H z. P E Y G A M B E R ’ İ N İ Z İ N D E - · PDF fileÖNSÖZ Yaratan, yol...
-
Upload
truongthien -
Category
Documents
-
view
219 -
download
3
Transcript of H z. P E Y G A M B E R ’ İ N İ Z İ N D E - · PDF fileÖNSÖZ Yaratan, yol...
H z. P E Y G A M B E R ’ İ N İ Z İ N D E
İmam Suyûtî’nin ‘Câmiu’s-Sağîr’ Adlı Eserinden Derleyen
Mehmet ALİOĞLU
KONEVİ YAYINLARI No: 3
HZ. PEYGAMBER’İN İZİNDE
KONYA 2008
Tashih ve düzenleme: M.A. ALKAN
2.Baskı
Dizgi: Birikimkitap
ÖNSÖZ
Yaratan, yol gösteren, bizi hidâyetiyle şereflendiren Allah’a hamdolsun.
Yol aydınlığımız, kutlu sözlerine tutunduğumuz, izinden gitmekten kıvanç duyduğumuz, anlam dünyamızı şekillendiren Nesiller Güzeline salât ve selâm olsun.
Mübarek Kur’an’ın ifadesiyle “O içimizden biri”dir. İnanan ve inanmayan, seven ve sevmeyen herkes O’nu kendi oğulları gibi tanır. Yaşadığı çağda gözleriyle görenle‐re ne mutlu! Yaşadığımız çağda görenlerin gözüyle Onu ta‐nımak ne sevindirici!
Okuduğumuz her bir hadis O’na dokunmak, O’na bakmak, O’nunla yaşamak için iyi bir fırsat. Her hadis esen‐liğe bir çağrıdır, O’na bir çağrıdır, dünyaya bir çağrıdır, zamana bir çağrıdır. Okuduğumuz her bir hadisle bu çağrı‐nın sesini duymak ümidiyle sizleri kitapla baş başa bırakı‐yoruz.
Bu çalışmanın hitap ettiği kitle, İlköğretim ve Ortaöğ‐retim seviyesindeki öğrencilerdir. Amacı ise Hz. Peygam‐ber’in ve onun öğretilerinin daha yakından tanınmasını sağlamaktır. Bu nedenle kitabın orijinalindeki bazı terimler, hedef kitlenin durumu gözetilerek çalışmaya ilave edilme‐sine gerek görülmemiştir. İhtiyaç hissedenler, kaynağın as‐lından ayrıntılı bir inceleme ve okuma gerçekleştirebilirler.
Bu hadis kitabı, İmam Suyûtî’nin ‘Camiu’s‐Sağîr’ adlı kitabından derlenmiştir. Bu yüzden râvi zincirleri ve hadis‐lerin kaynakları ayrı ayrı zikredilmemiştir. İlgililerin ve da‐ha fazla bilgi sahibi olmak isteyenlerin bu kitaba bakmala‐rını tavsiye ederiz.
Bilindiği gibi hadisler senet ve metinden oluşan ay‐rılmaz bir bütündür. Metinsiz bir hadis düşünülmeyeceği gibi, senetsiz bir metin de düşünülemez. Bununla beraber pratik bazı faydalarından dolayı senetler çıkarılmış, ravi olarak da sadece sahabi isimleri belirtilmiştir.
Görüleceği üzere hadislerde kimi kelimeler gündelik dilde sıkça kullandığımız kelimeler değildir. Bunların bazı‐larının olduğu gibi bırakılması din dilinin nazik yapısından kaynaklandığına inanmaktayız. Bu, o kelimenin yerine hangisini koyarsak koyalım aynı zenginliği çağrıştırmaya‐cağına dair duyduğumuz endişeden kaynaklanmaktadır. Yine de çağrışımı güçlendirmek için kimi kelimeler açık‐lanmış, kimileri de benzerleriyle yan yana konulmuştur.
Son olarak Peygamberimize dua kalıbı olan ‘Sallallahu aleyhi vesellem’ ifadesini (sav), sahabilere yaptı‐ğımız hürmet ifadesi olan ‘radiyallahu anh’ı (ra) şeklinde kısalttık.
Doğru yalnız Allah katındadır. Hatalar ise biz kullara aittir.
İmam Suyuti’nin Hayatı İslam âlimlerinin büyüklerindendir. Asıl adı
Abdurrahman’dır. 1445 yılında Mısır’ın Asyut şehrinde doğdu. Henüz altı yaşında iken babası vefat etti. Babasının sadık dostlarından Kadı İzzeddin Ahmed bin İbrahim Kinanî himayesinde yetişti. Bu hocası tarafından kendisine Ebuʹl‐Fazl künyesi verildi. Genç yaşta tefsir, hadis, fıkıh, nahv, meâni, beyan, bediî, lügat ve daha birçok dalda ihti‐sas sahibi oldu. İlk eserini on yedi yaşında yazdı. Hadis ve Arapça ilimler alanında zamanın önemli âlimlerinden kabul edilen Takiyüddin Şibli el‐Hanefî’den dört yıl boyunca ders aldı. Yine Muhyiddin Kafiyecî’nin yanında on dört yıl kal‐dı. Hocasından, tefsir, usûl, Arapça, meâni ve diğer alan‐larda dersler alarak icazet (diploma) aldı. İki yüz bin hadis ezberledi. Genç yaşta Şam, Hicaz, Yemen, Hindistan ve Su‐dan’ı gezdi. Hac farizası için gittiği Mekke’de bir süre kaldı. Bunların dışında Dimyat, Feyyun ve İskenderiye gibi Mı‐sır’ın bazı bölgelerini de dolaştı.
Ömrünün sonuna kadar eser yazmaya devam etti. Bu maksatla Nil Nehri adacıklarından biri olan er‐Ravza’daki evinde adeta inziva hayatı yaşayarak eser yazdı. Celaleddin Süyutî, muhtelif ilim dallarında altı yüze yakın eser yazdı. Suyûtî, ilmi kariyerinin yanında örnek ahlâkı ile de herke‐sin sevgisini kazandı. Kimseden ihsan ve hediye talep et‐mediği gibi kabul de etmedi. Çok büyük geçim sıkıntısı çek‐tiği zaman, çok zengin olan kütüphanesinden bazı kitapları satma pahasına da olsa hediye kabul etmemeyi tercih etti. 1505 yılında Mısır’da vefat etti, kabri Kahire’de Babü’l‐Karafe civarındadır.
Eser Hakkında Suyûti yetmiş bir hadis kitabını Cem’u’l‐Cevâmi’ adıy‐
la bir araya toplamaya başlamış, fakat buna ömrü yetme‐miştir. el‐Câmiu’s‐Sağîr, tamamlanamayan bu büyük eserin bir çeşit muhtasarıdır. Müellifin 28 Rebilevvel 907’de (11 Ekim 1501) bitirdiği ve el‐Câmiu’s‐Sağîr min hadîsi’l‐beşîri’n‐nezîr adını verdiği eser alfabetik olup hadisler genellikle ke‐limenin ilk iki harfine göre sıralanmış ve takip edilen meto‐dun gereği olarak senedler alınmamıştır. Eserde kavlî ha‐disler bulunmakla beraber fiilî hadislere de küçük bir bö‐lüm ayrılmıştır. Hz. Peygamber’in yasakladığı şeylere ayrı‐lan bir bölümde ise “nehâ” fiiliyle başlayan hadisler nakle‐dilmiştir. Umumiyetle bir veya birkaç cümlelik kısa hadis‐lerden meydana gelen eser daha çok akaid, âdâb, tıp, tergîb ve terhîb, ilim, dua ve zikir, tövbe ve istiğfar, şemâil ve fezâil konularına dairdir. Ahkâm hadisleri yok denecek ka‐dar azdır. Hadislerin kimler tarafından rivayet edildiği ve hangi kaynaklarda yer aldığı, hadislerin sonuna konan bazı rumuzlarla belirtilmiştir.
el‐Câmiu’s‐Sağîr ilk defa 1286’da Kahire’de basılmış, daha sonra baskısı birçok defa tekrarlanmıştır. Ayrıca Feyzu’l‐Kadîr ile birlikte yapılan Kahire baskısı da güvenilir bir neşirdir. Hadis metinlerinin kısa ve eserin alfabetik olu‐şu, kaynaklarının rumuzlarla kısaca zikredilmesi ve diğer bazı özellikleri eseri çok kullanışlı hale getirmiştir. Osmanlı âlimleri bu esere büyük önem vermişler, yaptıkları hadis derlemelerinde onu belli başlı kaynaklar arasına almışlar‐dır. Nitekim Mehmed Ârif Bey 1001 Hadis adlı eserinin bir tanesi hariç bütün hadislerini el‐Câmiu’s‐Sağîr’den seçmiştir.
İMAN/MÜ’MİN 1. İbni Ömer’den (ra); “En üstün iman, insanların senden emin olmasıdır.
En üstün müslümanlık, dilinden ve elinden insanların em‐niyette olmasıdır. En üstün hicret, günahlardan kaçınmadır. En üstün cihad, Allah yolunda şehid edilmen ve atının da boğazlanmasıdır. En üstün zühd, kalbinin sana verilenle huzur bulmasıdır. Allah’tan istenebileceklerin en güzeli, din ve dünya hakkında huzur ve sıhhattir.”
*** 2. Ümeyr el‐Leysî’den (ra); “İmanın en üstünü sabırlı ve hoşgörülü cömert ol‐
maktır.” ***
3. İbni Amr’dan (ra); “İman bakımından mü’minlerin en üstünü, bir şey is‐
tediğinde kendisine verilen, verilmediği zaman da istemek‐te ısrar etmeyendir.”
*** 4. Abdullah bin Amr’dan (ra); “Birinizin, elbisesi eskidiği gibi göğsündeki imanı da
eskir. Öyle ise Allah’tan kalbinizdeki imanı tazelemesini di‐leyiniz.”
*** 5. İbni Abbas’tan (ra); “İman ve hayâ/utanma beraber bulunur. Birisi alındı‐
ğında diğeri de peşinden gider.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
8
6. Hazreti Ömer’den (ra); “İman, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamber‐
lerine inanmandır. Cennete, Cehenneme, amellerin tartıla‐cağına, öldükten sonra dirilişe inanmandır. Hayrı ve şerri ile kadere inanmandır.”
*** 7. Hazreti Ali’den (ra); “Mükemmel iman, inanılacak şeylere kalben inan‐
mak, inandığını dil ile ifade etmek ve organlarla gereğini yerine getirmektir.”
*** 8. Ebû Hureyre’den (ra); “İman, yetmiş küsur bölümdür. En üstünü ‘lâ ilâhe il‐
lallah’ (=Allah’tan başka ilâh yoktur) sözüdür. En aşağısı ise insanların gelip geçtiği yoldan sıkıntı verici şeyleri kaldır‐maktır. Hayâ da imandan bir bölümdür.”
*** 9. Ebû Hureyre’den (ra); “İman, verilen sözden dönmemek için bir bağdır.
Mü’min, sözünden dönmez.” ***
10. Cabir’den (ra); “İman, sabır ve maddî‐manevî fedakârlıktır.”
*** 11. Muhammed bin Nadr el‐Harîsi’den (ra); “İman, haramlardan ve açgözlülükten uzaktır.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
9
12. Muhammed bin Ali’den (ra); “İman ve amel iki arkadaştır. Her biri ancak diğeriyle
ayakta durur.” ***
13. Enes’ten (ra); “İman iki bölümdür. Yarısı sabır, yarısı şükürdür.”
*** 14. İbni Abbas’tan (ra); “İman açısından kişinin şöyle demesi kişiye yeter:
Rab olarak Allah’ı, peygamber olarak Muhammed’i (sav), din olarak İslâmı kabul ettim.”
*** 15. Hazreti Âişe’den (ra); “Mü’minlerin iman bakımından en üstünlerinden biri
de ahlâkı en güzel olan ve aile fertlerine en iyi davranan‐dır.”
*** 16. Enes’ten (ra); “Şu üç şey kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer:
Allah ve Rasûlü’nün (sav) kendisine her şeyden daha se‐vimli olması, sevdiğini sırf Allah için sevmesi, Allah kendi‐sini küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmekten ateşe atılacakmışçasına nefret etmesi.”
*** 17. Enes’ten (ra); “Üç şey vardır ki, onlar kimde bulunursa o kişi seva‐
bı hak eder ve imanını olgunlaştırır: İnsanlarla hoş geçine‐ceği bir ahlâk, kendisini Allah’ın yasaklarından alıkoyan bir
Hz. Peygamber’in İzinde
10
takvâ ve câhillerin kabalığına aldırış ettirmeyen bir ağırbaş‐lılık.”
*** 18. Abbas’tan (ra); “Allah’ı Rab, İslâmı din, Muhammed’i Rasûl olarak
kabul eden, imanın tadını almıştır.” ***
19. İbni Abbas’tan (ra); “Her şeyin bir temeli vardır. İmanın temeli, haram ve
şüpheli şeylerden titizlikle kaçınmaktır. Her şeyin bir dalı vardır. İmanın dalı da sabırdır.”
*** 20. Enes’ten (ra); “İman, temenni ve dış görünüşle değildir. O, kalpte
yer eden ve davranışların doğruladığı şeydir.” [Temenni: Arzu etmek, istemek.]
*** 21. Ebû Ümâme’den (ra); “İyiliklerin seni sevindirir, kötülüklerin de seni üzer‐
se, sen olgun mü’minsin.” ***
22. Ubeyd bin Ümeyr’den (ra); “Mü’mini gücü yettiği hayırlı işte gayretli, gücü yet‐
mediği şeyde ise ‘yapamadım’ diye özlem çeken olarak gö‐rürsün.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
11
23. Ebû Hureyre’den (ra); “Mü’minlerin iman bakımından en olgun olanları,
ahlâkı en güzel olanlarıdır. En hayırlılarınız, kadınlarına en hayırlı olanlarınızdır.”
*** 24. Ebû Hureyre’den (ra); “Mü’minlerin en hayırlıları kanaatkâr olanlar, en şer‐
lileri ise açgözlü olanlardır.” ***
25. Ebû Hureyre’den (ra); “Mü’minin dört düşmanı vardır: Kendisine haset
eden mü’min, ona kin duyan münâfık, yoldan saptıran şey‐tan ve onunla savaşan kâfir.”
*** 26. İbni Mes’ud’dan (ra); “Gerçek mü’min, asla insanlara dil uzatan, lânet
eden, kötü davranışlarda bulunan ve hayâsızca konuşan ki‐şi değildir.”
*** 27. Ebû Saîd’den (ra); “İki özellik vardır ki, mü’minde bir araya gelmez:
Cimrilik ve kötü ahlâk.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
12
KELİME‐İ ŞEHÂDET 28. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Size müjde veriyorum. Siz de sonra gelenlere müjde
verin ki, Allah’tan başka ilâh olmadığına samimi olarak şâ‐hitlik eden kimse cennete girecektir.”
*** 29. Ebû Hureyre’den (ra); “Sizi onu söylemekten alıkoyacak bir engel çıkmadan
önce kelime‐i şehâdeti çok söyleyiniz. Ve onu ölmek üzere olan hastalarınıza da telkin ediniz.”
[Telkin: Aşılamak, zihnine sokmak, hatırlatmak]
*** 30. Itban bin Mâlik’ten (ra); “Allah sadece Kendi rızasını gözeterek ‘Lâ ilâhe illal‐
lah’ (= Allah’tan başka ilâh yoktur) diyenleri ateşe haram kılmıştır.”
*** 31. Ebû Hureyre’den (ra); “İmanınızı yenileyiniz. ‘Lâ ilâhe illallah’ (Allah’tan
başka ilâh yoktur) kelime‐i tevhidini çokça söyleyiniz.” ***
32. Ebû Hureyre’den (ra); “İçerisinde kelime‐i şehâdet bulunmayan her hutbe
çolak el gibidir.” Açıklama: Çolak el deyişiyle anlatılmak istenen tam olanı ku‐
surlu bir hale getirmeye vurgu içindir.
***
Hz. Peygamber’in İzinde
13
33. Hazreti Ebû Bekir’den (ra); “Kelime‐i tevhidden sonra size âfiyetten daha kıy‐
metli bir şey verilmemiştir.”
ALLAH 34. Enes’ten (ra); “Allah bir kulunu sevdiğinde onun sevgisini melekle‐
rin kalbine kor. Bir kuluna da buğz/düşmanlık ederse nefre‐tini meleklerin kalbine kor. Sonra sevgisini de, nefretini de insanların kalplerine atar.”
*** 35. Ebû Hureyre’den (ra);
“Allah bir kul hakkında hayır dilerse gönlünü zengin kılar ve kalbine Allah korkusu koyar. Allah bir kul hakkında şer dilerse, onu açgözlü kılar.”
*** 36. Ebû Saîd’den (ra); “Allah bir şeyi yaratmak istediğinde hiçbir şey O’na
engel olamaz.” ***
37. Câbir bin Semûre’den (ra); “Allah birinize bir servet bağışladığında önce kendi‐
sinin ve aile efradının ihtiyaçlarına harcasın.” ***
38. Ebû Ümâme’den (ra); “Allah Hazreti İbrahim’i dost edindiği gibi beni de
dost edinmiştir. Benim dostum da Ebû Bekir’dir.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
14
39. Ebû Mâlik el‐Eş’caî’den (ra); “Allah sizi şu üç felaketten korudu: 1. Peygamberinizin size beddua edip topyekûn helâk
olmanızdan, 2. Bâtıl ehlinin hak ehline galip gelmesinden, 3. Dalâlet üzere ittifak etmekten.” [Bâtıl ehli: Gerçekleri olduğundan farklı gösteren.
Dalâlet: Doğru yoldan ayrılma.]
*** 40. Ebû Saîd’den (ra); “Allah, bir kuldan razı olduğu zaman o kişi işlemedi‐
ği yedi çeşit güzel huyla övülür. Bir kula kızdığı zaman da, o kul işlemediği yedi çeşit kötülükle yerilir.”
*** 41. Şurahbil bin Sımt’tan (ra); “Allah bir kulu hakkında bir şey takdir etmişse, bu
takdirini hiçbir şey geri çeviremez.” ***
42. Hazreti Ali’den (ra); “Allah, bir millete gazap ettiğinde yere batırma ve
suret değiştirme azabını vermese de, pahalılık onları ezer. Yağmurları yağmaz olur. Kötüleri idareyi ele geçirir.”
*** 43. İmran bin Husayn’dan (ra); “Allah, bu dini kendisi için özel olarak seçmiştir. Di‐
ninize ancak cömertlik ve güzel ahlâk yakışır. Dikkat edin, dindarlığınızı bu iki hasletle süsleyin.”
Hz. Peygamber’in İzinde
15
44. Ebû Said’den (ra); “Allah, dört sözü diğer sözlere üstün kıldı:
Sübhanallah (Her türlü eksiklikten Allah’ı tenzih ederek tesbih ederim), Elhamdülillah (Hamd, Allah’a aittir), Lâ ilâ‐he illallah (Allah’tan başka ilâh yoktur) ve Allah‐u ekber (Allah en büyüktür). Kim Sübhanallah derse ona on sevap yazılır, on günahı da silinir. Allah‐u ekber diyen de aynısını alır. Kim Lâ ilâhe illallah derse yine aynısını alır. Kim bir nimete karşılık olmasa dahi Elhamdülillah derse otuz sevap yazılır, otuz günahı da silinir.”
*** 45. Ebû Derdâ’dan (ra); “Allah, derdi de dermanı da yaratmıştır. Ve her der‐
din devâsını vermiştir. O halde tedavi olunuz. Fakat haram‐la tedavi olmayınız.”
*** 46. İyad bin Himar’dan (ra); “Allah, birbirinize karşı alçakgönüllü davranmanızı
bana vahiyle emretti. Öyle ki, hiç kimse kimseye karşı övünmeyecek ve hiç kimse kimseye zulmetmeyecek.”
*** 47. Enes’ten (ra); “Allah, Firdevs cennetini bizzat kudret eliyle yarattı.
Ve onu her müşrike ve her içki bağımlısı sarhoşa yasakla‐dı.”
*** 48. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah dilleriyle söylemedikçe ve fiilen yapmadıkça, ,
ümmetimin kalbinden geçirdiği şeyleri onlar için bağışla‐mıştır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
16
49. Ebû Zer’den (ra); “Allah, benim için ümmetimin hata ile unutarak ve
zor karşısında işlemiş olduğu günahlarını bağışlamıştır.” ***
50. Ebû Said’den (ra); “Allah, iyilik için bazı kimseleri yaratmıştır. Onlara
iyiliği ve iyilik yapmayı sevdirmiş, iyilik isteyenlerin yönü‐nü de onlara çevirmiştir. Tıpkı kuru araziye yağmuru ko‐layca gönderip onunla o yere ve canlılarına hayat verdiği gibi bu kimselere iyilik yapmayı kolaylaştırmıştır.
Allah bazılarını da iyiliğe düşman olarak yaratmıştır, onlara iyiliği ve iyilik yapmayı düşman olarak göstermiştir. Tıpkı kuru araziye yağmurun yağmasını engelleyip orayı ve canlılarını helâk ettiği gibi bunların iyilik yapmasını da güçleştirmiştir.
Allah’ın bu duruma düşürmeyip affettikleri ise daha çoktur.”
*** 51. Abdullah bin Büsr’den (ra); “Allah, beni cömert ve alçakgönüllü bir kul olarak
yarattı. Beni kibirli, inatçı ve hakkı bile bile çiğneyen bir kimse yapmadı.”
*** 52. Ebû Saîd’den (ra); “Allah güzeldir, güzelliği sever. Cömerttir, cömertliği
sever. Temizdir, temizliği sever.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
17
53. İbni Abbas’tan (ra); “ Allah cömerttir, cömertliği sever. Yüce huyları da
sever. Alçaklıktan/kötü ahlâktan ise hoşlanmaz.” ***
54. Hazreti Ali’den (ra); “Allah, nesep/akrabalık sebebiyle evlenilmesini ha‐
ram kıldıklarını, sütkardeş akrabalığı ile de haram kılmış‐tır.”
Açıklama: Süt emenin kendisi; süt emzirenin nesli haram kı‐lınmıştır.
*** 55. Ebû Said’den (ra); “ Allah, cenneti, gösteriş yapan herkese haram kıldı.”
*** 56. Mugîre bin Şu’be’den (ra); “Allah, size annelere sıkıntı vermeyi, kız çocuklarını
diri diri gömmeyi, vermeyip istemeyi haram kıldı. Ve dedi‐koduyu, yerli yersiz çok soru sormayı ve malı boş yere har‐camayı da çirkin gördü.”
*** 57. Ya’la bin Ümeyre’den (ra); “Allah, çok hayâlı ve çok ayıp örtücüdür. Hayâ‐
yı/utanmayı ve örtünmeyi sever. Öyle ise biriniz yıkandı‐ğında avret yerini örtsün.”
[Avret: Bakılması haram olan yerler, edeb yerleri]
***
Hz. Peygamber’in İzinde
18
58. Selman’dan (ra); “Allah, çok hayâlı ve kerem sahibidir. Kişi, O’na doğ‐
ru elini kaldırdığında o kulun ellerini boş ve istediğini ala‐madan çevirmesinden hayâ eder.”
*** 59. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, rahmeti yarattığı gün onu yüz parçaya böl‐
müştür. Doksan dokuzunu kendi katında tutmuş, birini de bütün yarattıkları arasına yaymıştır. Eğer kâfirler Allah ka‐tındaki rahmeti bilselerdi, cennetten ümitlerini kesmezlerdi. Eğer mü’minler de Allah katındaki azabı bilselerdi, cehen‐nemden emin olmazlardı.”
*** 60. Mihcen bin Edra’dan (ra); “Allah, bu ümmet için kolaylıktan hoşlanmış, güçlü‐
ğü ise çirkin görmüştür.” ***
61. Enes’ten (ra); “Allah yumuşaktır, yumuşaklığı sever ve yumuşaklık
karşılığında verdiğini, sertlik/kabalık durumunda vermez.” ***
62. Enes’ten (ra); “Allah, her idareciyi idare ettikleri hakkında sorguya
çekecektir. Haklarını gözetmiş mi, yoksa ihmal mi etmiş? Öyle ki, kişiyi aile fertleri hakkında bile sorguya çeker.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
19
63. Sa’d’dan (ra); “Allah eksikliklerden münezzehtir/tam ve mükem‐
meldir, eksiksiz yapılan güzel şeyi sever. Temizdir, temizli‐ği sever. Kerem sahibidir, keremi sever. Cömerttir, cömert‐liği sever. Öyle ise oturduğunuz yerin çevresini temizleyi‐niz ve Yahudilere benzemeyiniz.”
*** 64. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Allah çok affedicidir, affetmeyi sever.”
*** 65. İbni Abbas’tan (ra); “Allah her konuşanın yanındadır. Öyle ise kul Al‐
lah’tan korksun ve ne söylediğine iyi baksın.” ***
66. Hârice bin Huzâfe’den (ra); “Allah size kırmızı koyunlardan daha hayırlı olan bir
namaz ile yardım etmiştir: Vitir namazı. Allah, onun vaktini yatsı namazından itibaren fecir doğuncaya/sabah namazı‐nın vakti girinceye kadarki zaman arasına yerleştirmiştir.”
*** 67. Enes’ten (ra); “Allah ümmetimi dalâlet/sapıklık üzere birleşmekten
korumuştur.” ***
68. İbni Abbas’tan (ra); “ Allah iyilikleri de, kötülükleri de takdir etmiştir.
Sonra bunu meleklerine açıklamıştır. Kim bir iyilik yapmayı düşünür, sonra da yapamazsa Allah ona tam bir sevap ya‐zar. Eğer o iyiliği düşünür de düşündüğünü gerçekleştirir‐
Hz. Peygamber’in İzinde
20
se, Allah, kendi katında on katından yedi yüz katına kadar hatta daha fazla sevap yazar. Eğer bir kötülüğü düşünür de yapmazsa, Allah kendi katında tam bir sevap yazar. Eğer o kötülüğü düşünür de yaparsa, Allah sadece bir günah ya‐zar. Allah ancak kendi eliyle helâka gidenleri helâk eder.”
*** 69. Cerir bin Abdullah’tan (ra); “Allah, gökleri ve yeri yaratmadan önce Levh‐i Mah‐
fuz’a şöyle yazmıştır: “Ben Rahmanım. Sıla‐i rahmi [akrabalık haklarını]
yarattım. Ve ondan kendime bir isim türettim. Kim sılâ‐i rahmi devam ettirirse, Ben de ona iyilik ve ihsanımı sürdü‐rürüm. Kim de onu koparırsa, Ben de ona olan iyilik ve ih‐sanımı keserim.”
[Levh‐i Mahfuz: Allah’ın takdir ettiği, olmuş ve olacak bütün şeylerin üzerinde yazıldığı korunmuş levha anlamına gelir.]
*** 70. İbni Abbas’tan (ra); “ Allah, size salih amel işlemeyi farz kılmıştır. O hal‐
de bunun için çalışınız.” ***
71. Yahya bin Ebî Kesîr’den (ra); “Allah şu üç özelliği size çirkin görür: 1. Kur’ân okunurken boş laf etmek, 2. Duâda sesi yükseltmek, 3. Namazda eli böğürlere dayamak.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
21
72. Yahya bin Ebî Kesîr’den (ra); “Allah‐u Teâlâ şu altı özelliği size çirkin görür: 1. Namazda lüzumsuz hareketler, 2. Sadakayı başa kakmak, 3. Orucu tehlikeye düşürecek davranışlarda bulun‐
mak, 4. Kabirlerin yanında gülmek, 5. Cünüp olarak mescide girmek, 6. Başkasının evini izinsiz gözetlemek.”
*** 73. Ebû Ümâme’den (ra); “Allah, konuşmanızda sanat yapacağım diye yapma‐
cıklığa kaçmanızı çirkin görür.” ***
74. Ümmü Seleme’den (ra); “Allah, size haram kıldığı şeyde sizin için şifâ yarat‐
mamıştır.” ***
75. İbni Abbas’tan (ra); “Allah, zekâtı, ancak verildikten sonra geri kalan ma‐
lınızı temizlemek için farz kılmıştır. Mirası da sizden son‐rakilere kalması için farz kılmıştır. Kişinin hazine olarak sakladığı en hayırlı şeyi sana haber vereyim mi? O, sâliha hanımdır ki, kendisine baktığında kocasını sevindirir. Em‐rettiğinde emrini yerine getirir. Yanında bulunmadığında namus ve şerefini muhafaza eder.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
22
76. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Allah’ın yasakladığı hiçbir haram yoktur ki, sizin
ona yelteneceğinizi bilmesin. Dikkat edin! Kelebekler ve si‐nekler gibi ateşe atılmayasınız diye eteklerinizden tutuyo‐rum.”
*** 77. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, mahlûkatı yarattığında kendi eliyle kendisi
için yazdı: “Rahmetim gazabıma galip gelir.” ***
78. İbni Amr’dan (ra); “Allah, İslâmı onunla ilgisi olmayan bazı kimselerle
de destekler.” ***
79. Amr bin Nu’man’dan (ra); “Allah, dinini günahkâr bir adamla da kuvvetlendi‐
rir.” ***
80. İbni Ömer’den (ra); “Allah, salih bir müslüman kulu hürmetine, komşusu
olan yüz hane halkını sıkıntı ve dertten korur.” ***
81. Enes’ten (ra); “Allah, kulun bir şey yiyip içtikten sonra Allah’a
hamdetmesinden memnun olur.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
23
82. Ebû Saîd’den (ra); “Allah, kıyâmet günü kulunu öylesine hesaba çeker
ki, ona kötülüğü gördüğünde niçin engel olmadığını bile sorar. Şayet Allah onun kalbine vereceği cevabı ilham et‐mişse o şöyle der: “Ya Rabbi, ben insanlardan ayrılarak sa‐na ümit bağladım.”
*** 83. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Allah, Şaban ayının 15. gecesinde [Berat Gecesi]
rahmetiyle belirerek kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güden kimseler hâriç bütün kullarını affe‐der.”
*** 84. Ukbe bin Âmir’den (ra); “Allah, kötülüğe ilgi göstermeyen genci diğer gençle‐
re üstün tutar.” ***
85. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Allah, zâlime belirli bir süre mühlet verir. Yakaladı‐
ğında ise bir daha yakasını bırakmaz.” ***
86. Semûre bin Cündeb’den (ra); “Allah bağışlayıcıdır. Öyle ise siz de kusurları bağış‐
layınız.” ***
87. İbni Ebî Evfâ’dan (ra); “Allah, zulmetmediği müddetçe hâkimle beraberdir,
zulmettiğinde onu bırakır, şeytanı ona arkadaş eder.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
24
88. İbni Ömer’den (ra); “Allah tektir, teki sever.”
