Farmasötik Kimya I Ders Notları
description
Transcript of Farmasötik Kimya I Ders Notları
1
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
ECZACILIK FAKÜLTESİ
FARMASÖTİK KİMYA ANABİLİM DALI
FARMASÖTİK KİMYA I DERS NOTLARI
ESKİŞEHİR 2002
2
İLACIN AKTİVİTESİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER
Bir ilacın vücuda girişinden etki yöresine, kendine uygun reseptöre veya kendine özel hücreye ulaşıncaya kadar geçen pek çok karmaşık olaya, farmakolojik aktivitenin cinsine ve etki mekanizmasının tipine bağlı olarak ilaçlar iki büyük sınıfa ayrılabilir.
A) Yapı-nonspesifik ilaçlar B) Yapı-spesifik ilaçlar
A) Yapı-nonspesifik ilaçlar: Kimyasal yapıları birbirinden çok farklı birçok bileşik
aynı genel farmakolojik özellikleri gösterir. Bunların farmakolojik aktiviteleri direkt yapılarıyla ilgili değil, molekülün fizikokimyasal özellikleriyle yakından ilişkilidir. Bu ilaçların özellikleri:
1) Kimyasal yapıdaki ufak değişiklikler biyolojik aktivitede önemli değişikliklere neden olmaz.
2) Etkiyi fizikokimyasal özellikler yönlendirir. 3) Yüksek dozlarda etkilidirler.
Uyku ilaçları, analjezikler, narkotik gazlar, antibakteriyeller vs. bu grupta incelenebilir. (Aspirin ve novaljin analjezik; eter, siklopropan ve CHCl3 genel anesteziktirler)
B) Yapı-spesifik ilaçlar: Bu ilaçların etkileri, fizikokimyasal özelliklerden tamamen
bağımsız olmamakla birlikte, esas olarak kimyasal yapılarına bağlıdır. Bu ilaçlar bir reseptöre bağlanarak etki gösterdiklerinden rezonans, indüktif etkiler, elektronik dağılım kadar, kimyasal reaktivite, molekülün şekli, büyüklüğü, stereo kimyasal düzenlenmesi ve fonksiyonel grupların dağılımı da aktivitede kesin rol oynar. Bu grubun özellikleri:
1) Genel bazı yapısal özellikler vardır. Bu temel yapı grubun bütün üyelerinde vardır. Moleküldeki değişiklikler bu temel yapı korunarak yapılır.
2) Kimyasal yapıdaki ufak değişiklikler farmakolojik aktivitede antagonist etkiye kadar varabilen çok önemli değişikliklere yol açabilir.
3) Bu ilaçlar çok küçük dozlarda etki gösterir.
Kolinerjik R=CH3 Kısa etkili R=NH2 Uzun etkili
Metabolit R= CH3 (Timin) Metabolit R= F (5-Florourasil) Antimetabolit Adrenerjik R= CH3 (Epinefrin) Hipertansif R= CH(CH3)2 (İzoproteronol) Hipotansif
R C O
O
CH2 CH2+N
CH3
CH3
CH3
N
N
H
O
R
O
H
CHHO
HO
OH
CH2 NR
H
3
İlacın aktivitesini, ilacın yapısı, bulunduğu ortam, biyolojik aktivitenin karakteri gibi pek çok faktör tayin eder. İlacın bulunduğu ortamı veya biyolojik aktivitenin karakterini değiştirmek rasyonel ve mümkün olmadığına göre ilacın yapısına ait faktörleri değiştirmek suretiyle ilacın aktivitesini değiştirmek mümkündür. İlaçların etki yöresine taşınması, bu yöredeki konsantrasyonu, metabolizması ve biyolojik sistemlerle etkileşmesinde rol oynayan ilaca bağlı özellikleri üç grupta incelemek mümkündür.
1) Fizikokimyasal Özellikler: Çözünürlük, dağılım katsayısı, iyonizasyon derecesi, yüzey gerilimi vs.
2) Kimyasal Özellikler: Rezonans etki, indüktif etki, izosterizm, kimyasal bağ tipleri, şelasyon, oksido-redüksiyon potansiyelleri, elektronik dağılım vs.
3) Yapının Uzaysal Özellikleri: Stereokimya, boyutsal faktörler, gruplar arası uzaklıklar.
FİZİKOKİMYASAL ÖZELLİKLER
ÇÖZÜNÜRLÜK
Çözünürlük, etki yöresinde ilacın aktif konsantrasyonunu sağlama veya sürdürme
açısından en önemli noktalardan birisidir. Çözünürlük su gibi polar veya yağlar gibi nonpolar ortamlarda çözünmeyi ifade eder. Hidrofilik veya lipofobik terimi polar ortamlarda (su), lipofilik veya hidrofobik terimi ise nonpolar ortamlarda (yağ) çözünürlüğü ifade eder. Bir madde hem polar hem de nonpolar ortamlarda çözünebilir, fakat çözünme oranları farklıdır. Bir bileşiğin çözünürlüğü, taşıdığı fonksiyonel gruplara ve çözücüye bağlıdır. Benzerler benzerlerde çözünür. Yani polar moleküller polar çözücülerde, nonpolarlar ise nonpolar çözücülerde kolay çözünür.
Fonksiyonel grupların molekülün suda ve yağdaki çözünürlüğü üzerine etkisi aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Metabolik Degradasyon
İlaç Absorbsiyon
Metabolik Aktivasyon
Ekstraselüler Sıvı Proteinlere bağlanma
Yan etkiyöreleri
UyarımYan etki
1) Terapödik etkin şekil2) Taşınan şekil3) Terapödik inaktif ürünler
Dokulara bağlanma Atılım
Terapödiketki yöreleri
Uyarım Terapödik etki
4
-COO- -COOH -OH -O- -N+R3 -CHO -CO- -NH2 -CONH2 -CONHR -CONRR -COOR
Suda çözünürlük -CH3 Yağda çözünürlük -i-pr OH -t-pr OH -CH2-CH2- -CH2-CH2-CH3
Molekülde alkil zinciri uzadıkça yağdaki çözünürlük artarken, suda çözünürlük de giderek azalır. Moleküle N ve O gibi heteroatomların veya bunları içeren fonksiyonel grupların girişi molekülün polaritesini artırır, dolayısıyla suda çözünürlüğünü artırır, yağdaki çözünürlüğünü azaltır. Hücre duvarı lipoprotein yapısındadır. Bir molekülün hücre içinde etki gösterebilmesi için hücre duvarını aşması gerekmektedir. Bunun için lipid tabiatındaki bu duvarı aşması için yağda çözünür özelliğinin bulunması gerekir. Ancak hücre içinde etkisini gösterebilmesi için hücre içi sulu ortamda da
Lipofilik uçlar
Hidrofilik uçlar
Protein tabakası
Fosfolipid tabaka
5
çözünebilmesi gerekir. Bunun içinde suda çözünebilir özelliğinin de bulunması gerekir. Görülüyor ki ilacın suda ve yağdaki çözünürlüğü bir denge göstermelidir. Bir maddenin birbiri ile karışmayan iki faz yani sulu ve yağlı faz arasındaki dağılımının kantitatif ölçüsü Partisyon Katsayısıdır. Yağlı faz olarak vücudun yağlı dokularıyla büyük benzerlik içinde olan 1-oktanol seçilir. Bu katsayı, genellikle log P olarak gösterilir p-OH-Benzoik asit türevlerinin esterleri antibakteriyel etkiye sahiptir. Bu türevlerde etki ile P arasındaki ilişki şöyledir.
R S.aureus'a karşı bakterisid etki Yağ/su Partisyon katsayısı CH3 2.6 1.2 CH2CH3 7.1 3.4 CH2CH2CH3 15.0 13
13
7.3
CH2CH2CH2CH3 37 17 Partisyon katsayısı membranlardan geçiş özelliği yanında etki süreleri bakımından da önemlidir. Örneğin; tiyopental ve pentobarbital'in partisyon katsayıları çok farklıdır. Kükürt atomu tiyopental'e büyük bir nonpolarlık kazandırır ve yağdaki çözünürlüğü artırır, yani tiyopental'in P'si büyüktür. Bu nedenle vücuda verilince plazma konsantrasyonu hızla düşer ve vücudun yağ dokularında toplanır. Bu nedenle tiyopental'in etki süresi çok kısadır. P Arttıkça etki de artmaktadır. Ancak P, belli bir değerin üzerine ulaştığında etki artmaya devam etmeyip azalmaktadır. Çünkü, P'nin belli bir değerin üzerine çıkmasıyla artan aşırı yağda çözünürlük nedeniyle ilaç yağlı dokularda toplanmaya başlamakta, kan dolaşımına katılması azalmaktadır. Bu ilişki aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.
Etki P
P = [Yağda çözünen ilaç][Suda çözünen ilaç]
HO COOR
CHCH3
CH3
Plazma kons.
Tiyopental X=S
Pentobarbital X=O
N
NH
H
X
O
O
6
Bir molekülün log P değeri, bu molekülü oluşturan grupların her birinin yağda çözünürlük değerlerini temsil eden π değerlerinin toplamına eşittir. Bir örnekle açıklamak gerekirse toluen'in log P değeri C6H5 ve CH3'ün π değerleri toplamına eşittir.
log P C6H5-CH3 = π C6H5 + π CH3
Yani, π CH3'ü bulmak için toluen'in partisyon katsayısından benzen'in partisyon katsayısını çıkartmak gerekecektir.
π CH3 = log PToluen - log PBenzen
Deneysel bulgulara göre π CH3 = log PToluen - log PBenzen = 0.5 Bu hesaplara göre πH = 0 kabul edilmiştir. Buna göre π CH3= π CH2olacaktır. Bunun böyle olup olmadığını şu örnekte gözleyebiliriz.
π CH2 = log P CH3CH2NO2 - log P CH3NO2
π CH2 = 0.18 - (-0.33) = 0.51
Kondanse halkalı yapıların log P değerlerinden hareketle CH=CH-CH=CH parçasının
π değeri hesaplanabilir. Örneğin indol'ün log P değeri pirol'ün ve CH=CH-CH=CH grubunun π değerlerinin toplamına eşittir.
Yani πCH=CH-CH=CH ≅ 1.38'dir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, bir sübstitüentin bağlı bulunduğu yapının
elektronik karakteri bu sübstitüentin π değeri üzerinde etkilidir. Yani indüktif ve rezonans etkileşimler sübstitüentin yağda çözünürlüğüne katkıda
bulunur. Bu durumu şu örnekle açıklayabiliriz. πOH değeri, aromatik bir yapının üzerine bağlı bir yan zincir üzerinde olmasına veya
tamamen alifatik bir yapının üzerinde olmasına göre farklılıklar göstermiştir.
log PN
H
_ log PN
H
= 2.14 - 0.75 = 1.39
= 2.03 - 0.65 = 1.38log P_log PN N
OHOH
log P _ log P = 2.84 - 1.46 = 1.38
πΟΗ= log PCH2CH2CH2OH
- log PCH2CH2CH3
= -1.8
πΟΗ= log PCH3CH2CH2CH2OH - log PCH3CH2CH2CH3 = -1.16
7
Bazı sübstitüentlerin hesaplanan π değerleri tabloda verilmiştir.
Sübstitüent (x) πx (aromatik) πx (alifatik) ∆πx OH -1.80 -1.16 0.64 Cl -0.13 +0.39 0.52 COOH -1.26 -0.67 0.59 NH2 -1.85 -1.19 0.66 CN -1.47 -0.84 0.63
Ortalama 0.60 Tablodaki π değerleri aromatik yapı veya alifatik yapı üzerinde bulunmasına göre
değişiklikler göstermektedir. Bir sübstitüentin aromatik yapı üzerinde veya alifatik yapı üzerinde bulunması
arasındaki fark 0.6'dır. π Değerleri kullanılarak difenhidramin'in log P değerinin hesaplanması sonucu elde
edilen değer ile deneysel olarak bulunan log P değerini kıyaslayalım.
log P = 2 πC6H5 + π CH + π O-CH2 + π CH2 + π N(CH3)2
= 2(2.13) + 0.3 - 0.73 + 0.50 - 0.95 = 3.38 log Phesaplanan = 3.38 log Pdeneysel = 3.27
Bir diğer örnek dietilstilbestrol'ün log P değerinin hesaplanması: log P = 2 π CH3 + 2 π CH2 + π CH=CH + 2 log PPh-OH - 0.4 = 2 (0.5) + 2 (0.5) + 0.69 + 2 (1.46) - 0.4 = 5.21 log Phesaplanan = 5.21 log Pdeneysel = 5.07 Buradaki -0.4 rakamı alkenin her bir ucundan bağlanmanın olduğunu gösteren bir
katsayıdır.
CH O CH2 CH2 NCH3
CH3
OH
HO
8
İYONİZASYON DERECESİ
İlaçlar iyonlaşma açısından üç grupta toplanırlar.
1) Tamamen iyonize olanlar: Bunlar elektrolitlerdir. Na+, K+, Cl- vs 2) Nonelektrolitler: Tamamen noniyonizedirler. Steroidler, ozlar vs 3) Kısmen iyonize, kısmen noniyonize halde bulunanlar: İlaçların büyük çoğunluğu
bu grupta bulunur, zayıf asit veya zayıf baz karakterinde olabilirler. Zayıf asit karakterde olanlar: Barbitüratlar, salisilatlar. Zayıf baz karakterde olanlar: Kateşolaminler, lokal anestezikler.
Bu ilaçların aktiviteleri iyonizasyon durumlarına bağlıdır. Bir molekülün iyonize olması; - Molekülün pKa'sına - Ortamın pH'sına bağlıdır
Bronsted-Lowry'e göre bir asit HA şeklinde gösterilirken, baz da konjuge asidi şeklinde BH+ olarak gösterilir.
Zayıf asitler için
HA H+ + A-
BH+ H+ + B
Ka =[H+] [A-]
[HA]
=Ka [H+][A-]
[HA]
log Ka = [H+]log +[HA]
[A-]log
pH - pKa = log[A-]
[HA]
iyonize kısım
noniyonize kısım
[ Ni ]
[ i ]pH - pKa = log
9
Zayıf bazlar için Bu denklemlere Henderson-Hasselbach denklemleri denir ve şu kural çıkarılabilir: Zayıf asitlerde pH > pKa ⇒ [i] > [Ni] Zayıf bazlarda pH > pKa ⇒ [Ni] > [i] pH = pKa ⇒ [Ni] = [i] İlaçlar genelde hücre membranını noniyonize formda geçerler, fakat iyonize formda etki
gösterirler. Yani ortamın pH'sı, maddenin iyonize veya noniyonize durumu membranlardan geçişlerini ve bileşiğin aktivitesini belirler. Örneğin; benzoik asit, salisilik asit ve mandelik asit en yüksek antibakteriyel etkiyi asit ortamda gösterirler. Zira asit ortamda noniyonize haldedirler. Yine fenol'ün en yüksek antibakteriyel etkisi pH 4.5'un altındadır.
pH - pKa = log[ i ]
[ Ni ]
noniyonize kısım
iyonize kısım[BH+]
[B]pH - pKa = log
log[B]
[BH+]+log[H+]=log Ka
[BH+]
[B][H+]Ka =
[BH+]
[B][H+]=Ka
asitler bazlar
1 7 14
Biyolojiketki şiddeti
10
Bazı ilaçların pKa değerleri İlaç HA HB+ Asetaminofen 9.7 Asetilsalisilik asid 3.5 Alprenolol 9.7 p-Aminobenzoik asid 4.9 2.5 Amoksisilin 2.4 9.6 Amfetamin 10.0 Sefaklor 1.5 7.2 Diazepam 3.4 Diklofenak 4.5 Lidokain 7.8 Naproksen 4.2 Penisilin-G 2.8 Fenobarbital 7.4 Piroksikam 4.6 Promazin 9.4 Sakkarin 1.6 Sulfapiridin 8.4 2.6 Vücuda verilen bir ilaç için ayarlanabilir bir pH düşünülemez, yani ilaç daha etkili olacak
diye kanın pH'sı değiştirilemez. O halde yapılabilecek şey molekülün yapısını değiştirerek iyonizasyonunu da değiştirmektir. Yapıda meydana getirilen basit değişiklikler bir ilacın iyonizasyonunda dolayısıyla biyolojik aktivitesinde önemli değişiklikler meydana getirir. Örneğin; barbitüratlarda olduğu gibi.
Barbitürik asit (R = H , pKa = 4.0) ve 5-monosübstitüe türevi (Örnek; R = C2H5 , pKa =
4.4) oldukça asittirler. Bunların asit olmalarının nedeni, tautomerik denge ile tamamen aromatik bir yapı oluşturabilmeleri ve barbitürat iyonunda meydana gelen fazladan bir çift elektronun delokalizasyonuyla barbitürat iyonunu stabilize edilmesidir. Bu nedenle fizyolojik pH da bu bileşiklerin % 99'u polar iyonize şekildedir. Merkezi sinir sistemini geçemeyecekleri için bu türevlerin sedatif-hipnotik etkileri yoktur. Buna karşılık
N
NR
H
O
O
H
H
ON
NR
HO
HO
OHN
NR
HO
HO
O-OH-
H+
H+
OH-
N
NR
O
O
O-
RH
N
NR
R
O
O
H
H
O
11
Görüldüğü gibi tam aromatik karakter kazanamadıkları için disübstitüe türevler zayıf asittirler pKa = 7 - 8.5 'tur. Bu nedenle fizyolojik sıvıda % 50 veya daha fazla noniyonize halde bulunurlar. N-metil türevlerde bu iyonize olma durumu daha da zayıftır.
Örnek Akridin türevleri interstisyel sıvıda antibakteriyel etki gösterirler. Bu nedenle tamamına
yakın iyonize halde bulunmaları istenir. Yani 10. konumdaki N protonlanmış halde bulunma- lıdır. Bunu sağlamak üzere 3, 6 veya 9. konumda NH2 grupları bulunmalıdır, diğer konumlardaki amino grupları bunu sağlayamaz.
9-Aminoakridin-DNA kompleksi
N
H
12
345
6
78 9
10+
N
NHH
N
H
NH2
+
..
+N
H
+NH2
olmaz
N
H
NH2..+ N +NH2
H
..
N
H
NH2
..
..
N
H
NH2+
O
O
H2C NN
O
O
H NN
NH
H N
N O
O
CH2
+N
N
H
H H
12
Akridinlerin iyonizasyonu ve bakteriyostatik etkileri
Sübstitüent Minimum bakteri konsantrasyonu pKa (37˚C) % iyonizasyon
1-NH2 10.000 5.7 2 2-NH2 10.000 5.6 2 3-NH2 80.000 7.7 73 4-NH2 5.000 4.2 < 1 9-NH2 160.000 9.6 100
2,7-diNH2 20.000 5.8 3 3,6-diNH2 160.000 9.3 99 3,7-diNH2 160.000 7.8 76 3,9-diNH2 160.000 11.1 100 4,5-diNH2 < 5.000 3.8 < 1 4,9-diNH2 80.000 9.0 98
Bu tür bazik boyalar (trifenilmetan, akridin) gibi antibakteriyel katyonlar, bakterilerin
anyonlarıyla (asit grupları) reaksiyona girerek az disosiye olmuş tuz meydana getirirler. Böyle bir tuzun stabilite katsayısı yüksektir. Bu katsayı ne kadar yüksek olursa bakteri hücresinin anyonik grubu için H+ ile o denli bir kompetisyona girebilirler. Böylece bakterinin fonksiyonel grupları bloke olur ve hücre metabolizması engellenir (bakteriyostatik etki). Alifatik aminlerin, katerner amonyum türevlerinin, guanidin ve biguanidin türevlerinin etkileri de aynı tarzda oluşur. Katyonun hidrojenle kompetisyonunda, hidrojenle yer değiştirmemesi ve katyonik antiseptiğin etkisinin devamı için yeterli bağlayıcı kuvvetlerle bakteri hücrelerine bağlanmış olması gerekir. Bu nedenle iyonik bağ haricinde katyona bağlı olan yüksek molekül ağırlıklı lipofil bir kalıntının da bakterinin nonpolar bölgelerine hidrofobik veya van der Waals güçleriyle bağlanması gerekir.
CHNCH3
CH3
N
N
CH3 CH3
CH3
CH3
HCl
NCH3
CH3
CH3CH3
N
CH3
CH3N C
+
Cl-Gentian violet
CH2N
NH
O (CH2)3 O C NH2
NH
Fizyolojik pH
Synthaline
CH2N
NH2
O (CH2)3 O C NH2
NH2+ +
13
pKa'yı değiştirebilmek için pKa üzerine etki eden faktörleri gözden geçirmek gerekir. Bunlar: 1) Protonun bağlı olduğu atoma ait özellikler. 2) Protonun bağlı olduğu atoma komşu atom veya onunla etkileşmeye giren gruplara ait
özellikler. 1) Protonun bağlı olduğu atomun elektronegativitesi ve polarizabilitesi: Elektronegativite ve polarizabilite ne kadar artarsa o atomun proton salması da o kadar kolaylaşır, yani asitliği artar.
