HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford...

219

Transcript of HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford...

Page 1: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri
Page 2: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

HAVVA’NINYEDİKIZI

Page 3: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

BryanSykes:OxfordÜniversitesi’ndeİnsanGenetiğiprofesörüolanSykes’ınbilimselkariyeriçarpıcıbaşarıöyküleriyledolu.ArkeolojikkalımlılardanDNAeldeedilmesineilişkinilkbilimselmakaleyiyayımlayanSykes,BuzAdamÖtziveÇedarAdamgibiünlücesetlerdenDNAeldeetmesiyleuluslararasıünekavuştu.DahasonramitokondriyalDNAçalışmalarıüzerineyoğunlaştıveekibiylebirlikte,sadeceannedenaktarılabilenbuDNA’larıkarşılaştırarakinsanınbugünedekulaşılmışenuzunsoyağacınıeldeetti.Avrupalılarınkökeniüzerineyürüttüğü,bukitabadakaynakoluşturanaraştırmalarınardındanSykesşimdideJaponlarınköklerininizinisürüyor.HerkesinanlayabileceğipopülerbilimkitaplarıyazangenetikçiBryanSykes,televizyonmuhabiriveparlamentobilimdanışmanıkimlikleriyledetanınıyor.

ÇitlembikYayınları,Ocak2007

Prof.BryanSykes,2001

BukitabınTürkçehaklarıAkçalıTelifHaklarıAjansıaracılığıylaalınmıştır.

ÖzgünAdı:TheSevenDaughtersOfEve

YayımaHazırlayan:DefneOrhun

Türkçesi:GünizBüyüktür,AdnanTonguç

Redaksiyon:DenizÖztok

KapakÇizimi:BaşakKarafakı

KapakTasarımı:JeannineGray

SayfaDüzeni:GönülGöner

Harita:DavidAtkinson

BaskıveCilt:AyhanMatbaasıYüzyılMahallesiMatbaacılarSitesi5.CaddeNo:47Bağcılar/İstanbul

Tel:(0212)6290165

ISBN:978-9944-424-13-4

ŞeyhBenderSokak18/5AsmalımescitTünel80050İstanbul

Tel:0212292332Fax:02122933466

Page 4: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

wwn.citlembik.com.tr/[email protected]

Page 5: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

HAVVA’NINYEDİKIZI

BRYANSYKES

Türkçesi:

GünizBüyüktürAdnanTonguç

Page 6: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Anneme

Page 7: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

İÇİNDEKİLERTEŞEKKÜR

ÖNSÖZ

TÜRKÇEBASKIYAÖNSÖZ

BUZADAMINDORSET’TEKiAKRABASI

DNANEDİR,NEYEYARAR?

KANGRUPLARINDANGENLERE

ÖZELULAK

ÇARVEBEN

PASİFİKMUAMMASI

ENBÜYÜKSEYYAHLAR

İLKAVRUPALlLAR

SONNEANDERTAL

AVCILARVEÇİFTÇİLER

HOŞDEĞİL

ÇEDARADAMANLATIYOR

ADEMDEPARTİYEKATILIYOR

YEDİKIZÇOCUĞU

URSULA

XENIA

HELENA

VELDA

TARA

KATRINE

JASMINE

DÜNYA

BENLİKDUYGUSU

Page 8: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

DİZİN

Page 9: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

TEŞEKKÜRBu kitap birçok kişiye minnet borçludur. Bir an için bile, kitaptaki

verilerintümünükendilaboratuvarımdatekbaşımaeldeettiğimidüşünmeyin.Çağdaş ilmin temelinde takım çalışması yatar ve bu bakımdan ben,laboratuvarımda yıllar boyunca çok değerli araştırmacıların çalışmış olmasınedeniylekendimiçokşanslısayıyorum.Birlikteçalıştığımızaraştırmacılarınhepsi bu hikâyenin yaratılmasına farklı yönlerden katkıda bulundular.ÖzellikleMartin Richards, VincentMacaulay, Kate Bendall, Kate Smalley,Jill Bailey, Isabelle Coulson, EileenHickey, EmilceVega, Catherine Irven,Linda Ferguson, Andrew Lieboff, Jacob Low-Beer ve Chris Tomkins’eteşekkür etmek isterim. Oxford’da, Radyokarbon Hızlandırma Birimi’ndenRobert Hedges’a, bu kitabı yazmaya başlamam için beni teşvik ettiği için;zamanında Oxford’daki fakültelerin çoğunda görev yapmış olan WilliamJames’a, çalışmalarım süresince bana ilham kaynağı olan önerileri için; veLondraNaturalHistoryMuseum’danChrisStringer’akorumasıaltındaolanfosil örneklerini delmeme izin verdiği için özellikle müteşekkirim. Antikdönemler konusunda bana öğrettiklerinden ötürü Clive Gaınble’a ayrıcateşekkürederim.ProfesörSirDavidWeatherall’a,Oxford’dakiMolekülerTıpEnstitüsü‘ndeböylesineolağandışıvegörünüşteanlamsızolanbiraraştırmayıyaparken yalnız hoşgörü gösterdiği için değil, beni cesaretlendirdiği için deminnettarım.

Öteyandan,benimaraştırmaekibimindünyadabuyöndearaştırmayapanyegâne ekip olduğunu düşünebilirsiniz. Bu kesinlikle doğru değil ve bukitapta yer alan hiçbir cümle, Luca Cavalli-Sforza, Alberto Piazza, WalterBodmer, rahmetli Allan Wilson, Svante Paabo, Mark Stoneking, RebeccaCann,DouglasWallace,AntonioTorroni,Mark Jobling, PeterUnderhill ilediğerbirçokaraştırmacınınöncüçalışmalarıolmaksızınyazılamazdı.Sizlerinde kitabı okurken göreceğiniz gibi, hepimiz her zaman aynı fikirdeolmayabiliriz, ancakonlarveonlargibileriolmasaydıyaptığımbuyolculukçokdahazorveverimsizgeçerdi.

Bu hikâyenin basılmasında dört kişi hayati rol oynadı. Editörüm SallyGaminara’nınsessizprofesyonelliğive temsilcimLuigiBonomi’ninbulaşıcıcoşkusu bu işe devam etmekte beni yüreklendirdi. Bunların yanı sıra,editörümGillianBromley’inhiçbirkusurugözdenkaçırmayankontrollerineveaceleyleyazdığımnotlarıçokazyazaranasipolanbirsabırladizenJulieSheppard’ınyardımlarınaminnettarım.

Page 10: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

BanaDNAörneği vererek genetik geçmişlerine göz atmamı kabul edenbinlercegönüllüyedeminnetborcumvar.Onlarolmasabenimdeanlatacakbir hikâyem olmazdı. Bu noktada bazı isimler değiştirildi. Özel ilgi veyardımları içinCookAdaları‘ndanRarotongahalkınave idarecilerinevebuadadakaldığımsürecegösterdiğimisafirperverliktendolayıMakolmLeıxton-Blinkhorn’a müteşekkirim. Ve son olarak, Janis, Jay, Suc ve o zamanlarsadece bir cenin olan oğlum Richard’a bu yolda benimle yürüdükleri içinteşekkürederim.

B.S.

Page 11: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

ÖNSÖZBenneredengeliyorum?

Kimbilirbusoruyukendinizekaçkeresormuşsunuzdur?Anne-babamızı,hatta dedelerimizi tanıyor olabiliriz, ancak daha gerilere gitmeyeçalıştığımızda,birçoğumuz,takipettiğimizizinsislerarasındakaybolduğunugörürüz.Ancakhepimiz,vücudumuzdakiherhücredeatalarımızdangelenbirmesaj taşırız. Bu mesaj, DNA’mızda, yani nesilden nesle aktarılan genetikunsurlarımızda saklıdır. DNA’nın içinde yalnızca bireysel hikâyemiz değil,insan ırkının bütün hikâyesi kayıtlıdır. Bu hikâye, genetik teknolojisialanındaki son gelişmeler sayesinde artık açıklığa kavuşmaktadır. Nihayet,geçmişten gelen bu mesajları anlamaya başiayabilecek duruma geldik.DNA’mızeskibirparşömengibisolmuyoryadauzunzamanönceölmüşbircengâverin yeraltındaki kılıcı gibi paslanmıyor. Rüzgâr ve yağmur onuaşındıramıyor; ateş ve zelzele onu parçalayıp ufalayamıyor. Hepimizinarasındayaşayan,taeskizamanlardangelenbirseyyaho.

Page 12: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Bu kitap, genetik biliminin açıkladığı şekliyle dünya tarihi hakkındadır.Türümüzün,yaniHomo sapiens’in tarihiningenlerimizekayıtlıolduğunuvebu tarihin çokgerilere, ilk yazılıbelgelerin yada taş yazıtların aktardığıdönemlerden bile çok öncesine gittiğini göstermektedir. Bu genler, 100bin yıldan da önce başlamış olan ve en son kısımları hepimizinhücrelerindesaklıduranbirhikâyeyianlatmaktadır.

Bu aynı zamanda benim de hikâyem. Halen faal olarak çalışan birbiliminsanı olarak, bu günleri görebildiğim ve modern genetik bilimininmümkün kıldığı geçmişe doğru bu harikulade seyahate aktif bir şekildekatılabildiğim için kendimi çok şanslı addediyorum. Binlerce yıllıkiskeletlerde DNA bulmuş, sonra arkadaşlarımda da aynı genlerinbulunduğunugörmüştüm.Dahadailginci,hepimizin,annelerimizvasıtasıyla,onbinlerceyılönceyaşamışbirkaçkadındantüremişolduğumuzukeşfettim.

Bu kitap boyunca, bu keşiflerin perde arkasında yatan, öncü niteliktekiaraştırmaların getirdiği heyecan ve üzüntüleri sîzlere aktaracağım. Busayfalarda, bir genetik laboratuvarında aslında neler olup bittiğinigöreceksiniz.Hayatınheralanındaolduğugibi,bilimindeiyivekötügünlen,kahramanlarıvekötüadamlarıvar.

TÜRKÇEBASKIYAÖNSÖZBirgünbirkaçsaathoşçavakitgeçirdiğinizvesizeçoksevimligelenbir

kişiyle anne ya da baba tarafından ortak bir atanız bulunabileceğini hiçdüşündünüzmü?Bendüşündüm.

Anneannemin annesi olan büyükannemi tanıma şansım oldu.Anneanneminkızkardeşleriniveonlarınçocuklarınıdabiliyorum.Torunlarınve torun çocuklarının arasında ise, varlıklarını bilsem de hiçtanışmadıklarımın sayısı oldukça fazla. Birkaç nesil sonra, ailemde aynıbüyükannenin soyundan gelen iki kişi, belki de bu durumun farkına hiçvarmadanarkadaşolabilecekleryadaaynıişyerindeçalışabilecekler.

Hatta biraz daha ileri giderek, yukarıdaki soruyu, acaba Fatih SultanMehmet,RusÇarıRomanovyada İngiltereKraliçesi II.Elizabeth ileortakbiratamızolabirmidiyedesorabilirsiniz.Busoruyuyüksekseslesorarsanız,eminimetrafınızdakilerinsizeşüpheveendişedolubakışlarlabaktığını farkedeceksiniz.Oysakibutürsorularısormanınhiçdedelilikişaretiolmadığınıbukitabıokuyuncadahaiyianlayacaksınız.

Page 13: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

İnsanların büyük bir bölümü, normal dışı olarak nitelendirilmelerineneden olacak sorular sormasalar da, ilk insanların nerede doğup neredeyaşadıkları, sonra dünyanın çeşitli bölgelerine nasıl dağıldıkları, hangi göçyollarını takip ettikleri, bu göçler sırasında başlarına neler geldiği,karşılaştıkları diğer yerleşik ya da göçebe düzendeki kavimlerle ne kadarkarıştıklarıgibisorularsormayısürdürdüler.Amerika’dayaşayanyerlihalkınkullandığı bazı kilim ya da kumaş desenleri, İnka, Maya ve Aztekuygarlıklarınaaitkalıntılarbiziheyecanlandırdı.Uzunyıllarönceyaşamışbutoplumların bireyleri ile Anadolu topraklarında yaşayan bizlerin bir şekildeakrabalık ilişkilerimizin olup olmadığı ise bir soru olarak akıllarda kaldı.Hattazamanzamanbubenzerlikleriaçıklayabilmekiçinyapılanantropolojikçalışmalar ve ileri sürülen tezler günlük gazete sayfalarında da yer aldı.Bundançeyrekasırönceisebütünbusorularıncevabınınbirtekmolekülün,canlılık için gerekli tüm kalıtsal bilgilerin kaydedilip saklandığı DNAmolekülünün analizi ile verilebileceğini tahmin etmek hiç de kolay değildi.Buancak,birbilimkurgufilmininyadakitabınnkonusuolabilirdi.

WatsonveCricktarafından1953yılında,DNA’nınbirbirinitümleyenbazçiftleriiletutunanikizincirdenoluşançiftsarmalyapısınınortayakonulması,genetik biliminde en önemli kilometre taşlarından birini oluşturdu.Mutasyonların, DNA molekülünü oluşturan dört bazın (nükleotidin) dizilişsırasında oluşan değişiklikler olduğunun ve bu değişiklikleri içeren DNAparçalarının kendilerine özgü bir tarihi, bir geçmişi bulunduğunungözlenmesi,türlerintarihininanlaşılmasınagidenyoluaçtı.Yaşayanyadaonbinlerce yıl önce yaşamın olan insanlarda aynı değişiklikleri içeren DNAparçacıklarının bulunabildiğinin saptanması ise, ortak atalarımın konusundaönemliipuçlarınabuyaklaşımlaulaşılabileceğinihissettirdi.

Bu konudaki çalışmaların giderek artmasını, bir tek hücreden bile eldeedilebilenDNAmoleküllerininbazbölümlerininlaboratuvarkoşullarında,birdeney tüpü içindebirmilyonkez çoğaltılmasına olanak sağlayanpolimerazzincir reaksiyonunun (PCR)veotomatikhızlıDNAdizianaliz teknikleriningelişimine borçluyuz. Bu teknolojiler ilk uygulama alanlarını, orak hücreanemisi, talesemi gibi tck genden kaynaklanan hastalıkların molekülermekanizmalarının aydınlatılmasındavedoğalolarakbuhastalıklarındoğumöncesi tanılarının geliştirilip uygulanmasında buldu. Öte yandan, buhastalıklara nedenolan belirlimutasyonların, değişik coğrafyalarda yaşayankişilerde daha sık gözlendiği ve görülme sıklığının toplumlar arasındafarklılıkgösterdiğisaptandı.Ayrıcabelirlimutasyonlarınbazıırkyadaetnikgruplardaçokdahasıkgözlenmesiyle,butürçalışmalarınırk,etnikkökenvetoplumların tarihi ve göçleri konusunda önemli ipuçları oluşturabileceği

Page 14: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

konusutartışılmayabaşlandı.

İnsanlık tarihinin en iddialı projesi olarak tanımlanan ve bitirilmesiöngörülen tarihten en az iki yıl önce, 14Nisan 2003 tarihinde tamamlananinsangenomprojesikapsamında,tüminsanlığınortakmirasıolanveinsanıntüm kalıtsal bilgisini içeren DNA molekülünün nükleotid dizisi saptandı.Yaşayan insanların DNA’larının birbirleriyle yüzde 99.9 oranında benzerlikgösterdiği belirlendi.1 Bugün bizi tür ya da birey olarak benzersiz kılanfarklılıklarınise,DNAüzerindebelirlibölgelerdebloklarhalindekümelendiğive her bireyin genomunun bu blokların bir mozaiği olduğunu düşünmenindaha doğru bir yaklaşım olacağı öne sürülmektedir2.İçindebudeğişiklikleribarındıranherbloğunbelirlibirtarihi/geçmişiolduğuvebirgrupçağdaşbireytarafından atalarından kahtıldığı bilinmektedir. Afrikalıların Avrupa veAsyalılaragörekendiiçlerindedahafazlafarklılıkgösterdiğisaptanmıştırvebubulgu,bugünbaşkakıtalardayaşayan toplumlarınkökeninin50bin ila200binyılönceAfrika’dayaşayan

10 bin nüfuslu bir topluluktan kaynaklandığı bilgisine kanıtoluşturmaktadır.3

Modern genetik ve moleküler biyoloji teknik ve yaklaşımlarınınantropolojideki uygulamaları,moleküler antropoloji olarak adlandırılanyenibirbilimalanınındoğmasınavegelişmesinenedenolmuştur.İnsanlıktarihini,göçleri, ırk, köken ve toplumların oluşumunu anlamak amacıyla yapılançalışmalar, insan genomunun, özellikle yeniden yapılanmanın hiç olmadığıdüşünülenbirbölgesiüzerindeyoğunlaşmıştır.Bubölgelerdenbirisi, sadeceannetarafındankalıtılan,hücredeenerjiüretimindeişlevibulunanmitokondrigenomunda, diğeri ise sadece baba tarafından kalıtılan Y kromozomuüzerindebulunmaktadır.

İnsanlık tarihinde çok önemli bir rol oynayan, farklı zamanlarda çeşitlitoplumların göç dalgalarına sahne olan, Türk ve Türk kökenli toplumlarınyaşamakta olduğu Orta ve Güneybatı Asya koridoru üzerindeki yerleşiktoplumları içeren çok geniş çaplı bir uluslararası çalışmada, mitokondriyalDNA (mtDNA) veYkromozomu analizi birlikte kullanılmıştır. Elde edilenbulguların ileri istatistiksel yöntemlerle yorumlanması ve karşılaştırmalıanalizi sonucu, İndusvadisininbatısındayaşayanTürklerindedahil olduğutoplumlarda Batı Avrasya, Orta Asya’da yaşayan toplumlarda ise DoğuAvrasya ve Güney Asya kaynaklı genetik elementlerin varlığı saptanmıştır.Bu bulgular, farklı fiziksel antropolojik özellikler gösteren toplumlarınyaşadığıveçeşitlidilailelerininbirliktevarlıklarınısürdürdükleribubölgeninkarmaşıkgenetikvedemografik tarihine ışık tutarniteliktedir5.Yinebenzer

Page 15: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

yaklaşımların kullanıldığı bir başka çalışmada, bugün Norveç, İsveç,Finlandiya’nın kuzey bölgeleriyle Rusya’nın Kola yarımadasındayaşayan Laponların, daha önce düşünüldüğü gibi Sibirya ve DoğuAvrupakökenlideğil,dahaziyadeBatıveOrtaAvrupakökenliolduklarısaptanmıştır. Ayrıca toplumların dilleri ile genetik altyapıları arasındadoğrudanveçokkuvvetlibirilişkibulunmadığıdaönesürülmektedir2

SononyıldamitokondriyalDNA’sıhakkındayürütülençalışmalar,genişbir zaman dilimi göz önüne alındığında Asya ve Avrupa’da yaşayan tümbireylerinannetarafındanbirnoktadabirleştiğinivetümbireylerin,anneleriortak olan çok az sayıdaki kümeden birinin üyesi olduğunu göstermektedir.Avrupa’da yedi, Amerika’da dört ve Japonya’da dokuz farklı grubunsaptandığıbuçalışmada,tümkümelerdekiortakannelerinvetabiidolayısıylabugündünyaüzerindeyaşayantümbireylerin,bundan150binila200binyılönce yaşamış, “MitokondriyalHavva” olarak adlandırılan ortak bir anneleriolduğusonucuortayaçıkmaktadır.

Bryan Sykes, Oxford Üniversitesi Moleküler Tıp Enstitüsü‘nde insangenetiği alanında profesör, aynı zamanda, talep eden kişilerin kişiselkökenlerinibelirlibirücretkarşılığındabelirleyen“OxfordAncestors”isimlişirketinkurucusu. “Havva’nınYediKızı” isimlikitabının ilk ikibölümündemolekülerantropolojiningelişimivebualandamitokondriyalDNAanalizivediğer yöntemler kullanılarak gerçekleştirilen çalışmaları ilginç örneklervererek,herkesinanlayabileceğibirdilkullanarak,birpolisiyeromantadındaanlatıyor bizlere… Benim kişisel olarak daha az ilgiyle okuduğum sonbölümde ise, günümüzden 10 bin ila 45 bin yıl önce yaşamış olan yedikadınınbirparçabilimkurgusalniteliktaşıyanöyküleriyeralıyor.

Okuması son derece keyifli olan bu kitabın, o zamana kadar pek kabulgörmemişbirhipotezikanıtlamakiçinyaşananbirbilimselserüvenianlatıyorolması,kitabınen ilginçyanlarındanbiribence.Ve tabiikiBryanSykesvediğer araştırmacıların mitokondriyal DNA’sı ve Y kromozomu üzerindekiçalışmalarının sonuçları, ırk ve etnik kökenin hiçbir önemi olmadığını veyaşayantüminsanlarınhemanne,hemdebabatarafındanbakıldığında,ortakbiratayasahipolduğunugöstermesibakımındansondereceönemli.Yinedebukitabıokurken,insangenomprojesinintamamlanmasısonucuDNAdizisibelirlenenve tümününhenüz işlevi bilinmesedevarlığı bilinenyaklaşık30bin gen ya da gendışı DNA bölgeleri hakkındaki uluslararası çalışmalarınsonuçlarınınbukonuyayenibirboyutkatabileceğinibilmekteyararvar.

Arkeolojik bulgularla birleştirildiğinde, insanlığın evrimi, göçler gibikonularda bize önemli ipuçları sağlayan moleküler antropolojiyi herkesin

Page 16: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

anlayabileceği bir dil kullanarak bizlere bir masal tadında ileten BryanSykes’avebukitabıdilimizekazandıranProf.Dr.CünizBüyüktür’eeniçtenteşekkürlerimisunuyorum.

BetülKırdar28Ekim2004

I

BUZADAMINDORSET’TEKiAKRABASI19Eylül1991Perşembegünü,Almanya’nınNürnbergkentindengeleniki

deneyimli dağcı Erika ve Hclmut Simon, İtalyan Alplerinde geçirdikleritrekking tatilinin sonuna yaklaşmışlardı. O gece, bir dağ kulübesinde,öncedenprogramlarındaolmayanbirmolavermişler, arabalarını bıraktıklarıyereertesisabahdönmeyikararlaştırmışlardı.Sabahleyinkalktıklarındaöyleparlak ve güneşli bir hava vardı ki, geri dönmekten vazgeçip 3516 metreyüksekliğindeki Finailspitze’ye tırmanmaya karar verdiler. Günün sonunda,sırt çantalarını almak için kulübelerine dönerken ana patikadan ayrılıp,kısmen erimekte olan buzlarla dolu ufak bir dere boyunca yürümeyebaşladılar.İşteorada,buzlaragömülüçıplakbirerkekcesediylekarşılaştılar.

Dehşetvericiolsada,butürkeşifler,Alplerinyüksekkısımlarındapekdeolağandışıdeğildir;öyleki,Simonlarda ilkbaşta,bununbelki10 ila20yılönceburadaçukuradüşmüşolanbirdağcınıncesediolabileceğinidüşündüler.Ertesigünikibaşkadağcıgelerekcesedidikkatleinceledi.Cesedinyakınındabuldukları bir baltanın çok eski tipte olduğunu hayretle fark eden de onlaroldu.Baltayabakılırsa,bukazaçokuzunyıllaröncegerçekleşmişolmalıydı.Olaydan haberdar edilen polis, kayıp dağcılarla ilgili geriye dönük biraraştırmayaptığında,ilkbaştacesedinbölgede1941yılındakaybolmuşolanVeronalı profesörCarloCapsoni’ye ait olabileceğinidüşündü.Ancakbirkaçgün sonra, bunun çağımıza ait bir ölüm olayına benzemediği herkestarafındanhayretle farkedildi.Balta, tarihöncesineaitbiraletebenziyordu.Aynızamanda,cesedinyakınındahuşağacıkabuğundanyapılmışbirkapdabulunmuştu.Bucesetonlarcaveyayüzlerceyıldeğil,binlerceyılöncesineaitolmalıydı;vebuolayuluslararasıönemesahiparkeolojikbirbuluntuhalinedönüştü.

Ozamandanberi“BuzAdam”olarakbahsedilenbuadamınkurumuşve

Page 17: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bozulmuş cesedi,Avusturya’nın InnsbruckkentindekiAdliTıpEnstitüsü‘negönderiliporadadondurularakkorumayaalınmış,dahasonrabueşsizbuluntuuluslararasıbiliminsanlarındanoluşanbirheyettarafındanayrıntılıbirşekildeincelenmeyebaşlamıştı.İnsankemiğindenDNAeldeetmeyibaşaranilkgrupolanOxford’dakiaraştırmaekibimde,BuzAdam’danDNAeldeetmeküzereçağırılmıştı.Bu türheyecanvericikeşiflerekatılmanındayanılmazcazibesi,genetiktıpkariyerimibırakıp,bazımeslektaşlarımıngaripvehattaeksantrikbularak verimsiz olduğuna ve bir işe yaramayacağına inandığı, tamamenyepyenibirbilimdalıolanbualanayönelmemenedenoldu.

Arkeolojik kalıntılar arasında bulunan ufak radyoaktif karbontaneciklerinin bozulma derecelerini ölçmeye dayanan karbon tarihlemeyöntemi Buz Adam’ın gerçekten çok yaşlı olduğunu kanıtlamıştı. Cesedinyaşı, yaklaşık olarak 5000 ila 5350 olarak belirlenmişti. O zamana kadarincelemiş olduğum insan kalıntıları ile karşılaştırıldığında bu tarih çokgeçmişe işaıvl ediyordu. Ama ben yine de iyi bir sonuç alacağımızı ümitediyordum. Ceset, DNA’yı yavaş yavaş olsa bile nihayetinde kesin olarakortadan kaldıran su ve oksijenin ulaşamayacağı bir şekilde, derindondurulmuş bir durumda korunmuştu. incelemek üzere cesetten aldığımızörneği, patolojik incelemelerdekullanılanufak,vidalı birkavanozakoyduk.Çok basit bir görünümü vardı; bir tür gri lapa. O zamanlar asistanını olanMartin Richards ile birlikte kavanozu açıp incelediğimizde deri ve kemikparçacıkları içerdiğini gördük. Görünüşü pek bir şeye benzemese de,çürümeyebaşladığınıgösterenhiçbir işaretyoktu.Ümitveşevkleçalışmayabaşlayabilirdik.Oxford’dakilaboratuvarımızadönüp,bukemikparçacıklarınadaha önce benzer örneklerde kullandığımız DNA elde etme süreciniuyguladığımızdagerçektenbolmiktardaDNAbulunduğunugördük.

Araştırmamızın sonuçları daha sonra, ABD’nin en önemli bilim dergisiScience’da yayımlandı. Doğruyu söylemek gerekirse, çalışmalarımızın enönemli sonucu cesette DNA bulmuş olmamız değildi; bu artık sıradan biryöntemhaline gelmişti.Önemli olan, buDNA’nınMünih’teki bir araştırmagrubununbulduğubirDNAileaynıolmasıydı.Böylece,cesedinhalenhayattaolanAvrupalılarileaynıDNA’yasahipolduğunutespitederek,bukişinindeAvrupalı olduğunu kanıtlamış oluyorduk. Bu size şaşılacak bir olay gibigelmeyebilir;ancakozamanlar,GüneyAmerika’dangetirilmişbirmumyanındere yatağına yerleştirilmesi gibi bir numarayla karşı karşıya olupolmadığımızı tam olarak bilemiyorduk. Güney Peru ve Kuzey Şili’dekiAtacama Çölü‘nde derin olmayan gömü lerde, soğuk ve çok kuru havasayesindebozulmadankalabilenyüzlercecesetbulunmuştu.Kafakarıştırmakiçin oralardan bir ceset bulup getirmek hiç de zor değildi. Avrupa’nın çok

Page 18: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

dahanemliolanhavası,cesetlerinhızlaiskeletedönüşmesinenedenoluyordu.Şayet burada bir oyun oynanmışsa, o zaman cesedin başka bir yerden vebüyük bir ihtimalle de Güney Amerika’dan getirilmiş olması mümkünolabilecekti. Bu tür kuşkular size abartılı görünebilir, fakat böyle olaylaradaha önce rastlanmıştır. Piltdovvn Adamı‘nı hatırlayın. Berbat bir şöhretesahip olan bu fosil, 1912 yılında İngiltere’nin Sussex bölgesinde bir çakılocağında“keşfedilmişti”.Maymunabenzeyenbirçenesiveinsanabenzeyenbirkafatasıvardı.Zamanında,uzunyıllardırkanıtlanmayaçalışılan,insanilegoril, şempanze ve orangutan gibi cüsseli maymunlar arasındaki “eksikhalka”nınörneğiolarakilanedilmişti.Ancak,BuzAdam’ınyaşınıbelirlemekiçinkullandığımızradyokarbonanalizinin1953yılındauygulanmasısonucu,Piltdovvnkafatasınınkesinolarakçağımızaaitolduğuanlaşılmıştı.Buoyunuoynayan veya oynayanlar hiçbir zaman ortaya çıkarılamadı, ancak olay çokbasitti. Bir maymunun çenesi bir insan kafatasının altına yapıştırılmış vekimyasalmaddelerkullanılarakçokdahaeskibirgörünümekavuşturulmuştu.Piltdovvn Adamı‘nın gölgesi günümüze dek uzandığından, herkesin içindeBuzAdam’ındabirhileolabileceğikorkusuvardı.

Basın,araştırmasonuçlarımızınyayımlanmasındansonrabizeBuzAdamhakkında sorular yöneltmeye başladı ve ben de Buz Adam’ın Avrupalıolduğununasılkanıtladığımızıaçıklamakzorundakaldım.Yinebirnumaraylakarşı karşıya olsaydık, DNA bize bunu gösterecekti. Böyle bir durumdacesetten elde ettiğimiz DNA Avrupalıların değil, Güney AmerikalılarınDNA’sı ile aynı olacaktı.Bu konuda en temel soruSıuıdny TimesmuhabiriLoisRogers’tangeldi:

“Çağdaş Avrupalılarda da tıpatıp aynı DNA’yı bulduğunuzusöylüyorsunuz. Peki bu Avrupalılar kimler acaba?” Soruyu sorarkenki sestonu, yanıtı gayet iyi bildiğimi düşündüğünü vc hemen açıklamamıbeklediğiniifadeediyordu.

“Kim derken ne demek istiyorsunuz? Avrupa’nın her köşesinden DNAörnekleritopladık.”

“Evet,amakimlerden?”diyeısrarettiLois.

“Enufakbirfikrimyok.Örneklerialdığımızkişilerinkimlikleriniözelbirdosyada saklıyoruz ve bu örnekleri kişilerin gizlilik haklarını kesinliklekorumakşartıylatopluyoruz.”

Lois’le konuşmamız sona erdikten sonra Buz Adam’a uyan örneklerinhangisi olduğunu görme merakı ile bilgisayarım açtım. Uyan örnek LAB2803olaraktanımlanmıştıve“LAB”kodubununlaboratuvardaçalışanbirine

Page 19: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

veya bir tanıdığa ait olduğunu belirtiyordu. Bu kodun kime ait olduğunuaraştırdımvecevabaulaştığımdanekadarşanslıolduğumainanamadım.

LAB2803MarieMoseley’diveLAB2803’ünDNA’sıBuzAdam’ınkiiletıpatıpaynıydı.Bunagöre;ileridekibölümlerdeayrıntılıolarakaçıklayacağımnedenlerdenötürü,MarieileBuzAdam’ınannesiarasında5000yılboyuncakesintiye uğramamış genetik bir bağın bulunması gerekiyordu ve bu bağDNA’dabütünüylekayıtlıydı.

İrlandalı bir arkadaşım olan Marie, İngiltere’nin güneyinde,Bournemouth’un hemen dışında oturmakta ve yönetim danışmanlığıyapmaktadır. Kendisi bir biliminsam olmasa da, genetik konusundakidinmeyenmerakınedeniyle,ikiyılöncebilimuğrunauzunkızılsaçlarındanikitelvermiştibize.Düşüncelerinirahatçadilegetirebilen,canayakınvezekibiri olan Marie’nin bu şöhretin üstesinden kolayca geleceğinden emindim.OnuarayıpdaadınıSundayTimes’averipveremeyeceğimisorduğumdahiçdüşünmedenolumlucevapverdi.Birhaftasonragazetede,kendisihakkında“BuzAdam’ınAkrabasıDorset’teBulundu”başlıklıbirmakaleyayımlandı.

Bunu takip eden birkaç hafta içindeMarie uluslararası şöhrete ulaştı.Ogünlerde atılan manşetler arasında en çok hoşuma giden Irish Times’ınkiolmuştu.IrishTimesmuhabiri,Marie’yeşöhretliatasındanherhangibirmiraskalıp kalmadığını sormuştu. Marie hiçbir miras kalmadığını söylemegafletinde bulununca, haberin başlığı “Buz Adam İçimizden BiriniBournemouth’taBeşParasızBıraktı”şeklindeatılmıştı.

Buolayınengaripveilkbakıştaşaşırtıcıgelenyönüise,Marie’ninBuzAdam’a karşı bazı hisler beslemeye başlamasıydı. Marie, cesedin buzlararasından derin dondurucuya, oradan otopsi odasına taşınırken, ellenipincelenirken, yarılırken ve parçaları kesilirken çekilmiş fotoğraflarınıgörmüştü.BuzAdamonungözünde,gazetevetelevizyonlardafotoğraflarınıgördüğü,adısanıbelliolmayanbiryaratıkolmaktançıkıpgerçekbirinsanveakraba-kigerçektendeöyleydi-halinegelmişti.

Marie’ninbu adamla arasında hissetmeye başladığı bağ beni debüyülemişti. Marie, ile yazının bulunmasından binlerce yıl önce ölen biriarasında genetik bir bağ kurulabiliyorsa, aynı şekilde diğer insanlar için deböyle bağlar kurulmasının mümkün olabileceği düşüncesi yavaş yavaşkafamda yer etmeye başladı. Belki de geçmişin gizemini çözmek için tekyapmamız gereken şey, çevremize bakıp bugün hayatta olan insanlarıincelemekti. Arkeolog arkadaşlarımdan çoğu bu fikri pek benimsemediler.Aldıkları eğitimde, geçmişi anlamanın tek yolunun geçmişi incelemektengeçtiği ve bu konuda çağımız insanlarının onlara herhangi bir ışık

Page 20: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

tutamayacağı öğretilmişti onlara.Marie ileBuzAdam arasında bir bağlantıkurarak, DNA’nın yüzlerce nesil ve binlerce yıl öncesinden günümüze dekdeğişmeden gelen bir miras olduğunu kanıtladığımıza göre, bugün hayattaolan insanların da, tıpkı antik bir bronz hançer ya da çömlek parçası gibigeçmişiaydınlatabileceğindenemindim.

Araştırmalarımızıçağdaşinsanlarıkapsayacakşekildegenişletmeninşartolduğunu düşünüyordum. İnsan fosillerini incelerken elde ettiğimizsonuçlarınanlamlıolmasıiçinhalenhayattaolaninsanlarınDNA’sıhakkındaçok daha kapsamlı bilgi edinmek gerekiyordu. Tüm bulgularımızınatalarımızdan bugüne dek değişmeden gelmiş olduğunun bilinciyle,günümüzdeki Avrupalıların ve dünyanın başka birçok yerinde yaşayaninsanlarınDNA’sıhakkındamümkünolduğukadarçokbilgitoplamaküzereişekoyuldum.Geçmişhepimiziniçindesaklıydı.

Bunu takip eden on yıllık süre boyunca, Avrupa’da yaşayan hemenherkesinçokeskizamanlardayaşamışolanyedikadındanbirisiylekesintisizgenetikbirbağıbulunduğunukeşfettim;tıpkıMarieileBuzAdamarasındakibağgibi.Bugünhayattaolan650milyonAvrupalı,buyedikadındanbirininsoyundangeliyordu.BukadınlaraUrsula,Xenia,Helena,Velda,Tara,Katrineve Jasmine diye birer ad verdiğimde neredeyse canlanıverdiler. Bu kitapta,böyle inanılmaz bir sonuca nasıl ulaştığımı ve yedi kadının hayatlarıhakkındakitahminlerimiaktaracağım.

Şahsen ben, Tara’nın soyundan geldiğimi biliyorum ve onun hakkındabilgiedinmekistiyorum.Onunla,diğerlerineoranladahafazlaortaknoktamızolduğunu hissediyorum. Daha sonra anlatacağım yöntemler sayesinde, buyedikadınınherbirininnekadarzamanöncevenerelerdeyaşamışolduklarınıda tahminedebiliyorum.Tara,yaklaşık17binyılönceİtalya’nınkuzeyindeyaşamışolmalı.OzamanAvrupa’dasonbuzuldevrihükümsürmekteydivekıtada insanların yaşayabileceği tek yer en güney alanlardı. Tabii Takanatepeleri bugünkünden çok farklıydı. Bağlar, bahçeler ve çiftlik evlerinisüsleyen begonviller yoktu. Tepeler sık çam ve huş ormanlarıyla kaplıydı.Erkeklerin henüz geyik ya da yabani domuz avlamayı başaramadığı ozamanlardaırmaklar,Tara’nınailesinibeslediğiküçükalabalıkvekerevitlerledoluydu. Buzul devrinin hava koşulları yumuşamaya başlayınca, Tara’nınçocukları kıyıyı takip ederek Fransa’ya geçtiler ve oradan da KuzeyAvrupa’nın tundralarında avlanan büyük avcı grubuna katıldılar.Daha sonada, şimdi Manş Denizi’nin bulunduğu yerde bulunan karadan geçerekİrlanda’yakadaryolaldılar.Taraadıda,oradaçokeskizamanlardakurulmuşolanbirKeltkrallığındangelmektedir.

Page 21: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Araştırmalarımın yayımlanmasından sonra, tüm dünya gazete vetelevizyonlarında, soyundan geldiğimiz bu yedi kadın hakkında haberlerçıkmaya başladı.Yazarlar ve fotoğrafçılar bu kadınların çağdaş benzerlerinibulmakonusundahayalgüçlerinikullanıyorlardı.BrigitteBardot,Helenaile;MariaCallas,Ursula ile; fotomodelYasmin leBonpek tabii Jasmine ileveJennifer Lopez deVelda ile eşleştirildi. Bu kadınlardan hangisinin akrabasıolduğunuöğrenmekisteyenokadarçokkişiaradıkibizi,buinsanlarayanıtverebilmek için bir internet sitesi hazırlamak zorunda kaldık. Yeni yenianlamayabaşladığımızçokönemlibirkeşiflekarşıkarşıyaydık.

KitabımdabubuluşlarınperdearkasınıvebunlarınyalnızAvrupalılariçindeğil, tüm dünyadaki insanlar için ne anlama geldiğini anlatacağım.Aktaracağımhikâye,BirinciDünyaSavaşıyıllarınınBalkanyarımadasından,Güney Pasifik’teki uzak adalara dek uzanan ortak geçmişimizin veatalarımızınhikâyesi.Zamanolarakise,günümüzdenbaşlayıptarımınicadınave daha da gerilere, Neandertaller ile birlikte avlanan atalarımızınzamanlarına döneceğiz. İlginç olan şeyse, tüm bir tarihimizin, çok eskiatalarımızdan bize kadar hemen hemen hiç değişmeden aktarılan ve çeşitliDNA şifreleri içeren genlerimizin yapısında saklı olmasıdır. Bizlerden çokfarklı bir hayatları olsa da, atalarımız, son genetik keşifler sayesinde artıksoyutinsanlarolmaktançıkıp,yaşamlarınısürdürenveçocuklarınıyetiştirensomutkişilerhalinegelmişlerdir.Genlerimizçokeskizamanlardadavardıvebize binlerce yıl öncesinden, karaları, denizleri, dağları ve ormanlar aşarakulaştı.Güçlü, zayıf, zenginyada fakir, neolursakolalım,hepimizbu eşsizyolculuktangelengenleritaşımaktayız.Onlarlanekadargururduysakazdır.

Genetik profesörü olarak çalıştığım Oxford’daki Moleküler TıpEnstitüsü‘nde ben de bu hikâyenin bir parçası olmaya başladım.MolekülerTıpEnstitüsü,gizemlibiratmosferesahip

Oxford Üniversitesi koridorlarından coğrafi ve ruhani olarak uzaktaolmasınarağmenOxfordÜniversitesi’ninbirparçasıdır.Genetikvemolekülerbiyolojinin yeni tekniklerini tıp alanına uygulayan doktor ve biliminsanlarıdoldurur burayı. Bağışıklık sistemi uzmanları, AIDS hastalığına karşı aşıgeliştirme çabalarını; kanser uzmanları, tümörleri beslenmek içinkullandıkları kandan mahrum ederek öldürme çalışmalarını; hematologlar,gelişen dünyada her yıl milyonlarca insanın kötürüm kalmasına ya daölmesine yol açan kalıtımsal anemilere çare bulma gayretlerini;mikrobiyologlar ise, menenjit hastalığının sırlarını çözme çalışmalarınıburada sürdürürler. Bense bu enstitüde, iskeletle ilgili kalıtımsal hastalıklarüzerinde,özelliklede,camkemikhastalığıdiyebilinenberbatbirrahatsızlıkolan osteogenesis imperfectn üzerinde çalışıyordum. Bu hastalıkla doğan

Page 22: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bebeklerin kemikleri o kadar zayıf olabiliyor ki, en ağır durumdakilerin ilknefeslerinde bütün kaburga kemikleri kırılıyor, nefes alamaz hale gelipölüyorlar. Bu feci hastalığın nedenlerini araştırırken, temelinde kolajengenlerindekiufakdeğişikliklerinyattığınıkeşfetmiştik.Kolajen;betonarmeyidestekleyen çelik çubuklara benzeyen bir işlev gören ve kemiklerde bolcabulunan son derece önemli bir proteindir. İlgili genlerdeki bir bozukluktanötürü kolajcnin kusurlu olması durumunda kemiklerin kırılması mantıklıgörünüyordu. Araştırmamız toplumda kolajen ve ilgili genlerin ne gibideğişiklikler gösterdiğini bulmayı amaçlıyordu; işte bu çalışmalar sırasında,1986yılındaRobertHedgesiletanıştım.

Robert, Oxford’da arkeolojik buluntulara yönelik karbon tarihlemelaboratuvarınınbaşındaydı.Laboratuvarındaincelenenkemikleriradyokarbonmetoduyla tarihlernenin yanı sıra, bunlarla ilgili daha ayrıntılı bilgileredinmeninyollarınıdaaraştırıyordu.Kolajenyalnızcacanlıkemiklerdedeğil,ölü kemiklerde de bulunan başlıca protein olup, canlı kolajendeki karbonkemiklerin tarihlenmesinde kullanılır.Robert, çok eski kolajen artıklarındangenetik bilgi edinilip edinilemeyeceğinimerak ediyordu; bunun üzerine, bukonuda birlikte çalışma yürütmeye karar verdik. Bir protein olan kolajeninyapısındabellibirsırayladizilmişçeşitliaminoasitmolekülleribulunur.Birsonraki bölümde göreceğimiz gibi, kolajen ve diğer bütün proteinlerdebulunan amino asit molekülleri, genlerdeki DNA’nın içerdiği nükleotiddizilimine bağlı olarak belirli bir dizilimgösterir.Robert’ın araştırmasındanartakalan kemiklerin protein parçacıklarındaki amino asit diziliminibelirleyerek, dolaylı da olsa, çok eski kolajen genlerindeki DNA’nındizilimini keşfedeceğimizi ümit ediyorduk. Bu arada laboratuvara biraraştırma asistanı almak için birkaç kez ilan verdik. Fakat hiç kimsebaşvurmadı.Halbuki, sıradanbirgenetikçalışması için ilanvermişolsaydıkbaşvurular sel gibi akardı. İlanımıza gösterilen ilgisizliğin, projeninolağandışılığından kaynaklandığını düşündük. Maalesef çok az sayıdabiliminsanı kariyerinin başındayken klasik araştırma konularından ayrılmacesaretini gösterebiliyor.Nitelikli bir elemanbulamadığımız için projeyi biryıl ertelemeye karar verdik. O zaman buna çok üzülmüştük, ancak böyleolması çok daha iyi oldu, zira projeye başlamadan önce yeni bir buluşunhaberini aldık. Kaliforniya’da Kary Mullis adlı bir biliminsanı, çok ufakmiktarlardaDNA’yı-idealşartlardatekbirmolekül-deneytüpündeçoğaltmayöntemikeşfetmişti.

Mullis,1983yılındasıcakbircumagecesiokyanusaparaleluzanan101numaralı otoyolda ilerliyormuş. Kendi tarifiyle, “Gece çok nemliymiş veçiçek açmış atkestanesi ağaçlarının kokusu her tarafı sarmış.” Bir yandan

Page 23: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

arabayı sürerken, diğer yandan da kız arkadaşına yerel biyoteknolojilaboratuvarındaki işiyle ilgili aklına gelen bazı fikirlerden bahsediyormuş.Genetik yapılandırma sektöründe çalışan herkes gibi, onun da işi deneytüpünde DNA kopyalan elde etmekmiş. Bu süreç, moleküllerin tek tekkopyalanmasını gerektirdiği için çok yavaş ilerliyormuş. DNA’yı uzun birsicime benzettiğimizde, kopyalanması bir uçtan başlayıp öbür uçta biter.İkincibirkopyalama içinbu işlemi tekrarlamanızgerekirMullis, tamdabuişin zorluğundan bahsettiği sırada aklına, kopyalamaya bir uçtan başlayıpdiğer uca gitmek yerine,her iki uçtan aynı onda başlayıp karşılıklıgidebilmeninmümkünolabileceği gelmiş.Böylece, bir yerine aynı anda ikikopya elde edilebilecekti. Yalnız orijinal DNA’nın kopyalanması değil, herseferinde sayıyı ikiye çıkararak kopyaların kopyalanması imkânı daolabilecekti. Böylece, her kopyalamada kopya sayısı iki katına çıkacaktı.Örneğin,altıkopyalamadabir,iki,üç,dört,beşvealtıkopyayerine,iki,dört,sekiz,onaltı,otuz ikivealtmışdörtkopyaeldeedilebilecekti.Yirmiaşamasonra ise fark daha da büyümüş olacak ve yirmi kopya yerine elinizde birmilyon kopya olacaktı. Tam “Evreka”lık bir an! Mullis sevinçle nedüşündüğünü sormak için kız arkadaşına dönmüş, fakat onun çoktanuyuyakalmışolduğunugörmüş.

KaryMullis’e,hakettiğiüzere,1993yılındakimyaalanındaNobelödülükazandıranbubuluşgerçektengenetikbilimindebirdevrimyaratmıştır.Zira,ufacık organik bir kalıntıdan, üzerinde rahatlıkla çalışabileceğiniz sınırsızmiktardaDNAeldeedebilmesiimkânınıyaratmıştır.Artıktekbirsaçtelindenveya tek bir hücreden bile istediğiniz kadar DNA çıkartmak mümkünolabilecektir. Mullis’in dahiyane buluşunun kemik projemize çok büyükkatkısı oldu. Çok zor olacağını düşündüğüm kolajen protein çalışmasındanvazgeçip, eski kemiklerde kalan DNA kalıntılarını çoğaltmak için bu yeniyöntemi kullanmaya karar verdim. Bu şekilde DNA’dan elde edeceğimizbilgi, kolajendenelde edeceğimizdenkatbekatdaha fazlaolacaktı.Ayrıca,amino asitlerden yola çıkmak yerine, doğrudan DNA’daki nükleotidlerindizilişiniaraştıracaktık.Hepsindenönemlisi,yalnızcakolajengenlerinideğil,bütüngenleriinceleyebilecektik

Bu arada araştırma asistanı için verdiğimiz ilana nihayet bir yanıtalabilmiştikveErikaHagelberggrubumuzakatılmıştı.ÇokeskizamanlardankalmaDNAincelemelerindedeneyimlibirinibulamayacağımızbelliydi,zirabu tür çalışmalar daha önce hiç yapılmamıştı. Erika’nın biyokimyadiplomasına ek olarak horneopati alanında yaptığı araştırmalar ve tıp tarihikonusundaki deneyimleri, onun bilimsel eğitiminin tam olduğunu ve ilgilialanlardadahaönceçalıştığınıkanıtladığı içinkendisiprojemizdeçalışmaya

Page 24: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

uygunbiradaydı.Zatenbaşvurudabulunantekkişideoydu.Artıkgeriye,çokeskikemiklerbulmaişikalmıştı.

1988 yılında, Oxford’un birkaç kilometre güneyinde bulunanAbingdon’dabirkazıyürütüldüğünüduyduk.Yenibirsüpermarketinşasıiçintemel kazılırken ortaçağdan kalmabirmezarlık bulunmuştu.Yerel arkeolojimüdürlüğüne bu bölgeyi taraması için iki ay süre tanınmıştı. Sonrasındainşaatadevamedilecekti.Erikailebölgeyegittiğimizdehummalıbirçalışmayürütüldüğünü gördük. Düzinelerce araştırmacı, yarı çıplak bir halde alanayayılmış, sıcak ve parlak güneş altında küçük kürekleriyle yerleri eşeliyor,derin çukurların içinde çalışıyor, suyla dolu hendekler içinde ilerliyorlardı.Üzerlerindeki toprakyüzünden turuncu-kahverengigörünenpekçok iskelet,bulundukları yeri belirten iplerle çevrili olarak yarılı gömülü vaziyetteduruyorlardı.Genelgörünümhiçdeümitvericideğildi.Dahaönceyaptığımçalışmalarımdan,DNA’nın son derece özen gösterilmesi gereken birmaddeolduğunu biliyordum. DNA örneklerinin her zaman eksi 70 derecedekorunmasıvekorunduğuyerdenalındığındahemenbuzkovasınakonulmasıgerekiyordu. Bu yapılmadığında ya da buz eridiğinde örnekler özelliklerinikaybettiğiiçinatılmakzorundakalıyordu.Bırakınyüzlerceyahutbinlerceyılyeraltındakalmayı,laboratuvardaod;ısıcaklığındabirkaçdakikakalıncabilebozuluyorlardı.

Yinededenemeyedeğerdi.Üç taneuylukkemiğialıpgötürmemize izinverildi. Laboratuvara döndüğümüzde iki şeye karar vermemiz gerekiyordu:KemiktenDNA’yınasıleldeedecektikvebununhangikısmınıçoğaltacaktık?Birincisinekararvermekkolaydı.AzmiktardadaolsaDNAmevcutsa,bunubüyükbirolasılıklahidroksiapatitdenen,kalsiyumdanzenginvekemiklerinmineraliskeletinioluşturanbileşikteneldeedebilirdik.DahaönceleriDNA’yıemerekeldeetmekiçinkalsiyumkullanılmıştı;eskikemiklerinhidroksiapatitbileşiğinde de DNA kalmış olabilirdi. Bu durumda DNA’yı kalsiyumdanayrıştırmakiçinbiryöntembulmakgerekiyordu.

Demir bir testereyle kemikten küçük parçalar kestik, sıvı nitrojenledondurduk,tozhalinegelecekşekildedöverekufaladıkvebutozabirkaçgünboyuncakimyasalmadde emdirerekkalsiyumunu salmasını sağladık.Neyseki,kalsiyumuntamamıgidincediptegrilapagörünümündebirmaddekaldı.Bunun kolajen ve diğer proteinler, hücre parçacıkları ve belki biraz da yağiçerdiğini tahmin ediyorduk. Umudumuz, birkaçmolekül bile olsaDNA’yaulaşabilmekti. Enzim kullanarak proteinlerden kurtulmaya karar verdik.Enzimlerkimyasaltepkimelerihızlandırarakbiyolojikkatalizörgörevigörenmaddelerdir.Önce,kanvebenzerilekeleriçıkarmakiçinkullanılanbiyolojiktemizlemetozugibi,proteinleriözümleyenbirenzimseçtik.Tozlaşmışörneği

Page 25: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

enzimyoluylaproteinlerdenarındırdıktansonra,kloroformkullanarakyağlarıdaortadankaldırdık.Geri kalankısmıkarbolik sabunüretimindekullanılanve çok tiksindirici bir sıvı olan fenol ile temizledik. Fenol ve kloroformun,sert kimyasal maddeler olmalarına rağmen DNA’ya zarar vermediğibiliniyordu. Bütün bu işlemlerden sonra, örnekten elimizde kalan ve teorikolarak,varsaDNAiçermesigerekenşey,birçaykaşığınıancakdolduranaçıkkahverengi bir sıvıydı. Zaten en fazla birkaç molekü 1 elde etmeyiumuyorduk.Buyüzden,sonrakideneyleregeçmedenönceDNA’yıçoğaltmakgerekiyordu.

Çoğaltma yönteminin temeli, hücrelerin kullandığı sistemin DNAkopyalamaya uyarlanmasıdır. DNA yapımı için gerekli olan hammaddelertüpe konur. DNA’nın kopyalanarak çoğalmasını sağlayan ve polimeraz adıverilen bir enzim vardır. Bu enzimin adından dolayı DNA çoğaltmayönteminepolimerazzincirreaksiyonuadıverilir.İşte,deneytüpüneöncebuenzim konur. Sonra, enzimi yönlendirmek için birkaç tane kısa DNAparçacığıeklenir.Ensonundadaçoğaltmak istediğinizDNAmolekülleri ilebirlikte, yeni DNA moleküllerini oluşturacak olan ve nükleotid baz diyetanımlananhammaddelervesürecibirazdahahızlandırmakiçinmagnezyumgibidiğerbazıkimyasallar’katılır.Bizdebuişlemi,birkaçmolekülbileolsa,çokeskiDNAiçerdiğiniumduğumuzAbingdonkemikörneğineuyguladık.

Bundan sonra, hangi geni çoğaltacağımıza karar vermemiz gerekiyordu.Kemik örneğinde çok fazlaDNA olmayacağını, varsa damiktarının çok azolacağını bildiğimiz için, şansımızı artırmak adına mitokondriyal DNA’dakarar kıldık. Mitokondriyal DNA’yı seçmemizin nedeni, bunun miktarınıngenlerdekinegöreenazyüzkatfazlaolmasıydı.Dahasonragöreceğimizgibi,mitokondriyalDNAbazıözelliklerindendolayıgeçmişiyenidencanlandırmaaçısından son derece önemli bir moleküldür. Ama bizim ilk etapta onuseçmemizin nedeni, diğer DNA’ya göre çok daha fazla miktardabulunmasıydı.AbingdonkemiklerindekalmışbirDNAvarsa,bunubulmanıneniyiyolumitokondriyalDNAaramaktı.

Deney tüpümüze, mitokondriyal DNA’yı çoğaltmak için gerekli olanbütün maddelerle birlikte, kemik örneğimizden de birkaç damla koyduk.Çoğaltma sürecinin başlaması için tüpün içindekiler önce kaynatılır, sonrabirazsoğutulur,tekrarbirkaçdakikaısıtılırvebuişlemdizisienazyirmikeztekrarlanır.Günümüzde,çağdaşgenetiklaboratuvarlarındabusüreciotomatikolarak gerçekleştiren cihazlardan çok sayıda bulunmaktadır. Fakat biz buaraştırmayı yürütürkenbunlar ortadayoktu.Dahadoğrusu, seksenli yıllardabu işlevi yerine getiren tek bir cihaz vardı ve onu satın almak bizimbütçemizle uzaktan yakından alakası olmayan bir servet gerektiriyordu. Bu

Page 26: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

deneyi gerçekleştirmek için kullanabileceğimiz tek yöntem, elimize birkronometrealarakbirincisikaynamaktaolan, ikincisi soğukveüçüncüsüdeılıksuiçerenüçayrısubanyosununkarşısınageçmekveherüçdakikadabir,deney tüpünü birinden öbürüne aktarmaktı. Bunu üç buçuk saat boyuncadefalarca kez tekrar etmek zorundaydık. Ben bir kere denedim. Reaksiyonolmadı ve fena halde sıkıldım.Bunu yapmanın daha iyi bir yolu olmalıydı.Acaba elektrikli bir çaydanlık kullansak daha mı iyi olurdu? Sonraki üçhaftayıkablolar,kronometreler,termostatlar,rölelerbakırborular,birçamaşırmakinesi sübabıveevdengetirdiğimçaydanlıklauğraşarakgeçirdim.Bütünbunların sonucunda, gereken her şeyi yapabilen bir cihaz elde ettim.Kaynatıyordu.Çamaşırmakinesisübabıaçılıpbakırborukıvrımlarınasoğukmusluk suyu saldığı zaman çok çabuk soğutuyordu.Sonra tekrar ısıtıyordu.Hepsindenönemlisi,sonuçveriyordu.

İngiltere’de, belli bir yaşın üzerindeki insanların vazgeçilmez bir yatakodasıaksesuarıolarakgördüğüçayyapmamakinesininadıolan“Genesmaid”yardımıyla, yalnızca çağdaş DNA kullanarak yaptığımız kontrol amaçlıdeneyde değil, Abingdon kemik örneği deneyinde de çoğaltma işleminigerçekleştirebilmiştik.KemikörneklerindeneldeettiğimizDNA’nındizilişinibilimsel araştırmalarda yayımlanan DNA dizilişleriyle karşılaştırdığımızda,bunungerçekteninsanDNA’sıolduğunukanıtlamakkolayoldu.Başarmıştık.Gözümüzün önünde yüzlerce yıl önce ölen bir insanınDNA’sı vardı. DNAmezardançıkıpyenidencanlanmıştıresmen.

Şimdigeriyedönüpbaktığımda,Abingdonmezarlığındayarıgömülüveharap durumda bulunan ve ilk gördüğümde hiç ümit vaat etmeyen okemiklerdenDNAeldeedilmesiylehareketlenenaraştırmaların,dahasonrakiyıllarda türümüzün tarihi ve ruhu hakkında bize derin bilgiler kazandırmışolduğuna hâlâ inanamıyorum. Hikâyemi anlattıkça, bilimsel araştırmalarınpek çoğunda olduğu gibi, bunun da baştan belirli bir hedefe yönelik birgelişmeolmadığınıgöreceksiniz.Eldeedilensonuçlarmantıklıbirstratejidenziyade,birdizifırsat,kişiselilişki,maddigereksinimvehattafizikselhasarınürünüdür. Havva’nın Yedi Kızı‘nın keşfine giden yol öncedenplanlanmamıştı. Araştırmalarımız, hayal meyal görünen bir hedefe doğru,başardıklarımızın bilinci ve ileride bizi neyin beklediğinin bilinçsizliğiyleyavaşyavaşilerledi.

Elde ettiğimiz sonuçbüyükbir başarı olmasına rağmen, negariptir ki ozamanlarbizehiçöylegelmiyordu.Sanırım,Erikavebenayrıntılaraokadargömülmüştükki,eldeettiğimizsonucunöneminikavrayamamıştık.Ayrıcaosıralar aramız da hiç iyi değildi. İlişkimiz giderek gerginleşiyordu; hernedenseErikaileetkinbirşekildebirlikteçalışamıyorduk.Geçimsizliğimizin

Page 27: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

yalnız bilimsel yönden değil, tarihsel olarak da neler yaratabileceğininbilincineancakçoksonralarıvarabildim.Osıralarbizimeşguledendahaacilsorunlar vardı. Kulağıma, başka araştırmacıların da eski kemiklerde DNAaradığı dedikoduları gelmişti.Bunedenle, d iğer araştırmacılar bizdenöncedavranmadan, sonuçlarımızı büyük bir hızla yayımlamamız gerekiyordu.Bilimsel alanda önemli olan, bir deneyi önce yapmış olmak değil, deneysonuçlarını daha önce yayımlamaktır. Bir başkasının bir gün önce bile olsasizden önce sonuçlarını yayımlaması ödülün ona gitmesi anlamına gelir.Neyse ki, bir bilimsel dergi olan Nnfurc’ın yazı işleri müdürünü araştırmasonuçlarımızı rekor denebilecek bir hızla basması için ikna edebildik vesonuçlar1989Noel’indenhemenönceyayımlandı.

Sonrasında gelişen olaylara ise tamamen hazırlıksız yakalandım. Camkemikhastalığıylailgilidahaöncegerçekleştirdiğimaraştırmalarıma,yerelvehattabir-ikikeredeulusalgazetelerdeyerverildiğihalde,bunlarınmedyadaçok geniş bir yankı uyandırdığı söylenemezdi. Bu nedenle, ertesi gün işegittiğimdebilgialmak içinarayangazetecileryüzünden telefonumunsürekliçalması benim için yeni bir deneyimdi. Bu olaydan birkaç yıl önce,İngiltere’deki bellibaşlı televizyon kanallarının haber programlarını yapanITN’in muhabiri olarak Londra’da üç ay geçirmiştim. Bu deneyimim,kraliyetin bilim ve medya arasında köprü kurmak amacıyla düzenlemişolduğuprogramınbirparçasıolarakgerçekleşmişti.Buişegirişmeminnedeniise,banatanınanolanaklarsonucundabankayaolanborcumuödemekti.Fakathiç de öyle olmadı; tam tersine, zengin meslek sahipleriyle bar velokantalardaharcadığımparalaryüzündenbankayaolanborcumarttıkçaarttı.Bir gece, ünlü bir sunucuya içki ısmarlamayı önerdim. Adamın yanıtı,“Teşekkürleroğlum,birşişeBollingeralayım,”oldu.Talebinikarşılamaktanbaşka ne yapabilirdim? Neyse, büyük boyutta mali bir felaket yaşamamarağmen, o birkaç ay içinde medya ile ilgili çok şey öğrendim. Sorulansorulara,istediklerişekildebasitcümlelerleyanıtvermekgerekiyordu.

Bilimsel araştırmalarımız hakkında sorulanları yanıtlamakla geçirdiğimbirsabahınsonunda,DNA’nınneolduğunutekbircümleyleanlatmaktanvebenzeri sorulardan bıkmıştım. Observer’ın bilim muhabiri aradığında artıksabrını taşmıştı.Standart sorularıyönelttikten sonra, arkeolojikkalıntılardanDNAeldeedilebildiğinegörebundansonraneleryapılabileceğinisordu.Bende, “Yapabileceğimiz şeyler arasında Neandertal neslinin tükeniptükenmediğini araştırmak olabilir,” diye yanıt verdim. Bu tümüylemantıklıbir yanıttı ve zaman da doğruluğunu gösterdi. O anda dayanamayıp bir de“Tabii,II.Ramseserkekmi,yoksakadınmıydıgibiasırlardırbiliminsanlarınımeşgul etmiş olan sorulara da yanıt bulabileceğiz,” dedim. Aslında böyle

Page 28: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

düşünentekbirbiliminsanıbileolmadığınaemindim.Hiçkimseninbubüyükfiravununerkekolduğundanşüpheettiğiniduymamıştım.Fakat,ertesipazargünü gazetede basılan firavunun resminin altında “Kral/Kraliçe Il.Ramses”yazılmıştı.

Yıllar sonra, Londra’daki British Museum’un yeni açılan MısırMedeniyetigalerisininaçılış töreninedavetedilmemutluluğunuyaşadım.Oakşam, muhteşemMısır Heykelleri Salonu’nda verilen yemekte, tesadüfen,Ramses’in muhteşem granit heykelinin tam karşısına oturtuldum. Gözünübanadikmiş,cesaretimikıranmerhametliveherşeyibilirgörünenbirbakışlabeni süzüyordu. Yaptığım şakadan haberi olduğuve ahirette benden bununhesabınısoracağıkesindi.

Eski kemiklerden DNA elde etmenin en zor yanı, gereğincetitizlenmediğinizde, fosilin DNA’sını çoğaltacağınız yerde, kendinizinki dedahil olmak üzere çağdaşDNA’lar elde etme olasılığınızdır. EskiDNA varolsa bile, daima harap durumdadır. Çoğu zaman, oksijenin neden olduğukimyasaldeğişimDNA’nınyapısınıyavaşyavaşdeğiştirirvegiderekküçükparçalara bölünmesine neden olur.Çoğaltma işlemini yaptığınız tüpün içineminicikbir tanecikbileolsaçağdaşDNAkarışırsa,eskiDNAparçacıklarınıçoğaltmak istediğinizi anlamayan polimeraz kopyalama enzimleri tümdikkatlerini bu çağdaş DNA’ya yöneltir ve onun milyonlarca kopyasınıüretirler.Deneybaşarılıolmuşgibigörünür.Başlangıçtatüpekoyduğunuzbirdamla DNA’dan bir sürü DNA elde ettiğinizi sanırsınız. Ancak yakındanincelediğinizde,bununfosilindeğil,sizinDNA’nızolduğunufarkedersiniz

Abingdonkemikleriyleyaptığımızdeneylerdeböylebirşeyolmadığındanemin olmamıza rağmen, bunu kontrol etmenin bir yolunun buDNA’yı eskihayvan kemiklerinden elde edilen DNA ile karşılaştırmak olduğunudüşündük. Çoğaltılan DNA’nın hayvana mı, yoksa insana mı ait olduğunuanlarsak, yanlışlıkla sisteme bulaşan bir DNA’yı çoğaltmadığımızdan eminolmuş olacaktık.Mary Rose’un batık enkazının bize yeterince eski hayvankemiği sağlayabilecek bir kaynak olduğu geldi aklımıza. Bu muhteşemkalyon, Fransız filosuyla çarpışma sonucunda, 1545 yılında Portsmouthaçıklarındabatmıştı.Mürettebatındanpekazkurtulanolmuştu.Gemi,400yılıaşan bir süre boyunca on dört metre derinliğindeki sularda çamur içindeyatmıştı. Nihayet 1982 yılında çıkarılıp, sergilenmek üzere Portsmouthlimanında bir müzeye konmuştu. O zamandan beri de, çürük tahtalarıparçalanmasın diye devamlı olarak su ve antifriz karışımıyla yıkanıyordu.Enkazda, talihsiz mürettebatın iskeletlerinin yanı sıra yüzlerce hayvan vebalıkkemiğidebulunmuştu.Kalyonbattığında,sığır,domuzetivetuzlanmışmorinadoluvarillerleyüklüydü.Müzemüdürünü,deneylerimizdekullanmak

Page 29: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

üzere bize bir domuz kaburgası vermeye ikna ettik. Aldığımız kaburga,ölümünden sonraki “ömrü“nün çoğunu Solent Körfezi’nin dibinde,oksijenden yoksun çamur içinde gömülü olarak geçirdiği için çok iyidurumdaydı; bu sayede, fazla uğraşmadan bol miktarda DNA elde etmeyibaşardık.BuDNA’nın analizini yaptık; hiç şüphesiz ki bir insana değil, birdomuzaaitti.

Bütünbunlarıyazmamınnedenisizetektekdeneylerimizianlatmakdeğil,sonuçların yayımlanmasının ardından gelen tepkileri belirtmektir. Bir dolutelefon ve bir dolu manşet… Bunların arasında en çok hoşuma gidenIndependent 0f Sunday’inki olmuştu: “DNA için Jambon DomuzlardanGeldi”.Buişeğlenceliolacağabenziyordu.

2

DNANEDİR,NEYEYARAR?Çocukların genellikle anne-babalarına benzediğini ve bir bebeğin cinsel

birleşmeden dokuz ay sonra dünyaya geldiğini binlerce yıldır biliyoruz.Kalıtımmekanizmasınınnasılçalıştığısorusununcevabısonzamanlarakadargizeminikorumuşsada,insanlarbukonudaçeşitçeşitteorilerüretmektengerikalmamışlardı. Aile bireyleri arasındaki benzerliklere Klasik Yunanedebiyatındaçoksıkyerverilmiş,ilkçağfilozoflarıbukonudafikirüretmeyeçokmeraklıgörünmüşlerdi.Aristo,MÖ335yılındayazdığıbiryazıda,henüzdoğmamış bebeğin özelliklerini babadan aldığını, annenin işlevinin iseyalnızcabebeğirahmindetaşıyıp,doğumdansonraonabakmakolduğunuilerisürmüştü. Bu görüş, o çağdaki batı medeniyetinin ataerkil yaklaşımına sondereceuygundu.Çocuğunrefahdüzeyinivetoplumsalkonumunubelirleyenbabanın, aynı zamanda onun mizacını ve fiziksel özelliklerini deşekillendirmesi çokmantıklı görünüyordu. Hiç kuşkusuz bu tespit, babanınkendisine uygun bir eş seçmesinin de önemli olduğu gerçeğini ortadankaldırmıyordu.Nedeolsa,iyitoprağaekilentohumlarverimsiztoprağaekileıegöredaha iyi sonuçverirdi.Ancakbu savdabir sorunvardı vebu sorunkadınlarınbaşınaepeybirdertaçacaktı.

Çocukları şekillendiren babalar ise, nasıl oluyordu da erkeklerin kızçocukları olabiliyordu? Tüm yaşamı boyunca kendisinemeydan okuyan bugerçeğe Aristo’nun verdiği yanıt, “Ana rahminde ‘müdahale edilmediği’sürece bütün bebekler erkek olur ve tıpkı babalarına benzer,” olmuştu.Bebeğin ana rahmindekarşılaşacağı “müdahale” zayıf ise, babayla farklılığıda-babasıgibisiyahdeğildekızılsaçlıolmakgibi-oorandaazalmaktaydı.Öteyandan,“müdahale”ninağırolmasıdurumundabebekbabadançokfarklı

Page 30: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

olmakta; sakat ya da kız olabilmekteydi.Bu yaklaşım tarih boyunca birçokkadın açsından çok kötü sonuçlara yol açtı. Erkek çocuk sahibi olamayankadınlar dışlandı ve yerlerini başka kadınlara bırakmak zorunda kaldılar.Antik çağiara ait bu teorinin yerini, daha sonraları, cinsel ilişki sırasındakadının bedenine aşılanan çok ufak bir yaratık olanhomunculus düşüncesialdı. 18. yüzyılın başı kadar yakın bir tarihte dahi, mikroskop kullanmadaöncü olanAnthony vanLeevvenhoek, spermin tepesinde, kıvrık durumdakiminicikhomunculi’yigördüğünüzannetmişti.

Adını, doktor adaylarının bir zamanlar ettiği yemine (bazı yerlerde bupratik hâlâ uygulanmaktadır) verenHipokrat’ın bukonuyayaklaşımıAristogibiaşırıyakaçmıyordu.O,kadınlaradabirrolbiçmişvehemkadının,hemerkeğinspermürettiğinivebuspermlerbirbirinekarıştıktansonrakarışımınbaskınolankısımlarınınbebeğinözelliklerinitayinettiğiniönesürmüştü.Buyüzden,bebeğingözleribabasınabenzerken,burnuannesiniandırabiliyordu.Karışımınanne-babadangelenvebaskınlıklarıeşitolankısımları isebebeğebir miktar annenin, bir miktar da babanın özelliklerini iletiyordu. Örneğin,bebeğin,anne-babasınınsaçrenklerininkarışımıbirsaçrenginesahipolmasımümkündü.

Hipokrat’ınteorisigerçekyaşamdakigözlemlereçokdahayakındı.“Aynıbabasınabenziyor,”yada“Tıpkıannesigibigülümsüyor,”gibisözlerbütündünyadahergünmilyonlarcakeztekrarlanmaktadır.Anne-babaözelliklerininbir şekilde karışarak çocuklara aktarıldığı düşüncesi, 19. yüzyılın sonunakadar biliminsanları arasında çok yaygın olarak kabul görmüştü.Darwin’indoğalseleksiyonteorisiniaçıklayanbirmekanizmabulamayışınınbirnedenide, onun da bu konuda başka bir görüşü olmamasıydı. Bir çocuk anne-babadangelenözelliklerinkarışımınınortalamasınıalıyorsa,ozamanyeniveiyiolanözelliklerinhiçbirzamantamolarakşekillenememesi,devamlıolaraksulandırılıyor olması gerekirdi. Her ne kadar günümüzde genetik bilimiyleuğraşan biliminsanları eski meslektaşlarının cehaletini küçümseseler de,bence anne-baba özelliklerinin karışımı teorisi bugün bile, gözlerimizlegördüklerimiziçokiyiaçıklamaktadır.

Nihayet, 19. yüzyılda yaşanan iki faydalı gelişme, gerçeğin ne olduğukonusunda önemli ipuçları sağladı. Bunlardan ilki, tekstil endüstrisindekullanılan yeni kimyasal boyaların icadı; ikincisi de mikroskopların yenimercekler sayesinde çok ileri bir gelişim yaşamasıydı. Böylece, görüntülerçok daha fazla büyütülebildiği için tek bir hücre bile izlenebilmiş ve yeniboyalarla boyanan bir hücrenin iç yapısı incelenmişti. Bu sayede, tek birbüyükdişiyumurtahücresiiletekbirküçükvekararlısperminbirleşmesiylegerçekleşendöllenme süreci gözlenebilmişti.Hücreler bölünürken, ipliğimsi

Page 31: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

birtakımyapılarınöncebir araya toplandı, sonradaoluşan ikiyenihücreyeeşit olarak dağıldığı tespit edilmişti. Yıllar önce, insanlık bunların neyeyaradığı hakkında en ufak bir bilgiye sahip değilken, yeni boyalarla çokparlak boyandıkları için bu ilginç yapılara kromozom (Yunanca “renkliyapılar”)adıverilmişti.

Bu garip ipliklerin bir kısmı döllenme sırasında babanın sperminden,diğer kısmı ise annenin yumurtasından geliyor gibi görünüyordu. ÇekCumhuriyeti’ninBrnokasabasındarahiplikyapmaktaolan,genetikbilimininbabasısayılan,dünyacaünlüGregorMendel’inöngörmüşolduğuşeydetamolarak buydu. Mendel, 1860’lı yıllarda manastırının bahçesindegerçekleştirdiği bezelye yetiştirme deneyleriyle genetik biliminin temeliniatmıştı.Onagöre,kalıtımıbelirleyenşeyneise,buşeyannevebabadaneşitolarakçocuklaraaktarılmaktaydı.NeyazıkkiMendeltekbirkromozombilegöremedenöldü;amadüşüncelerindehaklıydı.MitokondriyalDNA(bununlailgili ileride çok şey anlatılacaktır) ve cinsiyeti tayin eden kromozomlardışında, genler (yani kromozomlarda bulunan özel genetik şifreler) anne vebabadan kalıtım yoluyla eşit olarak gelmektedir. Kalıtım konusundakromozomların oynadığı önemli rol ve bunların kendi içlerinde kalıtımınsırrını taşıdığı gerçeği 1903 yılında artık bilinir hale gelmişti. Ancak,kromozomların yapılarını ve bunların kalıtımın fiziksel taşıyıcıları olaraknasıl bir görev üstlendiklerini anlamak için aradan elli yıl geçmesigerekecekti.

1953yılındaCambridge’deçalışanikigençbiliminsanı,JamesD.Watsonve Francis Crick, uzun süredir bilinen, ama pek fazla kişinin ilgisiniçekmeyen ve önemsiz sayılan bir maddenin moleküler yapısını çözmeyibaşardılar.Bumaddeye,anlaşılmazlığınıvurgulamakistercesineuzunbirisimvererek dcoksiriboııükleik nsit dediler; neyse ki bugün kısaca DNAdemekteyiz.BazıdeneyierinsonuçlarıDNA’nınkalıtımmekanizmasındaroloynadığına işaret etmiş olsa da, deneyimli biliminsanları kalıtımın temeldeproteinlere bağlı olduğunu düşünüyorlardı. Karmaşık bir yapıya sahip olanproteinler,yirmiçeşidibulunanveaminoasitdenenmoleküllerdenmeydanageliyordu.Bunlarmilyonlarcaşeklebürünebiliyordu.Ozamankidüşünceler,döllenmiştekbiryumurtayıgerçekşeklinialmışveişleviniyerinegetirenbirinsanadönüştürebilecekdenlimuazzambirgöreviüstlenebilecekolan şeyinçok karmaşık bir yapı olması gerektiği noktasında yoğunlaşıyordu. Bu şey,yalnızca dört bileşene sahip olanDNA olamazdı elbette! Evet,DNA doğruyerde,hücrenintamçekirdeğindeydi;amakepeğinsuyuemmesigibibasitbirgöreviolmalıydı.

Meslektaşlarınınbüyükbirbölümününbumaddeyegösterdiği ilgisizliğe

Page 32: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

karşın, Watson ve Crick bunun kalıtım mekanizmasının anahtarınıoluşturduğundaneminlerdi.Çokdahacazipolanproteinlerinyapısınıçözmekiçin kullanılan bir tekniği,DNA’nın yapısını çözmek için kullanmaya kararverdiler.Buteknik,arındırılmışDNA’dan,uzun,kristal liflereldeetmeyivebunların üzerineX-ışınlarını tutmayı gerektiriyordu.DNA’ya gönderilenX-ışınlarının çoğu dümdüz bir yol izleyerek, bir taraftan girip diğer taraftançıkıyordu.AncakazbirmiktarıdaDNA’nınmoleküleryapısındakiatomlaraçarparak yana doğru sekiyordu.Yana doğru seken ışınlar, kırık bir kemiğinfilmi nasıl çekiliyorsa, aynı bu şekilde filmle görüntüleniyordu. Bu sayede,filmin üzerinde oluşan desene bakarak, DNA’nın içerdiği atomların yerleritamolarakbelirlendi.

Watson ve Crick, çubuk, karton vemetal levhalar kullanarak, DNA’nıniçerdiği atomların elde edilen filme uyacak şekilde nasıl dizilebileceğinihaftalarcaaraştırdılar.Nihayetbirgün,filmdegörünendesenetıpatıpuyanbirmodel elde etmeyi başardılar. Bu basit ve harikamodele bakarakDNA’nıngenetik mekanizmasının ne olabileceğini hemen tahmin etmek mümkündü.Buluşlarını açıkladıkları bilimsel makalede bunu net bir özgüvenle dilegetirdiler: “Molekülün yapısında bulunduğunu varsaydığımız özelçiftleşmelerin, genetik maddenin kopyalama mekanizmasının nasıloluştuğunu ortaya koyduğu dikkatimizden kaçmadı.” Watson ve Cricktamamenhaklıydılarve1962yılındaTıpveFizyolojidalındaNobelÖdülü‘nelayıkgörüldüler.

Genetik maddenin defalarca aynı şekilde kopyalanabilmesi onun enönemli özelliğidir. Bir hücre bölündüğü zaman oluşan iki yeni hücreden(“kardeş hücreler”) her birine düşen çekirdek kromozom sayısı eşittir.Kromozomlardakigenetikmadde,herhücrebölünüşündekopyalanmazsakısabir süre sonra tükenecektir. Aynı zamanda, hücrelerin işlevini tam olarakyerinegetirmesiiçinkopyalamanındaçokkaliteliolmasıgerekir.WatsonveCrick, her DNA molekülünün, tıpkı birbirinin etrafında dönen iki spiralmerdiven gibi çok uzun iki kıvrımdan (“ikili sarmal”) meydana geldiğinikeşfetmişti. Kopyalama sırasında ikili sarmalın iki spiral merdivenibirbirindenayrılıyordu.DNA,kimyasal adlarınınbaşharfleri ile tanımlanandört bileşenden oluşur: A, adenin; C, sitozin; G, guanin; T, timin. Bunlaranükleotid baz veya kısaca baz denir. Bu noktada kimyasalları bir kenarabırakıp, yalnızca dört sembolü (“A’, “C”, “G” ve “T”) hatırlamanız yeterliolacaktır.

DNA yapısının çözülmesi sürecinde devrim yaratan adım, Watson ileCrick’in, “ikili sarmal”ı oluşturan iki zincirin birbirine yalnızca tek birbiçimde tam olarak oturabildiğini keşfetmeleriyle atıldı: Zincirlerden

Page 33: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

birindeki “A”ların tam karşısına diğer zincirdeki “T”lerin gelmesi gerekir.“A”ile“T”tıpkıyapbozparçalarıgibibirbirinetamolarakyerleşebilir,fakat“A’nın karşısına “G”, “C” veya başka bir “A” gelirse bunların arasında birbağ oluşamaz. Aynı şekilde, karşıt zincirlerdeki “C” ile “G”ler de yalnızcabirbirlerinetamolarakoturabilir.Buşekilde,herikizincirdekarşılıklıolaraktamamlayıcı diziliş şifresi taşır. Örneğin, bir zincirdeki “ATTCAG”dizilimininkarşısında,diğerzincirde“TAAGTC”dizilimiolmasıgerekir.Buiki zincir birbirinden ayrılıpkopyalanacağı zaman,birindeki “ATTCAG”ninkarşısında, yine “TAAGTC” ve diğerindeki “TAAGTC” karşısına da yine“ATTCAG”yapılanır.Buşekildeorijinalin tıpatıpaynısıolan ikiyeni“ikilisarmal”eldeedilir.Her seferinde ikimükemmelkopya.Bukopyalamalardadört kimyasal harfin diziliş sırası korunur. Peki bu diziliş ne anlamagelmektedir? Bu sorunun yanıtı, bunun basit ve açık bir bilgi kaynağıolduğudur. DNA’nın kendi başına bir fiziksel işlevi yoktur. Nefes alıpvermemizeveyayediklerimizisindirmemizeyardımcıolmaz.Yalnızca,diğermaddeleri ne yapacakları konusunda yönlendirir. Hücrelerde yönlendirdiğimaddeleriseproteinlerdir.BunlartamamenDNA’nınemrialtındaçalışırlar.

Hücre, doku ve organizmaların nefes kesici karmaşıklığına karşılık,DNA’dayazılışifreşaşırtıcıderecedebasittir.Lisan,rakamvebilgisayardakiikili kodlama gibi diğer bilgi verme sistemlerine benzer şekilde, burada daönemliolanşeysembollerdeğil,bunlarındizilişşeklidir.Örneğin,“gezi”ve“ezgi” kelimeleri gibi aynı harflerden, değişik anlamlı kelimeler (anagram)elde edilir. Benzer biçimde, 476.021 ve 104.762 sayılarında aynı rakamlarolmasınakarşınbunlartamamenfarklısayılardır.Bilgisayardakiikilikodlamasisteminegöre001010 ile 100100’ın anlamları da tamamen farklıdır.Bütünbu örneklerde olduğu gibi, DNA’daki dört kimyasal sembolün dizilişi debelirli bir şifre oluşturur. Birer DNA anagramı olan “ACGGTA” ve“GACAGT”ninherbirihücreiçintamamenfarklıanlamlartaşır.

Peki,buşifrelernasılyazılırvenasılokunur?DNA,hücreçekirdeğindenasladışarı çıkmayankromozomlardabulunur.Üzerindeasıl işlevgördüklerimaddeler ise proteinlerdir. Onlar bedenimizin gerçek yöneticileridir.Yediklerimizisindirenvemetabolizmamızıçalıştıranenzimlervebedenimizinçeşitli kısımlarının gördüğü işlevleri düzenleyen hormonlar birer proteindir.Deri ve kemiklerimizdeki kolajenler, kandaki hemoglobinler veenfeksiyonlarakarşısavaşanantikorlardaproteindir.Uzunlafınkısası;bunlarher şeye muktedirdir. Bunların bazıları küçük, bazıları da muazzambüyüklükte maddelerdir. Değişik proteinlerin ortak noktası ise, hepsininaminoasitadıverilenaltbirimlerdenoluşmasıdır.Bunlarınbirbirindenfarklıolmalarının nedeni ise, içerdikleri bu amino asitlerin değişik bir sırayla

Page 34: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

dizilmiş olmasıdır. Belli bir sırayla dizilen ve bir sicim oluşturan aminoasitlerden,siciminbellibirkısmındabulunanlar,diğerkısmındakiaminoasitleri kendine doğru çeker ve düz olan sicimkıvrılıp top haline gelir.Fakatbutopsondereceözelbirşeklesahiptir;buşekil,proteininişleviniyerinegetirmesineimkânsunar:Enzim,biyolojiktepkimelerdekatalizörolarak; kas proteini, kasların üretiminde; antikor ise, vücuttakibakterilerle mücadelede çalışacaktır. Toplam yirmi adet amino asitvardır. Bunlar arasında, lizin ya da fenilalanin (aspartam adı verilentatlandırıcının içerdiği maddelerden biri) gibi bazıları daha çoktanınmaktadır.Sisteinve tirozingibiaminoasit türlerini isebirçokkişihiçduymamışolabilir.Birproteinmolekülünün içerdiğiaminoasitlerindizilişi ona son şeklini verir ve işlevinin ne olduğunu belirler. Birproteinin içerdiği amino asitlerin nasıl dizileceğini belirleyen şifre ise,DNA molekülünde saklıdır. Hücre çekirdeğinde bulunan DNA’nıniçerdiğiproteinşifrelerinin,hücredeproteinlerinyapılandığıbölgeyebirşekildeaktarılmasıgereklidir.

Kıyabilirseniz, saçınızın bir telini çekerek kökünden koparın. Dibindekiyarışeffafkabarcık,foliküldediğimizsaçköküdür.Herfoliküldeyaklaşıkbirmilyonhücrebulunurvebunlarınyaşamdaki tekamaçları, saçıoluşturanvekeratin adı verilen proteini üretmektir. Siz saçı çekerken bu hücrelerişlevlerini sürdürür. Bir an için, bu hücrelerden birinin içinde olduğunuzuhayal edin. Her biri keratin üretmekle meşgul. Peki ama bununasılyapacaklarınıneredenbiliyorlar?Keratindedahilolmaküzere,herproteininyapımındaönemliolan şey, aminoasitlerindizilişinindoğruolmasıdır.Pekidoğru olması için bunlar nasıl dizilmelidir? Bunun yanıtı için, hücreçekirdeğindeki kromozomlar üzerinde bulunan DNA’ya başvurun. İnsanvücudundaki bütün hücrelerde olduğu gibi, saç lıücrelerindc de vücuttabulunanherproteininDNAşifresi saklıdır; fakat sizinöğrenmek istediğinizşeyyalnızcakeratininnasılüretildiğidir.Saçhücrelerikemikveyakanınnasıloluştuğuyla ilgilenmezler, bu yüzden de DNA’nın bu kısımları kapalıdır.Yalnızca,keratinleilgilibilgileresahipolankeratingenidanışmanlıkhizmetivermektedir. Keratindeki amino asitlerin sırasını belirleyen şey DNAsembollerinindizilişindenbaşkabirşeydeğildir.

Keratin genindekiDNA şifresi şöyle başlar:ATGACCTC-CTTC. .. (vs.vs.). Bu şifrenin ne ifade ettiğini bilmediğimizden, dört DNA sembolününrasgele dizildiğini düşünebiliriz. Bizim için anlaşılmaz olsa da, saç hücresibakımından durum hiç de öyle değildir.Yukarıdaki sıra keratin yapımı içingerekli olan şifrenin ufak bir bölümüdür ve deşifre edilmesi kolaydır.Hücre bu şifreyi öncelikle üçer sembollük gruplar halinde algılar.

