanın Amacı ve Hipotez ........................................................................... 2

1.3 Çalışmanın Kapsamı ve Sınırları ....................................................................... 3

1.4 Çalışmanın Yöntemi .......................................................................................... 6

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ................................................................................... 9

2.1 Kent ve Kentsel Mekan Kavramı ...................................................................... 9

2.2 Kimlik Kavramı ............................................................................................... 10

2.3 Kentsel Kimlik Kolektif Bellek ve Kentsel İmge Kavramlar ......................... 14

2.4 Palimpsest Kavramı ......................................................................................... 21

3. ÖRNEK ALAN ÇALIŞMASI VE BİR PALİMPSEST OLARAK ULUS ..... 27

3.1 Ulus’un Tarihsel Gelişimi ............................................................................... 27

3.2 Ulus’un Katmanları ......................................................................................... 30

3.2.1 Düşey (Tarihsel) Katmanları ................................................................... 30

3.2.1.1 Türk-İslam Dönemi Öncesine Ait Katmanlar .................................. 30

3.2.1.2 Türk-İslam Dönemi Katmanları ....................................................... 32

3.2.1.3 Osmanlı Dönemi Katmanları ........................................................... 33

3.2.1.4 Cumhuriyet’in İlk Yılları ve Sonrasına Ait Katmanlar.................... 37

3.2.2 Yatay (Kültürel) Katmanları .................................................................... 40

3.3 Ulus’ta Kentsel Mekanın Yıkımı ve Yeniden İnşası ....................................... 44

3.3.1 Doğal Etkiler ............................................................................................ 44

3.3.1.1 Büyük kıtlık ..................................................................................... 44

3.3.1.2 Yangınlar.......................................................................................... 44

3.3.2 İmar Planı ve Koruma Kararları ve Yönetim Müdahaleleri .................... 48

3.3.2.1 İmar planlarının Ulus’a etkileri ........................................................ 48

3.3.2.2 Koruma kararlarının Ulus’a etkileri ................................................. 62

3.3.2.3 Kentsel mekanda isim değişiklikleri ................................................ 67

3.3.3 Teknik Gelişmeler ................................................................................... 68

3.3.3.1 Demiryolunun yapılışı ..................................................................... 68

3.3.3.2 Su sorununun etkileri ....................................................................... 69

3.3.3.3 Ulaşım politikaları ve metronun etkileri .......................................... 70

4. ALAN ANALIZLERI VE ANKET ÇALIŞMASI ............................................. 75

4.1 Alana Yönelik Kentsel Analizler .................................................................... 75

4.1.1 Arazi kullanımı ve bölgeler ..................................................................... 75

4.1.2 Ulaşım ...................................................................................................... 76

4.1.3 Kent mobilyaları ...................................................................................... 79

Page 10: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

viii

4.1.4 Yeşil doku ................................................................................................ 80

4.1.5 Farklı katmanların okunaklılığı ve kentsel estetik ................................... 82

4.2 Anket Çalışması, Yöntemi ve Değerlendirmesi .............................................. 85

4.3 Ulus’un Kimlik Öğelerinin Saptanması .......................................................... 95

5. SONUÇ VE ÖNERİLER ................................................................................... 105

KAYNAKLAR ........................................................................................................ 111

EKLER .................................................................................................................... 117

ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 125

Page 11: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

ix

ÇİZELGE LİSTESİ

Sayfa

Çizelge 4.1: Ankara’da yaşama süresine ilişkin elde edilen verilerin karşılaştırma

çizelgesi ................................................................................................ 88

Çizelge 4.2: Cinsiyete ilişkin elde edilen verilerin karşılaştırma çizelgesi ............... 89

Çizelge 4.3: Uzmanların ve halkın verdiği cevapların karşılaştırma çizelgesi .......... 91

Page 12: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

x

Page 13: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xi

ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa

Şekil 1.1 : Çalışma Alanı Sınırları ............................................................................. 3

Şekil 2.1 : Lynch’e göre kent imgesinin 5 elementi ................................................ 17

Şekil 2.2 : Mardin, topoğrafyası ve kent dokusu ..................................................... 18

Şekil 2.3 : İtalya’da Cinque Terra , topoğrafyası ve kent dokusu ........................... 18

Şekil 2.4 : (a) Uzungöl’ün doğası ve yerleşimi, (b) İkizdere’nin geleneksel

konutları ................................................................................................. 19

Şekil 2.5 : Venedik’in havadan görünümü ve kanallardan bir görünüm ................. 19

Şekil 2.6 : Plaza Mayor Madrid’in simge meydanlarından biri .............................. 20

Şekil 2.7 : Önde Kız Kulesi ve arkada Boğaziçi Köprüsü’yle İstanbul’un hem doğal

hem yapılaşmış çevreden kaynaklı kimlik öğeleri ................................. 20

Şekil 2.8 : Ankara’nın önemli simge yapısı Anıtkabir’in görünümü ...................... 21

Şekil 2.9 : 5., 6.yüzyıldan kalma Palimpsest örneği ............................................... 22

Şekil 2.10 : Palimpsest örneği ................................................................................... 23

Şekil 2.11 : İstanbul’da farklı dönemlere ait yapı ve dokuları birarada gösteren

fotoğraf ................................................................................................... 25

Şekil 2.12 : İstanbul Yenikapı’da yapılan ve kentin geçmişine ışık tutan kazılara ait

fotoğraf ................................................................................................... 25

Şekil 2.13 : Roma’dan genel görünüm ...................................................................... 26

Şekil 2.14 : (a) Roma’nın sembollerinden solda Colesseum, (b) St. Peter Meydanı ve

bazilikası ................................................................................................. 26

Şekil 3.1 : Ankara’nın Tarihi Yerleşim Bölgeleri ................................................... 31

Şekil 3.2 : (a) Roma Hamamı, (b) Roma Caddesi Kalıntısı ................................... 32

Şekil 3.3 : (a) Julien Sütunu, (b)Augustus Tapınağı ............................................... 33

Şekil 3.4 : 1711’de Ankara ve çevresindeki üçüncü sur (Pitton Tourneford) ......... 34

Şekil 3.5 : Taşhan Binası ve Karaoğlan Çarşısı, 1909 ............................................. 35

Şekil 3.6 : Von Vincke’nin 1839 tarihli Ankara planı ............................................. 36

Şekil 3.7 : (a) Hacı Bayram Cami ve Augustus Tapınağı, (b) Çengel Han ............. 37

Şekil 3.8 : Ulus’ta yer alan Türk-İslam Dönemi Mimari Eserleri .......................... 37

Şekil 3.9 : Giulio Mongeri’nin tasarladığı İş Bankası Binası, Heinrich Krippel’in

tasarladığı Zafer Anıtı (Atatürk Heykeli) ve Ulus Meydanı .................. 40

Şekil 3.10 : 18.yy sonlarında Ankara’da mahallelerin etnik yapısı ........................... 43

Şekil 3.11 : Mahmut Paşa Bedesteni çevresi uydu görüntüsü ................................... 45

Şekil 3.12 : Mahmut Paşa Bedesteni Yangınından etkilenen alanlar ........................ 45

Şekil 3.13 : Tahtakale Yangınından etkilenen alanlar ............................................... 46

Şekil 3.14 : Modern Çarşı Yangını ............................................................................ 47

Şekil 3.15 : Ankara 1924 Planı .................................................................................. 49

Şekil 3.16 : Lörcher Planı .......................................................................................... 50

Şekil 3.17 : Denizciler Caddesi’nin Lörcher Planı’ndaki izi ve bölgenin 15.12.2012

tarihli ekran görüntüsü ........................................................................... 51

Şekil 3.18 : İstasyon Çevresi Merkezi İş Alanı’nın Lörcher Planı’ndaki izi ve

bölgenin 15.12.2012 tarihli ekran görüntüsü ......................................... 51

Şekil 3.19 : Lörcher Plan Raporunda İstasyon Meydanı’ndan Ankara’ya Bakış ...... 51

Page 14: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xii

Şekil 3.20 : Lörcher Plan Raporunda Bankalar Caddesi izi bölgenin 15.12.2012

tarihli ekran görüntüsü ............................................................................ 52

Şekil 3.21 : Lörcher Plan Raporunda Hükümet Meydanı ve bölgenin 15.12.2012

tarihli ekran görüntüsü ............................................................................ 52

Şekil 3.22 : Carl C. Lörcher’in Hacı Bayram Cami ve Augustus Tapınağı’nın

çevresine dair yaptığı eskiz .................................................................... 53

Şekil 3.23 : Lörcher Plan Raporunda Roma Hamamı bölgesi ve bölgenin 15.12.2012

tarihli ekran görüntüsü ............................................................................ 54

Şekil 3.24 : Jansen’in Hazırladığı Ankara Şehri İmar Planı ..................................... 54

Şekil 3.25 : Jansen Planı’nda Samanpazarı Meydanı Görünümü .............................. 55

Şekil 3.26 : Jansen Planı’nda Gençlik Parkı ............................................................. 56

Şekil 3.27 : Jansen Planı’nda Stadyum ...................................................................... 57

Şekil 3.28 : Jansen Planı’nda İstasyon Meydanı........................................................ 58

Şekil 3.29 : Uybadin-Yücel Planı .............................................................................. 58

Şekil 3.30 : 1950’lerden sonra Cumhuriyet Caddesi ve Ulus Meydanı’nın değişen

profili ...................................................................................................... 60

Şekil 3.31 : 1990 Ankara Nazım İmar Planı .............................................................. 61

Şekil 3.32 : Ankara Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı

Uygulama İmar Planı .............................................................................. 62

Şekil 3.33 : Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı .......................... 64

Şekil 3.34 : Ankara Sit Alanları ................................................................................. 66

Şekil 3.35 : Ankara’nın gar ile ilişkisi ve İstasyon caddesinin gelişimi .................... 69

Şekil 3.36 : Ulus’un tarihsel katmanlılığını gösteren şematik kesit .......................... 71

Şekil 3.37 : Ulus’un tarihsel katmanlılığını gösteren plan......................................... 72

Şekil 3.38 : Ulus’un katmanlı yapısını gösteren fotoğraf .......................................... 73

Şekil 3.39 : Bir palimpsest olarak Ulus ..................................................................... 74

Şekil 4.1 : Ulus’un doku analizi............................................................................... 75

Şekil 4.2 : Bentderesi minibüs duraklarına ulaşım .................................................. 77

Şekil 4.3 : Ulus sokaklarının engelliler düşünülerek tasarlanmaması engellilerin

yaşamını zorlaştırmakta ve tehlikeye sokmaktadır................................. 78

Şekil 4.4 : (a) Hacıbayram Caddesi’nden Hükümet Caddesi’ne bakış, (b) Ada

Sokak’tan bir görünüm. ........................................................................ 79

Şekil 4.5 : Yayaların en yoğun olduğu bölgelerden biri olan balık ve sebze halinin

önünden Anafartalar Caddesi’ne inen yoldaki kentsel mobilyalar......... 80

Şekil 4.6 : Bentderesi’nin günümüzdeki hali ........................................................... 81

Şekil 4.7 : (a)Roma Hamamı’ndan Ankara Kale’sinin görünümü ve modern dönem

binaları,(b) Roma Caddesi kalıntısı ....................................................... 82

Şekil 4.8-1: Araştırmacının algısına dayalı imaj haritası ........................................... 83

Şekil 4.8-2: Araştırmacının algısına dayalı imaj haritasına ait lejant ........................ 83

Şekil 4.9 : Anket katılımcılarının eğitim durumunu gösteren grafik ....................... 86

Şekil 4.10 : Anket katılımcılarının yaş verilerini gösteren grafik .............................. 87

Şekil 4.11 : Anket katılımcılarının Ankara’da yaşama süresini gösteren grafik ....... 87

Şekil 4.12 : Anket katılımcılarının alanı kullanım sıklığını gösteren grafik ............. 88

Şekil 4.13 : Anket katılımcılarının cinsiyet verilerini gösteren grafik ...................... 89

Şekil 4.14 : Anket katılımcılarından uzmanların oranlarını gösteren grafik ............. 90

Şekil 4.15 : Ulus’a ulaşım için kullanılan vasıtaların oranlarını gösteren grafik ...... 92

Şekil 4.16 : Ulus’un yaya erişilebilirliğine ilişkin grafik ........................................... 93

Şekil 4.17 : Ulus’un yaya-trafik ilişkisi açısından güvenilirliğini gösteren grafik .... 93

Şekil 4.18 : Ulus’un gündüz saatlerinde güvenli olup olmadığına ilişkin grafik ...... 94

Şekil 4.19 : Ulus’un gece saatlerinde güvenli olup olmadığına ilişkin grafik ........... 94

Page 15: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xiii

Şekil 4.20 : Robert Oerley’in 1937’de tasarladığı Hal Binası ve çevresi .................. 96

Şekil 4.21 : Yaya Hareketliliği Haritası ..................................................................... 97

Şekil 4.22 : Gar Meydanının günümüzdeki hali ........................................................ 97

Şekil 4.23 : Ankara Kalesi’nin Cebeci’den görünümü. Topoğrafyaya uygun yerleşim

ve bir simge olarak Kale ........................................................................ 98

Şekil 4.24 : İstasyon Meydanı’ndan Hıdırlık Tepesi’ne bakış. Sağda ve solda

bataklık alanlarda sonradan Gençlik Parkı ve Stadyum yapılacak ........ 99

Şekil 4.25 : (a) Ulus Meydanı’nın Taşhan yıkılmadan önceye ait bir fotoğrafı, (b)

Ulus Meydanı’nın günümüzdeki fotoğrafı ........................................... 99

Şekil 4.26 : Gençlik Parkı’nı gösteren eski bir kartpostal ....................................... 100

Şekil 4.27 : Anafartalar Çarşısı ................................................................................ 100

Şekil 4.28 : Hacıbayram Cami ve Augustus Tapınağı kalıntıları ............................ 101

Şekil 4.29 : (a) Cumhuriyet Caddesi üzerinde karşılıklı duran İkinci TBMM binası

ve (b) Ankara Palas .............................................................................. 102

Page 16: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xiv

Page 17: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xv

ÇOK KATMANLI KENTLERDE KİMLİK SORUNSALI: PALİMPSEST BİR

KENTSEL ALAN OLARAK ULUS ÖRNEĞİNİN İNCELENMESİ

ÖZET

Kentsel mekanın kimliği kentlinin kent mekanıyla etkileşimi ile şekillenir. Planlama

ve tasarım disiplinlerinin kentleri fiziksel olarak şekillendirdiği günümüzde kentlinin

mekanla etkileşimi kentsel planlama ve kentsel tasarım kararlarından doğrudan

etkilenir. Örneğin farklı tarihsel dönemlere ait yapı ve kalıntıların kentsel mekandaki

biraradalığı bazı örneklerde kente zenginlik katan bir imge olarak belleklerde yerini

alırken kimi örneklerde ise yanlış kentsel tasarım ve planlama kararları sonucu

algılanamaz ve kentlinin belleğinde yer almaz. İnsan mekan ilişkisi, mekanın kentli

tarafından algılanması, benimsenmesi ve kolektif bellekte yerini alarak bir kentsel

kimlik öğesine dönüşmesi açısından birincil önemdedir. Çünkü tarihsel süreklilik

içerisinde kentlerin tarihi değerlerinin korunması ve yenileri yapılırken eskiyle uyum

içinde olan yapılar/kentsel mekanlar oluşturulması bu farkındalığa bağlıdır. Kısacası,

kent kimliği kenti oluşturan fiziksel, sosyal ve doğal yapıların sürekliliğiyle geleceğe

taşınır.

Sanayi devrimi ile başlayan süreçte kırdan kente göç artmış, kentler eskisine nazaran

çok büyük insan kalabalıklarının barındığı, çalıştığı, üretim ve tüketim faaliyetlerini

gerçekleştirdiği devasa yapılar haline gelmiştir. Özellikle 19.yüzyıl sonu 20.yüzyıl

başında kentlerin çehreleri değişmiş, eski alışkanlıklara göre şekillenen tarihi kent

merkezleri yeni kalabalıkların ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelmiş, bu durum

karşısında bazı kentler eski merkezleriyle birlikte yıkım ve yeniden inşa faaliyetleri

sonucu tamamen değişmiş, bazıları ise yetersiz olan eski merkezi gerisinde bırakarak

boş alanlara doğru yayılmış, bazıları geçmişin izlerini korumayı başarmış, bazı

kentler ise değişen şartlara uyum sağlamak için tarihten gelen izlerini büyük oranda

kaybetmiştir.

Ankara yüzyıllarca bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir kenttir. Günümüzde

farklı dönemlere ait yapısal izler hala belli oranda okunaklıdır. Ancak bir parşömenin

kazınıp yeniden üzerine yazı yazılması ve eski yazının izlerinin parşömende az da

olsa kalması gibi Ulus’ta da zaman içerisinde bir çok farklı nedenle geçmişe ait

yapılar silinmiş ya da tahrip olmuş ancak yer yer izleri kalmıştır. Bu özelliğiyle bir

çok tarihi kentte olduğu gibi Ankara’da da metaforik olarak ‘palimpsest’benzetmesi

yapılabilir.

Bu tez kapsamında Ankara’nın tarihi kent merkezi olan Ulus bölgesinin kentsel

kimlik öğelerinin belirlenip değerlendirilmesi ve mevcut durumda algılanabilirliği ve

ulaşılabilirliği düşük olan tarihsel ve kültürel katmanlarının kent kimliğine etkisinin

araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Ulus’un beşeri, doğal ve yapay

çevreden kaynaklı kimlik bileşenlerinin tespit edilmesi için alan çalışması, kentsel

analizler ve anket çalışması yapılmıştır.

Page 18: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xvi

Özetle, bu çalışmanın amacı gitigide aynılaşan kentlerden biri olan Ankara’nın tarihi

kent merkezi olan Ulus bölgesinde, kent kimliğini özgün kılan tarihi ve kültürel

katmanların kentlinin algısında ve günlük yaşamındaki yerinin tespit edilmesi, kent

mekanında yer alan katmanlı yapının kent kimliğine etkisinin olup olmadığının

araştırılmasıdır.

Bu amaçla bir anket çalışması yapılmış ve mevcut katmanlı yapının kent kimliğini

oluşturan öğeler arasında yer almadığı tespit edilmiştir. Mevcut durumda yanlış

uygulamar ve eksik kentsel tasarım kararları nedeniyle çok katmanlı yapının

okunaklı olmadığı ve kentliler tarafından algılanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kent Kimliği, Kentsel Katman, Palimpsest, Kolektif Bellek,

Kentsel İmge, Ankara, Ulus.

Page 19: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xvii

IDENTITY PROBLEMATIC IN MULTILAYERED CITIES:

INVESTIGATING THE CASE OF ULUS AS A PALIMPSEST

SUMMARY

The identity of urban space is shaped by the interaction of the citizen with the urban

space. In today, where planning and design disciplines physically shape cities, the

interaction of the citizen with space is affected directly from the urban planning and

urban design decisions. For example, in some cases togetherness of the buildings and

the ruins which belong to different historical periods exist in memories as an enricher

imagination; while they cannot be perceived as a result of wrong urban design and

planning decisions and they cannot place in the memories of citizens. The relation of

human and space is of primary importance in order the space to be perceived,

adopted and transformed into an element of urban identity placing in collective

memory. Because it is up to this awareness, to conserve the historical values of the

cities in historical persistence and to constitute new buildings/spaces which are

conform with the old ones. Briefly, the identity of the city is brought to the future

with the continuity of the physical, social and natural structures which constitutes the

city.

Ankara is a city which had been capital city of a lot of civilizations. Today, the

structural marks belong to different periods can still be read. Just like a parchment,

which is scratched to write on it again; the old writings remain on the parchment

barely; in Ulus also, a lot of structures belong to different historical periods had been

erased in time, but the marks of them remains in some locations. With this property,

as for most historical cities, the 'palimpsest" metaphor can be suitable for Ankara

also.

In this thesis, it is aimed to investigate the elements of urban identity of Ulus, where

is the historical city center of Ankara, are determined and evaluated the effects of the

historical and cultural layers which are not well perceived and reached in existing

situation, to the identity of the city. In the direction of this major aim, the field

research, urban analysis and survey study have been made in order to confirm the

components of the identity of Ulus composed of human, natural and artificial

environments.

In this manner, a survey study has been made and according to the results of this

study, it has been determined that the existing layered structure does not take part in

the elements which constitute the identity of the city. The reached result is that; in

the existing situation, the multi-layered structure is not readable and not perceived by

the citizens as an outcome of wrong applications and urban design decisions.

Keywords: Urban Identity, Urban Layer, Palimpsest, Collective Memory, Urban

Imagination, Ankara, Ulus

Page 20: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xviii

Page 21: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

xix

Page 22: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk
Page 23: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

1

1. GİRİŞ

1.1 Problemin Tanımı

Kent mekanı kentlilerin en az yaşadıkları evler, çalıştıkları iş yerleri, gittikleri okullar

kadar çok deneyimledikleri birincil yaşama alanlarıdır. Çünkü yaşamları boyunca

evden okula ya da işe giderken geçip gittikleri, durup otobüs bekledikleri, geçerken

bir tanıdığı görüp duraksayıp ayak üstü sohbet ettikleri, çocukken koşup oynadıkları,

bisikletle sokaklarında dolaştıkları, pazara gittikleri hatta çoğu kez pazar alış verişini

yaptıkları, bir kafenin önündeki sandalyede oturup kahve içtikleri yerler işte o kent

mekanıdır. Tüm bu gündelik hayata ait devinimler gerçekleşirken çoğunlukla fark

edilmeyen kentin katmanlarıdır. Kent doğumundan ölümüne dek misafir ettiği bir

kentliden binlerce yıl daha eski olabilir keza tarihi kentler böyle yerlerdir. Binlerce

yıl öncesinden gelen bir kalıtla bugünü şekillenen strüktürlerdir. “Bugünü

şekillenen” derken iki anlamda anlaşılmalıdır; birincisi kentin morfolojisi, fiziksel

yapısı, kentsel dokusu, mimarisidir, ikincisi ise kültürel yapısı ve kimliğidir. Hem

fiziksel yapısı hem de kimliği taşıdığı kalıtlara rağmen belirli etkiler ve müdahaleler

sonucu değişmektedir. Bu değişimin yaşamın doğal akışı içerisinde yavaş yavaş

seyretmesi doğal olsa da bazı durumlarda bu değişim hızlanmakta ve belli kırılma

noktaları yaşanarak kentin katmanlı yapısının kalıtsal dengesi “şimdi”nin lehine

bozulmaktadır. Sahip olduğu katmanlar kent mekanını zenginleştirir ve bir diğer

kentten farklı kılar. Kent sahip olduğu katmanları dokusuna, mimarisine, belleğine

hapsederek günümüze dek gelirken bu eşitsiz değişim ile kentin kimliği yeniden inşa

edilip belleği yok olabilmektedir. Çok katmanlı kentlerin bu katmanlı yapısının

mümkün olduğunca görünür olması ve günlük yaşamın seyri içinde özel çaba sarf

etmeden görsel ya da fiziksel olarak deneyimlenebilmesi kentlerin özgün kimliklerini

koruyarak geleceğe aktarmaları için önemlidir. Günümüzde bu durum üzerinde

önemle durulması gereken bir konudur. Çok katmanlı kentlerde kentsel mekanın

şekillenmesi konusunda yetki alan her meslek insanının konuya teknik yeterlilik

dışında bir de kentsel kimlik kavramı çerçevesinde de bakması gerekmektedir çünkü

yapılan her müdahale bu katmanlı yapının yok edilmesine, tahrip edilmesine ya da

Page 24: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

2

görülemeyecek derecede geriye itilmesine sebebiyet verebilmektedir. Yöneticiler ya

da teknik karar vericiler gibi mekanı değiştirme yetkisi ve gücüne sahip egemenlerin

tüm kenti, kentlileri ve hatta her canlıyı ilgilendiren bu kentsel bellek yıkım/yeniden

inşa sürecinde kent kimliğine duyarlı hareket etmesi gerekmektedir.

1.2 Çalışmanın Amacı ve Hipotez

Bu çalışmada çok katmanlı kentlerin bu katmanlı yapısının kentin kimliğine etkisinin

olduğu savı üzerinden kuramsal bir araştırma yapıldıktan sonra Ulus örneğinde bu

durumun gözlenip gözlenmediği tartışmasının yapılması amaçlanmıştır. Yüzyıllar

içinde türlü dönüşümler geçiren kent mekanının bu dönüşümler sonucunda sahip

olduğu yatay (kültürel) ve düşey (tarihsel) katmanları ne oranda barındırdığı ve şuan

görünürde olan, kaybettiği ya da üstü örtülü olan katmanların kentin kimliğini nasıl

şekillendirdiği ya da şekillendirip şekillendirmediği tartışılacaktır.

Kimlik, kent, kentsel mekan, kentsel kimlik, gibi temel kavram ve olgular için

literatür çalışması yapılarak bu kavramların tezde ne şekilde ele alınacağının

belirlenmesi amaçlanmaktadır. Kavramsal çerçevenin oluşturulmasının ardından

Ulus’un tarihi özet olarak verildikten sonra yerleşimin düşey (tarihsel) ve yatay

(kültürel) katmanları ele alınacaktır. Böylece bölgenin sahip olduğu katmanlı yapının

izinin sürülmesi amaçlanmaktadır. Sonrasında bölgede kentsel dokuyu ve kent

kimliğini doğrudan etkilemiş olan yangınlar, yıkımlar, devrimler, yasa ve

yönetmelikler ile imar planları gibi değişiklik ya da kırılma noktalarından

bahsedilecektir. Şimdiki dokusuna ulaşıncaya dek yaşadığı dönüşümleri yönlendiren

kırılma noktalarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ulus’un kentsel kimliğine

yönelik soruların sorulduğu bir anket çalışması yapılarak hangi kent parçaları ya da

kentsel öğelerin kent kimliğinde öne çıktığı ve önceki bölümlerde tespiti yapılan

kentsel katmanların kent kimliğini belirlemede ne kadar öne çıktığının tespit edilmesi

amaçlanmıştır. Ayrıca yapılan kentsel analizler sonucu, kentin farklı katmanlara ait

günümüze dek gelen öğelerinin kent mekanında görsel ve fiziksel olarak ne oranda

ulaşılabilir/algılanabilir olduğunun tespitinin yapılması da anket sonucu elde edilen

kentsel kimlik öğeleri ile ulaşılabilirliği düşük olan kentsel öğelerin karşılaştırması

yapılarak değerlendirme şansı bulunması hedeflenmiştir.

Bu çalışmanın hipotezi, Ulus’un bir palimpsest gibi farklı dönemlere tarihlenen çok

katmanlı yapısının olduğu ancak bu yapının mevcut durumda okunaklı olmadığı,

Page 25: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

3

kent kimliğinde bu palimpsest benzeri yapının etkisinin olmadığıdır . Palimpsest

kentler denildiğinde akla gelen kentlerden hareketle, kent kimliğinde bu katmanlı

yapının okunaklı olduğu kentlerin daha özgün olduğu ve kimlik öğelerinin daha

çeşitli olduğu kabul edilip tez kapsamında Ulus tarihi kent merkezinin bu

potansiyelinin doğru kentsel tasarım karar ve uygulamalarıyla açığa çıkarılmasının

kent kimliği açısından önemli olduğunun gerekliliği savunulacaktır.

1.3 Çalışmanın Kapsamı ve Sınırları

Çalışma alanı olarak Ankara’nın tarihi kent merkezi olan Ulus bölgesi seçilmiştir

(Şekil 1.1). İstasyondan başlayıp Ankara Kalesi’ne ulaşan ve kuzeydoğu-güneybatı

aksını oluşturan Cumhuriyet Caddesi ve Hisar Parkı caddelerinden saçaklanan yapı

adaları çalışma alanının içindedir. Kuzeydoğuda kale, güney ve güneydoğuda tren

yoluyla sınırlanan çalışma alanını Kazım Karabekir, Talat Paşa ve Bentderesi

caddelerinin tanımladığı söylenebilir. Doğu sınırı içinse Kale’nin doğu sınırı hizası

alınmıştır. Alanın sınırlarının bu şekilde belirlenmesindeki ilk amaç tarihsel

çekirdeğin bu bölgede olmasıdır. Bir diğeri de Ulus’ta gözlemlenen tüm kentsel doku

ve öğelere örnek teşkil edebilecek alanları içermesi isteğidir.

Şekil 1.1: Çalışma Alanı Sınırları

Ulus Tarihi Kent Merkezi, yüzlerce yıllık geçmişinin yanısıra Cumhuriyet’in ilk

kentsel ve mimari mekanlarını barındıran çok önemli bir merkezdir. İstasyon

Meydanından başlayıp Cumhuriyet Caddesiyle devam eden ana omurga her ne kadar

Page 26: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

4

genç Cumhuriyet’in sembollerini barındırsa da sahip olduğu farklı yüzyıllara ve

farklı kültürlere ait katmanlar ve karşısında yer alan kale manzarasıyla

Cumhuriyet’in ilanı ile sıfırdan yapılan bir başkentten daha fazlasıdır. Ancak bu çok

katmanlılık mevcut yapıda okunaklı mıdır? Kentsel mekanın dönüşüm süreçlerini

ikiye ayırabiliriz. İlki “yavaş dönüşüm” diyebileceğimiz canlı bir organizma olan

kentin yavaş yavaş, yaşamın doğal seyri içinde yıl alıp yaşlanmasıyla, zamanın

ihtiyaç, olanak ve bazen de modasına göre zaman içinde dönüşmesi sürecidir.

İkincisi ise belli kırılma noktaları sonrası yaşanan “hızlı-hızlandırılmış

dönüşüm”lerdir. Bu dönüşümler bazen kentsel mekan dokusunu büyük oranda

etkileyen yangın, deprem gibi doğal afetlerle; bazen gene kent dokusunu ve kentlileri

büyük oranda etkileyen savaşlar ve işgallerle; bazen de devrimler, rejim

değişiklikleri ya da ideolojilerin kent mekanında simgeleştirilmesi emeliyle

hızlandırılmış olur. Ulus tarih öncesine dayanan geçmişi boyunca doğal olarak

yaşadığı “yavaş dönüşüm” sürecinin yanı sıra “hızlı-hızlandırılmış dönüşüm”

süreçlerinin hemen hepsini yaşamıştır ve kent mekanı katman katman birbirine

eklenerek ya da biri diğerine yer verip yok olarak şimdiki halini oluşturmuştur.

Ulus’ta gözlemlenen bu tarihsel katmanlaşmanın yanı sıra kültürel bir katmanlaşma

da süregelmiştir. Hititlerden başlayıp Roma dönemine dek birçok uygarlığın,

kültürün ve inanışın etkisinde kalan kent sonrasında da Türk-İslam dönemini yaşamış

olsa da bu dönemde farklı inanç, kültür ve ırktan insanı barındırmıştır. Bu kültürel

katmanlaşma, ülkesel ölçekte yaşanan göç ve yerinden etmelerle ve bir modernite

projesi diyebileceğimiz “Ulus devletin inşası”ndan sonra tektipleşerek büyük oranda

yok olmuştur.

İşte Ulus’un bu çalışma için örneklem olarak seçilme nedeni bu katmanlı yapısının

kent mekanındaki izlerinin sürülmek istenmesidir. Kent kimliğini şekillendiren

unsurlar arasında, yaşanan dönüşümlerin ve bu dönüşümlerden etkilenen düşey ve

yatay katmanlaşmanın günümüzde kent mekanında ne oranda deneyimlendiği,

mevcut tarihsel katmanlara yönelik farkındalığın olup olmadığı ve sonuç olarak bu

katmanlı yapının kent kimliğini nasıl etkilediği bu tez kapsamında araştırılmak

istendiği için Ulus ele alınmıştır.