HBr > HCl > HF Bağlardaki s karakteri arttıkça asitlik artar. 2) a) Elektronik Özellikler
i. İndüktif etki ii. Rezonans etki
b) Sterik etki i. İndüktif etki: Protonun bağlı bulunduğu atoma komşu atomların, doğrudan doğruya δ bağları boyunca elektron çekme veya itme durumlarını belirler. Diğer bir deyişle, δ bağları boyunca farklı grupların farklı elektronegativitelerinden doğar ve sübstitüent merkezden uzaklaştıkça indüktif etki azalır. İndüktif etki I ile gösterilir. H'den daha fazla elektron çeken sübstitüentler -I H'den daha fazla elektron veren sübstitüentler +I ile gösterilirler. Birkaç örnek;
Cl NH C NH
NH
C
NH
NH (CH2)6 NH C NH
NH
C NH
NH
Cl
Chlorhexidine Fizyolojik pH
Cl NH C NH
NH2
C
NH2
NH (CH2)6 NH C NH
NH2
C NH
NH2
Cl
+ + + +
R OH NHR
RCR
H
H
H> >
pKa 17 34-38 42
R OH < R SH < R SeH
H C C H > H2 C C H2 > CH3 CH3
pKa 25 36 42
N: N: N:< <
14
+I -I -CH3 -NH3
+ -COR -CH2-R -NR3
+ -Halojenler -O- -NO2 -OR -COO- -C≡N -SR -COOH -CH=CH-
Örnek: H-COOH pKa=3.75 CH3CH2CH2COOH pKa=4.82 CH3-COOH pKa=4.75 CH3CH2CHClCOOH pKa=2.84 Cl-CH2-COOH pKa=2.86 CH3CHClCH2COOH pKa=4.06 Cl2-CH-COOH pKa=1.29 ClCH2CH2CH2COOH pKa=4.52 Cl3-C-COOH pKa=0.65 ii. Rezonans etki: Rezonans etki π elektronlarının yüksek mobilitesi ve delokalizasyonu sonucudur ve sübstitüentin çifte bağlar yolu ile elektron çekme ve salma özelliğini belirler. İndüktif etki atomların farklı elektronegativitelerinden doğarken, rezonans etki moleküllerin yükleri daha geniş bir alana dağıtarak daha kararlı bir duruma varmak istemelerinden doğar. Elektronların delokalizasyonu, sistemi stabilize ederken, lokalizasyonu ise daha az kararlı yapar. Karboksilli asitlerin alkollerden, fenollerin yine alkollerden daha asidik olmalarının esas nedeni rezonans etkidir. Rezonans etki için: a) Çifte bağlar sisteminin olması b) Çifte bağlar iki veya daha fazla sayıda ise bu çifte bağların yaklaşık aynı düzlemde olması
gerekir. Rezonans yolla elektron salan gruplar +R, elektron çeken gruplar -R ile gösterilir.
+R +I -R -I +R -I -O- -NO2 -COOR -F -OH -SR -S- -C≡N -CONH2 -Cl -OR -NH2 -CH3 -CHO -SO2R -Br -OCOR -NR2 -CR3 -COR -CF3 -I -SH -NHCOR -COOH
CROH
OCR
OH
OR C
O-
O-H+
R OH....
OH O-H+
O- O
-
O
-
-
O
15
π δm δp -NH2 -1.23 -0.16 -0.66 -NHCH3 -0.47 -0.30 -0.84 -NHCOCH3 -0.97 0.21 0.00 -NH3
+ ― 0.86 0.60 -OH -0.67 0.12 -0.37 -OCH3 -0.02 0.12 -0.27 -CH3 0.56 -0.07 -0.17 -CH2-CH3 1.02 -0.07 -0.15 -CH2-CH2-CH3 1.55 -0.07 -0.15 -CH(CH3)-CH3 1.53 -0.07 -0.15 -C6H5 1.96 0.06 -0.01 -F 0.14 0.34 0.06 -Cl 0.71 0.37 0.13 -Br 0.86 0.39 0.23 -CH2-Cl 0.17 0.11 0.18 -CF3 0.88 0.43 0.54 -COO- -4.36 -0.10 0.00 -COOH -0.32 0.37 0.45 -COOCH3 -0.01 0.37 0.45 -COCH3 -0.55 0.38 0.50 -CHO -0.65 0.35 0.42 -NO2 -0.28 0.71 0.78 -SO2CH3 -1.63 0.60 0.72 -CN -0.57 0.56 0.66
Tartışınız Görüldüğü gibi elektron veren gruplar veya atomlar asitliği azaltıyor, elektron çekenler ise artırıyor. Tam tersine baziklik söz konusu olunca elektron çekenler bazikliği azaltırken elektron verenler artırırlar. İçin tartışınız Sübstitüentler aynı zamanda hem rezonans olarak etkirken hem de indüktif olarak etki gösteriyor olabilirler. Sübstitüentlerin elektronik katkıları şu şekilde yazılabilir:
δT = δR + δI Ancak burada polarizabilite ve sterik etkiler ihmal edilmektedir.
R
NH2
R = NO2 OCH3
R = NO2, NH2, Cl, CH3
OH
R
16
Elektronik etkinin kantitatif olarak incelenmesini ilk kez Hammett yapmıştır. Hammett bu amaçla benzoik asit türevlerinin asitlik sabitleriyle sübstitüentlerin karakteristik elektronik katkılarını ifade etmiştir. pKa = 4.21 pKa = 4.38 pKa = 3.43 ∆ pKa
p-CH3 için ∆ pKa = -0.17 = 4.21 - 4.38 p-NO2 için ∆ pKa = +0.78
Sübstitüentin bulunduğu konuma göre (m- veya p- söz konusudur, zira o- konumunda sterik etki nedeniyle sübstitüent etkisiyle sterik etki karışabilir) ∆ pKa değerine δp veya δm denir. Sübstitüent p- da iken rezonans etki çok baskındır, bu nedenle δp 'ya δR + δI diyebiliriz. M ve p sübstitüe benzoik asidin pKa değerleri kullanılarak δm ve δp değerleri bulunmuştur. Bu değerler evrensel olarak kabul edilmişlerdir ve herhangi bir denge veya reaksiyon için sübstitüent sabiti olarak kullanılmaktadırlar. Ancak herhangi bir denge veya reaksiyon için eşitlik genel olarak şöyle yazılır ve buna HAMMETT EŞİTLİĞİ denir. ∫ ∫
∫ Reaksiyon sabitidir ve her bir reaksiyon veya denge için özel bir sayıdır.
COOH COO-
H++
+ H+
COO-
CH3
COOH
CH3
+ H+
COO-
NO2
COOH
NO2
δ=K0
Klog δ=k0
klog
17
∫
1
0.49
0.21
0.47
2.77
2.11
2.54
-2.78
COOH COO-
X X
+ H+
H++
XX
CH2COO-CH2COOH
CH2CH2COOH CH2CH2COO-
X X
+ H+
H++
XX
CH=CHCOO-CH=CHCOOH
NH3+ NH2
X X
+ H+
H++
XX
O-OH
XX
COO-COOC2H5
OH-
EtOH
Ac2O
NH2 NHCOCH3
X X
18
Örnek
Fenol türevlerinin δ ya karşı ∆pKa grafiği Hammett eşitliğinin yararı: δ değeri bulunduktan sonra herhangi bir başka sübstitüentin davranışı tahmin edilebilir. Örnek İçin ∫ = 2.11 p-NO2 fenolün pKa'sı kaçtır? Fenol pKa = 9.95 ∫ log K - log Ko = δp-NO2 ∫ -pKa + pKao = δp-NO2 ∫ pKao - pKa = δp-NO2 ∫ 9.95 - pKa = 0.78 . 2.11
0.2 0.4 0.6 0.8-0.4 -0.2
0.5
1
1.5
2
2.5
-0.5
-1
δ
∆ pKa
.
3 .p-NO2
.m-NO2
.p-COCH3
.p-Cl
.p-CH3
.m-Cl
.p-OCH3
.m-CH3
H++
XX
O-OH
OH
NO2
O-
NO2
+ H+
log KK0
= δp-NO2
19
KİMYASAL ÖZELLİKLER
Maksimum biyolojik aktivite için optimum fizikokimyasal özellikler yanında optimum bir kimyasal aktivite yani kimyasal özellikler de önemlidir. Örneğin kimyasal bileşiğin yapısında çok aktif bir grup varsa, ilaç etki yöresine ulaşana kadar pek çok biyomolekülle etkileşir ve etki yöresine ulaşamaz. Kimyasal aktivitesi çok düşük olan bir ilaç da yeterli etkileşime giremeyeceği için terapödik olarak yeterli aktivite gösterememektedir. Kısacası maksimum aktivite için kimyasal özellikler belli sınırlar içerisinde olmalıdır.
Belli kimyasal yapılar belirli etkilerden sorumludurlar. Örnek: Pirazolon → analjezik Fenilasetikasit → analjezik Feniletilaminler → sempatomimetik vs. Biyofonksiyonel grup: Biyolojik aktiviteden sorumlu gruplar Kemofonksiyonel grup: Kimyasal etkileşimlerle ilacın reseptöre bağlanmasına katkıda bulunan gruplardır. Biyofonksiyonel grup söz konusu etki için şarttır. İlacın reseptöre bağlanışı onunla mümkün olur. Yani reseptör bir kilit ise onun anahtarı biyofonksiyonel gruptur. Fakat, her ilaç reseptöre kilit-anahtar gibi tıpatıp uymaz, diğer etkiler (fiziksel ve kimyasal) ilacın reseptöre uyuşmasını azaltır veya kolaylaştırır.
O
ON
Kolinerjik sistem için biyofonksiyonel grup
N
Adrenerjik sistem için biyofonksiyonel grup
N
O
Narkotik analjezikler için biyofonksiyonel grup
ArX
Ar
N
Antihistaminikler için biyofonksiyonel grup
20
Görüldüğü gibi moleküllerde belirli mesafelerde belirli fonksiyonel gruplar bulunmakta ve bu mesafelere uyularak fonksiyonel gruplar serpiştirilmektedir.
Proteinlerdeki peptid zincirleri arasındaki mesafe 3.61 A˚ dür.
Bir çok biyolojik aktivitede maksimum aktiviteyi verebilen fonksiyonel grup mesafelerinde 3.61 A˚ lük mesafe veya katları olduğu saptanmıştır. Örneğin parasempatomimetik veya parasempatolitik ilacın ester karbonili ile azotu arasındaki mesafe 3.6 x 2 = 7.2 A˚ dur. Östrojenlerde H bağı yapan gruplar arasındaki mesafe 3.6 x 4 = 14.5 A˚ dur. Bazı ilaçlarda bu mesafe 5.5 A˚ dur. Bu durum proteinin α-helis yapısından ileri gelen burkulma neticesi mesafenin kısalmasından dolayıdır.
Adrenerjik bloke ediciler
Asetil kolin
Parasempatolitik Antihistaminik
Lokal anestezik
N CN C
N
O
H R
H
O
H
H
R
H
3.61 Ao
NO
5.5 Ao
CH3C
ON+
O
7.2 A- o
..
o 7.2 A
CC
O
O
N
7.2 Ao
CC
O
O
N R..
5.5 Ao
..N
OHHO
HO
21
İlaç Reseptör Etkileşmesinde Kimyasal Bağlar
Bağ Tipi
Etkileşme enerjisi (Kcal/mol)
Örnek
Kovalan bağ
40-110
İyonik bağ
5
Kuvvetlendirilmiş iyonik bağ
10
İyon-dipol
1-7
Dipol-dipol
1-7
Hidrojen
1-7
Yük transferi
1-7
Hidrofobik etkileşmeler
1
Van der Waals
0.5-1
N+RR
R
R
-O
NR
HH
HC
O
-O+
N+ :N
N: C
O
O H O C
O HC
C
C C
N
22
İlaç reseptör etkileşmelerinden birden fazla etkileşme rol oynayabilir. En kuvvetli bağ kovalan bağdır, geri dönüşümlü değildir. Bir ilaç ile biyomolekül arasında kovalan bağ oluşunca artık yeni oluşan bileşiğin biyotransformasyonla yıkılmasından başka yol yoktur. Diğer bağlar geri dönüşümlüdürler ve bir denge içerisinde oluşurlar. Kovalan Bağlar Geri dönüşümsüz olduklarından bu tür bağ yapan ilaçlar uzun süreli hatta geri dönüşümsüz farmakolojik etkilere yol açarlar. Bazı örnekler Alkilasyon Açilasyon Fosforilizasyon İyonik Bağlar Fizyolojik pH'da pek çok ilacın taşıdığı fonksiyonel grup iyonize hale geçer. Aynı şekilde vücut maddelerinin fonksiyonel grupları da iyonize hale gelir. Bu yükler karşılıklı olarak zıt yüklerle birbirlerine bağlanırlar.
Reseptörlerde bazı iyonize olabilen gruplar: Asidik gruplar
pKa % iyonizasyon
α-COOH
1.8-2.4 100
β-COOH
3.7 99-98
R NCl
ClR +N
Cl
.Cl-SH
-OOC
H2N
R NS
ClR N
O
Cl
C
O
R NN
Cl
H
Kanser ilaçları
N
SNH
O
R
COOHH2N Protein+ N
S
C
NHR
COOHNH
O
Protein
PR
R
X
O(S)ProteinHO P
R
R
O
O(S)
Protein
23
γ-COOH
4.3 99-92
0.7-1.0
100
5.9-6.0
99-96
Bazik gruplar pKa % iyonizasyon
12.5
100
10.3
99-100
9.1
98
7.5-10.3
55-99
İyon-dipol ve Dipol-dipol etkileşmeleri
Bağlarda elektronegativite farkından dolayı dipoller oluşur. C-O , C-N gibi
Aynı durum reseptörlerde de vardır.
C-O , C-N gibi bağlarda atomlar arasındaki elektronegativite farkları nedeniyle elektronik dipoller oluşur.
Zıt işaretli ve uygun yerleşimdeki yüklerin oluşturduğu dipoller reseptördeki diğer
dipol veya iyonlarla etkileşir. Bu etkileşme şekli ilaç-reseptör ilişkilerinde en sık rastlanan etkileşim cinsleridir.
P
OOH
OH
PO
OH
NH3+
CNHNH2
NH2+
CNH2
O
α+NH3
C2H5N
C2H5H
OCO +
N+O CO
O-
C O CO
OC
O
NH2C N
R CH2O
CH2R
C O.... C O
RO
C O
RHN
O :: C N
24
Dipol Momentleri
H-C 0.40 C-N 0.22 C=O 2.3 H-S 0.68 C-O 0.74 C=S 2.6 H-Br 0.78 C-S 0.90 C=N 3.5 H-Cl 1.08 C-I 1.19 N=O 2.0 H-N 1.31 C-Br 1.38 H-O 1.51 C-F 1.40 H-F 1.94 C-Cl 1.46
Örnek olarak bir seri lokal anestezik ilaçta polarize olabilme ile etki arasında şöyle bir ilişki bulunmuştur.
R pKa Anestezik etki (mmol/100ml) CH3O- 4.96 0.060 H2N- 4.49 0.075 H- 4.22 0.630 Cl- 4.03 0.090 O2N- 3.40 0.740
Bu polarizasyonu en iyi CH3O- ve -NH2 sağlar. Hidrojen Bağı H Atomu elektronegativitesi yüksek olan, diğer bir deyişle üzerinde elektron çifti bulunduran gruplar arasında bir köprü oluşturur. Hidrojen bağının gücü X ve Y'nin özelliklerine bağlıdır. X'in H bağlama gücü ve Y atomu üzerindeki elektron yoğunluğu ve sonuçta bu kuvvetler arasındaki denge bağın gücünü belirler. Hidrojen bağları, biyolojik sistemlerde makromoleküllerin yapılarının belirli uzaysal konformasyonları koruyabilmeleri açısından çok önemlidir. İlaç-biyomolekül etkileşmelerinde de çok önemlidir. Aslında H bağı çok zayıftır, ancak binlercesi bir araya gelince önemli bir gücü oluşturmaktadırlar.
R C O NEt
EtO
..
H2N C O NEt
EtO
..H2N+ C O N
Et
EtO-
X H Y
O H O C O H π
O H O
O H S
O H N
O H N
S H N
N H O C
N H S C
N H O
N H S
N H N
N H N
N H π
25
Hidrojen bağı intermoleküler ve intramoleküler olabilir. Salisilik asit belirgin antibakteriyel aktiviteye sahiptir, fakat izomeri olan p-OH-benzoik asit inaktiftir. Ancak p-OH benzoik asitin esterleri oldukça aktif iken salisilik asitin esterleri inaktiftir. Bu farklı durum H bağıyla açıklanabilir.
Suda daha az çözünür P üç yüz kez yüksek intramoleküler H bağı ile fenolik OH gölgelenmiş (maskelenmiş) ancak karboksil grubu serbest ve benzoik asit gibi antibakteriyel etki gösterir.
Suda çok çözünür P küçük nonpolar çözücülerde çözünürlüğü azalır, düşük bakterisit etki.
Hem fenolik hem de karboksilik OH perdelendi.
Her ne kadar dimer veya polimer olabilirse de P yüksektir ve assosiasyon düşüktür. Sübstitüe fenoller gibi etki gösterirler.
Nükleik asitler
Purin ve Pirimidin bazları riboz ve dezoksiribozla glikozit bağlarıyla bağlanarak nükleozitleri oluştururlar. Bunlarda fosforlanarak nükleotidleri verirler. Nükleotidler, fosfat bağlarıyla bağlanıp uzun zincirler yaparlar. İki zincir H bağlarıyla tutunup büyük molekülleri oluştururlar. Nükleik asitler H bağlarıyla proteinlerle etkileşerek nükleoproteinleri oluştururlar.
O
N
O
O-
H
H O NO
O
HO N
O
O
O
C
H
OH
O
pKa=3
OH
CO
OH
HO C
O
OHpKa=4.5
O
C
H
OCH3
O OH
CO
OCH3
HO C
O
OCH3
N
NN
N
NH2
ŞekerP
N
N
O
O
CH3
Şeker P
H
26
Yük Transfer Etkileşmeleri
Diğer bağ tipleriyle birlikte bir araya gelince önemli bir yer tutar. Bu etkileşmenin esası, elektronca zengin bir donör (verici) moleküle, elektronca fakir bir akseptör (alıcı) molekül arasında elektrostatik çekimle gerçekleşir.
Örnek: İndol halkasında N elektron çiftini halkaya vererek aromatiklik sağladığı için elektronca zengin bir halka sistemi oluşturur. Nikotinamidde ise piridin halkasının elektronları azota doğru yönlenmiştir ve elektronca fakirdir. Bu iki molekül birbirini yük transferi yoluyla etkilerler.
Hidrofobik Etkileşmeler İki veya daha fazla sayıdaki nonpolar molekül birbirine belli bir mesafeye kadar yaklaşırlarsa aralarında hidrofobik bağlar oluşur. Bu bağların oluşması sırasında, nonpolar grupları çevreleyen su molekülleri bu gruplar tarafından dışarıya itilirler. Van der Waals Etkileri Yüksüz moleküllerin birbirlerini çekmesi Van der Waals güçleri ile sağlanır. Atomların dolayısıyla moleküllerin elektronlarının sürekli olarak hareket ettikleri bilinir. Moleküllerin devamlı bir şekilde dönmeleri de göz önüne alınırsa grupların veya moleküllerin bazı yerlerinde + bazı yerlerinde - kutuplaşmaların oluşacağı anlaşılır. Ancak, bu + ve- yöreler devamlı olarak böyle kalmayıp değişkenlik gösterirler. Dipol-dipol etkileşmelerinden bu şekilde ayrılırlar.
N
NN
N
O
ŞekerP
H
NH2
PŞeker
CH3
O
N
N
N
H2
N
R
H
..
N
NH2
O
..
S
N
N
NR
..
..
..
..
CH2 CH2CH2 N
27
BAZI FONKSİYONEL GRUPLARIN ETKİYE KATKILARI
ALKİL GRUPLARI Kimyasal olarak aktif olan bir proton yerine alkil grubunun girmesi söz konusu
bileşiğin biyolojik etkisini zayıflatır. Ancak bu kurala ters düşen bazı örneklere de rastlanmıştır. Örneğin, alkilaminler amonyaktan daha toksiktir. Rezorsinol'ün dimetil eteri ana yapıdan daha toksiktir. AMİNLER Primer aminler genellikle daha etkin ve daha toksiktirler. Ancak, etki şiddeti sec. ve tert. amin sırasında azalır. Aminlerin asetillenmesiyle baziklikleri azalır, buna paralel olarak etkileri de azalır. Benzer şekilde amin molekülüne COOH veya SO3H gibi grupların sokulmasıyla elektron çekici etkileriyle bazikliği azaltacakları için etkileri de zayıflar. ALKOLLER ve FENOLLER OH Grubunun girişiyle suda çözünürlük artar, yağda çözünürlük azalır. Bu arada fizyolojik etki de azalmış olur. pr>sec>ter sırasında etki artar, bunun nedeni karbonyum iyonu verebilme kolaylığıyla ilgili olabilir. Hidroksil gruplarının açilasyonu veya alkilasyonu fizyolojik etkinin azalmasına yol açar. Fenoller, alkollerin tersine asidik bileşiklerdir ve aromatik hidrokarbonlardan daha toksiktirler. Ancak bir fenole COOH veya SO3H gibi asidik fonksiyonların girişi etkiyi zayıflatır. Bu grupların amidine veya esterine çevrilmesi ise etkiyi artırır.
