HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet...

25
D. E. Fakültesi Dergisi Sayt XX. 2004, HAMZA VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNER 1 HAMZA AL-ISFAHANI AND THE (I) (Abstract) Hamza is the one of lhc Icading historians of the tcnth century. Espccially his book, Sini al-Arz ve al-Anbiycl (Chronology of the Kings of the Earth and the Pmphcts) is anel an chroniclc, which rcachcd us complctely and without clcslruction. The hook, thoughl it is a kinci of world history, has also some of the carlicst and records of the Buwayhids and lheir racial group the At the same time, it is an historical to leurn how the history of the Buwayhicls is elealt with by Hamza as the ir historian and where they wcrc put in the generaL history of Islam. In this hclieving thal knowledge of the author's biography, it is impossiblc lo understand his idcus and to or intcrpret them concctly, wc l'irstly the life of Hamza al-. lsfahanl us a scholar, historian and an cyewitncss of his age. Then wc his records on the Buwayhid' dynasty and the Dailamits. Anahtar Terimler: Hamza Büveyhller, Deylemliler Tari'hu Sinf ve'l-Enbiya, Tarihi malzemenin konusu ile ne denli önemli tarihçilerle sosyal bilimciler taraiindan pek iyi bilinen bir husustur. Çünkü tarihçi ve eseri, mensup veya ait az çok ve onunla Bir ifade ile tarihçinin bir veya veya bazen sel olarak olay ve hadiselerden bir yana, eserinin dili, ne olursa olsun, onun bir veya dönemini ele veren geri bir itiraf gibidir. Ne ki nedenlerle bir çok tarihi zayi olmayan malze- meyle yetinmek zorunda Hicri' dördüncü ve on ve on birinci) birlikte tarihsel sürecinin ilginç bir devresini Büveylu1er döneminde de son derece önemli tarihi eserler kaleme halde, bir ya tama- Doç.Dr., D.E.Ü.llahiynl Fakiiilesi Üyesi.

Transcript of HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet...

Page 1: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004, ss.3~27

HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I)

Ahmet GÜNER1

HAMZA AL-ISFAHANI AND THE BUWAYHİDS (I)

(Abstract)

Hamza a!-lsfalıanl is the one of lhc Icading historians of the tcnth century. Espccially his book, Tiirflıu Sini Millı1k al-Arz ve al-Anbiycl (Chronology of the Kings of the Earth and the Pmphcts) is ıı rı..:markablc anel an impoıtant chroniclc, which rcachcd us complctely and without clcslruction. The hook, thoughl it is a kinci of generııl world history, has also some of the carlicst and conteınporary records of the Buwayhids and lheir racial group the Dailaınits. At the same time, it is an iınportunt historical souı·ce to leurn how the history of the Buwayhicls is elealt with by Hamza ııl-Isfuhani as ıı the ir contcınporary historian and where they wcrc put in the generaL history of Islam.

In this arıiclc, hclieving thal wiıhoul eııough knowledge of the author's biography, it is alınost impossiblc lo understand his idcus and to evaltıale or intcrpret them concctly, wc l'irstly coıısiclercd the life of Hamza al-. lsfahanl us a scholar, historian and an cyewitncss of his age. Then wc exaınincd his records on the Buwayhid' dynasty and the Dailamits.

Anahtar Terimler:

Hamza el-İsfahfinf, Büveyhller, Deylemliler Tari'hu Sinf Mü1ı1ki'l-Arz ve'l-Enbiya, İslam Tarihçiliği.

Tarihi çalışınalarda malzemenin araşurına konusu ile çağdaş olmasııun ne denli önemli olduğu, tarihçilerle sosyal bilimciler taraiindan pek iyi bilinen bir husustur. Çünkü nmasır tarihçi ve eseri, mensup veya ait oldukları çağla az çok kuşatılnuşlar ve onunla bütünleşmişlerdir. Bir başka ifade ile tarihçinin yazdıklarnun bir kısımnın veya çoğunun, gördüğü, duyduğu veya bazen kişi­sel olarak kaUldığı olay ve hadiselerden oluşması bir yana, eserinin dili, içeriği ne olursa olsun, başlıbaşına onun yaşadığı çağdan bir ifşaat veya dönemini ele veren geri alınamaz bir itiraf gibidir. Ne yazık ki değişik nedenlerle bir çok tarihi kaynağın zayi olması, araştırıcıları muahhar/çağdaş olmayan malze­meyle yetinmek zorunda bıralmuştır. Hicri' dördüncü ve beşinci (ıniladi on ve on birinci) asırlarda Şiliİsınam Fatınu1er'le birlikte İslam tarihsel sürecinin ilginç bir devresini oluşturan Şif-Zeydi/İmami' Büveylu1er döneminde de son derece önemli tarihi eserler kaleme alındığı halde, bunların bir çoğu ya tama-

Doç.Dr., D.E.Ü.llahiynl Fakiiilesi Öğretim Üyesi.

Page 2: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doç. D1: Alunet GONER

men zayi olmuş veya ancak kısmen zamanıımza ulaşmıştır. Hamza el-İsfahiinf (360/970'dcn önce)'nin Tôr1hu Sin1 Mültıki'l-Arz ve'l-Enbiyô'sı, bu dönem­den bize bir bütün olarak gelen dikkat çekici tarih kitaplanndan biridir. Kro­nolojik bir dünya tarihi mahiyetinde olmasına rağmen, eserin Büveyhı1er'le onların mensup oldukları Deylcmliler' e dair satır ve sayfaları, sadece bu mev­zuda en erken kaleme alınan çağdaş tarihi materyal içinde yer alması bakı­ınından değil, ayııı zamanda adı geçen zümre ve haneelanın çağdaş bir tarihçi tarafıııct'an İsHlm tarihsel sürecinde. nasıl konuınlandırılıp anlamlandırıldığııu ortaya koyması bakımından da önemlidir.

İşte elinizdeki makale, yazılanı anlamak için yazardan başlamak gerekir düşüncesiyle önce bir ilim adamı, tarihçi :Ve devrinin . tanığı Hamza el­İsfehanf'yi değişik yönleriyl~ taıutmayı, ardından da tarim e.c;;erinin Büveyhller/Deylemliler hakkındaki içeriğini ortaya koyup tarihsel olarak de­ğerlendirıneyi amaçlamaktadır.

1. Hamza b. el-Hasan el-İsfahanl: Hayatı, İlmi Kariyeri ve

B üveyllller

Hayatı hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olamadığımız Ebı1 Abdullah (Ebı1 Abdurrahman veya Ebü'l-Hasan) Hamza b. el-Hasan el-İsfahfinf, üçün­cü/dokuzuncu~asrın son çeyreği içinde İran'ın Cihfil (kuzey-batı İran) bölgesi­nin önemli kentlerinden İsfehfin' da doğdu .. Bazı kayıtlardan hareketle 270-280/883~893 yılları arasında doğduğu tahınin edilmektedir. İlk tahsilini kül­türlü bir kişi (müecldib) olarak tanıtılan babasının yanında yapan Hamza el­İsfahanf, bilgi ve görgüsünü artırmak üzere birçok seyahatler yapnuştır. Onun ilki 308/920-921, üçünçüsü de 323/035'de olmak üzere üç Bağdat seyahatin­den bahsedilmektedir. Bazı kayıtlardan onun 333-334/944-945 yılında Bağ- . dat'a bir başka seyahat yaptığı tahınin edilmekte ve ayrıca bir de Fars'a2 git­tiğinden söz edilmektedir. Bu yolculuklarında başta hadis tefsir, dil ve edebi­yat olmak üzere değişik ilimlerde öne çıkınış bir çok bilgitıle karşılaşnuştır ki,

2 Pars kelimesinin Arapçalaşmış şekli olan Fars, bugünkü L·an' da, güneyde L·an körfezi, kuzeyde İsfalıan, batıda Hilzistan'la çevrili coğral1 bölgeye verilen addır. Şlraz, Bilşelır, Lar, Fesa, Kazeriln, Celırem, Abiide ve Flrilziibad, bu gün bölgenin önemli şehirlerini oluşturınalcıaclır. Bkz., Cevdet Hey' el. "Fars", DİA. Xll, 174. 175.

4

Page 3: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHANf VE BOVEYHfLER (!)

bunlar arasında Bağdat'ta görüştüğü ünlü tarihçi et-Taber! (310/922) ve bü­yük dilci İbn Düreyd (321/933) de bulunmaktaydı. 3

Bağdat'ta bulunduğu 308/920-921 yılı Abbas! ruHifetinin hızlı bir çö­küşe süreklendiği Muktedir (295-320/908-932)'in halifeliğine denk gelmek-. teydi ve kendisi de eserinde bu durumu tasvir eder ve ilginç bir şekilde olayla­rın anlatınum bu şehirde bulunduğu 308/920-921 yılından başlatır. 4 İkinci ge­lişinin tam tarihi bilimneınektedir; fakat üçüncü defa 323/935 yılında Bağ­dat' a yeıliden geldiğinde ise Abbas i hilafetinin içine düştüğü çöküntü duru­ınunun devam ettiğini gösteren olaylar sürüp gitmekteydi ve Hamza bütün

. bunları yakından görüp öğrcıuniş olmalıdır. Geçen zamanda içinde Muktc­dir'in kendi ordu kamutam Mı1nis'c yenilip katledilmasinin ardından iktidara halife el-Kahir (320-322/932-934) gelmiş, fakat o da kısa bir süre soıu·a bir ihtilalle. görevinden uzaklaştınlıp yeriıli er-Razı (322-329/934-940)'ye bırak­nuştı.5 Hamza' mn er-Razı zamamuda Bağdat'ta ne kadar kaldığı bilinmemek­tedir; acaba o adı geçen halifenin Ililafeti içinde bulunduğu güç durumdan bir ölçüde de olsa çıkarmak için bir çare olarak ihdas ettiği emfrü1ümeralık ıci.ı­rumunun ortaya çıkışına şahitlik etmiş miydi? Bunu tahmin etmek imkam yoktur. Şayet 333-334/944-945 yıllannda Bağdat'ta bulunduğu doğru ise, O·

sadece Abbasf hilafeti için değil, ayıu zamanda tüm İslam tarihsel süreci için. önemli bir değişim-kınlma anlanuna gelen Şu Büveyhfler'in Muizzü'd-Devle (334-356/945-967) önderliğinde Süıuıi'-Abbas! hilafet merkezi Bağdat'ı ele geçirmelerini de (334/945) müşahede etmiş olmalıdır.6 Bu hadise, yirmi yılı aşkın bir süre içinde bir kısım İran topraklannda genişlemesini sürdüren

3

4

5

6

Eugeıı Mittwoclı. "Die Literarisclıe Tatigkeit Humza ai-Isbahaııls", MSOS, XII (1909), s.1 10-120'; K. Narima n, "Hamza İspalıani", The .loumal of the Bombay B ra nch of the Royal Asiaric Society; XXIV (1917), 218, 219, 220, 221, 222; Hüseyin All MalıfGz, "Hamza b. d-Hasan el-İsfehfini, Siretülıu ve Asaruhu ve Arfıulıu fi'l-Lüğati ve't-Tiır!lıi ve'l-Büldan", Sımıer, 19 (1963), s.66, 67, 68, 69; F. Rosentlıal, "Hamza al-İsfelıaııi", E/2 (İng.), m, 156; Abdülkerim Özaydııı, "Hamza el-İsfalıaııi", DİA, XV, 513. Hamza el-İsfahaııl, Hamza b. el-Hasan, Tlirflıu S inf Miilı?ki 'f-Arz ve' l-Enbiyli, Beynıt trz., s.154. Zikri geçen halifeler ve ilgili olaylar hakkında bkz., K.V.Zettcrsteen, "Muktedir", İA (M.E.B.), Vill, 575-576; Aynı yazar, "Kahir Billah", Aym eser, VI, 74; Aynı .yazar, Ay m eser, "Razi Bi'llah", IX, 647. Şi! Büveyhller ve onların Bağdat' u hakim oluşlan hakkında bkz., Ereloğun Merçil, "Büveyhller", DİA, VI, 496-497.