*** 89. Enes’ten (ra); “Allah anne rahmine bir meleği vekil tayin etmiştir.
O melek şöyle der: ‘Ya Rabbi, nutfe oldu. Ya Rabbi, rahme tutunan yapışkan bir madde oldu. Ya Rabbi, bir çiğnemlik et oldu.’ Allah‐u Teâlâ yaratılışını gerçekleştirmek istedi‐ğinde melek, ‘Ya Rabbi, itaatkâr mıdır âsi midir? Erkek mi‐dir, kız mıdır? Rızkı ne olacaktır? Ömrü ne kadardır?’ Bun‐lar böylece anne rahminde iken yazılır.”
*** 90. Enes bin Mâlik’ten (ra); “Allah, Kadir Gecesini ümmetime hediye etmiş, on‐
dan önce hiç kimseye bu geceyi vermemiştir.” ***
91. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah safta boşluk bırakmayıp dolduranlara rahmet
eder, melekler de mağfiret diler. Kim saftaki bir boşluğu doldurursa, Allah onun bir derecesini yükseltir.”
*** 92. İbni Ömer’den (ra); “Allah ümmetimi dalâlet/sapıklık üzerine birleştir‐
mez. Allah’ın rahmet ve koruması cemaatin üzerindedir. Kim cemaatten ayrılırsa cehenneme doğru ayrılır.”
*** 93. Câbir bin Abdullah’tan (ra); “Allah, söz ve davranışlarında hayâsızlık yapan ve
kendisini buna mecbur hisseden kimseleri sevmez.”
Hz. Peygamber’in İzinde
25
94. Enes’ten (ra); “Allah, dünyadayken iyiliğinden dolayı ödüllendir‐
diği mü’mine haksızlık etmez, onu âhirette de ödüllendirir. Kâfire gelince, o dünyada iken yaptığı iyiliklerden dolayı yedirilir. Tâ ki karşılığında hayır verilecek hiçbir iyiliği kalmaksızın onu âhirete göndersin.”
*** 95. İbni Amr’dan (ra); “Allah, kullarından birdenbire ilmi çekip almaz. Fa‐
kat âlimlerin ruhunu almakla ilmi kaldırır. Öyle ki, hiçbir âlim kalmayınca insanlar câhil liderler edinirler. Onlara so‐ru sorulduğunda bilgisizce fetvâ verirler. Hem kendileri haktan sapar, hem de insanları saptırırlar.”
*** 96. Ebû Ümâme’den (ra); “Allah, sadece Kendisi için ve hoşnutluğu gözetilerek
yapılan ameli kabul eder.” ***
97. İbni Mes’ud’dan (ra); “Allah zayıflarına hakkını vermeyen bir ümmeti te‐
mize çıkarmaz.” ***
98. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, sizin boy bosunuza ve mallarınıza bakmaz,
ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” ***
99. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, eteklerini sürüye sürüye [giyim kuşamıyla
övünerek] kibirle yürüyenlere rahmet nazarıyla bakmaz.”
Hz. Peygamber’in İzinde
26
100. Enes’ten (ra); “Allah, kendisinde zerre kadar hayır bulunan bir
kimseyi asla rezil etmez.” ***
101. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah, şaka yaparken doğru söyleyen şakacıyı bun‐
dan dolayı sorumlu tutmaz.” ***
102. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah, hacda tavaf edenlerle övünür.”
*** 103. İbni Amr’dan (ra); “Allah, arife gününün akşamında Arafat’a çıkan hacı‐
larla meleklerine karşı övünür ve şöyle buyurur: “Kulları‐ma bakın. Bana saçı başı dağınık, toz toprak içinde gelmiş‐ler.”
*** 104. Talha bin Ubeydullah’tan (ra); “Allah, ibâdete düşkün gençle meleklere karşı övüne‐
rek şöyle buyurur: “Kuluma bakın. Benim rızâm için nefsâ‐ni isteklerini terk etmiştir.”
*** 105. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, mü’min kulunu hastalıkla imtihan eder ki,
üzerindeki bütün günahları dökülsün.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
27
106. İbni Kani’den (ra); “Allah, verdiği nimetlerle kulunu imtihan eder. Eğer
Allah’ın takdir ettiği kısmetini kabul ederse Allah da ona bereket ve genişlik verir. Kabul edip boyun eğmezse bere‐ket de vermez, takdir edilenden fazlasını da elde edemez.”
*** 107. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbe etmeleri için
geceleyin rahmet elini açar; gece günah işleyenlerin tevbesi için de gündüzleyin rahmet elini açar. Bu durum güneş ba‐tıdan doğuncaya kadar devam eder.”
*** 108. İbni Amr’dan (ra); “Allah, güzel konuşacağım diye inekler gibi dilini ağ‐
zında dolaştıran kimseden nefret eder.” ***
109. Muaz bin Cebel’den (ra); “Allah, kibirli ve şımarık kimselere nefret gözüyle
bakar.” ***
110. Hazreti Ali’den (ra); “Allah, çok zulmeden zenginden, çok câhil ihtiyardan
ve kibirli fakirden nefret eder.” ***
111. Hazreti Ali’den (ra); “Allah, müslüman kardeşine karşı surat asan kimseye
lânet eder.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
28
112. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, dünya işlerini iyi bildiği halde, âhiret işleri
konusunda câhil olan kimseden nefret eder.” ***
113. Hazreti Ali’den (ra); “Allah, hayatında iken cimri, ölüm anında ise cömert
olan kimseyi sevmez/onun bu davranışını onaylamaz.” ***
114. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, günahları korkusuzca işleyen şuursuz
mü’mine gazap eder.” ***
115. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah, bir iş yaptığında hakkını vererek yapanı se‐
ver.” ***
116. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah yardım isteyenin yardımına koşulmasını se‐
ver.” ***
117. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, yumuşak huylu ve güler yüzlü kimseyi se‐
ver.” ***
118. Enes’ten (ra); “Allah, tevbekâr genci sever.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
29
119. İbni Ömer’den (ra); “Allah, gençliğini Allah’a itaat yolunda geçiren genci
sever.” ***
120. İbni Ömer’den (ra); “Allah, bir mesleği olup mesleğinde maharet [yete‐
nek] sahibi olan mü’min kulunu sever.” ***
121. Câbir’den (ra); “Allah, eski dostluğun devam ettirilmesini sever. Öy‐
le ise onu devam ettirin.” ***
122. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah, ısrarla duâ edenleri sever.”
*** 123. Ebû Zer’den (ra); “Allah, kötü komşusu olup da ölümle veya başka bir
yolla (onun) hakkından gelinceye kadar ona sabreden ve bu davranışın karşılığını Allah’tan bekleyen kişiyi sever.”
*** 124. Hazreti Ali’den (ra); “Allah, helâl kazanç yolunda kulunu yorgun görmeyi
sever.” ***
125. Hazreti Ali’den (ra); “Allah, yakınlarını nâmahremlerden/yabancılardan
kıskanan kullarını sever.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
30
126. İmran bin Husayn’dan (ra); “Allah, fakir ve çoluk çocuğu çok olduğu halde insan‐
lara el avuç açmayan kulunu sever.” ***
127. Ebû Derdâ’dan (ra); “Allah, aşırı şefkatinden ve Allah korkusundan mah‐
zun/hüzünlü olan her kalbi sever.” ***
128. Numan bin Beşir’den (ra); “Allah, öpmeye varıncaya kadar çocuklarınız arasın‐
da adil davranmanızı sever.” ***
129. Câbir’den (ra); “Allah, temizliğe dikkat ederek ibâdete düşkün olan
kimseyi sever.” ***
130. Zeyd bin Sâbit’ten (ra); “Allah, Kur’ân’ın indiği şekliye okunmasını sever.”
*** 131. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, kıyâmet günü ‘Lâ ilâhe illallah’ (= Allah’tan
başka ilâh yoktur) sözleri sebebiyle müezzinleri insanlar içerisinde Allah’ın rahmetine en fazla uzanan kimseler ola‐rak diriltecektir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
31
132. Huzeyfe’den (ra); “Allah, şefkatli bir çobanın koyunlarını tehlikeli yer‐
lerden uzaklaştırdığı gibi, kulunu [tehlikelerden sakındıra‐rak] koruma altına alır.”
*** 133. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, kıyâmet gününün uzunluğunu dilediği kulla‐
rı için bir farz namazı vakti kadar hafifletir.” ***
134. Ukbe bin Âmir’den (ra); “Allah, bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: Onu
yaparken sevabını Allah’tan bekleyen zanaatkârı, onu atan okçuyu ve onu atması için okçuya veren kimseyi.”
*** 135. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, bir lokma ekmek, bir avuç hurma ve bunlara
benzer fakirlerin faydalandığı şeyler sebebiyle üç kişiyi cennetine koyar: Bunun verilmesini emreden aile reisini, o evin işini düzgün yürüten evin hanımını ve onu fakirin eli‐ne veren hizmetçiyi.”
*** 136. Câbir bin Abdullah’tan (ra); “Allah, bir tek hac sebebiyle üç grup insanı cennete
koyar: Yerine haccedilen ölüyü, bedel olarak hacca gideni ve bunun gerçekleşmesine vesile olanı.”
*** 137. Hazreti Ömer’den (ra); “Allah, bu Kur’ân sebebiyle bazı insanları yükseltir,
bazılarını da alçaltır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
32
138. Câbir’den (ra); “Allah, anne babasına yaptığı iyilik sebebiyle kişinin
ömrünü uzatır.” ***
139. İbni Ömer’den (ra); “Allah, kuluna fazla malın hesabını sorduğu gibi, faz‐
la ilmin de hesabını sorar.” ***
140. Enes’ten (ra); “Allah, Ramazan ve Kurban Bayramı günlerinde yer‐
yüzüne rahmetiyle belirir. Öyle ise namaz ve ziyaret için evlerden dışarıya çıkın ki, rahmet üzerinize insin.”
*** 141. İyad bin Ğanem’den (ra); “Allah, dünyada insanlara işkence edenlere kıyâmet
günü azap eder.” ***
142. Enes’ten (ra); “Allah, niyeti âhiret olana dünyayı verir, ama niyeti
dünya olana âhireti vermez.” ***
143. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, sadakayı kabul eder, onu güzel bir şekilde ko‐
ruyarak sizden birinizin bir tayı [at yavrusunu] büyüttüğü gibi büyütür. Öyle ki, bir lokma Uhud Dağı kadar büyür.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
33
144. İbni Ömer’den (ra); “Allah, kulunun tevbesini can boğaza gelmedikçe ka‐
bul eder.” ***
145. Enes’ten (ra); “Allah, cehennem ehlinden azabı en hafif olanına
şöyle der: ‘Eğer yeryüzündeki her şey senin olsaydı bu hal‐den kurtulmak için verir miydin?’ O, ‘Evet, verirdim’ der. Allah, ‘Sen daha Âdem’in sulbünde iken bundan daha ko‐layını, Bana hiçbir şeyi ortak koşmamanı senden istedim, sen ise Bana ortak koşmakta direttin.”
*** 146. Ebû Saîd’den (ra); “Allah, şöyle buyurur: ‘Oruç Benimdir, ödülünü ve‐
recek olan da Benim. Oruçlu için iki sevinç vardır: İftar etti‐ğinde sevinir, Allah’ın huzuruna gidip Allah ödüllendirdi‐ğinde sevinir. Muhammed’in canını elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.”
*** 147. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah şöyle buyuruyor: ‘Birisi diğerine söz verip‐
sözünde durduğu müddetçe Ben iki ortaktan üçüncüsü‐yüm. Vefasızlık ettiklerinde ise aralarından çekilirim.”
*** 148. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Allah, hasta tuttuğu sürece hastaya sağlığında de‐
vam etmekte olduğu amelinin karşılığından daha fazlasını verir. Yolcuya da evinde iken işlediği amelinin karşılığın‐dan daha fazlasını verir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
34
149. Avf bin Mâlik’ten (ra); “Allah, tedbir almakta âciz davranmayı kınar. Sen iş‐
lerin sonunu düşün ve ona göre davran. Buna rağmen bir işe gücün yetmezse şöyle de: “Hasbiyallahü ve ni’mel‐vekil (Allah bana yeter. O ne güzel vekildir).”
*** 150. Ebû Saîd’den (ra); “Allah, gecenin son üçte biri kalıncaya kadar bekler.
Sonra rahmetiyle dünya semâsına tecellî ederek şöyle sesle‐nir: ‘Günahının bağışlanmasını isteyen yok mu? Tevbe eden yok mu? Bir şey dileyen yok mu? Duâ eden yok mu?’ Bu durum sabah oluncaya kadar devem eder.”
*** 151. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah, Şaban ayının on beşinci gecesinde [Berat Ge‐
cesi] rahmetiyle dünya semâsına iner ve Benî Kelb kabilesi‐nin koyunlarının kılları adedinden fazla sayıda kimseleri affeder.”
[Beni Kelb kabilesinin koyunlarının kılları: ‘İnsan zihninin dü‐şünmekte âciz kalacağı kadar çok’ anlamına gelir.]
*** 152. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, aile fertlerinin geçim yükü ölçüsünce yardım,
belâ ölçüsünce sabır verir.” ***
153. Mikdam bin Ma’dikerb’den (ra); “Allah, kadınlarınız hakkında hayır tavsiye eder.
Çünkü onlar anneleriniz, kızlarınız ve teyzelerinizdir.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
35
154. Hasan el‐Basrî’den (rh); “Allah’ın en çok sevdiği kulu, diğer kullarının hayır
ve iyiliğini en çok isteyendir.” ***
155. Enes’ten (ra); “Allah’ın öyle kulları vardır ki, insanları ferasetleriyle
[ince anlayış] tanırlar.” ***
156. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ın insanlara faydalı olmaları için özellikle ni‐
met verdiği topluluklar vardır. Onlar bu nimetlerden ver‐dikleri sürece Allah o nimetini onlarda bırakır. Esirgedikleri zaman ise Allah onlardan alır, başkalarına verir.”
*** 157. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Allah’ın yeryüzünde dolaşan melekleri vardır. Üm‐
metimden gelen selâmları bana ulaştırırlar.” ***
158. Enes’ten (ra); “Allah’ın her namaz vaktinde şöyle seslenen bir me‐
leği vardır: ‘Ey Âdemoğulları! Kendi elinizle tutuşturduğu‐nuz, sizi yakacak olan ateşi namazla söndürmek için kalkı‐nız.”
*** 159. İbni Abbas’tan (ra); “Allah’ın öyle bir meleği vardır ki, ona ‘Yedi gök ve
yeri tek bir lokmada yut!’ dense yutabilir. Onun yaptığı tesbih şudur: “Sen her yerde noksan sıfatlardan münezzeh‐sin.”
Hz. Peygamber’in İzinde
36
160. Üsâme bin Zeyd’den (ra); “Allah’ın aldığı da O’nundur, verdiği de. O’nun ya‐
nında her şey için belli bir ömür süresi tayin edilmiştir.” ***
161. Ebû Hureyre’den (ra); “Şüphesiz ki, Allah’ın doksan dokuz ismi vardır. On‐
ların mânâlarını anlayıp inanarak ezberleyip okuyan cenne‐te girer. Bu isimler şunlardır:
O kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tır, er‐Rahman, er‐Rahim, el‐Melik, el‐Kuddûs, e‐Selâm, el‐Mü’min, el‐Müheymin, el‐Aziz, el‐Cebbar, el‐Mütekebbir, el‐Hâlık, el‐Bâri, el‐Musavvir, el‐Gaffar, el‐Kahhar, el‐Vehhab, er‐Rezzâk, el‐Fettah, el‐Alîm, el‐Kâbıd, el‐Bâsıd, el‐Hâfıd, er‐Rafi’, el‐Muiz, el‐Muzil, es‐Sem’i, el‐Basîr, el‐Hakem, el‐Adl, el‐Latif, el‐Habir, el‐Halim, el‐Azîm, el‐Gafûr, Eş‐Şekûr, el‐Aliyy, el‐Kebîr, el‐Hafîz, el‐Mukîd, el‐Hasîb, el‐Celîl, el‐Kerîm, er‐Rakîb, el‐Mucîb, el‐Vâsi’, el‐Hakîm, el‐Vedûd, el‐Mecîd, el‐Bâis, eş‐Şehîd, el‐Hak, el‐Vekîl, el‐Kavî, el‐Metîn, el‐Veliyy, el‐Hamîd, el‐Muhsî, el‐Mübdi’, el‐Muîd, el‐Muhyî, el‐Mümît, el‐Hayy, el‐Kayyûm, el‐Vâcid, el‐Mâcid, el‐Vâhid, es‐Samed, el‐Kâdir, el‐Muktedir, el‐Mukaddim, el‐Muahhir, el‐Evvel, el‐Âhir, ez‐Zâhir, el‐Bâtın, el‐Vâli, el‐Müteâli, el‐Berr, et‐Tevvâb, el‐Muntakim, el‐Afuvv, er‐Rauf, Mâlikü’l‐Mülk, Zü’l‐Celâl‐i ve’l‐İkram, el‐Muksid, el‐Câmi’, el‐Ganî, el‐Mugnî, el‐Mani’, ed‐Dâr, en‐Nâfi’, en‐Nûr, el‐Hâdi, el‐Bedi’, el‐Bâkî, el‐Vâris, er‐Râşid, es‐Sabûr.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
37
162. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah, helâl kazanan, iktisatla harcayan, fazlasını da
fakirlik ve ihtiyaç günü olan kıyâmet için önden gönderene merhamet etsin.”
*** 163. Enes’ten (ra); “Allah, ikindi namazından önce dört rekât sünnet kı‐
lan kişiye, merhamet etsin.” ***
164. Ebû Ümâme’den (ra); “Allah, ya konuşup hayır kazanan ya da konumu ge‐
reği susup esenlikte olan kişiye merhamet etsin.” ***
165. İbni Abbas’tan (ra); “Allah, dilini koruyan, zamanını tanıyan ve gittiği yol
doğru olan kimseye merhamet etsin.” ***
166. Hazreti Ali’den (ra); “Allah, çocuğuna, kendisine iyilik yapması için yar‐
dım eden babaya merhamet etsin.” ***
167. Zeyd bin Halid el‐Cühenî’den (ra); “Allah, bizden bir söz işitip iyice kavrayan, sonra da
onu kendisinden daha kavrayışlı birisine ulaştıran kimseye merhamet etsin.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
38
168. Enes bin Malik’ten (ra); “Allah şöyle buyuruyor: ‘İnsanoğlu Bana bir adım
yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım. O Bana bir arşın yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım. O Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak giderim.”
*** 169. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah şöyle buyuruyor: ‘Benim hiçbir ortaklığa ihti‐
yacım yoktur. Kim ki yaptığı işte başkasını Bana ortak ko‐şarsa Ben o ortaklıktan çekilir, onu ortağıyla baş başa bıra‐kırım.”
*** 170. Hazreti Ali’den (ra); “Allah şöyle buyuruyor: ‘Ben Allah’ım. Benden başka
ilah yoktur. Kim Benim birliğimi ikrar ederse koruyucu ka‐le’m içerisine girmiş olur. Benim koruyucu kale’m içerisine giren de azabımdan emin olur.”
*** 171. Ebu’d‐Derda’dan (ra); “Allah şöyle buyuruyor: ‘Ey Âdemoğlu! Sen Bana
kulluk ettikçe, Bana ümit besledikçe ve Bana hiçbir şey or‐tak koşmadıkça ben de işlediğin günahları affederim. Gök ve yer dolusu hata ve günahla da karşıma çıksan, Ben de onlar dolusu mağfiretle seni karşılarım. Seni bağışlarım ve bunu çok görmem.”
*** 172. Enes’ten (ra); “Allah şöyle buyuruyor: ‘Ben dünyada müslüman bir
kulumun örttüğüm bir hatasını, âhirette ortaya çıkarıp onu
Hz. Peygamber’in İzinde
39
rezil ve rüsva etmeyecek kadar büyük kerem ve af sahibi‐yim.”
*** 173. İbni Abbas’tan (ra); “Allah şöyle buyuruyor: ‘Kulum, sen Beni yalnızken
anarsan, Ben de seni yalnızken hatırlarım. Sen Beni bir top‐luluk içerisinde anarsan, Ben de seni onlardan daha hayırlı ve daha büyük bir topluluk içerisinde anarım.”
*** 174. Enes’ten (ra); “Allah şöyle buyuruyor: ‘Ben Kendisine karşı gelin‐
mekten sakınılmaya ve hiçbir şey ortak koşulmamaya lâyı‐ğım. Kim ki Bana karşı gelmekten sakınır, hiçbir şeyi ortak koşmazsa, Ben onu affetmeye kudretliyim.”
***
KADER/KAZA 175. Ebû Hureyre’den (ra); “Kadere iman, tevhid inancının nizamıdır.”
*** 176. Ebû Hureyre’den (ra); “Kadere iman kaygı ve üzüntüyü giderir.”
*** 177. İbni Abbas’tan (ra); “Kadere iman, tevhid inancının nizamıdır. Allah’ı bir
bilen ve kadere iman eden kişi şüphesiz kopmaz bir kulpa sarılmıştır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
40
DUA 178. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’a duânızın kabul edileceğine kesinlikle inan‐
mış olarak duâ edin. Şunu da bilin ki, Allah kendisinden gâfil ve başka işlerle meşgul bir kalbin duâsını kabul et‐mez.”
*** 179. Sa’d’dan (ra); “Duâ ederken diz üstü oturun, sonra ‘Ey Rabbim, ey
Rabbim!’ deyin.” ***
180. Hazreti Âişe’den (ra); “Biriniz Allah’tan dilekte bulunduğunda bolca iste‐
sin. Çünkü Rabbinden istemektedir.” ***
181. Câbir bin Abdullah’tan (ra); “Müslüman kardeşinizi bolluk ve berekete kavuşması
için duâ ederek ödüllendiriniz. Çünkü yemeği yenildiğin‐de, suyu içildiğinde bereketle duâ etmek ona ödül vermek‐tir [yaptığı iyiliğin karşılığını vermektir].”
*** 182. Ebû Hureyre’den (ra); “Duâların sonunda söylenen ‘Âmin’, mü’min kulları‐
nın dili üzerinde âlemlerin Rabbinin mührüdür.” ***
183. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz duâ ettiğinde kendi duâsına ‘Âmin’ desin.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
41
184. Enes’ten (ra); “Biriniz duâ ettiğinde, isteğinde kararlı olsun. “Al‐
lah’ım, dilersen bana ver” demesin. Şüphesiz Allah’ı zorla‐yan hiç kimse yoktur.”
*** 185. Hilal bin Yesaf’tan (ra); “Birisi duâ ettiğinde istediği verilmese bile kendisine
bir sevap yazılır.” ***
186. İbni Ömer’den (ra); “Kişi Müslüman kardeşine ‘Allah seni hayırla ödül‐
lendirsin’ derse, en mükemmel şekliyle teşekkür etmiş olur.”
*** 187. İbni Abbas’tan (ra); “Dua ettiğinde elinin içiyle Allah’a duâ et, tersiyle
değil. Duâyı bitirdiğinde de, iki elini yüzüne sür.” ***
188. Enes’ten (ra); “En üstün duâ, Rabbinden dünya ve âhirette, af ve
âfiyet dilemendir. Çünkü bunlar dünyada ve âhirette sana verilirse kurtuldun demektir.”
*** 189. Ebû Hureyre’den (ra); “Üç kişi vardır ki, duâlarını geri çevirmemek Allah
üzerine bir haktır: Orucunu açıncaya kadar oruçlu, hakkını alıncaya kadar mazlum, evine dönünceye kadar misafir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
42
190. Ebû Hureyre’den (ra); “Şu üç duâ vardır ki, hiç şüphesiz kabul edilir: Maz‐
lumun duâsı, misâfirin duâsı, babanın çocuklarına duâsı.” ***
191. Enes’ten (ra); “Gizli yapılan bir duâ, açıktan yapılan yetmiş duâya
denktir.” ***
192. İbni Abbas’tan (ra); “Duâ eden ile ‘Âmin’ diyen sevapta ortaktırlar. Oku‐
yan ve dinleyen sevapta ortaktırlar. Âlim ve talebe sevapta ortaktırlar.”
*** 193. Enes’ten (ra); “Duâ ibâdetin özüdür.”
*** 194. İbni Abbas’tan (ra); “Duâ, ibâdetin anahtarıdır. Abdest, namazın anahta‐
rıdır. Namaz da cennetin anahtarıdır.” ***
195. Hazreti Ali’den (ra); “Duâ; mü’minin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin
nurudur.” ***
196. Enes’ten (ra); “Ezanla kamet arasındaki dua kabul edilir. O haldey‐
ken dua ediniz.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
43
197. İbni Ömer’den (ra); “Şüphesiz dua, başa gelmiş ve gelecek olan konular‐
da etkilidir. Onun için ey Allah’ın kulları, duaya sımsıkı sa‐rılın.”
*** 198. Enes’ten (ra); “Her peygamberin kabul edilecek bir duâsı vardır.
Onlar bu duâyı yaptılar ve kabul edildi. Ben ise duâmı kı‐yâmet günü ümmetime şefaat olarak sakladım.”
*** 199. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz bir şey dilediğinde/istediğinde, ne istediğine
dikkat etsin. Çünkü hangi dileklerinin kabul edileceğini bilmez.”
*** 200. Enes’ten (ra); “Gök ehlinin en çok söyledikleri söz ‘Lâ havle velâ
kuvvete illâ billâh’tır (= Allah’tan başka güç ve kuvvet sahi‐bi yoktur).”
*** 201. Ebû Hureyre’den (ra); “Sabaha çıktığınızda şu duâyı okuyun: “Allah’ım, se‐
nin yardımınla sabahladık. Senin yardımınla akşama kavu‐şuyoruz. Kudretinle diriliyor, kudretinle ölüyoruz. Dönü‐şümüz de ancak Sana’dır.”
*** 202. İbni Amr’dan (ra); “Yatağına uzandığında şöyle duâ et: “Allah’ın adıyla.
Onun gazabından, şiddetli azabından, kullarının şerrinden,
Hz. Peygamber’in İzinde
44
şeytanların vesveseleri ve yanımda bulunmalarından Al‐lah’ın mükemmel sıfatlarına sığınırım.”
*** 203. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz Rabbinden bir şey istediğinde duâsının kabul
edildiğini hissederse, ‘İhsanıyla güzel nimetleri tamamla‐yan Allah’a hamdolsun’ desin. Duâsının kabulü geciken de, ‘Her hâl için Allah’a hamdolsun’ desin.”
*** 204. Hazreti Âişe’den (ra); “Kul, ‘Ya Rabbi, ya Rabbi’ diye Allah’a duâ ettiğinde,
Allah şöyle buyurur: ‘Duâna karşılık veriyorum. İste ki sa‐na verilsin.”
*** 205. Sehl bin Sa’d’dan (ra); “Allah’ım! Âhiret hayatından başka gerçek hayat
yoktur.” ***
206. Enes’ten (ra); “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, katında kabul
edilmeyen amelden, dinlenilmeyen duâdan Sana sığını‐rım.”
*** 207. Câbir bin Semûre’den (ra); “Allah’ım! Senden bildiğim ve bilmediğim bütün ha‐
yırları dilerim. Bildiğim ve bilmediğim bütün şerlerden de Sana sığınırım.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
45
208. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Sen bizden ancak Senin yardımınla altın‐
dan kalkabileceğimiz şeyleri istiyorsun. Allah’ım, bunlar‐dan rızânı kazandıracak şeyleri nasib et.”
*** 209. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah’ım! Beni iyilik yaptıklarında sevinen, bir gü‐
nah işlediklerinde ise Allah’tan bağışlanma dileyen kimse‐lerden eyle.”
*** 210. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah’ım! Yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrin‐
den Sana sığınırım.” ***
211. Hazreti Ömer’den (ra); “Allah’ım! Bizim için hayırları arttır, eksiltme. Bizi
aziz kıl, hor kılma. Bize hayırlı işleri yapma gücü ver, bizi mahrum bırakma. Bizi düşmanlarımıza karşı üstün tut, on‐ları bize gâlip getirme. Bizi hoşnut kıl ve bizden râzı ol.”
*** 212. Abdullah bin Amr bin Âs’dan (ra); “Allah’ım! Ürpermeyen kalpten, kabul edilmeyen
duâdan, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden Sana sığınırım. Bu dört şeyden sana sığınırım.”
*** 213. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Günahımı bağışla, evimi genişlet, rızkıma
bereket ver.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
46
214. Kutbe bin Mâlik’ten (ra); “Allah’ım! Kötü huylardan, kötü işlerden, kötü arzu‐
lardan ve kötü hastalıklardan Sana sığınırım.” ***
215. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ım! Göz açıp kapayıncaya kadar dahi beni ba‐
na bırakma ve bana verdiğin güzel şeyleri geri alma.” ***
216. Büreyde’den (ra); “Allah’ım! Beni çok şükreden, çok sabreden eyle. Be‐
ni kendi gözümde küçük, insanların nazarında büyük kıl.” ***
217. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ım! Âciz yavruları koruduğun gibi beni de ko‐
ru.” ***
218. İbni Mes’ud’dan (ra); “Allah’ım! Yaratılışımı güzel kıldığın gibi ahlâkımı
da güzel eyle.” ***
219. İbni Mes’ud’dan (ra); “Allah’ım! Beni müslümanca ayakta tut. Müslümanca
oturt, müslümanca yatır. Hiçbir düşman ve hasetçiyi bana güldürme. Allah’ım! Hazineleri Senin elinde bulunan her türlü şerden de Sana sığınıyorum.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
47
220. Hazreti Ali’den (ra); “Allah’ım! Kulağımdan ve gözümden ölünceye kadar
beni faydalandır. Dinimde ve bedenimde bana âfiyet ver. Hakkımı alıncaya kadar zulmedene karşı bana yardım et. Allah’ım! Kendimi/irademi Sana teslim ediyorum. İşimi Sa‐na havale ettim. Sırtımı Sana dayadım. Yüzümü sadece Sa‐na çevirdim. Senin azabından kurtuluş yalnızca Senin mer‐hametine sığınmakla olur. Ben Senin gönderdiğin elçine ve indirdiğin kitabına iman ettim.”