H C N CH3 C N
OH
OCH3
N HR
RN R'
R
R
OH
OH
OCH3
OCH3
R NH2 R NH COCH3
CH3 CH2 CH2 OH CH2
OH
CH CH2
OH OHdaha toksik toksik değil
28
ALDEHİT ve KETONLAR Aldehitler ketonlardan daha etkilidirler. Bu açıdan kimyasal aktiflikle biyolojik aktiflik paralellik gösterir.
CH2O güçlü bir antiseptiktir. ASİTLER Bir moleküle asidik grupların girmesi onun biyolojik etkisini ve toksisitesini azaltır.
Asit molekülüne -NO2, -NH2, -OH gibi grupların girişi molekülün etkisini ya azaltır ya da tamamen yok eder.
HALOJENLER Nonkonjuge yapılı bir moleküle halojen girmesi bileşiğin etkisini ve toksisitesini
arttırır. Ancak, çoğunlukla toksisitedeki artış ihmal edilebilir.
BİYOİZOSTERİZM
Aktivitesi bilinen, elde varolan bileşiklerden hareketle daha etkili, daha az toksik, daha az yan etkili, daha ucuz veya antagonist etkili bileşikler sentez edilmek istenebilir. Böyle bir moleküler çeşitleme çalışmasında aktif moleküldeki belli grup ve atomlar değiştirilerek yeni türevler elde edilir. Ancak bu çeşitleme rasgele değişikliklerle olmaz. Belirli kurallara uymak zorunludur. Değiştirilen grupla, yeni grup veya atomun fiziksel, kimyasal ve sterik özellikleri birbirine benzer olmalıdır. Kimyasal izosterizm 1919'lu yıllarda ilk kez Langmuir tarafından tartışılmıştır. Langmuir'e göre benzer elektronik yapıları olan molekül, radikal, grup veya atomlar izosterdirler. Bunların fizikokimyasal ve sterik özellikleri birbirine çok yakındır. En basit anlamda
N2 , CO ; N2O , CO2 ; N3¯ , NCO¯ kendi aralarında izosterdirler.
Bu tariften sonra ikinci tarif 1925'te Grimm tarafından yapıldı. Grimm "Hidrür katım kanunu" ve "pseudoatom" kavramlarını ortaya attı. Buna göre, bir atom yerine serbest elektronları ile birlikte bir hidrür katılırsa oluşan bileşiklerin sterik ve fizikokimyasal özellikleri birbirine yakın olacaktır.
Tabloda hidrür katım kuralına uygun izosterler verilmiştir. Total elektron
6 C 7 N CH 8 O NH CH2 9 F OH NH2 CH3 10 Ne FH OH2 NH3 CH4 11 Na+ — FH2 OH3
+ NH4+
R CH2 COOH R CH
NH2
COOH
CH2 CH2 NH2CH2 CH
COOH
NH2
29
Bugünkü anlamda izosterler, girdikleri yapıya benzer fiziksel, kimyasal ve sterik özellikler kazandıran gruplar olarak bilinir. Bu yeni modern tanıma göre ilk yaklaşımı Hinsberg yapmıştır. S ve —CH=CH— yapılarını izoster olarak kabul etmiştir. Bu yaklaşım yeni ufukların açılmasına yol açmıştır. Böylece benzen ve tiyofen halkaları birbirinin izosteri olarak alınmış, piridin ve pirol gibi yapılarda birbirinin yerine geçebilen sistemler olarak kabul edilmiştir. 1950'li yıllardan itibaren biyoizosterizm kavramı gelişmiş ve izosterizm medisinal kimyaya taşınmıştır. Böylece anlamı da değişmiştir. Biyoizoster; belirli bir molekülde yer değiştirildikleri zaman aynı esasa dayanan farmakolojik bir etki doğuran gruplardır.
Klasik Biyoizosterler
1) Tek bağlı atom ve gruplar a) CH3 NH2 OH F Cl b) Cl PH2 SH c) Br
d) I 2) Bivalan atom ve gruplar
a) —CH2— —NH— —O— —S— —Se— 3) Trivalan atom ve gruplar
a) —CH═ —N═ b) —P═ —As═
4) Tetravalan atomlar a) b) ═C═ ═N+═ ═P+═
Halka Ekivalanları a) —CH=CH— , —S— (Örneğin; benzen, tiyofen) b) —CH═ , —N═ (Örneğin; benzen, piridin) c) —O— , —S— , —CH2— , —NH— (Örneğin; THF, Tetrahidrotiyofen, Siklopentan, Pirolidin) Nonklasik Biyoizosterler 1) Karbonil grubu
CHCH3
CH3CH3
CH3
CH3
C
O
CH2R CO2R COSRCONHR
C Si
C
O CCNNC
S
OS
OO
SN
R
OOC
N
O
CH
CN
30
2) Karboksil grubu 3) Hidroksil grubu 4) Kateşol grubu 5) Halojen
X
CF3
CN
6) Tiyoeter grubu 7) Tiyoüre grubu 8) Azometin 9) Piridin
COH
OS
NH
R
OOS
OH
O OP
NH2
OH
O
N
O
CN
H NO
OH O
O
OHN
NN
N
H
OH NH SO2 RNH C
O
R CH2OH NH C NH2
O
NH CN CHCN
CN
OH
OH
N
NH
X
O
OHN
O
OH
NCN
CN C CNCN
CN
S O CNNCN
CN
NH NH2
S
NH NH2
N CN
NH NH2
NH2
N C
CN
NNO2 N+
31
10) Mesafe grubu
―CH2―CH2―CH2― , 11) Hidrojen H , F Örnekler: Hekzaklorofen Bithionol
CH3 C
O
O CH2 CH2 N+ CH3
CH3
CH3
Asetilkolin
H2N C
O
O CH2 CH2 N+ Karbakolin
CH2
OH OH
Cl ClCl Cl
ClCl S
OH OH
Cl ClCl Cl
ClCl
COOHH2N H2N SO2NH Antagonist etki
N
COOH
N
SO3H
NNCH3
CH3
O
NCH3
CH3 NNCH3
CH3
O
CHCH3
CH3
32
N
N
H
CH3
CH3
N
N
N
H
Cl
Cl
H
Meperidin
CH2 CH
NH2
COOH CH2 CH
NH2
COOHS
N
N
CH3H
O
H
O
N
N
FH
O
H
OTimin
CHHO
OH
CH2 NH CH3
OH
CHHO
OH
CH2 NH CH3
NSO2H
CH3
N
C
O
OC2H5
CH3
N
C
O
CH2CH2CH3
CH3
N
O
CH3
C
O
CH2CH3
NN
CO
CH2 CH2
Et
NN
CO
CH2 CH2
Et
S
33
N
N
CH3
OCH3
N
N
CH3
OCl
Ph
Ph
C EtO
N
Ph
Ph
C EtO
N
O
NS
OH
C
O
NH
O OCH3
NS
OH
C
O
NH
O OCH3
N
S
NS
OH
C
O
NH
O OCH3
N
NS
OH
C
O
NH
O OCH3
N O
CH3
COOH
NH
CH3
CH3
COOH
NH
CH3
CF3
(N) (N)
COOH
NH
CH3
Cl
34
N
NC4H9
Cl
OH
COOHN
NNN
N
NC4H9
Cl
OH
H
N
CH2
CH2 CH2 NCH3
CH3
N
CH2
CH2 CH2 NCH3
CH3
N
N
CH2
CH2 CH2 NCH3
CH3NN
N
S N
CH2
CH2 CH2 NCH3
CH3S N
CH2
CH2 CH2 NCH3
CH3
SO2NH C
O
NH RR
SO2NH C
O
NH RCH3 SO2NH C
O
NH RNH2
S
N Cl
CH2 CH2 CH2 NCH3
CH3
O
N Cl
CH2 CH2 CH2 NCH3
CH3
S
Cl
CH CH2 CH2 NCH3
CH3
N
CH2 CH2 CH2 NCH3
CH3
N
CH2 CH2 CH2 NCH3
CH3
O
N
CH2 CH2 CH2 NCH3
CH3
(S)
35
Halkalı yapılara karşı halkasız yapılar
COOCH2CH2H2N NEt
EtCOOCH2CH2CH3O N
Et
Et
H2N SO2 NHN
H2N SO2 NHS
N
H2N SO2 NHN
N
H2N SO2 NHN N
N
NO
H
N
NO
N
H
N
NO
H
S
N
NN
N
H
R
R = NH2 AdeninR = OH HipoksantinR = SH 6-Merkaptopurin
OH
HO
OH
HO
O C C N O C C N O C C NO
NN
H
O
H
OO
N
O
H
O
N
O
H
OH2N
N
O
H
O
36
İLAÇLARIN STERİK ÖZELLİKLERİ
İzomerlerin farmakolojik aktivitelerindeki farklılıklar reseptör varlığının en önemli kanıtlarından birisidir. İzomerlerin farmakolojik aktivitelerinin farklılığı değişik nedenlerden kaynaklanabilir. İzomerlerin vücutta dağılımları veya reseptör yüzeyinden absorbsiyonları farklı olabilir. Çünkü, bir molekülü oluşturan atomların cinsleri ve sayıları kadar sıralanmaları ve uzaysal konumlanmaları da o molekülün fiziksel, kimyasal ve fizikokimyasal özellikleri üzerinde etkilidir. İlaç-reseptör etkileşmelerinde, mekanizma ne olursa olsun, önce ilaç reseptöre yaklaşıp onun yüzeyine intibak edebilmelidir. Bu nedenle gerek ilacın gerekse reseptörün stereokimyası tarafından belirlenen sterik faktörler ilaç reseptör etkileşmelerinin ne derece etkili olacağı üzerinde rol oynar. Bazı yapılar moleküle sabitlik sağlar. 1) Aromatik halkalar düzlemdirler, dolayısıyla buna bağlanan atomlar da halka ile aynı
düzlemde bulunurlar. 2) Çift ya da üçlü bağlar da sabitlik sağlar. Çifte bağlar cis-trans izomerliğini ortaya
çıkarırlar, bağın etrafındaki gruplar uzayda farklı durumlarda bulunurlar. Bu izomerlerin arasında kimyasal ve fiziksel farklılıklar vardır. Bu nedenle biyolojik ortamda dağılımları ve spesifik reseptörlerle etkileşmesi farklı olur.
CH3—CH═CH—CH3 şeklindeki gösterişte izomerlerin bulunacağı kolayca görülemez. Ama, şeklinde yazılınca iki geometrik izomerin varlığı kolayca görülebilir. Benzer gruplar farklı karbonlar üzerinde ve aynı tarafta bulunursa CIS –izomer, farklı tarafta bulunursa TRANS-izomer elde edilir. Çifte bağa bağlı grupların hepsi veya üçü aynı olursa izomerik bir durum söz konusu olamaz. Aynı iki grup aynı karbona bağlanırsa yine geometrik izomeri oluşmaz. Gruplardan üçü farklı diğeri de bunlardan biri olursa izomeri oluşur. cis- trans-
C CCH3
H
CH3
HC C
CH3 H
H CH3
C Ca
b
a
b
C Ca
b
b
a
C Ca
a
a
aC C
a
a
a
b
C Ca
b
c
c
C Ca
b
a
cC C
a
b
c
a
37
Gruplardan dördü de farklı ise yine de izomeri oluşur bu durumda en küçük grupları molekül düzleminin aynı tarafında bulunduran izomere cis, farklı tarafında bulunduranlara trans izomeri denir. Değişik sembolleme yöntemleri de kullanılmış olabilir. Z = cis E = trans Sikloalkanlarda karbonlar tetrahedral yapıdan çıkmış olduklarından halkalar gergin ve düzlemseldir. Bu nedenle bu türevlerde de cis-trans izomerliği de söz konusudur. cis-enantiyomerler trans-enantiyomerler a = b olursa cis izomerleri simetri düzlemli olmaları nedeniyle mezo şeklindedirler. Aynı durum siklopropan için de geçerlidir.
cis-enantiyomerler trans-enantiyomerler cis trans Siklopentanda halka biraz büyümüştür ve sistem tamamen düzlemsel değildir. 1,2- ve 1.3-disübstitüe siklopentanların birer çift cis ve trans enantiyomerleri vardır. Siklohekzanda artık halka gerginliği yoktur. Tetrahedral yapı sağlanmaktadır ve bağ açıları yine 109.3° ‘dir. Bu nedenle halka düzlemsel değildir, uzayda iki şekilde bulunur. sandalye konformasyonu kayık konformasyonu Kayık konformasyonunun enerjisi yüksek olduğundan dayanıksızdır, bu nedenle bükülmüş kayık şekline çevrilir. twist-boat Bu yapıda tetrahedral yapı bozulmamakta sadece bağ dönmesi olmaktadır. Sandalye konformasyonunun altısı aksiyal, altısı ekvatoryal olan iki tip hidrojeni vardır.
C CCH3
C2H5
H
C3H7
C CCH3
C2H5 H
C3H7
cis trans
b
aa
b
b aa b
b
aa
b
b aa b
b
aa
b
envelope (E) form twist (T) form
38
Aksiyal Ekvatoryal
Sterik olarak ekvatoryal şekil daha az engellendiği için bir çok reaksiyon bu formda
daha kolay yürür. Büyük gruplar aksiyal hidrojenlerle Van der Waals itmesi ile etkileneceğinden dolayı aksiyal formu tercih edeceklerdir. Halkada dönüşmeler nedeniyle enantiyomorflar stabil değildir ve ayrı ayrı bulunmazlar, aksiyal ve ekvatoryal bağlar nedeniyle üç çift enantiyomer beklenebilir.
HH
H
H
H
HH
HH
H HH
H
HH
H HH
HH
H
H
H
H
HH H
CH3
H
CH3
H
C CH3
CH3
CH3
65
X
X
43
X
X
X
X
X
X
2
X
X1
X
X
1 ve 2 4 ve 3
5 6
39
Bu tür izomerlerin ilaç reseptör etkileşmelerindeki önemi şu şemaların izahı ile kolayca anlaşılabilir.
Örnek ilaç-reseptör etkileşmeleri Antidepresan olarak trans şekli daha etkilidir. (MAO inhibitörü) Trans şekli İproniazid’den 55 kat daha etkili iken cis şekli 24 kez daha etkilidir.
reseptörC
BA
C
BA
ilaç
C
A BA B
C
C CA A
C B
AA
C B
C CA B
C A
C
A
B
A
OHHO Stilbestrol
HOH3C
OH
Östradiol
Ph
NH2
PhNH2
Tranilsipromin(trans-2-fenilsiklopropilamin) (cis-2-fenilsiklopropilamin)
40
Aynı şekilde cis ve trans-2-asetiloksisiklopropiltrimetilamonyum iyodürlerin sempatomimetik etkileri gösterilebilir.
Muskarinik etki Nikotinik etki Asetilkolin 1.0 1.0 (+) trans ACTM 1.13 0.013 (-) trans ACTM 0.022 0.028 (±) cis ACTM 0.0001 0.0042
4-(4-Hidroksipiperidino)-4’-florobutirofenon’un sadece sandalye formundaki konformerinin reseptörle etkileştiği ispatlanmıştır.
KONFORMASYON
Konformasyonel izomerlerde daha ince farklar vardır. Bunlar da geometrik izomerler gibi uzayda farklı yerleşim gösterirler, fakat farklı olarak tek bağ etrafında rotasyonla birbirlerine dönebilirler.
Konformasyon; molekülün tek bağ etrafında dönmek suretiyle uzayda aldığı muhtelif yerleşme şekilleridir. Enerji düzeyi düşük olanın tek başına bulunabilme imkanı daha fazladır.
Örnek: Siklohekzanda büyük sübstitüentler bulunursa ekvatoryal şekilde bulunmayı tercih eder. Zira aksiyal halde sterik etkenlere daha fazla maruz kalır.
Benzer durum piperidin için de söz konusudur. Mesela, Trimeperidin de hacimli fenil gruplarının ekvatoryal pozisyonda bulunduğu konformer daha fazla bulunur, fakat aslında her iki konformer de analjezik etki gösterir. Pek çok ilaçta alifatik kısımlar büyük bir yer tutar. Bu düz zincirlerde bir konformasyon bulunmaz. Bazı konformasyonlar sterik olarak tercihlidir. Tercih edilen konformasyon genellikle transtır. Zira bu şekil atomların birbirinden en uzak olarak yerleştiği şekildir.
(CH3)3N+ OCOCH3(CH3)3N+
OCOCH3
trans cis
N
OH
H
CH2CH2CH2C
O
F
N
CH3
CH3CH3
OC
O
CH2 CH3
41
Staggered Eclipsed (transoid) (cisoid)
Feniletilaminlerde en tercihli şekil,
amin ve fenilin birbirinden en uzak olduğu transoid şekildir.
α-Metil-β-feniletilaminlerde hacimli
metil grubu fenilden en uzak pozisyona yerleşir. Bu durum azotun enzimlerce oksidasyonunun engellenmesine yol açar ve etki uzun sürer.
Ester ve amitler de düzlemsel bir konfigürasyon ve hacimli grupların minimal
etkileşmesini tercih eder. Bu nedenle düzlem ve trans şekilde bulunurlar. Trans-amit Trans-ester
Yüklü grupların birbirini itmesi veya çekmesi sonunda farklı konformasyonları tercih ederler. İki + yük birbirini iteceğinden dolayı uzayda birbirlerinden mümkün olduğunca en uzakta bulunurlar.
Dipol-dipol etkileşmeleri veya dipol-iyon etkileşmeleri de molekülde belirli konformasyonların tercihine yol açar.
Örnek: Metadon’da karbonil ve azot arasında dipol çekim gücünden dolayı kısmen siklik yapı arz eder. Bu konformasyonda metadon, morfin ve meperidin benzeri kuvvetli analjezik ilaçların konformasyonuna benzer.
Morfin
Meperidin
Metadon
O O
H
H
N
CH3
N
RC
O
NR'
HR
C
O
OR'
N+
N+ CH3
CH3
CH3
CH3
CH3
CH3
CC
CH2 CH
O
C2H5
N
CH3
CH3
CH3
NC
O
O
EtCH3
O
N
OH
OHCH3
..Et
OC
CH3
CH3N
42
Asetilkolin, epinefrin, seratonin, histamin gibi bazı düz zincirli nörohormonların birden fazla sayıda farklı biyolojik aktivite gösterebilmeleri bunların farklı konformasyonlarda farklı reseptörlerle etkileşmesi olarak izah edilebilir. (transoid) (cisoid) muskarinik etki nikotinik etki
Hangi konformasyonun hangi reseptöre etki gösterdiği, yapısı rijid olan model maddelerle ispatlanmıştır. Asetoksisiklopropiltrimetilamonyum iyodürün trans ve cis şekillerinin etki dağılımı bunu gösterir.
Trans şekli, asetilkolin’in transoid şekli gibidir, gerçekte bu molekül asetilkolin’den daha etkilidir, zira konformasyon sabittir.
Histamin H1 ve H2 reseptörlere olan etkileri birbirinden farklıdır. A
Hangi konformasyonun hangi reseptörle etkileştiğini saptamak üzere asetilkolin örneğinde olduğu gibi konformasyonu sabit olan bir antihistaminik triprolidin ile mukayese yapılabilir.
Bu bileşik H1 reseptörler üzerine antagonist etki gösterir. Azotlar arasındaki mesafe 4.8 A° dur. Buradan A formunun H1 reseptörleri etkilediği sonucuna varılabilir.
N+
CC
OC
CH3
O H H
H H
CH3
CH3
CH3CH3
CO
O
N+CH3 CH3
CH3
N+
OCOCH3
CH3
CH3 CH3
N+ OCOCH3CH3
CH3 CH3
N
N
CHC
N
HH
HH
HH
H
4.55Ao
N
N
HC
CN
H HH
H
HH
H
3.60Ao
NC
H
C
HH
HN
CH3O
4.8A o
43
STEREOİZOMERİ Moleküler asimetriler nedeniyle optikçe aktif olan, yapıları aynı olan fakat konfigürasyonları farklı maddelerdeki izomeridir. Bir molekülün uzaysal yapısını ayna hayali olarak sağlayabilen ve gerçekte hiçbir zaman birbirinin aynı olmayan ve çakıştırılamayan cisimlere şiral, bu özelliğe de şiralite denir. Birbirinin ayna görüntüsü aynı olan maddelere; ENANTİYOMER denir. Uzayda farklılaşma olayına STEREOİZOMERİ, farklılık gösteren maddelere ise STEREOİZOMER denir. Dört farklı grup taşıyan karbon atomu asimetriktir ve buna şiral karbon da denir. Enantiyomerleri birbirinden ayıran özellik polarize ışığın yönlerini farklı olarak çevirmeleridir. Ancak, ışığı çevirme yönüyle maddenin konfigürasyonu arasında bir ilişki yoktur. Konfigürasyon diğer bazı fiziksel metotlarla belirlenir (x-ray gibi). Polarize ışığı sola çevirenlere levojir denir, l veya (-) ile gösterilir; sağa çevirenlere dextrojir denir, d veya (+) ile gösterilir. d ve l şekillerinin konfigürasyonu belirtmemesi nedeniyle stereokimyasal şekilleri belirten başka işaretlerin kullanılması gerekir. Bu şekilleri belirlemek için referans olarak kullanılan doğal iki bileşiğin konfigürasyon şekillerinden yararlanılır. Bu amaçla gliseraldehitler seçilmiştir. Tamamen tesadüfi olan bu seçimde (+) gliseraldehite D, (-) gliseraldehite L konfigürasyonu verilmiştir. Daha sonra yapılan x-ray analizleriyle keyfi olarak seçilen bu konfigürasyonların gerçekte de böyle oldukları saptanmıştır.