Page 35: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

ATGACCTCCTTConuniçinATG-ACC-TCC-TTC’dir.Buüçlüsembolgruplarındanherbiriayrıbiraminoasidinşifresinioluşturur.Örneğin,ATGmetiyonin,ACCtreonin,TCCserinveTTCfenilalaninadıverilenamino asidin şifresidir. Her amino asidin şifresi başkadır. İşte, bütünhayvan ve bitki türlerinin hücre çekirdeklerindeki genlerin kullandığıgenetikkodlamabuşekildedir.

Hücre, bir kitabın birkaç sayfasını kopyalar gibi, bu kodun geçici birkopyalamasını yapar ve bunu hücrede proteinlerin yapılandığı başka birbölümegönderir.Genetikkodyerinibulurbulmazmekanizmahareketegeçer.İlküçlü,metiyoninolarakdeşifreedilirveraftanbirmolekülmetiyoninalınır.İkincisi treonindir; raftan bir molckül treonin alınır ve metiyoninin yanınagetirilip ona bağlanır. Bunu serin ve fenilalanin izler. Bu şekilde, keratingenindeki DNA’nın dizilişi tarafından yönlendirilen dört amino asit doğruolaraksıralanmışolur:metiyonin-treonin-serin-fenilalanin.Dahasonragelenamino asitler de aynı yolla birbirine bağlanır. Şifrelerin okunması, deşifreedilmesiveaminoasitlerindoğruşekildesıralanmasıtümproteinyapılananadek devam eder. Sonunda, sentezlenen yeni keratinmolekülü azat edilir vebaşınızdayeniçıkacakbirsaçtelinioluşturmaküzerediğeryüzmilyonlarcakardeşinekatılır.Tabiisizosaçteliniçekipkoparmadıysanız!

3

KANGRUPLARINDANGENLEREBirinsanıdiğerlerindenayırtedenözelliklerarasındasaçkadarbelirleyici

olan pek az şey vardır. Yeni doğan bir bebeği, tanımadığımız bi rini veyaarananbirsuçluyutanımlamayaçalıştığımızdailksorduğumuzşeylerdenbirisaçıdır. Esmer mi, sarışın mı, kıvırcık mı, düz saçlı mı, saçları gür mü,dökülmüşmü?Bütünbuolasılıklaradayanarakdahaöncehiçgörmediğimizbirini gözümüzde canlandırabiliriz. Tabii, artık saçımıza istediğimizgörünümüverebiliyoruz.Kuaförler saçını şekillendirmek içinparaverenbirsürü müşteriyle dolup taşıyor. Marketlerde saçımızın rengini açmak,koyulaştırmak, saçımızı düzleştirmekveyakıvırmak için kullanabileceğimizürünler raflarda sıralı halde duruyor. Hepimiz doğuştan sahip olduğumuzsaçlarımızı en iyi şekle sokmaya çalışıyoruz; ancak saçın asıl hammaddesigenler tarafındansağlanıyor.Saçıdoğalolarakkızılolanbiri ilesarışınolanbiri arasındaki fark,DNA’larındaki farklılıktan ibarettir. Keratin oluşumunusağlayan genler ile saçın uzamasında rol oynayan diğer genlerin DNAdüzenindeküçükfarklılıklarbulunur.Saçınkendineözgürenginiveyapısınıbunlar belirler. Bu genlerin çoğu henüz tanımlanmamış olmakla beraber,doğrudanolmasadadolambaçlıbirşekilde,kesinolarakannevebabamızdan

Page 36: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

kalıtım yoluyla aktarılmıştır. Kalıtım yoluyla aktarılan özelliklerin bazendoğrudan ortaya çıkmıyor olması nedeniyle, yeni doğan bir bebeğin anne-babasınınsaçrenginesahipolmadığıgörülebilir.

Kişiyidiğerlerindenbarizolarakayırtedenözellik,açıkçagörülebilmesiitibariyle saç ise de, kalıtım yoluyla oluşan farklılıkların pek çok çoğudikkatimiziçekenbirdurumoluşmadığısürecegözlerdenuzakvesaklıkalır.Dışarıdanbakıldığındagörünmeyen,ancakkalıtımyoluylaedinilenözelliklerarasındakolaycaortayaçıkarılanşeyisekangruplarındakifarklılıklardır.Birinsana bakarak onun hangi kan grubundan olduğunu bilemezsiniz. Hatta,bunubirdamlakanınıincelemeklebileanlamakmümkünolmaz.Herinsanınkanı görünüm olarak aynıdır. Ancak iki insanın kanı karıştırıldığında farkortaya çıkmaktadır; öyle ki, kan nakli yapılmazdan önce insanlarınbirbirinden kan almak için bir nedenleri olmadığından, kan gruplarıarasındakifarklardauzunsürebilinmezliğinikorumuştur.

Kayıtlar, ilk kan nakli işlemlerinin 1628 yılında İtalya’dagerçekleştirildiğini gösterir. Fakat birçok kimsenin bünyesi buna karşı çokciddiveölümcülbirtepkigösterdiğinden,birsüresonraİtalya’daolduğugibiFransa ve İngiltere’de de bu uygulamalara son verilmiştir. 1660’lı yıllardaİngiliztıpdoktoruRichardLower,insanlarakuzukanınaklinidenemiş,ancakpek başarılı sonuçlar alamadığından kan nakli uygulamalarından birkaç asırvazgeçilmiştir.Doğumsonrasıortayaçıkankanamalarlamücadeleedebilmekamacıyla,kannakli19.yüzyılınortalarındayenidendenenmeyebaşlanmışve1875yılınagelindiğinde347adetkannakli işlemikayıtlarageçmiştir.Bunarağmen,hastalarınbirçoğundakannaklisonucuortayaçıkanvebazenölümedeyolaçabilenşiddetlitepkilergörülmeyedevametmiştir.

Buyıllardabiliminsanlarıkannakillerindekiprobleminkangruplarındakifarklardan doğduğunu keşfetmeye başlamışlardır. İki farklı kan grubuarasındaki tepkimenin doğası, ilk olarak 1875 yılında, Fransız fizyologLeonard Lalois tarafından, farklı türden hayvanların kanlarını birbirinekatarak yaptığı deneyler sonucunda keşfedilmiştir. Lalois, birbirinekarıştırılankanhücrelerininbirarayagelerekkümeleroluşturduğunuveçoğuzamanyarılarakaçıldığınıfarketmiştir.Fakat,biyologKarlLandsteiner’ınbuolayın nedenini anlaması ve insanları kan gruplarına göre A, B, AB ve Oolarak tanımlaması 1900 yılını bulmuştur. Kan veren kişinin ABO olaraktanımlanankangrubualıcıyauyumsağladığındatersbirtepkigörülmemekteancakgruplararasındauyumolmadığızaman,kanhücreleribirarayagelerekkümeler oluşturmakta, çatlayıp açılmakta ve bünyenin çok şiddetli tepkilergöstermesine neden olmaktadır. Güney Amerika’da yaşamış olan İnkalarınbaşarılı kan nakilleri yaptıklarına dair tarihsel kanıtlar bulunmaktadır.

Page 37: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Günümüzde, Güney Amerika’da yaşayan insanların çoğunun aynı kangrubuna (Grup O) sahip olduğu bilinmektedir; bu nedenle de, verici ilealıcının aynı kan grubundan olma olasılığı yüksek olduğundan, geçmişteİnkalarınyaptığıkannakillerininAvrupa’dauygulananlardandahaaztehlikearzetmesidoğaldır.

Kalıtımyoluylaedindiğimiz,saçımızındoğasındabulunanvehenüz tamolarak anlamadığımız karmaşık genetik unsurların aksine, ABO kangruplarınınnesildennesle aktarılmasınıyönetenkurallar çokbasittir.Bunungenetikyönünetbirbiçimdebelliolup,anne-babadançocuklarınaneşekildeaktarıldığı bilinmektedir. Öyle ki, son zamanlara kadar çocuğun babasınınkimolduğunukanıtlamakiçinkangruplarınabakılmaktaydı.Günümüzdeisegenetik parmak izlerinin belirlenmesi çok daha hassas bir yöntem olarakkullanılmaktadır. Hikâyemiz açısından kan gruplarının önemi, bunlarınanlaşılmasıyla birlikte genetik biliminin insanın evrim teorisinde ilk kezdünya sahnesine çıkmış olmasıdır. Bu başlangıç konusunda, Birinci DünyaSavaşı günlerine dönmek ve 5 Haziran 1918’de Selanik Tıp Cemiyeti’negönderilen bilimsel bir makaleden bahsetmek gerekir. Bu makale ertesi yıltercüme edilerek “Değişik ırkların kanlarında görülen serolojik farklar:Makedonya bölgesinde yapılan araştırmanın sonuçları” başlığı altında öndegelen bir İngiliz tıp dergisi olanThe Lancet‘ta yayımlanmıştır. O günlerdeTheLancet‘taçıkanyazılarhakkındabirfikiredinmeniziçin,bumakalenin,zamanın seçkin cerrahlarından Sir John Bland-Sutton ile sürüngenhayvanların üçüncü gözkapağı konusunda yapılan bir röportajla,Mısır’a veFransa’ya gönderilen hemşirelerin Kral tarafından sertifika ileonurlandırılacağım belirten bir Harp Dairesi bildirisi arasına sıkıştırılmışolduğunubelirtmekisterim.

Kangruplarıyla ilgilimakaleninyazarlarıLudwikveHankaHerschfeld,AlınanlarakarşısavaşanMüttefikKuvvetler’ebağlıSırpKraliyetOrdusu’nunkan testlerini yapan merkez kan grubu test laboratuvarında çalışan birkarıkocaydı. Birinci Dünya Savaşı, kan nakli uygulamalarını çağdaşstandartlara ulaştırmakta etken bir rol oynamıştır. Savaştan önce doktorlar,ihtiyacıolanbirhastayakannakliyapmakiçinakrabavearkadaşlarınınkangruplarınıtespitettiktensonrauygunbirvericibulurbulmazkanıderhalalıp,zamankaybetmedenhastayavermekteydiler.Avrupa’dasavaşalanlarındakannakline büyük ihtiyaç duyulması, bağışlanan kanların gerektiğindekullanılmak üzere kan bankalarında muhafaza edilmesine yönelik birtakımyollar aranmasını gerektirdi. Bütün askerlerin kan grupları tanımlandı,kaydedildi ve böylece ciddi yararlanmalar nedeniyle acil kan nakligerektiğindekanbankasındanuygunkanteminedilebilirhalegeldi.

Page 38: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Savaştan birkaç yıl önce, Ludwik Herschfeld A ve B kan gruplarınınGregorMendel’intemelgenetikyasalarınauyduğunuortayakoymuştu.EminolmadığıiçinOkangrubukonusunubirkenarabırakmışsada,dahasonrabugrubun da Mendel yasalarına uyduğu belirlenmiştir. Herschfeld, kangruplarıyla ilgili yeni buluşlar gerçekleştirmek ve özellikle dünyanın çeşitlibölgelerinde kan gruplarının ne gibi farklılıklar gösterdiğini incelemek içinsavaşı bir fırsat olarak değerlendirmiştir. Müttefik ordularında değişikülkelerdenaskerlerinbulunması,Herschfeldleremümkünolduğukadarfarklıulustan askerlerin kan grubu sonuçlarını karşılaştırılmalı olarak incelemeolanağı sağlamıştır. Çok yoğun bir çalışmayı gcrektirse de, bu incelemeninsavaş zamanında yapılması, sonrasında yapılmasına göre daha kolaydı veonların ifade ettiği şekliyle, “Böyle bir çalışma daha sonraya bırakılsaydıyıllar boyu seyahat etmek gerekecekti.”Karşı tarafta oldukları için, haliyle,ellerinde Almanlara ait veriler yoktu veThe Lmıcet’ta yayımlanan şekillersadece“akıldakalmışolanlardı.”

Herschfeldler çalışmalarının sonuçlarını tekrar incelediklerinde, kendideyişleriyle, değişik “ırk”tan gelen askerlerde A ve B kan gruplarınınsıklığında büyük farklar bulunduğunu gördüler. Avrupalılar arasında oranyüzde15Bveyüzde40Agrubuolarakortaya çıkıyordu.Bkangrubununyüzde oranı Afrika ve Rusya’dan gelen askerlerde daha yüksek olup,İngilizlerlebirlikte savaşanHintOrdusu’ndayüzde50olarakenüstdüzeyeulaşıyordu.BgrubununoranıarttıkçaAgrubuazalıyordu.

Herschfeldler vardıkları sonuçların geniş ölçekte ne büyük önemeolduğunubelirtmektençekinmediler.İnsanlarınayrıkökenleresahipikifarklı“biyokimyasal ırk”tanoluştuğunahükümgetirdiler:kangrubuAolan IrkAvekangrubuBolanIrkB.HintlilerdeensıkgörülenkangrubununBolmasınedeniyle, “Hindistan’ın beşeriyetin bir bölümünü oluşturan beşik” olduğusonucuna vardılar. Kan gruplarının ve insan nüfusunun nasıl yayıldığınıaçıklayabilmek için “Hintlilerin hem doğudaki Çinhindi’ne, hem de batıyadoğrugenişkitlelerhalindegöçettiklerini,bugöçleringiderekazaldığınıvesonundaBatıAvrupa’dayoğunlaştığını” ileri sürdüler. IrkA’nınkökenindeniseemindeğillerdi;bunun,Avrupa’nınkuzeyindenyadaortakesimlerindengelebileceğinidüşünüyorlardı.Günümüzde,vardıklarıbusonuçlarıntamamensaçma olduğunu biliyoruz, fakat bu tür yorumlar bize genetikçilerin, şimdiolduğu gibi o zamanlarda da gösterişli ve etkileyici fikirler ileri sürmektençekinmediklerinigöstermektedir.

Herschfeldlerin kan gruplarından elde ettikleri sonuçların evrimselanlamı,değişikkangruplarınaaynıorandasahipolan“ırk”ve“toplum”larınmuhtemelen aynı geçmişi paylaştığıdır. Bu akla yatkın bir çıkarımdır ve

Page 39: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Avrupa’da farklı ordulara ait askerlerde görülen benzerliklere mantıklı biraçıklama getirmektedir. Fakat bazı sürprizlerle de karşılaşılmıştır. Örneğin,Madagaskar ve Rusya’dan gelen askerler arasında farklı kan gruplarınındağılım oranının tamamen aynı olduğu görülmüştür. Bu, şimdiye kadarduyulmamış bir olay olan veMadagaskar’ın bir zamanlarRusya tarafındanişgal edildiğini gösteren kalıtımsal bir bulgunun Herschfeldler tarafındanortayaçıkarılmasıanlamınamıgelmektedir;yoksatamtersine,Rusya’nınbirzamanlarMadagaskar’ınsömürgesiolduğunayönelikbirkanıtmıdır?Yada,kangrubudağılımlarıbakımındanneredeyseİngilizlerleYunanlararasındakikadarmuazzambir benzeşmegösterenBatıAfrikalıSenegalliler ileRuslarıbir düşünün; bu manzara, en hafif deyişle, olağandışı bir durumsergilemektedir. Burada olay şudur: Bütün veriler yalnızca tek bir genetiksistemle -Herschfeldlerin elinde bulunan yegâne sistem- çalışılarak eldeedilmiştir, öyle ki, yapılan bu analizler değişik toplumlar arasında hem çokmantıklı görünen birtakım karşılaştırılmalar yapılmasını sağlamış, hem debazençokgaripsonuçlarüretmiştir.

BirinciDünyaSavaşı‘nı takip edenyıllarda, dünyanındört bir yanındanelde edilen bol miktardaki kan grubu verilerini bir araya toplama görevi,AmerikalıdoktorWilliamBoyd’adüştü.Boydbuverileriderlemesürecinde,Herschfeldler tarafından defalarca dile getirilmiş olan Rusya-Madagaskarbenzerliğindeki tutarsızlıkların farkına vardı; öyle ki, bu tutarsızlıklarınçokluğu nedeniyle Boyd, antropologları kan gruplarının benzerliklerini gözönünealmamalarıkonusundauyarmakzorundakaldı.Boyd,hayalkırıklığınauğramışbirmeslektaşınınyazdığı birmektuptan şu alıntıyı yapmıştır: “Kangruplarının eski insanlar hakkında neler anlattığını anlamaya çalıştım; fakatsonuçlar beni hayal kırıklığına uğrattı.” Kan gruplarına dayanarak insanınkökeninianlamayayönelikbaşarısızçalışmalar,açıkfikirliBoydiçinyinedefaydalı olmuştur. Boyd, “Dünyanın bazı yerlerinde insanlar, örneğin siyahtenlioldukları içinaşağılanabilir, ancakbir insanınkangrubununAolması,hiçbiryerdeonuneniyitopluluklaragirmesineengelolamaz,”diyeyazmıştır.

İkinciDünyaSavaşı‘ndansonra,kangruplarıverileriniderleyenBoyd’ungörevini İngiliz Arthur Mourant üstlendi. Channel Adaları‘nda yer alanJersey’ninyerlisiolanMourant,esasenjeologolsada,aldığıeğitimimesleğedönüştürememişti. Çokkoyu bir Metodist olarak yetiştirilmesi duygusalaçıdanoldukçamutsuzolmasınanedenolduvebunaçözümolarakpsikanalistolmaya azmetti. İlk önce tıp okumaya karar verdi ve Londra’da StBartholomewTıpFakültesi’ne,otuzdörtgibigeçsayılabilecekbiryaştakayıtyaptırdı. Yıl 1939, İkinci Dünya Savaşı‘nın başlamasından hemen önceydi.AlmanbombalarındankaçmakiçinokuluLondra’danCambridge’etaşındıve

Page 40: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

işteMourantburada,zamanınenetkingenetikuzmanıolanR.A.Fisher iletanıştı. Fisher, keşfedilmekte olan yeni kan gruplarının genetiği üzerindeçalışıyordu ve bunlardan özellikle biri, kalıtım yoluyla aktarımıanlaşılmayacakderecedekarışıkolanRhesuskangrubuilgisiniçekmekteydi.Buyenigrup,1940yılındaKarlLandsteinervemeslektaşıAlexanderWienertarafından, Rhesus maymunundan (ismi de buradan gelmektedir) alınanhücrelerle aşılanmış olan tavşanların kanının insan kanıyla karıştırılmasısonucu keşfedilmişti. Fisher, bu kan grubunun içerdiği farklı alt gruplarınanne-babadan çocuklarına kalıtım yoluyla nasıl geçtiğini açıklamak içinkarmaşık bir kurarn oluşturmuştu; ancakWiener buna şiddetle karşı çıkıyorvedahabasitbiraçıklamagetiriyordu.YenigelenArthurMourant’ınon ikikardeşten oluşan büyük bir aile bularak Fisher’ın kuramını kanıtlamasınınFisher’ınederecemutluetmişolacağınıdüşünebiliyormusunuz?Fisheronaderhal bir iş buldu ve çok titiz olanMourant, yaşamının geri kalan kısmınıkan gruplarının dağılım frekansını oldukça ayrıntılı bir şekilde gösterenharitalarderleyipyorumlamaklageçirdi.Hiçbirzamanpsikanalistolamadı.

Rhesus kan grupları, ArthurMourant’ın iş bulmasına yardımcı olmanınyanısıra,insanlarınçağdaşAvrupalılarınkökenihakkındakidüşüncelerinideetkilemiş ve Avrupa kıtasında hangi kökenden gelen insanların hâkimolduğunuKuzeybatı Ispanya’da yaşayan ve sonderece özgür olanBasktoplumu ve Güneybatı Fransalılar gibi- belirlemede başlıca rolüoynamıştır.BaskkabilelerininortakdiliolanveonlarıbirlikiçindetutanEuskara dilinin zamanımızda kullanılan dillerden hiçbiriyle bağlantısıbulunmamaktadır. Bu dilin Kastilya İspanyolcası ve Fransızca gibiçağdaşrakiplerikarşısındavarlığınısürdürebilmişolmasıdikkatedeğer.Ancak, 2000 yıl önce Roma İmparatorluğu’nun o bölgedeki yönetimgevşekliğiEuskara’yı,DoğuİspanyaveGüneydoğuFransa’dakullanılanfakat şimdi tamamen ortadan kalkmış olan İberya dili gibi Latincetarafından silinmekten kurtarmıştır. Bu kitabın ilerleyen kısımlarındagöreceğimiz gibi, Basklar bize tüm Avrupa’nın genetik tarihiyle ilgilideğerli ipuçları vermişler, fakat genetik açıdan özel bir toplumsaldurumayükselmeleri

ArthurMourant’ınRhesuskangruplarınıyakındanincelemesineticesindeolmuştur.

Yeni doğan bebeklerde görülen ve “mavi bebek sendromu” ya da tıbbiadıyla “yenidoğanın hemolitik hastalığı” denilen rahatsızlığı pek çok kişiduymuştur. Çok ciddi ve çoğunlukla ölümcül olan bu hastalık “Rhesusnegatif” -veyaalyuvarhücrelerininyüzeyindeRhesusantijeniolmayan-kangrubuna sahip annenin ikinci veya daha sonraki hamileliklerini

Page 41: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

etkilemektedir. Olay şu şekilde gerçekleşmektedir: Rhesus negatif kangrubuna sahip bir anne, Rhesus pozitif (alyuvar hücreleri Rhesus antijenitaşıyan) kan grubuna sahip bir babanın çocuğunu taşıyorsa, ceninin kangrubununRhesuspozitifolmaolasılığıyüksektir.İlkçocukiçinbubirsorunoluşturmaz; ancak ilkbebekdoğarkenalyuvarlarındanbirkaçhücre anneninkandolaşımına sızabilir.Anneninbağışıklık sistemi,Rhesusantijeni taşıyanbuhücreleriyabancıbirşeyolarakalgılarvebunlarakarşıantikorüretmeyebaşlar. Anne ikinci çocuğuna hamile kalıncaya kadar bu durum bir sorunyaratmaz. Eğer ikinci hamilelikte de cenin Rhesus pozitif olursa, o zamananneninkanındaoluşananti-Rhesusantikorlarıplasentadangeçerkencenininkanınasaldırır.Busaldırıdanetkilenenvekanlarındayeterlioksijenolmadığıiçin mavi bir görünüm sergileyen bebekler bazen kan nakli ilekurtarılabilmekteyse de, bu oldukça tehlikeli bir uygulamadır. Neyse ki,“mavi bebek sendromu” bugün artık çok ciddi bir klinik sorun teşkiletmemektedir. Günümüzde kan grubu Rhesus negatif olan tüm annelere,Rhesus pozitif kan hücrelerine karşı koyan antikorlar şırınga edilmekte veböyleceRhesuspozitifhücreleranneninilkdoğumundakanakarışsalarbile,bağışıklık sistemini harekete geçirip antikor oluşturmadan yokedilmektedirler.

Mourant’ın tek bir insan topluluğunda iki ayrı Rhesus kan grubuolmasınınevrimselaçıdanbiranlamıolmadığıkanısınavarması,Avrupa’nıntarih öncesi durumuyla ilgili düşünceler bakımından önem taşır. En basithesaplarbile,bukadarçokbebekkaybınınistikrarlıbirdüzensergilemediğiniortaya koymaktadır. Herkesin Rhesus kan grubu aynı olsaydı hiçbir sorunyaşanmazdı. Rhesus kan grubu tek bir grup olduğu sürece, bunun Rhesuspozitif veya Rhesus negatif olması önem taşımazdı. Konu edilen ciddisorunlar yalnızca Rhesus kan grubu farklı olan kimseler üredikçe ortayaçıkmaktaydı.Geçmişte,kannakilleriyapılmadanveRhesusnegatifannelereantikor şırınga edilmesi uygulamasına başlanmadan önce, kanhastalıklarındanölençoksayıdabebekolmuşturmuhakkak.Evrimselaçıdanağırbiryükoluşturanbudengesizliğinolasıneticesiise,zamanlaRhesuskangruplarındanbirininyokolacağışeklindedir.Bu,Avrupadışındadünyanınheryerinde aynen bu şekilde gerçekleşmiştir. Avrupa dışında dünyanın tümbölgelerinde Rhesus pozitif kan grubunun egemen olmasına karşın, Rhesuspozitif ve Rhesus negatif kan gruplarının Avrupa’daki dağılımı eşittir.Mourant’a göre bu durum, Avrupa’daki insanların karışık olduğunun,bunların henüz tammânâsıyla oturupyerleşmediğinin veRhesus kangrubutiplerinden birinin ortadan kalkması için gerekli olan sürenintamamlanmadığının işaretidir. Mourant’a göre çağdaş Avrupa, büyükolasılıkla 8000 yıl kadar önce Yakındoğu’dan buraya gelen ve Avrupa’ya

Page 42: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

çiftçiliği tanıtanRhesuspozitifmelezbir toplumlaburayadahaöncegelmişolanRhesusnegatifbiravcıtopluluğuntorunlarındanoluşmaktadır.PekiamaRhesusnegatifolanlarkimlerdiacaba?

Mourant,FransızantropologH.V.Vallois’nınzamanımızdayaşayanBasktoplumlarının iskeletözelliklerinin,çağdaşAvrupalılardanziyade,20binyılöncesine ait insan fosillerine benzediğini anlattığı bir çalışmaya rastlamıştı.Bu tür karşılaştırmalar o günden bugüne önemini kaybetmiş olsa da,Mourant’ındüşünmesürecinikolaylaştırmıştır.Avrupa’dayaşayantoplumlararasında B kan grubunun en sık görüldüğü toplumun Basklarolduğubilinmekteydi.Bunlaraynızamanda

Rhesus negatif kan grubunun eski kaynağını oluşturuyor olabilirmiydi?Mourant, 1947 yılında, Londra’da yaşayan ve bir eyalet yönetimi kurmayıamaçlayan iki Basklıyla buluştu; bu Basklılar, genetik eşsizliklerinikanıtlayacak her türlü girişimi desteklemeye hazırlardı. Tüm Basklılar gibionlar da Fransız Direnişi’ni desteklemekte ve faşist Franco rejiminebütünüyle karşı çıkmaktaydılar. Kan örnekleri verdiler ve her ikisinin deRhesusnegatifolduğubelirlendi.MourantbutürilişkilerkanalıylaFransızveİspanyolBasklarındanoluşanbirgrubunkangruplarını incelediveumduğugibi, bunların çoğunun dünyada görülen en yüksek oranda Rhesus negatifolduğunu saptadı. Mourant bu bulgulardan, Baskların Avrupa’daki ilktoplumlarınneslindengeldiğine;bunakarşılıkdiğerAvrupalıların,yanikıtayagelenilkinsanlarladahasonraburayagöçedenlerin,kendidüşüncesinegöreYakındoğu’dangelenilkçiftçilerinbirkarışımıolduğusonucunavardı.

OandanitibarenBasklar,Avrupa’nıntarihöncesigenetikyapısıylailgiliher konudaki karar sürecinde dikkate alınan en önemli toplumhaline geldi;günümüzde de bu durum halen devam etmektedir. Baskların, tüm BatıAvrupa’dayalnızcakendilerinehasbirdilkonuşmalarıvebununbütünBatıAvrupa dillerinin temeli olan Hint-Avrupa dil ailesine ait olmayışı,durumlarınıdahadaözelbirhalesokmaktadır.

Bir sonraki adım ise, farklı kan grupları gibi belirli sistemler üzerindeyapılan ve onlarca yıl süren araştırmalar sonucu biriken çok fazla verininmatematikselbileşimiileatılmıştır.Bunubaşaranbiliminsanı,sonotuzyıldırbu alanda tartışılmaz bir uzmanlık sürdüren Luigi Luca Cavalli-Sforza’dır.Kendisiyle ilerleyen sayfalarda da karşılaşacağız. İstatistik uzmanıAnthonyEdwards ile birlikte Cambridge’de çalışan Cavalli-Sforza, bu matematikselbileşimi o zamanlar yeni bir buluş olan delikli kart hesaplayıcı makinelerikullanarakbaşarmıştır.Birkaçgenetiksistemüzerindeaynıandabirortalamabularak, antropolojik uygulamalarda tek tek ele alınan kan gruplarının

Page 43: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

incelenmesinde ortaya çıkan garip ve sezgi yolu ile anlaşılan veyaöğrenilenlereaykırıdüşensonuçlarınçoğunuortadankaldırmayıbaşarmıştır.Busistemin tekzayıfyönü,RuslarveMadagaskarlılargibi farklıuluslardangelenkişilerin, aynı kökendenolmasalar bile, tesadüfen aynı gen frekansınıgösterme olasılığının bulunmasıydı. Tek değil de birkaç gen bir aradakarşılaştırıldığında, bu genlerden birinden elde edilen aldatıcı bir verininetkisi diğerleri tarafından sulandırılıp silinebilmekteydi. Bundan böyleMadagaskar’ın Ruslar tarafından istila edilme tehlikesi yoksa da, temeldeyatanprensipaynıkalıyordu;evrimselanlamda,benzergenfrekansıgösterentoplumlarınbirbiriylebağlantılıolmaolasılığı,genleri çok farklılıkgösterentoplurnlaragöredahafazlaydı.

Anthony Edwards, düşüncelerini, çok akıllı ve ustaca yazılmış birmakaleyle 1965 yılında New Scientist dergisinde açıkladı. Bu makaledeEdwards,üzerindesıralanmışhalde100adetsiyahvebeyazdiskbulunanbirsırık taşıyanbirkabileyiörnekverir.Heryılsırıktakidisklerdenbiri rasgeleçıkarılıp,yerineçıkarılandiskinrengininaksirenkteolanyenibirdiskkonur.Gününbirindekabileikigrubaayrıldığında,herbirgrupoandataşınmaktaolansırığınaynısınıtaşımayadevameder.Ertesiyılbuikikabiledenherbirirasgele bir diski diğer renkten bir disk ile değiştirir. Bir sonraki yıl veardından gelen yıllar boyunca bu olay aynı şekilde, rasgele bir diskin diğerrenkteki bir diskle değiştirilmesi biçiminde devam eder. Diskler tamamenrasgeledeğiştirildiğinden,ikikabilenintaşıdığısırıkların.üzerindekidisklerinsıralanmaları her yıl birbirine daha az benzeyecektir. Öte yandan, her ikikabilenintaşıdığısırıklardakisiyahvebeyazdisklerinsıralanışındakifarklaragörebunlarınbirbirlerindennekadarzamanönceayrıldıklarınıtahminetmekdemümkün olabilecektir. Yalnızca gen frekans verilerine bakarak kesin birtarih saptamak çok zordur, ancak iki kabile arasındakigenetik uzaklık diyebilinenkarşılaştırmalı farklar, bunlarınortak soyluluğunun iyibirölçümünüverebilir.Birbirlerindennekadaruzunzamanayrıkalırlarsa,aradakigenetikuzaklıkdaokadarbüyükolacaktır.

Bu örnek, genetik sürüklenme adı verilen ve nesilden nesle genlerintesadüfen sürmesi ya da yok olması sonucunda oluşan genetik değişimsürecini son derece zekice canlandırmaktadır. Bu değişim süreci, zamangeçtikçe,genfrekanslarındagiderekartanfarklarayolaçar.AynenEdward’ındisklerin sıralanmasında işaret ettiği gibi, gen frekansları geriye dönüşyapmakveikiayrıtoplumunnekadarzamanöncetekbirtoplumolarakbirarada bulunduğunu anlamak için kullanılabilir. Burada toplum olaraktanımlanan bir köy, bir kabile veya tüm dünya toplumları olabilir ve buşekilde incelenecek olan toplum sayısında herhangi bir kısıtlama yoktur.

Page 44: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Şayet bunu tüm dünyayıkapsayan bir şekilde yaparsanız ortayaŞekil 1 ‘deverilenbirgörünümortayaçıkar.

Şekil l’in sağ tarafında bazı “toplumlar” yer almakta (bütün kıtalardanikişer örnek aldım) ve alt kısım yatay olarak genetik uzaklık/zaman’ıbelirtmektedir.Bunaevrimağacı adıverilirve soldan sağagörülençizgiler,birçokfarklıgeninfrekansözümsemesindeneldeedilen“toplumların”evrimive birbirinden ayrılışının tahmini sırasını vermektedir. Bunların birçoğunungruplanışı ilk bakışta oldukça mantıklı görünür. İki Avrupalı toplum olanİngilizler ve İtalyanlar, ağaçta iki kısa “dal” ile birbirlerine çok yakındurmaktadırlar.İkiyerliAmerikankabilesi,ilkAmerikalılarınBeringköprüsüyoluyla Sibirya’dan Alaska’ya geçtikleri tezinden hareketle, tahminedilebileceği gibiAsya’da en yakın olan akrabalarına bağlanmıştır.Afrikalıiki toplum, bu kıtanın çok eski tarihini ve insanın evriminde beşik rolüoynadığını doğrulayan bir şekilde, diğer tüm dünya toplumlarından ayrı birdaldadır. Bu ağaç, Birinci Dünya Savaşı sırasında kan gruplarından eldeedilenveRusyaileMadagaskar’ıakrabayaptığıgibi,Afrika’nınöneminidetamamengözardıedenverilerleoluşturulacakbirağaçtançokdahaanlamlıgörünmektedir.Dahaöncedebelirtildiğiüzere,ABOkangruplarıgibitekbirsistemle çalışıldığı zaman garip sonuçlar elde edilse de, birkaç çeşit genleyapılan çalışmaların sonuçlarının bileşiminde bu gariplikleri ortadankaldırmakmümkündür.

Edwards, “Ortaya çıkan evrim ağaçlarının insanın evriminde kuşkusuzson sözü söylemediği”ni kabul etmekte ve bunların genetik bilgilerianlaşılabilirbir şekildegösteren şemalarolarakalgılanmasınıönermekteydi.İlk zamanlar iyi niyetle çizilen bu evrim ağaçları ne yazık ki yanlışdeğerlendirilmişvebirçekişmekaynağıhalinegelmiştir.Sadecegörünümleribilebunanedenolanetkenlerarasındadır.Bunlargerçekevrimağaçlarıgibi

Page 45: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

görünmekteveçoğunluklaböyletanımlanmaktadır.Şayet,Edwards’ınmecazibirörnekolarakkullandığıdisklisırıktaşıyankabilelerdeolduğugibi,insanınevriminde de toplumlar gerçekten art arda birbirinden ayrılarak ortayaçıkmışsa, bu tür şemalar da gerçek evrim ağaçları olarak tanımlanabilir.Ancakozaman,veyalnızozaman,şemadakinodların,yanitekçizgidenikiçizgininayrıldığınoktalarıngerçekbiranlamıolur.Bunoktalar,ayrılmadanöncevarolantoplumları,“proto-toplumları”temsiletmektedir.Fakat,insanınevrimi gerçekten bu şekilde mi gerçekleşmiştir? Örneğin, evrim ağacınınAvrupa kısmında olduğu gibi, gerçekte de “proto-İngiliz-İtalyan toplumu”diye bir şey var mıydı ki, bunlar ayrılıp da bir daha karşılaşmamak üzeregünümüzdeki İngiliz ve İtalyan halkını oluşturdu? İngilizler ve İtalyanlarbirbirlerinden ayrılır ayrılmaz iki ayrı tür insan haline gelip birlikteüreyememişlerse,bumümkünolabilir.Ancakböylebirönerme,hiçbirzamandoğruolamazveşuandadadeğildir.Bukitaptadahasonragöreceğimizgibi,insanınevrimibuşekildegerçekleşmemiştir.

Evrim ağaçlarının dallarının işaret ettiği toplumların tanımlanmasındanesnelolunmasıgereği,belkidebuağaçlarayönelikenönemliitirazlarakonuteşkil etmiştir.Evrimağaçlarında insanlarbirtakımgruplarabölündüğü için,ırkayrımısorununundevamınadaelverişlibirgörüntüoluşmaktadır.Ayrıca,bunlargerçektevarolmayanbirşeyiçinbirtakımayrıntılıgenetiknumaralarsunmaktadır. Muhakkak Japonya’da ve Tibet’te oturan iıısmı/rtrbulunmaktadır,fakatbirbütünolarakTibetveyaJaponyanüfusunungenetikbir anlamı yoktur. Bu kitapta görüleceği gibi, ırklar gerçek olaraktanımlanamaz.ArthurMourantbilebunuyaklaşıkelliyılöncefarketmişvebunu “Öyle ya, kan grupları ile yapılan çalışmalar üstün bir ulusuninsanlarının kan grubunun diğerlerinden farklı olduğunumugöstermiştir yada ırklarıngeçicigruplaşmalar sonucuoluştuğu tezinimidesteklemiştir?…Tüm canlılar tarih sürecinde birbirleriyle karışmışlardır,” diyerek dilegetirmiştir. Gerçek bir temele dayanmadan insanları kategorilere ayırmaeğilimi, gen frekans sisteminin kullanımında aşırıya kaçmanın doğurduğu,kaçınılmaz fakat üzücü bir sonuçtur. İnsanın genetiği konusunda yapılançalışmalar, bundan böyle birkaç yıl süre ile, insan nüfusunu giderek dahaayrıntılı bir şekilde gruplandırmaya yönelik, mantıksız (ve etik açıdantehlikeli)vebaşarısızbirsürecegirmiştir.

Neyse ki bu durumdan bir çıkış yolu bulundu. Amerikalı evrimcibiyokimyager,merhumAllanWilsonveikiöğrencisi,RebeccaCannileMarkStoneking,Nature dergisininOcak 1987 sayısında “MitokondriyalDNA veİnsanın Evrimi” başlıklı bilimsel bir makale yayımladılar. Makalenin odaknoktasını, yukarıda eleştirdiğim evrim ağaçlarına yüzeysel olarak benzeyen

Page 46: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

birşemaoluşturuyordu.Buşemanın,134kişiyerine16kişiyiiçerenufakbirbölümünüarkasayfadayeralanŞekil2‘degörebilirsiniz.

Gerçektendebubirevrimağacıdır;ancakbukez,buşemanınbiranlamıvardır. Ağacın sağında, dalların ucunda görülen semboller toplumları değil,amacı belirtmek için seçtiğimve dünyanın dört farklı bölgesinden gelen 16kişi‘yi göstermektedir: Afrikalılar, Asyalılar, Avrupalılar ve Papua YeniGineliler.Buağacıdiğerevrimağaçlarındanüstünkılan ilkunsur,halklarıngösterildiğişemanınaksine,belirtileninsanlarıngerçektenvarolupolmadığıtartışmasının hiçbir zaman yapılmamasıdır. Bu ağacın diğer bir üstün tarafıise, üzerindeki düğüm noktalarının “proto-halk” gibi kuramsal bir kavramyerine, gerçek insanları göstermesidir. Her düğüm, o noktadan ayrılan ikikişinin en son müşterek atalarını temsil etmektedir. Şemadaki 16 kişiyibirbirine bağlayan çizgiler, olağanüstü ve yararlı özelliklerini biraz sonraaçıklayacağımmitokondriyalDNAadıverilentekveözelbirgendebukişilerarasında görülen genetik farkları belirtmek için konulmuştur. Bir sonrakibölümdeaçıklayacağımnedenlerdendolayı,ikiinsanınmitokondriyalDNA’sıbirbirineçokbenziyorsa,bunlaraynıgenifarklıolankişileregöredahayakınakraba demektir. Mitokondriyal DNA’sı birbirine benzeyen kişilerin yakıngeçmiştemüşterek ataları olduğu için, bunlar şemada birbirlerine daha kısadallarla bağlıdır. Mitokondriyal DNA’sı çok farklı olan kişilerin müşterekatalarıçokdahaeskiyegidervebunedenleşemadabirbirlerineçokdahauzundallarlabağlıdırlar.

Page 47: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Bunun nasıl olduğunu anlamak için yine siyah ve beyaz diskli sırıktaşıyankabileörneğinikullanabiliriz.Bukezsırık,mitokondriyalDNA’yı,ikiye ayrılan kabile ise iki çocuğu olan bir kişiyi temsil eder. Her ikiçocuğun kalıtım yoluyla edindiği mitokondriyal DNA’ları simgeleyensırıktaki disk sırasının genetik eşdeğeri aynıdır. Çocukların çocuklarıolduğu zaman, onlar kendimitokondriyal DNA’larını onlara geçirir vebunesildennesleböyledevameder.BazenmitokondriyalDNA,rasgeleoluşan,DNA’nınyapısınıbelirlibirzamaniçerisindehafifçedeğiştirenvemutasyonadıverilenbazıetkileremaruzkalır.Budeğişiklikler,hücreninbölünmesisırasındaDNAkopyalanırkenvetamamentesadüfibirşekildemeydana gelir. DNA’nın yapısında ortaya çıkan değişiklikler sonrakinesillere aktarılır. Böylece zamanla, ilk insandaki DNA’nın yapısı ileonunsoyundangelenlerinDNAyapısıbirbirindenfarklıhalegelir.

Bu 16 kişinin arasındaki bağ, bunların mitokondriyal DNA’larındakifarklara dayanarak elde edilmiş ve Şekil 2‘de göstererek çizgilerlebelirtilmiştir.MitokondriyalDNA’nınnetözellikleriniazsonrainceleyeceğiz.Fakat şimdi biraz ağaca bakalım. Üst kısımdaki bölümün ucunda dört taneAfrikalıvarken,dünyanıngerikalankısmınıgösterenalttakibüyükbölümdeyalnızca bir Afrikalı bulunmaktadır. “Dünyanın geri kalan kısmı” diyetanımlanan bu alt kısımda birbirine yakın olan dallar bazen, üstte görülenAsyalılar ve Papualılar veya alt kısımdaki Avrupalılar gibi, dünyanın aynıbölgesinde bulunan insanları birbirine bağlamaktadır. Diğer taraftan, birPapualı, bir Asyalı ve iki Avrupalıyı birbirine bağlayan ortadaki çizgi gibi,değişikbölgeinsanlarıarasındabağkurulduğudagörülmektedir.Pekibuneyigöstermektedir? Burada, Afrika’yı temsil eden “bölüm” ile dünyanın gerikalan kısmı arasındaki büyük ayrımdan,Afrika’nın ne kadar eski olduğunugörmekteyiz. “Dünyanın geri kalan kısmı“nı temsil eden bölümde görülenkarmaşa iseArthurMourant’ınaklındangeçenleri tamamenkanıtlamaktadır.Her canlı “tarihi sürecinde diğer canlılarla karışmıştır.” Bu ağacın, bualanda çalışma yapanlar üzerinde bu kadar büyük bir etkisi olduğunaşaşmamakgerek.Görüldüğügibi,birbiriyleakrabaolankişilerdünyanındört bir yanında ve beklenmeyen yerlerde ortaya çıkmaktadırlar. Bellibir toplum içindeki insanların tamamen farklı bir toplumda yakınakrabaları varsa, toplumları biyolojik ve genetik özellikleri farklıbirimlerolarakdüşünmekartıkmümkünolmamaktadır.

Bundanbaşka,ileridedahaayrıntılıbirşekildegöreceğimizgibi,yukarıdaanlatılanmutasyonsürecinedayanarakmitokondriyalDNA’nındeğişimhızınıtahmin etmek de mümkündür. Bu da, arada geçen süreyi hesaplamak içinkullanılır.Böylece,bütündalvegövdeler,ağacın“kökü”olanveyaklaşık150

Page 48: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bin yıl öncesine giden tek bir noktada birleşir. Bu ise insanın evriminindüşünülenden çok daha yakın bir zamanda gerçekleştiğine ve insanlarınbirbirleriyleçokdahayakınakrabaolduğunaişaretetmektedir.

“MitokondriyalDNAveİnsanınEvrimi”konusundakigelişmelerinetkisiçok çarpıcı olmuştur. Bu çalışma, insanın gerçek evrimi ile ilgili akıllardauyanan soruların bir bölümüne büyük bir açıklık getirilmiştir. Uzun yıllarboyunca, çağdaş insanların kökenini araştırmak amacıyla, fosilleşmişiskeletler ve özellikle kafatasları üzerinde yapılan incelemelerin farklışekillerde yorumlanması sonucunda ortaya çıkan çok yoğun vekutuplaşmalara yol açan tartışmalar süregitmişti. Bu tartışmalarda birbirinekarşı çıkan iki taraf da, hepimizin ait olduğu çağdaş Homo sapieus‘inkökenininAfrikakıtasındaolduğukonusundahemfikirdi.Yineher iki taraf,fosilleri bulunan çok eski vedaha ziyadekuyruksuzveyakısakuyruklubirmaymuna benzeyen insan türü ile çağdaş insanın evrimi arasında Homoerectusdenileneskibirinsantürününbulunduğunukabuletmekteydi.Homoerectus,ilkdefaikimilyonyılönceAfrika’daortayaçıkmışvebirmilyonyıl,belki de daha uzun süre önceEskiDünya’nın sıcak bölgelerine yayılmıştır.BatıdaAvrupa’dan,doğudaÇin’eveEndonezya’yakadarolanbölgedeHomoerectus’aaitolduğubilinenfosillerbulunmuştur.

Tartışmalarda karşı görüşlerde olanların hepsi, bu konularda aynı fikripaylaşmışlardır, halendepaylaşmaktadırlar.Bunların anlaşamadıklarınokta,çağdaşinsanlarınçokdahayakınzamanlardaAfrika’dançıkıpdiğerbölgelereyayılmış olup olmadığıdır. “Afrika çıkışlı” ekol, yeni insanların, yani bizimsoyumuzolanHomosapiens’in,yaklaşık 100 bin yıl önceAfrika’dan çıkıpyukarıda adı geçen alanlara yayıldığı veHomo erectus’u tamamen ortadankaldırdığıtezinisavunmaktadır.Karşıtdüşüncedeolanve“çok-bölgeci”diyeadlandırılan ekol ise, bulunan fosillerde Homo sapiens‘in doğrudan yerelHomo erectus’tan türediğini gösteren ipuçları görmektedir. Bunlara göre,örneğinçağdaşÇinlilerAfrika’danburayagöçetmişolanHomosapiens ‘insoyundan değil, hep Çin’de yaşamış olan Homo erectus‘un soyundangelmektedir. Aynı şekilde, çağdaş Avrupalılar da Afrika’dan gelen Homosapiens’indeğil, temeldenAvrupa’dayaşamışolanHomoerectus’un soyunaaittir. “Çok-bölgeci” tezi savunanlara göre çağdaş Avrupalılar ile çağdnşÇinlilerinenazbirmilyonyılönceortakbiratasıolmuştur.“Afrikaçıkışlı”senaryoisebunlarıçokdahayakınbirgeçmiştebirbirlerinebağlar.

1

Bkz.www.genome.gov.Ayrıcabkz.,ABDUlusalİnsanGenomAraştırma

Page 49: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Enstitüsü admaCollins F.Green E.D.,GuttınacherA. E. veGuycrM. 5.:(2003)AVisionfortheFutureofGenomicsResearch,Nahnv422,s.835-847.

2

TambetsK. ve diğerleri: TheWestern andEasternRoots of thc Saarni-The Story of the Genetic ‘Outliers’ Told by Mitochondrial DNA and YChromosoınes(2004)Aııı/HumCcııcf74,s.661-682.

3

PaaboS.:TheMosaicthatisourGenom(2003)Natrı’421,s.409-412.

4

Yu N. ve diğerleri: Larger Genetic Differences within Africans thanbetweenAfricansandEurasians(2002)Gmelics161,s.269-274.

5

Yu N. ve diğerleri: Larger Genetic Differences within Africans thanbetwe-enAfricansandEurasians(2002)Gmelics161,s.269-274.

Page 50: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Mitokondriya gen ağacı, bu denkleme ilk kez zaman boyutu getirmiştir.Ağaç,tümçağdaşinsanlarınaynımitokondriyayasahipolanatasınınyaklaşık150 bin yıl önce yaşadığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu tespit “Afrikaçıkışlı” teze gayet iyi uyar ve bu ekolün savunucuları tarafından coşkuylakarşılanmıştır.Diğertaraftan,“çok-bölgeci”ekolüsavunanlararasındabüyükbirşokyaratmıştır.Çağdaş insanların tamamınınortakatası150binyılgibiyakın bir zamanda yaşamışsa, bunlar dünyanın değişik bölgelerinde birmilyonyıldandahauzunbirsüreönceyaşamışolanyerelHomoerectus’tantüremişolamazlar.Kendileriheranlamdaçağdaşinsanlarolan“çok-bölgeci”tezin savunucularının mağlubiyeti kabul etmemiş olmasına rağmen,mitokondriya gen ağacı bunların tezine, halen etkisinden kurtulamadıklarıyaralayıcıbirdarbeindirmiştir.

Bubizimiçinbüyükbirhaberdi.Tümtartışmalarsonunda,mitokondriyalDNA,insanıngeçmişinintemelmoleküleryorumlayıcısıolarakseçkinyerineoturmuştu. Bunun sonucunda, dünyanın dört bir yanındaki laboratuvarlardabiraraştırmadalgasınınmeydanagelmesikaçınılmazdı.Buda,eldeettiğimizsonuçları karşılaştırabileceğimiz bir sürü veriye sahip olacağımız anlamınageliyordu. Eski kemiklerden elde edilen verilere çağdaş bir anlamkazandırmak istiyorsak, bunu mitokondriyal DNA’ya dayanarak yapmaktandahaiyibiryöntemolamazdı.

4

ÖZELULAKMitokondriya, bütün hücrelerin içindeki küçük taneciklerdir. Hücrenin

ortasına minik bir kese gibi yerleşen ve kromozomları içeren hücreçekirdeğinde değil de, bunun dış bölümünde sitoplazma denilen yerdebulunurlar. Görevleri, hücrelere enerji üretmek için gerekli olan oksijenikullanmadayardımcıolmaktır.Birhücrenekadarcanlıvefaalolursa,enerjigereksinimi de o kadar fazla olacağından, bu tür hücrelerde daha çokmitokondriyabulunur.Mitokondriya sayısıkas, sinirvebeyinhücrelerigibidevamlıfaaliyetteolanhücrelerde,hücrebaşınayaklaşık1000kadardır.

Mitokondriyonuçevreleyenbir zarmevcuttur.Aerobik (oksijen tüketen)metabolizmanınsonsafhasındagerekliolanenzimlerbuzariçindeözenlibirşekilde yerleşik halde bulunur. İşte burada, aldığımız besinmaddeleri yakıtgörevini görür ve bir oksijen denizinde yanarlar. Bu olay da, hiçbir alevçıkmamasınaveoksijenintümününçözünmesinerağmen,gaztutuşmasıyadaotomobilmotorunun çalışmasında olduğu gibi bir yanma olayıdır. Yakıt veoksijeninkimyasalbileşimienerjiyiaçığaçıkarır.Yangınlardayadamotorlar

Page 51: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

çalıştığındaortayaısıveışıkenerjisiçıkar.Mitokondriyayakıtkullandığındaise ışıma olmaz, fakat ısınma vardır; vücudumuz kısmen mitokondriyanınsağladığı ısıyla ısınır. Ancak, burada açığa çıkan enerjinin kaynağı, kalpkaslarınızınkasılmasından,buyazıyıokumanızısağlayanretinadakisinirlerinveokuduklarınızıanlamanızıteminedenbeyinhücrelerininişlevlerinekadar,vücudun yaptığı her şeyi mümkün kılan ve yüksek enerji içeren ATPmolekülüdür.

Uzunluğu yalnızca 16.500 baz olan ve bir mini kromozom olarakniteleyebileceğimizbuküçükDNAparçası,herbirmitokondriyonunortasınagömülüdür. Bu, çekirdekte toplam 3 trilyon baz molekül içerenkromozomlarlakarşılaştırıldığındaküçücükbirnoktagibidir.MitokondriyadabirDNAmolekülününbulunmasıbaşlıbaşınabüyükbirsürprizdi.Ayrıca,buaynızamandaçokgaripbiryapıdasergiliyordu.Öncelikle,buDNA’nınikilisarmalı dairesel bir şekle sahipti.Bakterilerin vediğermikroorganizmalarındaireselkromozomlarıvardır;fakatçokhücrelikompleksorganizmalardaveözellikle insanlarda böyle bir yapıya rastlanmamaktadır. Diğer şaşırtıcı birolayda,mitokondriyalDNAmolekülününtaşıdığıgenetikşifrenin,çekirdektebulunan kromozomlarınkinden az da olsa farklı olmasıydı. Mitokondriyalgenler,mitokondriyaiçindebirişlevibulunanveoksijenizaptetmeyeyarayanenzimlere yönelik bir şifre içermektedir. Oysa mitokondriyanın işlevleriniyöneten genlerin çoğu çekirdekteki kromozomların içine sıkı sıkıyayerleşiktir.

Bütün bunlar nasıl olmuştur? Günümüzdeki açıklamalar hayretuyandırıcıdır.Mitokondriyanınbirzamanlarserbestyaşayanbakterilerolduğuvebubakterilerinyüzlercemilyonyılöncedahagelişmişolanhücreleriistilaedip onların içine yerleştiği düşünülmektedir. Öyle ki, bunlara parazitdiyebilir ya da istila ettikleri hücrelerle simbiyotik bir ilişki içindeyaşadıklarını,yanikarşılıklıolarakbirbirlerineyönelikbazıişlevleriolduğunudüşünebilirsiniz. Hücreler, mitokondriya sayesinde artık oksijenkullanabildikleri içinbüyükbirdestekedinmişlerdir.Birhücreartık,oksijenkullanmaksuretiyle,aynımiktardayakıttaneskiyeoranlaçokdahayüksekbirenerji kaynağı olan ATP molekülleri üretebilmektedir. Mitokondriyanın da,hücreiçindedışarıyaoranladaharahatbiryaşamakavuştuğuanlaşılmaktadır.Mitokondriyal genlerin bir kısmı milyonlarca yıl içinde çok yavaş olarakçekirdeğe geçip yerleşmiştir. Bu da, mitokondriyanın artık hücre içindehapsolup istese de dışarıya çıkamayacağı anlamına gelir. Böylece, genetikbakımdankabulgörenbirdurumagelmişlerdir.Şimdibile,mitokondriyaveçekirdek arasında başarısızlıkla sonuçlanan gen transferleri ortayaçıkmaktadır.Evrim sürecinde, çekirdekteki kromozomlar arasında çekirdeğe

Page 52: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

transfer olan kopuk mitokondriya gen parçalarına rastlanmaktadır. Bunlarhiçbir işe yaramamaktadırlar, zira parçalanıp bozulmuşlardır. Bu yüzden,molekülerfosillerolarak,geçmiştekibaşarısıztransferlerianımsatankalıntılarolarakoradaöylecedururlar.

Mitokondriyaya özgü bir başka şey daha vardır. Kalıtım yoluyla anne-babanın her ikisinden de gelen ve çekirdekteki kromozomlarda bulunanDNA’danfarklıolarak,mitokondri-yayalnızcaannedengelmektedir.İnsanınyumurtahücresininsitoplazmasında25binmitokondriyabulunur.Öteyandansperm hücresinde, yalnızca yumurtada yuvalanmak için rahimden yukarıdoğru yüzebilmesini sağlayacak enerjiyi temin edecek kadar, yani çok azsayıda mitokondriya bulunur. Spermin yumurtaya başını sokupçekirdeğindeki kromozom paketini bırakmayı başardıktan sonramitokondriyaya gereksinimi kalmaz ve bunlar spermin kuyruğuyla birliktedışarı atılır. Yumurta yalnız DNA paketini içeren sperm başı tarafındandöllenir. Böylece, döllenmiş tombul yumurtanın çekirdeğinde anne vebabanınherikisindendegelenDNAbulunur.

Fakat döllenmiş yumurtanın sitoplazmasındakimitokondriya baştan beriyumurtada olan mitokondriyadır ve tümü anneden gelmektedir. Bu basitnedendenötürü,mitokondriyalDNAherzamankalıtımyoluylaannedengelir.

Döllenenyumurtatekrartekrarbölünürvesırasıylaembriyon,cenin,yenidoğan bebek ve sonuçta ergin insan ortaya çıkar. Bütün bu süreç sırasındamevcut olan mitokondriyanın tümü, başlangıçta annenin yumurtahücrelerindebulunanmitokondriyanınkopyalarıdır.Hemerkeklerin,hemdekadınların tüm hücrelerinde mitokondriya bulunmasına rağmen, yalnızcakadınlaryumurtaürettiğinden,birtekonlarınmitokondriyasıkalıtımyoluylaçocuklarına geçer. Babalar çekirdekteki DNA’larını çocuklarına geçirirler,fakatmitokondriyalDNA’larıkalıtımyoluylaaktarılmaz.

Hem çekirdekte hem de mitokondriyalarda bulunan DNAmoleküllerindeki değişimler, hücre bölünmesini takip eden kopyalamasürecindeoluşabilenbasithatalarsonucundaoluşur.Hücrelerdebutürhatalarıkontrol edip düzeltmeye yönelik mekanizmalar bulunsa da, bazıları aradasırada gözden kaçabilir. Bu mutasyonlar “germline hücreler” denilenyumurta veya sperm üreten hücrelerde meydana gelirse, bir sonraki ncslcaktarılabilir.“Somatikhücreler”denilen ve germline hücreler oluşturmayandiğer vücut hücrelerinde meydana gelen mutasyonlar ise gelecek nesilleregeçmez.DNA’nınyapısındaoluşanmutasyonlarınçoğununherhangibiretkisiyoktur.Çok ender olarak,mutasyon önemli bir gene rastlar ve bunu etkisizkılarsa, o zaman zarar verir. En kötü durumlarda ise, mutasyonlar sonucu,

Page 53: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bazılarınıileribölümlerdedegöreceğimiz,ciddikalıtımsalhastalıklarortayaçıkar;ancakmutasyonlargenelliklezararsızdır.

Çekirdekte bulunan DNA’nın yapısını etkileyen mutasyonların oluşumhızı son derece yavaştır; her bir hücre bölünmesinde yalnız milyarda birolaraktekbirnükleotidbazıdeğişimeuğrar.Diğertaraftan,mitokondriyahatakontrolünde bu kadar başarılı değildir ve yaklaşık 20 kat daha fazlamutasyona uğrar. Bu da mitokondriyal DNAmoleküllerinde, aynı süreçtengeçmiş olan çekirdek DNA’sına göre daha fazla kopyalama hatasınınolduğunugösterir.Diğerbirdeyişle,DNAmoleküllerininyapısınabakaraknekadarzamangeçtiğinihesaplamamızısağlayan“molekülersaat”,mitokondri-yadaçekirdeğeoranlaçokdahahızlıçalışır.Budainsanınevriminiincelemekiçin mitokondriyanın daha cazip bir araç olduğu anlamına gelir. Mutasyonhızı çok yavaş olsaydı, o zaman birçok insanın mitokondriyal DNA’sıtamamen aynı olurdu ve yeterli farklılıkların olmaması nedeniyle geçenzaman sürecinde meydana gelen gelişmeler konusunda fazla bilgi edinmekmümkünolamazdı.

Bunun dışında bir diğer yararlı nokta daha vardır. Mitokondriyal DNAçemberinin tamamında mutasyonlara rastlansa ve bu olay AllanWilson veöğrencileritarafından“MitokondriyalDNAveİnsanınEvrimi”adlıçalışmadakullanılmışolsada,mutasyonlarınsıklığınınözelolarakarttığıkısabirDNAsırasıdamevcuttur.Uzunluğuboyuncayaklaşık500bazmolekülüiçerenbubölüme “kontrol bölgesi” adı verilir. Bu bölüm, DNA molekülünün kendidışında kalan kısmının aksine herhangi bir şey için gerekli bir şifretaşımadığından, bir sürümutasyonauğramıştır.Bubölgedegerekli birtakımşifreler bulunsaydı, o zaman mutasyonların çoğu mitokondriyal enzimlerinişlevini etkilerdi. Nitekim, kontrol bölgesinin dışındaki kısımlardamutasyonlar oluştuğunda sonuç bu yönde olmaktadır. Mitokondriyanınişlevini yerine getirmesinde önemli rol oynayan genlerin mutasyonu endergörülen bazı nörolojik hastalıklara yol açmaktaysa da, bu kadar büyük birzarar gören mitokondriya fazla yaşamaz ve bir sonraki nesle aktarılmaolasılığı son derece düşüktür. Dolayısıyla bu mutasyonlar da kaybolupgiderler. Öte yandan, kontrol bölgesinin özel bir işlevi olmadığından,buradaki mutasyonlar kalıcı ve zararsızdır. Bulgular, DNA’nın kontrolbölgesinin mitokondriyanın doğru olarak bölünebilmesi için gerekliolduğunu, fakat bu bölgedeki sıralamanın bir şey fark ettirmediğinigöstermektedir.

İşte burada araştırmamıza yardımcı olacak mükemmel bir bölge yeralıyordu: mitokondriyal DNA’nın zararsız mutasyonlarla yüklü kısa birbölümü. Sadece 500 baz molekülü içeren kontrol bölgesindeki bazların

Page 54: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sıralanışını bulmak, 16 binin üzerinde baz içeren mitokondriyal DNA’dakisıralamanın tümünü belirlemekten çok daha çabuk ve ucuz olacaktı. Fakatkontrolbölgesi,insanınevriminiinceleyebilmemizeyetecekkadaruzunsüredeğişmeden kalabilecek miydi? Kontrol bölgesi her bir nesilde büyük birhızlailerigerimutasyonauğruyorsa,uzunsürelitutarlıbirmodelgeliştirmekçok zor olacaktı. Allan Wilson’ın çalışmalarından, mitokondriyal DNAaracılığıyla türümüzHomo sapiens’in genetik tarihinin derinliklerine inmekistiyorsak, insanın evrim sürecinin en az 150 bin yılını, 25 yılın bir nesilolduğunu kabul edersek 6 bin nesli incelememiz gerektiğini biliyorduk.Kontrolbölgesiçılgınvedüzensizbir şekildemutasyonauğruyorsa, rasgeleoluşan ilgisiz değişimlerle önemli olanları ayırt etmek, aradan birkaç nesilgeçtiktensonraimkânsızdeğilsebileçokzorolacaktı.Tüminsanları içeren,uzun, pahalı ve kapsamlı bir çalışmaya kalkışmadan önce bunu bir şekildesınamamızgerekiyordu.Pekibunueniyişekildenasılyapabilirdik?

İdealolarak,tekbirkadınındişisırasınınsoyundangeldiğikanıtlanabilenvegünümüzdeyaşayanmümkünolduğuncaçoksayıdainsanbulmakistedim.Geçmişte, kalıtım yoluyla edinilen bir kemik hastalığı ile ilgili tıbbi biraraştırma yapmış ve bununla ilişkili olarak birkaç kalabalık aileyleçalışmıştım. Onların kaydetmiş olduğum soyağaçlarını çıkardım. Bunlaryalnızca birkaç nesil öncesine dek uzanıyordu ve ne yazık ki ailelerinyaşamakta olan dişi fertlerinin çok azının soyağacı tam olarak kayıtlıydı.Onlardan beni soyağaçlarında eksik olan akrabalarıyla tanıştırmalarınıisteyebilirdim; fakat bu çok uzun bir iş olacaktı. Yine de, daha iyi birseçeneğim olmadığı için, bu isim ve adresleri araştırmaya koyuldum. Haninasıl insanınaklınaanında, açıklamasıolanaksızbir şekilde, sorununayanıtoluşturanbirfikirgelir...İşteogeceevedönerkenvetamamenfarklışeylerdüşündüğümbirandabenimaklımadaböylebirfikirgeldi.Birdenbirealtınhamsterıhatırlayıverdim.

Küçükken, dünyada evde beslenen bütün altın hamsterların tek biranneden geldiğini okumuştum bir çocuk ansiklopedisinde. Bu bilgiyiokumamınüzerindengeçenonlarcayıl boyunca tekbir kezbile geri dönüpdüşünmediğimden eminim. Ama işte, birden su yüzüne çıkıvermişti. Bubilgiyiokuduğumda,doğruolamazdiyedüşündüğümüanımsıyorum.Pekiyadoğruidiyse!Ozamankontrolbölgesininkalıcılığınısınamakiçinönümüzdeideal bir yol açılmış olabilirdi. Dünyadaki tüm altın hamsterları, annelerikanalıyla “Bütün Hamsterların Anası“na bağlayan doğrudan bir ilişkiolmalıydı.MitokondriyalDNAhamsterlardada,tıpkıinsanlardaolduğugibi,kalıtım yoluyla anneden geçtiği için, bu durummitokondriyal DNA’larınınortakannedengelmişolduğuanlamınıtaşıyordu.Yapmamgerekenşey,canlı

Page 55: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

hamsterlardan DNA örnekleri toplamak ve bu DNA’ların kontrolbölgelerindekibazsıralamasınıkarşılaştırmaktı.Ortaktekbiranneolduğunagöre, ayrıntılı soy kayıtlarına gerek yoktu. Kontrol bölgesinin işimizeyarayacakşekildekalıcıbirözelliğimevcutsa,ohaldebubölgedekibazlarınsıralanışıcanlıhamsterlarınhepsindeaynıveyaçokbenzerolmalıydı.

1990 yazında, lisans diploması için gerekli olan son sınıf genetik projeçalışmasına laboratuvarımda başlayan Chris Tomkins’den altın hamsterlarlailgilikaynakaraştırmasınıistedim.İlkbulduğu,bunlarınadınınaltınhamsterdeğil, Suriye hamsterı olduğuydu. Chris doğru Oxford halk kütüphanesinegitti ve iyi haberlerle geri döndü: İngiltereUlusal SuriyeHamsterıKonseyidiye bir kuruluş vardı. Chris oraya telefon etti ve ertesi gün Londra’nınbatısında, Ealing’de bir adrese doğru yola çıktık. İngiltere Suriye HamsterKonseyi Sekreteri Roy Robinson (ne yazık ki artık yaşamıyor) bizi hiçbirkuşkuduymadankarşıladı.

Merhum Robinson, yitip gitmiş bir dönemin ürünüydü; kendi kendinieğitmiş,çokseçkinveamatörbirbiliminsanıydı.Loşçalışmaodası,çoğunukendisininyazmışolduğuhayvangenetiğiyleilgilikitaplarladoluydu.Suriyehamsterıyla ilgili yazdığı kitabı çıkardı. Gözleri çok az görüyordu ve çokkalın camlı gözlükler takmasına rağmen kitabı burnunun ucunda tutuyordu.Çocukkenokuduğumhikâyeyidoğruladı.Anlaşılan,1930yılındaKuzeybatıSuriye’de,Halepcivarındakitepelerezoolojikbiraraştırmagezisiiçingidenbirgrup,altınsarısı-kahverengirenklerde,biridişiveüçüerkek,endertürdendört küçük kemirgen hayvan yakalamış ve bunları Kudüs’teki HebrewÜniversitesi’ne götürmüşlerdi. Bunlar bir arada tutulmuş ve kısa bir süresonradişihamilekalarakbiryavrudünyayagetirmiş.Böyleceesaretaltındaüremelerinde bir sorun olmadığı anlaşılmış. Üniversite, yavruları dünyanındört bir yanındaki tıbbi araştırma enstitülerine dağıtmış. Çok kurnazlaboratuvar hayvanları olsalar da, yalnızca geceleri faaliyet gösterseler de,kötü huylu ve tutanları ısırmaya eğilimli (aferin onlara!) olsalar da, zamangeçtikçesıçanlaravefarelerealternatifoluşturarakpopülerolmuşlar.BunlarıilkalanvebazılarınıLondraHayvanatBahçesi’negönderenkuruluş,KuzeyLondra’dakiMillHill’debulunanTıbbiAraştırmaEnstitüsüolmuş.AmerikaBirleşikDevletleri’neiseilkaltınhamsterlar1938yılındaulaşmış.

Sonra, bazı laboratuvar çalışanları bu hayvanlardan artık ihtiyaçduyulmayanları öldürmek yerine evlerine götürüp ev hayvanı olarakbeslemeye başlarlar. Böylece hamsterlar zaman içinde evden eve dağılır veünleriarttıkça ticariamaçlahayvanyetiştirenlerhamsterlarıdakataloglarınaeklerlervehamstermeraklılarıçoğalmayabaşlar.1947yılında,üremekteolanbir hamster kolonisinde alaca renkte bir hamster ortaya çıkar; üreyen

Page 56: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

hamsterların birbirleriyle akraba olması nedeniyle, renk genlerindekendiliğindenmeydana gelenmutasyonlar sonucunda bir sürü değişik rengibulunanhamsterlerarasındaburengesahipolanilkyavrudurbu.Mutasyonauğramış genlere sahip iki hamsterın üremesiyle safkan yavrular elde etmekkolaydır.Hamsterüreticileriyeni renklerbulmayagiderekdaha fazlameraksardığından,birkaçyıliçindegenlerimutasyonauğramışbirçokhamstertürüüretilirvebunlardankrem,tarçın,saten,kaplumbağakabuğuvedahabirsürübaşka renkte safkan yavrular elde edilir. Çok iyi ev hayvanları olanhamsterların farklı renklerininbulunmasıdaha fazla ilgiyaratır.Böylecebirnüfuspatlaması başlar:Bugündünyanındört bir yanında evhayvanı olarakbeslenenüçmilyonunüzerindehamsterbulunmaktadır.

Robinson, ziyarete gittiğimizde oldukça harap görünümlü olan eski birfidanlıkta yaşıyordu. Çok güzel eski tuğlalarla örülmüş bir duvarla çevrili,çiçeklerle süslü, uzun ve dikdörtgen şeklinde bir alanda, camları çatlak vekırıkbirkaçseraileikitanesağlamgörünümlübarakavardı.Soltaraftakiilkbarakaya yöneldik veRobinson kapının kilidini açıp bizi içeri aldı.Girincegözlerimize inanamadık. İçeride üst üste dizilmiş raflar ve bu raflarda dahepsi etiketli ve numaralı ve her birinin içinde bir hamster ailesi bulunankafeslervardı.Robinsonherrenktehamsterdanbirörnekalmıştıvegenetiğiniincelemek üzere bunları birbirleriyle çiftleştiriyordu. Yok yoktu: saf beyazhamsterlar, leylak rengi hamsterlar, kısa ve koyu renk tüylü hamsterlar vetüyleri Ankara keçisi gibi uzun ve ince olan hamsterlar. Suriye hamsterlarıkonusunda Robinson öyle ün salmıştı ki, yeni renkte bir hamster ortayaçıktığındabunlardanbirçiftEaling’egönderiliyordu.Dünyanınbukonudakikaynakkoleksiyonunönündeduruyorduk.TümbunlarınüstüneRobinsonbirde eski bir şeker kutusunun kapağını açtı; kutunun içinde ona gönderilmişolanözgünhayvanlarınkurutulmuşderileridüzgünbirşekildearşivlenmişti.ChrisvebenimlebirliktegelmişolanMartinRichardsgördüklerindenokadaretkilenmişti ki, geri dönerkenEaling’de evhayvanı satanbir dükkândan ikitane hamster satın aldı. Onları, hamsterlar ölünceye kadar iki yıl boyuncabesledi.Bundandahaönemlisi,Robinson’ınkoleksiyonundanherbirtüreaitbirkaçtüyaldık.

Robinson ayrıca bize, dünyadaki Suriye hamsterı üreticileri ve hamsterkulüplerinin irtibat bilgilerini verdi. TamChris buralara yazıp tüy örnekleriistemek üzereydi ki, bunun pek iyi bir fikir olmayabileceğini düşündük.Önceki tecrübelerimizden,DNA’yı elde etmek için bir hayli tüy kullanmakgerektiğini biliyorduk. Hamster tüyleri çok ince olduğu için köklerininüstünden kopmaya eğilimliydi. Hayvanlar tüylerinin koparılmasına fazlaaldırmamaklaberaber,yinederahatsızlıkduyacaklardı.Öyleki,çokmiktarda

Page 57: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

tüy istediğimiz takdirde hayvan sahiplerinin de bundan rahatsız olacağıbelliydi.Buyüzden,başkabirDNAkaynağıbulmamızgerektiğinidüşündük.İlkönceaklımızaçokçılgınbirfikirgeldi.DNA’yıçoğaltmakiçinkullanılantepkimeninçokhassasolduğunubiliyorduk.Bunedenlearkeolojikkazılardaelde edilen eski kemiklere uygulanabilmekteydi. Acaba hamsterlarındışkılarında, kalın bağırsaklarının duvarlarından dökülen yeterli miktardahamster hücresi bulunuyor muydu? Hayvanlarına çok düşkün olan hamstersahipleri bile ilim irfan uğruna bu dışkılardan ayrılmaya karşı koymazdıherhalde!Peki amabuyöntemle istediğimiz sonucu elde edebilecekmiydikacaba?

Bunu anlamanın tek bir yolu vardı: Martin ertesi gün yeni evarkadaşlarının taze mahsulleriyle çıkageldi! Bunlar kurutulup büzüldüktensonra,farepisliğineoldukçabenzeyenvetamamenzararsızbirhalegeldiler.Chris yine de bunları deney tüpüne koymak için cımbız kullandı. BirkaçdakikakaynattıktansonrasantrifüjaracılığıylaçökeittiveüsttekalanberraksıvıdanbirdamlaalarakbunaDNAçoğaltmatepkimesiuyguladı.Yöntemsonderecebaşarılıoldu.

Yazboyuncadünyanındörtbiryanındakihamstermeraklılarındanküçükpaketler gelmeye devam etti. Paketleri sallayınca çıkan tipik takırtıdaniçlerindeneolduğunuhemenanlıyorduk.Sonunda35türhamsterınDNA’sınıelde ettik ve Chris kısa bir sürede bunların hepsinin mitokondriya kontrolbölgesindekibazsıralamasınıbelirledi.Tümütamıtamınabirbirininaynıydı.Demek ki hikâye doğruydu; dünyada evde beslenen hamsterların tümügerçekten tek bir anneden geliyordu.Bizim için daha da önemli olan noktaise, kontrol bölgesinin değişken değil, tamamen istikrarlı bir niteliğe sahipolmasıydı. Suriye çölünde yakalanan o ilk hamsterdan, dünyanın dört biryanındaki milyonlarca torununun torununa kadar DNA’nın kontrol bölgesibüyükbirsadakatleveenufakbirhatayapmaksızınkopyalanmıştı.

Budüşünceinsanıhayretleredüşürüyordu.Hamsterlarbiryıldadörtyadabeşnesilçoğalır.Böylebirhızla,1930yılındanberigeçenzamaniçindeenaz250 hamster neslinin dünyaya gelmiş olması gerekir. Çalışmamızdakullandığımız 35 hamsterın hepsi, 1930 yılından beri başlı başına bir annekanalından gelmiş olmayabilirdi; ancak gerçek olan tek bir şey vardı:BunlarınDNA’larıarasındaenufakbir farkolmaması,kontrolbölgesindekimutasyonların çok hızlı olabileceği konusundaki kaygılarımı ortadankaldırmayayeterliydi.Tamtersine,DNA’nınbubölümünü,kendiatalarımızlailgiliolarakyapmakistediğimizveyüzlercenesliiçerecekbirsürecikapsayançalışmalarımızdasonderecegüvenlibirşekildekullanabilecektik.Bubölgedemutasyonlarrasgelevebirnöbethalindeoluşsaydı,budurumdaçalışmamızı

Page 58: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

yürütmemizolanaksızlaşacaktı.Diğertaraftan,DNA’nınhamsterlardaistikrargösteren bu bölgesi insanlarda göstermeyebilirdi. Mitokondriyanın temelniteliğindenötürü,bununböyleolacağınısanmıyordumveherdurumdagözealmayahazırdım.

Bu konuya duyduğum ilgide yalnız değildim. Çok geçmeden, başkabiliminsanlarının da aynı yönde düşündükleri ve DNA’nın bu çok kısabölümününheminsanınevrimsürecindekibüyükevreleriaydınlatma,hemdeçok daha yakın geçmişteki birtakım gizemli olayları tanımlamada yardımcıolacakbirpotansiyeltaşıdığınıfarkettiklerianlaşıldı.

5

ÇARVEBEN1991 yılının Haziran ayında, Rusya’da Ural Dağları‘nda, eskiden

Svcrdlovsk olarak bilinen Ekaterinburg’un hemen yakınlarında huşağaçlarındanoluşankorudakibirmezarlıktandokuzcesetçıkarıldı.Buolay,Rus İmparatorluğu’nun sonkraliyet ailesiRomanovlarınmezarlarınınyerinisaptadığınainananRusjeologAleksandrAvdonin’inyıllarsürenaraştırmaveısrarlarının bir sonucuydu. SonÇar II. Nikola, karısı ÇariçeAleksandra vebeş çocukları, doktorları ve üç hizmetkârlarıyla birlikte, Bolşeviklertarafındanhapsedildiklerievinzeminkatında-farklıgörüşleregöre-yaidamedilmişler ya da bir cinayete kurban gitmişlerdi. Bu olay, 16 Temmuz1918’de, Rus Devrimi’nin karmaşası içinde, esir kraliyet ailesinin şehreyaklaşan Beyaz Ruslar tarafından serbest bırakabileceği korkusuyla yüksekmakamlarcaalınanölümkararısonucundagerçekleşmiştir.

Günümüzdekirivayetegöre,planuygulandığısıradaaileuyumaktaydı.Oesnada Moskova’da bulunan Lenin’e gönderilen bir telgrafla planınonaylanmasıistendi.TelgrafgecikerekgittiveKremlin’egecesaatonbirdensonraulaştı.Buyüzdenplanayeşilışılyakanyanıtertesigünsaatbirdegeldi.Saatbirbuçuktaisecesetlerialmaküzereevebirkamyongeldi.Aileinfazdanönceuyandırıldıveşehirdekiaskeriharekâttandolayıgeceyibodrumkatındageçirmelerinindahaemniyetliolacağısöylendi.Romanovlarsondörtgecediruzaktangelentopsesleriduyduklarıiçinbudurumdanhiçşüphelenmedilervesessizcebodrumaindiler.

Aşağıya indiklerinde birkaç nöbetçi gördükleri halde telaşlanmadılar;sıraya girmeleri söylendiğinde bile hiçbir şeyden şüphelenmediler. İştebundan sonra, infaz heyeti başkanı, Çar’a yaklaşıp, bir eliyle cebinden birkâğıt çıkarırkendiğereliylecebindeki tabancanın tetiğini tutarakhızla infazemrini okudu. Çar şaşırıp bakışlarını önce ailesine, sonra silahlarını

Page 59: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

çıkarmaktaolannöbetçilereyöneltti.Kızlarçığlıkatmayabaşladılarvesilahsesleri duyuldu. İlk önce Çar vurulup yere yığıldı. Bodrumdan kurbanlarınçığlıkları,silahvebarutsesleriyükseldi.Ortalıktambircehennemedönüştüveodayıdolduranduman,canhavliylesağasolakaçışmaktaolankurbanlaraisabetlinişanalmayızorhalegetirdi.Ateşkesemriverildiktensonra,süngüvesilahdarbeleriylekurbanlarınişibitirildi.Böylece,Rusya’yı300yılboyuncayönetenbirhanedan,üçdakikadankısabirsüreiçerisindetarihekarıştı.

Buevartıkoradadeğil.SverdlovskBölgesiBirinciSekreterigençBorisYeltsin’in emriyle 1977 yılında yıkıldı. Ancak Romanovların akıbeti daimagizemini korudu. Bolşevik Rusya’nın belirsiz ve sınırlı bilgi akışı olanortamında,olaylarlaveözellikleRomanovların “idamı”gibi tarihive çirkinolaylarlailgiliresmiaçıklamalaryayımlanmışolsada,bubeyanlarıngerçeğiyansıttığı söylenemez. Zamanında Sovyet propagandasının desteklediğibitmekbilmezrivayetler,Romanovlarınkendimenfaatleriiçineminbiryeregönderildiklerini iddia ediyordu. Bir rivayete göre, Çariçe ve çocuklarıAlmanya’yakaçırılmıştı.Birdiğeriise,Çar’ınhalenKremlin’deolduğunuveburjuvazi bertaraf edilir edilmez Lenin’in çarlığı tekrar iade edeceğini veÇar’ın“halkıylatekrarbuluşacağını”iddiaediyordu.

Cesetlerin bulunması, en azından bu rivayetlere gerçek bir kanıtoluşturabilecekti. İnfaz olayının doğrulanabilmesi için, çıkarılan cesetleringerçektenRomanovlaraaitolupolmadığınıntespitedilmesigerekiyordu.Enazından cesetlerin bulunduğu yer, bunların kamyona konulduğu ve şehrindışında bir koruluğa götürüldüğünü belirten günümüzdeki bazı rivayetlereuymaktaydı.Burivayetleregöre, infazıgerçekleştirenlerkamyonbirçamurasaplanınca paniğe kapılmışlar ve cesetleri orada hızla kazdıkları bir çukura,kimliklerinisilmekiçinsülfürikasitleıslatamadangömmüşlerdi.

Çıkarılan kemikler bir araya getirildiğinde, bunların dokuz kişi olduğu,yani katledildikleri tahmin edilen kişilerin hepsinin buraya gömüldüğüvarsayılacak olursa, iki kişinin eksik olduğu anlaşıldı. Sekiz yüz kemiği vesilahdarbeleriyleparçalanmışkafataslarınıbirarayagetirmekiçingeçenuzunvezahmetli süreç sonundabudokuzcesedin,ÇarveÇariçe’ye;bunlarınbeşçocuğundanüçtanesine(Maria,TatyanaveOlga),doktorlarıDoktorEugenyBotkin’e veüçhizmetkârları, uşakAlekseyTrupp, aşçı İvanKharitonovveÇariçe’nin hizmetkârı Anna Demidova’ya ait olduğu belirlendi. En küçükkızları Anastasya ve Veliaht Prens Çareviç Aleksey’in cesetlerine iserastlanmamıştı.Pekibu cesetlerinkimliklerininbelirlenmesi içinkemiklerinbirarayagetirilmesidışındabaşkanegibideneyleruygulanabilirdi?

1989yılındayayımladığımızbirmakalede, sözkonusukemiklereoranla

Page 60: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

çok daha eski kemiklerden DNA elde etmenin mümkün olduğunukanıtlamıştık. Bu nedenle, doğal olarak, Ekaterinburg kalıntılarınınRomanovlara ait olduğunu belirlemek için bunlardan DNA elde etmeyidenemek gerekiyordu. Bu görevi Rusya Bilimler Akademisi (RussianAcademy of Sciences) ve İngiliz Adli Tıp Servisi (British ForensicScience Service) üstlendi. Bunlar ilk olarak, geleneksel adli kalıtımsalparmakiziyöntemiyleiskeletlerincinsiyetinivegerçektenikiebeveynileüççocuklarındanoluştuğunusaptadılar.DoktorBotkinvehizmetkârlaraait olduğu sanılan iskeletlerden elde edilenDNA’lardabunlarınaileylevebirbirleriyleilişkileriolmadığınıgösterdi.Buaşamayakadarherşey,kemikuzmanlarınınvardığısonuçlarıdesteklernitelikteydi.

Bu biliminsanları aynı zamanda kemiklerden mitokondriyal DNAmolekülüeldeetmeyidebaşardılarveaile fertlerininDNA’larında iki farklısıralanma olduğunu gördüler. Çariçe olduğu düşünülen dişi erişkin ve üççocuğunmitokondriyalDNAmoleküllerindekisıralanmaaynıydı.ÇarolduğusanılanerkekerişkininiseDNA’sındakisıralanmafarklıydı.Bugörünüm,birailedebeklenilenetamamenuymaktaydı.ÇocuklarınüçünedekalıtımyoluylaannelerininmitokondriyalDNAsıralanmasıaktarılmış;bunakarşılık,babalarıkendi annesinin mitokondriyal sıralanmasını almış ve bu sıralanmaçocuklarından hiçbirine aksetmemişti. Fakat, mitokondriyal DNAmoleküllerinin ayrıştırılması ve sıralanmaların tespiti, bu ailenin Romanovailesiolduğunutekbaşınakanıtlamayayetmiyordu;bütünailelerde,anneveçocuklarınınmitokondriyalDNAsıralanmasıaynı,babalarınınkiisefarklıdır.Bununhangiaileolduğunukanıtlamakiçin,ÇarveÇariçe’ninhalenhayattaolan ve onlarla tamamen anneler kanalıyla akraba olan yakınlarını bulmakgerekiyordu. Bunların çok yakın akraba olması şart değildi; mitokondriyalDNA’nın gerçek gücü nesiller boyunca seyrelmemesinde yatıyordu.Akrabalık yalnızca anneler kanalıyla olduğu ve arada bir baba-çocukbağlantısıolmadığısürecemitokondriyalDNAaynıolacaktı.

Şanseseri,hemÇar’ınhemdeÇariçe’ninkendiannelerikanalıylaakrabaolduklarıkişilerinizlerinibulmakmümkünoldu.Çar’ın,DanimarkaKraliçesiolananneannesiHesse-Cassel’liLouisekanalıyla, ömrünübir tüccarbankerolarak geçirmiş olan ve halen Cote d’Azur’da yaşayan yetmiş yaşındakiemekliKontNikolayTrubetskoyileannetarafındankesintisizbirakrabalığıbulunmaktadır. Çariçe ise, kız kardeşi Prenses Hesse’li Victoria kanalıyla,Kraliçe II. Elizabeth’in eşi ve Edinburg Dükü Prens Philip ile doğrudanakrabadır. Birtakım görüşmeler sonucu bu akrabalar DNA tespiti için kanörneğivermeyikabulettiler.Buörneklernegösterecekti?

Mitokondriyal DNA sıralanmalarını karşılaştırmak için herkesin

Page 61: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

kullandığıkayıtsistemi,belirlenenbirreferansa,1981yılındaCambridge’debir grup tarafından tüm sıralanması belirlenen ilk mitokondriyal DNA’dakibazsırasınagörefarktespitidir.Bukayıtsisteminde,referanstakisıralanmaylakarşılaştırıldığında, 500 bazdan oluşan kontrol bölgesindeki 15. ve 100.bazlardafarklıolanDNAsıralanmasıkısaca15,100olarakbelirtilir.Bukayıtsistemine göre Edinburg Dükü‘nün sıralanması 11, 357 olup 500 bazdanoluşansıralanmanındiğer498bazınınsıralanışıtamamenreferanstakisıranınaynısıdır.