*** 221. Şeddad bin Evs’ten (ra); “Allah’ım! Senden dinde sebatı istiyorum. Doğru
yolda kararlılığı istiyorum. Nimetine şükretmeyi istiyorum. Güzelce Sana ibâdet etmeyi istiyorum. Doğru bir dil, selîm bir kalp istiyorum. Bildiklerimin şerrinden Sana sığınıyo‐rum. Bildiklerimin hayrını Senden diliyorum. Bildiğin gü‐nahlarım için Senden bağışlanma diliyorum. Şüphesiz Sen gaybları çok iyi bilensin.”
*** 222. İbni Abbas’tan (ra); “Allah’ım! Yalnız Sana teslim oldum. Yalnız Sana
iman ettim. Yalnız Sana tevekkül ettim. Ve yüzümü yalnız Sana çevirdim. Senin yolunda, Senin yardımınla düşmanla‐rıma karşı koyuyorum. Allah’ım, Senden başka ilâh yok. Beni saptırmandan yalnız Senin izzetine sığınıyorum. Sen hiç ölmeyen dirisin; cinler ve insanlar ise ölürler.”
*** 223. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Bana öğrettiğinden beni faydalandır, fay‐
da verecek şeyi bana öğret ve ilmimi arttır. Her durumda
Hz. Peygamber’in İzinde
48
Allah’a hamdolsun. Cehennem ehlinin halinden Allah’a sı‐ğınıyorum.”
*** 224. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Beni sana çok şükreden, seni çokça anıp
zikreden, nasihatine uyan, tavsiyelerini gözeten eyle.” ***
225. Şekele’den (ra); “Allah’ım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden,
dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve şehvetimin şerrin‐den Sana sığınıyorum.”
*** 226. Ebû Bekre’den (ra); “Allah’ım! Bedenime âfiyet ver. Kulağıma âfiyet ver.
Gözüme âfiyet ver. Allah’ım! Verdiğin nimetlerine nankör‐lük etmekten ve fakirlikten Sana sığınırım. Allah’ım! Kabir azâbından Sana sığınırım. Senden başka hiçbir ilâh yoktur.”
*** 227. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! İşlerimin koruyucusu olan dinimi benim
için yoluna koy. Geçim sebebim olan dünyamı benim için yoluna koy. Varacağım yer olan âhiretimi benim için yolu‐na koy. Hayatımı her hayrı arttırmaya vesile kıl. Ölümümü her kötülükten kurtulup rahat olmaya vesile kıl.”
*** 228. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Allah’ım! Senden hidâyeti, takvâyı, tokgözlülüğü ve
gönül zenginliği istiyorum.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
49
229. Heysem bin Mâlik’ten (ra); “Allah’ım! Sevgini bana en sevimli şey kıl. Korkunu
benim için en çok korkulan şey kıl. Sana kavuşmak arzu‐suyla dünyadan ihtiyaç bağlarımı kopar. Ehl‐i dünyanın gözünü dünyalarıyla aydınlatıyorsan benim gözümü de ibâdetinle aydınlat.”
[Ehl‐i dünya: Âhireti düşünmeyip bu dünyaya hiç ölmeye‐cekmiş gibi bağlanmış kimseler.]
*** 230. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Senden sevdiğin amellerde başarıyı, Sana
samimi tevekkül etmeyi ve hüsnüzan beslemeyi diliyo‐rum.”
[Hüsnüzan: Bir kimse hakkında iyi ve güzel düşünme alışkan‐lığı]
*** 231. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Senden iman içerisinde bir sıhhat, güzel
ahlâk içerisinde bir iman, sonu kurtuluş olan bir başarı, Senden gelecek bir rahmet, âfiyet, bağışlanma ve hoşnutluk diliyorum.”
*** 232. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Her zorluğu kolaylaştırmakla bana lütufta
bulun. Şüphesiz her güçlüğü kolaylaştırmak Sana kolaydır. Senden kolaylık, dünya ve âhirette âfiyet diliyorum.”
*** 233. Ümmü Ma’bed’den (ra); “Allah’ım! Kalbimi ikiyüzlülükten, amelimi gösteriş‐
ten, dilimi yalandan, gözümü hıyânetten temizle. Şüphesiz
Hz. Peygamber’in İzinde
50
Sen gözlerin sadakatsizliğini ve kalplerin gizlediğini bilir‐sin.”
[Hıyânet: Güveni kötüye kullanma.]
*** 234. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ım! Kudretinle bana âfiyet ver. Beni rahmetine
daldır. Ömrümü ibâdetlerin içerisinde geçir, onu en hayırlı amelimle noktala ve bunun mükâfatını cennet eyle.”
*** 235. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ım! Beni ilimle zengin kıl, hilimle [ağırbaşlılık‐
la] süsle, takvâ ile beni şereflendir ve âfiyetle beni güzelleş‐tir.”
*** 236. Saîd el‐Makberî’den (ra); “Allah’ım! Gözleri üzerimde, kalbi beni gözetleyen,
bir iyiliğimi gördüğünde örtbas edip bir kötülüğümü gör‐düğünde ise bunu etrafa yayan hilekâr dosttan Sana sığını‐rım.”
*** 237. Ebû Ümâme’den (ra); “Allah’ım! Günah ve hatalarımın tamamını bağışla.
Allah’ım! Beni yücelt. Yaralarımı sar. Bana güzel amel ve huyların yolunu göster. Şüphesiz Senden başka bunların yolunu gösteren, Senden başka bunların kötü olanlarını in‐sandan çeviren kimse yoktur.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
51
238. İbni Amr’dan (ra); “Allah’ım! Borç altında ezilmekten, düşmanın üstün
gelmesinden ve düşmanlarımın bana gülmesinden Sana sı‐ğınırım.”
*** 239. Ebu’l‐Yüsr’dan (ra); “Allah’ım! Yüksek bir yerden düşmekten, yıkık altın‐
da kalmaktan, boğulmaktan ve yanmaktan Sana sığınırım. Ölüm ânında şeytanın sırtımı yere getirmesinden Sana sığı‐nırım. Senin yolunda mücâdele ederken sırtımı dönüp ka‐çarken ölmekten Sana sığınırım. Yılan ve akrep gibi bir hayvanın ısırmasıyla ölmekten sana sığınırım.”
*** 240. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Fakirlikten, yokluktan, hor ve hakir ol‐
maktan Sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramak‐tan Sana sığınırım.”
*** 241. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Açlıktan Sana sığınırım. O ne kötü bir ar‐
kadaştır. Güvenilmez olmaktan Sana sığınırım. O kötü bir sırdaştır.”
*** 242. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım! Tefrikadan/ayrılıktan, ikiyüzlülükten ve
kötü ahlâktan sana sığınırım.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
52
243. Enes’ten (ra); “Allah’ım! Ey Rabbimiz, bize dünyada iyilik, âhirette
de iyilik ver ve bizi cehennem azâbından koru.” ***
244. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Allah’ım! Günahlarımı, bilgisizliğimi, işlerimde isra‐
fımı ve Senin benden daha iyi bildiğin hatalarımı bağışla. Allah’ım, bilmeyerek yaptığım kusurları, bilerek yaptığım hataları, şaka ile ciddî olarak işlediğim hataları affet. Bütün bunlar bende vardır. Allah’ım, işleyip önden gönderdiğim, henüz işlemeyip geride bıraktığım, gizli veya açıktan yaptı‐ğım hataları bağışla. Öne geçiren de, geri bırakan da Sensin. Senin her şeye gücün yeter.”
*** 245. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ım! Nefsimi Sen yarattın, onu öldürecek olan
da Sensin. Onun ölümü de, hayatı da Senin elindedir. Şayet hayatta bırakırsan onu muhafaza et. Eğer öldürürsen onu bağışla. Allah’ım! Senden âfiyet diliyorum.”
*** 246. Tarık el‐Eşcâî’den (ra); “Şöyle de: ‘Allah’ım! Günahlarımı bağışla, bana mer‐
hamet et, bana afiyet ver ve beni rızıklandır.’ Şüphesiz bun‐lar dünyada ve âhirette senin için faydalı olan şeyleri kap‐sar.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
53
HAZRETİ PEYGAMBER’E SALÂT ve SELAM 247. Ebû Talha’dan (ra); “Bana Rabbimin katından bir melek geldi ve şöyle
dedi: ‘Ümmetinden kim sana bir salâvat getirirse Allah bundan dolayı ona on sevap yazar, on günahını siler, dere‐cesini on kat yükseltir ve getirdiği salâvatın aynısıyla karşı‐lık verir.”
*** 248. Hazreti Hasan’dan (ra); “Nerde olursanız olun bana salâvat getirin. Şüphesiz
salâvatlarınız bana ulaşır.” ***
249. Ebû Hureyre’den (ra); “Bana salâvat getirin. Çünkü bana getirdiğiniz salâ‐
vatlar sizin için berekettir.” ***
250. Ebû Hureyre’den (ra); “Bana salâvat getiriniz ki Allah da size merhamet et‐
sin.” ***
251. Zeyd bin Harice’den (ra); “Bana salâvat getirin. Dua için son derece gayret gös‐
terin. Ve şöyle deyin: ‘Allah’ım! İbrahim’e ve İbrahim’in âline bereketini indirdiğin gibi, Muhammed’e (sav) ve Mu‐hammed’in (sav) âline rahmet eyle! Muhammed’e (sav) ve Muhammed’in (sav) âline bereketini indir. Şüphesiz Sen, kullarının hamdlerine bol sevapla karşılık veren, dilleriyle övülen Hamid ve sonsuz şeref ve büyüklük sahibi Mecidsin.”
Hz. Peygamber’in İzinde
54
252. Enes’ten (ra); “Allah’ın nebî ve resûllerine salâvat getirin. Çünkü
Allah beni peygamber olarak gönderdiği gibi onları da göndermiştir.”
*** 253. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’a hamd ve bana salâvat ile başlanmayan her
önemli iş, hayırlı sonuç vermez, neticesizdir ve her bereket‐ten yoksundur.”
*** 254. Enes’ten (ra); “Peygambere (sav) salâvat getirilinceye kadar her
dua kabul edilmeden bekletilir.” ***
255. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Kıyâmet gününde insanlar içerisinde bana en yakın
olan bana en fazla salâvat getirendir.” ***
256. Hazreti Hüseyin’den (ra); “Asıl cimri, yanında ismim anıldığı halde bana sala‐
vât getirmeyendir.”
HAZRETİ PEYGAMBER 257. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah, beni kullarına karşı katı ve güçlük çıkaran
olarak değil, öğretici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
55
258. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah, beni yanlış konuşan kılmadı. Benim için en
hayırlı kelâm olan kitabı, Kur’ân’ı verdi.” ***
259. Mesûr bin Mahreme ve Mervan’dan (ra); “Benim en çok sevdiğim söz, en doğru olanıdır.”
*** 260. Sevbân’dan (ra); “Ben ümmetim için ancak yoldan saptırıcı liderlerden
korkuyorum. Ancak günahları bağışlanan kimseler rahata ermiştir.”
*** 261. Mahmud bin Lebîd’den (ra); “Ben ancak bir insanım. Göz yaşarır, kalp ürperir. Fa‐
kat biz Rabbimizin hoşnut olmadığı bir şeyi söylemeyiz. Vallahi ey İbrahim! Biz senin vefatından dolayı üzgünüz.”
*** 262. Ebû Cühayfe’den (ra); “Ben yaslanarak yemem.”
*** 263. Enes’ten (ra); “Ben ancak bir kulum, kullar gibi yer, kullar gibi içe‐
rim.” ***
264. Ebû Hureyre’den (ra); “Ben size armağan edilmiş bir rahmetim.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
56
265. Ebû Hureyre’den (ra); “Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderil‐
dim.” ***
266. Ebû Hureyre’den (ra); “Ben rahmet olarak gönderildim, azap olarak değil.”
*** 267. Hazreti Âişe’den (ra); “Ben tebliğci olarak gönderildim, zorlaştırıcı olarak
değil.” ***
268. Ebû Hureyre’den (ra); “Şüphesiz ben lânet edici olarak değil, ancak rahmet
olarak gönderildim.” ***
269. İbni Ömer’den (ra); “Ben şaka yaparım, fakat şaka yaparken doğru olan‐
dan başkasını söylemem.” ***
270. Zeyd bir Sâbit’ten (ra); “Şüphesiz, ben sizin için yerime iki şey bırakıyorum:
Allah’ın kitabı ki, gök ve yer arasında uzatılmış bir iptir. Ve ailem olan Ehl‐i Beytim. Bu ikisi Kevser havuzunun başına varıncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar.”
[Ehl‐i Beyt: Hz. Muhammed’in eşleri, kızı Hz. Fatıma, damadı Hz. Ali ve onların evlatlarının tümüne verilen isim.]
***
Hz. Peygamber’in İzinde
57
271. Ebû Saîd’den (ra); “Ben insanların kalbini yarıp bakmakla ve göğüsleri‐
ni açmakla emrolunmadım.” ***
272. Enes’ten (ra); “Ben namaza durduğumda, namazı uzatmak isterken
bir çocuğun ağladığını işitip annesinin bundan duyduğu şiddetli üzüntüyü bildiğimden namazımı kısa keserim.”
*** 273. Nu’man bin Beşir’den (ra); “Ben zulme şahitlik yapmam.”
*** 274. İbni Nâfi’den (ra); “Ben âdilim. Ancak adâletle şâhitlik ederim.”
*** 275. Hüseyin bin Dahdah’dan (ra); “Ben akrabalık bağlarını kesmek için gönderilme‐
dim.” ***
276. Ebû Hureyre’den (ra); “Ben şu iki zayıfın hakkını yemeyi size haram kılıyo‐
rum: Yetim ve kadın.” ***
277. Abdurrahman bin Ebî Kurad’dan (ra); “Ben Allah ve Rasûlünün sizi sevmesini istiyorum.
Öyle ise siz de size emânet edileni sahibine veriniz, konuş‐tuğunuz zaman doğru söyleyiniz, komşularınıza karşı gü‐zel davranınız.”
Hz. Peygamber’in İzinde
58
278. Ebû Hureyre’den (ra); “Ben senin kalbinin yumuşak olmasını istiyorum. Öy‐
le ise yoksula yedir ve yetimin başını okşa.” ***
279. Berâ bin Âzib’den (ra); “Ben peygamberim, bunda hiçbir yalan yok. Ben
Abdulmuttalib’in oğluyum.” ***
280. Amr bin Cebele’den (ra); “Ben ümmî, doğru ve tertemiz peygamberim. Bütün
esef ve yazıklar, beni yalanlayan ve benden yüz çevirene ol‐sun. Hayır ise, beni barındıran, bana yardım eden, sözümü tasdik eden ve benimle beraber cihat eden kimselere olsun.”
[Ümmi: Bilgisi okuma‐yazmaya dayanmayan, bütün bildikle‐rini vahiy yoluyla Allah’tan alan anlamında Peygamberimizin (sav) sıfatıdır.]
*** 281. Enes’ten (ra); “İnsanların diriltileceği gün kabrinden ilk kaldırılan
ben olacağım. Rablerinin huzuruna geldiklerinde sözcüleri ben olacağım. Ümitlerini kestiklerinde müjdeleri ben olaca‐ğım. O gün hamd sancağı benim elimde olacaktır. Ben Rab‐bim katında Âdemoğullarının en değerlisiyim. Bunları övünmek için söylemiyorum.”
*** 282. Ebû Said’den (ra); “Ben kıyâmet günü Âdemoğullarının efendisiyim.
Bunda hiçbir övünme yok. Hamd Sancağı elimde olacaktır. Bunda hiçbir övünme yok. Ne Âdem, ne de onun dışındaki hiçbir peygamber yoktur ki, sancağımın altında olmasın. İlk
Hz. Peygamber’in İzinde
59
şefaat edecek ve şefaati ilk kabul edilecek olan benim. Bun‐da da hiçbir övünme yok.”
*** 283. Enes’ten (ra); “Cennet kapısını ilk defa ben çalacağım. Kulaklar, o
kapı halkalarının kanatlara değerken çıkardığı sesten daha güzel bir ses duymamıştır.”
*** 284. Ubâde bin Sâmit’ten (ra); “Ben Hazreti İbrahim’in duâsıyım. Beni en son müj‐
deleyen Hazreti İsâ’dır.” ***
285. İbni Abbas’tan (ra); “Ben ilmin şehriyim. Ali ise ilmin kapısıdır. Kim ilim
öğrenmek istiyorsa ilmin kapısına gelsin.” ***
286. Sehl bin Sa’d’dan (ra); “Ben ve yetimin bakımını üzerine alan kişi, cennette
[şehadet ve orta parmağını bitiştirerek] şu iki parmak gibi‐yiz.”
*** 287. Cabir’den (ra); “Ben halis tevhid inancı ve hoşgörülü bir dinle gön‐
derildim. Kim benim Sünnetimden saparsa benden değil‐dir.”
*** 288. Cabir’den (ra); “Ben insanlarla iyi geçinme özelliğiyle gönderildim.”
Hz. Peygamber’in İzinde
60
289. İbni Ömer’den (ra); “Ben kıyamete çok yakın bir zamanda kılıçla birlikte
gönderildim ki, hiçbir şey ortak koşulmadan yalnız Allah’a kulluk edilsin. Benim rızkım mızrağımın altına konulmuş‐tur. Zillet ve küçüklük benim emrime karşı gelenlere veril‐miştir. Kendisini bir kavme benzeten onlardandır.”
*** 290. Hazreti Ömer’den (ra); “Ben hakka çağırıcı ve Allah’ın emirlerini insanlara
ulaştırıcı olarak gönderildim. Hidayet verme konusunda elimde hiçbir şey yoktur.
Şeytan da Allah’ın yasak kıldığı şeyleri süslü gösterici olarak yaratılmıştır. Saptırma konusunda onun da elinde hiçbir şey yoktur.”
*** 291. Zeyd bin Erkam’dan (ra); “Ey insanlar! Şüphesiz ben de ancak bir insanım. Pek
yakında Allah’ın elçisi olan Azrail gelebilir ve ben de onun dâvetini kabul edebilirim. Ben, aranızda iki ağır emanet bı‐rakıyorum. Birincisi Allah’ın kitabıdır ki, onda hidâyet ve nur vardır. Ona yapışan ve ona sarılan kimse hidâyet üzere olur. Ondan sapan ise sapıtır. Öyle ise Allah’ın kitabına sa‐rılınız. Ona yapışınız. Diğer emânet ise, Ehl‐i Beytimdir. Ehl‐i Beytim hakkında size Allah’ı hatırlatıyorum. Ehl‐i Beytim hakkında size Allah’ı hatırlatıyorum.”
*** 292. İbni Mes’ud’dan (ra); “Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi güzel yaptı.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
61
293. Vâsile bin Eskâ’dan (ra); “Allah İbrahimoğullarından İsmail’i, İsmailoğul‐
larından Kinâne’yi, Kinâneoğullarından Kureyş Kabilesini, Kureyş’ten Hâşimoğullarını, Hâşimoğullarından da beni seçti.”
*** 294. Vâsile bin Eskâ’dan (ra); “Misvak kullanmam bana o kadar emredildi ki, üze‐
rime farz kılınacağından korktum.” ***
295. Ukbe bin Âmir’den (ra); “Bana benzeri asla görülmemiş bazı âyetler indirildi.
Bunlar, Felâk ve Nâs sûreleridir.” ***
296. Hazreti Ömer’den (ra); “Bana on âyet indi ki, kim hakkını vererek onları
okursa cennete girer: Bu, Mü’minûn Sûresinin ilk on âyeti‐dir.”
*** 297. Bera’dan (ra); “Rasûlullah (sav), insanların en güzel yüzlüsü ve en
güzel ahlâklısıydı. Ne aşırı derecede uzun ve ne de kısay‐dı.”
*** 298. Enes’ten (ra); “Rasûlullah (sav), insanların en güzeli, en cömerti, en
cesuruydu.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
62
299. Ebû Said’den (ra); “Rasûlullah (sav), perde arkasındaki bâkire kızdan
daha hayâlıydı.” ***
300. İsmail bin Ayyaş’tan (ra); “Rasulullah (sav), insanların kötülüklerine karşı in‐
sanların en sabırlısıydı.” ***
301. Enes’ten (ra); “Rasûlullah (sav), yapı olarak insanların orta olanı
idi. Ne aşırı derecede uzun, ne de kısa idi. Buğday tenliydi. Ne çok beyaz, ne de esmerdi. Saçı ne çok kıvırcık, ne de tam düzdü.”
*** 302. Hazreti Âişe’den (ra); “Rasûlullah’ın (sav) sözleri tane taneydi. Hak ile batı‐
lın arasını iyice ayırt ediciydi. Kendisini dinleyen herkes sözlerini anlardı.”
*** 303. Hazreti Âişe’den (ra); “Rasûlullah’ın (sav) en çok kızdığı huy yalan söyle‐
mekti.” ***
304. Hazreti Âişe’den (ra); “Rasûlullah’ın (sav) dinî konularda en çok sevdiği,
kişinin üzerinde devam ettiği şeydi.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
63
305. İbni Abbas’tan (ra); “Rasûlullah’ın (sav) en çok sevdiği içecek süttü.”
*** 306. Hazreti Âişe’den (ra); “Rasûlullah’ın (sav) en çok sevdiği içecek bal şerbe‐
tiydi.” ***
307. Hazreti Âişe’den (ra); “Rasûlullah’ın (sav) en çok sevdiği ibadet az da olsa
sürekli yapılanıydı.” ***
308. Ebû Hureyre’den (ra); “Rasûlullah’ın (sav) en çok sevdiği meyve yaş hurma
ve karpuzdu.” ***
309. Ebû Vakıd’dan (ra); “Rasûlullah (sav), başkalarına namaz kıldırdığı za‐
man insanların en hafif namaz kıldıranı, yalnız başına kıl‐dığı zaman ise en uzun kılanıydı.”
*** 310. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) bir hastanın yanına vardığında
veya kendisine bir hasta getirildiğinde şöyle derdi: “Ey in‐sanların Rabbi! Hastalığı gider, şifa ver. Şifa veren Sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hiçbir hastalığı bırakmasın.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
64
311. Abdullah bin Büsr’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) bir kapıya vardığında kapının
tam karşısında durarak yüzünü ona döndürmez, fakat ka‐pının sağında veya solunda durur ve ‘Esselâmü aleyküm’ derdi.”
[Esselâmü aleyküm: ‘Selamet/Esenlik üzerinize olsun’ anlamı‐na gelir.]
*** 312. Ukbe bin Abd’dan (ra); “Peygamberimiz’e (sav) birisi geldiğinde onun sev‐
mediği bir ismi varsa değiştirirdi. ***
313. İbni Ebî Evfa’dan (ra); “Peygamberimiz’e (sav) bir topluluk (ihtiyaç sahiple‐
rine ulaştırmak üzere) zekâtını getirdiğinde onlar için şöyle duâ ederdi: ‘Allah’ım, filan topluluğa rahmet eyle!”
*** 314. İbni Abbas’tan (ra); “Peygamberimiz’e (sav) turfanda bir meyve getirildi‐
ğinde onu önce gözleri üzerine, sonra da dudakları üzerine koyar ve ‘Ya Rabbi, bize ilkini gösterdiğin gibi, sonunu da göster!’ diye duâ ederdi. Sonra da onu yanında bulunan ço‐cuklara verirdi.”
*** 315. Huzeyfe’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), geceleyin yatağına uzan‐
dığında elini yanağının altına koyar, sonra şöyle duâ eder‐di: ‘Allah’ım! Senin adınla yaşar ve Senin adınla ölürüm.’ Uyandığında da şöyle derdi: ‘Öldükten sonra bizi dirilten
Hz. Peygamber’in İzinde
65
ve mahşerde huzurunda toplanılacak olan Allah’a hamdol‐sun.”
*** 316. Ebû’l‐Ezher’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), geceleyin yatağına girdi‐
ğinde şöyle duâ ederdi: “Allah’ın adıyla uzanıyorum. Al‐lah’ım, günahlarımı bağışla, şeytanımı aşağılık kıl. Beni ne‐fis ve kötülüklerin köleliğinden kurtar. Terazimin sevap ke‐fesini ağırlaştır. Ve beni en iyi kullarını aldığın yüce meclise al.”
*** 317. Bilal bin Hars’tan (ra); “Hazreti Peygamber (sav), (tuvalet) ihtiyacı için çıktı‐
ğında iyice uzaklaşırdı.” ***
318. Hazreti Âişe’den (ra); “Hazreti Peygamber cünüp iken uyumak istediğinde
namaz abdesti gibi abdest alırdı. Bu halde iken bir şey ye‐mek veya içmek istediğinde ise ellerini yıkar, sonra yer içerdi.”
*** 319. Ka’b bin Mâlik’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav) bir savaş için sefere çıkmak
istediğinde başka bir yere gidecekmiş gibi davranır, asıl gi‐deceği yeri gizli tutardı.”
*** 320. Hazreti Hafsa’dan (ra); “Hazreti Peygamber (sav) uyumak üzere uzandığın‐
da sağ elini yanağının altına koyar, sonra, ‘Allah’ım! Kulla‐
Hz. Peygamber’in İzinde
66
rını dirilteceğin kıyâmet gününde beni azâbından koru’ di‐ye dua eder ve bunu üç defa tekrarlardı.”
*** 321. Hazreti Ebû Bekir’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) bir iş yapmak istediğinde,
‘Allah’ım! Bana hayırlısını ver ve benim için en uygun ola‐nını tercih et’ diye dua ederdi.”
*** 322. Hazreti Ali’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) savaş için bir sefere çıktı‐
ğında şöyle duâ ederdi: ‘Allah’ım! Senin adınla düşmana saldırırım, Senin adınla düşmanın hilesini savuşturur ve Senin adınla düşmanın üzerine yürürüm.”
*** 323. Hazreti Ömer’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav), akrabalarından veya ya‐
kın sahabilerinden birisinin kızını evlendirmek istediğinde evine gider ve perde arkasından ona şöyle seslenirdi: ‘Ey fi‐lan! Falan kimse seninle evlenmek istiyor. İstemiyorsan ‘Hayır’ de. Hiç kimse ‘Hayır’ demekten utanmamalı. Eğer istiyorsan susman kabul ettiğin anlamına gelir.”
*** 324. Ebû Said el‐Hudrî’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav), ister gömlek, ister sarık,
isterse cübbe olsun yeni bir elbise giydiğinde onun ismini söyleyerek şöyle duâ ederdi:
“Allah’ım! Sana hamd ve senâlar olsun. Bunu bana Sen giydirdin. Bunun hayrını ve hayır için giymeyi Senden dilerim. Şerrinden ve şer için giymekten Sana sığınırım.”
Hz. Peygamber’in İzinde
67
325. İbni Amr’dan (ra); “Hazreti Muhammed (sav), yağmur için duâ ettiğin‐
de şöyle derdi: ‘Ya Rabbi! Kullarını ve hayvanlarını sula. Rahmetini
yay. Ve ölü olan mülkünü dirilt.” ***
326. Semûre’den (ra); Hazreti Muhammed (sav), yağmur için duâ ettiğinde
şöyle derdi: ‘Allah’ım! Dünyamıza bereketini, süsünü ve huzuru‐
nu indir. Bize rızık ver. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.” ***
327. Osman bin Ebi’l‐Âs’tan (ra); “Rüzgâr şiddetli estiğinde Hazreti Muhammed (sav)
şöyle duâ ederdi: ‘Allah’ım! Bununla gönderdiğinin şerrinden Sana sı‐
ğınırım.” ***
328. Seleme bin Ekvâ’dan (ra); “Rüzgâr şiddetle estiğinde Hazreti Muhammed (sav)
şöyle duâ ederdi: ‘Allah’ım, aşılayıcı olsun, neticesiz olmasın!”
*** 329. Hazreti Âişe’den (ra); “Bir yeri ağrıdığında Hazreti Muhammed (sav) İhlâs,
Felâk ve Nâs sûrelerini okur, üzerine üfler ve eliyle ağrıyan yeri meshederdi.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
68
330. Hazreti Âişe’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav), bir yeri ağrıdığında Ceb‐
râil O’na şunu okuyup üflerdi: ‘Seni bundan kurtaracak, her hastalığa karşı sana şifâ
verecek, haset ettiğinde hasetçinin ve bütün kem göz sahip‐lerinin şerrinden seni koruyacak Allah’ın adıyla.”
*** 331. İbni Ömer’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav), bir şeyi unutmaktan en‐
dişe ettiğinde küçük parmağına veya yüzüğüne bir ip bağ‐lardı.”
*** 332. Enes’ten (ra); “Kendisinin veya sahabîlerinden birisinin gözü ağrı‐
dığında Hazreti Muhammed (sav) şöyle duâ ederdi: ‘Allahım! Beni gözümden faydalandır, ömrümün sonuna kadar benden onu alma. Düşmanımdan intikamımı aldığını bana göster. Ve bana zulmedenlere karşı bana yardım et.”
*** 333. Halil bin Mürre’den (ra); “Kendisine bir üzüntü veya sıkıntı geldiğinde Hazreti
Muhammed (sav) şöyle duâ ederdi: “Kullara bedel Rabbim bana yeter. Yaratıklara karşı
Yaratıcı bana yeter. Rızık isteyenlere karşı Rezzak bana ye‐ter. Bana yeten bana yeter. Allah bana yeter, O ne güzel ve‐kildir. Allah bana yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O’na güvenip dayandım. O, büyük Arş’ın Rabbi’dir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
69
334. Enes’ten (ra); “Rasulullah (sav) sabahladığında ve akşamladığında
şöyle duâ ederdi: ‘Allah’ım! Senden, beklenmedik nimeti dilerim ve
beklenmedik şerden de Sana sığınırım. Şüphesiz hiçbir kul sabahladığında ve akşamladığında beklenmedik hangi şey‐le karşılaşacağını bilmez.”
*** 335. İbni Abbas’tan (ra); “Hazreti Peygamber (sav) orucunu açtığı zaman şöy‐
le duâ ederdi: ‘Allah’ım! Senin için oruç tuttum, Senin rızkınla oru‐
cumu açtım, benden kabul eyle. Şüphesiz Sen her şeyi işiten ve bilensin.”
*** 336. Enes’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav), birilerinin dâvetinde iftar
ettiğinde şöyle duâ ederdi: ‘Oruçlular sizde oruçlarını açsınlar, yemeklerinizi er‐
demliler [iyiler] yesin. Yanınıza melekler insin.” ***
337. Hakem bin Amr’dan (ra); “Hazreti Peygamber (sav) yemek yediği zaman baş‐
kasının önünden asla yemezdi.” ***
338. Ebû Eyyub’dan (ra); “Hazreti Peygamber (sav) yemek yediği veya su içtiği
zaman şöyle duâ ederdi.
