Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50...

17
Irkçı köpekten Türk gencine kuru iftira YENI VATAN GAZETESI - AUSGABE 159 EYLÜL - SEPTEMBER 2014 - KOSTENLOS P.B.B. - PLUS.ZEITUNG 10Z038438P UNABHÄNGIG - NEUE WELT VERLAG 1010 WIEN - „NICHT RETOURNIEREN“ Sayfa 3 te Almanya ve Avusturya’da İŞİD’e ağır darbe Sayfa 4 Ünlü gazeteden çok konuşulacak İŞİD haberi: MİLİTANLAR ZAMANI GELİNCE TÜRKİYE´DE HAREKETE GEÇECEK

Transcript of Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50...

Page 1: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

Irkçı köpekten Türk gencine kuru iftiraYENI VATAN GAZETESI - AUSGABE 159

EYLÜL - SEPTEMBER 2014 - KOSTENLOS P.B.B. - PLUS.ZEITUNG 10Z038438P UNABHÄNGIG - NEUE WELT VERLAG 1010 WIEN - „NICHT RETOURNIEREN“

Sayfa3 te

Almanya ve Avusturya’da İŞİD’e ağır darbeSayfa 4

Ünlü gazeteden çok konuşulacak İŞİD haberi:

MİLİTANLAR ZAMANI GELİNCETÜRKİYE´DE HAREKETE GEÇECEK

Page 2: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

32 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

Sevgili Türkler!

Ülkemizi neden bu kadar hor gö-rüyorsunuz? Doğa güzelliklerimi-zi görmüyorsunuz bile, kültürü-müzün sizin için bir anlamı yok, insanlarımızı anlamaya çalış-mıyorsunuz Sizin için erkekleri-miz inançsız, kızlarımız kolay el-de edilebilir basit kızlar. Sizlerden bazıları açıkça yüzüme, biz sos-

yal imkânlar ve iyi para kazanı-labildiği için buralara geldik, de-di Farkında mısınız bilmem, ama sizin beğenmediğiniz bizim in-sanlarımız bu ülkeyi kurdular, sa-hip olduğunuz tüm imkânlardan faydalanmanızı sağlayan bi-zim kültürümüz. Burada ken-di ülkenizde bile sahip olama-yacağınız imkânlara sahipsiniz. Ülkenizin Cumhurbaşkanı size

şöyle sesleniyor.” Nerede Türk varsa, Türkiye oradadır.” yani Cumhurbaşkanınız edebiyat yapı-yor, sizlerde buna kanıyorsunuz. Ama ülkenizde, yabancı bir ülke-nin sizlere sunduğu hiçbir imkânı sizlere sağlamıyorlar.

Bizler, yasaları değiştiriyoruz ki, kendi yaşam alışkanlıklarınızı burada rahatça sürdürebilesiniz.

Yaşam burada sizin için de güzel olsun diye bazı noktalarda geri adım atıyoruz.

Biz tüm bu yeni düzenlemeleri öz-gür irademizle yapıyoruz, kimse bizi buna zorlamıyor.

Çünkü bizim kültürümüz kötü, er-keklerimiz inançsız ve kızlarımız kolay kızlar diye mi?

Strache´nin Face´de 250 bin defa beğenilen 125 bin kere paylaşılan ırkçı mektubu:

“Siz nasıl bir toplumsunuz?”Strache oymaya devam ediyor. FPÖ lideri Heinz Christian Strachen´nin kendi özel Facebook sayfasında “ Sevgili

Türkler” ile başlayan ve sekiz satırlık Türkiye göçmenlerini eleştiren açık mektup şeklindeki gazete küpürü 261 bin kişi tarafından beğenildi ve 125 bin kişi tarafından rekor derecede paylaşılması alarm zillerinin çalmasına neden

oldu. Viyana’dan Friedrich Leisser imzalı mektubun Türkçe tercümesi şöyle:

Vom 14. Oktober bis zum 3. November findet he-uer in Wien das Festival

SALAM.ORIENT – wie in dieser Form seit 2005 – statt. Dabei setzt Festivalleiter Norbert Ehrlich zwei programmatische Schwerpunkte. In einem Palästina-Schwerpunkt wird es nicht-alltägliche Einblicke in den Kultur- und Lebensraum von Kindern und Jugendlichen mittels eines semi-dokumenta-rischen Theaterstückes sowie mit zwei Konzerten internationaler und nationaler Musiker/innen ge-ben. Voraussetzungdafür ist aller-dings eine Auflösung der neuer-lichen explosiven Spannungen in diesem Raum. Frauen.Stimmen steht als Klammer für ein breites Spektrum an weiblichen Stimmen,

deren Themen im weiten Feld der Welt(musik)kultur unterschied-licher nicht sein könnten. Frauen.Stimmen präsentiert Künstlerinnen weit weg von Opfer-Rollen oder der latenten Wahrnehmungsfalle, „nicht gehört und gesehen zu werden“. Cigdem Aslan (16.10., Sargfabrik) bedient sich der griec-hischen Volksmusik Rembetiko in einer Art und Weise, die Grenzen zwischen „Türkischem“ und „Griechischem“ bewusst versc-hwimmen lässt. Was bleibt ist der Blues des Mittelmeeres, entstan-den in den Tavernen von Smyrna (heute Izmir), Thessaloniki und Piräus. Musik, wunderschön und traurig zugleich.

http://salam-orient.at

Viyana-Viyana İşçi Odaları Başkanı Rudi Kaske,50 yıl önce ilk göçmen grubu-

nun gelmesi için yapılan sözleş-mesinin imzalandığı gün vesile-siyle yaptığı konuşmada, “60’lı yıllardan sonra, bugün geldiğimiz gelişmişlik seviyesinde ülkemize gelen göçmenlerin yaptığı katkı-yı inkâr edemeyiz. Göçmenlerin Viyana’nın yeniden yapılandı-rılmasında büyük emekleri var – hastanelerin ve yıkılan yerle-rin tekrar inşa edilmesi, artan çok dilli çalışanlarıyla Banka gi-bi hizmet alanlarındaki geliş-mişlik, göçmenlerin katkılarıy-la olmuştur.” dedi. Göçmenlerin Avusturya ekonomisine yaptık-

ları katkılardan dolayı teşekkür eden Kaske, “Yabancıların ülke-mizde olmasının hepimiz için fay-dalı olmuştur” dedi. Kaske konuşmasında şunların al-tını çizdi : ”Elli yıl önce ülkemi-ze gelen göçmenleri Misafir işçi olarak ülkemize davet etmiştik. Gelen misafir işçiler sadece er-keklerdi, onlar burada bu kadar süre kalacaklarını biliyorlar mıy-dı, ülkemize misafir işçi olarak gelmişler, ama daha sonra ailele-rini de getirmişlerdi. Misafir işçi-lerimizin bazıları bugün 2. ve ba-zıları da 3. nesil olarak burada bizimle yaşıyorlar. Ülkemizde ya-şadığımız zorbalık döneminden

sonra hayat bize bir toplumun üyelerinin barış içinde yaşama-sının ne kadar önemli olduğunu gösterdi.” Viyana İşçi Odaları Başkanı Kaske, toplumsal dayanışma-nın ve farklılıklar arasındaki di-yalogun Avusturya kültürünün bir parçası olmasını sağlamanın kendi sorumlulukları arasında gördüğünü ifade ettikten sonra

, ”Bizimle birlikte yaşayan diğer kültürlere doğru atılan adımlar, Göç tarihine ve Avusturya’nın bir Göç ülkesi olduğu gerçeğinin doğ-ru değerlendirilmesidir.” dedi. Ayrımcılığı ortadan kaldırmamız gerektiğini belirten Kaske, tüm emekçilerin temsilcisi olarak ne-reden gelmiş olursa olsun tüm emekçilere adil davranılmasını istediğini belirtti.

50 yıldönümünde Kaske göçmenlere

teşekkür ettiKısa adı AK olan Avusturya İşçi Odaları Başkanı Rudi Kaske Viyana’daki göçmenlere son elli yılda ekonomik gelişmişliğe yaptıkları katkıdan dolayı teşekkür etti. Kaske aradan geçen 50 yıl sonra, “ Şehrimizin gelişmişlik seviyesinde göçmenlerin

katkısını reddedemeyiz.” dedi.

SALAM.ORIENT 2014 Musik, Tanz & Poesie aus orientalischen Kulturen14. Oktober – 3. November 2014

Page 3: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

54 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

Kocaeli’nin Körfez ilçesin-de yaşanan olay ‘Küçük Emrah’ filmlerini aratmaya-

cak türden... Körfez’de yaşayan 23 yaşındaki genç, buluştuğu hayat kadını öz annesi çıkınca sinir kri-zi geçirdi! İddialara göre Körfez il-çe Esentepe Mahallesi’nde arkada-şıyla birlikte bekar hayatı yaşayan 23 yaşındaki O.D. isimli adlı genç, hayat kadınıyla birlikte olmak iste-di ve bunu bir arkadaşına söyledi.

TELEFON NUMARASINI ARKADAŞINDAN ALDI

Arkadaşından bir hayat kadınının telefonu alan O.D. isimli genç, ha-yat kadınıyla pazarlık yapmaya başladı. 100 TL’den fiyat açan ha-yat kadını en son 40 TL’ye ilişkiye razı oldu.

GÖRÜNCE DONDU KALDI!

Körfez Manşet gazetesinin haberi-ne göre, telefonda “Araban var mı? Ücretimi peşin isterim” diyen ha-yat kadını, konuştuğu gençle bu-

luşma yerinde beklemeye başla-dı. Yürüyerek buluşma yerine genç O.D. gördüğü manzara karşısında dondu kaldı. Hayat kadının anne-si olduğunu görünce sinirden göz-yaşlarını tutamadı. Annesi ise olay yerinden hemen şehir içi minibü-süne binerek İzmit istikametine doğru gitti.

‘ŞOK OLDUM’

Büyük bir şok yaşayan O.D. isim-li genç ise “Annem ile babam 10 yıl önce boşandılar. Ben daha 13 yaşında bir çocuktum. Annem daha sonra başka biriyle evlen-di. Ondan sonrasından haberim yok. Zaman zaman beni ziya-

ret eder görüşürdük. Çevremde tanıdıklarım “Annemin ha-yat kadını olduğunu söyledi-ler. İnanmadım. Arkadaşımdan telefonunu aldım, aradım. Gerçekten beklediğim durağa geldi. Şok oldum, sinirledim ve gözyaşı döktüm. Kendisi de oto-büse binip uzaklaştı” dedi.

Alman hükümeti bir süredir kendisine ‘İslam Devleti’ adını veren terör örgü-

tü IŞİD’i yasaklama kararı aldı. Terör örgütünün Almanya’daki tüm faaliyetlerinin yasaklandı-ğını açıklayan İçişleri Bakanı Thomas de Maizière, “Almanya gerçek bir demokrasidir. Bu ülke-

de terör örgütlerinin barınmasına izin vermeyiz” dedi.

