Gebelikte Hipertansiyon - munzur.edu.tr
Transcript of Gebelikte Hipertansiyon - munzur.edu.tr
ISSN: 2148-0273 Cilt 5, Sayı 2, 2017
Vol. 5, Issue 2, 2017
¹Lisans Öğrencisi, Munzur Üniversitesi, SağlıkYüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Tunceli.
²*Yrd. Doç. Dr., Munzur Üniversitesi, SağlıkYüksekokulu Ebelik Bölümü, Tunceli.
Gebelikte Hipertansiyon
Mevlude DURSUN1, Nursel Alp DAL2*
Özet
Gebelikte hipertansiyon anne ve fetüs için büyük risk taşıyan bir komplikasyondur. Vücudun
normal fizyolojisini bozarak beyin kanaması, ablasyo plasenta, karaciğer yetmezliği ve akut böbrek
yetmezliği gibi patalojik olaylara neden olur. Görülme sıklığı ülkeden ülkeye farklılık gösterdiği gibi
sıklıkla %5-10 oranında değişmektedir. Gebelikte hipertansiyon gösterdiği belirtilere göre
sınıflandırılmıştır. Bunlar; kronik hipertansiyon, gestasyonel hipertansiyon, peeklempsi-eklempsi, kronik
hipertansiyon, süperimpoze preeklempsi şeklindedir. Tedavi edilmezse maternal ve fetal kayıplara yol
açabilir.
Anahtar kelimeler: hipertansiyon, gebelik, preeklempsi, eklampsi.
Hypertension in Pregnancy
Abstract
Hypertension in pregnancy is a serious complication for mother and fetus.
It disrupts the normal physiology of the body and causes pathological events such as brain hemorrhage,
ablative placenta, liver failure and acute renal failure. Appearance frequency varies from country to
country, and varies from 5% to 10%. Hypertension in pregnancy is classified according to the indication.
These; chronic hypertension, gestational hypertension, peeklems-joints, chronic hypertension,
superimposed preeclampsia. Untreated can lead to maternal and fetal loss.
Keywords: hypertension, pregnancy, preeclampsia, eclampsia
Hipertansiyon; genetik çevresel ve metabolik bozuklukların neden olduğu, arter içi
basıncın artmasıyla karakterize anne ve fetüs için büyük risk taşıyan bir gebelik
komplikasyonudur (Zungur ve Yıldız, 2004). Görülme sıklığı ülkeden ülkeye farklılık
gösterdiği gibi sıklıkla %5-10 oranında değişmektedir (Ersoy ve
ark.,2011;Turgut,2008;Akdolan Balkaya ve ark.,2014;Tokmak ve ark.,2015). Beyin
kanaması, ablasyo plasenta, karaciğer yetmezliği ve akut böbrek yetmezliği gibi
komplikasyonlara zemin hazırlamaktadır (Ersoy ve ark.,2011;Güler,2005; Durgun Ozan
ve ark.,2012;Ökten ve Şen,2002). Ablasyo plasenta, DIC, hepatik rüptürü, Hellp
Mevlude DURSUN, Nursel Alp DAL | 29
(hemoliz, düşük trombosit düzeyi, yüksek karaciğer enzim düzeyi) sendromu ve
eklampsi maternal mortalitenin önde gelen nedenlerindendir (Hayırlıoğlu,2014).
Gebelikte hipertansif hastalıklar National High Blood Pressure Education
Working Group Report’a göre aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır (Turgut,2008;Durgun
Ozan ve ark.,2012)
1-Kronik Hipertansiyon
2-Gestasyonel Hipertansiyon
3-Peeklempsi-Eklempsi
4-Kronik Hipertansiyon Süperimpoze Preeklempsi
Kronik Hipertansiyon
Gebeliğin 20. haftasında en az 2 ölçümde sistolik kan basıncının >140 mmHg ve
diastolik kan basıncının >90 mmHg ’dan yüksek çıkması kronik hipertansiyon olarak
tanımlanır (Durgun Ozan ve ark.,2012).
Riskleri
Yüksek riskli gebeliklerde pulmoner ödem, böbrek yetmezliği ve hipertansif enselopati
gibi riskler görülmektedir (Sibai,2002).
Tedavi
Tedavi yüksek ve düşük riskli gruplarda farklıdır. Düşük riskli gruplarda ilaç tedavisi
olmaksızın gebelik takip edilebilir. Yüksek riskli gruplarda ise; yaşam tarzı değişikliği,
agresif hipertansif tedavi ve anne-fetal yaşamın sık sık değerlendirilmesi ile tedavi
yapılmaktadır (Sibai, 2002 ).
Gestasyonel Hipertansiyon
Gebeliğin 20. haftasından sonra 6 saat ara ile ölçülen 2 kan basıncı ölçümünde sistolik
kan basıncının 140 mmHg, diastolik kan basıncının ise 90 mmHg üzerinde olması ve
proteinürinin görülmemesi olarak tanımlanır (Durgun Ozan ve
ark.,2012;Abdulkadir,2008). Bu komplikasyonun görülmesi toksemi olarak adlandırılır.