5

Page 4: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doc. Dı: Alunet GONER

Deylem/Büveyhl yayılışımn ulaştığı en önemli/çarpıcı aşamaydı ve ileride söz edileceği üzere Hamza bu süreci de izleme olanağına sahip olmuştu. Bütün bu tecrübe~er, onun sadece ilmf-entelektüel karıyerinin oluşum ve gelişimi bakı­ınından değil, ayıu zamanda siyaset, devlet ve daha genel olarak tarih görüşü­nün şekillenmesinde etkili faktörlerden biri olarak görülebilir.

Çıktığı seyahatlerle değişik yerlerde bulunmasına rağmen doğduğu ve yaşadığı İsfahfin, Hamza el-İsfahfinl için en önemli sosyal çevre niteliğini ta­şımıştır. Öyle görünüyor ki o, yolculuk yaptığı yıllar dışındaki bütün hayatını bu kentte geçirmişti. Hamza "İsfahfin'da ·291-344/903-955 yılları arasınd~ hatırladığım normal dışı sekiz olay şunlardır" der ve hadiselerin tarihleri ola­rak 291/903, 310/922, 323/934-935, 324/935-936, 330/941-942, 332/943, 344/955, 350/961 yıllarını verir.7 Diğer tat'aftan o tarilll eserini İsfahfin'da 351/962 yılında taınamladığııu söylemektedir. 8 Bu kayıtlardan hareketle, Haınza' nın seyahatlerini tamamladıktan som·a İsfahfin' a döndüğü söylenebilir. İsfahfin' daki hayatı, denk geldiği dikkat çekici tarihsel olaylar/durum itibariy­le Hamza için son derece ilginç ve öğretici olmuştur. O, öyle görünüyor ki,

daha önce işaret edildiği gibi, dördüncü/onuncu asrın ilk on beş yılı geçtikten sonra kendini gösterıneye başlayan ve sonunda Büveyhı1er'i ortaya çıkaran Deylem' yayılışııu ve bu yayılışın değişik· aşamalarını İsfahfin' dan izleme ve bunların bir kısınına bizzat taıuk olma iınkaıuna sahip olmuştur. Zira bu ha~ reket Taberistfin, Cürcfin ve kuzey-batı İran' dan başlayıp, İsfahfin ve diğer bir kısım İran vilfiyetlerine ve nihayet Bağdat' a kadar yayılmıştır. Bütün bunlar olurken isafahfin, hareketin ınerkezf noktalarından biriıli teşkil etnuştir. Deylem hareketiılİn ortaya çıkışı ve gelişinlİ hakkında kısa bir hatırlatma bu durumu . açıkça göstermektedir: Deyleın ya yılışı m 316/928 yılmda Deylemli lider, Esffir b. Şfrveyh9 başlatnuş ve Taberistan, Cürcan ve bazı kuzey-batı İran vilayetlerini ele geçirdikten sonra güneye yürüme hazırlığı içinde iken li­derliği kendisiılİ hertaraf eden bir başka Deyleınli lider Merdfivic b. Ziyfir' a bırakmak zorunda kalınıştır. Hareketin önderliğiılİ ele geçiren müstakbel Ziyfirf hanedammn kurucusu Merdavlc b. Ziyfir (315-323/927-935), 10 haki-

7 Hamza el-İsfahanl, s. 148, 149, 150, 151. 8 Hamza el-İsfahlinl, s. l 83. 9 M.C~nard, "Asffir b. Şh'irawayh'i", E/2(lng), I, 668. 1° C.E.Bosworth, "Mardaw!Qi", E/2 (İng). VI, 539.

6

Page 5: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA ~l-İSFAHANf VE BOVEYHfLER (!)

ıniyetini İsfaMn ve diğer Cibal vilayetlerine yayınış ve Hamza'nın ıneınleketi İsfahan'da taç giyınişti. Ne var ki Deyleın yayılışı Büveylu1er'i ortaya çıkar­ınakla çok daha önemli bir aşama kaydetti. Şöyle ki, Merdavfc'in önce sıra­dan bir komutanı, soımı da bir valisi olan Ebı1 Şüca' Büveyh'in üç oğlundan en büyüğü Ebü'l-Hasan All (İınfidü'd-Devle[322-338/934-949]), beriki gücü- . nü pekiştirınekle meşgulken harekete geçip 11 321/933 İsfahan'da kısa süreli bir hakimiyet kurup müstakbel Büveyhl hanedanının ilk işaretini verdikten soma, güneye inerek Fars'da hanedanın ilk şubesini tesis etmeye muvatlak olmuştur. İınfidü'd-Devle'nin kardeşi Ebu Al! el-Hasan (Rüknü'd-Devle[323-366/935-976]) ise Merdfivfc'in isfahfin'da katledilmesinin (Rebiülevvel 323/Şubat 935) ardından kenti ele geçirerek sonraki yıllarda Ziyfir!ler ve Sfi­maniler ile büyük bir mücadele içinde hanedanın Rey ve Cibfil şubesini kur­mayı başardı. 12 Bütün bu hızlı tarihl değişmeleri İsfahan' da izleyen Hamza el­İsfahaıli, denilebilir ki, hayatnun önemli bir kısımnı (yaklaşık kırk yıl) Rük­nü'd-Devle'nin hı;ıkimiyetindeki bu şehirde geçirmiş ve nihayet adı geçen Büveyh! emiri hfila hayatta ve hanedanın en .büyük hükümdan olarak iş ba­şında iken bir rivayete göre 360/970 yılından önce13 aynı kentte vefat etmiştir. Kısaca onun hayat serüveni, devrinin önemli/belirleyici tarihl-siyasi olayları

dikkate alındığında bir genel cümle ile şöyle ifade edilebilir: Onun Bağdat'ta izlediği Abbfisller' in çöküşü, İsfahan' da izlediği ise Deylemliler' in/Büveyhller' in yükselişi idi.

Tarihi olaylar ve zaman-mekan bakınundan bu kadar yakın olmalarına rağmen, Hamza el-İsfahfini ile Büveyh! hükümdar ve devlet adamlarının iliş­kisi hakkında bir-iki kayıt dışında kaynaklarda ne yazık ki, herhangi bir bilgi ile karş.ılaşılmamaktadır. Bunlardan biri, Hamza'nın eserlerinden biri olan Kitabü'l-Hasais ve'l-Miivôzene Beyne'l-Arabiyye ve'l-Fôrisiyye'yi ikinci ne­sil Büveyhl hükümdan Adudü'd-Dcvle (338-372/949-983) adına kaleme al-

11 Ahmet Güner, "İmaclüclclcvle". DİA, XXll, 173-174. 12 H.Bussc, "Büvcyhllcr", Doğuştan Günilmiize Biiyilk İslam Tarihi, İstanbul 1987, V, 5 16.

517,524. 13 es-Scm'unl, EhG Sa'cl Abclülkcrlın b.Muhaınınccl b.MansGr el-Tcmlınl, el-Ensc?b, Bcyrut

1408/1988, I, 175.

7

Page 6: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doc. D1: Alunet GONER

ması dır. 14 Tarihçinin yukarıda· belirttiğimiz Fars seyahati ile eserin bu sırada Büveyhf hanedanının Fars şubesi hükümdan olan Adudü'd-Devle'ye ithaf e­dilmesi arasında bir ilişki olabilir. Bir başka kayıt da Rey ve Cibfil Büveyhf hanedanının ünlü vezir ve devlet adaını büyük edip es-Sfihib b. Abbfid (385/995)'ııı15 Hamza el-İsfahfini'nin ilmi-edebi kariyerini övmesidir ki bu durum, ikisi arasında bazı ilişkilerin olabileceğini düşündürmektedir. 16 Tarihi kaynakların bu suskunluğuna rağmen, ileride ele alacağıınız gibi, Hamza'nın Deylemliler ve Büveyhı1er'itarihsel olarak ele alırken gösterdiği tavır ve eği­lim, bu ilişkinin bize yansıyanın ötesine. geçtiğine bizi ikna etmektedir. Herhalükfirda biyograiisine dair yukarıda ortaya koyduğumuz çerçevenin, ta-~­rihf eserinin, özellilde de bu eserin Deyleınljler ve Büveyhı1er' e dair sayfa ve satırlarının kendine has şeklini alınasında etkil! olduğu kolayca söylenebilir.

ilmi kariyerine gelince, Hamza el-İsfahfini, edebiyet, felsefe, tıp, tfirih, lügat, nahiv, tefsir ve hadis gibi değişik alanlarda eğitim görmesine rağmen, sayısı yirmiye varan eserleri17 dikkate alındığında, ağırlıklı ilmi çalışmaları­nın, tarih ve dilbilim/fılolqji olmak üzere daha ziyade iki sahada yoğunlaştığı

... görülmektedir. Klasik devir bilginleri daha ziyade onun bu iki özelliğini öne çıkarmışlardır. Edebi yönüyle ilgili olarak çoğunlukla "edip", "eğitiınci (el­Müeddib )" ~8 "zarif veya büyük ediplerdeı1 biri", 19 "lügat ilminin otoritesi (Sfihibü'l-Lüğa)"20 şeklinde kendisine atıfta bulunulmuş ve Ebü'l-Feth el- · Merfiği (376/986), es-Sfihib b. Abbfid, el-Harezm! (Ebılbekir Muhammed b. el-Abbas [383/993]), el-Kfidl el-Cürcfiıu (Ebıl Sa'd İsmail b. Ahmed,

14 İbnü'l-Kıftl, Cemalüdd!n Ebü'I-Hasan All b. Yusuf, lnbôlıii'r-Riivat ala EnMi'n-Niihclı, Kallire 1369/1950, I, 335.

15 . S ahi b b.Abbad hakkında bkz., Alırnet Ateş "İbn Abbfıd", lA (M.E.B.), V ·(II), 692-693 ... 16 Ünlü vezir, .Hamza el-İsfahfınl ile onun gibi dönemin bir başka eelibi olun İbn Ebi Avn

hakkında şöyle demiştir: "Bu ikisi önde gelen iki üstad ve iki büyük bilgindir (fehlfıni)". Bkz., Hüseyin Ali MahfGz s.73.