(Yatay çizgiler düzlemin üstü, dikey çizgiler düzlemin altında kalan grupları gösterir.)
D Gliseraldehite benzeyen maddeler D serisi L Gliseraldehite benzeyen maddeler L serisi
Şiral karbon iki tane olursa konfigürasyon yine referans olarak alınan iki doğal bileşiğin konfigürasyonlarına göre belirlenir. Bu bileşikler Eritros ve Treos’dur.
Enantiyomerlerin eşit miktar karışımına rasem denir. Rasemde, optik çevirme miktarları aynı, fakat ters yönde olan iki karışım bulunduğundan, optik çevirme 0’dır. D-Eritros, L-eritros’un; D-treos’da L-treos’un enantiyomeridir. Ancak, eritroslarla treoslar arasında ayna görüntüsü benzerliği olmadığından bunlar birbirinin enantiyomeri değildir.
CCH3
CH2CH3 I
HC
CH3
CH2I
H
CH3
H
CHO
CH2OHOH H
CHO
CH2OHHO
(D) (L)
CHO
H OH
CH2OH
CHO
HO H
CH2OH
(D) (L)
CHO
H OH
H OH
CH2OH
CHO
HHO
HO H
CH2OH
CHO
HHO
H OH
CH2OH
CHO
OHH
HO H
CH2OH
D-Eritros L-Eritros D-Treos L-Treos
44
Bunların konstitüsyonları aynı fakat konfigürasyonları farklıdır. Bu tür bileşiklere de DİASTEROİZOMER’ler denir. Günümüzde bu ayırımlar daha değişik bir kurala göre belirlenmektedir. Bu kural ÖNCELİK SIRASI KURALI’ dır. Buna göre asimetrik karbona bağlı gruplar ağırlık sırasına göre işaretlenir. a > b > c > d Asimetrik karbondan bakılınca geride en hafif sübstitüent kalacak şekilde ayarlanır. Diğer gruplar ağırlık sırasına göre sıralanırlar, eğer a b c yönünde giderken saat yönünde bir yol izleniyorsa konfigürasyon R (rectus-sağ), saatin tersi yönde bir yol izleniyorsa konfigürasyon S (sinister-sol) harfiyle tanımlanır. Atom veya gruplar arasında büyüklük sırası şöyledir: I, Br, Cl, SH, F, RCOO, R-O, OH, NO2, NR2, NH2, COCl, COOR, COOH, CONH2, COR, COH, CH2OH, CR3, CHR2, CH3, H. Çift bağlar veya üçlü bağlarda; çift bağlı atomda iki, üç bağlı atomda ise üç tekli bağın bulunduğu varsayılır. Stereoizomer reseptör ilişkilerinin önemi şu şema ile daha iyi görülebilir.
bakış yönü bakış yönüCb
c
da
Ccb
da
C
a
c bC
a
cb
R S
CH CH C C
H
C C
HNC C
N
N
N
C
C
C C C
C
C
C
C
C
C O C
O
O
C
AB C
A
B
C
AB
C
AX
C
B
45
Güzel bir örnek olarak fenilefrin’i verebiliriz. Fenilefrin’in bir tane şiral karbon atomu vardır, bu sebeple optikçe aktiftir. En etkili şekli levatotori izomerdir ve konfigürasyonu R (D) şeklindedir. Bazı kateşolamin türevlerinin enantiyomerlerinin bronkodilatatör etkileri.
Amin Rölatif bronkodilatatör etki D-(-)-Noradrenalin 1.0 L-(+)-Noradrenalin 0.0014 D-(-)-Adrenalin 58.0 L-(+)-Adrenalin 1.3 D-(-)-İzopropilnoradrenalin 270.0 L-(+)-İzopropilnoradrenalin 0.33
Feniletilamin türevlerinin α-metil türevi olanların 2 tane şiral karbon atomu bulunur. Örnek: Efedrin’in 1R 2S şeklinde olan izomeri direkt etkili iken (α agonist) 1S 2R izomeri indirekt etkilidir. Asetil-β-metilkolin, asetilkolin’den daha potent muskarinik bir ajan iken, çok zayıf bir nikotinik etkiye sahiptir. Daha önce asetilkolin’in çeşitli konformasyonlarının farklı etkiye sahip oldukları izah edilmiş, asetilkolin’in uzamış (transoid) formunun muskarinik etkiyi gösterdiği belirtilmişti. Burada, asetil-β-metilkolin’in S formu bu transoid formu daha iyi sağlamıştır.
S izomer, R izomerden 240 kez daha etkilidir. S-(+)Asetil-β-metilkolin Morfinin uzaysal yapısını sağlayan konfigürasyonu 5(R) 6(S) 9(R) 13(S) 14(R)’dir. Bu konfigürasyonu sağlayan diğer yarı sentetik ve sentetik ilaçlar morfin gibi etkilidirler.
Bu konfigürasyondaki morfin molekülü levojirdir, D formundadır.
D-(-)-morfin
OH
OH
H
CH2
NH R
OH
CH3 COO CH
CH3
CH2 N
N
H HAcO H
Me
MeMe Me
O
N
HO OH
CH3
1
2
3 4 5 67
8910
1112 13
14
46
Aril propionik asit grubu antiinflamatuar ilaçlarda da stereoizomeri çok önemlidir. S konfigürasyon R’den çok daha etkilidir. Oran 1/300 kadardır. S Konfigürasyonu ilacın, reseptörün katyonik bölgesine daha iyi oturmasını sağlıyor. Aynı zamanda karboksil grubu aromatik düzlemin dışına itilmektedir. Kloramfenikol’de 2 tane şiral karbon atomu vardır. Bu nedenle 4 tane stereoizomeri vardır, ancak etkili olan D-(-)-treo izomerdir.
İzomer Antibakteriyel etki D-(-)-treo 100 L-(+)-eritro 1-2 L-(+)-treo <0.4 D-(+)-eritro <0.4
D-(-)-treo formu molekülü nükleotidlerin yapısına benzetir. Gerçekte kloramfenikolün
etkisi urasil veya sitozin ve timin nükleotidinin antimetaboliti gibi davranmasından kaynaklanır.
O
N
OH
OHCH3
(S)
C
H
CH3
CO
O-
R
C
H
C
CH3
O-O
R(R)
OCH2OP
O
HO
OH
OH OH
N
N
O
OH NO2
O
HN
CH2OH
C HO
CClCl H
H
R
R
47
İLAÇ METABOLİZASYONU
İlaçlar vücutta enzimlerin etkisiyle çok değişik biyokimyasal reaksiyonlara uğrarlar.
Bu olaya metabolizasyon veya biyotransformasyon denir. Bu biyokimyasal reaksiyonlar başlıca karaciğer, barsak ve böbreklerde olur. Metabolizma sonucunda oluşan ürünlere metabolit denir. Metabolizasyon sonucu ilacın aktivitesinde şu değişiklikler olabilir. 1. Deaktivasyon:Farmakolojik aktivitenin azalması, 2. Aktivasyon: Farmakolojik aktivitenin artması, 3. İntoksikasyon: Toksisitenin azalması, 4. Farmakolojik aktivitenin değişmesi.
Metabolik ürünlerde genellikle farmakolojik aktivite kaybı gözlenir. Oluşan metabolit ilaçtan daha az etkili veya tamamen etkisizdir. Daha az toksik şekle geçiş metabolizasyonun önemli amaçlarından biridir. İkinci amaç ise, ilacı daha polar şekle çevirmek ve atılımını kolaylaştırmaktır. Çünkü ilaçların çoğu lipofilik karakterdedir ve en temel atılım yolu böbreklerdir. Böbreklerden ancak çok küçük moleküller veya fizyolojik pH’da tamamen iyonize olabilen şekiller atılabilir.
İLAÇLARIN METABOLİZASYON YOLLARI Bir ilacın metabolizasyonunda birden fazla kimyasal reaksiyon söz konusudur. Bu nedenle
birden fazla da metabolit gözlenir. Örneğin klorpromazinin tespit edilen metabolit sayısı 168 dir.
İlaç metabolizasyonu iki önemli grupta toplanabilir:
1. Faz I reaksiyonları 2. Faz II reaksiyonları
FAZ I REAKSİYONLARI (BİYOTRANSFORMASYON)
Bu reaksiyonlar sonucu, moleküle yeni bir fonksiyonel grup eklenir veya molekülde var
olan fonksiyonel grupta modifikasyonlar olur. Böylece molekül daha polar ve kolay atılabilir hale gelir. Bu reaksiyonların çoğu karaciğerin endoplazmik retikulumunda bulunan enzimlerle katalize edilmektedir. Bu nedenle metabolik reaksiyonları iki büyük grupta toplamak mümkündür.
1. Mikrozomal Reaksiyonlar: Karaciğerin mikrozomal enzimleriyle (Sitokrom P-450)
yürürler. 2. Nonmikrozomal Reaksiyonlar: Diğer dokulardaki oksidaz ve dehidrogenaz enzimleriyle
katalizlenirler.
Metabolik reaksiyonların en çok rastlananı, oksidasyondur. Oksidasyonu sağlayan enzimlerin en önemli fonksiyonu, moleküler olarak aktif oksijen sağlamaları ve bunu organik moleküle katmalarıdır.
48
OKSİDASYON REAKSİYONLARI A. Aromatik Hidroksilasyon
Monosübstitüe benzen türevlerinde hidroksilasyon tercihen p-pozisyonundan, bazen de o pozisyonundan yürür. Birden fazla benzen halkası taşıyan moleküllerde sadece bir fenil halkası hidroksillenir. Eğer halkada birden fazla sübstitüent varsa, hidroksilasyon pozisyonu genellikle elektrofilik aromatik sübstitüsyon kurallarına uygun olarak yürür. Metabolizasyonun asıl amacı, daha polar şekle geçiş olduğuna göre büyük moleküllerde hidroksilasyon genel kural olarak, molekülün en az polar olan kısmında olur. Ara ürün olarak oluşan arenoksitler kanserojeniktirler. Çok halkalı bileşiklerin arenoksitlerinin kanserojen oldukları bilinmektedir. ÖRNEKLER a) Etkili şekil b) Eser miktar Asıl ürün Çok az c)
RMonooksijenaz[MO]
R
O
R
OH
NH
O
CH3 NH
O
CH3
OH
NO2 NO2
OHNO2
OH
NO2
OH
+ +
N N
OH
49
d) Fenobarbital e) Diazepam f) Klorpromazin B. Alifatik Hidroksilasyon
Alifatik yan zincir hidroksilasyonu genellikle ya son karbon atomu(ω) üzerinden ya da sondan bir önceki karbon atomu(ω-1) üzerinden olur.
N
NO
O
O
H
HN
NO
O
O
H
H
HO
N
N
H3CO
Cl
N
N
H3CO
Cl
OH
S
N
N CH3
CH3
Cl
S
N
N CH3
CH3
Cl
HO
Ar CH2 CH3
Ar CH2 CH2
OHAr CH2 COOH
Ar CH CH3
OHAr CH CH3
O
50
ÖRNEKLER a) b) c) d)
H3C
SN
O
NH H
OO O
H2C
SN
O
NH H
O
OH
HC
SN
O
NH H
OO
O
C
SN
O
NH H
OO
OHO
N
N
O
O
H
H
N
N
O
O
H
H
OH
N
N
O
O
H
H
O
N
NH3C
CH3
N
NH3C
CH3
HO
R
SN
O O
NHH OH
R
SN
O O
NHH
OH
51
C. Oksidatif Dealkilasyon N-Dealkilasyon O-Dealkilasyon S-Dealkilasyon ÖRNEKLER a) b) c) d)
NR CH3
H
R NH2 + CH2O
OR CH3 R OH CH2O+
SR CH3
R SH + CH2O
N
NH3C
H
N
NH3C
CH3
Cl
N N CH3
Cl
N N H
CH3
NH
CH3
CH3
NH
H
O
NH
O
CH3
O
NH
O
CH3
H
52
Not:Etilden daha uzun zincirli gruplar kopamaz. Alifatik-S-alifatik bağı koparılamaz. D. N-Oksidasyon ÖRNEK E. S-Oksidasyon
OCH3
OCH3
CH3
NRH
N
N
N
N
SH3C
H OH3CO OH
N CH3
R NH2 R NHOH
R NR
H R NR
OH
R NR
RR N
R
RO
S
N
N CH3
CH3
Cl
NH3C
OHNH3C
H
NH3C CH3
O
RS
R
RS
RO
53
ÖRNEKLER a) b) F. Deaminasyon ÖRNEKLER a) b)
S
N
N CH3
CH3
Cl
S
N
N CH3
CH3
Cl
O
NN
O
O
S
NN
O
O
S
O
R NH2 R O
H
R CH3
NH2
R CH3
O
+ NH3
NH3+
OHOH
NH2OH
OHOH
CHO
OH
ONCH3
CH3 NCH3
HNH
H
54
G. Desülfürasyon ÖRNEK REDÜKSİYON REAKSİYONLARI Azo redüksiyonu Nitro redüksiyonu Karbonil redüksiyonu ÖRNEKLER a) b)
R
RS
R
RS
R
RO
R
RO
N
N
O
O H
H
SN
N
O
O H
H
O
R
R1
R NH2 + H2N R1
R NO2 R NH2
R R1
O
R R1
OH
H2NO2S N N
H2N
NH2 H2NO2S NH2
H2N
H2N
NH2
+
O2NOH
NOH
OH Cl2
NO HOHN H2N
55
c) HİDROLİZ REAKSİYONLARI ÖRNEKLER a) b)
FAZ-II REAKSİYONLARI (KONJUGASYON)
Moleküldeki bir fonksiyonel gruba yeni bir fonksiyonel grup eklenir. Böylece, polarite
daha da artar ve atılımı kolaylaşır.
1. GLUKURONİDASYON
Fenoller, alkoller, merkaptanlar, aminler, karboksilli asidler amidler, sulfonamidler bu yolla konjugasyona uğrarlar. Bu reaksiyonlar, Üridin-5’-difosfo-α-D-glukuronik asid tarafından sağlanır.
O
CH3
NCH3
CH3
OH
R O
OR1
R N
OR1
H
R OH
O
R OH
O
R1 OH+
+ R1 NH2
H2N
O
ON
H2N
O
OH NHO+
Cl
N
N
CH3 O
Cl
N
N
CH3
OOHH
56
ÖRNEKLER a) b) c) 2. ASETİLASYON
Asetilasyon reaksiyonları asetil-koenzim-A (CoA-S-Ac) tarafından sağlanır. Aminler, hidroksilaminler ve bazı hidrazidler asetillenirler.
OCOOH
GLU
OHCOO GLU
OHCOOH
+ GLU
R S GLUGLU+R SH
GLU+R N
O
GLU
R1R N
O
H
R1
RN
RO GLUGLU+
RN
ROH
RN
RGLUGLU+
RN
RH
RCOO GLUGLU+RCOOH
GLUORGLUR +
OH
OO
OHO
OH
COOHH
H
OO
OHO
OH
COOH
H
R
R+R
ROH
COOH
+ GLU
COO GLU
H2N SO2NH N
+ GLU
HN SO2NH N
GLU
H2N SO2NGLU N
Ar(R) NH2 + CoA-S-Ac Ar(R) NH COCH3
57
ÖRNEKLER a) b) c) 3. SÜLFAT KONJUGASYONU
Sülfat konjugasyonu 3’-fosfoadenozin-5’-fosfosülfat tarafından sağlanır. Alkoller, fenoller, aminler ve hidroksilaminler sülfat konjugasyonuna uğrarlar.
4. GLİSİN KONJUGASYONU
Bazı karboksilli asidler değişik enzimlerin yardımıyla glisin ile konjugasyona uğrayabilirler. ÖRNEKLER a) b)
+ CoA-S-Ac
COOHOH
NH2
COOHOH
NHCH3
O
+ CoA-S-AcN
CONHNH2
N
CONHNHCOCH3
+ CoA-S-AcNN
NHNH2
NN
NHNHCOCH3
R(Ar)OH R(Ar)OSO3-
RN
RH
RN
RSO3
-
RN
ROH
RN
ROSO3
-
COOHOH
CONHCH2COOHOH
COOH CONHCH2COOH
58
5. METİLASYON Metilasyon reaksiyonları, S-adenosil-L-metyonin tarafından sağlanır. Diğer
konjugasyon reaksiyonlarının aksine bu reaksiyon sonucu elde edilen metilli ürünler polarizasyonu artırmayıp azaltırlar. Kateşolaminler, fenoller, aminler ve histamin metilasyon reaksiyonuna uğrayabilir.
OH
OHR
OCH3
OHR
RN
RH
RN
RCH3
59
SANTRAL SİNİR SİSTEMİ
SSS’ nin ana yapıtaşları NÖRON adı verilen sinir hücreleridir. Bir sinir hücresinin
anatomisi aşağıdaki gibi gösterilebilir.
Aksonlar ve dalları diğer nöronların dentrit ve soma kısımları ile çok yakından temas
kurarlar. Bu temas yerlerine SİNAPS denir. SSS dışına çıkan aksonların bir kısmı (Motor
sinirler) çizgili kaslara kadar uzanırlar ve çizgili kas hücreleriyle temas kurarlar. SSS’ den
dışarı çıkan aksonların bir kısmı ise OTONOM SİNİR SİSTEMİ ile ilgilidirler. Bu aksonlar
sempatik ve parasempatik gangliyonlara giderler. Buradan ikinci bir sinir lifi ile temas
kurarlar. Bu ikinci sinir lifinin aksonları düz kas hücreleri ve salgı bezleri ile temas kurarlar.
60
Aksonların çizgili ve düz kas hücreleri ve salgı hücreleri ile temas kurdukları kendine
özgü eylemleri yerine getiren hücrelere EFEKTÖR HÜCRE’ ler denir ve bu temas yerlerine
sinaps yerine KAVŞAK deyimi kullanılır.
SSS’ nin görevi sadece efektör hücreleri innerve etmek değildir. Omurilik ve kafa
sinirleri üzerindeki gangliyonlardan çıkan dentritler vasıtasıyla çevreden gelen sinyalleri ( beş
duyu) de alır. SSS’ den organlara giden sinirler EFERENT sinirler, organlardan SSS’ ye giden
duyu sinirlerine AFERENT sinirler denir. SSS bu iki tür sinir lifleri arasındaki iletişimi ve
entegrasyonu sağlar. SSS’ nin bir diğer önemli görevi de mental etkinliklerdir. Mental
etkinlikler beyin korteksi ve beyindeki diğer nöron toplulukları tarafından oluşturulur.
SİNİRSEL İLETİŞİMİN SAĞLANMASI
Sinapslarda bir yakadan diğer yakaya uyarının aktarılması (sinaptik aşırım) sinir
ucundan salıverilen kimyasal bir maddenin aracılığı ile olur. Bu maddeye
NÖROMEDİYATÖR ve bu şekildeki impuls aşırımına HÜMORAL AŞIRIM denir.
Nöromediyatörün salındığı yere PRESNAPTİK MEMBRAN ulaştığı yere ise
POSTSNAPTİK MEMBRAN denir. Postsnaptik membran üzerinde nöromediyatör
molekülleri tarafından etkilenen RESEPTÖR’ ler bulunur. Bu reseptörlerin nöromediyatör
tarafından etkilenmesi ile hücrenin DEPOLARİZASYON’ una (EKSİTASYON) veya HİPER
POLARİZASYONU’ na (İNHİBİSYON) neden olur. Sinapslar, impuls aşırımını
61
gerçekleştiren nöromediyatörün türüne göre adlandırılır. ADRENERJİK, KOLİNERJİK,
DOPAMİNERJİK, GABAERJİK, SERATONİNERJİK ve PEPTİDERJİK sinapslar gibi.
