İnşaat Sanayii

DOSY

A YE

Nİ H

ÜKÜM

ET Sİ

STEM

I VE E

KONO

MİK

KAL

KINM

A

TÜRK

İYE

İNŞA

AT SA

NAYİ

CİLE

Rİ İŞ

VERE

N SE

NDİK

ASI

YÜZ

ALTM

IŞ D

OKUZ

EYLÜ

L - E

KİM

201

8

M. Cahit TurhanTürkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı

Şehit Mustafa Doğan Cad. Yıldızevler Mah. 719. Sok. No: 3 Çankaya, Ankara T: 0312 441 43 50 F: 0312 441 36 43tam@tam.org.tr · www.tam.org.tr

TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI ARABULUCULUK MERKEZİ

Sektörde Çözüme Giden Yol:Türkiye Arabuluculuk Merkezi

Merkezimizi, inşaat sektöründe ticari uyuşmazlıkların veiş uyuşmazlıklarının çözümü için kurduk.

Yolların bir gün tekrar birleşebileceğini biliyor; tarafların bulduğu vebirlikte kazandığı yolun en iyi çözüm olduğuna inanıyoruz.

Tarafsız, deneyimli, uzman arabulucular uzmanlıklarıylaçözüme giden yollar bulmanıza yardımcı oluyor.

Uyuşmazlığınız gizli kalsın, çözümünüz hızlı olsun.

Gelin, birlikte çözelim…

Gelin, yeni yollar açalım…

EDİTÖRDEN

Dergimizin bu sayısının konusunu “Yeni Hükümet Sistemi ve Ekonomik Kalkınma” olarak belirledik.

Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni bir yönetim biçimini benimsedi. Ülkemiz köklü tarihi olan bir ülkedir. Anadolu medeniyetlerinden, Osmanlı İmparatorluğu’na ve Cumhuriyet tarihimize kadar dünyada önemli ve saygın bir ülke konumunda olmuştur.

Demokrasi tarihimizden ve köklü geçmişimizden aldığımız güçle bu dönemde ülkemizde milat niteliğinde gelişim ve değişim yaşanacaktır. Yeni hükümet sistemi tamamıyla reel ekonomide bürokrasinin ortadan kalktığı bir sistem üzerine inşa edilmektedir.

Yaşanan tüm olumsuz jeopolitik konjonktür ve dünyadaki ekonomik dalgalanmalar, ülkemize karşı uygulanan politikalara rağmen hükümetimizin aldığı tedbirlerle ekonomimiz büyümeye devam etmiş, makro ekonomik göstergeler dengeleme seviyesine gelmiştir.

İNTES olarak sektörümüzü yakından ilgilendiren konular üzerine seminerler gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Eylül-Ekim aylarında iki farklı seminer ile sektör mensuplarımızı uzmanlarla bir araya getirdik. İlk olarak Yargıtay Kararları Işığında İş Hukuku Uygulamaları Semineri’ni düzenledik. Seminerde yargımızın saygın mensupları iş hayatının taraflarını yakından ilgilendiren Fasılalı Çalışmalarda İş Sözleşmesinin Tasfiyesi, Yargılama Sürecinde Emsal Ücret Sorunu ve Çözüm Önerileri, İnşaat Sektöründe İş Yeri Uygulamaları, İşverenin Tespitinde Organik Bağ ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması, İş Kanunu Kapsamında Çalışma ve Dinlenme Süreleri konulu sunumlar yaptı. Toplantının sonuçları kitap halinde basılarak okurlarımızla paylaşılacak.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanları ve SGK uzmanlarının katılımıyla Türkiye genelinde çok uzun yıllardır ayrı ayrı verilen muhtasar beyannameler ile SGK prim hizmet beyannamelerinin birleştirilmesine ilişkin bir toplantı düzenlendi. Üye firma temsilcilerimiz tüm sorularını konunun uzmanlarına yöneltme imkanı buldular. Seminerimizi düzenlediğimiz günlerin akabinde bir gelişme yaşandı. Resmi Gazete’de yayınlanan Tebliğ ile pilot olarak uygulanan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulamasına devam edileceği ve tüm Türkiye genelindeki uygulamaya 1 Temmuz 2019 tarihi itibarıyla başlanılacağı düzenlenmiştir.

Dergimizde kültür sanat bölümüyle şehirlerimizin renkli kültürel etkinliklerini aktarmaya devam ediyoruz.

Türk milletinin en büyük bayramı 29 Ekim’in 95. yıl dönümünü kutladık. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Savaşımızın tüm kahramanlarını, dünden bugüne tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyoruz.

Cumhuriyet tarihinin en büyük eserlerinden biri olan dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılışını Cumhuriyetimizin 95. yaşında yapmanın gurur ve mutluluğunu yaşadık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleşen açılış töreninde Türk müteahhitlik sektörünün kalitesi ve marka değeri bir kez daha kanıtlanmış oldu. Türk firmalarımızca yapımı gerçekleştirilen havalimanı inşasının diğer bölümleri hızla tamamlanarak halkımızın hizmetine sunulacak.

Bir sonraki sayımızda farklı içeriklerle sizlerle buluşmak üzere…

Sevgili okurlar;

4Hızlı ve Etkili

İcraat Dönemi

BAŞYAZI

Celal KoloğluYönetim Kurulu Başkanı

İNTES İşveren Sendikası Adına SahibiCelal KOLOĞLU

Sorumlu MüdürH. Necati ERSOY

Yayına HazırlayanlarDemet SOMUNOĞLU

Yönetim Yeri4. Cadde 719. Sk. No: 3, Yıldız, Çankaya, AnkaraT: 0312 441 43 50 (pbx), F: 0312 441 36 43intes@intes.org.tr / www.intes.org.tr

‘’İnşaat Sanayii Dergisi® 556 Sayılı KHK Uyarınca Türk Patent Enstitüsü Tarafından Tescile Bağlanmıştır’’

İNTES Kuruluş Tarihi5 Şubat 1964

Sendikamız Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu üyesidir.

İnşaat Sanayii Dergisi Ocak-Şubat 2004 tarihinden itibaren hakemli dergidir.

İNTES İnşaat Sanayii Dergisi’nin adı da dâhil olmak üzere tamamı üzerindeki telif hakları İNTES’e aittir.

Dergide yayınlanan yazılar yazarlarının kişisel görüşü olup hiçbir şekilde İNTES tüzel kişiliğinin görüşü olarak mütalaa edilemez.

Dergide yayınlanan yazıların her hakkı saklı olup, İNTES’ten yazılı izin alınarak ve kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir.

ISSN: 1303-8028Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın,Ücretsizdir. İki ayda bir yayımlanır.Abonelerine ücretsiz olarak gönderilir.

Yapım Reta Reklamcılık ve Tanıtım Ltd. Şti.Ziyaurrahman Cd. 285. Sk. No: 26/19Çankaya, Ankarawww.reta.com.tr

BasımDesen Ofset San. ve Tic. A.Ş.Birlik Mh. 448. Cd. 476. Sk. No: 2Çankaya, Ankarawww.desenofset.com.tr

Basım Tarihi ve Yeri26 KASIM 2018 / ANKARA

YÜZALTMIŞDOKUZ

TÜRKİYE MYM'DENBelgelerin Uluslararası Geçerliliğinde Ulusal Yeterlilik Çerçevelerinin RolüAhmet Turan YıldırımMesleki Yeterlilik Kurumu Uzman Yardımcısı

DOSYATürkiye Yoluna Devam EdecekM. Rifat HisarcıklıoğluTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı

2018/3 CUMHURBAŞKANLIĞI GENELGESİRG: 2 AĞUSTOS 2018 Tarih - 30497 Sayı

DOSYATürkiye Hakettiği Yeri AlacaktırNurettin ÖzdebirAnkara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

DOSYACumhurbaşkanlığı Sistemiyle Daha Güçlü OlacağızŞekib Avdagiçİstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

ANALİZTicaret Savaşları Dünya İçin Tehdit Oluşturuyorİsmail GülleTürkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı

TOPLANTIİnşaat Sektöründe Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Bilgilendirme Toplantısı

TÜRKİYE MYM'DENYetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşları Abant’ta Bir Araya Geldi

50

26

52

54

74

68

84

88

30

6

Yeni Hükümet Sistemi ve Ekonomik Kalkınma

DOSYA

CUMHURBAŞKANLIĞIHÜKÜMET SİSTEMİ

TEŞKİLAT YAPISI

78ETKİNLİK

İstanbul, Yeni Havalimanına Kavuştu

40Ülkemize Verdiğimiz Sözleri Yerine Getiriyoruz

DOSYA

M. Cahit TurhanTürkiye Cumhuriyeti

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı

46DOSYA

TürkiyeYatırım Üssü Olacak

Arda ErmutCumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı

82TÜRKİYE MYM'DEN

Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun 13’üncü Genel Kurulu Gerçekleştirildi

KÜLTÜR SANAT AJANDASI92

HABERLERASO ve İNTES’ten Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay’a Ziyaret

HABERLEREkim Ayı Yönetim Kurulu’nun Konuğu Güntay Şimşek’ti

HABERLERÇevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Fatma Varank Ziyareti

HABERLERYüksek Fen Kurulu Başkanı Ziyaret Edildi

HABERLERAdalet Bakan Yardımcısı Hilmi Bilgin Ziyareti

HABERLERDSİ Genel Müdürü Mevlüt Aydın’a Ziyaret

98

101

97

100

96

99

HABERLERCK Enerji’nin Hayatı Aydınlat Projesi, Engellilere ‘Enerji İstasyonu’ Oluyor

SUMMARY116

HABERLERİzmir’in Parlak Projesi: Folkart Vega

HABERLERTekfen Filarmoni'den 3 Şehirde Müzik Ziyafeti

YENİ YAYINİş HukukuProf. Dr. Sarper Süzek

YENİ YAYINİş Yargılaması UsulüBektaş Kar

VEFATMetin İlci1957-2018

HABERLERCengiz Holding’den Dev Yatırım

106

108

110

112

114

104

102

56ARABULUCULUK

TOPLANTI

Arabuluculuk Ülkemizde Başarıyla Uygulanmakta

Hakan ÖztatarAdalet Bakanlığı

Hukuk ve Mevzuat Genel MüdürlüğüArabuluculuk Daire Başkanı

58Yargıtay Kararları Işığında İnşaat Sektöründe

İş Hukuku Uygulamaları Semineri

4 İnşaat Sanayii

Güçlü Türkiye’yi inşa edecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ruhunda hızlı ve etkili icraat yatmaktadır

Gelişen ve değişen yeni dünya düzeninde rekabetçi ve güçlü Türkiye yolunda adaletten eğitime, siyasetten ekonomiye köklü bir değişim ihtiyacı vardı. Bu değişimin çerçevesini dünyadaki dinamiklere uyumlu yeni bir anayasal düzen oluşturabilirdi. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumun sonuçları yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Ülkemiz siyasal rejimiyle tam bir değişim ve dönüşüm sürecine girdi.

24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen seçimlerin ardından reformların hızla hayata geçirilmesi için ekonomik programlar uygulanmaya başlandı.

Kendisine büyük hedefler koyan, dünyada ileri bir güç olma yolunda olan ülkemizin kaybedecek zamanı yoktur. Güçlü Türkiye’yi inşa edecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ruhunda hızlı ve etkili icraat yatmaktadır. Bürokrasiyi azaltan, reformlara hız veren yeni sistemle birlikte kamu kurum ve kuruluşları sadeleşerek yeniden yapılanmış, hızlı ve etkin karar alma politikasının

Türkiye’nin tüm kurumlarında işlemesi hedeflenmiştir. Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde devletimiz çözüm üreten, sonuç odaklı, yeniliklere hızla adapte olan bir anlayışı benimsemiştir. İnanıyoruz ki hızlı ve etkili icraat, ekonomik büyüme ve kalkınmanın yolunu açacak, aynı zamanda garantisi olacaktır.

Siyasi reformun tamamlayıcısı sosyal ve ekonomik reformlar olacaktır. Sosyal alanda adalet sisteminde kaliteyi arttıracak unsurlar, eğitim sisteminin geleceğin ihtiyaçlarına dönük yapılandırılması, insan kaynaklarının sanayinin ihtiyaçlarına göre eğitilmesi, sosyal güvenlik reformunun hızlandırılması önemlidir.

Son dönemde açıklanan eylem planları, ekonomik ve kalkınma planlarıyla Türkiye’nin üç yıllık rotası belirlendi. Ekonomiden yargıya, eğitimden sağlığa birçok alanda köklü reformlar içeren 100 Günlük Eylem Planı güçlü Türkiye hedefine ulaşmak yolunda bir ilk adımdı. Dengeleme, disiplin ve değişim

Hızlı ve Etkili İcraat Dönemi

BAŞYAZI

Celal KoloğluYönetim Kurulu Başkanı

5İnşaat Sanayii

üzerine kurgulanan Yeni Ekonomik Programı ise Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu yol haritasını ve gelecek dönem projeksiyonunu ortaya koydu.

Ekonomik büyüme, kalkınmanın ve refahın en önemli göstergelerinden birisini oluşturmaktadır. Ekonomimizin tüm dünyada olduğu gibi sürdürülebilir büyüme modeli üzerine oturması önem arz etmekte olup açıklanan programların bu yönde planlanmış olması memnuniyet vericidir.

Zira ekonomik dengelenme süreciyle eş zamanlı hayata geçirilecek kamu maliyesinde disiplin politikaları, cari açığın azaltılması için katma değer odaklı dönüşüm ve 2021 yılına kadar 2 milyon yeni istihdam hedefi de finansal istikrarı ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayacaktır.

Yeni Ekonomi Programı geleceğe güven veren, titizlikle hazırlanan, detaylı ve ülkemiz gerçekleriyle uyumlu

bir program olmuştur. Programda belirtilen rakamsal hedefler ve hedefe ulaşabilmek doğrultusunda ortaya konan politika öncelikleri ekonomimizin makro dengelerini sağlayacak niteliktedir. Programın piyasalarda beklenen istikrarı ve Türkiye’nin hedeflediği dönüşümü sağlayacağına inanıyoruz.

Türkiye’nin yeni ekonomik programı iş dünyasını umutlandıracak tedbirleri içermektedir. Türkiye ekonomisi yurt dışı piyasaların etkisiyle zorlu bir dönemden geçmektedir. Kur-faiz-enflasyon dengeleri ekonomik görünümü bozan unsurlardır. Ancak içinden geçtiğimiz bu ekonomik savaş bizi asla yıldıramayacaktır. Türkiye olarak bu unsurlarla topyekûn mücadele etmeliyiz. Enflasyon ile topyekûn mücadeleye yönelik açıklanan kararlı tutum, ulusal ve uluslararası yatırımlar için geleceğe güven verecektir. Türkiye’nin ekonomisinin

yükselen konumunu koruması, tüm tarafların bu mücadeleye inanması ve üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesine bağlıdır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve geldiği günden itibaren eğitimden sağlığa, ekonomiden sanayiye, ulaşımdan enerjiye kadar her alanda önemli projeler gerçekleştirildi. Türkiye yine kendisine büyük hedefler koyuyor. Gerek tarihsel birikimimiz gerekse sahip olduğumuz toplumsal dinamizm ile güçlü ve kalkınan ülke olma yönünde hızla ilerliyoruz.

İnşaat sanayicileri olarak bizler, inançla, kararlılıkla, heyecanla hükümetimize her türlü desteği vermeye hazırız. Güçlü Türkiye’yi inşa edecek projelerimizi sürdürecek, tüm zorlukları aşarak hedeflerimize hızla ilerleyeceğiz.

Sağlıcakla kalınız.

İstanbul Havalimanı-İGA Havalimanları A.Ş.

6 İnşaat Sanayii

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİTEŞKİLAT YAPISI

7İnşaat Sanayii

T.C. Anayasası’nda 16.04.2017 tarih ve 6771 sayılı Kanun'la yapılan değişikliklerle başta yürütme olmak üzere önemli değişiklikler yapıldı.

10 Temmuz 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve devamında yayımlanan diğer Kararnamelerle Bakanlıklar, kurum ve kuruluşların teşkilat yapıları yeniden belirlendi.

Cumhurbaşkanı, Devlet Başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil edecek, Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin edecek. Cumhurbaşkanı, yetkilerinden bir kısmını gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak belirterek astlarına devredebilecek. Ancak devrettiği yetkiyi gerek gördüğünde kendisi de doğrudan kullanabilecek.

Yeni sistemin başlıca değişiklikleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Bakanlıkların yeni yapısı

• Bakanlıkların sayısı 26’dan 16’ya düşürüldü.

• Başta ekonomi olmak üzere bazı bakanlıklar birleştirildi.

• Bakanlar, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımı amacıyla, bakanlık hizmetlerini mevzuata, Cumhurbaşkanı'nın genel siyasetine, Cumhurbaşkanı karar ve talimatlarına, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütmekle, bakanlığın faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklara iş birliği ve koordinasyonu sağlamakla görevli ve cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacaklar.

• Müsteşarlık kaldırıldı, bakan yardımcıları getirildi.

Cumhurbaşkanlığı kurulları

• Cumhurbaşkanına bağlı 9 kurul oluşturuldu.

• Kurullar, alanlarında doğrudan Cumhurbaşkanı ile çalışacak ve Cumhurbaşkanı'nın talimatlarını yerine getirecek.

• Kurulların başkanı Cumhurbaşkanı olacak.

• Kurullar en az üç üyeden oluşacak ve kurul üyeleri Cumhurbaşkanınca atanacak.

• Kurullar görev alanlarına giren konularda kamu kurum ve kuruluşlarına görüş verecek.

• Cumhurbaşkanı programına uygunluk açısından, bakanlıklar ile kurum ve kuruluşların uygulamalarını izleyecek ve Cumhurbaşkanı'na rapor sunacak.

• Bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar, sivil toplum ve sektör temsilcileri, alanında uzman kişiler ve ilgili diğer ilgililerin davet edilmesi suretiyle genişletilmiş kurul toplantıları gerçekleştirecek, çalışma grupları oluşturabilecek.

Cumhurbaşkanlığı ofisleri

• Tüm bakanlıkları ilgilendiren konularda faaliyet yürütecek olan ve doğrudan Cumhurbaşkanı'na bağlı 4 ofis kuruldu.

• Yatırım Ofisi ile büyük yatırımlar desteklenerek yatırımcıların önü açılacak.

• Finans Ofisi ile İstanbul Dünya Finans Merkezi Projesi yürütülecek ve Türkiye cazibe merkezi haline getirilecek.

• Dijital Dönüşüm Ofisi ile devlet dijitalleşecek ve evraklar azalacak. Büyük veri analizi ve yapay zeka uygulamalarıyla yönetim yükü hafifleyecek, bürokrasi azalacak ve devlet hızlanacak, bu kapsamda önceliklerden biri de Türkiye’nin siber güvenlik alanında güç kazanması olacak.

• İnsan Kaynakları Ofisi ile yeteneklerin keşfi sağlanacak ve kamunun performansı artırılacak.

Cumhurbaşkanlığına bağlı kurum ve kuruluşlar

• Cumhurbaşkanlığına bağlı başkanlıklar düzenlendi.

• Türkiye Varlık Fonu, Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı Cumhurbaşkanı'na bağlandı.

• Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile bütçe planlaması ve yönetimi daha verimli hale getirilecek, bütçe performansı yakından izlenecek. Bütçe yönetimi daha verimli hale getirilerek, bütçe disiplini pekiştirilecek ve yapısal reformlar hızlanacak,

• İletişim Başkanlığı ile Türkiye’nin marka değeri daha da yukarı taşınacak.

• Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) yeni sistemdeki adı “Milli İstihbarat Başkanlığı” olacak.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yapısına ilişkin hazırlanan teşkilat şeması okurlarımız için dergimizin izleyen sayfalarında sunulmaktadır.

Bu şemada bakanlıkların hizmet birimlerinde rutin işlemleri yerine getiren ve her bakanlıkta bulunan birimlere yer verilmemiştir. Atamalardan sektörümüzü ilgilendirenlere yer verilmiştir.

Bakanlık Hizmet Birimleri, Bağlı, İlgili ve İlişkili Kuruluşları şemaya işlenirken Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Numaralı ve 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve Bakanlıkların internet sitelerinde yayımlanan teşkilat şemalarından faydalanılmıştır.

Ayrıca 2018/3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kurul, komisyon ve komitelere mevzuatta verilmiş olan görev ve yetkileri kullanacak kurum ve makamların belirlenmesi hususlarına ilişkin şemalar da paylaşılmaktadır.

8 İnşaat Sanayii

Fuat OktayCumhurbaşkanı Yardımcısı

Recep Tayyip ErdoğanTürkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı

9İnşaat Sanayii

Recep Tayyip ErdoğanCumhurbaşkanı

Fuat OktayCumhurbaşkanı Yardımcısı

Metin Kıratlıİdari İşler Başkanı

Ahmet BekdemirÖzel Kalem Müdürü

Hasan DoğanÖzel Kalem Müdürü

Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu

Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu

Ekonomi Politikaları Kurulu

Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu

Hukuk Politikaları Kurulu

Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu

Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu

Sosyal Politikalar Kurulu

Yerel Yönetim Politikaları Kurulu

Prof. Dr. Uğur ÜnalDevlet Arşivleri Başkanı

Prof. Dr. Fahrettin Altunİletişim Başkanı

Dr. Yasin YıldızMilli Saraylar İdaresi Başkanı

Seyfullah HacımüftüoğluMilli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri

Dr. Hakan FidanMilli İstihbarat Teşkilatı Başkanı

Prof. Dr. İsmail DemirSavunma Sanayi Başkanı

Naci AğbalStrateji ve Bütçe Başkanı

Yunus ArıncıDevlet Denetleme Kurulu Başkanı

Prof. Dr. Ali ErbaşDiyanet İşleri Başkanı

Başdanışmanlar Zafer ÇubukçuFecir Alptekin

Hasan BüyükdedeFahri Kasırga

Haydar Ali Yıldız Sümeyra Merve Kılınç

Elif EsenVeysel Bektaşİsmail Cesur

İbrahim Kalın

Dr. Ali Taha KoçDijital Dönüşüm Ofisi Başkanı

Ekonomik İşler Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu

Hakkı Susmaz Hukuk ve

Mevzuat Genel Müdürü

Metin YenerPersonel ve

Prensipler Genel Müdürü

Yusuf Karaloğlu Güvenlik İşleriGenel Müdürü

Mahmut Kazan Destek ve Mali Hizmetler

Genel Müdürü

CUMHURBAŞKANLIĞINABAĞLI KURUM VE KURULUŞLAR

KURULLAR

Türkiye Varlık Fonu A.Ş.

Muhiddin GülalTasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı

OFİSLER

Prof. Dr. Göksel AşanFinans Ofisi

Doç. Dr. Salim Atayİnsan Kaynakları Ofisi Başkanı

Salim Arda ErmutYatırım Ofisi Başkanı

10 İnşaat Sanayii

Türkiye CumhuriyetiAdalet Bakanlığı

Abdulhamit GülBakan

Cengiz Öner

Hilmi Bilgin

Selahaddin Menteş

Yıldız Seferinoğlu

Ceza İşleri Genel Müdürlüğü

Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü

Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı

Kişisel Verileri Koruma Kurumu

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu

Adli Tıp Kurumu

Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu

BAKAN YARDIMCILARIHİZMET BİRİMLERİ BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

11İnşaat Sanayii

Türkiye CumhuriyetiAile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı

Zehra Zümrüt SelçukBakan

Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü

Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürlüğü

Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü

Çalışma Genel Müdürlüğü

Yurt Dışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü

Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü

HİZMET BİRİMLERİ

Ahmet Erdem

Ayşe Kardaş Ergezen

Ahmet Koca

BAKAN YARDIMCILARI

Türkiye İş Kurumu

Sosyal Güvenlik Kurumu

Mesleki Yeterlilik Kurumu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi

Devlet Personel Başkanlığı

Ereğli Kömür Havzası Amele Birliği Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı

Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi EnstitüsüGenel Müdürlüğü

Darülaceze Başkanlığı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu

Çalışma Meclisi

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

KURULLAR

12 İnşaat Sanayii

Murat KurumBakan

Türkiye Emlak Bankası A.Ş.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı

İller Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLARFatma Varank

Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar

Mücahit Demirtaş

BAKAN YARDIMCILARIYerel Yönetimler Genel Müdürlüğü

Milli Emlak Genel Müdürlüğü

Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü

Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü

Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

Yapı İşleri Genel Müdürlüğü

Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü

Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü

Yüksek Fen Kurulu Başkanlığı

HİZMET BİRİMLERİ

Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

13İnşaat Sanayii

Mevlüt ÇavuşoğluBakan

Faruk Kaymakcı

Sedat Önal

Yavuz Selim Kıran

BAKAN YARDIMCILARIİkili Siyasi İşler Genel Müdürlükleri

Uluslararası Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü

Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdürlükleri

Küresel ve İnsani Konular Genel Müdürlüğü

Çatışmayı Önleme ve Kriz Yönetimi Genel Müdürlüğü

Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdürlüğü

İkili Ekonomik İşler Genel Müdürlükleri

Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğü

Andlaşmalar Genel Müdürlüğü

Konsolosluk İşleri Genel Müdürlükleri

Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü

Enformasyon Genel Müdürlüğü

Yurtdışı Tanıtım ve Kültürel İşler Genel Müdürlüğü

Protokol Genel Müdürlüğü

Dış Politika Danışma Kurulu Başkanlığı

Diplomasi Akademisi Başkanlığı

Diplomatik Arşiv Dairesi Başkanlığı

HİZMET BİRİMLERİAvrupa Birliği Başkanlığı

Türk Akreditasyon Kurumu

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

Türkiye CumhuriyetiDışişleri Bakanlığı

14 İnşaat Sanayii

Fatih DönmezBakan

Abdullah Tancan

Alparslan Bayraktar

Mithat Cansız

BAKAN YARDIMCILARIEnerji İşleri Genel Müdürlüğü

Nükleer Enerji Genel Müdürlüğü

Dış İlişkiler ve Uluslararası Projeler Genel Müdürlüğü

Denetim Hizmetleri Başkanlığı

HİZMET BİRİMLERİ BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLARMaden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Nükleer Düzenleme Kurumu

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı

Elektrik Üretim A.Ş Genel Müdürlüğü

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü

Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü

Boru Hatları ile Taşıma A.Ş. Genel Müdürlüğü

Türkiye Petrolleri A.Ş. Genel Müdürlüğü

Türkiye Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürlüğü

Türkiye Taş Kömürü Kurumu Genel Müdürlüğü

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü

Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş. Genel Müdürlüğü.

Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Başkanlığı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

Nadir Toprak Elementleri Enstitüsü

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü

Türkiye CumhuriyetiEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

15İnşaat Sanayii

Dr. Mehmet Muharrem KasapoğluBakan

Hamza Yerlikaya

Sinan Aksu

BAKAN YARDIMCILARI

Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü

Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü

Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü

Uluslararası Organizasyonlar ve Dış İlişkiler Genel Müd.

HİZMET BİRİMLERİ

Spor Toto Teşkilat Başkanlığı

İl Müdürlükleri

Tesisler

Federasyonlar

Gençlik Merkezleri

Gençlik Kampları

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı

16 İnşaat Sanayii

Dr. Berat AlbayrakBakan

Bülent Aksu

Dr. Nureddin Nebati

Osman Dinçbaş

Vergi Konseyi

Malvarlığının Dondurulmasını Değerlendirme Komisyonu

Bireysel Emeklilik Danışma Kurulu

BAKAN YARDIMCILARI

KURULLAR

Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü

Muhasebat ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü

Gelir Düzenlemeleri Genel Müdürlüğü

Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü

Kamu Sermayeli Kuruluş ve İşletmeler Genel Müd.

Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü

Sigortacılık Genel Müdürlüğü

Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı

Hazine Kontrolörleri Kurulu

Sigorta Denetleme Kurulu

Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı

HİZMET BİRİMLERİTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Kamu İhale Kurumu

Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş.

Türkiye Halk Bankası A.Ş.

Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş.

Gelir İdaresi Başkanlığı

Türkiye İstatistik Kurumu

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü

Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı

Kefalet Sandığı Başkanlığı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu

Merkezi Finans ve İhale Birimi

Darphane Genel Müdürlüğü

Devlet Malzeme Ofisi

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı

17İnşaat Sanayii

Süleyman SoyluBakan

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü

Jandarma Genel Komutanlığı

Sahil Güvenlik Komutanlığı

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

İsmail Çataklı

Muhterem İnce

Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil

Mehmet Ersoy

BAKAN YARDIMCILARI

İller İdaresi Genel Müdürlüğü

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü

Kaçakçılık İstihbarat, Harekat ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığı

Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü

İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı

HİZMET BİRİMLERİ

Türkiye Cumhuriyetiİçişleri Bakanlığı

18 İnşaat Sanayii

Mehmet Nuri ErsoyBakan

Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun

Nadir Alpaslan

Ömer Arısoy

Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu

BAKAN YARDIMCILARI

KURULLAR

Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı

Vakıflar Genel Müdürlüğü

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLARGüzel Sanatlar Genel Müdürlüğü

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü

Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü

Telif Hakları Genel Müdürlüğü

Sinema Genel Müdürlüğü

Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü

Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü

Tanıtma Genel Müdürlüğü

HİZMET BİRİMLERİ

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı

19İnşaat Sanayii

Ziya SelçukBakan

İbrahim Er

Reha Denemeç

Prof. Dr. Mahmut Özer

Prof. Dr. Mustafa Safran

BAKAN YARDIMCILARI

Temel Eğitim Genel Müdürlüğü

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü

Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü

Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü

Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü

Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı

HİZMET BİRİMLERİ

Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı

20 İnşaat Sanayii

Hulusi AkarBakan

Harita Genel Müdürlüğü

Millî Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı

Millî Savunma Üniversitesi

Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu

ASFAT – Askeri Fabrika ve Tersane İşletme A.Ş.

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLARAlpaslan Kavaklıoğlu

Muhsin Dere

Şuay Alpay

Yunus Emre Karaosmanoğlu

Genel Kurmay Başkanlığı

Kara Kuvvetleri Komutanlığı

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı

Hava Kuvvetleri Komutanlığı

BAKAN YARDIMCILARIHİZMET BİRİMLERİAskeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü

Tersaneler Genel Müdürlüğü

Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü

Askeralma Genel Müdürlüğü

Bütçe ve Mali Hizmetler Genel Müdürlüğü

Lojistik Genel Müdürlüğü

Tedarik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Genel Plan ve Prensipler Genel Müdürlüğü

Muhabere ve Bilgi Sistem Dairesi Başkanlığı

Milli Mayın Faaliyet Merkezi Dairesi Başkanlığı

Diğer Komutanlıklar

Türkiye CumhuriyetiMilli Savunma Bakanlığı

21İnşaat Sanayii

Dr.Fahrettin KocaBakan

Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu

Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

Prof. Dr. Muhammet Güven

Halil Eldemir

Dr. Şuayip Birinci

Prof. Dr. Emine Alp Meşe

Sağlık Meslekleri Kurulu

Tıpta Uzmanlık Kurulu

BAKAN YARDIMCILARI

KURULLAR

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü

Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü

Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü

Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü

Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü

HİZMET BİRİMLERİ

Türkiye CumhuriyetiSağlık Bakanlığı

22 İnşaat Sanayii

Sanayi ve Verimlilik Genel Müdürlüğü

Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürlüğü

Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü

Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü

Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü

Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü

Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü

Mustafa VarankBakan

Çetin Ali Dönmez

Mehmet Fatih Kacır

Hasan Büyükdede

Türk Patent ve Marka Kurumu

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)

KOSGEP- Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı

Türk Standartları Enstitüsü

Türkiye Bilimler Akademisi

Kalkınma Ajansları

BAKAN YARDIMCILARIHİZMET BİRİMLERİ BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

Türkiye CumhuriyetiSanayi ve Teknoloji Bakanlığı

23İnşaat Sanayii

Dr. Bekir PakdemirliBakan

Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü

Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü

Hayvancılık Genel Müdürlüğü

Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü

Tarım Reformu Genel Müdürlüğü

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü

Su Yönetimi Genel Müdürlüğü

Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı

Şeker Dairesi Başkanlığı

HİZMET BİRİMLERİ

Mehmet Hadi Tunç

Akif Özkaldı

Mustafa Aksu

Yüksek Komiser Kurulu

BAKAN YARDIMCILARI

KURULLAR

Devlet Su İşleri Genel MüdürlüğüGenel Müdür - Mevlüt Aydın

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü

Atatürk Orman Çiftliği Genel Müdürlüğü

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu

Orman Genel Müdürlüğü

Meteoroloji Genel Müdürlüğü

Türkiye Su Enstitüsü

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

Türkiye CumhuriyetiTarım ve Orman Bakanlığı

24 İnşaat Sanayii

Ruhsar PekcanBakan

Fatih Metin

Gonca Işık Yılmaz Batur

Gümrükler Genel Müdürlüğü

Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü

İç Ticaret Genel Müdürlüğü

Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü

Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü

Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü

Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü

Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İhracat Genel Müdürlüğü

İthalat Genel Müdürlüğü

Anlaşmalar Genel Müdürlüğü

Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler G.Müd.

Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü

İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu

Toptancı Hal Konseyi

BAKAN YARDIMCILARI

KURULLAR

HİZMET BİRİMLERİHelal Akreditasyon Kurumu

Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü

Rekabet Kurumu

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

Türkiye CumhuriyetiTicaret Bakanlığı

25İnşaat Sanayii

Mehmet Cahit TurhanBakan

Karayolları Genel MüdürlüğüGenel Müdür - Abdülkadir Uraloğlu

TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü

Devlet Hava Meydanları İşletmesi A.Ş.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü

PTT A.Ş. Genel Müdürlüğü

TÜRKSAT A.Ş. Genel Müdürlüğü

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü

TCDD Taşımacılık A.Ş.

TÜLOMSAŞ

TÜVASAŞ

TÜDEMSAŞ

BAĞLI, İLGİLİ VE İLİŞKİLİ KURULUŞLAR

Enver İskurt

Dr. Ömer Fatih Sayan

Selim Dursun

BAKAN YARDIMCILARI

Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü

Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü

Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü

Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme G. Müd.

Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü

Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü

Haberleşme Genel Müdürlüğü

Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü

Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme AraştırmalarıMerkezi Başkanlığı

HİZMET BİRİMLERİ

Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı

26 İnşaat Sanayii

2018/3 CUMHURBAŞKANLIĞI GENELGESİRG: 2 AĞUSTOS 2018 Tarih - 30497 Sayı

Genelge ile çeşitli kanunlar uyarınca oluşturulan kurul, komisyon ve komitelere mevzuatta verilmiş olan görev ve yetkileri kullanacak kurum ve makamlar belirlenmiş,

Bahsi geçen kurul, komisyon ve komitelerin görev ve yetkilerine ilişkin olarak diğer mevzuatta yapılan atıflardan, politika belirleme ve istişari nitelikte olanların ilgili Cumhurbaşkanlığı politika kuruluna, icrai nitelikte olanların ise listede

karşılarında gösterilen ilgili kuruma ya da makama yapılmış sayılması uygun görülmüştür.

