Işık Okul Dergisi - Nisan Sayısı
-
Upload
mehmet-yolcu -
Category
Documents
-
view
237 -
download
3
description
Transcript of Işık Okul Dergisi - Nisan Sayısı
MERKEZ İLKÖĞRETİM OKULU YIL:1 SAYI:3 NİSAN
MERKEZ İO
IŞIK DERGİSİ
YIL:1 SAYI:3
NİSANS 2012
İmtiyaz Sahibi
Uzm.Öğrt.Haluk KIRCI
Okul Müdürü
Yayımcı(Editör)
Neslihan KOÇAK
Türkçe Öğretmeni
Yayın Kurulu
Damla AKSOY 6//A Sinem TÜRKMEN 6/B Rabia SENDAŞ 6/B Yağmur AKSOY 7/B
Kübra AVCI 7/B Burcu AKYOL 7/B
İnceleme Kurulu
Neşenur ZENGİN 7/B
Hacer VAYNİ 8/A Serap ŞENER 8/A Tülin VAROL 8/A
Dergimiz 31.10.2005 ta-
rih 25699 sayılı Resmi Gaze-
te’de yayınlanan “İlköğretim
ve Ortaöğretim Kurumları Sos-
yal Etkinlik Yönetmeliği”ne
göre hazırlanmıştır.
Dergimizin yayınlanmasın-
da emeği geçen idareci öğretmen
ve öğrencilerimize teşekkür edi-
yoruz. Ümidimiz gönül sesimizin
sevenlere ve sevilenlere her za-
man ulaşması ve yankı bulması
dileğiyle.
BİR ÖĞRENCİ
NEDEN KİTAP OKUMALIDIR?
· James Hawel, “Dünyayı yöne-
ten ; kalem, mürekkep ve kağıttır.” diyor.
Haksız da değil. Unutulmamalıdır ki, kişi
hangi mesleği seçerse seçsin, çalıştığı ku-
rumda bir numara olmalıdır.
Balzac “Bilginin efendisi olmak için, çalış-
manın kölesi olmalısınız .”der. Kişinin ha-
yatında bir numara olması demek, bir çok
konuda genel bilgilere sahip olması demek-
tir. İşte bir numara olmanın ilk şartı: Oku-
mak, okumak, okumak....
· Başarılı olabilmenin en önemli şart-
larından biri de geçmişteki insanların tecrü-
belerinden yararlanarak onların düştüğü ha-
taları tekrarlamamak ve başlanan işe onla-
rın tecrübeleri ile başlamaktır. Diyelim ki
bilgisayar mühendisi olacaksınız , bu işle
20 sene uğraşmış birisinin yazdığı kitabı
güzelce okusanız, o işe 20 yıllık tecrübe ile
başlamış olursunuz. Unutulmamalıdır ki
okuduğumuz her kitabın sayfaları yıllar sü-
ren tecrübenin ürünüdür. Bunun manası şu-
dur: HER KİTAP BİR ÖMÜRDÜR.
DÜNYADAKİ KÖTÜLÜKLERİN TE-
MEL SEBEBİ CEHALETTİR.
İNSANIN BAŞ DÜŞMANI CEHALETE
KARŞI SAVAŞ AÇMALI DEVAMLI KİTAP
OKUMALIYIZ !...
KİTAP ŞENLİĞİ
Öğrencilerimiz Ordu 1. Karadeniz
Kitap Fuarı etkinliğine katıldı. Gerçekle-
şen etkinlikte öğrencilerimiz ünlü yazar-
larla tanışıp, el sanatları ve resim sergile-
rini gezme ve inceleme fırsatı bulmuşlar-
dır. Ayrıca Murat TUNALI'nın verdiği
"Kitap Okuma Alışkanlığı ve Hızlı Oku-
ma Semineri"ne katılmışlardır. Gülyalı
Kaymakamlığı SYDV'nin katkıları ile
desteklenen fuar ziyaretinde öğrencileri-
miz, kendilerine çeşitli kitaplar edinme
fırsatına sahip olmuştur.