Ana neden anne fizyolojisinin gebeliği tolere edememesiyle gerçekleşmektedir
(Taşkın,2009). Doğumda meydana gelen anne ölümlerinin %19’u gestasyonel
30 | Gebelikte Hipertansiyon
hipertansiyondan kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte gestasyonel hipertansiyonda ölü
bebek oranı ise %20’dir (Aksoy Sarı,2012).
Gebelikte Hipertansiyon İnsidansında Artışa Yol Açan Risk Faktörleri
• Genç nullipar ve 35 yaş üstü gebelikler
• Polihidroamnioz ve çoğul gebelikler
• Aşırı doğurganlık (özellikle 4. gebelik sonrası)
• Diabet, kronik hipertansiyon ve kronik hipertansiyon varlığı
• Malnütrisyon (sosyo-ekonomik yetersizlik)
• Molar gebelik ve trofoblastik dokuların hiperaktiviteleri (Taşkın,2009)
Komplikasyon
Böbrek fonksiyonlarının bozulmasıyla proteinüri ve oligüri görülür. Kan akımının
bozulması fetal büyümede gecikmeye, fetal hipoksiye ve fetal ölüme neden olabilir.
Serebral vazokonstriksiyon sonucu serebral ve retinal ödem, hipoksi ve serebral
korteksin irritablitesi gibi komplikasyonlar görülebilir. Ayrıca intrasellüler Na
düzeyinde artma ve K düzeyinde azalma sonucu reflekslerde artış görülebilir. En büyük
ölüm sebeplerinden biri serebral hemorajidir (Taşkın,2009).
Hipertansif hastalığı olan gebelerde IUGR oranı %45.4 olarak bilinmektedir
(Desticioğlu ve Malas,2006). Hem gebelik öncesi hem de sonrası büyüme gelişme
etkilenir (Yeşinel ve ark.,2014).
Öte yandan doğum sonrası bebeklerde serebral palsinin gelişmediği ifade edilmektedir
(Desticioğlu ve Manas, 2006).
Fizyopataloji
Damarlarda gerçekleşen spazm atta yatan ana nedendir. Vazospazm sonucu kan
akımının azalır ve vasküler yatakta kan akımının azalması renin-anjiotensini etkileyerek
kan basıncını yükseltir ve mayi vasküler bölümden protein ve elektrolitlerle beraber
intrasellüler aralığa geçer. Kan koyulaşır. İntravasküler koagülasyon tüm organlara kan
Mevlude DURSUN, Nursel Alp DAL | 31
akımını azaltarak, periferal resistans artar ve sonuç olarak kalbin iş yükü artar ve kalp
yetmezliği gelişir (Taşkın,2009).
Tanı
Gebelikte hipertansiyon gelişmeden önce tanı koymak mümkün olamamaktadır, bunun
için kesin bir yöntemi henüz geliştirilmemiştir. Erken tanı için anamnez, fizik bulgular,
laboratuvar sonuçları, biyokimyasal ve biyofizik testlerin yapılması gerekir.
Tanı kriterleri olarak;
➢ Sistolik kan basıncı ≥140 mmHg ve diyastolik kan basıncı ≥90 mmHg
➢ Proteinüri <300 mg/24 saatlik idrarda
➢ Trombosit sayısı >100,000/mm3
➢ Normal karaciğer enzimleri
➢ Maternal klinik belirtilerin yokluğu
➢ Ultrasonografide IUGR ve oligohidramnios yokluğu (Göktepe,2011).
Tedavi
Annenin sol yan pozisyonda yatması önemlidir. Verilen ilaçlar vazodilatasyona neden
olup vazokonstriksiyon sorununu ortadan kaldırır. Kan akımı artar ve kardiak out-put
artar (Taşkın,2009).
Hafif gestasyonel hipertansiyonda rutin olarak antihipertansif tedavinin iyileştirici
yönünün olmaması nedeniyle kullanılmamaktadır. Ciddi gestasyonel hipertansiyonu
olan hastalarda ise preterm doğum önerilmektedir. Eğer 48 saat beklenmesinde herhangi
bir sıkıntı yoksa fetal akciğer maturasyonu için kortikosteroid uygulanmalıdır (Api O.
ve Api M.,2013).
Gebelikte hipertansiyona neden olan faktörlerin farkındalık yaratması için eşlerin
gebelik öncesi ve sonrası eğitim programlarına katılmaları için teşvik edilmelidir
(Özcan ve Kızılkaya Beji,2015).
Preeklempsi
Gebelikte ortaya çıkan hipertansiyona proteinüri ve ödem eklenmesiyle ortaya çıkan
gebeliğe özgü bir gebelik komplikasyonudur (Çakmak,2009). Gebeliklerin %2-8’inde
görülür. Maternal mortalite %5 civarındadır (Hayırlıoğlu,2014).