27İnşaat Sanayii

KURUL / KOMİSYON/ KOMİTE

Yüksek Planlama Kurulu

Para - Kredi ve Koordinasyon Kurulu

Özelleştirme Yüksek Kurulu

Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulu

Bölgesel Gelişme Komitesi

Kalkınma Araştırmaları Merkeziİzleme ve Yönlendirme Kurulu

Enerji VerimliliğiKoordinasyon Kurulu

Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları KuruluCumhurbaşkanlığı Politika KurullarıHazine ve Maliye Bakanlığıİlgili Bakan

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları KuruluHazine ve Maliye BakanlığıTicaret Bakanlığı

Cumhurbaşkanı

CumhurbaşkanıSanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları KuruluSanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Hazine ve Maliye Bakanlığı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

GÖREV VE YETKİNİN TEVDİ EDİLDİĞİ MAKAMLAR

28 İnşaat Sanayii

Finansal İstikrar Komitesi

Mesleki Eğitim Kurulu

Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu

Siber Güvenlik Kurulu

Tarımsal Destekleme veYönlendirme Kurulu

Biyogüvenlik Kurulu

Yüksek Çevre Kurulu

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları KuruluHazine ve Maliye Bakanlığı

Milli Eğitim Bakanlığı

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kuruluİçişleri Bakanlığı

Cumhurbaşkanı

Tarım ve Orman BakanlığıHazine ve Maliye Bakanlığı

Tarım ve Orman Bakanlığı

Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları KuruluÇevre ve Şehircilik Bakanlığı

KURUL / KOMİSYON/ KOMİTE GÖREV VE YETKİNİN TEVDİ EDİLDİĞİ MAKAMLAR

29İnşaat Sanayii

Sosyal Yardımlaşma veDayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu

Ahıska Türklerinin Kabulü Üst Komisyonu

Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulu

Devlet Destekleriniİzleme ve Denetleme Kurulu

Araştırma Altyapıları Kurulu

CumhurbaşkanıCumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar KuruluAile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı

İçişleri Bakanlığı

Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları KuruluSanayi ve Teknoloji Bakanlığı

CumhurbaşkanıCumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu

Sanayi ve Teknoloji Bakanının Başkanlığında; • Milli Eğitim Bakanı, • Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu • Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Başkanvekilleri,• Strateji ve Bütçe Başkanından Oluşan Araştırma Altyapıları Komisyonu

KURUL / KOMİSYON/ KOMİTE GÖREV VE YETKİNİN TEVDİ EDİLDİĞİ MAKAMLAR

30 İnşaat Sanayii

Yeni Hükümet Sistemi ve Ekonomik Kalkınma

DOSYA

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 24 Haziran 2018 seçimlerinin ardından yeni yönetim biçimi olarak uygulanmasıyla birlikte ekonomik hedefler ve uygulanacak programlar da belirlendi. Bu kapsamda; 2019-2021 dönemlerini içeren Yeni Ekonomik Program, Orta Vadeli Mali Plan ve Yatırım Programı Hazırlama Rehberi yayımlandı. Programlardan önemli

maddeleri okurlarımız için derledik.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin yeni hükümet sistemi olarak bir dönemin başlangıcı olmuştur.

Güçlü bir ülke olmak için güçlü bir ekonomimizin olması gerçeğinden yola çıkarak bir dizi karar yayımlanmıştır. Bu kapsamda ilk olarak Cumhurbaşkanımız tarafından, 3 Ağustos 2018 tarihinde 100 Günlük İcraat Programı açıklanmıştır. Program adaletten eğitime, çevre ve şehircilikten ulaştırmaya ve tarımsal altyapının geliştirilmesine kadar çok sayıda önlemi içermektedir.

Türkiye’nin gelecek üç yıllık programını belirleyen Orta Vadeli Program, yeni ismiyle Yeni Ekonomik Program (YEP), Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından, 20 Eylül 2018 tarihinde açıklanmıştır.

Hükümetimiz, vatandaşlarımızın refah ve mutluluğunu daha üst seviyelere çıkarma amacı doğrultusunda, makroekonomik istikrarı korumak, üretimi artırmak ve toplumun refah düzeyini yükseltmek için 2019-2021 döneminde Yeni Ekonomi Programını uygulayacaktır.

Şeffaf ve tutarlı bir dizi politika setinden oluşan program, Dengeleme-Disiplin-Değişim ana temaları üzerinde yapılandırılmıştır.

2019-2021 yıllarını kapsayan bu programın temel amacı, kısa vadede fiyat istikrarının ve finansal istikrarın yeniden tesis edilmesi, ekonomide dengelenmenin ve bütçe disiplininin sağlanması, orta vadede sürdürülebilir büyüme ve adaletli paylaşıma yönelik ekonomik değişimin gerçekleştirilmesidir.

Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde sorun çözen, çözüm üreten, sonuç ve vatandaş odaklı devlet anlayışı ile bürokrasinin azaltılması, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin öncelikli hedeflerindendir. YEP’te; hızlı karar alan, piyasaların ve özel sektörün önünden giden ve özel sektörün önünü açan bir yönetim anlayışı benimseneceği, finansal istikrarı ve güvenliği esas alan yeni bir finansal mimari oluşturulacağı belirtilmiştir.

11 Ekim 2018 tarihli Resmî Gazete'de bürokrasinin azaltılması amacıyla bir Genelge yayımlanmıştır. Genelgenin içeriği gereğince;

“Kamu hizmetlerinde hantallığa sebebiyet veren hususların ortadan kaldırılması, milletimize hizmetlerin

Yavuz Sultan Selim Köprüsü IC İçtaş İnşaat – Astaldi Konsorsiyumu

31İnşaat Sanayii

2019-2021 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomik Programı'nın temel amacı, kısa vadede fiyat istikrarının ve finansal istikrarın yeniden tesis edilmesi, ekonomide dengelenmenin ve bütçe disiplininin sağlanması, orta vadede sürdürülebilir büyüme ve adaletli paylaşıma yönelik ekonomik değişimin gerçekleştirilmesidir.

politikalarından taviz verilmeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda, Merkez Bankası, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlı ve bağımsız bir şekilde kullanmaya devam edecektir.

Programın temel içeriği; enflasyon, kamu maliyesi, cari açık, büyüme ve istihdam, bankacılık sektörü ve reel sektör kredileri başlıkları altında uygulanacak tedbirleri içermiştir.

Kamu maliyesi

2018-2021 dönemleri süresince; bütçe açığının %2’nin altında olması, faiz dışı fazlanın ise milli gelirin %1’ni aşması hedeflenmiştir.

Kamu maliyesinin en temel hedefleri; mal ve hizmet, sermaye ana yatırım, cari transfer ve faiz giderlerinin azaltılması ve gelirlerinin artırılmasıdır.

YEP’te mali disiplinin en temel belirleyicisi, “Mali Disiplin” olarak belirlenmiştir. Yapılacak tasarrufların yapısal değişiklikler ile kalıcı hale gelmesi, “Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi” tarafından sağlanacaktır.

Mali disiplini sağlamak amacıyla;

• Vergi tabanı genişletilerek vergi prim ve diğer kamu alacaklarına ilişkin yapılandırmaya gidilmeyecektir.

• Taşınmaz değerleme sistemi kurularak gayrimenkul envanteri tamamlanacak, tapu harçları ve emlak vergilerinin gerçek değerleri üzerinden alınması sağlanacak şekilde gayrimenkul vergilendirme sistemi yeniden düzenlenecektir.

• İmar planı revizyonları ile oluşan değer artışlarından, kamuya gerçekçi oranda pay alınması ve artışların adaletli paylaşımı sağlanacaktır.

• Kamu Özel İş Birliği (KÖİ) uygulamalarının, daha etkin ve finansal açıdan verimli olmasına yönelik bir çerçeve oluşturulacak ve bu çerçevede, uygulamaların bütüncül olması sağlanacaktır.

• Mali açıdan sürdürülebilirliği sağlamak ve kamu maliyesine olan yükü azaltmak amacıyla sosyal sigorta sistemi yeniden düzenlenecektir.

süratli ve en iyi şekilde sunulması, devlet ve millet bütünleşmesini zedeleyen davranışlardan kaçınılması gerekmektedir.

Bu itibarla; kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan tüm başvurularda, talebin sonuçlandırılmasını başka bir idari makamın görev alanında kalsa dahi başvurular anında incelenerek takip edilecek, talebin ilk başvuru yerinde neticelendirilmesine özen gösterilecek, başvuru sahibine yapılan işlemler hakkında gecikmeksizin nihai ve kesin bilgi verilecek, başvuruların süratli ve doğru sonuçlandırılması amacıyla gerekli tüm tedbirler alınacaktır.”

Programda, para ve maliye politikalarının birbirleriyle koordineli olacağı ve sıkı maliye ve para Grafik: Yeni Ekonomik Program

Bütçe Açığının GSYH Oranı ( %)

2017

1,5

1,9 1,9

1,7

1,8

2

1,8

1,6

1,4

1,2

1

0,8

0,6

0,4

0,2

020178 T 2019 YEP 2020 YEP 2021 YEP

32 İnşaat Sanayii

Sürdürülebilir cari açık

YEP’te cari açığın sürdürülebilir bir seviyeye indirilmesi hedeflenmektedir. Cari açığın, ihracat ve turizmde yapılacak dönüşüm programları ve projeler ile sürdürülebilir seviyeye indirilmesi ve kalıcı hale gelmesi sağlanacaktır. Sonuç olarak, cari işlemler açığının milli gelire oranının 2019 yılında %3,3’e, 2020 yılında %2,7’ye, 2021 yılında ise %2,6’ya düşmesi beklenmektedir.

Dış kaynak gereksiniminden kaynaklanan kırılganlıkları azaltmak ve yurt içi üretim ve istihdamı desteklemek için cari açığın sürdürülebilir seviyeye indirilmesi YEP’in önemli hedeflerindedir.

YEP’te cari açığın sürdürülebilir bir seviyeye indirilmesi amacıyla izlenecek politikalardan bazıları şöyle:

• Cari açığın düşürülmesi amacıyla öncelikli sektörler olarak ilaç, kimya, petro-kimya, enerji, makine/ teçhizat ve yazılım sektörleri yatırım yapılabilir alanlar olarak belirlenmiştir.

• Güneş, rüzgâr, biyokütle, yenilenebilir enerji ve yerli kömür kaynaklarının elektrik üretimindeki payı artırılacaktır.

• YEKA modeli ile bu enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi desteklenecektir.

• Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı çerçevesinde, enerji girdi maliyetleri azaltılacaktır.

Petrol ve doğal gaz kaynağı aramaları, başta denizlerde olmak üzere, hızlandırılarak sürdürülecektir

YEP’te cari açığın, ortaya konulan sürdürülebilir büyüme hedefleriyle çelişmeyecek şekilde, makul düzeye düşürülmesi açısından ekonomik dengeleme sürecinin kontrollü bir şekilde devamı kritik öneme sahiptir.

Büyüme beklentileri

YEP, ekonomide sürdürülebilir bir büyüme patikası içinde kurgulanmıştır. Önümüzdeki döneme yönelik makroekonomik politika tasarımı, iktisadi faaliyetin 2019 ve 2020 yıllarında potansiyel düzeyinin altında seyredeceği, 2021 yılından itibaren ise daha güçlü bir eğilimle toparlanma sürecine gireceği bir çerçeveyi esas almaktadır.

2018 yıl sonu için tahmin edilen büyüme oranı, %3,5 olarak gerçekleşirken 2019 için yıl sonu büyüme tahmini %2,3 olarak gerçeklemiştir. 2020 ve 2021 için büyüme tahminleri ise %3,5 ve %5,0 olmuştur.

Büyüme hedeflerinin gerçekleştirilmesi amacıyla;

• İstihdam teşviklerinin etki analizi yapılacak ve teşviklerin ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanması sağlanacaktır.

• Sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecektir.

• Yarım çalışma ödeneğinin etkin şekilde uygulanması sağlanacaktır.

• Bakanlıklarda, yatırımcıların izin/onay/ruhsat süreçlerinin koordine edileceği ve özel sektör görüşleri alınarak iyileştirme önerilerinin geliştirileceği birimler oluşturulacaktır. Yatırım ve işletme dönemlerine ilişkin izin, onay ve lisans süreçlerini içerecek ve yatırımcıya rehber olacak şekilde sektörel yatırım yol haritaları çıkarılacaktır.

Grafik: Yeni Ekonomik Program

Büyüme hedeflerinin gerçekleştirilmesi amacıyla; istihdam teşviklerinin etki analizi yapılacak ve teşviklerin ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanması sağlanacaktır.

2017

7,4

3,83,5

5

2,3

8

7

6

5

4

3

2

1

020178 T 2019 YEP 2020 YEP 2021 YEP

33İnşaat Sanayii

İşsizlik rakamları

2018 yıl sonu için işsizlik beklentisi oranı, %11,3’dür. 2019 yılında ise %12,12’ye yükselmesi ve dengeleme sonrası toparlanma dönemi olarak nitelendirilebilecek 2021 yılında ise %10,8’e gerilemesi beklenmektedir.

Dengelenme döneminde işsizlik oranının azaltılması amacıyla kayıtlı istihdamın teşviki, teşviklerin yeniden tasarlanması, kamuda esnek çalışma saatlerinin uygulanması, sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda okul-sektör iş birliği modelleri kurulacaktır.

Ayrıca;

• Sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecektir.

• Özel sektörle iş birliği yapılarak eğitim ve öğretim müfredatı çalışma hayatının beklentilerini karşılayacak iş gücü oluşturulacak şekilde güncellenecektir.

• Çalışanların işverenleri aracılığıyla bireysel emeklilik sistemine otomatik olarak katılması uygulaması yeniden yapılandırılarak daha sürdürülebilir hale getirilecektir.

Bankacılık sektörü ve reel sektör kredileri

Bankacılık sektörünün sağlam yapısının sürdürülmesi ve bu alanda ülke olarak elde edilen kazanımların muhafazası için gerekli önlemlerin alınması, YEP döneminin önceliklerindendir.

Bu amaçla alınacak politika tedbirleri arasında;

• Bankacılık sektörünün mali yapısını güçlendirerek reel sektörün uygun maliyetlerle krediye erişimini ve mevcut kredilerinin yeniden yapılandırılmasını temin edecek, dünya örneklerine ve ülkemizin geçmiş tecrübelerine dayanan kapsamlı bir politika seti devreye sokulacaktır.

• İhracatı desteklemek amacıyla Eximbank’ın öz kaynakları daha da güçlendirilecek ve şube sayısı artırılacaktır. Banka; nakdi kredi, ihracat kredi sigortası ve garanti imkânlarını geliştirerek ve çeşitlendirerek ihracatçılara, döviz kazandırıcı faaliyetlerle ilgilenen firmalara ve yurt dışında faaliyet

Ankara - İstanbul Yüksek Hızlı Demiryolu Projesi, Alsim Alarko

34 İnşaat Sanayii

gösteren müteahhitlere destek sağlamayı artırarak sürdürecektir.

YEP, toplumun tüm kesimlerinin nitelikli insan gücü ve güçlü topluma ulaşması idealinde birleşmektedir. Ekonomik dengenin sağlanması, sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme, daha adaletli paylaşım, nitelikli insan gücü ve güçlü toplumu temin etmek amacıyla programın uygulama alanlarından bazı maddeler şöyledir:

İş gücü piyasası

• İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması ile ilgili süreçler, planlama ve tasarım aşamasından başlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir.

• Gençlerin ve kadınların iş gücü piyasasına katılımını sağlamaya yönelik; hedef grup, sektör, bölge odaklı aktif iş gücü programları uygulanmasını ve istihdam edilmelerini sağlamaya yönelik teşvikler geliştirilecektir.

• Eğitimde ve istihdamda yer alamayan gençlerin profilleri belirlenerek bu kişilerin iş gücüne ve istihdama katılımlarını destekleyecek birey, aile ve toplum odaklı bütüncül bir mekanizma geliştirilecektir.

Adalet

• Zorunlu arabuluculuk ve sulh gibi alternatif yöntemler yaygınlaştırılacaktır.

• Noterlik reformu gerçekleştirilecek ve noterliklerin görev alanı çekişmesiz yargı işlerini de kapsayacak şekilde genişletilecektir.

• İcra ve iflas işlerinin alacaklı ile borçlu arasındaki hassas dengenin gözetilmesi suretiyle daha hızlı yapılması sağlanacak ve bu kapsamda, yeni icra dairesi modeli yaygınlaştırılacaktır.

• Yargıda, hedef sürelerin belirlenmesi gibi çalışmalarla performans esaslı izleme ve değerlendirme sistemi kurulacaktır.

Çevre ve şehircilik

• Kentsel Dönüşüm uygulamaları kapsamında, tarihi ve geleneksel kent merkezlerinin kimliği korunarak yenileme ve dönüşüm çalışmaları yapılacaktır.

• Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi kurularak akıllı şehirlere geçişin altyapısı hazırlanacaktır.

Finansal sistem

• Kısa vadeli referans faize dayalı türev ürünler ve endeks oynaklığının alım satımını mümkün kılan yapılandırılmış ürünler oluşturulacaktır.

• Yabancı para ihraçları yapmak için kamu yatırım kuruluşları birleştirilerek

güçlü bir kurumsal finansman şirketi oluşturulurken kamu portföy yönetim şirketleri birleştirilmek suretiyle güçlü bir alım kapasitesi sağlanacaktır.

• Türk Lirası cinsi varlıkların faiz riskinden korunmasında ve değişken faizli enstrümanların fiyatlamasında kullanılabilecek referans faizler oluşturulacaktır.

Enflasyon hedefleri ve enflasyonla mücadele programı

Özellikle son dönemde kurda meydana gelen spekülatif artışlar sonucu fiyatlamalarda yaşanan yukarı yönlü gidiş, yüksek enflasyona neden olmuştur.

Gelinen durum, sadece kamu kurumları ya da bakanlıkların mücadelesinin ötesinde, enflasyonla topyekûn mücadele ihtiyacını doğurmuştur.

Ekonomimizde enflasyon seyrinin yüksek olması nedeniyle kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanması öncelikli tedbirlerin başında gelmektedir.

2018 yıl sonu için tüketici enflasyonunun %20,8 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 2019-2021 enflasyon beklentileri aşağıdaki grafikte yansıtılmaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması ile ilgili süreçler, planlama ve tasarım aşamasından başlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir.

2017

11,9

20,8

9,8

6

15,9

25

20

15

10

5

020178 T 2019 YEP 2020 YEP 2021 YEP

35İnşaat Sanayii

YEP’te; Merkez Bankasının elindeki fiyat istikrarı araçlarını kararlı ve bağımsız bir şekilde kullanması, mali disiplin sağlanması, enflasyonla mücadele öncelikli politika tedbirleri arasında yer almıştır.

Tarım ürünlerinde, arz ve rekolte tahminlerinin sağlıklı yapılabilmesine imkân veren bir erken uyarı sistemi kurulacaktır.

Gıda ürünlerinde, fiyat dalgalanmasının büyük veri ve ileri analitik yöntemler kullanılarak yakından takip edileceği Ürün Gözetim Mekanizması hayata geçirilecektir.

Enflasyonla mücadele için kamunun alacağı tedbirlerin yanında, ekonominin tüm paydaşlarının ve vatandaşların destek vereceği bir Enflasyon ile Topyekûn Mücadele Programı hayata geçirilmiştir.

Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde başarıya ulaşması için kamu öncülüğünde başlatılan bu program, özel sektörün gönüllülük esasına dayalı desteğini hedeflemektedir.

Bu kapsamda, Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı’na katkı sağlamak isteyen tüm firmalar, ürün ve hizmetlerde yıl sonuna kadar %10 asgari indirim taahhüdü vermişlerdir.

Tüm sektörlerdeki firma ve markaların desteklerinin yanı sıra, bankaların ve kamunun da iki önemli uygulama ile sürece katkı sağlaması öngörülmüştür.

1 Ağustos tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bankalar, yüksek faizle kullandırılmış olan kredilerin faiz oranlarında %10 indirim uygulayacaktır.

Diğer bir katkı da 2018’in son üç ayında bekleyen KDV iadelerinin ödenme sürecinin hızlandırılması olacaktır.

2019 yılı başlarından itibaren, iade başvuru tarihini takiben, 10 iş günü içinde iade talebinin %50’si, incelemenin bitmesini beklemeden mükellefe ödenecektir.

Bu mücadele programına destek veren tüm firmalar, www.enflasyonlamucadele.org.tr adresli internet sitesinden kamuoyuna duyurulmuştur.

Bütçe giderleri ve harcamalarına ilişkin temel politikalar

Kamu hizmetlerinin hız ve kalitesinin artırılması için kamu yatırımlarına ayrılan kaynakların hedeflenen politikalara azami oranda katkı sağlayacak şekilde tahsisi ve verimli kullanılması Hükümetimizin temel ilkesi olacaktır.

Bu kapsamda, kamu harcamalarına ilişkin karar alma süreçlerinde kamu kaynağının karşılığının en iyi şekilde alınmasına yönelik çalışmalar yapılacaktır. Verimli olmadığı belirlenen harcamalar kaldırılacaktır. Mali yükleri ve etki analizleri de dikkate alınarak yeni harcama programı oluşturulması sınırlandırılacaktır. Kamu kaynaklarının kullanımının etkinliğini takip etmeyi kolaylaştıracak, şeffaflığı ve hesap verilebilirliği artıracak program bazlı ve performans esaslı bütçeleme hayata geçirilecektir.

Bu kapsamda, YEP’te belirlenen politikalar için 10 Ekim 2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Orta

Isparta Şehir Hastanesi, Akfen İnşaat A.Ş.

36 İnşaat Sanayii

Vadeli Mali Plan ve Yatırım Programı Hazırlama rehberinde bu politikanın uygulama esasları belirlenmiştir.

Bahsi geçen programlarda, sektörümüzü yakından ilgilendiren aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir:

• İhalesi yapılmamış ve ihalesi yapılmış ancak başlanmamış projeler, askıya alınacaktır. Devam eden projelerden finansman koşulları uygun olanlar için yeni ve daha uzun zamana yayılmış iş planları oluşturulacaktır.

• Mega-altyapı projeleri, doğrudan yabancı yatırım yoluyla uluslararası finansman ile hayata geçirilecektir.

• Kamu-Özel İş Birliği uygulamalarının daha etkin ve finansal açıdan verimli olmasına yönelik bir çerçeve oluşturulacak ve bu çerçevede, uygulamaların bütüncül olması sağlanacaktır.

• Kamu yatırımlarına ayrılan kaynaklar, bir taraftan öncelikli sosyal ihtiyaçları

giderecek ve üretken faaliyetleri destekleyecek nitelikteki altyapı alanlarına yönlendirilirken, yatırımların maliyet etkin, verimli ve zamanında gerçekleştirilmesine, mevcut sermaye stokunun daha etkin kullanılmasına ve yatırım harcamalarının en kısa zamanda ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürülmesine azami özen gösterilecektir.

• Mevcut kamu sabit sermaye stokundan azami kapasitede yararlanılması için gerekli bakım ve onarımlara önem verilecek, vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarına ve ekonomide katma değer artışına doğrudan hizmet etmeyen projeler teklif edilmeyecektir.

• Kamu yatırımları; büyümeye, özel kesim yatırımlarını desteklemeye, bölgelerin gelişme potansiyelini harekete geçirmeye, üretim, istihdam ve ülke refahını artırmaya azami katkı sağlayacak alanlara yönlendirilecektir.

• Kamu ve özel kesim yatırımları, birbirlerini tamamlayacak şekilde bütüncül bir bakış açısıyla ele alınarak kamu yatırımları, özel sektör tarafından gerçekleştirilemeyecek ekonomik ve sosyal altyapı alanlarında yoğunlaştırılacaktır.

• Kamu altyapı yatırımları; özel kesimde üretim maliyetlerinin azaltılmasını, yeni üretim kapasitelerinin oluşturulmasını, böylece üretimin yenilikçi ve rekabetçi gelişmesini destekleyecek şekilde planlanacak ve yürütülecektir. KÖİ modeli ile uygulananlar dahil olmak üzere, kamu yatırımlarında yerli malı kullanılmasına öncelik verilecektir.

• Kamu-Özel İş Birliği modellerinin, özelikle ileri teknoloji veya yüksek maddi kaynak gerektiren kritik ve büyük kamu altyapı projelerinde, maliyet etkinliği dikkate alınarak kullanılmasına özen gösterilecektir.

• Kamu yatırım teklif ve kararları, ihtiyaç, sorun ve bunlara ilişkin

Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Bursa-Susurluk Kesimi, Göçay İnşaat A.Ş.

37İnşaat Sanayii

çözümleri analiz eden sektörel ve bölge plan ve stratejileri, eylem planları ve nitelikli yapılabilirlik etütlerine dayandırılacaktır.

• Finansmanı dış krediden sağlanan projelerin ödenekleri, kredi anlaşmalarında belirtilen süreler ve yılık kredi dilimleri dikkate alınarak tespit edilecektir.

İdareler, kamu yatırım projelerinin 2019-2021 dönemi planlama ve uygulama aşamalarını, toplumsal cinsiyete duyarlı (kadınların ve erkeklerin farklılaşan ihtiyaçları ve önceliklerine duyarlı) ve kadınların güçlenmesine katkı sağlayacak şekilde hazırlayacak ve uygulayacaklardır.

Sektörel, bölgesel ve proje bazında öncelikler

2019-2021 dönemi kamu yatırım tahsislerine KÖİ modeliyle yürütülenler dâhil, eğitim, sağlık, içme suyu ve kanalizasyon, bilim-teknoloji, ulaştırma, enerji ve sulama sektörlerine öncelik verilecektir.

Yatırım programında bölgesel öncelikler de dikkate alınarak planlanmıştır. Kamu yatırım teklifleri, bölgelerarası gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlayacak şekilde hazırlanacaktır. Bu amaçla yatırımların mekânsal dağılımında, geçmiş yıllardaki yatırım tahsislerinin dağılımı ve gelecek döneme ilişkin bölgesel politikalar dikkate alınacaktır.

GAP, DAP, DOKAP ve KOP Bölge Kalkınma İdarelerinin sorumluluk alanındaki iller için hazırlanmış bulunan eylem planları kapsamındaki yatırımlara öncelik verilecektir. Bölgelerin ekonomilerinde öne çıkan sektörlerin daha yüksek katma değerli ve rekabet edebilirliği yüksek üretim yapılarına dönüşmesine katkı sağlayacak alanlardaki yatırımlara öncelik verilecektir.

Merkezi yönetim bütçe giderleri

Merkezi Yönetim bütçe giderleri içerisinde 2018 yılında 68.794 milyon TL olarak belirlenen başlangıç ödeneği

sermaye giderlerine 2019-2021 dönemi içinde tahsis edilmesi planlanan giderler sırasıyla;

2019 yılı için 54.432 milyon TL2020 yılı için 57.572 milyon TL2021 yılı için 59.292 milyon TL olarak planlanmıştır.

Bu kapsamda, Sermaye Giderlerinin bütçe içerisindeki payı;

2019 yılı için %1,22020 yılı için %1,12021 yılı için %1,0 olacaktır.

Merkezi yönetim bütçe giderlerinin en önemli kalemlerinden sermaye giderlerinin belirlenmesinde, yukarıda bahsi geçen tasarruf tedbirleri çerçevesindeki öncelikli alanlar göz önüne alınacak olup ayrıca KÖİ şehir hastaneleri yatırım giderleri de dikkate alınmıştır.

Yedek ödeneklerin belirlenmesinde ise yıl içinde ortaya çıkabilecek ihtiyaçlar göz önünde bulundurulmuştur.

Proje bazında öncelikler

2019- 2021 dönemi yatırım tavanları çerçevesinde yapılacak proje bazındaki ödenek tekliflerinde, sektörel ve bölgesel önceliklerin yanı sıra;

• 2019 yılı içinde tamamlanarak hizmete girebilecek öncelikli projelere,

• Uygulamasında önemli fiziki gerçekleşme sağlanmış projelere,

• Başlatılmış bulunan diğer projelerle bağlantılı veya eş zamanlı olarak yürütülmesi ve tamamlanması gereken projelere,

• Mevcut sermaye stokunun daha etkin kullanılmasına ve korunmasına yönelik idame-yenileme, bakım-onarım, rehabilitasyon ve modernizasyon türü yatırım projelerine,

• Afet risklerinin azaltılması, afetlere hazırlık ile afet hasarlarının telafisine yönelik projelere,

• e –Dönüşüm Türkiye Projesi ve Bilgi Toplumu Stratejisi ile uyumlu projelere,

ağırlık verilecektir.

Sektör/alt sektör öncelikleri

• Tarım/sulama sektöründe; DSİ Genel Müdürlüğünün yatırım programında yer alan büyük su işi projelerinden; depolaması tamamlanmış veya depolamasız, su iletim tesisleri (tünel/ana kanal) inşaatı bitmiş veya devam eden cazibeyle sulama yapılacak projeler ile barajı 2019 yılında tamamlanacak projeler, birinci öncelikli projeler olarak değerlendirilecek ve ödenek teklifleri bu husus göz önüne alınarak yapılacaktır.

DSİ Genel Müdürlüğünce; büyük su işi projelerine dair gerçekleştirilecek yıllık fiziki hedefler (sulama, taşkın koruma, bitirilecek baraj vb.) proje bazında; küçük su işi projelerine dair yıllık fiziki hedefler ise (taşkın, taşkın-rusubat, sulama vb.) faaliyet bazında ve her iki fiziki hedef seti ödenek teklif tavanları doğrultusunda belirlenerek yatırım teklifleri ile birlikte gönderilecektir.

• Madencilik sektöründe; enerji sektörü ve imalat sanayiine girdi temin eden üretime yönelik projelere; kömür, petrol, doğal gaz ve jeotermal kaynaklar ile rezervi tükenmekte olan ve arz güvenliğinin sağlanması açısından önem arz eden madenlerin aranmasına yönelik projelere; madenlerin işlenerek ürün haline getirilmesine yönelik projeler ile üretilen cevherlerin tüketici talepleri doğrultusunda kalitesinin iyileştirilmesine yönelik projelere önem ve öncelik verilecektir.

• Ulaştırma/otoyol sektöründe; tamamlanma aşamasındaki otoyol ve bağlantı yolu projeleri ile mevcut otoyol sisteminin korunmasını ve etkin kullanımını sağlayacak; üstyapı iyileştirme, trafik güvenliği, köprü ve viyadüklerin onarımına yönelik projelere önem ve öncelik verilecektir.

• Ulaştırma/karayolu sektöründe; karayollarında trafik güvenliği ile ilgili yatırımlara öncelik verilecektir. Devlet ve il yolları ile ilgili ödenek tekliflerinde, ana güzergahlarda

38 İnşaat Sanayii

yer alan bölünmüş yol projeleri ile ortalama günlük ağır taşıt trafiği 1.000 aracın üzerinde olan güzergahlarda bitümlü sıcak karışım kaplama (BSK) projelerine öncelik verilecektir. Ayrıca kuzey-güney hattında koridor yaklaşımı da dikkate alınarak öncelikli güzergahların yapımına devam edilecektir.

• Ulaştırma/demiryolu sektöründe; Gebze-Sabiha Gökçen-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-3.Havalimanı-Halkalı, Ankara-Sivas, Ankara-Afyonkarahisar-İzmir Yüksek Hızlı Tren projeleri ile Sivas-Erzincan Demiryolu projesine, ikinci hat yapımlarına, sinyalizasyon ve elektrifikasyon yatırımlarına ve önemli yük merkezlerine iltisak hattı yapımı, hat kapasitesi ve verimliliğini artıracak projeler ile raylı sistem araçlarının yerli üretimine öncelik verilecektir.

• Enerji sektöründe; enerji arz-talep analizlerine dayanan, Türkiye’nin genel enerji ihtiyaç projeksiyonuna uygun olarak hazırlanmış ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun ortaya koyduğu esaslara uygun, güvenilir hammadde kaynaklarına ve erken geri dönüş oranına sahip projelerle başta nükleer ve yenilenebilir enerji olmak üzere yerli ve özgün enerji teknolojileri geliştirme amaçlı yatırımlara, gerçekleştirilmesi diğer projelerin hayata geçirilmesinin ön şartı niteliğinde olan veya bunların kapasite/verimini artıracak olan projelere ve yenilenebilir kaynakların sisteme entegrasyonunu sağlayacak iletim altyapısı projelerine öncelik verilecektir.

Doğal gaz iletim ve dağıtım ağını ülke sathında genişletecek yatırımlara devam edilecek olup bu yatırımların şehir içi doğal gaz dağıtım yatırımları ile eş zamanlı olarak yürütülmesine önem verilecektir. Ayrıca, kaynak ve güzergâh çeşitlendirilmesine yönelik yatırımlara devam edilecek olup doğal gaz arz stoklarının yeterli düzeyde oluşturulmasına imkân sağlayacak yatırımlara öncelik verilecektir.

• Konut sektöründe; Yatırım programında devam eden ve 2019 yılında tamamlanabilecek projelere öncelik verilecektir.

Yeni lojman yapımı tekliflerinde, güvenlik kuruluşlarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki projelerine öncelik verilecektir. Arsası olmayan projeler teklif edilmeyecektir. Yatırım programında yer almakla birlikte yapımına ihtiyaç kalmamış veya gerçekleştirilmesinde önemli zorluklarla karşılaşılan projeler yatırım programından çıkarılmak üzere teklif edilecektir.

• Eğitim ve yüksek öğrenim sektöründe; devam eden projelerden 2019 yılında tamamlanarak hizmete alınabilecek projelere, fiziki gerçekleşmesi %75’in üzerinde olan projelere, afet hasarlarının telafisine yönelik olarak başlatılmış projelere, mevcut binaların depreme karşı güçlendirilmesi ve engellilerin kullanımına uygun hale getirilmesine yönelik projelere ödenek tekliflerinde öncelik verilecektir.

Yeni kurulan devlet üniversitelerinin kampüs yeri seçimi tamamlanmadan ve söz konusu üniversitelerin kampüs planları ve uzun vadeli üniversite gelişim planları hazırlanmadan, bu üniversiteler için 2019 yılında tahsis edilmesi öngörülen ödeneklerin, inşaat işleri için kullanılmasına izin verilmeyecektir.

• Sağlık sektöründe; koruyucu ve birinci basamak sağlık hizmetlerine yönelik projeler, fiziki gerçekleşmesi %75’in üzerinde olan projeler, inşaatı tamamlanan birimlerin donanım ihtiyaçları ile ilgili projeler, depreme karşı güçlendirme projeleri ve bölgesel farkları azaltıcı mahiyetteki projeler öncelikli projeler olarak dikkate alınacaktır.

• Diğer kamu hizmetleri / içme suyu ve kanalizasyon sektörlerinde; su kayıp ve kaçaklarının azaltılmasına yönelik projelere öncelik verilecektir. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından

yürütülen içme suyu temini projelerinden nüfusu 50.000 ve üzeri olan belediyelere öncelik verilecektir.