Üst üste yazı katmanlarından oluşan palimpsest gibi Ulus da üst üste binen farklı

asırlara ait mekanlarıyla özgün bir görünüşe sahiptir. Net olarak okunan her ne kadar

en üstteki-son yazılan metin (mekan) olsa da farklı tekniklerle alt katmanlardaki

Page 27: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

5

yazıların okunması mümkündür “palimpsest”te. Ulus’ta da üst üste binen katmanlar

kentsel mekanda yer yer okunur durumdadır, yer yerse bütünüyle üst üste bindiği için

yeni olan eski olanı yok ederek yegane okunabilir katmanı oluşturmuştur, ancak bazı

anlatılar ya da tarihi belgeler ile mevcut fiziksel izler sayesinde alt katmana dair bilgi

edinilebilir. Ulus’taki bu düşey (tarihsel) katmanların taşıdığı potansiyel zenginlik

kentsel mekana yansımakta mıdır? Bu çalışmada bu sorunun cevabının evet ya da

hayır olması fark etmeksizin yansıyıp yansımadığının birçok nedeni olduğu ileri

sürülecektir.

Çalışmanın mekansal sınırları alanda gözlemlenen çelişki ve farklılaşmalara örnek

teşkil edecek mekanları kapsayacak şekilde Şekil 1.1. ‘de görüldüğü gibi seçilmiştir.

Çalışmanın kavramsal sınırları ise palimpsest metaforuyla ele alınan çok katmanlı

yapının kentin kimliğine olan etkisinin araştırılması olarak belirlenmiştir.

Özetle, bu çalışmanın 1. Bölümünde problemin tanımı yapılarak hipotez ortaya

konacaktır. Sonrasında çalışmanın amacı, kapsamı ve sınırları verildikten sonra

yöntemi detaylı olarak anlatılacaktır. 2. Bölümde çalışmanın kavramsal çerçevesi

belirlenecek ve bu doğrultuda Kent ve Kentsel Mekan tanımlarına kısaca

değinildikten sonra Kimlik Kavramı, Kentsel Kimlik, Kolektif Bellek ve Kentsel

İmge kavramları incelenecektir. Ulus’un bir palimpsest kent parçası olarak kentsel

kimliğinin araştırıldığı tezin 2. Bölümünün sonucunda Palimpsest kavramı ele

alınacaktır. 3. bölümde çalışma alanı olan Ankara’nın tarihi kent merkezi Ulus

bölgesine odaklanılacak, tarihsel gelişimine genel bir bakış atıldıktan sonra Ulus’un

tezde düşey ve yatay katmanları olarak nitelendirilen tarihsel ve kültürel geçmişi ele

alınacaktır. Geçmişten günümüze Ulus’ta kentsel mekanı (fiziksel yapısı, kent

dokusu) ve kültürel yapıyı değiştiren önemli kırılma noktaları değerlendirmeye

alınacaktır. 4. Bölümde ise alanda yapılan analiz çalışmaları ve anket çalışması

detaylı şekilde ele alınacaktır. Son olarak sonuç ve önerilerin aktarıldığı 5. Bölümde

en başta verilen hipotesin desteklenip desteklenmediği tartışılacaktır.

Çalışma boyunca aşağıdaki sorulara cevap aranmaya çalışılacaktır:

- Ulus, Ankara’da yaşayanlar tarafından ve uzmanlar tarafından nasıl

algılanmaktadır?

Page 28: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

6

- Araştırmacının hipotezinde yer alan “Ulus’un çok katmanlı palimpsest benzeri

yapısı” ve araştırmacının algısına dayalı ortaya konan imajlar uzmanlar ve

kullanıcılar tarafından paylaşılmakta mıdır?

- Farklı dönemlere ait yapı ve kentsel mekanlar, uzmanlar ve kullanıcılar tarafınfan

farkına varılmakta mıdır?

- Ulus’ta kentsel mekanın algılanmasını ve kullanılmasını etkileyen sorunlar var

mıdır? Varsa bunlar nelerdir?

- Ulus’un kimlik öğelerinin oluşmasını etkileyen tarihsel, kültürel ve fiziksel öğeler

nelerdir?

- Ulus’ta kimlik öğelerine rastlanmakta mıdır? Eğer rastlanıyorsa bu kimlik öğeleri

Ulus’un düşey ve yatay katmanlı yapısını yansıtmakta mıdır?

1.4 Çalışmanın Yöntemi

Çalışmada bir kaç aşamalı alan çalışması yapılması ve kent kimliği ve palimpsest

kavramlarına yönelik bir literatür araştırması yapıldıktan sonra anket çalışması

sonucu yapılan çıkarımlara göre bir sonuç ve öneriler bölümü yazılması yöntem

olarak belirlenmiştir. Problem tanımı ve hipotezin belirlenmesinin ardından alanda

ön çalışma yapılmış, kentsel analizler ve anket çalışmasına zemin oluşturabilecek

veriler toplanmıştır. Ön çalışma ve verilerine göre kavramsal çerçeve ve anket

soruları büyük oranda belirlenmiş, literatür araştırmasının kapsamı saptanmıştır.

Literatür çalışmasında temel olarak üç farklı araştırma yöntemi izlenmiştir. Ilki öncül

akademik çalışmaların incelenmesi, ikincisi belediye ve kurum arşivlerinin

taranması, üçüncüsü ise ilgili yazılı ve görsel belgelerin araştırılması şeklinde

olmuştur.

Alan çalışması için öncelikle üç farklı noktada yaya sayımı yapılmış ve anket sayısı

belirlenmiştir. Anketin yönteminin anlatıldığı 4. Bölümde daha detaylı olarak ele

alınacak bu sayım sonucunda 120-130 kişinin katılımı amaçlanmıştır. Anket

sonucunda mekanın nasıl algılandığı ve imajını oluşturan ana bileşenler saptanırken

“davranışsal haritalama (behavioral mapping) tekniği” ve “bilişsel haritalama

(cognitive mapping) tekniği” kullanılmıştır. Alanda yapılan gözlem, analiz ve anket

çalışmaları sonucunda;

Page 29: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

7

1) Araştırmacının gözlem ve algısına dayalı imaj haritası oluşturulması,

2) Kullanıcı ve uzmanların gözlem ve algısına dayalı kaşılaştırmalı kimlik

haritalarının oluşturulması,

3) Ankara’da yaşama süresine göre karşılaştırmalı kimlik haritasının

oluşturulması,

4) Cinsiyete göre karşılaştırmalı kimlik haritasının oluşturulması ve

5) Bütünleşik gözlem ve algıya dayalı kimlik haritasının oluşturulması

amaçlanmıştır.

Oluşturulan kimlik haritaları alanın kimlik öğelerinin farklı kullanıcı profillerine

göre nasıl değiştiğini gösterecek ve böylece çalışmayı, farklı dönemlere ait yapı

ve/veya mekanların kollektif bellekte yer alıp almadığı sonucuna ulaştıracak bir

yöntem olarak tercih edilmiştir. Böylece Ulus’un geçmişte ve günümüzde sahip

olduğu zengin tarihi ve kültürel katmanlaşmanın bir palimpsest yapı oluşturup

oluşturmadığı sonucuna varılmak istenmiştir.

Yapılan anket çalışmasında farklı grupların cevaplarına göre çapraz ilişkiler kurmak

amacıyla kadın-erkek ve uzman-halk değişkenlerinin kendi içlerinde eşitliği

sağlanmaya çalışılmıştır.

Ankete katılan uzmanları mimarlık, şehir ve bölge planlama, peyzaj veya kentsel

politika konusunda herhangi bir düzeyde (lisans-yüksek lisans ve doktora) eğitim

almakta olan/almış olanlar oluşturmaktadır. Bunun yanısıra Ulus’u kullanma sıklığı,

Ankara’da yaşama süresi gibi bazı veriler çapraz analizlerde kullanılmamış, yalnızca

bilgi olarak araştırmada yer almıştır.

Ayrıca alanda doku analizi, arazi kullanım analizi, yaya yoğunluğu analizi, yeşil

doku analizi, kentsel mobilya ve ulaşım analizi gibi birçok analiz yapılarak bu

analizlerin sonuçları çalışmaya aktarılmıştır.

Yapılması amaçlanan tüm analizler Ankara Ulus bölgesinin geçmişteki ve

günümüzdeki yatay (kültürel) ve düşey (tarihsel) katmanlı yapısını gözler önüne

sermeyi ve bu doğrultuda sahip olduğu tarihsel ve kültürel zenginliklerin günümüzde

okunaklı olup olmadığını saptamayı hedeflemektedir.

Page 30: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk
Page 31: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

9

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1 Kent ve Kentsel Mekan Kavramları

Hasol’un Mimarlık Sözlüğü’nde bir yerleşimin kent olarak kabul edilebilmesi için o

yerde tarımdışı üretimin ağırlık kazanmış olması ve üretimin, dolayısıyla da nüfusun

yoğunlaşmış olması gerekmektedir. Aynı zamanda kentte bir örnek olmama

durumunun ve birörnek olmayanların birbirleriyle bütünleşme derecelerinin

yüksekliğinin de bir yerleşimin kent olarak nitelenmesinde önemli ölçütler

olduğundan bahseder (Hasol, 2010).

Kentsel mekan, anlamsal açıdan bakıldığında fiziksel olarak sınırlanmış bir

boşluktur; buna karşın Lefebvre mekanın salt fiziksel bir nesne olmadığını, ‘yaşanan

mekan’, ‘algılanan mekan’ ve ‘tasarlanan mekan’ olarak bir bütünü teşkil ettiğini

vurgular. Soyut mekan ve toplumsal mekan kavramlarıyla mekanın soyut ve

toplumsal bir olgu olduğuna işaret eder (Lefebvre, 1991; Al, 2011; Avar, 2009).

Kentsel mekan toplumsal olaylara ve gündelik yaşantıya sahne olması ve bu

kullanıma paralel olarak toplumsal olaylarda örgütleyici ve bir araya getirici role

sahip olması nedeniyle “kentsel mekanlar kent yaşamının hem kurucusu hem de

ürünüdür” (Al, 2011).

Lynch kenti, çok sayıda işlevin bir arada bulunduğu, bir çok amaca hizmet eden ve

kişinin algısına göre farklı hızlarda olmakla birlikte sürekli gelişen ve değişen bir

yapı olarak tanımlar. Kentsel mekan büyük kullanım alanlarının, dolaşım akslarının,

odak noktalarının yer aldığı bir yapı olduğu gibi aynı zamanda kentte yaşayanların

ortak umutlar ve beğeniler geliştirip ortak bir hafıza oluşturdukları bir yerdir (Lynch,

1960).

Kıray kenti “tarımsal olmayan üretimin yapıldığı ve daha önemlisi hem tarımsal hem

de tarım dışı üretim[in] dağıtımının kontrol fonksiyonlarının toplandığı belirli

teknolojik gelişme seviyelerine varmış yerleşme biçimi” olarak tanımlamıştır

(Kıray’dan aktaran; Sarı, 2009).Ayrıca kentin kamu yönetimi ya da ulusal ve uluslar

arası kurumlarca belirlenen kent olma normları belirlenmiştir. Devlet Planlama

Teşkilatı ya da Birleşmiş Milletler Teşkilatının bu konuda belli nüfus ya da yoğunluk

Page 32: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

10

kabulleri vardır ve belli aralıklarla bu kabuller değişir ve güncellenir. Bu tezin

kapsamında bir yerleşmenin kent sayılması için gerekli olan sayısal verilerden

yararlanılmayacaktır. Ayrıca kentin tanımından ya da niceliğinden ziyade birçok

çalışmaya konu olması dikkate alınması gereken bir konudur. Birçok sosyal bilimci

ve düşünür toplumsal olaylara yaklaşırken kent üzerine düşünmüşler ve kent

konusunda kendi bakış açılarını yansıtmışlardır. Özellikle Sanayi devrimi sonrası iş

olanakları nedeniyle başlayan kentlere göç ve bu göçün ve iş olanaklarının sonucu

olarak ortaya çıkan barınma ve alt yapı sorunları ile bu sorunların olması gereken

hızla çözül(e)memesinden dolayı ortaya çıkan mekansal ve sosyal adaletsizlikler ile

sınıflar arası eşitsizlikler birçok düşünürün bu konuya eğilmesine neden olmuştur.

Lefebvre 1976 tarihli çalışmasında kent mekanının mevcut kapitalist sistemde

üretim, dolaşım ve tüketim ilişkilerinin örgütlendiği bir yer olmaktan öteye kendi

başına metalaşmış olduğunu savunur (Lefebvre’den aktaran; Şengül, 2009).

Harvey sermaye birikim süreçleri üzerinden kenti okumayı tercih eder. Kente

kapitalist birikim süreçlerinden bağımsız bir yapı olarak bakmak kentteki toplumsal

ilişkileri yok saymak ve mekanı fetişleştirmektir (Şengül, 2009).

Castells ise kente özgünlüğünü kazandıran şeyin “kolektif tüketim” olduğunu ve

kentsel örgütlenmenin yalnızca mekansal formların düzenlemesinden ibaret

olmadığını ifade eder (Castells’den aktaran; Şengül, 2009).

2.2 Kimlik Kavramı

Kimlik kavramı çağdaş dünyanın en önemli toplumsal sorunları arasında yer

almaktadır. Bayart’ın Kimlik Yanılsaması isimli çalışmasının önsözünde söylediği

gibi: “Günümüzde, kimlik yanılsaması sorununu gündeme getirmeyen herhangi bir

uğraş yok gibidir.” Bayart’a göre modern dünya farklılıkların kaybolması ve

tektipleşmeden çekinmekte ve bu yüzden de kimlikle ilgili genel bir kaygı

duymaktadır (Bayart, 1999). On sekizinci yüzyılda Batı'da sanayileşme sürecinde

kültürel ve ekonomik ihtiyaçlar sonucunda ve siyasal bir örgülenme biçiminde “ulus”

kavramı ortaya çıkmıştır (Alver, 2009). Yeni devletlerin oluşum formülü olarak

ortaya çıkan ve benzer toplumsal birlikler kurmakla sonuçlanan bu süreç sonrasında

“kimlik” kavramı modern toplumların en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir.

Hobsbawm, on dokuzuncu yüzyılda tüm dünyanın değiştiğini ve bunun temellerinin

Page 33: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

11

1789 Fransız Devrimi sonrasında atıldığını, böylece modern ulus devletlerin ve

milliyetçiliğin icadının yanısıra eski aidiyet kabullerindeki değişim sonucu kimlik

kavramının da alışılanın dışında bir çerçevede ortaya çıktığını vurgulamaktadır

(Hobsbawm, 2012; Alver, 2009). Bayart ise bu uluslaşma sürecini büyük

farklılıklarıyla belirginleşen bir toplumu homojenleştirme ve böylece yeni bir siyasal

kimlik oluşturma şeklinde tanımlamıştır (Bayart, 1999).

Kimlik sözlük anlamı olarak “ Herhangi bir nesneyi belirlemeye yarayan özelliklerin

bütünü” olarak tanımlanmaktadır (Url 1). Ayrıca “Toplumsal bir varlık olarak

insanın nasıl bir kimse olduğunu gösteren belirti, nitelik ve özelliklerin bütünü”

şeklindeki bir tanım da kişisel kimliğin sözlük anlamını vermektedir (Url 1).

Webster’s Ninth New Collegiate Dictionary’de ise kimlik, bir insan ya da nesnenin

ayırt edici karakter ya da durumu olarak tanımlanmıştır (Aktaran: Ocakçı, 2012).

Lynch bir nesnenin tanımlanmasının, o nesnenin diğer şeylerden daha kuvvetli ve

canlı ya da tekil oluşuyla, en azından kendine has bir karakteriyle ayrılmasına bağlı

olduğunu; kimliğinin bu yolla ortaya koyulabileceğini söyler (Lynch, 1960; 1980).

Bu bakış açısıyla kimliğin, o nesnenin tekilliğini gösteren niteliklerin bir bütünü

olduğu söylenebilir.

Ocakçı da benzer şekilde kimliği, doğadaki herhangi bir varlığın başka varlıklardan

ayrılan özelliklerinin ifadesi, onun kendine özgü olma durumu olarak tanımlarken,

kendine özgü olma durumunun bir ilişkiler ağını işaret ettiğine dikkat çeker ve

kimliğin ortaya çıkması için gerekli olan eylemin ilişkiler olduğunu vurgular

(Ocakçı, 2012).

Güvenç’e göre (2005) kimlikler yaşam boyu sürekli değişebilen çok katlı-katmanlı

yapıdadırlar. “Can altındaki huy” olarak nitelediği kişiliğin hayat boyunca çok fazla

değişmediğini ancak kişinin kimliğinin hayat boyu birçok kez değişebildiğini

savunur.

Güvenç (1993) kimlik, izlenim ve imge kavramlarını Türk Kimliği isimli

çalışmasında özellikle ayırır. “Bilinçli, (bilen/düşünebilen) canlı ya da canlıüstü bir

varlığın kendisini nasıl algıladığı sorusunun yanıt(lar)ı onun kimliği ya da

kimlikleri; başkalarının o varlığı nasıl görüp değerlendirdiği, o varlıkla ilgili

izlenimleri, yargıları ise o toplum/kişinin imgeleridir.” Kimlik ve imge konusu

kentsel kimlik başlığı altında ayrıca ele alınacak ve incelenecektir.

Page 34: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

12

Güvenç birbirine yakın duran kişilik (karakter), kimlik ve imge kavramlarını da

ayrıca ele alır. Kişinin karakterinin insanın kendini nasıl gördüğünü, öte yandan

kimlik tercihleri ve davranışların ise kişinin dışarıdan nasıl göründüğünü

belirlediğini savunur. Ancak bunların imgeyi tümüyle belirlemediğini çünkü imgenin

sadece bakılan değil bakan kişinin de kişiliğini belli ölçüde yansıttığını savunur.Bir

diğer değişle insanın imgesinin kendi kişiliğiyle onu değerlendiren kişinin

bileşkesidir ve hiçbir insanın ya da toplumun ya da kentin kimlikleri ile imgeleri

birbirine tıpatıp uyuşmaz (Güvenç, 1993).

Hall’ün kimlik kavramına bakışına göz atarken ilk fark edilecek şey kimliklerin

(özellikle büyük toplumsal kimliklerin) birer inşa faaliyeti gerektiren özel tasarım

yapılar olduğudur. Hall’ün bu düşüncesine göre örneğin “ulusal kimlik” ile ulusun

anlamını tanımlayan ve özdeşleşilen kimlik tasarlanmaktadır (Alver, 2009). Büyük

kolektif toplumsal kimlikler modern dünyayı üreten uzun erimli tarihsel süreçler

tarafından üretilip sağlamlaştırılmıştır (Hall, 1998).

Hall kimliğin sürekli inşa halindeki, tamamlanamayan bitirilemeyen sürekli değişip

dönüşen bir gerçeklik olduğunu düşünür. “Kimlik daima oluşum halindedir” der ve

bizim dışımızdaki siyasal ve ekonomik güçlerden etkilenebildiğini vurgular. İkinci

olarak da kimliğin bir özdeşleşme / biz hepimiz aynıyız deme sürecini ifade ettiğini

düşünür ve kimliğin “ötekinin bakışındaki yazılımı”na dikkat çeker. “Kimliği, aynı

görünen, aynı hisseden, kendilerini aynı sayan insanlara bağlayan anlayış tam bir

saçmalıktır. Kimlik bir süreç olarak, bir anlatı olarak, bir söylem olarak daima

Öteki’nin konumundan anlatılır.” (Hall, 1998).

Sarı, modern ve postmodern dönemlerdeki kimlik anlayışının değişkenliğini

vurgulamıştır. Modernitede kimliğin akışkan, çoğul, şahsi ve özdüşünümsel

olduğunu, (eski hayat tarzlarındaki) değişim ve yenileşmenin bir karakteristik haline

geldiğini vurgulamıştır (Sarıbay’dan aktaran Sarı, 2009). Bir bakış açısı olarak

Sarıbay’ın postmodern dönemde kimlik kavramına dair fikirlerini aktarmak

gerekirse: “...postmodernitede kimlik daha istikrarsız ve kırılgan hale gelmiştir.

Dahası, postmodernite modernitenin kimlik nosyonunu bir mit ve yanılsama olarak

sorunsallaştırmıştır. Özne merkezi olmaktan çıkarak parçalanmış, sabit ve değişmez

temeli kaygan hale gelmiştir. Böylece modern bireysel ve sosyal kimliğin dili olan

‘öteki’nin yerini, postmodern ‘hayat tarzı’ almıştır.” (Sarıbay, 2002; Sarı, 2009).

Page 35: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

13

Castells’e göre kimlik, toplumsal veya kolektif bir aktör tarafından anlamın kültürel

olarak inşa edilmesidir (Castells, 2006). İnsanlara kim olduğu sorulduğunda kendi

hayatları açısından anlam ifade eden bir özet verdiklerini savunan Castells

“Hristiyanım”, “kadınım”, “İngilizim” derken aslında insanların onlardan olmalarını

bekledikleri kişiyle oldukları kişi arasındaki mesafeye uyum sağlamaya çalıştıklarını

savunmaktadır. Farklı alt kimliklerden bahsedilebilir, örneğin aile, yaşanılan

coğrafya, uğraş alanı, etnik köken ya da din gibi. Kişiler sahip oldukları alt

kimliklerden hangisine kendilerini daha yakın hissediyorlarsa o kimliği merkeze

yerleştirirler (Ocakçı, 2012).

Castells’e göre kimliklerin inşası, “tarihten, coğrafyadan, biyolojiden, üretken ve

üremeye yönelik kurumlardan, kolektif hafızadan, kişisel fantazilerden, iktidar

aygıtlarından ve dinsel vahiylerden”malzemeler kullanır (Castells, 2008). Castells'in

bu bakışına paralel olarak Giddens bireysel kimliğin inşasında geçmişin

yorumlanmasının ve geleceğe hazırlığın, özellikle de geçmişin “yeniden

çalışılması”nın önemli rol oynadığını düşünür (Giddens, 2010).

Kimliğin toplumsal inşasını iktidar ilişkilerinin belirlediğini savunan Castells üç tür

kimlikten bahseder; Meşrulaştırıcı kimlik, Direniş kimliği ve Proje kimliği.

Meşrulaştırıcı kimliğin toplumun egemen aktörlerince egemenlik alanlarını genişletip

akılcılaştırmak üzere inşa edildiklerini söyler ve bu tür kimlik için Fransız Devrimi

sırasında ve sonrasında inşa edilen ve Fransız ulusunu eşitlik, sekülerlik ve

cumhuriyetçiliğin bir ifadesi olarak ortaya koyan Fransız kimliğini örnek verir.

Direniş kimliğini ise egemenler tarafından değersiz ya da tehlikeli görülüp öteki

olarak imlenen aktörlerin inşa ettikleri bir kimlik türü olarak tanımlar ve örnek olarak

Filistinli, İskoç ya da Katalan kimliklerini örnek verir. Direniş kimliklerinin işleyiş

bakımından basit, katı ve güçlü olduklarını vurgular. Proje kimliğini ise toplumsal

aktörlerin mevcut kültürel yapıyı bütünüyle yeniden tanımlayarak değiştirdikleri bir

kimlik inşası olarak tanımlar. Bunun için kültürel farklılıklara saygı duyan bir toplum

inşası amacıyla oluşturulan “Afrika kökenli Amerikalı” kimliğini örnek verir

(Castells, 2006;2008). Ancak tüm bunların ötesinde kişinin kimliğinin kendi anlam

birikiminden oluştuğunu da vurgular (Castells, 2006).

Gür, kişisel kimliğin “ben” ile “kendi” nedir, yıllar geçtikçe aynı kalan nedir gibi

soruların yanıtında aranabileceğini dile getirir ve Baudrillard’dan esinle akıl gibi

Page 36: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

14

kimliğin de bize ötekinden geldiğini, saf kimliğin olmadığını, ancak kazanılmış

kimliğin var olabileceğini, kolayca geliştirilebilir, yoğrulabilir ve istenen kalıba

sokulabilir bir kavram olduğunu vurgular. Kişilik ve kimlik arasındaki farkın

önemini vurgulayan Gür, kişiliğin olasılıklara, kimliğin ise olanaklara bağlı olarak

şekillendiğini belirtir (Gür, 2002-1).

2.3 Kentsel Kimlik Kolektif Bellek ve Kentsel İmge Kavramları

Kimlik kavramı için dile getirilen ayırt edici olma durumu kuşkusuz kentsel

mekanlar için de kullanılabilir. Bu durumda kentsel kimlik için bir kentin

diğerlerinden ayırt edilmesini sağlayan özelliklerin ifadesidir denilebilir (Ocakçı,

2012).

Tekeli'ye göre soyut bir mekan, içinde yaşayan insanlar için anlamlı hale gelmişse o

yer kimliklidir (2009).

Kimlik bireyin aidiyetleri içinde kendini ifade etme biçimi olarak kabul edilirse

kimlik ve kentsel kimlik kavramları incelenirken aidiyet kavramına da değinilmesi

gerekir. Ocakçı, aidiyet kavramını üç bileşeni dahilinde inceler.

Bunlardan ilki "anlam"dır. Kişiler kendilerini yaşadıkları çevreye ait hissedebilmek

için oraya bir anlam yükleme eğilimindedirler. Anlamın insanları ait oldukları gruba

uygun düşen şeyleri yapmaya yönelttiğini düşünen Castells’e göre kişi kimliğini

kendisi için anlamlı bulduğu vasıflar üzerinden inşa eder (Castells, 2006).

Bileşenlerden bir diğeri kişinin yaşadığı çevrede-kentte kendini güvenli ve mutlu

hissedebilmek ve aidiyet duygusunu geliştirebilmek için kurduğu "egemenlik

alanı"dır. Egemenlik kurma yolu ile insan sosyal ilişkilerini düzenler, çevresi ile

kurduğu aidiyet ilişkisini kuvvetlendirir. Egemenlik alanı oluşturma çabasının

“Kendileme ve Asimile olma” yoluyla gerçekleştiğini vurgulayan Ocakçı

kendilemenin kendi bildiğine benzetme yoluyla bir egemenlik alanı kurma olduğunu;

asimile olmanın ise tanımlanmış bir egemenlik alanı içine girerek egemenlik alanı

kurma eğilimi olduğunu söyler.

Aidiyet kavramının üçüncü bileşeni de "mahremiyet"tir. Korumalı mekan elde etmek

yoluyla mekanda kontrol sağlanır ve böylece de aidiyet duygusu gelişir (Ocakçı,

2012).

Page 37: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

15

Kentsel kimlik denilince akla gelen olgulardan biri de "kimlikli kent" kavramıdır ki

olumsuzu olan "kimliksiz kent" kavramını da beraberinde getirir. Kişilerin olduğu

gibi kentlerin de doğal, sosyal ya da yapılı çevrelerinden gelen kimlik öğelerinin

bileşimiyle oluşmuş kendilerine has kimlikleri muhakkak ki vardır. Öyleyse

"kimlikli" ve "kimliksiz" derken kastedilen nedir?

Ocakçı'ya göre yaygın olarak günümüzde kullanılan "kimlikli kent" deyişi özgün

niteliklere sahip olan bir kenti olumlamak amacıyla kullanılmaktadır. "Kimliksiz

kent" deyişi ile ise sıradan ya da özgün niteliklerini kaybetmiş ya da edinememiş

kentlerden bahsedilmektedir. Bununla birlikte bir kent ne kadar olumsuz niteliklerle

tanımlansa da kimliği vardır (Ocakçı, 2012). “Kimliksiz çevre yoktur, istenmeyen,

çelişkili veya sıradan özelliklere sahip çevreler vardır.” (Gür, 2002-1).

Tekeli (2009), kentsel kimliksizleşme denince, kentler arası farklılıkların ortadan

kalktığının söylenmek istediğini dile getirir. Kentin kimliğinin yeniden üretilmesi de

sahip olduğu farklılıkların yeniden üretimi anlamına gelmektedir. Tekeli bir yerin

kimliksizleşmiş olması için artık o yerin orada yaşayanlar için olumlu anlamlar

üreterek yaşam kalitesine katkıda bulunma özelliğini yitirmiş olması gerektiğini

söyler. Eski faaliyetler nitelik değiştirmiş, binalar işlevsizleşmiş, yıpranmış,

mekanlar insanlara çekici gelmez, huzur getirmez olmuş ise o yer kimliksizleşmiştir

denilebilir.

Tekeli (2009) kimliğini yitiren bir yerin kimliğinin başarılı bir şekilde yeniden

üretilmesinin formülünün o yerin geçmişinin yeniden canlandırılması olmadığını

vurgular ve çözümün "geleceğin koşullarında geçmişle ilişkileri olan yeni kimlikler

oluşturmak"ta yani tarihin akışının sağlanmasında yattığını savunur.

Gür, (2002-1) kentlerimizin geçmişteki başat özelliklere sahip dokularının harap

olmasından dolayı kentin anılarını çağrıştıran, geçmişine gönderme yapan

özelliklerinin ortadan kaktığına değinir. Kapitalizme hızlı geçişin, düzensizliğin ve

istismarın sonucunda yeşil dokunun ve eski olumlu karakteristiklerin kaybolduğunu

ve olumsuz karakteristiklerin artık kentlerin karakteristiğini oluşturduğunu vurgular.

İmge, öncül bir algılamanın zihinde yarattığı nesne ya da kavramın aracılığıyla

çağrıştırılan zihinsel bir tanımlama sürecidir (Aykut, 1998). Kent imgesi çevre ve

insan etkileşimi sonucu ortaya çıkar (Önem, 2004). Çevresel verileri kişi algılar,

seçip organize eder ve bireysel olarak filtrelerden geçirir. Kısacası imge kentin

Page 38: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

16

insanda bıraktığı izlenimdir, dolayısıyla kişiden kişiye değişebilen bir olgudur

(Önem, 2004, Suher ve diğerleri, 1996). Kimlik ise kümülatif bir değerlendirmedir.

Kentsel imgenin üretilmesinde çevresel imajların/verilerin kişilere has kurallarla

biraraya getirilmesiyle mevcut gerçekliğin zihinsel temsilcileri oluşturulur

(Kancıoğlu, 2001).

Kentsel imgenin üretimi deneyimlenen mekanın kitleler tarafından sembolik açıdan

anlam taşıması ve bireysel ve kolektif tarihte yer tutması yolu ile gerçekleşir.

Mekana ait imgenin oluşması için verilen anlam, hafızada edindiği yer ve

gözlemcinin görme biçimi çok önemlidir (Al, 2011). Gündelik yaşamda kentsel

mekan sürekli yeniden üretilir ve mekana ait imgeler de bu üretim sürecinde fiziksel

mekanın ve kolektif hafızanın kalıcılığı ölçüsünde sürekliliğini korur. Kentsel

imgeler kentin fiziksel niteliklerinden olduğu kadar tarihinden, kullanılış şeklinden,

geçirdiği değişimlerden etkilenir ve bunlara dair kodlar taşır. Bu nedenle kentsel

mekanlar kolektif hafızanın ve kentsel imgenin üreticileridir (Al, 2011).

Kent imgesinin bileşenlerini The Image of the City adlı yapıtında Lynch yapılaşmış

çevredeki yollar, sınırlar, bölgeler, düğüm noktaları ve nirengi noktaları olarak ele

almıştır. Yollar hareket halindeyken kentin gözlemlenmesini ve bir bütün halinde

algılanmasını aynı zamanda diğer imge bileşenlerinin farkına varılmasını sağlayan

yapılardır. Sınırlar ise kentsel sürekliliği bölen doğrusal elemanlardır ve iki bölge

arasında sınır işlevi gördükleri gibi bazı durumlarda sınır hattından verilen geçişlerle

iki bölgenin birleştiği noktalardır da denilebilir. Bölgeler gözlemcinin belli fiziksel

öğeler ve/veya psikolojik algılara göre tanımladığı iki boyutlu kent parçalarıdır.