Farklı bir deneyim yaşayan öğrencileri-
miz zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık-
larını ve Ordu ilinde gerçekleştirilen et-
kinliklerine katılımın ne kadar önemli
olduğunu ifade ettiler. .
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Töreni ilçemizde
düzenlenen program ile gerçekleştirildi. Gülyalı Belediye Meydanında gerçek-
leştirilen Çelenk Sunma töreninden sonra,Salon programı saat:10:00'da Merkez
İlköğretim Okulu öğrencilerinin hazırladığı etkinlikler ile konuklara sunuldu.
Programa Sayın Kaymakamımız Yemen Bayrak, İlçe Garnizon Komutanı Ka-
zım Ceylan, İlçe Belediye Başkanı Talip Şen ve daire amirlerinin katılımı ile
gerçekleştirildi.
18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ve
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ ANMA GÜNÜ
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Töreni münasebeti ile Okulumuz Merkez İl-
köğretim Çok Amaçlı Salonunda gerçekleştirilen tören sonunda, İlçe Garnizon Komutanlığı-
nı ziyaret ettik.
İlçe Garnizon Komutanı Sayın Kazım CEYLAN'ın konuğu olarak gerçekleştirilen ziyarette,
öğrencilerimiz Garnizon Komutanlığını gezip hatıra fotoğrafı çektirdi. Gezi esnasında ik-
ramlarda bulunan Garnizon Komutanlığı yetkililerine teşekkür ederiz.
İLÇE GARNİZON KOMUTANLIĞINA ZİYARET
Okulumuz Gülyalı Merkez İlköğretim 4.cüsü gerçekleştirilen Okulistik De-
neme sınavında başarılı olan öğrencilere, Okul Müdürü tarafından Başarı belgele-
ri verilmiştir. Deneme sınavında Ordu İl 2.cisi ve Gülyalı 1.cisi olan öğrencimiz
Selin KESKİN'i tebrik eder, sınavda başarı gösteren diğer öğrencilerimizi de ayrı
ayrı tebrik ederiz.
1. Selin KESKİN 494 Ordu İl 2.cisi ve Gülyalı 1.cisi
2. Celal ŞAFFAK 488 Gülyalı 2'si
3. Burhan TURHAL 469 Gülyalı 3'sü
4. Berkant ŞAHİN 468
5. Hasan CEBECİ 468
6. Erhan Yazar 464,5
7. Batuhan YÜCE 464
8. Ece KÜÇÜK 458
BAŞARILARIMIZ
Öğrenciler sınıf öğretmenleriyle
"Fetih 1453" isimli sinema filmine gitti-
ler. O dönemin yaşam koşullarınını, kültü-
rünü görerek zihinlerinde daha iyi canlan-
dıran öğrenciler İstanbul'un fethini büyük
bir ilgi ile seyrettiler. Bu toprakların kaza-
nılması için gerçekleştirilen savaşları ve o
dönemden izler taşıyan "Fetih 1453 " adlı
filmi hayranlıkla seyreden öğrencilerimiz,
sinema sonrası çekilen hatıra fotoğrafla-
rıyla okula döndüler.
SİNEMA GÜNCESİ
HYGIENE CAMPAIGN
6-A ve 6-B sınıfı öğrencileri İngilizce öğretmenle-
ri Sinan ŞANLITÜRK ve Gökşen Güzelhan KOKOÇ ile
"Personel Hygiene (Kişisel Hijyen)" isimli ünite kapsa-
mında hijyen kampanyası düzenlediler.
Öğrenciler önceden yaptıkları resimleri afişlere yapıştırırlar
ve afişlerin üzerine kişisel temizlikte yapılması gerekenle-
ri yazarak afişleri okulun duvarlarına astılar. Öğrenciler
temizliğin önemini vurgulayarak diğer öğrencilerde de kişi-
sel temizlik bilincini kazandırmayı hedeflemişlerdir.
SATRANÇTA BAŞARILARIMIZ DEVAM EDİYOR
İlk kez katıldığımız Türkiye
Çocuk ve Yıldızlar Ligi Ordu gru-
bunda okulumuz, Ordu genelinde,
Haki Yener İlköğretim Okulu, Şe-
hit Doğan Gökbulut İlköğretim
Okulu, Öceli İlköğretim Okullarını
yenmiş olup; Ayrıca Karşıyaka İl-
köğretim Okulu, Metod Dershana-
leri ile berabere kalmıştır.