• Diğer kamu hizmetleri/istihdam ve çalışma hayatı sektöründe; ülke çapında iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilme ve işletmelerde sürdürülebilir bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim modeli anlayışının hakim kılınması ile iş kazaları ve meslek hastalıklarının sağlıklı ve güvenilir bir şekilde izlenebilmesini sağlayan bir sistemin oluşturulmasına, özellikle iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri başta olmak üzere, aktif iş gücü programlarının daha etkin kullanımının sağlanmasına, iş gücü piyasasında dezavantajlı olan kadın, genç ve göçle ülkemize gelen kesimlerin iş gücü piyasasına katılımının ve entegrasyonunun sağlanmasına yönelik yatırım projelerine öncelik verilecektir.

Kamu yatırım projelerinin hazırlık ve uygulama aşamalarında iş sağlığı ve güvenliği konusu, özellikle dikkate alınacaktır.

• Diğer kamu hizmetleri/şehirleşme sektöründe; mekânsal planların, şehirlerin yaşam kalitesini artıracak, ekonomik gelişmesine katkı sağlayacak, doğal çevresini koruyacak tarih ve medeniyet perspektifimizi yansıtacak şekilde hazırlanmasına hizmet edecek projelere öncelik verilecektir. Bu kapsamda, mekânsal planların hazırlanması, uygulanması, izlenmesi ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasların geliştirilmesi ve bu konularda yerel yönetimler için kılavuzlar oluşturulması önceliklidir. Coğrafi bilgi sistemleri alanında ise öncelik, mevcut projelerin tamamlanmasına verilecektir. Yeni projeler için coğrafi bilgi stratejisi ve eylem planı ile akıllı kentler stratejisinde ortaya konulacak öncelikler dikkate alınacaktır.

• Diğer kamu hizmetleri/çevre sektöründe; 2019 yılında tamamlanacak projelere, doğal

39İnşaat Sanayii

kaynakların etkin kullanımı ve çevrenin korunmasına yönelik projelere, ulusal stratejilerdeki amaç ve hedeflere hizmet edecek çevre projelerine, uluslararası taahhütler (sözleşme ve protokoller) nedeniyle devam edilen projelere öncelik verilecektir.

• Diğer kamu hizmetleri / afetler sektöründe; Yatırım programında devam eden, 2019 yılında tamamlanacak olan ve afet riskinin azaltılmasına ve afetlerle mücadele kapasitesinin oluşturulmasına yönelik yeni projelere öncelik verilecektir.

Tüm bu yatırım programları hazırlanırken kamu kuruluşları, yatırım stokunun ortalama tamamlanma

süresini azaltacak tedbirleri alacaktır. Strateji ve Bütçe Başkanlığı, gerekli gördüğü taktirde yatırım programında yer alan projelerin ortalama tamamlanma süresini azaltma yönünde ihtiyaç duyulabilecek ilave tedbirleri almaya yetkilidir.

Acil ve çok zorunlu haller dışında, yatırım programına çok yıllı yeni proje alınmayacaktır. Getirilen bu sınırlamaya yatırım programı uygulama sürecinde de devam edilecektir. Yıllık proje tekliflerinin yatırım programına alınmasında azami ölçüde seçici olunacak ve mevcut varlıkların ömrünü uzatan yatırımlara (bakım-onarım, yenileme vb.) ağırlık verilecektir.

Yatırım programlarında ihaleli olarak devam eden dış kredili projeler arasından; sektörel açıdan öncelikli, dış kredi kullanımları önemli bir seviyeye gelmiş, önümüzdeki bir veya iki yıl içinde tamamlanabilecek nitelikte olan dış kredili projelere öncelik verilecek ve bu projelerin zamanında bitirilmesi için gerekli tahsis yapılacaktır.

Ayrıntılarını aktardığımız programların sonuçlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ortaya konan eylem planları ve alınan tüm bu önlemlerle inanıyoruz ki ekonomideki durgunluk süreci aşılarak yeniden güçlü büyüme sürecine girilecektir.

TEM Edirne-Karaağaç Bağlantı Yolu Yapım İşi, Ilgaz İnşaat A.Ş.

40 İnşaat Sanayii

Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile 95 yıllık Cumhuriyet tarihimiz boyunca yaşadığımız denemelerin çok ötesinde yeni bir yönetim modeline geçtik. Geçmişte yol açtığı siyasi, sosyal ve ekonomik kaoslar sebebiyle ülkemize çok büyük bedeller ödeten bir sistemi artık geride bıraktık. Demokrasi tarihimizin tecrübeleri yanında, son 16 yılda ülkemizi 3,5 kat büyütürken karşılaştığımız sıkıntılar bize de bu değişimin kaçınılmaz olduğunu göstermiştir. İnanıyoruz ki; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi zorlama değil, tarihin bizi yönlendirdiği isabetli bir tercihtir. Yeni sistem ile bürokrasi değil, hizmet üreten bir devlet yapısını inşa etmiş durumdayız. Bu sayede insan kaynağımızı eğitimle, teşvikle daha etkin şekilde kullanmak için gereken her adımı rahatlıkla atabileceğiz.

Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için makroekonomik dengelerden yatırımlara kadar her alanda çok büyük hamleler yapabileceğiz. Şu anda ülkemize yönelik ekonomik ve siyasi saldırılardan ülkemizin aldığı etkilerin minimum düzeyde olmasının sebebi de bu hamleleri hızlı bir şekilde hayata geçirebilmemizdir. Her türlü saldırıya karşın devam eden yatırımlarımızı ve milletimize taahhüt ettiğimiz projeleri hayata geçirmekle kalmayacak, çok daha büyük işlere imza atacağız.

Bakın yıllardır ülkemize yönelik hem içerde hem de dışarda sürdürülen saldırılara karşın ülkemizi büyüttük ve büyütmeye devam ediyoruz. Her ne kadar bu saldırılar artarak sürse de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde ve yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet

Ülkemize Verdiğimiz Sözleri Yerine Getiriyoruz

DOSYA

Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için makroekonomik dengelerden yatırımlara kadar her alanda çok büyük hamleler yapacağız.

M. Cahit TurhanTürkiye Cumhuriyeti

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı

41İnşaat Sanayii

Sisteminden aldığımız güçle ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacağız. İnşallah yeni dönemde ülkemizi çok daha güçlü hale getireceğiz. Milletimize verdiğimiz sözlere uygun şekilde, Türkiye’yi büyütmenin ve güçlendirmenin çabası içinde olacağız.

Eylem planları ve ulaştırma alanında gerçekleştirilecek reformlar

Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan 100 Günlük Eylem Planında yer alan 400 projenin her biri, ülkemizin ateşleyicisi olacaktır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak gerçekleştireceğimiz yatırımların da ülkemizin hem ekonomisine hem de sosyal hayatına önemli katkıları olacaktır. Eylem planında yer alan İstanbul Yeni Havalimanının 1’inci fazı, 29 Ekim’de hizmete açıldı. Türkiye’yi Batı Avrupa-Uzak Doğu arasında önemli bir transfer merkezi haline getirecek, yaklaşık 10,2 milyar Avro yatırım ve 22,2 milyar Avro kira bedeli

ile yapılan bu havalimanı, tüm etapları tamamlandığında da 200 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak. İstanbul Yeni Havalimanı üzerinden Afrika, Uzak Doğu ve Orta Asya, İstanbul’u kullanarak Avrupa ve ABD ile buluşacak. Bununla birlikte, istihdama ve Türkiye’nin ekonomisine önemli etkisi olacak. Türkiye, halihazırda, kısa menzilli uçuşlarda çok iyi bir karneye sahip. Uzun menzilli uçuşlara bakıldığında ise karnenin güçlenmesi gerekiyor. Türk Hava Yolları haricinde, tüm Amerika kıtasından sadece bir, Uzakdoğu’dan ise üç havayolu şirketi İstanbul’a sefer yapıyor. Yine Afrika’dan uzun menzilde uçan havayolu şirketi bulunmuyor. Yani, Hindistan ve Çin gibi dünya nüfusunun üçte birini oluşturan bu iki dev ülkeden İstanbul’a uçan havayolu şirketi maalesef yok. Yeni havalimanımızla birlikte bu durum tersine çevrilecek. Türkiye, hava taşımacılığında liderliğe oynayacak.

Yine bu süreçte, Kanal İstanbul Projesi’nin Etüt Proje işini tamamlayarak yapım ihalesine çıkacağız. Amacımız, bu proje ile Marmara Denizi’nde özellikle yük taşımacılığından kaynaklı kazaların önüne geçilmesidir. Yaklaşık olarak 45 kilometre uzunluğunda olacak bu koridorda kanal güzergahı ile entegre olarak; liman, lojistik merkez, yapay ada gibi projelerin planlama çalışmalarını da yapıyoruz.

Yine vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda, Marmaray ve Avrasya Tüneli’ni bir araya getirecek Üç Katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi’ni hayata geçireceğiz. Etüt proje çalışmalarının tamamlanmasının ardından, Yap İşlet Devret Modeli ile ihale ilanına çıkılmasını planlıyoruz.

Bu projelerle birlikte 100 günlük plan içerisinde Bakanlığımız, 135 yeni hizmeti e-Devlete entegre ederek hizmet sayısını 3 bin 500’e çıkaracaktı. Ancak şimdiden sözümüzü yerine getirdik hatta hizmet sayısını 3 bin

Diyarbakır Uluslararası Havalimanı , YDA İnşaat A.Ş.

42 İnşaat Sanayii

900’e çıkardık. Yine bu süreçte, 246 kilometre uzunluğunda 2 otoyol projesinin ihalesine çıkacağız. 8 bin 893 km ilave BSK (Bitümlü Sıcak Karışım) kaplama yaparak karayolu güvenliğini ve konforunu üst seviyeye çıkaracağız. Bu sürede 30 kilometrelik karayolu tünelini tamamlayarak ülkemizde tünel uzunluğunu 477 kilometreye çıkaracağız. 21 km köprü ve viyadüğün tamamlanmasıyla köprü ve viyadük uzunluğunu 586 km’ye yükselteceğiz. Yakın zamanda Konya YHT Garını hizmete sunacağız. Toplam 6 milyon yolcu kapasiteli Muş ve Kahramanmaraş Havalimanlarının terminal binalarını tamamlayacağız. Tokat Havalimanı terminal binasının yapımına başlayacağız. Evrensel Hizmet Kapsamında 990 yerleşim yerine daha 4.5G Mobil Kapsama sağlayacağız. Türkiye Uzay Ajansı’nı

kuracağız. Yasal altyapısı hazırlandı.

Bildiğiniz gibi projelerin bazılarını gerçekleştirdik, bazılarını da tamamlama aşamasına getirdik. Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Demiryolunda 120 kilometrelik hat serimi, 2 adet Lojistik Merkezinin yapılması, Van Gölü için 50 vagon taşıma kapasitesine sahip İdris-i Bitlisi Feribotunun hizmete alınması gibi projeler tamamlandı bile.

Yerli ve Milli 5G ve Ötesi çalışmalarını başlattık. Raylı sistem araçlarının yurt içinde üretilmesi için adımlarımızı attık. Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemini (U-ETDS Yolcu Taşımacılığı Kısmını) faaliyete geçiriyoruz. Kısacası, verdiğimiz sözleri bir bir yerine getiriyoruz. Ülkemize yönelik her türlü saldırıya rağmen, karalama kampanyalarına rağmen,

Ülkemize yönelik her türlü saldırıya rağmen, karalama kampanyalarına rağmen verdiğimiz sözleri yerine getiriyoruz. Yatırımların, projelerin önüne serdikleri her türlü engeli de aştık, aşıyoruz.

Bursa Çevre Yolu, Güriş İnşaat A.Ş.

43İnşaat Sanayii

verdiğimiz sözleri yerine getiriyoruz. Yatırımların, projelerin önüne serdikleri her türlü engeli de aştık, aşıyoruz.

Ulaştırma ve haberleşme alanında teknolojik gelişmelerle yaşanan değişim, dönüşüm ve buna yönelik teşvik politikalarımız

Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek vizyonu ile ülkemizin her alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmesi için çabalıyoruz. Bu hedefe ulaşabilmek için de hükümetimiz birçok büyük atılım yaptı ve yapmaya da devam ediyor. 16 yılda hayata geçirilenler sayesinde şu anda haberleşme altyapımız sadece insanların bağlantı kurduğu bir ağ olmaktan çıkmış durumda. Hatta artık vatandaşlar tarafından akıllı evler, sürücüsüz araçlar, akıllı ulaşım, nesnelerin interneti ve endüstri 4.0 gibi birçok hizmet talep edilmeye başlandı. Şimdiden nesneler, binalar, yollar gibi nesnelerin oluşturacağı akıllı ağlar kurulmaya başladı. Ancak Bakanlık olarak şuna da

inanıyoruz. Hangi teknoloji önümüze gelirse gelsin, yüksek kalitede haberleşme altyapısı sunulmadığı takdirde bu teknolojileri kullanma ve vatandaşımızın hizmetine sunma şansımız olamaz. Ve bu nedenle de belirlediğimiz hedeflere ulaşabilmek için yeni altyapıları hızlandıracak tedbirleri gecikmeksizin hayata geçirmemiz gerekiyor. Bunu sağlamak için öncelikle sektörün karşılaştığı sorunların önünü açıyoruz. Vatandaşımızın serbest rekabet ortamında kaliteli bir hizmet ortamına kavuşması için çabalıyoruz. Altyapımızı hızlandıracak ve milli altyapının kurulmasını sağlayacak adımları da atıyoruz.

Burada en önemli olan konu da yerli ve milli üretimin, her alanda, azami seviyeye çıkarılmasıdır. Dünyanın hızla dönüştüğü bilgi toplumu sürecinde, yüksek teknolojiyi üretemezseniz, bu yarışta geride kalırsınız. Bu amaçla Bakanlık olarak yürüttüğümüz Evrensel Hizmet projelerimizde, yerli

ve milli imkanlarla üretilen ürünlerin kullanımını zorunlu tutuyoruz.

ULAK Projesinde Birinci Faz için; yerlilik oranını %10 öngörmüştük, %43’e çıkardık.

İkinci Faz için ise yerlilik oranını %30 öngörmüştük, %54’e çıkardık. Böylece milli haberleşme sanayisinin oluşmasına devlet olarak destek veriyoruz. Bu çalışmalarımız artık meyvelerini vermeye başladı. Bu yılın ilk yarısında, evrensel hizmet kapsamında kurmuş olduğumuz yerli ve milli baz istasyonumuz ULAK’ı kullanıma sunduk. ULAK, Bakanlığımızın destekleriyle Savunma Sanayii Müsteşarlığımızın koordinasyonunda geliştirilen çok önemli bir proje. Tamamen Türk mühendislerimizin özverili çalışmaları sonucunda üretilmiş, ilk yerli ve milli 4.5G baz istasyonumuzdur. Bu proje, haberleşme gibi ulusal güvenliği yakından ilgilendiren ve milli üretimi şart olan bir alanda atılmış çok büyük bir adımdır.

44 İnşaat Sanayii

Bundan sonraki süreçte, her türlü baz istasyonu ekipmanını, çekirdek şebeke ekipmanını, yazılımları yani genel olarak uçtan uca tüm haberleşme zinciri ekipmanlarını üretmek için atılan ilk adımdır. Temennimiz, bundan sonra gerek evrensel hizmet projelerinde gerekse operatörlerin kendi ticari şebekelerinde yerli ve milli ürünlerimizin kullanımını azami düzeye çıkarmaktır.

Burada önemli bir konu da yerli yazılım. Bu konuda tüketen değil, üreten ülke konumunda olmamızı sağlayacak önemli bir potansiyelimiz var. Bu durumu değerlendirmeliyiz. Burada Bakanlık olarak görevimiz, yazılım ekosisteminde rehber olabilmektir. Hedefimiz, “Sadece teknolojiyi yakalamak değil, teknolojiyi dünyayla eş-zamanlı biçimde geliştirmek, üretmek ve uygulamak”tır. Bu noktada da Ar-Ge desteklerimizi her geçen gün daha da artırıyoruz.

Özel sektörün yurt içi veri merkezi yatırımlarını desteklemek için de Cazibe Programını oluşturmuştuk. Amacımız, kıymetli hazinemiz olan ülke verisinin içeride kalmasını sağlamak. Ülke genelinde veri merkezi yatırımlarını bulut bilişimi de içerecek şekilde teşvik etmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Diğer taraftan, kamunun verisinin kurulacak ortak veri merkezlerinde saklanmasını ve yönetilmesini sağlamak için “Kamu Entegre Veri Merkezleri” projesini Bakanlık olarak yürütüyoruz.

Bu projeyle teknolojik gelişmelere uygun kurulacak bir altyapı üzerinden kamu verisinin güvenliğini ve devamlılığını temin ederken işletme ve idame maliyetlerinde büyük tasarruf sağlamayı planlıyoruz. Aynı zamanda bu projelerle özel sektörün de ülkemize veri merkezi yatırımı yapmaları için gerekli teşvikler belirlenmiş olup hedefimiz, ülkemizin veri merkezi üssü haline getirmektir.

Şunu da belirtmek de fayda görüyorum. Bir ülkenin ekonomik olarak ilerlemesinin yolunun teknolojiden geçtiğinin farkındayız. Bu doğrultuda da ülke olarak milli teknolojik altyapıyı oluşturma gayreti içindeyiz. Bu altyapının kurulması noktasında da ne gerekiyorsa özel sektörümüze destek olmak adına gerekeni yapmaya hazırız.

Ülkemizde ekonomik, siyasi, sosyal gelişmelerin devam etmekte olan yatırımlara etkileri

Tarih bize bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli olduğunu göstermiştir. Bu bedel; sürekli tehdit altında olmak, sürekli teyakkuz halinde bulunmaktır. Türkiye’nin gündeminin sürekli terör saldırıları, bölgesindeki insani krizler, mağdurların ve mazlumların sıkıntıları, hatta tabii afetler olması kesinlikle bizim tercihimiz değildir. İbn-i Haldun’un deyimiyle coğrafya, kaderdir. Biz de kaderimize rıza gösterecek ve burada hayatımızı sürdürmek için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bu bedel, kimi zaman Çanakkale’deki gibi topyekûn ölümün üzerine yürümektir. Bu bedel, kimi zaman İstiklal Harbi’nde olduğu gibi küllerinden yeniden doğmak mecburiyetinde kalmaktır. Bu bedel, kimi zaman darbelere, vesayete, her türlü tuzağa ve oyuna karşı dimdik ayakta durabilmektir.

Madem bedel ödüyoruz, öyleyse ülke ve millet olarak her alanda hakkımız olanı da alabilelim istiyoruz. İşte bu anlayışla, 16 yılda,

Türkiye’yi üç buçuk kat büyüttük. Bu dönemde ülkemizi iki kat daha büyüterek devletimizi payidar kılmakta, milletimizin mutluluğunu ve refahını artırmakta kararlıyız. Son yıllarda terörden ekonomik manipülasyonlara, bir dizi operasyona maruz kalmamızın en önemli sebebi de milli menfaatlerimiz noktasında tavizsiz bir tutum takınmış olmamızdır. Göreve geldiğimiz andan beri, milletin emanetini namusumuz bilip üzerine gölge düşürmedik, siyasetin yeniden vesayetin emrine girmesine izin vermedik. Toplumsal çatışma senaryolarını milletimizle sırt sırta vererek engelledik. Döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik hiçbir temelinin olmadığı, tamamen ülkemize bir saldırı mahiyeti taşıdığı muvafık-muhalif herkesin ortak tespitidir. Bugün yaşadığımız hadisenin ne 1994 kriziyle, ne 2001 kriziyle, ne 2007 kriziyle bir ilgisi yoktur, gerçekten bambaşka bir durumla karşı karşıyayız.

Bu saldırılara karşı tüm ekonomi birimlerimiz gereken adımları atıyor, atmaya da devam edecek. Şu anda bizim bütün bu olaylar karşısında temkinli bir şekilde attığımız adımlar var, atacağımız adımlar var, çeşitli planlarımız var. Türkiye’nin ekonomik dinamikleri sağlamdır, güçlüdür, yerindedir ve yerinde olmaya da devam edecektir. Döviz kuru, özellikle ekonominin kuralları içerisindeki makul seviyeye inmeye başladı bile. En kısa zamanda da gerçek seviyesine inecektir, hiç endişe etmeyin. Ülke olarak bu süreçte, serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz vermedik, vermeyeceğiz. Aksi yönde çıkartılan söylentilere hiç kimse itibar etmemelidir. Bu noktada yatırımlarımıza da devam ediyoruz. Ülkemizin geleceğine ket vurulmasına izin vermiyoruz.

Bununla birlikte aktif ve girişimci dış politika vizyonumuzu küresel ve bölgesel konularda hayata

Türkiye’nin ekonomik dinamikleri sağlamdır, güçlüdür, yerindedir ve yerinde olmaya da devam edecektir.

45İnşaat Sanayii

geçirmeye gayret ediyoruz. Birçok ülke ile ticaretten diplomasiye, ikili iş birliğinden bölgesel krizlerin çözümüne kadar yoğun bir teşviki mesai içindeyiz. Çin’in ekonomik vizyonuyla kendi ekonomik hedeflerimizin uyuşması, bu alanda önümüze yeni ve önemli fırsatlar çıkartıyor. Asya Pasifik’te, Latin Amerika’da ve Afrika’da kararlı bir şekilde sürdürdüğümüz açılım politikalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz. Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan başta olmak üzere Türk dünyasıyla bağlarımızı çok daha ileriye taşıdık. Orta Asya ile ilişkilerimizi daha da geliştirmeye başladık.

Hem ekonomik hem de diplomatik olarak son dönemde artarak

sürdürülen çalışlarımız döviz kurları ile birlikte hem devlet hem de özel sektör yatırımlarında kendini göstermeye başladı. Ekonomik göstergelerde bir denge kuruluyor. Ülkemiz üzerinde kirli oyunlar oynayanlar yine istedikleri etkiyi yaratamadılar. Bundan sonra da yaratamayacaklar.

Türkiye’yi kalkındıracak projelerin finansman alanları

Bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de belli ölçeğe kadar olan projeleri, bütçe imkanları ile gerçekleştiriyoruz. Daha büyük, kıta aşan projeleri de Yap-İşlet-Devret (YİD) Modeli ile gerçekleştirdik. Bundan sonra da yine YİD ile projelerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz.

Kanal İstanbul Projesi’nin Etüt Proje işini tamamlayarak yapım ihalesine çıkacağız. Amacımız, bu proje ile Marmara Denizi’nde özellikle yük taşımacılığından kaynaklı kazaların önüne geçilmesidir.

Avrasya Tüneli, Yapı Merkezi İnşaat A.Ş.

46 İnşaat Sanayii

24 Haziran’da milletimiz iradesini ortaya koyduktan sonra, yatırımcıların önünü daha iyi görebildiği, ekonomide ve yatırımlarda daha net adımların atıldığı bir süreç başladı. Öngörülebilir bir ortamda iş yapmak ve bürokratik süreçlerle veya siyasi istikrarsızlık gibi sorunlarla karşılaşmamak yatırımcılar için çok önemli. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte, bürokrasinin azaldığı ve yatırımcılara daha hızlı destek verdiğimiz bir dönem başladı. Yeni dönemde, uluslararası yatırımcılar nezdinde, Türkiye’nin cazibesinin daha da artacağına inanıyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, güçlü bir yürütme erkinin olduğu, kamu kurumlarının daha etkin bir şekilde çalıştığı, kararların hızlı alındığı ve yatırımcı süreçlerinin daha etkin olduğu bir sistem. Giderek çok daha zor ve rekabetçi bir hale gelen dünya konjonktüründe Türkiye’nin en iyi şekilde yönetilmesi ve gelecek yüzyıla emin adımlarla ilerleyebilmesi

için gerekli olan çok kritik bir sistem. Yeni yapının yatırım ortamına da çok önemli katkılarının olduğunu görüyoruz. Yatırımcılardan bu gibi geri dönüşleri almaya başladık. Bu sistemin uluslararası doğrudan yatırımlara olan pozitif etkilerini 2019 yılı itibarıyla daha net görmeye başlayacağımızı öngörüyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin uluslararası doğrudan yatırımların artırılmasına yönelik çalışmaları

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak ABD ve Avrupa gibi klasik uluslararası doğrudan yatırım (UDY) kaynaklarını çeşitlendirmek ve Asya, Afrika, Okyanusya, Türk-i Cumhuriyetler ve Orta Doğu gibi bölgelerden çektiğimiz UDY miktarını artırmak için çaba sarfediyoruz. Ofisimiz, kurulduğu ilk günden itibaren, ülkemizin ekonomik kalkınmasında gereksinim duyulan yatırımların artmasına yönelik tanıtım stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanmasında önemli görevler ifa

Türkiye Yatırım Üssü Olacak

DOSYA

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin en iyi şekilde yönetilmesi ve gelecek yüzyıla emin adımlarla ilerleyebilmesi için gerekli olan çok kritik bir sistemdir.

Arda ErmutCumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı

47İnşaat Sanayii

etmektedir. Özel sektör yaklaşımıyla yatırımcılara; pazar araştırması, yatırım yeri seçimi, ortak girişimler için şirket eşleştirme, resmi işlemler için destek sağlanması ve süreçlerin kolaylaştırılması gibi hizmetler sunuyoruz.

Türkiye’nin hikayesini uluslararası mecralarda en iyi şekilde anlatmayı, yatırım süreçlerinin en sorunsuz şekilde tamamlanmasını sağlamayı ve halihazırda yatırımı bulunan yatırımcıların yeni yatırım projelerine destek olmayı hedefliyoruz. Ofis olarak her projeyi yeni bir tecrübe olarak görüyor ve o projenin gerektirdiği hizmetler konusunda, “tek-durak-ofis” anlayışıyla her seferinde bizi başarıya götürecek yeni bir strateji oluşturuyoruz. Türkçe’nin yanında, İngilizce, Arapça, Çince ve diğer birçok farklı dilde hizmet verebilen uzman kadromuz ile Türkiye’nin sağladığı imkânlardan faydalanmak isteyen

yatırımcıların ilk adresi konumundayız. Yurt içinde ve yurt dışında ülkemizin yatırım imkânlarının tanıtılması için tüm paydaş kurum ve kuruluşlarla eşgüdüm halinde şirket ziyaretleri ve yatırım ortamı tanıtım etkinlikleri düzenliyoruz.

Bunu yaparken ithal bağımlılığını azaltacak, yerli üretimi ve ihracatı artıracak, teknoloji transferi sağlayacak yatırımlara ve sektörlere öncelik veriyoruz. Bu anlamda, enerji, bilgi ve iletişim teknolojileri, lojistik gibi sektörler, bizim için stratejik alanlar. 2017 yılı geneline baktığımızda, gayrimenkul, finans, lojistik, enerji, bilgi ve iletişim teknolojileri en çok UDY çektiğimiz sektörler. Uluslararası doğrudan yatırımları artırmak için sektör bazında çeşitlendirme çalışmaları yapıyoruz. 2002 yılından bu yana ülkemize gelen UDY’nin hacmi artarken kalitesinin de arttığını görüyoruz. Genel eğilim

olarak hizmetler sektörünün payı azalırken imalat ve enerjinin payı artıyor. Bunu, ülkemizde üretilen katma değerin arttığının bir işareti olarak yorumlayabiliriz. 2002-2010 döneminde, Türkiye’ye gelen toplam UDY’nin yüzde 70’den fazlası hizmetler sektörüne gelirken 2011-2017 döneminde bu oran, yüzde 53 seviyesine indi. Bu değişime paralel olarak imalat ve enerji sektörlerine gelen UDY’nin payı, istikrarlı bir şekilde artış gösterdi. Önümüzdeki dönemde de bu çeşitlendirmeye ağırlık vereceğiz.

Büyüyen, kalkınan, her yönüyle bölgesel bir güç haline gelen ülkemizin bu konumunu sürdürülebilir büyüme hedefleriyle gerçekleştirmesi için yatırım öncelikleri ve teşvik politikaları

Türkiye ekonomisi, son 15 yıllık dönemde her yıl ortalama yaklaşık

Gebze-Adapazarı Elektrik Santralleri, Enka İnşaat A.Ş.

48 İnşaat Sanayii

yüzde 6 oranında reel büyüme kaydetti. Bu güçlü ve istikrarlı büyümenin neticesinde, kişi başına düşen milli gelirimiz üç kat artış kaydederken kamu maliyesini popülizm kıskacından kurtarıp kontrol altına aldık. Türkiye’nin kamu borcunun milli gelire oranını, %72’den %30’un altına indirdik. Maastricht kriteri %60 olan bu oran gelişmekte olan ülkelerde %50, OECD ülkelerinde ise %110 civarındadır. Aynı şekilde, bütçe açığını %10’ların üzerinden %1’lere kadar indirdik. Bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik rasyosu küresel normların iki katı.

Türkiye bu süreçte ekonomik büyümenin yanı sıra reformlara da hız kesmeden devam etti. Uluslararası doğrudan yatırımcıların ülkemizde güvenle ve daha çok yatırım yapmaları için gerekli yasal düzenlemeleri

yapmaya özen gösterdik. Aynı şekilde, öngörülebilirliğin artması ve şeffaf bir yatırım ortamının sağlanmasına büyük önem verdik, vermeye devam ediyoruz.

Bu amaçla 2016’nın başında önemli bir AR-GE reformu yaptık ve yüksek katma değerli üretimin en önemli bileşeni olan AR-GE’ye çok güçlü destekler sağladık. 2017 yılında Sınai Mülkiyet Kanunu çıkararak AR-GE, patent ve inovasyonun korunması için yasal çerçeve ve adil bir rekabet ortamı oluşturduk. Mart 2018’de ise yatırım ortamını iyileştiren, çok önemli ve devrim niteliğinde reformlar yaptık. Şirket kuruluşu için gerekli olan süreyi birkaç saate indirdik.

Türkiye’nin kaydetmiş olduğu ekonomik büyüme ve istikrar, yapmış olduğu reform ve düzenlemeler elbette uluslararası yatırımcıların dikkatinden kaçmadı. Reformların

Türkiye’nin doğrudan yatırım çekme potansiyelinin yüksek olduğuna inanıyoruz. Bugün birçok uluslararası firma, Türkiye’yi bölgeye açılmak için bir yatırım üssü olarak kullanmaktadır.

Yüksek Hızlı Tren, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü

49İnşaat Sanayii

sağlamış olduğu istikrar ve büyümeyi gören uluslararası yatırımcılar, son 16 yılda ülkemize 200 milyar dolara yakın doğrudan yatırım yaptı. 2003 yılından önceki 80 yıllık dönemde ülkemizin sadece 15 milyar dolar tutarında uluslararası doğrudan yatırım çektiğini göz önüne alırsak, kaydedilen ilerlemenin ne kadar anlamlı olduğunu daha net bir şekilde görebiliriz.

Yatırım Ofisi olarak uluslararası doğrudan yatırımlarda yakalamış olduğumuz başarıyı, daha ileri seviyelere taşımak için kararlıyız. 81 milyonluk genç ve dinamik iç pazarı ve stratejik konumu ile Türkiye’nin doğrudan yatırım çekme potansiyelinin yüksek olduğuna inanıyoruz. Bugün birçok uluslararası

firma, Türkiye’yi bölgeye açılmak için bir yatırım üssü olarak kullanmaktadır.

Türkiye Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika gibi pazarlara coğrafi olarak yakın olmakla beraber aynı zamanda serbest ticaret anlaşmaları ve yatırımların karşılıklı korunması anlaşmaları başta olmak üzere hukuki açıdan da bölgeyle çok sağlam ilişkiler geliştirmiştir.

Diğer taraftan, doğrudan yatırımlar için elzem olan altyapının geliştirilmesine de büyük önem veriyoruz. Bu amaçla Asya ve Avrupa kıtalarını İstanbul Boğazının altında birleştiren Marmaray ve Avrasya Tünelini hizmete açtık. Mal ve hizmetlerin daha etkin ve daha

hızlı bir şekilde taşınmasına imkân sağlayacak yatırımlarımızı hayata geçirdik. Hizmete açtığımız dünyanın dördüncü en uzun açıklıklı asma köprüsü olan Osmangazi Köprüsü ve İstanbul Boğazındaki üçüncü köprü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile ticaret ve yatırım merkezleri arasındaki mesafeyi kısalttık. Yine, Türkiye’nin merkezi konumunu güçlendirecek olan dünyanın en büyük havalimanı İstanbul'da inşa edildi ve 29 Ekim'de ilk etabı hizmete girdi. Yine kendi alanında dünyada ilk sırada yer alacak olan Çanakkale 1915 Köprüsünün temelini attık. Ayrıca İstanbul Boğazına kardeş olarak inşa edeceğimiz Kanal İstanbul projemiz ile ilgili çalışmalarımız da sürüyor.

Kiğı Barajı ve HES, Özaltın İnşaat A.Ş.

50 İnşaat Sanayii

Dünyada son 5 yılda yabancı para cinsinden borç stoku hızla artan, dolayısıyla risk biriktirerek diğer ülkelerden ayrılan iki ülke var; Arjantin ve Türkiye. Bu iki ülke dış fon girişine giderek daha fazla bağımlı hale gelmiş.

Bizde niye böyle? Çünkü dış ticaretimiz devamlı açık veriyor. Yapılan yatırımlarsa dış ticarete konu mallar üretmek yerine iç tüketime ve inşaata gidiyor.

Tüm bunlar ortada iken ve aynısı başka ülkelerde de olmuşken her an yabancıların kendisine kumpas kurmakta olduğuna inanan bir ülke neden yabancılara daha fazla muhtaç olmamanın bir yolunu aramamıştır?

Yabancıların kendisine komplo kurduğunu, engel çıkardığını düşünen bir millet neden kendini tüketmekten alıkoyamamış ve tasarruflarını artırmaya yönelmemiştir.

Son yıllardaki hızlı dış borç artışının önemli bir kısmı geleceğin üretim tesislerini değil, inşaatı ve tüketimi

finanse etti. Diğer bir ifadeyle büyümenin kalitesinde büyük sıkıntı yaşıyoruz.

Ekonomide böyle bir yapı varken faizi daha fazla artırmak, bu resimde görünen hakikati değiştirmez. Sadece zaman kazandırabilir. Yeni bir büyüme stratejisi belirlemek ve şirketler kesimine yeni ortama uyum sağlamaları için belli bir süre tanır.

Bizler ve kamu idaresi, dünyanın parasal genişlemeden parasal sıkılaştırmaya geçtiğini fark etmekte geciktik. Güneşli günler hep devam eder zannettik.

İşte bu esnada şirketlerimiz çok fazla borç biriktirdi. El parasıyla hızla büyüyen bilanço bugün artık sorun olmaya başladı.

Türkiye gibi ülkelerin yapısal reformlardan kaçarak, günü kurtarmalarına imkân sağlayan parasal genişleme dönemi bitti.