17 Eserlerinin bir listesi için bakınız: İbnü'n-Ned!m, s.l99; Bağciatlı İsmail Paşa, Hediyyetii'l-Arifin Esmail' l-Miiellifin ve A.saril'l-Miisannij'in, İstanbul 1951, I. 336; Mittwoch, s.129-135; Hüseyin Ali MuhfGz, s.74-75; F. Rosentlıal, "Hamza al-L~fahanl", E/2 (İng.), III; 156; Abdülkeriın Özaydın, "Hamza ei-İsfahan!", DiA, XV, 514.

18 İbnü'n-Ned!m, s.199; İbnü'l-Kıft!, I, 335. 19 H" . AI' M 1 ı·· 73 useyın ı a ı ·uz, s. . . 20 Yakut el-Haınev!, Şihabüdd!n EbG Abdullah Yakut b. Abdullah, Mu'cemil'l-Biildan,

tlık., Fer!d Abd u! aziz el-Cünd1, Beyrut Lrz., I, 41. ·

8

Page 7: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHANf VE BOVEYHfLER (!)

[392/1001-1002]), İbn Hiris (377/987) gibi bu sahanın büyük bilginleri ara­sında sayılmıştır. 21

Tarihçiliği ile ilgili olarak ise o, Mücmelü't-Tevarih (52011126 yılmda yazıldı). yazarınca "tarih ilminin ş alu (Hudavend-i Tarih)" şeklinde övülürken, Hamduiiah el-Müstevff (751/1350) taraündan "üstad tarihçilerden biri" diye nitelendirilmiştir. Devletşah (913/1507-1508) da Haınza'yı, et-Taberi (31 0/922), İstahri (346/957) ve ayrıca Yunan tarihçileri ayarmda bir tarihçi gibi düşünmüştür.22 İbnü'I-Belhi (510/1116-1117'de hayatta)'nin "araştırıcı bilgin (recül muhakkik)" ifadesi ise, 23 onun genel ilim adamlığuun bir değer­lendinnesi gibi durmaktadır.

Hamza eserlerinin çoğunu verdiği dilbilimde (tilolqji) daha ziyade ata­sözü, darbımesel (emsallproverb), sözlükçülük (lexicography) ve şiire yönel­miş ve bir takım dil sorunlarına eğilmiŞ görünmektedir. 24 Atasözleri ve darbı­meseiier hakkında kaleme aldığı Kit{lbü 'l-Emsô.l al{) Ef"al el-F{llıire' de25 o- . tuz bölüm halinde "Ef'alü" (ism-i tafdfl) kalıbıyla söylenmiş 2600 Arap ata­sözünü (darbımesel) alfabetik olarakele almış· ve darbımesellerin ortaya çıkış sebeplerini dil ve sözlük bakımından incelemiştir. Eser, Hüseyin Ali Mah­fOz'un tespitine göre, es-Sealib! (42911037-1038), İbn Hallikan (68111282~ 1283) v.e Hizanetü'l-Edeb yazarı Ahdülkadir el-Bağdfidi' (1093/1621) tarafin­dan kullanılmış ve muhtevasından bazı parçalar az ya da çok nakledilmiştiı:. 26

Hamza, bu alanla ilgili olarak ayrıca Kittlbü'l-Enıs{lli's-S&lire 'an BüyCiti'ş­Şi'r'i kaleme alınıştır. 27 Eser, yazarının darbımesellerin şiirden doğduğu dü­şüncesinde olduğunu ortaya koyması bakınundan da önemlidir.

'l H" . Al' M ı ı•A 73 - useyın ı a 1 uz, s . .. 22 Hüseyin Ali Mahflız, aynı yer. 23 İbnü'l-Belh'i, Kitlibu Farsnlime, neşr., Le Strange, ve R.A., Nicholson, London 1921. s.

8. 24 F. Rosenthal, "Hamza el-Isfahfınl", E/2 (İng.), III, 156. 25 İbnü'n-Ned'im, s.199. Bu eser basılmıştır: nşr., Fehml Sa'd, Beyrut 1409/1988. 26 Hüseyin Ali Mahfllz. s. 78-82; Mittwoch. s.l31-132; Abdülkerim Özaydın, "Hamza ei­

İsfalıan1", DİA. XV, 514. 27 İhnü' n-Nedim, s.199; Ktıtib Çelebi, Ke;~f/i'z-Ziinfln an Esftmi 'l-Kiltilbi ve' l-Fiinfln,

1360/1941, I, 168; Hüseyin Ali MahfCız, s.74, 84; G.K.Nariman, s.221; F. Rosentlıal,

"Hamza el-Isfuhi\ıı!", E/2 (İng.), III. 156; Ahdülkeriın Özuydın, "Hamza el-İsfahfın!", DİA, XV, 514.

9

Page 8: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doç. D1: Alunet GONbl?

Sözlük sahasındaki eserlerinden zaınanımıza kısmen ulaşan K it abii' 1-Hasttis ve'l-Miivttzene Beyne'l-Arabiyye ve'l-Fil.risiyye'si,28 Arapça ile Farsça'yı karşılaştırmak amacıyla kelimeleri konularına göre gruplara ayını-. rak meydana getirdiği bir çalışmadır; ınüellif bu kitapta Farsça' dan Arap­ça'ya geçtiğini düşündüğü coğrafi isimler üzerinde de durmakta ve aynı za­manda Farsça'nın Arapça'dan üstün olduğunu savunmaktadır. Sealibf (429/1037-1038) ve YakUt el-Haınevf (626/1228-1229) gibi birçok bilgin ta­rafından kaynak olarak lcullanılan eser, etiınoloji sahasında Hamza'nın derin vuku1'una şahitlik etmektedir. O kadar ki İbnü'l-Kıfti (646/1248) kitap hak­kında ınüellifınin lügat ve köklerine ne kadar vakıf olduğunu gösteren benzeri ., yazılmamış bir eser diye söz etmektedir. 29 Yiı1e bu sahayla ilgili olarak kaleme aldığı Kitabii't-Tenb'ih af{} Hurujt't-Tashift~30 ise o, genel olarak, dilciler ve ediplerle lügat ve şiir ravilerinin gerek şiir ve gerekse nesirde yapnuş oldukları nokta, hareke, irab ve yazım hatalarma yer verir. Sonraki asırlarda geniş bir tesir sahası elde eden eser, Yakut ei-Hamevf (626/1228-1229), İbn Hallikan (681/1282), es-Safedf (764/1362), İbn Hacer (852/1448), İbn Keınill Paşa (940/1533), Abdulkildir el-Bağdadl (1093/1682), eş-Şeyh Yusuf el-Behranf ve Gıyaseçldln Abdülkertın b. TavCıs gibi edip ve dilciler tarafindan kaynak olarak kullanılmıştır. Hamza'nın hemen hemen çağdaşı olan Ebu Nasr İshak b. Ahmed b;o- Şls (405/1014-1015) tarafındaıi bu esere bir reddiye kaleme a­lınnuş olması, onun yazılınasının üzerinden çok geçmeden tartışına konusu olmaya başladığını göstermektedir. Bu çalışma, Rosenthal' e göre kültürel ta­rih sahasında önemli bir başarı dır. 31

Hamza el-İsfahilnf şiir alanında daha ziyade derleme çalışmalarına ilgi göstedi;. bunlar arasında büyük bir cilt olarak Ebu Nüvas (198/813[?])'ın şiir­lerini içeren D'ivanü Ebl Nüvas'ı önemlidir. Bir derleme olmasının dışında e.~

28 İbnü'l-Kıfll. I, 335; Katib Çelebi, II, 1464; Bağdallı İsmail Paşa, I. 336; Hüseyin Ali MahfGz, 87.

29 İbnü'I-Kıftt. I, 335; F. Roscnthul, "Hamza al-Isfahfinl", E/2 (İng.), III, 156; Abdülkeriın Özaydın, "Hamza ei-İsfalıanl", DİA. XV, 514; Hüseyin Ali MahfGz, s. 87-90; Mittwoch, s.135-136, 156-159.

30 İbnü'n-Ncd'im, s.l99. 31 Mittwoclı, 134-135; Hüseyin Ali MahfGz, s.83-84; Abdülkcrim Özaydııı, "Hamza cl­

İsfahaıı'i", DİA. XV, 514; F. Roseııthal. "Hamza al-lsfahfiııl", E/2 (ing.), Ili, 156.

lO

Page 9: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHAN! VE BOVEYHILER (fJ

ser, ayrica, çok değerli edebi bilgiler ihtiva etmesi açısından da mühimdir.32

Onun Bağdat' a yaptığı seyahatlerden birinin, bu eseri kaleme almak için ge­rekli malzemeyi toplamakla ilgili olduğu belirtilmektedir. 33

Tarihçiliğine gelince Hamza el-İsfehanf'nin iki tarihi eser kaleme aldı-. ğından bahsedilmektedir ki, bunlardan biri zamaıuımza ulaşmayan İsfahan . tarihidir: Kitflbu İsbelıôn ve Alıbôrilıô. Hakkında yapılan nitelemelerden onun İsfahan'ın politik tarihi ile biyograt1k tarihini birleştiren ve kentin coğrafyası, topografyası, tarilli özellikleri ve burada yetişen meşhur kişiler hakkında bilgi veren hacimli bir kitap olduğu anlaşılmaktadır. el-Kıftf eseri, tasarımı, planı ve sistematiği açısından hayret verici (acfbü'l-vaz'), ilginç yönü fazla (el­kesfretü'l-ğaraib) ve faydalı bir kitap olarak tavsif etmektedir. Bu özellikleriy­le İsfalıôn Tarihi, sonraki zamanlarda bir başvuru kaynağı niteliği taşımış ve el-Bfruıu (44011048), el-Maferruhl (yaklaşık 465-485/1072-1092), Hasan b. Muhammed el-Kumml, Mücmelü't-Tevarih ınüellitl (eser 520 /1126 yılında İran'da yazıldı), YakUt el-Hamevf (626/1228-1229) ve Ebu Nasr Sehl b. Ab­dullah tarafından kullaıulmıştır. 34

Onun tarih sahasında en fazla tamnan eseri ise daha önce işaret edildiği gibi Tôrfhu S inf Miilı1ki '!-Arz ve' 1-Enbiyô' dır. 35 Eser kısa bir dünya tarihi

32 Mitlwoclı, s.l50-156; Hüseyin Ali Malıffiz, s.91-92; F. Roscntlıal, "Hamza al-Isfalıfınl", · E/2 (İng.), m. 156; Abdulkcrim Özaydın, "Hamza ci-İsfahfınl", DİA, XV, 514.

33 H·· . Al' M 11'' 6° useyın ı a 1 ·uz, s. o. 34 İbnü' n-Nedim, s. 199; cs-Sem 'fınl, I, 175; İbnü' 1-Kıftl, I, 336; Kfıtib Çelebi, l, 282; Ab­

dülkcrim Özaydın, "Hamza ci-İsfalıani", DİA, XV, 514; F. Rosentlıal, "Hamza ai­Isfahfıni", E/2 (İng.), m,156; Hüseyin Ali Mahfuz, s. 75-77; Mittwoclı, 130-131.