Hz. Peygamber’in İzinde
70
‘Bunu yediren, içiren, [vücutta] sindirilmesini ve onun [dışarıya] atılmasını sağlayan Allah’a hamdolsun.”
*** 339. Enes’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav) yatağına girdiğinde şöyle
duâ ederdi: ‘Bizi yediren, içiren, her türlü ihtiyacımızı kar‐şılayan ve bizi barındıran Allah’a hamdolsun. İhtiyaçlarına cevap vereni bulunmayan ve barınağı olmayan nice kimse‐ler vardır.”
*** 340. Enes’ten (ra); “İnsanlar kendisine bîat ettiklerinde Hazreti Peygam‐
ber (sav) şöyle derdi: ‘Gücünün yettiği kadarını yaparsın.” [Biat: Sorumluluk altına gireceğine dair söz verme]
*** 341. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Hazreti Peygamber (sav), sahabelerinden birini bir
görev için gönderdiğinde şöyle derdi: “Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz.”
*** 342. Hazreti Âişe’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), bir kişi hakkında kulağına
uygun olmayan bir haber gelirse: ‘Falan kişiye ne oluyor ki, şöyle şöyle diyor’ demez, ‘Bazılarına ne oluyor ki, şöyle şöyle diyorlar’ derdi.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
71
343. Ümmü Seleme’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) geceleyin uyandığında
şöyle duâ ederdi: ‘Ya Rabbi! Bağışla, merhamet et ve en doğru yola ilet.”
*** 344. Ebû Bekre’den (ra); “Hazreti Peygamber’e (sav) sevindirici bir haber gel‐
diğinde Allah’a şükür için secdeye kapanırdı.” ***
345. Abdullah bin Ca’fer’den (ra); “Bir şey kendisine üzüntülü ve sıkıcı geldiğinde Haz‐
reti Peygamber (sav) şöyle duâ ederdi: ‘Sonsuz hilim ve kerem sahibi olan Allah’tan başka
hiçbir ilah yoktur. Büyük Arşın Rabbi olan Allah her türlü noksan sıfattan münezzehtir. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.”
*** 346. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Hazreti Peygamber (sav) bir topluluğun şerrinden
çekindiğinde şöyle duâ ederdi: “Allah’ım! Onların hakkın‐dan gelmeni diliyoruz ve şerlerinden sana sığınıyoruz.”
*** 347. Said bin Hakîm’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) bir şeye nazarının değme‐
sinden endişe ettiğinde; ‘Allah’ım! Mübârek kıl ve ona za‐rar verme’ buyururlardı.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
72
348. Enes’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav) tuvaletten çıktığında şöyle
duâ ederdi: ‘Benden sıkıntıyı gideren ve bana âfiyet veren Allah’a hamdolsun.”
*** 349. Büreyde’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) evinden çıktığında şöyle
duâ ederdi: ‘Allah’ın adıyla. Allah’a tevekkül ettim. Kötü‐lükten sakınma ve iyiliğe güç yetirme ancak Allah’ın yar‐dımıyladır. Allah’ım, doğru yoldan sapmaktan veya başka‐larını saptırmaktan, haktan kaymaktan ve kaydırmaktan, zulmetmekten veya zulme uğramaktan, kabalık etmekten veya kabalığa uğramaktan, hakka saldırılmasından veya hakkıma saldırılmasından Sana sığınırım.”
*** 350. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) hanımlarıyla yalnız kaldığında
insanların en yumuşak huylusu, en lütufkârı, en güleci ve en tebessüm edeni idi.”
*** 351. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) tuvalete girdiğinde şöyle derdi:
‘Allah’ım! Pislik, necis, habis, kötü olarak kabul edilmiş ve rahmetten kovulmuş olan şeytandan Sana sığınırım.’ Tuva‐letten çıktığında ise şöyle derdi: ‘Yediğimin lezzetini bana tattıran, enerjisini bende bırakan ve sıkıntısını ise gideren Allah’a hamdolsun.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
73
352. Hazreti Fatıma’dan (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) câmiye girdiğinde şöyle duâ
ederdi: ‘Allah’ın adıyla. Allah’ın Rasûlüne selâm olsun. Al‐lah’ım! Günahlarımı bağışla, bana rahmetinin kapılarını aç.’ Câmiden çıktığında ise şöyle derdi: ‘Allah’ın adıyla, Rasûlullah’a selâm olsun. Allah’ım! Günahlarımı bağışla ve bana fazl ve ihsanının kapılarını aç.”
*** 353. Büreyde’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) çarşı ve pazara girdiğinde şöyle
duâ ederdi: ‘Allah’ın adıyla. Allah’ım! Bu çarşının ve için‐deki şeylerin hayrını Senden diliyorum. Onun ve içindeki şeylerin şerrinden Sana sığınıyorum. Allah’ım, burada ya‐lan yere bir yemin etmekten veya zararlı bir alışveriş yap‐maktan Sana sığınıyorum.”
*** 354. İbni Mes’ud’dan (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) mezarlığa girdiğinde şöyle der‐
di: “Size selâm olsun ey bedende geçici ruhlar, çürük be‐denler, ufalmış kemikler! Dünyadan mü’min olarak göçen‐ler! Allah’ım, bunlara kendinden genişlik ve istirahat, biz‐den de bir selâm ihsan et.”
*** 355. İbni Abbas’tan (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) bir hastayı ziyârete gittiğinde
şöyle derdi: ‘Merak etme, zararı yok. Günahları temizleyi‐cidir inşallah.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
74
356. Enes’ten (ra); “Receb ayı girdiğinde Allah’ın Elçisi (sav) şöyle duâ
ederdi: ‘Allah’ım, Receb ve Şa’ban’ı bizim için mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.’ Cuma gecesi olduğunda da şöy‐le derdi: ‘Bu parlak ve nurlu bir gecedir.”
*** 357. Huzeyfe’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) bir kişiye duâ ettiğinde o duânın
tesiri onda, çocuğunda ve çocuğunun çocuğunda dahi gö‐rülürdü.”
*** 358. Hazreti Âişe’den (ra); “Yağmurun yağdığını gördüğünde Allah’ın Elçisi
(sav), ‘Allah’ım, bol ve faydalı olsun’ diye duâ ederdi. ***
359. Ebû Said’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav), hilâli gördüğünde şöyle duâ
ederdi: ‘Bu hilâl, hayır ve yol gösterici olsun. Seni yaratana iman ettim (Bunu üç defa tekrarlardı).’ Sonra da şöyle der‐di: ‘Falan ayı götürüp filan ayı getiren Allah’a hamdolsun.”
*** 360. Rafi’ bin Hadîc’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) hilâli gördüğünde şöyle duâ
ederdi: ‘Bu, hayır ve yol gösterici bir hilâl olsun. Allah’ım! Senden bu ayın hayrını diliyorum (bunu üç defa tekrarlar‐dı). Allah’ım! Senden bu ayın ve takdir ettiğin şeylerin ha‐yırlısını diliyorum. Onun şerrinden de Sana sığınıyorum (Bunu üç defa tekrarlardı).”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
75
361. Hazreti Ömer’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) hilâli gördüğünde şöyle duâ
ederdi: ‘Allah’ım! Onu bizim için güvenin, imanın, esenli‐ğin, İslâm’ın ve sevip râzı olduğun şeylere başarının baş‐langıcı kıl. Benim de, onun da Rabbi Allah’tır.”
*** 362. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah’ın Elçisi’ne (sav) sevinçli bir haber geldiğinde
şöyle duâ ederdi: ‘İhsanıyla/Bol bol vermesiyle faydalı şeylerin gerçek‐
leşmesini sağlayan Allah’a hamdolsun.’ Hoşlanmadığı bir haber geldiğinde ise, ‘Her hal için Allah’a hamdolsun. Rab‐bim, Cehennem ehlinin hâlinden Sana sığınırım!” derdi.
*** 363. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav), evlenen birisini tebrik ettiğinde
şöyle derdi: ‘Allah eşini sana bereketli ve mübârek kılsın. Sizi ha‐
yırda birleştirsin.” ***
364. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) gözünü göğe çevirdiğinde şöyle
duâ ederdi: “Ey kalpleri çekip çeviren Allah! Kalbimi kul‐luğunun üzerinde sâbit tut.”
*** 365. Ebû Ümâme’den (ra); “Sofrası kaldırıldığında Allah’ın Elçisi (sav) şöyle duâ
ederdi:
Hz. Peygamber’in İzinde
76
‘Allah’a bol, temiz ve mübârek bir hamdle hamdol‐sun. Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmadığı, fazl ve ihsanı in‐kâr edilemediği, terk edilip yüz çevirilemediği ve kendisin‐den ihtiyaç duyulmadığı halde ihtiyaçlarımızı gideren ve bizi barındıran Allah’a hamdolsun.”
*** 366. Ka’b bin Mâlik’ten (ra); “Allah’ın Elçisi (sav) sevindiği zaman, yüzü ayın on
dördünden bir parça gibi nurlanırdı.” ***
367. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ın Elçisi (sav), gök gürlemesinin ve yıldırımın
sesini duyduğunda şöyle duâ ederdi: ‘Allah’ım! Bizi gaza‐bınla öldürme. Azabınla helâk etme. Bundan önce bize âfi‐yet ver.”
*** 368. Ebû Ca’fer’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) su içtiğinde şöyle duâ
ederdi: ‘Bize rahmetiyle tatlı ve lezzetli suyu içiren ve gü‐nahlarımız yüzünden onu tuzlu ve acı yapmayan Allah’a hamdolsun.”
*** 369. İbni Mes’ud’dan (ra); “Hazreti Peygamber (sav), suyu üç nefeste içer, her
nefesinde ‘Bismillah’ der ve sonunda da Allah’a şükrederdi. ***
Hz. Peygamber’in İzinde
77
370. İbni Abbas’tan (ra); “Hazreti Peygamber (sav), bir cenaze gördüğünde
kendisinde bir üzüntü göze çarpardı. Ve uzun müddet dü‐şünceye dalardı.”
*** 371. İbni Ömer’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) sabah namazını kıldığında
yüzünü sahabelere döner ve ‘Hastanız var mı, ziyaretine gideyim’ diye sorardı. ‘Yok’ derlerse, ‘Cenâze var mı, uğur‐layayım’ diye sorardı. ‘Yok’ derlerse, ‘Sizden kim bir rüya gördüyse bize onu anlatsın” buyururdu.”
*** 372. Ebû Said’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), yemek yediğinde şöyle
duâ ederdi: ‘Bizi yediren, içiren ve bizi müslüman kılan Al‐lah’a hamdolsun.”
*** 373. Osman bin Affan’dan (ra); “Hazreti Peygamber (sav), bir defin işi bittiğinde me‐
zarın başında durur ve şöyle derdi: ‘Kardeşiniz bağışlanmasını ve meleklere doğru cevap
vermesini dileyin. Çünkü o şu anda sorguya çekilmekte‐dir.”
*** 374. Enes’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav), bir din kardeşini üç gün
görmediğinde onu sorar, bir yere gitmişse kendisi için duâ eder, evde ise ziyâret eder, hasta ise halini hatırını sorardı.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
78
375. Abdullah el‐Hadramî’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) bir sohbet toplantısından
kalktığında yirmi defa sesli olarak Allah’tan bağışlanmasını dilerdi.”
*** 376. Cündeb bin Mekîs’ten (ra); “Bir heyet elçi olarak geldiğinde Hazreti Peygamber
(sav) en güzel elbisesini giyer ve ashabının ileri gelenlerine de böyle yapmalarını emrederdi.”
*** 377. Ebû Hureyre’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), ‘Bütün bunları yapan, ölü‐
leri tekrar diriltemez mi?’ (Kıyâmet sûresi, 40) âyetini oku‐duğunda ‘Belâ (Evet, diriltir)’ derdi. ‘Allah hâkimlerin hâ‐kimi değil midir?’ (Tîn sûresi, 8) âyetini okuduğunda ‘Belâ (Evet, Allah hâkimlerin hâkimidir)’ derdi.”
*** 378. İbni Abbas’tan (ra); “Hazreti Peygamber (sav), ‘Her şeyden yüce olan
Rabbinin ismini tesbih et’ (A’lâ sûresi, 1) âyetini okudu‐ğunda ‘Her şeyden yüce olan Rabbim, her türlü noksandan münezzehtir’ derdi.
*** 379. Câbir’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), bayram günü namazgâh‐
tan dönüşte gidiş yolundan başka bir yoldan dönerdi.” [Namazgâh: Bayram namazlarının kılındığı büyük boş alan]
***
Hz. Peygamber’in İzinde
79
380. Ebû Hureyre’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) bir gömlek giydiğinde
sağdan giyerdi.” ***
381. Enes’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav), sahabelerden birisiyle kar‐
şılaştığında yanında durursa kendisi de dururdu. O kimse ayrılmadıkça Hazreti Peygamber de ayrılmazdı. Sahabele‐rinden birisiyle karşılaştığında kendisine elini uzatırsa Haz‐reti Peygamber (sav) de elini uzatır, o sahabe elini çekme‐dikçe kendisi de çekmezdi. Sahabelerden birisiyle karşılaş‐tığında kulağına eğilirse, Hazreti Peygamber (sav) ona ku‐lak verir, o sözünü bitirip ağzını çekmedikçe Hazreti Pey‐gamber (sav) kulağını uzaklaştırmazdı.”
*** 382. Huzeyfe’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), bir sahabesi ile karşılaştı‐
ğında onunla tokalaşır ve onun için duâ ederdi.” ***
383. Ebû Hureyre’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) mezarlığa uğradığında
şöyle derdi: ‘Size selâm olsun mü’min erkek ve kadınlar, müslüman erkek ve kadınlar, sâlih erkek ve kadınlar ülke‐sinin sâkinleri! İnşâallah bizler de size kavuşacağız.”
*** 384. Câbir’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) yürürken dönüp arkasına
bakmazdı.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
80
385. Enes’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav) aynaya baktığında şöyle
duâ ederdi. Benim yaratılışımı düzgün yapıp ölçülü kılan, yüzümün suretini şerefli kılıp güzelleştiren ve beni Müslü‐manlardan eyleyen Allah’a hamdolsun.”
*** 386. Huzeyfe’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) Kâbe’ye baktığında şöyle
duâ ederdi: “Allah’ım, şu Beytinin şerefini, hürmetini, de‐ğerini, iyiliğini ve gösterişini daha da arttır.”
*** 387. İbni Ömer’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), cenâzeyi kabre koydu‐
ğunda şöyle derdi: ‘Allah’ın adıyla, Allah’ın yardımıyla, Al‐lah yolunda ve Allah Rasûlünün dini üzere…”
*** 388. Enes’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav), çocuklara ve âile fertlerine
karşı insanların en merhametlisiydi.” ***
389. Ebû Hureyre’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav), daha çok pazartesi ve per‐
şembe günleri oruç tutardı. Kendisine bunun sebebi sorul‐duğunda şöyle buyurdu: ‘Ameller her pazartesi ve perşem‐be günü Allah’a sunulur. Birbirlerine küs duranlar dışında her Müslüman affedilir. Allah onlar hakkında meleklere, ‘Onları [birbiriyle barışıncaya kadar] bekletin’ der.
***
Hz. Peygamber’in İzinde
81
390. Enes’ten (ra); “Hazreti Peygamber (sav) çok merhametliydi. Birisi
kendisine bir şey istemeye gelirse istenilen şey varsa mutla‐ka verir, yoksa ona vereceğine dair söz verirdi.”
*** 391. Muhammed bin Ali’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) çok güçlüydü.”
*** 392. Câbir bin Semûre’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) az konuşur, az gülerdi.”
*** 393. Enes’ten (ra); “Hazreti Muhammed (sav) suçlamaya göre cezâ ver‐
mezdi ve birinin diğeri aleyhindeki sözünü delilsiz kabul etmezdi.”
*** 394. İbni Abbas’tan (ra); “Hazreti Muhammed (sav) yüzünden insanlar itilip
kakılmaz ve dövülmezlerdi.” ***
395. Sehl bin Hüneyf’ten (ra); “Hazreti Muhammed (sav) fakir ve güçsüz
müslümanların yanına varır, onları ziyâret eder, hastaların halini sorar ve cenâzelerinde bulunurdu.”
*** 396. Enes’ten (ra); “Hazreti Muhammed (sav) insanlar arasındaki bağla‐
rın kuvvetlenmesi için hediye verilmesini emrederdi.”
Hz. Peygamber’in İzinde
82
397. İbni Abbas’tan (ra); “Hazreti Muhammed (sav) peş peşe birkaç geceyi aç
olarak geçirirdi. Birçok gece peş peşe aç olarak sabahladığı olurdu. Aile fertleri de akşamları yiyecek bir şey bulamaz‐lardı. Yedikleri genellikle arpa ekmeğiydi.”
*** 398. Câbir’den (ra); “Hazreti Peygamber (sav) yolculukta geriden gelir,
güçsüzü yürümeye teşvik eder, ya kendisinin terkisine alır ya da başkasının terkisine bindirir ve onlar için duâ eder‐di.”
*** 399. Ebû Hureyre’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) belâ ve musîbetin şidde‐
tinden, kötülüğün ulaşmasından, kötü kazâdan ve düşman‐ların gülmesinden Allah’a sığınırdı.”
*** 400. Hazreti Ömer’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) şu beş şeyden Allah’a sı‐
ğınırdı: Korkaklıktan, cimrilikten, bunaklıktan, kalbin fitne‐sinden ve kabir azâbından.”
*** 401. Hasan‐ı Basrî’den (rh); “Hazreti Muhammed (sav), yeri geldikçe şu beyti
okurdu: ‘İslâm ve beyaz kıl [ağarmış saç ve sakal], kişiyi kö‐tülükten alıkoymak için yeterlidir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
83
402. İbni Abbas’tan (ra); “Hazreti Muhammed (sav) yere oturur, yerde yemek
yer, koyun sağar, bir kölenin arpa ekmeğini yeme dâvetini kabul ederdi.”
*** 403. Hazreti Âişe’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) öylesine tane tane konu‐
şurdu ki, kelimelerini saymak isteyen sayabilirdi.” ***
404. Hazreti Âişe’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) elbiselerini diker, ayakka‐
bısını tamir eder, erkeklerin evlerinde yaptıkları işleri ya‐pardı.”
*** 405. İbni Abbas’tan (ra); “Hazreti Muhammed (sav) geceleyin karanlıkta tıpkı
gündüz aydınlığında gördüğü gibi görürdü.” ***
406. Hanzala bin Hizyem’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) kişiye en güzel ismi ve en
güzel künyesi ile seslenilmesini severdi.” ***
407. Ebû Cafer’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) yeşilliğe ve akan suya
bakmayı severdi.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
84
408. Hazreti Âişe’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) hediyeyi kabul eder, kar‐
şılığında kendisi de hediye verirdi.” ***
409. Mugîre’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) geceleyin ayakları şişin‐
ceye kadar ibâdet ederdi.” ***
410. Ebû Said’den (ra); “Hazreti Muhammed (sav) çok zikrederdi [Allah’ı
anardı]. Boş söz söylemezdi. Namazını uzatır, hutbeyi kısa tutardı. Kabalık yapmazdı.”
*** 411. Enes’ten (ra); “Hazreti Muhammed (sav) çocuklara rastladığında
onlara selâm verirdi.” ***
412. İbni Abbas’tan (ra); “Hazreti Muhammed (sav) bezgin ve tembel olmadı‐
ğını gösteren bir yürüyüşle yürürdü.” ***
413. Hazreti Ali’den (ra); “Hazreti Muhammed’in (sav) son sözü şu oldu: ‘Na‐
maza dikkat ediniz, namaza dikkat ediniz! İdareniz altın‐dakiler hakkında Allah’tan korkunuz, onlara iyi davranı‐nız.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
85
SAHABE 414. İyaz el‐Ensârî’den (ra); “Ashabım ve akrabalarım hususunda hakkımı göze‐
tin. Kim onlar hususunda hakkımı gözetirse, Allah dünya‐da ve âhirette onu gözetir. Kim bunu yapmazsa, Allah on‐dan yüz çevirir. Allah kimden yüz çevirirse yakasından tutması yakındır.”
*** 415. Hasan‐ı Basrî’den (rh); “Ben, melekler Hamza’yı yıkarlarken gördüm.”
*** 416. Ebû Hureyre’den (ra); “Her peygamberin Cennette bir arkadaşı vardı. Be‐
nim arkadaşım da Osman bin Affan’dır.” ***
417. İbni Abbas’tan (ra); “Ömer Müslüman olunca Cebrâil bana gelerek, ‘Gök
ehli Ömer’in Müslüman olmasıyla sevindi’ dedi.” ***
418. Ebû Umâme’den (ra); “Bana Ebû Bekir’den daha büyük iyilik yapan kimse
yoktur: O, canı ve malıyla beni korudu. Kızını bana nikâh‐ladı.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
86
İLİM 419. İbni Mes’ud’dan (ra); “İlmin tehlikesi, unutmaktır. Yok olması ise ehil ol‐
mayana öğretmektir.” ***
420. Enes’ten (ra); “Âlimlere uyunuz. Çünkü onlar dünyanın kandilleri,
âhiretin de lambalarıdır.” ***
421. Zeyd bin Seleme’den (ra); “Bildiğini yaşamak suretiyle Allah’tan kork.”
*** 422. İbni Öme’den (ra); “İnsanların en açı ilim isteklisidir, en tok olanı da ona
istek duymayandır.” ***
423. Enes’ten (ra); “Mü’minin yitik malı olan ilmi elde ettiğinizde, onu
kaybolmaktan koruyunuz.” ***
424. Ebû Zer’den (ra); “Kişi ilim öğrenirken ölürse şehid olarak ölmüş olur.”
*** 425. Hazreti Ali’den (ra); “Biriniz bir müslüman kardeşinin yanında oturdu‐
ğunda öğrenmek maksadıyla soru sorsun. Onu güç du‐rumda bırakmak için soru sormasın.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
87
426. Enes’ten (ra); “Amellerin en faziletlisi, Allah’ı bilmektir. Amel,
ilimle olunca azı da, çoğu da sana fayda verir. Cehâletle ol‐duğunda ise amelin azı da, çoğu da fayda vermez.”
*** 427. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Şüphesiz Allah’ın yeryüzündeki evleri camilerdir.
Camilere ibadet için uğrayan kimselere ihsanda bulunmak Allah’ın üzerine bir haktır.”
*** 428. Enes’ten (ra); “Dininizin en hayırlısı en kolay olanıdır. İbadetin en
hayırlısı dini öğrenmektir.” ***
429. Ebû Hureyre’den (ra); “Dini bilmek şartıyla İslamî bakımdan en hayırlınız,
ahlâkı en güzel olanlardır.” ***
430. İbni Amr’dan (ra); “Nice ilmi yüklenenler vardır ki, dinde ince anlayış
sahibi değildirler. İlmi kendisine fayda vermeyen kişiye ce‐haleti zarar verir. Kur’ân’ı seni kötülüklerden sakındırdığı müddetçe oku. Eğer seni kötülüklerden sakındırmıyorsa okumamışsın demektir.”
*** 431. Ebû Hureyre’den (ra); “Bir topluluk Allah’ın evlerinden birinde toplanır, Al‐
lah’ın kitabını okur, onun hakkında fikir alışverişinde bu‐lunurlarsa, mutlaka üzerlerine mânevi bir huzur iner, ken‐
Hz. Peygamber’in İzinde
88
dilerini rahmet kaplar, melekler kuşatır, Allah da katındaki melekler arasında onları anar.”
*** 432. İbni Ömer’den (ra); “Başkalarına öğretilmeyen veya uygulanmayan ilim,
harcanmayan hazine gibidir.” ***
433. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Fayda vermeyen ilim, harcanmayan hazine gibidir.”
*** 434. İbni Abbas’tan (ra); “İlim öğretiniz, kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz. Se‐
vindiriniz, nefret ettirmeyiniz. Biriniz öfkelendiğinde sus‐sun.”
*** 435. Enes’ten (ra); “Bilgiyle yapılan az amel fayda verir. Fakat bilgisizce
yapılan çok amel fayda vermez.” ***
436. İbni Ömer’den (ra); “Her şeyin bir yolu vardır. Cennetin yolu da ilimdir.”
*** 437. Muâz bin Cebel’den (ra); “Eğer Allah’tan gerçek mânâda korksaydınız, yanın‐
da câhilliğin barınamayacağı bir ilimle âlim olurdunuz. Eğer Allah’ı hakkıyla tanısaydınız, duânızla dağlar yerin‐den oynardı.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
89
438. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah bir kulun rezil olmasını isterse, onu ilim ve
edepten mahrum bırakır.” ***
439. Ebu’d‐Derdâ’dan (ra); “İlim ancak kendini zorlamakla öğrenilir. Yumuşak
huylu olmak da ancak gayretle elde edilir. Kim hayrı araştı‐rırsa ona verilir. Kim de şerden sakınırsa ondan korunur.”
*** 440. Ebû Hureyre’den (ra); “Kişi öldüğünde şu üç şeyden gelenler hariç, ameli
kesilir: 1) Varlığı devam eden ve istifade edilen hayırlı bir eser, 2) Kendisinden faydalanılan ilim, 3) Kendisi için duâ eden hayırlı bir evlât.”
İSLAM/MÜSLÜMAN
441. İbni Amr’dan (ra); “İslamiyet açısından inananların en üstünü diğer
müslümanların kendi dilinden ve elinden selâmette kaldığı kimsedir. İman bakımından inananların en üstünü, ahlâkı en üstün olanlardır. Muhacirlerin en üstünü, Allah’ın yasak kıldığı şeylerden kaçınanlardır. Cihadın en üstünü, aziz ve celil olan Allah yolunda nefsiyle mücâdele eden kimsenin yaptığı cihaddır.”
*** 442. Hazreti Âişe’den (ra); “İslâm temizdir, öyleyse siz de temizleniniz. Şüphesiz
Cennete ancak temiz olanlar girer.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
90
443. Hazreti Ömer’den (ra); “İslâm, Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına, Mu‐
hammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şâhidlik etmendir. Namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucu‐nu tutman ve güç yetirebilirsen/imkân bulabilirsen haccet‐mendir.”
*** 444. Âiz bin Amr’dan (ra); “İslâm üstündür, ona üstün gelinemez.”
*** 445. İbni Ömer’den (ra); “İslam şu beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan
başka hiçbir ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın el‐çisi olduğuna şehadet etmek, namazı dosdoğru kılmak, ze‐kât vermek, hacca gitmek ve Ramazan orucunu tutmak.”
*** 446. Ebû Hureyre’den (ra); “Üç şey vardır ki, üçü de her Müslümanın üzerinde
haktır. Hastayı ziyâret etmek, cenâzeye katılmak ve hamd ederse aksıran kimseye ‘Yerhamükallah’ demek.”
*** 447. İbni Amr’dan (ra); “En hayırlı müslüman, müslümanların dilinden ve
elinden selâmette oldukları kimsedir.” ***
448. İbni Abbas’tan (ra); “Müslüman kardeşinde şunları gördüğünde ondan
hayır bekle: Hayâ, emânete saygı ve doğruluk. Bunları görmediğinde ondan hayır bekleme”
Hz. Peygamber’in İzinde
91
TEMİZLİK 449. Süleyman bin Surad’dan (ra); “Misvak kullanın, temizlenin.”
*** 450. Ebû Ümâme’den (ra); “Cuma günü yıkanınız. Kim böyle yaparsa, üç gün
fazlasıyla, iki Cuma arasında işlediği günahları affedilir.” ***
451. Hazreti Ali’den (ra); “Elbiselerinizi yıkayınız. Saçlarınızın fazlalıklarını
kesiniz. Misvak kullanınız. Süsleniniz ve temizleniniz. Çünkü İsrâiloğulları bunu yapmadıkları için kadınları zinâ etmişlerdir.”
*** 452. Enes’ten (ra); “Kimde iyi bir huy bulunursa, Allah o iyi huy vesile‐
siyle onun bütün amellerini düzeltir. Kişinin namaz için temizlenmesi sebebiyle Allah günahlarını örter. Namazı fazladan kendisine kalır.”
*** 453. Süleyman’dan (ra); “Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak yemeğin be‐
reketine vesile olur.” ***
454. Abdullah bin Mes’ud’dan (ra); “Yemekten sonra dişlerinizin arasını kürdanla temiz‐
leyiniz. Çünkü bu temizliktir. Temizlik ise imanı çağırır. İman da cennette sahibinin yanındadır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
92
455. Ebû Hüreyre’den (ra); “Bütün gücünüzle temiz olmaya çalışınız. Çünkü Al‐
lah, İslâm binâsını temizlik üzerine kurmuştur. Cennete de ancak temiz olanlar girer.”
*** 456. İbni Ömer’den (ra); “Vücutlarınızı temizleyiniz ki, Allah da sizi günah‐
lardan temizlesin. Herhangi bir kul uyumak üzere yatağına temiz olarak yatarsa, mutlaka elbiseleri arasında bir melek geceler. Gecenin herhangi bir saatinde sağına veya soluna dönerse melek mutlaka şöyle der: “Allah’ım, kulunun gü‐nahlarını bağışla! Çünkü o temiz olarak geceledi.”
*** 457. Amr bin Hureys’den (ra); “Temiz ve abdestli olarak uyuyan, gündüz oruç tutup
gece ibadet yapan kimse gibidir.” ***
458. Ebû Malik el‐Eş’ârî’den (ra); “Temizlik imanın yarısıdır. ‘Elhamdülillah’ amel te‐
razisinin sevap kefesini doldurur. ‘Sübhanallah’ ve ‘Elham‐dülillah’ gökle yerin arasını doldurur. Namaz nurdur. Sa‐daka yol göstericidir. Sabır ışıktır. Kur’ân ya lehinde veya aleyhinde delildir. Bütün insanlar sabahleyin evlerinden çı‐karlar, ya kendilerini azaptan âzâd eder ya da azaba mâruz bırakırlar.”
*** 459. Enes’ten (ra); “Kap kacakları yıkamak, evin çevresini temiz tutmak
bereket getirir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
93
460. Ebû Said’den (ra); “Cuma günü yıkanmak, misvak kullanmak ve bulabi‐
lirse güzel koku sürünmek bülûğ çağına ermiş herkese ah‐lâki bir zorunluluktur.”