Düğüm noktaları kimi zaman kentin bir bölümünden diğerine geçişi sağlayan ve

ulaşımın kesintiye uğradığı kavşak noktalarıyken kimi zaman da kullanımların

yoğunlaştığı odak noktaları, kent hayatına katılım noktalarıdır. Kentsel nirengi

noktaları ise kentte kolay tanımlanabilen ve çoğu kez birçok yerden görülebilir olan

işaret öğeleridir. Kentsel imge elemanları ayrı ayrı ele alınsa da kent içinde birbiriyle

ilişki içinde olan ve bazen üstüste binen yapılardır. Aynı zamanda kişinin kentte

nasıl hareket ettiğine, kentin büyüklüğüne ve gözlemcinin bakış açısına göre

değişkenlik gösterirler. Örneğin bir otoyol bir sürücü için yol iken bir yaya için sınır

teşkil edebilir ya da bir meydan ya da kavşak küçük bir kent için bölge olarak

nitelenebilecekken bir metropoliten alanda sadece bir düğüm noktası olarak

algılanabilmektedir(Lynch,1960).

Page 39: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

17

Şekil 2.1 : Lynch’e göre kent imgesinin 5 elementi (Lynch, 1960).

Modern dönemlerde özellikle fiziksel çevrenin inşa teknolojilerinin evrenselliği ve

bilgi teknolojilerinin gelişmesi ile anlık aktarılan bilgiler sonucu kentlerin ortak

özellikleri artmış durumdadır. Bununla birlikte kentsel kimliğin tek bileşeni yapılı

çevre değildir. Kent kimliği gözleyen ile gözlenen (doğal ve yapılı çevre) arasında

etileşimli gelişen bir süreçtir (Lynch, 1960, Nasar, 1998, Önem, 2004).

Suher kentin profilini, doğal profil, sosyo-ekonomik profil ve insan eliyle yapılmış

mekanın profilinin oluşturduğunu söylemiştir (Suher, 1995).

Kentsel kimlik öğelerinin o kent ile birlikte akıllara gelen doğal, sosyal ve yapılaşmış

öğeler olduğu ve bu öğeler için kenti temsil ettikleri konusunda toplumsal bir ortak

kabulün olduğu söylenebilir. Ayrıca bu öğeler yerel ve küresel özellikler

taşıyabilirler (Ocakçı, 2012). Bu bağlamda kent kimliğini oluşturan öğeleri Ocakçı

ve Souhworth üç başlık altında incelemiştir (Ocakçı, Southworth, 1995).

-Doğal çevreden kaynaklanan kimlik öğeleri

-Yapılaşmış çevreden kaynaklanan kimlik öğeleri

-Beşeri çevreden kaynaklanan kimlik öğeleri

Page 40: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

18

Doğal Çevreden Kaynaklanan Kimlik Öğeleri

Doğal çevre koşulları kentlerin kuruluşunda en önemli etkendir. Topoğrafya, iklim

koşulları, jeolojik yapı, bitki örtüsü gibi doğal veriler kentlerin yapılı çevresinin

karakterini belirler ve karakter kazandırır. Örneğin eğimli topoğrafyaya sahip

kentlerin dokusu ile düz alanda yerleşen kentlerin dokusu farklılaşır. Ayrıca

topoğrafyanın dik olduğu bölgeler savunma amaçlı tercih edilmiştir. Büyük

düzlüklerin olduğu verimli topraklar ise çoğu ke tarım için tercih edilmiştir.

Şekil 2.2 : Mardin, topoğrafyası ve kent dokusu (Anonim).

Şekil 2.3 : İtalya’da Cinque Terra, topoğrafyası ve kent dokusu (Anonim).

Page 41: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

19

Bitki örtüsü ve iklim koşulları da kent kimliğinde etkili olabilmektedir. Örneğin

Türkiye’nin Doğu Karadeniz sahilleri yeşil bitki örtüsü ve yağışlı iklimi ile

tanınmaktadır ve iklim koşulları yapı malzemelerinin seçimini de etkiler.

(a) (b)

Şekil 2.4 : Solda Uzungöl’ün doğası ve yerleşimi (a), sağda İkizdere’nin geleneksel

konutları(b), (Anonim).

Yerleşim yerinin jeolojik yapısı da önemli bir kimlik öğesi olarak değerlendirmeye

alınmalıdır. Zemini kayalık olan yerlerde yüksek katlı yapılaşmaya uygun olması ya

da aksi şekilde olmaması o yerin jeolojik yapısıyla ilgilidir. Aynı zamanda kullanılan

yapı malzemelerini de etkilemektedir.

Yapılaşmış Çevreden Kaynaklanan Kimlik Öğeleri:

Anıt yapılar, kent meydanları, sokaklar, heykeller, köprüler, su bentleri yapılaşmış

çevreden kaynaklanan kimlik öğelerine örnek olarak verilebilir. Venedik kanalların

ve köprülerin arasında yer alan meydan sokak ve binalarla, hem doğal hem yapılı

çevreden kaynaklanan kimlik öğeleri ile anılan bir kenttir.

(a) (b)

Şekil 2.5 : Venedik’in havadan görünümü (a) ve kanallardan bir görünüm (b),

(Anonim).

Page 42: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

20

Şekil 2.6: Plaza Mayor Madrid’in simge meydanlarından biri (Anonim).

Şekil 2.7 : Önde Kız Kulesi ve arkada Boğaziçi Köprüsü’yle İstanbul’un hem doğal

hem yapılaşmış çevreden kaynaklı kimlik öğeleri (Anonim).

Page 43: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

21

Şekil 2.8 : Ankara’nın önemli simge yapısı Anıtkabir’in görünümü (Arusoğlu,

Kişisel Arşiv).

Beşeri Çevreden Kaynaklanan Kimlik Öğeleri

Kentlerin sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik yapısı ayrı ayrı kent kimliğini

etkilemektedir. Ocakçı ve Southworth beşeri çevreden kaynaklanan kimlik öğelerini

demografik yapı, kurumsal yapı ve kültürel yapı olarak ayırır (Ocakçı, Southworth,

1995).

2.4 Palimpsest Kavramı

Palimpsest latincede “yeniden kazınmış” anlamına gelmektedir (Url 3).

Palimpsest kavramının bir tanımını yapmak gerekirse “Üzerine yazıla çizile eskimiş

parşömenler ya da tabletlere verilen addır. Yeniyi zorla okursunuz eskiden yazılmış

olanın çentikleri ve soluk izleri arasından.” (Gür, 2002-1). Diğer bir değişle yeninin,

tam olarak silinemeyen eskinin üzerine bindiği bir katmanlar bütürüdür. Farklı

dönemlerdeki izler birbirinin üstüne oturur, izler zaman zaman birbirine karışır ve

çoğu kez bir yanılsama kaçınılmaz olur (Al, 2011).

Page 44: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

22

Şekil 2.9 : 5.- 6.yüzyıldan kalma Palimpsest örneği (Url 2).

Bu tanımlamadan da anlaşılacağı gibi palimpsest parşömenin zor bulunduğu

dönemlerde yeni bir metin yazabilmek için üstü yazılı bir parşömenden eski

mürekkebin kazınarak silinmesi ve yeni metnin aynı parşömene ve eski metnin

izlerinin üstüne yazılması yolu ile oluşan çok katmanlı yapı için kullanılan terimdir.

Palimpsest olarak nitelenen yapının en önemli özelliği silinen metnin belli oranda

izinin kalmasıdır. Palimpsestin mimarlık ve kent konusunda kullanılmasının önemini

vurgulayan ve palimpsesti deşifre etmeyi “farklılaştırıcı kökene inmenin bir yolu”

olarak öneren Gür’ün değimiyle “palimpsestte aynı anda bir antik dönem mitolojisi,

bir Firavun tebliği, bir ortaçağ aşk öyküsü, bir kahramanlık destanının izlerini

okumak olanaklıdır” ve “yerin aklı palimpsestte gizlidir”. Aynı zamanda palimpsest

deşifre edilmek için bekleyen incelikli mesajlarla doludur (Gür, 2002-1, 2002-2).

Kavramın orijinal kullanımında bir olumluluk ya da olumsuzluk vurgusu olmasa da

kavram yokluktan doğan ihtiyaç sonucu oluşmuştur. Alttaki olabildiğince silinen

tabakanın okunması büyük oranda olanaksızdır ve üste yazılan metnin okunaklılığı

ise bir öncekine göre azdır. Sonuç ürün önceki metnin silinmesine sebebiyet vermiş,

yeni oluşturulan metnin ise karmaşık bir yapı içinden okunmasını zorunlu kılmıştır.

Bu göreceli olumsuzluk palimpsest kavramının kullanıldığı diğer disiplinlerde daha

değişkendir. Örneğin kentsel mekanın bir palimpsest olarak okunması demek kentsel

mekanın ve mekana ait imgelerin kesintiye uğradığı noktaların varlığına işaret etmek

Page 45: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

23

anlamına gelmektedir. Al (2011) kentsel mekana yönelik yapılan palimpsest

analojisini şu sözlerle ele almıştır: “…palimpsest durum, kente ait olanın – bir tür zor

kullanmayla- yok edilmeye çabalanması ve kent üzerine yeni yeni katmanlar

üretilmesiyle gözlemlenir. Şüphesiz ki kentlerin çok katmanlılığı onların kültürel

zenginliğinin göstergelerinden biridir fakat, kenti saran tabakaların izlerini tam

koruyamaması ve yeni gelenin eskiyi tahrip ederek ona tutunmaya çalışması, kentin

kimliğini koruyamamasına sebep olmaktadır. Bu durum kentlinin kente duyduğu

duygusal bağın ve kentle ilgili yüklendiği hatıraların yıkımını da beraberinde

getirmektedir.”

Şekil 2.10: Palimpsest örneği (Url 4).

Palimpsest kavramı edebiyattan resme, müzikten sinemaya, mimarlıktan kent

bilimlerine ve sosyolojiye kadar bir çok alanda alıntı yapılarak kullanılmıştır.

Bunlardan “apriori” olarak en bilineni, kavramı bir benzetme yoluyla ilk

kullananlardan biri olan Baudelaire’dir. Baudelaire, beyni ve hafızayı palimpsest’e

benzetmiştir (Terdiman, 1993). “Les Paradis Artificiels” isimli eserinde okuyucuya

seslenir ve der ki: “Benim beynim de seninki de bir palimpsesttir. Sayısız düşünce,

görüntü ve duygu bir ışık kadar usulca beyninize doluşur ve her biri öncülünün

üstüne biner ancak gerçekte hiçbiri yokolmaz.” (Kuberski, 1992).

Mecaz olarak palimpsest doğası gereği yazınsal bir terimdir ancak kentsel mekandan

bahsederken de oldukça verimli sonuçlar verir (Huyssen, 2003).

Page 46: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

24

Gür, Palimpsest’i Okumak isimli yazısında modern zamanlarda kentlere yapılan,

para ve rant odaklı müdahaleler için “akıl tutulması” nitelemesini kullanır ve akıl

tutulmasına kadar kentlerin nasıl birer palimpseste dönüştüğünü şu sözlerle aktarır:

“Tarihte kentsel mekana karakterini kazandıran öğeler, kentsel alanın topoğrafik

yapısı, iklimsel ve bitkisel özellikleri, bölgede yaşayan insanların yoğunluğu ve

gelenek-görenekleri ile doğanın sağladığı malzeme ve yapım tekniği olmuştur. … En

çok el değiştirmiş kentler en verimli topraklara kurulu olanlardır. … güvenlik,

birikim, artı değer, güç gerilimleri kente anlamını; usta eller ise biçimini vermiştir.

Kentlerin ‘olma isteği’ ve ‘aklı’ kentlerin ayrıcalığı olarak palimpseste yazılmıştır.

Taa ki akıl tutulana kadar…” (Gür, 2002-2)

Huyssen palimpsest kavramını mimarlık ve kent bağlamında düşünürken mevcutun

dışlanmasını reddeder ve Berlin kenti ya da New York Times Meydanı’nı bir

palimpsest olarak okumanın mevcut fiziksel çevrenin ya da yapının reddedilmesi

anlamına gelmediğini vurgular (Huyssen, 2003).

Üstüste binen anıların beyinde birbirinden bağımsız olarak kalmaması ve yeni

gelenin eskinin üstüne binmesine rağmen eskiyi silmemesi benzetmesi, kolektif

belleğin de bir palimpsest olarak ele alınabileceğinin sinyallerini vermektedir.

Kollektif belleğin bir ürünü olan kent belleği de bir palimpsest gibi üstüste binen

katmanları içerir ve kentin kimliğinin şekillenmesinde önemli rol oynar. Yani

kentlerin sadece yapılı çevresinin değil belleğinin de bir palimpsest olarak okunması

mümkündür. Örneğin İstanbul yapısal olarak tam bir palimpsest kent örneği olmakla

birlikte kentin yüzyıllardan beri gelen ortak belleği de anılar, kentsel mekan ya da

binaların tarihsel önemleri, toplumsal olaylar ya da hikayeler gibi bir çok şekilde hala

canlılığını korumaktadır ve kentin belleğinde eklenerek çoğalmakta, bir palimpsesti

oluşturmaktadır. Kentin kimliğini oluşturan beşeri çevreden kaynaklanan kimlik

öğeleri de yapılaşmış çevreden kaynaklı kimlik bileşenleri gibi çok katmanlı

olabilmektedir.

Page 47: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

25

Şekil 2.11 : İstanbul’da farklı dönemlere ait yapı ve dokuları birarada gösteren

fotoğraf (Anonim).

Şekil 2.12: İstanbul Yenikapı’da yapılan ve kentin geçmişine ışık tutan kazılara ait

fotoğraf (Anonim).

İstanbul gibi Roma da binlerce yıllık geçmişiyle palimpsest kentlere örnek verilebilir.

Kentin yapılaşmış kimlik öğeleri bir çok farklı tarihsel döneme aittir ve kentsel

mekanda tüm bu yapılar birbirine çok yakın, yanyana üstüstedir. İstanbul’da olduğu

gibi Roma’da da bu katmanlı yapının kent kimliğinde etkili olduğu söylenebilir.

Page 48: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

26

Şekil 2.13: Roma’dan genel görünüm (Arusoğlu, Kişisel Arşiv).

(a) (b)

Şekil 2.14: Roma’nın sembollerinden solda (a) Colesseum ve sağda (b) St. Peter

Meydanı ve Bazilikası (Arusoğlu, Kişisel Arşiv).

Bölüm Sonucu:

Kentlerin doğal yapısı, yapılı çevresi ve sosyo kültürel özellikleri kentin kimliğini

oluşturmaktadır. Kimliğini oluşturan veriler ne kadar kendine özgü ve çeşitli olursa

kentin kimliği de o oranda kentine özgü ve güçlü olacaktır. Yapılı çevrenin

neredeyse bütün kentlerde aynılaştığı günümüzde kentlerin geçmişten gelen mirasları

oldukça önemlidir. İstanbul ve Roma farklı dönemlere ait izleri hem belleklerde hem

de dokusunda taşıyan birer palimpsest kenttir. Ancak tarihsel geçmişi olan her kent

için palimpsest benzetmesi yapılamaz. Bu katmanlılığın okunaklı olmasının kente

özgün bir kimlik kazandırdığı ve bu doğrultuda Ulus’un sahip olduğu katmanlı

yapının ve doğal, beşeri ve yapısal kimlik öğelerinin bütünüyle kentte okunaklı

olmasının gerekliliği savunulmaktadır.

Page 49: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

27

3. ÖRNEK ALAN ÇALIŞMASI VE BİR PALİMPSEST OLARAK ULUS

Ankara, ilk planlama faaliyetlerinin başladığı 20.yüzyıl başlarından beri adeta bir

“tabula rasa” olarak ele alınmıştır. Gür’ün (2011) değişiyle, “sürekli bir önceki

unutularak, içi boşaltılarak inşa edilen ve bu nedenle bir türlü doldurulamayan boş

bir kent’tir” Ankara. Tarih boyunca birçok farklı medeniyetin izlerini taşıyan kent

20.yüzyıl başında gelenekleri ve devrim öncesini temsil eden mekanları reddederek

ona arkasını dönen planlama faaliyetlerine sahne olmuştur. Kentsel mekandaki

“önceki metni kazıma” eğlemine denk düşen toplumsal belleği ve kent imgesini

kesintiye uğratan müdahalelerin yaşandığına dair bir kanıt olarak Aka Gündüz’ün

Hakimiyeti Milliye’deki yazısı örnek gösterilebilir: “İnkar etmiyoruz ki eski

Ankara’yı emekle, tahammülle, zorla modern Ankara yapmaya çalışıyoruz. Fakat bu

kafi gelmiyor, Ankara sakinini de, emekle, vasıta ile ve hatta zorla Ankaralı yapmak

mecburiyetindeyiz.”(Aka Gündüz’den aktaran: Gür, 2011).

Şimdilerde ise Ankara neredeyse bir yüzyılda oluşturulan “yeni” izlerin kazınması

faaliyetlerine şahit olmaktadır. Kentin tarihi merkezi olarak tüm izleri taşıyan Ulus

bir parşömen gibi sürekli kazınarak üstüne yenisi yazılan sayısız katmanlı bir metin

gibidir. Ulus “Ankara’nın eski ve yeni mekanlarının çakıştığı ve imgelerin zaman

zaman şizofrenik bir çatışmaya dönüştüğü” bir kentsel mekandır (Yalım, 2009).

Bu bölümde Ulus’un geçirdiği tüm değişim-dönüşüm faaliyetleri, kentsel mekanı

etkileyen kararlar, doğal afetler, devrimler ve yavaş seyreden tarihsel sürekliliğin

izlerine bir bakış atmak amaçlanmaktadır. Bir “palimpsest” olarak Ulus, tüm

katmanları okunacak şekilde ele alınmaya çalışılacaktır.

3.1 Ulus’un Tarihsel Gelişimi

Ankara’nın tarihinin yapılan arkeolojik çalışmaların ışığında tarih öncesi dönemlere

dayandığı söylenebilmektedir (Turhal, 2009). Arkeolojik çalışmalar kentte paleolitik

dönemde yerleşim olduğunu göstermiştir (Akçura,1971). Hititler’den Osmanlı’ya ve

Page 50: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

28

sonrasında Cumhuriyet dönemine kadar kale ve çevresinde yerleşmeler olmuş ve

hemen hepsinin mekansal olarak üst üste binerek günümüze kadar kent dokusunu

oluşturmuştur. Hitit, Frig, Lidya, Pers egemenliğinde kalan bölge M.Ö. 278-277

yıllarında Avrupa’dan Orta Anadolu’ya gelen Keltlerin (Galatlar) egemenliğine

girmiştir (Horvath, 2008; Texier, 2002; Turhal, 2009). M.Ö. 25 yılında Roma

egemenliğine giren kentin M.S. 270 yıllına dek şimdiki Hacıbayram civarlarında açık

bir şehir olduğu ancak Pers tehdidine karşı dış surların yapıldığı, 7. Yüzyılda ise

Sasani ve sonrasında Abbasi saldırıları karşısında kentin tamamen kale içine

çekildiği Ankara Büyük Şehir Belediyesi tarafından yayınlanan Bir Zamanlar Ankara

adlı yayında yer almaktadır (Bir Zamanlar Ankara, 1994, s.14). 1073 yılında

Selçuklu yönetimine giren Ankara Haçlı Seferleri sonrası 1101 yılında kısa

süreliğine Bizans egemenliğine geçmiş olsa da 1127’den önceki bir tarihte tekrar

Türk egemenliğine girmiş ve sonrasında Türk imarı başlamıştır (Eyice, 1993). 1304

yılında ise Moğol hakimiyetindeki Ahi Beylerince yönetilen kent son olarak 1361

yılında Osmanlı egemenliğine geçmiştir (Turhal, 2009).

20. yüzyıl başlarında verilen bağımsızlık mücadelesinde başından itibaren önemli bir

merkez olan Ankara 27 Aralık 1920’den itibaren artan bir önemle ülkenin başkentlik

fonksiyonlarını yerine getirmekteydi (Akçura,1971). 23 Nisan 1920’de Büyük Millet

Meclisinin toplanmasının ardından her ne kadar başkent işlevleri bütünüyle

Ankara’da yerine getirilmeye başlanmış olsa da 13 Ekim 1923’te “Türkiye

Devleti’nin Makarrı idaresi Ankara Şehridir” cümlesi ile resmen başkentliğin ilan

edilmesine kadar 3 yıllık bir süre geçmesi gerekmiştir.

Atatürk söylevinde Ankara’nın başkent olarak seçilmesinde etkili olan nedenleri

cephelere ve özellikle Ege cephesine yakınlık, mevcut yol ve demiryolu sistemi ve

bu vesileyle İstanbul’a ve cephelere olan erişim kolaylığı, ülkenin fiziki merkezinden

uzaklaşmama zorunluluğu olarak belirtmiştir (Akçura, 1971).

Gür’ün “Unutmak, Öteki ve ‘Boş Kent’ Ankara” isimli çalışmasında Ankara’nın

başkent seçilmesine sebep olan en önemli unsurlardan birini kentin unutma-yeniden

inşa etme sürecine imkan vermesi yani tabir yerindeyse boş bir sayfa, boş bir kent

olması olarak açıklıyor (Gür, 2011). Stratejik, coğrafik ve politik nedenlerin yanı sıra

Ankara’nın yapılan devrim gereği olarak eskiyi unutma ve yeni devrimin aynası olan

mekanları yaratmaya uygun olması mekansal olarak seçilmesinin önemli

nedenlerinden birisidir kuşkusuz. Unutmanın ancak “boş olan” ya da “boş olarak

Page 51: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

29

imgelenen”in yeniden tasarlanmasıyla mümkün olması nedeniyle imparatorluğun

başkenti olan dolayısıyla Yeni Cumhuriyet karşısında Osmanlı’yı temsil eden

İstanbul’un unutulması gereklidir. Genç cumhuriyet’in ellerinde şekillenecek olan

başkent “İstanbul ne değilse o” olarak imgelenip inşa edilmiştir (Gür, 2011).

Gerçekte bütünüyle boş olmayan ve tarihi binlerce yıl geriye uzanan “yeni

başkent”in Roma ve Osmanlı dönemindeki yerleşim alanı olan kale ve çevresi her ne

kadar kentin ilk imar planlarında görsel odak olarak ele alınmışsa da aslında Ankara-

İstanbul karşıtlığına benzer şekilde Eski Ankara- Yeni Ankara karşıtlığı da bütünüyle

baştan imar edilen kent için oldukça önemli bir imge olarak ele alınmalıdır. Yeni

başkentin nasıl olmaması gerektiğine verilen örneklerden biri nasıl eski

imparatorluğun simgesi İstanbul’sa bir diğeri de “Osmanlılardan yazları toz, kışları

çamur içinde olan, sıtma tehdidiyle boğuşan sağlıksız” Eski Ankara’dır (Akçura,

1971; Gür, 2011). Ancak Ortaylı’nın hatırlattığı üzere, Ankara yoksulluk ve sefalet

çeken, küçük bir Anadolu kasabasından daha fazlasıdır (Ortaylı,1994). Bir çok kişi

tarafından yazılan, yoksulluk ve sefaletin bir yere kadar gerçeklik payı olmakla

birlikte 19.ve 20.yüzyıl başı Ankara’sının bu şekilde hatırlanmasında ulus devletin

tarih yazıcılığı tercihlerinin payı büyüktür (Ortaylı, 1994). Bir çok yabancı tüccar ile

Ermeni ve Yahudi vatandaşın ticaretle uğraştığı Ankara’nın (Ortaylı, 1994; Önsoy,

1994) Cumhuriyet öncesi nasıl bir kent olduğuna dair olumsuz betimlemelerin

yapılmasında varlıklı ailelerinin oturduğu semtlerle birlikte kentin büyük bir

bölümünü etkileyen 1917 yangınının büyük payı olduğu açıktır.

Ankara tarihi boyunca birçok kırılma noktası yaşamıştır. Savaşlar, işgaller, yağmalar,

devrimler, salgın hastalıklar vb. Ancak günümüzde kent dokusunu en çok etkileyen

şeyler yüzyıl başında yaşadığı büyük yangınlar ve Cumhuriyet’in ilanından sonra

yaşanan planlama ve imar çalışmalarıdır. Öte yandan günümüzde kent formunu

etkileyen unsurlardan biri kale ise bir diğeri de 1892 yılında kente ulaşan demiryolu

hattıdır. Bu nedenle kentin tarihinde önemli kırılma noktaları arasında yüzyıl başında

yaşadığı yangınları, demiryolunun kente ulaşmasını ve Cumhuriyet’in ilanını saymak

yanlış olmayacaktır.

Page 52: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

30

3.2 Ulus’un Katmanları

3.2.1. Düşey (Tarihsel) Katmanları

Ulus, Ankara’nın ilk yerleşim alanlarını da içinde barındıran önemli bir merkezdir.

Ankara’nın tarihini M.Ö. 13.yüzyıla tarihlendirecek en önemli buluntu Ulus’taki

Roma Hamamı bölgesinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır (“Ankara bir günde

500 sene yaşlandı”, Akşam gazetesi haberi 1 Aralık 2009; Turhal, 2009). Önceki

satırlarda da kısaca değinildiği üzere Ankara’da hüküm sürmüş hemen tüm

medeniyetler için Ulus ortak bir mekan olmuştur. Bu medeniyetler mekansal ve

kültürel olarak üst üste binerek günümüze dek gelirken zaman zaman bir önceki

sonraki gelen tarafından bilinçli olarak ya da yaşamın doğal seyri nedeniyle silinmiş

ya da değiştirilmiş ve Ulus’un şimdiki katmanlı kesiti oluşmuştur.

Dünyadaki tüm tarihi kent merkezleri sahip oldukları düşey (tarihi) ve yatay

(kültürel) katmanlarla kent dokularını, kent kimliklerini ve toplumsal hafızalarını

inşa etmişlerdir. Ancak bu süreklilik içerisinde belli kırılma noktaları kent

dokularının ve kentsel kimliğin değişime uğramasına ve toplumsal hafızanın

kaybolmasına ya da farklılaşmasına neden olmuştur. Bu bölümde ise Ulus’ta

günümüzde izlenebilen tarihi yapılar ve kentsel dokulara dönemsel kategoriler

ışığında bakılacak ve bir parşömenin üstüne silinip yazılarak oluşan son metnin

“fotoğrafı çekilmeye” çalışılacaktır.

Ernest Mamboury’nin 1933 tarihli “Ankara: Guide Touristique” isimli çalışmasında

yer alan Ankara’nın tarihi yerleşimlerini bölgesel olarak işaretlediği haritası (Şekil 1)

kentin kale ve çevresinin tüm dönemlerde önemli bir yerleşim alanı olduğunu

göstermektedir. Yapılan bölgelemenin kesinliği tartışmalı olmakla birlikte yapılan

arkeolojik çalışmaların kale ve çevresinde adı geçen uygarlıklara ait eşya ya da

eserleri gün yüzüne çıkardığı bilinmektedir.

3.2.1.1. Türk-İslam Dönemi Öncesine Ait Katmanlar

Bu dönem M.Ö. 13.yüzyıldan başlayarak 1073 yılında kentte Selçuklu

hükümdarlığının başlamasına kadar geçen çok geniş bir zaman dilimini

kaplamaktadır. Ancak hepsinin birden ele alınmasındaki en önemli neden özellikle

Ulus’ta tarih öncesine ait olup günümüzde gözlemlenebilen buluntuların hemen

hepsinin Roma dönemi ve sonrasına ait olmasıdır. Ayrıca daha eski dönemlere ait

Page 53: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

31

yerleşmelerin ya da diğer arkeolojik buluntuların aynı kazı çalışmalarında çıkmış

olması yani üst üste olmasıdır. Buna en önemli örnek bir höyük olarak bilinen Roma

Hamamı bölgesidir. Alttan yukarı doğru Frig, Roma, kısmen Bizans yerleşim

kalıntılarına rastlandığı bilinmekle birlikte burada Hitit- Mısır ilişkilerinin bir

göstergesi olarak yorumlanan II. Ramses dönemine ait olduğu düşünülen M.Ö 13.

yüzyılda yapılmış, bir amulet (muska veya tılsım) bulunmuştur (Turhal, 2009).

Şekil 3.1: Ankara’nın Tarihi Yerleşim Bölgeleri, Ernest MAMBOURY, Ankara:

Guide Touristique, Ministere Turc l’Interieur, Ankara, 1933, s.70.

Page 54: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

32

Ayrıca bir diğer çok tarihli eser de Augustus Mabedidir. Aslında M.Ö. 2.yy’a ait bir

Men Mabedi olan yapı Roma döneminde kiliseye çevrilmiştir (Eyice,1993). Aynı

yapı için Mimarlar Odası ve Altındağ Belediyesi’nin ortak yayınladıkları “Ankara

Tarihi Kent Merkezi Mimarlık Rehberi”nde “Frig döneminden beri, ana tanrıça

Kibele için yapılmış büyük bir tapınağın üstünde” yer almakta olduğu yazılmıştır

(Ankara 2011, s.10).

Roma döneminde şehrin mezarlığı bugünkü İstasyon bölgesinde yer almakta,

kamusal yapıları ve Akropolis’i de kalenin eteklerinin uzağında kale ile mezarlık

arasında yer almaktadır (Erzen, 1946: s.59-60). Roma dönemine ait yapılardan

günümüzde gözlenebilenler Roma Hamamı, Roma Caddesi, Augustus ve Roma

Tapınağı, Sütunlu Cadde, Jülien Sütunu, St. Clemens Kilisesi (duvarlarından çok az

bir bölümü) ve Tiyatro yapısı kalıntılarıdır.

Ayrıca Arslanhane Cami’nin duvarlarında ve minare kaidesinde Bizans dönemine ait

devşirme mermerler yer almaktadır.

(a) (b)

Şekil 3.2 : Solda Roma Hamamı (a), Sağda Roma Caddesi Kalıntısı (b) (Anonim).

3.2.1.2. Türk – İslam Dönemi Katmanları

Selçuklu kentleri sur içi yerleşimine sahip “kapalı kent”ler olarak nitelendirilebilir

(Özcan-Yenen, 2010). Özcan’ın “Anadolu-Türk Kent Tarihinden Bir Kesit: Selçuklu

Döneminde Anadolu-Türk Kent Model(ler)i” başlıklı çalışmasında Selçuklu

kentleriyle ilgili yaptığı alıntılara göre “Alâaddin Keykubad ile İzzeddin Keykavus

arasında Kayseri ve daha sonra Ankara’da geçen taht mücadelesinde (1211-1212)

anlatılan mekânsal tasvirler”e göre kent tamamen sur içi yerleşime sahiptir.

Page 55: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

33

(a) (b)

Şekil 3.3 : (a) Julien Sütunu, (b) Augustus Tapınağı (Anonim).

Anadolu Selçukluları döneminde Ankara’nın kentsel mekan kurgusunda sur dışı

yapılanmalarının anıtsal-kamusal-dini yapılara bağlı olarak şekillendiği söylenebilir

(Özcan, 2010). Ankara’da bunlara örnek olarak Arslanhane Cami (1280-1290) ve

Kızılbey Cami (13.yy ortası) verilebilir (Özcan-Yenen, 2010). Öte yandan ticarete

bağlı olarak gelişen hanlar, kervansaraylar da imar faaliyetlerinin sur dışına

taşmasının önemli nedenlerindendir.