35 Bu adlanciırma kitabın naşiri tarafından yapılmış olup, aslından biraz farklıdır. Eser, müellifi tarafından "Kitfıbü Tevfırllıi Sini MüiGki'I-Arz ve'l-Enbiyfı Üli'l-Emr Alcylıimü's-Selfıınü" şeklinele isimlcndirilmiştir. Bkz., Hamza ei-İsfalıani, s. 5. Fakat eser, onu kullanan değişik müellifler tarafından farklı şekillerde adlandırılmıştır. Bu çerçevede ei-Biruni (bkz .. e l-A silrtl '!-Bakiye an Kun?ni '1-Hôliye, Leipzig 1923, s. l 05), "Tevfırilıü Kibari'I-Üıneın Men Meda Minhüm ve Men Öaber". es-Sefılibl ve All b. ci­Husan ei-Hazrccl (812/1409-1410), "Kitfıbü Tcviirllıi'J-Ümeın" ve Mücmclü't-Tcviirilı müellil'i ilc Yakut ci-Hamevl de (bkz .. Mu'cemii'I-Biildan, m. 302; Hasan Ali MahfGz, s. 85) "Tarih" şeklinde isimleıidirınişlerdir. Kiitib Çelebi (bkz., Keşfil'z-Zilnli.n, I, 286, 301) "Tcvarilıü'l-Ümem" ve "Turihü Kihfıri'I-Beşcr" adlarında iki eseri Hamza'ya isnad etmektcdir ki, yine kastedilenin ayııı eser olduğu anlaşılmaktadır. Bazı günümüz araş­tırmalunnda (bkz., Ş fikir Mustafa, et- Tllrflıu '1-Arabf ve' l-Milerrilıun, Bcyrut 1983, Il, 380; Ramazan Şeşen, Milslilmcmlarda Tarilı-Coğrqf)•a Yazıctlığı, İstanbul 1988, s. 66)

r::{;F'

11

Page 10: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doc. D1: Alunet GONl!."'R

kronolojisi ve hanedanlar tarihidir. On bölümden oluşan eser, sırasıyla, İran, Roma, Yunan, Mısır/Kopt, İsrafl, Lahını1er, Gassanı1er, Himyeri'ler, Kindeliler gibi İsHlm öncesi devlet ve hancdanlarıyla İsHlnı1 döncmdeki Kureyş-Arap-İslam devlet ve hancdanlarının tarihlerini içermektedir. Tarihçi, hacimli olmayan bu eseriyle oldukça dikkatli ve tenkit t1krine sahip bir araştı­rıcı olduğunu ortaya koymuştur. Eski İran/Fürs haberleri ile ilgili olarak "Bunlar, bütünüyle doğru değildir" der, ardından araştırınaya ve mukayeseye koyulur ve ilgili haberler arasındaki boşlukları gösterıneye çalışır. Tarihçinin araştırıcı ruhu ve dikkati elde ettiği kaynakların seçimine gösterdiği ilgi ile en otantilc kaynakların seçiminde de kendisini belli eder. O eski İran tarihi ile il-., giH olarak Zerdüşt'ün kitabı Avesta dahil olmak üzere daha önce yazılmış en az sekiz İran tarih kitabını birleştirir ve bunların haberlerini birbirleriyle ınu­kayese ederek Idtabın bir bölümünü oluşturur ve ayrıca hükümdarların hü­lcümdarlık müddetlerini tespit için birçok Zfc'lerc başvurur. Benzer şekilde Yahı1di/İsrilll, Grek ve Roma tarihi için Yahudi ve Bizans bilgi kaynaklarını kullamnuya önem verir. Arap/İslam tarilli için ise birçok siycr kitabı ve et­Taberf gibi büyük tarih kaynaklarına yönelir.36 Ayrıca şahidi olduğu bazı olay­lara da eserinde yer vcrir. 37

Yukarıda dilciliği ve tarihçiliği ilc ilgili olarak ortaya konulanlar, Hamza'nın araştırıcı, ınütecessis, üretken, dikkatli ve bir ilim adaını olduğu­nu, araştırmalarına orijinal katkılar yaptığını ve bu özellikleri ile kendi çağın­dan itibaren asırlaı·ca tartışılıp eserlerinden yararlanıldığını göstermektedir. Burada Hamza ile ilgili üzerinde durulması gereken bir başka nokta da, onun bir İran nulliyetçisi olduğu ve ŞuObiyye taraftarı olarak Araplar' a karşı peşin hükümlü davrandığına dair ileri sürülen görüşlerdir. 38 Bu değerlendirme baş­ta Goldziher ve Rosenthal olmak üzere, kimi günümüz araştırmacılar tarafın-

• O M

Hamza'ya "Kitfibü Tevfırlhi Kibfıri'J-Beşer'' adıyla üçüncü bir tarih kitabı isnad edil­mektedir; fakat bu durum, yukanda belirtildiği üzere, aynı eserin değişik adlarla anılma­sının yol açtığı bir hala olsa gerektir.

36 M. Şeınseddin (Günal tay), İslam'da Tarih ve Milverrilıler, İstanbul 1339-1342, s. 83-84: Şakir Mustafa, ll, 379-380; ~amazan Şeşen, s. 65-66; F. Rosenthal, "Hamza ul­Isfahan!"; E/2' (İng.), lll, 156; Hüseyin Ali Malıfuz, s. 85-86; Abdülkeriın Özaydın, "Hamza ei-İsfalıfın'i", DİA, XV. 514; G. K. Nariınaıı, s. 225.

37 Hamza ci-İsfahaıı'i, s.148-153. :ıs ı·b "'1 I?-f' I ·335 n u - '-~ lı. , ....

Page 11: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHAN! VE BOVEYHfLER (!)

dan da ileri sürülmüş ve Hamza bunlar taralindan dilde ŞuObiyye'nin önde gelen temsilcisi olarak görülmüştür. 39 Bu konuda bir başka görüş deonun mu­taassıp bir İran milliyetçi si olmadığı şeklindedir. 40 Bizim kananatımıza göre bu yaklaşımların her ikisinde de doğrulık payı vardır. Hamza, tenldt fikrine önem veren, gerektiğinde İran'la ilgili meselelerde de zaman zaman eleştirel bir tutum sergilemekten çekinmeyen bir ilim adamı olmasına rağmen, kendis1- . nin, ınilliyetinin, dil ve ve tarihinin farkında ve bütün bu konularda son derece duyarlı bir kimse idi. Dolayısıyla bir İran milliyetçisi olarak isimlendirmekte bir zorluk bulunmamaktadır. Dünya tarihi kı·onolqjisinin en ağırlıklı bölümü­nü eski .İran tarihinin teşkil etmesi, eski İran hanedanlarııun kudret ve ihtişa­mııu gözler önüne serıneye özen gösterınesi,41 yukarıda geçtiği üzere, İran di­linin Arapça'ya tesirini incelerken bu konudaki görüşünü Farsça'nın Arap­ça' dan üstün olduğunu iddia edecek noktaya getirmesi, eski İran bayranıları nevruz, mihrican ve s adak' ı ınüstakil kitap konusu halinde işlenıesi42 ve nev­ruzu ayrıca Tarilı'inin bir bölümü yapınası,43 buna işaret etmektedir. Fakat bütün bunlara rağmen Rosenthal'in dediği gibi Hamza, bütün eserlerini Arap­ça kaleme alan ve Arap-İsH.lm kültürünün öneminin farkında bir ilim adaınıy­dı. 44 Bir ŞuObiyye mensubu olsa bile, onu aşırı tutucu ŞuObiyye taraftarı gibi düşünmek veya ınutaassıp bir İrancı olarak nitelemele için ciddi bir neden bu­lunmamaktadır. Zira ŞuObiyye taraftarlığııun veya eski İran' a özlem duyn1a­ıun çeşitli dereceleri söz konusuydu. Örneğin bunlar arasında MecOsilik de (diyanetü'l-Fürs) dahil olmak üzere Devletü'l-İslam'ın Devletü'l-Fürs'e inti­kalini hedet1eyen veya böyle bir beklenti içinde bulunan aşırı Şuubiyye taraf-

39 F. R~senlhal, "Hamza al-Isfalıfınl", E/2 (İng.), ID, 156; Abdülkerim Özaydın, "Hamza el-İsfalıfınl", DİA. XV, 514

40 Abdulkerim Özaydın, ''Hamza el-İsfalıfınl", DİA, XV, 514. 41 Hamaza el-isfelıfın!, s. 9-51. 42 Hamza el-İsfalıfın'l' nin bu konuda yazdığı kilapiarın ad lan şöyledir: Kitabü A'yadi' 1-

Fürs, Risale fi'ıı-Neyruz, Risfıle fi'l-E:;:·ari's-Saire fi'n-Neyruz ve'l-Mihrecan. Bkz., Hü­seyin Ali MalılUz, s.74, 75, 77-78, 90: Abdulkerim Özaydın, "Hamza el-İsfahanl", DİA, XV, 514. Blrunl (bkz., el-Asam'l-Bakiye, s. 52; Hüseyin All MahfUz, s. 90) Hamza'nın nevruz hakkındaki kitabından bahsederken İranlılar (el-Fürs) söz konusu olduğunda Hamza' nın laasup gösterdiğini kaydeder.

43 1 Hamza el- sfahaııl, s.l28-144. 44 F. Rosenlhal, ''Hamza al-lsfahan'l", E/2 (İng.). ITI. 156.

13

Page 12: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doc. Dı: Alunet GONER

tariatı vardı ki,45 Hamza el-İsfahanl'nin ileride ele alınacağı gibi, bunlarla kı­yas edilmesi düşünülemez. Diğer taraftan Hamza'nın milli duyguları yüksek ve bu niteliğini eserleriyle de gösteren bir ilim adamı olmasında yaşadığı çağın yukarıda belirtilen niteliklerini ve bu çerçevede Deylemliler/Büveyhı1er gibi, İran coğrafyasından çıkan bir hanecHmın İsHim dünyasımn önemli bir kısmın­da iktidarı ele geçirdiği ve kimi İranlılar'm gözünde ayın zamanda Arap ha­kimiyetini temsil eden Abbasller'in etkin varlığımn giderek ortadan kalktığı bir zamanda yaşamasını ve bu durumun onun tarih gôrüşü de dahil olmak ü­zere milli bilincini etkilemiş olabilei:eğini dikkate almak gerekir. Diğer taraf-tan onun hakkında bir kısım İsfahfın'lı hemşehrileri tarafından eserlerinin ve ., ilgilendiği ilim ve disiplinlerin çokluğu nedeniyle "hezeyan satıcısı" suçlaması da yapılınıştır ki, bu tamamen haksızlıktır. İbiıü'l-Kıftf bu suçlamayı kaydet­tikten sonra, gerçeğin asla böyle olmadığını, cahillerin, bilmedikleri şeye düş­man olduklarııu söylemektedir. 46

2. Hamza el-İsfahani'nin Tarih'inde Deylemliler ve Büveyhiler'in Ele Alınışı

a. Abbasiler'in ÇUküşünün Ilanı ve Irak Büveyhi Emiri Muizzü'd­Devle'nin Bir Kurtarıcı Gibi Nitelenmesi

Hamza ..el-İsfahfınf'nin Büveyhfler' e yap'tığı ilk atıHar, eserinin Abbfisi' tarihine dair sayfalarında yer almaktadır. O, on bölüm halinde kaleme aldığı eserinin Arap-Kureyş-İslfıın hükümdarlarııia ayırdığı onuncu bölümün seki­zinci faslım Abbasi' ilalifesi Muktedir (295-320/908-932)' in hi lafetinden Büveyhi'Ier'in Bağdat'ı ele geçinnelerine (334/945-946) kadar geçen devrenin incelenmesine tahsis eder ve bu zaman dilimini' bir kargaşa dönenli olarak i­simlendirir : "Ülkeleriıun Merkezinde (Bağdat) Abbas Oğullarııun Saltanatı­ımı Maruz Kaldığı Kargaşanın Tasviri". O ilk önce olayların ayrintısına gir­meden bu kargaşaımı kendince genel bir yorumunu verir ve Büveyhller' e de ilk defa burada değinir: "Bağdat baştan başa harap oldu; şehirdeki halk göç etmek zorunda kaldı. Neyse ki sonunda Allah, Ebü'l-Hüseyin (b.) Büveyh (Muizzü 'd-Devle[3 34-35 6/945-967]) aracılığıyla kal anların i mdadına yetişti".