Parasal sıkılaştırma dönemi başladı. Alıştığımız işleri, alıştığımız biçimde

Türkiye Yoluna Devam Edecek

DOSYA

Bollaşan likiditenin yardımıyla biriktirdiğimiz borçları azaltmanın bir yolunu bulmalıyız. Daha az tüketecek, borçlarımızı geri ödeyeceğiz.

M. Rifat HisarcıklıoğluTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı

51İnşaat Sanayii

yapmaya devam ederek zenginleşme dönemi noktalandı. Şimdi küresel değişimle uyumlu yeni işler yapmak ya da eski işlere yeni yordamlar bulmamız gerekiyor.

Ayrıca bollaşan likiditenin yardımıyla biriktirdiğimiz borçları azaltmanın da bir yolunu bulmalıyız. Daha az tüketecek, borçlarımızı geri ödeyeceğiz.

Yeni ortama intibak nasıl olacak sorusunun cevabı da burada. Şirketler kesimi de bilançolarını düzenli yani bir plan çerçevesinde ya da düzensiz olarak küçültecek. 2001 krizi sonrası kamu idaresi, devletin bilançosunu düzenli olarak küçültmeyi başarmıştı.

Sonraki aşamada da yeniden kurulan bu dünya düzeninde kendimize yeni bir yer tanımlayacağız ve yerimizi alacağız. Vakıa ile kavga ederek değil, uyum sağlayarak bunu yapacağız.

Borçlanmayla gerçekleşen bir büyüme yerine daha planlı ve kontrollü bir büyüme gerçekleştireceğiz. Yani Türkiye için yeni bir büyüme, millet için yeni bir zenginleşme stratejisi saptayacağız.

Türkiye hala küresel değer zincirlerine yeterince eklemlenemedi. Yabancı sermaye, Türkiye’yi bir ihracat üssü olarak yaygın bir biçimde kullanmadı.

Buraya gelenlerin pek çoğu, yalnızca bizim için üretim yapmak üzere geldi. Türkiye, içinden boru hattı geçen ülke olabildi ama içinden değer zinciri geçen ülke olamadı.

Aslında bu krizi yalnızca mal ihracatı için değil, tüm döviz kazandırıcı faaliyetler için bir fırsata çevirebilmemiz mümkün olabilir.

Türkiye’de hem ihracat hem de ithalat yapan firmalar, toplamın yalnızca yüzde 2’si kadar. Ama mesela, Malezya’da bu oran yüzde 18, Polonya’da bile yüzde 11.

Bu rakamlar, firmalarımızın ağırlıkla nasıl içe kapanık olduğuna işaret ediyor. Tüm bu nedenlerle yeni bir dışa açılma hamlesine de ihtiyacımız var.

Kısaca çok işimiz olacak. Ülkedeki kutuplaşmaların son bulması ve uzlaşma. Adaletin ve hukuk üstünlüğünün sağlanması. Adil bir yargı sistemi.

Kamuda liyakatin öne çıkması. Bozulan mali disiplinin yeniden tesisi. Vergi ve eğitim sisteminin çağın gereklerine göre tasarlanması. Sadece faiz rantıyla değil, inşaat ve imar rantıyla da mücadele. Tüketimin değil, tasarrufların teşviki.

Yapılacak çok ve zorlu işler var. Ama enseyi karartmaya gerek yok. Türkiye, bugüne kadar pek çok badire atlattı.

Her krizden bir ders çıkarmayı becerebildiğimiz için, her seferinde yeniden ayağa kalktık ve yolumuza devam ettik. Daha önce yaptık. Yine yaparız.

15427.5 Kv Kataner TM Armin Elektrik A.Ş.

52 İnşaat Sanayii

Türkiye zor bir coğrafyada yaşıyor. Türkiye'nin, bulunduğu bu coğrafyada barınabilmesi için güçlü liderlere ve hızlı karar alma süreçlerine ihtiyacı var. Kontrol-denge sistemi iyi denetlenmiş bir başkanlık sisteminin Türkiye’nin işleyişini hızlandıracağını öteden beri ifade ettim ve bu düşüncelerimi medya aracılığıyla kamuoyu ile de paylaştım. Hep, hızlı karar alınmasının önemini vurguladım. Çünkü çok dinamik bir çağda yaşıyoruz. Hızlı karar alınması demek, ekonominin de hızlı çalışması demektir. Bürokrasinin yavaşlığı nedeniyle bazen tedbir alana kadar olayların gerisinde kaldığımızı geçmişte yaşayarak gördük. Türkiye bir referandumla başkanlık sistemine karar verdi ve 24 Haziran’da bu sistemin ilk seçimini gerçekleştirdik. Şu anda yeni sistemin uygulanmasında geçiş sürecini yaşıyoruz. Geçiş sürecinde bazı sıkıntıların yaşanması, adaptasyon sorunları çok normal. Ben, bunları

çok kısa sürede aşacağımıza ve bu sistemin iyi işleyeceğine inanıyorum. Hızla karar almaya dair işaretleri de bazı uygulamalarda net bir şekilde görüyoruz. Umuyorum Türkiye, bu sistemle dünyada hak ettiği yeri en kısa sürede alacaktır.

Başkanlık sistemi, yalnız yasama, yürütme ve kurumlarının değişmesi değil, aynı zamanda ekonomi kurumlarının ve anlayışının da buna bağlı olarak değişmesidir. Bu minvalde, ekonomide karar alma süreci ve piyasa mekanizmasının daha etkin ve işlerlik kazandığını söyleyebiliriz.

Türkiye'nin kendi iç dinamiklerine uygun bir başkanlık sisteminin uygulamaya girmesiyle özellikle gelecek yıllarda sürdürebilir bir büyüme hızına ulaşma ve ekonomimizin dünya ekonomileri ile rekabet edebilecek düzeye gelmesi

Nurettin ÖzdebirAnkara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye HakettiğiYeri Alacaktır

DOSYA

Ekonomide piyasa kuralları çerçevesinde, demokratik sürecin, hukukun üstünlüğünün, kurumlar arası ahengin sağlandığı ortamda başkanlık sistemi, ekonomiye daha etkin katkı sağlayacaktır.

53İnşaat Sanayii

ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesinin yolu açılabilecektir. Özellikle ekonomide hızlı ve etkin karar alma sürecinin hızlanması, yapısal dönüşüm için ortaya konulan vizyonu harekete geçirecek itici güç olacaktır.

Başkanlık sistemiyle yürütme, yargı ve yasamanın çok kesin çizgilerle birbirinden ayrılmış olması, istikrarlı bir hükümet imkânı vermesi ve özellikle de bakanların alanlarında uzman teknik kişilerden seçilmesi ile yönetsel sorumluluğun daha etkinleşmesiyle istikrarın artmasına neden olacağı aşikardır.

Şunu da belirtmek isterim ki ekonomimizde her geçen gün artan ithalat bağımlılığı göz önüne alındığında, üretime dayalı bir büyüme modeli benimsenmesi gerekir. Aksi durumda, tüketime dayalı bir büyüme performansı, yüksek enflasyon, yüksek faiz ve yüksek cari açık pozisyonunda hangi sistemde olursanız olun ekonomik istikrarı sağlayamazsınız.

Ekonomide piyasa kuralları çerçevesinde, demokratik sürecin, hukukun üstünlüğünün, kurumlar arası ahengin sağlandığı ortamda başkanlık sistemi, ekonomiye daha etkin katkı sağlayacaktır. Bu süreçte, özellikle eğitim sisteminde, yeniden bir yapılanma ve hukukun üstünlüğü esas alınarak gelecek yıllarda başkanlık sistemi ile ekonomide üretime dayalı yüksek büyüme performansı, refah artışını beraberinde getirecektir.

Ekonomide ortaya çıkan sıkıntıların aşılmasında hızlı karar mekanizmasıyla uygulamaya konulan ‘Enflasyonla Mücadele Programı’ ve ‘Yeni Ekonomi Programı’ gibi kararlar sistemde etkin ve hızlı karar alma mekanizmasını kolaylaştırmaktadır.

Özellikle Yeni Ekonomi Programı’nın 2019 yılında yapılacak olan seçimlerden bağımsız yani popülist politikalar içermemesi, piyasalarca olumlu bir algı yaratırken diğer taraftan, sistemin popülizmden uzak çözüm odaklı bir sistem olduğunu da göstermektedir.

Sistemde diğer bir avantaj da kamu ekonomisi açısından idareler arası uyum ve kurumlar arası iletişime en üst düzeyde imkân vermesi, ülkemizin önemli sorunlarından birisi olan israfın önlenmesine katkı sağlayacaktır.

Başkanlık sistemi ile ekonomide ortaya çıkacak değişim süreci, daha çok sanayi-üniversite-teknoloji politikaları ile eğitim sisteminin etkinliğinin artırılması üzerine inşa edilir ise sistemin başarısı artacaktır. Başkanlık sistemi, teknolojik ve inovatif gelişme, finans-reel sektör bağlantılarının güçlendirilmesine önemli katkılar yapacaktır.

Başkanlık sistemi, ekonomik aktörler arasında koordinasyonun sağlanması ve karar alma sürecinde hızlı karar alma ortamı sağlamasıyla ekonomide ortaya çıkabilecek olumsuzlukların giderilmesinde önemli katkılar sağlayacaktır. Şunu da belirtmek isterim ki makroekonomik istikrardan ödün vermeyecek politikaları oluşturmak sistemin esasını oluşturmalıdır.

840 mw İç Anadolu Kombine Çevrim Doğalgaz Güç Santrali, Kırıkkale, Gama Holding

54 İnşaat Sanayii

İş dünyası, iki unsura büyük önem verir. Daha doğrusu iş adamının, sanayicinin, tüccarın ve esnafın üretebilmesi, ticaret edebilmesi belirsizliklerin olmadığı bir ortamda mümkündür. İş dünyası, her zaman istikrarın yanındadır. Bir başka ifadeyle siyasal istikrarın olmadığı yerde ekonomik istikrarın ve güvenin olması mümkün değildir. Güven, ancak geleceğin rahat bir şekilde görüldüğü, sisli puslu olmayan ortamlarda tesis edilir. Bana göre Türkiye, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleriyle birlikte siyasal rejimini, koalisyonlardan kurtarıp istikrara kavuşturmuştur.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ülkemizin ekonomik ve sosyal alanda istikrara ve kalkınmaya en büyük etkisi, bürokratik hantallığa son vermesidir. Bürokrasi, yerini hıza bırakacaktır. Bunun en önemli sınavını, ekonomimizle ilgili yaşanan son sıkıntılı süreçte yaşadık. Hükümet, oldukça hızlı bir şekilde vaziyet aldı.

Cumhurbaşkanlığı sistemiyle daha hızlı ve güçlü bir yönetim dönemine girildiğine inanıyoruz. Bir hususun daha altını çizeyim: Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ofis uygulaması başlatıldı. Bu yöntem, özellikle gelişmiş ülkelerin tamamında var. Yatırım Ofisi, Finans Ofisi, Dijital Dönüşüm Ofisi gibi ofislerin ekonomi dünyasıyla sürekli temas halinde olan yapılar olmasının, yatırımcıya bir dinamizm getirmesini umuyoruz.

Özetle ifade etmek gerekirse, yeni sistemin hem sonuç odaklı çalışmayı yerleştirmesini hem de kurumlar ve birimler arasında güçlü bir koordinasyonu sağlamasını ümit ediyoruz.

Türkiye’nin her yönüyle kalkınmış ve gelişmiş bir ülke olması için ihtiyaç duyduğu yapısal reformlar

Türkiye’nin her yönüyle “kalkınmış ve gelişmiş bir ülke olması” önemlidir.

Türkiye, özellikle Cumhuriyet döneminde, kalkınma ve gelişmeyi en önemli hedefi haline getirdi. Ancak, her seferinde bunu sağlayacak reformlardan çeşitli nedenlerle uzak durdu. İş dünyasına göre, yapısal reformlarla taçlanmadığı sürece, iyi niyetli her uygulama ve gayret, eksik kalmaya mahkûm olacaktır. Biz yapısal reform derken, neyi kastediyoruz? Sistemi daha verimli çalıştırmak, krizlere karşı daha dayanıklı kılmak için gerçekleştirilecek yeni yapılandırmaları kastediyoruz. Bu noktada, uzun süre siyasal alanda yapısal reform sıkıntımız vardı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile çok önemli siyasi bir yapısal reform gerçekleştirilmiş oldu. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı sistemini de diğer tüm yapısal reformlar için çok önemli bir eşik olarak görüyorum.

İş dünyası olarak, yapısal reformların süreğen bir durum olduğunu düşünüyoruz. Ekonomik büyümemize

Şekib Avdagiçİstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Cumhurbaşkanlığı Sistemiyle Daha Güçlü Olacağız

DOSYA

55İnşaat Sanayii

hızlı olduğu kadar verimli ve sürdürülebilir kalitede bir motor lazım. Biz işte bu motoru, reformlarla ortaya çıkartabiliriz. Yani siz tarlayı sürmezseniz, toprağı tohum ekilecek hale getirmezseniz, sonrasında da ektiğiniz tohumları sulamazsanız, verimli bir hasat yapamazsınız. Türkiye’nin buna, yani köklü reformlara ihtiyacı var. Ülkemizin daha çok üretim, daha çok ihracat ve daha çok tasarruf yapmasının yolu ancak budur. İhracatın altını özellikle çiziyorum. Çünkü biz inanıyoruz ki Türkiye ekonomisini, her türlü küresel dalgalanmadan koruyacak doğal ‘hedge’ mekanizması, ihracattır. Bir anlamda ihracat, büyümemizin güçlü sigortasıdır.

Sonuç olarak katma değerli ‘kaliteli’ büyümeyi, sürdürülebilir büyümeyi ancak reformlarla sağlayabiliriz. KOBİ’lerin krediye, finansmana daha kolay erişmesinden vergi sisteminin daha adil hale getirilmesine kadar çok geniş bir alanda yapısal reforma ihtiyaç duyduğumuz aşikârdır.

Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde açıklanan eylem planlarının ve kalkınma planlarının Türkiye’mizin ekonomik, siyasi ve sosyal işleyişine etkileri

Yeni eylem ve kalkınma planlarıyla piyasada karşılığı olan, iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayan önlemler alınmıştır. Özellikle 100 Günlük Eylem Planı ve ardından Yeni Ekonomi Programı (YEP) ve likiditeye yönelik alınan tedbirler, iş dünyasına şüphesiz yeni bir ufuk çizdi.

İş adamından siyasetçisine kadar Türkiye'de herkes ihracat katkılı, cari açık oluşturmayan, sürdürülebilir bir büyüme modeline ihtiyaç duyduğumuz noktasında fikir birliği içinde bulunuyor. İşte hem eylem planı hem de YEP ile bunu sağlayacak reform paketlerinin hayata geçirildiğini görmek memnuniyet verici. Bu yüzden biz dengelenme, disiplin ve değişim kurgusu üzerine oturtulan Yeni Ekonomi Programı’nı ekonominin yeni anayasası olarak görüyoruz.

İş dünyası bu tür vizyon açan tedbirlerle umutlandırılırken; üzerinden belirsizliğe itelemeye çalıştıkları faiz-kur-enflasyon sarmalından ülkemiz kurtulursa, çok farklı bir sıçrama gerçekleştirme imkanına kavuşuruz. Bunda, herkesin YEP’te belirtilen hususları sadakatle yerine getirmesinin etkisi büyük olacaktır.

Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde açıklanan yeni eylem ve kalkınma planları, ekonomik ve sosyal hayatımızı diri, dinamik ve üretken tutmayı başaracaktır. Bunun etkilerini görüyoruz. Özellikle iş dünyasının duygusal ve psikolojik üstünlüğünü devam ettiriyor olması, bizim en büyük gücümüz ve hareket kaynağımızdır. Bu süreçten, riski yönetebilen iş dünyamız ve ekonomi yönetimimiz başarıyla çıkacaktır. Reel sektör olarak, karşı tedbir alacak imkanlarımız var. Bu dönem sermaye yeterliliğimizi iyi yöneteceğiz, likiditemizi iyi düzenleyeceğiz. Panik havası estirmek isteyenlere de prim vermeyeceğiz.

Atatürk Barajı, Palet İnşaat A.Ş.

56 İnşaat Sanayii

Arabuluculuk Ülkemizde Başarıyla Uygulanmakta

Dava şartı olarak arabuluculuğun fiilen uygulanmaya başladığı 02.01.2018 tarihinden 17.10.2018 tarihine kadar, arabulucu görevlendirmesi yapılan dosya sayısı 269.425 olup bu dosyaların 163.715’i anlaşmayla sonuçlanmıştır.

Hakan ÖztatarAdalet Bakanlığı

Hukuk ve Mevzuat Genel MüdürlüğüArabuluculuk Daire Başkanı

ARABULUCULUK

Arabuluculuk, ülkemizde uygulanmaya başlandığı Kasım 2013 tarihinden bugüne büyük bir ivme ile gelişimini sürdürmektedir. İhtiyari arabuluculukta yüksek başarı oranları elde edilmiştir. Toplumsal yapımıza ve kültürümüze uygun olan arabuluculuk sisteminin faydaları, vatandaşlarımız tarafından görülmüş ve sistem kısa sürede benimsenmiştir.

Bilindiği gibi bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi ve işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade taleplerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı haline getirilmesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile söz konusu olmuştur.

Dava şartı olarak arabuluculuğun fiilen uygulanmaya başladığı 02.01.2018 tarihinden 17.10.2018 tarihine kadar arabulucu görevlendirmesi yapılan dosya sayısının 269.425, arabuluculuk

görüşmeleri sonunda anlaşma sayısının 163.715, arabuluculuk görüşmeleri sonunda anlaşmama sayısının 80.535 olduğu tespit edilmiştir. Dava şartı arabuluculuk uygulamalarında başarı oranının %67 olduğunu görmekteyiz.

Bu rakamların yanında, dava şartı arabuluculuk dışında, 62.784 sayıda ihtiyari arabuluculuk uygulaması gerçekleştirilmiş, bunlardan 56.509’u (%90’ı) anlaşma ile sonuçlanmıştır. Bu yıl, ihtiyari arabuluculuk uygulamaları ile birlikte yaklaşık 350-400 bin dosyanın arabuluculuğa gelmesini bekliyoruz. Bu ciddi bir rakam fakat iş hukukunda uzman arabulucularımız ve genel anlamda arabuluculuk yapan arabulucularımız sayesinde, bu iş yükünü kaldıracak sayıda arabulucumuz sistemde ve faal olarak görev yapmaktadır.

Geçen yıl 1 Ekim tarihi itibariyle iş mahkemelerine açılan dava sayısı 180

57İnşaat Sanayii

bin olmasına rağmen bu yıl, 1 Ekim itibariyle 59.701’e düşmüştür. Yani bir önceki yıla göre %67 oranında bir düşüş yaşanmıştır. Bu veriler, arabuluculuğun mahkemelerin iş yükünü de önemli ölçüde azalttığını göstermektedir.

Esasında dava şartı arabuluculuk uygulaması, ülkemize has bir sistemdir. Benzerleri, çeşitli ülkelerde uygulanmakla birlikte bizdeki kadar başarılı uygulama örneklerini görememekteyiz. Uyuşmazlık yaşayan tarafların bir araya gelerek sorunlarını konuştuklarında uzlaşıya varabildiklerini gördük. Bu sebeple biz, taraflara ilk oturuma katılma noktasında zorunluluk getirdik. Bu yaptırım sayesinde ilk oturuma katılma oranı %95 seviyelerindedir ve bu durum, tarafların anlaşma oranlarına da yansımaktadır.

Özellikle dava şartı arabuluculuk uygulaması ile artık çok yaygın olarak uygulanmaya başlanan arabuluculuk sistemi, sağladığı avantajlar sayesinde yargılamaya oranla daha fazla kabul görmüştür. En önemli avantajı, işçinin alın teri kurumadan alacağına kavuşabilmesi ve işverenin ise hem daha az masrafla hem kısa sürede hem de barışçıl bir şekilde uyuşmazlığı çözebilmesidir. Bu sayede iş barışı sağlanmakta ve her iki taraf da süreçten mutlu bir şekilde ayrılmaktadır.

Vatandaşlarımız artık sistemin ne şekilde işlediğini gördüler, kısaca bahsetmek gerekirse işçi-işveren uyuşmazlığı yaşayan taraflar kendilerine

en yakın adliyedeki arabuluculuk bürosuna giderek başvuru yapmakta, büro personeli sistemdeki iş hukukunda uzman bir arabulucuyu atayarak süreci başlatmaktadır. Dosyayı UYAP sistemi üzerinden alan arabulucu, taraflarla ve varsa vekilleri ile iletişime geçiyor, taraflara uygun bir randevu günü belirliyor ve müzakereleri gerçekleştiriyor. 3+1 haftalık süre içerisinde arabulucu görüşmeleri gerçekleştirerek dosyayı kapatıyor. Bu kapsamda, taraflardan herhangi bir başvuru ücreti talep edilmemektedir. Süreç sonunda, taraflar anlaştıkları takdirde, arabulucunun ücreti dışında herhangi bir ücretle karşı karşıya kalmıyorlar. Tarafların anlaşamaması halinde ise ilk 2 saatlik ücret Bakanlığımız bütçesinden karşılanmaktadır.

Dava şartı arabuluculuk uygulamalarında karşılaştığımız örneklerde işçiler, genellikle süreçte dava prosedürleri ile uğraşmadan kısa sürede alacaklarına kavuştukları için süreçten çok memnun kaldıklarını ifade etmektedirler. Süreç tamamlandıktan sonra memnuniyetlerini dile getirmek için başvuru yaptıkları arabuluculuk bürolarına giderek oradaki çalışanlara teşekkür etmektedirler. Henüz dava şartı arabuluculuk uygulamasının üzerinden 9 ay geçmiş olmasına rağmen, bu olumlu geribildirimleri aldığımızda bizler de sistemin geleceği adına daha fazla umutlanıyor ve heyecanlanıyoruz.

Bununla birlikte, dava şartı arabuluculuk dolayısıyla zaman zaman uyuşmazlık

tarafları, vekilleri, arabulucular ve mahkemelerce Daire Başkanlığımıza bazı sorunlar yansıyabilmektedir. Uygulamada çıkan bu sorunlar, Daire Başkanlığımızca birebir takip edilmekte, notlar alınmakta ve konunun paydaşları ile görüşülerek en kısa sürede çözümlenmesi için çaba sarf edilmektedir.

Özellikle ticari davalarda, yargılama sürelerinin uzunluğu hepimizin malumudur. Benzer durumları fikri ve sınaî haklar ile tüketici uyuşmazlıklarında da görmekteyiz. Hal böyle olunca dava şartı arabuluculuk uygulamalarında alınan olumlu sonuçların ardından, diğer dava türlerinde de dava şartı uygulamasının getirilmesi için talepler gelmektedir. Bu anlamda, fikri ve sınaî haklar, ticari davalar ve tüketici davalarında da benzer bir uygulamanın getirilmesi gündemimizdedir. Bu yönde çalışmaları sürdürmekteyiz. Ayrıca aile arabuluculuğuna ilişkin bir rehber çalışmamız var, bunu da yakın zaman içerisinde tamamlayarak kullanıcıların hizmetine sunacağız.

Geldiğimiz noktada, arabuluculuğun ülkemizdeki gelişimi adına çok önemli adımlar atıldı ve atılmaya devam ediyor. Biz, Arabuluculuk Daire Başkanlığı olarak arabuluculuğun gelişimi ve hak ettiği noktaya gelebilmesi adına, elimizden gelen çabayı göstermeye devam ediyoruz. Umut ediyorum ki yakalanan bu ivme, aynı doğrultuda devam eder ve ülkemizdeki barış ve uzlaşı kültürüne bu yolla gereken katkıyı sunarız.

58 İnşaat Sanayii

Yargıtay Kararları Işığında İnşaat Sektöründe İş HukukuUygulamaları Semineri

TOPLANTI

Yargıtay Kararları Işığında İş Hukuku Uygulamaları Semineri’nin açış konuşmalarını Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Mehmet Çamur ve İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu yaptı.

Başkan Koloğlu konuşmasında, 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren zorunlu olan arabuluculuk sistemine ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Projenin sonlanmasıyla o şantiyeye özgü iş yerlerinin kapandığını ve bu nedenle sirkülasyonu yüksek olan inşaat sektöründe arabuluculuk müessesesine özel önem verildiğini belirten Koloğlu, “Arabuluculuk,

geleneklerimize uygun olarak işçilerimizle helalleşmemize de imkân vermektedir.” dedi.

Arabuluculuk sisteminin yaygınlaşmasına yönelik çalışmaların çok önem kazandığına değinen Koloğlu, İNTES tarafından kurulan Türkiye Arabuluculuk Merkezi’nde (TAM), çalışma hayatının taraflarına bu alanda hizmet sunulduğunu belirtti. Koloğlu, TAM’ın faaliyetlerine ilişkin bilgi vererek Eylül 2018 itibariyle yaklaşık 10 bin işçiyle tüm hakları ve ilave talepleri karşılanarak anlaşma sağlandığını ve yaklaşık 200 milyon TL ödeme yapıldığını açıkladı.

Yargılama sürecinde emsal ücret araştırmaları konusunun önemine vurgu yapan Koloğlu, mahkemeler kanalıyla İNTES’e emsal ücret sorulduğunda, Yüksek Fen Kurulu İşçilik Rayiçleri ve toplu iş sözleşmelerinde belirlenen ücretlerin kriter alınırken buna karşılık bazı örneklerde kanuna göre toplu sözleşme imzalama yetkisi olmayan işçi sendikalarına da emsal ücret sorulduğunu belirtti. Koloğlu, “Bu sendikalar tarafından astronomik rakamlar bildirilebilmektedir. Kaldı ki sendika üyesi ve toplu sözleşmeden yararlanan bir işçinin aldığı ücretin,

Yargıtay Kararları Işığında İnşaat Sektöründe İş Hukuku Uygulamaları Semineri, 29 Eylül 2018 tarihinde gerçekleşti. Yargıtay temsilcileri ve akademisyenlerin konuşmacı olduğu etkinliğe İNTES üye firmalarının hukuk, insan kaynakları maliye ve finans

bölümü uzmanları, yargıtay mensupları ve avukatlar katıldı.

59İnşaat Sanayii

sendika üyesi olmayan işçinin ücreti açısından doğru emsal olamayacağı da bilinmektedir. Zira ülkemizde yaklaşık 15 milyon işçimizin sigortalı olarak çalışmasına rağmen yaklaşık ancak 1 milyonu toplu sözleşme kapsamındadır. Bu konuda kıymetli yargı mensuplarımızın ve akademisyenlerimizin görüşleri ile bize yol göstermelerini rica ediyoruz.” dedi.

Çalışma ve dinlenme süreleri ile holding ve şirket gruplarında işveren olarak organik bağ ilişkisinin kurulması konusunun sektörün sorun yaşadığı alanlardan biri olduğunu belirten Koloğlu, sektörün yapısal özelliklerinin bu alandaki bazı uygulamaları da zorunlu kılmakta olduğunun altını çizerek, “Yargımızın aldığı ve alacağı kararlar, sektörümüzün özellikle yurt dışında

yürüttüğü çalışmaları etkilemektedir. Biz, inşaat sektörü olarak yurt dışı projelerimizde sadece işçilerimizin istihdam zorunluluklarını yerine getirmiyoruz. Üstlendiğimiz projelerin gerekenlerini de yapıyoruz. Gittiğimiz ülkelerin şartları ve kendine özgü hukuku da bulunmaktadır. Bunların getirdiği zorunluluklar da olmaktadır. Hepsine uyum sağlayıp çalışma mecburiyetindeyiz.” dedi.

Koloğlu, sözlerinin devamında yurt dışında çalışan işçilere yurt içinde çalışıyor gibi iş hukuku kurallarının uygulanmasının istihdam kararlarını olumsuz etkilediğine, yurt dışında üstlenilen büyük projelere rağmen daha az Türk işçisi ve mühendisi çalıştırıldığına vurgu yaptı ve “Ülkemizin geçirmekte olduğu bu zor günlerde bizler de daha çok Türk işçisi ve mühendisi çalıştırmak istiyoruz.”

Koloğlu, yurt dışında çalışan işçilere yurt içinde çalışıyor gibi iş hukuku kurallarının uygulanması istihdam kararlarını olumsuz etkilemektedir. Yurt dışında üstlenilen büyük projelere rağmen daha az Türk işçisi ve mühendisi çalıştırılmaktadır.

60 İnşaat Sanayii

dedi. Koloğlu, bu nedenle yurt dışında yapılan çalışmalar açısından iş hukuku mevzuatımızın yeniden ele alınması gerektiği görüşünde olduğunu belirtti.

Başkan Koloğlu’nun ardından Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Mehmet Çamur, açış konuşması yapmak üzere kürsüye davet edildi.

İnşaat sektöründe iş hukuku uygulamalarını ele alan etkinliği düzenleyen İNTES’e teşekkür eden Çamur, inşaat sektörünün ülkemize döviz kazandırıcı sektörlerin başında geldiğini belirterek sözlerine başladı.

İşçi-işveren ilişkilerinin ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün sorunlarının başında geldiğine dikkat çeken Çamur, “İşçi-işveren ilişkileri yasalar, yönetmelikler ve diğer idari işlemlerle düzenlenmekle birlikte, uygulamayı belirleyen sonuç, yargı kararları olmaktadır. Yargı kararları; ulusal ve uluslararası yasal düzenlemeler, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde oluşmakta, doktrinin katkıları ile şekillenmektedir. Biz yargıçlar olarak yasal düzenlemelere göre hareket etmek zorundayız.” dedi.

İnşaat sektörünün ekonomik sıkıntılarını gidermenin yasama ve yürütme organlarının görevi içerisinde olduğuna vurgu yapan Çamur, “Yasama ve yürütme, özellikle uluslararası alanda faaliyet gösteren inşaat şirketlerimizin uluslararası alanda rekabet şansını artırmak için gerekli düzenlemeyi yapmak zorundadır.” dedi.

İki oturumda gerçekleşen seminerin birinci oturumunun başkanlığını, Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2. Daire Üyesi Prof.Dr. Ali Cengiz Köseoğlu yaptı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Üyesi Bektaş Kar ve Ankara Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Akın, oturumun konuşmacıları oldular.

Oturumda giriş konuşmasını yapan Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu, iş

hukukunun en temel ilkesinin işçiyi koruma ilkesi olduğunu belirterek özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işin korunmasının da en az işçinin korunması kadar önemli olduğuna, işin devamlılığının sağlanması, işin korunması perspektifinin de mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğine vurgu yaptı.

İş hukuku ve yargının bakış açısı anlamında önemli adımlar atıldığından söz eden Köseoğlu, hâkim ve savcıların eğitiminde ve staj dönemlerinde iş hukuku eğitiminin de alınacağını ve hâkimlik ve savcılık sınavlarında iş hukuku sorularının da kapsama alındığını söyledi.

Fasılalı çalışmalarda iş sözleşmesinin tasfiyesi

Birinci oturumda söz alan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Üyesi Bektaş Kar, Fasılalı Çalışmalarda İş Sözleşmesinin Tasfiyesi konulu tebliğini sundu.

Fasılalı çalışma konusunun, iş sözleşmelerine dayanan aynı işverenle aralıklı olarak yapılan çalışma olduğunu belirten Kar, geniş anlamda ise fasılalı çalışmayı; iş ilişkisinin hiç mevcut olmadığı, dolayısıyla çalışılmayan boş zamanlarda birbirinden ayrılmış ve her biri yeni bir iş sözleşmesiyle kurulmuş farklı çalışma sürelerinden oluşan bir çalışma olarak tanımladı.

Kar, konuya ilişkin şu açıklamaları yaptı: “İş sözleşmesinin askıda olduğu mevsimlik, kampanya veya kısmi süreli çalışmalar, fasılalı çalışmalar olarak adlandırılamaz. Çünkü askıda olduğu zaman iş sözleşmesinin sadece asli edimleri iş görme ve ücret edimleri yerine gelmez ama diğer edimler devam eder. Dolayısıyla orada fasılalı çalışmadan söz edilemez. Kural olarak her fasılalı dönemin kendi içinde bağımsız olduğu, bir dönemin diğerini etkilemediği kabul edilebilir. Ancak iş mevzuatımızda fasılalı çalışmaların birleştirileceğine dair önemli hükümler bulunmaktadır.”

İşçi-işveren ilişkilerinin ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün sorunlarının başında geldiğine dikkat çeken Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Mehmet Çamur, “İşçi-işveren ilişkileri yasalar, yönetmelikler ve diğer idari işlemlerle düzenlenmekle birlikte, uygulamayı belirleyen sonuç, yargı kararları olmaktadır.

61İnşaat Sanayii

İş Kanunu’ndaki; “İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik iş yerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır.” maddesine dikkat çeken Kar, aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmez kuralının Kanun’da yer aldığını açıkladı.

Kıdem tazminatına ilişkin düzenlemede, aynı işveren yanındaki çalışmaların birleştirilebilmesi için bu çalışmaların tek bir iş sözleşmesi kapsamında geçmesinin şart olmadığının açıkça belirtilmiş olduğunu ifade eden Kar, diğerlerinde ise bu yönde açık bir düzenlemeye yer verilmediğini söyledi.

“Mevzuat gereği birleştirilen kıdemdir. Tasfiye edilecek durum ise kıdem

değil, tazminat ve alacaklardır.” ifadesini kullanan Kar, birleştirme için temel koşulları şu şekilde açıkladı: “Fasılalı çalışma, aynı işveren nezdinde geçmelidir. Kural olarak aynı holdinge veya gruba bağlı farklı tüzel kişiliklerde geçen hizmetler birleştirilemez. Bunun tek istisnası birlikte istihdamdır, organik bağ halinde aynı işveren sayılır. Ama hizmet akdi devri, iş yeri devri söz konusu ise bu durum farklı bir olgudur, bunlar değerlendirilecektir. İkinci koşul ise fasılalı çalışma, aynı işverenin bir veya değişik iş yerlerinde yapılmalıdır.”

İşçilik tazminat ve alacaklarına etkisi konusunu da anlatan Kar, öncelikle kıdem tazminatı etkisine bakmak gerektiğini aktararak Kanun’da aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmeyeceği kuralına yer verildiğini böylece, temel ilk koşul, işçinin kıdem

tazminatına hak kazanabilmesi için en az bir yıl çalışmasının aynı işverene ait iş yerinde geçmiş olması gerektiğini, dolayısıyla bir yıllık sürenin hesabında işçinin daha önceki fasılalı çalışmalarının da dikkate alındığını aktardı. Konuya ilişkin ikinci koşulun ise fasılalı çalışmaların birleştirilmesi için her bir çalışma döneminin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi olduğunu açıkladı.