EskiyeaitDNAmoleküllerindekibazsırasınıntekbirdeneyletamolarakelde edilmesi, çağdaş DNAmoleküllerinkinden çok daha zordur. Yaşlanmasürecinde DNA baz zincirleri kopmakta ve daha kısa sayılan 500 bazdanoluşankontrolbölgesindekisıranınbile,yaklaşık100baziçerenparçasınıüstüste getirerek tespit etmek gerekmektedir. Çok yorucu bir süreç olmasınarağmen, Çariçe ve üç çocuğuna ait olduğu tahmin edilen DNA’ların bazsıralanması sonunda okunabilmiştir. Hepsinin sıralanması 11, 357’dir. YanihepsiEdinburgDükü‘nünküyletıpatıpörtüşmektedir.

Fakat,ÇarolduğufarzedilenerişkinerkeğinDNA’sındanbutürbirsonuçelde edilememiştir. Çar’ın DNA baz sıralaması, Kont Trubetskoy’unkinetamamen uymamaktadır. Trubetskoy’un sıralamasının 126, 169, 294, 296olmasına karşılık, Çar olduğu sanılan erkeğinDNA sıralaması 126, 294 ve296’dır. Sıralanmalar çok benzer olmasına rağmen, tamamen aynı değildir.OrtadacesetlerinRomanovlaraaitolduğunaişaretedenpekçokayrıntılıkanıtbulunmaktadır ve dişilerin DNA sıralaması Edinburg Dükü‘nünküyletamamen aynıdır. Ancak sonucu dikkate almayacaksanız genetik bir deneyyapmanınhiçbiranlamıyoktur.Çokbenzemektıpatıpaynıolmaktanfarklıbirşeydir.ŞayetaltınesilboyuncaKontTrubetskoyileolanakrabalıktamamenannelerkanalıylaolsaydı,sıralanmanındatamamenaynıolmasıgerekirdi.

Acaba, soyağacı öyle göstermesine rağmen, Kont’un gerçekte Çar’ınakrabasıolmamaihtimalivarmıdır?Şayetakrabalıkvarsa,ozamandaÇar’ıHesse-Cassel’li Louise ve Kont Trubetskoy’a bağlayan hattın bir yerindekopukluk olması gereklidir. Bu ise, soy hattı boyunca bir noktadaki kişininşecereyi başlatan kadından gelmeyen bir annesi olması demektir. Bu herzaman içinvarolanbir olasılıktır -bir noktadabir evlat edinmeolayıyadadoğumda karışıklık olabilir-, fakat bunlar az görülen olaylardır. İzlenen hatbabadan gelme olsaydı, durum farklı olurdu. Bir çocuğun biyolojik babası,annesiileevliolanerkektenpekâlâfarklıbiriolabilir;fakatböylebirşeyannesoyunda olamaz. Sonuçta, anne ve bebek doğumda bir arada olmakzorundadır.Budurumdavarılacakresmîsonuç,cesedinÇar’aaitolmadığıdırve geleneksel genetik parmak izlerinin erkeğinmezarda bulunan çocukların

Page 62: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

babası olduğunu kanıtlamış olması, mezarın Romanovlara ait olmadığınıgöstermektedir.

Trubetskoy’un mitokondriyal DNA’sındaki baz sıralamasının, mezardançıkarılan erkek iskeletindeki DNA baz sıralamasına tam olarak uyumgöstermemesinerağmenyinedeçokbenzerolmasıdüşündürücüydü.HerikiDNA molekülü de 126, 294 ve 296 bazlarda mutasyona uğramıştı.Trubetskoy’un DNA’sında 169. bazda da mutasyon olmuştu. “Çar”ınmitokondriyal DNA’sının baz sıralamasının tayininde bir yanlışlık yapılmışolabilir miydi? Araştırma grubu, sıralamayı yapan alete dönüp Çar’ınDNA’sındaki 169. bazın bulunduğu bölgeyi bir kez daha ayrıntılı olarakinceledi.Buradadeğişikrenkteveüstüsteçakışandörtçizgigörünüyordu.Buçizgiler, dört DNA baz molekülünü belirleyen farklı kanallardan eldeedilmişti: Bu bazlardan T kırmızı, G siyah, C mavi ve A yeşil olarakgörüntüleniyordu.Trubetskoy’unDNA’sındaki169.bazınbelirginolarakT’yigösterenkırmızırenkteolmasınakarşın,“Çar”ınDNA’sınınbunoktasındakirenk, referanstaki sıralamada olduğu gibi C’yi belirleyen mavi renkteydi.Yalnız bir şey dikkat çekmekteydi: Mavi çizginin altında kırmızı renkteküçükbirışıkaksivardı.Çar’ınDNA’sıikimitokondriyalDNAsıralamasınınkarışımıolabilirmiydi?Öyleki,anaDNA’nınsıralaması126,294,296olup,çok daha küçük olanınkinde bunlara ek olarak 169. bazda da mutasyongerçekleşmişolabilirmiydi?BunuanlamanıntekyoluDNA’yıklonlamaktı.

Karışım halinde bulunan DNA moleküllerini ayırmanın tek yoluklonlamaktır.Kısaca,bakterileraldatılıptekbirDNAmolekülünüalmayavebunu sanki kendi DNA’sıymış gibi kopyalamaya yönlendirilir. BakterininkendiDNA’sıdışındabirDNA’yıalıpkullanmasıiçinuygulananyöntemçokverimsizdir;bakterilerdenancakmilyondabiriyabancıbirDNAmolekülünükabul edip kopyalar. Yine de, birkaç düzine bakteriye bunu kabul ettirmekmümkün olursa yalnız bu bakterilerin kültürü ve üremesigerçekleştirilebilmektedir.ÜrediktensonrabunlarınDNA’sıalınıpsıralamasıyapılmaktadır. Bu şekilde üreyen her kolonideki DNA moleküllerinin bazsıralaması, dışardan gelmiş olan DNA’nınkiyle aynı olacaktır. Başlangıçtafarklı iki DNA’dan oluşan bir karışım olursa, o zaman bazı bakterikolonilerinde bunlardan biri, diğerlerinde öteki izlenecektir. Biliminsanları“Çar”ın mitokondriyal DNA’sından oluşan 28 klon elde etmeyi başardılar.Bunlardanherbirininbaz sıralaması ayrı ayrı eldeedildiğinde,21 tanesinin126,294ve296olanana sıralamaya sahipolduğuve169.bazdamutasyonolmadığı görüldü. Fakat, diğer 7 klonda 169. bazda mutasyon olduğu vebunlarınKontTrubetskoy’unDNA’sıiletamamenaynıolduğugözlendi.

DNAmolekülünün169. bazı kısmenmutasyonauğramıştı, ki bu durum

Page 63: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

araştırmacılarınçokenderrastladığıbirolaydı.Heteroplazmidiyetanımlananbu durum daha önce çok az görülmüşve bunun nedeni anlaşılamamıştı.İlerleyenbölümlerdegöreceğimizgibi,artıkheteroplazmihakkındaçokdahafazla bilgiye sahibiz; 1994 yılında “Romanovlar”ın kalıntılarıyla ilgilihaberler yayımlandığında ise heteroplazmi yepyeni bir olaydı. Yine dearaştırmacıları kancasına taktı. Araştırmacıların, Çar’ın Ekaterinburg’dakikemikleriyle Çar Il. Nikola’nın yaşayan akrabası arasında anne kanalıylaoluşansüreklibağıortayaçıkarmasıiçingerekliolankanıtbulunmuştu.

Mitokondriyal DNA’larının tamamen birbirinin aynısı olmasıEkateringburg’dabulunankemiklerinRomanovlaraaitolduğununsağlambirkanıtıydıelbette.Fakatbukesinbirkanıtmıydı?Kanıtlarhiçbirzamankesinolmaz.Daimagörelidir.Romanovlarındurumunda,eldeedilenmitokondriyalDNAbazsırasınınAvrupagenelindenekadarsıkgörüldüğünebakarakbununne derece kesin olduğu matematiksel olarak ifade edilebilir. Söz konusuaraştırmaların yapıldığı tarihlerdeAvrupa halkları arasında ne türDNA bazsıralarına rastlandığı konusunda çok fazla bilgi bulunmamaktaydı ve bunedenleeldeedilenkanıtlarınkesinliğibelirsizdi.Günümüzde isearalarındakarşılaştırma yapabileceğimiz çok daha fazlaDNAbaz sırası bilindiğinden,EdinburgDükü‘nünDNA’sında görülen baz sırasına (111, 357) aslında çokenderrastlandığınıbiliyoruz:DNA’larıincelenen6000’iaşkınAvrupalıdabusıraya rastlanmamıştır. Bu nedenle, böyle bir sıranın ne derece sıkgörüldüğünü doğru olarak hesaplamakmümkün olmamakla beraber, bununbinde birin üstünde olmadığı söylenebilir. Kısacası, rasgele seçilen birAvrupalının Edinburg Dükü ile aynı DNA baz sıralamasına sahip olmaolasılığı en fazla binde birdir. Buna göre, Ekaterinburg’da bulunan dişikemiklerinin Çariçe ve çocuklarına ait olmayıp, Edinburg Dükü ile aynımitokondriyalDNAbazsıralamasınasahipdiğerbiraileyeaitolmasıihtimaliçokdüşüktür.Aynışekilde,Trubetskoysıralamasıda(126,169,294,296)çoknadirdir ve halen hayatta olan 6000 Avrupalıda buna da rastlanmamıştır.Bunlara karşın, Çar’ın DNA temel baz sırası (126, 294, 296) çok daha sıkgörülmekteolup,Avrupalılarınyüzde1’denbirazdahaazıtamamenbuDNAbaz sırasına sahiptir. Yine bu nedenle, mezarda bulunan yetişkin erkekkemiklerininÇar’aaitolmayıptesadüfenaynısıralamayasahipbaşkabirineaitolmasıihtimaliazvesınırlıydı.

DNAkarşılaştırmasıoldukçaönemlibirkanıtoluşturmasınarağmen,gözönünde tutulması gereken diğer bir nokta daha vardı.DNAparmak izlerinedayanarak,birbirininaynıolanDNAbazsıralarınınaynımezardabulunduğuve bunların üç çocuğun ebeveynlerinden gelmiş olduğu gerçeği henüz gözönüne alınmamıştı. Bu faktör sonucu nasıl etkilerdi? Cevap olarak,

Page 64: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Romanoviara ait olduğu sanılan kemiklerin gerçekten onlara ait olduğununçok kuvvetli bir kanıtını oluştururdu diyebiliriz.Her iki grupmitokondriyalDNA sıralarının birbirine tesadüfen eş olma olasılığının ne kadar zayıfolduğunukişiselolasılıklarınmatematikselsonucuilegösterebiliriz.Kısacası,binde bir ve yüzde birin çarpımı ile elde edilen yüz binde bir sayısı sıfırayaklaşan çok küçük bir rakamdır. Buna, mezarın bulunmasına yol açannedenler ve kalıntılarda tespit edilen kurşun yaraları gibi ikincil derecedelilleri de eklersek, cesetlerin Romanovlara ait olma ihtimali yüzde yüzeyaklaşmaktadır.

Fakatbilinmeyenveanlaşılamayangizemlibirdurumdahavardı.YalnızbeşRoınanov’uncesetleribulunmuştu;ikiyetişkinveüçkız.BazılarınagörebudurumcesetlerinRomanovlaraaitolmadığınıgösterenbirkanıtolabilirdi.Fakat, yine de bu durum çocuklardan bazılarının infazdan kaçıp kurtulduğuyolundakiısrarlırivayetlereuymaktaydı.YalnızcaÇar’ınöldüğü,ailesininiseemin bir yere gönderildiğine dair Sovyetler tarafından yapılan açıklamalar,hemencecik ortaya çıkanbirtakım sahtekârlar tarafından sahiplenilmişti.Birsüre, Bolşeviklerin değil de Beyaz Rusların elinde olan Sibirya’daki herkasabanın kendi “Büyük Düşesleri” ve “Veliaht Prensleri” vardı. Bunlarınçoğu besbelli sahtekâr kişilerdi, fakat bir süre bu sahtekârlıklarını örtbasetmeyi başardılar.Hatta aralarındaki uyanık bir işadamı, bir süremuntazamihracat hizmeti vermeyi ve yerel milyonerleri, imparatorluk mültecileriniyurtdışında güvenli bir yere yollamak üzere para vermeleri için kandırmayıbaşardı.Yurtdışınagönderilmekteolan“BüyükDüşes”rolünüüstlenmişsuçortağı da, gözyaşları içinde sevgili vatanına veda ederken büyülenmişyardımseverlereelinibileöptürdü.

Kopenhag’dasürgündeolanÇar’ınannesiDowagerİmparatoriçesiMarieFedorovnaailesininefsanesiniyaşatmakiçinherkestençokgayretgöstermişve 1928 yılında ölünceye dek, Romanovların ölmüş olduğunu kabul etmekistememiştir.Yaşamınınsononyılısüresincetorunuolduğunuiddiaedenbirsürükişiilemücadeleetmekzorundakalmıştır.BukişilerdenenısrarlıolanıiseAnnaAnderson adıyla tanınan kadın olmuştur. Bu hikâye, Ekaterinburgkatliamındanyediaysonra,1919yılınınŞubatayındaBerlin’dekiLandwehrkanalı üzerindeki bir köprüden atlayan genç bir kadın ile başlar. Kadınkurtarılır, fakat kimliğini açıklamayı ısrarla reddeder ve meçhul bayananlamına gelen “Fraulein Unbekannt” adıyla akıl hastanesine gönderilir.Hastanede yatan kişilerden biri olan Clara Peuthert, Berlin gazetelerindekatliamla ilgili okuduğu yazılara dayanarak, içine dönük ve fazla konuşkanolmayanbukişininÇar’ındörtkızından ikincisiolanBüyükDüşesTatyanaolduğuna inanır. Clara Peuthert, hastaneden çıktıktan sonra Fraulein

Page 65: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Unbekannt’la ilgili bu teziniBerlin’de yaşayanBeyazRus asıllı göçmenlerarasındasavunur.Yaptığı temaslarsonucuÇariçe’nineskinedimesiBaronesBuxhoeveden’le bir araya gelir. Bu buluşma, intihar teşebbüsünden“kurtulan” genç kadının gerçek kimliğini saptamayı çok arzu eden kişilerinbaşlattığı ve çoğunlukla kötü sonuçlanan bir dizi girişimin ilkidir. Bu ilkdeneyimde Fraulein Unbekannt yatak örtülerinin altına saklanır. BundankuşkulananBaronesörtüleriçekipaçar,FrauleinUnbekannt’ıyataktançıkarırveonunkesinlikleTatyanaolmadığınısöyler.BunuişitenFrauleinUnbekanntisezatenkendisininÇar’ınkızlarındanboyuenuzunolanTatyanaolduğunuiddia etmediğini belirtir. Boyu 155 santim olan FrauleinUnbekannt aslındaAnastasya’nın boy ölçüsüne sahiptir. Bunun üzerine yaşamı boyuncaAnastasya olduğunu iddia eder, Anastasya’nın kısaltılmışı olan Anna adınıalırveuzunyıllarsonraNewYork’taLongIsland’dabiroteldekaldığısıradayerel gazetecilerin aklını karıştırmak için Anderson adını da kendisineekleyiverir.

Anna Anderson’ın hastanelerde ve yardımseverlerin evlerinde geçenacıklı ömrü, 1984yılındaVirginia’daCharlottesvillc’e yakın bir yerde sonaerer.GerçektenAnastasyaolduğuvarsayıldığında,öldüğündeyaşınınseksenüçolmasıgerekir.Yaşamı,onainananlarla,onunAnastasyaolmadığınıiddiaedenler arasında süregiden yasal mücadeleler içinde geçmiştir. Bu süreçiçinde, kendisine karşı koyanların Romanovların yurtdışındaki bankalardabulunan paralarından yararlanmak için Çar’ın tüm ailesinin öldüğünükanıtlamak istediği, onu destekleyenlerin ise bu paralara göz diktiği iddiaedilmiştir. Anna Anderson ise tüm bu çekişmeler ve münakaşalar arasındaAnastasyaolduğuhakkındakiiddiasınıhiçdeetkinbirşekildesavunmamıştır.KendisiniziyaretetmeyeiknaedilenÇar’ınakrabalarıylakonuşmamış,onlarahiç yardımcı olmamış ve her seferinde sorulara yanıt vermeyip, genellikleodasında saklanmıştır. Bu davranışlarından dolayı ona karşı olanlarkendilerinihaklıgörmüşler;destekleyicileriiseonunBüyükDüşesAnastasyaolduğundan kesin emin olmasına rağmen durumunu kanıtlama konusundasergilediğiisteksizlikveuyumsuzluğuolumluyöndedeğerlendirmişlerdir.BumuammahiçbirzamansonuçlandırılamamışvebukadınınAnastasyaolduğuiddiaları ne doğrulanabilmiş, ne de yalanlanabilrniştir. Şans eseri, genetikbiliminin dikkati üzerine çevrilmeden yaşamı sona ermiştir. Akranı olan ve100yaşındahâlâyaşamınadevamedenAnaKraliçeElizabethgibibirkaçyıldaha yaşamış olsaydı, o zaman aldatıcı bir iddia ile geçen yaşamınıngerçekleriacımasızcaaçığaçıkmışolacaktı.

Zira Anna Anderson’dan 1979 yılında geçirdiği bir bağırsak tıkanıklığısırasındahastanedeyatarkenalınanvekorunaraksaklanmışolanbirbiyopsi

Page 66: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

parçasından, heyecanlı bir dedektiflik çalışması sonucunda mitokondriyalDNA elde edilmiştir.BununÇariçe’ninDNA’sından tamamen farklı olduğugörülmüştür. Anna Anderson kesinlikle Anastasya değildir. Böylece,gerçekleştirilmesienfazlabiraysürenbirtest,20.yüzyılınbaşındansonunadek dünyayı devamlı olarakmeşgul eden romantik bir hikâyeyi bir çırpıdasona erdirmiştir. İşte DNA’nın efsanelere son vermedeki gücü budur; buefsanelerinanmakistediğimizhayallerolsabile…

Diğer taraftan,AnnaAnderson’ın biyopsi parçasından elde edilenDNAmolekülünün baz sırası, Berlin’de bir akıl hastanesinde yatan ve“Anastasya”nın 1919 yılında aynı şehirde ortaya çıkmasından kısa bir süreönce ortadan kaybolan Franziska Schanzkowska’nın anne tarafından birakrabasıylaaynıdır.Nitekim,AnnaAnderson’ın iddiasınakarşıçıkanlar,herzaman,onuniddiaettiğigibiAnastasyadeğil,fakatFranziskaSchanzkowskaolduğundanşüphelenmişlerdir.DNAbuşüphelerinidoğrulamıştır.

Anastasya’nıngizemihalensürmektedir.Anastasyaolduğunu iddiaedenbirtakım kişilerin DNA’larını incelememiz için laboratuvarımıza çeşitliteklifler sunulmuştur. Maalesef bunların hiçbiri DNA testini başarıylageçememiştir. 1956 yılında olayların doğru bir kaydı olarak değil de,romantikbirhikâyeolarakyazılanveçekimiyapılanAnastasyaadlı filmde,Dowager İmparatoriçesi Marie Fedorovna, Anastasya rolündeki IngridBergman’ıtorunuolupolmadığınıanlamakiçinsınamaktadır.Sonundatorunuolduğunu kabul eder ve filmmutlu bir şekilde sona erer. DNA o zamanlarbulunmuşolsaydı,sonuçböyleolmayacaktı.YinedefilmAnnaAnderson’ıngönlünüokşamışveonabirasaletpayesivermiştir.

Anastasya olduğunu iddia edenler arasında en kuvvetli aday olan AnnaAnderson daAnastasya olmadığına göre,BüyükDüşes de kız kardeşleriylebirlikte ölmüştübelki de.Mezardanyalnız üçkızın cesedi çıkmıştır.Halen,BüyükDüşeslerdenbiriileVeliahtPrensAleksey’incesetleribulunamamıştır.Alekseyolduğunuiddiaedenlerdeolmuşturtabii.NikolayDalskiadlıbirRusgemici, 1965 yılındaki ölümüne kadar imparatorluk tacı için iddialardabulunmuştur.Onun ölümünden sonra oğlu “NikolayRomanov” bu iddialarısürdürmüşvekendioğluVladimir’den“Çareviç”olarakbahsetmiştir.Fakat,gerçek şudur ki, tüm Romanov ailesi öldürülmüştür. Yazılı kayıtlara göre,cesetleri kaldırmakla görevli olanlar, önce bunları korulukta gömülübulunduklarıyereyakınbiryerdeyakmayıdenemişler.Bunun içinbiryığınhazırlamış, üzerine önce en küçük ceset olarak Aleksey ve Düşeslerdenbirininkini koymuşlar ve üzerlerine gaz döküp ateşe vermişler. Fakatcesetlerin tamamen yanmadığını görmüşler. Diş ve kemik parçaları geridekalmış. Bunun üzerine plan değiştirilmiş ve diğer cesetler alçak bir çukura

Page 67: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

atılmış. Olayların bu akışı doğruysa, o zaman Aleksey ve Anastasya’nıncesetleri mezarda olmayıp, Rusya’da, Urallarda bir korulukta yanmış vekömürleşmişhaldeyapraklaraltındabulunmaktadır.

Votkayıseviyorolsamda,birRomanovolabileceğimiaslaaklımdanbilegeçirmedim; fakat kendi DNA molekülümdeki baz sırasının Çar II.Nikola’nınkiyle aynı olduğu da gözümden kaçmadı. Çar’ınDNA’sının 169.konumundaheteroplazmisonucuoluşanfarkıbiraniçingörmezdengelirsek,her ikimizin de DNA sisteminin 126, 294, 296 olduğu görülecektir.MitokondriyalDNA’larımızın500bazınınsıralamasıtamamenaynıdır.Bubirtesadüf müdür; yoksa ben de Marie ile Buz Adam arasındaki ilişki gibi,kalıtım yoluyla uzaktan Romanovlara bağlı mıyım? Kısacası, Çar ile benakrabamıyız?Bununhayretvericiyanıtı“evet”tir.

Bunoktadadurup,bukitaptaanlatılmakistenilenlerintemelinioluşturan,tamamen mantıklı, fakat bir o kadar da olağanüstü bir gerçeği kavramakgerekir. Herhangi iki kişi annelerinden başlayarak geriye doğru, annelerkanalıyla -anne, anneanne, anneannenin annesi ve onun da annesi vb.-süregiden soy çizgilerini takip ederlerse, sonunda bu çizgiler tek bir ortakkadındabirleşecektir.Buikikişikızveyaerkekkardeşise,olaybasittir:Annesoy çizgileri annelerinde birleşir. Söz konusu iki kişi kuzen, yani iki kızkardeşin çocukları ise, o zaman anne soy çizgileri anneannelerinde birleşir.İnsanların çoğu aile soyağacını bilmediğinden bu noktada takılıp kalacaktır.Fakat, ne kadar geriye gidilebilirse gidilsin bu kural değişmeyecektir.Ailenizde, kasabanızda, memleketinizde -hatta tüm dünyada- herhangi ikiinsan, anneleri, anneanneleri, büyük ve büyük büyük anneleri vb. yoluylazincirleme olarak temelde tek bir anneye sahiptir. Herhangi iki insanarasındaki tek fark şudur: Bu müşterek anne ne kadar uzun bir süre önceyaşamıştır?

Genellikle, birkaç nesil geriye gittikten sonra anneler kanalıyla iletilenbağlarınyazılıbirkaydıbulunamazvebunedenleyukarıdakisorununcevabıbilinemez.FakatDNAbubağlarıunutmaz.MitokondriyalDNAmolekülününnesiller boyunca tamamen anneler kanalıyla aktarılma özelliğinden dolayı,anneler arası çizilen soy çizgilerinin takip edilmesi mümkündür. DNAmolekülünün baz sıralamasında zamanla rasgele oluşan mutasyonlar çokyavaşolduğundanmolekülübir saatgibikullanmakmümkündür. İkikişininyakın geçmişinde anneler kanalıyla birleştikleri müşterek bir büyükannevarsa, o zaman bunların mitokondriyal DNA’ları mutasyona uğramamışolacağından, DNA baz sırası, tıpkı hamsterlarda olduğu gibi, tamamenbirbirinin aynı olacaktır. Şayet bu müşterek büyükanne, çok daha eskizamanlardayaşamışsa,ozamanDNAbu ikikişininannedenanneyeçizilen

Page 68: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

soy çizgilerinin biri veya ikisi boyunca herhangi bir noktada mutasyonauğramış olabilir. Daha da geriye doğru gidilirse mutasyon sayısı artabilir.Dünyadaki herhangi iki kişi arasındaki anneler bağının uzunluğu, bunlarınDNA’larındaki baz sıralamalarının arasındaki farktan hesaplanabilir. BunabelirlibirzamantayinetmekiçinmitokondriyalDNAmolekülününmutasyonhızını bilmek gerekir. Mutasyon hızının nasıl hesaplandığını ilerleyenbölümlerdeayrıntılıolarakbelirteceğiz(bkz.s.179181).Eniyitahminegöre,ikikişininortalama10binyılöncemüşterekbirbüyükannesimevcutsa,budurumda bu kişilerin DNA moleküllerinin kontrol bölgesindeki tek birnoktada fark olacaktır. Eğer bu büyükanne 20 bin yıl önce yaşamışsa, ozamanmitokondriyalDNAmoleküllerindeikinoktadamutasyonsonucufarkgörülecektir.

İki kişinin 20 bin yıl önce müşterek bir büyükanneye sahip olduğunu,doğalolarak,yazılıkaynaklarilesaptamaşansımızyoktur.Bunedenlesorunabir başka yönden yaklaşmak gerekir. İki kişinin mitokondriyal DNA’sınınkontrol bölgesindeki baz sırası tamamen aynıysa, ortak büyük anneleriortalamaolarakson10binyıliçindeyaşamışdemektir.Çar’labenimkontrolbölgemizdekibazsırasıaynıdır.Bunedenle,geriyedoğrugidildiğinde,annemIrene Clifford ve anneannem Elizabeth Smith ile Çar’ın annesi DowagerİmparatoriçesiMarieFedorovnaveonunannesiDanimarkaKraliçesiHesse-Cassel’li Louise’in 10 bin yıl. önce yaşamış ortak bir büyükanneye sahipolduklarıgörülür.Kanımcabu tespitRo-manov servetindehak iddia etmemiçinyeterlibirakrabalıkoluşturmamaktadır.

Soy bağlarının 10 bin yıllık bir süre boyunca ölçülebiliyor olması çokilginç olmayabilir. Bununla birlikte, mitokondriyal mutasyon hızınıninanılmazderecedeyavaşolması,son100binyıl içinde insanlığıngeçirdiğievrimianlamamıziçinçokelverişlibirortamsunmaktadır;ziraevrimtamdabusüreçzarfındaönemlisafhalardangeçmiştir.Mutasyondahahızlıolsaydıilişkileri izlemek de o denli zor olacaktı. Öte yandan, daha yavaş olsaydı,insanlar arasındaki farklar çok azalacağından, belli bir model oluşturmayaolanak tanımayacaktı. Mantıken, iki kişi ortak bir büyükanneleri olduğunukanıtlayabiliyorsa, o zaman herkes de bunu aynı şekilde kanıtlayabilirdi.Böyleceyavaşyavaşanladımki,elimizdetümdünyadakiinsanlarınannedenanneye süregelen şeceresini inşa edecek bir güç bulunuyordu. Bu güçdünyaya hâkim olmak anlamına gelmiyordu; eminim ki, uzaktan kuzenimolanRusÇarıNikolayAleksandroviçdebunudoğrulayacaktı.Fakatasılsoruşuydu:Neredenbaşlamalıydık?

6

Page 69: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

PASİFİKMUAMMASIYeniZelandaHavaYolları‘nınNZIkodluuçuşu,herakşam21:15’teLos

AngelesUluslararasıHavaalanı‘ndankalkar.Kalkışpistininsonuileokyanusarasındaki kısa ve kurak araziyi otuz saniye içinde geçer.Motorların sesiniazaltmakiçinhiçbirişlemyapılmaz.Bunagerekyoktur.NZIartıkPasifik’inüzerindedir ve Auckland’a yaklaşırken üzerinden uçtuğu Yeni Zelanda’nınKuzey Adası‘ndaki Coromandel yarımadasına gelinceye kadar, hiç karagörünmeyecektir; yani 11 bin kilometre ve 14 saat sonrasına kadar. Uçak,orayaulaşıncayadekgeçecekolansüreboyuncayalnızcasonsuzgibigörünenPasifik Okyanusu üzerinden uçacaktır. Bu geniş alanda serpili binlerce adaolmaklaberaber,bunlaryüksektenokadarküçükgörünürki,uçaktaninsanıngözüneilişmezbile.Fakat,Avrupa’dangelengemilerinPasifikOkyanusu’nukeşfetmeyebaşladığızamanlardabuadalarınherbiri,dünyadadenizlerinenbüyük kâşifleri olduğunu düşündüğüm insanlar tarafından keşfedilmiş veburalarayerleşeninsanlarolmuştu:Polinezyalılar.

Polinezya’da çalışma kararını, dikkatli bir planlama sonucu ve adanüfusunuincelemeninyararlarıiledünyanınöbürucundabiryerdeçalışmanınzorlukları ve maliyetini değerlendirerek aldığımı söylemek isterdim. Evet,bunusöylemekisterdim,fakatgerçekşukiherşeytamanlamıylarastlantılarsonucu gelişti. 1990 yılı sonbaharında bir ders dönemi ücretli izin alarakbununbirkısmınıSeattle’dakiWashingtonÜniversitesi’nde,diğerkısmınıdaAvustralya,Melbourne’degeçirecektim.BudaPasifikOkyanusu’nugeçmekanlamınageliyorduvedahaöncehiç tropikalbir adagörmediğim içinuçuşplanımı Hawaii’yi ve Cook Adaları‘nda Rarotonga adlı yeri ziyaret etmeküzereayarladım.Rarotonga’yıdahaöncehiçduymamıştımveCookAdalarıhakkındaçokazbilgimvardı.BurayagidenuçakfiyatlarıTahitiveyaFijigibidahaiyibilinenyerleregidenleregöredahauygundu.

Ayrıca bu yerlerde görülecek çok farklı şeyler de vardı. Hawaii’nintropikal ve çok güzel bir yer olduğu kesin, fakat Oahu Adası üzerindekibaşkent Honolulu’da yüksek binalar, pizzacılar ve hayvan mezarlıklarıarasında hiç şüphesiz Amerika’da olduğunuzu hissediyorsunuz. OysaRarotonga’ya uçakla iniş bile kendi başına çok farklı bir kültürel deneyim.Bavullarınızıalmakiçindönertaşımasistemleriyok;bavulunuzubiryığınınarasındançekipalmanızgerekiyor.Biradamgitarıyla“hoşgeldiniz”diyereksiziiçtenlikleselamlıyor,kisabahındördündebuselamlamainsanaçokilginçgeliyor. Ve tabii bir de Makolm var. Neşeli ve kırmızı yanaklı MakolmLaxton-Blinkhorn bir İngiliz, fakat adıyla müsemma bir insan değil. Çokdeğişik işlerde çalışmış; deniz komandosu, koyun üreticisi, oyuncu,

Page 70: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

televizyonyapımcısıveşimdi,yerlibirkızlaevlendiktensonra,Rarotonga’daoteki.Oteliadanınöbürtarafındakibirkumsaldaolmasınarağmen,çevresinintoplamuzunluğukırk iki kilometre olanRarotonga’da oraya ulaşmamızhiçdeuzunsürmedi.Havahâlâkaranlıkolmasınarağmenkumsalainmeisteğimibastırmam mümkün olmadı. Çok geçmeden kumsalın o kadar da sessizolmadığını fark ettim. Uzaktan devamlı bir uğultu geliyordu, üç-dörtkilometre ötede bir otoyol vardı sanki. Fakat adada hiç otomobil yoktu, ehtabii ki otoyol da olamazdı. Duyduğum bu ses okyanusun sesiydi. Günağardıkçaufuktaincebirbeyazçizgibeliriyordu;buçizgi,ogünkügibisakinbir günde bile kabararak adayı çevreleyen ve koruyanmercan kayalıklarınıdövenokyanusunsularıydı.

Melbourne’e gidip çalışmalarımı sürdürmeden önce birkaç günRarotonga’dakalmayıplanlamıştım.Adayagelenziyaretçilerinbirçoğugibiben de bir motosiklet kiraladım, yoldan SO metre yukarı çıkıp poliskarakoluna geri dönmekten ibaret olan sürücü sınavını geçtim, ehliyetimialdım ve yola koyuldum. Ve doğru bir palmiye ağacının üstüne çıktım!Omzumkırıldı.İyileşinceyekadaradadanayrılamayacaktım.Vebanabununbirkaç hafta süreceğini söylediler. Böylece, daha uzun kalmak üzere adayayerleştim.

Rarotonga,Tahiti’nin 1130 kilometre batısında, geniş bir alana yayılmışolan Cook Takımadaları‘nın en önemlisidir. Adalar bu ismi, 18. yüzyıldayaşamış olan ve portresini (hep aynı portredir) adanın her yerinde asılıgördüğünüz İngiliz Kaptan James Cook’tan alır. Öyle ki, Cook Adalarıbirasını içerkenbileKaptan JamesCook sizi esrarlı bakışlarla izler.KaptanCook, takımadalardan çoğunu keşfetmiş olmakla beraber, anlaşılamayan birnedenden dolayı en büyükleri olan ve 650 metreye kadar yükselenRarotonga’yı görmemiştir. Avrupalılar arasında Rarotonga’ya ilk defa ayakbasma şerefi, İngiliz donanmasından uzakta bir sığınak arayan HMSBounty’ninisyancımürettebatınakısmetolmuştur.Bunlar1789yılındadahadauzaktaolanPitcairnAdası‘nagiderkenRarotonga’yauğramışlardır.BugünkendikendileriniyönetmekteolanCookAdaları, dışişlerindeve savunmadaYeni Zelanda ile ortak hareket eder. Bir zamanlar İngiliz sömürgesi altındaolan bu adalar, halen İngilizMilletler Topluluğu’na üyedir. İngiliz halkınınyüzde l’inin bile Cook Adaları‘ndan haberdar olduğunu sanmanı; bunarağmen Adalar hâlâ eski patronlarının bazı geleneklerini sürdürmektedir.Kolumun alçıda olması ve bolca zamanım olması nedeniyle, bir gün CookAdalarıParlamentosu’ndaki tartışmalarıdinlemeyegittim.Parlamentobinasıhavaalanıpistininyakınındakuruluveoluklusaclevhadanyapılmışdamlarıolan bir dizi barakadan ibaretti, fakat yapılan işlemler Westminster’daki

Page 71: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Avam Kamarası‘nda olduğu gibi son derece resmiydi. Başkan salonun önkısmındaoturuyorvekonuşmacılarasözveriyordu.Kanuntasarılarıilkdefagörüşülmeküzeresunuluyordu.KurullarKanıara’dasözalıyorvetartışmalarParlamento ikiye ayrılarak sürdürülüyordu. Bir de kapanış önergeleri vardıtabii!Parlamentoüyelerinevedevletmemurlarınayapılacaködemelerleilgilitartışmalardoludizgindevametmekteykensaatbeşeyaklaştıvehükümetbutartışmalarakısıtlamagetirdi.Pekiyaneden?Kabineüyelerisaataltıbuçuktaortaokulun netbol takımının yardım toplama kampanyasında şarkısöyleyeceklerinesözvermişlerdivebuyüzdenparlamento,çalışmalarınasaataltıda son vermek zorundaydı. Burası önceliklerinin ne olduğunu bilen biradaydıbesbelli.

Müzevekütüphanegeçmiştenkalanmiraslararasındaydı.Hindistancevizivemeyveyüklümangoağaçlarıylaçevriliolmasınakarşın,içerigirdiğinizdekendinizi bir İngiliz kasabası evindeymiş gibi hissediyordunuz: sessizlik,raflardolusukitapveelindealmankitaplarıdamgalamakiçinlastikbirmühürtutangösterişsizbirkütüphanememuru.Vedeboştu.Pasifikhakkındabayağıçokkitapvardıvebenomzumiyileşinceyekadarplansızolarak(ancakpekdeisteksiz olmayarak) esiri olduğum dünyanın bu bölgesiyle ilgili kitaplarıokumaya koyuldum. Kumsalın kenarında oturduğum, dört yönde fersahlarboyuuzananveilerdemercankayalıklarını

Page 72: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

döven okyanusu seyrettiğim zamanlar bir soru devamlı olarak kafaınıkurcalamaktaydı.Polinezyalılarbuadayınasılbulupyerleşmişlerdiveburayaneredengelmişlerdi?

İlk değilse de, Kaptan Cook Pasifik’i keşfetmeye çalışan Avrupalıdenizciler arasında en çok seyahat etmiş olanıdır. Yorkshire’da son derecealçakgönüllü koşullar altında yetiştirilen ve en kısa zamanda denizlereaçılmaya aşırı derecede istekli olan Cook, Whitby limanından bir gemiyebiner. O günlerde Kraliyet Donanması‘nda başarılı olmak için asil olmakşarttır; yine de Cook parlak denizcilik bilgisi sayesinde rütbece yükselerekkendigemisininkaptanıolur.Quebec’teFransızlarlayapılan savaş sırasındakötülüğüyleünsalmışolanSt.LawrenceNehri’nigeçerkengösterdiğiüstündenizcilik sonucunda HMS Endcnvour’ın kaptanlığına getirilir ve bununlaKraliyet Topluluğu’ndan bir grup biliminsanını, Venüs gezegeninin güneşönündengeçişiniizlemeyegötürür.Buenderolayınzamanlanmasıdünyailcgüneş arasındaki mesafeyi hesaplamak açısından çok önemlidir ve 1769yılında en iyi Tahiti’den gözlenebilecektir. Cook, bu görevi tamamladıktan

Page 73: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sonra Pasifik keşiflerine devam etmiş ve seferlerinde Yeni Zelanda’ya,Avustralya’ya,BeringBoğazı‘nıgeçerekAmerika’nınPasifik’tekikuzeybatısahillerineveensonundaHawaii’yegitmişveburada,1779yılınınSevgililerGünü‘nde Büyük Ada’daki Kealakekua Koyu’nda yerliler tarafındanöldürülmüştür.

BirdenizciolarakCook,buuzakvedağınıkadalardayaşayaninsanlarınkökenleriyle profesyonel olarak ilgilenmiştir. Bölgeye yaptığı üç sefersırasındaHawaii,TahitiveYeniZelandagibibirbirindenhayliuzakadalardayerleşik olan halkın, hem fiziksel görünümleri hem de konuştukları dillerarasındakibenzerliklerigözlemlemişvebununsonucundahepsininortakbirkökeni olduğu kanısına varmıştır. Ama bu kök nerededir? Polinezyageleneklerinde Havaiiki denilen bir anavatanın adı geçer, fakat bunun yeribelirsizdir. Cook, Pasifik’te akıntı ve rüzgârların doğudan batıya, Amerikakıtalarından Asya’ya hareket ettiğini çok iyi biliyordu. PolinezyalılarAsya’dangelmişlersebuakıntıverüzgârlarakarşıbüyükbirmücadelevermişolmaları gerekirdi; aksine Amerika kıtalarından gelmişlerse doğa olaylarıonlarayardımcıolmuşolmalıydı,öylekibudoğaolaylarıbirhayligüçlüydü.İlk kez Pasifik’i keşfetmeye çıkan Avrupalılar, İspanyol denizcilerdi vedoğudanbatıyagitmekzorundaydılar.İspanyoldenizciler,OrtaAmerika’danFilipinler’e gittikten sonra geldikleri yoldan geri dönememişler, kuzeyeyönelerek Japonya ve Alaska’yı geçip Amerika’nın Pasifik Okyanususahillerindengüneyeyönelmişlervebüyükbirdaireçizerekgerigelmişlerdir.Muhteşembir yelken gücüne sahip olan İspanyol kalyonları ile denizciliktesondereceileriolanİspanyoldenizcilerbuakıntıverüzgârlarıyenememişse,yerli Polinezyalıların çok daha küçük olan tekneleri bunu nasıl başarmışolabilirdi?

Bir grup batılı antropolog, Polinezyalıların keşif amaçlı ve özelliklerüzgârlara karşı boğuşmayı gerektiren seferler düzenlemekten acizolduklarına öyle inanmaktadırlar ki, Poli-nezyalıların Amerika kökenliolabilecekleri ihtimali üzerinde durmayı ve bunun kanıtlanması için gayretsarfetmeyigereksizgörürler.Onlaragöre,builkelinsanlarındeğişikadalarayayılması, balık avlamak için denize açılarak kaybolmaları ve değişik biradaya ulaşmaları sonucunda olmuştur. Her ne kadar bu teori, onların tümailelerini, hayvanlarını ve birkaç kulkas kökünü yanlarına alarak denizeaçılmış olmalarını gerektiriyorsa da! Sömürgeci beyazlardan kalma bukorkunç düşünce, birçok Polinezyalı tarafından hâlâ hevesle taşınmaktadır.Polinezyalıların Asya kökenli oldukları kanıtlanınca bu saçmalıklara doğalolarak son verilecek ve atalarının denizlerin üstün hâkimi olduğuanlaşılacaktır.

Page 74: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Polinezyalıların kökenleriyle ilgili Avrupa’yı kasıp kavuran tartışmalar200 yıl sürmüştür. Bir taraftan, Polinezya’da çıkarılan arkeolojik bulgular,konuşulandiller,evcilleştirilmişhayvanvebitkilerbiraradadüşünüldüğündebu insanların Güneydoğu Asya’dan geldiğine işaret etmektedir. Diğertaraftan, hiç unutulmayan ve yakın geçmişte Norveçli antropolog ThorHeyerdahl’ın yeniden kullandığı bir görüşe göre Polinezyalılar Amerikakökenlidir.BunlarınAmerika’dangelmişolabileceğineişaretedenenönemlikanıt;bütünPolinezyaadalarındabolmiktardayetiştirilenveherkesinkökenolarak Güney Amerika’daki And Dağları‘ndan geldiği konusunda hemfikirolduğukumamyadatatlıpatatesbitkisidir.AyrıcaHeyerdahl,kitaplarındabutezine kanıt olarak Polinezya’da konuşulan dillere, mitolojik bilgilere,Paskalya Adası‘nda bulunan ve İnka tarzına çarpıcı derecede benzeyenheykeller gibi bazı arkeolojik bulgulara da değinir. Fakat, Heyerdahl’ın enbariz kanıtı, Tahiti’den çok uzak olmayan veGüneyAmerika sahillerinden6500 kilometre öte bulunan Tuamotu Adaları‘na balsa ağacından yapılmışKon-Tiki adlı sal ilc yaptığı seferdir. Tabii, bir şeyin yapılabileceğinigöstermekonungerçektenyapılmışolduğuanlamınagelmez; fakatKon-Tikibirçokkişiiçininandırıcıbirkanıtolmayadevametmektedir.

Polinezyalıların Asya kökenli olduklarını kanıtlamak için ellerindekibulguları özenle bir araya getiren ağırbaşlı ve dikkatli antropologlar,Heyerdahl’ın seferini akrobatikbirnumaraolarakyorumlamışlarvebundanrahatsız olduklarını yazdıkları makalelerde belirtmişlerdir. Rarotonga’dakikütüphanede bu antropologların makalelerini okurken, Heyerdahl’ınteorilerinden bahsettiklerinde nasıl bir zehir akıttıklarını görmek bende şoketkisi yarattı. Bu teoriler akademik antropologlar arasında destek bulmamışolabilirdi, fakat benim gibi, bu alanda yeni ve bilgisiz olan birine göreHeyerdahl’ın gösterdiği kanıtların az da olsa bir değeri olması gerekiyordu.Diğer bakımlardan ılımlı ve bilimsel olan akademisyenlerin bile H ilebaşlayan bu sözcüğü duyduklarında kendilerini kaybetmeleri ne garip diyedüşündüm.

Rarotonga’nın başkenti (aslında tek kenti) Avarua’da, Lucy’ninkahvesindeoturdum,birdondurmaaldımvegelipgeçeninsanlarıseyretmeyekoyuldum. Daha çokAsyalIlaramı, yoksa Amerikalılaramı benziyorlardı?Bana kalırsa bu hiç de belirgin değildi. Özellikle,National Geogmp/ıic’inAmazon’unyağmurormanlarınıgösterenkapakfotoğrafınayaraşırküçükkızıçokiyihatırlıyorum.KahvedeoturaninsanlarınmitokondriyalDNA’larınıbirtestedebilseydimkeşke!GenetikolarakAsyalılaramı,Amerikalılaramıdahayakın olduklarını anlayabilirdim eminim. Bu düşünceyle hareket ederek,omzumu göstermek için gittiğim ilk hastane randevusunda genetik uzmanı

Page 75: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

olduğumu ve aklımdan neler geçtiğini açıkladım. Bir şekilde, kan şekerikontrolü için alınan otuz beş örnekten artakalan kanları bana vermeleri içinhastane personelini ikna edebildim. Şeker hastalığı Rarotonga’da çok sıkgörüldüğünden, kan şekerini ölçmek için bir dizi değişik testuygulanmaktaydı. Aldığım örnekleri oteldeki buzdolabının dondurucusundasakladım.Omzum iyileştikten sonra -öylekibununçokkısabir süre içindegerçekleştiğini düşünüyorum- bu değerli kan örneklerini beraberimde önceAvustralya’ya (orada neredeyse gümrükte elimden alıyorlardı) ve sonraİngiltere’delaboratuvarımataşıdım.

Dönüşümünertesigünüörneklerikutularındançıkardım.Kanlarhertarafaakmıştı.Neysekicamtüplerinhepsikırılmamıştı.Hemen,sağlamolanyirmitüpteki kan örneklerinin mitokondriyal DNA baz sırasını belirlemeyekoyuldum. Günümüzde DNA baz sıraları çok pahalı makinelerle otomatikolarak belirlenmektedir. 1990’lı yılların başında bunu elle yapıyor, DNAparçalarınıradyoaktivitesidüşükizotoplarlaişaretliyorveelektriklibiralandaayrıştırıyorduk. Bu uzun süreç sonunda, baz sırasını belirten radyoaktifbantların röntgen filmiyle kaydedilen şablonu yavaş yavaş makinedençıkıyordu.Buherzamançokgerginbiranolurdu.İyibirşabloneldeedilecekmiydi?Yoksahiçbirbantgörünmeyecekmiydi?Bantlarçokbelirsizolurveyahiç olmazsa, o zaman bir yanlışlık yapılmış demekti ve bu da üç gün dahalaboratuvartezgâhınayapışmakanlamınageliyordu.

Bu sefer, yirmi örnekten ilk onunda her şey yolunda gitmişti. Röntgenfilmiradyoaktiviteninemülsiyonusiyahlattığıyerlerdekoyurenklidörtgenişsütungösteriyordu.Bunlardanherbirionçizgiiçermekteydi.Buçizgilerindeher biri ayrı kan örneklerine aitti. Dört sütundan her biri bir bazın sırasınıgösterdiğinden, bunları bir araya getirerek sıranın tamamını okumakmümkündü.Örneklerarasındakifarklarıkolaygörebilmekiçinonörneğibuşekildeyanyanakoymuştum.Kişilerarasındakibenzerliklerledeğilfarklarlailgileniyordum.Örnekler bu şekilde dizildiği zaman on çizgiyi yatay olarakkesen bir çizgi düz ve sürekli ise, bu bulgu örneklerin o bölgede aynıolduğunu gösteriyordu; böyle bir çizginin kesintili olması bazı örneklerin obölgedefarklıolduğuanlamınageliyordu.

Laboratuvarda kendimizin ve Avrupalı olan birkaç arkadaşımızın DNAbazsırasınıbelirlemiştik.Normaldeheronörnektedebirkaçdüzineçizgininbizimkine benzer kesintiler göstermesi beklenirdi. Tamam, Rarotongalılarınfilminde bantlar vardı, fakat bunlarda tek bir kesinti bile yoktu. Hepsitamamenaynıydı.Yanlışbirşeymiyapmıştım?Örnekleriyanlışlıklabirbirinemikatmıştım?llila20numaralıörnekleriiçerenikincifilmiincelemeliydim.Bunueldeettiğimdeöncegerçektenyanlışbirşeyyaptığımısandım.Çünkü

Page 76: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

yinekesintisiz,dümdüzçizgilergösterenbirfilmçıkmıştı.Fakattamoanda,birkişinindiğerlerindenfarklıolduğunugördüm.Hemdeçokfarklı.Ayrıca,diğer üç çizgide de birer kesinti vardı. Demek örnekleri karıştırmamıştım.Elde ettiklerim doğru ve gerçek sonuçlardı. Sonuçlar son dereceşaşırtıcıydı, ancak çok yakında Polinezyalıların kökenini keşfedeceğimisezmeyebaşlamıştım.

Baz sıralarını daha dikkatli okuyup Avrupa referans sırasıylakarşılaştırdığımda, 20 Polinezyalıdan 16’sının temel baz sırasının dörtnoktadafarklıolduğunugördüm:189,217,247ve261.İkincifilmdebenzersırayasahipolanüçkişide247değişkeniyoktu.BunundışındamitokondriyalDNA’larıtamamenaynıydıvebunlarınilk16’ylaçokyakındanilişkiliolmasıgerekiyordu. Yirminci örnek ise tümünden tamamen farklıydı. KontrolbölgesiboyuncadokuznoktadaRarotongagrubundanvereferanstanayrıcalıkgösteriyordu. Kan örnekleri Avarua’da yatmadan tedavi gören hastalardanalınmış olduğu için bunların hepsinin yerli Rarotongalılar olmasıgerekmiyordu.Bunedenle, çok farklıolanyirmincikanörneğinindünyanınbaşka bir bölgesinden gelen bir turist veya ziyaretçiye ait olduğunuvarsaydım.1991yılındamitokondriyalDNAbazsırasıylailgiliçokazsayıdayayınolduğundan,bukişinindünyanınneresindengeldiğinibilmeninbiryoluyoktu.

Çalışmalarımı, elde ettiğim temel sonuç üzerinde yoğunlaştırdım: 20örnekten 19’u arasındaki hayret verici benzerlik. İlk Polinezyalılarınmitokondriyal DNA’sı olmalıydı bu. Polinezya’nın gizemini çözmek içinGüneydoğu Asya ve Güney Amerika halkını inceleyip karşılaştırmakgerekiyordu.ŞiliyadaPeru’davehattaKuzeyAmerikasahillerindebenzerbirDNAvarsa,ozamanHeyerdahlhaklıçıkacaktı.ŞayetbenzerbirDNA’yıGüneydoğu Asya’da bulursak, o zaman Heyerdahl’ın yanıldığınıanlayacaktık. Her iki bölgede de benzeri yoksa, o zaman herkes yanlışdüşünüyordemekti.Gerçekneolursaolsun,kesinolantekbirşeyvardı:200yıldır süregelen tartışmaları sona erdirecektik. Böylece, yolculuğumuplanlamayabaşladım.

Bunoktadakendinize şu soruyu soruyor olabilirsiniz: İş bukadar kolayolsaydı, kan grupları bunun cevabını yıllar önce vermez miydi?Polinezyalıların kan grupları daha önce incelenmişti; gerçekten de, OrtaPolinezya’daki Samoa’da elde edilen ilk sonuçlar 1924 yılında,Herschfeldlcrin, antropolojide kan gruplarının potansiyeli konusundaLmıcet’ta yayımladıkları makaleden sadecc beş yıl sonra yayımlanmıştır.Pasifik’in bilimsel araştırma ve çalışmalar açısından uzun süredir revaçtaolduğunu fark cdivermiştim. Fakat, kan gruplarına ve diğer klasik genetik

Page 77: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sistemlere ilişkin olarak onlarca yıldır sürdürülen çalışmalar, GüneydoğuAsya kökenini desteklemekle beraber, asıl soruna bir çözüm getirememişti.Bununnedeni öncelikle, değişimlerin kesinolmamasından, ikinci olarak isetipler arasındaki evrimsel genetik ilişkilerin bilinmemesindenkaynaklanıyordu. Örneğin Polinezyalılar, Güney Amerika yerlileri veGüneydoğu Asyalıların tümünde O kan grubu çok sık görülmektedir. YinePolinezyalılarda oldukça sık olarak rastlanan A grubu kana ise GüneyAmerika’da hemen hiç rastlanmamaktadır. Buna karşın, Polinezyalılardanadiren görülen B kan grubu Güneydoğu Asya’da epeyce yaygın olarakgörülmektedir.Bütünbunlardannegibibirsonucavarabilirsiniz?Buverilerhangi teoriyi desteklemektedir? Polinezyalıların kökeninin Asya olduğunusavunanlar,GüneyAmerikalıyerlilerdeAgrubununçokendergörülmesinin,Polinezyalılarda görülen A grubunun Güney Amerika’dan gelmediğinigösterdiğini iddiaedebilirler.Bunakarşılık,PolinezyalılarınGüneyAmerikakökenliolduğunusavunanlardahaklıolarak,1976yılındaArthurMourant’ınilerisürdüğügibi,PolinezyalılarınAkangrubununilkolarakAsya’dandeğil,son 300 yıllık süreçte Avrupalılarla yaptıkları evliliklerden kaynaklandığınıilerisürebilirler.Tümbunlarbiryana,Asya’dangelmesigerekenBkangrubunerededir? Bütün bunlara, sonuçta Amerika’daki yerlilerin kökeninin AsyaolduğuvebunlarınbinlerceyılönceBeringkaraköprüsüüzerindengeçerekAmerika’yageldiklerigerçeğidekatılırsatambirkarmaşaortayaçıkar.Okangrubu Polinezya’ya doğrudan Asya veya Amerika yoluyla gelmiş olabilir.Bunubilmeninimkânıyoktur.Kangrubugenlerininyalnızüçtaneolması-A,BveO-gerçeğeerişmemiziengellemektedir.

Diğerklasikgenetik işaretleyicilerdahadeğişkendir,ancakhiçbiriorgannaklinde önemli olan hücre tipi sistemini kontrol eden işaretleyicilerinuyuşmazlığı kadar olamaz. Kan nakillerinde bağışıklık sisteminin ölümcültepkisiniönlemekiçinkangruplarıuyumununaranınasıgibi,kalp,böbrekvekemikiliğigibiorgannakillerindedealıcıvevericiarasındakihücretiplerininuygunluğunu kontrol etmek gerekir. Kan nakli gerektiğinde uygun kanbulunamadığıiçinbekleyenvakalaryoktur;fakatuygunbirkalpveyaböbrekbulunmasıiçinaylarcaveyayıllarcabekleyenveçoğunluklabusüreçiçindehayatınıkaybedenlerinacıklıhikâyelerinehepimiz tanıkolmuşuzdur.Bununnedeni, dört farklı kan grubu (A, B, AB ve O) olmasına karşılık sayısızfarklilıktahücretipibulunmasıdır.

Şimdi burada, kişiliğimin oldukça zayıf bir yönünü itiraf etmeliyim.İnsanı çok şaşırtan değişik hücre tipleri ile karşılaştığımda aklım tamamendurur.Yakın arkadaşlarımınbir kısmı, hücre tipleriyle çalışan, onlarla nefesalan ve yaşayan bağışıklık uzmanlarıdır. Çalıştığım enstitü böyle kişilerle

Page 78: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

doludur. Fakat bu insanlar değişik hücre tiplerinden bahsetmeyebaşladıklarındabenimbeynimdurur.Buhücrelerinhepsi,şuüçharflebaşlar:HLA.Buharfleridiğerharfverakamlartakipeder:HLA-DRB1,HLA-DPB2,HLA-B27, vs. vs. Katıldığım her seminer bu korkunç harf ve rakanıkarmaşasını gösteren bir slaytla başlar. Yeterince çaba gösterirsem bir güngelip bunları anlayacağımı umarak yıllarca didindim durdum. Bu konularıgenetik sınıfımda anlatmak zorundaydım sonuçta! Ama nafile! Sonunda,istemeyerek de olsa, hücre tiplerini anlama konusunda genetik açıdanyeteneksiz olduğuma karar verdim. Anladığım tek şey, çok fazla sayıdadeğişik hücre tipi bulunduğuydu.Çok şükür bu kadarını bilmek benim içinyeterliydi.Böyleçokçeşitbulunmasına rağmen,Polinezya,GüneyAmerikave Güneydoğu Asya ile ilgili elimizde bir hayli veri bulunması bunlarıizlemeyikolaylaştırıyordu;PolinezyaileAsyahalkınınhücretipleribirbirineçokbenziyordu.Amahepsideğil.HLA-Bw48diyetanımlananbirtiphücreyePolinezyalılarveKuzeyAmerikayerlileridışında,dünyadakidiğerinsanlardanadirenrastlanıyordu.Bununlabirlikte,çokfarklıhücretipleriolsada,farklıtipler arasındaki evrimsel bağlar meçhuldü. Bu nedenle, örneğin KuzeyAmerikalılardadagörülenHLA-Bw48hücretipininPolinezyalılardagörülendiğerhücretipleriylenedereceilişkiliolduğunusöylemekolanaksızdı.ŞimdibunuRarotonga’dakimitokondriyalDNAmolekülleriylekarşılaştırın.Oradaüç tip DNA olduğunu, bunlardan ikisinin arasında çok yakın bir ilişkibulunduğunu, üçüncünün ise farklı olduğunu biliyoruz. İlerde göreceğimizgibibubizimiçinçokyararlıbirbilgi.PolinezyadışındakiülkelerdeyalnızcaPolinezya mitokondriyal DNA tipini değil, bununla yakından ilişkili olantipleridearayabilirizböylece.

Diğer araştırmacıların Kuzey ve Güney Amerikalı yerlilere ilişkin eldeettiğiveriler,dönüşyolculuğumuplanlamadanveİngilizKraliyetCemiyeti’niyolmasrafımıkarşılamayarazıetmedenönce-Nedenolmasın?Başvurumdaonlara Cook’un Tahiti’ye yaptığı ilk yolculuğun masrafını karşılamışolduklarını hatırlattım- elde ele dolaşmaya başlamıştı bile. Rarotongaörneğindetekbirkümeolmasınakarşın(birbiriyleçokyakındanilişkiliolaniki tanesini tek bir kümeye koyar ve “turistinkini” unutursak), Amerika’dabaşlıca dört küme vardı. Bunlardan üçünün mitokondriyal DNA baz sırasıoldukça farklıydı; dördüncünün sırası ise Rarotonga halkında görülen 189,217,

247,261anasıralamasınaçokbenziyor,yalnız189 ile217noktalarındadeğişkenlik gösteriyordu. Bu çok ilginç bir tespitti. Üstelik, Amerika veRarotongaDNA’larının paylaştığı bir başka özellik daha vardı. Baz sırasınıbelirlediğimiz kontrol bölgesindeki mitokondriyal DNA dairesinin karşı

Page 79: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

tarafında,yalnızcadokuzbaziçerenkısabirDNAparçasıeksikti.BudurumAmerika ve Polinezya DNA tiplerinin birbirleriyle ilişkili olma olasılığınıartırıyordu.OlaylarHeyerdahl’ınlehinegelişiyordu.

Bu arada, mitokondriyal DNA ve insanın evrimiyle ilgili 1987 tarihlimakaleninAllanWilson’la birlikte yazarlarındanbiri olanRebeccaCann’inHawaiiyerlilerininDNA’sınıaraştırdığınıduydum.Buçokzorbirişti,çünküRarotonga’nın aksine Hawaii’de çok az yerli kalmıştı. Özellikle Asya veAmerika’dan200yılboyuncadevamedengöçlersonucuyerliHawaiinüfusuçok azalmıştı. Sömürgeciliğin aşikâr sonuçlarından biridir bu. Son yıllarda,Hawaii’nin yerlisi olduğunu kanıtlayanlara özel bağış ve burslarverilmektedir. Bunu kanıtlamanın bir yolu DNA testi olduğu için Hawaiiyerlilerininmitokondriyalgenetiğiniöğrenmearzusugiderekartmıştır.

Rarotonga’ya geri döndüğümde Becky Cann ile Hawaii’de buluşmaküzere sözleştim ve doktorasını aldıktan sonra onun yanında bilimselçalışmalarını yürütmekte olan Koji Lum’un da katılımıyla Cann’inlaboratuvarındaeldeettiğimizsonuçlarıkarşılaştırmaküzereoturupkonuştuk.Çokgeçmeden,herikimizindePolonezya’dagörülenanaDNAtipini,kontrolbölgesindekiaynıfarklılıklarveeksikliklerlekeşfettiğimizifarkettik.Buçokheyecan verici bir şeydi ve Hawaii yerlileri ile onlardan yaklaşık 5000kilometregüneydebulunanRarotongayerlileri arasındakibağı kanıtlıyordu.İki takımadayı ayıran muazzam mesafe ve bu genleri denizaşırı yerleretaşımış olanmasal gibi seyahatler canlanıyordu gözümün önünde. ElimizdebulunanveKaptanCook’undöneminden çokdaha sonralarauzanan zenginbulgularıntümPolonezyalılarınortakbiratalarıolduğunugöstermişolmasınarağmen, yine de bunun bir kanıtını görmek son derece heyecanlandırıcı birşeydi. Becky, Koji ile beni, Polonezyalıların bu genleri Rarotonga veHawaii’ye götürdükleri seyahatlerine duyduğumuz hayranlığı paylaşmaküzere ofiste bırakarak, hazırlanması gereken bir seminer için yanımızdanisteksizceayrıldı.

Bütün bunlardan sonra, bilimde daha önce görülmemiş bir şeyin açığaçıkmasıyla gerçekleşen o nadir noktaya ulaştım.Tamda verilerimi toplayıppaketlemeyehazırlanırken,Rarotonga’dagördüğüm,bir turiste aitolduğunusandığımveneredeysetamamenunuttuğumDNAsırasınıhatırladım.Koji’yedönüp,böylebir sırayaHawaiiyerlilerinde rastlayıp rastlamadığını sordum.Bakacağını söyledi ve toplamış olduğuverileri tekrar çıkardı.Diğerlerindenfarklı olan bir tane vardı. Rarotonga sıralamasına ilişkin kendi verilerimiçıkarıp duvar kâğıdı rulosuymuş gibi yere yaydım (dizüstü bilgisayarlarçıkmadanönceyditabiibunlar)veonadirsırayıbuldum.İlkbakışta,Kojiilebendekisırafarklıgözüküyordu;fakatbirden,değişikuçlardanokuduğumuzu

Page 80: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

fark ettik. Ben kâğıdımı döndürdüm ve garip Rarotonga sırasını okumayakoyuldum.Soldansağaokuyordum.İlkdeğişken144.noktadaydı.

“144’tebirşeyvarmı?”diyesordum.

Koji“Evet,”dedi.

Dörtbazileriye,148.noktayailerledim.“148’debirşeyvarmı?”

Koji,“Evet,aynıörnekte,”diyeyanıtladı.

Yeni bir şey bulmanın heyecanını hissediyordum iliklerimde. Devamettim:“223?”

“Evet.”

“241?”

“Evet.”

Hızlandım.“293?”

“Evet.”

“362?”

“Evet.”

İkiörnekbirbirinintıpatıpaynıydı.İkimizdeaynıandabirbirimizebaktık.Göz göze geldik ve ikimizin de yüzü sessizce kocaman bir tebessümleparladı. Bu DNA bir turiste ait değildi. Elimdeki örneğin tesadüfenRarotonga’da tatil yapmakta olan bir Hawaii yerlisine ait olabileceğiihtimalinigözardı edersek,bununPasifik’teCookAdaları‘naveHawaii’yekadarulaşmışolanikincibirgerçekPolinezyaDNAtipiolmasıgerekiyordu.Peki ama nereden gelmişti? Bunun cevabını bulmak bir altı ayımızı dahaalacaktı.

Polinezyalıların kökeninin üzerindeki sır perdesini kaldırmayı herzamankinden daha fazla isteyerek Rarotonga’ya uçtum. Oraya vardığımda,beni ilk ziyaretimde de karşılayan Malcolm, Başbakanlık Bürosu’nunbaşındakikişiylebirrandevuayarladı.Diğerülkelerdeçokzoralınanbutürrandevuları Rarotonga’da almak kolaydı; Makolm’un plajda verdiği Noelpartisindeayarladıkburandevuyu.TereTangiiti’yipartininbaşlarındagörüprandevuyu koparmam iyi olmuş, zira ilerleyen saatlerde partiye gitmektekiamacımın bu randevu olduğunu anımsayacak durumda değildim. Aklımdaolan yalnız mavi bir renkti: şampanya ile karıştırıldığında Blue LagoonkokteyliniyaratanÇuraçaorengi.BlueLagoon,denizürünleriilehazırlananomlet ve benim sindirim sistemim birbirlerine pek uyum sağlayamıyorlar.

Page 81: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Çok geçmeden, Curaçao’yu renklendirrnek için kullandıkları madde her neise, bunun insanınmidesi tarafından yok edilmediği gibi ilginç bir bilimselgerçeğikeşfettim.Onyılsonrabilegördüğümdekendimifenahissediyorum.

RarotongavediğeradalardanDNAörnekleritoplayabilmekiçinbakanlarkurulunun izni ve sağlık bakanlığından George Koteka’nın yardımıgerekliydi. Bakanlar kuruluyla başbakanın postanenin üstündekiofisinde tanıştım; çok yardımcı oldular.Birkaç hafta içindeRarotonga,Atiu,Aitutaki,Mangaia,Pukapuka,Rakahangha,Manihikiveküçükbirmercanadası olan Palmerston’dan (nüfusu 66 kişi) toplam 5OO örnektopladım. Hepsini dikkatle buzun içine yerleştirip paketledim veOxford’agötürdüm.

Page 82: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

7

ENBÜYÜKSEYYAHLARLaboratuvarımınyeraldığıMolekülerTıpEnstitüsü,ilkmüdürüProfesör

Sir David Weatherall’un öncülük ettiği çalışmalar etrafında gelişmiştir.ProfesörWeatherall’unson25yıliçindeyaptığıaraştırmalar,kalıtımyoluylageçenkanhastalıklarıüzerineodaklanmışolup,özelliklekandakialyuvarlarınanamaddesihemoglobinleilgilidir.Butürhastalıklar,kuzeyparalellerdepekgörülmemekle beraber, Afrika, Asya ve Avrupa’nın Akdeniz’e yakınkısımlarındahalksağlığıüzerindeçokönemliolumsuzetkileryaratmaktadır.Bunlarınenönemlileri,BüyükSahra’nıngüneyinedüşenAfrikaülkelerindegörülenorakhücrelianemiveAsyaileAvrupa’dagörülentalasemi(Akdenizanemisi)olup,heryılyüzbinlerceçocukbuhastalıklarnedeniyleölmektedir.Butrajikdurumanedenolanşey ise,hemoglobingenlerindemeydanagelenve alyuvarların oksijen taşıma özelliğini hafifçe değiştiren ufakmutasyonlardır. Orak hücreli anemide, normalde yuvarlak olan alyuvarlar,hastalığın adının da gösterdiği gibi, belirgin olarak şekil değiştirir vebununsonucundaendarkandamarlarınıniçindenyanyanakayarakgeçemez.Bu da hayati önem taşıyan hücrelere kan gitmesini önler. Talasemide ise,hemoglobin alyuvarlar içinde kümeler oluşturur ve bunlar dalak tarafındanyokedilir.Her ikihastalıktadaortayaçıkankansızlık, tedaviedilmediğindeölümcülhalegelir;nevarki,tektedaviyöntemiolandevamlıkannaklinivebununyolaçtığıdemiryüklenmesisonucuortayaçıkanyanetkileriönlemekiçin gerekli olan para, bu hastalıkların görüldüğü ülkelerin halk sağlığıbütçelerindeyeralmamaktadır.

Bu hastalıklar niçin bazı bölgelerde görülüp, diğerlerindegörülmemektedir? Bunun cevabı sıtmadır. Orak hücreli anemi ve talasemihastalıklarının her ikisi de endemik sıtmanın bulunduğu bölgelerdegörülmektedir. Her iki hastalığın da ortaya çıkması ve gelişmesi için, hemanne hem de babada hemoglobin geninin mutasyona uğramış olmasıgerekmektedir. Kalıtım yoluyla nakledilen hastalıkların çoğu bu özelliğesahiptir; Avrupalılar arasında en çok bilinen kistik fibrozis hastalığında da,kendilerindehastalığın semptomlarıbulunmamasına rağmen,hemannehemdebabamutasyonauğramışgeni taşımaktadırlar.Günümüzdehâlâ tamamenaçıklığakavuşmamışolanbirnedenle,sıtmahastalığınayolaçanparazit,orakhücrelianemive talasemi taşıyıcılarınınkanındakialyuvarlarıbozamamaktavebunlarsıtmayakarşıenazındankısmendirençgöstermektedir.Budirenç,nesiller ilerledikçe sıtma bölgelerindeki hemoglobin mutasyonlarının evrimteorisikapsamındayayılmasınanedenolur.Fakat,mutasyonlartaşıyıcılariçin

Page 83: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

yararlı olmakla beraber, bunların çocukları için çok kötü sonuçlara yolaçabilir.Annevebabası taşıyıcıolançocuklarher iki taraftandamutasyonauğramış hemoglobin alıp, ölümcül olabilen bu kansızlık hastalıklarınayakalanabilirler.Taşıyıcıolmanınyararıileçocuklarınınyokolmasıarasındakurulu olan bu acımasız denge, sıtma hastalığının görüldüğü bölgelerdemutasyonauğramışhemoglobinmiktarınınyüksekseviyelerdekalmasınayolaçar. Sıtma doğrudan bu hastalıklara neden olmaz, fakat bunların gerçeknedeniolanhemoglobinmutasyonlarınadolaylı olarak izinvererekvehattabunu teşvik ederek, gelişip yayılmalarına yol açar. Bunun için, sıtmayıortadankaldırsanızbile,diğerikihastalığıyokedemezsiniz.Sıtmahastalığınaneden olan paraziti kökünden yok etmek için Avrupa’daki Akdenizülkelerinin (Sardinya, İtalya,Yunanistan,KıbrısveTürkiye)aldığıönlemlerbunu temeldebaşarmışolmaklaberaber, talasemiyiortadankaldıramamıştır.On binlerce insan halen hemoglobin mutasyonları taşımaktadır. Bununlabirlikte, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin taşıyıcı olup olmadıklarınıanlamak için genetik test uygulamasını içeren tümüyle farklı bir programsayesindehastalıkazalmaktadır.

Pekçok insanAkdeniz’denABD,Kanada,Avustralyave İngilterebaştaolmak üzere dünyanın farklı bölgelerine göç etmiştir. Onlarla birlikte,kelimenin gerçek anlamıyla içlerinde taşıdıkları talasemi genlerinin de göçetmesiyle hastalık bu bölgelerde de kendini göstermeye başlamıştır. Aynışekilde, Batı Afrika’dan esir gemileriyle Kuzey Amerika’ya gönderileninsanlar da buraya orak hücre)i anemi genini getirmişlerdir. KuzeyAmerika’da sıtma bulunmamasına rağmen, orak hücreli anemi hastalığınahâlâ rastlanmaktadır. İnsanlar eğitildikçe veya hastalar yaşamlarınıkaybettikçemutasyonlaryokolacakvebuhastalıkdanesilleriçerisindeyavaşyavaş ortadan kalkacaktır. Sıtmadan beslenemediği zaman, bu hastalığınakıbetidediğerhastalıkgenleri ile aynıolacakvedoğal seleksiyonyoluylaortadankalkacaktır.

Orakhücrelianemive talasemihastalıklarınınkökenine inmeningenetikbilimi üzerinde çok önemli etkileri olmuştur. Bu iki hastalık, genetikhastalıklarınnedeninianlamakonusunda1980’liyıllarınortalarındabaşlayanilerlemelerin pek çoğundaöncü rol üstlenmiştir dersek abartmış sayılmayız.Kalıtımyoluyla bir nesildenötekine geçenbukansızlık hastalıklarıyla ilgilibilimsel çalışmalar, biliminsanlarını ve doktorları genlerde oluşan ufakmutasyonların gerçekten büyük hastalıklara yol açtığı konusunda iknaetmiştir.

Polinezyalıların kökeni konusunda yaptığım çalışmalarda, daha önceyapılmış olan bu araştırmalardan gördüğüm yarar ise çok daha basitti.

Page 84: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Sonuçta,talasemivesıtmaarasındakiilişkiyikanıtlayanşey,baştaPapuaYeniGine, Vanuatu ve Endonezya olmak üzereGüneydoğuAsya veOkyanusyaadalarında yaptığım araştırma ve çalışmalar oldu. Talasemi genlerineyalnızca,sıtmanınyaygınolduğuokyanusayakın,alçakvebataklıkalanlardarastlandıvebunlarınsivrisineklerinyaşayamadığı içdağlıkalanlardahemenhiçgörülmediğisaptandı.Buaraştırmalarınbirsonucuolarak,MolekülerTıpEnstitüsü‘ndeki dondurucular bu adalardan gelen DNA örnekleriyle doldu.Polinezya’dan kendi getirdiğim örnekleri, Güneydoğu Asya’dan başlayıpPasifik’in ücra yerlerine dek uzanan bölgelerden getirilen örnekleri içereninanılmazkoleksiyondanyararlanarakçoğaltmakiçinenstitüdeçalışmalarımısürdürdüğümbirincikattandahaöteyegitmemegerekolmadı.Polinezyalılar,bu yollardan geçerek gelmişlerse, o zaman bu güzergâh üzerindemitokondriyalDNA’larınarastlamamızgerekiyordu.

1992 yılının yaz aylarında 1200’ün üstünde mitokondriyal DNAmolekülününbazdüzeninisaptadım.İlkyapılmasıgerekenşey,eksikolanoküçük parçanın bulunup bulunmadığına bakmaktı. Her 20 Rarotongalıdan19’unda bu küçük parça eksikti ve bunu sınamak çok kolaydı. Samoa veTonga’da bu eksiklik oldukça yaygın; daha batıdaki Vanuatu ve Yeni Ginesahillerinde ise daha az yaygın olarak görülüyordu.Borneo veFilipinler’dedaha da azalıyor, fakat batıya doğru uzandığınızda, Tayvan yerlilerinde dehâlâ görülüyordu. Bu bulgular, Asya kökeni tezini destekliyordu. Fakatunutmayın ki, elimizdeki yayınlardan, Kuzey ve Güney Amerika’da da buküçük eksikliğin mevcut olduğu DNA’ların bulunduğunu biliyorduk.Bilmeceyi genetik bilgileriyle çözmeye çalışan ve Polinezya’ya doğrudanAsya’dan gelen bir genle, kara köprüsü üzerinden Amerika’ya giren genarasında bir ayırım yapamayan araştırmacılar gibi, biz de kendimizi birçıkmazıniçindemibulacaktık?Tekumudumuz,kontrolbölgesindekisıranınbugenlerarasındakifarkıbizegöstermesiydi.

Rarotonga’dan veHawaii’deki laboratuvardan elde ettiğimizDNA’larda189, 217, 247 ve 261değişkenlerin yanı sıra söz konusuküçük eksiklik devardı. Bu sırayla ilişkili olduğu anlaşılan, fakat daha az görülen diğersıralamada ise 189, 217 ve 261 değişkenleri mevcuttu, fakat 247 yoktu.DeğişikDNAörneklerindekibazsıralamalarınıgösterenfilmlerinmakinedençıkışını seyrettikçe, bunlardaki bantların dizilişinin nasıl bir baz sırasıgösterdiğini tanımaya başladım ve Polinezya sıralamasını bulduğumuzuanladım. İşte, adaları içeren yol boyuncaPolinezya’ya kadar uzanıyordubusıralama.BatıyadoğruilerleyipAsya’yayaklaştıkça247’yideiçerentümsıragiderek azalıyor ve yalnız 189 ve 217 değişkenlerinin olduğu yeni bir sıraortaya çıkıyordu. Bu yeni sıranın en yoğun olduğu yerler Tayvan’da Ami,

Page 85: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Bunum,AtayalvePaiwan’dı.Hayretverentümyolculuğunkaydıburadaydı.Amerika yerlilerinin mitokondriyal DNA sırasını belirten örneklere sahipolabileceğini düşündüğüm herkese telefon ettim. Polinezya’ya özgümitokondriyalDNAbaz sırasınıbelirten247değişkeninAmerika’dayaygınolmadığındaneminolmamgerekiyordu.Hiçkimsebunugörmemişti.Tekbirkezbile.Heyerdahlyanılmıştı.

Kon-Tikiileyaptığıseyahatlebirnesleilhamkaynağıolmuşkişininhaklıolduğunu kanıtlayamadığım için biraz hayal kırıklığına uğramıştım. Amasonuçâşikardı.Heyerdahl’ınteorisigenetiğinkuvvetliışığındasolupgitmişti.Çoğunluğun doğru düşündüğü kanıtlanmıştı: Polinezyalılar Amerika’dandeğil,Asya’dangelmişti.Heyerdahl’ınbudurumhakkındanedüşündüğünühiçbir zaman öğrenemedim. Kendisi seksen üç yaşında; çağdaş genetikbilimininkorkunçgücünekarşıkendinisavunmaktanbaşkayapacakdahaiyişeyleri olduğuna eminim. Sonuçları yayımladığımızda antropolojikurumundandalgadalgaalkışyağdı;fakatbuakademisyenlerkendilerindenokadar eminlerdi ve Asya kökenine işaret eden bulguların ağırlığına öyleinanmışlardı ki, bu yeni bilgiler karşısında çok fazla bir heyecangöstermediler.Yaygınolanbirfikrikabuletmek,barışazarargetirmez.Karşıçıkmak ise, benim çok geçmeden dünyanın bambaşka bir yerinde farkedeceğimüzere,barıştanbaşkaherşeyeyolaçabilir.

PasifikOkyanusu’na dağılmış adalarla ilgili genetik güzergâh artık pırılpırıl aydınlanmıştı. Polinezyalıların ataları destansı yolculuklarınaÇin veyaTayvansahillerindençıkmışlardı.Bugün,Polinezyalılarınbüyükbirkısmınınatalarınaaitolduğunusöyleyebileceğimizve189ile217değişkenleriniiçerenfakatokısadilimineksikolduğumitokondriyalDNAbazsıralamasınıensıkburalarda görmekteyiz. Aynı zamanda, Tayvan’dan gelen örneklerin birkısmında 189 ve 217 değişkenleriyle birlikte, daha fazla değişken içerenörneklerdebulduk.Bölgenindiğeryerlerindeneldeedilenörneklerdeisebudeğişkenler izlenmiyordu. Bunlar, Polinezyalıların ataları bölgedenayrıldıktan sonraTayvan’daoluşanmutasyonlardı.Bumutasyonları sayarakvemutasyonoranıylaçarparak,atalaraaitsıralamanınTayvan’ailkkezayakbastığızamandanbuyanageçensüreyitahminedebiliriz.Ancak,Avrupa’nıngenetik manzarasını incelediğimizde göreceğimiz gibi, bu yöntemgünümüzdekiaraştırmalarda tartışmalıbiralandır.Yinede,Tayvan’daki189ve 217 değişkenlerini içeren temel sıralamanın çok farklı çeşitliliklergöstermesi,butemelsıralamanın20bin-30binyıldırobölgedesüregeldiğinioldukçaaçıkbirşekildeortayakoymaktadır.

Yapılan arkeolojik çalışmalarda, bölgede tarımsal ekonomiyle ilintiliçeşitlialetlerbulunması,GüneydoğuAsyaadalarında3000-4000yılönceani

Page 86: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bir nüfus artışı yaşandığına işaret etmektedir. Bu aletlerden en çok gözeçarpanları, yüzeyleri kırmızı sırlı, çamura yatay olarak işlenmiş dişgörünümlüsüsler içerenveLapitadenilen farklıveözelbir tarzdayapılmışçanak çömleklerdir.Belirli bir tarzda yapılmış çanak çömlekler, arkeologlariçinpiyangodur.Toprakaltındabinlerceyılkalabilenseramikeserlerintarzı,coğrafi olarak birbirinden uzak olan yerleşimler arasındaki ilişkiyi açığaçıkarır. Bu bulgu otomatik olarak, söz konusu çanak çömlekleri kullananinsanların biyolojik olarak birbirleriyle ilişkili olduğu anlamına gelmiyorsada,bahsigeçen farklı bölgeler arasındabir temasolduğuyönündekesinbirişaret teşkil etmektedir.Lapitayerleşimalanları, bundan3500yılöncesindeveyalnızca500yıllıkbirsüreboyunca,YeniÇine’ninkuzeyindekiAdmiraltyAdaları‘ndan Polinezya’nın batısındaki Samoa’ya kadar uzanan Pasifikadalarının büyük bir kısmında kurulmuştu. Polinezyalıların kökenininAsyaolduğunusavunanlar,ileridüzeydebirdenizcilikbilgisineişaretedenbuhızlıgenişlemeyle, sonunda Polinezya’nın tümünü ele geçiren insanlar arasındadaima bir ilişki kurmuşlardı. Samoa’nın doğusundaki adalarda Lapita tarzıçanak çömlek yapımında kullanılan çamurun bulunmayışı, bu tür aletlerinburalarda neden bulunmadığını açıklamaktaydı. Peki şimdi, PolinezyalılarınAmerika kökenli olmayıp Asya kökenli oldukları genetik bilimi tarafındangüçlübirşekildedesteklendiğinegöre,bumuazzamnüfusgenişlemesininveseramik yapımının nereden başladığı konusunda yeni bir şeyler söylenebilirmiydiacaba?

Her şeyden önce, 247 konumundaki değişkene Tayvan’da hiçrastlanmadığına göre, bumutasyonun orada başlamadığı neredeyse kesindi.Rastlanmış olsaydı, Tayvan’da 247 mutasyonunun sıklıkla görülmesigerekirdi.Aslınabakarsanız,

Borneo’nun batısında 247 değişkenine hiç rastlamadım. Bu nedenle,genetikbulgularagöreLapitayayılmasınınBorneo’nundoğusundabiryerdenbaşlamışolmasıgerekir.247mutasyonunaEndonezya’dakibirtakımadaolanMoluccas’da rastladımveburada,247 ilebirliktediğerbaşkanoktalardadamutasyonbulunduğunugözledim.Mutasyonlarıntümünebirdenbakıldığında,bu türDNA’nın o bölgede uzun zamandır var olduğu anlaşılıyordu.Dikkatçekici Lapita Polinezyalılarının kökenleri hakkında yapabileceğim en iyitahmin, onların bu takımadalardan geldiğini varsaymak olacaktı.Mitokondriya güzergâhı buradan başlayarak Pasifik’e açılıyor ve kuzeydeHawaii, doğuda Rapanui (Paskalya Adası) ve güneyde Aotearoa’ya (YeniZelanda)uzanıyordu.

Temel Polinezya tipine bakıldığında bu durum açık ve netti. Peki amabenim Avarua hastanesinde tek bir hastadan alınan kanda bulduğum, Koji

Page 87: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Lum’un ise bir Hawaii yerlisinde rastladığı o garip ve ender sıralama neyigösteriyordu? Heyerdahl’ın Amerikalı Polinezyalılarınamı işaret ediyordu?Bu sıralamaya tüm Polinezya’da, çok geniş bir bölgeyi tarayarak alınanörneklerde, çok fazla olmamakla birlikte daima rastlamıştık; fakat,konuştuğum araştırmacıların hiçbiri Kuzey ve Güney Amerika’da busıralamayıgörmemişti.Dahasonra,buDNA’yabirkereVanuatuveikikerede Papua Yeni Çine’nin kuzey sahillerinden gelen örneklerde rastladık.Ancak, Yeni Çine’nin dağlık iç kesimlerinden gelen bazı eski örnekleriyeniden izlediğimde bu DNA’dan bol sayıda buldum. Koca adaya ilk defayerleşmiş olan insanların günümüzdeki ada sakinlerine aktardıklarımitokondriyalDNA’ydıbu.Eneskiarkeolojikkalıntılaradayanılarakyapılanhesaplar,ilkAvustralyalılargibi,YeniCine’ninilkyerlilerinindeburayaenaz40binyılöncegeldiklerinigöstermektedir.Demek,Avaruahastanesinegelengizemli hastanın annesinin büyükanneleri yaklaşık 40 bin yıl boyuncaYeniCine adasında yaşamışlar ve daha sonra bunlardan biri, doğuda bilinmeyenyerleredoğruhareketedenbirLapitakanosuiledenizeaçılmıştı.

Pasifik’te, Yeni Çine’nin kuzey sahillerinden başlayıp SolomonAdaları‘na kadar uzanan alanda, her biri bir sonrakini gören, yan yanadizilmişadalarbulunur.Yüksekdağlarlakaplıolanbuadalardançokuzaklaragittiğinizde bile ufukta dağların doruklarını görürsünüz.YeniÇine’ye gelenilk insanlar, 30 bin yıl önce, diğer yöntemlere göre nispeten daha güvenilirolan bu denizcilik yöntemiyle Yeni Britanya ve Yeni İrlanda Adaları‘nıgeçerekSolomonAdaları‘nınoluşturduğuanazincirboyuncailerlemişveSanCristobal’aulaşmışlardı.Busonrıhtımdı.Bundanötedeufkakadaraçıkdenizuzanıyordu. En yakın kara olan Santa Cruz Adaları, ufkun 300 kilometreötesindeydi. Bundan 27 bin yıl sonra, Lapita insanlarının gelişine kadarSolomonAdaları‘nın ötesinde yerleşim olduğunu gösteren hiçbir arkeolojikkanıtbulunmamaktadır.