Selçuklulardan sonra 1361 yılında Osmanlı yönetimine geçene dek kent yönetimine

Ahi beyleri hakim olmuştur. Günümüzde Ulus bölgesinde Selçuklu dönemi ve

Moğol istilası sonrası Ahi Beyleri dönemine ait gözlenebilen yapılar arasında

Arslanhane Cami, Leblebicioğlu Cami, Ahi Yakup Cami, Alaeddin Cami ve çeşmesi,

Hacı İlyas Mescidi, Ahi Şerafettin çeşmesi ve türbesi, Saraç Sinan Mescidi ve

Türbesi ve Yörük Dede Türbesi sayılabilir.

3.2.1.3. Osmanlı Dönemi Katmanları

Osmanlı’nın yükseliş dönemiyle birlikte tüm Anadolu kentlerinde olduğu gibi

Ankara’da da ekonomik canlanma başlamış, güçlenen imparatorluk sınırlarında

güvenlik sorununun azalması nedeniyle ve artan ticari faaliyetlerin de etkisiyle kent

sur dışına (ikinci sur) doğru gelişmiş; bu gelişme alanlarında özellikle “sof” ticareti

yapan kervanların konaklayacağı hanların yapımı ve malların depolanıp satılacağı

ticari merkezlerin gelişmesi hız kazanmıştır (Tunçer, 2011). 16.yüzyılda şehrin

Page 56: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

34

çeperinde üçüncü bir sur sırasının yapıldığı bilinmektedir (Ergenç, 1980; Tunçer,

2011) ve kentin gelişimini bu çeper etkilemiştir (Şekil 3.4).

Şekil 3.4 : 1711’de Ankara ve çevresindeki üçüncü sur (Pitton Tourneford) (Günay,

Kişisel Arşiv).

Bu dönemde kent “iki merkezli” bir yapıya kavuşmuştur (Tunçer, 2011) ve Evliya

Çelebi’nin aktardığı üzere çarşılarının büyük bir kısmı kalenin eteklerinden başlayıp

bugünkü Anafartalar Caddesine kadar inen, ilk merkez sayılan “yukarı yüz”de yer

almaktadır (Evliya Çelebi’den alıntı yapan: Aktüre, 1994). “Aşağı yüz” ise ticari bir

alt merkez olarak 16. Yüzyıl başlarında gelişmeye başlamıştır (Tunçer, 2011). “Aşağı

yüz”ün gelişmesinde gelişen ticari faaliyetler ile kervanların kentin eteklerinde

konaklamasının kolaylığı etkili olmuş, bu durumu üçüncü sur girişlerinin bölgeyi

ulaşım açısından beslemesi önemli rol oynamıştır (Tunçer,2011).

18. yüzyıl sonuna dek gerek ekonomik ve sosyal açılardan gerekse kentsel yapı

açısından büyük gelişme kaydeden kentin “sof” ticaretine bağlı olan ekonomisi

Ankara (Angora) keçisinin canlı olarak ihraç edilmesi ve özellikle İngiltere’de

1830’lu yıllarda kurulan endüstriyel dokuma tezgahları gibi kentteki el tezgahı

üretiminin rekabet edemeyeceği gelişmeler sonrası duraklamış ve yavaş yavaş

gerilemeye başlamıştır (Aktüre, 1994; Tunçer, 2011). Kentteki gelişmelere de

yansıyan bu gerileme 1892 yılında İstanbul-Eskişehir tren hattının kente ulaşmasının

ardından bir süre duraklamış, kentteki ekonomi canlansa da Avrupa’dan gelen ucuz

Page 57: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

35

mallarla rekabet edilemediği için üretim büyük oranda düşmüştür (Önsoy, 1994).

Demiryolunun ve yeni açılan, gardan kente uzanan İstasyon caddesinin etkisiyle

kentin ticari merkezi “yukarı yüz”den “aşağı yüz”e kaymış, Taht’el Kala (Tahtakale

ya da Kalealtı) Çarşısı ile Karaoğlan Çarşısı kentin en önemli ticari odakları haline

gelmiştir (Tunçer, 2011). Taht’el Kala Çarşısı’nın alanın kuzey batısına, İstasyon

caddesinin ulaştığı bölgeye doğru gelişmesi ile Karaoğlan Çarşısı kent yapısının

önemli odak noktalarından biri olmuştur. Kentin ilk “lüks” oteli olan Taşhan’ın ve

sonradan 1. Meclis binası olarak kullanılacak olan İttihat ve Terakki Binası’nın yer

aldığı Karaoğlan Çarşısı Cumhuriyet’in ilk yıllarında Hakimiyet-i Milliye,

sonrasında ise Ulus Meydanı olarak anılmıştır (Tunçer, 2011).

Kenti bu dönemde etkilendiği bilinen önemli olaylardan bazıları üst satırlarda da

belirtildiği gibi Sanayi Devrimi’nin ülkedeki yansımaları ve demiryolunun kente

ulaşmasıdır. 1. Dünya Savaşının yarattığı ortamın da tüm kentler gibi Ankara’yı da

etkilediği söylenebilir.

Şekil 3.5 : Taşhan Binası ve Karaoğlan Çarşısı, 1909, Ernest Mamboury, Ankara:

Guide Touristique, Ministere Turc de l’Intérieur, Ankara, 1933

Page 58: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

36

Şekil 3.6 : Von Vincke’nin 1839 tarihli Ankara planı, S. Aktüre, 17. Ve 18.

Yüzyıllarda Ankara,s.95, İstanbul, Kasım, 1994, s.88.

Genel anlamda kent yaşamını ve özellikle kentin dokusunu etkileyen diğer olaylar

arasında 1873, 1875 yılları arasında binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan kıtlık

felaketi ile 1181 Mahmut Paşa Bedesteni ve 1917 Tahtakale yangınları sayılabilir

(Aktüre, 1981; Tunçer, 2011). Özellikle 1917 yangının kent dokusu üzerindeki

etkileri oldukça önemlidir ve ayrı bir bölümde bu yangınlar ele alınacaktır.

Bu döneme ait önemli dini yapıları, hamamlar, hanlar, çeşmeler ve kamu binaları ile

hala kent dokusu büyük oranda korunmuş olan mahallelerde yer alan sivil mimari

örnekleri günümüzde hala mevcuttur. Örnek olarak, farklı yüzyıllara ait birkaç örnek

vermek gerekirse; Cenabi Ahmet Paşa Cami, Hacı Bayram Cami, Yeşil Ahi Cami,

Bala Hanı, Şengül Hamamı, Eyne Bey Hamamı, Sulu Han, Çengel Han, Çukur Han,

Kıbrıs Hanı, Pirinç Han, Saat Kulesi, Ankara Valiliği ve Kale içindeki geleneksel

konut dokusu, At Pazarı, Samanpazarı sayılabilir.

Page 59: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

37

(a) (b)

Şekil 3.7 : (a) Hacı Bayram Cami ve Augustus Tapınağı, (b) Çengel Han (Anonim).

Şekil 3.8 : Ulus’ta yer alan Türk-İslam Dönemi Mimari Eserleri, Ankara/Altındağ

Tarihi Kent Merkezi Mimarlık Rehberi, TMMOB Mimarlar Odası Ankara

Şubesi, 2011

3.2.1.4. Cumhuriyet’in İlk Yılları ve Sonrasına Ait Katmanlar

Cumhuriyet dönemi Ankara’nın planlama tarihini de kapsayan bir dönemdir. 13

Ekim 1923’te başkent ilan edilmesinin ardından yeni kurulan sistemin ve yapılmakta

Page 60: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

38

olan devrimlerin mekansal yansıması ilk olarak Ankara kentinde şekil bulmuş, kent

adeta “Genç Cumhuriyet”in ideolojisini yansıtan bir simge haline gelmiştir.

Ankara yüzyıl başında yaşadığı yangınlar ve Anadolu genelinde yaşanan savaşlar ve

yoksulluk nedeniyle yanmış binaları, yazın tozlu, kışın çamurlu olan yolları ve

yerleşim yerlerinin hemen yanı başında yer alan bataklıkları ile sağlıksız bir kent

görünümündedir (Akçura, 1971). Tankut’un “Bir Başkent’in İmarı:1929-1939” isimli

kitabında aktardığı üzere; “Sokaklar dar ve pis, evler kışın soğuk, yazın tozlu ve

sağlıksızdır. Trenden inince iki taraflı bir bataktan, ağaçsız bir mezarlıktan, kerpiç ve

hımış esnaf barakalarından geçerek bir türlü bitmeyen bir yangın yerine

sapılmaktadır. Yol denecek bir şey yoktur. Yerli halkın başlıca ulaşım aracı eşektir.

Bunun ötesinde Ankara susuzdur, ağaçsızdır, kuru ve yabanidir (Atay;1980, s.352-

355; Atay’dan aktaran: Tankut; 1993, s. 253). Meclisin kurulması sonrası kente

İstanbul’dan ve Anadolu’nun dört bir yanından birçok mebus ve kamu görevlisi

gelmiştir. Bu dönemde yavaş yavaş yol yapımı, çevre düzenleme ve imar faaliyetleri

çalışmaları başlıyor. 1923 yılı sonunda Lörcher’e kent için bir plan yapılması görevi

veriliyor. 16 Şubat 1924’te 417 sayılı yasa ile İstanbul’daki Şehremaneti benzeri bir

belediye örgütü kuruluyor (Cengizkan, 2004; s.225). Cumhuriyet’in ilk yıllarında

Lörcher’in sunduğu planlar 1924-1925 yılları arasında gerçekleştirilen imar

faaliyetlerinde kullanılmıştır (Tekeli, 2005; Cengizkan, 2004). Ancak modern bir

kent hayali kuran yeni yönetim tarafından 1927 yılında Avrupalı mimarlar Brix,

Jansen ve Jaussely’in davet edildiği bir uluslar arası yarışma düzenlenmiştir.

Yarışmayı kazanan Jansen’in sunduğu planlar 1928 yılı itibariyle uygulanmaya

başlanmış (Tekeli, 2005), bu planlama süreci 30’ların başına dek sürmüş, sonrasında

artan nüfus, hızlı yapılaşma ve arsa spekülasyonları nedeniyle planın uygulanması

zorlaşmış ve 1950’lere gelirken bu plan artık yetersiz kalmaya başlamıştır (Alsaç,

1993; Tankut, 1993). Modern bir başkent amacıyla çıkılan yolda Avrupa’dan çok

sayıda mimar ve mühendis ülkeye davet edilmiş ve özellikle kamu binalarının

tasarımı ve inşasında ve işçi yerleşmesi gibi konut alanlarının tasarımında yabancı

teknik adamlardan hizmet alınmıştır. Günümüzde Ulus’ta yer alan anıtsal yapıların

çoğu bu Avrupalı mimarlar tarafından inşa edilmiştir. Lörcher planıyla başlayıp

Jansen planıyla devam eden süreçte “Bahçe Kent” akımını büyük oranda benimseyen

tasarımcılar, kenti düşük yoğunluklu ve bahçeli yapıların yer aldığı geniş, ağaçlıklı

allelerden oluşan bulvarların olduğu bir kent olarak şekillendirilmişlerdir. Aynı

Page 61: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

39

dönemde kent “Eski Şehir” olarak nitelendirilen Ulus bölgesini de içeren alanın

tamamen dışında, kuzeyde demiryoluyla sınır olan yeni bir yerleşim sahasında

büyümeye başlamıştır. Bu karar kimilerince eski kentin ihmal edilmesi olarak

yorumlansa da, Eski Şehir’in sahip olduğu karmaşık mülkiyet yapısı, küçük

parsellerin varlığı ve topoğrafyanın zorlu oluşu gibi nedenler de bu kararlar

değerlendirilirken göz önünde bulundurulmalıdır (Cengizkan, 2004).

Tekeli’nin “radikal modernite” olarak isimlendirdiği 1923-1950 arası dönemde

(Tekeli, 2005) kent bütünüyle yeni sistemin mekansal simgelerini taşıyarak

şekillenmiş, reddedilen, geride bırakılan imparatorluğun mekanı olan İstanbul’un

geleneksel dokusunun tam aksi bir dille yepyeni bir kent olarak neredeyse yoktan var

edilmiştir. Kentin 1923’den günümüze dek yapılan tüm planlarının çalışma alanımızı

etkileyen kararları ayrı bir bölümde daha detaylı olarak incelenecektir.

Bu dönemde Ulus bölgesinde önemli mimari eserler verilmiş, kent mekanı anıtlar ve

heykellerle bezenmiş ve kentsel mekana yönelik önemli kararlar alınmıştır. Modern

Cumhuriyet’in yapılarının ve kentinin şekillendiği bu dönemde aynı zamanda

arkeolojik çalışmalar da yapılmıştır. Örneğin 1926 yılında Hacı Bayram Cami

çevresinde (Cengizkan, 2005) ve 1937-1943 yılları arasında da Roma Hamamı

çevresinde arkeolojik kazı çalışmaları yapılmıştır (Url 7).

Bu dönemde yapılan ve Ulus’un kent dokusunu ve kimliğini büyük oranda

şekillendiren önemli yapı, anıt ve kentsel mekan düzenlemeleri şöyle sıralanabilir:

Kamu Binaları: İş Bankası Binası (Giulio Mongeri, 1929); Sümerbank Binası

(Martin Elsaesser, 1937-1938); Ankara Hali (Robert Oerley, 1937); Opera Binası (

Şevki Balmumcu,1933-1934; Paul Bonatz, 1946-1948); Merkez Bankası (Clemens

Holzmeister, 1931-1933); Ziraat Bankası (Giulio Mongeri, 1926-1929); Ankara

Palas / Devlet Konuk Evi (Vedat Tek, Arif Hikmet Koyuncuoğlu/ Kemalettin Bey,

1924-1928); İkinci Büyük Millet Meclisi ve Millet Bahçesi/Cumhuriyet Müzesi

(Vedat Tek, 1924); Ankara Garı (Şekip Akalın, 1935-1937)

Anıtlar: Zafer Anıtı (Heinrich Krippel, 1926), Julien Sütunu ve Hükümet Meydanı

(1934)

Kentsel Kamusal Alanlar: Gençlik Parkı (Theo Leveau, 1936); 19 Mayıs Stadyumu

(Paolo Vietti-Violi ve Ladislas Kovacs, 1934-1936)

Page 62: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

40

Şekil 3.9 : Giulio Mongeri’nin tasarladığı İş Bankası Binası, Heinrich Krippel’in

tasarladığı Zafer Anıtı (Atatürk Heykeli) ve Ulus Meydanı, 1930’lar.

(Anonim).

3.2.2. Yatay (Kültürel) Katmanları

Ulus’un kentsel formülü, Ankara (Angora) kentinin tarihi merkezi olarak bin yıllardır

farklı kültürlerin ürettiği mekanların bileşimi olarak açıklanabilir. Bu mekanların

yaratıcısı olan kültürler yaklaşık 2500 yıllık bir süreçte belli kırılma noktaları

yaşamış ve bu kırılmalar önemli demografik dalgalanmalara neden olmuştur. Hitit,

Frig, Lidya ve Pers kültürlerinin egemenliğinde kalan kent Galatlar ve Romalılar

döneminde önemli bir ticari merkez olmuş (Önsoy, 1994), Türk İslam döneminden

itibaren Ahi kültürü ile şekillenmiş ve önemli bir ticaret merkezi olmasından dolayı

da farklı inanış, dil, ırk ve mezhepten bir çok tüccar, esnaf, ve üreticiye ev sahipliği

yapmıştır. Tüm bu farklı aidiyetler yüzyıllar boyu birlikte yaşamış ve kenti birlikte

şekillendirmişlerdir.

Osmanlı döneminde kentte Ermeni, Rum, Yahudi ve Müslüman halk ile kentte ticaret

yapan farklı ülke vatandaşlarının birlikte yaşadığı bilinmektedir (Çadırcı, 1980;

Aktüre, 1994; Ortaylı, 1994; Önsoy, 1994; Tunçer, 2011).

Kent içindeki Ermeni ve Rumlar’ın sayısı ticaretteki gelişmeler ile artış göstermiş,

16.yüzyıl başlarında (1520-1530) Ermeni ve Rum nüfusun toplam nüfusa oranları

%10 dolaylarında iken, toplam nüfusta kayda değer herhangi bir artış olmamasına

rağmen, bu oran 19.yüzyıl başlarında %45’lere çıkmıştır (Aktüre, 1994). Benzer

Page 63: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

41

şekilde, 16.yüzyıl başında Hristiyanlar’ın yaşadığı mahalle sayısının 4, Yahudiler’in

1, karma yaşanan mahallelerin 8 ve Müslümanlar’ın yaşadığı mahalle sayısının ise

74 olduğu; bunun yanı sıra 18.yüzyıl sonu 19.yüzyıl başlarına gelinceye dek bu

rakamların azınlıklar lehine bozulduğu ve Müslüman olmayanların oturduğu

mahallelerin sayısının 27’ye çıktığı, Müslümanlar’ın yaşadığı mahalle sayısının ise

74’ten 57’ye düştüğü, birlikte yaşanan mahalle sayısının ise 23 civarlarında olduğu

bilinmektedir (Göğünç’ten aktaran Aktüre, 1994). Ayrıca 18.yüzyılda Ankara’da

yaşayan azınlıklardan en kalabalık olan grup Ermeniler’dir (Aktüre, 1994).

Evliya Çelebi de 17.yüzyıl ortalarında ziyaret ettiği kenti “Ermenisi, Yahudisi gayet

çoktu; sade Yahudileri 12 mahalle idi” şeklinde anlatmıştır (Evliya Çelebi’den

aktaran Aktüre, 1994).

19.yüzyılda da Ankara kozmopolit bir yapıya sahiptir (Ortaylı, 1994). Kentte

bulunan farklı inanışlara sahip grupların kendilerine ait okullara devam ettiği,

Müslüman çocuklarının gittiği okullar dışında yaklaşık 6-7 adet gayrimüslim okulu

olduğu bilinmektedir (Ortaylı, 1994). Devam eğitimlerinde Avrupa’da tahsil gören

azınlıkların yanı sıra dil bilmelerinden dolayı başta Ermeniler olmak üzere

azınlıkların kentteki Avrupa’lı tüccarlara yardımcı oldukları, İngilizler ve Fransızlar

başta olmak üzere bir çok yabancı tüccarın işini yürüttükleri, bunun yanı sıra

bağımsız olarak da ithalat ve ihracatla ilgilendikleri bilinmektedir (Ortaylı, 1994,

Aktüre, 1994, Tunçer, 2011).

Bu farklı kültürlerin kent içinde yer yer aynı mahallelerde yaşamakla birlikte,

mekansal olarak ayrıştığına dair elimizde şu veriler mevcuttur: “Müslümanların

çoğunlukla Kaleiçi ve çevresinde oturmalarına karşın, gayrimüslimler şehrin kuzey

ve doğu taraflarına yerleşmişlerdi. Gayrimüslimlere Müslümanların birlikte yaşadığı

mahalleler arasında Afi, Balaban, Bostani, Boyacı Ali, Debbağhane, Hallaç

Mahmud, Hoca Paşa ve İmam Yusuf” (Önsoy, 1994). Ayrıca Tunçer’in 2011 tarihli

“Angora (Ankara) Tarihsel Kent Merkezi Gelişim Süreci ve Suluhan Çevresi

Tahtakale Çarşısı” bildirisinde 1917 yangınının etkilediği mahallelerden

Hisarönü’nde varlıklı Türk ve Ermeniler ile Çıkrıkçılar Yokuşu’nda Rumlar’ın

yaşadığını yazmıştır (Tunçer, 2011; Aktüre, 1981). Müslüman mahalleleri mescit,

cami, mahalle mektebi, Hristiyan mahallelerinde ise kilise gibi din ve eğitime

yönelik kamu yapıları mevcuttur (Önsoy, 1994).

Page 64: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

42

Kentte ticaret yapan Avrupalılar dışında Avrupa’da eğitim görmüş birçok Avrupalı

doktor da kayıtlarda dikkati çekmektedir. Ayrıca günümüzde Roma Hamamı’nın

içinde teşhir edilen mezar taşlarında da farklı ülkelere ait insanların isimlerine

rastlanmaktadır.

20.yüzyıl başlarında kazanılan Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulan Türkiye

Cumhuriyeti’nin “Ulus Devlet” anlayışına yönelik tutumlar nedeniyle günümüzde

kültürel katmanlaşma tarihteki kadar çok aktörlü ve görünür değildir. Farklı

etnisitelere ait bir nüfus zenginliği varsa bile “Ulus Devlet” anlayışı nedeniyle “Türk

kimliği” harici kimliklere sahip olan katmanlar görünür değildir ya da mekansal bir

ayrışmaya sebebiyet verecek sayıda değillerdir. Örneğin Ulus’ta günümüzde bir

Yahudi ya da Ermeni Mahallesi yoktur.

Günümüzdeki neo-liberal yapıda mekansal ayrışmaya neden olan en önemli sebep

olarak sınıfsal ayrım gösterilebilir. Bu ayrım Ulus içinde yer yer belirgin olmakla

birlikte aslen Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Yenişehir-Eskişehir ayrımının

günümüzdeki uzantısı şeklinde gözlenmektedir. Yani orta-üst ve üst sınıfa ait

olanların Yenişehir’i ve zamanla oluşan diğer alt merkezleri kullanması bunun yanı

sıra alt sınıfa mensup olan ya da çeperde yaşayan kentlilerin tercih ettiği yer, daha

ucuz ve tek vasıta ile ulaşılabilir olması nedeniyle, Ulus olmaktadır.

Bunun yanı sıra dindar-laik ayrışmasının görünür olduğu günümüzde bu ayrım

Ulus’ta kültürel katmanlaşma ve mekansal ayrışma olarak karşılık bulmaktadır.

Ulus’un, özellikleara sokaklarında yer alan ticaret alanları düşük gelir gruplarınca

ucuz ve niteliksiz tüketim mallarının (Tunçer, 2011) satılması nedeniyle

seçilmektedir. Öte yandan Ulus’taki ayrışmanın vücut bulduğu bir diğer durum da

dindar-dindar olmayan kentlilerin mekan seçimleridir.

Ulus’un belli bölgelerini İslami kimliği ön planda olacak şekilde kişisel kimliğini

kurgulamayı seçen gruplar yoğun şekilde kullanmaktadır. Hacıbayram Cami çevresi

ile Çıkrıkçılar yokuşunda yer alan küçük ticaret birimleri bu mekanların en

belirginleridir. Cumhuriyet’in sembol mekanlarından olan Ulus Meydanı, Opera

Meydanı ve Gençlik Parkı ve çevresi gibi Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren

anıların biriktiği noktalar birçok Ankara’lı için ayrı bir öneme sahiptir. Bu bilgiye

anket çalışması ve alan çalışmalarında yapılan gözlem ve karşılıklı görüşmeler

sayesinde ulaşılmıştır.

Page 65: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

43

Şekil 3.10: 18.yy sonlarında Ankara’da mahallelerin etnik yapısı, R.Özdemir’in

XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Ankara isimli eserinde sayfa 119’da bulunan

“Nüfusun Mahallelere Göre Dağılış Tablosu” ve sayfa 303’de “Ek

17/a:1785-1840 Yılları Arasında Ankara’nın Yerleşim Durumunu

Gösteren Harita-1/a” ile Ö. Ergenç’in “1580-1595 Yılları Arasında

Ankara ve Konya” isimli çalışmasında yer alan Harita 1 birleştirilerek

çizen: S. Aktüre, 17. Ve 18. Yüzyıllarda Ankara, Ankara Ankara,s.95,

İstanbul, Kasım, 1994.

“Dindar” diyebileceğimiz grupların yoğun şekilde kullandığı Hacıbayram Cami ve

çevresi ile geleneksel dokusu belli oranda korunan Çıkrıkçılar Yokuşu ve civarının

bu gruplarca tercih edilmesinin nedenleri arasında Hacıbayram Cami’nin kentin

İslam inancı açısından sembol olmuş, en önemli mekanı olması ve Çıkrıkçılar’ın, bu

kesimin kendilerini yakın hissettikleri Osmanlı’dan kalma kent dokusu ve binaların

bu bölgede var olması sayılabilir.

Page 66: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

44

3.3 Ulus’ta Kentsel Mekanın Yıkımı ve Yeniden İnşası

3.3.1. Doğal Etkiler

Kentler kuruldukları günden itibaren bir çok etki altında değişim gösterirler. Bu

değişimlerden bazıları zamanın doğal akışı içerisinde seyreden, ani mekansal ve

toplumsal kırılmalara neden olmayan olağan nedenlerdir. Bazıları ise olağan dışı

olayların tetiklediği ve çoğu kez mekansal süreklilikte kırılmalara neden olarak aynı

zamanda toplumsal belleği de kırılmaya uğratan nedenlerdir. Bu bölümde olağan dışı

olmakla birlikte kent dokusunda kalıcı değişikliklere neden olan doğal etkiler

incelenecektir.

3.3.1.1. Büyük Kıtlık (1873-1875)

1873 yılı sonlarında başlayan şiddetli yağışlar sonucu yaklaşık 2 yıl süren bir kıtlık

dönemi geçiren kentin nüfusunda büyük oranda azalma yaşanmış, kentli ekonomik

zorluklar yaşamış ve bu durum kentteki ticareti etkilemiştir (Tunçer, 2001; Tunçer,

2011). Yaşanan bu kıtlık sonucu yaşanan ekonomik buhran nedeniyle kentte özellikle

fakir mahalleleri ile küçük ticari merkezlerin bakımsız kaldığı ve köhneleştiği

söylenebilir. Kentin 19.yüzyılda yaşamaya başladığı ekonomik ve mekansal

çöküntünün bu iki yıl süren kıtlıktan da etkilendiği ve ivme kazandığı rahatlıkla

söylenebilir (Önsoy, 1994).

3.3.1.2. Yangınlar

Yangınlar, özellikle Anadolu’da yerel malzeme ile yapılan ve birbirine çok yakın

olan organic dokulu kentsel mekanlarda kısa sürede çok geniş alanlara yayılarak

önemli tahribatlara neden olabilen felaketlerdendir. Ankara’da da ulaşılabilen tarihsel

kayıtlara görekent dokusunda değişikliklere neden olan büyük yangınlar yaşanmıştır.

Bu bölümde bu yangınların kentin katmanlı yapısında nasıl bir etkiye sahip olduğu

incelenecektir.

1881 Mahmut Paşa Bedesteni Yangını

1881 yılında çıkan bu yangında “yukarı yüz”de yer alan ve kentin en önemli ticari

odaklarından biri olan Mahmut Paşa Bedesteni ile çevresindeki hanlar, atölye ve

ticaret haneler tahrip olmuştur (Tunçer, 2011). 19. Yüzyılın sonlarına doğru yaşanan

bu yangın yaşanmakta olan mekansal çöküşü hızlandırmış, kent dokusuna verdiği

Page 67: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

45

zararın yanı sıra kentin ticari merkezinin “yukarı yüz”den “aşağı yüz”e kaymasına

neden olmuştur (Tunçer, 2001).

Şekil 3.11 : Mahmut Paşa Bedesteni çevresi uydu görüntüsü. Ekran görüntüsü

15.04.2012 tarihlidir.

Şekil 3.12 : Mahmut Paşa Bedesteni Yangınından etkilenen alanlar, (Tuncer , Kişisel

Arşiv).

1917 Hisarönü Yangını

Tüm Anadolu’yu olduğu gibi Ankara’yı da etkileyen 1.Dünya Savaşı yaşanırken

kentte çok büyük bir yangın felaketi yaşanmıştır. 13 Eylül 1917 yılında çıkan yangın

kentin varlıklı ailelerinin oturduğu Hisarönün’nden başlayıp Atpazarı’na ve

Hacıbayram mahallesi sınırlarına kadar ulaşmış, çoğunlukla Ermeni ve Yahudilerin

Page 68: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

46

yaşadığı mahalleleri harap etmiştir (Aktüre, 1981; Tunçer, 2001; Tunçer, 2011).

Yangının çok geniş bir alanı etkilemesinin nedenleri arasında geleneksel Türk kent

dokusunun organik ve sıkışık yapısı ile geleneksel mimaride ahşap malzemenin

yaygınlıkla kullanılması sayılabilir.

1927 Tahtakale (Taht’el Kala) Yangını

Sulu Han’ın (Hasan Paşa Hanı) kuzeybatısında yer alan, doğuda Balıkpazarı’na,

kuzeyde Karaoğlan çarşısına komşu olan ve Tahtakale meydanı ve meydanın

çevresinde yer alan ticarethanelerden oluşan çarşı ve çevresindeki konut dokusu 18-

19 Temmuz 1927 tarihinde çıkan yangın sonucu büyük oranda tahrip olmuştur.

Tunçer yangındaki hasarı 500 dükkan, 100 ev, biri Tahtakale hanı olmak üzere 5 han,

3 fırın, Haseki Cami, 1 mescit ve Hasan Paşa ve Tahtakale olmak üzere 2 hamam

olarak belirtmektedir (Tunçer, 2011).

Tahtakale yangını sonrası bölgede yapılan imar çalışmaları sonucu doku neredeyse

bütünüyle değişmiş, 1930 Posta Caddesi açılmış, 1937 yılında Robert Oerley

tarafından Ulus Hali bu bölgede inşa edilmiştir (Tunçer, 2011).

(a) (b)

Şekil 3.13: Tahtakale Yangınından etkilenen alanlar (a), (Tuncer Kişisel Arşiv).

Ekran görüntüsü (b) 15.04.2012 tarihlidir.

2003 Modern Çarşı Yangını

1957’de açılan yarışma sonucu elde edilen projenin müellifi Rıza Aşkan’dır ve yapı

Uluslar arası Üslup olarak adlandırılan üslupta tasarlnamıştır. Şehit Teğmen Kalmaz,

Kızılbey ve Hal Sokak arasında inşa edilen yapı 2003 yılında çıkan bir yangın

sonucu boşaltılmış ve sonrasında yıkılmıştır. Kentin belleğinde yer eden, ortasındaki

Page 69: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

47

avlu ile kamusal işlevi de olan bu çarşı da “kentsel parşömen”den kazınan bir bellek

öğesidir.

Yangınlar kentin ekonomisini olumsuz yönde etkilemenin yanı sıra kent dokusunu da

büyük oranda tahrip etmektedir. Kent dokusunda büyük boşlukların da açılmasına

neden olduğu için kentteki yeni yapılanmalara ve önemli dönüşümlere vesile

olmasına yol açtığı da söylenebilmektedir.

Şekil 3.14: Modern Çarşı Yangını (Url 5).

Tekeli’nin de değindiği üzere yangınların neden olduğu mekansal dönüşüm

esnasında yapıların daha sağlam teknik ve malzemeler kullanılması sonucu geçmişe

oranla daha kalıcı yapılar inşa edilmiş ve böylece daha kalıcı bir kent dokusu

oluşmuştur (Tekeli, 1982; Tunçer, 2001). Ankara özelinde düşünülürse 19.yüzyıl

sonu ve 20.yüzyıl başında yaşanan yangınlar sonucu oluşan kentsel boşluklar

Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan yoğun inşa faaliyetleri nedeniyle hızla dolmuş

ve böylece Ulus Tarihi Kent Merkezi’nin günümüzdeki kent dokusunu

şekillendirmiştir.

Page 70: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

48

3.3.2. İmar Planı ve Koruma Kararları

Geleneksel bir dokunun hakim olduğu Ankara kenti 1920’lerin sonlarına kadar

kapsamlı bir planlama çalışmasına şahit olmamış, parçacı bir planlama yaklaşımıyla

imar edilmeye çalışılmıştır. Yerleşim Kale’den ovaya doğru inmiş ve bu topraklara

sahip olan tüm kültürler bu bölgede yerleşip izler bırakmışlar ve bir öncekinin

izlerini de belli oranda silmiş ya da değiştirmişlerdir. Ulus’un günümüzdeki yapısı

her ne kadar geçmişin izlerini taşıyor olsa da yapılan imar planlarının ve koruma

anlayışının fiziksel çevrenin şekillenmesinde büyük etkisi olmuştur.