İş Kanunu’nun 17. maddesine göre, işçinin istifası ile veya işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi suretiyle sona eren önceki çalışma süreleri ile belirli sürenin dolması ile sona eren çalışma sürelerinin kural olarak kıdemin hesaplanmasında göz önüne alınmayacağı açıklamasında bulunan Kar, “Burada dönemlerin sonunda kıdem tazminatına hak

62 İnşaat Sanayii

kazanılacak şekilde sona ermiş ve hiçbir şekilde tazminat ödenmemiş ise dönemler birleştirilecek, son dönemde iş sözleşmesinin sona erdiği tarihteki ücret üzerinden ve tüm süreler birleştirilerek kıdem tazminatı hesaplanacaktır.” dedi.

Dönem sonunda tazminat ödemesi var ise hesaplama yöntemi konusunda doktrinde farklı görüşler ileri sürüldüğünü açıklayan Kar, bu görüşlerin uygulamada çelişkili kararlara yol açabildiğini anlattı.

Kar, ihbar tazminatı konusunda da açıklamalarda bulundu. Aslında ihbar tazminatının fazlalık çalışmaların birleştirileceğine dair bir hüküm olmadığını ancak bunu kıdem tazminatıyla ilgili düzenlemede esas alınarak yorumlamak gerektiğini ifade eden Kar, “Fasılalı çalışmada, her çalışma döneminde kıdem tazminatını gerektirecek yerde sona ermiş ve son çalışmada işveren feshi var ise işçi, tek kıdem tazminatı yanında birleştirilen sürenin önemine göre ihbar tazminatına hak kazanacaktır. Ancak son çalışmada işçinin haklı nedenle feshi söz konusudur. Haklı nedenle fesheden taraf, ihbar tazminatı talep edemez. Dolayısıyla tüm süreyi kıdem tazminatı yönünden birleştirdiğimize göre, önceki dönemler işveren feshi olsa bile işçi, ihbar tazminatına hak kazanamaz. Çünkü son dönemde birleştirdik, son dönemde işçi haklı nedenle feshetti. Bunu da bu şekilde belirtmekte fayda var.” sözleriyle konuyu anlattı.

Yıllık ücretli izin alacağı yönünden de konuyu değerlendiren Kar, “Yıllık izin ücreti, feshe bağlı olmakla birlikte, feshin haklı veya haksızlığına bağlı değildir. İş sözleşmesi, işçi ya da iş veren tarafından ne sebeple feshedilmiş olursa olsun toplam hizmet süresi esas alınmalıdır. Aralıklı olarak kaç dönem çalışılmış olursa olsun, iş sözleşmelerinin sona erme nedeninin de bir önemi olmaksızın,

yıllık izne esas süre, toplam hizmet süresine göre tespit edilecektir.” ifadelerini kullandı.

Fasılalı çalışmaların birleştirilmesinde zaman aşımı konusuna ilişkin Kar, “7036 sayılı Kanun’dan önce Yargıtay uygulaması, birleştirilecek dönemler arasında 10 yıldan az zaman var ise dönmeler birleştirilmektedir. On yıldan fazla süre var ise kıdem tazminatı zaman aşımı süresi nedeni ile birleştirilmemektedir.” ifadelerini kullandı.

Yargılama sürecinde emsal ücret sorunu ve çözüm önerileri

Prof. Dr. Levent Akın ise Yargılama Sürecinde Emsal Ücret Sorunu ve Çözüm Önerileri konusunda sunum yaptı.

Konuşmasına ücrete ilişkin temel tanımlamaları yaparak başlayan Akın, emsal ücret kavramının hem bireysel iş uyuşmazlıklarında hem de sosyal güvenlik uyuşmazlıklarında uzun süredir kullanılmakta olduğunu bu nedenle çok önemli bir kavram hâline geldiğini söyledi.

Akın, ücretlerin miktarının önemli hukuki sorunlar yaratmakta olduğunu aktararak ücretin çok sayıda maddi menfaatin tespitinde kriter olarak düzenlendiğini, uygulamada ücret ile ilgili olarak yargı önüne taşınan en temel sorunun ücretin miktarına ilişkin olduğuna vurgu yaparak, “Zira ülkemizde faaliyet gösteren bazı işletmeler, işçinin ücretini farklı miktarlarda göstermektedirler. Bu da daha ziyade işçiye, genelde asgari ücret olmak üzere, görünürde bir temel ücret ödemek ve onun üzerindeki miktarı hiçbir kayda bağlamadan elden ya da farklı başka yöntemlerle ödemek şeklinde gerçekleşmektedir. Bu yöntemle işverenin vergi ve prim gibi çeşitli yasal yükümlülüklerinin temelini oluşturan ücrete dayalı matrah, küçültülmeye çalışılmaktadır.” dedi.

İşçinin eline geçen ücretle gerçek ücretinin farklı uygulandığına dair örnek sayısının her geçen gün artmakta olduğunu belirten Prof. Dr. Akın, işçiye bu tür farklı ücret uygulamalarına gidilmesi, işçilik alacakları ve sosyal güvenlik haklarının tespitinde işçi aleyhine hak kaybına yol açtığından, konunun çok sık yargı önüne taşındığını belirterek, “Bu tür davaların sayısındaki artış, önemli hak kayıpları doğmuş olması sebebiyle yargıyı bu noktada adım atmaya itmiş ve “emsal ücret” kavramı doğmuştur.” dedi.

Bireysel iş uyuşmazlıklarında, işçilerin genelde, gerçekte aldıkları ücretin daha yüksek olduğunu iddia ederek, haklarının gerçek ücrete göre hesaplanmasını talep ettiklerini, işverenlerin de genelde, sözleşmeyle kararlaştırılan ücretin gerçeği yansıttığını, ücret politikasını buna göre belirlediğini, taleplerin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Prof. Dr. Akın, yüksek mahkemenin bu tür başvurularda, davacı işçinin, gösterilen ücretin üzerinde ücret almasını haklı gösteren unsurların varlığı halinde, alması gereken ücreti, “emsal ücret” araştırmasıyla belirlemeye çalışıldığını açıklayarak konuya ilişkin uygulamada yargı kararlarından örnekler verdi.

Akın, emsal ücretin belirlenmesinde işçinin meslekte geçirdiği süreye, işçinin çalıştığı tarihlere, meslek unvanına bakıldığını aktardı ancak işçinin meslekte geçirdiği sürenin her olayda tutan bir kriter de olamayacağının altını çizdi.

Prof. Akın, konuya ilişkin görüşlerini şu şekilde sıraladı: “Farklı ücret uygulamalarına son verilmeli ve beyan edilen ücretin gerçek ücret olduğuna olan inancı artıracak bir güven ortamı oluşturulmalıdır. Emsal alınacak ücretin öncelikle hangisi olacağı konusunda yargısal tercih ortaya konulmalı ve bölgesel yargı makamlarının kararlarında istikrar

63İnşaat Sanayii

oluşmasına katkı sağlanmalıdır. Yargı makamlarınca çok sık başvurulduğu için emsal ücret tespitinde, TÜİK tarafından ayrıntılı bir çalışma yapılmalı ve yargı makamlarına hizmet sunulmalıdır. Sendikalar, üyelerinin ücret bilgileri konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlayacak bir altyapıya ve hukuki güvenliğe kavuşturulmalı, konunun kişisel verilerin korunması mevzuatı ile ilişkisi düzenlenmelidir. Emsal ücret tespitinde, sendikalı-sendikasız ayrımı dikkate alınmalıdır. İşçinin gerçek ücretini ispatlamada karşılaştığı yazılı delil ile tanık ispat araçları arasındaki korelasyon, yasal düzenleme ile çözülmeli, HMK ve Borçlar Kanunu’ndakinden farklı, iş hukukuna özgü, taraf menfaatlerini koruyan hükümler getirilmelidir. Tüm bu seçeneklerin değerlendirilmesi ve ortak menfaatin çalışma barışına uygun çözüme ulaşabilmesi için sosyal

tarafları bir araya getirecek bir çalışma grubu oluşturulmalı ve konu mutlaka yasal zemine oturtulmalıdır.”

İnşaat sektöründe iş yeri uygulamaları

Seminerde, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Uzmanı Atakan Kayataş tarafından, “Yargıtay Kararları Işığında İnşaat Sektöründe İş Yeri Uygulamaları” başlıklı sunum gerçekleştirildi.

Kayataş, iş yerinin tanımı, iş yerinin kuruluşundan kapanışına kadar geçen süreçte insan kaynakları departmanlarınca yapılan işlemler, bu işlemlerden sonra oluşturulan personel özlük dosyalarının yargıda nasıl ele alındığı, bu belgelerin nasıl kullanıldığı, uygulamada karşılaşılan sorunların neler olduğu, Yargıtay içtihatlarıyla çelişen, örtüşen/örtüşmeyen uygulamaların hangileri

olduğu konularına ilişkin ayrıntılı sunum yaptı.

Kayataş, işverenlerin İK departmanının, yöneticilerinin nerelerin iş yeri olarak kabul edildiğini çok iyi bilmeleri gerektiğini ve yapacakları işlemlere, fesihleri veya bildirimleri iş yerinde olup olmadığını göz önünde bulundurarak yapmaları gerektiğini açıkladı.

İnsan Kaynakları Süreçleri, iş yerinin açılışından kapanışına kadar yapılan işlemlere ilişkin açıklama getiren Kayataş, sadece işe giriş esnasında değil, işçilerle ilgili yapılan yazışma, resmî evrak, izin formları, uyarılar gibi birçok belgenin aranan özellikleri taşıması, her bir personel için ayrı dosyalanması ve gerektiğinde ibraz edilmesinin gerektiğini belirtti.

Oturum Başkanlığını Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Başkanı Seracettin

64 İnşaat Sanayii

Göktaş’ın yaptığı ikinci oturumda ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Üyesi Şahin Çil ve Ankara Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gaye Baycık sunum yaptılar.

Kıdem tazminat konusuna açıklama getiren Göktaş, kıdem tazminatı belirlenirken aynı işverenin aynı veya değişik işyerlerinde geçen hizmet süresinin birleştirilmesi konusunda bugüne kadar yapılan uygulamada çok fazla farklılık olmadığını belirtti. Göktaş, 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinde aynı kıdem süresi için birden fazla kıdem tazminatı ödenmemesine ilişkin temel kural nedeniyle daha önce tazminatı ödenmiş bir çalışma dönemi varsa bu süre tasfiye edilmiş bir süre olarak değerlendirildiğini ve tazminata esas süreyle birleştirilmediğini anlattı. Bir çalışma dönemi için işverenin feshine rağmen ihbar ve kıdem tazminatı hiç ödenmemişse dönemin tasfiye edildiğinden söz edilecek midir sorusuna açıklama getiren Göktaş

“İçtihatlarımıza göre tasfiye yoksa hizmet süreleri birleştirilmelidir” ifadesini kullandı.

Göktaş sözlerine şöyle devam etti: Kıdem tazminatının ödendiği durumlarda ise gerçek anlamda bir fesih olup olmadığı önem arz eder. Gerçek anlamda bir fesih varsa ödenmiş olan ihbar ve kıdem tazminatı nedeniyle hizmet sürelerini birleştirmek mümkün değildir. İş sözleşmesi işçi veya işveren tarafından feshedilmiş olabilir. Örneğin, iş sözleşmesi işçi tarafından emeklilik nedeniyle feshedilmiş ve kıdem tazminatı ödenmişse artık bu süre birleştirilmemelidir. İşverenin kıdem tazminatı ödediği dönemler bakımından işverenin bu ödemeyi gerçek anlamda sözleşmenin sona erdirilmesi düşüncesi ile mi yoksa ileride daha fazla kıdem tazminatı ödememek amacıyla mı yaptığına bakılır. Sırf ileride daha az kıdem tazminatı ödememek amacıyla kıdem tazminatı ödenmesi durumunda gerçek anlamda bir fesih olmadığı

gerekçesiyle yapılan ödeme avans olarak değerlendirilmektedir.

Emsal ücretlere ilişkin de örneklerle açıklama getiren Göktaş, emsal ücretin altında tarafların asgari ücretin altında olmamak kaydıyla ücret kararlaştırabildiklerini belirtti ve bir iş için tarafların anlaşmasına rağmen, ücret konuşulmamışsa emsal ücretin devreye gireceğini söyledi. Ücretin hiç konuşulmadığı durumda, emsal ücretin bir delil olacağını ve otomatik olarak devreye gireceğini belirtti.

İşverenin tespitinde organik bağ ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması

Doç. Dr. Gaye Baycık, İşverenin Tespitinde Organik Bağ ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması konusunda sunum yaptı.

Birlikte istihdam konusuna değinen Doç. Dr. Baycık, birlikte istihdamla müteselsil sorumluluk ortaya çıktığını, birlikte istihdamda hiçbir zaman tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasından bahsedilemeyeceğini, tamamen hukuka uygun olduğunu belirtti.

65İnşaat Sanayii

Organik bağ ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasının holding bünyesinde de sonuçları olduğunu aktaran Baycık, “Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ayrıca holdinglerde de bu sonuçları doğuruyor.” dedi.

Baycık, iş güvencesinde işe iade konusunda önce gerçek işverenin bulunması gerektiğini ve organik bağ veya birlikte istihdam söz konusu ise böyle bir durumda, mali sorumluluğun da müteselsil olduğu sonucuna varıldığını anlattı.

Birlikte istihdamda, işçinin tek olduğunu, karşısında birden fazla işveren olduğunu fakat tek iş sözleşmesi ile tek bir iş görme edimini borçlandığını aktaran Doç. Dr. Baycık, “Yani siz birden fazla işverene kısmi süreli iş akitleriyle bağlı bir işçinin birlikte çalıştığından, birlikte istihdam edildiğinden söz edemezsiniz. Burada

tek bir iş görme edimi, tek işçi fakat birden fazla işveren söz konusudur. Birlikte istihdamın temelinde de bu kavram vardır. İş görme edimini, kısmi süreli iş akitleri çerçevesinde dağıtamadığınız sürece sonuç, birlikte istihdama gider. Aksi hâlde ne olacaktır? Birden fazla işverene karşı, birden fazla işverenle kurulmuş, birden fazla kısmi süreli iş sözleşmesinden bahsederiz ve sonuçları tamamen farklıdır. Dolayısıyla burada önemli olan, bu iş görme ediminin kısmi süreli iş sözleşmeleri çerçevesinde paylaştırılamıyor olmasıdır. Birlikte istihdamdan söz edebilmemizin şartı budur.” dedi.

Doç. Dr. Baycık, birlikte istihdam söz konusu olduğunda, bütün işverenlerin tüm süre üzerinden doğan bütün alacaklardan ve haklardan müteselsil sorumlu olacağını, aynı şekilde, tek

bir iş sözleşmesi olduğu için işçi, iş sözleşmesini feshetmek istediğinde bütün işverenlere karşı bu fesih bildirimini yapması gerektiğini açıkladı ve birlikte istihdamda işe iadenin sonuçlarında, tek bir işverene değil, hepsine iade ve mali sonuçlardan müteselsil sorumluluk olması gerektiğini ifade etti.

Birlikte istihdamın hukuka uygun bir çalışma modeli olduğuna vurgu yapan Baycık, “Fakat organik bağ ve bunun sonucunda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması, hukuka aykırı bazı işveren davranışlarının bir yaptırımı gibi karşımıza çıkıyor ve yargının oluşturduğu bir kavramdan bahsediyoruz.” dedi.

Baycık, konuşmasında 9. Hukuk Dairesi ve 22. Hukuk Dairesinin kararlarını da değerlendirdi. Baycık, sunumunu şu ifadelerle noktaladı:

66 İnşaat Sanayii

“Birlikte istihdam, hukuka uygun bir model; organik bağ ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması hukuka aykırı bir modelin yaptırımları olup, Yargının geliştirdiği çok önemli kavramlardır. Fakat sonuçları ağırdır. Eğer sonuçları bu kavramlara bağlıyorsak Yargıtay kararlarında da ifade edildiği gibi doğru delillerle bunlar ispat edilmeli ve sonuçlar bu delillere göre yaratılmalıdır. Yaptırımların bu şekilde uygulanması ve dürüstlük kuralının da ihmal edilmemesi gerekir. Her organik bağda, her ticari ilişkide tüzel kişilik perdesini kaldırırım, işçilerin bütün haklarından bütün şirketler sorumludur, denmemelidir. Medeni Kanun’un 2. maddesindeki dürüstlük ilkesine bir aykırılık varsa, o zaman tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasından söz edilmesi gerektiği, bunun bir istisna yol olduğu ama ortaya konuyorsa da sonuçlarıyla

birlikte uygulanması gerektiği kanaatindeyim.”

İş kanunu kapsamında çalışma ve dinlenme süreleri

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Üyesi Şahin Çil, “İş Kanunu Kapsamında Çalışma ve Dinlenme Süreleri” konulu bir sunum yaptı.

Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil ve yıllık izin konularına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çil, çalışma hayatında deneyimlerine dayanarak en fazla sorunun, fazla çalışma konusunda yaşandığını aktardı.

Haftalık kırk beş saatin üzerini fazla çalışma ve günlük yasal on bir saatlik üst sınırın aşılmasını, doğrudan fazla mesai olarak tanımlayan Çil, gece çalışmalarında yedi buçuk saatin aşılmasının doğrudan fazla mesai olduğunu belirtti. Ağır ve tehlikeli

işlerde yedi buçuk saatin aşılmasının yine fazla mesai olacağını açıkladı.

Kırk beş saat aşıldığında ve günlük on bir saat aşımı söz konusu olduğunda, işçi lehine yoruma gidileceği yönünde kararlar olduğunu belirten Çil, buna ilişkin Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2017 tarihli bir kararına ilişkin örnek olaydan söz etti.

Çil, işçinin fazla çalışmada ispata ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Kural olarak işçi, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Puantaj kayıtlarının varlığı halinde, fazla çalışmanın ispatı için sadece kayıtlara itibar edilir. İşçinin imzasını taşıyan ya da elektronik kayıtlar, hepsi yazılı delil mahiyetinde

67İnşaat Sanayii

ispat araçlarıdır. Bu tür yazılı delil varsa aksini artık tanıkla kanıtlamak mümkün değildir.”

Çil, fazla çalışmaların ispatı noktasında, yazılı delil bulunmadığı veya delillerin hesaplamaya elverişli olmadığı hallerde, tanıkla ispat gerekeceğine vurgu yaparak konuya ilişkin şu bilgileri verdi: “Fazla çalışmaların ispatı noktasında dinlenen tanıkların iş yerindeki çalışma düzenini bilebilecek durumda olmaları önemlidir. Her şeyden önce davacı tanıklarının, davacı işçi ile aynı dönemde çalışmış olmaları gerekir. Zira tanığın çalışmalarının olmadığı bir dönem için iş yerindeki günlük ve haftalık çalışma sürelerini bildiği varsayılamaz. İşçinin, yazılı delil bulunmadığı hallerde, fazla çalışmaları tanıkla ispatı bir zorunluluk olup bu konuda kural olarak iş yerinde çalışan veya çalışmış diğer işçilerin tanıklığına ihtiyaç bulunmaktadır.”

Fazla çalışmayı ispat yükümlülüğünün işçi üzerinde olduğunu belirten Çil, işverenin de kayıt tutma yükümlülüğü olduğunu, işverenin kayıt tutma ve işçiye belge verme yükümlülüğü,

ispat yükümünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmayacağını, başka bir anlatımla işçinin sadece işveren kayıtlarına dayandığını belirterek ispat yükümünü yerine getirmiş sayılamayacağı hususuna vurgu yaptı ve her iki taraf da tanıkla ispata kalkıştığında ve her iki taraf tanıklarının beyanları birbiri ile çeliştiğinde, belge ve kayıt tutma yükümlüğüne uymayan işveren aleyhine çözüme gidilebileceği hususuna vurgu yaparak, “İşveren puantaj kaydı tutmazsa bu durumun işçinin de ispat yükünü kaldırmaz ama işçinin ispat yükü hafifler.” dedi.

Çil, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa kural olarak, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmayacağını, bu nedenle imzalı ve fazla çalışma tahakkukunu içeren bordrolarda yer alan çalışma süresini aşan fazla çalışmaların yazılı delille ispatı gerekeceğini anlattı. Çil, imzasız bordrolarda ise fazla çalışma ücreti tahakkukunu içeren bordro, işçinin

imzasını taşımamakla birlikte karşılığının işçinin banka hesabına ödenmiş olması halinde imzasız ve tahakkuk içeren bordro karşılığı bankaya ödenmiş olsa dahi her türlü delille fazla çalışmaların ispatının mümkün olacağını belirtti.

Çil, konuşmasında fazla ücret hesabı konusuna da değindi. Fazla çalışma saat ücretinin, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıyla ödeneceğini, Kanun’da öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralının nispi emredici bir nitelik taşıdığını, tarafların bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de sözleşmelerle ve toplu iş sözleşmelerinde daha yüksek bir oran tespitinin olanaklı olduğunu belirtti.

Seminer, katılımcılara yöneltilen soruların cevaplandırılmasının ardından, İNTES Hatıra Ormanında konuşmacılar adına dikilen fidanlara ilişkin sertifika takdimiyle sonra erdi.

İkinci oturumun konuşmacılarına sertifikalarını Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder takdim etti.

68 İnşaat Sanayii

İnşaat Sektöründe Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Bilgilendirme Toplantısı

TOPLANTI

Necati Ersoy: “Uygulamada, ücret gizliliğinin ortadan kalkacak olması yaşanacak sorunlardan biridir. Bu sorun pek çok sektör açısından ortaktır.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ve İNTES’in ortaklaşa düzenlediği İnşaat Sektöründe Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Bilgilendirme Toplantısı, 4 Ekim 2018 tarihinde, Ankara’da Gelir İdaresi Başkanlığı Gümüşdere Konferans Salonu’nda gerçekleşti.

Toplantıya Gelir İdaresi Grup Başkanları İbrahim Ateş, Hüseyin Azili, Sosyal Güvenlik Kurumu uzmanları Murat Hazımlı ve Ali Yıldırım katıldı.

Toplantının açış konuşması, İNTES Genel Sekreteri H. Necati Ersoy

tarafından gerçekleştirildi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ersoy, 1 Ekim 2018 tarihinden itibaren Türkiye genelinde çok uzun yıllardır ayrı ayrı verilen muhtasar beyannameler ile SGK prim hizmet beyannamelerinin birleştirildiğini aktardı. Artık tek beyanname verileceğine vurgu yapan Ersoy, “Bu değişiklik iş yerlerimizde yerleşik alışkanlıkların gözden geçirilmesi, bazılarının değiştirilmesi anlamına geliyor. Yeni düzenlemenin özelliklerinin ve farklılıklarının bilinmesini gerektiriyor.” dedi.

Bazı illerde pilot olarak uygulanmakta olan ve tüm Türkiye genelinde uygulanmaya başlayacak Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulaması, vergi ve sigorta uygulamaları açısından önemli değişiklikler getirecek. İNTES, konunun önemini

dikkate alarak Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile birlikte, Sosyal Güvenlik Kurumu yetkililerinin de katıldığı İnşaat Sektöründe Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Bilgilendirme Toplantısını düzenledi.

69İnşaat Sanayii

İnşaat sektörünün proje ve şantiye bazlı çalışmaları dikkate alındığında, sosyal güvenlik sistemi açısından asgari işçilik uygulamaları, ilişiksizlik belgeleri gibi özel uygulamalara en fazla muhatap olan sektör olduğuna dikkat çeken Ersoy, inşaat sektöründe faaliyet gösteren iş yerlerinin muhtasar ve prim hizmet beyannameleri konusunda pek çok sorunla karşılaşabileceğine ilişkin görüşlerini paylaştı.

Ersoy, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Ücret gizliliğinin ortadan kalkacak olması yaşanacak sorunlardan biridir. Bu sorun pek çok sektör açısından ortaktır. Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu temsilcilerimizin açıklamalarının uygulamayla ilgili pek çok endişemizi ortadan kaldıracağını, sorunlu gördüğümüz alanlardaki belirsizliği gidereceğini düşünüyoruz. Değinilmeyen konular ve özellikle sektörel sorunlar ise sizlerin yönelteceği sorularla aydınlatılacaktır.

Gerek Vergi Konseyinde görev yapan sektör temsilcilerimize gerek Asgari İşçilik Oranları Komisyonlarındaki temsilcilerimize, İNTES aracılığıyla sorunlarınızı iletebileceğinizi bilmenizi isteriz. “

Ersoy’un açış konuşmasının ardından kurum temsilcileri, katılımcıların sorularını cevaplandırmak üzere oturuma davet edildi. Oturumda, Gelir İdaresi Grup Başkanı Hüseyin Azili, teknik ayrıntıları aktaran sunuş konuşması gerçekleştirdi. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 98/A

Azili: “Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinde, vergi ve/veya primin tahakkuk ettirilmesini engelleyen hata tespit edilmesi halinde, bu hata, kaynağı ile birlikte beyannameyi gönderene elektronik ortamda bildirilecektir.”

70 İnşaat Sanayii

maddesinin verdiği yetkiye istinaden Gelir İdaresi Başkanlığına Muhtasar Beyanname verildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumuna Aylık Prim ve Hizmet Belgesi verildiğini bunların artık Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi olarak birleştirildiğini belirtti. Azili, “Bu iki belgeyi aldık, biz birleştirdik, bunların içeriğiyle çok fazla oynamadık. İş süreçlerini elimizden geldiği kadar değiştirmedik. Alışkanlıklarınızı bozmamaya çalıştık.” şeklinde konuştu.

2017 yılı Şubat ayında yayınlanan Tebliğ’in, aynı yılın Haziran ayından itibaren, Kırşehir’de uygulanmaya başladığını, bu yılın başında Amasya, Çankırı, Bartın’da uygulandığını belirten Azili, yakın zamanda tüm Türkiye için uygulamanın başlayacağı bilgisini verdi.

Azili, vergi kanunlarına göre vergi kesintisi yapanlar, 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesi kapsamında bildirimde bulunanların bu beyannameyi vermek zorunda olduğunu söyledi.

Beyannamenin verileceği vergi dairesi için Azili, şu ifadeleri kullandı: “Vergi kesintisi yapanlar için ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer, vergi dairesidir. Vergi kesintisi yapmaya mecbur olmayanlar ile çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini beyan etme zorunluluğu olanlardan gerçek kişiler için ikametgâhının, gerçek kişiler dışında kalanlar için ise kanuni merkezi/iş yerinin bulunduğu yer, vergi dairesidir. Basit usulde vergilendirilenler için gelir vergisi yönünden mükellefiyetinin bulunduğu

yer, vergi dairesidir. Birden fazla vergi dairesinde gelir vergisi mükellefiyeti varsa, çalışanların ücret ödemeleri üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin beyan edileceği yer, vergi dairesidir.”

Azili, beyannamenin verilme zamanına ilişkin, vergilendirme dönemini takip eden ayın 23’üncü günü akşamı saat 23.59’a kadar verileceğini, ayın 15’i ile takip eden ayın 14’ü arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalılar için beyan döneminin 15’inci günün içinde bulunduğu ay olduğunu açıkladı.

Son ödeme zamanına ilişkin de bilgi veren Azili, vergi tahakkuklarının beyanname verilen ayın 26’ncı günü akşamına kadar, prim tahakkuklarının beyanname verilen ay sonuna kadar ödenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

71İnşaat Sanayii

İşçi çalıştırmayanların önceden olduğu gibi üçer aylık dönemler halinde (Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim) beyanname vermeye devam edeceklerini hatırlatan Azili, 10 veya daha az işçi çalıştıranların aylık beyanname vereceklerini, çalıştırdıkları hizmet erbabının sigorta primleri ve kazançları toplamı ile prim ödeme gün sayılarını aylık bildireceklerini söyledi ve yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ile bunlardan kestikleri vergileri, 3’üncü ayda beyan edeceklerine vurgu yaptı.

“Şimdi, iki belgeyi birleştirdiğimiz zaman, çalışanı olan mükelleflerimiz için ana kural, beyannamenin aylık verilmesidir. Bundan sonra uygulama başlayınca bir çalışanınız bile varsa, beyannameyi aylık vermek zorundasınız. Çalışanınız yoksa, üç aylık beyanname vermeye devam edebilirsiniz.”

Azili, ana kural olarak beyannamede gelen değişiklikle beyannamenin mutlak olarak elektronik ortamda verilmek zorunda olduğunu, mükellef beyannamesini elektronik ortamda veremeyip vergi dairesine elden beyannamesini verebilirse özel usulsüzlük cezasını alacağını anlattı.

“Beyannamenin kâğıt ortamında verilme imkânı hiç yok. Kâğıt ortamında beyannameyi vergi dairesine teslim ettiğiniz zaman, vergi idaresinin ekranlarında bu beyannameye ilişkin giriş yapabileceği tahakkuk alanı yok. Teknik nedenlerle buna izin vermedik çünkü beyannamenin bir kısmının tahakkukunu biz veriyoruz, bir kısmının tahakkukunu Sosyal Güvenlik Kurumu veriyor. Beyannameyi Gelir İdaresine teslim ettiğiniz zaman, Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olan kısmı kim girecek, bunlar sıkıntı olduğundan beyannamenin kâğıt ortamında alınmasına izin verilmedi.”

Hüseyin Azili: ”İki belgeyi birleştirdiğimiz zaman, çalışanı olan mükelleflerimiz için ana kural, beyannamenin aylık verilmesidir. Bundan sonra uygulama başlayınca bir çalışanınız bile varsa, beyannameyi aylık vermek zorundasınız. Çalışanınız yoksa, üç aylık beyanname vermeye devam edebilirsiniz."

72 İnşaat Sanayii

Azili, elektronik ortamda gönderilen ve sistem tarafından kontrolü yapıldıktan sonra onaylanan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesine istinaden; beyan edilen vergi kesintileri için ayrı, 5510 sayılı Kanun'a göre, her bir iş yeri bakımından sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgileri için ayrı ayrı tahakkuk fişi düzenleneceğini ifade etti.

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinde, vergi ve/veya primin tahakkuk ettirilmesini engelleyen hata tespit edilmesi halinde bu hatanın, kaynağı ile birlikte beyannameyi gönderene elektronik ortamda bildirileceğini belirten Azili, beyannameyi gönderenin beyannamedeki hataları düzelterek beyannameyi tekrar gönderebileceğine ve düzeltme

beyannamesinde hatalı tahakkuk olması durumunda beyannamenin onaylanamayacağı hususuna vurgu yaptı. Kanuni süresinden sonra düzeltme beyannamesi veriliyorsa, Bakanlık Vergi İdaresince tahakkukun kesileceğini ama Sosyal Güvenlik Kurumu’nun şu an olduğu gibi bir “Alındı” belgesi vereceğini, tahakkukun daha sonra kesileceğini söyledi.

Azili, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin elektronik ortamda gönderilebilmesi için; Aracılık yetkisi almış meslek mensupları ile mükellefler arasında düzenlenmiş olan Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesine/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesine ait bilgilerin meslek mensupları, meslek odaları ve birlikleri ile üyeleri

arasında düzenlenmiş olan Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesine ait bilgilerin ise meslek odaları ve birlikleri, tarafından bu sözleşmelerin düzenlendiği tarihten itibaren en geç 30 gün içerisinde internet vergi dairesine, https://intvrg.gib.gov.tr/ adresinden bilgi girişinin yapılması gerekmekte olduğu bilgisini vererek, “Sözleşmelere ilişkin bilgi girişi yapılmaması durumunda, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesine izin verilmeyecektir.” dedi.

Azili, meslek mensuplarının sözleşme yenileme zorunluluğuna ilişkin mükellefleri adına, SGK bildirimini içeren muhtasar ve prim hizmet beyannamesi göndermek isteyen meslek mensupları, prim ve hizmet bildirmekle ilgili yeni sorumluluklar

73İnşaat Sanayii

nedeniyle aracılık/sorumluluk sözleşmelerini yenilemek zorunda olduğu bilgisini verdi.

Düzeltme beyannamelerine ilişkin de bilgi veren Azili, daha önce verilmiş bulunan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi veya beyannamelerindeki hata ve/veya eksikliklere ilişkin verilecek düzeltme beyannameleri, önceki beyanname ya da beyannamelerdeki bilgileri de kapsayacak şekilde elektronik ortamda gönderileceğine açıklama getirdi.

Azili’nin sunumunda özet olarak vurguladığı hususlar şöyle oldu:

• Vergi kesintisi yapmak zorunda olmayanlar, vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre almalıdır.

• İşçi çalıştıran her mükellef, aylık Muhtasar Priz Hizmet-MPH beyannamesi verecektir.

• İşçi çalıştırmayan mükellefler, yine üçer aylık dönemlerde MPH beyannamesi verebilir.

• SGK’ya artık e-Bildirge verilmeyecektir.

• SGK’da e-Bildirge dışındaki bütün işlemler aynı devam edecektir.

• 2018 yılı için 38,80 TL olan Muhtasar Beyannameye ilişkin damga vergisi, yeni beyanname için 46,00 TL olarak uygulanacaktır.

• Muhtasar beyannamenin diğer alanlarında herhangi bir değişiklik olmamıştır.

• e-Bildirge kullanıcıları, her iş yeri için ayrı ayrı bildirim vermekte iken MUHSGK bildiriminde bütün iş yerleri ve çalışanlar tek tabloda alt alta iş yeri numaraları yazılarak bildirilecektir.

• Beyanname onaylandıktan sonra e-Bildirge şifresi ile tahakkuk ve hizmet listeleri SGK’nın sitesinden de görülebilecektir.

Toplantıda, İNTES üyesi firma temsilcileri, Gelir İdaresi Başkanları ve Sosyal Güvenlik Kurumu temsilcilerine karşılaştıkları sorunları aktardılar ve uygulanacak sisteme yönelik sorularını yönelterek kapsamlı bilgi aldılar.

Not: Toplantımızı düzenlediğimiz günlerin akabinde 27 Ekim 2018 tarih ve 30578 sayılı Resmi Gazete’de, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca hazırlanan “Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair bir Tebliğ yayımlanmıştır.

Tebliğ ile pilot olarak uygulanan Kırşehir, Amasya, Bartın ve Çankırı illeri merkez ve ilçelerinde Muhtasar ve Prim

Hizmet Beyannamesi uygulamasına devam edileceği ve tüm Türkiye genelindeki uygulamaya 1 Temmuz 2019 tarihi itibarıyla başlanılacağı düzenlenmiştir.

Ayrıca, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi ile başlayacak olan meslek kodunun yanlış bildirilmesinde idari para cezası uygulanması hükümleri de pilot iller hariç aynı tarihte uygulanmaya başlayacaktır.

74 İnşaat Sanayii

ANALİZ

Ticaret savaşları dolayısıyla tüketicilerin, daha az kaliteli ve pahalı ürünleri satın almasına ve üreticilerin maliyetlerinin yükselmesine tanık olabiliriz.