Bilinmeyene doğru yeni bir koloni dalgası oluşmasına neden olan ikiönemli gelişme yaşanmıştı. Bunlardan ilki, çift tekneli yolcu kanolarınınyapılmasıydı. Bu muhteşem tekneler muazzam boyutlara erişiyordu.Polinezya’ya varan ilkAvrupalılar, bunların otuzmetreden uzun olanlarıylakarşılaşmışlardı. Günümüzde bu teknelerin daha ufakları hâlâkullanılmaktadır. Çift tekne, tıpkı katamaranda olduğu gibi, alabora olmayıönler.Teknelerin her iki ucuda sivri bir çıkıntı oluşturur ve buda, rüzgârakarşı giderken geri dönmeden yol değiştirmeyi sağlar. İşte PolinezyalılarıPasifik’etaşıyanbuteknelerdi.Bununyanısıraveaynıderecedeönemliolandiğer bir gelişme de, gemicilik tecrübelerinin çok ilerlemiş olmasıydı. Eskidenizcilerin gözle görebildikleri hedeflere doğru yelken açarak Avustralya,

Page 88: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

YeniCineveSolomonAdaları‘naulaşmasınakarşılık,Polinezyalılar,bırakınileride gözüken bir kara bulunmasını, ileride bir şey olup olmadığını bilebilmedenboşluğadoğruyolalmışlardı.İzlediklerirotayıarkeolojikkalıntılarabakarakgözlemekmümkündür.ÖncehızlaSantaCruzveVanuatuadalarınayerleşmiş, burada 750 kilometre ötedeki Fiji’ye ve daha ilerde Samoa veTonga’yagitmedenöncebirmolavermişlerdi.Buralardadabirsürekaldıktansonra Polinezya’yı uç sınırlarına dek keşfetmişlerdi. Paskalya Adası veHawaii’yeyaklaşık1500yılveensonolarakYeniZelanda’yayaklaşık1200yıl önce ulaşmışlardı. Bu uçsuz bucaksız okyanustaki bütün adalarıkeşfetmek, 2000 yıldan biraz daha fazla sürmüştü. Peki ama bunu nasılbaşarmışlardı?

Yiyecekveiçmesuyuyüklükanolarrüzgârakarşıyolakoyulur.Rüzgârakarşıgitmekzorolsada,enazındanyıldızlaragöreyöntayinederekyuvayadönerkengüvenlibiryolculukolacağınınişaretidir.Kanonunbulunduğuyeregöreaynınoktadandoğanveyabatanbiryıldızıtakipetmeksuretiylebellibirparalel üzerinde yol almak kolaydır. Geri dönme zamanı gelince de aynıyıldızlara bakılır ve ters yöne dönülüp rüzgâr arkaya alınır. Tüm bunlarteoride kolaydır, ancak uygulamaya konulduğunda ne tür tehlikelerin sizibeklediğiortayaçıkar.Memleketleriolanadayı,özelliklegeceyadafırtınadagiderken görmeden geçmek işten bile değildir. Bu insanların birçoğuokyanustakaybolupgitmişolmalı…

Daha da hayret verici olan şey, Polinezyalıların görünmeyen karalarıbelirlemek için kullandığı işaretlerdir. Yüksek adaların üzerinde oluşanbulutlar, ufukta bu adaların varlığına işaret eder. Uygun hava şartlarında,alçak mercanadalarının mavi yeşil oynak renkleri bulutlara yansır. Karadayaşayankuşlarınuçuşyönleribireripucudur.Yüzenparçalar,geldikleriyöndekaraolduğunubelirtir.Bunlargözlegörülenişaretlerdir.Fakateskidenizcilerönlerindeki yolu yalnızca görmemiş, aynı zamanda hissetmişlerdir.Günümüzde bile, usta denizciler denizin hareketlerinden değişikliklerianlayabilirler.Okyanusheryerdedalgalanır,fakatbudalgalaradalardangeriakseder; tıpkı bir havuza atılan taşın oluşturduğu minik dalgaların havuzkenanndangeri dönmesi gibi.Ustabir denizci, karadanyüzmil uzaktabileolsa,kabarmışikidalganınbirbiriniaşmasıylaoluşandalgadüzeniniayağıylahisseder.

İştePolinezyalılarburalaraböylegelmişlerdir.Buralaranedengeldikleri,bu olağanüstü maceralara neden atıldıklarıysa hâlâ gizemini korumaktadır.Bunanedenolanşey,artannüfuslabirlikteortayaçıkanekonomikihtiyaçlarolamaz. Pasifik’in ücra uçlarına kadar uzanan adaların pek çoğu büyük vebereketliolup,bugünbilefazlakalabalıkdeğillerdir.Asılneden,bilinmeyeni

Page 89: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

keşfetmekiçinduyulanveönünegeçilemeyenarzuolabilir.Gerçekolanşuki,bu insanlar Pasifik’i boydan boya geçmişler ve Güney Amerika sahillerineulaşmışlardır. Bunu, Polinezya’nın her bölgesinde yetiştirilmiş veyetiştirilmekte olan kamara denilen tatlı patatesten de biliyoruz. Tatlıpatatesin And Dağları‘nın bulunduğu bölgeye özgü bir ürün olduğu sugötürmeyen bir gerçektir. Bu da, GüneyAmerika yerlileriyle Polinezyalılararasında bir ilişki bulunduğunu gösterir.Genetik bilimi, ThorHeyerdahl’ın,GüneyAmerika’dangelipPolinezya’yıişgaledeninsanlarınPasifikbölgesinitatlı patatesle tanıştırdığı yolundaki düşüncesinin yanlış olduğunukanıtlamıştır; biz de Pasifik’teki yerleşimin hiç şüphesiz tam tersi yöndegeliştiğinikanıtlamışolduk.TatlıpatatesinGüneyAmerika’danithaledilmişolması için Polinezyalıların Pasifik Okyanusu’nu boydan boya geçmişolmalarıgerekirdi.Fakat,PolinezyalılarGüneyAmerika’dahiçbirgenetikizbırakmamışlardır. Bildiğim kadarıyla, Güney Amerika’da tek bir PolinezyamitokondriyalDNA’sınabilerastlanmamıştı.Fakatbenbirgüngelip,FransızPolinezyası‘nda yer alan Tahiti’de, daha önce Şili’de bulunup yayımlanmışolanlaratıpatıpuyanikimitokondriyalDNAbazsırasınarastladım.Bunların,Pasifik’teki evlerine geri dönmekiçin Güney Amerika’dan yola çıkanPolinezyalılara katılan iki kadına ait olduğunu düşünmek istiyorum, fakatbunukanıtlamamimkânsızelbette.

“Uzunbeyazbulutunülkesi”anlamınagelenvebugünYeniZelandadiyebildiğimizAotearoa’yıPolinezyalılarkeşfetmişlerveburayayerleşmişlerdir.Genetik,bunudahiçbirkuşkubırakmadankanıtlamışbulunuyor:Aotearoa’dayaşayan Maoriler Polinezya’daki kuzenleri ile aynı mitokondriyal DNA’yasahip. Bu tespit, Maorilerin sözlü geleneklerine de tümüyle uyuyor. Bunagöre, sekiz ilaonkanodanoluşanbir filoortaPolinezya’dan,hattabelkideRarotonga’danyolaçıkarvesonundaAotearoa’yavarır.Buradahiçbirinsanınyaşamadığı, yalnızca daha önce hiç görmedikleri yaratıkların (bunlararasında, devekuşuna benzeyen, uçamayan ve daha sonra avlanma sonucunesli tükenecek çok iri bir kuş olanmoa da bulunmaktadır) yaşadığı, tuhaffakatbereketlitopraklaraulaşırlar.

Güneyde bu kadar uzaklara giden denizcilerin, bir karaya ulaşmamalarıdurumunda geriye dönme umutları neredeyse hiç kalmazdı. Aotearoa’yaulaşmak,rüzgârakarşıbelirlibirparaleldeseyretmekvebirkaragörünmediğitakdirderüzgârıarkanaalarakgerisingerievedönmektenötebirmaceraydı.Aotearoa seyahati, bu denizcilerin paralelleri aşarak güneye gitmeleri veokyanusun, rüzgârların çok daha zorlukla kestirilebildiği bölgelerindeseyretmeleri anlamına geliyordu. Bu ise denizlerin keşfinde tümüylebambaşka bir aşamaydı ve büyük bir olgunluk ve cesaret gerektiriyordu.

Page 90: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Polinezyalılar, okyanusu öyle iyi tanıyorlardı ki, kanımca Avustralyasahillerine de ulaşmışlardı. Ancak bunu başarmışlarsa bile hiçbir izbırakmamışlar. Belki de yalnızca daha önce yerleşilmemiş karalardayaşamaktanhoşlanıyorlardı.Merakediyorum,acabaAvustralya’nıngüneyineinip Hint Okyanusu’nu aşarak Madagaskar’a kadar gittiler mi?Madagaskar’daozamanlarkimsecikleryaşamıyordu.Günümüzdedeyalnızcabelirli bölgelerinde yerleşik hayat mevcuttur ve buradaki insanlarPolinezyalılarla benzer bir dil konuşurlar. Polinezyalılar bunu başarmışolabilir mi? Bence evet. Ama kesin mi? Günün birinde genler bize bununcevabınıdaverecek.

Polinezya’dakiçalışmalarımıdüşündükçehâlâheyecanlanıyorum.PasifikOkyanusu’nunortasındabiradada,kayalıklarınötesindeuzananenginsularabakarkenbirsoruyuyanıtlamaarzusuylayanıptutuşmuştum.Polinezyalılarınneredengeldiklerinigerçektenöğrenmekistiyordum.Bu,sırfmeraktandoğanbir istektive işteüçyılıbirazaşanbir süre içindebununyanıtıçokaçıkvekesinbirşekildeverilmişti.MitokondriyalDNA’nınPolinezyalılarınkökenininasıldakesinolarakbelirlediğinigördüktensonra,dahayakınyerlerle ilgilidahazorsorularaçözümgetirmekudretinesahipolduğundaneminolmuştum.

8

İLKAVRUPALlLARİngiltere Sussex’teki katedral kenti Chichester’ın yakınında bulunan

Boxgrove’da on yıl süren kazılar verimli olduysa da onlar için olağanüstüdenilemezdi.Boxgroveşimdibirtaşocağı;fakatburası5OObinyılöncesarpkireçkayalıklarlaaçıkdenizarasındakalandarbirsahildi.Geçdönembuzuldevrinde, buzların erimesiyle oluşan sel felaketleri bugün çıkarılmakta olankum ve çakılları buraya getirmiş. Birkaç yıl süreyle Boxgrove’da yapılankazılardan, çakmaktaşından yapılmış aletler ve üzerinde kesme sonucuoluşmuş izler bulunan hayvan kemikleri çıkartıldı. Kemikler üzerindeki buizler, hayvanların jilet keskinliğinde taşlarla kesildiğini göstermekteydi.Bunların keskinliği hakkında şüpheniz varsa, büyük bir çakmaktaşı ile incebir tabakayı kesmeyi deneyin. Yakın ve kuru bir tıraş için yeterlikeskinliktedir. Kazılarda şekil verilmiş taşlar ve hayvan kemikleri çıkmasıburalarda insanların yaşadığının kanıtıdır, fakat insan iskeletlerinerastlanmamıştır.Bununüzerine,kazılarınmasrafınıkarşılayandevletkurumuEnglish Heritage kazıya sunduğumali desteği çekeceğini açıklar. 1993 yılıKasım ayı başlarında, kazıların sona erdirilmesine birkaç ay kala, kazıyıyöneten arkeologlar son bir çukurun kazılmasına karar verirler ve RogerPedersenkazmayabaşlar.

Page 91: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Tüm arkeolojik kazıların can damarı ve gönüllüler ordusunun sadık birüyesi olan Roger, küreğiyle kazmaya başlar. İki hafta içinde kumtabakalarınınderinliklerineinerverastladığıheryapınınyöneliminikaydeder.Soğuk, rüzgâr ve yağmur nedeniyle giderek zorlaşan bu süreç yavaşilerlemektevedikkatgerektirmektedir.Derken,13Kasım1993Cumagünü,tamöğleyemeğindensonrabirkemikbulur:çokeskibirinsanaaitbirincikkemiği.BoxgroveAdamı‘nınbirparçasınıortayaçıkarmıştır.Aynızamandakazıyıdakurtarmıştır.

Kısa bir süre sonra kemiği bana da gösterdiler ve bu konuda uzmanolmadığım halde, kemiğin ortasındaki ilik boşluğunu çevreleyen duvarlarınçağdaşinsankemiğinegörenekadarkalınolduğunufarkettim.Bu,çokağırveiriyapılıbirinsanınincikkemiğiydi.Fakatbukemikatalarımızdanbirineait olabilir miydi? Bu soru, tek bir basit nedenden dolayı, insanın kökenihakkında süregelen tartışmalarınözüne inmektedir.Hayattaolanher insanın(ya da hayvanın) mutlaka bir atası vardır, ama her insan fosili soyunusürdürmüş olmayabilir. Boxgrove Adamı, çağdaş 21. yüzyıl insanının atasıolabileceğigibi,pekâlâsoyutükenmişolanbirtüreaitdeolabilir.

Her insan fosili için geçerlidir bu. Avrupa, Asya ve özellikle Afrika’dabirçok yerde bulunmuş olan antik kalıntılar, buralarda insanların yaşamışolduğunu ortaya koymaktadır. Bunlar genellikle, toprağın altında uzun sürekalabilen,şekilverilmiştaşaletparçalarıdır.Arasırada,Boxgrove’daolduğugibi,katledilmişhayvanlarınkesimlerindekullanılankeskinaletlerin izlerinitaşıyan hayvan kemikleri çıkar.Gerçek insan kemiklerine daha az rastlanır.Çokazgörülenvebulundukları zamanbüyükbir coşkuylakarşılanan insanörnekleri, onlarca yıl boyunca paleontologlar tarafından inceleniptartışılmıştır.Bunlar,adlarındandaanlaşılabileceğigibi(Homohabilis,Homoerectus,Homoheidelbergensis,Homoneanderthalensis)farklı türlereayrılır.Fakatbusınıflandırmanıntemeli,iskeletlerde,özelliklekafatasındakorunmuşolananatomikyapıolup,biyolojikanlamdafarklı,genetikaçıdandiğerinsantürlerindenayrılaraküreyemeyeneskiinsanlarıgözönündebulundurmaz.Sözkonusu sınıflandırma, yalnızca işlemsel niteliktedir ve evrimsel açıdanherhangi bir sonuca varmaz. Kemiklerin şekline bakarak dünyanın değişikbölgelerinde yaşamış insanların (insan kelimesiyle tüm Homo cinsinikastediyorum) birbirleriyle birleşerek üreyip üremediklerini anlayamayız.Birleşerek üreyebilenler varsa, bunların genlerini değiş tokuş etme vemutasyonları etrafa yaymış olma olasılığı bulunmaktadır. Bu insanlar aynıgen havuzundadır. Değişik tip insanlar birbirleriyle üreyemediği zaman,genlerindeğiştokuşedilmesiolanaksızdır.Bunlarıngenhavuzlarıbirbirindenayrılmıştır ve değişik bir biyolojik türe bağlıdırlar. Evrimsel rotaları, geri

Page 92: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

dönüşüolmayanfarklıyönlerdeilerler.Butürdenfarklılıklarıbulunanikiyada daha fazla türde insan grubu, yer ve doğal kaynak paylaşımındauyuşmazlık yaşayıp uzlaşmaya varamazlarsa, sonunda bunlardan biri yokolmayamahkûmdur.

İnsanlığın evrimi konusunda uzun süredir devam eden köklütartışmalardan birinin temelinde şu soru yatar: Paleontologların Homoerectus,Homo neanderthalensis ve bizlerin de dahil olduğuHomo sapiensdiyetanımladığıinsantürleriaynıgenhavuzundamıyeralmaktadır?Yada,diğer bir deyişle, çağdaş insanlar yaşadıkları bölgelerde fosilleri bulunaninsanların torunlarımıdır;yoksabu insan fosillerininçoğu,nesliyokolmuşfarklıinsantürlerinemiaittir?

Çağdaş insanlarınHomo sapiens türünden olduğu kesindir. Son birkaçyüzyıl içinde gelişen tarihi olaylar, dünyanın çok farklı bölgelerinden geleninsanların birbirleriyle karışmasına neden olmuş ve bunların birleşipüreyebildikleri kanıtlanmıştır. Bunu, mümkün olan tüm karışımlarıngerçekleşip gerçekleşmediğinden emin olmaksızın söylüyorum; fakat bukonudagenetikbirengelolmadığındankesinlikleeminim.

İnsan fosillerinin kaydı eksik ve düzensiz olmasına rağmen, tüminsanlarınkökenininAfrikaolduğubilinmektedir.YalnızveyalnızAfrika’da,sonüçmilyonyılaaitolanveevrimsırasında insanın,kuyruksuzveyakısakuyruklumaymundanbaşlayarakaradanegibi safhalardangeçtiğihakkındabize fikir veren, anlamlı bir dizi fosil bulunmuştur. Bu fosillerden, insanınAfrika’dan çıkıp başka yerlere gitmeden önce burada en az bir milyon yılgeçirdiği anlaşılmaktadır. Yalnız Java ve Çin’de bulunan insan fosilleriningenel fiziksel görünümleri değil, aynı zamanda buralardaki arkeolojikkalıntılardan çıkartılan taş aletlerin tarzı daAfrika’da bulunan ve çok dahaeski zamanlara ait olduğu kanıtlanan aletlere ve Homo erectus fosillerinebenzemektedir. Bedeni tamamen dik, beyni büyük ve ileri düzeyde aletleryapıp kullanmış olanHomo erectus‘un insan olduğu bellidir. Afrika kıtasıdışındahiçbiryerdedahaeskiyeaitfosillererastlanmamıştır.Afrika’dakifosilkayıtları,bukıtanıninsanlığınbeşiğiolduğunugöstersede-kibugünbusavakarşı çıkan kişilerin sayısı çok azdır-, bu sonucun bazı eksik taraflarıolduğunu unutmamak gerekir. Örneğin, Batı Afrika’da hiçbir insan fosilibulunmamıştır. Bu bize yakın zamanlara kadar orada insan olmadığınıgöstermez;tropikalyağmurormanları,öldüktensonrafosilleşmekiçiniyibirortam oluşturmamaktadır, hepsi bu. Büyük maymun türlerine ait (goril,şempanze veya orangutan) hiçbir fosil yoktur. Bunların fosil kaydıolmamasınarağmen,varolmalarıgerektiğinivevarolduklarınıbiliyoruz.

Page 93: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

BoxgroveAdamıparçalarınınvediğerbiravuçdolusuörneğin5OObinyılönceyaşayanilkAvrupalılarailişkinazdaolsabirfikirvermesinekarşın,Avrupa’nın daha yakın tarihini egemen tür olan Neandertallerden ayırmakolanaksızdır. 1856 yılında, Almanya’nın Düsseldorf kenti yakınlarındakiNcander Vadisi’nde kireçtaşı çıkaran işçiler, kısa bir süre öncedinamitledikleri bir mağaranın kalıntılarını temizlerken, önce bir iskeletinkafatası parçasını, daha sonraysa uyluk kemiklerini, kaburgalarını, kol veomuz kemiklerini bulurlar. Önce bunları Avrupa’nın o bölgesinde çok sıkkarşılaşılanbirolayolan,neslitükenmişbirayıtürününkalıntısızannederler.Şanseseri,bunuobölgedekibirokuldaöğretmenolandoğameraklısıJohannKarlFuhlrott’aanlatırlar.Fuhlrottkalıntılarıgörürgörmezbunlarınbirayıyaaitolmadığınıanlar.Bunlarınkimeveyaneyeaitolduğubirkaçyılboyuncatartışılır.Kafatasımaymununkinebenzememektedir;amayoğunkaşçizgisinebakılırsatamolarakinsandadeğildir.Pekiyakaçyaşındadıracaba?

NeanderVadisi kemikleri, tamda, dünyanın yaşının yalnızca birkaç binyıl olduğunukabul edemeyen jeologların evreninoluşumuhakkında İncildeanlatılanlarakarşıçıktığıgünlerdebulunmuştur.BundanüçyılsonraCharlesDarwin Türlerin Kökeııi adlı kitabını yayımlar ve yaradılış öyküsünün nekadar doğru olduğu sorgulanmaya başlanır. İnsanların gerçekten atalarıbulunduğu fikri yaygınlaşır ve Ncandertal “adam”ın bunlardan biriolabileceğidüşünülür.Böyledüşünenler,çoğuzamanbeklenmedikbuluşlaraeşlik eden ve ilgiyi tehlikeli bir konudan başka bir yöne çekmek için önesürülen diğer fikirlere kulak asmazlar. Bu fikirler arasında en muhteşemi,bilinmeyenbirkemikhastalığınınNeandertal“adam”dagörülenkalınkemikve kaş çizgilerine neden olduğu; en komiği ise, bunun NapolyonSavaşları‘nda yaralanan, bir mağaraya sığınan ve orada ölen bir Cossacksüvarisininiskeletinebenzediğidir.Kılıçsızveüniformasızolarak...?

Ncandertaliskeletininbulunmasındansonrageçen100yıllıksüreçteaynıözellikleritaşıyanbirkaçfosildahabulunur:iribiryapı,dahabüyükbirbeyiniçerdiğivarsayılanbüyük(aslındaçağdaşortalamanınbirazüstünde)birbeyinboşluğu,çenesizlik,çıkıntılıbirburunveyineobelirgin,kalınkaşçizgileri.AslındabufosillerNeandertaldensekizyılönce,1848yılındaCebelitarıkveGüney İspanya’da yapılan kazılardan çıkmış ve bu süre zarfında pekönemsenmemiştir.Daha sonrabu türkalıntılaraBelçika,Fransa,Hırvatistanve daha uzaklarda İsrail, Irak ve daha da ötede Özbekistan’a uzananbölgelerdederastlanmıştır.Neandertaldebulunantaşaletler,dahaöncekilereoranla,çokdeğilsede,ileribirdüzeydedir.Buinsanlarölülerinigömen,hastaveölümdöşeğindeolanlarayardımedeninsanlardır.Çoğunluğunhayalettiğigibivahşideğillerdir.Fakatbirsoruyahâlâyanıtverilmemiştir:Bunlarçağdaş

Page 94: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Avrupalılarınatalarımıdır;yoksadiğerbirevrimselçıkmazamıaittirler?

Aynısoruyudünyanındiğerbölgeleriiçindesorabiliriz.ÇağdaşÇinliler,bir milyon yıllık kalıntıları Pekin yakınlarındaki Zhoukoudian’da bulunaninsanların torunları mıdır? Java’da Ngandong’da eskiden yaşamış insanlar,çağdaş yerli Avustralya ve Papualıların ataları mıdır? Düşüncelerine değerverilen çağdaş fiziksel antropologların, çok-bölgecilik ekolünün mutlakgörüşü bu yöndedir. Buna göre, son bir milyon yılda insanın fizikselgörünümündegözlenendeğişim-güçlü,kalınkemikliataların,inceyapılı(enazından teorik olarak!) ve ince kemikli torunlara dönüşümü- kademeli biruyum sürecinin sonucudur ve bu süreç dünyanın değişik bölgelerinde farklıbirhızlayaşanmıştır.Coğrafi açıdanbirbirlerindenuzakolmalarına rağmen,buinsangruplarıarasındayeterliderecedeilişkiyaşanmışvebunlaraynıgenhavuzunda kalmışlardır. Bu nedenle çağdaş Homo sapiens istediğiyleçiftleşebilmektedir.Ellerinefırsatgeçtiğitakdirdetabii!

Bu düşüncenin karşısında yer alan ve farklı soylardan gelen buinsanlardanbirininanidendiğerininyerinialdığını savunanekol,devamlılıkfikrineşiddetlekarşıçıkar.OnlaragörehemNeandertal,hemZhoukoudiyan,hem de Pekin ve Java adamı olarak bilinenNgandong fosilleri, Afrika’dandaha yakın çağlarda çıkıp yayılan Homo snpieııs’e yerini bırakan neslitükenmiş bir insan türüne aittir. Bu görüşün kanıtı olarak, 45 bin yıl önceAvrupa’da birden ortaya çıkan ve çağdaş Avrupalıtarla aynı hafiflikte biriskelet ve kafatasına sahip olan insan fosilleri gösterilmektedir. Tartışmayıçok seven paleontologlar bile bu fosillerin kendi türümüz olan Homosnpieııs’e ait olduğu konusunda hemfikirdirler. Eskiye ait bu örnekler,Avrupalılar arasında Cro-Magnonlar olarak bilinir. Bu ad, Neandertallerdeolduğugibi, bukemiklerin1868yılında içindebulunduğuFransa’dakiCro-Magnonmağarasından gelmektedir. Bu insanlardan birinin aniden diğerininyerini aldığına İnananlar, tamamen çağdaş görünümlü Cro-Magnonlarınneredeyse bir gecede (evrimsel zaman açısından) iri gövdeliNeandertalleredönüşmesine yol açabilecek böylesine büyük bir mutasyonun mümkünolamayacağını savunurlar. Cro-Magnonların aniden Neandertallerin yerinialdığını destekleyen ve fosil bulgularına karşı çıkan arkeolojik bulgular ise,bunların çok daha üstün ve ince işçilik gösteren, çakmaktaşından yapılmışinceveuzunbıçak,kazmaveoymaaletlerikullanmışolmaları; ilkdefaaletolarakkullanılanbirhayvankemiğinevegeyikboynuzunarastlanması;veenönemlisidesanattır.

Cro-Magnonlar imgesel sanatı icat etmişlerdir. Fransa ve Kuzeyİspanya’dabulunan200’denfazlamağara,şaşılacakgüzellikteki,güçlüvahşihayvan imgeleriyledonatılmıştır. Işıkgörmeyenbüyükvederinmağaraların

Page 95: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

duvarlarınıgeyik,at,mamutvebizonresimlerisüslemektedir.Bunlarkabaveçocuk elinden çıkmış resimler değil, bu insanların dünyasının büyük birolgunlukvehünerleçizilmişsoyutvegizemligörüntüleridir.

Neandertaller, fiziksel görünümleri ve teknolojilerinin yanı sıra, sanatruhudageliştirmişolabilirlermi?Çok-bölgeciekolaynenböyledüşünmekteve bazı kalıntılar ve taş aletler arasında gerçekten bunu kanıtlayan vekademeli bir gelişme gösteren örnekler olduğuna işaret etmektedir. FakatNeandertallerin yaşadığı yerlerdemağara sanatının örnekleri bulunmamıştır.Buikifarklısoydangeleninsanlardanbirininanidendiğerininyerinialdığınısavunan ekol, çağdaş insan anatomisinin ve gelişmiş teknolojinin izlerininAfrika’da, tarihi 100 bin yıldan öncesine giden Etiyopya’nın Omo-Kibishbölgesinde görüldüğünü belirtir. Ortadoğu’da, Avrupa’ya giden güzergâhboyunca, özellikle İsrail’de Qafzeh ve Skhul’da, çağdaş anatomiye sahipkafatasları bulunmuştur. Tüm bu bulgulara rağmen buralarda, herhangi birsanatarastlanmamıştır.

Genetikbilimigibitamamenfarklıvebağımsızbirkaynaktaneldeedilenyeni bulgular olmasaydı, yerli Avrupalıların Neandertallerin mi, yoksabölgeyedahasonrageldikleriaçıkçabelliolanCro-Magnonlarınmıtorunlarıolduğu sorusununyanıtıdahauzuncabir süreverilemezdi.Nesneldelillerineksikliğininçekildiğiheralanda,fikirlerveinsanlarkaçınılmazolarakikiayrınoktadatoplanıprekabeteder.Butürkutuplaşmalarbirkezoluştuktansonra,insanlar fikir. değiştirmektense ölmeyi tercih ederler. Bu zor bilmeceninçözümünübulmaküzeregenetikbiliminingüçlüaraçlarıylayolaçıktığımızda,attığımızadımlarınbizibirmayıntarlasınaulaştıracağınıanlamıştık.

9

SONNEANDERTALGenetik,karşıt teorilerarasındaayrımyapmaksözkonusuolduğundaen

büyük gücünü gösterir. Pasifik’te, Polinezyalıların Amerika’dan geldiğinisavunanThorHeyerdahl’ınkarşısınaçıkarakonlarınkesinlikleAsyakökenliolduklarını düşünenlerin yanında yer almıştır. Peki aynısını Avrupa için deyapabilecek midir? Neandertallerin gerçek kaderini aynı şeffaflıktabelirleyebilecekmidir?Bugaripinsanlar,tümüylemodernolanAvrupalılarınevrimsürecindebirarasahneyemiçıkmışlardı;yoksa,Afrika’danyenigelen,incekemikli,ileridüzeydeteknolojikvesanatkârbiryapısergileyeninsanlarayerini bırakan değişik bir türe mi aittiler? İşte şimdi, mitokondriyal DNAmolekülünün yardımıyla bu soruya yanıt vermek üzere yola çıkıyordum.Suriye hamsterıyla ilgili yaptığım başarılı çalışmalar neticesinde, kontrol

Page 96: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bölgesi diye tanımlanan DNA dilimine güvenim sonsuzdu. Buna kontrolbölgesininPasifikperformansınıdaekleyincekendimiAvrupa’nınçokdahakarmaşıkolanbusorununuçözümleyecekgüçtehissediyordum.

Polinezyalıların gerçek kökenini, çağdaş torunlarında görülen genetikçeşitliliği inceleyerek keşfetmiştim. Bunların çoğunun DNA imzasıtamamenözdeşyadabirbirininçokbenzeriydi.Araştırmalarımızda500bazdan oluşan sırayı tayin ettiğimiz zaman yalnız bir ya da en fazla 2mutasyomınfarklıolduğunu izlemiştik.Bu insanlarınhepsininevrimselzamansürecinde,aslındaçokyakıngeçmişte,ortakbiratalarıolmuştu.Tamamen özdeş ya da yarı özdeş olan genetik sıralama adadan adayagidiyorve sonundaTayvanveGüneyÇin’ekadaruzanıyordu.Bubize,çağdaş Polinezyalıların genleri tarafından çizilen ve gerçekleştirdikleriinanılmaz seferleri gösteren net bir harita sunuyordu. FakatPolinezyalıların yaklaşık yüzde 4’ünün DNA’sı değişik bir hikâyeanlatmaktaydı. Bu DNA’lardaki bir baz kümesinin sıralaması temelPolinezyaDNA’sından ortalama 13 ınutasyonluk fark gösteriyordu. Buküme,7.Bölüm’deaçıklanmışolduğuüzere,Asyakıtasındangelmemişti.Doğuda Pasifik’e doğru açılmak üzere Yeni Cine sahillerinden Lapitakanosunabinenbirgrupiçindekibirkadınaaitti;belkidebukadıntekbaşınaseyahatetmişti.

Mitokondriyal DNA, çağdaş Polinezyalıların anneannelerinin iki farklıyerden geldiğini açıkça gösteriyordu; o zamanlardan başlayarak birbiriylekarışançokfarklı iki insangrubuydubunlar.ÇağdaşAvrupalılarınatalarıdaböylekarışmışmıydı?Bunlarikifarklıgenetiksoyun,bir“Neandertal”ilebir“Cro-Magnon”un torunları olabilirler miydi? Neandertal ve Cro-Magnongenlerinin karışımı 40 bin ila 50 bin yıldır devam ediyor olabilirdi. BunuPasifik’teki3000-4000yıllıksüreçlekarşılaştırdığımda,Polinezya’daolduğugibiAvrupa’dadaböylebelirginkümelere rastlayabileceğimekararverdim.BanabukadargüvenverenmitokondriyalDNA’nınkalıtımdüzenineteşekküretmemgerekir.Hücre çekirdeğindebulunanDNA’nın aksine,mitokondriyalDNA nesiller boyunca değişmez. Geçirdiği değişimlere mutasyonlar nedenolur ve mutasyon zamanı düşünüldüğünde, 40 bin yıl çok uzun bir süredeğildir. Neandertal ve Cro-Magnon arasında bir üreme olmuşsa, bununkanıtınaçağdaşnüfusiçinderastlamamızgerekmekteydi.

Bunu bulmanın tek yolu vardı: Araştırma grubum denemelerebaşlamalıydı;hemdeçokgenişçapta.Takipedilecekeniyiyolneolabilirdi?Kimevenasılsormalıydık?Veneisteyecektik,kanörneğimi?Çözümlenmesigereken birçok sorun vardı, ama ben bir tek şeyden emindim:Mümkünse,eski kan örneklerini kullanmak yerine, biz yenilerini toplamalıydık. Bunun

Page 97: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bilimselbirnedenivardı.KuzeyGaller’denbirörnekaldığımızıvarsayalım,örnek sahibinin atalarının da o bölgeden olduğundan kesin olarak eminolmalıydık. Kafa kafaya verip, izleyeceğimiz yolun planını yapmayakoyulduk. Şimdi ekibimizin kıdemli biliminsanı olan Martin Richards,ailelerin kütüklerinin bulunduğu yerdeki resmi kurumlara başvurmayıdüşündü; fakat ben bu yöntemin bize kısa zamanda yeterli örnek sağlayıpsağlayamayacağındanemindeğildim.Araştırmafonumuzunbitmesinebiryılkalmıştı ve devam edebilmek için verilere dayanan inandırıcı bir raporsunmamızgerekecekti.Ben,enyerleşikveyerelköklerienderinlereuzanankişilerinçiftçilerolacağıdüşüncesiyle,koyunvebüyükbaşhayvanpazarlarınıdolaşmayı önermiştim. Fakat esas çözüm, ekibimizin üçüncü üyesi KateSmalley’dengeldi.

Kate, araştırmaya katılmadan önce öğretmenlik yapmıştı. Altıncı sınıftabiyoloji dersi veren okullara yazıp, çağdaş genetik konusunda bir sunumyapmak istediğimizi söylemeyi önerdi. Bu sırada kan örnekleri detoplayabilirdik!Kate,buönerininbirkaçaçıdandestekbulacağınainanıyordu.Son yıllarda genetik bilimiyle ilgili sorular sınavlarda giderek daha fazlasoruluyordu ve biz sunum yaptığımız zaman öğretmenler iki ders eksikvereceklerdi. Bu görüşünde tamamen haklı olduğu anlaşıldı ve temasageçtiğimizokullarınhepsinden(%100)olumluyanıtaldık.

Nereden başlayacaktık? Önce, yörede geçmişi çok eskilere dayananailelerin çocuklarının okuduğu okullara yönelmeliydik. O sırada Gallerhalkının kan gruplarıyla ilgili 1950’lerde yazılmış eski makaleleriokuyordum. Bunlar arasında kısa bir öykü dikkatimi çekti. Orta Gallerbölgesindegörülengaripkafaşekillerinianlatıyordu.Fizikselantropologlarıninsanıdeğişikırklaraayırmakiçinkafatasıölçülerinikaynakolarakkullandığıgünlerçokşükürkiepeygerilerdekalmıştı.Okuduğummakalede,Galler’inorta bölgelerinde yaşayan bazı insanların kafa yapılarının “Taş DevriAdamı“nınkafasınabenzediğiyazıyordu;taşdevriadamınınkafatasınasılbirşeyse?CardigankentiyakınlarındakiLlandysul’dabulunanveşapkadükkânıolduğunusandığımbirdükkân,müşterilerininbüyükbirkısmınınkafaölçüsüstandart ölçülere uymadığından, düzenli olarak sipariş üzerine şapka yapıpsatmaktaydı.Buçokciddiyealınacakbirolaydeğildi;amatamamengözardıdaedilmemeliydi.NihayetindeArthurMourant,Avrupa’nın“ilk”insanlarınıntorunlarını araştırırken, kafatası ölçülerine bakarak, dikkatini Basklarayöneltmişti.GallerbaşlangıçolarakiyibiryerdiveKatebirhaftaiçindetümprensliğikapsayanhaftalıkbirturayarladı.

1992yılıilkbaharbaşındaikiarabaylayolaçıktık.Karmaşıkbirplanımızvardı; buna göre iki çift (bu arada başka bir projeden bir haftalık izin alan

Page 98: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Catherine Irven de bizimle beraberdi) ayrı ayrı yollardan giderek bölgeyidolaşacakveyarıyoldabirleşerekişlerinnasılgittiğindenbirbirimizihaberdaredecektik. O zamanki arabam, bir yıl önce Yeni Zelanda’da bir garajavlusundanbirçılgınlıkânındasatınaldığımvegemiyleyolladığım30yıllıkMk ll Jaguar/Daimler’di. Arabanın su hortumu arada bir yerinden çıkmaeğilimi gösteriyordu. Buna yeltendiğinde sular fışkırıyor, motor sıcaklığıgöklereyükseliyorvearabaanidenduruveriyordu.Bunedenle,yanımdakanalma gereçlerinin yanı sıra komple bir alet kutusu da taşıyordum. İyi ki deöyle yapmışım; tam Galler’in orta yerinde, Bala kasabasında bir okulagirerken gürültülü bir patlama yaşandı ve arabanın içini pis bir yanık yağkokusu kapladı. Bahçedeki oyun alanının yanındaki park yerine girdik vepencerelerden bizi izleyen öğrencilerin karşısında motor kapağını kaldırıpneler olduğuna baktım. Her tarafa siyah bir yağ yayılmıştı ve yağın egzozborusunasıçradığıyerdenkeskingridumanbulutlarıyükseliyordu.Buhiçdeiyibirbaşlangıçolmamıştı.Hertarafıınyağabulanmadantamirekalkışmamolanaksızdı;buda,kanörneklerialmakiçinnehoşbirgörünümolurduama!Kapağıkapattımveokulagirdim.

Fakatsorunlarherzamandışarıdabırakıpgidebileceğimizcinstendeğildi.Temasa geçtiğimiz okullara, arzu ederlerse bunu yerel gazetelere haberedebileceklerini söylemiştik. Dolgellau’da Ysgol-y-Gader’e gidene kadarbunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüştüm. Bu okulda, başöğretmenCatherine James’in ofisindeCnernarvon and Denbigh Herald gazetesindenbirmuhabiribizibeklerkenbulduk.

Röportajıgayetmasumaneolanşusoruylaaçtı:“Demekburayaçocuklarakantestiyapmayageldiniz?”

“Şey, evet,” dedim ve ekledim: “Fakat yalnızca genetik madde DNAkaynağıolarak.”

“NedenDolgellau’yageldiniz?”diyesordu.

Projemizin kısa bir tanımını yaptıktan sonra ne yapmak istediğimizianlattım.GeçmişsonbirkaçyüzyıldayerleşiknüfusasahipolmasınedeniyleGaller’de Dolgellau gibi Galce konuşulan bölgelerin özellikle ilgimiziçektiğiniaçıkladım.Bunapekinanmışgörünmedi.

“Aslında buraya nükleer santralle ilgili olarak geldiniz, öyle değilmi?”dedi tam gözümün içine bakarak. “Çocuklarda mutasyon olup olmadığınıaraştıracaksınız,değilmi?”

Çok şaşırmıştım. Trawsfynnyd nükleer reaktörü, Dolgellau’nun çokyakınında, otuz iki kilometre güneyindedir.Birkaç ay önce basına sızan bir

Page 99: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

haberde,Cumbria’dabulunanSellafieldnükleer işlemmerkezininyakınındaoturan ve babaları bu tesiste çalışan çocuklarda mutasyonlara rastlandığıyazılmıştı.Başöğretmeninyüz ifadesihafifbir ilgiden,kuvvetli bir şüpheyedönüştü. Nükleer güç endüstrisinin ajanları kendilerine akademisyen süsüverip, Kelt genlerini inceliyoruz diye masum bir proje kapsamında onu veokulunuaraçolarakmıkullanıyorlardı?

Kekeleyerek, “Tabii ki öyle değil,” dedim ve arkasından söyledikleriniyalanlamak ve güvenini tazelemek için bir sürü söz sarf ettim. Projeninbilimsel temeli hakkında bilgi verdim, mitokondriyal DNA’yı tanımladım,eski kemikler üzerine yaptığımız çalışmaları özetledim ve sonundadürüstlüğümüzün inkâr edilemeyecek bir belgesi olduğunu düşünerek vekendimden son derece emin bir tarzda, “Zaten, aynı araştırmayı yaptığımGüneyPasifik’tendahayenidöndüm,”dedim.Bucümlesorunuçözecekti.Enazındanbenöylesanıyordum.

“Atombombalarınıdenedikleriyerdeğilmiorası?”diyeşimşekgibibirkarşıcevapgeldi.

İnledim,derinbirnefesaldımveyirmidakikadahaderdimizianlatmayaçalıştım.Sonundamasumiyetimizeinandılarveişimizedevamedebildik.

Altıncı sınıfa yaptığım sunumdan sonra, sıra kan örneklerini almayagelmişti.Buradayinezorluklarlakarşılaşmayıbekliyordum.Buyaştakiokulçocuklarından (yasal olarak kan vermeleri için on altı yaşından büyükolmaları gerekiyordu) DNA örneği toplamak için fazla miktarda kanalamazdık; bu nedenle parmaktan bir damla kan almaya karar verdik. Buişlem biraz can yaktığı için hiçbirinin buna razı olacağını sanmıyordum.Önce, kolay ve acıtmayan bir yöntem olduğunu göstermek için kendiparmağımı deldim ve çıkan bir damla kanı emici bir kâğıtla sildim. İkinciolaraköğretmendenedi;arkasındanöğrencilertekertekergelmeyebaşladılar.Bunun,dahaönceböylebirdeneyimyaşamamışöğrencileriçinbirazcesaretgerektirdiğini anlıyorum. Fakat öğrencilerin bu şekilde davranmalarını hiçbeklemiyordum:Cesaretgerektirenbir şeyyaptıkları için işlembiterbitmezsınıftandışarıyafırladılar,okulunetrafındakoşupdönerekarkadaşlarınaaynıcesaretesahipolupolmadıklarınısorarakmeydanokuyorlardı.Busıradaöğleteneffüsü olmuştu. Derken, kan vermek isteyen bir sürü öğrenci sıralandıönümüzde. Hepsi on altı yaşından büyük olduğuna yemin ediyor, projeyleilgilendiklerinden değil, sırf kendilerinin de arkadaşları kadar cesurolduklarını kanıtlamak amacıyla, onlardan da kan almamız içinyalvarıyorlardı. Bu cesaret gösterisi okul çalışanlarına ve mutfağa kadaryayıldıvesonuçtabiz,öğledensonrakiderslerbaşlamadan,yaşıuygunolan

Page 100: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

öğrencilerin hepsinden, öğretmenlerden, hademelerden ve yemek hizmetlisihanımlardankanörnekleritoplamışolduk.

Hafta sonunakadarGaller’inher tarafından600’ünüzerindekanörneğitoplamış ve bunları kartlar üzerinde kurutmuştuk; bu sayı beklentilerimizinçoküstündeydi.600küçükbirsayıolmasınavetamamıüçmilyonolanGallernüfusunun ufak bir bölümünükapsamasına karşın, 600mitokondriyalDNAmolekülündeki nükleotid dizilimini öğrenmek prensliğin genelgenetikyapısınıanlamakiçinyeterliydi.Laboratuvaradöndüğümüzde,kartlarüzerineemdirilmişolanyuvarlakkandamlalarınıkesipçıkardıkveiçerdikleriaz miktardaki DNA’yı ayırmaya koyulduk. Kanda birçok hücre olmasınarağmenbunlarınçoğubizimişimizeyaramaz.Kanakırmızırenginiverenveoksijentaşıyanalyuvarlarınöylebirözelliğivardırki,bunlarınçekirdeğevemitokondriyayaihtiyacıyoktur.Alyuvarlariçingereksizolanbuparçalar,buhücrelerin hayat bulmasından kısa bir süre sonra atılır. Bu nedenlealyuvarlarda DNA yoktur. Yegâne görevi hücreye saldıran bakterileri vevirüsleriyoketmekolanakyuvarlarınisekendiçekirdeklerivemitokondriyalDNA’ları vardır. Akyuvarlar kandaki hücrelerin ancak yüzde O.l’inioluşturduğundanbirdamlakanda50milyonhücrevarsa,bunlarınyalnız50bininde DNA bulunur. Yine de bu miktar, çok hassas olan DNA çoğaltmayöntemi için yeterlidir. Adli tıp laboratuvarlarında, genetik parmak izinialmadan önce, kanlı eşyalara uygulanan yöntemi kullanarak kandamlalarındanDNA elde ettik. Bu yöntemde, kurumuş kan damlaları önce,hücrelerin parçalanmasını ve DNA’nın çözünmesini sağlamak içinsulandırılmış alkali ile kaynatılır. Daha sonra, alyuvarlardan çıkan demiriemdirmek için bir reçine eklenir. Demir emdirilmezse DNA çoğaltmatepkimesinezararverir.Herşeygerçektenyolundagittivekısabirsüresonrailk100GallermitokondriyalDNAnükleotiddiziliminieldeetmişolduk.

Polinezya DNA baz sırasının basitliğiyle karşılaştırıldığında, Gallerverileri çok farklıydı. Galler’de, Polinezya’daki gibi farklılık oluşturanbelirginbir işaretyoktu.Polinezyalılardaaçıkçabelirginolan ikiayrıküme,kökenlerifarklıolanikitürinsankarışımınıgösteriyordu.GallerDNA’larındaiseoldukçaazsayıdakikümebirbirineçokyakındı;fakatPolinezya’dakigibibirbirinden çok sayıda mutasyonla ayrılan büyük kümeler bulunmuyordu.Galler insanı Neandertal ve Cro-Magnon karışımından gelen atalara sahipolsaydı, ikibüyükveçok farklı tiptemitokondriyalDNAmoleküllere sahipolmalıydı.Galler’intümAvrupahalkınıtemsilettiğinivarsayacakolursak,ohaldeAvrupahalkınınhepsiyakıngeçmişteortakatalarasahipolmalıydı.

Galler’deki gönüllülerden alınan kan örneklerinden elde ettiğimizmitokondriyalDNAmoleküllerinin5OOnükleotidiçerenkontrolbölgelerine

Page 101: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bakıldığında, birbirine en yakın olan iki kişinin ortalama 3 mutasyon farkıolduğugörülüyordu.MitokondriyalDNAsaatinin tıklamahızını hatırlarsak,aralarında tek birmutasyon farkı olan iki insanın 10 bin yıl önce ortak birsoyu bulunduğu söylenebiliyordu. Buna göre, Galler’de iki kişiyi ortak birsoyabağlamakiçinortalama30binyılgeriyegitmekgerekiyordu;enfarklıolan iki gönüllümüz arasındaki 8 mutasyon içeren fark ise, bunların ortaksoyunun80bin yıl önce yaşadığını ortaya koyuyordu.Buoldukçauzunbirzamansüresiolmaklaberaber,bunlardanbiriNeandertal,diğeriCro-Magnonsoyundan gelmiş olsaydı, söz konusu zaman süresi çok daha uzun olacaktı.Buinsanlardanbirininanidendiğerininyerinialmışolduğunusavunanekolebağlı olan paleontologların teorisi çok yanlış değilse, Neandertal ve Cro-Magnonlarınensonortakanneanneleri250binyılönceyaşamıştı.Bunagöre,Neandertal soyundan gelen bir insanla Cro-Magnon soyundan gelen birdiğerinin mitokondriyal DNA’sında ortalama 25 mutasyonluk fark olmasıgerekir.Galler’debulduğumuzenbüyükfark8mutasyondanibaretti.Buradaeskivemoderninsanlardanoluşankarışıkbirnüfusyoktu.GallerinsanlarınınhepsiyaNeandertalyadaCro-Magnondu.Pekiamahangisiydiacaba?

BatıAvrupa’nındiğerbölgelerindenbizegelenbirkaçsıralamada,Gallerinsanının diğerlerinden tamamen farklı olmadığını gösterdi. Yüzde 100Neandertal ya da yüzde 100 Cro-Magnon soyundan gelme durumu tümAvrupalılar için geçerliydi. Bunlardan hangisinin gerçek olduğunu anlamakiçin, AvrupaDNA baz sıralarını, Polinezya da dahil olmak üzere dünyanındiğer bölgelerinden elde edilen DNA’lardaki sıralarla karşılaştırmakgerekiyordu. Eğer Avrupalılarla Polinezyalılar arasında 25 veya daha fazlamutasyonfarkımevcutsa,ozamançağdaşAvrupalılarınsoyununNeandertalolduğunusöylemekmümkünolacaktı.Farklarbusayılardançokdahaazise,Avrupalılar Cro-Magnon soyundan olur ve bu da bunlardan birinin anidendiğerinin yerini aldığını savunan ekolün, çok-bölgeci ekol karşısında zaferkazandığıanlamınagelirdi.

Verilerebaktığımızda,ikiinsanarasındakienfazlamutasyonfarkının14olduğunu görüyorduk. Cook Adaları‘ndaki Mangaia’de balıkçılıkyapanTeriTupuaki ile Kuzey Galler’deki Bala’da okul aşçısı olarak çalışan GwynethRoberts arasında 14 mutasyon farkı vardı. Birbirine dünyanın yarı çevresikadaruzakmesafedeyaşayanbuikiinsan,20.yüzyıldabiliminsanlarınıikiyebölen birmuammayı çözdüler.Avrupalılar dünyadaki diğer insanlardan çokda farklı değillerdi; hele Neandertal soyundan geldiklerini asla iddiaedemezlerdi.Durumyahepyahiçedayandığınagöre,Neandcrtallerinneslikesinlikle tükenmişti.ÇağdaşAvrupalılar,kökenlerinin,Avrupakıtasınaçokdaha sonra gelen, ince kemikli, gelişmiş çakmaktaşı teknolojisi kullanan,

Page 102: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sanatkâr Cro-Magnonlara bağlı olduğu bilincine varmalıydılar. Olaykesinlikle bir insan türünün diğerinin yerini almasıyla gerçekleşmişti. Budurum yeni gelenlerin, yani bizim atalarımızın Neandertalleri vahşicekatletmesiyle mi olmuştu; yoksa yeni gelenlerin ileri teknolojisi ve üstünzekâsı karşısındaNeandertaller yavaş yavaş yok olup gitmişmiydi?Bununyanıtını tck başına genetiğin vermesi beklenemez.Fosil kayıtları, 40 bin-45bin yıl önce Cro-Magnonların Batı Avrupa’ya gelmesinden sonra,Neandertallerin buralarda en az 15 bin yıl daha yaşamış olduğunu açıkçagöstermektedir. En son Neandertal yeryüzünden kalktığında -muhtemelenyakın zamanlarda iskeletlerin bulunduğu Güney İspanya’da- Avrupa’nınevrimtarihindebirdevrindahaüstüçizilmiştir.Böylece250binyılsürenbirdevir,yaklaşık28binyılönceGüneyİspanya’dabirmağarada,geridönüşüolmaksızınsonaermiştir.

İkiinsantüründenbirinintamamenyokolmasınavediğerininonunyerinialmasınabirazşaşırdığımıvebukonudabirazdahayalkırıklığınauğradığımıitiraf etmeliyim. Fakat elimizde mitokondriyal DNA nükleotid sırasınıbildiğimiz6000’denfazlaAvrupalıvardıvebunlardantekbirtanesibile

Neandertal soyundan gelmiyordu.Tabii ki herkesinmitokondriyalDNAnükleotid sırasını elde etmiş değiliz ve kıtanın her bir köşesinden örnekleralmaşansımızdayoktu.Yinedeben,gününbirindediğerlerindençokfarklıolan ve bize Cro-Magnon ile Neandertalin buluştuğunu ve bir çocuklarıolduğunu uzaklardan yankılayan bir nükleotid dizilim verisinerastlayacağımız umudunu hâlâ taşıyorum. Böyle bir veri karşımıza çıkarsagözümüzdenkaçmayacağıkesin.NeanderVadisi’ndebulunanilkNeandertaliskeletinin DNA nükleotid dizilimi 1997 yılında belirlendi. Bu dizilimde,ortalamaçağdaşAvrupalınındizilimineoranlatoplam26farkvardı.Bu,250binyılönceHomosnpieus’leortakatasıolanbirtüriçintahminedilensonucuvermektedir.KafkasDağlarıbölgesindebulunanikincibirNeandertalinDNAnükleotiddizilimide2000yılındabilimsel literatürdeyayımlanmıştır.Budaçağdaş insanlarınkinden tamamen farklıdır. Yani bunlar bizim atalarımızdeğildir.

1998yılındaPortekiz’de,anatomiközellikleriNeandertalileCro-Magnonarasında olan bir çocuk iskeletine ait bir bölüm bulundu. Bu kemikler ikitürün birleşip ürediğinin bir kanıtı olabilir miydi? Belki. Çocuğun DNA’sıhenüz testedilmemiştir.Ancakböylebirleşmeveüremelersıkgerçekleşmişolsaydı, çağdaş mitokondriyal gen havuzu bize bunu kanıtlardı; ne var kielimizde böyle bir kanıt yok. Neandertal ile Cro-Magnon’un bir arayagelmesi, daha yakın tarihlerde görüldüğü gibi bir yerin yeni gelenlertarafından istila edilmesi şeklinde olmuşsa, çiftleşmelerin daha çok Cro-

Page 103: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Magnon erkekleri ile Neandertal kadınları arasında olmuş olması beklenir.Böylebirdurumda,doğacakçocukherikiebeveyndeneşitmiktardanükleerDNA alır. Fakat, mitokondriyal DNA anneden geldiği için yüzde 100Neandertalolacaktır.BudurumunençığırtkanhabercisinindemitokondriyalDNAolmasıbeklenir.Diğerbirolasılık,sosyalvediğeryasaklarnedeniylebuiki tür insanın birleşememesidir, ki bir genetikçi olarak ben bunun böyleolmuşolabileceğinisanmam.Daimaelimizdekibulgularadayanmakgerekir:Yani, çağdaş Avrupa’da Neandertal mitokondriyal DNA molekülübulunmamaktadır.

Peki, bu iki tür insan çiftleştiği halde çocuklarının yaşayamaması veyaüretkenolmamasımümkünolabilirmi?Hayvanlarâlemindedeğişik türlerinçiftleşmesiyle ortaya sağlıklı melez yavrular çıkmasına rağmen bunlarıngenelliklekısırolduğugörülür.Okulkitaplarındabunaenyaygınörnekolarak,erkekeşekiledişiatınkazaraveyamaksatlıolarakçiftleşmesisonucudoğankatır gösterilir. Katır, güçlü, sağlıklı ve hareketleri tamamen normal birhayvanolduğunagöre,atveeşekgenleribirbirineuygundemektir.Fakat işüremeye gelince katır kısırdır. Bunun nedeni, at ve eşeğin değişik sayıdakromozoma sahip olmasıdır. Atın 64, eşeğin ise 62 kromozomu vardır.İnsanlardadahilolmaküzere,memelihayvanların tümündekromozomlarınyarısıdişiden,diğeryarısıdaerkektengelir.Bunedenlekatırın,attan32veeşekten de 31 olmak üzere toplam 63 kromozomu bulunmaktadır.Attan veeşekten gelen genlerin hangi kromozoma bağlı olduğu, bunların kodununokunmasında herhangi bir önem taşımamaktadır. Katırda, hem attan hemeşektengelengenlerinkoduokunabildiğinden,buradahücreleraçısındanbirsorunyoktur.Asılsorun,katırüremekistediğizamanortayaçıkmaktadır.Birkere,63kromozomeşitolarakikiyebölünemez.İkinciolarakda,hernesildekromozomların karışımı sonucu ortaya çıkan katır sperm ve yumurtasında,bazı genlerin iki kopyası varken, bazılarının hiç kopyası yoktur. Bu ikinedendendolayıkatırlarkısırdır.

Neandertal ile Cro-Magnonlarda da böyle bir durum mu vardı acaba?Değişik sayıda kromozomları olduğu için bunların çocukları kısır mıoluyordu? En yakın primat akrabalarımız olan büyük maymunlar (goriller,şempanzeler ve orangutanlar) bizden bir fazla sayıda kromozoma sahiptir.İnsanvemaymununortakbiratadanayrılmasıveikifarklısoyoluşturmayabaşlamasından beri geçen altı milyon yıllık süreç içinde bir noktada,maymunlardahâlâbağımsızolanikikromozom,insansoyundakaynaşmışveinsanın iki numaralı kromozomu oluşmuştur. Bu iki kromozomun evrimçizgisininhanginoktasındabirbiriylekaynaştığınıbilemeyiz;fakatkaynaşmaCro-MagnonveNeandertallerin farklısoylaraayrılmasındansoıırnolmuşsa,

Page 104: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

o zaman bir kromozom dengesizliği olacağından, Neandertallerin 48, Cro-Magnonların ise yalnızca 46 kromozomu olur. Böyle bir durumda bunlarınçocuklarında toplam kromozom sayısının 47 olması beklenir ve bu daçocukların tamamen sağlıklı olmasına rağmen üreme durumunda sperm veyumurtaoluşurkenkatırdaki sorunlakarşılaşacaklarınıgösterir.Günümüzde,Neandertallerin kromozom sayısı bilinmemektedir. Bu yönde deneyleryapılabileceğini düşünüyorum. Bunu öğreninceye kadar, Ne-andertallerinmitokondriyal DNA’sının çağdaş Avrupa’da hiç görülmemesinin nedeniniöğrenemeyeceğiz. Bunlar, atalarımız Cro-Magnonlarla ve onların Avrupakıtasınıpaylaştıklarıdiğerinsantürleriylebiyolojikyadasosyalaçıdanuyumsağlayamamışolabilirler.

Neandertallerin neslinin tükenmiş olduğunu dile getirdiğimiz makaleyayımlandığında İngiliz basını buna inanamadı. Daily Express,Neandertallerin20. yüzyıl İngiltere’sindeyaşadığını gösterenböylekuvvetlibir kanıt varken genetikçiler onların neslinin tükendiğini nasıl olur da iddiaedebilirler diyen yazısında bir Neandertal resmi ile Oasis solisti LiamGallagher’ın asık suratlı tipik bir resmini yan yana bastı. Tabii bu insanlarNeandertali vahşi ve yarı normal tipte bir insan türü olarak düşünüyorlardı.Halbuki bunun böyle olduğunu gösteren hiçbir kanıt bulunmamaktadır.İnsanların bu tür önyargılarına tepki olarak, tanıdıkları bazı kişilerin (tabiiaslakendilerinindeğil!)kesinkesNeandertalolduğunusöylemekiçinarayanya da yazan kişilere hiçbir yanıt vermedim. Kaliforniya’nın Santa Barbaraşehrinden Larry Benson adındaki şahsın gönderdiği mektubu hâlâanımsıyorum. Bana bulunduğu yerdeki süpermarkette çalışan bir kontrolgörevlisininNeandertalintümözelliklerinesahipolduğunuvegerçektençokiyibirkimseolanbukişininseveseveDNAörneğiverebileceğiniyazmıştı.Umurumdaolmadı.

Evet,Neandertaltürütükenmiştir:Avrupa’dabunlarınyeriniteknolojivesanat bakımından çok daha üstün olan ve Cro-Magnonların temsil ettiğiHomo sapiens türü insanlar almıştır. Genetiğin ortaya koyduğuna göre,Avrupa’da ne olmuşsa, dünyanın diğer bölgelerinde de aynı şey olmuştur.Homo sapiens dünyaya hâkim olmaya başlamış ve sonunda diğer türdekiinsanları tamamen ortadan kaldırarak yeryüzüne egemen olmuştur. Bizimtürümüzdenolmadığını bildiğimizNeandertal yadaHomoneanderthalensisAvrupa’da,HomoerectusiseAsya’dayokolmuştur.HomosapiensveHomoerectus insanlarının Asya’da aynı zaman dilimi içerisinde yaşayıpyaşamadıkları belli değildir. Çin’in fosil kayıtlarında 100 bin ile 40 bin yılöncesiarasındabirboşlukvardır.BelkideHomoerectus türüHomosapiensinsanları gelmeden önce tükenmişti. Homo erectus’un Avustralya ya da

Page 105: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Amerika kıtalarına eriştiğini gösteren fosil kaydı bulunmadığı için, bukıtaların ilk insanlarınınHomo sapiens olduğu düşünülebilir.Homo sapiensbir insan türü olarak Afrika’da ilk kez ortaya çıktıktan sonra diğer insantürleri birden veya yavaş yavaş ortadan kalkmış olabilir. Bu nasıl ve hanginedenlerleolmuşolursaolsun,gerçekşudurki,Homosapiensdünyanınheryerinde diğer insan türlerini tamamen ortadan kaldırmıştır. 28 bin yıl önce,son Neandertal öldüğünde yeryüzüne hâkim olacak tek bir insan türükalmıştır:Odabizimkidir.

İnsan türleri arasında çiftleşmeler olduğunu ya da bazı insan türlerinindiğerlerine boyun eğmek zorunda kaldığını gösteren geçmişe ait genkalıntılarına rastlanmamıştır. Fakat Avrupalılar konusunda olduğu gibi, bukonudadaaraştırılmasıgerekendahaçokşeyvardır.AcababirsonrakiDNAörneği bize neler anlatacak? Butan’ın uzak dağlarında, Arabistan’ın ıssızçöllerinde,Afrika’nınormanlarındayadaTokyo’nunkalabalıksokaklarındabir yerde, genlerinin bir köşesinde bambaşka bir tarih saklı olan birininbulunmadığınıkimbilebilir?

1O

AVCILARVEÇİFTÇİLERCro-Magnon taş teknolojisi,Neandertallerin kullandığı aletlere göre çok

önemli üstünlükler taşısa da, eski taş devrinde yaşam hâlâ avcılığadayanıyordu. Arkeologlar, taş devrini, kullanılmış olan taş aletlerin tipinegöre üç kısma ayırır. Kolay ve hızlı sonuç veren bu sınıflandırma bazıaçılardan tam olarak belirleyici değilse de, arkeolojik kazılarda elde edileneserlerin temelözelliklerini tanımlamada faydalıdır.Deneyimlibirarkeolog,tanımlamadayardımcıolaninsankemikleriolmadanda,birkazıdançıkantaşaletlerinveyadiğereşyalarınözelliklerinegöre,bunlarıneski,ortaveyayenitaşdevrineaitolduğunubirbakıştaanlayabilir.

Eskitaşdevriyadapaleolitikdönem(Yunancaeskivetaşsözcüklerindengelir), ikimilyonyılönce insanların ilkkez taşaletlerkullanmayabaşladığıtarihle,15binyılöncesonbuzuldevrininbittiğitariharasındageçenzamanıkapsar. Bu dönemin ilk zamanlarında kullanılan kaba el baltalarıyla, sonzamanlarında görülen ve ince bir işçiliğe sahip çakmaktaşından yapılmışaletlerarasındabüyükfarklarvardır.Bugelişmesürecinindeğişikevreleriniayırt etmek için paleolitik dönem alt, orta ve üst diye üçe bölünür. Altpaleolitik dönem, yaklaşık olarakHomo erectus, orta paleolitik dönem deNeandertaller zamanına rastlar. En sonuncusu olan üst paleolitik dönem iseHomosapiens‘in100binyılönceAfrika’daortayaçıktığı tarihtebaşlar.40

Page 106: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

binyada50binyılönce,ileritaşteknolojisinesahipilkHomosapiensolanCro-MagnonlarınAvrupa’dagörülmesiylebukıtadadaüstpaleolitikdönembaşlamışolur.

Son buzul devri bittikten sonra başlayan orta taş devri ya damezolitikdönem tarımın başlamasına dek sürer. Mezolitik dönem ile üst paleolitikdönem arasındaki sınırbelirsizdir. Bu devirlerde taş, kemik ve geyikboynuzundan yapılan aletler incelikle ve ustaca işlenmiştir. Denizkenarlarında arkeolojik alanlara daha sık rastlanır. Orta ve üst paleolitikdönemler arasındaki zamanlarda görülen taş teknolojisi, tümüyle yeni birözellik taşımamaktadır. Mezolitik dönemden sonra ortaya çıkan ve birçiftçilik devri olan yeni taş devri ya daneolitik dönemde buğday saplarınıkesmek için kullanılan oraklar ve tahılları öğütmek için kullanılan taşlartamamen yeni aletlerdir. Ayrıca çanak çömlek yapımı da bu zamanlardabaşlar.

Üst paleolitik dönemde, Avrupa’da yaşamış olan Cro-Magnonlar küçükgöçebe gruplar oluşturur, avladıkları hayvanların peşinden gider vemevsimleregörekonakladıklarıyerlerideğiştirirlerdi.Bugündünyadaçokazinsan bu şekilde yaşar.Çoğumuz için (bu kitabı okuyanların çok büyük birkısmı için) yaşamın temeli değişmiştir. Çağdaş dünyayı yaratan şey taşaletlerin şekil ve tarzındaki değişim ve incelikler değil, bunları gölgeleyendiğerbir teknolojikdevrimdir.Budevriminadı tarımdır.Yiyeceküretiminindüzenlenmesiyle birlikte insanın yaşamı epi topu 10 bin yıllık bir süreçtetanınamayacakkadardeğişmiştir.

10 bin yıl öncesine kadar avcı-toplayıcı olan atalarımız, dünyanınerişilmesigüçköşeleridışındahertarafayayılmıştı.SibiryayoluylaKuzeyveGüney Amerika’ya gidilmişti. Denizler aşılıp Avustralya ve Yeni Cine’yevarılmış, Afrika ile Avrupa kıtalarının yaşamaya elverişli yerlerineyerleşilmişti. İnsan elinin değmediği yerler, PolinezyaAdaları,Madagaskar,İzlanda ve Grönland Adası‘ydı. İnsanlar on ila elli kişilik gruplar halindedolaşıyor, avlayabildikleri ya da leşini buldukları hayvanların etiylebesleniyorveyabaniotlarınköklerini,fıstıkvemevsimmeyvelerinitoplayıpyiyorlardı. Daha sonra, değişik zamanlarda ve birbirinden bağımsız olarak,dünyanın en az dokuz farklı bölgesinde yabani mahsulleri ve hayvanlarıevcilleştirmeye başladılar. Evcilleştirme ilk olarak, 10 bin yıl önceOrtadoğu’dagerçekleştivebirkaçbinyıliçindedünyanındiğerbölgelerinde,Hindistan, Çin, Batı Afrika ve Etiyopya, Yeni Cine, Orta Amerika veABD’nindoğukısımlarındayenitarımmerkezlerioluştu.Budönüşümanidenmeydanagelmemişti,fakatbirkerebaşladıktansonra,türümüzünizlediğirotaüzerindedeğiştirilmesivegeridönüşümümkünolmayanbiretkiyaratmıştı.

Page 107: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Tarımınnedenodönemdebaşladığıveyeryüzünündörtbiryanınadağılanvearalarındabirilişkiolduğunadairgerçekçibirolasılığınbulunmadığıinsantoplulukları arasında aynı anda nasıl yayıldığı gibi sorulara verilecektatminkâr bir yanıt hiçbir zaman bulunamamıştır. Son buzul devrinin sonderece elverişsiz olan iklim şartları, insanların tarıma başladığı zamanlardaoldukça düzelmişti. Havalar ısınıyor ve yağışlar artıyordu. Yağmurlarındüzeni değiştikçe av hayvanlarının hareketlerini kestirmek zorlaşıyordu.Fakat,bütünbunlarbileinsanlarınavcılığıtemeldenbırakıptarımsalyaşamageçişlerini açıklamaya yetmez. Bu değişim neden daha önce olmamıştır?İnsanınevrimsürecinde,değişikbuzuldevirleriarasındakizamanlardadabutürdeneyimlereelvereniklimselkoşullaroluşmuştu.Mevcutolmayantekşey,insanınbunungerektirdiğizekâdanyoksunoluşuydu.

Tarımın icadının temelinde yatan nedenler ne olursa olsun, etkisikonusunda hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Öncelikle, insan nüfusu artmayabaşladı. Yöresel olarak büyük farklar görülmesine rağmen, çok kaba birhesaba göre, bir avcı-toplayıcının yaşamını sürdürebilmesi için onkilometrekarelik bir alan içindeki doğal kaynaklara ihtiyacı vardı. Bu alan,tarımürünleriyetiştirmekyadahayvanbeslemekiçinkullanılırsaverimellikat artıyordu. Ayrıca, av hayvanlarını ya da yabani mahsulleri takip etmekiçinhermevsimyerdeğiştirmeyedegerekkalmamıştı.Giderekkalıcıçadırlarkuruldu ve zamanla köy ve kasabalar oluştu. Kısa bir süre sonra insanlarharcadıkları çabadan çok daha fazla ürün almaya başladılar. Artık herkesinsürekli bu yönde çalışmasına gerek kalmamıştı; böylece el sanatları ya dadiğersanatlarda,tasavvufvebenzerialanlardauzmanlaşmabaşladı.

Fakat bunların tümünün olumlu gelişmeler olduğu söylenemez. Köy vekasabalarda evcilleştirilmiş hayvanlarla yoğun insan nüfusunun iç içeyaşaması salgın hastalıklara yol açtı. İnsanlar, damızlık hayvanlardankızamık,veremveçiçek;domuz,ördekvetavuklardandagrip,boğmacavesıtmahastalıklarınıkaptılar.Bugünaynısüreç,AIDSvedelidanahastalıklarıiçindegeçerlidir.Buhastalıklarlaaşılananinsanlarınyavaşyavaşbağışıklıkkazanmasına karşın, hastalığa neden olanmikrop ya da virüsler, bağışıklığıolmayaninsantopluluklarınarastladığındabüyükbirşiddetlesaldırmaktadır.Budüzen insanlık tarihinde tekrarlanıpdurmuştur.KristofKolomb’un1492yılındaAmerika’yı keşfetmesinden sonra,KuzeyAmerika kıtasına yerleşenAvrupalıların yaşamı,Amerikan yerlilerine tesadü fen (ya da bazen kasten)aşıladıkları ve milyonlarca yerlinin ölmesine neden olan çiçek gibi salgınhastalıklarsayesindekolaylaşmıştır.

Bildiğimizkadarıyla,evcilleştirmesürecinin ilkçekirdeği,Yakındoğu’da“Bereketli Hilal” diye bilinen bölgede yer almıştır. Bugün kısmen Suriye,

Page 108: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Irak,Türkiyeveİran’ıiçinealanbubölge,DicleveFıratnehirleritarafındansulanır. Avcılıkla geçinen insanlar ilk önce bu bölge ve civarında toplanıpyabani otların tohumlarını yiyerek yaşamlarını sürdürmeye başladılar.Başlangıçta, mevsimlere göre göç eden ve bölgedeki çayırlardan geçenantilopsürülerinedeihtiyaçlarıvardı;fakataynızamandatohumlardabolduvetoplamasıkolaydı.Bu,tarımdançokyabaniürünleritoplamayadayandığıiçin toplayıcılığın bir başka şekliydi. İnsanlar tohumları toplarken doğalolarakbunlarınbirkısmıetrafasaçıldı,filizlendiveertesiyılürünverdi.Budurumu fark eden insanlar, bundan sonra bilinçli olarak tohum ekip ürünalmaya başladılar. Zaten, o tarihlerde yabani yiyeceklerin bol olmasınedeniylebubölgedekalıcıbirşekildeyerleşmeyebaşlamışlardı.Giderekenfazlaürünverenbitkilerseçildivebunlarıngenetikvaryantlarıgenhavuzundaçoğalmayabaşladı.Böylecegerçekanlamdaevcilleşmebaşlamışoluyordu.

Dahasonrakizamanlardaaynıişlem,dünyanındiğerbölgelerindedeğişikürünlerletekrarlandı:Çin’depirinç,YeniCine’deşekerkamışıvekulkas,OrtaAmerika’da teosint (yabani mısırın atası), ABD’nin doğusunda kabak veayçiçeği, Hindistan’da fasulye, Etiyopya’da akdarı ve Batı Afrika’dasüpürgedarısı. Yalnızca yabani bitkiler değil, vahşi hayvanlar daevcilleştirildi.Damızlık hayvanlar, koyun ve keçi, önceYakındoğu ve dahasonra Hindistan ve Afrika’da evcilleşti. Çin’de domuz, Asya kıtasının ortabölgelerinde atve sığır (yak) ve Güney Amerika’da And Dağları‘nda lamaevcilleştirilerekhizmetesunuldu.Bazıtürlerinevcilleşmeyekarşıkoymasınarağmen-örneğinhiçbirgeyikgünümüzdebilegerçekanlamdaevcildeğildir-,yiyecek üretimi için vahşi hayvanların ve yabani bitkilerin esir alınması,Homosapieus’indünyayıişgalederekhâkimolmasınısağlamıştır.

Peki bütün bunlar nasıl gerçekleştirildi? Neandertallerin teknolojiaçısından daha ileri olanCro-Magnonlar tarafından bir kenara itilmesi gibi,avcı-toplayıcıolaninsanlardayerleriniçiftçiliklegeçinenleremibırakmıştı?Yoksa,çiftçilerinkendilerideğilde,tarımfikrimiYakındoğu’danAvrupa’yayayılmıştı?Budadiğer rakipkuramlargibi genetiğin çözeceğibir soruydu;böylecebunuaraştırmayakoyulduk.

Çalışmalarımızadevametmekiçingerekliolanüçyıllıkaraştırmafonunugüvenceyealdıktansonra,1994yılıyazmevsimigelinceyekadar,ikiyılönceGaller seyahatimizde toplamış olduğumuz örneklere ek olarak Avrupa’nındört bir yanından birkaç yüz DNA örneği daha topladık. Bunların çoğunuaraştırma ekibimizdeki arkadaşlar veya fırsat doğdukça diğer dostlarımızgerçekleştirdi.Arkadaşlarımdanbiri İspanya’nınBaskbölgesindengelenbirkızla nişanlıydı ve bir kutu neşter ile gidip eşin dostun ve aile üyelerininparmaklarını delerek müstakbel akrabalarını şoka uğrattı. Laboratuvarımda,

Page 109: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

yazınbaşkabiraraştırmaüzerindeçalışanAlmanbir tıpöğrenciside,örnektoplamaaletlerininbulunduğukutuyusırtçantasınaatıpBavyera’daplanörleuçmaya gitti. Bazı DNA örnekleri de, bizimle hemfikir olanmeslektaşlarımızın Almanya ve Danimarka’dan gönderdiği ve içindeseloteyple tutturulmuş saç telleri olan küçükpaketler halinde elimize ulaştı.Saç kökü iyi bir DNA kaynağı olmasına rağmen, çalışma açısından kolayolmayanbirmaddedirvebirçokkimsenin,özellikledesarışınların,saçteliniköküylebirliktekoparmakzordur.Ayrıcasaçıçekipkoparmakinsanıncanınıacıtır.

Bir yıl daha geçirip 1995 yılının yaz aylarına geldiğimizde, İspanya,İsviçre ve Suudi Arabistan gibi uzak bölgelerdeki araştırmacılarınmitokondriyal DNA ile ilgili çalışmalarını açıkladıkları makaleler bilimselliteratürde boy göstermeye başladı. Çalışmaların bilimsel dergilerdeyayımlanabilmesi için bunlarla ilgili kaba verilerin, bu konudakimitokondriyal

DNA nükleotid sırasının, herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bir veritabanındaaçıklanmasıgerekir;busayedebizdebumakalelerdenyararlanarakörnek sayımızı artırdık. Makalelerde yazılanlar pek ümit vaat etmiyordu.Veriler üzerinde yapılan ve iki toplum ortalamasının karşılaştırılıp, o sefiltoplumağaçlarınınçizimini içeren istatistikçalışmalar,ozamankibilgisayarprogramlarıyla kısıtlı sonuçlar veriyordu. Elde edilen sonuçlara göretoplumlar birbirine çok benziyordu ve araştırmacılar Avrupa’da yapılacakmitokondriyal DNA çalışmalarının yararı konusunda hayli karamsarlardı.Değişik bölgelerde yaşayan insanların DNA nükleotid sırasında çok dahabüyük farklılıklar bulunan Afrika kıtasındaki genetik dramlakarşılaştırıldığında,Avrupa’nınhiçde ilginçolmayansönükverilersunduğudüşünülüyordu. Bense hiç de bu fikirde değildim: Bir sürü değişken vardı.Aynıolanikisırayaenderolarakrastlıyorduk.Afrika’nın“dahailginç”olmasınefarkederdi?BizAvrupa’yıanlamakistiyordukvebunubaşaracağımızdanemindim.

Avrupa’yla ilgili tüm verileri bir araya getirdikten sonra, nükleotidsıralarını, aralarındaki evrimsel ilişkiyi görebilecek şekilde sınıflandırmayabaşladık. Polinezya’da bunu yapmayı başarmış, birbirinden farklı olduğuaçıkça belli olan iki dilim bulmuş ve bunların farklı coğrafi kökenlerinikeşfetmiştik. Avrupa’da bunun çok daha zor olacağını anlamamız uzunsürmedi. DNA moleküllerindeki nükleotid sırasına göre evrim ağacı çizenbilgisayar programına verileri girdik. Sonuç kâbus gibiydi.Bilgisayar, uzunbirsüredüşündüktensonra,birbiriyleaynıderecede tutarlıgörünenbinlerceseçenek üretti. Gerçek ağacın ne olduğuna karar veremiyordu. Durum

Page 110: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

umutsuz görünüyordu. Kötü bir duruma düşmüştük. Avrupa’da görülenmitokondriyalDNAnükleotidsıralarınıbirbirinebağlayacakuygunbirevrimdüzeni olmaksızın sonuçlarımızı yayımlamak zorunda kalacaktık. Busonuçlarıüçyılboyuncaçokçalışarakveçokparaharcayarakeldeetmiştik.Şimdiyse bunun karşılığında sönük ve bana göre oldukça anlamsız nüfuskarşılaştırmaları içeren bir makale yazacaktık; Hollandalılar genetik olarakİspanyollaradeğilde,dahaçokAlmanlarabenziyorgibi.Vaybe!

Bu sefil yola sapmadanönce -araştırmamızıngerektirdiğimaddi desteğidevam ettirebilmek için kısa zamanda bir şeyler yayımlamak zorundaydık-kabaverilereyenidenbaktık.Bunubilgisayarlayapmakyerine,ufakkâğıtlaraşekillerçizmeyebaşladık.Yinede sonuçlarabir anlamveremedik.Örneğin,elimizde birbiriyle ilişkisi olduğu belli olan dört nükleotid sırası varken,bunları belirli bir evrimsel düzene oturtamıyorduk. Şekil 4a’da bunun birörneğiyeralmaktadır.Asırası referans sıramızdı.B189.konumdaveCde311. konumda bir mutasyon geçiriyordu. Buraya kadar her şey kolaydı.Başlangıçta sıraA iken, 189. konumda oluşanmutasyon sonucuB sırasınadönüştü. Aynı şekilde, 311. konumda meydana gelen mutasyon A sırasınıC’ye dönüştürdü. Burada da hiçbir sorun yoktu. Hiçbir belirsizlik yoktu.Fakat, D gibi 189. ve 311. konumlarda mutasyona uğramış bir sıra ile neyapabilirsiniz?

Page 111: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

D, 311. konumdaki mutasyon sonucu B’den ya da 189. konumdakimutasyon sonucuC’den gelmiş olabilir (bkz. Şekil 4b).Nasıl olmuş olursaolsun, aynı konumda gerçekleşen birden fazlamutasyon vardı. Bilgisayarınaklının karışmasına şaşmamak gerekiyordu. Bu belirsizliği çözemediği içinher iki ağacı da çiziyordu. Programın başka bir noktasındaki diğer birbelirsizlik,ağaçsayısınıdördeçıkaracaktı.Başkabirtanesiisesekize…Vebuböyle sürüp gidecekti. Bu kadar çok veri olunca, bilgisayarın yüzlerce vehatta binlerce ağaç seçeneği üretmesi için tekrar tekrar mutasyon olmasıgerekmiyordu. Bu sorunun üstesinden nasıl gelecektik? Gerçekten birçıkmaza girmiş gibiydik. Daha sonraki haftalarda bir çözüm buldumdüşüncesiyle kâğıt kaleme sarılacak, fakat yarı yolda bunun bir anlamıolmadığını anlayacaktım.Fakatnihayet, oturupkahve içippeçetelerüzerinebirşeylerkaraladığımbiranda,çözümaklımageldi.Kusursuzbirağaçeldeetmeye çalışma. Belirsizlikleri oldukları yerde bırak. Aralarında kararvermeye çabalayacağına, bunu bir kare gibi çiz (Şekil 4c). D’nin nasıloluştuğunu bilmediğini itiraf et ve üstünde durma. Kendimi bir kere buçıkmazdan kurtardıktan sonra gerisi kolaydı. Artık dinlenebilirdim. Artıkbinlerce seçenek arasından en kusursuz olanını seçmeye çalışmıyordum.Yalnızca bir şekil vardı ve bu bir ağaç değil, bir ağ örgüsüydü. Bunun dadoğalolarakbelirsizyanlarıvardı,fakatgenelşekliveyapısıbilgidoluydu.

Page 112: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Bu tür bir senaryonun kuramsal yönü üzerinde çalışan Hans-JürgenBandelt adındaki Almanmatematikçinin varlığından bizimOxford ekibininhaberiyoktu.Bandelt,bizimevrimselşemamızdakigibiparalelmutasyonlariçeren DNA nükleotid sıralarını birleştirmenin en iyi yöntemini bulmayaçalışıyordu.Doğruvegerçekverilereihtiyacıolduğuiçin,obiziaradıveişteozamanaynıçizgiüzerindedüşündüğümüzüvesorunuağaçyerineağörgüsüşeklindeçizgilerleçözümlemeyeçalıştığımızıanladık.Aramızdakibüyükfarkşuydu:Hans-Jürgen,buağörgüleriniuygunbirşekildeçizmeyevebunlarıngeleneksel ağaçlara bir alternatif oluşturduğunu kanıtlamaya çalışırken,matematiğingücünebaşvuruyordu.

Buönemliengelideaştıktansonra,AvrupaDNAverilerininyavaşyavaşaldığıgörünümeodaklanabilirdikartık.Polinezya’da,farklıolduklarıaçıkçabelliolanikigrupDNAolmasınakarşılık,Avrupa’dakimitokondriyalDNAnükleotidsıraları,sankibirbirindenkopmuşgibigörünenbirtakımgruplaroluşturuyordu.BunlarçokbelirgindeğilvePolinezyaörneklerigibiçokdafarklıdeğildi.Öyleki,DNAdilimlerindekimutasyonsayılarıgiderekazalıyordu.Sınırlarıbelirleyebilmekiçinbunlarıçokdikkatliincelemekgerekiyordu.MartinRichards’labirliktebunlarıbirbirineenmantıklışekildenasılekleyebilirizdiyesaatlercedüşündük.Kaçdilimvardı;beşmi,altımı,yoksayedimi?Bunakararvermekzordu.Öncealtıdakararkıldık.Fakatdahasonra,altıdilimdenenbüyükolanınıikiküçükparçayabölmeyisağlayanbiripucunugözdenkaçırdığımızıanladık.Bubizeyedidilimveriyordu,kişimdibütünAvrupa’nınçatısınınbuyedi

Page 113: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

mitokondriyalDNAdilimindenoluştuğunubiliyoruz.

O zamanlar bizi asıl ilgilendiren şey, kaç DNA dilimi olduğu değil,gerçekten DNA’nın böyle dilimlere ayrılıp ayrılmadığını anlamaktı.Verilerimiz, 1995 yılı yazından önce yayımlanmış bilimsel makalelerdebelirtilen ve araştırmacıların Avrupa’da mitokondriyal DNA ile ilgiliçalışmalara karamsar bakmalarına neden olan homojen ve plansız birgörünüm sergilemiyordu. Bu dilimleri tespit etmek zordu ve gerçekten ağörgüsü sistemi olmaksızın imkânsızdı. Fakat bunların var olduğu kesindi.Artık, tanımlanmışolanbuyedi dilime sahipolduğumuzubildiğimizegöre,bundan sonra yapılacak şey bunların nerelerde bulunduğu ve ne kadar eskiolduğuydu. Elimizde mitokondriyal kontrol bölgesinin mutasyon hızınıbelirtenbirdeğerolduğundan,heryedidilimdenbirindekimutasyonsayısınadayanarak evrim sürecini hesaplayabilecektik. Polinezya’da bulduğumuz ikifarklıDNAdilimininherikisideçokazmutasyoniçerdiğiiçinbundabaşarılıolmuştuk. Polinezyalılar bölgeye en fazla 3000 ila 4000 yıl önce yerleşmişolduğundan,buDNAdilimlerindemutasyonsayısınınazolmasınormaldi.İkifarklı adadan gelen Polinezya DNA dilimlerinin genetik tarihini mutasyonhızına göre hesapladığımızda, bunun arkeolojik kalıntılara bakılarak tahminedilen tarihle uyuştuğunu görmüştük. En çok mutasyon, insanların ilkyerleştiği Batı Polinezya Adaları Samoa ve Tonga’dan gelen DNAörneklerinde görülüyordu. Bunların hesaplanan genetik yaşı 3000’di ve busayı arkeolojik yaşa çok yakındı. Daha doğuda olan Cook Adaları‘ndamutasyon sayısı daha azdı ve bu adalara insanlar daha sonraki zamanlardayerleşmişlerdi. En son yerleşilen Polinezya adası olan Aotearoa’da (YeniZelanda)iseDNAdilimlerininiçerdiğimutasyonsayısıçokazdı.

AynıyöntemiAvrupa’daeldeettiğimizDNAdilimlerineuyguladığımızdabir sürprizlekarşılaştık.Derskitaplarında ısrarlavurgulandığıüzere, sononbin yıllık süreç içerisinde insanlar tarımsal amaçlarla Yakındoğu’danAvrupa’yagöçetmişolduğundan,Polinezyakadarolmasada,Avrupaiçindenispetengençbiryaşbekliyorduk.Fakat,yedidilimdenaltısınıngenetikyaşı10bindençokdahayüksekti.Avrupa’nıngenetiktarihikonusundahepimizeöğretilen, tarımla uğraşan Yakındoğu insanının, nüfusun çok artmasısonucunda, yavaş da olsa, önüne geçilemeyen göçlerle Avrupa’ya gelerekburada yaşayan avcı-toplayıcı toplumları ortadan kaldırdığıydı. Bu savdoğruysa,mitokondriyalDNAdilimlerinin,hepsinindeğilsebile,enazındanbüyükbirkısmınıngenetiktarihinin10binyılveyadahaazolmasıgerekirdi.Fakat,yedidilimdenyalnızcabirtanesibunauyuyordu.Diğeraltısıçokdahayaşlıydı. Elimizdeki DNA nükleotid sıralarını tekrar kontrol ettik.Olduğundan daha mı fazla mutasyon saymıştık? Hayır. Hesaplarımızı da

Page 114: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

tekrar kontrol ettik. Onlar da doğruydu. Karşımıza çıkan şey gerçekten birbilmeceydi; ancakyerleşikbilgileri asla sorgulamamıştık, takiBaskhalkınıinceleyinceyekadar.