Postsinaptik membranı etkileyen neromediyatörün etkisinin sona ermesi aşağıdaki
şekillerde olur,
1. Enzimatik yıkılma
2. Re-uptake
3. Difüzyon
Bir nöron sadece bir çeşit nöromediyatör sentez edebilir. Presinaptik akson boyunca
yayılan uyarı sinir ucuna geldiğinde, sinir ucu membranı depolarize olur; bunu bir
milisaniyeden daha kısa bir gecikmeyle nöromediyatör moleküllerinin sinaps aralığına
salıverilmesi izler. Depolarizasyon ve salıverilme olayları arasındaki keneti depolarizasyon
esnasında sinir ucuna giren Ca+2 iyonları sağlarlar. Ortamda Ca+2 bulunmazsa sinir ucu
depolarize olur. SSS’ ni etkileyen İlaçların büyük çoğunluğu nöronların sinaps yapan
kısımları üzerinde etkilidir. Genel anastezikler ve bazı hipnotikler gibi nöron membranının
her tarafını etkileyebilen ilaçlar istisnai durumları oluştururlar. Sinapslarda ilaçların
etkiledikleri olaylar şunlardır,
1. Nöromediyatör sentezinin inhibisyonu
2. Re-uptake’ in inhibisyonu
3. Nöromediyatör salıverilmesinin arttırılması
4. Presnaptik uçtaki nöromediyatör depolama mekanizmasının bozulması
5. Nöromediyatör sentezi sırasında ilacın ara basamaklarda substrat yerine geçmesi
6. Nöromediyatörü inaktive eden enzimin inhibisyonu
7. Nöromediyatörün etkisini taklit etme (mimetik ilaçlar)
8. Reseptörlerin bloke edilmesi
9. Presinaptik uçta nöromediyatör salıverilmesini etkileyen mekanizmanın aktivasyonu
veya blokajı.
62
SANTRAL SİNİR SİSTEMİ (S.S.S.) İLAÇLARI Santral sinir sistemine (SSS) etkili bileşiklerin etki mekanizmaları etkiledikleri sinapslar ve yolakları kesinlikle belli değildir. Bu nedenle, bu ilaçları, etkiledikleri reseptörlere göre sınıflamak imkansızdır. Klinikte kullanılışlarına göre sınıflanırlar.
Seçici etkili olmayanlar
SSS’ni deprese edenler Genel anestezikler Sedatif ve hipnotikler
SSS’ni stimüle edenler Konvülzanlar Analeptikler
Seçici etkili olanlar Bunlar sistemin belli kısımlarını ve bazı fizyolojik mekanizmaları etkilerler. Depresan veya stimülan olabilirler.
Narkotik analjezikler Narkotik olmayan analjezikler Psikofarmasötikler (Nöroleptikler, timoleptikler, trankilizanlar) Antikonvülzanlar Miyorelaksanlar Antiparkinson bileşikler Lokal anestezikler
HİPNOTİK VE SEDATİFLER Uykusuzluğa karşı kullanılan ilaçlardır. Santral sinir sisteminde (SSS) yatıştırıcı etki yaparlar. SEDASYON = Yatıştırıcı HİPNOZ = Uyku verme anlamına gelir. Sedatif ve hipnotikler SSS’ni deprese etme yönünden birbirinin devamıdır. Bütün hipnotikler düşük dozda verilince sadece sedasyon yaparlar. Birbirlerinden etki dereceleri yönünden ayrılırlar. Trankilizanlar da SSS’de yatıştırıcı etki gösterirler ancak uyku hali oluşturmazlar. Psikofarmasötikler bölümünde mütalaa edilmeleri gerekir.Ancak etki benzerliği nedeniyle bu konuda da incelenebilirler. Hipnotik sedatiflerin kimyasal yapılarının birbirinden oldukça farklı olması, bu ilaçların nöronlarda yaptığı depresyonun spesifik reseptörlerle ilgili olmadığını gösterir. Hipnotik ilaçlarda lipid/su Partisyon Katsayısı yüksekliği oranında hipnotik etki artar. İlaçların bazılarının asidik, bazılarının bazik, bazılarının nonelektrolit özellik göstermeleri de yukarıdaki tezi destekler niteliktedir. Bu ilaçların lipoprotein yapısındaki nöron membranındaki fiziksel özellikleri nedeniyle depolarizasyon eğilimini azalttıkları ve böylece depresyon oluşturdukları söylenebilir. Sinapslarda Asetilkolin ve Noradrenalin salınımını azaltabilirler.
Hipnotikler üç gruba ayrılabilir. 1) Bitkisel droglar ve tabii bileşikler 2) İnorganik tuzlar 3) Organik bileşikler
İNORGANİK TUZLAR KBr bir zamanlar kullanılmıştır. Br¯ un Cl¯ nin antagonisti olmasından dolayı depolarizasyon üzerindeki etkisi uyku ilacı olmasına neden olmuştur. Vücuttan atılımı zordur, dolayısıyla
63
bromizm oluşturabilir. Mg+2 nin Ca+2 nin antagonisti olması nedeniyle magnezyum tuzları kullanılmışlardır.
ORGANİK BİLEŞİKLER
1. Alkoller 2. Aldehidler 3. Amid ve Üreidler 4. Karbamik asid esterleri 5. Barbitüratlar 6. Piperidindionlar 7. 4-Kinazolinon türevleri 8. Bazı Benzodiazepinler 9. Diğerleri
1. ALKOLLER
Düz zincirli alkoller; etanol, propanol vb., yüksek dozlarda narkotiktirler, fakat hiçbir zaman sedatif hipnotik olarak kullanılamazlar. Zira, vücutta pr. ve sec. alkoller kolayca oksitlenirler ve inaktif hale gelirler. Ancak bazı t. alkollerin kullanımı mümkün olmuştur.Bu türevlerin yağda çözünürlüğü arttırıcı halojen ve doymamış yapıları içermesiyle sedatif hipnotik türevleri elde edilmiştir. Günümüzde kullanılmazlar. Amilen hidrat+
2-Metil-2-butanol CH3
CH3
OHCH2CH3
Klorbutanol+
1,1,1-Trikloro-2-metilpropan-2-ol Cl3CCH3
OHCH3
Etklorvinol+
3-(2-klorovinil)-3-hidroksi-1-pentin CH
OHCH
CHClCH2CH3
Dikkat edilirse bir tetraalkilsübstitüe C’ye bağlı OH bulunmaktadır. Triclofos Na+
TRICLORYL® P OOH
ONaOCl3CCH2
SENTEZ
Cl3CCO
H
NaBH4 Cl3CCH2OH P OOH
OHOCl3CCH2
P OOH
ONaOCl3CCH2
+ PPA
1 eq NaOH
64
2. ALDEHİTLER Kötü koku ve tahriş edici etkileri nedeniyle terk edildiler.
Paraldehid+
2,4,6-Trimetil-1,3,5-trioksan
O O
OCH3
CH3
CH3
Kloralhidrat+
Trikloroasetaldehid hidrat DİLAN®
Cl3CCHOH
OH
3. AMİD ve ÜREİDLER Bu bileşiklerin trankilizan ve myorelaksan etkileri de vardır, bazıları kullanılmaktadır.
Trimeglamid+
N-(3,4,5-trimetoksibenzoil) dietilglisilamid
CH3O
CH3O
CH3O
NH
NEt
O
O
Et
Bromüral +
Bromisoval+
α-Bromoisovalerilüre NH
O
Br
NH2
O
CH3
CH3
Karbromal+
α –Etil-α-bromobütirilüre
NH
O
Br
NH2
O
C2H5
C2H5
Bu türevler gerçekte yapısal olarak barbitüratlara benzerler.
NH
O
Br NH2O
NH
NH
O
O
O
Bromoüreid Barbitürat
4. KARBAMİK ASİD ESTERLERİ
NH
NH2O
OR
R O
O
NH2
R S
O
NH2
Açil üreÜretan (Karbamik asid esteri)
Tiyoüretan
yapısındadırlar.
65
Etil üretan+ C2H5 O
O
NH2
Voluntal+
β,β,β-Trikloroetilüretan O
O
NH2Cl3C
Etinamat+
1-Etinil-1-siklohekzilkarbamat
OCONH2
Bunlardan etil üretan deney hayvanlarında anestezik olarak kullanılmaktadır.
5. BARBİTÜRİK ASİD TÜREVLERİ Barbitürik asidin kendisi etkisizdir. Ancak 5. konumu disübstitüe olunca elde edilen türevler sedatif hipnotiktir. (Genel bölümde bahsedildi) 1,3-Diazin (Pirimidin)
N
N
Hekzahidro-1,3-diazin N
NH
H
Barbitürik asid Hekzahidro-1,3-diazin-2,4,6-trion
N
NH
H
O
O
O
5,5-Disübstitüe barbitürik asid N
NH
H
O
O
O
R'
R
N
NR''
H
O
X
O
R'
R
İsim
R R’ R’’ X Etki süresi (Saat)
Barbital+
5,5-Dietil-hekzahidro-1,3-diazin-2,4,6-trion
-C2H5
-C2H5
H
O
4-12
Probarbital+ -C2H5 CH3
CH3
H
O
4-12
66
Fenobarbital+
LUMİNAL®
LUMİNALETTEN® PHENOBARBİTALUM®
-C2H5
H
O
4-12
Allobarbital+ -CH2-CH=CH2
-CH2-CH=CH2
H O 2-8
Siklobarbital+ -C2H5
H
O
2-8
Pentobarbital+ -C2H5
CH3
CH3
H O
2-4
Metilfenobarbital+ -C2H5
CH3
O
1-4
Tyopental Na+
PENTAL® PENTOTHAL SODİUM®
-C2H5
CH3
CH3
H
S
Genel
anestezik
Barbitürik asid türevleri, sedatif etkilerinden dolayı analjezik preparatlarda kombine
halde kullanılmaları yanında uyku ilacı olarak da kullanılabilirler. Örnek: Fenobarbital antikonvülzan ilaçlarla birlikte kullanılabilir. Doza bağlı olarak etki sırası şöyle sıralanabilir: Sedatif → Hipnotik → Narkotik İlaclar bu sıradaki yerlerine, etkilerinin süresine ve etkilernin şiddetine göre üçe
ayrılabilirler.
A) Uzun etki süreli türevler. (6 Saat ve yukarısı) B) Orta etki süreli türevler. (6 Saat ve daha az) C) Kısa etki süreli türevler. (1/2 Saat)
Yapı-Etki İlişkileri 1) 5.Konum dialkillenmiş veya aralkillenmiş olmalı. Ancak bu durumda ilaç olan türevler elde edilebilir. 2) Hipnotik aktivite artışı, CH3, CH2CH3, diğer uzun zincirler ve aralkil olmasına göre bir sıra takip eder. 3) Alkillerin C sayısı 7 ve 8’den sonra etkiyi düşürür. 4) Alkillerde dallanma arttıkça etki artar. 5) Alkillere –OH, -SH, -NH2, -CONH-, -COOH, -SO2- gibi hidrofilik sübstitüsyonların girişi aktiviteyi azaltır. 6) 1. ve 3. Konumlardan birinin sübstitüsyonu aktiviteyi artırır. 7) 2. Konumun S ile sübstitüsyonu log P’yi artıracağından dolayı absorbsiyon çok hızlıdır ve nedenle narkotik etki ortaya çıkar. 8) 2,4-Ditiyo türevlerinde etki azalır.
67
Sinerjist ve Antagonistler Kendileri sedatif-hipnotik olmayan bazı maddeler barbitüratlarla verilince etkiyi kuvvetlendirirler. Bunlar biyotransformasyonu geciktirerek bu etkiyi sağlarlar.
Dimerkaprol SH OH
SH
Vitamin E
Dietilaminoetil-2,2-dietilvaleryanat
ON
O Barbitüratlar, salisilat ve pirazolonların etkilerini potansiyelize ederler. Barbitüratların antagonistleri analeptikler’dir. SENTEZ
R’ ve R’’: alifatik olduğu zaman
HH
COOEt
COOEt
EtONa
R'X
R'H
COOEt
COOEt
R'R''
COOEt
COOEt
EtONa
R''X
R'''NH
NH2
XEtONa
N
NXNa
O
O
R'
R''
R'''
H+
N
NX
O
O
R'
R''
R'''
HX = O, S
+
R’: sikloalifatik R’’: alifatik olduğu zaman
HH
COOEt
COOEt
EtONa
COOEt
COOEtH
COOEt
COOEtR''
EtONa
R''X
R'''NH
NH2
X
EtONa
N
NXNa
O
O
R''
R'''H
+
N
NX
O
O
R''
R'''
H
O OH
X = O, S
+
+
68
R’: fenil R’’: alifatik olduğu zaman
EtONa
COOEt
COOEtH
COOEt
COOEtR''
EtONa
R''X
R'''NH
NH2
X
EtONa
N
NXNa
O
O
R''
R'''H
+
N
NX
O
O
R''
H
R'''
CNCOOEtCOOEt CN
COOEt H+
COOEt
COOH
EtOH
H+
COOEt
COOEt
X = O, S
+
+
6. PİPERİDİNDİONLAR Yapısal olarak barbitüratlara benzerler.
Methypyrilon+
3,3-Dietil-5-metil-2,4-dioxopiperidin NOLUDAR®
NO
O CH3
H
C2H5
C2H5
Glutetimid+
NO
O
C2H5
H
SENTEZ Gluteteimid :
H
CNCH2 C
HCN
CNCN
H2SO4
NO
O
+Michael katımı
69
Methypyrilon
CH3
OCOOEt NaOEt
C2H5BrCH3CO
C2H5
C2H5
COOEt H
O
OEt
H
O OCOOEt OH
COOEtO
NH3COOEt
O
NH2
O
OOEt
NH2
N
O
O HN
O
O H
N
O
O H
CHOH
N
O
O H
CH3
2+
Na / Toluen
+OH
Siklizasyon
-
Red.
Red.Na
HCOOH
70
4-KİNAZOLİNON TÜREVLERİ
N
N
O
CH3
R'
R
R R’
Metaqualone+ 2-Metil-3-(2-metilfenil)-3,4-dihidro-4-kinazolinon REVONAL®
-CH3
H
Etaqualone+
ETİNAZON®
-CH2CH3
H
Mekloqualone+
-Cl H
Nitrometaqualone+ -OCH3 -NO2
SENTEZ
NH2
COOH
(CH3CO)2OO
O
CH3
NH2
R
R'
POCl3
N
N
O
CH3
R'
R
+ +
71
PSİKOFARMASÖTİKLER
1) TRANKİLİZANLAR
Anksiyete, fobi, obsesyon ve heyecan bozuklukları gibi nispeten hafif seyreden psişik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılırlar. Bu ilaçların anksiyolitik, sedatif ve hipnotik etkileri vardır. Ancak küçük dozlarda sedatif ve anksiyolitik etkileri görülür. Etkileri MSS’deki limbik sistem üzerinedir.
Trankilizan ilaçlar a) Propandiol türevleri b) Difenilmetan türevleri c) Benzodiazepin türevleri d) Diğerleri
a) Propandiol Türevleri İlk bulunan trankilizan ilaç grubudur. Barbitüratlarla diazepinler arasında geçiş sağlayan bileşiklerdir. Myorelaksan etkileri önemlidir.
Meprobamat+
2-Metil-2-propil-propan-1,3-diol dikarbamat MEPROL®
CH3CH2CH2
CH3
O
O
O
NH2
NH2
O Mebutamat+
CH3CH2CH
CH3
O
O
O
NH2
NH2
O
CH3
Tibamat+
CH3CH2CH2
CH3
O
O
O
NHC4H9
NH2
O
SENTEZ
CH3CH2CH2
CH3
CHO CH2OC3H7
CH3
CH2OH
CH2OH
COCl2
C3H7
CH3
O
O
COCl
COClNH3
C3H7
CH3
O
O
CONH2
CONH2
+OH-
+
72
b) Difenilmetan Türevleri Bu grup ilaçların analjezik, spazmolitik ve H1-antihistaminik etkileri yönünden büyük önemleri vardır, fakat; pek çoğunda MSS etki bir yan etki olarak görülür. Zayıf trankilizan olarak bilinen şu türevler önemlidir.
N N
Cl
R
Chlorcyclizine+
1-(4-Klorobenzhidril)-4-metil-piperazin
-CH3
Buclizin+
1-(4-(t-butil)benzil)-4-[(4-klorobenzhidril)]piperazin LONGİFENE®
CH3
CH3
CH3
Hidroxizine+
1-(4-Klorobenzhidril)-4-[2-(2-hidroksietoksi)etil]piperazin ATARAX®
VALİDOL®
VİSTARİL®
OOH
Benactizine+
Benzilik asid 2-dietilaminoetil esteri, 2-Dietilaminoetil benzilat
OH
OO
NC2H5
C2H5.HCl
SENTEZ
Cl COCl
AlCl3 O
Cl Cl
OH
SOCl2
Cl
Cl NH N R N N
Cl
R
+Red.
+
73
Benaktizin
OH
OO
N
CHO
O OH
H
O OH
H
OH
COOK ClN
2CN
-Ox.
KOH
+
c) Benzodiazepin Türevleri Sternbach adlı araştırmacı tarafından benzoheptoksidiazin elde etmeyi amaçlarken bunun yerine kinazolin-3-oksit türevini elde etmiştir. Bu yapı üzerinde yaptığı çalışmalarda halka genişlemesi sonunda 1,4-benzodiazepin türevlerine ulaşmıştır. Bu bileşiğin psikotrop etkisinin bulunmasından sonra binlerce bileşik sentezlenmiştir.
Sübstitüsyon farklılıklarıyla hipnotik ve antiepileptik etkilerin arttığı bileşikler de sentezlenmiştir.
N
NO
Cl
CH2NHCH3
N
N
Cl
CH2NHCH3
O
N
N
HN
N
N
N1H-diazepin 2H-diazepin 3H-benzo[1,4]diazepin
Chlordiazepoxide+
7-Kloro-2-metilamino-5-fenil-3H-1,4-benzodiazepin-4-oksid LİBKOL®
LİBRAX®
KLİPAKS®
N
N
N
NCl
NHCH3
O
Diazepam+
7-Kloro-1-metil-5-fenil-1,3-dihidro-2H-1,4-benzodiazepin-2-on DİAZEM®
NERVİUM®
N
N
CH3
N
NCl
O
74
Oxazepam+
7-Kloro-5-fenil-3-hidroksi-1,3-dihidro-2H-benzodiazepin-2-on SEREPAX®
N
N
HN
NCl
O
OH
Lorazepam+
7-Kloro-5-(2-klorofenil)-3-hidroksi-1,3-dihidro-2H-1,4-benzodiazepin-2-on ATİVAN®
N
N
HN
NCl
O
OH
Cl
Medazepam+
1-Metil-7-kloro-5-fenil-1,3-dihidro-2H-1,4-benzodiazepin NOBRAL®
N
N
CH3
N
NCl
Chlorazepate dipotassium+
7-Kloro-5-fenil-2,3-dihidro-2-okzo-1H-1,4-benzodiazepin-3-karboksilik asid potasyum tuzu TRANXİLENE® ANKSEN®
N
N
HN
NCl
COOK
OKOH
Nitrazepam+
MOGADON®
Hipnotik
N
N
HN
N
O
O2N
Flunitrazepam+
ROHYPNOL®
Hipnotik
N
N
CH3
N
N
O
O2N
F
75
Flurazepam+
Hipnotik
N
N
N
NCl
O
F
NC2H5
C2H5
Clorazepam+
Antiepileptik
N
N
HN
NCl
O
Cl
Alprazolam+
8-Kloro-1-metil-6-fenil-4H-s-triazolo[4,3-a] [1,4]benzodazepin XANAX®
APO-ALPRAZ® N
NN
N
NCl
CH3
Klordiazepoksit ve 2-on türevleri sulu asid çözeltilerde hidroliz olarak benzofenon türevini verir.
N
N
N
NCl
O
H+
O
NH2
Cl
4.Konumdaki azot N→O verebilir. N→O Türevi asetik anhidrit ile 3. konumdaki metilen grubu üzerinden oksitlenir.
N
N
H
NCl
O
O
(CH3O)2ON
N
H
OHNCl
O
2. Konumdaki okso grubu LiAlH4 ile indirgenebilir. İndirgenmiş türev kromat ile tekrar 2-on türevine oksitlenebilir.
76
Yapı-Etki ilişkileri
N
N
R2
NR1
O
R3
Aktivite diazepin yapısıyla yakından ilişkilidir, çünkü; yapı hidrolize uğradıktan sonra oluşan benzofenon yapısının hiç etkisi yoktur.
R1 Grubu Elektron çeken gruplarla aktivite artar. CH3 < H = F < Cl < Br < NO2
Brom ve nitro grubu taşıyan yapılarda SSS depresyonu daha fazladır ve hipnotik etki görülmektedir.
R2 Grubu Metil olunca molekül oldukça etkilidir, çünkü; 2-okso grubu ile iyonik tautomerizasyon engellenmiştir. Metilden büyük gruplar etkiyi azaltır. Bunlar metabolizasyon sırasında dealkilasyonu zorlaştırmaktadır.
R3 Grubu F veya Cl Olunca etki yüksektir. Bu sübstitüsyon meta veya para konumunda olunca etki azalır. Bunu 2-piridil yapısının etkili olması da doğrular, çünkü; 3 ve 4-piridiller etkiyi düşürür. Her üç sübstitüenti içeren Flunitrazepam ile en etkili bileşik elde edilir.