Yasak, sosyal medyadan göste-ri ve yürüyüş hakkına, örgüte ye-ni militan kazandırılmasından para toplama faaliyetlerine ka-dar her alanı kapsıyor. Terör ör-gütünü simgeleyen bayrak ve-

ya nişanların taşınması da yasak kapsamına giriyor. Terör örgütü-nün Alman kamu güvenliği açı-sından da bir tehdit oluşturdu-ğuna dikkat çeken İçişleri Bakanı de Maizière, “İnternet üzerinden Almanca diliyle taraftar toplanı-yor. Bu tehdidin üzerine kararlı-lıkla gideceğiz” dedi.

Deutsche Welle Türkçe’de yer alan habere göre; Almanya’dan örgüt saflarına katıldığı ileri sürülen 400 civarında kişinin bulunduğu-na dikkat çeken İçişleri Bakanı, Almanya’ya geri dönen bazı örgüt mensuplarının çatışmalarda dene-yim kazanmış olduğunu vurguladı.

Thomas de Maizière, “Radikal İslamcıların cihadı Almanya’nın kentlerine taşımasını önlemeliyiz” dedi. Terör örgütünün Almanya’da yasaklanması talebi, aralarında Sol Parti’nin de bulunduğu birçok siyasi partinin temsilcisi tarafın-dan gündeme getirilmişti.

Budapeşte bürosundan Boris Kálnoky imzasıy-la yayımlanan haberde,

IŞİD’e Avrupa’nın bir çok ülkesin-den militan katılımı olmasına kar-şın, Arap olmayan ülkelerden IŞİD saflarında savaşanların en çok Türkler olduğu yer alıyor.

Avrupa ülkelerinin istihbarat bi-rimlerine göre, Avrupa’dan bin 200 dolayında militanın Türkiye üzerinden Suriye’ye geçerek IŞİD saflarına katıldığı belirtilen ha-berde, militanların savaştıktan sonra yine Türkiye üzerinden

Avrupa’ya geri döndüğü, bunun AB ile Türkiye ilişkilerini yakın zamanda olumsuz etkilemesinin kaçınılmaz olacağı belirtiliyor. “Ankara’nın elindeki bilgilere gö-re, IŞİD saflarına katılan Türk va-tandaşlarının sayısı bini aşmış durumda” ifadelerine yer verilen haberde, 10-15 bin dolayında ol-duğu tahmin edilen IŞİD militan-larının en az yüzde 10’unun Türk olduğu bilgisi yer alıyor.

Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya ve diğer Avrupa ülkeleri-nin vatandaşı olan Türk kökenliler-

den de IŞİD’e katılım olduğuna vur-gu yapılan haberde, böylece IŞİD içerisinde Türk unsurunun önem-li bir yer tuttuğuna dikkat çekiliyor. Basında yer alan ve IŞİD komutan-larına ait olduğu öne sürülen kimi iddialara göre, çok sayıda Türk kö-kenlinin IŞİD tarafından eğitildik-ten sonra tekrar Türkiye’ye döndü-ğü hatırlatılan haberde, Türkiye’de pasif durumda bekleyen militanla-rın zamanı geldiğinde Türkiye içe-risinde harekete geçeceği iddiala-rı da yer alıyor. Türkiye’nin IŞİD’e, Esad’a karşı savaşması konusunda başından beri destek verdiği belir-

tilen Die Welt’in analiz haberinde, şimdi IŞİD’in Türkiye’yi tehdit eder hale gelmesinin tam bir ironi oldu-ğu belirtiliyor.

Haftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara sorunu çoktan çöz-müş durumda. Kim rehineler ko-nusunda haber yaparsa, soluğu mahkemede alıyor. Böyle olunca, kamuoyunda rehine sorunu di-ye de bir şey yok” ifadelerini kul-lanıyor.

İŞİD militanları zamanı gelince Türkiye’de harekete geçecek

Almanya’dan İŞİD’e ağır darbe. Sıra Avusturya’da

Randevulaştığı hayat kadını öz annesi çıktı

Gördüğü manzara karşısında

dondu kaldı!

Adını İslam Devleti ola-rak değiştiren ve kamu-

oyunda daha çok Irak Şam İslam Devleti olarak tanınan IŞİD konusunda analiz haber yayınlayan

Alman Die Welt gazetesi, Arapların dışında IŞİD’e en çok Türklerin katıldı-ğına vurgu yaptığı habe-

rine “IŞİD’in Türk Birliği” başlığını verdi. Haberde IŞİD’e katılan Türkler’in sayısının 10-15 bin civa-rında olduğu, bunun da yüzde 10’a denk geldiği

Page 4: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

76 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

dünya medyasına anlatabilmele-ri için bu toplantıyı Avrupa’da bir ilke imza atarak organize ettikle-rini belirtti. “ TKG başkanı Kılıç, Tüm Müslümanları, bu terör örgü-tü İŞİD’le arasına mesafe koymaya ve gençleri bu konuda aydınlatma-ya çağırıyorum. İŞİD’in İslamiyet’le bir ilgisi yok. İslam’ın olduğü yer-de barış vardır. Dinimiz suiisti-mal ediliyor. Her insan bu terör grubuna karşı çocuklarını ve çev-resini aydınlatmalı. Özellikle de Türkiye’den gelen insanlar ayağa kalkarak burada korkunç bir soykı-rım yapıldığını söylemeliler” dedi.

Toplantı başlamadan ön-ce kuzey Irak’ta katledilen Türkmen, Arab, Hiristiyan

ev Ezidi insanlar için saygı du-ruşunda bulunuldu. Daha son-ra Viyana’da yaşayan Ezidi toplu-mu Derneği’nin Başkanı Sandos Solamen, öldürülen Ezidi çocuk-larının anısına tahtaya bir buket çiçek astı. İŞİD’in Müslümanları temsil etmediğini bel i r ten Solamen . İslam’ın barış dini oldu-ğunu belirttikten sonra şunları ifa-de etti: “ 2. Ağustos.2014 tarihin-de İŞİD Ezidilerin binlerce yıldır yaşadıkları Kuzey Irak toprakla-rı işgal ederek, İnanç kardeşleri-mize bir ültümaton’da bulundu. Kardeşlerimiz, ya inançlarından vazgeçerek Müslüman olacaklar ya da katledileceklerdi. Kaçırılan ve tecavüz edilen yüzlerce kadın

olduğunu ve bir kısmının intihar ettiğini duyduk „ .

Bu nasıl bir Zulüm? Almanya’dan gelen Kuzey Irak Şengal Bölge temsilcisi Alo Şwan da yaşananları şöyle ifade etti.”Yaşananlar inanılacak gibi değildi. Ezidi kadınları seks kö-leleri yapıldı ve erkekler diri diri gömüldü. Kadınlar kendi yakın-larının gözleri önündü tecavü-ze uğradı, sonrada başları kesile-rek öldürüldü.” Schwan 200.000 Ezidi’nin canını kurtarmak için yollara düştüğünü ve bazılarının intihar ettiğini duyduklarını be-lirtti. Bazıları açlık ve susuzluk-tan öldü, çünkü canlarını kurtar-mak için düştükleri dağ yollarında yanlarında yiyecek ve içecek hiç-

bir şeyleri olmadığını söyledi. Ezidi Temsilcilerinin hazırladı-ğı dilekçe birçok üst düzey Ezidi temsilcisi tarafından imza altına alındığı açıkladı. Şwan “ Dört te-mel talebimiz var. Birinci talebi-miz acil insanı yardım, ikinci ta-lebimiz yerlerinden yurtlarından edilen insanlarımıza Avusturya ve Avrupa’da iltica hakkının tanın-ması ve sınırları belli güvenli böl-ge oluşturulmasını istiyoruz. Son isteğimiz kuzey Irak’ta özellikle Ezidilere uygulanan soykırımı ye-rinde incelemek için bir araştırma komisyonunun kurulması.” dedi.

“Soykırımı derhal durdurun!”

2010 tarihinden beri Almanya’da yaşadığını belirten Üniversite

Öğrenci temsilcisi Rashid Masoud soykırımdan direkt etkilendiğini ifade ederek yaşanılanları şöyle anlattı. “Ailemden birçok yakınımı kaybettim. İki haftadır ağzımıza bir lokma koyamıyoruz. Annem dört gündür hastanede yatıyor. Irak’ta yaşayan yakınlarımla yaptığım te-lefon görüşmesinde amcamın iki kızının kaçırıldığını öğrendim. Talebim, yaşanılan bu soykırımın derhal durdurulması için gereke-nin yapılmasıdır.”

Kısa adı TKG olan Avusturya Türk Kültür Cemiyeti Başkanı Birol Kılıç, Türkmen, Arab , Hiristiyan ve Ezidi Kürtlere soykırımın derhal dur-durulması talebine katıldığını ifa-de ederek, Avrupa da ki tüm Ezidi Kürt toplumu temsilcilerinin ya-şadıkları durumu Avusturya ve

Viyana – Avusturya Türk Kültür Cemiyeti tarafından ünlü Viyana Concordia Basın Merkezi’nde Avusturya Başbakanı Werner Faymann (SPÖ) ve Avusturya vatandaşlarının katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantı-sında, yüksek düzeyde Avrupa Ezidi toplumu temsilcileri, kuzey Irak’ta dini azınlığa yapılan soykırıma karşı yardım istediler. Ezidi temsilciler, “Bizim lanet olası Yezid ile alakamız yok bizi şeytanlaştırmak için Yezidi

ismini takarak devamlı nefreti yüzyıllarca üzerimizde baskı aracı kullandılar. Biz Kürtçe dilinde kendi aramız-da kendi dinimize Kürtçe ebir kelime olan Ezidi diyoruz demeleri dikkat çekti.

Ezidi Kürtler Viyana dan dünyaya seslendi

Bevor die Veranstaltung be-gann, wurden im Gedenken an die Toten im Nordirak ei-

nige Schweigesekunden abgehal-ten. Danach stellte die Obfrau des Vereins der Jesiden in Österreich, S a n d o s S o l a m e n , e i n e n Blumenstrauß zu einer Pinnwand mit Abbildungen von jesidisc-hen Kindern.“Nicht alle Muslime sind in einen Topf zu werfen. Ich denke, dass der Islam eine fri-edliche Religion ist. Aber seit 2. August 2014 begann die (sunni-tische Extremistenorganisation, Anm.) IS, die Kontrolle über die Jesidengebiete zu über-nehmen. Sie stellten unseren Glaubensbrüdern ein Ultimatum. Entweder sie mussten Moslems werden oder sie wurden brutal er-mordet”, berichtete Solamen.

Unfassbare Gräueltaten

Das schreckliche Trauma wurde dadurch verschlimmert, dass jesi-dische Frauen als Sexsklavinnen gehalten und Männer leben-dig begraben wurden. “Die Frauen wurden vor ihren eigenen

Familien vergewaltigt und dann geköpft”, so Solamen weiter. Sie gab auch zu bedenken, dass 200.000 Jesiden geflüchtet seien und viele von ihnen Selbstmord begangen hätten. Einige seien auch verhungert, weil sie sich oh-ne Brot und Wasser auf den Weg in die Berge gemacht hätten. Die Petition, die die Vertreter vorberei-tet hatten, war von mehreren hoch-rangigen Jesiden-Vertretern unter-zeichnet worden. “Wir haben vier Hauptforderungen. Erstens bra-uchen wir dringend humanitäre Hilfe. Dann bitten wir um die Aufnahme von Flüchtlingen in

Europa und in Österreich. Zudem soll eine humanitäre Schutzzone errichtet werden in der Region. Letztlich ist es wichtig, dass eine Untersuchungskommission die Ereignisse der letzten Wochen im Nordirak und insbesondere die Massaker an den Jesiden überp-rüft”, meinte Alo Schwan, der Vertreter der Shingal Gemeinde, der aus Deutschland angereist war.