Daha önceki bir bölümde bahsedildiği üzere, Baskların, Avrupa’nınyerleşik avcı-toplayıcı nüfusunun soyundan gelen yegâne insanlar olduğuvarsayılır. Tamamen farklı bir dil konuşan ve Avrupa’da tarımsal yaşamınbenimsendiği en son bölgede yaşayanBasklar, çok özel bir toplumu temsilederlervebununlagururduyarlar.BasklarındışındakalandiğerAvrupalılarınsoyu Yakındoğu’nun eski çiftçilerine dayanıyorsa, avcı-toplayıcı devringünümüze uzanan tek soyu olan Baskların mitokondriyal DNA nükleotidsırasının çok farklı olması gerekir. Onlardan, başka hiçbir yerderastlamadığımız mitokondriyal DNA dilimleri elde etmemiz gerekir. Oysa,BasklıdostlarımızınmitokondriyalDNA’larıhiçdefarklıdeğildi.TıpkıdiğerAvrupalılarınki gibiydi; tek bir farkla: Altı DNA diliminin hepsi oradaydı,yalnızcaçokdahagençolanyedincidilimin izine rastlanmamıştı.DahaçokBask örneği topladık. Sonuç değişmedi. Basklara has bir nükleotid sırasıyoktu;diğerAvrupalılarnekadarAvrupalı ise,BasklardaokadarAvrupalıidi. Böylece, avcı toplumun, dışarıdan gelen neolitik çiftçiler tarafından biryana itilip yok edildiği senaryosunun doğru olmadığı ortaya çıkıyordu.Basklar, palcolitik avcı-toplayıcı nüfusun soyundan geliyorlarsa, o haldebirçoğumuzdabusoydangeliyorduk.

NeolitikdönemerastlayanengençyedinciDNAdiliminedenBasklardayoktu? Bu dilimin yaygın olduğu bölgeleri Avrupa haritası üzerindeişaretlediğimizde ortaya olağanüstü bir tablo çıktı. İlk altı DNA dilimininhepsi, bölgelere göre yaygınlıkları farklı olmakla beraber, Avrupa’nın hertarafındamevcuttu.Engençolanyedincidiliminiseözelbirdağılımıolduğugörülüyordu. Bu dilim, içerdiği mutasyonlar biraz farklı olan iki dalaayrılıyordu. Bunlardan biri Balkanlar’dan başlayarak kuzeye yöneliyor,Macaristan’dangeçiyorveOrtaAvrupa’dakinehirvadileriniizleyerekBaltıkDenizi’nde sona eriyordu. İkinci dal ise Akdeniz’e özgüydü; Akdenizboyunca İspanya’ya ulaşıyor, Portekiz sahillerini ve Atlantik Okyanusukıyılarını takip ederek İngiltere’nin batısına varıyordu. Bu iki genetik yol,arkeolojikverileregöre,çiftçilikleuğraşan ilk insanların takipettiğiyollarlatamamen aynıydı. Avrupa’daki ilk tarım bölgeleri, buralarda yaşayaninsanların yaptıkları çanak çömleklerle kendini belli eder; tıpkı Lapitaseramiklerinin Polinezyalıların Pasifik’te ilk yerleştikleri yerleri belirtmesigibi. İnsanların 7500 yıl önce Balkanlar’dan çıkıp Orta Avrupa’yagittiklerininkanıtıda,buyerlerdebulunanveözelbir tarzdasüslenmişolanşeritli çanak çömleklerdir. Bu tarz süsleme sanatında, eşya, çamur üzerine

Page 115: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

oyulan soyut geometrik şekillerle süslenir. Şeritli çömlek sanatına, OrtaAvrupa’da, en genç DNA diliminin bugün bile yaygın olduğu yerlerderastlanır. Orta ve Batı Akdeniz’de ilk tarım alanlarını işaret eden diğer birçömlek tarzı daha vardır. Baskılı seramik denilen bu tarz eserlerde, çamurfırınlanmadan önce, eşya üzerine deniz kabukları gibi birtakım nesnelerbastırılarakçömleğeşekilverilir.Butürsanateserlerininbulunduğuyerlerdeise yedinci DNA diliminin ikinci dalı yaygındır. Bu izlenimler tesadüfiolamazdı. Genç mitokondriyal dilimin iki dalı da Avrupa’ya göç eden vetarımlauğraşanilkinsanlarınizindengidiyordu.

Dünyaya, Avrupa’nın tarih öncesi zamanlarına ait güncel bilgilerimizinyanlış olduğunu duyurmadan önce bir kanıta daha ihtiyacımız vardı. GençDNAdilimigerçekten,çiftçilikleuğraşanilkinsanlarınkanıtıysa,ozamanbudilimin Avrupa’ya kıyasla Yakındoğu’da daha yaygın olarak bulunmasıgerekirdi.Araştırmamızınbusafhasındaelimizde,dünyanınbubölgesineaitolarak yalnızca Suudi Arabistan’daki Bedevilerden gelen DNA örneklerivardı.Avrupalılardanyalnızyüzde15-20’sinde(incelenentoplumagöre)gençDNAdilimimevcutken,Bedevilerdebuoranyüzde50idi.

Avrupalıların büyük bir kısmının soyunun, neolitik dönemden çok dahagerilere,NeandertallerinyerinegeçenilkCro-Magnonlarıdaiçerenpaleolitikdönemin avcı-toplayıcı insanlarına dayandığını gösteren kanıt artıkelimizdeydi. Tabii, neolitik dönemde Ortadoğu’dan gelen yeni insanlar daolmuştu; genç DNA diliminin çizdiği coğrafi haritanın, tarımla uğraşan ilkinsanlarınhareketlerinigösterenarkeolojikharitaylatamamenaynıolmasıdabununkanıtıydı.Fakat bubüyükölçekli bir yerdeğişimini bulgulamıyordu.ÇağdaşAvrupalılarınenfazlayüzde20’sindebugençDNAdilimimevcuttu.Artıkaraştırmasonuçlarımızıaçıklamayahazırdık.

Page 116: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

11

HOŞDEĞİLProfesör Luigi Luca Cavalli-Sforza, saygın olduğu kadar zarif de bir

insandır. Yetmişlerinin sonunda olmasına karşın dimdik durur ve gümüşrengindeki saçları her zaman düzgün bir biçimde taralıdır. Gündüzleriakademik çevrenin işlek konferans salonlarında kendini nasıl evinde gibihissediyorsa,geceleriünlümüşterileriniağırlayan lüks lokantalardadabirokadar rahattır. Genetik bilimine olan katkısı ve bu alandaki etkinliğisonsuzdur.İtalya’dayadadahasonraStanfordÜniversitesi’nde(Kaliforniya)onunyanındayetişmişolanbiliminsanları,bugüninsantoplumlarınıngenetiğialanındaönemliakademikgörevleryüklenmişlerdir.Avrupa’nın tarihöncesidevirleriniaçıklayanvegeçtiğimizyirmibeşyılboyuncadünyayahâkimolankuramı ilk oluşturan kişi Luca’dır. Bu kurama göre, arkeologların dadesteklediği gibi,Yakındoğu’dan gelen çiftçi toplumbaskın çıkmış veCro-Magnonlar Neandertalleri nasıl ortadan kaldırdıysa, onlar da Cro-Magnonlarıntorunlarınabaskıngelmişlerdir.Bahsedilençokbüyükçaptabiregemenliktirvebusavgerçektendoğruysa,

Avrupalıların çoğunun avcı-toplayıcı değil, tarımla uğraşan insanlarınsoyundangeliyorolmasıgerekir.

Luca,Avrupa’nınhertarafındanbinlercekanörneğivediğergenetikveritopladıktan sonra, bunları bir araya getirerek gen frekanslarının değişimölçüsünühazırladı.Değişimölçülerinden,bunlarınanabileşenlerinigösterenve bir harita üzerinde çizgilerle belirtilen basit vektörler elde etti. İlk gözeçarpan şey, ilk ana bileşenin, Türkiye’de Anadolu’dan başlayıp, diyagonalolarak Avrupa’yı keserek İngiltere’ye ve kuzeybatıda İskandinavya’yaulaşmasıydı. Bu tespit, Luca ve çalışma arkadaşları için insanların büyükkitlelerhalindeYakındoğu’danAvrupa’yagöçettiklerinitasdikedenbirimzaanlamını taşıyordu. Bu genetik eğimde, güneydoğu-kuzeybatı ekseni iletarımla uğraşan ilk insanların arkeolojik verilere göre takip ettikleri yollararasındakiuyumsondereceinandırıcıydı.ÇiftçilerAvrupa’yıistilaetmişlerdi.

Cavalli-Sforza’nın ulaştığı sonucun etkisi, arkeoloji ve benzeri bilimdallarınındakatkısıyla,insangenetiğinindarsınırlarınınçokötesineyayıldı.Bu sonuçlarla aynı fikirde olmayan ve kayıtlarda göçlerin küçük bir grupinsanıiçerdiğinibelirtenişaretlergörenbazıarkeologlarbulunmasınarağmen,bukişiler sesleriniduyurmakta zorlandılar.Her akademikdaldaolduğugibiarkeolojidedepopülergörüşlervardır;ozamanlar,Avrupa’yadışardangelençiftçilerin buraya büyük kitleler halinde göç ettikleri düşüncesi revaçtaydı.

Page 117: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

OysaCavalli-SforzavemeslektaşıAmerikalıarkeologAlbertAmmerman’ın1970yılındadüşüncelerini ilkdefaaçıkladıklarızamanhalböyledeğildi.Oyıllarda insanlar bunun yerel bir gelişme olduğunu düşünüyorlardı; büyükçapta göçler olmamış, tarım yöntemleri Avrupalı mezolitik avcı-toplayıcınüfus tarafından yavaş yavaş benimsenmiş ve uygulanmıştı.Ammerman veCavalli-Sforza’nınönesürdüğüilktez,Yakındoğu’danAvrupa’yadoğruazdaolsabirgöçhareketiolduğunuimaediyordu.Olay,düşmancabirentelektüelatmosferiçinde,meydanokuyanbiryaklaşımlatanımlanmıştı.Göçhareketine“demik difüzyon” (demik yayılma) adı verilmişti. Demik, “insanlara ait”anlamına gelir ve difüzyon da tarımla uğraşan insanların yerleşim alanlarıolan Yakındoğu’dan zamanla yayılmasını ima eden yumuşak bir ifadedir.Bununla birlikte, “demik difüzyon” yalnızca tanımlayıcı bir ifade olmayıp,bunun güçlü birmatematiksel temeli de vardı. ArthurMourant’ın üstün vegüvenilirrehberiveherşeyin-hayvanlar,insanlar,genler,fikirler-genişleyenbir merkezden dışa doğru yayılımını tanımlayan denklemler üreten, ünlüistatistikselgenetikuzmanıR.A.Fishertarafındangeliştirilmişmatematikselbir modele dayanıyordu. Bu matematiksel modele “ilerleme dalgası” diyeçarpıcıbiradverilmişti.

Matematiksel modelin adı olan “ilerleme dalgası”, son yirmi beş yılda,tarımlauğraşaninsanlarıngittikleriyerlerdeçiftçiliğiyaymasıanlamınagelen“demik difüzyon”un yerine geçmiştir. Ben bunun nedenini tam olarakanlamıyorum.Belkipekçokkişiolayıkabulettiği için,bunuartıkyumuşakve inandırıcıbir şekilde sunmayagerekkalmamıştı,belkidedahagüçlübirifadeilearkeologlarınilgisiçekilmekistenmişti.Herneise,çarpıcıbirifadeyerinidahayumuşakbir ifadeyebırakmıştı.Artık toplumunaklındangeçen,tarımın yavaş yavaş insanlığı etkisi altına aldığı değildi; tarım, önünegeçilemeyen göçler sonucu gelen insanların ortalığı kasıp kavurması vesonuçtakuvvetebaşvuraraktopraklarıelegeçirmeleriylegerçekleşti.Tarımlauğraşan insanların yerli halkı egemenlikleri altına aldığına arkeologlar dainanıyordu.

Cambridgeli değerli arkeolog Colin Renfrew’a göre, bu müthiş insandalgası tarımıAvrupa’ya tanıtmakla kalmamış, Avrupa dillerinden çoğununkökeni olan dil ailesinin de burada yerleşip yayılmasını sağlamıştır. Bazıprofesyoneldilbilimcileregöreokadardaaçıkolmamasınakarşın,Avrupa’dakonuşulandillerinhepsininaynıköktengeldiğineşüpheyoktur.BunlarHint-Avrupadilailesindendir.Budilleriöğrenmeyeçalıştığımızda,cümleyapılarıve sözcükler göz önünde bulundurulduğunda aralarında bir ilişki yok gibigörünür. Ama bir dilbilimci, İngilizce, Portekizce, Yunanca ve Galceninbirbiriyleilişkisinikolaycafarkedebilir.Bunaistisnaoluşturanlar;Baskların

Page 118: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Euskaradili,Estonca,Fince,LaponcaveMacarcadır.Euskara’nınkonuşulanAvrupadilleriarasındaözelbiryeriolmasınavediğerdilieriearasındabirbağbulunmamasına(bazıdilbilimcilerbudilleKafkasya’nındağlıkbölgelerindekonuşulandillerarasındabirilişkigörmektedir)karşılık,diğerdörtdil,kökeniçokdahadoğudaolanUraldilailesindendir.

Hint-Avrupa dillerindeki Hint sözcüğü, Avrupa dilleri ile Sanskritarasında yalnızca dilbilimcilerin kesin olarak tanımlayabildiği bir ilişkiyibelirtir.Builişki,1786yılındaHindistan’daİngilizyönetimininyargıcıolarakçalışmış olan William Jones tarafından keşfedilmiştir. Çok meraklı birbiliminsanı olan Jones, bugün karşılaştırmalı dilbiliminin temeli olan dilailelerikavramınıicatedenkişidir.Bukavramagöre,aynıdilailesindenolandillerin tek bir kökenden, artık yok olmuş bir dilden geldiği kabul edilir.Acaba ilkHint-Avrupa dili nerede konuşulmuştu ve oradan diğer bölgelerenasıl yayılmıştı? Renfrew’a göre Hint-Avrupa dilinin kaynağı Türkiye’deAnadolu’dadırveburadangöçeden ilk çiftçi topluluk tarafındanAvrupa’yayayılmıştır. Denıik difüzyonun gizliden gizliye “ilerleme dalgası“nadönüşmesi sayesinde, Avrupa’daki avcı-toplayıcıların kitleler halindeçiftçiliğe geçmesi, Anadolu’daki dillerin Avrupa’da yayılması için gerekenyegâneetmenolmuştur.

Artık,arkeologlardanvedilbilimcilerdenoluşanveAvrupa’dakimezolitikavcı-toplayıcı nüfusun neolitik çiftçi nüfus tarafından istila edildiğini önesürengüçlübirgenetikbirlikoluşmuştu.Şaşırtıcısonuçlarımızıeldeettiğimizgünlerde, çağdaş Avrupalıların son buzul devrinin zor şartlarına tahammületmişolaninsanlarındeğil,sadeceonbinyılönce,ellerindebirtorbatohumvebirkaçhayvanlagelipburalarıistilaedeninsanlarınsoyundangeldiğikabuledilmekteydi. Fakat elimizdeki DNA dilimlerinin yaşı buna uymuyordu.Çağdaş Avrupalılardan alınan mitokondriyal DNA örnekleri, bu insanlarınsoyununonbinyıldançokdahagerileregittiğinigösteriyordu.Buişaretleri,avcı-toplayıcıinsanlarıngenetikyankısıolarakelealmıştık.Bu,yenikdüşmüşve bir kenara itilmiş insanların derinden gelen fısıltısı değil, “Biz hâlâburadayız,”diyerekkuvvetleyankılananbirsesti.

1995 yılının Kasım ayında Barselona’da toplanan İkinci Avrupa NüfusTarihi Konferansı‘nda (Second Euroconference on Population History)araştırmamızı sunmaya karar verdim. “İlerleme dalga”sı kuramının başsavunucularının orada olacağını bildiğim için, hiç olmazsa söylediklerimdikkat çekecek diye düşünüyordum. Konuşma sürem yirmi dakikaydı.Konferans salonumuazzam büyüklükteydi ve dört yüz delege bulunmasınarağmenbirsürüboşkoltukgözeçarpıyordu.Önce,uzunyıllarboyuncaLucaCavalli-Sforzaileçalışmışveonunlabirliktegenetikkonusundaçoketkiliiki

Page 119: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

kitapyazmışolanKraliyetCemiyetiÜyesioturumbaşkanıSirWalterBodmerbeni tanıttı. Walter’ıngenelde gönül okşayıcı ifadeler kullanmadığı bilinir;fakat beni takdim ederken “Ve bir sonraki konuşmacı Bryan Sykesmitokondriya hakkında konuşacak. Ben mitokondriyaya inanmıyorum,”demesinezaketötesibirsunumdu.Avrupa’nın tarihöncesidurumunu tekrargözdengeçirmekisteyişimizinnedenlerinianlatmayabaşladım.

WalterveLucakürsününaşağısında,önsıradayanyanaoturuyorlardı.Bukadar kalabalık bir dinleyici kitlesine hitap ederken bile etrafta olup bitenifarkedebilmekşaşırtıcıelbette.

Bir noktadan ötekine geçtiğimdeWalter’ın huzursuzlanmaya başladığınıgörebiliyordum. Kendi kendine fısıldayarak bir şeyler söylemeye başladı,sonraLuca’yadöndü,önceduyulmayacakşekilde,sonragiderekartanbirsestonuyla, “Saçma, safsata,” dediğini duydum. Ben bir slayttan ötekinegeçtikçe,osürekliyerindekıpırdıyor,hopoturuphopkalkıyordu.Sonslaytıgösterdiğim sırada, neredeyse kulaklarından çıkan buharı görebilir halegelmiştim.

Konuşmambiterbitmez,WalterveLucahemenayağafırlayıpbenisoruyağmuruna tuttular.Walter’ıyıllardır tanırımvedavranışlarınınanlamını iyibilirim. Genç araştırmacıları saldırgan sorularıyla nasıl ezdiğini görmüştümve kendim de bu duruma düşmeyeyim diye elimden geleni yapmayakararlıydım.Walter’ınbudavranışınıdurduracak tekbiryolvardı:onaaynışekildeyanıtvermek.Havaifişekgösterisininortasınadüşmeyibekliyordum,fakatbutopateşikarşısındabirdenherşeyibirtiyatrotemsiliolarakgörmeyebaşlamıştım; sanki Yüksek Mahkeme’de bir sanık sorguya çekilmişti veyaAvam Kamarası‘ndaki şiddetli kavgalar sahnede temsil ediliyordu. Kendikendimleeğlenmeyebaşladım.

Walter, bir ara, kendisinin ve Luca’nın tarımla uğraşan insanlarınAvrupa’yı istila edip avcı-toplayıcı nüfusun yerini aldıklarını hiçbir zamansöylemediklerinidilegetirdi.Butürbirithamakarşıkoyabilmekiçinikisininbirlikte yazdıkları Genetics, Evolution and Man (Genetik, Evrim Veİnsanoğlu) başlıklı kitabı yanımda getirmiştim. Sarı bir etiketle öncedenişaretlediğim sayfayı açtım ve yüksek sesle okumaya başladım: “Avrupahalkınınçoğu,Yakındoğu’dangiderekartankitlelerhalindegelençiftçilerinsoyundangeliyorsa,bunlarbatıyadoğru ilerledikçegenleridegiderekyerelgenlerle sulanmış olmalıdır. Fakat avcı-toplayıcı halkın nüfusça az olacağıdüşünüldüğündebununortaderecedebirsulanma(yaniYakındoğugenlerininsulanması)olmasıbeklenir.”İşte,herşeykendikelimeleriylegayetaçıkseçikortadaydı.Durumheryönüylemuazzambirişgaleişaretediyordu.Walterson

Page 120: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bir defa soluyup yerine oturdu. Başkan oturumu kapadı. İlk hücumuatlatmıştım;fakatböyleliklebirbeşyıldahaşiddetlesürecekolantartışmanınfitiliateşlenmişti.

Barselona’daki gibi uluslararası konlfranslar bilimdeki yeni buluşlarıaçıklamakveilktepkilerialmakaçısındançokyararlıdır.Fakat,herhangibirkonferansta sunulanbir çalışmanınbilimsel dergilerdeyayımianmadanöncegeçerliliği yoktur. Çalışmanın yayımlanması ise, verilerin, kullanılanyöntemlerin ve elde edilen sonuçların uzman biliminsanları tarafındandikkatleincelenmesisonucundagerçekleşir.Birkonferanstasunulanbilgilerindoğru olması gerekir; ancak araştırmanın içerdiği varsayım, sonuç vedeğerlendirmelerin dikkatle kontrolü yayımlanmadan önce uzmanlartarafından gerçekleştirilir. Barselona’da, Avrupa’nın tarih öncesi durumuüzerine sunduğumuz bildiriye gösterilen şiddetli tepkiden sonra, genetikalanında en önemli uluslararası dergi olan Antericmt Journal of HumaııGeııetics’e gönderdiğimiz makalenin uzmanlar tarafından çok sıkıincelenmesi ve bizden daha fazla bilgi istenmesi hiçbirimizi şaşırtmadı.Evrimselağörgüsümetodukonusunda1995yılındayayımladığımıztamamenmatematiksel ve anlaşılması zor olan makaleyi, tekrar ekinde açıklamamızistendi. Bencemodası geçmiş olan, eski toplumlararası karşılaştırmaları birtablo halinde vermemiz söylendi. Fakat sonunda makaleyi yayımladılar.Makale, “Avrupa Mitokondriyal Gen Havuzunda Paleolitik ve NeolitikNesiller” başlığı altında 1996 yılının Temmuz sayısında yayımlandı. Artıkbasılmıştı.Tepkileribeklemeyebaşladık.

Bir süre hiç ses çıkmadı. Derken, çalışmamızın önemsiz, hatta daha dakötüsü tamamen yanlış bulunduğunu dostlarımızdan duymaya başladık.Dolaşan fısıltıların hedefinin biz değil de, Polinezyamuammasını başarıylaçözenmitokondriyalDNA olduğunu duymak bizi çok şaşırttı. DNA, durupdururken, güvenilmez ve çok kararsız bir molekül olarak tarif ediliyor vekullandığımız dilimin bir sürü paralel mutasyonla dolu olduğu önesürülüyordu. Mutasyon hızına ait tahminlerimizin çok yanlış olduğusavunuluyordu.Bunedenlede,dilimlerinbizimdüşündüğümüzdençokdahagençolduğuve“ilerlemedalgası”modelininöngördüğü, temeldeçiftçiolantoplumungenhavuzunatamamenuyumsağladığıiddiaediliyordu.Sonolarakda, mitokondriyal DNA’nın yalnızca tek bir işaret ve olayların tek tanığıolduğu,bunedenleDNA’nıntarihöncesinikanıtlamakiçinkullanılamayacağıönesürülüyordu.

Tartışma konusu olabilecek bir makale, bilimsel bir dergideyayımladığında,buderginindiğerkişilerdenaynıkonudagelen tenkitleridealıp yayımlaması olağandır. Bunlar “Editör’e Mektup” şeklinde basılır.

Page 121: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Makalenin yazarlarına yanıt hakkı verilir ve tenkitle yanıt derginin aynısayısında yan yana basılır. Bu nedenle, Cavalli-Sforza’nın araştırmamızıtenkit eden bir yazı yazıp, bunu American Journal of Human Genetics’egöndermesine şaşırmadık. Derginin editörü bize Luca’nın yazısının birkopyasınıyolladıveyanıtlamamızıistedi.

Cavalli-Sforza genel olarak mitokondriyayı ve özel olarak da kontrolbölgesinin nükleotid sırasıyla ilgili verilerimizi çürütmek için saldırıyageçmişti. Fakat, duymak istediğimiz bir noktaya da değiniyordu. Luca’nın“demikdifüzyon/ilerlemedalgası”modeli, temeldeneolitikçiftçi topluluğunAvrupa’nın gen havuzu üzerindeki yoğun etkisine dayanmakla beraber, buinsanların genel genetik katkısıyla ilgili hiçbir rakam sunmuyordu. Biz,çağdaş Avrupalıların yaklaşık yüzde 20’sinin mitokondriyal soylarının,tarımla uğraşan ilk insanlara . dayandığını hesaplamıştık, fakat Luca’nınçalışmasındabununlakarşılaştırabileceğimizbenzerbirhesapyeralınıyordu.Birçokkişi,göçlerlegelençiftçilerinAvrupa’nınavcıyerlileriniistila

ettiğinivarsaymaktaydı.Arkeologlarbirnesilboyunca“ilerlemedalgası”kuramınıbuşekildeyorumlamışlardı.Fakat,bugöçlerinneboyuttayaşandığıhiçbir zaman rakamlarla belirtilmemişti. Belki de buna gerek görülmemişti.İleri sürülen model kendi ivmesini kazanmıştı; herkes onun anlamınıbiliyordu ya da bildiğini zannediyordu. Fakat şimdi Luca, ilk kez, çağdaşAvrupa genlerinin buraya Yakındoğu’dan göç eden çiftçilerin soyundan neorandageldiğinibelirtiyordu.Yazılanmektubagörebuoranyaklaşıkolarak,Avrupa’yıgüneydoğudankuzeybatıyadoğrukesendiyagonalyoluizleyenilkanaDNAgenlerinindeğişimoranınaeşitti.Vebudayüzde26’ydı.

Hiçbir matematiksel kanıtı olmayan bu veriye itiraz edecek değildik.Sunduğu rakambizimmitokondriyalDNAanalizleri sonucuhesapladığımızyüzde20değerineçokyakınolduğuiçintartışılacakfazlabirşeyyoktu.

Luca’nın bu yeni ve önemli açıklamasına rağmen, onun yazısına vemitokondriyal DNA ile ilgili eleştirisine yanıt vermemiz gerekiyordu.Eleştiridebulunmakonunhakkıydı.Uzunzamandırsüregelenbirdüşünceyadainancakarşıçıkıldığındabununkesinbiraçıklamasınıistemeksonderecemantıklıdır.Bizimkigibiolağanüstüiddialariçinolağanüstükanıtlaristemekdoğaldır.Hepimizbüyükstresaltındaydık.Önemlikişilerecephealmışdünküveletlerdik.Fakatneolursaolsun,haklıolduğumuzdanemindim.Eleştirileribirerbireryanıtlamaktanbaşkayapacakbirşeyyoktu.

Öncelikle ilk itiraza; “Mitokondriyal DNA’nın kontrol bölgesi bilmecegibi paralel rnutasyonlarla dolu olduğu için güvenilmezdir” savına karşıçıkabilirdik. Mitokondriyal DNA çeperinde moleküler belirteç olarak

Page 122: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

kullanılabilecek başka bir dolu nükleotid değişiklikleri mevcuttur. Kontrolbölgesindekinükleotidsırasındanbaşkabelirteçlerikullanarakyenibirevrimağacı çizersek, şu iki olasılıktan biri gerçekleşecekti: Dilimler bizim kendigruplarımızlaaynıveyafarklıolacaktı.

Aynı çıkarsa, kontrol dilimi güvenli demekti; farklı çıkarsa ise tam tersianlamınagelecekvebizimdesavımızıunutmamızgerekecekti.

Bu yönde yaptığımız incelemelerde, diğer belirteçler için uzun yıllarçalışarak zor bir teknik sistem geliştiren Romalı İtalyan genetik uzmanıAntonio Torroni ile işbirliği yaptık. O bize, kontrol bölgesinin nükleotidsırasını belirlememiz için kendi örneklerini yolladı; biz de karşılığındaRoma’ya, nükleotid sırasını bildiğimiz örneklerimizi onun laboratuvarındakontrol edilmek üzereyolladık. Elde edilen sonuçlar çok umutlandırıcıydı.Antonio’nun belirteçleriyle bizimkiler birbirinin tamamen aynı çıkmıştı.Aralarındakibiryadaikiönemsizfarkkolaycaçözümlendi;bunlarındışındauyum fevkaladeydi. O kadar iyiydi ki, biz kendi sayısal sınıflandırmamızıbırakıp, onun yerine Antonio’nun alfabetik harflere dayanan sayısalsınıflandırmasınıkullanmayabaşladık.Artık,DNA’nınkontrolbölgesinebukonudainanabileceğimizi,biziyanlışbiryönesevketmeyeceğinivebirkereonutanıdıktansonrasadıkvegüvenilirbirdostumuzolduğunukanıtlamıştık.

Mutasyonhızıylailgilieleştiriyeyanıtvermekisedahazordu.Mutasyonhızında büyük bir hata yaptıysak, o zaman DNA dilimlerinin yaşlarını çokyanlış tahminetmişolabilirdik.Bazılarının iddiaettiğigibi, tahminlerimizdeonlukbirhatavarsa,ozamanDNAdilimlerininyaşıpaleolitiğideğil,neolitiğigösterirdivebizdekuramımızavedaetmekzorundakatabilirdik.

Aslındamutasyonhızınıtahminetmeninikiyoluvardır.Yabununesildennesleizleyerekdoğrudanölçmeyeçalışırsınızyadaikifarklıgrubun-kabile,toplum ya da tür olabilir- birbirlerinden ayrı yaşadığı zaman sürecibiliniyorsa, bu sürede kaç adet mutasyon gerçekleştiğine bakarsınız.Mutasyon hızının (moleküler saatin hızı) ilk tahmini hesabı, insanlarla enyakın akrabaları şempanzeler arasındaki farkları ve bunların en son ortakatasının yaşadığı zamanı (dört ila altı milyon yıl arasında olduğu tahminedilmektedir)gözönünealarakyapılmıştır.Tabiiinsanveşempanzeatalarınınbirbirlerindenayrıldığızaman,bilhassaelimizdeşempanzefosilleriolmadığıiçin,kesinolarakbilinmemektedir.Kullanılandiğeryöntemdeise,12binyılönce ilk kez Amerika kıtasına gelip yerleşen Amerikalılarda görülenmutasyonhızdeğişimibirikimiyaklaşıkolarakhesaplanır.Her ikiyöntemindeaynışekilde,annelersoyağacıboyuncayaklaşık20binyıldabirmutasyonolduğunugöstermesidikkatedeğerdir.Çarileortakninemizinyaşadığıtarihi

Page 123: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

hesaplarken yaptığım gibi, iki çağdaş insanı ele alıp, geriye doğru bunlarınortakninesinegiderkenikifarklıyoltakipedersiniz.Bununaksiyönde,yaniortak nineden başlayıp bugüne doğru ilerlerken de yine iki yol olacaktır veher ikiyolboyuncadamutasyonşansıbulunmaktadır.BenimmitokondriyalDNA’mın kontrol bölgesini Çar’ınkinden ayıran yalnızca bir mutasyonmevcuttu. Bu mutasyon, anneden anneye ilerleyen iki ayrı yol boyuncaherhangi bir zamanda gerçekleşmiş olabilir. Her bir yol boyunca tek birmutasyonolmuşsavemutasyonhızının20binyıldabirolduğuvarsayılırsa,ozamanherbiryolunömrünün20binyılolduğuanlaşılır.Çarvebençağdaşsayılabileceğimiz için, ortakninemizedoğrugeriyegidenyolların uzunluğu10 bin yıla iner. Polinezya’da bu mutasyon hızını kullanarak buralarainsanların ne zaman gelip yerleştiklerini hesapladığımızda, birbiriylefevkalade uyumlu genetik ve arkeolojik tarihler bulmuştuk. Avrupa içinyapılan hesaplarda kullanılanmutasyon hızında onluk bir hata bulunuyorsa,aynı hatanın diğer yerler için yapılan tahmini hesaplarda da bulunmasıgerekir.Budaşempanzelerleinsanlarınyollarınınsadece400bin-600binyılönce ayrıldığını gösterecektir. Ve insanlar Amerika’ya yalnızca 1200,Polinezya’ya ise 300yıl önce gelip yerleşmiş olacaklardır; yaniAvrupalılaroralara vardıktan sonra. Bu sonucun ne kadar mantıksız olduğu açıktır; bunedenlede,kullandığımızoranlardabudenlihatabulunamayacağıdaaçıktır.

Mutasyon hızlarını doğrudan ölçmek zordur. Bu, bir anne ile çocuğuarasındabirfarkbulmakdemektir.Tekbirmutasyonuarayıpbulmakiçinbintane çifti ve onların çocuklarını test etmemiz gerektiğini hesapladık Bunaolanakyoktu.Ne şanslıyız ki, rnitokondriyadamutasyon süreci kademelidirve farklı bir yoldan izlenebilir. Her rnitokondriyadaki her bir DNAmolekülünde mutasyon olabilir. Fakat insanların büyük bir kısmında,vücuttakitümhücreleriniçindekitümmitokondriyalarınDNAnükleotidsırasıtamamenaynıdır.Buikigerçekbirbirineaykırıdır.Yenibirmutasyon,tekbirhücrenin yalnızca tek bir mitokondriyonundaki tek bir DNA rnolekülündegerçekleşir;pekiozamanbunasılolurdatümvücudukapsar?

Mutasyonun yeni bir nesle aktarılabilmesi için, bunun, dişinin tohumhücresinde (bölünüp yumurtaları oluşturan hücrelerden biri) olması şarttır.Deri, kemik, kan ve benzeri diğer vücut hücrelerinde de rnutasyonlar olur,fakat bunlar bir sonraki nesle aktarılmadığından evrim sürecinde bir rolleriyoktur. Dişi tohum hücresinin, her bölünüşünde yalnızca birkaçmitokondriyayı beraberinde götürdüğü anlaşılmaktadır. Yeni bir DNAmutasyonuiçerenrnitokondriyonbudarboğazdangeçenrnitokondriyalardanbiri olursa, o zaman yeni oluşan hücrelerdeki rnitokondriyaların çoğu burnutasyona sahip olur.Mutasyonu içeren hücreler bölündükçe bumutasyon

Page 124: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

giderekbollaşacaktır.

Dişi tohum hücresi nesilden nesle geçerken yalnızca yirmi dört kezbölünür.Bu, yeni birmutasyonunbollaşmak için yirmidört şansı olduğunugösterir; ancak bu sayı bir sonraki nesle tamamen hâkimolmak için yeterliolmaz. Aşılanmış bir yumurtadan oluşan insan, iki mitokondriyal sıranınkarışımınıiçerir:annesiileaynıolaneskisiveannenintohumhücrelerindebiryerdeoluşanyenimutasyon.

Aynı insanda mitokondriya karışımı bulmak amacıyla, son birkaç yıldaelde ettiğimiz nükleotid sıralarını dikkatle inceledik. Gerçekten de,incelediğimiz mitokondriyalardan yaklaşık yüzde l,5’u iki farklımitokondriyal DNA içeriyordu. Bu aileleri inceledik ve bir mutasyonunegemenolabilmesi içinortalamaaltınesilgeçmesigerektiğini saptadık.Çarörneğinde tespit ettiğimiz, nadir görülen durumu hatırlayın. Kemikhücrelerinde iki farklı mitokondriya vardı! Demek ki Çar, yeni birmutasyonun kendini hâkim kılmak için çabaladığı bir geçiş devresindeydi;Kont Trubetskoy gibi çağdaş akrabalarının hücreleri mutasyonun buçabasındabaşarılıolduğunugöstermiştir.Deneylerimizherzamanbubaşarıyaulaşılamadığınıgöstermektedir;bazımutasyonlarbir-ikinesildevamettiktensonra birden karanlığa gömülüp yok olmaktadır. Biz yeni mutasyonlarınortaya çıkışını ve yayılışını doğrudan izliyorduk ve elde ettiğimiz verileredayanarak,insanveşempanzelerinevrimyollarınınbirbirindenayrıldığıtarihgibi geçmişteki birtakım olayların kesin zamanından bağımsız olarak,mutasyon hızını tahmin edebilirdik. Sonuç, yalnızca bir tahmin de olsa,kullandığımız mutasyon hızıyla uyumluydu. Böylece ikinci eleştiriyi deyanıtlamışoluyorduk.MitokondriyalDNAunvanınıkorumuştu.

Luca’nın yazısında yönelttiği ve bizim de yanıtladığımız sorular,insanların uzun yıllardır tarih öncesi devirler hakkında bildikleri veinandıklarıbilgilerinyanlışolduğunu ileri sürmekgibietkileyiciveyenibirgelişmekarşısındadoğalolarakaklagelen,ciddivedoğrusorulardı.Bunlarıyanıtlamak gerekiyordu ve biz de bunu yaptık. Fakat bundan sonrakigelişmeler, yalnızca bizim Avrupa ile ilgili çalışmalarımızı değil, tüminsanları ilgilendiren vemitokondriyal DNA’ya dayanarak yapılan evrimselçalışmalarıdatehditedecekti.Buuzlaşmazlığabirçözümbulmalıydık.

Özetle anlatmak gerekirse, hücre çekirdeğindeki kromozomları evrimseltarihin izini takipetmek içinkullanmayı zorlaştıran faktör,bunların içerdiğibilgilerin nesilde nesle düzgün bir şekilde aktarılmamasıdır. Germlinehücreler gametleri (sperm veya yumurta) oluşturacak olan son bölünmeyigerçekleştirenedekkromozomlarayrıbiryaşamsürerlervebirbirleriylepek

Page 125: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

biralışverişleriyoktur.Fakat,busonhücrebölünmesindeherbirebeveyndengelenkromozomçiftleri,çiftleşmekteolansolucanlargibibirbirinesokulurveDNAparçalarını değiş tokuş etmeyebaşlarlar.Böyle sarmaşdolaşolduktansonra birbirlerinden ayrılır ve farklı gametlere dağılırlar. Artık bunlar aynıkromozomolmayıp,DNAmozaikleridir.Geçirdiklerisüreçyenidenbirleşmeolarakadlandırılır.Yenidenbirleşmesüreci,evrimindahaolumlubirşekildeilerlemesini sağlayacak olan yeni ve daha iyi gen düzenleri oluşturmapotansiyelinesahiptirvecinsiyetingenetiktemelinioluşturur.

Yeniden birleşmenin biliminsanlarına da yararı vardır. Ciddi kalıtımsalhastalıklara neden olan genlerin hangi kromozomlara bağlı olduğunubulmakta çok yardımcı olmuş ve insan genomunun tümünün nükleotidsırasını çözümlemede yol göstermiştir. Ancak nesilden nesle DNA’yıizlemeye gelince yeniden birleşme olayı sorun yaratır. MitokondriyalDNA’nın insanlığın geçmiş tarihinin derinliklerine başarıyla inebilmemizeyardımcıolanözelliklerindenbiri;bizeverdiğibilgilerin,yenidenyapılanmagibibirsüreçtengeçmemesinedeniyleyıllarboyuncaaynıkalmasıdır.Benimmitokondriyamdaki nükleotid sırasıyla ninelerimin mitokondriyalarıarasındaki tek fark, geçen binlerce yıl boyunca oluşan mutasyonlardır.MitokondriyalDNAdayenidenyapılanmasürecindengeçseydi,hepimizinbirsürü soy ağacı olurdu. O zaman mitokondriyal genetiğin içerdiği tümvarsayımlaranlamsız-laşırdı.

Bu nedenle, saygın bir dergi olanProceedings of the Royal Society’ninMart1999sayısında,mitokondriyalDNAmolekülünündeyenidenbirleşmesürecinden geçtiğini kanıtlayan birtakım deliller olduğunu iddia eden ikimakale yayımlandığında tüm dünyaya bir şok dalgası yayıldı. En önemlipopülerbilimdergilerinden,WashingtonmenşeliScienceveLondramenşeliNnture bu önemli haberi yayımladı ve mitokondriyal DNA konusunda sözsahibi olan kişileri bu konuda açıklama yapmaya çağırdılar. Söz konusumakalelerdebelirtildiğiüzereyenidenbirleşmeolayıgerçektenmitokondriyalDNA’nın da bir özelliğiyse, geçmiş on yıllık süre içinde insanlığın evrimikonusunda mitokondriyal DNA aracılığıyla yapılan çalışmaların tümüasılsızlaşıyordu.

Bumakaleleregösterilengenişilgiyalnızcailerisürüleniddialardandeğil,aynı zamanda bunlardan birinin yazarının şöhretinden kaynaklanıyordu:İngiliz evrimci biyologlarının duayeni, bu konuda pek çok kitabın ve diğeretkilimakalelerinyazarıveseksenliyaşlarınısürüyorolmasınarağmenetkinçalışmalarıyla ağırlığını koyan John Maynard Smith. Böyle seçkin birşahsiyettengelenithamlar,aksikanıtlanamadığıtakdirde,besbellibizimvebuyöndeçalışmalaryürütendiğerbiliminsanlarınınçalışmalarınıyerlebiredip

Page 126: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

ortadan kaldırma amacı taşıyordu. Maynard Smith’in çoğu teorik temeledayanan iddialarınınesası,mitokondriyalDNA’daçok fazladeğişimolduğuve bunların sırf mutasyonla ortaya çıkamayacağı düşüncesine dayanıyordu.FakatMaynardSmith,beklenilendendahaçokmutasyonolmasınınyenidenbirleşme sürecinin mitokondriyal DNA’da da geçerli olduğunun bir kanıtıolduğunu da iddia etmiyordu. Buradaki mantık, Sherlock Holmes’unDörtlerin İmzası‘nda Doktor Watson’a verdiği nasihati hatırlatıyordu:“Olanaksız olanı eledikten sonra geriye kalanlar, ne denli mümküngörünmüyorolursaolsun,doğrudur.”MaynardSmith’insavlarınıcazipyapanasılşey,onunmakalesiylebirlikteyayımlanan,Pasifik’inuzakbirköşesindeminik bir ada olan Nguna’yla ilgili bir çalışmaydı. Bu çalışmada, yenidenbirleşme olayının mitokondriya için de geçerli olduğunun kanıtlandığıbelirtiliyordu.Makaleninbaşyazarı(altıyazarıarasında)ErikaHagelberg’di.

Anımsayacağınız gibi, Erika 1980’li yılların sonlarına doğru benimlaboratuvarımda insan kemiğinden ilk kez DNA elde ettiğimiz deneydeçalışmıştı. Erika o zamandan beri eski DNA molekülleri üzerinde yaptığıçalışmalarlaisminiduyurmuşveadı,birtakımünlüadlitıpvakalarındasıksıkgeçmişti. Bu vakalardan en iyi bilineni, Auschwitz imha kamplarındakitutuklular üzerinde korkunç deneyler yapan ünlü Nazi doktor JosephMengele’nin kalıntılarından, çalışma arkadaşlarıyla birlikte DNA eldeetmesiydi.Elindekozolarak tuttuğubuvebenzeri çalışmalar sayesinde adıyaratıcı bir biliminsanı olarak anılmaya başlamıştı.Ancak, Erika’nın benimlaboratuvarımdageçirdiğiozorsongünlerdeyaşadığımızanlaşmazlıkzamaniçinde her ikimizin de gayretlerine rağmen çözümlenememiş ve aramızda ogünlerdenberibirhuzursuzluksüregelmişti.Bugerginlik,ilerleyengünlerdeortayaçıkacakolanihtilaflıolaylardizisinebirboyutdahaeklemişti.

Erika’nınyenidenbirleşmeolayıiçinsunduğukanıtınesası,minikNgunaadasındayapılançalışmalarda,kontrolbölgesinin76.konumundaoluşanbirmutasyonun diğer birkaç dilimde birden ortaya çıkmasına dayanmaktadır.Maynard Smith’in birlikte yayımlanan makalesinde de olduğu gibi, bu,mitokondriyada yeniden birleşme olduğunun doğrudan bir kanıtı değildir.Ancak,76.konumdagörülenbumutasyonadünyanındiğeryerlerindeenderolarak rastlandığı için, küçük bir ada halkı arasında bunun sık olarak vedeğişik dilimlerde bulunmasının nedenini özel olarak açıklamak gerekir.Bunun gerçekleşmesi için mutasyon, farklı dilimlerde, farklı zamanlarda,birkaçkerevekendiliğindengerçekleşmişolabiliryadabirdilimdeoluşupbirşekilde diğerlerine geçmiş olabilir. Bu da ancak yeniden birleşmeylemümkündür.

Mitokondriyanınyenidenbirleşmesiikişekildeolabilir.Birincisi;dairesel

Page 127: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bir yapıya sahip olan iki mitokondriyal DNA molekülü birbirine sokulupDNAdeğiştokuşuyapabilir.Bumümkündür.Hermitokondriyondabirbirineserbestçe yaklaşabilen sekiz kadar DNA molekülü bulunur. Bunların kendiaralarındaDNAalışverişiyapmasıkolaydır.Fakataynızamandatekbirhücreiçindeikitanebirbirindençokfarklımitokondriyalgenombulunmasıgerekir.İşte bunu kabul etmek çok daha zordur. Bir hücredeki mitokondriyalarınhepsindeDNAnükleotidsırasıtamamenaynıolursa,bunlarkendiaralarındane kadar DNA alışverişi yaparsa yapsın, sonucu etkilemez. Bütünmitokondriyalarda nükleotid sırası aynı olur. Ancak, aralarında DNAalışverişi yapan iki değişik mitokondriya mevcutsa, o zaman durum farklıolacaktır.Ngunagözlemi ise,geçmiştebirdönemikifarklımitokondriyanınbir arada bulunmuş olduğunu göstermektedir. Demek ki bazı insanlarda ikifarklımitokondriyamevcuttu.DNAdilimlerinden bir tanesinde, diyelimA,kontrol bölgesinin 76. konumundamutasyon varken; farklı dilimdeki diğerDNAda,diyelimB,böylebirmutasyonyoktu.Bu iki f.ı rklımitokondriya,aralarında DNA dilimleri değiştirdiğinde, 76. konumunda mutasyon olanA’nınbirparçasıB’yegeçmişti.

BirhücreiçindebirbirindentamamenfarklıDNAdilimlerindeikideğişikmitokondriya bulunması için, bunlardan birinin spermden, diğerininseyumurtadangelmesi gerekirdi.MitokondriyalDNA’nındayenidenbirleşmesürecindengeçtiğiiddiasıdoğruysa,buöldürücübirikincidarbeolacaktı.Buhalde,yenidenbirleşmedeDNAdeğiş tokuşuolduğu içinmitokondriyalsoyçizgisi oluşturmak mümkün olmayacak ve mitokondriyanın yalnızca dişisoydan gelmediği anlaşılacaktı. Hal böyleyse, mitokondriyal DNA’mızındişiler soyundan geldiği varsayımı yanlış çıkacaktı. Babalardan da gelmişolabilirdi.Bukonudabirşeyleryapmakgerekiyordu.Acilolaraktoplandık.

FizikçiveaynızamandasağlambirmatematikçiolanVincentMacaulayekibimize iki yıl önce katılmıştı.Macaulay,Maynard Smith’inmakalesindekullandığımitokondriyalDNAnükleotidsırasınıtekrartekrarinceledi.Çoğuinanılmayacak denli yanlıştı. Bunlar ya genel veri tabanlarından yanlışkopyalanmıştıyadabuveritabanlarınayüklenenişlenmemişsıralarhatalıydı(aslında bu sık görülen bir olaydır). İki tür hatanın etkileri birleşince,mitokondriyada, olduğundan fazla mutasyon var gibi görünüyordu.Verilerdeki hatalar düzeltildikten sonra Maynard Smith’in hesaplarıyapıldığında yeniden birleşme kuramının çürütüldüğü ortaya çıkıyordu.DerhalbudurumuMaynardSmith’eyazdıkveodayanlışınınazikçekabuletti.

ErikaHagelberg’inyenidenbirleşmekonusundakiiddiasıçokdahaciddibir sorun teşkil ediyordu. Makalede yeniden birleşmeye ilişkin bir kanıt

Page 128: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sunulmuyordu.Bununkanıtlanmasıiçinikifarklımitokondriyaarasındadeğiştokuş edilen dilimlerin tanımlanması gerekirdi. Fakat, yine de başka birmekanizmaileaçıklamakzordu.Banagöre,Ngunaörneklerindekinükleotidsıraları elde edilirken çok büyük bir sistematik hata yapılmaktaydı. Fakat,deneyimli bir biliminsanı olan Erika’nın, olağanüstü iddiaların olağanüstükanıtlargerektirdiğinibilenbirkişiolarakböylebirhatayapmışolmaihtimalizayıftı. Böyle köklü bir iddianın doğuracağı sonuçları göz önüne alarak busıralarabirkaçkezbakıpkontroletmişolmalıydı.

Nguna, Fiji’nin batısında, Vanuatu’da, Espirito Santo’ya yakın ufak biradadır. Vanuatu, Polinezya çalışmalarımızın kapsamındaki takımadalariçindeydi. Polinezya araştırmalarımızdan kalan örneklere tekrar baktığımda,bunlardandörttanesininNguna’dangeldiğinigördüm.Ozamanlarelimizdekiolanaklarla 93. konumdan daha aşağı yerlerdeki mutasyonları doğru olaraksaptayamıyorduk.Onun içinbilgisayarkayıtlarımızbuönemli76.konumdabir mutasyon göstermiyordu. Fakat, DNA’daki nükleotid sıralarının bantlarhalindegörüntülendiğiröntgenfilmlerihâlâelimizdeydi.Birmucizeeseri,2Haziran1992tarihliNgunaörneğinibuldum.Görüntümükemmeldivesırayı76. konumdan daha aşağılara dek okuyabiliyordum.Örneklerden hiçbirinde76. konumda bir değişiklik yoktu. Derhal bana asıl kan örneklerini verenenstitüdekimeslektaşıma gidip durumu anlattım. ElindeNguna’dan alınmışbaşkaörneklervardıvebunların76.konumunabaktık.Hiçbirindemutasyonyoktu.Böylesineküçükbiradadangelenyirmiörnektenhiçbirindeböylebirmutasyon olmaması hayret vericiydi. Erika ise elindeki örneklerin hemenhemenyarısındamutasyonolduğunusöylüyordu.

Olay, Erika’yla temas kurmayı gerektirecek kadar önemliydi; bununüzerine, o sırada Yeni Zelanda, Dunedin’deki Otago Üniversitesi’ndeçalışmaktaolanErika’yabirelektronikpostagönderdim.Gerginilişkimizidegözönünealaraksonderecediplomatikvekonuyaodaklıbirmektupyazdım.Aynıküçükadadanelimizdebulunanörneklerde76.konumdabirmutasyonbulamadığımızı belirttim. Acaba bana Nguna örneklerinin kaynağınısöyleyebilirmiydi?Elindekiörneklerdengönderebilirmiydi?Yazdığıcevaptasonuçlardaneminolduğunu,fakattekrarkontroledeceğinibelirtiyordu.Hatayapmışolmakherzamanmümkündü,amaelindekiverilerhatayapmadığınıgösteriyordu. Olayın ciddiyetini ve mitokondriyanın yeniden birleştiğindenşüphe etmenin genetiğin şerefini ne biçim etkileyeceğini düşünerek,NgunaDNA örneklerinden göndermesi talebimi bir kez daha yineledim. Bu talep,olağan olmamakla beraber görülmemiş bir talep de değildir. Daha öncebelirttiğimgibi,bilimselbirmakaleyayımlandığında,gerektiğindekullanılanmaddeler temin edilir. Bu kural bilimsel gelişimin temellerinden birini

Page 129: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

oluşturur. Bağımsız olarak kanıtlanmayan veya en azından, kanıtlanmasınafırsat tanınmayan bilimsel sonuçlar geçerli değildir.Çoğu zaman sonuçlarınkontrol edilmesi gerekmez, çünkü bunları yeni sonuçlar takip eder. Fakatburadabilimselbiralanıntümünütehditedenbirdurumlakarşıkarşıyaydık.Ngunaörnekleriyleilgiligerçekneiseortayaçıkmalıydı.Hemdehemen.

Üzülerekbelirtiyorumki,Ngunasonuçlarınıkontroletmekiçinistediğimörnekler verilmedi. Başka laboratuvarlardan bu yönde bir istek yöneltilipyöneltilmediğiniisebilmiyorum.Buarada,güvenilirbirevrimselaraçolaraktanınanmitokondriyalDNA’nınitibarıhızlaazalıyordu.Üniversiteöğrencileribütün bu olan bitenden haberdardılar. Oxford’da 1999 yılı biyolojikantropoloji sınavlarında öğrencilerin verdikleri kâğıtlarda mitokondriyanınölüm ilanı okunuyordu.MaynardSmith’inmeslektaşlarındanbirinin zoolojibölümünde kalabalık bir gruba yaptığı konuşmadan sonra, seçkin ve etkinevrimci biyologlar karşısında soru sorulduğu bir sırada, mitokondriyanınsaygınlığını savunduğumda kendimi çok huzursuz hissettim. Bubiliminsanlarıonudefterdensilmeyehazırlardı.

Erika’nınNgunaverilerininyanlışolduğundanartıkemindim.Fakat, tekbaşına benim düşüncelerimin bir anlamı yoktu. Aynı adaya ait olan kendiverilerimizi yayımlamanın da bir anlamı olmayacaktı. Belirsizlik devamedecekveasılmakaleolduğuyerdekalacaktı.Makaledeyanlışlıkvarsa,bunuErika’nın bilim camiasına bizzat açıklaması gerekirdi. Bu arada makalenindiğer yazarlarıyla da temasa geçmiştim. Onlar da ancak bir yere kadarişbirliğiyaptılar;örneklerhâlâortadayoktu.

1999 yılı Eylül ayında Cambridge’de, Erika ve benim de birer sunumyaptığımızbirkonferansdüzenlendi.AvrupahakkındakibukonferanstaöncebenAvrupaile ilgiliçalışmalarımızhakkındabilgiverdim.Erika’nınPasifikadalarıyla ilgili bir konuşma yapması istenmişti. Hepimiz bu konuşmanın,mitokondriyanınyenidenbirleşmesiyle ilgiliolacağınıbekliyorduk.Bilimselkonferanslar genelde seviyeli ve herkesin birbirine kibar davrandığıtoplantılardır.Önceoturumbaşkanıkısabirgirişyapar;sonrakonuşmacıönegelir ve çoğu zaman slayt ya da tepegöz yardımıyla çalışmasını sunar.Konuşmacılarherzamankibarcaalkışlanır,birkaçsoruyöneltilir,belkibirazdaha alkış olur ve başkan bir sonraki konuşmacıyı takdim eder. BukonferanstaErika’nınkonuşmasırasıgeldiğinde,herkesinkesinsonucavaranbir çalışmanın açıklanmasını beklediği belliydi. Tam bir sessizlik içindeoturandinleyicilerintekbirkelimebilekaçırmakistemediklerianlaşılıyordu.

Erika konuşmasına yeniden birleşmeden söz etmeyeceğini belirterekbaşladı. Dinleyiciler arasında şaşkınlık dolu fısıldaşmalar oldu.

Page 130: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Mitokondriyanın yeniden yapılanması konusunda konuşmayacaksa, niyedünyanın öbür ucundan kalkıp Avrupa’nın genetik tarihiyle ilgili birkonferansa gelmişti? Pasifik’te yaptığı çalışmaların bambaşka yönlerinianlatırken, konuşmasının içeriğinde olmamasına rağmen, ona Ngunaaraştırması hakkında soru sormaya karar verdim. Olayı aydınlatmanın tekyolu buydu. O konudaki düşüncelerinde ısrarlı mıydı; yoksa fikrinideğiştirmiş miydi? Erika konuşmasını bitirince elimi kaldırdım ve oturumbaşkanı sorumu yöneltmeme izin verdi. Gerçekten çok heyecanlıydım vekalbim küt küt çarpıyordu. Fakat konu o kadar önemliydi ki, elimdengeldiğincehislerimibellietmedenkonuşmayabaşladım.

“Erika,” diye söz aldım, “Konuşmanda özellikle buna değinmedin ama,Ngunaadasıylailgiliaraştırmalarındamitokondriyanındayenidenbirleştiğinigösterensonuçlareldeettiğinibelirtmiştinvebunundabirçokkişininilgisiniçektiğini biliyorsun. Yine bildiğin üzere, aynı adadan gelen örneklerilaboratuvarımızda incelediğimizde biz bunu ispatlayamadık. MakalendebelirtilenDNAnükleotidsıralarındasistematikbirhataolabileceğikonusundabilimselyazılaryazıldı[benimtarafımdandeğil,başkalarınınyazdıkları].Busavlarakarşıyanıtınnedir?”

Derhal,sıralarıtekrarkontrolettiğinivefikrinindeğişmediğinisöyledi.

Devam etmek zorundaydım. “O zaman, Erika,” dedim, “neden bunlarılaboratuvarımda kontrol edip doğrulayabilmem için bana söz konusu DNAörneklerindengöndermeyireddettin?”

Toplantısalonubüyükbirsessizliğebürünmüştü.

“Reddetmedim,”diyeyanıtladı.

“Fakat bu İsteğime hiçbir karşılık vermedin; bu da kabul etmediğinanlamınagelir,”diyedevamettim.

Olay çirkin bir tartışmaya dönüyordu. Erika beni, bu konuda bilimseldeğil,kişiselgüdülerlehareketetmekle suçladı.Neysekibenbusuçlamayayanıtveremeden,birbaşkasıyenidenbirleşmeverileriyleilgilibirbaşkasorusorduveaynışekilde,hiçdetatminkârolmayanbiryanıtaldı.Sonuçta,diğerdinleyicilerin de Erika’nın bu çalışmasının sonuçlarından kuşkulanmayabaşlamalarınarağmenmakaleniniçeriğideğişmemişti.Erikahenüzfikrindencaymamıştı.

O konferanstan sonra, makalede adı olan diğer meslektaşları durumunaçıklığa kavuşması için Erika’ya baskı yapmaya başladılar. Sonunda Erikahatasını kabul etti ve ilk makaleden yaklaşık on sekiz ay sonra, Ağustos2000’de bir düzeltme yayımlandı. Açıklanmayan bir nedenle, kontrol

Page 131: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bölgesininilkbölümündekinükleotidsırasıonnükleotidöteyekaymıştı.Bu,sıralamayı okuyan makinenin hatası olabilirdi. Makinenin 76. konumdamutasyon olarak işaretlediği baz, normalde 86. konumda olan bazdı. Bütünbunlardansonra76.konumdamutasyonolmadığıanlaşılmıştı.Gerçeğiaçığaçıkarmak yorucu, tatsız ve sıkıntılı olmuştu. Herkes hata yapar. Fakat, bukadarönemliveetraflıbirkonununçözümeulaşmasınıbukadargeciktirmek,banagörebilimselaraştırmanınözünesonderecetersdüşmektedir.Amahalböyleydiişte.Mitokondriya,yenidenbirleşmesansasyonunudaatlatmıştı.

12

ÇEDARADAMANLATIYORBilimsel sonuçlarımız artık hatasız gibi görünse de, tarih öncesi

Avrupa’ya ilişkin yorumlarımızı büyükbir tantanayla kıyasıya eleştirenlerinbile gözden kaçırdığı bir kusurumuz olmasından endişeleniyordum. Bueleştirmenler, çalışmamızın temeli olan mitokondriyal DNA’yı kontroletmemiz ve her yönünü inceleyip kanıtlamamız için bizi epeyuğraştırmışlardı.Mutasyonhızını tekrar tekrarkontrol etmiştik.Evrimselağörgüsü ile ilgiliprogramların farklıversiyonlarıüzerindehaftalarcaçalışmışve hepsinde aynı sonuçları elde etmiştik. Yeniden birleşme fırtınasınıatlatmıştık. Bütün bunlardan sonra, Avrupa’nın genetik tarihinin, tarımlauğraşaninsanlarkıtayagelmedençokönce,avcı-toplayıcıinsanlarzamanındayazıldığından emindik. Tarım tabii bu tarihe birtakım fazladan sayfalareklemişti; fakat kesinlikle özünü değiştirmemişti. Avrupa’da bugün hayattaolan insanların, anne tarafından geriye giden soy ağacının başlangıcında,henüz buralara tarım gelmeden ve neolitik çağın güneşi doğmadan öncekıtadayaşayanavcı-toplayıcıinsanlardanbiriolduğunainanıyorduk.

Bununla birlikte, verilerimizden ve bunları doğru yorumladığımızdaneminolsakda,vardığımızsonuçlargeçmişolaylarhakkındadışarıdanyapılanyorumlardan ibaretti:Yorumlarımızçoksayıdaveriyevesağlamistatistikseluygulamalaradayansada,enindesonundabunlarbizimyo-rumlarımızdı.Buyüzdenhâlâ biraz endişeliydim.Belki dc tarihlerle ilgili bir hata yapmıştık.Böyle bir şey yaptığımızı sanmıyordum ama, ya sayılardan birinde ikifaktörlükbirhatavarsa?Örneğin50binyılönceolduğunuvarsaydığımızbirolay aslındayalnızca25binyıl önceolmuşsa?Dahadaönemlisi, böylebirhatayı,başlıcamitokondriyakümelerininyaklaşık15bin-20binyılönce,sonbuzuldevriveyabununsonunadoğruoluştuğunuvarsayarkenyapmışsakvebunlarıngerçekyaşı10binyıldanazsa sonuçlarnasıl etkilenirdi?Ozamanbunların yaşı neolitik devirde Yakındoğu’dan dalga dalga gelen ve tarımlauğraşaninsanlardanoluşangöçlerinzamanınadenkdüşerdi.

Page 132: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Bu kuşkulardan arınmak için Avrupa’ya tarımla uğraşan ilk insanlarıngeldiği tarihtençokdahaöncesineaitbir insan fosilininDNA’sınıdoğrudantest etmemiz gerekiyordu. Tarımın başlamasından binlerce yıl önce, dahayeryüzündetarımlauğraşaninsanlarınbulunmadığıbirzamandayaşamışavcıbirinsanınkalıntısından,çokönemliolanbumitokondriyalkümelerinDNA’sıile aynı olan bir DNA molekülü elde edebilirsek, o zaman zafere ulaşmışolurduk.Böylece, çalışmamız yalnızca çağdaşDNAbaz sıralarının yenidenbirleşmesinebelbağlamakzorundakalmazdı.Böylece,Avrupa’nınpaleolitikdönemdeki gerçeğini ortaya çıkarmış olurduk. O zaman, bu mitokondriyakümelerininAvrupa’yatarımgirmedenbinlerceyılöncegeldiğiortayaçıkarve tarihlerimiz doğrulanırdı. Tam aksine, çok eski bir fosilin DNA’sıAvrupa’daşuandamevcutolanDNA’dantamamendeğişikse,ozamançürükbirtemelüstündeoturmuşolacaktık.Böylebirdurumda,çağdaşmitokondriyakümelerinin atalarının Avrupa tarımla tanışmadan önce burada olduğundaneminolamazdık.

Üstpaleolitikdönemdenkalma insankalıntıları çokazdırvebirbirindençok farklı zamanlara aittir.Öncelikle, 10 bin yıl çok uzunbir zamandilimiolduğu için insan kemiği bu süre içinde ancak çok istisnai koşullar altındakalıcılığını koruyabilmektedir. Nadiren rastlanan bu tür kemikler ise sonderece sıkıbirkorumaaltında tutulmaktadır.Kısacası,böylebirörneği eldeedebilmek için müze müdürlerini araştırmamız konusunda ikna etmemizgerekiyordu.Neyseki eskikemiklerdenDNAçıkarmışbiriolarakbirparçadahaşanslıydım.Bunu,çalışmaarkadaşlarımlabirlikte ilkkez1989yılında,Abingdonkemikleriylegerçekleştirmiştik.Fakat,oörnekyalnızcabirkaçyüzyıllıktı.BuzAdam’layaptığımızçalışma,kısabirsüresonraherkestarafındanöğrenilmişti ve hakkında çok olumlu düşünceler dile getirilmişti. Fakat buistisnaibirdurumdu;tamamendonmuşbirinsanvücuduydusözkonusuolan.BuzAdam’ın5000olanyaşı,tarımdançokdahasonrakibirzamanaaitti.BuzAdam’ın DNA’sı anahtar kümelerden birine ait olmasına rağmen, Alplerdetarımınbaşlamasından2000yılsonrayaşadığıiçintezimizigüçlendirmekiçinonu kullanamazdık. Buz Adam’ın en az iki katı kadar yaşlı bir insanınkalıntısını arıyorduk. Her şeye rağmen, Buz Adam o zamana dek DNA’sıbaşarıyla elde edilen enyaşlı insandıvedonmuşolduğu içinözel bir örnekteşkil ediyordu. Bir iskeletin normal şartlarda değil 10 bin yıl, 5 bin yılboyuncaDNA’sınıkoruyacağındanbileeminolunamazdı.

Bozulacağından korktukları için araştırmacıların buzdolabındançıkaramadığıDNA,zannedildiğindençokdahadayanıklıbirmolekül isede,kendibaşınauzunsüreyaşayamaz.Binlerceyılboyuncakalıcıolabilmesiiçinbi’r iskeletin içinde olması gerekir. Kemikleri ve dişleri diğer hücrelerden

Page 133: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

farklı kılan, sert ve temeli kalsiyum olan hidroksiapatit mineralidir. Bumadde, proteinleri veDNA’yı cesedinyumuşakdokusu ile beslenenbakterive mantarlardan korur ve çürümelerini önler. Hidroksiapatit bozulmadandurduğu sürece DNA yenilip yutulmaktan kurtulur. Kalsiyum yok olursa,DNAdabakterivemantarlar tarafındanyokedilir.Kalsiyumalkalinolduğuiçin,yapısıalkalinolantopraktaömrüuzar.Nötrveözellikleasitlitopraklardakalsiyumun ömrü kısa olduğu için DNA’nın da ömrü çok kısalır. KuzeyAvrupa’nınturbalıkalanlarındabulunan,saçvederilerininbilekalıcıolduğugörülencesetler,kemiklerindekikalsiyumasitlibataklıktaeridiği^içinçökükve sönük görünümlüdür. Genelde, proteinlerin çoğu bakteri ve mantarlarıöldürenasitliortamdaçürümektenkorunur.FakatmoleküleryapısınedeniyleDNAmolekülü, sulandırılmışasitliortamdabileçokçabukdilimlereayrılır.Bu nedenle, turbalık alanlarda bulunan cesetler eskiye aitDNA elde etmekiçiniyibirkaynakoluşturmaz.

Sıcaklık da kötüdür. Mısır mumyaları, eski tarihlere ait DNA arayanaraştırmacılariçinöncelcriümitvaatedenbirhedefoluşturuyordu.Gerçektende mumyalardan bir miktar DNA elde etmek mümkün olmuştur. Varlıklıkişilerin mumyalanmış cesetleri, yalnız mumya sıvısının içerdiği doğalkimyasallardeğil, yeraltındagüneşinkavurucu sıcağındanuzakbirmezardaiç içe konulan tahta ve taş lahitlerin içine konulmuş olması sayesinde deçürümekten korunmuştur. Çok varlıklı olmayan kişilere ait, çok daha azözenilerekhazırlanmışvehemenkumaltındayüzeyselmezarlaragömülmüşdiğerbinlercemumyaise,yalnızca2000-3000yıllıkolmasınarağmenproteinve DNA’dan tamamen yoksundur. İnorganik bir madde olan kalsiyumsıcaklıktan etkilenmez, fakat organik moleküller çölün yakıcı sıcağındaparçalanıpyokolurlar.

Bu deneyimlerden, sıcak ülkelerde ve asitli toprakta bulunan insancesetlerinden kaçınmamız gerektiğini biliyorduk. Bu yüzden dikkatimiziKuzeyAvrupa’nınkireçtaşındanoluşanmağaralarınayönelttik.Bumağaralarserindir ve en önemlisi, içerideki sıcaklık yıl boyu sabittir.Mısır çöllerindegörülen günlük sıcaklık farklarının DNA’ya sıcağın kendisinden daha çokzarar verdiği söylenebilir.Dolayısıyla, serin ve değişmeyenbir sıcaklık çokdahaümitvaatetmektedir.Fakatkireçtaşınıasılçekiciyapan,çevreninalkalikyapıdaolmasıdır.Kemiktekimineralilckireçtaşıbenzerbirkimyasalyapıyasahiptir.Herikisidekalsiyumiçerenmaddelerdir.Mağaralardansızan,sarkıtve dikitleri oluşturan ve duvarları ince bir tabakayla kaplayan suda bolmiktarda kalsiyum vardır. Her yer kalsiyumla doludur. Mağarada bulunankemiklerin minerali akıp gitmemiştir. Mineral bulunduğu ve sıcaklık çokyüksekolmadığısürece,DNAdakalıcıolacaktır.

Page 134: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

İngiltere’de Cheddar Vadisi’ndeki mağaralar çok ünlüdür. Bath’ınyaklaşık otuz kilometre batısında,Mendip Tepeleri’nden aşağıya küçük biryol kıvrılarak iner.Burası ilk bakışta yöredeki diğer ağaçlık vadiler gibidir.Yolunikiyanınıdişbudakvealıçağaçlarıkaplarveilkbahardabubölgebeyazçiçekler ve yabani sarımsağın keskin kokusuyla dolar. Aşağılara doğrugittikçe, vadinin kenarları giderek yükselir ve ağaçlar da giderek dikteşentepelerin üstlerine doğru çekilir. Başınızı kaldırıp tepeden birkaç kilometreaşağıya baktığınızda, yüz metre yüksekliğindeki engin kireçtaşı duvarlarınıgörürsünüz.Geçidin en alt kısmı dışında hiçbir yerde, onu oluşturan nehrinizine rastlayamazsınız. Nehir uzun yıllar önce yerin altına girip kayalardanküçükvebüyükmağaralaroluşturmuştur.Bunlarıntepeleriçökeçökevadiyimeydanagetirmiştir.Suyunveyerçekiminingücü,yakınzamanlardaoluşmuşmağaraları henüz ortadankaldıramamıştır.Geçidin aşağı kısmındaki turistikkasaba Cheddar, ünlü çedar peynirlerinin yanı sıra mağaralarıyla da namsalmıştır. Vadinin sol tarafında, Cheddar Mağaraları Balık ve TavukDükkânı‘nın tam karşısında, Explorer’sKafe-bar ile birmağazanın, girişinikısmenörttüğüvemağaralarınenbüyükvemuhteşemiolanGoughMağarasıyer alır. Mağaranın girişine yakın olan müzede kasabanın en ünlüsakinlerinden Çedar Adam’ın dökme bir maketi vardır. Çedar Adam 1903yılında yapılan bir kazıda çıkarılmış ve radyoaktif karbon metoduyla yaşıyaklaşık 9000 olarak hesaplanmıştır. Bu hesap, İngiltere’de tarımınbaşlamasından en az 3000 yıl öncesine isabet etmektedir. Maket, şimdiHumanOriginsGroup’un(İnsanKökenleriGrubu)başıolanChrisStringer’ınkoruması altında, Londra’daki Natural History Museum’da (Doğal TarihMüzesi) sergilenen orijinal iskeletin bir kopyasıdır. Chris Stringer’a telefonedipbirrandevualdım.

Chris’i gıyaben tanıyordum ve bir kez de Sardunya’da bilimsel birkonferansta görmüştüm.NaturalHistoryMuseum’uda çocukluğumdanberibiliyordum. Okul tatillerinde annemizin bizi oraya götürmesi erkekkardeşimle benim için en büyük zevkti. Yüksek ve kocaman Viktoryen-Romaneskgiriş kapısınayaklaşırken,orayabir okul çocuğuolarakdeğil deprofesyonel bir biliminsanı olarak gitmekten ötürü gerçek bir heyecanduymaya başladım. Chris Stringer’ın ofisine ulaşmak için, muhteşem girişholünehâkimolandevdinozorDiplodocıts‘un iskeletininönündengeçmemgerekiyordu. Sonra sağda, duvarlarında ihtiyozor ve diğer denizkertenkelelerinin, çıkartıldıkları sarp Dorset kayalıklarının mavi çamurunagömülü iskeletlerinin asılı olduğu geniş bir koridora döndüm. Paleontolojibölümüne girdiğimde, tiyatrovari atmosfer ve dekor aniden profesyonel birhavaya büründü. Sıra sıra dizilmiş isimsiz, çekmeceli dolapların içindekataloglanıp yerleştirilen hazineler saklıydı. Chris Stringer’ınmodern ofisi,

Page 135: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

pahabiçilmezvegaripbirsessizliğebürünmüşolanbudünyadanbaşlayarakdoğanınharikalarınauzanıyordu.

Bir fincan çaydan sonra neden paleolitik döneme ait insan fosilleriistediğimi anlatmak uzun sürmedi. Stringer’ın, Avrupa’nın tarih öncesidevirleriyle ilgili çalışmalarımızın ateşlediği tartışmalardan haberi vardı veAvrupatarımlatanışmadanöncekizamanlardankalmabiriskeletinDNA’sınıincelemek istememin mantığını hemen kavradı. Bu izni verirse, DNA eldeetme olasılığının ne olduğunu öğrenmek istedi. Buna kesin bir yanıtveremedim.SonuçtaBuzAdamçok istisnaibirvakaydı;ondan ikikatdahayaşlı ve donmamış bir iskeletle aynı şekilde başarılı olacağımıza dair sözveremeyeceğimi belirttim. Böyle bir garanti bulunmadığı takdirde, ÇedarAdam gibi çok değerli bir şeye zarar verecek olan örneği almamıza izinvermek istemeyişini gayet iyi anlıyordum. Mary Rose’dan gelen hayvankemikleriyle de başarılı olduğumuzu anımsayarak, bu çıkmazdan bizikurtaracağınıumduğumbiröneridebulundum.GoughMağarası‘ndangelmeaynı yaşta hayvan kemikleri varsa onlar üzerinde deneme yapıpyapamayacağımızı sordum. Onlardan DNA elde edebilirsek, o zamanmağaradaki durumDNA’nın 10 bin yıl bozulmadan kalabilmesi için uygunanlamınagelecekti.Şansımıza,GoughMağarası‘ndangelenbir sürühayvankalıntısıvardıvebendeOxford’aküçükbirgeyikkemiğiiledönebilmiştim.

Bir ay sonra iyi haberlerle yeniden Chris’in ofisindeydim. Geyikkemiğinde bol miktarda DNA mevcuttu. İnsan örneğini denememe izinvermek için bunun yeterli bir kanıt olduğunu kabul etti. Her biri pamuklasarılıpkartonbirkutunun içineyerleştirilmişolanÇedarAdamkalıntılarını,ofisteki masasının üstüne dikkatle koydu. Kafatası, kendi boyutuna göreyapılmış tahta bir kutunun içindeydi. Bir düzine veya daha fazla kemikparçasının bir araya getirilip yapıştırılmasıyla oluşturulan bu parça süngerlekorunuyordu. Dokunmaya cesaret edemedim. Sonunda talusta, ayakbaşparmağının sert görünen kemiği üzerinde anlaştık. Chris’in küçük birkartonkutuyayerleştirdiğiörneğilaboratuvaragötürdüm.

Ertesigünkemiğidelgiiledikkatledeldim.Kemikgöründüğükadarsertdeğildi. Kısa zamanda korteksin ince kabuğunu delmiş ve bal peteğişeklindekiiçkısmıaçığaçıkarmıştım.Delgidenkalmakahverengimsikemiktozununüstünesiyahnoktacıklardökülüyordu.Bunlarınkemiğebenzemediğiaşikardı; büyük bir ihtimalle bir çatlaktan başparmak kemiğinin içine girentoprak kırıntılarıydı. Hepsini saatçi pensi ile teker teker topladım ve birkenarakoydum.ElimceÇedarAdam’a ait 17.8miligramkemik tozuvardı.Bununlayetinmekzorundaydık;birdelikdahaaçmakistemiyordum.Birgünsonrasında bunun işe yaramayacağını anlamıştım. Görünürde tek bir DNA

Page 136: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bile yoktu. Kontrol deneyleri çok işe yaramıştı. Bollaştırılmış DNA işaretiolan parlak portakal renginde floresan benekler tüm pozitif kontrollerdegörünüyordu.Kirlenmeyekarşıaynıandasuileyapılankontroldeneyleriisekirlenme olmadığını gösteriyordu. Çedar Adam’ın başparmağından alınanörnekişeyaramayacaktı.Buçokacıbirhayalkırıklığıydı.

Chris’le konuşmak için tekrar Londra’ya gittim. Hayvan kemiği ileyaptığımızdeneyden,GoughMağarası‘ndakişartlarınDNA’nınenaz10binyıl bozulmadan kalması için elverişli olduğunu saptamıştık. Belki kemikleruzun zamandır mağaranın dışında olduğu için böyle bir durumlakarşılaşmıştık.BelkidekemiklerikorumakiçinkullanılanreçineDNA’yıeldeetmek içinkullandığımızmetodubir şekildeetkiliyordu.BelkidegerçektenDNAyoktu.DüşüncelerimizidahaiyiodaklayabilmemiziçinChriskafatasınıtekrarofisinegetiripmasanınüstünekoydu.Birkafatası ilehayattaolanbirinsanarasındailişkikurmakkolaydeğildir;fakatkemikparçalarınabakarkenbunlarıbirzamanlarkaplamışolanetvederiyidüşünmeyebaşladım.Şimdibunu yazarken ölümün pençesini ensemde hissediyorum, ama Chris’inofisindeyken böyle bir hisse kapılmamıştım. Gözümün önündekiler banacansızkemikparçalarıgibideğil,sankigerçekbirinsanmışgibigörünüyordu.Buinsanıtamolarakgözümünönünegetiremiyordum-Saçıkoyumu,yoksaaçıkrenktemiydi?Gözlerikahverengimi,yoksamavimiydi?-, fakatbununbir insan olduğunu kuvvetle hissediyordum. Garip, uzakta, çok eskizamanlarda, fakat yine de bir insan. Acaba yaşamı ve ailesi hakkında bizeneler anlatabilirdi? Alt çeneyi elime aldım ve bir zamanlar onlarla fındıkkırdığı veya yeni öldürülmüş bir geyiğin etine batırdığı dişlerine baktım.Mineleriyıpranmışolmasınarağmendişlerdeçürükyoktu.Aslınabakarsanız,dolgularla dolu olan kendi dişlerimden çok daha sağlıklı gözüküyordu. Oandaki ruh halimden Chris’e bahsedince bana döndü ve “Bunlar sağlıklıdiyorsan,gelbirdeşunabak,”dedi.Bcnidolaplarınbulunduğubüyükodayagötürdü.Odanınuzakbirköşesinedoğruyürüdük,Chrisbirbaşkaküçüktahtakutu çıkardı ve kapağını açtı. Kutunun içinde, süngerden yatağı üzerineyuvalanmış ve daha genç birine ait olduğu belli olan bir alt çene kemiğiduruyordu.Dişlerfevkalademuntazamdı.Beyaz,düzgünvetertemizolanbudişler sanki bir dişmacunu reklamından fırlamış gibiydi. Bunların en fazlabirkaçyüzyıllıkolduğunudüşündüm.Fakatyanılıyordum.Dişlerinsahibi12bin yıldan daha önce -Çedar Adam’dan 3000 yıl önce- yaşamış genç biradamdı.Bunlar,bizzatChris tarafından1986yılındaGoughMağarası‘ndakibirkazıdaçıkarılmıştı.

Dişler,Chris’inaydınlıkofisindedahadasağlıklıgörünüyordu.Acabadişkemiği ve yumuşak boşluk, kemikten daha iyi korunmuş olabilir miydi?

Page 137: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Aradığımız birkaç DNA molekülü dişlerin sağlam minesi tarafındankorunmuş olabilir miydi? Çedar Adam’ın ayak başparmağında başarılıolamamıştık, ama bir de bunu denemeye karar verdik. Şimdiye kadar hiçkimsenindiştenDNAeldeetmekonusundabirdeneyimiolmamıştı;özelliklede hâlâ çene kemiğine gömülü duran dişlerden. Laboratuvarıma dönüpdişlerin minesinde iz bırakmayacak ve bunların çene kemiğindençıkarılmasını gerektirmeyecek bir yöntem bulacağıma söz verdim. Bunuyapabilirsem,Chris,GoughMağarası‘ndangelenbuparçadanörnekalmamaizinverecekti.

Diş doktorumBayMiller’dan aldığımdişler üzerinde çalışmalar yaptımve iki hafta sonra Chris’in kapısını tekrar çaldım. Dişleri çene kemiğindensökmedenazıdişlerinidelmekveiçlerindekikemiğiçıkarmakiçinbiryöntemgeliştirmiştim.BuyöntemiuyguladığımdişörneklerinideChris’egöstermeküzere yanıma almıştım. Önce doğrudan diş delgisi ile denemiş, ancaksıkıştırılmış havanın tozları her tarafa uçurması nedeniyle bu yöntemdenvazgeçmiştim. Çalıştığım yerdeki bir meslektaşımın önerisi üzerine,Londra’da, Tottenham Court Road’da bir hırdavatçıdan aldığım küçük birmodellemedelgisinikullandım.Bununla,tamistediğimgibi,mineninhemenaltından ufak bir delik açılabiliyordu. Bir kere dişin içine girdikten sonradelgiyedahauzunbiruçtakıpbunuilerigerioynatarakyumuşakolankemiğitozhalinegetirmekmümkünoluyordu.Dahasonrabiremmecihazıile,butozkolaylıkla dişin içinden alınıp ufak bir deney tüpüne aktarılabiliyordu.Sonunda, açılan delik aynı renkte bir macun ile kapatılabiliyor ve diş yineolduğu gibi yepyeni oluyordu. En önemlisi ise, deneme olarak kullandığımdişlerdençıkardığımkemikDNAiledoluydu.

ÇağdaşDNA ile karışmaması için (bu tehlike her zaman vardır), Çedarfosillerinin dişlerini yeni hava temizleme filtresi koyduğumuz kendilaboratuvarımda oymam gerekiyordu. Aldığımız hava temizleme filtresisilikonçipendüstrisi içinhazırlanmışbircihazdı.İçerigirenhavasüzgeçtengeçiyor ve gerekli bir basınç altında tutuluyordu.Basınç nedeniyle toz gibiparçacıklariçerigiremiyordu.Buçokpahalıveayrıntılıbirönlemdi,amaaynıderecede gerekliydi de. Bu nedenle çene kemiğini beraberimde Oxford’agötürmek zorundaydım; işte bu durum kâbus gibiydi. Londra’ya otobüslegelmiştim;dolayısıyla,pahabiçilmesiveyerinekonulmasımümkünolmayanbuörneğikutusununiçindeyanımdakikoltuktagötürdüm.İki-üçsaniyedebirdönüp yerinde duruyor mu diye bakıyor ve kaybolursa ne yaparım diyedüşünüyordum. Çok şükür, sağ salim Oxford’a vardık ve örneği hemenlaboratuvarımda,diğerörneklerinbulunduğudolabakoyupkilitledim.

Ertesi gün DNA elde etmek için çalışmaya başladım. Bu süreç daha

Page 138: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

başarılıgeçemezdi.Delgiikinciazıdişineçokkolayolmasadarahatçagirdi.Çok kolay girmemesi, dişin fazla bozulmadığını gösteriyordu; yani iyiyealametti. Delginin hızının etkisiyle buharlaşan kolajenin yanık kokusuburnuma geldi. Dişçi ziyaretlerinden tanıyordum bu kokuyu. Bir zamanlarnefretettiğimkokuyu,proteinbulunduğunaişaretettiğiiçingidereksevmeyebaşlamıştım.ProteininolduğuyerdeçoğunluklaDNAdaolur.Emmecihazınıkullandığımda,solukkremrenklitozdişiniçindenuçupdeneytüpününiçineyerleşti.Çok boldu; 200miligramkadar.Bunun 50miligramını aldım, gerikalanını deneyin tekrarında kullanmak üzere ayırdım ve DNA’yı çıkarmasürecinegeçtim.

Ertesi akşam dişten mitokondriyal DNA elde etmeyi başardığı mıanlamıştım. Bundan sonraki iki hafta içinde baz sırasını okudum, tekrarkontrol ettim ve dişten ikinci kez DNA çıkararak deneyi tekrarladım. İşte,önümde şimdiye kadar dünyanın hiçbir yerinde başarılmamış bir şeyduruyordu;eneskiinsanfosilininDNAbazsırası.Fakat,işinenönemlikısmıbu değildi. Aradığımız asıl bilgi bu sıranın ayrıntılarında saklıydı. Bu sıraçağdaşAvrupalılarınDNA sırasıyla aynımıydı; yoksa artık soyu tükenmiş,karanlıklaragömülübircesetparçasınamıaitti?

Yanıtgüngibiortadaydı.GoughMağarası‘ndangelenbuyaşlıDNA,çokgençve tamamen çağdaştı. İçerdiği baz sırası, yedimitokondriyal kümedenen büyüğünün tam ortasındaydı. Çağdaş Avrupa’da en sık görülen DNAsırasını, İngiltere’nin tarımla tanışmasından 7000 yıl önce burada yaşamışolangençbiradamındişindebulmuştuk.Busıranın,bukümeninvebenzeriyaşıtlarının, tarımlauğraşan insanlarAvrupa’yagelmedençokdahaöncebukıtadayerleşikbulunduğununkanıtıönümüzdeduruyordu.Üstpaleolitikgenhavuzu Ortadoğulu çiftçilerle sulandırılmamıştı. İçimizde herkesindüşündüğündençokdahafazlaavcıruhuvardı.

İlkbaştaayakbaşparmağınıoymaktanöteyegidemediğimÇedarAdam’lailişkimbununlasınırlıkalmayacaktı.Birtelevizyonbelgeselindebirbirimizletekrar karşılaştık. Bağımsız bir yapımcı olan Philip Priestley, ülkeninbatısındaki bir televizyon kanalına arkeoloji konusunda bir dizi programhazırlıyordu ve bunlardan biri Cheddar’daki bir Sakson sarayında yapılankazıylailgiliydi.Paleolitikdönemvegünümüzüninsanlarıarasındakigenetiksüreklilik konusunda yaptığımız çalışmalar artık pek çok kişi tarafındanbiliniyorduvePhilip,halenCheddar’daikametetmekteolaninsanlarınÇedarAdam ile akrabalığını DNA aracılığıyla kanıtlamanın ilginç olacağınıdüşünmüştü. Bu, hem eğlenceli, hem de yararlı bir çalışma olabilirdi. Buarada ben kendisine Çedar Adam’dan DNA elde etmek için yaptığımızdeneylerin başarısız olduğunu anlattımveChrisStringer’dan izin alabilirse,

Page 139: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

birkezdeÇedarAdam’ındişiiledenemeyapmayahazırolduğumubelirttim.Yalnız bir şart koşacaktık; başarısız olursam filmim çekilmeyecekti. Buhususa her zaman dikkat ederim. Büyük bir bilimsel keşif beklentisiylebaşlayanvedeneylerdesonucavarılamayanyadabaşarısızlıklabitenpekçokprogramseyretmişimdir.Böylece,esastaanlaştıktanvetekrardahadaünlübirfosilin kutusu ile sinir bozan bir otobüs yolculuğu yaptıktan sonra ÇedarAdam’ınilkazıdişinioydum.