45 İbnü' n-Nedim, s.267. ~6 İbııü'I-Kıfl'i. I. 336.

14

Page 13: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHAN! VE BOVEYHfLER (l)

Hamza bundan soma bazı ayrıntılarla dönenli irdelemeye çalışır; fakat bunu yaparken Abbas! tarihini en başından itibaren genel bir değerlendirmeye tabi tutarak söze başlar. Ona göre, "Ahhasf çağııun başlangıı.:ı 1321750 yılına te­sadüf eder. Bu tarihten başlayarak 177 yıl boyunı.:a işbaşma gelen kişilerin (halifelerin) zamaıunda devlet işleri genel olarak iyi bir istikamet üzere devam etti; bunların saltanatları sırasında ortaya çıkan arazlar geçid oldu ve süratle ortadan kalktı. Onların ınülklerilsaltanatları bu nlinval üzere Muktedir (295-320/908-932)'in mülkünden/halifeliğinden on üç sene ve birkaç gün geçinı.:eye kadar devam etti. 308/921 senesinin sonuna gelindiğinde Abbasller'in baş­kentlerinde anarşi ve karışıklıklar ortaya çıktı; bu olaylar onların ordu ve halk üzerindeki otoritelerini giderdi ve hazinelerini boşalttı. Hadiseler oruarın baş­şehirlerinde yirmi beş yıl devam etti. "47 Hamza bundan soıu·a 308/921 'den iti­baren ortaya çıkaran ve Abbasller'in tükenmesine sebep olan olayları yıl yıl kısaı.:a anlatır ve sonunda Muktedir' in bir komutaıuyla yaptığı savaşı kaybet­mesi akabinde acıklı bir şekilde öldürüldüğünü belirtir ve bu tarihten soı1raki on üç yılın da aynı şekilde devam ettiğini söyler.48

Görüldüğü gibi Hamza' mn burada teınel olarak ele aldığı konu her şey­den önce halife Muktedir zamanında 308/921 yılından itibaren Abbas! devle­tinin içine düştüğü ve adı geçen halifeılin fed bir şekilde katledilmesinin ar­dından artarak devam eden kargaşa ve kaos haliılin tasviridir. Fakat bu tasvir, Hamza'ıun daha konuya girerken yaptığı ve Büveyhf enliri Muizzü'd-Devle'yi merkeze alan yorumu ışığında düşünüldüğünde Büveyhı1er'in Bağdat' ı ele ge­çirınesi olgusuna okuyucunun dikkatini çekmeyi amaçlayan bir giriş gibi durmaktadır. Kaos ve anarşinin 308/921 yılından itibaren Bağdat'ta yirmi beş yıl, Mukte~ir' in öldürülmesinin ardından da on üç yıl devam ettiğini söylerken de tarihçiılin, İslam tarihinde belirli bir dönenlin başlangıç tarihini akılda tut­tuğunu göstermektekledir ki bu tarih, Büveyhı1er'in Bağdat'ı ele geçirmesidir. Büveyhı1er'in Bağdat'ı ele geçirdiği 334/945 tarihinin Muktedir'in ölüm yılı olan 320/932 tarihinden on üç yıl, 308/921 tarihinden de 25 yıl sonra gerçek­leştiği burada düşünülmelidir. Çok daha önemlisi bu kaos ve anarşi dönemillin Muizzü'd-Devlenin Bağdat' ı ele geçirmesiyle sona erdiğiıli söylemesidir ki, bu

47 Hamza ei-İsfahaıı'i. s.l54. 48 Hamza ei-İsfahiiııl. s.l54-163

15

Page 14: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doç. D1: Al11net GONER

ifadesiyle o, · Büveyh! enlirini bir kurtarıcı olarak selaınlamakta ve Büveyhfler'in 13ağdat'ı işgalini böylece meşrulaştımuş olmaktadır. O, Süımf­Abbas! hilafet merkezi Bağdat'ın Deyleınli Büveyhfler gibi Şif ve taşrab bir gücün eline geçmesiıli hazınedemeyen Süımf çoğunluğa sanki bir cevap verir gibidir. Yaıli onlara Büveylu1erin Bağdat'ı ele geçirmesinin, yaşanan bunca kaos ve kargaşa dikkate alındığında hir kurtuluş ve bir esenlik olarak algımnası gerekir deılilınek istenmektedir. Son dikkat çeken nokta da Hamza ei-İsfahanl'ılin, Arap-İsHim hüküındarlarımn tarihini ve bunun bir bölümü o­larak işlediği Abbasller dönenlini Muizzü'd-Devle'ılin Bağdat'ı ele geçirmesi-ıli haber vermekle sonlandırmasıdır. Eseriıli 351/962 yılında tamamladığı dik- ., kate almırsa onun Abbas!llilafetiılin Büveyhller'in gelişinden soıu:a da varlı­ğını sürdürdüğünü bilmediği veya bundan haBerdar olmadığı söylenemez. Fa­kat Büveyhfler'in 334/945 yılında Bağdat'a hakim olmalarından sonra devam eden tarim süreci ele alınamak suretiyle o, (aslında o Muktedir'in öldürüldüğü 320/932 tarihinden sonraki olayları zikı·etmeye bile gerek duymaz) sanki anı­lan yıldan sonraki tarihin Abbasller'in tarihi olmadığım söyler gibidir. Tarih­çiilin Abbas! devletinin içine düştüğü kaosun ayrıntılarına girdiği yerde, bu devletin tarihinin iyi ve kötü dönenılerinin bir hülasasını vermek suretiyle, ar­tık Abbasl'devletiılin defterinin gerçekte kapandığına güçlü bir tınada bulun­ması da buna işaret eder görümnektedir. Bir kurtarıcı olarak selaınladığı

~

Muizzü'd-Devle, öyle görünüyor ki, ona göre ayrı bir tarihsel önenli haiz idi

b. Irak Büveyhl Emiri Muizzü'd-Devle'nin Tarihsel Rolü'nün Ebu Müslim el-Horasanl'nin Tarihsel Rolüİle Mukayese Edilmesi

Hamza el-İsfahanf, Abbas! devletiılin etkin varlığının sona erdiğiıli söy­lediği yerde Ebü'l-Hüseyin b. Büveyh'i (Muizzü'd-Devle) bir kurtarıcı olarak

ılitelemekle yukarıda belirtildiği gihi, onu farklı bir tarihsel rol içinde gördü"· ğünü ortaya koymaktadır. Bir başka ifade ile Muizzü'd-Devle'nin eliyle Büveyhller'in hilafet merkezi Bağdat' ı ele geçirmesi, ona göre sıradan bir olay alınamu ötesinde değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Nitekim o bu konu­daki yaklaşınum eseriılin bir başka bölümünde ele alır. Hamza el-İsfahfrııf, Tarih'iılin onuncu bölümünün dokuzuncu faslım Horasan valileriılin, onuucu faslım da Taberistan valileriılin tarihine ayırır. Bu durum eserin genel plamyla tezat teşkil eder görünse de· o bunun sebebini şöyle açıklar: Ona göre bunun sebebi esas olarak bu iki bölgenin genel İslam tarihinde oynadıkları önemli roldür. Bu rolü Hamza şöyle izah eder: " ... Bu faslı Horasan valilerine ayır-

16

Page 15: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHANf VE BOVEYHfLER ({)

dım. Ondan sonraki faslı da Taberistan valilerine tahsis ettim. Diğer bölgele­rin değil de bu iki bölgenin tarihlerini kitaba dahil etmenun nedeı1i, ilk önce Horasan'dan kalkan devlet ricaliı1in, sonra da Taberistan'ın devlet adamları­nın ellerinde meydana gelen olayların, "zamanın iki kahramanı­

ıu!ınuzafferiı1i" (Kari''ayi'z-Zeman) ortaya çıkarınasıdır ki, bunlar, Devletin öncüsü/desteği (Sahibü'd-Devle) Ebu Müslim (el-Horasftni') ve Ebü'l-Hüseyin b. Büveyh (Muizzü'd-Devle)'dir".49

Görüldüğü gibi Hamza el-İsfahftıu, Ebı1 Müsliın ile Muizzü'd-Devle'yi ve bu ikisiıli sonuç olarak ortaya çıkaran coğrafi bölge ve tarilll süreçleri işlev ve fonksiyon bakımından birbirine benzetiyor ve başka herhangi bir tarihçilun yapmadığı bir biçimde birbirleriyle mukayese edilebilir görüyor. Peki böyle bir tarihsel yorumun dayanak ve gerekçeleri. var mıydı? Müellif bunu da mü­teakip satırlarda ele alır ve önce Horasan bölgesiıuıi aktörleri ve Ebı1 Müs­lim'in, ardından da Taberistftıı'm aktörleri ve Ebü'l-Hüseyin b. Büveyh'in (Muizzü' d-Devle) tarihsel rolleriıli olgusal olarak ortaya koymaya çalışır. Ho~ rasan'la ilgili olarak şöyle der: " .... Horasan'ın Acemleri, Araplar ve bedev1-1erden oluşan ordularını ortadan kaldırarak Üıneyye oğullarından "devlet"i alıp Abbfts oğullarma (Beni'l-Abbfts) nakledenlerdir ... Horasan'dan doğan "devlet"i ortaya çıkaranlara/kuranlara gelince, onlar cürıne maruz kalanlar ve Ebı1 Süfyftn'ın oğulları ile Mervftn'ın oğullarının bakıyyelerinin yer aldığı