“Völkermord sofort stoppen”

Direkt von den Massakern bet-roffen zeigte sich der seit Ende

2010 in Deutschland leben-de Studentenvertreter Rashid Masoud. “Ich habe mehrere Mitglieder meiner Familie verlo-ren. Seit zwei Wochen essen wir kaum. Meine Mutter liegt seit vi-er Tagen im Krankenhaus. Nach Telefonaten mit dem Irak habe ich erfahren, dass die beiden Töchter meiner Onkels entführt wur-den. Mein Appell ist daher, den Völkermord sofort zu stoppen”, forderte er. Birol Kilic, der Leiter der Türkischen Kulturgemeinde in Österreich, schloss sich dem Appell an und meinte, dass er die Jesiden-Vertreter aus Europa eingeladen hätte, um den Journalisten deren Lage zu präsentieren.

“Ich rufe alle Muslime auf, sich von der Terrorgruppe IS zu dis-tanzieren und Jugendliche aufzuklären. Denn die haben mit dem Islam nichts zu tun. Vor allem die Menschen aus der Türkei müs-sen aufstehen und sagen, dass hi-er ein schrecklicher Genozid pas-siert”, erklärte Kilic. (WIENER ZEITUNG

Jesiden-Vertreter richten Hilferuf an Österreich

Wien/Bagdad. Mehrere Vertreter der Jesiden haben am Mittwochvormittag im Rahmen einer Veranstaltung der Türkischen Kulturgemeinde in Österreich (TKG) im Concordia Presseclub Bundeskanzler Werner Faymann (SPÖ) und die österreichische Bevölkerung angesichts der

Massaker an der religiösen Minderheit im Nordirak um Hilfe gebeten.

Page 5: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

98 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

Viyana - Viyana Ticaret Odası Taksiciler Birliği ve Sosyal Demokrat

Taksi - ve Kiralık Araç Derneği (SWV) Başkanı Gökhan Keskin Amerikan Ulaşım Hizmeti “Uber Şirketine” büyük eleştirilerde bulundu. Keskin, Şirket’in ça-lışma müsaadesi olmayan özel araç sahiplerine de düşük üc-retlerle çalışma olanağı tanıyor olması sadece taksi endüstri-si için bir tehdit değil, aynı za-

manda güvenli ulaşım sağlaya-mayacağından müşteri için de bir tehdit oluşturacağını belirte-rek şunları ifade etti : “Özel araç sahiplerinin kaza durumunda taksilerdeki gibi müşterilerinin sağlığını koruyamaz” Keskin yaptığı basın açık-lasında , “Taksi ya da Araç Kiralama Yetki Belgesi ya da Seyahat acentesi Yetki belge-si olmadığı halde bir şirket na-

sıl olurda bu işi yapabilir?” diye sorarak Amerikan App-Taksi ça-lışma modelini tartışmaya açtı. Keskin´in şu sözleri dikkat çekti : “Viyana Ticaret Odası ve onun Başkanı Ruck’un derhal üyeleri-nin çıkarları için harekete geç-mesini ve bu haksızlığa bir son verilmelidir.”

Almanya’da bu durumun olum-suz etkilerinin çabuk fark edildiğini ve derhal hareke-

te geçildiğini belirten Keskin, “Almanya’da şirket bu uygu-lamadan dolayı mahkeme-ye verildi ve Frankfurt Eyalet Mahkemesi, Uber ş irketi -nin App taksi uygulamasını Almanya genelinde durdurul-masına karar verdi, Almanya’da Uber İşletmesi Taşıma Hizmeti sunmak için izin almak zorun-da kaldı. Bizlerde Viyana Taksi işletmecilerinin zarara uğrama-sının önüne geçmeliyiz” dedi.

SWV: “Viyana Taksicilerini ezip geçmeyin! Viyana Ticaret Odası

(WKO), artık üyelerinin çıkarlarına göre hareket etmelidir.”

Cumhurbaşkanı Heinz Fischer Turgay Taşkın‘ı tebrik etti

Cumhurbaşkanı Heinz Fischer Viyana´nın başarılı Türk işadamlarından Turgay Taşkın’ı dolayı tebrik etti ve Yeni Vatan Gazetesi vesilesi ile tüm okuyucularımıza sevgi ve selamlarını iletti. Gastronomi sektöründe mükemmel ve örnek Türk

misafirperverliğini ünlü Naschmark pazarına İtalyan ve Çin mutfağı olmak üzere karşılıklı iki dükkan ile taşıyan Turgay Taşkın yıllarca müzık dünyasında tüm topluma hizmet vermesi ile tanınıyordu.

Page 6: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

10 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014

Almanya’nın Frankfurt şeh-rinde yaşayan 34 yaşın-daki Türk Leyla Ö. şimdi

ABD’de bir hapiste yargılanma-sını bekliyor. İddiaya göre gü-zel olduğu belirtilen Türk kızı bir Arap şeyhin kendisine tecavüz ettiğini iddia edip şantaj yapa-rak 20 milyon Dolarlık (15 mil-yar Euro) servete konmak istedi. Bild gazetesine yansıyan habe-re göre olaylar şöyle gelişti: Leyla Ö.’nün Almanya’daki ailesi, zen-gin Arapları yurtdışı seyahatle-rinde ağırlayan bir şirketin sa-hibi. Leyla Ö., 2012’nin yazında milyar dolarlık servete sahip olan Suudi Arabistanlı şeyh Monsur al-Balawi’nin ailesini Viyana’da gezdirdi. 23 yaşındaki zengin aile çocuğu Thamer güzel Türk rehbe-re aşık olup, ona Los Angeles’da asistanı olarak çalışması için tek-lif sundu. Mart ayında ise Los Angeles’daki emniyet müdürlü-ğüne giden Leyla Ö’nün., kendi-sine işkence ve tecavüz edildiğini idda ederek bedenindeki ya-nık izlerini göstermesi ardından Thamer tutuklandı.

20 DOLARLIK SUS PAYI

Ancak bir süre sonra Leyla Ö.’nün Gerard Cavallo (58) ve Emanuel Karl Hudson (58) adlı avukatla-rı şeyh olan babayı arayıp 20 mil-yon Dolarlık susma payı talep et-ti. Bunun üzerine gizlice araştırma başlatan şeyh, telefon konuşma-ları ve elektronik posta üzerinden para ile ilgili yapılan anlaşmala-rı ele geçirerek Thamer’in beraa-tini sağladı. Ardında yapılan du-ruşmada hakem James Dabney zanlının “tamamen suçsuz” oldu-ğuna karar verdi, Thamer de “ger-çeğin ortaya çıkması için dua et-tim” dedi.

Leyla Ö. ve avukatları ise şantaj yapma suçuyla tutuklandı. Üçlü, yargılandığı takdirde 4 yıllık ha-pis cezasına çarptırılacak. Bild’e konuşan Leyla Ö.’nün arkada-şı “Leyla’nın psikolojik durumu çok kötü. Bu kabusun yakında bitmesini umuyor” diye konuş-tu. Leyla Ö. ile Los Angeles’daki Başkonsolosluğun ilgilendiği de belirtildi.

GLASEREIAyna Vitrin, Masa Camları, Kapı ve Pencere Camları, Hediyelik Eşya, Banyo Rafları, Mutfak Camları

CAM BİZİM İŞİMİZSİGORTALI EVLERİN CAM DEĞİŞTİRME ÜCRETİ SİGORTA ŞİRKETİNDEN ALINIR.

24 saat acil arama hattı:

0699 110 49 021Viyana ve Niederösterreich çevresi ve köyleri

CAMCI TAYFUN VİYANA VE NİEDERÖSTERREİCH ÇEVRESİ VE KÖYLERİ

01 943 69 15

www.glasereitayfun.atGudrunstr. 136 A-1100 Wien [email protected] - Fax: 01 / 943 69 16

Okul veya kitapçılardan sipariş edilebilir!

Yeni Vatan Gazetesi, Neue Welt Verlag adlı yayınevi ile birlikte Avusturya'da yine bir ilki gerçekleştirerek hazırladığı büyük resimli Avusturya Almancası-Türkçe sözlü-ğün yeni ve geliştirilmiş ikinci baskısını 30 bin baskı ile piyasaya sürdü. Sözlük, Avusturya Eğitim Bakanlığı'nın onay verip tavsiye ettiği kitaplar liste-sine girmiştir. Kitap, hem okullardan hem de tüm kitapçılardan sipariş edilebilir.

Almanyalı Türk bayan Arap şeyhini kandırarak servete konmak istedi

Page 7: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

1312 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

Rösslhummer, Şiddetsiz Ya-şam adlı kampanyanın Avusturya’da yaşayan tüm

insanlar için çok önemli olduğu-nu. Vurguladı ve şunları ifade etti: ”Şiddet, yanımızdaki insa-nın sınırlarının zedelendiği yerde başlar. Örnek verecek olursak, bir tartışmada bir insana söylenen kötü sözler, yapılan hakaretler, aşağılamalar, utandırma ya da saygısız davranışların hepsi şid-detin bir biçimidir ve bu yapılan-ları kişi haklarına karşı yapılan saldırı olarak görebiliriz. Sözel ve psikolojik şiddet, yıllarca de-vam edebilecek şiddete dayalı bir ilişkinin başlangıcıdır ve bu ilişki sonu, yaralama ve tecavüz, en kö-tüsü de ölümle de sonuçlanabilir. Bir insan ne kadar uzun süre şid-dete dayalı bir ilişki yaşarsa ken-dini bu ilişkiden kurtarması da o kadar zor olur.”

Yeni Vatan Gazetesi: Aile içi şiddete özellikle kimler maruz kalıyor?

Maria Rösslhummer: Erkekle-re nazaran kadınların daha çok aile içi şiddete maruz kaldıkları-nı belirten Rösslhumer. Çocuklar ve gençlerin de bazen dolaylı ba-zen de direk olarak şiddete ma-ruz kaldıklarını belirterek, ya-pılan araştırmaların, kadınlara uygulanan şiddetin eşleri ya da beraber yaşadıkları erkek tara-fından yapıldığını gösterdiğini, çocukların da kadınların uğra-dıkları bu şiddetten etkilendik-leri ve şiddete maruz kaldıkla-rını söyledi. Rösslhumer, her yıl yüzlerce kadının evde şiddet gör-düğünden çocuklarıyla beraber Kadın Sığınma evine müracaat ettiklerini belirtti. Daha sonra şu açıklamaları yaptı,2013 tarihin-de 3232 kadın ve çocuk aile içi şiddete maruz kalmışlar (bunlar-dan 1643’ü kadın,1589 çocuk).Şiddete maruz kalan bu kişiler korunmak, kendilerini güvence-de hissetmek ve yardım almak için Avusturya Kadın sığınma evlerine sığınmışlardır.