Turnuvayı Ordu Genelinde 6. sı-
ra ile bitiren öğrencilerimize daha
sonraki turnuvalarda başarılar dileriz.
VELİ ZİYARETLERİMİZ DEVAM EDİYOR
Bu ziyaretlerin amacı, öğrencilerin öz-
güven kazanmaları ve okulda—evde yaptık-
ları çalışmalarda daha fazla motive olmalarını
sağlamaktır.
YANGIN TATBİKATI
Okulumuz Merkez İlköğretimde, Si-
vil Savunma Haftası Etkinlikleri çerçeve-
sinde Yangın Tatbikatı gerçekleştirildi. Tat-
bikat Yangın Siren sesinin çalma-
sı ve öğrencilerin okulumuz bahçesinde
toplanması ile başladı
Okulumuz bahçesinde temsili olarak tutuş-
turulan kağıt parçaları Yangın tüpü aracılığı
KARIŞ KARIŞ ANADOLU
Merhaba arkadaşlar,Türkiye’yi gezmeye ne dersiniz?İlkönce kahvaltımızı yapalım.Rize’den çay,Gemlik’ten
zeytin alalım.Canınız elma çektiyse Amasya’nın kıpkırmızı elmalarından yiyelim.Sonra İzmir’e gidip Naren-
ciye!Narenciye! diye bağıran tezgahtardan portakal
alalım.Sıcaktan bunaldıysanız da Maraş’tan dondurma
alalım.Ama alırken dikkatli olalım dondurmacının oyu-
nuna kanmayalım.Dondurmamızı yerken Sütçü İmam’ı
ziyaret edelim.Eğer tarihe meraklıysanız Nene Ha-
tun’un yanına gidelim.Belki bize savaş hatıralarını anla-
tır.Yolumuz Akşehir’e düşerse Nasrettin Hoca’nın fık-
ralarından birini dinleyelim.Gezimizi nerdeyse yarıla-
dık.Çukurova’ya gidip pamuk toplayalım,oradan Bur-
sa’ya gidip efsanesini dinleyelim.Sarıköy’e gidip halk
şairimiz Yunus Emre’nin ellerinden öpelim.Ve son olarak da Konya’ya gidip Mevlana’yı ziyaret edelim.Daha
gezilecek çok yer var ama bugünlük bu kadar.Hoşça kalın.
Büşra CEYLAN
DENİZ
Sana hasretler var,
İç Anadolu’da.
Sana aşıklar var
Güneydoğu’da.
Kim istemez ki oturup karşında ,
Bir sohbet bir yakarış
Kızarsın bazen onlara
Karşında üzülmüş,ağlamış.
Niceler var karşında
Değerini bilmiyorlar.
Hasretini çekenler ,
Onları sevmiyorlar.
Gemilere yol oldun
Balıklarınla doyurdun.
Kokunla huzur oldun
Sevginle güç oldun.
Gökçe AKKAYA
ÇOCUKLUĞUM
Sabah kalktığımda, heyecanlanır kalbim ,
Kahvaltı yapayım da oynamaya gideyim ,
Bütün gün eğleneyim ,
Dağ,taş,dere gezeyim
Karpuzdan bir topum var,
Çok güzel oyunlarım,
Yeşil yeşil çimenlerim var,
Bir de iyi kalpli dostlarım…
Sevgi içinde kalbim,
Hiç yoktur benim derdim,
Oyun bilirim, kuşları bilirim ,arkadaşlığı bilirim,
Akşam olunca hemen dönerim…
Gökçe AKKAYA
Neşe , yabancı bir ülkede yaşayan mektup arkadaşına Fa-
tih Sultan Mehmet’i tanıtıyor.