32 | Gebelikte Hipertansiyon
Preeklempsi de ortaya çıkan ilk belirti ödemdir. Ödem daha çok yüzde ve
ekstremitelerde kendini gösterir. Ancak ödem her gebede görülebileceği için kesin bir
tanısal değeri yoktur. Preeklempsi geliştiğinde gebe komplikasyonu hafif veya ağır
geçirebilir (Turgut,2008;Çakmak,2009).
Hafif preeklempsi; kan basıncının >140/90 mmHg’dan yüksek olması ya da 2 veya
daha fazla ölçümde sistolik kan basıncının 100 mmHg olması, 24 saatlik idrarda <1g
proteinüri hafif preeklempsidir (Durgun Ozan ve ark.,2012).
Hafif preeklempside kan basıncının kontrolü, proteinürinin kontrol edilmesi, fetal
hareketlerin sık sık izlenmesi ve annenin yatak istirahatine alınması gerekir (Durgun
Ozan ve ark.,2012). Ayrıca hipovolemi ve vazospazm gelişebileceği riski yönünden
sıvı yüklenmesi önemlidir (Honca ve ark.,2014).
Ağır preeklempsi; American Obstetri ve Jinekoloji (ACOG) Komitesine göre;
(Demet,2009;ACOG,2002;Oğuz,2005;Neşe,2014).
➢ En az 6 saat arayla ölçülen kan basıncının >160/100 mmHg olması ve idrarda
>_5g/24 proteinürinin olması ya da dipstik ile 3+, 4+ proteinürinin olması
➢ Oligüri : <_400 ml/24
➢ Pulmoner ödem ve siyanoz
➢ Fetal büyüme geriliği
➢ Serum kreatinin seviyesinde yükselme
➢ Devam eden epigastrik ağrı, bulamtı/kusma
➢ Trombositopeni: 100.000/mm3 ’ün altında
➢ Mikroanjiopatik hemolitik anemi
➢ Serabral bozukluklar ağır preeklempsinin göstergeleridir
Ağır preeklempsi primer hipertroidi gelişmesine neden olabilir (Kaba,2013).
Üçüncü trimestırda daha sık görülmekle birlikte en sıkıntılı dönem 28-32. haftalardır.
İkinci trimestırda görülen preeklempsiye göre prognozu daha kötüdür ve doğumdan 48
saat sonra belirtiler yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başlar (Ökten ve Şen,2002).
Mevlude DURSUN, Nursel Alp DAL | 33
Risk Faktörleri
Siyah ırk, obezite, molar gebelik, gebelik öncesi diabet, preeklempsi öyküsü, kronik
hipertansiyon, maternal yaşın <20 veya >35 olması, vasküler ve bağ doku hastalıkları
bilinen risk faktörleridir (Hayırlıoğlu,2014). Ayrıca ilk gebelik, artmış trofoblastik
kitlesi, farklı eşlerle oluşan gebelikler, daha önce kontraseptif yöntemlerin kullanılması,
invitro fertilizasyonla gerçekleşen gebeliklerde de preeklempsi riskinin arttığı
bildirilmiştir (Özer ve ark.2015).
Ayrıca insülin direnci ile preeklempsi arasındaki ilişki araştırılmış ve sonuç olarak
gestasyonel diabeti olan gebelerin normal gebelere oranla preeklempsi görülme riskinin
daha fazla olduğu bildirilmiştir (Batmaz ve ark.2016 ). Ayrıca maternal preeklempsi
prematürlerde retinopati gelişiminin risk faktörüdür. Zamanından önce doğumların
önlenmesiyle prematür retinopati gelişiminin önüne geçilebilir (Babayiğit ve ark.2014).
Preeklempsi nedeniyle gelişen nötropeni yenidoğanda enfeksiyon oluşumuna zemin
hazırlar (Canpolat ve ark.,2010).
Öte yandan daha önce abortus, akraba evliliklerinden oluşan gebelikler, aynı eşten daha
önce bir gebelik kan tranfüzyonundan sonra gelişen gebeliklerde preeklempsi daha
seyrek görülür (Çam ve ark.,2004).
Fizyopatoloji
Patogenezi henüz tam olarak açıklanamamaktadır. Plasentanın oksijenasyonun
bozulması ve arter invasyonda azalma gösteren trofoblastların neden olduğu
bilinmektedir (Erdoğdu ve ark.,2014; Yeksan ve Erdur,2014). Uteroplasental iskemi
oluşması soncu vazokonstriktör ve vazodilatör prostoglandinlerin düzensizliği
düşünülmektedir (Ecder,2008).
Komplikasyon
Ağır preeklempsi annede hematolojik, hepatik, kardiak, serebrovasküler ve renal
komplikasyonlara neden olurken, fetüste gelişme geriliği, prematür doğum, asfiksi ve
34 | Gebelikte Hipertansiyon
ölüm gibi komplikasyonlara neden olabilmektedir (Dinç ve ark.,2017; Kısabay ve ark.,
2015; Güran ve ark.,2012;Akyol ve ark.,2011).
Tanı
Altı saat arayla ölçülen en az 2 kan basıncı ölçümünün 140/90 mmHg veya bazal
değerden sistolik 30 mmHg veya diyastolik için 15 mmHg artışın olması ile tanı konur.