Yeni Vatan Gazetesi: Toplum-da kadına yönelik şiddetin ora-nı nedir?

Maria Rösslhummer: 2013 ta-rihinde Avrupa Temel Haklar Ajansı tarafından yapılan ulus-

lararası dünyanın en büyük araştırması olan kadına karşı şiddet konulu araştırma, Avru-

pa Birliğinde her üç kadından birinin 15 yaşından itibaren psikolojik şiddete ve/ ya da te-

cavüze uğradığını göstermiştir. Avusturya’da araştırmaya ka-tılan beş kadından birinin şid-

Her insanın şiddet görmeden gelişme ve yaşama hakkı vardır. Dünyanın dört bir yanında, gözümüzün önünde, her an her dakika şiddet uygulanıyor. Çevremizde,

dört duvar arasında aile içi şiddete maruz kalan birçok insan olduğunu duyu-yoruz. Ev içi şiddet deyince birlikte yaşayan çiftlerden birinin diğerine şiddet

uygulamasını anlıyoruz. Çiftlerden biri diğerini kontrol etmek ve himayesi altı-na almak için şiddet uyguluyor. Bu çiftler evli olabilir ya da olmayabilirler.,

Avusturya Bağımsız Kadın Sığınma Evleri Başkanı Maria Rösslhummer Yeni Vatan Gazetesi´ni ziyaret ederek sorularımızı cevabladı.

Kadın ve çocuklara şiddete hayır !

dete maruz kaldığını öğrendik-lerini belirterek aile içi şiddete maruz kalan kadınların sayısı-nı net olarak söyleyebilmenin oldukça zor olduğunu söyle-miştir. Sayıyı sadece tahmin edebilirizAjansın araştırmaya katılan şiddete veya tecavüze maruz kalan kadınlardan, sa-dece yüzde 16’sının polise mü-racaat etmiş olduğunu ve bu ka-dınlardan sadece yüzde 4’ünün yardım talep ettiğini, yüzde 12’sinin de sığınma evine mü-racaat etmiştir. Avrupa Temel Haklar Ajansının yaptığı çalış-ma, mağdur kişilerin sayısının resmi sayılardan çok daha fazla olduğunu göstermektedir.

Yeni Vatan Gazetesi: Şiddete maruz kalan kadınlar nerede Yardım ve destek bulabilirler?

Maria Rösslhummer: Şiddete maruz kaldıysanız ya da şiddete maruz kalan bir kadın tanıyor-sanız yardım almaktan çekin-meyiniz. Böyle bir durumda 133 Polis hattını ya da Euro Acil Yardım Servisi 112‘yi arayınız. Şiddete maruz kalan kadın veya çocuğun can güvenliğini sağla-mak polisin birinci görevidir ve haber verildiğinde derhal olay yerine gelip şiddeti önleyip şid-dete uğrayanların can güvenli-ğini sağlamak zorundadır. Ka-dın Yardım Hattı 0800/222 555 Avusturya sınırları içinden ara-yan herkes için ücretsiz ve gizli-dir. Danışmanlar 365 gün gizli ve ücretsiz olarak Arapça, Boş-nakça-Hırvatça-Sırpça, İngiliz-ce, Romence ve Türkçe hizmet vermekteler. Tüm Avusturya’da 30 sığınma evi mevcut ve bu evdeki görevliler şiddete maruz kalan kişilerin sorunlarını çöze-rek kendi ayakları üzerinde du-rabilmeleri için gerekli yardımı yapmaktadırlar.

Yeni Vatan Gazetesi: Şiddete maruz kalan çocuklar Yardım için nereye başvurabilirler?

Maria Rösslhummer: Çocukları her türlü kötülüklere karşı ko-ruyup kollamak yetişkinlerin ve Yardım Merkezlerinin görevidir. Bu görevin ciddi yerine getirilme-diği durumlarda, çocukların doğ-ru merkezlere yönlenmesi için destek vermek gerekmektedir.

Siddete maruz kalan çocuk, yakınında bulunan güvendiği bir öğretmeninden, komşusundan, kardeşinden, sosyal danışmandan, kurs öğret-meninden yardım isteyerek Yardım Merkezle-rine başvurabilir. Günün her saatinde aşağıda verilen telefonları arayarak yardım isteyebilir.

Acil Telefon Hattı: 147Çocuk Yardım Hattı: 0800/567567Kadın Yardım Hattı : 0800/222 555

Şiddete maruz kalan Çocuklar ve Gençler „Jugen-damt – Kinderschutzzentrum“ gibi yerlere mü-racaat edilebilir. Avusturya’nın her bölgesinde

çocukları ve gençleri karşılaştıkları sorunları çöz-mek için gerekli bilgi ve desteği veren bu yerlerde bilgilendirmeler ücretsiz, gizli ve güvenilir yapılır. Jugendschutzzentrum adreslerini Rehberde bula-bilirsin.

Jugendamt’lara online olarak www.jugenda-emter.com adresinden ulaşılabilir.

Kinderwebsite: www.gewalt-ist-nie-ok.atÇo-cukların aile içi şiddet konusu hakkında bilgi-lendirmek üzere Bağımsız Avusturya Sığınma Evleri Derneği kendilerine ait bir site kurdu.”www.gewalt-ist-nie-ok.at“

Rösslhummer yapılabilecekleri şöyle sıraladı:

Page 8: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

Yaşamın içinden

Page 9: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

1716 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

Yakup 20 bin Voltluk akıma kapıldı !Viyana’nın Simmering

i l ç e s i n i n A l b e r n e r Limanı’nda geçen eylül

ayında meydana gelen kazada, büyük bir elektrik şirketine taşe-ronluk hizmeti veren bir firma-da çalışan Yakup C (25), 20 bin voltluk elektrik akımına kapıldı. Elektrik olmadığı belirtilen şebe-kenin tamamlanmasıyla görevli olan işçi, içine girmeye mecbur bırakıldığı yüksek gerilim ku-tusunda kapıldığı akım sonucu ağır yaralanarak 2 hafta boyun-

ca komada kaldı. Dört yeni yük-sek gerilim kutusunun yerleşti-rilmesinin 3 aydan fazla sürmesi gerektiği hâlde işi 4 Ekim 2013 ta-rihine yetiştirmeye zorlanan iş-çilerden biri olan Yakup C. “Çok iyi hatırlıyorum, günlerden cu-maydı. Bana kutulardan birinin içine girmem gerektiğini söyle-diklerinde mesai bitimine az kalmıştı. Bağlantıların yapılma-sı gerekliydi yani içeri enerji ve-rilmemişti.” diyerek o günü anla-tırken diğer ihmalleri de ekliyor

“Kapıları açıktı, önünde koruyu-cu cam yoktu ve kutunun içinde bir karton bırakılmıştı.”

“Hayatımı Doktorlara Borçluyum”

Sürünerek girmeye zorlandığı yüksek gerilim kutusunda kapıl-dığı 20 bin voltluk akım yüzünden komaya giren; kafasında, her iki el ve bacağında ağır yanıklar oluşan ve artık mesleğini icra edemeyece-ği belirtilen Türk kökenli Yakup C. hayatını Viyana Hastanesi’ndeki doktorlara borçlu olduğunu söy-lerken sessizce ekliyor “Psikolojim pek iyi değil.”

Viyana- TRT BELGESEL KANALI’nın daha ön-ce hazırlayıp yayınladı-

ğı ‘Uzaktaki Dostlar’ adlı beş bö-lümlük serinin ardından, şimdi de 10 ülkeyi kapsayacak olan ye-ni bir seriye başlandı. Prodüktör İsmail Elden, yönetmen Sacit Şahin, program danışmanı ve su-nucu İlhan Karaçay tarafından hazırlanan ‘Uzaktaki Dostlar’ adlı belgeselin, gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışındaki yurttaşlarımız tara-fından çok beğenilmesi ve yayınla-rın tekrarlanması için yoğun istek gelmesi üzerine harekete geçen TRT BELGESEL KANALI, Osmanlı izlerini takip etmek için bu kez 10 ülkede çalışmalar yapacak.

Osmanlı-Türk-İslam medeniyeti-nin küresel izlerini ve etkilerini or-taya serecek olan bu programlar,

Macaristan, Avusturya, Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, İtalya, İspanya, Rusya, Afganistan, Çin ve Moğolistan’da çekilecek.

İsterseniz, önce ‘Uzaktaki Dostlar’ adlı beş bölümlük programlarda hangi konulara yer verildiğini bir hatırlayalım: Hollanda’daki bir kö-ye neden ‘Türkiye’ adının verildi-ğini, Belçika’daki bir köy halkının her yıl neden Türk festivali yaparak Türkler gibi yaşadığını, İtalya’da bir köy halkının da aynı şekilde her yıl Türk Festivali düzenleyip Türkler gibi yaşadıklarını, Fransa’da pek çok yere Osmanville, Turqueville. Turquestein ve Turkheim adları-nın verildiğini, İspanya’da Sax kasabasında her yıl düzenlenen festivalin en büyük ve görkemli grubunun İspanyol Türkler oldu-ğunu, Corpanse de Turcos adlı bu

grubun 1920’de Atatürk’ün istiklal savaşı galibiyetine sempati duyan İspanyollar tarafından kuruldu-ğunu ve o günden bu güne muhte-şem bir binada yerleşmiş oldukla-rını gittik, gördük ve yaşadık.

Avrupa’da gördüklerimiz sadece ‘Turkiye’ ve ‘Turquestein’ gibi ta-belalardan ibaret değildi tabii…

Fransa’nın Caen kentindeki ‘Passage Du Grand Turc’ isimli bir pasaj avlusunun duvarında, tam 6 metre büyüklüğünde iki Osmanlı figürünün 5 asırdır nasıl silinmedi-ğini ve buraya gelen ziyaretçilerin bu muhteşem figürleri hala hay-ranlıkla nasıl izlediklerini de gör-dük.Avrupa’daki Türkiye ve Türk izleri tabii ki bunlarla sınırlı değil. Son olarak gittiğimiz İspanya’da her yıl şubat ayının başında yapı-

lan bir Türk Festivali var. Valencia bölgesindeki Sax kasabasında ya-pılan bu festivalin neden yapıldığı hakkındaki gerçekler de çok ilginç. Bu festivalin 400 yıl önceki nede-ni, Hıristiyanlar’ın Müslümanlar’a karşı elde ettikleri galibiyete daya-nıyor. Festivalin nefret ve intikam kokan havası, 300 yıl sonra 1920 yı-lında birden bire değişiyor.

Daha önceki kutlamalarda, Hıristiyanlar’ın Müslümanları çok kanlı bir şekilde mağlup etme sah-neleri ağırlıklı iken, 1920 yılında, Atatürk’ün Anadolu’da elde ettiği zaferlere gıpta ile bakan bir grup İspanyol, bu festivale, ‘Comparsa de Turcos’, yani Türk Grubu adlı bir ekip ile katılma kararı almış. O yıldan bu yana da festivalin kin ve intikam kokan havası, dostluk ve sevgiye dönüşmüş.