Günümüzde ticaret savaşı, bir ülkenin diğer bir ülkeden satın aldığı ürünlere, sınırlamalar ve ek vergi getirmesi, ilgili ülkenin de buna misilleme yapması şeklinde yorumlanıyor. Yakın zamanda tanık olduğumuz ABD-Çin arasında başlayan uygulamalar, bunun en güncel örneği. ABD Başkanı Donald Trump, 1 Mart 2018’de Çin’den çelik ithalatına %25, alüminyum ithalatına ise %10 ek gümrük vergisi uygulama kararı aldı. Çin tarafından karşılık verilmesiyle gelişen süreç, ilerleyerek devam ediyor. Dünyanın bu iki büyük ekonomisi arasında yaşanan mücadele elbette küresel ekonomi için tehdit oluşturuyor. Ticaret duvarlarının yükselişi, küresel büyümeyi ve uluslararası ticaretin gelişimine engel teşkil ediyor. Çin’in 2009’dan sonraki en düşük büyüme rakamlarını açıklıyor olması, küresel büyümeyi aşağı çeken bir faktör

olarak değerlendirilebilir. Gelişmeler, küresel şirketlerin kayıplarını ortaya çıkarabilir. Sonuç olarak tüketicilerin, daha az kaliteli ve pahalı ürünleri satın almasına ve üreticilerin maliyetlerinin yükselmesine tanık olabiliriz.

ABD tarafından uygulanan gümrük vergilerinden ülkemizin de etkilendiğini biliyoruz. Buna karşılık Türkiye, 21 Haziran’dan itibaren, değeri 270 milyon doları bulan 22 adet ABD menşeli ürüne %5-70 arasında ek gümrük vergisi uygulama kararı aldı. Bu durumun etkilerini ihracat rakamlarında görmeye başladık. Ocak-Ekim dönemi incelendiğinde, ABD’ye olan çelik ihracatımızın %21 azaldığını görüyoruz. Bununla beraber, genel çelik ihracatımızın %35 artış kaydettiğini görüyoruz. Yani ihracatçılarımız kayıplarını telafi etmek konusunda son derece başarılı. Özellikle İtalya’ya %123, İspanya’ya

Ticaret Savaşları Dünya İçin Tehdit Oluşturuyor

İsmail GülleTürkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı

75İnşaat Sanayii

%80, Belçika’ya %169 ve Kanada’ya %130 oranındaki artışlar takdire şayan.

Görülüyor ki dış ticarette herhangi bir olumsuz durum olsa da çareler tükenmiyor. Elbette burada pazar çeşitliliğini ve katma değerli üretim kapasitesini özellikle vurgulamak gerekiyor. Farklı coğrafyalara çeşitli ürünler satabilmek ihracatın sürdürülebilirliği için önemli. TİM olarak, her platformda ihracatçılarımıza az sayıda pazarda kendilerini sınırlamamalarını tavsiye ediyoruz. Onların yüksek sayıda ülkeye ihracat yapmalarını heyetler düzenleyerek, Türkiye Ticaret Merkezleri açarak, fuarlara katılım organize ederek ve ülke masalarımızdan verilen teknik yardımla destekliyoruz.

Ekim ayında Kapadokya’da 49’u büyükelçi olmak üzere 76 ülkeden 230

diplomatik temsilcinin katılımıyla düzenlediğimiz “Büyükelçiler Buluşmamızda” ticaret savaşları hususundaki görüşlerimizi iletme fırsatı bulduk. Konuklarımıza ihracatçılar olarak, her iki tarafın da lehine olan kazan-kazan modelinden ve serbest ticaretin devamından yana olduğumuzu ifade ettik. Ülkelerin birbirlerine karşı gümrük duvarlarını yükseltmelerinin, korumacılık politikaları uygulamalarının doğru olmadığını belirttik. Siyasi gerilimlerin ticareti etkilememesini, ticaretin siyasetten bağımsız olarak sürdürülmesini hedeflediğimizi dile getirdik. Umut ediyoruz ki önümüzdeki dönemde küresel ticaretin önündeki engellerin azaldığı bir ortamı yakalarız.

Küresel rekabette öne çıkabilmek için az sayıda üretilebilen, teknoloji yoğun, katma değeri yüksek ürünlere odaklanılması önem arz ediyor.

76 İnşaat Sanayii

Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'mizin ülkemizin ekonomik ve sosyal alanda istikrar ve kalkınmasına etkileri

Bilindiği üzere genel seçimler 24 Haziran’da, ihracat ailesinde değişimi getiren TİM seçimleri de 30 Haziran’da tamamlandı. Devlet yönetimindeki yenilik taleplerinin hayata geçtiği genel seçimlerin arkasından, ihracat ailesinin de değişim için irade göstermesi bir rastlantı değildir. Çünkü ihracat, Türkiye’nin değişim ve gelişim unsurlarından biridir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bürokratik işlemlerin hız kazanması, hükümetin karar alma mekanizmalarının daha hızlı ve etkin bir şekilde işlemesi nedeniyle ihracatçılar için uygun bir yönetim biçimidir. Bu sayede ülkemizin

ekonomik kalkınma süreci de güçlü bir şekilde devam edecektir.

Geride bıraktığımız dört aylık süreçte, yeni sistemin meyvelerini almaya başladık. Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan ile çok yakın çalışarak ülkemizin ticaret erbabının ve ihracatçılarının sorunlarına çözüm buluyoruz. Küresel rekabette daha güçlü konuma gelebilmek açısından, kamu-özel sektör uyumu son derece önemli. Sayın Bakanımızın da özel sektör kökenli olmasını, bu anlamda, ihracatçılar için büyük bir avantaj olarak görüyoruz. Yine Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomi Programında büyüme, cari açığın azaltılması ve işsizliğin düşürülmesi gibi birçok hedefte ihracata vurgu yapılması, bizleri ayrıca

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bürokratik işlemlerin hız kazanması, hükümetin karar alma mekanizmalarının daha hızlı ve etkin bir şekilde işlemesi nedeniyle ihracatçılar için uygun bir yönetim biçimidir.

77İnşaat Sanayii

Kadın iş gücümüzün istenen seviyelere gelmesi elimizi daha da güçlendirecektir. Ayrıca ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik adımların atılması, ikili ilişkilerin güçlü tutulması gibi adımlar hem ekonomimiz hem de ihracatımız açısından büyük faydalar sağlayacaktır.

mutlu ediyor. Bu programla kamu ve özel sektörümüzün sıkı sıkıya kenetleneceğine ve önümüzdeki dönem için bizleri başarıya götüreceğine inanıyoruz. Ekim ayında 15,7 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık ihracatını gerçekleştirmemiz bunun ilk işareti olarak değerlendirilebilir.

Türkiye’nin her yönüyle kalkınmış ve gelişmiş bir ülke olması için ihtiyaç duyduğu yapısal reformlar

Küresel rekabette öne çıkabilmek için az sayıda üretilebilen, teknoloji yoğun, katma değeri yüksek ürünlere odaklanılması önem arz ediyor. Bu kapsamda; Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma temeline oturan, girişimciliğe daha fazla yoğunlaşan bir üretim sistemine ihtiyaç var. Yine üretimin belirli sektörlere ve

illere sıkışması yerine, Anadolu’nun geneline yayılmış bir yapıya ihtiyaç bulunuyor. Bunun için nitelikli iş gücü olmazsa olmaz durumda. Değerli üretim, nitelikli insanla olur. Bir ürünü üretmek için iyi mühendis, iyi teknisyen; o ürünü dünyaya satabilmek için de başarılı satış uzmanına ihtiyaç var. Bu anlamda, sanayinin taleplerine uygun eğitim sisteminin ülke genelinde hayata geçmesi büyük fayda sağlayacaktır. Elbette burada kadın istihdamının artırılması da kilit rol oynuyor. Kadın iş gücümüzün istenen seviyelere gelmesi elimizi daha da güçlendirecektir. Ayrıca ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik adımların atılması, ikili ilişkilerin güçlü tutulması gibi adımlar hem ekonomimiz hem de ihracatımız açısından büyük faydalar sağlayacaktır.

Mega-Silk-Way, Kazakistan, Astana, Rönesans İnşaat A.Ş.

78 İnşaat Sanayii

İstanbul, Yeni Havalimanına Kavuştu

ETKİNLİK

76,5 milyon metrekarelik alanıyla dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından

görkemli bir törenle yapıldı.

Cumhuriyetin 95. yılında Türk Havacılık Tarihinde Altın Çağ Başlıyor…

Dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanı olan İstanbul Yeni Havalimanı’nın ilk fazı, 42 ay gibi rekor sürede tamamlanarak Cumhuriyet’in 95’inci yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından büyük bir törenle hizmete alındı. Hizmete giren ilk fazda; 1,4 milyon m2’lik ana terminal binası, 2 pist, Hava Trafik Kontrol Kulesi ve destek binalar bulunuyor.

Mayıs 2015 yılında inşaatın başladığı ve birçok özelliği ile Türkiye ve dünya mühendislik tarihi açısından büyük bir

kilometre taşı niteliğindeki İstanbul Yeni Havalimanı açılış törenine; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile, Çalışma, ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı

Hizmete giren ilk fazda; 1,4 milyon m2’lik ana terminal binası, 2 pist, Hava Trafik Kontrol Kulesi ve destek binalar bulunuyor.

79İnşaat Sanayii

Temelinin atıldığı günden bu yana toplamda yaklaşık 200 bin işçinin emek verdiği İstanbul Yeni Havalimanı’nın, 2025 yılında da 225 bin kişiye doğrudan ya da dolaylı istihdam sağlayacağı öngörülüyor.

Mehmet Kasapoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan katıldı.

42 ayda 200 bin kişilik emek

Temelinin atıldığı günden bu yana toplamda yaklaşık 200 bin işçinin emek verdiği İstanbul Yeni Havalimanı’nın, 2025 yılında da 225 bin kişiye doğrudan ya da dolaylı istihdam sağlayacağı öngörülüyor. 2016 yılında yaptırılan İstanbul Yeni Havalimanı Ekonomik Etki Raporu’na

göre 2025 yılında havalimanı bağlantılı faaliyetlerden kaynaklanan ekonomik değer, GSMH’nin %4,89’u değerinde olacak.

İlk uçuş Ankara’ya yapılacak

Türk Hava Yolları, 31 Aralık’a kadar ISL koduna sahip, İstanbul Yeni Havalimanı’ndan 1 Ocak 2018 tarihine kadar dış hatlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan Bakü, iç hatlarda ise Ankara, Antalya ve İzmir’e her gün, karşılıklı sefer düzenleyecek. Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Yeni Havalimanı’na yapılacak büyük taşınma 30 Aralık’ta başlayacak ve 31 Aralık tarihinde sona erecek.

Büyüklüğü ile tüm dünyaya meydan okuyor

İstanbul Yeni Havalimanı, havalimanı bölgesine ayrılan alan büyüklüğü ile de rakiplerinin hayli üzerinde yer alıyor.

80 İnşaat Sanayii

Dünyanın en büyük havalimanı listesi zirvesinin eski sahibi olan 23 milyon metrekarelik Pekin Havalimanı’nın yaklaşık 3,5 katı büyüklüğünde olan İstanbul Yeni Havalimanı, 29 Ekim itibarıyla 90 milyon, tüm fazları tamamlandığında ise yıllık 200 milyon yolcuya hizmet verebilecek. Günümüzde en çok yolcuya hizmet veren havalimanı sıfatını Atlanta Havalimanı yıllık 104 milyon yolcu ile elinde tutuyor.

Bir İstanbul Yeni Havalimanı 80 Eyfel Kulesine bedel

İstanbul Yeni Havalimanı’nın büyüklüğü rakamlarla kıyaslandığında ise ilginç bilgiler ortaya çıkıyor. 1,4 milyon metrekarelik terminal binası sekiz adet Ankara Esenboğa Havalimanı’na tekabül ederken, havalimanında kullanılan 640 bin ton çelikle 80 adet Eyfel Kulesi inşa edilebiliyor.

İnşaat için kullanılan 6 milyon 700 bin metreküplük betonla 28 adet Yavuz

Sultan Selim Köprüsü yapılabiliyor. 450 bin metrekarelik çatı kaplaması bulunan İstanbul Yeni Havalimanı’nın çatısıyla ise 64 adet futbol sahası çatısı kapatılabiliyor.

31 Aralık’a kadar otopark ücretsiz

İstanbul Yeni Havalimanı’na ulaşımın zahmetsizce ve güçlü bir teknolojik altyapı gerçekleştirilmesi ile ilgili çalışmalar sürüyor. Şu anda, Levent’ten D-20 Karayolu (Göktürk-Kemerburgaz istikameti) üzerinden 30 dakikada İstanbul Yeni Havalimanı’na ulaşmak mümkün. 30 Aralık 2018 tarihine kadar havalimanına kendi araçlarıyla gelecek yolcular için otopark hizmeti ücretsiz olacak.

Öte yandan 31 Aralıka kadar İstanbul Otobüs A.Ş, 150 adet özel tasarlanan otobüsle İstanbul’un 18 noktasından havalimanına ulaşım sağlayacak. Açılışa özel, Yeni Havalimanında yolcu ve çalışanların ulaşım ihtiyaçları da dikkate alınmıştır. Planlanan

hatlar İstanbul genelinde 15 ilçe sınırı içerisinde 17 merkezden yolcu alabilecek şekilde belirlenmiştir.

2020 itibariyle Gayrettepe-Kağıthane-Kemerburgaz-Göktürk-İhsaniye ve İstanbul Yeni Havalimanı duraklarından oluşan metro hattı ile yolcular Gayrettepe’den İstanbul Yeni Havalimanı’na 25 dakikada ulaşabilecekler.

Ayrıca Halkalı-Temapark-Olimpiyat-Kayaşehir (Merkez)-Arnavutköy (Merkez)-İstanbul Yeni Havalimanı duraklarından oluşacak ikinci metro hattıyla da Halkalı istikametinden yolcular rahatlıkla havalimanına varabilecek.

Teknoloji ile harmanlanmış yolculuk deneyimi

Temelin atıldığı günden bu yana, henüz açılmadan aldığı dokuz ödülle uluslararası alanda da rüştünü ispat eden, adını sivil havacılık tarihine

81İnşaat Sanayii

altın harflerle yazdıracak ve pek çok özelliğiyle ilklere imza atan İstanbul Yeni Havalimanı, Airbus A380 ve Boeing 747-8 gibi süper jumbo uçakların rahatlıkla yanaşabileceği ve yolcu deneyimi konusunda dünyada çığır açacak bir terminale sahip. Robotlar, yapay zekâ, yüz tanıma ya da diğer kişisel bilgilerle işlem yapmanın mümkün olacağı İstanbul Yeni Havalimanı, yolcuların rahatı ve konforu için akıllı sistem, kablosuz internet, telsiz ve yeni nesil GSM altyapısı ile LTE, sensor ve konuşan ‘nesneler’ gibi son teknolojilerle donatıldı.

Havalimanının güvenliği ise 3 bin 500 güvenlik görevlisi ve son teknoloji 9 bin kamera tarafından sağlanacak. Güvenlik aynı zamanda terminal içinde bulunan sanal kuleden idare edilecek.

Dünyanın en iyi bagaj sistemi, daha az bekleme süreleri

İstanbul Yeni Havalimanı’nda bagaj bekleme süresi azalacak. Saatte 10 bin 800 bagaj işleme kabiliyeti olan 42

km uzunluğundaki bagaj sistemiyle 13 check-in adasından toplanacak bagajlar uçaklara ve yolculara vakit kaybettirmeden ulaşacak. Erken gelen bagajların depolanması için EBS (Erken Bavul Sistemi) sistemi devrede olacak. Dünya çapındaki havalimanlarında bulunan bagaj sistemleri arasında en gelişmiş olan sistem İstanbul Yeni Havalimanı’nınki olacak.

Bir uçuş noktasının ötesinde 7/24 hayat

Bir uçuş noktasının ötesinde hayatın 7/24 aktif olacağı İstanbul Yeni Havalimanı’nda en önemli önceliklerden biri, yolcu konforunu ve alışveriş deneyimini kusursuz hale getirmek ve en üst düzeyde yolcu deneyimi yaşatmak… Bu doğrultuda 55 bin m2’den fazla perakende mağaza ve 32 bin m2’den fazla yiyecek içecek alanı ile 400’den fazla yerli ve

yabancı marka ilk defa tek çatı altında buluşturacak…

Özgün mimari, Türkiye’yi anlatıyor

Terminalde bulunan camilerin, kubbelerinin ve daha birçok tarihi yapının zenginliği, proje mimarisine ince ince işlenirken, Türk-İslam sanat ve mimarisi motifleri projeye güzellik, doku ve derinlik sağlıyor.

İstanbul Yeni Havalimanı hava trafik kontrol kulesi, yüzyıllardır İstanbul’un simgesi haline gelen ve Türk-İslam tarihinde kültürel öneme sahip lale figüründen esinlenerek tasarlandı. 90 metre uzunluğunda olan İstanbul Yeni Havalimanı kontrol kulesi, dünyanın önde gelen tasarımcılarından aynı zamanda Ferrari’nin de tasarımcısı olan Pininfarina ve AECOM şirketi tarafından tasarlandı. Hava trafik kontrol kulesi, 2016 Uluslararası Mimarlık Ödülü’ne layık görüldü.

İstanbul Yeni Havalimanı, İGA Havalimanları Ltd. Şti.

82 İnşaat Sanayii

Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun 13’üncü Genel Kurulu Gerçekleştirildi

Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) 13’üncü Olağan Genel Kurulu, 31 Ekim 2018 Çarşamba günü, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un katılımlarıyla Kurum'un binasında gerçekleştirildi.

Basına açık olarak gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısına; bakanlıklar, kamu kurumları ve sosyal tarafların üst düzey yöneticileri ve temsilcilerinin yanı sıra Genel Kurul delegelerinin tamamı katılım sağladı.

Çalışma toplantısı şeklinde yapılan Genel Kurul, TÜRK İŞ temsilcisi

Enis Bağdadioğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcisi Kerem Dursun Tezcan TSE temsilcisi Feyzullah Erdoğan’dan oluşan Başkanlık Divanınca yönetildi.

Genel Kurul’da bir konuşma yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk; Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun çalışma hayatında çok önemli bir boşluğu doldurduğunu, iş gücünün bilgi, beceri ve yetkinliklerinin meslek standartlarına dayalı olarak uluslararası akredite bir sistem

dâhilinde ölçülüp belgelendirilmesinin üretimde verimlilik ve kaliteyi artırdığını ifade etti.

792 meslekte standartların yürürlükte olduğunu ifade eden Bakan Zümrütoğlu, bugün itibariyle 179 sınav ve belgelendirme kuruluşu ile yıllık 3 milyon kişiyi sınava alabilecek kapasitenin oluştuğunu ve yaklaşık 430 bin kişinin Mesleki Yeterlilik Belgesi alarak ülkemizin nitelikli iş gücü havuzuna dâhil olduğunu belirtti.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un katılımlarıyla gerçekleşen Mesleki Yeterlilik Kurumu 13. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan seçimlerde, İNTES Başkanı Celal Koloğlu MYK Yönetim Kurulu asıl üyeliğine işveren

konfederasyonu temsilcisi olarak seçilirken, İNTES Yönetim Kurulu Üyesi Barış Haşemoğlu işveren konfederasyonu temsilcisi yedek üyesi olarak seçildi.

TÜRKİYE MYM'DEN

83İnşaat Sanayii

Konuşmasının devamında, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi’nin önemine de değinen Bakan Zümrütoğlu, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinin Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi ile eşleştirilmesinin bir sonucu olarak MYK Mesleki Yeterlilik Belgesinin ülkemizin uluslararası geçerliliği olan ulusal sertifikası haline geldiğini ifade etti. Zümrütoğlu, son olarak, tehlikeli işlere ilişkin mesleklerde getirilen Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğunun çalışanlar ve işverenler tarafından memnuniyetle karşılandığını ifade ederek, yeni seçilen Yönetim Kurulu’na görevlerinde başarılar diledi.

Genel Kurul’da, Kurumun 15.09.2017-30.09.2018 dönemi yönetim kurulu faaliyet raporu, 2019 Yılı Çalışma Programı ve Personel Planlaması, 2017 Mali Yılı Kesin Hesabı ve 2019 Yılı Bütçe ve Aidat Teklifi Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Âdem Ceylan tarafından sunuldu. Gerçekleştirilen faaliyetler ve çalışma programı, Genel

Kurul üyelerince takdirle karşılandı, sunulan rapor, teklif ve programlar Genel Kurulca oy birliği ile kabul edildi.

2018-2021 döneminde görev alacak MYK Yönetim Kurulu asıl ve yedek üyeleri için yapılan seçim sonucunda;

MYK Yönetim Kurulu asıl üyeliklerine,

• Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcisi olarak Âdem Ceylan,

• Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi olarak Dr. Recep Altın,

• YÖK temsilcisi olarak Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık,

• Meslek Kuruluşları temsilcisi olarak Bendevi Palandöken,

• İşçi Konfederasyonları temsilcisi olarak Dr. Osman Yıldız,

• İşveren Konfederasyonları temsilcisi olarak Celal Koloğlu,

oy birliği ile seçildi.

MYK Yönetim Kurulu yedek üyeliklerine,

• Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcisi olarak Şuayip Tuncal,

• Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi olarak Şennur Çetin,

• YÖK temsilcisi olarak Prof. Dr. Fatih Vehbi Çelebi,

• Meslek Kuruluşları temsilcisi olarak M. Burhan Aksak,

• İşçi Konfederasyonları temsilcisi olarak Mehmet Şahin,

• İşveren Konfederasyonları temsilcisi olarak Barış Haşemoğlu,

oy birliği ile seçildi.

Genel Kurul, Kurum Başkanı Âdem Ceylan ve Divan Başkanı Bağdadioğlu’nun teşekkür konuşmaları ile sona erdi.

84 İnşaat Sanayii

Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşları Abant’ta Bir Araya Geldi

Çalıştaya; statülerine, kapsamlarına, yetki sürelerine ve belge sayılarına göre değerlendirilerek Avrupa Eğitim Vakfı tarafından seçilen 40 yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın davet ettiği iş dünyası temsilcileri, Türkiye Mesleki Yeterlilik Merkezi uzmanları ve MYK’nın Genel Kurulu’nda yer alan kamu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasında, ulusal yeterlilik sisteminin geldiği noktaya dikkat çeken Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Âdem Ceylan, sınav ve belgelendirme faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ve Türkiye Yeterlilik Çerçevesi kapsamında yapılan çalışmaların ülkemizde yer alan tüm yeterliliklerin kalite güvencesinin sağlanacağını belirtti.

Ceylan, Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşlarının Paydaş Çalıştayı’nın

Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), Avrupa Eğitim Vakfı ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası iş birliğinde, 19-21 Eylül 2018 tarihleri arasında, Abant’ta “Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşları Paydaş Çalıştayı” gerçekleştirildi.

TÜRKİYE MYM'DEN

Avrupa Eğitim Vakfı, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Avrupa Birliği, MYK paydaşları ve YBK temsilcilerine teşekkür etti.

85İnşaat Sanayii

MYK’nın ikinci 10 yılındaki faaliyetlerine yararlı çıktılar sağlayacağını temenni ettiğini belirterek çalıştaya katkılarından ötürü Avrupa Eğitim Vakfı, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Avrupa Birliği, MYK paydaşları ve YBK temsilcilerine teşekkür etti.

Çalıştay açılış konuşmalarının ardından MYK Sınav ve Belgelendirme Dairesi Başkanı Mehmet Ordukaya, MYK’nın son yıllarda gerçekleştirdiği faaliyetlere ilişkin detaylı bir bilgilendirme sunumu yaptı. Ordukaya, sunumunda Kısa, Orta ve Uzun Vadeli Mesleki Yeterlilik Sistemi Politikalarına değindi ve mesleki

yeterlilik sistemi faaliyetlerine ilişkin istatistiki bilgiler verdi.

Eylül 2018 tarihi itibariyle 80 ilde 97.895 mesleki yeterlilik sınavı gerçekleştirildiğini, bu sınavlara katılan 400.000 kişiye MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi düzenlendiğini açıklayan Ordukaya, Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Düzenlenen MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi sayısının ise 378,280 olduğunu ifade etti.

Ordukaya, kurumlarınca yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarına gerçekleştirilen denetimlere değinerek Eylül 2018 tarihi itibariyle 215’i habersiz olmak üzere toplam 668 denetim gerçekleştirildiğini belirtti.

Çalıştayın ilk günün sonunda, Avrupa Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen gala yemeği organizasyonunda, 400.000 MYK Mesleki Yeterlilik Belgesinin düzenlenmesi anısına bir kutlama gerçekleştirildi.

86 İnşaat Sanayii

87İnşaat Sanayii

Mesleki yeterlilik konusunda ilkelerinden taviz verilmediğini vurgulayan Ordukaya, yeterlilik kurallarına uymayan 37 kuruluşta 131 sınav hakkında durdurma kararı alındığını, 3 kuruluşun Yönetim Kurulu tarafından 8 ulusal yeterlilik yetkisinin askıya alındığını, 2 kuruluşta kısmi, 2 kuruluşta tüm yetki iptali olduğunu ifade etti.

İş dünyası temsilcilerinin ve MYK uzmanlarının farklı konulardaki sunum ve tartışma oturumları ile devam eden Çalıştay'da paydaşların sistemden beklentileri ve sisteme ilişkin görüşleri de değerlendirildi.

Çalıştayın ilk günün sonunda, Avrupa Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen gala yemeği organizasyonunda, 400.000 MYK Mesleki Yeterlilik Belgesinin düzenlenmesi anısına bir kutlama gerçekleştirildi.

Çalıştayın 2. ve 3. Gününde, ulusal yeterlilik sisteminin farklı boyutları ile masaya yatırılarak değerlendirilmesi, varsa eksiklerinin tespit edilerek çözüm önerilerinin sunulması amacıyla 18 başlıkta tartışma grupları yürütüldü. Çalıştayın kapanış oturumunda ise tüm çalışmalar raporlanarak önümüzdeki faaliyet dönemine ilişkin tarafların beklenti ve önerileri dile getirildi.

İş dünyası temsilcilerinin ve MYK uzmanlarının farklı konulardaki sunum ve tartışma oturumları ile devam eden çalıştayda paydaşların sistemden beklentileri ve sisteme ilişkin görüşleri de değerlendirildi.

88 İnşaat Sanayii

TÜRKİYE MYM'DEN

Ülkemizde belge enflasyonunun önlenmesi, sektörün nitelikli ve belgeli iş gücü ihtiyacının karşılanması için Mesleki Yeterlilik Kurumu faaliyetlerde bulunmaktadır.

Çalışma hayatının temel noktasını oluşturan meslekler, insanlar için yaşamlarını sürdürebilmek adına öğrenmek, edinmek zorunda oldukları bir kavramdır. Mesleklerin öğrenilmesi ve çalışma hayatının sürdürülmesi için belirli bir öğrenme periyoduna ihtiyaç vardır. Bu öğrenme periyodu, bazen örgün ve yaygın eğitim ile yani eğitim sistemi dahilinde, bazen de sargın eğitim ile sektör içerisinde kişisel kazanım yoluyla tamamlanabilir. Örgün ve yaygın eğitim sistemi içeriside tamamlanan öğrenme periyodları; eğitimin alındığını ve başarıyla sonlandırıldığını gösteren resmi belgeler aracılığıyla ispat edilebilmektedir. Örneğin; ilk, orta ve yüksek öğretim mezuniyet belgeleri, tamamlanan öğrenme periyodlarını kanıtlayıcı niteliktedir. Bununla birlikte alanda, yani sektörün içerisinde,

kişisel becerilerin geliştirilmesi ve mesleğin gerektirdiği yetkinliklerin öğrenilmesi yoluyla meslek edinilebilir. Serbest öğrenmeyle kazanılan ve diğer bir deyişle alaylı olarak tabir edebileceğimiz bu yöntemin de çalışma hayatının ihtiyaçları doğrultusunda kaliteli, nitelikli ve ispat edilebilir olması gerekmektedir. Bu noktadan hareketle bireyler, iş dünyasında yer edinebilmek amacıyla ilgili sektördeki kabiliyetlerini, özelliklerini ve seviyesini ortaya koyabileceği bir belgeye ihtiyaç duymaktadırlar.

Bireylerin bu gereksinimlerinin karşılanması adına, çeşitli kurum-kuruluş faaliyetleri bulunmakta ve birçok mesleğin belgelendirilmesi yapılmaktadır. Bu alanda verilen belgelerin kalite güvencesine sahip

Belgelerin Uluslararası Geçerliliğinde Ulusal Yeterlilik Çerçevelerinin Rolü

Ahmet Turan YıldırımMesleki Yeterlilik Kurumu

Uzman Yardımcısı

89İnşaat Sanayii

olması, belgeleri edinen kişilerin ise sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip olması beklenmektedir. Ancak özellikle mesleki alanda, ülkemizdeki çoğu belgenin istenen özelliklere sahip olmadığı ve bu durumun belge enflasyonuna yol açtığı görülmektedir. Bu açıdan belge enflasyonunun önlenmesi, sektörün nitelikli ve belgeli iş gücü ihtiyacının karşılanması için Mesleki Yeterlilik Kurumu faaliyetlerde bulunmaktadır.

Mesleki Yeterlilik Kurumu; önceki öğrenmelerin tanınması, iş piyasasının ve eğitim kurumlarının öncelikli ihtiyaçları doğrultusunda alanında uzman kişilerce oluşturulmuş olan ulusal meslek standartları aracılığı ile kişilerin icra edecekleri mesleklerin ulusal düzeyde hatlarının çizilmesi, meslek gereksinimlerinin tanımlanması, bu doğrultuda

oluşturulan ulusal yeterlilikler aracılığı ile de meslekleri icra eden kişilerin sahip olması gereken bilgi, beceri, yetkinliklerin tanımlanması ve yeterliliklerin çıktısı olarak ortaya çıkan belgelerin uluslararası alanda karşılıklı olarak tanınması, aktif belgeli iş gücü hareketliliğinin sağlaması ve yeterliliklerin kalite güvencesinin sağlanması adına Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinin oluşturulmasına ilişkin faaliyetleri yürütmektedir.

Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından oluşturulacak olan Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi, bir Ulusal Yeterlilik Çerçevesidir. Ulusal Yeterlilik Çerçevesi (UYÇ) ise bir ülkede var olan yeterlilikleri tanımlamak, belirlenmiş ölçütlere göre sınıflandırmak ve karşılaştırmak için kullanılan, seviyelerden oluşan ilkeler ve kurallar bütünüdür. UYÇ, bir ülkede bulunan yeterlilik sistemlerini

bütünleştirmekte ve yeterlilik sistemleri arasında eşgüdümü sağlamakta; yeterliliklerin kalite standartları çerçevesinde daha şeffaf ve tanımlanabilir olmasını sağlamakta ve öğrenenlerin yeterlilikler arasında yatay ve dikey hareketliliğini kolaylaştırmaktadır. Bu kapsamda Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi, ilk, orta ve yükseköğretim dâhil, meslekî, genel ve akademik eğitim ve öğretim programları ve diğer öğrenme yollarıyla kazanılan tüm yeterlilik esaslarını gösteren ulusal yeterlilikler çerçevesidir.

Bir ülke içerisindeki yeterlilik sistemlerinin bir bütün haline getirilmesi ve bunlar arasında eşgüdümün sağlanması için Ulusal Yeterlilikler Çerçevesi oluşturulduğu gibi dünyanın çeşitli yerlerinde ülkeler arası aynı uyumun sağlanabilmesi için de Bölgesel Yeterlilik Çerçeveleri

90 İnşaat Sanayii

Dünya genelindeki bölgesel yeterlilik çerçeveleri arasında ülkemiz açısından en önemlisi Türkiye’ nin de dahil olduğu Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi’dir

oluşturulabilmektedir. Bölgesel Yeterlilik Çerçeveleri, UYÇ’ler arasında karşılaştırma yapılması ve UYÇ’lerin birbirleriyle ilişkilendirilmesi gereksinimi nedeniyle ortaya çıkmıştır. Bu çerçeveleri bir üst çerçeve, uyumlandırma merkezi veya referans alınan yapı olarak görmek mümkündür. UYÇ, bir ülke içindeki yeterliliklerin çeşitli kurum kuruluşlardan alınan belgelerin birbiriyle uyumlu hale getirilmesi ve ortak bir kalite sisteminin inşa edilmesi için kurulduğu gibi bölgesel yeterlilik çerçeveleri de aynı şekilde üst seviyede aynı koşulların sağlanması ve belgeli iş gücünün ülkelerarası hareketliliğinin sağlanmasını amaçlamaktadır.

Dünyanın çeşitli yerlerinde bu üst çerçeveleri görmemiz mümkündür. Kuzey Amerika Bölgesinde Karayipler Yeterlilikler Çerçevesi, Pasifik Okyanusuna komşu ülkeler arasında Pasifik Yeterlilikler Çerçevesi, Orta Doğu’da Körfez Yeterlilik Çerçevesi, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği Çerçevesi ve Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi bunlara örnek olarak verilebilir.1

Dünya genelindeki bölgesel yeterlilik çerçeveleri arasında ülkemiz açısından en önemlisi Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi’dir. AYÇ, Avrupa’daki yeterliliklerin şeffaflığının sağlanması, yeterliliklerin farklı ülkeler arasında taşınmasının teşvik edilmesi, yeterliliklerin tanınması ve farklı UYÇ’ler arasında karşılaştırma yapılabilmesi için bir üst çerçeve görevi görmektedir. Bu kapsamda UYÇ’lerin AYÇ ile referanslanması, taraflar arasındaki sistemlerin birbirleriyle uyumunun sağlanmasının önünü açacaktır. Referanslanma

1 http://www.cedefop.europa.eu/ Inventory Of Regional Qualifications Frameworks

ile ülkelerde kullanılan belgelerin AYÇ’ye referanslanmış ülke sistemlerinin birbiri arasında tanınma ve geçerliliği açısından önemli bir aşama kaydedilmiş olacak, belgeli iş gücünün anlaşmaya taraf ülkeler arasında hareketliliği adına yol alınmış olacaktır. Ancak üst çerçevede ortak bir referans noktası oluşturmak demek belgelerin karşılıklı olarak tanındığı ve taraf ülkeler arasında geçerliliğe sahip olduğu anlamına gelmemektedir. Ama belge geçerliliğine uluslararası bir kimlik kazandırma adına en etkin ve geçerli yöntem olduğu değerlendirilmektedir.

Türkiye yeterlilikler çerçevesi,

29 Mart 2017 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu ve Mesleki Yeterlilik Kurumu temsilcilerinden oluşan heyet Türkiye Referanslama Raporunun2 sunumunu gerçekleştirmiş ve sunum sonrası yapılan değerlendirme ile Avrupa Yeterlilikler Çerçevesine referanslandırılmıştır. Bununla birlikte MEB, YÖK ve MYK tarafından verilen ve Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinde yer alan yeterliliklerin üst çerçeveye taraf UYÇ’ler tarafından tanınması yani belgelerin uluslararası geçerliliği, daha ulaşılabilir hale gelmiştir. Referanslamanın bir sonraki aşaması olarak Türkiye, karşılıklı tanıma anlaşmaları yoluyla yahut ortak referans noktasında buluşarak, Avrupa Birliğine üye olmasa dahi, Avrupa Bütünleşmesinin son aşaması olan Ortak Birlik yapısının en önemli parçalarından biri olarak kabul edilen serbest iş gücü dolaşımına dahil olma yolunda ilerlemiş olacaktır. Bu doğrultuda nitelikli ve belgeli iş gücü hareketliliği sağlanarak taraf ülkelerin belgelerinin karşılıklı tanınmasına bir adım daha yaklaşılmış olacaktır.