Ayrıca vücut ağırlığında aniden artış preeklempsi göstergesi olabilir. Haftada 1 kg’dan
veya bir ay içinde 3 kg’dan daha fazla artış akılda soru işareti bırakmalıdır (Sanchez-
Ramos,2006).
Preeklamptik gebelerde hemoglobin değerinin yüksek ve beyaz küre değerlerinin düşük
olduğu, MPV düzeyinin arttığı, trombosit sayılarının azaldığı tespit edilmiştir (Doğan
ve ark.,2016). Trigliserit değeri ve VLDL değerlerinin yüksek çıkması tanıyı
kolaylaştırır (Tandoğan ve ark.,2000;Kılıç,2012).
Tedavi
Amaç gebede akut tübüler nekroz, retina dekolmanı, karaciğer subkapsüler hematom
veya rüptür, intraserebral hemoraji, pulmoner ödem, kalp yetmezliği ve dessemine
intravasküler koagülasyon (DIC), eklempsi gibi gelişebilecek istenmeyen durumların
gelişimini önlemektir. Bunlar arasında en sık karşılaşılan anne ölüm nedeni intraserebral
kanamadır (Durgun Ozan ve ark.,2012; Kara ve ark.,2014).
Gebe hastaneye yatırılır. Her gün fetal hareketler takip edilir ve doppler USG yapılır.
En az haftada bir kan testlerinin yapılması, kan basıncı kontrolü idrar tahlillerinin
yapılması ve ayda bir ultrasonla amnion sıvısının ve fetal gelişimin takip edilmesi
gerekir (Durgun Ozan ve ark.,2012).
Kesin tedavi doğum olmakla birlikte <29 haftadan önce doğan bebeklerin respiratuar
distres sendromu riskinin arttığı, 34-36. haftalarda doğan bebeklerde ise solunum ile
ilgili komplikasyonların daha az görüldüğü bilinmektedir. Bu da morbidite ve
mortalitenin preeklempsiden çok preeklempsinin neden olduğu prematür doğumla
Mevlude DURSUN, Nursel Alp DAL | 35
ilişkili olduğu sonucunu çıkarmaktadır (Güran ve ark.,2012; Durgun Ozan ve
ark.,2012).
Ağır preeklempside nöbetlerin gerçekleşmemesi için doğum sırasında ve postpartum
dönemde en az 24 saat magnezyum sülfat kullanılmalı. Ancak hafif preeklempside
kullanılıp kullanılmayacağı soru işaretidir. Randominize çalışmalar yapılması gerekir
ABD’de rutin olarak kullanılmaya başlanmıştır ancak rutin kullanılması için yeterli
oranda kanıt yoktur (Sibai,2003; Sibai,2004).
Şiddetli preeklempside doğumun 48 saat ertelenmesinde herhangi bir sıkıntı yoksa
aşağıdaki durumlarda kortikosteroid kullanılmalı; erken memran rüptürü, travay,
trombositopeni, yükselmiş hepatik enzimler ,fetal gelişme geriliği, yeni gelişen böbrek
disfonksiyonu , yükselmiş hepatik enzimler (Özer,2015).
Korunmada
➢ Daha önce preeklempsi geçiren kadınların gebe kalma sürelerinin 2 yıldan az ve
10 yıldan fazla olmaması önerilmektedir (Durgun Ozan ve ark.,2012).
➢ Preeklempsinin önlenmesinde, ödem durumunda diüretiklerin kullanılması,
günde1-2 gr kalsiyum uygulanması, düşük doz aspirin kullanılması
önerilmektedir (Hayırlıoğlu,2004).
Eklampsi
Preeklempsi bulguları olan proteinüri ve ödeme konvülsiyonların eklenmesi durumudur
(Turgut,2008;Ökten ve Şen,2002). Genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra veya
postpartum ilk 48 saat içinde konvülsiyonların veya komanın oluşması ile kendini
gösterir.(Kara ve ark.,2014).
Patofizyoloji
Tam olarak açıklanamamıştır (Tokmak ve ark.,2015). Gelişmeden önce daha güvenilir
testler veya semptomlar gizliliğini korumaktadır. Danışmanlık yapılarak eklampsi
gelişebilecek riskli hastalar biligilendirilebilir (Sibai,2005).
36 | Gebelikte Hipertansiyon
Tanı
Eklampsi tanısı koymada yardımcı olacak kriterler; skotom ve fotofobi , kusma,
epigastrik ağrı, şiddetli baş ağrısı ve klonusla birlikte olan derin tendon reflekslerinde
artma (Taşkın,2009). Sağ üst katran ağrısı nöbetin gelişeceğinin işaretidir (Ökten ve
Şen,2002). Konvünsiyonlar serebral korteks kökenlidir. Vücudun üst kısmından
başlayarak (yüz kaslarında seğirmeyle 15-20 sn içinde) tüm çizgili kaslara yayılıp
tonik-klonik şeklinde kendini gösterir (Çakmak,2009; Güler,2005; Ökten ve Şen,2002).