*** 461. Ebû Hureyre ’den (ra); “Şu günlerde yıkanmak önemli bir vazifedir: Cuma
günü, Ramazan Bayramı günü, Kurban Bayramı günü ve Arefe günü.”
ABDEST
462. Zeyd bin Hârise’den (ra); “Vahyin ilk indiği sıralarda Cebrâil bana geldi, abdest
ve namazı öğretti.” ***
463. Hâlid bin Velid’den (ra); “Abdestinizi tam alınız. Ateşte yanan topukların vay
haline.” ***
464. İbni Ömer’den (ra); “Biriniz güzelce abdest alıp sonra da sırf namaz için
evinden çıkıp caminin yolunu tutarsa attığı her sol adımı ondan bir günah düşürür. Sağ adımına karşılık da bir sevap yazılır. Bu, camiye girinceye kadar böyle devam eder. Eğer insanlar cemaatle kılınan yatsı ve sabah namazındaki seva‐bı bilselerdi, emekleyerek de olsa ona gelirlerdi.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
94
465. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz evinde abdestini alır, sonra camiye gelirse,
dönünceye kadar namazda sayılır.” ***
466. Hazreti Ali’den (ra); “Sıkıntı zamanlarında güzelce abdest almak, câmiye
gitmek için yürümek, bir namazı kıldıktan sonra diğerini arzu ile beklemek günahları tamamen temizler.”
*** 467. İbni Abbas’tan (ra); “Bize abdesti güzelce almak emredildi.”
*** 468. Ebû Ümame’den (ra); “Herhangi bir adam namaz kılma amacıyla abdest
almaya başlar ve ellerini yıkarsa yere düşen ilk damlalarla birlikte avucuyla işlemiş olduğu günahları düşer. Yüzünü yıkadığında yere düşen ilk damlalarla birlikte kulağı ve gö‐züyle işlemiş olduğu günahları düşer. Kollarını dirsekleri‐ne, ayaklarını da topuklarına kadar yıkadığında da kendi‐sine ait olan bütün günah ve hatalardan kurtulup anasın‐dan doğduğu günkü gibi tertemiz olur. Namaza kalktığın‐da ise Allah bununla onu bir derece yükseltir. Oturunca da esenlik içinde oturur.”
*** 469. Ebû Hureyre’den (ra); “Eğer ümmetime güçlük vermeyeceğimi bilseydim,
her namaz için abdest almalarını ve her abdest alışlarında misvak kullanmalarını emrederdim.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
95
470. Ebû Amr es‐Şeybanî’den (ra); “Abdestte de israf olabilir. Her şeyde israf söz konu‐
sudur.”
BESMELE 471. Ebû Hureyre’den (ra); “Bismillahirrahmanirrahîm ile başlanmayan önemli
hiçbir iş, hayırlı sonuç vermez.” ***
472. Enes’ten (ra); “Sofraya oturduğunda ‘Bismillah’, sofradan kalktı‐
ğında da ‘Elhamdülillah’ diyen kişinin önünden sofra he‐nüz kalkmadan günahları bağışlanır.”
*** 473. Cabir’den (ra); “Allah’a güvenerek, Allah’a tevekkül ederek ve Al‐
lah’ın ismiyle ye.”
KUR’ÂN 474. İbni Abbas’tan (ra); “En güzel Kur’ân okuyan insan, okurken Allah’tan
korktuğunu anladığın kimsedir.” ***
475. İbni Abbas’tan (ra); “Seslerinizi Kur’ân’la süsleyiniz.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
96
476. Enes’ten (ra); “Biriniz Rabbiyle konuşmak istiyorsa Kur’ân oku‐
sun.” ***
477. Ebû Ümâme’den (ra); “Biriniz Kur’ân’ı okumayı bitirdiğinde şöyle duâ et‐
sin: “Allah’ım, kabrimde yalnız kaldığımda korku ve yal‐nızlığımı gider.”
*** 478. İbni Abbas’tan (ra); “Ümmetimin en şereflileri Kur’ân okuyanlar ve gece
kalkıp ibâdet yapanlardır.” ***
479. Yahya bin Ebî Kesîr’den (ra); “İnsanların en çok ibâdet edeni, Kur’ân’ı en çok oku‐
yandır ve en faziletli ibâdet de duâdır.” ***
480. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Allah’a ibadet et ve O’na hiçbir şeyi ortak koşma.
Kur’ân’ın gittiği tarafa sen de git. Küçük veya büyük olsun, kimden gelirse gelsin hakka yönel. İsterse bu kişi, kızdığın ve sana uzak olan biri olsun. Küçük veya büyük kimden ge‐lirse gelsin, bâtılı reddet. İsterse bu kişi sevdiğin ve akraban olsun.”
*** 481. Ebû Saîd’den (ra); “Gözün ibâdetten nasibini verin. Bu da Kur’ân‐ı Ke‐
rime bakmak, onu tefekkür etmek ve hayret verici âyetleri üzerinde düşünüp ibret almaktır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
97
482. Enes’ten (ra); “İnsanların en zengini, Kur’ân’ın hükümlerini yaşa‐
yan hafızlardır.” ***
483. Enes’ten (ra); “En faziletli ibâdet Kur’ân okumaktır.”
*** 484. İbni Amr’dan (ra); “Seni kötülüklerden alıkoyduğu sürece Kur’ân’ı oku.
Seni kötülükten alıkoymuyorsa, onu gerçek mânâda oku‐muyorsun demektir.”
*** 485. Ebû Ümâme el‐Bâhili’den (ra); “Kur’ân’ı okuyunuz. Çünkü Kur’ân, kıyâmet günü
okuyanlarına şefaat etmek için gelir. İki parlak sûreyi; Ba‐kara ve Âl‐i İmran sûrelerini okuyun. Çünkü onlar kıyâmet günü iki parça bulut veya iki gölgelik gibi ya da saf bağla‐mış iki grup kuş gibi okuyanlarını ve hükümleriyle amel edenleri müdafaa etmek için gelirler. Bakara sûresini oku‐yunuz. Çünkü onu okumaya devam etmek bereket, bunu terk etmek ise özleyiştir. Tembeller bunu devamlı okumaya güç yetiremezler.”
*** 486. Abdurrahman bin Şibl’den (ra); “Kur’ân’ı okuyunuz ve onunla amel ediniz. Onu
okumaktan uzak kalmayınız. Ona yakışmayan yorum ve tevillerle haddi aşmayınız. Onu aracı yaparak menfaat te‐min etmeyiniz. Onunla dünyalığınızı çoğaltmaya çalışma‐yınız.”
Hz. Peygamber’in İzinde
98
[Tevil: Bilinen anlamından başka bir yorumla gerçek anlamı bozma, başka bir mana ile yorumlama.]
*** 487. Ebû Ümâme el‐Bâhilî’den (ra); “Kur’ân’ı okuyunuz. Çünkü Allah Kur’ân’ı kavraya‐
rak ezberlemiş bir kalbe azap vermez.” ***
488. Câbir’den (ra); “Evlerinizde Kur’ân’ı çok okuyunuz. Çünkü Kur’ân
okunmayan evin hayrı az, şerri çok olur ve ailenin geçimi daraltılır.”
*** 489. İbni Amr’dan (ra); “Kur’ân’ı okuyan ve onu ezberleyenlere saygı göste‐
rin. Onlara saygı gösteren bana hürmet etmiş olur.” ***
490. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Kur’ân’dan başka şeylerle yapılan okuyup üfleme‐
ler, nazar boncuğu ve kadının erkeğe (kendisini) sevmesi için sihir yaptırması Allah’a ortak koşmaktır.”
*** 491. Hazreti Ali’den (ra); “Ağızlarınız Kur’ân’ın yollarıdır. Öyle ise onları mis‐
vakla temizleyiniz.” ***
492. Hazreti Âişe’den (ra); “Yer ehline yıldızların parlak göründüğü gibi, içinde
Kur’ân okunan bir ev de, gök ahalisine parlak görünür.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
99
493. Ebû Hureyre’den (ra); “Kur’ân’ı öğreniniz ve yatağınıza uzanırken onu
okuyunuz. Çünkü Kur’ân’ı öğrenen, okuyan ve onunla amel eden kimsenin durumu misk dolu torbaya benzer. Kokusu her tarafa yayılır. Onu öğrenip okuyarak ve henüz etkisi geçmemişken yatağına uzanan kişinin durumu, mis‐kin üzerine geçirilen torba gibidir.”
*** 494. Hazreti Osman’dan (ra); “Kur’ân’ı ezberleyen, onun hükmünü yaşamaya gay‐
ret gösteren kimse Allah tarafından korunmuştur.” ***
495. İbni Ömer’den (ra); “Kur’ân’ı ezberleyen, yaşayışıyla onun hükümlerine
ayna olan kimse Allah’ın dostudur. Dolayısıyla onlara düşmanlık besleyen Allah’a düşmanlık beslemiştir. Onları dost edinen Allah’ı dost edinmiştir.”
*** 496. İbni Amr’dan (ra); “İki kimseye gerçekten imrenilir: Allah’ın kendisine Kur’ân öğrenmeyi nasip ettiği
kimse ki sürekli onu okur; helâlini helâl, haramını haram bilir. Diğeri de Allah’ın kendisine mal verdiği kimse ki, bu malla akrabalarına iyilik eder. Allah’a itaatta bulunur. Böy‐le kimseler gibi olmayı arzu edesin.”
*** 497. Ebû Hureyre’den (ra); “Fâtiha Sûresi, Kur’ân’ın anası, Kitabın kaynağı, tek‐
rar edilen yedi âyettir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
100
498. Sa’d bin Ebi Vakkas’tan (ra); “En hayırlınız, Kur’ân’ı öğrenen ve öğretenleriniz‐
dir.” ***
499. Hazreti Ali’den (ra); “En hayırlı ilaç Kur’ân’dır.”
*** 500. Enes’ten (ra); “Kur’ân öyle bir servettir ki, onu elde edenin hiçbir
şeye ihtiyacı kalmaz. Ondan daha büyük bir zenginlik de bulunmaz.”
*** 501. Hazreti Ali’den (ra); “Kur’ân ilâcın tâ kendisidir.”
*** 502. Ebû Said el‐Hudrî’den (ra); “Allah’ın kitabı, Allah’ın gökten yere uzatılmış ipi‐
dir.” ***
503. Bera bin Âzib’den (ra); “Kur’ân’ı seslerinizle güzelleştirin. Çünkü güzel ses
Kur’ân’ın güzelliğine güzellik katar.” ***
504. Ebû Hureyre’den (ra); “Kıyâmet günü, içi, okuduğu Kur’ân, işlediği farzlar
ve öğrendiği ilimle dopdolu olan kimselere müjdeler ol‐sun!”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
101
505. Semûre’den (ra); “Her ziyafet veren kişi ziyafetine gelinmesini sever.
Allah’ın ziyafet sofrası da Kur’an’dır. Kur’ân’ı ihmal etme‐yiniz.”
*** 506. Süheyb’den (ra); “Kur’ân’ın haram kıldığı şeyleri helâl gören kimse
Kur’ân’a iman etmemiştir.”
EZAN 507. Ka’b bin Ucre’den (ra); “Ezan sesini işittiğinizde, Allah’ın davetçisi olan mü‐
ezzinin çağrısına uyunuz.” ***
508. Enes’ten (ra); “Ezan sesini duyduğunda namaza git. Giderken ağır‐
başlılıktan ayrılma. Safta bir boşluk bulursan orayı doldur. Yoksa din kardeşinin yerini daraltma. Kendin duyacağın kadar bir sesle oku, yanındakileri rahatsız etme. Dünyadan biraz sonra ayrılacak bir kimsenin namazı gibi namaz kıl.”
*** 509. Ebû Ümâme’den (ra); “Ezan okunduğunda gök kapıları açılır ve duâlara
cevap verilir.” ***
510. Enes’ten (ra); “Namaz için ezân okunduğunda gök kapıları açılır ve
duâlar kabul edilir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
102
511. İbni Ömer’den (ra); “Gök ehli, yer ahalisinden ezan sesinden başka bir
şey işitmezler.” ***
512. Mâkıl bin Yesar’dan (ra); “Herhangi bir toplulukta sabahleyin ezan okunursa,
bu, onlar için akşama kadar Allah’ın azabına karşı bir temi‐nat olur. Herhangi bir toplulukta akşamleyin ezan okunur‐sa, bu da onlar için sabaha kadar Allah’ın azabına karşı bir teminat olur.”
NAMAZ
513. Câbir bin Semûre’den (ra); “Biriniz namazda iken başını havaya kaldırdığında
gözünün kendisine geri dönmemesinden korkmuyor mu?” ***
514. Enes’ten (ra); “Namazı şartlarına uygun bir şekilde kılmak konu‐
sunda Allah’tan korkun. Namazı şartlarına uygun bir şekil‐de kılmak konusunda Allah’tan korkun. Namazı şartlarına uygun bir şekilde kılmak konusunda Allah’tan korkun. Emriniz altındakilere iyi davranmak konusunda da Al‐lah’tan korkun. Emriniz altındakilere iyi davranmak konu‐sunda da Allah’tan korkun. Şu iki zayıfın hakkını gözetme hususunda Allah’tan korkun: Dul kadın ve yetim çocuk.”
*** 515. Ebû Ümâme’den (ra); “Allah’tan korkun, beş vakit namazınızı kılın. Rama‐
zan orucunuzu tutun, mallarınızın zekâtını gönül hoşluğu
Hz. Peygamber’in İzinde
103
ile verin, idarecilerinize itaat edin ki, Rabbinizin cennetine giresiniz.”
*** 516. Ebû Hureyre’den (ra); “Namazda saflarınızı düzgün tutunuz.”
*** 517. Ebû Hüreyre’den (ra); “Sizden biri insanlara imam olduğunda namazı kısa
tutsun. Çünkü içlerinde küçük, yaşlı, zayıf ve güçsüz, hasta ve ihtiyaç sahibi olanlar vardır. Tek başına kıldığında ise is‐tediği kadar uzatsın.”
*** 518. Ebû Bekre’den (ra); “Biriniz namaza durduğunda el, ayak gibi organlarını
hareket ettirmesin. Yahudiler gibi sağa sola sallamasın. Çünkü organları hareket ettirmemek namazın tam olması‐nın gereklerindendir.”
*** 519. Ebû Hureyre’den (ra); “Cuma günü imam hutbe okurken yanındakine ‘Sus!’
bile desen, Cumanın adâbına aykırı davranmış olursun.” ***
520. Ebû Eyyûb Hâlid bin Zeyd’den (ra); “Namaz kıldığında onu son namazınmış gibi kıl. Son‐
radan özür dileyeceğin bir şeyi söyleme. İnsanların elindeki şeylerden ümidini kes, onlardan bir beklenti içerisine gir‐me.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
104
521. Ebû Mes’ûd’dan (ra); “Saflarınızı düz tutunuz ki, kalpleriniz de düz olsun.
Aranızda boşluk bırakmayınız ki, birbirinize karşı merha‐metli olasınız.”
*** 522. Ebû Saîd’den (ra); “İnsanların hırsızlık bakımından en kötüsü rükûları‐
nı, secdelerini ve huşûsunu eksik yaparak namazından ça‐landır.”
*** 523. Ebu’l‐Müntefik’ten (ra); “Allah’a ibâdet et. Ona hiçbir şeyi ortak koşma. Farz
namazları kıl. Farz olan zekâtı ver. Hacca git. Umre yap. Ramazan orucunu tut. İnsanların sana nasıl davranmasını istiyorsan sen de onlara öyle davran. İnsanların sana yap‐masını istemediğin şeyi sen de onlara yapma.”
*** 524. Zeyd bin Erkam’dan (ra); “Allah’ı görür gibi O’na ibâdet et. Çünkü sen O’nu
görmüyorsan da O seni görüyor. Kendini ölülerle beraber say. Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü o kabul edilir.”
*** 525. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Namaz hususunda insanların en fazla sevap kaza‐
nanı, derecelerine göre namaza uzak yerden yürüyerek ge‐lendir. İmamın arkasında namaz kılmak için bekleyen kişi, namazı kılıp uyuyan kimseden daha çok sevap kazanır.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
105
526. Ebû Ümâme’den (ra); “Bil ki, sen Allah’a her secde ettiğinde, mutlaka Allah
bununla bir dereceni yükseltir ve bir günahını düşürür.” ***
527. Enes’ten (ra); “Amellerin en üstünü vaktinde kılınan namaz, anne
babaya yapılan iyilik ve Allah yolunda cihad etmektir.” ***
528. İbni Abbas’tan (ra); “Namazını dosdoğru kıl, zekâtını ver, Ramazan oru‐
cunu tut, hac ve umreyi yap, anne‐babana iyilik et, akraba‐larınla iyi ilişkiler içinde bulun, misafirlerine ikram et, iyili‐ği emret, kötülükten sakın. Hak nerede ise sen de orada ol.”
*** 529. İbni Ömer’den (ra); “Saflarınızı düzgün tutunuz. Çünkü siz melekler gibi
saf tutmuş oluyorsunuz. Omuzlarınızı aynı hizaya getiriniz. Aradaki boşlukları kapatınız. Saf tutarken kardeşinizin yer açmanız için eliyle omzunuza dokunması durumunda yer açınız. Şeytan için boşluklar bırakmayınız. Safları birleşti‐ren, saf boşluklarını dolduran kimseye Allah rahmetini ulaştırır. Safları birleştirmeyen, boşluk bırakan kimseden de rahmetini keser.”
*** 530. Ebû Hureyre’den (ra); “Namazda safları düzgün tutunuz. Çünkü safı düz‐
gün tutmak, namazın güzel kılınmasının bir parçasıdır.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
106
531. Nu’man bin Beşir’den (ra); “Saflarınızı dosdoğru tutunuz. Allah’a yemin ederim
ki ya saflarınızı doğru tutacaksınız, ya da Allah kalplerini‐zin arasına ayrılık sokacaktır.”
*** 532. Semûre bin Cündeb’den (ra); “Namaz kılınız, zekât veriniz, hac ve umre yapınız.
Doğruluk üzere olunuz ki, Allah da işlerinizi doğruluk üze‐re devam ettirsin.”
*** 533. Enes’ten (ra); “Namaz, mü’mini Allah’a yaklaştıran bir vesiledir.”
*** 534. İbni Ömer’den (ra); “Kul, namaza durduğunda, bütün günahları getirilir,
başı ve omuzları üzerine konulur. Rükû ve secdeye gittikçe dökülür.”
*** 535. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz kalkıp namaza durduğunda Rabbiyle konu‐
şuyor. O halde O’nunla nasıl konuştuğunu iyi düşünsün.” ***
536. Enes’ten (ra); “Kulun kıyâmet günü ilk hesaba çekileceği ameli na‐
mazdır. Eğer o düzgün çıkarsa diğer amelleri de düzgün olur. Eğer o bozuk çıkarsa diğer amelleri de bozuk olur.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
107
537. Câbir’den (ra); “Kişi ile şirk ve küfür arasındaki perdenin kalkması
namazı terk etmektir. Namaz, küfre ve şirke engeldir.” ***
538. Ebû Hureyre’den (ra); “Cuma günü, imamın hutbe için minbere çıkışı, na‐
mazı keser. Konuşması ise konuşmayı keser.” ***
539. Abdullah bin Amr’dan (ra); “Kim beş vakit namazı güzelce kılarsa bunlar kıyâ‐
met günü kendisi için nur, delil ve kurtuluş olur. Kim de güzelce kılmazsa kıyâmet gününde onun için bir nur, bir delil ve bir kurtuluş bulunmaz.”
*** 540. İbni Ömer’den (ra); “Amellerin en hayırlısı, ilk vaktinde kılınan namaz‐
dır.” ***
541. Bera bir Âzib’den (ra); “Saflarınızı düzgün tutunuz ki, kalpleriniz eğrilme‐
sin.” ***
542. Numan bin Beşir’den (ra); “Saflarınızı düzgün tutunuz. Yoksa Allah sizi farklı
farklı yönlere döndürür.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
108
543. İbni Ömer’den (ra); “Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınan namaz‐
dan yirmi yedi derece daha faziletlidir.” ***
544. Ebû Hureyre’den (ra); “Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve işyerinde
tek başına kıldığı namazından yirmi beş derece daha üs‐tündür. Bunun sebebi şudur: Biriniz güzelce abdest alıp sonra yalnızca namaz gayesiyle camiye gelirse her adım atı‐şında Allah mutlaka onu bir derece yükseltir ve bir günahı‐nı düşürür. Bu durum camiye girinceye kadar devam eder. Camiye girince, namaz için orada bulunduğu sürece na‐mazda sayılır. Namaz kıldığı yerde durduğu ve kimseye sı‐kıntı vermediği veya abdesti bozulmadığı sürece de melek‐ler kendisine dua ederek şöyle derler: ‘Allah’ım, günahları‐nı bağışla! Allah’ım ona merhamet et! Allah’ım tevbesini kabul et!”
*** 545. Süheyb’den (ra); “Kişinin insanların görmediği yerde kıldığı nafile
namazı, insanların gözü önünde kıldığı namazının yirmi beş katına denktir.”
*** 546. Ebû Hureyre’den (ra); “Beş vakit namaz, iki Cuma namazı ve iki Ramazan
ayı büyük günahlardan sakınıldığı sürece aralarındaki kü‐çük günahları affettirir.”
*** 547. Enes’ten (ra); “Namaz, mü’minin nurudur.”
Hz. Peygamber’in İzinde
109
548. İbni Ömer’den (ra); “Namaz, şeytanın yüzünü karartır. Zekât ve sadaka
onun belini kırar. Allah için karşılıklı sevgi ve güzel işler yapmak suretiyle kendini Allah’a ve insanlara sevdirme onun soyunu keser. Bunları yaptığınızda, o sizden güneşin doğduğu yer ile battığı yer arasındaki mesafe kadar uzakla‐şır.”
*** 549. Ebû Hureyre ’den (ra); “Âdemoğlu namaz kılmaktan, iki kişinin arasını dü‐
zeltmekten ve güzel ahlâktan daha faziletli bir amel işlemiş değildir.”
*** 550. Hazreti Osman’dan (ra); “Bir müslüman farz bir namazın vakti girdiğinde gü‐
zelce abdest alır, huşû içerisinde namazını kılarsa bu, bü‐yük günahları dışında, işlediği günahlarına mutlaka kefâret olur. Bu durum ömrü boyunca böyle devam eder.”
*** 551. Ebû Hureyre’den (ra); “Namaz için kâmet getirildiğinde koşarak gitmeyin.
Normal yürüyüş ve vakarla gidin. Yetiştiğinizi kılın, yeti‐şemediğinizi tamamlayın.”
*** 552. Enes’ten (ra); “Namazda önce ilk safı tamamlayın. Sonra ikincisini.
Bir eksiklik kalırsa en son safta kalsın.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
110
553. Ebû Ammar’dan (ra); “Kul namaza durduğunda, rükûya gidinceye kadar
hayır onun başı üzerine saçılır. Rükûda iken secdeye varın‐caya kadar Allah’ın rahmeti onu kaplar. Secde ettiğinde ise Allah’a mânen yaklaşır ve O’nun rahmet nazarını kendine çevirir.”
*** 554. Ebû Hureyre’den (ra); “Cuma gününde öyle bir an vardır ki, müslüman bir
kul namaz kılarken o anda Allah’tan hayırlı bir şey dilerse Allah onu mutlaka kendisine verir.”
*** 555. İbni Ömer’den (ra); “Hayata veda eden bir kimsenin namazı gibi ve Al‐
lah’ı görüyormuşçasına namaz kıl. Çünkü sen O’nu görme‐sen de O seni görüyor. İnsanların elindekinden ümidini kes ki, zengin olarak yaşayasın. Özür dilenecek şeyden sakın.”
*** 556. Ebû Said el‐Hudrî’den (ra); “İslamın sembolü namazdır. Namaz kılarken kalbini
başka düşüncelerden arındıran, onun farzlarına, vaktine ve sünnetlerine titizlikle uyarak kılan kimse gerçek mü’mindir.”
*** 557. Ebu’d‐Derda’dan (ra); “Çokça secde etmeye bak. Çünkü sen Allah için bir
defa secde ettiğinde, Allah mutlaka o secde ile seni bir de‐rece yükseltir ve bir günahını düşürür.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
111
558. Ebû Hureyre’den (ra); “Namazdaki kıraati kulumla aramızda ikiye paylaş‐
tırdım. Kuluma dilediği verilecektir. Kul ‘Elhamdü‐lillahi Rabbi’l‐âlemin’ (Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’adır) dediğinde, Allah ‘Kulum Bana hamdetti’ buyurur. Kul ‘er‐Rahmani’r‐Rahîm’ (Allah, Rahman ve Rahimdir) dediğinde, Allah ‘Kulum beni övdü’ buyurur. Kul, ‘Mâliki yevmi’d‐din’ (Allah, kıyamet gününün sahibidir) dediğinde, Allah, ‘Kulum beni yüceltti’ buyurur. Kul, ‘İyyâke na’büdü ve iyyâke nesteîn’ (Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz) dediğinde, Allah, ‘Bu Benimle kulum ara‐sında bir şeydir. Kuluma dilediği verilecektir’ buyurur. Kul, ‘İhdina’s‐sırata’l‐müstakîm. Sırata’l‐lezîne en’amte aleyhim gayri’l‐mağdûbi aleyhim vela’d‐dâllîn’ (Bize doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimsele‐rin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu de‐ğil!) dediğinde Allah, ‘Bu kulumun hakkıdır ve kulumun dilediği, kendisine verilecektir’ buyurur.”
*** 559. Ebû Hureyre ’den (ra); “İmam ve müezzine kendileriyle beraber namaz kılan
cemaatin sevabı kadar sevap vardır.” ***
560. Hasan‐ı Basrî’den (rh); “Namaz kılan için şu üç üstünlük vardır: Gökten tut,
tâ başının tepesine kadar sevap saçılır. Gökten tâ ayaklarına kadar melekler kendisini kuşatır. Eğer namaz kılan o esna‐da kiminle konuştuğunu bilseydi, yüzünü kıbleden çevir‐mezdi.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
112
561. Ebû Hureyre’den (ra); “Eğer birinci saftaki sevabı bilseydiniz, oraya ancak
kur’a ile geçerdiniz.”
MESCİD/CAMİ 562. Ebû Karsafe’den (ra); “Kim bir mescid yaparsa, Allah da onun için cennette
bir ev yapar. Mescidin temizliğini yapmak ise cennet kadın‐larının mehirleridir.”
*** 563. İbni Huzeyme’den (ra); “Bir adamın mescidlere devam etmeyi âdet haline ge‐
tirdiğini gördüğünüzde, onun imanlı olduğuna şâhitlik edin”
*** 564. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Şüphesiz Allah’ın yeryüzündeki evleri mescidlerdir.
Mescidlere ibadet için uğrayan kimselere bağışta bulun‐mak, Allah’ın üzerine bir haktır.”
*** 565. Enes’ten (ra); “Allah’ın evleri olan mescid benzeri yerleri madden
ve mânen imar edenler Allah’ın has kullarıdır.” ***
566. Büreyde’den (ra); “Karanlık gecelerde mescidlere gelenleri kıyâmet gü‐
nünde tam bir nur ile müjdele.”
Hz. Peygamber’in İzinde
113
ORUÇ/RAMAZAN 567. Ebû Hureyre’den (ra); “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, ce‐
hennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur.” ***
568. Ebû Hureyre’den (ra); “Allahu Teâlâ şöyle buyurur: ‘Benim en sevgili ku‐
lum, vakti girer girmez iftarını açandır.” ***
569. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz oruçlu bulunduğu gün çirkin sözler söyleme‐
sin, kaba davranışlarda bulunmasın. Şayet bir başkası ken‐disine sataşır ve dövüşmeye kalkarsa ‘Ben oruçluyum, ben oruçluyum’ desin.”
*** 570. İbni Abbas’tan (ra); “Gündüz oruç tutmak için sahur yemeğinden, gece
kalkıp ibadet etmek için öğlen uykusundan destek alınız.” ***
571. Enes’ten (ra); “Ramazandan sonra en faziletli oruç, ramazana hür‐
meten şaban ayında tutulan oruçtur. En faziletli sadaka ra‐mazanda verilendir.”
*** 572. Cerir’den (ra); “Ramazan ayı orucu, gökle yer arasında asılı durur.
Ancak fıtır sadakasıyla Allah’ın huzuruna yükseltilir.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
114
573. Sehl bin Sa’d’dan (ra); “Şüphesiz cennette ‘Reyyan’ denilen bir kapı vardır.
Oruç tutanlar kıyâmet günü o kapıdan cennete girecektir. Oraya onların dışında kimse girmez. ‘Oruçlular nerede?’ diye seslenilir. Oruçlular kalkar, o kapıdan girerler. Onlar girince kapı kapatılır, başka hiç kimse oradan girmez.”
*** 574. Damre bin Hubeyb’den (ra); “Her şeyin bir kapısı vardır. İbâdetin kapısı da oruç‐
tur.” ***
575. Enes’ten (ra); “Ramazan ayına bu ismin verilmesinin sebebi, gü‐
nahları yakıp erittiği içindir.” ***
576. Ebû Hureyre’den (ra); “Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonu
ise cehennem ateşinden kurtuluştur.” ***
577. Enes’ten (ra); “İftarı vakti girer girmez yapınız. Sahuru ise geç ya‐
pınız.” ***
578. Ebû Hureyre’den (ra); “Sahura kalkınız. Şüphesiz sahurda bereket vardır.”
*** 579. Enes’ten (ra); “Bir yudum suyla da olsa sahur yapınız.”
Hz. Peygamber’in İzinde
115
580. Ebû Said’den (ra); “Sahura kalkmak berekettir. Bir yudum su içseniz bi‐
le onu terk etmeyiniz. Çünkü, sahura kalkanlara Allah rahmet eder; melekler de istiğfar eder.”
*** 581. Ebû Hureyre’den (ra); “Ramazan ayının orucu, bir sonraki ramazan ayına
kadar geçen zaman içerisinde işlenen küçük günahları af‐fettirir.”
*** 582. Ebû Said’den (ra); “Kış mü’minin baharıdır: Gündüzleri kısa olduğu
için oruç tutar. Geceleri de uzun olduğu için kalkar ibadet yapar.”
*** 583. Ebû Katade’den (ra); “Ramazanın yanında her ay üç gün oruç tutmak di‐
ğer ramazana kadar olan yıl boyunca gündüzü oruçlu geçi‐rip akşam iftar etmek kadar sevaplıdır.”