2 (http://www.myk.gov.tr/images/articles/TYC/Tyc_bilgi_merkezi/Tanitim_materyalleri/TRR.pdf)

91İnşaat Sanayii

Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından oluşturulacak olan Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi, bir Ulusal Yeterlilik Çerçevesi'dir.

UYÇ’ler ve AYÇ seviyelerden oluşan yapılardır. Her seviyeye karşılık gelen bilgi, beceri ve yetkinlikler belirlenerek seviye tanımlayıcıları oluşturulmuş ve belgelerin seviyelerdeki konumlandırmaları bu tanımlayıcılar doğrultusunda yapılmıştır. Yani bir ülke içerisinde verilen belgeler o ülke UYÇ’si içerisinde belirli seviyelerde yerini almakta ve AYÇ gibi üst çerçeveler aracılığı ile bir başka ülkedeki UYÇ seviyesinde karşılığını bulmaktadır. Belgelerin uluslararası geçerliliğinin sağlanması; ülkelerde uygulanan yeterlilik sistemlerinin doğru tanımlanması ve UYÇ’ler aracılığı ile bir belgenin karşı ülkede hangi seviyeye karşılık geldiğinin tespit edilmesi ile mümkün olabilecektir. Ülkemizde TYÇ’nin AYÇ ile referanslandırılması

gerçekleştirilmiş durumdadır. Bir sonraki aşama ile birlikte kalite güvencesi sağlanmış tüm yeterlilikler TYÇ’ye yerleştirilecektir. Böylelikle Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından verilen belgelerin yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu tarafından verilmiş belgeler de dahil ulusal yeterlilik sisteminin tüm bileşenlerinin UYÇ kapsamında öğrenme kazanımları ile tanımlama, sınıflandırma ve karşılaştırmaları yapılarak bütünleşik bir yapı ortaya çıkarılacaktır. Tüm bu çalışmaların tamamlanmasının ardından üst çerçevede yani AYÇ’de oluşturulan ortak uzlaşı ve referans noktasından hareketle karşılıklı tanımalar hayata geçirilip verilmekte olan ulusal belgelere, uluslararası geçerlilik ve hareket kolaylığı sağlanmış olacaktır.

92 İnşaat Sanayii

“Tiyatro bir kez yaşanır” İstanbul Tiyatro Festivali

Karsu, 7 Aralık’ta Ankara’da

KÜLTÜR SANAT AJANDASI

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali, 22. kez 17 Kasım – 4 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor.

“Tiyatro bir kez yaşanır” sloganıyla düzenlenen 22. İstanbul Tiyatro Festivali’nde şehrin her iki yakasında 12 uluslararası, 12 yerli yapım 18 farklı mekânda tiyatroseverlerle buluşacak.

18 gün sürecek festival boyunca dans ve performans gösterilerinin yanı sıra okuma tiyatroları, söyleşiler, film gösterimleri, atölye çalışmaları ve ustalık sınıfları gibi ücretsiz yan etkinlikler de gerçekleştirilecek.

Festival, dünya tiyatrosuna yön veren uluslararası toplulukların güçlü performanslarından yerli yapımların merakla beklenen prömiyerlerine,

güncel performanslara, Belçikalı ve Türkiyeli sanatçıların birlikte gerçekleştirdikleri çalışmalara dolu dolu ve heyecan verici bir program sunuyor.

"New York Carnegie Hall, North Sea Jazz Festivali gibi dünyanın en önemli sahnelerinde verdiği konserlerde ayakta alkışlanan Karsu; caz, blues, soul, funk ve Türk Müziği’ni harmanlayarak kendi deyimiyle 'Karsu Müziği'ni sahneye taşıyor.

Caz, blues, soul, funk müziklerini Türk müziğiyle birleştirerek kendi tarzını yaratan Karsu kendi besteleri olan İngilizce parçaların yanı sıra Türk parçalarına getirdiği yeni yorumlarla da müzikseverlerin beğenisini kazandı.

2016 yılında Hollanda’nın en prestijli ödülü “Edison Jazz/World” kazanan ilk Türk sanatçı olan Karsu bu yıl Atlantic Records’un kurucusu Ahmet Ertegün’ü anlattığı projesiyle Avrupa’da müzik eleştirmenleri ve izleyicilerden büyük övgü aldı.

Karsu 7 Aralık’ta Ankara MEB Şura Salonu’nda sahne alacak.

Önümüzdeki günlerde kentler ve özellikle tatil beldeleri yine kültür sanat etkinlikleriyle renkleniyor. Kültür sanat haberlerinden seçtiklerimizi İnşaat Sanayii okurlarımız için derledik.

93İnşaat Sanayii

Uluslararası Gitar Festivali üçüncü kez kapılarını açıyor

Yasmin Levy, 20 Aralık’ta İstanbul’da

3. CRR Uluslararası Gitar Festivali 16-18 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek.

Festivalde günümüzün en önemli gitaristleri arasında sayılan gitaristler İspanyol gitarist Marco Socias ve İgnacio Rodes’in yanında festivalde İtalya’dan Salvatore Seminera, Arjantin’den Latin müziğin duayenlerinden Ricardo Moyano, Venezuela’dan Gabriel Gullien, Fransa’dan Laurent Boutros gibi gitaristler performans sergileyecekler.

Türkiye’nin yetiştirdiği ve dünyada birçok önemli salonlarda verdiği başarılı konserlerle ülkemizi temsil eden başarılı gitaristler de festival boyunca konserler verecekler.

Üç gün boyunca dünyaca ünlü gitar sanatçılarını misafir edecek festivalde

konserlerin yanında, önemli gitarist ve gitar eğitimcileri tarafından ustalık sınıfı çalışmaları da yapılacak.

Sanatçılar Cemal Reşit Rey Konser Salonunda müzikseverlerle buluşacak.

Latin ve Sefarad müziğinden İspanyol flamenkosuna Arjantin tangosundan Portekiz fadosuna kadar dünyanın farklı coğrafyalarında müzikleri harmanlayan Yasmin Levy, Türk ezgileriyle de dinleyicilerini farklı bir müzikal yolculuğa davet ediyor.

6 yaşındayken piyano çalmayı öğrenen ve 21 yaşında ilk kez izleyici karşısına çıkan, Türk yaylı çalgılarının zengin tonları ile flamenko gitarının tutkulu sesini buluşturan Yasmin Levy, viyolonsel, piyano gibi batı müziği enstrümanlarıyla doğunun ritimlerini harmanlayarak benzersiz tarzını oluşturuyor.

“Naci en Alamo”, “Hasta Siempre Amor”, “La Alegria”, “Me Voy” gibi şarkılarıyla milyonları kendine hayran bırakan Yasmin Levy, 20 Aralık'ta İstanbul Volkswagen Arena’da sahne alacak.

94 İnşaat Sanayii

KÜLTÜR SANAT AJANDASI

Eren Eyüboğlu: Yaşamı ve İşleri

Suna Kan Ustalara Saygı Konseri

“Doğada insan hep kendini bulur. Hep ustalardan bakıp resim yaparsan sen yok olursun, hep kendi cebinden harcar tükenirsin…’’ Eren Eyüboğlu

Eren Eyüboğlu’nun şimdiye kadar açılmış en kapsamlı sergisi olan ‘‘Eren Eyüboğlu –Life&Works’’ sergisi 10 Mart 2019 tarihine kadar CerModern Ana Galerisi’nde ziyaret edilebilecek. Küratörlüğünü CerModern Sanat Programları Yönetmeni Zihni Tümer’in üstlendiği sergide sanatçıya ait seramik, karakalem, yağlıboya, suluboya, ve guaj boya eserlerin yanı sıra eskizler ve özel fotoğraflar da sergilenecek.

Eren Eyüboğlu

Eren Eyüboğlu’nun Romanya’nın Yaş kentinde başlayan ve oradan Paris’e Andre Lhote’un atölyesine uzanan sanat eğitimi, 1931 yılında Şair ve Ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu ile karşılaşmasından sonra Türkiye’ye uzanmıştır. Eren Eyüboğlu, yaşamı

boyunca farklı teknikleri, farklı etkileri, birbirinden farklı formlara ve alanlara uygulayabilmiş bir sanatçıdır.

Anadolu’nun pek çok yerini gezen ve resimlerinde yarı soyut dışavurumcu denebilecek bir doğa görüşüyle,

Anadolu insanını ve geleneksel yaşama dair konuları işleyene Eyüboğlu, yapıtlarında folklorik özellikleri plastik değerlerle bütünleştirmiş, süslemecilikten kaçınmış, portre ve figürlerinde ışık-gölge dağılımını bu kaygı doğrultusunda düzenlemiştir.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası "Suna Kan / Ustalara Saygı Konseri" 22-23 Kasım tarihlerinde CSO Konser Salonu'nda gerçekleştirilecek.

Cemi’i Can Deliorman şef

Yiğit Karataş keman

Program

Jean Sibelıus Keman Konçertosu Re Minor Op.47

Ludwig Van Beethoven 7. Senfoni La Majör Op.92

95İnşaat Sanayii

İncesaz, 29 Kasım'da Ankara MEB Şura Salonu'nda

Sibel Can Başkentli Sevenleriyle Buluşacak

IV. Murat Operası Ankaralı Sanatseverlerle Buluşuyor

1997 yılında Murat Aydemir (tanbur), Derya Türkan (kemençe) ve Cengiz Onural (gitar) tarafından kurulan İncesaz, kendi bestelerinin yanı sıra geleneksel Türk müziği repertuarından seçtikleri eserleri de farklı bir anlayışla yorumluyor.

29 Kasım’da MEB Şura Salonu’nda sahne alacak İncesaz, hem gruba ait hem de geleneksel şarkıları kendilerine has üsluplarıyla yorumlayacak.

Ünlü sanatçı Sibel Can, 24 Kasım’da Congresium Ankara’da sahne alacak. Sibel Can, dünden bugüne sevilen şarkıları ve sahne şovuyla sevenlerine unutulmaz bir gece yaşatacak.

Yaşamı, sinema filmleri, dizi film ve tiyatro oyunlarına da konu olan Osmanlı padişahlarından Sultan 4. Murat'ın hayatından kesitlerin yer aldığı "IV. Murat" operası, Ankara Devlet ve Opera Balesi Genel Müdürlüğü Opera Sahnesi’nde izleyiciyle buluşuyor.

Besteci ve orkestra şefi Okan Demiriş'in eseri olan ve librettosunu (eser metni) Turan Oflazoğlu'nun yazdığı "IV. Murat" operasının rejisi Haldun Özerten’e ait.

Temsil tarihleri: 26 Kasım, 8 Aralık, 12 Aralık, 24 Aralık

96 İnşaat Sanayii

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, 10 Eylül 2018 tarihinde Adalet Bakan Yardımcısı Hilmi Bilgin’i makamında ziyaret etti.

İNTES kuruluşu olan Türkiye Arabuluculuk Merkezi’nin çalışmaları hakkında bilgi veren Başkan Koloğlu, Merkez bünyesinde yapılan ihtiyari arabuluculuk görüşmelerinde elde

edilen başarının iş uyuşmazlıklarında uzlaşma kültürünün temellerini atan önemli bir gelişme olduğunu vurgulamıştır.

Görüşmede, Bakan Yardımcısı Bilgin’e sunulan rapor ile yurt dışında Türk işçisi çalıştırılmasında karşılaşılan sorunlar, mahkemelerce yapılmakta olan emsal ücret araştırmalarında

yaşanan uygulama sorunlarına ilişkin görüş ve öneriler paylaşılmıştır.

Bakan Yardımcısı Bilgin, raporda belirtilen hususlara ilişkin inceleme yapacaklarını ve İNTES ile teknik çalışmalar yapılabileceğini, sorunlara çözüm getirmek adına iş birliği yapmaya hazır olduklarını ifade etmiştir.

Adalet Bakan YardımcısıHilmi Bilgin Ziyareti

HABERLER

Adalet Bakan Yardımcısı Hilmi Bilgin’e yapılan ziyarette, inşaat sektöründe yurt dışında işçi çalıştırılmasına ilişkin sorunlar gündeme getirildi

97İnşaat Sanayii

İNTES Yönetim Kurulu Üyesi Barış Haşemoğlu, 4 Eylül 2018 tarihinde, yeni kabinede Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı olarak atanan Fatma Varank’ı ziyaret ederek yeni görevi dolayısıyla tebrik etti.

Ziyarette Haşemoğlu; İNTES ve Bakanlık arasında geçmişten bugüne güçlü bir bağ olduğunu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Sayın Bakan Murat Kurum ve Bakan Yardımcısı Varank gibi değerli ekibinin çevre ve şehircilik alanında çok önemli işler gerçekleştireceğini belirtti.

İnşaat sektörünün ve İNTES üyelerinin sektöre katkılarını anlatan Haşemoğlu,

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yürütülen Kentsel Dönüşüm projelerinin Türkiye’nin kalkınması için çok önemli bir fırsat olduğunu ifade etti.

Görüşmede Haşemoğlu, sektörün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı alanına giren öncelikli konularını aktardı ve sorunlara ilişkin görüş ve önerilerini belirtti.

Bakan Yardımcısı Varank’a fiyat farkı ve işlerin tasfiyesi, kamu ihale mevzuatına ilişkin önemli sorunlar, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’nün yeniden kamu binaları yapım işinde düzenleyici kuruluş olması, yapım müteahhitlik tanımı ve müteahhitlik kriterleri belirleme

çalışmaları, yapı denetim şirketlerinin konut inşaatlarına ilişkin denetim raporlarında mesleki yeterlilik belgesi şartı araması, kentsel dönüşüm, Yüksek Fen Kurulu çalışmalarına ilişkin öneriler konularını içeren rapor sunuldu.

Haşemoğlu, İNTES’in TSE ile birlikte yürütmekte olduğu Yapı Müteahhitlik Yeterlilik Kriterleri çalışmasında gelinen aşamalar hakkında da bilgi verdi. İNTES kuruluşu Türkiye Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezi’nde Türkiye genelinde gerçekleştirilen mesleki yeterlilik sınavlarını anlatarak gelecek döneme yönelik planlardan söz etti.

Çevre ve Şehircilik Bakan YardımcısıFatma Varank Ziyareti

HABERLER

İnşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri aktarmak amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Fatma Varank ziyaret edildi.

98 İnşaat Sanayii

Ankara Sanayi Odası-ASO Başkanı Nurettin Özdebir ve İNTES Genel Sekreteri H. Necati Ersoy 27 Eylül 2018 tarihinde Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay’ı ziyaret eti. Ziyarette Başkan Özdebir Türkiye Cumhuriyeti Yeni Hükümet Döneminde Bakan Yardımcısı görevini sürdüren Alpay’ı tebrik ederek, başarılar diledi.

Başkan Özdebir Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadelede kararlı bir tutum sergilendiğini, savunma sanayinde yerli ve milli teknoloji alanında çok önemli gelişmeler kaydedildiğini anlatı.

ASO ve İNTES’in Türkiye’nin iş dünyasına önemli hizmetler sunan sivil toplum kuruluşları olduklarından söz eden Özdebir, her iki kuruluşun özellikle topluma nitelikli iş gücü kazandırılmasının önemli misyonu olduğunu ve buna ilişkin faaliyetlerini anlattı.

Özdebir bu faaliyetlerin başında 5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu kapsamında yürütülen mesleki yeterlilik ve belgelendirme çalışmalarının geldiğinden söz etti. Bakan Yardımcısı Alpay’a bu alanda İNTES tarafından kurulan Türkiye Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezi –TÜRKİYE MYM ve ASO kuruluşları olan Ankara Sanayi Odası Mesleki Test ve Sertifikalandırma Merkezi -ASO METES ile 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesi Mesleki Test ve Sertifikalandırma Merkezi İktisadi

İşletmesinde belgelendirme faaliyeti yürütüldüğüne değinildi.

Özdebir Türkiye MYM’nin inşaat sektörüne özgü 19 meslekte, ASO METES’in sanayi alanında 28 meslekte yetkilendirilen kuruluşlar olarak Türkiye genelinde mesleki yeterlilik ve belgelendirme faaliyetlerini başarıyla yürüttüğünü her iki kuruluşun da sistemin kalitesinden taviz vermediğini dile getirdi.

Başkan Özdebir konuya ilişkin önerilerini şu ifadelerle anlattı “Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde askerlik görevini yerine getirmekte olan erler veya devamlılık arz eden teknik ve kritik uzmanlık görevlerinde bulunan erbaşların görevlerini yerine getirirken mesleki becerilerini arttırmak ve

yetkinliklerini belgelendirmek üzere yapılacak çalışmaların, söz konusu görevlerdeki personelin niteliklerini arttıracağına ve istihdama olumlu etkilerinin olacağına inanmaktayız. Sektördeki ihtiyaç ve potansiyel değerlendirildiğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yer alan er ve erbaşların silah altında bulundukları dönemde Mesleki Yeterlilik Belgesi sahibi olmaları halinde askerlik görevlerini tamamlamalarını takiben istihdam olanaklarını da arttıracaktır.”

Özdebir konuya ilişkin gerek ASO’nun gerekse İNTES’in Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yer alan asker ve personelin mesleki yeterlilik sınavlarının gerçekleştirilmesi konusunda verilecek tüm görevlerin üstlenilmesine hazır olduğunu belirtti.

ASO ve İNTES’ten Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay’a Ziyaret

HABERLER

Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay’a düzenlenen ziyarette ASO ve İNTES’in mesleki yeterlilik alanında yapılan çalışmaları anlatıldı, iş birliği önerisinde bulunuldu.

99İnşaat Sanayii

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, DSİ Genel Müdürü Mevlüt Aydın’ı yeni görevine atanması dolayısıyla makamında ziyaret ederek tebrik ve başarı dileklerini iletti.

Koloğlu, son dönemde Türkiye ekonomisinin ekonomik bir savaş içerisinde olduğunu belirterek, döviz kurlarındaki artışlar nedeniyle sektörde girdi maliyetlerinde çok yüksek artışlar olduğunu ve bu durum nedeniyle sektör mensuplarının zor günler geçirdiğine değindi.

Tasfiye Hakkı ve Fiyat Farkı Kararnamesi çalışmalarının sektör için büyük önem arz ettiğini ifade eden Koloğlu, Genel Müdür Aydın’a kamu ihale mevzuatından kaynaklanan sorunlar hakkında, sektör görüş ve taleplerini aktardı.

2016 yılından bu yana sektör girdilerinde meydana gelen yüksek fiyat artışları ile yaşanan sorunların çözümü için gerçek fiyatları yansıtan Fiyat Farkı Kararnamesi ve Tasfiye Kararnamesinin çıkartılması konusuna değinen Koloğlu, özellikle yapım işlerinde kullanılan akaryakıt, demir ve çimento, boru, bitüm vb. malzeme fiyatlarında öngörülemeyen ve fahiş artışlar nedeniyle yüklenicilerimizin mali sorunlar yaşamakta olduğunu hatırlattı.

Koloğlu, kamu ihale mevzuatından kaynaklanan sorunları aktararak Kamu İhale Kanunu ile ilgili yeni bir düzenleme yapılması ve kanun ve alt mevzuat çalışmalarının yeniden ele alınmasının önemine vurgu yaptı.

Genel Müdür Aydın, görüşmede, DSİ olarak güçlü müteahhitlere ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.

Müteahhidin talebi halinde tasfiye imkânı sağlayacak bir kararname çıkarılmasının ihtiyaç haline geldiğini belirten Aydın, Fiyat Farkı Kararnamesinin mağduriyetleri giderecek şekilde güncellenmesi ve işin yapımında kullanılan malzemelerin ağırlık oranlarına göre bir fiyat farkı sistemine geçilmesi gerektiğini ve DSİ olarak süre uzatımlarıyla ilgili sorunu çözdüklerini belirtti.

19 Ağustos 2018 tarihi itibariyle DSİ Genel Müdürlüğüne atanan Mevlüt Aydın, DSİ'de son olarak Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürütüyordu.

DSİ Genel Müdürü Mevlüt Aydın’a Ziyaret

HABERLER

İNTES Başkanı Celal Koloğlu, DSİ’nin Genel Müdürlük görevine atanan Mevlüt Aydın’ı makamında ziyaret ederek, sektör sorunlarını anlatarak, kurum çalışmaları hakkında bilgi aldı.

100 İnşaat Sanayii

İNTES Yönetim Kurulu Üyesi Merdan Hürmeydan, 22 Ekim 2018 tarihinde, İLBANK Yönetim Kurulu Başkanı ve Yüksek Fen Kurulu Başkanı Ertan Yetim’i makamında ziyaret etti.

Hürmeydan; görüşmede, İNTES ve Yüksek Fen Kurulunun, Sendikanın kuruluşundan bugüne ortak bir sinerjiyle önemli işler yürüten kurumlar olduğundan söz etti.

Yüksek Fen Kurulunun geçmişte aktif olarak görev yapan büyük tecrübelere sahip önemli bir kurul olarak görevini sürdürmekte olduğunu ifade eden Hürmeydan, bu önemli tecrübe ve bilgi birikimi doğrultusunda, Yüksek Fen Kurulu kararlarının tıpkı bir bilirkişi

incelemesi olarak değerlendirilerek idarelerce kabul edilmesinin önemine vurgu yaptı.

Hürmeydan, “Kurulun tecrübeleri son derece önemlidir ve ciddi bir içtihat birikimi vardır. Öncelikle ihalelerde itiraz ve itirazen şikayetlerin Yüksek Fen Kuruluna yapılması ve Kurul Kararlarının taraflar yönünden bağlayıcı olması, Kurul kararlarına karşı doğrudan Danıştayda dava açılabilir olması şeklinde yeni bir yapılanmaya ihtiyaç bulunmaktadır.” dedi.

Görüşmede, Yüksek Fen Kurulunun güçlü birikimi ile kamu

İhale sözleşmeleri konusunda hakem rolünün güçlendirilmesi, mahkemelerce, başta emsal ücretler olmak üzere, Kuruldan görüş talep edilen konularda, Kurulun vermiş olduğu cevapların yargılama süreçleri açısından büyük önem taşıdığı, revize iş programı uygulamasının idareler nezdinde farklı yürütülmesinin hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açtığı, yapılan işe uygun iş programı ve fiyat farkı uygulamasına ihtiyaç olduğu aktarıldı.

Hürmeydan, teknik sorunların değerlendirilmesi amacıyla Yüksek Fen Kurulu üyelerinin konuşmacı olarak katılacağı ortak toplantı yapılmasının sektör tarafından ilgiyle izlenerek faydalı sonuçlar doğuracağına ilişkin görüşlerini açıkladı.

İNTES ile ortak çalışmalar yapılmasının kendilerince de faydalı görüldüğünü açıklayan Yetim, aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üstlendiği İLBANK’ın mülkiyetindeki İstanbul, Ankara, Trabzon, Gaziantep ve Elazığ’da bulunan 37 adet taşınmazın açık artırma ile satılacağı bilgisini paylaştı. Yetim, sözlerine ihalelerin 1 Kasım 2018 tarihinde yapılacağını ekleyerek ihaleye ilişkin bilgilere ve taşınmazlara ilişkin görsellere www.ilbank.gov.tr adresinden ulaşılabileceğini, ihalenin İNTES üyeleri ile paylaşılmasında yarar gördüğünü ifade etti.

Yüksek Fen Kurulu BaşkanıZiyaret Edildi

HABERLER

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu Başkanlığına Ertan Yetim atandı. Yetim’i yeni görevi dolayısıyla tebrik eden Merdan Hürmeydan, sektörün öncelikli sorunları hakkında bilgi verdi.

101İnşaat Sanayii

İNTES Yönetim Kurulu, ekonomi ve siyaset gündemini konuk konuşmacılarla değerlendirmeye devam ediyor.

Bu kapsamda Ekim ayında gerçekleşen Yönetim Kurulu toplantısına

Habertürk Gazetesi Köşe Yazarı ve Habertürk TV programcısı ve sunucusu Güntay Şimşek katıldı.

Gündeme ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantıya İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, Yönetim

Kurulu Başkan Vekilleri Deha Emral, Gürhan Özdemir, Kemal Güleryüz, İlhan Adiloğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Merdan Hürmeydan, Gültekin Güvensoy, Denetleme Kurulu Başkanı Deniz Kızılırmak ve Denetleme Kurulu Üyesi Murat Türkseven katıldı.

Ekim Ayı Yönetim Kurulu’nun Konuğu Güntay Şimşek’ti

HABERLER

İNTES Yönetim Kurulunun Ekim ayında gerçekleşen toplantısına gazeteci Güntay Şimşek davet edildi.

Güntay Şimşek 1968 yılında Erzurum’da doğmuştur. 1988 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi – Edebiyat Fakültesi’nden mezun olmuştur. Bursa’da lise eğitim aldığı yıllarda Tercüman gazetesinin İnci

ekinde ve Bulvar gazetesinde foto muhabiri olarak gazeteciliğe adım attı. Zaman gazetesi’nde muhabirlik, ekonomi servisi şef yardımcılığı ve haber müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur. 1998 yılında TGRT TV’de

Airport isimli havacılık programına başlayan Şimşek, bugün Habertürk Gazetesi’nde ekonomi yazarlığını ve Habertürk TV’de Airport program yapımcılığını ve sunuculuğunu sürdürmektedir.

Güntay Şimşek

102 İnşaat Sanayii

CK Enerji tarafından 2016 yılında başlatılan ‘Hayatı Aydınlat’ projesi, 5’inci etkinliğini 24 Eylül Pazartesi gecesi Grand Pera Emek Sahnesi’nde gerçekleştirdi. CK Enerji Boğaziçi Elektrik çalışanlarının ‘sesleriyle’ destek verdiği “Hayatı Aydınlat Konseri”, Günhan Özmen yönetiminde ve ünlü şarkıcı, söz yazarı Selami Şahin’in eşliğinde düzenlendi. Mekân sponsorluğunu Beyoğlu Belediyesi’nin üstlendiği konserden elde edilen gelirle 12’si İstanbul Avrupa Yakası,

CK Enerji’nin Hayatı Aydınlat Projesi, Engellilere ‘Enerji İstasyonu’ Oluyor

HABERLER

2016 yılından bu yana, İstanbul Avrupa Yakası’nda, 13 akülü sandalye şarj istasyonu kuran CK Enerji, bu sayıyı 2019 sonuna kadar 25’e çıkarmayı planlıyor. Ücretsiz olarak enerji dolumu yapılan bu istasyonlarla bir yandan engelli vatandaşların hayatın

içinde yer almalarına destek verilirken diğer yandan da farkındalık oluşturmak amaçlanıyor.

103İnşaat Sanayii

2’si Antalya, 1’i Sivas’ta olmak üzere toplam 15 akülü sandalye şarj istasyonu kurulması planlanıyor.

Avrupa Yakası'nda sayı 25’e çıkacak

Cengiz ve Kolin Şirketler Grubu çatısı altında faaliyet gösteren CK Enerji’nin 2016 yılından bu yana devam eden Hayatı Aydınlat projesi kapsamında; bugüne kadar 1’i CK Enerji Boğaziçi Elektrik Genel Müdürlüğü’nün önünde, 12’si Metro İstanbul duraklarında olmak üzere 13 akülü sandalye şarj istasyonu kuruldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkı ve destekleriyle belirlenecek yeni noktalarla bu sayı 2019 sonuna kadar 25’e ulaşacak. Hedef; İstanbul, Antalya, Burdur, Isparta, Sivas, Tokat ve Yozgat illerinde kilit ulaşım noktalarında yer alacak akülü sandalye şarj istasyonları ile engelli

vatandaşların yaşamın içinde yer almasına destek olmak ve farkındalık oluşturmak.

Hedef, hayatın içinde engelsiz yaşam

Konser öncesinde bir konuşma yapan Cengiz Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Cengiz, Hayatı Aydınlat projesi ile hayatın içinde engelsiz bir yaşama destek olmayı hedeflediklerini dile getirerek, “Bedensel engelli vatandaşlarımızın akülü sandalyelere sahip olması ne yazık ki hayatın içinde yer almalarına yetmiyor. Dışarı çıktıklarında akülü sandalyelerini şarj edecek istasyonlar da bulunmalı. Biz de değerli belediyelerimiz ile iş birliği yaparak ulaşımda kilit nokta olarak kabul edilen yerlere şarj istasyonları kuruyoruz. Özellikle siz değerli çalışma arkadaşlarımın projeye sahip çıkması bizler için çok önemli. Engelsiz

yaşam için projede yer alan ve destek veren herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyor ve Hayatı Aydınlat’maya devam diyorum.” ifadesini kullandı.

7 okula özel sınıf yapıldı

Hayatı Aydınlat Projesi çerçevesinde, akülü sandalye şarj istasyonlarının yanı sıra CK Enerji, ‘Association for Coaching Türkiye’ Koçluk Derneği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Türk Kızılay’ı ile birlikte özel çocuklara özel sınıflar da yapıldı. Konserlerde katılımcıların ve sponsorların bağışlarından oluşan kaynak, sınıf ve şarj istasyonlarının kurulması için kullanılıyor. Projenin önemli bir aşaması da ‘Association for Coaching Türkiye’ koçları tarafından sağlandı. Atanan öğretmenlere ve velilere gönüllülük esasına dayalı olarak koçluk hizmeti verildi.

104 İnşaat Sanayii

İnşaat sektörümüzün öncü firmalarından Cengiz Holding, farklı sektörlerdeki yatırımları ile ülkemize katma değer yaratmaya devam ediyor.

Cengiz Holding, 2004 yılında Türkiye’nin cevherden katot bakır üreten tek şirketi Eti Bakır’ı özelleştirmeden aldıktan sonra Mardin’deki Eti Bakır A.Ş. Mazıdağı Fosfat tesislerini bünyesine kattı. Şirket, işletmeyi devir aldığında sadece faaliyette olmayan fosfat madeni tesisleri vardı. Bugün devreye

alma aşamasında olan Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri, 1 milyon 580 bin metrekarelik bir alanda 5 ana fabrika ve 12 yardımcı tesisten oluşuyor.

Mazıdağı’nda hayata geçirilen projede, Türk mühendisler ile birlikte 22 ülkeden 285 mühendis çalıştı, fabrikanın inşaat aşamasında 5.000 kişi görev aldı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük özel sektör

Cengiz Holding’den Dev Yatırım

HABERLER

Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz, “Doğuya yatırım, Türkiye’ye borcumuzdur.” diyerek Eti Bakır Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri yatırımını hayata geçirdi. 1 milyon 580 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösterecek

fabrika, 25.000 kişiye istihdam sağlayacak.

Mazıdağı’nda hayata geçirilen projede, Türk mühendisler ile birlikte 22 ülkeden 285 mühendis çalıştı, fabrikanın inşaat aşamasında 5.000 kişi görev aldı.

105İnşaat Sanayii

yatırımı olacak yeni gübre fabrikasının toplam yatırım miktarı, 1,2 milyar doları geçmiş durumda, 2018 yılı sonunda ise tam kapasite hizmete girmesi planlanıyor.

Entegre çalışma anlamında dünyadaki sayılı tesislerden biri olan tesiste, mevcut en son teknolojiler kullanılıyor. Yatırımdan maksimum ölçüde üretimi hedefleyen Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz, bakır ile çıkarılan yan ürün olan piritten de faydalanılabileceğini belirtiyor.

Ekonomik değeri sınırlı olan bir ürün olan pirit, genelde içindeki zengin kükürt oranından dolayı gübre üretiminde kullanılan sülfürük asitin üretiminde kullanılıyor.

Mehmet Cengiz, gerçekleştirmiş olduğu yatırıma ilişkin şu ifadeleri kullandı; “Gübre tesisleri için önümüzde 2 alternatif vardı. Samsun’da geniş bir alan üzerine kurulu Eti Bakır tesislerine gerekli yatırımı yapabilir, fosfatı buradan Samsun’a taşıyabilirdik. Ancak ülkemize olan borcumuzu sanayi yatırımına ihtiyacı olan Mardin bölgesinde sıfırdan bu tesisleri kurarak ödemek istedik. Küre’den pirit cevherini buraya taşıyarak üretimi Mazıdağı’nda yapacak projeyi hayata geçirdik.”

Dünyanın sayılı kobalt üreticilerinden biri olacak

Mardin Entegre tesislerinde; akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayar ve elektrikli arabalar gibi birçok teknoloji ürününü çalıştıran bataryaların ana maddelerinden kobaltın üretimi de gerçekleştirecek.

Kobaltın oldukça önemli bir maden olduğuna, tesislerin üretime başladığında dünyanın sayılı kobalt üreticileri arasında yer alacağına vurgu yapan Cengiz, “Bildiğiniz gibi elektrikli araçlara küresel talebin artması ve akıllı telefon üreten şirketlerin kobalta yatırım yapacağını açıklaması kobaltın ne kadar önemli bir maden olduğunu gösteriyor. Yerli otomobilini yapmaya hazırlanan Türkiye, kobalt ile ilgili sıkıntı yaşamayacak.” dedi.

Cengiz, kobaltın ayrıca otomobillerde hava yastıkları yapımında, çelik kuşaklı radyal lastik yapımında, enerji türbin kanatlarında, diş protezinde ve özel çeliklerin yapımında kullanılmakta olduğu bilgisini paylaştı.

Hammaddenin %90’ı yerli olacak

Yeni gübre fabrikasının Türkiye’de hammaddeleri aynı yerde üretilen tek tesis olacağını belirten Cengiz, Mazıdağı Gübre Fabrikası’nda, hammaddenin %90’nının yurt içinden sağlanması planlanırken tesisin ihtiyacı olan elektriği de kendilerinin üreteceğini söyledi.

Proje cari açığın finansmanına katkı sağlayacak

Projenin ekonomide sürdürülebilir büyüme ve makroekonomik dengelerin sağlanması hedeflerine önemli katkı sağlayacağına vurgu yapan Cengiz, Türkiye’de gübre üretiminde kullanılan hammaddede %95 oranında dışa bağımlıyken, Mazıdağı Fabrikası’nın yılda 350 milyon dolarlık gübre ithalatının önüne geçeceğini, tesisin aynı zamanda 270 milyon dolarlık metal ithalatının da önüne geçeceği bilgini paylaştı.

Projenin istihdam potansiyeli

Cengiz Holding tarafından hayata geçirilen tesis, önemli istihdam potansiyeline de sahip. Tesis, inşaat aşamasında 5.000 kişiye doğrudan, 15.000 kişiye dolaylı iş imkânı sağladı. İşletme aşamasında 1.500 kişinin doğrudan istihdam edileceği tesis, 5 bin kişinin geçimini sağlayacak. Fabrikanın kurulmasıyla bölgede oluşacak ekosistemle 25 bin kişi işsizlik derdinden kurtulacak.

800 bin nüfusu olan Mardin’de 200 bin kişi, 18 yaş üstü. Mardin’de işsizlik oranı şu an yüzde 25 olduğundan ötürü 50 bin işsiz bulunuyor. Fabrikanın yaratacağı 25 bin kişilik ekosistemle Mardin’in işsizlik oranının önemli ölçüde azalması hedefleniyor.