3.3.2.1. İmar Planlarının Ulus’a etkileri

Ankara’da yapılan ilk planlama çalışmalarına kadar modern şehir planlama

anlayışından oldukça uzak olan Osmanlı Dönemi’nden kalma 1882 tarihli Ebniye

Kanunu yürürlüktedir ve bu kanun yol ve yapılarla belirli oranda ilgilidir. Yeni

kurulan bir Cumhuriyet ve bu Cumhuriyet’in sembolü olan Ankara’da artan nüfus ve

kentsel ihtiyaçlar sonucunda planlama faaliyetleri zorunlu hale gelmiştir ve 1924’te

şehreminliği haline gelen kentte 1928 yılında Ankara İmar Müdürlüğü kurulmuş ve

uluslar arası bir yarışma açılarak Ankara’nın planlanmasında en önemli adımlardan

biri atılmıştır (Kayasü, 2005).

Yeni bir başkentin tamamiyle planlanması hizmetini verebilecek kent planlama ve

mimarlık alanlarında çalışan yeterli sayıda yerli uzman olmadığından dolayı yabancı

uzmanlardan hizmet alınması yoluna gidilmiştir (Burat, 2011). Bunlardan ilki Carl

Lörcher, ikincisi ise Hermann Jansen’dir. Bu bölüm kapsamında Lörcher ve Jansen

planlarının yanı sıra, bir yarışma yoluyla temin edilen Uybadin-Yücel Planı ve 1990

Ankara Nazım İmar Planı ve 2015 Yapısal Plan Önerisi’nin bölgeye etkileri ele

alınacaktır.

Page 71: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

49

Şekil 3.15: Ankara 1924 Planı (Günay, Kişisel Arşiv).

Lörcher Planı

1923 yılı sonunda Ankara Şehremini Mehmet Ali Bey tarafından Ankara’nın

genişlemesi ve düzenlenmesi için bir keşif yapılması talebi sonucu oluşturulan

raporda ‘kısmi tarihi’, ‘su cereyanları’, ‘şimendüfer hattı tesisatı’, ‘sanayi’, ‘yol

şebekesi’, ‘mıntıka taksimatı ve tarzı inşaat’, ‘mezbaha tesisatı’, ‘hastahaneler’,

‘mezarlıklar’, ‘hapishane’, ‘sebze bahçeleri’ ve ‘estetik’ başlıklı ondört bölüm ile

1/4000, 1/10000 ve 1/2000 ölçekli 3 adet rapor eki plan bulunmaktadır. Bu

planlardan 1/4000 ölçekli olan bu tezin kapsamında olan “eski şehir”i yani şimdiki

Ulus bölgesini ele almaktadır (Cengizkan, 2009).

Bu planda eski kentle ilgili göze çarpan en önemli unsurlardan biri İstasyon-Birinci

Meclis- Taşhan- Kale eksenini vurgulayan İstasyon Caddesi’nin kentteki en önemli

aks olarak kurgulanmış olmasıdır. Bir diğer unsur ise kalenin kent planını örgütleyen

önemi. Bu planda kentteki tüm bağlantılar için kale bir odak noktası olarak ele

alınmıştır. Kale’den raporlarda “Güzel Kale” olarak bahsedilmektedir.

Bentderesi bölgesi Lörcher Planı’nda, kentte yeşil yollarla sürekliliği önerilen yeşil

dokunun önemli bir elemanı olarak kurgulanmıştır. O yıllarda kentin en önemli

meydanı olan Taşhan Meydanı ise Millet Meydanı adıyla yeniden tasarlanarak

meydanda bir Atatürk heykeli önerilmiştir. 1924 Lörcher Planı’nda İstanyon

Page 72: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

50

Meydanı’ndan çıkan aks ile ulaşılan Millet Meydanı’nın görevi kentin en önemli

kamusal alanı olmasının yanı sıra Ankara’ya gelenlere “Güzel Kale”yi göstermek,

O’nu vurgulamaktır (Cengizkan, 2004; Cengizkan, 2009).

Şekil 3.16: Lörcher Planı (Günay, Kişisel Arşiv).

İstanbul Yolu, İstasyon Caddesi, Anafartalar Caddesi ve Eski Taşhan Kale arasındaki

yol 1924 planı öncesi mevcut olan ve halihazırda kullanılan yollardır. Ancak

Denizciler Caddesi izi ilk kez Lörcher planlarında yer alır. (Şekil1.17)

İstasyon Caddesi ise çift gidiş-gelişli bir yol şeklinde tasarlanmıştır ve başlangıç

noktasının İstasyon meydanı olduğu bu yolun orta refüjünde tramvay olması

önerilmiştir. Bu yolun çevresinde yer alan bataklık alan ise merkezi iş alanı olarak

tanımlanmıştır (Cengizkan 2004). Günümüzde bu alanda Gençlik Parkı, Hipodrom

ve AKM yer almaktadır. (Şekil 3.18)

Page 73: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

51

(a) (b)

Şekil 3.17: Denizciler Caddesi’nin Lörcher Planı’ndaki izi (a) ve bölgenin

15.12.2012 tarihli ekran görüntüsü (b) (Günay, Kişisel Arşiv).

(a) (b)

Şekil 3.18: İstasyon Çevresi Merkezi İş Alanı’nın Lörcher Planı’ndaki izi (a) ve

bölgenin 15.12.2012 tarihli ekran görüntüsü (b) (Günay, Kişisel Arşiv).

Şekil 3.19: Lörcher Plan Raporunda İstasyon Meydanı’ndan Ankara’ya Bakış

(Cengizkan, 2004).

Şimdiki Atatürk Bulvarı’nın eski şehirdeki başlangıç noktası olan Bankalar Caddesi

izi Lörcher Planında yer almakla ve demiryolu ile kesiştiği noktada demiryolunun

Page 74: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

52

altından Yeni Şehir’e bağlanması tasarlanmış olmakla birlikte, şimdi olduğu gibi

Yeni Şehir’in ana ekseni ile birleştirilmemiştir. (Cengizkan, 2004). (Şekil 3.20)

(a) (b)

Şekil 3.20: Lörcher Plan Raporunda Bankalar Caddesi izi (a) ve bölgenin 15.12.2012

tarihli ekran görüntüsü(b) (Günay, Kişisel Arşiv).

Lörcher Planı’nda yer alıp günümüzde de hala izleri görülen bir diğer kentsel mekan

da Hükümet Meydanı. İzleri şimdikiyle büyük oranda örtüşen bu alanda yapılan

düzenleme sonrası bazı değişiklikler yapılmıştır (Cengizkan, 2004). Örneğin Juliyen

Sütunu meydan düzenlenmesi sonrası meydanın Hacı Bayram Cami tarafındaki

girişine yerleştirilmiştir. (Şekil 3.21)

(a) (b)

Şekil 3.21: Lörcher Plan Raporunda Hükümet Meydanı (a) ve bölgenin 15.12.2012

tarihli ekran görüntüsü (b) (Günay, Kişisel Arşiv).

Hacı Bayram Cami ve Augustus Tapınağı’nın birlikteliğini ve Ankara için değerini

önemseyen Lörcher bu alanın çevresinin açılarak serbestçe algılanabilir bir hale

getirilmesini düşündüğünü gösterir bir eskizle Jansen’den itibaren alanla ilgili

çalışanların öncülüğünü yapmıştır (Cengizkan, 2004).

Page 75: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

53

Şekil 3.22: Carl C. Lörcher’in Hacı Bayram Cami ve Augustus Tapınağı’nın

çevresine dair yaptığı eskiz (Cengizkan, 2004).

Ulus eski kent merkezinde yer alan ve Lörcher Planı’nda izleri olan bir diğer önemli

kentsel mekan Hergele(n) (şimdiki Opera-İtfaiye meydanı) Meydanı’dır. Bu alandan

kaleye bakışı vurgulamak amacıyla burada bir meydanlar dizisi önermiş (Cengizkan,

2004) ancak Jansen planında aynı vurgu olmadığından günümüzde sadece meydanın

izleri mevcuttur, kaleye doğru Vista veren aks yoğun doku nedeniyle okunaklı

değildir.

Son olarak planda önerilen Çankırı Caddesi izinin sınırının, o dönem Yoğun Duvar

olarak anılan bölgeyi tahrip etmeden geçmesini yorumlayan Cengizkan’ın Roma

Hamamı’nın Lörcher Planı’ndaki yeri konusundaki düşüncesine değinmek gerekir.

Cengizkan’a göre (2004), henüz arkeolojik çalışmaların başlamadığı bu dönemde

Lörcher bölgeyi iyi etüt etmiş ve bu yol izini arkeolojik alanı zedelemeyecek şekilde

bırakmıştır. Ancak bu tespite karşın planda bu alanda yapılaşma gösterilmiştir.

Yapılan planın önerdiği yapılaşma koşulları gelecek 50 yılda kentin ulaşması

beklenen 250-300 bin nüfuslu bir kente sağlıklı koşullar yaratmaktan uzak olduğu

düşünüldüğünden yeni ve kapsamlı bir imar planına ihtiyaç duyulmuştur (Burat,

2011).

Page 76: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

54

. (a) (b)

Şekil 3 23: Lörcher Plan Raporunda Roma Hamamı bölgesi (a) ve bölgenin

15.12.2012 tarihli ekran görüntüsü (b) (Günay, Kişisel Arşiv).

Jansen Planı

Şekil 3.24 : Jansen’in Hazırladığı Ankara Şehri İmar Planı ( Ankara İmar Planı

Raporu, Hermann Jansen)

Yeni bir plan oluşturulması üzere Hermann Jansen, Joseph Brix ve Leon Jausseley’in

katıldığı yarışmanın sonucunda 1928 tarihinde Hermann Jansen’in yaptığı plan

birinci seçilmiş ve projelendirme süreci 1932’de onaylanan planlar ile sona ermiş,

Page 77: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

55

Jansen’in İmar Müdürlüğü’ndeki danışmanlığı ise 1938’e dek sürmüştür (Burat,

2011).

Nazım plan düzeyinde kaleyi çevreleyen bir kent biçimi öneren (Günay, 2005)

Jansen planının Ulus’taki izlerinden en önemlisi kuşkusuz Kale’yi kentin tacı olarak

görmesi ve heryerden algılanabilir olacak şekilde planlama çalışmalarını

yönlendirmesidir. Özellikle demiryolunun kent ile bağlantısının önemine plan

notlarında değinen Jansen Gar-Taşhan Meydanı- Kale aksını Lörcher planındaki ve

mevcut kullanımdaki ize sadık kalarak belirleyen ve Kale’nin algılanışını önemseyen

bir yaklaşımla yeşil bir koridor olarak tasarlamıştır.

Şekil 3.25: Jansen Planı’nda Samanpazarı Meydanı Görünümü ( Ankara İmar Planı

Raporu, Hermann Jansen)

Taşhan Meydanı’ndan Yeni Şehir’e bağlanan Bankalar Caddesi aksı da gene Lörcher

Planı’nda olduğu gibi kentin en önemli akslarındandır. Jansen Eski Şehir’e “üstüne

cam bir levha kapatma” benzetmesiyle müdahaleyi sınırlı tutmuş, mümkün

Page 78: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

56

olduğunca bu bölgeye “el sürmemek gerektiğini” plan raporunda belirtmiştir. Eski

Şehrin karakterinin bozulmamasının önemli olduğunu dile getirmiştir. ”İstiklal

Harbi’nin merkezi olması dolayısıyla... ve bu hususun çok kutsi kabul edilmesi

yüzünden…Eski Şehir’den ve onun hatıralarından birdenbire ayrılmak kimse

tarafından arzu edilemezdi ve edilmedi” sözleriyle dokunmaktan imtina ettiği Eski

Şehir’le bağını tamamen koparmanın toplumsal bellek ve kent kimliği açısından

olumsuz bir davranış olacağı için tercih edilmeyeceğini göstermiştir.

“Bir şehrin bir ecnebi üzerinde uyandırabileceği en mühim tesir şehrin istasyondan

olan görünüşündedir. Bundan dolayı Ankara parklarının kalbi demek olan gençlik

parkı burada tanzim edilmiştir.” Bu ifadelerle kentte yeşile ve rekreasyon alanlarına

ne denli önem verdiği anlaşılabilmektedir Hermann Jansen’in. Gençlik Parkı

günümüzde de Ulus’ta yer alan en önemli rekreasyon alanıdır ve hemen karşısında

yer alan resmi geçit ve kutlamaların yıllarca yapıldığı stadyum ile kentin belleğinde

önemli bir yere sahiptir. Gençlik Parkı, Hipodrom ve Stadyum birlikteliğiyle

amaçlanan yeşil Ankara’nın bir diğer önemli rekreasyon alanı Bentderesidir ki üstü

kapatıldığı için günümüzde rekreasyon alanı olmaktan çok uzaktır.

Şekil 3.26: Jansen Planı’nda Gençlik Parkı (Ankara İmar Planı Raporu, Hermann

Jansen)

Jansen plan raporunda yol en kesitlerine de oldukça önem vermiştir. Detaylı şekilde

anlattığı yol profillerinde “Aslında bir caddede yürüyen de araba gibi aynı hakka

Page 79: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

57

malikdir.” cümlesiyle tarif ettiği gibi yaya kaldırımlarına oldukça önem vermektedir.

Mevcut durumda cadde profillerinin “araba kaldırımlarının lehine” olarak imal

edildiğini dile getiren Jansen kuzey-güney doğrultulu caddelerde batı kaldırımın,

doğu-batı doğrultulu caddelerde ise güney kaldırımının daha geniş olması gerektiğini

ve bu kaldırımın birkaç sıra ağaç ve yanında bisiklet yolu ile birlikte düzenlenmesi

Şekil 3.27: Jansen Planı’nda Stadyum. (Ankara İmar Planı Raporu, Hermann

Jansen)

gerektiğini vurgular. Gerçekten de günümüzde Jansen Planı’nın izlerini taşıyan

Cumhuriyet Caddesi ve Atatürk Bulvarı başta olmak üzere hemen tüm caddelerde bu

karakteristiğin izlerine rastlanmaktadır. 1950’lerden sonra yapılan müdahaleler

sonucu cadde en kesitleri değişmiş olsa da geniş gölgelikler sağlayan ağaçların

oluşturduğu alleler kentin en belirgin imajları arasındadır.

Page 80: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

58

Şekil 3.28: Jansen Planı’nda İstasyon Meydanı (Ankara İmar Planı Raporu, Hermann

Jansen)

1957 Uybadin-Yücel Planı

Şekil 3.29: Uybadin-Yücel Planı (Günay, Kişisel Arşiv).

1928 yılında, gelecek 50 yılda 300 bin nüfusu barındıracak bir plan olarak tasarlanan

Jansen’in Ankara’sında 1950 lere gelindiğinde ikinci dünya savaşı sürecindeki

göçlerin de etkisiyle 290bin nüfusa ulaşılmıştır ve bu durum yeni bir plan

yapılmasını zorunlu kılmıştır (Altaban, 1998). Tankut’un (1998) eleştirdiği şekliyle,

Page 81: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

59

Jansen’in kurguladığı Ankara’nın makroformu belirsizdir, şehir merkezi tanımı zayıf

ve kentsel meydanları neredeyse yok denilebilecek durumdadır. Ayrıca her ne kadar

sokak-yapı işlişkileri ve yol en kesitlerinin oluşturduğu kentsel ölçek ve silüet imgesi

olumlu olsa da kentte çağın getirdiği trafik yükünü omuzlayabilecek bir strüktür

oluşmamıştır. Ayrıca Ulus’da kalenin batısı, Kale ve Hacıbayram çevresi dışında

kentsel dokunun değişmesine neden olmuş, caddelerin çeperlerinde yüksek katlı

yoğun bir doku oluşmuş ve iç taraflar çöküntü haline gelmiştir (Günay, 2005). Tüm

bu nedenlerle 1954 yılında açılıp 1955 yılında sonuçlanan yarışma sonrası 1957’de

Uybadin-Yücel planı onaylanarak yürürlüğe girmiş ve plan 1958-1968 yılları

arasında yürürlükte kalmıştır.

Uybadin ve Yücel’in hazırladığı planın kent mekanını dönülmez şekilde etkileyen en

önemli kararı, artan nüfus sorununa mevcut yapılı çevreyi yerinde yükselterek yani

kat artışı vererek çözüm üretme yaklaşımıdır. Eski Kent bölgesi için planda yapılan

tespitlerden biri Ulus, Samanpazarı ve Anafartalar Caddesi’nde konuttan işyerine

doğru bir dönüşüm olduğudur.

1957 planının Ulus bölgesi için çok önemli bir projeksiyonu vardır. Merkezin

genişleyeceği kabulüne karşın Ulus’un hala önemli bir merkez olarak kalacağını ve

Eski Şehir’deki yapıların çok geç kalınmadan Hükümet yardımıyla onarılmasının

gerekli olduğu tespitidir bu. Yol üstü yapılaşmaların arkasında kalan yapı stoğunun

oldukça kötü durumda olduğu raporda vurgulanmkatadır (Cengizkan, 2005). Ancak

Cengizkan’ın bu planla ilgili yaptığı tespitler sonucu görüyoruz ki 1957 planı

öncesinde özellikle Eski Şehir’deki durumun bir benzerinin bu plan sonrası tekerrür

etmiştir. Verilen kat artışı hakları sonucu “caddeler üzerindeki yapılaşmalar

oluklaşmış”, bu durum cadde çeperinde oluşan yüksek dokunun arka alanlarındaki

mahallelerden nitelik olarak kopuşuna sebebiyet vermiş ve geride kalan dokuların -

özellikle tarihi dokuya sahip alanların- bakımsız ve hizmet götürülmesi zor alanlar

olarak kalmasına neden olmuştur. Ayrıca eğimli arazilerde sokak en düşük kotundan

verilen saçak kotu ile giriş kotundan itibaren hem yükselmeyi hem de alt kotlara

inmeyi mümkün kılmıştır. Bu durum sonucu eğimli arazilerde komşu çekme

mesafeleri ve gün ışığı asgari değerleri açısından olumsuz sonuçlar doğurmuştur

(Cengizkan, 2005).

Lörcher ve Jansen planlarının ana tasarım kararlarını oluşturan yeşil bantlar ve algı

koridorları, meydanlar ve parklar gibi kamusal alanlar, tüm kent için oluşturulan yol

Page 82: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

60

en kesiti tipolojileri, mekansal nitelik kaygısı ya da kentin tacı konumundaki kale

vurgusu bu planda görülmemektedir (Cengizkan, 2005).

Bu plan kararları ile yapımı mümkün olabilen Anafartalar Çarşısı Eski Şehir’in en

önemli noktalarından birine modernist bir imza atmıştır. Ferzan Baydar, Affan

Kırımlı, Tayfur Şahbaz’ın tasarladığı çarşı-işhanı bloğu ve Ulus Heykel

Meydanın’dan Ankara Kalesi’nin algılanmasını etkileyen ofis bloğu her ne kadar

Lörcher ve Jansen’in öngördüğü algılanabilir Kale manzarasını engellese de, ilk

yürüyen merdiveni Ankaralılarla tanıştıran çarşı olması ve modern mimarlığın “Mies

vari” sade çizgileri ve döneminin öncüsü giydirme cephe kullanımı nedeniyle de

kentlilerin belleğinde yer edinmiştir. 1954 yılında gene bir yarışma projesi ile elde

edilen Gzanfer Beken, Orhan Bolak ve Orhan Bozkurt’un tasarladıkları Ulus İşhanı

yapılar grubunun 1958 yılında tamamlanması ve çevre düzenlemesi ile birlikte o

tarihe kadar kavşak ortasında yer alan Atatürk Heykeli’nin şimdiki yerine taşınması

ile oluşan meydan görünümünün Anafartalar Çarşısı’nın ofis bloğuyla birlikteliği

Ulus Meydanı’nın yeni imgesini oluşturması ve kente yeni katmanlar eklemesi

açısından önemli gelişmelerdir.

Yeni yönetsel merkezin 1961’de açılan parlamento ile bütünüyle Yeni Şehir’e

kaymış olması sonucu Ulus işlevsel açıdan boşalmaya başlamıştır.

Şekil 3.30: 1950’lerden sonra Cumhuriyet Caddesi ve Ulus Meydanı’nın

değişen profili (Günay, Kişisel Arşiv).

Page 83: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

61

1990 Ankara Nazım İmar Planı

Uybadin-Yücel planı “mimar-plancı”lar eliyle yapılan ve arazi kullanımına önem

veren bir planlama anlayışı ile yapılmıştır (Cengizkan, 2005). 1958-1968 arası

yürürlükte kalan Uybadin-Yücel Planı’nın ardından Ankara Metropoliten Alan

Nazım Plan Bürosu (AMNPB) tarafından 1968-1984 yılları arasında 1990 Ankara

Nazım İmar Planı çalışması gerçekleştirilmiştir. Kentin makroformunun

belirlenmesinde etkin rol oynayan bu planın Ulus bölgesi açısından en önemli

başarısı kenti çok iyi tahlil etmesi ve Eski Şehir’in korunmasına yönelik öneriler

getirmiş olmasıdır (Türkün, Ulusoy, 2006). Uybadin-Yücel Planı’nda önerilen

“yerinde yükselme” yoluyla artan nüfusun taşınması yolunun aksine 1990 Nazım

İmar Planı’nda yerleşimin coğrafi olarak Ankara’nın yerleştiği çanağın dışına çıkarak

batı koridoru boyunca ilerlemesi önerilmiş ve Eski Şehir olarak nitelediğimiz tarihi

kent merkezinin korunması ilke edinilmiştir. Bununla birlikte kent merkezinin

bütününe yönelik noktasal kararlar verilmemiş temelde Uybadin-Yücel Planı’nın

uygulanmasına devam edilmiştir (Günay, 2005).

Şekil 3.31: 1990 Ankara Nazım İmar Planı (Günay, Kişisel Arşiv).

Page 84: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

62

3.3.2.2. Koruma Kararları’nın Ulus’a Etkileri

Şekil 3.32: Ankara Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı

Uygulama İmar Planı (Günay, Kişisel Arşiv).

Page 85: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

63

Ankara kenti 1920’lerin sonu 30’ların başında yeni bir başkent olarak planlanırken

geçmişten gelen mirası hayli kabarıktı. Koruma kararlarının incelendiği bu başlıkta

yasal hale gelmiş kararların yanısıra öncelikle ilk “koruma” yaklaşımı olarak

Jansen’in plan notlarına göz atmakta yarar var. Modernite ve ulus devlet inşası

projelerinin bir uzantısı olarak yeni başkent Ankara’nın sıfırdan ele alınarak

geleneksel anlayıştan uzak modern planlama ilkeleri ile planlanması aşamasında

mevcut dokuya mümkün olduğunca zarar verilmemesi Jansen tarafından ilke

edinilmiştir. Bu durumu şu sözlerden anlamak mümkün: “Yeni şehircilikte yeni şehir

kısımlarının kurulmasını eski kısmın yayılışından tamamen ayırmak lazımdır.Hatta

nazari olarak Eski şehir üzerine haddi zatında bir cam levhası kapamalıdır.Bu

suretle kolaylıkla bütün gidişat takip edilerek şehri fenalıklardan korumak kabil olur.

Eski şehre mümkün olduğu kadar fazla el sürmemek gerektir. Yeni kısmın imarının

tekamül ve terakkisinden sonra eski kısma münasip bir şekilde dikkatle bağlamak

kabil olur.”(Türkün, Ulusoy, 2006). Bu yaklaşım elbette şuanki anlayışla bir koruma

yaklaşımı olarak değerlendirilemez ancak 1933’te CIAM tarafından oluşturulan

Atina Şartnamesi’nde kent planlama faaliyetlerinin tarihi eserleri tahrip etmemesi

koşulu olsa da Jansen’in bu tutumu Atina Şartnamesi öncesi dönemi için öncü bir

tutum sayılabilir. Bununla birlikte Eski Şehir’in hala bir MİA kullanımını ve yönetsel

merkezi barındırıyor oluşu nedeniyle geleneksel dokuda bazı müdahaleler yapılmış,

önemli akslar açılarak Eski Şehir Yeni Şehir’e bağlanmıştır.Plan çalışmalarının

Ulus’a etkilerinin incelendiği bir önceki bölümde bu çalışmalara örnekler

verilmiştir.Sonuç olarak bu olumlu görünen tutum sonucunda Eski Şehir’in bakımsız,

öteki olarak kaldığı Yeni Şehir’li Ankaralılar’ın yaşantısında çok fazla yer

edinemediği de açıktır. Koruma anlayışının ülkemizde yavaş yavaş oturup yasalaştığı

1960’lar sonu 70’ler başına dek Eski Şehir yer yer modernitenin yıkıcı etkisine

maruz kalmış ya da yer yer bakımsızlıktan harap olmuştur. Yeni Şehir’e en yakın

bölgeleri ranta karşı koyamayarak, Uybadin-Yücel Planı’nın getirdiği yerinde

yükselme haklarının da etkisiyle niteliksiz betonarme yapılarla dolmuş ve yerinde

yükselerek kentteki kale algısını azaltmış hatta imkansız hale getirmiş, geleneksel

organik kent dokusunu da yer yer yitirmesine neden olmuştur.Geleneksel konutların,

artan nüfusla birlikte oluşan kira taleplerini karşılamak ve kira gelirlerini artırmak

amacıyla bölünerek kiraya verilirken avlu nitelikli açık ve yarı açık mekanlarına

servis birimlerinin eklenmesi yoluyla tahrip olması ve bunun konut-sokak ilişkisini

Page 86: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

64

de etkilemesi dönemin çözülemeyen konut stoku sorunlarının sonuçlarından biridir

(Türkün, Ulusoy, 2006).

Ulus’ta Samanpazarı ve Talatpaşa Bulvarına kadar olan bölge “Protokol Bölgesi”

olarak koruma alanı ilan edilmiş ancak koruma yöntem ve araçlarının

belirlenmemesinden kaynaklı başarılı olunamamış, geleneksel doku kaderine

bırakılmıştır (Akçura, 1970; Tankut, 1993; Türkün,Ulusoy, 2006).

Şekil 3.33: Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı (Günay, Kişisel

Arşiv).

Page 87: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

65

Ulus kent merkezini, Arkeolojik ve Kentsel Sit Alanları ile Korunması Gerekli

Taşınmaz Kültür Varlıkları Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu

1980 sit alanı ilan etmiştir.Temmuz 1983’te Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma

Kanunu yürürlüğe girmiş ve koruma kavramı ile kültürel ve doğal miras kavramları

gündeme gelmiştir. 1986 yılında açılan bir yarışma ile “Ulus Tarihi Kent Merkezi

Koruma Islah İmar Planı” elde edilmiş ve plan 1990 yılında onaylanarak yürürlüğe

girmiştir. Bu plan bağlamında Koruma Program Alanları’nın yanısıra, Koruma

Ağırlıklı Islah Program Alanları ile Yenileme Ağırlıklı Koruma Islah Program

alanları tanımlanaak her bir alanda “doygun yapı”, “korunacak yapı”, “yeni yapı”

gibi kavramlar yoluyla bina ölçeğinden; mevcut imar haklarının dondurulması ve

nüfus ve imar artışı verilmemesi yoluyla kentsel ölçeğe kadar bir çok detaylı tespit

yapılmış ve önemli kararlar verilmiştir. Bu kararlardan biri de mevcut kale

görünümünün engellenmemesi amacıyla getirilen saçak kotu sınırı

uygulamasıdır.Ayrıca kent mobilyasından, altyapıya, çevre düzenlemesi ve

peyzajdan ulaşım kararlarına kadar bir çok alanda çağdaş koruma anlayışlarına

uygun çalışmalar yapılmış ve tüm bu koruma ıslah imar planının gerçekleşmesi bir

süreç olarak tasarlanmıştır (Erkal, Kıral, Günay, 2005). Bu çalışma içinde belirlenen

alt program alanlarından “Hacıbayram ve Çevresi Koruma ve Sağlıklaştırma

Program Alanı” için 1989-1994 döneminde bir kentsel tasarım projesi üretilerek

uygulanmıştır.Bu plan halen yürürlükte ikenbölge dönüşüm ve gelişim proje alanı

ilan edilmiş, sonrasında plan iptali ve 2005 yılında çıkan 5366 sayılı Yıpranan Tarihi

ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak

Kullanılması Hakkında Kanun uyarınca yeni bir plan yapılmıştır ve süreç halen

devam etmektedir. Hacıbayram Cami çevresi ve Kaleye doğru olan konut dokusu

tümüyle yenilenmekte, restorasyon çalışmaları sürmektedir.Bu alanlarda turizm

amaçlı yatırımlar yapılmaktadır.Plana gore, modern mimari akımının ülkemizdeki

önemli örneklerinden Ankara Hali, Anafartalar Çarşısı, Ulus İşhanı Gençlik ve Spor

Genel Müdürlük Binası, 100. Yıl çarşısı, eski PTT binası gibi önemli binalar

yıkılacaktır.Bunlardan bazıları yükseklikleri ve Kale’nin görünümünü engelliyor

oldukları gerekçesiyle yıkılmak istenmektedir.Yapılmadan once Kale’yi kapattığı

gerekçesiyle müdahale edilmesi ve yapımının tartışılması anlaşılabilirdir ve

gereklidir de.Ancak mevcut durumda bu karar, bir katmanın parşömenden kazınması

girişimidir.

Page 88: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

66

Şekil 3.34: Ankara Sit Alanları (Anonim).

Page 89: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

67

3.3.2.3 Kentsel Mekanda İsim Değişiklikleri

Ankara tarihi kent merkezinde kentsel mekan isimleri zaman zaman tarihsel olaylara

ya da yanıbaşında bulunan binalara göre değişiklikler göstermiştir. Bir çok cadde ve

meydanın fiziksel izleri önceki bölümlerde tespit edilmeye çalışılmıştır. Ancak bu

bölümde bir palimpsest olarak Ulus’un kolektif bellekte yer alan sürekliliği için çok

önemli olan kentsel mekan isimlerine değinilecektir.

Taşhan Meydanı / Hakimiyet-i Milliye Meydanı / Ulus Meydanı:

Günümüzde bir kavşak haline gelmiş olan Ulus Meydanı, yaklaşık fiziksel sınırları

ile demiryolunun kente gelmesi ile kale çevresinden güneye doğru kayan

yerleşmenin bir sonucu olarak 19.yüzyıl sonu 20.yüzyıl başında Taşhan meydanı

olarak anılmaktaydı. İstasyona doğru inen İstasyon caddesinin başında yapılan

Karaoğlan çarşısının içinde yer alan ve dönemin ilk lüks oteli olan Taşhan’ın adı ile

anılan meydan Cumhuriyeti’in ilanı sonrasında Hakimiyet-i Milliye ve sonrasında da

Ulus Meydanı adını almıştır (Tunçer, 2011).

Ulus meydanı günümüzde kentliler tarafından “Heykel” olarak da

nitelendirilmektedir. Bunun nedeni de 24 Kasım 1927’de Heinrich Krippel’in

tasarladığı Atatürk Heykeli’nin burada yer almasıdır. Yani Ulus Meydanı adını hem

çevresinde yer alan yapılardan hem de siyasi ve sosyal gelişmelerden almıştır.