*** 584. Hazreti Ali’den (ra); “Sabır ayı ramazanla birlikte her aydan üç gün oruç
tutmak, kalbin kin, haset, nifak gibi her türlü kirini giderir.” ***
585. Ebû Müleyhe’den (ra); “Oruç tutun. Şüphesiz oruç cehennem ateşine ve
dünyanın kötülük ve musibetlerine karşı kalkandır.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
116
586. Ebû Hureyre’den (ra); “Oruç tutun ki sıhhat bulasınız.”
*** 587. Enes’ten (ra); “Oruçlu, yatağı üzerinde uykuda bile olsa ibadet ha‐
lindedir.” ***
588. Ebû Hureyre’den (ra); “Oruçlu, bir müslümanı çekiştirmedikçe veya ona sı‐
kıntı vermedikçe ibadet halindedir.” ***
589. Osman bin Ebi’l‐As’tan (ra); “Oruç bir kalkandır. Kul onunla kendisini cehennem
ateşinden korur.” ***
590. Enes’ten (ra); “Oruç, iç organları inceltir. Eti eritir ve cehennem ate‐
şinin hararetinden uzaklaştırır. Şüphesiz Allah’ın hiçbir gö‐zün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın hatır ve hayaline gelmeyen nimetleri içeren bir sofrası var‐dır. Bu sofraya ancak oruçlular otururlar.”
*** 591. Ebû Ubeyde’den (ra); “Oruç, kişi onu günahlarla delmedikçe, bir kalkan‐
dır.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
117
592. Hazreti Âişe’den (ra); “Oruç, cehennem ateşine karşı bir kalkandır. Oruç tu‐
tan kişi, o gün kimseye karşı bir sataşmada bulunmasın. Herhangi bir kimse kendisine sataşırsa ona dil uzatıp söv‐mesin ve ‘Ben oruçluyum’ desin. Muhammed’in canı kud‐ret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.”
*** 593. Ebû Hureyre’den (ra); “Oruç sabrın yarısıdır. Her şeyin bir zekâtı vardır.
Bedenin zekâtı da oruçtur.” ***
594. Ebû Hureyre’den (ra); “Oruçta riyâ/gösteriş yoktur. Yüce Allah şöyle buyu‐
ruyor: ‘O benim içindir. Onun mükâfatını da Ben veririm. Oruç tutan yemesini ve içmesini Benim için terk etmiştir.”
*** 595. İbni Ömer’den (ra); “Kıyâmet günü oruç ve Kur’ân, kula şefaat edecekler.
Oruç şöyle diyecek: ‘Ey Rabbim! Ben onu gündüzleyin ye‐mesinden ve isteklerinden alıkoydum. Hakkında şefaatimi kabul eyle!’ Kur’ân da şöyle diyecek: ‘Ey Rabbim! Ben onu geceleyin uykusundan alıkoydum. Hakkında şefaatimi ka‐bul eyle!’ İkisinin de şefaati kabul edilir.”
*** 596. Cabir’den (ra); “Her Müslüman kişinin yedi günde bir defa yıkan‐
ması gerekir. O gün de Cuma günüdür.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
118
597. Mikdam’dan (ra); “Sahuru ihmal etmeyin. Çünkü sahur yemeği gerçek‐
ten mübarek bir gıdadır.” ***
598. Cabir’den (ra); “Oruç kalkandır. Kul onunla cehennem ateşinden ko‐
runur. Oruç Benim içindir. Onun mükâfatını da Ben veri‐rim.”
*** 599. Ebû Hureyre’den (ra); “Gerçek oruç, yemeyi ve içmeyi terk etmek değildir.
Asıl oruç, boş sözü ve hayâsızca konuşmayı terk etmektir. Oruçlu iken birisi sana söver veya kabalık ederse, ‘Ben oruçluyum, ben oruçluyum’ de.”
*** 600. Hazreti Ömer’den (ra); “Ramazanda Allah’ı anan kimsenin günahları bağış‐
lanır. Ramazanda Allah’tan bir şey isteyen kimse nasipsiz kalmaz.”
*** 601. Râşid bin Sa’d’dan (ra); “Ramazan ayında ailenize yaptığınız harcamayı arttı‐
rın. Çünkü Ramazanda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibidir.”
HAC/UMRE
602. İbni Ömer’den (ra); “Hacdan gelen birini karşıladığında selâm ver. Onun‐
la musafaha et ve evine girmeden önce senin için Allah’tan
Hz. Peygamber’in İzinde
119
mağfiret dilemesini iste. Çünkü onun günahları bağışlan‐mıştır.”
*** 603. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’ım, hacca gideni ve hacca gidenin kendisi için
duâ ettiği kimseyi bağışla.” ***
604. Abdullah bin Mes’ud’dan (ra); “Hac ve umreyi birlikte yapın. Çünkü demir, altın ve
gümüşün pasını/körük nasıl giderirse, hac ve umre de fa‐kirliği öyle giderir, günahları siler. Makbul olan haccın kar‐şılığı ise ancak cennettir.”
*** 605. Abdullah bin Abbas’tan (ra); “Hacca gitme hususunda acele ediniz. Çünkü biriniz
başına ne geleceğini bilemez.” ***
606. Abdullah bin Cerad’dan (ra); “Hac yapın. Şüphesiz hac, suyun kiri yıkadığı gibi
günahları yıkar, temizler.” ***
607. Ebû Umâme’den (ra); “Hacı giderken de, dönerken de Allah’ın koruması al‐
tındadır.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
120
608. Ebû Hureyre’den (ra); “Hacı ve Allah yolunda savaşa çıkan mücahid Al‐
lah’ın elçileridir. Duâ ederlerse Allah kabul eder, bağışlan‐ma dilerlerse Allah affeder.”
*** 609. Enes’ten (ra); “Hac Allah yoludur. O yolda yapılan harcamaların
sevabı yedi yüze katlanır.” ***
610. İbni Abbas’tan (ra); “Kabul edilen bir haccın karşılığı/ödülü cennetten
başka bir şey olamaz.” ***
611. Câbir’den (ra); “Ramazanda yapılan bir umre, sevap bakımından bir
hacca denktir.” ***
612. Ebû Hureyre’den (ra); “Umre diğer bir umreye kadar yapılan günahlara ke‐
farettir. Makbul bir haccın karşılığı/ödülü Cennetten başka bir şey değildir. Hacı her bir ‘Sübhanallah, Lâ ilâhe illallah ve Allah‐u ekber’ dediğinde mutlaka bir şeylerle müjdele‐nir.”
*** 613. İbni Abbas’tan (ra); “Hacerü’l‐Esved, önceleri kardan daha beyazdı. İnsa‐
noğlunun yaptığı günahlar onu kararttı.”
Hz. Peygamber’in İzinde
121
ZEKÂT/SADAKA 614. Câbir’den (ra); “Malının zekâtını verdiğinde başına/malına gelecek
kötülükleri gidermiş olursun.” ***
615. Ebu Mes’ud ’dan (ra); “Kişi sevabını Allah’tan bekleyerek ailesine bir har‐
camada bulunduğunda bu kendisi için sadaka olur.” ***
616. Abdullah bin Amr el‐Müzenî’den (ra); “Rızkınızın bollaşması için sadaka vererek Allah’tan
yardım isteyin.” ***
617. Ebû Hureyre’den (ra); “İhtiyacınızı Allah’ın tükenmez hazinelerinden iste‐
yerek insanlara karşı tokgözlü davranınız.” ***
618. Ebû Hureyre’den (ra); “En üstün sadaka, malı az olanın kendisini zorlaya‐
rak verdiği sadakadır. Harcamaya geçimi ile sorumlu oldu‐ğun kimselerden başla.”
*** 619. Hakim bin Hizam’dan (ra); “Sadakanın en faziletlisi, ihtiyaçtan fazla olanını
vermektir. Veren el, alan [isteyen, dilenen] elden hayırlıdır. Sadaka vermeye, geçimi sana ait olanlardan başla.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
122
620. İbni Abbas’tan (ra); “En üstün sadaka su içirmektir.”
*** 621. Ebû Hureyre’den (ra); “En üstün sadaka, bir müslümanın ilim öğrenip sonra
da onu başkasına öğretmesidir.” ***
622. Ümmü Gülsüm binti Ukbe’den (ra); “En üstün sadaka, kötülük düşünen akrabaya veri‐
lendir.” ***
623. Enes’ten (ra); “En fazîletli sadaka, Ramazan’da verilendir.”
*** 624. Enes’ten (ra); “En üstün sadaka, aç bir canlıyı doyurmandır.”
*** 625. Muaz bin Cebel’den (ra); “En üstün sadaka, dili korumaktır.”
*** 626. Ebû Ümâme’den (ra); “En üstün sadaka, fakire gizlice verilen ve malı az
olanın imkânlarını zorlayarak verdiği sadakadır.” ***
627. İbni Ömer’den (ra); “Sadaka ancak malı çoğaltır [bereketlendirir].”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
123
628. Ebû Ümâme’den (ra); “Akrabalara verilen sadakanın sevabı iki kat olarak
verilir.” ***
629. Enes’ten (ra); “Sadaka Rabbin gazabını söndürür. Sahibini kötü
ölümden korur.” ***
630. Ebu Said el‐Hudrî’den (ra); “Herhangi bir kişi helâlinden bir mal kazanır, ondan
yer, giyinir, Allah’ın kendinden daha muhtaç kullarına ye‐dirir ve giydirirse bu kendisi için bereket ve temizlik olur. Herhangi bir Müslüman da verecek sadakası bulunmazsa dualarında şöyle desin: ‘Allah’ım, kulun ve Rasûlün olan Muhammed’e (sav) mü’min erkek ve kadınlara, müslüman erkek ve kadınlara rahmet eyle!’ Bu da onun bereket ve te‐mizliğidir.”
*** 631. Enes’ten (ra); “Sadaka vermede acele ediniz. Çünkü belâ, sadaka‐
nın üzerinden atlayıp gelemez.” ***
632. Halid bir Zeyd’den (ra); “Zekât veren, misafire yemek yediren, felâkete uğra‐
yanlara yardımda bulunan kişi cimrilikten kurtulmuştur.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
124
633. Ebû Hureyre’den (ra); “Üzüntü ve kaygılarınızı sadakalar vermekle gideri‐
niz ki, Allah kötü durumunuzu düzeltsin ve düşmanlarını‐za karşı size yardım etsin.”
*** 634. Enes’ten (ra); “Sadaka veriniz. Çünkü sadaka, cehennem ateşinden
kurtuluşunuzdur.” ***
635. İkrime’den (ra); “Bir hurma tanesi de olsa sadaka veriniz. Çünkü o az
da olsa açlığı dindirir ve suyun ateşi söndürdüğü gibi gü‐nahları yok eder.”
*** 636. İbni Abbas’tan (ra); “Fıtır sadakası oruç tutan için boş söz ve günahlardan
temizliktir. Fakirler için ise bir rızıktır. Onu Bayram nama‐zından önce ödeyen kişi için o kabul edilmiş bir sadakadır. Namazdan sonra ödeyen kimse için ise normal bir sadaka olur.”
*** 637. Ebû’d‐Derda’dan (ra); “Zekât, İslâmın köprüsüdür.”
*** 638. Hazreti Ali’den (ra); “Usûlüne uygun olarak sadaka vermek, akıl ve dinin
güzel karşıladığı işleri yapmak, anne‐babaya iyilik etmek ve akrabalarla iyi ilişkiler içerisinde bulunmak, bedbahtlığı sa‐adete çevirir, ömrü uzatır ve kötü ölümlerden korur.”
Hz. Peygamber’in İzinde
125
639. Enes’ten (ra); “Güne başlarken sadaka vermek felâketleri giderir.”
*** 640. Ebû Musa’dan (ra); “Her müslüman yardım elini uzatmalıdır. Eğer vere‐
cek bir şey bulamıyorsa çalışıp kendi kendine yardım eder. Böylece yardım yapma görevini yerine getirmiş olur. Eğer bunu yapamazsa yardım isteyen ihtiyaç sahibine fiilen yar‐dım eder. Bunu da yapamazsa hayır ve iyilik yapılmasını tavsiye eder. Bunu da yapamazsa en azından başkasına kö‐tülük yapmaktan sakınır. Bu da onun için bir iyiliktir.”
*** 641. Büreyde’den (ra); “İnsan vücudunda 360 eklem vardır. Her bir ekleme
karşılık bir sadaka vermek gerekir. Mescidden bir pisliği gidermen, yoldan bir şeyi kaldırman birer sadakadır. Eğer buna gücün yetmezse kılacağın iki rekât kuşluk namazı sa‐na kâfi gelir.”
*** 642. İbnî Mes’ud’dan (ra); “Her borç verme bir sadakadır.”
*** 643. Amr bin Ümeyye’den (ra); “Aile fertlerine yapmış olduğun her iyilik onlara bir
sadakadır.” ***
644. Cabir’den (ra); “Zengine olsun, fakire olsun yapmış olduğun her iyi‐
lik sadakadır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
126
645. İbni Abbas’tan (ra); “Her iyilik sadakadır. Hayrın yolunu gösteren kimse
onu işleyen gibidir. Allah, gönlü kırık, şaşkın şaşkın yardım isteyenin yardımına koşulmasını sever.”
*** 646. Ebû Said’den (ra); “Kişinin hayattayken ufacık bir malı sadaka vermesi,
vefâtı ânında çokça malı sadaka olarak vermesinden daha hayırlıdır.”
*** 647. Sehl bin Sa’d’dan (ra); “Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruç‐
tur.” ***
648. Sâbit’ten (ra); “Her şeyin bir zekâtı vardır. Evin zekâtı da misâfir
ağırlanan odasıdır.” ***
649. İbni Ömer’den (ra); “Her şeyin bir anahtarı vardır. Cennetin anahtarı da
yoksul ve fakirleri sevmektir.” ***
KURBAN
650. Ebû Hureyre’den (ra); “Kurbanlıklarınızı iyisinden seçiniz. Çünkü onlar sı‐
ratta sizin bineklerinizdir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
127
HELÂL/HARAM 651. Nu’man bir Beşîr’den (ra); “Haramla kendi aranıza helâlden bir engel koyunuz.
Kim böyle davranırsa, ırzını ve dinini korumuş olur. Kim o engele yaklaşırsa koruluğun kenarında otlayan hayvan gibi olur. Ki o hayvanın koruluğa girmesi an meselesidir. Şüp‐hesiz her hükümdarın bir koruluğu vardır. Yeryüzünde Al‐lah’ın koruluğu da haram kıldığı şeylerdir.”
*** 652. Ebû Saîd’den (ra); “Biriniz Rabbinden rızık istediğinde helâl olanı iste‐
sin.” ***
653. İbni Ömer’den (ra); “En temiz ve üstün kazanç, kişinin el emeği ve her
türlü dürüst alışverişten kazandığıdır.” ***
654. Ebû Saîd el‐Hudrî’den (ra); “En faziletli amel helâl kazançtır.”
*** 655. Ebû Bürde bin Niyar’dan (ra); “En üstün kazanç, hayırlı alışveriş ve kişinin kendi
elinin emeğidir.” ***
656. Muâz’dan (ra); “Kazançların en helâl ve temiz olanı o tüccarın ka‐
zancıdır ki, konuştuğunda yalan söylemez, bir şey emânet edildiğinde hıyânet etmez, söz verdiğinde sözünden dön‐mez, satın aldığında malı kötülemez, bir şey sattığında aşırı
Hz. Peygamber’in İzinde
128
övmez, borç aldığında geciktirmez, alacağı olduğunda zor‐luk çıkarmaz.”
*** 657. Abdullah bin Mes’ud’dan (ra); “Müslümanın malının haramlığı, kanının haramlığı
gibidir.” ***
658. Hazreti Ömer’den (ra); “Helâl da bellidir, haram da bellidir. Öyle ise seni
şüphelendiren şeyi bırak, şüphelendirmeyen şeye bak.” ***
659. Ebû Hureyre’den (ra); “En hayırlı kazanç, yaptığı işin hakkını vermek şar‐
tıyla, kişinin kendi el emeğiyle sağladığı kazançtır.” ***
660. Enes’ten (ra); “Helâlin ne olduğunu öğrenip onu kazanmaya çalış‐
mak her Müslümana gereklidir.” ***
661. Abdullah bin Cerad’dan (ra); “Temiz ve helâl yiyecek, yiyeceği, dini ve rızkı arttı‐
rır.” ***
662. Hazreti Ebû Bekir’den (ra); “Haramla beslenen her beden cehennem ateşine en
lâyık olan bedendir.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
129
663. Ebû Hureyre’den (ra); “Müslümanın her şeyi müslümana haramdır. Malı,
ırzı ve kanı. Din kardeşini aşağı görmek kişiye kötülük ola‐rak yeter.”
*** 664. Ebû Hureyre’den (ra); “Birinizin ağzına toprak koyması, Allah’ın haram
kıldığı şeyi koymasından daha iyidir.” ***
665. Ebû Hureyre’den (ra); “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi malını helâlden mi,
haramdan mı elde ettiğini önemsemeyecektir.”
DİN 666. Temim ed‐Dârî’den (ra); “Din; Allah için, kitabı için, Rasûlü için, Müslümanla‐
rın lideri için ve halk için hayır ve iyilik dilemekten ibâret‐tir.”
*** 667. Ebû Hureyre’den (ra); “Din kolaylıktır. Bir kimse onu ince eleyip sık dokur‐
sa, din ona mutlaka galip gelir. Öyle ise ölçüyü kaçırmaktan sakının, orta yolu tutun. Gücünüzün yettiği kadar yapın. Müjdeye kavuşun. Nafile ibadet için sabah, akşam ve biraz da gece vaktinden yararlanın.”
*** 668. Sevban’dan (ra); “Din nasihattır [samimiyettir].”
Hz. Peygamber’in İzinde
130
ANNE/BABA HAKKI 669. Ebû Bekre’den (ra); “İki şey vardır ki, Allah cezâsını daha dünyada iken
verir: Biri zulüm, diğeri anne babaya karşı gelmek.” ***
670. İbni Ömer’den (ra); “Baba dostunu gözet, onunla ilişkiyi kesme ki, Allah,
nurunu söndürmesin.” ***
671. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ın iyi kimselere ‘ebrar’ ismini vermesinin se‐
bebi, onların babalarına, annelerine ve çocuklarına iyilik yapmaları sebebiyledir. Anne ve babanın senin üzerinde hakkı olduğu gibi, çocuğunun da senin üzerinde hakkı var‐dır.”
*** 672. Enes’ten (ra); “İki çeşit günah vardır ki, cezaları âhirete bırakılma‐
dan dünyada verilir: Zulüm ve anne‐babaya isyan.” ***
673. Ebu Hureyre’den (ra); “Anne‐babaya iyilik, ömrü uzatır. Yalan, rızkı azaltır.
Dua, kazayı geri çevirir. Aziz ve celil olan Allah’ın yaratık‐ları hakkında iki kazası vardır. Biri değişmez, diğeri ise de‐ğişir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
131
674. İbni Ömer’den (ra); “İffetli olunuz ki hanımlarınız da iffetli olsunlar. An‐
ne‐babanıza iyilik ediniz ki, çocuklarınız da size iyilik etsin‐ler.”
*** 675. Enes’ten (ra); “Cennet, annelerin ayakları altındadır.”
*** 676. Ümm‐ü Hâkim’den (ra); “Babanın duâsı, hiçbir engelle karşılaşmadan Allah’ın
huzuruna çıkar.” ***
677. Enes’ten (ra); “Babanın çocuğuna duası, peygamberin ümmetine
olan duası gibidir.” ***
678. İbni Ömer’den (ra); “Allah’ın rızası, babanın rızasını kazanmadadır. Al‐
lah’ın gazabı da babayı kızdırmadadır.” ***
679. Ebû Hureyre’den (ra); “Allah’a itaat, babaya itaattır. Allah’a karşı gelme,
babaya karşı gelmedir.”
AKRABA 680. İbni Mes’ud’dan (ra); “Allah’tan korkun ve akrabalarınıza iyilik edin.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
132
681. Enes’ten (ra); “İki kişi vardır ki, kıyâmet günü Allah onlara rahmet
gözüyle bakmaz: akrabalarıyla ilgiyi kesen kimse ve kötü komşu.”
*** 682. Enes’ten (ra); “Akrabalarının hakkını gözet! Akrabalarının hakkını
gözet!” ***
683. Hazreti Âişe’den (ra); “Sevabı en çabuk görülen davranış, iyilik yapmak ve
akrabalarla iyi ilişkileri sürdürmektir. Cezası en çabuk gö‐rülen kötülük ise zulüm ve akrabalarla ilişkiyi kesmektir.”
*** 684. İbni Ebi Evfâ’dan (ra); “İçinde akrabalarla bağlantıyı kesen birinin olduğu
bir topluluğa rahmet inmez.” ***
685. İbni Amr’dan (ra); “Akrabalarına iyilik eden kişi, sadece onların iyilikle‐
rine karşılık veren değildir. Akrabalarına asıl iyilik eden ki‐şi, akrabaları kendisiyle ilişkilerini kopardıkları halde, onla‐ra iyilik yapmaya devam edendir.”
*** 686. Hazreti Âişe’den (ra); “Akrabalarla iyi ilişkiler, güzel ahlâk ve hoş komşu‐
luk, memleketleri mamur ve ömürleri uzun eder.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
133
687. Amr bin Sehl’den (ra); “Akrabalarla iyi ilişkiler içinde bulunmak, malı çoğal‐
tır, akrabalar arasında sevgiye vesile olur ve ömrü uzatır.” ***
688. Hazreti Ali’den (ra); “Senden ilişkisini koparanla iyi ilişkilerini sürdür.
Sana kötülük yapana iyilik yap. Ve aleyhinde de olsa hakkı söyle.”
KOMŞULUK
689. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Komşun seni ‘İyi’ diye överse sen iyisin. ‘Kötü’ diye
yererse sen kötüsün.” ***
690. İbni Abbas’tan (ra); “Biriniz mülkünü satmak istediğinde önce komşusu‐
na teklif etsin.” ***
691. Talk bin Ali’den (ra); “Komşuları kendisinden emin olmayan kişi, gerçek
mü’min değildir.” ***
692. İbni Abbas’tan (ra); “Yanı başında komşusu aç iken doya doya yiyen kişi,
gerçek mü’min değildir.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
134
693. Hazreti Âişe’den (ra); “Cebrail bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede
bulundu ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.” ***
694. Ebû Muaviye bin Hayde’den (ra); “Komşu hakkı; hastalandığında ziyaret etmen, öldü‐
ğünde cenazesine katılman, borç istediğinde vermen, fakir düştüğünde bunu olur olmaz yerde söylememen, güzel bir şeye kavuştuğunda tebrik etmen, başına bir sıkıntı geldi‐ğinde teselli etmen, binanı onun binasından yüksek yapıp da evinin hava almasına engel olmaman, komşuna gön‐dermeyeceksen, yaptığın yemeğin kokusuyla ona sıkıntı vermemendir.”
*** 695. Ebû Ümâme’den (ra); “Size komşu hakkını gözetmeyi tavsiye ederim.”
TEDAVİ OLMAK/HASTA ZİYARETİ 696. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Allah, ihtiyarlık hariç yarattığı her derdin şifasını da
yaratmıştır. İnek sütünü size tavsiye ederim. Çünkü inek onu çeşitli bitkilerden toplar.”
*** 697. Ebû Saîd el‐Hudrî’den (ra); “Allah ölüm hariç her derdin dermanını da vermiştir.
Ancak bunu bilen bilir, bilmeyen bilmez.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
135
698. Üsâme bin Şüreyk’den (ra); “Ey Allah’ın kulları tedavi olunuz. Çünkü Allah hiç‐
bir dert yaratmamıştır ki, devâsını da yaratmamış olsun. Bir tek dert hariç, o da ihtiyarlıktır.”
*** 699. Ebû Saîd’den (ra); “Bir hastayı ziyâret ettiğinizde, daha çok yaşayacağı‐
nı söyleyin. Çünkü bu bir şey değiştirmez, fakat hastanın gönlünü hoş tutar.”
*** 700. Hazreti Ömer’den (ra); “Bir hastanın yanına vardığında sana duâ etmesini is‐
te. Çünkü onun duâsı meleklerin duâsı gibidir.” ***
701. İbni Ömer’den (ra); “Biriniz bir hastayı ziyaret ettiğinde şöyle duâ etsin:
‘Allah’ım şu kuluna şifa ver ki, Senin rızan için düşmanını huzursuz etsin. Yine Senin rızan için bir namaza gitsin.”
702. Ebû Rimse’den (ra); “Şifa veren Allah’tır.”
*** 703. Mekhul’den (rh); “Hastayı ziyaret için bir mil de olsa yürü. İki kişinin
arasını düzeltmek için iki mil de olsa yürü. Allah için dost edindiğin birini ziyaret etmek için üç mil de olsa yürü.”
*** 704. Ebû Hureyre’den (ra); “Hastalığı indiren, şifâsını da indirmiştir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
136
705. Ebû Hureyre’den (ra); “Kıyâmet günü kula hesabı ilk sorulacak nimet şu‐
dur: ‘Biz sana sıhhat vermedik mi? Ve sana kana kana so‐ğuk su içirmedik mi?”
*** 706. Sevban’dan (ra); “Hastayı ziyarete giden kişi, dönünceye kadar cenne‐
tin meyvelikleri arasında yürümektedir.” ***
707. Ebû Ümame’den (ra); “Hasta ziyaret eden kişi rahmete dalar. Hastanın ya‐
nına oturunca rahmet onu kaplar. Hasta ziyaretinin mü‐kemmel olması, birinizin elini hastanın yüzünün veya eli‐nin üzerine koyması ve halini sormasıyladır. Aranızdaki se‐lamlaşmanın mükemmel olması da tokalaşmaktır.”
*** 708. Ebû Said’den (ra); “Hastaları ziyaret ediniz. Cenazenin kaldırılmasına
katılınız ki, bunlar size âhireti hatırlatsın.”
KABİR ZİYARETİ 709. Ebû Hureyre’den (ra); “Cenâze namazı kıldığınızda ölü için gönülden ve
samimi duâ ediniz.” ***
710. İbni Abbas’tan (ra); “Allah’ın mü’mine öldükten sonra ilk mükâfatı, ce‐
nâzesine katılanların bağışlanmasıdır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
137
711. Ebû Zer’den (ra); “Mezarları ziyaret et ki, ahireti hatırlayasın. Ölüleri
yıka. Şüphesiz cansız ve soğuk cesede dokunmada çok te‐sirli bir öğüt vardır. Cenaze namazlarını kıl. Belki bu seni hüzünlendirir. Hüzünlü kimse kıyâmet günü Allah’ın arşı‐nın gölgesinde bulunacak ve her hayra erişecektir.”
*** 712. Zeyd bin Sâbit’ten (ra); “Kabirleri ziyaret edin. Fakat orada İslâma uymayan
sözler söylemeyin.” ***
713. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Ben sizi mezar ziyaretinden yasaklamıştım. Mezar‐
ları ziyaret edin. Çünkü bu sizi dünyaya aşırı bağlanmak‐tan soğutur ve size ahireti hatırlatır.”
*** 714. Enes’ten (ra); “Sizi kabir ziyaretinden menetmiştim. Bundan böyle
mezarları ziyaret edin. Çünkü bu, kalbi inceltir, gözü yaşar‐tır ve ahireti hatırlatır. Hiçbir kötü söz de söylemeyin.”
*** 715. Ebû Hureyre’den (ra); “Bir ateş parçasına basmam, benim için bir mezara
basmaktan daha iyidir.”
MİSAFİRLİK 716. İbni Ömer’den (ra); “Dâvet edildiğinizde ona katılın.”
Hz. Peygamber’in İzinde
138
717. İbni Mes’ud’dan (ra); “Davete karşılık verin, hediyeyi geri çevirmeyin ve
müslümanları dövmeyin.” ***
718. Enes’ten (ra); “Biri sizi ziyârete geldiğinde ona ikram edin.”
*** 719. Şeybe bin Osman’dan (ra); “Biriniz bir meclise vardığında kendisine yer verilirse
oraya otursun. Yoksa baksın, gördüğü boş yere otursun.” ***
720. Ebû Şeybe el‐Hudrî’den (ra); “Biriniz, bir topluluğun yanına vardığında kendisine
yer açılırsa otursun. Çünkü bu Allah tarafından müslüman kardeşinin kendisine yaptığı bir ikramdır. Eğer yer açıl‐mazsa baksın, boş yer neresi ise oraya otursun.”
*** 721. Enes’ten (ra); “Misâfir, bir topluluğa geldiğinde rızkıyla beraber ge‐
lir. Ayrıldığında da o topluluğun günahları bağışlanmış olarak ayrılır.”
*** 722. Ebû Hureyre’den (ra); “Kişinin misafirini dış kapıya kadar uğurlaması sün‐
nettendir.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
139
723. Hazreti Ömer’den (ra); “İstemeksizin sana bir şey verildiğinde ondan ye ve
başkalarına da ikram et.” ***
724. Ebu’d‐Derda’dan (ra); “Misafir rızkıyla gelir. Ev halkının günahlarını götü‐
rerek gider. Günahlarını silip süpürür.” ***
725. Eyyub bin Meysere’den (ra); “Seni ziyaret etmeyeni ziyaret et. Sana hediye verme‐
yene hediye ver.”
ÇOCUK 726. Numan bin Beşîr’den (ra); “Allah’tan korkun. Nasıl onların sizin hakkınızı gö‐
zetmelerini istiyorsanız, siz de çocuklarınız arasında adâlet‐li davranın.”
*** 727. Ebû Hureyre’den (ra); “Size iyilik yapmaları hususunda, çocuklarınıza yar‐
dımcı olunuz. İsteyen, çocuklarını itaatsizlikten kurtarabi‐lir.”
*** 728. Enes’ten (ra); “Çocuklarınıza değer verin ve onları güzelce terbiye
edin.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
140
729. Ebû Hureyre’den (ra); “Kendisine okuma yazma öğretmesi, güzel isim
koyması ve büluğ çağına erişince evlendirmesi, çocuğun, babası üzerindeki haklarındandır.”
*** 730. İbni Abbas’tan (ra); “Küçük çocuğun bir şeyi hafızasına alması taş üzeri‐
ne kazılan nakış gibi kalıcıdır. Kişinin yaşlandıktan sonra bir şeyi hafızasına almaya çalışması ise su üzerine yazı yazmaya benzer.”
*** 731. Ebû Rafi’den (ra); “Çocuğun babası üzerindeki hakkı, ona okuma‐
yazmayı, yüzmeyi, ok atmayı öğretmesi ve onu ancak helâl rızıkla beslemesidir.”