Bir önceki Gough Mağarası örneği kadar temiz görünümlü olmasa da,dişten yeterli miktarda toz elde etmeyi başardım. DNA baz sırasının yedikümedenbirineuyduğunugörmekbizişaşırtmadı.FilminçekimiyaklaştıkçahaklıolarakheyecanlanmayabaşlayanPhilip,Cheddar’daoturaninsanlardanörnek almak için işe koyuldu. Belgeselin başka bir bölümüne konu olacakolan Sakson sarayı, yerel ortaokulun bulunduğu yerde olduğundan,öğrencilerin programa katılmaları için okuldan izin almanın iyi olacağıdüşünüldü.OsıralardaDNAörneğitoplamayöntemimiziyenilemiştik.Artıkkan örnekleri kullanmıyor, bunun yerine yanağın iç kısmını bir fırça ilehafifçeovuşturuyorvebuyollayeterikadarDNAeldeedebiliyorduk.Okulayaptığımızkısabirziyarettensonra,altıncısınıftakigönüllüöğrencilervebazıöğretmenlerdenaldığımızyirmiörneğeulaşıvermiştik.ÇedarAdam’ınDNAsırasının çağdaş İngiltere’de ne kadar sık görüldüğünü bildiğim için,topladığımız yirmi örnekle yakın bir sıra bulma olasılığının yarı yarıyaolduğunu tahmin ediyordum. Sonuçları dört gün içinde elde ettik. Örnekveren gönüllü öğrencilerin adlarını ve yaşlarını (bunun ne kadar önemliolduğunuanlamıştık)biliyorduk.Philiptelefondaydı.

“Birbenzerinibulduk,”dedim.

İlksorusu“Kim?”oldu.

Bu kadarı anlaşmamızın kapsamına girmiyordu. Yirmi Cheddar sakiniarasındanÇedarAdam’abenzeyenbiriniaramakonusundaanlaşmıştık;fakat,haklı bir nedenedayanarak, kimlik ifşasını anlaşmakapsamına almamıştım.Çocukların ve ebeveynlerin hepsinden, DNA örneği vermeye ve televizyonprogramına katılmaya razı olduklarını belirten bir yazı almış olmamızarağmen, haberin büyük bir ölçekte patlak vermesi halinde, bunubeklemedikleri için nasıl tepki göstereceklerinden emin olamazdım. Birhaberin etkisinin boyutunu önceden bilmek mümkün değildir, fakat MarieMoseleyveBuzAdamolaylarıpotansiyeliortayakoyuyordu.

Bu noktada Philip çok huzursuzlandı. Kimlik belirtilmezse haberindeğeriniyitireceğinidüşünüyordu.Derhalbanaizinformlarınınbirkopyasınıfaksladı.Fakat,banagöreformstandarttıvedünyabasınınıngelişmeçağında

Page 140: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

olan genç bir kız ya da oğlanın yaşamına girmesine izin veren bir niteliğesahip olamazdı. DNA sıralarını gönüllülerin ad ve yaşlarıyla tekrarkarşılaştırdım. Bir değil, üç benzeyen vardı: İkisi tamamen Çedar Adam’laaynıydı;üçüncüsündeisetekbirmutasyonfarkıvardı.Tamamenuyanikikişiöğrenciydi;tekbirmutasyonlafarklıolaniseokuldayapılacakfilmçekiminidüzenleyentarihbaşöğretmeniAdrianTargettidi.AdrianTargett’ınkimliğiniaçıklamaya, fakat öğrencilerinkini gizli tutmaya karar verdim. Neticede,bununhayatımdaaldığımendoğrukararolduğuortayaçıktı.Philipvereklamekibi,benimhaberimolmadan,kameralarınvebir televizyonhaberekibininönünde Adrian Targett’ı Çedar Adam’ın akrabası olarak tanıtmaya kararvermişlerdi.Onlardahaberinboyutunufarketmeyebaşlamışlardı.Ertesigüngazeteciye gittiğimde gözlerime inanamadım: Adrian Targett ve ÇedarAdam’ınhikayesiT/mes’danDailyStardergisinekadarheryerdeydi.Adrian,ilksayfada,ünlüfosilakrabasınınyanındapozvermişti.Hepsindenaldım.

Programıtakipedengünvehaftalarda,ÇedarAdam’ınhikâyesidünyanındört bir yanına yayıldı. Televizyon sohbet programlarından birinde AdrianTargett’le karşılaştım. Bana, üstsüz kadınların resmini basmakla ünlüdergilerden birinin, kürk peştamal giyip tarihi akrabasının yanında pozvermesi için beş haneli (demek ki en az 10 bin sterlin) bir meblağ teklifettiğini söyledi. Bir öğretmen olarak, sorumluluklarını bilen makul bir kişiolduğundan, öneriyi kabul etmemişti. Aynı derginin, gelişme çağındaki birkıza böyle bir kıyafet -belki de daha kısasını- giymesi için neler teklifedeceğini merak etmekten kendimi alıkoyamadım. Yıllar sonra, bugün bileinsanlar Çedar Adam’ın hikâyesini hatırlamaktadır. 2000 yılında Amerikalıbirdinleyicikitlesinetamamenfarklıbirkonudanbahsetmekteykenbirkadınkalkıp bana, “Peynir Adam’ın DNA’sını bulan siz misiniz?” diye sordu.Zamanındahikâyebasınayansıdığında,haftalarboyuncaçuvaldolusumektupalmıştım.Bunların çoğuövgüdoluyazılardı.Örneğin,Kaliforniya’dakiSanQuentinhapishanesindekalangayetbilgilibirtutukludangelenmektupta,birsonraki antropoloji çalışma grubunda konuyu tartışmaya açmak istediğiyazıyordu.Fakathepsinden farklı olan,BathLordu’nun sekreterindengelenmektuptu. Meğer Cheddar Mağaraları Bath Lordu’nun topraklarındaymış.Belli ki hikâyeyi okumuştu (Tımes’dakini mi, Dnı/y Stnr’dakini mi hiçbirzaman öğrenemedim) ve kendisinin de Çedar Adam’ın akrabası olupolmadığınıöğrenmekistiyordu.

AlexanderThynn(BathLordu),İngiltere’ninengüzelevlerindenbiriolanLongleat’in sahibidir. Ev, üzerinde kurulu olduğu topraklarda bulunan veziyaretçilerin meşhur Longleat aslanlarını ve diğer tehlikeli hayvanlarıotomobillerinden, sözdegüvenli olarak, seyrettikleri safari parkıylaünlüdür.

Page 141: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Sevenleri tarafından “Longleat Filetosu” lakabı takılmış olan Bath Lordukişisel yaşamıyla da tanınır. Yasal bir eş ve çocukların yanı sıra, çoğumalikânede yaşayan, kendi deyimiyle “karıcıkları” vardır. Kısacası, BathLordu kesinlikle peşine düşülecek biriydi, bir sonraki hafta sonuWiltshireyollarına düşmüştüm bile. Elizabeth stili muhteşem evin çatı katındaki birodaya kabul edildim. Lord Bath, muazzam büyüklükte ahşap bir masanınyanındaki dolapta koleksiyonu bulunan parlak renkli kaftanlarından birinigiymişti. Altmışlı yaşlarda olmasına rağmen gözlerinde onu çok gençgösteren bir parıltı vardı. Yaşam tarzının ona yakıştığı açıkça görülüyordu.Ben ona genetik anlatırken, o da duvardaki musluktan iki kadeh rosedoldurdu. Birkaç kadehten sonra deney hakkında konuşmaya başladık veyanağınıniçkısmınıfırçaladı.Günboyuncaçatıkatınabirkaçkişiuğradıvehepsi de örnek vermeyimemnuniyetle kabul etti.Çalışanları tarafından çoksevildiği belliydi. Öğle yemeğine kadar yarım düzine DNA fırçasıtoplamıştımveartıkkalkmazamanımgelmişti.

Sonuçları aldığımızda Bath Lordu’nun Çedar Adam’la yakın akrabaolmamasına şaşırmadık. Olması için ortada özel bir neden yoktu. Fakat,Longleat’iziyaretimdeörnekverenlerdenbiriolan,Lord’unkâhyasıCuthberttam anlamıyla bir akrabaydı. Atalarının 9000 yıl öncesine uzandığını iddiaedip, Thynns’in 500 yıllık geçmişini yeni diyerek küçümseyebilirdi. BathLordu’na Cuthbert’ün bu haberi nasıl karşıladığını sordum. Aristokratlarakarşı gösterdiği tavırda bir değişiklik olmuş muydu acaba? Yüzünde birtebessümle,“Eh!Sonzamanlardakendindenpekbiremindolaşıyor,”dedi.

Artık, çağdaş Avrupalıların büyükannelerinin, tarımla uğraşan insanlarAvrupa’yagelmedençokdahaönceburadayaşadığınıkanıtlamıştık.BukanıtmitokondriyalDNAiçingeçerliydi;diğergenleribilemezdik.ÇağdaşvefosilDNAmoleküllerinikarşılaştırarakAvrupa’nıntarihöncesidevirlerininsırrınıçözmüş ve paleolitik zamana kadar bir süreklilik olduğunu kanıtlamıştıkBüyük göçlerle gelen çiftçi halkın Avrupa’yı istila edip buradaki avcı-toplayıcıinsanlarıyokettiğidüşüncesininyanlışolduğunuortayaçıkarmıştıkCavalli-Sforza’nın eleştirilerinden yalnızca bir tanesini yanıtlayamamıştık.Nereden bakarsanız bakın, mitokondriyal DNA tek bir gen olduğu içinistatistiksel dalgalanmalara maruz kalabilir ve bu nedenle insanoğlunungenetik mirası olmayabilir. Ben bunun çok düşük bir olasılık olduğunudüşünüyorum.AncakAvrupa’nıntarihöncesidevirleriyleilgiliyorumlarımızıtemelden kanıtlamanın tek yolu, tamamen farklı bir gen kullanarak aynısonucavarmaktır.

13

Page 142: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

ADEMDEPARTİYEKATILIYORBu kitapta anlattığım hikâye, okuması en kolay gen olanmitokondriyal

DNA’dayazılıdünyatarihidir.Öyleyse,şuânadek,Havva’yagöreyazılmışbir İncil gibidir. Mitokondriyal DNA’nın nesilden nesle gerçek bir mesajgöndermesi ve moleküler saatin yavaşça tıklayarak bu mesajda mutasyonsonucu oluşan bir değişikliği haber vermesi, onun özel bir genetik yapıyasahipolmasındankaynaklanır.Buözelyapı, insanıngeçmişinigüzelliklevekolaylıkladeğerlendirmesinisağlar.

Taşıdığımız diğer genlerde tamamen farklı bir tarih yazılı ise, bugerçekten garip sonuçlara yol açacaktır. Diğer genlerin tümü hücreçekirdeğindeki kromozomların üstündedir. Son tahminlere göre bunlarınsayısı30bindenbirazazdır.İnsanınokunmayıbekleyen30bindeğişiktarihiolabilirmi?Bu genlerden her birinin geçmişi farklı olabileceği için, bu biranlamdamümkündür.İnsanınevrimsürecindebiryerdebugenlerinevrenselataları farklı olabilir. Çekirdekteki genlerimiz zamanla süzgeçten geçmiştir.FakatbunlarıntakipettiğiyollarımitokondriyalDNA’daolduğugibiizlemekmümkündeğildir.Bununnedeni,çekirdektekigenlerin,mitokondriyal

DNA’danfarklıolarak,annevebabadaneşitsayıdagelmesidir.Biröncekinesilden olan annenizle aynımitokondriyal DNA’ya sahip olmanıza karşın,çekirdektekiDNA’nızın,annevebabanızdanyarıyarıyageldiğiiçinikilibiryapısı vardır. Durum buraya kadar fazla karışık gözükmez. Fakat bir nesildaha geriye gittiğinizde çekirdekteki DNA’nız dört kişiden gelmektedir:dedeleriniz, anneanneniz ve babaanneniz. Buna karşılık, mitokondriyalDNA’nızyinetektirveannenizleanneannenizinkininaynısıdır.Geriyedoğruüçüncü nesle gidince, çekirdekteki DNA sekiz farklı kişiden gelir: büyükbüyükbabalar ve büyük büyükanneler. Fakat, mitokondriyal DNA’nın atasıhâlâbirtanedir;odaanneannenizinannesidir.ÇekirdektekiDNA’yıoluşturankişilerin sayısıhernesilde ikiyekatlanır.Yirminesilgeriye,yaklaşıkolarakMS 1500 yılına gidildiğinde, çekirdek genlerine teorik olarak birmilyonunüstündeninevededekatkıdabulunmuşolur.Açığaçıkmamışbuninelerinvededelerin, erkek ve dişilerden, binlerce yıl boyunca kesişerek ilerleyensoyağaçlarınıbelirlemekmümkündeğildir.

İnsanın,ninevededelerinoluşturduğubulabirentteyolunubulup30bingeninşeceresiniçizmesimümkündeğildir.Bunayenidenbirleşmeileoluşankarmaşayı da eklerseniz, olayın boyutu akıllara durgunluk verir.Kromozomlar her nesilde iskambil kâğıtları gibi karıştığı için herhangi birgenin yapısına iki ayrı kişi katkıda bulunmuş da olabilir. Hücreçekirdeğindeki bu gen ve gen parçalarından insan tarihinin değişik

Page 143: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

uyarlamalarını okumak, şu anda başarılması imkânsız görünen son derecekarmaşık bir süreçtir. Gen frekanslarını karşılaştırarak insanın tarihihakkındaki çağdaş bilgilerini derinleştirmesi için daha çok zaman geçmesigerekecektir.

Ancak bir genin, daha doğrusu bir kromozomun bu korkunç karmaşayakarşı bağışıklığı bulunmaktadır. Hayatta tek amacı erkek yaratmak olan bukromozomaYkromozomudenir.İnsanaaitdiğerkromozomlaraoranladahaufakvemarifetliolanYkromozomu,gerçektenönemliolantekbirgentaşır.Bugen,insanceninlerininminikkızlaradönüşmesiniengeller.Ykromozomutaşımayan bir cenin, doğal olarak kız çocuğuna dönüşür. Ceninde Ykromozomu varsa ve SRY gibi basit bir adla adlandırılan gen normalçalışıyorsa,diğerkromozomlardakibazıgenlertetiklenirveceniningelişiminierkek çocuk yönünde etkiler. SRY geni tarafından hareketlendirilen diğerkromozomlardaki genler üreme organlarının oluşumunu yönlendirir. Budurumda dişi yumurtalıkları oluşmaz ve erkek üreme organları ile erkekhormonuolantestosteronortayaçıkar.

İki farklı gözleme dayanarak, SRY geninin cinsiyet tayininde oynadığıtemel rol anlaşılmıştır.Çok ender olarak, belki 20bindebir,Ykromozomutaşıyan bir kız bebek doğar.Genelde, ortalamadan biraz daha uzun olan bubebeklerin görünümleri, zekâları ve gelişimleri normaldir. Fakat gelişmeçağına geldiklerinde bunların yumurtalıkları ve rahimleri normal şekildegelişmezveçocuklarıolmaz.Bukızlardaki

Y kromozomu incelendiğinde SRY geninin hiç olmadığı veya birmutasyonnedeniylenormalçalışmadığıgözlenmiştir.Ayrıca,farelerleyapılandeneyler de ceninin erkek olması için SRY geninin gerekli olduğunukanıtlamıştır. Erkek farelerde de Y kromozomu ve yaratıcı birsınıflandırmayla Sry diye adlandırılan farelere mahsus SRY genibulunmaktadır.Genetikmühendisliğialanındagerçekleştirilençokhassasbirdeneyde, bir erkek farenin Sry geni klonlanmış ve dişi fare üretmek üzeredöllenmiş olan bir yumurta bununla aşılanmıştır. Fare cenininde tam bir Ykromozomudeğilde,sadeceklonlanmışbirgenolmasınarağmenyavruerkekdoğmuştur.

İştebirbebeğincinsiyetiböylebelirlenir.ErkekolduklarıiçinbabalardaYkromozomuvardır.SpermlerininyarısındaSRYgeninitaşıyanYkromozomu,diğeryarısındada

X kromozomu bulunur. Doğacak bebeğin cinsiyeti, tamamen yumurtayıaşılayanspermintaşıdığıkromozomabağlıdır.AşılamayıbaşaranspermdeXkromozomuvarsabebekkız;

Page 144: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Y kromozomu varsa bebek erkek olur. Çocuğun cinsiyetinin tayinindekadının hiçbir rolü yoktur. Kimbilir geçmişte kaç kadın bu basit gerçeğibilmekisterdi?Erkekçocukdoğurmayınca,bilerekveyabilmeyerek,nekadarçokkadın“suçlanmıştır”kimbilir?

Mitokondriyal DNA’nın nesiller boyunca annelerden geçen bir şecereyitakip etmesi gibi, erkek çocukların babalarından aldığı Y kromozomu da,nesilden nesle benzer şekilde babalar aracılığıyla aktarılan bir yol izler. Ykromozomunun genetik yapısı çözümlenebilirse ve yeniden birleşmesürecinden geçip taşıdığı mesaj bozulmadıysa, onun da mitokondriyalDNA’nınmükemmel bir tamamlayıcısı olarak, bu kez kadınların değil amaerkeklerin tarihini aydınlatması beklenir. Çekirdekteki bütün kromozomlargibi Y kromozomu da çok uzun ve lineer bir DNA molekülüdür.MitokondriyalDNA’nındaireselyapısında16.500’denfazlabazbulunmasınakarşılık,Ykromozomununbirucundanöbürucunakadaraltmışmilyonbazmevcuttur. Bu sayı insandaki diğer kromozomlar arasında güdük kalabilir,ancak yine de mitokondriyal DNA’nın baz sayısının dört bin katındanfazlasınıdepolamaktadır.Üstelik,içindekigenlerbirbirleriyleyerdeğiştirir.YkromozomununherbirucundaDNA’nınbirparçası tekrarXkromozomunabağlanır. Bu bölümler kromozomun tümünün yüzde lO’nundan daha küçükolduğu için sorunyaratmaz.Ykromozomununbağlı olduğubölümlerindekigenlerkarmabirşecereçizerveçekirdektekidiğergenlergibierkekvedişiarasında gider gelirler. Fakat Y kromozomunun bağlı olan uçları arasındakalanyüzde90’lıkbölümdegenkarışımıoluşmaz.Buuzundilimdeğişmedennesildennesleaktarılır.AcabaYkromozomlarıbirbirindenfarklımıydı?Eğeröyleyse, bunların arasında nasıl bir fark vardı? İnsanoğlunun tarihçesinianlamak için Y kromozomlarının değişik tür ve çeşitleri olması gerekliydi.BütünYkromozomlarıbirbirinintamamenaynıysa,budurumbizimişimizeyaramayacağıanlamınageliyordu.

Tıbbi genetik laboratuvarlarında, Down sendromu gibi kalıtım yoluylageçenhastalıklarıyadakısırlığınnedenleriniaraştıransistogenetikuzmanları,devamlı surettemikroskop altında kromozomları izlemektedirler. Bu yoğunçalışmalardan birinde, bazıY kromozomlarının ortalamadan çok daha uzunolduğugörüldü.Ümitvericiolmaklaberaber,buizlenim

Y kromozomları arasında kesin bir ayırım yapmak için yeterli değildi.Ayrıca, uzunluklar sabit değildi; nesilden nesle değişmekteydi. Yapılmasıgereken şey, mitokondriyal DNA’yı tanımlayan teste benzer bir testi Ykromozomuna uygulamaktı. O zaman, yüzlerce veya binlerce gönüllüdenkolayca ve ucuzaY kromozomu örneği alınabilir ve bunların parmak izleriokunabilirdi. Fakat Y kromozomunun insanlar arasındaki büyük farkları

Page 145: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

gösterecekdilimlerinasılbulunacaktı?

Mitokondriyanınçokçeşitliolmasınısağlayanşey,1000ila

2000kadarbaziçerenküçükvedaireselDNAmolekülüdür.Asılelverişliolan, bu molekülün yalnız 500 baz içeren kontrol bölgesinde bazlarındizilişinin tek bir seferde makineyle otomatik belirlenebilmesidir. Ykromozomunda buna benzer bir şey bulunabilecek miydi? Bu soruyuyanıtlamak uzun sürmedi. Birkaç laboratuvarda, birbiriyle en azındanyakından akraba olmadığı bilinen gönüllü kişilerden alınan Ykromozomlarının içerdiğiDNA’nın aynı dilimindeki baz sırası okunarakbirfark aranmaya başlandı. İlk yapılan araştırmalardan birinde, çok değişikcoğrafibölgelerdengelenon ikierkeğinYkromozomlarındaki14binbazındiziliş sırası belirlendi. Yalnız tek bir mutasyona rastlandı. MitokondriyalDNA’da 14 bin baz incelense, aynı sayıda insanda düzinelerce mutasyongörülürdü.Başkabirlaboratuvarda,otuzsekizfarklıerkektenalınan

Y kromozomlarında bulunan tek bir genin 700 bazlık bir diliminin bazsırasıokundu.Aralarındatekbirfarkyoktu!

Bu çalışmaları yapan biliminsanlarının (çok şükür ki ben bunlardan birideğildim) moralleri oldukça bozuldu. Herkes kafa patlatıyordu. Ykromozomları dünyanın dört bir yanında neden hep aynı çıkıyordu?Bunlarlafı edilecek bir gen taşımadığı ve hiçbir işlevi olmadığı anlaşılan “hurda”DNA ile dolu olduğu için, normal ve bol gen içeren kromozomlardan dahaçok değişime uğraması beklenirdi. “Hurda”DNA’nın bir işlevi olmadığı vebaz sırası hiçbir şey ifade etmediği için mutasyonlar burada serbestçebirikebilmeliydi.Önemliişleviolangenlerdekimutasyonlarınçoğu,bunlarınişlevini bozduğu için doğal seleksiyon sonucu yok olup gider. Ykromozomunda bu kadar azmutasyon olması hiç şüphesiz ki birmuammayaratıyordu.

ErkeklerinhepsindeYkromozomlarınınaynıolmasınıaçıklamakiçinönesürülen kuramlar arasında en popüler olanı, erkeklerin normal şartlardakadınlardan çok daha fazla çocuk sahibi olabilmeleriydi. Şayet, eskizamanlardaazsayıdaerkeğinçokerkekçocuğuolduysa,ozamanonlarınYkromozomları daha az veya hiç çocuğu olmayanlara göre daha çabukyayılmışanlamınagelirdi.Yinebukuramagöre,buuzunyıllarböyledevametmişse, bugün bu Y kromozomlarının çoğunlukta olması olağandı. Tarihtepek çok “verimli” erkeğe rastlamakmümkündü.Bunlardan dünya rekorunasahipolan,1721yılında49yaşınageldiğinde700oğlu(vemuhtemelenbirokadardakızı)olduğuiddiaedilenFasSultanıMulayİsmail’dir.Mulayİsmail1727 yılında ölmüştür; demek ki çocuk sahibi olmaya altı yıl daha devam

Page 146: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

etmiştir. En doğurgan kadın ise bu sayının çok gerisindedir. Rus FeodoraVassilyev, 1725-1765 yılları arasında 16 kere ikiz, 7 kere üçüz ve 4 keredördüz olmak üzere toplam 69 çocuk doğurmuştur. Bayan Vassilyev, birbatındabirdenfazlaçocukdoğurmaaçısındandaolağanüstübirkadındır.

Kadınların doğurganlığı yılda en fazla bir kere hamile kalmalarına izinverenbiyolojikyapılarıtarafındankısıtlanmaktadır.Erkekleriçinseböylebirtarifeyokturveteorikolarakbinlerceçocuksahibiolabilirler.Fakat,verimlierkeklerin çok eşli olmak konusunda gösterdikleri şaşılacak başarı sonucudünyayatohumlarınısaçtıklarıveYkromozomlarınınçeşitliliğiniazalttıklarıiddiası bir fantezi olmaktan öteye gidememiştir. Dünyanın dört bir yanındacanla başla çalışan ve yıllarını bu işe adayan araştırmacılar, sonuçta, Ykromozomundadayeterikadarmutasyonolduğunukanıtlamışlardır.

Bu mutasyonların iki türü vardır. Birincisi, tamamen mitokondriyalDNA’dagörmeyealıştığımıztürdebirmutasyondur:birbazınyerinibirbaşkabazın alması. Fakat bu türmutasyonlarmitokondriyanın kontrol bölgesindeyoğunken,YkromozomununuzunDNA ipliği boyuncadüzensiz aralıklarlagörülür. Bunların hepsini teker teker test etmek sıkıcı olmakla beraber,üstesindengelinemeyecekbirşeydedeğildir.İkincitürmutasyonise,birkerePolinezya örneklerinde rastlamış olmamıza rağmen, mitokondriyada hemenhemenhiçgörülmez.Polonezya’dakiörnektemitokondriyalDNAçemberindedokuzbazeksikti.Bölgedentopladığımızdiğerörneklerebaktığımızdabununbir eksiklik olmadığını, bizim DNA’mızda bu dokuz bazlık sıranıntekrarlandığınıanlamıştık.DNA’nınkısadilimlerinintekrarlanması türündenbirmutasyon, çekirdektekikromozomlar arasındaolağandırveçok şükürYkromozomubunabir istisna oluşturmaz.Ykromozomuüzerinde bu şekildetekrarlanan çok sayıda DNA dilimi bulunmuş ve bu dilimlerin insanlardafarklı sayılarda tekrarlandığıgözlenmiştir.Neysekibubelirlemesikolaybirşeydir. Bu iki tür mutasyon yardımıyla etraftaki binlerce farklı Ykromozomunun birbirinden ayırt edilebileceği anlaşılıverdi. Günümüzdegerçektende,Ykromozomlarınıngenetikparmakizlerialınabilmektedir.

Biliminsanları,araştırmalarınayardımcıolacakmutasyonlarıbulmakiçino kadar çok mücadele verirler ki, bir tane bulduklarında bundan kimlerebahsedecekleri konusunda çok dikkatli davranırlar. Bu yaklaşım birbirinerakip araştırma laboratuvarlarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bulaboratuvarlarda Y kromozomunun parmak izini okumak için değişikmutasyon grupları kullanılır. Bu da farklı evrimsel ağlar oluşturur. Bunungeçici bir durum olduğunu ve yakın zamanda herkesin kabul ettiği bir ortayolun bulunacağını umuyorum. Durum şu anda nedir? Y kromozomununAvrupa’nın tarihi hakkında sunduğu bilgilerle, bu kitabın özünü oluşturan

Page 147: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

mitokondriyal DNA’nın söyledikleri aynı mıdır? Genetik mirasımızınkaynağının paleolitik olduğunu vurgulayan mitokondriyal DNA ile Ykromozomuaynıfikirdemidir?Diğerbirdeyişle,erkekvekadınlarıntarihleriuyumlumudur?Buna,

10Kasım2000tarihliSciencedergisindeyayımlananbirmakaledeyanıtverilmektedir.

“PaleolitikHomosapiens’inÇağdaşAvrupalılaraBıraktığıGenetikMiras:YKromozomuPerspektifi”başlıklımakale,İtalya,DoğuAvrupaveABD’dengelen biliminsanlarının ortak çalışmalarının ürünüydü. BBC, aynı gün,bilimsel bir toplantı için gittiğim Londra’da, Kraliyet Cemiyeti kanalıylamakalenin bir kopyasını bana faksladı ve bu konuda yorumda bulunmamıistedi. Faks gelir gelmez, gidip St. James Park’a bakan salona oturdum.Makaleyiyazanlarınadlarınıokuyuncahayalkırıklığınauğradım.SondanbiröncekiisimL.LucaCavalli-Sforzaidi.Dörtyılboyuncasürentartışmalardansonrahasmımınbenimleaynıfikirdeolmasınıbeklemiyordumhaliyle.

Makaleyi okudukça, 1996 yılında mitokondriyal DNA konusundayayımladığımızmakaleye çok benzediğini fark ediyordum.Yirmi beş farklıAvrupa ve Ortadoğu ülkesinden gelen 1007 erkekten Y kromozomlarınınparmak izlerini okumak üzere örnekler toplamışlardı. Bunları, tıpkı bizimyaptığımızgibi,evrimselbirçerçeveyeoturtmuşvekümeleribelirlemişlerdi.Bizmitokondriyada yedi küme bulmuştuk, onlarY kromozomunda on tanebulmuşlardı.Daha sonra, yine bizim gibi, birikmiş olanmutasyonlardan bukümelerin yaşlarını tahmin etmişlerdi. Sayfaları giderek daha büyük birheyecanla çeviriyordum. Bu kümeler kaç yaşındaydı? Bizim bulduğumuzyedimitokondriyalkümedenaltıtanesininpaleolitikolmasıgibi,bunlarındaçoğupaleolitikmiydi?Yoksa,dahayakınzamanlara,neolitikdönemeve ilktarım insanlarının yaşınamı yakın olacaktı? Luca’nınmakalenin en önemliyazarıolmasıveonuntarımıngenetikbilimiüzerindekietkisinenekadarçokinandığınıbilmemnedeniyle,buaraştırmanınnasılsonuçlanacağınıpektabiibiliyordum. Makalede yoğun istatistiksel bilgi vardı; ama benim gözümsondan bir önceki sayfada hayati önem taşıyan bir paragrafa takılmıştı.Paragrafşöylebaşlıyordu:“Avrupalılarda,mitokondriyalDNAbazsırasındagörülen farklar incelenmiştir.” Sonra bizim 1996 yılında yayımladığımızmakaleye atıf yapılıyor ve şöyle deniyordu: “Elde edilen verilere göre genhavuzunun yüzde SO’i paleolitik, yüzde 20’si de neolitik soydandır.” Budoğruydu. Bir sonraki cümleyi, “Şimdi bulgularımızı yerle bir edecek,”diyerek okumaya başlayacağımı sandım.Ama öyle olmadı.Onun yerine şucümleylekarşılaştım:“Bizimverilerimizbubuluşudesteklemektedir.”

Page 148: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

İnanamıyordum.Dizleriminbağıçözüldü.Savaşbitmişti.Dörtbuçukyılboyunca suyumuz sıkılmıştı. Mutasyon hızının yanlış olduğu,mitokondriyanın yeniden birleştiği ve kontrol bölgesinin doğru bilgiveremeyeceği gibi konularda büyük bir panik yaşamıştık. Bunların hepsibitmişti! Mitokondriyal DNA ve Y kromozomu aynı hikâyeyi anlatıyordu.Erkeklerin ve kadınların tarihi birdi. Luca ve ben sonunda anlaşabilecektik.Aramızda çok zor, fakat adil bir savaş olmuştu. Neolitik çiftçiler tabii kiönemliydi,amagenlerimizinancakbeştebirinebirkatkılarıolmuştu.ÇağdaşAvrupalılarıngenhavuzununbüyükbirkısmınıpaleolitikavcılaryaratmıştı.

Page 149: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

14

YEDİKIZÇOCUĞUBugünyaşayaninsanlarlaüstpaleolitikdöneminavcıinsanlarıarasındaki

genetik sürekliliği Cheddar Geçidi’ndeki kalıntılarla kanıtlamıştık. Artık,DNA’nın doğru ve güvenilir bir şekilde kaydettiği bu sağlam ve kopmayanbağın tarihten önceki zamanlara, demir, bronz ve bakır çağlarından daöncesine,eskibuzul,ormanvetundradünyasınakadaruzandığınıbiliyorduk.Yavaşilerleyenmolekülersaat,ÇedarAdam’ınDNA’sıylabütünüyleçağdaşolan iki insanın, Adrian Targett ve kâhya Cuthbert’in DNA’ları arasındakifarktan sorumluydu. Yaşamakta olan binlerce Avrupalının DNA’sıylayaptığımızevrimselyapılaşmadeneyleribizibusonucagötürmüşvenihayetbunun fiziksel kanıtını da bulmuştuk. Şimdi, tamamen farklı bir genetiksistemden, Y kromozomundan, genetik köklerimizin paleolitiğinderinliklerinekadaruzandığınıonaylayanbirteyitalmıştık.

Avrupalılar arasında başlıca yedi genetik küme bulmuştuk. Bu kümeleriçerdikleri DNA baz sırası bakımından birbirinden farklıydı. Aynı kümedeolan DNA moleküllerinin baz sıraları birbirine tamamen eşitti veya çokbenziyordu.Çağdaş

Avrupa halkının yüzde 95’i yedi kümeden birine dahildi. Tarih öncesiAvrupa ve paleolitik avcı-toplayıcı insanlar konusundaki yorumlarımız bukümelerin yaşlarına dayanıyordu.Her kümeninyaşını, o kümeyedahil olançağdaş insanların DNA’sında bulunan mutasyon sayısının ortalamasınabakaraktahminettik.Mutasyonlarbize,okümedemolekülersaatinkaçkereçaldığını belirtiyordu. Saatin tıklama hızını bildiğimiz için bu kümelerinyaşınıtahminedebiliyorduk.Geçenbinlerceyıliçinde,eskikümelerdahaçokdeğişikliğe uğramıştı. Moleküler saat yavaş ilerlese bile, bu kadar uzunzamanda daha fazla çalmış oluyordu. Genç kümelerde fazla değişiklikolmadığı için, genç bir kümenin elemanlarınınDNA baz sırası da birbirinedahaçokbenziyordu.

Yedikümeninyaşları45binile10binarasındadeğişiyordu.Aslındayaştahminleribirkümedekitemelbazsıralamasındaoluşanmutasyonlarıntümüortayaçıkıncayakadargeçenzamanıgösterir.Bundançıkarılacakkaçınılmazvenefeskesicimantıksalsonuç,herbirkümenin temelindeyalnızbirkadınolduğudur.Diğerbirdeyişle,herkümeninyaşı,okümeyegireninsanlarıntekortak analarının yaşıdır. Artık, onları yaşama döndürmek için hepsine birerisim vermem gerekiyordu.Böylece herkes onların yaşamıyla ilgilenecek veonları tıpkı benimgibimerak edecekti.Ursula,Xenia,Helena,Velda,Tara,

Page 150: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Katrine ve Jasmine gerçek insanlara dönüştüler. Bu isimleri, AntonioTorroni’ninalfabetiksınıflamasistemiylekümelereverdiğimizbaşharflerdenyola çıkarak seçtim. Ursula U kümesinin kabile annesiydi. H kümesininkökündeHelena duruyordu. Jasmine J kümesinin ortak annesiydi vs.Onlarartık istatistik ve bilgisayar algoritimlerinin anlamayı zorlaştırdığı kuramsalkavramlar değil, gerçek kadınlardı. Peki ama hemen hemen tümAvrupalıların,geçmişinderinliklerineuzananvekopmayanbirgöbekbağıilebağlıolduğubukadınlarnasılinsanlardı?

Bir kabile annesi olabilmek için bazı vasıflara sahip olmak gereklidir.Öncelikle, kız evlat doğurmak gerekir. İzlediğimiz gen olan mitokondriyalDNA anneden kıza geçtiği için, bunun nedeni çok açıktır. Yalnızca erkekçocuk doğurmuş bir kadın kabile annesi olamaz, çünkü erkek çocuklarannelerinden almış oldukları mitokondriyal DNA’yı kendi çocuklarınaaktaramazlar. Bu ilk kuraldır. İkinci kural ise, kabile annesinin en az ikikızınınolmasıgereğidir.Geriyedönüpbaktığımızdabununnedeninidahaiyianlayabiliriz.Birkabileninüyelerinintümününortakninesiolanensonninekabile annesidir. On milyon üyesi hayatta olan bir kabile düşünelim vebunlarınonmilyonunundabirbirleriyleakrabalığınıdoğum,evlilikveölümkayıtlarındankesinolarakbildiğimizivarsayalım.Nesildenneslegeriyedoğrugittiğimizde, anneler kanalıyla oluşan çizgilerin yavaş yavaş birleştiğinigörürüz. Erkek ve kız kardeşlerin çizgileri bir nesil geriye gidildiğindeannelerinde birleşir. İkinci nesilde kuzenlerin çizgileri anneannelerindebirleşir. Üçüncü nesilde de ikinci göbekten kuzen olanların çizgileri büyükbüyük anneannelerinde birleşecektir. Bu böyle sürüp gider. Nesiller geriyegittikçe, halen hayatta olan kabile üyeleri arasında anneanneleri hayattaolanların sayısı giderek azalır. Yüzlerce ya da binlerce nesil önceyebakarsanız, kabile içinde 21. yüzyılda yaşayan bir ninesi olduğunu önesürebilecekyalnızcaikikadınolacaktır.Dahadagerilerebakıldığında,buikikadınınninelerikanalıylauzayançizgiler tekbirkadındabirleşecektir;odagerçekkabileannesidir.Demekki,birkadınıngerçekkabileannesiolabilmesiiçinikikızıolmasışarttır.

Şekil 5’de, hayatta olan on beş kadının anneler tarafından gelen sanalşeceresi verilmektedir. Sağda görülen beyaz daireler bu on beş kadınıgöstermektedir. Okla gösterilen kadın, on beşinin paylaştığı en son ortakninedir. Onun annesi de bütün bu kadınların ortak ninesi olur. Fakat, opaylaştıklarıenson

Page 151: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

nine değil, ondan bir önceki ninedir. Eli son ninenin yıldız işaretiylegösterilenkızlarındanherikiside,hayattaolanbuonbeşkadınınannelerininsoyundanolmaklaberaber,bunlardanhiçbirionbeşkadındanhepsininortakninesideğildir.Bunabirkabiledersek,oklagösterilenkadınkabileannesidir.Birkabiledekikadınsayısı,isteronbeş,isteronbeşbin,isterseonbeşmilyonolsunhiçbirşeyfarketmez;aynıilkehepsindegeçerlidir.Herzamantekbirkabileannesimevcuttur.

Kabile annesinin,kendidönemindeyaşayan tekkadınolmasıgerekmez.Muhakkak başka kadınlar da vardı. Fakat yalnızca bu kabile annesi,kabiledekikadınlarlakopmazveannelerlekızlarıarasındauzayıpzamanımızakadargelenbirbağilebağlıdır.Onunlaaynıdevirdeyaşamışvebirçoğukızçocuk ve kız torun sahibi olmuş kadınlar, bu kabilenin anneleri değildir.Onların kız çocuk ve kız torunlarının ya hep oğulları olmuş ya da hiççocukları olmamıştır. Böylece onların annelerle bağı kopmuştur. Tabii,elimizdeki kayıtlar birkaçyüzyıldandahageriye gitmediği içinkusursuz,mükemmel ve gerçek bir şecere elde etmek hiçbir zaman mümkünolamayacaktır.Bununlabirlikte, insanlarkümesininherbirinin tekbirannesiolduğumantığauygunbirgerçektir.Busonuçtankaçınılamaz.

Bu yedi kadının tam olarak ne zaman ve nerede yaşadıkları konusu isetartışmaya açıktır. Ben şahsen, her kabilenin içinde birikmiş olanmutasyonlara bakarak bunu hesapladım. Onların nerelerde yaşamışolduklarını da günümüzdeki coğrafi dağılımlara bakarak tahmin etmeyeçalıştım.

Page 152: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Kabilenin geldiği coğrafi bölge, genellikle günümüzde bulunduğu yerdeğil,DNA’sınınençokdeğişimeuğradığıyerdir.Örneğin,Polinezya’daençok görülen kabile halkının kaynağı Polinezya değildir. Bu insanlar bugünoradaçoğunluktaolmalarınarağmen,DNAbazsıralarındaçokazdeğişiklikolmuştur. Çağdaş Polinezyalıların DNA baz sırası aynıdır. Bunlarınkökeninin, genetik kurallara göre daha batıda, Endonezya adalarındakiMoluccasyörelerindeolmasıihtimaliçokdahafazladır.KabileüyeleribugünMoluccas’ta çok yaygın olmamakla beraberi onların DNA’larındaPolinezya’dakilere göre daha çok değişiklik görülmektedir. Kabilenin birbölümü sonradan Polinezya’ya göç etmiştir. Tayvan yerlilerinde ise,Moluccas’taolduğugibiyaygınolmamaklaberaber,kabile içindeDNAbazsırasındadahafazladeğişiklikvardır.Bunadayanarak,Tayvan’ın,PolinezyakabilesininMoluccas’tandadahaeskibirkaynağıolduğusöylenebilir.Farklıada halkları üzerinde araştırma yapmak daha kolay olsa da, Avrupa sözkonusu olduğunda da aynı durum geçerlidir. Kabilelerin kaynağı, bugünkabilehalkınınDNA’sındaençokdeğişiklikgörülenbölgelerdir.Yinedebukuramsalgörüşegerçeğidekatmakgerekir.20binyıllıkbirkabileninannesi,kabileiçindeençokdeğişimoradagörülsebile,İskoçya’dayaşamışolamaz.Ozamanlarİskoçya’nınbuzullarlakaplıolduğubilinmektedir.

Aslında, yedi kadının nerelerde yaşadığı konusunun bir hayli belirsizolduğunuaçıkçaitirafedebilirim.Genetiğindayandığıkesinbilimseltemeldede benzer bir belirsizlik olsa paniğe kapılırdım. Yine de, bu yedi insanınyaşamlarınıngizemliolmasıbencekonuyudahailginçkılmaktadır.

Buyedikadınakendimikaptırdıkçayaşamlarınıhayal etmeyebaşladım.Nasıl bir hayat sürdüklerini gerçekten çok merak ediyordum. Genetiğinyardımıyla onların yaşamış olabilecekleri zamana ve yerlere dönüp,arkeolojik bulgular ve iklimsel koşullar hakkındaki bilgilerimi tazeledim.Geçmişzamanlarınsıcaklıkölçülerikutuplardakibuzullarıniçindekayıtlıdır.Yüksekveyagömülüsahillerson50binyıliçindedenizseviyesindegörülendeğişimleribelirtmektedir.Bitkilerin izi çiçektençıktıktan sonrabinlerceyılyaşayançiçektozlarıdır.Kazılardançıkantaşvekemiktenyapılmışaletlerinyapımtarzı,yaşananteknikgelişmelerivebunlarınyayılışınıgöstermektedir.Yine kazılarda bulunan hayvan ve balık kemikleri, atalarımızın besinlerihakkında fikir edinmemizi sağlar. Bütün bu bilgileri genetik bulgularlabirleştirerek,buyedikadının;Ursula,Xenia,Helena,Velda,Tara,KatrineveJasmine’in yaşam koşullarını tahmin etmek mümkündür. Onlar, kendisoylarındangelenbizlerlehemenhemenaynıgenetiğesahip,fakatçokfarklıkoşullar altında yaşamış gerçek insanlardır. Ne yaşamlar sürmüşlerdirkimbilir!

Page 153: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Şimdigelinbirliktegeçmişinderinliklerineuzananbiryolculukyapalım.Bizi atalarımıza bağlayan ve hiç kopmayan genetik bağın öncülüğünde,tarihten önceki bir zamana, buz ve kar, çıplak dağlar ve sonsuz düzlüklerdünyasınagidipbuolağanüstükadınlarla,Havva’nınYediKızı‘ylatanışalım.

15

URSULAUrsula bizimdünyamızdan çok farklı bir dünyada doğmuştu. 45 bin yıl

öncehavabugünkündençokdahasoğuktu,sonrakibinlerceyıliçindegiderekdahadasoğuyacakvebüyükbuzuldevribaşlayacaktı.Ursula,AntikYunan’ınklasikleşen kenti Delphi’nin kurulduğu bölgeye yakın, bugün Parnassusolarakbilinendağınyamaçlarındakibirmağaradadünyayagelmişti.Mağaranıngirişinden üç yüz metre aşağıda, güney yönünde, otuz kilometre ötedekidenizekadaruzanangenişbirdüzlükvardı.Ozamanlardağlarınyamaçlarınakadarseyrekormanlarlavebunlarınötesindegenişotlaklarlakaplıbubölge,bugün eski zeytinliklerin koyu yeşil rengiyle örtülüdür. Deniz kıyısı,mağaradangünümüzegöreüç-dörtkilometreuzaktaydı.Odevirlerdeokyanussularınınbüyükbirkısmı,buzullarvekarlartarafındanzaptedildiğivedağlararasındaki vadiler buzullarla kaplı olduğu için deniz suyu seviyesi dahadüşüktü. İklim şartlarının en az 400 bin yıldır süregelen normal devrinebakılırsa,gelecek25binyılboyuncasıcaklıklargiderekdahadaazalacakvebuböylesürüpgidecekti.

Ursulauzundönemdegerçekleşecekbudeğişikliklerden

bihaberdi elbette; tıpkı bizim günlük yaşantımızda bu tip şeylerdenbihaberolduğumuzgibi.Oveyirmibeşkişilikkabilesi içinönemliolantekşey günlük yaşamlarıydı. Ursula annesinin ikinci çocuğuydu. İlk çocuk,karanlıkbirgecedegöçebeçadırlarınasaldıranleoparsürüsündekibirleopartarafından, henüz iki yaşındayken kapıp götürülmüştü.Bu çok dramatik birolaydı,ancakUrsula’nındünyasındasıradanbirvakaydı.Çocuklarınbirçoğuvebazendebüyükler, aslanlar, leoparlarveçakallar tarafındanavlanıpyemolurlardı.TekevladınıkaybetmekUrsula’nınannesiiçinçokacıolsada,biryandan da tekrar hamile kalacağı anlamına geliyordu. Oğlunu emzirirkenâdetten kesildiği için yumurtlayamıyor ve bu nedenle hamile kalamıyordu.Bu,doğacakçocuklarınyaşaralarınıaçmakiçindoğanınöngördüğüevrimselbir olaydı. Bir çocuk, kabilenin mevsimsel göçlerine ayak uydurabilecekkadaryürüyebildiğindeannesitekrarhamilekalabiliyordu.Budaüçveyadörtyıl sürüyordu. Böylece, annesi oğlunu kaybettikten bir yıl sonra Ursula’yıdünyayagetirdi.

Page 154: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Aylardanmarttı,günleruzamaktaydıvekabilekışaylarınıgeçirdiğikıyıbölgesindenyüksekleregöçetmişti.Yılıniyibirzamanıydı;Ursula’nınannesiilkbaharıngelmesinihepdörtgözlebeklerdi.Kışınkıyılarçoknemlivesefiloluyordu.Sığmacakmağarayoktuvekabaodundanveyahayvanpostlarındanyaptıkları barınaklarda elden geldiğince düzgün bir yaşam sürdürmeyeçalışıyordu. Bu barınakların eve benzer bir tarafı yoktu; içlerinde yaşamakçok zor ve rahatsızdı. Fakat dağlardan aşağıya inmek zorundaydılar;yükseklerçoksoğuktuvekarınlarınıdoyurmakiçinavlayacaklarıhayvanlarınhepsikıyılarainiyordu.Oradadabirsürüavlanacakhayvanolmasınarağmenyakalaması çok zordu. Ursula’nın annesi, yılın o aylarında sürüler halindedüzlüklere gelen bizonları çok seviyordu. Fakat bunları uçsuz bucaksızdüzlüklerde yaya olarak avlamak neredeyse olanaksızdı. Bu çok güç vetehlikelibirişti.Bizonlarihtiyatlı,açvehuysuzoluyordu.Dahabiryılönce,gruptan iki kişi, kaçışan bir sürü tarafından çiğnenip ölmüştü. Bu olaydansonraherkes,bizonavınınçokriskliolduğunakararvermişvebununüzerinekışın bizon avından vazgeçilmişti. Küçücük bir kabilenin iki avcısınıkaybetmesi çok önemliydi, zira bunların geride kalan kadınlarına veçocuklarına bakmak gerekiyordu. Kabile dayanışma halinde geçinipgitmekteydivegeridekalanlarkaderlerineterkedilemezdi.

Bizon avından vazgeçtikten sonra, yiyecek sağlamak için hayvan leşibulmak veya biraz yükseklerde yaşayan kırmızı geyikleri avlamakgerekiyordu.Leşbulupbununetinikoparmakavcılariçinçokmoralbozucuve tehlikeli bir işti. Aslan veya leoparların öldürdüğü hayvanların leşlerinibulmakiçinkilometrelerceyürümekgerekiyordu.Havaaçıkolduğuzamanlar,tepede daireler çizen çaylaklara bakarak yön bulmak daha kolaydı. Fakatçoğunluklaleşleredoğruyönelençakallarınsesinidinlemekvebunagöreyönbelirlemek gerekiyordu. Çakallara karşı koyabilmek için en az beş kişigerekliydi. Bu beş kişi, mümkün olduğu kadar yüksek sesle bağırarak,çakallarneyeuğradığınıanlamadan,leşedoğrukoşuyorlardı.Aralarındanikitanesileşinetleriniveilikçezenginolankaburgakemiklerinikoparıpalırken,diğerleribağırarakve taş atarakçakallarıuzak tutmayaçalışıyordu.Bundansonraönemliolan,çokçabukvemuntazambirşekildegeriçekilmektivebudadahaçokbağırmayıvetaşlamayıgerektiriyordu.Önemliolanleşinüstündebiraz et bırakmaktı. O zaman çakallar buna saldırıyor ve kaçıp kurtulmasıkolay oluyordu. Kısacası, bu çok sefil ve onur kırıcı bir işti. Çakallar,ağızlarındanakansalyalarveürkütücüulumalarıylakorkunçhayvanlardı.Buşekilde bir yaşam sürdürmenin hiçbir asil tarafı yoktu ve herkes bu ıslakdüzlüklerden mümkün olduğunca çabuk kurtulup, en azından daha iyiavlanabildikleridağlarageridönmekistiyordu.

Page 155: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Afrika’da kışı geçirip dönen kırlangıçlar gökte görnnür görünmez göçişareti veriliyor ve kabile kuzeydeki dağlara doğru yola çıkıyordu.Bizonlaryazın otladıkları Parnassus’uıı düzlüklerine varmadan önce dağlara çıkmakgerekiyordu;ozamanonlarımağaralarınınaşağısındaki ikiyanıdikyamaçlıvadiden geçerken tuzağa düşürüp yakalama şansı oluyordu. Fakat bü bilekolay bir iş değildi. Açık alanda bizonların iki kişiyi ezip öldürdüğüdüşünüldüğünde, sürünün on metre genişlikteki dar bir alanda ne kadartehlikeliolabileceğikolaycaanlaşılır.Herzamanolduğugibi,kabileüyeleribunundaeniyişekildenasılbaşarılabileceğinitartışıpdururlardı.Budurumböyle sürüp giderdi. Bazıları, vadinin ağzına barikat kurup tıkamayı vebizonları bu şekilde bir yere sıkıştırıp taşlayarak veya mızrakla avlamayıönerirdi. Bunun tehlikeli olan tarafı, bizonlardan bazılarının olayı sezipsıkıştırıldıklarını anlayınca geri dönüp saldırmasıydı. Bir ton ağırlığındasaldıran kas ve boynuzlar düşünün. İnsanlar buna karşı koyamaz, hepsiyamaçlardaki kayalara yapışıp kalırlardı. Kaçmaya çalışan hayvan soluyupterleyerek sürüye geri döndüğünde diğer hayvanları da ürkütür ve hepsibirden korkunç bir hızla vadinin ucuna doğru hücuma geçerdi. Daha azcüretkârolanlarsaböylebiryöntemintehlikelerineişaretedervesürüvadidengeçtiktensonrasürüdenayrılanlarıavlamayıönerirlerdi.Pekkahramancabiryaklaşımolmasada,buyöntemçoğuzamanişeyarardı.Geridekalıpsürüdenayrılanbizonlargenellikleyaşlıdaolsa,etlerinintadıçakallarınelindenalınanhayvanleşlerindençokdahalezzetliydi.

Bu tartışmalar sürüp giderken Ursula’nın annesi mağaradaki ilkbaharkampına sığınmıştı.Kabile göç halindeyken çocuk doğurmakolağandışı birdurum değilse de, yerleşik durumdayken doğum yapmak çok daha rahatoluyordu. Mağaranı n içi kuruydu ve güneş yükseldikçe daha da çokısınıyordu.Doğumdanönceburayageldiğineçokseviniyordu.

Derinliklerden gelen kokuya bakılırsa, burası kışın ayı ini olarakkullanılıyordu. Alaska’nın büyük boz ayılarından bile daha iri olan bukocamanvekorkunçyaratıklarkabileiçinsonderecetehlikeliydi.Çoğukezavcılara saldıran bu ayıları öldürmek çok özel bir olaydı. Fakat,Ursula’nıniçindedoğduğumağaradakışınyaşamışolanayıburayıçoktanterketmiştivesonbaharakadargeridönmetehlikesiyoktu.

Ursula’nın doğumu sorunsuz olmuştu ve annesinin en büyük ablasınınyardımıylagerçekleşmişti.Teyzesi,çakmaktaşındanyapılmışolankeskinbirbıçaklaUrsula’nın göbek kordonunu kesip bağlamıştı.Ondan önce doğmuşolanvesonradoğacakolantümbebeklergibi,Ursuladaciğerlerinegirenilkhavaylabirliktebüyükbiryaygaraatarakdünyayagelişiniilanetmişti.Birkaçsaniyeiçindekanıtarafındancınilentazeoksijenbeyinvekaslarınagitmişve

Page 156: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

göbekkordonunungöreviniüstlenmişti.Derhalannesininmemesiniemmeyeve anne sütünün doğal besinini almaya başlamıştı. Annesinin sütünde,bağışıklık sistemi gelişinceye kadar onu bulaşıcı hastalıklardan koruyacakolanantikorlarvardı.Kabiledekibazıdoğumlardaolduğugibizorbirdoğumolsaydıveannesiölseydi,bu,Ursula’nındaölmesianlamınagelecekti,ziraozamanlar anne sütü yerine geçip bebeği besleyebilecek hayvan sütündenyoksunlardı.

Annesi birkaç gün Ursula ile birlikte mağarada kaldıktan sonra kabileiçindeki esas görevine geri döndü: yeterli miktarda yiyecek sağlamak.İlkbahar kampının yeri dikkatle seçilmişti; aşağıda, tepelerdeki yazlıkotlaklara giden bizonların geçtiği vadiye yakın ormanlık yamaçlar vardı.Burayı,dahadoğudabulunanyerlerdenavlanmakiçingelenbiravcıkafilesibirkaçbaharöncekeşfetmişti.AvcılarburayageldiklerindetamamenfarklıbirinsantürüolanNeandertallerdenoluşanküçükbirgruplakarşılaşmışlarvebuinsanlardan kaçınmaya çalışmışlardı. Bunlar çok güçlü, bodur ve soğuğadayanıklıyaratıklardı;fakatgelenlerekarşıbirsaldırganlıkgöstermemişlerdi.

Ursula’nın kabilesi bir sene sonra aynı yere geldiğinde Neandertallerinburayıterkettiğinigördü.Sankibiryılöncegelenavcıgrubundankorkmuşlarve onlarla savaşacak güçte olmalarına rağmen karşılarındakilerin ne kadarkuvvetli olduğunu anlayıp, mücadele etmektense daha yükseklere gidipyerleşmeyi tercih etmişlerdi. Ursula’nın kabilesinin mitolojisinde, kışaylarında kamp ateşi etrafında anlatılan Neandertallere ait birçok hikâyevardı.Bugün çok az rastladığımız bu hikâyeler, bir zamanlar ortalıkta epeydolaşmış olmalı. Kabile,Neandertallerin terk ettiği eskimağaraların hemenhepsinde onların başlıca aleti olan ağır baltalar buldu. Ursula’nınkabilesindekilere göre bu aletler kaba ve eskiydi; onlar da Neandertallerinkullandığı taşlardan aletler yapıyorlardı, fakat bunlar çok daha fazla işeyarıyordu.Örneğin, çakmaktaşından ince parçalar kıyıyor ve bunların’ kabakenarlarını törpüleyerek düzleştiriyorlardı. Her erkek çakmaktaşından kendibıçakvetörpüsünüyapmayıöğrenmekzorundaydı.Tabiibazılarıbundadahaustaoluyordu.Bunlar,öncelikleuygunçakmaktaşınıbulmayıbilenveyataşınneresinden en iyi alet yapılabileceğini kestiren kişilerdi. Geride bıraktıklarıtaşlara bakılırsa Neandertaller bu alanda hiç başarılı olamamışlardı.Neandertaller garip yaratıklardı ve onlar da, Ursula’nın kabilesindekiler debirbirlerindenkaçmayı tercihediyorlardı.Neandertallerinavlandığına ilişkinkanıtlargüngibiortadaydı.Eskimağaralarıatvebizonkemikleriyledoluyduvedahakuzeydebiryerdeyabanihayvankemikleriyledolubiruçurumvardı.Besbelli bu hayvanlar uçurumdan aşağı yuvarlanmış ve burada kesilmişti.Avcılararasıra,ormanlardaveyadahauzaklardakiyamaçlardaküçükgruplar

Page 157: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

halinde dolaşan Neandertallere rastlıyorlardı. Bunlar çok çekingenlerdi veavcılarlakarşılaşmamakiçinağaçlarınarkasınasaklanıyorlardı.

AvcılardahiçbirzamanNeandertalleresaldırmıyorlardı.Bazılarınadirenyiyecek olarak bunları avlamaya kalkışmış olsa bile, insana benzeyenyaratıklarınavlanmasınıniticibiryanıvardı;âdetabirtabuydu.

UrsuladoğduğundaetraftaçokazNeandertalkalmıştı.Ursula’nınatalarıonundoğumundançokönceleri,yavaşyavaşYakındoğu’dançıkarakTürkiyeüzerinden buralara gelmişlerdi. Gelirken, kuzeyde günümüzde Karadeniz’ioluşturan büyük tatlı su gölünü güneyde EgeDenizi’nden ayıran boğazdangeçmişlerdi. Eski zamanlarda şartlar değişip havalar soğudukça, kabilelerOrtadoğu’yadoğrugeriler,Neandertallerdeişgaledilentopraklarınıgerialınafırsatını elde ederlerdi. Fakat Ursula’nın kabilesi Avrupa’nın çok içerlerinekadarilerlemişti;bunedenleatalarıgibiOrtadoğu’yadönmediler.

Ursula ve kabilesi Neandertallerden çok farklıydılar. Ortadoğu veAfrika’nınısıyıdepolamakyerinedağıtmayıgerektirensıcakiklimineihanetederek, biraz daha uzun fakat çok daha ince bir yapıya sahiptiler.Neandertaller,Avrupa’nınsoğukhavalarınadayanabilmekiçin250binyıllıksüreç içinde ısı kaybını azaltan kuvvetli ve sağlam bir yapıya sahipolmuşlardı. Yüzleri de farklıydı; alınları geriye doğruydu ve kaşlarınınüstünde çıkık kemikleri vardı. Çeneleri ise yok gibiydi. Diğer taraftan,Neandertallerin, soğuk havanın ciğerlerine ulaşmadan ısınmasını sağlamakistercesine çok büyük ve çıkık olan burunlarına karşın, Ursula’nınkabilesindekiinsanlarınufakvegözeçarpmayanburunlarıvardı.

Bu fiziksel özellikler, Neandertallerin yavaş yavaş yok olmasının vebunlarınAvrupa’dakiyerlerininUrsula’nınkabilesivediğerçağdaş insanlartarafından istila edilmesininnedenlerini açıklamayayetmez.Neandertallerinyokolmasüreci,bunlarınensonuncusuİspanya’daölünceyedek,15binyılsürmüştür. Bu süreç içerisinde bilindiği kadarıyla, savaşlar veya Avrupa’dayakınçağlardagelişensömürgehareketlerigibi,“ilkulus”olanNeandcrtalleriortadan kaldırmaya yönelik çabalar yer almamaktadır. Bunun önceliklinedeni, bunları gerçekleştirebilmek için gerekli olan politik örgütlenmelerinUrsula’nın devrinde mevcut olmayışıdır. Onlarınki, daha çok toprağa veyasilahasahipolmakisteyenbirdevletdeğildi;sadecegündengüneyaşamlarınısürdürmeye çalışan insanlardan oluşan bir gruptu. Neandertallere üstüngelerekhâkimiyetkazanmalarınınnedeni,çakmaktaşısanatındaileriolmalarıda değildi. Ursula’nın kabilesinin yaşamını başarıyla sürdürebilmesinin teksebebi, bu insanların sahip olduğu ileri iletişim ve sosyal örgütlenmeyeteneğiydi.

Page 158: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Ursula, doğumunu takip eden birinci yılı yiyecek bulmak için dolaşanannesinin kucağında, çoğunlukla ilkbahar kamplarına yakın ormanlardageçirdi. İlkbahar zor yiyecek bulunan bir aydı; ağaçlarda henüz meyveolmadığıiçinkabilenintekyiyecekkaynağı,erkeklerinavladığıbirkaçgeyikve bazen de bizon olurdu. Ursula yürümeye başlar başlamaz annesineormanda yardım etmek zorunda kaldı. Dere kenarlarında yakalanacakkurbağalar, çalılıkların arasında bulunacak kuş yumurtaları, bir değneklekazıp çıkarılacak bitki kökleri ve sapları veya bir karaca boynuzu parçasıolabilirdi. Ormanın en iyi mevsimi sonbahardı: Ağaçlarda fındık, yerlerdemantar türleri ve çalılarda böğürtlenler bulunurdu. Mevsimler değiştikçekabile de bir kamptan diğerine taşınırdı. Yazlar, dağlarda yabani tavşan vegeyik; sonbaharlar ise meşe ormanlarında ve vadilerde dönen sürüleriavlayarak geçerdi. Kışın, ilkbahar yeniden gelinceye kadar, düzlüklereinilirdi.Budüzenyıllarboyuncaböyledevametti.Bazıyıllardahaiyigeçer,av daha çok olur ve daha az çocuk yaşamını yitirirdi. Bazılarıysa bu kadarşanslı geçmez ve uzun süren kış aylarında birçok yaşlı ve çocuk açlıktanölürdü.Yaşamçokzordu;güçlübirbünyeveoldukçafazlaşansisterdi.

Ursula şanslı olanlardan biriydi ve yaşadı. Annesi yirmi dokuzunda,Ursulahenüzon ikiyaşındaykenöldü.Ölmedenöncebazıdişleridökülmüşvebacağınıdüşüpfenahaldekırmıştı.Yarasıiltihaplandıvebundanaltıhaftasonra kan zehirlenmesinden öldü. Annesinin genç yaşta ölmesi Ursula’nınyaşamını fazla etkilemedi. Neredeyse tamamen olgun bir insan olmuştu vekendi iki çocuğu daha çok küçük olduğu için günlük yaşamında yardımaihtiyacı olan teyzelerinden biri tarafından evlat edinildi. Ursula’nın esmergüzelliğivegelişmekteolanvücudukısazamandagençerkeklerietkilemeyebaşladı.Bunlar birbirleriyle yarış ederekveyakavgaya tutuşarakUrsula’nındikkatini çekmeyeçalışırlardı.Bir tanesigeyikboynuzuyontupatyelesinintellerine dizerek bir kolye yapıp Ursula’ya hediye etmişti. Bir diğeriyse,çakmaktaşındanustacayapılmışbirbıçakvermişti.Bıçakokadargüzeldikiancaksüsolarakkullanılabilirdi.GençlerdenbirideheravdönüşüUrsula’yıziyaret eder ve avladığı şeyler arasında öncelikle onun seçim yapmasınıisterdi.BunlarınhepsikendilerinceUrsulaiçinrekabetediyorveonayararlıbir eş ve çocuklarına iyi bir baba olacaklarını kanıtlamaya çalışıyorlardı.Hayranları arasından birini seçmeye zorlanan Ursula, teyzesiningetirdiklerindenmemnun olduğu için üzerinde ısrar ettiği avcı genç yerine,kolyegetireniseçti.

Ursula, tıpkı annesigibionbeşyaşındayken, ilkbahardakızınıdoğurdu.Ormanda yiyecek peşinde koşarken onu sırtında taşıdı ve emzirdi. Dört yılsonra bir kızı daha oldu. Kızların ikisi de kuvvetli ve sağlıklı bir şekilde

Page 159: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

büyüdüler ve Ursula, her biri ona bir kız torun verinceye kadar yaşadı.Torunları doğduktan birkaç yıl sonra, olgun bir yaş sayılan otuz yedisindeikenöldü.Dişlerini kaybetmeyebaşladıktan sonra yemekleri çiğneyemediğiiçin giderek zayıf düşmüştü. Kabile kışı geçirmek için dağlardan inmeyehazırlanırken onlarla gidemeyeceğini anlamış, kendinin ve çocuklarınındoğmuş olduğu mağarada kalıp ölümü beklemek istemişti. Ailesi onubırakmak istemese de, kıyıya kadar inen yolculukta kabilenin onutaşıyamayacağını da biliyorlardı. İki kızı onu ayı postuna sarıp mümkünolduğukadarrahatetmesinisağladılarvegözleridoludoluolarakonusonkezöpüp kabileyle birlikte yola çıktılar. Ursula mağaranın kapısına oturupaşağıdaki uçsuz bucaksız düzlüklere bakarken kabiledekilerin ufak noktalarhalindegöründüğünüdüşünüyordu.Belkideuyumaküzereykengördüğübirhayaldibu.Sabaholduğundabudünyadangöçüpgitmişti.Üzerindekiyırtıkvekanlıayıpostu,hızlıvevahşiölümününtektanığıydı.Ayıgeridönmüştü.

Ursula’nın,her ikikızınındaçocuklarıve torunlarıkanalıylagünümüzedekuzanacakbirannelersülalesioluşturacağındanpektabiikihaberiyoktu.O zamanın tek kabile annesi olacağını bilemezdi elbet. Bugün, Ursula’nınkabilesinden gelen herkesin arkasında, ona kadar uzanan doğrudan vekesintisiz bir çizgi bulunur. Ursula’nın kabilesindekiler Avrupa’yıkolonileştiren ilk çağdaş insanlar olmuşlardır. Bunlar çok kısa bir zamaniçinde Avrupa kıtasının tümüne yayılmış ve Neandertalleri ortadankaldırmışlardır. Bugün Avrupa halkının yüzde ll’i doğrudan Ursula’nınsoyundan gelmektedir. Avrupa’nın ■ dört bir yanına yayılmış olmaklaberaber, daha çok Batı İngiltere ve İskandinavya’da yaşarlar. Çedar Adambelkide,onlarıneskiüyeleriarasındaençokbilinenidir.

16

XENIAUrsula’nınölümününüzerinden20binyılgeçmişti.Artık,zamanımızdan

25 bin yıl öncesindeydik ve dünya daha da soğuktu. Neandertaller yokolmuştuve çağdaş insanlarAvrupa’yı elegeçirmişlerdi.Batıda İngiltere’ninovalarından doğuda Kazakistan’a uzanan sonsuz düzlüklerde, güneysınırlarındakibirkaçhuşvebodursöğütağaçlarıdışındahiçağaçyoktu.Buçıplak ve fırtınalı yörede, geniş kutup bölgesinden esen rüzgârlar, sıcaklığıgünlercevehaftalarcasıfırınaltındayirmileredüşürürdü.HiçdekonukseverolmayansoğukAvrupatundralarında,yinedecanlıkalmakveyemekiçinbirşeylerbulunuyordu.Büyükbizonverengeyiğisürüleridüzlüklerdeağırağırdolaşırvezenginotlaklardabeslenirdi.Ayrıca,avlanacakyabaniatveeşeklervardı.Fakat,korkacağıhiçbirdüşmanıolmayanenüstünhayvanlar,tüylüdev

Page 160: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

mamutlardı.İnsanoğlugelinceyedekhiçbirdoğaldüşmanlarıyoktu.

Xenia, ilkbaharın sonuna doğru rüzgârlı ve karlı bir günde doğdu.Aylardannisanolmasınarağmen,kışınyerleriörtmüşolankar,alçakyerlerindışında henüz erimemişti ve kampın etrafı kalın bir sulu çamur tabakasıylakaplıydı. Xenia, yaklaşık üç metre çapında ve iskeletinin hemen hementamamımamutkemiklerindenyapılmışyuvarlakbirkulübededünyayageldi.Kulübenin kapısını dev boyutlarda iki sivri hayvan dişi oluşturuyordu.İçerisini soğuktan korumak için kapı üç kat bizon derisiyle örtülmüştü.Kemiklerin arasındaki boşluklar yosun ve toprakla doldurulmuş, kulübenindamı ise söğüt dallarından oluşturulan bir kafes tezekle örtülmüştü.Kulübeninortasındakiocaktayananateştenyayılankırmızı ışık içduvarlarıaydınlatmaktaydı.Ateşteodunyoktu;çevredekibütünağaçlaraylarönceateşyakmak için kullanılmıştı. Xenia’nın burnuna gelen ilk koku, ocakta yanankemiklerin unutulmaz kokusuydu. Tundra; rengi atmış bizon ve mamutkemikleri çöplüğüydü âdeta. Bu kemikler, istenmeyen ve hoş olmayan biryakıtkaynağıydı;yinede,soğuktandonmaktansabuleşgibikokuyuçekmekyeğdi.

Kamp,ağırağırakankocamanbirnehirdenyaklaşıkbirbuçukkilometrekadar uzakta, hafif yüksek bir alanda kurulmuştu. Yazlık otlaklarına gidipgelen bizon sürüleri yıllar bolunca bu nehirden geçmişti. Tıpkı Ursula’nınkampının bizonların göç güzergâhına yakın oluşu gibi, Xenia’nınki de buemin yiyecek kaynağından yararlanmak için tam bu bölgede kurulmuştu.Ursula’nın zamanından sonra teknolojide bazı ilerlemeler olmuştu. Ucuçakmaktaşından yapılan mızrak sanatı gelişmişti. Mızrağı fırlatmak içinkullanılan ve kısa kemiklerden ya da odundan yapılan parçalar dageliştirildiğinden,mızraklardahauzaklarafırlatılabiliyorvehedeflerinidahaiyibuluyordu.Farklıkabileler,nehirlerigeçerkenveyayazaylarınınsonunadoğru tundralarda avlanırlarken birbirleriyle karşılaştıklarında, bu türyeniliklervebuluşlardayayılmayabaşladı.

Bizonlar, her yıl aynı noktadan, nehrin kıvrıldığı yerden geçer veoluşturduklarıbüyükdalgalarkıyıyaıslaktoprakveçakılyığarciı.Göçedensürülernehirkıyısındakendilerinebiryolaçmışlardı,fakatkıyıheryılbirazdaha yükselmekte ve bizonların sudan çıkmasını zorlaştırmaktaydı. Buhayvanların kafaları çalışsaydı kendilerine daha emin bir geçiş noktasıseçerlerdi;amahiçöyleolmadı,aynıgüzergahasırlarboyuncakullanıldıveasla değişmedi. Bizonların, insanların aksine, körü körüne inat etmesi veçevre şartlarına uyum sağlayamamasıXenia’nın kabilesinin işine geliyordu.Yorgun bizonlar, nehirden çıkmak için çabalayıp ayaklarının altında çökenıslaktopraktasendelerken,mızraklarhedeflerinikolaycabuluyordu.Avcılar,

Page 161: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sürüye görünüp hayvanları ürkütmemek için, kendilerine mamutkemiklerindenvederisindensaklanacakbiryerdeyapmışlardı.

Bizon sürüleri nehri her yıl aynı yerden ve aynı zamanda geçiyorlardı.Kabiledekiler, uzayan günlere ve güneyden göç eden kazlara bakarakbizonlarınnezamangeleceğinibiliyorlardı.Buzamanlardaavcılarsiperlerinarkasında yerlerini almak üzere hemen nehre yönelirlerdi. Bizonlargeldiklerindeçokhızlıhareketederlerdi.Bunlarınnehritümüylegeçmelerinibeklemekdoğruolmazdı.Onlardanönceyerleşmekgerekirdi.Yaklaştıklarınınilkişareti,güneydoğuyönündengelen,uzaktangökgürültüsünebenzeyenverüzgârlara etrafa dağılan bir uğultu olurdu. Giderek yaklaşan bu sesleadrenalin çoğalır ve avcılar mızraklarını kontrol ederlerdi. Davul gibigümbürdeyenbinlerceayaksesigiderekyükselirdi.Derken,kulağagelenilksu sesi, önde giden bizonların, gözle görülmemekle beraber, nehrin karşıkıyısından suya daldıklarının haberini verirdi.Avcılar siperlerinin arkasındayereçökervehayvanlarnehrigeçinceyekadar, iki-üçdakikasürenbekleyişonlarasonsuzadeksürecekmişgibigelirdi.

Sonunda,sırılsıklamıslanmışolmalarınarağmenyollarınadevametmeyekararlı görünen öncü hayvanlar sendeleyerek kıyıya çıkarlardı. Bu devcüsseli, kızıl kahve renkli canavarlar ayaklarının gömüldüğü topraktadengelerini bulmaya çalışırken, diğerleri arkalarından gelip onları ittikçepaniğe kapılır, fakat sonunda büyük bir hızla, çömelip pusuya yatmış olanavcıların bir-iki metre yakınından geçerlerdi. Ancak avcılar hayvanlarınnehirdenuzaklaşmaçabalarıyavaşlayıncayakadarbeklerdi.İşteondansonra,saklandıkları hayvan postlarının arasından bizonların böğrüne doğrumızraklar uçuşurdu. Genellikle boyun ve göğse nişan alınırdı. Mızraklarınjilet gibi keskin uçları bizonların böğürlerinin derinliklerine dalardı. Yaralıhayvanların gözleri yuvaları içinde döner ve acıyla âdeta kükrerlerdi. Birbizonunhemenölmesinadirengerçekleşirdi;bununiçinmızrağınbirdamaraisabetetmesiveyahayvanınciğeriniparçalamasıgerekirdi.Avcılar,acıiçindetundrayadoğrukoşanyaralıhayvanlarınpeşindengiderveşanslarıvarsakısabir süre sonra düşenleri, mızraklarını kalplerine batırmak suretiyleöldürürlerdi.Yaralarıçokderinolmayanbizonlarisetundradakilometrelerceyolgittiktensonradüşüpölürdü.

Bizon kan kaybına veya nefes darlığına yenik düşerken, avcılar onuöldürmekiçinyaklaşır,hayvanıngözleripuslanıpdadilidışarıçıkıpölünceyekadarmızraklarınıgöğsünebatırırlardı.Dahasonra,çakmaktaşındanyapılmışolan bıçaklarıyla hızla derisini yüzer, etini keser ve genellikle epey uzaktakalmışolankamplarınagötürürlerdi.Çokbizonavladıklarındayalnızcabutveomuzların en iyi kısımlarını, ciğer, kalp ve böbrekleri alır, diğer yerleri

Page 162: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bırakırlardı.Milyonlarcayılsonraarkeologlar,buhayvanlarınnasılöldüğünü,ancakboyunlarınabatıpkalmışmızrakuçlarındananlayacaklardı.

Bizonavınınetiylebirkaçhaftaidareedilir;buaradatundradasonkarlarerirvegünleruzardı.Busüreçiçinde,güneydekikışlıkyerlerindentundrayagöç eden kaz, ördek ve çaylaklar, tundrada ot ve yosunların arasında yuvakurardı.Bizon avından sonra birkaç hafta rahat yaşam süren avcılar ise, busefer kuş sürülerini takip etmek için kuzeye doğru yol almaya başlarlardı.Xenia ve kabilesindekilerin ömrü bir kamptan ötekine göç etmekle geçerdi.Önemli olan, kıraç kış ayları için gerekli olan yiyecek ihtiyacını yazınsağlayabilmekti.Xenia’nınkabilesibukonudatamamengöçmenkuşlarabağlıolduğu için, onları yaz ayları boyunca takip etmek zorundaydı. Tekerlekliaraçları, hatta kızakları bile olmadığı için her şeyi taşımak zorundaydılar.Mamut kemiklerinden yapılan çerçeveler ertesi yıl tekrar kullanılmak üzereoldukları yerde bırakılabilirdi, fakat hayvan postlarından yapılan örtülerinömrüyalnızcabiryıldı.Yedekmalzemekıtolduğuiçin,buuzunyürüyüşlerekatılamayacak olan hasta, ihtiyar ve güçsüzler oldukları yerde ölüme terkedilirdi. Anneler, ancak çocukları kabileyle birlikte yürüyebilecek durumagelincetekrarhamilekalırlardı.

Erken gelişen bir kız olan Xenia, sarı saçlarını ve gri mavi gözlerinibabasından almıştı. O da kabilenin diğer çocukları gibi kampta sağa solakoşarak annesine yardım ediyordu. Yazın, babası yabani eşek avlamayagiderken bazen onunla birlikte gitmesine izin veriliyordu. Babası bir avyakaladığında, Xenia da derisini yüzmek veya etini kesmekte ona yardımediyordu. Böyle zamanlarda, ara sıra başka kabilelerden insanlarlakarşılaşıyorlardı. Çoğunlukla bu karşılaşmalar dostça olur ve insanlarbirbirlerini tanımaya ve daha önce karşılaştıkları insanları hatırlamayabaşlarlardı.Birbirlerine,önceliklehavaveavcılıklailgiliolarak,aradasıradada aileleri hakkında bilgiler verirlerdi. Bu insanlar mükemmel bir dilkonuşmasalar da, temel konularda anlaşabiliyorlardı. Bazen gençlerden biridiğerkabileyegidervehattaonlarabirmevsimboyuncamisafirolurdu.Buşekilde aralarındaki iletişim artan insanlar, geniş, soğuk ve uçsuz bucaksıztundradayayılmayısürdürürlerdi.

Günün birinde Xenia hamile kaldı. Hamileliği çok zor geçti; sonlarınadoğrugüçlüklehareketedebilirhalegelmişti.Güçlükuvvetlibirkızolmasınarağmenkarnıbüyüdükçeyürüyemezoldu.Önceannesi,dahasonrakabilenindiğer kadınları onun için endişelenmeye başladılar. Neyse ki yazlıkkamplarındaydılar, yiyecek boldu ve daha birkaç hafta göç etmek zorundadeğillerdi.Kadınlar,yerdeğiştirmekkonusundadeğil,Xenia’nınyakındabirdeğil iki bebek doğuracak olmasından ötürü endişeleniyorlardı. Başa

Page 163: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

gelebilecek en kötü şeylerden biriydi bu. Bir annenin iki bebeği birdenemzirip taşıması mümkün değildi. Bu yüzdendir ki doğa, bebeği bü-yüyünceye kadar annenin yeniden hamile kalmasını önlüyordu. Kadınlıkhormonu da buna uyum sağlamıştı. Yine de, doğumların yüzde 1’inde,Xenia’nındurumundaolduğugibi,ikizbebekleroluyordu.Dahaöncedeikizdoğumlarolmuştu;böyledurumlarda,kabileninkurallarınagöre,bebeklerdenküçükolanınderhalöldürülmesigerekiyordu.Ancak,bebeğinikaybedenvehâlâ sütü olan bir kadın varsa ikizlerden birini onun emzirmesine izinveriliyordu.Fakatoyıldoğanbebeklerinhepsiyaşamıştı.

Xenia, bu son derece zalim fakat zorunlu gelenekten bihaberdi; ikizdoğumlardabebeklerdenbiriderhalöldürülüpgömüldüğünden,birbatındaikibebekdoğabileceğindenbilehaberiyoktu.Xeniayakındaikizdoğuracağınınfarkında olmasa da, annesi bundan emindi. EndişeleriniXenia’nın babasınaaçtı; bu olağandışı bir olaydı, zira kadınlar doğum ve çocuk yetiştirmekonusunda hiç konuşmazlardı.Babasının da ikizler konusundaki gelenektenhaberi yoktu, fakat anlatılınca durumu kabullendi; ayrıca, Xenia doğumdaölürse diye de endişelenmeye başladı. Yine olağandışı olarak, Xenia’nınbabası konuyu tundrada karşılaştığı veXenia’nın yaşında bir kızı olduğunuönceki karşılaşmalarından bildiği diğer bir avcıya açtı. Tesadüfen onunkızınındakısasüreöncebiroğluolmuştu.Fakatbebekçokufakvesağlıksızolduğuiçinyaşamasıbeklenmiyordu.OakşamXenia’nınannesiylebabasıbirplanyaptılar.İkizlerdenbirinikaçırıpbudostlarınavermeyibaşarırlarsa,odabebeği ölecek olduğunda kızına verebilirdi. Aslında, önceden anlaşmayavarmaimkânıolmadığıiçinbuplansonderecetehlikeliydi.

OakşamgeçvakitXenia’nınikizkızlarıdoğdu.Xeniaikisinikısabirsüreemzirdikten sonra, annesi anibir kararlabebeklerdenbirini alıpdışarı çıktı.Onuyumuşakbir tavşan postuna sardı veXenia’nın babasına verdi.Babasıderhal, diğer kabilenin yaklaşık otuz kilometre doğudaki kampına yöneldi.Orayavardığındasabaholmuştu,onuarkadaşıkarşıladı.Evet,kızınınoğluikigün önce ölmüştü. Xenia’nın babası bebeği ona uzattı ve kararını bekledi.Kabuletmeseydi,bebeğiöldürmektenbaşkabirçaresiolmayacaktı.Kızının,oğlunukaybettiktensonraçektiğiacıyıdüşünenveonunyerinebirkızevlatkabuledipedemeyeceğinibilemeyendostu,sonundaaçbebeğialmayakararverdivekızınagötürdü.

Xeniu,ikizlerindendiğerineneolduğunuhiçbirzamanöğrenemedi.Tıpkı,bir kabile annesi olduğundan hiç haberi olmadığı gibi… Onda kalan kızı,bugün Avrupa’da hâlâ devam etmekte olan ve Avrupa’nın günümüzdekinüfusununyüzde6’sınıoluşturanuzunbirsoyubaşlattı.Evlatedinilendiğerkızbebekdeyaşadı.Onuniçindebüyüdüğükabileise,nesillerboyuncaOrta

Page 164: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

AsyaveSibirya’nınuçsuzbucaksıztundralarınıaşarakdahadoğuyagöçettive sonunda Amerika kıtasına ulaştı. Bugün yerli Amerikalıların yüzde l’idoğrudan Xenia’nın soyundan gelmektedir. Avrupa’da Xenia’nın soyundanolup kıtaya yelpaze şeklinde dağılan üç dal vardır. Bunlardan biri halençoğunluklakıtanındoğusunda,diğerikisiisedahabatıdaolupOrtaAvrupaveFransaileİngiltere’yekadaruzanmaktadırlar.

17

HELENAHelena, 20bin yıl önce, sonbuzul devrinin en haşin zamanındayaşadı.

İskandinavya ve güney şehirlerinden Berlin ve Varşova’ya kadar uzananbölgenin tümü buzullarla kaplıydı. Baltık Denizi ve Danimarka’danHumber’akadarKuzeyDenizitamamendonmuştu.Kışın,AtlantikOkyanusuda donuyor ve güneydeBordeaux’ya kadar buzullar oluyordu.O zamanlar,Avrupa kıtasına karadan bağlı olan İngiltere veGaller’in orta bölümleri veGüneyİrlandabuzlaraltındaydı.Tundradenilenvekalıcıbuzlarınüzerindekiincebirtopraktabakasıvecılızbitkilerdenbaşkabirşeyolmayançıplakalanyıldan yıla güneye ilerleyerekAkdeniz’e yaklaşacaktı. Dondurucu soğuklarveyoğunkaryağışınedeniylekışıntundradayaşamakolanaksızolduğundan,Kuzey Avrupa’nın birçok yerinde dolaşan avcı kabileler giderek Pirene veAlpDağları‘na yönelmek zorunda kaldılar.Birçoğu,RhoneNehri’nin genişvadisineinerekAkdenizsahillerineulaştı.Akdenizsahillerindebugünkügibibirçok lagün olmakla beraber, kıyı şimdikinden çok daha uzaktaydı. Sularkocamanbuz tabakaları tarafından tutulduğundan,denizseviyesibugünküneoranlaenazyüzmetredahaalçaktı.

İnsanlar, kıyıda ve arkasındaki ormanlık bölgelerde makul bir yaşamsürebiliyorlardı.Helena’nınçocukluğuburalarda,annesiyleormanlardaçeşitlimantarlar ya da suları hafif tuzlu olan lagünlerde istiridye toplayarak geçti.Babası ormanda tek başına dolaşır, küçük geyikleri ya da diğer hayvanlarıavlardı. Ancak yaz mevsiminin sonunda bataklıkların üstünü sabahın pusukaplamayabaşlayınca,kabileyinegöçetmeküzeretoplanmayabaşlardı.

Bumevsimdeeşyalarınıtoplayankabile,içerilere,dağlıkbölgeleredoğruyol alırdı. Fazla yük taşınmaz, yalnızca çok gerekli eşyalar alınırdı.Yolculukları sırasında bazen aynı yönde ilerleyen başka kabilelere derastlarlardı. Aralarında hiçbir sorun çıkmaz; beraber yol alırlarkenheyecanlarını ve beklentilerini paylaşırlardı. Bir süre sonra ormanlarazalmayabaşlarve tundrabölgesineerişirlerdi.Burayagelinceyekadarnicetepeler,düzplatolarvenehirvadileriaşmışolurlardı.İşte,Helena’nınkabilesi

Page 165: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

de altı hafta yol gittikten sonra, hedefi olan Dordogne Vadisi’ne ulaşmıştı.Sarı gri kireçtaşından oluşan yüksek ve sarp kayalıkların arasından nehrinyeşilsularıusulusulakıyordu.

Kabile, derinliklerinde birmağara bulunan geniş bir kayayı kamp alanıolarak kullanacaktı. Önce erkekler mağaranın içlerine doğru gidebildiklereyerekadargidip,boşolupolmadığınıkontrolettiler.Buişdaimatehlikelivekorkutucu bir görevdi. Mağaralarda çakal, aslan ve dev ayılar yuvalardı.Böyle bir durumda derhal orayı terk etmek veya ölüme boyun eğmekgerekirdi. Fakat bu yıl şansları vardı; mağara boştu. Kamplarını mağaranınyakınındakurdular.Uzunyolculuk sonaermişti.Helenaveberaberindekilerartıkgüneşinsıcaklığınıhissederek,otuzmetreaşağıdayavaşyavaşakmaktaolan nehri seyrederek dinlenebileceklerdi. Manzara çok güzeldi. Yakındakidiğerbütünmağaralarvekayabarınakları,birkaçgüniçindeçevredengelendiğer kabilelerle doldu. Bu insanların hepsi, tıpkı ataları gibi, yazın GüneyFransa’nınortasındabulunanMassifCentralbölgesindekiyüksekotlaklardaotlayıp,kışınaşağıdakidüzlüklere inen rengeyiklerini avlamak içinburalaragelmişlerdi. Hayvanlar, gittiklere yere ulaşmak için Dordogne’u ve vadiyigeçmekzorundaydılar.Helena’nınkabilesideonlarıbekleyecekti.