Flunitrazepam Hipnotik 1-3 mg/24 saat
N
N
CH3
N
N
O
O2N
F
1,4-Benzodiazepinin halka analoğu olan 1,5-benzodiazepinler de etkili türevler vermiştir. Clobazam+
Antikonvülzan
N
NCl
HO
O
77
SENTEZLER 1. Benzofenon kısmının sentezi:
R
NH2
R'
COOHZnCl2
R= Cl, Br, NO2 R'= H, F, Cl
N
N
ROH
R'
RR'
(CH3)2SO4
N
N
ROH
R'
RR'
CH3
H+
H+
R
NH2
O
R'
R
NH
O
R'
CH3
22
+
2. Bileşiklerin sentezleri: Chlordiazepoxide
Cl
NH2
O
NH2OH
Cl
NH2
N-OHCl
OCl
Cl N-OH
N
H O
Cl
N
N
Cl
Cl
OO
N
NCl
NH
CH3
78
Medazepam
Cl O
NCH3
H Cl
OCl
Cl O
N
CH3 O
ClN
NCl
O
NH3
CH3
Nitrazepam
O
NH2
O2N
N
N
O
O2N
Cl
ONH
O
O
O
N
O2N
HO
NH
O
O
H
HBr
Oksazepam
Cl O
NH
H
Cl N
NH
H N
NCl
OH
NH2
O
OEt COOEt
N
NCl
OH
O
(CH3CO)2O
N
NCl
O
O
O
CH3
H
H
N
NCl
O
OH
Peroksit
Hidroliz
79
Chlorazepate
Cl O
N
H
HN
NCl
OHOH
COOEt
H
NH2
COOC2H5
COOC2H5
Cl
NH
H
N
COOC2H5
COOC2H5
N
NCl
OHOK
COOK
H
KOH
EtOH
Alprazolam
Cl O
N
H
HN
NCl
NHH
NH2
CN
Cl
NH
H
N
CN
N
NCl
NNH2
H
NH2NH2 (CH3CO)2O
NCl
NN
NCH3
3. Tanınma ve miktar tayini:
N
NCl
OH
H+ NH2
OCl
HNO2
N
OCl
N
OH N
OCl
N
OH
]+
80
DİĞER TÜREVLER Buspiron+ 8-[4-[4-(pirimidin-2-il)pipreazin-1-il]bütil]azaspiro[4.5]dekan-7,9-dion BUSPON® NOPİRON® PİRANİL®
N
O
O
N
NN N
SENTEZ
N
NN N
N
NN NNC
N
NN N
NH2
HClNCNa2CO3
O
O
O
N
O
O
N
NN N
[H]
81
NÖROLEPTİKLER (MAJÖR TRANKİLİZANLAR) Kronik ve ağır psikozların tedavisinde kullanılırlar. Bu ilaçlar sedatif-hipnotikler ve
trankilizanların aksine, sedasyon ve hipnoz yapmaksızın hastanın spontan hareketlerinde yavaşlama, çevreye ilgisizlik, çevre uyarılarına karşı duyarsızlık ve heyecan duymamaya neden olurlar. Fakat, motor fonksiyonlarında ve zihinsel faaliyetlerinde ve bilinçde genellikle bir değişiklik yapmazlar. Beyinde noradrenalin ve dopamin reseptörlerini bloke ederek etki gösterirler.
Aşırı dozda alınınca parkinson sendromuna benzer konvulzan hareketlere neden olabilirler. Otonom sinir sisteminde hipotansiyon oluşturabilirler.
Antiemetik etkileri mevcuttur Öforiye neden olmazlar, bu nedenle bağımlılık yapmazlar. Bu gruptaki ilaçlar altı başlık altına toplanabilirler: 1. Rauwolfia alkaloitleri 2. Fenotiyazin Türevleri 3. Tiyoksanten Türevleri 4. Butirofenon Türevleri 5. Difenilbütilpiperidin Türevleri 6. Diğerleri FENOTİYAZİN TÜREVLERİ
N
S
H Dibenzotiyazin=fenotiyazin Bu halka sistemini taşıyan bileşikler ilk olarak antihelmintik olarak kullanıldılar. Daha
sonra antihistaminik etkileri ortaya çıkarıldı. Analjezik ilaçlarla potansiyalize edici olarak kombine edildiler. 1952 yılından sonra da psikofarmasötik etkilerinden yararlanılmaya başlandı.
Nöroleptik etkinin araştırılması sırasında sentezlenen sayısız bileşikle yapı-etki ilişkileri geliştirildi.
YAPI-ETKİ İLİŞKİLERİ 1. Onuncu konumdan yapılan sübstitüsyonda lineer alkil zincirinin aktivite için gerekli
olduğu, 2C zinciri ile antihistaminik etkinin, 3C zinciri ile de nöroleptik etkinin ortaya çıktığı saptandı.
Bu zincirdeki dallanma nöroleptik etkiyi zayıflatır. Bu zincir Azot ile sonlandığı zaman nöroleptik etki artar. Bu grup ilçlar azotun
durumuna göre sınıflanabilirler A) Aminler: -NR2 veya -NHR
82
B) Piperidinler
N OH NOH
N NH2
O
_ _ _
C) Piperazinler:
N N CH3 N N
OH_ _
D) Karbon zinciri ve azotu halka içinde birlikte taşıyan türevler
N
CH3
CH2
N
CH3
CH2 N
CH3
CH2_
_
_
2. İkinci Konumdan sübstitüsyon nöroleptik aktiviteye kantitatif özellikler verir etki sırası şöyle sıralanabilir. H < Cl < OCH3 < COCH3 < CF3
83
N
S
R
R'
Promazin+
10-(3-dimetilaminopropil)- 10H-fenotiyazin SPARİNE®
N
CH3
CH3
H
Chlorpromazine+
FLEXİNE®
LARGACTİL®
THORAZİNE®
N
CH3
CH3
Cl
Triflupromazine+
VESPRİN®
NCH3
CH3
CF3
Thioridazine+ 2-Metiltiyo-10-(1-metil-2-piperidil) etil-10H-fenotiyazin MELLERİL® MELLERETTES®
N
CH3
S-CH3
Mesoridazine+ 2-Metilsülfinil-10-(1-metil-2-piperidil) etil-10H-fenotiyazin LİDANİL® SERENTİL®
N
CH3
SO-CH3
Trifluperazine+ 2-Trifluorometil-10-[3-(4-metilpeperazin-1-il)propil]-10H-fenotiyazin TELAZİN®
NN CH3
CF3
Flufenazine+ 2-Trifluorometil-10-[3-(4-(2-hidroksietil) peperazin-1-il)propil]-10H-fenotiyazin MODİTEN® PROLİXİN DECANOATE RETARD®
N NOH
CF3
84
SENTEZ
a) Fenotyazin halka sisteminin oluşturulması 1.
N
S
H
R
Cl NH2 R NH
R
K2CO3Cu
SI2
2.
N
S
H
O
O
O N
S
H O
AlCl3
3.
N
S
H
R
SH
Br
Cl
O2N R
S
Br NO2
R
S
Br NH2
R
K2CO3Cu
[H]
b) Yan zincirin hazırlanması 1.
OH Cl N
R
RH OH N
R
R
SOCl2 Cl NR
R 2.
N CH3
CH2O
N OH
CH3I
N OHCH3
OHNCH3
SOCl2
N
CH3
Cl
[H]
+
85
c) Ürüne geçiş
1. Birinci Yöntem
N
S
H
Cl NCH3
CH3
NaNH2
Toluen N
S
N CH3CH3
2. Yöntem
N
S
H
Cl ClNaNH2
Toluen N
S
Cl
NNH R
N N
N
S
R
TİYOKSANTİN TÜREVLERİ
S
R'
R Chlorprotixene+ 2-Kloro-9-(3-dimetilaminopropilen) -9H-tiyoksanten 3-(2-kloro-9H-tiyoksanten-9-iliden) -N,N-dimetil-1-propanamin TARACTAN®
NCH3
CH3
Cl
Thiotixene+ NAVANE®
N N CH3
SO2N(CH3)2
Bu moleküllerin Cis izomerleri daha etkilidir.
86
SENTEZ
Cl
COOH
SH
R
K2CO3S
R'COOH
PPA S
O
R'
NClMgRR
S
R'OH
NRR
S
R'
NRR
BUTİROFENON TÜREVLERİ (Peridoller) Narkotik analjezik piperidin grubu bileşiklerin sentezleri sırasında elde edilen haloperidol’ ün nöroleptik etki verdiği saptandıktan sonra değişik türevler elde edilmiştir. Dopamin reseptörlerini reversbl olarak bloke ederek etki gösterirler.
NO R'
R''R
- 4. C’ da tersiyer N’ in varlığı aktivite için şart. - R = F olunca en yüksek etki elde edilir. - Keto grubunun tiyoketo olması etkiyi düşürür. - Ketonun indirgenmesi etkiyi düşürür. - Propil grubunda zincirin uzaması, kısalması veya dallanması aktiviteyi düşürür. - N genellikle altılı bir halkanın üyesidir.
N
R
R'N R N N R
Yapıları olabilir. Bu halkaların 4. konumunda genellikle bir substütient vardır.
87
NO R
R'F
Melperon+ 4-(4-metilpiperidin-1-il)-4’-florobütirofenon BURONON®
H
CH3
Haloperidol+ 4-[4-(4-klorofenil)-4-hidroksi piperidin-1-il]-4’-florobutirofenon LEPTOL® NORODOL® SEDAPERİDOL® HALDOL®
OH
Cl
Trifluperidol+ 4-[4-(3-triflorometilfenil)-4-hidroksipiperidin -1-il]-4’-floro-butirofenon TRİPERİDOL®
OH
CF3
Droperidol+ 4-[4-(2-oxo-2,3-dihidro1H-benzimidazol-1-il) -1,2,3,6-tetrahidropiperidin]-4’-floro-bütirofenon İNAPSİNE®
N NNO
F
OH
SENTEZLER 1. Amin kısmının sentezi:
NH2
O
O
N COOEtCOOEt
N O
COOEt
-CO2
N O
XMgR
NOH
R
Pd/H2 NOH
H
R
2
Dickman Reak.
NaOEt 1. Hidroliz
2.
88
2. Benzimidazolon kalıntısı taşıyan amin kısmının sentezi :
NH2
NH2
NPh O
COOEt
N NNPh
O
H
N NN
O
HH
PdC / H2
RedüksiyonN NN
O
HH
3. Butirofenon kısmının sentezi:
FCl
ClO AlCl3
O
ClF
4. Tamamının sentezi:
O
ClF N
OHH
R
N
O
F OH
R
4-Difenilbutilpiperidinler Butirofenonlara benzerler uzun etki süreli ilaçlardır. Dimoziol+ 1-[1-[4,4-bis(4-florofenil)butil]-4-piperidin -1-il]-2-benzimidazolon NÖROFREN® ORAP®
N NN
F
F
OH
89
SENTEZ
O
O
MgXF
F
F
OH SOCl2
H2 / PdCl
F
F
Cl
F
F
N NN
O
HH
N NN
OH
F
F
2
90
ANTİDEPRESANLAR Bu ilaçlar, depresif hastalarda, kendine güveni arttırarak hastanın hevesini ve isteğini yükseltir. Ruhsal depresyon tek belirtili ve tek sebebe dayalı bir hastalık değildir. Benzer belirtileri olan fakat farklı sebeplere dayalı depresyon şekilleri bulunabilir. Genel olarak belirtiler şöyledir:
- Yaşamdan hoşlanmama, - Kendi yaşamına ve çevresine karşı aşırı ilgisizlik, - Derin üzüntü, olumsuz algılama, kendini suçlama,
Kilinik olarak iki grupta toplanırlar: 1) Endojen depresyon : Psikotik depresyon da denir. Eğer tedavi ile normale
dönülüyorsa “Unipolar Depresyon” tedavi ile aşırı eksite duruma geçiyorlarsa “Bipolar Depresyon” denir.
2) Reaktif veya non-psikotik depresyon : Nörotik depresyon da denir. Bu hastalarda çevresel faktörler çok aşırı etkilidir. Düş kırıklığı, ruh gerginliği ve üzüntü şeklinde belirtilir.
Antidepresan ilaçlar üç grupta toplanabilir: 1) Trisiklik bileşikler 2) Monoamin oksidaz inhibitörleri 3) Seratonin re-uptake inhibitörleri
Antidepresanlar SSS’ de kateşolaminler, seratonin ve benzerlerinin kinetiği ile ilgili
olayları etkilerler. Bazılarının SSS’ deki kolinerjik sistem üzerinde bloke edici etkileri vardır. 1) Trisiklik bileşikler : Timoleptikler
Yapı olarak fenotiyazin ve tiyoksanten türevlerine benzerler. Bu iki yapı
karşılaştırıldığı zaman fenotiyazin türevlerinde nöroleptik aktivitenin çok yüksek olduğu tiyoksanten türevlerinde ise nöroleptik aktivite yanında antidepresif etkinin de varlığı gözlenir.
N
S
H
S
R İki yapı arasındaki bu fark, molekül yapısından ileri gelmektedir. Fenotiyazinde iki
benzen halkası aynı düzlemde bulunur (coplanar). Tiyoksantende ise sp2 hibritli C atomunun bağları arasında bir açı bulunur. Yani iki benzen coplanar halkası değildir. Trisiklik antidepresan ilaçlarda benzen halkalarının oluşturduğu düzlemler arasında bir açı bulunur. Bu açının büyüklüğü nispetinde antidepresan etki artar.
91
Timoleptik
Nöroleptik
NR
R
Timoleptik
NR
RX
NR
X
R X = S Tyoksanten X = O Ksanten X = -CH2- 9,10-Dihidroantrasen
X
R 5H-dibenzo[b,f]azepin
NR
5H-dibenzo[a,d]sikloheptatrien
R 10,11-dihidro-5H-dibenzo[b,f]azepin
NR
10,11-dihidro-5H-dibenzo[a,d]sikloheptatrien
R X = S 5H-dibenzo[b,e]-1,4-tyazepin X = O 5H-dibenzo[b,e]-1,4-oksazepin X = -NR- 5H-dibenzo[b,e]-1,4-diazepin
X
NR
X = S 6,11-dihidrodibenzo[b,e]tyepin X = O 6,11-dihidrodibenzo[b,e]oksepin X = -NR- 6,11-dihidrodibenzo[b,e]azepin
X
R
92
5H-Dibenzo[b,f]azepin Türevleri Opipramal+ 4-[3-(5H-dibenzo[b,f]azepin-5-il)propil]-1-piperazino etanol 4-[3-(5H-dibenzo[b,f]azepin-5-il)propil]-1-(2-hidroksietil) piperazin DEFRENİL® İNSİDON® NN
NOH
10,11-dihidro-5H-dibenzo[b,f]azepin türevleri
NR R'
İmipramin+ 5-[3-(dimetilamino)propil]-10,11-dihidro-5H-dibenzo[b,f]azepin TOFRANİL®
NCH3
CH3
H
Clomipramin+ ANAFRANİL®
NCH3
CH3
Cl
Dibenzo[a,d]siklohepten türevleri Amitriptilin+ N,N-dimetil-3-(5H-dibenzo[a,d]siklohepten-5-iliden)propilamin LAROXYL®
LİBROKSİL®
TRİPTİLİN®
N
CH3
CH3
93
TRİSİKLİK DİĞER BİLEŞİKLER Maprotilin+ N-metil-3-(9,10-etanoantrasen-9-il)propilamin 10-(3-metilaminopropil)-9,10-etanoantrasen RUDİOMİL® MAPROTİL®
NH
CH3
Mianserin+ 1,2,3,4,10,14-hekzahidro-2-metildibenzo[c,f]pirazino[1,2-a]azepin TOLVON®
N
NCH3
SENTEZLERİ 1.
CH3
NO2
2 EtONa
O2NNO2
H2 / Pd
NH2NH2
-NH3 NH
2.
Cl
NO2
KOHEtOH
O2NNO2
SnCl2
NH2NH2
NH2 NH2
NH
HCl
Na / Amil alkol
3.
NH
(CH3CO)2O
N
CH3O
NBS
N
Br
Ac
NAc
OHNH
tCollidin Hidroliz
_
94
İmipramin
NH
Cl NCH3
CH3
NaNH2
N
NCH3
CH3 Opipramol
NH
COCl2N
ClO
N NOHO CH3
O
N NO CH3
O
N
O O
CO2
N NO CH3
O
N
N NOH
N
Cu, ISI
-
OH
Hidroliz
_
Amitriptilin
O
O
O
OH
O O
OO
OH
O
ClMg
OH
NCH3
CH3H
+
NCH3
CH3
PPA
95
Maprotilin
O
CN
OK
O
CNH
+
O
COOH
ZnCl2
NH3
COOHCH2 CH2
COOH
NH2 CH3
SOCl2
O
N CH3
H
LiAlH4
N CH3
H
COCl
Mianserin
N
NCH3
NCH3
HOH O
OH
NCH3
OH
SOCl2
Cl
NCH3
Cl
OH
NH2
N
NCH3
OH PPA
96
MONOAMİN OKSİDAZ İNHİBİTÖRLERİ Trisiklik antidepresanların pek çok yan etkisi vardır. Bunun yanında, tedavi alanları da çok dardır. Bu nedenle yeni ilaç arama çalışmaları sırasındaki SSS’ deki sempatik sistemle ilgili kateşol aminlerin ve benzeri maddelerin kinetikleri incelenirken bu maddeleri okside ederek etkisiz hale getiren MAO’nun inhibisyonuyla antidepresif etkilerin elde edilmesi düşünülmüştür. MAO’nun inhibisyonuyla kateşolaminlerin etkileri uzamış olur. MAO inhibitörü maddeler sedasyon yapmadan antidepresif özellikler gösterirler. Bu ilaçlara TİMERETİKLER de denir. İlk bileşik antitüberküloz tedavisinde kullanılan İproniaziddir. Tüberküloz tedavisinde kullanılırken yan etkilerinin araştırılması ve hastaların morallerinin yükselmesi bu durumu ortaya çıkarmıştır. Proniazid+ İzonikotinikasid-2-izopropilhidrazid MARSİLİD®
N NN CH3
CH3H
HO
İzokarboxazid+ 5-Metil-3-izoksazolkarboksilikasid-2-benzilhidrazid MARPLAN®
O N
CH3 N
O
H
NH
Tranilsipromin+ Fenilsiklopropilamin PARNATE®
NH2
SENTEZ
RR
X NH2 NH2
RR
NNH2
H
R' O CH3
O
R' NN
OR
RH
H
Tranilsipromin
NH2
NH2 NH2O
O CH3N2
O
O
CH3 N
ONH2
H
NaNO2
O
N3
+
HCl(+,-) Rasemat
Trans (+,-)
Cis (+,-)
97
DİĞER MAO İNHİBİTÖRLERİ Amineptin+ 7-[10,11-dihidro-5H-benzo[a,d]sikloheptan-5-il)amino] heptanoikasid SURVECTOR®
NH
OH
O Tiyaneptin+ 7-[(3-kloro-6,11-dihidro-6-metildibenzo[c,f][1,2]tiyazepin-11-il)amino]heptanoikasid-5,5-dioksit STABLON®
S
NH
OH
O
NOO CH3
Cl
Flupentiksol+ 4-[3-[2-triflorometil-9H-tyoksanten-9-iliden]propil]-1-piperazinoetanol 2-triflorometil-9-[3-[4-(hidroksietil-1-piperazinil] propiliden]tyoksanten FLUANXOL®
N N
S
OHCF3
Viloxazine+ 2-[(2-etoksifenoksi)metil]morfolin VİLOXAN®
O
N
O CH3
O
H
Nomifenesin+ 8-amino-1,2,3,4-tetrahidro-2-metil-4-fenilizokinolin ACİVAL® MERİTAL®
NCH3
NH2 SELEKTİF SEROTONİN RE-UPTAKE İNHİBİTÖRLERİ Fluoxetine+ 3-Fenil-3-(4-triflorometilfenoksi)propilmetilamin DEPREKS® PROZAC® ZEDPREX®
O
CF3
NCH3
H Paroxetine+ 1-metil-3-(3,4-metilendioksifenoksi)metil-4-(4-florofenil) piperidin SEROXSAT®
N
OO
O
CH3
F
98
Sertaline+ 1-Metilamin-4-(3,4-diklorofenil)-1,2,3,4-tetrahidronaftalin LUSTRAL® SERALİN® SERDEP®
NCH3H
ClCl
Sitalopram+ CİPRAM®
O
NCF
NCH3
CH3
Venlafaksin+ N,N-dimetil-2-(1-hidroksisiklohekz-1-il)-2,(4-metoksifenil)etil amin EFEXOR®
OH
NCH3
CH3
OCH3 Fluvoksamin+ 4-Metoksibutil-4’-triflorometilfenilketon 2-aminoetoksioksimFAVERİN®
OCH3
NO
NH2
CF3
Clozapin+ 8-Kloro-11-(4-metilpiperidin-1-il)4,5-dibenzo[b,e][1,4]diazepin LEPONEX®
N
NN
NH
Cl
CH3 Moclobemid+ N-[2-(morfolin-4-il)etil]-4-klorobenzamid AURORİX®
N O
Cl
N
O
H
Bupropiron+ 2-(t-Bütilamino)-3’-kloropropiyofenon
Cl
ON
CH3
H
CH3
CH3
CH3
Trazodon+ 2-[3-[4-(3-klorofenil)-1-piperazineil]propil]-5-triazolo[4,3-a] piridin-3-(2H)on DESİREL®
NNN
NN
O
Cl
Nefazodon+ 2-[3-[4-(3-klorofenil)-1-piperazin-1-il]propil]-4-(2-fenoksietil)-5-etil-5-triazol-3-(2H)on SERZONE®
NNNO
NN
ClO
99
MAO inhibitörleri ve SRA inhibitörlerinin yapı-etki ilişkileri :
a) Lipofilik bir aromatik sistem, b) Bir alkil zinciri veya siklik bir sistem ile buna bağlı bir azot, c) Bu azot küçük alkil zincirleriyle sübstitüe olmalı, alkil grubu büyüdükçe ekti
azalır. SENTEZLER Venlafaksin :
OH
NCH3
CH3
OCH3
OCH3
BrO
OCH3
ON
CH3
CH3
NaBH4
SOCl2
1)
2)O
CH3
NCH3
CH3
Cl
OCH3
NCH3
CH3
MgCl
Mg
O
CH3
NCH3
H
Fluvoksamin :
OCH3
NO
NH2
CF3
CF3
O O
AlCl3OH
O
CF3
H2SO4
O
CF3
OCH3
NH2 ONH2
MeOH
Flupentiksol :
SH
OH
O
Br
CF3
AlCl3
PCl5S
O
CF3
N NBrMgOH
NN
S
CF3OHOAc
POCl2
NNOH
S
CF3
1)
2) Hidroliz
100
Nefazodon :
ONH
OCOCl2
ON Cl
NH2 N OH
O
CH3
ONH
NN
OOH
CH3
NaOMe NN
NO
O H
N NN
ClN N
O
O
N N
Cl
Viloksazin :
OHO CH3
OCl
O
O CH3
O
NH2
O CH3
OOH
NH
NO
O CH3
O
O
ClCl
OLiAlH4
NO
O CH3
O
H
veya Pd / C
Nomifenesin : 1. Yol
NO2
Cl
NH CH3
OH
K2CO3
NCH3
OH
NO2
H2 / Raney Ni
NCH3
OH
NH2
NCH3
NH2
H2SO4
101
2. Yol
Cl
NO2
CH3-NH2
NO2
NCH3
HO
Br
NO2
NCH3
O
Pd C / H2
NaBH4
NH2
NCH3
OHH2SO4
NCH3
NH2
1)
2)
Fluoksetin :
O
CH2OCH3
NCH3
H
O NCH3
CH3
NaBH4
OH NCH3
CH3
SOCl2
Cl NCH3
CH3
CF3
ONa
NCH3
CH3
O
CF3
NCH3
HO
CF3
BrCN
102
Clozapine Sentezi
Cl NO2
NH2 Cl
EtOOC
Cu N
Cl
H
NO2 COOEt
NNH CH3
Raney Ni
N
N
N
N
H
Cl
CH3
N
N
N
Cl
H
NO2O
CH3
N
N
N
Cl
H
NH2O
CH3
POCl3
Moclobemid :
Cl
Cl
O
N ONH2
N ONH
Cl
O
Bupropiron :
Cl
O
Br2
ClO
Br
NH2
ClO
NH
103
Trazodon :
N
NNH2
H
H OH
O
NN
N
O
H
ClNH2 O
Cl
N
OH
OHSOCl2
Cl
N
Cl
Cl
NH2 Cl
Cl
NNCl
NN
N
O
Cl
NN
2
A
B
A + B
Paroksetin :
MgBrNCH3
O
O
NCH3
O
O
LiAlH4
NCH3
OH CH3
SCl
O O
NCH3
O
SO2CH3
O
O
OH
O
O
O
NCH3
104
Sertalin :
ClCl
O
ClCl
OCl
AlCl3
O
O
O
O
CH3
CH3
OK
ClCl
COOEt
COOEt
ClCl
COOH
ClCl
COOH
AlCl3
SOCl2
ClCl
O
NH2CH3
ClCl
NCH3
NaBH4
ClCl
NCH3H
HBr [H] 1)
2)
1)
2) Rasemat Ayrimi
105
ANTİKONVÜLZANLAR (Antiepileptikler) Epilepsi : Merkezi sinir sistemindeki belirli odaklardan çıkan yüksek frekanslı konvulsif deşarjların ve bunları teşvik edici çeşitli etkenlerin beyinde yayılması sonucu ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Periyodik nöbetler halinde ortaya çıkar. Üç tipi vardır. Grandmal epilepsi nöbetleri : Hasta aniden bayılır, bilinç kaybı olur, kuvvetli kramplar görülür. Psikomotorik nöbet : Motorik merkezde kendine özgü belirtiler görülür. Hastada nöbet anında bilinçde oldukça ileri azalma ve kısmi hafıza kaybı ile seyreder. Petit-mal epilepsi nöbetleri : Bu hastalarda kısa süreli bilinç bozukluğu ve azalması, kısa süreli hafıza kaybı, hafif kas konvülsiyonları görülür. İlaçlar : Barbitürik asid türevleri Bu türevlerde antiepileptik etki yan etki şeklindedir. İlaç olarak kullanımı sırasında uyku verici etkisi fazla olduğu için ayakta tedavi edilecek hastalarda kullanımı sınırlıdır. Diğer ilaçlarla birlikte bazen kombine edilebilirler.