Eklampsi hastalarında ürik asit ve hematokrit (hemokonsantrasyondan dolayı)
yüksektir.
Tedavi
Eklampside kesin tedavi doğumdur. Eklamptik gebelerde neonatal mortalitenin hem
sezeryan hem de vajinal doğumla herhangi bir değişiklik olmadığı belirlenmiş ve
vaginal doğumun tercih edilmesinin daha iyi olacağı belirtilmiştir .Konvülsiyon
sırasında hasta karanlık bir odaya alınır. Etrafında kazalara neden olabilecek, gebeye
zarar verebilecek eşyalar kaldırılır, dilini ısırmaması için airway ağıza yerleştirilir,
aspirasyonu önlemek için hasta yana yatırılır, gerekirse hasta aspire edilir.
Tekrarlanmaması için sıklıkla MgSO4 kullanılır (Taşkın,2009).
Gebelerin erken teşhisi ile eklampsi insidansı son yirmi yılda azalma göstermiştir
(Sibai,2005).
Normal gebelikte serum demir ve ferritin düzeyi gösterirken preeklemptik ve eklemptik
gebelerde tersi görülmektedir. Kanda artan demirin karaciğer fonksiyonlarında
bozukluk ve hemoliz sonucunda eritrosit miktarında artma olduğu düşünülmektedir
(İnğeç ve ark.,2005).
Süperimpoze Preeklempsi
Gebelikten önce var olan hipertansiyona yani kronik hipertanyona preeklempsinin
eklenmesidir (Turgut,2008). Hafif hipertansiyonda gelişme oranı %10-25 iken, şiddetli
hipertansiyonda %50’ye oluşmaktadır (Söylemez ve Taşkın,2012).
Mevlude DURSUN, Nursel Alp DAL | 37
Tanı kriterleri; vücutta kendini yenin gösteren proteinüri ya da daha önce mevcut olan
proteinüri değerinde ani yükselme, kan basıncında artma veya HELLP Sendromunun
görülmesi ve trombosit seviyesinin <100.000/mm3 olması (Hayırlıoğlu,2014).
Kronik hipertansif hastalarda gelişen baş ağrısı, skotom veya epigastrik ağrı
superimpoze preeklempsi kabul edilir (Hayırlıoğlu,2014).
Hellp Sendromu
Hellp sendromunun Tennesse sınıflamasına göre; hemoliz, yükselmiş karaciğer
enzimleri ve düşük trombosit sayısı ile karakterize bir komplikasyondur (Özer,2015).
Tüm gebeliklerin %0.5 ile %0.9 ’unda Hellp sendromu görülmektedir. Daha çok 27-36.
hastalarda görülür. Trombosit değeri 100.000/mm3 altındadır. Ağır preeklempsiye göre
daha fazla maternal komplikasyonlara neden olur (Turgut,2008).
Risk Faktörleri
Preeklempsi ve hellp sendromu öyküsü, ailede hellp sendromu hikayesi risk
faktörleridir ve multiparlarda daha fazla görülmektedir(Acar ve ark.,2014).
Patogenez
Patogenezi henüz tam olarak açıklanmıştır. Ciddi preeklempsinin bir alt başlığı olarak
düşünürsek; anormal plasental gelişim ve fonksiyondan kaynaklandığı ancak bağımsız
olarak düşünüldüğünde; preeklempsi gibi anormal plasentasyon vardır fakat aşırı
hepatik inflamasyon ve koagülasyon sisteminin aşırı aktivasyonu rol oynar ( Acar ve
ark.,2014)
Komplikasyon
Plevral efüzyon, pulmoner ödem, akut böbrek yetmezliği, DIC, anemi ve yara yeri
enfeksiyonudur (Ökten ve Şen,2002). Hellp Sendromunun bir diğer komplikasyonu
subkapsüler hematom veya hepatik rüptürdür. Maternal ve fetal mortaliteye neden olma
oranı yüksektir Subkapsüler karaciğer hematomu yaşamı tehdit eden en önemli
komplikasyondur (Turgut ve ark.,2014).
38 | Gebelikte Hipertansiyon
Maternal sonuçlar; pulmoner ödem (%6), akut renal yetmezlik (%8), plasenta
dekolmanı (%16), DIC (%21), subkapsuler karaciğer hematomu (%1), retina
dekolmanı(%1). Fetal sonuçlar; %70’inde prematür, IUGR ve abrupsiyo plasente ve bu
sonuçlar perinatal ölümün ana nedenlerindendi (Acar ve ark.,2014).
Tanı
Laboratuar bulguları ile tanı konur. Hemoliz ,artmış karaciğer enzimleri ve platelet
düzeyleri
➢ Trombosit sayısı<-100.000
➢ Total bilirubin düzeyi>-1.2mg/dl olması
➢ Serum AST düzeyinin >-70 olması
➢ Hemolitik anemi, indirekt bilirubin düzeyinde artış (Acar ve ark.,2014).
Tedavi
Gebelik haftası 34 haftadan büyükse doğum gerçekleştirilir. Gebelik haftası 34’den
küçük ise glukokortikoid tedavi uygulanır ve 48 saat sonra doğum gerçekleştirilir.