Merhaba Bob,
Nasılsın,iyi misin?Sana bu mektubumda İstanbul’u fethe-
den Fatih Sultan Mehmet’ten bahsedeceğim.İstanbul’u
hangi zorluklarla aldığını yazacağım.Fatih Sultan Mehmet
çok sabırlı ve iradeli bir insandı.İstanbul’u fethederken çok
şiddetli çarpışmalar olur.Bizanslılar şehri koruyan surların
zarar gören yerlerini hemen tamir eder.Kara ordusu sıkı-
şır,donanmanın hemen devreye girmesi gerekmekte-
dir.Fakat donanma devreye sokulamaz çünkü Haliç’e zin-
cir gerilmiştir.Haliç’e girilmesi imkansızdır.Fatih Sultan Mehmet pes etmez,direnir ,donanma mutlaka denize
inmelidir.Aklına bir fikir gelir.Gemileri karadan denize indirmeye karar verir.Kurmaylarıyla konuşur bazıları
olur der ,bazıları olmaz der.Hemen kızaklar yağlanır gemiler yavaş yavaş çekilmeye başlar.Fatih Sultan Meh-
met asla umudunu yitirmeyerek olmazı oldurmuş,gemileri karadan yürüterek denize indirmiştir.Birçok insanın
pes edeceği durumda direnmiş ve kazanmış.İstanbul’u fethetmiştir.
Ben de bu azmi örnek alıyorum,umarım sen de örnek alırsın.Görüşmek üzere…
Neşenur ZENGİN
O GÜN ORADA GENCECİK BİR PADİŞAH ÖNCE İMKANSIZLIĞI YENDİ,SONRA BİZANS’I .
KEŞKE BİR GÜVERCİN OLSAM
Keşke bir güvercin olsam
Diyar diyar dolansam.
Keşke bir güvercin olsam
Her yere huzur dağıtsam.
Keşke bir güvercin olsam
Daldan dala konsam.
Kucak kucak barış dağıtsam
Keşke bir güvercin olsam.
Yağmur AKSOY
AĞANIN ATLARI Zengin bir köy ağası vefat
eder. Vasiyeti açılır. Mallarının
yarısını(1/2) büyük oğluna, dörtte
birini(1/4) ortanca oğluna ve beşte
birini(1/5) küçük oğluna bırakmış-
tır. Bütün mallar paylaşılır ancak
Ortada 19 tane de "at" vardır. 19'u
ne ikiye, ne dörde, ne de beşe böl-
mek mümkündür. Köyün en akıllı
adamına gidip akıl danışırlar.
Adam da onlara yardımcı olabile-
ceğini söyler. Der ki:
-"Benim de bir atım var.
Alın bunu size veriyorum. Oldu
mu 20 at? Yarısını sen al bakalım
(10). Dörtte birini de (5) ortanca
kardeşin alsın. Beşte birini de (4)
en küçüğünüze verelim. On, beş
daha onbeş. Dört daha ondokuz.
Verin bakalım şu bizim geriye ka-
lan düldülü...!
HESABI KUVVETLİ OLANIN BEYNİNDE GRİ MADDE FAZLA
Bilim adamları bazı çocuklarının matematikte daha başarılı olmasının nedenini ortaya
çıkardı. Araştırmaya göre matematik zekası, beyindeki gri hücrelerin miktarına bağlı.
Londra'daki bir tıp merkezinde yapılan bir araştırmaya göre matematik problemlerini
çözmekte zorlanan çocukların beyinlerinin sol yarısında, beyin merkezinin sol yarısında gri
maddenin normalden daha az olduğu görüldü.
İngilizce yayınlanan "Brain" (Beyin ) dergisinde yer alan araştırmanın sonuçları, mate-
matik zekasıyla "beyin korteksinde
sinir hücrelerinden meydana gelen
doku" olarak tanımlanan "gri mad-
de" arasında ilişki olduğunu kanıtla-
dı.Bilim adamları, beynin sol bölü-
münde yer alan anatomik anormal-
likleri incelemek için erken doğmuş
80 çocuğun beyin tomografilerini
çekti. Görüntüler hesap yapma ko-
nusunda başarılı ve başarısız olan
çocukların beynindeki "gri mad-
de"de farklılık olduğunu ortaya koy-
du. Matematiği iyi olmayan çocuk-
ların beyinlerinin sol yarısında daha
az "gri madde" olduğu saptandı.