*** 732. Ebû Hureyre’den (ra); “Çocuğun babası üzerindeki hakkı güzel isim koy‐
ması, evlenecek yaşa geldiğinde evlendirmesi ve ona Kur’ân’ı öğretmesidir.”
*** 733. Hazreti Âişe’den (ra); “Çocuğun babası üzerindeki hakkı, ona güzel bir isim
koyması, iyi bir anne ve eğitimi için uygun bir muhit seç‐mesi ve güzel bir terbiye vermesidir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
141
KARDEŞLİK 734. Ebû Hümeyd es‐Sâidî’den (ra); “Seni seven kimseye sen de ona olan sevgini bildir.
Çünkü bu, sevgiyi daha da sağlamlaştırır.” ***
735. Ebû Zer’den (ra); “Biriniz din kardeşini sevdiğinde bunu kendisine bil‐
dirsin.” ***
736. İbn Mes’ûd’dan (ra); “Kişiyi arkadaşından tanıyın.”
*** 737. Hazreti Hasan’dan (ra); “Müslüman kardeşini sevindirmen, Allah’ın bağışla‐
masını gerektiren şeylerdendir.” ***
738. Ebû Mûsâ el‐Eş’arî’den (ra); “Dindar ve güzel ahlâklı bir arkadaşın durumu ile
kötü bir arkadaşın durumu, misk taşıyanla körük çeken adamın durumu gibidir. Miski taşıyan ya sana hediye eder ya ondan satın alırsın veya onun güzel kokusundan fayda‐lanırsın. Körük çeken ise ya elbiseni yakar veya ondan üze‐rine pis bir koku siner.”
*** 739. İbni Abbas’tan (ra); “Bir müslüman, müslüman kardeşine bir elbise giydi‐
rirse üzerinde ondan bir parça kaldığı sürece, Allah’ın ko‐ruması altında olur.”
Hz. Peygamber’in İzinde
142
740. Küleyb el‐Cühenî’den (ra); “Büyük [erkek] kardeş baba makâmındadır.”
*** 741. Ebû Zer’den (ra); “Din kardeşinin yüzüne gülümsemen senin için bir
sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman, senin için bir sadakadır. Yolunu kaybetmiş bir kişiye yol göster‐men, senin için bir sadakadır. İnsanların gelip geçtiği yol‐dan taşı, dikeni ve kemiği kaldırman senin için bir sadaka‐dır. Kuyudan çektiğin kovandan din kardeşinin kovasına su koyman senin için bir sadakadır.”
*** 742. İbni Amr’dan (ra); “Allah katında en hayırlı arkadaş, arkadaşına karşı en
hayırlı olandır. Allah katında komşuların en hayırlısı, kom‐şusuna karşı en hayırlı olandır.”
*** 743. Hasan‐ı Basrî’den (ra); “Arkadaşların en hayırlısı, sen Allah’ı andığında yar‐
dım eden, unuttuğunda da sana hatırlatan kimsedir.”
SELAM 744. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz yolculuğa çıkmak istediğinde müslüman
kardeşlerine uğrayıp selâm versin. Çünkü onlar duâlarıyla onun yaptığı hayır duâya kuvvet verirler.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
143
745. Berâ bin Âzib’den (ra); “İki müslüman karşılaştığında birbirleriyle musafaha
yapsın. Allah’a hamdeder ve karşılıklı olarak birbirleri için mağfiret dilerlerse, ikisinin de günahları bağışlanır.”
*** 746. Hazreti Ömer’den (ra); “İki müslüman birbirleriyle karşılaşıp birisi diğerine
selâm verdiğinde bu ikisinden Allah’a en sevimli olanı, ar‐kadaşına daha çok güler yüz gösterendir. Birbiriyle musafaha ettiklerinde ise, Allah, elini ilk uzatana doksan, diğerine de on rahmet olmak üzere yüz rahmet indirir.”
*** 747. Berâ bin Âzib’den (ra); “Selâmı yayınız ki, selâmette kalasınız.”
*** 748. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Aranızda selâmı yaygınlaştırın ki, birbirinizi sevesi‐
niz.” ***
749. İbni Ömer’den (ra); “Selâmı yayınız. Çünkü o, Allah’ı râzı eden bir amel‐
dir.” ***
750. Ebû Derdâ’dan (ra); “Selâmı yayınız ki, düşmanlarınıza üstün gelesiniz.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
144
751. İbni Ömer’den (ra); “Selâmı yayınız, yemek yediriniz ve Allah’ın emretti‐
ği şekilde kardeş olunuz.” ***
752. Enes’ten (ra); “Selâm, Allah’ın isimlerinden birisidir. Yeryüzüne
indirilmiştir. Öyle ise selâmı aranızda yayın.” ***
753. Ebû Ümâme ’den (ra); “İnsanlar içerisinde Allah’ın rahmet ve bağışlanması‐
na en lâyık kişi, insanlara önce selâm verendir.” ***
754. Enes’ten (ra); “İnsanlar selâm vermemekle cimriliğin doruğuna
ulaşırlar.” ***
755. Enes’ten (ra); “Selâm vermekle de olsa akrabalarınıza iyiliğiniz do‐
kunsun.” ***
756. İbni Mes’ud’dan (ra); “Selâmı önce veren kişi kibirden uzaktır.”
*** 757. İbni Ömer’den (ra); “Birbirinizle musafaha yapınız ki, kalplerinizden kin
duyguları yok olsun.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
145
758. Ebû Talha’dan (ra); “Verilen selamı alınız, gözünüzü harama karşı yu‐
munuz ve güzel söz söyleyiniz.”
YEMEK 759. Hazreti Âişe’den (ra); “Biriniz bir şey yediği zaman Allah’ın adını ansın.
Eğer başında Allah’ın adını anmayı unutursa, ‘Bismillâhi alâ evvelihi ve âhirihî (Başında da, sonunda da Allah’ın adıyla)’ desin.”
*** 760. İbni Abbas’tan (ra); “Biriniz bir şey yediğinde, ‘Allah’ım, bunu bize bere‐
ketli kıl ve onun yerine daha hayırlısını ihsan eyle’ desin. Süt içtiğinde de, ‘Allah’ım, bunu bize bereketli eyle, bizim için arttır’ desin. Çünkü hem yemeğin, hem de suyun yerini tutan sütten başka bir şey yoktur.”
*** 761. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz yemek yediğinde sağ eliyle yesin. Su içtiğin‐
de sağ eliyle içsin. Sağ eliyle alsın, sağ eliyle versin. Çünkü şeytan sol eliyle yer içer. Sol eliyle alır ve verir.”
*** 762. İbni Ömer’den (ra); “Yemeği sıcakken yemeyin. Çünkü sıcak yemeğin be‐
reketi yoktur.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
146
763. Hazreti Ali’den (ra); “Bütün hastalıkların kaynağı, birbiri üstüne yemek
yemektir.” ***
764. İbni Abbas’tan (ra); “Şüphesiz bereket yemeğin ortasına iner. Dolayısıyla
yemeğin etrafından yeyin, ortasından yemeyin.” ***
765. Ebû Hureyre’den (ra); “Zenginlerin yediği, fakirlerin uzaklaştırıldığı düğün
yemeği ne kötü yemektir.” ***
766. Enes’ten (ra); “Müslüman kardeşini evinde ziyaret edip yemeğin‐
den yiyen kişi, kendisine yemek yediren o kardeşinden da‐ha üstün derecededir.”
*** 767. Ebû’d‐Derda’dan (ra); “Yiyeceklerinizi ölçülü tartılı kullanın. Ki sizin için
bereketlensin. “
ŞÜKÜR 768. Eş’as bin Kays’dan (ra); “İnsanlar içerisinde Allah’a en çok şükreden, insanla‐
ra en fazla teşekkür edendir.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
147
769. Ebû Hureyre’den (ra); “Genişlikte taat ve şükürle kendini Allah’a tanıt ki, O
da sıkıntı anında yardımına koşmakla seni tanısın.” ***
770. Abdullah bin Amr’dan (ra); “Hamd şükrün başıdır. Kul Allah’a hamd etmedikçe
şükretmiş sayılmaz.” ***
771. Hazreti Ömer’den (ra); “Nimete hamd etmek, nimetin gitmemesi için bir ga‐
rantidir.” ***
772. Nübeyt bin Şerit’ten (ra); “Allah’ı anmak, Allah’ın bir nimetidir. Onun şükrünü
yerine getiriniz.” ***
773. Ebû Hureyre’den (ra); “Nice yemek yiyip şükreden vardır ki, sevabı nâfile
oruç tutup sabredeninkinden daha büyüktür.” ***
774. Muhammed bin el‐Münkedir’den (ra); “Şüphesiz ben sizin için günah işlemenizden daha
çok nimetlere şükretmemenizden korkuyorum. Dikkat edin! Şükredilmeyen nimetler öldürücü ve yok edicidir.”
*** 775. Sa’d bin Ebî Vakkas’tan (ra); “Şüphesiz ben sizin için sıkıntı imtihanından daha
çok bolluk imtihanından korkuyorum. Siz sıkıntıyla imti‐
Hz. Peygamber’in İzinde
148
han edildiniz, sabrettiniz. Şüphesiz dünya tatlıdır, çekici‐dir.”
SABIR
776. İbni Mes’ud’dan (ra); “Sabır, imanın yarısı; Allah’ın her türlü hükmüne gö‐
nülden teslimiyet de, imanın tamamıdır.” ***
777. Ebû Musa el‐Eşârî’den (ra); “Sabır rızadır.”
*** 778. Enes’ten (ra); “İmanda sabrın yeri, vücutta başın yeri gibidir.”
*** 779. Enes’ten (ra); “En üstün ibâdet, sıkıntı ânında sabırla kurtuluş bek‐
lemektir.” ***
780. Ebû Hureyre’den (ra); “Belâ ve musibetlerin gücünüzü zorlamasından, sı‐
kıntı ve mutsuzluğun ulaşmasından, kötü kazâdan ve düşmanlara alay konusu olmaktan Allah’a sığınınız.”
*** 781. Enes’ten (ra); “En şiddetli belâ, sabrın az olmasıdır.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
149
İZİN İSTEMEK 782. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Bir yere girmek için üç defa izin istediğiniz halde
izin verilmezse geri dönün.” ***
783. Enes’ten (ra); “Biriniz din kardeşinin bedeninden veya elbisesinin
üzerinden bir şey aldığında onu kendisine göstersin.” ***
784. İbni Ömer’den (ra); “Biriniz Müslüman kardeşini ziyâret edip yanında
oturduğunda, ondan izin istemedikçe kalkmasın.” ***
785. Sehl bin Sa’d’dan (ra); “İzin isteme, evin içerisindekileri izinsiz görmemek
içindir.” ***
786. Ebû Hureyre’den (ra); “İzin üç defa istenir. Birincisi işitmeniz, ikincisi sağa
sola çekidüzen vermeniz, üçüncüsü izin vermeniz veya geri çevirmeniz içindir.”
MELEK
787. İbni Abbas’tan (ra); “Sıkıntı çeken fakir müslümanlara acıdıkları için, me‐
lekler kışın bitmesine sevinirler.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
150
788. Ebû Ümâme’den (ra); “Şüphesiz günahları yazan sol taraftaki melek, günah
işleyen müslümanın günahını yazmadan altı saat bekler. Bu müddet içerisinde pişmanlık duyup Allah’tan bağışlanmayı dilerse yazmaz. Bunu yapmazsa bir günah yazılır.”
*** 789. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz yanındaki iki melekten, sâlih iki komşusun‐
dan utandığı gibi utansın [da günah işlemesin]. Çünkü on‐lar gece gündüz kendisiyle beraberdir.”
ŞEYTAN
790. Ebû Ümâme’den (ra); “Şeytanlar sancaklarıyla çarşılara girerler. İlk girenle
girer, son çıkanla çıkarlar.” ***
791. Muaz bin Cebel’den (ra); “Şeytan insanın kurdudur. Koyunun kurduna benzer.
Kurdun, sürüden ayrılan, kenarda duran koyunu kaptığı gibi, şeytan da cemaatten ayrılanı gözetir. Ayrılıktan sakı‐nın. Cemaatten, topluluktan ve camilerden ayrılmayın.”
*** 792. İbni Amr’dan (ra); “Şeytan birinize gelir, şöyle vesvese verir: ‘Göğü kim
yarattı?’ O kişi, ‘Allah’ der, ‘Yeri kim yarattı?’ der. O kişi ‘Allah’ cevabını verir. Bu defa ‘Allah’ı kim yarattı?’ der. Bi‐riniz bunu hissettiğinde ‘Ben Allah’a ve Rasûlüne iman et‐tim’ desin.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
151
793. Enes’ten (ra); “Şeytan ağzını Âdemoğlunun kalbi üzerine koymuş‐
tur. Kişi Allah’ı zikrettiğinde geri çekilir, Allah’ı unuttu‐ğunda ise kalbini yutar.”
*** 794. Câbir’den (ra); “Şüphesiz şeytan namaz kılanların kendisine kulluk
etmelerinden ümidini kesmiştir. Fakat onları birbirine karşı kışkırtma konusunda hâlâ ümitlidir.”
*** 795. Safiye binti Huyey’den (ra); “Şüphesiz şeytan Âdemoğlunun bedeninde, kanın
bedende dolaştığı gibi dolaşır.” ***
796. Büreyde’den (ra); “Şüphesiz şeytan senden korkuyor, ey Ömer.”
*** 797. Enes’ten (ra); “Şeytanın; sürmesi, yalama şekeri ve enfiyesi vardır.
Yalama şekeri yalan söyletmek, enfiyesi öfkelendirmektir. Sürmesi de uykuyu sevdirmektir.”
*** 798. Nu’man bin Beşir’den (ra); “Şeytanın süsleri ve tuzakları vardır. Süs ve tuzakla‐
rından bir kısmı şunlardır: Allah’ın verdiği nimetlerle şı‐marmak, Allah’ın ihsan ettiği şeylerle övünmek, Allah’ın kullarına karşı büyüklük taslamak, Allah’ın rızasını bırakıp gayr‐i meşrû isteklerine uymak.”
Hz. Peygamber’in İzinde
152
GÜZEL AHLAK 799. Hazreti Hasan’dan (ra); “En güzel güzellik, güzel ahlâktır.”
*** 800. Üsâme bin Şüreyk’den (ra); “İnsanlara güzel ahlâktan daha değerli bir şey veril‐
memiştir.” ***
801. Enes’ten (ra); “Üç şey vardır ki, onlar kimde bulunursa o kişi seva‐
bı hak eder ve imânını olgunlaştırır: İnsanlarla hoş geçine‐ceği bir ahlâk, kendisini Allah’ın yasaklarından alıkoyan bir takvâ ve câhillerin kabalığına aldırış ettirmeyen bir hilim [ağırbaşlılık].”
*** 802. Enes’ten (ra); “Güzel ahlâk, güneşin kırağıyı erittiği gibi, günahları
eritir.” ***
803. Alâ bin Kesir’den (ra); “Güzel huylar Allah katında bir hazine gibi korun‐
maktadır. Allah bir kulunu sevince, ona güzel bir huy ihsan eder.”
*** 804. İbni Amr’dan (ra); “Şüphesiz içinizden bana en sevimli olan, ahlâkı en
güzel olandır.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
153
805. Ümmü Derdâ’dan (ra); “Sevap kefesine ilk konulacak olan şey güzel ahlâk‐
tır.” ***
806. Ammar bin Yasir’den (ra); “Güzel ahlâk, Allah’ın yarattığı en büyük şeydir.”
*** 807. Enes’ten (ra); “Güzel ahlâk, dinin yarısıdır.”
*** 808. İbni Abbas’tan (ra); “Güzel ahlâk, günahları güneşin buzu erittiği gibi eri‐
tir.” ***
809. İbni Amr’dan (ra); “En hayırlılarınız, ahlâkı en güzel olanlarınızdır.”
*** 810. İbni Ömer’den (ra); “İnsanların en hayırlısı, ahlâkı en güzel olandır.”
*** 811. Enes’ten (ra); “Ahlâk, dinin kabıdır.”
*** 812. Muza bin Cebel’den (ra); “Güzel ahlâka sarıl. Çünkü insanların ahlâk bakı‐
mından en güzel olanı, dince de en güzel olanıdır.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
154
813. Enes’ten (ra); “Güzel ahlâk ve hayırlı söz söylemenin dışında uzun
uzun susmaya bak. Canım elinde olan Allah’a yemin ede‐rim ki, insanlar bu iki şeyde mânen güzelleştikleri kadar hiçbir şeyle güzelleşemezler.”
*** 814. İbni Abbas’tan (ra); “En hayırlılarınız, kendisiyle kolayca uyuşulabilen
kimselerdir. En şerlileriniz ise, çok konuşan ve edebiyat parçalamaya düşkün olanlarınızdır.”
*** 815. Ebû Hureyre’den (ra); “En hayırlılarınız borcunu en güzel şekilde ödeyenle‐
rinizdir.” ***
816. Ebû Kebşe’den (ra); “En hayırlılarınız, çoluk çocuğuna en hayırlı olanı‐
nızdır.” ***
817. Câbir’den (ra); “İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydası do‐
kunandır.”
ÇALIŞMAK 818. Ümmü Seleme’den (ra); “Amelde gayretli ol! Allah’ın rahmetine güvenerek
tembellik gösterme.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
155
819. Hazreti Âişe’den (ra); “Rızkı kazanmada ve ihtiyaçlarınızı karşılamada sa‐
bahın erken saatlerini tercih ediniz. Çünkü sabahın erken saatlerinde bereket ve başarı vardır.”
*** 820. Ebu Hureyre’den (ra); “Ümmetime günün erken saatleri bereketli kılınmış‐
tır.”
İŞÇİ 821. Enes’ten (ra); “İşçinin ücretini, alnının teri kurumadan verin.”
SÖZÜNDE DURMAK
822. Zeyd bin Erkâm’dan (ra); “Kişi yerine getirmek niyetiyle, din kardeşine söz ve‐
rir. Sonra da geçerli bir mazeret sebebiyle onu yerine geti‐remez ve söz verdiği yere gelemezse günahkâr olmaz.”
GÜVENİLİR OLMAK
823. Ebû Hureyre’den (ra); “Size hayırlınızın ve şerlinizin kim olduğunu haber
vereyim mi? Hayırlınız hayrı umulan, şerrinden de emin olunandır. Şerliniz ise hayrı umulmayan, kötülüğünden de emin olunmayan kimsedir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
156
824. Enes’ten (ra); “Kişiye din ve dünya işlerinde güven duyulması saa‐
det olarak yeter.” ***
825. Hazreti Ali ’den (ra); “Güvenilir olmak rızkı çeker. Hıyanet de fakirliği çe‐
ker.” ***
826. İbni Abbas’tan (ra); “Güvende ve afiyette olmak, birçok insanın değerini
bilemeyip aldandıkları iki nimettir.”
AHDE VEFA 827. Hazreti Âişe’den (ra); “Ahde titizlikle vefâ göstermek imandandır.”
BİR İŞTE ÇALIŞMAK 828. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah birinizin gelir kaynağını bir yöne bağlamışsa o
yolla geçimini temin etmekte zorlanmadıkça o rızık kapısını terk etmesin.”
BİR İŞİ İYİ YAPMAK
829. Atâ’dan (rh); “Biriniz bir iş yaptığında onu sağlam yapsın. Çünkü
öyle davranmak musibete uğrayan kimsenin gönlünü tesel‐lî eden şeylerdendir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
157
BÜYÜKLERE SAYGI 830. Ebû Umâme’den (ra); “Bereket büyüklerimizin yanındadır. Küçüklerimize
şefkat, büyüklerimize hürmet göstermeyen bizden değil‐dir.”
*** 831. Enes’ten (ra); “Ümmetimin yaşlılarına saygı göstermek bana saygı
göstermekten sayılır.”
İSTİŞÂRE/FİKİR ALIŞVERİŞİ 832. İbni Ömer’den (ra); “Kızlarını evlendirmek hususunda anneleriyle istişâ‐
re ediniz.” ***
833. Urs bin Ameyrete’den (ra); “Evlilikleri hakkında kadınların fikrini alınız. Dul,
kendi arzusunu açıkça ifade eder. Bâkirenin izni ise susma‐dır.”
***
ZAYIFI KORUMAK 834. Ebû’d‐Derdâ’dan (ra); “Siz ancak zayıflarınız hürmetine rızıklandırılıyor ve
yardım görüyorsunuz.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
158
835. Enes’ten (ra); “Yetimlerin malını onların adına çalıştırın. Tâ ki zekât
onu yemesin.” ***
836. Ebû Derdâ’dan (ra); “Kalbinin yumuşamasını ve ihtiyacına kavuşmayı is‐
ter misin? Öyleyse yetime merhamet et, başını okşa, yiyece‐ğinden ona yedir ki, kalbin yumuşasın ve ihtiyacına kavu‐şasın.”
*** 837. Hüseyin bin Ali’den (ra); “İyilik yapmak suretiyle fakirlerin yanında bir yatı‐
rımınız bulunsun. Çünkü kıyâmet günü zenginlik sırası on‐larındır.”
*** 838. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Yeryüzündekilere merhamet et ki, göktekiler de sa‐
na merhamet etsinler.” ***
839. İbni Amr’dan (ra); “Merhamet ediniz ki, size de merhamet edilsin. Baş‐
kasını affediniz ki, affedilesiniz. Söz dinlemeyenlere yazık‐lar olsun. Yaptıkları işin kötü olduğunu bile bile onda ısrar edenlere yazıklar olsun.”
*** 840. Hazreti Ömer’den (ra); “Garip ve kimsesizlerin dost ve yardımcısı Allah ve
Rasûlüdür.”
Hz. Peygamber’in İzinde
159
SEVGİDE MESAFE 841. Hazreti Ali’den (ra); “Cebrâil gelerek bana şöyle dedi: ‘Ey Muhammed, is‐
tediğin kadar yaşa, sonunda öleceksin; istediğin kimseyi sev, sonunda ayrılacaksın; istediğin şeyi yap, sonunda kar‐şılığını göreceksin. Şunu muhakkak bil ki, mü’minin şerefi gece ibâdete kalkmasıdır; izzeti, Allah’ın kendisine verdiği‐ne kanaat edip insanlardan bir şey beklememesidir.”
*** 842. Ebû Hureyre’den (ra); “Sevdiğini ölçülü sev; bir gün gelir sevmediğin biri
olabilir. Sevmediğini de ölçülü olarak sevme; bir gün gelir dostun olabilir.”
*** 843. Ebû Ümâme’den (ra); “Siz Allah’ı kullarına sevdirin ki, Allah da sizi sev‐
sin.” ***
844. Abdullah bin Enis’ten (ra); “Bir şeyi aşırı sevmen, seni ona karşı kör ve sağır
eder.”
NEZAKET 845. İbni Ömer’den (ra); “Kaba davranana yumuşaklıkla davranarak, verme‐
yene vererek şerefi Allah katında arayınız.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
160
846. Ebû Hureyre’den (ra); “Esneme şeytandandır. Birinize esneme geldiğinde
gücü yettiğince esnememeye çalışsın. Çünkü biriniz esner‐ken ‘Hah!’ diye ses çıkardığında şeytan ona güler.”
*** 847. İbni Şihab’dan (rh); “Kabalık uğursuzluk, yumuşaklık ise uğurdur.”
NASİHAT 848. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Size Allah’ın azabı hatırlatıldığı zaman yapmak is‐
tediğiniz kötülükten vazgeçiniz.” ***
849. Ebû Hureyre’den (ra); “Birinizin gönlünden müslüman kardeşine faydalı bir
nasihat geçiyorsa onu söylesin.” ***
850. Ebû Hureyre’den (ra); “Akıllı kimseden nasihat isteyin ki, doğru yolu bula‐
sınız. Onu dinlemezlik etmeyin ki, pişman olmayasınız.” ***
851. Enes’ten (ra); “Hayrın yolunu gösteren kimse, o hayrı işleyen gibi‐
dir.”
TEVBE 852. Muâviye bin Hayde’den (ra); “İstiğfar, amel sayfasında nur saçar.”
Hz. Peygamber’in İzinde
161
853. Hazreti Âişe’den (ra); “Ahlâkı kötü olan kimse dışında herkesin tevbe hakkı
vardır. Çünkü o bir günahtan tevbe eder etmez daha kötü‐sünün içine düşer.”
*** 854. Übeyy bin Ka’b’dan (ra); “Gerçek tevbe, günahı işlediğin anda pişmanlık
duyman, Allah’tan affını dilemen, sonra da o günahı bir daha hiç işlememendir.”
*** 855. Ebû’l‐Cûn’dan (ra); “Allah tevbe edenin tevbesinden dolayı, susamış
kimsenin suya kavuşmasından, çocuğu olmayan birisinin baba olmasından ve bir şeyini kaybedenin yitiğini bulma‐sından daha çok sevinir. Her kim, içten ve bir daha günaha dönmemek üzere Allah’a tevbe ederse, Allah da onun gü‐nahlarını yazan iki meleğe, kendi organlarına ve üzerinde günah işlediği yere, bütün bunlara hatâ ve günahlarını unutturur.”
*** 856. Huzeyfe’den (ra); “İstiğfar, günahların silgisidir.”
TAVSİYELER
857. Yezid bin Üseyd’den (ra); “Kendin için istediğini insanlar için de iste.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
162
858. Ebû Hureyre’den (ra); “Fakirleri sevin ve onlarla oturup kalkın. Kendi kusu‐
run, seni başkalarının kusurunu araştırmaktan alıkoysun.” ***
859. Hazreti Âişe’den (ra); “Allah’ın nimetlerine gereken saygıyı gösterin ve gü‐
nah işleyerek onu elinizden kaçırmayın. Çünkü bir toplulu‐ğun elinden kaçan nimet nadiren geri gelir.”
*** 860. Sehl bin Hanzale’den (ra); “Güzelce giyinip kuşanınız; kılık kıyâfetinizi düzelti‐
niz. Tâ ki insanlar arasında; siyah üzerindeki beyaz gibi fark edilesiniz.”
*** 861. Ebû Hüreyre’den (ra); “Sana bir şey emânet edene emânetini ver. Sana hı‐
yânet edene hıyânet etme.” ***
862. İbni Mes’ud’dan (ra); “Allah’ın sana emrettiği farzları işle ki, insanların en
çok ibâdet edenlerinden olasın. Sana yasakladığı haramlar‐dan sakın ki, insanların en takvâlılarından olasın. Senin için takdir ettiği kısmetine râzı ol ki, insanların en zenginlerin‐den olasın.”
*** 863. Osman bin Affan’dan (ra); “Alırken, satarken, borcunu öderken ve borcunu is‐
terken yumuşak davranan kişiyi Allah cennetine koysun.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
163
864. Vâlid Ebu’l‐Ahvaz’dan (ra); “Allah sana bir mal verdiğinde Allah’ın sana olan
nimet ve kereminin izleri sende görülsün.” ***
865. Abdullah bin Mesver’den (ra); “Sen bir iş yapmak istediğinde o işin neticesini iyi
düşün. Hayır ise yap, şer ise vaz geç.” ***
866. İbni Abbas’tan (ra); “Başkasının kusurlarını anlatmak istediğinde hemen
kendi kusurlarını hatırla.” ***
867. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Biriniz bir işçi tuttuğunda vereceği ücreti kendisine
bildirsin.” ***
868. İbni Abbas’tan (ra); “Beş şey gelmeden önce beş şeyi fırsat bil: 1. Ölüm gelmeden önce hayatının, 2. Hastalık gelmeden önce sağlığının, 3. Meşguliyet gelip çatmadan önce boş vaktinin, 4. İhtiyarlık gelmeden önce gençliğinin, 5. Fakirlik gelmeden önce zenginliğinin.”
DOĞRULUK 869. Mücemmi’ bin Yahya’dan (ra); “Sonunda helâk olacağınızı bilseniz bile doğruluğun
peşini bırakmayın. Çünkü gerçek kurtuluş ondadır. Kurtu‐
Hz. Peygamber’in İzinde
164
luş görseniz bile yalandan sakının. Çünkü gerçek felâket ondadır.”
*** 870. Ebû Said’den (ra); “Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar
ve şehidlerle beraberdir.” ***
871. Enes’ten (ra); “Dürüst tüccar, kıyâmet günü Arş’ın gölgesinde ola‐
caktır.” ***
872. Câbir’den (ra); “Güzellik, hak sözü doğruca söylemektir. Kemâl ise
dürüstçe güzel davranışlarda bulunmaktır.” ***
873. Hazreti Hasan’dan (ra); “Sana şüphe veren şeyi bırak, şüphelendirmeyene
bak. Şüphesiz doğruluk kalbin yatıştığı şeydir. Yalan ise kalbin kuşku duyduğu şeydir.”
*** 874. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Doğruluğa sımsıkı sarılın. Çünkü doğruluk iyiliğe,
iyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye ve doğruyu araştıra araştıra nihayet Allah katında özü sözü doğru bir kimse olarak yazılır. Yalandan da sakının. Çünkü yalan kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye, yalanın peşinde gide gide sonunda Allah katında çok yalancı olarak yazılır.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
165
875. Hazreti Ebû Bekir’den (ra); “Doğruluğa dört elle sarılın. Çünkü doğruluk cennet
kapılarından bir kapıdır. Yalandan da uzak durun. Çünkü yalan, cehennem kapılarından bir kapıdır.”
*** 876. Süfyan bin Abdullah’tan (ra); “Allah’a inandım’ de, sonra da dosdoğru ol.”
*** 877. İbni Amr’dan (ra); “İstikamet üzere ol. İnsanlara karşı ahlâkın güzel ol‐
sun.”
İYİLİK 878. Ebû Zer’den (ra); “Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Kötülüğün pe‐
şinden iyilik yap ki, onu silsin. İnsanlarla da iyi geçin.” ***
879. Câbir bin Süleym’den (ra); “Allah’tan kork! Hiçbir iyiliği küçümseme. Bu, su is‐
teyen birine kovandan su vermek, müslüman kardeşini gü‐ler yüzle karşılamak bile olsa.
Yerde sürünecek kadar uzun elbise giymekten sakın, çünkü bu kibir alâmetidir. Allah ise kibri sevmez.