Amaç akciğer maturasyonunun gelişmesini sağlamaktır (Selçuk,2014). Hepatik rüptür
durumunda Hellp sendromu hastalarında erken cerrahi, yaşamı kurtarmak için önemli
rol oynar (Honca ve ark.,2014).
Hellp semdromu ve eklempsisi olan gebelerde organ yetmezliği gibi ciddi
komplikasyonların gelişmemesi için plazmaferez denilen bir tedavi yöntemi
geliştirilmiştir. Plazmaferez yöntemi; hastanın plazmasının alınıp yerine replasman
sıvılarının konulması işlemidir (Kara ve ark.,2014).
Sezeryan öncesi perioperatif basamaklara uymak büyük önem taşımaktadır .
(Özer,2015).
➢ Hipertansiyonu kontrol altına almak
➢ IV MgSO4 infüzyonu başlatma
➢ Trombosit sayımı <75.000/ml olan hastalarda genel anestezi
➢ Trombosit sayımı <50.000/ml olan hastalara operasyon öncesi 5-10 U trombosit
süspansiyonu verme
Mevlude DURSUN, Nursel Alp DAL | 39
➢ Fasia alt ve ciltaltı dren yerleştirilmesi
➢ Postpartum 48 saat dikkatli monitarizasyon
Sonuç olarak gebelikte hipertansiyon maternal ve fetal morbidite ve mortaliteye neden
olan, yaşam standartlarını ve yaşam kalitesini azaltan istenmeyen bir komplikasyondur.
Erken tanı ve tedaviyle maternal ve fetal sağlığın daha iyi olacağı ve altta yatan
nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla morbiditete oranının azalmasını sağlayacaktır.
Etiyolojisi kesin olmamakla birlikte daha fazla araştırma yapılarak etyolojisinin
araştırılması, erken tanı yöntemleri sayısının artırılması ve daha iyi nasıl bakım ve
tedavinin yapılacağı konusunda bilgi sahibi olmak gerekir.
Kaynakça
Acar, D., Yüce, T., Çetindağ, E.N., Alkılıç, A., Kalafat, E., Aytaç, R.(2014). Hellp
Sendromu, Arşiv Kaynak Tarama Dergisi. 23(4):737-763.
Akdolan Balkaya N., Vural G., Eroğlu K.(2014). Gebelikte Belirlenen Risk
Faktörlerinin Anne ve Bebek Sağlığı Açısından Ortaya Çıkardığı Sorunların
İncelenmesi Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi.4(1): 6-16.
Aksoy Sarı, M.(2012). 2005-2010 Yılları Arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Uygulama ve Araştırma Merkezinde Yapılan Sezaryen
Ameliyatlarında Uygulanan Anestezi Yöntemlerinin Retrospektif Olarak
Değerlendirilmesi, Uzmanlık Tezi:7-8.
Akyol, A. Çakmak, D., Tekirdağ, A.İ.(2011). Ağır Preeklampsideki Proteinüri Maternal
ve Perinatal Sonuçları Etkiler mi?, JOPP Dergisi . 3(3):111.
American Collage of Obstetricians and Gynecologist ( ACOG),(2002). Practise Bulletin
.Diagnosis and management of preeclampsia and eclampsia .Obstet Gynecol
. 99-159.
Api, O. ve Api, M.(2013). Gebelik ve Hipertansiyon, Türkiye Klinikleri J Endocrin-
Special Topics. 6(3):79-91.
Babayiğit, A., Bülbül, A., Türkoğlu Ünal, E., Uslu, S., Güran, Ö., Zübarioğlu, U.,
Dursun, M.(2014). Prematüre Retinopatisi Gelişim Sıklığı ve Etki Eden Risk
Faktörlerinin, Bakırköy Tıp Dergisi.10:162.
40 | Gebelikte Hipertansiyon
Batmaz, G., Molla, F., Karaca, N., Gökmen Karasu, A.F. ,Banu, D.(2016). Gestasyonel
diyabet taraması preeklampsiyi öngörebilir mi?, Perinatoloji Dergisi.24(1):9.
Canpolat, F.E., Tekinalp, G., Korkmaz, A., Yiğit, Ş., Yurdakök, M.(2010).
Preeklamptik anne bebeklerinde beyaz küre sayısı ile bronkopulmoner displazi
gelişimi ilişkisi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi.53: 199.
Çakmak, D.(2009). Ağır Preeklempside 24 Saaatlik İdrar Protein Miktarının Maternal
ve Perinatal Sonuçları Öngörmede Etkisi,’’ Uzmanlık Tezi, İstanbul Bakırköy
Kadın Hastalıkları ve Çocuk Hast. Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul:1-5.
Çam, Ç., Çam, M., Dinç, M., Turan, C., Karateke, A.(2004).Preeklempside T-Lenfosit
Subgrupları, Kadın Doğum Dergisi.2(4):287.
Desticioğlu, K., Malas, M.A.(2006). Fetal büyümeye etki eden maternal faktörler,
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi.13(2):50-51.