Some Short Jokes
1. Mother: "Did you enjoy your first day at school?"
Girl: "First day? Do you mean I have to go back tomorrow? J 2. Headmaster: I've had complaints about you, Johnny, from all your teachers. What
have you been doing?
Johnny: Nothing, sir.
Headmaster: Exactly. J
3. PUPIL: "Would you punish me for something I didn`t do?"
TEACHER:" Of course not."
PUPIL: "Good, because I haven`t done my homework." J
4. Teacher: Did you father help you with your ho-
mework?
Student: No, he did it all by himself. J
TARİHTE BUGÜN:
1 Mart 1935 – Atatürk dördüncü kez Cumhurbaşkanlığına seçildi.
8 Mart 2001 – AB Bakanlar Konseyi, Türkiye için Katılım Ortaklığı Belgesi’ni kabul etti.
12 Mart 1921 – İstiklal Marşı milli marş olarak kabul edildi.
18 Mart 1915 – Çanakkale Zaferi kazanıldı.
18 Mart 1965 – İnsanoğlu ilk kez uzayda yürüdü. Sovyet kozmonot AlexeiLeonov, Dün-
ya'dan 2177 km yükseklikte, Voskhod II (Gündoğumu) adlı uzay aracından çıkarak 20 daki-
ka boşlukta kaldı.
18 Mart 1949 - Kuzey Atlantik Antlaşma Örgütü (NATO) kuruldu (1949).
8 Mart -Dünya kadınlar günü
3 Mart 1924: Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Hilafetin kaldırılması kararlaştırıldı Son
Halife Abdülmecid Efendi, aynı gece sabaha karşı Çatalca istasyonundan trene bindirilerek
yurt dışına gönderildi.
SEYİD ONBAŞI’NIN HAYATI
Seyid onbaşı 1889′da Balıkesir’e bağlı Havran ilçesinin Çamlık köyünde dünyaya geldi. 1909′
da vatani vazifesini yapmak üzere askere giden Koca Seyid, üç senelik asker iken Balkan harbi pat-
lak verince, birliğiyle birlikte savaşa katıldı. 1913′te Balkan savaşı sona erdi fakat o terhis edilmedi.
1914′te Birinci Dünya Savaşı başlayınca Çanakkale’de topçu eri olarak vazife aldı ve burada tek ba-
şına destan yazdı…
Seyid onbaşının 215 okkalık (275 kg) gülleyi bir başına kaldırıp, ağzına sürdüğü topla Ocean zırhlı
gemisini boğazın kanlı sularına gömmesi, Çanakkale savaşının dönüm noktasıdır. Düşman saldırısı
sırasında kısa bir süre baygınlık geçiren Koca Seyid, kendine geldiği zaman, etrafındaki bütün asker-
lerin şehit düştüğünü gördü. Düşman donanmasının boğazı geçmek üzere olduğunu görünce kendini
toparladı ve tarif edilemez bir kuvvetle, top güllesini sırtladı! Daha önce top mermisi kullanmayan
Koca Seyid’in ilk iki hamlesi boşa gitti ama üçüncü top, Ocean zırhlısını delip geçmeye ve düşman
askerlerinin, karşılarında koca bir ordu durduğuna
inanıp kaçışmalarına yetti. Tek başına koca ordu ka-
dar korku saçan Koca Seyid’in bu kahramanlığı dille-
re destan oldu. Seyid Onbaşı, savaşın ardından Balı-
kesir’deki köyüne döndü ve burada mütevazı bir ha-
yat yaşadı. Ömrünün sonuna kadar bir fabrikada ha-
mallık yapan, devletin vermek istediği maaşı kabul
etmeyen Seyid Onbaşı, 1939 yılında zatürreden öldü-
ğünde, geriye, “mertlik, iyilik” bıraktı. Havran ilçe-
sindeki Çamlık Köyü’nün adı, artık Kocaseyit Köyü.
Seyid Onbaşı’nın burada, halen bir kızı ve 250′ye
yakın torunu ikamet ediyor.
YAŞADIKLARIMDAN NELER ÖĞRENDİM?