EmevTier' in ordularının kökünü kazıyarak intikam alanlardı. O Emevi' askerle­ri ki Allfth'ın mukaddes eviıli (Kftbe) mancınıklarıyla dövdükten, temelleriıli sarstıktan ve duvarlarını bozduktan sonra yıkarak, onların (Ebı1 Süfyftn ve Mervftn oğulları/ Emevi' halifeleri) saltanatlarını ayakta tuttuiaı:. Emevi' as­kerleri yine onlar adına Hz.Peygamber'in torunları ile savaştılar ve susuz bı­rakarak işkence ettikten sonra onları katıederek ortadaı1 kaldırdılar. Sonra, yi­ne onlar adına, Peygamber'in kardeşine(amcasının oğlu Hz. Ali) İslftm nun­berlerinden lanetle sövdükten sonra Hz. Muhanuned' e hakaret ettiler ve bun­ların kadınlarını kftürlerin ulularına/ileri gelenlerine yapıldığı gibi topluluğun (mele') başları üzerinde Yezi'd'e sund~lar. Diğer taraftan Hz.Peygamber'in torunlanıu Suriye Arapları arasında ftdil imaınıara isyan edenler gibi gösterdi­ler ve onların bunları asi olarak bilmeleriıli sağlayıp toplum arasına çıkmala-

49 Hamza el-1sfelıfini, s. 164.

17

Page 16: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doç. D1:Aiımeı GONER

nm engelledir; imamın veliabdi olan imamdan imameti soyup alınaya yönele­rek, onu (imamet) miras bırakılan hir hak gibi gasbetmeye tamalı ettiler; so­ımnda Suriye Arapları lanet ve iftira ederek onların aleyhine döndüler ve ken­dilerine "Sünnet ve cemaattan ayrılanlar ve Allah'm halifesine asi olanların eli kurusun" dediler; sonra yüz yıla yakın bir süreyi insanları onlardan nefret etti­rerek ve onların insanlarla bir araya gelip karışınalarım yasaklayarak geçirdi­ler. Nihayet Allah onlara karanlığın aydınlatıcı "devletin öncüsü/desteği" Ebu Müslim'i takdir etti. O ülkeleri onlardan teınizlediği gibi insanlan da kurtar­dı". 50

.,

Taberistan'la ilgi olarak ise Hamza şunları söyler: Taberistan'dan do­ğan devleti kuranlara gelince, İslam ülkesinl:ıen Karmatller utancım giderdiler, mülkün/devletin merkezinden (Bağdat) fıtne tahrikçilerini ve asileri temizledi­ler ve devlete (Abbas! devletine) düşman (A'daü'd-devle) olan, hilafetin otori­tesini ortadan kaldıran ve gayrimeşru vergiler koyan Berfdller' i,51 -Allah on­ları ceheiuıeınin en sıcak yerine atsın- mağlup edip ortadan kaldırdılar".52

Görüldüğü gibi tarihçi Hamza el-İsfebanl, her iki bölgenin tarihsel öne­miıli ele ıthrken ilk önce bunların kurtarıcı rolleriıli öne çıkarır. İlkinde başta Hz. Ali eviadına yapılan zulümler ve I~abe'ye yapılan saygısızlık gibi Emevller'iı1< çirkin icraatları öne çıkararak, ikincisinde de Abbfisi' devletiılİn . içinde düştüğü kötü durum, Karmatller veBerldller gibi 'zalim' ve 'sapık' i­ı:ıançlıların tecavüz ve tasallutlarına ve ayrıca Bağdat'ı da içine alarak yayı­Ian fıtne ve aı:ıarşiye atıfta bulunarak yapar. Ona göre, İsHlm dünyası, farklı zamanlarda maruz kaldığı her iki kötü durumdandan iki ülke, yani Horasan ve Taberistan ve bunların çıkardıkları iki kahraman eliyle kurtarılınıştır ki bun­lar, birinci durumda Ebu Müslim, ikincisinde ise Ebü'l-Hüseyin b.Büveyh (Muizzü' d-Dev! e)' dir. İkinci durumda tarihçiıli n belirttiği olaylar, Büveyhfler'iri Bağdat'ı ele geçirdiği zamanki gerçek duruma53 işaret etmekte-

50 Hamza ei-İsfahan1, s.l64-165. 51 Naşir kelimeyi yanlış olarak "Yezldiyyln" şeklinde okumuştur. Fakat doğrusu yukarıda

belirtildiği gibidir. 52 Hamza ei-İsfahan1, s.l65. 53 Karmatller'·in üçüncü/dokuzuncu asrın wnlarınçlan itibaren neden oldukları gailelcr ilc

Irak ve hatta Bağdal' ı ele geçirmek için yuptıkları saldınlar bilinmektedir. Bkz., W. Madclung, "Kurmutl", El2, lV, 660-662; Sabri Hizmdli, "Karmatllcr", DİA, XXIV,

18

Page 17: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHANI VE BOVEYH!LER (!)

dir. Muizzü' d-Devle'nin Bağdat'ı ele geçirmesinden sonra Berl'dller ortadan kaldırıldığı gibi Karmati'ler'in Irak'a saldırılarına ve çıkardıkları gailelere bir sııur getirilmiştir. 54

Hamza'nın tasvirinde ve ileri sürdüğü görüşlerde belki çok daha önemli olarak dikkat çeken bir başka nokta daha vardır ki o da onun Ebu Müslim-ve Muizzü' d-Dev le' nin kurtarıcı niteliklerinin İslam dünyasnun maruz kaldığı yukarıda belirtilen büyük sorunların çözülmesiyle sınırlı kalmadığına yaptığı vurgudur. Ona göre bu iki kahramanı çıkaran bölge ve tarihsel süreçler, ayıu · zamanda İsHim tarihinde "devlet"in el değiştirmesini sağlanuşlardır. İlkinde Emevller yıkılıp Abbilst devleti kurulmuştur ki, Ebu Müslim'in Hamza el­İsfahant taraündan "Sahibü'd-Devle (devletin öncüsü/desteği)", "Nakılü'd­Devle" (devleti Emevller' den alıp Abbasller' e nakleden) şeklinde nitelemnesi ile Horasan Acemierinin Emevller' den devleti alıp Abbasller' e naklettiklerinin ifade edilmesi ve yine "Hor asan' dan doğan devleti kuranlar" ifadesiyle "Hora­san'ın, devletin (Abbilsf devleti) kurulmasındaki rolüne vurgu yapılması. bunu göstermektedir. Fakat bu noktada yazar Muizzü' d-Devle için . EbU Muslim'inkine (Sahibü' d-Devle/Naialü' d-Devle) benzer bir niteleme yapımız; fakat onu Ebu Müslim ile yan yana zilerederek ve yer aldıkları tarihsel süreç­leri işlev ve fonksiyon bakınundan birbirleriyle mukayese ederek sanki okuyuculardan onu da Ebu Müslim gibi görmeleri gerektiğini, yani onun da devlet'in el değiştirmesinde rol sahibi, simge isim olduğunu düşüıunelerini is­ter gibidir. Kaldı ki, Hamza'nın Horasan gibi Taberistan'a da devlet kurucu rolü vermesi ve yukarıda geçtiği gibi "Taberistan' dan doğan devleti kuranla­ra/ortaya çıkaranlara gelince" ifadesiyle buna işaret etmesinin ardından te­melde Muizzü'd-Devle'yi ilgilendiren gelişmeleri zikı·etmesi de bu yaklaşınu teyit etmektedir. Peki bu durumda Taberistan güçlerinin oluşumuna yol açtığı devletin mahiyeti ve bunun Büveyhller ve Muizzü'd-Devle ile ilgisi nedir? İşte

510-512. Ayrıca Emlrü '1-Ümcdilık döneminde (324-334/935-945) aslında bir mültczim ailesi olan Berlcıtler' in artık iyice takatteıı düşen Abbftsller' in elinde kalan Irak' ın bir kısmında iktidarı ele geçirdikleri ve hatta Bağdat' ı da bir süre zap te ttikleri ve bu dö­nemde ayrıca kaos ve kargaşanın her tarafı kapladığı bir vakıadır. O kadar ki bu durum Bağdat'ın Büvcyhller taralindan işgalini kolaylaştırmıştır. Bkz., Abdülkerim Özaydın, "Berldtler", DİA, V, 501-502: Hakkı Dursun Yılduz, "Eınlrü'l-Ümerfı", DİA, Xl, 159.

54 K. V. Zctlerstecn, "Muizz-üd-Devle'', İA (M.E.B.), VIII, 561.

19

Page 18: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doç. D1: Alunet GONI!-1?

tarihçi bunu yukarıda işaret edildiği gibi eserinin Taberistan'ın siyasi tarihine ayırdığı sayfalarında ele alır.

c. Deylemliler, Uüveyhiler ve Devlet

Hamza el-İsfehani TaberisH1n'm siyası tarihine ayırdığı sayfalarda böl­genin bir çok vilayetten oluştuğunu söyledikten sonra hemen sözü Deyleın' e . getirip "Deylem, Taberistan' ı oluşturan bölgelerden biridir ve Deylenıliler' e dair haberler fütOh eserleri ile Abbas! devleti hakkında tasııif edilnıiş kitaplar­da (defatlr). yer almaktadır" demekte ve bu. kısa tanınılamamn ardmdan ta Abbftsfler'in kuruluş aşamasına kadar geri giden bir rivayeti, daha doğrusu bir kehaneti kaydetmektedir. Rivayet, All b.!1işaın, el-Kasım b. Süleyman en­NişabOrl ve Muaz b. Müslim yoluyla nakledilmektediL Muaz b. Müslim'in öncekine bildirdiğine göre, ilk Abbas! Ilalifesi Ebü'l-Abbils Seffilh (132-136/749-754) zamanında, halifeılİn kardeşi ve halefi Eb O Ca 'fer el-MansOr (136-158/754-775), EbO Müsliın'in biatım almak için gittiği Merv'den dön­mektedir. NişabOr' dan Ecrin ile Simnan arasındaki bir yere ulaşıldığmda el­MansOr, KOınis ile TaberisUl.n arasmdaki dağlara bakar ve yamndaki Muaz b. Müslim' e ~'Ya Muaz! Bunlar hangi dağlardıı·?" diye sorar. O da "Taberistan dağlarıdır" karşılığını verir. Bu cevap üzeri~ıe ei-MansOr'un yüzü ekşir ve

şaşkın bir şekilde kalakalır. Muaz camm sıkan şeyin ne olduğunu sorunca da el-MaıısOr şöyle cevap verir: "Kalhinıin endişeli olmasının nedeılİ şudur ki, Abbas oğullarının işleri yükselerek devam edecek; onlar hakim ve yönetici o­lacaklar ve başkalannın yönetim ve hükınü altına girmeyecekler; ta ki bu dağ­ların arkasında kendisi Arap, yardımcı ve destekçileri Acem olan bir devlet ortaya çıkınca ya kadar; sonra bu devlet, Acem' e dönüşecek ve onlardan bir kısım kişilere intikal edecek; ardından da bu devlet onlardan bir toplulukta ke~ .. sin şeklini alacak. İşte o zaınan Abbas oğulları başkalarımn yönetinıine gire­cek". Hamza el-İsfahilnl, bu rivayeti naklettikten sonra şöyle devam etmekte­dir: "Bundan sonra Taberistün birkaç sene içerisinde komutan Ebü'I-Hasfb tarafindan 144/761-762 senesinde fethedildi. Bunun sebebi Muaz b. Müs­liın'in ondan (el-MansOr) hikaye ettiği haberin kendisiılİ etkileyip panik halin­de harekete geçinnesiydi. Bundan dolayı ei-Mansur (halife olduktan sonra) bütün düşüncesiılİn odağına Taberistan'ı yerleştirdi ve sonunda bölgeyi el-