Herkesiilgilendirenbuolayıngerçekleşmesinedahabirkaçhaftavardıveozamanakadarpekçokhazırlıkyapmakgerekiyordu.Helena’nınbabası,oyılın başlarında öğrendiği bir sanatla, ince damarlı çakmaktaşının çekirdekkısmındanyenialetleryapmayakoyuldu.Buyollaçokkaliteli,düzgün,hiçbirçatiağı veya başka herhangi bir kusuru olmayan aletler yapılabiliyordu.Helena’nın babası çok usta bir alet yapımcısıydı ve bu değerli taşlayapamayacağı şey yoktu. Neye ihtiyaç duyuluyorsa yapabilirdi. Bu sene,rengeyiklerini avlama zamanı gelince kullanacağı en sevdiği mızrağınınkemik uçlarını yenilemeye karar verdi ve bu işe girişmek üzeremağaranınkapısınayakınbiryereoturdu.Taşınortası,ufakbirpeynirbüyüklüğündesertbir silindir şeklindeydi. Önce, yılların tecrübesiyle gelişen içgüdüsel birhesaplama yaparak döndüre döndüre taşın ucundan iyi bir parça koparmakiçin neresine vuracağım hesapladı. Elindeki bu değerli taşın iç yapısını,moleküler bağların en zayıf düzlemini hissediyor gibiydi. Nihayet noktayıseçti.Taşısolelinealdı,nehirdebulduğuvesağelindetuttuğubüyükbirçakıltaşıylakuvvetlevurdu.Taşbölündüvekenarından,tıpkıbeklediğigibi,uzunve yaprak inceliğinde bir parça koptu. İşin havasına girmişken ve her şeyyolunda giderken, taşı cebine koymadan önce aynı şekilde beş parça dahayaptı. Yaklaşık sekiz santimetre uzunluğunda ve iki buçuk santimetrekalınlığındaolanbuparçalarsonderecekullanışlıydı.Üzerlerindebirazdahaçalışmak suretiyle bıçak, kazıma aleti, mızrak ucu veya d Ha az işlevsel

Page 166: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

olarak kemik veya boynuz için kullanılabilecek birtakım aletleryapılabiliyordu. Elde ettiği bu parçaları dikkatle inceledikten sonra, üçtanesini mızrak ucu yapmak, bir tanesini rengeyiği postunu kazıyıptemizlemek ve ikisini de kemik işlerinde kullanmak üzere ayırdı. Taşlarınherhangi biri bu işler için kullanılabilir gibi görünmesine rağmen, o,tecrübesinedayanarakneyinnerededahauygunolacağınıbiliyordu.

Bugün,mızrağınınucuiçinkemiktenyenibirtakımveHelena’nınannesiiçindeyenidikiş iğneleriyapacaktı.Hâlâgeçenyıldankalmamızrakuçlarıolmasınarağmen,zamanıolduğutakdirde,heravmevsimiyenileriniyapmayıtercihederdi.Buamaçla,onbeşsantimetreuzunluğundavegayetdüzgünbirrengeyiğiboynuzuseçti.Yazınbaşındarengeyiklerininboynuzlarıdökülürveyerineyenileriçıkardı.Buyüzdenboynuzbulmakkolaydı.Fakat,boynuzlarınbulunduğuyeryazınyerleştikleribölgeninarkasındakitepelerdeydiveorayaancak bir haftada gidilebiliyordu. Bir önceki sonbahar avda elde ettiğiboynuzlardanbirmiktarsaklayabilirdivebazenböyleyaptığıolurdu.Fakat,yazbaşındatepeleregitmektençokzevkalıyordu.Bubirailegeleneğihalinegelmişti.Dedesi, babası yedi yaşına geldikten sonra her yıl onu da yanındagötürmüştüvebabasıdaHelena’nınağabeyineaynışeyiyapmıştı.Babasınınherzamanbuyolculuklardankalmayedekgeyikboynuzlarıolurdu.Bulduğuboynuzların sivri uçlarıyla işe yarayacağını düşündüğü diğer kısımlarınıkoparıp alır, gerisini bulduğu yerde bırakırdı.Kabileden biriyle bir anlaşmayapmıştı;severekişlediğiboynuzeserlerünsalmıştı,bunlarıtaşörnekleriyledeğiştokuşedecekti.Oyularakişlenebileniyitaşlarıbulmakiçinçokuzaklaragitmekgerekiyorduvekendisiboynuztoplarkenbirbaşkasınınfarklıbiryönegiderek taş toplaması çok mantıklıydı. Helena’ın babası bu anlaşmadanmemnunbirşekildemağaranıngirişindeoturmuş,aşağıdaakannehrivekarşıyamaçtaki tepeleri seyrediyordu. O zaman sekiz yaşında olan Helena dababasının yanına gelip oturmuş, ona yardım ediyordu.Babasının el becerisiona da geçmişti; bu yüzden babasına yardımcı olacak bir şeyler yapmakistiyordu.

İlk. iş, çakmaktaşını oymak için kullanılan aleti yapmaktı. Halı kesmekiçin kullanılan bıçak gibi kenarı düz olan bu alet kullanılarak, boynuzbirbirine paralel çizgiler halinde kesilirdi. Helena’nın babası önce, yaptığıaleti yakından inceledi. Sonra bununbir kenarını yere koydu, diğer kenarınüzerine de boynuzu yerleştirdi. Bunu, bıçak tam kemiğin kesmek istediğiyerininüstünegelecekşekildeçokdikkatleayarladı.Dahasonraçakıltaşıylahızlı bir şekilde vurdu ve bıçak öbür taraftan çıktı. Her zaman başarılıolamasada,bukezsonuçmükemmeldi.Buşekildeboynuzubeşeşitparçayaböldü.Bueşitliğiyakalamakbayağızordu,ancakyaptığıkesmealetiokadar

Page 167: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

başarılıydı ki, parçalar gerçekten tamamen birbirinin aynı olmuştu. Tek birboynuzparçasıbileisrafedilmemişti.

Sonra,parçalarıkemiğinortasınakadaroymakgerekiyordu.Buişlemenaz bir saat sürdü. Sonunda kemiğin orta kısmına yaklaşınca oyma aletiyleiyicebastırıp büktü.Kemikbiraz eğildi veboyluboyunca çatırdayıpkoptu.Babası on beş santimetre uzunluğunda ve iki buçuk santimetre eninde olanüçgene benzeyen bu parçayı dikkatle yerinden çıkardı. Evet, bu parçaişlendikten sonra çok iyi birmızrak ucu olmaya adaydı.Diğer parçalara daaynıişlemiuyguladı.Fakatbukezbirterslikolmuşveparçalardanbirisadeceyarısınakadarkopmuştu;bundanyalnızcabiriğneyapılabilirdi.Babasıbunu,oyma aletiyle birlikte Helena’ya verdi. Annesine dikiş dikerken yardımetmeye başladığı için artık iğne yapabilmesi gerekiyordu. Helena dikkatleparçayı işledi veucunu sivrileştirdi.Bitirincebabasınagösterdi. İlkdenemeolarakmükemmeldi.Babası tığınıelinealdı.Bualetideçokamaçlıdelikleraçmakiçinkendisihazırlamıştı,ucundakeskinbirtaşparçasıvardı.İyibirtığyapmaksonderecezorbirişti.TığınucuylaiğneninkörucunudeldiveiğneyiHelena’ya geri verdi. Helena koşarak, yaptığı iğneyi annesine göstermeyegitti.

Kalınvesıkıgiyinmekşarttı.Kışaylarındahava,haftalarcasıfırınaltında25-30dereceolurdu.Neysekihayvanpostubolduveherkesinkendiüzerineuyan bir kıyafeti vardı. Bunların iç kısımları yabani tavşan, sincap veyabenzeri yumuşak hayvan derileriyle kaplanırdı. Giysi dikmek kadınlarıngöreviydi ve Helena’nın annesinin de bu iş için kuvvetli parmakları ve iyigözleri vardı. Her hayvanın postunu biçimli bir şekilde keser, parçalarıeşleştirir ve kendi tığını kullanarak kenarlarına delikler açardı. Sonra,rengeyiğindeneldeedileniplikleiğneyibudeliklerdengeçirir,deriparçalarınıbirbirine sıkı sıkıya tuttururdu. Bugün Helena için bir giysi dikiyordu.Helena’nın yaşındaki çocuklar o kadar hızlı büyüyorlardı ki, onlara kıyafetyetiştirmekçokzoroluyordu.Ağabeyindenkalmagiysilerideyoktu;çünküağabeyi Helena’dan yedi yaş büyüktü ve onun giysilerini yedi yıl boyuncataşımalarımümkündeğildi.Bazenkabilenindiğerkadınlarındanbirikızınınküçülengiysileriniverirdi,fakatHelena’nınannesiçocuklarınınkıyafetlerinigenellikle kendi elleriyle dikmeyi tercih ediyordu. Çünkü soğuk havadankorumasıiçingiysilerinbedeneçokiyioturmasıgerekiyordu.İştebuyüzdenşimdi Helena annesinin önünde dikiliyordu, annesi de geyik derisindenyapılmışbirmetreylekızınınölçülerinialıyordu.Postlarıbirleştirmek,provayapmakvedikmekneredeyseüçgünsürdü.İyidikilmişbirgiysigururvericibir şeydi ve Helena’nın annesi elişinin beğenilmesinden çok hoşlanıyordu.Annesinin terzilikteki hüneri ve babasının boynuzdan yaptığı eserlerde

Page 168: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

gösterdiğisanatkârlıkkabiledenamsalmıştı.

Mağaradageçirdikleriongüniçindemevsimlikişlerinitamamlamışlardı.Helena’nın yeni giysileri, annesinin yeni kemikten bir düzine iğnesi vebabasının da yeni mızrak uçları olmuştu. Günler kısalmaya ve soğumayabaşlamıştıbile;

Huşağaçlarınınyapraklarısararmışvegecelerioluşanilkdon,vadininaltkısmındaki sazların ucuna kaplamıştı. Yakında rengeyikleri gelecekti. Fakatonlargelmedenönce,gelmelerini sağlamak içinyapılmasıgerekenbir törenvardı. Geceleri hava don yapmaya başladıktan sonraki ilk dolunayda,kabilenin erkekleri ve nehrin aynı yakasında toplanmış olan diğer bütünavcılar,yanvadide,sarpkayalıklararasında,yuvarlakbirtaşıngirişigizlediğidarbiroyuğatırmanırlardı.Yüzlerikırmızıçamurlavevücutlarıateştenkalansiyah kömürle boyalı olurdu. Oyuğun ağzını örten taşı kenara iterler veellerindeki hayvan yağından yapılan mumların ışığında, sessizce arkadakimağarayagirerlerdi.Helena’nınağabeyibu törene ilkkezkatılıyordu.Artıkavlara katılacak kadar büyüdüğü için mağaraya da gitmesi gerekiyordu.Aslındakaranlıktankorkarvedaryerlerdesıkışıkbirhaldedurmaktannefretederdi. Erkekler, tamamen sessizlik içinde mağaranın derinliklerine, sarpyamacın kalbine kadar ilerlerken, ellerindeki mumların ışığı titreşerekduvarlardakorkunçgölgeleroluşturuyordu.Sonunda,enazikikilometreyolteptiktensonradargeçişgenişlemeyebaşladı,yüksekvebüyükbirmağarayaulaştılar. Mağaranın içi, tavanından damla damla sızan suyun sesi dışındatamamensessizdi.Duvarlarınbazıyerlerinde, şeritlerhalindesoluk renktekikayalar mum ışığında parlıyordu. Bir tarafta, tavandan iki metre boyundasarkan üç büyük sarkıt ve yerde bunlara doğru uzanan üç tane bodur dikitvardı. Karşılıklı uzayan bu buz parçaları 5000 yıl daha birbirlerinekavuşamayacaklardı.

Fakat bu insanlar buraya bu doğa harikalarını görmeye gelmemişlerdi.Sağa döndüler ve ana mağaradan çıkan yüksek bir geçide tırmandılar.Duvarda, başlarının çok üstünde, mumların titreyen soluk sarı ışığında zorseçilenvehiçşüphesizyabanihayvanlaraaitolduğubelliolanresimlervardı.Düzgün duvarlar, bizonlara benzeyen kocaman şekillerle, yabani atlarla,rengeyikleriyle ve kızgın boğalarla kaplıydı. Helena’nın, klostrofobisiyüzünden gerginleşen ağabeyi ürkerek geriledi ve babasına sımsıkı yapıştı;elindekimumyerdekiufaksubirikintisininiçinedüştüvealevicızırdayaraksöndü. Burun delikleri açılmış, boynuzları onu duvara yapıştırmaya hazırvahşibirboğaonadoğrukoşuyordusanki.Babasıonadahaönceresimlerdenbahsetmişsede,çocukkendisinibudurumahazırlamamıştıbesbelli.Şekilleröyle doğal, canlı ve korkunç görünüyordu ki! Mağaradan koşarak kaçmak

Page 169: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

istiyordu, ama babası onu sıkıca tutmuş, sakinleştirmek için saçınıokşamaktaydı.

Herkes sessizlik içinde durmuş, hem korktukları hem de yaşamlarınınbağlı olduğu bu yaratıkları seyrediyordu. Loş ışıkta görüntüler canlanmayabaşlamıştı sanki. Hayvanlar hareketlenmişlerdi. Helena’nm babası gözleriniovuşturdu.Burayaöncebabasıyla,sonradayalnızbaşınayirmiyıldırgeliyorolmasına rağmenher zamanaynıgarip etki altındakalıyordu.Resimler çokyüksekte olduğu için, elle dokunup, gerçekten hareket edip etmediklerinianlamaya olanak yoktu. Yine de herkes, bunların yerli yerinde durupdurmadığınıanlamakistercesine,gözünübirindenötekinekaydıraraksessizceresimleri inceliyordu. Herkes bu av sahnesi üzerinde yoğunlaşmış, sankigördükleri şeyler ile gerçek yaşamda karşılaşmaya hazırlanıyorlardı. Buresimlerikiminnezamanyaptığınıkimsebilmiyordu.Anahatlarıisleçizilmişelşeklibirsanatkâraaitolabilirdi;amagerçeğikimsebilmiyordu.Belkidebunlarezeldenberioradaydılar.

Helena’nın ağabeyine bir ömür boyu gibi gelen bir süre sonunda,insanlarınruhdurumudeğişti.Artıktitreşenbugörüntüleravcılarınkafasındatamamengerçekhalegelmişti.Gerçektenavdaymışlargibi,uzunmızraklarınıteker teker ellerine aldılar ve yüksek sesle haykı rarak mızraklarınıhayvanlarınböğürlerineatmayabaşladılar.Amavuramıyorlardı.

Bunagerekyoktu.Canavarlarduvardançıkmış, önlerinegelmiş, havadaasılı duruyorlardı. Mağaranın içi, büyünün çözülmesi ve bu hayalicanavarların yerini canlı akrabalarının alması için yakaran insanların,damarlardaakankanıdonduranhaykırışlarıylainliyordu.

Birkaç dakika sonra gürültü sona erdi; avcılarmızraklarını indirdiler vetekrar sessizce, avlamaya niyetlendikleri hayvanları seyretmeye başladılar.Hayvanlarıngelmesinisağlamakveavlarındabaşarılıolmakiçinyapacaklarıbaşka bir şey kalmamıştı. Herkes, hiçbir işaret verilmeksizin, yalnızcazamanın geldiğini hissederek, tekrar mağaranın girişine doğru yöneldi vegecenintemizhavasınaçıktılar.Keskinsoğuklakendilerinegelip,yapacaklarıavkonusundakonuşmayabaşladılar.Uygulanacak taktikler tartışıldıveyenidostluklarkuruldu.Helena’nınağabeyiisetekraraçıkhavayakavuştuğuiçinmutluydu.

Bir hafta içinde, vadinin uzaklarından yavaş yavaş yaklaşmakta olanrengeyiği sürülerinden ilki göründü. Buraya kadar her şey yolundagörünüyordu. Hayvanlar sağ taraftan geliyordu ve vadiye gelmeden öncenehri geçmeleri gerekecekti.Helena’nın kabilesindeki avcılar, nehrin büyükçakılları aşarak aktığı yere yakın bir noktada pusu kurmuşlardı. Nehrin

Page 170: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

buradakigenişliğiyaklaşıkellimetreydiveortadakayalıkbiradavardı.İşte,geçmiş yıllarda olduğu gibi, geyiklerin nehri buradan geçeceği umuduylakayalıklarınarkasınasaklanıpbekleyeceklerdi.Nehrinyukarıkısımlarındadagizlenecek çok yer vardı, fakat ortadaki adanın geçişi kolaylaştırması vegeyiklerin nehir yamaçlarına ulaşmadan bir an önce karşı kıyıya geçmekistemeleri nedeniyle burası daha uygundu. Gizlendikleri yer, nehrin yukarıkısmınadoğru,Helenaileannesininonlarıseyrettiğimağaradanyaklaşıkyüzmetreuzaktaydı.

Helena’nın babası bu yıl ilk kez yeni bir mızrak fırlatıcı ve yerindençıkabilenbiruçkullanacaktı.Bunlarçoktandırkullanılanaletlerdi,fakatohepkemik uçlu ve epeyce ağır olan geleneksel ağaç mızrağı kullanmayı tercihetmişti.Arkadaşlarının,durmadanusanmadanonaanlatmayaçalıştığıgibi,bumızrak atıcı ile çokdahauzaklara, çokdaha isabetli atışlar yapılabiliyor vedahası, hayvan kaçarsa mızrağın tümü değil, yalnızca ucu kayboluyordu.Sağlam bir ağaç parçasından yapılan bumızrak atıcı,mızrak şaftının altınagevşek bir şekilde yerleştiriliyor ve kaldıraç vazifesi görüyordu. Bunuomzunuza koyup hızla öne ittiğinizde mızrağın ucu, geleneksel tek parçamızrağagöre,çokdahabüyükbirhızlafırlıyordu.Mızrakucuisekeskinbirkemikveyaçakmaktaşındanyapılıyorvekısabir tahtaya takılıyordu.Ayrıcabir taşla ağırlaştırıldığından, tam boyutlu ağaç mızrakla eşit güçle hedefevuruyordu. Helena’nın babası bunu önceden denemiş, fakat yine de fazlaetkilenmemişti. Bu sefer de sırf arkadaşlarını memnun etmek için yanınaalmıştı. Tepkisel davranma konusunda mimlenmekten bıktığı için bir kezolsun denemeye karar vermişti; fakat kendi “düzgün” mızrağını daberaberindegötürmeyiunutmamıştı.

Helena,nehrinortasındakiadada,kayalıklarınarkasındaçömelipbekleyenbabasınıveağabeyiniseyrediyordu.Birdenbire,nehrinyaklaşıküçyüzmetrekadar yukarısına doğru ve onun bulunduğu yamaçta küçük bir rengeyiğisürüsü belirdi. Nehir kıyısında yavaş yavaş ilerleyen hayvanların sinirliolduğu belliydi; devamlı havayı kokluyor ve başlarını sağdan sola çeviripduruyorlardı. Helena, dümdüz yere uzanıp kayalıkların kenarından onlarıgözetlemeyebaşladı.Geyikleronugörürlersepanikleyipnehrinakışyönününtersine kaçarlardı. Yavaş yavaş adanın karşısından geçtiler. Kayalarınarkasında çömelmiş bekleyen avcıların varlığını hissetmiş miydiler acaba?Hayvanlaronunbulunduğuyerin tamaltında,nehrindikyamaçlarınarasınagirdiği noktaya geldiler.Helena kenardan sarkıp onlara yukardan baktı.Grisırtlarınıvebüyük,genişboynuzlarınıgörüyordu.Onikitaneydiler.Çoğununyeni yavrulamış dişi geyikler olduğunu düşünüyordu; fakat erkek dişi tümgeyiklerin boynuzları olduğu için ayırt etmek olanaksızdı. Bulundukları

Page 171: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

yerde, yamaç nehir kıyısından dimdik yükseldiği için geyiklerin yollarınadevametmeleriolanaksızdı.Nehirhızlaakıyorduvesularderindi.Şanslarınıdeneyip denemeyeceklerine karar vermeden önce birkaç dakika beklediler;sonunda geri dönüp nehrin akış yönünün tersine doğru yola devam ettiler.Avcılarınbeklediğiadanınkarşısınageldiler.Nehriburadanmıgeçeceklerdi;yoksa nehirden yukarı doğru yollarına devam mı edeceklerdi? Helena,hayvanlarıntereddütettiğinigörüyordu;nihayet,sonundabirtanesisuyadaldıveadayadoğruyüzmeyebaşladı.Avcılargerildiler.Kalplerihızlaçarpıyorveağızlarıkuruyordu.

İlk geyik adaya vardığında avcılar mızraklarını atmaya başladılar. Ağırmızrak uçları kısa mesafede ölümcül ve şaşmaz oluyordu. Geyiklerin ikitanesi durdukları yere yığıldı; boyunlarından kan fışkırıyordu. Diğerleridoğrudan ileriye atıldılar. Helena’nın babası, mızrağını genç bir yavrununböğrüne saplamayı başardı ve onu takip edip bıçağıyla boynunu kesereköldürdü.Avcıların ilkyaylımateşindensonrayaralanangeyiklerdenbazılarıgeldikleri yoldan geri dönmeye başladılar. Erkekler ve oğlanlar suya dalıpbunları batırmaya çalışıyorlardı. Helena’nın ağabeyi akılsızca bir hareketleyarası ağır olmayan büyük bir geyiği tutmaya çalıştı. Hayvan döndü,boynuzlarıileonasaldırdıveağabeyininbaşınınyanınavurarakbayılıpnehrcdüşmesinenedenoldu.BunugörenHelenaayağakalkıp,babasınındikkatiniçekmekiçinellerinikollarınısallamayavebağırmayabaşladı.Başınıkaldıranbabasıkötübirşeyolduğunuanladıvenehirdeoğlunugörmeyeçalıştı.Oğlu,yüzü tamamen suyun içinde, yamacın eteğindeki hızlı akıntıya doğrusürükleniyordu. Babası öldürdüğü geyik yavrusunu bırakıp nehre daldı.Gecikmeden oğluna yetişti ve kıyıya çıkardı. Geyik avını tamamenunutmuştu.Ağabeyikısabir süresonrakendinegeldi; fakatgeyiklerçoktanuzaklaşmışlardı. Babasının öldürdüğü yavru, akıntıyla nehrin önüne çıkankayalıkların köpürdüğü yere doğru sürükleniyordu. Hiç kimse onayetişemezdiartık.

NehrebakanHelena,suyunartıkberrakveyeşildeğil,katliamınakıttığıkanla kırmızı olduğunu gördü. Yukarı kısımlardan gelen suyun renginebakılırsadiğerkabilelerşanslıydı;fakatHelena’nınkabilesiiçinogüntalihsizbir gündü. Yalnız üç tane geyik öldürebilmişlerdi; iki yavru ve bir büyük.Başka geyik gelmediği takdirde gelecek kış yiyecek kıtlığı yaşanacakdemekti.Vebaşkageyikgelmedi. İkihaftasonrakabileninartıkbekleyecekzamanı kalmamıştı. Kar yağmaya ve diğer kabileler kış kamplarına doğruyola çıkmaya başlamıştı. Helena’nın kabilesi de toplanıp, deniz kenarınavarıncayakadarsürecekolanuzunyolculuğunaçıktı.Kışıgeçirebilirlerse,busefertalihlerinindahaiyiolacağıumuduyla,sonbahardatekrardöneceklerdi.

Page 172: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Yıllar, iklim şartlarının gereği aynı tempo ile geçip gitti. Helena’nınağabeyiüçyılsonra,yineakılsızca,arkadaşlarıylabirlikteufakbiryabaniatsürüsünü pusuya düşürmeye çalışırken onların saldırısına uğrayıp öldü.Babası ise bir on yıl daha yaşadı veHelena’nın üç kız çocuğundan ilkinindoğumunu gördü. Annesi, parmaklarında gelişen romatizma nedeniyleterziliğibırakmakzorundakaldıvehastalıkdizleriilebileklerineyayıldıktanbir sene sonra öldü. Helena ise, o zamana göre yaşlı sayılabilecek kırk ikiyaşınadekyaşadıveilktorunlarınıgördü.

Helena’nın başını çektiği nesil zaman içerisinde Avrupa’nın en başarılınesli oldu ve kıtanın dört bir yanına yayıldı. Mitokondriyal mutasyonlarınkarşılaştırılmasında kullanılan referans sıra, Helena’nın dizisidir. Bugünçağdaş Avrupalıların yüzde 47’si Helena’nın soyundan gelmektedir. Buolağanüstü başarının nedeninin, Helena’nın mitokondriyal DNA’sının, onasahip olanlara biyolojik üstünlük kazandıran bir özelliği olmasından mı;yoksa Avrupa nüfusunun büyük bir kısmının soylarını Helena’nın ve sonbuzul devrinin dondurucu kışlarına kadar izleyebilmesinden mikaynaklandığınıbilmiyoruz.

18

VELDAHelenayaşayıpöldükten3000yılsonrabüyükbuzuldevrininetkisidaha

da artmıştı. 17 bin yıl önce Kuzey Avrupa’nın düzlükleri tamamen boştu;hayvanveya insanolsun, canlıların tümüUkrayna,GüneyFransa, İtalyaveİberya yarımadasında yoğunlaşmıştı. Yedi kızın dördüncüsü olan Velda,Kuzeyİspanya’da,günümüzdeadıSantanderolanlimandanbirkaçkilometreötedekiCantabriaDağları‘nda yaşadı.Buradaki deniz seviyesi, şimdikindenyüzmetre kadar daha derin olmakla beraber, okyanus da genel olarak dahaderin olduğu için, bugünkünden çok farklı değildi. Kendisinden öncekilergibi,Velda’nınailesininyaşamıda,yazaylarınıgüneydekiyüksekyaylalardageçiren bizon sürülerine ve diğer hayvanlara bağlıydı; ayrıca, kıyıdakidüzlükleri kaplayan balta girmeyen ormanlarda da avlanıyorlardı. Bu ikiyiyecek kaynağının ortasında bulundukları için Velda ve kabilesi, göçetmeden,bellibiryerdeveyabunoktanınetrafındayerleşikkalabiliyorlardı.Yerleşime uygun bölgeler için kabileler arasında yoğun bir rekabetolduğundan,Veldavekabilesibiryeretemelliyerleşip,kendilerinesüreklibiruğraşbulmayıtercihediyorlardı.Kıyıyaveyadahaiçbölgeleregitmeküzereyerleşimlerinimevsimselolarakterkedecekolsalar,döndüklerindebüyükbirolasılıkla başka bir kabile tarafından işgal edilmiş olacaktı. Bu yalnızcasıkıntılı değil, tehlikeli de bir ihtimaldi. İnsanların geçmişte kamplarını

Page 173: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

korumakiçinbirbirleriniöldürdükleriolmuştu.

Bütün bir yıl boyunca yerleşilen mağaralarda hak iddia etmek dahakolaydı; böylece, zorla tahliye olayları büyük oranda geçmişte kalmıştı.Bununla birlikte, yeni koşullar gereği kabilenin erkeklerinin uzun sürelerboyuncaevlerindenuzakkalıpavlanmalarıgerekiyordu.Velda’nınerkeğiçokiyibiravcıydıveavınazolduğuzamanlardabileonaveüçkızlarınagetirecekbir şeyler buluyordu. O evden uzaktayken, Velda kampa yakın ormanlardayiyecekaramayaçıkıyordu.Çocuklarıonunlagidemeyecekkadarküçükken,Velda’nınotuzyediyaşındayaşlıbirkadınolanannesionlarabakıyordu.Hergün aynı bölgeyi talan etmek zor oluyordu. Her yeri avucunun içi gibibiliyordu.Hangideredeküçükbalıklarolduğunu,kurbağalarınhangigölleritercihettiğiniveenbüyükpalamutlumeşeağaçlarınıneredebulacağınıçokiyibiliyordu.

Velda çok alımlı bir kadındı; pırıl pırıl koyu kahve gözleri, yürürkenomuzlarınıokşayankoyurenksaçlarıvardıve1.62boyuilediğerkadınlarınçoğundanuzundu.Kışınyumuşakvekumralolanteni,güneştekolaycayanarvesuratıyazınbronzlaşırdı.Odevirlerdehavasoğukolmaklaberaber,güneşaynıparlaklıktaydı.Velda’nınzamanınınçoğuyiyecektoplamaklageçmesinerağmen, yaşamı sadece çalışmak demek değildi. Parlak yaz günlerindekendine bir köşe bulup güneşte uzanır ve hayatını düşünürdü. Yaşı, çoğuonunlabirşekildeakrabaolankabilenindiğerkadınlarınınyaşlarınayakındıve bunlar bir araya gelip birbirleriyle yaşamları hakkında konuşurlardı.Yanında çoğu zaman erkeği olmaksızın üç çocuk büyütmek için uğraşıyorolmasına rağmen hayatından memnundu. Diğer kadınlar ona büyük destekoluyor, o da onlara yardım ediyordu. Onun ablasına ve diğer arkadaşlarınayardım ettiği gibi, annesi ve ablası da her üç çocuğun doğumunda onayardımcı olmuşlardı. Erkeklerin doğumla hiçbir ilgisi yoktu. Zaten çoğuzaman kendi çocukları doğduğunda bile etrafta olmazlardı. Bir erkeğinçocuğunundoğumundabulunmasıdüşünülemezdi.Doğumolayıvedoğumungizemikabileninkadınlarınaaitti.Kabileningeleceğionlarınelindeydi.Bunakarşılıkerkekler,yiyecekteminetmekvekabileyidevamlıbirtehditoluşturanvahşi hayvanlardan korumakla görevliydiler. Velda’nın kocası evde olduğuzamanlar ona karşı şefkatli ve ilgili davranırdı. Kocasının kileri doldurmakiçinbol etle ve sağlıklı bir şekilde avdandönüşünügörmek engüzel şeydi.Uzunyolagittiğizamanlar,nekadarbaşarılıolduğunabağlıolarak,bazenikiveya üç hafta gelmediği olurdu. TaşıyabiIeceği kadar avlandığı zaman evedönerdi.

Kocasının evde olmadığı haftalarda ve özellikle kabilenin bütünerkeklerininavagittiğizamanlardaVeldakendinioldukçaçaresizhissederdi.

Page 174: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

En korkulacak şey, geceleyin leoparların saldırmasıydı. Uyurken leopartarafından kaçırılan çocuklar olduğunu herkes biliyordu. Karanlık basıncamağarasınıngirişindeateşyakar,çocuklarıylabirlikteköşedekidoğalyarığıniçinesığınırveonlarıyumuşakposttanyataklarınayatırırdı.AnnesideonlarlaberaberkalmakiçinyanlarınagelirdiveVeldakendisinibirazdahagüvendehissederdi; aslındaannesinin sinirleri eskisigibikuvvetlideğildivegeceleriçok horluyordu! Velda’nın uykusu hafif olduğundan hemen her saat başıuyanırveateşinhâlâyanıpyanmadığınıkontrolederdi.Yalnızcakocasıevdeolduğuzamanlardeliksizbiruykuçekebiliyordu.

Velda,bazıgecelerdışarıdakaranlıktayürüyenhayvanlarınayaksesleriniduyardı.Aslındabuhayvanlarçoksessizdolaştıklarıiçin,bunaduymakdeğilde hissetmek demek daha doğru olur. Bir gün, birkaç adım ötede, zifirikaranlıktaparlayanveateşinışığınıaksettirenikiyeşilgözgörmüştü.Gerilip,herzamanyakınındabulundurduğumızrağasarılmışveyanmaktaolanateşebir dal daha atmıştı. Alevler yükselirken hayvan başını çevirmiş ve gözlerortadankaybolmuştu.Velda,leoparınmağaradakaçkişiolduğunubilmediğinivesaldırarakkendinitehlikeyeatmayacağınıummuştu.

Çocuklarındoğrudanbirleoparsaldırısısonucuölmesinadirengörülürdü.Genellikle,dikkatsizlikveyayorgunluksonucu,ateşinfarketmedensöndüğübir zamanda hayvanlar onları kaçırıverirdi. Bunu o kadar hızlı ve sessizyaparlardı ki, ertesi gün sabah oluncaya kadar kimse bir şeyin farkınavarmazdı. Çocuğun başkaları tarafından kaçırılıp kaçıramadığından veyakendi başına uzaklaşıp uzaklaşmadığından emin olunamayacağından,kaybolmanınenfecişeklibuydu.Velda’nınkuzenlerindenbirinindeçocuğubu şekilde yok olmuş ve kuzeni tek evladını günlerce aramıştı. Acabayaşıyordudabaşınıalıpormandabiryerleremigitmişti?Bununyanıtıtabiikiolumsuzdu. Leopar uyumakta olan çocuğu gırtlağından yakalamış vepençeleri ile nefes borusuna inanılmaz bir güçle bastırmıştı; böyle birdurumdaçocuğunnefesalmasınaveyabağırmasınaimkânyoktu.Sonrasındaleopar kocaman kedi pençesinde sallanan çocukla birlikte hiç zorlanmadansessizcedönüpuzaklaşmışolmalıydı.

Velda ve diğer kadınlar, kuzeni ellerinden geldiğince sakinleştirmeyeçalıştılar,fakatotekçocuğunuböylefecibirşekildekaybettiktensonrahiçbirşeydetesellibulamadı.Giderekderinbirsessizliğebüründüveyemekyemezoldu. Tepelere çıkar oturur ve yalnız başına aşağıdaki karanlık ormanlarabakarak kaybolan kızını çağırırdı. Evlatlarını bu şekilde kaybeden diğerkadınlar çoğunlukla hemen bir çocuk daha doğurur ve bu yeni çocuklaavunurlardı. Fakat, Velda’nın kuzeni, kızının hâlâ yaşıyor olabileceğidüşüncesiyle azap içinde kıvranırken bu yola başvuramadı. Tekrar hamile

Page 175: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

kalamayacakkadarzayıfdüşmüştüveonun iyileşeceğindenumudunukesenkocası kabileden ayrılıp gitmişti. Zavallı kadıncağız ormanlarda dolaşıpsessizce ağlayarak her çalının ve ağacın arkasında kızını aradı. Velda ilearkadaşları her gece onu mağaralarına aldılar, ama o yine de doğru dürüstyemekyemiyorveuyumuyordu.Kışyaklaşırkenbirgün,karanlıkçöktüktensonra ormanlardan mağaraya dönmedi. Gece dışarıda kalmanın ne kadartehlikeli olduğunu zaten biliyordu; arkadaşları da karanlık olmadan geridönmesi gerektiğini tekrar tekrar öğütlemişlerdi. Bu sözleri bir hafta kadartuttuktan sonra iyileşir gibi olmuştu. Fakat bir gün gitti ve bir daha gerigelmedi.Cesedini hiçbir zaman bulamadılar.Ne olduğunu bilemediler, amahepbirşeydenşüphelendiler:Çocuğunukaçıranleoparonundaizinibulmuşveormandayürürkenarkasındansaldırmıştı.Kadınınmücadeleedecekgücüyoktu.Kısasüresonra,odakızınıyiyenleoparyavrularınayemolmuştu.

Veldagüçlübirsanatkârbeceriyesahipti.Dedesi,törenleringerçekleştiğimağaralardaki resimleri yapanlardan biriydi ve Velda da bunları kendimağarasınınduvarlarınaişlemeyeçalışmıştı.Enbüyükamacı,avzamanındanönce törenlerinyapıldığı obüyükmağaralardanbirinde resimyapmaktı.Buçokayrıcalıklıbirolaydı.Yalnızcaresimyapmabecerisideğil,aynızamandaherkesi büyüye inandıracak ölçüde doğaüstü bir yeteneğinin de olmasıgerekliydi. Bu yeteneği kanıtlamak imkânsız olduğundan, buna özenensanatkârlar yeteneklerini abartıdar ya da çok eskilerden beri büyücülersoyundan geldiklerini iddia ederlerdi. Velda ise, kemikleri veya bulabilirsemamut dişlerini oyarak yaptığı süs eşyaları ile ince sanat yeteneğini ortayakoymayaçalışıyordu.Oyarakyaptığışekillerhemsembolik,hemdedoğaldı.Bunları yapmak için çocukları uyurken ateş başında gece yarlarına kadarhaftalar, hatta aylarca uğraşıyordu.En sevdiği eseri, erkeğine hediye olarakardıçağacındanyaptığıçoksüslübirmızrakatardı.Bunuavdadeğil,avöncesimağaralarda yapılan törenlerde kullanması için yapmıştı. Son zamanlardainsanlar, büyünün gerçekleşmesi için, törenlerde özel silahlar kullanılmasıgerektiğine inanıyorlardı. Velda bunu yapmak için yazın üç ay uğraşmıştı.Gelecek sonbahardaki töreneyetiştirmek istiyordu.Erkeğiavagittiği zamanrahatçaçalışabiliyordu;fakatoevdeykenoyduğualetimağaranınarkasındakibiroyuğuniçinesaklıyordu.Erkeğinesürprizyapacaktı.

Eseri bitip de ortaya çıktığında çok güzel görünüyordu. Velda alete üçbizonresmioymuştu.Resmintamamınıgörmekiçinaletielinizdeçevirmenizgerekiyordu. O zaman, hayvanların boyutlarının tamamen orantılı olduğugörülüyordu. Bizonlardan birinin başı dönüktü ve diliyle yan tarafınıyalıyordu.Velda,özelliklehayvanlarınbaşlarınadikkatetmişvesırtlarındakitüyleribirseriçizgioyarakresmetmişti.Kocamangözlerininüstündepatlak

Page 176: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

gözkapaklarıvardıveburundeliklerigerçekteolduğugibiparlıyordu.Velda,tatminoluncayakadarbunlaraher gecebir başka ayrıntı ekledi ve sonundaavdandönünceerkeğinevermeküzeresakladı.

Fakat erkeği geri gelmedi. Arkadaşları, döndüklerinde onu kamptabulacaklarını sanmışlardı. Bir bizon avladıktan sonra eve erken dönmekistemişveonlardanayrılmıştı.Hayvanınetinineniyikısmınıalmışveüçgünötedeki mağarasına dönmek üzere yola çıkmıştı. Vadiden aşağı inerkenarkadaşları ona el sallamışlardı. Onu canlı olarak son görenler de buarkadaşlarıydı. Arkadaşları birkaç gün sonra dönüp onun mağaradaolmadığınıanlayınca,hementepeleredönüparamayabaşladılar.Herkesgibioda etrafı gayet iyi bildiği için kaybolmuş olmasına imkân yoktu.Hava çokgüzeldi; soğuk olmadığı için donmuş da olamazdı. Bazen erkeklerin diğerkabilelerekatıldığıolurdu.Fakatonubekleyenkarısıveçocuklarıolduğuiçinbu da mümkün değildi. Arkadaşlarından ayrılırken son derece mutlugörünüyordu.Olay tamamenbirmuammaydı.Onumağarasınadönmek içinizleyeceği yol boyunca dört gün aramalarına ve açıkta gecelemek içinkullanılan kayadan sığınakların her birine bakmalarına rağmen hiçbir izerastlamadılar.Beşincigün,dağlardadahayükseklereçıkıp,oradabulunanvebazen avcıların yabani keçi peşinde giderken kullandıkları büyükmağarayabakmayagittiler.İyibiravyakaladıktansonrayolunudeğiştiripburayagelmeihtimaliçokazolmasınarağmenyinedebirbakmakistemişlerdi.

Mağaranın girişinden yaklaşık yüzmetre kadar aşağıda cesediyle, dahadoğrusu cesedinden kalan parçalarla karşılaştılar. Kürk giysisi, et ve kemikyığınının üstünde bir tepe oluşturmuştu. Bütün iç organlar -kalp, karaciğer,mideveakciğerler-gitmişti.Derivekastanyoksungöğüskafesinikanlıkaslifleri hâlâ tek parça halinde tutmaktaydı. Başlarını çevirdiler. O olduğunubiliyorlardı. Yüzü parçalanmıştı, kafatası ezilmişti, fakat kırık mızrağı hâlâyakınında duruyordu. Bu kesinlikle onun mızrağıydı. Biraz ötede bir cesetdaha vardı: Bir insana ait değil, göğsüne başka bir mızrak saplanmış olankocamanbir çakal cesediydi.Demekböyleölmüştü.Yalnızbaşına,doymakbilmeyenbuiğrençhayvansürüsününiçinedüşmüş,biriniöldürmüş,belkibirdiğerini de yaralamıştı. Fakat, çakalların sayısı tek başına bir insanın başaçıkamayacağıkadarçoktu.Sonundayenikdüşmüşve işteböyleparamparçaolmuştu.

Cesedinden kalanları bir kayanın kenarına götürdüler ve üstüne taşparçalarıkoyarakgömdüler.Enyakınarkadaşıkırıkmızrağınınucunualdıvegrup sessizce dağlardan inmeye başladı. Velda, geldiklerinde yüzlerindekiifadedenfelaketisezdi.Mızrağınucunualıpgöğsünebastırdıvehıçkırıklaraboğuldu. Kısa bir süre sonra, acı ve çaresizliğin kara bulutları dağılmaya

Page 177: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

başlayıncadurumunciddiyetinianladı.Birerkekolmadanyiyecekbulmakveüç çocuk beslemek kolay olmayacaktı. Kendi başına ailesinin yiyeceğinitemin edemezdi ve ormanda kışı çıkaracak kadar yiyecek bulamazdı. Fakatbirkadınınerkeğinivebir erkeğindekadınınıkaybetmesiolağanbir şeydi.Onun durumundaki bir kadın genelde kendine en kısa zamanda bir başkaerkek bulurdu; Velda gibi güzel ve becerikli bir kadın için kendi kabilesiiçindenveyakomşukabilelerdenbir erkekbulmakçokkolaydı.AmaVeldaböylebirşeyeyeltenmedi.Kendikabilesindekaldıveilkkışaylarıboyuncabüyükgayretlersarfederekormandaböğürtlenvefıstıktopladı.Çocuklarınınhepsi, en ufağı bile ona yardım etmek zorunda kaldı. O yıl bizon avı çokbereketli oldu ve sonbahardamağaraların aşağısındaki vadide akan nehirdebolbalıkvardı.Böyleceyiyeceksıkıntısı çekmedilerveVelda’ylaçocuklarıaçkalmadı.

Kabilesindekilerzatenonabakıyorlardı.Oda,iyiliklerinekarşılık,yaptığıufak oyma işlerden veriyordu onlara. Bunlar sadece küçük hatıralar,taşınabiliruğurlardı:avagiderkenyanındagötürmekiçinboynuzdanoyulmuşbir bizon; nehrin oluşturduğu küçük göllerden geçerken kolye olaraktakılabilecekufakbirbalık.İncesanatkârlığınınünügiderekyayıldı.Yaptığıeserler diğer kabilelerle değiş tokuş yapılıyordu. Onun gayretleri sayesindekızları dabüyüyüpkendilerine eş buldular. İkisi kabileden ayrıldı; birisi isekabilede kalıp eşiyle birlikte Velda’yla aynı mağarayı paylaştı. Velda otuzyaşlarınageldiğindehâlâçokgüzeldiveoyaşlardamuradınaerdi.Töreniçinkullanılanmağaralardan birini süslemesine izin verildi. Bir gün, otuz sekizyaşında iken, ileri yaş ve yorgunluk nedeniyle uykusunda sessizce öldü.Sabahleyinkızı,onunsoğukvehuzurlubedeniylebirlikte,hayvanpostundanbattaniyesiüzerindeikinesnebuldu.Birtanesiyıllarcakullanıldığıbelliolaneskibirmızrakucuydu.Diğeriyse,ozamanakadarkimseningörmediği,ardıçağacındanoyulmuşeşsizgüzelliktekibirmızrakatardı.

Bugün yerli Avrupa halkının yüzde 5’i Velda’nınsoyundan gelmektedir.Bunların çoğu Avrupa’nın batısında yaşamaktadır. Velda’nın çocuklarındanbirçoğu, Velda’nın evi olan Cantabria tepelerinden uzaklara dağılmışlardır.Küçük bir grup, gidilebileceği kadar kuzeye gitmiş ve İskandinavya’nınkuzeyineyerleşmiştir.BugünbunlarFinlandiya’daSamilerarasındaveKuzeyNorveç‘tedir.

Page 178: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

19

TARAVeldaveTara,17binyılönce,sonbuzuldevrininbütünşiddetiyledevam

ettiği günlerde yaşadılar. Hatta tamamen aynı tarihlerde yaşamış olabilirler,fakathiçkarşılaşmadıklarıvefarklıyaşamlarıolduğukesin.Veldaİspanya’dayaşarken, Tara’nın anavatanı Kuzeybatı İtalya’daki Toskana tepelerindeydi.Velda ve daha önce yaşayan Helena’nın yaşamı, Tara’ya göre daha iyikoşullardaydı.Onlarınyaşadığıyerlerde,tundrahayvanlarınıniklimleregörenereden nereye göç edeceğini kestirmek mümkün olduğundan, taze etneredeyse kapıya kadar geliyordu. Bu bolluk nedeniyle insan nüfusuartıyordu. Rengeyiği avcıları her yıl bir araya gelip ilişkiler kurduğundan,değişik kabilelerden insanlar birbirlerini tanıma fırsatı buluyorlardı. Buşekilde sanatsal bir kültür de gelişmeye başlamıştı. Tahta, boynuz, denizhayvanlarınınkabuklarıvekemikgibihertürlümaddedenustacaişlenmişsüseşyaları ve nazarlıklar yapılıyordu. Yüzlerce mağara, av hayvanlarının gözalıcıveakıllardançıkmayanresimleriylesüslenmişti.

Tara’nın dünyası,Helena veVelda’nınki gibi refah içinde geçmemesinerağmen daha sıcaktı. Sıcaklıklar fazla olduğu için, yüksek tepelerindışındaki alanlar zengin ormanlarla kaplıydı. Buralarda tundrahayvanları yoktu. Onun yerine, ormanlar, kızıl geyiklere ve yabandomuzlarınayuvaolmuştu.Butekinhayvanlarıavlamakbazençokzoroluyordu. Ormanlarda yiyecek bulmak için başka birçok olanakbulunmasına rağmen, etinden yararlanılan hayvanların az olmasınedeniyle bu topraklarda yaşayan insanların sayısı, Velda’nınCantabria’sı veya Helena’nın Dordogne’una göre daha azdı. Tara’nınkabilesi,HelenaveVelda’nınkabilelerindendahafakirolduğuiçin,sanatve sosyal ilişkileri de onlarınki gibi gelişmemişti. Bunlar, kendikendileriyle yetinmek ve yiyecek bulmak için çok daha fazla çalışmakzorundaydılar. Karınlarını doyurmak için sürekli, yiyecek bakımındankıtormanlardadolaşırlardı. İşteTara’nınyaşamıbukoşullardaaltındageçiyordu.

Tara’nınannesi,Taraonyaşındayken,erkekkardeşi isealtıyaşındaykenölmüştü. Onlara teyzeleri bakmış ve onunla birlikte her gün ormanlardadolaşıp yiyecek aramışlardı. Babaları, buldukça yaban domuzu yavrusu,küçükbirkaraca,başkabazıufakhayvanlarveşanslıolduğugünlerdedekızılgeyikgetirirdi.Kızılgeyikvurduğuzamanlarkamptabüyükbirtörenyapılırve herkes ateşin etrafında toplanıp eti paylaşırdı. Bu ender, fakat herkesin

Page 179: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

neşeliolduğugünlerdeTaraannesineaitflütleeğlencelimelodilerçalardı.Buflütüyıllaröncebabasıyapmıştı.Öncebirkuğununkanatkemiğininkenarınadelikler delmiş, sonra tepesine üflemek için bir, notaları parmaklardaçıkarmakiçinseüçdelikoymuştu.Notaaralığınınsınırlıveçıkansesinkısıkolmasınarağmen,kabileinsanlarıateşinetrafındageceyarısınakadarşarkılarsöyleyipdansederlerkençalınanflüttüreninhavasınıçokolumluetkiliyordu.Böylegünlerinertesindeherkesgeçsaatlerekadaruyurdu.Günlükeziyetlerbirkezolsunbekleyebilirdi.

Kabile, yazaylarının sonunda ve sonbahar başlarında, Arno Vadisiboyunca aşağılara, sahile doğru yavaş yavaş göç ederdi. Bu mesafe, ozamanlardeniz seviyesialçakolduğu için,bugünegöre30-40kilometredaha uzaktı. Gözle görülmeyecek kadar uzaklarda, ufkun ötesinde,topraklarında henüz insan olmayan Korsika ve Sardunya adalarıbirbirinebağlıydı.Taradeniziçoksevdiği içingenişkumsallarboyuncakilometrelerceyürür,dalgalarınkumlarınüstünebıraktığıdallarıveişeyarayacağınıbildiği diğer şeyleri toplardı.Denizkabuklarını toplamayıçok sevdiği için her zaman bunlardan bir avuç dolusu toplayıp kampagötürürdü. Kabukların üstünü keskin bir taşla deler ve bunları yosunveya deniz kenarında büyüyen uzun otlara dizerek kolye yapardı.Dizmek için kullandığı yosunlar veya otlar çok dayanmadığı içinkolyelerinin ömrü de fazla uzun olmazdı. Fakat tekrar deniz kenarınagidipkabuktoplayabileceğiiçinbunahiçaldırmazdı.

Bir gün yine böyle yürürken, uzakta, suyunhemenkenarında gri renktebüyükbirşeydurduğunufarketti.Yaklaşınca,bununsahilevurmuşbiryunusolduğunugördü.Ağzıolduğugibi açılmış, sivri vemuntazamdişleri ortayaçıkmıştı.Oldukçadirigörünenhayvan,kesinlikleyakınbirzamandaölmüştü.Martılarbaşınaüşüşmüşgözlerinigagalıyorlar,fakatgagalarınıkalınderisinebatıramıyorlardı. Tara, daha önce yunus görmemiş olmasına rağmen bununetinden yararlanabileceğini hemen anladı ve koşup kabilesindekilere haberverdi.Herkeselindenevarsabıraktı,bıçaklarınıaldıvekumsalakoştu.Gençerkekler,kadınlarveçocuklarkoşabildiklerikadarhızlıkoşuyor,ortayaşlılarise onları yürüyerek takip ediyorlardı. Otuz beş yaşının üstünde olanlar isekamptakalıpgençolduklarızamanlarıdüşünmeyedalmışlardı.

Tara’nın yunusu gördüğü koya gelince oldukları yerde donup kaldılar.Balığınbaşındabaşkainsanlarvardı.Etinikesmeyebaşlamışlardıbil”.Bunlaruzaktan Tara’nın kabilesini görünce durup baktılar. Evet, bu işin sonu iyiolmayabilirdi.

Yunusun başındakiler beş kişiydi; Tara’nın kabilesinden on kişiye karşı,

Page 180: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

ikierkek,birkadınveikiçocuk.Çatışacakolurlarsakaybedeceklerdi.Yunus,çok kıymetli olmasına rağmen, uğrunda ölmeye değmezdi. Herkesin kabulettiğikurallarvardıvebunlaragöreav,onukimavladıysaonaaitti.Bunagöreyunusda,onuilkbulanlaraaitolmalıydı.AslındaböylebirdurumdaTara’nınkabilesi normal olarak geri döner ve oraya diğerlerinden önce varmadıklarıiçinhakiddiaetmektenvazgeçerlerdi.AmaonuilkbulanTara’ydı.

Tara’nın kurallardan haberi yoktu, ama ödülünden vazgeçmek zorundakalacağınıhissettiğiiçinyunusadoğrukoşmayabaşladı.Babasıdurmasıiçinarkasından bağırsa da, o koşmayı sürdürdü. Bunu gören babası, kısa birmızrakdışındaelindenevarsabırakıpTara’nınarkasındankoşmayabaşladı.Diğerleri de onu takip ettiler. Yunusun başındaki üç büyük insan olduklarıyerdeduruyorlardı.Tara,herzamanokgibihızlıkoşardıvebabasıformundaolmasına rağmen onu yakalayamıyordu. Tara yunusa üç yüz metreuzaklıktaydı. İki yüzmetre oldu.Yunusun başındakilermızraklarını havayakaldırdılar.Yüzmetre.SonbiratılımlababasıTara’yıomzundanyakaladıvebirerçuvalgibikumlarınüstünedüştüler.BabasıhemenayağakalkıpTara’yıkorumaya aldı. Öne atılan iki adamın mızraklarıyla karşı karşıya kalmıştı.Hâlâ kendi kabilesindekilerden çok uzakta ve büyük bir tehlike altındaydı.Birkaçmetre daha yaklaştıklarında sol tarafta duran sarışın adamın yüzünütanıdı. Kız kardeşinin kocasıydı. Ona ismiyle seslendi. Bunun üzerinediğerleri oldukları yerde kaldılar. Sarışın adamın yüzünde bir tebessümbelirdi. Mızrağını atıp koştu ve Tara’nın babasına sarıldı. Vücutlarındakiadrenalin azaldıkça herkesin yüzüne bir rahatlık gelip yerleşti. Bu aradaTara’nınkabilesindekilerdeyetişmişlerdi.Tara,heyecanlayunusuilkolarakkendisinin gördüğünü söylüyor ve kumsalda ona ait olan ve mağaralarınakadar uzanan ayak izlerini göstererek bunu kanıtlamaya çalışıyordu. Zatenherkesyunusunetinipaylaşmayıkabuletmişti.Ethepsineyeterdiveişlerinibitirmekiçinzamandaralıyordu.Denizyükselmeküzereydi.

Tara’nınhalasıdakabilesindekilerlebirliktegelmişveodayunusunetinikesmeye başlamıştı. Deniz yükselmeye başladığı için arada bir yunususahildenyukarıyadoğruçekmekzorundakalıyorlardı.Çocuklar,kesilenetlerisularınsürüklememesiiçinsahildenuzağa,eminbiryeretaşıyorlardı.İşlerinibitirdiklerinde, portakal gibi görünen güneş batmaktaydı. Hava çok durgunolduğu için geceyi oradageçirmeyeve ateş yakarakbirlikte yemekyemeyekarar verdiler. Kısa zamanda topladıkları dallarla bir ateş yaktılar ve şişegeçirdikleri koyu kırmızı etleri ateşin üzerinde döndürmeye başladılar.Böylece, her iki kabilenin, ateşin loş ışığı altında yüzleri parlayan üyeleridostluklarını pekiştirmiş oldular. Tara, halası kabileden ayrıldığı sıradakendisi henüz çok küçük olduğu için onu hatırlamıyordu. Babası da kız

Page 181: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

kardeşini birkaç yıldır görmemişti. Şimdi onunla oturmuş, iki yıl önceTara’nın annesinin acıklı bir şekilde öldüğünü ve onu ne kadar özlediğinianlatıyordu.Kızkardeşiona,“NedenTaraveerkekkardeşiylebirliktegelipbirsürebizimkabiledekalmıyorsunuz?”diyesordu.

İşte böylece, Tara ve kardeşi kabile değiştirip kıyıdan daha yukarıbölgelerdeavcılığabaşladılar.Taradörtyılsonrahamilekaldıveikikızındanilkidoğdu.Doğduğuanda,babasınınalevkızılı saçlarınıaldığıgörüldü.Biryaşına geldiğinde ise, Tara gibi bağımsız olacağı… Söylenenleri dinlemeyireddediyorveçakıl taşlarıvehattakeskinçakmaktaşlarınıdurmadanağzınagötürüyordu.DikkatlibiranneolanTara’yıkabiledekilerçokseviyorlardı.İyibir erkeği vardı ve yaşamın tüm zorluklarına rağmen tadını çıkarmayaçalışıyordu.

Taradenizkenarındageçirdiklerikışaylarınıdörtgözlebeklerdi.Sahildeyiyecekaramakiçinhemengönüllüolurvekızınısırtınaalarakkumsaldahergünkilometrelerceyürürdü.Kumsalınherbirparçasını,herkayayı,her taşıtanıyor,denizdenburalarayenibirşeyvurduğundahemenfarkınavarıyordu.En çok, hırçın havalarda şiddetli batı rüzgârlarının suları kumsalapüskürtmesini seviyordu. Bazen günlerce süren böyle fırtınalardan sonra,sahilde yeni bir şeyler aramak için en uygun zaman olurdu. Yine böyleşiddetli bir havadan sonra, rüzgâr ile yağmurun hâlâ yüzünü okşadığı birgünde kumsala gitmiş ve dalgaların uzaklara fırlattığı uzun bir kütükbulmuştu. Gövdeye yapışmış olan deniz kabuklarına bakılırsa, kütük uzunzaman suda kalmış olmalıydı. Fakat ortada garip bir şey vardı. Kabuklarkütüğünyalnızcabirtarafınayapışmıştı.

Ertesi gün aynı yere babasıyla gitti. Kütük, üç metre uzunluğunda veyarım metre eninde olmasına rağmen sırtlarını dayadıklarında kolaycayerinden oynuyordu. Nasıl bu kadar hafif olabilirdi ki? Deniz kabuklarınınolduğu taraf sertti ve dalgalar tarafından cilalanmış olduğu belliydi. Diğertaraf ise lekeli ve yumuşaktı. Tara, bu tarafa çakmaktaşı ile bastırdı.Bıraktığında taş yerinden çıktı. Ağacın eskiden hastalıklı olduğunu tahminettikleri yumuşak kısımlarını oyuncaya kadar kazımaya devam ettiler.Oyulduktansonrabileağırdı,amaonlarakatılanbirkaçarkadaşınyardımıylataşımaları kolayoldu.Tabii ilkyaptıkları şey, kütüğüdenize indiripüzerinetaş atarak batırmaya çalışmak oldu. Deniz sakindi, kütük kolayca yüzmeyebaşladı. Fakat yüzerken hep oyuk yeri suyun dışında, deniz kabuklarınınolduğu kısım ise suyun içindeydi. Bu çok ilginç bir durumdu; kütüğüngövdesine vurursa bir, oyuğun içine girerse iki puan alacaksın diyeoynadıklarıoyunfarklıbirboyutkazanmayabaşlamıştı.

Page 182: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Birsüresonraherkesoyundanbıkıpevedönmeyebaşladı.NiyeyseTaravekızıgeridekaldılar.Koyunalçakvekayalıkbirçıkıntıhalindebittiğiyerinkenarındaydılar. Kütük sahil boyunca yüzerek geldi ve kayalıklara dayanıpdurdu.Onu takip edenTara ile kızı oturup taş atmaya devam ettiler.Kütükartıkçokyakındaolduğu için taşlarınçoğu içinedüşüyordu. İçindeyaklaşıkyirmitanetaşolduğuhaldekütükhâlâyüzmekteydi.Tarakendikendine,içineçokbüyükbirkayaparçasıkoyarsamneoluracaba,diyedüşündü.Kocamangri bir taş aldı ve bunu oyukkısma dikkatlice yerleştirdi. Taş kütüğümuhakkakbatıracaktı.Amaöyleolmadı.Hattasankidahaiyidengelenmişti.

Tara’nın aklına birden bir fikir geldi. Kızını yanına çağırdı ve kütüğüniçine oturttu.Kütük suya biraz daha battı ise de, tamamen batmadı. Bununüzerine Tara kütüğü kayalıkların kenarına çekti ve kendi de içine girdi.Kütüğün içinde, ancak suyun üstünde yüzüyorlardı. Elleriyle kayalıkları ittive kütük durgun suda yüzerek ilerlemeye başladı. Tara çömelmiş şekildeduruyorduveiçgüdüselolarakellerinikürekgibikullanıpkütüğüyavaşyavaşsudailerletiyordu.Biraradurdularvekayıklarıyöndeğiştirmeyebaşladı.Buçok tuhaftı. Yandan, beyaz kumlar ve denizin dibindeki koyu taşlargörünüyordu.Tara,kayığındevrilecekgibiolduğunuhissettiğindedengesinibozmamayadikkatediyordu.Aradanyirmidakikakadarbirsüregeçmiştiki,dalgaların onları bir sonraki koya sürüklediğini fark etti. Elleriyle kayığıkumsala götürdü, dışarı atlayıp tümüyle kumsala çekti ve kızını da içindençıkardı.

Şansına, hava ertesi gün de sakindi ve kabiledekilerle birlikte kumsalageldiklerindekayığıhâlâoradabuldular.Çocuklar içindeoynadılar,erkeklerbinipyarışyaptılar.İçlerindenbiridüzbirodunparçasıbulduvebunukürekolarakkullandı.GününsonundaTaraveerkeği,kayığıkürekçekerekkampayakınbiryeregötürdülervekumsalın,gelgittenetkilenmeyeceğinibildikleribiryerineçektiler.Okışdiğerkabilelerdengelen insanlarbuyenioyuncağıhayranlıkla seyretti. O sıralarda bunun eğlenceden başka bir yararı yoktu.Fakat, daha sonraları yakındaki adalara gitmek ve nehirlerin derin olmayansularında balık avlamak !ç’ın kullanılacaktı. İlkbaharın sonunda, kabileyükseklerdeyazavınaçıkmadanönce,kayığıkumsaldançokyukarılaraçekipbırakırdı.O yılın sonbaharında Tara’nın ikinci kızı doğdu; babası gibi kızıldeğil, annesi gibi düz koyu kahverengi saçları vardı. Fakat, ela gözlü diğerkabile üyelerinden farklı olarak, annesi ve babası gibi parlak mavi gözleresahipti.

Kışın başında deniz kenarındaki kamplarına geri döndüklerinde, kayıkhâlâ oradaydı; yüzebilecek bir durumdaydı fakat biraz çürümüştü. Erkeklertaze kütüklerden yeni kayıklar yapmaya başladılar. Bu zor bir işti;

Page 183: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bulabildikleri kütükler ya ağaçlardan çok çürük olduğu için kopanlar ya dafırtınatarafındanyıkıldığındançoksertolanlardı.Taraertesibahar,kabilenindağlardaavlanmayagitmekyerinesahildekalıpdahaçokkayıkyapmasınıvederin olmayan sularda ve derelerde balık avlamasını önerdi. İki aile bunudenemeyikabulettiveyazkışsahildebiroyanabirbuyanakoşarakbuyenisanatı geliştirmeye çalıştılar. Erkekler bataklık bölgelerde geyik ve yabandomuzu avlamaya gidiyor, kadınlar ve çocuklar da deniz alçaldığı zamankayalıklarda kabuklu deniz hayvanları topluyorlardı. Bir bölgedeki avazalınca, sahilde başka bir bölgeye gidiyorlardı.Yakınlarda, kayalıkları çelikmavisi renkte midyelerle örtülü adalar keşfettiler. Bu adalara, yem bulmakveyaüremekiçinfoklardageliyordu.Avcılarınbunlarıavlamasıçokkolaydı.Önce ürkütmeden yaklaşıyor, adaya tırmanıyor ve balıklar denizeatlayamadan yakalıyorlardı. Tara deniz kenarındaki bu yaşamdan çokmutluydu.Yalnızcadenizebağımlıdadeğillerdi.İstediklerizamantepelereveormanlara gidebilirlerdi; ama sahilde yaşam sürdürmek ormanlardadolaşmaktançokdahafarklıverahattı.Aynızamandadahadagüvenliydi.

Tara’nınbirçocuğudahaoldu;bukezbirerkekçocuğu.Çocuklarınhepsisağlıklıydı, kendilerinin de çocukları oluncaya kadar yaşadılar.Tara, bir kışayında,yıllaröncesahildeyunusbalığınıbulduğuyerdeöldü.Ölmeden,hepsikız olan en büyük üç torununu gördü. Kum tepelerinden birinde kazılanmezaragömüldü.Yüzü,sankionutekraryaşamadöndürecekmişgibi,kırmızıtopraklaboyanmıştı.Boynuna,yüzlercedenizkabuğunuoyarakhazırlananbirdüzine kolye takılmıştı. Hâlâ orada, mavi Akdeniz sularının altında veLivorno’danotuzkilometreuzaktayatmaktadır.Yüzmetreyukarıdaise,onunsoyundan gelen ve onun kayığının çağdaş modellerini kullanan insanlardolaşmaktadır. Bugün, yerli Avrupalıların yüzde 9’undan fazlası Tara’nınsoyundan gelmektedir. Yalnızca bu bölgeyle sınırlı olmamakla beraber,çoğunlukla Akdeniz sahillerinde ve Avrupa’nın batısında yaşamakta olup,özellikleİngiltere’ninbatısınaveİrlanda’yayayılmışlardır.

20

KATRINEVenedik’teki San Marko Meydanı‘nı yine sel basmıştır. Deniz taş

kanallarınarasındançağıldayarakakarken,polisşefi,bıkkınbirşekilde,ıslakyoldayürümek içinhazırlanmış tahtalarındepodançıkarılıpgetirilmesinivemeydana yerleştirilmesini emreder. Turistlerin, katedrali ve Doge Sarayı‘nıziyaret etmesini, deniz de dahil hiçbir şey engellememelidir.Venedik yavaşyavaşdenizegömülmektedir.15binyılönce,Katrineoradayaşarken,deniz150kilometredahaötedeydi.Adriyatikçoksığbirdenizdivesonbuzuldevri

Page 184: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sırasındadenizlerinseviyesidünyaçapındabirdüşüşgösterdiğindeburasıdayarı yarıya küçüldü. Katrine istese, Hırvatistan’da Split’ten, İtalya’daAncona’ya kadar ayakları ıslanmadan dümdüz yürüyerek geçebilirdi.YaşadığıbölgeVenedik’tenAlplerekadaruzanangenişormanlıkalandaydıveBolonya’dtınMilanoveTorino’yakadaruzanangenişPoVadisi’nide içinealıyordu. Bölgede havalar daha soğuk olsaydı, burası yaban atı, bizon,rengeyiğivemamutlarladoluaçıkbirtundraolurdu.Fakat,güneyparalellerinnispeten ılık iklimi, burada ormanların yetişmesini sağlıyordu. Ormanlar,Tara’nınormanlarıgibiydi;aramasınıbildiğinizvezamanayırdığınıztakdirdebol miktarda, yenilebilen yabani bitki bulabilirdiniz. Fakat, Katrine’inormanlarıdahageniştiveinsannüfusudaçokdahagenişalanlarayayılmıştı.İnsanlar hâlâ kabileler halinde yaşıyorlar, ormanlarda dolaşırken bir aradabulunmaya çalışıyorlardı. Katrine’in kabilesi ormanlık bölgenin kuzeyinde,Alp Dağları‘nın dik yamaçlarına yakın bir alanda yaşıyordu. Yaşadıklarıdüzlüğün arkasında Alplerin, bugüne göre çok daha fazla kar ve büyükbuzullarla kaplı muhteşem tepeleri yükseliyordu. Oralar, Katrine’e uzak veyasakbirdünyagibigörünürdü.

Katrineçokgüzelbirçocuktu.Açıkrenksaçları,yeşilkahvegözlerivardıve henüz gelişme çağındayken en büyük ağabeyinin bir arkadaşı tarafındanhamile bırakıldı.Doğumdan önceki yaz, kabilesi yaban keçisi avlamak içindağlaraçıktı.Erkeğininhenüzdağtecrübesiyoktuveyükseklerdeavlanırkenkarşılaşılabilecek tehlikelere alışık değildi. Sessizce bir grup dağ keçisineyaklaşıp onları dik yamaca doğru kovalamak isterken dengesini kaybetti ve1200metreaşağıyayuvarlanıpöldü.Herzamandüşünmedenhareketedenvekendiyleövünmeyipeksevenbirgençolduğuiçin,kabileölümünüüzüntüylebirlikte kızgınlıkla da karşıladı. Tam da onu yıllardır destekleyen kabileyeyiyecekbulupgetireceğibirzamandakendiniöldürmüştü.

Katrine de erkeğinin ölümüne kızmıştır herhalde. Akılsızlığı yüzündenonuyalnızbaşınabirçocukbüyütmekzorundabırakıpgitmiştizira.Katrineen kısa zamanda onun yerine birini bulmaya kararlıydı. Kızı, ekim ayınınsonunadoğru,dağlardaniniptekrarormanlardayiyecekaramayabaşladıklarızamandünyayageldi.Babasınınkoyukahverengigözlerinialmıştı.Tatlıbirçocuktu, ama Katrine ilk başta bebeğe ısınamadı. Meme emerken onabaktıkça acayip huzursuz oluyordu. Neden hiçbir değeri olmayan, onu vebebeğini düşünmeyen biri tarafından bu yaratıkla baş başa kalmak zorundabırakılmıştı?Amayapılacakbirşeyyoktu.Bebeğikimseninbaşınaatamazdı.Ondanbaşkaemzirenbiranneveyaçocuğunukaybetmişbiriyoktu.

Katrine’in annesi, bebeğiyle arasında bayağı kötü bir ilişki olduğununfarkında olsa da, buna bir çözüm bulamıyordu. Bebek tamamen sütten

Page 185: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

kesilinceye kadar, yani en az üç yıl boyunca yapacak bir şey yoktu.Çocukbüyüyüpemeklemeyevenihayetyürümeyebaşladıktansonrabilehiçbirşeydeğişmedi.Katrine onunher hareketinde -gülüşünde, kollarını sallayışında-,nefret ettiği sorumsuz babasının yansımasını görüyordu. Nihayet, bitmekbilmeyen dört yılın ardından, çocuk sütten kesildi. Bu uzun süre zarfındaKatrine de boş durmamıştı. Her fırsatta çocuğu annesine bırakıp erkekkardeşinin arkadaşlarıyla dostlukkurmayagitmişti.Üçyıl zarfındahepsiyleilişkiye girmiş olsa da, emzirdiği için hamile kalmamıştı. Annesi epeyzamandırbununfarkındaydıvebuakılsızlığasonvermesiiçinonuuyarmıştı.Babasınıniseumurundabiledeğildi.

PektabiikikaçınılmazolangerçekleştivebebeğisüttenkesilirkesilmezKatrine yine hamile kaldı. Bebeğin babası üç oğlandan herhangi biriolabilirdi, bunu bilmesine olanak yoktu. Kimden olduğunu bilmeden birçocukdahadoğurmasıolacakşeydeğildi.AnnesiKatrine’ibirkenaraçekipbabasınınkimolduğunu tahminetmesi içinonayalvardı.O ise annesineüçmuhtemelbabaadayınınkimlerolduğunubilesöylemiyordu.Ağabeyidebukonuda hiç yardımcı olmuyordu. Anlayacağınız, çaresiz bir durumla karşıkarşıyaydılar. Katrine’in, tahmininden daha fazla karın doyurmaya çalışanzavallı babası gençleşmiyordu ki bir boğaza daha bakabilsin! Kızını çoksevmesinerağmen,bebeğinbabasınınkimolduğunusöylemesiiçinonabaskıyapmaya başladı. Ama Katrine yine direniyordu. Katrine’in hamile olduğuhaberi kabile içinde yayılırken üç baba adayından hiçbiri ortaya çıkmadı.Bunadaşaşmamakgerekirdi.

Bebek doğunca, annesi onu şefkatle alıp Katrine’in kucağına verdi. Buçocuğundan da ilki gibi nefret edeceğini düşünen Katrine, ona uzun uzunbaktı. Fakat, hayır, hiç de öyle hissetmiyordu. Minik kızını kollarına alıpgöğsüne tuttuğu zaman içini sıcaklık ve şefkat dolu bir his kapladı. İlkçocuğundan sonra duyduğu o öfke ve huzursuzluktan eser yoktu. Şimdikidurumuçokdahavahimolmasına rağmenhiçpişmanlıkduymuyordu.Babaadaylarından hiçbiri ona yardımcı olmak için ortaya çıkmamıştı; halbukikucağında tamamen çaresiz olan ve annesinden daha çok yardıma ihtiyaçduyanbirbebekvardı.Katrine’in ikinciçocuğunakarşı tavrıbirincidençokfarklıydı. Bunun bir açıklaması yoktu. Gerçek olan bir şey vardı ki,Katrine’de büyük bir değişiklik olmuştu. Bebeğini dikkatli ve bilinçli birşekilde emzirdi. Onu yalnızca ormanda yiyecek aramaya gittiği zamanannesinebırakıyordu.Hattabu sıralarda ilkkızınadayakıniaşmayabaşladı.Onu artık taşıdığı bir yük ve dert olarak görmüyor, daha çok korumayaçalışıyordu. Katrinc’deki bu ani değişikliğin belirli bir nedeni yoktu, amasonuçları iyi oldu. Artık Katrine de ormanda yiyecek aramaya yardımcı

Page 186: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

olduğu için, babası ve erkek kardeşi de aralarına katılan bu yüktenyakınmıyorlardı.Yazgelipdetekrardağlaratırmandıklarında,Katrineonlarlagitmeyi çok istedi. Bir yıl önce, kendinden başka kimseye yardım etmekleilgilenmediğigünlerdeböylebirşeyisteyeceğidüşünülemezdi.Amayinede,bu isteğini yerine getirmesi için henüz çok erkendi. Hâlâ dört saatte birbebeğiniemzirmesigerekiyordu.

Babası ve erkek kardeşi dağlardayken, karlı tepelerin altında, çamormanlarınıniçindekikamplarındaçokgaripbirolayoldu.Ayışığıolmayan,karanlık bir geceydi.Katrine ve annesi ateşe yakın bir yerde oturuyorlardı.Büyük kızının başı annesinin kucağında, diğer kızı da yanında yerde,yumuşak zemin üzerinde uyumaktaydı. Katrine tam yatmak üzereykenormanda yaklaşık on metre ötede bir karartı gördüğünü sandı. Bütün gecevaşak,kurtveayılarındolaştığıbuormanlarhâlâ tehlikeliyerlerdi.Yenidendönüpdikkatlebaktıvebirşeygöremediğindenuyumaküzereyattı.

Ertesigeceyineaynışeyoldu.Buseferannesiniçağırdı,fakatodabirşeygöremedi; zaten gözleri gençliğindeki gibi iyi değildi. Karartı yine hareketetti.Oradakesinliklebirşeyvardı.Katrinegözlerinikıstıveocağınalevininyanına geçti.Oradan hareket edenin ne olduğunu daha iyi görebilirdi.Amagörünürdebirşeyyoktu.Gözlerinikaranlığaalıştırmakiçinateştenbirazdahauzaklaştı.Birkaçdakika sonra, sanki kayaların arasında solukgri renkte birşekilgörürgibioldu.Şekilhareketetti.Çokazdaolsakıpırdamıştı.Katrinebakmayadevametti. İşte, pençeleriniuzatmış sessizceyatanbüyükbir kurtvardı orada. Bunu fark eder etmez kulakları sağır eden bir çığlık attı. Kurtçevik bir hareketle kaybolup gitmişti. Katrine ise kendisini ateşin yanınaatmıştı. Herkes uyanmıştı, karanlıktan gelecek bir saldırının beklentisiiçindeydiler. Katrine sakinleştikten sonra gördüklerini anlattı. Bir kurdun,insanların olduğu bir kampa bu kadar yaklaşması ender görülen bir olaydı.Etrafta bunlardan çok vardı; karanlık vadilerden yansıyan ulumalarıduyulurdu.Arada sırada takip edildiğinizi hisseder ve arkanıza baktığınızdahareketedenuzunbacaklarıgörürdünüz.Sizdenkaçmaz, sadecedurup, size“Dikkatli olun,” der gibi bakarlardı. Aslında insanlara saldırdıkları çoknadirdi. Özellikle de, grup halinde veya ateş etrafındaki insanlarasaldıramazlardı. Kamptakileri n hepsi Katrine’in dalıp rüya gördüğünüdüşünüyordu.

Amaertesigece,kurtyineorayagelipsessizceaynıyerdeotlarınüzerineyatınca herkes fikrini değiştirdi. Gördükleri kadarıyla kurt tek başınaydı.Erkeklerden biri yavaş yavaş ona doğru yürümeye başladı. Belli bir yerekadarkurtyerindenkıpırdamadı,sonraayağakalktıvedönüpkaranlıktayokoldu. Bu yaratık ne istiyordu? Saldırmak istemediği belliydi, ama orada

Page 187: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

oturupnedenonlarıseyrediyordu?Olaybirsonrakigeceyinetekrarlandı.

OaradaKatrine’inbabasıylakardeşi, omuzlarındabireryabankeçisi iledöndüler. Bunlar hemen kesildi ve ateşte kızartılmaya başlandı. Kimsegeldiğini görmedi, ama kurt geri gelmişti. Babası bir eline pişmemiş etparçası,diğerinedemızrağınıalıpyavaşyavaşhayvanadoğruyürüdü.Oisekaçıp kaçmamaya karar veremiyormuş gibi başını bir o yana, bir bu yanadöndürüyordu. Babası biraz yaklaştıktan sonra mızrağını yere bıraktı veçömeldi. Yavaş yavaş ilerliyor ve fısıltı halinde bir şeyler söylüyordu. Çokyaklaşmıştı. Kurt huzursuzluğunu belli ediyor, ama yine de kaçmıyordu.Babası çok sakin ve yavaş bir hareketle eti hayvanın yanına attı ve yinegözünü ondan ayırmadan yavaş yavaş gerilemeye başladı. Ateşin yanınayaklaştığızaman,kurtyerindenkalktı,etinyanınagitti,onukokladıveağzınaalıpuzaklaştı.

Herkes birkaç saniye hayretle birbirine baktı, daha sonra aynı andakonuşmaya başladılar. Adamlardan biri buna benzer bir olayın doğudakidağlarda olduğunu yıllar önce duymuş ve inanmamıştı.Kurdun davranışınaanlamvermekmümkündeğildi.Dahasonra,hayvanhergeceaynıyeregelipverilen eti almaya ve sonra uzaklaşmaya devam etti. Bir süre sonra,gündüzleri degelmeyeve avcılarınpeşindengitmeyebaşladı.Güngeçtikçeehlileşiyor, ateşe daha da yaklaşıyordu; sonunda insanların elinden yemekyemeğebilealıştı.Derkenbirgece,gelmedi.Kabiledekilerhayalkırıklığınauğramışlardı.Bugaripdostlarınaçokalışmışlardıçünkü.Fakatbirsüresonraonuunuttularvenormalyaşamlarınadevametmeyebaşladılar.

Yaklaşık altı hafta sonraKatrine’in babasıyla kardeşi avdandönerlerkentakip edildiklerini hissettiler. Arkalarına baktıklarında kurdu gördüler.Yanında da iki yavru vardı. Demek ki dişiydi. Yavrularıyla birlikte onlarıtakip etti ve eski yerinin yakınına gidip oturdu. Kampı ziyaret etmesininnedeni bu muydu? Yavrularına da yiyecek verileceğini biliyor muydu?Verilen etleri hiç geri çevirmiyordu. Yavruları büyüyünce onları da ufak etparçalarıylabeslemeyebaşladı.Birkaçhaftaiçindeartıkkabiledekilerindaimidostu haline gelmişti; yavruları ise ormanda kamptaki çocuklarla oyunarkadaşıolmuşlardı.Kampıdağlardanaşağıyataşımazamanıgelinceonlarlabirlikte gitmek istemedi, ama yavrularını yollamak ister gibi bir hali vardı.Onlarıkampadoğru itiyordu.Katrinekurdunnedemek istediğini anlamıştı.Eğildiveberaberindegötürmeküzereikiyavruyukucağınaaldı.

Düzlükte geçen kış boyunca, minik yavrular et parçalarıyla beslenipçabucak büyüdüler. Her yerde avcıları takip ediyorlar ve onlar av peşindekoşarken arkalarından gidiyorlardı. Mızrak yarası alan karaca veya yaban

Page 188: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

domuzlarını yakalıyorlardı. Onlara verilen emeklerin karşılığını hakkıylaveriyorlardı. Rastladıkları diğer kabileden insanlar, kampta kurtları görüncegözlerineinanamıyorlardı.Demekkieskimasallardoğruydu.Kurtyavrularıokışı, avcılara yardım ederek ve Katrine ile ailesiyle yakın bir bağ kurarakkampta geçirdiler. Ertesi yaz yine dağlara çıkma zamanı gelince, artıktamamen büyümüş olan yavrular huzursuzlanmaya ve karanlık bastıktansonra kamptan ayrılıp gün ağarıncaya dek geri dönmemeye başladılar.Karınları hep tok olarak insanlarla geçirdikleri güvenli yaşamla, vadilerdensesleri yansıyan hemcinslerinin arasında kalmışlardı. Ve bir gün geridönmediler.

Katrinevekabilesi,dişikurtveyavrularıylailişkileriniaslaunutmadılar.Kurtlardainsanlararasındagelişenbugaripdostluğuntarihtepekçokörneğivardır.Kurt yavruları bazen yıllar boyunca insanlarla birlikte yaşamışlardır.Bunlar giderek insanlara bağlanmaya, vahşi içgüdülerini kaybetmeyebaşlamışlarvebirçokhayvan türüarasında ilkehlileşenhayvanolmuşlardır.Bir tür köpek durumuna gelmişlerdir. Köpekler, 8000 yıl önce, son buzuldevrindensonraAvrupa’nınheryerindeavcılarınvazgeçilmezdostuolmayabaşlamıştır.Bunlardanbazılarınaokadardeğerverilmiştirki,öldüklerizamanözelcenazetörenleriyapılmıştır.

Katrine’inkabilesiKuzeyİtalyaveötesindeyaşayıpgenişledi.Katrine’inölümünden 10 bin yıl sonra, onun soyundan gelen bir adamAlpDağları‘nıaşmayaçalışırkenöldü.BizonaBuzAdamisminitaktık.Bugün,yerliAvrupahalkınınyüzde6’sıKatrine’insoyundangelmektedir.BunlarhalençoğunluklaAkdeniz bölgesinde yaşamakla beraber, diğer soylardan gelen insanlar gibiAvrupa’nıntümbölgelerinedağılmışlardır.

21

JASMINEOndan önce gelen altı kadının karşılaştığı zorluklar ve belirsizlikler

düşünüldüğünde,Jasrnine’inyaşamırahatiçindegeçtidenilebilir.Herşeydenönce,sürekliaynıyerdeyaşadı: tarihtekurulan ilkköylerdenbirinde.Fakat,istediğimizkadaröyledüşünmeyeçalışalım,yinedeyaşadığıyerinpeklüksolduğu söylenilernez. Sazdan damı odun kazıklarla desteklenen, kısmentoprağa gömülü, yuvarlak bir kulübede yaşadı. Bu tür kulübeler minik vesıkışıktı;amayinedebiryuvaydı.Nüfusuyaklaşıküçyüzkişiolanköy,dahaönceki üç kadının zamanında göçebe av çadırlarında yaşayan insanlarınsayısınabakıldığındaçokdahakalabalıktı.Jasmine’inköyübugünSuriye’yeait olan bölgede, Fırat Nehri’ne yaklaşık bir buçuk kilometre uzaklıktaydı.

Page 189: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Fırat Nehri, kuzeyde Anadolu dağlarından gelen yağmur ve erimiş karlarıgeniş ve yeşil düzlüklerden geçerek buraya taşımakta ve Basra Körfezi’nekadaruzanangüzergâhtaDicleilebirleşmekteydi.

Büyük buzul devri sona ermişti. Buz tepeleri ve buzullar, son 4000 yılboyunca küresel sıcaklıklar yükselip günümüzdeki rakamlara yaklaştıkçaerimişti.Buzullardadepolanansuartıkokyanuslaradökülmektevedünyanınher yerinde deniz seviyesini yükseltmekteydi. Deniz suyu, HurmuzBoğazı‘ndaniçbölgeleregirmiş,Arabistanveİranarasındakialçakdüzlüklerikaplayarak Basra Körfezi’ni oluşturmuştu. Adriyatik Denizi, kıyıyı giderekkuzeye doğru itmiş ve günümüzdeki Venedik deltasına ulaşmıştı. Diğertaraftan, deniz suları Boğaz’dan geçerek Karadeniz’e boşalmıştı. Sularşimdiki Kuzey Denizi, İrlanda Denizi ve Manş Denizi’ne döküldükçe,İngiltere ve İrlanda, Avrupa kıtasıyla ve birbirleriyle olan bağlantılarınıkaybetmeye başlamıştı. Dünyanın diğer tarafında, Sahulland adı altındabirleşikolanAvustralyaveYeniCine,TorresBoğazı‘nınsularlakaplanmasısonucu birbirlerinden ayrılmıştı. Sundaland’ın bir zamanlar Malezya,Sumatra, Java ve Borneo’yu birbirine bağlayan düzlükleri, artık denizsularınınaltındakalmıştı.AsyaveAmerikakıtalarınıbirbirinebağlayankaraköprüsü,sonundaBeringBoğazı‘nınsoğuksularınınaltınaçökmüştü.

Bütün bu topraklarda insanlar yaşamaktaydı ve denizlerin seviyesiyükseldikçe buraların boşaltılması gerekiyordu. Bu olaylar, bir zamanlarzannedildiğigibi, öncedenbelirlenmesiolanaksızolanveheryılmilimetrikbir şekilde kademeli olarak gelişen şeyler değildi. Şimdi anladığımıza göre,denizseviyesihızlaoluşanbirdizievredengeçerek,onyıllıksürelerzarfındabirkaçmetreyükselmiştir.Kıtalarüzerindeeriyenbuztepelerininoluşturduğuengin tatlı su gölleri, onları denizden ayıran buz dilimlerinin erimesiylesularını aniden denizlere boşaltmıştır. Böyle bir buz dilimi, günümüzdekiHudson Körfezi’nin ağzında bulunmakta ve Kanada’nın çoğunu kaplayanmuazzambirgölünönündeengeloluşturmaktaydı.Bubuzdağıyarılıp,sularokyanusa dökülünce dünyadaki denizlerin seviyesi bir gecede yarım metreyükseldi. Bu boyutta bir yükselme, bugün yalnız milyonlarca kilometrelikalçak düzlükleri kaplamakla kalmaz, kıyılarda ve nehir kenarlarındaki tümşehirlerin de sular altında kalmasına yol açar. Olaylar bu şekildegerçekleşmişse, o halde buzul devrinin aniden sona ermesi denizlere yakındüzlüklerdeyaşayaninsanlariçinbüyükbirfelaketolmuşdemektir.Bunlarınçoğununboğulmuşyahuthayatlarınınaltüstolmuşolmasıgerekir.Büyükselfelaketlerinemitolojilerin çoğunda rastlanır.Belki de bunların temelinde bugelişmeleryatmaktadır.