İtfaiye Meydanı / Hergelen Meydanı:

Eski adı Hergele ya da Hergelen Meydanı olan İtfaiye meydanı günümüzde oldukça

kalabalık bir düğüm noktası olsa da bir meydan niteliğinde değildir. Geçmişte kente

dışardan gelen insanların toplandığı ve ticaret yapılan bir alan olan Hergelen

Meydanı günümüzde dolmuşların kalktığı, otoparkın olduğu, trafik düzenlemesinin

yetersiz olduğu bir alandır. İsim değişikliği toplumsal yapının ve kent yaşamının

kendiliğinden değişimine bağlı olarak değişmiştir.

Cadde İsimleri:

Kentte birçok caddenin izleri Lörcher planından itibaren görülmektedir (Bölüm

3.3.2.1.1 ve 3.3.2.1.2’de). Cumhuriyet (İstasyon) Caddesi, Denizciler Caddesi,

Anafartalar Caddesi, Bankalar Caddesi gibi önemli akslardan bazıları Lörcher Planı

ile, bazıları ise Jansen Planı ile kent yaşantısında yerini almıştır.

Page 90: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

68

Her iki planın da Eski Kent diye anılan Ulus bölgesinde mevcut izleri olabildiğince

koruyarak bir planlamaya gittiğini ve yönünü demiryolunun ötesindeki Yenişehir’e

döndüğünü bilmekteyiz. Bu nedenle kentin önemli akslarından kimileri Cumhuriyet

öncesi kimileri de Cumhuriyet dönemindeki planlama faaliyetleri ile oluşturulmuştur.

Ancak ortak bir nokta var ki tüm isimler yeni rejimin ilkelerine uygun olarak çağdaş

isimler almışlardır. Bunlardan en önemlisi İstasyon Caddesi olarak bilinen caddenin

Cumhuriyet Caddesi olarak isimlendirilmesidir.

Genç Cumhuriyet sadece siyasi, sosyal ve teknik gelişmelere değil mekansal

gelişmelere de önem vermiş, yarattığı kentsel mekanların isimlerini yeni ideolojiye

uygun olarak seçmiş ve çevresini bu ideolojiyi destekleyen yapı ve heykellerle

süslemeye özen göstermiştir. Böylece kollektif belleği yeniden inşa etmiştir. Tabi ki

bu inşa faaliyetleri bir palimpsest olarak ele alınan Ulus’ta bir kazıma ve yeniden

yazma eylemi olarak ele alınmalıdır. Kent kimliğinin yeni öğelerle yeniden inşası

doğal seyrinde yavaş yavaş silinip yeniden yazılırken, zaman zaman da ani kırıklarla

kesintiye uğramıştır ve bu kırılmaların günümüzde palimpsestin okunaklılığını

azaltan etkileri olmuştur.

3.3.3. Teknik Gelişmeler

3.3.3.1. Demiryolunun Yapılışı

1892 yılı aralık ayında İstanbul-Bağdat demiryolu projesi kapsamında Ankara’ya

demiryolu ulaşmıştır (Ortaylı, 1994; Tunçer, 2001). Demiryolu sayesinde İstanbul ile

yolculuk süresi kısalmış, bunun sonucu olarak kentte kullanılan tüketim

maddelerinde (petrol, şeker, manifaktür vb.) artış yaşanmış ve bu tüketim

maddelerinin satıldığı ya da bunlarla üretilen son moda yiyecek ve giyecek

maddelerinin satıldığı birçok yeni mağaza açılmıştır (Aktüre, 1978; Tunçer, 2001).

Ankara’nın ticari hayatında önemli bir dönüm noktası olan bu olay kentin mekansal

gelişimini ve formunu da zaman içinde etkileyecektir. Demiryolunun yapımından

sonra kent kalenin eteklerinden ovaya doğru büyümeye başlamıştır (Tunçer, 2011).

Kentin ticari merkezi, gar binasından başlayan yolun (sonradan düzenlenerek

İstasyon caddesi adını almıştır) kente ulaştığı nokta olan bugünkü Ulus meydanına

doğru gelişmiş ve bu alan uzun süre şimdiki Sümerbank binasının yerinde bulunan

ve kentin en önemli konaklama binası olan Taşhan’ın adıyla anılmıştır. Bu han

zaman içerisinde sadece demiryoluyla kente gelen yolculara hizmet verir hale

Page 91: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

69

gelmiştir (Aktüre, 1978; Ortaylı, 1994). Kurtuluş Savaşı sırasında cephelerden gelen

haberlerin, sonrasında ise mecliste yaşanan gelişmelerin bu meydanda toplanan

kalabalık tarafından karşılandığı, toplumsal olaylara ilk tepkilerin bu meydanda

verildiği, zaman zaman kutlamaların yapıldığı dönemin kartpostallarından

gözlenebilmektedir. (Ankara posta kartları s.50 sağ üst foto)

Demiryolunun kente gelmesi ve sonrasında yaşanan askeri ve siyasi gelişmeler

sonucu demiryolundan kente ulaşan İstasyon caddesinin ilk meclis binasıyla kesiştiği

yer olan Taşhan meydanı bir anlamda kentsel giriş kapısı olmuş, kentin modern

merkezi haline gelmiştir (Tunçer, 2001; Ortaylı, 1994).

Şekil 3.35: Ankara’nın gar ile ilişkisi ve İstasyon caddesinin gelişimi (Tunçer ve

Günay arşivlerinden birleştirilmiş kişisel çalışma).

3.3.3.2. Su Sorununun Etkileri

Ankara jeolojik yapısı nedeniyle tarihi boyunca hep su sıkıntısı çekmiş, evlere ve iş

yerlerine su ulaştırma sorununu mahalle çeşmelerinden su taşıyan ev ahalisi ya da

eşekli sakalar çözmeye çalışmıştır (Bir Zamanlar Ankara, s.86). 25 Nisan 1890

tarihinde kente vali Abidin Paşa tarafından su getirilmiştir (Tunçer, 2001). Bu girişim

kentin su sorununu çözmeye yetmemiş, 19. yüzyıl sonu 20. Yüzyıl başında yaşanan

yangınların çok geniş alanı etkilemesinde su sorununun da büyük payı olmuştur

(Refik Halit Karay, Deli, 1939). Dolaylı olarak da olsa Ankara’nın su sorununun

tarihselliği kent dokusunu etkilemiştir.

Page 92: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

70

3.3.3.3. Ulaşım Politikaları ve Metronun Etkileri

19. yüzyıl şehir içi ulaşımda atlı arabaların kullanılmaya başladığı dönemdir (Tunçer,

2001). Bu gelişme büyümekte olan kentin ulaşım sorununa çözüm getirmekle birlikte

şehir dışına doğru yapılan “bağ evleri”nin de artmasına neden olmuştur. 1920’lerde

kent içi yolculukların önemli bir bölümü yaya olarak gerçekleşmekteydi, otomobil

yolculuğu ise çok az sayıdaydı (Öncü, 2009). 1930’larda kullanılan kaptı-kaçtı olarak

adlandırılan küçük otobüslerle yapılan yolculuklar kalkış noktası Ulus olmakla

birlikte Eski Şehir’i kapsamamaktaydı (Tekeli, 2010). 1940’lı yıllarda Ankara

Otobüs İşletmesi kurulmuş, aynı zamanda artan talebi karşılamak amacıyla Ankara

Umum Otomobilciler ve Şoförler Derneği taksi-dolmuş hizmeti vermeye başlamış

(Ulus-Cebeci, Cebeci-Sıhhiye ve Ulus-Bakanlık güzergahlarında) ayrıca 1947

yılında Bakanlık-Ulus-Dışkapı hattında ülkenin ilk troleybüs hattı sefere başlamıştır.

1950’lerde ilk kez minibüs taşımacılığı kent hayatına girmiş, ayrıca Ulus-Kızılay

arasındaki kentin en önemli bulvarı olan Atatürk Bulvarı’nda kaldırımlar daraltılıp

yol genişletme çalışması yapılmıştır (Öncü, 2009; Tekeli, 2010). Bu çalışma

esnasında mevcut ağaçlar kesilmiş önceki bölümlerde değinilen Jansen Planı’nın

özenle hazırlanan yol en kesiti tahrip edilmiştir. 1960’lar ve sonrasında ülkesel

düzeyde karayolu taşımacılığının ön plana alınması ile birlikte minibüs, dolmuş ve

taksi taşımacılığı artmış, kamu toplu taşımacılığı gerileme eğilimi göztermiştir.

1970’lerde özel otomobille yapılan yolculukların oranı artış göstermiş ve minibüs,

dolmuş ve taksi gibi trafik sorununu çözmekten uzak ulaşım sistemlerine özel araçla

ulaşım da eklenmiştir. Ayrıca toplu taşıma sisteminin yetersizliği nedeniyle kamu ve

özel işyerlerinde servis araçları yaygınlaşmaya başlamış ve bu ulaşım yöntemi de

ciddi bir yoğunluğa sebep olmuştur. 70’lerin sonunda kentte 3 adet otobüs şeridi

açıldıysa da bunlar butezin konusu olan çalışma alanı dahilinde değildir ve çalışma

alanında etkileri gözlenmemiştir. 1979-1981 yılları arasında troleybüsler

kullanımdan kaldırılmıştır. Bunun gerekçeleri arasında hızlarının düşük olması ve

trafiği aksatmaları gibi nedenler vardır (Öncü, 2009). Bu tutum sonraki dönemlerde

daha çok benimsenecek ve kent içi yollar yaya için elverişsiz otoyollara

dönüşecektir.

Ankara kent içi ulaşım çalışmalarından çalışma alanını etkileyen en önemlisi

kuşkusuz ki metro hattının yapılmasıdır. 1989 yılında yapımına başlanan metro hattı

1994 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır.

Page 93: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

71

Bölüm sonucu:

Friglerden itibaren birçok uygarlığın yerleşim alanı olan Ankara tarihi kent merkezi

Ulus, geçmişten bugüne birçok kırılma noktası yaşamış, defalarca farklı sebeplerle

kazınıp yeniden yazılan bir parşömen gibi yıkım ve inşa faaliyetlerine sahne

olmuştur. Kuşkusuz ki bu yıkım ve yeniden yapım süreçleri sadece basit bir fiziksel

değişim olarak kalmamış, kentin kültürel yapısını ve kimliğini de her defasında

değişime uğratmıştır. Ulus’ta farklı dönemlere ait izler yanyana ya da üstüste kalarak

günümüze kadar gelmiştir. Bunlardan bazıları günümüzde kent kimliğinde önemli

yere sahipken bazıları kentliler tarafından fark dahi edilmemektedir.

Kıtlıklar, su sorunu, savaşlar, işgaller, devrimler, imar planları, koruma kararları

derken günümüze kadar gelen birçok zenginlik, günümüzde verilen yanlış planlama

ve kentsel tasarım kararları ve eksik koruma bilinci nedeniyle tehdit altındadır ya da

kent yaşamında olması gereken yeri alamamaktadır.

Bu bölümde anlatılan düşey katmanlarda kentin çekirdeğinin Friglerden günümüze

büyüyerek geldiği, yangınların kent dokusunu nasıl tahrip ettiği, su sorununun

yangınları durdurma konusunda etkilediği, Lörcher’in hazırladığı etütler ile

başlayarak kentin günümüzdeki dokusunun izlerinin ne oranda değiştiği ve nelerin

aynı kaldığı anlatılmış ve çeşitli harita ve görsellerle bu anlatı desteklenmiştir.

Bölüm sonunda da, tüm bu değişimler sonucunda Ulus’u yazılıp silinen bir

palimpsest olarak haritalamak, palimpsestin katmanlarını deşifre etmek

gerekmektedir. Bu amaçla Şekil 3.36’da Ulus bölgesinin katmanlarını gösteren

şematik kesit verilmiştir. Bu kesitte Ulus meydanı, Hükümet Meydanı, Hacıbayram

Cami ve Kale şematik olarak gösterilmiş, farklı dönemlere ait yapı ve kalıntıların

biraradalığı anlatılmaya çalışılmıştır.

Şekil 3.36: Ulus’un tarihsel katmanlılığını gösteren şematik kesit.

Page 94: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

72

Ayrıca Şekil 3.37’de Ulus tarihi kent merkezinde yer alan yapıların ait oldukları

dönemlere göre işaretlendiği haritada da farklı tarihsel dönemlere ait yapıların bir

aradalığı görülmektedir.

Şekil 3.37: Ulus’un tarihsel katmanlılığını gösteren plan.

Altındağ Belediyesi ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin hazırladığı bu haritada

mavi ile işaretli yapılar Roma Dönemi’ne, yeşil ile işaretli yapılar Türk-İslam

Dönemi’ne, kırmızı ile işaretli olanlar ise Cumhuriyet Dönemi’ne ait yapılardır.

Page 95: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

73

Dört farklı döneme ait katmanların bir aradalığına bir örnek olarak Şekil 3.38’deki

fotoğrafta ise Roma Hamamı kalıntılarından Kale’ye bakış görülmektedir.

Bir palimpsest olarak kentin belleğinin ideal olana gore değil yaşanmışlıklara gore

şekillendiği ortadadır. Kentin yarım yüzyıllık geçmişinde sıklıkla kullanılarak yer

etmiş olan binaları yıkmak Ulus’un yarım yüzyıllık bir geçmişini silmek girişimi

anlamına gelmektedir ve bu da tarihsel süreklilikte bir kopuş, bir bellek ve kimlik

kaybı olarak değerlendirilebilir ve koruma anlayışı açısından tartışmalıdır.

Şekil 3.38: Ulus’un katmanlı yapısını gösteren fotoğraf.

Page 96: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

74

Koruma anlayışının bilimsellikten uzak ele alınışı Ulus’un mevcut dokusunda yer

alan 1950 sonrası yüksek katlı yapılaşmaya savaş açılması gerektiği sonucunu

doğurabilmektedir. Oysa ki mevcut dokuda yer alan tüm yapılar göreceli olan

niteliksel farklarına rağmen üstüste gelmiş katmanlardır ve bir palimpsest olarak

birlikteliği anlamlıdır. Her biri kentlinin belleğinde, anılarında yer edinmiş öğelerdir.

Ayrıca bazıları döneminin tasarım anlayışlarını yansıtan özgün yapılardır.

Bir binanın ya da yapılı çevrenin yapımından önce izlenmesi gereken bilimsel süreç

binanın yok edilmesi ya da korunması kararı verilmeden önce de aynı şekilde

izlenmelidir. Yapım ve yıkım kararlarının ani, bilimsellikten uzak ve çıkar amaçlı

olması halinde kent dokusu ve yaşantısı ile birlikte toplumsal bellek de geri

dönülemez izler alır. Parşömene yazılan herşey birgün gelip kazınsa da alt

katmanlarda az ya da çok izi kalır; kentte de durum böyledir.

Şekil 3.39: Bir palimpsest olarak Ulus.

Page 97: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

75

4. ALAN ANALİZLERİ VE ANKET ÇALIŞMASI

4.1. Alana Yönelik Kentsel Analizler

Önceki bölümde Ulus’un mevcut durumuna kavuşmasından tetikleyici rolü olan

gelişmeler detaylı olarak ele alınmıştır. Çalışma alanının araştırmacının gözlem ve

araştırmalarına dayalı analizlerinin yer alacağı bu bölümde iki farklı yöntem

izlenecektir. Bunlardan ilki araştırmacının gözlem ve tespitlerinin yer aldığı

değerlendirmeler ikincisi ise yapılan anket çalışmasının sonuçlarından hareketle elde

edilen sonuçların değerlendirilmesidir.

Şekil 4.1: Ulus’un doku analizi.

4.1.1. Arazi Kullanımı ve Bölgeler:

Çalışma alanının sınırlarının belirlenmesi konusunda araştırmacının algısı ve anket

katılımcılarının verdiği cevaplar etkili olmuştur. Ulus denilince akla gelen

mekanların sorulduğu soruya verilen cevapların tamamını kapsaması ve aynı

zamanda Ulus’ta yer alan farklı arazi kullanım şekillerini ve kentsel dokuları

Page 98: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

76

içermesi uygun görülmüştür. Araştırmacının gözlem ve algısına dayalı imaj

haritasında da gösterildiği gibi farklı bölgelerin biraradalığının Ulus’un kentsel

karakteristiklerinden biri olduğu kabul edilmektedir. Örneğin geleneksel kent

dokusunun ve geleneksel ticaret anlayışının izlerini taşıyan Kale bölgesi ile modern

dönem planlama faaliyetlerinin izlerini taşıyan Meydan ve Bankalar Caddesi

bölgesinin biraradalığı Gençlik Parkı ve 19 Mayıs Stadyumu’nun yer aldığı

Rekreasyon bölgesi ve Çankırı Caddesi çevresinde yer alan gazinolar bölgesi ile ona

hemen komşu olan Roma Dönemine ait Roma Hamamı ile birleşerek ilginç bir

bütünü oluşturmaktadır. Ya da bu tez kapsamında sorgulandığı üzere acaba birbirine

fiziksel olarak çok yakın olan bu bölgeler kentlilerin algısında bir bütünü

oluşturmakta ve mevcut katmanlı yapı kentsel mekanın kimliğini şekillendirmekte

midir?

Alanda mevcut arazi kullanımı genel olarak ticaret ve ticaret+konut şeklindedir. Her

ne kadar zaman içerisinde büyük ordanda tasfiye edilerek Yeni Şehir’e taşınmış olsa

da kamuya ait kullanımlar da oldukça fazladır.

4.1.2. Ulaşım:

Ulus tarihi kent merkezinde en önemli ulaşım problemlerinden biri yaya güvenliğinin

ve erişilebilirliğinin düşük olmasıdır. Kentin diğer bölgelerinde yeterli olmamakla

birlikte kısmi yayalaştırma çalışmaları yapılmasına rağmen bu bölge bu konuda geri

bırakılmış, hem kendi içinde hem de kentin diğer kesimlerinden yürünebilirliği

azalmıştır.

Jansen’in plan notlarında ayrı bir eskizle yer alan İstasyon Meydanı tasarımı

günümüzde bir katlı kavşak sistemi ile kavşaklatırılmış ve kentsel bellekte yer alan

buluşma, toplanma mekanı olma özelliğini kaybetmiş aynı zamanda erişilebilirliği de

azalmıştır.

İstanbul Caddesi’nin Cumhuriyet Caddesi ile kesiştiği noktada yer alan alt geçit

(battı çıktı) tıpkı İstasyon Meydanı’nda olduğu gibi caddedeki tarafiğin hızını

artırmış ve fiziksel olarak bir sınır koymuş, Gar’ın ve çevresindeki rekreasyon

alanlarının Ulus Meydanı ve Ulus Meydanı çevresindeki diğer kentsel mekanlar ile

bağlantısını zayıflatmıştır.

Günümüzde İstanbul Caddesi üzerinde iki tane ve Gençlik Parkının içinde iki tane

olmak üzere çalışma alanında 4 adet metro çıkışı bulunmaktadır ancak bu durum

Page 99: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

77

Ulus’u bir aktarma istasyonu yapmaktan uzak olduğu gibi zahmetsizce Gar’a ulaşımı

da sağlamamaktadır. Teorik olarak Ulus’un kentin diğer parçalarıyla olan

bağlantısını kuvvetlendiren bu metro noktası pratikte kentsel tasarım kararlarının

eksikliği ve yanlışlığı nedeniyle yayayı Ulus bölgesinde trafiğin en hızlı aktığı

noktalardan birine çıkarmaktadır. Minibüs ve dolmuş kullanımının halen devam

ettiği günümüzde İstanbul Caddesi’nin Meclis Parkı ile kesiştiği köşede bir dolmuş

durağı, Bentderesi Caddesi’nin kenarında ise minibüs durağı yer almaktadır. Ayrıca

Hacıbayram bölgesindeki Hükümet Caddesi gayri resmi olarak bazı hatların son

duraklarıdır ve bu durum yaya için tehlike yaratan bir keşmekeşe neden olmaktadır.

Dolmuş ve minibüs ile ulaşım sağlanmasının çağdaş metropoller için ne kadar

sağlıklı olduğu ve bunların tarihi kent merkezlerinde bulunması kendi başlarına birer

tartışma konusu olmakla birlikte belirtilen dolmuş ve minibüs kalkış noktalarından

yalnızca birinin metro çıkışlarıyla doğrudan ilişkili olması da bir başka tartışma

konusudur. Diğerlerine erişim hem topografik nedenler hem de yaya odaklı ulaşım

planlaması eksikliği nedeniyle oldukça zordur.

Şekil 4.2: Bentderesi minibüs duraklarına ulaşım.

Ayrıca bölgenin kentsel kimlik açısından en önemli kentsel mekanı kabul

edebileceğimiz, kentin tarihinin hemen hemen tüm devrelerine tanıklık eden Ulus

Meydanı da gene yanlış kentsel tasarım kararları ve ulaşım planlaması nedeniyle bir

meydan görünümünden çok kavşak görünümündedir ve burada zirve saatlerinde

trafik yoğunluğu maksimum seviyeye ulaşmaktadır. Otobüs duraklarıyla kaplı

Bankalar Caddesi’nin getirdiği karmaşıklığın meydanda yer alan kavşağın trafik

Page 100: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

78

yüküne eklenmesiyle iş başlangıç ve bitiş saatlerinde Ulus Meydanı yoğunluğu

kaldıramaz hale gelmektedir ve metro bağlantısı Cumhuriyet Caddesi’nin eğimli

topoğrafyasından dolayı büyük oranda kullanılamamakta ya da sadece genç ve

bedensel engeli olmayan kentli tarafından kullanılabilmektedir. Kaldı ki kentin en

önemli tarihi meydanı olan Ulus Meydanı’nın kentsel ulaşımda bir aktarma noktası

olması gene kent planlama ve kentsel tasarım disiplinleri açısından tartışmalıdır.

Çalışma alanına yönelik ulaşım sorunlarından bir diğeri de Kale bölgesinin toplu

ulaşım olanaklarının çok kısıtlı olması yaya ulaşımının gerek topoğrafya gerekse

yaya öncelikli ulaşım anlayışının eksikliğinden dolayı mümkün olmamasıdır. Bunun

yanısıra oldukça turist çeken bölgeye özel araçla ulaşım da Anafartalar Caddesi’nin

yoğun trafik yükü ve Çıkrıkçılar, Samanpazarı bölgesinin dar ve eğimli sokakları ile

otopark eksikliği nedeniyle oldukça zordur. Taksi, Kale bölgesine ulaşımın en kolay

yolu olsa da trafik yoğunluğu bu yöntemi de zorlu hale getirmektedir. 1950’lerden

sonra verilen kat artışı hakları sonucu Kale’nin kent ile görsel bağının azalması gene

bu dönemlerde kentsel ulaşımda karayolu ağırlıklı ulaşıma ağırlık verilmesi ve Eski

Şehir’in ve Kale’nin kentsel ulaşım ağına entegre edilme çabalarının yetersizliği

nedeniyle Kale algılanmayan, ulaşılamayan, kullanılmayan bir kentsel öğe haline

gelmiştir.

Ulus bölgesindeki ulaşıma yönelik sorunlardan bir diğeri de engellilerin ulaşımına

uygun bir düzenlememenin yokluğudur (Şekil 4.3).

(a) (b)

Şekil 4.3 : Ulus sokaklarının engelliler düşünülerek tasarlanmaması engellilerin

yaşamını zorlaştırmakta ve tehlikeye sokmaktadır. (a) Bentderesi

bölgesinden ve (b) Rüzgarlı Caddesi’nden bir görünüm.

Page 101: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

79

4.1.3. Kent Mobilyaları

Çalışma alanında tespit edilen en önemli sorunlardan biri kent mobilyalarının

yetersizliği, niteliksizliği ya da kent mobilyalarına yönelik kentsel tasarım

kararlarının yanlış ya da eksik olmasıdır.

Çöp kutuları, elektrik ve aydınlatma direklerinin yersiz ve yetersizliği, otobüs ve

dolmuş duraklarının yetersizliği ve çoğu yerde olmaması, oturma birimlerinin

niteliksizliği, özensizliği ve yanlış konumlanışı gibi bir çok eksik göze çarpmaktadır.

Alan genelinde su öğesi, bir tasarım unsuru olarak havuz ve çiçeklikler Gençlik Parkı

sınırları dışında yer almamaktadır.

Şekil 4.4 (a)’da Çöp kutularının konumlarıyla yaya hareketliliğine bir engel teşkil

ettikleri ve çevresel kirlilik yarattıkları görülmektedir. Şekil 4.4 (b)’de de elektrik ve

aydınlatma direklerinin kentsel estetiği bozucu nitelikte birer kent mobilyasına

dönüştüğü görülmektedir.

(a) (b)

Şekil 4.4.: (a): Hacıbayram Caddesi’nden Hükümet Caddesi’ne bakış.

(b) Ada Sokak’tan bir görünüm.

“Yürürken, samimi olarak, o yola hayran kalıyordu. İki paralel geniş cadde,

ortadaki geniş kaldırımı çevrelerken, iki yan kaldırım iki caddeyi çevrelemekte idiler.

Tüm alan, Paris bulvarlarının dahi ışıklandırılmadıkları güçte, aralıklı konmuş

direklerdeki üçlü elektrik ampülleri ile ışığa boğulmakta idi. Bitmez tükenmez

uzunluktaki cadde, zigzaglar çizerek Çankaya'ya değin çıkıyordu.”(Farrére, 1999,

Kaynak: Url 6).

Yapılan bu alıntı “Türkiye için Modern ve Planlı bir Başkent Kurmak: Ankara 1920-

1950” isimli bir yazıdan alınmıştır. 20.yüzyıl başlarında yapılan bir gözlemi yansıtan

bu satırların günümüzde Ulus için geçerliliğini yitirdiği görülmektedir.

Page 102: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

80

Şekil 4.5.: Yayaların en yoğun olduğu bölgelerden biri olan balık ve sebze halinin

önünden Anafartalar Caddesi’ne inen yoldaki kentsel mobilyalar.

4.1.4. Yeşil Doku

Ankara’nın ilk planı olarak kabul edilebilecek Lörcher Planı’ndan (Cengizkan, 2004)

önce kentin tek yeşil alanı Ulus’taki Millet Bahçesi idi ve Lörcher bu parkı

koruyarak planında ardışık yeşil alan dizileri önermiş, spor ve rekreasyon alanlarını

bu yeşil şeritlere veya bunlara yakın alanlara yerleştirme prensibini benimsemiştir

(Cengizkan, 2004, Burat, 2011). Jansen de benzer şekilde birbirini takip eden yeşil

alanların kent için önemini plan raporlarında ve danışmanlığı süresince gönderdiği

mektuplarda vurgulamıştır. Burat (2011), Jansen Planı’nda önerilen yeşil alanları,

Jansen’in rapor ve mektuplarına dayanarak, yeşilyollar (Grünstreifen), merkezi yeşil

alanlar, küçük bahçeler sahası ve yeşil kuşak diye 4 ana başlık altında inceler.

Jansen, kent içinde kesintisiz bir yeşil strüktürün oluşmasını sağlayan yeşilyollardan,

kentlinin rekreatif kullanımı için tasarlanan hipodrom, kent parkları, spor sahaları ve

manzara parklarını içeren merkezi yeşil alanlara; konut alanlarının bitişiğinde olması

planlanan sebze-meyve bahçeleri niteliğindeki küçük bahçeler sahasından, yeşil

kuşak alanlarına kadar sırasıyla ev, sokak, mahalle, bölge ve kent ölçeğinde bir

sürekliliği olan ve bütün teşkil eden bir yeşil doku önermiştir. Yeşil alanları bir bütün

olarak kabul eden ve tüm ölçeklerde ele alan Jansen kentin bütününde önerdiği

yeşilyollar için tip en kesitler hazırlamış ve zaman içinde en kesitlerin çeşitleri ve

detayları artmıştır (Burat, 2011). Ulus bölgesinde yer alan önerilerden bazıları

gerçekleşirken bazıları da göç sonrası gelişen illegal konut üretimi ve yapım

Page 103: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

81

masrafları nedeniyle gerçekleştirilememiştir. Örneğin şimdilerde hummalı bir

dönüşüm geçirmekte olan Bentderesi Jansen Planı’na göre rekreasyon ve tarım

kullanımına ayrılmıştır (Burat, 2011).

Şekil 4.6.: Bentderesi’nin günümüzdeki hali.

Kentin ilk kamusal parkı olarak nitelendirilebilecek Millet Bahçesi 19.yüzyılın son

çeyreğinde Ziraat Mektebi’nin hocalarından olan Muhittin Bey’in yaptığı düzenleme

ile oluşturulmuş ve 1926’ya dek halkın bir araya geldiği en önemli kentsel açık alan

olarak kent yaşamındaki yerini korumuştur. Meclis Binası’nın karşısında yer alan

park Cumhuriyet’in ilanı sonrası yaşanan coşkuya Taşhan Meydanı (sonrasında

Hakimiyeti Milliye, şimdi Ulus Meydanı) ile birlikte şahit olan en önemli kentsel

kamusal alanlardır (Memlük, 2009). Jansen’in planladığı yeşil alanlardan ilk

uygulananları Hipodrrom (1934-1936) ve 19 Mayıs Stadyumu’dur (1936). Bu yapılar

büyük spor karşılaşmaları ile ulusal bayram kutlamaları ve törenler için kullanılmak

amacıyla tasarlanmışlardır. 1938-1943 yılları arasında yapılan Gençlik Parkı da tezin

konusu olan Ulus bölgesinde yer alan ve toplumsal bellekte yer alan en önemli yeşil

alanlardan biridir.

Jansen Planı’nda yer alan yeşil alanlardan Cumhuriyet’in modernite projesinin temsil

mekanları kabul edilebilecek sembolik ve anıtsal olanlar ilk aşamada

Page 104: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

82

projelendirilerek hayata geçirilmiş ancak kentli tarafından ulaşılabilirliğin yüksek

olduğu “gündelik” yeşil alanların üretimine yeterli önem gösterilmemiştir (Burat,

2011). Bu durum bu kentin temsili bir mekan olarak görüldüğünü, “yaşantısal mekan

olarak Ankara” ile “temsili mekan olarak Ankara”nın örtüşmediğini; modernite

projesinin ürünü olan Ankara’nın Lefebvre’in deyimiyle soyut mekanı üretebildiğini

ancak mekanı toplumsallaştıramadığını göstermektedir (Gür, 2011).

1957 yılında onaylanan Uybadin-Yücel planında yer alan yeşil alanlara bakıldığında

1938-1957 yılları arasında gerçekleşen legal ve illegal yapı stoğu üretiminin yeşil

alanlar üzerindeki tahribatının büyük olduğunu göstermektedir.

4.1.5. Farklı Katmanların Okunaklılığı ve Kentsel Estetik

Ulus’ta çok farklı tarihsel dönemlere ait yapılar olduğu çalışmanın önceki

bölümlerinde ele alınmıştır.Bu katmanların bir çoğu kent içinde birarada olsa da

yanlış tasarım ve planlama kararları ve tartışılması gereken koruma anlayışları

nedeniyle katmanlar kentlilinin gündelik yaşamında deneyimleyemediği, göremediği

ve ulaşamadığı birer öğe olarak kalmaktadır.

(a) (b)

Şekil 4.7.: (a) Roma Hamamı’ndan Ankara Kale’sinin görünümü ve modern dönem

binaları. (b) Koruma adı altında tel örgülerle çevrilmiş gelip geçenlerin

farketmediği Roma Caddesi kalıntısı.

Page 105: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

83

(a) (b)

Şekil 4.8: (a) Araştırmacının algısına dayalı imaj haritası. (b) Araştırmacının algısına dayalı imaj haritasına ait lejant.