20

.,

Page 19: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHANf VE BOVEYHfLER (1)

İsbehbed Hurşi'd b. Dfidbuzrınihr b. Ferruhfin b. DfidbOh b. Klli'de'nin elinden aldı ... "55

Bu uzun rivayette temel olarak vurgulanan nokta, TaberisUln'da kendisi Arap, yardımcıları da Acem/İranlı olan bir devlet ortaya çıkacağı, bilahare bu devletin. bu Acem olan yardımcılara geçeceği ve nihayet bu Acemierden bir grupda (kabile veya aile) kesin şekliıli alacağıdır. Böylece Acemler'in ellerin­de devletin kesin şekliıli almasından sonradır ki artık Abbfisi'ler yönetici değil, yönetilenler olacaklar bir başka ifade ile "devlet"i kaybedeceklerdir. Hamza el-İsfahani', bu rivayeti kendisi nli üretmiş yoksa daha önce üretilnliş de o bu­nun nakledeni midir? Bunu tabınin etmek oldukça güçtür. Fakat herhalükii,rda Hamza bu kehaneti benimsemiş görünmektedir. Çünkü o Deylemli/Büveyhl hakimiyetiıli hemen hemen bu kehanetin anlam ve Imalarına dayandırımştır. Nitekim o Taberistan valileriilin tarihiıli ele aldığı bu bölümde sadece . Taberistan' da sahipleri Arap olan devletin ortaya çıkınasından en son Aceın-den bir grup elinde kesin şekliıli alınasına kadar geçirdiği evrim ve aşamaları· ele almakta ve bir anlamda kehfinetin tarihsel karşılığını olaylar ve aktörleri ile ortaya koymaktadır.

Ona göre "Taberistan Abbfis oğullarının enlirleriılin/valileriılin yöneti­ıninde yüz altı sene iki ay yirnli bir gün kaldıktan sonra 23 Şevval 250/27 Kasım 864 tarihinde Hasan b. Zeyd (Hz. Ali soyundan) taraündan Deylemli yardımcılarının desteği ile ele geçirilir; o, bölgede on dokuz sene, sekiz ay, altı gün hüküm sürdükten sonra 3 Receb 270/6 Ocak 884'de vefat eder. Yerine kardeşi Muhammed b. Zeyd geçer ve onsekiz yıl tahtta kalır. Fakat o, Sama­ni'ler'in ordu komutanı Muhammed b. Harun'la yaptığı savaşı 5 Şevval 387/2 Ekim 900'da kaybederek harp sahasında katledilir. Böylece bölge on üç yılı aşkın müddetle Samanı hakimiyetinde kalır." Bu sürenin sonunda "Deylem bölgesine gelip Deylemliler ve Gilli'ler (Gi'lanlılar) arasında İslam'ı yayma faaliyetleri yürüten Nasır (Hz. Ali soyundan Hasan b. Ali el-Utruş),56

301/913 yılında Samani valisi Su'IOk'ü ŞfilOs'da (metinde HfilOs) yenerek

55 Hamza el-İsfahan'i, s.l80-18l.

56 Nasır d-Utruş hakkında geniş bilgi i~'in bkz., R.Strotlımann, "Hasan AI-Ulrush", E/2 (İng), m. 254-255.

21

Page 20: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doc. D1: Alunet GONER

Cemaziye'l-illa 301/ Aralık 913 yılmda Taberistan' m merkezi Amül 'e girer" ve böylece Taberi s tan' daki All oğullan yönetimi yeniden canlamr. "N asır Taberistan' da iki yıl üç ay ve birkaç gün hüki.im sürdükten sonra yetmiş do­kuz yaşındayken Ş aba n 304/Şubat 917' de vefat eder; Bilahare Taberi s tan on iki sene ınüddetle Ali oğulları'ıun (el-Aleviyye) elinde kalır ve ardından

mülk/devlet Deylemliler' e geçer"57 ·

Bu tasvir, yukarıdaki uzun rivayet/kehfinet ışığında değerlendirildiğinde Hasan b. Zeyd ve haletlerinin yonetiınlerinin, TaberisUl n' da ortaya çıkacağı çok önce haber verilen "Arap asıllı devlef', onların bölgede hakimiyetlerini, sağlayan Deylemliler'in de Acemler olarak konuınlandırılınış olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Hasan b. Zeyd ve haleherinin yönetimi, günÜmüz tarihçi­leri tarafindan Taberistan Alevileri (Ali oğulları) veya Taberistan Zeydileri dönemi diye isimlendirilmektedir.58 Ne var ki, devlet/miilk onların elinde kal­mamış ve kehanette belirtildiği gibi Deyleınlilere geçmiştir. Bu geçiş de birkaç aşamada gerçeldeşmiştir Id, Hamza bunları sırasıyla kaydetmektedir.59

İlk ınerhalede Deyleınli bir askerilider olan Esfftr b. Şlrveyh adı60 orta­ya çıkar. O, Dm Hasan b. el-Kasıın'ı (Nasn·'ın halefi ve Taberistan Zeydileri'nin son emiri ve imaını)61 24 Ran?azan 316/10 Kasım 928'da katle­derek Deylem hakiıniyet sürecini başlatmış ve böylece güç (sultan). Aleviyye'den Deylem'e ve bu zümrenin Verdfid Avendan kabilesine geçmiştir. Fakat ikinci aşamada Deyleın'in riyaseti Esffir'dan Gi111 (Gflan'lı) lider Merdavıc b. Ziyar' a62 geçmiştir. O 16 Zilkade. 319/29 Kasım Perşembe günü hüki.imdar oldu. Böylece onun Deyleın ve Gfl' e (GJlanlılar' a) başkanlık etmesi (riaset) bir sene üç ay ve yirmi küsur gün sürdü". Son aşamada ise Hamza el­İsfahfinl sözü Büveyhller' e getirir ve şöyle söyler: "Deylemliler İsfahftn' da {)ir.

57 Hamza cl-İsfalıfın'i, s.lSl-182. 58 W.Madelung, "Kuzey İran' da Kurulan Küçük Hanı.:danlar". Doğuştan Giiniimiize Biiyiik

İsitim Tarihi, İstanbull987, V, 457. 59 Hamza ei-İsfalıfinl, s.182-183. 60 Esffır b. Şlrvcylı hakkında geniş bilgi için bkz., M.Canard, "As(ar b. Şlıirawaylıl", E/2

(İng.), I. 668: 61 Hasan b. ei-Kfısım hakkında geniş bilgi için bkz., W.Madelung, "Al-Hasan b. Al­

Kasım", E/2 (ing.), Suppleınent, Fascicules 5-6, s.357. 62 Mcrclfıvlc b. Ziyfir luıkkıncla geniş bilgi için bkz., C.E.Boswoıth. "Mardfiwlclj", E/2

(İng.), I, 668. .

22

Page 21: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAMZA el-İSFAHANf VE BOVEYHILER (!)

devlet kurarlar; bu devleti kuran Deylemliler'in Şfrzil Avendan kabilesinden AU b. Büveyh (İmactü'd-Devle)'dir; onun şehirdeki saltanatımn başlangıcı ll Zilkade 321/2 Kasım 933 Pazarte..ı.;i günüdür. Bu şehri ele geçiı~dikten sonra o, Fars' a saldırıya geçti ve bölgede hakimiyet kurdu. Bundan bir küsur yıl sonra Merdavfc, 3 Reblülevvel 323/10 Şubat 935 Salı günü öldürüldü ve birkaç gün sonra Hasan b. Büveyh (Rüknü'd-Devle/İmactü'd-Devle'nin kardeşi) h.323 yılnun Reblülahir ayıımı başında (9 Mart 935) İsfahan'ı ele geçiı·di". 63

Bu sonaşamayı da kaydettikten sonra Hamza el-İsfahanf hem bu konuyu hem de kitabını sona erdirir ve bitiş tarihi olarak 351/962 tarihini verir Id, bu sıra­da, Büveyhller, Fars, Rey ve Cibfil (kuzey-batı İran) ve Irak-Bağdat olmak üzere üç· şube şeklinde İslam dünyasının merkezi kısınılarına yayılmış vaziyyeteydiler.

Görüldüğü gibi, çağdaş bir tarihçi sıfatıyla yaptiğı kısa bir Deylem tari­hi mahiyetindeki bu tasvirinde Hamza el-İsfahfini, Ali' b.Büveyh (İmactti' d­Dev le) eliyle Deylemliler'in İsfahanda bir devlet kurduklarım söyleyerek, Büveyhller'i/Deylemliler'i bir "devlet" olarak tammlaımş olur. Fakat bu dev­let, Hamza'nın Taberistan ve Deylemliler'in tarihsel rolüne daii· yaklaşımına uygun olarak okunduğunda Taberistan'da kurulan Arap devletinden Acem­ler' e/Deylemliler' e aşama aşama geçen ve nihayet Büveyhi'ler' de veya onlarıiı mensup oldukları Deylemliler'in Şirzi'l Avendan kabilesinde kesinleşen ve aym zamanda devletin Arap'tan Acem'e geçişini temsil eden bir devlettir.

Ne var ki, Hamza'ya göre, Deyleın devleti, sonunda Ali b. Büveyh (İmadü'd-Devle) ve Hasan b. Büveyh (Rükni.i'd-Devle)'in ellerinde kesinleşti­ğine göre İsHlm tarihinde yeni bir dünemin yani Abbas! devletinin başlaması­mn simge isııli olan Ebu Müslim el-Horasanl'nin rolü neden bunlardan birin­cisine veya her ikisine değil . de üçüncü kardeş olan Ebü'l-Hüseyin b. Büveyh'e, yani Muizzü'd-Devle'ye verilmiştir? Kaldı ki dikkatten kaçmadığı gibi Hamza, Büveyhller'in, onun ifadesiyle Deylem devletine kesin şeldini

verdikleri yerde· sadece Ali b. Büvcyh (İmactü'd-Devle) ve Hasan b. Büveyh (Rüknü'd-Devle)'in adiarına yer vermiş, üçüncü kardeş olan Ebü'l-Hüseyin b.

63 Lnadü'd-Devh: ve Rüknü'd-Devle'nin Büveyh'i hanedanmill kuruluşundaki rolleri ve hakimiyet dönemleri hakkında geniş bilgi için bkz., Erdoğan Merçil, "Büveyhller", DİA. vı. 496-497

23

Page 22: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doc. Dr. Ahmet GONER

Büveyh'i (Muizzü'd-Devle) kaydetmeıniştir. Bu sorunun cevabı, öyle görünü­yor ki, Muizzü'd-Devlenin tarihsel işlevinin simgesel anianunda saklı görün­mektedir. Evet Hamza'nın daha önce belirttiği gibi Muizzü'd-Devle Irak ve Bağdat'ı, Abbasi halifesini ve halkı Berfdller gibi mahalli güçlerin zulümle­rinden ve Karınatı1er'in tasallutundan kurtarımştır. Fakat Hamza'ya göre, öy­le görünüyor ki, onun Büveyhfler bakınundan ortaya koyduğu asıl işlev ve üstlendiği rol, Irak'la birlikte devlet ve hiHlfetin merkezi olan Bağdat' a Şii­Deylemli!Büveyhf bayrağııu dikınesiydi. Ona göre bu olay, artık Abbasiler'in kendilerinin değilse bile temsil ettikleri devl~tin sonunu getiren bir olaydı.