Jasmine’in köyü, Basra Körfezi’nin yükselen sularından yukarılardaydı.

Page 190: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Köy halkı, yalnızca bizon ve tundralardaki rengeyiklerinden değil, Acemceylanlarının mevsimsel göçlerinden de faydalanmaktaydı. Köy, buhayvanlarınheryıl ilkbahardaArabistan’ınsıcakçöllerindençıkıpgeldikleriotlaklara yakın bir yerde bulunuyordu. Etlerinden yıl boyuncayararlanılamıyor,fakatkurutupbirkaçaysaklamakmümkünoluyordu.

Jasmine, yakındaki ormanlarda meşe palamudu ve şamfıstığı topluyor,fakat aslında “deney bölgem” dediği yeri aramaklameşgul oluyordu.Uzunyıllar boyunca, genç erkekler ceylanların peşinden tepelere tırmanırkenyabani otların tohumlarını yiyerek beslenirlerdi. Çok çiğnemek gerekse de,gençerkekleriçinağırbasanbirüstünlüklerivardı:Ceylanlarınaksine,yabaniotlar kaçamıyordu! Jasmine’in erkeği iyi bir avcı değildi. Jasmine onuçocukluğundan beri tanıyordu; ceylan sandığı bir hedefe taş atarken onuseyreder ve katıla katıla gülerdi. Erkeği çok beceriksizdi. Yalnızca taşıkolunun altından attığında hedefi vuruyordu. Babası ona “Hiç kimsemızrağınıkolununaltındanatmaz,”diyebağırırdı.Yaşıilerledikçebirazdahaiyiatarolmuştugerçi,amayinedeceylanvurmasıancakbirmucizesonucugerçekleşebilirdi. Ve bu mucize asla gerçekleşmedi. Tek bir ceylan bilevuramadı. Başta Jasmine olmak üzere kimse, onun omzunda hiçbir zamaniyileşmeyecek kahtımsal bir sakatlık olduğunu bilemezdi elbette. Yine deJasmine, onunmeraklılığını, zekâsını ve nezaketini seviyordu.Yumuşak birmizaca sahipti; bu yönü Jasmine’e çok cazip geliyordu.Ondan ailesine bolyiyeceksağlamasıbeklenemezdi(halbukiJasmineçokçocukistiyordu),amaJasmineyinedebirşekildeidareedebileceklerineinanıyordu.

Jasmine ilk çocuklarını emzirirken, o, diğer erkeklerle birlikte tepelerdeceylanveyabanikoyunavlamayagitti.Mızrağınıberaberindegötürsede,birhayvan öldürebileceğini hayal bile etmiyordu.Gerçek amacı köyemümkünolduğu kadar çok yabani ot tohumu toplayarak dönmekti. Yanına ceylanderisinden yapılmış iki büyük torba almıştı. Yamacında bolca ot bitmiş birtepebuldu.Tohumlarınbaşlarıolgunlaşmıştıbile.Eliylekopardığıbir tomarotu torbanın ağzında tutup kuvvetle silkeledi. Tohumların çoğu başlarındanayrılıp torbanın içine düştü. Bir saat içinde iki torbayı da doldurmuştu.Arkadaşlarıhenüzilkceylanıöldürmeyeçalışırlarken,oköyünegeridöndü.

Eve döndüğünde ilk işi, tohumlara yapışık olan ve kolay kırılan tüylerikoparmak oldu. Bunu, tohumları torbadan çıkarmadan, dışardan büyük birtaşla torbayı ezmek suretiyle yaptı. Daha sonra torbanın içindekileri yeredöktü. Tüyler, geride bir yığın tohum bırakarak rüzgârda uçup gitti. Butohumları suyabatırıpbirkaç saatbeklettikten sonraavucunaalıp Jasmine’everdi. Tohumlara tatlı denemezdi, ama idare ederlerdi; ah bir de kabuklardişlerin arasına takılmasaydı! Erkek daha sonra, kuruttuğu tohumları

Page 191: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

öğütmeyeçalıştı; böylece sert kabuklarınhiçdeğilsebir kısmı ezilip, tüylergibi rüzgârla uçup gidiyordu. Fakat yaratıcılığının en önemli yanını, ensonundakullandı.

Birkaçavuçdolusutohumu,köydeyetiştiripyetiştiremeyeceğinidenemekiçin saklamıştı. Bunlardan yeni bitki ürediğini biliyordu. İnsanlar yıllardıryabaniotlarıtopluyorlardı;bunlardannemlitoprağadüşenlerinbirsüresonraminikyeşil filizlerverdiğinivenihayetkendi tohumbaşıolanyenibitkileredönüştüğünügörmüştü.Fakatobunusistematikbirşekildeyapmakistiyordu.Yanında Jasmine ile birlikte nehre doğru yürüdüler ve kıyıya yakın düz biralanbuldular.Buradaçokazotvardı.Öncebunlarıtemizlediler.Dahasonrabir taşla yere bir çizgi çektiler. Buraya bir sıra tohum serpip, ayakları ileüzerlerinetoprakatıpörttüler;köydekiserçelerintohumlarıntadınısevdiğinibiliyorlardı zira!Böyleon sıra tohumektikten sonra tohumlarbitti veköyedöndüler.

Ertesi gün yine aynı yere gittiler. Her şey bıraktıkları gibi duruyordu.Hiçbir şey değişmemişti. Daha sonra birkaç gün yağmur yağdı ve yine birdeğişiklik olmadı. Jasmine bir hafta sonra bebeğini oraya götürdü; vekarşısında, yerden çıkmaya çalışan on sıra minik yeşil filiz duruyordu.Erkeğine haber vermek için hemen geri koştu, ama o henüz, yine sonuçalamayacağı avından dönmemişti. O günden sonra Jasmine ve ailesizamanlarının çoğunu “deney bölgelerinde” geçirdiler. Birlikte daha genişalanları temizlediler ve tepeden gelen tohumlardan ekmeye devam ettiler.Yenilebilen her tür bitkinin tohumlarını ekiyorlardı. İlk ektikleri yabanibuğdaya,yabaninohutvemercimekdekatıldı.Ektiklerinidiğerinsanlaradagösterdiler. Bazıları olayı coşkuyla karşıladı, diğerleriyse düşmanca biryaklaşımiçinegirdiler.Jasmineveerkeği,bununyiyecekolarakceylanveyaşamfıstığının yerini alamayacağını, fakat gıdalarına bir ek oluşturacağını veyalnız bir tür yiyeceğe bağımlı olmalarının önüne geçeceği ni anlatmayaçalışıyorlardı. Büyümekte olan bitkilerin yenilebilir cinsten olduğu kesindi.Taşların arasında ezip kabuklarını ayırdıktan sonra elde ettikleri püre çoklezzetlioluyordu.

Jasmineveerkeği,bitkilerdenbazılarınınverdiği tohumlarınbitkisapmayapışık olduğunu gördüler. Bunu, kuvvetle esen bir rüzgâr diğer tohumlarısavurup götürdükten sonra keşfetmişlerdi. Bitkilerden bazıları bu darbeyedayanmıştı.Bunların tohumlarıkolaykoparılabilecekşekildebitkininsapmayapışmış duruyordu. Acaba bu tohumlar ekildiğinde yine aynı bitkiyi miverecekti?Denedilerveoldu.Yavaşyavaşveyıldanyıla,bitkilerinarasındansapları kuvvetli ve bu saplara yapışan tohumların daha şişman olanlarınıseçerek bunları ektiler. Birkaç yıl içinde ektikleri tohumların verdiği ürün

Page 192: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

yabani olana hiç benzemez olmuştu. En uygun ve istenilen ürünlerdiğerlerindenayrıştırılrnıştı.

Artıkköydeolaya şüpheylebakanlar,özellikleceylanlarıngelmediğibiryıldan sonra, fikirlerini değiştirmişlerdi. Diğer bazı meraklı aileler kenditopraklarınıoluşturmuşveJasmine’inonlaraverdiğitohumlarıekmişlerdibile… Civardaki köylerden gelen ziyaretçiler de bundan etkilenmiş veJasrnine’den onlara da tohum vermesini istemişlerdi. Fikir bölgede hızlayayıldı. Jasmine’in erkeği artık sözde ava gitmekten vazgeçmişti. Yerleşikyaşamdanzevkalıyordu.Beşçocuklarıolmuştu.Busayı istediğindençoktu,amaneyapabilirdi?Jasminedurmadanhamilekalıyordu.İlkçocuğutamamensütten kesilmeden hamile kalmıştı. Şimdi, çok daha genişlettikleritopraklarındanyeterikadaryiyeceksağlıyorlardıhiçdeğilse.

Kuzeyde, altı gün uzaklıktaki bir köyde, birinin yaban keçi beslediğiniduydular. Anlaşılan, bir av sırasında iki keçi yavrusu yakalamış ve bunlarıçocuklar oynasın diye köye getirmişlerdi. Yavrular büyüyüp oyunoynamamaya başlayınca, ilk düşüncelerinden vazgeçip, bunları kesipyiyeceklerine, kaçmamaları için bir sırığa bağlamış ve istedikleri gibiotlamayabırakmışlardı.Biryılsonrakeçilerdenbirininbiryavrusuolmuştu.Jasminebunuduyduğundaise,değişikyaşlardabirdüzinekeçilerivardıartık.Et yemek istediklerinde keçi kesiyorlardı. Bu, keçi avlamaktan çok dahakolay bir yöntemdi. Kendi yiyeceğini yetiştirme fikri giderekyaygınlaşıyordu.

Jasrnine ve ailesinin işleri iyi gidiyordu. Nehir kenarında büyük birtoprakları vardı ve köyün bazı kadın ve çocuklarını yardım etmek üzereyanlarına almışlardı. Yardımlarına karşı onlara yetiştirdikleri ürünlerdenveriyorlardı.Giderekdahaçokkişionlarlaçalışmak istiyordu.Buonlaradacazip geliyordu. İsteyen herkesi ekibe dahil ediyorlardı; çocuklar, çocukluanneler,nineler.Herzamanyapılacakbirişvardı;otlarıayıklamak,sulamakveyatoprağınyenibirbölümünütemizlemek.Yalnızcaeldeedilenürünebağlıkalmak gerekmiyordu; meşe ağaçları ve şamfıstıkları her zaman emirlerineamadeydi. Ceylan avlamak da hâlâ mümkündü. Bunlar hep birliktedüşünüldüğündemuhteşembirbileşimoluşturuyordu.

Jasmine, buğday hasada hazır olduğunda oturup tarlasına bakarken,kendisininveonabenzeyendiğerinsanların,dünyanıngidişatınıdeğiştirecekbirdevrimbaşlattığınınfarkındadeğildielbet.Ondansonragelenbirkaçnesiliçinde o bölgedeki köylerin hepsi avcılığı ve toplayıcılığı bırakarak, keçi,koyun, büyükbaş hayvan ve tahıl yetiştirmeye başladı. Seçici yetiştirmesonucu, bitki ve hayvanlar kısa sürede yabani durumlarından kurtulup

Page 193: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

insanlara yararlı olacak hale geldi. Koyunların yünleri uzadı ve bundangiyecek yapılmaya başlandı. Keçilerin sütlerinden düzenli olarakyararlanılmayaveartıkyabaniolmayan ineklerinde etve sütkaynağıveyayüktaşıyıcısıolarakkullanılmasınabaşlandı.

Yiyecek maddelerinin yetiştirilmesiyle birlikte insanlar, toprağa giderekdaha da hâkim olmuş ve insan nüfusu hızla artmaya başlamıştı. Nüfusartışının nedeni kısmen yiyecek maddelerinin düzenli bir kaynaktan eldeedilmesi ve kısmen ‘de bu yiyeceklerin içerdiği yüksek şekermiktarınınkadınların emzirme sürecinde yumurtlamasını önleyen hormon sisteminietkisiz hale getirmesiydi. Böylece kadınlar daha sık hamile kalmayabaşlamıştı.Artannüfusyalnızca iyi haberler getirmiyordu.Sonuçta insanlarçoğalmışveavcı-toplayıcıdevirleregörebulaşıcıhastalıksalgınlarıartmıştı.İnsanlar yerleşik duruma geçince hayvanlarla yakın temasa başlamış vehayvanlara zarar vermeyen, fakat insanlar için kötü virüsler toplumayayılmıştı. Sığırlardan kızamık, verem ve çiçek hastalığı; evcil domuz veördeklerden ise grip ve boğmaca geçmişti. Kemiklerindeki hastalık izlerinebakıldığında,avcı-toplayıcıinsanlarınilkçiftçilerdençokdahasağlıklıolduğugörülür. Bundan da öte, insanların avlanmaktan tamamen vazgeçtiği vebeslenmek içinyalnızbirkaççeşit tahılvehayvanadayandığıbudevirlerde,tahılvehayvanlarınsusuzlukveyahastalıksonucuzarargörmesiileinsanlardaaçlıklakarşıkarşıyakaldılar.Fakat,herşeyerağmennüfusartmayadevametti. Çiftçiliğin yayılmasını kimse önleyemezdi.Önünün kesilmesimümkünolmayan tarım ekonomisi, Jasmine’in zamanından 1000 yıl sonra, AnadoluyoluylaEgeDenizi’niaşmışveYunanistan’ınkuzeyindeTesalyadüzlüklerineulaştı. Bölgede, bu tarihlerde yaşamış avcı-toplayıcı insanlara ait arkeolojikkalıntılarınçokazolması,Avrupa’nınbubölgelerindeozamanlarfazlainsanyaşamadığının bir işareti olabilir. Buralara insanların tarımla uğraşmayabaşladıktan sonra gelmiş olduğu sanılmaktadır. Fakat aynı tarihlerdeAvrupa’nın diğer bölgelerinde avcı-toplayıcı insanların yaşamlarınısürdürdüğübirgerçektir.

Tundranın güney şeridi büyük buzul devrinin sona ermesiyle gerilereçekildi. Av hayvanları bu değişiklikle birlikte içerilere gidince, insanlar daonları takipetti.Ursula,Xenia,Helena,Velda,TaraveKatrine’inneslindengelen insanlar Kuzey Avrupa’nın düzlüklerine gidip yerleştiler. Onlarınarkasından,ısınanhavalarlabirlikteağaçlarbüyümeyebaşladıvebıraktıklarıalanları,kışınyaprakdökensıkormanlar; tepelervedağlarıdaçamağaçlarıkapladı. Tundra kadar verimli olmasa da, insanlar buralarda yerleşmeyedevam ettiler. Bu insanlar, av hayvanlarının azalması karşısında, yiyecekolarakdahaçoksuürünlerine,balıkvekabukluhayvanlarayöneldiler.

Page 194: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Tarımındünyaüzerindeyayılışı,eskiharitalarda,iyiplanlanmışaskeribirharekât gibi büyük oklarla gösterilmiştir.Yunanistan’daki ilk yerleşim alanıbirköprübaşıoluşturmuşve insanlarburadanAvrupa’yabirkıskaç şeklindeçepeçevre yayılmışlardır. Avrupa’nın güney kıyı kesimlerinde yaşayanlar,Adriyatik ve Akdeniz kıyıları boyunca Portekiz’e kadar gitmişlerdir. Buarada, Balkanlarda Macaristan’dan güruh halinde çıkan çiftçi halk, KuzeyAvrupa’yavebatıdaBelçika’danFransa’yakadaruzananbölgelerden,doğudaUkrayna’ya kadar kıtanın büyük bir kısmına dağılmıştır. Büyük kitlelerhalinde gelişen bu şiddetli saldırı karşısında yerel halk ne yapabilirdi ki?Fakatböylebirsaldırıolmamıştır.Eneskitarımalanlarındayapılanarkeotojikkazılarınverileridikkatleincelendiğinde,tarımlauğraşaninsanlarınnezamanvehangiyöndedünyayayayıldıklarınıanlamakmümkünolmaktadır.Bu türarkeolojik kalıntılar, insanların kullandıkları çanak çömlekler ve yer altındakalmış kulübelerin ana hatlarından kolayca ayırt edilebilmektedir. FakatJasmine’in hikâyesinden de anlaşılacağı gibi, tarımın esas temeli, kolaycaağızdanağzayayılabilirvebirkaçtohumvehayvanlabaşlatılabilirolmasındayatmaktadır. Tarım bir fikirdir. Tarım her yere yayılabilir. Tarımın büyükçapta bir işgal sonucu dünyaya dağıldığı konusunda ısrar etmeye gerekyoktur.

Yakın zamanlarda yapılan arkeolojik incelemeler, insanların değişikbölgelerde, değişik hızlarla tarıma başladıklarını göstermektedir. Örneğin,deniz ürünlerinin yerleşik ve doğurgan halkın yiyecek ihtiyacınıkarşılayabilecek bollukta olduğu Danimarka’da yaşayanlar, birkaç yüzkilometregüneydebulunankomşularındanbinyılıaşkınbirsüresonrahiiyükçapta tarımla uğraşmaya başlamışlardır. Portekiz gibi diğer yerlerdeki tarımalanları,ozamanlarTagusbölgesindezenginsuürünleriylegeçinenhalktançokuzaklardaolmayanavcı-toplayıcıhalkınyaşadığıyerlerdegörülmektedir.Budurum,belkisayıbakımındanazolanvedenizkıyısındayaşayanbirgrupinsanıntarımıiçkesimleregötürdüğüanlamınagelmektedir.

Bu kitapta sunulan Avrupa’daki yeni bulgulara bakılırsa, genetikkökenimizüstpaleolitikdönemedayanmaktadır.Soyumuzunbağlıolduğuveyaşamlarını tasavvur etmeye çalıştığımız yedi kadından altısı, o çağlardakiyerelhalktandı.Üzerindeyaşadıkları toprağınhersantimetresinibiliyorlardı.Birbirleriyle iyi ilişkileri vardı. Birbirleriyle, işlenmiş ve işlenmemişürünlerinalışverişini yapıyorlardı. Fırsatçıydılar. Tarım yapmak işlerinegeliyorsa, yapıyorlardı. Yalnız birinin bunu onlara öğretmesi gerekiyordu;öğretmenleri ise Jasmine’in soyundandı. Jasmine’in soyundan gelenleri,günümüzde canlı ve sağlıklı insanlar olarak Avrupa’da yaşamlarınısürdürüyor olması, Yakındoğu’dan gelen esaslı bir genetik kaynağın

Page 195: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sonucudur; esaslı, ancak karşı konulamaz değil. ÇağdaşAvrupalıların beştebirinden azı Jasmine’in kabilesindendir. Geri kalanlarımızın, birkaç istisnadışında, Avrupa kökeni çok daha derinlere dayanmaktadır. Atalarımızgeçmiştebirgün,avlanmaktanveyiyecekpeşindekoşmaktanvazgeçiptarımekonomisinikucaklamışlardır.Dahayakınzamanlarda,atalarımızınsoyundangelen insanların bir kısmı toprakla uğraşmayı bırakmış ve kent yaşamınıseçerekendüstridöneminibaşlatmıştır.Bu,dahaiyibiryaşamarayışı içindeolaninsanlarıngerçekleştirdiğideğişimlerdenbirdiğeridir.

Günümüzde, deneylerimize katılmış olan yerli Avrupalıların yüzde17’sindenbirazazı,Jasmine’inkabilesindengelmektedir.Diğeraltıkabiledenfarklı olarak, Jasmine’in soyundan gelen insanlar Avrupa topraklarının heryerinedağılmamıştır.BunlarınbirkoluAkdenizsahilleriboyuncaİspanyavePortekiz’e uzanmıştır. Oralardan da İngiltere’nin batısına gitmişler veözellikleCornwall,GallerveBatı İskoçya’yayerleşmişlerdir.Diğerkol ise,tarımla uğraşan halkın gölgesini izleyerek Orta Avrupa’ya yönelmiş, önceverimli nehir vadilerinde, daha sonra da Kuzey Avrupa’nın düzlüklerindeyerleşerek tarım yaşamını buralara getirmişlerdir. Bu iki koldan geleninsanlar, çiftçi atalarının Yakındoğu’dan Avrupa’ya gelirken takip ettiklerigüzergâhçevresindeyaşamlarınısürdürmektedirler.

22

DÜNYAYedi kadının tahayyül ettiğimiz bu yaşamları akıllara bin türlü soru

getirmektedir. Yaşadıkları zamanın tck kadınları onlar mıydı? Böyleolmadığını açıkça gördük.Her biri başka bir sürü kadının arasında yaşayıpöldü.Örneğin,soyundangeldiğimizeneskianneolanUrsula’nın,zamanındapekçokyaşıtıvardı.Ancak,bugünküAvrupalılarınyüzde11gibiönemlibirkısmı, anneler kanalıyla doğrudan Ursula’nın torunlarıdır. Ursula ilc aynızamanda yaşayan diğer kadınlardan anne-kız evlat kanalıyla günümüze dekgelen olmamıştır. Bu kadınların bir noktada ya hiç çocuğu olmamış ya daçocuklarınhepsierkekolmuştur.Bunlarınhücreçekirdeğindebulunanvehernesilde eşeylcr arasında değiş tokuşu mümkün olan genlerden bazılarımuhtemelen günümüze kadar gelmiştir. Fakat geliş yolları çok dolambaçlıolduğu için izlerini bulmak imkânsızdır. Xcnia’nın çağdaşı olan kadınlarınçoğu-Xeniahariçtabii-Ursula’nınsoyundangeliyorolmalıydı.Aynışekilde,Helena, Velda, Tara ve Katrinc de onlardan önce yaşamış olan kabilelerlekarışmışlardı. Jasmine’in torunları, tarımın diğer öncüleriyle birlikteYakındoğu’dangeldiklerinde, bildikleri şeyleri diğer altı kadının torunlarınaaktarmışolmalılar.

Page 196: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Aklagelenve sık sorulan sorulardanbirdiğeri ise,bukadınların,onlarıçevrelerindeki diğer kadınlardan ayıran bir özelliği, farklı bir yanları olupolmadığıdır.Neyazıkkibusorununcevabıhayırolacaktır;onlarıntckfarkı,yaşamış iki kız çocuğuna sahip olmalarıdır. Bunun dışında olağanüstü birözellikleri yoktur. Birer kraliçe veya imparatoriçc değildirler; zaten ozamanlarbutürunvanlardamevcutdeğildir.Güzelveyacesurolabileceklerigibi, çirkin veya korkak da olabilirler. Aslında normal birer insandırlar.Yaşamları bizim bugünkü yaşamımızdan çok farklıdır, fakat kendizamanlarına ve etraflarındaki insanlara göre hiç de özel değillerdir. Birsoyağacı başlatacaklarını veya bu kitabın konusu olacaklarını dabilmiyorlardı; nasıl ki bugün yaşamakta olan iki kız evlat sahibi bir kadınilerdebirklananasıolacağınıvebukitap50binyılsonrayazılsaydı,belkideonun baş sayfasında yer alacağını bilemezse.O güne dek, söz konusu yedikabileden bir veya daha fazlası yok olabilir ve onların yerine bir soybaşlatacakvebugünyaşamaktaolanbaşkalarıortayaçıkabilir.

Bu yedi kadının atalarının kimler olduğu belki de en ilginç araştırmakonusudur.Biz,şaşılacakbirşekilde,buyedikadınınşecerelerinidekeşfettik.Yedi klan annesinin mitokondriyal DNA sıralamasını günümüzden geriyedoğru izleyebilmekte ve bundan yola çıkarak atalarının arasındaki ilişkiyi

Page 197: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

ortaya çıkarabilmekteyiz.Bunları Şekil 6’da gösterdim.Şekildeki her daire,belirli bir mitokondriyal DNA sıralamasını göstermektedir ve her daireninalanı da bu sıralamaya sahip insanların sayısıyla orantılıdır. Daire ne kadarbüyükse, temsil ettiği DNA sırasına sahip insan sayısı da o kadar çokdemektir. Daireleri birbirine bağlayan çizgiler mitokondriyal DNA’dakimutasyonları belirtmekte olup, bunların uzunluğu, bağladıkları dairelerinsimgelediğiDNAsıralarındakimutasyonlarınçokluğuylaorantılıdır.Şekilde,Avrupa’dabugünbulduğumuzdeğişikDNAsıralamalarıarasındakiilişkileri,bildiğimizkadarıyla tamolarakgöstermeyeçalıştık.Buradakiherdal,DNAçalışmalarında tespit ettiğimiz anne-kız silsilesini göstermektedir. Şekilde,yalnızca tek bir kabile içinde bulunan sıralamalar arasındaki ilişkileri değil,kabileler arasındaki bağları da görmek mümkündür. Helena ve Velda’nınkabilelerinin birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. Klan soy dallarınınbirbirindenayrıldığıyerdekiufakdaire,bunların

ortakatasınısimgelemektedir.UrsulaveKatrinegibi,JasmineveTara’nında ortak ataları bulunmaktadır. Bu ortak atalar, Helena-Velda soylarınındışında, çağdaş insanlar Avrupa’ya ulaşmadan çok önce ve muhtemelen

Page 198: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Ortadoğu’da yaşamıştır. Şeklin ortasından yukarıya doğru baktığımızda,Xenia soyunun diğerlerinden ayrıldığı yerde, tüm Avrupalıların ortak atasıgörülmektedir.BukadınaracılığıylatümAvrupadünyanındiğerbölgeleriylebirleşmektedir.Bubağlantıkesikçizgilerlebelirtilmiştir.Avrupa’nıntemeldeonu farklı kılan bir özelliği olmadığına göre, anne-kızlardan oluşan ve tümdünyayıkapsayançokdahagenişbirşecereoluşturmakmümkündür.

Bu kitap büyük oranda Avrupa’yı ele almış olmasına rağmen, buradaanlattıklarını tümdünya içindegeçerliolabilir.Etkinaraştırmaprogramları,son on yıllık süreçte dünyanın dört bir köşesinden gelen binlerce insanınmitokondriyal DNA sıralamasını incelemiş ve yayımlamıştır. Bunlarıntamamını Havva’nın Yedi Kızı için kullandığımız yöntemle inccledik.Çalışmalarımızın sonunda dünyanın diğer bölgelerinde 26 değişik klanbelirledik. Bunlardan bazıları hakkında daha fazla bilgimiz var; bazılarıylailgili çok az şey biliyoruz. Buna rağmen onları da adlandırdım. Gelecekte,daha önce DNA’larını incelemediğimiz bölgelerden insanlar örnek vermeyikabulettikçe,bugünküverilerdemuhakkakbirçokdeğişiklikolacaktır.Fakatşimdiden,bizefikirverenvebunlaradayanarakbirtakımsonuçlaravarmamızısağlayandüzeydebilgileresahibiz.

Dünya çapında bildiğimiz 33 klandan 13’ü Afrika’dandır. Son bin yıliçindepekçokinsanAfrika’yıterketmişvebirçoğuesirolarakzorlaAmerikakıtasına ve Avrupa’ya götürülmüştür. Bununla birlikte bu kişilerin, genetikköklerininAfrika’daolduğukesindir.Dünyanüfusununyalnızcayüzde13’üAfrika’da yaşıyor olsa da, anneler tarafından gelen klanların yüzde 40’ı bukıtadandır.Bununnedeniise,Homo snpie/zs’indiğeryerleregöreAfrika’daçokdaha uzunyıllar boyuncayaşamış olmasıdır.Arkeolojik bulgular, insanfosilleriyle yapılan çalışmalar ve şimdi de genetik bilimi bu tespitidesteklemektedir. Mutasyonların birikmesi için Afrika’da çok uzun yıllargeçmiştir. Bu süre, yeni klanların oluşması, ayırt edici özelliklerin ortayaçıkmasıvebirbirlerindenfarklıyapılaroluşturması içinyeterlibirzamandır.Kıtanınbazıbölgelerindefarklıklanlaradahasıkrastlanmakta,fakatgenetikklanlarvekabileyapılarıarasındabellibirilişkigörülmemektedir.Budurumbize, genetik köklerin ne kadar eski olduğunu ve kabile veya diğer türsınıflandırılmalardanyüzbinlerceyılönceyegittiğinigöstermektedir.

Afrika’da yaşamış klanlar dünyanın en eski klanları olmasına rağmen,bunlarınarasındahalengenetikbirilişkikurabiliyorolmamızhayretvericidir.Böylece, atalarımızın atalarının izini sürebiliyoruz. Yeryüzündeki insanlarıntümü için bir nineler şeceresi oluşturma hayalim nihayet gerçekleşiyordu.Klanlar birer birer tek bir nineye, Afrika ve dünyanın tüm bölgelerininmüşterek annesine bağlanıyordu. Böyle bir kadının gerçekten var olduğu,

Page 199: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

1987yılındayayımlananmitokondriyalDNAveinsanoğlununevrimikonuluilk bilimsel makalede tahmin edilmişti. Bu kadına derhal “MitokondriyalHavva” adı verildi; hiç de Afrikalı bir kadın adına benzemiyor gerçi.Mitokondriyal Havva dünyadaki altı milyar insanın tümünün ninesidir.Hepimizninelerimizkanalıyladoğrudanonunsoyundangelmekteyiz.Fakat,Ursulavediğerlerizamanlarının tekkadınıolmadığıgibi,Havvadaçağınıntek kadını değildir. 150 bin yıl öncesi için öngörülen insan nüfusu birtahminden öteye gidemez; yaklaşık olarak 1000 veya 2000 kişi olabilir.Buinsanlardan yalnızca, Havva’dan gelen dişilerin şeceresi günümüze kadargelmektedir.Diğerlerikesintiyeuğramış,günümüzedekulaşamamıştır.FakatelbetteonlarındaHavvagibinineleriolmuştur;budemektirki,Havva’nınveonunla aynı zamanda yaşamış olan diğer kadınların da kendilerinden önceyaşamışbirninelerivardır.Vebuninenindebirninesiolmalıdır.Bumantıkgerilere doğru gittikçe gider ve milyonlarca yıl önce ilk olarak neredengeldiğimizi öğrenmeye çalışmak bir süre sonra anlamsızlaşmaya başlar.Cinsimiz olan Homo snpiens’in, yeryüzünde nesilleri tükenmiş diğerinsanlara,NeandertalveHomoerectus’a,vedahadagerilerde insanlarınvediğer primatların ortak atasına bağlanışı, Şekil 7’deki kesik çizgilerlegösterilmiştir.

BizimamacımızyalnızMitokondriyalHavva’yadekuzanmaktır.Genetik,son150binyıllıksürecebakılacakolduğunda,bizeçağdaşinsanlarınAfrikakökenli olduğunu söylemektedir. Çağdaş insanların ataları, yaklaşık olarakson 100 bin yıllık süreç içinde Afrika’dan çıkarak dünyaya yayılmayabaşlamışlardır. İnanılmaz görünmekle beraber, genetik yapılanma,Afrika’daki 13 klandan yalnızca birinin kıtadan ayrıldığını ortayakoymaktadır.Bu tespit, insanlarınkitleselolarakgöçüne işaretetmez.Şayetyüzlerceveyabinlerce insangöç etmişolsaydı, dünyanındiğer bölgeleriningen havuzunda da Afrika’daki klanlardan birkaçı olurdu. Ancak hal böyledeğil. Yalnızca Lara’nın klanı, yani bahsi geçen tek klan, Afrika’dançıkmıştır. Teorik olarak, mitokondriyal DNA bulgularına bakılırsa, yalnızcatekbirkadınAfrika’danayrılmıştırvedünyanındiğerbölgelerindebulunanherkes bu kadının soyundan geldiğini iddia edebilir. Ben buna hiç ihtimalvermiyorum, çünkü o kadının göç eden kabilesinde başka kadınların daolması gerektiğini düşünüyorum. Fakat bunların sayısının yine de çok azolmasıgerekir.Zirabubüyükkitlelerhalindebirgöçolayıdeğildi.Laradazaten bizzat bu grup içinde değildi. Muhtemelen Kenya veya Etiyopya’dayaşıyordu;yanikesinlikleAfrika’da.Bununböyleolduğunubiliyoruz,çünkügünümüzdeki Afrikalıların çoğu onun klanından gelmektedir. Bu nedenleyaşamınıAfrika’dasürdürmüşolmalıdır.Onunsoyundangelenler,Afrika’danayrılırken dünyaya verecekleri hediyenin farkında değillerdi. Yine de,

Page 200: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

dünyanın başka bölgelerindeki insanların ninelerinin doğrudan Lara’yadayanması oldukça ilginç bir bulgudur.Lara,Afrika dışında dünyadaki tüminsanlarıngerçekMitokondriyalHavva’sıdır.

Çağdaş insanların dünyanın her tarafına gidip yerleşmeleri konusundakibütün bulgular Ortadoğu’yu işaret etmektedir. Ortadoğu toprakları, Sinayarımadasından geçerek Afrika’dan çıkmak için yegâne karayolu idi. Bunabir alternatif, Kuzey Afrika ile İspanya arasında, Akdeniz’in girişindekiCebelitarık Boğazı‘dır. Çok derin olan bu boğaz hiçbir zaman, denizierinseviyesi en alçakken bile bir kara köprüsü olmamıştır. Ancak, CebelitarıkBoğazıendaryerindeyalnızca15kilometredirveyüksekCebelitarıkKayasıAfrika’dan kolaylıkla görülür. Fakat, ne arkeoloji, ne de genetik bu yoluntakipedildiğineişaretetmektedir.

İsrail’de, Homo snpie11s’in Yakındoğu’ya en az 100 bin yıl önceulaştığınadairfosilkanıtlarıbulunmaktadır.Bizbukitapta,hemcinslerimizinYakındoğu’danKuzeyveBatıAvrupa’yadağılışınıizledik.Bunihayetinde50bin yıl önce başarılmıştır. Peki onları 50 bin yıl öncesine kadarYakındoğutopraklarındatutanşeyneolmuştur?OtarihlerdeAvrupa’da,soğukiklimevetundradakibüyükhayvanlarıavlayarakgeçinmeyealışmışolanNeandertalleryaşıyordu. Yakındoğu’da yaşayan Homo snpieus’in, Neandertallerintopraklarını işgal edebilmek için az da olsa onlardan üstün bir özellikleriolmalıydı. İşte bunlar, Yakındoğu’da kaldıkları uzun süre boyunca,teknolojileriniyavaşyavaşilerietmişlervedahadaönemlisiAvrupa’yagidiptemelliyerleşebilmeleriiçingereklisosyaletkileşimsürecindengeçmişlerdir.

Kuzey Asya’nın kolonileşmesi de büyük olasılıkla bu nedenlerlegecikmiştir. Orası da, batıda Ukrayna’dan, doğuda yüksek Moğolistandüzlüğüne kadar, geniş ve kesintisiz bir kurdele oluşturan bozkır vetundralarla kaplıydı.Moğolistan’daki 35 bin yıl öncesine uzanan arkeolojikkalıntılarda,yaklaşıkolarakçağdaş insanlarınBatıAvrupa topraklarını istilaetmeyebaşladığıtarihlerdebukasvetlitopraklaragelenavcıinsanlaraaitileriteknoloji gösteren ve çakmaktaşından yapılmış sivri ok uçları bulunmuştur.Büyükbirolasılıklabu insanlarınyaşamlarıdaAvrupa’ya ilkgelen insanlargibi tundra hayvanlarınınmevsimsel göçlerini takip ederek ve acımasız kışaylarıylamücadeleederekgeçmiştir.Kapsamlıbirşekildeincelenmediğiiçinbugenişalanınmitokondriyalgenetiğihakkındaçokazşeybiliyoruz.Fakatyine de insanların Amerika kıtasına kesinlikle buralardan gittiklerinikanıtlayanyeterlibilgiyesahibiz.

Amerika yerlilerinin genetiğine dört mitokondriyal klan hâkimdir.Bunların, bugün Sibirya veya Kuzey ve Orta Asya’da yaşayan insanlarla

Page 201: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

genetik bağları bulunduğu açıktır. Şayet Amerika’ya gidiş karayoluylaolmuşsa, bu ancak Alaska üzerinden olabilir. Geçmiş 100 bin yıllık süreçiçinde deniz seviyesinde ne gibi değişimler olduğuna dair yeterli bilgiyesahibiz. Sibirya ile Alaska arasında devamlı bir kara köprüsü tarihte ikidevirde vardı. İlki 50bin yıl önceydi ve yaklaşık 12bin yıl boyuncakaldı.İkincisi ise 25 bin ila 13 bin yıl önce, karanın deniz seviyesinden yüksekteolduğubüyükbuzuldevrindeydi.

GüneyveKuzeyAmerika’nınilkdefanezamankolonileştiğikonusundaateşli tartışmalar yaşanmaktadır. İnsanlar buraya ilk mi, yoksa ikinci karaköprüsünden mi geldiler? İlkinden geldiklerini kanıtlamak için GüneyAmerika’daki iki arkeolojik alana işaret edilmektedir. Bunlardan biri,Brezilya’da, PedroFurada’da kayalar üzerindeki boyalı resimleriyle tanınanaçıkbarınaktır.Burada,kayalarınaltındakitopraklarındeğişiktabakalarında,17binyılöncesineaitolduğutespitedilenboyaparçalarıbulunmuştur.Fakatbuboyaparçalarınınkayayüzeyindenozamcınmıkoptuğu,yoksaçokdahayakın zamanlarda kopup yavaş yavaş solucanlar veya diğer yaratıklarıntoprağı karıştırmasıyla mı alt tabakalara taşındığı konusunda tartışmalarsüregitmekledir.İkinciarkcolojikalanise,KuzeyŞili’dekiMontcverdc’dcdir.Burada, toprağın ilkönce30binyılöncesineaitolduğusanılan, fakatdahasonrakazıyıyapanarkeologlar tarafındanbunundaha sonraki zamanlara aitolduğubelirtilentabakalarında,birbarınağaaitolduğusanılantahtaparçalarıbulunmuştur. Pcdro furada ve Monteverde’nin her ikisinde de insankalıntılarına rastlanmam ış olması, bunlara ne derece güvenmek gerektiğikonusundabüyükbirşüpheyaratmaktadır.

KuzeyveGüneyAmerika’nındahaeskizamanlardakolonileştiğinedairbelkideenbüyükkanıt,avürünleribololanveinsanlarınilkdefayerleştiğibu topraklarda nüfus artışının çok fazla olması beklenirken, bunun böyleolduğuna dair hiçbir işaret bulunmamasıdır. Bu yönde araştırmalaryapılmıştır.Amerikalıarkeologlarbunukanıtlayacakverilençokaramış,fakatbaşarılı olamamışlardır. Diğer taraftan, 12 bin yıl öncesinden itibareninsanların Amerika kıtasında devamlı olarak yerleştiğine dair birçok bulgubulunmaktadır. Hem Kuzey, hem de Güney Amerika’da dağın ık olarakyüzlercearkeolojikalanbulunmuştur.

Çağımızdaki yerli Amerika halkının genetiği incelendiğinde, bunlarınAsycı ile Amerika arasında oluşan ikinci köprüden buralara geldiğianlaşılmaktadır. Yerli Amerikalılarda dört klandan her birinin mutasyonbirikimine bakıldığında, bunların yaşlarının son 13 bin yıla dayandığıanlaşılmaktadır. Çağdaş Sibirya ve Moğolistan örneklerinin yenidenyapılanması sonucunda elde edilen bilgiler, bu klanların Amerika’ya

Page 202: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

ulaşmadan çok önce var olduğunu, fakat birbirlerinden ayrı yaşadıklarınıgöstermektedir. Aynı şey, ender olan ve yerli Amerikalılardan yüzde l’ininbağlıolduğubeşinciklanolanXenia’nınklanı içindegeçerlidir.Dahaöncegördüğümüzgibi,oklanınkökeniAvrupa-Asyasınırındadır.

Genetikbilgiler,insanların,buzuldevrininsonundadenizseviyeleritekraryükselirkenSibiryaileAlaskaarasındakikaraköprüsündengeçerekAsya’danAmerika’ya ulaştıklarını desteklemektedir. Fakat Alaska’ya gelince hikâyesona ermemiştir. O dönemde Kuzey Amerika iki büyük buz kitlesiylekaplıydı. Bunlardan biri Rockies Dağları ile Güney Alaska’daki yüksekdağları çevreliyor; diğeri ise Kanada’nın tümünü kapsıyordu. Bu buzulkitleleri, son buzul devrinin en yoğun, denizlerin en alçak ve Sibirya ileAlaska arasındaki kara parçasının su yüzeyinin üstünde olduğu zamanlarbirbirine yapışık olduğundan, Amerika kıtasının iç taraflarına geçişimkânsızdı. İlk Amerikalılar bir ikilemle karşı karşıya kaldılar. Alaska’yakarayolu ilegidebilmek için iklimyeterincesoğukolduğundakarşı taraftakibuz dağlarında erime olmayacağından, bunları aşma olanağı yoktu. Diğertaraftan, iklimbuzdağlarındaerimeyeyolaçıpgeçişsağlayacakkadarsıcakolduğu zamansa, karayolu sellerin altında kalmış olacaktı. Amerika’ya ilkgelen insanların, tarihte bir zaman Batı Alaska’da mahsur kalmış olmasıgerekir.Daha sonraları iki buz kitlesi giderek eriyerekgeçit verdi.Bugeçityeşilbirvadiolmayıp,Amerika’yagelenöncüinsanlarınyavaşyavaşvezorlageçtiği buzdan bir koridordu. Sonunda bu koridor, üstünde bol av hayvanıyaşayan,verimliovalaraaçıldı.Buzkoridorundaoncaçabasarfedeninsanlariçin bu manzara, ne harika ve coşku içinde kucakladıkları bir görüntüoluşturdu kimbilir! Ondan sonra, artık Kuzey ve Güney Amerika’nın hızlakolonileşmesinin önünde hiçbir engel kalmadı. Mevcut pek çok arkeolojikkalıntınınvebulguların tarihlerinebakılırsa,bundan sonraKuzeyveGüneyAmerikabinyıliçinderekorbirhızlakolonileşmiştir.

Genetikbulgulardabusenaryoyauymaktadır;tekbirayrıntıvardırki,odadörtklandanbiriolanlna’nınklanınınizineSibiryaveAlaska’nınçağdaşhalkı arasında rastlanmasıdır. Bu klandan gelen insanlar, Güney ve OrtaAmerika’daveKuzeybatıPasifiksahilindeVancouverAdası‘nakadaruzanankesimde yaşayan yerli Amerikalılar arasında bol sayıdamevcutturlar. Dahaöte bölgelerde ise görülmezler. İlginçtir ki, aynı klan Polinezya adalarınınGüneydoğuAsya’dan kolonileşmesiyle de yakından ilişkilidir.Kitabın dahaöncekibölümlerindegördüğümüzgibi,buyaygınklanırPolinezyalıveyerliAmerikalı üyelerinin ayrıntılı DNA sıralaması, Amerika kıtalarında kolonikuran insanlarınburalaraAsya’dan,denizyoluylaPasifikOkyanusu’nuaşıpPolinezya üstünden gelmediğini göstermektedir. Fakat, bu klan üyelerinin

Page 203: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

bugün Sibirya ve Alaska halkı arasında görülmemesi, bana göre, Asyasahillerinden kuzeye doğru giderek Amerika’ya geçen ve buradan KuzeyAmerika’nınPasifik sahillerini takipederekgüneyeyönelen ikincibir insangrubunun genetik yankısıdır. Güneydoğu Asya’nın büyük bir kısmını sularaltındabırakandenizseviyesindekihızlıyükselmeler,insanlarıyenitopraklarbulmaya zorlamış olmalı. Deniz yoluyla gelen ve sonuçta PasifikOkyanusu’ndakiadalarınkolonileşmesineyolaçanaynıinsanlarınbirkısmı,kuzeyde yeni topraklar aramaya yönelmiş ve kutup sularını aşarak sonundaOrtaAmerika’nın ılımlı topraklarınaerişmişolabilirlermi?Bunemuazzambiryolculukolurdu!

Asya’dan gelen insanların Amerika’ya vardığı tarihlerde, bazı Asyalılarda Japonya’ya gitmiştir. Japonya’nın tarih öncesi devirleriyle ilgili başlıcasorun; çağdaş Japon halkının genetik köklerini buraya yaklaşık 12 bin yılönceilkdefagelenJomonlaravedahasonrakiYayoi’yeveonutakiben,soniki buçuk bin yıl içinde Kore’den gelen göçlere kadar ne denli takipedebileceğidir.Bu konunun, çağdaşAvrupa’nın gen havuzunun içeriğine veAvrupalıların kökenlerinin ilk avcı-topIayıcı insanlar mı, yoksa daha sonraYakındoğu’dan buraya gelen çiftçi halk mı olduğu sorgulamasıyla birbenzerliği vardır. Bu tartışmaya mitokondrıyal DNA çalışmalarımızla yanıtvermiştik.BunuJaponyaiçindeyapabilirmiydik?

KarşılaştırmalıolarakJaponyaiçinyapılançokazçalışmavardır.Ancakgenetik bilimi bunu bir sonuca bağlamayı başaracaktır. Antropologlar,Honshu, Shikoku veKyushu gibi Japonların bulunduğumerkezi adalara ekolarak,ikiayrıçağdaşetnikgrubundahabulunduğunukabulederler:kuzeydeHokkaidoadasındaAinuveçoğuengüneydekiadaolanOkinava’dayaşayanRyukyuanlar. Bir teoriye göre, Ainu ve Ryukyuanlar, önce Japonya’nıntümünü işgal eden ve daha sonra Kore’den Yayoilerin gelmesiyle merkezadalardan kuzeyde Hokkaido ve güneyde Okinava’ya giden Jomonlarınsoyundan gelmektedir. Japonya’da şimdiye kadar yapılan çok az sayıdakiaraştırmanın, merkez adalardan gelen çağdaş Japonların, Ainu veRyukyuan’dan ziyade, çağdaş Korelilerle ortak mitokondriyası olduğunugöstermesidebufikridesteklemektedir.Diğertaraftan,AinuveRyukyuan’ındabirbirleriylepaylaştığıpekfazlabirşeyyoktur.Avrupa’dakianakümelereuyguladığımızyaştahminiçalışmalarınıAinuveRyukyuan’ınherikisinedeuyguladığımızda, bunlarda son 12 bin yıl içinde belirginmutasyon birikimiolduğunugördük;budaher ikisinindeJomonların soyundangeldiğiniveozamandanberiaralarındayakınbirilişkiolmadığınıgöstermektedir.

Bugün Japonların çoğu Honshu, Shikoku ve Kyushu’da oturmaklaberaber, bunlar çağdaş Korelilerle çok sayıda mitokondriyal DNA’yı

Page 204: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

paylaştığı için, ninelerinin soyu Yayoilere ve onları takip eden göçlerebağlanır. Diğer birçok Japon’un ninesi de doğrudan Jomon soyundangelmektedirvebunlarınenyakınakrabalarıAinuveRyukyuanlararasındadır.AsyaanakıtasındangelenYayoilerinAvrupa’dakiYakındoğuluçiftçileregöreçokdahabüyüketkisiolduğugenetikbilimi tarafındanonaylanmışsada,buyine de son söz anlamına gelmemektedir. Japonya’da bu konuda çok dahafazla araştırmayapılması gerekmektedir; ancakmitokondriyalDNA, çağdaşJaponlarınkesinlikleJomonveYayoi’ninbirkarışımıolduğunugöstermekteve değişik ırklar için sırf kendilerine özgü bir genetik sınıflandırmayapılamayacağınıkanıtlamaktadır.

Amerika ve Japonya’nın her ikisi de, Asya tundralarında zor şartlaraltında avcılık yaparak geçinen insanların buraya gelip yerleşmeleriylekolonileşmiştir.Onlar, atalarınınYakındoğu’daki dünyasından çok farklı birdünyada yaşadılar. Homo sapiens’in fiziksel veya örgütsel olarakYakındoğu’nun aşırı zor iklimine alışması yaklaşık olarak 50 bin yıl sürdü.Fakat, Yakındoğu’dan çıkmak için tundra yaşamına, amansız bizon verengeyiklerine uyum sağlamayı gerektirmeyen başka bir yol daha vardı.BuyolArabistankıyılarınıtakipediyor,BasraKörfezi,Pakistan,OrtaAsya’dakiyüksek dağların güneyinden geçiyor ve Hindistan yoluyla GüneydoğuAsya’da son buluyordu. Yol boyunca iklim, Afrika’daki şartlara çok dahayakın ve kuzeydeki soğuk güzergâha göre çok daha ılımandı. Soğuk iklimşartlarına ve yükseklere uyum sağlamaya çalışmak yerine, öncelikle bu yolkullanılabilirdi. Acaba insanlar, uzak akrabaları Avrupa ve Kuzey Asya’yayerleşmeden binlere yıl önce, güneydeki bu güzergâhtaki deniz yoluylaseyahat etmişler miydi? Ne yazık ki elimizde, insanların güneydeki bugüzergâhboyuncagittiklerinikanıtlayacakarkeolojikbirbulguyoktur.Denizseviyelerindeki yükselmeler sonucu, kıyı kesimler artık denizin altındakalmıştır.Fakatyakınzamanlarda,Kızıldeniz’inkıyısındakiyüksekbir fosilkumsalında,yanardağdançıkankoyurenklicamabenzerçokserttaşparçalarıveelbaltalarıbulundu.Aynıalandaninsankalıntılarıçıkmadığıiçinburalardayaşayanların anatomik olarak Homo sapiens’e benzeyip benzemediğinibilmiyoruz. Yine de bu arkeolojik bulgu, kıyı bölgelerde insanlarınyaşadığınındoğrudanbirkanıtıdır.

Avustralya’yı ilk önce kim keşfettiyse, tekneyle yolculukta usta biriolmalı. Deniz seviyelerinin en alçak olduğu zamanlarda bile Avustralya’yaulaşabilmek için açık denizde en az elli kilometrelik yol gidilmesi gerekir.Acaba buraya gelen insanlar ne kadar yıl önce geldiler? Amerika’dakiarkeolojikkazılardaolduğugibi,buradakieskikazılarınzamanlarıkonusundadatartışmalarsürüpgitmektedir.Fakat,GüneydoğuAvustralya’dabulunanve

Page 205: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

ne zamana ait olduğu yakında tespit edilen bir kazıya bakılırsa, Homosapiens’in en az 60 bin yıl önce oralara gittiği anlaşılmaktadır. Belirlenentarihçoknetolmasabile,yinedeçağdaş insanların,AvrupaveKuzeyAsyakolonileşmedenbinlerceyılönceAvustralya’yagittiğinigöstermektedir.

Arkeoloji bir sonuç vermiyorsa, genetik bize bir şeyler anlatabilir miacaba? Anlaşılabilir nedenlerle, yerli Avustralyalılar, özellikle öncekiyöneticilerin baskısıyla, genetik testlere katılmakta çok tedbirlidavranmaktadır.Bununsonucuolarak,elimizdeyerliAvustralyalılaraaitçokaz mitokondriyal sıralama mevcuttur. Şimdiye kadar yayımlanmış olanverileregöre,bunlarınAmerika’yagidipyerleşendörtKuzeyAsyaklanıylailişkisi çok uzaktır. Demek, Himalayaların kuzeyinden Asya’yı geçerekAmerika’yagidenavcıinsanlarınyanısırabirgrupinsandagüneyeyönelerekilk kez Avustralya’ya gitmiştir. Bu kadarından emin olabiliriz. Böylece,Yakındoğu’danbaşlayanveGüneyAsya’yı takip ederek ilerleyenbaşkabirgöç hareketi daha yaşanmış olabilir. Ne yazıkki, şu anda yerliAvustralyalıların mitokondriyal DNA’larıyla ilgili bilgimiz çok az ve bunedenle onların Güney Asyalı diğer insanlarla aralarındaki genetik bağhakkında hiçbir şey söyleyemiyoruz. Literatürdeki birkaç sıralamayabakılırsa,Avustralya’dahenüz tanımlanmamışolanbirkaçklandahaolmalı.Mutasyonların birikmesi için uzun zaman gerektiğinden, insanlarınAvustralya’ya çokeski zamanlarda gitmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca,göreli olarak, çok az bir nüfusun binlerce yol boyunca sabit kaldığı daanlaşılmaktadır. Bölgedeki bilinen kurak ve acımasız iklim şartlarınıdüşündüğümüzde, nüfus artışının en az düzeyde olması beklenen birdurumdur.

İlk Avustralyalıların nasıl ve ne zaman bölgeye geldikleri hakkında,kısacasıonlarıntarihikonusundagenetiğinbizeçokşeysöyleyebileceğindeneminim. Ayrıca, bu tarihin benim gibi yerli Avrupalılara değil, yerliAvustralyalIlara ait olacağından da eminim. Bu onların tarihi, benim değil.Fakatben,şahsımadına,onların,tarihlerinibizimlepaylaşmalarındanbüyükmutlulukduyardım.

23

BENLİKDUYGUSUGeçtiğimizbölümde,insanoğlununtarihöncesidönemlerininanlatımında

sürekli kaçınmaya çalıştığım bir üsluba yöneldiğimi fark ettim. Bu,genellemelerdekullanılankasıtlıimalarlasaptırılmış,“ilkAmerikalılar”yada“ilk Avusturalyalılar” gibi masum görünüşlü kavramlarda bile rastlanan bir

Page 206: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

üsluptur. Bu tür ifadeler, birbirine yapışık ve üzerinde hemfikir olunan birpolitikayla ayrılmaz sözcüklerden oluşmuş gibidir, sanki ders kitaplarındanbirer alıntıdır bunlar: “Tamam arkadaşlar, 15 bin yıl öncesindeyiz. BeringKaraKöprüsü‘nügeçmezamanı.Haydiçabukolun,fazlauzunsürmeyecek.”Neandertallerise:“Özürdilerimçocuklar.OrtadanyokolmazamanıgeldiveyerimiziCro-Magnonlara bırakalım.”Bunların hepsimutlak bir saçmalıktır.O zamanlar herhangi bir plan yoktu.Nasıl olabilirdi ki?Ufkun ötesinde neolduğunu kimse bilemez. İnsanoğlunun tarih öncesi dönemlerinin tamamıkişisel veya en fazla birkaç düzine insandan oluşan küçük bir grubunkararlarınadayanır.

“RomalılarMS 43 yılında İngiltere’yi istila etti,” cümlesinin altında birkatılık yatar. Bu cümle bir şey ifade eder. İyi organize olmuş askeri birimparatorluk kararlar alabilir ve bunları uygulamak için büyük çapta birharekâtta bulunabilir. Fakat, böyle bir şey öyle geniş bir organizasyon veamaç içerir ki, bunun çok eski zamanlarda gerçekleşmiş olması mümkündeğildir. Sanki yaşamakta olduğumuz dünyada hükümetler, şirketler vekomitelergözlerimiziküçükölçüdekişiseletkinliklerekarşıköretmiştir.Yedikızınhayalettiğimyaşamlarındabunuvurgulamayaçalıştım.Onlarınyaşamı,tamamen kontrolleri dışında olan çevre koşullarına bağlıydı; hayvansürülerininhareketi,buztepelerininçoğalıpazalması…Bunlaragösterdiklerigünlüktepkilerisekendiseçimleriydi.İnsanoğlununevrimindekideğişkenlerşansa bağlı ve beklenmedik olaylardı. Bir kayık batar ve Polionezya’dakiadalardanbirininkeşfiiçinbiryüzyılındahageçmesigerekebilir.

Genetiğinbu türünüseviyorum,çünkügerekenivurguluyor:Kişilerinvedavranışlarının üzerinde duruyor. İnsanları giderek anlamsız ve yanlışkategorileregirmeyezorlayaneski tipgenetiğinsahipolduğumetodolojidençok daha cazip bir şey bu. Bu çalışmaya başlamadan önce atalarımıdüşündüğümde,onlarıkafamdabulanık,şekilsiz,özelliğiolmayanvebenimleveya çağdaş dünyayla kuvvetli bağları ve kesinlikle gerçek bir ilişkisiolmayan,birsürüölüolarakcanlandırıyordum.Cro-Magnonlar’ınonlarcayılönceneleryaptıklarınıokumak ilginçti, amabunlarınbenimlehiçbir ilişkisiyoktu. Fakat genetik bilimi, atalarımın onlardan biri olduğunu söyleyince,konu ilginç olmaktan öteye geçip, bir o kadar da etkileyici olmaya başladı.DNA,builişkiyeışıktutan,nesildenneslegeçenvekelimenintamanlamıylaatalarımın vücutlarında taşıdığı bir habercidir. İçerdiği hermesaj, zaman veboşluk içinde bir yolculuğa işaret eder. Bu yolculuğun güzergâhıninelerimizden geçer. Binlerce yıl boyunca süren ve binlerce kilometreyikapsayan bu yolculukların tüm ayrıntılarını asla bilemeyeceğiz, fakat enazındanhayaledebiliriz.

Page 207: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Sahnedeyim. Önümde, !oş ışık altında, benden önce yaşamış bütüninsanlar, sınıf sınıf, çok eskilere uzanarak sıraya girmişler. Benimduyabileceğim sesler çıkarmıyorlar, ama birbirleriyle konuşuyorlar. Elimde,beniçokeskilere,soyundangeldiğimanneyebağlayanbirkordontutuyorum.İpiçekiyorumvehernesildenbirkadınbunuhissederekbaşınıkaldırıpbanabakıyor. Yüzlerini kalabalık içinde görüyorum; onları garip bir ışıkaydınlatıyor. Bunlar benim ninelerim. Anneannem en ön sırada; onutanıyorum ama ondan önceki nesillere ait yüzleri bilmiyorum. Sıradanbakıyorum. Kadınların hepsi birbirine benzemiyor. Kimi uzun, kimi kısaboylu;kimigüzel,kimi sade;kimizengingörünüyor,kimi fakir.Herbirinesırayla,yaşamını,arzularınıvehayalkırıklıklarını,sevinçvefedakârlıklarınısormakistiyorum.Konuşuyorum,amaonlarbeniduymuyorlar.Ancakyinedeonlarakuvvetlebağlıolduğumuhissediyorum.Onlarınhepsi,binlercedoğum,binlerce çığlık, kucaklanan binlerce yeni doğan bebek ile bu çok değerlihaberciyi birbirlerine ve bana aktaran annelerim. Elimde tuttuğum kordongöbekkordonunadönüşüyor.

Binlercesıraarkada,klanımınenyaşlıannesiTaraoturuyor.Odatuttuğukordonu çekiyor. Büyük kalabalık içinde milyonlarca soydaşı bunuhissediyor.Bendekordonunçekilişiniiçimdehissediyorum.Yaşamınparlaksahnesinde sağa sola bakıyor ve diğerlerinin de aynı şeyi hissettiğinigörüyorum. Bunlar Tara’nın klanının diğer üyeleri. Hepimiz birbirimizebakıyor ve göbek kordonlarımızın bizi birbirimize bağladığını hissediyoruz.Erkek ve kız kardeşlerime bakıyorum. Şimdi onların kimler olduğunu farkediyor ve çok derinlerde bir şeyler paylaştığımızı anlıyorum. Kendimi buinsanlara, diğerlerine oranla çok daha yakın hissediyorum. Onlar dabirbirlerinden çok farklı görünüyor; ama kendi atalarımın aksine, onlarlabununhakkındakonuşabilirim.

İki insan aynı klandan geldiğini anlayınca, çoğunlukla aralarında bu türbir bağ hissederler. Çok az kişi bunu sözle ifade edebilir; ama kesinliklehisseder. DNA, insanları birbirine bağlayan çizgileri çizen bir alet olsa da,duygularlabir ilgisiolduğunusanmıyorum.Mitokondriyalgenomdagömülübirkaçgeninduyguları etkileyeceğidüşünülemez.Bunlar,muhakkakönemligenlerdirvedahaöncekibirbölümdedegördüğümüzgibi,hücrelerinoksijenkullanmasını sağlarlar. Hücre metabolizmasındaki benzerliklerin, paylaşılanbutürbirdeneyimdeduygularıetkilediğini,herhangibirkanıtolmaksızınönesürmekzordur.DNAnesildenesleaktarılanfizikselbirmaddedirmuhakkak;bununla birlikte, onun gücü, doğrudan kontrol ettiği vücut kimyasındanziyade, aynı soydan gelen insanların bir işareti veya sembolü olmasındankaynaklanır.

Page 208: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Birçokkişi, kendisiyle aynı klandan olan insanlara karşı bir yakınlık vesamimiyetduyar.AcabaDNAtestlerionlarınakrabalıklarınıortayakoymadanda birbirlerine karşı bu hisleri besliyorlar mıdır? İki yabancı kalabalık birodayagirer.Gözgözegeldiklerindebirdenbirearalarındabirçekimoluşurvebunun nedenini anlamazlar. Acaba aralarındaki çok eski bir bağınbilinçaltındaki etkisiyle mi hareket etmektedirler? Bu ilginç olasılık henüzhiçbir araştırmanın konusu olmamıştır. Fakat giderek daha çok insan hangiklandan geldiğini öğrendikçe, bunların kendi atalarına ve birbirlerine olantepkilerideanlaşılacaktır.

Klanımızın diğer üyeleriyle ortak yönümüz nedir? Hepimiz,ninelerimizden gelen DNA’yı paylaşırız. Onu devamlı kullanırız.Dokularımızdakiherhücreonuntaşıdığımesajıokurvesaniyedemilyonlarcadefa onun direktiflerini yerine getirir. Nefes aldığımızda vücudumuza girenheroksijenatomu,atalarımızdanbizegeçmişolanformülegöreişlemegirer.Ancak bu genin atalarımızdan bize hangi yolla aktarıldığının çok özel birönemibulunmaktadır;bu,anneileçocuğuarasındakibağınizlediğiyolutakipeder.Her çocuğun dünyaya gelişiyle duyulan sancı, onu besleme arzusu vehiç bitmeyen sevgi döngüsünün yaşayan tanığıdır; binlerce nesil boyuncakadınlığıngizemliözünüizler.Aynıklandanolaninsanlarıbirbirinebağlayanbüyüdeiştebudur.

Ailetarihininveşeceresininerkeklerebağlıolduğunainananbirdünyada,mitokondriyalDNA’nınrolüherkesinanlayabileceğibirşeydeğildir.Zenginvegüçlükişilerinyaldızlıharflerle süslenmiş şecerelerinihepimizbiliyoruz.Bunların hepsi, istisnasız bir şekilde, unvan, toprak ve zenginliğin nesillerboyuncababadanoğulageçtiğineişareteder.Dahaalçakgönüllüailelerdebileher şey babadan oğula aktarılır. Eski ailelerdeki erkek egemenliğinin aklagelen ilk nedeni, yazılı şecerelerde soyadlarının kullanılmasıdır. Kayıtlarageçmenin tck yolu soyadı olunca, aile ağacında da asıl önemli taşıyanlarerkekler olacaktır. Fakat bunun asıl nedeni, ilk veraset teorilerindegördüğümüz gibi, Batı medeniyetinin erkeğe gösterdiği hürmcttir. Mirasyoluyla geçen yegâne değer zenginlik ve toplumsal durumdur ve bunlar daerkeklerarasındaaktarılır.

Bir kadın evlenince kendi soyadını bırakıp kocasının soyad’nıkullandığından, kadınların soyadları nesilden nesle değişiklik gösterir. Bunedenle, kadınları içeren bir şecere hazırlanması çok zordur. Öte yandan,soyadıdeğiştirmemekdebirçözümdeğildir;nedeolsakızlıksoyadıdayinebirerkeğinsoyadıdır;kocanındeğilamabukezdebabanınsoyadı.Halböyleolunca, birçok kişinin aklına kadınlardan oluşan bir şecere de bulunduğufikriningelmesineşaşmamakgerek.Fakatbenşahsenhayatımdahiçböylebir

Page 209: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

şeceregörmedim.

Genetik, mevcut kayıtlara dayanarak kadınlardan oluşan ayrıntılı birşecereçıkarmaktabizeyardımcıolur; fakatgeleceknesilleraçısındanen iyiçözüm, yeni bir adlandırma sistemi oluşturmaktır.Öyle ki, erkek olsun, kızolsun,herkesoadıannesindenalmalıveannelerçocuklarınageçirmelidir.

Aslında, bu çocukların babalarının soyadını aldığı ve oğulların kendiçocuklarınageçirdiğişimdikisistemintamaksiolur.Ozaman,herkesinüçadıolur:ilkad,birsoyadıveyenibirad,bunabelkianandıdiyebiliriz.Böylece,erkek, soyadınıçocuklarınageçirir;kadındaanaadınıçocuklarınaaktarır.Ozaman anaadları hep kadından kadına geçeceğinden, bunlar mitokondriyalDNAiledoğrudanilişkiliolacaktır.Ayrıca,birçocuğunannesininkimolduğuher zamankesinolarakbelli olduğunagöre, anaadları biyolojik ilişkileri desoyadlarındandahadoğruolarakbelirtecektir.Böylece,zamaniçindeinsanlar,şimdi baba tarafından olan akrabalarını soyadlarından tanıdıkları gibi, annesoyundangelenakrabalarınıdatanımaolanağınasahipolacaklardır.Ancakbugerçekleşinceye kadar -tabii bir gün gerçekleşecek olursa- yazılı kayıtlarabakarak anne soyunun şeceresini çıkarmak, her zaman için baba soyununşeceresiniçıkarmaktandahazorolacaktır.

İnsanlara DNA’larına göre soylarını bulmalarında yardım etmeyeçalıştığım kısa süre içerisinde, birçok kişi bana yazıp kayıtlardan soylarınıbelirlemek istediklerini, bunu başaramadıkları için benim yardımımı ricaettiklerinibelirtmişti.Yazılıkayıtlarbiryangındayanabilir,karıncalaryadafarelerbunlarıyiyebilir,küflenipsilinebilir,kısacasıyokolupgidebilir.DNAise bu kaybolan veya eksik kayıtların yerini daima doldurabilir; kısacası,kalem kâğıdın aczini örter. Diğer taraftan, bazen insanların yazılı kayıtlarıyanlışlıkla silinmiş olmayabilir. Bazen de kasıtlı olarak yok edilir. BöyledurumlardaDNA,gelenekselşeceretekniklerineyalnızcayararlıbiryardımcıolmaklakalmaz,bukişileringeçmişleriyletekbağıhalinedegelir.

JendayiSerwahiçingeçmişiylebağkurmakkişiselolarakbüyükbirönemtaşıyordu. Bristol’da oturan bu hanımın annesiyle babası, ergenliklerindeJamaika’dan İngiltere’ye gelmişlerdi. Ataları Afrika’dan alınıp çiftliklerdeesir olarakçalışın ak üzere götürülmüştü. Fakat bunun kayıtları yoktu. Esirgemilerinin tuttuğu kayıtlarda, gemilerdeki insan yükü hakkında ayrıntılıbilgiler bulunmazdı: Yalnızca kaç kadın ve kaç erkek esir olduğu ve kaçtanesinin uzun yolculuğa dayanabildiği yazılırdı. Gemiler gideceklere yerevardığında, esirler toprak sahiplerine satılır ve o andan itibaren kişi olarakkayıtları kasıtlı bir şekilde silinirdi. Yepyeni Avrupalı adlara kavuşurlardı.Doğumların, evliliklerin veya ölümlerin, kısacası hiçbir şeyin kaydı

Page 210: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

tutulmazdı. Kişisel geçmişleri özellikle silinirdi. Jendayi için Jamaika’dakiakrabalarını birkaç nesil geriye giderek tespit etmek zor değil, tümüyleimkânsızdı.Asıl atalarınınAfrika’dangeldiğinden emindi elbet; amabunundakesinbirkanıtıyoktu.Bildiğitekşey,genelolarakvarsayıldığıüzere,BatıAfrika’dan getirilen esirlerin Karayip Adaları‘nda toprak sahiplerinesatıldığıydı. Bu nedenle, DNA’sını incelediğimizde mitokondriyasınıntamamenAfrikaimzalıolduğunubulmakbizleriçinsürprizolmadı.Fakatonabunu söylediğimde ve DNA’sının Kenyalı Kikuyu ile akran olduğunubelirttiğimde,bubilgininüzerindekietkisifazlaağıroldu.Adetadilitutuldu.İşte,enazındanuzunzamandıristediğikişiselkanıtönündeduruyordu.DNA,atalarının bizzat yazdığı bir belgeydi sanki; aslında bu tespit bir anlamdadoğruydu da. Afrika’dan çıkıp o korkunç yolculuğa dayanan ve yaşamayıbaşaranbirkadınınyazdığıveneslinindiğerkadınlarınaaktardığıbubelgeyihiçbir toprak sahibi yok edememişti. Nesiller boyunca görünmeden veokunamadan günümüze dek gelmişti. İşte şimdi Jendayi’nin içinde, Afrikakökenininmükemmelbirkopyasıolarakduruyordu.

Bu olağanüstü DNA parçasının tanık olduğu daha birçok hayret vericiyolculukbiliyorum.BatıAvrupa’dayaşayanyerli insanlarınyüzde95’indenfazlası,bahsettiğimizyediklandanbirineaittir.Ancakyinede,önemlisayıdainsanınçokeskininesoylarıbizebambaşkahikâyeleranlatmaktadır.

Jendayi’denfarklıolarak,buinsanların,DNA’larındakayıtlıolanegzotikyolculuklardan haberleri yoktur.Örneğin,Edinburglu bir ilkokul öğretmeni,kilometrelerce öteden tanıyabileceğim ve yanlış olması mümkün olmayanPolinezyamitokondriyasınınimzasınıtaşımaktadır.Kendisi,sonikiyüzyıllıkailetarihinibiliyorvebuegzotikDNAparçasınınonadünyanınöbürucundannasıl geldiği hakkında hiçbir fikri yok. Fakat bir şekilde gelmiş olduğu sugötürmezbirgerçekolarakkarşısındaduruyor.AcababizeGüneyDenizlerihakkında ne hikâyeler anlatabilir!Acaba buEdinburglu öğretmen, yakışıklıbirkaptanaâşıkolanTahitilibirprensesinmi,yoksaMadagaskarsahillerindeArapların esir aldığı bir kadının soyundan mı gelmektedir? DNA’mızdakayıtlı, tıpkıbuşekildegizemler taşıyandahapekçokyolculukvar:Norveçve Kuzey İskoçya’daki balıkçılarda düzenli olarak ortaya çıkan Koresıralaması; Somerset’te mandırası olan bir çiftçinin, Bath yakınlarındakiRomalı esirlerden miras kalmış olabilecek, kesinkes Afrikalı DNA’sı;Manchesterli bir kitap satıcısının sonderece.ender olanDNAsıralaması - okadar az görülen bir sıralama ki, uyum sağladığı en yakın sıralamaQueensland’dakiyerliAvustralyalılarınDNA’sı.

Hepsinden daha ilginç olan genetik bir yolculuk var ki, bu tamamendünyanınetrafınıdenizlerdendolaşarakgerçekleşmişolmalı.İskoçya’nınbatı

Page 211: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

sahillerineyakın,ufakbiradadayaşayanikibalıkçınınçokendergörülenbirmitokondriyal DNA sıralaması var. İlk başta, kendilerinin buna dair hiçbirbilgisi bulunmamasına karşın, ben onların çok yakın akraba olduğunudüşündüm. Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinden, daha çok DNAsıralamasıinceledikçe,buikibalıkçınınDNA’larınabenzeyençokdahafazlaörnekbulduk;birtanesiPortekiz’den,birtanesideFinlandiya’dan.Bunlarınsıralaması yine Avrupalılarda görülen sıralamalardan çok farklı olup, yediklandan birine ait değildi. Portekiz’deki sıralama bazı Güney Amerikasıralamalarına ve Finlandiya’daki de Sibirya’da görülen sıralamalarabenziyordu. Daha önce Sibirya’da da Güney Amerika sıralamasınarastlamıştık.Demekkiikibalıkçıarasındagerçektenbirilişkivardı;fakatbuilişki yalnızca Sibirya’dan gelen ortak bir kadın kanalıyla olmalıydı.Ninelerden biri Sibirya’dan çıkmış, önce Kuzey Buz Denizi kıyılarındanİskandinavya’ya gelmiş, daha sonra, belki de bir Viking gemisiyle, Batıİskoçya’yaulaşmıştı.Diğeriyse,BeringBoğazı‘ndangeçerekAmerika’yaveoradandaBrezilya’yagitmişti.Dahaileribirzamanda,muhtemelenBrezilyaPortekiz’insömürgesiolduktansonra,buDNA’yıtaşıyanbirkadın,AtlantikOkyanusu’nu geçerek önce Portekiz’e, oradan da bir şekilde AtlantikOkyanusu’nun kuzeyine,Batı İskoçya sahillerine varmıştı.Her iki yolculukda, dünyanın öbür ucundan ters yönlerde ilerleyerek aynı küçük adada sonbulmuştu..

Bu hikâyeler ve daha birçokları, biyolojik temele dayanan ırksınıflandırılmalarının ne kadar saçma olduğunu gösterir. Benim buradaanlatmak istediğim şeyler, bir buzdağının tepesini oluşturan ve genin gayetnetolarakgönderdiğiveokumasıçokkolayolanmesajlardanibarettir.Hücreçekirdeğindekidiğeronbinlercegendeaynımesajıyankılayacaktır.Hepimiztamamen birbirine karışmış insanlarız; ancak, aynı zamanda hepimizinarasında bir ilişki de var. Her bir gen, soyunu farklı bir ortak atayabağlayabilir.Bizdenönceyaşamışinsanlarhepimizeçokolağanüstübirmirasbırakmış.Genlerimiz,doğduğumuzzamanortayaçıkmışdeğil.Onlarbinlercenesilboyuncamilyonlarcainsantarafındanbizleretaşınmış.

Yakın zamanda katıldığım bir konferansta, patent avukatları vebiyoteknologlar genleri patentlemenin yararlı ve zararlı taraflarınıtartışırlarken donakaldım. Tartışmalar son derece hukuki bir zemindeilerliyordu. Avukatlara göre DNA sadece kimyasal bir maddeydi. Onlarakalırsa,yapayolarakeldeedilmesimümkünse,nedendiğerkimyasallargibipatentlenmesimümkünolmayaydı?Birara,büyükbirilaçfirmasınınhevesliyöneticisi, dinleyicilere hitap etmek üzere ayağa kalktı. Güncel durumuözetliyor ve insan genomunun mülkiyetinin ve tüm insan genlerinin

Page 212: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

toplamınınönemlişirketlertarafındannasılbölüşüldüğünüyuvarlakbirpastaşeklinde görüntülüyordu. Pasta kesilmiş ve dilimler dağıtılmıştı. Malitartışmalarkusursuzdu.İlaçfirmalarınıngenetiğeönemlibiryatırımyapmasıiçin bu yatırımların patentle korunması gerekliydi. Genlerimiz her günpatentlenip onlara sahip çıkılıyor ve ticari bir tekel oluşturuluyor. Oradaoturduğumsüreboyuncabunaltıcıveçokrahatsızedicihislerekapıldım;banaaitolanbirşey,varlığımınparçalarıvegeçmişimalınıpsatılıyordu.

Konferanssüresincekendikendime,“Benburada,buodada,dünyadakienileri DNA kuruluşunda oturuyorum ve şu anda iki yanımdaki kocamanodalarda, diziler halinde robot makineleri sessizce genomun gizeminiokuyor,”diyedüşündüm.Lobidekielektronik tahtadurmadanyanıpsönerekmakineden çıkan DNA sıralamalarını veriyordu. İnsanoğlunun tüm evrimsürecinde genomun saklı kalan ayrıntıları, sahnede gözlerimin önündengeçiyordu.İnsanındeğeri,aklımızısezgilerimizdenayırmayavebizidoğaveatalarımızdanuzaklaştırmayabaşlayanMantıkDevri’ninenson ifadesiolanbirdizikimyasalharftenmiibaretti?Negariptiki,DNAaynızamanda,biziuzungeçmişimizingizemlerinegötürenvekişilikduygularımızıyüceltenbiraraçtı.

Yalnızca“kimyasalbirmadde”değil,armağanlarınendeğerlisiydi.

DİZİNA

Abingdonkemikleri 195AdnanTargett 206, 219Afrika 19, 20, 56, 65,69-71,119,121,133,135,138-140,153-159,161,228,231,296-299,305,313-314Ainu304

Albert Arnmerrnan 171 Aleksandr Avdonin 85 Aleksey Trupp 87 Alet133,138,143,230,244,246,311AlexanderThynn207AlexanderWiener59AllanWilson10,67,77-78,115AmericanJournalofHumanGenetics

176-177Aminoasitler33,48-50AnnaAnderson94-97AnnaDemidova87Anthony Edwards 62-63Anthony van Leewenhoek 43Antonio Torroni10,179,220Aristo42,43

ArthurMourant58-60,66,69,112,143,172

Asya20,21,65,107-108,111-115,119,122-125,133,140-141,153,159,241,282,299-306Avcı-toplayıcılar173Avustralya102,106,109,121,127,130,137,153,157,282,306,307

B

Page 213: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Baskılı seramik 168 Basklar 59, 61-62, 167, 173 Bath Lordu 207-208Bıçak138,229-230,233,238,244,246,266

Bizon 138, 227, 230, 232, 235-236, 238, 255, 260, 262, 273, 283, 305BorisYeltsin86Boxgrove132-133,135BoxgroveAdamı133,135BrigitteBardot30BuzAdam24,26-29,98,195,199,

205,280

Buzul devri 29, 132, 155-157,174,194, 225, 242, 254-255, 264, 273,280283,288,300,302

c

Catherine Irven9,143Catherine James144Cavalli-Sforza10,62,170-171,174,177,208,216CebelitarıkBoğazı299Ceylan283,284,285CharlesDarwin136CheddarGeçidi219ChrisStringer9,198,204ChrisTomkins9,79ClaraPeuthert94ColinRenfrew172

CookAdaları 102-104, 117, 149,166Cro-Magnonlar 138-139, 148-149,151-153,156,160,169-170,308309

Cuthbert208,219

ç

Çakal 226-228, 243, 261Çar II.Nikola 85, 92, 98ÇareviçAleksey 87ÇariçeAleksandra85ÇedarAdam198-201,204-208,219,234

Çiftçiler62,142,160,167,171,175,

177-178,204,218,288,305Çin71,124,135,141,153,157,159

D

DNA10, 15-28, 30-52, 67-70, 72, 7479, 82-84, 87-93, 96-99, 109-111,114-117,122-124,126,129-131,140-141,144-154,160-161,164-169,174-197,199-221,223,254,294,296-298,303-306,309,

311-317Dolgellau144

DowagerİmparatoriçesiMaricFedorovna94,97,100

E

EdinburgDükü Prens Philip 89 ErikaHagelberg 34, 185, 187 Erika veHelmutSimon23EugenyBotkin87

F

Farklıkangruplan57,62

Page 214: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

FasSultanıMulnyİsmail214FeodoraVassilyev214Fosilkaydı135,153FrancisCrick45FranziskaSchanzkowska96

G

Galler 142-144, 146-149,160, 242, 290 Gen havuzu 134,137,150,159,176177, 204, 217-218, 298, 303 George Koteka 118 Gough Mağarası198-204GregorMendel45,SS

H

H. V. Vallois 61 Hamster 79-84, 99, 140 Hans-Jürgen Bandelt 164Hastalık19, 31, 60-61,76-77, 119-122,158,183, 213,229, 253, 269, 287-288

Hawaii102,106,115-117,123,126,128

Helena29-30,220,224,242-265,288,292,294,296Hidroksiapatit35,195Hint-Avrupadilleri173Hipokrat43

Homo erectus 70-72, 134-135, 153, 156, 298 Homo habilis 134 Homoneanderthalensis134,153Homosapiens15,70,71,78,134,137-138,150,153,156,159,216,297-299,305-306

İkinciAvrupaNüfusTarihiKonferansı174İkizler240,241

İklim157,224,231,253,264,273,299,302,305,307İrlanda29,127,242,272,282ivanKharitonov87

J

JamesCook103JamesD.Watson45Japonya21,66,107,303,304,305Jasmine 29, 30, 220, 224, 281, 283-290, 292, 296 Java 135, 137-138, 282Jendayi Serwah 313 Jennifer Lopez 30 Johann Karl Fuhlrott 136 JohnMaynardSmith184Jomonlar303-304JosephMengele185

K

Kafatası ölçüsü 143 Kalsiyum 35, 195-197 Kan grupları 52-59, 61-66,112-113,143

Kano127-128,130,141Karbontarihierne24,31KarlLandsteiner54,59KaryMullis32-33KateSmalley9,142Katır151,152

Katrine29,220,224,273-280,288,292,296Kayık271,309

Keratin49-51Kireçtaşı136,197Kızıldeniz305

Klan294,296-298,300-303,306-307,310-312,314-315Klananası294Klonlama91KojiLum115,126Kolajen31-33,35,48,203Kon-Tiki108,

Page 215: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

123KontNikolayTrubetskoy89Kontrolbölgesi77-78,83,111,115,

123,140,166,177-180,185-186,191,213,215,217Köpek2RO

KraliyetCemiyeti 114, 174, 216KristofKolomb158Kromozomlar 45,47-49,73-75,151,182-183,209-213,215Kurtlar279

L

Lancet 55-56, 112Lapita 125-127, 141, 168Lara 298-299Lenin 85-86LconardLalois54LiamGallagher152LoisRogers26

LudwikveHankaHerschfeld55LuigiLucaCavalli-Sforza62,170

M

MalcolmLaxton-Blinkhorn10,102Mamut138,235-237,239,259,273Maoriler130MariaCallas30MarieMoscley27,205

MarkStoneking10,67MartinRichards9,25,82,142,165MaryRose41,199Mezolitikdönem156Mısırmumyaları196Mitokondriya71-77,83,126,160-161,165,174,181-182,185-187,192194-195

MitokondriyalDNA20-22,36,67,69-70,72,74,76-79,88-93,96,

99, 109, 111, 114-115, 122-124, 126, 129-130, 140-141, 145-152, 160-161,165-167,174,176-178,180,182-184,186-187,189,193,203,208-210,212-213,215-217,221,254,294,296-298,304-306,

312-313, 315 Mitokondriyal Havva 21, 297-299 Mızrak 228, 236-238,244, 245-247, 249-252, 261-262, 267 Moğolistan 300-301 Moleküler TıpEnstitüsü9,30,119,122

Monteverde301

Mutasyon69,70,76,90-92,99,100,

124,126,141,144,147-149,162,163,165-167,179-182,184-188,191,206,209,211,213-216,220,301,304

N

NaturalHistoryMuseum9,198Nature19,38,67,184Neandertaller30,136-140, 149, 152, 155-156, 159, 169-170, 229, 230232, 235, 299, 308Neolitikdönem156,167,169,217NewScientist63Ngunaadası185,190

Nüfusartışı125,287,301,307

o

Omo-Kibish139Orakhücreanemisi19

Page 216: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

P

Paleolitik dönem 155, 169, 194-195, 198, 204, 219, 290 Pedro Furada300-301Pekin138PhilipPriestley204PiltdownAdamı26Polimerazzincirreaksiyonu18,36Polinezyalılar101,106-108,112,114,122-123,127,129-130,148,166Protein31-33,35,45-46,48-51,196,203

Q

Qafzeh139R

R.A.Fisher58,172Il.Ramses39,40

Rarotonga10,102,103,108-109,111,114-118,123,130RebeccaCann10,67,115Rengeyiği235,245,250-251,273Rhesus58-62RichardLower53RobertHedges9,31RogerPedersen133RoyRobinson80Ryukyuanlar304

s

Saç33,43,49-53,160,196Salgınhastalık158Sanat139,153,168,259,265Science25,87,184,216Sıtma120-122,158Sibirya21,65,94,157,241,300-303,316

SirDavidWeatherall9,119SirWalterBodmer174Skhul139

Soy79-90,98-99,133,137,141,152,183,186,193,294SRYgeni211

ş

Şempanze26,135,151,179,180Şeritliçömlek168Şili25,111,129,301

T

Talesemi19

Tara29,220,224,264-273,288,292,296,310

Tanm30, 125, 156-160, 166-168, 170172, 175, 177, 193-195, 198-199,203-204,208,217,288-292TaşDevri143,155-156Tatlıpatates108Tayvan122-125,141,223TereTangiiti117ThorHeyerdahl108,129,140

u

Ursula29-30,220,224-226,228-229,230-236,288,292,296-297

Y

Velda 29, 30, 220, 224, 255, 256-265, 288, 292, 294, 296 VincentMacaulay9,187

w

Page 217: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

WilliamBoyd58WilliamJones173

X

Xenia29,220,224,235-239,240-241,288,292,296,302

Y

Ykromozomlan212-216Yakındoğu61,62,158-160,166-167,

169-172, 175, 178,194, 231, 290292, 299, 304-306 Yasmin le Bon 30Yayoi303,305

YeniGine122,125-127,141,157,159,282

Yeni Zelanda 101, 103,106, 126, 128, 130, 143, 166, 188 YerliAmerikalılar241,301,303

Page 218: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

Geçmiş hepimizin içinde saklıdır ve bilimsel olarak. ırk diye bir şeyyoktur.

5300yıllıkbircesedinakrabasıolabileceğinizhiçaklınızagelirmiydi?

Oxford Üniversitesi genetik profesörü BryanSykes, 1991 yılındaAiperierdo keşfedilen BuzAdamÖtzi’nin, şu anda İngiltere’nin güneyindeyaşamakta olan kızıl saçlı Manejle akraba olduğunu ispatlayana dek buolasılıkaklınızagelmezdiherhalde.Sykes’ınkeşfettiğivebukitaplablzlereaktardığı bilimsel macera sayesinde genetik atalarımızın nerede ve nasılyaşadıklarını öğrenmemiz artıkmümkün. Bryan Sykes,Avrupa’nın dört biryanından topladığıörneklerde,yalnızcaannedençocuğaaktanlanvenesillerboyuncadeğişmedenkalanmitokondriyalDNAadlımucizevigeniaraştırdı.Ve sonunda, bunların toplam yedi gruba dahil olduğunu saptadı; yerliAvrupalIların hepsi, şu anda nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar, toplam yedi

Page 219: HAVVA’NIN YEDİ KIZI Yedi Kizi - Bryan Sykes.pdf · HAVVA’NIN YEDİ KIZI. Bryan Sykes: Oxford Üniversitesi’nde İnsan Genetiği profesörü olan Sykes’ın bilimsel kariyeri

kadınınsoyundangeliyordu.

Enyaşlısı45bin,engenciise10binyaşındaolanHavva’nınyedikızınınöyküsünü okurken, bir yandan insan evrimini yepyeni bir mercek altındainceleyecek,biryandandakimlikduygularınızıyenidensorgulayacaksınız.