N
N
O
O
R1
R2
O
H
CH3
Metobarbital 5-etil-5-fenil-1-metilbarbitürik asid
Ph CH3
Metarbital 5-etil-5-etil-1-metilbarbitürik asid
CH2CH3 CH3
Fetarbital 5etil-5-etil-1-fenilbarbitürik asid
CH2CH3 Ph
Benzodiazepin Türevleri Klonazepam Diazepam Flurazepam Lorazepam Klobazam Hidantoin türevleri : Barbitüratlardan sonra ilaç arama çalışmaları sonunda elde edilen feniletilhidantoin’in antikonvulsif etkisinin yüksek, hipnotik etkisinin zayıf olmasının anlaşılmasıyla birçok değişik türev sentezlenmiştir. Bu yapının bulunmasından sonra antiepileptik yapı şu şekilde belirlenmiştir.
106
R1N
R
O
R2N
O
N
N
O
O
Etkiyi veren temel yapı 2,4-imidazolidindion
(hidantoin)
N
N
O
OH
R1 R2
R R2
Nirvanol+ 5-Etil-5-fenilimidazolidin-2,4-dion
C2H5 H
Fenytoin+ 5,5-Difenilimidazolidin-2,4-dion EPDANTOIN® EPANUTIN®
Ph
H
Mefenitoin+ C2H5 CH3
Etotoin+ H C2H5
Bu türevler grand-mal epilepside kullanılır. SENTEZ
R
R1O + KCN + (NH4)2CO3
2-10 AtmR
R1
NH2
CNco2
O
NR
R1NH
OH
N
NR
R1O
OH
H
107
Fenitoin : CHO
OH
O
2 CN-
O
O
ox.
+ NH2 NH2
OBaz
N
N
O
O
H
H
Oksazalidindionlar :
N
ORR1
O
O
H
Süksinimid türevleri:
NR
R1
O
O
H
Hidantoin ve oksazolidindionlarda 1. konumdaki NH veya O’in biyoizosteri olarak –CH2- grubunun getirilmesiyle elde edilen süksinimid türevleri antiepileptik etkilidir.
NR
R1
O
O
R2
R R1 R2
Fensüksinimid+ Ph H CH3 Mesüksinimid+ Ph CH3 H Ethosüksinimid+ PETİMİD®
C2H5 CH3 H
108
SENTEZ
OCN
COOEt Piperidin
CN
COOEt KCN
CN
COOEt
CN
H+ COOH
COOH
NH2-R
N
O
O
R
Diğer türevler: Pirimidon+
5-etil-5-fenil-hekzahidro-4,6-pirimidindion GRANMID® MYSOLINE® EPIMOD®
N
N
Et
O
O
H
H
Ph
Fenasemid+
Fenilasetilüre O
NH
O
NH2
Etil fenasemid+
2-Fenilbütirilüre O
NH
O
NH2
CH3
Vigabatrin+
γ-vinilGABA SABRIL®
NH2 COOH
Sültiam+ 4-(Tetrahidro-2H-[1,2]-tiyazin-2-il)-benzensülfonamid S,S-dioksit N
SSO2NH2
OO
Carbamazepin+ 5H-dibenzo[b,f]azepin-5-karboksamid TEGRETOL®
KARAZEPIN®
TEMPOROL®
KAZEPIN®
N
NH2
O
Okskarbazepin+ 10,11-Dihidro-10-okzo-5H-dibenzo[b,f]azepin-5-karboksamid TRİLEPTAL®
N
NH2
O
O
Sodyum Valproat+
2-propilpentanoik asid Na tuzu DEPAKIN® VALPOSIM® CONVULEX®
COONa
109
Lamotrijin+
3,5-Diamino-6-(2,3-diklorofenil)-1,2,4-triazin
N
NN
ClCl
NH2NH2 Propilhekzedrin+
N-metil-1-siklohekzil propilamin Barbeksaklon(Propilhekzedrin + fenobarbital) MALIASIN®
NH
Asetazolamid+
5-asetamido-1,3,4-tiyadiazol-2-sülfonamid DİAZOMİD®
N
S
N
NH
SO2NH2
O
CH3
SENTEZ Pirimidon
N
N
Et
O
O
H
H
PhO
N
N
Et
O
O
H
H
PhS
Redüksiyon Redüksiyon
N
N
Et
O
O
H
H
Ph
Fenasemid ve Etil fenasemid
Sultiam
Karbamazepin
R
COClNH2 NH2
O
O
NH
O
NH2
R
SClCl
OO
NH2 SO2NH2 NS
SO2NH2
OO
N
NH2
ONH
N
ClO
COCl2NH3
110
Sodyum Valproat
COOEt
COOEtCl2
NaOEt COOEt
COOEt
PdC / H2COOEt
COOEt
KOH COOH
COOHCOOH
Lamotrijin
ClCl
COCl
CuCN ClCl
O
CN
NH2
N
NH
NH2
H
ClCl
N
CNNH
NH
NH2
KOH
N
NN
ClCl
NH2NH2 Propilhekzedrin
ONH2-CH3
NCH3
Kat. H2
NCH3H
Asetazolamid
N
S
N
NH2SH
Ac2O N
S
N
NH
SH
O
CH3
Cl2 N
S
N
NH
SO2Cl
O
CH3
NH3
N
S
N
NH
SO2NH2
O
CH3
NH4SCN2 NH2-NH2
N N
S NH2
NH2 S
H H
COCl2N
S
N
NH2SH
111
MIYORELAKSANLAR (SANTRAL KAS GEVŞETİCİLER) Merkezi sinir sistemi sinapslarına etkisiyle iskelet kaslarının tonusunu düşürürler. Motorik uçlarda nöromüsküler iletime bir etkileri yoktur. İskelet kaslarının romatizmal veya dış etkenlere bağlı ağrılı spazmlarında kullanılırlar. Bu bileşiklerin kısmen sedatif etkileri de vardır. Bu nedenle trankilizan olarak da kullanılabilirler.
1) Propandiol türevleri 2) Aminoalkol türevleri 3) Değişik kimyasal yapıya sahip bileşikler
Propandiol türevleri Monoariloksigliserol ve bunların karbamatlarıdırlar.
O OHOHR
Mephenesine+
3-(2-metilfenoksi)-1,2-propandiol MYANESIN® TOLSEROL®
CH3
Gayafenesin+ MYOCAIN®
OCH3
O OOH
NH2
O
R Mephenesine carbamate+ 3-(3-metilfenoksi)-1,2-propandiol-1-karbamat TOLSERAN®
CH3
Methocarbamol+ MYOKALM® MYOREL® MYOREX®
OCH3
Mefenoksalon+ 5-(2-metoksifenoksi)metil-2-oksazolidinon DORSİFLEX®
DORSİLON® O
N
O
H
O
OMe
112
SENTEZ
O OHOHR
OHR
OCl
OH-
COCl2
O ClOHR
+
O OOHR
Cl
O
O OOH
NH2
O
R
O
N
O
H
O
R
NH2 NH2
O
200oCNH3
Aminoalkoller Feniramidol+
α-(2-piridilamino)metil benzil alkol ANALEXIN® CABRAL®
N NOHH
Piridinol+
1,1-difenil-3-(piperidin-1-il)propanol LYSEEN® Antiparkinson etkili
N
OH
SENTEZ Feniramidol
N NH2 OH
HOOCN N
OHH
O
N NOHH
LiAlH4
+
113
Piridinol MgBr
NHEtOOC NEtOOC
N
OH
Diğerleri Fenprobamat+ GAMAQUIL® GAMAFLEX® KUILIL® KUIFLEX®
O NH2
O
Chlormezanon+ 2-(4-klorofenil)-3-metil-tetrahidro-4H-[1,3]-tyazin-4-on-1,1-dioxid TRANCOPAL® S
N
O O
CH3
O
Cl Klorzoksazon+
5-Kloro-2-benzoksazolinon PARAFLEX® O
NCl
O
Meprobamat+ 2-metil-2-propilpropan-1,3-diol dikarbamat
H7C3
CH3
O NH2O NH2
O
O Carizopradol+ N-isopropil-2-metil-2-propilpropan-1,3-diol dikarbamat CAR-AS® (+parasetamol)
H7C3
CH3
O NH2
O N
O
OH
Baclofen+ 4-amino-3-(p-klorofenil)butirik asid MORESAL®
ClNH2
COOH Orfenadrin+ N,N-dimetil-2-( α-fenil 2-metilbenziloksi)etilamin NORFEX® O N
CH3
Tizanidin+ 5-kloro-4-(2-imidazolinil)amino-[2,1,3]-benzotiadiazol SIRDALUD®
NS
N
NN
NCl
H
H
114
SENTEZ Fenprobamat
COCl2OH O Cl
O
O NH2
O
NH3
Chlormezanon
S H
O
OHClOHC
KMnO4
S
NCH3
O
Cl
tHNH2CH3
S
N
O O
CH3
O
Cl Chlorzoxazon
O
NCl
OOH
NH2Cl
COCl2
Baclofen
Cl CHO
OCH3
COOEt2
BazCl
OCH3
OCH3
COOEt
COOEt
HidrolizCl
COOH
COOH
CH3COClOCl
O
O
ClNH2
COOHNCl
O
O
HNH'CONH2
Hoffman
NaOBr
115
Tizanidin
NH2
NH2Cl
SO2
NS
N
Cl
HNO3
NS
N
ClNO2
Fe / CH3CO2H
NS
N
ClNH2
CSCl2
NS
N
ClNCS
NH2
NH2
NS
N
ClN N
SH
H
NH2
(CH3CO2)2Pb / KOH
N
N
NS
N
ClN
H
H
116
ANALEPTİK İLAÇLAR SSS stimülanları : Analeptikler Nootropikler Narkotik antagonistlerdir. Analeptikler anastezi sonrası pulmoner ventilasyonu arttırmak, zayıf uyarıları kuvvetlendirmek ve normal reflekslerin kazanılmasını hızlandırmak için kullanılırlar. Kullanım yerlerine göre dört gruba ayrılırlar.
1) Solunum Stimülanları, 2) Konvülzan Stimülanları, 3) Psikomotor Stimülanları, 4) Adrenerjik Stimülanlar.
Solunum Stimülanları Doksapram+ 1-Etil-4-[2-(4-morfolinil)etil]-3,3-difenil-pirolidin-2-on
NO
N
O
CH3
Niketamid+ N,N-Dimetilnikotinamid
N
O
N
CH3
CH3
Etamivan+ N,N-Dietil-3-metoksi-4-hidroksi-benzamid
N
CH3
CH3
OH
CH3O
O
Bemegrit+ 4-Etil-4-metilpiperidin-2,6-dion
N
O
O
H
SENTEZ Niketamid :
N
CH3 KMnO4
N
COOH SOCl2
N CH3
CH3H N
O
N
CH3
CH3
2)
117
Etamivan :
OH
CH3O
O
OH
OH
CH3O
O
H N CH3
CH3H
P2O5
N
CH3
CH3
OH
CH3O
O
Oksid.
Bemegrit :
OCN
COOEt
CN
COOEt
CN
COOEtCOOEt
COOEt
NC
NC
H+
COOH
COOH
(CH3CO)2OO
O
O
NH2 NH2
O
N
O
O
H
Baz
Konvülzan Stimülanlar Pentilentetrazol+ 6,7,8,9-Tetrahidro-5H-tetrazolo[1,5-a]azepin
N
NN
N
SENTEZ
O NOH N
H
O
H+ N
OH
H2N-OH
N
NH-NH2
HNO2 N
NN
N
118
Psikomotor Stimülanlar (serebral stimülanlar)
N
N N
N
OR'
O
CH3
R''
Kafein+ 1,3,7-Trimetilksantin
-CH3
-CH3
Teofilin+ 1,3-Dimetilksantin
-CH3 H
Teobromin+ 3,7-Dimetilksantin
H -CH3
Fenetilin+ 7-[2-(1-metil-2-feniletilamino)etil]teofilin
-CH3
NH
CH3
Kafedrin+ 7-[2-(2-hidroksi-1-metil-2-feniletilamino)etil]teofilin
-CH3
NH
CH3
OH Teodrenalin+ 7-[2-(2-hidroksi-2-(3,4-dihidroksifenil)feniletilamino)etil]teofilin
-CH3
NH OH
OH
OH
SENTEZ
N
N N
N
OCH3
O
CH3
HBr
Br N
N N
N
OCH3
O
CH3
BrNH
CH3
H
N
N N
N
OCH3
O
CH3
NH
CH3
119
Adrenerjik Stimülanlar
R
CH3 NH
R'
Amfetamin+ 1-Fenil-2-aminopropan
H H
Fenfluramin+ 1-(3-triflorometilfenil)-2-etilaminopropan
-CF3 -C2H5
Metilfenidat+ Metil 2-fenil-2-(2-piperidinil)asetat RİTALİN®
NH
COOCH3
Fenmetrazin+ 2-Fenil-3-metilmorfolin
N
O
CH3
H Fendimetrazin+ 2-Fenil-3,4-dimetilmorfolin
N
O
CH3
CH3 Pipradol+ α,α−Difenil-2-piperidinometanol
N
OHH
SENTEZ Amfetamin :
CHO
CH3
NO2
CH3 NO2CH3 NH2
[H]
120
Metilfenidat :
CN
N
Br
N
CN
CH3OH
H2SO4
N
COOCH3
H2 / Pt
N
COOCH3
H
Fenmetrazin ve fendimetrazin :
CH3 N
OH
HH
Cl
Cl O
N
O
CH3
HO N
O
CH3
H
CH3 N
OH
H
CH3
Cl
Cl O
N
O
CH3
CH3
O N
O
CH3
CH3
LiAlH4
LiAlH4
Pipradol :
N CH3
KMnO4
N COOH
EtOH
H+
N COOEt
MgBr
NOH
Pt / H2
NOH
H
2
121
NOOTROPİK İLAÇLAR Bilinç azalması ile ortaya çıkan dikkat ve konsantrasyon eksikliğinde algılamayı düzenlerler. Pirolidin-2-on Türevleri
NO
R
O
NH2
Pirasetam+
2-(2-okzo-1-pirolidinil)asetamid NÖROTROP®
NOOTROPİL®
BİOSETAM®
-H
Atirasetam+ 2-(2-okzo-1-pirolidinil)bütiramid
-C2H5
SENTEZ
NO
H
NO
O
NH2
Cl
O
NH2
NaH
Piritinol+ Bis[(4-hidroksimetil)-5-hidroksi-6-metil-3-pridilmetil]disülfür
NN
OH
OH
CH3
S S
OH
CH3
OH
Takrin+ 5-Amino-1,2,3,4-tetrahidroakridin
N
NH2
SENTEZ Takrin
NH2
CN
O
Lewis asidi
N
NH2
122
PSİKOMİMETİKLER Bunlar, karamsarlık hali, hayal etme, algılama ve davranışlarda değişikliklere neden olurlar, halusinojenik etkilidirler. İndol Türevleri
N
RR'
H
NCH3
CH3
Bufatenin+ 3-[2-(Dimetilamino)etil]-1H-İndol-5-ol
H -OH
Psilosin+ -OH H Karbolin Türevleri Harmin+ 7-Metoksi-1-metil-9H-pirido[3,4-b]indol
N
NCH3O
HCH3
Harmalin+
N
NCH3O
HCH3
Harman+
N
N
HCH3
Meskalin+
CH3O
NH2
CH3O
CH3O Lizerjik Asid Türevleri
N
N
NCH3
R
O
d-Lizerjik asid dietilamid H dl-Asetillizerjik asid dietilamid -COCH3
123
Marihuana ve Kannabinoitler
OH
Kannabidiol
O
9-Tetrahidrokannabinol
OH
COOH
Kannabidiolik asid
O
COOH
9 -Tetrahidrokannabinolik asid
124
ANALJEZİKLER Ağrı (ALJEZİ) impulslarının algılanmasının azalmasıyla artaya çıkan duruma ANALJEZİ, ağrının algılanmasını baskılayan veya azaltan bileşiklere de ANALJEZİK ilaç denir. Ağrı, aslında hastalanmanın ve yaralanmanın oluşması durumunda meydana gelen bir semptomdur. Bu nedenle doğal bir uyarıcı ve koruma mekanizmasıdır. Ağrı impulslarının oluşumu, iletişimi ve merkezi dönüşümü NOSİSEPTİF olarak adlandırılır. Ağrı reseptörlerine de NOSİSEPTÖR’ ler denir. Analjezikler iki gruba ayrılır :
1) Narkotik Analjezikler 2) Periferik Antinosiseptifler
Narkotik Analjezikler (Opiatlar, opioitler) Güçlü analjeziklerdir, aynı zamanda SSS üzerine depresif etkileri de vardır. Çoğu bağımlılık yapar. Periferik antinosiseptiflerin aksine antipiretik ve antienflamatuvar etkileri yoktur. Etkilerini SSS’ de Nöromediyatör olarak görev yapan endojen, opiatların etkilediği OPİAT RESEPTÖRLER’ i aktive ederek gösterirler. Bu endojen opiatlar veya opioitler, yani endorfinler peptid yapılı bileşiklerdir. Bu gruptaki bileşikler agonist veya antagonist etkili olabilirler. Opiat antagonistler, morfin ve benzeri analjeziklerin etkisini ortadan kaldırırlar. Bu ilaçlar narkotik analjeziklerin neden olduğu solunum depresyonunu ortadan kaldırmak veya azaltmak için kullanılırlar. Nalokson ve naltrekson gibi.