Piritin Küre’den Mardin’e yolculuğu

Bakır ile birlikte Küre’den çıkarılan cevher Pirit de bu tesiste değerlendirilecek. Bugüne kadar içindeki kükürt özelliğinden dolayı sülfürik asit üretiminde kullanılmış olan pirit, son yıllarda özellikle petrol rafinerilerinde arıtma sonrası oluşan saf kükürtün sülfürik asit üretiminde tercih edilmesi nedeniyle artık bu amaçla kullanılmayan değerli bir atık. Pirit kavurucularda kavurulduktan sonra, oluşan kalsinasyon külü, metal geri kazanım tesisine gönderilmektedir. Burada kül, yüksek sıcaklık ve basınç altında sülfürik asit içerisinde liç edilerek çözelti haline getirilmektedir. Çözeltiden sırasıyla çöktürülen metaller, filtrasyon sonucu geri kazanılmakta, en son kalan demir cevheri ise peletleme işlemi yapılarak demir çelik fabrikalarına hammadde olarak gönderilecek hale getirilmektedir.

Sülfürik asitin değerlendirilmesi için sülfürik asidin hammadde olarak en çok kullanıldığı gübre üretim tesisi ile entegre olarak yapılmasına karar verilmiştir.

Mehmet Cengiz, kobaltın otomobillerde hava yastıkları yapımında, çelik kuşaklı radyal lastik yapımında, enerji türbin kanatlarında, diş protezinde ve özel çeliklerin yapımında kullanılmakta olduğu bilgisini paylaştı.

106 İnşaat Sanayii

İzmir merkezli Folkart Yapı, 850 Milyon TL’lik yatırım değeriyle adını en parlak yıldız VEGA’dan alan yeni projesini, İzmir’in en merkezi noktasında, Alsancak ile Halkapınar arasında, İzmir Körfezi’nin tam karşısında, her noktasından panoramik körfez manzarasına sahip bir konumlanma ile hayata geçiriyor. Yeni proje, şehrin en iddialı ve en parlak projesi olarak adlandırılıyor.

Şehrin kalbinde, yenilikçi bir mimari anlayışla tasarlanan proje, tüm noktalarından denizi kucaklayacak şekilde konumlandırıldı.

Proje, 4 bloktan oluşuyor. En yüksek blok, 136 metre yüksekliğinde ve 38 kattan meydana geliyor. Proje, 20 bin

715 metrekarelik alanda yükselecek. 843 konut ile 53 ticari alandan oluşacak proje, uygulama olarak çok sayıda ilki bünyesinde barındırıyor. Projenin 2021 yılının Eylül ayında teslim edilmesi hedefleniyor. Projede, her odada klima yer alıyor. Yerden ısıtmalı projede, akıllı ev sistemleri bulunuyor.

Yeni Alsancak olarak adlandırılabilecek alandaki bu muhteşem proje, aynı zamanda yatırımına yeni başlanan Medicana International Hospital’in de komşusu olacak. Proje, çok zengin ve çok özel sosyal olanaklarıyla hızla değerlenen bir bölgede yaşamak ve yatırım yapmak için kaçırılmaz bir fırsat.

Projede; ticaret, sokak, yaşama alanı, mahremiyet-kamusal alan ilişkileri

İzmir’in Parlak Projesi: Folkart Vega

HABERLER

Adını, Lir takım yıldızındaki en parlak yıldızdan alan Folkart Vega, Alsancak ile Halkapınar arasında, İzmir Körfezi’nin tam karşısında, 843 konut ile 53 ticari alandan oluşuyor. Folkart Vega’nın lansmanı, “Yıldızlar kadar parlak, İzmir kadar eşsiz...”

söylemiyle yapıldı.

Yeni Alsancak olarak adlandırılabilecek alandaki bu muhteşem proje, aynı zamanda yatırımına yeni başlanan Medicana International Hospital’in de komşusu olacak.

107İnşaat Sanayii

doğru konumlandırılarak, her fonksiyonun kendi içinde işleyen, konforu çok yüksek alanlara sahip olması hedeflendi. Çok dikkat çekici, özel peyzaj ve yeşil alanlara sahip proje, özerk bahçe kullanım alanları içeriyor, farklı yükseklikte 3 kule ve yatay bir bloktan oluşuyor. Kule yerleşimlerinde manzara yönelimi kadar, gölge analizleri, İzmir’in rüzgâr ve iklim özellikleri dikkate alındı.

Projede, şehir hayatı ile bütünleşen ve kullanıcılarına tüm günlük ihtiyaçlarını doğru bir kurgu ile sunabilen sadece sayfiye yerlerine özgü dinlenme ve açık alanları ile yaşayanların günlük hayatlarına dokunabilen bir yaşam kurgusu hedeflendi.

Her katta farklılaşan balkon ve teraslar, değişik açılardan yansıyan gölge oyunları ile projenin görsel etkisini destekliyor. Projede ayrıca tamamen peyzajla bütünleşen ve daha çok yeme içme ağırlıklı dükkanların yer aldığı özgün bir cadde bulunuyor.

Folkart Vega, göz alabildiğine uzanan çok özel panoramik bir körfez manzarasına ve palmiye ağaçlarıyla süslü etkileyici peyzaj alanları ile 1+1, 2+1, 2+1 dubleks, 3+1, 3+1 dubleks, 4+1, 4+1 dubleks, 5+1 dubleks konutlardan oluşuyor.

Folkart Vega’nın sosyal alanları, hamam, havuzlar, fitness salonu, doktor odası, kafe, kütüphane, açık oturma alanı, toplantı odası, playstation odası, müzik odası, sinema salonu, koşu ve yürüme parkurları, Lounge’dan oluşuyor.

Geleceğin yatırımı

Folkart Vega, uygun fiyatları, kolay ödeme imkanları ile öne çıkıyor. Folkart Vega’da daire fiyatları, 445 bin liradan başlıyor. Peşin ödemelerde %20 indirim uygulanıyor. %25 peşinat verip %75’lik kısım için ise 24 ay vade farksız ödeme imkânı sunuluyor. %50 peşin ödenmesi halinde ise 48 ay taksitle ödeme imkânı bulunuyor.

Folkart Vega lansman töreninde konuşan Folkart Genel Müdürü Metin Sancak, “Bu çalışmaların arkasında sadece burada bulunan bizler değil, arkamızda çalışan sadece merkez kadrosunda 300’e yakın çalışanımız mevcut, bu çalışanların üçte ikisinin beyaz yakalı.” diye belirtti. İnşaat sektöründe kadın çalışan sayısı % 10’un altında iken Folkart bünyesinde çalışan kadın oranının %38 olduğunu ifade eden Sancak, “Çalışanlarımızla birlikte geleceğe yürüyoruz. Yabancı müşterilerimize oldukça önem veriyoruz ve yabancı müşteri sayımızı geliştirmeyi hedefliyoruz. Şu an % 3-4 olan yurt dışı satışını 2020 yılından itibaren %20’lere çıkartmak istiyoruz.” dedi.

Şehrin kalbinde, yenilikçi bir mimari anlayışla tasarlanan proje, tüm noktalarından denizi kucaklayacak şekilde konumlandırıldı.

108 İnşaat Sanayii

Ülkemizin sayılı özel sanat kurumlarından Tekfen Filarmoni, şef Aziz Shokhakimov yönetiminde Ankara, Mersin ve İstanbul’da sonbahar konserlerini verdi. 24 Ekim tarihinde Ankara CSO Sahnesi’nde başlayan sonbahar turnesi, 25 Ekim’de Mersin Kültür Merkezi’nde verilen konserin ardından 26 Ekim tarihinde İstanbul Lütfi Kırdar’da gerçekleştirilen konser ile son buldu. Üç farklı şehirde müzikseverlerle buluşan Tekfen Filarmoni Orkestrası,

dinleyicilerine unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

Tekfen Filarmoni’nin 3 kentte verdiği sonbahar konserlerinde, genç yaşına rağmen enstrümanına hakimiyeti ile en zorlu teknik pasajları mükemmel icra ederek seyirciler kadar, müzik eleştirmenlerinin de takdirini kazanan trompetçi Omar Tomasoni yer aldı.

Aleksandr Harutyunyan’ın dünyaya bıraktığı eserlerin başında gelen Trompet Konçertosu, doğumunun 100. yıldönümü anısına Leonard

Tekfen Filarmoni'den 3 Şehirde Müzik Ziyafeti

HABERLER

Tekfen Filarmoni Orkestrası, nam-ı diğer 3 Denizin Sesi; şef Aziz Shokhakimov’un yönetiminde Ankara, Mersin ve İstanbul’da sonbahar konserlerini verdi. Unutulmaz bir müzik ziyafetinin yaşandığı Tekfen Filarmoni sonbahar konserlerinde Avrupa’nın

en yetenekli trompetçilerinden genç İtalyan Omar Tomasoni solist olarak yer aldı.

109İnşaat Sanayii

Bernstein’ın On The Town Suiti ve George Gershwin’in trompet ve orkestra için ünlü Rus trompetçi Timofei Dokschitzer’in düzenlemesiyle Mavi Rapsodi eserleriyle zengin bir programa sahip konserlerde Antonín Dvořák’ın Sol majör 8. Senfoni, Op. 88’i de yorumlandı.

Tekfen Filarmoni Orkestrası hakkında

Bugün Tekfen Filarmoni Orkestrası adıyla yoluna devam eden orkestranın temelleri; Karadeniz Oda Orkestrası adıyla 1992 yılında, farklı kültürler arasındaki ilişkileri geliştirmek, barış adına ortak bir dil yaratmak amacıyla, 11 ülkeden 17 sanatçının katılımıyla kuruldu. İlerleyen yıllarda orkestraya başka ülkelerden müzisyenlerin de dahil olmasıyla aile giderek genişledi; Karadeniz, Hazar Denizi ve Doğu Akdeniz bölgelerinden toplam 23 ülke: Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Filistin, Gürcistan, Irak, İran, İsrail, Kazakistan, Kırgızistan, Lübnan, Mısır, Moldova, Romanya, Rusya, Suriye, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün, Özbekistan, Yunanistan.

Tekfen Filarmoni Orkestrası, nam-ı diğer 3 Denizin Sesi; müzisyenlerin üç farklı bölgeden gelmesinin yanı sıra, orkestranın bu isimle anılıyor olmasının altında kuruluş amacı da yatıyor; farklılıkların bir arada var olabildiği ve hatta bundan da güç alarak müziğin barışın seslerinden biri olduğunu göstermek. Orkestra, klasik müzik repertuvarının yanı sıra, temsil ettiği coğrafyanın yerel müzik aletleri için bestelenen eserleri de seslendiriyor.

Tekfen Filarmoni, kuruluşundan bu yana Almanya, Azerbaycan, Belçika, Bulgaristan, Fransa, Gürcistan, İngiltere, İspanya, Japonya, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, KKTC, Özbekistan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Yunanistan’da konserler verdi.

Tekfen Filarmoni, seyircisine kaliteli bir müzik sunmanın yanı sıra temsil ettiği geniş coğrafyanın müzikal ve kültürel mirasına sahip çıkmayı görev edinerek özel projelere de imza atıyor.

Tekfen Filarmoni’nin 3 kentte verdiği sonbahar konserlerinde, genç yaşına rağmen enstrümanına hakimiyeti ile en zorlu teknik pasajları mükemmel icra ederek seyirciler kadar, müzik eleştirmenlerinin de takdirini kazanan trompetçi Omar Tomasoni yer aldı.

110 İnşaat Sanayii

YENİ YAYIN

Prof. Dr. Sarper Süzek

Prof. Dr. Sarper Süzek İş Hukuku alanında markalaşan eseri İş Hukuku Kitabı'nın yenilenmiş baskısını 2018 yılında yayımladı. İş hukukunda yazılan kitaplar bu alanda dinamik yapısı nedeniyle süratle eskimekte, yenilenmiş baskılarının yapılması zorunlu hale gelmektedir. Kitabın bu son baskısında iş mevzuatındaki en son düzenlemelere ve yüksek mahkemenin yeni kararlarına yer verilmeye ve yorumlamaya

çalışılmıştır. Ayrıca üretken iş hukuku öğretisi tarafından yapılan yeni yayınlarda ileri sürülen bilimsel görüşlerin okura aktarılmasına ve değerlendirilmesine zamanın müsaadesi ölçüsünde çaba gösterilmiştir.

Kitapta, gerek yürürlükteki gerek olması gereken hukuk konusundaki görüşler objektif olarak ortaya konulmuştur.

İş HukukuGenel Esaslar – Bireysel İş Hukuku

16. Baskı

Kitapta, gerek yürürlükteki gerek olması gereken hukuk konusundaki görüşler objektif olarak ortaya konulmuştur.

111İnşaat Sanayii

Kitap sadece uygulamacılar için değil, öğrencilerin de yararlanması amacıyla fazla ayrıntıya girmeden hazırlanmıştır. Daha derin araştırmalara girmek isteyenler için başvurulacak kaynaklar ve metin içinde yer almayan kararlar dipnotlarda gösterilmiştir.

Kitapta okurlarının aradığı bilgiyi kolay bulabilmesi amacıyla son bölümüne dizin de eklenmiştir. Dizin sayesinde okurlar aradıkları bilginin hangi bölüme ait olduğu alt başlıklardan belirleyecekler daha sonra içindekiler

bölümüne bakmak suretiyle kitaptaki sayfasını bulabileceklerdir.

Kitap Genel Esaslar ve Bireysel İş Hukuku olmak üzere iki ana bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde iş hukukuna giriş, işçi, işveren, iş yeri, iş hukukunun kapsamı gibi temel kavramlar işlenmiştir.

İkinci bölümde ise işçinin borçları ve sorumluluğu, işverenin ücret ödeme borcu, işverenin işçiyi gözetme borcu, işverenin eşit davranma ve diğer borçları, iş akdinin askıya alınma gibi iş akdinden doğan borçlar, iş akdinin

sona ermesi, işin düzenlenmesi, iş sağlığı ve güvenliği konuları ele alınmıştır. İş sağlığı ve güvenliği alanında devletin ödevleri, işverenin yükümlülükleri, çalışanların ve sendikaların hakları ve görevleri, iş sağlığı ve güvenliği yaptırımları konuları ele alınmıştır.

15. baskısının tükenmesi üzerine yenilenmiş 16. baskısı yayımlanan bu kitap, sadece iş hukuku uzmanlarını değil çalışma hayatında bulunan tüm kesimlerin temel başvuru kaynağı niteliğinde olmuş değerli bir eserdir.

Kitabın Temini İçin : Beta Basım Yayım Dağıtım. A.Ş.

112 İnşaat Sanayii

İş Yargılaması Usulü

YENİ YAYIN

Bektaş Kar

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, (Arabuluculuk) 6100 Sayılı HMK Hükümlerine ve Emsal Yargıtay İçtihatlarına Göre

Yargıtay Hukuk Genel Kurul Üyesi Bektaş Kar, 19 yıla yakın bir süredir, iş hukuku alanında emek veren hukuk uzmanlarındandır. Kar, daha önce de iş hukuku alanında önemli konuları içeren eserlere imza atmış olup, son olarak iş hukuku alanında kaynak eksikliği çekilen İş Yargılama Usulü alanında hazırlanan bu kitabı, iş ve hukuk dünyasına kazandırmıştır.

Kitapta, mevzuat yanında, temel iş yargılama ilkelerine, organlarına, öğreti görüşlerine ve yargı kararlarına yer verilmiştir. Eserde, Bölge Adliye

Mahkemeleri ile Yargıtay kararları, yol gösterici biçimde ele alınmış ve konular uygulama açısından sistematik olarak sıralanmıştır.

İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku’nun dinamik yapısı, alternatif çözüm yolları arayışı sonucu iş yargılaması usul kurallarında birtakım değişiklikler yapılmış ve bunun sonucu 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren ve maddi hukukta düzenlemeler içeren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu yürürlüğe girmiştir. Kitap incelendiğinde,

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununda, yeri geldiğinde, iş ve sosyal güvenlik uyuşmazlıklarında yetersiz kaldığı, bunun yerine maddi hukuk düzenlemeleri içinde usul düzenlemelerine yer verildiği görülecektir.

Eser, daha önce iş yargılaması usulü konusunda yazılan eserlerden gerek kapsam gerekse sistematik açıdan farklı şekilde kaleme alınmış, uygulamacı yanında eğitim alanlarının da faydasına sunulmuştur.

113İnşaat Sanayii

On bir bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde, İlkeler, Kaynaklar, Organlar; İkinci Bölümünde, İş Yargılama Alanı; Üçüncü Bölümünde İş Yargılamasının Tarafları; Dördüncü Bölümünde Dava Şartları, İlk İtirazlar ve Dava Türleri; Beşinci Bölümünde Davanın Açılması; Altıncı Bölümünde İspat Yükü ve Deliller; Yedinci Bölümünde Yargıtay Usulü; Sekizinci Bölümünde İş Mahkemeleri Kararlarına Karşı Kanun Yolları; Dokuzuncu Bölümünde Yargılamayı

Etkileyen Taraf İşlemleri; Onuncu Bölümünde Özel Durumlar; On Birinci Bölümünde Tazminat ve Alacak Tablosu konularını içermiştir.

Eser, Bektaş Kar’ın çalışma hayatı mevzuatındaki engin tecrübesine ve derin bilgisine dayanarak hazırlanmıştır.

Kar’ın eseri çok değerli bir kaynak olup, İNTES tarafından iş hukuku alanında kılavuz olması için üye firmalarımızla paylaşılmıştır. Kendisi kitaplarından bir bölümünü İNTES Yönetim Kurulu Üyeleri için imzalamıştır.

Kar’ın eseri çok değerli bir kaynak olup İNTES tarafından iş hukuku alanında kılavuz olması için üye firmalarımızla paylaşılmıştır.

Kitabın Temini İçin: Yetkin Basımevi

114 İnşaat Sanayii

1978 yılında İnşaat faaliyetlerine şahıs firması olarak başlayan Metin İlci ilk başlarda çoğunlukla Kamu Binalarının ve Eğitim Yapılarının yapımını üstlenmiş ve Muş ili ölçeğinde önemli sayılabilecek birçok Kamu Hizmet Binasının yapımını gerçekleştirmiştir. 1986 yılında kardeşleri ile birlikte İlci İnşaat Koll. Şti.’ni kurmuş ve kurduğu bu firma çatısı altında dönemin önemli birçok yapım işini gerçekleştirmiştir. Ülkemizde özellikle 1990’lı yıllarda Su Yapılarının yapımına verilen önemin gereği olarak şirket olarak DSİ ihalelerine girilmeye başlanmış ve 1992 yılında İznik Pompaj Sulaması ile ilk su yapıları taahhüdünün altına imza atılmıştır. Bu projenin taahhüt edilmesi ile birlikte şirket bünyesinde strateji değişikliği yapılarak iş makinaları mobilizasyonu için çalışmalar başlatılmış ve alınan her yeni su yapısı işi ile birlikte gerek teknik eleman kadrosu ve gerekse de iş makinaları grubunda ciddi bir gelişme olmuştur. Bu arada bina inşaatlarında

da firma birçok önemli yapının gerçekleştirilmesine devam etmiş ve birçok önemli projeyi tamamlamıştır.

2000 yılında şirketin unvanı Anonim Şirket olmuş ve buna paralel olarak sahibi olduğu her miktarda müteahhitlik karnesi sayesinde gerek altyapı ve gerekse de üstyapı grubunda birçok proje taahhüt edilmiş ve bunların yapımı süresinden çok önce tamamlanarak ilgili idaresine teslim etmiştir.

Merhum Metin İlci’nin özellikle kız çocuklarının eğitimine verdiği önemin gereği olarak, “İlci Holding Kız Öğrenci Yurtları ve Kız Anadolu Liseleri” yapılarak devletimize hibe edilmiştir. Ayrıca birçok vilayette ibadethane ve taziye evlerinin yapımını da üstlenmiş ve hibe etmiştir.

İnşaat sektörünün haricinde turizm, madencilik, tarım ve enerji sektörlerinde de faaliyetlerini geliştirmiş ve Ankara merkezde bir otel yaparak hizmete açmış, Burdur’da

Metin İlci

VEFAT

1957 yılında Muş’ta doğan İlci Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Metin İlci’yi 08.10.2018 tarihinde kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz.

1957-2018

Merhum Metin İlci’nin özellikle kız çocuklarının eğitimine verdiği önemin gereği olarak, “İlci Holding Kız Öğrenci Yurtları ve Kız Anadolu Liseleri” yapılarak devletimize hibe edilmiştir. Ayrıca birçok vilayette ibadethane ve taziye evlerinin yapımını da üstlenmiş ve hibe etmiştir.

115İnşaat Sanayii

çok önemli bir mermer rezervini ülke ekonomisine kazandırmış, Kırşehir ilinde ülkemizin en modern tarım ve hayvancılık tesislerinden birini kurmuş ve özellikle yenilenebilir enerji ile ilgili birçok lisansa sahip enerji şirketlerini bünyesine dâhil etmiştir. Bütün bu büyümeye paralel olarak istihdama sağladığı katkı nedeniyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından “İstihdama Katkı Ödülü” ile onurlandırılmıştır.

Ülkemiz için ilk olabilecek birçok önemli projeye imza atan İlci, ülkemizin 150 yıllık hayalleri olan Karadeniz bölgesini İç Anadolu bölgesine bağlayan Ordu Dere Yolunu ve Abdülhamid Han’ın hayali olan Konya Mavi Tüneli yapmıştır. Ülkemizin en uzun birinci ve ikinci dünyanın ise en uzun altıncı ve yedinci sulama tünellerini tamamlamıştır.

Merhum İlci yaşamı boyunca dürüstlükten vazgeçmedi, kurumlara ve devletimizin yöneticilerine verdiği sözlerin gereği olarak taahhüt ettiği birçok işi zamanından önce teslim etti.

40 yıllık çalışma hayatında daima etik değerlere olan bağlılığı, titiz ve çalışkan kişiliği ile ön planda oldu ve bu felsefeyle çalıştı. 1986 yılından bugüne, ülkemizin ve dünyanın pek çok farklı köşesinde toplu konutlar, iş merkezleri, hastaneler, okullar, endüstriyel tesis ve fabrikalar, karayolları, baraj ve HES inşaatları, tarımsal amaçlı sulama inşaatı, altyapı inşaatları olmak üzere son teknolojiyi ve yetkin insan kaynaklarını kullanarak gelişmiş makine ve ekipman parkı ile taahhüt ettiği tüm bu projeleri zamanında ve başarıyla bitirdi ve sonuç olarak ülkemizin en büyük 500 firması arasına giren, 4000’e yakın insana iş istihdamı sağlayan ödediği vergiler ile ülkemize önemli katkı sağlayan bir şirket ve yapıyı geride bırakarak 08.10.2018 tarihinde tedavi gördüğü Almanya’da vefat etti.

Metin İlci’yi rahmetle ve saygıyla anıyor, başta ailesine, İlci Holding çalışanlarına ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyoruz.

116 İnşaat Sanayii

Significant changes have been made to the Constitution of the Republic of Turkey on 16.04.2017. Turkey has adopted the presidential government system. The first government of the new period was formed after the elections on June 24, 2018.

With the Presidential Decree on the Presidential Organization and other following decrees published in the Official Gazette on July 10, 2018, the organizational structures of the ministries, institutions and organizations have been re-determined.

The economic targets and the programs to be implemented have been settled upon the conclusion of the elections. The New Economic Program, Medium Term Fiscal Plan and the Investment Program Preparation Guidelines and the 2019 Annual Program of the President were published by our Government.

The New Economic Program (NEP) has been planned in line with the purpose of raising the prosperity and happiness of our citizens, in order to maintain macroeconomic stability, increase production and improve the welfare of the society. The program has been structured on the basis of three underlying principles: Balancing-Discipline-Change.

The main objective of the program is to reestablish price stability and financial stability in the short term, as well as to ensure equilibrium in economy and budgetary discipline,

to achieve sustainable growth and economic change towards equitable distribution of income in the medium term.

Reducing bureaucracy through a problem-solving, solution-generating, result-based and citizen-oriented understanding in the fulfillment of public services is one of the priority targets of the Presidential Government System. It is also indicated in the NEP that a management understanding of quick decision taking and paving the way for the private sector, is to be adopted.

In the Medium Term Fiscal Plan and the 2019 Presidential Annual

Economic Program, it has been indicated as in the New Economic Program that, monetary and fiscal policies will be in coordination with each other, and that tight fiscal and monetary policies will not be made concessions on. Within this scope, the Central Bank will continue to use all its means in a profitable and independent manner in line with the main objective of price stability.

Due to the recent increase in inflation rates in our country, Inflation Targets and Anti-Inflation Program has been announced for the purpose of fighting against inflation across the board, and execution policies within this scope have been implemented rapidly.

FILE: Economic Development with the New Government System

SUMMARY

117İnşaat Sanayii

SUMMARY

Turkey has grown by three and a half times during the last 16 years. In this period, with the execution of the Presidential Government System, decisive steps will be taken in order to increase the happiness and prosperity of our nation.

Each of the 400 projects within the scope of the 100-day action plan announced by our President Recep Tayyip Erdoğan, will support our economic growth. The investments made by the Ministry of Transport and Infrastructure will also contribute significantly not only to the economy but also to the social life of our country. The 1st phase of the Istanbul New Airport, which has been included in the action plan, was put into service on October 29th. With this airport, Turkey will become an important transfer hub between Western Europe and the Far East.

Again in this period, the Survey Project of the Canal Istanbul Project will be completed and the tender for the implementation of the project will be issued. With this project, accidents caused especially by freight shipments will be prevented in the Marmara Sea. The three-storey Grand Istanbul Tunnel Project, which will bring together Marmaray and Eurasia Tunnels, will also be realized. Two highway projects of 246 kilometers long, will further be tendered.

Konya YHT station will soon be put into service. Terminal buildings of Muş and Kahramanmaraş Airports having a total capacity of 6 million passengers will be completed. The legal infrastructure has also been formed for the establishment of Turkish Space Agency.

Studies on Local and National 5G and Beyond have been launched.

Necessary actions are also taken for the local manufacturing of rail vehicles.

We are striving to make our country one of the few countries in the world in all terms. The most important issue here is to maximize local and national production in all areas. For this purpose, the use of products produced by local and national facilities is made obligatory under the Universal Service projects carried out by the Ministry.

Recent adverse events in the exchange rates bear an attack nature towards our country. All our economy units are taking the necessary measures against these attacks. Turkey’s economic dynamics are robust, powerful and to the purpose and shall remain the same. In consequence, the exchange rates have started to drop down to reasonable levels.

Cahit Turhan: Minister of Transport and Infrastructure

118 İnşaat Sanayii

SUMMARY

Once our nation has manifested its will power on June 24, a new phase started where investors could see better the way ahead and more concrete steps could be taken in the economy and investments. It is very important for investors to do business in a predictable environment and avoid problems such as bureaucratic procedures or political instability. By means of the Presidential Government System, a new period started where the bureaucracy has been reduced and we could support the investors more rapidly. In this new era, we believe that Turkey will be further attractive to the international investors.

The Presidential Government System is a system where there is a strong

executive power, public institutions work more efficiently and investing procedures are more effectual. Also considering the increasingly competitive world conjuncture, it is a highly substantial system which is necessary to manage Turkey in the best way and to take firm steps forward into the upcoming century. In line with the feedbacks received from investors, we also see that the new structure had very important contributions to the investment environment as well. As of 2019, we will begin to perceive the positive effects of this system on international direct investments more accurately.

As the Presidential Investment Office, it is aimed to diversify the

usual resources of international direct investment (FDI) such as USA and Europe, and to increase the amount of FDI drawn from regions such as Asia, Africa, Oceania, Turkic Republics and the Middle East. With a private sector approach, the Office provides services to investors, such as market research, selection of investment sites, mapping the best companies for joint ventures, providing support for official operations and facilitating proceedings.

Other core objectives of the Office are, to promote Turkey in the best way in the international arena, to provide the most seamless way to the completion of the course of investments and to support the investing investors with their new investment projects.

Arda Ermut: President of the Investment Office of Turkey

119İnşaat Sanayii

SUMMARY

The Labor Law Practices Seminar in Light of the Supreme Court Decisions took place on September 29, 2018. The opening speeches of the seminar were made by Mehmet Çamur, Head of Civil Chamber No. 9 of the Supreme Court of Appeals and by the Chairman of İNTES Celal Koloğlu.

In his speech, Chairman Koloğlu evaluated the developments in mediation system. Underlining that studies for the expansion of the mediation system have gained much importance, Koloğlu indicated that the Mediation Center of Turkey (TAM) established by İNTES has been offering services in this field, to the parties involved in working life. Koloğlu further noted that, as of September 2018, agreement has been reached at TAM with approximately 10 thousand workers having all their rights and additional demands met and around 200 million TL paid.

Head of Civil Chamber No. 9 of the Supreme Court of Appeals Mehmet Çamur was called upon the stage for his opening speech.

Highlighting that the employee-employer relationship is one of the main issues of construction sector which serves as the engine of economy, Çamur conveyed as follows: “Although the labor relations are regulated by law, regulations and other administrative procedures; the conclusion that determines the practice is the judicial decisions. Judicial decisions are formed as per national and international legal

regulations and within the framework of international agreements. We as the judges are obliged to proceed according to the legal regulations.”

Çamur emphasized that it is within the framework of the duties of the legislative and executive organs to eliminate the economic problems of the construction sector.

The first session of the seminar was chaired by the Member of the Second Chamber of the Council of Judges and Prosecutors Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu. Bektaş Kar, Member of the General Assembly of Civil Chambers of the Supreme Court of Appeals and Prof. Dr. Levent Akın, Head of the Department of Labor and Social

Security Law of Ankara University were the speakers of the session.

In the Seminar, Labor Economics and Industrial Relations Specialist Atakan Kayataş made a presentation on “Work Place Practices in the Construction Sector in Light of the Supreme Court Decisions”.

During the second session chaired by the Head of Civil Chamber No. 22 of the Supreme Court of Appeals Seracettin Göktaş; Member of the Civil Chamber No. 9 of the Supreme Court of Appeals Sahin Çil and Ankara University Department of Labor and Social Security Law Assoc. Prof. Dr. Gaye Baycık made presentations.

Seminar on Labor Law Practices in the Construction Sector in Light of the Supreme Court Decisions

120 İnşaat Sanayii

SUMMARY

The first phase of Istanbul New Airport has been completed in 42 months and was inaugurated by President Recep Tayyip Erdoğan on October 29, 2018. The airport has become the scratch built largest airport in the world.

In the first phase put in service; there are the main terminal building of 1.4 million m2, 2 runways, Air Traffic Control Tower and support buildings.

It is foreseen that Istanbul New Airport will provide employment opportunity for 225 thousand people by 2025.

Istanbul New Airport will be able to serve 90 million passengers

as of October 29, and 200 million passengers annually when all phases are completed. Today, the airport serving the highest number of passengers is the Atlanta Airport with annual 104 million passengers.

Studies are already in progress to ensure that the transportation to Istanbul New Airport is made effortlessly and through a strong technological infrastructure.

The airport received nine awards on international basis. For the comfort of passengers, Istanbul New Airport has been equipped with the latest technology such as smart systems,

wireless internet, radio and new generation GSM infrastructure as well as LTE, sensor and ‘speaking objects’.

At the Istanbul New Airport baggage waiting time will be reduced. With a 42 km long luggage system capable of handling 10 thousand 800 luggages per hour, the luggages will reach the airplanes and passengers without wasting time.

Istanbul New Airport will gather more than 55 thousand m2 of retail stores and more than 32 thousand m2 of food and beverage areas with over 400 domestic and foreign brands under a single roof for the first time.

Istanbul Airport

Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES), 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve diğer uygulanabilir mevzuat hükümleri doğrultusunda veri sorumlusu sıfatıyla, kişisel verilerinizin güvenliğine önem veriyor ve faaliyetlerimizden faydalanan, katılan ve çalışanlarımız dahil, tabi olduğumuz mevzuat gereği bize ulaşan her türlü kişisel verinin korunmasında 6698 sayılı Kanuna uygun hareket ediyoruz.

Bu kapsamda, Sendikamız tarafından yayımlanmakta olan “İNSAN İnşaat Sanayii Dergisi”ni sizlere ulaştırabilmek için, kayıtlarımızda bulunan iletişim bilgilerinizi (ad, soyad, unvan, telefon, adres ve e-posta adresi vb.) kaydediyor, saklıyor ve gerektiğinde güncelliyoruz. İletişim bilgileriniz Dergimizin sizlere ulaştırılabilmesi amacıyla sınırlı olarak işlenmekte, kargo şirketlerine aktarılmakta; bunun dışında yurt içinde veya yurt dışında hiçbir üçüncü kişi veya kurumla paylaşılmamaktadır.

İNTES’in size İnsan İnşaat Sanayi Dergisi’ni göndermesini istemiyorsanız intes@intes.org.tr adresimize e-posta göndererek iletişim bilgilerinizin kayıtlarımızdan silinmesini/yok edilmesini talep edebilirsiniz. Bildiriminiz üzerine, size dergi göndermek amacıyla işlemekte olduğumuz kişisel verileriniz derhal imha edecektir.

Ayrıca, her zaman INTES’e başvurarak kişisel verilerinizin:

a) İşlenip işlenmediğini öğrenme,

b) İşlenmiş olması durumunda buna ilişkin bilgi talep etme,

c) İşlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,

d) Yurt içinde ve yurt dışında kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,

e) Eksik veya yanlış işlenmiş olması durumunda bunların düzeltilmesini isteme,

f) Kişisel verilerinizin işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkmış olması şartıyla, kişisel verilerinizin silinmesini, yok edilmesini veya anonim hâle getirilmesini isteme,

g) e) ve f) bentlerinde belirtilen işlemlerin, kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere

bildirilmesini isteme,

h) Münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle aleyhinize bir sonucun

ortaya çıkmasına itiraz etme,

i) Kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde, zararın giderilmesini talep etme

haklarına sahipsiniz.

Yukarıda belirtilen haklarınızı kullanmak için kimliğinizi tespit edici gerekli bilgiler ile Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun 11. maddesinde belirtilen haklardan kullanmayı talep ettiklerinize yönelik açıklamalarınızı içeren talebinizi www.intes.org.tr adresindeki formu doldurarak, formun imzalı bir nüshasını Şehit Mustafa Doğan Caddesi 719’uncu sokak No:3 Yıldızevler Mahallesi Yıldız-Çankaya/Ankara adresine kimliğinizi tespit edici belgeler ile bizzat elden iletebilir, noter kanalıyla veya KVK Kanunu’nda belirtilen diğer yöntemler ile gönderebilir veya formu intes@intes.org.tr adresine güvenli elektronik imzalı olarak iletebilirsiniz.

Bilgilerinize sunarız.

Saygılarımızla,

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU KAPSAMINDAİNTES BİLGİLENDİRME METNİ

www.intes.org.tr