Uzaktaki Dostlar‘dan sonra, şimdi de ‚İzler‘ 10 ülkeyi kapsayan belgesel serinin çekimine Budapeşte ve Viyana‘da başlandı

TRT den Viyana Osmanlı belgeseli

Page 10: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

18 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014

Wien - Mit der heu-t e e r s c h e i n e n d e n Herbstausgabe fe i -

ert das Integrationsmagazin “ZUSAMMEN:ÖSTERREICH” se-inen zweiten Geburtstag. Das Magazin des ÖIF erscheint qu-artalsweise und bereitet aktu-elle Themen aus dem Bereich Migration und Integration sach-lich und leserfreundlich auf, präsen-tiert neue Projekte und Forschungsergebnisse und rückt dabei die Menschen, um die es geht, in den Vordergrund. Integrationsminister Sebastian Kurz gratuliert zum zweijährigen Jubiläum und streicht heraus: “ZUSAMMEN:ÖSTERREICH arbe-itet mit Zahlen und Fakten, statt mit Vorurteilen und Klischees und leistet damit einen wertvollen Beitrag zu einer sachlicheren und

faireren Integrationsdebatte.“

Leser/innen-Befragungen: “Sehr Gut” für sachliche

Berichterstattung

Zum zweijährigen Bestehen d e s M a g a z i n s h a b e n d i e Leserinnen und Leser “ZU-SAMM EN:ÖSTERREICH” im Rahmen der Leser/innen-Befra-gung ein tolles Zeugnis ausgestellt: Sie loben gute Themenauswahl, sachliche Berichterstattung, gelungenes Layout und, dass Zuwander/innen in den Repor-tagen selbst zu Wort kommen. Die Druckauflage konnte se-it 2012 sukzessive um 35% auf 41.000 Stück erhöht werden. 35.000 Stück gehen im persona-lisierten Direktversand an ge-sellschaftliche Multiplikator/in-nen wie Lehrer/innen, Journalist/innen und Bürgermeister/innen sowie Vereins- und Organisationsvertreter/innen. Darüber hinaus liegen Exemplare in Integrationseinrichtungen in ganz Österreich auf.

Die Herbstausgabe von ZUSA-MMEN:ÖSTERREICH widmet sich dem Schwerpunkt-Thema

Sprachförderung im Kindesalter und geht den Fragen nach, wa-rum Deutschkenntnisse von klein auf wichtig sind und wie Kindergarten und Schule sie ver-mitteln können.

Dazu bietet das Magazin neueste Zahlen und Fakten zum Thema, Reportagen aus Kindergärten

mit hohem Migrant/innen-An-te i l , E x p e r te n ko m m e n t a re und Projekt-Portraits. ÖIF-Geschäftsführer Franz Wolf erklärt: “Wir wollen unseren Leserinnen und Lesern einen fun-dierten Einblick in dieses gesells-chaftliche Kernthema liefern. Dabei zeigen wir Problemlinien genauso auf wie Potenziale und

bitten Erfolgsprojekte vor den Vorhang.”

ZUSAMMEN:ÖSTERREICH wird kostenlos versendet und kann un-ter : [email protected] abonniert werden. Das Magazin ist online abrufbar unter: www.integrationsfonds.at/magazin

Zwei Jahre ZUSAMMEN:ÖSTERREICH-Magazin Magazin für Migration, Integration und Zusammenleben berichtet

über Chancen und Herausforderungen der Integration.

Page 11: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

21SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABER

Hedeflenen diplomanın alınması Avrupa Referans ölçülerine göre Avusturya

da uyumdan sorumlu birimden ya da sertifikalı bir kurstan alınan B1 diplomasına denktir. Anlaşıldı mı? Bu cümleler satırı satırına Avusturya’da başarılı bir şekilde Üniversiteyi bitirmiş ve vatandaş-lık için başvuruda bulunan bir ki-şiye Avusturya Yetkili makamları tarafından yazılan mektupta yer alıyor. Acaba bu ifadeler bir me-murun anlatım yetersizliğinden mi kaynaklanıyor, yoksa bir pro-vokasyon mu?

Son yıllarda bir grup Parlamentere “Vatandaşlık sınavı” ile ilgili bazı sorular yönelttim ve her seferin-de Öğretim Materyallerinin ka-bul edilemez hatalar içerdikleri-ni bildirmek zorunda kaldım. Ne yazık ki, bu hatalar  hâlâ  devam

ediyor. Henüz Avusturya vatan-daşlığı almamış insanlara verilen kitaplarda inanılmaz bir bilgi ve-rildi: “İmparator 1. Karl tacından feragat etti ve sürgüne gitti.” Bu bilgi doğru değil. İmparator yö-netim işlerinden feragat etti, ta-cından değil. Avusturya Devlet biçiminin “ Nisan 1955 tarihinde Moskova’da biçimlendirildiği id-dia ediliyor.15Mayıs’da Viyana’da son metin şekillenene kadar mü-zakerelerin devam ettiği bilgisi sa-dece tarihçilerin bildiği bir bilgi değil. Ve şimdi de birçok noktada tartışılan bu anlamsız dil sınavı.Gel inim Rus. Üniversi tede Germanistik okudu ve başarıy-la mezun oldu. Almanya’da ve Avusturya’da Almanca dersi ver-di ve bitirme sınavları yaptı. Ama bu kişi eğer Avusturya vatanda-şı olmak isterse bir sınava girme-si ve yeterli Almanca dil seviyesini

ispat etmesi gerekiyor. Kavkavari bir yaklaşım mı? Franz Kafka’ya saygısızlık etmeyelim: Bu tipik bir Avusturya tarzı.

Avusturya resmi makamları Vatandaşlık için gerekli yeterli al-manca bilgisi için ne Avusturya’da bitirme sınav sonucunu ne de ta-mamlanmış Germanistik eğitimi-ni kabul ediyor. Avusturya’nın bu can sıkıcı önlemler nedeniyle va-sıflı göçmenlerin ülkeye gelmesi-ni engellemesi yeni değil.

Benim gelinimin durumunda ol-duğu gibi çok anlamsız uygula-malar ortaya çıkmakta: Avusturya Almanca Dil Diploması” ÖSD yakın bir tarihte Avusturya’da Eczacılık okumuş ve Doktorasını yapmış Çin vatandaşına görüş-tü.Elindeki belgeler yeterli ka-bul edilmedi. Yetkili Makamlara Vatandaşlık Yasasındaki Paragraf 11a 6 Maddesinde yazılı olanla-rını yapmış olması gerekiyordu. Her iki örnekte de mezun olduk-ları üniversitelerde okuyabilmek için Almanca seviyelerinin B2 ol-ması gerekiyor ki iki bayanda çok başarılı bir şekilde Üniversiteden mezun olmuşlar.Kim bundan da-ha anlamsız bir uygulama ola-maz derse, Avusturya Yasa Koyucuyu dikkate almıyor demek-tir. Avusturya Entegrasyon Birimi sınavları Almanca bilgisi belgesi olarak kabul ediyor.

Yurt dışından gelen Entegrasyon Birimi sınav sorumlusu ve ay-nı zamanda 2. Dil Almanca öğ-retmeni sınav sorumlusuna da Vatandaşlık almak için Almanca Bilgisini ispatlaması ve bunun için de sınava girmesi gerektiği söylendi. ÖSD ‘nin yaptığı bu tür anlamsız uygulamalardan her ay birçok kez karşılaşılabiliniyor. Bu uygulamalarla karşılaşan ki-şiler için bu durum vakit kaybına, strese, masrafa, ek yüke neden ol-maktadır. Bürokratik uygulamalar devlete de ek maddi kayıplar getir-mektedir.

Bakan Sebastian Kurz mutlaka “Başararak Entegre olmayı” isti-yor. Başta İçişleri Bakanı ve me-murları yüksek eğitimli vatandaş-lık başvurusu yapan kişilere eziyet etmeden ödevlerini yapacak du-rumda ya değiller ya da istemiyor-lar. Kurz Johanna Mikl-Leitner’le yapılan uygulamanın etkilerini değerlendirmeli.

Ayrıca: Goethe Enstitüsünün yap-tığı İleri Düzey Almanca sınavı da Avusturya Makamları tarafın-dan Vatandaşlık İşlemi için kabul edilmiyor. Almanya’dan Almanca Sertifikası mı? (Harald Walser, Der Standart,23.08.2014)

Harald Walser (1953) Germanist, Lise Müdürü ve Yeşiller Partisi Eğitim Sözcüsü

Absürdistan için mi bir vatandaşlık?Ötekilerin Yorumu / HARALD WALSER 22.Ağustos.2014, 17:18

Bazı Avusturyalıların Almanlardan daha çok Alman olmak istemele-ri yeni bir durum değil. Ama diplomalı Germanistlerin ve Lise Öğretmenlerinin Avusturya pasaportu almak için Almanca bilgilerini ispatlamak zorunda kalmaları çıkarılan zorluklara yeni bir boyut kattı.

Page 12: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

2322 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

BRAUNAU- 18 yaşında-ki Braunerli genç, bir Türk gencini kötü oyuna getir-

miş. Avusrurya´nın Oberösterreich Eyaletinin Brauner ilçesinden bir et döveceğiyle bilinçli olarak elinin üzerine vurdu ve kendini sakatladı. Daha sonra da suçsuz Türk genci-ni şikayet etti ve o Türk genci yargı-landı, hatta acı parası ödemek zo-runda kaldı. Güncelliğini yitirmemiş olan bu şeytani oyun bir süre önce mey-dana geldi. Sağ Radikal bir dü-şüncenin Facebook ve İnternet üzerinden yayılmaya başlamasıy-la Hitler’in doğum yeri olan bir Braunerli gözaltına alındı ve işte bomba o zaman patladı; çok önem-li bilgiler gün ışığına çıkmış oldu.

Cep telefonunda kayıtlı olan bir Video’da 18 yaşındaki genç bir de-likanlı – dört erkeğin bir araya gel-mesiyle oluşan bu gruptan bir ada-mın - elinde et dövücüyle büyük bir öfkeyle sağ elinin üzerine vu-ruyor. Yaralı, ezilen eline gerek-li müdahale yapılsın diye herhal-de hemen hastane’ye götürüldü. Irkçı Neo- Nazi olduğu düşünülen yaralı, bir Türk tarafından saldırı-ya uğradığı ifadesini verdi. Poliste de aynı ifadeyi vermiş. İsmini bil-diği bir Türk kavgada ona bu sal-dırıyı yapmış. 38 yaşında Avrupa Birliği Vatandaşlığı olmayan Türk için bunun ciddi sonuçları oldu. Mahkemeye çıkarıldı ve Braunau Bölge Mahkemesinde yaralama-dan dolayı ceza aldı. Ayrıca, aslın-da kendi kendini yaralayan kişi-ye acı parası da ödemek zorunda kaldı. Bu arada Türk’ün Avukatı Mahkemeye dava sonucuna itiraz-da bulundu.

Çok açık bir şekilde Türk gencini haksız yere suçlayan 18 yaşında-

ki gencin arkadaşı da gerekli ce-zayı alacaktır. Et dövücüyle ilgi-li Video’yu kendi cep telefonuyla yapmış, ama yetkili makamlardan gerçeği saklamış.