Dinc, E., Vatansever, M., Dursun, O., Bozkurt, F.M., Sarı, A.A., Yılmaz, A., Adıgüzel,
U., Argin, M.A.(2017). Preeklampside fundus bulgularının değerlendirilmesi.
Medicine Science;6(3):406-8.
Doğan, K., Yeşil, A., Babaoğlu, B., Yaşar, L.(2016). Jinekoloji- Obstetrik ve
Neonatoloji Tıp Dergisi.Volum 13, Sayı 3:102.
Durgun Ozan, Y., Ertuğrul, M., Okumuş, H.(2012). Preeklempsi Tanılama,
Değerlendirme ve Hemşirelik Yönetimi, Cumhuriyet Hemşirelik Dergisi.2:59-
64.
Ecder, T.(2008). Böbrek Hastalıkları ve Gebelik, Onuncu Ulusal İç Hastalıkları
Kongresi, Antalya:59.
Erdoğdu, E., Arısoy , R., Kumru P., Ardıç C., Pekin, O., Tuğrul, S.(2014). İlk trimester
uterin arter Doppler incelemesinin preeklampsi öngörüsündeki yeri,
Perinatoloji Dergisi. 22(1):19.
Ersoy, H,. Sarı, O., Aydoğan, O., Akbulut, H., Öngel, K., Yenen, M.C., Sağlam,
K.(2011).Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine Başvuran
Gebelerde Hipertansiyon Sıklığı, Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon
Dergisi.20 (2):188-190.
Fraksiyon Düzeylerinin Değerlendirilmesi, Zeynep Kamil Tıp Bülteni inekoloji-
Obstetrik-Pediatri Klinikleri. cilt: 32, sayı: 1-2:45-46.
Mevlude DURSUN, Nursel Alp DAL | 41
Güler, O.(2005). Preeklempsinin Şiddetini ve Perinatal Sonuçlara Etkisini Öngörmede
Tiroid Fonksiyon Testlerinin Yeri, Uzmanlık Tezi, Bakırköy Doğumevi Kadın
ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Hastanesi, İstanbul:5-7.
Güran, Ö., Uslu, S., Bülbül, A., Çelik, M., Baş, E.K., Arslan, S., Nuhoğlu, A.(2012).
Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preeklamptik Anne Bebeklerinin Erken Dönem
Sonuçları, JAREM.2: 65-67.
Hayırlıoğlu, N. (2004). Hipertansif Gebelerde Sublingual Nifedipin ‘in Umblikal Arter
ve Fetal Orta Serebral Arter Doppleri Üzerine Etkileri, Uzmanlık Tezi, Dr.
Lütfi Kırkar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul :4-18.
Honca, M., Külah, B.B., Köse, E.A., Türker, T., Horasanlı, E.(2014). Preeklemptik ve
Sağlıklı Gebelerde Spinal Anestezi Altında Gerçekleştirilen Sezaryen
Operasyonunun Hemodinamik Etkilerinin Karşılaştırılması, Journal of
Anesthesia – JARSS. 22 (1):41.
İngeç, M., Börekçi, B., Nazik, H., Kadanalı, S.(2005). Şiddetli Preeklempsi ve Eklempsi
Gebelerde Serum Demir Parametrelerindeki Değişimler, Kadın Doğum
Dergisi.3(3):495-498.
Kaba, M.(2013). Gebelik ve Tiroid Hormonları, Kocatepe Tıp Dergisi.14(3):163.
Kara, M.Y., Turhan, S.Ç., Yılmaz, A.A., Oral, M.(2014). Yoğun bakım ünitesinde
HELLP Sendromu ve eklampsi hastalarına uygulanan plazmaferez tedavisinin
etkinliği, Dicle Tıp Dergisi.41 (1): 172-178.
Kılıç, N.(2012). Preeklampside Lipoprotein (a) Seviyeleri, Kafkas Tıp Bilimleri
Dergisi.2(1):7-9.
Kısabay, A., Oktan, B., Sarı, S., Mavioğlu, S., Yılmaz, H.(2015). Eklampsi ve PRES
Birlikteliği Olan Bir Olgu Nedeniyle Antiepileptik Tedavinin Gözden
Geçirilmesi, Epilepsi.21(1):37-42.
Köroğlu, N., Sudolmuş, S., Ölmez, H., Fundal Tunca, A., Gülkelik, A., Yetkin Yıldırım,
G.(2013). İkinci Trimester Plasenta Lokalizasyonunun Gebelik Sonuçlarına
Etkisi, JOPP Dergisi.5(2):74-75.
Kuyumcuoğlu, U., Eren, S., Arıoğlu, P., Özden, S., Ertekin, K., Alkan, A.(2000).
Hellp Sendromunda Tanı Kriterlerinin Maternal ve Fetal Prognoz İle İlişkisi.
Zeynep Kamil Tıp Bülteni Jinekoloji-Obstetrik-Pediatri Klinikleri. 32(1)-2:39.