Page 106: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk
Page 107: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

85

Şekil 4.8 (a) araştırmacının algısına dayalı imaj haritası, Şekil 4.8 (b)’de ise bu

haritanın lejantı görülmektedir. Bu görsele göre Kale’nin yer aldığı tepenin etekleri,

Demiryolu ile önündeki cadde ve trafiğin çok hızlı aktığı İstanbul Caddesi birer sınır

elemanıdır. Yollar ise sadece Cadde olarak niteleyebileceğimiz büyük akslar

düzeğinde işaretlenmiştir. Ara sokaklara yönelik kullanım alışkanlığı olmadığından

imaj elemanlaı arasında yer almamıştır. Çok farklı işlevlerdeki kullanımlar bölgelerin

karakterini belirlemektedir. Örneğin Roma Hamamı Müzesi’nden çıkar çıkmaz

gazinoların yoğunlaştığı bir caddeye adım atılmakta, birkaç yüz metre ilerlendiğinde

Ulus Meydanı’na ya da Hükümet Meydanı’na ulaşılmaktadır. Birbirine fiziksel

olarak çok yakın olan bu bölgeler bazen fiziksel bir engel ile (hızlı akan trafik ya da

topoğrafya gibi) birbirinden ayrılmakta, bazense arazi kullanımından kaynaklı

farklılıklar nedeniyle başka bir bölge olarak anılmaktadır. Ancak kullanıcının

algısında çalışma alanının tamamı bir bütün olarak algılanmamaktadır.

4.2. Anket Çalışması, Yöntemi ve Değerlendirmesi

Bu tez çalışması kapsamında kentlilerin Ulus’un kentsel mekanda sahip olduğu

katmanlı yapısının ne oranda farkında olduklarını ve bu yapının toplumsal bellekte

ve kent kimliğinde ne ölçüde belirgin olduğunu araştıran bir anket çalışması

yapılmıştır. Ankete katılanların yaş, cinsiyet, eğitim durumu gibi demografik

farklılıklarına yönelik sorular yöneltilmiştir.

Anketin Yöntemi:

Anket çalışması öncesi Ulus’un yaya yoğunluğunun en fazla olduğu gözlemlenen 3

düğüm noktasında toplamda 12 farklı noktada 3’er dakikalık yaya sayımı yapılmıştır.

Bu yaya sayımı sabah ve akşam zirve saatlerinde ayrı ayrı yapılarak anket sayısı

belirlenmeye çalışılmıştır. Buna göreİstanbul Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’nin

kesişiminde, Atatürk Bulvarı’ının bitip Bankalar Caddesi’nin başladığı ve İstanbul

Caddesi ile kesiştiği kavşakta ve Ulus Meydanı olarak isimlendirilen, Bankalar

Caddesi, Çankırı Caddesi, Cumhuriyet Caddesi ve Anafartalar Caddesinin Kesişim

noktasında sabah ve akşam saatlerinde yaya sayımı tamamlanmıştır.

Page 108: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

86

Yapılan sayıma göre sabah zirve saatlerinde bölgeden saatte yaklaşık 1582 kişi,

akşam zirve saatlerinde ise 1623 yaya geçmektedir. Saatte geçen yaya sayısının

binde 3’ü ile binde 5’i arasında bir anket sayısı belirleme kabulüyle sabah sayımına

gore 152-95 anket arası, akşam sayımına gore ise 162-97 arası bir anket yapmak

gerekmektedir. Ayrıca anketlerde internet yoluyla ve alanda yüzyüze anketler

uygulanmış, cinsiyete ve uzman olup olmama değişkenlerinin eşitliği amaçlanmıştır.

Ayrıca Ankara’da yaşama süresine göre 15 yıldan uzun süre yaşayanlar ve 15 yıldan

kısa süre yaşayanlar açısından da eşitlik sağlanmıştır. Bu veriler doğrultusunda 120

katılımcının doldurduğu anketler değerlendirmeye alınmıştır. Kadın-Erkek ve

Uzman-Halk ve Ankara’da yaşama süresi değişkenlerinin eşitliği doğrultusunda

yapılan çapraz analizlerin yanı sıra ankette yaş, eğitim durumu, çalışma alanını

kullanım sıklığı gibi kişisel bilgilere yönelik sorular sorulmuş, ayrıca katılımcılara

Ulus’un yaya güvenliği, erişilebilirliği, gece ve gündüz saatlerinde güvenli olup

olmadığı gibi alanın sorunlarına yönelik sorular da yöneltilmiştir.

Ankete katılanlardan %47’si Ön Lisans-Lisans mezunu, %22’si Yüksek Lisans

Doktora mezunu, %16’sı Lise, % 15’i ise İlköğretim mezunudur.

Şekil 4.9: Anket katılımcılarının eğitim durumunu gösteren grafik.

Ankete katılanların yaş dağılımına göre yüzdeleri %33 oranında 26-35 yaş aralığı,

%28 oranında 18-25 yaş aralığı, %20 oranında 35-50 yaş aralığındadır. Yaşı 51 ve

üstü olan katılımcıların oranı ise %19’dur.

Page 109: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

87

Şekil 4.10: Anket katılımcılarının yaş verilerini gösteren grafik.

Yapılan ankete katılanların Ankara’da yaşayanlardan seçilmesi kararı ile yola

çıkılmıştır. Katılımcılardan %49’u 15 yıldan uzun bir süredir Ankara’da

yaşamaktadır. %26’sı 5-15 yıldır, %13’ü 1-5 yıldır, %13’ü ise 1 yıldan az bir süredir

Ankara’da yaşamaktadır.

Şekil 4.11: Anket katılımcılarının Ankara’da yaşama süresini gösteren grafik.

Kullanıcılar Ankara’da yaşama süresine göre iki grupta değerlendirmeye alınmıştır.

15 yıldan daha uzun süre Ankara’da yaşayanlar ve 15 yıldan daha az bir süre

Ankara’da yaşayanlardan her iki grup da kimliğe yönelik sorularda büyük farkla

Ulus Meydanı’nı söylemişlerdir (Çizelge 4.1). İkinci Meclis ise ikinci sırada yer

almıştır. Anket verilerine göre, Kale, Ulus Meydanı ve İkinci Meclis Ankara’da

yaşama süresine bakılmaksızın üçüncü sırada yer almaktadır. Çıkrıkçılar Yokuşu ve

İtfaiye Meydanı gibi eskicilerin ya da geleneksel ürünlerin satıldığı ticaret alanları 15

yıldan fazla süredir Ankara’da yaşayanlarca dile getirilmiştir. Gençlik Parkı ve Kale

ise daha çok 15 yıldan az süredir Ankara’da yaşayanlarca cevap olarak verilmiştir.

Page 110: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

88

Bu durum Ulus’taki ticari bölgelerin daha çok Ankara’da uzun süredir yaşayanlar

tarafından bilindiğini ve kullanıldığını, rekreatif ve turistik mekanların ise 15 yıldan

daha kısa süredir Ankara’da yaşayanlarca cevap olarak verildiğini göstermektedir.

Çizelge 4.1 : Ankara’da yaşama süresine ilişkin elde edilen verilerin karşılaştırma

çizelgesi.

Mekanlar 15 Yıldan Az 15 Yıldan Fazla

Ulus Meydanı 37 kişi 42 kişi

Kale 27 kişi 29 kişi

İkinci Meclis

Binası 23 kişi 27 kişi

Gençlik Parkı 19 kişi 15 kişi

Çıkrıkçılar

Yokuşu ve

Samanpazarı

5 kişi 17 kişi

İtfaiye Meydanı 3 kişi 10 kişi

Alanı kullanma sıklığına göre katılımcıların oranı tablosuna göre %33’lük bir dilim

alanı ancak yılda bir kaç kez kullanırken %8’lik bir dilim alanı her gün

kullanmaktadır (Şekil 4.12).

Şekil 4.12: Anket katılımcılarının alanı kullanım sıklığını gösteren grafik.

Page 111: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

89

Cinsiyete Göre Mekan Algısı

Şekil 4.13: Anket katılımcılarının cinsiyet verilerini gösteren grafik.

Çizelge 4.2: Cinsiyete ilişkin elde edilen verilerin karşılaştırma çizelgesi.

Mekan Kadın % Erkek %

Ulus Meydanı 23 36

Kale 16 20

İkinci Meclis 14 18

Anafartalar Çarşısı 14 5

Çıkrıkçılar

Yokuşu 12 5

Hal Binası 10 9

Gençlik Parkı 8 14

Hacıbayram Cami 7 17

19 Mayıs

Stadyumu 1 14

Opera Binası 7 2

Araştırmada kadın ve erkek sayısının dengeli olması özellikle dikkat edilen bir nokta

olmuştur. Cinsiyetin mekanı algılama konusunda farklılık yaratan önemli bir faktör

olduğu kabulüyle yapılan anketler sonucunda Çizelge 1.1. ve Çizelge 1.2.’de de

görüldüğü üzere kadın ve erkeklerin büyük oranda betimlediği mekan “heykel” yani

Atatürk Anıtı ve Ulus Meydanı olmuştur. Erkeklerin bu mekanı %58 oranında

betimlediği görülürken kadınlarda bu oran %40 olmuştur.

Page 112: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

90

Yüksek yüzdeyle tanımlanan mekanlara ilişkin listede yer alan bir diğer kentsel

mekan da Kale’dir ve kadın katılımcılar %28, erkek katılımcılar ise %32 oranda Kale

cevabı vermişlerdir. Hacıbayram Cami ise kadın katılımcılar için çok yüksek bir

yüzdeyle betimlenmezken erkek katılımcılarda oran %44’dür. Üçüncü olarak İkinci

Meclis %24 oranında kadınlar tarafından, %29 oranında ise erkekler tarafından

hatırlanan mekan olmuştur. İlk 3 sıra kadın ve erkeklerde aynı olmakla birlikte kadın

katılımcılar daha çok alışveriş ve dinlenme işlevi olan bina ve kentsel mekanları

sıralamışlardır.

Kadınların verdiği yanıtlara göreAnafartalar Çarşısı %24, Çıkrıkçılar Yokuşu ve

çevresi %21, Hal Binası %17 ve Gençlik Parkı %14 oranındda cevaplanmıştır.

Erkeklerin ilk 3 mekandan sonraki sıralaması ise, %27 ile Hacıbayram Cami, %23 ile

Gençlik Parkı ve 19 Mayıs stadyumu ve %15 ile Hal Binası şeklindedir. Cinsiyete

bağlı mekan algısında farklılıklar gözlemlense de Ulus Meydanı, Kale ve Meclis

Binası en çok verilen cevaplar olmuştur. Cumhuriyet’in uzun sure mekansal

sembolleri olmuş olan Ulus Meydanı ve Meclis Binası’nın ve kentin birçok

noktasından görülebilen bir sembol olan Kale’nin cevaplanması ve alt sıralarda yer

alan mekanlarınsa daha çok alışveriş, dini ve spor işlevleri ile kullanım durumuna

görecevaplanması önemli bir noktadır. Farklı dönemlere tarihlenen mekanlara

yönelik cevapların neredeyse hiç verilmemiş olması Ulus’un çok katmanlı yapısının

okunaklı olmadığını gösteren bir noktadır.

Şekil 4.14: Anket katılımcılarından uzmanların oranlarını gösteren grafik.

Page 113: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

91

Yapılan anketler %52 oranında “uzman” olarak niteleyebileceğimiz mimarlık, şehir

ve bölge planlama, kentsel tasarım, kentsel politika eğitimi almış ya da almakta olan

katılımcılara uygulanmıştır. Kalan %48’lik katılımcı ise uzmanlık alanı kent ve

mimarlık olmayanlardır. Çizelge 1.3. ve Çizelge 1.4.’de uzman ve uzman olmayan

katılımcıların Ulus denilince algısında yer alan mekanlar ayrı ayrı sıralanmıştır. Her

iki grupta da Ulus Meydanı ve Kale ortak cevaplardır ve ilk 2. sırada yer

almaktadırlar.

Uzmanlar arasında ortak cevap verme oranı düşük olmakla birlikte Roma Hamamı,

Ankara Palas ve İş Bankası Binası cevapları alanın farklı katmanlarına ve mimari

mirasına yönelik farkındalığın yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca listed yer

almasa da Uzmanlar arasında Hacıbayram Cami cevabını verenlerden bir çoğu

mekanı “Augustus Tapınağı ve Hacıbayram Cami” şeklinde isimlendirmektedir.

Halktan hiçkimse Augustus tapınağı kelimesini kullanmamıştır. Bu durum da mekanı

kullanım amacı ile imgelemenin uzman olmayan katılımcılar için özellikle geçerli

olduğunu göstermektedir. Uzmanlık alanı kent ve mimarlık olmayan katılımcılar

Kale, İkinci Meclis, Hacıbayram Cami, Gençlik Parkı, Hal Binası ve Anafartalar

Çarşısı cevaplarını vermişlerdir. Tüm bu sonuçlara göre uzmanların alandaki farklı

tarihsel ve kültürel katmanlara olan farkındalığının uzman olmayanlara göre daha

yüksek olduğu sonucuna varılabilir.

Çizelge 4.3: Uzmanların ve halkın verdiği cevapların karşılaştırma çizelgesi.

Mekan Halk % Uzman%

Ulus Meydanı 24 22

Kale 16 15

İkinci Meclis 12 8

Hacıbayram Cami 11 7

Gençlik Parkı 9 2

Hal Binası 8 6

Anafartalar Çarşısı 7 6

Roma Hamamı 0 11

Ankara Palas 2 11

İş Bankası Binası 5 9

Page 114: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

92

Ulaşıma ve Güvenliğe İlişkin Bulgular

Ulus Ankara’nın eski kent merkezi olmakla birlikte kentsel gelişmeler, büyüme ve

saçaklanmalara rağmen hala kentin tüm bölgelerinden ulaşımın çok kolay ya da

birçok merkezi noktaya nispetle kolay olduğu bir yerdir. Bu durum metro

istasyonunun yapılması ile pekişmiş olsa da geçmişten günümüze dek diğer merkezi

noktalara fiziksel yakınlığı ve kısa sürede ulaşım kolaylığının yanısıra çeperdeki

yerleşim ve çalışma alanlarına da ulaşımda düğüm noktası niteliğinde

olmuştur.Kentlinin çalışma alanına erişim konusunda sıklıkla hangi vasıtayı seçtiğini

tespit etmek için soru sorulmuş ve verilen cevaplar sonucunda %36 oranında

otobüsle erişim sağlandığı görülmüştür. Bunu %18 ile dolmuş ve %16 ile metro

izlemiştir. Özel araçla erişimin %14 olduğu bölgede merkezi konumuna rağmen

yürüyerek erişim oranı %9’da kalmıştır. Taksi ise alanda ulaşım için en az tercih

edilen vasıtadır.

Nüfus artışının ivme kazandığı yıllardan başlayarak motorize araçlı ulaşımın da

arttığı Ankara’da Ulus kentin en merkezi noktası olarak her zaman otobüs ve

dolmuşların merkezi olmuştur. Ancak ulaşım politikalarının karayolları odaklı

yapılmasının gelenek haline geldiği, yayalar için değil araçlar için kolaylaştırıcı

düzenleme yapma geleneğinin normalleştiği ülkemizde 20. Yüzyıl başında sayfiye

yerleri dışındaki tüm ulaşımı yaya olarak yapılan Ulus’a artık %9 oranında yürüyerek

erişim sağlanmaktadır.

Şekil 4.15: Ulus’a ulaşım için kullanılan vasıtaların oranlarını gösteren grafik.

Page 115: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

93

Çıkan sonuçtan da anlaşılabileceği gibi günümüzde bölgede yaya hareketlerini

kısıtlayıcı birçok etmen gözlenmektedir. Ayrıca Ulus’un gece gündüz kullanım

yoğunluğu konusunda ciddi bir fark olmasından ve çevrede yer alan eğlence sektörü

ve küçük sanayi alanlarından dolayı (İskitler vb.) kentlinin algısında oluşan güvenlik

sorunu imajı tespit edilmişdir. Anket öncesi yapılan bu tespitler sonucu ankete bu

sorunlara yönelik bazı sorular eklenmiştir. Öncelikle alana yaya erişiminin kolaylıkla

sağlanıp sağlanamadığı sorulmuştur. %64’lük bir oranla yaya erişiminin kolay

olduğu sonucu elde edilmiştir. Merkezi bir konumda olan ve dolmuş, otobüs ve

metro ile ulaşımının mümkün olduğu çalışma alanında genel algı yaya erişiminin

rahat olduğu yönündedir.

Şekil 4.16: Ulus’un yaya erişilebilirliğine ilişkin grafik.

Yaya olarak erişimin %9 çıktığı ancak yaya erişilebilirliği konusunda %64 oranında

evet cevabının verildiği ulaşıma yönelik sorularda üçüncü olarak yaya-araç trafiği

ilişkisinin güvenli bulunup bulunmadığı sorulmuş ve bu kez de %84 oranında hayır

cevabı alınmıştır. Yani toparlamak gerekirse yaya için erişilebilir bulunan ancak yaya

olarak erişimin tercih edilmediği Ulus katılımcılara göre yaya-araç tarfiği etkileşimi

bakımından güvenli değildir.

Şekil 4.17: Ulus’un yaya-trafik ilişkisi açısından güvenilirliğini gösteren grafik.

Page 116: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

94

Güvenlik konusunda ise iki soru sorulması tercih edilmiştir. Araştırmacının gözlemi

doğrultusunda çalışma alanında gece ve gündüz arasında bir kullanım yoğunluğu

farkı bulunmaktadır. Bu kullanım yoğunluğunun kentlilerin algısında bir güvenlik

yargısına neden olması ya da algıda yer alan bir güvenlik sorunundan

kaynaklanmasının mümkün olduğu düşünülerek katılımcılara Ulus’un gündüz ve

gece saatlerinde güvenli bulunup bulunmadığı sorulmuştur.

Katılımcılar tarafınfan gündüz saatlerinde %75 oranında güvenli bulunan çalışma

alanında aynı kullanıcılar tarafından gece saatlerinde %95 oranında güvenlik sorunu

olduğu belirtilmiştir.

Şekil 4.18: Ulus’un gündüz saatlerinde güvenli olup olmadığına ilişkin grafik.

Şekil 4.19: Ulus’un gece saatlerinde güvenli olup olmadığına ilişkin grafik.

Page 117: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

95

Anket Bulgularına Dayalı Kimlik Haritası

Sorulan sorulara katılımcıların verdiği cevapların %74’lük bölümü nirengi

noktalarını işaret etmektedir. Verilen cevaplar, Ulus denilince akla gelen mekanların

kentsel mekanlardan daha çok tekil yapılar olduğunu göstermektedir. Uzmanların

çoğu tarihi yapılar ve arkeolojik kalıntıları sıralarken geri kalan katılımcılar daha çok

ulaşım aktarması yaptıkları noktaları, kullandıkları kamu ve banka binalarını ya da

alışveriş yaptıkları cadde, sokak ve binaları sıralamışlardır.

4.3. Ulus’un Kimlik Öğelerinin Saptanması

Yapılan anket sonuçları sonucunda Ulus genelinde toplumsal bellekte yer aldığı

söylenebilecek en önemli yer Atatürk heykelinin (Zafer Anıtı) yer aldığı Ulus

meydanıdır.Ancak bu meydan katılımcılar tarafından bir meydan olarak

algılanmamakta, genellikle bu kentsel mekandan bahsedileceği zaman “heykel”

kelimesi kullanılmaktadır.Meydanda yayanın rahatça hareket edebildiği, araç ile

karşı karşıya gelmediği tek açıklığın heykelin çevresi olmasından dolayı bu

tanımlama oldukça normaldir.Ayrıca verilen cevapların mekanların tarihselliğinden

ziyade kullanım sıklığından kaynaklandığı söylenebilir. Örneğin Cumhuriyet

Caddesi üzerinde karşılıklı olarak yer alan İkinci Meclis Binası ile Ankara Palas aynı

döneme tarihlenen yapılar olsa da biri kolaylıkla içine girilebilir bir müze

olduğundan verilen cevaplarda ön sıralarda yer almış, diğeri (Ankara Palas) girmenin

zor olmasından kaynaklı olarak daha az betimlenerek alt sıralarda yer almıştır.

Elbette Meclis Binası’nın toplumsal bellekte yerinin daha güçlü olması da kimlik

öğeleri arasında yer alması konusunda etkendir.

Hacıbayram Cami ve Türbesi Augustus Tapınağı ile sırt sırta duran bir bina olmakla

birlikte anket sonuçlarında ne uzmanlardan ne de halktan hiç kimse Augustus

Tapınağının adını vermemiştir. Toplumun çoğunluğunun müslüman olması ve algıda

seçicilikten ya da caminin kullanım sıklığından ötürü bu durumun oluşması

mümkündür ancak nedenlerden bir diğeri de koruma anlayışının kurumlar düzeyinde

yeni yeni benimsendiği yıllardan buyana toplumsal hafızada fiziken kullanılmayan,

işlevi olmayan böyle bir kalıntının yer etmemiş olması ve kentsel mekan

organizasyonunun tapınağı okunaklı kılmamasından da kaynaklanmaktadır.

Page 118: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

96

Kale hem araştırmacının hem de katılımcıların algısında oldukça önemli bir kimlik

bileşenidir ve topoğrafyadan ve ulaşım olanaksızlıklarından kaynaklı

erişilebilirliğinin düşüklüğüne rağmen farkında olunan bir katmandır. Beklenenin

aksine kale çevresinde geleneksel ticaretin halen devam ettiği Çıkrıkçılar ve

Samanpazarı bölgeleri de önemli bir kimlik öğesi olarak tespit edilmiştir.Benzer

şekilde Anafartalar Caddesi de toplumsal bellekte güçlü bir yeri olan kentsel

mekanlar arasındadır.

Günümüzde yıkılması tartışmalı olan 1937 yılında Oerley tarafından tasarlanan

modern mimarinin önemli bir örneği olan balık ve sebze hali binası da Ulus’un en

işlek alışveriş mekanlarından biri olarak kentlinin hafızasında yer etmiştir (Şekil

4.20).Yaya yoğunluğunun da oldukça fazla olduğu bölgede araç ve yaya trafiğinin

etkileşimi ciddi sorunlar yaratmaktadır. Buna rağmen kullanım yoğunluğu çok

fazladır.

Şekil 4.20: Robert Oerley’in 1937’de tasarladığı Hal Binası ve çevresi.

Page 119: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

97

Şekil 4.21: Yaya Hareketliliği Haritası

Çalışma alanında yaya kullanımının en yoğun olduğu bölge Ulus Meydanı, Bankalar

Caddesindeki otobüs durakları, Hal binası ve çevresi ile özellikle haftasonları

Hacıbayram Cami’dir. Bunun yanısıra daha az yoğunlukta olmakla birlikte Opera

binası önündeki otobüs durakları, Gençlik Parkı metro çıkışı ve dolmuş durakları ile

Gar binasının önündeki eski meydandan arta kalan açık alan da yaya yoğunluğunun

gözlendiği yerlerdir. Anafartalar Caddesi ile Çıkrıkçılar Yokuşu da alışveriş yapan

insanların yoğun olarak kullandığı alanlardır (Şekil 4.21 ve Şekil 4.22).

Şekil 4.22: Gar Meydanının günümüzdeki hali.

Page 120: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

98

Doğal Çevre Kimlik Bileşenleri

Ulus Ankara’nın ilk yerleşim yeri olarak doğal bir tepeye kurulu bir kalenin

eteklerinde yer almış ve demiryolunun gelişiyle birlikte yapılan istasyona doğru

yayılmıştır. Kale en yüksek nokta olmakla birlikte tren istasyonuna inene kadar

topoğrafik olarak iki belirgin kademe daha bölgenin yerleşiminde etkili olmuştur.

Günümüzde de topoğrafik yapının yapılan anket çalışmasının sonuçlarını etkilediği

araştırmacı tarafından tespit edilmiştir. Örneğin eğimli olan Cumhuriyet Caddesi

metro istasyonu ile Ulus Meydanı arasında bir fiziksel zorluk olrak yer almakta bu

nedenle çalışma alanına ulaşımda otobüs gibi toplu taşıma araçlarının payı daha

büyük olmaktadır. Benzer şekilde Gar ve Gençlik Parkı-19 Mayıs stadyumunun

Ulus’un geri kalanıyla bir bütün gibi algılanmasını engelleyen faktörlerden birisi de

kuşkusuz topoğrafyadır.

Topoğrafyadan kaynaklı olarak kullanıcıların verdiği cevaplarda daha az yer alması

beklenen Kale bölgesi beklenenin aksine oldukça fazla betimlenmiştir. Kale

bölgesine erişimi mümkün kılan Çıkrıkçılar ve Anafartalar Caddesinin ticari kimliği

topoğrafyadan kaynaklanabilecek olumsuz sonuçları tersine çevirmiştir. Tabi

Kale’nin kentin bir çok yerinden görülebilen bir sembol olması da kent kimliğinde

yer almasının en önemli nedenlerindendir (Şekil 4.23).

Şekil 4.23: Ankara Kalesi’nin Cebeci’den görünümü. Topoğrafyaya uygun yerleşim

ve bir simge olarak Kale (Kimyon, Kişisel Arşiv).

20.yüzyılda planlama faaliyetleriyle büyük oranda yapılı çevresi değişen Ulus’un en

önemli yeşil alanı bataklığın kurutulması ile oluşturulan Gençlik Parkı ve Kale’nin

eteklerinde yer alan Kaleiçi Parkıdır. Genel anlamda yeşil dokunun yer almadığı

bölgede Lörcher ve Jansen planlarının birer imzası olan allelerin yer yer varlığını

sürdürdüğü söylenebilir (Şekil 4.24).

Page 121: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

99

Şekil 4.24: İstasyon Meydanı’ndan Hıdırlık Tepesi’ne bakış. Sağda ve solda bataklık

alanlarda sonradan Gençlik Parkı ve Stadyum yapılacak (Kimyon, Kişisel

Arşiv).

Yapılı Çevre Kimlik Bileşenleri

Üst satırlarda da belirtildiği gibi hem araştırmacıya hem de anket katılımcılarına göre

Ulus’un kimlik bileşenleri büyük oranda yapı ölçeğindeki yapılı çevre öğelerinden

oluşmaktadır. Çalışmaya başlamadan önce metronun alan için oldukça önemli bir

nirengi noktası ve ulaşım aracı olduğu düşünülüyordu ancak yapılan çalışma

sonucunda metronun çalışma alanının kullanıcıların algısında önemli bir yerinin

olmadığını görülmüştür. Anketler sonucunda Cumhuriyet dönemi yapıları ile

1970’ler sonrası modern mimari örneklerinin yapılı çevreden kaynaklı kimlik

bileşenlerini oluşturduğu gözlenmiştir. Kale de yapılı bir çevre olarak en çok

betimlenen kimlik bileşenlerinden olmuştur. Yapılı kimlik öğelerinde farklı

katmanlara rastlanmaktadır.

(a) (b)

Şekil 4.25: (a) Ulus Meydanı’nın Taşhan Binası yıkılmadan önceye ait bir fotoğrafı.

(b) Ulus Meydanı’nın günümüzdeki fotoğrafı.

Page 122: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

100

Şekil 4.26: Gençlik Parkı’nı gösteren eski bir kartpostal.

Şekil 4.27: Anafartalar Çarşısı.

Ulus Meydanı, Gençlik Parkı, Anafartalar Çarşısı, 19 Mayıs Stadyumu, Opera

Binası, İş Bankası Binası, Hal Binası, Roma Hamamı da yapılı çevreden

kaynaklanan kimlik öğeleri arasında yer almaktadır (Şekil 4.25, Şekil 4.26, Şekil

4.27).

Page 123: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

101

Beşeri Çevre Kimlik Bileşenleri

Alanda yapılan anket çalışmasında mensup olunan ve ait hissedilen dine yönelik

sorular da sorulmuştur. Yatay katmanlar başlığı altında incelenen geçmişte bu

bölgede yaşamış olan farklı dini ve etnik kimlikteki insanların izinin sürülmesi ve

varsa günümüzdeki yatay katmanların tespiti için sorulan bu sorular sonucunda farklı

dine mensup herhangi bir katılımcıya rastlanmamıştır. Ancak araştırmacının

gözlemlerine dayanarak kişisel kimliğinde dini inançları baskın olan insanların

büyük oranda Hacıbayram Cami ve çevresini yoğun olarak kullandıkları gözlenmiştir

(Şekil 4.28).

Hacıbayram Cami’nin hemen yanındaki Augustus Tapınağı’nın dile getirilmemesi

ancakcaminin söylenmesi halkın dini inanışları ile ilintilendirilebilir ve yapılı

çevreden kaynaklı kimlik öğesi olmasının yanı sıra beşeri çevreden kaynaklı bir

kimlik öğesi olduğu da söylenebilir.

Şekil 4.28: Hacıbayram Cami ve Augustus Tapınağı kalıntıları.

Çeperdeki yerleşimler ve çevre ilçelere giden dolmuşların büyük oranda Ulus’tan

kalkması Ulus’u sürekli kullanmayan ya da kentli olmayan nüfus tarafından ciddi bir

kullanım yaratmaktadır.Bu nedenle Ulus kentli ve köylü ayrımının belirsizleşmeye

Page 124: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

102

başladığı günümüzde bu birlikteliği bir kimlik bileşeni olarak taşımaktadır.Özellikle

çevre ilçelerden alışverişe ve hastaneye gelenler Ulus’u sosyalleşmek için

kullanırken kent içinde yaşayanlar burayı daha çok bir ulaşım aktarma noktası olarak

kullanmaktadır.

(a) (b)

Şekil 4.29: (a) Cumhuriyet Caddesi üzerinde karşılıklı duran İkinci TBMM binası ve

(b) Ankara Palas.

Anket sonuçlarına göre Ulus denince en çok anımsanan binalardan biri de İkinci

TBMM Binası olmuştur, buna karşın İkinci Meclis Binası’nın hemen karşısında yer

alan ve oldukça özgün bir mimari yapısı olan Ankara Palas ise neredeyse hiç

söylenmemiştir (Şekil 4.29). Burdan hareketle Meclis Binası’nın toplumun yakın

tarihindeki önemli olaylara sahne olduğu için hatırlanırken devlet konu evi olarak

kullanılan Ankara Palas’ın aynı önemle kollektif bellekte yer almadığı söylenebilir.

Aslında bir yapılaşmış çevre kimlik öğesi olan İkinci Meclis aynı zamanda beşeri

çevre kimlik bileşeni olarak değerlendirilebilir.

4. Bölümün başında ankete ilişkin bulguların analizinde yer alan karşılaştırmalı

kimlik bileşenleri tablolarına göre oluşturulan kimlik haritaları “Ekler” başlığı altında

çalışmanın sonunda yer almaktadır. Haritalar sırasıyla halka göre kimlik haritası,

uzmanlara göre kimlik haritası, Ankara’da 15 yıldan az yaşayan anket katılımcılarına

göre kimlik haritası, Ankara’da 15 yıldan fazla yaşayan anket katılımcılarına göre

kimlik haritası kadınlara göre kimlik haritası ve erkeklere göre kimlik haritası

şeklindedir (Şekil A.1, Şekil A.2, Şekil A.3, Şekil A.4, Şekil A.5, Şekil A.6).

Bölüm Sonucu

Anket sonuçlarına göre oluşturulan kimlik haritaları kentin kimlik öğelerinin hangi

tarihsel ve / veya kültürel katmanlara ait olduğunun tespit edilmesinde bir yöntem

olarak kullanılmışlardır. Uygulanan bu yöntemle, kent parçasının palimpsest bir

Page 125: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

103

yapıya sahip olduğu varsayımıyla yola çıkılan bu çalışmada palimpsest yapının

kollektif bellekteki izlerinin aranmasının mümkün olacağı düşünülmektedir. Bu

doğrultuda hazırlanan kimlik haritalarına göre Ulus Meydanı (Atatürk Anıtı /

Heykel), Kale ve (ikinci) Meclis Binası Uzman-Halk, cinsiyet ve yaşama süresine

ilişkin yapılan karşılaştırmaların tümünde ortak kimlik öğeleri olarak elde edilmiştir.