Olayın açığa çıkmasıyla iki Neo-Nazi ve onların diğer iki kafadarla-rı – dördü masum kabul ediliyor.- başka yerde de hiç güzel olmayan ve şiddet içeren şeyler yapmış-lar.18 yaşındaki bir kediye çok kö-tü şeyler yaparak acıdan kıvran-dırmış ve sahibini de tehdit etmiş. Bu dört arkadaştan bir diğeri de bir kanarya’ya kötü davranmış, bir di-ğeri de yetiştirme fareyi tencereye atmış ve canlı canlı kaynatmış.

Irkçı köpekten Türk gencine kuru iftira

Avusturya’lı ırkçı kendi kendini sakatladı . Suçu Türk’e attı . Türk bunun cezasını çekmek için hâkim karşısına çıktı. Ceza aldı ve acı parası ödedi.

Sonunda gerçek bir Video ile ortaya çıktı. Her şey iftira imiş.

Bild gazetesinin haberi-ne göre, üç yıldan beri boş olan evi, Nazi dönemi-

nin insanlık dışı eylemlerini ha-tırlatan “Sorumluluk evi” adı altında bir merkez haline ge-tirme projesi söz konusu. Tarih Bilimci Andreas Maislinger’in projesine “Schindler’in listesi” ve “Gladyatör” gibi Oscar ödül-lü filmlerinin yapımcısı Branko Lustig’in ve Los Angeles’den

çok sayıda kişinin parasal des-tek vereceğine dikkati çekildi. Başta Braunau Belediye Başkanı Johannes Waidbacher olmak üze-re Braunauların evin varlığından rahatsız oldukları ve mümkün-se yıkılmasını istedikleri belirti-lirken Tarih Bilimci Maislinger, “Kasabalarının Hitler’le bağlan-tısı olmamasını istemelerini an-layışla karşılıyorum. Ama bu böy-le yürümez. Eğer bu kiralık Hitler evinde bir çocuk dünyaya gelir ve ailesi ona Adolf ismini verirse ne olur?” dedi.

Yaklaşık 16 bin nüfuslu kasabada herkesten saklanmaya çalışılan bu evde, insanlık tarihinin en büyük canisi Adolf Hitler’in doğmuş ol-ması kent halkı için bir utanç abi-desi. Neonaziler özellikle onun do-ğum gününde buralara gelmeye çalışıyorlar. Daha bu yıl Hitler’in doğum günü 20 Nisan’da, 32 ya-şındaki bir Alman evin önünde

Hitler selamı vererek “Heil Hitler” diye bağırmıştı. Evin duvarından sık sık parça kazınarak hatıra ola-rak alınıyor. Kasabada 2001 yılın-dan beri Hitler’in doğum gününde nikah yasağı var. Çünkü tanınmış bir Neonazi, o gün orada nikah kıy-

dırmak için başvurmuştu. Tarih bi-limcisi Maislinger, “Eğer burada Nasyonal Sosyalizme karşı olan bir anma merkezi kurarsak, bu-rası Neonazilerin ilgisini kaybe-der. Buna eminim” dedi. Bu ara-da evle ilgili projelere soğuk bakan Braunau Belediye Başkanı’nın da bu konuda yumuşadığı ve Bild ga-zetesine, “Zor bir konu. Ama pren-sip olarak ‘sorumluluk evi’ projesi kötü değil” dediği belirtildi.

Adolf Hitler, 20 Nisan 1889’da bir gümrük memurunun oğlu ola-rak Avusturya’daki bu evde doğ-muştu. Düşük gelirli memur ba-basının kiraladığı bu evde Hitler, üç yaşına kadar yaşamıştı. Evin önünde Hitler’in doğduğu ev ol-duğuna dair hiç bir plaket yokken sadece 1989’da Hitler’in 100. do-ğum yıl dönümünde Mauthausen Nazi kampından büyük bir taş getirilerek evin önüne konul-muş. Bu büyük taşın üzerine ise, “Barış, Özgürlük ve demokra-si için. Bir daha faşizm olmasın. Milyonlarca ölünün anısına” ya-zılmış. Geçtiğimiz günlerde bu taşa da boya torbası atılarak ya-zının okunmaması sağlanmak is-tendi.

Hitler’in evinin geleceği tartışılıyorAvusturya’nın

Almanya sınırın-daki “Braunau am Inn” kasabasında bulunan Hitler’in

doğduğu evin gele-ceği, Avusturya ve Almanya’da

tartışılıyor.

Page 13: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

24 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014

Uçakta “kıllı” diye müdahale edilmeyen yolcu öldü

Los Angeles’dan Albu-querque ist ikametin-de ilerleyen Southwest

Airlines Havayolları’na ait bir uçakta fenalaşan 62 yaşında Jack Jordan isimli yolcu, hos-tesin geç müdahale etmesi ne-deniyle öldü. Hostes, defib-rilatör cihazını yolcunun kıllı göğsünde kullanmaktan çekin-di. Havada yaşanan korkunç olay yolcuları şoke etti. İngiliz

“Mirror” gazetesi, hostesin de-fibrilatör cihazını yolcunun kıllı göğsüne tutmak istemedi-ğini belirtti.

TRAŞ ETTİLER

Uçakta bulunan bir hemşire ve fizyoterapisti anında mü-dahale ettiyse de olumlu bir sonuca varamadı. Bunun üze-rine bir başka yolcu, defibri-

latör kullanılmasını önerdi. Deneyimsiz kişiler tarafından bile kullanılabilen ve son çare olarak önerilen defibrilatör ile kalbe elektro şoklar verilirerek kalp çalıştırılır. Ancak bunun için hastanın göğsüne yerleş-tirilmesi gereken elektrodla-rı, hostes kıllı bulduğu göğse yerleştirmek istemedi. Bunun üzerine adamın göğsü traş edildi ancak önemli dakikala-

rın geçmesi ile Jack Jordan ha-yatını kaybetti. Kocasının ölü-müne tanık olan eşi Caroline, Havayolları’na suç duyuru-sunda bulundu ve “kimse öy-le bir dehşeti yaşamasın” diye konuştu.

ALMANYA’da göçmen köken-li gençlere iki vatandaşlık-tan birine karar vermeyi şart

koşan opsiyon modelinin günle-ri sayılı. Büyük koalisyon hüküme-ti opsiyon mo delini kaldırmayı ko-alisyon söz leşmesine yazdı. Ancak taslağın hazırlanması ve tartışma-lar uzun sürdü. Göçmen köken-li gençlere çifte vatandaşlık yolu-nu açacak yasa taslağı 19 Eylül’de Federal Konsey’de oylanacak. Baden Württemberg Eyaleti Uyum Bakanı Bilkay Öney, yeni yasayla il-gili kendilerine çok soru geldiğini ve bu sorulara göre yasa hakkında ba-zı yanlış bilgiler mevcut olduğunu söyle di. Bakan Bilkay Öney yürürlü-ğe girecek yeni yasayla ilgili sorula rı cevaplandırdı:

Alman vatandaşlık yasasında

yapılacak yasal değişiklikten kimler yararlanacak?

Vatandaşlık yasasındaki yeni de-ğişiklik sadece opsiyon modelin-deki gençleri kapsıyor. Kim bun-lar? Birincisi 1 Ocak 2000 yılından itibaren Almanya doğan, yabancı vatandaşlığı ya nında belirli yasal şartlar altında Alman vatandaşlığı-nı kazanmış olan gençler. İkincisi ise anne babalarının başvurusuyla 2000 yılında yabancı vatandaşlığı yanında Alman vatandaşlığını ka-zanmış olanlar.

Şu anda geçerli olan yasa hangisi?

Yeni yasa çıkıncaya kadar opsiyon modeli geçerli. Opsiyon modeline göre hem köken hem Alman va-

tandaşlığı bulunan gençler 18 ile 23 yaşları arasında iki vatandaşlık-tan birine karar vermek zorunda. İkisinden birine karar vermeyen veya 23 yaşını dolduruncaya kadar kendi köken vatandaşlığından çık-tığına dair belge getiremeyen genç-lerin Alman vatandaşlığı düşüyor.

Opsiyon modelini kaldıracak yeni yasa taslağı yürürlüğe

girince ne değişecek?

Opsiyon modeliyle çifte vatandaş olan gençler, yeni yasanın yürür-lüğe girmesiyle artık iki vatandaş-lıktan birine karar vermek zorunda kalma yacak. Bunun için 21 yaşı-nı dolduruncaya kadar şu şartları yerine getirmek gerekiyor: 8 yıldır Almanya’da yaşıyor olmak, veya 6 yıl Almanya’da bir okula gitmiş

olmak, veya Almanya’da bir oku-lu bi tirmek, veya okul eğitimini Almanya’da yapmış olmak...

Yeni yasa kimlere çifte vatan-daşlık hakkı getirmiyor?

1 Ocak 2000 öncesi Almanya’da doğmuş ve büyümüş olanlar, an-ne babaları 2000 yılında vatandaş-lık için başvurmamış olanlar yeni yasadan yararlanamıyor. Yani çif-te vatandaş olamıyor. Onlar için sa-dece tek vatandaşlık şartı geçerli. Vatandaşlık şartını yerine getirenler köken vatandaşlığın dan çıkma ko-şuluyla Alman vatandaşı olabilirler.

Kimler çifte vatandaş olacak?Almanya’da doğup büyüyen göçmen kökenli gençlere çifte vatandaşlık yolunu açacak yasa yolda. Yeni yasa tasarısı bu ay Federal Konsey’de oylanarak yürürlüğe girecek.

Kimler çifte vatandaş olabilecek?

Page 14: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

2726 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

nu iddia ederek ‘Sizleri burada istemiyoruz. Sizin topunuz hep böyle. Defolun gidin’ mealinde ifadelerle beni herkesin arasın-da aşağıladı. Sessiz kalmayı ter-cih ettim. İlk önce İngilizce çirkin küfürler eden bayana Almanca bildiğimi dayanamayarak söyle-dim. O bu sefer Almanca dilinde bana hakaret ve küfürler etti. Ben kendisini görmezlikten gelmeye başladım. Hakaretler ve küfür-ler dayanılacak gibi değildi. Bu arada karşımda oturan yine daha sonra isminin Barbara Beclin ol-duğunu öğrendiğim Avusturyalı bayan, bana sahip çıktı ve saldır-gan hanıma, beni rahat bırakma-sını ve yaptığının çirkin olduğu-nu söyledi.“

“Çocuklarım ve özellikle kızım için endişeliyim”

Olayın şokunu atlatamadan Yeni Vatan Gazetesi’ni ziyaret eden gözleri dolan Zeliha Çiçek sunları ifade etti: , “İnanın sabah kalktı-ğımda tekrar sözlü ve fiziki saldı-rıya uğrayacağım korkusunu ta-şıyordum ve ben toplu taşıtlar ile nasıl giderim, diye düşündüm. Böyle bir ırkçı saldırıya uğrama-dan, insanın ırkçı saldırılara ma-ruz kalan kurbanların ruh hali-ni anlaması çok güç. Çocuklarım özellikle kızım için endişeliyim. Bu olaylar karşısında kimse sessiz kalmasın. Yanınızda başkasına saldırı olursa lütfen orada sessiz kalmayın. Ayağa kalkıp tepki gös-terin. Bu bile medeniyet ve insan-lık adına bir görevdir. Bugün be-nim başıma geldi, yarın sizin, aile bireylerinize, akrabalarınıza ve-ya başkasının başına böyle çirkin bir saldırı gelebilir. Şiddete karşı olalım. Bu tür saldırganlık olay-larının olmaması için Yeni Vatan Gazetesine güvendiğim ve kamu-oyunun bu çirkinliklerden habe-ri olsun istediğim için Yeni Vatan Gazetesine geldim. Aslında bun-ları anlatacak ne moralim ne gü-cüm var“