Öyle görünüyor ki Hamza, ortaya koyduğu Deylem/Büveyhf tasviri ile şunu söylemek istiyordu: Taberistan'ın deVlet kuruculuk nitelikleri, nasıl so­ııunda Aif b. Büveyh'in (İınactü'd-Devle) kurduğu Deylem/Büveyhf devletinde somutlaşıp tarihsel bir varlık haline gelmişse de, bu devletin genel İslam tarih­sel sürecindeki konumu veya tarihsel anlamı da kurucu ailenin üçüncü üyesi Muizzü'd:-Devle taratindan Abbas! devletinin başşehri Bağdat'ın ele geçiril­mesiyle billurlaşnuş ve fark edilebilir/tanınabilir hfile gelmiştir. Bir başka i­fade ile, Aif b. Büveyh (İmactü'd-Devle), Deylern!Büveyhf devletinin muşalıhas timsali ise Muizzü'd-Devle de bu devletin tarihsel anlanuıun yani Abbas! deyletinin yerine geçişinin siıngesidir. Zira Hamza'ıun kaydettiği ke­hfinette belirtildiği üzere önce Ali oğullarımn Taheristan' daki yönetimleriyle kendini gösterip, ardından Deylemliler' e aşama aşama geçen ve sonunda Deylemli Büveyhı1er' de kesinleşen devletin tam olarak kendisini is bat etmesi, Abbasiler'in yöneten değil, yönetilen olması durumunun gerçekleşmesine bağ­lı kılınmıştı. Abbas! devlet merkezi Bağdat'ın Muizzü'd-Devle taralindan ele geçirilmesiyle bu da sağlaıumş ve böylece Abbas! devletinin etkin varlığı sona ermiş ve Büveyhı1er' in şahsında Deylem devleti tarihsel olarak tam olarak gerçekleşmiştir ki, bu devlet aynı zamanda devletin Araptan Aceme geçişini temsil etmektedir. İşte bundan dolayı olmalı ki, Hamza el-İsfahaıu, Muizzü'd­Devle' yi EbU Müslim' e benzetmiş veya onun şahsında ikii1ci bir Ebu Müslim el-Horasanf görmüştür. Kısaca Hamza Deylemli Büveyhfler'i kendi zamanına kadar Abbasi topraklarında kurulan çok sayıdaki mahallf hanedandan biri gibi değil, İsH\m tarihi sürecinde Emevller veya Abbas1ler gibi bir devlet olarak konumtandırmak istemiştir ki, onun bu çabası, adı geçen hanedana bir meşru­iyet temeli sağlama girişimi olduğu kadar aym zamanda bir tarih yorumudur.

24

Page 23: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAM'lA el-İSFAHANf VE BOVEYHfLER (!)

Son olarak Hamza'nın Deyleınli!Büveyhl hanedam tasvirinde çelişkili gibi görünen bir duruma işaret ermek gerekir ki, o da tarihçi tarafından Muizzü'd-Devle'ye aynı zamanda Abbllsi halifesini kurtarma rolünün veril­ınesidir. Öyle ya Abbas! halitesi mevcudiyetini sürdürduğü müddetçe Büveyhfler'in devlet olarak konumlandırılıp onların yeriılİ almasının ne anlanu olabilirdi. Üstelik Hamza, kaydettiği kehanetin diliyle, yukarıda geçtiği gibi: açıkça " ... sonunda Abbasiler yöneten değil, yönetilenler olacaklar, yaıri dev­leti kaybedecekler" denrişti. O zaman kurtarılan neydi'? Hiç kuşku yok ki, Hamza el-İsfahaııl de Büveyhfler'in Bağdat' ı Abbas! halifesini kurtarmak ve­ya ona yardım için ele geçirmediklerini çok iyi biliyordu. Öyle görünüyor ki, onun zihninde kitabını yazdığı sırada Abbas! halifelerinin fiilen içinde bulun­duğu durum vardı. Bilindiği gibi, Şif Deyleınli Büveylıller bir talmn tarihsel nedenlerle Süımi Abbasi hiHitetini bütünüyle ortadan kaldırınamışlar, fakat onu. yetkilerini tiilen kullanınaktan önemli ölçüde aci_z bir prestij ve ınaJıevl önderlik makamına dönüştürmüşlerdi. Bize öyle geliyor ki, muhtemelen Büveyhfler gibi Şii olan (yukarıda geçen onun Emevl eleştirisi bunun ip uçla- · rını taşımaktadır) Hamza el-İsfahilnl'ırln, Büveyhl enriri Muizzü'd-Devle'ye Abbasi hilafetiıri kurtarma rolünü verıne.•;inin ırihai hede11, Büveyhı1er'in yö­netimleri altında bulunan Sünni çoğunluktu ve propaganda amaçlıydı. Sünı~ toplumun gözünde Büveyhfler'i meşrulaştırmayı ve onların değerini yükselt­meyi amaçlayan Hamza, şunu demeye getirmektedir: Büveyhfler/Deylemliler olmasaydı Abbas! bilafeti yukarıda belirtilen ıtitelikleriyle bile ortada bulun­ınayacaktı ve Sünni toplum bundan dolayı Büveyhller'e/Deylemliler'e nriımet du yınalı ydı.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, Hamza el-İsfahaıu, dördüncü/onuncu asırda, diVfılolqji ve tarih sahalarındaki kariyeri ile kendisinden söz ettiren İran asıllı bir ilim adanu ve bir entelektüel olarak yaşadı. Tarih görüşünün oluşmasında bir yandan Abbasller'in hızlı bir çöküşe geçişine diğer yandan da İran coğraf­yasından çıkan Şii-Deyleınli Büveyhller'in yükselişine şahitlik etmesiılİn etkili olduğu anlaşılmaktadır. Onun Büveyhı1er devrinde kaleme alınıp günümüze bir bütün olarak ulaşan eseri Tarihü Siıu Mülı1ki'l-Arz ve'l-Enbiya, sadece bir dünya tarihi kronolqjisi değil, aynı zamanda ilk Büveyhı1er'i mensup ol­dukları İran'lı Deyleınliler'in tarih sahııesine çıkışları içinde ele alan oldukça kısa fakat önemli bir şahitliktir. Dcyleınliler ile Büveyhfler'in ortaya çıkışı, İran tarih ve kültürüne önem veren ve İran nrllliyetçisi olduğunda hiç kuşku

25

Page 24: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

Doç. D1: Ahmet GIJNJJ'R

bulunmayan bir ilim adaını ve tarihçi olarak Hamza el-İsfahaın'yi oldukça et­kilemiş görünmektedir. O eserinde ortaya koyduğu tasvirde bir taraftan Taberistan'dald Ali oğulları yönetimini ve Deylem yayılışım ve nihayet bu so­nuncuların içinden Büveyhller'in ortaya çıkışııu özlü bir şekilde ortaya koyar­ken aym zamanda bir tarih yorumu da yapnuş ve Deylemli/Büveyhl egemenli­ğini İslam tarihsel sürecinde anl~ınlandırıp konuınlandırmak istemiştir. O Deylem/Büveyhl egemenliğini, sıradan bir hanedan değil, etkin varlığımn or­tadan kalktığı varsayılan Abbasller'in yeriın alan ve aym zamanda devletin Araptan Aceme geçişini temsil eden bir "devlet" olarak konumlandırınıştır. O, böyle bir tarih yorumunu genel olarak ·İki u·nsura dayandırınış görünınektedir• ki bunlardan biri "devlet" kavramı diğeri dç Muizzü'd-Devle sin!geleştirmesi­dir. Ona, gôre "Deylem/Büveyhl devleti", iİk önce Taberistan' daki Ali oğul­lan yönetiminde ortaya çıkıp ardından Deylemli liderler Esffir b. Ş1rveyh ve Merdavk b. Ziyar'ın şahsında bir takım istihaleler geçirdikten sonra nihayet Deyleınli-Büveyhl ennri İınfidüddevle tanıfından ilk defa İran' da (önce İsfa­han'da ardından'da Fars'da) kurulan ilk Büveyhl hanedamnda kesinleşen dev­lettir. Fakat bu devletin yetkin şeklini alınası vetarihi anlaınımnfark edilme..'>i, Hamza el-İsfahfiın tarafından İslam tarihinde devletin Emevllerden Abbas1-ler' e nakledilmesiınn simgesi olarak kabul edilen EbU Müslim Hor asan!' ye benzetilen Jle bir ikinci EbU Müslim olarak görülen Muizzü'd-Devle (üç Büveyhl kardeşten üçüncüsü) eliyle Deylenı/Büveyhl hakinnyetiınn Abbas!· devlet ve hilfifet merkezi Bağdat' a yayılınasına bağlı kılıııımştır.

Görüldüğü gibi, Hamza el-İsfahfiıll' "Deylem devleti" kavramıyla Büveyhller'i Icendi zaınamna kadar İslam tarihinde ortaya çıkan bir çok hane­dandan biri olarak değil Abbasller gibi bir devlet olarak konuınlandırnuş ve "devlet" ile hanedan arasııu ayırımştır. Büveyh1 hanedanına keı)diliğinden bir . meşruiyet temeli ortaya koyan onun bu yaklaşıınımn ardında "devlet" kavra­mına onun döncnnnde yüklenen özel bir anianun ve bir tarih görüşünün bu­lunduğu anlaşılmaktadır. Büveyhı1er' in devlet ınteliği ve Abbasi'ler' in yeriııi alınası veya devletin Arap'tan Acem'e geçişi ile tam olarak ne kastedilınekte­dir? Diğer taraftan Hamza el-İsfahan1'nin Deyleınliler/Büveyhller hakkındaki yaklaşınuyla bizzat bu hanedan mensupları ve onların siyasi düşünce ve he­detleri arasında bir ilişki var mıdır? Bu soruların cevaplandırılınası

Hamza' nın Deyleınliler/Büveyhı1er hakkındaki değerlendirınesiı1İn daha iyi

26

Page 25: HAMZA ei-İSFAHANI VE BÜVEYHILER (I) Ahmet GÜNERisamveri.org/pdfdrg/D00036/2004_20/2004_20_GUNERA.pdf · 2015. 9. 8. · D. E. Ü.İlahiyaı Fakültesi Dergisi Sayt XX. İzmir 2004,

HAM7.Ael-İSFAHANf VE BOVEYHILER ([)

anlaşılınasına yardımcı olacaktır. İşte aynı adla kaleme almayı planladığımız bir başka makale, bu sorular çerçevesinde şekillenecektir.

27