Bu mekanlar dışında Gençlik Parkı, Hacıbayram Cami, Çıkrıkçılar Yokuşu ve

Samanpazarı, Anafartalar Çarşısı ve Hal Binası da ortak kimlik öğeleri arasında yer

almaktadır. Ancak Opera Binası yalnızca kadınların cevaplarında yer almış, İş

Bankası Binası, Ankara Palas, Roma Hamamı gibi mimari ve arkeolojik miras olarak

önem arzeden ancak halkın günlük yaşantısında fazlaca yer almayan binalar alnızca

uzmanlar tarafından birer kimlik öğesi olarak belirlenmiştir. 19 Mayıs Stadyum’u ise

1 kişi dışında erkekler tarafından cevaplanarak cinsiyete dayalı kimlik öğelerinin en

önemli ayrımı olmuştur.

Bölüm sonucunda varılabilecek en önemli sonuç Ulus’un kimlik öğelerinin ağırlıklı

olarak Cumhuriyet döneminde yapılan simgesel yapı ve kentsel mekanlar olduğudur.

Bunun yanısıra geleneksel ticaret dokusu olan Çıkrıkçılar yokuşu, kentin geleneksel

dokusunun sembollerinden olan Kale ve en eski ve önemli camilerinden Hacıbayram

Cami de kimlik öğelerinde oldukça önemli yerlere sahiptirler. Bunların dışında

gündelik hayatta sıkça kullanılan ticari ve dini mekanlar da kimlik öğeleri arasında

önemli sırada yer almış ancak neredeyse bitişik oldukları arkeolojik kalıntılar yapılan

ankette hiç dilgetirilmemiştir. Buna en çarpıcı örnekler kimlik öğeleri arasında yer

alan Hacıbayram Cami ve Ulus Meydan’ının hemen yanıbaşında yer alan Augustus

Tapınağı, Roma Yolu ve Julien Sütunu’nun ankete katılanlar tarafından hiç dile

getirilmemiş olmasıdır.

Page 126: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

104

Page 127: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

105

5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Kentsel mekanlar, zaman içerisinde gelişen olaylarla şekillenen, mekanda yaşamış

olan kültürlerin izlerini genetik kodlar gibi taşıyan ve canlı bir organizma gibi sürekli

bir değişim içinde olan mekanlardır. Tarihsel süreçte bu değişimi tetikleyen olaylar

meydana gelir. Bu olaylar zaman zaman değişim sürecini hızlandırır, mekanın

sürekliliğinde kırılmalara neden olur ve bu değişimler sonucu kentin kimliği de

değişir, sürekli yeniden inşa edilir.

Kent kimliği, kentlerin birbirine benzemesinin kaçınılmaz olduğu günümüzde önemli

bir tartışma konusudur. Geçmişte bölgesel, yöresel olarak birbiriyle ortak özellikler

gösteren ancak yapı üretiminin topoğrafya, iklim koşulları ve yerel malzemeler gibi

doğal verilere olduğu kadar ustaların el becerisine ve tarzına da bağlı olması

dolayısıyla her kentin özgün bir kimliği oluşagelmiştir. Yapım teknolojilerinin ve

malzeme ulaştırma olanaklarının artması ve mimari eğilimlerin takibini kolaylaştıran

iletişim yöntemlerinin yaygınlaşması, üretimin büyük oranda fabrikasyon olması ile

kentlerin fiziksel çevresi birbirine benzemeye başlamıştır. Bu bağlamda günümüzde

özgün bir kimliğe sahip olan kentler genellikle tarihsel arka planı çok zengin olan ve

bu zenginliği kentsel mekanda hala okunaklı ve algılanabilir olan kentlerdir. Tüm

kimlik bileşenleri yakın dönem yapılardan oluşan New York, Şikago gibi kentler

bile, bu akımın “en ilk”leri ya da bir yönüyle en farklı olan yapılarıyla, ya da bu

yapıların bir aradalığının oluşturduğu kompozisyonun, kent silüetinin özgünlüğüyle

kimlik kazanmışlardır.

Kent kimliği, kentte yaşayan insanların yaşadıkları, deneyimledikleri mekanları

benimsemeleri ve kendilerini oraya ait hissetmeleri açısından çok önemlidir. Mekana

yönelik aidiyet duygusu mekanı algılamayı, deneyimlemeyi ve kişisel ve toplumsal

anı biriktirerek ortak bir hafıza inşa etmiş olmayı gerektirir. Ayrıca mekana yönelik

gelişen aidiyet duygusu o mekanı içselleştirmeyi beraberinde getirir ve mekana zarar

verme, yıkma ya da ortak hafızanın sürekliliğini tehlikeye atacak değişiklikler yapma

girişimlerine karşı tepki gösterilmesine, yani toplumsal reflekse sebebiyet verir.

Page 128: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

106

Kentsel kimlik konusu çalışılırken örnek alan olarak Ankara Ulus bölgesinin

seçildiği bu tezde Ulus’un kentsel bileşenlerinin tespit edilmesi ve kentlilerin çalışma

alanına yönelik aidiyet, farkındalık ve benimseme düzeylerinin ölçülmesi

amaçlanmıştır. Bunun öncesinde alanın tarihsel geçmişi gözden geçirilmiş, yaşadığı

kırılma noktalarının yapılı, doğal ve beşeri çevredeki etkileri tespit edilmeye

çalışılmıştır.

Bunun yanısıra, tarihte üstü yazılı parşömenin üstündeki yazının kazınarak önceki

yazının izlerini belli oranda taşıyan kağıda yeni bir metin yazılmasıyla oluşan çok

katmanlı metinleri tanımlamak için kullanılan “palimpsest” kavramı kentsel

mekandaki yer yer tahrip edilmiş olsa da mevcut olan çok katmanlı yapıyı tariff

etmek için kullanılmıştır. Birçok tarihi kent için yapılan “palimpsest kent”

benzetmesinin Ulus için de uygun olduğu savunulmuş, sahip olduğu katmanlı yapı

araştırılmış ve potansiyeli tespit edilmiştir. Ancak tezin problematiği Ulus’un,

palimpsest kent olarak genel kabul gören İstanbul, Roma gibi kentlerde olduğu gibi

kentsel kimlik bileşenlerinde bu katmanlı yapının izleri yeterince belirgin

olmadığıdır. Çalışmada ortaya atılan hipotez ise bir palimpsest kent olma

potansiyelini genetik kodlarında taşıyan Ulus’un bu katmanlı yapısının algılanabilir,

ulaşılabilir hale getirilmesi ile daha özgün bir kimliğe sahip olacağı ve kentlilerin

mekana yönelik farkındalıklarının artacağıdır.

Çalışma öncesinde ve yapılan alan çalışmaları süresince alanda tespit edilen en

önemli sorunlar ulaşım, yaya güvenliği, hijyen ve kentsel mekanın kullanılması ve

algılanmasına yönelik görsel ve fiziksel engellerin varlığı ile kent mobilyalarının

yetersizliği ve niteliksizli olmuştur. Ayrıca alanın büyük oranda ticari işlevlerin ve

kamu kurumlarının yer aldığı arazi kullanım yapısı dolayısıyla gece ve gündüz

kullanım yoğunluğu arasında ciddi bir fark vardır ve bu durum gece ve gündüz

saatlerinde güvenlik farkına neden olmaktadır. Ulus Meydanı olarak bilinen ancak

günümüzde trafik yoğunluğu çok fazla olan ve yayalar için tehlike arz eden bir

kavşak haline gelmiş olan Ulus Meydanı geçmişte toplumsal olaylarda sahip olduğu

önemli rol nedeniyle hala belleklerde yer almaktadır ancak günümüzde bir aktarma

noktası ve kavşak olarak kullanılmaktadır ve meydan özelliği ortadan kalkmıştır.

Tespit edilen bu sorunlar yapılacak olan anketin sorularının belirlenmesinde

kullanılmıştır.

Page 129: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

107

Bu doğrultuda Ulus’un kimlik bileşenlerinin tespit edilmesi için bir anket çalışması

yapılmış ve üç farklı eksen üzerinde farklılıklar araştırılmıştır. Farklılığın arandığı

eksenler uzman-halk, cinsiyet ve Ankara’da yaşama süresine ilişkin

karşılaştırmalardır. Bu anket çalışması sonucunda her üç eksende de Ulus’un

kimliğini oluşturan tüm öğelerin yapılı çevreye ait olduğu saptanmıştır. Halk ve

uzmanlara ayrı ayrı yöneltilen sorular sonucunda çıkan sonuçlar uzmanların Ulus’un

sahip olduğu katmanlı yapıya ait farkındalıklarının halka oranla biraz daha fazla

olduğu yönündedir. Cinsiyet ve Ankara’da yaşama süresine göreyapılan

karşılaştırmalarda ise katmanlı yapıya ilişkin farkındalık konusunda bir farklılık

tespit edilmemiştir. Ulus meydanı, Kale, Hacıbayram Cami gibi yapılı çevreye ait

öğeler Ulus’un en çok benimsenen ve dile getirilen kimlik öğeleridir. Kale’nin,

kentin birçok noktasından algılanabilen simgesel yapısı kullanımın önüne geçmiştir

ve gerek bu simgesel önemi gerekse topoğrafyadan kaynaklı olarak Kale hem doğal,

hem yapılı hem de beşeri çevreden kaynaklı kimlik öğeleri arasında sayılabilir.

Ayrıca İkinci TBMM binasının da ülkenin ve kentin yakın geçmişinde sahip olduğu

manevi öneminden kaynaklı beşeri kimlik öğeleri arasında yer aldığı söylenebilir.

Bunların dışında tespit edilen tüm kimlik öğeleri kullanım alışkanlıklarına

görekentlinin belleğinde yer almaktadır.

Yapılan anket çalışmasında çıkan kimlik öğeleri arasında kentsel kamusal alan olarak

Çıkrıkçılar Yokuşu ve Gençlik Parkı dikkat çekmektedir. Ancak alanın genelinde

kamusal alan kullanımlarına ilişkin bir eksiklik olduğu tespit edilmiştir. Kentlilerin

dinlenmek, birbiriyle iletişim kurmak, sosyalleşmek için kullanabileceği kentsel

kamusal alanların geçiş güzergahlarıyla olan zayıf bağlantısı, algılama ve erişim

açısından yaşanan sorunlar ve bu mekanların estetik ve işlevsel açıdan eksikliği

özellikle vurgulanması gereken sorunlar arasındadır.

Çalışma alanı kentin yaşadığı tüm tarihsel dönemlere ev sahipliği yapmış olmakla

birlikte günümüzde çok eski katmanlara ait izler ya yok edilmiş durumdadır ya da

yanlış ve eksik koruma anlayışları sonucu gündelik yaşantıda kentlilerin

farkedemeyeceği şekillerde kentsel mekanda yer almaktadırlar. Bu konuda Roma

Hamamı’nın önündeki cadde ile olan görsel bağlantısının artırılması ya da çöp

atılarak tel örgüler arkasında zarar görmüş olan Roma Yolu’nun tel örgüden daha

farklı, daha estetik ve daha çağdaş tasarım anlayışlarıyla kent ve kentli ile olan

bağının güçlendirilmesi gerekmektedir.

Page 130: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

108

Hacıbayram Cami hala kullanılan bir ibadet mekanı olduğu için kimlik öğelerinde

yer alsa da hemen yanıbaşında yer alan Augustus Tapınağı kalıntılarını hiçkimsenin

dile getirmiyor oluşu eksik bilgilendirme ve tanıtımdan kaynaklanabileceği gibi ulus

devletin inşasından bu yana Türk ve müslüman geçmişe verilen önemin önceki

dönemlere yeterince verilmemesinden de kaynaklanıyor olabilir. Ancak meydanla bir

bütün olarak korunmakta olan Augustus Tapınağı kalıntıları ve Hacıbayram Cami ile

çevresindeki geleneksel konut dokusu alanın bütününde eksik olan farklı katmanları

koruma anlayışına örnek gösterilebilir.

4.bölümün sonucunda da belirtildiği gibi Ulus’un kimlik bileşenlerinde Cumhuriyet

dönemine ilişkin yapı ve kentsel mekanlar ilk sırada yer almaktadır. Ancak Ulus’un

sahip olduğu araştırmacı tarafından bir hipotez olarak kabul edilen çok katmanlı-

palimpsest yapının kimlik öğelerinde yer alma oranı düşüktür. Yani Ulus taşıdığı tüm

potansiyele karşın bir palimpsest kent görünümünde değildir. Bu durum bir kentsel

tasarım, mimarlık ve kentsel planlama sorunu olarak göz önünde bulundurulması

gereken bir konudur.

Yapılan çalışma sonucunda Ankara Ulus tarihi kent merkezi ve çevresinin bir bütün

olarak ele alınıp, alanda koruma, kentsel estetik, ulaşım, işlevsellik ve erişilebilirlik

ölçütleri göz önünde bulundurularak tarihi katmanları içeren kimlik öğelerini ön

plana çıkartacak şekilde kapsamlı bir kentsel tasarım ve planlama çalışması

yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Yapılan araştırma ve incelemeler sonucu

edinilen perspektifle alanın sahip olduğu tarihi ve kültürel çok katmanlı yapısının ön

plana çıkarılması kentin özgün bir kimliğe sahip olması açısından önemlidir ancak

yeterli değildir. Ortaya çıkarılan bu katmanlı yapı gerekli koruma çalışmaları ile

desteklenmeli ve sadece antik dönemlere, Selçuklu ya da Osmanlı’ya tarihlenen yapı

ve mekanlar değil yakın tarihte yapılan ve toplumsal hafızada önemli yeri olan

modern bina ve mekanların da aynı hassasiyetle korunmasının önemi anlaşılmalıdır.

Ayrıca bu koruma yaklaşımında kentlilerin mekan ile ilişkisini kesintisiz ve engelsiz

olarak sağlaması, hem çalışma alanının kendi içinde, hem de çalışma alanının kentin

diğer bölümleriyle olan ilişkisinin bir bütünü oluşturacak şekilde ele alınmasının

önemli olduğu unutulmamalıdır. Kentin geçmişteki tüm önemli olaylarının yaşandığı

bu önemli bölge tekrar kent belleğinde yerini alırken geçmişi tüm bileşenleriyle

korumak ve gelecek nesillere aktarmak mekanın ve tarihin sürekliliği açısından

önemlidir.

Page 131: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

109

Özetle çalışmanın sonucunda mevcut katmanlı yapının doğru kentsel tasarım, kentsel

planlama, kentsel politika ve mimarlık karar ve uygulamaları ile daha okunaklı hale

getirilebileceği ve böylece bu yapının kentin kimlik öğelerini yeniden şekillendirerek

toplumsal hafızayı tekrar inşa edeceği ve mekana yönelik farkındalığın artmasını ve

mekansal sürekliliği tehdit eden müdahalelere karşı toplumsal refleksin oluşmasını

sağlayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Kentsel kodları tarih öncesine dayanan Ulus’un

sahip olduğu palimpsest yapının okunaklılığı kentin kimliğini çeşitlendirerek

zenginleştirecek ve kentlinin aidiyet ve sahiplenme duygusunu geliştirecektir.

Böylece üstüste ve yanyana bugüne dek yazılagelmiş katmanlar gelecek nesillerin

yaşayacağı kentsel mekanın kodlarını da oluşturacak, geçmişi geleceğe taşıyacaktır.

Page 132: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

110

Page 133: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

111

KAYNAKLAR

Akçura, T., 1971. Ankara Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkenti Hakkında Monografik

Bir Araştırma, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayın no 16, Ankara.

Aktüre, S., 1978. 19. Yüzyıl Sonunda Anadolu Kenti Mekansal Yapı Çözümlemesi,

Doktora Tezi, İ.T.Ü. Mim. Fak. Baskı Atölyesi, İstanbul.

Aktüre, S., 1981. 1830’dan 1930’a Ankara’da Günlük Yaşam, Tarih İçinde Ankara,

Seminer Bildirileri, S.56, ODTÜ Mim. Fak., Basım İşliği, Ankara.

Aktüre, S., 1994. 17. ve 18. Yüzyıllarda Ankara, YKY, s. 87-108, İstanbul.

Al, M., 2011. Kentte Bellek Yıkımı ve Kimlik İnşası-Palimpsest: Ankara Atatürk

Bulvarı Bağlamında Bir İnceleme, İdeal Kent Kent Araştırmaları

Dergisi, Sayı 4, s. 22-37, Eylül 2011, Adamor Kent Araştırmaları

Merkezi,Ankara.

Alsaç, Ü., 1993. Türk Kent Düzenlemesi ve Konut Mimarlığı, İletişim Yayınları,

İstanbul.

Altaban, Ö., 1998. Cumhuriyet'in Kent Planlama Politikaları ve Ankara Deneyimi,

75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, Tarih Vakfı Yayınları, s.41-64,

İstanbul.

Ankara Posta Kartları ve Belge Fotoğrafları Arşivi, 1994. SANTUR-Sanat ve

Turizm Yayın Organizasyonu, Ankara.

Arusoğlu, Z.E., Kişisel Arşiv.

Avar, A.A., 2009. Lefebvre'in Üçlü-Algılanan, Tasarlanan, Yaşanan Mekan-

Diyalektiği, Dosya 17, Mimarlık ve Mekan Algısı,TMMOB Ankara

Şubesi Yayını, 2009, s.7-16,Ankara.

Aykut, O., 1998. Ankara'nın Konutlaşma Sürecindeki Biçimsel Gösterge

Değerlerinin 'Kimlik' Kavramı ile İlişkilendirilmesine Ait Bir

İnceleme, Doktora Tezi, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, Mimarlık

Anabilim Dalı, Bina Bilgisi Programı, s.72-86, İstanbul.

Bayart, J.F., 1999. Kimlik Yanılsaması, Metis Yayınları, s. 22-47, İstanbul.

Belge, B., 2004. Çok Katmanlı Tarihi Kent Merkezlerinin Yönetimi: Kentsel

Arkeoloji ve Planlama, PLANLAMA,2004/4,sayı:30, TMMOB

ŞehirPlancıları Odası Yayını, Ankara.

Bir Zamanlar Ankara, SANTUR-Sanat ve Turizm Yayın Organizasyonu, Ankara.

Burat, S., 2011. "Yeşilyollarda Hareketle İstirahat": Jansen Planlarında Başkentin

Kentsel Yeşil Alan Tasarımları ve Bunların Uygulanma ve

Değiştirilme Süreci (1932-1960), İdeal Kent Kent Araştırmaları

Dergisi, Sayı 4, s. 100-129, Eylül 2011, Adamor Kent Araştırmaları

Merkezi,Ankara.

Page 134: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

112

Castells, M.ve Ince M., 2006. Manuel Castells'le Söyleşiler, İstanbul Bilgi

Üniversitesi Yayınları, s.79-92, İstanbul.

Castells, M., 2008. Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür İkinci Cilt

"Kimliğin Gücü", İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, s.12-17,

İstanbul.

Cengizkan, A., 2004. Ankara'nın İlk Planı 1924-25 Lörcher Planı, Arkadaş

Yayınları, Ankara.

Cengizkan, A., 2005. 1957 Yücel-Uybadin İmar Planı ve Ankara Şehir Mimarisi,

Cumhuriyet'in Ankarası, der.Tansı Şenyapılı, s.24-59, Ankara.

Cengizkan, A., 2009. Kurgu, Tasarım ve Kullanım: Cumhuriyet Dönemi Kamusal

Mekanları İçin Bir Çalışma Programı, "Başkent Üzerine Mekan-

Politik Tezler: Ankara'nın Kamusal Yüzleri", der. Sargın, G.A.,

İletişim Yayınları, İstanbul.

Çadırcı, M., 1980. 1830 Genel Sayımına Göre Ankara Şehir Merkezi Nüfusu

Üzerine Bir Araştırma, Osmanlı Araştırmaları/The Journal oj

Ottoman Studies, s.112, 8 no'lu dipnot, İstanbul.

Derleme, 2011. Tarihi Kent Merkezi Mimarlık Rehberi, TMMOB Mimarlar Odası

Ankara Şubesi, Ankara.

Derleme, 1973. 50 Yılda İmar ve Yerleşme / 1923-1973, "İmar ve İskan Bakanlığı

Mesken Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi Başkanlığı Teksir

Makinesinde Basılmıştır", Ankara.

Ergenç, Ö., 1980. XVII. Yüzyılın Başlarında Ankara’nın Yerleşim Durumu Üzerine

Bazı Bilgiler, The Journal of Ottoman Studies/Osmanlı Araştırmaları

I, s.85-109, İstanbul.

Erkal, F., Kıral, Ö.ve Günay, B., 2005. Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah

İmar Planı: 1986-2006 Koruma Planından YENİLEme Planına,

Planlama, 2005/4, s.34-50.

Erzen, A., 1946. İlkçağda Ankara, Türk Tarih Kurumu, Ankara.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi,1970. Türkçeleştiren Danışman Z., Zuhuri Danışman

Yayınevi, Cilt:4, s.129, İstanbul.

Eyice, S., 1993. Bizans Döneminde Ankara, Ankara Konuşmaları, s.19-32, Mimarlar

Odası Ankara Şubesi, 1993, Ankara.

Farrére, C., 1999. Ankaralı Dört Hanım, Scala Yayıncılık, s.62, İstnabul.

Giddens, A., 2010. Modernite ve Bireysel Kimlik, Say Yayınları, s.115-116, İstanbul.

Gögünç, N., 1967. Onaltıncı Yüzyılda Ankara, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi,

Cilt:1, Sayı:1, s.71-75.

Günay, B., Kişisel Arşiv.

Günay, B., 2005. Ankara Çekirdek Alanının Oluşumu ve 1990 Nazım Planı

Hakkında Bir Değerlendirme, Cumhuriyet'in Ankarası, der.Tansı

Şenyapılı, s.60-118, Ankara.

Page 135: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

113

Gür, F. B., 2011. Unutmak, Öteki ve "Boş Kent" Ankara, İdeal Kent Kent

Araştırmaları Dergisi, Sayı 4,s.8-21, Adamor Kent Araştırmaları

Merkezi,Ankara.

Güvenç, B., 2010. Türk Kimliği, Boyut Yayıncılık, İstanbul.

Hall, S., 1998. Kültür, Küreselleşme ve Dünya Sistemi - Eski ve Yeni Kimlikler,

Bilim ve Sanat Yayınları, İstanbul.

Hasol, D., 2010. Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, YEM Yayınları, İstanbul.

Hobsbawm, E., 2012. Devrim Çağı 1789-1848, Dost Kitabevi Yayınları, Ankara.

Horvath, B., 2008. Ankara 1913, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.

Huyssen, A., 2003. Present Pasts: Urban Palimpsests and the Politics of Memory,

Stanford University Press, 2003, s.81.

Jansen, H., 1937. Ankara İmar Planı, Alaeddin Kıral Basımevi, İstanbul, 1937.

Kancıoğlu, M., 2001. Çevresel İmaj-Kimlik-Anlam Bağlamında Akdeniz Bölgesi

Turizm Binalarının İncelenmesi, Doktora Tezi, İ.T.Ü. Mimarlık

Fakültesi, İstanbul.

Karay, R. H., 1939. Deli, Semih Lütfi Kitabevi, İstanbul.

Kayasü, S., 2005. Ankara İmar Planlarının Açık ve Yeşil Alan Yaklaşımları,

Cumhuriyet'in Ankarası, der.Tansı Şenyapılı, s.174-182, Ankara.

Kimyon, D., Kişisel Arşiv.

Kuberski, P., 1992. The Persistence of Memory:Organism, Myth, Text , University

of California Press, s. 9.

Lefebvre, H., 1991. The production of space, Oxford, Blacwell.

Lynch, K., 1960. The Image Of The City, The MIT Press.

Memlük, Y. ve Keskinok, Ç., 2009. Bulvarın Yeşil Parçaları, Cumhuriyet

Devriminin Yolu Atatürk Bulvarı, Koleksiyoncular Derneği Yayınevi,

Ankara.

Nasar, J.L., 1998. The Evaluative Image Of The City, Thousand Oaks, CA: Sage

Publications, London.

Ocakçı, M., 2012. Kentsel Planlama: Ansiklopedik Sözlük, Derleyen : Melih Ersoy,

Ninova Yayınları, s.226.

Ocakçı, M. ve Southworth M., 1995. Elements of Urban Identity: The Case of the

Beykoz District of Istanbul, University of California, Working Papers,

Berkley.

Ortaylı, İ., 1994. 19. Yüzyılda Ankara, YKY, s.109-120, İstanbul.

Öncü, M. A., 2009. Yetmişli Yıllardan Günümüze Ankara Kent Yönetimlerinin

Ulaşım Politikaları ve Uygulamaları, Dosya 11, Yerel

Yönetimler:Ulaşım ve Su,TMMOB Ankara Şubesi Yayını, s.4-19,

Ankara.

Önem, A.B., 2004. Çevre Algılama ve Kentsel Kimlik: Haliç Üzerine Bir Yöntem

Önerisi, Doktora Tezi, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge

Planlama Anabilim Dalı, Şehirsel Tasarım Programı, İstanbul.

Page 136: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

114

Önsoy, R., 1994. 19. Yüzyılda Ankara'nın Sosyal ve Ekonomik Tarihi, YKY, s.121-

138, İstanbul.

Gür, Ş.Ö., 2002-1. Palimpsest: Örselenmiş Parşömen ya da Tablet, Yapı Dergisi,

sayı:245, s.60-65, İstanbul.

Gür, Ş.Ö., 2002-2, Palimpsest'i Okumak, Yapı Dergisi, sayı:246, s.64-74, İstanbul.

Özcan, K., 2010. Erken Dönem Anadolu–Türk Kenti Anadolu Selçuklu Kenti

Mekansal Öğeleri, Bilig, Güz 2010, Sayı:55, s.193-220, Ahmet Yesevi

Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı, Ankara.

Özcan, Z., 2006. Planlamada Disiplinler Arası İlişkiler ve Kentsel Arkeolojinin Yeri,

Gazi Üni. Müh. Mim. Fak. Dergisi, Cilt:21, No:4, 681-687, 2006,

ANKARA.

Pultar G., 2009. Kimlikler Lütfen, Odtü Geliştirme Vakfı Yayıncılık, Ankara.

Suher, H., 1995. Kent Kimliğine Etkili Yasa Uygulamaları, Mimari ve Kentsel

Çevrede Kalite Arayışları Sempozyumu, İ.T.Ü., s.3-12, İstanbul.

Suher, H., Ocakçı, M. ve Karabay, H., 1996. İstanbul Metropoliten Kent Planlama

Sürecinde Kent Kimliği ve Kent İmgesi, İstanbul 2020 Sempozyumu,

İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, s.57-73,

İstanbul.

Şengül, H.T., 2009. Kentsel Çelişki ve Siyaset, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara.

Tak, A., 2007. Ankara, 1923-1950: The Socio-Spatial Manifestation Of Republican

Will, METU, Ankara.

Tankut, G., 1993. Bir Başkentin İmarı Ankara: 1929-1939, Anahtar Kitaplar.

Tankut, G., 1998. Ankara'nın Planlı İmarı ve Şehir Mimarisi, Mimarlık Dergisi,

sayı:284, s.16-17.

Tekeli, İ., 1982. Türkiye'de Kentleşme Yazıları,Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar:3,

Turhan Kitabevi, Ankara.

Tekeli, İ., 2009. Modernizm, Modernite ve Türkiye'nin Kent Planlama Tarihi, Tarih

Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.

Tekeli, İ., 2010. Ankara'da Kent İçi Yolcu Taşıma Hizmetlerinin Örgütlenmesinin

Gelişimi, İstanbul ve Ankara İçin Kent İçi Ulaşım Tarihi Yazıları,

Tarih Vakfı Yurt Yayınları, s.119-130, İstanbul.

Terdiman, R., 1993. Present Past: Modernity and the Memory Crisis, Cornell

University Press, s.109.

Texier, C., 2002. Küçük Asya: Coğrafyası, Tarihi ve Arkeolojisi, Enformasyon ve

Dökümantasyon Hizmetleri Vakfı, s.144, Ankara.

Tunçer, M., Kişisel Arşiv.

Tunçer, M., 2000. Çevre Koruma Politikaları : Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları

2520, Kültür Eserleri Dizisi : 281, Ankara.

Tunçer, M., 2001. Ankara (Angora) Şehri Merkezi Gelişimi (14.-20.YY), T.C.

Kültür Bakanlığı Yayınları Yayımlar Dairesi Başkanlığı Kültür

Eserleri Dizisi/292, Ankara.

Page 137: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

115

Tunçer, M., 2011. Angora (Ankara) Tarihsel Kent Merkezi Gelişim Süreci ve

Suluhan Çevresi Tahtakale Çarşısı, Tarihte Ankara Uluslar arası

Sempozyumu Bildirisi, 25-26 Ekim 2011, Ankara.

Turhal, A., 2009. Timur'un Ankara Kalesi Kuşatması, Altar Market, Ankara.

Türkün, A. ve Ulusoy, Z., 2006. Kentsel Sit Alanlarında Turizm Amaçlı Dönüşüm

ve Sorunlar: Ankara Kalesi Örneği, Planlama,2006/2, s.129-138.

Yalçın, Y., 2006. Ankara Garı-Ankara Kalesi Aksı Örneğinde Özgün Kent

Dokusuna Yönelik Kentsel Yenileme Çalışmasının Peyzaj Mimarlığı

Açısından İrdelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Url 1 <http://www.tdk.gov.tr/>, alındığı tarih10.12.2012.

Url 2 <http://en.wikipedia.org/wiki/File:Georgian_paliphsest_V-VI_cc.jpg>, alındığı

tarih 10. 02.2013.

Url 3 <http://en.wikipedia.org/wiki/Palimpsest>, alındığı tarih 10.12.2012.

Url 4 <http://en.wikipedia.org/wiki/File:Codex_ephremi.jpg>, alındığı tarih 10.

02.2013.

Url 5 <http://www.mimarlarodasiankara.org/index.php?Did=1479>, alındığı tarih

12.11.2012.

Url 6 <http://www.goethe.de/ins/tr/ank/prj/urs/geb/sta/trindex.htm>, alındığı tarih

10.12.2012.

Url 7 <http://www. anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr>, alındığı tarih 10.12.2012.

Page 138: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

116

Page 139: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

117

EKLER

EK A : Anket sorularına verilen yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik

haritası.

EK B : Halkın verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

EK C: Uzmanların verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

EK D: Ankara’da 15 yıldan az süredir yaşayanların verdiği yanıtlara göre

araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

EK E: Ankara’da 15 yıldan fazla süredir yaşayanların verdiği yanıtlara göre

araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

EK F: Kadınların verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

EK G: Erkeklerin verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

Page 140: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

118

EK A: Anket sorularına verilen yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

Page 141: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

119

EK B: Halkın verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

Page 142: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

120

EK C: Uzmanların verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

Page 143: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

121

EK D: Ankara’da 15 yıldan az süredir yaşayanların verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

Page 144: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

122

EK E: Ankara’da 15 yıldan fazla süredir yaşayanların verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

Page 145: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

123

EK F: Kadınların verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

Page 146: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

124

EK G: Erkeklerin verdiği yanıtlara göre araştırmacının hazırladığı kimlik haritası.

Page 147: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/2347/1/13875.pdf · kentsel alan olarak ulus ÖrneĞİnİn İncelenmesİ İstanbul teknİk

125

ÖZGEÇMİŞ

Ad Soyad: Zeynep ERÖZKAN ARUSOĞLU

Doğum Yeri ve Tarihi: Erzurum, 1986

Lisans Üniversite: Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

Mimarlık Bölümü / 2008