“Suratıma çok sert bir tokat vurdu”

Zeliha Çiçek, “ Saldırgan kadın, hakaretlerinden bir süre sonra ayağa kalktı. Gideceğini sandım. Hiç beklemediğim bir sırada su-ratıma çok sert bir tokat attı.” dedikte sonra şunları ifade etti:

“Telefonum yere düşüp parçala-ra ayrıldı. Bu arada İngiltere’ye gitmek için havaalanına giden adının daha sonra Yama Temout olduğunu öğrendiğim bey, ba-na sahip çıktı. Kadını tutarak, ne yapıyorsunuz, dedi. Ben şok içinde idim. Cep telefonumu top-larken, beynim patlatırcasına uğulduyordu, kulaklarımda to-katın sesi vardı. Hem ruhen hem fiziken acı içindeydim. Saldırgan Bayan, Setephansplatz’da bana yardıma gelen adamın yüzünü saldırdı ve çizikler içinde bırak-tı. Saldırıya uğramasına rağmen beni korumak isteyen adam, sal-dırgan kadını bırakmadı, ama kadına vurmadı da. Adamın gü-cü yetmedi. Saldırgan kadını bı-rakmak zorunda kaldı. Saldırgan kadın elini kollunu sallayarak kaçtı. Adamın suratı çizik için-de kaldı. Uçağa yetişmek zorun-dayım, diyerek kartını şahitlik yapmak için bana bıraktı. Yalnız

kalmıştım. Saldırgan bayan ka-çınca arkasından koştum. Bana tekrar saldırdı. Polis çağırın di-ye etrafımdan yardım istedim.

Yerli ya da yabancı, hiç kimse, bana sahip çıkmadı. Saldırgan kadın kaçarken yardım gelmedi-ğini görünce tekrar üzerime gel-di. Bende takip etmeyi bıraktım. Kimse kadını tutmadı. Polis gel-di. Kamera kayıtlarını Viyana metrosundan isteteceklerini söy-ledi ve ismimi aldılar. Suç duyu-rusu için Emniyet’e ve acil servis ile hastaneye götürebiliriz, dedi-ler. Çocuklarım evde beni bekli-yordu. Gözlerimden yaş geliyor-du. Kendimde konuşacak güç bulamadım. İki hafta içinde po-lisin bana kayıtlar ile geri döne-ceğini ve ayrıca suç duyurusunu da istediğim zaman yapabilece-ğim ifade edildi“

Avusturya Türk Cemiyeti TKG saldırganın bulunmasını ta-

lep etti

Avusturya Türk Cemiyeti TKG, geçtiğimiz günlerde yine Türkiye göçmeni iki yaşlı bayana sahip çı-karak Almanca basın bülteni ile Avusturya kamuoyunu bu sal-dırganlık konusunda sessiz kal-mamaya davet etmişti. Zeliha Çiçek’in yaşadığı saldırganlık ola-yını da Almanca bir protokol tu-tarak İçişleri Bakanlığı ilgili siya-si masa sorumlularına, Emniyet yetkilileri başta olmak tüm siya-sı sorumlulara ilettiğini açıkla-dı. TKG, Viyana metrosundan ka-mera görüntülerinin polise acilen teslim edilmesini ve saldırganın resimlerinin basın ile paylaşılma-sını ve saldırganın derhal bulun-masını talep etti.

VİYANA – Türkiye göçmen-lerine karşı fiziksel saldır-ganlıkların son bir yıldır

Türkiye göçmeni sorumsuz ki-şi, kurum ve kuruluşların ateşin üzerine gazla gitmesinden dolayı artmasıAvusturya´da endişe ya-ratmaya devam ediyor. Son kur-ban 37 yaşında üç çocuk annesi Viyana doğumlu İslam din dersi öğretmeni Zeliha Çiçek Yeni Vatan

Gazetesini ziyaret ederek başın-dan geçen ırkçılığı Birol Kılıç’a anlattı.

Türk kökenli Avusturya vatan-daşı Zeliha Çiçek (37), geçtiği-miz Cumartesi günü ( 30.08.2014) Viyana’da bindiği yer altı top-lu taşıma aracı U3 metrosun-da `Herrengasse´istasyonundan `Stephansplatz` istasyonu isti-

kametinde yolculuk ederken sa-at 15.10 civarında saldırıya uğra-dı. Olayı derhal kısa adı TKG’ye “Avusturya Türk Kültür Cemiyeti“ ileten Zeliha Çiçek ertesi gün Yeni Vatan Gazetesi bürosuna gelerek, „ Metroya artık korkarak biniyo-rum“ dedikten sonra saldırıyı ya-şarcasına anlattı.

“Topunuz hep böylesiniz”

Avusturya doğumlu ve üç çocuk annesi Çiçek şunları ifade etti: ‘’Metroda telefonla sesizce konu-şuyordum. Çaprazımda oturan bir bayan, onca kalabalığın ara-sında, bana bakarak hakaret et-meye başladı. 40 -50 yaşlarında siyah saçlı, boyu bir metre yetmiş civarında, etine dolgun saldırgan bayan, benim sessizce telefonla konuşmamdan rahatsız olduğu-

“Viyana´da metroya korkarak

biniyorum“

Türkiye göçmeni bayana metroda Avusturya´lı bayanın hakaret ederek şiddet uygulaması büyük tepki topladı. Zeliha Çelik Yeni Vatan

Gazetesini ziyaret ederek başından geçenleri anlattı.

Birol KılıçZeliha Çelik

Page 15: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

28 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014

Viyana-Müslüman dünya-sında tartışmalara sebep olabilecek iddiayı haber-

leştiren İngiliz Independent gaze-tesine göre, Mescid-i Nebevi’yi ge-nişletme çalışmalarına ilişkin 61

sayfalık öneriyi hazırlayan Riyad Üniversitesi’nden Suudi akade-misyen Dr. Ali bin Abdulaziz al-Shabal’ın, Hz. Muhammed’in, eş-lerinin ve kızlarının kabirlerinin yerinin değiştirilmesini önerdiği

öne sürüldü.Independent’ın ha-berine göre öneride, milyonlar-ca Müslümanın ziyaret ettiği kab-rin, kutsal alanın yakınlarındaki El Baki mezarlığına taşınması yer alı-yor. Haberde ayrıca, bu plan üze-

rinde henüz herhangi bir karara varılmadığı belirtildi.Gazete, öne-ride Hz.Muhammed’in kabrini çev-releyen, eşleri ve kızları tarafından kullanılan odaların yıkılmasına dair planların yer aldığını yazdı.

Mescid-i Nebevi’yi genişletme projesi kapsamında Peygamber Hazreti Muhammed’in (sav) kabrinin yerinin değiştirilebileceği iddia edildi.

Peygamberin kabrinin yeri değiştiriliyor mu?

Viyana - Bir Facebook – Bloğunda paylaştı-ğı aşağılayıcı ifadelerle

Müslümanlara hakaret ettiği be-lirtilen genç adamın, cuma gü-nü Avusturya’nın Burgenland Eyaleti’nin başkenti Eisenstadt’ta görülen davasında 5 ay hapis ce-zasına mahkûm edildiği bildi-rildi.1. duruşmaya mazeret bil-direrek katılmayan sanığın 2.

duruşmaya da katılmadığı görül-dü. 33 Yaşındaki Avusturya’lı genç adamın blokta ismini yazmadan “Evet, Avusturya’da minare istemi-yoruz !” “Ülkemizde müslüman-lar sıçanlar gibi emeğimiz üzerine konarak bedavadan yaşıyorlar.” ifadelerini kullandığı belirtildi. Hakim Wolfgang Rauter verilen kararını şu şekilde gerekçelendir-di: “Yasalara göre bir kişinin, bir

dine ya da bir topluma karşı haka-ret edici, kışkırtıcı ifadeler kullan-ması suçtur.

Sanık da blokta yazdığı ifadelerle bu suçu işlemiştir.” Hakime yönel-tilen , “Böyle bir ifadeyi bir politika-cı ifade ederse o da suç sayılır mı ?” şeklinde yöneltilen soruya Hakim şöyle cevab vermesi şaşkınlık yarat-tı : “Özel durumlarda bu gibi somut

olaylarda farklı kararlar çıkabilir. Karar örnek olamaz .” Bu açıkla-madan sonra Avusturya’da sağ par-ti temsilcilerin müslümanlar karşı yaptıkları ırkçı açıklamaların niye bazı hakimler tarafından kesin suç sayılmadığı anlaşılmış oldu. Bu gü-ne kadar bu konuda kesin mahkum olmus bir milletvekili FPÖ adına Avusturya Parlementosund oturan bayan Suzanne Winter oldu.

Müslümanlara karşı ırkçılıktan dolayı resmen mahkum oldu

Page 16: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara

3130 HABER SAYI 159 - EYLÜL 2014 HABERSAYI 159 - EYLÜL 2014

Çikolatadan kahval-tılık gevreklere, sala-ta soslarından, pirinç

ve beyaz una kadar akla gelebi-lecek her besinde bulunan şeker, diyabetten erken yaşlanmaya ka-dar pek çok olumsuz etkiye neden oluyor. Bu nedenle şeker tüketimi-nin özellikle kişisel önlemler alına-rak azaltılması gerekiyor. Prof. Dr. Birsel Kavaklı, şekerin insan vücu-duna verdiği zararlar ve alınma-sı gereken tedbirler hakkında bil-gi verdi.

Günde en fazla 8 kesme şeker tüketilmeli

Şeker sadece balda, pekmezde, re-çelde bulunmamaktadır. Gün bo-yu tüketilen meşrubat, süt, yoğurt, ekmek, bisküvi, galeta gibi birçok besinde de fazla miktarda yer alır. Şeker kaynağı olarak yediğimiz karbonhidratlar günlük diyetimi-zin yüzde 55-60’ını oluşturmalıdır. Diyabetik olmayan kişiler de gün-lük olarak toplamda en fazla 8 kes-me şeker kadar şeker tüketmelidir. Tadı şekerli olan her gıdada basit şeker vardır. Bunlardan kaçınmak,

günlük şeker ihtiyacımızı karşıla-mak için kompleks karbonhidrat-lardan yararlanmak daha doğru-dur. Kompleks karbonhidratlar lif de içermektedir.

Meyveden alınan şeker yeterlidir

Sağlıklı bir beslenme düzeninde günde 3 porsiyon meyve tüketimi uygundur. Meyve şekerinin hızla kan şekerini yükseltmemesi için meyvenin yanında süt, ayran, yo-ğurt veya kepekli bisküvi öneril-mektedir.