KIZILDERİLİ ÖYKÜSÜ
Kızılderili ile torunu evin önünde oturmuş,
biraz ötede boğuşan biri siyah diğeri beyaz iki köpeği seyrediyorlardı. Torun sordu: -Neden iki tane köpek besliyorsun? -Onlar benim için iki simgedir evlat. İyilik
ve kötülüğün simgesi… İyilik ve kötülük de içi-mizde böyle sürekli mücadele eder durur. -Peki sence hangisi kazanır mücadeleyi? Bilge Reis derin derin gülümsedi: -Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi
beslersem o…
NASIL BAKARSAN ÖYLE GÖRÜRSÜN
Fransa’da, ağır işçilerin işleri hakkında ne düşündük-lerini incelemek üzere araştırmayı yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir. Görevli, ilk işçiye yaklaşır ve sorar:
“Ne yapıyorsun?” “Nesin sen, kör mü?” diye öfkeyle bağırır işçi. “Bu parçalanması imkansız kayaları ilkel alet-lerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum. Bu çok ağır bir iş, ölümden beter.”
Görevli hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek
ikinci işçiye yaklaşır. Aynı soruyu sorar: “Ne yapıyorsun?” İşçi cevap verir: “Kayaları mimari plana uygun şekilde yerleş-tirilebil-meleri için, kullanılabilir şekle getirmeye çalışıyorum. Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve ço-cuklarım için para gerekli; sonuçta bir işim var. Daha kötü de olabilirdi.”
Biraz cesaretlenen görevli üçüncü işçiye doğru ilerler. “Ya sen ne yapıyorsun?” diye sorar. “Görmüyor musun?” der işçi kollarını gökyü-züne kaldırarak. “Bir katedral yapıyorum.”
Bu hikayenin enteresan tarafı her üç işçinin
de aynı işi yapıyor olmaları. Görmeyi seçtiğiniz yol sizin tutu-munuza bağlıdır. Bugün hava bi-raz bulutlu mu yoksa biraz güneşli mi? Güllerin dikeni mi vardır, dikenli dalların gülleri mi? Bar-dağın yarısı boş mudur, yarısı dolu mu? Yoksa bardak olması gerekenin iki katı büyüklükte midir?
Seçim size ait....
YAŞ 5 Anne ve babamın birbirine bağırmalarının beni korkuttuğunu öğrendim. 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin bur-
numdan geleceğini öğrendim. 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun
bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğren-dim. 13 Annemle babamın el ele tutuşmalarının beni daima mutlu ettiğini öğrendim. 15 Bazen hayvanların, kalbimi insanlardan
daha fazla ısıttığını öğrendim. 18 İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstı-rap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim. 24 Aşkın kalbimi kırabileceğini, ama buna de-ğer olabi-leceğini öğrendim. 33 Bir arkadaşı kaybetmek için en kolay yolun
ona ödünç para vermek olduğunu düşündüm. 36 Önemli olanın başkalarının benim için ne
düşündükleri değil, benim kendim hakkında ne düşündüğüm olduğunu öğrendim. 38 Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldı-ğında küçüğünü almasından anlayabilece-ğimi anladım. 41 Bir insanın kendine olan güveninin başarı-sını büyük oranda belirlediğini öğrendim. 44 Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim. 46 Yalnızca minik bir kart göndererek bile biri-nin gününü aydınlatabileceğimi öğrendim. 49 Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yap-
maya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa döndüğü-nü gördüm. 50 Sevgi evde öğretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim. 53 İnsanların bana izin verdiğim ölçüde dav-
randıklarını öğrendim. 55 Küçük kararları aklımda, büyük kararları kalbimde almam gerektiğini öğrendim. 64 Mutluluğun parfüm gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim. 70 İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel
olmaktan daha önemli olduğunu öğrendim. 82 Sancılar içinde kıvransam bile, başkalarına
başağrısı olmamam gerektiğini öğrendim. 90 Kiminle evleneceğin kararının, hayatta ve-rilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
Sevimli hayvanlarımız kilerin yolunu bir türlü bulamıyorlar!..
Küçük tavşan kaybolmuş, annesi onu arıyor.. Bulmasına yardım eder misiniz?...