42 | Gebelikte Hipertansiyon
Osmanağaoğlu, T., Cengizoğlu, B., Unsal, M., Varol, S., Ünal, O.(1995). Gebelik ve
Hipertansiyonda Maternal ve Perinatal Mortalite ve Morbidite, Perinataliji
Dergisi.cilt3,sayı 3-4:45-46.
Ökten, F., Şen, S.(2002). Gebelikte hipertansif Hastalıklar, Preeklempsi , Eklempsi ve
Hellp Sendromunda Obstetrik Anestezi, Ankara Üniv. Tıp Fakültesi
Mecmuası.cilt55,sayı 1:73-83.
Özcan, H., Kızılkaya Beji, N.(2015), Gümüflhane il merkezindeki gebelerin sağlık
uygulamaları, Perinatoloji Dergisi ;23(1):13.
Özer, A., Karaman, E., Karaman, Y., İnan, C., Talay, H.(2015). İVF Gebelikleri
Yüksek Preeklampsi Riski ile İlişkilidir, İKSST Dergisi. 6(1):5.
Özer, D.P.(2015). Şiddetli Preeklempside Plasental Apopitozun Otoantikor ve
Proinflamatuar Sitokinlerle Araştırılması, Uzmanlık Tezi, Trakya Üniversitesi
Tıp Fakültesi Kadın Hastalıları ve Doğum Anabilim Dalı, Edirne:6-22.
Sanches-Lamos, L.(2006). Gebeliğin Hipertansif Hastalığı: Preeklempsi/Eklempsi,
Doğum ve Jinekoloji Acilleri El Kitabı.2.baskı:104-112.
Selçuk, S.N.(2014). Preeklempsi Olan Annelerin Bebeklerinde Ortalama Trombosit
Hacmi Değerleri ve Morbiditeler ile İlişkisi, Uzmanlık Tezi, Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi:67.
Sibai BM.(2003). Gestasyonel hipertansiyon ve preeklampsi tanısı ve yönetimi.Obstet
Geynecol.102 (1): 181-92.
Sibai, BM.(2002). Hamilelikte kronik hipertansiyon; Obstet Gynecol.100 (2): 369-77.
Sibai, BM.(2004). Preeklamptik magnezyum sülfat profilaksisi. . Obstet Gynecol.190
(6): 1520-6.
Sibai, BM.(2005) . Teşhis, önleme ve eklampsi tedavisi. Obstet Gynecol. 105 (2): 402-
10.
Sibai, BM.(2012). Doğum sonrası hipertansiyonun etiyoloji ve tedavisi - preeklampsi.
Am J Obstet Gynecol; Haziran; 206 (6): 470-5. doi: 10.1016 /
j.ajof.2011.09.002. Epub 2011 Eyl 16.
Söylemez, F. ve Taşkın, S.(2012). Kronik Hipertansiyonlu ve Renal Hastalıklı
Kadınlarda Preeklampsi; Turkiye Klinikleri Journal of Gynecology Obstetrics-
Special Topics.5(4):103-7
Tandoğan, B., Akkan, Ö., Altınkaş, K.(2000). Preeklamptik Gebelerde Serum Lipid
Mevlude DURSUN, Nursel Alp DAL | 43
Taşkın, L.(2009). Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği, Genişletilmiş IX.Baskı,
Ankara:243-250.
Tekin, B., Şener, T., İnan, M .,Hassa, H., Özalp, S. (1994). Gebeliğin Oluşturduğu
Hipertansiyon Riskinin Belirlenmesinde İzometrik Egzersiz Testi, Perinatoloji
Dergisi.2:147-151.
Tokmak, A., Dağlar, K., Güzel, A.İ. ,Laleli B., Erkaya S., Uygur, D.(2015). Eklampsi
ile komplike olan gebeliklerin değerlendirilmesi, Perinatoloji Dergisi
.23(1):20–25.
Turgut, A.(2008). Hellp Sendromu ve ağır Preeklempsi Olgularında Maternal ve Fetal
Sonuçların Karşılaştırılması,’’ Uzmanlık Tezi, Zeynep Kamil Kadın Ve Çocuk
Hastalıkları, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul:6-24.
Turgut, A., Özler, A., Başaranoğlu, S., Tunç, S.Y., Ağaçayak, E., İçen, M.S.
Yalınkaya, A.(2014). HELLP sendromunun nadir görülen katastrofik bir
bulgusu: Subkapsüler hematom ve/veya hepatik rüptür, Perinatoloji Dergisi.
22(2):94-98.
Yeksan, M., Erdur, F.M.(2014) Gebelik ve Akut Böbrek Hasarı; Turkiye Klinikleri J
Nephrol-Spec al Topics .7(1):78-85.
Yeşinel, S., Aldemir, E.Y., Kavuncuoğlu, S., Yeşinel, S., Yıldız, H.(2014). Çok düşük
doğum ağırlıklı erken doğmuş bebeklerde büyümenin değerlendirilmesi,Türk
Pediatri Arşivi. 49:292-296.
Zungur, M., Yıldız, A.(2004). Hipertansif Hastaya Yaklaşım, sted. cilt 13, sayı 8:297