Yemek sonrası şekerleme aşırı şekerden olabilir

Çok miktarda şeker ve tatlı tüket-tikten sonra bazı kişilerde yorgun-luk halsizlik olabilir. Bunun ar-dından kısa bir uyku; yani halk arasında denildiği gibi şekerleme yapma isteği doğabilir. Ancak bu tür bir durumla karşı karşıya olan

kişilerin diyabet açısından taranması gerekir. Bu birey-

lerde Postprandiyal hiperglisemi; yani yemek sonrası şeker yüksel-mesi görülebilmektedir.

Ar. Bu da tatlının anlık rahatlatı-cı etkisini mutsuzluğa dönüştüre-

cektir.

Esmer şekere de dikkat!

Esmer şeker; şeker kamışı ya da şe-ker pancarının ikinci şurubundan doğal olarak elde edilir. Rafine edilmediği için glisemik indeksi beyaz şekere oranla daha düşük-tür; ancak buna aldanılmamalıdır çünkü sıralamada beyaz şekerden hemen sonra gelir. Hatta esmer şe-ker kristallerinin daha küçük ol-masından dolayı daha fazla sıkıştı-rılmaktadır. Kısacası aynı hacimde esmer şeker, beyaz şekere oranla daha yüksek kalorili olabilmekte-dir. Örneğin; 1 tatlı kaşığı esmer şe-ker 48 kaloriyken, 1 tatlı kaşığı be-yaz şeker 45 kaloridir.

Şeker tüketimini azaltmak

için 5 neden

• Şeker kalp-damar hastalıkları ve diyabet riskini artırmaktadır.

• Cilt sıkılığını, elastikiyetini sağla-yan ve deri hücrelerinin sürekli ye-nilemesine yardımcı olan kolajen dokunun azalması, yaşlanan deri-de kırışıklığı artırmaktadır.

• Şekerin fazlası direkt olarak ka-na karışır ve yağa çevrilir. Bu yağ vücudun belli organlarında birikir. Son zamanlarda da çok fazla gö-rülen karaciğer yağlanmasına se-bep olur. Karaciğer yağlanması da uzun dönemde sindirim bozuklu-ğuna yol açmaktadır.

• Yüksek şeker seviyesi dikkat eksikliği, konsantrasyon bozuk-luğu, hafıza kapasitesi düşüklü-ğü ve öğrenme güçlüğü yapabi-lir. İleri dönemlerde ise kandaki yüksek şeker oranı ile hücre içi ile dışı arasındaki geçiş bozula-rak yıpranma hızlanır. Bunu ön-ce periferik sinirler daha sonra beyin izler.

Fazla şeker tüketimi erken yaşlandırıyor

Prof. Dr. Birsel Kavaklı, şekerin insan vücuduna verdiği zararlar ve alınması gereken tedbirler hakkında bilgi verdi

Kiloların yol açtığı hasta-lıkların saymakla bitme-diğini dile getiren Büyük

Anadolu Meydan Hastanesi dok-torlarından Diyetisyen Elanur Yılmaz, “Bu kilolar yaşam kali-tesini de düşürüyor. Kendi imka-nıyla diyet yapan, zayıflamaya çalışan fakat uzmanlardan yar-dım almadığı için kilolarından kurtulamayan insanlar, ben na-sıl zayıflayacağım diye kara kara da düşünürler. Kulaktan dolma bilgilerle yapılan her diyet herke-se uygun değildir. Kilolarınızdan bıktıysanız, bir an önce kilo ver-mek istiyorsanız bu önerilerimizi dikkate alabilirsiniz” dedi.

Diyetisyen Elanur Yılmaz’ın altın değerindeki önerileri

şöyle:

“İş hayatınızın yoğunluğu ya da çocuklarınızın bakımı sırasın-da atladığınız öğünlerin sizin ki-lo verememenizde en büyük et-ken olduğunu biliyor muydunuz? Atladığınız öğünleri ‘Aslında az yiyorum, mesela öğle yemeği ye-miyorum az kalori alıyorum, kar-dayım’ mantığıyla bakmaktan vazgeçin. Çünkü saati geldiğin-de yemediğiniz her öğün karşı-lığında metabolizmanızı yavaş-latıyor ve bir sonraki öğünün yağ olarak depolanmasını o ka-dar kolaylaştırmış oluyorsunuz. Ummadığınız besinler yüksek enerjiye sahip olabilir bu neden-le porsiyon kontrolünü iyi bilmek önemlidir. Örneğin iki yemek ka-şığı pilavın bir dilim ekmeğe eşit olduğunu bilirseniz bir tabak do-lusu pilav yediğinizde yaklaşık

yarım ekmek tükettiğinizi bilir, bunun yerine pilavı diğer yemek-lerin yanında garnitür olarak ter-cih edersiniz.”

YETERSİZ EGZERSİZ VE AZ UYKU-ÇOK UYKU

“Artık sizin için rutinleşmiş ha-reketler (örneğin bakkala yürü-yerek gitmek, asansör kullan-mamak vb. ) spor sayılmaz. Kilo vermek, daha doğrusu iyi bir yağ yakımı sağlamak istiyorsanız yü-rüyüş, bisiklet, yüzme gibi bir sporu düzenli bir şekilde hayatı-nıza dahil etmelisiniz. Eğer nor-malde de aktif bir spor hayatı olan biriyseniz yaptığınız sporun cinsi ve sıklığı önemlidir. Çünkü her sporun harcattığı enerji fark-lı olduğundan yapılması gereken süre de kişiye göre değişmekte-dir. Eğer spor yaptığınız halde za-yıflayamıyorsanız belki yaptığı-nız spor çeşidi doğrudur ama tam yağ yakımı başladığı sırada siz sporunuzu sonlandırıyorsunuz-dur. Daha az ya da fazla uyuyan insanların gün içinde daha faz-la kalori aldıkları bilimsel çalış-malarla kanıtlanmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda doktor-lar; uyku eksikliğinin ve fazlalı-ğının hormonların düzgün sal-gılanmasını etkileyebileceğinin öngörmüşlerdir.”

AŞIRI STRES VE DİYETİ HATALI UYGULAMA

“Mutluluk verici besin olarak bilinen çikolata stresli zaman-larda en çok tercih edilen yiye-ceklerden biridir. Vücutta mut-

luluk hormonu olarak bilinen ‘seratonin’in salgılanmasına yardımcı olan çikolata aynı za-manda enerjisi yüksek olduğun-dan kilo alımına da neden olabi-lir. Stres gerek hormonal düzen üzerindeki etkisiyle, gerek kişi-yi kalorili besinlere yöneltmesi ( özellikle karbonhidrat içeriği yüksek besinler ) sebebiyle kilo verememenizin altındaki neden-lerden biri olabilir. ‘Nasılsa ener-jisini harcadım’ düşüncesi ile spordan sonra oturup diyetiniz-de olmayan bir yiyeceği yemek, masum olduğunu düşündüğü-nüz salataları kattığınız soslar-la kalori bombası haline getir-mek, meyveyi ara öğünde değil yemeğin üzerine yemek gibi ha-talı hareketler kilo verme konu-sunda bütün emeklerinizi boşa çıkarabilir.”

METABOLİK SORUNLAR VE İDEAL KİLODA OLMA

“Diyet ve egzersiz hayatınızın bir parçası olduğu halde hala kilo veremiyorsanız altında ya-tan nedenlere bakmak lazım. Steroidler, bazı psikiyatrik ilaç-lar, insülin ve bazı beta blokerler gibi ilaçlar kilo kontrolünü sağ-lamak konusunda zorluklara yol açar ve genelde bu sorunlar ki-lo alınarak son bulur. Bunun ya-nı sıra farkında olmadığınız tiro-itle ilgili bir rahatsızlığınız veya insülin direnciniz de olabilir ki böyle bir durumda tedavi doktor ve diyetisyen işbirliğiyle olmalı-dır. Bedeniniz size artık verilecek daha fazla kilo olmadığını söylü-yor olabilir.

Hayatta kalmak için he-pimizin tansiyona yani kan basıncına ihtiyacı

vardır. Eğer tansiyon olmasay-dı, organlarımız dahil tüm vü-cuda oksijen ve diğer gerekli besinleri taşıyan kan dolaşımı mümkün olmazdı. Tansiyon, vücuda kan pompalayan kal-bimizin, o sırada atardamar çeperlerine uyguladığı gücün ölçümüdür. Zaman içerisin-de damarlara sürekli fazla bir güç uygulanıyorsa (bu tansiyo-nun yüksek olması demektir),

damar çeperini oluşturan do-kular da gereğinden fazla ge-rilecek ve bu durum çeşitli sağ-lık sorunlarına yol açacaktır. Hipertansiyon ise yüksek tan-siyon rahatsızlığını tanımla-mak için kullanılan başka bir terimdir.

Tansiyon ölçerken sonuçlar genellikle 2 rakamla okunur. Örneğin tansiyonun ölçülmesi-nin ardından büyük tansiyon 12, küçük tansiyon 8 şeklinde veri-ler alınır. Bu rakamlardan biri ya

da ikisi birden çok yüksek olabi-lir. Büyük rakam sistolik kan ba-sıncı (büyük tansiyon) ve küçük rakam diastolik kan basıncı (kü-çük tansiyon) olarak adlandırıl-mıştır. 14/9 (mm Hg) değerleri ya da çoğunlukla bu rakamların üstündeki değerler, yüksek tan-siyon (hipertansiyon) olarak ka-bul edilir. Kalp ya da böbrekler-le ilgili sorunlarınız varsa ya da bir inme geçirdiyseniz, doktoru-nuz tansiyonunuzun sağlıklı ki-şilere göre daha düşük olmasını isteyebilir.

Kilo problemi olanlar dikkat!

Uzmanlar, kilo problemi olanlara altın niteliği taşıyan önerilerde bulundu.

Tansiyon dikkat

UNABHÄNGIGHE ÖSTERREICHISCHE ZEITUNG IN TÜRKISCHER SPRACHE /BAĞIMSIZ TÜRKÇE GAZETE......................................................RICHTUNG DER ZEITUNG:Liberal-demokratisch.......................................................REDAKTION:Tel.: 01 / 513 76 15-0Fax.: 01 / 513 76 15-30.......................................................INTERNET UND E MAILwww.yenivatan.at, [email protected] .......................................................HERAUSGEBER:Dipl.-Ing. Birol Kilic .......................................................CHEFREDAKTEUR:Dr. Perihan MansurREDAKTİON: Hülya Gökçek, Ahmet Tunuslu.......................................................HERSTELLER:Medieninhaber , FN 244219Neue Welt Verlag Gesmbh Dorotheergasse 6/241010 Wien.......................................................HERSTELLUNGSORT: Wien, Neue Welt Verlag......................................................WWW.FACEBOOK.COM/YENİVATANGAZETESİ.......................................................ANZEIGENVERKAUF:Herr Mag. Deniz SelE-mail: [email protected].:01 / 513 76 15 - 24 Fax: /30Mo-Fr: 9-17h

IMPRESSUM/ KÜNYE

YENİ VATAN GAZETESİ’NE

İLANTEL: 01/513 76 15-0

Page 17: Irkçı köpekten Türk gencineHaftalardır Türkiye’nin Musul Başkonsolosu da dahil 50 perso-nelin IŞİD’in elinde rehin olduğu-nu hatırlatan Die Welt gazetesi, “Ama, Ankara