Biri sana dil uzatır ve sende olmayan bir kusurla seni ayıplarsa sen onu sahip olduğu kusurla dahi ayıplama. Onu, günahı kendisine, sevabı sana olduğu halde terk et. Kimseye asla sövme.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
166
880. İbni Amr’dan (ra); “Bir kötülük yaptığında arkasından hemen bir iyilik
yap.” ***
881. İbni Ömer’den (ra); “Allah, salih bir müslüman kulu hürmetine, komşusu
olan yüz hane halkını belâ ve musibetten korur.” ***
882. Abdullah bin Cerad’dan (ra); “İyiliği emreden onu işleyen gibidir.”
*** 883. Ebû Sa’lebe’den (ra); “İyilik, yapıldığında ruhun rahata erdiği, kalbin hu‐
zur bulduğu şeydir. Günah ise âlimler fetvâ verseler bile ruhun hoşlanmadığı, kalbin ısınamadığı şeydir.”
*** 884. Ebû Kılâbe’den (ra); “İyilik yok olmaz, günah unutulmaz, hesap görücü
olan Allah ölmez. Artık dilediğini yap. Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.”
*** 885. Ebû Âmir es‐Sekûnî’den (ra); “Kimsenin görmediği yerde de, açıkta yaptığın salih
amelin aynısını yapman, iyiliğinin eksiksiz oluşuna delil‐dir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
167
886. İbni Mes’ud’dan (ra); “Bütün yaratıklar, Allah’ın aile fertleri hükmündedir.
Allah’a en sevgili kimse, O’nun yaratıklarına en çok faydası dokunandır.”
UTANMAK
887. Ebû Mes’ud el‐Bedrî’den (ra); “Geçmiş peygamberlerin sözlerinden insanların en
son kavradığı söz şudur: “Utanmadıktan sonra istediğini yap.”
*** 888. Câbir bin Semûre’den (ra); “Hayâsızlığın ve hayâsızca sözler söylemenin
İslâmda hiç yeri yoktur, müslümanlık bakımından insanla‐rın en iyi olanı ahlâkı en güzel olanlarıdır.”
*** 889. İbni Ömer’den (ra); “Hayâ ile iman arkadaş kılınmışlardır. Biri gidince,
diğeri de gider.” ***
890. İmran bin Husayn’dan (ra); “Hayâ ancak hayır getirir.”
*** 891. Ebû Hureyre’den (ra); “Hayâ imandandır. İman ise cennete götürür. Hayâ‐
sızlık kabalıktandır. O da cehenneme götürür.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
168
892. Ebû Ümâme’den (ra); “Hayâ ve dili muhafaza imandan iki bölümdür. Ha‐
yâsızlık ve dili kötüye kullanma ise münafıklıktan iki bö‐lümdür.”
*** 893. Câbir’den (ra); “Hayâ süstür. Takvâ şereftir. En hayırlı binek sabır‐
dır. Musîbet anında aziz ve celil olan Allah’tan kurtuluş beklemek de ibadettir.”
*** 894. Enes’ten (ra); “Her dinin ahlakî bir özelliği vardır. Benim ümmeti‐
min ahlâki özelliği hayâdır.”
NİYET 895. Ebû Hureyre’den (ra); “Ameller niyetlere göredir. Kişi için ancak niyet etti‐
ğinin karşılığı vardır. Şu halde kimin hicreti Allah ve Rasûlü için ise, o kimsenin hicreti Allah ve Rasûlünedir. Kimin de hicreti elde edeceği bir dünyalık veya nikâhlaya‐cağı bir kadın için ise, onun da hicreti, hicret ettiği o şeye‐dir.”
*** 896. İbni Abbas’tan (ra); “En üstün amel, niyette doğruluktur.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
169
HAYVAN HAKKI 897. Ebû Hureyre’den (ra); “Şu hayvanlara bindiğinizde konaklayarak onları
dinlendirip doyurun. Onlara karşı şeytanları kesilmeyin.” ***
898. Muhacir bin Gunfuz’dan (ra); “Gücü yetmeyen hayvana birlikte binen üç kişi lanet‐
lenmiştir.” ***
899. Sehl bin Hanzala’dan (ra); “Dilsiz hayvanlara eziyetten sakının. Onlara güzel bir
şekilde binin. Besili iken kesip yiyin.” ***
900. Ümmü Kürz’den (ra); “Kuşları yuvalarında rahat bırakınız, onları ürküt‐
meyiniz.” ***
901. İbni Ömer’den (ra); “Bir kadın, bir kediyi bağlayıp ölünceye kadar bir şey
yedirmediği ve yeryüzünün haşeratından da yemesine mü‐saade etmediği için cehenneme girdi.”
İSİM KOYMAK
902. Ebu’d‐Derdâ’dan (ra); “Siz, kıyâmet gününde kendi isimleriniz ve babaları‐
nızın ismiyle çağrılacaksınız. Öyle ise güzel isim koyunuz.”
Hz. Peygamber’in İzinde
170
ÜMİT 903. Enes’ten (ra); “Ümit, ümmetime Allah’ın bir rahmetidir. Eğer ümit
olmasaydı hiçbir anne çocuğunu emzirmezdi. Hiçbir ağaç diken de onu dikmezdi.”
YATMA ADABI
904. Ebû Ümâme’den (ra); “Yatacağınız zaman kapılarınızı kapayınız, yemek
kaplarınızın üzerini örtünüz, su kaplarınızın ağzını bağla‐yınız, yanan ateşi söndürünüz. Bunları yaparsanız, size za‐rarları dokunmasına Allah tarafından izin verilmez.”
ESNEMEK
905. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz esnediğinde eliyle ağzını kapatsın.”
AKSIRMAK 906. Übâde bin Sâmit’ten (ra); “Biriniz geğirdiği veya aksırdığında sesini yükselt‐
mesin. Çünkü şeytan bu şekilde sesin yükseltilmesine sevi‐nir.”
*** 907. Ebû Hureyre’den (ra); “Biriniz aksırdığında iki eliyle yüzünü kapatsın ve
sesini kıssın.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
171
908. Ebû Mûsâ’dan (ra); “Biriniz aksırdığında ‘Elhamdülillah [Allah’a ham‐
dolsun]’ derse, siz de ‘Yerhamükellah [Allah sana da rah‐met etsin]’ deyin. Hamd etmezse bir şey söylemeyin.”
*** 909. Salim bin Ubeyd el‐Eşcaî’den (ra); “Biriniz aksırdığında ‘Elhamdülillahi Rabbi’l‐âlemîn
[âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun]’ desin. Böyle di‐yene ‘Yerhamükellah [Allah sana merhamet etsin]’ denilsin. Buna karşılık kendisi ‘Yeğfirullâhü lenâ ve leküm [Allah bi‐zi de, sizi de affetsin]’ desin.”
TANIŞMAK
910. Yezid bin Zuâme ed‐Dabbi’den (ra); “Biri diğeri ile dostluk kurduğunda, ismini, kimler‐
den olduğunu/memleketini sorsun. Çünkü bu sevgiyi daha çok arttırır.”
SU İÇME ADABI
911. Ebû Katâde’den (ra); “Biriniz su içtiğinde içtiği kabın içine nefesini salma‐
sın. Tuvalete girdiğinde tenâsül uzvuna sağ eliyle dokun‐masın. Sağ eliyle temizlenmesin.”
*** 912. Hazreti Ali’den (ra); “Su içtiğinizde emerek için. Ağzınıza dökercesine bo‐
şaltmayın.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
172
913. Ebû Said’den (ra); “Su bardağını ağzından uzaklaştır, sonra nefes al.”
SAÇ BAKIMI 914. Ebû Hureyre’den (ra); “Birinizin saçı varsa bakımını iyi yapsın.”
HEDİYE 915. Hazreti Âişe’den (ra); “Biriniz yolculuktan evine döndüğünde çoluk çocu‐
ğuna bir hediye getirsin. Taş gibi değersiz bir hediyeyle de olsa onları düşündüğünü göstererek şaşırtsın.”
*** 916. Ümm‐ü Hakîm’den (ra); “Hediyeleşiniz. Çünkü hediye sevgiyi artırır ve kalp‐
lerdeki kinleri giderir.” ***
917. İbni Abbas’tan (ra); “Birbirinize yemek götürmekle hediyeleşiniz. Çünkü
bu rızıklarınızda genişlik sağlar.”
CÖMERTLİK 918. İbni Abbas’tan (ra); “Her bakımdan cömert ol ki, sana da öyle davranıl‐
sın.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
173
919. İbni Abbas’tan (ra); “Cömert kimselerin kusurunu affedin. Çünkü ayağı
her sürçtüğünde Allah onun elinden tutar.” ***
920. İbni Abbas’tan (ra); “Cömertlik, Allah’ın en büyük ahlâkıdır.”
*** 921. Ebû Hureyre’den (ra); “Cömert; Allah’a yakın, insanlara yakın, cennete ya‐
kındır. Cehennemden ise uzaktır. Cimri ise Allah’tan uzak, insanlardan uzak, cennetten uzak, cehenneme ise yakındır. Cömert olan cahil kimse, Allah’a, kendini ibadete veren cimri kimseden daha sevimlidir.”
*** 922. Ebû Berze’den (ra); “En hayırlınız, en cömert olanınızdır.”
TEVEKKÜL
923. Enes’ten (ra); “Deveni bağla da, öyle tevekkül et.”
ALLAH İÇİN SEVMEK 924. Ebû Zer’den (ra); “Amellerin en üstünü Allah için sevmek ve Allah için
nefret etmektir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
174
AKIL 925. Kurre bin Hubeyre’den (ra); “Kendisine akıl nasib edilen kimse kurtuluşa ermiş‐
tir.” ***
926. Abdullah bin Abbas’tan (ra); “Yaratıkları tefekkür edin. Fakat Yaratıcının Zâtını te‐
fekkür etmeyin. Çünkü buna güç yetiremezsiniz.” ***
927. Cabir’den (ra); “Kişiyi ayakta tutan aklıdır. Aklı olmayanın dini de
yoktur.”
ÖZÜR DİLEMEK 928. Hazreti Âişe’den (ra); “Özür dileyecek davranışlarını azalt.”
*** 929. Enes’ten (ra); “Özür dileyeceğin her işten sakın!”
*** 930. Cabir’den (ra); “Kendisinden özür dilendiği halde bunu kabul etme‐
yen, Kevser havuzunun başına varamaz.”
DİL 931. İbni Mes’ûd’dan (ra); “İnsanoğlunun hatasının çoğu dilindendir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
175
932. Ukbe bin Âmir’den (ra); “Diline sahip ol. Evin sana dar gelmesin. Günahların
için ağla.” ***
933. Ebû Hureyre’den (ra); “Kulun sözlerinde ‘İnşallah’ demesi, imanının mü‐
kemmelliğindendir.”
EKMEĞE SAYGI 934. Ebû Sekîne’den (ra); “Ekmeğe saygı gösterin. Çünkü Allah onu değerli
kılmıştır. Kim ekmeğe değer verirse Allah da ona değer ve‐rir.”
*** 935. Abdullah bin Ümmü Haram’dan (ra); “Ekmeğe saygı duyun. Çünkü o göğün ve yerin bere‐
ketlerindendir. Kim sofradaki ekmek kırıntılarını yerse gü‐nahları bağışlanır.”
ŞAHİTLİK
936. İbni Abbas’tan (ra); “Doğruyu söyleyen şahitlere hürmet edin. Çünkü Al‐
lah onlar sayesinde gerçekleri ortaya çıkarır ve onlarla zul‐mü kaldırır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
176
TEŞEKKÜR 937. Abdullah bin Ebî Rebîa’dan (ra); “Borcun karşılığı teşekkür etmek ve söz verilen vakit‐
te vermektir.”
EMANET 938. Şeddad bin Evs’ten (ra); “Dininizden ilk kaybedeceğiniz şey emânettir.”
İHSAN 939. Ebû Hureyre’den (ra); “İhsân, Allah’ı görüyormuşsun gibi O’na ibâdet et‐
mendir. Her ne kadar sen O’nu görmüyorsan da O seni gö‐rüyor.”
BORÇ ALMAK
940. Süheyb bin Sinan’dan (ra); “Herhangi bir kişi vermemek niyetiyle bir borç alırsa
kıyamet günü hırsız olarak Allah’ın huzuruna çıkar.”
SÖZÜNDE DURMAK 941. Süheyb bin Sinan’dan (ra); “Herhangi bir kimse, bedelini vermemek niyetiyle bir
şey satın alırsa öldüğü gün hâin olarak ölür. Hâin ise ce‐hennemdedir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
177
KÖTÜ AHLAK 942. Hazreti Âişe’den (ra); “Kıyâmet günü Allah katında yeri en kötü olan insan,
kötü ahlâkından dolayı insanların terk ettikleri kimsedir.” ***
943. Hazreti Âişe’den (ra); “Kötü ahlâk uğursuzluktur. En kötüleriniz, ahlâkı en
çirkin olanlarınızdır.” ***
944. İbni Ömer’den (ra); “Ahlâksızlık, sirkenin balı bozduğu gibi güzel ameli
bozar.”
SAKINILMASI GEREKENLER 945. Ebu’l‐Ğadiye’den (ra); “Kulağın hoşlanmayacağı her şeyden sakın!”
*** 946. Enes’ten (ra); “Kötü arkadaştan sakın! Onunla tanınacağından şüp‐
hen olmasın.” ***
947. Ebû Hureyre’den (ra); “İnsanlarla sürtüşmekten sakın! Çünkü bu iyi huyları
örter, çirkinleri ise su yüzüne çıkarır.” ***
948. Ebû Saîd el‐Hudrî’den (ra); “İnsanların gelip geçtiği yollarda oturmaktan sakını‐
nız. İlla da oturacaksanız o zaman yolun hakkını veriniz.
Hz. Peygamber’in İzinde
178
Yolun hakkı ise şunlardır: Harama bakmamak, insanlara sı‐kıntı vermemek, selâmı almak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak.”
*** 949. Ebû Hureyre’den (ra); “Zandan sakının. Çünkü zan, insanın içinden geçen
en yalan şeydir. İnsanların gizli yönlerini araştırmayın, ayıplarını öğrenmeye çalışmayın, birbirinize karşı üstünlük yarışına girmeyin, birbirinize hased etmeyin, birbirinize karşı kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Al‐lah’ın kulları, kardeşler olunuz. Biriniz, kişi evlilikle veya vazgeçerek sonuçlandırmadıkça din kardeşinin dünür git‐tiği kızı istemeye gitmesin.”
[Zan: Gerçeğini bilmeden ihtimal üzerine hüküm verme.]
*** 950. Ebû Katade’den (ra); “Alışverişte çok yemin etmekten sakının. Çünkü bu
malı sattırır, fakat malın bereketini giderir.” ***
951. İbni Abbas’tan (ra); “Dinde aşırı gitmekten sakının. Çünkü sizden önceki‐
ler ancak dinde aşırı gitmekle helâk oldular.” ***
952. Sehl bin Sa’d’dan (ra); “Küçük görülen günahlardan sakının! Çünkü bu gü‐
nahların durumu şuna benzer. Bir topluluk bir vadide ko‐naklamışlar. Ekmeklerini pişirmek için her biri birer çalı çırpı getirmiş, böylece yeterli odunu toplamışlar. İşte küçük gibi görülen günahlar da böyledir. Birike birike sahibini helâka götürür.”
Hz. Peygamber’in İzinde
179
953. İbni Mes’ûd’dan (ra); “Kibirden sakının! Çünkü şeytanı Hazreti Âdem’e
secde etmemeye sürükleyen kibirdir. Hırstan sakının! Çün‐kü Hazreti Âdem’i yasak ağaçtan yemeye sevkeden hırstır. Hasetten sakının! Çünkü Hazreti Âdem’in iki oğlundan bi‐risinin diğerini öldürmesi haset yüzündendir. Haset bütün günahların köküdür.”
*** 954. Cabir’den (ra); “Açgözlülükten sakının! Çünkü o peşinen fakirliktir.”
*** 955. İbni Ömer’den (ra); “Kibirden sakının! Çünkü kibir, fakirliğinden dolayı
değersiz elbise giyen kişide dahi bulunabilir.” ***
956. Hazreti Ebû Bekir’den (ra); “Yalandan sakının! Çünkü yalanla doğru, iki zıt ku‐
tupturlar.” ***
957. Hazreti Ömer’den (ra); “Dinde ince eleyip sık dokumaktan sakının! Çünkü
Allah dini kolaylaştırmıştır. Öyleyse gücünüzün yettiği ka‐darını alın. Şüphesiz Allah salih amelin az da olsa devamlı olanını sever.”
*** 958. Abdurrahman bin Avf’tan (ra); “Yarın yaparım, ertesi gün yaparım” gibi düşünceler
şeytanın prensibidir. Onu mü’minlerin kalplerine atar.” ***
Hz. Peygamber’in İzinde
180
959. Cabir’den (ra); “Üç şey vardır ki, onlar kimde bulunursa Allah onları
Arş’ının gölgesinden başka gölgenin bulunmadığı kıyâmet gününde Arş’ın gölgesinde gölgelendirecektir. Bu üç şey: Soğuk sıcak demeden ve her türlü zorluğa rağmen abdest almak, karanlık gecelerde mescidlere gitmek ve açları do‐yurmaktır.”
AKILLI /CAHİL
960. Ebû Hureyre’den (ra); “Ey Âdemoğlu, Rabbine itaat et ki, sana akıllı denil‐
sin. Ona isyan etme ki, sana câhil denmesin.”
LAF TAŞIMAK 961. Enes’ten (ra); “Şaşırtıcı derecede büyük iftiranın ne olduğunu bili‐
yor musunuz? Aralarını bozmak için insanlar arasında laf taşımaktır.”
KUSUR ARAMAK
962. Ebû Hureyre’den (ra); “Haramlardan sakın ki, insanların en çok ibadet ede‐
ni olasın. Allah’ın takdir ettiği rızka râzı ol ki, insanların en zengini olasın. Komşuna iyilik et ki, olgun mü’min olasın. Kendin için istediğini başkaları için de iste ki, gerçek müslüman olasın. Çok gülme; çünkü çok gülmek kalbi öl‐dürür.”
Hz. Peygamber’in İzinde
181
BEDDUA 963. Hazreti Ali’den (ra); “Mazlumun bedduâsından sakın. Çünkü o, ancak Al‐
lah’tan hakkını almasını ister. Muhakkak Allah hiçbir hak‐kını geri çevirmez.”
*** 964. İbni Ömer’den (ra); “Mazlumun bedduâsından sakının. Çünkü o kıvılcım
gibi semâya yükselir.”
HELÂK EDİCİLER 965. Ebû Hureyre’den (ra); “İnsanı helâk edici şu yedi şeyden sakının: 1) Allah’a
ortak koşmak, 2) sihir yapmak, 3) Allah’ın haram kıldığı bir cana haksız yere kıymak, 4) faiz yemek, 5) yetim malı ye‐mek, 6) savaştan kaçmak, 7) namuslu, hiçbir şeyden haberi olmayan mü’min bir kadına zinâ iftirasında bulunmak.”
KİBİR
966. Ebû Umâme’den (ra); “Kibirlenmekten sakınınız. Çünkü kul kibirlenmeye
devam ettikçe Allah onun hakkında şöyle buyurur: “Kulumu zorbalar listesine yazın.”
YALAN SÖYLEMEK
967. İbni Abbas’tan (ra); “En büyük hata, dilin çokça yalan söylemesidir.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
182
968. Muâviye’den (ra); “Her türlü gerçek dışı sözü söylemekten sizi
nehyediyorum.”
ŞÜPHELİ ŞEYLERDEN KAÇINMAK 969. İbni Ömer’den (ra); “İbâdetin en üstünü dini konularda ince anlayıştır. En
üstün dindarlık da şüpheli şeylerden sakınmaktır.”
İSRAF 970. Enes’ten (ra); “Canının çektiği her şeyi yemen israftandır.”
KÜSLÜK 971. İbni Mes’ud’dan (ra); “Küs olan iki kişiden önce selâm veren, küskünlüğü
devam ettirme sorumluluğundan uzaktır.” ***
972. Üsâme bin Zeyd’den (ra); “Pazartesi ve Perşembe günleri olmak üzere haftada
iki defa insanların amelleri Allah’a sunulur. Aralarında düşmanlık bulunan ve akrabalarıyla bağları koparan kimse‐lerin dışında her mü’min kulun günahları bağışlanır.”
YEMİN
973. İbni Ömer’dan (ra); “Yemin, ya bozulmakla ya da pişmanlıkla neticele‐
nir.”
Hz. Peygamber’in İzinde
183
974. Ebû Hureyre’den (ra); “Yemin, malı sattırırsa da onun bereketini giderir.”
ŞIMARIKLIK 975. Bera bin Âzib’den (ra); “Şımarıklık kötülüktür.”
DEDİKODU
976. Huzeyfe’den (ra); “Şu şöyle dedi, bu böyle dedi” gibi dedikodularla bir
yerlere varmaya çalışmak ne kötüdür.
GÜNAH 977. Ebû Hureyre’den (ra); “Günah gizli kaldıkça sadece sahibine zarar verir. Or‐
taya çıktığında düzeltilmezse topluma zarar verir.” ***
978. Atâ’dan (rh); “Bir günah işlediğinde hemen tevbe et. Gizli günaha
gizlice, açık günaha açıkça tevbe et.” ***
979. Enes’ten (ra); “Günah yalnız işleyen için değil, başkaları için de kö‐
tülüktür. Bir kimse onu ayıplarsa ayıpladığı kendisinin de başına gelir. Günahı sebebiyle gıybet ederse günahkâr olur. Günaha rıza gösterirse, o kimseyi uyarmazsa günaha ortak olur.”
***
Hz. Peygamber’in İzinde
184
GİZLİ KONUŞMA 980. İbni Ömer’den (ra); “Üç kişi bir araya geldiğinde ikisi üçüncüyü bir tarafa
bırakıp da aralarında gizlice konuşmasınlar.”
KONUŞAN İKİ KİŞİ ARASINA GİRMEK 981. İbni Ömer’den (ra); “İki kişi kendi aralarında gizlice konuşuyorlarsa ara‐
larına girme.”
ÖFKE 982. Hazreti Ali’den (ra); “En güçlünüz, öfkelendiğinde kendisine hâkim olan‐
dır. En yumuşak huylunuz, intikama gücü yettiği halde af‐fedendir.”
*** 983. Enes’ten (ra); “En güçlünüzün kim olduğunu size haber vereyim
mi? Öfkelendiğinde kendine en iyi hâkim olabilendir.”
HASET 984. Ebû Hureyre’den (ra); “Hasetten sakının. Çünkü haset, ateşin odunu yeyip
bitirdiği gibi iyilikleri yer bitirir.” ***
985. Enes’ten (ra); “Haset, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi iyilikleri yer
bitirir. Sadaka, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları yok
Hz. Peygamber’in İzinde
185
eder. Namaz, mü’minin nurudur. Oruç, cehenneme karşı kalkandır.”
İKİYÜZLÜLÜK
986. Ebû Hureyre’den (ra); “Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan
söyler, söz verdiğinde sözünden döner. Kendisine emanet edildiğinde hıyanet eder.”
*** 987. Ebû Hureyre’den (ra); “Kıyâmet günü Allah’ın ihsanından ve rahmetinden
en fazla uzak olan, başkalarına yapmalarını söyledikleri şe‐yin tersini yapan kimselerdir.”
KUSUR ARAŞTIRMAK
988. Muaviye’den (ra); “İnsanların kusurlarını araştırmayın. İnsanların şüp‐
heli şeylerini araştırdığınızda onları bozduğunu veya fesa‐da yönelttiğini görmüyor musunuz?”
İÇKİ
989. İbni Abbas’tan (ra); “İçkiden sakınınız. Çünkü o her kötülüğün anahtarı‐
dır.” ***
990. Habbab bin Eret’ten (ra); “İçkiden sakın! Çünkü o, asmanın dal vermesi gibi
kötülüğü dallandırır.”
Hz. Peygamber’in İzinde
186
991. Abdullah bin Mugaffel’dan (ra); “Sarhoşluk veren her şeyden sakınınız.”
*** 992. Ebu’d‐Derdâ’dan (ra); “Rabbimin, putperestlikten sonra bana en evvel ya‐
sakladığı şey, içki içmek ve insanlarla çekişmektir.” ***
993. İbni Abbas’tan (ra); “İçki ve kumar haramdır. Her sarhoş edici şey ha‐
ramdır.” ***
994. İbni Abbas’tan (ra); “İçki bütün kötülüklerin anasıdır. Günahların en bü‐
yüğüdür.” ***
995. Hazreti Âişe’den (ra); “Sarhoş edici her içki haramdır.”
*** 996. İbni Ömer’den (ra); “Sarhoş eden her şey içkidir. Her sarhoş edici şey de
haramdır. Dünyada içki içen ve içmeye devam ederken tevbe etmeksizin ölen kişi ahirette cennet şarabını içemez.”
Hz. Peygamber’in İzinde
187
AHİRET 997. Ebû Hureyre’den (ra); “Şu altı şeyi koruyacağınıza dair garanti verin; ben de
cennete gireceğinize kefil olayım: Namaz, zekât, emânet, nâmus, mide ve dil.”
*** 998. Hazreti Âişe’den (ra); “Cennette büyük bir köşk vardır, ismi cömertler köş‐
küdür.” ***
999. Hazreti Âişe’den (ra); “Cennet, cömertler yurdudur.”
*** 1000. Ebu Hureyre’den (ra);
“Beş şey vardır ki, onları Allah’tan başkası bilemez. O da şu âyette sayılan hususlardır: 1) Kıyâmet vaktine dair bilgi Al‐lah katındadır. 2) Yağmuru O indirir. 3) Rahimlerde olanı(n kâfir mi, mü’min mi olduğunu sadece) O bilir. 4) Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilmez. 5) Hiç kimse nerede öleceğini bilmez. (Lokman Sûresi, 34.)”
İ Ç İ N D E K İ L E R
İMAN/MÜ’MİN..................................................................... 7 KELİME‐İ ŞEHÂDET .......................................................... 12 ALLAH ................................................................................. 13 KADER/KAZA..................................................................... 39 DUA....................................................................................... 40 HAZRETİ PEYGAMBER .................................................... 54 SAHABE ............................................................................... 85 İLİM ....................................................................................... 86 İSLAM/MÜSLÜMAN ......................................................... 89 TEMİZLİK............................................................................. 91 ABDEST ................................................................................ 93 BESMELE .............................................................................. 95 KUR’ÂN................................................................................ 95 EZAN .................................................................................. 101 NAMAZ .............................................................................. 102 MESCİD/CAMİ .................................................................. 112 ORUÇ/RAMAZAN ........................................................... 113 HAC/UMRE ....................................................................... 118 ZEKÂT/SADAKA.............................................................. 121 KURBAN ............................................................................ 126 HELAL/HARAM ............................................................... 127 DİN ...................................................................................... 129 ANNE/BABA HAKKI ....................................................... 130 AKRABA............................................................................. 131 KOMŞULUK ...................................................................... 133 TEDAVİ OLMAK/HASTA ZİYARETİ ........................... 134 KABİR ZİYARETİ .............................................................. 136 MİSAFİRLİK....................................................................... 137 ÇOCUK ............................................................................... 139 KARDEŞLİK ....................................................................... 140 SELAM ................................................................................ 142
İçindekiler
190
YEMEK................................................................................ 145 ŞÜKÜR ................................................................................ 146 SABIR .................................................................................. 148 İZİN İSTEMEK................................................................... 149 MELEK ................................................................................ 149 ŞEYTAN .............................................................................. 150 GÜZEL AHLAK ................................................................ 152 ÇALIŞMAK ........................................................................ 154 İŞÇİ ...................................................................................... 155 SÖZÜNDE DURMAK ...................................................... 155 GÜVENİLİR OLMAK ....................................................... 155 AHDE VEFA ...................................................................... 156 BİR İŞTE ÇALIŞMAK........................................................ 156 BİR İŞİ İYİ YAPMAK ........................................................ 156 BÜYÜKLERE SAYGI ........................................................ 157 İSTİŞÂRE/FİKİR ALIŞVERİŞİ .......................................... 157 ZAYIFI KORUMAK .......................................................... 157 SEVGİDE MESAFE............................................................ 159 NEZAKET........................................................................... 159 NASİHAT ........................................................................... 160 TEVBE ................................................................................. 160 TAVSİYELER ..................................................................... 161 DOĞRULUK ...................................................................... 163 İYİLİK .................................................................................. 165 UTANMAK ........................................................................ 167 NİYET.................................................................................. 168 HAYVAN HAKKI ............................................................. 169 İSİM KOYMAK .................................................................. 169 ÜMİT ................................................................................... 170 YATMA ADABI................................................................. 170 ESNEMEK .......................................................................... 170
İçindekiler
191
AKSIRMAK ........................................................................ 170 TANIŞMAK ........................................................................ 171 SU İÇME ADABI ............................................................... 171 SAÇ BAKIMI ...................................................................... 172 HEDİYE............................................................................... 172 CÖMERTLİK ...................................................................... 172 TEVEKKÜL ........................................................................ 173 ALLAH İÇİN SEVMEK .................................................... 173 AKIL .................................................................................... 174 ÖZÜR DİLEMEK ............................................................... 174 DİL ....................................................................................... 174 EKMEĞE SAYGI................................................................ 175 ŞAHİTLİK ........................................................................... 175 TEŞEKKÜR ......................................................................... 176 EMANET ............................................................................ 176 İHSAN................................................................................. 176 BORÇ ALMAK................................................................... 176 SÖZÜNDE DURMAK ...................................................... 176 KÖTÜ AHLAK .................................................................. 177 SAKINILMASI GEREKENLER ....................................... 177 AKILLI /CAHİL ................................................................. 180 LAF TAŞIMAK .................................................................. 180 KUSUR ARAMAK ............................................................ 180 BEDDUA............................................................................. 181 HELÂK EDİCİLER ............................................................ 181 KİBİR ................................................................................... 181 YALAN SÖYLEMEK ........................................................ 181 ŞÜPHELİ ŞEYLERDEN KAÇINMAK ............................ 182 İSRAF .................................................................................. 182 KÜSLÜK ............................................................................. 182 YEMİN ................................................................................ 182
İçindekiler
192
ŞIMARIKLIK ...................................................................... 183 DEDİKODU........................................................................ 183 GÜNAH .............................................................................. 183 GİZLİ KONUŞMA............................................................. 184 KONUŞAN İKİ KİŞİ ARASINA GİRMEK ..................... 184 ÖFKE ................................................................................... 184 HASET ................................................................................ 184 İKİYÜZLÜLÜK .................................................................. 185 KUSUR ARAŞTIRMAK .................................................... 185 İÇKİ ..................................................................................... 185 AHİRET............................................................................... 187