Beyin
Omirilik
Agri reseptörü
Anestezikler
Sinir Genel anestezikler
Yüzeysel anestezikler
Nonopioid analjezikler
Narkotik analjezikler
125
Morfin Türevleri Opiat ve opioitlerde halka sistemleri ve numaralandırmaları aşağıdaki gibidir.
NH
NHN
H
MorfinanBenzomorfanMorfan
12
3 4
5
67
8
9 10 111
2
3 4
5
6
78
912
13
1'
2'3
3'4'
1
2
4
5
6
78
914
1516
17
O
O-R'
O-R
NCH3
Morfin+ 7,8-Didehidro-4,5-epoksi-17-metilmorfinan-3,6-diol
H H
Kodein+ 7,8-Didehidro-4,5-epoksi-3-metoksi-17-metilmorfinan-6-ol
-CH3 H
Dionin+ -CH2CH3 H Eroin+ -COCH3 -COCH3 Buprenorfin+ TEMGESİK®
O
OH
OH
N
Pentazosin+ 2’-Hidroksi-2-(3-metil-2-bütenil)-5,9-dimetil-6,7-benzomorfan SOSEGON®
FORTRAL®
OH
N
Dekstrometorfan+ 2-Metoksi-17-metil-morfinan ACTİDEM®
BENİCAL®
DORFAN®
MORFAN®
MADİNAİT®
TUKODİL®
N
OMe
CH3
126
Morfinin uzaysal yapısını sağlayan konfigürasyonu 5(R), 6(S), 9(R), 13(S), 14(R) ‘ dir. Bu konfigürasyondaki morfin molekülü levojirdir ve total konfigürasyonu D ‘dir. Buna göre morfinin uzaysal yapısı aşağıdaki gibidir. Sentetik ve yarı-sentetik türevlerin uzaysal konformasyonları morfinin uzaysal yapısına benzemektedir.
O
NOH
OH
CH3
O
NCH3
Meperidin grubu
NCH3
CH3
O
Metadon grubu
Meperidin Grubu Meperidin+ Etil 1-metil-4-fenilpiperidin-4-karboksilat ALODAN®
DOLANTİN®
O
NCH3
O
Fentanil+ N-Fenil-N-[1-(2-fenetil)-3metil-4-piperidinil]propiponamid FENTANYL®
N
CH3
N O
Loperamit+ [4-(4-klorofenil)-4-hidroksipiperidin-1-il] N,N-dimetil-2,2-difenilbutanamit DİADEF®
DİYASİF®
LOPERMİD®
OHNO
NCH3
CH3
Cl
PhPh
Difenoksilat+ Etil 1-(3-siyano-3,3-difenilpropil)-4-fenil-4-piperidin karboksilat LOMOTİL®
N
PhPh O
ONC
127
Metadon Grubu Metadon+ 6-dimetilamino-4,4-difenil-3-heptanon DOLOFİN®
CUTİCURA®
GASTROGUANİL®
NCH3
CH3
OCH3
Dekstromoramid+ (+)-1-(3-metil-4-morfolino-2,2-difenilbutiril)pirolidin JETRİUM®
N
O NO
CH3
Dekstropropoksifen+ (+)-1,2-Difenil-2-propiyonoksi-3-metil-4-dimetilaminobutan DOLOKSEN®
PALJİN®
DARUAL®
PRODOL®
NCH3
CH3
O
CH3
O
CH3
Tramadol+ Trans(±) 2-[(dimetilamino)metil]-1-(3-metoksifenil)siklohekzanol CONTRAMAL® OH
NCH3
CH3
OMe
128
SENTEZ Dekstrometorfan :
OCN
COOH
CH3COONH4 CN CN
RedüksiyonNH2
HOOC
OMe
OMe
ONH
POCl3 NH
OMe
CH3INCH3
OMe
Rasemik ayirma
Pentazosin :
N
CH3
CH3
CH3I
N
CH3
CH3
CH3
CH3O MgBr
N
CH3
CH3
CH3
OMe
H2 / Pd
N
CH3
CH3
CH3
OMe
NCH3
OMe
BrH
NCH3
OH
(CH3CO)2ON
CH3
OCOCH3
NH
OCOCH3
H+
NH
OH
BrN
OH
+ +
BrCN
von Braun
129
Meperidin :
NCH3 ClCl
CNNaNH2
CNNCH3 EtOH
H2SO4
NCH3
COOEt
Difenoksilat :
Ph
PhCN
BrBr Ph
Ph Br
CNN COOEtH
N
PhPh O
NC OEt
Loperamid :
Ph
PhCOOEt
O
OPh
Ph
O
OHPh
Ph
O
Br
SOCl2
NCH3
CH3
H
Ph
Ph
O
Br
NCH3
CH3
NH OH
Cl
OHNO
NCH3
CH3
Cl
PhPh
HBr1)
2)
Fentanil :
NPh
O
NH2NPh
N
NPh
N H(CH3CH2CO)2O
NPh
N
O
Redüksiyon
130
Metadon :
CH3N
ClCH3
CH3
Ph Ph
CN
Ph Ph
CN
CH3N
CH3
CH3EtMgBr
Ph Ph
CH3N
CH3
OCH3
1)
2) Hidroliz
Dekstromoramid :
Cl
CH3N
O
Ph Ph
CN H2SO4
SOCl2NH
NO
Ph Ph
CN
CH3
NO
NPh Ph
OCH3
1)
2)
3)
Dekstropropoksifen :
CH3N
CH3
H CH2O
O CH3N
CH3
O
BrMg
CH3N
CH3
OHPh
Ph
(CH3CH2CO)OCH3
NCH3 Ph
Ph
O
O
131
Tramadol :
CH3N
CH3
H CH2O
MgBr
OMe
O
NCH3
CH3O
NCH3
CH3 OH
OMe Narkotik Antagonistler Nalorfin+ 7,8-Didehidro-4,5-epoksi-17-(2-propenil)morfinan-3,6-diol O
OH
OH
N
Nalokson+ 4,5-Epoksi-3,14-dihidroksi-17-(2-propenil)morfinan-6-on NARCANTİ® O
O
OH
NOH
Naltrekson+ 4,5-Epoksi-3,14-dihidroksi-17-(siklopropilmetil)morfinan-6-on
O
O
OH
N
132
SENTEZ Nalorfin :
O
OH
OH
NCH3
(CH3CO)OO
OCOCH3
OCOCH3
NCH3
BrCN
O
OCOCH3
OCOCH3
NH O
OH
OH
NH
Br
O
OH
OH
N
Hidroliz
Nalokson ve Nalthekzon :
O
OH
NCH3
OMe
ON
CH3
OMe
OH
OMe
OHH2O2
ON
CH3
OMe
OH
O
Pd / C / H2
ON
CH3
OH
OH
O
BrCN
ON
H
OH
OH
O
Br
Br
ON
OH
OH
O
ON
OH
OH
O
Tebain
Oksikodon
OksimorfonNalokson
Naltrekson
133
ANTİTUSİF VE EKSPEKTORANLAR Öksürük, solunum yolları iritasyonu sonucu ortaya çıkan koruyucu ve fizyolojik bir reflekstir. Öksürüğe neden olan reseptörlerden gelen impulslar beyin sapında bulunan öksürük merkezini uyarırlar. Öksürük merkezinin inhibe edilmesiyle veya spazmolitik etki sonucu akciğerlerdeki reseptörlerin duyarlılığının azaltılmasıyla öksürüğün yoğunluğu ve sıklığı azaltılabilir. Opiat ve Opioit Antitusifler Kodein+ Dekstrometorfan+ Noskapin+ ARBİTUS®
COLDEKS®
TUSİFON®
İzoaminil+ 3-Siyano-3-fenil-5-dimetilamino-2-metilhekzan PERACON®
NCH3
CH3CH3
CN
Butamirat+ 2-(2-Dietilamino-etoksi)etil α-etilfenilasetat SİNEKOD®
O
OO
N
Karbetapentan+ 2-(Dietilaminoetoksi)etil-1-fenil-1-siklopentankarboksilat GAYABEN®
O
OO
N
Difenhidramin+ 2-Benzhidriloksi-N,N-Dimetil etilamin ALLERJİN®
BENADRİL®
BENAFED®
BENİLİN®
ONCH3
CH3
134
Ekspektoranlar Bromhekzin+
N-siklohekzil-N-metil-2-(2-amino-3,5-dibromobenzil amin BROLYN®
Br
BrNCH3
NH2
Ambroksol+ 4-[(2-Amino-3,5-dibromofenil)metilamino]siklohekzanol SEKROL®
MUKORAL®
Br
BrN
NH2
H
OH
Asetilsistein+
L-α-asetilamido-β-merkaptopropiyonik asid ACETYLCYSTEİN® CH3
O
NH O
OHSHH
Karbosistein+
S-Karboksimetil-L-sistein MUKOBRON®
MUKOTİK® NH2
O
OHSH O
CH3
SENTEZ İzoaminil
CNBr
NaNH2
CN
NCH3
CH3CH3
CN
Br
NCH3
CH3CH3
NaNH2
Butamirad
O
OO
N
O
Cl
OHO
N
135
Karbetapentan
O
OO
N
CNNaNH2
BrBr
CN
O
Cl
O
OH
SOCl2
OHO
N
Hidroliz
Difenhidramin
ONCH3
CH3
Cl
O
AlCl3 ONaBH4
SOCl2Cl
OHN
CH3
CH3
1)
2)
Bromhekzin
ONCH3
CH3
Cl
O
AlCl3 ONaBH4
SOCl2Cl
OHN
CH3
CH3
1)
2)
136
NARKOTİK OLMAYAN ANALJEZİKLER
Bu grup analjeziklere NONSTEREOİDAL ANTİENFLAMATUVARlar (NSAI) veya sadece antienflamatuvarlar da denir.. Antipiretik ve antiflojistik etkileri de vardır.
Ateş ve enflamasyon: Termoregülasyon merkezi, ön hipotalamusda bulunur, ve vücut sıcaklığını 37oC de
tutar. Sıcaklık ayarlanması gerekince deride bulunan termoreseptörlere gelen uyarılar termoregülasyon merkezine ulaştırılır. Bu uyarı sonucu deriye kan pompalanır ve terleme gerçekleşir. Ateş, bu merkezin yüksek sıcaklık seviyesine çıkmış olmasıyla ortaya çıkar.
Enfeksiyon hastalıklarında, bakterilerin salgıladığı eksojen pirojenler ateş yükseltirler. Bu olay, pirojenlerin fagositleri uyarmasıyla başlar, sonuçta vücuda özgü endojen pirojenler oluşur. Bunlar da termoregülatör merkezin daha yüksek bir eşiğe çıkmasına neden olurlar.
Enflamasyon da bütün organlarda çeşitli fiziksel ve kimyasal etkilerin ve mikroorganizmaların neden olduğu bir tepki reaksiyonudur. Bu etkenler kan damarlarının bağ dokusunun enflamasyonuna neden olurlar. Enflamasyon belirtileri: ∗ Kızarma(Eritema ∗ Şişme(Ödem) ∗ Sıcaklık’tır
Bu tepkiler ağrı reseptörlerini uyararak ağrı hissedilmesine neden olurlar. Prostoglandinlerin enflamasyon, ağrı ve ateş oluşumunda önemli rolleri vardır.
Narkotik olmayan antienflamatuvar ilaçlar, prostoglandin’in biyosentezini inhibe ederek etki gösterirler.
Doymamis yag asidleri
NSAI Siklooksijenaz
Siklik endoperoksitler
Prostoglandinler
137
SALİSİLİK ASİD TÜREVLERİ Salisilik asid+ COOH
OH
Asetil salisilik asid+ COOH
O CH3
O
Diflunisal+ 2-Hidroksi-5-(2,4-diflorofenil)benzoik asid DOLPHİN®
COOHOH
FF p-AMİNO FENOL TÜREVLERİ Parasetamol+
N-(4-Hidroksifenil)asetamit
NHCOCH3
OH Fenasetin+
N-(4-Etoksifenil)asetamit
NHCOCH3
O CH3 PİRAZOLİNON TÜREVLERİ
RCH3
ONN
CH3
Fenazon+ (antipirin) 1-Fenil-2,3-dimetil-3-pirazolin-5-on BLEPHAMİDE LİQUİFİLM® (fenazon salisilat)
H
Propilfenazon+ 1-Fenil-2,3-dimetil-4-izopropil-3-pirazolin-5-on
CH3
CH3
138
Aminofenazon+ 1-Fenil-2,3-dimetil-4-dimetilamino-3-pirazolin-5-on N
CH3
CH3 Dipiron+ (metamizol) 1-Fenil-2,3-dimetil-5-pirazolon-4-metilamino metansülfanat sodyum NOVALGİNE®
GERALGİNE®
ANDOLOR®
CH3
N SO3Na
ANTRANİLİK ASİD TÜREVLERİ Mefenamik asid+ 2-[(2,3-Dimetilfenil)amino]benzoik asid FENAMİN®
PONSTAN®
ROLAN®
N H
CH3
CH3
COOH
Etofenamat+ 2-[[3-(Triflorometil)fenil]amino]benzoik asid 2-(2-hidroksietoksi)etil ester FLEXO-JEL®
RHEUMON-JEL®
THERMO RHEUMON®
N H
CF3
OO
OH
O
ARİLASETİK / PROPİYONİK ASİD TÜREVLERİ Ibuprofen+ (±)-2-(4-İzobutilfenil)propiyonik asid BRUFEN®
PROFEN®
NUROFEN®
ARTRİL®
CH3
COOH
Ketoprofen+
2-(3-Benzoilfenil)propiyonik asid KETOFEN®
PROFENİT®
CH3
COOH
O
Diklofenak potasyum+
2-[(2,6-Diklorofenil)amino]fenilasetik asid VOLTAREN®
CATAFLAM®
DOLOREKS®
NH
ClCl
COO K
Naproksen+
(d)-2-(6-Metoksi-2-naftil)propiyonik asid APRANAX®
APROL®
RUMAZOLİDİN®
NAPROSYN®
MeO
CH3
COOH
139
Indometazin+ 1-(4-Klorobenzoil)-2-metil-5-metoksiindol-3-asetik asid ENDOL®
ENDOSETİN® NCH3
O
MeO
Cl
COOH
Tolmetin+
1-Metil-5(4-metilbenzoil)-pirol-2-asetik asid TOLECTİN®
NO
CH3
COOH
CH3 ARİLASETİK ASİD PREKÜRSÖRLERİ Fenbufen+
4-(4-Bifenilil)-4-oksobutanoik asid CİNOPAL®
O
COOH
Nabumeton+
4-(6-Metoksi-2-naftalenil)-2-butanon RELİFEKS®
CH3O
O
CH3
OKSİKAMLAR Piroksikam 4-Hidroksi-2-metil-N-2-piridinil-2H-1,2-benzotiyazin-3-karboksamit-1,1-dioksit OKSİKAM INFLAMEKS
N
N
SN
CH3O O
O O
H
Tenoksikam 4-Hidroksi-2-metil-N-2-piridinil-2H-tiyeno[2,3-e]-1,2-tiyazin-3-karboksamit-1,1-dioksit ARTROKSİN TENOX
N
N
SN
CH3O O
O O
H
S
140
SELEKTİF SİKLOOKSİJENAZ-2(COX-2) İNHİBİTÖRLERİ Selekoksib+
1-(4-aminosülfonilfenil)-3-trifllorometil-5-(4-metilfenil)pirazol CELEBREX® N N
NH2SO2
CH3
CF3
Refokoksib+
3-Fenil-4(4-metilsülfonilfenil)furan-2(5H)-on
O
CH3SO2
O
Diğerleri Benzidamin+ 1-Benzil-3-(3-dimetilaminopropoksi)-1H-indazol TANFLEX® TANTUM®
TERNEX®
N
O NCH3
CH3
Azapropazon+ 5-(dimetilamino)-9-metil-2-propil-1H-pirazolo[1,2-a][1,2,4]benzotriazin-1,3-(2H)-dion PRODİSAN®
N
CH3
NCH3
CH3
NN
CH3O
O
SENTEZ Asetil salisilik asid :
OHNaOH
ONaCO2
OHCOOH
(CH3CO)2OO
COOH
O
CH3
141
Diflunisal :
NH2
FF
OMe
FF
N N
FF
OMe
FF
OH
K2CO3 / CO2
FF
OH
OH
O
diazo ]+
HI
Parasetamol :
OH
HNO3
NO2
OH
NH2
OH
(CH3CO)2O
NHCOCH3
OH
[H]
Fenazon türevleri :
CH3 O
O
OEt
NH2NH
NNH
CH3
O NNCH3
CH3
O(CH3)2SO4
CH3
CH3
O
H2 / NiN
NCH3
CH3
O
CH3
CH3
1)
2)
142
Aminopirin ve Dipiron :
NNCH3
CH3
OHNO2 N
NCH3
CH3
O
NO
[H]N
NCH3
CH3
O
NH2
(CH3)SO4N
NCH3
CH3
O
NCH3
CH3
CHO
NNCH3
CH3
O
N(CH3)SO4
NNCH3
CH3
O
NCH3 +
OH2
NNCH3
CH3
O
N HCH3
NaHSO3 / CH2ON
NCH3
CH3
O
NCH3
SO3Na
Mefenamik asit ve etofenamat :
COOH
Br
NH2
R
R'
K2CO3 / Cu
N H
R
R'
COOH
COOH
NH2
ClR
R'
K2CO3 / Cu
N H
R
R'
COOH
Veya
N H
R
R'
COOK
ClO
OH
N H
R
R'
O
OO
OH
143
Ibuprofen :
O
CH3 CH3
OHCN
CH3COCl
AlCl3
HCN
CH3
COOHHI / P
Ketoprofen :
CH3
COCl
AlCl3
CH3
O O
BrBr2
NaCN
O
CN O
OEtEtO
NaOEt
O
CN
COOEt
NaOEt
CH3I
O
CH3
CN
COOEt
O
CH3
COOHHidroliz
+
Naproksen :
MeO
(CH3CO)2O
AlCl3 MeO
CH3
OONH
S
N O
MeOS
H3O+
MeO
COOH CH3OH
H2SO4
MeO
COOCH3 CH3I
NaH MeO
COOCH3
CH3
MeO
CH3
COOH
Hidr.
144
Diklofenak :
Br
Cl ClNH2
K2CO3 / Cu NH
ClCl
ClCl
O
NClCl
O
Cl
NO
ClCl
AlCl3 KOHN
H
COO K
ClCl
Indometazin :
CH3O
NHNH2
O CH3
COOEt ClH
NH
CH3
COOEt
Cl COCl
NCH3
COOEt
O
Cl
Fischer indol sent.
Tolmetin :
N
CH3
N
CH3
NCH3
CH3N
CH3
NCH3
CH3CH3
CH3I NaCN
N
CH3
CN
CH3 COCl
AlCl3N
CH3
CN
O
Cl
CH2O
HN(CH3)2
N
CH3O
Cl
COOH
+
Hidr.
Fenbufen :
O
O
O
AlCl3
O
COOH
145
Nabumeton :
CH3O
CHO
O
NaOH CH3O
O
CH3Pd / H2
CH3O
O
CH3
Piroksikam :
SN
O
O
Na
ClO
OEt
SN COOEt
O
ONaOEt
O O
SN
CH3O O
OCOOEt
NNH2
N
N
SN
CH3O O
O O
H
Benzidamin :
NH2
COOEt Cl
NH
COOEt HNO2
NN
OHNaOEt
Cl NCH3
CH3
NN
O NCH3
CH3
Azapropazon :
NO2
NH2
CH3N N
CH3
CH3
N
NNCH3
NCH3
CH3
O
H2 / Raney-Ni
N
NNCH3
NCH3
CH3
HH C3H7
COOEt
COOEt
NaOEtN
CH3
NCH3
CH3
NN
CH3O
O
146
Rofekoksib
O
OH CH3SO2
OCl
O
OO
SO2CH3
BazO
CH3SO2
O
N(Et)3
Selekoksib
N N
NH2SO2
CH3
CF3
O O
CF3
NH2SO2
NNH2
H